Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 2

Kerem ben. 4 numara. Genelde 7, bilemedin 8 çeyrek gibi evde olurum.

Haftada 1 gün fazla mesai,


haftada 3 kez de spor. Spor önemli, bugün tam 314 gün olmuş başlayalı… Herkese tavsiye ederim.
Sessiz bir apartman burası. Kim gelmiş, kim gitmiş diye arada balkonda belirir Necibe Hanım, bir onun
sesini duyarım, işte çöpü atalım, dış kapı kitlensin filan gibi… (Telefonundan ses geldiğini fark eder.)
Patron mesaj attı, bunu cevaplamam lazım.

Arada annem gelir, temizlik yapar, 3 çeşit yemeğimi yapar, yarım saat kadar bir kahvesi vardır, sonra da
gider. Bir de şey var…Buse. Arada uğrar o da… Huzur önemli tabi. Evde de sürekli çalıştığım için. İş güç,
ne olsun, aynı… uğraşıyoruz

Muhit pek bana göre değil tabii ama işe yakın e servis kapıdan alıyor. Para biriktiriyorum açıkçası, bir
gün uçaktan el sallarım buraya, uçaktan bakıca da her yer aynı. Bu Canan… Canan Hanım biraz…

Buse bile öyle kaçak girip çıkıyor. ‘’Eve kız atıyormuşum’’ Bu cümle bile anlatıyor meseleyi, gel de
bunu Berlin’de bir Alman’a anlat mesela değil mi? (İçinden) Gerçi yabancı dil lazım tabii, bende 2 tane
var.

Bir terfi var kapıda, biraz da şu kriz geçsin, bakacağız yolumuza. Sen de iyi düşün bak, öyle ofis
köşelerinde fotokopi çekerek çürümesin ömrün Buse. İşte yine balkondayım öyle, biraz da stresliyim o
gün (Sigarayı üfler gibi bitirir.) Püfff…

Ne yapalım?! Balkon benim ev benim! … Kapat ört camını rahatsız oluyorsan Allah Allah. Hayır zaten
yoğun bir işim var, kafam dolu…

Ya yürü git! Sözlüm o benim, Nişanlım, aşık olduğum, evleneceğim kadın… (Buse’ye) Değil mi Buse?
(Canan’a) Allah’ın malları… (Kendini frenler) Pardon, pardon çok afedersiniz. (Sessizce) Görmüyor
musun Buse, işte ülke bu! (Canan’a) Ört camını, pencereni, otur aşağıya! Ört camını otur aşağıya!
Pardon, çok pardon…

Vurma Mücella Teyzem be vurma! Çok pardon ama çalışıyorum tabii, yarın önemli bir sunum var,
önemli müşteri, hata kabul etmez.. Terfi meselesi biliyorsunuz, Sercan var bir de, onunla tatlı bir
rekabet de var aramızda. (Aniden sinirlenir.) Babası altına araba çekmiş...araba...hani biz servisle
geliyoruz ya...babasının parasıyla...artistlik yapıyor... Bir de evde çalışmış gelmiş. patrona çizimlerini
gösteriyor, gülüyorlar filan. "Ne güzel modellemişsin tebrikler!" dedim..."Yok lan" dedi, Bana dedi, lan,
dedi... "Ne modeli? Evimin fotoğrafı bu oğlum

Evin mi? Ne güzelmiş evin... Güle güle otur evinde huzurla, evin ha...ne güzelmiş... Onun işte ikinci
senesi, benim yedi..ne güzelmiş evi..değil mi Buse? (Düşünür) Pardon... çok pardon.

Şık bir yemeğe götürüyorum, projeyi 1 saatliğine bırakıp. 9.8 puanlı bir restorana rezervasyonumu
yapıyorum, tam 15 dakika önceden masada yerimi alıyorum. Buse geliyor, etrafa bakıyor, sonra bana.
"Burası ne böyle Kerem, ne alaka?"Geleceğimiz.. Şaşkınlığı daha da artırıyor, 25 yıl bu geceyi beklemiş
bir şarap ve 2 gün önceden siparişini verdiğim kafam büyüklüğünde 2 ıstakoz...soldan sağa tam 32cm..
Alışacaksın bunlara..sen, arkadaşların anca haftada bir Rumeli'de kahvaltı, ayda bir Karaköy'de rakı..

Terfi kapıda projeler, işler, çok yoğunum bu aralar…seç! Şarabını içmeyecek misin? Ne güzel olmuşsun.
Yemeğini yemeyecek misin? Seç! İşte sıkıntı bu, senin bir hayatın yok, burada sana bana hayat yok.

"Sana ayrılan sürenin sonuna geldim Buse. Hesap!" diye bağırıyorum garsona. Garson hesabı getiriyor.
Oha...tam 2 kere, biri uzun diğeri kısa. Oha... Ohaaaa... Bu ne garson bey , yanlışlık var, götür düzelttir,
ben baktım, hesapladım, asabımı bozma, zaten işim başımdan aşkın.. Sen karışma Buse!(Sessizlik)

Karışmıyor ki, karışamıyor. Ben geçen seneki fiyatlara bakmışım, hesap tam 3980TL 25 Kuruş...
(Aniden.) Sikerim lan! Böcek vardı oğlum, sinek vardı. Hamam böceği vardı amına koyayım!? Pardon
çok pardon. Buse, sinek vardı, değil mi? Sevgilim de gördü...! Allah belanı versin oğlum, ben evde
daha güzel yapıyorum lan! Kalite diye bir şey kalmamış. Nişantaşı bitmiş! Var ya şunu müşteriye
İngiltere'de yap, sınır dışı ederler oğlum adamı! Patronunu çağır lan!!! İşte ülke bu Buse, bu ülke b!l!!
Buse ağlayarak üstünü tamamlıyor hesabın. Sen karışma dedim Buse ! Buse'den tek bir cevap
duymuyorum "Siktir git Kerem!"(Sessizlik)

40 dakika yemek 15 dakika sunum, 10 saniye sıçış... Nereden aklıma geldi şimdi? Açmayın dedim şu
konuyu! (Kendini frenlemeye çalışarak) Pardon, çok pardon!

Elimde telefon koltukta tam 90 derecedeyim, dimdik uyumuşum, mesaj sesine uyanıyorum.

‘’Birkaç parça eşyam var onu alıcam, evde olmazsan sevinirim’’ Buse.. (Vuruş)

‘’Yarın sunumu Sercan yapacak, sen de geç kalma…’’ Patron (Sessizlik)

Ser-can…Ser-can Çekmeceyi açıyorum.. Ser-can.. 10 cm’e 7 cm’lik bir kutu… İçinden küçük bir poşeti
çıkartıyorum.. Ser-can.. Sephaya içinde ne kadar kalmışsa döküyorum… cüzdanımdan kartımı
çıkartıyorum.. 3 kere hızlı hızlı tık tık tık… son bir daha Ser…can mmmffff!!! Oh!

Buse ben çok kötüyüm, yardım et bana sıkıştım kaldım burada.. (Kokain çeker) Mmmfff…oh!

Ağzıma sıçtılar Buse! Bütün İstanbul toplandı ağzıma sıçtı! Pardon çok pardon.

Mmmmfff!!! Hassiktir!

You might also like