Professional Documents
Culture Documents
Dokumen - Tips Ismail Hakki Bursevi Ruhul Beyan Tefsiri 1 10 Ciltpart1
Dokumen - Tips Ismail Hakki Bursevi Ruhul Beyan Tefsiri 1 10 Ciltpart1
RUHU'L
A
BEYAN
. A •
TEFSIRI
1
YEN1DEN GOZDEN GE<;1R1LM1~
SEKiZiNCi BASK!
MUHTASAR
--. --.
RUHU'L--BEYAN A •
TEFSIRI
ismail Hak.k1 Bursevi
ihtisar Eden: Muhammed Ali Sabuni
BiIUNCi CiLD
Damla Yay1nevi No: 211
Rfih'ul-Beyan Tefsiri Cilt: 1
·®
DAMLA YAYINEVI
Prof. K. ismail Gurkan Cad. No: 6
Cagaloglu-iSTANBUL
Tel: 0.212. 514 28 28 (pbx}
526 21 99
ISBN 975-381-117-9 Faks: 0.212.528 24 01
Yaym Hakk1: ©Copyright DamlaYaymevi Ltd. $ti. Dizi - Montaj: Damla Yaymevi
Bask1 • Cllt: Erkam Matbaas1, Ba~ak~ehir - istanbul 2012 / 7.
www.damlayayinevi.com.tr
TERCUME HEYETi
Abdullah OZ - <;atalca Muftuso
Ali Rrza TEMEL - Haseki Egitim Merkezi 6gretim Oyesi
Cuneyt GOK<;E - Urfa ilahiyat FakUltesi Ogretim Oyesi
Halit SEViMLi - Emekli imam-Hatip
Harun ONAL - imam-Hatip
Yrd. Do9. Dr. Hasan HOseyin TUN<;B iLEK - Urfa ilahiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Dr. HOseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Cgretim Oyesi
ibrahim TOFEK<;i - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
ilyas KARSLI - Rize ilahiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Muharrem ONDER - MOtercim
Mustafa AYDIN - MOtercim
Dr. SOleyman MOLLAiBRAHiMOGLU - Tefsir Dok1oru ve SOleymaniye Camii imam1
Yahya ALKIN - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
TERCUME KONTROL
Dr. Durak PUSMAZ - Haseki Egitim Merkezi Mudun1
Dr. HOseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
REDAKSiYON
Yuksel KANAR
HAT
Kapak Hatti: Huseyin KUTLU
Hilalli Besmele: Abdulkadir SAYNA<;
Kur'an-1Kerlm Hatti: Hafiz Osman
SUNUS
Kur'an, Allah kitab1du. Biz de Allah kullan. Rahman ve Rahim olan Al-
lah, bize merhamet ederek, biz kullann dogru yoldan sap1namas1 i<;in, Pey-
gamber gondermi§, onun vas1tas1yla da Kur'fu.1-1 Kerirn'i bildirmi§tir. Kur'an'a
sanlan, haktan sapn1az, dogruluktan aynhnaz. Bunu sevgili Peygamberi1niz
Veda Hutbesi'nde ne giizel dile getirir: " ... .Size bir emanet bzraklyorum. Ona
suns1k1 sarzldzkfa yolunuzu hir ~-a~·trmazsuuz. 0 emanet, Allah Kitab1
Kur'an'dzr ... "
Kur'an'1 okumak, anlamak ve ona gore ya§amak her MilslUmamn, hatta
her insan1n, vazge9ilmez gorevidir. Kur'an'i anlamak ic;in tarih boyunca
8 SUNU$
tekrarlanan bir ayet veya ayetin bir boltimiiniin ayet ve sure ad1 belirtilmemi§-
tir.
4. T efsirde ge9en hadislerin kaynag1na ula§Ilabilmesi iyin, o ciltte ge9en
hadis metinlerinin ba§lang19 boltimi.i, ciltteki sayfa nmnaralan ile birlikte, her
cildin sonuna konmu§tur. Ayru §eki1de her cildin sonuna, o ciltte ge9en §iirle-
rin Arap9a metinleri de konulmu§tur.
kaybm olmamasm1 da dilerim ... Tercemc esnasmda Arap diline ger<;ekten va-
k1f hocalardan yararlam ls1n ... " tavsiyelerine titizlikle u yuln1u§tur.
Dort y1Ja yak1n hummah bir <;ah§ma ile Ti.irk9eye kazandirmak ve Miis-
lliman hallam1z1n istifadesine sunmak i9in gosterdigimiz bu gayretleri, Rabbi-
n1in "Mal ve evladm fayda vermeyecegi bir giinde ... " (~uara: 88) bana abiret
az1g1 k1lmasm1 diJiyor; bu hizmetleri salih amellerimden, nzasma uygun i~ler
den ve omiirlerin sonuna dek iyilikleri kah.c1 olan gtizelliklerden kllmas1n1 yi.i-
ce Mevla'dan niyaz ediyorum. Tevfik, Allah'tanchr.
DA~ILA YAYINEVi
Mehmet DOGRU
Emekli Eminonii Miifttisti
•
TAKRIZ:
olarak gorulmO§tOr.
9ag1m1z1n gayretli ve irtan/1 alimlerinden Sabuni, bir tavsiye ilze-
rine Ruhu'l-beyan'1 ele a/mi§, uydurma ve hurafe kabilinden olan na-
killeri ay1klamt§, sahih rivayetlerin kaynaklannt tesbit etmi§, fazla gor-
dDgD k1s1mlan atarak, tefsiri kolay okunur hale getirmi§tir. Bu arada
belki fars9a bilmedigi i9in fars9a yaz1/mt§ k1s1mlan da atm1§t1r. (Ke§ke
bun/an da tamamen atmak yerine ay1klamaya tabi tutsa idi.) Bu haliy-
Je "Tenviru'l-Ezhan min Tefsiri-ROhi'l-Beyan" ad1n1 verdigi tefsir,
yine de Bursevi'nin irfan ve ilham1n1 aktaran, okunmas1 kolay, mah-
zurlan bertaraf edilmi$ bir eser ktl1g1na girmi$tir.
Kendisi bu milletten oldugu ha/de tefsirini Arap9a-Fars9a yazan
ismail Hakk1 merhum'un ilim ve irfan1ndan, bu milletin 9ocuklann1n is-
tifade edememesi §Ophesiz bir mahrumiyet idi. Damla Vay1nevi'nin
himmeti, mutercimlerin me§kur gayretleri, bu mahrumiyete son ver-
mi§, Bursevi'nin irfan 9e§mesinden, TDrk9e okuyanlann da nasip a/-
malann1 mumkun hale getirmi§tir. G6rebildigim k1s1mlarda, tercDme-
nin olduk9a sade ve metne uygun o/mas1, 9ogu yerde tercume kok-
mamas1 da deger/i bir kazan9 o/mu§tur.
Biltiln emegi ge9enleri tebrik ediyor, Yilce Kitab1m1z1 anlama
gayretine bu eserin de onemli bir katk1s1 olmas1n1 Mevla 'dan diliyo-
rum.
A. Hayati:
RGhu'l-Beyan Tefsiri'nin miiellifi ismail Hakki, daha ziyade kaynaklar-
da ismail Hakk1 Burfisevi b. Mustafa i stambfili diye ge9mektedir. Babas1
Mustafa efendi, i stanbul'da 91kan biiyiik bir yangtn sonucu vann1 yogunu
kaybettikten sonra i stanbul'u terkederek Edime civanndaki Aydos kasabasma
yerle§ti. ismail Hakk1 o yil, yani hicri 1063 (M. 1652) y1hnm Zilkade ay1nda,
bir pazartesi gi.inil bu kasabada diinyaya geldi. Bir nevi' hal terciimesi olan
"Kitabu's-Silsile" adh eserinde soyu Hz. Peygamber'e kadar dayand1nlrnakta-
d1r.
1700 ve 1711 y1llannda iki defa hacca giden inUfessir Bursevl, ilk sefe-
rinde e§kiyan1n salchns1na ugray1p soyuldu vc can1n1 zor kurlararak ~ain'a il-
16 RUHU 'L-BEYAN
tica etti. Daha sonra oradan Bursa'ya dondU . Gordi.igi.i birtakilll rtiyalann tesi-
rinde kalarak l 7 l 7'de tekrar ~am'a gitti. Orada ti9 yilhk stire i<;erisinde on ka-
dar eser telif ettikten sonra, btiytik bir yurt hasreti ile istanbul'a geldi. 1720-
1722 y1llan arasrnda Usktidar'da ikamet ederek Ahmediye Camii'nde vaizlik
yapti ve bu arada tasavvuf ve ahlfil<: i.izerinde pek <;ok eser yazdi. Bir arahk
Magosa'ya stirgtin edilen §eyhi Osman Efendi'yi gidip ziyaret etti. Daha sonra
Sultan Mustafa devrinde iki sefer sava§a kat1ld1, bir siire de M1sir'da kalarak
oradaki alimlerden istifade etti.
Hareketli bir hayat ge9iren ismail Hakk1, istanbul'dan son olarak Bur-
~a'ya dondti. Bilttin kitaplar1n1 vakfederek bir kiiti.iphane kurdu ve e§yalar1n1
vfirisleri aras1nda taksi1n etti. Geriye kalan bi.ittin serveti ile de bir can1i ve bir
tekke in§a ettirdi. "Cami-i Muhammedi" aduu verdigi cami halen mevcuttur.
"Keb§-i ruhum Hakk'a kurban eyledim" m1sra1 ile mezar ta§1nda yaz1h
olan §U m1sra vefat tarihini (h. 1137) gostermektedir:
Hak hak diye azm eyledi Hakk1 Efendi cennete <'i
I- ismail Hakk1 Bursevi'nin hayat1 i~in bkz. el-Bagdadt ismail Pa~a. HediyelU'l-Arifin, istanbul
1901 , c.J, s.219;Bursalt Mehmet Tahir Efendi, Osmanh Mtiellifleri, istanbul 1333, c.l, s.28;
Hayreddin ez-Zirikli, el-A'lam, (2. baskl) c.1 , s.309; islam Ansiklopedisi 5. cild, istanbul
1950, "ismail Hak.k1 Maddesi"; Orner Nasuhi Bilmen, Btiylik Tefsir Tarihi Tabakatli'l-
MUfessiri'n, istanbul 1974, c.2, s.712; Omer R1za Kehhale, Mu'cemu'l-rntiellifin, Bevrut, ts.
c.2, s.266; $emsedctin Sarni, Kamusu'l-A'Iam , istanbul 1899, c.2, s.950. ~
iSMAiL HAKKI BURSEVi 17
Misralanndan:
Eserleri:
Osmanh Devleti'nin yeti§tirdigi en onemli §ahsiyetlerden, ilim adamla-
nndan ve tasavvuf ehlinden olan ismail Hak.la'nm, kay1tlarda yer ald1gma go-
re ytiz alti kadar eseri vardu. Bunlann en onemlileri Arapc;a olup altffil§ kada-
n ise Osmanhcadu. 0 donemde Arapc;an1n mcdrese dili 0Jmas1na ragmen
eserlerinin bir k1sm1n1 Osmanhca yazmas1 ve imkan nisbetinde sade bir dil
kullanmas1 kayda degerdir. Sozti edilen eserlerin altm1§ kadan tasavvuf ve
ahlak konusunda, yirmi alt1s1 §erh ve geri kalanlan ise tefsir, hadis, kelam ve
nahiv konularma aittir. Bir de divan1 vard1r.
B. Riihu'l-Beyin Tefsiri:
ismail Hak.k1 Bursevl'nin eserleri aras1nda ozel bir yeri ve degeri olan
Ruhu'l-Beyan Tefsiri, onun ilm! alandaki kudretinin ve telif sahasmdaki be-
cerisinin bir omegidir. Ku§kusuz tefsir sahas1nda kendi donemine kadar pek
~ok eser verilmi§, Kur'an'1n anla§1lmas1 ve daha iyi kavranmas1, mana ve
maksatlann1n yilce idraklere sunulmas1 i~in usfil, metod ve agirhk noktas1
a~1smdan birbirinden farkh tefsirler ortaya konulmu§tur. Nitekim miifessirler-
den kimi dile ve edebiyata, kimi dilbilgisine, kimi krraat yonline ya da rivayet
2- Bu cefsirin ash dort cilt olup yine dort cilt halinde hicri 1255, 1264, 1287 carihlerindc M1sJr
Bulak Matbaas1'nda; 1285 ve 1286'da istanbul Matbaa-i Amire'de, l 389'da da yine istan-
bul'da on cilt halinde bas1lmt§tlr.
3- Eserler hakkinda bilgi i~in bkz. Bursah Mehmed Tahir Efendi, Osmanh MUellifleri, c. l,
s.30; el-Bagdadl, HediyyetU'l-Arifin, c. I, s.219; Stileymaniye Klitliphanesi MUellif Katalo-
gu, Bursevi maddesi.
18 RUHU'L-BEYAN
Tefsirin metodu:
Bursevi, islam aleminde yeterince tan1nan ve tefsir sahas1 ile ilgilenen-
ler aras1nda oncmli bir yer i§gal eden Ruhu'l-Beyan Tefsirt'nin onsozi.inde
kaydedildigine gore pek c;ok eserden yararlanarak bu tefsiri kaleme alrm§tlr.
Metod olarak, umumiyetle diger tefsirlerde gortildtigli gibi ayetler, boliimler
halinde zi.kredilerek ard1ndan tefsir edihnekte, bazen de once kelimelerin iza-
h1 yap1larak daha sonra as:iklamaya gec;ilmektedir. Hem rivayet hem de dira-
yete yer verilen bu tefsirde, ba§ta intifessirlerin iistad1 sayilan ibn Abbas ve
diger mlifessir ashab1n, tabiin sozlerine muracaat edilmi§; Taber!, Maturid1,
ibn Atiyye, Raz!, Kurtub1, Beyzavt, Suyut! ve Ebu Suud gibi me§hur mtifes-
sirlerin tefsirlerinden ahntilar yapilm1§ ve kaynaklar zikredilmi§tir.
6te yandan, ayetlerin daha iyi anla§1lmas1nda <la onemli derecede rol
oynayan ntizfil s·ebeplerine, yeri geldik9e temas edilmi§ ve ilgili rivayetler di-
le getirilmt§tir. ismail Hak.k1, Hanefi mezhebine mensub bir miifessir olmas1
hasebiyle ahkam ayetlerinin tefsiri esnasmda oncelikle Hanefl'nin gorti§iinti
zikretrni§ olmakla birlikte diger ti~ mezheb imam1111n gorti§lerini de kaydet-
meyi ihmal etmemi§tir. Ltigat, nahiv bilgisine ve az da olsa ktraat yontine ih-
tiya9 nisbetinde egilmi§, teferruata ve farkh gorii§lere fazl~ yer vermemi§tir.
Kelimelerin izahmda Rag1b isfahanl'nin "el-Mi.ifredat" isimli eserinden bolca
nakiller yapmi§trr.
Bunun yan1nda ayetlerin anlan11 ve maksad1n daha iyi anla§Ilabilmesi
i9in gerek gori.ildtik9e ayet ve hadislerden ornekler verilmi§ ve tasavvuf saha-
s1nda tin yapn11§ ki§ilerin sozlerinden nakillerde bulunulmu§tur. Tahir caizse
bu metodla ta§m gedigine oturtulmu§ oldugu soylenebilir. Ayn1 zamanda, tef-
sirle ilgisi olsun veya olmas1n ruh ve dint heyecan veren kissalar, cezbedici
hikmetli sozler kaydedilmi§ ve yer yer tavsiyelerde bulunulmu§tur. Tasavvufa
dair "et-Te'vilatu'n-Necmiyye" isimli eser tasavvufla ilgili konularda miifessi-
.
rin adeta
. temel kaynag1 olmu§tur.
iSMAiL HAKKI BURSEVI 19
Daha ziyade Sabfini diye bilinen Muhammed Ali, ~eyh Muhammed Ce-
mil'in ogludur ve 1930 y1hnda Suriye'nin Halep §ehrinde dtinya'ya geldi. Htis-
reviye Ilahiyat Lisesini ba§anyla bitirdikten sonra Suriye Valaflar Bakanh-
gmca Ezher Dniversitesi'ne gonderildi. Orada, l 952'de ilahiyat Faktiltesi'nden
iyi bir derece ile mezun olan SabGni, 1954 y1hnda da mastir 9ah§mas1n1 ta-
mamladi. Bir sure Suriye'de ogretmenlik yapt1ktan sonra ogretim iiyeligi is:in
Mekke'deki Ummu'l-Kura Universitesi'ne davet edildi. Burada Kur'an ilimleri
tefsir ve hadis sahas1nda yirmi be§ yil kadar hizmet vererek pek9ok ogrenci
yeti§tirdi. Bir sure once de ayn1 i.iniversiteye bagh "ilmi Ara§t1rma ve islam
Ktilttirtinti Ya§atma Merkezi"ne ge<;ti. <;ah§malarm1 halen slirdlirmektedir.
Sabuni'nin onsoz'de belirttigi gibi ic;inden fars<;a §iir ve izahlar yikanlnu§, za-
y1f rivayetler ay1klanm1§ ve tefsirle ilgisi olmayan baz1 a~1klamalardan ve
sozlerden annd1nlarak tahkik edilmi§, htilasa ele§tiriye mahal kalmayacak
§ekle sokularak yine dort cilt halinde basilm1§tlr.
Yeni bir hiiviyetle istifadeye sunulan, ilirn ve yaym hayatma kazand1n-
lan Rfihu'l-Beyan Tefsiri ile ilgili boyle bir crah§man1n gerekli Olu§una y1llar
once temas eden son devrin btiytik filimlerinden merhum Omer Nasuhi Bil-
men, bu tefsirde bir k1s1m zay1f hadislerin, fazlahk denebilecek a91klamalarm
ve asils1z hikayelerin yer ald1gm1 belirtmi§ ve §6yle demi§tir.: "Tefsir, bu il-
letlerden arn:id1nlm1§ olsayd1 elbette k1ymeti bir kat daha artar, baz1 kimsele-
rin tenkidine hedef olmaz ve adeta kendi tarz1nda e§siz bir tefsir olurdu." <4 >
Hamd, kitab1m1z Kur'an-1 Kerim'i dti§iinen ak1l sahipleri i9in bir hatir-
latma, uyan ve ger~ekleri bildiren bir kitap olarak indiren Allah'a aittir. Salat
ve selam, kendisine hikmet bah§edilen, hak ile batth birbirinden ayirma ozel-
ligi verilen, okuma ve yazmas1 olmayan, aslen Arap olan Peygamber Efendi-
miz Hz. Muhammed'e olsun. Ytice Allah, o Peygamber'i, kendisine en yilce
degeri, en hikmetli gen;ekleri vererek tisttin kllm1§tlr. Onun aile halkma, pak
ve temiz olan ashab1na, k1yamete dek iyilik ve gtizellikle ona uyan herkese de
salat ve selfun olsun !
1- Yazann biyografisi i\:in bkz. Zerke~f, A 'lam, l/313; Yusuf Serkis, Mu'cemu'/-Matbuat,
1/441 ; Bagdadi,izahu'l-Mek11u11. ismail Hakk1, H.1063-M.1652/H.l 137, M.1724y1llan ara-
smda ya~am1 ~llr. Allah rahmet etsin.
22 GiRi!?
lopedi niteligi kazarun1§tlf. i§te bunun i<;in bu kitab1 okumak ve tetkik etrnek
insana agrr gelmektedir. Ger~i onun tefsirinde olduk<;a degerli ve e§ine az
rastlanan bilgiler bulunrnaktadrr. Fakat bunlar oldukya geni§ bir yer tutan na-
killer, bir y1g1n onemsiz bilgiler, zaruret olmad1g1 halde dile ve gran1ere ait
farkh gorii§ler ve daha bunun gibi biryok §eyler arasmda kaybolmu§ gitmi§tir.
ada§1 (yani, Osman) efendi1n -Allah gizlide ve a<;ikta ona da bana da yard1m
etsin- benim Bursa §ehrine ta§mmam konusunda bir i§arette bulunmu§tU.
"Ben, me§hur Bursa Ulu Camii'nde vaaz etmek durumunda kald1m ... Bu arada
Anadolunun bir k1snnn1 gezmem esnas1nda bir9ok tefsir kaynaklarmdan ve
ilim kitaplanndan aluuru§ baz1 sayfalar derledim. Bunlar Kur'an surelerinden
Al-i imran sfiresini biraz a§an k1s1mlan ihtiva ediyordu. Bilgiler, olduk9a
uzun a91klamalar ve dagmlk ifadeler §eklindeydi. i§te ben bunlan ifrat ve tef-
ritten ay1klayarak, ozet bir bilgi sunmak istedim. Ayn1 zrunanda bana ihsan
edilen baz1 bilgileri de bunlara katmay1 ve btitiin bunlan dtizgtin bir §ekilde
siralamay1 edebi bir kal1ba dokmeyi -her ne kadar fazla bir bilgim yok, gti-
ctim yetersiz ise de:... Allah bana frrsat verirse Kur'an- 1 Kerim'in sonuna kadar
gottirmeyi ve bu <;ok onemli i§i bitirmeyi, istedim. Haftalar ve aylar i<;inde
yazdtldar1m1, satu aralarmdaki karalamalar1 insanlarm istifadeleri i<;in temize
<;ekmexi arzu ettim ki, "mal ve evladtn fayda vermeyecegi bir gunde" (~uara:
88) filliret az1g1 olsun.
ISTIAZE
nladan once soylenir. \Ii \:tinkii ayetteki "okudugun Zaman" ifadesi, "okumak
istedigin zaman" anlam1ndadrr. Bu da orfi hakikat yerine ge9en <;ok yaygm
bir yorumdur. Diger. taraftan cumhurun tercih ettigi gorii§e gore istiaze,
"euzlibillahimine§§eytanirracim" ciimlesidir. Her ne kadar "esteizubillah" ,
Rabbimizin, "iste1z" (s1gm) emrine uygun oldugu i<;in, dil acr1s1ndan daha mu-
vaf1k ise de, bu rivayet a91s1ndan daha gii9lildiir.
Aynca Cebrail'in, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e getirdigi ilk §ey istiaze ile
besmele'dir. Nitekim Allah §6yle buyuruyor: "Rabbinin adtyla (besmele ile)
oku." (Alak: 1)
"Billahi ... " Allah kelimesinin herhangi bir ttirevi yoktur. Bu i~in erbab1-
nm gorii§ii budur. <;unkii hi9bir ki1nse ytice Allah'1 ktinhliyle bilemez, buna
imkan yoktur.
istiaze; s1fat, fiil ve zat'la ilgili olmak tizere ii9ttir. Nitekin1 RasOliillah
(s.a.v.) §5yle buyurrnu§tur: "Senin gazabmdan nzana, cezaland1rmandan af-
fma Slglmnm . Nihayet senden yine sana s1gLnznm ." <2>
1- Ismail Hakkt merhum burada , eGzti'nUn Kur'an okuduktan sonra soylenmesini savununlara
i~aret ederek, onlara cevap vermektedir. Ayn ca "okudugun zaman" ifadesinin anlammm
"okumak is tcd igin zaman'' anlamma geldigine dikkat ~e kmektedi r. Bu tlpk1: "Ey iman
eden/er! Namaz k1lmaya kafkfl,~111 zz :aman ... " (Mai de: 6) ayetine bcnzemektedir. Bunun
anlam1 , "sizler abdestsiz oldugunuz zarnan namaz k1lmak istediginizde... " demektir.
1- MUslim , SaWr, 222 ; Ebu DavGd, Saliit, 148 ; T irmizl, Deorot, 75; ibn Mace) kiime, 117.
· iSTiAzE 27
ler vardu. i§te onun tiin1 kotlililklerini ifade eden kelime, "Racfm" dir. <;unkii
bu nitelik, §eytanla ilgili ttim cezalan kapsar. Bu nedenle, ba§lang1c;ta onun
bir<;ok isim ve nitelikleri arasmdan, bu ozelligi ta§1yan boyle bir kelime se-
yilrni§tir.
~eytandan istiazede Allahii Teala d1§mda ba§ka bir §eyden korkmay1 or-
taya koymak sozkonusudur, dolay1s1yla bunun da kullugun ihlali anlam1na
geldigi soylenebilir. Buna cevap olarak §byle deriz: Dli§mruu, dli§man biln1ek
sevginin peki§tirilmesi, Allah'tan ba§kas1ndan Allah 'a yonelmek kullugun ta- ..
mamlanmas1, Allah'1n emirlerine sanlmak taat1n one ge<;irilmesi demektir.
Allah'tan korkmayandan kork.mak da ~aresizligi ortaya koymaktu. Nitekim
"Allah'tan korkuyorum" demek, O'nun azabmdan ve ofkesinden korkuyorum,
demektir. "Allah'tan korkanlardan korkanm" soztiyse, onun bedduas1ndan
korkanm, "Allah'tan korkmayandan korkanm" sozti de, onun kotti fiilerinden
korkanm anlam1ndadu.
N~fsin 1slah1 da, ancak be§ vakit namaz1 k1lmakla saglanabilir. <;unkti
iSTiAZE 29
namaz1n farz olu§ nedeni, nefsin 1slah1 ve egitilmesidir. Namaz sayesinde in-
san §U us; lezzeti ahr:
Anlatlld1gma gore ibl1s aleyhi'l-lane, dtinyay1 her gtin elleri tizerinde ha-
vaya kald1nr ve §6yle seslenir: "Kim, kendisi i<;in zarar verip yarar sagJama-
yan dtinyay1 satin alacakt1r?" Dilnyaya bagh olanlar: "Biz" diye cevap verir-
ler. Ancak §eytan: ''Acele etmeyin hele, onun bir kusuru vardu" der. Onlar,
"onemi yok" derler. ~eytan, "dilnyarun degeri alt1n ve gi.imti§ degil, onun fia-
t!, cennetteki hissenizdir. Ben dtinyay1 §U dort §eye kar§1hk satm ald1m: Al-
lah'm laneti, gazab1, azab1 ve O'nun emirlerini <;ignemek ve yasaklad1kJarin1
yapmak. i§te ben, cenneti verip bunlan ald1m" der. Dtinyaya goni.il verenler
de: "Bu bizi1n ic;in kabul edilebilir ve ge9erlidir" derler. ~eytan yine kendile-
rine: "O halde beni bu konuda karh ktlmahs1n1z. Kalblerinizi bu soyledikleri-
me oylesine a<;acakSlillZ ki, size soylediklerimin dt§IDda bir ba§ka §eye kesin-
likle kulak asmayacaks1n1z" der. Diinya baghJ~n da; "Dediklerini aynen uy-
gulayacag1z" cevab1m verirler. i§te boylece §eytanm kendilerine sundugu §eyi
ahrlar. ~eytan bunun Llzerine: "Ne kotil bir ticaret" der.
Anlatild1gma gore, Horasanh bir adam, Irak'a dogru yola <;1km1§ ve ora-
daki alimlerin birine gidip gelerek ondan dort bin hikmetli hadis ogrenmi§.
Sonra da tilkesine donmek i9in hocas1ndan .i zin istemi§. Hocas1 kendisine:
"Sana oyle bir kelin1e ogretecegim ki, bunlar senin ogrendigin hadislerinden
de hayirbd1r" demi§. Bunun ne oldugunu sordugunda, hocas1: "Horasan'da Ib-
lis var nu?" diye sormu§. Adam da nevet" demi~. Hocas1 devamla: "Peki size
vesvese verir mi?" demi§. Adam yine "evet" demi~. Hocas1: "Peki onun ves-
vesesi kar§1s1nda ne yapars1n1z?" diye sorunca, adam, "reddederiz" demi§.
"ikinci defa vesvese verirse?" ne yaparsm1z, "yine reddederiz" derni§. Bunun
11
iizerine hocas1: Eger Allah dti§man1 size eziyetlerde bulunur, sizi Allah'a ita-
atten geri birakusa, onun vesvesesini geri piisktirtecegiz diye zaman harca- ·
may1n. Ona kar§I tipk1 yabancmm <;oban kopegine kar§t tak1nd1g1 gibi, bir ta-
vrr tak1nm, Allah'a s1g1nm. <;link.ti bu da, kopeklerden bir kopektir."
a) Ulfihiyyet.
b) Peygamberlik.
c) Ahiret.
d) Kaza ve kaderin Allah'tan oldugunu isbat.
Sure'ye, ayet say1s1nm yedi olmas1, her namazda veya her rekatinda tek-
rarlanmas1, Mekke ve Medine'de ayn ayn iki kez nazil olmas1 gibi nedenlerle
"Scb'ul-Mesani" ad1 da verilmi§tir. Sure aynca, Salat, ~ifa, $afiye, Esasu'l-
Kur'an, Kafiye, Vafiye, Harnd, Silal, ~i.ikilr, Dua ve Kenz gibi isimlerle de
ar11ln1aktadir.
Kur'an sfirelerinde yer alan ayetlerin bir par9as1 degil, baglITlSlZ ve ba§h ba§l-
na bir ayetttir. Sfirelerin birbirinden aynlmas1 ve ilk ba§lang19ta bereket iste-
mek i9in konulmu§tur. Nitekim her onemli i§e de besmeleyle ba§lantlrr. Ayn1
zainanda besmele, ,..
Kur'an'm anahtandrr. Levh-i mahfuz'da kalemin ilk yazdi-
g1 §eydir. Hz. Adem'e ilk inen ayet de "besmele" dir. ~esmele'nin ''istia-
ze"den sonraya brraktlmasmm hikmeti; kalbi gtizel §eylerle siislemeye ba§la-
madan once, kotii §eylerden temizlemek ve tiimiiyle Allah'a yonelerek, Al-
lah'dan ba§ka her §eyden, btittin yonleriyle ilgiyi kesmektir.
"Bismillah" (Allah'm ad1yla): Kafirler bir i§e ba§larken tannlannm ad-
lann1 anarak "Lat ve Uzza'nm ad1yla" derlerdi. Dolays1yla tevhid ehline de
bir i§e ba§larken oncelikle Allah'1n adm1 anmas1 ve bunun neden one almdig1-
ru bilmesi gerekli goriilmii§tiir. Buda, once Allah'm adllli anarak, yapllacak
i§le ilgili fiili sonraya brrakmakla olur. Bunun i9indir ki, bismillfilltan sonra
bir fiil takdir edilir. Ba§lanacak i§e gore "bismillahi ekrau: Allah'm ad1yla
okurum" v.b. takdir edilir.
Kendi zati goz oniine ahnarak, "Allah" isminin mutlak olarak kullan1l-
mas1 caiz oldugu gibi selbi s1fatlan itibariyle Kuddus, siibuti s1fatlan bakt-
mmdan Alfm, fiilleri itibariyle de Halik denilebilir. Fakat bu kullan1h§, bir
klslffi filimlerin ileri stirdtigiine gore tevkifidir. (Yani bizzat Allahii Teala ta-
raf1ndan bildirildigi i9in iizerinde herhangi bir dii§iince ileriye siiriilemez ve
nastl bildirildiyse, oylece kabul edilir. - Miltercim)
Tercih edilen gorti§e gore "Allah" kelimesi ism-i A'zam'drr. Bir kimse
9tlcarak: "ism-i A'zan1, kendisiyle Allah'a dua edildiginde, duamn kabul edil-
digi; bir §ey istendiginde verildigi bir yakar1§t1r. Oysa biz bununla dua edip
istekte bulundugumuz halde, ~ogu zaman duamiza kar§Ihk verilmedigini go-
rtiyoruz?" derse, ona §U cevab1 veririz: Ku§kusuz dufuun ttpla namazda oldu-
gu gibi baz1 adab1 ve on §artlan vardrr. Bunlar yerine getirilmedik~e dua ka-
bul edilmez. Bunlardan ilki helal lokma yiyerek i9i temizlemektir. Bu bak1m-
dan "Dua gok kap1sm1n anahtar1, helal lokma ise bu anahtarm di§leridir" de-
nilmi§tir. Bu §aitlann sonuncusuysa, ytice Allah'1n: "Dinde samimi olarak
Allah'a dua edin" (Mti'min: 14) buyrugunda gosterildigi gibi, samimiyet ve
kalb huzurudur.
insan1n istegini yaln1zca diliyle belirtmesi, kalbi heni.iz buna hazrr degil-
ken diliyle ifade etmesi, tipk1 kap1 onundeki bir kimsenin anlams1z sesler <;1-
karmas1 veya dam listiindeki giiriiltti-patrrti koparmas1 gibidir. Ancak ki§i dua
36 RUHU'L-BEYAN Cuz: 1
etmek i9in kalbiyle hazlfsa, o kalb ilahi huzurda kendisine §efaat edecektir.
"Rahman": Rahmet sozltikte, kalb .inceligi ve §efkat anlamlanna gelir.
Nitekim i9indeki
... cenin'e §efkat ve merhametli oldugu i9in, ana rahmi de bu
anlamdadu. Burada rahmetten maksat memnun etmek ve ihsanda bulunmak-
tir. Buna gore anlam: "Yarati.kJanna nz1k veren, onlar iizerinden belalan
uzakla§trran, takvas1 nedeniyle takva sahibinin, ya da facirligi ytiztinden kotii-
lerin nztklann1 art1np eksiltmeyen, aksine herkese diledigi gibi nz1k veren ..
demektir.
"Rahfm" Esirgeyip ve bagi§layan; kendisinden istenildiginde veren, is-
tenmediginde ofkelenendir. "Oysa insan, kendisinden bir§ey istendiginde of-
kelenir." O)
i§te bu, Allah'a taklidi yoldan yapilan bir sena ve ovgtidtir. Nitekim biz
de taklidi anlamda Allah'a hamdetmekle emrolunmu§uzdur. Allah bunu §U
buyruguyla emretrnektedir: "Allah'a hamdolsun, de. " (Neml: 59,93) "O hal-
de giiciinilz yettigi kadar Allah'tan korkun. ,; (Tegabtin: 16)
"Alemfn II' alem kelimesinin 9oguludur. Ashnda "al.em" de 9ogul bir ke-
limedir ve tekili yoktur. Vehb, Allah'1n onsekizbin fileminin oldugunu belirti-
yor. Diinya da, bu alemlerden bir tanesidir ve bu kadar geni§ bir harabe i9eri-
sinde ufac1k bir baymdirhk, 901 ortasmdaki bir 9adu gibidir.
''Gen~lik,
bo§ zaman ve afllganlrk,
Insamn ba§zna o lmadtk i§ler a~'ar"
Btittin bunlar gorilntirde nimettir.
ikincisine, yani ceza, azap ve ki.ilfet gibi gorlindtigti haldc rahmet olana
ornek, ogrenmesi i9in ogrenciyi okula hapsetn1ek, ya da zor kullanmakt1r. Bu
40 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
gortintirde kotti, fakat sonu<;ta iyidir. Mesela lurs1zm elinin kesilmesi, hrrs1z
a9is1ndan bir ceza, fakat toplum i9in rahmettir.
Aptal kimse, i§in d1§1yla ve kabuguyla ilgilenir. Oysa akilh kimse i~in
asbru ve srrlarm1 dii§tiniir, bunlarla ilgilenir. Nice bela ve silantllar var ki, so-
nu<;ta rahmet ve berekettir. Kti<;tik bir kotiiliige ugramaktan korkarak btiytik
bir iyiligi terketmek, en btiytik kottiliiktiir. insanlara birtak1m ytiktimli.iltikler
verilmesi, sorumluluklar yiiklenmesi, ruhlann bedensel ili§kilerden annd1nl-
mas1na yoneliktir. Nitekim cehennemin yaratilmas1; kotiileri, iyilerin amelle-
rine ozendirmek, §eytanm yaratilmas1 da kullar aras1nda dtiriist ve samimi
kimseleri ortaya ~1karmak i<;indir. Bir ~eyi derinlemesine ara§tlranm gorevi,
H1z1r gibi, binas1n1n temelini ger~ekler tizerine kurmas1du. <;tinkii H1zu
(a.s.), Hz. Musa ile arkada§hg1nda, arkada§hk prensiplerini saglam temeller
iizcrine oturtmu§tU. insan tabiatinu1 ho§lanmad1g1 birc;ok §eyde gizli sular ve
gen;ek hikmetler yatabilir. Eger Allah'1n rahmeti olmasa ve bu rahmet Al-
lah'1n gazab1n1 ge<;meseydi, kainat1n varhg1ndan soz edilemez ve Allah'1n
"Mtin'im" (Nimet Verici) isminin de bir anlam1 olmazdi.
kamil manada kuvvet sadece Allah'mdu. Hiikmti ge<;erli olan da yine O'dur.
Asil velayet ve yetki Allah'1ndir, ge<;erli tasarruf O'na aittir. Bunun kullar
hakkmda soz konusu edilmesi ancak mecazi anlamdad1r. c;unkii kullarm
mtilk ve varhklan i<;in bir ba§lang1<; ve bir son vard1r. Kullar ttim varhklar
i.izerinde degil, baz1lan tizerinde egemendirler. Ancak Hakk mabud olan Al-
lah oyle degildir. O'nun mi.ilki.intin yok olu§u olmachg1 gibi, mi.ilkti bir ba§ka-
sma da intikal etmez.
Ger<;i her iki §ekil ve okuyu§un ayn bir tercih sebebi vardu. Bu noktalar
tefsirlerde anlat1lm1§Ur. Ogrenmek isteyen oralara ba§vurabilir.
Ayette ges;en be§ s1fat1n yorumu da adeta §Oyle yap1lm1§ oluyor: "Seni
yaratt1m, 9tinkti ben ilfilum. Seni nimetlerle yeti§tirdim, 9tinkti ben, Rabbim.
Sen bana asi oldun, ben senin su9 ve kusurunu ortti.im. <;i.inkti ben Rah-
1nan'1m. Sen pi§manhk duyarak tevbe ettin, ben de seni bag1§lad1m. <;unkil
ben Rahim'im. Sonunda ise bunun, mutlak bir kar§1hg1 olmahdrr. ytinki.i ben,
din gtini.ini.in sahibiyim."
"Ancak sana kulluk ederiz" ifadesiyle insanda ilk anda dogacak olan
kendini begenme duygusu "ve ancak senden yardtm bekleriz" ifadesiyle orta-
dan kaldITilmI§ oluyor. A.yette kullukla yard1m1n bir arada an1lmas1nda hem
ovun9 ve hem de ihtiyac; duyma sozkonusudur. bvunc;, kulun ibadet eden bir
kimse olmas1ndan, ihtiyac; duyma da, Allah'1n yard1m1na, kendisini ba§anya
44 RUHU'L-BEYAN Ciiz: l
"et-Teysfr" adh eserde §Oyle deniliyor: "Ancak sana ibadet ederiz" ifa-
desiyle tevhid behrtiliyor. "Ve ancak senden yardzm bekleriz" ciimlesiyle de
yapilan ibadet sebebiyle Allah'tan yard1m isteniliyor. "Bizi ilet" ifadesi, ku-
lun Allah'm dininde scbat1n1 istemesidir. <;unkil bu, ibadetin ve yardun iste-
menin ger~ekle§mesidir. Kald1 ki, hidayette sebattn istenmesi, en onemli ih-
tiya~lardand1r. Nitekim bu, tilm peygamberlerin ve velilerin istedigi bir §ey-
dir. Mesela Hz. Yusuf, "Beni miisliiman olarak oldiir" (Yusuf: 101) demi§ti.
Firavun'un sihirbazlan da: "Bizi mi.isWmanlar olarak oldi.ir" ( A'raf: 126) de-
mi~lerdi. Sahabe de ~oyle dua eden.ti: "Camn11z1 iyilerle beraber al" (Al-i
Ayet: 6 FATiHA SURESi/l 45
imran: 193). Bu zatlann boyle dua etmelerinin nedeni §ndur: Ki§i, goriinti§-
teki durumuna gtivenmemeli, gelecekte ne olacag1n1 dil§ilnmelidir. <;unkti
... ilerde durumu degi§ebilir. MeseJa iblis'i, Berslsa'y1 ve Bel'am b.Baura'y1 ha-
tulamahy1z. Onceleri ne idiler? Sonra ne oldular?
Kadi Beyzavl Tefsirinde, Allah dostu arif bir ki§inin §6yle dedigini nak-
leder: "Bu ayetle kasdolunan §Udur: bizi, sana gotiiren yola ilet. <;link.ii i9in-
den yt.kilmaz karanhk halimizden kurtulmam1z buna baghd1r. Bedenlerimizde
var olan perde ve engelleri de yok et ki, senin kutsal nurunla ayd1nlanahm ve
seni senin nurunla gorelim."
''Sirat-1 Miistakfm" ifadesi, hak din olan islam dini yerine istiare olarak
gelmi§tir. Din, srrat diye adlandmlmi§tlr. c;unki.i ogrenci ve isteyici mevkiin- ·
de bulunan kulun, mutlaka mesafeler almas1, bir9ok s1k1ntilardan ge9mesi,
biryok afetlere katlanmas1 icabediyor. Boylece onceden eline geyiremedigi ve
ka9ITd1g1 fITsatlan degerlendirerek ikrama eri§mi§ olur.
Aynca kendisi dogru yolda olmas1na ragmen "Bizi dogru yo/a ilet"
ciimlesi, 9e§itli §ekillerde a91klanm1§tlf:
Birincisi: Ki§inin Allah'1 tan1mas1ndan ve o yola girmesinden soma,
mutlaka ifrat ile tefrit aras1nda, orta bir yol tutmas1 gerekir. <;unki.i istenen,
ki§inin orta yola iletilmesidir.
ikincisi: Kul, her ne kadar Allah'1 bir delile dayah olarak tanirsa da ayn-
ca bunun d1§mda daha ba§ka deliller de bulunur. Bu bak1mdan "bizi ilet" an-
lam1ndaki ifade, "bize, her §eyi, senin zattna, s1fatlarma ve fiillerine
delfiletleri bakimmdan tamt ve ogret" demektir.
mas1 gerekse atar; Hz. Musa gibi, en i.ist dereceye eri§tigi halde, bir ba§kasma
ogrencilik yapmas1 gereksc, bunu hemen yapar. Ya da Yahya ve Zekeriya
Peygamberler gibi, iyiligi emretme ugruna oldiirtilmek, ya da ikiye boltin-
mekle kat§l kar§1ya bulunsa, derhal buna da nza gosterir. i§te bu n1akam, ger-
9ekten ehil olmayanlar ivin c;ok zor bir makamd1r. Ancak dikkat edilirse:
"Kendilerine nimet verdigin kimselerin yoluna " denildigi halde, "dovtilenle-
rin ve oldiirlilenlerin yoluna" denilmemesi peygamberlerin ve velilerin ma-
kamlar1na bir te§vik ve bir kolayhk olsun diyedir. Nitekim Hz. Peygamber
(s.a.v.) bunun ivin §Oyle buyurn1u§lardrr: "Hud suresi ve benzerleri beni ihti-
yarlattl." t&> (:tinkil bu surede ytice Allah §6yle buyurmu§tur: "0 halde em-
rolundugun gibi dosdogru ol." (Hud: 1] 2)
i§te bu hal hemen her i§te boyledir. Ytice Allah §6yle buyuruyor: "Na-
mazmda yiiksek sesle okuma; onda sesini fa zla da kisma; ikisinin arasz bir
yol tut" (Isra: 110). ''(0, kullar) harcad1klannda ne israf, ne de cimrilik
ederler; ikisi arasznda bir orta yol tutarlar." (Furkan: 67)
Durum diger ahlaki kurallarda da boyledir. Mesela cesaret, aulganhkla
korkakltk aras1ndaki orta yoldur. Nitekim belagat da, anla§ilmayacak derece-
de kisa konu§ma ile b1kkmhk veren uzatma arasmdaki orta bir yoldur. ~eria
t1m1z, korkutma ve te§vikle ilgili her konuda orta yolu av1klay1p bunun ol9ti-
stinti koydugu gibi, her halin ve htikmtin, her s1faun ve ahlakm da orta yolunu
ac;Iklam1§ ve ol9tistinii koymu§tur.
Birincisi: Genel, yani tum canhlann kendileri i9in yararh olan §eyi al-
malan ve zararh §eyleri b1rakmalar1 anlam1ndaki hidayet... Nitekitn §U ayetle
buna i§aret ediliyor: "Allah her §eye takdir ettigi §ekli verip sonra da dogru
yolu gosterendir. " (Ta-Ha: 50) "Biz, ona hayn ve §erri, her iki yolu da gos-
termedik mi? " (Beled: 10)
Ayette "yol" anlammdaki szrat'rn iki defa tekrar edilmesi, ger~ek srratln
iki olduguna i§arettir:
Kuldan Rabbine giden yol, korkularla dolu bir yoldur. <;unkil bu yolda
nice kafilelerin yolu kesilmi§ ve nice yolcular yolda kalmt§tlr. ~erefli ve soy-
lu mtinad1 (seslenici), §erefli ve soylu kimselere §6yle seslenir: ''istek geri 9e-
virildi, yol kapand1, yolkesen de bu grubun yolunu kesiyor". " ...And i9erim
ki, ben de onlan saptirmak i<;in senin dogru yolunun ustiine oturacagtm."
(A'raf: 16)
Ayet: 7 FATiHA SURESi/l 49
Rabbden kula giden yol ise her yonliyle glivenli bir yoldur. Kafileler
yolda giderlerken selamettedirler, yurtlar nimetlerle dopdoludur. Yolcular
klavuzlar e§liginde yol ahrlar. " ...Allah'in kendilerine nimet verdigi peygam-
berlerle ... beraberdirler." (Nisa: 69) Yani Allah, ytice yard1m1yla s1rlann1,
hidayet srrlar1yla ruhlarm1, velayet eserleriyle de kalblerini aydmlattl. <;tinkti
nimetler zahiri ve batm1 olmak tizere ikiye aynhrlar:
a- Zahid, yani gorlintir nimetler: Peygamberlerin gonderilrnesi, kitapla-
nn indirilmesi, stinnete uymak, bidatten uzak durmak, emir ve yasaklara bo-
yun egmek, ytiksek dogruluk mak.am1 i.izerinde sebat, kullugun gerekliligi gi-
bi hususlar hep zahiri nimetlerdir.
b- Batmi, yani gizli nimetler: Allah'm, fttratm yani yaratlb§1n hemen ba-
§tnda ruhlara nimetler vererek ikramda bulunmas1drr. Bu Allah'1n nurunun
serpintilerinin bu fitrata isabet etmesiyle kazaruhr. Nitekim Hz. peygamber
(s.a.v.) §Oyle buyunnu§tur: 11 Dogrusu Allah, yaratzklanm bir zulmet ifinde
yaratti. Sonra da nurundan bunlara birazctk serpti. Bu nurun isabet ettigi
kimse, hidayet bulmu§tur. isabet etmedigi kimse de sap1khkta kalmi§tir." ooJ
Allah'a varan yolun kul tarafmdan bulunmas1, bu hadiste ad1 ge<;en nur
serpintilerinin o kimseye isabet etmesi sayesindedir. Bilindigi gibi, bereketli
\
yagmurun ba§1, once tek bir damladu. Sonra bu, rahmet halinde dokillmeye
ba~lar.
10- Hadisi Tirmizi, iman, bolUmtinde "hasen" oldugunu belirterek zikretmi§lir. Camiu'l-Usill ,
l 0/119
50 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 1
ona gazap etmi§, onu lanetlemi§tir ... " (Nisa: 93) ilmi elden brrakan da cahil
ve sapiktu. Yilce Allah §Oyle buyurmu§tur: " ... Artzk haktan aynldzktan sonra
sapzkllktan ba~·ka ne kalzr?... " (Yunus: 32) veya "Gazaba ugrayanlar"dan
maksat yahudilerdir. Allah, bunlarla ilgili olarak §0yle buyurmu§tur: " ... Al-
lah 'zn lanetledigi ve gazap ettigi kimseler ... " (Maide: 60). "Sapanlar"dan
maksat da hiristiyanlardu. Rabbimiz onlar hakk1nda §6yle buyurmu§tur:
"...Daha onceden sapmz§lar, bir9oklanm saptzrm t§lardzr..." (Maide: 77) An-
cak burada "Gazaba ugrayanlann" yahudiler, "sapanlarzn" da huistiyanlar
oldugu gibi kesin 9izgiler 9izmek dogru olmaz. <:;tinkil yine Kur'an'da "gaza-
ba ugrama" , bazan hiristiyanlara nisbet edildigi gibi, "Saptl<l1gm" ifadesinin
de yahudilere nisbet edildigi olmu§tur. Ancak bu iki ifade birlikte zikredildi-
ginde uygun olaru "gazab" ile yahudilerin kastedilmi§ olmas1du. Yahudiler,
ktiftirlerinde olduk<;a inat91d1rlar. <:;unkii hep haddi a§ITII§lar, peygamberlerini
oldiirmii§lerdir, "Dogrusu Allah fakirdir, biz ise zenginiz ... " (Al-i imran:
181) tiiriinden ifadeler kullannn§lardu.
Kur'an'dan degildir. c;unkti "imam" olan asil mushafa yaz1lmam1§ oldugu gi-
bi, sahabe ya da tabiinden olan herhangi bir kimseden de bu kelimenin
Kur'an'dan olduguna ili§kin bir_nakil yoktur. Ancak Fatiha okunduktan sonra
bundan ayn olarak "Amin" demek siinnetir. c;unkti Rasulullah (s.a.v.) §tiyle
buyurmu§tur: "imam 'veleddallfn' deyince 'amin' deyin. <;unkii melekler de
· bunu soyler. Kimin 'amfn' ifadesi meleklerin 'amfn' ifadesiyle denk gelirse,
Ayet: 7 FATiHA SfJRESi/ 1
I I - Hadisi Buhar'i tarhric etmi§, Muslim de ~u ifadeyle rivayel ermi§tir: "imam, 'amfn' deyince,
siz de 'amfn' deyin." Ebfi Dav Gd ve Tirmizi de ~u laf1zla rivayet etmi ~ler: "imam, 'gayri'I
ma.~d(ihi aleyhim 1•e leddal/111' deyince sizde 'dmin' deyin. "
Bu sure Harun ONAL tarafindan tercume edilmi§tir.
1. Eli/, Lam, Mim.
2. Bu kitap, kendisinde hifbir §iiphe yoktur, takva sahipleri
ifin bir hidiiyettir.
3. Onla.r gayba iman ederler, namazi kilarlar ve kendilerine
verdigimiz riziktan Alla.h yolunda harcarlar.
56 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
1- Kadi Ebu Bekir ibn Arabi, Ahkamu'l-Kur'an adh eserin sahibi olan ve bier! 545 (M. 1148)
v11tnda vefat eden bir zattir. Bunu Muhyiddin ibn Arabi ile kan~tumamahdrr.
Ayet: 1 BAKARA SURESi/2 57
2- Bu, cumhurun da gorti§tidtir. Zem.,i.. ~p,., ibn Kesir ve ~eyhu'l-islam ibn Teymiye de bunu
tercih etmi§lerdir.
58 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
3- Burada §U ayete i§aret ediliyor: "(inkli.r eden/er) Bu Kur'an't dinlemeyin guru/tu yapm.
Umulur ki, galip gelirsiniz dediler." (Fussilet: 26)
Ayet: 2 BAKARA SORESi/2 59
metin bir9oguna sakh tutmu§ oldugudur. <:;unkti bunda baz1 ilahi hikn1etler,
Rabbani maslahat ve faydalar vardir. Rabbimiz btiyiik zatlara, bunlarm tilmil-
nti degil, sadece baz1 Slflann1 ogrenebiln1e imkanm1 vermi§tir. Bu ogrenilen-
ler de baz1 ozel terkiplerden ibarettir. Bunlar ulvi alemlerle en sufli ale.mleri
ve ba§kaca §eyleri etkileri altma alma imkfu11n1 veren, ya da onlara etki ede-
bilme gtictinii saglayan §eyler olabiliyor" diyor.
Diger taraftan miite§abih de, tiHivet yontinden tipla muhkem gibidir. ibn
Mes'ud'un anlatt1g1na gore Rasulullah (s.a.v.) §6yle buyurmu§tur: "Kim, Al-
lah'm kitabindan bir tek ha1f okursa, ona bir hasene (sevap) vardir. Her bir
hasene de on misli olarak degerlendirilir. Ben "Elif, Lam, Mfm" bir tek ha1f-
tir demiyorum. Aksine "Elif' bir harftir, "Lam" bir harftir ve "Mfm" de ayn
bir harftir. "(4> Dolay1s1yla "Elif, Lam, Mim" de otuz hasene vardir.
A.yette zarf Olan "f'Ih", "rayb" (ku§kU, §tiphe) kelimesinin Online konul-
maml§tlf. Bu "hakkmda §tiphe duyulan ba§ka bir kitap llli var?" gibi bir kay-
g1ya kap1hnmamas1 i9indir. Eger kafirlerin bu kitap hakk1nda §lipheye kap1l-
dtldar1 ve Allah'1n kitab1n1 kabul etmedikleri, k1ble ehlinden olan bid'at9ilarm
da mtite§abihlerin anlam1 hakkinda §tipheye dii§ttikleri ileri stirtilerek: "O hal-
de bunda hie_; §tiphe edilmemi§tir gibi bir ifadenin anlam1 ne kadar ger9ek9i
olabilir?" diye sorulursa cevabnruz §Udur:
Teysfr adh eserde ~oyle denilmektedir: "Nitekim hep ayn1 §eyden ya-
rarlananlar ic;in, "bu, yaln1z sana aittir, sadece sen bundan yararlanacaksm "
denir, buna ragmen bir ba§kasm1n da bundan yararlanamayacag1 manas1 91.k-
maz. Dolay1s1yla baz1 kimselerin hidayete ermemeleri, bu kitab1 hidayet kay-
nag1 olmaktan 91karamaz. Mesela koriin giine§ten yaranlanrnamas1, ya da onu
gormemesi dolay1s1yla giine§in varhgllli inkara kalkl§mas1 ile gtine§ reddedil-
mez. Agzm1n tad1n1 bilmeyenin bunu kabul etmemesi, bahn bal oldugu ger-
9egini degi§tirmez. Koku alma duyusu herhangi bir sebeple bozulmu§ olan
kimsenin misk kokusunu duymamas1, onun iyi olmad1g1ndan degil, burnunun
kokuyu almamas1ndandu. Ontinden berrak ve tath bir akarsuyun ak1p gitme-
sine ragmen, susuzluktan olmek tizere olan kimseye yazlklar olsun! Doluna-
y1n her taraf1 gtindtiz gibi aydmlatt1g1 bir gecede, hala karanhklar i<;inde ka-
lan ve aydm1Ig1 goremeyen kimsenin, suc;u kendisinde degil dolunayda gor-
mesi ne kottidtir! Kur'an-1 Ker1m, emredici ve yasaklay1c1 htiktimleriyle orta-
da dururken, hala isyana kalki§an ve fas1khgma devam eden kimseye her ba-
k1mdan yaztklar olsun! Bunun i9in Rabbimiz §oyle buyuruyor: "Muhakkak o
( Kur'an), kafirler irin bir 1'i,zuntudur." (Hakka: 50)
Miittaki: Korunma anlamma gelen "Vikaye" kelimesinden ttiren1i§ ism-i
faildir~ Bu, hi9bir ku§kuya meydan birakmaks1zm kesin bir §elcilde korunan
Ayet: 2 BAKARA SURESi/2 61
demektir. Ashnda "ittika", iki §ey arasmdaki engele verilen isimdir. Mesela:
Adam elindeki kalkamyla korundu, onu kendisine siper etti, denilir. Bu, ki§i-
nin kendisiyle hedef ald1g1 §ey arasmda, korunmak i~in bir siper yaptig1 anla-
mlfla gelir. Bir hadiste §Oyle buyuruluyor: "Sava~ tam olarak kizi~tlgmda biz
Rasulullah'la korunurduk. "<5> Burada anlattlan §Udur: Sava§m klz1§t1g1 bir s1-
rada, her konuda Allah'lfl peygamberi sayesinde korunacag1m1za inan1yor-
duk. Dolay1s1yla takva sahibi de, Allah'm emirlerine yap1§man1n ve yasakla-
nndan ka~mmanm kendisi ile azab aras1nda bir engel oldugunu kabul ediyor.
<;tinkti bu sayede kendisiyle Allah'm azab1 aras1nda bir engel olu§turuyor.
b- Gtinah say1lan her §eyden uzak durmak. i§te bu, §eriatte "Takva" ola-
rak degerlendiriliyor. Allah §Oyle buyuruyor: "Eger o memleketlerin halkt
iman edip Allah'tan korksalardi. .." (A'raf: 96)
5- Bu hadis, Buharl ilc M Uslim'in Sahih'lerinde yer verdikleri hadisin bir bo!UmUdUr.
62 RUHU'L-BEYAN Ci.iz: I
......
ledir. i§te bu sonuncusu Adnanogullanmn seyyi4i Peygamberimiz i~in ger-
c;ekle§mi§ti.
~eriat dilinde ise salat: Belirli fiil , hareket ve dualanyla k1hnmas1 farz
olan namazdir. <;iinkti bu ibadetin k1yam1nda kiraat, kuudunda sena ve dua,
namaz1 kilan kimseye rahmet vardir. Bu ayette sozu edilen namaz, be§ vakit
namazd1r. Namaz1n ikamcsi demek, buna devan1 edip terketmemektir. Bir
ba§ka ifadeyle hi9 bikmaks1zm namaza her zaman hazrrhkh olmak demektir.
k1mlan da farzu ayn addetmekle beraber sthhatm ~art1 addetmezler. Bunlara gore munferiden
namaz k1lmakla rnusalliye gtinah teretti.ib ederse de narnaz1 sahihdir. ibnu Huzeyme, ibnu
Munzir, Ara, Evza!, Ebfi Sevr de bu re'ydedirler. Ahmed ibn Hanbel ile ~afil'nin de kavli bu-
dur.
Farz olduguna kail, olanlar bu hadislc benzerlerine tutunurlar. Bunlar, sonnet olayd1 terke-
denler yak.mak ile tehdid edilmezlerdi, diyorlar.
~afii' vc diger mezheblerden bir rroklan da farzu kifiiye olduguna kail olmu§lardtr.
Ebu Hanife ile Malik'e gore milekked stinnettir.
Farzu ayn olduguna kai l olm1yanlann bir\:ok huccetleri varsa da en kuvvetl isi yine bu hadis-
tir. Diyorlar ki bu hadisde haber verilen ukfibet yalmz niyyette kahb, Peygamber bu tehdldi bil
fiil vaki k.Ilmarru§ttr. Cemaat farzu ayn olayd1, bunu terkedenlerin cezas1 beyan edilen ukGbet
olduguna gore elbctte yakalanm b1rakrmyacaktir. .. (Mehrnel Sofuogl u)
7- Taberanl, "el-Kebfr" de rivayet ediyor. Manas1 §oyledir. "Dogrusu Rabbinizin, sizin ge~irdi
giniz donemler i~eris inde ikram zamanlan vard1r. Bu zaman i~eri s inde o ikramlara haztrltkh
olun. Belki bunlardan biri size isabet eder de, bundan boyle asla koti.ilerden olmazsm1z."
(Bkz. Stiyuti, el-Fethu 'l-Kebfr, 1/403.)
66 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
karine yoluyla bu, helal olarak anla§1lmahdu. Ayette hep ovgtintin yer ald1g1-
na dik.kat edersek, bundan da helalin kastedildigini anlanz. Yine ayette ttim-
lecin fiilden once zikredilmesi de buna verilen onemi gosterir. Bir de ayet
ba§larma uyum saglans1n diye tti1nlec; one al1nn11§trr. Ayette "baz1" anlam1na
gelen "min" edau, israftan ka91nmay1 ifade i<;indir. Yi.ice Allah, e§i ve benze-
ri olmayan tek bir ilfill oldugu halde ayette "verdigimiz rzZTktan " kelimesinde
9ogul kipinin kullanilmas1 §Unun i<;indir: Bu hitap §ekli, htikilmdarlara mah-
sustur. Allah ise htiktimdarlar htikiimdan olup, tum mtilklerin de melikidir.
i §te 9ogul kipi bu manadadir.
Ancak en dogru gorti§e gore, "nafaka" dan maksat zekattrr. Her §eyin
zekall da kendi cinsinden olur. Zenginlerin infak1, mallar1ndan olup, bunu ih-
tiyac; sahiplerinden esirgememeleridir; abidlerin infak1, hayatlann1 hizmetten
geri tutmamalandlf; ariflerin infak1, kalblerini ilahi murakabeye kapah tutma-
malandrr. Kisaca zenginin infak1, kasay1 a9mas1; fakirin infakt da kalbten Al-
lah sevgisi d1§mda kalan diger ttim sevgileri 91karmas1drr.
Ayette aynca "iman" dan sozediliyor ki, bu bir kalb i§idir. Bunu izleyen
''nan1az" ise bedcnlc ilgilidir. Bunun arkas1ndan da "infak" geliyor, bu da
n1alla ilgilidir. Bunlar, tiim ibadetlerin toplam1d1r. imanda kurtulu~ , namazda
yakar1~, infakta da dereceler vardrr. Bu ayette dort ~ey .anlatihyor: Takva,
gayba iman, nan1az ve infak. Sehavet ilk riitbedir, bunu comertlik (did) izler.
Bunun arkas1ndan da ba~kas1111 kendine tercih (isar) gelir. MeseHi bir kin1se
maluun bir k1smm1 harcar ve bir k1s1m1n1 da harcamazsa, bu kimse sehavet
sahibidir. Bir kimse ba~kalanna c;okc;a yard1mda bulunur ve kendisi ic;in az
§ey brrakusa, bu da cud, yani bilytik comertlik, sahibi k imsedir. S1kmt1ya kat-
Ayet: 4 BAKARA SURESi /2 67
Iyan bakim1ndan yakin: insan bir §eyi gortince, o §eyle ilgili §tiphesi or-
tadan kalkar.
Haber a91s1ndan yakinin ornegi §Udur: Bir kimse bizzat gidip gormemi§
olsa bile, dlinyada "Bagdat" denilen bir §ehrin bulundugunu bilir. Bunu bil-
mesinin ve boyle bir §Chrin varhg1na inanmasm1n nedeni, kendisine verilen
dogru haberdir. i§te buna haber a~1 smdan kesin bilgi denir.
DeHilet bak1mmdan yakrn'in ornegi ise, bir kimsenin bir yerden bir du-
mamn ytikseldigini gordtigUnde, orada bir ate§in varhg1n1 kesin olarak bilme-
sidir. Ki~i bu ate§i gormese de, varhg1na inanu. Dolay1s1yla ahiret haktu.
<;linkU ahiretle ilgili haber, gortildtigii andan itibaren a~1k ve se9ik, kesin bil-
giye donii§ecektir."
Ahirete kesin iman, ona haz1rlanmay1 gerektirir. ~u on §ey, insanm gaf-
letten hala uyanmad1g1n1n gostergesidir:
1- insan, kesin olarak Allah tarafmdan yarat1ld1gm1 bilir, fakat O'na iba-
det etmez.
Ayet: s BAKARA SORESi / 2 69
5- Oltimtin kesin olarak gelecegini bilir, ancak bunun i9in hazrrhk yap-
maz.
6- Kabrin kendisi i9in sonunda mutlaka vanlacak bir yer oldugunu kesin
olarak bilir, fakat onu onarmaya <;ah§maz.
10- Kesinlikle cennetin iyilerin yurdu oldugunu bilir, fakat bunun i<;in
gereken ameli i~lemez. Nitekim bunlar Teysfr'de de anlatiltn1§ttr.
5. «i§te onlar» Yani bundan once anlat1lan, takva sahipleri ... "i:jle on-
lar" ifadesinde uzakhk anlam1 vardir. Bu, ad1 ge9en niteliklere sahip kimse-
lerin derecelerinin yticeligine, fazilet noktasmdan makamlann1n tisttinltigiine
i§arettir. Bu ifade miibteda yani oznedir. Ytikle1ni ise, "Bir hidayet uzeredir-
ler" cUmlesidir. "Huden" kelimesindeki nekirelik (belirsizlik) ise, i§in one-
mine i§arettir. Sanki, "onlar oyle bir hidayet ve dogru yol tizeredirler ki, bu-
nun kiinhtine hiy kimse eri§emez ve degerini geregince takdir edemez" denili-
yor gibidir. Bu tipk1 §U ifadeye benzer: "Eger sen falan kimseyi gorebilsey-
din, mutlaka bir adam gorecektin." Y ani Allah, bu kimselere hidayet etmekle,
onlara diinyada ikramda bulundu ve hentiz ya§iyorlarken kendilerine kurtulu§
yolunu gosterdi: «Rablerinden», yani Allah tarafmdan gelen «bir hidayet
iizeredirler.» Bu, Allah'i.n her tilrdeki hidayetini ve her anlamdaki ba§anya
ula§ttrma yollann1 iyine ahr. Ayette "Rabb" kelimesinin "hum" zamirine
70 ROHU'L-BEYAN Cuz:l
muzaf olarak gelmesi, nitelenen varhg1n 9ok ytice ve §erefli oldugunu goster-
mek i9indir.
{.;\ ., ~ ,. (.'....
~~~
... ' .
Ayet: 6 BAKARA SURESi/2 71
6. «lnkar edenlere gelince ...» Yiice Allah bundan onceki ayetlerde, sa-
mimi ve halis kullann1 tum nitelikleriyle anlatti. Onlar i9in hidayeti ve kurtu-
lu§ yolunu gosterdigini belirtti. ~i1ndi de bunlann tam z1dd1 olan inkarcilan
anlat1yor. Bunlara hidayet kar etmemi§, ayet ve uyanlardan da birders alma-
mi§lardir. Ayette ilgi zamirinin marifeligi (belirliligi) ya "ahd" 1nanas1nadrr ki
bununla belirli bazi kimseler bildirilmek isteniyor; meselfl, Ebu cehil, Ebu
Leheb, Velid b. Mug1re, Y ahudi din bilginleri gibi. Vey a bu cins manas1na-
du. Bu durumda ktifrtinde israr eden ve kesinlikle hakk.i kabul etmeyi dti§iin-
meyen herkes, bu ifadenin ic;inde yer ahr. "Ktiftir" sozliikte, ortmek ve kapat-
. mak anlam1na gelir. ~eriat dilinde ise, Rasulullah (s.a.v.)'m getirdigi zaruri
olarak bilinen §eyleri inkar etmektir.
Begavi'de bildirildigine gore kliftir dort tlirltidUr:
a- "Ktifr-i inkari: Allah'1 bilip tan1d1g1 halde, bunu itiraf etmemektir.
b- Ktifr-i cuhud!: Kalbiyle Allah'1n varhgmi bildigi halde diliyle bunu
soylemeyenin klifrti. Mesala iblls'in ktifrti gibi. Allah §6yle buyuruyor: "Bi-
lip ORrendikleri gerrekler kar§zlanna dikilince, onu inkar ettiler." (Bakara:
89)
c- KUfr-i inad!: Kalbiyle Allah'1 tan1d1g1 halde, diliyle itiraf etmemesi ve
o hak dini de kabul etmez. Ebu Talib'in ktifrli gibi. <;unkti o:
~oyle bir soru da akla gelebilir: Allah, Hz. peygamber'e bunlann iman
etmeyeceklerini bildirdi. 0 halde tlpk.i Hz. Nfih'un kavn1inin iman etmeyece-
gini bildirip helak ettigi gibi, bunlan da helak etmeli degil miydi? Buna kaq1-
hk olarak deriz ki: Hz. Peygamber (s.a.v.), ale1nlere rahmet olarak gonderildi.
Nitekim bunu Kur'an bildiriyor: "Halhuki sen onlann ifinde o lduk~a Allah,
onlara azap edecek de<~ildir ve onlar magfiret dilerlerken de Allah onlara
azap edecek degildir." (Enfal: 33)
Ayette ge9en kalbten amac;, goniilde ifadesini bulan akil gticti ve mele-
kedir. Bazan da kalb zikredilir, onunla ak1l ve marifet kastedilir. Allah §Ciyle
buyurmu§tur: "$uphesiz ki bunda kalbi (aklz) olan iqin bir ogtlt vardzr."
11
(Kaf: 37) Bu ayette "kalb "akd " anlanunda kullan1lm1§t1r.
,
D ordiincusii: imam Sibeveyh'in, "iki \Ogul aras1nda yer alan bir tekil
kelime, \Ogul kabul edilir" §eklindeki gorti§tidi.ir. T1pk1 §U ayette oldugu gibi:
"Onlan karanliklardan aydmltga <;zkanr." (Bakara: 257) Ayette "karanltk"
kelimesinin s:ogul gelmesi, tekil olarak gelen "aydmhk" kelimesinin de 9ogul
kabul edilmesini saglar.
«Onlar i~in biiyiik» yani §iddetli «bir azap vardir.» Azap, kok itiba-
riyle "nekal'' kelimesine benzedigi gibi, anlam ac;1s1ndan da buna benzer. Bu,
ceza, felfil<.et, ba§kalanna ibret o.lacak §ey anlamlannadu. Buna "azap" admm
verilmesi, ki§iyi cinayet i§lemekten ahkoydugu i~indir. <;unkti akll sahibi bir
kimse, yapacag1 koti.iltiklerin sonucu olarak ba§ma gelebilecekleri dti§tindti-
giinde kotillill<lerden hemen vazge9er. Nitekim tath suya da bu kokten olarak
"mau'l-azb" denir. <;i.inki.i boyle bir su, insandaki susuzlugu kesin olarak gide-
rir. Halbuki tuz veya tuzlu olan §ey boyle degildir. Bu, giderek insan1 susatlf.
Bir diger yorum ise, ki§inin karakteri geregi ho§ gordiigi.i ve gi.izel kabul etti-
gi §ey lerin cezas1na ad olarak verilrni§tir. Nitekim: "Azabimt tadm" (Kamer:
37-39) denilmi§tir. Ashnda gtizel ve temiz olan §eyler tad1hr. Buna gore dtin-
yada kendi heva ve isteklerine uyarak bunu gtizel gorenler, bir bakuna azab1
da giizel gormti§ oluyorlar.
Teysfr adh kaynakta ''azfm" kelimesi, btiyilk, ~ok veya siirekli gibi an-
lamlarla yorumlanrnI§tlr. Dolay1s1yla bu, siirekli olarak cehennem ate§iyle
azaplandumak anlain1na gelir. Sonra bu azab1n btiyi.ikltigii k1yametin §iddeti
ve korkunc; ahvaliyle zincir ve prangalann ~oklugu sebebiyledir. Bu ayet, ka-
firlerin ahirette laytk olacaklan durumlann1 a~1klayan bir uyar1 ve korkutma-
d1r. Bu, ayn1 zamanda dtinyada oldtirtilme ve esir dli§me, ahirette de cehen-
11
nem ate§iyle cezaland1nlma §eklinde yorumlanm1§tir."Biiytik azap ifadesinin
nekire (belirsiz) olarak gelmesi, ona ugrayacak olanlann gorecekleri azap ve
ac1n1n biiyuk olacagma i§arettir. Bunun derecesini de Allah'dan ba§kas1 bile-
mez.
8. «Bir k1s1m insanlar vard1r ki...» Her §eyden miinezzeh olan Rabbi-
miz, Kitab'mm ba§1nda kendi zatuu bize tan1ttl. Sonra da ger~ek anlamda ina-
78 RfJHU'L-BEYA.tl\I Ciiz: 1
nan, ozil ve sozii bir olan ihJash kullannm niteliklerini anlatti.Bunlann ardm-
dan, inkarc1lardan soz etti. Bunlar da, inkar a91s1ndan ic; vc dt§lan ayn1 olan-
lardu. 09tincii olarak §U anda ele ahnan kimseler ise, birinci la.s1mla ikinci k1-
s1m arasmda bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalay1p duranlar, bir yerde karar k1l-
mayanlardrr. Bunlar ic;ten inanmad1klar1 halde, ag1zlanyla inand1klann1 soy-
lcyen miinaf1klard1r. Ashnda onlar kafirlerden daha kotti kimselerdir. Allah
nezdinde de en <;ok bugzedilenler bunlardtr. c;unkti bunlar, hale.km kar§tsmda
batth ve ktifrii sec;mi§ler, boylece hak ile bat1h bir aldatma ve alay unsuru
olarak ele alm1§lardir. i§te bu ytizden de, bunlar hakkmda daha uzun ve fazla
bilgi veriltni§, igrcnc;likleri ve kotiiltikleri ac;1k bir tarzda ortaya konulmu§tur.
Ka§ani §6yle diyor: "Gortildtigil gibi burada, kafirlerlc ilgili olarak sade-
ce iki ayete yer verilip onlar hakkmda k1sa bilgilerle yetiniln1esine kar§thk'
mUnaf1klann durumlar1mn ontic; ayetle ac;1klanmas1, kafirlerden yilz 9evrilme-
si i9indir. Kafirler sozden anlamazlar, dolay1s1yla bunlarla konu§man1n bir
anlam1 yoktur. Halbuki mtinaf1klar1n, bazan azarlanmalan, agir bir §ekilde s1-
k1~t1nlmalan halinde kcndilerine soz kar edebilir, yapttklan kottiltikler vc
davram§larm a91klanmas1 halinde ko§eye s1k1§abilirler."
Bir diger yoruma gore bu kelime, gortilmek, ortaya c;1kmak gibi anlam-
lara gelen "anese" koktindcn ttiren1i~tir. insan da gortinen bir varhk olmas1
nedeniyle kendisine bu ad verilmi~tir. c;unkti insan, hem gorilntir ve hem de
gortir. Oysa cinlere "cin" ad1n111 verilmesi, insanlan n gozlerine gortinmeme-
leri dolay1s1ylachr.
Mti'min olan kimsenin ili1n ve amel gibi gtizel §eylerle stislenmesi, ha-
tadan ve ayak silr9n1esi gibi §eylerden de uzak durmas1 gerekir. Rabbinin
nzas1ndan ba§ka bir §ey dti§Unmeyerek ibadet ve taatte bulunmahd1r. Dtizgiin
bir kalble Rabbine ibadet ve kulluk etmelidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.)
hadislerinde §6yle buyurmu§tur: "Sizin adzmza en qok endi§e ettigim §ey, ku-
~uk §irktir." Ki.is:iik §irk nedir? sorusu tizerine §OY le buyurmu§tur: "Riyadtr.
Yuce Allah, kullanm amelleriyle cezalandzracagl, ya da mukafatlandzracagi
o gunde: 'Diinyada iken, kendileri ifin gosteri§te bulundugunuz kimselere
gidin hele, onlann yamnda siz bir hay tr bulabilecek misiniz?' buyurur. " cs>
Bu kimselere boyle denmesinin nedcni, onlann dUnyada i§ledikleri amelleri-
nin strf bir aldatrnacadan ibaret olrnas1ndandtr. Nitekim fillirette de kendileri-
ne boylesi bir muan1ele uygun gorUlecektir. Bu ifadeler Tenbihu'l-Gafilfn'de
de boyle ge9iyor.
10. «Onlarin kalblerinde hastahk vard1r. Allah onlarin hastahg1n1
arhrm1~hr.» Hastahk., gers;ek. anlarnda, bedene sonradan ili§en bir rahats1zhk
olup, bedeni norn1al durumundan c;1kar1r. Davran1§ bozukluklan meydana ge-
tirerek, i§i o1Ume kadar vard1nr. Aynca hastahk, rnecaz! anlamda nefsani
arazlar hakkmda da kullan1hr. Meseta cehalet, 9ekememezlik, bozuk inans;,
kin ve her tiirli.i ki.ifiir gibi. Boylelerin gonli.i hep elden kac;trd1klan §eyler yil-
ziinden ilziintiidedir, kazanarnadtldan liderlikler sebebiyle yamp tutu§makta-
d1r. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in getirdigi dava ve yi.iriittiigii gorev konusunda
gosterdigi sebat ve giinden giine ilerleme kaydettigini gordtikc;e, iyiden iyiye
rahats1zla§1yorlar. <;unkti ic;leri kUfiirle, kotiiltiklerle ve bozuklukla doludur.
Hz. Pcygamber (s.a.v.)'e kar§I dti§manhklann1 giderek h1zlandrrrnaktad1rlar.
8- Ahmed b. Hanbel, Miisned, 5/428; ibn Ebu'd-DUnya ve Beyhaki (Zii.hd ). Bkz. et-Tergfh
\·e't-Terhfh, 1/34
Ayet: 10 BAKJ\.RA SORESi / 2 83
yin slirekli geli§i, yard1m ve zaferin artarak Mtisli.i1nanlar lehine devan1 etme-
si, bu mtinaftldan adeta 9ileden ~ikanyor. <;ilnkti her vahyin geli§inde, Mtis-
ltimanlar1n sorumluluklan da o oranda art1yor. Bu durum, mtinafiklar1n i§ine
gelmedigindcn, kiiftirlerinde iyice az1t1yorlar. Oylc ki, §ehadet kelimesini bile
soylemek kendilerine agtr gelmektedir. ~ehadet kelimesi soylemenin bu ka-
dar zor geldigi kimseler, bundan sonraki emir ve yasaklan nasll yerine getire-
bilirler? Bu gorevler ibadet ve taatle ilgilidir. Sonra da cinayetlere kar§l veri-
lecek cezalard1r. Bunlan dil§iindtikc;e, bi.isbtittin c;1ldrracak duruma geliyorlar.
Izd1raptan izdiraba, §iipheden §tipheye dii§tiyorlar. Bu durum, dogal olarak
fillirette de onlara azap tizerine azaba neden olacaktir. Yi.ice Allah §0yle buyu-
ruyor: "Bozgunculuk yaptrk/anndan dolayz onlara, azap iistune azap art1r-
d1k. " (Nahl: 88)
Ayn ca : -!.'Allah onlann hastalzg znl arttrm l§ltr " ayetinin mi.inafiklar
aleyhine bir beddua olma ihtin1ali de vardrr. Ancak bunun ni\:in beddua ola-
rak yorumlanchg1 sorusu akla gelebilir. Halbuki ah§llagelen §ekliyle aciz kim-
seler bedduada bulunur. Oysa ytice Allah, acizlikten mlinezzehtir. Oy leyse
bunun sebebi ne olabilir? Buna §0yle cevap verebilirim: Burada Allah, insan-
lara mtinafiklar aleyhine bedduada bulunman1n caiz oldugunu ve onlann Al-
lah'm rahmetinden uzakla§tlnld1gm1 bildirmektedir. <;unkii mlinafiklar, Al-
lah'1n yaratiklan ic;inde en kotiileridir. Nitekim: "Allah onlarz kahretsin!"
(Tevbe: 30) ve "Allah onlara lanet etsin" . (Tevbe: 68) gibi ayetlerde bu anla-
ma i§aret eder.
Bir de Hz. ibrahim (a.s.)'e atfen gelen bir haber vard!f. Bu habere gore
Hz. ibrahim (a.s.) il9 yerde yalan soylen1i~tir. Asbnda bu tariz yoluyla soylen-
mi§tir. <;tinki.i soyleyi§ tarz1 bak1rrundan yalana benziyor. i§te bunun i9in de
yalan ismi verilmi§tir.
ikincisi ise, Hz. ibrahi1n'in k1nlan putlarla ilgili olarak: "Belki de bu i§i
§U buyiikleri yapml~tir" (Enbiya: 63) demesidir. 0 , bunun miimkiin bir i§ ol-
mad1g1n1, ancak putlarm en bi.iytigtini.in bu i§i yapml§ olacagmm varsay1lma-
s1yla, kar§1s1ndakilere susturucu bir cevap vermek i9in soylemi§tir. <;tinkti bu
ifade onlarm ak1ls1z olduklann1 ortaya koyuyor ve onlan beyinsizlikle dam-
gahyor.
U~ilncii yalan ise, Hz. ibrahim'in han1mma ili§kin soyledigi sozdi.ir. Hz.
ibrahim, hiiktimdann sorusu iizerine hamm1 Sare i~in: "Bu, benim k1zkarde-
§imdir" diyordu . Bununla soylemek istedigi §ey, han1m1n1n din bak1m1ndan
karde§i olduguydu. <;link.ii amac1, han1m1n1 zalimin elinden kurtarmakti. Kra-
lm dinine gore o, yalmz evli kadmlara elini uzatrrdi.
9- Bu hadis anlam olarak rivayet olunmu ~ tur.MUslim tarafmclan rivayet edilen hadisin lafzi
~oyledir: "insanlarw soylemekte olduk/an §eyler i~·i11 kendilerine izi11 verildi/Jini
duymad1m. Ancak Uf §ey hundan isris11a edilmi§fir....." Ctimiu'l·UsUI, I 0/604.
Ayet: 11 BAKARA SORESi / 2 85
i§te bu tic; konuda yalan soylemekte herhangi bir sak1nca yoktur. Yeter
ki bu, kendisi veya bir ba§kas1 ad1na dogru bir gerekyeye dayand1nlarak soy-
len1ni~ olsun. Hadiste ifade edildigi gibi, ya sava§ hilesini di.i§iinerek, ya iki
ki ~inin arasm1 bulmak veya kan kocanm aras1n1 diizeltmeye yonelik olmah-
drr.
I0- Bkz. lbn Abdul berr: (i srfah), ibn Mende, EbQ Nuyam. ibn Eslr: (Usdirt-Gahe, 1/425)
Harise b. SUraka'nrn biyografisi, 993.
86 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
13. «On Iara: 'insanlarin iman ettigi gibi, siz de iman edin' denildigi
zaman:» Mii'minler tarafmdan, ogiidii tamamJamak ve iyi bir ir§adda bulun-
mak i9in, miinaf1klara, "siz de mti'minlerin imanlar1na denk bir ol9iide, onla-
nn Allah'a ve filiiret glintine inandiklar1 gibi inanm" denildigi zaman...
Ayette gec;en "jnsanlar" ifadesinin ba§indaki elif lam ekinden dolay1
bununla ya: "Her bak1mdan insanhk yontiyle mtikemmel olanlar kasdedilmi§-
tir veya bizzat Rasulullah (s.a.v.) ile, beraberindeki inanc;lJ kimseler kasdo-
lunmu§tur. Bu itibarla anlam §6yle olmaktadir: "ihlash bir inarn;la, nifak §ai-
belerinden ttimilyle uzak kalm1§ ve inananlann imanlanna denk bir §ekilde
Allah'a ve filliret gilni.ine i1nan edin" denildigi zaman, onlar: «'Yani beyinsiz-
lerin -inand1g1 gibi mi inanahm'?' derler.» Mtinaflklar, kendilerine iyiligi
emredenlere kaq1hk, inkarla cevap verirler.
"Sefeh"; bunakhk, beyinsiz1ik ve ahmakhk anlamlanna geldigi gibi, bir
kimsenin gorli§iinde uyumsuzluk ve karars1zhk bulundugunu da ifade eder.
i§te bu iki ozellik nedeniyle akla eksiklik ar1z olur. Bunun kar§1t1 da "hilm",
yani yumu§akhk ve kendini begenmektir. Ashnda mti'n1inler, akh ba§mda ol-
gun ve vakarh ki§iler olmalarma rag1nen, milnaftldar sefahete battiklan veya
mti'minleri tahkir ettikleri i9in onlan boyle nitelemi§lerdir. <;unkii mti'minle-
rin birc;oklan yoksul kimseler oldugu gibi, i9lerinde Suhayb ve Bilal gibi kole
olanlar da vardi. Mtinaf1klar: ''Yani o beyinsizlerin inandzgz gibi mi inana-
llm ?" diye a91k-se9ik konu§tuklan halde, bunlara milnafik denilmesinin dog-
ru olup olmayacag1 sorulursa, bu husus birka9 yonden yorumlanm1§ttr:
a) Mtinafiklar aslmda boyle bir konu§may1 a~1ktan degil, ic;lerinden ge-
88 RUHU'L -BEYAN Ciiz: l
11
lad1: "Merhaba, Rasulullah'1n amcasm1n oglu ve dan1ad1! i§te bu suada Hz.
Ali (r.a.), hemen konu§maya .mtidahale etti ve: "Abdullah! Dik.kat et, Al-
lah'tan kork da mlinaf1khk etme. <;tinkti mlinaf1klar, Allah'm yarattl<lar1n1n en
§erlileridir" dedi. Abdullah b. Ubeyy hen1en one auld1 ve: "Ey Ebu'l-Hasan,
yava§ ol. Boyle bir §cyi nasil soylersin. Allah'a yemin ederim ki, bizim ima-
rum1z tipla sizin imanm1z, bizim tasdikimiz upla. sizin tasdikiniz gibidir" de-
di. Sonra aynhp gittiler, bu arada Abdullah b.Ubeyy arkada§lar1na donerek:
"Onlara nastl davrand1g1m1 gordtinliz. Siz de onlan gordilgilniizde, benim on-
lara davrand1g1m gibi davran1n, benim yaptig1m1n ayms1n.1 yap1n ve hep iyi-
liklerini dile getirerek ovtin" talimatlnt verdi. i§te bu ayet bunun tizerine indi.
«Fakat ~eytanlar1yla ba~ba§a kald1klarinda: 'Siiphe yok ki, biz si-
zinle beraberiz» derler. Miinafiklar, inad~1hk ve kotiiliik bak1mmdan §eytan-
lardan pek fark1 olmayan arkada.§lanyla ba§ba§a kaldlklari zaman , kiiftirlerini
ortaya koyarlar.
,..
Ayette mtinaf1klar1n §eytanlarla beraber zikredilmesi, ktiftirde mtinaf1k-
larm §eytanlarla ortak olmalar1ndandir veya mtinaf1klar1n ileri gelenleri de-
mek istenmi§tir. Konu§anlar ise, lider seviyesinden daha dti§tik olanlardir.
<;link.ti tiim az1p sapan ve inat edip direnen kimseler ashnda §eytandular. Ay-
nca bunlann "§eytanlar" olarak adland1nlmas1, ttimiiyle haktan uzakla§IllI§
oJmalanndandir. Mtinafiklar: "Biz sizinle beraberiz" derlerken, biz sizin di-
ninizde ve inancm1zday1z, hi~bir §ekilde sizden ayn ve farkh dti§tinccye sahip
degiliz, demek istiyorlar. «Biz sadece onlarla alay ediyoruz' derler.» Biz
mii'minlerin yan1nda inru1m1§ gibi goziiktirken, amac1m1z onlann ganimetle-
rinden pay ahnak, sirlar1na vak1f olmakt1r. Yoksa biz inanmay1 hallnm1za bi-
90 RUHU'L-BEYAN Guz:1
t1md1r. Bilindigi gibi ytice Allah, gonderdigi kitaplarda darb-1 mesellere ~ok
yer vermi§tir. Mesela incil'de bulunan bir sure'ye "Darb-1Mesel/er" suresi
ad1 verilmi§tir. Nitekim Kur'm1-1 Kcri1n'de de darb-1 mesclleri ve ibretli konu-
lar1 iyeren bin ayet vardu. Aynca peygamberlerin, alimlerin ve hakimlerin
ifadelerinde olduk9a fazla darb-1 n1eselle kar§1la§1br.
Dolay1s1yla bu ayetin anlam1 §0yle olmaktadtr: "Onlarm §a§dacak duru-
mu" tipkI «bir ate§ yakan1n durumu gibidir ki ...» Ayette ge9en ''istevka-
de" ashnda yak1t ve benzeri §ey istemek, bunu elde etmek i<rin gayret goster-
mektir. Bu da, ate§in alevler halinde yiikselip aydmhk yapmas1dir. Yani onla-
rm durumu karanhk bir irolde, buradaki yirt1c1 hayvanlardan korunmak i9in,
bir ate§ yakmak isteyen kimsenin durumu gibidir. «0 ~evresindekileri ay-
d1nlat1nca,» ayette ge9cn "i zaet" kelimesi a§lf1 §ekilde ayd1nlatmak anlam1-
nadir. Nitekim §U ayette de bu anlain da kullanllm1§tlr: "Giine§i bir 1*·1k (ay-
dznlatzcz), ay1 da par/ak kzlan ... O'dur. " (Yunus: 5)
Yanan ate§ \'.evreyi ve e§yay1 ayd1nlatinca, «Allah onlann I§1g1n1 gide-
rip kendilerini karanhklar i~inde, gormezler olarak b1rakir.» Allah, ay-
dmhklarmm tek kaynag1 olan ate§lerini sondiirtip tiimiiyle yok edince, kendi-
lerini karanhklar i<;inde gormeyen kimseler olarak brraktr. c;unkii zulmet, ay-
dmhg1n olmamas1d1r. Hele bir de koyu zifiri bir karanhk varsa, bu daha da
korkun9tur. Ayetteki karanhklar anlammdaki "zuliimat" kelimesinin nekire,
·"'
yani belirsiz olarak gelmesi de bu i§in boyle korkun~ ve gerc;ekten §iddetli ol-
dugunu gosteriyor. Boyle bir durumda eger ortada aydmhk veren §ey yok ol-
mu§sa, artik gorme olay1 ger9ekle§emez. Boylece anlam §Oyle olmaktadrr:
Miinafiklann §3.§ilacak halleri, sapiklig1 satin almalar1d1r. Buysa kilfiir
ve nifak karanhgmdan ibarettir. Bu anlamdaki bir karan11g1 da Allah'm gazab1
izleyecek ve onlar ebed1 bir ceza ile karanhklar iyinde k1vranacaldardir. \:iln-
kti mtinaflklar, iman denen hidayeti b1rak1p sapiklik denen kiifrii se9mi§lerdi.
Oysa hidayet, insanm fitratmda olan bir nur olup, bu nur da onlarm gorebil-
dikleri hak delillerle desteklenmektedir. Bu ttpkI, biiytik bir ate§ yakan insa-
n1n durumuna benzer. Adam tam yaktig1 ate§in ayd1nhgmdan yararlanacag1
bir srrada, Allah, o biiyiik ate§lerini sondiiriip, onlan korkun9, koyu bir karan-
hkta bJiakiyor, artik bundan sonra da goz gozti gormez oluyor.
18. «Sag1rdirlar.>> Miinaftklar hakk.1 dinleyip kabul etme yeteneginden
yoksundurlar. Adeta hakki hi9 duymam1§ gibidirler. Sag1rhk, insanm duyma
organlarmm zedelenip kapanarak duyma i§levini yerine getireme1nisidir. Ku-
lak oyle bir duruma gelmi§tir ki, art1k ses frekanslann1 alma imkam kalma-
m1§tlr.
94 RUHU'L-BEYAN Cuz: 1
rine kat kat binerek gecenin karanhg1na ayn bir karanhk eklemi§ler, boyl~ce
de ortahk zifiri karanhga donti§mti§tilr. Goz gozli gormeyecek bir karanhk...
Gerc;i burada gece karanhgmdan soz edihne1nektedir ve ayette de bunu goste-
ren bir i§aret yoktur. Ancak gecenin karanhg1 anlam1, ayctin sevki (geli§i) in-
den anla§1labilir. <;unkii bundan sonraki ayette §6yle buyuruluyor: "O §im~ek
neredeyse hemen gozlerini kapzp altverecek" Daha sonra ayetin devammda,
§U ifadelere yer veriliyor: "Ka ranllk basmca da dikilip kahrlar." ~im§egin
gozii kap1p almas1, genellikle karanhk gecelerde olabilir. Ayn1 §ekilde, insa-
n1n ytiri.irken ans1z111 duraklamas1 da, yine bu gece karanhg1ndan ineydana
gelmektedir. <;unkti insan, yolda ytirilrken ans1z1n l§Ig1n yok ohnas1yla, bir
anhk da olsa gorme ozelligini yitirir ve bu ylizden, oldugu yerde durakahr.
Bir ba§ka yoruma gore de, yerinde kullan1lmas1 gereken organlann1 nor-
mal yolda kullanarak boylece dogruyu bulmay1p §a§kmhk ve deh§etten ne ol-
duklann1 bilemez durumdad1rlar. Biitlin bunlar, yild1nmlardan korktuklan
i9il1 ba§VUrduklan yollardrr. Ytld1nm oylesine korkun~ bir §eydir ki, bir k1-
vilc1m ate§le birlikte nereye isabet edcrse, oras1n1 ktil haline gctirir. Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) gok gtirlemesi ve y1ld1nmlanm duyunca §0yle dua ederlerdi:
"Allah'1m! Gazabmla bizi oldurme, azabznla bizi helfik etme, biitiin bunlar-
dan once bizi afiyette ktl."
§eyi her taraftan ~epe9evre ku§atmak anlam1nadu. Allah onlan ilim ve kudre-
tiyle ku§atml§tlr. Boylece kMirler, dort bir yandan ku§atlna altinda tutulduk-
lanndan, ka<;acak hi<;bir yer ve imkanlan kalmam1§t1r. Ayetteki bu son ctimle
bir parantez ctirnlesidir. Dolay1s1yla §iddetli bir firtmaya yakalananlann, par-
maklann1 kulaklanna tikamalan, kendilerini kurtaramayacag1na ili§kin bir
uyand1r. <;i.inki.i kaderi hi<;bir tedbir ve korku yenemez. Ayette a9tk9a
kafirlerden sozedilmesi, onlann ki.iftirleri yi.izUndendir.
Bu, birincisinden daha etkili olan son derece a<;lk ve anla§Ihr bir benzet-
medir. Burada ytice Allah mtinaf1klann §a§ktnhklann1, sap1khga dah§lann1
ve rezil edildiklerini, karanhk bir gecede gogtin §im§ek ve yild1nmlanna ve
o1um h19k1nklanndan korkan insanlann haline benzetmi§tir. Ayetlerin ak1§1
da bunu gerektirmektedir. 6te yandan ayetin butilntinde, sele yakalanan, ge-
cenin karanhg1nda §iddetli yagn1ura rnaruz kalan insan1n dmumu canland1nl-
m1§, bulutlarm yag1nuru yagdrrmas1 tasvir edilmi§, korkun<; §im§eklerin sesi-
ne, goz ahc1 y1ld1nma dikkat t;ekilmi§tir. Buna gore bu goriintiilerle kar§Ila-
§an kimse, olilmle kaf§l kar§Iya gelmi§ gibi olur. Son derece ilgin<; bir pozis-
yona biiriiniir. Korkulu bir hal ahr. Ancak bunlann her biri ayn ayn birer
benzetineyle ortaya kondugunda durum degi§ir. Bu ytizden i9indeki bilgi ve
marifetle birlikte Kur'an, hayat veren ayd1nhga, kfrfirlerin Kur'an'1 dinlerken
Ayet: 20 BAKARA SURESi/2 97
ibadet, tam anlam1y1a taatte bulunmak i<;in, insan1n var gtictini.i ortaya
koymas1 ve masiyetlerden uzak kalmak ic;1n, Allah korkusunun bilincine ere-
bilmesidir.
22. «0 ki, yeryiiziinii sizin i~in bir do§ek, gogii de bir bina yaph.»
"Arz", diinyanm yayg1s1 ve dtinya. Bir §eyin yayg1s1 demek, onun denizleriy-
le s:epe~evre ku§atilmas1 demektir. Ayette yer alan "do§ek" ifadesi, kara par-
c;as1mn su ytizi.ine s.;1k1p ytikselmesidir. Gerc;i boy le olmakla beraber bu, dibe
<;bkmeye mtisaittir. Ayn1 zamanda bu, katihkla yumu§akhk aras1nda bir halde
bulunur. Bu anlam1yla dlinya, iizerinde oturmaya, uyumaya ve ya§amaya uy-
gun olan yerdir. T1pki yay1lm1§ bir yayg1 gibi. Bu manas1yla yerytiztintin, ger-
~ek anlamda dtiz bir ytizey olmas1 da gerekmez. <;unki.i dtinyan1n yuvarlak
olmas1, btiytikltigi.i sebebiyle tizerinde ya§an1aya miisaittir.
indirme anlamma gelen "tenzfl ", bir ~eyin a§amah olarak geln1esidir.
Ayet: 23-24 BAKARA SURESi/2 101
«Siz de onun benzerinden bir sure getirin.» Burada muhatab1 aciz b1-
rakan bir emir yer ahyor. Benzer bir sfirenin getirilmesi... "Sure", ba§I ve so-
nu belli olan Kur'an'dan bir pan;a anlam1nadrr. Bunun da en az ve k1sa olan1
ti\: ayetten ibarettir. Yani Kur'an sfiresi gibi, derin anlamlan ve belagath ifa-
deleri i<;eren, naz1mda ytiksek bir dereceye ula§abilen bir sure getirin.
11
dir. <;Unki.i bu cehennem ate§i "kafirler i\:in haz1rlanm1§tir.
Begavl, sure ile ilgili olarak ~oyle der: Sure", i.isttin mevki ve onemli
11
25. «Iman edip yararh i§ler yapanlara, alt1ndan irmaklar akan cen-
netler oldugunu miijdclc!» "Be~aret' (mlijde) sevindirici haber, kendisiylc
yilzde mutluluk eseri beliren §ey demektir. Dolay1s1y la anlam: Ey Muham-
med! inananlann kalblerini sevindir, gontillerini mutlu k11. Buradaki hitabm
Hz. Peygan1ber (s.a.v.)'e ve bu manada kendisinden mutlu bir haber gelen
herkese oldugu belirtilmi§tir. Nitekim Hz. peygamber (s.a.v.) §6yle buyur-
mu§tur: "Karanlzklarda mescid ve camilere gidenleri, klyamet guniinde tam
bir aydznltkla miijdele!" 01 >
11- Ebu Dav ud, Nanwz , 561 ; Tirmizl, 223. Bkz. Cclmiu'l-UsOI, 9/420.
Ayet: 25 BAKARA SORESi/2 105
Nehir, M1s1r'daki Nil Nehri gibi geni§ su yatag1d1r. Burada inaksat orada
akan sudur. Eger: "Cennetlerin altindan irmaklann akt§l nasil tntimktin olur?''
diye bir soru sorulursa, cevap olarak deriz ki: Bu durum, bir k1s1m akarsulann
kenannda yeti§tigini gordligtin agac;:lara benzer. Mesruk'un rivayetine gore,
cennet innaklan yataks1z olarak akar. Ote yandan, bag ve bah9elerin en gti-
zelleri, aga<;lan golge veren ve aralannda su akanlar1du. <;Unkii akarsu, en
106 RUHU'L -BEYAN Cuz:l
dcgerli nimetlendendir. Ayn ca, bahye ne kadar giizcl olursa olsun, i9inde su
bulunn1ad1g1 silrece, i~inde hi9bir ne§e olmad1g1 gibi, giizel ilriinler de ver-
mez. Bu ytizden i9inde su bulunmayan bah9eler, ruhsuz heykellere ve cans1z
resimlere benzer.
Kitap ehlinden biri, Hz. Peygainber (s.a.v.)'e gelir ve: "Ey Ebu'l-Kasun!
Sen , cennct ehlinin yediklerinden ve i~ti klerinden soz ediyonnu ~sun?" der.
Adamm sorusu uzerine RasUlullah (s.a.v.) ~oye cevap verir: "E1·et! Mulwm -
mcd'in w1rhg1 e/ilJ(/e ohm Allah'a yemin <'derim ki . do.~rusu 011 /ardan her-
Ayet: 26 BAKARA SURESi / 2 107
hangi birisine yemede , if mede ve cinsel ili~kide yaz adam kuvveti verilecek-
tir." Adam yine sorar: "Yi yen kimsenin def-i haccte ihtiyac1 olur. Halbuki
ce1U1ette her §ey temizlik Uzerine kurulmu§tur. Orada rahats1zhk verecek bir
§Cyler yo ktur?" Hz. Peygamber (s.a.v.) bona cevap olarak §Oyle buyurur:
"Cennette , cennet ehlinden birisinin ihtiyaci, tlpk1 misk gibi bir terden ba§-
kas1 de~~ildir. "n~>
«Onlar i~in orada tertemiz e~ler de vard1r ve onlar orada ebedl ka-
lacaklardir .» iman edip gtizel amel i§leyenler i~in cennette, hay1z ve nifastan
annn11§, kii<;ilk ve biiylik abdest, meni, dogun1a bagh rahats1zhk veren §eyler,
dogal olarak var olan kir ve paslar, kotU huylar ve benzeri §eylerden tamamen
temizlenmi§, kendilerine dilnyadaki g ibi rahats1zltk verecek hi9bir §eyi ol -
mayan kadmlar ve huriler vard1r. <;tinkU bunlan tertemiz ve p1nl p1nl kilan,
ancak Allah'tu. Bu itibarla cennette rahats1zhk vcrici hic;bir kotti §ey olmaya-
caktir.
Hasan (Basrl) de §Oylc der: "Onlar sizin diinyada beli biiktilmii§, hasta-
hkh kadmlann1z olup, hepsi de dtinya kirlerinden annd1nlm1§lard1r. " 0 cen-
netlikler, cennette stirekli ve diri olarak kalacaklardir. Cennette ollim yoktur.
12- Bh. ihn EhG $cybc. Nesal. Ahmed b. Hanbel. Miis11ed, 4/367. Stiy C11 L cd-Oiirrii'/-Mens(ir.
1/40.
108 ROHU'L-BEYAN Cijz: I
olsayd1, tlim insanlar helfilc olurlard1. i§te Allah, biiyiik lUtfuy la, gtic;stizde ce-
sareti, gtis:IUde de korkakhg1 yaratm1§t1r. ~a§ilacak bir ba§ka durun1 da §U ki,
insan bu zay1f varhk kar§1s1nda gi.i9stiz, o btiytik arslan kar§tsmda da gti<;lii
hale geliyor.
27. «Onlar oyle sap1klard1r ki, kesin soz verdikten sonra» yani belir-
lenen sozli peki§tirdikten ve kabulle destekledikten, ya da Allah'1n kitap indi-
rip peygamberler gondermesiyle bu sozti peki§tirdikten sonra «sozlerinden
donerler.» A llahm, emrine muhalefet edip onu terkederler. «Allah'1n, ziya-
ret edilip hal ve hatirlann1n sorulmas1n1 istedigi kimseleri ziyaretten
vazge~erler.» Kesilmesine A llah'1n raz1 olmad1g1 her anlamda.ki olumlu ili§-
kiyi keserler, akrabalarla ili§kileri koparrrlar, mti'minlerle dostluk ve sevgiyi
bua.k1rlar, peygamberler arasmda ay1nma giderler, aynca her anlamdaki hayn
brrak1p her ttirlti kotiiliigti yaparlar «Ve yeryiiziinde fesat ~1kar1rlar .» iman-
dan engelleyerek, hakla alay ederek, diinyanm dilzeni i9in gerekli olan salah1,
teme l ve ilkeleri brrakarak fesat 91kanrlar. «i~te onlar ger~ekten zarara ug-
rayanlard1r .» Ahirette cezaland1nlacak olanlar onlardlf. Cennette sevab di-
ye bir §ey bulamayacaklardrr. <;unkti bunlar vefakarhk yerine vefas1zh g1 ald1-
lar, iyilik yerine fes ad1 se9tiler.
••
Ayet: 27-28 BAKARA SURESi /2 1l I
28. Allah 'i nas1l inkiir edersiniz? Halbuki siz, oliiler idiniz.
Sizi 0 diriltti. Sonra iildiirecek, sonra tekrar diriltecektir. Ni-
hayet O'na diindiiriileceksiniz.
29. Y eryiiziinde ne varsa hepsini sizin if in yaratan 0 'dur.
Sonra giige yonelip onu yedi giik olarak diizenledi. 0, her §eyi
fOk iyi bilendir.
Kadi Beyzavl sorunun istihbar yani haber istemek i~in oldugunu belirti-
yor. Buna gore ayetin anlamt §Oyle olur: "Bana soyleyin bakahm, siz neye
gore inkara kalkl§iyorsunuz?" «Halbuki siz, oliiler idiniz.» Siz, cans1z ci-
simlerdiniz, sizde hayat diye bir §ey yoktu. Bir ~ignem et bile degilken, §ekil
almt§ken ve aln1am1§ken, «Sizi 0 diriltti.» Ruhlan yarattl ve bu ruhlan size
iifledi. Analann1zm rahimlerinde size can verdi, sonra da sizi dtinyaya getirdi.
Bunlar1n hangisini inkar edcbilirsiniz? Bu, onlann oltimden sonra dirihneyi
inkarlan yiiztinden bir tiir susturucu bir cevaptu. <;unkti bu dirilt1ne olay1, on-
lar oltilerken nas1l olmu ~ tur. «Sonra oldiirecek...>> Ecelleriniz bitince sizi ol-
dtirecektir. Oldtirmc i§inin Allah'1n kudretinin delillerinden say1lmas1 a9lkt1r.
Bunun ayru zamanda Allah'm nimetinden say1lmas1 ise ikinci hayata bir vesi-
le oldugu i9indir. <;unkti ger9ek ebedi ve en btiytik nimet odur. (131
I 3- i~te ancak boy_}e bir hayata ger~ek ve mutlu bir hayat denebilir. (UnkU Allah (c.c.) ~oyle
buyuruyor: ''Ahiret yurdww gelince, i~re as1 / lwyat odur. Kqke bi/mi~ olsalard1"
(Ankebut: 64).
112 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
14· Kendini bilmez ta savvuf erbabmlfl her ~eyi mutlak anJamda mUbah saymalan konusundaki
sozleri kUfUr ve sap1kllk1Ir. ismail Hakk1'nm da belirttigi gibi, insanl1gm efendisi peygam-
berimiz Hz. Muhammed (s .a.v.) oH.inceye kadar ibadetle emrolunmu§tur. Rabbimiz §Oyle
buyuruyor: "Ve sana yakfn (olii.m) gelinceye kadar Rahbine ihadet et!" (Hier: 99).
Kendileri i9in marifetin son noktasma geldiklerini ileri sUrcnlerden teklif nas1l kalkar. Bu,
ge r~ektcn ahmakl 1g in ve cchaleti n son noktas1d1r.
Ayet: 29-30 BAK.ARA S0RESi/2 113
a- Bir i§e giri§meden isti§areyi ogretmek, ger~i Allah her bak1mdan ba§-
kalanyla isti§areden milstagnidir. Ancak buradaki ama9, ogretmektir. Nite-
kim: ''insanlarm en aktlhs1, akil sahiphleriyle mil~avereyi elden b1rakmayan-
d1r." denilmi§tir.
31. «Adem'e biitiin isimleri ogretti.>> Yani tum e§yan1n isimlerini ona
ogretti ve ona ilham etti. Boylece ilham ile ogretilen her §ey isimleriyle bir-
likte Hz. Adem'in kalbinde yer etti. Allah, Hz. Adem'e tum varhklar1n isimle-
rini ttin1 dillerdeki adlar1yla birlikte ogretti. Mesela yaratt1g1 cinsi Hz. A<lem'e
gosteriyor ve : "Bunun ad1 at", "§ununkisi deve'', "§unun da ismi §U" gibi tek
tek ogretti. Bunlarm durumlar1m, ne i§e yarad1klann1, dtinya ve ahiretle ilgili
faydalann1 ve buna bagh §eyleri, meleklerin isimlerini, canhlann, cans1zlann,
koy, kasaba ve §ehirlerin adlarnu, ku§lann ve agac;lann adlarnu, k1saca her
116 RUHU'L-BEYAN Cuz: l
§eyin ad1n1, ta ~thnlek ve 96mlek9ige vanncaya kadar her ~eyin adlanm og-
retti. «Sonra onlan>> Hz. Adem'e adlan bildirilen varhklan «meleklere arze-
derek» sundu. Arzetmek, bir §eyi ba§kalanna a91p sunmak suretiyle, arzeden
kimsenin bunlann durumlanm tan1tmas1, onlann ne i§e yarad1klann1 bildir-
11
mesidir. Hadiste §6yle denilir: Allah bu §eyleri meleklere birer zerre misali
sundu. " Ogretim ve sunmadaki hikn1et, Hz. Adem'in §eref ve tisttinli.igti, ay-
n ca Yilce Allah'1n gayb ilmindeki srrlann ve gizli ilimlerin, kullanndan dile-
diklerinin diliyle ortaya 9Ikan lmas1drr. Bu ise merhameti her §eyi ku§atan Al-
lah'1n bir rahmetidir. Ve «§oyle dedi: 'Eger dogru soyliiyorsan1z, §Unlarin
isimlerini bana bildirin.'» Allah, meleklcri susturmak ve acizliklerini ortaya
koymak i9in onlara: "Eger dogru soyltiyorsantz ve siz bu i§e benim halife
olarak se<;tigimden daha Hiy1ksan1z, o zaman §U varW<lann adlann1 bana ha-
ber verin," buyurdu.
32. «Melekler» §6yle dediler. .. Cevap yerine ge<;en yeni bir cti1nle. San-
ki burada melekler ne dediler? gibi bir soru var. «'Seni noksan s1fatlar.dan
tenzih cderiz.» Senin yiice zattna yara§mayacak §eylerden seni tenzih ve
takdis ederiz. <;unki.i senin ttim fiillerin bir hikmet ve maslahata binaendir.
Bu, tevbeden once olan bir kelimedir. Hz. Musa §0yle yakar1yordu: "Seni,
noksan sifatlardan tenzih ederim . Sana tevbe ettim." (A'raf: 143) Hz. Yunus
da §Oyle yakar1yordu: "Seni tenzih ederim. Gerfekten ben zalimlerden ol-
dum ." (Enbiya: 87)
"Subhan" ismi, mastar yerinde kullan1lan bir kelimedir. Bu kelime sa-
dece tamlama olarak kullan1hr. «Senin bize ogrettiklerinden ba§ka bizim
bilgiiniz yoktur .» Burada melekler, acizliklerini itiraf ediyorlar. Meleklerin
sorusu, bir itiraz degil, sadece bir a91klama istegine dayan1yordu. Buna gore
mclekler: "Senin bize ogrettiklerinin dt§mda bizim bir bilgimiz yoktur. Kald1
ki, biz boyle bir §eye yetenekli olsayd1k, kes·i nlikle bu bilgileri sen bize ve-
rirdin." «Siiphesiz her ~eyi bilen ve hakim olan sensin,' dediler.>> Sen her
§eyi bilirsin. Senin ic;in gizli diye bir §ey yoktur. Burada once get;en "Sizin
bilmediklerinizi hen bilirim"(Bakara: 30) ayetine de i§aret vardlf. Sen ayn1
zamanda, yaratt1g1n her §Cyi ince bir hikmete ve sebebe dayah olarak yaratrr-
s1n.
Bir gtin Kadi Ebfi Yusuf a bir §ey sorulur. 0: "Bilmiyorum" der. Kendi-
sme: "Hem devlet biit9esmden maa§ ahr, ge9imini saglarsm, hem de bilmiyo-
ru1n, dersin. Bu, olacak i§ degil" denir. Ebfi Yusuf: "Ben, devlet btit9esinden
bilgim kadann1 ahyorum. Eger bilmedigim §eyler i9ill bana maa§ verilmeye
kalk1§Ilsayd1 bi.itiin diinya mah bile buna yetmezdi" cevabm1 verir.
Bir gt.in bir alime, minberde bir soru yoneltildi, fakat o: ''Bihniyorum"
dedi. Bunun i.izerine kendisine: "Minber, cahillerin yeri ve makam1 degildir"
dediler. Bu zat da: ''Ben ilmim kadar ytikselebildim. Eger bilmedigim kadar
yi.ikselebilseydim, kesinlikle goge eri§irdim" cevab1n1 verdi.
Burada, bir tariz yer ahyor. <;unkti meleklerin, durum a<;1klan1ncaya ka-
dar beklemeleri gerekirdi. Yine ayet, ilmin §erefini, i.isttinliigtinii ve hatta iba-
detten daha i.isttin bir dereceye sahip oldugunu gosteriyor. <;link.ii melekler,
Hz. Actem'den daha 9ok ibadet ettikleri halde, halifelige lay1k gori.ilmediler.
Aym zamanda ayet, hilafette ilmin §art oldugunu, bu i§te vazge~ilmez bir ilke
ozelligi ta§td1g1n1, Hz. Adem'in de, bu bilgisi sayesinde meleklerden iisttin ol-
dugunu gosteriyor. ~tiphesiz bilen, daha iistiindiir. <;unkii Allah §dyle buyu-
ruyor: "De ki: Hir hilenlerle hilmeyenler bir olur mu?'' (Ziimer: 9) ilim, en
degerli cevherdir. Fakat, 111utlaka ibadetle birlikte goti.iri.ilmesi gerekir. <;Unkti
118 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
ilim aga~, ibadet de meyve gibidir. As1l oln1as1 bak1m1ndan Usttinltik agac1n-
du, fakat onun meyvesinden de yararlan1hr. ~oyle derler: "Ana-baban1n yii-
ztine bakmak, Kabe-i Muazzama'ya bakmak, Kur'an'1n yiizilne bakmak ve
alimin yiiztine bak.mak ibadettir.
II
Melekler, Hz. Adem'e secde emrini alrr almaz, hemen secde ettiler.
<;link.ti hepsi de nurdan yaratilmt§lardir. Nur, yaratilI§I geregi itaat etmeye ve
boyun egmeye miisaittir. Ancak n1elekler secde ettikleri halde «Yaln1z ihlis
15- Bkz. Tirmizl, Ebu Davud. Ancak buradaki hadis, ad1 ges;en iki kaynakta §5yle rivayet olun-
mu~t ur : "Eger bir kimseye, birisine secde etmesini emretseydim, hir kadrna kocastna secde
etmesini emrederdim."
120 ROHU'L-BEYAN Cuz:l
b) Ayette yer alan istisna "Miinkat1" anlam1nda bir istisnadrr. <;unkii ib-
lis, meleklerden degildi. Cinlerdendi. Bu konuda elde kesin nass bulunmakta-
drrY6) Allah, §Oyle buyuruyor: "iblis cinlerdendi; Rabbinin emrinden dL§an
f lktl ." (Kehf: 50) <17)
Yine soylendigine gore, melekler secde ettikleri srrada, iblis secde et-
mekten ka~1nd1 ve Hz. A<lem'e s1rtu11 ~evirip, secdede olan meleklere dogru
yoneldi. iblis bu yapt1gmdan da bir pi§manhk duymadi. Ayn1 zamanda tabi
olmaya da 9al1§madt. Melekler, §eytanm bu halini gordiiklerinde, hemen ikin-
ci kez secdeye vard1lar. Bu §ekilde iki secde yapmt§ olan melekler, birini Hz.
Adem, ikincisini de Allah i~in yapt1lar. iblis de meleklerin bu halini gori.iyor-
du. i§te bunun uzerine Allah, hemen iblis'in s1fatm1 ve durumunu anmda de-
gi§tiriverdi. iblis bu haliyle 9irkinin de en c;irkini oluverdi. <;unki.i iblis
kafirlerdendi. Allah'1n ezell ilminde boyleydi. Ba§ka bir ifadeyle iblis, Al-
lah'1n kendisine, Adem'e secde etme emrini uygun bulniad1, iyi kar§tlamad1
ve bunun sonucu olarak da kafirlerden oldu. <;unki.i ~eyt.an kendi inanc1na go-
re, Hz. A<lem'den i.istlin oldugunu ileri stiriiyordu. Dolay1s1yla i.isti.in olan bir
16- Muttasd istisna: Aym varhk cinsinden olan bir istisnadir. Mesela, Ahmet d1~ mda herkes
geldi gibi.
M i'inkati istisna: Aym cinsten olmayan bir istisnadJI. MeseHi, At dt~mda insanlar geldi gib i.
(<;eviren). .
l 7- Dogrusu da budur. Qinkti iblis hi9bir zaman meleklerden olmad1. 0 , cinlerdendi. Hasan
Basri de: "ihlis, goz av•P kapayacak bir sure kadar bile meleklerden olmadi. <;unkU iblis'i n
ne.sli var, oysa meleklerin yoktur. iblis ate~ten, meleklerse nurdandu" der. Bkz. Safvetii't-
Tefasfr, 1/52 .
Ayet: 34 BAKARA SURESi /2 121
varltgm kendisinden bir alt derecede bulunan hir varhga secde etmesini ken-
dince gtizel bulmad1.
Hasan Basr1 meclisine gelenlere: "Ey gtin gormU§ kimseler! Ekinler ol-
gunla§mca ne yap1hr?" diye sorar. Onlar da: "Hasat edilir ve bi~ilir'' derler.
Bu konuda bir §air §6yle der:
Oliimden once sen, kendin i~in bir ha:irhk yap.
(,'iinkii ya§lr lz k oliime ha:zi rlzktzr.
Go~· oldukra zordur, o ha/de ~~aba goster,
Ast! durak yerinde durup dinlenmek i<;in.
122 RUHU'L-BEYAN Cuz: l
Yine Hasan Basr1 §Unlan dile getiriyor: "Ademoglu! Bir yila ait s1k1nt1-
y1 getirip bir gtine s1gdirmaya kalk1§1na. <;tinkti o gtintin sana getirecegi §ey-
ler, s1k1nt1 olarak zaten sana yeter. Eger sen o y1l ya~arsan zaten Allah senin
nzk1n1 verir. ~ ayet ya§ayamayacaksan, bu takdirde kendine ait olmayan bir
§eylerle ugra§rr olacaks1n."
35. «Dedik ki: 'Ey Adem, sen ve e~in cennette kahn.» Kurtubi §Ugo-
rti§ti ileri stiri.iyor: Hiy ku§kusuz, iblis kafir olunca, Allah onu cennetten y1ka-
np oradan uzakla§ttrdi. iblisin cenneten 91kanlmasmdan sonra: "Ey A<len1
kal.. ." buyurdu. Yani burada ikamete devam et ve burasnu kendine yurt edin.
Boylece e§inle burada cennette kahn. Kadma, hem "zevc", hem de "zevce"
denir. Fakat "zevc" daha fasihtir.
Mtifessirler buradaki "cennet"in "sevap yurdu" oldugu konusunda gorti§
birligi iyindedirler. Ancak Mfitezile'den baz1lan buna kar§1 9Ikarak §Oyle der-
ler: "Cennet'ten a1nay, Filistin topraklannda bir 9iftliktir. Allahti Teala onu
Adem'i imtihan etmek iyin yaratm1§hr. Yiice Allah'1n: "Bir ~ehre inin" (Ba-
kara: 61) buyrugunda oldugu gibi, inmek, anlam1nda olan "hubut" kelimesini
bir ba§ka yere gitmek anlam1ndaki "intikal" kelimesiyle te'vil etmi§lerdir. Bu
kelimenin istiare yoluyla "intikal" anlam1na geldigi konusu da dii§tintilmeli-
dir. <;unkti "hubut" kelimesi, as1l manasmda kullanilmas1 mi.imktin olmad1g1
zaman istiare yoluyla intikal manas1na kullanilabilir. Oysa burada durum
boy le degildir.
Hz. Adetn'in cem1etten inn1esi, aslmda kendisine verilen bir §eref ve ifti-
har i~indi. Bu, ayn1 zamanda dogru yolda olacakla sap1khk i~inde bulunanlar1
ayirdetmeye yonelikti. <;link.ti bu, ilahi hilafetin gereklerindendir.
Ayette ge~en ve dil§man anlamma gelen "adii v" kelimesi, tek dti§man
anlam1na geldigi gibi ''di.i§manlar" anlamma da gelebilen bir kelimedir. Bu
bakundan bu kelimenin 9ogulu olan "a'da" kullan1lmarn1 ~t1r. iblis denen §ey-
tan, Hz. Adem ve Havva'nm dti§1nan1du, bu ikisi de iblisin dti§1na111dirlar.
Y1lan Ademoglunun di.i§manidtr, onlar da yllan1n dii§man1d1rlar. Ytlan onlan
sokup zehirler, onlar da yilan1 oldtirtirler. iblis onlar1 fitne yoluyla sapt1rrnak
ister, onlar da iblise Ianet okurlar. Aynca Hz. Adem ile Havva'n1n soyu ara-
smda da, dilnyada birbirlerini ~ekememe, din aynhg1 gibi §Cyler ytiztinden de
di.i§manhk oJacaktir. Insanm iblisle dti ~manhg1, dine bagh bir di.i§manhktrr.
Din var oldugu stirece, iblisle insan arasmdaki bu dU§manhk si.iriip gidecek-
Ayet.: 37 BAKARA S ORESi I 2 125
tir. insan ile yilan arasmdaki dii§manhksa, dogal olan bir dii§manhktu. Bu
durum da yaratih§ geregi olarak siiriip gidecektir.
Hz. Adem iyin bir yarar oldugunu bunun da Hz. Adetn'in dtinyada ebedi kal-
mayacag1m ve yeniden cennete girecegini 9tinkti kendisine tekrar oraya don-
dliriilmesinin vadedildigini; Hz. Adem'den ba§kalan iyin de yarar oldugunu,
bunun da dirildikten soma hesaba 9ekileceklerine i~aret ettigini belirtirler.
Eger bu, ytice Allah is;:in sozkonusu olursa, bu takdirde, cezadan magfirete
donti§ anlam1 91kar. Ayette sadece Hz. Adem'in anilmas1yla yetinilmi§tir.
<;unkti htiklim bak1mmdan Havva, Hz. Adem'e tabidir. «~iiphesiz 0, tevbeyi
~ok kabul edendir .» Kullann1 s;:ok bag1§layan ve affedendir. « ~ok ac1yan-
"
d1r.» Rahmeti c;ok fazladir. Ayette bu iki niteligin bir arada bulunmas1, yap-
tiklanndan tevbe edcrek dogruya donen kimsenin affedilip bag1§lan1Imas1 ya-
n1nda ona ihsan ve iyilikte bulunma vaadinin a~1k bir §ekilde gosterilmesi
i9indir.
Tevbe, tipk1 sabun gibidir. Nas1l ki sabun insan1 ttim kir ve pastan ar1n-
d1nrsa, tevbe de insanm gizli kirlerini siler gotiirilr. Eger kul, kotiiltiklerden
<loner, amelini dtizeltirse, Allah da, onun durumunu dtizeltir. Bu kuluna, daha
once ka\:lfffil§ oldugu nirnetleri tekrar verir.
•)
~
38. «' Hepiniz oradan inin.» Adem, Havva ve iblis, hepiniz cennetten
inin. "inme" konusundaki emrin tekran, bu emrin kesinligini bildirmek ve
Hz. Aden1'in, yilce Allah tarafmdan buradan inmeden belki bagi§lamnm tar-
zmdaki inuhternel bir beklentisinin yersiz oldugunu belirtmek ic;indir. Ancak
Ayet: 38-39 BAKARA S0RESi/2 127
burada iki "inin" emri aras1na, 37. ayet bir parantez ctimlesi olarak ginni§tir.
Bu ayette Hz. Adem'in Allah'tan ald1g1 kelimeler ve tevbesinin kabulti yer ah-
yordu. Burada ise "inin" emrinin tekran, anlam olarak birinci ayeti bu ikinci-
sine baglamak i9indir. Bu kullann ibadetle, sevap ve ceza ile imtihan edilme-
si konusudur.
«Benden size bir hidayet geldiginde, kim hidayetime tabi olursa ...»
Size dogru yola ula§tlnc1 ve ger9ekleri ac;1klay1c1 olarak gonderecegim bir
peygamber ve indirecegim bir kitap gelir de, kim benim §eriat1ma uyar ve he-
ntiz §Criattan once kendi tizerlerinde ve dt§lannda var olan delillere tabi olur
ve gerc;egi bulursa, «artik onlara hi~bir korku yoktur .» Dtinya ve fillirette
ba§lanna gelebilecek kotti §eylerden korku yoktur «Ve onlar iiziilmeyecek-
lerdir,' dedik.» istedik.leri bir §eyi ellerinden kac;t1 di ye de tiztilmeyecekler-
dir. c;unkti insan, olabilecek tehlikeden korkar, olmu§ §eylere de tizi.iltir. i§te
emre uyulmas1 halinde bu gibi §eyleri gerektiren durumlar olmayacaktu.
Ayette yer alan "... size hir .. . geldiginde" ifadesiyle Hz. Adem'e seslenil-
mekte; ancak onun §ahs1nda Hz. Adem'in soyu kasdolunmaktadir.
39. «inkar edenler ... » Ayette yer alan ilgi zamirinin 9ogul olarak gel-
mesi, kafirlerin ve inkarctlann c;oklugunu gostermek i9indir. Yani, kendileri-
ne gonderdigimiz el9ilerimizi inkar cdenler «Ve» kendilerine indirdigimiz
«ayetlerimizi yalanlayanlar ise ate~ ehlidirler.» Onlar, hie; aynlmayacak
§ekilde cehennem ate§inde kahc1dular. Cehennemliklere ate§ ehli denmesi,
orada stirekli kalacaklarmdan ve oradan aynlmayacaklar1ndan dolay1dlf. San-
ki bu kimseler cehennern ate§ine sahip 91km1§lar vc orarun halk1 olmu§lardir.
«Onlar, orada ebedi kalacaklard1r .» Cehennem ate~ inde stirekli olarak ka-
lacakladir.
Bu iki ayette yer alan "oradan inin" ifadesine gore, cennetin yliksekc;e
bir yerde oldugu anla§1lmaktadlf. Dolay1s1yla hidayete ve §eriata uyanlann
sonlanndan emin olacaklan bildirilmi§ olmaktad1r. Mi.i'min, itaatla isyan ara-
s1nda muhayyerdir. Dilerse Allah'a itaat eder, bunun sonucunda sevap kaza-
narak nimetlere kavu§ur; dilerse isyan eder, sonu~ta cehenncm azab1yla ceza-
landtnhr.
128 RUH U' L-BEYAN Cuz: l
Bu ayet her ne kadar i srailogullar1yla ilgili olarak ozel anlamda bir uya-
nda bulunmakla birlikte, trpk1 onlar gibi davrananlar da ayn1 §ekilde ayetin
bu hi.ikmil i9inde yer ahrlar. Bir kimse bir hakk1 degi§tirmek ve ge9ersiz kil-
mak ic;in rti§vet ahr, ya da gorevi olan bir ogretim i§ini yapmaktan kac;mu,
i.icret verilmeden ona yana§mak istemezse; bunlar da bu ayetin htikmi.i i~inde
yer ahrlar. Hz. Peygamber (s.a. v.) bir hadislerinde §6yle buyururlar: "Kim,
kendisiyle Allah'zn nzas1n1n. kazan.zlacagt bir ilim ogrenir ve ogrenmekten
amaci da suf dunyalzk bir ~eyler elde etmek i~·in olursa, bu kimse k1yamet
Ayet: 42 BAKARA SURESi/2 131
- Medine halk1nm onde gelenleri hep yamn1a ge.ldiler, fakat sen gelme-
din. Seni hi~ goremedim, sebebi ne? der. Ehfi Hazim:
- Muhsin, yani bu diinyada iyilik yapan kimse, oraya tipk1 uzun bir slire
ailesinden uzak kalmt.§ hiri gibi donecektir. Fakat gilnahkar olan, t1pk1 ka~ak
bir kale gibi, efendisinin huzuruna 9Ikacaktu. Bunun iizerine Halife aglama-
ya ba§lad1 ve: "Vay halime, acaba Allah kattnda durum nice olur ki?" dedi.
Ebu Haznn: "Yapt1g1n i~lerini Allah'1n kitahma arzet, bakahm durumun nice-
dir?" dedi. St.Heyman: "Peki orada ne ile kar~Ila§abilirim'?" dedi. Ebu Haznn
da kendisine: "Jyiler muhakkak cenn.et ic;inde olurlar, kotiiler de cehennem
if in de" (infitar: 13-14) ayetlerini hatirlatti. Bu defa Siiley1nan b. Abduln1e-
18- Bkz. Ebu Davud, ilim, 3664; ibn Mace: Camiu'l-Usfil, 4/543
132 RUHU 'L-BEYAN Cilz: I
lik, peki EbG Hazim, Alah'1n rahmetinden haber ver, o nerede? diye sordu.
Ebfi Hazllll kendisine: "Siiphesiz iyilik eden/ere Allah'zn rahmeti r;ok yakm-
dir" (A'raf: 56) ayetini hatrrlatti. Yine Stileyman, Ebu Haz1m'a: "Allah'm
kullanndan hangileri daha asalet sahibidir?" der. Ebfi Hazim: "Akilh ve mli-
ruvvet sahibi olanlar" cevabm1 verir. Yine Si.Heyman kendisine, hangi amelle-
rin daha faziletli oldugunu sordugunda, Ebfi Hazim: "Haramlardan uzak dur-
mak kayd1yla farzlar1 eda etmektir," der. Ebu Stiley1nan: "Hangi dua kabule
degerdir?" der. Ebfi Hazim: "Kendisine iyilik yap1lan kimsenin, kendisine iyi-
likte bulunana yapttg1 dua .. " cevabini verir. Hangi sadakanm daha faziletli ol-
dugu sorusuna da: "Ger~ekten umutsuz kalm1~ yoksul kimseye, herhangi bir
eziyet yaptlmaksizm ve ba§a kalalmaks1z1n verilen sadaka daha faziletlidir,"
cevab1ru verir. Stileyman b. Abdulmelik: "Dogru soyledin" der ve: "Bizim
§imdiki halimizle ilgili olarak ne soylersin?" sorusunu yoneltir. Ebu Hazim:
"Ey Mti'minlerin Emiri, beni bagi~la, bu konuda konu§mayayim" der. "Fakat
Stileyman: "Hayrr, mtimklin degil, bize mutlaka bir ogutte bulunmahsm" diye
israr eder. Ebfi Hazim:
imam Kurtubt, tefsirinde bu hikayeye yer verdikten sonra §Oyle der: ''i§-
te Kitab'a ve peygamberlere uymak boyle olur."
19- Bkz. Buhar:i, icare ve T1h; ibn Mace, Ticarat bahsi. Bu hadisle ilgili olarak gtizel bir de
k1ssa bulunmaktadJr.
134 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
Ayn1 §ekilde imamhk, mtiezzinlik ve bunlara benzer gorevler ic;in de iicret al-
mak caizdir.
Bir diger yoruma gore, onlar kesinlikle oleceklerini bilirler. Nitekim hadiste
§Oyle buyurulmu§tur: "Kim Allah'la kar§da§mayt isterse, Allah da onula kar-
~·1/a~may1 ister. Kim de Allah'/a kar§zla§maktan ho§lanmazsa Allah da onun-
la kar§1la§may1 istemez. "( 2oi Rasfiltillah (s.a.v.) Allah'la kar§ila§mai( ifadesiy-
le ollimi.i kasdetmi§tir. «Ve ancak O'na doneceklerini bilirler.» Onlar ke-
sinlikle k1yamet giintinde Allah'a doneceklerini, O'nun cezas1, ya da
mtika.fatiyla kar§1 kaq1ya bulunacaklanm bilirler. Ancak kesin olarak cezaya
ve ceza gtintine inanmayanlar, herhangi bir sevap beklentisi is:inde olmayan-
lar, Allah'1n verecegi cezadan korkmayanlar hakkmda ozel bir zorluk ve s1-
k1ntt vardir. Mtinaf1khk, riyakarhk ve benzeri davran1§lar sergileyenler ic;in
ibadetler ve taat agu ve zor gelir. Eziyetlere ve taatle ibadetlere kar§1 sabret-
mek, dayanma gticti gostermek, ki§inin kendi nefsiyle yapt1g1 bir cihad ve
§ehevi isteklerini koktinden soktip atmas1du. Sahu, peygamberlerin ve
sfilihlerin ahlak.mdandir. Yahya b. Yeman bu hususta §6yle diyor: "Sahu: Al-
lah'1n seni nz1klandud1g1 halin d1§mda bir durum istememen, Allah'm, senin
dtinyan ve filliretin hakkmda takdir ettigi §eye nza gostermendir. Buda vi.icu-
da gore ba§ durumundadir. ''
6te taraftan Allah, i§lenen amellere ili§kin mtikafatlan da niteleyip an-
latm1§ ve bunlar is:in bir s1nrr ortaya koymu§tur. Nitekim §Oyle buyuruyor:
"Kim Allah'zn huzuruna bir iyilikle gelirse, ona getirdiginin on kat1 vardir."
(En'am: 160) Allah yolunda sadaka vermenin mi.ikafat1n1 da bundan daha faz-
las1yla verecegini §U ayetiyle bildiriyor: "Mallanm Allah yolunda harcayan-
larm durumu, her ba~a,gmda yiiz dane olmak uzere, yedi ba§ak hitiren bir
tek tohum danesinin durumu gibidir. (Bakara: 261) Sabredenlerin ecrinin
11
20- Bkz. Buhari, Mi.islim, Tirmizl ve Nesai. Camiu'l-Usttf, 9/596. Hadisin devam1 ~oyledir:
"( Hz. Ai§e): Ey Allah'm 11ehisi! Bu , oliimii lzn§ gormemek mi? Oysa hepimiz olUmii
istemeyiz? dedim . Rasulullah: "Oyle degil.' i)/umii. s1ra:it11da mii'min Alla'1'112 rahmeti,
ho~nutlugu ve ce1111etiyle nll~jdelenince, Allalr'la kar~1la§may1 ister, Allah da onunla
kar§·Ila~may1 ister. Ancak kilfir, Allah'tn awbt ve gazahtyla lwherdar edilince, o/Umu
siras111da hiiyle hir §eyle Allah'a kavu§maktan 110§/anmaz, Allah da ona kavu§mayi ho§
gbrmez."
2 1- Bak. Buharl ve Mi.islim.
138 RUHU' L-BEYAN Ctiz: 1
48. «Oyle bir giinden korkun ki, o giin hie; kimse, ki1nse ad1na bir
~ey odeyen1ez.>> Ey israilogullan! K1yamet gilnilndeki azaptan korkun. K1ya-
met gtini.inde n1ti'min bir kimseden, kafir biri achna, aralanndaki hukuktan do-
lay1 bir yard1m beklenemez, orada buna imkan yoktur. «Hi~ kimseden §efaat
de kabul edilmez.>> Nlil'min kimse, eger kafir olan ki1nse iyin Allah katmda
arac1 ohnaya ve §efaat dilemeye kalk1§Sa, kafiri azaptan kurtarmak istese,
onun bu §efaatl kabul olunmaz.
$efaat, ba§kas1n1n ihtiyacrn1 onun adma arac1 olarak iste1nektir. Ancak
Ayet: 47-48 BAKARA S0RESi /2 139
c) Onun adma bir ba§ka~1 arac1 olup, §efaatle kendisini kurtars1n ister.
22- Bkz. Tirmizi, S~fc1tii'l-K1yame, 2437; EbG Davud, Siinnet, 4739; ibn Mace, Ziihd, 4310.
Hadisin senedi sahihtir.
140 RUHU'L-BEY.AN Cuz:l
i§te bu rliya Firavun'u rahats1z eder ve c;ok korkutur. Tiim kahin ve sihir-
bazlanna bunun yorumunu sorar. Onlar da §U yorumda bulunurlar: israilogul-
142 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
lanndan bir erkek c;ocuk dtinyaya gelecek, senin ve saltanatinm ortadan kalk-
mas1 onun eliyle olacaktu. Bu yorum Llzerine Firavun, bundan boyle israilo-
gullanndan kimin erkek 9ocugu dtinyaya gelirse, hemen kesilmesi ve ktz co-
cuklanna dokunulmamas1 emrini verdi. Bu arada israilogullanndan ya~h er-
kekler de gun ge9tik9e oltiyor, h1zla azah yordu. Bu durum kar§1s1nda
K1ptllerin ileri gelenlerinden biri, Firavun'un huzuruna 911ap: "Efendim, israi-
logullan arasmda oltim luzla artmI§ durumda, bunlarm ktic;tik erkek c;ocuklan
bogazlan1yor, ya§lilan da oltiyor, bu i§ boyle giderse, bundan boyle i§lerimizi
yapacak kimse kalmayacak ve 912'.kendimiz c;ah§mak zorunda kalacag1z" di-
ye endi§elerini dile getirir. Bq,hun i.izerine Firavun, erkek <;ocuklann bir yil
oldtirullip, bir y1l sonraki di.inyaya gelenlerinse sag brrakilmas1n1 istcdi. Bun-
dan boyle bu uygulamaya devam olundu. Hz.Harun (a.s.), c;ocuklann bogaz-
lan1p oldiiri.ilmedigi, Hz. Musa (a.s.) da, 9ocuklann kesilip olduriildtigii y1l
dtinyaya geldi. Buna ragmen, Firavun ve etraf1n1n c;abalar1, Allah'm kazaslfil
ve takdirini engellcyemedi. «Bunda sizin i~in Rabbinizden biiyiik bir im-
tihan vard1.» i§te erkck c;ocuklanmz1n oldtirtilmesi ve k1zlarm1zm hayatta b1-
rak1lmas1 olay1nda sizin i9in btiylik bir s1k1nti ve imtihan vardu. \:iinkti k1z
9ocuklar1n sag buaktlmalarmm sebebi, gerc;ekten biiylik bir s1kmtidrr. Ger9i
gortiniirde onlar bag1§lamyor gibiyse de, ashnda i§kenceye terkedilmi§ olu-
yorlar . (:tinkii kad1nlar kole ve cariye olarak zor i§lerde 9al1§t1nlacaklardir.
Ytice Allah tarafindan boyle bir durumun olmas1, onlar1n sizin ba§m1za mu-
sallat k1lmmalan, dogrusu c;ok btiyiik bir imtihandir.
bte yandan i§aret is1ni olan ve ''zalikum" (bunda) di ye ifade olunan ke-
limeyle, israilogullann1n Firavun ve adamlar1ndan kurtulacaklanna i§aret
edilmesi de caizdir. Bu durumda "imtihan" olarak terctimc edilen "bela" ke-
limesinin anlanu nimet olarak yorumlanabilir. <";iinkti bela sozciiglinlin astl
anlam1 denemek ve tecriibe etmek demektir. Bu anlam1yla, Allah kullann1
deniyor, demektir. Bu deneme olay1 bazan onlara §tikretineleri i<;in inenfaat
saglayacak ~eylerle olur. Dolayas1yla bu, bir baknna bir bag1§, vergi ve ni-
mettir. Bazan da Allah sabretmeleri i9in kularm1 zarar verici ~eylerle imtihan
eder. Buda haliy le bir sik1ntI ve 1nihnet demektir. <:;unkti deneme ve tecri.ibe,
hem iyilikte ve hem kotti §eylerde de kullan1hr. Yilce Allah §Oyle buyuruyor :
"Bir deneme olarak sizi hayirla da, §erle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bi-
ze ddndiiriileceksiniz." (Enbi ya: 35)
50. «Sizin i~.in denizi yanp ...» Bu, K1zildeniz'dir. Bu deniz i~inden i s-
railogullan boylan say1smca, oniki yol ac;1p «sizi kurtard1g1m1z1» yani sizi
Ayct: 50 BAKARA SURESi/2 143
rat'1 degi§tirecek kadar a§Ifl gittiler. Allah'a kar§l iftiraya kalk1§tilar, kendi ya-
rarlar.ma ve arzulanna gore elleriyle yazd1klanm iJahi htiki.im diye one siirdti-
ler. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in peygamberligini inkar ettikleri gibi, ba§kaca
hliktimleri de inkar ediyorlardi. Bu kadar asi bir toplumun ve azg1n bir kav-
min haline ger9ekten §a~drr.
51. «Bani Musa ile kirk gece i~in sozle~mi~tik.» Ey israilogullan, Tur
dagmda kendisiyle goril§mek i~in sozle§tigimiz an1 hatrrlay1n. Buraya gelme-
si konusunda klfk gece i~in sozle§mi§tik. Allah Hz.Musa'ya otuz giin oruc;
tutmay1 emretmi§ti, sonra da buna on gun daha ekledi. Otuz gilnllik orm; Zil-
kade ay1nda idi. On giin de Zilhicce'den eklenmek suretiyle tamam1 krrk gtin
A .
olmu§ oldu. Ayette gece ifadesi gec;mektedir. <;ilnkil araplarca aylar gecelere
gore ve kameri olarak degerlendirilir. Tarihler de buna goredir. Bu bak1mdan
araplarca, geceler, aylar1n ilk gtinleri olarak degerlendirilirken, gilndilzleri de
buna tabi olarak belirtilir. «Sonra siz, onun arkas1ndan buzag1y1 ilah edin-
mi~... » Hz. Musa sozle§me yerine vard1ktan sonra siz, buzag1ya tapmm1§ ve
onu ilah edinmi§tiniz. Ayette, "sonra" anlam1nda olan "Summe" kelimesi ge-
tirilmesinde bir incelik vardir. ~oyle ki: Allah Hz. Musa'ya, sozle§me yerinde
Tevrat'1n kendisine indirilmesi i9in orada haz1r bulunmas1m vadetmi§ti. Bu,
gerc;ekten en btiytik nimetlerdendi. Fakat Hz. Musa'n1n hemen aynlmas1ndan
sonra yahudiler ktifrtin ve cehaletin en c;irkin omegini gostererek he1nen bu-
zag1y 1 ilfill edindiler. Bu gerc;ekten §a§tlacak bir olaydrr. Sanki burada §Una
benzer bir ifade yer almaktadir: "Dogrusu hen sana iyilikte bulundum ve se-
nin ic;in §Unlar1 ve §Unfan yaptlm, sonra sen, evet sen bana kottiltik edip ezi-
yet vermeye kalk1§1yorsun. Bu hie; olacak bir i§ mi?" «Ve zalimler olmu~tu-
23- Bkz. Muslim, SLyam; Buhar1, Tej~·ir ve S1ylhn; ibn Mike, S1yam.
Ayet: 51 -52 BAKARA SORB:Si/2 145
nuz.» ~irk ko§tugunuz ve Allah'a ibadeti btraktp buzag1ya taptlgm i~in zalim-
lerden oldunuz.
~ekten 9ok bliytik bir cehaletle, btiyiik bir aptalhkla dogru yoldan saptilar.
Her ~eyi bilen ve her bak1mdan hikmet sahibi olan ve kendilerini hikmetinin
latif bir geregi olarak yaratan ve her tiirlti nefret verici §eylerden mtinezzeh
olan Allah'a ibadet etmeyi buakarak gidip bir buzag1y1 mabud edindiler. Ger-
~ekten bundan daha bi.iyiik bir aptalhk oJamaz. Kim, kendisine nimet veren,
ikram ve ihsanda bulunan zatm haklann1 tammazsa, o nimetlerin kendisinden
geri ahnmasma layik olur. i§te bunun ic;in oldtiriilmekle emrolundular ve biz
nasil tevbe etmeliyiz diye Hz. Musa'ya sordular. Hz. Musa da, "Nefislerinizi
oldtirtin" yani, i9inizden bu i§le ilgisi olmayan ve terten1iz olan ki1nseler su9-
lulan oldursun, ctedi. Ayette "nefislerinizi, otdurun" denmesinin nedeni, ina-
nanlar1n karde~ olduklar.101 ifade etmek i~indir. <;unkti ki§inin karde§i, t1pk1
kendi nefsi ve can1 gibidir. Bu anlamda boyle soylenmi§tir. Ayette "kendini"
oldtirmek zikredilmi§, bununla karde§lerini oldtirmeleri kasdedilmi§tir. Bu
t1pk1 ''nefsinizi aytplamayin" (Hucurat: ll) ayetindeki ifade gibidir. Bu
ayette: "Miisli.iman karde§lerinizin giybetini, dedikodusunu yapmaym" den-
mektedir. Dolay1s1yla Hz. Musa'nm kav1ninin tevbeleri de, kendilerini oldtir-
melde ger~ekle§ir. Bun;t-gore ayetin manas1: "Kendinizi oldiirmek suretiyle
/ A
tevbe ediniz." §eklinde olur. Ayette onlann tevbelerinin ancak kendilerini ol-
dtirmek suretiyle olacag1 belirtilmektedir. Nitekim durum aynen bOyle olmU§-
tur. <;unkii yilce Allah, Hz. Musa'ya "Mtirtedlerin, (<linden donenlerin) tevbe-
lerinin ancak oldi.irtilmeleriyle tamamlanm1§ olacag1n1" vahyetmi§tir. «Bu»
yani tevbe ve oldtirme i§i, «yaratan1n1z katJnda sizin i~in daha hayirh-
dir.'» Allah katmda sizin i9in daha faydahdrr. <;unkil oldlirtilme i§inde, §irk-
ten annma ve ebedi hayata kavu§ma vard1r.
«Bunun iizerine tevbelerinizi kabul etti.» Yani siz emrolundugunuz
§eyi derhal yerine getirince, yarat1c1n1z olan Allah da tevbelerinizi kabul etti
ve sizi bag1§lad1. Ayette: "Tevbelerinizi kabul etti" denilip de "tevbelerini ka-
bul etti" denilmemesinin nedeni, bunun bir nimet olmas1ndan dolay1drr. Bu
nimetin muhataba hatirlatilmas1 gerektiginden boyle denmi§tir. Yoksa burada
daha once ge~mi§ olan yahudilere degil, Hz. Musa'nm \:agda§1 olan yahudile-
re seslenilmektedir. Ancak, insanm kendisini veya birbirini oldtirmesinin na-
s1l nimet olabilecegi sorulursa, bunun cevab1n1n §Urada oldugu gortilmelidir:
Yi.ice Allah, yahudileri bi.iytik bir gi.inah ve sue; i§ledikleri ivin uyarm1§, son-
rada i§ledikleri btiyi.ik gtinahtan kurtuhna yollann1 da kendilerine gostermi§-
tir. T§te bu <la din<le bir nimettir. «O tcvbclcri ~ok ~ok kabul edendir ve ~ok
merhametlidir.» Yi.ice Allah , bir~ok gtinah i§leyenleri tevbe etme konusunda
148 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
ba§ar1h kilar ve onlar1n tevbelerini 9ok kabul eder. Ayn1 zamanda Allah, itaat
edenlere kar§1 da rahmeti bol olandrr. c;unkii onlann oldtirtilmelerini gtinahla-
nn1n silinmesi ve bag1§lanmas1 ic;in tevbe olarak kabul etmi§tir.
Rivayete gore, bunlarm olti1nle emrolunmalar1, tizerlerindeki ve omuzla-
nndaki aglf ytikler, parangalar, s1k1ntl ve me§akketler ttirtinden §eylerdi.
MeseHi yahudiler hangi organla hata i§lemi§lerse, o organm kesilmesi, ibadet-
lerinin ve namazlann1n mescidden ba§ka bir yerde kabul edilmemesi, temiz-
liklerinin ancak su ile olacag1, oru~ tutan bir kimsenin ak§amleyin uyumas1n-
dan sonra uyansa bile, art1k kendisine yeme ve i9menin haram kihnm1§ olma-
s1, giinahlan sebebiyle temiz ve helal olan §eyleri yemekten men edilmeleri,
zekat olarak mallannm dortte birini vermekle yliktimlti olmalan, geceleyin
gtinah ve su9 i§lemi§ bir kimsenin, sabahleyin onu kap1s1na yaz1lm1§ olarak
bulmas1 gibi §eyler bizden onceki iimmetlerde ytirtirliikteydi. Dolay1s1yla bu
da bir oldtirme gibi degerlendiriliyodu. Fakat bu gibi agu §artlar, peygambe-
rimize bir ikram olarak, timmet~ iizerinden kald1nlm1§tlr. Tevbe, Allah'tan
bir nimettir. Allah s1rf bu timmete\bu manada bir tevbeyi nimet olarak ihsan
etmi§tir. Ba§ka timmetlerde bizdeii tevbe kolayhg1 yoktu. Nitekim yukar1da
anlatildi.
Tevbenin de dort mertebesi vardrr:
1- "Tevbe" ismiyle ilgili ve ona ozgti bir mertebedir ki, Allah yoluna gi-
ren stilfik erbab1n1n ilk derecesidir. Bu mertebe, ya da derece Nefs-i Emmare
ile ilgili olup ttim mti'minlere ait bir mertebedir. Bu mertebe her tiirlil yasak-
lanmI§ §eyleri (menhiyyat) blfakmay1, emredilenleri de yapmay1 gerekli ktlar.
Aynca insan1n yaphg1 zultim ve kottiltikler sebebiyle helalhk dilemesi, daha
once yapt1klar1na pi§manhk duymas1 gerekmektedir. Bundan boyle bir daha
o eski yaptiklar1na donmemek de yine bu birinci mertebedekilerin yapmas1
gereken gorevlerdir.
2- "inlibe" n1ertebesi: Bu, Nefs-i Levvame'yi ilgilendirir. Bu, mti'minle-
rin havass1 yani se~kinleri iyindir. Bu mertebedeki mti'minler dtinyay1 ve
dtinya ile ilgili lezzetleri birakan, ahlfildarm1 temizleyip antan, kendi nefisle-
rine, heva ve isteklerine boyun egmekten uzak kalanlard1r. c;unkli ''inabe"
kalble ilgili niteliklerdendir. Nitekim: "... ve Allah'a yonelmi§ bir kalb ile ge -
/en kimselere ... " (Kaf: 33) buyurulmu§tur.
3- "Evbe" n1ertebesi: Bu Nefs-i Mtilhime'ye ait olan mertebedir. Bu
mertebeye ula~abilenler Allah'1n veli kullarmdan olup da, bunlardan da ozel
Ayet: 55 -56 BAKARA SURESi/2 149
bir mevkiye gelebilenlerin elde ettikleri mertebedir. "Evb" veya "Evbe" do-
niilrnesi gereken yere dontip yonelmektir. Mii'minin §evk ve i§tiyak duygula-
nndan Allah ile kar§tla§maya ve bulu§maya donmesidir. Eger bir nefis "Ev-
be" mertebesini kazanusa, bu durumda ruh makam1na ula§II. Dogrusu her
ttirli.i glinahlardan uzakla§1nak suretiyle arzuyla Allah'a yonelen bir kimsenin
belirtileri, halkm i\:ine girmeyi brrak1p uzlete c;ekilmesi, yarattldardan uzakla-
§IP yaratan Hak ile iinsiyet kazanmas1, ger~ek anlam1yla Allah ic;in nefsiyle
cihad etmesidir.
4- "Nefs-i Mutmainne'' mertebesi. Bu, peygamberlerin ve bunlan izle-
yen velilerin elde ettikleri bir mertebedir. Nitekim: "Rabbine don" (Peer: 28)
ayeti bunun delilidir. Bu hal, ilahi yard1m1n peygamberler ve velilerin ruhla-
nndaki cezbe halidir.
,-
55. «Ve demi~tiniz ki:» Bu altm~1 nimetlenqirme olay1d1r. Yani Ey is-
railogullan! Selefinizden yetmi§ ki§i, Hz. Musa (a.s.) tarafmdan sec;ilip, bir-
likte Tur dagrna giderek, buzag1y1 mabud edinmeleri Sebebiy le oztir bey an
edeceklerdi. i§te bunlann soylediklerini hatulaym . Bu yetmi§ ki§i: «'Ey
Musa biz Allah'1 a~1kca gormedik~e asla inanmayacag1z.'» demi§lerdi. Ey
Musa, senin bu kitabm, Allah katmdan olduguna ili§kin olarak soyledikleri-
nin dogruluguna inanm1yoruz. Senin onun sozilnti i§ittigini, bize bu~u kabul
etmeyi ve bununla aITiel etmeyi emrettigini de kabul etmiyoruz. Kabul edebil-
memiz i~in, bizimle kendisi arasmda hi9bir perde olmaks1z1n 91plak gozle
Allah'1 gormedik<;e de onu dogrulamayacag1z, diye itirazda bulunmu§lardi.
«0 sirada sizi yild1nm ~arpm1§h.» Bu, yak1c1 ozelligi de bulunan sesli bir
ate§ti. Gokten inen yild1nm, hepsini yak1vermi§ti. <;unkti yahudilerin bu is-
tekleri dilnyada miimktin olmayan bir istekti. Bu, inad1n ve azgmhgm da en
son sm1ndu. Oysa ytice Allah ancak kiyamet gtinilnde keyfiyetten miinezzeh
bir §ekilde sadece mti'minlere goztikecektir. «Ve siz de bakakalm1§tln1z.»
Siz gokten inen yildinm1 gortip duruyordunuz, bunun etkisiyle ilk srrada baz1
kimseler olmii§ken, geride kalanlar da onlann bu yild1nm yiizlinden oldtikle-
rini goriiylorlardi.
56. «Sonra oliimiiniiziin ardandan sizi yine dirilttik.» Bu yildmm yii-
ztinden olmenizden sonra sizi yeniden dirilttik .. Ayette "dirilttik" ifadesinin
"oliimunuzun ardmdan "ifadesiyle kay1tlanm1§ olmas1, boyle bir durumun, ya
bir bayg1nhk ge9irmeleri veya uykuya varmalan gibi bir halden dolay1 ola-
bilecegi i9indir. Katade: "Allah olenleri, geride kalan omiirlerini bitirmeleri
150 RUHU'L-BEYAN Cijz: l
Yine soylendigine gore, Hz. Musa (a.s.), TGr'a ilk gidi§inde Rabbini
Ayet: 56 BAKARA SORESi/2 15 1
57. «Ve sizi bir bulutla golgeledik.» Bu yedinci ikram ve ni1net olmak-
tadrr. Ey i srailogullan, bulutu i.izerinizde bir §emsiye gibi golge kild1k. Bu
olay M1su ilc ~am aras1nda yer alan Tih 9oltinde ge9mi§tir. <;tinkti yahudiler
M1su'dan 91ktiklar1nda, K1z1ldeniz'i ge<;ince, hi9bir yap1nm bulunmad1g1 bir
<;olde kald1lar. Allah, kendilerine zalimlere ait bir §ehre girip, onlan oldtirme-
lerini emretti. Onlar da once bunu kabul ettiler. Ancak §ehre yakla§t1klannda,
bu §ehir halkmm ~ok zorba ve zalim olduklanm ogrendiler. Bunun i.izerine
gitmek istemediler ve Hz. Musa'ya: "Sen ve Rabbin gidin sava§in; biz bura-
da oturacagzz" (Maide: 24) dediler. Allah da bir ceza olmak i.izere, onlann
yeryiiztinde, yani 9olde kirk y1l §a§k1n bir §ekilde dola§malann1 takdir etti. Bu
arada §iddetli s1caklar altmda, susuzluk slk1nt1s1yla kat§I kar§1ya kald1lar.
Actlch durumlaruidan Hz. Musa'ya §ikayette bulundular. Allah da kendilerine
merhamet etti, tizerlerine nurdan bir direk indirdi ve kendilerine beyaz ve in-
ce bir bulut gonderdi. Bu bulut, yagmur bulutundan da giizeldi. Gtindi.izleri
onlan gtine§in s1cag1ndan, yak1c1hgmdan koruyordu. Y ahudiler daha sonra
Hz. Musa'dan yiyecek istediler. Hz. Musa da Rabbine dua etti, Alah duasm1
kabul etti.
58. «0 vakit onlara §Oyle demi§tik:» Bu, onlara verilen sekizinci ni-
mettir. <;unkil Allah, Tih c;oliinden kendilerini kurtarm1§ ve onlann bir belde-
ye girmelerine izin verrni§ti. Ey israilogullan! Atalann1z1 T'th denilen 9olden
kurtard1g1m1z srrada kendilerine soyledigimiz §U sozli haurlaym: «'Su ~ehre
girin.» Beyt-i Makdis denen Kudiis'e girin. «Oradan dilediginiz yerde bol
bol yeyin.» Orada geni~ imkanlara sahip olarak refah i<;inde bol bol yiyin.
"
Ayetten anla§1ld1gma gore, buraya yerle§mek lizere girmeleri e mredilmi§ti.
Art1k daraltma ve yasaklama olmaks1z1n orada istediginiz §ekilde ya§aym1z.
Bu ise, orada bulunan §Cylere gani1net yoluyla sahip olmalan demekti. Ayette
ozellikle "yiyiniz" ifadesinin ge9mesi , yemeden ya§amanm olamayacag1 ve
asil amacm bu oldugundandrr.
«Ve ' affet' deyin ki,» Yani Allah'tan is~gimiz, gilnahlar1m1zm aff1drr
veya bizin1 giinahlann1z1 bizclen sil deyin ki.J <biz de sizin hatalann1z1 ba-
g1§layahm.» Gtinahlann1z1 orte1 im, yaptig1n1z secde ve dua yliziinden sizi
Ayet: 58-59 BAKARA S0 RESi /2 155
Rivayete gore, yahudiler "h1tta" (affet) ifadesini "hmta", yani "bize bug-
d ay ver" §eklinde degi§tirdiler. Bu yaptiklanyla Allah'm emrini hafife ahyor-
lardi. Bunlar, kap1dan secde ederek ve egilerek i9eri girmeleri gerekirken, ge-
ri geri yiirtiyerek girdiler. Sozti degi§tirdikleri gibi davran1§1 da degi§tirdiler.
Fakat giizel davranan muhsin ki1nseler derhal emredileni yerine getirdiler. i §-
te bunun ic;ind.ir ki ayette "degi§tirdiler" §eklinde tcrclime edilen kelime tekil
olarak "beddele" §eklinde getirilmi§, fakat "beddelfi" bi9iminde 9ogul §ekliy-
le getirilmemi~Lir. "Soylenen sozu degi§tirip ... " ayeti de §6yledir: Emredilen-
den ba§ka bir i§le ... <;unki.i Allah'm emri sozledir. Bu da, yahudilerin btitiln
e mredilenleri degi§tirdi klerini gostern1ektedir.
taun ve vebadrr.
Rivayete gore, bir saat i<rinde 24 bin yahudi olmli§ ve bu azap, olenlerin
sayilan yetmi§bine ula§incaya kadar devam etmi§tir. Hadiste §0yle buyurul-
maktadir: "Taun (veba) hastaltgz, Allah'm israilogullarzna ya da sizden on-
cekilere gonderdigi bir azap (ceza)tLr. Bir yerde taun (veba) salginmm varh-
g im i§ittiginizde, o bolgeye girmeyin. Eger ir;inde bulundugunuz bir holgede
taun salgim varsa, oradan bir ba§ka yere aynlmayrn." <26> Bilindigi gibi taun,
yani veba salgmm1ndan olen bir mtisliiman §ehittir. <;tinkii bu da, tipk1 Allah
yolunda nobet tutan bir kimsenin nobet siras1nda olmesi gibidir. Nitekim sal-
gm dizanteriden olen, suda bogulan, ytlak alt1nda olen, Allah yolunda oldi.irti-
len, akciger zar1 iltihab1ndan (zatiilcenb) olen, yangmda olen, dogum s1ras1n-
da olen kimseler §ehittirler. (27}
imam ~afii, taun (veba) hastahgmm en giizel tedavi yolunun Al1ah 1 tes- 1
bih etmek oldugunu belirtiyor. Bunun gerek9esi de, zikrin azab1 ve cezay1 on-
leyecegindendir: Nitekim"Eger (Yunus) Allah't tesbih edenlerden olmasaydi,
insanlann tekrar dirilecekleri gune kadar ballgm karnznda kallrdz." (Saffat:
143- 144)
26- Bkz. Buharl ve Mtislim "rics" lafziyle rivayet etmi§tir. ibn Hacer de "za" ile "ricz" lafzrn1
tercih etmi§tir. F ethu'l-Barf, 10/183.
27- Bu saytlanlann §ehit ·s11,y1lacaklan Hz. Peygamber'in §U hadisine dayamr: "Allah yolunda
~ehit olanlarm dt§mda ·~u yedi ki§i de §ehittir : Taun (veba)dan olenler, salgm dizanteri-
den, suda bogulan, yangmda olen, ak<;iger zan iltihabmdan (j/en, y1k1k alnnda ii/en, do-
gumda olen kadm §ehittir." Bkz. imam Malik; Muvatta; Nesai ve ibn Hibban.
Ayet: 60 B AKARA SURESi/2 157
'Asan1 ta§a vur' demi~tik.» Biz bunu kendisine vahiyle bildirmi§tik. Bu asa
cennetten gelmi§ti. Asanm boyu Hz. Musa'mn boyu uzunlugundaydi. On zira,
yani yakla§tk olarak 7 ,5 ile 9 metre arasmda bir uzunluktaydi. Asanm iki 9a-
tah vardi. Bu iki 9atal karanhkta l§tk sa91p ayd1nhk yapardi. Hz. A.dem (a.s.)
bunu cennetten berabcrinde getirmi§ti. Boylece bu asa peygan1berden pey-
gambere el degi§tirerek Hz. ~uayb' a, onun vas1tas1yla da Hz. Musa'ya ge9-
ti.(:!S)
Sozti edilen ta§ ise, ozel bir ta§tlr. Yine gelen rivayete gore, bu ta§t Hz.
Musa Tur dagmdan yanma alm1§tI. Ta§ hafif ve kare §eklinde idi. Fakat bir
ba§ka yoruma gore bu, herhangi bir ta§tI. Dolay1s1yla anlain §byle olmaktadir:
Ey Musa, elindeki asanla ta§ denilen herhangi bir §eye vur. Delil ay1s1ndan
da en a<;ik olan1 budur. <;tinkti bu, Allah'm kudretini en a91k ve net bir §ekilde
gostermektedir. Hz. Musa'mn elindeki asayla herhangi bir ta§a, ya da kayaya
vurmas1yla, hemen ondan suyun 91k.mas1, Hz. Musa'nm peygamberligini daha
gti<;lti bir §ekilde kan1tlamaktad1r. Eger bu ta§, ozel bir ta§ olsayd1, o zaman
insanm akhna ttpk1 m1knatis ile demir aras1ndaki ozel bir 9ekirn gticii sebe-
biy le, m1knatis1n derniri <;ekmesi gibi, asan1n da bu ozel ta§tan su <;lkrnas1n1
saglam1§ olabilecegi gelirdi. I§te herhangi bir ta~ olmas1 bu dti§tinceyi ttimtiy-
le onlemi§ olmaktadlf. <<Hemen oradan on iki ptnar f1§k1rd1.» Hz. Musa'nm
vurmas1yla, ta§tan on iki tath su p1nan f1§kirdi. i srailogulan on iki boy idi.
Her boy i<;in bir pmar akmaya ba§ladi. Hz. Musa, kavmi bir yerde konakla-
y1nca asas1yla ta§a vuruyor, he1nen su fi§kirmaya ba§hyordu. Oradan hareket
ettiklerindeyse, tekrar ta§a vuruyor, bu defa fi§kuan su kuruyordu. «Herkes
su i~ecegi yeri bildi.» Bu on iki boydan her biri hangi pmardan su i<;ecekleri-
ni, hangi pmardan sulann1 saglayacaklanru biliyordu. Hi<;bir boy, ya da kabi-
le bir ba§kas1nm pmanna gidip su ihtiyacm1 temin etrneye giri§miyordu. Bu,
yahudiler aras1nda kavga <;1kmamas1 i9indi. <;Unkli saytlan alt1ytiz bin ki§iy-
di.
«Dedik ki: 'Allah '1n nzk1ndan yiyin, i~in.» R1zlk olarak Allah, kendi-
lerine kudret helvas1yla bildITClil kU§U vermi§ti. i§te ayette yeme emri, bu ilk
iki nimeti hatrrlatmaktadrr. ic;me olay1 da Uc;tinclistinti, ta§tan su kaynamas1n1
"
hatrrlatiyor. Ayette "dedik ki" ifadesi gec;tigine gore, buna uygun olarak da
"nzk1m1zdan" ifadesi gec;mesi gerekirdi. Bunun boyle denmemesinin hikmeti,
yeme ve i~me emrinin hitap yoluyla degil de, Hz. Musa arac1hg1yla olmasm-
dan dolay1 boyle denmi§tir. «Fakat yeryiiziinde bozgunculuk ederek kar1-
§1khk ~1karmay1n.'» Sizler bozguncular olarak artlk bu davran1§1n1z1 stirdi.ir-
meyin, buna bir son verin. Burada yahudilerin bu §ekilde tarutllmalarnun ne-
deni, gerc;ekten bunlann bozguncu olduklar1111 gostermek i9indir.
Rivayete gore, bir cuma gtinti bedevlnin biri Raslllullah'1n yan1na gele-
rek: "Ey Allah'1n Rasfilti! At ve davar stirlileri hep yok oldular. Yeryilzil ku-
rakhk ic;indedir. Allah'a dua et de bize yagmur yagdirs1n" dedi. Bunun tizeri-
ne Rasulullah (s.a.v.), ellerini kaldrrarak dua etti. Hz. Enes diyor ki: "Gokyii-
zti bir cam gibi p1nl p1nldi. Hi<;bir bulut yoktu. Dua tizerine hemen bir bulut
beli.rdi ve ertesi cumaya kadar (bir hafta) yagn1ur yagmaya devam etti." <29)
bo§ gezen hayvanlar, gtic;stiz ve zay1f yavrular ve bebeler i~in yagmur isten1e-
li, bunlar adma dua eunelidir. Allah'1n bunlann bereketiyle yag1nur yagdir-
nrns1 umulur. Aynca yag1nur i<;in yap1hm duanm ve diger dualann kesin ka-
bul olunduguna inanmahdlf. c;unkti duan1n kabul olunmamas1 ya acizlikten
veya kerem sahibi olmamaktan dolay1du. Oysa bu gibi §eyler Allah ic;in dti-
§tinlilemez. c;unkti Allah ikram sahibidir, her §eyi en iyi bilendir ve her §eye
kadirdir. Allah ic;in duamn kabultine engcl bir §ey yoktur. Allah, mti'minlere,
bizzat kendilerinden daha yak1ndrr. Allah onlann dualann1 i§itir ve yakart§la-
nm kabul eder.
160 ROHU'L-BEYAN Guz:l
61. Hani siz demi§tiniz ki: "Ey Musa! Biz bir fe§it yemekle
yetinmeyecegiz. Bizim ifin Rabbine dua et de, yerin bitirdigi
§eylerden, sebzesinden, kabagindan, sanmsagindan, mercime-
ginden, soganindan flkarsin" 0: "Hayirli olani, daha a§agi
olanla mi degi§tirmek istiyorsunuz? Bir §ehre inin, orada
kendiniz ifin istediginiz vardir'' dedi. Uzerlerine horluk ve
yoksulluk vuruldu ve Allah 'tan bir gazaba ugradilar. Bu, on-
lann Allah 'in ayetlerini inkar etmelerinden ve haksiz ye re
peygamberleri oldiirmelerindendi. Bu, isyan etmelerinden ve
a§in gitmelerindendi.
62. $iiphesiz ki iman edenler, Yahudiler, Hiristiyanlar ve
Sabilerden her kim Allah'a ve lihiret giiniine iman eder, salih
bir amel i§lerse elbette on Iara, Rableri katinda miikafat var-
dir. Onlara korku yoktur ve onlar iiziilmeyeceklerdir.
30- Burada "yerin hitird(~i" ifadesi mecaz-1 aklidir. <;unkU bu ~eyleri bitiren toprak degil,
bizzat yUce Allah'tir.
162 RUHU 'L-BEYAN Cuz:l
63. Hani sizden k_esin bir soz almi§tlk. Tur dagmi da iistii-
niize kaldirmi§hk. Size verdigimizi kuvvetle tutun ve ifindeki-
lerini hatirlaym. Umulur ki korunursunuz.
64. Sonra bunun ard1ndan yine dondiiniiz. Eger Allah 'in
iizerinizdeki f azlz ve rahmeti olmasaydz elbette hiisrana ugra-
yanlardan olurdunuz.
65. ifinizden cumartesi giinii haddi a§anlan elbette bilmek-
tesiniz. i§te on/ara: "A§agil1k maymunlar olun" dedik.
66. i §te biz onu hem oniindekilere hem ardzndakilere bir ib-
ret kzldzk, takva sahiplerine de bir nasihat kildik.
63. «Hani sizden kesin bir soz alm1§t1k.» Buda, israilogullannm ata-
lann1n i ~ledigi bir ba§ka cinayetin hatulat1lmas1du. Ey i srailogullan!
Atalann1zdan, Tevrafta yer alan htiktimlerle amel etmclcrine ili§kin soz ald1-
g1m1z zaman1 hatulay1n. Bu olay, israilogullan Hz. Musa ile birlikte Mi-
sir'dan 91karak, heniiz Tih 9oliine gelmeden-once, denizden ge9ip kurtulmala-
nndan sonra olmu§tu. «Tur dag1n1 da iistiiniize kald1rm1§hk.» T1pk1 bir
golgelik gibi tepenizde bekliyordu. Siz de, isteklerimizi kabul ettiniz ve ant-
la§maya uyacag1niz1 soylediniz. Tur, bilinen dag1n ad1d1r. Hz. Musa (a.s.) bu-
radan, elinde Tevrat levhalanyla dondtigiinde, yahudiler oradaki agII ytiktim-
ltiltikleri gorerek, bunlar1 yerine getirmeyi gozlerinde bliyiltti.iler ve onlar1
kabul etmek istemediler. Allah da Cebrail (a.s.)'a Tur dag1n1 tistlerine kaldu-
164 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
may1 emretti. Cebrail, bu dag1 kokiinden kald1np bunlann tepelerinde bir gol-
gelik gibi bekletti. Hz. Musa: "Ya bu htiki.imleri kabul edersiniz veya bu <lag
i.izerinize birakllacak" dedi. Bundan kurtulU§Uil mtimki.in olmad1g1n1 anlay1n-
ca hemen emri kabul ettiler, secdeye kapandilar. Secdede iken dag1n durumu-
nu dii§ilnilyorlard1. Dag1n i.izerlerine dti§ecegi endi§esi i\:indeydiler. Arttk ya-
hudilerde tam olarak secdeye varmay1p, ytizlerinin yans1 iizerine secde adet
oldu ve "i§te bu secdeyle bizden azap kald1nld1" diyorlard1. «Size verdigimi-
zi kuvvetle tutun.» Ciddiyet, kararhhk ve devamh bir §ekilde ona yapt§IIl
«Ve i~indekilerini hahrlay1n.» Kitapta'ta bulunan hi.iktimleri koruyun, oku-
yun, unutmay1n, bundan bir an bile gafil olmaym. «Umulur ki korunursu-
nuz.» Sizin de boylece takva sahiplerinden olup korunmaniz umulabilir.
64. «Sonra bunun ard1ndan yine dondiiniiz.» Verdiginiz sozde dur-
maktan ve devam etmekten vazge\:tiniz. Oysa kesin soziintiz vard1. «Eger Al-
lah'1n iizerinizdeki fazh ve rahmeti olmasaydt», size ac1y1p firsat tamma-
sayd1 ve azab1 ertelemeseydi, «elbette hiisrana ugrayanlardan olurdunuz.»
Kesinlikle helfil< olanlardan olurdunuz. Pak.at Allah size ac1d1 ve tevbelerinizi
kabul etti, dag1 tepenizden kaldud1. Eger Allah bunu dilemeseydi, kesinlikle
dag tepenize inerdi. Husran; ana paran1n kaybolmas1 anlammadir. Buradaki
anlam1ysa, hayatm yitirilmesidir. <';iinkti hayat bir sermayedir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)'in timmetine, farz klhnan §eylerin toptan degil,
teker teker emredilmesi ve boylece onlar i.izerindeki zorlugun giderilmesi Al-
lah'm bir ltitfudur. Oysa israilogullarma her §eyi toptan yapmalar1 emredildi.
Bu bak.1mdan tepelerinde azab1 gormedik9e, gelen hi.ikiimleri, kabul etmek is-
temediler. Aynca Allah, kendilerine bu emirleri ve buna bagh olarak yapa-
caklan i§leri muhafaza etmelerini, ezberlemelerini, unutmamalann1 ve kay-
betmemelerini istedi. Bunun i<;in de: "ir;indekilerini hatirlayin" buyurdu.
<;link.ti ilah1 kitaplarm tek bir amac1 vardtr: Bunlar1n geregiyle amel etmek.
Yoksa yaln1zca dilden okumak degildir. Boyle olmas1 halinde bu, o kitaplan
terketmek, arkalarma atmak olur. Buna §Oye bir omek verebiliriz: Bir hi.iktim-
dar i.ilkesindeki valilerinden herhangi birisine bir ferman gonderiyor ve vali-
nin yonetimindeki bolgede kendisi i<;in bir saray yap1lmasm1 emrediyor. Fer-
man valinin eline ula§1yor. Fakat vali, fermanda istenen emri yerine getirme-
den her gi.in ferman1 avIP okuyor. ~imdi hilki.imdar birgi.in 9Ik1p gelse ve sa-
ray1n yaptlmamI§ oldugunu gorse, yapacag1 §ey valiyi cezalandumaktlf. I§te
Kur'an da tipk1 bu ferman gibidir. Allah burada kullanna, oru\: ve namaz gibi
din! rUktinleri yerine getirmeleri enuini veriyor. Fakat bunlarm hi<;birisi yeri-
A.yet: 64-66 BAKARA sORESi/2 165
Ba§ka bir varhga donti§mek, domuza benzemek gibidir. Domuz, her ttir-
lii pisligi igrenmeden yer. Dolay1s1yla haram yiyen bir insan1n kalbi de, bu
anlamda domuza donii§mti§ demektir. Kalbin degi§mesinin ti9 i§areti vardrr:
67. Musa kavmine dedi ki: "Allah bir szgir kesmenizi emre-
diyor." Dediler ki:"Bizimle alay mt ediyorsun?" Dedi ki: "Ca-
hillerden olmaktan Allah 'a sigmirim."
68. Dediler ki: "Bizim adimiza Rabbine dua et, bize onu
afiklasm." Dedi ki: "O diyor ki, o, ne yafll, ne de korpe; ikisi
Ayet: 67 BAKA.RA SURESi/2 167
bir su ada yan1na biri gelir. Ubeydullah onunla §akala§mak i9in : "Senin §U
ciibben herhalde tiftikten, ya da ko9 yilniindendir" der. Adam da: "Sayin kad1,
sen cahil misin?" diye kar§1hk verir. Ubeydullah da kendisine: "$akanm ce-
halet oldugunu da nereden 91kardm?" diye cevap verir ve yorun1unu yapt1g1-
n11z bu ayeti okur. Sonra da kar§1s1ndaki adam1n cahil biri oldugunu anlaya-
rak kendisinden yiiz 9evirir. c:;unkii o, §aka ile alay1 birbirinden ayirdedecek
durumda degiJdir.
Daha sonra Hz. Musa'nm kavmi, bir s1g1nn kesilmesinin kesin olarak
Allah'1n emri oldugunu anlaymca, ileride de gelecegi gibi, o s1g1nn nitelikle-
rini soru§turmaya ba§lad1lar. Eger boyle yapmay1p da hemen herhangi bir s1-
g1n kesmi§ olsalard1, bu yetecekti. Fakat onlar i§i zora ko§tular. Allah da i§le-
rini zorl~trrdi. Ger9i bu da bir hikmete baglldrr. Burada, ba§ka hayvanlann
degil de, inegin se9ilmesinin nedeni, yahudilerin s1grra ve buzag1ya tapmala-
nndandi. <;tinkti s1gir sevgisi kablerine iyice yerle§mi§ti. Nitekim: "Kiifurleri
sebebiyle kalblerine buzagt sevgisi dolduruldu" (Bakara: 93) ayetiyle Rabbi-
miz buna i§aret buyurrnu§tur. Daha sonra tevbe ettiler ve Allah'a ibadete ve
taata yoneldiler. Allah da, kendilerini sevdikleri bir §eyle deneyerek tevbele-
rinin gen;ekliligini ortaya ~1karmak, kalblerindeki s1gtr sevgisini kopararak
atip atmayacaklarm1 denemek istedi.
68. «Dediler ki:» Sanki burada: "Peki, buna kar§ihk Musa'nin kavmi ne
dedi?,. gibi bir soru akla geliyor. Buna kar§ihk Hz. Musa'n1n kavmi, hemen
emri kabul ettiler ve: Ey Musa! «'Bizim ad1m1za Rabbine dua et, bize onu
a~1klas1n'» dediler. <;unkii israilogullan kesilmesi istenen s1g1nn niteligini
ve durumunu ogrenmek istiyorlard1. Yani bu s1g1nn ya§1 ve niteliginin ne ol-
dugunu soruyorlard1. «Dedi ki:» Y ani Hz. Musa Rabbine dua edip kendisine
vahiy geldikten sonra ~oyle cevap verdi: «' 0 » yani yiice Allah «diyor ki, o»
kesilmesi emredilen s1grr, «ne ya~h », iJeri ya§mdan dolay1 gii9siiz hale gel-
memi§, «ne de korpe» yani hentiz yavru olmayan «ikisi aras1 bir inek. Size
emredileni hemen yap1n.'» Bu, Hz. Musa'dan gelen bir emird.ir. Y ani kesil-
mesi ernredilen inegi hemen kesin.
69. «Yine dediler ki: 'Bizim i~in Rabbine dua et, bize onun renginin
nas1l oldugunu a~1klas1n. '» Boylece hangi s1g1nn kesilmesi gerektigini bil-
mi§ olahm. <;tink.U renkler, baz1 cevherler tizerinde kendisini gosteren bir
arazdu. Hz. Musa, Rabbine miinacattan ve a<;1klama geldikten sonra «dedi
ki: '0>> yani Allah, «§Oyle diyor: 0, sari renkli.» San , yani siyah ile beyaz
aras1ndaki bilinen renkte «parlak tiiylii,» sapsan renkte, «bakanlann i~ini
Ayet: 68 -70 BAKA.RA sORESi/ 2 169
a~an bir inektir.'» Onun gilzelligi ve renginin goz ahc1 olmas1 bakanlan
hayrete dti ~tiriir. Y aratih~mda bir eksikligin bulunmamas1, tunak ve boynuz-
lar1nm gtizelligi gontillere huzur verir.
70. Yine dediler ki: "Bizim ifin Rabbine dua et de, onun
nasll bir inek oldugunu bize apklasin. <;iinkii inekler, birbiri-
ne benzer. Allah dilerse dogruya eri§mi§ oluruz."
71. $oyle dedi: "0 §liyle buyuruyor: 0 , boyunduruk altma
alznmayan, yer siirmeyen, ekin sulamayan, bi'itun ayiplardan
uzak, lzif alacasi olmayan bir inektir." Dediler ki: "i§te §imdi
gerfegi soyledin ". Hemen onu kestiler. Az kalsm bunu yap-
mayacaklardi.
72. Hani siz bir ki§iyi oldiirmii§tiiniiz de, bu konuda birbiri-
nize dii§mii§tiiniiz. Oysa Allah, gizlediginizi apga flkaracakti.
170 RUHU'L-BEYAN Ci.iz: 1
73. Onun ifin (inegin) bir parfas iyla ona (oldiiriilene) vu-
run demi§tik. i§te Allah biiylece iiliileri diriltir ve size
ayetlerini gosterir ki, dii§iinesiniz.
70. «Yine dediler ki: 'Bizim i~in Rabbine dua et de, onun nasd bir
inek oldugunu bize apklas1n.» 0 inek, salma , yani .s erbest dola§an ve me-
raya birak.Ilan bir inek mi, yoksa 9ah §l1nlan bir inek mi? Bu tekrar tekrar sor-
malann1n nedeni, meselenin ve hayvanm durumunun, renginin, niteliginin tti-
111tiyle anla§ilmas1 ic;indir. «(:iinkii inekJer birbirine benzer.» San renkte
bir\:ok s1gu vardu. Bu itibarla hangisini kesecegin1iz konusunda ku§kuya
dti§mekteyiz. «Allah dilerse dogruya eri~mi~ oluruz.'» Kesilmesi emredi-
len ve istenen inegi bulabiliriz. Hadiste §Oyle buyurulmu§tur: "Eger i srailo-
gullan 'in~aallah' (Allah dilerse) demeselerdi, hifbir zaman istenen stgin
bulamayacaklardi ." (3tl
71. Hz. Musa, « Soyle dedi: '0» yani Allah «~oyJe buyuruyor: 0, bo-
yunduruk alhna ahnmayan ...» <;ah§tinlmak siiretiyle ezilmeyen, «yer siir-
meyen», ekim ic;in ko§ulmayan, «ekin sulamayan», ekin sulamak i9in dola-
ba da ko§uhnam1§ olan, «biitiin ay1plardan uzak, hi~ alacas1 olmayan», her
turlti ay1ptan ve kusurdan annnu§, sapsan «bir inektir.'» Nitekim "hi9 ala-
casz olmayan" ifadesi, bu ger9egi ortaya koymaktadu. Boynuz ve timaklar1-
na dek sapsar1 bir inek. Yahudiler bu nitelikleri duyduktan sonra «dediler ki:
'i~te ~imdi ger~egi soyledin. '» ~imdi, kU§kU duydugumuz nokta}arda a\:tkla-
IllilCa, arttk ger~ek ortaya 91km1§ oldu, hie; bir §tiphemiz kalmad1 deyip «He-
men onu kestiler .» Blitiln bu nitelikleri toplayan s1gu1 buldular ve aguhgm-
ca alttn verip satin alarak kestiler. «AZ kals1n bunu yap1nayacaklard1.»
Kestiler ama, neredeyse bundan vazges;eceklerdi .
72. «Hani siz bir ki~iyi Oldiirmii~tiiniiz de,» Bu ayet, anlam itibariyle
67. ayetten once oldugu halde laftz itibariyle ondan sonraya blfak1lm1~t1r.
<;unkli s1g1nn kesiln1esiyle ilgili k1ssamn ba§ taraf1 burada anlatilmaktad1r.
Yani, siz bir ki§iyi oldtirdtinuz ve sonra Hz. Musa'ya ba§vurdunuz. Ondan Al-
laha dua etmesini istediniz. 0 da size: "Allah size bir szgzr kemseminiz emre-
diyor... " (Bakara: 67) anlammdaki ayetleri bildirmi§ti. Bu ayetin laf1z bak1-
3 1- ibn Ehl Hatem: ''Eger israilogullan, "Allah dilerse dogi·uya eri§mi§ oluruz" diye istisnaya
gitmeselerdi, onu bulamayacaklard1. Fakat istisna yapt1klan iyin buldular" diyor. Hafiz ibn
Mcrdeveyh de bcnzcr olarak rivayet ediyor.
Ayet: 70- 73 BAKA.RA SURESi/2 171
nundan sonra getirilmesindeki amac;, katilin ortaya 9Ikmas1 i9in s1g1nn kesil-
mesidir. Bir de ayette oldtirlilme olay1, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in i;agda§1 ya-
hudilere izafe edilmektedir. c;unkli bu yahudiler atalann1n yapt1g1na nza gos-
tennekteydiler. Anlam §byle oluyor: Ey israilogullan! Atalar1111z111 haram
olan bir can1 oldtirdi.ikleri donemi bir hatirlay111 ... «Bu konuda birbirinize
dii§mii~tiiniiz.» Siz oldiiri.ilen ki§inii1 katili konusunda birbirinizle ~eki§ip
duruyor ve oldtirme olaym1 birbirinizin i.izerine atlyordunuz. «Oysa Allah,
gizlediginizi a~1ga ~1karacakh.» Hi<; ku§kusuz, gizlediginiz bu olay1 Allah
ortaya <;Ikaracakti. <;unkti 0, hi<;bir §eyi gizli kapakh birakmaz.
73. «Onun i~in (inegin) bir par~as1yla», s1girm herhangi bir orgaruyla,
« Ona>> yani oldtirtilene «vurun, demi~tik.» Onlar da vurdular ve adam he-
men dirildi. <;unkii ayetin bundan sonraki boltirnti bunu gostermektedir: «1§-
te Allah boylece oliileri diriltir.» Rivayete gore, yahudilerin s1g1nn bir orga-
n1yla vurmalan i.izerine, Allah'1n izniyle, oldtiriilen ki§i hemen dirildi. ~ah da-
manndan kanlar alayordu. "Beni amcamm ogullanndan falan ve falan a.db iki
ki§i oldtirdti" dedi. Soma da yine dti§i.ip oldi.i. Bunun i.izerine o iki ki§i yakala-
narak oldi.iriildiiler. Artik bundan boyle, yaktnlaruu oldliren katiller, oldtir-
dtikleri kimseye varis kilinma haklann1 yitirdiler.
Hz. Musa, kendisine sihirbaz veya goz boyay1c1 denmemesi i<;in oltiye
bizzat s1gum par<ras1yla kendisi vurmay1p bunu ba§kas1na yaptrrdt. "i §te boy-
lece" ifadesi oliini.in dirildigi sirada hazir bulunanlara i§aret etmektedir. y ani
Allah oliileri, tipk1 buradaki §a§kmhk verici §ekliyle oldugu gibi, ba§ka du-
rumlarda da diriltir. Boylece hem sozle ve hem taklid1 anlamda olay1 gori.ip
kabul ettiler. Allah bu diriltme olaym1 a~1k ve kesin bir §ekilde ortaya koyup
gosterdi. Bu t1pk1 Hz. ibrahim'in: "Fakat kalbilnin tatmin olmasi if in" (Baka-
ra: 260) soziine benzer bir §ekilde olmu§tu. Ote yandan bu hitabm, Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) doneminde bu ayetin ini§i esnasmda oliimden sonra dirilmeyi
inkar eden kimselere olmas1 da mtimkiindtir.
(s.a.v.)'in avw; lannda c;ak1l ta§lann1n tesbih etmesi, kendisini zehirlemek iste-
yen yahudilerin sundugu zehirli koyunun konu§mas1, iki agacm Hz. Peygam-
ber'in tuvalete c;1kug1 bir srrada gelip ona siper olmalan ve sonra yeniden yer-
lerine donmeleri gibi daha nice n1ficizeler.
"Sonra kalbleriniz yine katzla~tz" ayetiyle ilgili olarak baz1 hikmet sahi-
bi kimseler, §6yle demi§lerdir: ''Kalbleriniz kurudu." Kalbin kurumas1 demek,
gonltin Allah korkusu ve halka §efkatten yoksun kalmas1 ve bu duygulardan
bo§a1mas1 demektir. Eger herhangi bir goni.ilde Allah korkusu ve halka §efkat
duygusu yoksa, o goni.il ta§ gibi, hatta ta§tan daha katid1r. Hz. Peygamber
(s.a.v.) §Oyle buyurmu§tur: "Allah'1 zikretmeksizinfazlaca konu~may1n. <;an-
kii Allah'1 zikretmeksizin fOk konu~mak kalbi katila~tt nr. Dogrusu Allah'tan
en uzak olan insanlar da katI yiirekli olanlardir." l34i Me§hur bir soz de §0yle-
dir: "Dort §ey var ki , bunlar ki§inin bedbahthgm1n alametlerindendir: Ya§SIZ
goz, katl ytirek, uzun emel, dtinyaya dti§ktinlUk." t35>
34- Tirmiz'i, Ziilzd, 2413. Hadis, Hasen garib bir had istir.
35- Bunu ibn Adiy, el-Kami!, Ebu Nu aym, Iii/ye. (Enes'ten rivayetle )Senedi zay1fttr. Bkz.
Fcy:u'l-Kadir hi ~erhi'l-Camii's-Sagfr, 1/466
176 RUHU'L-BEYAN Ci.iz: 1
mayacaktir." De ki: "Allah 'tan bir soz mii aldmiz? Eger oyle
ise, Allah, kesinlikle soziinden donmez. Yoksa Allah'a kar~i
bilmediginiz bir §ey mi soyliiyorsunuz?,,
77. «Bilmiyorlar m1 ki. ..» Buradaki soru edau, red ve kmamak i<;indir.
Ey yahudiler, siz arkada§lann1z1 mti'minlerle konu§tuklar1 is;in lan1yor musu-
nuz? Yann aleyhinizde bir delil olmas1ndan m1 endi§e ediyorsunuz? ~imdi
arkada§lann1 kmayanlar bilmiyorlar m1 ki, «Allah gizlediklerini ve a~1ga
vurduklarin1 biliyor.» Yani Allah, onlann gizledikleri ve a91ga vurduklan
her §eyi bilir. Nitekim onlarrn kiifiirlerini gizlemeleri ve iman ettiklerini soy-
lemeleri de bu kabildendir. Acaba arkada§Jann1 kottilemede, azarlamada ken~
dileri ivin ne gibi bir yarar olacak ki?
79. «Arhk kitab1 kendi elleriyle yaz1p,» degi§tirerek ... Bu, herhangi
bir mecazi anlamay1 ortadan kaldirmak i<;in yapilan peki§tirn1edir. <;iinkli in-
san bazan: "Falancaya yazdun" der, oysa o bu ifadesiyle, mecazen "falancaya
yaztlmas1 ic;in ba§kas1na bir yaz1 yazmasm1 emrettim" demek istemektedir.
Aye t: 7 7-79 BA.KARA S(JRESi /2 179
«Az bir degerle satmak i~in: 'Bu, Allah kahndand1r,' diyenlerin vay
halJerine!» Bunlar kitab1 degi§tirdikten sonra da, kendi i9lerindeki srradan
kimselere bu degi§tirilen §eylerin Tevrat'ta bulundugunu soylerler.
Rivayete gore, Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye gelince yahudi din bil-
ginleri, bundan boyle liderligin ellerinden gidecegini, gelir kaynaklann1n ku-
ruyacag1n1 gortince korkmaya ba§ladilar. Bunun i~in ayak tak1m1ndan kimse-
leri iman etmekten alakoyn1ak i9in, Hz. Muhammed'le ilgili olarak Tevrat'ta
bulunan: "Ahir zaman peygamberi, giller ytizlil, kivuc1k sas;h, siirme gozlti,
orta boylu" gibi nitelikleri degi§tirerek bu ifadeler yerine: "Uzun boylu, mavi
gozlti, dU z sa9h ... " gibi ifadelerle degi§tirdiler. i§in ger9egini bilemeyen sua-
dan yahudiler durumu hahamlara sorduklannda, hemen kendilerinin degi§ti-
rip yazdlklan ifadeleri okuyor, dolay1s1y la bu niteliklerin Rasfilullah'ta olma-
d1gm1 goren bu ki§iler de onu yalanhyorlard1. <;unki.i hahamlar yaptlklar1 bu
degi§ikligin kar§1hgmda ril§vet ahyorlar, bunu onemsiz bir dilnyallk i~in ya-
p1yorlardi. Ayette "az bir deger" ifadesinin ge\:mesi, dtinyadaki tti.m varhg1n
yok olacag1 ve bunlann yaptig1 §eylerin de bir faydas1 olmayacag1ndand1r.
«Ellerinin yazd1g1ndan dolay1 vay haline onlarin!» Tevrat'1 kendi elleriyle
degi§tirmeleri ytiztinden kendileri i~in kesin ve btiytik bir azap vardrr; onlar
i\:in bu, kesinle§mi§tir. «Kazand1klanndan otiirii vay haline onlann !»
Rli§VCt almalanndan, gtinah olan i§leri yapmalar1ndan dolay1 vay hallerine!. .
Bu ayetlerde birtak1m i§aretler v ardu, §oyle ki:
1- Ki§inin bilgisi, kesin anlamda kavray1§1 ve Allah ile konu§mas1, ona
ger9ek anlamda iman etmeyi saglamaz. Bu, ancak Allah'1n rahmeti ve fazh
ile kazan1hr. Nitekim Allah: "Eger uzerinizde Allah'zn lutfu ve rahmeti olma-
saydi, i9inizden hi9biri ebediyen temize 91kamazdl" (Nfir: 21) buyurmu§tur.
Bilindigi gibi Allah, iblis denen §eytanla konu§tU ve ona §oyle hitap etti: ''Ey
iblfs, iki elimle yarattig1ma secde etmenden seni allkoyan nedir?" (Sad: 75)
Dikkat edilirse, Allah'rn ltitfu ve rahmetiyle desteklenmeyen, boyle bir i1na-
n1n bir yaran olmad1g1 gortiliir. <;tinki.i iblis, boyle bir imandan yoksun oldu-
gu ic;in bundan yararlanamam1§tl. Bir §ey a91k se~ik ortaya konduktan som·a,
eger o kimse iman tizere kalm1yorsa, boyle birine delillerin faydas1 olmaz.
vi, ilmiyle amel etmesini bilmek, cahilinki ise, i§i taklit ve zanda brrakmay1p,
ilim yoniinden saglam olan §eye dayanmaya 9al1§maktir. <;tinki.i din, yaln1zca
temenni ve kuruntularla stirdurtilecek bir olay degildir. Dolayis1yla taklit d1-
§Inda bir ba§ka yol ara§tirmayanlar, hep bozuk zanlanna dayananlar, kapah
tahminlerden ileri ge9meyenler i'rin, kitaptan kendilerine sadece okmnalan
d1§1nda bir nasip ve pay yoktur. Bunlar onu okurlar, ama inceliklerini ve an-
lamlann1 kavrayamaz ve kavramak ic;in c;alt§maz; bunun sirlan ve hakikatleri
iizerinde egilmezler. i§te bu, gtintirnliz insalar1n1n 9ogunlugunun durumunu
yans1tiyor. Adam miisltiman oldugunu ileri sliriiyor ama islfun'dan hi~ haberi
yoktur. ister mtisltimanhk iddasmda bulunan olsun, ister ternennide bulunan
olsun, ikisi de hilsrandadtr. Sonu hasret, pi§manhk ve vebaldir.
3- Allah'1n dinini degi§tiren, onda var olrnayan bir §eyi, bid'atler yoluyla
ona sokan ki1nseler de yukandaki tehdit hi.ikmilniin kapsammdadtr. Nitekim
Hz.peygamber (s.a.v.) ahir zamanda olabilecekler hakktnda ilmmetini uyar-
mt§ ve bu konuda §6yle buyunnu§tur: "Dikkat edin, uyamk bulunun! Sizden
once kitap ehlinden olanlar, yetmi§iki millete (fzrkaya) aynldllar. Bu ummet
ise yetmi§iif firkaya aynlacaklardir. Bunlardan biri dL§mda hepsi cehennem
ate§indedir. <36)
11
36- Ebft Davud tahric etmi~tir. Miisnell'de Ahmed b. Hanbel de benzer §ekilde rivayet etmi§-
lerdir. Bkz. Fethu'l-Kehfr. 1/206; Cami'ul-UsUI, 10/22.
Ayet: 80 BAKARA SURESi/2 181
Haris el-Muhasibi demi§tir ki, "baul ile 1nedhedilmeye nza gosteren ki-
§i, kendisiyle alay edilmesine nza gosteren gibidir. Nitekim birisine: 'Senin
kammdan <;tkan pisligin tlpkt misk ve esans gibi bir kokusu vardlI' denilse, o
da kendisine bunu soyleyen kimsenin bu ifadesiyle sevinse ve onun alay et-
mesiyle mutlu kalsa, bu hi<; olacak bir i§ mi? Halbuki aktlh kimse, bu tilr
kimselerin sozlerine aldanmaz. Aksine bu §ahs1n yapacag1 bir §eyler vardlf,
gercregi elde edebilmesi i9in, hakikatI bulmak i<;in gayret gosterir."
80. Yine yahudiler bo§ bir iddia olarak «dediler ki: 'Bize say1h giinler
d1§1nda», yedi gtinle smrrh crok kisa bir zaman di§mda fillirette «asla ate~ do-
kunmayacaktar.' » Onlar: "Diinya gilnleri yedi bin ytldrr. Biz her bin ytl ivin
bir gl.in azab gorecegiz" derler. Ya da: "Atalanm1z1n buzag1ya tapt1klar1 giin-
ler say1s1nda, yani lark gtin azab gorecegiz"derler. Aynca §Unu da soylerler:
"Biz Allah'm ogullan ve sevgilileriyiz. Dolay1s1yla hi9bir zaman azab gorme-
yecegiz. Y alruzca babanm ogula ve sevenin sevdigine yaptig1 ttirden 9ok ktsa
bir si.ire i<;in ceza gorecek, sonra da bag1§lanacag1z." Ku§kusuz btittin bunlar
bo§ ve asils1z iddialardu. Kiifriin cezas1, tipk1 imanm mtikafati gibi, ebedidir.
<;unkti bir dine inanan kimse, stirekli bir hay at i9in ona baglanu. B ti yiizden
kar§1hg1 da siirekli olacaktit. Ey Muhammed! Onlan susturmak ve ktnamak
i9in «de ki: 'Allah'tan» bu konuda i§in boyle olacag1na ili§kin «bir soz mii
ald1n1z?>> ileri silrdtigiiniiz bu iddiay1 destekleyen bir haber, ya da bir gtiven-
ce mi aldm1z? Kesin ve gti~lli bir soze dayanai1 bir haber almadan boyle bir
182 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
iddia ortaya atilamaz. «Eger, oyle ise» soylediginiz gibi, Allah'tan boyle bir
vaad ve gtivence alrm§san1z, «Allah, kesinlikle soziinden donmez.» 0 ahdi-
ni bozmaz. «Yoksa Allah'a kar§t bilmediginiz bir §ey mi soyliiyorsu-
nuz?'>> Fakat i§ sizin soylediginiz gibi degildir. Siz hep uyduruyor ve yalan
soy ltiyorsunuz.
81. «Evet... », Araps;ada "beta" kelimesi, nefiden sonra isbat i9in kulla-
niltr. Yani, "evet, size sonsuza kadar dokunacaktrr." demektir. «Kim» kotii-
liilclerden, yani biiyiik giinah ttiriinden «bir kotiiliik i§ler ve hatalari kendi-
sini ku§ahrsa», onu her yonden; kalbinden, dilinden, elinden, tipk.I bir dil§-
man gibi ~epe~vre sararsa ... Bu durum ancak kafirde ger\:ekle§tigi is:in, selef
milfessirleri "kottiliigii", "ktifiir" olarak yorumlam1§lardu. «i~te onlar>>, nite-
likleri anilan bu kottiltigli i§leyen ve hatalar1 tarafmdan ku§atilm1§ olan kini-
seler «cehennemliktirlcr.» i§te durumlar1 boyle olanlar«Orada ebedi», sti-
rekli «olarak kalacaklardtr .» Onlar ileri si.irdtikleri gibi yedi veya klfk gtin
sonra kurtulacaklarm1 nereden biliyorlar?
hale getirmi§tir. «insanlara giizel soz soyleyin.» Dikkat edilirse, belli kimse-
lere mal ile iyilikte bulunma emrediliyor. Bu kimseler; ana-baba, yak1nlar,
yetimler, dii§kiinlerdir. Mal herkese yetmeyecegi i~in, ti.im insanlara giizel
sozle muamele edilmesi emredilmi§tir. Nitekim ak1l sahibi herkes bunu rahat-
hkla yapabilir. Yani, onlarla gi.izel ge<;inerek, en gtizel ahlfil<.1 sergileyerek on-
lara kar§1 tath soz sarfedin.
«Namaz1 kthp, zekah verin,' diye kesin soz alm1§t1k.» Yukanda anla-
tilan genel ibadet kavram1 i<;ine namaz ve zekat girdigi halde, burada tekrar,
ozellikle belirtilmi§lerdir. Yani: "Ey israilogullan, butiin bu anlahlanlar husu-
sunda sizden soz ald1k. Siz de kabul ettiniz ve yoneldiniz. «Sonra siz pek
az101z miistesna yiiz~evirdiniz.» Siz verdiginiz sozden yiiz~evirdiniz, de-
vam etmediniz, o sozil terkettiniz. Ancak atalann1zdan pek az1 yahudiligin
geregini Allah'm emrettigi gibi yerine getirdiler. Sizden de Abdullah b.Selfun
ve benzerleri gibileri geregini yerine getirdiler. «Zaten siz yiiz ~eviricilersi
niz.>> Yani zaten siz, Allah'a itaat etmekten ytiz ~evirmeyi ali§kanhk haline
getirmi§ bir kavirnsiniz. Burada "yiiz 9evirmek", kar§I kar§iya gelmekten ka<;-
mak ve ba§ka bir yone yonelmek anlam1ndadrr.
Bu ayette bir tak1m §eyler say1hyor. Bunlardan biri ibadet, yani kulluk-
tur. Kullugun §art1, kulun ibadetini yalnizca gervek mabudu i<;in yapmas1du.
Her arzudan soyutlanmak, sadece O'na donmektir. Buna gore, kim yaptig1
ibadelerle herhangi bir yarat1g1n hO§IlUtlugunu gozetir, ya da ovillmeyi bekler
veya kendi nefsi i<;in dtinya ve ahiret arzusunun pe~inde ko§arsa, ihlas 1nerte-
besinden dti§er ve riyfilcarhga sapm1 ~ olur.
Birincisi: "Allah 'a itaat edin ve Peygamber'e de itaat edin." (Nisa: 59)
ayetidir.
84. «Yine sizden kesin soz alm1~tik.» Ey yahudiler! Sizden soz ald1g1-
m1z zaman1 ve Tevratta verdiginiz sozti hatirlay1n. Size demi§tik ki: «'Birbi-
rinizin kan1n1 dokmeyin.» Kiminiz kiminizin kanm1 ak1tmas1n. «Ve birbiri-
nizi yurtlarin1zdan ~1karmayln.'» Bir kism1n1z digerlerini iilkesinden ylka-
np atmasm. «Sonra siz ~ahitler olarak» Bu ifade, ikrar olay1n1 peki§tirmek
iyin gelmi§tir. T1pk1 "falanca ki1nse §U i§i yapt1g1n1 kabul etti" ifadesine ben-
zer. Ya da: ''Ey yahudiler! Siz o gtin atalann1z1n yapt1g1 sozle§meye tan1k
olarak, «bunu kabul ettiniz.>> Bu sozle§meyi onaylad1ruz, kendiniz iyin ltizu-
n1unu ve korunmas1nm gerekliligini kabul ettiniz.
Ayet: 8 4-85 BAKARA SURESi/2 187
85. «Sonra siz, o kimselersiniz ki...» Siz, bundan sonra soz verenler-
den ayn oyle bir kavimsiniz ki, «birbirinizi oldiiriiyorsunuz>> birbirinizin
canma k1y1yorsunuz, <<i~inizden bir k1s1m insanlan yurtlarindan ~1kari
yorsunuz. Onlar1n alcyhine giinah i§lemek ve dii§manhk yapmakta» i§le-
yenini yermeye sebep olan gtinahta ve z ulme kadar varan zalimlikte
«yard1mla§1yorsunuz.» A.yet delalet etmektedir ki, zulmetmek haram oldugu
gibi, zalime yard1m etmek de haramdrr. «Bununla beraber size esir olarak
ba~vurduklannda fidye verip onlari kurtanyorsunuz.» Ulkelerinden <;1ka-
np att1g1n1z bu kimseler, size esir olarak kurtanlmalan i<;in ba§vurduklannda,
siz fidye verip kurtar1yorsunuz. «Halbuki onlari yurtlanndan c;1karmak si-
ze haramd1.» Allah Tevrat'ta israilogullanndan, birbirlerini oldtirmeyecek-
leri, birbirlerini yurtlanndan 91karmayacaklar1 ve israilogullar1ndan nerede
bir kole ya da cariye bulurlarsa, onu satm ahp htirriyetlerine kavu§turacaklan
konusunda soz aliru§tL
86. «l~te onlar», daha once sozii edilen c;irkin niteliklerle nitelenen
kimseler, «ahireti verip diinya hayahn1 satin alanlardir.» Dtinya hayatiyla
ahireti degi§tirenlerdir. Onlar, elde etmeleri mtimktin iken filliret hayat1na Slft
Ayet: 86-87 BAKARA sORESi/2 189
Hz. Musa ile Hz. i sa aras1nda dort bin peygan1ber (nebi) vardir. «De-
mek ki ne zaman bir peygamber size» bir §ey getirse ... Burada hi tap, her ne
kadar a§ag1da a9tklanacak davrant§larda bulunanlar atalan olsa da, Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) zaman1ndaki yahudileredir. Nitekim bunlar da, atalan gibi
peygamberleri oldi.irmemi§ olsalar bile, biiytikltik tash yorlar, onlann izinden
g idiyor ve yaptiklarm1 onayhyorlardi. ~u halde size bu peygamber «ncfisleri-
nizin istemedigi» yani arzu ve heveslerinize ayk1n dti§en «bir §ey getirse»,
ona uymaktan ve Allah katmdan getirildigine iman etmekten «biiyiikliik tas-
lay1p» gurur ve kibire kap1larak, Hz. isa ve Hz. Muhammed gibi «bir k1s1n1-
n1 yalanlayacak ve» Hz. Zekeriya ve Hz. Y ah ya gibi «bir k1sm1n1 da old ii~
riiceksiniz oyle mi?»
Ayet: 87-88 BAKARA SORESi/2 191
38- Mi.islim ve Tirmizi. Ebu Davud'da da ~oyledir: "Kim bir yiyecek ihtikarmda bulunursa
(saklarsa), o lwtalzdtr" Cli.miu'l-Usul, 1/592
194 ROHU'L-BEYAN Cuz:l
Ote yandan lanet, kimi zaman laneti yapana <loner. Mesela 13.netlenen
kimse, eger lanetlenmeye laylk degilse, bu 13.netleme i§i laneti yapana <loner.
Mti'mini lanetlemek, tip.la onu oldtirmek gibidir. <;ogu zaman bir kimse mah-
na lanet okur ve bu ytizden Allah mahndan bereketi ahr. Allah'm yaratt1kla-
nndan ne bir cans1z, ne bir hayvan, ne de bir insan 13.netlenemez. En iyisi
lanetleme i§ini buakmak, bunun yerine zikir ve tesbihle ugra§makhr. <;tinkti
zikir ve tesbihfo ugra§makta sevap vardu, halbuki lanetlemede, lanetlenen
kimse bunu hak etmi§ olsa bile sevap yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v.) §oyle
buyuruyor: "Cehennem ate§ini gordum. Buradakilerin bin;ogu kadmlardir.
<;unkii kad1nlar fazlaca Lanette bulunurlar, kocalannm iyiligine nankorlilk
ederler. Eger sen bir omur boyu bunlardan birine iyilikte bulunsan, sonra da
senden bir §ey gorse, 'senden hiq bir hayir gormedim', der." <39>
90. «Allah'1n», risalet ylikiinti ta§lffiaya ehil olan «kullanndan diledi-
gine» yani sec;tigine.... Burada kastedilen ki§i Hz. Muhammed (s.a.v.)'dir.
Y ahudiler son peygamberin gelecegine inamyorlar, fakat onun Hz. ishak'111
soyundan gelecegini zannediyorlardi. Ancak son peygamberin ismailogullan
arasmdan 9ik1nca k1skand1lar. Peygamberlik gibi bir gorevin israilogullann-
dan ba~kalanna gec;mesini kabullenemediler. i§te boylece Allah'1n «liitfun-
dan bir §ey ,» yani vahiy «indirmesini k1skanarak... » Burada k1skanmak,
kendisine ait olamayan bir §eyi istemektir. K1skanan ki§i, k1skand1g1 kimse-
39- Hadisin ash Sahihayn'da ~u laf1zla ge~mektedir: "Ey kadmlar toplulugu! Sadaka verin ve
~·okca istigfarda hulunun . <;iirzkii cehennem halkmin <;ogunun sizlerden oldugunu
gordiim ... "
Ayet: 90-91 BAKARA SURESi /2 195
nin makamma, elinde bulunan imkanlara goz koyan kimsedir. "Bagi" ise,
ba§kasmm sahip oldugu §eyleri 9ekemedigi i9in zorla onlara el koyan kimse-
dir. «O'nun indirdigini», yani yanlarmdaki Tevrat'1 dogrulay1c1 kitab1n ozel-
liklerinj ogrendikten sonra «inkar etmekle, kendilerini» yani imanlar1n1
«kar~1hg1nda satbklan ~ey» yani ktifi.ir «ne kotiidiir!»
«Bu yiizdcn onlar, gazap iistiine gazaba» lanet tisti.ine lanete «ugraddar.»
Yani yaptiklarma denk bir gazaba hak kazandilar. Onlar, hak peygambere
kar§t zalimce davran1p inkar ederek ktifiir iizerine ktifre dti§tiiler. «Kafirler
i~in hor ve hakir k1hc1 bir azap vard1r .» Bununla onlar1n a§agilanmalan ve
horlanmalar1 isteniyor. <;unkii bunlar1n ktifrti, Peygarnber Efendimize indiri-
len §eyi 9ekememe duygusuna dayanan k1skan9hk sebebiyledir. Onlar insan-
lara kar§l tisttinltik pe§inde olduklan i9in Hz. Peygarnber'e indirilen §eyi kti-
c;timsediler. Ayette aynca, mti'minlerin azaplandlfhlmasmm egitim ve arin-
drrma, kafirlerin azapland1nlmalannm ise, a§agtlama ve ag1r bir cezaland1rma
olduguna i§aret vardrr.
91. «Onlara: 'Allah'1n indirdiklerine iman edin' denildiginde: 'Biz sade-
ce bize indirilene iman ederiz' derler .» Hz. Peygamber'in ashab1, Medine
ve <;evresindeki ·yahudilere, Allah'1n indirdigi bi.itiin kitaplara iman edin de-
diklerinde, bunlar: "Biz, bize indirilen Tevrat'a ve ve israilogullanndan olan
peygamberlere indirilenlere iman etmeye devam edecegiz" derler. «Ondan
sonra geleni», kendilcrindcn olmayan peygamberlere indirileni «inkar eder-
ler. Halbuki 0 » yani daha sonra gelen o kitap «ellerindeki Tevrat'1 tasdik
eden>> onu onaylayan «hak bir kitaptir.» Gerc;ek anlamda "hak" ad1na Iay1k
olan, bu kelime mutlak anlamda kendisi i\:in kullanilan kitaptrr. Burada yahu-
dilerin sozleri reddedilmektedir. <;iinkli Tevrat'a uygun olan1 inkar etmeleri
ayn1 zamanda onlarm Tevrat'1 da inkar etmeleri demektir. Daha sonra onlara,
Tevrat'a inandiklar1 iddasmda olduklan halde bizzat Tevrat'taki yasaga rag-
men nic;in peygamberleri oldiirdiikleri sorusu yoneltiliyor: «Ey Muhammed!
De ki:» Burada, Allah tarafmdan yahudilerin soz ve davran1§lanndaki ~eli§
kiler ortaya konularak Hz. Peygamber'in §6yle demesi istenmektedir: «'Eger
mii'minseniz daha once Allah'1n peygamberlerini ni~in oldiiriiyordu-
nuz?'» Siz, eger iddia ettiginiz gibi Tevrat'a inan1yorsan1z, bundan once ne-
den peygan1berleri oldi.irilyordunuz. Oysa Tevrat'ta da bu haramdir. Burada
babalann1n fiili olan "Oldtirrne" i§i c;ocuklar1na isnad ediliyor. <;unkti babalar-
la c;ocuklan arasmda benzerlik vard1r. Ayet, herhangi bir masiyete nza goste-
ren kimsenin onu yapm1§ gibi olduguna delildir. <;tinkii yahudiler, babalar1-
196 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
93. «Bir itaman iizerinize Tur'u kald1np sizden kesin soz ald1k.» Da-
g1 kald1nrken de; «'Size verdigimiz Tevrat'a kuvvetle sarihn ve dinleyin'
dedik.» Sik1 s1k1ya sanlm, Tevrat'ta yer alan hilktirnleri dinleyin, dinledikleri-
nize kabul ve itaat goztiylc bakm. «Onlar ise: 'Dinledik ve isyan ettik' de-
diler.» Sanki burada "ne dediler?" gibi bir soru var. Onlar da, senin soziinti
duyduk, ancak itaat etme kulag1yla dinlemedik. Biz senin emrine kar§t geldik,
isyan ettik. Eger dag1n iizerimize dti§rne korkusu olmasayd1, kabul etrnezdik.
Atalanntn durumu bu olan insanlann iman etmeleri nastl dti§tintilebilir?
94. «De ki: 'Eger ahiret yurdu>> yani cennet, «Allah katlnda ba~ka
insanlara degil de» Muhammed (s.a.v.) ve ashabma degil de «Sadece size
tahsis edilmi~se», oraya yahudiler di§mda kimsenin giremeyecegi konusun-
daki SOZUiltiZ dogruysa «Ve bu iddian1zda samimi iseniz, O)iimii isteseni-
ze! '» Onu hem dil ve hem kalble sevip isteyerek: "Allah'1m! Bizi oldtir'' dese-
nize. <;i.inkti kesin olarak cennete girecegine inanan, oray1 arzular, bir an on-
ce oradaki nimetleri elde etmeyi ve bu di.inyadan kurtulmay1 ister. Eger, cen-
netin yaln1zca size ait olacag1 soztinde samimi iseniz, hemen oliilni.i isteyin.
Temenni: Bir §eyi nefiste istemektir. Genel olarak da ger~ekle§emeyen §eyler
i9in k:ullan1br. .
95. «Fakat ellerinin yap1p one siirdiigii i~Ierden» yani i§lemi§ olduk-
lan Hz. Peygamber ve :kur'an'1 inkar, Tevrat'1 tahrif gibi cehenneme girme se-
bepleri olan su~lardan «dolay1 oliimii asla,» ne §imdi, ne gelecekte ve ne de
herhangi bir zamanda «istemeyeceklerdir.» Burada "ellerinin" kelimesinin
ozellikle belirtilmesi, yapilan §eylerin genellikle elle yap11mas1 dolay1s1yladir.
Eger, "Temenni kalbte olan bir olaydir. Dolay1s1yla onlar ollimti istedi-
ler mi, istemediler mi, bilinemez" diyecek olursan, cevab1m1z §Udur: Temenni
kalbe ait bir §ey degildir. Bu, insanm dilini ilgilendiren bir sozdilr. Mesela,
· ke§ke benim, i9in §U i§ boyle olsayd1, gibi.
Ayet: 94-95 BAKARA SURESi/2 199
ran: 185) Buyrugu, dinleyen is:in yeter ve buna bakar da bununla me§gul
olurdu. Ak1lh kimse, oli.ime, olmeden once istekle ko§af, nefsini de dti§tik
huylardan annd1nr.
96. Sonra Yilce Allah, el9isi Hz. Muhammed'e, yahudiler i9in: «Onlar1
insanlar1il hayata en dii~kiinii,» olarak bulacagm1 ve bu ytizden de oliimti
istemeyeceklerini bildiriyor. «~irk ko§anlardan daha tutkunu bulacaks1n.»
insanlardan ve mii§riklerden daha hirsh. Mil§rilderin, onlar da insan olduklan
halde, aynca ve ozellikle antlmas1, bunlarm hayata olan §iddetli tutkunluklan
dolay1s1yladir. Bunda biiyiik bir kmama vardlf. <;iinkti mii§rikler, dtinya haya-
tmdan ba§ka bir hayat tan1mazlar. Bunlar1n diinyaya dii§kiinlilkleri de garip-
senmemelidir. <;iinki.i ceIUletleri buras1dlf.
Eger hak bir kitaba sahip olan bir toplum, amellerin kar§1hg1n1n verile-
cegini ikrar ederek hayata bunlardan daha \:Ok dti§kiinltik gosteriyorsa, en bti-
ytik kmamay1 hak etmi§ olurlar. i§te bu nlti§riklerden «her biri bin yd ya~a
mak ister.>> Bunu arzular ve bunu ternenni eder. Bu, onJann hayata dii§kiin-
ltiklerinin anlat1hnas1 i<;indir. Boylece anlam, onlardan her birinin sonsuzlugu
yakalamak ve bin yilhk bir omre sahip olmak istediklerine i§aret etmektedir.
Bin say1s1nm ozellikle anilmas1 bu kimselerin, aralar1nda selamla§tiklarmda
kar§1hkh olarak: "bin ya§a", "bin mehrican (bayrarn) lar" demelerindendir.
"Mli§rikler" deyiminin mecusiler i~in kullan1lmas1 da dogrudur. (:tinkti onlar
"nur" (ayd1nhk) ve "zulmet" karanhga inanITlar. «Oysa i~lerinden herhangi
birinin ~ok ya§amas1, kendisini azaptan» yani ate§ten, cehennemden
«uzakla~hracak degildir. Allah, onlarin yaphklar1n1 ~ok iyi goriir.» Gorilr
anlam1ndaki "basfr" kelimesi, arap<;ada bir §eyin i\:erigini en ince noktas1na
dek bilen demektir. Yani Allah onlann gizli arnellerini, ktiflir, isyan ve gti-
nahlar1n1 bilir. Hi9bir §ey Allah'a gizli kaln1az. Allah, onlan bunlarla cezalan-
diracak, diinyada rezil, riisvay k1llp, ahirette de en btiyiik cezay1 verecektir.
Bu, Allah i9in zor degildir.
Kalbi katlla§llll§ olanlarm, kalblerini tedavi etmeleri gerekir. Buda bir-
ka9 §ekilde olur:
1- ilim meclislerine giderek, vaaz ve ogtitlere kulak vermek, iyilere ili§-
kin haber ve n1enk1beleri dinlemek sfiretiyle kendilerinde mevcut olan kotii
huylann1 terketmeleridir. <;unkti bunlar kalbleri yumu§atan §eylerdir. Kalble-
. rin kararmas1n1 engelleyen hususlard1r.
Aye t: 96-97 BAKARA SURESi/2 201
97. «De ki: Kim Cebrail'in dii§man1ysa,» Hz. Peygamber (s.a.v.) hic-
ret edip Medine'ye geldiginde, yahudilerden Abdullah b. SOriya geldi ve : "Ey
Muhammed! Soyledigin §eyleri Allah'tan alarak sana getiren hangi melektir?"
diye sordu. Hz. Peygamber de: "Cebrail" dedi. Yahudi: ''O bizim dti§man1-
m1zdrr. <;iinkii o azap melegidir. Hep sava§, oldiirme, azap ve §iddet indirir.
Bizim el<;imiz Mikail'dir. <;unkii o rah1net melegidir. Bereket, bolluk, 1niijde
ve huzur indirir." dedi. Bunun iizcrine: "De ki: Kim Cebrail'in dii§mamysa"
aycti indi. Burada "kim" anlam1ndaki "men" sozciigiiniin cevab1 gizlenmi§tir.
Yani, kitap ehlinden kim Cebrail'e dii§manhk ederse, boyle bir §eyin anlanu
yoktur. Aksine onu sevmesi gerekir. «Bilsin ki, ge~mi§ kitaplar1,» yani daha
once indirilen ilahi kitaplan «tasdik eden, mii'minler i~in bir miijde» yani
cennetin miijdecisi «ve hidayet olan» hak dine yonelten «Kur'an'1, Allah'1n
izniyle» Onun emri ve kolayla§tlrmas1yla «senin kalbine o indirmi§tir.»
Ona dti§manhk etmeye gerek yoktur. Eger insafh davransalar, mutlaka onu
severler, yaptiklanndan dolay1 da, kendisine te§ekkur ederlerdi.
98. «Kim» inatla ve emrine aykm davranarak; kibirli bir §ekilde O'nun
taati d1§1na 91karak «Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve
Mikail'e dii§man olursa ... » Burada bu iki melegin ozellikle belirtilmesi,
bunlann iistiinliiklerinin ac;1kc;a ortaya konmas1 amac1na dayahdu. «~iiphesiz
ki, Allah da kafirlerin dii§man1d1r.» Burada zamir yerine bizzat "kafirler"
Iafz1n1n ac;Ikca getirilmesindeki hikmet, Allah'1n da onlara dil§manhk ettigini
bildirmek ic;indir. Buna gore anlam: "Kim onlara dti§manhk ederse, Allah da
11
ona dti§manhk eder ve onu en agir eyekilde cezalandrr1r. demektir.
Ayet: 97-100 BAKARA SURESi/2 203
99. «Ey Muhammed! ~ilphesiz biz, sana apa~1k», Allah katmdan ol-
duklan ve i§aret ettikleri anlamlar s:ok a\:1k olan «ayetler indirdik. Onlari
ancak fas1klar inkar ederler .» Helal ve haramt a91kca ortaya koyan, hadle-
rin ve htikiimlerin etrafl1 ac;lklamasnu getiren ayetleri, ki.ifiirde azgmla§mt§,
haddi a§ffil§ fastldardan ba§ka kimse inkar etmez. Bilinmelidir ki, Kur'an,
ilahi bir nurdur. Bununla Allah zulmetleri ortadan kalchnr. Yahudiler, Al-
lah'm nurunu sondiirmek isterler, halbuki Allah nurunu tamamlayand1r. Onlar
i9inse sadece rezil ve rlisvay olmak vardlf.
Burada §U ger9ck dile getiriliyor: Bir kimse bilmesine ragmen, eger ca-
hiUer gibi davran1yorsa, ona <la cahil muamelesi yap1hr. Madem ki cahilden
bir hayrr beklenilmiyor, bildigiyle amel etmeyen alim de cahil gibidir. Alalh
kimseye dii§en, Allah'm tokatmdan korkarak, derhal Allah'1n e1nrine sanlma-
ya ko§maktrr.
Ayet: 1o1 - 102 BAKARA SURESi /2 205
rak gonderilince, Allah, Hz. Stileyman'1 bununla temize c;1kard1 ve Hz. Stiley-
1nai1'1n mazeretiyle ilgili olarak bu ayeti indirdi: "Onlar, Suleyman'm miilkii
hakkmda ~eytanlann uydurduklan si.5zlere uydular."
«Oysa Siileyman inkar etmemi~ti.» Sihri bilmekle kMir degildi. Y ani
Hz. Siileyman bir sihirbaz degildi. <;ilnkii sihirbaz, kafirdir. «Fakat o §eytan-
lar inkar etmi§lerdi.» ~eytanlar hem sihri kulland1lar, hem ogrettiler ve hem
tedvin ettiler. Boylece kafir oldular. «insanlara sihri ve Babil'de, Barut ve
Marut denen iki melege indirilen ~eyi ogretiyorlard1.» ~eytanlar kiifre gir-
diler. <;iinkil suf halk1 aldatmak ve dogru yoldan saptlrn1ak i9in bunu yap1-
yorlard1. Bunlar, Babil'de iki melege ilham yoluyla bildirilip ogretileni halka
ogretiyorlardt. Allah, bu iki melegi, suf insanlan denemek sihri ogretmek
amac1yla indirmi§ti. Onlar halka: ''Kim bunu ogrenir ve bununla amel ederse,
kafir olur; bundan sakman veya sirf bundan korunabilmek i9in ogrenense, bu-
nunla amel etmedigi takdirde, mti'mindir," derlerdi. Nitekin1 §oyle soylenir:
"Ben koti.iltigti, suf ondan korunabilmek i9in ogrendim."
Bu iki rnelek Kfife topraklannda Irak Babil'i denen yere inmi§lerdi. Ha-
rut ve Marut adlar1n1 ta§1rlar. Bu iki melekle ilgili olarak bir kissa mahiyetin-
de anlatrlan ve onlann i9ki i~tikleri, kan dokttikleri, zina ettikleri, adam oldtir-
di.ikleri ve puta taptiklar1 gibi §eylerin tiimti astls1zdir ve hi~bir dayai1ag1 ol-
mayan sozlerdir. Bunlar btitilntiyle yahudiler taraf1ndan uydurulmu§tur. Kald1
ki bu, hem akll yonden, hem de nakil a~1smdan gen;ege ayk!ndtr. <;unkti me-
leklerde boyle bir §ey sozkonusu degildir.
«Halbuki bu iki melek: 'Biz ancak bir imtihan vas1tas1y1z.>> Allah ta-
rafrndan bir s1naina arac1y1z. Kim bizden ogrendikleriyle amel eder ve onun
gercrek olduguna inan1rsa kiifre girer. Bunlarla amel etmekten sakmanlarsa
iman tizere kahr. «Sak1n inkar etme' ...» Bunun ger9ek olduguna ve onunla
amel ediln1esi gerektigine inanarak ktifre girmeyin «demedikc;e hie; kimseye
bir ~ey ogrebniyorlard1.»
~eyler» yani kan kocanm arasm1n a<;Ilma sebeplerini ve bunun nas1l kullan1-
lacag1n1 «ogreniyorlard1.» Yap1lan sihir sebebiyle, Allah'1n, bu iki ki§i ara-
smda anla§mazhk ve huzursuzluk meydana getirmesi bir imtihandu. Yoksa
burada asil etkili olan §ey sihir degildir. «Halbuki Allah'1n izni olmad1k~a
onlar» yani sihirbazlar, «bununla kimseye zarar verecek degillerdi.» Yani
onlar Allah'1n ilmi, iradesi ve kazas1 olmaks1z1n kimseye zarar veremezler.
Bunlar Allah'm ilmi, iradesi ve kazas1yle olur, emriyle degil. <;iinkii Allah,
ktifrti emretmez. Ger~i btiytintin kalbler iizerinde, ya sevgi meydana getirmek,
ya kin dogurmak veya kotliliik olu§tun11ak gibi bir tesiri vardlf. Bunun sonu-
cunda ki§i ile kans1 arasma girilebilir. Mesela bu, btiyilk acilar ve hastahklar
dogurabilir. Ttimtiyle bunlar duyu ve mti§ahedeyle alg1lanan §eylerdir. inkan
ise bir inatla§madu. Eger bu konuda aynnttl1 bilgi istersen, btiyilniln olaga-
nilstil bir §ey oldugunu bilmelisin. Buda kotil ve §erli kimselerden husfist bir
talrnn §eyler yap1lmak sfiretiyle meydana gelir. Bu kotii niyetliler, bunu ogre-
nir ve ogretirler. i §te btiyti bu iki yonii, yani ogrenme ve ogretme yonuyle si-
hir' mucize ve kerametten aynhr.
Birincisi: Bu, kendi i<;inde olabilecek bir i§tir ve Allah'1n kudreti kapsa-
mmdadu. <;unkti 0, yaratic1, sihirbaz ise i~i yapan (fail) ve 01taya koyandu.
104. «Ey iman edenler!» Rasfilullah (s.a.v.) i9in «'Raina'» yani "bizi
gozet" «demeyin.» Bu, mii'minleri iyilige yoneltmek i~indir. "Raina" keli-
mesi ashnda, ileri derecede gozetmek, i§leri dlizene koymak, koruma alt1na
almak, yararlar elde etmek gibi anlamlar ta§If. Miisliimanlar, Rasfilullah
(s.a.v.) kendilerine ilimle ilgili bir §eyler anlattig1nda Hz. Peygamber
(s.a.v.)'e: "Ey Allah'1n Rasulti! Raina, diyorlard1. Yani bizi gozet, bizi de goz
ontinde bulundur vc bize kar§l daha yava§ soyle ki, senin sozilnti kavrayabile-
lim." Ancak bu kelime ibranice'de sovmek anlanunda idi. Yahudiler, birbirle-
rine soverken "Rfilna" kelimesini kullamrlardi.
ikincisi: Sedd-i zeraie sar1hp onu korumak. Zerai: ~er'an yasak olan bir
§eye yol a9an miibah fiillerin de yasaklanmas1 demektir. Nitekim burada, ya-
hudilerin "Raina" demeleri, onlara gore bir ktifiir anlam1 ta§iyordu. Yilce Al-
lah, bunu bildigi i~in bu kelimeyi mtisltimanlarm da kullanmas1n1 yasakladi.
<;ilnkti boylece ktifrtin ontine gec;ilmi§tir. Yiice Allah §5yle buyuruyor:
"Kafirlerin, Allah'tan ba§ka tapttklanna savmeyin ki, onlar da a§lrl giderek
bilgisizce Allah'a savmesinler." (En'am: 108)
Hz. Peygamber (s.a.v.) §byle buyuruyor: "Kul, sakmcal1 §eye du~mek
ten f ekinerek sakmcah olmayan §eyi birakmadzkfa takva sahiplerinin dere-
cesine ula§amaz." <43) Yine Rasulullah: "Siiphesiz bir kimsenin ana ve baba-
szna sovmesi buyiik gunahlardandzr." buyurdu. "Ey, Allah'1n Rasfilii, hi<;
adam ana ve babasma sover mi?" diye sordular. Bunun iizerine: "Evet, o biri-
nin babasma saver, 0 da, savenin babas1na saver, hirinin anasina saver, 0
da bundan dolayl onun anasina saver. "<44> diye cevap verdi. Gortildiigii gibi,
ba§kalarnun ana ve babalarma dil uzatmak, kendi ana ve babam1za dil uzat-
maya sebep gosterilmi§tir.
105. «Ne kitap ehlinden olan kafirler ...» Yahudilerden bir grup,
mli'minlere kar§I sevgi gosterisinde bulunuyor ve onlar i9in iyilik istedilderini
ileri si.irtiyorlardi. i§te bu ayet onlar1 yalanlamak lizere indi. «Ne de mii§rik-
42- Tirmizi ve Nesa1 rivayet etmi§tir. isnad1 kavid_ir. Nezai'de §U fazlahk vard1r: "Asrl
mu/weir, Allah'm kendisini nehyettigi ~eyleri terkedendir." Camiu'l-UsUl, 1/241.
43- Tinnizi S1fatti'l-K1yarnet Bahsinde, (2453. Hadis) tahric etmi§ ve hadisin hasen oldugunu
soylemi~tir. Bkz. Camiu'l-UsUl, 4/682.
44- Mtislirn, imwz; Tirmizi', Birr; Ahmed b Hanbel, Mu.med, 3/164. Bkz. Camiu'L-Usu1.
10/628.
212 ROHU'L-BEYAN COz:l
ler ••• » Yani inkarc1lann ttimti «Rabbiniz taraf1ndan size bir hay1r indiril-
mesini. .. » Yani vahiy ve Kur'an'1 «istemezler.>> Burada "istemek" anlam1n1
verdigimiz "vudd" kelimesi, bir §eyi arzulayarak sevmektir. Dolay1s1yla an-
lam, ''kMirler ve mii§rikler sizin peygamberinize ve onun vas1tas1yla tim1neti-
ne bir haynn indirilmesini sevmez ve bundan ho§lanmazlar" §eklinde olur.
<;unkti onlar sizi k1skand1klar1 ic;in, kendilerinin vahye daha lay1k oldugunu
dti§tintir ve size gelen vahiyden ho§lanmazlar.
Kald1nlan htikmtin yerine daha zor bir hi.iktim kondugunda ise, bu, daha
fazla sevap kazandIIan bir §eydir. Birincisinc, yani daha kolaymm getirihne-
216 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
BUtiin bunlan bilmek, Allah'1n kullan i<;in iyilikten ba§ka .bir §ey dile-
medigine kesin olarak inanmay1, nesih konusunda kafirlerin sozlerine ve §tip-
helerine aldrrmamay1 saglar.
108. «Yoksa siz de, daha once Musa'ya » kavmi tarafmdan: "Ey Mu-
sa! Bunlarm naszl ilahlan varsa, bize de oyle ilah, yap" (A'raf: 138) ve "Al-
lah'z bize apa~zk goster" (Nisa: 153) denildigi ve bir9ok sorular «soruldugu
gibi,» sizde buna benzer sorulan «peygamberinize sormak m1 istiyorsu~
nuz?» Biltiin i§lerin sahibi, istedigi emri ve yasag1 koyan1n Allah oldugunu
bilmiyorsunuz da m1 soruyorsunuz? Ya da Yahudilerin Hz. Musa'ya bildikleri
halde soru sorduklar1 gibi, siz de bildiginiz halde sormak m1 istiyorsunuz?
Burada as1l ama9, miisltimanlann Hz. Peygamber'e tam gtiven duymalar1 ge-
rektigine, sik s1k kar§ISma 91kip, hi9 dli§tinmeden ve ak1llarm estigi gibi soru
sormay1 brrakmalanna i§arettir.
«Kim kiifrii imanla degi~tirirse» yani imana kar§I kiifrii se9er ve onu
kabul ederse, «§ilphesiz» hak ve hidayet i§aretlerine ula§tiran «dogru yol-
dan», ifrat ve tefritten uzak olan orta yoldan yani haktan «sapm1~hr.» Bi-
linysiz bir §ekilde kendine zulmetmi§tir.
ile yermeyi terketmektir. Buradan, onlann yaptiklanna razi olma anlam1 91k-
mamahd1r. <;unki.i onlann yaptiklanna nza gostermek ktifiirdiir ve Allah kiif-
rti emretmez. Ancak burada asll soylenmek istenen §ey, Allah'1n bu konudaki
hilkmti gelinceye kadar onlarla sava§tan uzak durmak ve kotti sozlerine kar§I
ayn1 yolla kar§Ihk vermemektir.
Rivayete gore bu ayet, sahabenin -Allah onlardan raz1 olsun- Hz. Pey-
gamber (s.a.v.)'den, klifrti se9en ve mtisltimanlan da ktifre ~agtran yahudiler-
le sava§ma izni istemeleri tizerine nazil olmu§tur. «~tiphesiz ki Allah, her
§Cye kadirdir .>> Y ani Allah, onlardan intikam almaya gti9 yetirir ve zaman1
geldiginde intikamm1 da ahr.
Ayet: 1 10 BAKAAA SURESi/2 2 19
110. «Namaz1 k1hn, zekah verin.» Bu, bir onceki ayette ge~en "affe-
din" emrine atfedilmi§tir. Adeta Allah, burada mti'minlere sabn, yahudilere
muhalefeti, ibadet ve iyilikle Allah'a s1g1narak sonucu beklemelerini emredi-
yor gibidir. Burada asil ama<;, farzlan , vacipleri ve nafileleri yerine getirerek
Allah'a itaate devam1 te§viktir. Bu anlam1, ayetin: «Kendiniz i~in onceden
gonderdiginiz her hayri ...» §eklindeki boltimtinden anhyoruz. Ayette yer
alan "hayir" kelimesi, iyi olan ttim amelleri i\:erir. Ancak burada yilce Al-
lah'm bu ameller arasmdan yaln1zca namaz ktlmay1 ve zekat vermeyi zikret-
mesi, bu iki ibadetin oneminin btiytikliigti ve Allah katmdaki degeri bak1-
mmdand1r. <;link.ti namaz, beden ile yaptlan bir ibadettir ve bu ibadete btittin
organlar kat11makta ve ayn ayn her organla Allah'a ~iikredilmektedir. Zekat
ise zenginler i~in bir §i.iktir vas1tas1 olan mall bir ibadettir. <;unkii Allah, bu
kimselere lUtuf ve ikramda bulunarak huzurlu bir hayat ve bir~ok glizel i§leri
b~arma, im.kan.1 vermi§tir. «Allah kahnda bulacaks1n1z.» Kendiniz i~in, ha-
yattayken namaz, sadaka ve daha ba§ka iyiliklerden neyi gonderdiyseniz,
onun sevap ve mtikafat1n1 Allah katmda bulacaks1n1z. Dtinyadayken iyilik
olarak verdiginiz bir tek meyvenin veya lokmanin kar§1hgm1, orada Uhud da-
220 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
g1 bliytikltigtinde bulacaksm1z.
1
"Onceden gonderdiginiz" ifadesi Allah 1n mtikelleflere dtinyada nimet
ve ikram olarak verdigi §eyleri ahiret i<;in onceden gonderip hazrrhk yapmaya
i§arettir. Nitekim bir eserde §6yle denilmi§tir: "Kul oliince, halk: 'Geriye ne
brrakti?', melekler de: "Onceden ne gonderdi?" diye sorarlar."
~iiphesiz insan oli.ince ameli kesilir. Ancak. §U ii<; §eyden birini yapmt§Sa
ecir ve sevab1 devam eder:
Birincisi: insan1n mahyla yapm1§ oldugu hay1r hizmetleri. Mesela mes-
cidler, koprtiler, nobet kuleleri, vak1flar brrakmak ve diger hayir i§leri. Nite-
kim Hz. Peyga~ber (s.a.v.)'in "insan o!Unce, u~' ki~'i dz~zndakilerin ameli ke-
silir" <46) hadisinde i§aret ettigi "sadak.a-i cariye" buna i§aret etmektedir.
ikincisi: Osttin bir akhn iirtinii olan ilim gibi, insanlar1n yararlanacag1
§eyler. Hz. Peygamber (s.a.)'in "Kendisinden yararlanllan ilim" soztiyle i§a-
ret ettigi §ey budur. Bu soz geneldir ve yazarak geride buakt1g1 eserleri, §er'i
ilimleri ve bunlar1n metodlar1n1 ogretmesi gibi konular1 i~erir. "Yararh ilim"
sm1rlamas1yla yarars1z ilimler d1§arda b1rakilm1§ oluyor. <;tinkti ba§kalarm1n
da faydalanmas1 gereken ilmi ogretmeyen kimse ic;in bir miikafat olmayacag1
gibi, yarars1z ilmin de faydas1 yoktur.
c;ocuk dolay1s1yla bir ecir kazanilmaz. Ancak, c;ocuk sahibi olmaktaki niyeti
iyi ise, c;ocugunun gtinah1 dolay1s1yla babaya bir sorumluluk ytiklenmez. Ha-
diste "dua" dan soz edilmesi, bir kay1tlama degil, aksine c;ocugu babasma
dua etmeye te§viktir. <;ocuk babas1 ic;in dua etsin veya etmesin, iyi amel i§le-
Eger Hz. Peygamber'in bu hadisiyle, "Kim guzel bir pgtr a~·arsa, bu-
nun ve bununla amel edenlerin ecri, kiyamete dek kendisinindir" <47) ve "Kim
olurse , ameli kapamr. Ancak A/ah yolunda nobet tutan kimse miistesna.
<;unka onun ameli kiyamete dek artar" <43> hadisleri aras1n1 nas1l cemetmek
gerektigini soranlara §Oyle cevap veririz: A9tlan 91gu, yararlan1lan ilimle ayn1
kategoridedir. Nobet tutan kimse ile ilgili hadis ise, Allah yolunda nobet tu-
tan kimsenin hayattayken gonderdigi amelin sevabmm, kiyamete kadar arta-
cag1 anlamma gelir. Fakat ilk hadiste sozti edilen ti~ ki§iyle ilgili durum, ve-
fatlanndan sonra meydana gelen ainelleriyle ilgilidir. <;tinkti bunlann amelle-
ri kesilmez. <;unkti sonradan yapilan amellerin sebebi bu ilk kimselerdir. Do-
lay1s1yla bundan dogacak olan sevap da kendilerine ula§acaktlf.
47- Mtislim vc Nesa1de mudar kabilesinden olan fakir bedcvilerin bir k1ssas1 da vardu. Bkz.
Ccimiu'l-UsCtl, 6/457.
48- EbQ Davud, Tirmizl ve Dariml (Kitabii'l-Cihad), aynca Ahmed b. Hanbel, Miisned, 4/150.
222 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
lamda "Ihsan", bir i§i lay1k oldugu §ekilde yerine getirmektir. Nitekim Pey-
ga1nber (s.a.v.) "ihsan"1: "Allah'i gorilyormu§ gibi ibadet etmendir. <;unku
sen O'nu goremesen de, 0 seni goriiyor" <49) sozleriyle a~1klam1§trr.
49- Bu, Mtislim'in Sahih'inde rivayet ettigi uzuoca hadisin bir par\:as1du.
Ayet: 1 13- 1 14 BAKARA SURESi /2 223
kalmt§, herhangi bir tamir gormen1i§ti. Hz. Omer tarafindan tamir edildikten
bir sure sonra ise, tekrar batih hrristiyanlann eline gec;erek ytizy1h a§ktn bir
stire onlann elinde kald1. Ancak Selahaddin Eyyubi taraf1ndan Hier! 585
(Milad1: 1189) y1lmda yeniden fethedildiginde asil kimligine kavu§turulmu§-
tur.
Aslrnda bir soru edatt olan "men" (kim?), burada olumsuzluk anlamm-
da olup "daha zalim hi<;bir kimse yoktur" demektir. Bu kimselerin kimler ol-
dugu da ayette a<;1klan1yor: ~<I~te onlara» yani engel olan bu kimselere «bu
mescidlere ancak korkarak,» yani onu yikmak bir yana, oraya hu§u ve go-
ntil al~akhg1 iyinde «girmeleri yara§tr.»
«Onlar i~in diinyada» oldtiriilme, esir d~me ve cizye vennek zorunda
brrakilma gibi, nitelendirilmeyecek derecede «bir rezillik» yani a§agtlanma,
«ahirette ise biiyiik bir azap vard1r.» Bu, kesintisiz olan cehe1U1em azab1-
dtr.
maktan 1nenedilirseniz, btitiin yerytizti sizin i<;in mescid k1hnnu§t1r. «Her ne-
reye yonelirseniz», ytiziintizil hangi tarafa ~evirirseniz, «Allah' 10 rizas1 ora-
dad1r.» Y ani Allah'm emrettigi ve k1ble olarak ho§nut kalacag1 yer oras1dtr.
<;ilnkti yonelme imkfuu, sadece bir mescide veya bir yere tahsis edilmi§ de-
gildir. «~iiphesiz ki Allah, rahmeti bol olan ve.•.» Burada "vasi'" kelimesi,
Allah'1n gerek miilk ve gerekse yaratma olarak her §eyi ku§atmas1 anlamma-
drr.
imam Gazzall "Esma-i Htisna ~erhinde §6yle der: ''Vasi'", "sea" keli-
mesinden ahnmadir. "Sea" kelimesi bazan "ilme" izafe edilir ve "olduk<;a
fazla bilgi sahibi" anlam1na gelir. Bazan, "ihsan" ve "ntmet bollugu"na izafe
edilir. Bu durumda Allah'1n ltituf ve nimetlerinin geni§ligi anlam1 <;1kar. Ne
§ekilde takdir edilirse ve hangi §ekilde gelirse gelsin, mutlak manada "vasi'',
bizzat Allah'trr. <;tinkti ilmine bak1lmca, O'nun bilgisi goz ontinde tutuldugu
takdirde, bilgi denizinin sahili yoktur. Denizler O'nun kelimelerini yazmak
i<;in miirekkep olsa, bunlar ttikenir, fakat O'nun kelimeleri bitmez. ihsan1 ve
nimetleri dikkate ahnd1g1nda ise, takdir ettigi §eylerin sonu yoktur. Her geni§-
lik ne kadar biiytik olursa olsun, nihayet bir noktada son bulur. Bir noktada
son bulmayan ise "sea" ismine daha <;ok hak kazanml§ olur. Bu manada mut-
lak "Vasi", Allah'tir. <;iinki.i her geni§, kendisinden daha geni§ olana oranla
dard1r. Bir noktada son bulan geni§lige yap1lan iHive, ilk durumuna gore bir
fazlahktir. Sonu olmayan ve bir yerde noktalanmayan bir §eyin tizerine ilave
de dti§tintilemez.
ne donmekten ah.koy1nasm.
Mticahid ve Hasan Basri, "Rabbiniz §byle dedi: "Bana dua edin ki,
duan1z1 kabul edeyim" (Mti'min: 60) ayeti inince sahabenin: "Biz nereye
dogru dua edelim?" diye sormalan uzerine "Dogu da, bat1 da Allah'ind1r.
Her nereye yonelirseniz, Allah'm nzasi oradad1r" ayeti nazil oldu, demi~ler
dir.
lah'1n bu sozleri de, onlann basit ve al9ak9a sozlerinin ge9ersiz k1hnmas1 i<;in
bir ba§ka delildir: ~tiphesiz baba, 9ocugun bagh oldugu unsurdur. 0 , kendi
maddesinden aynld1g1 i9in, ondan etkilenmi§tir. Allahti Teala ise, genel ola-
rak Him varh.klann hi9bir omege dayanmadan yaratlc1s1 olarak bu ttir bir etki-
lenmeden miinezzehtir. Dolay1s1yla 0 bir baba olamaz.
Ehli-i Siinnete gore bu, e§yan1n varhg1n1n, "ol" emrine bagh olarak
meydana geldigini gostermez. Aksine onun varhg1 Allah'm yaratmasma~ ica-
dma ve tekvinine baghdrr. Bu ise eze11 bir s1fattrr. Bu soz, yaratilan §eyin Al-
lah'm icad1 ve kudretinin kemaliyle hemen meydana geldigini gostermekte-
dir.
119. «Dogrusu biz seni» sana uyanlar i<;in «bir miijdeci ve», seni inkar
eden ve kaq1 gelenler i9in bir «uyar1c1 olarak hak ile» hticcet ve
mucizelerle desteklenmi§ olarak «gonderdik.» Burada Hz. peygamber
(s.a.v.)'e §Oyle denilmek istenmektedir: Senin dogrulugun, mucize ve deliller-
le ortaya 91kt1ktan sonra, mtijdelemekten ve uyarmaktan ba§ka gorevin yok-
tur. Onlan imana ve kabule zorlamak senin i~in degildir. «Sen, cehennemlik-
lerden sorumlu degilsin.» Risaleti teblig ettikten sonra, onlann iman etme-
meleri dolay1s1yla senin bir sorumlulugun yoktur.
23 0 RUHU'L-BEYAN Cliz: 1
lik ve ozellik a<;1s1ndan fark vardir. <:;unkii "dost", bazen yard1m edemez.
"Yard1mc1" ise, bazan yardun goren kimseye yabanc1 olabilir.
53- Buharl, Mezalim ve Rikak; Tirmizi, benzer Iaf1zlarla Kiyamet bahsinde ve Ahmed b .
Hanbel, Musned, 2/506 da zikretmi~tir.
54- Beyhak1, Sunen . Bkz. Sliyuti, el-Fethu'l-Kebfr, 3/185.
234 RUHU'L-BEYAN Ci.iz: l
124. «Bir zaman Rabbi,» yani y tice Allah bir vakitler «ibrahim'i bir-
tak1m kelimelerle imtihan etmi§», onu denemi~ ... Burada "imtihan et1nif
§eklinde terctime ettigimiz "ibtila" keli111esi, daha <;ok yaptlmas1 veya terke-
dihnesi zor olan bir i§le denenmek anlanuna gelir.
Ayet: 124 BAKARA SORESi/2 235
55- Buhar1, Miislim vc Ncsal, Tirmiz1 de "b1y1klan hafifletin" lafz1yh1 tahric etmi§dir. Bkz.
Camiu'l-Usut, 4/763.
*- Miisle: Bir canlmin uzuvlarmt keserek ona i§kcncc elmek demektir.
56- T im1izl, Siinen, Hadis no: 2763. Bkz. Camiu'l-UsUI, 4/766.
236 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 1
Rivayete gore Hz. ibrahim, oglu Hz. ismail'le e§i Hacer'i buraya getire-
rek Mekke'de b1rakti. Bunun tizerinden bir stire ge9tikten sonra Ctirhtim kabi-
lesi de buraya yerle§ti ve ismail bu kabileden bir kizla evlendi. Racer de oldti.
Hz. ibrahim, han1m1 Sare'den, e§i Hacer'in yanma gitmek i\:in izin istedi. 0
da kendisine izin verdi. Ancak oraya vard1g1nda atlndan inmen1esi §artln1
ko§tu. Hz. ibrahim Mekke'ye geldi, fakat e§i Hacer olmti§ti.i. Hemen oglu is-
mail'in evine gitti. Gelinine, kocas1n1n nerede oldugunu sordu. 0 da, avlan-
maya gittigini soyledi. <;i.inkti Hz. ismail, zaman zaman Harem'den 91karak
avlanmaya giderdi. Hz. ibrahim, gelinine: "Yan1nda ikram edecegin bir§ey
var 1n1?" diye sordu. Gelini de, bir §eyin bulunmad1g1ru soyledi. Bunun tizeri-
ne Hz. ibrahim, nas1l ge9indiklerini sordu. Kadm: Biz, hep s1k1nt1 ve zorluk
i<;indeyiz" diye §ikayette bulundu. Hz. Ibrahim bunun tizerine: "Kocan eve
geldiginde, selam1m1 ve kap1s1n1n e§igini degi§tinnesini soyledigimi ilet" de-
di. -Bunun anlam1, "seni bo§as1n, 9tinkti ona e§ olabilecek bir kad1n degilsin"
demekti.- Hz. Ibrahim aynhp gittikten sonra Hz. ismail eve dondii ve babas1-
n1n giizel kokusunu duyarak e§ine: "Buraya birisi mi geldi?" diye sordu. Ya§-
h bir adam1n geldigini soyledi ve onu tarif etti. Konu§urken yilztinde kti9tim-
seyici bir eda vardi. ismail: "Peki bir §ey soyledi mi?" diye sordu. E§i: "Ko-
cana selam1m1 ve kap1s1n1n e§igini degi§tirmesini soyledigimi ilet"dedi. Hz.
Ismail: "O gelen babamdi. Benden seni bo§amam1 istemi§. Artik ailene git"
dedi ve onu bo§adi. Bu kabileden bir ba§kas1yla evlendi.
Hz. ibrahim, bir stire e§i Sare'nin yan1nda kald1ktan sonra tekrar e§inden
izin isteyip ismail'i ziyaret edecegini bildirdi. E§i Sare de, gittiginde atindan
inm.e mek §artiyla izin verdi. Hz. ibrahim oglu Hz. ismail'in kap1s1na kadar
geldi. Gelini Hz. ismail'in han1m1na, kocas1nm nerede oldugunu sordu, 0 da:
"Avlanmaya gitti, in§aallah donmek tizeredir. At1ndan in, Allah sana rahmeti-
ni ihsan etsin" dedi. Hz. ibrahim gelinine: "Y an1nda ikram edecegin bir §ey
var mt?" diye sordu. 0 da, evet, dedi. Hemen bir miktar stit ve et getirdi. Bu
arada Hz. ibrahim, gelinine g~imlerini sordu. Gelini: "Biz hayrr ve bolluk
i\:indeyiz" dedi. Hz. ibrahim ona bereket i<;inde olmalar1 duasmda bulundu.
Eger o gtin bugday, ya da arpa ekmegi veya hurma getirmi§ olsayd1, yerytizii-
ntin c;ogu bugday, arpa, ya da hurmayla dolard1. Hz. ibrahim, ona §6yle dedi:
"Kocan geldiginde, ona selam1m1 ve evinin e§iginin dtizeldigini soy ledigimi
bildir" dedi. Hz. ismail eve dondiigtinde, babas1n1n kokusunu hissetti ve han1-
m1na: "Sana ki1nse geldi mi?" dedi. 0 da: "Evet, ya~h biri geldi. insanlann en
gtizel ytizltisti, en gtizel kokulusuydu. Bana da §Unlan ~unlan soyledi" ·dedi.
238 RUHU'L-BEYAN Cuz:l
Hz. ismail: "Gelen babamd1, kap1mm e§igi de sensin. Bana seni iyi tutmanu
soylemi§, emretmi§" dedi.
Hz. ibrahim oglu ismail'den bir silre ayn kald1ktan sonra, bir giln tekrar
ona geldi. Bu suada ismail, Zemzem kuyusu yakmmda bir agac1n golgesinde
ok yontuyordu. Babasm1 goriince, hemen ayaga kalkarak onu bir c;ocugun ba-
baya gostermesi gereken sayg1yla kar§tlad1. Bu srrada Hz. ibrahim oglu isma-
il'e: "Allah, bana bir §ey yapmam1 emretti. Bu konuda bana yard1mc1 olur
musun?" dedi. ismail de, bu konuda ona yard1m edecegini soyledi. Hz. ibra-
him: "Rabbiin bana, burada bir ev yapmamt emretti" dedi. Bunun tizerine
evin te1nellerini yiikselttiler. Hz. ismail ta§ ta§1yor, Hz. ibrahim de binay1 ya-
p1yordu. Bina yiikselince sozkonusu ta§I getirdi. Basmas1 i9in ayagmm altina
koydu. Hz. ibrahim, dikilen ta§m iizerine <;1k1p binay1 yapmaya ba§ladi. Hz.
ismail de onun eline ta§ uzatiyordu. Bu sirada her ikisi §byle dua ediyorlard1:
"Ey Rabbimiz! Bun.u bizden kabul et. $iiphesiz sen, r;ok iyi i~iten ve t;ok iyi
bilensin.." (Bakara: 127) <57J
11
Kabe'nin yaprm1 bitince, Hz. Ibrahim'e: "insanlar1 hacca 9aglf denildi.
Hz. ibrahim: "Ben daglar aras1ndayken ve yan1mda hi9bir kimse yokken nas1l
~agrrabilirim?" diye sordu. Allah ise: "Seslenmek senden, duyurmak ve ula§-
llrmak bizdendir" buyurdu. B unun iizerine Hz. ibrahim Ebii Kubeys dag1na
~1kti ve bu ta§111 ilzerine bastI. Bu ta§, Hz. Nuh Tufan1nda Ebu Kubeys dag.m-
da iyice gizlenn1i§, kaybolmu§tU. i§te bu ta§, diinyadaki ttim ta§lan gec;ecek
§ekilde yi.ikseldi. Allah, ibrahim ic;in tilm yeryi.iziinti bir sofra gibi topladi.
Hz. ibrahim de: "Ey intisltimanlar toplulugu ! ~tiphesiz Rabbiniz sizin i~in bir
ev yapt1 ve size oray1 haccetmenizi emretti" dedi. Boylece babalann1n sul-
btinde ve analarmm rahminde olan ti.im insanlar, bu ~agnya olumlu cevap
verdiler. Euna o gtin bir defa cevap veren bir kez, on defa cevap veren de, on
defa hacca gider.
. .
«lbrahim'e ve lsmail'e ~oyle emrettik:» Yani her ikisine de kesin dj-
rektif ve iiltimatom verdik. Ayetteki "ahd" kelimesi, emir ve vasiyet anla-
mmdad1r. Nitekim "falancaya ahdetti" demek, ona emir ve tavsiyede bulundu
demektir. bte yandan ytice Allah'1n: "Ben size ahdetmedim mi?" (Yasin: 60)
sozil de bu anlamdad1r. «'Evimi, tavaf edenler,» ~cvresini ziyaret edenler,
«orada oturanlar ,» orada yerle§enler «riikfi. ve secde edenler i~in» yani na-
57- Bu k1ssamn ash Buharl'dedir. Bkz. Buharl, Enbiya; ibn Esir, Camiu'l-Usul Ff Ehadfsi'r-
Rasfi/, 10/299.
Ayet: 126 BAKARA SORESi/2 239
«Allah da dedi ki: 'Kim inkar ederse» dilnyada onun da nzkm1 veri-
rim. Hz. ibrahim sadece mti'minlerin nztl<land1nlmas1n1 isterken, Allah: "Ben
inananlan da, inkar edenleri de nztkland1nnn1," buyuruyor. Hz. ibrahim, bu-
rada nzk1 da, imamete k.1yaslan11§ oluyor. Bunun i<;in sadece mti'1ninler i9in
nzik istiyor. Allah da uyanda bulunarak, nzkm diinyaya a.it bir rahmet oldu-
gunu, dolay1s1yla imametin oncelikli olarak inananlann olmasmm aksine, nz-
k1n hem mii'minlere ve hem de kafirlere verilecegini bildiriyor. Bu itibarla
58- Hadisi ibn Adiy tahric etmi§, Beyhaki, ~uabu'l-imhan adh eserinde rivayet edip zay1f oldu-
gunu soylemi§lir. Bkz. SUyilti, ed-Diirrii'l-Mensur; 1/l 36.
240 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 1
hen, «onu» dtinya lezzetlerinden pay1m almas1 i~it1 «az bir miiddet ge~indi
rir...» <;tinkti zaten dtinya bi.itiiniiyle azdrr ve kafirin bu azdan yararlanmas1
da azm azi demektir. «Sonra cehennem azab1na ugramak zorunda b1rak1-
r1m.» Buradaki "ugramak" anJam1na gelen "iztzrar" kelimesi sozliikte, insa-
nm kendisi i<;in zararh olabilecek §eye zorlanmas1, sevkedilmesidir. Burada
bilinen manas1yla, kiifrti sebebiyle dtinyada kendi arzusuyla yaptig1 §eye kar-
§Ihk, fillirette zorunlu cezaya <;arptrrtlmas1dir. «Oras1 ne kotii bir yerdir.'»
Yani, i<;inde kalmak ilzere doni.ilecek olan cehennem, ya da cehennem azab1,
ne kottidtir. Kula, bu dtinyada belli birka<; gtin i<;in sure tan1nrr. Yoksa, unu-
tulmas1 veya ihmal edilmesi gibi bir durum soz konusu degildir. <;tinkti her-
kes, mutlaka yapt1gm1n kar§1hgm1 gorecektir. Bu yilzden dilnyanm zevk ve
lezzetleri seni aldatmas1n. <;unkil itaat edenin de, isyan edenin de bundan bir
pay1 vard1r. Bu, fillirette dereceleri ytikseltecek bir §ey degildir.
Sehl-i Tilsteri bu ayetin a<;1klamas1yla ilgili olarak §oyle der: "Biz onla-
ra bolluk ve nimetlerle mtihlet verir, bu nimetlere §iikrti unuttururuz. Onlar
nimete yapt§tp nimeti vereni unutunca, sorguya 9ekilirler." ibn Ata da bu ko-
nuda §6yle der: "Y ani ne zaman bir hata i§lerlerse, biz onlara nimeti yeniler,
i§ledikleri hatadan dolay1 onlara istigfan unuttururuz." ·
Ala.lb kimse, di.inyanm silsiine ve zinetine aldanmamal1, Allah'tan ba§ka
hi9bir §eyle sevinmemelidir. <;unkii Allah'm di§mda her§ey baul ve ge\:icidir.
Fani ve ge\:ici olan bir §eye aldan1p pe§ine takilmak, aklm, irfan1n ve ince
kavray1§m kan degildir.
Ayet: 127 BAKARA SURESi/ 2 241
127. «ibrahim ve» onun ismail, ishak, Medyen ve Medayin adh dort
oglundan biri olan <<ismail, Kabe'nin temellerini yiikseltirken, Rablerine
~oyle dua ediyorlard1:» Burada ge9mi§ bir olaydan soz edildigi halde, §im-
diki zaman kipinin kullantlmas1, olay1 §U anda meydana geliyormu§ gibi, kar-
§Idaki insan1n kafas1nda canlandirmak ve goztinlin ontine getirmek i<;indir.
Ayette "temeller" anlam1na gelen "kavaid" kelimesi, "kfilde" sozciigtiniin <;o-
guludur. "Kaide" aslJnda bir s1fat olup "sabit" anlam1na gelir. Daha sonra
9ok9a kullan1lmaktan dolay1 sebat ve istikrar anlam1nda isim olarak kullanil-
m1§tir. Bu, bir baklma, Kabe'nin temellerinin degi§meye, ylk1lmaya, yok ol-
maya kar§1 korunmu§ oldugu anlam1na gelir. Buna gore ayetin anlam1 §U
olur: "Ey Muhammed, hat1rla! Hani bir zaman ibrahim (a.s.) Kabe'nin temel-
lerini ylikseltiyordu ... "
Hz. ibrahim'in Kabe'nin temcllerini ytikseltmesinden soz edilmesi,
Kabe'nin Hz. ibrahim'den once de var oldugunu gosteriyor. c;unkli "temelle-
rini yi.ikseltirken ... " deniliyor. Oyleyse Hz. ibrahim, var olan bir temelin iize-
rine Kabe'yi bina etmi§tir. Ancak Kabe'nin ilk kez kim taraflndan yapild1g1
konusunda gorii§ birligi yoktur. Kimine gore Kabe'yi ilk kez melekler kur-
242 RUHU' L-BEYAN Cuz:l
mu§tur. Kimine gore ise, ytice Allah gokte Beytti'l-Ma'mur admda bir ev yap-
m1§ ve meleklere yerytiztinde ona benzer, onun hizasmda ve onun ol<;tilerinde
bir bina yapmalann1 emretmi§tir. Kimisine gore de Kabe'yi ilk yapan Hz.
Adem'dir. Hz. Nuh Tufan'1nda kaybolmu§, soma ytice Allah, bunun yerini
Hz. ibrahi1n'e gostermi§tir. Temelleri yi.ikseltirlerken §6yle diyorlard1:
«'Ey Rabbimiz! Bunu bizden kabul et.>> Duarruz1 ve diger ibadetleri-
mizi kabul eyle. «~iiphesiz sen>> her §eyi duydugun gibi, dua ve yakart§im1z1
da «~Ok iyi i~iten ve» ttim davran1§lanm1zdaki niyetimizi de «~ok iyi bilen-
sin.» Bu ayet, bir ibadetle ytiki.imli.i olan herkesin, ibadet veya Allah'a yakla§-
mak ic;in yaptig1 bir i§i, emredildigi §ekilde yerine getirip bu konuda bi.iti.in
c;abasm1 harcad1ktan sonra, yap1lan i§in, hizmetin, taattn v·e ibadetin kabul
edilmesi ic;in Allah'a dua etmesinin geregine i§aret ediyor. <;unki.i bunu kabul
etmek, ya da etmemek Allah'a kalm1§ bir §eydir. Allah'1n bu konuda herhangi
bir zorunlulugu yoktur.
128. «Rabbimiz! ikimizi de sana teslim olanlar» yani sana kar§t
ihlash ve samimi olan kimselerden «yap.» Burada "teslim olan"dan maksat,
nefsini ve zatin1 btittini.iyle Allah'a adayand1r. Bir ba§ka yoruma gore de an-
lam §U §ekildedir: "Bizi sana teslim olan, n zana boyun egen, takdir ettigin her
§eyi kabul eden , htikmilnde tartr§ma yapmayan kimseler eyle." "islfun" keli-
mesi "lam-1 cer" edat1yla gelince, teslim olmak, kazaya boyun egmek ve raz1
olmak anlamma gelir. «Bir k1s1m soyumuzdan da sana teslim olan bir iim-
met ~1kar .» Neslimizden baz1 kimseleri sana ibadette ve itaat etmede samimi
olan bir topluluk yap. bzellikle burada "bir klslm soyumuzdan" demelerinin
sebebi, soy larmdan baz1 insanlann iyi insanlar oldugunu, bazilar1n1n da apa-
91k bir §ekilde kendi nefislerine zulmedeceklerini bilmelerinden kaynaklan-
maktadlf. ~u halde Allah'1n hikmeti geregi di.inyada, tisttin kimseler oldugu
gibi, orta derecede ve a§ag1hk kimseler de bulunacaktir. Ustiin kimseler, ne-
fislerini Allah'a adayan ve ti.imiiyle O'na yonelen "ehlullah" (Allah ehli)trr.
Orta derecedekiler, kotiili.iklerden ka<;1nan ve sevap kazanmak i<;in Allah'a
itaata ko~an ahiret ehlidir. A§ag1hk kimseler ise, dtinya hayatmm di§ gori.ini.i-
§linil bilip filliretten habersiz olan di.inya ehlidir. Bunlann 9abalan tti1ni.iyle
di.inyalann1 kurtarmak ve onun sebeplerine yap1§maktir. Nitekim, dtinyan1n
imann1n i.i9 §eyle ger9ekle§tigi belirtilmi§tir:
Hz. ibrahim, ayette ge9en bu tiy dua ile Allah'a yalvard1ktan sonra, so-
ziini.i Allah'a kar§1 yapt1g1 §U ovgtiyle bitiriyor: «~iiphesiz sen» her §eye galip
ve tistlin olan, asla gtictine kar§l konulamayan «Aziz'sin» ve yaln1zca hikmet
ve faydalarla dolu olan i§ler yapan «Hakim'sin.'>> Allah, zatl itibariyle Aziz
ve Hakim'dir. O'nun dt§Indaki her §ey de nefsi itibar1yla zelil ve cahildir.
11
imam Gazzali §Unlan soy lemektedir: Aziz, benzeri az olan, kendisine
§iddetle ihtiyac; duyulan, eri§ilmesi zor olan §eydir. Bu tic; niteligi kendisinde
toplamayan §eye "Aziz" ad1 verilemez. <;unkti nice az bulunan §eyler vardJf
ki, degeri btiytik ve faydas1 yok olmad1klanndan "aziz" diye adland1nlamaz-
lar. Aynca nice onemli, yararh ve benzersiz §eyler vardu ki, kendilerine ula§-
mak ve onlar1 kavramak zor olmad1g1ndan, yine "aziz" olarak adland1nlamaz-
lar. Mesela gtine§ ve diinya, benzerleri bulunmayan, pek ~ok yararlan olan ve
kendilerine §iddetle ihtiya9 duyulan iki varhk olduklan halde, kendilerine
ula§mak, yani onlan goriip kavramak zor olmad1gmdan "aziz" diye nitelendi-
rilemezler. ~u halde "aziz" diye nitelendirilebilmek ic;in, sozti edilen ti9 ana
anlanun bir araya geln1esi zorunludur.
§eyi tan1sa fakat Allah'i tan1masa, "Hakim" adm1 almaya lay1k olmaz. <;unkli
o, varhklann en ylice ve degerlisini ta.n1mamaktadrr. Hikmet, ilimlerin en yti-
cesidir. ilmin yi.iceligi ise konusunun yliceligiyle ol9iillir. Kime hikmet veril-
mi§se, ona c;okc;a hayrr verilmi§tir. Meseta bunun omeklerini peygamberlerin
efendisi Hz. Peygamber'in sozlerinde bulabiliriz: "Hikmetin ba§l, Allah kor-
kusudur. " "Akilli kimse nefsini hesaba fekip olumden sonrasz if in fali§an,
aciz kimse ise nefsini hevaszna uydurup sonra da Allah'dan lutuf ve ikram
bekleyendir. "<60> "Az olup da yeten, fOk olup da oyalayan (ve nimetin §iikru-
na unutturan) §eyden daha hayirlzd1r". "Said, yani mutlu kimse, ba§kasinzn
durumundan de rs alabilendir." i§te bu ve benzeri sozlere hikmet ad1 verilir,
sahibine de Hakim denir."
133. «Yoksa siz, Yakub'a oliim geldigi» , onda olilm belirtileri gortil-
dtigti, «s1rada yaninda mt bulunuyordunuz?» Yani o zaman siz orada de-
gildiniz. Bu ayet, yahudilerin Hz. Peygamber (s.a.v.)'e: "Yakub'un, ogullar1na
olecegi sirada yahudiligi vasiyet ettigini bilmez misin?" diye sormalan iizeri-
ne indi. Bunun tizerine Allah §tiyle buyurdu: Hz. Yakub'da olilm belirtileri
Ayet: 133 - 134 BAKARA S0RESi /2 249
61- Muslim, tahric etmi~tir. EbQ Davud, Zekat, boltimtinde: "Sen ki§inin amcasm1 , habasmm
henzeri oldugunu bilmiyor musun?" §eklindedir. Ayr. Tirmizi, Menfikzh; Ahmed b.
Hanbel, Musned, 4/l 65'de rivayet etmi~tir.
250 RUHU'L-BEYAN Ciiz: l
kes iyin kendi kazand1g1 vardrr, ba§kas1n1n kazand1g1 degil. «Sizin kazand1k-
lar1n1z da» ba§kas1 iyin degil «sizedir. Siz, onlann yapt1klar1ndan sorum-
lu degilsiniz.» Yi.ice Allah'm, bir ba§ka ayette: "Siz, bizim i§ledigimiz suc;lar-
dan sorumlu olmayacaksuuz" (Sebe: 25) §eklinde ifade ettigi i.izere, onlar
gecrmi§ i.imn1etlerin i§ledikleri koti.iliikler ytiztinden hesaba c;ekilmeyecekler-
dir. Ayn1 §ekilde onlann iyi amelleri yi.izlinden size bir mi.ikafat veriln1eye-
cektir. K1sacas1, herkesin kar§1hg1 kendi aineline gore verilecektir.
62- Bu, Ahmed b. Hanbcl'in vc Tirrnizi'nin rivayet ettigi uzunca bir hadisin bir par~as1dir. Siyer
yazarlan da bunu rivayet etmi~ler. Ayr. bkz. ed-Di.ir, 5/96
63- Ebu Davud , ilim; Tirmizl, Kur'an; ibn Mace, Dariml ve Ahmed b. Hanbel, Miisned, 3/52.
Ayet: 134 - 135 BAKARA S0RESi/2 25 1
137. «Eger sizin iman ettiginiz gibi onlar da iman ederlerse, ~iiphe
siz ki, hidayete ermi~ olurlar.» Eger yahudi ve huistiyanlar da tipk1 sizin di-
ne inandigm1z gibi, dininize iman ederlerse.... Bu bir bak1ma onlan sustur-
mak ve aciz birakmak ve onlan hakk1 itirafa zorlamakttr. Dolay1s1yla mana
§Oyle oluyor: Eger, sizin Allah'a iman ettiginiz gibi iman ederlerse, ki Al-
lah'm bir e§i ve benzeri yoktur. i§te bu takdirde onlar da kesinlikle hidayete
ermi§ ve hakk1 bulmu§ olurlar. Sizin dogru yol ve hidayette oldugunuz gibi,
onlar da hidayete ula§irlar. Bu sayede aran1zda birlik ve beraberlik saglanir.
«Eger yiiz~evirirlerse,» Y ani yukar1da a91kland1g1 §ekilde iman ctmezlerse,
bunda herhangi bir §eyi ihlal ederlerse, mesela bir k1smm1 kabul edip bir k1s-
m1n1 da etmezlerse, «hilin ki onlar, ancak bir aynhk i~indedirler.» Onlar
11
9ok btiytik bir ihtilaf ve aynhk i9indedirler. Haktan uzaktular. Aynhk §i-
kak" kelimesinin anlam1 olarak verilmi§tir. ~ikak, o derece a§lfl bir aynhk
anlamm1 ifade eder ki, bu manada §ikak, onlann zarf1, bunlar da 1nazrufu
(zarf1n i9inde yer alan §ey) durun1undadrrlar. Kelime kok olarak "§akk" keli-
mesinden almmadrr. Buda yan ve taraf anlammad1r. Arleta her iki gruptan bi-
ri digerinin kar§Ismda yer ahyor. Buda aralar1ndaki dii§manbktan ileri gelen
bir §eydir. «Onlara kar§I Allah sana yetecektir.>> Yahudiler ve hiristiyanla-
nn i§i ve durumu hakkmda Allah sana yetecektir. Onlann §er ve kottiltiklerini
senden uzakla§trracak, onlara kar§I sana yard1mda bulunacak ve seni zafere
kavu§turacaktu. Nitekim Allah, verdigi sozii de yerine getirmi§tir. Kurayza
Ogullar1 yahudilerinin oldi.iri.iltip esir edilmeleriyle, Nadirogullan arasmda da
stirgtinti , ~am'a uzakla§ttnhnalar1 ve benzeri hususlarla Allah vadini yerine
getirdi. «0, her ~eyi ~ok iyi i§iten ve ~ok iyi bilendir.» Allah, senin kendisi-
ne nasil dua ettigini din konusunda a91ga vurdugun niyetini 9ok iyi i§itir ve
9ok iyi bilir. Bu balumdan Allah senin duan1 kabul edecek ve seni murad1na
erdirecektir.
disiyle elbiselerin boyand1g1 §ey den1ektir. Burada istiare yoluyla fitrat anla-
trunda kullan11m.1§tlr. Allah'm insanlan iizerinde yaratnu§ oldugu yarahh§, ya-
ni fitrat ifade ediliyor. Burada gilzel ve temiz yaratlh§.tyla kulun iman etmeye
ve diger itaat olan §eyleri yapabilmeye uygun oldugu, kabiliyetli bulundugu
elbiseyi boyamaya benzetilmi§tir. Benzetme yonti, bunlann her ikisinin de
stis ve zinet olmas1du. Boya clbiseyi stisledigi gibi kulun iman ve amelleri de
onu stisler. Buna gore ayetin manas1: "Allah bizi hak ve imaru kabule istidath
olarak yaratt1 , tipk1 elbisenin boyay1 kabul etmesi gibi," demektir. Ya da
ayetin manas1: "Boyan1n elbiseyi temizledigi gibi Allah bizi temizledi," de-
mektir. <;link.ti iman, ktifriin her tiirlti zararlanndan ki§iyi korur ve temizler.
Burada "S1bga" olarak isimlendirilmesinde, fltrat anlam1n1n bu kelimey-
lc belirtilmesinde, hrristiyanlann vaftizindeki durumla bir benzerlik gosterili-
yor. <;link.ti hiristiyanlar 9ocuklanmn dogumlar1n1n yedinci gtiniinde onlan
vaftiz ederler. Bu, tipk1 mtisltin1anlann c;ocuklann1 stinnet ettirmeleri gibidir.
Hrrisuyanlar Ma'mudiye ad1n1 verdikleri san bir suya 9ocuklan n1 dald1nrlar.
Bu da, Hz. isa'ntn y1kand1g1 suyun ad1du. Bu suyu bir ba§ka suyla kart§tlnp
hazularlar. Bunu kullandtk9a, yerine birba§ka su ilave ederler.
«Allah 110 boyas1ndan daha giizel boyas1 olan kimdir?>>Hangi §ahs1n,
ya da ki§inin boyas1, Allah'm boyasmdan gtizel olabilir? <;unkti Allah, kulla-
nn1 imanla boyuyor, onlar1 kiifriin zararlanndan ve §irkin pislik ve murdarhk-
lanndan tertemiz hale getiriyor. Bu itibarla Allah'1n boyasmdan daha gtizeli
asla olamaz. «Biz ancak O'na ...» Bize bu degerli nimetleri veren Allah'a
«kulluk ederiz.>> O'na §tikreder.iz ve verdigi diger tum nimetlerine hamd ede-
nz.
"Biz ancak O'na kulluk ederiz" ifadesinde §Una i§aret vardir: Arifler,
Rablerine kullukta ve ibadette bulunurlar; fakat bunu ne cennet arzusu ve ne
de cehennem korkusu ic;in yapmazlar. Zebur'da §Oyle rivayet olunmu§tur:
"Bana cennet umudu, ya da cehennem korkusu i<;in ibadet edenden daha za-
lim kim olabilir? Eger ben cermeti, cehennemi yarat1nasayd1m, ibadet olun-
maya layik olmayacak nuydim?"
gen<; gordiim. Hayvanm1n i.izerinde duruyordu. Sonra indi ve: "Seriy es-
Sakatl hanginizdir?" diye sordu. <;evremde bulunanlar beni gosterdiler. Bana
seiam verdi ve oturdu. Sonra: "Zayifm kuvvetliye kar§I 9Ikmas10a ~a§rrd1g1n1
soylemi§sin. Bununla ne demek istedin?" Diye sordu. Ben de §U cevab1 ver-
dim: "insanoglundan daha zay1f bir yarat1k olmad1g1 gibi, ytice Allah'tan daha
gii9lii bir varhk da yoktur. Ancak biittin bu gti9siizliigiine ragmen insanoglu,
hep Allah'a isyana yeltenir." Sonra gen9 aglad1 ve: "Ey Seriy, Allah benim gi-
bi giinaha batml§ birini kabul eder mi?" dedi. Ben de: "Peki, giinaha dahp
batm1§ olan1 ba§ka kim kurtanr?'' dedim. "O halde ey Seriy, ben 9ok zuliimler
yapt1m. Benim ne yapmam gerekir? Diye sordu. Ben de: "Eger, tiimtiyle Al-
lah'a <loner, ba§kalanyla ilgiyi kesersen, Allah has1mlar1n1 raz1 eder" dedim.
Bunun tizerine gen9 yine aglad1 ve bana: ''Allah'a giden yolu ogret" dedi. Ben
de: "Eger sen orta yolu tutmak istiyorsan, namaz k1lman, oru9 tutman ve gti-
nahlan da terketn1en gerekir. Eger, velilerin yolunu bulmak istiyorsan, ba§ka-
lanyla ilgiyi kes ve yaratan1n hizmetinde ol" dedim. Gem; yine aglamaya ba§-
ladi. Elinde bulunan mendil gozya§larmdan islanm1§tl.' Sonra da aynhp gitti.
Bu gen9 bundan boyle her §eyi, ailesini, ~oluk ve 9ocugunu terketti. Hep kab-
ristanlarda, tistii ba§1 degi§ik halde gezerdi. Oltinceye dek boyle devam etti.
Seriy es-Sakat1 der ki: Bir gtin kendisini riiyamda gordtim, baktun ki, halis
ipekten parlak bir elbise ic;:inde, eteklerini stirtiyerek gidiyordu. Kendisine:
"Allah seni hay1rla miikafatlandus1n. Allah sana ne §ekilde bir muamelede
bulundu?" diye sordugumda, bana §U cevab1 verdi: "Allah hi~bir giinah1m1
sormadan beni cennete koydu."
256 ROHU'L-BEYAN Ci.iz: 1
Bu ayet daha once ge9en bir ayetin aynen tekrar1drr. Uyarmada daha
fazla dikkat ~ekilmesi iyin gelmi§tir. Atalany la ovtinmenin, onlann yaptlg1na
gtivenmelerinin kendileri ic;in bir yarar getirmeyecegini bildirmektedir. Nite-
kim §Oyle buyurulmu§tur: "Tekrar dirilmek ifin sura ufiiriildiigu zaman, ara-
lannda soy bag1nzn hi(bir degeri kalmaz." (Mti'minun: 101)
Denifu ki: Harun Re§it hacdan donerken, birka9 gtin Kfife' de kahr. <;1k-
llg1 zaman, Mecnun Behliil (Behliil Divane) yolunda durur ve avazm1n 9ikt1g1
kadar ytiksek bir sesle ti~ kez "Ey Harun! " diye seslenir. Harun Re§it: "Bana
seslenen kim?" diye sorar. Ona, Behlfil Divane oldugunu soylerler. Harun
Re§id durur ve kendisine : "Beni tan1mad1n m1?" der. 0 da: "Elbette tan1d1m"
deyince, Harun Re~it: "O halde ben kimim?" diye sorar. Behlfil: "Sen, mag-
ribte (bat1da) iken, §arkta (doguda) biri zulme ugrasa, k1yamet giintinde Al-
lah'm senden hesap soracag1 kimsesin" der. Harun :Re§id aglamaya ba§lar ve:
"Durumumu nas1l gortiyorsun?" diye sorar. 0 da: "Durumunu Allah'1n kitab1-
na arzet bakahm" der ve: "Ger~ekten o gun iyiler nimet (cennet) i9indedirler.
Facirler (ve kafirler) ise, cehennemdedirler." (infitar: 13-14) ayetlerini okur.
Bu defa: "Amellerimiz nerededir?" diye sorar. Behlfil: "Allah, ancak takva
sahiplerinden kabul eder" (Maide: 27) ayetini okur. Harun Re§id: "Peki,
Rasfilullah (s.a.v.)'a olan yakmhg1m1z ne olacak?" der. Behlfil: "Tekrar diril-
mek ifin sura ufuruldiigu zaman, aralannda soy bagmtn hif bir degeri kal-
maz"'(Mti'mim1n: 101) ayetini okur. Bu defa: "Peki Rasfilullah (s.a.v.)'in bi-
zim i9in §efaati nerede?" diye sorar. Behllll: ''O gun, Rahman olan Allah'in
izin verdigi ve konu§masma nzii gosterdigi kimseden ba§kasm.rn §efaati fay-
da vermeyecektir" (Ta-ha: 109) ayetini okur. Bunun i9indir ki, mutlaka salih
amel gereklidir. Bunlarda samimi ve ihlasb da olmak laz1mdtr. <;unkti Allah,
Ayet: 141 BAK.ARA S0RESi/2 259
Ctineyd Bagdadl de §Oyle der: "ihtas, yani samimiyet, kul ile Allah ara-
smda bir srrchr. Hiybir melek onu bilemez ki, yaz1p deftere geyirsin ve hic;bir
§eytan da bilemez ki, onu ifsat edip yoldan ~ikarsm."
Fudayl b. iyad ise §0yle der: "Srrf insanlar iyin ameli brrak1p terketmek
riya, yani gosteri§tir. insanlar i~in amel etmekse, §irktir. ihlas ise, seni bu iki
§eyden anndiran §eydir."
Bir eserde (gtizel bir sozde) §U ifadeler yer ahyor: Allah i~in amelleri-
11
nizde ihlash ve samimi olun. Dogrusu Allah, ancak ihlasla yap1lan ameli ka-
bul eder. Saktn bu Allah iyin ve yakmlar iyindir, demeyin. <;iinkti bunda Al-
lah i9in bir §ey yoktur." <64>
64- Dahhak b. Kays'tan Darckutni Sunen'inde rivayet etmi~tir. Bkz. Stiyutl, el-Fethu'l-Kehfr,
1/58.
260 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
142. «insanlar1n i~inden beyinsiz olanlar» yani akh kit kimseler, kib-
lenin degi§mesi tizerine ortaya 91kan kafirler, mtinaf1.klar, yahudi ve mti§rik-
ler: «'Yoneldikleri k1bleden onlan ~eviren nedir?' Diyeceklerdir.» Dikkat
edilirse, hentiz degi§im olay1 ger9ekle~meden once, onlann nder soyleyebile-
ceklerini ayet bildiriyor. Bu onceden bildirilmenin yaran, aniden olabilecek
degi§imde bir §Ok etkisi ohnamas1 ve bu zaman ic;erisinde onlara verilecek
cevab1 ogretmek i<rindir. Ayetin i9inde yer alan "ma" soru edati, inkar anla-
mmad1r. Anlam §Oyle olmaktadir: Yoneldikleri k1bleden yani, Beyt-i Mak-
dis'ten onlan ~eviren nedir? Neden buray1 brrak1p Kabe'ye yoneldiler?
Rivayete gore, Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye hicretinden sonra on-
yedi ay kadar Beyt-i Makdis'e (Kudtis'e) dogru namaz kilm1§trr. Bu, yahudile-
rin kalblerinin ismd1nlmasma yonelik bir davran1§tl. Daha sonra Kabe, mtis-
lti1nanlann k1blesi oldu ve bu, sfirun tifi.iriildtigli gtine dek boyle stirecektir.
«De ki: 'Dogu da Allah'1nd1r, bah da.» Ey Muhammed! Onlara her yer ve
mekfuun her bolge ve bucagm ttimtiyle Allah'1n oldugunu soyle. Mtilk olarak
da, tasarruf olarak da O'nundur. Bu balamdan bu yerlerden herhangi birisinin
bizzat k1ble olma haklan sozkonusu degildir ki, 0 yerden ba§kasma doni.ilme-
si dogru olmasm. Bu, tamamen Allah'1n dilemesine baghdrr. «O, diledigini
dogru yola iletir.'» Bu, bazan Kudtis'e dogru ve bazan da Kabe'ye yoneltme-
sidir. Burada ki§inin dogru yolda yani istikamet iizere ohnas1n1n anlam1 ise
hikmet ve n1aslahata uygun olarak her ikisine de donrnti§ olrnas1du.
262 RUHU'L-HB:YAN Cuz:2
bilmiyordu da sonra bildi, anlarrunda degildir. <;link.ti Allah, zaten ezelde on-
lan biliyor ve onlann tti1n durumlanna da vak1ftir.
111as1 ic;in Allah'a dua etti. Allah da, Hz. Davud'a §0yle vahyetti: "Ey Davud!
Ben, bana iman eden ve bana dua edene · merhamet ederim. Eger ben bunu
yapmayacaksam, o takdirde, benimle diger ilfilllar aras1nda ne fark kahr?"
144. «Yiiziinii goge ~evirip durdugunu goriiyoruz.» Ey Muhammed!
Senin, yiizi.inii goge s;evirip, boylece bir vahiy beklemekte oldugunu gortiyo-
ruz. Hz. Peygamber (s.a.v.) hep, kiblenin Kabe'ye dogru degi§tirilmesini Rab-
binden bekleyip duruyordu. <;unkti buras1, babas1 Hz. ibrahim'in k1blesi ve
ayn1 zamanda iki kibleden en eski olan1d1r. Kald1 ki buran1n lable olmas1,
araplann mtisliiman olmalan tizerinde c;ok daha tesirli olacaktlr. <;unkti Kabe,
araplann ovtindilkleri, giivencede olduklan, ziyaret ve tavaf ettikleri bir yerdi.
Bir de boylece yahudilere muhalefet edilecekti. <;iinkii yahudiler: ''Siz bizim
dinimize kar§t 91ktyor, sonra da kalk1p bizim k1blemize dontiyorsunuz. Eger
bizler olmasayd1k, sizler hangi tarafa yoneleceginizi bilmezdiniz" diyorlardt.
i§te boyle bir durum kar§ISmda, yahudilerin ktblesine doniilmesi iyi kar§tlan-
madi.
Rivayete gore Hz. Peygamber (s.a.v.), Cebrail'e §byle demi§tir: "Al-
lah'tan, beni yahudilerin kiblesinden ~evirmesini arzuluyorum." Rasfilullah
(s.a.v.), hep umutla semaya baktp, istedigi §eyin Rabbi tarafmdan Cebrail ara-
c1hg1yla gonderilmesini bekler dururdu. i~te bunun iizerine ytice Allah bu
ayeti indirdi. «Seni,' sevdigin k1bleye mutlaka ~evirecegiz.» Allah'a yemin
olsun ki, seni istedigin ve ho~land1g1n ktbleye c;evirecegiz. Senin, kesin olarak
oraya yonelmeni saglayacag1z. <;iinkti sen buray1 heva ve arzulanna uyarak
istemiyorsun. Buray1 istemendeki sebep dini amac;hdu. Buda Allah'm me§ie-
tine ve iradesine uygundur. «Hemen yiiziinii Mescid-i Haram taraf1na ~e
vir.» Artik bundan boyle Mescid-i Haram tarafma yonel. "Yuzi.i.nu ~evir"den
maksat, ti.im bedeninle o tarafa yonel demektir. <;unkii miikelleften istenen,
tiim bedeniyle k1bleye yonelrllesidir. Yoksa yalniz ytiziiyle degil. Burada
ozellikle "yiiz" ifadesinin ge9mesi, yonelme ve kar§damada, as1l olan yiiz ol-
dugu i9indir. Mescid-i Haram'dan maksat ise, ic;inde Kabe'nin yer ald1g1 en
biiyiik Mescid demektir. Haram denmesi de, burada sava§manm, ya da zul-
metmenin yasaklanmas1ndandu. Burada herkes gtivencede olup, kimse sald1-
nya maruz kalamaz.
dogru namaz kllarsan, bunu onlann iman edece.klerini umarak, ozellikle de,
kesin vahiyle, Allah'm lu.blesinin Kabe oldugunu ogrendikten soma yaparsan,
«O zaman ~iiphesiz zalimlerden olursun.» Boyle bir durumda a§1n bir zu-
Him ve su9 i§lemi§ olursun. ~art ifade eden bu ctimle, ki§inin hakta sebatm1
saglamak i9in dogru yol ve n1etod iizerinde durmasm1 te§vik i9in varid olmu§-
tur.
tan1d1klan gibi tan1rlar. Kendi ogullanndan §iipheleri olmad1g1 gibi Hz. Pey-
gamberi de tereddtitsiiz bilir ve tarurlar. Ayette ozellikle, ogullardan soz edil-
1nesi, bunlara gore erkek <;ocugunun daha tanmmaya deger oldugu, babalan-
nm yan1nda yer ahnaya daha 9ok hak kazand1klan, kalbleri erkek c;ocuga kar-
§1 daha <;ok bagh olmasmdandu. «Yine de onlardan bir cemaat» srrf biiyilk-
lenerek ve hakka kar§1 inat ederek «bile bile ger~egi gizlerler.>> Hz. Muham-
med'in Allah'1n Rasfilil, Kabe'nin de Allah'm k1blesi oldugunu kesin olarak
bildikleri halde, bu ger9egi gizlerler.
149. «Her nereye ~1k1p gidersen git,» yolculuk i\:in nereden ve hangi
tilkeden ~1k1p gidersen git, «yiiziinii Mescid-i Haram'a ~evir.» Namaz k1la-
cag1n vakit, ytizilnil Kabe'ye ~evir. <;unkti bir kimsenin yolcu ya da mukim
olmas1yla, ytizil Kabe'ye dondilrmenin farziyyeti hi~bir zaman degi~mez.
«Bu, elbette Rabbinden gelen bir ger~ektir.» K1ble'nin Kabe'ye donii~ttiriil
mesi meselesi, Rabbin tarafmdan gelen ve hikmetine uygun dti~en sabit bir
ger~ektir. «Allah, sizin yapttklarin1zdan habersiz dcgildir.» Bundan otiirti
size en gtizel mtikafatl verecektir. <;ilnkti bu, mti'minlere bir vaaddir.
150. «Her nereye ~1k1p gidersen git,>> ister seferlerinde, ister sava§la-
nnda olsun; yakm ve uzak nereye gidersen git «yiiztinii Mescid-i Haram'a
c;evir.» Ey inananlar! Yeryliztintin hangi yerinde ve noktasmda bulunursan1z
bulunun, ister mukim, ister yolcu olun, namaz k1ldlg1ruzda, «nerede olursa-
n1z olun, yiiztiniizii onun taraf1na c;evirin.» Bulundugunuz yerlerden hep o
tarafa yonelerek ibadet edin.
Bu emir birka<; kez tekrar edildi. <;unkii, k1ble konusu 9ok onemlidir.
Eski .lablenin yiiriirltikten kald1nlmas1, bir bak1ma ~iiphe ve fitne konusu ol-
mu§tur. Bu balamdan bu emrin listtiste birka<; kez tekrar1 gerekir. Kald1 ki her
tekrarda da bunun apayn bir hikmeti zikrediliyor. «Ki insanlar1n, aleyhinize
bir delili olmas1n.» K1blenin Kabe'ye <;evrilmesi, yahudilerin delil ve hticcet-
270 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
lerini onler. <;i.inkti Tevrat'ta Hz. Peygamber'in k1blesinin Kabe olacag1 belir-
tiln1i~tir. Araplann delillerini de ge9ersiz kllar. <;unkii araplar, Hz. Peygam-
ber i9in:"O, Hz. ibrahim'in dininden oldugunu savunuyor, fakat lablesine ay-
k1n davran1yor'' diyorlard1. «Onlardan zalim olanlar miistesnad1r .» Bu ya-
hudilerden inat91 olanlar hari9. Onlar derler ki: "O, kavminin dinine meyletti-
gi ve kendi beldesi olan Mekke'yi sevdigi i<_rin bizim kiblemizi terkedip
Kabe'ye yoncldi. Eger ger9ekten hak tizere ise, o zaman tum peygambcrlerin
Jablesi olan Kudlis'e yonelmeye devam ederdi." Bir de Mekke halk1ndan inat-
91 olanlar hari9. Onlar da, artlk Muhammed i§in i9 ytiztintin farkma vardi, ata-
lanmn k1blesine dondii, yakmda da onlann dinine doner, dediler. «Onlardan
korkmay1n.» Kabe'ye yonelmeniz konusunda onlardan korkup 9ekinmeyin,
«Benden korkun!» Benim emrime sanhn, <;tinkti size yard1m edecek olan
benim. «Ben de iizerinizdeki nimetimi tamamlayay1m.» Size, Mescid-i Ha-
ram'a dogru yonelmenizi emrettim ki, tizerinizdeki nimetimi tamamlayay1m.
<;unkii kavim, yaptiklan tum i§lerinde, Hz. ibrahim'e uyduklarm1 ileri stirerek
bununla ovlintiyorlardi. Hz. Peygamber (s.a.v.), ne zaman Kudiis'ten tekrar
Mescid-i Haram'a k1ble olarak yonelince, bu k1bleyle ilgili hususlarda, kendi-
leri ic;in verilecek olan nimetin ttimii verilmi§ oldu. «Boylece hidayete ermi~
olas1n1z.» Boylece hak dinin §eairini (i§aretlerini) bulmu§ olursunuz.
ba§kas1na degil, sadece bana §ilkredin. «Ve bana nankorliik etmeyin.» Ni-
metleri inkar ederek ve emre kar§1 gelerek nankorltikte bulunmaym.
imarn Gazza!! §OY le diyor: "Zikir bazan dille, bazan kalble ve bazan da
diger organlarla yap1hr:
Kullann dil ve kalb d1§1ndaki organlarla Allah'1 anmalari, yani zikri de,
hangi organ ile nas1l bir i§ ve hizmet gortilmesi emri verilmi§se, onun yerine
getirilmesi, nelerden uzak kahnmas1 istenmi§Se onlardan da uzak kalmmas1-
dir. Kald1 ki, "Beni anm" ifadesi, itaat olan her hususu i9erisine almaktadir."
zulmas1 demektir. "Allah yolunda" ifadesi ise, cihad demektir. <;tinkti cihad,
Allah'tan sevap elde etmenin ve Allah'1n rahmetine kavu§marun bir yoludur.
Bu itibarla Allah yolunda, O'nun nzas1n1 kazanmak i<;in oldtirillen kimselerin,
oltiler oldugunu soylen1eyin. «Aksine onlar diridirler.» Htiktim bak1mmdan
bunlar tipkt hayatta olanlar gibidirler. Bunlann amellerinin sevab1 kesilmez.
<;unkli bu kirnselerin oli.im nedeni, Allah'm dinine yard1m etmek ve onu zafe-
re kavu§turmaktu. Din, dtinyada devam ettigi slirece, onlann da sevaplar1 de-
varn edecektir. <;tinkti bu yolu onlar gen;ekle§tirrni§lerdir. «Fakat siz fark1n-
da degilsiniz.» Yani onlarm hayattaki durumlannm nasil oldugunu siz bile-
mezsiniz. Burada ayn1 zamanda bu i§in ruh ile ilgili bir i§ olduguna, bunun ise
akll ile degil, ancak vahiy yoluyla anla§Ilabilecegine i~aret vard1r.
155. «~iiphesiz ki,» sizi imtihan edecegiz. Allah'a yemin olsun ki sizi,
imtihan edilenlere yap1lan bir muarnele gibi muamelede bulunarak, imtihan
edecegiz. Boylece belfilara sabredip, ilahi htikme teslim mi olacaks1n1z, yoksa
olmay1p isyan m1 edece.kesiniz, bu ortaya \:Ikacak. <;unkti imtihan, ya da de-
neme, bir mihenk ta§l gibidir. Nefsin, ya da ruhun cevheri bununla anla§ihr.
Boy lece biz, kimin itaatkar oldugunu ve kimin as! oldugunu ortaya koyaca-
g1z. Yoksa bu, bizim bilmedigimiz bir §eyin ortaya 9ikrnas1 anlanuna degildir.
«Sizi biraz korku» ile deneriz. Dti§manlardan dolay1 size biraz korku
ve endi§e veririz. Burada korkunun azhkla nitelendirilmesinin nedeni, onun
d1~1ndaki durumlar1n korkuy la kar~ila~tinld1g1nda binlerce kat fazla olma-
su1dan dolay1dtr.
274 RUHU'L-BEYAN Cilz:2
«A~hk» k1tltk ile deneriz. Hentiz n1eydana gelmeden a<!hktan soz edil-
mesinin nedeni, onlan bu duruma ah§ttrmak ve sabrrlann1 kolayla§trrmak
i9indir. <;tinkli, isten111eyen bir durumun ani olarak meydana gelmesi, beklenti
i9inde olunarak gelmesinden daha 9ok s1kmt1 verir.
«Mal» malm1, hirstzllk, yagmalama, helak etme ve egemen gli~ler eliyle
ald1rmak st1retiyle eksilterek deneriz. «Can»1n1 almakla, oldlirtilmek veya
normal oltimle, hastal1kla ve ya§lthkla, «Ve iiriin eksikligiyle...» Meyveleri
eksilterek, mesela liziim asmalarm1 ve meyve aga~lann1 soguktan dondurarak,
kas1rga ve 9ekirgeler vererek ve daha ba§kaca afetlerle sizi «imtihan edece-
giz.» Niteklln hadiste §Oyle buyurulmU§tUr: "Kulun fOCugu olii.nce Allah, 'ku-
lum ne soyledi?' buyurur. Kendisine:'Kulun sana hamd etti ve hepimiz Allah
ifiniz, Allah'a donecegiz' dedi, derler. Bunun iizerine Allah: 'Kulum ifin cen-
nette bir ev bina edin ve adzm da 'Hamd evi' koyun buyurur."<65l
65- Tirmizi, Ahmed b. Hanbel ve ibn Hibban rivayet ettiler. ibn Hacer, Hadis Hasendir diyor.
Bkz. Ciimiu'/-Usfil, 6/432
Ayet: 156- 157 BAKARA SORESi/2 275
e- Bunu diliyle soyleyen bir kimse, kalbiyle de gtizel bir inane; ve itikad-
da oldugunu hatular.
Boylece Allah'm kaza ve kaderine teslim olur. <;tinkli ba§ma bir musibet
gelen kimse, deh§ete kap11rr, kendisine Allah'a teslimiyctin gerekliligini hatlr-
latacak birine ihtiya~ duyar. Hadiste §6yle gelmi§tir: "Herhangi bir kulun ba-
~zna bir musihet gelince: 'Suphesiz biz Allah ifiniz ve mutlaka O'na donece-
giz, Allah'1m beni bu musibetten kurtar ve bana bunun yerine daha haytrlt
bir §ey ver' derse, Allah onu o musibetinden kurtanr ve bunun yerine, kendi-
si iqin daha hayzrll olan ~eyi verir." <66> Said b. Ctibeyr de, bu ayeti kasdede-
rek: "Musibet konusunda bu timmete verilen §ey, ba§ka hi9bir kirnseye veril-
1nemi§tir. ''
157. «i§te Rabbinin magfiretleri ve rahmeti onlann» yani sabreden-
lerin «iizerinedir .» Burada "magfiretleri" anlamma gelen "salavat" kelirnesi-
nin \:Ogul olarak kullantlmasmm nedeni, ~okluga ve magfiretin silrekli tekrar-
land1g1na i§aret etmek i~indir.
Allah'1n rahmeti denilince, Allah'tan dtinya ve ahirette sevindirici §eyle-
rin kuluna eri~tirilmesi ve zarar verecek §eylerin uzakla§tlnlmas1 akla gelir.
Dolay1s1yla Allah, onlann i§lerinin malik.i olmas1 nedeniyle, kendilerine pe§-
pe§e degi§ik rahmetler gonderir ve onlan Iayik olacaklar1 derecelere ula§tlnr.
«Dogru yolda bulunanlar da onlardtr.» Her hakk1 ve her dogruyu bulanlar
onlardu. Bu ytizden, herhangi bir musibetle kar~Ila§tiklar1 zaman "biz Allah'a
aidiz; O'ndan geldik ve O'na donecegiz" derler ve O'nun htikmtine teslim
olurlar.
«Kim, hac i~in Kabe'yi ziyaret eder veya umre yaparsa» "hac", soz-
ltikte kasdetmek, yonelmek; "umre" ise ziyaret anlammadrr. Nitekim bildigi-
miz hac ve umrede de kasdetine ve ziyaret vardir. Hae ve umre esnas1nda
«Bunlar1n ikisini de tavaf etmesinde bir sak1nca yoktur.» <;tinki.i bir kls1m
mtisltin1anlar, bir cahiliye adeti oldugu gerek\:esiyle bunun gi.inah oldugunu
saruyorladi. i§te ytice Allah bu ayetle, bunun gtinah olmadigm1 belirtiyor.
«Bir kimse kendi istegiyle fazladan hayir yaparsa, muhakkak ki Al-
lah, §iikriin kar§d1g1n1 ~ok veren ve her §eyi bilendir.» "Kendi istegiyle"
ifadesinden amac;, herhangi bir bask1 ve zorlama ohnadan yapilan i§tir. Yani
her kim, herhangi bir zorlama olmadan, kendi istegiyle, Allah'a yakmla§tlnc1
davrant§larda bulunursa, ku§kusuz ytice Allah onun bu tiir davranl§lill kar§1-
hks1z birakmayacaktir. <;link.ii Allah, soz konusu kimsenin niyetini bilir ve
onun kar§1hgin1 en giizel bir §ekilde verir.
Bu ayette, farz oldugu gibi, nafile ibadet yapmaya da bir te§vik vardir.
Buna gore ytice Allah, bir tek nafileyi bildigi ve kar§1hks1z b!fakmad1g1na
gore, daha fazlas1n1 nas1l bilmesin veya kar§1hks1z biraksm? bte yandan ki~i
nin oru~la nefsine hakim oldugu, zekatla kottiltiklerden annd1g1, namazla
ruhani bir mertebeye \:lkt1g1 ve hac ile Allah'a kavu§tugu, bilinen bir ger9ek-
tir.
Bir k1s1m alimlere gore kervansaraylar gibi haytrh kurumlar yap1p mtis-
ltimanlann yaranna sunmak, ikinci kez hacca gitmekten daha hayuhd1r. Ayn-
ca nafile hac, nafile sadakadan daha faziletlidir. Farz olan hac gorevini yerine
getirmekse, anne ve babaya itaattan once gelir. Ancak nafile hac oyle degil-
dir. Buna gore ak1lh olan kimse, Kabe'ye yonelir ve onu ziyaret eder. Eger
maddi durumu mi.isait degilse, kendisine frrsat vermesi i9in Allah'a yalvar1r.
Kisacas1 insan, yaln1z bedeniyle degil, kalbiyle de, gayb olan ilfilli yone yo-
nelmek zorundadir.
278 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
160. «Ancak, tevbe edip,» hakkt gizlemek ve diger ba§ka ttirlti tevbe
ediln1esi gereken ~eylerden dolay1 tevbe edip «kendilerini diizelten ...» <;iin-
kti tevbeden sonra ki§i, bozduklarmt mutlaka dilzeltmelidir. Mesela, ba§ka bi-
rini dini konuda §tiphey~ dU§i.irmti§Se, mutlaka bu §tipheyi onlemesi gerekir.
«Ve Allah'm indirdigini a~1klayanlar miistesna.» Tevbelerinin kabul edile-
bilmesi ic;in, Allah'1n kitaplannda a<;1klad1g1 hususlan a~1klayanlar, bu
lanetten istisna edilmi§lerdir. Bu ayet tevbenin, ki§inin kendisi i9in gerekli ol-
mayan her §eyi terketmekle, yapt1mas1 gerckeni de yapmakla .olabilecegini
gosteriyor. «i§te onlann tevbelerini kabul ederim.» Onlara rahrnet ve mag-
firetimle muan1ele ederim. «Ben, tevbeleri ~ok~a kabul eden ve ~ok merha-
met edenim.» islam dii§manlanndan ya§ayanlara lanet okunma zikredilince
olenlerine de Hi.net okunma zikredilerek §Oyle buyurulinU§tUr:
161. «~iiphesiz, inkar edenler», ktifiir ve inkarda israr edenler, tevbe
etmeyi kabul etmeyip ger~ekleri gizlemey i. stirdtirenler, «Ve kafir olarak
olenler var ya,» ilk durumlanm degi§tirmcden stirdtirenler ve kiiftirlerinde is-
280 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
rarh olanlar, bu ktifiirleri iizere oliip giden kimselere «Allah 11n, meleklerin
ve biitiin insanlarin laneti i~te bunlann iizerinedir.» Bunlar i9in ebedi
lanet vardir, ya§arlarken ve oldiiklerinde siirekli lanete ugrayanlardtr. Burada
"nas", yani "halk" ifadesi, genddir ve herkes anlammdadIT. K1yamet gilniln-
de once Allah, sonra melekler ve sonra da btitiln insanlar bunlara lanet okuya-
caklardrr. Hatta kafirler de birbirlerine lanet okuyacaklardu.
162. «0 lanet i~inde ebedi kalacaklard1r .» <;unkti onlar ate§te silrekli
kalacaklar ve Allah'm rahmetiriden de devamh uzak olacaklardu. «Onlann
azab1 hafifletilmez.» Uzerlerindeki azab kald1nlmayacag1 gibi, bir hafiflet-
rne de sozkonusu olmayacaktrr. «Onlara mtiblet de verilmez.» Artlk bundan
boyle tekrar donil§, tevbe ve mezaret i9in onlara silre verilmez, hir; bir istekle-
ri dikkate almmaz. Veya devamh olarak azap gortirler. Bu azap suas1nda bir
an bile dinlenme imkan ve frrsatI verilrnez. Bunun ertelenmesi de sozkonusu
olmaz. Ancak bunlar ate§te silrekli ve ebedi olarak kahc1d1rlar. <;ilnkil bunla-
nn niyetleri de ve ya§ad1klar1 silrece devamh olarak putlara tapmmak ve onla-
ra kulluktu. Bu baktmdan azaplarm1n ebedi olmas1yla cezaland1nldilar. An-
cak. bunlar1n cehennern ate§indeki yerleri, i§ledikleri kotiililklere e§deger ola-
caktu.
Yahudilerin ger~ekleri gizleme sebepleri, dtinyada liderligi sevmelerin-
dendir. <;unkU onlar'halkin a§ag1 tabakas1ndan elde ettikleri irnkanlarmm elle-
rinden gitmesinden korkmaktaydilar. Fakat sonu9ta varacaklar1 yer cehennem
olacak, dolay1s1yla, ne kazanrrlarsa kazans1nlar, hi~bir §eyleri onlara bir yarar
getirmeyecektir.
163. «Sizin ilah1n1z tek bir ilahtir.>> Burada hitap tilm insanlaradrr. Ey
insanlar, sizin ilfilun1z, ulfihiyette tek olan ve ortag1 bulunmayan ilfilltu. Dola-
y1s1yla O'ndan ba§kas1na ilfill admm verilmesi dogru degildir. Mabud olarak
ancak 0 vardir. «O'ndan ba~ka ilah yoktur.» Bu, vahdaniyeti zihinlerde iyi-
ce yerle§tinnekte ve varb.k fileminde ba§ka ilah da var arna, ibadete mtistehak
degil vehmini ortadan kald1rmaktadrr. Yani i§te boylece O'nu bu anlatilan §e-
kilde tan1ym ve her zaman O'na ibadet ve kulluk edin. O'ndan ba§kasmdan bir
§ey ummaym ve korkmaym. «0, ~ok merhamet edendir ve ~ok bag1§layan-
d1r.» Her tiirlil nimeti, bu nimetlerin ashn1 ve bunlara bagh §eyleri veren
O'dur. Boylece O'ndan ba§kas1Il1ll ibadet olunmaya Iay1k olrnad1g1 ger9egi
a~1klanm1§trr. "Rahman ve Rahim", yani "merhamet eden ve bag1§layan" ifa-
desi de, vahdaniyetin bir delilidir.
Ayet: 162- 164 BAKA.RA SURESi/2 281
i§te ttim bunlar gibi, «yeryiiziinde», ak1lh ve akils1z «her tiirlii canhy1
yaymas1nda ..•» Bu canltlar1n yeryi.iziine dag1tilmas1, di.inyan1n yagmurla ha-
yata kavu§turulmasmdan sonradu. <;Unkil canhlarm ti.imii yagmura, yani suya
muhta\:trr. «Riizgar1 ve yerle gok aras1nda emre hazir olan bulutlan c;C§it-
li yonlere c;evirmesinde,» Rlizgan ileri geri, kuzeyden ve gi.ineyden estirme-
sinde, onun s1cak ve soguk olmasmda, kin1i zaman kasrrga ve kimi zaman yu-
mu§ak olarak esmesinde, bazan yak1c1, k1s1r b1rak1c1 ve a§Ilay1c1 etkisinde,
bazan rahmet ve bazan azap getirmesinde, ibretler vardu.
ibn Abbas §oyle demi§tir: "Allah'm en btiytik ordusu riizgar ile sudur."
Rtizgara "RID" denmesi, nefisleri dinlendirmesindendir.
«Akhn1 kullanan bir topluluk i~in ibretler vard1r.» Yani kfillir kudre-
te i§aret eden bir 9ok ayetler ve mucizeler vardrr. Apa9Ik hikmet ve geni§ rah-
met vardu ki, bunlar hep ilahh g1n ozelligidirler. i§te dti§iinebilen, hem ba§ ve
hem kalb goziiyle gorenler iyin ibret ahnacak geryekler vardu. <;iinki.i btittin
bunlar Allah'm yi.ice kudretini gosterirler, hikmetine i§aret ederler. i§te dii§ti-
nebilenler bu yarattlanlara bakarak bunlar1 yaratana deli! getirirler ve bOylece
Ayet: 164 BAKARA SURES i/ 2 283
O'nun birligini kabul etn1i§ olurlar. Bu.rada mii§riklerin bilgisiz ve cahil ol-
duklanna da bir tariz vard1r. c;unkii inii§rikler bundan onceki "Sizin ilahzmz
tek bir ilahtzr" (Bakara: 163) ayetinin dogrulugunu gosteren bir delil istiyor-
lardi. i§te ayet bunlann ak.1ls1zhklanm ortaya koyuyor ve bunu tescil ediyor.
<;unkii dii§iinebilselerdi, bu anlaulan ayetlerden bir tanesi bile onlara yeterdi.
Hz. Peygamber (s.a.v.) §Oyle buyurmU§tUr: "Bu ayeti okuyup da, ondan ibret
olmayana yauklar olsun." Bu hadis-i §erifte "mec" kelimesi ge9mektedir.
Bunun asil anlam1 ag1zdaki tilkriik ve benzeri §eyi d1§ar1 atmak olup burada
istiare yoluyla ibret almamak anlam1nda ku1Janilm1§tlf. <;unkii bu ayeti oku-
yup iizerinde dii§tinen bir kimse, sanki onu ezberlemi§ ve ag1z1ndan dt§arI at-
mamt§tlr. Sanki btittin kainat, i9inde O'nun Hak ve Celal sahibi olduguna i§a-
ret eden delillerin gortildtigli bir ayna gibidir. insanoglu da, ytice Allah'1n Ce-
rna! ve Celaline i~aret eden delilleri bu aynada gortir ve kendi aynasuu da bu
aynanm i9inde farkeder. Niteku11 yilce Allah: "Kendi nefsinizde de gormez
misiniz?" (Zariyat: 21) buyurmu§tur.
67- Hadisi, Muslim Sahih'inde rivayet etmi~tir. Ancak bakt1g1m kaynaklarda bir onceki "bu
ayeri okuyup da, ondan ibrer almayana yaztklar olsun" hadisine rastlamadrm.
284 RUHU'L-BEYAN C-Oz:2
gim" buyurdu. 0 da mtisltiman oldu ve: "Ey Allah'm Rasfilii! Bana o iki keli-
n1eyi ogret" dedi. Rasfiliillah (s.a.v.) §oyle buyurdu: "D e ki : Allah'im! Bana
dogruyu ilham et ve beni nefsimin kotu/ugiinden koru! ''t6ll>
//
J)./
· 68- Hadisi Tirm izi tahric etmi§ ve "bu hadis, hasen garip'lir" demi~ti r.
Ayet: 165 BAKARA SURESi/ 2 285
Rivayete gore Bahile, kendisi i<tin hurmadan bir put yaptirm1§, la.thk ba§gos-
terince hunnadan yapttrd1g1 bu putu yemi§tir. «O, zalimler» Bu ortak ko§an-
lar, putlan hak 1nabud yerine koyanlar, la.yamet gtintinde kendileri i\:in hazir-
lanan «azab1 gordiikleri zaman, biitiin kuvvetin Allah'a ait oldugunu»,
ilfil11 kudret ve galebenin yaln1zca Allah'a ait oldugunu «Ve O'nun azab1n1n
~ok §iddetli oldugunu bir bilselerdi.» ~irk ko§arak zultim i§lemi§ olanlar,
eger her baktmdan kudretin Allah'a ait oldugunu, sevap ve ceza bak1m1ndan
her §eyin O'nun elinde bulundugunu, putlar1nm hi9bir §eye sahip olmad1klar1-
n1, zalimlere kar§I, k1yamet gi.intinde azabm1n §iddetini 91plak gozleriyle gor-
dtiklerinde, putlara tapt1klar1ndan dolay1 pi§tnanhk duyacaklard1r. Oyle pi§-
manhk duyacaklar ki nerede ise tavsif edilemez.
166. «i~te o zaman tabi olunanlar,» pe§lerinden gidilen liderler, «ken-
dilerine tabi olanlardan», yani pe§lerinden gelenlerden, dtinyada savunduk-
lan §eylerin, ortaya koyduklan tilrlti saprkhklarm asils1z ve batil oldugunu iti-
raf ederek «Uzakla~acaklar.>> Artik onlarla beraber olmaktan ka9acaklar, on-
lara lanetle kar§rhk vereceklerdir. «Azab1 gorecekler ve aralarindaki bag-
lar kopacaktir.» Azab1 gortir gormez, hemen uzakl~acaklar, daha once ayn1
inanc~lar etrafmda bir araya gelen bu ki1nseler arasmdaki ti.im baglar kopacak-
tu. Ktifi.ir ve inkarlar1 ytiztinden kurtulu§ beklerken, boyle bir durumla ylizyti-
ze gelmelerinden dolay1 darmadagm olacaklardir.
167. «Tabi olanlar» liderlerinin kendilerinden uzakla§t.iklannr, gordtik-
lerinde, diinyadayken onlar1n pe§inden gittikleri i~in pi§manhk duyarak -<<§Oy-
le derler: 'Ke~ke bizim i~in tekrar dtinyaya donii~ olsa da,» bugi.in «onla-
nn bizden uzakla§tlklan gibi, biz de onlardan uzakla§sak.' i§te boylece
Allah amellerini» $iddetli «bir pi~manhk kayn~g1 olarak kendilerine gos-
terecektir.» <;unkil iyilik olarak yaptiklan her §ey, ktifiirleri yiiziinden kay-
'·. bolup gitmi§ onlardan bir tek iz bile kalmamt§tlr. Biitiin bunlan kaybetmeleri
ve isyana dalmalan ytiztinden pi§manhk duyacaklardrr.
Stidd! §Oyle diyor: "Eger Allah'a itaat etmi§ olsalardt, cennet kendileri
i~in kald1nhr, oradaki yerlerini goriirler. Sonra kendilerine: Eger Allah'a itaat
etmi§ olsayd1n1z, i§te yeriniz bu olacaktI denilir. Sonra da buralar, mii'minler
arasmda bolti§ttirilliir, i§te onlann, hasret ve pi§manhk duyacaklan an budur."
,,. ...
169. «0 size sadece kotiiliik» emreder yani size vesvese verir. Burada
288 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:2
lir. Halbuki bid'atm tevbesi yoktur. <;link.ii bidat91 kimse, yaptig1 i§in dogru-
luguna inanII ve tevbe etmez. ~eytan bundan da aciz kahrsa ii~tincii a§amaya
brujvurur.
U~·iincii a~ama :
Bu, her tiirden btiyilk giinahlardtr. $eytan bunu da ba-
§aramazsa, dordtincii yola ba§vurur.
Be§inci a§ama: $eytan bu defa mtibah olan, bir sevap, ya da cezaya ne-
den olmayan i§lerle insan1n ugra§masm1 saglar. Kald1 ki, en biiyiik ceza, se-
'·-··
vap diye ugra§ttg1 §eylerle bo§ yere zaman gevirmesidir. Seytan bunda da ba-
§anh olamazsa, bir sonraki yolu dener.
Akilh kimseye dti§en gorev bir ko§eye 9ekilmesi, helfil ve temiz olanlar
di§mda, dtinyaya ait hi~bir §eye yonelmemesidir.
ram olarak degerlendirip ona gore davranm, §eytanm ad1mlann1 izlemeyin de-
nildiginde: «'Hay1r, biz atalanm1z1 iizerinde buldugumuz ~eye tabi olu-
ruz,' derler.>> Yani atalanm1zdan gordiigiimtiz putlar, temiz ve he.Ial olan1
haram kilma gibi ~eylere uyar ve onlan izleriz; c;tinkti onlar bizden daha ha-
yIIhydilar, derler ve boylece atalanru taklit ederler. Ey akil sahipleri! Bu ah-
maklann nasd cevap verdiklerine bir bakm! Allah, onlara hayret ve inkar an-
lam1 kapsayan bir soru edatiyla kar§rhk veriyor ve §6yle buyuruyor: «Atalar1
hi~ bir ~ey bilmiyor ve dogru yolu bulam1yorsa da mt?» Yani onlar atalan-
na uyacaklar, oyle n1i? Peki, ya atalan din konusunda hi~bir §ey bilmiyorlarsa
da m1? <;unkti onlann diinyadan ba§ka §eye ak1llan ermez. Ayn1 zamanda
hakk1 ve dogruyu da bulam1yorlarsa da m1? <;unkii bu gen;ekten ho§ kar§ila-
nan bir §ey degildir ve kabul gormekten de tanlamen uzaktu. Kald1 ki, akli ve
bilgisi olmayana ve hak yolu bulanlayana tabi olmak, asla dogru olan bir §ey
degildir.
171. «Kafirlerin durumu ancak, ~oban1n bag1rtp ~ag1rmas1n1 duya-
bilen ve manas1n1 anlamayan hayvanlaran durumu gibidir .» Kafirleri hak-
ka davet eden nasihatc;1nm durumu, tipkt bir 9obana benzer. <;oban, bag1np
c;ag1nyor ve hayvanlar bunu duyar, fakat ne soyledigini anlamazlar. Kafirler
de bu anlamayan hayvanlar gibidir. <;unkii hic;bir §ey duyup anlanlak istemez-
ler. Ayette kafirleri hakka <;agrran nasihat91, hayvanlara seslenen 9obana ben-
zetilmi§tir. Bizzat kafirler de 9ag1nlan hayvana, kafirlere iqad c;agnsmda bu-
lunan vaizin 9agns1 da, hayvanlara seslenen ~oban1n bag1np <;agumas1na
benzetiliyor. Dolay1s1yla anlam §6yle oluyor: Ey Muhammed! Senin kafirlere
ogi.it vermen, Allah'a davet etmen ve onlann da hidayete ern1emeleri, t1pk1 bir
9obanm durumuna benzer. Bu c;oban koyunlara sesleniyor ve onlarla konu§a-
rak §6yle diyor, yeyin, ic;in ve yay1lm. Fakat onlar 9oban1n ne dedigini anla-
m1yorlar. i§te kafirler de bu hayvanlar gibidirler. Ne senden ve ne de Al-
lah'tan bir §ey anlanlak istemiyorlar.
«Bu kafirler, sagir» yani sanki hakk1 duymazhktan gelen sagrrlar, 9ag1-
nld1klan §eye cevap ve kar§1hk vermeyen «dilsiz»ler, kendilerine sunulan
tiim delillerden ytiz c;eviren, ger9eklere sutlar1m donen, sunulan §eyleri hie;
goremeyen «Ve kordiirler .» Allah bu kimseleri, kendisiyle hak ile baulm
ayudedildigi ve hakk1n sec;iminin yap1ld1g1 bu ti<; organlill yitirenlere benzet-
tikten sonra, hemen pe§inden §6yle buyuruyor: «Bu yiizden hakk1 idrak
edcmezler .» Bunlar hakk1 elde edemezler. <;unkii bir §eyi elde etmek ve ka-
zanmak, ancak o §eye bakmak, dikkat etmck ve sunulan delillerden yola c;1k-
292 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:2
makla olur. Bir kimse eger sagrrlar ve korler gibiyse, hakk.i i§itmemek ve gor-
memek noktasmda bunlara benziyorsa, boyle biri nasil ger<tege ula§abilir ve
onu nas1l anlayabilir? Burada, asil vurgulanan §ey, bunlar1n ak1ls1z olduklan
konusu degildir. <;tinkti ak1ls1zhk, bir yerme yolu ve arac1 degildir. Yani aklm
olmamas1 halinde o kimseye bir §ey denilemez. i §te ahir zamanda vaaz ve na-
sihat boylece insanlara yarar vermeyecektir. <;unkti insanlarm kulaklan hakka
tikahd1r. Zihin ve duygular1 da hakk1 kabule kapal1dir.
kti nztk kelimesi daha umilm1 olup lezzetli olanlan1 da, lezzetli olmayaru da
kapsar. Burada boyle bir anlanun verilmesi uygun olup, §tipheden uzak helfile
hamledilmesinden daha evladrr. <;unkti bu makam, nz1klandird1g1 leziz §eyle-
ri hattrlatarak bu, nimetleri liltfedene §tikretmenin talebedildigi makamdrr.
"Tayyib" (temiz) kelimesinin ti<; anlain1 vard1r. Dogal olarak lezzetli olan
§ey~ §eriat a<;1smdan mtibah olan §ey ve konum itibariyle temiz olan §ey.
Ayette her ttirlu meyveden yararlan1labilecegine i§aret edilmektedir. Ancak
yine de: "Sizler dun ya hayatzmzda biitiin temiz ( giizel) ~eylerinizi harcay1p
bitirdiniz" (Ahkaf: 20) ayetinin kapsamma girmemek i<;in meyvelerin her
ti.irltistinil mutlaka yemek gibi bir yola gitmemek daha iyidir.
Temiz ve gtizel olan §eylerden yeme emri, §U iki faydan1n elde edilmesi
i~indir: Birincisi: Yedikleri §eyin, kendi hallerine brrakilmay1p bir emirle be-
lirlenmesi, insanlan hayvanlardan ayrrmaktadt.r. Dolay1s1yla insanlar, boylece
§eriatm nurlan ile kendi tabiatlar1n1n karanhgmdan 9Ikar. ikincisi: Yeme em-
riyle sevap kazantlacaktir.
«Eger sadece Allah'a ibadet ediyorsan1z..>> Allah'a inan1yor, ibadetini-
zi yaln1zca O'na ozgti klhyorsan1z, size bu §eyleri nzlk olarak veren ve onlan
sizin i9in helal k1lan Allah'a «O'na ~tikredin.» <;tinkii §iiktir, kulun ic; ve di§
tlim organlann1, yarattld1g1 amac; dogrultusunda kullanmas1du. Bu emir, her
§eyin mtibahhgm1 gosteren bir emir olmay1p, vticub ifade eden bir emirdir.
Ku§kusuz akilh kin1senin, say1lamayacak derecede tistiin ve degerli nimetleri
kendisine ihsan ve ikram eden yiice Allah'm en biiyiik sayg1 ve htirn1ete lay1k
oldugunu kalbiyle bilmesi gerekir. Kalbiyle bildigi bu §eyleri, dili ve diger or-
ganlanyla da kan1tlatnahdrr. <;ilnkii iman bunu gerektirir ve onun §artlanndan
biri de budur. Nitekim kudsi bir hadiste yiice Allah §5yle buyuruyor: "Benim
durumumla, insanlar ve cinlerin durumu ilginq bir manzara arzetmektedir.
<;unku onlarz hen yaratryorum, onlar ise kalkzp ba§kasma kulluk ediyorlar.
Onlan ben n zzklandznyorum, kalkip ba~kasma §iikrediyorlar."
70- ismail Hakk1 boyle tefsir ediyor. Ancak: "Zaruret haddini a§madan" yani "gayra bagin"
ayetinden rnurad, sahib gorii§e gore:"Yerytiztinde bozgunculuk ytkarmaya ko§rnayan" de-
rnektir. Nitekirn MUcahid de ~oyle demi~tir.: "Bir kimse Allah'a isyan i<;in yola vikarsa, bu
kimse zor durumda kalsa bile, bunun i\:in yeme ruhsatt yoktur." ibn Abbas da §Oyle demi§-
tir: "Olli hayvandan=le~ten doymayacaktir." Katade ise, bunu ~oyle yorumluyor: "Bu ~eyi
yerken, heUil olan srnm ge~ip haram1 ycmemelidir. Nasti olsa buna izin var di ye, haddi a~
mamahdtr. Ayr. bkz. ibn Kesir Muhtasan, l/151.
Ayet: 173 BAKARA SURESi/2 295
74- Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel ve Hakim b. Hizam'dan Taberani rivayet etmi§tir.
Bkz. "El-Fethu'l-Kehfr", 1/209.
75- Hadis'in bu bolUmii Nesai, ibn Mace ve Miisnedinde Ahmed b. Hanbel tarafmdan tahric
edilmi§tir. Aslt Sahihayn 'dad1r.
76- Ebu Davud ve Ahmed b. Hanbel tahric etmi§tir. Bkz. Sliyuti, el-Fethu'l-Kebfr, 3/26.
Ayet: 177 BAKARA SURESi / 2 301
178. «Ey iman edenler! Oldiiriilenler hakk1nda k1sas size farz k1-
hnd1.» Bu hitap mti'min idarecilere yaptlmaktadir. Allah, devlet ba§kanma ve
onun ad1na i§ goren ve onun makamtnda olan herkese, k1sas cezas1m uygula-
may1 farz lalm1§trr. Mana §5yle oluyor: Ey imamlar, yani yoneticiler! Size k1-
sas1 uygulaman1z farz k1hnd1. Eger olii sahibi lasas1 uygulamay1 istiyorsa, bu-
nu yerine getirmeniz size farzd1r. "Kisas": insanm ba§kas1na kar§I i§ledigi §e-
yin ayn1sm1n kendisine uygulanmas1 demektir. Bu ise cana k1ymak, organlar-
daki tahribatlar ve yaralanmalarda, ayn1 e§itlik ve benzerlik olmak §art1yla ge-
rekenin yapilmas1drr. Ayette geyen "katla" kelimesinin ba§Indaki "fi" sebep
bildirir, yani katilin oldlirme eylemi, k1sasm sebebidir. Nitekim Rasfilullah
(s.a.v.) §Oyle buyuruyor: "Ger~·ekten bir kadm, hapsettigi bir kedi yuzunden
cehenneme girdi" buyuruyor ki, burada da "fi" harfi sebep ifade eder ve se-
bep hapsetmektir. «Hiire hiir, koleye kole, kad1na kad1n k1sas yapthr.»
Hur kimse, ayn1 kendisi gibi hilr kimseye kar§ilik yakalanarak tipk1 oldtirdii-
gil kimse gibi, kendisi de oldtirtiltir. Nitekim kole yerine kole ve kad1n yerine
de kadmla k1sas yap1hr.
Ayet: 178 BAKARA S0RESi/2 303
77- Ebii Davud ve ibn Mace tahric etmi§tir. Lafz1 ~tiyledir: "Miis!Umanlann kanlan eJitfir.
Onlardan herhangi biri dii§mana aman verebilir. Onlar dii§manlarma kar§z tek viicuttur-
lar." Suyuti, el-Fethu'l-Kebfr, 21257
304 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
yor: Katil kimse i§ledigi cinayet sebebiy le, oldtirtilenin karde§i, yani velisi ta-
raf1ndan kisn1en bag1§lan.m as1 halinde, bu af ister tiimlinii kapsas1n, yani tam
bir af olsun, mesela, 1naktultin velilerinin tiimiiyle katil arasmda, bir mal tize-
rinde bir anla§ma yapilnu§ olsun; ya da bar1§1n katille velilerden baz1lan ara-
s1nda ger9ekle§mesi gibi, k1smi olsun, her iki durumda da k1sas dti§er ve sade-
ce mal (diyet) odeme zorunlulugu ortaya 9ikar.
Nitekim ibn Abbas'tan gelen rivayete gore, bu ayet bir k1sas sebebiyle
mal tizerinde yaptlan bir anla§ma tizerine nazil olmu§tur. Allah(c.c.), ayette
cinayetin, yani maktul taraf1n velisini katilin karde§i olarak adlandumt§tlr.
Burada bir ac1ma ve §efkat olay1 ortaya ~tloyor, bir de aralanndak.i islam ve
din karde§liginin halen devam etmekte oldugu belirtiliyor. <;tinkti katil, oldtir-
me fiilinden dolay1 imandan 91knu§ olmaz. «Orfe uymak ve diyeti giizellikle
ona odemek gerekir .» Y ani baz1 yonlerden k1smen de olsa bir af saglanirsa,
saglanan bu kismi afla k1sas cezas1 dti§er. Burada artlk emredilen , orfe uy-
maktrr. Y ani maktuliin velisinin katilden anla§ma bedelini iyilikle istemesi
gerekir. Art1k §iddeti birakmal1, talebinde onu tazyik altinda tutmamahdir. Di-
yeti almas1 halinde ise, f arz olanm fazlasm1 almamahd1r. Katilin de gorevi,
affeden tarafa, mah gtizellikle vermesidir. Artik o da i§i uzatmamah, eziyet
vermemeli, daha az1n1 vermeye kalki§mamahdu.
«Arhk bu hiikiimden sonra kim haddi a§arsa, onun i~in can yak1c1
bir azap vardir .» Kim me§rU olan s1n1n tecavtiz ederse, mesela gidip
katilden ba§kasuu ya da affettigi veya diyeti ald1g1 halde katilin kendisini ol-
dtiriirse haddi a§llll§ olur. <;link.ti cahiliye doneminde veli, diyeti kabul ede-
rek, katile bir baktma gilvence verir, sonra da eline frrsat ge9ince, hemen onu
oldiirtir, onun mabn1 da katilin velilerine brrakrrdi. i§te bu manada hadd.i teca-
vtiz edenler i<;in can yak1c1 bir azap vardrr. Bu azap diinyada, haks1z yere ol-
"'
diirdtigii kimsenin yerine k1sas olma cezas1du. Ahirette ise cehennem ate§idir.
Ayet: 179 BAKARA SORESi/2 305
179. «Ey akd sahipleri! K1sasta» yani k1sas ttirti htiktimlerde «sizin
i~in hayat vardir.» <;unkti onlar, oldtirtilen bir ki§i yerine bir 9ok kimseyi ol-
dtirtirlerdi. Nitekim Mlihelhel b. Rabia, karde§i Ktileyb'in yerine bir9ok ki§iyi
haks1z olarak oldtirmti§tii. Neredeyse Bekr b. Vail kabilesi bu yUzden ttikene-
cekti. Aynca onlar, katili degil de, ba§kalann1 oldtirtiyorlard1. Boylece fitne
yay1hyor, aralar1nda stirtti§me meydana geliyor, bir stirti karI§tkhklar oluyor
ve gtivenden eser kalrn1yordu. i slfun k1sas htikmtinti getirince, art.Ik hayat gti-
venceye kaVU§tU. <;unkil, oldiirtilecegini bilen bir kimse, arttk oldtirmeye ya-
na§ffiiyordu. Katilin oldilrtildiigunil goren kimseler, boyle bir §ey yapmaktan
~ekiniyorlard1. Boylece k1sas, iki veya daha fazla insan1n hayatta kalmas1na
sebep oluyordu.
Bu ifade ger9ekten son derece fasih ve belig bir ifadedir. <;unkii, her-
hangi bir §eyin, kendi z1dd1 olan ba§ka bir §eyin kaynag1 yap1hnas1, son dere-
ce ilginc;tir. <;unkti birbirine zit olan iki §eyden birinin varhg1, digerinin yok-
Iugunu gerektirir. K1sas, hayat1 ortadan kaldrrd1g1 i9in ona z1ttrr. Burada ise,
upk1 bir zarf gibi, ona s1gmak yaptlm1§ttr. K1sas1n hayati koruduguna i§aret
edilmi§tir. Boylece bir §eyin, kendisine zit olan diger bir §eye korucu olmas1,
son derece ince, guzel ve ilgin9 bir ntiktedir ve bu, belagat ve f esahat ntiktele-
rinin en ilgin9 olanlarmdan bir tanesidir.
78- ibn Cer!r, Salim b. Ebu'l-Ca'd'dan kencli senediyle rivayct ctmi~tir. Bkz. Taheri, 5/218
306 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
''
Ikincisi: Kul ile, Allah i~in yapmas1 gereken ameller aras1nda meydana
gelen gi.inahlardu. Ki§inin namaz1 terketmesi, oru~ tutmamas1, zekat verme-
mesi ve hacca gitmemesi gibi. i~te namaz ve diger ibadetler kaza edilmedigi
stirece, o konuda tevbe etmenin hi~bir yarar1 yoktur. <;tinkti, terkedilenin kaza
edilmesi durumunda tevbenin bir anlam1 olur. Aksi takdirde tevbenin hi~bir
yaran olmaz.
Ufilncil.sil.: Kul ile Allah'm diger kullan aras1nda meydana gelen giinah-
lard1r. Meselft ba§kasm1n mallann1 gasbetmesi ya da dovmesi veya onlara
kiifretmesi gibi. Kar§1s1ndaki hasmm1 raz1 etmedigi, ya da k1yamette ytice Al-
lah tarafmdan aralarm1 uzla§trracak salih bir amel i§le1nedigi stirece, tevbe ye-
terli degildir. Buna gore, i.izerinde kul hakk.1 bulunan ve tevbe eden bir kimse-
nin soz konusu haklan sahiplerine iade etmesi gerekir. Eger bu haklar1 yerine
ula.§tlrmaktan aciz olup da yiice Allah onu affetmeyi murad ederse, o zaman
layamet gi.iniinde ytice Allah, kar~1 taraftaki hasmma §tiyle der: ''Ba§IDl kaldu
bakayrm!" Ba§lilI kaldud1gmda ytiksek saraylar gortir ve ytice Allah'a: ''Ey
Rabbim! Bunlar kimin?" diye sorar. Bunun ilzerine ytice Allah der ki: "Bun-
lara sahip olmak senin elmdedir. Buna giictin yeter! <;link.ti bunlann bedeli,
karde§ini affetmendir." i§te o da, o zaman der ki: "Karde§imi affettim." Bu-
nun tizerine yiice Allah: "Oyleyse karde§inin elinden tut ve beraber cennete
girin" der.
Ayet: 180 BAKARA SURESi/2 307
180. Sizden birine oliim geldigi zaman, eger geride bir ha-
yzr birakiyorsa, ana-babaya ve akrabalara ~ygun bir §ekilde
vasiyette bulunmamz, size farz kilindi. Bu, muttakfler iizerine
bir borftur.
181. Vasiyeti i§ittikten sonra onu kim degi§tirirse, giinahi,
ancak degi§tirenelere aittir. Allah her §eyi fOk iyi i§itendir ve
fOk iyi bilendir.
182. Kim vasiyet edenin, bir haksizlik edeceginden veya gii-
nah i#eyeceginden endi§e eder de, vasiyet edenle, vasiyet edi-
lenin aralarini bulursa ona bir giinah yoktur. $iiphesiz Allah
fOk bagi§layan ve fOk merhamet edendir.
n1z, size f arz k1hnd1.» Vasiyyet, ana-babaya, mirasc1 olsun olmas1n akraba-
ya, adalet olc;iisii ic;erisinde farz k1hndi. Bunun olc;tisii de, ii9te birinden fazla
olamaz. Aynca fakir ve yoksulu bir kenarda birak1p yaln1zca zengin kimseye
vasiyet yap1lamaz.
Bu ayetin ntizOl sebebi, cahiliye doneminde ki§ilerin mallarm1 uzak
olanlara riya ve gosteri§ ic;in, §an ve §Ohret kazanmak ic;in, vasiyet ederlerdi.
Boylece yak1nlann1 yoksulluk ve meskenet ic;inde buak1rlardi. Allah, bu
ayetle vasiyeti, en uzaklardan en yak1n olan ana-babaya ve akrabaya donti§-
tilrmii§ti.ir. Daha sonra Nisa sfiresindeki miras ayeti, bu ayeti neshetti. ~imdi
hic;bir kimsenin, yakm veya uzak, herhangi birine vasiyette bulunmas1 gerek-
mez. Eger vasiyette bulunacaksa, o zaman, mirascilar d1§mda akrabalardan
herkese ve uzak olanlarma da vasiyet etmesi uygundur. «Bu, mtittakiler tize·
rine bir bor~tur.» Yani bu §elcilde vasiyette bulunmak, mahn zayi olmasm-
dan ve yoksulu mahrum brrakmaktan sak1nanlar tizerine bir borc;tur. Eger Al-
lah'tan korkuyorsan1z, mtittaldlerin iizerine bir bore; olan bu gorevi terketmez-
s1n1z.
181. «Vasiyeti i§ittikten sonra onu kim degi§tirirse,» kim i§ittikten
sonra vasiyeti me§rfi olan §eklinden 91kar1p degi§tirirse ... Degi§tirme olay1 va-
si taraf1ndan vasiyetin yaz1h§mda veya payla§tlf1lmasmda degi§ik.lik yapma
§eklinde gen;ekle§ir. Bu olay, §ahit ic;inse, vasiyeti gizleme §eklindedir. Ote
yandan diger insanlann da degi~tirmeleri mi.imki.indiir. Mesela, vasiyet konu-
su olan mahn, ger9ek sahibine ula§masm1 engelleme bic;iminde gen;ekle§ebi-
lir. i§te bunlann tlimi.i, "kim degi§tirirse" §eklinde ba§layan hiikmtin kapsa-
mma girerler. Buna gore, "vasiyeti i§ittikten sonra onu kim degi§tirirse", yani
vasiyet kendisine ula§tiktan ve kendi yanmda sabit olduktan sonra kim degi§-
tirirse «giinah1,» yani bu degi§tirme sonucundaki giinah «ancak degi§tiren-
lere aittir.» <;linkti onlar, §eriata aykin hareket etmi§ler ve ona h1yanette bu-
lunmu§lardu. Yoksa vasiyet edenin, yani oltiniln bu konuda herhangi bir ku-
suru yoktur. Onun sozkonusu gi.inahla ilgisi yoktur. «Allah her §eyi» bu ara-
da vasiyet etme ve degi§tirme olay1n1 «~Ok iyi i§itendir ve» hakka uyanlar1
mi.ikafatland1rmay1, vasiyeti degi§tireni cezalandrrmay1 «~ok iyi bilendir.»
Dolay1s1yla herkese hak ettigini tam anlam1yla verecektir.
182. «Kim vasiyet edenin» yanb§ vasiyette bulunmak, vasiyetin mikta-
nn1 a§mak, ya da vasiyet edilmemesi gerekeni vasiyet etmek §eklinde «bir
haks1zhk edeceginden veya giinah i§leyeceginden endi§e eder de vasiyet
edenle, vasiyet edilenin aralarin1 bulursa ona bir giinah yoktur .>> Bu aray1
Ayet: 1s 1- 1s2 BAKARA SURESi/2 309
bulma olay1, oltintin yaptig1 vasiyetteki bir karga§ay1 ortadan kaldtran herkes
taraf1ndan ger9ekle§tirilebilir. Bunlar arasmda vali, veli, vasi, iyiligi emreden
kimseler, mtiftti, hakim ve varisler sayilabilir. Buna gore, kendilerine vasiyet
edilen anne, baba ve akrabalarla digerleri aras1nda arabuluculuk yapan, yani
yanh§ bir §ekilde yapilan vasiyeti §eriat1n hiikiimlerine gore dtizelten kimseler
ivin, yaptiklan bu degi~tirme hareketinden dolay1 herhangi bir gtinah yoktur.
<;tinkti bu, batih deg;i~tirip yerine hakk1 yerle§tirme olay1drr. Daha once soz
konusu edilen degi§tirme ise farkhyd1.
«~iiphcsiz Allah ~ok bag1~Jayan ve ~ok merhamet edendir.» Bu, dti-
zeltme gorevini yiiklenenler ve islah i§ini yiirtitenler i<;in bir vaaddir. Giinah-
tan soz edildikten sonra hemen bag1§tan soz edilmesi, son derece uygun bir
ifadedir. <;iinkii degi§tirme olay1, gortinii§te bir oncekine benzerse de, yani
gtinah i§leyenin davram§l gibi gortinse de, herhangi bir yanh§1 hayra <;evir-
mek eyleminjn gtinahla bir ilgisi yoktur.
~tiphesiz vasiyet insanlar1n buna ihtiyac1 oldugu i9in miistehaptir. Nite-
kim genellikle insanoglu, beklentileriyle aldamr ve amelini noksan buaku.
Herhangi bir hastaltlda kar§tla§1p yok olmaktan korkunca, eksikliklerini ma-
hyla giderme yoluna ba§vurma ihtiyacm1 duyar. Bir hadiste §6yle buyurul-
mu§tur: "Allah omruniizun sonunda malmzzm uqte birini sadaka verme konu-
sunda size !Utufta bulunmu§tur. Boylece amellerinizi artzrmak amac1yla bu
hakkzntzl istediginiz §ekilde kullam rstnzz. "(79 > Ote yandan, ki§inin namaz1 ve
orucu i<;in fidye verilmesini vasiyet etmesi de gilzel bir davran1§trr. Buna gore
her farz namaz ve vitir i9in oldugu gibi, Ramazan orucunun her bir gUnil yeri-
ne yanm sa' (= 1450 gr) bugday verilir. Aynca adak oru~lannda da durum
boy ledir. Ote taraftan has1mlann1n ve alacakhlann1n gonltinti almak i9in de
vasiyet yapilabilir.
183. «Ey iman edenler!» Buradaki "Ey", vagn edat1dtr. Bu, dosttan
dosta bir sesleni§tir. "Eyyuha" sozciigii de, dosttan dosta bir uyandrr.
Hasan Basr! ~oyle diyor: "Eger Allah'1n: "Ey iman edenler" dedigini
duyarsan, kulag1n1 dort a~. <:;unkti burada mutlaka emredilen bir emir veya
yasaklanan bir nehiy vardrr."
Ayet: 183 BAKARA SURESi/2 313
Cafer Sadik da: ''Sesleni§teki bir lezzet ile ibadetin ve s1k1ntm1n yor-
gunlugu gider. Bu, sevenin sevgilinin emrine baghhgm1 ve hemen emredilene
ko§tuguna i§aret eder. Hatta sevgili kendisine, can1n1 ·ate§e atmas1n1 e1nretse
de bunu yapar" der.
«Sizden oncekilere farz k1hnd1g1 gibi, sizin tizerinize de oru~ farz k1-
hnd1.>> Size Ramazan ay1 orucu farz kilmdi. Om<; anlam1ndaki "Siyam" keli-
mesi, §eriat dilinde, niyet etmek suretiyle gtindtiz ah§1lm1§ olan §eylerden im-
sak, yani iftar etmemek suretiyle uzak durmak anlam1nadrr. Ah§Ilagelen §ey-
ler de, can1n ~ektigi §eylerdir. Bu, mil'minlerin avam1nm orucudur. Havass1n,
yani se<;kin ki§ilerin orucu ise, kendisini yasaklanan tum §eylerden uzak tut-
maktlf. Ahassul-havas1n, yani daha se~kin ki§ilerin orucu ise, Allah'dan ba§-
kasmdan imsak, yani uzak durmaktrr.
§ehevi istek lanhr ve tipki hadun bir insan gibi, meninin §errinden kurtulur.
Hadisteki emir vaciplik ifade eder. <;ilnkti bu, §iddetli arzuya hamledilmi§tir.
"Ey gen~ler toplulugu" ifadesi ile buna i§aret edihni§tir. <;unkii gen9ler, ger-
c;ekten saghlch bir yaratth§ta olmalan halinde buna kar§l isteklidirler.
kendisi ic;in c;ok daha iyidir. Bu fazladan yap1lan hay1rla ilgili olarak ti~ husus
zikredilmi§tir:
Birinci husus: Ki§i, bir yoksul yerine her gtin iki yoksulu veya daha c;ok
yoksulu doyurur.
ikincisi: Bir yoksulu doyururken, ona vermesi vacip, yani farz olan1n
ilzerinde yedirir.
Ur;uncusu: Ki§i hem oruc; tutar ve hem fidye verir ki, bu ttimtiyle hayu-
d1r.
81- Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel, Nesal. Bkz. SUyiJtl, el-Fethu'l-Kehfr, 3/65.
82- Bkz. Buhar1· ve Mi.islim.
316 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
«Allah size kolayhk diler, size zorluk dilcmez.» Allah, size yolculukta
ve hastalikta iftan, yani oru9 tutmamay1 mtibah k1larak kolaylik diler. Yoksa
yolculuk ve hastahk hallerinde oruc; tutmamz1 isteyerek zorluk istemez. <;un-
kU Allah, <(Ok §et"katlidir ve rahmeti de boldur.
Muhammed Tirmizl, "Ayette kolaylik anlamrnda olan "yl~sr" kelirnesi
cennetin ad1drr. <;unkti her ttirlli kolayhk oradad1r. Zorluk anlam1ndaki "Usr"
de Cehennemin isrnidir. <;tinkti her tUrlti zorluk oradadu" diyor.
Orucun adab1ndan birisi de, dt§ organlan koruinak ve ic;ten ge9ecek kotti
dii§iincelere de engel olmaktrr. Allah'a yakla§mak, ancak haramlan terket-
mekle saglanir. Stinnet olan, iftarda acele etmek, sahuru da geciktirmektir.
<;tinkii gece orucu, yani iftar etmeksizin oruca devam etmek bid'attu. $oyle
11
rivayet olunur: Kim bir ay1 doyurursa veya bir it1plag1 giydirirse veya bir
yolcuya bannak te1nin ederse, Allah onu k1yamet zorluklanndan korur." Ab-
dullah b. Miibarek, her ytl fakirlere ve talebeye bin dirhem infakta bulunur ve
Fudayl b. iyad'a derdi ki: "Eger sen ve arkada§lann olmasayd1, benim ticare-
tim de olmazd1, ticaret yapmazd1m." Yine o, Fudayl b. iyad ve arkada§lanna
§6yle derdi: "Siz diinyalikla ugra§may1n, ilimle ugra§m. Ben sizin ihtiyac1n1z1
kar§1lar1m." Yahya el-Bermekl, Siifyan Sevri'ye her ay bin dirhem gonderirdi.
Slifyan da, secdesinde onun is:in §6yle dua ederdi: "Allah'1m! Dogrusu Yahya
benim dtinyahg1m1 kar§1hyor, sen de onun filliretini kar§ila." Yahya oltince,
baz1 arkada§lan kendisini rtiyada gortirler ve: Allah sana nas1l bir muamelede
bulundu diye sorarlar. 0 da, Allah, beni Stifyan'm duas~yla bag1§lad1, der.
186. «Eger kullanm beni senden sorarlarsa,» Bu ayetin bir onceki
ayetle baglantISI §Oyledir: Allah, kullanna Ramazan aymda oru~ tutmalann1
emretti ve onlara, gcceyi namaz ve ibadetle gevirmelerini tavsiye buyurdu.
Pe§inden de bu ayeti getirdi. Boylece Allah, onlar1n ti.im durumlar1n1 bildigi-
ni, onlann §iikriine ve zikrine muttali oldugunu, sozlerini i§ittigini ve
dualar1na icabet ettigini gostermi§ oluyor.
Ayetin ni.izUl sebebi ise, Bedev!'nin biri, Hz. Peygamber'e, "Rabbimiz
bize yakin m1? Biz ona sessizce dua edefun, yoksa uzak m1 ki sesli duada bu-
lunalun?" $eklinde bir soru sormu§tU. Allah, duaya hemen icabet ettigine i§a-
ret i~in §6yle buyurdu: «~iiphesiz ki ben, ~ok yak1n1m.» Onlara de ki, ilim
ve ihatamla ben onlara yak1n1m. Bu, Allah'm kullar111 haJlerini, ibadetlerini ve
sozlerini bildigini, durumlarma tam olarak muttali oldugunu gosteren bir ben-
zetmedir. Bu hal onlara yakm olan bir kimsenin durumuna benzetilmi§tir.
Allah'111 insanlara ne kadar yak1n oldugunu ve dua edenin duas1na cevap veri-
lecegini belirtiyor. Eger 9ok dua ettigi ve yalvard1g1 halde, duas1 kabul olun-
n1ayan baz1 insanlar gortiyoruz di ye bir soru sorulsa, cevap olarak deriz ki :
Bu ayet Mutlaktrr. Mutlak, mukayyedle s1rurland1nhr. 0 da §U ayettir: "Ha-
yir, s1kLnt1 zamamm zda sadece Allah'a yalvanrszmz. 0 da dilerse, yalvard1-
g1n1z §ey i giderir." (En'am: 41 ) Yani, herhangi birisi bana dua ettiginde, di-
lersem veya htikmtime uygun dti§ttigti zaman veya kabul etmenin kendisi i~in
hayirh oldugu durumlarda duasm1 kabul ederim.
«0 halde benim emrimc uysunlar» yani onlan in1ru1 etmeye ve itaate
~agrrd1grm zaman, davetime icabet etsinler. T1pk1 onlar, onemli bir i§ i<;in ba-
na dua ettikleri zaman icabet ettigim gibi. «Ve bana iman etsinler ki...» Bu ,
inananlann halen tizerinde bulunduklar1 §eyde sebat etmeleri iyin bir emirdir.
iman kalble ilgili bir §eydir. Taatln imana takdin1i ise, kulun, iman nurunu ve
gilctinti ancak taat ve ibadetle elde edeceginden dolay1du. "Benim emrime
uysunlar" ayetinde yer alan "fe " edati, ttpk1 ytice Allah'm §5yle buyurdugu-
nu ifade et1nek i9indir: "Ben, sana ihtiya<; duyn1ad1g1m halde, senin duana
icabet ederim. 0 halde sen de, benim davetime icabet et. <;unkti, sen, her yo-
ntiyle bana muhta9s1n. " Bu ne ytice keremdir? «Dogru yolu bulalar .» i§te
ancak bunlar dtinya ve din i§lerinde dogru yolu bulabilirler. Ayetin anlam1 da
~oyle oluyor: "Onlar, davete icabet edip iman ettiklerinde, din ve dUnya i§le-
rinde dogru yolu bulurlar." <;tinkil, re§id diye, bu durumda olan kimseye de-
nir. ~eriat ve tarikat ehlince s1kmtm1n ortadan kakhnlmas1 i9in dua etmemek
kotii ve yanh§ bir ~eydir. Bu, Allah'a kar§1 mukavemet gostermek demektir.
S1k1ntilarm1 ytiklenmek i9in istekte bulunmak, s1k1nt1 istemek de §eytan1n tu-
zaklanndandir.
Avam i9in tesebbtib, yani sebebe sanlma vaciptir. Orta durumda olanlru·
i<;in tevekktil efdaldir. Kamil olanlara gelince, bunlann hallerini bir §ey altm-
da toplamak mtimkiln degildir. <;unki.i bunlara gore tesebbtib ve tevekkiil ay-
n1d1r. Rivayete gore, Hz. ibrahim (a.s.), ate§e at1ld1gmda, henilz havadayken
Cebrail gelir ve bir ihtayac1 olup olmad1g1ru sorar. 0 da: "Senden herhangi bir
istegim yok" cevablill verince, Cebrail: "O halde Allah'tan seni kurtarmay1 is-
t.e "der. Hz. ibrahim (a.s.): "O'nun benim durumumu bilmesi, bu konuda yeter-
lidir."der.
icabeti konusundaki vadi, dogru olup bundan donme sozkonusu degildir. Bir
kimsenin bir ihti yacmdan dolay1 ettigi duanm hemen kabul edilmemesi birkas:
§ekilde yorumlanrr:
Bunlardan biri, ya kesin olarak duaya icabet olunur. c;unki.i duaya ica-
bet, ihtiyac1n giderilmesi degildir ve ihtiyacm giderilmesi de duaya icabetten
apayn bir §eydir. Duaya icabet demek, kulun: "Ey Rabbim!" diye c;ag1rmas1,
duas1 ve Rabbin de, o kuluna: "Buyur kulum" demesidir. Bu hal, dogrulukla
O'na yonelen herkes ic;in vadolunmu§tur ve var olan bir §eydir. ihtiyacm gide-
rilmesi ise, istenenin verilmesidir. Bu, bazan hemen meydana geliverir, bazan
da uzun bir stireden sonra meydana gelebilir. Bazan da ahirete kald1g1 olur.
Hadiste §Oyle buyurulmueytur: "Musliimamn duasi, §U ur; sebepten biri dl§ln-
da reddedilmez:
1- Ya giinah olan, ya da akrabayla ili§kiyi kesme ile ilgili olan bir ko-
nuda dua eder;
2- Veya istedigi §ey kendisi ir;in ahirete birakilir;
3- Ya da duas1 oranznda kendisinden bir kotuliik silindigi ir;in. "<81>
Bir diger husus duaya icabet, daha once de ge~tigi gibi, dilemeye bagh-
drr. Allah dilerse olur.
Bir ba§ka husus da, Allah, kulun duas1na icabeti, kulun kendisinin emir
ve yasaklanna, yani Allah'm kendisini ~agrrd1g1 §eylere icabeti §artma bagla-
mt§tlr. <;iinkii Allah: "Benim emrime uysunlar ve bana iman etsinler" (Baka-
ra: 186) buyurmu§tur.
87- Tirmizi §U laf1zla rivayet etmi§tir: "Bir miisliiman kul, dud ettiginde, Allah onun istedigini
ya hemen verir, ya da ahirete birakir ve orada daha hayirllsmt verir. Ancak kotii hir §ey
i~in dua eden ve akraba ile ilgiyi kesen kimse bundan miistesnad1r."
322 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
dzr, ic;tigi haramdrr, giydigi haramdir, (kzsaca) hep h.aramla beslenip dur-
mu~tur. Boylesinin duasi hi~ kabul olunur mu?" <88>
88- Bu, Muslim'in rivayel ettigi uzunca bir hadisin bir par9as1d1r.
Ayet.: 187 BAKAI{A SURESi/2 323
tslfun'1n ilk donemlerinde bir kimse Ramazan'da alqam olunca yats1 na-
mazm1 k1hncaya veya uyuyuncaya kadar kendisine yeme, i<;me ve cinsel ili§-
ki helal olurdu. in san, yats1y1 lu.lar veya iftar etmeden uyur kahrsa, artik uya-
rnnca kendisine yeme, i<;me ve han1m1yla beraber bulunma gibi §eyler ta erte-
si ak§ama kadar haran1 olurdu. Bir gun Hz. Omer, yats1dan soma e§iyle ili§ki-
de bulundu. Y1kan1nca aglamaya ba§lad1 ve kendi kendini kinadi. Hz. Pey-
gamber'e gidip §6yle konu§tu: Ey Allah'm Rasfilti! Ben, i§ledigim bir hata se-
bebiyle Allah'tan ve senden oztir diliyorum . Ben yats1dan sonra aileme do-
nilnce, gilzel bir koku hissettim. Nefsim beni yan1ltt1 ve han1m1n1la beraber
oldum." Bunun tizerine RasUlullah (s.a.v.): "Ey Omer! Sen boyle bir §ey ya-
pacak biri degildin" buyurdu. Bunun tizerine bir~ok kimseler ayaga kalklp ay-
n1 §ekilde itiraflarda bulundular. i§te bu ayet bu olay sebebiyle nazil OlmU§lUf.
Hz. Omer'in bu yanilg1s1, ttim timmet i<;in bir rahmete sebep olmu§t.ur.
«Onlar sizin elbisenizdir. Siz de onlann elbisesisiniz.>> Ayette kad1n
ve erkekten her biri, digerinin elbisesi kihnm1§hr. <;tinkti yatnklan zaman so-
yunurlar ve birbirlerini kucaklarlar ve her biri digerini ttimliyle sarar. Bir ba§-
ka ifadeye gore de, her biri arkada§1mn halini kapatir ve onu kottiltiklerden
engeller. Ya da: "Onlar sizin ic;in, sizler de onlar ic;in stikOn ve huzur kaynag1-
s1n1z ... " demektir. Nitekim Allah §dyle buyurmu§tur:"Ve onunla gonlu huzu-
ra kavU§SUn diye e§ini de kendisinden yaratan ... " (A'raf: 189) Hi<;bir §Cy, iki
e§in birbiriyle kayna§IP huzur bulduklan derecede kayna§amazlar.
«Bunun uzerine tevbenizi kabul edip» yapt1g1111z i§ten ottirti tevbe et-
tiginizde Allah tevbenizi kabul etti ve «sizi bag1§lad1.» Onun izlerini tizeri-
nizden giderdi. «~ imdi arhk onlara yakla§IO.» Buradaki "yakla§ma'' (mti-
ba~eret) kelilnesi, tenin tene temas1, dokunmas1 demektir. Bununla; cinsel
324 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:2
ili§kiyle ilgili her ttirlti fiil anlatilmak istemni§tir. «Allah'1n size farz kdd1g1-
n1 talep edin.» Allah'm size Levh-i Mahfuz'da takdir ve tesbit ettigi vocuklan
isteyin. Burada birle§menin ainac1, \:Ocuk sahibi olmak, nesli liretmektir. <;un-
kti §ehvetin yaratilmasmda ve evliligin me§rfi kihnmasmdaki hikmet, yalruzca
§ehevi istekleri tatmin degil, neslin devam1du. Nitekim hadiste §6yle buyurul-
mu§tur: "Evlenin, uretken olun, fogalm. <;;iinku klyamet gununde diger iim-
metlere kar~i sizin foklugunuzla ovunecegim. "<89>
89- imam Safii, fbn bmer'den rivayet etmi§tir. ibn Hibban da §U kcl imelerle rivayet etmi§tir:
"(;ok seven ve doguran (vedud ve ve/Ud) kadrnla evlenin . f;iinku kzyamet giiniinde ben sizin
~·okiugunuzla ovii.necegim. ''
90- Buharl, Musl im. Bu Uzerinde ittifak olan bir hilklimdilr. Buna gore, gUne~in batt§tyla, bir-
likte orucr a~1hr.
Ayet: 187 BAKARA S0RESi/2 325
Ata §6yle diyor: itikafa giren kimsenin durumu, t1pk1, bir btiytikten bir
istegi ve ihtiyac1 bulunan kimsenin durumuna benzer. ihtiya<; sahibi, o bliyii-
gtin kap1s1 ontinde oturur bekler ve: "Benim ihtiyac1m1 kar§Ilay1ncaya kadar
buradan gitmeyecegim" der. i§te itikafa giren kimse de, Allah'1n evinde oturur
ve §byle der: "Beni bag1§laymcaya dek buradan aynlmayacag1m."
Aynca halvette, yani yalmz kalmakta ve halk ile bir slire ilgiyi kesmede
bir <;ok yararlar vardrr. <;unkii bir stire insanlar ondan, o da insanlardan kur-
tulmu§ olur. Ayn1 zamanda itikafta dtinyanm slk1ntilar1ndan ve ttim aldatic1h-
gmdan yiiz9evirmek vardrr. Buda dogruluk ve ihHism ilk basamagidir. itikaf-
ta Allah ile yakmhk elde edilir. Ki§i boylece tevekktilti ve aza raz1 olmay1 og-
renir. <;unkti insanlarla beraber olmak, insan1 gtinliik ge~im bak1mmdan zor-
lar, ona klilfet ylikler. Bundan sonra da ~ogu zaman helalle haram aras1n1
ayirdedemez olur da boylece helake ve tehlikeye dti§et. Halvete ~ekilen bir
kimse, ayn1 zamanda insanlan idare etmeye <;ah§IP ve yagc1Wc yapmaktan da
kurtulur. Aynca insan1, <;ogu kez insanlarla beraber olmaktan dolay1, i§ledigi
veya kar§I kar§tya kald1g1 giinahlardan da korur.
Baz1lan §6yle derler: Vera denilen §ey, ki§inin haram §liphesi bulunan
ve tehlikesi olan her §eyden ka<;1nmas1, dilini bo§ sozlerden korumas1dir. As-
lmda halvet, yani itikaf da bundan ibarettir. Y aln1zhktan (halvet) ama~ da bu-
dur. Ancak bizim anlatt1g1m1z §ekil, <;ogunlukla yapilamdrr ki, sabit ve sag-
lam olan1 da budur. <:;tinkti insan1n halvet halinde elde ettikleri, insanlarla ka-
n §mas1 halinde ortadan kalkabilir. Halvet bu anlat1lan §ekilde, yani insanlarla
beraber olmakla saglanamaz. Nitekim Hz. peygamber de Hira magarasmda
halvete kapanmt§, ashab da itikafa girmek suretiyle onun bu metodunu devam
ettirmi§lerdir. Ancak Hz. Peygamber (s.a.v.) kirk gtin (erbain) gibi bir smrrla-
ma getirmemi§tir. Bu yi.izden mtisltimanlar, genelde Ramazan ay1n1n son on
gtintinde itikafa girerler. Evet, Hz. Musa (a.s.) da bunu yapmt§hr. Yiice Allah
§Oyle buyuruyor: "Musa'ya, otuz gece vaadettik. Sonra buna on gece daha
ilave ettik. " (A'raf: 142) i§te salih kimseler, "Erbafn" denilen halveti bura-
dan aldtlar.
bir smIIdII. <;link.ii bunlar, hak ile batil arasmda engel olu§turur ve bu htiki.im-
Lere muhalefet edip c;ignemeye engel olur. «Bunlara yakla§may1n.>> Birak.in
~may1, yakla§may1n bile. Ayette hakla batih ayIIan smira yakla§mak yasak-
lanmaktadu. Buna gore batila, degil girmek, yak.la§mak bile caiz degildir. Ni-
tekim Hz. Peygamber (s.a.v.) §6yle buyururlar: "Her Melik'in bir korulugu
vardzr. Allah'm korulugu (yasak sznzrlan) da haramlandir. Kim korulugun
~evresinde otlarsa, oraya dii§me tehlikesi vardtr. "<91 > "Bunlara yakla§may1n"
ifadesi ''o smrr1 ge<;meyin" ifadesinden daha tesirlidir. Ytice Allah, bu kadar-
cik az bir ifadeyle, orucun hi.iktimlerini tam ve yeterli bir bi9imde ac;tklad1k-
tan sonra §oyle buyuruyor:
Allah, bizleri de sizleri de, uyan1k ve yakln ehli olan kimselerden k1lsm.
__,
~~1_;
~~c~L1~~;9~~iti\r.rw~
91 - Muslim vc Tirmizi. Bu uzun hadisin ba~lan g 1c1 ~oy lc: "fie/al da a~·1k11r. lwram da ..." Bkz.
Camiu'l-Usul , 10/ 567.
92- .Bkz. Tirmizi, S1fatii'l-K1yame. Bu, Hase n b ir hadis tir. Cilmiu'/-Us/JI, 4/682.
Ayet: 188 BAKARA SURESi/2 3 27
«lnsanlarin bir k1s1m mallar1n1 bile bile giinaha girerek yemek i~in
onlari hakimlere aktarmay1n.» Mall ve idari i§lerde lehinize hiikmetmeleri
i9in, hakimlere mal yedirrneyin. Buradaki gtinaha girme olay1, yalan §ahitlik,
yalan yere yemin ve bilerek haks1zm lehinde konu§mak:la gers:ekle§ebilir.
Ba§ka yoruma gore de, rti§vet yoluyla zalim hiiktimdarlara ve kotti hakiml~re
mal aktarmaym §eklindedir. K1sacas1, yanh§ yolda oldugunuzu ve gtinah i§le-
diginizi bile bile bu tiir yollara tevesstil etmeyin. Diinyan1n helal, haram ve
§tiphe olmak tizere ti9 §eyden ibaret oldugu soylenir. Haram cezaland1nlmay1,
§tiphe kmanmay1, helal ise hesaba 9ekilmeyi gerektirir.
Akilh kimsenin, insanlar1n hukukuna tecavtizden ve zultimden ka9m-
mas1 gerekir.
Anlattld1g1na gore, Ebu Hanife'nin bir mecfisiden alacag1 vardi. Bunu is-
temek i9in evine gitti. Adamm kap1s1na gelince, ayakkab1sma pislik bula§tl.
Ancak onu temizlerken, pislik, adamin evinin duvarma s19rad1. Ne yapacagm1
§a§rran Ebu Hanife kendi kendine: "Eger bunu bu §ekilde brrakrrsam, bu me-
cusinin duvan 9irkin olur. Temizlemek i9in de duvarm kaz1nmas1 gerekir"
der. Hemen adam1n kap1sm1 9alar. Bir cariye 9ikar. Ona, efendisine, Ebu Ha-
nife'nin kap1da kendisini bekledigini soylemesini ister. Bunun tizerine adam,
Ebu Hanife'nin kendisinden mahn1 isteyecegini sanarak: kap1ya gelir. Bir yan-
dan da birtakim mazeretler siralamaya ba§lar. Bunun tizerine, sozlinti keser ve
kendi ozi.irtinti soyler. Sonra da:" Bunu nas1l temizlemeliyim?" diye sorar.
Mecus1: "$imdi dur. Once ben nefsimi temizlemeliyim?" der ve hemen miis-
li.iman olur. Buradaki incelik, Ebu Hanife'nin bu kadar kti9tik bir konuda titiz-
lik gostermesinin mecusinin mtisltiman olup ebedi §ekavetten kurtulmas1na
sebep olmas1d1r. $u halde kim zultim yapmaktan sakuur ve uzak durursa, her
iki diinya saadetini elde eder. Aksi tak:dirde rezi1 olur gider.
189. «Sana, hilal halini alan aylari sorarlar.» Rivayete gore Muaz b.
Cebel ile Sa'lebe b. Gunm, Rasfilullah (s.a.v.)'a: "Ey Allah'1n Rasulii! Hilfil
nasil oluyor da, once ip gibi ince goziiktiyor, sonra giderek biiytiyor, doluyor
ve e§it hale geliyor, sonra da tekrar eksilerek ba§lang19taki ilk haline doni.i-
yor?" diye sordular. Bunun iizerine Allah i§te bu ayeti indirdi. Ayette yer alan
93- Buhari, Muslim, Ahmed b. Hanbel ve ibn Mace. Bkz. el-Fethu'l-K ehfr, l/436.
Ayet: 189 BAKARA SORESi/2 329
"ehille" kelimesi, ay1n ilk geceden U9iincii geceye kadarki haline denen
"hilal" kelimesinin 9oguludur. Buna hilal ad1n1n verilmesi, insanlann onu
gordtiklerinde, yiiksek sesle zikir ve dua yapmalanndandir. Nitek.im hac1lann
tclbiye getirerek seslerini ytikseltmeleri ve yeni dogrnu§ bir bebegin aglamas1
da bu kelimenin ttirevleriyle ifade edilir.
«De ki:» Ey Muhatnmed! «' Onlar insanlar ve hac i~in vakit tayin
eden ol~iilerdir.» insanlar muameleleriyle ilgili ve yararlanna olan i§lerini~
hacc1n belirli vakitlerini o hilaller vas1tas1yla belirlerler. Hacc1n ozellikle zik-
redilmesi, onun tisttinltigtintin hatulatilmas1 i9indir. <;link.ti hac, diger ibadet-
lerin aksine belirli bir vakitte eda edilir. K1sacas1, hilal, insanlar1n yararlarma
uygun olarak ortaya 91kar. Gtine§e olan yak1nbg1 ve uzakhg1 hep bu amaca
yoneliktir. Nitekim hey'et ilminde de bu hususa i§aret edilir. b te yandan gti-
ne§ ise hep ayn1 konurnda goriintir. <;link.ti gtine§ dtinyaya I§lk sa9tig1 gibi, in-
sanlar1n ihtiya9lanm da kar§Ilar. Ay ise, yukar1da soztinti ettigimiz vakitleri
belirlemeyle ili§kisi bulundugundan degi§ik §ekillerde gori.intir. Ba§ka bir de-
yimle, soz konusu vakitler, ay1n bu farkh goriintimleriyle bilinir. insanlann
buna ihtiyac1 oldugundan, yi.ice Allah bunu bu §ekilde dtizenlemi§tir.
ve ... >> <;i.inkti bu durun1u degi§tirmek bir iyilik degildir. Aynca htikilmlerini
degi§tirme ve normal gordtigii davran1§lara kar§l gelme hususunda «Allahtan
korkun ki, kurtulu~a eresiniz.» Y ani iyilik ve hidayetle ba§anya u1a§asnuz.
Ayet: 190 BAKARA SURESi/2 331
ans1z1n baskm yapm ve tistiin gelin. Eger onlar sizi bu y1l, umre kazas1ndan
sava§arak engellerlerse, siz de ytice Allah'm buyurdugu gibi, onlarla sava§m:
«Kim» haram ayda «tecaviiz ederse siz de ona, size yaptlg1 tecaviiziin
ayn1s1yla kar~thk verin.» i§te bu, kisas yoluyla yapilan bir kar§ihktrr. Sald1-
ny1 ilk olarak ba§latmaya degil, bu §ekildeki bir saldrr1ya kar§i ~tkmaya izin
verilmi§tir. Saldrr1y1 ba§latmak ve buna sebep olmak hem zultim, hem de ha-
ramdrr.
195. «Mallann1z1 Allah yolunda harcay1n da ...» infak, yani Allah yo-
lunda harcama, mah yararh olan ~eyler ic;in sarfetmektir. Allah'm, dinin gtic;-
lenmcsi ic;in harcanmas1n1 emrettigi her §ey, dinin hakim olmas1 ic;in gereken
harcamayla ilgili her ttirlti emir, bu ayetin kapsamma girer. Kafirlerle cihad,
yakmlarla olan baglan kesmemek, fakir, yoksul ve miskinleri guc;lendirmek
i9in yap1lan her ttirlli harcama, ailenin ve c;ocuklann haklanna riayet bu kap-
sam ic;inde degerlendirilir. K1sacas1 bu ayetle ki§iyi .Allah'a yakla§tiran her
turlu harcama anlat1lm1§llr. Allah, can ile cihadm yan1nda mal ile cihad1 da
emretmi§tir. Mallarimz1 Allah yolunda harcaym, buyurmu§tur.
«Kendinizi ellerinizle tehlikeye atmay1n.>> Burada ellerden ama~, ne-
fisler ve canlard.rr. Diger organlar aras1ndan ellerin buna tahsisi ise, i§lerin ge-
nel olarak dogrudan elle yapllmas1ndandu. Dolay1s1yla burada: Nefsinizi
helake gotlirecek §eyler yapmay1n. israf ederek, gec;iminizi saglamak ic;in ka-
zand1gm1z §eyleri ~ar~ur ederek veya cihad ve cihadla ilgili onemli hizmetler
i9in harcama yapmayarak kendinizi tehlikeye atmaym. <;unkti bu, dii§1nanm1-
z1 kuvvetlendirir ve sizin iizerinize musallat kllar. EbQ EyyQb el-Ensar! tara-
f1ndan nakledilen rivayet de bunu teyid eder.
94- Bak. Milslim, Ebu Davud ve Nesai, Ahmed b. Hanbel, Mii.sned. Si.iyUti, el-Fethu'f-Kebfr,
3/240.
Ayet: 195 BAKARA SORESi/2 337
338 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
may1n. Onun ic;in gerekli olan nafakay1 helal yoldan elde edin.
i§te bu tic; §eyden ikisi meydana geldigi zaman ihramdan birinci c;lk.ma
olay1, tic;tinctisti ~erc;ekle§tigi zaman da ihramdan ikinci c;1kma olay1 meydana
gelir. Birinci c;1kt§tan sonra, cinsel ili§ki di§tndaki ttim yasaklar, ikincisinden
sonra ise y asaklann ta1nam1 ortadan kalkar.
ifrad hacc1 §Oyle yap1hr: Sadece hac niyetiyle ihrama girilir, hac bittik-
ten sonra ihramdan 91k1hp yeniden Hill bolgesinden, yani mikat mahalleriyle
Harem bolgesi arasmdaki yerlerden umre ic;in ihrama girilir.
Kuan haccm1n yap1h§ §ekli ise §byledir: Hae ve umre'ye birlikte niyet
ederek ihrama girilir ve hac menasiki yerine getirilir. Bu arada umre de yaptl-
m1§ olur. <;tinkii umreyle ilgili gorevlerin tiimti, hac gorevleri aras1nda da var-
d1r. Ancak hacc1n ttim gorevleri umrede yoktur. Ya da u1me ihram1na girer,
sonra da buna bagh olarak ve hentiz tavafa ba§lamadan hacca da niyet eder.
Ayet:l96 BAK.ARA SURESi/2 341
Boylece il<isini beraber yerine getirmi§ olur. Bize gore bunlann en faziletlisi
Krran hacc1du. Nitekim, hadiste de §6yle buyurulmu§tur: "Hae ile umreyi be-
raber yap1mz. <;unku bu ikisi, koriigun demir, alt1n ve giimu~t'i. eriterek kir ve
pastm. 9ikanp att1g1 gibi, fakirlik ve gunahlan onlerler (eritirler ). Kabul edi-
len hacczn kar~tlzgt da ancak cennettir."<95>
95- Nesal tahric etmi§ ve sahih oldugunu belirtmi§tir. Hadis Hasendir. Aynca bunu teyid eden
rivayetler de vard1r. Bkz. Camiu'l-Usul, 9/461.
342 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
«Sizden kim hasta olur» yani ihramh bulundugu halde, herhangi bir ra-
hats1zhk ve hastallk nedeniyle sac;m1 trra§ etmek zorunda kalrrsa «veya ba§in-
da» bir yara, bit veya ba§ agns1 gibi «bir rahats1zhk bulunursa, t1ra~ olabi-
lir.» Yani kurban1n1 kesinceye kadar ihramda olmaya devam eder. Ancak sa-
9m1 tira§ etmek zorunda kahr ve sonunda da trra§ ederse, «ve bunun i~in» tic;
gtin «oru~ tutmak» veya alu miskin ve yoksula,. her biri ic;in yanm olc;ek
bugday olmak ilzere «sadaka vermek veya kurban kesmek suretiyle fidye
verir .» Bu kurbanhg1n en btiyilgti deve, ortas1 s1gir ve a§ag1s1 da koyundur.
A
Ayette ge9en "ev" (veya) ifadesi muhayyerlik bildirir. Yani ki§i bunlardan
birini yapmakta muhayyerdir.
«Eger emniyet i~inde» yani korkulardan gtivence ic;inde «iseniz,» has-
tahg1n1zdan kurtulmu§san1z, siz bir gtiven ve geni§lik ortam1ndaysan1z, mah-
sur degilseniz, ku§atilmamt§san1z «hac zaman1na kadar umre yapana, gii-
ciiniin yettigi bir kurban gerekir.» Yani hac aylarmda hac yaparak Allah'a
yakla§mak suretiyle yararlanmadan once umre yapmak suretiyle Allah'a ya-
k1nla~mak isteyen, yani lo.ran hacc1 yapan ya da umre ihrammdan 9Iktiktan
sonra hac i<;in ihrama girmeden ihram yasaklann1 i§leyen, yani ihramhyken
yapamayacag1 §eyleri yapan kimse, (yani temettu hacc1 yapan), bu fiillerden
dolay1, gilctiniin yettigi bir kurban1 keser. Temettu hacc1 yapan bu kimse, Ebu
Hanife'ye gore soz konusu kurban1 bayram1n birinci gtinti keser ve tipk1 nor-
mal kurban gibi, kendi kurbanm1n etinden yiyebilir.
«Kurban>> yani hedy «bulamayan kimseye hac s1ras1nda» yani hac
vaktinde ve hac aylarinda, umre ihram1yla hac ihram1 aras1nda «ii~ giin» oru9
tutmas1 gerekir. Bunu isterse pe§pe§e, isterse ayn ayn gilnlerde tutar. En fazi-
letli olan1 da Zilhiccenin yedinci, sekizinci ve dokuzuncu gtinleri tutmaktir.
<;unkii Yevm-i Nahr'da ve te§rik gtinlerinde oru9 tutn1ak sahih degildir.
«Dondiikten sonra>> yani hacla ilgili i§leri ve amelleri bitirip aynld1g1nda
«da yedi giin oru~ tutmas1 gerekir. Bu,» hacda tutulan tic; gilnlilk oru9la,
doniince tutulan yedi gtinltik orucun toplam1 «tam on giindiir.» Araplann 90-
gu hesap yapmas1n1 bilmezlerdi. Dolay1s1yla bir kimse arkada§1na degi§ik sa-
yilarla hitap ettiginde, daha kolay anla1nas1 i<;in bunlar1n toplamm1 da bildirir-
Ayet: 196 BAKARA SURESi/2 343
di. Ayette de boyle bir fayda gozetihni§tir. Ayette geyen "tam" kelimesi "on"
say1sm1 peki§tiren bir s1fattu. <;tinkii s1fat, <;ogunlukla peki§tirme i<;in kullan1-
hr. Nitekim "ilfilleyn" kelimesi iki ilah1 ifade ettigi halde, hemen arkasmdan,
peki~tirme amac1yla "isneyn" denilerek bu husus aynca say1yla belirtilmi§tir.
Ote yandan genelde onemli hususlarda peki§tirme yoluna ba§VUrulur. Burada
da ozellikle tutulacak orucun gtin say1s1 vurgulanmI§ ve bunun mutlaka yerine
getirilmesi gerektigine dikk.at c;ekilmi§tir.
«Bu hiikiim ... » Hanefi mezhebine gore bu, bizzat temettuun kendisine
i§arettir, ~afi'ye gore de temettuun hiikmune i§arettir. Bu ise, hedy kurban1nm
gerekli oldugudur. «Ailesi Mescid-i Haram ~evresinde oturmayan kimse
i~indir.>> Bu kurban kesme zorunlulugu, ailesi Mekke de oturmayanlar i9in-
1
Malik b. Dinar §oyle diyor: "Mekke'ye dogru yola 91ktlm. Yolda bir
gem; gordtim. Gece olunca bu gen~ ytiztinti goge kald1nyor ve §0yle yakan-
yordu: "Ey taatlann kendisini sevindirdigi ve isyanlann kendisine zarar ver-
medigi Rabbim! Bana, seni sevindiren §eyi ver, sana zarar vermeyen §eyler-
den beni bagt§la." insanlar ihram giyip de, birlikte telbiye getirdiklerinde,
kendisine, neden telbiye getirmedigini sordum. Bana: "Ey ya§h kimse, bu tel-
biye beni gelecek gtinahlardan, eskiden i§lenmi§ su<; ve n1asiyetlerden kurta-
ramaz. Ben,"lebbeyk" diye telbiye getirirken bana, "Senin Lebbeyk'ine de,
mutlu olsununa da gerek yoktur. Serrin soztinti dinlemek ve sana bakmak iste-
miyorum, denilmesinden korkmaktay1m" diye cevap verdi. Sonra telbiye ge-
tirmeye ba§ladi. Kendisine bir daha ancak Mina'da rastlad1g1m srrada §0yle
yakanyordu: "Allah'un, beni bagi§la! Herkes kurbanlann1 kestiler ve sana
yakla§tllar. Benimse, nefsimden ba§ka, beni sana yakla§tuacak bir §eyim yok!
Ne olur, bunu benden kabul buyur." Sonra bir <;1ghk atti ve cans1z bir §ekilde
yere dii§tti." Allah'1m! Bize kereminin kemaliyle muamele et ve bizleri en yU-
ce kat1na ve haremine ula~tlr!
197. «Hae bilinen aylardad1r .>-> Yani hacc1n vakti, insanlarca bilinen
~evval, Zilkade aylar1 ile Zilhicce'nin ilk on gtintidtir. insanlar bu bilgiyi ku-
§aktan ku§aga aktarm1§latdlf. Hacc1n bu aylarla smrrland1nlmasmm hikmeti,
birtak1m hac fiillerinin ancak bu vakitlerde yap1labilecegine ve bunun d1§mda
yap11mas1mn sahih olmayacag1na i§aret etmek i9indir.
ihram ise, Ebfi Hanife'ye gore, hacc1n §artlanndan oldugu i<;in daha on-
ce girilmesi kerahetle birlikte caizdir. Buna gore haccm edasmdan once ihram
§artinm yerine getirilmesi, t1pkl namaz vaktinden once abdest alman1n caiz
olmas1 gibi, caizdir. Aynca "Sana hilal halini a/an aylarz sorarlar. De ki:
Onlar, insanlar ve hac i9in vakit tayin eden olrulerdir. (Bakara: 189) ayeti
II
de, btittin aylarda ihrama girmenin caiz oldugunu gosterir. K1sacas1 aylarm tii-
mli, ihrama girmenin caiz oldugu vakitlerdir.
siyet demektir. Buna sovme, birbirine lakap takma gibi §eyler girer. Hacda
hizmetc;ilerle, yol arkada§lar1yla, ula~1m arac1 sahipleriyle dala§mak yasaktir.
Hae giinlerinde bu ttir hareketlerden uzak. durmak gerekir. Burada, say1lanlar-
dan her zaman uzak durmak ve ·ka~1nmak gerekirken, hacda ka\:1nilmas1n1n
emredilmesinin sebebi, hacda bunlar1n daha ~irk.in ve daha kotti olmas1ndan-
drr. Bu tipki namazda ipek elbise giymek ve Kur'an okurken nagme yapmak
gibidir. Nitekim Kur'an okuyanlardan bir k1sm1 boyle yap1yor, tuhaf tuhaf
sesler ve musiki nagmeleri c;Ikanyorlar.
«Ne iyilik yaparsan1z, Allah onu bilir.» Allah, masiyetlerden us: tane-
sinden nehyetti ve her ttirlil taat1 da te§vik etti. Bu, kotilltikten uzak.la§ttrma-
nm hemen ardmdan iyilige bir te§viktir. Bunun ic;erisine 9irkin soz yerine gii-
zel soz, fas1khk yerine iyilik ve takva, kavga yerine iyi ge9inme ve gtizel
ahlfilc da girer.
«Az1g1n1z1 ahn.» Kotiiltiklerden k01unup sakmman1z ivin. yolculugunuz
ve ahiretinizle ilgili az1klanmz1 aim. «Az1klann en hay1rhs1 Allah'tan kork-
maktlr.» Bu, ahnan yiyecek ve is:ecek degildir. i§in ger9egi §Udur: insan1n iki
ttir yolculugu vardu. Biri di.inyada olan yolculuk, digeri de dtinyadan olan
yolculuktur. Dtinyada yolculuk is:in mutlaka az1k gerekir. Bu, yiyecek, i9ecek,
binek ve mald1r. Ayn1 §ekilde dtinyadan olan yolculuk is:in de az1k gerekir.
Bu az1k Allah'1 bilmek ve tan1mak. (marifetullah)tlf, Allah sevgisidir, O'ndan
ba§ka her §eyden yiiz 9evirmektir. Allah'a itaatle ugra§mak, O'na muhalefet-
ten ve yasaklarmdan uzak durmaktu. i§te bu azik, dtinyada yap1lan yolculuk-
taki az1ktan daha hayirhdu. <;tinkti diinyadaki aztk, seni slirekli olmayan, ge-
~ici bir azaptan kurtarrr. Oysa ahiret az1g1, seni slirekli olan bir azaptan kurta-
rrr. Di.inya az1g1 ge9ici ve fanidir. Ahiret az1g1, seni temiz ve silrekli olan lez-
zetlere kavu§turur.
imam (Fahrettin er-Raz!) tefsirinde §byle diyor: "Bil ki; insanda tic; gtic;
vardtr: Hayvani: olan §ehvet gticti, §eytani olan gazab giicU ve akilla ilgili olan
vehmt gi.i<;. Tiim ibadetlerden astl a1na9, bu ti<; gticU, yani §ehvet, gazap ve ve-
him gti9lerini yemnektir. Nitekim ayetteki:
(feta ra.fese) "cinsf temas yoktur" ifadesi, §ehvetle ilgili gticlin,
(vela fiisuka) "sovme yoktur" ifadesi gazabla ilgili gtictin - <;tinkii masi-
yet bu giictin sonucu dogar-
( vela cidale) "ve kavga etme yoktur" ifadesi de, insan1 kavgaya stiriik-
leyen, ba§kalan yla tarh§maya ve her konuda 9eki§n1eye gotiiren vehme dayah
giici.in yenilmesi gerektigine i§aret eder.
Kotiiltik bu tic; §eyden kaynakland1g1 i<;in yi.ice Allah: "Artzk hacda cinsf
temas, sovme, kavga etme yoktur." buyurmu§tur. Yani Allah'1 tan1may1 ve
O'nun sevgisini kazanmay1 isteyenler, celalinin nuruna ula§may1 dileyenler,
kullan iyinde havas olan ziinuenin <;izgisinde hareket etmek isteyenler, bu sa-
Ayet: 198 BAK.ARA S0RESi/2 347
Ebu Cafer Muhammed Bakir da §Oyle demi§tir: "~u tic; §eyi yerine getir-
meyen kimse, Beytullah'a gitJ.ne s1kmtis1na girmesin: Kendisini Allah'm ha-
ram lald1g1 §eylerden uzakla§hran vera', gazab1 onleyen hiln1 (yumu§akhk) ve
konu§tugu milsltimanlarla iyi arkada§hk. i§te yolcu, bu ii<; §eye ihtiyac; duyar.
Yolculukta ve hele hac yolculugunda bu lie; ~emel unsur gereklidir. Kim bun-
lan mtikemmel bir §ekilde yerine getirirse, haccm1 da miikemmel olarak bitir-
mi§ olur. Kim de bunu yapmazsa, gerekeni yapmamt§ demektir. "
ltitufta bulunur. Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Ebfi Bekr'e, hacca gelenlerle bir-
likte Arafat'a c;1kmasu11 ve orada valcfe yapmas1ru emretmi§tir.
96- Ebu Ya'la, Bezzar, ibn Huzeymc ve ibn Hibban rahric etmi~tir. Bu manada, Muslim de Hz.
Ai~e'den rivayet etmi§tir.
Ebu'l-Kas1m Hakim §oyle der: "Dtinya iyiligi, mutlu bir ya§antl ve §ehit
olarak ohnektir. Ahiretle ilgili iyilik ise, kabirden kalkarkcn rniijdeyle uyan~
mak, salirn bir §ekilde srrat koprtisUnden ge<;ebilmektir."
Hz. Ali (r.a.) §5yle demi§tir: "Dunya iyiligi, saliha bir e§, ahiret iyiligi
de huri'l-fn'dir. Cehennem azab1. ise kotu bir e§tir." t9s).
202. «i~te onlarin», bu iki dtinyada da iyilik istemek i<;in dua eden ikin-
ci grubun «kazand1klarindan paylari vard1r.» i§ledikleri gtizel ameller cin-
sinden bunlann btiytik paylar1 vardir. Bu, gtizel menfaatleri iyinde bulunduran
sevaptrr. «Allah, hesab1 siiratli olandir.>> Yani kullann1n yokluguna ve
amellerinin de fazlahg1na ragmen onlar1 goz a<;1p kapay1ncaya kadar hesaba
~eker. <;tinkii Allah'm dti ~iinmeye, fikre ve herhangi bir §eye ihtiyac1 yoktur.
i§te kudrcti bu derece olan zata taat1 ihlfilden, ibadetlerde kusurdan sakrnm.
203. «Allah'• belirli giinlerde>>, te§rik giinlerinde, namazlarm pe§inde,
kurbanlan keserken, §eytan ta§larken hep «Zikredin.» Te§rik gtinleri yevm-i
Nahr denen Zilhiccenin onuncu gtintinden sonra ii~ giindtir. Bunun ilk giinti,
Zilhicce'nin onbirinci gtintidlir. tkinci glinti de, Nefr-i Evvel giintidtir. Buna
boyle denmesinin sebebi, hacllann bir lasm1nm bu giinde Mina'dan aynlma-
lar1 sebebiyledir. Uc;lincti giinii ise, Nefr-i sanl giintidiir. i§te Yevm-i Nahr ile
bu tic; giine, §eytan ta§lama giinleri ve namazlann ard1ndan tekbir getirme
giinleri denir.
«Kim iki giin i~inde acele edip donerse,» kim acele edip Y cvm-i
Nahr'dan sonra iki glinii daha tamamlamak suretiyle Mina'dan c;1kinak ister,
bu tic; gi.inltik zaman i<;inde §eytan ta§lamakla ilgili olarak iki gtinle yetinirse,
ii<;tincti giinii de §eytan ta§lamak i~in Mina'da beklemek ve kalmak istemezse,
boyle bir acelede «ona bir giinah yoktur.» Buna ruhsat verilmi§tir.
i§in ozeti §Oyledir: Hac1 aday1 olan ki§i, te§rik gilnlerinde , birinci ve
ikinci geceyi Mina'da gec;irir, burada geceler. Her giin zeval vaktinden sonra
yirmi bir ta~la, §eytanlan ta§lar. Ancak deve bak1ctlanna hacilara su ta§1yan
98- Ilz Ali'den aiman bu soz, bu ayetle ilgili yorumlardan biridir. Bu da ~ una hamledilmi§tir:
Kadm, ya cennettir veya cehennem. Eger e~, saliha bir kadmsa, bununla aile mutluluk kaza-
mr, clegilse sadece bir s1kmt1 ve cehennem atqi olur. ~airin kadm1 tasviri ne gUzel:
Eger kadtn bozuksa o hir ~eytandtr,
E,~er.wililw ise o hir melektir.
Ayet: 202-203 BA.KARA SURESi/2 351
kimselere ve Mina'da iki giin geceleyip ikinci te§rik <99) gi.ini.inde ta§lann1 atan-
lara ruhsat veriln1i§ Mina'da geceleme zorunlulugu kald1nlm1§tII. Nitekim yi.i-
ce Allah'1n "Kim iki gun i~'inde acele edip donerse, ona da bir giinah yoktur"
buyrugundan da bu anla§ibnaktadu. Buna gore gtin batlfl11Da kadar oradan ay-
nhnam1§sa, bu kimsenin ti<;tincii gtinii de §eytan ta§laymcaya kadar orada kal-
mas1 ve ancak bundan sonra aynlmas1 gerekir.
«Kim de geri kahrsa, ona da bir giinah yoktur .» Kim zevalden once,
ii<;tincti gtinti §eytan ta§lamas1na kadar kahrsa, ruhsah terkettigi i9in kendisine
bir gtinah yoktur. Mana §6yledir: Ki§i acele et1nekle, erteleme aras1nda ser-
besttir. "Ertelemek daha faziletli degil midir?" diye sorulursa, elbette bu daha
faziletlidir. Ancak buradaki muhayyerlik faziletli ile en faziletli aras1ndad1r.
_T1pkI yolcu olan kimsenin orm; tutmas1 daha faziletli ise de oru<; tutmakla tut-
mamak arasmdaki muhayyerligi gibi.
Kabul edilrni§ bir hacc1n i§areti, di.inya ile ilgisini kesmi§ olarak oradan
donebilmek, hep fillireti arzulamaktrr. Ki§i kabul edilmi§ bir hacdan dontince,
gtinahlar1 affedilmi§ olarak doner. Duas1 kabul edilir. Bu bak1mdan selfun ile
kar§Ilanmas1 da mtistahaptlf. Ondan bizim ic;in istigfar etmesini istemek de
boyledir. Baz1lar1 §oyle der: "Asil, soylu ve hlir kimse, eski ahdini bozmayan
kimsedir. Eger nefsin seni, Mevlanla yapml§ oldugun ahdi bozmaya ~ag1nrsa,
ona §Oyle de: Allah'a s1gm1nm! Gen;ekten benim Rabbim O'dur! 0 bana gti-
zel davrand1 !"
99- Te~rik gtinleri Kurban bayrammrn ikinci, Us:tincti ve dordUncti gUnleridir. "Te§rik" gtine§-
lendirme anlamma gelir. Bu gtinlere Te§rik gi.inleri denmesinin sebebi ise, bu gtinlerde ct-
lerin kurutulmasmdand1r. Kurban bayrammm birinci gtinii ise, te~rik gtinU olmay1p Yevm-i
Nahr, yani kurban kesme gtintidtir.
352 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:2
Bir zat §byle demi§tir: "Bir grupla birlikte hactan dondtim. Nefsim beni
kotti bir i§e sevketmek istedi. Bu Slfada evin bir tarafindan gaybtan bir ses
duydum. ~oyle diyordu: Yaz1klar olsun sana. Sen haccetmedin mi? Yaziklar
olsun sana, sen haccetmedin mi? Bu ana kadar Rabbim beni korudu."
Yine haccedenlerden biri donerken yolda oliir. Arkada§lan kendisini
defnederler. Fakat kazmay1 kabirde unuturlar. Kazmay1 9Ikarmak i\:in kabri
tekrar e§tiklerinde adamm boynu ve iki elinin kazmanrn halkas1nda birle§tigi-
ni ve saprna doland1g1Ill gortirler. Tekrar tizerine toprak kapatlp, olenin ailesi-
ne giderler, adam1n durumunu ailesinden sorarlar. Onlar da §U cevab1 verirler:
Bir adamla arkada§hk etmi§ti, adamm mahn1 ald1 ve bununla haccetti.
dogan §eydir. Ahnes geceleyin Saklf kabilesine gelmi§, bu adamlara ait ekin
ve hayvan ne varsa, hepsini helak etmi§ti. <;tinki.i kendisiyle onlar arasmda bir
dti§manhk bulunuyordu. Ya da bundan maksat kotti idarecilerin nesilleri ol-
di.irmeleri ve ekinleri telef etmeleridir veya halka zulmetmeleri bunlann kotti-
li.igi.i yi.izi.inden Allah yagmuru keser de, boylece ekin ve nesil de helak olur
gider. «Allah, bozgunculugu sevmez.» Yani Allah bozgunculuktan ho§nut
kalmaz. Ona bugzeder ve onu i§leyene gazapta bulunur.
ibn Mes'ud diyor ki: Allah katmda en bi.iytik giinah, kendisine:" Allah'tan
kork" denilen .ki§inin: "Sen kendine kart§" demesidir." Hz. bmer'e "Allah'tan
kork" denilince, Allah'm yan1nda ne kadar onemsiz oldugunu gostermek i¥in
yanagm1 yere koymu§tur.
insan1 tam kalbinden vururum. Allah'a yemin olsun ki, oklugumda bulunan
ttim oklan bo§altmad1k<ya, sonra da elimde bir §ey kalmay1ncaya kadar kth-
c1mla sizleri dogramadlk9a hi~ biriniz beni yakalayamazsm1z. Bunlardan son-
ra eger beni yakalarsamz, bana istediginizi yapm. Kald1 ki, beni ele ge9irme-
_nizin size bir yaran da olmayacaktIT. Ben ya~h bir adam1m. Mekke'deki evim-
de bir mi.ktar varhgun var. Geri donlin, ve o mab aim ve beni inand1g1m islam
dini ile ba§ba§a birak111" dedi. Pe§ine dti§enler , Suhayb Rftmi'nin dedigini
1
yaptdar. 0 da Medine'ye gitti. Orada, Hz. Ebft Bek.ir le kar§ila§tl. Hz. Ebfi Be-
kir (r.a.): "Ey Suhayb! Karb bir ah§-veri§" dedi. Suhayb: "Nedir o?" diye sor-
du. Hz. Ebfi Bekir (r.a.) de, onun hakk1nda inen bu ayeti haber verdi. Suhayb,
bunun tizerine 9ok sevindi. <;tinkti Hz. Suhayb, malm1 vererek mii§riklerden
hayat1n1 kurtarm1§h.
100- Bu, Tirmizi ve Ahmed b. Hanbel'in tahric ettikleri hadisi11 bir boH.imi.idOr. Hadis'in evveli
~oyledir: "i sl!im garip olarak ba§ladz ve b~ladzg1 gibi de garip olarak donecek. Ne mut-
lu o gariplere!"
356 RUHU 'L-BEYAN Cuz:2
Buna gore anlam §Oyle olur: Siz, hakta yan1ld1n1z, hataya dti§tiintiz. Bilgi ba-
k1mrndan olsun, rune! yontinden olsun orta yolu <;ignediniz. Hem de davet
edildiginiz §eyin hak oldugu hususunda size apa<;1k deliller geldikten soma
bunlan yaptin1z. «Bil in ki Allah, her ~eye galiptir, hiikiim ve hikmet sahi-
bidir.»Allah, emri konusunda galip ve tistilndtir. Sizden intikam almak konu-
sunda kesinlikle aciz degildir. 0 , ayrn zamanda htiktim ve hikmet sahibidir.
Bu balamdan 0, intikam ahrken bile ancak hak olarak intikam altr.
Bu ayette, dogru yoldan sapanlar hakk1nda kesin bir tehdit vardrr. <;un-
kti baba, 9ocuguna: ''Eger bana kar§I gelirsen, sen beni bilirsin, benim ne ka-
dar gti9lti oldugumu da" derse, bu onu uyarmak bakim1ndan, "seni §byle do-
verim, sana bOyle yaparim" demektert daha etkili bir soz olur.
210. «Onlar, ille de buluttan golgeler i~inde Allah'1n ve meleklerinin
kendilerine gelmesini mi beklerler?» Ayette ge<;en soru edau olumsuzluk
anlam1nadrr. Yani islfun'a girmeyi terkeden ve §eytanm ad1mlar1na uyan kim-
se, Allah'1n azab1nm gelmesini mi bekliyor? Ayette: "Yoksa onlar Allah'111
kendilerine gelmesini mi bekliyorlar?" ifadesi, Allah'm azab1n1n gelmesi ma-
nasmadir. <;iinkti Allah, gelip gitmekten mtinezzehtir. Bu gibi §eyler hareket
ve stiktineti gerektirir. Halbuki Allah i~in bu gibi §eyler sozkonusu olamaz.
101- Sclefin ~orii§iine gore, bu gibi ayetlerin zahirlerine iman etmek, keyfiyetini ise ara§t1rma-
makl1r. Ayetin tefsirinde en iyi olam, bizim, selef mezhebini ve goril§Unti kabul ederek,
oylece hareket e!memizdir. Bunun i~in biz §Oyle deriz:"Allah, k1yamet gUnUnde kullarmm
arasrnda hUkUm vermesi i<;in, Celaline uygun ve ona tay1k bir geli§le geleceklir. Bu husus-
ta ketamcilann yoluna girmemize de gerek yoktur. <;unkU bu, insan m ayagmm silr\:mesi-
ne sebep olur."
358 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
I 02- Hadisi Nesai tahric etmi§tir ve isnad1 kuvvetlidir. Benzerini ibn Hibban da rivayet etmi§
tir.
Ayet: 211 BAKARA SORESi/2 359
far i<;inse, onlar111 cehenneme atllmalan ;~·in onceden emir verilmi~ti. "< 103l
verdi. 0 da: "Alacag1m yiyeceklere zehir katay1m, o ikisi olsiin, alttnlann tti-
milnli ben alay1m" dedi. Sonra, ah§-veri§ini yapti ve yiyeceklere zehir katt1.
Boylece Adam dondiigiinde, iki arkada§, hemen bunu oldiirtirler, sonra da
oturup yiyecekleri yediler ve onlar da bulunduklan yerde y1g1hp kalddar. Hz.
isa (a.s.) tekrar oradan donerken, hem yahudinin, hem de ti<; ki§inin oldiigtinti
gordii ve buna hayret ederek §Oyle dedi: "i§te dtinya, kendi erbabma boyle
muan1ele eder."
Akilh kimse odur ki, diinya mahna aldanmaz, onun c;oklugundan dolay1
gurura kap1lmaz. Onlan toplay1p biriktinnek ic;in ihtimam gostermez. Aksine,
fillirette bi~mesi i~in onlan dtinyada eker. <;unkti diinya, filliretin tarlas1 ve
ekenegidir. Zenginler de, varhklann1n ~okluguna aldanarak, fakir ve yoksul
kimseleri kti~iik gormesinler, onlarla alay etmesinler. <;link.ti bunlar kafirlerle
ilgili niteliklerdir.
362 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
213. «insanlar tek bir iimmetti.» Hz. Adem (a.s.) doneminden, ta Hz.
Nuh (a.s.) donemine kadar insanlar, iman bak1m1ndan tek bir timmetti. Hepsi
de imanda ittifak halindeydiler. Hz. Adem ile Hz. Nuh aras1nda ise tam on
asu ge~mi§ti. 0 04>
«Allah onlara miijdeleyen ve uyaran peygamberler gonderdi.» Yani
ihtilafa di.i§tiikleri i~in. Bunu ayetin: «insanlar1n ihtilafa dil§tlikleri husus-
larda aralarinda hilkiim vermeleri i~in...» boli.imi.inden ogrenmekteyiz. Al-
lah kendisine itaat edenlere sevap miijdeleyen, kiifredip isyan edenlere de
uyar1da bulunan peygamberler gonderdi. «0 peygamberlerle beraber hak
kitap indirdi.» Bu peygamberlerden kendilerine kitap verilenlerle birlikte
hak ve adaleti i9eren, onlara §ehadette bulunan kitap da indirdi. Bu kitaplar
onceleri ittifak halindeyken sonradan ihtilaf ettikleri hususlarda, Allah'1n hil-
kiim vermesi i9in kendilerine gonderilmi§ti.
104- Rivayele gore ibn Abbas §Oyle derni§tir: ''Hz. Nuh ile Hz. Adem aras1 on nesildi ve hepsi
de istam i.izereydi." Daha sonra putperestlik ortaya ~I.kti.
364 ROHU'L-BEYAN Ci.iz:2
Boylece onlar da hakk1 batildan ayrrdedebilecek bir ayd1nhk ve nur ile gor-
mti§ oldular. «Allah, diledigini dogru yola iletir.» Dolay1s1yla yoluna gireni
saptirmaz.
«Bilin ki, Allah'1n yard1m1 ~ok yak1ndir.» Yani Ben, dostlanmm yar-
dimc1s1y1m. Bundan hi9 ku§ku edilmesin. Benim onlara yardimtm1n gelmesi
ve onlan zafere erdirecegim zaman yak.1ndu. $iiphesiz ki gelecek olan her
§ey, yak.1ndrr. Ayette cevap mahiyetinde, yak.1nhktan soz edilmesi, acaba Al-
lah'1n yard1m zaman1 yak1n m1, uzak mt §eklinde bir sorunun cevab1 olmakta-
dir. Eger soru, "yard1m ve zafer var m1 yok n1u?" Bi9iminde olsayd1, bu ceva-
b1 suale uygun ohnazdi. Aynca ayette, Allah'a ula§abilmek ve O'nun katmda
iisttin bir derece elde edebilmek, heva, arzu ve lezzetleri terketmekle, s1k1nt1-
lara gogiis germekle, riyazetlerle kazanilacagma i~aret ediliyor. Nhekim Hz.
Peygamber (s.a.v.) §6yle buyurmu§tur: "Cennet, nefsin arzulamadLg1 ~eylerle
ku~atllnu~ttr. Cehennem de nefsin ~ehevf istekleriyle ku~atilmz~tlr." (to5)
106- Buhar1 hadisi buna yakm taf1zlarla rivayet etmi§tir. Bu hadis Ebil Davud ve Nesa1'nin Sil-
nen'lerinde yer almaktad1r.
366 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
Ayet: 216 BAKARA S0RESi/ 2 367
tu. Ey Muhammed, onlara cevap olarak «de ki; '0 ayda sava§mak», Allah
katmda «biiyiik bir giinaht1r. Fakat Allah yolundan ahkoymak, O'nu
inkar etmek, insanlari Mescid-i Haram'dan menetmek ve oran1n halk1n1
yerinden ~1karmak, Allah katlnda en biiyiik bir giinahtlr.» Kulu, Allah'a
gottiren ve yakla§tiran islam'a girmeyi engellemek, Allah't inkar etmek, mtis-
ltimanlann Mekke'ye girmelerine, Kabe'yi ziyaret etmelerine engel olmak,
Mescid'in bulundugu §ehirde oturan Hz. Peygamber (s.a.v.)i ve mii'minleri
buradan c;1karmak, Allah katinda ceza ve giinah bakun.1ndan, miisliimanlann
Amr b. Hadrami"yi haram ayda oldtirmelerinden daha btiytik ve daha igrenc;-
tir.
I 07- Muslim tahric etmi~rir. Hadisin sonu ~oyledir : "Ne mutlu o gariplere." Aynca Tirmizi ve
Ahmed b. Hanbel: "Suphesiz is/am garip ba~ladz" ~eklinde rivayet etrni§lerdir. Bkz.
Camiu'l-Usfil , 1/275
Ayet: 218 BAKARA SORESi/2 373
§Oyle decli: Burada isHim'dan murat, ger~ek islam'drr. Bunun sahibi asla irtidat
etmez. Garip olu§U da, kendisinin bir arkada§llllfl ve srrda§1n111 olmamas1drr.
Aynca hicret de iki ktsillldtr. Biri §ekli hicrettir. Bunun hilkmii, Mek-
ke'nin fethiyle bitmi§tir. Nitekim Rasfilullah (s.a.v.), §6yle buyuruyorlar: "Artik
Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur. " 008> ikincisi ise, manevi hicrettir. Bu,
insanm, heva ve isteklerini brrak1p Allah'a giden yolda ytiriimesidir. <;iinkti
kalb kabesinin fethi buna baghdrr. Bu derece, kalbi §irk ve heva putlanndan
anndirmakla elde olunur. i§te bu hicretin htikmti k1yamete kadar devam eder.
Anlat1ld1gma gore, adam1n biri me§ayihten birine gider ve: "Bana ism-i
A'zam duas1n1 ogretmeni istiyorum" der. 0 da: "Senin bunu ogrenebilme ehli-
yetin var mi?" diye sorar. Evet, cevabrm verir. Gidilen zat: "O halde sen, §eh-
rin giri§ kap1s1na git, sonra gel, orada gordtiklerini bana anlat" der. Adam gi-
der, §ehrin kap1s1nda oturup bekler. Bir de bakar ki, ya§h bir oduncu, e§egiyle
odun getiriyor. Askerin biri gelip ya§h oduncuyu dover ve odunlarlill elinden
alrr. Bu olaydan sonra <loner, gidip o §eyhe, gordtiklerini anlatu. ~eyh; "Eger
ism-i A'zam duas1n1 bileydin, bununla o askere ne yapmak isterdin?" der.
Adam da: "O askerin helfilc olmas1 i9in bedduada bulunurdum." cevabm1 ve-
rir. ~eyh, kendisine: "O gordtigi.in ya§h oduncu var ya, i§te bu ism-i A'zam
duas1n1 bana ogreten odur" der ve: "~unu iyice bilmelisin lei, ism-i A'zam
. duas1n1 ancak §U niteliklere sahib birisi ogrenebilir: Sabretmesini bilecek, hal-
ka merhamet edecek ve onlara kar§t §efkatli bulunacaktlf" diye ekler.
219. «Sana i~ki ve kumardan soruyorlar.» ibn Abbas (r.a.) diyor ki:
"Rasfilullah'1n ashabmdan daha hayrrh hic;bir kimseyi gormedim. Rasfilullah
(s.a.v.)'dan ontic; mesele d1§1nda bir §ey sormadtlar. Sorduklarmm hepsi de
Kur'an'dadrr ve kendilerine ve mtisltimanlara yararh §eylerdir.
I 08- Bu, Buhari vc Mtislim'in tahric etmi§ oldugu hadisin bir par~as1d1r. Hadisin devam1:
" ...An.cak cihad ve niyet vardtr. Cihada ~·agmld1gmizda hemen kalllm ." §eklindedir. Bkz.
Camiu'l-UsUJ, 9/288.
Ayet: 219 BA.KARA SURESi/2 375
Ayet, kumarm her tiiriinil yasakhyor. Bu, tavla, satran~ ve diger kumar
aletleridir. Yine rivayete gore adam1n biri, bir ba§kas1yla, §U kadar yumurta
yersem, §U kadar mal vereceksin diye bahse tutu§urlard1. Hz. Ali (r.a.) bunun
kumar oldugunu soylemi§tir. ibn Sirin de: "Hangi §eyde bir bahis ve odi.il var-
sa, o kumardu" demi§tir.
Ebfi Ubeyd de §6yle demi§tir: Bana gore bu ayet, yolculann yol esnasm-
da birbirine kar.§1 davrand1klanrun temelini olu§turur. <;iinkii seferde bunlar,
yiyeceklerini aralarmda e§it olarak 91kar1rlar. Baz1 zamanlar da yiyeceklerin
azh.k ve 9okluk durumlar1na gore birbirlerinden farkh olurlardi. Halbuki az1g1
az olan herkes, arkada§ma isteyerek ikramda bulunmaz. Bu durum yetimlerin
mallannda caiz olunca, digerlerininkinde oncelikle caiz olur.
Ki1nin yetimlere, onlan bozmak i9in girip ~tktigm1 ve kimin onlan dtizeltip is-
lah et1igini bilir. Onlan miidahalelerine gore ya mtikMatland1nr veya cezalan-
dmr. «Eger Allah dileseydi sizi zor durumda b1ralord1.» Sizi zora ko§afd1,
size onlara mtidahaleyi mutlak anlamda brrakmazdi. « ~iiphesiz Allah, her §e-
ye galiptir, hiikiim ve hikmet sahibidir.» 0, hikmetinin geregine htikmeder.
~unu da bilin ki, yetimlerle beraber olmak, i§leriyle ilgilenmek ytice
kimselerin ahlakmdandir. Hadiste §tiyle buyurulur: "Ben ve yetimin i§lerini
goren kimse, cennette §U iki parmak -§ehadet parmagzyla orta parmagzni
gostererek- gibiyiz. "0 09' Bu hadis yetimin hizrnetinde bulunan, cennette
Rasfilullah'1n huzurunda ve yan1nda bulunacagm1 gosteriyor. Yoksa derece
bakmundan onun derecesine ula§rr dernek degildir.
Yetimi kendi evinde, tip.la kendi 'tOcugunu egitir gibi egitir. <;tinkti ki§i
ktyamette, ondan sorumludur, onun durumunu dtizeltip 1slah eder. Terbiye de
degi§ik olabilir. Bazan azarlamay la, bazan dovmekle, bazan ona verilrnesi ge-
reken odtilil vermemekle olabilir. <;tinkti insanlar farkh karakter ve yap1dadir-
lar. Bir nefis var ki, §iddete ve sertlige boyun eger. Eger buna yumu§ak davra-
ruhr, iyilik yaptlrrsa, bu onu bozabilir. Bir nefis var ki, bunun biittiniiyle aksi
olabilir. <;ilnkil Allah, had cezalann1 ve taziri kullarmm terbiye ve tedibi i~in
koymu~tur. Bunlar, ki§ilerin yapttldar1 kotilltik derecesine gore uygulanrr.
Hatta tedip ve terbiye eden, bundan otiiril miikafat da kazan1r. <;iinkti sorum-
ludur. Rabbimiz: ".. kendinizi ve ailenizi koruyun " (Tahrim: 6) buyuruyor:
Hadiste de §6yle buyurulmu§tur: "Hepiniz robansmzz, ve gozetiminiz altznda
bulunanlardan sorumlusunuz. "< 110>
I 09- Muslim.
110- Ozerinde ittifak olan bir hadistir. Camiu'l-Usul, 4/50. ·
11 l- ibn Hibban, Sahih'inde ve Beyhaki, Suabu't-inum'da tahric etmi§lerdir. F ethu'l-Kebir,
1/47.
Ayet: 220 BAKARA SURESi/2 379.
toplamn (beraber yiyin) ve besmele fekin ki, Allah yemeginizi sizin ifin bere-
ketli kzlszn." <112)
112- Ebu Davud, Su11en'inde, ibn Mace ve Ahmed b. Hanbel, Musned'lerinde, aynca lbn Hib-
ban ve Hakim tahric etmi~Jerdir. Bkz. Fethu'l-Ke~ir, 1/43.
3 80 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
«De ki: '0 zararhd1r.» Yani bu kan, pis ve murdar bir §eydir; kadma
yakla§an1 tiksindirir. Anlattld1g1na gore, cahiliye doneminde, erkekler hay1zh
kad1nlarla ayn1 evde otunnazlar, onlarla beraber yemek yemezlerdi. T1pk1
mecilsilerin ve yahudilerin yaptlg1 gibi davranulard1. Bu gelenek, Ebuddah-
dah'1n bu konuda soru sormasma kadar stirdii. Ebuddahdah, Rasulullah'1n as-
hab1 aras1ndan kallap dedi ki: "Ey Allah'1n Rasfilti! Kad1nlar hay1z halindey-
ken, onlara nas1l davranahm? Onlarla beraber olalun m1, olmayahm m1? Yak-
Ayet: 222-223 BAK.ARA SURESi /2 383
la§ahm m1, yakla§mayahm m1?" i§te bunun iizerine bu ayet nazil oldu. «Ha-
y1z halindeyken kad1nlardan uzakla~1n.» Onlar bu durumdayken, cinsel
ili§kiden uzak durun. «Ve temizleninceye» veya hay1z halinden kurtulup kan
kesiliriceye «kadar onlara», cinsel ili§ki maksadiyla «yakla~may1n.»
Bu ayetin nilzfilii konusunda §Oyle bir rivayet vardtr: Y ahudiler, bir kim-
senin cinsel ili§ki ic;in han1m1na arkadan yakla§irsa, dogan ~ocugun §a§I ola-
cag1n1 iddia ediyorlardi. i§te ayet, onlara cevap olarak inmi§tir. Aynca hadiste
§6yle buyurulmu§tur: "Kim, han.1mma arka taraftan yakla§irsa, mel'undur
384 RUHU'L- BEYAN Cuz: l
(Allah'zn rahmetinden uzaktrr)"Y 13> Buna ktic;tik livata denir. Erkegi kullan-
maksa, livatan1n en btiytiglidiir. Livatan1n, yani oglanc1hg1n htikmti, tevbe
edinceye kadar tazir ve hapistir. imameyne gore, bunun cezas1 da, tipk1 zina
cezas1 gibi, had cezas1du. Bu fiili i§leyen eger evli (muhsan) degilse, degnek
vurulur. Evliyse recmedilir.
«Kendinize ilerisi i~in haz1rhk yapin.» Salih ameller i§leyin ki, Allah
katmda sizin ad1n1za biriktirihni§ bir zahireniz olmu§ olsun. Y oksa onlara
yakla§makta, suf §ehev! istekleri tatmin yolunu tercih etmeyin. «Ve Al-
lah'tan>> O'na kar§1 isyana kalkt§maktan «korkun. Bilin ki, O'na mutlaka
kavu~acaks1n1z.» Y ani O'nun cezas1 veya mtikafatiyla kar§l kar§1ya kalacak-
. smiz. Bu balamdan O'nun huzurunda rezil olamayacag1n1z §eyi hazulay1n.
i§te ayet bu olay tizerine nazil olmu§tUr. Ayette ge9en "urza" kelimesi,
engel anlanunad1r. Ayetin anlanu, Allah'1n adlfl1 anarak, bununla kendiniz
i9in bir §eyleri engellemek istemeyin, iyilikleriniz i9in bunu bir mani olarak
one stirmeyin. Mesela iyilik yapmak, korunmak ve insanlar1n arasm1 dtizelt-
mek gibi hususlarda bir engel olarak zikretmeyin demektir. «Allah, ~ok iyi
i~iten» yeminlerinizi duyan «Ve» niyetlerinizi «~Ok iyi bilendir.» 0 , kalbleri-
nizde olanlan, niyetlerinizi 9ok iyi bilir. 0 halde sorumlu bulundugunuz §eyi
yerine getirin ki, cezas1 gelip sizi bulmas1n.
bunlar hayu ve taatt1r, yeminleriniz bunlara bir engel olu§turmaz. Eger siz
bunlan yapmayacagm1z konusunda yemin ederseniz, yemininizin keffaretini,
yani cezas1n1 odeyin ve o hayrrlan yap1n. Bu iyilik, tak:va veya insanlar1n ara-
Sllli bulma olabilir. Hepsinin geregini yapm ve salan: "Biz Allah adma yemin
ettik, O'nun adma yemin ettigimiz halde, yapmayacag1z dedigimiz §eyi yap-
maktan ve yeminlerimizi bozmaktan korkanz'' demeyin. <;tinkti hadiste §oyle
buyurulmu§tur: "Kim bir .Jey uzerine yemin eder, sonra yemin ettigi §eyden
ba§kaszmn daha hayzrlz oldugunu gorurse, hemen yemininin keffaretini ode-
sin ve daha hay1rlz olanmi yapszn. "014 >
Ebfi Hafs bir giin yolda yiiriirken, deh§ete kap1lm1§ bir hamal ile kar§Ila-
§tr. Ebfi Hafs: "Ne oldu sana?'' der. Adam: "Merkebimi kaybettim. Ondan
ba§kas1na da gtictim yetmiyor" cevab1ru verir. Ebfi Hafs oldugu yerde durur
ve: "Allah'un! izzetin adma yemin ediyorum ki, bu adamm merkebi geri gel-
medikc;e buradan bir tek ad1m atmayacag1m" der. Bunun tizerin hemen mer-
kep ortaya ~ikar. Bu olay, Serhu'l-Me~arik adh kaynakta ·da boy le ge~er.
114- Hadisi MUslim, Tirmizi veMuvatta'mda imam Malik tahric etmi~tir. Bkz. Camiu'l-Usul,
I 1/668.
386 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
tutmaz.» Lagv (hata), dti§iik soz, bo§ laf. Hata ile yemin (yeminlerde lagv),
yemin ederken herhangi bir §eyi ama~lamaks1z1n, maksats1z olarak yap1lan
yemindir. Bir kimsenin, dogru sanarak bir konuda yemin etmesi, fakat yemin
ettigi o §eyin sand1g1 gibi 91kmamas1 da yemin-i lagvdrr.
Ebu Hanife'ye gore gtinah1 olmad1g1 gibi, bunun iyin keffaret (ceza) da
gere.ktnez. imam ~afil'ye gore, Yemin-i lagv, herhangi bir and i9meyi ama~la
maks1z1n dilden ~tkarr yemindir. Mesela, "haytr vallahi", "evet vallahi" gibi,
akla yemin etme anlam1 gelmeden sarfedilen sozlerdir. Hatta boyle birisine:
"Sen Mescid-i Haram'da yemin ettin" diye bir §ey soylense, belki de bin kez
"hayir vallahi ... diyecektir.
bir ceza da gerekmez. Bu ttir yemin mekruh bir yemindir. Ho§ gorlihnez.
imam ~afi! de: "Bunun gi.inah olmas1ndan endi§e ederim" der. Hadiste §6yle
buyurulmu§tur: "Kim Allah'tan ba§kasz adzna yemin ederse, o kimse Allah'a
§irk ko§mU§tur. "01 5> Yani kim Allah'tan ba§kasma yemin eder ve yemin ettigi
§eye bir yticelik atfederek boyle bir giri§imde bulunursa, yemin ettigi o §eyi
yilceltme konusunda Allah'a ortak ko§mU§ olur. Oysa ger9ek yticelik yaln1zca
Allah'a aittir.
Ali er-Razi de: "Hayatuna yemin ederim, hayatma yemin olsun, gibi
§eylerle bir kimse yemin edecek olursa, kiifrilnden korkanm" der. Ger~i hal-
km ~ogu bu gibi §Cyleri bilmeden soyleyip dururlar. Ben, bunun kesin §irk ol-
dugunu soylemekteyim. <;unkti Allah'tan ba§kast adma yemin yapdamaz. Ay-
nca bir kimse, islam'dan uzak olay1m anlam1nda da yemin edemez. Kim bunu
dogrulayarak, yani bilerek soylerse, bu kimse salim olarak islam'a tekrar do-
nemez. Eger bu §ekildeki bir yemini yalandan olsun diye soylerse, o kimsenin
kafir olacagmdan korkulur. Nitekim hadiste §Oyle buyurulmu§tur: "Kim ya-
lan yere islam'dan ba§ka bir dinle yemin ederse, yemin ettigi §eyin kapsami-
na girer." <116> Hadisin zahiri §Una i§aret eder: Eger bir miisliiman, "ben §6yle
yaparsam, yahudi olay1m" der ve o §eyi yaparsa, kafir olur." ~afii bu gorii§te-
dir. Hanefilere gore, kafir olmaz. Hanefiler, hadisi tehdit anlam1na yorumla-
m1§lard1r. Pak.at, yemini dili ge9mi§ zaman kipiyle soylerse, yani "eger ben
§unu yaptiysam, yahudiyim" der ve o §eyi de i§lerse, Hanefiler boyle bir ye-
min konusunda farkh gorii§ler ortaya koymu§lardir. Eger adam bunun yemin
oldugunu bilirse, sahih olan gorii§e gore kiifre girmez. Fakat bu yeminle kafir
olacag1 kanaatindeyse ve bunu bile bile yaparsa kfil'ir olur. <;unkti kilfre, bile
bile raz1 olmu§tur. i§te ~ogunluga gore hadisin yorumu boyledir. Fetavay-i
Bezzaziye'de, fetvaya gore bunun yemin oldugu, boyle bir kirnseye keffaret
gerektigi gorii§ii yer ahr.
115- Tirmi.zl: "Kafir olmu§tur veya §irk ko§mU§lur" lafz1yla tahric etmi§ ve "hasendir" demi§-
tir. Hakim ise bunun "sahib" oldugunu bclirtmi~, Fethu'l-Barf'de ise hadisin s1hhatI hak-
kmda bir~ey soylenmemi§tir.
116- Tirmizi ve Ebfi Davud ve Nesai tahric etmi§tir. Bkz. Camiu'l-Usat, 11/656.
388 RUH U'L-BEYAN Cuz:2
Ayet: 226 BAKARA SURESi/2 389
Yeminini bozma htikmti, eger iyla sliresi i9inde han1m1yla ili§kide bulu-
nursa, buna keffaret gerekir.
Yeminine sadakat gostermede ise, iyla stiresinin gec;mesiyle bir bain ta-
lak (bo~ama) meydana gelir. Bu sure de dort aydrr. Ancak bu stire nikfilih ka-
dmm htir olmas1 halinde boyledir. Katade: "iyla, cahiliye gelenegine gore
talak say1hrd1" diyor. Said b. Milseyyeb de: "Bu cahiliye ehlinin zarar vermek
ic;in yaptlg1 i§lerdendir. Adam han1mm1 sevmez, onun gidip bir ba§kas1yla da
evlenmesini istemez. Bunun i<;in de, ebedi olarak ona yakla§mayacagma ye-
min eder, onu oylece, ne bekar ve ne de evli o.lmayacak bir halde terkeder.
islam 1n ilk zamanlannda da boyle yap1yorlardi. Allah, boyle bir zarar1 onlar-
1
dan kaldird1. Koca ic;in belli bir sure koydu. Onlara bu zaman ic;inde dti§tinilp
ta§mma flfsati tan1di. Eger koca, bu zarar verme i§ini terketmede bir yarar go-
rtirse, hemen onu yerine getirir. Aynlmalannda yarar goriirse, aynhr.
«Eger erkckler (yeminlerinden) donerlerse,» Yani erkekler cinsel
ili§kide bulunmama konusunda yaptiklan yemini buak1p ta han1n1lanna do-
nerlerse, «~iiphesiz ki Allah ~ok bag1~layan ve ~ok merhamet edendir.» iy-
La yapan kimsenin domnesi sebebiyle onu bag1~lar. c;unkti bu, onun tevbe et-
mesi anlammad1r. Yeminini boz1nas1 sebebiyJe gUnahm1 bagt§lar.
Ayct: 226-228 BAKARA SURESi/2 391
imam ~afii ile Ebfi Hanife arasmdaki bu ihtilaf1n faydas1 §Udur: ~afil'ye
gore, iddet stiresi daha k1sadir. Halbuki Ebu Hanife'ye goreyse daha uzundur.
Adam temizlik halinde kad1n1 bo§asa bile, kadm kalan ternizlik stiresini bir
kur' sayacaktrr. Bu temizligin hemen sonras1nda ayba§1 olsa bile, durum de-
gi§meyecektir. Kadm li<;tincli hay1z haline girmesi halinde. art1k ~afil'ye gore
iddeti sona erer. Oysa Ebu Hanife'ye gore, temizlik halinde bo§anmI§Sa kadm
U9tincti hayzmdan temizlenmedik<;e, iddeti sona crmez. Hayiz halinde bo~an-
392 . RUHU'L-BEYAN Cuz:2
1 I 7- Tinnizi, hasen olarak rivayet etmi ~ tir. Ahmed b. Hanbel ve Hakim de bu hadisi tahric etmi~lerdir.
Ayr. Bkz. el·Fethu'l-Kebfr, 3/47.
118- Tirmizi', Rada', hadis no: I 161, hadis hasen'dir. Bkz. Camiu.'1-Usul, 6/495.
394 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
ben de onun ic;in si.islenirim. 1' <;tinkii Allah §Oyle buyurmu§tur: "Erkeklerin
kadtnlar uzerinde maruf haklan gibi , kadmlann da onlar uzerinde haklan
vardzr."
229. «Bo~ama» yani daha once anlatt1g1ffilz ric'i talak «iki keredir.» Bu
ise, ancak ayn ayn olarak iki defa bo§ama suretiyle olabilir. Mesela biri dige-
rine iki dirhem verse, bu kimsenin verdigi bu iki dirhemden otilri.i, "ona iki
kere verdi" denilmez. Ancak bu, o ikisini iki defada vermesi halinde soylene-
bilir. E§ i~in n1i.iracaat (ric'at) hakk1 sabit olan talak, ancak iki ayn bo§atnilllm
olmas1ylad1r. Ancak ikinci bo§amadan sonra, ti<;lincti kez de bo§arsa, e§ i\:in
kesinlikle art1k ric'at hakk1 yoktur. Kadm bir ba§ka e§le evle nmediks:e, eski
e§ine helal olmaz. Sanki ayette, "kadmlan iki kez bo§aym" deniliyor gibidir.
Buradakj hiikmlin ozeti §6yledir: Htir olan bir adam, duhulden sonra ka-
ns1n1 bir veya iki talfilda bo§arsa, iddet siiresi ic;erisinde kad1n istemese de,
kocanm hannn1na tekrar donme (ric'at) hakki vardir. iddet bitinceye kadar ko-
ca mtiracaat etmezse veya duhulden once bo§arSa, ya da muhalaa <119J yaparsa,
kad1nm izni ve velisinin izniyle ancak yeni bir nikahla kad1n helfil olabilir.
Ancak koca han1mm1 i.i~lincii kez bo§arsa, kans1 bir ba§ka kocayla nikahlan-
mad1kc;a eski kocas1 i9in helal olmaz.
119- Muhalaa: Malmdan fidye vermek suretiyle kocasmdan bo~anma istegi vcya tersi olarak
kocamn bunu istemesi. Boylece ger\:~klqc n bo~anma olay1na hulu' dcnir. (<;ev .)
120- Sabil b. Kays'm bu hadisini Buhari, Nesal ve ibn Mace rivayel etmi~lerdir. Bunun bir ben-
zeri de Mul'atra'da ycr almaktad1r.
396 ROHU'L-BEYAN COz:2
n1z, «O zaman kad1n1n verdigi fidyede, ikisine de bir giinah yoktur .» Kad1-
111n hulu' olarak verdigi §eyde kad1na gtinah olmad1g1 gibi, kocanm da bunu
almasmda bir gtinah yoktur. Ancak bu hal, eger ge<;imsizlik kadmdan kaynak-
lanmi§sa boyledir. Eger kocadan kaynaklan1yorsa, kad1na verdigi mehirden
herhangi bir §ey almas1 helal olmaz. <;tinkti yiice Allah, erkege hitaben: "Ver-
diginizden hiqbir §eyi geri almayin" (Nisa: 20) buyurmu§tur. Kad1n1 bunun
iyin zora ko§up, verdiginiz maldan ve mehirden fidye vermek mecburiyetinde
buakmay1n1z. <;ilnki.i bu durum: "Onlara verdiginizin bir klsmzni alip gotur-
meniz i~in onlan Slkl§tlrmaym" (Nisa: 19) ayetiyle yasaklanml§lf.
Bilinmelidir ki, eger kadm iffetli ve namuslu ise, kocan1n e§ine iyilikle
muamele etmesi gerekir, onun ba§kaca durumlar1na ve huylar1nm kottiltigi.ine
bakmamahd1r. Koca bu noktada Hz. Peygamber (s.a.v.)'in adabm1 kendisine
ornek almahdu. <;linkli RasiHullah (s.a.v.), pak ve temiz olan harnmlarma gii-
zel davranirdi. Onlara kar§I glizel, sab1rh davranmak, ahlak1 giizelle§tiren §ey-
lerdir. Kaldt ki, han1mlann1n yapttklanna kar§1 sabirh davrananlar, Allah yo-
Iunda cihad edenlerden say1hr.
Anlatild1g1na gore, abidin biri, han1m1na kar§t <;ok iyi davranrrdi. Hanim1
oli.ince, kendisine yeniden evlenmesi i<;in teklif yap1hr. Adam bundan ka91rur,
evlenn1ek istemez ve: "Yalruzhk kalbimi daha fazla rahat ettiriyor" der. Adam
soziine devamla der ki: Harum1n vefatindan bir hafta sonra bir riiya gordiitn.
Gok kaptlan a91lm1§ gibiydi. Sanki oradan bir tak1m insanlar iniyor, havada
birbiri pe§inden kayar gibi yilriiyorlardi. Bu adamlardan her biri doni.ip bana
balayor ve hemen arkasmdakine: "$u kotii adama bak1n" diyordu. Obfuii de:
"Evet, oyledir," diye cevap veriyordu. U<;tinciisii de ayn1 §eyi soylilyordu.
Ben, sonuncu adam gelinceye kadar ni<;in bana boyle dediklerini sormaya
korktum. Nihayet sonuncusu geldiginde: "Bu kotti adam da kim?" diye sor-
dum. 0 da: "Sensin'' dedi. Sebebini sordugumda ise: "Biz, senin amelini, Al-
lah yolunda cihad edenlerle birlikte ytikseklere <;1kar1yorduk. Fakat bir hafta-
dan bu yana, senin amelini cihaddan geri kalanlar1nkiyle birlikte b1rakmam1z
emrolundu. Bunun neden ileri geldigini de bilemiyoruz?" cevab1n1 verdi. i§te
bu rilyadan sonra dostlanndan kendisini hemen evlendirmelerini istedi. Boy-
lece iki veya lie; e§le hayat gec;irdi.
122- Buhari' ve Ebfi Hatem. Darekutni ve Beyhaki hadisi Mtirsel olarak tcrcih etmi~lerdir.
398 RUHU'L-BEYAN COz:2
<;unkti insanlar bir §eyin kesin sonucunu bilemezler. insan yar1n ne olacag1
konusunda ancak tahminde bulunur.
Burada dik.k.at ~ekilmesi gereken bir nokta vardrr. Kad1n1n ilk kocas1na
helal olabilmesi i~in ikinci kocan1n, bo§anan e§le cinsel ili§kide bulunmasm1n
§art ko§ulmas1, bu konuda yaln1zca evlilik sozle§mesinin (nikahm) yeterli ola-
mamasmm hikmeti, bir insanm hemen, canmm istedigi gibi kar1s1n1 bo§amaya
kalk1§mamas1drr. <;tinkti genel olarak hi~bir erkek, han1mmm bir ba§ka erkek-
le yatmasmdan ho§lanmaz. Boyle bir ho§nutsuzlugun olabilmesi de ancak cin-
sel ili§kiyle dogabilir. Oysa yaln1zca evlilik akdi, yaninikah fazlaca bir nefre-
te neden olamaz ve bir heyecan meydana getiremez. Sadece evlilik akdi, insa-
n1n bo~amaya ko§masma kesin bir engel olu§turmaz.
Tahlil §artma bagh nikah, yani kad1n1 birinci kocasma helal kdacak bir
evlenme akdi, akit srrasmda, helal olabilecek miktarla yetinmeyi §art ko§mas1,
beraberliklerinin devam1Ill istememesidir ki, boyle bir §art ile yap1lan akit ~o
gunlugun ictihadma gore fasit bir akittir. Ancak bu, Ebfi Hanife'ye gore kera-
hatle caizdir. Ebfi Hanife'ye gore, eger bu ikisi, yani kadm ve erkek tahlil ola-
y1n1 gizli tutarlar, kad1n, evlenecegi ikinci kocaya: "Ben, seninle evlendim sc-
ni kocahga kabul ettim, ama bo§anma yetkisini kendi elimde tutacag1m, ben
istedigim za1nan senden bo§anacag1m" der, ikinci koca da bunu kabul ederse,
nikah caizdir, bo§anma yetkisi de kadmm eline ge~er. Nitekim hadiste §Oyle
buyurulmu§tur: "Allah, helal kilmak niyetiyle evlenen ikinci kocaya da, bu ni-
yetle kendisi i~in hammz evlendirilen birinci kocaya da Janet eder." <123>
Bu iki adama lanet olunmas1n1n sebebinin ne oldugu sorulursa, cevab1m
§Udur: ikinci kocaya (heHil kllmak i~in kad1nla evlenen ki§iye) lanet sebebi,
kad1n1 tekrar bo§amak niyetiyle almasmdandu. Halbuki nikah akdi, devamh-
hk ivin ffiC§fU k1lmm1§llr. Dolay1s1yla bu ikinci koca t1pkl, odtin~ olarak ah-
nan dam1zhk bir ko~ gibidir. Bilindigi gibi, balk, stirtiden iyi dol almak i9in
dam1zhk ko~ ahrlar. Bu da, sanki bu ttirden bir i§ olmaktadir. Birinci kocaya
lanet edilmesinin sebebiyse, boyle bir nikaha ve evlilige neden oldugu i~indir.
<;unkii bir i§e sebep olan kimse, giinahta suc;u dogrudan i§leyenle ortaktrrlar.
Ba§ka bir yoruma gore, lanet edilmekten amas:, bu i§in koti.i oldugunu ve
iyi bir ~ey olmad1g1n1 ortaya koymaktu. Muhallilin (ikinci kocan1n) di.i§tikli.i-
gi.i, boyle bir evlilige giri§mesidir. <;unkti Hz. Peygamber (s.a.v.) bu tilr kim-
seler ic;in: "Size kiralanan (odiinf olarak alman) koru haber vereyim mi? 11024>
buyurmu§tur. Muhallelunleh (kendisi ictin htille yapunlan)1n dti§ilkltigi.i de,
diirilst karakter sahibi kimselerin nefret ettigi bir §eye giri§mi§ olmasmdandrr.
<;iinkti a.dam, ba§ka biri kadm1yla yatt1ktan ve ondan yararland1ktan sonra,
tekrar o kadma donebiliyor. Yoksa bu, gerc;ek anlamda bir lanet degildir.
<;unkti risalet makammdaki bir zatln, timmeti hakkmda Ianette bulunmas1 ya-
la§I.k almaz. Rasfilullah (s.a.v.), bir lanetci olarak gonderilmemi§tir.
124- ibn Mace, Hakim vc Beyhaki. Beyhaki sah ih oldugunu belirtmi~tir. Beyhakl'nin lafz1 ~oy
ledir: RasGJull ah (s.a.v.): "Size odU.119 o larak a/man kofu haber vereyim mi?'' buyurdu.
Ashab: "Evet, ya RasUlullah!" dediler. RasGl ullah: "Helal ktlmak maksadzyle evlenen kim-
sedir. Allah helal kzlmak maksadiyle evlenen (ikinci kocaya) da, bu niyer.le kendisi ifin
hamm1 evlendirilen (birinci kocuya) da laner etsin." buyurdu.
400 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
«Kim bunu yaparsa kendine yaz1k etmi§ olur.» Kim kad1nlan, zuln1e
varan anlamda kotiiliikle tutarsa, o bu haliyle nefsini azaba ve cezaya atrnl§
olur. «Allah'1n» bu htiktimleri kapsayan «ayetlerini» veya biitiin ayetlerini,
onlara Slrt 9evirmek suretiyle «eglence edinmeyin.» Bu ayetlerle amel etmeyi
hafife almay1n. Buradaki yasaktan ama9, emretmekten kinayedir. Y ani §6yle
402 ROHU'L-BEYAN Ci1z:2
Bir ba§ka yoruma gore her iki hitap da, e§ler i<;indir. c;unkti kocalar, bo-
~ad1klar1 kad1nlar1n yeniden evlemnelerini engelliyorlard1. Bu kad1nlann dile-
d ikleri kimselerle evlenmesine zuli.im ve bask1 yoluyla, zorla engel oluyorlar-
Ayet: 232-233 BAKARA SORESi/2 403
anneleri, bo§anm1§ veya halen evli olan biittin anneleri kapsar. "(;ocuklar"
deyimi is:erisine, erkek ve k1z ti.im c;ocuklar girer. "Emzirirler" ifadesi ise, ha-
ber anlam1nda emir olup, "emzirsinler" demektir. Ancak buradaki emir men-
dubluk ifade eder. Mendub olu§U da, c;ocugun yeti§mesinin anne siittine bagh
olmas1ndandir. <;ilnkii anne siltti, diger tiim stitlerden daha elveri§lidir. Aynca
anne §efkati, ba§ka biitiin sevgilerden daha fazladrr. Anneler c;ocuklann baba-
lan dt§mda ba§ka bir erkekle evlenmedikleri stirece, emzirme hakla oncelikle
kendilerine aittir. Fakat ba§kas1yla evlendikleri zaman, onlann hizmetiyle
me§gul olacaklarmdan, emzirme ve bakma i§ini tam anlam1yla yerine getire-
bilecekleri soylenemez.
Annelerin c;ocuklann1 emzirme stiresi ise, tam iki ylld1r. <;iinkti burada
11
tam" kelimesi kullan1ln1adan, sadece "iki ytl" denseydi; esneklik pay1 olabi-
1
lirdi. Nitekim bazan "falan kimsenin yanmda, filan yerde iki y1l kaldtm' deni-
lir. Bununla, o ki§inin yanmda yakla§1k olarak iki yil kald1m demek kasdedi-
lebilir. "Emzirmeyi tamamlamak isteyenler" ise, ·anneler olabilecegi gibi, an-
ne ve babalar birlikte de olabilir. <;iinkti mana her ikisini de kaps1yor.
1
Ebfi Hanife ye gore, emzirme siiresi ikibuc;uk yildtr. Ebu Yusuf ve Mu-
hammed ise, bu ayete dayanarak emzirme stiresinin iki yil oldugunu soylerler.
Bu sure ge9tikten sonra -ki, bu, ihtilafhdir- emzirme mtibah degildir. <;iinkti
slit, insarnn bir par~as1 oldugu i<;in miibah olmas1 zarfirldir. Oyle ise zarfiret
kendi miktar1nca takdir olunur. Aynca Allah, "Anneler ... " ayetiyle, 9ocuk
ic;in iyi olabilecek hususa riayeti anneye emrettigi gibi, bunu babaya da vasi-
yet ederek, baban1n da kad1na kar§1 gorevlerine dikkat etmesi gerektigi vurgu-
lanmi§tlr. Boylece o da, ~ocugun hakkin1 gozetmeye yoneltilmi§ olur. Ayette,
kad1nm yedirilmesi ve orfe uygun olarak giydirilmesi emri, kocaya veriliyor.
Koc a bunlar1 kar§Ilamak zorundadu. Bu maruf olan ve orfe uygun §ey, ister
bir §art ve akitle belirlenmi§, olsun, isterse olmasm, ayn1du. Bunun ic;in Rab-
bimiz ~oyle buyurdu:
yormu§sun. Nas1l olur da sen halifelige Iaylk olabilirsin? \:tinkli sen bir cari-
yenin oglusun." Buna kar§thk Me'mun b. Re§it de §U cevab1 veriyordu: "is-
mail (a.s.) da bir cariyenin ogluydu. ishak ise htir bir annenin c;ocugu. Oysa
Allah, Hz. ismail'in soyundan insanoglunun en hay1rhs1n1 91karm1§tlr." Sonra
da §U §iiri soyledi:
Hir;bir genr;, annesi, Rumdur, siyahttr, soysuzdur diye ayzplanmasm.
<;;unku insanlarzn anneleri sadece bii-er kaptzrlar.
<;ocuklar bu kaplara konulur, oysa r;ocuklar i~·in aranan babalard1r.
Anneler 9ocuklann1 emzirdikleri zaman, bunlann yiyecekleri ve giye-
ceklerinin saglanmas1 babaya aittir. \:tinkii anneler hayatlann1 siirdiirmeleri
i9in buna muhta9trr ve 9ocuk, anne siittiyle beslenmektedir. Bu say1lanlar zo-
runlu ihtiya9lardandu. Bunlar, hakimin ongiirdtigii ve kad1na ihtiya9lann1
kar§dayacak olan ol9tide verilir. Eger; "Kadmla erkek arasmda halen e§lik go-
revi siirtiyorsa, zaten kad1n 9ocugu emzirsin veya emzirmesin nikah sebebiyle
nafakaya ve giyecege hak kazanm1§tlr. 0 halde bu yiyecek ve giyecegin tek-
rar emzirmeye bagh kilmmasm1n, gerek9esi nedir?" Denilecek olursa, §U ce-
vap verilir: Nafaka ve giyecek, kad1na temkin kar§1hg1 verilmektedir. Kad1n
emzirme i§iy le ugra§Irken, kocasm1n hizmeti i~in vakit bulmada zorluk 9eker.
Oyle zannedilir ki kadmm ~ocugu sebebiyle ihmali, onun nafaka ve giyecegi-
ni temin etmeyi ortadan kald1nr. i§te Allah bu vehmi ortadan kaldirarak. kadm
9ocugu emzirmekle ilgilense bile yiyecek ve giyeceginin kocas1na ait oldugu-
nu, belirtmi§tir.
halde, koca onu engellemesin. c;unkii kad1n, 9ocugunu olduk9a fazla sever.
Erkek, onun bu sevgisini istismar ederek anneyi zarara sokmasm. c;ocugun
her ikisine birden izafesi, iki tarafm da 9ocuk i9in §efkatli davranmalanndan
ileri geliyor. <;tinkil 9ocuk, ikisine de yabanc1 degildir. Ayn ca her iki taraf da
9ocugun geli§mesinde ve yeti§mesinde beraber olmalan konusunda uyaril-
m1§lardrr. Bu bakundan bunlann 9ocuklari sebebiyle zarara ugramalari dogru
olmad1g1 gibi, 9ocugun bunlar sebebiyle zarar gormesi de dogru olamaz.
i§in ozeti §U: i ster iki y1ldan fazla stirsiin , otuz aya kadar emzirme de-
vam ettirilmi§ olsun, isterse bundan daha az bir siirede olsun, 9ocugun siltten
kesilmesinde her ikisi ic;in bir gtinah ve vebal yoktur. Yeter ki, her ikisi birlik-
te c;oc~k is:in en iyi olan §eye karar vermi§ olsunlar.
anyormu§ gibi bir yanh§ anla§ilmaya neden olunmas1 ihtimali vardu. Aynca
olen kocasma kar§1 sayg1 gostermesi gereklidir. <;unkii olen kocas1, onun ge-
~imini saglamt§, ba§kas1na muhta~ brrakmanu§trr. Nafakasm1 ve kalacag1 ba-
nnag1n1 temin etmi§tir.
Tariz, kendisi veya ba§kas1 ic;in muhtemel olan bir anlam1 kar§I tarafa
hissettirmektir. Ayette ge~en "hitbe", nikah istegi, evlenme arzusudur. Eger
bu kelime "hutbe" tarz1nda olsayd1, anlam1 vaaz gibi §eyleri kapsayan soz de-
Ayet: 235 BAKARA SORESi/2 411
mek olurdu.
Ayette belirtilmek istenen, herhangi ric'i bir talak oln1aks1zm kocas1 ve-
fat etmi§ olup da, iddet bekleyen kadmlard1r. Mesela bu durumdaki kadm1 ils-
tti kapah bir §ekilde istemek §5yle olabilir. Erkek hcnliz iddet si.iresini bekle-
yen kad1na: "Sen gtizel ve saliha bir han1ms1n" diyebiljr. Ya da: "Su ve §U ni-
telikteki bir kadma ihtiyac1m var" veya, ''Ben iyi huylu bir insanun elim de
oldukc;a ac;Iktir, gec;im konusunda iyi gec;inebilecek biriyim, han1mlara iyilik-
te bulunurum" gibi sozler soyleyebilir. Bu tlir sozler, listli kapah evlenme tek-
lifini ic;eren ifadelerdir. Kad101n, kendisiyle evlenme arzusu duymas1 ic;in bu
gibi nitelikleri sayabilir. Aynca §Oyle konu§mas1 da listil kapah evlilik teklifi-
dir: "Seni isteyenler oldukc;a fazladir, sana oldukc;a dti§ktin olanlar var." Bu
ttir sozlerle bir bak1ma kad1n1n, evlenmeye niyetli olup olmad1g1 konusunda
agz1 aranm1§ olmakla ve eger ona kar§I bir egilimi varsa, ba§kas1na soz ver-
mesi engellenmi§ olmaktadu.
boyle bir §eye karar vermesi bile dogru degildir. <;tinkti bir §eyin mukaddime-
lerini, o §eye gottiren sebepleri, yasak etmek, o §eyin oncelikle yasak edildigi-
ni ifade eder.
«Bilin ki Allah, i~inizden ge~eni bilir. O'ndan korkun.» Caiz olma-
yan bir karara kalkt§maym, daha i§in ba§1nda iken boyle bir karara kalk1§-
maktan uzak durun ve Allah'tan korkun. «Ve yine bilin ki, Allah, ~ok bagt§·
layandir ve halimdir.» Bu i§e kalkt§lp da yapmayan1, Allah'tan korktugu
i9in uzak duran1 Allah bag1§lar. Hal!m'dir, 9tinkti size ceza vermede acele et-
mez. 0 halde cezaya neden olacak §eylerden ka9m1n ve Rabbinizin size em-
rettigi §eyleri yapm.
236. «Kendileriyle heniiz temas etmediginiz», cinsel ili§kide bulun-
mad1gm1z «veya kendilerine» hentiz «bir mehir takdir etmediginiz», ara-
n1zda akit esnas1nda belirli bir mehir tayin etmediginiz «kad1nlari bo§arsa-
n1z, size bir giinah yoktur.» Yani onlar ivin odemeniz gereken bir mehir
yoktur.
Burada ge9en "gunah" kelimesi "mehrin" gerekliligi anlam1na gelir.
Dolay1s1yla "gunah yoktur" deyimi, odemeniz gereken mehir yoktur anla-
m1ndadir. Bu durum, daha once de belirtildigi gibi, bo§anma olay1, cinsel te-
mastan once olmas1 halinde boyledir.
Ancak mehir belirlenmi§ oldugu halde, hentiz cinsel temas ger~ekle§me
den bo§anma olmu§sa, mehrin yar1sm1 vermek gerekir. Fakat bo~ama olay1 te-
mastan soma olmu§sa, art1k mehrin tamam1n1 odemesi gerekir.
«Onlar1 faydaland1r1n. Zengin olan kendi giiciine, fakir olan da ken-
di kudretine gore orfe uygun bir ~ekilde faydalandirmah.» Bu durumda
kad1na yararlanabilecegi ve faydalanacag1 bir §eyler veriniz. Mut'an1n, yani
bir §eyler vermenin gerektigi konusundaki hikmet, erkegin kadmt bo§amakla
onu yaln1z b1rakmas1 yiiztinden, bir bak1ma kocaya bir zorlamadir. Bu verile-
cek olan miktar da, bir ba§ orttisi.i, bir gomlek ve bir de dt§ elbisedir. Bunu
zengin olan kendi btit~esine uygun §ekilde verecek, fakir de yine kendi duru-
muna gore verecektir. Yani verilecek olan §ey, kadm1n durumuna gore degil,
erkegin gticii goz ontinde tutularak, onun gticilne gore verilecektir. Bunun en
az miktar1, be§ dirhem, en tist sm1nysa mehri misl'in yans1drr. Orfe gore §eri-
atin ve insanhg1n giizel gordtigti §ekilde o yap1lmaltdrr. «Bu, iyilik edenlerin
~a111na yara~tr bir bor~tur.» Onlar buna uymak suretiyle kendilerine iyilik
Ayet: 2 ~36-23 7 BAKA.RA SORESi /2 41 3
yapm1§ olurlar.
237. «Onlara» nikah akdi srras1nda «bir mehir takdir ettiginiz halde,
kendilerine temas etmeden onlan bo~arsan1z, kendilerinin veya nikah
akdi elinde bulunan1n bag1§lamas1 d1~1nda, takdir ettiginizin yar1s1 onla-
r1nd1r .»
Eger gerdekten once biri vefat ederse , mehrin tamam1 vacip olur. <;tinkii
<Hum, mehrin vacip olmas1 i<;in, tipk1 cinsel temas gibidir.
pay1na dti§eni de ona brrakmas1 ile olur. Aynca aran1zdaki sevgiyi, glizelligi
ve irfan1 (bilgiyi) de unutmaym. Boylece hepsi de iyilige, faziletli davranma-
ya te§vi.k ediliyor. «~iiphesiz Allah, yaptlklarin1z1 goriir.» 0 sizin i§ledigi-
niz iyilikleri ve ustlin amelleri bo§a yikarmaz.
126- Hadisi Buhari ve Muslim tahric etmi§tir. Benzcrini Ahmed b. Hanbel , Ebu Davud ve ibn
Mace'de rivayet etrni ~ tir.
Ayet: 2 38 -239 BAKARA SURESi/2 41 5
127- Nesai, Siinen'inde tahric e tm i ~ tir. Hadis sabihtir. Bkz. Cdmiu'l-Uslil, 5/205.
416 RUHU'L-BEYAN Cuz:2
safa ge<;ecegim diye insanlann iizerine basa basa gecz;memelidir. Cemaat ol-
duklannda, ayn1 hizada omuz omuza birle§melidirler. Namaz1n edasmda mu-
teber olan durum, huzur ve tam bir yoneli§tir.
terse girilmemi§ olsun, «orfe uygun §ekilde ge~imlerini saglamak,» yani is-
ter mlistahap ve ister vacip olsun, mutlak mut'a yani kadma yararlanacag1 bir
§_eyin verilmesi, «Allah'tan korkanlar iizerine bir bor~tur.» Yani takva sa-
hibi olmas1 gereken kimselerin, kadm1n kalbini ho§ tutmas1 bak1mmdan ve
arada bir kin kalmamas1 ic;in, §eriat9e ve gelenek olarak uygun olan bir §eyleri
vermesi gerekir.
"
birle§ip kayna§t1lar. Sonra Allah, kendisine: "Ey ruhlar, Allah sizin yerlerinizi
alman1z1 emrediyor" diye seslenmesini vahyetti. 0 da gerekeni yapti ve hepsi
dirilmi§ olarak kalktilar. Bu arada §Oyle diyorlard1: "Allah'1m! Seni takdis ve
tenzihle hamd ederiz. Sen her §eyden miinezzehsin. Senden b~ka hi<;bir il§.h
yoktur." Sonra da hepsi yerlerine ve yurtlanna, kavimlerinin yaruna dondtiler.
Ecelleri sona erinceye kadar bir stire daha ya§adtlar.
245. Kim Allah 'a giizel bir odiinf verirse, Allah da ona, ver-
diginin kar~iligi birfok katlariyla arhrir. Allah hem daraltir,
hem geni§letir. Ancak O'na dondiiriileceksiniz.
Ayet: 244-245 BAKARA SURESi/2 421
245. «Kim Allah'a giizel bir odiin~ verirse,» Bu ayette ge<;en "kim"
(men) soru edatI tasaddukta bulunmaya, yard1ma te§vik anlammadu. Bore; ve
odtin9 anlamrn.a gelen "karz" kelimesi, ashnda kesmek anlamindadrr. Bu is-
1nin verilmesi, bor9 veren kimsenin verdigi §eyi mahndan kestigi is:indir. Al-
lah'a bor9 vermek ise, Allah i9in onceden iyi i§ler ve ameller gondermektir.
Ancak verilecek olan bu borcun, ihlas ve iyi niyeti i~ermesi, ki§inin nefsini ve
kalbini ho§ tutmas1 gerekir.
«Allah da ona, verdiginin kar§1hg1n1 bir~ok katlar1yla arttr1r .>> Oyle-
sine bir arttlnr ki, bunun ol9ilsiinii ve miktarm1 ancak Allah bilir. iyiliklerin
kat kat verilmesinin hikmeti, ktyamette davacilar ba§tna toplansa bile, iflasa
gotiiriilmesini onlemektir. Buna gore, ahirette kulun uzerindeki haklar, iyilik-
lerin astl sermayesinden degil, kat kat olarak fazlaca verilenlerden odenir.
«Allah hem daralhr, hem geni§letir.» Allah kimine bol imkanlar verir,
kimine de ktsar veya bazan klsar, bazan da geni§ imkanlar verir. Yani hikmet
ve maslahat geregi O'nun dilemesi neyi gerektiriyorsa, o olur. Eger kul, i§in
bu inceligini sezerse, o kulun iyilikte bulunmas1, varhgmdan vermesi kendisi
i9in kolayla§mI§ olur. Sanki Allah §oyle buyurur gibidir: Siz, daraltanm da,
bolla§t1ran1n da Allah oldugunu bilip, varhg1n1zm onun geni~lik vermesi ve
imkaruyla oldugunu anlad1g1n1zda, artik bundan boyle cimirilik yapmazsrmz.
0 halde onu odiin9 olarak verin, Allah'1n size infak edip geni~ imkfutlar sagla-
d1g1 ve verdigi gibi, siz de bundan verin. «Ancak O'na dondiiriileceksiniz.»
Sizin onceden gonderdiginiz amellerinize gore size maumalede bulunacaktrr.
Buda ya Allah'm verdigi vaad veya bildirdigi cezadrr.
Bir zenginle bir fakir, bir araya gelirler. Zengin §6yle der: "Allah bizim
derecelerimizi oylesine yticeltmi§ ki, nitekim bizden bor9 bile isten1ektedir."
Fakir de §Oyle der: "Aslmda Allah bizim derecemizi yiikseltmi§tir. <;unku bi-
zim i9in bor9 istemektedir. Bir kimse bazan, sevmedigi bir kimseden de bor9
isteyebilir. Fakat srrf sevdigi kimse i9in bory ister."
Rasfilullah (s.a.v.) vefat ettigi sirada bir yahudiden odiln9 olarak ald1g1
arpaya kar~1hk, zrrlu rehine bulunuyordu. 0, arpay1 ailesinin ge9imini sagla-
mak iyin bor9 aJm1§tI. Hadiste §5yle buyuruluyor: "Kzyamet gununde Allah
§Dyle buyurur: Ey Ademoglu! Senden Beni doyurmam istedim de, Beni do-
yurmadm. Ku/: Rabbim! Sen izzet sahihi Rabbimsin, hen seni nas1l doyutabi-
lirim ki?der. Allah da §Dyle buyurur: Falanca kulum senden yiyecek istedi
de, sen orzu doyurmadzn. Sen bilmez misin ki, eger onu doyursaydin, bunu ya-
422 RlJHU'L-BEYAN Cuz:2
yer alan soru edat1, inkar anlanundaki bir sorudur. Yani biz hangi sebebe ve
amaca dayanarak sava§I terk edelim ki? Oysa bizim sava§ yapmam1z1 gerekti-
ren hakh sebeplerimiz bulunuyor. <;iinkti bizler tilkemizden, vatanlanm1zdan
<;tkanld1k, ailemizden ve c;ocuklanm1zdan uzakla§tlnld1k. 0 halde neden sa-
va§mayahm?
Bunun sebebi, Hz. Musa (a.s.) vefat edince, Hz. Musa'dan sonra, israil-
ogullanna peygamber olarak Hz. Yu§a geldi. Onlara Tevrat'm htiktimleri ge-
regince ve Allah'1n emrettigi gibi muamele ediyordu. Hz. Yu§a vefat edinceye
kadar boyle devam etti. Ancak onun oltimtinden sonra, israilogullar1 ic;inde
biiyiik olaylar meydana geldi. Allah'a verdikleri sozlerini unuttular. Putlara
tapmaya ba§laddar. Bunun tizerine Allah (c.c.) kendilerine, peygamber olarak
Hz. ilyas'1 gonderdi. 0 da, bunlan yeniden Allah'1n yoluna c;agudi. Hz. Mu-
sa'dan sonra israilogullar1na gonderilen peygamberler, Tevrat'tan unuttuklan
hiikiimleri yenilemek ve hatrrlamakla gorevliydiler. Hz. ilyas'tan sonra, Hz.
Elyesa peygamber olarak gonderildi. 0 da, Allah'1n diledigi sure kadar, oliin-
ceye dek i srailogullan aras1nda bulundu. Bundan sonra israilogullanndan oy-
le toplumlar geldi ki, akla gelmedik hatalara buland1lar. Ortaya kendilerine
bir dii§man <;ikti. Bu dii§man Calut'un kavmiydi. Bu kavim Rum denizi sahi-
linde oturuyordu. Buras1 Filistin ile M1su arasmda bir yerdi. Bunlar Amalika
toplumuydular. Amalika toplumu, israilogullarma musallat oldular, onlann
topraklann1 ellerinden aldilar. Bir9ok 9ocuklann1 esir ettiler. Bunlara vergi
yiiklediler, ellerinden Tevrat'lar1n1 ald1lar. israilogullanna bunlar ytiztinden
btiyiik bela ve felaketler geldi.
«Dediler ki: 'Biz hiikiimdarhga ondan daha lay1k iken ve ona mal-
dan da bir bolluk verilmemi~ken, o bizim iizerimize nasd hiikilmdar ola-
bilir? '» israilogullan buna §a§tilar ve i§in hikmetini inkar ederek, bu hilktim-
darhk ona ni~in verildigini, onun buna lay.tk olmad1gu11, halbuki kendilerinin
daha Iay1k olduklarm1 soylediler. Onlara gore htikiimdarhk kendi haklar1yd1.
<;iinkti ona mal ve servet olara.k bir §ey verilmemi§ti. Soyca kendileri seviye-
sinde oldugunu kabul etseler bile mali bir iisttinliigti yoktu. Y ani: "Boyle bir
adam bizim tizerimize nasll hiiktimdar se9ilebilir. <;tinkii ortada ondan daha
laytk olanlan varken, hiiktimdar olabilmek i9in varhkh olmas1 da gerekirken,
bu adam nas1l bir hiikiimdar olabilir ve ba§imiza ge9ebilir?" diyorlardi.
.-
le beraberdir" dediler.
250. Calut ve askerlerine kar1i ortaya fiktiklarinda ~oyle
dediler: "Ey Rabbimiz! Dzerimize sabir indir, ayaklarimizi sa-
bit tut ve kafir millete kar§l bize yardim et. "
251. Derken, Allah 'in izniyle onlari bozguna ugrattzlar.
Davud, Calut'u oldiirdii. Allah da ona hukiimdarltk ve hikmet
verdi ve ona diledigi §eylerden de iigretti. Eger Allah 'in insan-
lari birbirleriyle onleyip savmasi olmasaydi, yeryiizii muhak-
kak fesada ugrardt. F akat Allah, alemlere kar§t biiyiik liitu/
sahibidir.
252. i§te bunlar, Allah 'in IJ.yetleridir ki, onlari sana hak
olarak okuyoruz. Elbette sen gonderilen peygamberlerdensin.
az miktarda su almrrsa, Allah onu bereketli .lalar ve onlann hepsine yeter. Ni-
tekim Allahli Teala, Rasulullah (s.a.v.)'10 doneminde az1c1k bir sudan, <;ok sa-
y1da insanm susuzlugunu gidermi§tir.
Rab1g §byle diyor: Bu k1ssada dtinya ve dtinyaya bagh olanlarla ilgili bir
ima ve omek vardrr. insan kendisine yetebilecek miktann1 ahp bununla yetin-
se, fazlas1na dti§kiinltik gostermese, di.inyada esenlige kavu§ur ve kurtulur.
Fakat ihtiya~tan fazlasuu almaya ugra§rrsa, susuzlugu giderek artar. Nitekim
Dtinya tuz gibidir. Ondan crok miktarda alan1n susuzlugu artar, denilmi§tir.
Bir hadiste §oyle buyurulmu§tur: "Ademog lunun iki vadi dolusu alflm olsa,
Ayet: 250-251 BAKARA SORESi /2 431
129- Hadisi Buhari ve Mi.islim §6yle rivayet etmi§lerdir: "Ademoglwzun bir vadi dolusu alflm
olsa iki vadi do/usu olmas1m ister. Onun agzuu am:ak roprak doldurur. Allah tevbe ede-
nin tevhesini kabul eder." Ahmed b. Hanbel ve Tirmizl de benzer §ekilde rivayel etmi§-
lerdir. Bkz. el-Fethu'l-Kebir. 3/47.
432 RUHU'L-BEYAN Ciiz:2
de bir ba§kasrnda olurdu. Allah, Hz. Davfid'a da Zebur'u indirdi. Allah, ona
ogretmesini istedigi §eyleri de ogretti. Mesela Hz. Davud'a zuh yapmay1, ku§-
larla konu§may1, daglann tesbihini ogrettigi gibi, gtizel sesi ve giizel nagme-
leri de ona vermi§ ve ogretmi§ti. Allah, Hz. Davfid'a verdigi gtizel sesi, kim-
seye vermemi§ti.
Bir diger yoru1n da §Oyledir: Eger Allah, mii'minler ve iyi kimseler ara-
c11Ig1yla kafirleri ve kotii kimseleri ortadan kaldlfffiasayd1, diinya ve i«;indeki-
ler helak olurlardi. Ancak Allah, mii'minler eliyle kafirleri, salihler eliyle de
facirleri, yani kotiileri yok etti. bte taraftan bu ayette, htiktimdar1Ig1n fazileti-
ne ili§kin bir uyan var. Eger htikiimdarhlc olmasaydt, dtinyanm diizeni bozu-
lurdu. Bunun i~in §Oyle denmi§tir: Din ve devlet ikizdirler. Birinin kalkmas1
halinde, oteki de ortadan kalkar. <;tinkii din temeldir, devlet de bek«;iliktir.
Eger bir §eyin temeli yoksa, o §ey y1ktlmaya mahkumdur. Eger bir §eyin bek-
~isi ve koruyucusu yoksa, o da zayi olur, kaybolur.
252. «i§te bunlar,» Burada daha once ge~en hiikiimlere i§aret vard1r.
«Allah'1n ayetleridir ki,» O'nun katindan indirilmi§tir. «Onlar1 sana hak
olarak okuyoruz.» Yani Cebrail aractl1g1yla, en uygun §ekilde sana okuyo-
ruz. Hi«; ku§kusuz, kitap ehlinin onda bulduklan §eylerin hi~ birisi, onlarm ki-
taplarma uyumsuzluk gostermez. Onlar da §iiphesiz bir §ekilde bunun boyle
oldugunu bilirler. «Elbette sen gonderilen peygamberlerdensin.» Sen de,
timmetlere gonderilen peygamberlerden bir peygambersin. Bizim risaletimizi
ve htikiimleri1nizi tebligle ytikiimltisiin. Aksi takdirde bu ayetler sana bildiril-
mezdi.
Ayet: 253 BAKARA SURESi/2 433
Yi.ice Allah'1n burada, diger peygamberleri anmay1p Hz. isa'dan soz et-
mesi, yahudilerin onu a§agilamada <;ok a§m gitmelerindendir. <;unkii yahudi-
ler, Hz. isa'nm elinde boyle btiyiik ve a91k mucizeleri gormelerine ragmen,
onun peygamberligini inkar ettiler. H1ristiyanlar da, Hz. isa'ya tazimde ode-
rece ileri gitmi§lerdi ki, onu risalet mertebesinden ~1kar1p, ilahhga yiikselt-
mi§lerdi.
255. «Allah ki,» Allah, yi.ice Rabbimizin doksan dokuz isminden en yii-
ce ismidir. ism-i Azam'drr. <;;unkii bu, ttim ilahi stfatlan kendinde toplayan
zatl gosterir, O'na i§aret eder. O'nun zatiyla ilgili hi~bir nitelik bu ismin d1§m-
da degildir. Oysa oteki isimler, yi.ice Allah'm ilfilli s1fatlarm1n ttimiine ayn ay-
r1i§aret etmeyip yaln1zca konulduklan anlamlara delalet ederler. Mesela il-
mine, kudretine, fiiline veya bir ba§ka ozelligine i§aret ederler. Bir de "Allah"
ismi tum isimlerin en ozelidir. Bir ba§kasma bu isim verilemez. Ne ger~ek an-
lamda ve ne de mecazi manada verilmesi miimkiin degildir. Halbuki oteki
Ayet: 255 BAKARA SURESi/ 2 439
isimler, bazan ba§ka varltklara ad olabiliyor. Mesela Kadir (her §eye gticti ye-
ten), Alim (her ·§eyi en iyi bilen), Rahim (merhametli) gibi isim'Ieri burada
sayabiliriz.
Kul i9in gerekli olan §ey, bu ismi anar anmaz, kullugunu hatrrlay1p,
O'na kar§I gerekeni yapmahdrr. Yani kul, stirekli bir §ekilde kalbiyle Allah'la
beraber oldugunu ve hep O'na yonelmesi gerektigini bilmeli, kalbi bu inanc;la
dopdolu olmalidrr. Ba§kasma bakmamali ve Allah'tan ba§kasma iltifat etme-
melidir. Yaln1zca Allah'tan beklemeli ve yaln1zca O'ndan korkmahdrr. Bu,
nasd olmasm ki, ki§i bu isimden, O'nun hakiki ve gen;ek varhk oldugunu bi-
lecek, O'ndan ba§ka her §eyin gec;ici, yok olucu ve batil oldugunu bilecek de
ba§kasma yonelecek? <;unkti ins an ba§ta kendi nefsinin helak olacagrm gortir.
T1pk1 Rasulullah (s.a.v .)'m gordtigti gibi. <;unkti 0 §6yle buyurmu§tur: "En
dogru kelime, Sair Lebid'in soyledigi kelimedir. 0 §Oyle diyordu : Allah'tan
ba~ka her ~ey battl ve ge~ersizdir." 0 30>
«O'ndan ba~ka hi~bir ilah yoktur.» ibadete lay1k, olan yalruzca O'dur.
O'ndan ba§kas1 buna Iayt.k degildir. Tevhid'in iiy mertebesi vardrr:
ikincisi: Orta derecedekilerin tevhididir. Bu, "La ilfille illa ente" dir. Ya-
ni: "Ancak Sen varsm, Senden ba§ka hic;bir ilfill yoktur." <;tinkti bu durumda-
kiler §iihud makam1ndadrrlar, bunun da geregi hitaptrr. Y ani "Sen" demektir.
Ayette yer alan "Huve-0 " lafz1 mukarrab~ olanlarm makam1na i§aret
eder. Bu makamdakiler e§yanm mahiyetini ve hakikatini, hep Allah'1 hatrrlat-
ma dii§iincesi ve inanc1yla gortirler. Bu itibarla mukarreb olanlar ttim varlik-
larda ba§ka §eyi degil, yaln1zca Allah'1 goriirler. <;unkii Hak, yalruzca zatl iti-
bariyle varhg1 gerekli olandrr. Oysa Allah'tan ba§ka her §eyin varhg1 ile yok-
lugu e§it derecededir. Y aln1zca O'nun varhg1 vaciptir.
~eyhim §6yle der: "A1lah'1 tam anlam1yla bilenlere gore "La ilfille illal-
lah" diye zikretmek, "Allah, Allah", veya "hu, hfi" kelimeleriyle zikretmekten
daha tistiindtir. <;unkti "Ia ilfille illallah" cilmlesinde, hem nefy ve hem de is-
bat vardir. Y ani bir yoniiyle red, diger yontiyle kabul. (Allah'1 kabul, ba§kala-
nn1 red). Ayn1 zamanda bu kelime fazlaca bilgi ve marifet i~eriyor. Ben bu
kelimeden §llilU da anhyorum: "La ilfille illallah" dedigim zaman bu, hakkaru
§tihud ile tiim yaratiklann fiillerininin, s1fatlarmm ve zatlannm Hak olan Al-
lah'1n s1fatlar1, fiileri ve zati oniinde faniligine §ehadet etmektedir. Yine ben:
"Muhammedtin Rasulullah" dedigimde, yine bu hakkani §tihud ile Rabbani
feyzin, Nebilerin ve Rasullerin Efendisi Hz. Muhammed i~in baki oldugunu
goriiyorum. i§te kulun tevhidi, bu mahiyette olabilirse, hi~ ku§kusuz boyle bir
kimsenin tevhidi, hakiki ve hakkani tevhid olur. Yoksa resmi ve nefsa.nl bir
tevhid degil. "
«0, daima diri ...» "Hayy " sozltikte, kendisinde hayat ve dirilik olan
demektir. Bu, oltimtin ve cans1zhg1n z1dd1 olan bir s1fattlf. Bu, iradi anlamda
his ve hareketi gerektirir. insanm en §erefli vasf1 Daru'l-kerame denilen Cen-
net yurdundaki ebedi hayattrr. Allah bu vas1fla tasvif edilip: "O, Hayy-hayat
11
sahibidir. denildigi zaman bunun manas1, yok olmak ve oltimlti olmaktan
uzak, drum, bili demektir. Yiice Allah, ezeli ve ebedi hayat ile nitelenmi§tir.
«Ve yarathklann1 gozetip yonetendir.» "Kayyum "; kaim kelimesinin
miibfilaga s1fati olup her §eyi yaratma, yeti§tirme, lay1k oldugu kemale ula§tlr-
ma ve koruma hususunda slirekli bir §ekilde ayakta tutan ve gozeten demek-
tir. Ayru zamanda "el-Hayyu'l-Kayyum", Allah'1n ism-i Azam'1drr, denilmi§-
tir. Hz. i sa (a.s.), olilleri diriltmek istedigi zaman, bununla dua ederdi: "Ya
Hayyu, ya Kayyfim" derdi. Yine, deniz yolculugu yapan kimseler, batma teh-
likesi g~irdiklerinde, "Ya Hayyu, ya Kayyftm" diye dua ederlermi§. Hz. Ali
b. Ebfi Talib'ten §oyle dedigi rivayet edilmi§tir: "Bedir glintiydii, Rasfilullah
(s.a.v .) ne yap1yor diye bakmaya gelmi§tim. Onun secdede §oyle dedigini
duydum: "Ya Hayyu, ya Kayyum". Ben, defalarca yanma girip ~Iktim, fakat
o, o halde devam ediyordu ve soyledigi ifadelere ba§kalann1 ekledigini duy-
mad1m. Allah fethi gosterinceye kadar bu duaya devam etti." Bu da, bu ismin
yiiceligini gosteriyor.
«Kendisini ne bir uyuklama, ne de bir uyku tutmaz.» Ayette ge~en
"sinetiin" kelimesi, insan1 uyku agirhg1n1n basmas1 anlam1nadrr ki, insan
uyumadan once, kendisinde meydana gelen uyuklama olay1drr. Uyuklama,
uykunun ba§lang1c1drr. Miibalagada k1yasta aksi oldugu halde ayette, once
Ayet: 255 BAKA.RA SURESi/2 441
Rivayete gore Hz. Musa (a.s.) meleklere, "Rabbimiz uyur mu" diye sor-
du. Allah da, meleklere, Hz. Musa'y1 tic; gtin uykusuz brrakmalarm1, uyumas1-
na izin vermemelerini vahyetti. Sonra, eline iki dolu bardak almasm1 istedi.
Hz. Musa da ic;i dolu iki bardagi eline ald1. Bu s1rada uyku baskm gelip, elle-
rindeki iki bardak yere dii§iip kinldi. Sonra Allah: "Ben gokleri ve yeri kud-
retimle tutuyorum, eger beni bir uyku ya da uyuklama alsaydi, gokler de, yer
de yok olup giderlerdi" buyurdu.<1 30 Hadiste de §6yle buyurulmu§tur: "Siip-
hesiz Allah uyumaz ve O'na uyumak da yakz§maz. <132> 11
ibn Melek de §6yle der: "Bu, uykunun Allah ic;in muhal oldugu konu-
sunda bir ac;1klamadrr. <;unkti uyumak, bir acizlik belirtisidir. Oysa Allah,
acizlikten ytice ve mlinezzehtir." Ebu Yezid Bistami de : "Ben, gecelerimi
kendim ic;in gtindtiz yaptlg1mda, i§te o zaman bana ac;1lan kaptlar ac;tld1" de-
mi§tir.
Adam1n biri, bir cariy~ satm alrr. Ak§am olunca, ona yatag1n1 sermesini
soyler. Cariye de: "Efendim! Serrin de bir efendin var m1?" der. Adam: "Evet"
der. Bu defa: "Peki uyur mu?" der. 0 da: "Hayrr, efendim uyumaz" der. Cari-
ye: "O halde, senin efendin uyumazken, sen uyumaktan haya duymaz mis1n?"
der.
nin de kan1tidir.· <;unkti gokleri, yeri ve bu ikisinde yer alan her §eyi yaratan
bizzat Allah'tir. Bu ikisinde yer alan her §ey ve bu ikisi Allah'm miilkiidtirler.
Hi~bir kimsenin bu §Cylerde O'na bir ortakhg1 yoktur. Hi9bir kimsenin Allah
tizerinde (ha§a) bir hUkiimranhg1 da yoktur. by le ise bir ba§kas1na kulluk ya-
pllmas1 ve ibadet olunmas1 asla caiz olmaz. Kulluk ve ibadet yaln1zca O'na
yapillr.
133- ~efaatle ilgili hadis B uharl, Mtislim ve Stinen'lerde yer ahr. Buna ~efaat-1 Uzma ad1 veri-
len en btiytik ~cfaat olup, Him yarat1lanlarm efendisi Hz. Muhammed (s.a. v.)'e ait bir ~efa
attir.
134- Bkz. i bn Keslr, 1/231 , ibn Cerir, Stiyiiti , ed-Dtirrti'l-Mensur.
444 RUHU'L-BEYAN Ciiz:3
Bu ayet Allah'm yiice Zall ile ilgili temel ilfilli meseleleri kapsamaktadrr.
Boylece Allah'1n varhg1 ve tek ilah oldugu ac;1kca ifade ediliyor. 0 hayat ile
nitelenmi§tir. Zatmm varhg1 vaciptir (vacibu'l-vucud). Ba§kalann1 0 yarat-
ffil§tlI. <;unkii Kayyum, Zatt ile kaim ve ba§kalann1 da ayakta tutan demektir.
Allah, ba§ka bir varliga hiilfil etmekten ve bir mekanda yer tutmaktan mtinez-
zeh, degi§im gibi §eylerden uzak ve beridir. O'nunla oteki varhklar arasmda
herhangi bir benzerlik yoktur. Canhlara ve ruhlara gelen ve anz olan §eyler,
Allah i9in sozkonusu degildir. 0, miilktin ve melekutun sahibidir. Usul ve fu-
ruu yaratan, icad eden O'dur. Yilce kudret ve gii<; sahibidir, yakalamas1 §id-
detlidir. O'nun katmda, kendisinin izni olmadlk9a kimse kimseye fayda vere-
mez. Her §eyi bilen yaln1z O'dur, a<;tk olanm1 da, gizlisini de bilir. Ttimtinti
bildigi gibi, bunlar1n par9alar1n1 da bilir. Malik olma ve gii9lti olma gibi nite-
ligi olan her mfiliki ve gti9ltiyti millktiniin ve kudretinin geni§ligiyle ku§atmI§-
trr. O'nun i<;in zor diye bir §ey yoktur. Herhangi bir i~in O'nu me§gul edip en-
gel olmas1 diye bir durum yoktur. Vehimlerin kapsad1g1 her §eyden ytice ve
mtinezzehtir. 0 derece btiyilktiir ki, hi9bir idrak onu kavrayamaz. Bu sebeple,
Hz. peygamber (s.a.v.) §oyle buyurmu§tur: "Siiphesiz Kur'an'da en bilyilk
ayet, ayete'l-Kursf'dir. <135 >
II
256. «Diode zorlama yoktur.» Bu ayet kitap ehli olan yahudi ve hiristi-
yanlar hakk1nda nazil olmu§tur. <;unkti cizye ancak bunlardan kabul edilip
ahn1r. Bunlar zor kullandarak islam'a sokulmazlar. Onlar arap mil§rikleriyle
ayn1 dtizeyde tutulmazlar. <;unkil mti§riklerden cizye kabul edilmez. Bunlar
ya islam'a girerler, ya da kendileriyle sava§Ihr. <;unkti bunlar i<;in Allah §oyle
buyuruyor: "Onlarla ya sava§zrsimz, yahut onlar musluman olurlar." (Fetih:
16)
257. «Allah iman edenlerin dostudur.» Yani onlann ttim i§lerini ken-
disi listlenir; ba§kasma havale etmez. "Dosttr anlamma gelen "veli" kelimesi,
bazan sevgi ve yard1m etme a91s1ndan dostlugu, bazan da yonetme ve idare
etme a~1s mdan dostlugu ifade eder. Nitekim ba§kas1n1n velayetini ytiklenen-
lere, bu anlam goz ontinde bulw1durularak "veli" denilir. Buna gore ayetin an-
lam1 §6yle olur: Allah, iman etmelerini istedigi ve ezeli iliminde inanacaklan
sabit olan kimselerin dostudur ve velisidir. «Onlan>> kiifrtin ve her tiirlti kotii-
448 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
Miicahit der ki: "ikisi kafir, ikisi inaruru§ olmak: iizere, dort insan dt§lil-
da hie; kimse dtinyaya ba§tan ba§a egemen olamamt§tlr. inanm1§lar Hz. Si.iley-
man ve Ziilkameyn; kafirler ise Nemrut ve Buhtunassar'du."
136- Hadisi, Buhar1, Vahiy kitabmm Bid'u Nuziilii'l-Vahy babmda tahric etmi§tir.
450 RUHU'L-BEYAN Cilz:3
Rivayete gore Hz. Uzeyir, kasabaya girince, bir agac1n golgesine gitti.
Y anmdaki merkebini agaca baglad1 ve kasabay1 gezip dola§tl. Hi9bir kimseyi
bulamaymca, yukandaki sozleri soyledi. Sonrada gidip uyudu. Allah onu uy-
kusunda oldtirdti. Heni.iz gen~ bir delikanhych. Y anma da yiyecek olarak in-
cir, tiztim ve §lfa alm1§tl. Bu oliim olay1 bir ibret i9ind~. Allah ayn1 zamanda
Hz. Uzeyir'in e§egini de oldtirdti. Ytice Allah, Hz. Uzeyir'in cesedini insan,
y1rt1c1 hayvan ve ku§lardan gizledi. Kimse onu goremiyordu. Hz. Uzeyir'in
oliimtinlin (uykusunun) tizerinden tam yilz yil ge9ince, Allah onu yeniden di-
riltti. i§te: "Sonra onu diriltti" ayetinin ifade cttigi anlam budur.
Allah kendisine: «'Ne kadar kald1n?' dedi» Yani kac; gtin veya ne ka-
dar sure kaldm? Boylece durumu ba§tan itibaren bilmedigini ve her §eyi kav-
ray1p ku§atmaktan aciz oldugunu gostermek istiyordu. <;i.inkti Hz. Uzeyir, bu
§ehrin eski haline gelmesini ~ok uzak bir ihtimal gibi gortiyordu. Bu arada
Allah, Hz. Ozeyir'e bir ba§ka §eyi daha gostermek istiyordu. Bu, kudretinin
bedii eserleri ve izleri olacakti. Hemen ~ok k1sa bir zaman i<rinde bozulabile-
cek yiyeceklerinin, uzun si.ire kald1g1 halde oldugu gibi durmas1 ve tazeligini
korumas1drr.
452 RUHU'L-BEYAN Ciiz:3
«0 da: 'Bir giin veya bir giiniin biraz1 kadar kald1m' dedi.» Hz.
Uzeyir, tahmini olarak yakla§lk bir zaman siiresi, ya da kald1g1 stirenin olduk-
9a k1sa bir stire oldugunu belirtmek istiyordu. Ancak Allah §Oyle buyurdu:
«'Hay1r, yiiz sene kald1n,» Sen bu kadar az bir stire degil, aksine tam yiiz y1l
kald1n. Y ani sen bu stire i9erisinde oltiydtin. «i§te yiyecegine ve i~ecegine
bak bozulmam1§.>> Bizim kudretimizin delillerinden bir ba§kas1n1 germen
ivin §U yiyecek ve i9eceklerine bak, hie; birisi bu uzun silre i9erisinde bozul-
mam1§tlr. Oysa bu gidalar 9ok kisa zamanda bozulacak cinstendi. Rivayete
gore Hz. U zeyiP, incirini ve iiztimiinti hentiz yeni kopartm1§ gibi buldu. ~rras1
da sank.i yeni s1kllm1§ gibiydi. Bunlar bu kadar yillanmt§ olmalar1na ragmen,
hi<;bir degi§ime ugramam1§lad1. «Bir de e~egine bak.» Kemikleri nasil c;tiril-
ytip dag1lm1§, eklemleri birbirinden aynlmt§, paramparc;a ve darmadag1n ol-
mu§ durumda. Bunu, senin uzun bir sure kald1g1n1 ogrenmen ic;in yapttk. Boy-
lece kalbin huzur bulsun istedik.
«Seni insanlara bir delil kdahm diye boyle yapttk.» Y ani senin diril-
tilmen, e§eginin diriltilmesi, yan1ndaki yiyecek ve ic;eceklerin hi<; bozulmadan
korunmalan, btitiin bunlarla seni insanlara bir ayet, delil ve mucize ktlmam1z
i9indir. insanlar seni gorerek bundan kendileri ic;in ders c;1kars1nlar. ibret ve
ogiit als1nlar. «Kemiklere bak.» E§egin kemiklerine de bak. Kendi dirilmeni
gordiikten sonra, senin d1§1ndaki bir varhgm nas1l diriltildigini gormen i<;in
e§egin kemiklerine bak. «Onlart nastl yerli yerine getirip sonra ona et giy-
diriyoruz. '» T.opraktan onlar1 nasil kald1np, cesetteki yerlerine koymaktay1z.
Sonra da bunu, t1pk1 cesedin elbiseyle ortilnmesi gibi, et ·giydirerek kemikleri
orttiyoruz.
Ayette, kemik 9ogul, et ise tekil olarak ge9mektedir. <;iinkti kemikler
farkh ve ayn aynd1rlar; §ekil bakim1ndan da farkhdrrlar. Fakat et oyle degil-
dir; birdir, biti§iktir ve goriilen bir §eydir. Kemikler etin altmda kaldlklar1n-
dan goriilmezler. Soylendigine gore, Hz. Uzeyir, gokten §oyle bir ses i§itir:
"Ey birbirinden ayrilm1§, kuruyup ~tiriimti§ kemikler! Allah sizin, eskisi gibi
bir araya gelmenizi emrediyor. Yeniden ete ve deriye bilrtinmenizi istiyor."
i§te bunun tizerine btitiin kemikler birle§ip birbirlerine eklendiler. Sonra onla-
nn iizerine et yay1hverdi. Derinin altindan k1llar 9Ikmaya ba§ladi. Ard1ndan
i~ine ruh iiftiriildti, e§ek de ayaga kalkip anumaya ba§lad1.
lenler Allah yolunda harcama yapanlar degildir. Boyle olsayd1, bir canh §ey,
cans1z olan bir b~ka §eye benzetilmi§ olurdu. Aksine burada harcanan §eyler
taneye benzetilmi§tir.
«Her ba§ag1nda yiiz tane olmak iizere, yedi ba§ak bitiren bir tek
tanenin durumu gibidir.» <;ift9i silrdilgti ve ekime hazrrlad1g1 toprag1na to-
humlan tane olarak atar. "Tane " kelimesi genellikle bugday i9in kullan1hr.
Ekilen bu tohum taneleri de, yedi§er ba§ak verirler. Bu ba§aklann her birisin-
de de, ytiz tane vardrr. Nitekim m1slf ve danda bunlar1 gormek, verimli top-
raklarda bunu mi.i§ahade etmek, hatta daha fazlasm1 da gormek mtimkilndtir.
«Allah diledigine kat kat verir.» Bu veri§, Allah'1n diledigince olacak-
tlf. 0, fazhndan ve ihsan1ndan harcamada bulunan kimsenin ihlasma, duru-
muna ve emegine gore verecektir. «Allah vasi'dir,» verdigi §eyler dolay1s1yla
stkmt1ya girmez. «Her ~eyi iyi bilendir .» Harcamada bulunan kimsenin niye-
tini, harcad1g1 miktar1, bunu nas1l elde ettigini bilir.
~u halde Allah yolunda harcamada bulunan kimsenin durumu, tlpk1 9ift-
9inin durumuna benzer. Buna gore nasil ki, 9ift9inin i§inde dikkatli olmas1,
tohUinunu iyi se~mesi ve toprag1 iyi i§lemesi durumunda daha fazla tirtin elde
ederse, ayn1 §ekilde Allah yolunda harcamada bulunan kimse de, salih olur,
maim helfilini sec;er ve yerli yerinde harcarsa, sevab1 da bu oranda artar. Nite-
kim Hz. Peygamber (s.a.v.) §Oyle buyurmu§tur: "Kim, temiz ve he/al kazan -
cmdan bir hurma degerinde tasaddukta bulunursa -ki Allah temiz ve helal
olmayam kabul etmez- Allah bunu sag eliyle kabul eder. Sonra da bunu sahi-
bi ifin, birinizin taymL besleyip biiyiittugii gibi, dag gibi oluncaya kadar fO-
galtzr." o37>
137- Buhari, Mtislim, Muvaffa.'mda, Malik, Tirmizi, Nesiil, Mi.isnedinde Ahmed, rivayet et-
mi~ledir. Bkz. Fethu 'l-Kebir, 3/178
456 RUHU' L~BEYAN Ciiz:3
ve: "Ben sana iyilik yapt1m da, bir te§elckilr bile etmedin" gibi sozler soyle-
mezler. Ya da: "Meebur kahnca bana gelip gidiyordun, §imdi git, Allah seni
benden ayrrs1n, benimle senin arana uzak: mesafeler soksun" manas1na k1nc1
sozler etmezler. i§te bunlann sevaplar1 ahirette Rableri tarafmdan verilecektir.
«Onlara» ba§lanna gelmesinden endi§e ettikleri «korku yoktur ve» yine
«onlar», geride buakttklan dtinya i§leriyle ilgili §eylerden dolay1 «iiziilmeye-
ceklerdir.»
Bu ayet de, daha onceki ayet gibi, Hz. Osman (r.a.) ile Hz. Abdurrah-
man b. Avf (r.a.) hakktnda nazil olmu§tur. Hz. Osman, Tebtik seferinde Cey-
§U'l-Usra ad1 verilen gti~liik ordusuna, ilzerindeki ytikleriyle birlikte bin deve
ve bin dinar bag1§lamt§tl. Bunun ilzerine Rasulullah (s.a.v.) elini kaldrr1p §Oy-
le dua etti: "Ey Rabbim! Ben ondan raziyim. Sen de ondan razi ol. " 038> Ab-
durrahman b. Avf da, maluun yar1s1 olan dort bin dirhem bagt§ta bulunmu§ ve
§6yle demi§ti: "Yan1mda sekizbin dirhemim var. Bunun dortbin dirhemini ai-
lem ve 9ocuklar1m i9in ay1np kalan dortbin dirhemini de Rabbime odtin9 ver-
dim." Bunun hakk1nda da Rasfilullah (s.a.v.) §6yle buyurdular: "Allah, yanm-
da alikoydugunu da, Allah i~in verdigini de senin hakk1nda bereketli kilsin."
i§te Hz. Osman ile Hz. Abdurrahman'1n durumlar1. .. Allah kendilerinden raz1
olsun, her ikisi de tasaddukta bulunuyorlar, akillanna asla ba~a kakmak ve
goniil krrmak gibi bir §ey gelmiyor.
~tiphesiz, Allah, yap1lan iyiligin ba§a kakilmas1n1 yasaklam1§trr. Oysa
Allah, kullarma verdigi nimetleri zikredip onlara hatrrlat1yor. Allah §6yle bu-
yurmu§tur: "Aksine Allah sizi minnettar kllar." (Hucurat: 17) <;unkti Allah
her bak:1mdan tam millk ve kudret sahibidir. Onun miilkii ve kudreti ba§kasm-
dan degildir. Kul, eksiktir. Eksik olanm ba§a kakmas1 olamaz. Ba§a kakmak:,
nimetin degerini dti§iiriir ve onu kirletir. !;ilnkti alan durumundaki fakir ve
yoksul, ihtiyac1 sebebiyle ba§kas1mn sadak:asm1 almak zorunda bulundugun-
dan, kalbi ve gonlti kink kimsedir. Veren kimsenin tistlin el oldugunu da itiraf
etmektedir. Eger yard1mda bulunan kimse, yapt1g1 iyilik ve ikram1n a~Iklan
mas1n1 istiyorsa, bu hal yoksulun kalbinde biiytik yara a~ar. Adam ald1g1 §ey-
le bir eksigini gidermi§ken bu defa bundan zarar gormil§, yaralanm1§ hale ge-
lir. Ona yapm1§ oldugu iyilikten sonra kotiililk yapmt§ ve zarar verrni§ hlik-
mtine ge9er.
138- Bu rivayeti yazar anlam itibirayile soylerni§tir. Tirrnizi'nin rivayetiyse: "Osman, hugiin-
den sonra ne yaparsa, zarar vermez" §eldindedir.
Ayel: 263 BAKARA SURESi/ 2 457
nan>> temiz ve dtiz «kayaya benzer ki, ona §iddetli bir saganak isabet
edince», tizerine §iddetli ve iri taneli bir yagmur yag1nca «onu diiz bir kaya
halinde b1rak1r.» Ozerinde toz ad1na hi9bir ~ey buakmaz. «Kazand1klarin~
dan bir §CY elde edemezler.» Gosteri§ ic;in yapt1klan harcamadan hi9 yarar-
lanamazlar, kesinlikle bundan bir sevap bulamazlar. Nitekim durumlan §U
ayetteki gibi olur: "Onu dagzlml§ toz zerresi yapacagiz." (Furkan: 23) Burada
ytice Allah (c.c.), sadakan1n ba§a kakmak ve gontil incitinekle bo§a gittigini
ve ecrinin de ortadan kalktig1ru iki omekle a91klam1§tir:
Birinci omekte, mahn1 insanlara gosteri§ i9in harcayan ve ayn1 zaman-
da Allah'a ve ahiret giintine inanmayan kimse gosterilmi§tir. Bu bakimdan bu
kafirin yaptlg1 infak ve harcamasmm ecrinin yok olmas1, ba§a kakmak ve in-
citmek suretiyle ecirlerini bo§a 91karanlannkinden daha belirgin olarak orta-
dad1r.
ikinci benzetme ise tizerinde toz ve toprak bulunan bir kaya parc;as1dtr.
Sonra tizerine yagmur yag1yor ve tizerindekileri ahp gottirtiyor ve adeta tize-
rinde toprak ve toz ad1na sanki hi9bir §ey yokmu§ gibi bir hal ahyor. i§te
kafir, llpkI bu kaya gibidir. Toprak da, bu anlamdak.i infak ve harcamaya ben-
zer. ~iddetli yagmur ise, kafirin yaptiklar1n1 bo§a 91karan kilfi.ir ve infak ede-
nin amelini bo§a <;Ikaran ba§a kakmak ve goni.il incitmek gibidir. Nasil ki §id-
detli ve saganak halindeki yagmur, kaya i.izerindeki tozu toprag1 silip gottirilr-
se ayn1 §ekilde ba§a kakn1ak ve gontil incitmek, yap1lan infak ve harcamayla
meydana gelen sevap ve ecri boy le silip gottiri.ir.
Ayette bu, yani yapt1klannm bo§a gittigi ve ecirlerinin de ortadan kalk-
t1g1 gayet a<;lktu. Nitekim Mfitezile de §Oyle demi§tir: Salih ameller sevab1
gerekli blar. Btiyilk gtinahlar ise bu sevab1 yok ederler, giderirler. Ehl-i Siin-
net ise §U gbrti§tedir: Sevap, ihsan ve ltituftan ibarettir. Bunlar diyorlar ki:
"Bo§a ~tkarmaytn " soztiyle belirtilmek istenen ~ey, yasaklama, yani bu seva-
bm mevcut ve sabit bulunmas1ndan sonra ortadan kalkn1as1 degildir. Buradaki
yasaklama ve nehiy, yap1lan bir i§i ho§ olmayan ve batil anlamda yapmamak-
tlf. Bunun a9tldamas1 §Oyledir: Ba§a kakmak ve gontil incitmek bir i§teki vaa-
dolunan ecrin yok olmasma sebep olur. <;unkti yap1lan ·amel, sonus:ta vaado-
lunan ecre gottirtir. <;unkii amel, ibadet, taat ve Allah n zas1 ic;in yap1lchg1 tak-
dirde vaad edilen ecre ula§tlnr ve Allah'1n nzas1na kav u§turur. Nitekim
Kur'an'da §byle buyurulmu§tur: "Kendiniz i~·in onden ne gonderireniz , Allah
kattnda onu, daha hayirlz ve mz~kafat~a daha buyuk bulacakszniz." (Mtizzem-
460 RUHU'L-BEYAN Ciiz:3
Sonra Rasulullah (s.a.v.) devamla .royle buyurdular: i§te bu ii~ ki§i, ki-
yamet giiniinde Allah'm kendileriyle cehennem ate§ini tutu§turacagi yaratik-
landirlar." <139>
139- MUslim. Nesai, Tirmizi. Tirmiz'i, hadisin Hasen oldugunu soylUyor. Bkz. Tergfb ve
Terhib, 1/61.
462 RUHU'L-BEYAN Ciiz:3
«Bir tepe iizerinde bulunan, bol yagmur degince iirtinlerini iki kat
veren, ona bol yagmur degmese 61Ie~entisiyle de yetinen bir bah~enin
durumu gibidir.>> Bah9e bu durumuyla (\onmaktan, bozulmaktan emindir.
<;unkti burada esen riizgarlar hep tath ve yzarh riizgarlardrr. Kald1 ki yiiksek
yerlerin aga9lan daha giizel ve daha meyv li olur. Fakat al9ak ve bas1k yer-
lerdeki topraklarda tirtin az olur. <;unkti blf alar1n havas1 daha kesiftir, esintisi
yoktur. Nitekim §6yle derler: Eger bahc;e ytiksek9e bir yerdeyse, bu, nehirler-
den yararlanamaz, c;ogu zaman da ri.izgarlardan zarar goriir. Dolay1s1yla bu-
nun tiriinii de iyi olmaz. Ancak bah9e orta ytikseklikteki bir yerde olursa, yani
ne fazla ytiksek ve ne de fazla alc;ak bir yerde bulunmazsa, o takdirde iyi ola-
bilir. Bu durumda ayette yer alan "Rabve" tam anlam1yla yi.iksek tepe veya
yer anlamma olmay1p, iyi ve yumu§ak toprak manasmad1r. Boyle bir toprag1n
tizerine yagmur yag1nca, toprak iyice kabaru, §i§er ve iyi tirtin verir. i§te bir
toprak eger bu nitelikteyse, verimli olur, orada gtizel aga<;lar yeti§ir. Nitekim
bu yorumu §U ayet de destekliyor: "Yeri de kupkuru goriirsun. F akat biz ona
su indirdigimiz zaman harekete ger;er, kabarzr." (Hae: 5)
i§te bu ayette de gortildi.igi.i gibi, tepe diye ifade olunan "Rabv" dan
maksat, topragm kabarmas1dir. Bu nitelikteki bir topraga bol yagmur yagarsa,
bu bah<;e tiri.inlerini fazlaca verir ve <;ok iirtin 91karrr. Vereceginin iki katl
ilriin elde edilir. Oysa ba~ka zamanlarda boyle bir tiriln kendisinden beklene-
mez. Bunun nedeni, ald1g1 bol yagmurdur. ibn Abbas (r.a.) diyor ki: "Boyle
bir toprak, iki y1lda verecegi tiriinii, bir tek ytlda verir. Ayetteki "di'f' dan
maksad "misl"dir. Nitekim "her qiftten iki lane idi. (HO.d: 40) ayetinde
II
11
zevc" kelimesinden "bir" kasdedildigi gibi. Bunu dort kat diye tefsir eden
ise "d1'f" kelimesine asil manasm1 vermi§ olur. <;tinkti "di'f' bir §eyin iki mis-
li de1nektir. Buna gore "d1'feyn" dort misli olur. Eger boyle bir topraga bol
yagmur dil§memi§ olsa bile, <;isenti halinde bir yagmur da yeter. <;tinkti top-
rak bitektir, arazi verimlidir, topragm bulundugu yerin havas1 da gilzeldir.
266. «Sizden biriniz arzu eder mi ki...>> Burada soru anlammdaki hem-
ze, olmas1 arzulanmayan §eyi red anlam1nadrr. Yani sizden herhangi birismin
arzulamas1 dii§tiniilemez ki, «kendisinin, hurma ve iiziimlerden olu§mU§,»
slk aga~larla kaph ve aga<;lann «alt1ndan 1rmaklar akan bir bah~esi bulun-
sun. Orada kendisi i~in her ~e~it meyveler olsun da...» Meyvelerden mey-
dana gelen, bunlara bagh nzk1 bulunsun da... Burada gec;en "semerat", genel
anlamda ttim iiriinleri degil c;oklugu ifade etmektedir. Nitekim ~u ayette de
Ayet: 266 BAKARA SURESi/2 465
ayn1 durum ifade olunmaktadu: "Kendisine her ~ey verilmir" (Neml: 23)
Eger nas1l "hu rma ve uziimlerden ibaret bir bahr;e" dedi de soma:
''Orada kendisi i<;in her r;e~it meyveler olsun" buyurdu diye sorulacak olursa,
cevaben deriz ki: Hurma ve tiztim, aga~lann en degerlileri oldugundan dolay1,
digerlerinden tisttin tutularak, bunlar soz konusu edilmi§tir.
«Kendisine ihtiyarhk ~oksiin ••. » Tam bu s1rada adam da ya§lanm1§ bu-
lunsun ki, bu ya§h kimsenin bu ilrtinlerden faydalanmaya daha 9ok ihtiyac1
vardir. «Gii~siiz de ~ocuklar1 olsun.>> Bir de zay1f ve gil9stiz 9ocuklan var,
henuz kendi ba§lanna i§ yapabilecek ve kazan9 getirecek durumda degiller.
«Derken ona ate§li bir kas1rga isabet edip yaks1n.» Adam ya§h, 9ocuklar
kil9tik, tek umutlan bu bah9edir. Derken §iddetli bir f1rt1na ve kasrrga buray1
birbirine katlp kavuruyor. Her taraf1 harabeye <;eviriyor. Ya§h adam §a§kmdJr.
Gticti yoktur ki, onun gibisini tekrar diksin, yeti§tirsin. <;ocuklanndan da ken-
disine bir haylf yok ki, yardrnuna ko§abilsinler. <;unkti henilz kti<;tikttirler, ba-
balanna yard1m etmekten acizdirler.
i§te bu gordilgiin ornek, gtizel i§ler yapan fakat bu giizelliklere ve iyilik-
lere riyakarhk ve eziyet verme gibi kotil i§leri de kar1§tlrd1gmdan, ttim iyilik-
leri bo§a gitmi§, layamet gtinii geldiginde, o iyi amellere §iddetle ihtiya~ du-
yan fakat bunlar1 bulamay1nca da hasret ve iizilntti duyan kimsenin hali,
ayette sozi.i edilen kimsenin durumuna benzetilmi§tir.
«i§te Allah, dii§tinesiniz di ye, ayetlerini size boy le a~1klar .» i§te bu
a91k-se9ik izahtan da anla§Ild1g1 gibi, tevhidin ger9ekle§mesi ve dinin dogru-
lanmas1 i<;in Allah apa9Ik delilleri ortaya koyar ki, bunlan dli§iintip, kendinize
ibret s;Ikaraslillz, geregiyle amel edesiniz.
Ku§eyri §unlan soylUyor: "Allah bu ayetleri, ihlash insanlarla mtinaflk-
lann birbirlerinden aynlmas1 i~in bir ornek olarak indirdi. Boylece Allah yo-
lunda harcamada bulunanla, battl yollarda mal harcayanlar birbirinden aynla-
caktrr. iyi olanlar, amelleriyle temize ~1kacak, kottiler ise amelleri bo§a giden-
ler ve mallar1yla zarara girenler, htisrana ugrayanlar olacaklardrr. Bu ytizden
mutlaka amellerin ihHis temeline dayanmas1 gerekir. <;unkU , meyvelerin kok-
siiz olarak ayakta kalmalar1 milmkiln degildir. Hz. Muaz b. Cebel (r.a.)'den ri-
1
vayete gore, kendisi Yemen'e gonderildiginde §6yle demi§ti: "Ey Allah 1n
Rasfilil! Bana tavsiyede bulun." Rasulullah (s.a.v.) da §6yle buyurdu: "Dinin
de ihlaslt ve samimf ol. Bu durumda az amel de sana yeter. "<L4ol
L40- Bu rivayeti ibn Ebid-Dlinya tahric etmi§tir. Hakim ise Muaz b. Cebel'den "Dininde sami-
mi ()/, amelin az1 da sana yeter" ifadesiyle naklctmi~lir. Ayr. Bkz. Fetlzu'l-Kebir, 1/58.
466 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
Ebfi Zer el-Gifari (r.a.)'dan rivayete gore, Rasulullah (s.a.v.) §0yle bu-
yurmu§tur: "Ey Ebu Z er, gemiyi yenile. Suphesiz deniz c;ok derindir. Fazlaca
aZLk al, f unku yolculuk uzundur. Yukunii azalt, runku yol korkuludur. Ame-
linde ihlasll ol, runkii gozcii her~eyi gorendir. " Burada geminin yenilenme-
sinden maksat, iman1n gti9lendirilmesi ve tevhidin peki§tirilmesidir. Deniz-
den ama9, cehennemdir. Yi.ice Allah §6yle buyurmu§tur: "Sonra sakmanlan
kurtannz. Zalimleri de orada (cehennemde) diz rokmii§ olarak btrakinz."
(Meryem: 72) Yolculuktan maksat, ahiret ve kiyamet yolculugu, cennet az1-
g1ndan ama9, yaptlan taatlardir. Cehennem az1g1 da, gtinahlard1r. Ytikten ka-
s1t, giinahlar ve hatalardu. Dogrusu ahiret yolu korkulu bir yoldur. <;link.ii ze-
baniler, yiikli agu olanlan yolda yakalarlar. Orada hi~bir kimse, en yakmlan
da olsa, ba§kalann1n yard1m1na ko§amaz. <;unkii Allah §oyle buyuruyor:
"Eger yuku agzr gelen kimse, onu ta§imak ifin ba§kasinz qagzrsa, onun yii-
kunden hifbir §ey a/zmp ta§tnmaz; akrabast bile olsa." (Fatu: 18) Gozci.iden
maksat, ytice Allah'trr. 0, tertemizdir, ancak pak ve temiz olan1 kabul eder.
Nitekim Allah §Oyle buyuruyor: "Kim Rabbine kavu§mayi arzu ediyorsa, iyi
bir amel i§lesin." (Kehf: 110) Yani yaptiklanndan Allah'1n nzasm1 gozetsin.
Kudsi hadiste de §Oyle buyuruluyor: "Ben , §irk yonunden asla ortaga ihtiya9
duymayamm. <;iinkii Ben , her tiirlU §irkten miistagniyim . Kim Benim i~·in bir
amel i§ler ve bu amelinde ba§kaszm Bana ortak ko§arsa, Ben ondan uza-
gim. " (141 >
267. «Ey iman edenler! Kazand1klar1n1z1n ve sizin i~in yerden ~1kar
d1g1m1z» tahil, meyve ve maden gibi «~eylerin iyisinden harcay1n.» Burada
"iyisi" anlam1na gelen "tayyibat", baztlarmca helal olarak yorumlanrrken, ba-
z1 tefsir bilginleri de bunu iyi ve temiz olan §eklinde yorumlam1§lardJf. <;unkti
helal olan emirle belirlenmi§tir. Haramdan harcamaksa emredilmemi§tir.
«Kendinizin goz yummad1k~a ahc1s1 olmad1g1n1z kotii §eyleri vermeye
kalk1~may1n.» Ayette gec;en ve "kotii §eyler" anlam1nda olan "habfs" keli-
141- Muslim. Ancak MUslim'in Hifz1 biraz degi~iktir. Burada: "... Ben ondan uzag1m" yerine:
"Onu ~irki ile ba§ba§a b1rakmm" Iafz1 vard1r.
Ayet: 267 BAKARA SURESi/2 467
mesi, degersiz, onemsiz, basit ve kotii §eyler demektir. Hab!s, tayyib'in z1dd1-
dtr. Tayyib, insan tabiatinm ho§ gordilgli, habis ise ho§lanmad1g1 ve igrendigi
§ey dcmektir. Bu bak.1mdan ayette: Ey iman edenler! Deger vermediginiz, ne-
redeyse igrendiginiz §eyleri Allah yolu~da harcamaya kalk1§maym, denilmek-
tedir.
den olamdu.
268. «~eytan sizi,» mahna s1la stloya yap1§ ve harcama, onu sadaka ola-
rak dag1tirsan yoksul kahrs1n diye «fakirlikle korkutur.» Sadaka vermenizi
engelledigi gibi, cirnirilik gibi «~irkin §eyleri emreder.» Buna kar§1hk ytice
«Allah ise,» kendisi ugruna harcamada bulunrnan1z dolay1s1yla «size, kendi-
sinden bir magfiret ve bolluk» yani dtinyada verdiginizden fazlasrm size ik-
rarn etrneyi, ahirette de sevap vermeyi «va'dediyor. Allah vasi'dir.» Kudreti
ve fazh boldur. Size soz verdigi bag1§larna soztinti kesinlikle ger~ekle§tirir.
«Hakk1yla bilendir.>> Sizin neleri hangi yerlere harcad1g1n1z1 bilir, bu itibarla
da ecrinizi zayi etmez.
269. «Hikmeti» Kur' an ogtitlerini, kullanndan «diledigine», gticilniin
derecesi ve ilminin geni§ligi oranmda «verir.» Yani Kur'andaki ogtitleri a~1k
lar ve onlarla arnel etmeye muvaffak ktlar. «Kime de hikmet>> yani ilirn ve
arnel «verilirse, muhakak ona» di.inya ve ahiret konusunda «~ok hay1r ve-
rilmi~tir .» Bunu, kendilerine hikmet verilen ve ogtit alma yetenegi olan «01-
gun akd sahiplerinden ba§kas1 dii§iinemez.» · Bunlar, her ti.irlti vehirnden
armm1§, heves ve arzulanna boyun egmekten uzak saglarn akd sahipleridirler.
Hadiste §oyle buyuruluyor: "Allah'zn sag eli doludur. Hifbir harcama onu
eksiltmez. Gece ve gundiiz boyu durmakszzin akar, yani harcar. Goklerin ve
yerin yaratllt~zndan bu yana infak ettiklerini bana bildirir misiniz? Bu,
O'nun sag elindekini asla eksiltmem i~tir. O'nun Ar{l su iizerindedir. Oteki
elinde de kabz (tutup alma) vardzr. Bununla diledigi zaman yiikseltir, diledi-
ginde de alraltlr. "0 451
270. Hangi ttirden olursa olsun, gizli veya a9Ik, az veya 9ok, Allah yo-
lunda «yaptlg1n1z her harcamay1 veya» namaz ve oru9 gibi ~arth veya §art-
s1z «adad1g1n1z her adag1, Allah ~iiphesiz bilir.» Kar~1hg1rn, yaptigmtz ~ey
iyilikse iyilik, kotilltikse kottiltik olarak mutlaka verir. Bu bir te§vik, uyar1,
vaad ve korkutmadlf. «Zulmedenlerin», harcama ve adak:lannda isyana sa-
panlarm veya sadak:alann verilmesine engel olanlarm, adaklar111a ili~kin sozi.i
Ayet: 270-271 BAKARA SURESi/2 471
1
yerine getirmeyenlerin, kendilerini Allah m azabmdan kurtaracak «yard1mc1-
lan yoktur .»
3- Hz. Peygamber (s.a.v.)'in: "Yedi kimse var ki, Allah, kendi golgesin-
den ba§ka hi<;bir golgenin bulunmadigi o giinde, bunlan kendi golgesinde
golgeleyecektir...Sadaka veren,fakat sag elinin verdigini sol elinden gizleyen
adam ... " 046> Hadisinde miljdelenen kimse gibi 9ok bilytik bir milkMaata hak
kazanu. Aynca Rasulullah (s.a.v.): "Gizli sadaka, Rabbin gazabzm dindi-
rir. "<147> buyuruyor.
146- Hadisi, Buhari', Muslim ve Malik tahric etmi~tir. Bu, hadisin bir bOltimUdUr.
147- Beyhaki, $uabu'l-iman Bkz. El-Fethu'l-Kebir, 2/187
472 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
275. «Faiz yiyenler,» yani faiz alanlar. Burada "alanlar" degil de "yi-
yenler" denilmesi, genel olarak mahn yenilmek amac1yla kazanilmas1ndan
bir de faizin yiyecek maddelerinde yayg1n olmas1ndan dolay1du. «Ancak,
~eytan1n ~arptig1 kimsenin kalktlg1 gibi kalkarlar.>> Yani tekrar diriltildik-
leri giin kabirlerinden, ttpk1 §eytanm 9arptig1 ve sara hastahgma yakalanm1§
ve akhn1 kaybetmi§ kimse gibi kalkarlar. Bu durum onlann tanmmalan i<;in
bir alamettir. Bir ba§ka yoruma gore, kabirlerinden kalktlklan srrada tipkt sa-
rah kimse gibi, kalk1p tekrar dii§erler. <;unkii onlar faiz yemi§ler ve Allah da
yedikleri bu faizi karmlannda biriktirrni§tir. Bu yiizden oylesine agula§IDI§-
lardtr ki, kalkabilecek durumlan kalmam1§tu.
277. Allah'a, Rasfililne ve onunla gonderdigi §eylere «iman edip iyi i~
ler yapanlar,» taat ve ibadete devam edenler, «namaz1 dosdogru.kdanlar,
zekab verenler var ya,>> Bu iki ibadetin "iyi i§ler" kapsarrnnda olmasma rag-
men burada ozellikle anilmas1, onlann diger salih amellere gore daha onemli
oldugunu gostermek ii;indir. «i~te onlar1n Rableri kabnda» kendilerine va-
dolunmu§ «miikafatlar1 vard1r. On Iara» ho§lanmayacaklar1 ve istemeye-
cekleri bir §eyden dolay1 endi§e ve «korku yoktur, Onlar» sevdikleri bir §e-
ye ula§amayacaklan konusunda «iizillmeyeceklerdir de.»
Bilindigi gibi faiz yiycn kimse, obur bir kimseye benzetilmi§tir. Yer fa-
kat doyamaz. Kami §i§inceye kadar yemeye devam eder ve k.endisine agirhk
~oker. Kalkmak istedik9e, karnm1n §i§kinliginden saraya tutulmu§ gibi yalpa-
lar durur. i§te la.yamet gtintinde faiz yiyenlerin durumu da boyledir.
Rasfilu1lah (s.a. v.) §6yle buyurmu§tur: "F aiz yetmi§ iki ~e§ittir. Bunun
en a§agtsL, ki§inin annesiyle zina etmesi gibidir. " 051 >Boyle bir durumdan Al-
lah' a s1g1runz. Boylesine agrr bir soz i§iten kimse, hemen kerim olan Mev-
la'ya tevbe etmeye ko§ar. Dogrusu bu, kalbi olan veya §ahit olarak kulak ve-
ren kimse i9in ttiyler lirperticidir. Bir kimse, birine bor9 verirken, fazlas1n1 al-
mak kayd1yla verirse, ya da verdigi §eyden daha iistUntinil almay1 §art ko§arak
verirse, bu menfaat getiren bir bor9tur ve her menfaat getiren bor9 da faizdir.
152- Mtislim ve Ahmed b. Hanbel tahric euni~tir. Lafz1 §6ylcdir: "Kim zorda olana siire tamr,
ya da riimuyle vazger,;erse, Allah onu, kendi golgesinden ba§ka hi~:bir golgenin olmadtgi
gi.inde kendi golgesinde gOlgelendirir."
Ayet: 278-281 BAKARA SURESi/2 479
ledir? sorusu tizerine §U cevap verilir: Olur ki, verilen sadaka bazan da fakir
yerine zenginin eline ge91ni§ olabilir. Halbuki, odtin<; alan bir kimse, srrf ihti-
yac1 oldugu i<;in gelip senden istemektedir."
ibn Abbas §oyle demi§tir: "Bu, inen son ayettir. Rasulullah (s.a.v.), bu
ayetin inmesinden 81 gtin sonra Rabbine kavu~tu. Cebrail (a.s.) kendisine:
"Bu ayeti Bakara sfiresinin 280'inci ayetlerinin ba§ma koy'' buyurdu. Ben de
bunu deyn (bor9lanma) ile ilgili ayetle riba (faiz) ayeti aras1na koydum ki, fa-
izden kesinlikle uzak kalms1n ve uzak durulsun istedim."
282. «Ey iman edenler! Belirli bir siireye kadar, birbirinize bor~
verdiginiz zaman, onu yaztn.» Birbirinize bor~ verdiginiz zaman ve veresi-
ye olarak i§ yapt1gm1z takdirde, hem veren, hem alan, bunu belirli giin veya
aylara ertelemi§lerse ,.ortadan bilgisizligi kaldiracak, ger~egi ortaya koyabile-
cek §ekilde bir anla§ma olmas1 halinde, bunu hemen yazm. Belirli olmayacak
siireler soy lemeyin. Mesela hasat zaman1 veya hac1lann donti§ii gibi kapah
ifadeler kullanmaym. Borcu siiresiyle yazm. <;iinkti boy~ yapmak hem arada
dogabilecek tart1§may1 onler, hem de daha giivenli olur. Cumhur, bu yazma
i§inin miistehap oldugu gorii§iindedir.
154- ~ahit tutma, mendup bir i§tir. Eger bu farz olsayd1, insanlar i<;in btiytik bir gti<;ltik dogar ve
insan yapt1g1 en kti~Uk bir i§ten mesela §eker veya pirin~ten, ev veya araba satin almaya
kadar her al1§veri§te btiytik zorluklarla kar§Ii~ud1. Bu bak1mdan cumhur, bu emrin vticub
degil mendupluk ifade ettigi gorti§Unii benirnsemi§lerdir. Allah en iyisini bilir.
Ayet: 283 BAKARA SURESi/2 485
tiklann hakkma riayet etmek gerektigi, din diinya i§lerinde gerekli olan malda
dikkatli davranmak icabettigi anla§1lmaktadir. Buna gore, hak i<;in 9ah§an ba-
§anya l}.la§rr. Aksi takdirde zarara girer.
Ytice Allah geni§ rahmetiyle insanlarla birbirlerine kar§1 haks1zhk ve
zuliim etmemeleri i9in, aralarmdaki ili§kilerin niteligini ogretiyor. Boylece in-
sanlar aras1nda 9eki§me, tart1§ma ve dii§manhk ortaya 91kmayacak, bunlar so-
nucunda aralar1nda bir kin olu§mayacaktir. Yiice Allah aynca, haklar1n yaz-
mak ve §ahitlik yolu ile korunmas1n1 emretmi§tir. ~ahitlere once gorevi yilk-
lenmelerini, sonra da geregini yapmalann1 emir buyurrnu§tur. Bu i§i yazan
katibe de, adaletli bir bi9imde Allah'm ogrettigi §ekilde yazmasm1 emretmi§-
tir. 0 55> Kisacas1 bu ayetle, yukar1da ge9en pek 9ok inceliklere deginilmi§tir.
Burada yolculuk esnas1nda rehin alma i§i §art ko§ulrnu§ olsa da, yolcu-
luk olmad1g1 zamanlarda da rehin ahnabilir. Bu, yaln1zca yolcuiuk haline ait
bir i§ degildir. Burada rehinin yolculukta zikredilmesinin nedeni, genelde yol-
culuk esnasmda katip ve §ahit bulanamayabilir. Burada rehin al1nmakla emr
olunmas1, hem katip ve hem §ahit yerine ge9mesi a91smdandir. Mah koruma-
da bir glivence ve vesika olmaktadir rehin birakilan §ey. Dolay1s1yla burada
soylenen soz §art yoluyla olmay1p, genelin durumuna goredir. Nitekim Hz.
Peygamber (s.a.v.), zirh1n1, yirmi olc;ek arpa kaq1hgmda bir yahudiye rehin
brrakm1§tL Rasfilullah ailesinin ihtiyac1 i<;in o arpay1 ondan almt§tl.
155- Kur'an-1 Kerim bu en uzun ayetiyle noterlik mtiessesinin esaslanm koymu~. musltimanlar-
da bu tavsiyeyi genellikte uygulam1§lard1r. Na~ir.
486 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
156- Hadisi, Buhari, Mtislim ve SUnen sahipleri, Ebfi Hureyre hadisinden tahric etmi§lerdir.
Ayet: 284 BAKARA SORESi/2 487
Akilh .kimse kalbinden kotii dii§iinceleri c;1kanp atand1r. Fasik bir .cema-
at ve toplumla oturup kalmayandir. <;iinkil onlann ztimresinden olmamas1
i9in bOyle yapmas1 gerekir.
ayeti (Bakara: 284) neshederek: "A/ah kimseyi guciiniin iistunde bir §eyle yu-
kumlu tutmaz" ayetini indirdi. '~ 159 ) Bununla iizerlerindeki ytik hafifletilmi§tir.
159- Hadisi Ahmed b. Hanbel, Miisnedinde ve aynca Muslim tahric etmi§tir. Bkz. Camiu'f-
Usr2l, 2/60.
160- Taberani, Kebfr'inde tahric etmi§tir. el-Fethu'l-Kebfr, 2/125.
Ayet: 286 BAKARA SORESi/2 491
mi§, gece yaptiklan gtinah1 sabahleyin kap1lanna yazd1rm1§ ve daha pek <;ok
zorluklarla kar§1 kar§1ya brrakrm§tm. i§te bunlar ve bunlara benzer agrr so-
rurnluluklarm ve yiiklerin hi9 birisi bu timmete yiikletilmemi§tir. Allah, bu
timmeti bundan korumu§ ve bu iimrnete rahmetiyle muamele etmi§tir. Bu gibi
agrr ve zor §artlar1 bu timmete yilklememi§tir. Nitekim bunun i<;in §U ayet na-
zil olmu§tur: "Onlann sirtLndan agir yuku ve uzerlerinde olan zincirleri kal-
dznr." (A'raf: 157) Hz. Peygamber (s.a.v.) de §Oyle buyunnu§tur: "Ben, ko-
laylzk ve ho§goru temeline dayalt islam dinini getirdim."061 ).
161- Bu hadisi Hatib, et-Tarih'te tahric etmi§tir. Hadis ~oyle bitiyor: "Kim benim sannetime
aykin davramrsa henden degildir." Ayr. Bkz. el-Fethu'l-Kehfr, 2/7.
162- Buharl, Mtislim, Ebu Davud ve Tirmizi tahric etmi§tir. Bkz. Camiu'l-UsiU, 8/473.
Bu sure ilyas KARSLI tarafmdan tercume edilmi;;tir.
496 RUHU 'L-BEYAN Ciiz:3
1. «Elif, Lam, Mim.» Elif harfi Allah' a, Lam harfi "Latif', Mim harfi
de Allah'm "Mecid" ismine i§arettir.
2. <<Allah ki, O'ndan ba§ka ilah yoktur.» Ba§kas1 degil, sadece O'dur
ibadet edilmeye Iaylk olan. «Dfilma diri ve koruyup yoneticidir. » 0, oltim-
stiz ve bak:idir. Yaratiklan 0 yonetir ve korur.
Bu ayet, Hz. isa'n1n (a.s.) Rabb oldugunu iddia edenlerin iddialann1
reddeder.
Rivayet edildigine gore, Necran'dan 60 ki§ilik bir heyet Hz. Peygam-
ber'e gelmi§lerdi. Bunlarm 14 ki§isi e§raftan, 3 ki§isi ise ileri gelen ki§iler-
dendi. Bunlar Medine'ye gelip ikindi namazmdan sonra Hz. Peygamber'in
mescidine girdiler. Uzerlerinde ozel elbiseler vardi. Hz. Peygamber'in asha-
b1ndan onlan goren baztlan §5yle diyorlard1: " Onlar gibi heyet gormedik."
Namaz vakitleri gelince kalk1p, namazlarllli mescidde k.ildtlar. Hz.Peygam-
ber: "Onlan birakinzz, doguya dogru kllsinlar" buyurdu. Daha sonra bu
gruptan ti9 ki~i Hz. Peygamber'le konu§tular ve bir keresinde: "isa, Allah'trr;
c;iinkii oltileri diriltir, hastalar1 iyile~tirir, gfilpten haber verir" dediler. Bir ko-
nu§malarmda da: "isa Allah'm ogludur, onun bilinen bir babas1 yoktur" dedi-
ler. Ba§ka bir konu~mada ise: " 0, Uc;tin i.i9tinctistidiir. <;tinkti Allah 'yapt1k ve
soyledik' buyurmu~tur. Eger bir olsayd1 'yapt1m ve soyledim' buyururdu" de-
diler.
Bu nun tizerine Hz. Peygamber: ".Miisluman olun " buyurdu. Onlar:
"Senden once mtisltiman olduk" dediler. Hz. Peygamber: "Yalan soyluyorsu-
Ayet: 1-4 AL-i iMRAN sORESi/3 497
nuz! (;unku sizin Allahu Teala'ya foc uk isnat etmeniz, musluman olmamzz
engeller" buyurdu. Onlar: "Eger isa Allah'm oglu degilse, babas1 kimdir?"
dediler. Bunun iizerine Hz. Peygamber: "(;ocugun babasma benzer oldugu-
nu bilmiyor musunuz?" buyurdu. On1ar: "Ev et biliyoruz" dediler. Hz. Pey-
gamber: "isa'da bundan (babasmdan) bir §ey var mz?" diye sordu. Onlar:
"Hayu" dediler. Hz.Peygamber : " Yerde ve gokte hi~·bir §eyin Allah'tan gizli
kalamayacagmz bilmiyor musunuz?'' diye sordu. Onlar: "Evet biliyoruz" de-
diler. Hz. Peygamber: "i sa kendine bildirilenlerden ba§ka bir §ey bilir mi?"
diye sordu ve onlardan "hayrr" cevab1n1 aldi. Bunun iizerine §Oyle buyurdu:
"Bilmiyor musunuz ki Rabbimiz, i sa'yi rahimde diledigi gibi §ekillendirdi.
Rabbimiz yemez, iqmez, tuvalete qikmaz." Onlar da: "Evet bunu biliyoruz"
dediler. Hz. Peygamber: "lier kadimn hamile oldugu ve dogum yapttgi gibi,
lsa'n1n annesinin de r;ocugunu dogurup, besledigini, sonra yemek yedigini,
su iftigini, tuvalete pktzgtm biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar yine "bili-
yoruz" dediler. Bunun iizerine Hz. Peygamber: "Bu, naszl sizin iddia etdigi-
niz gibi olur?" diye sordu. Adamlar sustular ve inkar etmeye devam ettiler.
Bunun lizerine Allahti Tefila, bu sfirenin ba§1ndan seksen kiisur ayet indirdi. ci>
Boylece Hz. Peygamber bu ayetleri delil gosterip hakk.1 ger~ekle§tirmek ic;in
onlann §iiphelerine cevap verdi.
3-4. «Sana kitab1» indirdi ... Burada "kitap"tan maksat Kur'an-1 Ke-
rim'dir. Burada nic;in kitabm (Kur'an'm) indirilmesinden bahsedilirken "nez-
zele", Tevrat ve incil'in indirilmesinden bahsedilirken "enzele" fiili kullanil-
m1§tlr? Denilirse, cevaben derim ki: "Nezzele" fiili ~okluk ifade eder, Kur'an
par~a parc;a indirilmi§tir. Halbuki incil ve Tevrat toptan indirilmi§tir.
btittintidtir. <;tinkti semav1 kitaplann her biri, hak ve batih birbirinden ay1nr.
Furkan'dan 1naksat Kur'an-1 Kerim de olabilir. Onun §aDllll ve faziletini ytik-
seltmek i9in, ikinci defa tekrarlanmt§tlr. «Allah'1n ayetlerini inkar edenler»
Allahti Teala'n1n indirmi§ oldugu Kur'an-1 Kerim'i ve Hz. Peygamber'in mu-
cizelerini inkar edenler «i~in», inkarlanndan dolay1 «mutlaka <;etin bir azap
vard1r.» 0 azabm §iddeti tasavvur edilemez. «Allah azizdir, intikam sahi-
bidir.» Allahii Tefila kesinlikle maglup olmaz, diledigine htikmeder, diledigi-
ni yapar. 0, yiicedir. Onun gibi hi<tbir intikam sahibi yoktur.
Yine Hz. Peygamber §Oyle buyurdu : "Nutfe, ana rahminde kirk veya
kirkbe§ gun kalzp yerle§tikten sonra melek ona girer. Sonra; 'Ya Rabbi! Saki
mi, sa'fd mi?' diye sorar. Bu ikisi yazlllr. Sonra; 'Ya Rabbf! Kzz ml, erkek
mi?' diye sorar. Bu ikisi de yazillr. Daha sonra, ameli , eceli, nzki ve eseri
yazilarak say.fa diiruliir. Oraya hiqbir eksiltme ve artirma yapilamaz. Sonra
Melek 'Bu yaziyi ne yapayzm Ya Rabbi?' diye sorar. Bunun iizerine Allah
(c.c.) : 'Ben onun hakkmda karar verinceye kadar o yaziyt boynuna as' bu-
yurur. "<3> Bu olaya, Allahii Teata'n1n: "Her insanzn ku§unu yani amelini
boynuna doladzk" (isra: 13) ayetinde de i§aret edilmektedir. Buradaki kU§tan
maksat takdir edildigi gibi, insamn hayir ve §er olarak kendi istegiyle i§ledigi
amelidir. Bu, sanki gay1p ve kader yuvasmdan u~mu§ ku§ demektir.
:~~:~:~::•::~:o:::i::::~:~:.:~:~:::::::~:
hak yoldan saptirma ve katindan bize rahmet ver. $iiphesiz
Sen fOk bagz§layanszn." (dediler.)
9. "Rabbimiz, Sen, insanlan asla §llphe olmayan o kiyamet
giiniinde toplayacakszn." Allah, soziinden donmez.
Baz1 ilim adamlar1 da, ayette ge9en "illallah - ancak Allah" veya "Al-
lah'tan ba§kasz" ifudesi tizerinde vak.1f yaparlar. (Kur'an okurken dururlar.) 0
zaman ayetin anlarru §Oyle olur : "O'nun te'vilini, Allah'tan ba§ka kimse bile-
mez.<4>Derin bilgi sahipleri de: 'Biz ona inandlk' derler." Boylece mtite§abih
ayetler, Allahi.i Tefila'n1n, bilgi, hikmet ve marifet alanmda kalan ayetler olup,
onlan Allah'tan ba§kas1 te'vil edemez. "Uzerinde ondokuz vardzr" (Mtiddesir:
30) ayetinde belirtilen "zebani"lerin say1smda, dtinyanm omrtinde, kiyametin
ne zaman kopacagmda, orw; ta, be§ vakit namazm rekat say1smda Allah'm
kendi hikmet ve marifeti vardu. Onlan kullar bilemez.
Birinci goril§ daha giizeldir. <;link.ii Allahti Teala Kur'an'da, kullann fay-
dalanam1yacag1 hi9bir §ey indirmemi§tir. Mtite§abih ayetler i9in, "anlamlarm1
Allah'tan ba§kas1 bilmez" diyecek olursak, burada tenkitcilere soz hakk1 veril-
mi§ olur. "Bu ayetlerin te'vilini Hz. Peygamber de bilmezdi" diyebilir miyiz ?
Eger: "Onun te'vilini Allah'tan ba§kasz bilmez" ayetine ragmen, Hz. Peygam-
ber mlite§abihi biliyor idiyse, onun filim olan ashab1 ve sahabenin ileri gelen-
leri de biliyordu. Eger Hz. Peygamber ve onun ashab1 bu ayetleri bilmiyor ve,
''bunlarm manasfill Rabbimiz biliyor" diyor idiyseler, bunlarm da cahillere bir
tistiinliigii olamazd1. Zaten cahiller de bunu soyltiyorlard1. Aynca, b3.§lang19-
tan gtiniimiize kadar, btittin tefsirciler, her ayeti tefsir ve te'vil etmi§ler, bun-
lardan hiybirisi i9in "bu miite§abihtir, manasm1 Allah'tan ba§kas1 bilemez" di-
yerek , yorumlamaktan geri durmamt§lardir. Hatta, heca harflerini ve ba§kala-
rm1 da tef sir yollanna gitmi§lerdir.
4- Mtifessirlere gore me~ hur ve dogru olan bud ur. <;unkti mUte§abihin te'v ilini Allah'tan ba§kas1
bilemez. Kullardan baz1s1mute§abihi bilir, §eklindeki mtiellifin gorti§ii zay1ft1r. (Sabuni.)
502 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
. .
10. «Inkar edenler var ya, ne mallari, ne de ~ocuklar1 onlara, Al-
lah 'a kar§I hi~bir fayda saglamaz.» inkarc1lara, zaran uzakla§tlrma, fayday1
celb i9in harcadtklar1 mallan fayda vermeyecek. Ayette mallar, evlattan once
zikredilmi§tir. <;unkti mallar, herhangi bir stkmti an1nda, inkarcdar1n s1gma-
caklar1 ilk malzemelerdir. 0 inkarcilara, zor durumdayken muhta9 olduklar1
ve onemli i§lerinde yard1ma 9agird1klar1 evlatlan da fayda vermeyecektir.
inkarcilar1n mallarillln 9oklugu, zenginlikleri, 9oluk 9ocuklar1n1n fazlabg1 ve
onlan yard1ma ~agrrmalan , kendilerini Allah'm azab1ndan kurtaramayacaktrr.
inkarcdar: "Bizim mal ve evlatlannuz ~oktur, bize azap edilemez" (Sebe': 35)
504 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
zi bizim iki kat1m1z kadar gortiyoruz'. Bu izaha gore 'kendilerinin iki katt
goruyorlardz' dan maksat gorenlerin iki kat1, demektir. Y ahut da gori.inenlerin
11
iki kat1 kadar, yani 620 klisur. <;unkii Hz. Peygamberin ashab1 313 ki§iydi-
ler.
«Elbette bunda, basiret sahibi olanlar i~in bir ibret vard1r .» Bedir
sava~1nda, az bir toplulugun ~ok gortinmesinde, ak.il ve basiret sahipleri i9in
bir ibret vardrr. Ak.tl sahiplerinin, mal ve 9ocuklarm1n 9okluguna onem vere-
cegi yerde, Allah'1n ayetlerini goz oni.inde bulundurmas1 gerekir. Allahti
Teala, boyle davranmayanlara az bir 1nutluluk verir, sonra da bilytik bir azab1
tatmaya mecbur eder.
§ehvet sevgisi, nefislerin istekleri olan sevgilerdir. ~ehvet ise, nefsin diledigi
§eyi arzulamas1dir. ~ehvet ashnda masdar olup burada ism-i meful manas1na-
dir. Yani istenilen, arzu edilen §eyler demektir. Ayetin devam1nda zikredilen
§eyleri Allahii Tefila, a§agilamak i9in, §ehvet kelimesiyle isimlendirmi§. <;iln-
kii §ehvet, filozoflarca da, a§ag1hk ve rezil bir duygu olarak nitelendirilmi§tir.
~ehvetine uyan kimseler, yerilmi§lerdir. ~ehvetleri , hayvanla§ttldarm1n i§are-
tidir.
Filozoflar derler ki: "Allahti Tefila melekleri akllh, fakat §ehvetsiz, hay-
vanlar1 ise ak1ls1z, fakat §ehvetli olarak yarattl. insana ise hem akh, hem de
§ehveti beraber olarak, bah§etti. Akh §ehvetine galip gelen kimse meleklerden
daha faziletlidir. ~ehveti kendisine galip gelen kimse ise hayvanlardan daha
a§ag1dir."
«Kad1nlardan, ogullardan •..» Bunlar1n birinci derecede gosterilmesi,
kadmlann, §ehvetler konusunda asaletlerinin olduguna i§aret iyindir. Aynca
kadmlar, §eytanlann tuzaklar1dir.
insanm bula§tlg1 fitnelerin bir k1sm1 da ogullanndan dolay1dlf. Ki§i,
ogullan i<;in helal veya haram mal biriktirmeye dti§ktin olur. Bu ogullar da ki-
§iyi, Allah'1n koydugu smirlan korumaktan alikoyar. Bir §iirde §6yle denir:
<;ocuklanmiz. fitnedirler,
Ya§arlarsa fitne t;Lkanrlar, olurlerse bizi ii.zerler.
«Kantarlarca y1gllm1§ albn ve giimii~ten ... »
Burada "kantarlarca y1-
gilmi§11 tan kas1t, <;ok ve stok yaptlm1§ mal demektir. Ayette ge9en "kanatfr"
kelimesi, 9ok mal anlammda olan "kmtar" kelimesinin <;oguludur. Ke§§af tef-
sirinde belirtildigine gore, "mukantara" (y1gilm1§) kelimesi de, k1ntardan tti-
remi§ olup, peki§tirmek i<;in kullan1lm1§trr. Kantarlarca y1gilm1§ olan bu mal-
lar, alt1n ve gtimti§ cinsinden mallardu.
7- Buharl, MUslim. Bkz. Camiu'l-Usul, 4/138. Buhari'de: "... gecenin son ii.ftebiri kalznca ..."
§eklindedir.
Ayet: 17- 18 AL-i iMRAN SURESi/3 511
le isbat edilip, Allah'1n birligine i§aret eden sanat1, kendilerine bildirildi. 0 bir
tektir. E§i, benzeri ve ortag1 yoktur. Hi~bir kimse, O'nun sanatindan bir ~ey
icad edemez.
«Melekler» de, Allah'in kudretinin azametini gordi.igti i~in O'nun bi.i-
ytikli.igi.inii ikrar edip, ona §ahitlik yapti.
«Ve Him sahipleri de.» Yani peygamberler ve Allah'm birligini bilen
mi.i'1ninler de kevru ve dmi delillerle Allah'a inandilar. O'na dogru bir §ekilde
itikad ettiler. Allah, nztklann dag1ttm1nda, ecellerde, kullara emrettigi konu-
larda "adaleti" ve e§itligi "kaim kzlarak" ve onlardan zulmii kalduarak Al-
lahtan ba§ka ilah olmad1g1na "§ahitlik ettiler."
«O'ndan ba§ka ilah yoktur. 0 azizdir, hakimdir .» Allah, kendisine
§ahitlik yapilan §eyi yani Allah'tan ba§ka ilah yoktur, sozi.inti tekrarlayarak,
tevhidi peki§tirmi§ ve kendisine hi~bir ortak ko§ulmamasm1 istemi§tir. <;unkti
o Allah, kendi birligini kabul etmeyenlerden intikam alacaktrr. Hi.ikmi.inde de,
hi9bir kimse onu hesaba c;ekemez.
19. «Hak din, Allah kattnda islam'd1r.» Allah katmda, islam dininden
ba§ka hi9bir din kabul gormez. 0 islfun dini, tevhidi ve §erefli bir yolu takip
etmektir. Allah Tefila'n1n, Hz. Adem'i gonderdiginden beri, gen;ek din, islam
dinidir. Bu dinin hakikatI tevhidtir. Adem peygamberden ta kiyamete kadar
bu din ge~erlidir. Bu din, hakikatt itibariyle tek olup, §art ve §ekilleri itibariy-
le a ynhk arzeder. ·
Galip Katt~ §Oyle der: "Ticaret i~in Kilfe'ye geldim. Kendisine s1k s1k
gidip geldigim A;~-~da bir yerde konakladnn. Bir gece kalk1p te-
hecctid namaz1 kild1 ve bu ayete (Al-i imran: 18) gelerek §Oyle dedi: "Ey Al-
lah'1m, senin §ahitlik yaptigma ben de §ahitlik yaparim. Bu §ahitligi Allah'a
emanet ederim. Bu §ahitlik, Allah katmda benim emanetimdir. Allah katinda
din de tsiam'dir." Bunu defalarca soyledi. Kendi kendime dedim ki: "Orada
bir §ey i§itmi§tir." Namaz1 kd1p vedala§tlm. Sonra dedim ki: "Ayeti tekrarla-
y1p durdugunu duydum. Orada sana ne u1a§t1?" Bunun tizerine: "Sana onu,
ancak bir ytla kadar anlatabilirim" cevabm1 verdi. 0 gtinden beri kap1s1nda
bekleyip durdum. Bir yd ge9tikten sonra; "Ey Eba Muhammed! Bir y1l ge~ti"
dedirn. Bunun tizerine §Unlar1 soyledi: "Ebfi Vail'den rivayet edilen hadiste,
Hz. Peygamber §Oyle buyurur: "Yukandaki aye ti (AI-i imran: 18) okuyan kim-
se kiyamet gununde getirilir ve Allah ona ~oyle der : Benim bu kuluma bir ta-
ahhudiim var. Taahhii.diine en sad1k olan da Benim. Kulumu cennete koyun. (8) 11
Allah'ln kulu ve elr;isi olduguna §ahit misiniz ?" diye sorar. Onlar da : "Hz.
isa'n1n, Allah'1n kulu olmas1ndari Allah'a s1g1runz" derler. i§te, "eger yuz r;e-
virirlerse" ayeti buna i§aret etmektedir.
- ibni Ebi Hatem ve ibni Cerir rivayet etmi§tir. ibni Kesir de tefsirine alm1§1Ir. Bkz. Suyutl,
ed-Durriil Mensur, 2/13.
516 RUHU'L-BEYAN CfJz:3
lar «bo§a gitmi~tir .» iki diinyada da onlardan hi~bir eser kalmami§tlr. Belirti-
len bu crirkinlikleri i§leyenleri, Allah 11n §iddet ve azabmdan kurtaracak, «OD-
lann hi~bir yard1mcdar1 da yoktur.» Bu ayette, iyiligi emredip kotiiltigil
engelleme gorevini yapanlar1 oldiirenler, fena halde yerilmi§lerdir. Kendileri-
ne iyilikle emredenleri oldtiren toplum ne kotti toplumdur ve insanlar aras1nda
adaletle davranmayan toplum ne kotti toplumdur. iyiligi emretme ve kottiliik-
ten nehyetme gorevi, kesinlikle insanlardan dti§mez. Fakat son zamanlarda,
vaaz ve zorlama da fayda vermez oldu. <;tinkti kalbler, korkun~ bir §ekilde
kattla§tl ve nefisler de dilnya lezzetine merak saldi.
I
Rivayet edildigine gore bir yahudi, askeriyle birlikte giden Harun Re-
§it'e §Oyle der: "Allah'tan kork!'' Bunu duyan Harun Re§it ve askerleri, ltAl-
lah" kelfunma tazimden dolay1 atlanndan inerler.
Bir insanm, karde§ine: "Allah'tan kork!" dedigi zaman, onun da ceva-
ben: "Sen kendine bak, bana bunu mu emrediyorsun ?" demesi en btiytik gti-
nahlardandu.
23. «Kitaptan kendilerine bir nasip verilenleri gormedin mi?»
Ayetin ba§lang1cmda hayret ifadesi vardrr. Hz. Peygamber (s.a.v.)'i, kitap eh-
linin hallerinden ve kotti amellerinden dolay1 hayrete dii§tirme vardrr. Burada,
"nasip"ten kas1t, bol §ailS, "kitap"tan kas1t ise, Tevrat'trr. Tevrat'tan kendile-
rine bir nasip verilenler, «aralarinda bu kitapla htikilm vermek i~in, AI-
lah '1n kitab1na ~agrd1yorlar.»
Rivayet edilir ki: Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gtin yahudilerin ilim mecli-
sine gidip, onlan ·imana ~ag1nr. Onlann ba§kan1 olan Nuaym b. Amr, Hz.
Peygamber'e: "Sen hangi dindensin ?" diye sorar. Hz. Peygamber de: "Hz.
ibrahim'in dinindfR" diye cevap verir. Ba§kan : "ibrahim yahudiydi" der.
Bunun ilzerine l(z. Peygamber : "Sizde Tevrat vardzr. Getirin bakalzm Tev-
'
rat'i" deyince, yahudiler diretirler. <10)
\
«Sonra on._Iardan bir grup ytiz ~eviriyor.» Onlar, kitab1n htikmilne uy-
manm gerekli ~lqugunu bildikleri halde, kitaba uymaya yana§m1yorlardi.
«Onlar, yilz ~evir'ciilerdir.» Onlar, meclisten dontip gidenler ve kalbleriyle
de ytiz~evirenlerdir. Ya da ciimle, parantez aras1 ctimlesi olup anlam1 §oyle
olur: Onlar oy le bir topluluktur ki, adetleri, haktan yiiz ~evirmek ve batilda IS-
10- ibn Cerir, lbn Mtinzir ve ibn Ebi Hatem, ibn Abbas'tan tahric etmi§tir. Bkz. Suyuti, ed-
Diirru'l-Mensur, 2/14.
Ayct: 23-25 AL-i iMRAN sORESi/3 517
rar etmektir.
24. «Bu onlar1n: 'Say1h giinler d1§1nda ate§ bize dokunmaz' demele-
ri sebebiyledir.» Allah'm dininden ytiz ~evirip, sirtlar1n1 donmelerinin sebe-
bi, onlarm, gtinah ve isyana dahp, sonra da, belli giinlerin dt§mda, cehenne-
min oruan yakmayacag1na inanmalandu. Ate§in dokunacag1 say1h gtinler de,
buzag1ya tapmd1klan lark gtindlir.
«Onlann uydurduklar1 bu §ey, dinleri konusunda kendiletini aldat-
m1§tir.» Onlann, bu ve buna benzer baz1 uydurma sozleri, kendilerini aldat-
m1§tir. Onlar, " nebi olan babalanm1z bize §efaat eder" inanc1n1 ta§1yorlard1.
Ve yine onlar, "Allah Teala'nm, Yakub peygamber'e ogullanna az bir miidde-
tin d1§mda azap etmeyecegine soz verdigi" dti§tincesine kapilllli§lardi. Bunun
i9indir ki, i§leyebildikleri kadar fenabk i~liyorlard1.
25. «Onlart», geryek.le§eceginde « hi~bir §iiphe olmayan giinde topla-
d1g1m1z ve herkesin» kendilerine haks1zllk edilmeyerek, «diinyada kazand1-
g1 kendisine tamamen odendigi zaman, arhk halleri nice olur?» Onlara
hi~bir §ekilde, ne fazla bir sevap, ne de eksik bir azap verilir. Herkes, yaptig1-
run kar§1hgm1 goriir. Bir zerre kadar bile olsa, Allah'm kullanna zulmetmesi
olamaz.
Alalh kimselerin yapacag1 §ey, gtinah1 denizlerin koptigil kadar ~ok bile
olsa Allah'1n rahmetinden limit kesmemektir. Allahti Teala, kulun kendisini
zannettigi gibidir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) §oyle buyurur: "La ilahe illallah ehline, ne o!Um
anmda, ne kabirde, ne de kabirlerinden diriltilip kalkarlarken hi~bir yalniz-
lzk yoktur. Ben, sanki la ilahe illallah ehliyle beraberim. Onlann, ba~larm
dan topraklan silkelediklerini gorur ve 'bizden sikzntly1 gideren Allah'a
hamd olsun' dediklerini i~itir gibiyim." 01>
ba§lang1c1 uc;ttir:
26. «De ki: 'Ey miilkiin sahibi olan Allah 11m!» Miilkiin ger9ek sahibi
ve miilktinde diledigi gibi tasarruf eden sensin. «Diledigine miilk verir, dile-
diginden ~ekip ahrs1n. Diledigini aziz kilar, diledigini zelil edersin.» Dile-
digini diinyada ba§arI ve zafer vermek suretiyle yiiceltir, diledigini de herhan-
gi bir vas1ta ve engel olmadan savunmas1z bir §ekilde zelil edersin.
«Hay1r, senin elindedir.» Biittin hayular senin kudretindedir.
Me§ietinin geregi olarak, ya k1sars1n veya yayars1n. Her §eyin Allah'1n kudre-
tinde olmasma ragmen, "hayr"m tahsis edilmesi, edebe riayet i9indir. Yticelt-
mede veya zelil etmede «Senin her §eye giiciin yeter.»
27. «Geceyi giindiize katars1n, giindiizii de geceye katars1n.» Geceyi
kisalt1p giindi.izti uzatarak, geceyi gtindtiziin ic_;ine sokars1n. Boylece geceler
dokuz saat, gilndtizler ise onbe§ saat olur. Geceyi uzatip, gtindtizti onun i<;ine
sokarsm. 0 zaman da, geceler uzun, giindiizler kisa olur.
«Oluden diri ~1karirs1n, diriden de otu ~1karfrs1n.» Y ani, nutfeden
canlt, yumurtadan kU§, cahilden alim, alimden cahil, mti'minden kafir,
kMirden mti'min, kuru yerden de bitki yaratrrs1n.
«Diledigine say1s1z nimetler verirsin.'» Bu btiytik i§leri yapmaya gilcti
yeten kudretin, miilkii Acemlerin elinden altp Araplara vermek ve Acemleri
zelil etmek, Araplan da yiiceltmek... gibi hususlara oncelikle giicii yeter. Bu
gibi §eyler, O'nun i9in yok daha basittir.
Baz1 kitaplarda ~oyle denir: "Ben, padi§ahlarin padi§ahI olan Allah'1m!
Padi§ahlar1n per~em ve kalbleri, benim elimdedir. Kullar bana itaat ederlerse,
onlara rahmet ederim. Bana isyan ederlerse, onlara ceza veririm. Padi§ahlara
sovmekle ugra§tp durmaym. Bana tevbe edin ki, size onlar1 §efkatli kilayrm."
Bu sozler, "nasllsamz, oyle idare edilirsiniz" anlammdadu. Bunun ac_;tk
anlam1 da §Udur: Allah'a itaatkar insanlar iseniz, sizi merhametli insanlar yo-
netir. isyankar insanlar iseniz, o zaman size ceza veren gaddar insanlar tara-
f1ndan yonetilirsiniz.
peki§tirme yapllmt§tlf.
«Allah her §eye kadirdir.'» Size yasak k1hnan §eyleri yapmaktan ~e
kinmezseniz, Allah'1n gtici.i, sizi cezalandumaya yeter. Bu ifade, "Allah size,
kendisinden korkmamzz emrediyor" ifadesinin a91klanmas1du.
31. De ki: "Eger Allah 'i seviyorsaniz, bana tabi olun ki, Al-
lah da sizi sevsin ve giinahlarmizi bagt~lasm." Allah, gafur ve
rahfmdir.
32. De ki: "Allah'a ve Rasul'e itaat edin." Eger yiiz fevirir-
lerse, ruphesiz Allah da inkarcllari sevmez.
31. «De ki: 'Eger AJlah'1 seviyorsan1z bana tabi olun ki, Allah da si-
zi sevsin.» Bu ayet, Hz. Peygamber'in (s.a.v.), Ka'b b. E§ref ve ona tabi olan-
lan islam'a davet etmesi ve onlann da:"Biz Allah'm ogullan ve sevgilileriyiz"
demeleri uzerine nazil olmU§tUr. Allah Teala nebisine, inkarcilara §Oyle ses-
lenmesini bildiriyor:
"Ben Allah'm el~isiyim. Sizi O'na ~ag1nyorum. Eger O'nu seviyorsan1z,
O'nun dininde beni ornek ahn ve bana tabi olun ki, Allah da sizi sevsin ve siz-
den raz1 olsun" «ve gunahlarin1z1 bag1~las1n. '» Allah Teala, sizin kalbleri-
nizden perdeleri kald1rsm, a§1nhklanmz1 gidersin, sizi cennetlerine yakla§tI-
np ve katmda sizlere yer hazrrlas1n. «Allah, gafur ve rahimdir .» Gonderdigi
el~iyi sevip, onun ernrine uyanlan affedip bagt§lar.
32. «De ki: 'Allah'a ve Rasul'e itaat edin.'» Btittin emir ve yasaklarda,
Allah'1n el~isine uyun. Allah'1n elc;isine uymaktan «eger yiiz ~evirirlerse,
§liphesiz Allah da inkarcdar1 sevmez.» Yani onlardan razi olmaz ve onlan
an1p, yiizlerine bakmaz. Bu ayet Hz. Peygamber'in yticeligine de i§aret et-
mektedir. <;unkil Allah Tefila, kendisine uymay1, habibine uymaya baglamt§,
kendisine itaah da, ona itaat etmekle beraber zikretmi§tir. Her kim, Allah'1
sevdigini iddia eder de, peygamberin yoluna aylan hareketlerde bulunursa,
Kur'an nass1yla o kimse yalanc1drr.
~air de §Oyle der:
"ilaht sevdigini gostermeye ~alt§irken, ona isyan ediyorsun
Yemin ederim ki bu ~·ok alr;ak bir i§tir.
Eger sevgin dogru olsayd1 , ona itaat ederdin .
<;unkii, seven sevdigine itaat eder."
Kasan1, "De ki: 'Al/ah'a ve Rasul'e itaat edin.'" ayetinin tefsirinde §OY-
le der: "Eger habibime uymaya gtictintiz yetmezse, en azindan, kendisiyle
emrettigim §eye itaatkar olun. Milrid, murada uyup, onun emrine sanlmahdrr.
'Eger' insanlar, rasfile tabi olmaktan 'yuz ~evirirlerse', inkarc1 kafirlerin du-
rumuna dti§erler. '§iiphesiz Allah'da inkarcilan sevmez.'"
Rivayet edildigine gore: Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Omer'in (r.a.) elini
tutmu§tu. Omer ona dedi ki: "Ey Allah'm el9isi, nefsim hari9, sen bana her §e-
yimden daha sevgilisin. '' Bunun tizerine Hz. Peygamber: "Muhammed'in nef-
si, yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, ben kendisine, kendisinden
daha sevgili olmadik~a , hir biriniz iman etmi§ olamazsiniz" buyurdu. Hz.
Omer de: "Allah'a yemin ederim ki, §imdi sen bana, kendimden daha sevgili-
sin" dedi. Hz. Peygamber de: ''§imdi imanzn tamam oldu ey Omer" buyur-
du. (13)
13- EbO. Davud: "Sizin hi~ biriniz, ben kendisine en sevgili, aile efradimda kendi aile efradm-
dan daha sevgili olmadtk~·a ger~ekten iman etmi§ olmaz", lafz1yla rivayet etmi§tir. Bkz.
Cem'ul-Fevaid, 1/21.
14- Buhari, Kirobii'l-hisbm, 13/214. Bkz. Camiu'l-Usul, 9/194.
15- Bubar!, 6/213, Tirmizi de bir benzer ~ekliyle Emsal bahsinde ifade etmi§tir. Hadis No:
2864 Bkz. Camiu'l-Usat, 8/541.
526 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
la i§itici ve bilicidir.
35. Hani, imran'in kansi: "Rabbim, karnimdakini, hiir bir
kul olarak sana adadim; benden kabul buyur; Sen i§itir ve bi-
lirsin" demi§ti.
36. Fakat onu dogurunca 'ne dogurdugunu Allah bilirken'
§iiyle dedi: "Onu kiz olarak dogurdum, erkek kiz gibi degildir.
Ona Meryem adini verdim. Onu ve zurriyetini kovulmu§ §ey-
tandan sana sigindinnm."
37. Rabbi onu, giizellikle kabul etti. Onu bir bitki gibi gii-
zelce buyiittii ve Zekeriyya'yi da onun bakimiyla giirevlendir-
di. Zekeriyya her mihraba giri§inde, yaninda bir yiyecek bulur
ve: "Ey Meryem, bu sana nereden?" derdi. (0:) "Bu, Allah
katzndandir. Allah, dilediffene sayisiz nzik verir" derdi.
Nuh peygamber de, kendinden onceki §eriatlar1 ilk defa nesheden pey-
gamberdir. Allah, onun omriinii uzatm1§, zi.irriyetini bfild kilm1§ ve duas1n1
kabul buyurmu§tur.
imran hanedan1, Hz. isa ve onun annesi imran'1n k1z1 olan Meryem'dir.
Bunlarm, diger filemlere kar§t se~ilip tisttin kthnmas1, zaman1nda ya§ayan di-
ger insanlara iistiin k1bnmas1drr. Alemler'den kas1t, bu peygamberlerin herbi-
rinin doneminde ya§ayan diger insanlardrr.
~ey i de bilirsin.
36. «Fakat onu dogurunca •.» Hanne, erkek bir c;ocuk istiyordu. Oysa
bir k1z dogurdu. Bunun tizerine hayal lankhg1na ugrad1 ve iiziildii.
«Ne dogurdugunu Allah bilirken, §Oyle dedi: 'Onu k1z olarak do-
gurdum.» Burada, kadm1n ne dogurdugunu Allah'1n bilmesi ifadesi, Allah ta-
raf1ndan tazim iyin kullan1lan bir ifadedir. Kad1n, di§i dogurunca· hayrete dti-
§tip tiziilmti§til. Bunun tizerine Allah: "O kadm, bu hibenin kadrini bilmez.
Allah ise, onun dogurdugunu ve onunla ilgili olan onemli ve ~ok buyuk §eyle-
ri bilir" buyurmu§tu.
Bu hadisin anlam1 §Udur: Dogan her <;ocuga §eytan musallat olmak ister.
Ancak Hz. Meryem'in annesinin bu duas1 kabul olmu~, Meryem ve onun <;o-
cuguna §eytan musallat olamam1§trr.
37. «Rabbi onu, giizellikle kabul etti.» Allah TeaJa, erkek <;ocuk yeri-
ne Meryem'i adak olarak kabul etti ve ona raz1 oldu. Meryem, kti<;iik ve k1z
olmas1na ve mescide hizmet edebilme gticii ·olmamas1na ragmen, Allah onu
kabul etti. «Onu bir bitki gibi giizelce biiyiittii.» Allah Teala Meryem'i her
§eye rag1nen kabul etti. <;i.inkil annesi, ba~lang19taki niyetinde 9ok san1imiydi
ve sonunda da utan1yordu. «Ve Zekeriyya'y1 da onun» Merye111'in «bak1-
1n1yla gorevlendirdi.» Meryem'in menfaatlerini koruyup, i§lerini yapmakla
Rivayet edilir ki: Hanne dogurdugu zaman, Meryem'i bir bez par~as1na
sanp mescide gottirdii. Onu din adamlannm yan1na brrak1p §6yle dedi: "Bu
kii<;tik adak, i§te huzurunuzda. Onu ahn1z." Meryem'i alma konusunda yan§a
girdiler. <;unkti o, liderlerinin ~ocuguydu. Bunun tizerine Zekeriyya: "Onu al-
ma.ya hen daha ~ok hak sahibiyim. <;Unkti teyzesi benim yan1mda," dedi.
Adamlar: "Haytr, olmazsa kura ~ekelim 11 dediler. Daha sonra, Urdtin nehri ke-
nanna gidip, vahiyleri yazd1klan kalemlerini o nehre attllar. Kimin kalemi
ytikselirse o tercih edilecekti. Bunu ii<; defa denediler. Her defasmda, Zeke-
riyya'n1n kale1ni su yliziine ~tkti. Digerlerinin kalemi bath. Boylece Meryem
Zekeriyya'n1n yan1nda kaldi.
«Zekeriyya her mihraba giri§inde, yan1nda bir yiyecek bulur ...»
Soylendigine gore, Zekeriyya, Meryem i~in mescitte bir mihrap, yani bir oda
yaprnI§tI. Oraya 1nerdivenle vikilrrdi. Zekeriyya, oraya tek ba§Illa girerdi. <;1-
karken de yedi kap1y1 Meryern'in tizerine kapatudi. Her yan1na vart§mda da
orada degi§ik yiyecekler bulurdu. Kl§m yaz rneyveleri, yazm ise kl§ meyvele-
ri bulurdu «ve: 'Ey Meryem, bu sana nereden?' derdi.» <;unkti bu yiyecek-
ler bu diinyadakilere benzemiyordu, mevsimleri degi§ikti. «(0)» kti9iik Mer-
yem: «'Bu Allah katindandir.» ~a§ma ve bunu garip kar§1lama, \:iinkti «Al-
lah, diledigine say1s1z riz1k verir,' derdi.» Alla.h'm verecegi nimetlerin \'.Ok-
lugunu hesap edemezsiniz. Onlar1 takdir bile edemezsiniz. Bu ifade, nimetle-
r.in Allah katindan oldugunu a\'.1klarnak i\'.indir. Ayet-i kerime'de, evliyan1n
kerainetine i§aret vard1r. Kerameti inkar eden, bu durumu, Zekeriyya Pey-
ga1nberin peygarnberlikten onceki harikuladeliklerinden ve onun peygan1ber-
liginin esas1ndan sayar.
Rivayet edildigine gore, k1thk senesinde Hz. Peygamber acikm1eytI. Fati-
ma validemiz ona, iki pide ile bir par9a et verdi. Validemiz, Hz. Peygan1ber'i
kendisine tercih etrni§ti. Peygamber efendimiz de, aldtklar1n1 ona iade etti ve
"gel kzztm" dedi. Validemiz gelip tabag1 a~tl. Bir de ne gorstin? Tabak et ve
ekmekle dolu. Bunun tizerine donakald1 ve Allah katmdan geldigini bildi. Bu-
17- Buhari ve Miislim, hadisi ~u ifadelerle rivayet etmi~tir: "Ben ve yetime hakan, cennette §DY-
ie yanya11a.y1z."
Ayet: 37 AL-i iMRAN SORESi I 3 531
nun tizerine Hz. Peygamber, ';Bunlar sana nereden geldi? "buyurdu. Fatnna
validemiz de "Allah'tan! Allah Team. diledigini hesaps1z bir §ekilde nziklandi-
nr11 dedi. Bunun tizerine Hz. Peygamber §Oyle buyurdu: "Seni, israilo(~ullan
nm hammefendisi Meryem'e benzeten Allah'a hamd olsun." Daha sonra Pey-
gamber efendimiz, Hz. Ali'yi, Hz. Htiseyin'i ve ehl-i beyti topladi. Hepsi bu
tabaktan yeyip doydular, yemek de oldugu gibi kaldi. Fatima validemiz de
kom§ulara dag1tt1. os>
18- Hafiz EbQ Ya'ta tahri~ etm1~tir. ibn Kesir Tefsiri, l/280.
532 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
39. «O, mihrapta durup namaz kllarken, melekler ona nida etti:»
Zekeriyya peygamber, mihrapta, yani Meryem'in odas1nda namaz k1larken,
melekler ona nidada bulundu. Meleklerden maksat Cebraildir. Cebrail, me-
leklerin reisi oldugu i9in onu yticeltmek i9in 9ogul §eklinde getirilmi§tir.
«'Ger~ekten Allah sana, kendisinden bir kelimeyi tasdik edici, efen-
di, nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olmak iizere Yahya'y1
miijdeler.'» Yahya, dogacak 9ocugun ad1drr. Kendisinden bir kelime ise, Hz.
isa peygamberdir. isa peygambere "kelime" ad1 verilmesinin sebebi, "ol" ke-
limesi ve emriy le babas1z olarak dtinyaya gelmesindendir.
Stiddi der ki : Y ahya peygamberin annesi, isa peygamberin annesiyle
kar§Ila§IDl§ ve demi§ ki: "Ey Meryem, hamileligimi hissettirn." Meryem de
demi§ ki: "Ben de hamileyim." Yahya'n1n annesi: "Karnrmdakinin, senin kar-
n1ndakine secde ettigini hissediyorum" demi§. Yahya peygamber, isa pey-
gamberden alti ay daha btiytiktli, isa peygamber goge yiikseltilmeden once,
Yahya peygamber oldiiriildti. Yahya peygamber, toplumunun §ereflisi ve ba§-
kan1 idi.
Yah ya peygamber nefsine 9ok hfilcim olup, imkfuu varken bile §ehevi ar-
zular1na gem vururdu. Rivayete gore, bir sabah 9ocuklarla kar§ila§mI§ ve 90-
cuklar onu oyuna 9ag1rm1§. 0 da "Oyun iyin yaratllmad1m" demi§. Yahya
peygamberin, nefsine ~ok hakim olmasm1n bir anlam1 da, onun, gii<; ve
imkaru oldugu halde, kad1nlardan yiiz 9evirmesidir.
Ku§eyri §Oyle der: "Kulun, Allah'1 dille zikretmesi, o kulu, kalble zikrin
devam1na ve zikrin tesirine ula§tmr. Bir kul, Allah'1 kalbi ve diliyle zikreder-
11
se, o kul hal ve gidi§atlnda Allah'1 kamil bir §ekilde vasfetmi§ demektir.
Sehl b. Abdullah der ki: "Hi<;bir gtin yoktur ki Allah Tefila §5yle nidada
bulunmas1n:'Ey kulum, bana hi~ adil davranmadm. Seni hatrrhyorum, beni
19- Kalbi zikirden maksat, kulun devamh bir surette Allah'a bagh kalmas1dir ve Allah'm, bi.ittin
tasarrunannda kuJu kontrol altmda bulundurdugunu gozden ~lkarrnamas1dir. Buda, "ihsan"
mertebesidir. Hz. Peygamber: "ihsan, Allah'z goriircesine O'na ihadet etmendir. Sen O'nu
gormiiyorsan da, 0 seni goriiyor" buyurarak, ihsan'm nc demek oldugunu a~1klam1§t1r.
Ayet: 41 -42 AL-i iMRAN SURESi/3 535
43. «'Ey Meryem», namazda «hU§U ile Rabbinin divan1na dur.>> Al-
lah Teala i~in kiyamlan uzat. «Secde et ve riikfi edenlerle birlikte sen de
riiku et.'»
Burada namazm erkaru zikredilerek Meryem validemize cemaatle na-
maz kilmak emredilmi§tir. Kum1t, kiyamtn uzunlugu demektir. Sticfid ve
rtiku'un zikredilmeleri, namazm rtikilnlerinin yerine getirilmeleri konusunda
mtibalaga ifade ederler. Secdenin riikiidan once zikredilmesi de, onun, nama-
zm en faziletli riiknti ve hu§ilnun en ote mertebesi olmas1ndandtr. Namaz1n
zahiri_goriintimiinde dtizenin boyle olmas1 gerekmez.
eek §eylerdir. Y ahut da Allah'm vahyetmesiyle. Bu, ilk i.i9ti degildir. Dordtin-
ctisti ger9ekle§ti ki, o da vahiydir. Allah bunlan sana, peygamberliginin bir
delili olarak anlat1yor ki, seninle 9eki§enler durumu kavras1nlar.
"V ahy" kelimesi Kur'an'da §U anlamlara gelir:
1) Peygamberlere bir §ey bildirmek. (Bkz. Nahl: 43)
2) ilham etmek. (Bkz. Kasas: 7)
3) istenen anlarm bildirmek. (Bkz. Zilzal: 5)
4) i§aret etmek. (Bkz. Meryem: 11)
Ashnda btittin bunlar, gizlice bildirme anlamma gelir.
«Meryem'i onlardan hangisi himayesine alacak diye kalemlerini
atarlarken, sen yanlar1nda degildin.» Meryem'i ahp yeti§tirme konusunda
ihtilafa dti§tiikleri ve Tevrat'1 yazan kalemlerini att1klar1 zaman, sen onlann
yan1nda degildin.
Kur'an'm boyle ifade etmesi, mti§riklere Hz. Muhammed'e vahiy geldi-
gini bildirmek ve onu inkar edenlerle alay etmek i~indir. Onlar, senin bilgin
olmad1gm1 biliyorlar, kitap okumad1gm1 da biliyorlar. Herhangi bir peygam-
berle arkada§hk edip, ondan baz1 §eyler dinlemedigini de biliyorlar. Geriye
sadece gozlem kaldt. 0 da, imkans1z bir §ey.
«t;eki§irlerken de yine yanlannda degildin.» Meryem'i ahp bilytitme
konusunda ihtilafa dti§IDil§lerdi. Bu ayet, Hz. Meryem'in faziletine i§aret et-
mektedir. <;unkti Allah onu, alemlere kar§1 se9ip, ilsttin kilrm§tir.
ibn Abbas, Hz. Peygamber'in §Oyle buyurdugunu soyler: "Dunya ha-.
mmlarzmn efendisi §Unlardir: Meryem, sonra Fatima, sonra Hatice ve sonra
da Asiye.''(io) Bu hadis, hasen bir hadistir ve ayetin anlam1na uygundur.
Ayette de Meryem'in -biltlin dtinya kadmlarindan daha faziletli oldugu bildiril-
mi~tir.
Hz. Enes (r.a.) rivayet ediyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) §Oyle buyurdu:
"Diinyadaki kadlnlardan imran'm kzzz Meryem, Huveylid'in klz1 Hatice, Mu-
hammed'in klzz Fatzma ve Firavun'un karzsi Asiye sana misal olarak ye-
ter .. "<21>
20- Hfil<im, Mtistedrek, Fethu'l-Kebfr, 2/169. Hakim'deki rivayct: "Cennetteki kadmlann efen-
dileri yani en faziletlileri dorttur .... " §ekJindedir.
2 1- T innizi, Ahmed b. Hanbel , ibn Hibban, Hakim. Bkz. Ciimiu'l-Usul, 9/125.
538 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
45. «Melekler dcmi~ti ki: 'Ey Meryem! Allah, kendinden bir kelime-
yi sana miijdeliyor.» Burada da "melekler"den kas1t, Cebrail (a.s.)'dir. Ta-
zim i~in ~ogul olarak kullarnlnn§trr. "Kelime"den kasit, "Kun : Ol" kelimesi-
dir. Ashnda her yarat1gm meydana gelrnesi bu kelime yani "ol" emri sebebiy-
le ise de, Hz. isa hakk1nda insanlar aras1nda bilinen zfilliri sebep yok oldugu
i9in onun meydana gelmesinin bu kelimeye isnad edilmesi daha tam ve daha
kamildir. isa peygamberin "kelime" olarak ifade edili§i, en tamamlay1c1 ve en
mi.ikemmel bir tarzdir. «Adi, Meryem oglu isa Mesih'tir.» Mesih, "s1dd1k
ve faruk" gibi §erefli bir lfil<:ap olup, ibranice'de "me§ih" diye tabir edilir. An-
lam1 ise, "milbarek" tir. "Meryem oglu", isa'nm s1fatidir.
Burada hitap, Meryem'e yoneltilmi§tir. Oyleyse "oglun isa" denmesi ge-
rekirdi. Halbuki "Meryem oglu isa" denmi§tir. <;iinkti, peygamberler annele-
rine degil, babalanna nispet edilirler. Burada, isa'run babas1z olarak dtinyaya
gelecegine ve annesine nisbet edilecegine dikkat 9ekmek i9in boyle ifade
edilmi§tir. Onun i9in Meryem validemiz, alemlerin kad1nlanna tercih edilip,
faziletli kd1nmt§tlr.
«Diinyada da,» peygamberlikle ve insanlann ontine ge9mesiyle,
«ahirette de» §efaat etmesiyle ve cennetteki tisttin derecesiyle isa'n1n «§an1
yiice ve Allah'a yak1n k1hnanlardand1r.» isa peygamber, goge ytikseltilip,
meleklerlerle arkada§hk etmesi ve Rabbine varmas1yla yakmlardan olmu§tur.
46. «Be§iginde de, yeti§kinliginde de insanlara soz soyleyecektir.»
Hz. isa, hem 9ocukken, hem de yeti§kin haldeyken, tipk1 bir peygamber gibi
insanlara hitap edecektir. Bunun 9ocukluk ve yeti§kinlikteki hitab1 arasmda
hivbir fark olmayacaktrr. ~tiphesiz bu da en btiyiik mficizelerden biridir.
Rivayet edildigine gore: isa (a.s.) 30 ya§tna varmca, Allah onu, israil
ogullanna peygamber olarak gonderdi. Peygamberlikte 30 ay kaldi. Sonra go-
ge ytikseltildi. "Yeti§kinlik" (kehl) , 40 ya§illl ge9ip ya§hhga yakla§an de-
mektir. isa peygamber, yeti§kinken insanlara hitap etmeyip, gen9 y~§ta goge
ytikseltildi. Dtinyanm sonunda yere indirildigi zaman hitap edecek. Deccal'i
de o zaman oldtirecek.
«0 salihlerdendir.'» Allah'1n, "salih" soziinii zikretmesi, ki§inin bun-
dan daha tisttin bir mertebesi olam1yacag1na i§arettir.
540 ROHU'L-BEYAN Ciiz:3
Ayet: 4 7 AL-i iMRAN SURESi/3 541
47. Meryem, Rabbine tazarruda bulunarak «dedi ki: 'Ey Rabbim! De-
nim nasll ~ocugum olabilir?» Burada, Allah'1n §an1n1 yticeltmek i9in bir
hayret ifadesi vard1r. Normalin d1§mda bir olay oldugu zaman, be§erin hayret
etmesi gerekir. Babasiz bir 9ocugun diinyaya gelmesinde de adet d1§1 bir olay
cereyan etmi§tir. 0 zamana kadar, oyle bir adet goriilmemi§ti. «Bana» her-
hangi «bir insan dokunmad1.'» Yani ben, hi¥bir insanla cinsel ili§ki kurma-
dun. Benim bu halitn 9ocuk yapmaya engeldir.
«Allah: 'i§te boyle, Allah, ne dilerse yaratlr. Bir i§e hiikmedince ona
ancak "ol" der, o da oluverir' dedi.» Allah, yaratmak istedigi §eyi diler ve
istedigi gibi yaratu. isa peygamberi tuhaf bir §ekilde babas1z olarak yaratm1§
oldugu gibi... Bir §eyi yapmaya karar verip ona htikmettigi zaman, ona sadece
"ol" demesi yeter. 0 da hemen oluverir. Bu durum, Allah'm kudretinin kema-
lini ve takdir ettigi §eyleri, me§ieti (dilemesi) geregi yaptlguu gosterir. Aynca
burada, itaat eden yaratdm1§1n, emredici olan Allah'1n gtictinli anlamas1 i9in
yaratic1hktaki luzma da i§aret edilmi§tir.
542 RUHU'L-BEYAN Ciiz:3
ibn Abbas der ki: "Meryem validemiz odasmdayken, kar§1sma bir perde
olu§uverdi. 0, tizerinde beyaz elbiseler olan Cebrail (a.s.) di. Meryem'e, yara-
hh§I tam bir insan ~eklinde gortindli. Onu gortince: "Eger takl (takva sahibi
biri) isen, senden Rahman'a s1gm1nm" dedi. Sonra (Cebrail) gomleginin yaka-
sma iifledi, bu lifleme rahime ula§tl ve hamile kaldi."
Rivayet edilir ki: isa peygamber, peygamberligini ilan edip mficize gos-
terdigi zaman, ondan bir yarasa yapmalar1n1 isterler. 0 da biraz 9amur altp §e-
killendirir. Ona lifter ve hemen gokte u9maya ba§lar.
hastahga dikkat yekilmi§. isa peygamberin, gtinde elli bin hasta tedavi cttigi.
gticti yetenlerin ona geldigi, gticti yetmeyenlere onun gittigi rivayet edilir. isa
peygamber bu hastalan, iman etmek §artlyla sadece dua ederek tedavj ederdi.
«Elbette bunlarda sizin i~in, eger iman ettiyseniz, kesin bir ibret
vardir.» Eger ger9ekten inan1yorsaruz, gosterilen bu harikulade olaylarda si-
zin i9in, benim (i sa'nm) peygamber olduguma drur a91k deliller vard1r.
RUHU'L
......
.
BEYAN
...... .
TEFSIRI
2
YEN1DEN .GOZDEN GE<;'IR1LM1~
SEKiZiNCi BASKI
MUHTASAR
RfiHU'L-BEYAN
TEFSiRi
ismail Haklu Bmsevi
ihtisar Eden: Muhammed Ali Sabiini
iKiNCiCiLD
Damla Yay1nevi No: 211
Rfih'ul-Beyan Tefsiri Cilt: 2
·®
DAMLA YAYINEVI
Prof. K. ismail Gfukan Cad. No: 6
Cagaloglu-iSTANBUL
Tel: 0.212. 514 28 28 (pbx)
526 21 99
ISBN 975-381-117-9 Faks: 0.212.528 24 01
Yay1n Hakk1: ©Copyright DamlaYaymevi Ltd. $ti. Dizl - Montaj: Damla Yaymevi
Bask1 - Cllt: Erkam Matbaas1, Ba~ak§ehir - Istanbul 2012 / 7.
www.damJayayinevi.com.tr
TERCUME HEYETi
Abdullah OZ - <;atalca MOftOsO
Ali R1za TEMEL - Haseki Egitim Merk.ezi Ogretim Oyesi
COneyt GOK(_(E - Urfa ilahiyat Fal<Ottesi Ogretim Oyesi
Halit SEViMLi - Emekli imam-Hatip
Harun ONAL - i mam-Hatip
Yrd. Do9. Dr. Hasan HOseyin TUN<;BiLEK - Urfa ilahiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Dr. Huseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
ibrahim TOFEK<;i - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
ityas KARSLI - Rize ilfilliyat FakOltesi Cgretim Oyesi
Muharrem ONDER - MOtercim
Mustafa AYDIN - Mutercim
Dr. SOleyman MOLLAiBRAHiMOGLU - Tefsir Doktoru ve SOleymaniye Camii imam1
Yahya ALKIN - Haseki Egitim Merkezi Ogreiim Oyesi
TERCUME KONTROL
Dr. Durak PUSMAZ - Haseki Egitim Merkezi MOdOrO
Dr. Huseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
REDAKSiYON
YOksel KANAR
HAT
Kapak Hatti: HOseyin KUTLU
Hilalli Besmele: Abdi.ilkadir SAYNAQ
Kur'an-1 Kerim Hatti: Hafiz Osman
A • e A A e •
AL-1 IMRAN SURESl NIN DEVAMI 1
52. «Ne zaman ki isa, onlardan kiifrii hissetti:» isa peygamber, btittin
bunlardan sonra kesin olarak anlad1 ki, gosterilen bunca .mucizelere ragmen
yine iman etmeyip inkar etmeye devam edecekler. Bunun lizerine isa pey-
8 RUHU'L- BEYAN Cuz:3
54. y ahudiler, bir .ki§i tayin edip gizlice isa peygamberi oldtirmek tizere
«hile yaptdar.» 0 ki§i, isa peygamberi oldtirecegi yere gotiirtip, hile ile oldti-
recekti. isa peygamberi, goge yiikselterek, «Allah da onlar1n hilelerine mu-
kabelede bulundu.» Boylece, isa peygamberi oldtirmeyi planlayan ki§inin
kalbine §iiphe dii§tirdii ve o ki§i oldtirtildti. «Allah, yapilan hileye mukabele-
de bulunanlar1n en hay1rhs1d1r.» Allah, tuzak kuranlarm en gii9ltisti, bunu
en iyi infaz eden ve hi<; umulmadlk yerlerden, onlara zarar vermeye en iyi ka-
dir olandrr, gelecek zarardan onlan kurtartr.
aldatma, kandirn1a ve kotti bir §ey manas1nadrr. Ayn1 ~ey, Allah taraftndan
olursa, yava§ yava§ kullann bir tehlikeye yakla§tlnhp, onlann bilmedikleri bir
§ekilde yakalarunas1 demektir.
55. Allah 'in: "Ey isa! Seni ancak ben oldiirecegim, seni
kendime yiikseltecegim, inkarcilardan temiz kilacagim. Sana
uyanlarz, kiyamet giinune kadar inkarcilardan iistiin kzlaca-
gim. Nihayet sizin donii~iiniiz banadir. ihtillzf ettiginiz husus-
wrda, araniula hen hukum verecegim" dedigini hatirla.
56. inkarczlara gelince, onlari diinyada da, ahirette de #d-
detli bir azaba farptiracagim; onlarin hifbir yardimcilari yok-
tur.
10 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
55. «Allah'1n: 'Ey isa! Seni ancak hen oldiirecegim.» Yani seni eceli-
ne tam bir §ekilde yetirecegim dedigini hallrla. Bunun anlam1, seni
inkarcilann oldiirmelerinden koruyacag1m ve oliimiinii senin i~in yazd1g1m
eceline kadar erteleyecegim. Seni onlann oldiirmesiyle degil, kendi ecelinle
oldtirecegim, demektir.
ikram ve nimet mahallini ve meleklerimin karargfiluru gostermek iizere,
«Seni kendime yiikseltecegim.» Allah'1n isa peygamberi kendisine ytikselt-
mesi, onu yticeltmek i~indir.
Bu durum, ibrahim peygamberin: "Ben Rabbime gidiyorum" (Saffat:
99) diyerek, Irak'tan $am'a gitmesine benzer. Hactlara, "Allah'm ziyaret~ile
ri", Kabe'ye kom§u olanlara da, "Allah'm kom§ular1" diye isim verilmi§tir.
Biitiln bunlar, tazim ifadeleridir.
Ben seni, «in.k arcdardan» onlann kotii kom§uluklanndan, kotii arka-
da§hk.lanndan ve kotii muamelelerinden uzakla§ttnp, kurtararak «temiz kda-
cag1m.»
isa peygamber, Deccal'in zamarunda, adil bir hakem olarak gokten yere
inecek, putlar1 krracak, domuzu oldtirecek, <22> cizyeyi kaldrracak, mal 0 kadar
bolla§acak ki, kimse dontip de ona bakmayacaktrr. Onun ya§ayacak oldugu bu
zamanda, islfun dini hari~, bilttin dinler helak olacak.trr. Deccal'i oldtirecek ve
ondan sonra da bir Arap kadm1yla evlenip o kad1ndan ~ocugu olacaktir. Yer-
ytiztine inip krrk yil ya§adlktan sonra olecek ve mtisliimanlar onun namaz1n1
kilacaktrr. <;unkti isa peygamber, bu timmetten olmak i~in Allah'a dua etmi~,
Allah da onun duaslfil kabul etmi§tir.
22- Ahir zamanda Hz. isa'nm yeryUztine inecegi konusundaki hadis mtitevatir hadislerden olup,
Buhari ve digerleri rivayet etmi§tir.
Ayet: 55-58 AL-i iMRAN SURESi/3 11
ve ona kar§I yalan soyleyen yahfidi ve hristiyanlar degil. "inkarczlar" dan ka-
s1t da, Hz. isa'ya hile yapanlardrr. Mtisllimanlar, iistiinliik, dine baghhk ve de-
lil bak.1mmdan onlardan daima listiindiirler. Mlisllimanlar, kiyamete kadar on-
lara listiin gelecektir.
Ey isa'ya tabi olanlar ve onun risaletini inlcar edenler! «Nihayet sizin
donii§ii.niiz banad1r.» 0 giin, dini konularda «ihtilaf ettiginiz hususlarda,
aran1zda hen hiikiim verecegim,' dedigini hattrla.»
56. «lnkarctlara gelince, onlar1 diinyada da,» kih~la, esir alarak, ciz-
ye alarak, hastahk ve be!alar1 aralarma yayarak, azaba 9arpuracag1m. <;link.ti
bunlar kafirler hakk1nda ceza, mli'minler hakktnda ise bir ltituftur. <;link.ti
bunlar, mti'minler i9in imtihandu. «Ahirette de §iddetli bir azaba ~arpt1ra
cag1m;»
«Onlar1n», ne dtinyada, ne de fillirette, Allah'm azab1ndan kurtaracak
«hi~bir yard1mctlar1 yoktur.>>
64. De ki: "Ey kitap ehli! Bizimle skin aranizda efit olan
bir kelimeye gelin : Allah 'tan bll§ka.sina ibadet etmeyelim. Al-
lah 'a hifbir ftyi ortak tanimayahm, Allah'i birakip da birbiri-
mizi Rabb'ler edinmeyelim." Yine yiiz ftvirirlerse, onlara de-
yin ki: "$ahit olun, biz muhakkak miisliimanlanz."
16 RUHU'L-BEYAN co.z: 3
64. «De ki; 'Ey kitap ehli» olan yahudi ve hristiyanlar! «Bizimle sizin
aran1zda e§it olan bir kelimeye gelin:» Hz. Peygamber, kitap ehlinin iman
etmesini yOk istiyordu. Allah ona, delil ve milcadele konusunda her akl-1 se-
lim sahibinin gorebilecegi bir metod izlemesini emretmi§tir. Burada da adalet
lizerine kurulmu§ bir ifade vardlf. "Gelin ey kitap ehli!" Allah'1 bir olarak ta-
my1p, ibadette samimi olmak ilzere «Allah'tan b~kas1na ibadet etmeye-
lim.» Allah'tan ba~kas1ru ibadetlerimize ortak etmeyelim ve, «Allah'a hi~bir
§eyi ortak tan1mayahm, Allah 11 birak1p da birbirimizi Rabb 'ler edin-
meyelim. '» Uzeyi; Allah'm ogludur, Mesih Allah'1n ogludur gibi baul §eyler
ileri stirrneyelim. Din adamlann1n ortaya atm1~ oldugu heial ve haramlara da
itaat etmeyelim. <;tinkti onlar da bizim gibi insanlardu.
Hz. Peygamber, Fars Krall Kisra'ya da mektup yaz1p islama davet et-
mi§ti. Kisra, kendisine verilen mektubu yntlnt§, elyiyi de oldtinnek istemi§ti.
El~i geri dondtikten sonra, Hz. Peygamber ona beddua etrni§ ve §oyle demi§ti:
"Allah onlarin mulkiinii dagitsm, ebediyyen miilk sahibi olamastnlar." Nite-
kim oyle oldu.
24- Muslim Sahih'indc tahric etmi§tir. Hadisin devam1 §tiyledir: "Onlarm c{Jhi/iyye doneminde
hayzrlz olanlan , anlayi~ll olduklan zaman i slllmda da hayzr/1 olanlandzr. Ruhlar bir araya
gelmi~ ordulardzr... " Bkz. Fethu'l-Kebfr, 3/266.
20 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
Burada, "bir grup"tan kas1t, Ka'b b. E§ref ile Malik b. Sayftrr. Kible
degi§tirildigi zaman arkada§larma "Ka'be'ye dogru namaz kdmalar1 konusun-
da onlara indirilene inan1n ve sabahleyin Ka'be'ye dogru namaz k1hn. Sonra
da Beytti'l-Makdis'e dogru namaz lahn. Belki mti'minler: 'Onlar bizden daha
iyi _bilirler, bakm1z dondtiler' derler ve kendileri de donerler" demi§tir.
25- Merhum mUellifin tefsirinde ayetin manast, a91k degildir. Bu ayetin a~Iklanmas1 §oyledir:
Yahudiler, birbirlerine ~oyle tavsiyede bulunmu§lar: "Dininize tabi olandan ba~kasm1 ka-
bul etmeyin. Peygamberlik iddiasmda bulunana bakm. Eger dininize uymu§Sa kabul edin,
uymanu~sa yalanlaym. Sizin dininize uymayandan ba§kasmm peygamberligini kabul etme-
yin. Size verilenin bir ba§kasma da verilmesinden ve bunun, Rabbiniz katmda sizin aleyhi-
nize delil olmasmdan korkulur.. ·Muhammed'in peygamberligini kabul ederseniz, aleyhini-
ze k1yamet gtintinde delil olur." (Sabfini)
~Cl. /4-75 AL-i iMRAN SURESi/3 23
75. Kitap ehlinden oylesi vardir ki, ona bir kantar (do/usu
mal) emanet etsen, onu sana oder. Onlardan oyle kimse de
vardir ki, ona bir (tek) dinar emanet etsen, iizerinde durma-
dikfa onu sana Odemez. Bu, onlann: "Ummiler hakkinda bize
kar§i bir yol ( sorumluluk) yoktur" demelerindendir. Bildikleri
ha/de, Allah 'a kar§i yalan soylerler.
76. Hayir! Kim ahdini yerine getirir ve sakinirsa, Allah da
sakinanlan sever.
75. «Kitap ehlinden oylesi vard1r ki, ona bir kantar (dolusu mal)
emanet etsen, onu» eksiltmeden ve inkar etmeden «sana oder.» Abdullah b.
24 RUHU'L-BEYAN Cuz:3
Selam gibi. Kurey§'li birisi, Abdullah b. Selam'a 2000 ukye para emanet et-
mi§, o da bu meblag1 sonradan iade etmi§ti. Kitap ehlinden emanete riayet
edenler, daha sonra miisltiman olanlard1r.
«Onlardan oyle kimse de vard1r ki, ona bir (tek) dinar emanet et-
sen, iizerinde durmad1k~a onu sana odemez.» Ka'b b. E§ref bunlardan biri-
dir. Kurey§li bir zat, ona bir tek dinar emanet etmi§ti. 0 da bunu inkar edip
geri vermemi§ti. Bunun tizerine Allah onu yerdi. Kitap ehlinden hiyanet ehli
olan kimseler, yahudi ve hristiyan olarak kald1lar.
Buradaki anlam, kitap ehlinden oyle insanlar vardir ki, onlar emanet ehli
olma konusunda zirveye ula§mI§lar. Onlara c;ok fazla miktarda bir mal ema-
net edilmi§ olsa, yerine iade ederler. Oyleleri de vardrr ki, hlyanetin zirvesine
ula§IDt§ olup, kendilerine az1clk bir §ey emanet etmi§ olsaruz, ona ihanet eder-
ler. ·
Alalh kimseye dti§en, her hfil ii karda sozi.ine sadlk olup, verdigi sozii
yerine getirmeye ~ah~maktJ.r.
Anlahld1g1na gore, gencin biri, diinyan1n gtizelliklerine bakmamak iize-
re, Allah Teala ile bir sozle§me yapar. Gtintin birinde, pazara ugrar ve orada,
inci ve cevherle i§lenmi§ bir kemer gortir. Ona bakar ve begenir. Sonra ge9ip
gider. Daha sonra kemerin sahibi ona bakar. Gene;, oray1 terkettigi zaman,
adam da kemeri kaybeder ve bulamaz. H1zhca ko§up, gence ula§lf ve: "Ey
htrs1z, §Oyle §Oyle tarif ettigim kemerimi ver" der. Olay padi§aha intikal eder.
Padi§ah, gencin yaklanmasm1 emreder. Kemeri gencin belinde bulurlar. Padi-
§ah gence: "Ey gem;, iyi kimseler gibi elbise giyinip, kotil i§ler yapmaya utan-
m1yor musun?" der. Bunun tizerine gen9: "Vazge~iyorum, vazge9iyorum
efendim! Allah1m, bu gibi i§i bir daha yapm1yacag1m" der. Padi§ah, gencin
dovtilmesini emreder. Dovmeleri ivin soyunur. Bir de ne gorsiinler! Goriin-
meyen birisinden bir ses i§itilir: "Brrakm onu. Dovmeyin. Onu te'dib etmek
istedik!" Sonra padi§ah, bu gencin yanma gelip, alnmdan oper ve der ki: "~u
olay1 bana bir anlat bakahm.'' Gen~ de anlatu. Padi§ah hayrete dii~er ve
" ...verdikleri sozu yerine getirenler... "(Bakara: 177) ayetini okur. Bunun iize-
rine kemer sahibi, gence §Oyle der: Bu kemeri sana veriyorum, Allah a§kma
kabul et ve bana hakkm1 helal et. Gen9 de: Benden uzak dur. Bu, senin i§in
degil, biitiin i§ler ancak san'at sahibinin (Allah'm) dir. V arhk ilzerinde,
Hakk'tan ba§kas1 etkili olamaz." der.
25- Buhari, Muslim, Tirmizi, Nesei, EbO. Davud. Bkz. Climiu'l-Usul, 11/569.
26 RUHU'L-BEYAN Ciiz:3
«bir kitap ve hikmet verirsem ve sonra size bir peygamber gelip onu tas-
dik ederse, ona mutlaka iman edecek ve yard1m edeceksiniz.» Hak din
olan isiam'm 1zhan i~in, onun peygamberligini tasdik edip, dti§manlanna kar-
§1 ona yard1m edeceksiniz. Lnan edip yard1mda bulunmay1 «ikrar edip buna
dair ahdimi iizerinize ald1n1z m1?' demi§, onlar da:» bunu «'ikrar ettik'
demi§ler, Allah da:» "Ey peygamberler ve timmetleri, birbirinizin ikranna
«'~ahit olun. Ben de sizinle beraber>> sizin bu ikrann1za «§ahitlerdenim'
buyurmu§tU.»
82. «Bundan» bu ahitten «sonra kim» anlattlanlardan «yiiz ~evirirse,»
i§te «onlar, fas1klann ta kendileridir.» Allah'a itaattan ayrilmt§ isyanctlar-
drr. "Faszk'', haddi a§tp, tecaviiz eden demektir. Peygamberler, ytiz 9evirmez-
ler ve onlardan fisk sadtr olmaz. Bu durumun iki a~tklamas1 vardrr:
1. Ahit, peygamberlerden almilll§trr. Bu hususta iimmetleri peygamber-
lerine tabi idi. Yiiz ~evirme ise, sadece timmetlere aittir.
2. Su~suz ve beri olmak (masuniyet-ismet), imtihan1 (mihneti) ortadan
kald1nnaz.
Bu durum, onlann kitaplannda da mevcuttu ve bunu onlar da biliyorlar-
d1. Hz. Peygamber'in, peygamberliginin ger~ek oldugunu da biliyorlardi. Oy-
leyse, onlarm inkar etmelerinin, k1skan~ltk ve dii§manhktan ba§ka hi~bir se-
bebi yoktu. Onlar da, iblis gibi oldular. iblis'i de, onun k1skan9ltg1 inkara go-
tilrmii§til. Allah Teala onlara, bu durumdan ne zaman vazge9eceklerini sor-
mu§tu. Onlar, Allah'tan ba§ka bir tann ve Allah'm dininden ba§ka bir din isti-
yorlard1. Bu, a§ag1daki ayetten anla§Ilmaktadrr:
85. Kim, isliim 'dan ba§ka bir din ararsa, onun dini kabul
edilmeyecektir. 0 kimse, ahirette de hiisrana ugrayanlardan·
dir.
86. Allah, inandiktan, Peygamberin hak olduguna ~ahitlik
ettikten ve kendilerine afik deliller geldikten sonra inkiir eden
bir toplulugu nasil hidayete iletir? Allah, wlim kavmi hidayete
erdirmez.
87. Bunlann cewsi, Allah'in, meleklerin ve biitiin insanla·
nn tanetinin iizerlerine olmasidir.
88. 0 liinetin ifinde ebedf olarak kalacaklardir. Onlarin
azabi hafifletilmeyecektir. Onlara miihlet de verilmeyecektir.
89. Ancak bundan sonra, tevbe edip islah olanlar miistes-
nadir. <;iinkii Allah, gafur ve rahimdir.
Burada, dil ile ikrar etmenin ger~ek iman olmad1g1 konusunda bir delil
vardrr. i<;, d1§a aykrr1 olmamahdir.
i§aret vardrr. <;ilnkti vticut (varlik) Allah'1ndtr. Beden, ruh i\:in neyse, kabir de
olil i~m ayn1 §eydir. Kabirdek.i oli.i, i§ini mevlas1na havale etmi§tir. Aynen bu-
nun gibi, kul da, kalbt ve bedent Metlerden hi9 birine ili§memeli, bilakis Al-
lah'm yaratnu§ oldugu, as1l f1trata donmelidir.
D9uncii grup ise, hiybir §elcilde tevbe etmeden, inkarc1 olarak. olenlerdir
ki, bunlara <la, "inkar edip kafir olarak olenler... " <AI-i imran: 91) ayeti i§a-
ret etmektedir."
Bil ki, ki§i, dini hlikiimler dogrultusundan hareket edince nefsine hak.im
olur. Artik o ki§i §eytana ait yedi s1fatla kar§1 kar§1ya gelmez. (Bunlar: riya,
uctib, hased, buhl, kibir, hubbi dlinya ve gaflet'tir.) (Mtitercim.)
bo§ arzulara (hevaya) uyma ve uzun emeldir. Bo~ arzulara uyma Haktan ah-
koyarken, uzun emel de ahireti unutturur. "(29>
Ca'fer b. Nasir ~oyle der: "Ci.ineyd bana bir dirhem verdi ve 'onunla in-
cir satin al' dedi. Ben de incir satin aldrm. iftar edecegi zaman inciri agz1na
koydu ve aglayarak <;1kanp att1. Daha soma da 'gotiir onu' dedi. Sebebini so-
runca da 'kalbime f1s1ldand1 ki, Allah i<;in terkettigin §ehvetten utanm1yor
musun da, sonra tekrar ona donilyorsun' dedi."
Bilmi§ ol ki, nefis, latif olan iki goz gibidir ve kotti huylarm kaynag1dtr.
insan1n iki taraf1na yerle§tirihni§ olup, kotti §eyleri emreder. <;iinkti o,
ruhaniyetten sapt1rmak ic;in yarat1lmt§tlI.
"
Bir de temiz nefisler vard1r. Onlar da, Melekut-u A'Ia'da (en ytiksek ma-
kain) yaratilm1§lardir. Onlar da, hayirlar1 emreder, kotuliiklerden sak1nd1nr-
lar. Kotti nefisler, §eytanlar gibi, Melekfit-u Stifla'da (en dii§tik makam) yara-
ttbn1§ olup, kotilltikten ba§kasm1 emretmezler. Onlar1n tabiatinda, isyan, di-
renme ve kibirlenme vardrr. Onun ic;indir ki bu nefis, nasihat dinlemez ve de-
vamh isyan eder. Nitekin1 bir salih kul §U beyti soylemi§tir:
Rana kotiiliigu emreden nefsim, cehaletinden dolay1
Ba§tmdaki ak sarlardan ve ihtiyarltg1mdan ogiit almadl.
Kotti ve ay1p §eyler yap1nay1 emreden nefis, ne gen9ten ve ne de ya§h-
dan asla nasihat dinleyip ibret almaz. Ya§landlktan sonra bile, cehaletin bata-
gma saplan1p dururlar ve pi§n1an olup da §ehvetlerine gem vuramazlar. Her
29- Bagavi, Ebu Nuaym ve ibn Mende ~u laf1zlarla tahric etmi~lerdir: "Benden sonra iimmetim
adma en korktugum §eyler us;tur: Bo§ arzulara (hevliya) sapma, karmlan ve cinsf istekleri
konusunda §ehvetlerine tiibi olma ve bilgiden sonra gaflet." Bkz. Suyutl, el-Fethu'l-Kehfr,
1/55.
Ayet: 9 2 AL-i iMRAN SORESi/ 3 39
Allah Teala, bizi de, sizi de kottiliik emreden nefsin tuzag1ndan ve §ey-
tanm §errinden korusun. Can1miz bedenimizde kald1g1 stirece de halimizi
1slfill etsin.
Bu ayet indigi zaman, Ebfi Tallia, Hz. Peygamber'e gelerek §Dyle der:
"Ey Allah'm Rasfilii, benim en sevdigim mal, Beyruha ismindeki bah~em
dir. <30> Onu Allah'1n sana gosterdigi gibi kullan." Hz. Peygamber: "Ne giizel,
bu karli bir mal, bu karli bir mal. Benim gorii§iim, onu yakznlarma dagu-
mandir" buyurdu ve Ebu Talha da onu akrabalanna dag1tti..<31> Bundan anla§t-
ltyor ki, mallann en sevimlisini akrabalara infak etmek, en faziletli olan in-
faktlf.
Anlat1ld1g1na gore, Rebi' fel9 olmu§. Bir dilenci gelip, kap1smda isteme-
ye ba§latnt§. Rebi' "dilenciye §eker verin" demi§. <;link.ii §ekeri 9ok seviyor ve
11
"sevdiginiz §eylerden vermedikfe, iyilige ula§amazs1niz ayetini boyle yo-
rumluyor. Bunun ilzerine, Rebi'in hastal1g1 uzamr§. Can1 tavuk eti istemi§.
Ktrk gtin nefsini tutmu§. Sonra da han1mma: "Krrk giindilr can1m tavuk eti is-
11
tiyordu. Fakat kendimi tuttum demi§. Han1m1 da ona: "Silbhanallah, bu et
helfil oldugu halde, neden kIIk gtindiir kendini tutuyorsun?" demi§. Hanmun1
pazara gonderip, tavuk satm aldumt§. Tavugu kesip ktzartmI§, sonra bir de
ekmek yapmt§. Onlan nar gibi k1zarm1§ bir §ekilde sofraya getirip, Rebi'in
huzuruna koymu§. Bu defa dilenci, kap1da dikilip, "Allah nzas1 i\:in bana da
verin" diyormu§. Rebi' yemekten vaz ge~mi§ ve "§unu al ve dilenciye ver" de-
mi§. Han1m1: "Fe slibhanallah" demi§. Rebi': "Emrettigimi yap" diye diretmi§.
30- Beyruha Medine'de Hz. Peygamberin mcscidinin kar§isrnda verimli bir arazl (hurma bah9e-
si) idi .
31- Buhari, Muslim, Ahmed b. Hanbel. Bkz. Tefslru ibn Kestr, 1/299.
Ayet: 92 AL-i iMRAN SORESi/3 41
Kad1n: ''Kendin ic;in iyi olan1 yap" demi~. Rebi' de: "iyi olan neymi§" diye
sormu§. Han1m: "Dilenciye bunun parasm1 verelim, sen de eti zevkle ye" de-
mi§. Rebi': "Aferin, bana paras1n1 getir" demi§. Sonra da: "Koy §Uraya, §unu
da al ve ikisini de dilenciye ver" demi§. 0 da verm.i§.
Bu yiyecekler, Tevrat inmeden once onlara helal idi. Daha soma onlar,
azg1nla§1p zulme sapt1klan i<;in haram k1hndi. Bunlar, Nub, ibrahim ve diger-
lerine nastl haram klhnnu~ olabilir ?
«De ki: 'Eger dogru soyliiyorsan1z, Tevrat'1 getirin ve okuyun
onu.'» Burada Hz. Peygamber'e, onlarla kendi kitaplanyla mticadele etmesi
emrediliyor. <;linkli bu haram1n, sonradan onlann az1p zulme dalmalanndan
meydana geldigini, onlann kitaplar1 da belirtiyor. Onun iyin Hz. Peygamber'e,
"onlar kitaplann1 getirsinler ve okusunlar" diye emir verilmektedir. Boylece
onlar, donakalacaklar, susacaklar ve yalanlar1 ortaya 91kacaktu.
Rivayet edilir ki, onlar, kitaplanrn getirmeye cesaret edememi ~ler, dona-
kalnu§lar ve gerisin geri gitmi§ler. Bu olayda da, Hz. Peygamber'in dogrulu-
guna ve inkar ettikleri neshin cevazma a9lk se9ik delil vardrr.
94. «Bundan sonra, her kim Allah'a kar~t iftirada bulunursa, onlar
zalimlerdir .» Kim Tevrat'1n, israilogullar1na indirilmesinden once, onlara ba-
z1 yiyeceklerin yasakland1g1Ill iddia edip, Allah'a kar§l yalan uydurursa i§te
bunlar iftira etmekte 1srar edenler, zultim ve dli~manbkta a§rrI gidenlerdir.
95. «De ki, 'Allah dogru soyledi. » Yani israilogullarmm baz1 yiyecek-
leri kendilerine haram kildtldar1 konusunda, Allah'm indirdigi ~eyde dogrulu-
Ayet: 93-94 AL-i iMRAN SURESi/3 43
gu ortaya ~tkti. «Oyleyse», biittin sahte dinlerden yiiz ~evirin, yani «hanif
olan, ibrahim'in dinine tabi olun.» ibrahim'in dini, islfun dinidir. <;unkti
dinler, ashnda tektirler. Sizler, zannettiginiz gibi, onun dinine tabi olmu~ de-
gilsinizdir. «0» ibrahim, «mii~riklerden degildi. '»
ibn Abbas (r.a.), "Bu bina yerytiziinde ilk defa Adem peygamber tara-
fmdan yap1lm1§tlr" der. Bu rivayetler gosteriyor ki, Beytullah'1 ilk yapan Hz.
Ibrahim degildir. ibrahim peygamber, onu tamir edip, direklerini ytikseltmi§
ve kaybolmaya yiiz tutan bu binay1 ortaya ~Ikarmt§ttr. <;unkti Kabe'nin yeri,
Nuh tfifanmdan sonra yerle bir olup, kaybolmaya yiiz tutmu ~tu. Sonra, Allah
Teala, Cebrail'i gonderdi, bu yeri Ibrahim peygambere gostertip tamirini em-
retti. Bunu yapmay1 emreden Allah (c.c.), teblig eden ve mlihendis Cebrail,
binay1 tamir edip ortaya ~1karan Hz. Ibrahim peygamber ve onun yardrmc1 us-
tas1 da, oglu ismail'dir. Onun is:in, "yeryiizilnde, Kabe'den daha §erefli bina
yoktur" denilir.
him peygamberin, Kabe'nin ta§laruu koyarken, iizerine bast1g1 bir kaya vardi.
i§te o kayamn iizerinde, Hz. ibrahim'in ayaklann1n izi vardir.
Hae: Ozel bir ziyaret anlam1nda olup, Allah Teala'n1n, kullarma farz k1l-
d1g1 bir hakladir.
Bir hadis-i §erifte §6yle buyurulur: "Her kim, kendisini belli bir zaruret
veya Jena bir hastahk, ya da zalim bir idareci engel olmadLgL halde hacca
gitmezse, dilerse yahudi, dilerse hristiyan olarak olsun. "<33> Burada, yahudi ve
hristiyanlann zikredilmesinin sebebi, onlann, hacc1 ve Kabe'yi faziletli olarak
gonneyi§lerindendir. Bil k.i, bu mukaddes yerlere ancak oralara a§Ik olanlar
9ok9a gidip gelmek isterler.
Ali b. Muvaffak'tan rivayet edilir: 0, 60 defa hac yapmI§h. Diyordu ki:
"Bundan sonra Haceru'l-Esved'e vard1g1mda, kendi hakk1mda ve bu mekana
gidip geli§im konusunda §6yle dii§tindilm. Bilemiyorum, bu haccun kabul
edildi mi, yoksa edilmedi mi? Uykuya dald1m ve §Oyle bir se.s duydum: 'Ey
Muvaffak'1n oglu, sevdiginden ba§kas1n1 evine 9ag1nr m1sm?' Uyandim. <;ok
sevinmi§tim. Bundan, Allah'm ziyafetine davet edilmeyenin o ziyafetten hak
sahibi olamayacagma i§aret edildigini anlad1m." Burada hac i9in hazrrhk yap-
maya ~ah§mayan, aksine fesat ve bozgunculuk yapan kimsenin halini klnama
vardu. Allah Teala'nm hikmeti, her y1l insanlarm, ibrahim peygamberin ~ag
n s1na uymak i~in bu ho§ yerleri ozlemelerini gerektirmi§tir. <;unkli ibrahim
peygamber: " .. .insanlann kalplerini onlara meylettir." (ibrahim:37) diye
duada bulunmustur.
>
1) Hacda, iyi ameller yapmak. iyi amel demek, insanlara iyilik yapmak,
ihsanda bulunmak, yemek yedirmek ve selam vermek demektir.
2) Hacc1n tamam olmas1 i~in, orada gtinah i§lemek, kotli soz soylemek
ve isyan etn1ek.. gibi fiilJerden ka~mmak.
Ebu Ca'fer el-Bfilcir demi§tir ki: "Beytullah'1 ziyaret etmek isteyen §U ti~
§eyi yapmad1k9a ona onem verilmez:
33- Tirmizl, biraz degi ~ik bir laf1zla §Oyle rivayet etmi~tir: "Kim, kendisini Beytullahi'l-hareme
(Allah'm kutsal evine) ula§trracak binek ve azzk hulurda haccetmezse ya yalzudi veya hris-
tiyan olarak Mur." Tinnizi hadis garibclir, dedi. Bkz. Camiu'l-Usul, 3/6.
34- Ahmed b. Hanbel, Darim1.
Ayet: 97-98 AL-i iMRAN SURESi/3 47
98. Ey Muhammed! «De ki: 'Ey kitap ehli! Allah'1n ayetlerini ni<;in
inkar ediyorsunuz?» Yahudi ve Hristiyanlara kitap ehli denmi§tir. <;unkii
onlara, kitap indirilmi§tir. Burada, onlarm inkannm sebebi olarak, bir azarla-
ma ve inkar ifadesi vardir. "Ayetler"den kas1t, Kur'an'da bulunan ayetlerle,
Tcvrat ve incil'de bulunup Hz. Muha1nmed'in Peygamberligine delalet eden
48 RUHU'L-BEYAN Cilz:4
100. «Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilen bir gruba itaat
ederseniz, iman1n1zdan sonra, sizi yeniden inkarc1hga sevkederler.» Bura-
da "bir gruba" diye ifade edilmesinin sebcbi, kitap ehli iyinde, inanm1§ in-
sanlann da bulunmas1dir.
ikrime diyor ki : "Bu ayet, ~as b. Kays admda bir yahudi hakk1nda indi.
Bu §ah1s, Evs ve Hazrec kabilelerinin kalabahk oldugu bir yeri gormti~. Onla-
nn, aralanndaki sevgi ve iilfet yahfidiyi k1zdlfml§, hemen oraya gorevli bir
gen9 gondermi§. Bu gen9, daha once aralannda cereyan eden ve her iki kabi-
leden de bir 9ok kimsenin oldtigti ve Evs kabilesinin zafer kazand1g1 B uas
harbi ile ilgili §iirler okumu§. Bunun tizerine iylerindeki kabile taassubu dep-
renmi§, birbirlerine girmi§ler. Durum Hz. Peygamber'e haber verilmi§, hemen
yanlanna vanp aralarm1 bulmu§tur."
101. «Siz nasd inkar edersiniz?» Halbuki «size,>> Kur'an'dan «Al-
lah'1n ayetleri okunuyor ve O'nun peygamberi de aran1zda.» inkar size
nas1l ula§u? Halbuki Rasulullah dilinden size taptaze Kur'an okunuyor. Ara-
n1zda Hz. Peygamber var, size nasihatta bulunuyor ve size ogtit veriyor.
«Kim Allah'(1n dini olan islam)a» yani hak dine, ki o da tevhid olan islam
dinidir, s1mstla «sarihrsa, ~iiphesiz ki o, dogru yola iletilmi~ olur.»
Biliniz ki; buradaki hitabm zahiri, kitap ehlinedir. Batmi ise, dini, dilnya
-kar§1lig1nda satan, ilminin geregini yapmayan kotti ilim adamlannadir. Bu
ilim adamlan, Kur'an'1n getirdigi, "diinyaya gontil vermeyip hakka yonelme"
ilkesini inkar eden ilin1 adamland1r. Bu ilim adamlannm du1umu, muma ben-
zer. Mum kendini yakar, etrafm1 da ayd1nlatlf.
Fudayl b. 'iyad §6yle der : "Bize bildirildigine gore, k1yamet giintindeki
hesaba 9ekme, putperestlerden once, faslk ilim adamlar1yla, haf1zlardan ba§-
layacaktir."
102. «Ey iman edenler! Allah'tan hakk1yla korkun.» Burada ge9en
11
"ittika", iftial vezninde olup, korunmada a§1nhg1 ifade eder. Y ani, a§1n de-
recede korkun" manas1 ta§ir. "Hakklyla" dan kas1t, korkulmas1 gereken §e-
kilde demektir. Buda, emirleri yerine getirip, haramlardan sak1nmada azami
gayreti gostermekle olur. Takvada devam edip, ondan hi9 aynlmamak isten-
mektedir. «Ve ancak miisliimanlar olarak can verin.» Allah i9in ihlash ve
samimi olun. Nefislerinizde, Allah'tan ba§kasm1 O'na asla ortak k1lmaym.
Ayetin gorunurunde, bu durumun haricinde bir hal uzere olum yasaklanm1§-
Ayet: ioo- 103 AL-i iMRAN SORESi/3 51
«Ve» Allah Teala, sizi islam olmaya muvaffak ktlarak, kalplerinizi bir-
birinize ah§trrd1 da, bu ah§ma sayesinde, «O'nun nimetiyle karde§ler ol-
mu§tunuz.» Birbirini seven ve Allah'1n yolunda olan karde§ler oldunuz. Boy-
lece, birbirine nasihat eden, biribirini seven ve hak yolda birle§en insanlar ha-
line geldiniz.
Halbuki «yine siz,» daha onceleri, «bir ate§ ~ukurunun tam kenann-
da iken ...» inkann1zdan ottirti, cehennem ate§ine dti§mek tizereydiniz. Oltim
sizi, o haldeyken yakalam1§ olsayd1, i~ine dil§erdiniz. Bu durum, onlann ce-
henneme dti§ttikten sonraki muhtemel hayatlann1 temsildir. Ate§in kenannda
oturmu§, ate§e dti§mek tizereyken, «oradan da sizi 0 kurtarm1~tI.» Sizi
islfun'a iletmek sfiretiyle, ate§e dil§mekten kurtard1.
«i~te Allah, dogru yola eri~esiniz diye size boylece ayetlerini a~Ik·
far.» Bu a~1klan1alann sebebi, sizin hidayette sebat etmeniz, dogru yoldan
sapmaman1z i~indir.
Biliniz ki Allah, mti'minlere, once takvay1, sonra onun yoluna sik1 stloya
sanlmay1, sonra nimetlerini hatulamay1 emrediyor. \:ilnkti insan1n fiilleri, ya
korkudan, ya da hevesle bir§ey1 istemesinden meydana gelir. Korku, hevesle
istekten once gelir. <;unkil, zarann giderilmesi, faydanm celbedilmesinden
52 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
once gelir. T1pk1 insanm kottiliiklerden annmas1, glizel ahlak ve iyi amellerle
siislemeden once olmas1 gibi.
Alalh insan1n yapacag1 §ey, Allah'm emrine boyun egmek, O'nun hiik-
mtine itaat etmek, O'nun ipine s1ms1k1 sar1lmak ve dinde aynhga dii§me-
mektir.
~eyh Nasr Abadi §0yle der : "Takva sahibi insan1n dort alameti vard1r.
Bunlar, Allah'1n helal ve haramlar1m koruyup onlara riayet etmek, elinden
geldigince 9ah§mak, soziine sadlk olmak ve elde olana kanaat etmektir."
35- Ahmed b. Hanbel ve Taberani §U .iaf1zla tahric e trni§tir: "in.sanlarm en haytrltst (Allah'm
kitabuu) en iyi okuyanlan , Alla.h'm dinini en iyi bilenler.i, Allah'tan en ~ok korkanlan, iyi-
ligi en ~ok emredenleri, kotuWgii,k.den en ~ok menedenleri ~e stla-i rahimi en <;ok yapanla-
nd1r." Bkz. el -Fethu'l-Kebfr, 2/18.
36- Buhari, buna yakm bir laf1zl a rivayet etmi~tir. Bkz. Camiu'l-Usal, 3/597.
54 RUHU'L-BEYAN Cuz:4
iyiligi emretmek, emredilen §eye baghdu. E1nredilen §ey, vacip ise, em-
retmek de vacip olur. Eger emredilen §ey, mendup olursa, enuetmek de men-
dup olur. Kottililgil engellemek ise, btitiintiyle vaciptir. <;unkti, bUttin kottiltik-
ler 9irkin §eyler oldugu i<;in, onlann terkedilmesi vaciptir. Engel olunacak §e-
yi bildikten sonra, ona engel olmanm §arll, o §eyin meydana gelmemi§ olma-
srdrr. <;tinkti, meydana gelmi§ olan bir §ey engellenemez. <;unkti olan olmu§-
tur. Ancak yerilip, kottilenir. Kotti bir §eyin benzerine ah§kanhktan nehyedi-
lir. Bu da onu yapacag1na zann-1 galip hastl olursa, olur. Meseta~ bir is_;kici
gortirstintiz. i9ki i91neye hazrrlan1yor, malzemeleri de hazrr. Zannm1zda yaml-
m1yorsunuz. Ada.ma engel olmaya <;ah§irsan1z, btiyiik bir zarara gireceksiniz.
Bu durumda, "Engellemeye nasil ba§lanrr ?'' derseniz, ben de §Oyle derim:
"Kolaydan ba§layacaks1n1z. Fayda vermezse, zor olana dogru <;1kacak.sm1z.
<;iinkti hedef, kottiliige engel olmaktir." Allah, "aralannz duzeltin" buyurur,
daha sonra da "sava~zn" buyurur. (Hucurat: 10) Engel olmaya giri§mek her
mti'minin ·§artlara gore vazifesidir. Sava§la engel olma ise, devlet ba§kan1 ve
gorevli kimseler i<;indir. <;tinki.i onlar, siyaseti daha iyi bilirler ve onlann
ara<;lan da vardu. "Kim engellenir veya kime emredilir" dersen, ben de de-
rim ki: "Milkellef olan veya 9ocuklar ve deliler gibi mtikellef olmayan birisi,
digerine zarar vermeye yeltendigi an engellenir. <.;ocuklar, ah §mamalar1 i9in
haram §eyleri yapmaktan engellenirler. Gi..inahkar bir kimse tizerine de kendi
i§ledigi gi.inahtan ba§kasm1 menetmesi vaciptir. (Kendisi bu gtinah1 i§liyor di-
ye ba§kas1m menetme sorumlulugundan kurtulamaz.) <;tinki.i gtinah1 kendisi-
nin terketmesi de i.izerine vaciptir. Engel olma, herkesin gorevidir. insan ko-
ttiltigti hem kendisi yapmayacak he1n de ba§kas1n1 bundan menedecektir. iki-
sinden birini terketmesiyle, digerinin vacip olmas1 sakit olmaz."
ihtilafa dii~en>> hristiyan ve yahudi«ler gibi olmay1n.» Kitap ehli olan bu iki
topluluktan her biri, bir9ok gruplara aynlnn§lardi. Onlar, birtak1m sahte §ey-
ler uydurarak, Allah'm a9ik ayetlerini gizliyorlar, ya da basit diinyev1 bir§ey
kar§1smda tahrif ediyorlardi.
39- Buharl, Muslim hadisi §U laf1zlarla tahric etmi §tir: "Kim em frinden kotii bir davranz§ go-
riirse, onunfenahgma sabretsin, (isyan etmesin!) <;ii.nki1 kim isliim camiasmdan bir kan~
aynllr da oliirse, muhakkak o, cahiliyet oWmii.yle olur." Bkz. C/lmiu'l-UsUI, 4/69, 1/290.
40- Tirmizi degi§ik bir taf1zla §Oyle rivayet etmi§tir: "Allah'tn kudret elf cemaatle beraberdir.
Kim cemaatten aynhr tekba.Jma kalirsa, tek olarak afe.Je (cehenneme) gider." Bkz.
Camiu'l-UsUI, 9/196.
56 RUHU 'L -BEYAN Ciiz:4
insan, daha once kazan1p gonderdigi §eylerle kar§Ila§rr. Eger kar§1la§tlg1 §ey-
ler iyi §eyler ise, Allah'1n nimet ve ltitfu ile sevinir, mtijdelenir. inkarc1 da, i§-
lemi§ oldugu 9irkin §eyleri kar§1smda gortince, tiztintii ve sikmtis1 artar. Agar-
mak ve kararmak kelimelerinin gerc;ek manalarmda kullan1lm1§ oldugu da
soylenir. Hak ehli olanlann ylizti beyaz, digerlerinin ytizti ise, bunun z1dd1 ile
damgalanacaktlr.
110. «Siz, insanlann iyiligi i~in ortaya ~1kardm1~ hayirh bir iimmet-
siniz.» Siz, hayrrh timmet olmaya devam ediyorsunuz. \:iinkti siz, insanla-
nn fayda ve menfaati i9in ortaya 91kanlm1§s1n1z.
«Kitap ehli de,» sizin iman1n1z gibi «inansayd1, elbet bu, kendileri
i~in» reislikten ve halk1 kendilerine tabi kdmaktan daha «hay1rh olurdu.
(Ger~i) i~lerinde» Abdullah b. Selam ve arkada§lan gibi «iman edenler»,
dtinya ve filiiret saadetini elde edenler «var; (fakat) ~ogu yoldan ~1km1~lar
d1r.» Yani, inkarlannda diretiyorlar.
Kur'an-1 Kerim'in bir ba§ka ayetinde buna §oyle i§aret edilir : " Hayzr,
onlann i§ledikleri, kalplerinde pas olmu§tur. '' (Mutaffifin: 14) Allah
Teala'n1n, "bu isyan etmelerindendir" sozti de, sebebin sebebini belirtmekte-
dir. Bu anlamda, anlay1§ ehli §Unlar1 soyltiyorlar:
Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gtin ashab1na §Oyle der : "Allah'tan ger9ek
§ekilde utamn." Ashab der ki: " By Allah'1n Rasfilti! Allah' a hamd olsun. Biz
11
Allah'tan utan1yoruz. Bunun tizerine Hz. Peygamber : "Boyle degil. Kim Al-
lah'tan geregi gibi utamrsa, ba§l ve ba§taki butiin organ/an, karnim ve ye-
diklerini haramdan korusun. Olumu ve kabirdeki durumunu hatzrlaszn. Ahi-
reti isteyen, diinya ziynetini terkeder ve her kim bunu yaparsa, Allah'tan ger-
fek §ekilde utanmt§ olur" buyurur.<43>
Me§ayihten biri §Oyle der : "Bir insan, ikiyliz sene ya§ar ve §U dort §eyi
bilmezse, cehenne1ne ondan daha Iayik kimse bulurunaz:
Bilgi, arifin silah1drr. Her kim, ger9ek bilgiye sahip olursa, a9tk ve gizli
di.i§manlanna listi.in gelir ve dilegine ula§1r. Nefis, dti§man1n gozi.idtir. iyi
ameller yaparak, zikrederek ve dti§tinerek, her an onunla sava§tp §errinden
korunman1z gerekir. Allah, bizi de, sizi de, §erlerden korusun!
sali/ilerdendir.
115. Onlarin yaptiklan iyilikler inkiir edilmeyecektir. Allah,
takva sahiplerini bilir.
113. Kitap ehlinin «hepsi bir degildir.» Onlann hepsi, iyilik vc <;irkin-
likte birbirine denk ve e§it degildir. «Kitap ehli i~inde, gece saatlerinde
ayakta durup, Allah'1n ayetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk
da vard1r.» Onlann hepsinin, birbirine denk olmad1gm1 belirtmek ic;in soy-
lenmi§ bir soz. Soztin tamamm1n ~oyle olmas1 gerekir: "Onlar i9erisinde, ye-
rilmi§ bir topluluk da vardir." Fakat bu k1s1m zikredilmeyip, iki z1ttan bid zik-
redilerek, digerinin anla§tlmas1 istenmi§tir.
Kitap ehli iverisinde, dosdogru ve adil bir topluluk vardtr. Bunlar, Ab-
dullah b. Selam ve digerleri gibi mtisltiman olan kimselerdir. Bu ayet, yahudi
din adamlar1n1n, yahudiler i9erisinden miisliiman olan Abdullah b. Selam ve
digerleri hakk1ndaki: "Muhammed'e (s.a.v.) inananlar, bizim §erlilerimizdi.
iyilerimiz olsaydtlar, babalann1n dinlerini terketmezlerdi." sozleri iizerine in-
mi§tir.
Ayetteki "secdeye kapanmak"tan kas1t, onlann namaz kilmalandtr.
Kur'an okuduklarmdan bahsediliyor. Halbuki secdede okuma yoktur. Demek
ki onlar, namaz k1hyorlarm1§. Hz. Peygamber §Oyle buyurur : " Dikkat edi-
niz! Ruka ve secde halindeyken Kur'an okumam yasaklandi." Onlann namaz-
larmdan maksat da, tehecciiddiir.
114. «Onlar,» §eriat'1n soyledigi §ekilde, «Allah'a ve ahiret giiniine
inanirlar. lyiligi emreder, kotiihigii engellerler.» Burada kitap ehlinden di-
gerlerinin bu gorevi yerine getirmediklerine, aksine insanlara saptldig1 emret-
tiklerine ve Allah yolundan ahkoymaya <;ah§t1klarma dair bir ta'riz vardrr.
<;unkti bu, koti.ililgii emir, iyiligi nehiydir. «Ve hay1rda yar1~1rlar.» Hayrrda
yan§mak, hay1r yapmada istek ve hevesini artlnp, a§rrl derecede hayir i§le-
mek demektir. Yani hay1nn biittin 9e§itlerinde, en list dereceyi elde etmeye
ko§arlar.
Bu s1fatlarla an1lan kimseler, «i~te onlar, salihlerdendir.» Onlar, du-
rumlann1 diizeltip, Allah'rn nzas1n1 kazanmay1 hak etmi§lerdir.
115. Ne olursa olsun, «onlaran yaptiklan iyilikler inkar edilmeyecek·
tir.>> Onlann yaptddan sevaplar hi9bir ~ekilde, ne kaybedilecek ve ne de ek-
64 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
45- Tirmizl ve Bezzar el-Haris el-E~'ari merfii olarak rivayet etm i§tir. Bkz. Cem'ul-Fevaid,
l/26.
66 RUHU'L-BEYAN Cuz:4
bunlar, Allah nzas1 d1§mdayd1. Bunlar1 desinler diye yap1yordum. Kendi ba§1-
ma kald1g1m zaman, perdeleri indirir, kapilan kapar ve Rabbime isyan etmek
sfuetiyle adeta onun]a muharebeye kall.a.§1rd1m."
Alalh insarun niyeti dogru olmazsa, hic;bir halde mal ve evladm1n c;oklu-
gu kendisini aldatmamahdu. Nerede, Mevla'y1 ba§kalanna tercih eden, fakir-
ligi zenginlikten, zelil olmay1 da i.isti.inli.ikten daha ho§ bularak, canlann1 ve
mallarm1 Allah yolunda harcayan insanlar!..
«Onlar, sizi bozmaktan geri durmazlar.» Size kar§I hile ve tuzakla el-
lerinden gelen bozgunculugu yapmaktan geri durmazlar ve size zarar vermek
i~in olanca gayretlerini sarfederler. «Ve sizin,» §iddetli zarara ugray1p, «s1-
k1nhya dii~menizi ·isterler. Kinleri ag1zlar1nda goriiliir.» Ag1zlanndan <;1-
kan sozlerinde, dti~manhk belirtileri goriiltir. «i~Ierinde saklad1klan» kin
«ise daha biiyiiktiir.>> Bunlann gostermi§ olduklan bu durum, kendi istekle-
riyle olmay1p, psikolojik olarak kendisini gostermektedir.
119. «i§te,» ey onlan dost edinmede hata eden mti'minler, «siz oyle
kimselersiniz ki, onlari seversiniz, halbuki onlar ,» aran1zda din aynhg1
oldugu i<;in <<sizi sevmezler. Siz, kitaplar1n tiimiine inan1rs1n1z.»
47- Buhari , Muslim, ibn Mace, Ahmed b. Hanbel. Bkz. Cllmiu'l-Usul, 8/389.
Ayet: 119-120 AL-i iMRAN SURESi/3 71
Zlinnun §Oyle der : "Tamamen teslim olmadan Allah ile, nasihat etme-
72 ROHU'L-BEYAN Ci.iz:4
Rivayet edilir ki, mli§rikler, Uhud'a <;ar§amba gtinti gelirler . Hz. Pey-
gamber (s.a.v.), ashabma daill§rr. Abdullah b. Ubey b. Selfil'u da 9agrr1p ona
da dani§rr. Bu §ah1s ve Ensar'm 9ogunlugu §C>yle dediler: "Ey Allah'm Rasulti!
Medine'de otur ve sak1n onlarla sava§a gitme. Allah'a yemin olsun ki, biz dti§-
mana kar§I Medine'den ne zaman d1§ar1 <;1km1§sak mutlaka bizi yendiler. Me-
dine'ye girdiklerinde de mutlaka biz onlar1 yendik. Onlan buak. Eger tizeri-
mize gelmezler, olduklar1 yerde kalularsa kendileri i<;in kotti ve zararh bir
yerde kalm1§ olurlar. Eger Medine'ye girecek olurlarsa erkekler onlarla yliz-
ytize <;arp1§1rlar. Kad1nlar ve <;ocuklar da onlara ta§ atarlar. Eger Medine'ye
girmeden dontip giderlerse, hayal ktnkhg1yla donerler." Baztlan da §6yle de-
. diler : " Ey Allah'm Rasfilti ! Sen bizi, onlarla kar§I sava§a <;1kar ki, bizim ken-
dilerinden korktugun1uzu sanmas1nlar."
sadece 9 ki~i kald1. Yedisi ensardan, ikisi de Kurey~tendi. Dti~1nan Hz. Pey-
gamber'e sald1np, ba§1n1 yaralad1 ve on di~lelini krrdi. 0 gtin Hz. Peygam-
ber'in yan1nda Tallia varch ve Hz. Peyga1nber'i koruyordu. 0 da, 24 yerinden
yara alm1§t1. Talha, Hz. Peygamber'i ahp geri 9ekildi. Hz. Peygamber de :
"Talha cenneti kazandi" diyordu. Derken asker ic;erisinde "Muhainmed oldli-
riildti" diye bir ses duyuldu. Ashab i~erisinde Ebu Stifyan lakab1nda birisi ''i~
te Rasulullah" diye seslenince, Ensar ve Muhacirler oraya toplandi. Uhud'da
72 mti'min, §ehadet §erbetini i<;mi§ti. ~ehidlerin efendisi Hz. Hamza da bunlar
aras1ndaydt. Allah, tfuni.irriin mtikafat1n1 artinp, cennetinde daim klls1n...
Btittin bunlar, Allah Teala'n1n ''eger sabreder ve korunursaruz, onlarzn
tuzaklan size hi<;bir zarar veremez" (Al-i imran: 120)soztinti peki§tiriyor.
Allah'1n yard1m ettigi kazarur, O'nun yarchms1z birakug1 da ytiztistti kahr.
«Allah,» onlann soylediklerini «i~itir ve» gizlediklerini de «bilir.»
A.yet: 121 - 122 AL-i iMRAN sORESi/3 75
Hz. Peygamber (s.a.v.), bir hadis-i kudst'de Cenab-1 Hakk'm §Oyle bu-
yurdugunu soyler : "/!er kim, beni zikretmekten istekte bulunmaya fzrsat bu-
lamazsa, istekte bulunanlara verdigimden daha faziletlisini ona veririm. "(49)
Allah yolunun yolcusu mutlaka Allah'a tevekkiil edip, i§ini ona havale
etmelid.ir. Nefsin istemese, kar§1 koymaya 9ah§sa da senin hakkmda yazthp
takdir edilen §ey, asla reddedilmez.
123. « Andolsun, siz zay1fken, Allah size Bedir' de yard1m etmi§ti ...»
Bedir sava§t, hicretten iki y1l sonra, Ramazan ay1n1n l 7'sinde yapilm1§tl. Al-
49- Tirrnizl, Sevahu'l-Kur'an, 2927'de "hadis hasen garib'tir" demi~tir; Darimi. Bkz. Camiu'l-
Usul, 8/500.
Ayet: 122-125 AL-i iMRAN SURESi I 3 77
lah Teala ayet- i kerimede, sozti edilenlerin zay1f olu§lannm, say1sal olarakda
az olduklanna dayand1g1na i§aret etmek tizere "zelail" yerine "ezilleh" keli-
mesini getirmi§tir. Onlar1n zay1f olu§lan, durumlann1n zay1f, silahlar1n1n,
mallannm ve bineklerinin az olmas1drr. Nitekim onlar, su ta§1yan hayvanlarla
yola ~tlant§lardrr. Birka'r ki§i, nobetle§e bir deveye biniyordu. Mtisliimanlar1n
bir tek atlan, doksan develeri, altl z1hlan ve smlfli say1da la.119lan vardt. Az
olu§lar1, onlann 313 ki§i olmalarmdan dolay1drr. Dii§manlar1 ise 9oktu; 1000
sava§9tlan, 100 de atlar1 vardi.
Hz. Peygamber'in sancaktan, Ali b. Ebi Tfilib'di. Ensar'm sancaktar1 da,
Sa'd b. Ubade idi.
«Oyle ise,» Hz. Peygamber'le birlikte sebat etmekte «Allah'tan korkun
ki, §iikredesiniz.» Yani Allah'm size verecegi zafere ula§man1z iyin Allah'a
§tikretmelisiniz.
124. «Hani» sava§maktan acze dti§ttikleri «o zaman, sen mii'minlere:
'Rabbinizin, gokten indirilmi§ ti~bin melekle yard1m etmesi, size yetmez
mi?' diyordun.» Bedir gilntinde mti'minler, zaferden iimitsizlige dti§mli§ler-
di. <;iinkti, kendileri az ve zayif, dii§man ise, 9ok ve kuvvetliydi.
"Munzelfn" kelimesi yardun i<;in gelen meleklerin, Allah'm izniyle gok-
ten indirildiklerini ifade eder. Allah mti'minleri, once bin, sonra ti~bin, daha
sonra da be§bin melekle desdekleyip, imdatlanna yeti§ti. <;tinkti, kalplerinin
gtiylenmesi, kararh olmalar1 ve zafere ula§malan i~in, meleklerin indirilmesi
konusunda kendilerine soz verilmi§ti.
125. «Evet,» bu size yeter. Sonra Allah, sabrr ve takva §art1yla, onlarm
kalplerini kuvvetlendirmek ve onlan sabrr ve takvaya te§vik etmek i~in, ken-
dilerine bir vaadde bulundu. Dii§manla kar§lla§lp, ona mukavemet etmeye
«sabrederseniz,» Allah'a isyan ve peygamberine muhalefet etmekten «(Al-
lah 'tan) korkarsan1z ve onlar da hemen» mii§rikler de o zaman «iizerinize
gelirlerse, Rabbiniz, i~aretlenmi~ be~bin melekle, sizin yard1m1n1za yeti-
~ir .» Onlann size inip, yard1mda bulunmas1 gecikmez. Allah sizin, fethinizin
kolay olmas1n1 ve en k1sa zamanda zafere ula§man1z1 diler. Eger sabreder ve
Allah'tan korkarsan1z!
Ayette ge9en "Musevvimfn", damgalanmt§, i§aretlenmi§ manas1na ge-
lir. Yani melekler kendilerini i§aretleyerek yahut da, atlarm1n per9emine be-
. yaz ytin ile i§aret koymu§lard1r. Rivayet edildigine gore melekler, beyaz sa-
78 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:4
nkh idiler. Sadece Cebrail san sankh idi. Ztibeyr b. Avvam §eklinde idi. Iv1e-
lekler ktr atlar tizerinde gelmi§lerdi.
130. «Ey iman edenler! Kat kat artt1rllm1§ olarak faiz yemeyin.»
Buradaki "yemeyin"den kas1t, "almaym" demektir. Paiz, daha yok,yeme mad-
delerinde cari oldugu ic;in "yemeyin" deyimi kullantlmt§tlr. Ancak bundan
kas1t, "almay1n"dir. "Kat kat"tan kas1t, tekrarlanmi§ art1nmlar ( mi.irekkep
ffilz) demektir.
Paiz, her ne kadar gorlintirde arti§ ise de, gerc;ekte eksilmedir. Fakirler,
ffilz vas1tas1yla mallann1 alan faizcilere lanet edip, onlara beddua yagd1nrlar.
Bu durum, faizcinin nefsinde ve mahndaki bereketini ve haynn1 yok eder.
Onun; uz, k1ymet.. . gibi mefhumlann1 da yok edip, insanlar goziinden dti§ii-
riir. Ona kimse glivenmez, kalbi karanr ve katila§ir. Faizcinin sadakasm1 Al-
lah kabul etmez. Hatt.a onun, hacc1n1, namazm1, cihaduu bile kabul etmez.
Ebfi Bekir el-Verrfilc, Ebfi Hanife'den §6yle rivayet eder: " Oliim anmda,
gtinah1 sebebiyle insanm iman1n1 en ~ok ve h1zh bir §ekilde yok eden §ey,
kullara zultim yapmakt1r. ''
§6yle sormu§ : "Sen, geni§ligi gokler ve yer kadar olan cennete <;agu1yorsun.
Peki, cehennem nerede?" Bunun tizerine Hz. Peygamber (s.a.v.)'de §6yle bu-
yurmu§ : "Subhanallah! Giindiiz geldigi zaman, gece nerede olur ? "Bunun
anlam1, dtinya dondi.igti zaman, evrenin bir tarafmda gtindi.iz olur. Ba~ka bir
taraf1nda ise gece olur. Bunun gibi, cennet list tarafta, cehennem ise alt taraf-
tadrr. En dogrusunu Allah bilir.
134. «Onlar,» yani takva sahibi olanlar, «hollukta ve darhkta», zen-
ginlikte ve fakirlikte, dar zamanda ve geni§ zamanda, «Allah» nzas1 «i~in
harcarlar.» Az veya 9ok, gti<;lerinin ycttigini vermekten bir an bile geri kal-
mazlar. «Ofkelerini yenerler ,» gii~leri olmasma ragmen ofkelenmezler ve
mtistehak olduklan cezalan uygulamayarak «insanlan bagt~larlar. Allah,
iyilikte bulunanlar1 sever.» "iyilikte bulunanlar"dan kas1t, hayu ve fazilete
sahip olan insanlardir.
Biliniz ki, "ba§kalanna iyilikte bulunmak" ve "bollukta ve darlzkta in-
fak" tabirleri i<;erisinde, "ilim infakt" da vardrr. <;link.ti, ilmi yayan kimse, ca-
hillere ogretmekle ve saptl<lar1 kurtarmakla me§gul olur. Mallarin, hayir ve
ibadet i<;in harcanmas1 da boyledir.
Hadis-i §erifte : "Comert insan; Allah'a yakLndir, insanlara yaklndzr,
cennete yakmdir. Fakat, cehenneme uzaktLr" <51 > buyurulmu§tur. Ofkeyi yen-
me konusunda da Hz. Pcygamber (s.a.v.) §oyle buyurur : "Kim infazma (ge-
regini yapmaya) gucil yettigi Jzalde ofkesini yenerse, Allah onun kal~ine, gu-
ven ve iman doldurur. "c52>
Fudayl b. iyad da §5yle der : " iyilige kar§i iyilik, mtikafattu. iyilige
kar§t kotiiltik, cezalandrrmad1r. Kottili.ige kar§t iyilik, comertlik ve ikramd1r.
iyilige kar§1 kottiltik ise, alc;akhk ve kottiltikttir."
51- Tirmizi, Beyhak.1 vc Evsat'ta Teberani tarafmdan tahric edilmi§tir. Aynca Bkz. el-Fethu'l-
Kehir, 2/ 170.
52- EbGDav Gd, Edeh, 4778; Ayr. Bkz. Camiu'l-Usul, 8/443.
84 RUHU'L-BEYAN Cuz:4
138. Bu, insanlar ifin bir afiklama, takva sahipleri ifin bir
hidayet rehberi ve ogiittiir.
138. Ge¥mi§e ait olan «bu» bilgi, yalanlay1c1 «insanlar i~in bir a~1kla
ma, takva sahipleri i~in bir hidayet rehberi ve ogiittiir.>> Yani, yalanlay1c1
insanlarm, i~inde bulunduklari koti.i aktbeti a~Iklamadir. Beyan: ~iipheleri gi-
dererek hakk1 gostermektir. "Huda" (hidayet rehberi), kuvvetli bir basiret an-
lam1ndadtr. 0 da, dosdogru olan din yolunu bildirip ona dogru yoneltmeyi
ifade eder. "Mev'iza" (ogtit) ise, dinde olmamas1 gereken bir §eyi engelleme-
yi ifade eden sozlerdir. "Takva sahipleri if in ... " ifadesi hiikmiin sebebini bil-
dirmek i~indir. Hidayet rehberi ve ogiit olmasmm ana sebebi, onlann takva
ehli, yani, Allah'tan korkan ki§iler olmalandu.
Eger mii 'minler, her zaman galip gelselerdi, o zaman, iman etmek zo-
runlu olacakti. Bu durum ise ilahi hikmete uygun degildir. Ak.Ilh ki§i, i§leri
Allah'a havale edip, ay1k ve gizli biittin olaylara ibret goztiyle bakmahdrr.
Kur'an-1 Kertm'de: "Ey akll sahipleri! ibret alln." (Ha§r: 2) buyurulur. Hz.
Peygamber (s.a.v.): "Ey kalpleri fevirip alt ust eden Allah'irn! Kalbimi di-
ninde sabit kzf"<55> duas1111 9okca tekrar ederdi.
Rivayet edilir ki: Hz. Peygamber (s.a.v.), Uhud'a 700 ki§ilik bir gurupla
gitmi§ti. 50 ki§ilik ok<;u grubunun ba§ma da Abdullah b. Ctibeyr'i vererek,
onlara: "Dagzn dibinde durun. Oklann1zla bizi savunun ki dii§man arkamzz-
dan gelmesin. Yerinizden kiptrdamaym. Yerinizde durdugunuz muddetre,
galip gelecegiz" diye emirler verdi. Mti§rikler gelip, Hz. Peygamber (s.a.v.)
ve onun ashab1yla sava§a giri§tiler. Sava§ k1z1§tI. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir
k1h9 alarak: "Bu kzlzczn hakkznz kim verir ?" diye sordu. Ebfi Dticane kihc1
kaprp, diger milsltimanlarla birlikte §iddetli olarak kth<; sallamaya ba§ladi.
Hz. Ali de, k1bc1 egrilinceye kadar sava§tI. Sa'd b. Ebi Vakkas da sava§1yor-
du. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona: "At! Anam babam sana feda olsun!" diyor-
du. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ashabt, mli§riklere hamle yapm1§lar, Allah da
onlan zafere ula§tirmI§tI ve mti§rikleri yenmi§lerdi. Bu arada ok<;ular (atlc1-
lar), mil§riklerin ka~tig1n1 gortince, yerlerini terkedip, ganimet toplamaya ba§-
ladilar. Abdullah b. Ctibeyr onlara: " Hz. Peygamber'in koydugu yerlerinizi
sal(ln terketmeyinl" diye telkinde bulunduysa da, onun soztine kulak asan ol-
mad1. Abdullah b. Ctibeyr sekiz ki~iyle kaldt.
Halit b. Velid, 250 ki§ilik bir grupla, geride kalan ok9ular ilzerine ytirii-
yilp, onlan da oldtirdti. Daha sonra, miisliimanlara arka taraftan sald1np yen-
diler. ibn Kamie ad1nda birisi, Hz. Peygamber'e (s.a.v.) ta§ at1p, onu yaralad1
ve on di§ini lardi. Sair Hasan b. Sabit §6yle der:
yip, ~oyle dedi: "Mtinafiklann bazilan, Hz. Peygamber'in oldtigtinti iddia edi-
yorlar. 0 olmedi. Hz. Musa'nm, krrk gun insanlar aras1ndan kaybolup, Rabbi-
ne gidip dondtigti gibi, 0 da Rabb'ine gitmi§tir. Vallahi o mutlaka geri done-
cektir. Onun oldtigilni.i iddia edenlerin ellerini ve ayaklann1 keserim." Hz.
Omer (r.a.) bu soztini.i tekrarlay1p durdu. Ta ki Hz. Ebu Bekir (r.a.) kalk1p,
Allah'a hamd ve sena ettikten sonra, §U hitapta bulununcaya kadar:
"Ey insanlar! Her kim Muhammed'e tap1yorsa, bilsin ki o oldil. Her kim
de Allah'a tap1yorsa, o da bilsin ki, Allah olmez, diridir." Daha soma da
"Muhammed sadece bir el~·idir" ayetini okudu. Ravi der ki : "Hz. Ebu Bekir,
bu ayeti okuyuncaya kadar, insanlar sanki boyle bir ayetin indigini bilmiyor-
mu~ gibilerdi. Btittin insanlar, onun oldi.igi.ine artik kesinlikle inandi. Cans1z
varhklar bile onun aynhg1na dayanamayarak c;atlay1p yanhrken, mti'minlerin
kalpleri nasil c;atlarnazd1 ki? Nitekim kendisine minber yaptlmadan once Hz.
Peygamber (s.a.v.), bir ktiti.ik iizerinde hutbe okurdu. Minber yap1lmca ktittigi.i
terketmi§ti. Fakat kilti.ik, ona olan ozleminden dolay1, 9ocuk gibi aglamaya
ba§lay1nca, Hz. Peygamber ki.iti.igi.i kucakladt ve o da sakinle§ti."
145. «Allah'1n izni olmadan, hi~bir ki~i olemez.>> Allah'1n izni ve dile-
mesi olmadan hic;bir nefsin olmesi mtimktin dcgildir. Allah'1n ilmi ve takdiri
dahilinde, her nefis i~in belirlenmi§ bir siire vardu (Ecel-i miisemma). Bu sii-
re, sava§a 9lkmakla veya sava§tan kac;makla ileriye de geriye de abnamaz. Bu
ifadede, sava§a te§vik ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) de korunacagma <lair bir
va'd vard1r. Mticahit, eceli gelmeden olmez. Eceli gelen ise, sava§a ~tkrnasa
bile oltimle kar§da§lf.
«(Oltim), yazdm1~» ve zamaru belli <<bir eceldir.» Geri veya ileri alma-
maz. «Kim» yap1n1§ oldugu amel kar§1hg1nda «diinya sevab1n1 isterse, ken-
Ayet: 145-146 AL-i iMRAN SURESi/3 95
disine ondan veririz.» Burada, Uhud'da ganimetle me§gul olan ki~ilere ta'riz
vard1r. «Kim de ahiret sevab1n1 isterse,» ilahi vaad geregince, diledigimiz
kadar, «kendisine ondan vcririz.»
Hz. Peygamber (s. a.v.) §Oyle buyurur : "Kimin niyeti ahireti istemek
olursa, Allah da onun kalbine zenginlik koyar. Guciinil birle~tirir de diinya
ona basit gelir. Kimin niyeti de dunyay1 elde etmek ise, Allah onafakirlik ve-
rir, giiciinii dagzt1r ve nasibinden ba§kasma da ula~·amaz ." <56>
56- Tirmizi hadisi: "Kimin gayreti alziret irin olursa, Allah da <mun ze11ginhgini kalhinde kllar,
goniil zenginligi verir. '' ~eklinde degi§ik bir la fi zla tahric etmi§tir. Bkz. Camiu'f-Usul,
11/l I.
96 ROHU'L-BEYAN Ci.iz:4
Sanki Allahii Teala onlara :" Madem ki su~unuzu itiraf edip aczinizi ka-
bullendiniz, ben de sizi 'iyilik edenler' diye vas1fland1np, kendime sevgililer
yaptrm" demi§tir. Boylece kul, Allah'a ula§mak i9in, gi.ic;stizlligtinli, basitligi-
ni ve zavalbhg1ru itiraf etmekten ba§ka 9are olmachgm1 bilmi§ olmahdrr.
149. «Ey iman edenler! Eger inkarcllara itaat ederseniz•••» Bu ayet,
Uhud'daki yenilgiden sonra, miinaftl<lann mti'minlere : " Dininize ve karde§-
lerinize doniin" demeleri lizerine nazil olmu§tur. 0 kimseler miinaf1ktular.
Fakat kendilerinden nefret ettirmek ve onlara itaat etmekten sak1ndrrmak i9in
inkarc1hkla nitelendirilmi§lerdir. «Sizi arkan1za ~evirirler», kendi dinlerine
sokarlar «ve biisbiitiin kaybedersiniz.» Siz tekrar eski halinize donmekle,
hem diinyaruz1, hem de ahiret saadetinizi kaybedersiniz. <;link.ti, ebedi sevap-
tan mahrum edilip, ebedi azaba dii§tirtililrsliniiz.
Ok<;ulann bazilan : "Ne yapahm §imdi ?" deyince, onlann ba§kan1 olan Ab-
dullah b. Ctibeyr: ''Hz. Peygamber'in emrine muhalefet edemeyiz" diyerek, on
civannda arkada§1yla yerlerinde kaldtlar. Digerleri de, ganimet yagmalamaya
ba§ladilar. i§te ayetin bunu ifade eden k1sm1 : «Allah size, sevdiginiz (zafe-
ri)», ganimeti ve dii§maiun yenilgisini «gosterdikten sonra, isyan ettiniz.»
0 da sizi zaferden mahrum brrakti. Mii§rikJer, bu durumu goriince, ok<;ulara
sald1np, ba§kanlann1 oldiirdtiler. isyan bundan sonra tescil ediliyor. Bu da,
gtinahm btiytikltigtine i§aret eder.
«Kiminiz,» mevziyi terkedip, ganimet pe§inde ko§arak, «diinyay1 isti-
yordu.» ibn Mes'ud diyor ki: "Bu ayet ininceye kadar, bizden herhangi biri-
nin dlinyay1 istedigini bilmiyordum." «Kiminiz de, ahireti istiyordu.» Bun-
lar, yerlerini terketmeyip, §ehitlik §erefine ula§anlardi. «Sonra 0, sizi imti-
han etmek i~in, o inkarcdardan uzakla§hrd1.» Siz zafere yakla§ffiI§ken, Al-
lah bu durumu yenilgiye 9evirerek, imandaki sebat durumunuzu ol<;tii. Pey-
gamber'inizin emrine muhalefer ettiginizden dolay1 pi§manhk duydugunuzu
bildigi i<;in, «sizleri affetti. AJlah, mu'minlere kar§• lutuf sahibidir.» Onla-
ra, biittin durumlannda li.itufla muamelede bulunur ve onlan affeder. Bu du-
rum, Allah'1n §an1ndandrr.
153. «Hani siz, uzakla~1yordunuz ve kimseye doniip bakm1yor-
dunuz.» Arkan1zdakine doni.ip bakm1yordunuz ve sizden biri durup digerini
beklemiyordu. Halbuki, «Peygamber de arkan1zdan sizi ~ag1nyor» ve: "Ey
Allah'zn kullan! Bana gelin. Ben Allah'zn peygamberiyim. Kim di.i~mana
hamle yaparsa, ona cennet vardir" diyor«du.» Hz. Peygamber, kavmin arka-
smda kalm1§tl. <;i.inkti onlar, yenilgi sebebiyle ilerlemi§lerdi.
«Bu yiizden, Allah size, gam iistiine gam verdi ki, ne kaybettiginize,
ne de ba§IDIZa gelene uzulmeyesiniz.» Yapml§ oldugunuzdan dolay1, Allah
sizi, oli.imle, yaralanmayla ve mii§riklerin zafere ula§mas1yla cezalandirdi.
Yahut da, Hz. Peygamber'e isyan ederek yaptig1n1z eziyetin kar§thgm1 gordi.i-
ni.iz. Boylece, zorluklara ve sikmttlara ah§1p, gamlar1 i'rinize <;ekesiniz de, ne
kaybolan menfaate, ne de gelecek zarara iiziilmeyesiniz.
«Allah, yaptiklar1n1zdan haberdard1r.» Allahti Tefila, sizin btitiin i§le-
rinjzi ve niyetlerinizi bilir. Sabrr, Allah'a kesin bir §ekilde inanma ve tevek-
ktil, sizi Allah'tn yard1m ve zaferine ula§tlnr. Bozguna ugramak, ~eki§mek,
dtinyaya meyletmek, Peygamber'e isyan etmek ise, mi.isibete ugramaya ve
di.i§mandan ka\:maya yol a~ar.
Y ahya b. Muaz'a, vellnin ozelligini sormu§lar. 0 da §U cevab1 vermi§ :
"Veli'nin; sabir i9 elbisesi, §tiklir di§ elbisesi, Kur'an yard1mc1s1, hikmet ilmi,
fakirlik iftihar1, takva binegi, liztintti arkada§1, zikir meclisi, Allah ise yolda§1-
d lf. "
Ayet: 153 AL-i iMRAN SORESi/3 101
102 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
Ebu Said Harraz ~oyle der: "Rtiyamda iblis'i gordlim. Kendisine vur-
mak i~in, hemen sopam1 elime ald1m. Bana dendi ki: 'O bundan korkmaz.
Kalpte olu§an nurdan korkar'."
virtiyorlar. ' iblis de: 'Siz onlardan da bir §ey alamazs1n1z. Onlar, tevhide ve
Hz. Muhammed'in (s.a.v.) stinnetine sanlIIll§lard1r. Fakat bir topluluk gelecek
ve onlar sizin ytiztintizti gilldilrecek. Onlarla oyun oynay1p, onlan nefislerine
uydurup, istediginiz gibi yUneteceksiniz. Ne bag1§lanma dileginde bulunacak-
lar, ne de bag1~lanacaklar. Tevbe de etmeyecekler. Dolay1s1yla gilnahlan se-
vaba donti~meyecek.' Birinci yi.izy1ldan sonra bir topluluk gelir. Onlar heva
ve heveslerine kap11Irlar. Bid'atlar kendilerine stislil gosterilir. Onlan helal sa-
y1p, din kabul ederler. Af dilemezler ve tevbe de etmezler. iblis onlara dii~
manlar musallat eder. Dli~manlar da onlan, istedikleri yone sevkederler."
156. «Ey iman Edenler! Siz, inkar edenler ve yeryiiziinde sefere, ya
da sava§a ~1kan» ve sonra da olen «karde§leri» ya da dinda§lan «i~in :
'Eger yan1m1zda» kahp ~ehri terketmemi§ «olsalard1 olmezlerdi ve oldii-
riilmezlerdi' diyenler» (miinaf1klar) «gibi olmay1n. Neticede Allah, onla-
r1n bu sozlerini, kalplerinde bir hasret kdacaktlr.» "li yec'ale"nin ba§lll-
daki Him i11et icin degil, "filabet" iyindir. Buna gore mana: "Onlar bu sozli
soylediler ve buna inandllar. Bunun neticesi de hasret oldu. -Hasret, pi§man11-
g1n daha siddetli olan1dlr. - Buna inanan kimsenin hasreti, daha da artar."
157. «Yemin olsun ki,» siz mti'tnin olarak «Allah yolunda oldiiriiliir,
ya da oliirseniz, Allah'1n bagt§lamas1 ve rahmeti, onlarin biriktirdiklerin-
den daha hay1rhdrr.» Yolculuk veya sava§, olilmti 9eken §eyler degildir.
Ecel, asla i1eri ahnamaz. Olilin, Allah'm emriyle olunca, bu bir rahmet ve ba-
gt§lanmadir, rahathktir. in.karctlar ise, dlinya hayatlan boyunca mal biriktir-
meye ~ah§trlar. Bu mallann da, kendileri i9in hay1rh olacag1na inanular. Al-
lahli Team da, onlann bu zanlarnun bo§ ~eyler olduguna dikkat 9ekerek, ba- 11
158. «Yemin olsun ki,» her ne §ekilde olursa olsun, ilfilli irade geregi,
«Oliir veya oldiiriiliirseniz,» gen;ek ma'bud, §ant ytice, rahmeti ve ihsan1 9ok
bol olan «Allah'1n huzuruna ~1karllacaks1n1z.» Sizi, ba§kalan degil, sadece
0 hesaba 9ekip, amellerinizin kar§1hgm1 verecektir. Size bol miktarda ihsan-
da bulunacaktrr.
Bu ayette nefis bir sua gozetilmi§tir. Once "Allah'zn bagt§lamasi" zik-
redilmi§tir. Bu, gtinahlarm affedilmesidir. Bununla Allah'm ikabmdan korka-
rak O'na ibadet eden kimseye i§aret edilmi§tir, Sonra "rahmeti" zikredilmi§-
tir. Bu da Allah'1n sevap lutfetmesidir. Bununla da sevap umarak kendisine
ibadet eden kimseye i§aret edilmi§tir. Daha sonra da "Allah'zn huzuruna <;1ka-
nlacaks1mz" buyurulmu§ olup bununla s1rf rubfibiyyet ve ubudiyyet i9in
Allah'a ibadet edene i§aret edilmi§tir. Bu makamlar1n en yticesidir. Allah'1n
huzuruna 91karilmakla, Allah'1n magfiretine 9tkar1lmak aras1nda btiytik fark
vardrr. Bu konuda §6yle bir olay anlat1hr:
isa (a.s.) bir gtin, bedenleri c1hzla§IDI§, benizleri sararmt§ ve tizerlerin-
de ibadet izleri olan bir topluluga ugray1p, kendilerine: "Ne istersiniz ?" diye
sorar. Onlar da: "Allah'1n azabmdan korkuyoruz" derler. isa da: " Allah, size
azap etmemede 9ok comerttir, elbette size liitfu ile muamele edecektir" der.
Sonra bir topluluga daha ugray1p, onlarda da ayn1 ozellikleri goriip, ne iste-
diklerini sorar. 0 topluluk da: " Cennet ve rahmeti isteriz" derler. isa (a.s.)
onlara: "O sizi, rahmet ve cennetten engellememe konusunda 9ok comerttir,
elbette size ltitfu ile muamele edecektir" der. Sonra da ti9tincti bir topluluga
ugray1p, onlar iizerinde de daha 9ok ibadet izleri goriir. Onlara ayn1 soruyu
sorar. Ald1g1 cevap §U olur: "O'na ibadet ediyoruz. <;unkti, 0 bizim
Rabb'imiz, biz ise O'nun kullar1y1z." isa peygamber de: "Siz ihlash kullar ve
ger~ek ibadet edenlersiniz" buyurur.
bakalnn nedir o ?" Kadm §Oyle der: "Comertlik, amelin Allah i~in yap1lmas1,
cennet sevgisi, ya da cehennem korkusuyla; sevap i9in veya cezadan korkul-
dugu i9in yaptlmamas1du. Buda ancak, tek ba§Ina kahp, masiva'dan soyutla-
n1p ve varhgm ger'iegine ula§makla mtimkiindtir. Mti'minin gorevi, dtinyadan
ytiz ~evirip, Allah'a dogru yol almaktlf. Boylece gozlerinden perde kalkar ve-.
Rabb'ine ula§lf."
imam Fahreddin er-Raz! tefsirinde §Oyle der: " insan cihada yonelince,
dtinyadan ytiz ~evirir ve ahirete onem verir. Oltince de, sanki dti§mandan kur-
tulur ve sevgiliye ula§tr. Oltirnden korkarak evde oturan ve dtinyaya tutkun
olan kimse oltince de, sanki sevgilisinden aynhr ve gurbete gonderilir. Bun-
lardan birincisi, mutlulugun zirvesi, ikincisi ise, mutsuzlugun zirvesidir."
sunda da, mti'minlere §5yle deniliyor: "Allah'ln dini konusunda; sizi, onlara
kar§z aczma duygusu engellemesin!" (Nur: 2)
Rivayet edilir ki: Hilimde darb-1 mesel haline gelen Ahnef, bir adamla
birlikte bulunuyordu. Adam Ahnefe ~ok ~irkin bir §ekilde sovdii. Ahnef,
kalkt1, gitmeye ba§lad1, adam da onun pe§ine dii§tii. Ahnef kavmine yakla§tn-·
ca durdu ve: " Bak arkada§ l Benim toplumuma geldik. Eger sovecegin ba§ka
soz varsa onu da soyle. Sonra bu toplum i§itirse, sana eziyet ederler" dedi.
Ahnefin ahlfilana bakm1z. Cahile nas1l davramyor ve ona nasil iltifatta bulu-
nuyor? Bir adam Ahnefe der ki: "Ki§ilik (mtirfiet) nedir, bana soyle?" Ahnef
cevap verir: "Gtizel ahlakh olman ve kotii ahlaktan ka~mmandrr."
110 ROHU 'L-BEYAN Ciiz:4
160. «Eger Allah, size yard1m ederse, sizi yenecek yoktur .>> Allah si-
ze, Bedir sava§1nda yapttg1 gibi, yard1m eder ve dti§mandan korursa, sizi
kimse yene1nez. Uhud sava§tndaki gibi, «eger yiiz iistii b1rak1rsa,» size yar-
d1mda bulunmazsa, «Ondan sonra size kim yard1m edebilir?» Buradaki so-
Ayet: 160- 161 AL-i iMRAN sORESi/3 111
ru, olumsuzluk ve mtibalaga ifade eder. Yani, kimse yard1m edemez, demek-
tir. Bu durum, btittin i§lerin Allah'a ait olduguna dikkati vekmek i~indir. Bu
sebeple O'na tevekkill edilmesi emredilir:
Ebfi Hureyre' ye denildi ki: " H1yanet ederek ald1g1 §ey s:ok btiyiikse,
toplu bir malsa onu nas1l getirir ?" Cevab1 §Oyle oldu: " Di§i Uhud kadar, dizi
dev (veya vedegan denen bir yer) kadar, kolu dag kadar ve oturag1 da Medi-
ne-Cidde aras1 kadar olan1 gormedin mi ? i§te onu bu ta§lf."
«Sonra herkese, kazand1g1 tam olarak verilir.» Hayir veya §er, az ve-
ya s:ok, her kim ne kazantnI§Sa, kazand1gmm k~§1hg1 tamamen kendisine ve-
rilir. «Onlara asla zulmedilmez.» Hiybir kim~eye, kazand1g1ndan az sevap
veya fazla ceza verilmez.
162. «Allah'1n r1zas1na -u yan kimseyle, O'n~n -gazab1na ugrayan
kimse, hi~ bir olur mu?» Bir kimse, Allah'm yasaklanndan sa.kirur, O'nun n -
zas1n1 kazanmaya 9ah§Ir, O'n(;l it~!te bulunur ve kotti_§eyleri yapmazsa, el-
bette gazaba ugrayanlarla bir olmaz. B.ir_"grup, Allah'm dinine baglanm1§, di-
ger grup da bunun tersini yap1yor. Bunlarm e§it olmas1 imkansizdu.
60- Buhar1, Muslim, Nese1, EbQ Davud, Ahmed b. Hanbel, Camiu'l-UsiU, 2n16
Ayet: 162-163 AL-i iMRAN SURESi/3 113
1
Bu dort grup, beyaz kum tepesi tizerinde Hakk 1 gormek tizere, Adn cen-
netinde tek ba§lanna kahrlar. Orada bunlarm, dort makam1 vardu:
Btiytiklerin soztinde §oyle denir: Hi\:bir glin yoktur ki, insanogluna §OY-
le demi§ olmasm: "Ey insanoglu! Ben yeni bir yarat1g1m. Yapttgm i§te, yarm
sana §ahit olacag1m. Bende hayrr yap ki, yarm sana §ahitlik yapay1m. Eger
ge~ersem, beni bir daha goremezsin."
114 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
cevap venr:
38) ifadesinde oldugu gibi. Soztin ger9egi, bu §ekilde ifade edilmi§tir. Gtinkii
soz soyleme orgaru, ag1zdu.
«Halbuki Allah,» onlann «saklad1klar1n1 ~ok iyi. bilir .» ic;lerinde
saklad1klan ve sadece ba§ba§a kahnca a<;Ikladi.klan nifak1, Allahti Teala bti-
tiin aynntilanyla bilir. Siz bunlan, az <;ok ve belirtileriyle bilebilirsiniz.
168. «Kendileri oturduklan halde, karde§lerine: 'Eger bize uysa-
lard1, oldiiriilmezlerdi' dediler.» Bu sozleri, kendileri gibi mtinaf1k olan ve
Uhud'da oldtiriilenler i9in soylemi§lerdi. Ayn1 evde oturduklan oz karde§leri
de ifade edilmi§ olabilir. Bunlar i~risinde, baz1 §ehitler de vardrr. Sava§a ka-
tilanlar ic;in ise: "Ke§ke bizim dedigimizi dinleselerdi ve bizim sava§mad1g1-
m1z gibi onlar da sava§masalard1" demi§lerdi. Bu sozlerden, sava§a katilanla-
ra engel olmaya ~alt§ffit§ olduklan anla§dmaktadir.
Sen de onlan susturmak ve yalanlar1n1 ortaya c;tkannak i<;in «de ki:
'Eger dogru iseniz, oliimii kendinizden sav1n.'» Sozlerinizden anla§Ildtgma
gore kendinize gelen oltimti uzakla§tlrmaya gticlintiz varsa, o halde ozel bir
sebebe bagh olarak ve muayyen bir vakitte size yazilan oltimti, sebebini de-
fetmek sfrretiyle kendinizden defedin. Oliime kar§t c;are aray1p kendini
mlidafa etmek veya etmemek birdir. Kendi canlann1z onlardan daha onemli-
dir. Ayetin anlam1 §U<;lur: Sizin olmeyi§inizin sebebi, oltim zamanm1zm gel-
memi§ olmas1drr. Slireniz gelmi§ olmas1na ragmen, evde oturarak onu ertele-
mediniz. Bu dii§tinceniz dogru olamaz. Bazan sava§mak kurtulu§a, evde otur-
mak ise oltime gottirebilir.
Bilin ki, oltimtin belli bir ya§t yoktur. Belli bir zaman1 da yoktur. Belli
bir hastahg1 hie; yoktur. Ki§i bunlan bilerek, her an ic;in, oliime haztr olmah-
drr. Salih kimselerden birisi, geceleri §ehir duvar1 tizerine c;tkarak:
11
"Yolculuga haz1rlan1n yolculuga haz1rlan1n diye bag1nrm1§. Adam
oliince, bu sesi art1k duyamayan vali, birisini c;ag1np bunu sordugunda, ada-
m1n oldilgtinii soylemi§ler. 0 da §UilU soylemi§:
iki goril§e gore de, beden oldtigti zaman, ruhun canh olarak kald1g1 belirtil-
mi§tir. Amellerine gore, sevap ya da azap 9eker. Bedenler Oldtikten sonra, ne-
fislerin bfild kalacag1 konusuyla ilgili, akll ve nakll bir9ok deliller olup, bu de-
liller birbirini destekler. 0 delillere dontip bakmak gerekir. Bu ayet, kabir se-
vab1 konusundaki §tipheleri de ortadan kaldrrrr. Kabir azab1 konusunda ise, §U
ayet vardu: ".. .Boguldular ve ate§e sokuldular" (Nuh: 25) Bogulduktan sonra
ate§e sokulmalar1 iki §ekilde izah edilebilir: Ya bedenlerin oltimtinden sonra,
nefisler olmediyse veya deriz ki, Allah onlan oldtirdti, sonra onlara hayat ver-
di. Bu konuda baz1 haberler de gelmi§tir.
Hz. Peygamber, §ehitlerin niteligi konusunda §oyle buyurur: "Onlann
ruhlan, ye§il ku§larm kursaklanndadtr. Onlar, cennet nehirlerine gelirler,
cennet meyvelerinden yerler. Cennette, istedikleri yere giderler. Ar§tn altzn-
da, alundan kandillere szguup, orada kahrlar. Yemeklerinin, ko§klerinin ve
ifeceklerinin guzelligini gordiikleri zaman: Din karde§lerinin cihada ragbet
etmeleri ifin: 'Ke§ke bizim ula§ml§ oldugumuz nimetleri ve Allah'1n bize ne-
ler yaptig1nz kavmimiz de bilse' derler." Bunun tizerine Allahti Teala: "Ben,
sizin adimza bunu karde§lerinize haber verecegim" buyurdu. Onlar da buna
sevindiler ve mujdelendiler"(62)
Bunun i.izerine Allah bu ayeti indirdi. Cesetlerin olmedigi gorii§iinde
olanlar ihtilafa di.i§ti.iler. Baztlan §oyle dedi: "Allah, bu §ehitlerin cesetlerini,
goklere aI§lil alt1ndaki kandillere ytikseltir. Saadet ve keramet ~e§itlerini de
oraya ula§hnr." Digerleri de §U gorti§il ileri stirdtiler: " Onlar1 yerde b!fakrr ve
dirilterek, bu saadetleri kendilerine ula§ttnr."
62- Muslim, Sahih'inde bu hadisi, "karde~leriniz uhud'da §ehid edilince Allahu Teillil ruhlart-
m, ye~il ku$lann kursaklarma koydu ... " §eklinde tahric etmi§tir.
122 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
rini belirttiler. «Ve: 'Allah bize» yard1mc1 olarak «yeter. 0, ne giizel vekil-
dir,' dediler.»
" ...Allah yolunda cihad ederler, kinayanzn kznamaszndan korkmazlar ... "
(Mai.de: 54) Kim Allah'la beraber olursa, Allah da o kimseyi, dti§manlarmdan
korur ve ona yardIID eder. Ozellil<le de, kottillikleri emreden nefsin dti§manl1-
gmdan.
Ayet: 174-176 AL-i iMRAN SURESi/3 125
177. «imana kar~thk, inkari satin alanlar,» yani iman bedeli olarak
ktifrti alanlar, ona rag bet edenler ve imam brrakanlar «Allah' a hi~bir zarar
veremezler. Onlara, ac1kh bir azap vard1r.» A<let olan, mti§terinin s·a tm al-
d1g1 §ey karh ise sevinmesi, zararh ytkarsa tiztilmesidir. Onlara bi.iyiik bir aza-
bm olacag1 da buna gore belirtilmi§tir.
178. «inkarcdar, miihlet vermemizin kendileri i~in hay1rh oldugunu
sanmas1nlar. Giinahlar1n1 arbrs1nlar diye, onlara miihlet veriyoruz.» "Li
yezdadu" kelimesinin ba§mdaki "lam", Ehl-i Siinnefe gore, "irade lam1"dtr.
<;iinkil onlara gore, "hayrr ve §er Allah tarafindan"dir. Ayette ge~en "imla"
omrti uzatmakhr. Bu ise, §liphesiz Allah'm i§idir. Fakat kendileri i~in hayrrh
degildir. Omiirleri uzun olunca, azgmhklanna devam edecekler ve giinahlari
artacak. Omtirleri uzadlk~a da gtinah kazanmaya devam edecekler ve Allahii
Teala, bunun da yarat1c1s1drr. Bu gtinahlar, Allah taraf1ndan yaratibr. Ancak,
glinah1 isteyen kul, yaratan ise Allah'ur. Allah yaratlc1, kul ise isteyendir. Mu-
tezile mezhebine gore buradaki "Lam" ise, "fila.bet lanu"drr. Buna gore, neti-
cede onlann giinahlan artm1§trr, demek olur.
gamberlerine iman edin. Eger,» ger~ek §ekilde «iman eder ve» milnaflk ol-
maktan «korkarsan1z,» bu iman ve takvan1zm kaq1hg1 olarak «size,» mahi-
yeti bilinmeyen, «~ok btiyiik bir miikafat vardir.» Bu mtikafat, takvan1n de-
recesine gore artar. Ytice maksatlara ytirtimek ve se9ilmi§lerin derecesine
ula§mak, ancak, t,akva ayaklanyla hazrrlarur. Allah'a ve O'nun peygamberine
inanmak, kalple tasdik etmek ve §eriata sar11makla mtimktindtir. Kurtulu§ da
i§te buradadu, ba§ka bir yerde bulunmaz.
Ba§ka bir rivayette de: "Zekat vermekte cimri davrananzn mall, k1yamet
gunu bir yzlan olur ve boynuna sanlzr. Onu, ba§Lndan ayagina kadar tSlrtr.
Onun ba~lna vurarak 'ben senin malzmm' der" buyurulmu§tur.
Hz. Peygamber (s.a.v.), bir hadislerinde de : "Devesi, inegi veya koyunu
olup da, zekatim vermemi§ olan hi9bir kimse yoktur ki, bu hayvanlar, k1ya~
met giinii daha hesili bir halde kar§zsina gelmi§ olmaszn. Tzrnaklanyla uzeri-
ne f ikar ve boynuzlarzyla ona toslar. Bu, szra ile devam eder. Arkadaki hay-
vanlar bitince, ondekiler getirilir ve boylece devam eder. Taki, insanlar ara-
smda hiikum bitinceye kadar"<65> buyurur.
Zekat1 vermemek, ahirette ceza ~ekmeyi gerektirir. Onu vermek de, se-
vaba ula§tir1r. Zekat, dtinyada malm kalesidir. Buyrulmu§tur ki : "Zekat vere-
64- Buhari.
'15- Buhari, Muslim, Nesei, ibn Mace.
Ayet: 180-181 AL-i iMRAN SURESi/ 3 131
rek, malznzzz kale ir;erisine alln. Sadakayla hastalann1z1 tedavi edin. Belala-
ra kar~l; dua ederek yard1m isteyin. "<66J
Bir hadis-i §erifte §Oyle anlatilrr: Cebrail, rengi degi§mi§ bir halde, Hz.
Peygamber'e gelmi§. Peygamber (s.a.v.) ona, renginin neden degi§tigini sor-
mu§, o da §oyle demi§ : "Allahii Teala, cehenneme iiflenn1esini emretti, ben
de sana geldim. "Bunun tizerine Peygamber (s.a.v.) : "An/at bana §U cehen-
nemi" der ve Cebrail de anlatir : "Allah, cehennemi yaratt1gmda, orada bin
yd ate§ yakt1 ve sonunda k1pkirffilz1 oldu. Sonra bin y1l daha yakt1 ve sapsan
oldu. Sonra bin ytl daha yaktt ve simsiyah oldu. Seni gen;ek bir nebi olarak
gonderene yemin olsun ki, oradan bir koz diinyaya dti§se, biittin dtinyalilan
yakardi. Oradaki elbiselerden bir tanesi, yerle gok aras1na astlmt§ olsayd1, ko-
kusundan btitiin dtinyadakiler olilrlerdi. Onun yedi kap1s1 var. Baz1s1 digerle-
rinden daha alttad1r."
"Eziyetten" kas1t da, ger9ek dini tenkit etme, Allah'm §erefli htiktimleri-
ne saldirma, inanmak isteyenleri saptinna ve yine inanmak isteyenleri suyla-
. ma... gibi hareketlerdir. Bu olaylar meydana gelmeden once, Allah bunlar1
haber veriyor. Boylece mti'minler, baz1 §eyleri i9lerine sindirip, sabra, kotil
§eylere katlanmaya ah§tyorlar. Korkular1n saldrr1ya geymesi, insanlann ayak-
lar1n1 sarsar. Onun i9in, durumlar1 hafifle§tiren §eylerle, ilztinttilere hazirlan-
mak ge~ekir.
70- ibn Neccar tahric etmi§tir. Orada aynca: "Aleyhine de olsa hakkl siiyle." ili.ivesi vard1r.
Bkz. Fethu'l-Kebfr, 2/188.
138 RUHU'L-BEY.AN Ciiz:4
Onlar, «ne kotii ~ey satin ahyorlar!» Onlar1n, az bir ticret kar§ihgmda
satm aldlklar1 §ey, ne kotti §eydir.
Bu ayet, her ne kadar ger9ekleri gizleyen Yahudi ve Hristiyanlar hak-
kmda nazil olmu§ ise de, Kur'an'm htiktimlerini gizleyen btitiln mti'minleri de
i9ine almaktadtr. Kur'an, kitaplarm en §ereflisi, mil'minler de, kitaphlann en
§ereflileridir.
Fudayl da §6yle der: "Eger ilim adamlar1, kendilerine deger verir, dinle-
rinden taviz vermezler, ilmi iistiin tutup onu korurlar ve Allah'm k1ymet ver-
digi gibi ona kiymet verirlerse, zalimler o ilim adamlanna boyun egerler. in-
sanlar da onlara itaat ederek kendilerine tabi olurlar. Boylece islam ve Mtislti-
manlar yticelmi§ ve aziz olmu§ olurlar. Eger ilim adamlar1, kendilerini zelil
ktlar, dilnyahklan yerinde iken din! a<;1dan eksikliklerini ara§ttrmaz ve insan-
lann elinde bulunan mallar1 elde etmek i9in ilimlerini, kendilerini dtinyaya
kaptIImt§ olan insanlara feda ederlerse, zelil olurlar ve insanlar nazarmda kti-
9tik dti§erler."
71- ibn Mace: "Kim Allah'm insanlarafaydah kildigt bir ilmi gizlerse, Allah ona ate§ten hir
gem vurur." laf'z1yla rivayet etmi§tir. Bkz. el-FethUl-Kebfr, 2/234.
140 RUHU'L-BEY.AN Cuz:4
kendisiyle eglenilen kimse gibidir. Denir ki, insana i~inden ytkan dt§kmm ko-
kusu misk kokusu gibi gelir. 0, buna sevinir ve onunla alay edilmesinden
ho§nut olur."
Arif ki§i, ovme ve yerme konusunda ayn1 tavn takuur. Oviilmekten do-
lay1 sevinmedigi gibi, yerilmekten de rahats1z olmaz. Halk1n soylediginden
dolay1 nas1l sevinsin? 0, kendisini en iyi bilendir. Eger oviilmesine sevinip
gururlanrrsa, aldanmt§ demektir.
Seyh Abdullah Kure§i §UilU anlatu : "Bazi insanlar, salih bir zata
§ikayette bulunup, herkese iyilik yaptigm1, fakat bu iyiligi kendi i9inde tad-
mad1gnu soylemi§ler. Salih zat da §oyle demi§ : "Senin yan1nda §eytan1n kiz1
vardu. Kalbindedir o. 0, diinyadrr. Baba, ktzm1 evinde mutlaka ziyaret etmek
isteyecektir. 0 ev, kalbindir. ~eytan, o eve girmemelidir. Aksi halde fena
olur. Hadis-i Kutside Allahii Teala §oyle buyurmu§ : ' Ey Davud! Eger beni
seviyorsan, dunya sevgisin.i ifinden fikar. Benim ve diinyamn sevgisi asla
ayni kalpte bulunmaz'."
Rivayete gore Isa (a.s.), arkada§lanna demi§ ki : "Oliilerle oturmaym,
kalpleriniz oliir." Arkada§lan da : "Oltiler kimdir?" diye sorunca, isa (a.s.)
da: ''Dtinyay1 sevip, onu isteyenlerdir" diye cevap vermi§tir.
142 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
lerle, daglar, denizler, aga\:lar, hayvanlar ve ku§lar gibi yerde yaratrm§ oldugu
§eylerde, aktl sahipleri ic;in bir~ok ibretler vardrr. Gtine§in gidip, gecenin geli-
§inde, yahut da, gecenin k1sahp, ,gtindiiztin uzamasmda veya bunun aksi duru-
munda, gtine§in; mevsimlere gore, bize dogru uzakla§IP yakla§mas1nda da
akl-1 selim sahipleri i\:in birc;ok ibretler vardrr. Bu ibretlerden ancak, hayal ve
evhamdan soyutlanm1§, tertemiz aktl sahipleri anlar.
"Liib", akhn halisi, ozti, tertemiz akil demektir. Akhn bir zahiri, bir de
ozti vardir. Normal halde akll vardrr. Aklm olgunla§arak zirveye vard1g1 za-
man "liib" hali ortaya c;Ikar.
bana gelip, yatag1ma girdi. Cildi cildime degiyordu. Sonra bana : 'Ey Ai§e!
Rabbime ibadet etmek if in bana izin verir misin ?' dedi. Ben de : 'Allah'a
yemin ederim ki, ben senin ibadetini de, bana ya.km olmam da seviyorum. Sa-
72- Ebfi Nuaym: "Allah'm yarattklarz hakkmda dii§ilnun, Allah hakkznda dil§iinmeyin" ~eklinde
tahric etmi§tir. Bkz. Fethu'l-Kebfr. 2/35.
144 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
na izin verdim' dedim. Bunun lizerine, kalk1p bir kuba su alarak. abdest aldt.
Soma namaza durdu. Ayaktayken aghyordu. Gozya§lan beline kadar akm1§tl.
Soma secdeye vard1 ve yer islanmcaya kadar aglad1. Namaz1n1 bitirince, sag
yan1na dayan1p, sag elini sag yanag1na koyarak tekrar aglad1. Sabah ezan1n1
okuduktan sonra Bilal gelip, onu namaza <;agud1. Bilal, onun aglad1gm1 go-
rtince, §Oyle dedi : 'Ni<;in aghyorsun ey Allah'm Rasulli? Allah senin ge<;mi§
ve gelecek btitiin gtinahlarm1 affetmi§tir.' Bunun ilzerine Resfilullah (s.a.v.) :
'Ey Bilal, §ii.kreden bir kul olmiyayim mt? Nasti aglamam ki, 'Suphesiz,
goklerin ve yerin yaratllz§lnl .... bizi cehennem azabmdan koru' ayetine ka-
dar olan kisim bana bu gece indi. Onu okuyup da dii§iinmeyenlere yaztkla
rolsun.!' buyurdu. •'(73)
Ba§ka bir hadiste de: "Bir saat dii.§iinme (tefekkur), altmz§ yil ibadetten
hayir/rdir"<74 >buyurulmu§tur. Bunun iki sebebi vardrr:
Birincisi; tefekktir seni, Allah'a ula§tlnr. ibadet ise, Allah'1n sevab1na
ula§trrrr. Seni Allah'a ula§tiran §ey, Allah'tan ba§kasma ula§tlrandan hayrrh-
drr.
Onlar dti§tintir «ve ~oyle derler: 'Rabbimiz! Sen bunu bo~una yarat-
mad1n.»Yer ve gokleri ho§ yere, hi9bir hikmetsiz yaratmadm. Onlar faydas1z
degillerdir. Aksine, ytice bir nizam i9erisindeler ve btiytik faydalar1 vard!f.
Gokler ve yer, kullann ge<;imlerini temin ettikleri vas1talar ve dtinya ile ahi-
retlerini bilmeleri i9in, kendilerine t§lk tutan kaynaklard1r. ilfilli kitaplar ve
peygamberler, bunu boyle a9Iklam1§lard1r.
«Seni,» hikmetsiz ve bo~ §eyler yaratmak gibi sana laylk olmayan §ey-
lerden «tenzih ederiz. Bizi cehennem azab1ndan koru!>> Cehennem azab1,
Allah'1 tan1mayanlann cezas1du. Burada, Allah'1 anman1n biiytikltigtine ve
73- ibn Merdeveyh ve Abd b. Humeyd tahric etmi§tir. Bkz. Tefsiru'L-Hajiz ibn Kesfr, 1/348
74- Deylemi: "Bir saatlik du~iince seksen yilltk... " §eklinde degi§ik bir laf1zla tahric etmi§tir.
Bkz. ed-Diirrii'l-Mensur, 2/111.
Ayet: 191 AL-i iMRAN SURESi/3 145
ba§1na oldugu zaman, sessiz zikir yaparsa kendisi is:in daha iyidir. Eger,
avamdan birisi ise, sesli zikir yapmas1 daha iyidir. Eger zikir yapmak tizere
toplanmi§larsa, sesli zikir yapmalan daha iyidir. Perdeleri kaldirmada, sesli
zikir daha tesirlidir. Sevap yontinden ise, her biri hem kendi zikrinin sevabm1
alu, hem de arkada§lannm zikrini dinlemesinin sevabm1 ahr.<75>
192. «Ey Rabbimiz! Sen kimi cehenneme koyarsan, mutlaka onu
peri§an etmi§sindir.» Senin cehenneme koydugun kimse peri§an olmu§ de-
mektir. Bundan kas1t, onlan korkutarak, korunulmas1 gereken §eylerden koru-
maya te§vik etmektir. «Zalimlerin hi~bir yard1mc1lan yoktur.» Zalim in-
sanlara yardim edebilecek hic;bir yard1mc1 yoktur. Onlara kim yard1m edebi-
lir ki? Zalimlere yard1m edilmemesi, §efaatin reddini gerektirmez.
193. «Ey Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin!' diyerek imana ~ag1-
ran bir davet~iyi i§ittik ve iman ettik.» Davet9iden kas1t, Hz. Peygamber'dir
(s.a.v.). <;iinkti, gerc;ek imana c;aglfan oydu. Allah Teala kendisine : "Rabbi-
nin yoluna qagir" (Nahl, 125) buyurmu§tu. Biz de, onun emrine tabi olduk,
c;agnsma cevap verdik.
75- Toplu halde zikir yapmanm caiz oldugu konusunda bir kuds1 hadiste §6yle buyurulur: "Ben
kulumun beni wnnettigi iizereyim. Beni zikredince onunlay1m. Beni tek ba~ma zikrederse,
ben de onu kendim ananm. Be11i bir toplulukta zikrederse, hen de onu, daha hayirlt hir
toplulukta ananm" (Buhar1, Mi.islim) Ba§ka bir hadiste ise: "Allah'm bir tak1m melekleri
vardtr. Onlar, yollarda dola§1p, zikir yopa11 insanlan ara§tmrlar. Allah'1 zikreden insanla-
n bulwu;a: 'Geliniz, arad1g1111 z burada' derler ve onlarm etrafini kanatlany/a ku§attrlar."
(Buhar1, Mtislim, Tim1 izl).
Ayet: 192-194 AL-i iMRAN SURESi/3 147
lanm1 zelil etmek istemiyorum" diyerek, teklifimi reddetti. Bir zaman sonra,
muhta~ olup, bana haber gonderdi. Ben de ona: "Bana istegimi verinceye ka-
dar sana bir§ey vermem" dedim. Onunla bir yere girince ilrperdi. Neden tir-
1
perdigini sorunca da: "i§iten ve goren Allah tan korkuyorum" dedi. Boylece
onu brraktim. 0 da: "Allah seni ate§ten korusun." diye dua etti. i§te o gi.inden
1
sonra, beni diinya ate§i yaknuyor. Allahii Teala dan, beni ahirette de yakma-
masm1 diliyorum. Kim Rahman olan Allah'tan korkarsa, daima O'nun huzu-
runda oldugunu hatular ve glinah i§lemeye cesaret edemez. Boylece de, ce-
hennemden kurtulur ve kurtulu§ yurdundaki nimetlerden yararlanrr.
ibn Abbas (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.v.)'in §U hadisini rivayet eder :
"Her kim, istigfar etmeye devam ederse, Allah da onun szkmt1sm1 ne§eye fe-
virir, darllg1na bir ~1k1~ yolu bulur ve ummad1g1 bir yerden kendini nzzklan-
d1nr. "<76)
Dua ibadetin oztidi.ir. Diinyada fayda verip, afetleri savar. Ahirette ise,
Allahii Teala ona, melekler eliyle hediyeler verir ve : ·"Bu, senin diinyadaki
duamn kar§zllgzdzr" der.
Hz. Peygamber (s.a.v.) §Dyle buyurur : "Sizden hi~bir kimse yoktur ki,
k1yamet gununde, Allah onunla konu§mU§ olmaszn. Onlann arasmda, tercu-
man da yoktur. Sagzna bakar, daha once gonderdiginden ba§ka bir§ey gor-
mez. Soluna bakar, daha once gonderdiginden ba§ka bir§ey gormez. Kendisi-
ni ate§ kar§zlar. Sizden biriniz, cehennemden korunabilirse, bir tane hurmay-
la bile olsa korunsun. "<79>
195. «Rabb'leri onlara» yani isteklerine §5yle «cevap verdi: 'Ben, er-
kek veya kad1n, sizden hi~bir ~ah~an1n amelini zayi etmem.» Allahil
Teala'y1 zikir ve onun yaratiklan hakk1nda dti§linmeye devam etmeleri ve dua
etn1eleri gibi amellerini zayi etmem. Bu amellerin icabet i~in sebep lahnmas1,
duan1n kabul edilmesi i~in bu gibi amellerin §art oldugunu ifade ediyor. "Er-
kek veya kadm" ifadesinden, Allahti Teala'nm, kullanna cevap vermesi, dua-
lann1 kabul etmesi konusunda, erkek veya kad1n fark1 olmad1g1 anla§ihyor.
Onemli olan, itaat edip, Allah'm dinine sila s1k1ya sanlrnakt1r. Din konusun-
daki listtinltik, yapilan amellere goredir. Diger ozelliklerin onemi yoktur. Er-
kek veya kadtn olmak, soylu veya soysuz olmak, yaptlan amellere etki etmez.
«Sizler, birbirinizdensiniz.» Kad1n erkekten, erkek de kadmdand1r.
. Ommli Seleme rivayet ediyor : "Ey Allah'm Rasfilil! Hicret konusunda, i~itti-
150 RUHu'L-BEYAN Ciiz:4
Hasan Basri §Oyle diyor: "Yolculuga 91kmak iizere bulunan az1ks1z top-
luluklara §a§arim. Onlar1n onde olanlari, geride olanlar1n hazrrlanmas1 i~in
bekletilrnekte, bunlar ise oturmu§, oynay1p oyalanmaktad1rlar."
Rivayet edilir ki; oltim melegi, salih insanlardan birinin ruhunu almak
iizere kar§1sma dikilip, §6yle der : " Merhaba. Vallahi ben, elli y1ldan beri, se-
nin i~in hazrrlaruyorum. "
80- Hafiz ibn Kesir, Tefsir'inde rivayet etmi§tir, l/348; ayr. Bkz. Vahidi, Esb8hu'n-Nii.zul.
Ayet: 195- 196 AL-i iMRAN SURESi/3 151
3) Allahti Teala'ya itaat etmeye <;ok haris (tutkun) olmali. Allahti Teala :
"i §te yaptzklannLza kar§zlzk size miras verilen cennet budur" (Zuhruf: 72)
buyurur.
leri dola§1p ticaret yapmalan, basit bir menfaat i<;indi. Mtittakller, gezip dola-
§arak, kafirler gibi baz1 §eyler elde etseler de, etmeseler de, onlann elde ede-
cekleri sevabm degeri <;ok btiytiktlir.
Hz. Omer (r.a.) rivayet ediyor: "Geldim ve gordiim ki, Hz. Peygamber
(s.a.v.) odada bir has1r tizerinde yatiyor. Has1rla aras1nda bir §ey yok. Ba§m1n
altmda lif dolgu bir yast1k ve ba§t yan1nda tabak.lanm1§ bir deri par9as1 as1h.
Hasrrm, yan tarafmda iz yaptig1Ill gortince aglad1m. Rasfiltillah : 'Seni agla-
tan · ne ?' di ye sordu. Ben de : 'Ey Allah' in Rasuli.i ! Kisra ve Kayser' in her
tiirlii rahati yerinde. Sen ise; Allah Rasulti'si.in ve haslf tizerinde uyuyorsun'
dedim. Bunun tizerine 0 : 'Dunya onlann, ahiret ise bizim olsun istemez mi-
sin? 0 toplumun iyilikleri, acele olarak dunyada verildi. Bizim toplulugumu-
zun guze/likleri ise, ahiret hayatimiza ertelendi' buyurdu. " l 32>
ibn Abbas diyor ki : "K1yamet giinilnde dtinya; mavi gozli.i, sa~1na ak
dti§mti§, di§leri ortaya 91km1§ bir kocakar1 vaziyetinde ve 9irkin bir yarallk
olarak varhklar1 seyreder halde getirilir. insanlara: 'Bunu tan1yor musunuz?'
diye sorulur. Onlar da : ' Bunu tarumak.tan Allah'a s1g1Illf1z' derler. Denir ki :
'Bu ilzerindeyken cak.a satt1g1n1z dtinyad1r. Bunun i<;in birbirinize ktiserdiniz,
bunun i9in birbirinizi laskanrrdm1z ve birbirinize ofk:elenirdiniz:' Daha sonra
da, cehenneme atihr ve : 'Nerede benim dostlarlffi, bana tabi olanlar?' diye
bagmnaya ba§lar. Allahti Tefila da: 'Onun adamlarznz ona verin!' buyurur."
Hz. Ai§e (r.a.) anlatir : "Hz. Peygamber'i , a<;hktan bitkin bir halde ve
82- Ash. Sahihhayn'dadir. Hadisi ibn Mace'de Rivayet etmi§tir. Bkz. el-Fethu'l-Kebir, 1/249.
154 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
karnma ta§ baglam1§ durumda gortince aglad1m ve §Unu sordum : 'Ey Allah'm
Rasfilii! Allah'tan yemek istemiyor musun ki seni yedirsin ?' Bunun tizerine
0: 'Ey Ai§e! Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ben Al-
lah'tan istesem, dunyadaki butun daglan altm yapar ve onlan yeryuzunde is-
tedigim tarafa qekerim. F akat ben, diinyamn arhgmi tokluguna, fakirligini
....
zenginligine ve iizuntiisunu de ne~·esine tercih ettim. Ey Ai§ef Ne Muham-
med'e, ne de onun aline (akrabalanna) dunya gerekmez' buyurdu."
Ebfi Yezid Bestami diyor ki : "Allah kullan i~erisinde bir kul vard1r.
Muhabbetullah (Allah sevgisi) ona oyle i§lemi§ ki; cennet, btittin gtizellikle-
riyle kendisine verilse, cehennemliklerin cehennemden ka9ttg1 gibi, o da ka-
s;ar. Allah'tan b~kasma gontil vermez."
199. «Kitap ehlinden oyleleri vard1r ki, Allah'a inan1rlar, size indiri-
lene» yani Kur'an'a «inanirlar ve kendilerine indirilene de» iki kitaba da
«Allah'tan» azabmdan dolay1 «korkarak» ve sevabm1 umarak «inan1rlar.»
Bu ayet, aslen Yahudi olup, daha sonra Miisliiman olan Abdullah b.
Selam ve arkada§lan hakk1nda nazil olmu§tur. Habe§istan krah Neca§i hak-
kmda nazil olmu§ diyenler de vardu. Ayetin inmesine zemin haz1rlayan
Neca§i olay1 §Udur : Neca§i oldiigti giin, Cebrail gelip, hemen Hz. Peygam-
ber'e bunu bildirir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de ashabma: "<;1k1n ve sizden uzak
bir yerde olen karde§iniz ir;in cenaze namaz1 kzlzn" di ye emir verir. Kendisi
de namaz kilar, dort tekbir ahr ve onun bag1§lanmas1n1 ister. Bunun iizerine
mtinaf1klar: "~una halon, gormedigi ve kendi dininden de olmayan Hristiyan
Neca§i'nin namazm1 ktl1yor" diyerek tenkitte bulunurlar.<s3>
Onlar, Tevrat ve incil'de bulunup, Hz. Peygamber'i oven «Allah'1n
ayetlerini, az bir degere degi~mezler.» Onlar, ba§kanhk ve basit dtinya mah
ugruna, Allah'1n ayetlerini degi§tirmezler.
«i§te onlartn,» yani bu giizel vas1flara sahip olanlann, «Rabb'leri ka-
ttnda miikafatlart vard1r.» Onlar1 onurlandmnak i9in, kendilerine soz veril-
mi§ bir miikMat verilecek.
«Allah, hesab1 ~abuk gorendir.» Allahti Teala'run ilmi her §eyi kapsa-
d1g1 i~in, hi9bir §eye ve hi9bir yaz1 ve yaz1c1ya ihtiyac1 olmadan, insanlarm
hesablill 9abucak gorecektir. Bundan maksat, iyi kullar, kendilerine soz veri-
len mi.ikafata, 9abucak ula§acaktlf. Hesap 9abuk olunca, cezanm da ~abuk
olacagmdan ku§ku yoktur.
Anlattld1g1na gore, ibrahim b. Edhem hamama girmek ister. Hamamc1
bunu engeller ve: "Buraya iicretsiz girilmez" der. ibrahim de aglar ve: "~ey
tanlar1n evine bedava girmeme izin verilmezken, nebilerin ve s1ddtklarm evi-
ne ticretsiz nas1l girilebilir ?" der.
Ne giizel soylenmi§:
200. «Ey Iman edenler!» Allah'a itaate devam ederken kaq1ruza <;1kan
her tiirlti zorluklara, fakirlige, latliga, hastahga ve buna benzer diger beHilara
«sabredin.» Sava§1n zorluklanna gogtis gerip, dii§manlann1za galip gelmek
i9in «dii~manlartn1zdan daha sab1rh olun.»
Ayette ge9en "sabredin" ifadesinden sonra, ayn1 ifade tekrar, fakat bu
defa, degi§ik bir kiple kullan1hyor. Sabretmek c;ok zor ve giic; bir olay oldugu
ve diger §eylerden daha faziletli oldugu ic;in bu ifadeler kullandm1§tir. Sabir,
nefsi tutarak, Allah'm raz1 olmad1g1 §eyleri yapmamaktrr. Sabu derece dere-
cedir. Once "tasabbur" gelir. Bu, sabretmeye kendisini zorlamak, demektir.
Sonra "musabere" gelir. Bu da, nefsi sabudan ahkoyan §eye kar§I koymay1
ifade eder. Bundan sonra ise, sabrr sonucu elde ettigin §eye devam etmek an-
lam1na gelen "1st1bar" gelir. Soma ibret almak, sc:>nra kabullenmek ve en so-
nunda da sabu gelir. Bu nokta, en son nokta olup, olgunluk noktas1du. Hic;bir
zorlama olmadan ki~inin yapacag1 §eydir. Ah.§kanhk kazan11m1~tu.
Dti§manlan gozetlemek i9in, atlann1z1 gediklere baglayara.k «cihada
haz1rhkb bulunun» ve kendinizi Allah'a itaat etmeye ah§ttrt.n.
Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.) §byle buyurur : "Allahu Teala'nin,
kendisiyle hatalann1z1 silip, derecelerinizi yukseltecegi §eyi haber vereyim
mi?" Bunun tizerine orada bulunanlar: "Haber ver ey Allah'1n Rast1lti!" dedi-
ler. Hz. Peygamber (s.a.v.) de: "Guq durumlarda guzelce abdest almak, mes-
citlere fazla devam etmek, namazdan sonra ikinci bir namaz1 beklemek. Bu
sizin ifin ribattir. Bu sizin iqin ribattir (yani cihada hazzrlzklz bulunmaktir )"
buyurur. <R4>
-
«Allah'tan korkun ki, kurtulu~a eresiniz.» Gerc;ek kurtulu§a ermeniz
i9in, Allah'tan ba§kasmdan uzak durup, sadece Allah'tan korkun. ·
ibrahim b. Edhem haklanda §6yle bir olay anlattlrr: 0, yaya olarak Bey-
tullah'a gidiyormu§. Onu devesi tizerinde gitmekte olan bir arap gortir ve :
"Ey Adam, nereye gidiyorsun ?" diye sorar. 0 da : "Beytullah'a" diye cevap
verince, arap der ki : "Peki binitsiz, yaya olarak oraya nastl varacaks1n?" ibra-
him Edhem : "Benin1 bin;ok binegim var" der. "Nedir onlar ?" sorusuna ise,
§U cevab1 verir : "Bana bir bela gelince, sabir binegine binerim. Nimet gelin-
ce, §iikiir binegine binerim. Bana Allah'1n htikmti gelince, nza binegine bine-
rim. N efsim beni bir §eye ~agud1g1 zaman da, anlar1m ki, omrtimiin ~ogu gi-
dip, az1 kaldi." Arap der ki : "Sen bineklisin, ben ise yayay1m. Yilrii, Allah
selamet versin !"
Omi.ir boyu mticahede ile ugra§mak gerekir ki, nefse yerle§en kotti huy-
lar1n kokii kaz1nabilsin, sabu ve diger gtizel huylarla yer degi§tirsin. Bu
mticahedenin tipik omegi ise, "murabata", yani hudutlarda nobet tutmaktu.
Salihlerden bir adam, her gece bir hatim yapar ve ibadette bulunurmu§.
Ona : "Kendini ~ok yoruyor ve nefsine azap ediyorsun" demi§ler. Adam:
"Diinyan1n omrti ne kadardu ?" di ye somu§. Denilmi§ ki: "Yedi bin y11." "K1-
yamet giiniiniin miktan ne kadardu ?" diye sorunca da, "elli bin senedir" ce-
vabm1 alu. Bunun iizerine salih adam der ki: "Ki§iye, dtinyarun omrii kadar
omiir verilse bile, bu uzun kiyamet gtinti i~in onu ibadetle g~irmesi gerekir.
<;tinkti bu, ona oranla daha kolaydu."
1. «Ey insanlar ! Sizi bir tek nefisten yaratan...» Buradaki hitap, 9ag-
nnm yapild1g1 zamandaki ve o zamandan sonraki btittin insanlarad1r. AranIZ-
daki hukuku koruma konusunda, Rabbinizden korkun. Size emrettiklerime ri-
ayet ve onlan yerine koyma konusunda gerekeni yapm. 0 Allah, oyle bir Al-
lah'trr ki, sizleri degi~ik §ekil ve renklerde yaratm1§ttr. Fakat ashn1z birdir. 0
da, hepinizin babas1 olan Hz. Adem'in nefsidir. «Ve ondan da, e~ini yara-
t1p•..» Yani, Adem'in sol kaburga kemiginden de, e§i Havva'y1 yaratm1§trr.
Rivayet edilir ki : Allahti Teala, Adem peygamberi yarattp, cennete yer-
le§tirdigi zaman, ona bir uyku verdi. Adem de, uyku ile uyan1khk aras1nda bir
hal aldi. Havva'yt, onun kaburga kemiginden yaratt1. Adem uyanmca, yanmda
Havva'y1 bulup, ona ismd1 ve ali§tl. <;unkti, kendi par9alanndan bir par9adan
yarattlm1§t1.
«ikisinden, bir~ok erkekler ve kad1nlar iiretip yayan Rabbinizden
korkun.» Bu, tek nefis olan Adem'den ve ondan yaratmI§ oldugu Havva'dan
tiretip artirma yoluyla sizi yerytiztine dag1t1p yayan Allah'trr. Boylece, bir~ok
erkek ve bir~ok kad1nlar olarak ortaya ~lktm1z.
Allahti Teala'mn belli bir strayla bunlan saymas1, ileride gelecek olan
164 RUHU'L-BEYAN Ct1z:4
1- Mtislim, Kitabti'l-Birr, 16, Buhari'de degi§ik laf1zla §oyle rivayet etmi§tir: "Yiice Allah mah-
lukat1 yaratip da onlara ait hiikmz~nii tamamlad1g1 zaman akrabaltk ayaga kalkzp: 'Ya
Rabbi! Burasi akraba!Lk munlisebetlerini kesmekten sana sigmanlann makamtdtr' dedi.
Cendbz Hak: 'Evet, 6yledir. Sen, seninle haglanm koruyanlara benim de iyilik etmeme, sen-
den baglanm kesenlere benim de ilgimi kesmeme raz1olmaz mtszn?' buyurdu."
Ayet: l Ni SA SURESi/ 4 165
Ya§h bir kadm gelip bir§eyler istedi. Ben de istedigi §eyi 91kard1m. Kadm ba-
na: 'Benimle gel de paran1 vereyim' dedi. Onunla gittim, beni btiytik bir k6§-
ke soktu. Ko§kiin, gorkemli kubbeleri vard1. i9eri girdigimizde yald1zh ortti-
lerle orttilmti§ yataklar1 lizerinde oturan cariyeleri vardi. Cariyelerden biri, be-
ni gogstine dogru 9ekti. Ben ise "Allah'tan kork! Allah'tan kork!" dedim.
Cariye : 'Bunda bir beis yok' dedi. Ben ise, stla.§t1g1m1 ve tuvalete girrnem ge-
rektigini soyledim. Boylece, tuvalete girip d1§k1m1, yiiziime ve bedenime siir-
dtim. Benim deli oldugumu sand1lar ve onlardan kurtuldum. Rilyamda bir
adam gordtim. Bana: 'Y akub'un oglu Yusuf nerede, sen nerede?' dedi. Daha
soma ise : 'Beni tan1yor musun?' diye sordu. Ben de •hayir' cevabuu verdim,
kendisinin Cebrail oldugunu soyleyip, eliyle bedenimi ve yliztimil sildi. 0
gtinden beri ilzerimden, Cebrail'in kokusu olan misk kokusu yay1hyor." Bu,
takvamn bereketidir.
~eriata
gore takva ; ahirette zarar verecek olan §,e ylerden korunmaktrr.
Buda birka9 mertebedir:
dugunu bilmesidir. Kul bunu bilmeye devam edip, Rabbiyle olan murakabesi-
ni kesmemelidir. Bu, her haynn ashdIT. Kul, bu mertebeye ancak kendisini
hesaba yekmek suretiyle ula§abilir. Kul; ge9mi§te yapt1klanndan dolay1 ken-
dini hesaba 9eker, §imdiki durumunu dtizeltir, hak yolda devam eder, Allah'la
aras1n1 dtizeltir, Allah'm, kulun btittin hareketlerini kontrol ettigine, kendisine
9ok yakm oldug.una, hal ve davran1§lar1n1 bildigine, sozlerini i§ittigine kesin
olarak inanrrsa vuslata ermi§ demektir. Bunlardan gaflete dli§en kimse ise,
vuslatm ba§lang1cmdan uzaktlr. Bu haliyle o ki§i, kurbiyyet (Allah'a yakmla§-
ma) geryeklerine nas1l ula§abilir ?
«Temizi pis olanla degi§tirmeyin.» Temiz olan §eyi verip, pis olan1;
helal mahn1z1 verip, haram mah almay1n. Helal olan kendi malm1zla, haram
olan yetim mahn1 degi§tirmeyin. <;unkii helal mal, size mlibah klhnan ve 9ah-
§lp kazanarak elde etrni§ oldugunuz maldrr. Allah'm size gonderdigi helal n z-
km1z1 yeyin.
san1 helak eder. "Yeme" ifadesinin kullarulm1§ olmas1, genelde btitiin hareket-
lerin, yemek ugruna yapilmas1ndand1r. Ayetteki 'ila' harf-i ceri, 'mea' anla-
nunadu. Durum boyle olunca, ayetin anlamt §6yle olur : Onlann mallann1,
kendi mallar1ruzla beraber yemeyin. Daha dogrusu mana §OY ledir: Onlann
mallann1 kendi malm1za katarak yemeyin. Bu ikisini ayn1 diizeyde gormeyin.
<;iinkti onlardan biri helal, digeri ise haramdrr. «<;iinkii bu» yemesi yasaklan-
ffil§ olan yetim mah, Allah katmda «biiyiik bir giinahtlr.»
Rivayet edildigine gore, Gatafan kabilesinden bir adam vardi. Yetim ka-
lan yegeninin ~ok miktardaki mah da onun yan1ndayd1. Yetim yegen biiyii-
yiince, mallarm1 istedi. Amca ise, bu mallan vermeye yana§madi. Sonu9ta
Hz. Peygamber'e miiracaat ederek muhakeme oldular. Bunun iizerine i§te bu
ayet indi. <2) Amca bu ayeti i§itince : " Allah' a da, O'nun Rasuli.i'ne de itaat et-
tik. Biiytik gtinahtan Allah'a s1g1nmz" dedi ve yetim yegenine mahn1 verdi.
Allahii TeaHi'n1n: "Yetimlere mallaruu verin" buyrugu, ozellikle hrrs-
tan, ~ekemcmezlik ve a§ag1hk afetinden tern izlenmeye ve emanete riayet ve
goniil esenligi ile siislenmeye yoneliktir. "On/arm mallanni, sizin mallanni-
za katarak yemeyin" ayeti ise ki§iyi, ta§ktnhk ve zultimden temizleyip, ada-
lete ve insafa yoneltir.
Akllh insan, nefsini kotii huylardan temizleyip, az veya 9ok olsun, ba§-
kas1n1n mahna tama etmemeli, aksine, comert davranarak, dul ve yetimlere
ikramda bulunmah, imkan bulabildigi stirece, onlann haklarm1 gozetmelidir.
Rivayet edildigine gore, Hz. Peygamber'e bir adam gelerek : "Benim ya-
nrmda bir yeti1n var. Onu ne ile doveyim?" diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.v.)
de: "(;ocuklanni dovdugiin ~eyle" cevab1n1 verir. Bunun anlam1, elem verici
olmamak ~art1yla, terbiye i<rin onlann doviilebilecegidir. T1pk1, babalann 90-
cuklann1 dovdtikleri gibi.
Fudayl b. iyaz'm §Oyle dedigi rivayet edilmi§tir : "Bir~ok tokat vardII ki,
yetim i9in, helvadan daha faydahd1r. " Tenbfhu'l-Gafilfn isimli kitapta da §OY-
le denir : "Yetimi dovmeden terbiye edebilirsen, dovmemelisin. Yetimi dov-
mek btiyiik cezay1 gerektiren bir i§tir." Hikmetli bir sozde ~oyle denilmi§tir:
"Yetime, §efkatli bir baba gibi davran. Ne ekersen, onu bi9ecegini bil. Yine
unutma ki, salih kad1n, kocas1 i9in altm ta9 giydirilmi§ kral gibidir. Kocas1
onu gortince, goztiniin i9i giller. Kotii kad1n ise, kocas1 i<rin, ya§h bir adamm
olarak gonul ho~lugu ile verin.» <;unkti mehir, Allah taraf1ndan e§lere farz
k1hnm1§ttr. Farz k1hnan bu mehir, gonill nzas1yla, isteyerek verilmelidir. San-
ki deniliyor ki : Allah'1n emretmi§ oldugu mehri, goniil nzas1yla ve severek,
han1mlara veriniz. Buradaki hitap, kocalaradir. Bu hitab1n, velilere oldugunu
soyleyenler de vardu. <;unkii veliler, k1zlar1n1n mehirlerini ahyor ve k1z <;o-
cugu dtinyaya gelen kimseye: "Henien leke en-nafice" diyorlar, bununla:
"Onun mehrini ahp mahn1 ~ogaltrrs1n" ifadesini kasdediyorlardi.
«Eger kendi istekleriyle, o mehirlerin bir k1sm1n1 size bag1~larlarsa,
onu da afiyetle yeyin.» Ayetteki zarriir, mehire gider ve ayet, mehirden az bir
k1sm1n1n bagi§lanabilecegini ifade eder. Kad1n1n, zorlanmak sfiretiyle degil,
kendi nza ve istegiyle verdigi k1smm helal oldugunu belirtir. Zorla, kotti. yol-
larla elinden ahnan mehir ise helfil degildir. "Afiyetle yeyin" ifadesinden, ha-
n1m tarafmdan, gontil nzas1yla verilen mehrin, caiz oldugu ve yenebilecegi
anla§tltr. Hatta burada, mubaHiga bile vard1r. Oyleyse, han1mlann kendi iste-
giyle size hibe etmi§ olduklan mehri, istediginiz gibi harcayabilirsiniz.
Rivayet edildigine gore bu ayet, han1mlarma verdikleri mehri geri alma-
y1 giinah sayan kimseler hakk1nda inmi§tir. Ayette, ihtiyath davranmanm ge-
rekli olduguna i§aret vardrr. <;i.inki.i bu hibe, goni.il nzasma bagh klbmru§trr.
Bu, sebeple kad1nlar, kocalar1 tarafmdan aldatihrlarsa yaptlklar1 hibeden geri
donmeleri caizdir, denilmi§tir. Ayn1 zamanda ayette kad1nlara iyi davranma-
ya, aradaki sevgi ve iyiligin peki§tirilmesine, te§vik vardir. insanlar1n en ha-
yrrhs1, ailesine en hayirh olan ve ~oluk ~ocuguna en <;ok faydas1 dokunandu.
Rivayet edildigine gore kad1nm cihad1, kocasma itaat edip, iyi bir e§ ol-
mas1dir. Selef-i salihin donemi kad1nlar1, kocalan eve geldiklerinde kar§ilar-
lar ve §6yle derlerdi : Merhaba ey benim ve evimdekilerin efendisi. " Koca-
ti
may1, §ahit tutmay1 ve rehin almay1 emretti. Ak1l da bunu teyid eder. insanm
zihni bo§ olmad1k9a, dtinya ve ahireti kazanamaz. Zihninin bo§ olmas1 da an-
cak mal ile mtimklindtir. Mal olunca, menfaat elde edilir, zarar def edilir. Her
kim ahireti kazanmak i9in dlinyay1 isterse, onun i<;in diinya, ahiret mutlulugu-
nu kazanmak ic;in belirtilen en ulvi sebeplerden biri olur. Kim de dlinyay1
kendi nefsi ic;in isterse, ahireti kazanmak i9in en btiytik engellerle kar§I kar§I-
yadir."
6. Ey Veliler ve Vasiler! ihtilfun olup, bultiga ermeden once, «nikah <;a-
g1na varincaya kadar, yetimleri deneyin.» Onlar1, din konusunda ve malla-
rm1 koruma konusunda denemelere tabi tutun. Deneyin bakahm, durumlar1
nasll, davraru§lar1 ne durumda? Onlara mal verin ve ali§veri§lerini deneyin.
Becerip beceremiyeceklerine bir baklll: Onlar ihtilfun olunca, evlenme 9agma
gelmi§ler demektir. Bu doneme kadar, kendilerini birtakim deneylere tabi tu-
tun.
«Eger onlarda,» din konusunda dogruya ula§ttldarm1 gosteren bir belir-
ti, mallann1 da israfa ve herhangi bir zay1fhga dti~meden kullanabileceklerini
gosteren «bir olgunluk goriirseniz,» geciktirmeden «hemen mallar1n1 ken-
dilerine verin.» Ayet-i kerimeden anla§ilan gorlinlirdeki anlama gore, bultig
c;agma gelmi§ olan kimse, re§it degilse, kesinlikle ona mal teslim edilmez. Bu
ki§i, mtisrif de olsa, aciz de olsa, durum ayn1dir. Ebu Yusuf ve imam Muham-
med'in gorii§leri boyledir.
«Biiyiiyecekler (de geri alacaklar) diye» haks1z yere « israf ile tez el-
den onlann mallar1n1 yemeye kalkmay1n.» Onlann btiyilmesinden ve mal-
lanna sahip olmalar1ndan korkarak, size teslim edilen mallann1 bol keseden,
savIP savurarak harcamay1n. "Gonltimiiztin istedigi gibi harcayahm. <;tinkti
onlar btiyilyilnce, nasll olsa bizden mallanm isteyecekler. Biz de onlara teslim
edecegiz" gibi dii§tincelere kaptlmaym.
Bir kimsenin yapm1§ oldugu haks1zbklar fazla olur da, hak sahiplerin-
den helalhk alrnas1 da zor olursa, iyi amellerini artmnaya 9ah§sm. Umulur ki,
bu ameller onu Allah'a yakla§tlrtr. Boylece Allah1n imanh kullar1 ivin biriktir-
mi§ oldugu ltitfa ula§rr. Buda hakstzhga ugrayanlan raz1 ederek haks1zlik ya-
pam bag1§~amas1drr.
"' .
Alimler §oyle derler: Evli bir kad1nla zina yapan kimse, o kadmm koca-
s1yla helalla§mad1g1 siirece affedilmez. <;unkii hasm1 bir kuldur. Eger zina
yapan kimse, tevbe eder ve adamla helalle§irse, gtinah1 bagt§lanabilir. Adam-
la sadece helfille§irken han1m1yla zina yapttgm1 soylefl1eZ. " Bendeki biitiin
haklarm1 ve aram1zdaki biittin kugmhklar1 bana bag1§lay1p, hakkiru helal et"
der. Boylece, bilinmeyen §eyler iizerinde, bilinen bir anla§ma yap1hr. Buda,
bu timmet §erefli oldugu i9in caiz gortilmti§ttir. Gec;mi§ iimmetlerin durumu
boyle degildi. Onlar' yap1lan gtinah1 soylemedik~e, bagI§lanmazlarch.
Kullar1n mallann1 gasbetme, onlan dovme, sovme, oldiirme ve buna
benzer btittin gtinahlardan dolay1, hak sahibinin nzas1n1 almak, tevbe etmek
ve salih ameller yapmak gerekir. Kul, bu ttir gtinahlardan tevbe edip, haks1z-
hk yaptig1 kimseleri raz1 etmezse, klyamet giiniinde kayba ugrar ve amelleri
bo§a gider.
Samit vefat etmi~, arkada da, hanun1 Dmmii Kahha ile ti\: kiz1 kalmt§tl. Am-
cas1run oglu olan Stiveyd ve Urfuta ise, Evs'in mallann1, cahiliye donemi ade-
tine gore taksim etmi§lerdi. Onlar, han1mlan ve ~ocuklan varis kabul etmi-
yorlar, mirastan pay vermiyorlardi. Evs'in mahn1 da, buna gore pay etmi§ler-
di. Onlann dli§tincesine gore, sadece sava§an ve smulan koruyanlar mirastan
pay alabilirdi. Bunun tizerine Dnunii Kahha, Hz. Peygamber'e (s.a.v.) gelip,
§ikayette bulundu. Hz. Peygamber de : " Evine git. Bakalzm Allah ne takdir
edecek" buyurdu. Bunun tizerine bu ayet indi. Hz. Peygamber de onlara ha-
ber gonderip, Evs'in malmdan hi\:bir ~eye yakla§mamalann1, hannn ve 9ocuk-
lann da malda haklan oldugunu bildirdi. Kimin ne kadar alacag1na ili§kin bil-
giyse, daha sonra inen ayetlerle bildirildi. Ona gore, Dmmii Kahha'ya sekizde
bir pay, klz 9ocuklara ise, ii9te iki pay verildi. Kalan da, amca 9ocuklanna ve-
rildi. Bundan, olen kimsenin erkek ~ocuklann1n da mirastan paylar1 oldugu
anla§tlmaktadrr.
A.yette ge~en "akraba"dan kas1t; olenin yakutlan ve olene mirass;1 olan
kimselerdir. Bunlar da anne, baba, e§ler, k1z ve erkek ~ocuktur.
Olen «Ana, baba ve akraban1n b1raktlklar1ndan, kad1nlara da bir
pay vard1r.»
Bu hak, onlara, geriye kalan mahn «gerek az1ndan, gerekse ~ogundan
bir hisse ayrdm1~t1r.» Aynlan bu hisse, Allahii Teala tarafmdan tesbit edil-
mi§tir. Dolay1s1yla herkese gerektigi gibi verilmelidir. Ayetten anla§1ld1g1na
gore, miras~tlardan bir tanesi, paymdan vazge~se bile, onun hakkt dti§mez.
Ayetteki, "Gerek az1ndari, gerek 9ogundan" ifadesiyle baz1 mallann1n,
baz1 mirascilar i~in olacag1 zanm da ortadan kaldrrtlm1§ oluyor. Mesela atla-
nn ve sava§ aletlerinin erkeklere verilmesi gibi. Her iki grubunda az veya ~ok
bir takim hak.lar1run oldugu anlattlnu§ oluyor.
yontinden gtizel olan ve gontillerin istemi§ oldugu §ey demektir. Bunun z1dd1
ise, "munker" (kotiiliik) ttir. Bu da, alal ve §eriat yoniinden kabul edileme-
yen, gontillerin ho§ gormedigi §eydir. Hadisi-i §erifte de : "Her maruf yani
iyilik sadakadir" buyurulur.<4 > Bir atasoztinde ise : "iyilik et denize at, bahk
bilmezse, Hahk bilir" denmi§tir.
9. «Kendileri, geriye zay1f ~ocuklar b1rakhklar1 takdirde,» yani 61-
diikten sonra arkalannda gii<;stiz <;ocuklar birakanlar ve «onlara bir kotiiliik
gelmesinden korkanlar, ba§kalar1 i~in de oylece», ba§kalar1 tarafmdan b1-
raktlan yetimlerin haklanna tecavtiz etmekten «korksunlar.» Burada vasilere
emir vardrr. Ellerinde bulunan yetimlere kar§t hassas davranmalan, onlar hak-
k1nda Allah'tan korkup titremeleri gerekir. T1pk1 kendi ~ocuklan konusunda
oldugu gibi, ba§kalar1run <;ocuklan konusunda da titremesi gerekir.
Ba§kalannm <;ocuklan konusunda da «Allah'tan korksunlar ve dogru
soz soylesinler .» Yetimlere de, kendi <;ocuklan gibi hitabederek, "yavrum,
evlad1m" gibi tath sozler soylesinler. Onlara §efkat ve merhametle muarnele-
de bulunup, eziyet etmesinler. ·
10. Hakim veya velilerden «haks1z yere,» zalimce bir §ekilde veya me§-
ru olmayan yollarla «yetimlerin mallar1n1 yiyenler, kar1nlar1na ancak ate§
tJk1nmt§ olurlar.» Bu yedikleri §ey onlan, cehenneme stirtikleyecektir. Sanki
ger~ekten ate§tir. Kiyamet gtiniinde «zaten onlar ~dg1n bir ate~e girecekler·
dir.» Rivayet eclildigine gore, bu ayet indigi zaman, insanlara c,rok agrr gelmi§
ve yetimlerin sorumlulugunu tistlenmekten sakmmi§lardrr. Bu durum, yetim-
ler i~in de zor olrnu§ ve bunun ilzerine : "Eger onlara karz~irsanzz, sizin kar-
de§lerinizdir. Allah, y1kzciyla yapzczyi ~ok iyi bilir"(Bakara: 220) ayeti inmi§-
tir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) de §oyle buyurmu§tur: " Miraca goturuldiigum
gece, deve dudagz gibi dudagi·olan bir topluluk gordum. Cehennem gorevli-
leri onlara, cehennem kozu ve ta§lan yediriyorlardi. Cebrail'e, bunlann kim-
ler oldugunu sorunca, hakszz yere yetimlerin mallarznz yiyenlerin o/dugunu
soyledi. II
4- Bu hadisi, Buhan ve Mtislim rivayet etmi§tir. Tirmizi'de: " ...Karde~ini gUler yuzle kar§tla-
mon sadakad1r" ilavesi vard1r. Bkz., Cilmi'ul-Ahkam, J/427.
Ayet : 9- 11 NiSA SURESi/4 177
5- Ahmed b. Hanbel Miisned'inde , Tirmizi ise Suneliinde tahric etmi~tir. Bkz. el-Fethu'l-
K ehtr, 1/23 1.
Ayet: 12 NiSA SURESi/ 4 179
Eger annenin evlatlan «bundan» yani bir erkek karde§ veya bir k1z kar-
de§ten «fazla iseler ii~te hire ortakbr1ar,» erkegin pay1 kad1nm pay1ndan
fazla olmaz. Geri kalan hisse de diger miras~Ilara kahr. «(Bu taksim) yaplla-
cak vasiyetten ve bor~tan sonra, kimse zarara ugramaks1z1n (yapala-
cak)hr.» Olen ki§i, belirtildigi §ekilde vasiyetini ve borcunu ortaya koyar.
Ancak vasiyeti, mahn i.i9te birinden fazla olmas1yla varisleri zarara so.kmama-
. h, ya da vasiyetle onlara zarar vermeyi ama~lamamahdu. «Bunlar Allah'tan
size vasiyettir .» Y ani Allah size bu §ekilde vasiyette bulunmaktadrr. Dolay1-
A.yet: 12- 14 NiSA SURESi/4 181
15. «Fuhu§ yapan kad1nlar1n1z i~in, i~inizden dort §ahit tutun .. >>
"Fuhu§"un, buradaki anlam1; zina, yani nikfills1z cinsel ili§kidir. Zina, 9ok
~irkin bir i§ olup, ~irkinliklerin en btiytiklerinden oldugu ve 9irkinliginin a§1-
nhg1 dolay1s1yla, "fuhu§" tabiriyle ifade edilmi§tir.
Kadmlarmizm, fuhu§ yaptlklanna dair dort tane §ahit tutun. Bu §ahitler;
mtimin ve htir erkeklerden olmahdrr.
«Eger» bu dort §ahit, «onlarin aleyhinde ~ahitlik yaparlarsa, Oliim
onlar1» yani bu su9lu kadmlan, «ahncaya,» yani oltinceye « ya da Allah on-
lar i~in bir yol gosterinceye kadar evlerde tutun.» Evleri onlara hapishane
yapm ve onlan orada tutun.
16. «i~inizde·n iki ki§i,» yani bir kadmla bir erkek, «fuhu§» yani zina
«yaparsa, onlara eziyet edin.» Onlar1 k.inay1p azarlaym ve: "Allah'tan kork-
muyor musunuz? Allah'tan utanm1yor musunuz?" deyin onlara. Fakat bu
azarlama, su~un isbattndan sonra olmahdu. Stiddi, buradaki cezanm, bekarlar
i<;in oldugunu soyler. <;tinkti bunlarm cezas1, mtiebbet hapisten daha hafiftir.
Bu §ekildeki bir izahla, tekrar da onlenmi§ olur.
«Eger,» yapllan bu kmama ve azarlamalardan soma, i§lemi§ olduklan
fuhu§a pi§man olup, «tevbe edip uslan1rlarsa,» ve durumlann1 degi§tirirler-
se, «onlara eziyet vermekten vazge~in.» Onlar1 arttk k1namay1n ve eziyet et-
meyin. <;unkti tevbe etme ve halini dtizeltme krnama ve ceza vermeye engel _
te§kil eder. «<;iinkii Allah, tevbeleri ~ok kabul eden, ~ok esirgeyendir.»
O'nun rahmeti 9ok geni§tir.
Evli bir kadmla evli bir erkegin yapttldar1 zinarun cezas1, recm yani ta§-
lanarak oldfuiilmedir. Zina yapan kad1nla erkek bekar iseJer, bunlar1n cezalar1
da sopalanmaktrr. Biri evli, digeri bekar ise, evliye recm, bekara da sopa ce-
zas1 uygulan1r. Cezanm uygulanmas1 i<;in, evli olarun, aktlh, btihlga ermi§,
htir ve mi.i'min olmas1 gerekir. Bu evli erkegin zina yapm1§ oldugu evli kad1-
nm da; akilh, billfiga enni§, hiir ve mtimin bir kadm olmas1 gerekir.
184 RUHU'L-BEYAN Ciiz:4
Her miisliiman, eger boy le bir hatay1 i§lemi§se, bundan tevbe etmeli ve
insanlan bu gibi kotti §eylerden ahkoymahd1r. Zinanm yaygmla§tig1 yere, Al-
lahti Teala tafin hastahg1 musallat eder ve oradaki insanlar1 fakirlige dti§tiriir.
ibn Mes'fid §0yle anlatir : "Hz. Peygamber'e (s.a.v.), Allah katmda en btiyiik
gtinahm ne oldugunu sordum: 'Seni yaratan Allah'a ortak ko§mand1r' buyur-
du. Sonra hangisinin oldugunu sorunca: 'Seninle yemek yemesinden korkarak
~ocugunu oldurmendir' buyurdu. Daha soma hangisidir soruma da, 'Kom§u-
nun hammiyla zina yapmandtr' buyurdu.m
Ki§inin yapm1§ oldugu en kotii zina da, bo§am1§ oldugu hanlIBla dti§ilp
kalkmas1chr. Bu ~irkefi, insanlar arasmda rezil olacag1 korkusuyla soylemek-
ten korkan kimse, ahirette yapt1klannm ortaya ~ikmasmdan nasil korkmaz ?
Orada btitiin sular ortaya doktilecektir. insan bunu nasll dti§ilnmez? i§te o
gtinde rezil olmaktan salan! Zinadan ka~m ve bu konuda ISrarh olma! Sonra
Allah'm azabma gticiin yetmez. Oyleyse Allah'a tevbe et. c;unkti Allah, kulla-
nnm tevbesini kabul eder. 0 tevbeleri kabul edendir ve ~ok merhametlidir.
17. «Allah kat1nda makbul olan tevbe,» yani kabul edilebilecek nite-
likte olan tevbe, «ancak bilmeyerek» kii9iik veya biiyilk «kotiiliik i§leyip
akabinde hemen tevbe edenlerin tevbesidir.»
1
Allahti Teala n1n, verdigi soztin geregi olarak kulun tevbesini kabul et-
mesi i9in, kulun da yaptig1 gtinaha tevbe etmesi gerekir. Bu tevbe, hem biiyilk
gtinahlar, hem de kii~tikleri i9in g~erlidir. Bilmeyerek yapilan giinahtan ka-
s1t, ki§i bir eylemin gtinah oldugunu bilir, fakat gafletinden ve beyinsizligin-
den dolay1 o gtinalu i§lerse, i§te buna tevbe etmesi gerekir. Yoksa, yapdan ey-
lemin giinah oldugunu bilmemesi kastedilmemi§tir. Sonucu dti§timneden ya-
pilan bir eylemin hemen arkasmdan yapllmas1 gerekli olan tevbedir. i§te in-
san, hi9 dii§tinmeden, su~ oldugunu bildigi bir eylemi i§ler ve hemen arkasm-
dan, olmeden once tevbe ederse, «Allah da onlar1n tevbesini kabul eder.
kulunun tevbesini kabul eder. "<8> i§te o andan sonra, ki§inin varacag1 yer be-
lirlenmi§tir. Neiman, ne de inkar fayda vermez arttk.
Ger9ekten pi§manhk duymak gerekir. Biliniz ki, Allahii Teala bir kula
hayir dileyince, o kulu kendisi i9in se9er ve kalbinde bir la1nba (1§1k) meyda-
na getirir. Boylece, hakla batih birbirinden ay1nr, nefsinde olan ay1plar1 go-
8- Ahmed b. Hanbel, Tinnizi, ibn Mace ve Hakim tahric etmi§lerdir. Bkz, Suyfitl, ed-Diirru'l-
Mensur, 2/131. Tirmizl hadisin hasen, Hakim de sahih oldugunu soylemi§tir.
186 RUHU'L-BEY.AN Ciiz:4
Miisltiman olan herkese, sabah ak§am Allah'a tevbe etmesi ve onu erte-
lememesi vaciptir. Ebfi Bekir el-Vasiti der ki : " U<; §ey d1§1nda, acele etme-
mek giizel bir harekettir. Acele edilmesi gereken ii~ §ey de §Unlardu: V akti
gelen namaz, defnedilmesi gereken olii ve gtinahtan sonra tevbe."
Daha onceki milletlere, bir gtinah i§ledikleri zaman, helal olan §eyler,
haram edilirdi. Onlardan birisi gtinah i§lediginde, kap1smda as1h §6yle bir ya-
z1yla kar§tla§rrd1 : "Falanca adam bir giinah i§ledi. Onun tevbesi de §5yledir."
Allahti Teala, bu timmete tevbeyi kolayla§tirarak §oyle buyurmu§tur : "Kim
bir fenalzk i§ler veya kendisine haksizllk eder, sonra da istigfar ederse, Al-
. lah't bagi§layu:i ve merhametli olarak bulur." (Nisa: 110)
Ayet: 18- 19 NiSA SURESi/4 187
19. «Ey iman edenler! Kad1nlara zorla miras~1 olman1z, size helal
olmaz.» Cahiliye doneminde ~irkin bir adet VarIDl§. Bir adam, yak1n1 oldtigti
zaman, onun hanun1 ve malt iizerine elbise atip : "Ben bunun malma miras91
oldugum gibi, hanunma da miras91y1m" dermi§. Boylece de, olen adam1n ka-
ns1m almaya en Iay1k olan ki§i olurmu§. isterse o kad1n1 eski mehiriyle alrr-
ffil§, isterse ba§kas1yla evlendirirmi§ . Bu durumda, mehiri kendisi ahr ve ka-
dma hi9 biqey vermezmi§. isterse o kad1n1 hapsedip kendisine bask1 yaparak,
kocasmdan kalan mah kendisine vermeye zorlann1§. Eger kadm, i.izerine elbi-
se attlmazdan once, kendi babasma donebilmi§se, o zaman kendisinin ve ma-
hn1n sahibi olarak kalirmt§. i§te ayet, miras91 olmak yoluyla kadmlan almay1
yasakhyor.
9- Buhaft, Nikah; Muslim, Lian bahsinde rivayet etmi~tir. Dariml ve Ahmed b. Hanbel, Miis-
ned, 4/248.
Ayet: 19 Ni SA SURESi/ 4 189
mi§tir. Han1m1nm vefatindan bir hafta sonra bir rtiya gormti§. Riiyasmda, gok
kap1lan a~1hp , sanki bir tak1m kimseler inerek havada dola§1yormu§. Onlar-
dan biri abid olan adami gordtigtinde arkasmdakine : " i§te ugursuz adam" di-
yormu~. Diger birisi de "evet oyle" diye onu tasdik ediyormu§. O~i.incli de ay-
n1 §eyi soyltiyormu§. Abid adam, hepsinin kendisine ugray1p ayn1 §eyi tekrar
etmesinden korktugu i\:in: "Kim bu ugursuz adam ?" diye sormu§. 0 da "sen-
sin" cevabm1 vermi§. "Ni9in?" sorusuna da : "Senin yapt1gm amelleri, Allah
yolunda sava§an mi.icahitlerin amelleriyle birlikte Allah'a yi.ikseltiyorduk. Bir
haftadan beri, senin amelini cihad etmeyenlerin yan1na koymam1z emredildi.
Ne yaptm bilemiyoruz" cevablill almt§. Bunun iizerine sabaha 9tkmca hemen
arkad~larma demi§ ki : "Berri evlendirin." Daha sonra da, devamh surette, iki
veya tis; han1m bulundurmaya devam etmi§.
10- Bu hadisi NeseI Siinen'inde benzer bir §ckilde tahric etmi§tir, 7/61. Aynca Bkz. Ahmed b.
Hanbel 3/128.
190 ROHU'L-BEYAN Cuz:4
Ayet: 20 Ni SA SORESi/ 4 191
20. Sevmediginiz «bir e§in yerine», onu bo§ayarak «ha§ka bir e§ al-
mak istediginiz taktirde, onlardan birine, yiiklerle mat vermi§ olsan1z da-
hi, verdiginizden hi~bir §eyi geri almay1n. iftira ederek ve a~1k gtinaha
girerek mi onu geri alacaks1n1z ?»
Bir haberde §Oyle denilir : "Kadinm bereketlisi; tez evlenen, tez dogu-
ran ve mehri hafif olandzr. "< 13> Erkegin, hanlllllil mehrini tam olarak vermesi,
hi9 olmazsa tam olarak Odemeye niyetlenmesi gerekir. Kim, han1mm1n meh-
rini vermemeye niyetlenirse, k1yamet giiniine gas1b olarak gelir. T1pk1, borc;-
lanirken odememeyi akllna koyan insan1n, hlfSlZ olarak: geldigi gibi. Erkek,
kadllllll mehrini venneyi ertelememelidir. Fakat fakir olursa, hantm erteler.
11- Mtislim, Ebfi Davud ve Nesei'nin, Veda Hacc1 boltimtinde zikrettigi hadisin bir boltimtidtir.
Bkz. Ciimi'ul-UsUI, 3/465.
12- Buhari, Muslim, Tirmizi Bkz. Cdmi'ul-UsUI, 6/564.
l 3- ibn Asakir, "ilk deja kit dogurmak, kadmm bereketidir" lafz1yla rivayet etmi§tir. Bkz. el-
F ethu'l-Kebfr, 3/141.
194 RUHU'L- BEYAN Ciiz:4
«~iinkii bu, fuhu§tur, nefret edilen bir §eydir ve fena bir yoldur .»
Babalarm1z111 han1mlar1yla evlenmeniz, Allah katinda 9ok 9irkin bir i§tir ve
btiyiik bir glinahtir. Onun i9in bu i§e, hi9bir timmette ruhsat verilmemi§tir. Bu
i§i yapanlar, kotti bir yoldad1rlar ve o yol kendilerini cehenneme gottiriir.
14- Buhati, Mtisli'm, Ncsei ibn Abbas'tan rivayet etmi§lerdir. Bkz. Cami'ul-Usat, 11/475.
196 RUHU'L-BEYAN Ciiz:S
«Ve iki k1z karde~i bir arada alman1z da size haram k1hnd1. Ge~en
ge~ti arbk.» Daha oncekilerden hesaba c;ekilmeyeceksiniz. «~iiphesiz ki Al-
lah,» cahiliye doneminde yaptiklann1z1 «~ok bagt§layan, ~ok merhamet
edendir.» Gilnahlann1zdan dolay1 yapm1~ oldugunuz tevbeleri kabul eder,
kendisine itaat ederseniz sizi bagt§lar.
24. «Evli kad1nlarla evlenmeniz de haram k1hnd1.» Ayette "evli ka-
dinlar" diye terctime edilen "Muhsanat" kelimesidir. Muhsanat, korunmu§
kadmlar demektir. Evlilik, kadmlan harama dti§mekten korudugu ic;in bu ifa-
de kullaruhm§tlr.
4- Yine Nisa sfiresinin 25. ayetinde ge~tigi tizere islam. <;unkii oradaki
"Evlendikten sonra" ifadesini "islfun olduktan sonra" diye tefsir edenler var-
dir.
«Sahibi bulundugunuz cariyeler» bundan «miistesna.» Cariyeden
maksat, esir ahnan han1mlardtr. Bunlar, kilftir i.ilkesinde evli olan kad1nlar
olup, sava§an miiminlere helaldirler. Allahii Teala, evli kadmlar1 erkeklere
haram kllmak suretiyle, onlann iffetini ve neseblerinin saghg1n1 korumu§tur.
Erkeklerin de, rrzlarm1n §erefini a§ag1lara dil§mekten ve ~irkefe kar1§maktan
koruyarak, gorevlerinin yticeligi ifade edilmi§tir. <;tinkti Allah, i§lerin en yiice
olan1ru sever, dii§ilk, adi i§lerden nefret eder. Allah, "cariyeler mustesna" bu-
yurmu§tur. Y ani o han1mlar1, gii~ ve kuvvet kullanmak suretiyle kafirlerden
elde etmi§sinizdir. Bunun ic;indir ki din, onlar1n bir hay1z goriip gebe olma-
. dtklan kesin olarak anla§thncaya kadar onlara yakla§mamay1 gerekli kilmt§-
trr.
Ayet: 24-25 Ni SA SURESi/ 4 197
«Allah>> kullarin menfaatini «en iyi bilen ve» kanunla§tlrm1§ oldugu hti-
ktimlerde de «hikmet sahibi oland1r .»
Sizinle koleleriniz aras1nda iman bag1, din karde§ligi vard1r. Hur bir in-
san1n, kole bir insana, ancak iman iistiinltigti olabilir. Dindeki kidemliligi
kendisine iisti.inltik saglar.
Cahiliye doneminde iki c;e§it zina vard1. Bunlardan biri, para kar§1hg1n-
da ac;I.k bir §ekilde yaptlan zina idi. Bunu herkes bilirdi. ikincisi ise, dost tut-
mak suretiyle yap1lan gizli zina idi. 0 zamanki insanlar, bu dost tutma §eklin-
de olan zinay1, zina saymazlard1. Bu her iki durumun da zina oldugunu belirt-
mek ic;in, Allahii Teala bunlar1 tek tek zikretmi§ ve haram olduklarm1 belirt-
mi§tir. <15>
«Bu» htir kadmla evlenmeye gilcti yetmeyince «(cariye ile cvlenme iz·
ni), i~inizden s1k1nbya dii~mekten korkanlar i~indir.» Buradaki "szkzntiya
dii~mekten korkmak", "zina korkusu"dur. Ashnda ayetteki "anet" kelimesi
sardi.ktan sonra kemigin k1nlmas1drr. Daha sonra istiare yoluyla her tiirlil za-
rar ve me§akkat i<;in kullan1lm1~tlr. Ancak burada onunla zina kastedilmi§tir.
<;link.ii zina, diinyada haddi, ahirette de cezay1 gerektirdigi i~in bir gii~ltik se-
15- Cahiliye done.mindeki "gizli dost tutma''ya, metres tutma diyebiliriz. <;unku olay aym olay-
dir. (Mtitercim)
Ayet: 25 Ni SA SURESi/ 4 199
26. «Allah size;» kendi yarann1za uygun ve ibadet etmeniz i9in gerekli
olan helfil ve haranu «a~1klamak ve sizi,» kendilerine uyas1n1z diye, «sizden
oncekilerin», gecrmi§ peygamberlerin ve sfilih kimselerin «yollarina iletmek
ve sizin tevbenizi kabul etmek», sizi iyinde bulundugtinuz giinahlardan kur-
tanp, kendisine itaat etme yoluna dondiirmek ve tevbe iyin ba§arih k1lmak
«ister.»
«Allah,» sizi «bilendir ve» sizin iyin istemi§ oldugu §eylerde «hikmet
sahibidir.»
27. «Allah, sizin tevbenizi kabul etmek ister ..» Burada Allahii
Teala'nm diledigi §eyin faydasmm kemaline ve facir kimselerin diledigi §e-
yin zararin1n kemfiline i§aret vardrr. Dolay1s1yla bu, bir tekrar degildir. «~eh
vetlerine uyanlar,» giinahlar i§leyerek facir olan kimseler «ise,» sizin de
kendileri gibi §ehvetlere uyman1z1 ve «biisbiitiin» hak «yoldan ~1kman1z1»
ve onlar gibi zinakar olman1z1 «isterler.» Buradaki yoldan 91kmak'tan kas1t,
haram1 helfil kabul etmemek §arhyla, hatalar i§lemektir.
28. «Allah, iizerinizdeki yiikii», katlanilmas1 zor olan yiikiimltillikleri
«hafifletmek ister.» Onun is;in kolayhk dini olan islfun, cariyelerle evlenme
ve diger konularda size ruhsat verip, kolayhklar sagladi.
202 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
Ebu Hureyre (r.a.) §6yle dua edermi§ : " Ey Allah'1m! Hrrsizhk yapmak-
tan ve zina etmekten sana s1g1n1nm." Bunu duyanlar ona: "Sen Allah
Rasultintin arkada§tsm. Hala zinadan ve hirs1zhktan m1 kork:uyorsun ? " diye
sorarlar. Ebfi Hureyre de: "Kendime nasil gilvenebilirim? ~eytan hala sag" di-
ye cevap venr.
Ayet: 29-30 NiSA SURESi/4 203
Camrnz1 tehlikeye atmak suretiy le veya di.inya ve ahirette sizi helake go-
tiirecek olan birtakun gtinahlari i§lemek suretiy le, «kendinizi oldiirmeyin.>>
Bir izaha gore de buradaki "nefis", yani "kendiniz" kelimesinden maksat,
kendi cinsinizden olan mtiminlerdir. <;unkti btittin mil'minler, bir tek nefis gi-
bidir.
azab1 ~ok <;etin ve tutU§ffiU§ bir ate§e, yani cehenneme atanz. «Bu»nu yap1p,
onlan cehenneme atmak da, «Allah'a kolayd1r.» Burada, ~ehditte bir mubala-
ga vard1r. Hi~bir kimse ondan ka9amaz ve direnemez.
Mah batil yollarla yemek, insanm hem dinini, hem de diinyas1n1 peri§an
eder. Dogrudan kendisine zarar verir ve helfil<. olmas1na sebep olur. Baz1 i§le-
rin etkisi dtinyada gortiltir.
Anlatild1gma gore sultanm biri, ~eyh Alauddevle'ye bir ceylan gonder-
mi§ ve bunun hetal oldugunu soylemi§. ~eyh de demi§ ki: "Ben Tus'ta idim.
Emirlerden biri bana, tav§an getirdi ve kendi eliyle avlad1g1 i9in helal oldugu-
nu ve yememi soyledi. Ben de ona~ imam Ca'fer Sad1k'a gore, tav§anm bana
haram oldugunu soyledim. Bir ba§ka gtin de, ceylan getirerek, o ceylan1, ba-
bas1ndan kalan at tizerinde, kendi eliyle yapug1 okla avlad1gm1 ve yememi
soyledi. Bunun tizerine akhma §U geldi. Amirlerden biri, Mevlana Cemal'e iki
tane ordek getirmi§ ve ordekleri dogan vas1tas1yla yakalad1g1m soyleyerek,
Mevlana Cemal'in bunlar1 yemesini istemi§ti. Mevlana da : 'Soz, iki ordek
konusunda degil, doganm az1g1 konusundadrr. Hangi y~h kad1nm tavugunu
yiyerek, avlayacak kadar kuvvetlendi acaba? Atmm tizerindeyken avlamt§ ol-
dugun ceylan, av ise de, atm1n yemi olan arpa hangi mazlumun az1g1yd1 aca-
ba?' demi§ ve onu yememi§ti" dedi. 06)
16- Bursev1 Hazretleri, hetal ve haram konulannda, mtislilmanlann ara§tmna yap1p, takva sahi-
bi olmalanm ve §tipheli ~eylerden sakmmalanru ikaz ctmek i~in bunlan kaleme alm1~t1r.
(Mtitercim)
17- Bu, takva sahibi olmak ve §i.ipheli §eylerdcn uzakla§mak konusunda ~eyhin a§m dikkatidir.
Bununla haram ve heliil konularmda mi.islumanlan rrok titiz davranmaya te§Vik etmeyi
ama~I am1§tlr.
Ayet: 31 NiSA SURESi/4 205
Enes b. Mfilik : "Bugiln sizler, oyle i§ler yap1yorsunuz ki, sizin gozii-
niizde onlar bldan daha incedir. Halbuki biz o giinahlan, Hz. Peygamber za-
mamnda kebfilr say1yorduk" demi§tir.
18- Mtisl im vc Tirmizl: "Be§ vakit 11amaz... " kelimesiyle tahric etmi~lerdir. Bkz. Cllmiu'/-
UsUl, 9/397.
19- Muslim ve Tirmizt rivayet etmi~tir. Uzunca bir hadisin par~as1d1r. Bkz. Camiu'l-UsUl,
10/565.
20- Beyhakt, Hasan el-Basri'den miirsel olarak rivayet etmi§tir. Bkz. Siiyfit1, el-Fethu'l-Kebir,
2/68.
206 RUHU 'L -BEYAN Ciiz:5
ayrihn ve...» Onlarla ayn1 yorgan alt1na girmeyin ve onlarla temas1 kesin.
Verdiginiz ogtitler ve yataklarmdan aynlmak suretiyle yapm1§ olduklarin1z-
dan da bir sonu9 elde edemezseniz, yaralamamak, incitmemek, bir yerlerini
larmamak ve yara bere izi btrakmamak §artlyla, «onlari doviin.» Bu ti9 dav-
ranI§, birbiri pe§inden gelen ve a§amah olarak uygulanmas1 gereken §eylerdir.
23- Ebu Davud ve Nesel, Nikah, 6/67. Laf1z Nesci'nindir. Bkz. Camiu'l-Usul, I 1/533.
24- Tirmizl rivayet etmi~ ve, "hasendir" demi~cir. Bkz. Ciimiu'l-Usm, 6/495.
25- Tirmizl, Rada'. Bkz. C/lmiu'l-UsiU, 6/496.
Ayet: 34-35 NiSA SURESi/ 4 211
rin.» \:iinki.i yakmlar, onlann i9 durumlarm1 daha iyi bilir ve aralar1n1 bulma-
ya daha isteklidirler. Onlar tizerinde daha etkili olur ve onlann nefislerini da-
ha iyi teskin ederler. E§lerin nefisleri, o hakemlere daha yok unsiyet saglar.
E§ler, birbirlerine kar§l, i<;lerinde besledikleri kin veya sevgiyi, yakmlarmdan
olan hakemlere daha iyi a\:lklarlar.
«~iiphesiz Allah» gizli ve a~1k olanlan «en iyi bilen ve haberdar olan-
d1r.» 0, anla§mazhg1 giderip, uyuma nastl ~evirecegini 9ok iyi bilir. Ayette,
aralar1 a~1k olanlan duzeltmeye te§vik vardrr. Hz. Peygamber bir hadislerin-
de: '' Namaz, oru~ ve zekiit derecesinden daha faziletli bir dereceyi size ha-
ber vereyim mi?" diye sorar. Yan1nda bulunanlar: "Evet, haber ver ey Al-
lah'1n el9isi" derler. Bunun tizerine Hz. Peygamber (s.a.v.): "Ki§ilerin arasi-
ni duzeltmektir" buyurur.<26> Yine Hz. Peygamber: "Dikkat edin, din nasihat-
t1r" buyurmu§ ve bu ifadeyi ti9 defa tekrarlamt§tlr. "Kimler ic;in ey Allah'm
elc;isi?" sorusuna ise : "Allah irin, O'nun Rasulu irin, Kitabz irin, mu'minle-
rin liderleri irin ve herkes i9in" cevab1n1 vermi§tir.<27)
Allah i9in olan nasihat, O'na inanmak ve hic;bir §eyi O'na ortak ko§ma-
mak, O'nun emirlerini yap1p, yasaklarm1 terkederek, diger insanlara da bu yo-
lu gostermektir.
Rasulti i9in olan nasihat, onun siinnetini ya§ayarak, insanlan ona c;agir-
maktu.
Kitab1 i~in olan nasihat, ona inanarak onu okumak, onda olan ilkeleri
uygulamak ve insanlan ona ~agirmaktrr.
Herkes ic;in olan nasihat ise, kendin ic;in sevdigini, insanlar ic;in de seve-
26- EbQ Davucl, Tirmizi, Malik Muvatta'mda, Ahmed b. Hanbel de Miisnedinde rivayet etmi§-
tir. Bkz. Comiu'l-Usul, 6/668.
27- Buhari, Muslim, Ebfi Davud, Tirmizl ve Nesei rivayet etmi§tir.
Ayet: 35-36 Ni SA SURESi/ 4 213
36. «Allaha ibadet edin.» ibadet, emredilen her §eyi yapmak, yasakla-
nan her §eyi de terketmektir. Ancak, her ikisi de, sirf Allah emretmi§ oldugu
ic;in yap1lacaktrr. Boyle olunca; kalbin ve organlann yaprn1§ oldugu btiti.in
ameller, ibadet kapsamma girer.
Hikmetli soz soy leyenlerden biri demi§ ki : " Gosteri§ ve §Ohret i9in ta-
atte bulunan, kesesini 9akil ta§lanyla doldurarak 9ar§1ya 91.kan adama benzer.
insanlar ona, 'Bu adamm kesesi ne kadar dolu 'derler. Halbuki onun, bu soz-
den ba§ka hic;bir menfaat1 yoktur. 0 keseyle bir §ey satin almak istese, ona
hi9bir §ey vennezler. Gosteri§ ve §Ohret ic;in i§ yapanlar da bOyledir."
Hamid el-Leffaf §6yle der: "Allahti Teala bir kimseyi cezalandirmak is-
tedigi zaman, ona §U ti9 §eyi yapar :
Zerre miktar1 kadar bile olsa, «yapllan bir iyiligi»n kar§1hg1Ill «kat kat
arbrir ve sahibine kendi kattndan biiyiik miikafat verir.» Bu iyiligi yapa-
na, kendi kattndan ikram olmak iizere miikafat verir. Bu ikrama "ecir" denil-
mi§tir. <;unkil, ikram vah§marnn kaq1hg1 olan ecre bagh olup onun lizerine
fazlahk olarak verilmi§tir. Sahih bir haberde §U ifade yer almaktadrr:
de, Allah'1n diledigi kadar kahrlar. Sonra Allah onlara : "Kaldirzn ba~larzm
zt, burasz ibadet yeri degildir" der. Bunun tizerine, kendilerine ikram edilen
btitiin nimetleri unuturlar. <;linkii o anda, Allah'a bakmak, kendileri i9in, bli-
tiin nimetlerden daha sevgili olmu§tur. "<30>
41. Ey Muhammed! (s.a.v.) K1yamet gilnlinde, «her iimmetten» yani
biitlin milletlerden ayn ayn kavimlerine «bir ~ahit, seni de bunlara ~ahit
getirdigimizde halleri ne olacaktir?» Her limmetten kavimlerine ayn ayn
getirilecek olan §ahit kendi peygamberleridir.
K1yamet gtintinde, her peygamber kendi ilmmetine §ahitlik yapt1g1 gibi,
sen de kendi limmetine §ahitlik yapacak.s1n. 0 zaman, senin i.immetin i<;erisin-
de bulunan asi ve gtinahkarlar1n durumu ne olur? Y ahudi, huistiyan ve diger
· kafirler ne yaparlar o gtin?
42. «0 giin, peygambere isyan edip, inkar edenler, yerle bir olmay1
isterler.» Hz. Peygamber'e isyan ederek inkara sapanlar, oltiler gibi yerin di-
bine gomiilmeyi arzu edecekler. Y ahut da onlar, kiyamet glinti, tekrar diriltil-
memeyi boylece kendileriyle topragm e§it olmasm1 dileyeceklerdir. «Al-
lah'tan, hi~bir sozii gizleyemezler.» Onlann bir§ey gizlemeye gti9leri yet-
meyecektir. <;unkti organlan §filritlik yapacaktu. Rivayet edildigine gore, on-
lar bunu soylediklerinde, Allah ag1zlann1 mtihtirleyecek ve organlan yaptikla-
rma §ahitlik yapacaktir. 0 gun, onlann i§i 9ok kotii olacak ve yerin dibine
gec;mek isteyeceklerdir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) §Oyle buyuruyor: " Kzyamet giiniinde Nuh pey-
gamber ragnlac'ak ve : 'Buyur ey Rabbim, emret! 'diyecek. Allah : Teblig
ettin mi?' diye sorunca da : 'Evet' cevabini verecek. Bunun uzerine Nuh'un
iimmetine : 'Nuh size teblig etti mi?' diye sorulacak. Onlar da : 'Bize uyanc1
gelmedi' diyecekler. 0 zaman Allah: 'Ey Nuh! Senin teblig ettigine kim ~ahit
lik edecek?' diye soracak. Nuh da: 'Muhammed ve onun ummeti ~ahitlik ede-
cekler'diye cevap verecek. Bunun uzerine Hz. Muhammed ve ummeti, Hz.
Nuh'un ummetine tebligi ettigine §ahitlik edecekler." Buna "Rasul de size
§ahit olsun" (Bakara: 143) ayeti i§aret etmektedir." Sonra da diger Peygam-
berler ~ag1nlacak. <31 l
30- Bu Hifizla varid olan bir haber gormedim. Fakat sahih hadiste, "Cennette Allah'1 gorme"
ba§hg1 altmda serdedilen hadisler arasrnda , buna benzeyen hadisler mevcuttur. Bkz.
Cem'ul-Fevaid, 2/487.
31- Buhari ve Tim1izi rivayet etmi§tir. Nesei de bunlara benzer §ekilde rivayet etmi§tir. Ahmed
b. Hanbel , Musnedinde rivayet etrni§tir. Bkz. ibn Kesir Tefsiri , 1/136. Hadisi, imam
Gazall de zikretmi§tir.
Ayet: 41 -42 NiSA SURESi/ 4 219
Dti§i.in ey karde§im! Eger adil bir §ahit olursan, sana da biitiin davrant§-
lannda ve sozlerinde §ahitlik edilir. Senin §ahitlerinin en btiytigti, senden ha-
berdar olandu. Oyle ki, ona zaman ve mekan gizli kalmaz. Kendisine donti-
ltip, ona vanlacag1n1 bildirene amel yap! 0, btiytik ve kiiyilk, az ve 9ok her
arnelin kar§1hgm1 verir. Giinlerini bo§a ge~irme! <;link.ti senin sermayen, giin-
lerindir. Sermayeni iyi yakalarsan, kar etmeye giictin olur. <;iinkti ahiret mal1,
bu gtin kesatt1r. Kesat zamanmda, ahiret mal1 biriktirinceye kadar durmadan
9al1§! Bir giin gelir, bu mal degerli olur. Kesat giintinde, az mallann buluna-
cag1 giin i9in malm1 art1rmaya \:ah§. 0 gtin bu mah isteyemezsin.
Rivayet edilir ki : Oli.iler, iki rekat namaz ktlmak i9in veya bir defa "la
ilfille illallah" demek i9in yahut da bir defa "Siibhanellah" demek icrin izin is-
terler. Kenclilerine izin verilmez. Bunun iizerine oliiler; dirilerin, giinlerini na-
sil gaflette g~irdiklerine §a§arlar.
220 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
kullanilmas1d1r. "
imam Ebfi Mansur §tiyle der: Hz. Peygamber'in (s.a.v.): "Kaqan kolenin
ve serke~lik eden kadmm namaz1 yoktur" sozii de boyledir. Buradaki maksat,
nan1az kilmay1 yasaklamak degildir. Ka9may1 ve serke§lik etmeyi yasakla-
maktlr. Boylece; ka9mak, serke§lik etmek ve sarho§ olmak, namazm farz ol-
masm1 dii§tirmek iyin kullan1lamaz.
F1k1h\:1lar, ilk iki 9e§it hastahk i\:in, teyemmiim yapmanm caiz oldugunu
soylemi~lerdir. 09Uncii tip hastaltk i~in ise, cevaz vermemi§lerdir.
32- Hatib, Cabir b. Abdullah'tan merfu olarak rivayet etmi~tir. As1l metin: "Tertemiz ve ho$go-
riilii ohm is/am diniyle gonderildim. Siinnetime uymayan benden degi/dir" ~eklindedir.
Bkz. el-Fethu'l-Kebir, 2/7.
Ayet: 43-44 NiSA SURESi/4 223
Bu ayette, dtinyay1 ahirete tercih eden, kotti ilim adamlan kmantyor. Hz.
Peygamber: "Allah nzaszm kazanmak i~in elde edilecek olan ilmi, dunya
menfaat1 i~in elde edenler, cennetin kokusunu alamiyacaklardtr" buyurmu§-
tur.<33>
Seyh Sazeli de ~oyle der: "Faydab olan ilim, Allah'a itaat etmede yar-
dunc1 olan, O'ndan korkmaya devam ettiren ve O'nun hududuna tecavtiz ettir-
11
meyen ilimdir. 0 ilim, Allah'1 tan1tan ilimdir.
33- Ebu Davud, Kitabu'l-ilm, hadis no: 3664; ibn Mace, hadis no:252. Bkz. Camiu'l-Usul,
4/544.
226 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
34- Bu hadisi, MUslim sahihinde rivayel etmi§tir. iman, 92. Bkz. Camiu'l-UsUl, 91364.
Ayet: 49-50 NiSA SURESi/4 229
35- Tirmizi'nin Siinen'inde rivayet ettigi uzun bir hadisin bir par~as1du.
230 RUH U'L-BEYAN Cuz:5
"Cibt" kelimesi, bir put ismi olup Allah'tan ba§ka, kendisine ibadet edi-
len her§ey i~in kullanthr. "Tagut" kelirnesi ise, §eytana ve genel olarak ken-
disine tapdan diger batil §eylere denrnektedir. .
Ayet: 51 -54 NiSA SURESi/4 231
Rivayet edildigine gore, Huyey b. Ahtab ve Ka'b b. E§ref isimli iki ya-
hudi, 70 ki§ilik binekli bir yahudi grubuyla birlikte, Mekke'ye dogru yola 9Ik-
m1§lardi. Bunlann gayesi, Kurey§lilerle anla§ma yaparak, Hz. Peygamber'le
sava§mak ve Peygamber'le kendileri aras1nda olan antla§may1 da bozmakti.
Bunun ilzerine Kurey§liler onlara hitaben: "Siz kitap ehli insanlarslillZ ve do-
lay1s1yla Muhammed'e daha yak1nsmiz. Size gtivenemiyoruz. Size glivenebil-
memiz i~in, bizim ilfilllanm1za secde etmeniz gerekir" demi§ler. Onlar da bu-
nu yapmi§lar. i§te bu, puta ve taguta inanmaktir. <;unkti onlar, yaptiklan bu
hareketle, putlara secde edip, §eytana itaat etmi§lerdir.
Ebfi Stifyan, Ka'b b. E§refe §oyle der: "Sen, kitab1 okuyan ve bilen bi.r
ki§isin, biz ise, okuyamayan ve bilmeyen kimseleriz. Hangimiz dogru yolda-
y1z? Biz mi, yoksa Muhammed mi?" Bunun iizerine o, "Muhammed ne di-
yor? " diye sorar. 0 da: "Tek olan Allah'a ibadet etmeyi emrediyor, 0 na or-1
tak ko§may1 yasakhyor" der. Ka'b, Ebfi Siifyan'a: "Sizin dininiz nedir, yani
siz ne yap1yorsunuz?" diye sorunca da: "Biz, Kabe'nin· koruyucular1yiz, hac1-
lara su verir, onlar1 agirlanz. Esiri ~ozeriz , yani hiirriyetine kavu§tururuz." ce-
vab1n1 ahr. Bunun tizerine Ka'b: "Siz en dogru yoldaslllZ" der. i§te bu tur tu-
tumlar i~in Allahii Teala: «Ve kafirler i~in de: 'Bunlar, inananlardan daha
dogru yoldad1r' diyorlar» buyuruyor. i §te bu gibi kimseler kar§tla§ttldar1
kafirlere: "Siz inanan insanlardan daha dogru yoldasm1z, sizin yolunuz en
saglam yoldur" derler.
52. «Allah'1n lanet ettigi kimseler, i~te bunlard1r.» Bu ttir insanlara,
Allah lanet etmi§ ve onlar1, rahmetinden uzakla§t1np, kovn1u§tur. «Allah ki-
mi lanetlerse, artik onun i~in,» O'nun, lanet ederek rahinetinden uzakla§tlf-
d1g1 kimseler ic;in, cezalar1n1 savacak «hi~bir yard1mc1 bulamazs1n.» Onlara
hic;bir kimse ne §efaat, ne de yardlillda bulunabilir.
53. «Yoksa onlar1n, miilkte bir paylar1 m1 var?» Bu ifade, onlarm id-
dialann1 inkardrr. Halbuki yahudilerin iddialarma gore, dtinya mah, kendileri-
nin olacakt1. Durum «eger oyle olsayd1,» kendilerinden ba§ka diger «insan-
lara ~ekirdegin arkas1ndaki kii~iiciik bir oyuk kadar bir §ey,» ya da onun
kadar bir §ey «bile vermezlerdi.» "Nekfr" kelimesi, ~ekirdegin arkas1ndaki
kti<(licilk oyugu ifade eder. Bu tabirle, ki.i<;iikltik ve degersizlik ifade edilir.
54. «Yoksa onlar,» yani bu yahudiler, «Allah'1n liitfundan verdigi
~eyler i~in, insanlan», Hz. Peygamber'e ve onun ashab1na verilmi§ olan ki-
tap ve peygamberligi ve mti'minlerin giic; ve ba§anlann1n her gtin art1nas1n1
232 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
«m1 k1skan1yorlar?» Fakat onlann la.skanmalan, 9ok kotii bir i§ ve batil bir
olayd1r. «Oysa biz,» bundan onceleri, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) selefi olan
«ibrahim>> peygambere ve onun «ailesine» de gokten inen «kitap ve hik-
met» bilgi ve peygamberlik «vermi§»tik. Bununla birlikte «onlara» degeri
takdir edilemiyen «biiyiik bir miilk bag1§lam1§tlk.» Oyleyse, nas1l olur da,
Hz. Muhammed'in peygamberligini imkans1z goriirler ve onu klskarurlar ?
SS. «Onlartn» yahudilerden «bir k1sm1 ona» yani Hz. Peygamber'e
«inand1, bir k1sm1 da yiiz ~evirdi» ve inanmadi. Onlara «yak1c1 bir azap
olarak, cehennem yeter .» i§te o cehennemle kendilerine azap edilecektir.
Cehennem onlara azap i~in hazrrlanmt§hr. 0 ate§ kendilerine yeter.
Gei;en ayette Allahti Teala, yahudileri §iddetli bir bilgisizlikle vas1flan-
drrm1§trr. 0 bilgisizlik de, putlara ibadet etmenin, Allah'a ibadet etmekten da-
ha tisttin oldugunu iddia etmeleridir. Daha sonra da, onlar1 ktskani;hk ve cim-
rilikle vas1flandmn1§trr. K1skan9hk ve cimrilik, ba§kalanna nimet verilmesini
istememektir. Bu noktada birle§irler. Cimri kendisine verilen nimeti ba§kas1-
na vermek istemeyendir. K1skan~ ise, Allahti Teala'n1n, kullanna nimeti ver-
memesini ister. Bu iki huy, rezilliklerin en kotiisii olup sebebi de, bilgisizlik-
tir. K1skan~ ve cimri insan, hi9bir zaman iistiin olmaz.
Baz1 hikrnet sapibi kimseler, insanoglunu mal toplamadaki hlfs1 ve so-
nunun fena olmas1 bak1mmdan ipek bocegine benzetmi§lerdir. ipek bocegi de
bilgisizligi nedeniyle, kendisi i~in bir bez par~as1 yapmak isterken, s1gmacak
bir yerden yoksun kalrr. Kendisini oldtiriir ve ipek de ba§kas1na kalrr. Mti'min
kulun yapmas1 gereken §ey, Allah'm kendisine verdigi nzka kanaat etmesi,
hirsm1 terkederek mevcut olan malmdan ba§kalanna da ikramda bulunmas1-
drr.
Ayet: 55-56 NiSA SURESi/ 4 233
Burada akla, §6yle bi.r §ey gelebilir. ilk yanan deri, inkarc1 ve asi deridir.
Kendisine azap edilir. Fakat sonradan yaratilan deriye ni~in azap ediliyor ?
Boyle bir §ey caiz midir ? Bu soruya §6yle cevap veririz: Yap1lan azap, gorti-
ntirdeki deriye degil, bizzat isyan eden zatad1r. isyan eden ki§i, aym ki§idir ve
azap da onadir.
Yapilan bu azab1 tatmalan ivin, devamh bir surette kendilerine azap edi-
li.r. Bu azap hi9 kesilmez. Bu durum, degerli bir insana: "Allah seni yi.ice k1l-
sm11 demeye benzer. Bunu soylediginde "Allah senin yticeligini devam ettir-
sin ve artrrs1n" demek istemi§sindir.
234 ROHU'L-BEYAN Cuz:5
Hasan Basri §Oyle der: "Ate~ onlan, hergtin yetmi§ defa yer. Her yeyi-
§inde de onlara 'don tin' denir ve olduklan gibi donerler." Merfu' olarak rivayet
edilen bir habere gore, inlcarc1 insan1n derisi yetmi§ ar§m, di§i Uhud tepesi ka-
dar ve list dudag1 da, gobeg.ine kadardir.
«~iiphesiz
Allah azizdir.» Hi<ibir §CY ona gil9 olamaz, her §eye gilcii
yeter. «Hakimdir,» verdigi her cezay1, ilim ve hikmetle verir.
Rivayet edilir ki: Allah'1 tek olarak tan1yan milletlerden, btiyiik gilnahla-
n i§leyen, tevbe etmeyen ve pi§man olmayarak olenler, 9e§itli bi9imlerde ce-
henneme giderler. Ate§, bunlann baz1larm1n ayaklanna kadar ula§ir, baz1lan-
n1n dizine kadar ve baz1lann1n da boynunlarma kadar ul~rr. Bu durum gii-
nahlar1na ve amellerine gore olur. Orada, baz1lan bir ay, baz1lan da bir y1l ka-
lrr ve sonra 91kar. Orada en uzun kah§, dtinya ol9iisil olarak, dtinyan1n yaratl-
h§mdan yok olu§una kadardir.
ibn Semmak, nefsini k1nama · konusunda diyordu ki: "Ey Nefis!
Zfillidlerin soztinii soyliiyor, miinaf1klarm i§ini yap1yorsun ve bu halinle de
cenneti arzu ediyorsun. Heyhat! Heyhat! Cennet, diger topluluklarmdrr. Sana
yazd<lar olsun! Kisra'nm, Kayser'in ve Firavun'lar1n modasma uyup, cennette
benim de Hz. Peygambcr'e arkada§ olmarm istiyorsun. Bu nasil olabilir ?"
Anlatild1g1na gore, Yezid b. Mersed'in bir an bile goz ya§t dinmiyor ve
aglamas1 durmuyormu§. Bunun sebebini soranlara §U kar§1hg1 venni§: "Allah
beni, i§ledigim gtinahlardan dolay1, sadece hamama hapsedecegini soylemi§
olsayd1, goz ya§imm dinmemesi gerekirdi. Halbuki Allah, ii<;bin y1ldir tutu§-
turmu§ oldugu cehenneme atacagm1 soy H.iyor. 0 cehennem ki, ilk bin ytlda
k1pkrrm1z1 olmu§, ikinci bin ytlda bembeyaz olmu§, ti9tincii bin yilda ise ate-
§in hararetinden dolay1 simsiyah olmu§tur. Oras1, karanhk gece gibi, simsi-
yahtrr. Nastl goz ya§1 doktip aglamayahm k.i?"
Ebfi Hureyre (r.a.) da §Oyle der: "Giinahkar insana verilen nimete gtpta
etme. c;un.kii onun arkas1nda hasis bir istekli var. 0 da cehennemdir." Ayet-i
kerimede: "Ate§ dindikfe, alevini art1nnz" (isra: 97) buyurulmu§tUr.
36- Buna benzer bir laf1zla Ahmed b. Hanbel rivayet elmi§tir. Bir benzeriyle de Tirmiz1 rivayet
etm i~tir. Bak. Camiu'l-Usul, 11/11.
37- Taberan1 ve Beyhak1 rivayet etmi§tir. ibn Neccar'm rivayetinde: " .. .Kullarmdan her maz-
/um ona sigm1r" ilavesi yer ahr. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr, 2/17 l.
38- Buhar1, Muslim, Tirmiii, ibn-i Mace ve Darim1 hadisi tahric etmi~lerdir.
236 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
bas, anahtann tekrar Osman'a verilmesini hem Kabe hizmeti ve hem de hac1-
lara su ikram1 i§inin ona verilmesini istemi§. Bu ayet i§te bu olay tizerine
nazil olmu§tur. Rasfilullah Hz. Ali'ye, Osman'dan ozUr dileyerek, anahtan
tekrar ona vermesini ve oziir dilemesini einretmi§. Hz. Ali de emri yerine ge-
tirmi§. Bunun tizerine Osman, Ali'ye demi§ ki: "Once zorlayrp eziyet ettin,
§imdi de gelmi§ merhamet mi ediyorsun?" Ali de: "Allah senin hakkmda
Kur'an indirdi" demi§ ve inen ayeti okumu§. Osman da, kelime-i §ehadet geti-
rerek Miisltiman olmu§. Cebrail gelerek, bundan sonra Kabe hizmet~iliginin
ebediyyen Osman'm ogullar1nda olmasm1 Hz. Peygamber'e soylemi§tir. Daha
sonra Osman hicret edince, anahtan oglu $eybe'ye vermi§tir. Giintimiize ka-
dar bu hizmet onun ogullar1nda devam etmi§tir.
Bu ayetin, yukar1da zikredilen ozel bir olay hakkmda inmi§ olmas1, hilk-
miintin sadece o olayla s1nirh kalmasm1 gerektirmez. Bilakis her tiirlii ema-
netler, insan1n Allah'la, diger insanlar ve kendisiyle olan ili§kileri bunun kap-
sam1 i9indedir. Bu ti~ ~e§it ili§kiden her birinde emaneti gozetme mecburiyeti
vardrr:
41- Buhari, Miislim ve Ebfi Davud: "Allah'a isyan edilen yerde itaar yoktur. iraat ancak, iyilik-
tedir" §eklinde rivayet etmi§lerdir. Rivayet biraz uzuncad1r. Bkz. Camiu'l-Usfil, 8/416.
240 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
memesi gerekir. Sadece hak yolda olan insanlara itaat edilir. Hz. Peygamber
(s.a.v.): "Bana itaat eden, Allah'a itaat etmi§ olur. Bana kafa tutan da, Al·
lah'a kafa tutmu§ olur. Adaletli yoneticiye itaat eden, bana itaat etmi§ olur.
y oneticiye kafa tutan ise bana kafa tutmU§ olur" buyurur. t42>
I
@t:r- .
'
42- Bubar!, Muslim ve Nesei: rivayet etmi§lerdir. Bak. Cem'ul-Fevaid, 1/493. Buhari metninde
"adaletli" ifadesi yoktur.
Ayet: 60 NiSA SURESi/4 241
43- Bkz. Kurtt2bf Tefsiri, Alusf Tefsiri., Razf Tefsiri ve Safvetu't-Tejasfr. Orada geni~ a9tklama
var.
242 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
Cebrail gelerek dedi ki: "Omer, hakla batih ay1rd1g1 i<;in" Faruk" ismini
alm1§tlr." Tagfit da, Ka'b b. E§ref'tir. <;unkti o, Hz. Peygamber'e saldrrmada
ve dti§manhkta <;ok ileri gitmi§ti.
62. «Ya nasd» olur halleri ve nastl yaparlar ? Kendi «elleriyle yaphk-
lar1» bir kottiltik «yiiziinden ba§lar1na bir f elaket gelince,» yaprm§ oldukla-
n sm;tan dolay1 «hemen sana gelirler de» oztir dileyerek senden ba§kasma
gidip muhakeme olmakla: «'Biz yaln1zca iyilik etmek ve arayt bulmak iste-
dik'» yoksa biz sana muhalefet etmek ve senin htikmtinti begenmemezlik et-
mek istemedik. Yapml§ oldugumuzdan dolay1 bizi hesaba c;ekme «diye Al-
lah' a yemin ederler.»
Bu durum, onlar1n yaptiklar1na bir tehdit ifadesidir. Onlar, pi§manhgm
fayda vermedigi bir zamanda pi§man olacaklar. Onlan, oztirleri de kurtaram1-
yacaktlf.
63. «Allah onlarin kalblerinde olan1,» mtinaftklann kalplerinde gizle-
dikleri nifak1, ~ok iyi «bilir.» Nifaklann1 gizlemeleri ve yalan yere Allah'a
yemin etmeleri, kendilerini cezadan kurtaram1yacaktir. «Onlara aldirma.»
Onlardan ytiz c;evir, oztirlerini kabul etme. Nifaklan ve hileleri konusunda
«kendilerine ogiit ver» ve onlar1 uyar. Nefislerinde olan pisligi onlara anlat.
Ya da, nefislerindeki pislikten armmalarm1 anlat. Belki ogtit, onlara daha fay-
dah olur. «Ve onlara kendileri hakk1nda tesirli giizel» ve etkili «soz soy-
le.» Etkili soz §6yle olur: "Allah sizin, gizli ve a91k her §eyinizi bilir. Kalble-
rinizde olan1 da bilir. i9inizi dtizeltin. Kalplerinizi, inkar ve rezilliklerden te-
mizleyin." Onlara biraz da kaba davran1n. Belki de ogtit vermeniz onl.ara fay-
. da11 olur.
Ayet: 61 -64 NiSA SURESi/ 4 243
64. «Biz her peygamberi,» hi9biri istisna olmamak tizere, «ancak Al-
lah'1n izniyle, kendisine itaat edilmesi,» verdigi emirlere uyulmast «i~in
gonderdik.» Peygamberler, verdikleri emirleri Allah'tan alarak verirler. Bu
yiizden de peygamberlere itaat, Allah'a itaat ve onlara isyan, Allah'a isyandrr.
«Eger onlar, kendilerine zulmettikleri,»sana itaat etmeyerek ve sen-
den ba§kas1nm huzuruna, muhakeme olmaya giderek kendilerini ·azaba maruz
birakttl<lar1 «Zaman» nifaktan tevbe ederek «Sana gelseler vc Allah'tan ba-
g1§lanmay1 isteseler ,» samimi olarak tevbe ctseler, «rasfil de onlar i~in ba-
244 RUHU 'L-BEYAN Cuz:5
g1§lanma dileseydi, Allah'• tevbeleri» 9okca «kabul edici ve» 9ok9a «mer-
hamet edici>> onlara rahmetiyle muamelede bulunan bir mabud «olarak bu-
lurlard1.»
65. «Hay1r!» Durum, onlann inanm1§ olduklann1 iddia ettikleri gibi de-
gildir. Ey Muhammed! «Rabbine yemin olsun ki onlar, aralar1nda ~1kan
~eki§melerde,» birbirleriyle olan ili§kilerinde ortaya 91kan ihtilaflarda, «seni
hakem yap1p,» senin huzurunda yarg1lanmad1kva, ve «sonra da senin verdi-
gin hiikme kar§t,» her ttirlii endi§e ve vesveseden uzak olarak. «i~lerinde
hi~bir burukluk duymadan, tam anlam1yla teslim olmad1k~a,» senin ver-
digin karara raz1 olmadik9a, ger9ekten «inanmt§ olmazlar.» Ger9ekten iman
etmi§ olmalan i<;in, senin vermi§ oldugun karara, i<;leriyle ve d1§lanyla teslim
olup, boyun egmeleri gerekir.
"Bana itaat eden cennete girecek, bana ba§ kaldzran ise, diretmi§ olur. '<40J
Ki§i, Allah'm Rasfiliine ve Allah'1n dostlanna tabi olmas1 gerekir. <;link.ii ha-
diste : "Ki§i sevdigiyle beraberdir" buyurulur.t47> Eger peygamberleri, s1ddlk-
lan, §ehitleri ve salih kimseleri severse, elbette cennette onlarla birlikte olur.
46- Buhar1 ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmi~tir. Bkz. ibn-i Esrr, Ciimiu'l-Usul, 9/194.
47- Buhari, Muslim. Bkz. Camiu'l-Usal, 6/558.
Ayet: 71-74 NiSA SURESi/ 4 249
giz.» Onun hakkt, biiyi.ik bir mlikafattir ancak. Yense de, yenilse de.
Burada ince bir nokta vardu. Ayet-i kerimede : "OldurulUr veya galip
gelirse" buyurulmasmm sebebi, mticahide, sava§ta kararh olup, kendisini §e-
hitlikle yuceltmesi tenbihi yapilmaktadrr. Mticahidin gayesi, srrf adan1 oldtir-
mek degil, hakki yticeltip, dini hakim kilmaktlr. Bu konuda Hz. Peygamber
(s.a.v.): "Allahii. Tea/a, Allah yolunda cihad etmek ve kelimetullahi tasdik et-
mek niyetiyle evinden 9ikan kimseyi, cennete koymayL yahut da almz§ oldugu
ecir ve ganimetle evine geri dondii.rmeyi tekefful etmi§tir" buyurmaktadir. (48>
Bir ba§ka hadis-i ~erifte : "Allah yolunda bir gaziyi sava§a hazirlayan
kimse , sava§ml§ gibidir. Sava§an bir gazinin, evinde bzrakml§ oldugu kimse-
lere iyi muamelede bulunan kimse de, sava§mt§ gibidir" buyurulur.<49> Sava§a
giden gazinin, geride brrakm1§ oldugu insanlann ihtiya9lanru giderip, onlara
iyi muamelede bulunmak da, sava§a katilm1§ kadar sevap kazandmr.
Cihad1n faziletleri saydam1yacak kadar ~oktur. Bu ayet, her ne kadar Sa-
va§ hakk1nda inmi§ ise de, hayrrlara ko§an insanlar da bu kapsama dahildir-
ler. Yeter ki, vakit ge~meden, bu hay1rlan i§leyebilsinler. Hz. Peygamber bu-
yurur ki : "Karanlzk gece parralan gibi fitneler gelmezden once, salih amel-
lere ko~unuz. Dyle bir zaman olur ki adam, mii'min olarak sabahlaytp, kafir
olarak ak§amlar. Ya da, kafir olarak sabahlar, mii'min olarak ak§amlar. Ba-
sit bir dunya menfaati kar§Lilginda, dinini satar. "<50>
Ztibeyr b. 'Adiy anlatiyor : "Enes b. Malik'e gelip, Haccac'1n bize yap-
t1klar1m §ikayet ettik. 0 dedi ki : Sabredin! Hi9bir zaman gelmez ki, ondan
sonra Allah'a kavu§uncaya kadar daha kotu bir zaman gelmemi§ olsun. Ben
bunu, Peygamber'inizden i§ittim. "<51>
52- Tirmizt ve ibn Mace: "Hi~·hir topluluk yoktur ki, Allah'in ev/erinden birinde oturup Al-
lah'm kitabmi okusunlar ... " §eklinde rivayet etmi~lerdir.
53- Buhar), Mtislim, Tirmizi ve Muvatta'mda imam Malik rivayet etmi§tir. Bkz. Cli.miu'l-UsUI,
8/1 1.
252 RUHU'L-BEYAN COz:5
Ayet: 75 NiSA SURESi/ 4 253
Seytanm tuzag1 kopege benzer. Ona kar§I direnirsen, deriyi yrrtar, elbi-
seyi par9alar. Rabbine yonelirsen, §efkatle onu senden uzakla§tlnr. Allahii
Teala, §eytan1, kullar1na dti§man yaratmI§tir ki, kullar da §eytan1 kotti olarak
bellesin ve §eytandan sak1nmaya devam etsinler.
Birincisi dtinyadir. Dilnyanm sana kar§t kulland1g1 silfill ise halkla kar§1-
la§makt1r. Dtinyay1 i<;erisine atacagm ceza evi ise, halktan aynhp, kenara <;e-
kilmektir.
U<;lincil dti§manm ise nefistir. Nefsin silah1 uykudur. Nefsin ceza evi de
uykusuzluktur.
Biliniz ki, §eytan1n tuzak ve hilesi, ger~ekten zay1ftrr. Allahti Teala her
zaman, kullanna yard1m eder. Bu yard1m1 da, kullarnun nefislerini temiz k1l-
mak ve onlarm i9lerine tevhid nuru doldurmak suretiyle ortaya koyar. ~eytan
zulmant (karanhga mensup) dir, nuraru (1§1ga mensup) olandan ka<;ar.
(s.a.v.) de giilmeye ba§lar. Bunun iizerine Hz. Omer: "Anam babam sana fe-
da olsun ey Allah'm Resulii! Seni giildtiren nedir ?" diye sorar. Hz. Peygam-
ber de : "Su yammda olan kadtnlara §a§tzm. Senin sesini i§itince hemen ortu-
lerine sanldilar" buyurdu. Hz. Omer ise : "Ey Allah'm Resfilil! Kendisinden
haya edilip sakuulmaya en laytlc olan sensin" der ve hanunlara <loner. Han1m-
lara da: "Ey nefislerinin dti§manlar1! Hz. Peygamber'den degil de, benden mi
utan1p sakm1yorsunuz ?" diye seslenir. Hanlffilar ise : "Sen daha kaba ve sert-
sin" derler. Bunun iizerine Hz. Peygamber : "Sus ey Hattaboglu! Nefsim
kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sen bir yolda giderken, §eytan
asla sana yakla§amaz. 0, senin yolundan ba§ka bir yola yonelir" buyurdu.<54)
77. «Kendilerine: 'Ellerinizi sava~tan ~ekin» denilenleri gormedin
mi? Rivayet edildigine gore, Mekke'den Medine'ye hicret etmezden once, bir
grup insan Hz. Peygamber'e gelerek, mti§riklerin kendilerine verdigi eziyetten
§ikayet ederler ve derler ki : " Cahiliye doneminde, yani mtisltiman olmazdan
once bizler, onemli insanlard1k, §imdi ise zelil insanlar olduk. Eger bize izin
verirsen, mii§rikleri yataklanndayken oldtiriirtiz." Hz. Peygamber (s.a.v.) de:
"Ellerinizi sava§tan fekin", yani onlarla sava§maktan uzak durun, «namaz1
k1hn ve zekatJ verin'» ve "size emredilen §eylerle ugra§Ln. Ben, onlarla sa-
va§makla emredilmedim," buyurur. «denilen kimseleri gormedin mi?»
k1ndirmak, bald ve sava§arak elde edilecek olan §eylere te§vik etmek i<;in
«Onlara de ki : 'Diinya ge~imi azd1r .>> Dtinyada faydalantlan ve zevk ahnan
§eyler, k1sa zamanda yok olurlar. Sava§arak §ehit olmu§ olsaydm1z, diri kahr-
d1rnz. Boylece de, fani hayat, baki olan hayata biti§mi§ olurdu. «Allah'tan
korkanlar i~in ahiret daha iyidir.» Sava§mak sebebiyle ahirette elde edece-
giniz sevap, bu dtinyada elde ettiginiz ge9ici zevk ve faydalardan daha hayrr-
hdrr. <;unki.i ahirettek.i sevap, <;oktur ve hie; kesilmez. Burada, "Allah'tan kor-
.kanlar ir;in" tabiri kullanilarak, isyan etmekten sak1nmaya ve samimi bir §e-
kilde, §ehadet istemeye te§vik edilrni§tir. «Size kll kadar ,» az bir miktar bile
olsa, kesinlikle «haks1zhk edilmez. '» Yaptlg1n1z amellerin kar§1hg1Ill eksik-
siz olarak ahrs1n1z.
Biliniz ki ahiret, dtinyadan daha hayirhd1r. <;iinkti, diinya nimetleri az,
ahiret nimetleriyse voktur. Dtinya nimetleri kesilir, ahiret nimetleri ise de-
vamhdrr. Diinya nimetleri tiztintti ve s1kmttlarla kan§tk, §aibeli nimetlerdir,
i~lerinde i;irkinlikler vardrr. Ahiret nimetleri ise, bulaiukhklardan annd1nl-
m1§, tertemizdirler. Diinya nimetlerinde §ilphe vardrr. Bugtin, en biiylik nime-
te kavu§mU§ olan insan, yannki akibetinin ne olacag1n1 bilemez. Ahiretteki
nimetler ise, kesindirler, §i.iphe gotiirmezler. Bu yiizden akdh insan1n, her yo-
niiyle hayrrh olan1 yani ahireti se9mesi, kotil olan1, yani dtinyaya aldanmay1
da terketmesi gerekir.
Rivayet edildigine gore adam1n biri, bir ev satin almt§. Evi satan adama,
"bir senet yaz" denmi~ ve o da §6yle yazmt§ : "Rahman ve Rahim olan Al-
lah'1n ad1yla. Aldanffil§lll ve kendini begenenin biri diger bir aldanm1§ ve ken-
dini begenenden bir ev satm ald1 ve gafillerin sokag1ndaki o eve girdi. Bu
evin sahibine ebedilik yoktur. Orada smir vardrr. S1n1nn birincisi oltimle,
ikincisi kabirle, ti~tinctisti ha~irle, dordiinciisii de, cennet veya cehennemle bi-
ter. Vesselfun." Bunun tizerine, evi satm alan adam, satm alm1§ oldugu evi ge-
ri verir, paray1 da Allah yolunda harcar. Dlinyadan el etek ~eker. i§te bu du-
rum, ariflerin gen;ek durumudur.
~eyhlerden biri §Oyle der: "Allahii Teala ahireti, mii'min kullar1nm
mtikafatrm verecegi bir yer olarak yaratm1§trr. <;iinkli onlara vermek istedigi
gizli ve a~Ik nimetler, bu diinyaya s1gmaz. Cennette olanlar, diinyadakilere
uymaz. Aralarmda sadece isim benzerligi vard1r. Onun i<;in Allah, mti'min-
lerin degerlerini yticeltmi§ ve fani olan bir diinyada degil, ebedi olan bir .
filemde kendilerini mtikafatland1racag1n1 ifade etmi§tir." (:tinkii Allah : "Al-
258 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
lah katmda o/anlar, daha hayirlz ve daha kaltczdtr" (Kasas: 60) buyurmu§tur.
Ahiret yurdundaki mtikafat, ibadetlerin kabul edilmesinin delilidir. <;unkti
miikafat, bu kabule baghdtr.
11
ibrahim b. Edhem der ki : Eger krallar, bizim neye sahip oldugumuzu
bilselerdi, bizi kil19larla doverlerdi. Kul ancak, gilcii nisbetinde rabbine itaat
eder. Kim, Allah katmdaki makam1n1 bilmek isterse, Allah'1n kendisinin kal-
11
binde olan makarrnna baks1n. Bazdanna : "Allah'1 biliyor musun ?" diye so-
ruldugu zaman lazar ve: "Gorilyorsun ki ibadet ediyorum. Bilmedigime nasll
11
ibadet ederim'' der. Bu defa Pekiyi, bildigine isyan da ediyor musun ?" dedi.
flfia i§aret edilmektedir. Allah ise, onlann bu ka~ma isteklerine son veriyor.
Ey Muhammed (s.a.v.)! Sen de onlara «de ki:» iyilik de, kottiliik de,
«'hepsi Allah'tandtr.'» iradesi geregi, diledigine bolca verir, diledigine de
k1sar. «Bu topluma» yani §U yahudi ve mtinaf1klar topluluguna nasil bir has-
tahk bula§ffil§ ve onlara «ne oluyor ki,» hayvanlar gibi «bir tiirlii laf anla-
maya yana§m1yorlar.» Eger onlar, Iaftan anlasalard1, her §eyin Allah katin-
dan oldugunu bilirlerdi.
"Fikh", anlan1ak demektir. Daha sonra bu kelime, ozel bir anlam kaza-
narak, "fetva ilmi" anlam1n1 kazanm1§t1r.
79. By insan! «Sana gelen her iyilik» hay1r ve nimet «Allah'tand1r.»
O'nun bir ltitfu olarak sana ula§mI§llr. insanoglunun yapnu§ oldugu hi~bir
ibadet ve itaat, sadece yaratlh§ nimetini bile kar§tlayamazken, diger nimetleri
nastl kar§llas1n? Onun ivindir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) efendimiz : "Allahii
Tealii'mn rahmeti olmadan, hi~bir kimse cennete giremez" buyurmu§tur. Bu
sozii duyanlar : '' Sen de mi ey Allah'm Rasfilti?" diye sorunca : "Evet ben de,
Allah beni rahmetine batlrmasa cennete giremem" ceva:b1n1 vermi§tir.<56>
«Sana,» bela ve ho§una gitmeyen §ey «gelen kotiiliik de, kendinden-
dir .» <;unkti o masiyetin i§lenmesine sebep olan senin kendi nefsindir. Bu du-
rum, az once gec;en "hepsi Allah'tandzr"(Nisa: 78) ayetine ters dii§mez. <;tin-
kti, yaratma ve kula ula§tirma bak1mmdan her §ey Allah'tandrr. iyilik ve ihsan
kullara bir ikramdH, kotillilk ise, kullan cezalandirmak ve intikam almaktrr.
Nitekim Hz. Ai§e (r.a.) validemizden §tiyle rivayet edilmi§tir: "Hi9bir Miislti-
man yoktur ki, ba§1na gelen bela, me§akkat ve hastahk, kendisini inciten bir
<liken ve ayakkab1suun kopmu§ olan bag1, i§lemi§ oldugu bir gtinahtan dolay1
olmasm. Allahli Teala'n1n bag1§lamas1 ise, bunlardan daha 9oktur. "(57>
Biliniz ki, amellerin dort mertebesi vardir: Bunlann ikisi Allah ic;in
olup, onlarda kulun hi9bir mtidahalesi yoktur. Bunlar; yaratma ve takdir et-
medir. Geriye kalan ikisi de, kulun insiyatifindedir. Bunlar da, 9ah§ma ve ka-
zanmadrr (kesb ve fiil) . Allahti Teala, kazanmadan ve kotti fiil i§lemeden mii-
nezzehtir. Bu ikisi, kulun i§lerindendir.· Fakat kul ve onun kazand1g1 §eyler
mahluktur, Allah yaratmi§tlr. <;unkti Allah : "Sizi ve yaptzklarzmzl yaratan,
Allah'ttr" (Saffat: 96) buyurmu§tur. Bu ayet: "De ki: (Yaratma ve takdir yo-
56- Buharl, Muslim, ibn Mace, Darimi ve Ahm.ed b. Hanbel rivayet etmi*Lir.
57- Mi.islim benzerini rivayet etmi§tir. Buharl de bir k1smrn1 rivayet elmi*tir. Bkz. Camiu'l-
Usill, 9/580.
260 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
niiyle) hepsi Allah'tand1r. "(Nisa: 78) ayetini teyid eder. Takdir ve yaratma
Allah'a, kesb ve fiil ise kula aittir. Bunu boyle anla ve inan. <;iinkii, hak ehli-
nin ve erbab1nm gorii§ti budur.
Dahhak: "Kulun, Kur'an'1 ezberleyip, sonradan da unutmas1, kendi giina-
h1n1n eseridir." demi§ daha soma : "Ba§mlza gelen herhangi bir musibet,
kendi ellerinizin yaptlgz yiiziindendir" (~fira: 30) ayetini okumU§ ve "Kur'an't
unutmak en biiylik musibettir" demi~tir.
80. «Kim Rasul'e itaat ederse,» gen;ekte «Allah'a itaat etmi~ olur.»
c;unkii, rasfil sadece teblig edendir. Amir yani emreden ise, Allahii Teala'drr.
«Kim de» itaat etmekten «ytiz ~evirirse, biz seni onlara bek~i gonderme-
dik» ki, onlarm i§lerini gozetesin ve onlar1 hesaba ~ekesin. Senin gorevin teb-
lig etmektir. Hesaba ~ekmek bize aittir.
81. Onlara bir emir verdigin zaman: «Peki», emredersin! Bizim gorevi-
miz emre itaat etmektir «derler.» Ey Muhammed! «Fakat senin yan1ndan
ayrdd1klar1 zaman, onlar1n birtak1m1, soylemi§ oldugunun tersini gecele-
yin kurar.» insanlar c;ogu zaman, geceleyin dti§linlir ve baz1 §eyler planlarlar.
c;unkti geceleyin dti~tinceler saf, me§gfiliyetler az olur. Tertiplenen dti§tinceye
"miibeyyet" ismi verilmi§tir. «Allah, onlar1n geceleyin dii§iiniip kurdukla-
r1n1 yazmaktad1r.» Kar§1hg1n1 vermek ilzere, arnel defterlerinde tesbit et-
mektedir.
Artik «sen onlara ald1rma ve» onlardan yliz ~evir, onlan onemseme.
Biitlin i§lerde ve ozellikle onlar hakk1nda sadece «Allah'a dayan.» O'na te-
vekkiil et. Sana «vekil olarak Allah yeter.» 0 , senin nam1na onlardan inti-
kam ahr. Yeter ki islam kuvvetlensin ve islam'a yard1m edenler yticelsinler.
"Allah'1n kelanurun bir lasm1, diger k.tsmmdan daha beligdir" demek ca-
iz midir? imam Suyuti, el-itkan adh eserinde §6yle der : "Bir grup, gorii§leri
dar oldugu i~in, buna cevaz vermi§lerdir. ~u sozleri dile getiren kimsenin ne
kasteddigini bilmek gerekir: "Bu soz, §U sozden daha beligdir. Bu soziln, bu-
lundugu yerde kendine has bir gtizelligi, letafeti ve belagat1 vardrr. ~u soztin
de, yerinde kendine ait bir gtizelligi ve ho§lugu vardu. Bu soztin, yerindeki
gtizelligi digerininkinden daha fazla ve daha tamdrr. "De ki: 0 Allah birdir."
(ihHis: 1) ifadesinin "Ebu Leheb'in elleri kurusun" (Tebbet: 1) ifadesinden
daha belig oldugu soylenemez. Ancak, "Ebu Leheb'in elleri kurusun" ifadesi-
nin Ebfi Leheb'e beddua oldugu soylenebilir. Beddua i~in bundan daha giizel
bir ifade bulunabilir mi? "De ki: 0 Allah birdir" ifadesi i\:in de ayn1 §ey soy-
lenebilir. Allah'm birligine delfilet eden bundan daha belig bir soz bulunamaz.
Bilginler §oyle der : " Kur'an, Hz. Peygamber'in dogruluguna ti9 yonden
i~aret eder. Birincisi; fesahatte, la£1zlann1n pe~pe§e gelmesidir. Ikincisi;
gaibten haberleri kapsamas1, ti<;iinctisii de, 9eli~kiden korunmu~ olmas1drr.
<;eli~kiden korunmu ~ olmaslill, kelam bilginleri ~oyle a~tklar : 'Kur'an btiyiik
bir kitaptrr. Bir~ok bilimleri kapsamma ahr. Eger bu kitap, Allah katmdan ol-
262 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
83. Onlara, giiven veya korkuya dair bir haber gelse, onu
yayarlar. Halbuki onu, peygambere ve aralannda yetkili ki§i-
lere gotiirselerdi, iflerinden i§in ifyiiziinii ara§tirip pkaran-
lar, onun ne oldugunu bilirlerdi. Eger size, Allah 'in liitfu ve
merhameti olmasaydi, pek azimz harif, §eytana uyardiniz.
84. Artik Allah yolunda sava§. Sen, sadece kendinden so-
rumlusun. inananlan da (sava§a) te§vik et. Umulur ki Allah,
kilfirlerin giiciinii kirar. Allah 'in giicii daha §iddetli, cezasi
daha fetindir.
85. Kim giizel bir i§e aracilik ederse, onun da o giizel i§ten
payi vardir. Kim de kotU bir i§e aracdik ederse, onun da o ko-
tii i§ten payi vardir. Allah her §eyin kar§iligini vericidir.
86. Size selam verildiji zaman, siz de, ondan daha giizeliyle
kar§ilik verin. Veya aynisiyla kar§ilik verin. $iiphesiz Allah,
her §eyi hesap edendir.
Ediplerden birine: "SlITlill nasd saklars1n ?" diye sorulunca, §Oyle cevap
vermi§: "Ben sunm1n mezar1y1m." Ve yine bu konuda denmi§tir ki, iyi insan-
larm gogtisleri, srrlarm mezarlandu.
85. Her «kim, giizel bir i~e arac1hk ederse, onun da o giizel i~ten,>>
yaptig1 i§in sevab1ndan, bir «pay1 vardir.» Ayette geven giizel bir i~e aracl-
11
Mtislilmana dua etmek de, iyi i§e arac1hk etmek sayd..lf. <;tinkti bu dua,
Allahti Teala'ya arac1hk etmek say1hr. Hadis-i §erifte: " Kim bir miisliiman
karde§ine, onun gzyabmda dua ederse, duasz kabul edilir ve bir melek ona,
'sana da ayms1' der" buyurulmu§tur.<58>
«Allah her §eyin kar§ll1g1n1 vericidir.>> iyi ve kotil her §eyin mtikafat
ve cezasm1 venr.
58- Muslim Sahih'inde, Ebu Davud Siinen'inde rivayet etmi§tir. Bkz. el-Fethu'l-Kehfr , 3/190.
266 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
Selam, saghkh ve uzun omi.irli.i ohnak iyin bir duadir. Daha sonra ise,
her tiirli.i dua anlam111da kullan1hr olmu~tur. Araplar, birbirleriyle kar§1la§-
t1klan zaman: "Hayyake'llah" (Allah seni ya§atlp, uzun omi.ir versin) derler-
mi§. Baz1lan da : "Bin ytl ya§a" denni§. Daha sonra ise, Allahti Teala'nm ka-
nunu bildigimiz selamla§may1 getirmi§ ve: "... Kf!ndinize giizel bir dilek ola-
rak selfim veriniz" (Nfir: 61) buyunnu§tur. islfun'1n getinni§ oldugu selfunda,
Araplann selam1na kar§1 daha bir ilsti.inltik vard1r. <;unkti bu selam, din ve
di.inya i\:in kar§1la~Ilmas1 muhte1nel olan bela ve musibetlerden kurtulu§ i9in
bir duadir. Bir insan digerine," esselamu aleykum" dedigi zaman, onun saghk
ve selfuneti i<;in dua etmi§tir. Bu selfun, kar§1s1ndaki insan1n kurtulu§una ve
gilvenligine bir garanti te§kil eder. Selam verilmek suretiyle : "Sen benden
emin ol, benden sana asla hi9bir kotillilk gelmez" anlam1 ifade edilir. Selamet
(kurtulu§), uzun omtirlil olmay1 da kapsar. Halbuki Araplar1n dualar1nda, bu
tip incelikler bulunmuyordu.
Bir de es-seiam Allahi.i Teala'nm isimlerinden biridir.
Selam1 ilk veren kimse dilerse, "setamun aleykum" dilerse, "es-selamu
aleykum" der. <;link.ti bu iki §ekil de, Kur'an'm metninde birka~ yerde mev-
cuttur.
Taha suresinin 47. ayetinde : "Ve'sse!amu ala menittebea'l-hiida" §ek-
linde, Neml suresinin 57. ayetinde de "Ve selamun ala ihadihi... " §eklinde
ge9mektedir.
«Veya>> selfuna «ayn1s1yla kar§1hk verin.» Verilen selama kar§1hk ver-
mek vaciptir. Muhayyerlik ise, verilen selfuna ilave yapmak veya yapmamak-
tadir. «Siiphesiz Allah, her §eyi hesap edendir.» Yapm1§ oldugunuz her §eyi
hesap eder, ona gore size ceza, ya da miikafat verir. Onun i9indir ki, emredil-
mi§ oldugunuz §ekilde aran1zda selamla~maya dikkat ediniz.
Binekle giden yiirtiyene, kii<;iik bi.iyi.ige, azhk 9okluga selam verir. <;o-
cuklara selfun vermek de, vern1e1nekten daha faziletlidir.
59- EbG Davud ''Edeb" bahsinde, Tirmizl "isti'zan" bahsinde: "Hz. Peygamher'in yamnday-
ken, bir adam geldi ve se/am verdi. Esselamu aleykum dedi .. ." lafz1yla rivayet. etmi§tir.
Bkz. Camiu'l-UslH, 6/602.
Ayet: 86 NiSA SURESi/ 4 267
Kafir kimsenin di.inyas1nm 1slah1 i<;in, dua edilebilir. Nevevl der ki : "Ki-
tap ehli kimseye selfun vermek haramdrr. Bir insana selam vermek, onu yti-
celtmektir. Bir mti'minin, kafiri yilceltmesi ise caiz degildir." Tercih edilen bir
goril§e gore, bid'at ehline de selam verilmez. Kafirle birlikte yemek yiyen
kimsenin durumuna gelince, o kafirin kalbini islfun'a ISmdumak i9in bir veya
iki defa onunla yemek yerse bunda bir sak1nca yoktur. <;ilnkil Hz. Peygamber
(s.a.v.), bir defa kafirle yemek yemi§tir. Biz bunu, kafirin kalbini islam'a
ISmd1rmas1na yorumlanz. Fakat bu i§e devam etmek mekruhtur.
Zimm! bir kimse sana selfun verirse, sen : "Aleyke" (sana da) de. Bu ko-
nuda Hz. Peygamber §Oyle buyurur : "Size bir yahudi selam verirse, 'oliim
size' ( es~samu aleykum) der. Sizde ona, 'sana da' (ve aleyke) deyin. "<60>
lesin. Siz, bizim ge~mi~'lerimizsiniz. Bizier ise, size tabiyiz. in§allah bizler de,
0
sizlere ula§acagzz. Bize de, size de Allah'tan afiyet dileriz.
ibn Seyyid §Oyle der : "Herhalde ol.en insanlann selama cevap verme-
sinden kas1t, sozlii selam olmay1p, halleriyle verdikleri selamdrr. Baz1 haber-
ler, bunu destekle1nektedir. Onlann amellerinin kesilmesi, kendilerini tizmek-
tedir. Oyle ki, selama cevap vermeye hasret duymaktadrrlar."
imam Suyuti §oyle anlatrr: "Bize ula§an eser ve haberler, mezarhga ge-
len ziyaret~iyi oltilerin tan1d1gm1 ve soztinti i§ittigini bildirmektedir. Ziyaret-
s;iden ho§lanlf ve ona cevap verirler. Bu durum, hem §ehitler ve hem de diger
oltiler i9in ges:erlidir. Bunda bir zamanlama da yoktur. Sahib olan gorti§ de
budur. <;unkti Hz. Peygamber timmetine mezarhklara selam vermeyi emret-
mi§tir. Bu, i§iten ve anlayanlara verilen selamdir."
Hakikat erbab1 da §Oyle der : "Ruhun, bedenle bir bag1 vardir. Ruhlar1n
durumu, bedenlerin durumu gibi degildir. Buradaki yanlt§hk, gortinmeyen §e-
yi, goriinen §eyle k1yaslamaktir. Zannedilir ki, ruh, bir yeri i§gal ettigi zaman,
ba§ka bir yerde olma imkan1 olmaz. Ruhu; baztlan gokteki gtine§e benzetmi§-
lerdir. Bunun I§tnlari ise yerdedir. Muhammed} ruh gibi. Kabri ba§mda kendi-
sine dua edenlere cevap verir. Hz. Peygamber : " Bir kimse bana selam verir-
se, Allah ruhumu bana mutlaka verir, hen de onun selam1na cevap veririm."
buyurmu§tur. <63)
62- Bu hadisi, ibn Asakir ve Hatip Bagdadl Tarih'incle rivayet etmi~Lir. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr,
3/117.
63- Ebfi Davud, Siinen'de rivayet etmi§, Nevevl de Kitabu'l-Ezkar'da zikretmi§lir. s.99.
Ayet: 86 NiSA SURESi/ 4 269
270 RUHU'L-BEYA.N Cuz:5
87. «Allah ki,» yerde ve gokte, «O'ndan ba§ka ilah yoktur. K1yamet
giiniinde, sizi mutlaka» hesaba 9ekmek iyin kabirlerinizden 91kanp «bir
araya toplayacaktir. Bunda, » o k1yamet giintinde hi9bir «~iiphe yoktur.» 0
gtin, mutlaka meydana gelecektir. «Allah'tan daha dogru sozlii kim olabi-
lir?» Ondan daha dogru sozlti hic;bir kimse yoktur. O'nun tarafindan verilen
haberde yalan sozkonusu degildir. Allahii TeaHi'nm yalan soylemesi mtimktin
degildir. O'na boyle bir isnatta bulunmak da imkans1zd1r. Hadisi-i kutside
§Oylc buyurulur : "Ademoglu beni yalancllik/a itham etti. Bu ona yaki§maz.
Bana sovdu. Ona bu da yakz§maz. Onun bana yalan isnat etmesi, "Allahu
Teala, ben.i ilk yaratt1lg1 gibi yaratacak degildir" demesidir. Halbuki, bir §eyi
ilk deja yaratmak , sonradan tekrar yaratmaktan daha kolay degildir. Bana
sovmesi de , "Allah rocuk edindi" demesidir. Ben, ehad ve samed olan, dog-
Ayet: 87-89 Ni SA SURESi/ 4 271
89. Onlar «sizin de, kendileri gibi inkar etmenizi istediler.» Bu ifade
onlar1n, inkarda ne kadar ileri gittiklerini, bu inkarlarmdaki devamhliklar1n1,
mezlerdi. «Artlk onlar, sizden uzak dururlar, sizinle sava§mazlar ve» size
saldrrmaktan uzak durarak, «size bari§ teklif ederlerse bu durumda Allah
da size,» onlara saldrrmak i~in ya da esir almak veya oldtirmek i9in, «onlarin
aleyhinde bir yola girme hakk1 vermemi§tir.» Onlann, size ban§ teklif et-
meleri sizin onlara sald1rmaman1z i<;in yeterlidir.
91. «Ba§ka bir grup insanlar da bulacaks1n1z ki, hem sizden, hem de
kendi toplumlarindan emin olmak isterler.» Bunlar, sizinle tevhid esas1
.iizerinde anla§ml§ olduklar1 goriintiistinti vererek, sizden emin olmak isterler.
Kendi toplumlar1ndan da gizli ktifiirleri sebebiyle emin olmak isterler. Bu
grup da, Esed ve Gatafan kabileleridir. Bunlar Medine'ye geldikleri zaman,
mtisltiman olmu§lar ve Miisltimanlardan emin olmak i~in anla§ma yapmi§lar-
drr. Kendi toplumlarma dondtikleri zaman ise, onlarla giiven i9erisinde olmak
i~in, mtisltimanlarla yapttl<lan anla§may1 bozmu§lar ve kafu olmu§lardir.
92. «Yanh~hg1n d1~1nda,» yani bir hata durumu hari~, «bir mii'min di-
ger bir mii'mini oldiiremez.» Bu ne dogru olur, ne de uygun. Mil'min insa-
nm iman1, haks1z yere bir ba§ka mti'mini oldtirmeye engeldir. Hatada, mti'mi-
ni boyle bir fiili i§lemeye yakla§tlrmaz. Yahut da, bir can1n ortadan kald1nl-
masm1 ama~lamaz. Bir kimsenin, mtisltiman oldugunu bildigi halde, o mtislii-
man1 kafirler grubuna atmak... gibi.
Rivayet edildigme gore, Ebu Cehil'in anneden karde§i olan Ayya§ b.
Ayet: 92 NiSA SORESi/ 4 275
64- Dinar, 4.25 gr. altm; dirhem de yakla§1k 3 gr gtimi.i§ para birimleridir. (Na§ir.)
276 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
mi§ oldugu miktar kadar, katil de verir. Diyetin bir ad1 <la "akl"drr. <;tinkti di-
yet, kanlan akmaktan korur.
«Eger oldiiriilen mii'min, dii§man1n1z olan» kafir «bir toplumdan
ise,» katil de, oldtirmti§ oldugu kimsenin mtimin oldugunu bilmiyorsa, i§te o
zaman, «mii'min bir kole azad etmek gerekir.» Bunun katiline, sadece kef-
faret gerekir' diyet gerekmez. <;ilnkti, oldiirtilenin ailesi kafir oldugu i<;in, ol-
dtirenle aralarmda veraset htiklimleri uygulanmaz. «Ve eger» oldtiriilen mil-
min, «sizinle kendileri aras1nda andla§ma bulunan bir toplumdan ise,»
katil taraf1ndan «ailesine verilecek bir diyet ve mii'min bir kole azad et-
mek gerekir.>> Bu toplumun kafir veya milmin olmas1, aran1zda yapllan soz-
le§menin de ge\:ici veya silrekli olmas1, durumu degi§tirmez, fidyeyi odemek
mecburiyetindesiniz. T1pk1, diger mtisltimanlara fidye odediginiz gibi.
«Bunlar1 bulamayan kimsenin ...» Azad etmek i~in kole bulamayan, ya
da, bulmu§ oldugu kolenin fiyati fazla olup, ona odeyebilecegi paray1 temin
edemeyenin «Allah taraf1ndan tevbesinin kabulii i~in, iki ay pe§pe§e oru~
tutmas1 gerekir.» Burada, "pe~pe~e" ifadesinin kullanilm1§ olmasmdan anla-
§Ilmaktadir ki, keffaret orucu tutmaya ba§layan bir kimsenin, pe§pe§e iki ay1
bitirmeden, orucuna ara vermesi, bu orucu yeniden ba§layarak tutmaslfil ge-
rektirir. Ancak; hay1z, nifas gibi haller, bu htikmiln d1§1ndadrr. Bu gibi du-
rumlar, ka~lllilmaz . durumlar olup, "pe§pe§e" lik mecburiyetine aykin degil-
lerdir. Fakirlere yemek yedirmek, bu keffarette me§ru degildir. Yap1lan bu
hatadan dolay1, Allahti Teala'n111 tevbenizi kabul etmesi i~in, bu orucu tutma-
hs1n1z. "Allah tarafindan tevbesinin kabulu ifin" ifadesinin kullanilmas1, bu
konuda tembellik gosterilmemesine dikkat 9ekmek i9indir.
«Allah, her ~eyi» bu arada onun halini ve kasden oldtirmedigini ~ok iyi
«bilendir» ve ona emretmi§ oldugu §eyde de «hikmet sahibidir.»
93. «Kim, bir mii'mini,» hata ile degil de «kasten oldiiriirse, onun ce-
zas1, i~inde siirekli olarak kalacag1 cehennemdir.»
Rivayet edilir ki: Mikyes el-Kinfull ve karde§i Hi§am mtisliiman olmu§-
lardt. Mikyes, karde§ini, Neccar ogullar1 arasmda olti olarak bulur ve durumu
Hz. Peygamber'e anlatir. Hz. Peygamber de, Mikyes'le birlikte, Bedir asha-
b1ndan olan Zilbeyr b. iyaz el-Fihri'yi gondererek, Neccar ogullar1na, k1sas
yap1lmas1 i\:in, katilin teslim edilmesini emreder. Eger katilin kim oldugunu
. bilmiyorlarsa, oldtirtilenin diyetini vermeleri.nj emreder. Neccar ogullan da:
"Peygamber'in emri ba§1m1zm tizerine. Biz katilin kim oldugunu bilmiyoruz.
Ayet: 93 Ni SA SURESi/ 4 277
Fakat diyetini oderiz" dediler ve diyet olarak da hemen ytiz adet deveyi el~i
lere teslim ettiler. El<;iler develeri alarak, Medine'ye gelmek tizere, oradan ay-
nldtlar. Y olun tam yansma geldiklerinde, Mikyes'e §eytan musallat olup ves-
vese verir ve: "Karde§inin diyetini kabul edip de, milleti kendine sovdiirecek-
sin, oyle n1i? Seninle olan bu adam1, yani Fihri'yi oldiir, cana can olsun, diyet
de sana fazladan kals1n " der. ~eytan'm vesvesesine uyan Mikyes bir ta§ ahp,
arkada§lillll ba§ma vurur ve onu oldtirilr. Daha sonra da, develerden birine bi-
nerek ve diger develeri de siirerek kafirce Mekke'ye dogru gider ve §U §iiri
soyler:
~iiphesiz ki bu ayet, her ne kadar ozel bir sebeple inmi§ olsa da, ifade
etmi§ oldugu hiikiim geneldir. A.yette, mli'min insanm kanm1 ak1tmay1 helal
sayan1n, kafir olacag1 ve onun gidecegi yerin de, ger9ekten cehennem olacag1
ifade edilmi§tir. Eger bir mli'min, bir ba§ka mii'mini kasten oldtirtir ve i§lemi§
oldugu bu cinayetin helfil oldugunu iddia etmezse, bununla kafir olmaz, iman-
dan da 91.kmaz. <;unkii kiifiir, yani inkar etmek, adam oldtirmekten daha bti-
ytikttir. Kafirin tevbesinin kabul edildigine gore, katilin tevbesinin kabul edi-
lecegi zaten normaldir. Eger katil, tevbe etmeden <:Hurse, onun durumu Al-
lah'a kalm1§trr. Dilerse gtinahm1 bag1§lar ve hasm1ru raz1 eder, dilerse de, yap-
t1g1nm cezas1 olarak ona azab eder ve sonunda da cehennemden <;1kar1p, iman
ettigi i<;in kendisine soz verdigi cennetine koyar. <;tinkti Allah, soztinden cay-
maz.
Boyle bir kimse hakk1nda cehennemdeki "sureklilik" ten kas1t, orada
uzun zaman kalmaktrr. Yoksa sonuna kadar kalmak degildir. Hatta Allah,
boyle bir bildirimde bulunuyor, bunu bildiriyor. Yoksa, bu §ekilde ceza vere-
278 RUHU 'L-BEYAN Cuz:S
cegini ifade etmiyor. <;unkti bir ba§ka ayette : "Bir kotiUiigun cezas1, ona
denk hir kotuluktiir" (~ura: 40) buyurulmu§tur. Allahti Team, her kottiltige,
kendisi gibi bir kottiltikle kar§ilik verecegini bildirmi§ olsayd1 o zaman: "Bir
~ogunu da affeder" (~lira: 34) ayetiyle 9eli§kiye dti§erdi.
Bir insan, diger bir insan1 herhangi bir §eyden sak1ndrrmak i9in : "Eger
onu yaparsan, senin cezan dovtilmek ve oldtirtilmektir" der. Sonra da ona bu
cezay1 vermezse, yalanc1 olmaz. <;iinkti bu soz, bir peki§tirme ve tehdit etme
ifadesidir. Bu peki§tirme ve tehdit ifadeleri, tevbe eden katile ili§kin degildir.
Mesela kisas gibi hakh yere kasden oldliri.ilenler i9in de degildir. Bu yalmzca
tevbe etmeyen ve dii§manhk ve zultimle oldiiren katil hakkmdadrr.
Hadis-i §erifte §6yle buyurulur : "Dunyanm yok olmasi Allah'a bir
mu'minin oldiirillmesinden daha hafiftir. "(66} Yine bir hadiste : Bir muslU- II
manm oldurulmesine, yanm kelimeyle bile olsa yardzm eden kimse, kzyamet
giinune, alnina: 'Allah'zn rahmetinden umit kesmi§tir' yazllml§ olarak gelir"
buyurulmu§tur.<61>
Ebfi Hureyre'den (r.a.) rivayet edilen bir ba§ka hadis-i §erifte de Hz.
Peygamber (s.a.v.): "Muftis kimdir bilir misiniz ?" diye sorar. Yan1nda olan-
lar. : "Bize gore mtiflis, mah mtilkti ve paras1 olmayan kimsedir" diye cevap
verirler. Bunun tizerine Hz. Peygamber : " Benim ummetimin muflisleri (iflas
etmi§ kimseleri) , kzyam<Jt gunune, namaz1yla, orucuyla, zekatlyla birlikte; §U-
na sovmii§, buna iftira etmi§, §Unun mahm yemi§, bunun kanznz akztml§ ve
§Unu da dovmii.§ olarak gelenlerdir. Butun bunlara onun iyilikleri verilir.
Uzerindekt haklar bitmeden once, iyilikleri tukenirse, bu sefer de, haksizlik
edilen ki§inin gunahlan alinarak, hakszzltk edene y llkletilir. Sonra da cehen-
neme atzllr" buyurdu.<68>
66- Tinnizl, ibn Mace ve Nesei rivayet etmi§tir. Bkz. Ciimiu'l-Usat, 10/208.
67- ibn Mace Stinen'inde rivayet eLmi§lir. Bkz. el-Fethu'l-Keb fr, 3/164.
68- Milslim, Kitabu'l-Birr, 258 l ; Tirmizi, Kiyiime , 2420. Bkz. Camiu'l-Usut, 10/43 1.
Ayet: 93-94 NiSA SURESI/4 279
§eriattnda, sadece klsas vard1 ki, o da oltimdti. Hz. isa'n1n dininde ise, sadece
diyet ve af vardi. Bizim dinimizde ise, klsas, diyet ve ilmmet i9ffi bir ikram
olarak affetme vardrr. Katili affetmek, en faziletli olandir.
94. «Ey iman edenler!» Bu ayet, kavmi i9erisinde tek ba§ma iman
eden, Mirdas b. Nehlk haklanda inmi§tir. Hz. Peygamber, onun toplumuna bir
seriyye (askeri birlik, miifreze) gondermi§, seriyye onlara ula§tlg1nda, hepsi
kac;m1§, sadece Mirdas kalm1§tI. Mirdas, bir dagm dolambacmda koyunlari ile
birlikteydi. Seriyye ile gelenlerin yanma inip: "La ilfille illallah Muhammediin
RasUlullah, esselamu aleyktim" demi§ti. Osame b. Zeyd de Mirdas'1 oldtirmii§
ve koyunlann1 stiriip gottirmii§tti. Durumu Hz. Peygamber'e haber venni§ler,
o da bu olaya c;ok k1zffil§ ve : "La ilahe illallah dedigi halde, onu oldurdun
oyle mi ?" diye c;1k1§m1§, Osame ise: "O, diliyle soylemi§ti, i<;inden gelerek
soylememi§ti" demi§ti. Bunun iizerine Hz. Peygamber: "Kalbini yanp baktzn
280 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
den, muzdarip veya itminan i~indeki her nefisten haberi olan demektir. Y ani
ayetteki "habfr", "allm" manasma olup her §eyi bilen demektir. Fakat bilgi,
i~erdeki gizliliklere izafe edilince buna 'uzmanbk-tecrtibe' ad1 verilir. Bu uz-
manhk ve tecrtibe sahibine de, "habir" yani 'uzman- tecrtibeli' veya 'haberdar'
denir.
73- Muslim ve Ebu Davud ve Nesei de: "Bir r;e~it mii11af1kltk uzere oliir" §eklinde rivayet et-
mi§tir.
Ayet: 97 NiSA SURESi/4 285
74- Bu hadisi Buhari ve Muslim rivayet ctmi ~ tir. Oradaki laf1z: "Fetihten sonra hicret yoktur.
Cihad ve niyyet vard1r. Sava~a <;lkmak isterseniz, sava§tmz." ~eklindedir. Bkz. Camiu'l-
UsUl, 2/565.
286 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:5
98. «Hi~bir ~areye giicii yetmeyen ve (go~ i~in) yol bulamayan, za-
y1f erkekler, kad1nlar ve ~ocuklar bundan miistesnad1r.» Bu ifadeler,
zayif insanlarm s1fatlandtr. "9areye gucii yetmemekten" kas1t, goc; etmek i9in
bii- 9are bulamayan ve buna imkanlan olmayanlard1r. "Y ol bulamamaktan"
kas1t ise, hicret edecek kimsenin izleyecek bir yol ve kendisine yolu bildire-
cek bir kimse bulamamas1drr. Bunlar, kafirlerin elinde zelil ve peri§an olmu§,
go~ etmeye giicti kalma1n1§ kimselerdir.
Haddad!, "Allah 'zn yeri geni~ degil miydi ki, oraya go~· edeydiniz?"
ayeti hakkmda ~oyle der : "Bu ayet, bir kimsenin, mal ve mtilktinlin, yoluk
9ocugunun, Allah'a isyan edilen bir lilkede oturmast i9in mazeret olannyaca-
gma delildir. Tam tersine, eger orada, hakkl ortaya koyma imkanm1 bulamaz-
sa, vatan1n1 terketmesi gerekir. Onun i9indir ki, Said b. Ciibeyr : " Bir yerde
Allah'a isyan edilirse, oray1 terket'' demi§tir.
100. «Allah yolunda go~ eden kimse ...>> Bu ifadede, hicrete heveslen-
dirme ve hicreti sevdirme vard1r. "Allah yolu"ndan maksat ise, girmesi emre-
. dilen yoldur. «Yeryiiziinde gidecek bir ~ok giizel yer ve bolluk bulur.»
Allah yolunda go9 etmek isteyen kimseler i9in, yeryilziinde gidilecek bir~ok
yer vardu. 0, gitini§ oldugu yerlerde, bol nz1k vc dinini yaymak iyin
Ayet: 98-1 oo NiSA SURESi/4 287
1
imkanlar bulur. Kur an'1n bu ifadelerinde, Allah yolunda, onun dinini yaymak
i9in go9 et1neye te§vik vardtr.
tadlf. «Namaz1 k1saltman1zdan dolay1, size bir giinah yoktur.»· Burada kas-
tedilen, dort rekath i1amazlann, yansrtun kilmmas1d1r. Y ani dort rekat olarak
k1hnan namazlann da yolculuk-halindeyken iki rekat olarak k1hnmasmda bir
giinah yoktur. Bu k1saltma olay1 sadece; ogle, ikindi ve yats1 namazlannda
olup, ak§am ve sabah namazlannda olmaz.
75- Buharl ve Mtislim'in rivayet ectigi uzun bir hadisin par~as1d1r. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr,
2/188.
A.yet: 101-102 NiSA SURESi/ 4 291
ibn Abbas (r.a.) der ki: " Hz. Peygamber (s.a.v.), Ben'i Enmar kabilesiy-
le sava§IDl§, Allahii Teala da o kabileyi yenilgiye ugratm1§tI. Hz. Peygamber
ve mtisltimanlar, bir yerde konaklam1§lard1. Hi~bir di.i§man gorlinmtiyordu.
Silahlar1n1 da lizerlerinden birakmt§lard1. Hz. Peygamber silfilun1 yere koy-
mu§, ozel ihtiyac1 i9in dola§maya ylkml§tl. Derken vadinin dI§lDa kadar gel-
mi§ti ve hafifce yagmur serpi§tiriyordu. Hz. Peygamber dola§maya 9Ikmca,
galiba biraz uzakla§IDl§ olacak ki, ashab1yla arasma vadi girmi§ti. Hz. Pey-
gamber, bir agacm altma oturmu§, Gavras b. el-Haris el-Muharibi denen di.i§-
man bir zat ise bunun fark1na varmt§, k1hcm1 alarak vadiye dogru yakla§maya
ba~lam1§tl. Bu arada da: "Eger Muhammed'i oldtirmezsem, Allah benim can1-
m1 als1n" diye soz de vermi§ti. Hz. Peygamber ise, tek ba§ma duruyordu ve
olup bitenden haberi yoktu. Adam klhc1n1 kin1ndan ytkanp: "Ey Muhammed!
. ~imdi seni, benden kim kurtaracak ?" diye seslendi. Hz. Peygamber de: "Aziz
ve Celi! olan Allah" dedi ve ilave ~tti. "Ey Allah'tm! Gavras b. el-Haris'in
Ayet: 102- 103 NiSA SURESi/ 4 293
diledigi §eyden beni kurtar." Bunun tizerine adam, k1hc1n1 Hz. Peygamber'e
vurmaya yeltenip, lizerine koyulacag1 sirada, Hz. Peygamber ayaga kalk1p,
k1hc1 eline ahr ve: "Ey Gavras! Simdi seni kim kurtaracak ?" der. Gavras :
"Hi9 kimse" cevabuu verir. Bunun tizerine Hz. Peygamber (s.a.v.): "Allah 'a
ve Muhammed'in, Allah'111 kulu ve rasulu olduguna §ahitlik edersen, k1hcm1
sana verecegim"der. Gavras ise: "Hayrr" diyerek: "Fakat seninle hi9 sava~
mayacag1ma ve senin aleyhine kimseye yard1m etmeyecegime soz veriyo-
rum" diye ikrarda bulunur. Hz. Peygamber de, la.hc1n1 kendisine verir. Bunun
11
tizerine Gavras: " Allah'a yemin ederim ki, sen benden hayirhs1n diyerek ar-
kada§larma <loner ve olup bitenleri anlatir. Bunun tizerine, onlardan bazilan
da iman ederler. Daha sonra vadi sakinle§ince, Hz. Peygamber de ashab1na
<loner ve olup bitenleri anlatrr.
Allah Teala kullara b1kkmhk ve usan<; gelecegini bildigi i<;in, gtiniln be§
vaktinde namaz1, senenin bir ay1nda da orucu farz klhnmi§hr. Zekat1 krrkta
bir ve hacc1 da kullarma rahmet olmak ilzere, omtirde bir defaya mahsus ol-
mak tizere farz kilmi§tlr. Blitlin bunlar, kullugun kolay olmas1 i9in Allahti
Teala'ntn kullanna ikram ettigi kolayhklardu. Eger ibadetler, belirli zaman-
larla s1n1rlanmam1§ olsayd1, kullar, her fusatta ibadetleri erteleme yoluna gi-
deceklerdi. ibadetlerin vakitlerle s1n1rland1nlmt§ olmas1nm srrn da buradadir.
Namaz, Mirac gecesinde elli vakit olarak farz k1lmm1§tl. Daha sonra Allahli
Teala, kullara rahmet olsun diye bunu hafifletti ve her vakit i~in on sevap ver-
di. Be§ vakit kthnan namazm sevab1n1, elli vakit sevab1 olarak verdi. Denir ki:
Kiyamet giinti, kafir i<;in elli bin sene olmaslil.111 sebebi, kafirin elli vakti kay-
betmesinden dolay1du. Kaybettigi her namaz i<;in, bin ytl ceza ~ekecektir. Bu-
nu, kendilerinin hale ettiklerini, yine kendi ifadelerinin §U ifadelerinden anla-
maktay1z: "Biz namaz1 kilmiyorduk." (Mtiddesir: 43)
Hz. Ali (r.a.), Ebii Bekir'in (r.a.) kendisine §byle dedigini anlatrr: " Hi<;-
bir kul yoktur ki, bir giinah i§ledikten sonra, abdest ahp iki rekat namaz kilsm
ve Allah'tan bag1§lanma dileginde bulunsun da Allahil Teala o kulu bag1§la-
mas1n." Bundan sonra da: "Kim bir kotuluk yapar, yahut nefsine haks1zhk
eder ... " ayetini okur. <16>
111. «Kim bir giinah kazan1rsa, onu ancak kendi aleyhine kazanm1~
olur .» KazanmI§ oldugunun zaran ve gtinah1 ba§kasma yans1maz. «Allah,»
onun yaptlg1 «her§eyi bilir,» yapilan §eye verdigi ceza konusunda «hikmet
sahibidir.»
112. «Kim,» btiyiik veya ki.ic;iik, kastth veya kas1ts1z «bir hata veya gii-
nah i§ler de, onu bir su~suzun iizerine atarsa•••» i§lemi§ oldugu gtinah, bli-
ytik veya ktic;tik, kas1th veya kas1ts1z olsun, onu, Tu'me'nin yapml§ oldugu gi-
bi, suc;suz birisine ytiklerse, «muhakkak ki biiyiik bir iftira etmi§ ve apa-
~1k bir giinah yiiklenmi§ olur.» Bu gilnah oyle bir gtinahtir ki, aguhg1 bile
takdir edilemez. <;tinkti, sue; i§lemekle gtinahkar olmu§, i§ledigi gi.inah1 ba§ka-
sm1n tizerine atmakla da iftira etmi§tir. 0, iki suc;u bir araya getirmi§tir. Su9-
suz bir insana bir §ey yi.iklemeye "btihtan-iftira" ad1 verilmi§tir. Btihtan keli-
mesinde, hayret ve §a§kmhk ifadesi vardrr. Onun ic;indir ki iftiraya, "btihtan"
ad1 verilmi§tir. iftira atllan kimse, kendine aulmt§ olan bu yalan1 duyunca, ya-
lan1n btiyiikli.igtinden dolay1, hayrete dti§er, §a§1nr. Hz. Peygamber (s.a.v.): "
Gtyhet, bir mu'min karde§in hakkinda, onun ho§lanmadigi bir §eyi soylemen-
dir" buyurrnU§tUr. y an1nda bulunanlar da: Eger soyledigimiz §ey' 0 karde-
ti
§imizde varsa buna ne dersin ?" diye sorunca, Hz. Peygamber (s.a.v.) : "Soy-
lediginiz §ey, o karde§inizde varsa giybet etmi§, soylediginiz §ey onda yoksa,
o zaman da iftira da bulunmu§ olursunuz" buyurmu§tur. (77)
«Allah sana Kitab't» yani Kur'an'1 «ve» i9inde bulunan htiktimlere ait
«hikmeti indirmi§»tir. HeiaJ ve haram1 tan1trm§tlr. «Ve sana» vahyetmek su-
retiyle, «bilmedigini,>> yani senin ic;in gizli olan §eyleri «ogretmi§tir.» Bun-
lan, daha onceden bilmiyordun. «Ger~ekten de Allah'1n sana, biiyiik liitfu
olmu§tur.» <;tinkti, genel bir peygamberlikten ve tam bir ba§kanhktan daha
btiyiik bir liltuf olamaz. Hz. Peygamber'in korunmu§ olmas1 ve ona bilmedigi
§eylerin ogretilmi§ olmas1, bu ltitfun eseridir.
Bil ki, bu ayetler, bir<;ok fazileti bir arada toplam1§tlr. Kottiliik yaparun,
kendisinin zarar gorecegi, iyilik yapanm da kendisinin faydalanacag1 bunlar-
dandrr.
Rivayet edildigine gore bir kadm, dilenciye bir lokma ekmek vermi§,
daha sonra da tarlaya gi.dip, orada dogum yapmI§. Kurt da gelip bu c;ocugu
ahvenni§. Bunun tizerine kad1n: "Ey Allah'1m! <;ocugum!" diye feryat eder-
ken , bir adam ~ikagelip, kurdun boynunu sikarak kolayhkla <;ocugu 91karm1§.
Sonra da: " Bu lokma, senin dilenciye verdigin lokmanm kaq1hg1d1r." demi§.
i§te boyle. Diinyada herkes, yapt1g1nm kar§1bgm1 bulur.
Ayetlerde; faziletin, en btiyiik ilim ve hikmet oldugu da anlatilmaktadrr.
Buradaki ilimden kas1t, ku§kusuz faydah olan, Allah'a yakla§tlran ilimdir.
Peyg,unber Efendimiz: "Ey Allah'Lm! Faydaszz ilimden sana sigimnm." bu-
Ayet: 113-114 Ni SA SURESi/ 4 303
yurmu~tur. Faydab ilimin insana verdigi destek, ahirette bile kesilmez. Ebfi
Hureyre'den (r.a.) rivayet edilen bir hadiste, Hz. Peygamber §Oyle buyurur:
''insan oldugii zaman, ur §ey hari~ , biitiin ameli kesilir. Bu Uf §ey; sadaka-i
cariye,faydalamlan ilim ve kendisine dua eden hayirh ~ocuktur."<7 s)
Kfunil ins an, nefsinde bir deger goremiyecegine gore, amelinde ne deger
gorebilir? Kulun, dogdugu gtinden oldilgti gtine kadar yapacag1 ameller, onun
varhgmm nimetini dahi kar§Ilayarnaz.
«Kim, Allah '1n r1zas1n1 elde etmek i~in bunu yaparsa... » yani sadaka
verir, iyilikler yapar ve darg1nlar1n aras1n1 bulmak i<;in <;ah§IISa «biz ona, ya-
ktnda biiyiik bir tniikafat verecegiz.» Dtinya menfaatt ic;in bunlan yapan
78- Buhar1 edeb bahsinde; Ahmed b. Hanbel de Musned'de rivayet etmi§tir. Bkz. Feyzu'l-
Kadfr.
79- Tim1iz'i, Ebii Davud, Ahmed b. Hanbel ve Taberanl rivayet etmi§tir.
304 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
lcimse hor goriilmii§ttir, as1l olan Allah'm nzas1dlf. <;unkii amelleri, hayu i§le-
rini gosteri§ ve ba§kalanna i§ittirmek i~in yapan, ecir almaktan mahrum olur.
115. «Kendisine dogru yol belli olduktan sonra, kim peygambere
kar§t ~1kar ve mii'minlerin yolundan ba§ka bir yola giderse onu ..• »
Mficizelerin verilmesiy le, kendisine dogrunun ne oldugu bildirildikten sonra,
Hz. Peygamber'in ntibtivveti anlat1lchktan sonra, yine peygambere muhalefet
ederek kar§1 geleni ve mti'minlerin takip etmi§ olduklan iman ve amel yolu-
nun di§mda bir din takibedeni «o yonde b1rak1r1z ve cehenneme sokanz.»
Onu, gitmek lizere oldugu sap1k yolda devam ettiririz ve se~mi§ oldugu yolda
kendisini rezil ederiz. Sonunda da kendisini cehenneme sokanz. «0» cehen-
nem «ne kotii bir yerdir .»
Akllh insan, mti'minler topluluguna ayk1n dil§memelidir. Stiriiden ayn-
lan koyunu kurt kapar. Dogru olan yol,. mtiminlerin yoludur. Cennete ve Al-
lah'a kavu§maya gottiren yol da o yoldur.
isiam oncesi Araplar1nda bir adet vardi. Birisinin devesi be§ defa dogu-
rur ve be§inci yavrusu da erkek olursa, onun kulag1n1 delerler ve o hayvana
binmekten, etini ve silti.inti yemekten vazge9erlerdi, o hayvandan yararlanma-
nm, kendilerine haram oldugunu kabul ederlerdi. Sularm1 i9se engel olrnazlar,
otlaga \:Iksa ahkoymazlardi. Bu ti.ir deveye "bahira" derlerdi. "Saibe" ise: Ser-
best, ba§I bo§ b1rak1lm1§ deve demektir, bu hayvan, diledigi yere giderdi. 0
donemin insanlar1: " Ben §ifa bulursam devem saibedir, veya kaybolan kim-
sem gelirse devem sfilbedir" derlerdi. Buna da yukanda sozti g~en ballrra de-
vesi gibi muamele ederlerdi.
8 1- Seyhan yani, Buhari ve Mi.islim rivaye t e tmi~tir. Onlann rivayeti: "Yiiz ktllanm a/an veal-
dtrtan adama Allah lane! etti. .. " ~eklindedi r. Ahmed b. Hanbel de, buna benzer bir Iaf1zla
rivayct clmi~tir. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr, 3/14.
308 RUHU'L-BEYAN Ciiz:5
«Kim Allah '1 b1rak1p da ~eytan1 dost edinirse» yani, §eytan1n davet
ettigi §eyleri, Allah'm emirlerine tercih ederse, «§iiphesiz ki o, apa~1k bir za-
rara ugram1§hr.» c;unkti o, cenneti cehennemle degi§mek suretiyle, biitlin
sermayesini kaybetmi§tir. ·
120. «Onlara vaadde bulunur ve» uzun omiir mal, dtinya hayatlannda
elde edecekleri mevki, makam, lezzet ve §ehvetlerini tatmin etme va'dinde
bulunur, oldtikten sonra dirilmenin, hesapla§manm ve cezan1n olmayacag1 gi-
bi §eyleri soylemek sfiretiyle «onlar1 iimitlendirir; halbuki §eytan1n onlara
vaadi aldatmacadan ba§ka bir §ey degildir.» Bu da, zarar olan bir yerde
fayday1 ortaya <;tkarmaktir. $eytan bu vaadi, ya vesvese vermek sfiretiyle, ya
da kendi dostlannm diliyle vermektedir.
$eytan1n; insanlan yoldan ~tkarmaktaki ilkesinin, dtinyada bulunan §ey-
leri silslemek oldugunu, insanlann kalblerine baz1 limit ve kuruntular verdigi-
ni iyi biliniz. $eytan, insan1n gonlilne, omrilniln uzun olacag1m, dtinyadaki ar-
zularma kavu§acag1n1, mal ve makam elde edecegini yerle§tirir. i§te biittin
bunlar, aldatmadlf. c;unkii <;ok defa, omrti uzun olmaz ve umdugunu da bula-
maz. Allahii Teala, §eytan1n verecegi soz ve kuruntulara kar§1, kullarm1 uyar1-
yor. Boylece §eytan, onlan kand1np aldatmayacak, sonu~ta da, en ytice ma-
kamlan ve en faydah §eyleri ka9irmayacaktrr.
Akilh insan, §eytan1n dedikodulanna uymay1p, Allah'm nzasma uyan-
drr. Yiice Kitab'a s1IDs1k1 sanhp, Resfililntin stinnetinden aynlmayandu. Ytice
dereceler elde etmek i~in, bu iki kaynaga sanlan insandir. Akllh olan ii;in bu
kadar ogtit yeterlidir.
121. «l~te bunlarin,» yani §eytan1n dostlann1n «yeri cehennemdir .»
Onlarm karargfilu cehennemdir. «Oradan ka~acak bir yer de bulam1yacak-
lard1r.»
Allahti Teala bu ayette, hem cenneti ve hem de cennete lay1k ki§ileri ya-
rattig1na i§aret ediyor. i§te o cennetlik k.i§iler, mutlu insanlard1r. Cehenne111i
ve cehennemlikleri de yaratmt§tlr. Cehennemlikler ise, mutsuz, e§kiya insan-
lard1r. ~eytan1 da; stisleyici, bo§ §eyleri emredip onlara ~ag1nc1 olarak yarat-
ffiI§tlr. iyi anla. in§allah §eytandan uzakla§rrs1n.
Ayet: 120- 122 NiSA SURESi/4 309
haksiz/iga ugrahlmazla.r.
125. iyilik yaparak, kendisini Allah'a teslim edip hakka yii-
nelen ve hanif ibrahim'in dinine tabi olandan dince daha gii-
zel kim vardir? Allah ibralzim 'i dost edinmi§tir.
126. Giiklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'indir. Allah her
§eyi ku§aticidzr.
122. «inan1p guzel i~ler yapanlar1 •..» i§lerin iyi olmas1, samimiyetle
yapilmas1du. Gtizel i§, yani amel-i salih, yapilan i§lerin, sirf Allah nzas1 i9in
yap1lmas1dir. Bu, namaz ve zekat gibi yapilan biltiin amelleri i"erisine ahr.
«Altlarindan 1rmaklar akan cennetlere koyacag1z.» Bu rrmaklardan; su,
slit, §arap ve bal akar. «Orada ebedi olarak kalacaklardir.» Cennete giden
bu insanlar, orada siirekli olarak kalacaklardrr. Gtizel i§lerle (salih amel) ima-
run bir araya konup ayn1 seviyede zikredilmesi, yani " inantp guzel i§ler ya-
panlar" diye ifade buyurulmas1, "kafirin taati fayda vermedigi gibi, iman ol-
duktan sanra giinah zarar vermez" iddiasm1 bo§a c;Ikarmak i9indir. Aynca bu
ifadeden anla§tld1g1na gore, hem iman etmek, hem de salih ameller yapmak
sevap kazandrrrr. «Buda Allah'1n ger~ek vaadidir.» Allah'1n onlara ger9ek-
ten vaadi budur. Bu vaad ger9ek olan vaaddir. «Allah'tan daha dogru sozhi
kim olabilir?» Burada, inkari bir soru vardrr. Soz ve vaad bakim1ndan, Al-
lah'tan daha dogru hi<;bir kimse yoktur. Allah, her soz soyleyenden daha dog-
ru soz soyler. O'nun vaadi, kabu1 edilmeye en layik olandir.
Hasan el-Basri der ki: " iman, temenni ile olmaz. iman kalbe yerle§ir,
~alih runel de iman1 tasdik eder. Baz1 topluluklan, bagt§lanma kuruntusu oya-
iad1 da, hi~bir iyilik yapmadan diinyadan aynhp gittiler. Ve onlar dediler ki:
"Biz Allah'a guzel zanda bulunuruz." Halbuki bu sozlerinde yalanc1dirlar.
Eger Allah'a gtizel zanda bulunsalard1, giizel runeller i§lerlerdi.
«Kim bir kotiiliik» veya ~irkin §ey «i~lerse,» er ge9 «onunla cezalan1r
· ~ kendisi i~in, Allah'tan ba~ka dost da, yard1mc1 da bulamaz.» Onun
·r~Ila~acag1 bu ceza ve azab1 onleyecek ve kendisine yard1m edecek hi9bir
· ~~ bulamaz.
Ayet: 122- 125 Ni SA SURESi/ 4 311
124. «Erkek olsun, kadtn olsun, kim mii'min olarak,» gtictintin yetti-
gi kadanyla «giizel i§ler yaparsa ... » Nice insanlar vard1r ki, onlara ne hac, ne
zekat ve ne de cihad farz degildir. <;unkti gti9leri yoktur. Bu yapilan gtizel
amellerin faydah olmas1 i9in, gergek bir iman gerekir. iman olmadan, yapilan
giizel i§lerin hi9bir faydas1 olmaz. «i~te bunlar,» yani salih ameller yapan
miiminler, «cenncte girerler ve zerre kadar bile haks1zhga ugratdmaz-
lar .» Yapmt§ olduklan salih amellerin kar§1hg1ndan hi9bir §ey eksiltilmez.
itaat edip, salih ameller i§leyen kulun sevab1 eksilmeyecegine gore, isyan
ederek kottiltik i§leyen k:ulun da cezas1 artm1yacaktir. Ne i§lemi§lerse, i§ledik-
lerinin kar§1hklann1 alacaklard1r. <;unkii, bunlann kar§1hg1n1 veren Allah,
merhametlilerin en merhametlisidir.
Nisabfiri der ki: "iyiliklerin kat kat olmas1n1n hikmeti, has1mlar toplan-
d1g1 zaman, kulun iflas etmemesi i9indir. Has1mlara bir pay odenir, dokuz pay
da sahibine kahr. Kullarm yaptlklar1 haks1zhklann kar§Il1g1, i§lenmi§ olan iyi-
liklerin ashndan degil, yap1lan kat kat ilavelerden odenir. <;unkii kat kat ilave,
Allahti Teala'nm fazhndandrr. Bir iyilige, ashnda bir sevap verilir."
Ku§kusuz, biitiin salih ameller, imarun nurunu artlnr. Senin de iyi amel-
ler yap1p, Allah'a itaatte bulunarak, ilfilll bilgilere ula§man gerekir. <;unkti Al-
lah'1 bilmek, amellerin en tistiiniidiir.
Daha sonra Allahti Teala, ibrahim dinine uyanlan te§vik etmek iizere,
«Allah, lbrahim'i dost edinmi§tir» buyurmu§tur. Ona birtak.tm kerametler
vererek, se9kin kullanndan laJm1§tir. Dostun dosta olan dostlugu gibi, i9li d1§-
h bir durum meydana gelmi§tir.
Hadis-i §erifte §Oyle buyurulur: " Allahu Teala, ibrahim'i dost edindigi
gibi beni de dost edindi. Ben de, Rabbimden ba§kaszm dost edinecek olsay-
dzm, Ebu Bekir'i dost edinirdim. "(82> Y ani, benim sITT1m1 bilmek tizere, eger
kullardan birini dost edinmem caiz olsayd1, Ebfi Bekr'i dost edinirdim. Fakat
benim srrnmt Allah'tan ba§kas1 bilemez. Her §ey ona baghdir, o ise asla Al-
lah'tan ba§ka hi¥bir §eye bagh degildir. Ya Rabbi! Bizi onun §efaatma kavu§-
tur.
mu§tur.<s3>
«De ki: 'Onlar hakk1ndaki fetvay1 size Allah veriyor:>> Onlarm mi-
rastan ne kadar pay alacaklann1 Allah a~tkltyor. "ifta" yani fetva vermek, ka-
pall ve mti§kil bir §eyi ac;iklamaktu. Burada Allahii Teala'ya atifda bulunula-
rak, kadmlar konusundaki fetvay1 O'nun verdigine i§aret ediliyor. Aynca:
"Allah size rocuklann1z hakkmda ... tavsiyede bulunur" (Nisa: 11) ayeti de
buna dayanak oluyor.
Miras, ya da ba§ka konularda «yazllan haklann1 vermediginiz ve ken-
dileriyle» mallan ve gtizellikleri i9in «evlenmeyi istediginiz yetim kad1n-
lar .» yani gtizellikleri veya zenginlikleri dolay1s1yla velisinin kendisiyle ev-
lenmeyi istedigi kadmlar «Ve zay1f ~ocuklar hakk1ndaki ve yetimlere adil
davranman1z,» onlara haklar1n1 ve mallann1 tam olarak vermeniz «hususun-
daki hiikiimleri, Kur'an'da size okunan ayetler a~tklar.'» Miras ve buna
benzer diger htikiimleri size, Kur'an ayetleri farz kilar.
Araplar, c;ocuklara mirastan pay vermezlerdi. T1pk1 kadmlara vermedik-
leri gibi. Sadece, i~leri goren erkeklere mirastan pay verirlerdi. Kur'an'da on-
83- Bkz. Taber'i Tefsiri, Kurtubi, ibn Kesir ve Arnsl'nin Ruhu'l-M e'OniTefsirleri.
Ayet: 127 NiSA SURESi/4 3 15
Iara okunan ayetlerden kas1t Allahii Teala'n1n: " Temizi piste degi§tirmeyin .
MallannLZLonlann mallarma katarak yemeyin" (Nisa: 2) buyrugudur.
Yukanda belirtilenler ve diger konularda, «ne hay1r i§lerseniz, ~iiphe
siz ki Allah onu» mutlaka «bilir.» Sizleri ona gore hesaba yeker.
Ak1lh insan1n yapacag1 §ey, Allahti Teala'nm emirlerine itaat edip, ba§-
kalannm malm1 yememek , tam tersine, yetim ve yoksullara, elinden geldigin-
ce yard1mda buluntnaktrr .· ·
Hatem el-E sam ~oyle der: '' 0 9 §ey vardrr k.i, diger ti~ §eye baghdrr. 0
ti~ §ey olmaksizin, diger ti9 ~eyi iddia eden yalanc1drr:
Ayette ge~en "ne haytr i§lersen.iz" ifadesi, hayrr yapmaya te~vik ve he-
veslendirmek anlam1 ta§rr.
Anlatild1g1na gore, Ebfi Hanife'nin dtikkan1na bir kadm gelip, elbise al-
mak ister. Ebu Hanife de , 400 dirhem degerinde yeni bir elbise 91kanr. Kad1n:
" Ben fakir bir kachn1m. Bir klz1m var. Onu kocaya vennek istiyorum. Bu el-
biseyi bana, uygun bir fiyatla sat" diye ricada bulunur. Ebfi Hanife de: " Dort
dirheme al" der. Kadm: "Benimle a.lay m1 ediyorsun?" diye ~1k1~1nca, Ebfi
Hanife : " Alay edenlerden olmaktan Allah'a s1g1n1nm. iki tane elbise satm al-
IDI§tlm. Bir tanesini satarak sermayesini kurtard1m. Ancak dort dirhem eksi-
gim kaldi. 0 dort dirhem de bu elbiseye kald1" der. Bunun iizerine kad1n, dort
dirhem verip elbiseyi ahr ve sevirn;li bir halde evine <loner.
ibadet et, fakat uykuyu da terketme" der.<841 ~iddetli bir §elcilde riyazete dal-
mak, insan1n gticiinti keser. Onun i\:indir ki Hz. Peygamber: " Bu din metin-
dir (gu~:!Udur, serttir.) Ona yu1nu~'aklikla s1zmaya bak" buyurur.<851 Bu soztiy-
le de, nefislere fazla §eyler ytikletilerek, gii~ yetiremiyecegi §eyleri emretme-
meyi tavsiye etmi§tir. Eger oyle yap1hrsa, giicti kalmaz ve <linden de, amelden
de yoksun kahr. Hz. Peygamber (s.a.v.), nefsinin hakkrm verme konusunda
orta bir yol izlerdi. Bu konuda gayet adaletli davranrrd1. Bazan orm; tutar, ba-
zan tutmazd1. Hem ibadet eder, hem de uyurdu. Kad1nlarla evlenirdi. Bazan;
tath, bal ve tavuk gibi buldugu §eyi yerdi. Bazan da, §iddetli a91Iktan dolay1,
karnma ta§ baglardi.
Ey gafil insan! Kendine ve gidecegin yere dikkat et! Nefsine uymu§ bir
kul olmaktan §iddetle salan! Olmeden once kendini diizelt! Yapt1g1n biitiln
haraketlerde ve soyledigin biitiin sozlerde kendini hesaba 9ekip olc;iilii dav-
ran! <;iinkil Allah, her §eyi 9ok iyi bilir. O'nun bilgisi her §eyi ku§atm1§tlr.
Her tilrlii a§inhktan kac;1n!
128. «Eger bir kad1n, kocas1nin ge~imsizliginden veya kendisinden
yiiz~evirmesinden,» ona eza cefa etmesinden ve onunla sohbet etmemesin-
den «korkarsa» ve kocasmm bir serke§lik yapabilecegini dii§iiniirse ... Koca-
n1n han1mmdan ytiz 9evinnesi, onunla oturmamak veya onunla konu§mamak
§eklinde ortaya c;Ikabilir. Bunun da baz1 sebepleri vardir. E§ler aras1ndaki ya§
farki, goziin kendi e§inin d1§mda olan 9irkin §eyleri gormesi suretiyle onlara
tama etmesi gibi.
Bu ayetin, Muhammed b. Mesleme'nin kiz1 Huveyle ve kocas1 olan Sa'd
b. Rehl' hakk1nda nazil oldugu rivayet edilir. Sa'd, Huveyle'yi gen~ken ahru§-
h . Huveyle ya§lan1nca, gen~ bir kadmla daha evlenip, bu gene; kachrn Huvey-
le'ye tercili etmi§ ve ona eziyet vermeye ba§larrt1§tI. Huveyle de Hz. Peygam-
ber'e gelip §ikayette bulununca, bu ayet inmi§tir. i§te o zaman, kad1mn mehi-
rin bir k1sm1n1 veya tamam1n1, bag1§lamas1, ya da kendi nobetini vermesi
sfiretiyle, «aralann1 diizeltip anla~malar1nda bir sak1nca yoktur.» Nite-
kim, Hz. Sevde (r.a.) da oyle yapm1§tl. Hz. Peygamber'in e§i ve mii'minlerin
annesi olan Sevde, ya§h bir han1mdi. Hz. Peygamber bu e§ini bo§amak iste-
mi§ti. Sevde ise, Hz. Ai§e'nin (r.a.) Peygamber (s.a.v.) in kalbinde olan yerini
Haddad! der ki: "E§ler aras1ndaki anla§manm mutlaka boyle olmas1 ge-
rekmez. E§lerden bir tanesi, e§it §ek.ilde bolti§me talebinde bulunursa, ona go-
re davran1hr."
Leys §byle anlatu: "Bana ula§an habere gore iblis, Nuh peygamberle
kar§ila§ffil§ ve ona: 'Ey Nuh! K1skan~hk ve cimrilikten sak1n. Ben, Adem
peygamberi k1skand1m ve cennetten ~1kanld1n1. Adem peygamberin de bir
agaca cimrilik etmesi, o agac1n kendisine yasaklanmas1na ve bu nedenle de
cennetten kovulmasma sebep oldu' demi§tir."
Rivayet edildigine gore s:irkin bir adam, s;ok giizel bir kadmla evlenmi§-
ti. Bu giizel kad1n bir giin kocas1na bakarak: "Elhamdiilillfill-Allah'a hamdol-
sun" demi§." Adam da: " Sana ne oluyor ?" diye sormu§. Bunun tizerine ka-
d1n: "Sen de, ben de cennet ehlinden oldugumuz i9in Allah'a hamdettim. <;iin-
kii sana benim gibi gtizel bir kadm verildi, Allah'a §i.ikrettin. Bana da senin gi-
bi biri verildi, sabrettim. Allahii Teala da, sabredenlere ve §tikredenlere cen-
neti soz vermi§tir."
129. «Ne kadar isteseniz de, kad1nlar aras1nda adil davranmaya gii~
yetiremezsiniz.» Siz ne kadar ugra§san1z da, kad1nlar aras1nda e§itlik sagla-
y1p, adaleti saglainaya gli~ yetiremezsiniz. Onun i<;indir ki Hz. Peygamber
(s.a.v.), hanrmlan arasmda gtinlerini taksim edip adaleti saglar, daha sonra da:
" Ey Allah'im! Bu taksim, benim gucum oraninda yaptzgzm bir taksimdir. Sa·
dece senin giicun dahilinde olup, benim gu{: yetiremedigim §eyler hakkmda
beni hesaba fekme!" diye dua ederdi.<86> Boylece de, sevgi konusunda e§itlik
saglamay1 dilerdi. Hz. Ai§e'ye fazlaca bir sevgisi vardi.
86- Siinen sahipleri ve Ahmed b. Hanbel Miisnedde rivayet etmi~tir. Bkz. ihn Kesir Tef.siri,
1/445.
87~ Ebu Davud, Nese1, i bn Mace ve Ahmed b. Hanbel Miisnedde rivayet etmi~tir. Bkz. el-Fet-
hu.'l-Kebfr, 2/233.
Ayet: 129-130 NiSA SURESi/ 4 319
ibn Mes'ud §6yle der: "K1yamet giintinde kul insanlann huzuruna 91kan-
hr. Bunun tizerine bir mtinadi: 'Bu, falanca ki§idir; ki1nin ondan hakk1 varsa
gelsin alsm.' diye sesJenir. 0 esnada kadm, evladmdan, karde§inden, babasm-
dan, ya da kocasmdan alacak hakk1 var timidiyle sevinir." Daha soma ibn
Mes'G.d: " ... 0 gun, aralannda soy baglannm bir degeri kalmaz ve birbirleri-
ne bir ~ey de soramazlar" (Mtiminfin: l 01) ayetini o~ur. Yiice Allah der ki:
"Bunlara haklann1 verin." 0 da: "Ey Rabbim, ben diinyada degilim, nereden
vereyim ?" der. Bunun tizerine meleklere: "Bu adam1n salih amellerinden alm
ve onlardan insanlara istedikleri kadar verin. Eger bu adam Allah dostu ise,
hardal tanesi kadar bile iyiligi varsa, Allah o iyiligi artirarak o kimseyi cenne-
te koyar" der. Daha sonra da: "§iiphesiz ki Allah, hi{· kimseye zerre kadar
haksizlik etmez. Yapilan iyilik zerre kadar da olsa, onu kat kat artlnr. Ve ya-
pana katzndan kat kat iyilik verir" (Nisa: 40) ayetini okur. Eger bu kimse ha-
yirs1z birisi ise melekler: " Ey Rabbimiz, iyilikler ti.ikendi, fakat alacakblar
var" derler. Meleklere: "Alacakhlarm kottiltiklerinden ahn ve bu adamm ko-
ttiHiklerine ekleyin. Sonra da bu adam1 cehenneme atm" denir. Bunun iyindir
ki, tevbeleri kabul edip, glinahlari bagi§layan o yiice Allah'a tevbe etmek ve
O'na donmek gerekir.
Rivayet edildigine gore, Eba Mansur b. Zilkeyr, salih ve zahid bir adam-
m1§. Oltimti yakla§ttg1 zaman devamh aglamaya ba§lam1§. Ona: " Oltimtin
yakla§mca niyin aghyorsun" di ye sorulunca: " Daha once girmedigim bir yola
girdim" cevab1n1 vermi§. Oglu onu, oltimtinUn dordtincii gecesinde rilyas1nda
gormti§ ve: "Babac1g1m Allah sana ne yapti" diye sonnu§. Babas1 da: "Yav-
rum! Durum, gordtigtinden ve zannettiginden daha zor. Adillerden daha ~da
letli bir kralla kar§1la§tim. Has1mlan \:eki§irken gordtim. Rabbim bana: "Ey
Eba Mansur! Sana yetmi§ yil omtir verdim. Bugtin sende ne var ?" diye sordu.
Ben de: "Ey Rabbim! Otuz defa hacca gittim, elimle kirk bin dirhem tasad-
320 RUHU'L-BEYAN Ciiz:S
dukta bulundum ve krrk defa da sava§a kat1ld1m" diye cevap verdim. "Bunlan
kabul etmedim" buyurdu. Ben de: "Oyleyse mahvoldum" dedim. Bunun iize-
rine Allahti Teala: "Ey Eba Mansur! Bu §ekilde azap etmek benim §an1mdan
degildir. Bir 1ntisltiman1n eziyet ~ekmemesi i~in, yoldan ta§I kald1np, stkmtly1
giderdigin gtinti hat1rlam1yor musun? Ondan dolay1 sana merhamet ettim. iyi-
lik yapanlann mtikafatiru zayi etmem" buyurdu. Bu hikayeden anla§thyor ki,
yoldan bir engeli kaldumak, affedilip bagi§lanmaya sebeptir. Oyleyse, insan-
lann s1k1ntilanru gidermek de, k1yamet gtinlinde o s1k1ntty1 giderenler i~in
~ok btiytik faydalar saglar. Hele mti'minlerin ve aile fertlerinin siktntdann1 gi-
derenlere, kat kat daha fazla sevap verilir. c;tinku hadiste: Musliiman, diger
11
88- ~eyhan rivayet etmi§tir. Hadisin devarmnda: "Muhcair de, Allah'm yasakladigi §eyden ka-
randtr" ifadesi yer ahr. Bkz. Camiu'l-Usfil, 1/240.
A.yet: 131-132 Ni SA SURESi/ 4 321
131. «Goklerde ve yerde» varhklar olarak her «ne varsa, bepsi» ve on-
lar1n rtzlklan «Allah'1nd1r,» Allah'a aittir. «Sizden once>> ge<;en milletlerden
«kendilerine kitap verilenlere,» yani yahudi ve hrristiyanlara verdigimiz ki-
taplarda «Ve» ey Muhammed timmeti «size» de kendi kitabm1zda «Allah'tan
korkman1z1 emrettik.» Ayette ge9en "lam", cins Iam'1 olup, semavi olan bti-
ti.in kitaplan kapsar. Size ve onlara dedik ki: «Eger inkar ederseniz, bilin ki
goklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'1nd1r.» Btitiin varhgm ger9ek sahibi
Allah't1r. Allah, sizin inkann1zdan ve isyanm1zdan bir zarar gormedigi gibi
takvanizdan ve ona hamdetmenizden de bir fayda gormez. «Allah hudutsuz
zengindir,» ne yarat1klara ve ne de onlann ibadetlerine muhta~ degildir,
«ziyadesiyle ovgiiye lay1ktlr.» Kullar O'na hamdetse de, etmese de, yine de
hamde Iayik olan O'dur.
89- B u hadisi Buharl, "m.aehadiin esbara..." ~eklinde rivayet etmi~tir. Metinde gori.ildtigti ~ekil
de ise, Muslim ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmi§tir.
A.yet: 133-134 NiSA SURESi/ 4 323
«Allah,>> i§itilmesi gereken her §eyi «~ok iyi i~iten,» goriilmesi gereken
her §eyi de «~ok iyi gorendir.» Cihada ~1kanlann gayelerini ve isteklerini
9ok iyi bilir. Bu ayette, gosteri§ yapan mtinafiklara bir tehdit vardtr. Hadis-i
§erifte §5yle anlatthr: "Allahii Teala Adn Cennet'ini yarattigt zaman, o
cennette, hifbir gozun gormedigi, hif·bir kulagin i§itmedigi ve hifbir insanLn
gonlunden gefmeyen bir .Jey yarattr. Sonra da ona: "Konu§'' di ye emretti. 0
da Uf defa: "Mu'minler kurtulu§a erdiler" dedikten sonra, " ben, gosteri§ ya-
pan her cimri insana yasagzm" diye ilavede bulundu. "<90>
135. «Ey iman edenler! Kendiniz veya ana babamz ve akrabamz aley-
hine de olsa, (hakk.1nda §ahitlk yapacagm1z ki§i) zengin de olsa, fakir de ol-
sa, Allah i~m adaleti uygulayan §ahitler olunuz! » Biitiin i§lerinizde mutlaka
adaleti yerine getirmeye 9al1§1IlIZ. ~ahitliginizi Allah n zas1 i9in yap1mz. Allah'm
sizlere emretmi§ oldugu hak.la ortaya ~Ikar1111z. Y apm1§ oldugunuz bu §ahitlik,
kendi aleyhinize bile olsa, dogruyu soyleyiniz. insanm kendi a.leyhine §ahitlik
yapmas1, ger~gi soylemeS.dir. ~ahitlik; b~kalan hakkmdaki bilgileri ortaya
koymaktir. Bu bilgiler, kendinin veya ba~asmm aleyhine olsa bile.
anne ve babas1 aleyhine §ahitlik etmesi, onlara isyan anlamma gelmez. <;ocu-
gun, anne veya babas1 aleyhine §ahitlik yapmaktan ka<;1nmas1 helal degildir.
<;unkti, onlar aleyhine §ahitlikte bulunmas1, onlann yapmalan muhtemel olan
haks1zhg1n ortadan kald1nln1as1n1 saghyacaktir. Onlann lehine §ahitlik yap-
malan ise, kabul edilmez. Ana-babanm 9ocuklan haklandaki §ahitligi de boy-
ledir. <;unkti, baba ile 9ocuklar aras1ndaki menfaatler birbirine baghdtr. Bun-
dan dolay1drr ki, <;ocuklara zekat vermek caiz degildir. Bunlardan birisine §a-
hitlik yapm1§ olmalar1, kendileri lehine §ahitlik yapml§ olmalan anlami ta§rr
veyahut da, tohmet altinda .kahrlar. Onun i9indir .ki, <;ocuklarm, anne ve baba-
lar1 lehinde §ahitlik yapmalan, caiz gortilrnemi~tir.
9 1- imam Buhari ve Ahmed b. Hanbel Musned'de rivayet etmi§tir. Bkz. Camiu'l-UsiU, 6/568.
326 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
137. «inan1p>> yani Hz. Musa'ya inan1p «sonra» buzag1ya tapmak sure-
tiyle «inkar eden» yahudiler, «sonra inan1p tekrar» inciJ ve isa peygamberi
«inkar eden, sonra da» Hz. Peygamber'i inkar etmek sfiretiyle «inkannda
ileri gidenleri,» bu inkarlannda devam ettikleri mtiddet~e, «Allah, ne bag1~
layacak ve ne de dogru yola iletecektir.» Kurtulu~lan i~in onlara yol verme-
yecektir. inkarlanndan dolay1, onlan ylizi.isti.i brrakacaktir.
328 ROHU'L-BEYAN Cuz:5
(Mtinafikun: 8) buyuruhnaktadir.
140. «0, kitapta», yani Kur'an'da «size §oyle» bir htiktim «indirmi§ti:»
330 RUHU'L-BEYAN Cti.z:5
Rivayet edildigine gore ytice AU ah, YO.~a· b. NO.n'a §oyle ilhamda bulun-
mu~: ''Senin toplumunun ile1i gelenlerinden kirk bin, kottilerinden de altm1~
bin ki~iyi helfil< edecegim. '' Bunun lizerine Hz. Yfi§a': " Ey Rabbim! Kottileri
anladnn, fakat iyileri neden peri§an edeceksin ?" diye sorunca. Allahti Team
~u cevab1 venni§tir: Onlar, beni1n k1zd1gun §eylere k1zmay1p, kottilerle bir-
11
96- Bu hadisi ~eyhan, Ahmed b. T-fanbcl vc EbG Davud rivayet etmi§tir. Ebu DavGd'tm lafz1:
"Ruhlar, bir araya gelmi~ ordulardir. Tam~·anlar iilfet kurarlar, zttla~·anlar ise iluilafa dii-
§erler" ~eklindedir. Bkz. el-Fethu'l-Kebf.r. 1/506.
A.yet: 140- 142 Ni SA SlJRESi/ 4 331
san, tevbe etmi§ olabilir. Toplumda lider durumunda olmayan bir kimse, mti-
zikli ve oyunlu bir davete <;agnlmca, bu davete g ider. Fakat gi.icti yeterse, bu-
na engel olmas1 gerekir. Mtiftti ve hakim gibi, lider durumunda olan birisi,
miizikli ve oyunlu bir toplant1ya vagn hnca, bu mtizik ve oyuna en gel olmak
§art1yla gidebilir. Eger engel olamazsa, toplantiy1 terkeder. Eger bu davet, bir
m asa ba§1na yap1h yor ve orada i<_rki ic;iliyorsa, kendisine uyulan bir kimse ol-
masa da oray1 terkeder.
141. Ey Mtiminler ! Size kotti bir durumun isabet etmesi i<;in, «sizi go-
zetleyenler, size Allah taraf1ndan bir zafer» ganimet veya bir gil<; «verildi-
ginde: 'Sizinle birlikte degil miydik'» size arka 9tlan1yor muyduk? Eide et-
tiginiz ganimetlerden bize de verin! «derler. Kafirlerin zaf'erden bir paylan
olsa,» o zaman da o kafirlere: «'Size iistiinliik saglayarak, mii'minlerden
korumad1k m1?'» Mtisli.imanlara sut 9evirmedik mi ? Onlan esir ahp oldiir-
meniz i<;in size yard1m etmedik mi ? Oyleyse bize dti§en pay1m1z1 verin ,
«derler. Allah, aran1zdaki hiikmilnii, k1 yamette verecektir.» Mii'minlerle
mlinaf1klar arasmdaki hi.ikmti, k1yamet gtiniinde Allah verecektir. Herkese uy-
gun olan ceza veya mtikafati 0 verecektir.
ibn Mes'fid'a (r.a.), en alt katm ne oldugu sorulunca: " Kap1s1 olmayan
demirden tabutlardir" cevab1111 vern1i§tir.
"Mtinaf1k, neden kMirden daha ~ok azap 9ekecek?" diye soracak olursa-
Ayet: 143 - 145 NiSA SURESi/ 4 333
. n1z, §Oyle deriz: " inkar etme bak.1m1ndan, mtinafJ.k. da kafir gibidir. Aynca
miinaf1k, inkanna, dinle alay etmeyi ve miisliiman1an kandmnay1 da ilave et-
mi§tir. Mtinaftklar, kafirlerin en pisleridir."
"Miinaf1k kimdir?" diye sorarsan1z, §Oyle cevap veririz: " ~eriata gore
milnaflk, iman1 ac;1klayarak ktifriinii gizleyendir. Giinah i§leyene mtinaflk ad1
verilmesinin sebebi ise, gtinalunm btiytikli.igi.inii ifade ederek onu tehdit et-
mek ve ameli itibariyle ona benzedigini belirtmek ic;indir. Ve gtinah i§lemek-
ten ahkoymak ic;indir." "Namaz1 kasten terkeden kafir olur." ifadesinde oldu-
gu gibi.
97- Bu hadisi, Nese1 Sunen'de Kitf.ibu'l-iman bahsinde rivayet etmi§tir. Buhari ve Mtislim ise:
"MunafLgin belirtisi il{tiir. Konu~unca yalan soy/er, soz verince cayar ve akit yapmca ca-
yar, ahdini bozar." §eklinde rivayet edcrler. Bkz. Ciimiu'l-Usut, 11/570.
334 RUHU'L-BEYAN Cuz:5
147. «Eger ~iikreder iman ederseniz, Allah size niye azap etsin?»
Ayetin ba§mdaki "ma" soru edati olup, olumsuzluk ifade eder. Allah size ne-
den azap etsin? Ku§kusuz etmez. Siz §ilkredip imana geldik.ten sonra, Allah
ofkelenip sizden intikam m1 alacak? Boylece bir zaran giderip, menfaat m1
kazanacak? Asla boyle bir §ey olarnaz. <;ilnkU Allah,. bunlann hiybiriyle §i.ik-
reden mti'mine azap etmez. 0, ihtiya9 sahibi degildir, kendisine menfaat sag-
lamaktan ve zaran uzakla§trrmaktan da miinezzehtir. Allahti Teaia'n1n, ayette
boyle ifade buyurmasm1n hikmeti, milkellef mii'minleri imana ve itaata sev-
ketmek ve kotiiltik yapmaktan ka91nmaya te§vik etmektir. Burada sanki §U
denmek istenmi§tir: iyilik yap1p, kottiltiklerden vazgec;erseniz, size azap et-
mek O'nun kerem s1fatlna nastl uyar? Kullanna azap etmesi, O'na bir §ey ka-
zandirmad1g1 gibi, kotti davram§larma ceza vermeyip bag1§lamas1 da O'nun
gi.ici.inden bir §ey eksiltmez.
Kotiiliilderin birs;ogu sozle olur. Dilin kendisi kti~tik ama gtinah1 btiytik-
tiir. Hadiste: "Bela, konu§maya baglzdir" buyurulur.<98) Yani belanm vekili,
konu~ma orgarn olan dildir.
Anlattld1g1na gore, bir giin ibn Sikkit'le, Halife Miitevekkil birlikte otu-
rurken, Miitevekkil'in iki oglu Mu'tez ve Miieyyed yan.lanna gelmi§ler. Mtite-
vekkil: " Soyle bakahm! Senin iyin bu 9ocuklanm mi, yoksa Hasan ve
Htiseyin mi daha sevgilidir? diye sormu§. 0 da: " Allah'a yemin ederim ki,
Hz. Ali'nin hizmet9isi olan Kanber, senden ve 9ocuklanndan daha hayrrhdrr"
demi§. Bunun iizerine halife: " Bu adamm dilini kesin" diye emretmi§. Onlar
da kesmi§ler ve oldtirmti§ler. Ne gariptir ki, daha once ibn Sikklt, Mu'tez ve
Miitevekkil i':;in bir §iir soylemi§ti. Bu §iirde, insanlarm ba§1na gelen §eylerin,
ayaklar1 ytiztinden degil de, dilleri sebebiyle oldugunu, bildinni§ti:
Gencin ba§ma gelen dilinin sur9mesindendir,
Ayaklanmn kaymasmdan dolayz degildir.
Sozde siir9mesi, gencin ba§znz gotiirur.
Ayak surrmesi ise, zamanla iyile§ir.
98- Bu hadisi, ibn Ebi'd-Dtinya, Taberani, Beyhaki ve Hatib Bagdadi rivayet etmi~ olup, hadi-
sin lafz1 : "GillWhkiin anlatmaktan vaz nu ge~iyorsunuz ? Giinahkarm gun.alum anlatimz
ki, insanlar ondan sakmsmlar" §eklindedir. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr, l/32.
99- ibn Sem'ant ve Kudai rivaye t etmi~tir. Beyhaki ve Hatip de buna benzer bir laf1zla rivayet
etmi§lerdir. Bkz. el-Fethu'l-Kebir, 2/20.
Ayet: 149 NiSA SURESi/ 4 337
338 RUHU 'L- BEYAN Ciiz:6
Bunlar, imanla kiiftir arasmda, orta bir yol tutmak isterler. Oysa bu ikisi-
Ayet: 150- 152 NiSA SURESi/4 339
nin aras1nda orta bir yol yoktur. c;unkii Allah'a inanmak, O'nun rasfillerine
inan1p, onlan da kabul etmekle tamamlamr . Bir k1sm1ru inkar et1nek, sap1kbk
bakunmdan, hepsini birden inkar etmek gibidir.
153. «Kitap ehli senden, kendilerine gokten bir kitap indirmeni isti-
yor .» Bu ayet, yahudi din adamlann1n Hz. Peygamber'e (s.a.v.) gelerek:
"Eger gen;ekten peygamber isen, bize Hz. Musa'n1n getirdigi gibi, gokten,
bi.iti.in olarak bir kitap getir" demeleri tizerine inmi§tir. «Onlar Musa'dan
bundan daha biiyiigiinii isteyerek:» Y ani ey Muhammed! Eger onlann sen-
den istedigi §eyin btiyiik ve ag1r bir §ey oldugunu dii§tiniiyorsan, Musa'dan is-
tedikleri §ey bundan 9ok daha bi.iyiiktii. Sana teklif ettikleri §CY, onlann ilk
bilgisizlikleri degildir. Onlar Hz. Musa'ya: «'Bize Allah't, apa~1k olarak
goster' demi§lerdi de ...» Bunlar, Hz. Musa'yla birlikte dag1n eteginde bulu-
nan yetmi§ ki§iydi. Musa'n1n Allah'la konu§tugunu gordtiklerinde, dtinya ha-
yatlanndayken, kendi gozleriyle Allah'1 gormek istemi§lerdi. Bunun iizerine,
«zuliimleri sebebiyle kendilerini hemen ydd1r1m» gokten inen bir ate§
«~arpm1~b.» Zuliimleri de, imkans1z olan §eyi istemeleri ve i§i sarpa sarma-
larmdan kaynaklan1yordu. Allah'1 gormek istemelerinin sebebi, O'na olan sev-
gi ve O'nu yticeltme duygusundan kaynaklanm1yordu. Musa gibi, Allah'a olan
i§tiyaklan da degildi. Onlar1n bu istekte bulunmalan, sadece edepsizliklerin-
dendi. <.;iinkii onlar, isyankar insanlardi.
Mutlu insan, ba§kasmm nasihatm1 dinleyip ogiit alandu. lnkarc1 bir ka-
raktere sahip olan kimse, a9lk9a Allah'1 gorse bile, yine de inanmaz. Mii'min
karakterine sahip olan kimse ise, I§Ik serpintilerinin geli§inden, gormedigi
Peygambere, okumad1g1 kitaba da, a91k bir mucize olmadan inan1r. TipkI, Hz.
Peygamber'in: "Peygamber olarak gonderildim" demesi iizerine, Hz. Ebfi
Bekir'in "inand1m" deyip, derhal teslin1 olmas1 gibi.
lenmeye <;ah§tyorlardi.
154. Dini kabul etmeleri konusunda «Soz vermeleri i~in, Tur dag1n1
iizerlerine kaldirmt§»tJ.k.
bebi, iddia ettikleri gibi, kalpleri degil, kliftirleridir. «Arbk onlar,» i<;lerinde-
ki, Abdullah b. SeHim ve arkada§lan gibi «~ok az1 d1~1nda iman etmezler.»
Yahut da onlann iman1 az olup onem verilmez. c:;unkti onlar peygarnberlerin
bir kism1na inan1p, digerlerine inanmazlar.
~tiphesiz verilmi§ olan sozde durmay1p, ahdi bozmak, Allahti Teala'n1n
ofkesini kazanmaya sebep olur. Miimin; beladan kurtulmas1 i~in, verdigi so-
zlin hi.iktimlerini gozetip, geregini yerine getirmek mecburiyetindedir.
ibn bmer'in (r.a.) rivayet ettigine gore, Hz. Peygamber (s.a.v.) yanrm1za
gelip §Oyle buyurmu§tur: "Ey muhacirler toplulugu! Size ula§masmdan Al-
lah'a slgmd1gim be§ §ey vardir ki, onlardan imtihan edileceksiniz:
1- Bir toplumda, fuhu§ ar;1k bir §ekilde yaylldtg1 zaman, taun ve diger
hastallklar, hatta, oncekilerde goriilmeyen hastahklar ortaya r;zkar.
2-0lr;ii ve tartiyi eksik yap1nca da kzthga yakalanzrlar, §iddetli ar;lik
ba§gosterir ve idarecinin zulmu artar.
3-Mallannzn zekatzm vermezlerse, iizerlerine gokten damla bile dii§-
mez. (Yani kurakllk olur.) Hayvanlar olmasa, yagmur yagmaz.
4-Allah 'a ve Resulune verdikleri ahdi bozarlar da kendilerine di§ardan
bir du§man musallat olur ve ellerindekinin bir kismim allr.
5-0nderleri, Allah'zn kitabim ve rasulunun yolunu izlemezlerse Allah
onlarzn araszna korku salar." (l oo)
156. «Kiifiirlerinden ve Meryem aleyhine biiyiik bir iftira atmala-
rindan ... » isa peygarnberi inkar etmelerinden ve Meryem validemize zina is-
nad1nda bulunmalarmdan dolay1, yahudilere ceza verdik.
157. Aynca: «Ve: 'Biz Allah'1n peygamberi, Meryem oglu Mesih
isa'y1 oldiirdiik' demeleri sebebiyle (onlan lanetledik.)» Onlar isa pey-
gamberi, kendisiyle alay etmek i~in, "Allah'cn peygamberi" diye nitelemi§ler-
dir. Nitekim Peygamber Efendimize de: " Ey kendisine zikir indirilen sen
mutlaka delisin" (Hier: 6) diye hitapta bulunulmu~tur. <:;unkti onlar, isa pey-
gambere dti§man olmakta ve onu oldiirmekte soz birligi yapm1§lardrr. Hal
boyle olunca, nas1l olur da ona: "Allah'zn peygamberi" derler? Demek ki bu,
bir alay ifadesidir. Onlarm bu tlir ifadeleri, sadece yalanc1h.klann1 degil, bir-
<;ok cinayet i§lediklerini de ortaya cr1karmaktadrr. Halbuk.i onlar, peygarnberle
alay etmekten ve onu oldiirmekten ho§nut olup sevin\: duyuyorlar. Onlarm bu
«Halbuki, onu oldii.rmediler, onu asmadllar da. Fakat onlara Isa gi-
bi gosterildi.» isa peygambere benzeyen birisi, onlara isa diye gosterildi ve
onu oldtirdtiler.
Rivayet edildigine gore, yahudilerden bir grup, isa peygambere soverek:
" 0, sihirbaz bir kadmm oglu olan bir sihirbazd1r. Annesi gibi o da sihir yap1-
yor" demi§ler, hem isa peygambere ve hem de annesine iftira etmi§lerdi. i sa
peygamber bu sozleri i§itince, Allah'a §6yle yalvarmt§ll: "Ey Allah'1m! Sen
benim Rabbimsin ve ben senin ruhundan 91ktim. Beni kendi kelimenden ya-
ratt1n. Ben onlara, kendiligimden gelmedim. Ey Allah'1m! Bana ve anneme
11
sovene lanet eyle! Bu yalvart§ iizerine, Allahti Teala onun duas1n1 kabul ede-
rek, kendisine ve annesine sovenleri maymun ve domuz §ekline soktu. Onla-
nn komutan1 durumunda olan ki§i, bu durumu gorlince, kendisi aleyhine de
beddua edilmesinden 9ok korkmu§tU. Bunun tizerine _yahudiler, Isa peygam-
beri oldtirmek tizere gorii§ birligine vard1. Allahti Teala da, Cebrail'i gonder-
mek suretiyle, onu semaya, kendisine ytikseltecegini bildirdi. isa peygamber
de arkada§lar1na: "Benim §eklime girmek suretiyle oldiirilllip as1lmaya ve
cennete girmeye kim raz1 olur ?" diye sordu. i9lerinden bir adam "ben" dedi.
Allahti Teal§. da o adam1 isa'ya benzetti ve oldi.irilltip as1ld1.
Bir ba§ka rivayette de ~oyle deniyor: isa peygambere mtinaf1khk yapan
birisi vardt. Hz. isa'y1 oldtirmek istediklerinde: ''Size isa'y1 gostereyim" diye-
rek, isa'nm evine girdi. 0 anda Hz. isa goge ytikseltildi. isa1y1 oldtirmek iste-
yen kimseler i9eri girdiler ve mlinaf1k adam1 isa'ya benzeterek oldtirdtiler.
Onlar Hz. isa'y1 oldtirdtiklerini sandilar; halbuki oldtirdtikleri 0 degildi. ( IO I)
101 - Bu rivayet, en me~hur ve belirli olan rivayettir. Oldi.irtilen adam, mi..inaf1klardan biriymi~.
isa peygamberin evini bilir ve yahudilcre gostenneye gidermi~. Yaptlgmm cezas1 olarak
OldUrtilrnil§ oldu.
346 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
159. «Kitap ehlinden her biri, oliimiinden once ona mutlaka iman
edecektir .» Yahudi ve hrristiyanlar i~erisinde hi\'.bir kimse yoktur ki, olmeden
once, i sa peygambere iman etmemi§ olsun. Yani olmeden once, Hz. isa'ya
mutlaka iman edecektir.
ibn Abbas'a: "Evinden di.i~tip olse de boyle midir?" diye sorulmu§, o da:
" Onunla havada konu§ulur" cevabm1 vermi~.
Ayette ge9en "kable mevtihf" deki zamirin, Hz. isa' ya ait oldugu da
soylenir. 0 zaman ayetin anlanu ~oyle olur: "isa peygamberin gokten inn1esi
zamanmda, hi9bir kitap ehli yoktur ki, Hz. isa Olmeden once isa'ya inanma-
ffil§ olsun." isa peygamberin gokten indirildigi zamana kalan kitap ehli isa'ya
inanacak. isa peygamber, yeryiiziinde krrk y1l kalip sonra olecek. Miisliiman-
lar onun namazllli k1hp topraga verecekler.
«K1yamet giiniinde de o,» i sa peygamber «onlar aleyhine ~ahit ola-
cakt1r .» Y ahudilerin kendisini yalanladtl<larma, hrristiyanlarm da isa'n1n Al-
lah'1n oglu oldugunu iddia ettiklerine §ahit olacaktrr.
160-161. « Yahudilerin>> c;ok btiyiik «zulmetmeleri,» miisltiman olanla-
nn «bir~oklarin1 Allah yolundan ahkoymalari, yasa~lanmalarina ragmen
faiz almalan» ki, faiz bizim gibi onlara da yasakt1 «Ve insanlarin mallarin1»
rii§vet ve diger «haks1z yollarla yemeleri sebebiyledir ki biz, temiz ve helal
~eyleri onlara haram kdd1k.» Y ahudilerin yapmt§ oldugu her kottiliik ic;in,
kendilerine ceza olarak, daha once hetal olan bir yiyecek hararn k1hnmt§tlf.
Deve eti, stitti ve yag1 gibi. «Ve i~lcrinden inkara sapanlara,» inkannda 1s-
rar edip tevbe etmeyenlere «ac1 bir azap haz1rlad1k.>> 0 azabm ac1s1, kalble-
rinde hissedilecektir. Ahirette tadacaklardu o azabi.
162. «Fakat ic;lerinden,» yani kitap ehlinden, Abdullah ibn Selam ve
arkada§lan gibi tevbe edip, «ilimde ilerlemi§ olanlar ve ...» Bunlara, "ilimde
ilerlemi§ olan.lar" s1fat1 verilrni§tir. <;tinkti bunlar, damarlanyla yeryiiztine
kok salan aga9 gibi, ilimde sebat etmi§lerdir. Abdullah ibn Selam, Tevrat'1 bi·
liyordu ve orada Hz. Peygamber'in ovgiistinti okumu§tU. Onun ic;in: "Hz. Pey-
gamber'in ytiztinti gordtigilmde, onun yalanc1 bir ytiz olmad1g1n1 anlad1m,"
demi§ ve ona iman etmi§tir.
once zikredilmi§tir. <;unkti burada maksat budur. «l~te onlara, biiyiik bir
miikafat verecegiz.>> Cennette onlara, bol sevap verecegiz. <;Unkti ·onlar,
iman ve salih ameli bir arada ger~ekle§tirmi§lerdir.
Ebu Musa el-E§'arl §0yle anlahr: "Hz. Peygamber bana dedi ki: "Dun
gece beni gorseydin! Ben senin okumanz dinliyordum. Davud peygamberin
namelerinden sana da verilmi§ti." Ben de Hz. Peygamber'e: "Ey Allah' in
Resulti! Yemin ederim ki ben seni gormedim. Senin beni dinledigini bilsey-
dim, senin i9in biraz daha giizel okumaya 9ah§ird1m" dedim. oo3)
«Ve Allah Musa ile ger~ekten konu§tu.» Bu ifade ile, " Sana vahyet-
tik" ifadesine atif yapilm1§t1r. K1ssa, k1ssaya atfedilmi§tir. "Kelleme-Hita-
betti kelimesinin mastar olan "teklfmen" kelimesiyle peki§tirilmesi, Musa
ti
106- Bu hadisi Tirmiz1, "Cehennemin ozellikleri" boltimtinde rivayet etmi§tir. ~eyhan ise,
uzunca bir hadis olarak zikretmi~tir. Bkz. Camiu'l-Usul, 9/357.
354 RUHU'L-BEYA.N Ci.iz:6
inanman1z, sizin i9in inkarda olmaktan daha hayrrhdrr. «Eger inkar ederse-
niz>> ve inkar etmekte 1srar ederseniz, «goklerde ve yerde ne varsa, §iiphesiz
hepsi Allah'1nd1r.» Goklerde ve yerde bulunan her §eyi 0 yaratmt§tlr, O'nun
mtilkiyeti ve O'nun tasarrufunda bulunmaktadu. Onlardan hi<;bir §ey, Allah'tn
tasarrufunun di§ma ~akamaz. Bu s1fatm sahibi olan ytice Allah, inkara sapt.Ig1-
ruz i<;in, hie; §tiphe yok ki, size azap etmeye de gti<; sahibidir. «Allah, ilim ve
hikmet sahibidir.» O'nun ilmi ~oktur, her §eyi bilir, yaptig1 her §eyde de hik-
met sahibidir. Yapmt§ oldugu her §eyi bir hikmete dayah olarak yapnu§trr.
107- Buha.ri, rikOk bahsinde, l4/98; Muslim defezail bahsinde, 2283 rivayet etmi§tir. Bkz.
Camiu'l-Usul, 1/285.
Ayet: 170 NiSA SURESi/ 4 355
356 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
171. «Ey kitap ehli! Dininizde a~ir1 gitmeyin.>> Dininizde haddi a§ma-
y1n. Hitap ozellikle hlfistiyanlaradrr. Haddi a§n1ak, isa peygamberin §an1n1
<;ok fazla yiiceltmek adma, onun ilfill oldugunu iddia etmektir. Ku§kusuz, din
ve mezhebde ileri giderek haddi a~mak, birtak1m abartmalarda bulunmak ve
s1n1n a§mak, ho§ kar§ilanmayan bir durumdur. Bu timmetin biryogu, mezhe-
binde s1n1n a§ml§tlr:
~ia mezhebinden bir grup (Gulat-1 ~ia), mii'minlerin devlet ba§karu olan
Hz. Ali (r.a.) hak.kmda smrr1 a§arak, onun tann oldugunu iddia etmi§lerdir.
Mfitezile mezhebi, Allah'1 tenzih etmekte s1nu1 a§1p, O'nun baz1 s1fatla-
nn1 yok saymt§lardlf.
Mii§ebbihe grubu da, s1mn a§an gruptandrr. Onlar da, Allah'1n s1fatlar1
konusunda sm1n <;ok a§tp, Allahii Teala'y1 cisimle~tirecek kadar ileri gittiler.
Halbuki Allahti Teala, zalimlerin, O'nun hakk~nda soylediklerinden mtinez-
. zehtir, <;ok bilyiik ve 9ok yiicedir.
Ayet: 171 NiSA S0RESi/ 4 357
vermemi§ ve §byle demi§: " Ey mli'minlerin emiri! Allahti Teala 9ok iyi
bilmektedir ki, bu pis kole, senin meclisinde bana boyle §eyler soruyor. Al-
lah'm kitabmda mutlaka bunun cevab1 vardu. Fakat §U anda aklrma gelmiyor.
Allah'a yemin ederim ki, bu soruya ay1khk getirinceye kadar, yemeyecegim
ve i~meyecegim . In§allah cevab1 da bulacag1m." Daha sonra, karanh.k bir eve
girip kap1y1 iizerine kilitler ve Kur'an okumaya koyulur. Casiye suresindeki
"Goklerde ve yerde, kendisinden olan her ~·eyi sizin emrinize verdi" (Casiye:
13) ayetine gelince, avaz1 9Iktig1 kadar bagirarak: "Kap1y1 a~1111Z ! Cevab1 bul-
dum !" der. Kap1y1 a~arlar, koleyi 9aguir ve Harun Re§id'in huzurunda bu
ayeti okur. Soma da: 'O'ndan gelen ruh', yani i sa, O'nun bir par~as1 olursa,
II
'goklerde ve yerde, kendisinden olan §ey' de O'nun bir par\:as1 olmas1 gere-
kir" der. Bunun tizerine Hristiyan kole cevap veremez ve Miisltiman olur. Ha-
run Re§it ise \:Ok sevinir ve Ali b .Htiseyin el-Vfild.di'ye gtizel bir bagi§ta bulu-
nur. Ali b. Hliseyin Merv kasabas1na doniip, orada bir kitap yazar ve ad1m da
"Kitabu'n -Nazair Ff'l-Kur'an" koyar. Bu e§i ve benzeri olmayan bir kitaptrr.
Deniyor ki: " Onun ruh olmasllllll anlami, Allahti Teala'dan gelen bir ru-
ha sahip olmas1ndand1r. Ancak Allahii Teala, §erefli k1lmak tizere, ruh keli-
mesini nefsine izafe etmi§tir." Yine deniyor ki: "Ruhtan kas1t, Cebrail'in
Meryem'e iiflemesidir. Bu ilfleme, Meryem'in karnma girmi§tir. Allah'm iz-
niyle bu liflemeden hamile kalrm§trr. Bu iiflemeye ruh ad1 verilmi§tir. <";ilnkti
o da, ruhlardan bir tanesidir."
«Sizin i~in hayirh olmak iizere bu» ti<;lti inant§ tarz1«ndan vazge~in.
Allah ancak bir tek ilahhr.» 0, tek zattrr. ilfillhgmda tektir ve <;ok olmaktan
da mtinezzehtir. «0 Allah, ~ocugu olmaktan miinezzehtir.» 0 Allah'1, <;o-
cugu olmaktan tenzih ederim. <;ocuga sahip olmak, nesli yok oltnaktan kur-
- tarmak i<;indir. Allahii Teala ise bfilddir. Ezell ve ebedidir. Onun i<;indir ki,
Ayet: 1 71 - I 72 Ni SA SURESi/ 4 359
ibn $eyh Ha§iyeler'inde §6yle der: " Allahi.i Teala her konuda, ~ocugu
olmaktan kendisini miinezzeh k1lmt§tlr. Goklerde ve yerde ne varsa, yaratma,
sahip olma ve tasarruf yoni.inden, O'na ait oldugu ifade edilmi§tir. Bu ifade,
batil goril§ sahiplerinin, O'na izafe ettiklerini ortadan kald1rmak ic;in kullan1l-
Illl§t1r. Onlann iddia ettikleri §elcilde bir ti\:leme kesinlikle mtimkiln olamaz.
<;tinkti, Allah'la yaratt1g1 §eyler arasmda hic;bir benzerlik yoktur. Boyle bir §e-
yin dti§tiniilmesi bile imkans1zdrr. Durum boyle olursa, O'nun e§i ve \:Ocugu
olmasm1 akil nas1l alabilir ?"
Allahti Team. her peygambere, ilmmetine gostermesi ic;in bir delil ve bei-
ge vermi~tir. Allahti Team, Hz. Peygamberi'n kendisini de bir delil yapmt§tlr.
Diger peygamberlerin delilleri, kendi nefisleri d1§mdayd1. Musa peygamberin
delili, elindeki deynekteydi. Diger bir delili ise, on iki yerinden su ft§kuan
ta~ta idi. Hz. Peygamber ise, her yontiyle bizzat kendisi delildi. Onun gozleri
· de delildi. 0 buyurmu§tur ki: "Secdeye ve ruku'a giderken henden once dav-
Ayet: 1 73-175 Ni SA SfJRESi/ 4 361
ranmayzn. Ben sizi, onumden gordugiim gibi, arkamdan da gorurii.m. "0 09)
Onun goztiniln bir ba§ka delili de: "Muhammed'in gozu ne kayd1., ne de s1n1n
a§ll" ( Necm: 17) ayetidir. Burnunun delili de onun: "Yemen taraflarmdan,
rahmanzn nefesini kokluyorum" ifadesidir.<110> Dilinin delil olmas1na ornek
de: "0 kendi arzu ve hevas1ndan konu~maz. Onun konu~tugu, vahiyden ba§-
kas1 degildir" (Necm: 3-4) ayetidir.
109- Musl im ve Nese1 bir benzer ~ekliyle rivayet etmi§tir. Bkz. Camiu'l-Usul, 5/627.
110- Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettigi hadisin bir bolUmtidilr. Miisned , 2/541.
362 RUHU'L-BEYAN Ciiz:6
Hz. Ebfi Bekir es-S1dd1k'm §6yle dedigi rivayet edilir: "Nisa sfiresindeki,
feraiz konusunda indirilen ayetin ilki, 9ocuk ve baba hakk1ndadrr. ikincisi de,
kart koca ve ana bir karde§ler hakkmdadrr. Sfirenin son ayeti ise, oz veya ba-
ba taraf1ndan ktz karde§ hakk1ndad1r. Enfal sfiresinin son ayeti de, "iilti'l-
erham, yani yakmlar, hakkmdadir."
verilen addrr. Y ani: Bu kutsal hareketlcri hafife almay1n, Allah'1n Kabesini ta-
vaf edip Hae ilkelerine onem verenin hareketle rine engel olmay111.
2- Bu hadisi Buharl (Edep), Muslim ve Tirmizl tahric etmi§tir. Bu konuda aynca bkz. Fethu'l-
K ebfr, 2/18.
372 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
3- Hadisi Mtislim, Nesai ve Ahmed (Mi.isned'de) tahric ederler. Aynca bkz. F erhu'l-Kebfr,
3/15.
374 RUHU'L-BEYAN Ciiz:6
4- Bu, Buharl'nin KitabU's-Sayd'de Adiy b. Hatem'e dayandirarak naklettigi hadisin bir boliimU-
dtir. Bkz. Camiu'l-Usa/, 7/26.
5- Bu cla Buhari ve MUslimin naklettikleri uzunca bir hadisin bir boJtimi.ldlir. Bkz. Fethu'l-Ke-
bir, 2/82
Ayet: 3 MAiDE SURESi/5 375
hut ta§ par9as1 da olabilir. K1sacas1, §ahdrunarlann1 yar1p kan ak1tabilen her
§ey kesim fileti olabilir.
«Bngiin» yani §imdi, §U anda ... (T1pk1: "Diln gem; idim, bugiln ihtiyar-
ladrm" demek gibi.) Ku§kusuz "di.in" derken, ozellikle bulunulan gUnden bir
onceki gi.in ifade edilmek istenmedigi gibi; "bugtin" derken de ozellikle ic_;inde
bulunulan gun belirtilmek is~enmez ... bte yru1dan ayette gec;en "bugun"den
amac1n, ayetin indigi giin olan Cuma giinti ikindi sonras1, peygamberin
Arafat'ta bulundugu, Veda Hacc1nm arefe gtini.i oldugu da ileri si.iri.ilmii§ti.ir.
i§te bugi.in «kafirler, dininize kar~1 iimitsizlige dii~mii~lerdir .» S izin dini-
nize kar§1 tistiinltik saglayamayacaklar1n1 anlayan, yi.ice Allah'm islam Dinini
ti.im dinlerden tistiin k1lacag1na ili§kin soziinii ger9ekle§tirdigini goren dinsiz-
ler, artik size galip gelmekten iimitlerini kesmi§lerdir. Bu yi.izden «onlardan
korkmay1n», s.i ze tisti.inliik saglayabileceklerini dti§tinrneyin. «Ben den kor-
kun!» Sadece benden! ..
Hz. Omer'den riv a yet edildigine gore, Y ahudilerden bir adam bir giln ,
kendisine demi§ ki: "Ey mti'minlerin emiri! Sizin kitab1n1zda okudugunuz bir
ayet vardrr ki, eger bize inmi§ olsayd1; biz 0 gilnti bayram edinirdik. II Hz.
Omer: "Hangi ayettir" diye sordugunda, yahudi: "Bugun, dininizi kemale er-
dirdim ... diye ba§layan ayettir" cevab1n1 vermi§, bunun iizerine Hz. Omer:
"Biz o gilnli ve ayetin peygambere indigi o yeri 9ok iyi biliyoruz. Bu ayet cu-
ma glinli peygamberimiz Arafatta iken inmi§ti, kar§Il1gm1 vermi§." <7> Boylece
Hz. Omer de o gtinli bayram edindigimize i§aret etmek istemi§.
Yine rivayet edildigine gore, bu ayet indiginde Hz. Omer aglamaya ba§-
lam1§; Rasfilullah Efendimiz (s.a.v.) "Niye aglLyorsun ey Omer?" diye sorun-
ca §U cevab1 vermi§: "Beni aglatan §U: Biz dinimizin artmas1ru bekler durur-
duk. Artlk kemale erdigine gore azalacak, eksilecek demektir." Bunun ilzeri-
ne Allah'1n Rasfilti: "Dogru soyledin" kar§1hg1n1 vermi§. <3> Boylece bu ayet
Rasfilullah'1n oltim haberini veriyordu. Nitekim Allah'tn Rasulil bundan 81
glin sonra Rebitilevvel ayuun 12'sine rastlayan bir pazartesi gi.inti vefat etti.
Ne gariptir ki Hicret'i de bir Rebitilevvel aymm 12'ci gtinti olmu§tU.
A<;hk tehlikesiyle kaf§I kal'§tya kald1g1 halde, olii hayvan etinden yeme-
yerek olen ki~i glinahkardu. Oysa ote yandan hasta olup da tedavi gormeye
yana~mayan ve olen adam1n durumu boyle degildir, yani gUnahkar olmaz.
<;unkti onun, o iHiyla iyile§ecegi kesin degildir; iHiv' olmadan da iyile~1nesi
imkan dahilindedir.
9- Hadisi imam Ahmed, Miisned'inde nakleder. lbn Kesir de hadisin Buhar'f ve Mi.islim'in §art-
lanna uygun olarak Sahih oldugunu belirtir. (1/483)
378 RUHU'L -BEYAN Cl.iz:6
10- Buhari, Mtislim, Ebft Davud ve hadis birka~ rivayetle Tirmizl tarafmdan nakledilmi§tir.
Bkz. Camiu'l-Usul, 7/25,
380 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:6
gamber (s.a.v.) §6yle buyurdu: "Sordugun kitap ehli kaplanntn durumu §U-
dur: 'Eger ba§kasLnL bulursanLZ, ondan yemeyin. Bulamazsamz, y1kaym ve
ondan yeyin.' Avlanma durumlanna gelince: Allah'm aduu anarak okunla
vurdugunu ye; Allah aduu amp sald1g1n egitilmi§ av kopegi tarafmdan yaka-
lananz da ye; egitilmemi§ kopegin tarafindan yakalanan ve kesmesine yeti§ti-
gin avz da ye. 01 >
11
11- Hadisi Buhari, Mtislim. Tirmizi ve Nesei tahric etmi§tir. Bkz. Camiu'l-UsUI, 7/31.
l 2- Sahih olan bu hadisi Nesei Kitabu's-Sayd'de tahric etmi~tir. Hadis sahihtir.Bkz. Camiu'l-
Usu/, 7/51.
13- Hadis, Buhari ve Muslim tarafmdan tahric edilmi§tir. Bkz. Camiu'l-UsiU, 4/808.
Ayet: s MAiDE SURESi/5 381
Bil ki, kiiftir ~irkinlik ve rezaletlerin en kotiisti oldugu gibi iman da gii-
zelliklerin doruk noktas1dir. ibn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildigine gore: "Al-
lah, Adn Cennetini yaratttgt zaman, it;inde de hiqbir goziin gormeyip, fiir;bir
kulagin i§itmedigi ve hiq kimsenin akllna bile getiremedigi §eyler yerle§tir-
mi§ ve ona '§imdi konu{ demi§. Bunun uzerine Adn Cenneti ii9 deja:
'Mii'minler muhakkak kurtulu§a ermi§lerdir' demi§tir. ' < 14>
14- Hadis'i Taberani el-Kebir'inde ibn Abbas'tan tahric etmi~tir. Bkz. el-Fethu'l-Kebir, 3/34.
Ayet: 5-6 MAiDE SURESi/ 5 383
15- Bu, Ncsei ve Malik'in (Muv atta'da) tahric ettikleri hir hadisin bir boltimtidUr. Hadis §Oyle
ba~lamaktadrr: "Ku/ abdestini ahp agz1.m su ile ~·alkalayuu:a gunahlan agzmdan <;lkar, gi-
der '' .... Tum abdest organlan boyle saythr. Bu arada da ~oyle demi§tir: "... yuziinu de yi-
kaymca giinahlan goz kapaklannm altmdan ~1kar gider ... " Bkz. Camiu'l-Usfil, 9/375.
16- Bu hadisi Ebfi Davud ~u ifadelerle tahric eder: "Benim iimmetim kiyamet gununde yiizleri
parlak, elleri ve ayaklan sekili olarak haFolunacuklardir. Herke.\' giiciinun yeltigi kadar
bu parlakhgi artirsm." Mtislim ve Buharlnin de buna benzer rivayetleri vard1r.
Ayet: 6 MAiDE SURESi/5 385
(s.a.v.) dedi ki: "Bile bile yaptlm ey Omer." c17> Yani, her namaz i<;in yeni ab-
dest almak gerekmez. Abdest bozulmadtlc<;a ayn1 abdestle birka9 namaz klh-
nabilir. Ancak, her farz i<;in yeni abdest alrnak, gilzel bir davran1§tlf. Abdest
yenilemenin ki§inin i<; dlinyasm1 da olumlu etkiledigi, aydmlatlp nurlandrrd1-
g1 a<;1k bir ger<;ektir. Hatta Allah'm bir k1s1m salih kullarmm, g1ybet, yalan ve
ofke gibi durumlarda bile abdest tazeledikleri nakle~ilir. Ku§kusuz abdest ne-
fis ve §eytanm karanhklann1 dag1tan bir nurdur.
Ote yandan, abdestten soma iki rekat namaz k1lmak stinnettir. Rivayet
edildigine gore Allah'1n Rasfilti (s.a.v.), Bilal'e §Oyle demi§tir: "Bilal! Soyle
bana, sen i s!am'da kabul olunmasl en fOk umulan ne amel yaptin? <;unku
hen Cennette iken onumde senin ayak seslerini i~ittim." Bunun tizerine Bilal
§U cevab1 vermi§tir." Bana gore yapt1g1m en degerli amel, gece veya gtindtiz
abdest aldiglITl zaman, ardmdan kilabildigim namazdrr. <18>
«Eger ciiniip iseniz temizlenin», gustil (boy) abdestinizi alm, yikanm.
Ancak bu temizleme, viicudun biitiin di§ lasmm1 yikamakla ger<;ekle§ebilir._
Hatta trrnaklarm altmda hamur art1g1 bulunsa, suya engel oldugu i<;in, gusiil
ge<;ersizdir. Ancak suyun ula§mas1 ~ok zor olan goztin i<;i gibi bolgeler bunun
dI§tndadrr. Burun i<;i ve ag1z i<;i gibi yerler ise, hem yik.anmalan zor olmad1-
g1ndan, hem de buralan y1kamak herhangi bir zarar vermediginden, yikanma-
lan gereken yerlerdir.
17- Hadisi Mtislim ve diger Stinen sahipleri Burayde hadisinden tahric ederler. Aynca Bkz.
Cemu'l-Fevaid, 1/62.
18- Tirmizi Sunen' inde yakla§Ik bu laf1zlarla tahric eder. Bkz. Camiu'l-Usul, 8/576 ve el-
F ethu'l-K ehfr, 3/391.
386 RUHU'L-BEY.AN Ci.iz:6
_2- Ctintipli.ik tiim vticudu ku§atlr. <;unkii ciintipltige sebep olan cinsel
-ili§ki, tum beden1 gticiin kullan1hnas1yla gen;ekle§ir. Hatta 9ok cinsel i~i§kide
bulunanm gti9stizle§tigi; cinsel ili§kiden uzak kalan1n gii9lendigi bilinen bir
ger9ektir. ~u halde ci.ini.ipltik, imkanlar oran1nda i9i ve d1§1yla tii1n viicudu
kapsar. Oysa abdestsizlik oyle degildir. Bunun etki alan1 ytizeysel ve dard1r.
<;link.ti abdestsizlige sebep olan ba§hca faktor, yeme ve i9me olay1dir. Yeme
ve i<;me ise bi.ittin vticutta degil, belli baz1 organlarla gen;ekle§ir. Bu yilzden
abdestte tiim vticut degil, baz1 di§ organlar ylkanu.
3- Abdest, ilah1 bir gorev olan namaz lalmak ve ytice Allah'1n huzuruna
<;1k1nak i<;in gerekli olan bir ytiktimltiltiktilr. i§te daha miikemmel bir gorev
yapmt§ olmak i<;in, namaz kilacak olan ki§i, en temiz ve en gtizel bir durumda
bulunmahdrr. En milkemmel temizlik de btitiin vticudun ylkanmas1yla mtim-
ktindiir. Hatta mtimkiln olursa, abdestte bile ttim viicudun y1kanmas1 daha gti-
zel olur. Ancak s1k s1k tekrarland1g1ndan dolay1 burada kirlenmeleri en 9ok
muhtemel olan organlar y1kanrr. Ger9ekten abdest organlan en 9ok kirlenen
ve en fazla gozlenen organlardrr. Zorluk ve me§akkati ortadan kaldirmak ve
kolayhg1 saglamak amac1yla ytice Allah'tan bir ltituf olarak, btitiin bedenin y1-
kanmas1 yerine ge9mek iizere, bu organlarm ytkanmas1 yeterli goriilmti§tiir.
Cenabetlik durumunda ise herhangi bir zorluk soz konusu degildir. <;unkti slk
s1k kar§rla§ilan bir olay degildir. Dolay1s1yla bunda mtikemmelin aranmas1 ta-
biidir.
rt.in, meshedin.
«Allah size bir zorluk ~1karmay1 dilemez.» Dini konularda sizi zor
durun1da blfakmak istemez. «Fakat 0, temizlenmenizi», gtinahlan silen ab-
destle, glinahlardan paklanman1z1 «Ve iizerinize olan nimetini tamamlamak
ister.» Size bu kolaybklar1 tan1yarak eksiksiz nimete kavu§turmak ister «ki,
§iikredesiniz.» Nimetinin §iikriinti yerine getiresiniz...
~ilphesiz elbiselerin temizlenmesinden ve ytizey~el beden y1kanmas1n-
dan gaye, kalbin temizligini saglamaktir. Kalb ise i<; alemin oztidtir. Kalbin
ahlfilci kirlerden temizlenmesi <;ok onemlidir. Ancak di§ temizligin de, kalbi
olumlu etkiledigi, onu parlatt1g1 bilinen bir ger~ektir. i§te ey mtislilman karde-
§im, sen titiz bir abdest abp di§ temizligine ozen gosterdiginde, kalbinde daha
once goremedigin bir huzur ve mutluluk hissedersin. Bunun sebebi, madde
alemiyle mana alemi aras1nda esrarh bir ili§kinin bulunmas1d1r. Madde
aleminin temsilcisi durumunda bulunan ytizeysel viicutla, mana alen1inin bir
par~as1 olan kalb aras1nda da boyle bir ili§ki vardrr. Kalbin marifeti organlara
yans1d1g1 gibi, organlann durumlan da kalbi etkiler. Aynt §ekilde madde
aleminden olan organlar1n hareketinden kalbe nice eserler ytikselir. Bu ytiz-
den madde alemindeki bir takun bedensel hareketlerden ibaret oldugu halde,
ytice Allah namaz kilmay1 emretmi§tir. Hatta Allah'm Rasfilti namaz1 dtinya-
nm bir pan;as1 olarak degerlendirmi~tir. Nitekim bir hadisde §6yle buyurmak-
tadir: "Sizin dunyamzdan bana guzel koku, kadtnlar ve gozbebegim olan na-
maz sevdirildi." <19> K1sacas1, di§ temizligin i~e de yans1mas1 uzak bir ihtimal
degildir.
l 9- Hadis, Ahmed Miisnedde , Nese! ve Haklm tarafmdan Enes yoluyla tahric edilmi§tir. Bkz.
el- Fethu'l-Kebir, 2/68
Peygamber (s.a.v.)'in "Ben di.inyamzdan giizel koku, kadmlar ... v.s.'yi seviyorum" demeyip,
"sizin diinyamzda11 ban.a, giizel koku , kadmlar ... sevdirildi" demcsi , bu §eylerin insan f1tra-
tma yerle§tirildigine, bunlarm sevgisiyle ve istam dininin fitrat dini olduguna i§aret etmek
i<;indir. Gen;ekten isJam'da fltratla \:eli~en htiktimler yoktur. "Kadmlara, ogullara, kantar
388 RUHU'L-BEYAN Ciiz:6
kantar altm ve giimii$[ere, besili atlara, hayva11lara ve ekinlere kar§l duyulan G§lrl istek insan-
lara suslii gosterildi" (Al-i imran: 14) ayetinde de belirtildigi gibi, kadma olan egitim fitn dir.
Ancak arzu ve isteklere kole olmak ayn, fttrat k anununa uym ak ise aynd1r. Bunlar birbirinden
~ok farkh §eylerdir.
20- Hadisi Mtislim (Sahih'inde) Ebfi Davud ve Nesei tarafmdan tahric ed ilmi~tir. Bkz. Camiu'l-
Usul, 1/254.
Ayet: 7 -8 MAiDE SURESi/ 5 389
8. «Ey iman edenler! Allah i~in hakk1 a yak ta tu tan», emirlerine ku-
lak veren ve onlara sartlan, onlar1 uygulayan «Ve adaletle ~ahitlik eden kim-
seler olun.» Onu ayaklar altmda vignetmeyin. «Bir topluluga olan ofkeniz»
yani mil§riklere olan §iddetli k1zg1nhg1ruz, «sizi, adaletsizlige siiriikleme-
sin.» Adaleti terketmenize ve size helal olmayan ~eyleri yapmaniza neden
olup, onlara zulmetmenize sebep olmasm. «Adil olun; bu,» yani adalet; em-
rolundugunuz «takvaya daha yak1nd1r .» Kafirlere kar§1 bile adaletli olma-
m1z emredildigine gore, mtisliimanlara kar§t nas1l davranmak gerektigi art1k
dti§tinillstin. «Allah'tan sak1nm.» <;Unkii Allah korkusu inanman1n geregi ve
ahiret yolculugunun azig1drr. «~iiphesiz Allah, yaphklar1n1zdan haberdar-
d1r.» Dolay1s1yla her §eyin kar§ihglill eksiksiz verecektir.
9. «Allah inananlara ve>> ivinde adalet ve takvanm da bulundugu «ya-
rarh i§ler i~leyenlere» gtinahlanndan «bagt§lama ve» iyiliklerine kar§thk
«biiyiik ecir oldugunu vadetmi~tir.>> Gtinahlann1 affedecegine ve onlan
cennete kavu§turacag1na ili§kin soz vermi§tir.
10. «Inkar edenler ve» adalet ve takvay1 emrcden «ayetlerimizi yalan-
layanlar, i~te onlar cehennemliktirler.» Orada stirekli olarak kalacaklardu.
Kafirlere yonelik olan bu tehdit, bir bak1ma da mii'minleri sevindirmek i<;in-
dir. <;unkti, ger~ekten insan; dti§manmill tehdit edilmesine sevinir.
11. «Ey inananlar! Allah'1n iizerinize olan nimetini hahrlay1n. Hani
bir topluluk size ellerini uzatmaya kalk1~m1~tI da», size zarar vermeye, sizi
oldilri.ip yok etmeye yelteruni§ti de, «Allah onlar1n ellerine mani olmu§tu.»
Elle tecavuz etmek, oldiirtip yok etmek anlamma geldigi gibi; dille tecavtiz
etmek de sovmek anlam1na gelir.
Ayetin i§aret ettigi olay §Udur: <2 l) Bir gtin Hz. Peygamber (s.a.v .) Ebu
Bekir, Omer ve Ali ile beraber Beni Kurayza'ya gidip, Amr b. Umeyye'nin,
mti§rik zannederek yanb§hkla oldtirdtigti iki milslilmanm diyetini istedi. On-
lar da: "Olur ey Ebe'l-Kas1m, otur, bir §eyler ye ve iv. Scnin istegini kar§Ila-
yalm1" dediler. Onu, tistti a9Ik bir yerde oturtup oldtirme plant kurdular. Amr
b. Ciha§ biiyiik bir degirmen ta§t ahp yukar1dan iizerine birakmak istedi. Al-
lah onun ellerini havada tutup, Cebrail'i Hz. Peygamber'e durumu bildirmek
tizere indirdi. Sonra da Hz. Peygamber 91kti."
«Allah'tan korkun.» Nimetlerine kaq1 §iiktirstizltik yapmay1n; nimetle-
rinin hakkuu gozetin. «inananlar yaln1z Allah'a», ba§kas1na degil, yalruz ve
yaln1z O'na «tevekkiil etsinler», giivensinler. Stiphesiz 0, kendilerini her tlir-
lti iyilige kavu§turmaya ve onlardan ti.im kotlili.ikleri uzakla§tirmaya yeterli-
dir.
Ey aziz karde§im, bil ki; tevekklil, her konuda Allah'a dayanmak de-
mektir. Onun yeri ise kalbtir. Sebeplere ba§vurmak, kalbin hareketlerine ayki-
n degildir. Kul, her §eyin Allah'm takdiriyle olduguna inand1ktan sonra, bir
tak1m zorluklarla kar§tla§sa bile onun i~in problem degildir. <;iinkti Allah'1n
takdiri olmadan hi~bir §eyin olamayacaglill bilir. Teve~tiliin en doruk nokta-
s1 ki§inin kendisini ytice Allah'rn huzurunda, ytlcay1c1nm elindeki olti gibi his-
setmesidir. Buna gore ki§iyi ezeli kudret hareket ettirir. Evet, imam gil9H.i ola-
n1n dti§tincesi bundan ibarettir.
Aynca Hz. Peygamber'in tevekktili.intin oztine bak ki, ytice Allah her
§eyden once, mli§rikleri, ondan ve ashab1ndan uzakla§tirmt§ ve herhangi bir
zarar vermelerine engel olmu§tur. Ku§kusuz her §ey Allah'1n dilemesiyle ger-
~ekle§ir. 0, kullann1 diledigi §ekilde imtihan eder. Bu ytizden kullara dti§en,
ferah ve stk1ntrda; darllk ve geni§likte O'na dayanmak, O'na gtivenmektir.
Ebu Osman'dan rivayet edildigine gore Hz. isa (a.s.), dag1n tepesinde
namaz k1hyordu. iblis ona geldi ve : "Her §eyin Allah'111 takdiriyle oldugunu
iddia eden sensin, degil mi?1' diye sordu. Isa da: "Evet" cevabm1 verdi. Bunun
tizerine iblis: "Haydi bakahm kendini bu dagdan at da; 'Allah'1n takdiri boy-
leymi§ de' '1 deyince Hz. isa der ki: "Ey lanetli, Allah, kulunu deneyebilir;
ama kulun, Allah 1 dene1ne yetkisi yoktur." ~u halde kulun gorevi Allah'a te-
1
yanlardan... '' ifadesi yerine '"biz Hristiyanzz' diyenlerden ... " ifadesinin kulla-
nllmas1n1n sebebi, bu ismi onlann kendi kendilerine verdiklerine i§aret etmek
i9indir. Ba§ka bir deyimle, yiice Allah onlara "Allah'm yardunctlan" anlanun-
da "Nasara" ismi vermemi§; onlar bu iddiada bulunarak kendilerine "Nasa-
ra" demi§lerdir. Onlardan soz ve ahit ahnmasmdan amacr ise incil'de Hz. Mu-
hammed'in niteliklerinden bahsedilmesi ve ona uyacak.larma ili§kin kendile-
rinden soz ahnnu§ bulunulmas1dir. Oysa, «onlar uyarild1klan §eylerden pay
almay1 unuttular.» Nasiplerini terkettiler. Hier hatirla1nak. istemediler. Kendi-
lerine hat1rlatilan inanma ve ona bagh olarak iyilik yapma giri§imi.nde bulun-
madtlar.
b) Mesih, annesi ve Allah diye tic; ilfilla inana.n ve Allah'1n ii9lin iic;lincii-
sti oldugunu iddia eden Melkanller.
16. «Allah onunla», yani Nur ve Kitap'la... Buradaki zamirin tekil ola-
rak kullantlmaslilln sebebi, her ikisinden de ayn1 amacm kasdedilmesidir:
Hallo Hakka \:agumak ... Zaten birisi Allah'1n peygamberi; otekisi de O'nun
mficizesi ve ~agns1nm a~1klanmas1du. i§te ytice Allah, bunlarla, «r1zas1na ta-
bi olanlan», Allah'a inanarak ho§nutlugunu kazanmak isteyenleri «selamet
yollar1na eri§tirir .» Azap ve cezadan kurtulma ve uzakla§ma yollanna ka-
VU§turur. «Onlar1 izniyle», yani iradesi ve tevfikiyle «karanhklardan», kti-
filr ve sap1kltk karanhklanndan «ayd1nhga», iman ayd1nhg1na «~tkanr.»
iman'a "Nur" yani ayd1nhk ad1 verilmesinin sebebi §udur: insan, iman ettigi
zaman, bu iman sayesinde kurtulu§ yollarm1 net bir §ekilde goriir, onu ister ve
tehlikeli yollardan uzakla§1r. Her iki yolu da iman sayesinde ayd1nhk bir bi-
c;imde gorilr. Bu ytizden imana "Nur", yani aydmhk denmi§tir. «Ve onlart
dogru yola iletir.» Allah'a en yakm olan yola ula§t1nr.
398 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
22- Hadisi Buharl, Mtislim ve Tirmizi nakletmi ~tir. MUslim'den nakledilen ba~ka bir rivayet de
~oyledir: "... Allah onu diledigi sekiz cennet kapiszndan birinden girdirecektir." Bkz. ibn
Esir, Camiu'l-Usul, 9/355.
400 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
Birincisi: Allah'a hir;bir §eyi ortak ko§mayzn. Allah'a ortak ko§amn du-
rutriu neye benzer biliyor musunuz? Anlatayzm: Adamin hiri en degerli mal-
lanyla altzn ve gumu§iiyle bir kale satm ahr, sonra onu bir yere birakzp r;a-
lz§maszm ve r;ah§tlgznzn kar§llzgznz kendisine getirmesini emreder. Kole de
r;alz§zr, r;ali§zr ve kazandzklanni tutup-efendisine degil de- ba§kasma gotii.-
rur. Hanginiz kolesinin boyle yapmaszna goz yumar. i§te, sizi yaratan ve sizi
nziklandzran Allah'a sakzn hir;bir §eyi ortak ko§mayzn.
23- Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, Tirmizi, Nesel, ibn Hibban ve Hakim tahric etmi~lerdir. Bkz.
Stiyuti; el-Fethii'l-Kebir, l/325.
Ayet: 17- 18 MA.iDE SORESi/5 401
«Onlara de ki: '0 halde ni~in giinah1n1zdan dolay1 size azap edi-
yor'!» Eger dedikleriniz dogruysa, sizi ni\:in azaplandrrsm? Oysa bizzat kendi
agz1n1zla, ahirette ge9ici bir sure azapland1nlacag1n1z1 itiraf ediyorsunuz.
Soyledikleriniz dogru olsayd1, ba§mtza bunca §eyler gelmeyecekti. Arna ha-
yu, durum iddia ettiginiz gibi degildir. «Haytr, siz de Allah'1n yara~t1g1 hi-
rer insans1n1z.'» Ozel bir konumunuz yoktur. Siz de yarat1k ttirlerinden biri-
siniz. Herhangi bir ozel tisttinli.igtintiz yoktur.
«Allah diledigini bag1§lar,» yarattklar1ndan istedigini affeder ki bunlar
Allah'a ve Peygamber'ine inananlardrr; «diledigine azap eder.» istedigi yara-
tig1 da cezaland1nr. Bu grupta olanlar da Allah'a ve Peygamberleri'ne iman et-
meyenlerdir. «Goklerin, yerin ve ikisi aras1ndakilerin miilkiyeti Allah'a
aittir.» Her §eyin sahibi Allah'tir ve herkes O'na kulluk yapmakla ytikiimlti-
dtir. Peki, bu durumda yahudi ve huistiyanlar1n ileri stirdtikleri sa9mahklarm
bir degeri kalrr m1? «Donti§ sadece O'nad1r.» Boylece ahirette hem iyilik ya-
panlann, hem de kottiltik i§leyenlerin yapt1klanna uygun bir kar§thk verecek-
tir.
Aynca §Unu belirtelim ki, ''Sevgi" kuru bir iddia degildir. Aksine sevgi-
nin birtak1m belirtileri olmahdir. Baktn, §air ne gtizel soylemi~:
Bir yandan Allah'i sevdigini soyliiyorsun; ote yandan O'na isyan ediyorsun ...
Yemin olsun ki, bu, ~ok ~irkin bir davranz§tzr.
Eger sevginde samimi olsaydm O'na itaat ederdin.
<;unkii, seven, sevgilisinin isteklerine uyar, emirlerini din/er ...
ti. Basiret sahibi olanlar dogruyu buldu; kor olanlar ise korltik, kiiftir ve sa-
ptkhk i<;inde yuvarlanmaya devam ettiler.
404 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
ibn Abbas'm bu konudaki ay1klamas1 ise §6yledir: " ... Size pekc;ok hiz-
met9i ve kole nasibetti." Nitekim ilk defa hizmet<;i edinenler onlardu; onlar-
dan once kin1se hizmets;i tutmami§ttr ...
Bir k1s1m insanlarm tan1mma gore ise: "Beraber ya§ad1g1 bir e§e, s1g1na-
cag1 bir eve, kendisine hizmet edecek bir hizmetc;iye sahip olan herkes, kendi
9apmda bir htiktimdar say1hr ... "
21. «Ey kavmim! Allah 11n sizin i~in takdir ettigi» Levh-i Mahfuz'da
size -iman edip itaat etmeniz §artiyle- ikametgfill olarak belirledigi «mukad-
des yere» peygainberler ve mti'minler diyan olan Beytii'l-Mukaddes'e «gi-
rin» , oraya yerle§in. Zorbalardan korkarak «geriye donmeyin», oradai1 tek-
rar c;lkmaym, «yoksa» iki dtinya inutlulug unu ve sevab1n1 kaybederek « hiis-
rana ugrars1n1z. '» Zarar edersiniz ...
22. «Onlar da: 'Ey Musa! Orada zorba bir kavim,» kar§I koyulam1-
yacak bir topluluk «Vardtr.» Zorba: insanlara zulmeden ve kendi istekleri
dogrultusunda onlan zorla 9ah§ttran kimse demektir. Nitekim, nakib olarak
adland1nlan vekiller, durumu incelemek tizere c;1ktiklar1nda zorbalar1n §ehrine
ugrami§lar; geri dondiiklerinde gordtikleri enteresan durumlar1 Hz. Musa'ya
anlatn11§lar; zorbalann gtictinden, kuvvetinden ve ~In uzun boylarmdan soz
etmi§ler. Bunun tizerine Hz. Musa onlara demi§ ki: "Susun, bu durumu hi9
kimseye anlatmay1n, yoksa millet dag1lacak, limitsizlige ugrayacaktu. " Ancak
onlardan Yu§a b. Nun ve Kfileb b. Yufenna adlar1ndaki iki ki§i d1§1nda, diger-
lcri , Hz. Musa'n1n emrini dinlemeyip duru1nu kendi yakmlanna, amca <;ocuk-
lanna anlatmi§lai-; dolay1s1yle haber, israilogullan arasmda ya.yilm1§. Bu y~iz-
406 RUHU'L-BEYAN COz:6
den demi§ler ki: Orada zorba bir kavim vardrr, onlar1 oradan 9Ikarmaya bizim
gticiimtiz yetmez. Dolay1s1yla bizim herhangi bir mtidahalemiz olmaks1zm
«onlar oradan ~1kmad1k~a, biz oraya asla girmeyecegiz. Eger oradan ~1-
karlarsa, §iiphesiz biz de gireriz' dediler.» Ancak bu konuda bizim herhan-
gi bir giti§imilniz olamaz. !...
24- Bu vurdumduymaz ve alayvar1 tavir nerede, Hz. Peygamber'in §anh ashabmm sergiledikleri
tutum nercdc? ... Bilindigi gibi Hz. Peygamber, ashabm1 Bedir sava§ma davet edip bu konu-
da onlarla isti§are edince verdikleri cevap §U olmu§tu: "Yem in olsun ki, eger sen bizi denize
dalmaya ~agus an , seninle bcraber hi~ tereddtit etmeden dalanz; bizdcn bir ki§i bile geride
kalmaz. Biz, kaq1la§ma esnasmda sab1rh ve sava§ta sad1k kimseleriz. israilogullarmm ken-
di peygamberlerinc dedikleri gibi biz sana: "Sen ve Rabbin gidin ve sava~m. Biz burada
oturacag1z" demeyiz. Aksine biz diyoruz ki: "Sen ve Rabbin gidin, sava~rn. Biz de sizinle
beraber sava§acag1z. Umulur ki ey AtJah'm e l~i si! Allah, aranuzdan, seni sevindirecek biri-
lerini 91kanr. GoztinU aychnlatacak tavir ve davrant§lar sergilememizi nasip eder."
Ayet: 23-26 MAiDE SURESi/5 407
ru olarak «anlat.»
Alimlerin naklettigine gore, Hz. Havva her seferinde biri klz biri erkek
iki <;ocuk doguruyordu . ilk dogumda Kabil ve luzkarde§i Iklima'y1 dtinyaya
getirdi. ikincisinde ise Habil ve k1zkarde§i Leyuza'y1 dogurdu. Kabil'in ikiz
karde§i daha giizeldi. Kabi1, kizkarde§ini Habil'den klskand1 ve ona klzdi. Hz.
Adem ikisine: "Her biriniz hirer kurban kesin; hanginizinki kabul edilirse, bu
k1zla o evlenir." Onlar da birer kurban kestiler; bir ate~ Habil'in Kurbam tize-
rine inip onu yedi, ancak Kabil'inkine hi~ dokurunad1. Bu olaydan sonra
Kabil, daha da k1z1p kin doldu ve yapacagm1 yapti.
«Onlar1n her ikisi de birer kurban kesmi§.>> Kurban, Allah'a yak1n-
la§mak amac1yla kesilen hayvan, ya da verilen sadakad1r. Evet, onlann her
ikisi de hirer kurban kesmi§ , «birinin kurban1 kabul olunmu§,» o da
Habil'cli. Habil, slit hayvanlan besliyordu ve kurban olarak bir ko<; kesti, sa-
daka olarak da bir miktar slit verdi. Gokten dumans1z beyaz bir ate§ indi ve
kurbanm1 yedi. Bu, kabul oldugunun gostergesiydi. <;tinkii o zamanki kabul
olunan kurbanlar, bu §ekilde, gokten inen bir ate§ tarafmdan yenilirdi; kabul
olunmayanlan ise par9alay1c1 ku§lar ve vah§i hayvanlar yerdi. «digerininki
kabul olunmam1§tl.» Bu da Kabil'di. Kabil ziraatla ugra§iyordu. Kurban ola-
rak sahip oldugu en kotii bugday1 takdim etti. Ancak, ate§ o bugdaya hi<; yak-
la§madi. <;unkti Kabil, Allah'm hiikmtine raz1 olmam1§, kurbanmda iyi niyetli
davranmamt§, sahip oldugu mahn en kotilsiinti sunmu§tu. Kabil, kurban1n ka-
bul olunmamasma 9ok ofkelendi. Kinini i9inde gizliyordu. «Kurban1 kabul
olunmayan, digerine: 'Mutlaka seni oldiirecegim' demi~ti.» Yemin ederek
onu oldiirecegini belirtmi§ti. Neden mi? <;tinkli kaq1s1ndakinin kurban1 kabul
edilmi§ ama kendisininki reddedilmi§ti ... «Kurban1 kabul olunan da §Oyle
demi§ti: 'Allah, ancak takva sahiplerinin kurban1n1 kabul eder>> , ba~kas1-
n1nkini kabul etmez. Senin ba§1na gelenler senden kaynaklanmaktadrr; benim
bu konuda herhangi bir su9mn yok. Beni niye oldtireceksin ki!
28. «Yemin olsun ki sen, beni oldiirmek i~in elini bana uzatsan da,
hen seni oldiirmck i~in elimi sana uzatmayacag1m.» Allah'a kasem ederim
ki, sen beni oldtirmeye c;ah§san da, ben hic;bir zaman boyle bir giri§imde bu-
lunmayacag1m; seni oldtirmeye te~ebbtis etmeyecegim. Ard1ndan da hemen,
bunun sebebini ~oyle ac;1khyor: «Stiphesiz hen, alemlerin Rabbi olan Al-
lah'tan korkar1m.» Rivayet edildigine gore, Habil daha gti9lii olmasma rag-
men, srrf Allah'tan korktugu i9in Kabil'i oldtirmedi ve ona teslim oldu.
Ayet: 27-31 MA1DE SURESi/5 411
29. <«;unkii ben>>, sana teslim olup hi9 dokunmamakla; «hem benim
giinah1m1, hem kendi giinah1n1» yani hem kendini mtidafaa etmek i~in -~a
yet elimi uzatrrsam- benim sald1nmdan dogabilecek giinalu, hem de bana sal-
dumanla meydana gelecek giinah1 topluca «ytiklenip» boylece ahirette «Ce-
hennem ehlinden olman1 istiyorum. i~te zalimlerin cezas1 budur. '» Al-
lah' in hiikmiinti kabul etmeyenin sonu bundan ibarettir.
ibn Abbas der ki: "Dilnya ve ahirette zarara ugrayanladan oldu. Diinya-
da zarara ugrarnas1 anne ve babasm1 k1zdirmas1nda11 ve klyamet giintine kadar
kotiillikle an1lmas1ndan anla§Ihnaktadu. Ahjrette gorecegi azap ise zararlann
en biiyi.igtidtir."
Ayette ge9en ve "yaziklar olsun" diye terclime edilen "ya veyleta!" ke-
limesi, hasret, keder ve iiziintiiyti dile getiren bir ifadedir. Sondaki "elif', ko-
nu§an ve soyleyen birinci §ahsm zamiri olan "ya" yerine getirilmi§tir. Buna
gore anlamt §U olur: Ey benim, ah1m, vahun, kederim! Nerdesin? Hemen or-
taya 91k, zaman senin zamamndu. "Su karga kadar olup karde§imin cesedini
gommekten aciz miyim?" ctimlesi de, kargan1n buldugu 9oztimti bulamama-
nm iiziinttisi.inti ifade eden bir tabirdir. Yani, yaz1klar olsun bana! Ben bir kar-
ga kadar da olamad1m ve karde§i.min cesedini topraga gommeyi dii§tineme-
dim.
25- Hadisi Buhari, MUslim, Tinniz1, Nesai ve ibn Mace tahric etmi§lerdir. Aynca Bkz. ibn Ke-
sir Tefsiri, 1/508.
Ayet: 32-33 MA.iDE SORESi/ 5 413
Hz. Ali'den rivayet edildigine gore, Haris b. Bedir yol kestikten, kan
ak1tttktan ve milletin mahru gasbettikten sonra tevbe edip kendisine s1gmnn§;
Hz. Ali onun pi§manhgm1 kabul etmi§ ve ondan hi~bir §ey istememi§tir. Ote
yandan, yakalandt.ktan sonra yap1lan tevbe ise hi9bir hakk1 dti§tirmez.
Bilindigi gibi yollan, rahats1zhk verici §eylerden temizlemek en gtizel
davrant§lardan oldugu gibi yol kesenlik yapmak ve gelen gidene korku sal-
mak en kotti davran1§lardandrr. Hz. Peygamber (s.a.v.) de §6yle buyurmakta-
drr: "Ummetimin iyi ve kotu amelleri bana gosterildi . i yi ameller aras1nda
yo /Lan, eziyet verici §eylerden temizleme i§ini; kotu ame/ler aras1nda da
mescide rastgele balgam atma davrant§lnt gordum. "<26>
26- Muslim, Mest1cid, Hadis no: 553; Aynca Bkz. ibn Esir, Camiz/l-Usul, 1/420.
A.yet: 35 MA.iDE SURESi/5 417
35. «Ey iman edenler! Allah 'tan korkun.» Azab1ndan yekinin. O'na,
sak1n kar§1 gelmeyin. «O'na yakla§maya», O'nun verecegi mtikafatlar1 elde
etmek ve O'na yak1nla§mak i~in kendinize «bir yol aray1n.>> Salih ameller
yapmak suretiyle O'na yalanla§manm ~aresine bak1n.
Ata der ki: Ayette geyen "Vesile", Cennet mertebelerinin en faziletlisi-
dir. Hz. Peygamber de buyuruyor ki: "Allah'a dua edin ki, bana "vesile'"yi
nasibetsin. (;unku "vesile" cennette r;ok yuksek bir mertebedir ve oraya yal-
mz bir ki§i kavUJur. Umanm ki o ki§i ben olayzm. ''<21>
«Ve» a~Ik ve gizli dti§manlarla sava§mak sfiretiyle «O'nun yolunda
cihad edin ki, kurtulu§a eresiniz.» Allah'a kavu§as1ruz, O'nun nimetlerini
elde edesiniz. Ayette yi.ice Allah'm, ger9ek kurtulu§U dort §eyde ktld1gma i§a-
ret edilmektedir:
Birincisi: iman. Kul, iman1 ile ktifiir karanhglllll1 perdelerinden kurtulur.
ikincisi: Takva. Kul, takva ile gi.inahlar1n karanhgmdan kurtulur.
Uyiinctisil: O'na dogru yol aramak. Kul, bununla alyak diinyan1n karan-
hklar1ndan kurtulur.
Dordiinctisii: Allah yolunda cihad etmek. Kul, cihad ile varbgm karanh-
gmdan kurtulur ve O'na kavu§manm lezzetini elde eder.
~eyh Hasan e§-~azeli der ki: "Allah'm yoluna girmek, O'na ula§mak
amac1yla bir arkada§unla beraber bir magaraya kapanrm§tlk. Orada kabyor ve
kendi keI_J.dimize: '<;ok yakmda, yar1n veya obiir gun amacmuza kavu§uruz,
bize maneviyat kaptlan ay1hr,' diyorduk. Gtiniln birinde yan1m1za 9ok hey-
betli bir adam geldi. Onun Allah dostlanndan biri oldugunu anlad1k. Ona:
'Nas1ls1n?' diye sordugumuzda cevab1 §U oldu: 'Yann veya obtir gtin amac1-
ffilza kavu§uruz, bize 1naneviyat kap1lar1 ay1hr diyen nastl olsun ki? .. Ey Ne-
27- Miislim, Tirmizi Ebu Davud ve Nesai. Hadis §Oyle bitiyor: "Kim, henim i~in Vesile
duasznda bulunursa §efaaflml hakeder." Aynca bkz. Ciimiu'l-Usal, 9/380.
418 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:6
fis! Niye Allah'a, sirf O'nun nzas1 i9in kulluk etmiyorsun? ' Onun bu cevab1
kar§1smda kendimize geldik, uyandlk ve Allah'a tevbe ettik. Sonra maneviyat
kapilan bize ac;Ildi." ~u halde, durumun gerc,;egine vak1f ohnak ve O'na ula§-
1
mak, 0 11dan ba§kas1yla her tiirli.i ili§kiyi kesmekle mtimklindiir. Allah'm iyi
ve salih kullanyla arkada§ hk yapmada c,;ok biiytik bir §eref ve saadet vardrr.
28- Hadis, birbirine yakm ifadelcrlc Mtislim, Ahmed ve Nesei tarafmdan tahric edilmi~tir. Ayn-
ca bkz. el-Fethu'l-Kebir, 3/406.
29- Bu, Buhari', MUslim ve Tirm iz!'nin tahric ettiklcri bir hadisin bir bo!UmtidUr. Hadisin ba~ ta-
rnf1 ~oyledir: "Glum, alaca hir kos: ~·eklinde geririlecek ... " Aynca bkz. CfJmiu'l-Usul,
10/492.
Ayct: 36-37 MAiDE S0RESI /5 419
Rivayet edildigine gore bu iki hitap, k1yamet guntinde, oltim alaca bir
ko9 §eklinde getirilip cennet ve cehennem arasmda kesildikten sonra soy lene-
cektir. Oltimtin, bu temsill olayla anlattlmasmm sebebi, onlar1, oliimtin orta-
dan kald1nld1gma inandumak ve bu olay1 gozleriyle gormelerini saglamaktrr.
Boylece Cennct ehlinin sevinci, Cehennem ehlinin de kederi artmt§ olur.
30- Hadis, Mi.islim, Ahmed, Nesai ve ibn Mace tarafmdan tahric edi lmi~tir. Aynca bkz. el-
F ethu'l-Kehir, 3/407.
420 RUHU'L-BEYAN Ciiz:6
ibn ~eyh der ki: "Allah Tefila; hrrs1zhga kar§I el kesme emrini verip ar-
d1ndan tevbe edenlerin tevbesini kabul edecegini belirttikten sonra, diledigini
yap1p diledigi hiikmii verdigini, istedigini affedip istedigini de cezalandiraca-
g1n1 belirtmi§tir. <;tinkti 0, ttim yarattl<lar1n sahibi, Rabbi ve ilfiludir. Ger9ek
sahip ise, mtilktinde istedigi tasarrufta bulunur. Diledigi htikrnti verir. Yoksa,
Mutezile'nin iddia ettigi gibi, "Allah, en iyiyi yapmak zorundadir" gibi bir go-
rti§ dogru degildir.
Hirs1z1n sag eli bilekten kesilir, s1cak yag i<;erisine konarak daglanir ve
karun durmas1 saglruur. Bu yapilmad1g1 takdirde, hayatma mal olabilir. Oysa,
bu §er'! had, oldtirmeye degil, caydumaya yoneliktir. Eger sag eli kesildikten
sonra ikinci kez htrs1zhk yapsa, bu defa sol ayag1, ayak bileginden kesilir.
O~iincti kez hrrs1zhk yaptlg1 takdirde ise, bu defa kesme olay1 degil, tevbe
edip iyilik belirtileri ortaya koyuncaya kadar hapis cezas1 uygulanacaktir. c3 i)
<;link.ti Hz. Ali ti<; kez hirs1zhk yapanla ilgili olarak demi§ ki: "Yemek yeme-
si i<;in bir el; yliriln1esi i9in de bir ayak brrakmamaktan Allah'tan haya ede-
. ,,
nm ...
H1rs1zhk, i9ki i9ilmesinin ispatland1g1 §ekilde ispatlanu. Yani §ahitlik
31-Bu gori.i§ EbG Hanifeye aittir ve gerek~esi de ~udur: Os;i.incU kez h1rs1zhk yapt1gmda "kes-
me" cezas1 uyguland1g1 takdirde, insanlara ytik olacakt1r. Art1k, kendisini yedirecek, iyire-
cek, abdest ald1racak birisine ihtiya~ duyacakt1r. imam ~afil de der ki: O<;-Un~U kez h1rs1zhk
yapt1ginda sol eli; dordtincti kezde ise sag ayag1 kesilecektir. Ku~kusuz, bu gorU~ sahiple-
rinden her birisinin de gerek<;e ve delilleri vardIT.
422 ROHU'L-BEYAN Cfu:6
veya bir seferlik itirafla ispatlanmt§ olur. $ahitlerin adedi iki erkektir. <;tinki.i
hadlerde kad1nlann §ahitligi ge9ersizdir. Aynca, mah 9ahnanm da davac1 ol-
mas1 gerekir. <;i.inkil ba§kasm1n mahyla ilgili bir su9, mal sahibinin davac1 ol-
mas1yla tahak.kuk eder. El kesme cezasmda soylu ile sITadan bir kimse arasm-
da herhangi bir fark yoktur. Nitekim, Mahzumllerden bir kadm lurs1zhk yap-
m1§tl. Hz. Peygamber, onun elini kestirmek istedigi srrada Osame b. Zeyd, af-
fedilmesi i9in Hz. Peygamber'e ba§vurdu. Hz. Peygamber Dsame'yi 9ok sevi-
yordu. Bunun uzerine Hz. Peygamber (s .a.v.) ~oyle dedi: "Ey Osame! Al-
lah'ln koymu~ oldugu cezalardan birisi konusunda nasil ricacz olursun!
Unutma ki, sizden oncekilerin durumu §Uydu: Aralanndan soylu birisi hirszz-
ltk yapt1gznda cezalandirmazlar, gariban birisi hzrslzlzk yaptzgznda ise, ceza-
landinrlardi. i §te onlar, bu yuzden helak oldular. Allah'a yemin ederim ki,
h1rs1zlik yapan Muhammed'in ktzt Fatima bile olsa elini keserdim ."<32> Aynca
bu hadiste, olay, m$kemeye intikal ettikten sonra, affedilmesi i9in arac1
olunmamas1 gerektigine de i§aret vard1r. Bu yiizden Hz. Peygamber,
Osame'nin istegini reddetmi§tir. Mahkemeye intikal etmeden once ise, hak-
s1zhga ugrayan1n arac1hg1 kabul edilir. Ketti karakterli ve rahats1zhk vennek-
ten zevk alan birisi olmamas1 kaychyla gUnahlar1nm ortillmesi menduptur.
Aynca hadiste ge9tigi ilzere, halk aras1nda adaletle htikmetmek ve herkese
e§it muamele yapmak gerekir.
Eger: On dirhetnlik bir hus1zl1k i<;in degeri binlerce dirhem olan bir elin
kesilmesi, nas1l dogru olur? Oysa Allah Teala buyuruyor ki: "Kim bir kotulUk
i§lerse, sadece o kotulugiiniin misliyle cezalandLnlzr." (En'am: 160) di ye so-
rulursa, deriz ki: Dtinyadaki cezalar, ki§iyi imtihan etmek i9indir. ~u halde
Allah, diledigi §ekilde imtihan eder. Aynca "kesme" cezas1, 9ahnan mahn
kar§1hg1 degil, yasaklar1 9ignemenin kar§1hg1drr. Ytice Allah'1n: "yaptiklarz-
nm kar§lltgl olarak" soziinti: "Yasaklann <;ignenmesi, el kesmeyi gerektir-
mi§tir." §eklinde anlamak miimktindtir. Aynca bu ceza, insanlar i<;in biiytik
bir cayd1nc1 unsur ozelligini ta§ir. Bir tek elin kesilmesi, insanlan, mallann-
dan endi§e etmez bir duruma sokar. Bu konuda insanlara giiven verir. Durum
boyle olunca, hakka teslim olup boyun egmek gerekir.
6te yandan zina ile ilgili ayetle ilk.in kadmdan soz edildigi halde, burada
ba§ta erkek hirs1zlardan bahsedilmesinin sebebi §Udur: Hrrs1zhk gtice dayanan
bir i§tir. Erkek kad1ndan daha gii<;Hi oldugu i<;in ilk once ondan bahsedilmi§-
32- Hadisi, Buban ve Ebu Davud Hz. Ai~e'den riv ayet etmi~lerdir. Aynca bkz. el-Feth11'l-Ke-
bir , 3/378.
A.yet: 40 MAiDE SURESi/5 423
tir. Zina ise §ehvet i§idir ve kad1n erkekten daha ~ehvetlidir. Aynca, kachn bu
konuda erkekten daha 9ok kendini savunabilir. Bu ytizden bliyi.ik bir topluluk
bir kad1mn ba~1na toplansa, onun istedigi dt~1nda ona bir §ey yapamazlar. Hu-
s1zhkta bizzat el, i~e kan§t1g1ndan dolay1 kesilir. Zina eden erkegin tenastil
uzvunun kesihnemesi ise, neslin sona ennesi korkusundandu. Dstelik, zina-
mn lezzeti bedenin her taraf1nda duyulur.
4 24 RUHU 'L- BEYAN CG.z:6
diler ki, ''Ne kadar da <;abuk haber verdin". 0 da onlara dedi ki: "Beni, Tev-
ratla ye1nin ettirdi. Tevrat ytiztinden helfil<a gidecegimden korkmasayd1m, bu
itiraflarda bulunmazd1m. '' Ard1ndan Hz. Peygamber, iki zaninin de recmedil-
mesi iyin emir verdi; Mescid'in ontinde recmedildiler. Sonra Hz. Peygainber
§U duay1 yaptl: "Ya Rab.' Ortadan kaldtrmaya ~·ali~t1.klan bir emrini hayata
kavu~turan , ;Lk de.fa ben oldum. "(33>
Bunun iize1ine ayetin §U klsm1 indi: «Allah, bir kimsenin fitneye dii§~
mesini dilerse>>, ne ~ekilde, kim olursa olsun, onun sap1kllg1m ve rez.illigini
isterse, «senin onun i~in Allah'a kar§I yapacak hi~bir ~eyin yoktur.» Bu
durumu ortadan kald1rmaya senin gtictin yetmez. «i~te onlar ,» bu yahudi ve
mtinaftl<lar, «Allah '10, kalblerini» ki.iftir ve dalalet kirinden «temizlemek is·
temedigi kimselerdir.» <;linkti, ktifiir ve dalaletden ytiz<;evinnede yahudiler-
le iniinaf1klar ayn1 durumdadrrlar. «Diinyada onlar i~in», yani yahudi ve mti-
naflklar ivin «zilllet, ahirette de biiyiik bir azap vard1r.» Dtinyada 1ntinaf1k-
lann zillet gonnesi; i~ytizlerinin ve mlislUmanlar aras1nda munaf1k olduklan-
n1n ortaya y1kmas1 ~eklinde geryekle~mesidir. Yahudilerin dtinya zilleti ise,
Tevrat ayetlerini gizlemelerinin ortaya 91kmas1 ve kendilerinden cizye ahn-
1nas1 §e.klind.e tahakkuk etmi~tir. Ahirette de, aynca cezaya 9arptinlacaklard1r.
Ku§kusuz, ahiretin en bilytik azab1, cehennemde stiresiz kalmaktir.
42. «Onlar, yalana ~ok kulak veren ve ~ok haram yiyenlerdir.» Rti~
vet gibi haram ~eyleri yemege tenezztil edenlerdir. Burada "haram" anlaillln1
verdigimiz "suht" kelimesi, koktinti kaz1mak anlam1na gelen "saht" masda-
nndan tiiretilmi§tir. Gen;ekten "hara1n" da bereketi ortadan kald1nr, kokiinti
keser.
33- Bu hadisi , benzer ifadelerle Muslim tahri c e tmi~tir. Aynca Eba Davud da Berra b. Azibden
rivayet etmi§tir. Kissanm tamam1i~in bkz. Cam iu'l-Usul, 2/11 5.
Ayet: 42-43 M.AiDE SURESi/5 427
mi§ oln1akla" vas1fland1nlmalan gibi. Aynca §Oyle bir soz vardlf: "$erefli
ki1nselerin vas1flan vas1flann en §ereflileridir." $air de der ki:
Ben Hz. Muhammed'i sozlerimle ovmeye r;all§mad1m.
Aksine sozlerimi onunla ktymetlendirmeye ugra§tlm.
«Rablerine samimi olarak kulluk edenler ve alimler de,» yani pey-
gamberlerin yolundan gidip Tevrat'la yahudi dinine mensup insanlar arasmda
hilkmeden zahid ve bilgin kimseler de «Allah'1n kitab1ndan, kendilerinden
korunmas1 istenilenle hiikmederlerdi.» Peygamberler tarafmdan korumakla
emredildikleri Tevrat'1n hiiktimlerine gore amel ederlerdi. Nitekim, kaybol-
mamas1 ve tahrif edilmemesi konusunda uyanlm1§lard1. "Korunmasz istenen-
le" anlam1na gelen kelimenin ba§tndaki "be" harfi sebeplilik i9indir. Yani,
Rablerine saminu olarak kulluk eden kimseler ve alimler, peygamberleri tara-
findan kitab1 korumakla enuedildikleri i~in, bu Kitabm hilktimlerini uygulad1-
lar. Peygamberlerinin tavsiye ve emirleri dogrultusunda hareket ederler. «On~
lar, o (Tevrat'1n hak oldugu)na §ahit idiler.>> Degi§tirilmesine goz yumma-
dan gozetleyici idiler. ~u halde buradaki "§ahit olma" hususu, hazrr bulunma,
kontrol etme anlammdadIT.
45. «Biz, Tevrat'ta onlara», yani yahudilere «~u hiikiimleri farz kll-
m1~tlk: Cana can,» birismi haks1z yere oldiiren, oldtiriili.ir; «goze goz,» biri-
sinin goztinil haks1z yere kor edenin, gozii kor edilir; «buruna burun», biri-
sinin burnunu haks1z yere kesenin, burnu kesilir; «kulaga kulak,» birinin ku-
lag1ru haks1z yere zultimle kesenin kulag1 kesilir; «di~e di~ ile k1sas yap1hr.»
Ayet : 45-47 MAiDE SURESi/5 431
Bu ayet, Hz. isa'run mtistakil bir §eriat getirdigine ve ihtiva ettigi hi.i-
kti1nleri uygu.lamakla emredildigine i§aret eder. Aynca bu ayette hakimler
ic;in btiytik bir tehdit vardrr. Nitekim, Hz. Peygamber (s.a.v.) de buyuruyor ki:
432 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
"Kiyamet gi.inunde adil hakim -bir ki~i hakkLnda farkedemedigi iki tane hur-
ma degerindeki hakslzllk dolay1slyla- §iddetli bir azapla kar§zla§acaktir."
Adil hakimin durumu bu ise, zalim ve rti§vet~i olanlarm durumu takdir edil-
sin! ... Bir ba§ka hadiste de §6yle buyuruluyor: "U<; tiirlii hakim vardir: ikisi
cehennemde, biri cennette ... Bu hakimlerden birisi, bile bile haks1z karar
vermi§tir; bu cehennemliktir. Bir ba§kasz, bilmeden karar vermi§ ve ba§ka
insanlann hakkint <;ignemi§tir; bu da cehennemliktir. Birisi de hakkzyla ka-
rar vermi§tir, bu cennetliktir." r37J
37- Ebil Davud, Akdiyye, Hadis No: 3573. Sahib olan bu hadis i~in aynca bkz. Camiu'l-Usul,
10/166.
Ayet: 48 MAiDE SURESi/ 5 433
gelmi§ ge91ni§ tum iimmetler! Her birinize ozgti bir §eriat ve yontem belirle-
mi§iz .. ! Mesela, Hz. Musa'n1n peygan1berligi zaman1ndan Hz. isa'nm pey-
gamberligine kadar gec;en timmetin §eriatI Tevrat'a goredir; onunla amel et-
1ni§lerdir. Hz. isa'dan Hz. Muhammed'e kadar gelip gec;en insanlar ise incil'in
hiiktimlerini uygulam1§lardir. Siz ise, ey inti'minler! Sizin §eriatln1z Kur'andrr.
Ayette ge9tigi §ekliyle "~ir'at" veya §eriat gidilen, izlenen yol demektir.
11 11
«Eger, Allah dileseydi, sizi tek bir iimmet yapard1.» Btitiin asrrlar bo-
yunca, d'ini hi9bir konuda ihtilafa dii§meyen hepsi ayn1 dine inanan tek bir
topluluk yapardi. «Fakat>> sizi tek bir timmet yapmay1 arzulamad1; «sizi iim-
metlere ay1rmas1,» iimmetlere ili§kin ilahi kanunu geregince «verdikleriyle
sizi imtihan etmek i~indir.» Ytice Allah'1n bu §eldldeki tutumu, adeta, sizi
imtihan eden birisinin tavn ve tutumu gibidir. Ba§ka bir deyimle Allah, her
9aga uygun olarak gonderdigi c;e§itli §eriatlann htiktin1leri dogrultusunda o
donemdeki insanlan smava tabi tutmu§tur. «0 halde iyiliklere ko~u~un.»
Diinya ve ahirette sizin i9in daha hayult olan ve Kur'an'da yer alan dogru
inan9 ve salih amellere sanhn; bir yart§ma duygusu i9erisinde bunlan bir fir-
sat bilin ve bu konuda birbirinizle yan§m.
«Hepinizin donii~ii Allah'ad1r.» inanan veya inanmayan; kim olursa
olsun, tiim insanlar O'na donecektir. «0, ihtilaf etmekte oldugunuz §eyi size
bildirecektir.» Dll,1 ve §eriat i§lerinden dtinyada iken aran1zda ihtilaf ettiginiz
konularda hi9bir §tipheye yer kalmayacak §ekilde inanan ve inanmayan insan-
lann her birisine uygun ceza ve milkafatlan verecektir. Ahirette verilecek ceM
za ve n1likafattn haber verme §eklinde ifade edilmesi, aralanndaki ihtilafi or-
tadan kaldrrmak i9indir.
49. «Aralarinda Allah'1n indirdigiyle hiikmet. Onlar1n heva ve
heveslerine uyma.>> Biz sana Kitab1m1z1 gonderdik ve i9indeki htikiimleri uy-
gulaman1 emrettik. Bu ytizden, «Allah '1n sana indirdiginin bir k1sm1ndan
seni saptirmalarindan saktn.» ilahi htiktimlerin bir boliimiinden, seni vazge-
9irmelerinden kork. Seni, haktan dondtiriip battla stirilkleyebilirler.
Rivayet edildigine gore, yahudi hahamlanndan bir k1sm1 dediler ki:
"Gidip Muhan1med'i dininden saptuahm." Sonra Hz. Peygamber'in yan1na
vardilar ve §0yle soylediler: "Ey Ebfi Kas1m; bizim yahudi hahamlan oldugu-
muzu; sana uydugumuz takdirde tum yahudilerin sana uyacaklann1 biliyor-
sun. Bizimle kavmiiniz aras1nda bir anla§mazhk vardir; aram1zda htikmetn1en
i~in senin hakemligine ba§vuruyoruz. Sana iman ediyor; seni tasdik ediyo-
Ayet: 49-50 MAiDE SURESi/5 435
38- Hakim ve Beyhaki "imamn ~·ubeleri " boliimtinde; Ahmed b. Hanbe1 "Zuhd" boltimtinde;
Ebu Nuaym "H ilye" boli.imi.inde tahric ctmi§lerdir. Aynca, bkz. el-Fethii'l-Kebir, 1/203.
436 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
51. «Ey iman edenler!» diye ba§layan bu ayetin ihtiva ettigi hliki.im
ti.im mti'minleri ic;ine almaktadu. Ayetin ini§ sebebinin sadece bir k1s1m
mti'minler olmas1, genelligini etkilemez. Nitekim rivayet edildigine gore,
Ubade b. San1it Hz. Peygamber'e demi§ ki: "Benim birtak1m yahudi dostlanm
vard1, ben Allah ve RasCilti ic;in onlann dostlugunu birak1yorun1; Allah'a ve
Rasuliine s1g1n1yorum." Abdullah b. Ubey de demi§ ki: "Ben, felfilcetlerden
korkan birisiyim; dolay1s1yla Kaynukaogullanndan olan yahudi dostlanm1
terketmiyorum." Bunun tizerine bu ayet indi: «Yahudi ve Hristiyanlan dost
edinmeyin.» Onlann hi9biriyle dostluk kurmaym. Onlara dost gozilyle bak-
may1n. «Onlar, birbirinin dostudurlar.» Her iki gruptan bir k1s1m insanlar,
diger gruptan bir k1s1m insanla dostluk kurmu§lardu. Dolay1s1yla aleyhinize
ve zarann1za olabilecek bir noktada, onlar mtittefik durumdad1rlar. Hepsi,
aleyhinizde bir araya geliyorlar. Durum boyle olunca, onlardan herhangi biri-
sinin dostlugunu, nasil kafan1zdan gec;irirsiniz; onlara dost olmay1 nasil dti§ti-
nebilirsiniz?
«Sizden kim onlari dost edinirse,» onlan dost olarak kabut ederse
«~iiphesiz onlardan olur .>> Onlann dinini benimsemi§ olur ve onlarla beraber
cehenneme girer. $tiphesiz bu dostluk, onlann dinini benimseme bi~iminde
bir dostluk olursa sonucu boyledir; yoksa onlann inanclill kabul etmeden, on-
larla srrf ah§-veri§ ve benzeri bir ihtiya~ ic;in arkada§hk yapmak, ihtiya~tan
dolay1 onlarla sohbet etmek, muhatap olmak bu tehdidin kapsam1na girmez.
«Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder .» Mekke'nin fethini nasip eder
de kafirlerin belini lurar; «veya kahndan bir emir getirir de», oldtirtilme ve
siirgtin edilme ile yahudilerin koktinti kazir ve onlan yerle bir eder de; bu mti-
naf1klar «i~lerinde gizlediklerine pi§man olurlar.» Gontillerinde saklad1kla-
n ktiftir ve Hz. Peygamber (s.a.v.) hakk1nda besledikleri §ilpheden dolay1 bel-
ki pi§1nanhk duyarlar.
iyi bilinmelidir ki Hale, her zaman galip gelir. Batihn tisttinltigti saman
alevi gibidir; aniden ytikselir ve yerle bir olur. Bu ytizden battla ve batil yan-
da§lanna meyletmek mii'mine yala§maz. Batd taraftarlan kim olursa olsun,
sonuc; degi§memelidir.
Ebu Musa el-E§'ari der ki: "Ben bir defasmda Hz. Omer'e dedim ki: 'Be-
nim, Hristiyan bir katibim var, ne yapay1m?"' Hz. Omer'in cevabt §U oldu:
"Ne olmU§ sana, Allah seni §a§k1nhga dti§tirmti§; nic;in bir Miisltiman katip
tutmuyorsun ki? !. .. Sen hie; ytice Allah'1n: "Ey iman edenler! Yahudi ve
Hristiyanlan dost edinmeyin" emrini i§itmedin mi? Bunun tizerine ben de-
dim ki: "Onun dini ona ... Bana, yazd1g1 §ey Hiz1m. " Hz. Omer de dedi ki:
"Onlara sayg1 gostermeyin; <;link.ti Allah onlan al<;altm1§tu. Onlara giivenme-
yin; c;tinkti Allah, giiv~nilmez olduklar1n1 belirtmi§tir. Onlan kendinize yak-
la§tirmay1n, 9tinkil Allah onlan uzakla§tirmt§tlr. Hesap et ki, senin Hristiyan
Ayet: 53 MAiDE SORESi/5 439
139
katibin oldti. Yani, diyelim ki o, oldii. 0 zaman ne yapabilirsin ki? >
39~ Bu, Hz. dmer'in ~er'i: taktiklerinden bir tanesidir. Nitekim, Hafiz ibn Kesir de aym olay1,
tefsirinde nak:leder.
440 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
i§te, ey iman edenler! Eger sizden, dinden donen olursa, «bilsin ki Al-
lah,» helak ettikten sonra «onlarin yerine, kendisinin onlarr, onlann da
Ayet: 54-55 MAiDE SURESi/5 441
kendisini sevdigi, mu '1ninlere kar§J al~ak goniillii, kafirlere kar§I ise, gii~
lii ve §erefli olan,» onlara tistiin gelen «Allah yolunda cihad eden ve k1na-
yan1n k1namas1ndan korkmayan»; cihaddan geri kalmay1p dine si.k.1 s1la sa-
nlan «bir ka vim getirir .» Kimisine gore bunlar, Yemen halk1d1r. <;unkil Hz.
Peygamber: "Iman Yemenlidir; hikmet de Yemen e mensuptur." buyurmu~
11
tur. Hz. Peygamber'in iman1 Yemen halk1na boylece nisbet etmesinin sebebi,
gti~lil ve mtikemmel iman sahibi olduklanna i§aret etmek i<;indir. Ku~kusuz
bunlardan amac;, her zamanki ttim Yemen halkt degil; o zaman mevcut bulu-
nan Yemen halkldu. Ki mine gore ise buradaki kavimden amac; Ensar'dtr. <~>
*- Ayette ozellikleri belirtilip ovtilen bu kahraman millet kimdir? Bu konuda, Merhum ismail
Hakk1 Bursevi'nin de belirttigi gibi, Hz. Ebu Bckir ve ashab1, Ensar, Yemen halk1 v.s. gibi
gorti§ler ileri stirlilmil§Hlr. Fakat ayetin anlam1 geneldir. Kur'an'm bu htikmti k1yamete ka-
dar bakidir. irtidat olaym1 bir devre hasretmek dogru olmad1g1 gibi, Allah yolunda cihad
edenleri belir1i bir millete maletmek de dogru degildir. Nitekim islam'm inti§armm ilk asII-
lannda Araplarm, sonra iranhlann ve nihayct TUrklerin yapt1klan , tarih tarafmdan tesbit
edilmi§ bliytik hizmetlerdir. Onemli olan isHim'm bayragmm hep gonderde olu§udur. Tarih
boyunca bin;ok toplum isliim'rn bayraktarhgm1 yapml§, onun bayrag1 his; yere di.i§memi§-
tir. insanlar yerytiztinde ya§ad1k1an mtiddct~c de isHim timmetinden bir topluluk daima
hakkt ayakta tutacak ve bayrag1 ta§tyacaktlf. (Na~ir)
40- Bagavi. Serhu's-Siinne, "Bidat ve hevalann reddi" bab1, t/l 23. Ancak, hadisin ravilcri
arasmda Nuaym b. Hammad gibi zay1f bir ravi bulundugu ndan "hadisin senedinde zay1fhk
vard1r" denilmi§tir.
44 2 RUHU'L-BEYAN Cuz:6
beni kendi nef sinden, mahndan, <;oluk focugundan ve tum insanlardan daha
fazla sevmedik<;e iman etmi§ sayzlmaz.<4 1> Mti'minlerin dostlugu ise, onlan din
karde§i kabul etmekle gerc;ekle§ir. · Niteki1n ytice Allah §Oyle buyuruyor:
"$iiphesiz mu'minler karde§tirler." (Hucurat: 10) Hz. Peygamber de §5yle
buyuruyor: "Sizden biriniz kendi i9in istedigini , karde~i i<;in istemedikr;e
iman etmi~ say1lmaz"<42) ~tiphesiz bu mti'minler: «Allah'a boyun cgerek na-
maz kdan, zekat veren mii'minlerdir.» Bunlar namaz la.larlar, zekat verir-
ler, Allah'tan korkarlar, Allah i~in tevazu gosterirler.
~tiphesiz
bu a9lklamalardan ama9, ger9ek ve halis mii'minle, iman iddi-
as1nda olup miinafik olan kimseleri birbirinden ayird@tmek i~indir. <;iinkii
ihlas, namaz ve zekata kar§1 duyarh ve 1srarh olmakla anla§thr; Allah'a boyun
egmek, O'nun i~in mtitevaz1 olrnak ve O'ndan korkmakla belli olur.
56. «Kim Allah'•, Rasfiliinii ve iman edenleri dost edinirse,» dost ola-
rak yaln1z onlan se9erse; «~iiphesiz ki Allah '10 taraftarlan galip gelecek-
lerdir .>> Dstiin gelecek olanlar, onlar olacaktlf. Burada zamir ile "onlar.. "degil
de, ac;ikc;a "Allah'm taraftarlan" denilerek Allah'a nisbet edilmeleri, kendile-
rine verilen degerden kaynaklanmaktadir. Aynca Allah'1n, Rasftltiniin ve
mti'minlerin d1§1nda herhangi birinin dostluguna yonelen kimselerin de "§ey-
tanm taraftarlar1" olduklar1na i§aret etmek i9indir. Ki§inin taraftar oldugu
grup, onun arkada§land1r. Ayette gec;en ve taraftar olarak terctime edilen
"hizb" kelimesi aynca, grup, kafile, taife anlam1na da gelir. Hatta, Arapc;ada:
"ictemeu Ii emrin hazebehiim" demek~ kendilerine isabet eden, kendilerini il-
gilendiren bir§ey ic;in bir araya geldiler, demektir. ~unu da belirtelim ki, Al-
lah'n1 dii§manlanna galip gelmek, ancak Allah'1n yardJm1yla mtimktindilr. Ni-
tekim ytice Allah §Oyle buyuruyor: "Siz Allah'a yardim ederseniz, Allah da
size yardim eder." (Muhammed: 7) Yard1m ve iistiinliik ancak Allah'1n deste-
giyle ger~ekle§ir. <;tinkti gtic;lii la.Ian O'dur; her gtic; O'na aittir.
4 1- Muslim, Buhari, Nesai vc ibn Mace hadisi ~u ibareyle nakJetmi~lerdir: "Sizden biriniz ben i
~ocugundan anne ve babasmdan ve tum insanlarda11 daha f azla sevmedikF iman ermi~ sa-
y ilmaz. '' Aynca bkz. el-Ferhii'l-Kebir , 3/35 l.
42- Buhari, Muslim, Ahmed b. Hanbel, Tirmizi, Nesel ve ibni Mace tahric elmi~lcrdir: ·"...Siz-
den hiriniz iman etmi§ sayilmaz" soztinden maksat, iman kemale ermez; iman tamamlan-
maz, anlam1dlf. iman1 yok eder, imans1z ktlar, anlamm1 ta§1maz. Bkz. el~Fethu'l-Kebfr,
3/35 1.
Ayel: 56-57 MAiDE SURESi/5 443
57. «Ey iman edenler!» Rivayet edildigine gore Riifaa b. Zeyd ve Sii-
veyd b. Haris, once mtisltiman oldular; sonra mlinM1kla§tllar. Ote yandan, ba-
z1 mtisllimanlar onlan hala seviyorlard1. i~te bunun 'iizerine ytice Allah, bu
durumu yasaklay1p dedi ki: «Sizden once kendilerine kitap verilenlerden
dininizi alay ve eglence konusu yapanlari ve kafirleri dost edinmeyin.»
Dini alay konusu yapmak, islam'la dalga ge~mek demektir. Eglence konusu
yapmak da, dil ile inand1gm1, kabul ettigini belirtmek ve ii;ten ii;e ktifre de-
vam etmek anlamma gelir. Buradaki kafirlerden ama9 da, mii§riklerdir. Ozel-
likle belirtilmelerinin sebebi, kafirliklerinin kat kat olu§undandir.
~u halde ilke olarak, hak tizere olmayanlann dostlugu yasaklanm1§hr.
Bunlar, ister kitap ehli gibi onceleri bir din iizere olup onu normal ak1§mdan
dondtirsiinler, ister mti§rikler gibi, hi~bir din ilzere olmasmlar, fark etmez.
Her haltikarda onlarla dost olmaym; onlardan son derece uzakla§1n.
«Eger iman ediyorsan1z», tam anlam1yla inan1yorsan1z, hak iizere ol-
n1ayanlann dost.lugunu terkederek «Allah'tan korkun.»
58. «Namaza ~ag1rd1n1z zaman, onu», yani namaz1, ya da duyurulan
mesaj1 «alay ve eglence konusu yaparlar.» Nitekim, miiezzinler ezan oku-
duklannda, yahudiler kendi aralannda giilti§lirler, namaz1 alaya ahp dil uzatlr-
lar, namaza gidenleri cahillikle itham ederler ve insanlar1 namazdan uzakla§-
tumaya 9ah§1rlard1. «Bu onlar1n, ak1llaran1 kullanmayan bir kavim olma-
s1ndandir.» Ak1llan olmad1g1 iyin hakkm glizellikleriyle dalga gec;erler; o ko-
nudaki bilgisizlikleri dolay1s1yla alay ederler; eger, geryekten ak1llan olsayd1,
Ayet: 57-60 MAiDE SURESi / 5 445
43- Ebu Davud, Sunen, hadis no: 3527; ibn Hibban, Sahih, hadis no: 2805; Hasen olan bu ha-
dis i<rin aynca bkz. C/imiu'l-UsUl, 6/552.
Ayel: 60-61 MAiDE SURESi /5 447
448 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:6
61. «Onlar, size geldikleri zaman: 'iman ettik' derler.» Bu ayet, Hz.
Peygamber'in huzuruna vanp iman ettiklerini soyleyen mtinaf1k bir yahudi
grubu hakkmda inmi§tir. Evet, ey Muhammed! Onlar size kar§I mtisltiman ol-
duklann1 ileri silri.iyorlar. «Oysa, yan1n1za kafir olarak girip, kafir olarak
~1km1~lard1r.» Durumlannda herhangi bir degi§iklik olmamt§tlr. Senden
Ayet: 61 -63 MAiDE SORESi /5 449
Omer b. Abdtilaziz der ki: "Ytice Allah belli bir grubun yapttldan i§-
lerden dolay1 herkesi cezalandtrmaz. Ancak, 0 ktiytik grup a~lktan av1ga gti-
nah i§ledikleri halde bir tepki gonnez ve yadtrganmazlarsa, o zaman halkm
tamam1 cezay1 hak eder."
ilmiyle amel eden ve sadece yiice Allah'1n dinini yiiceltme amac1 ta§t-
yan alimler sozlerinde ve davrant§larmda hataya dii§mezler. Anlatild1gma go-
re, tabiin ku§agmdan bir zahid, devlet ba§kanlarmdan birisine ait bir eglence
aletini lardi. B~kan, sozkonusu zahidin, bir arslan1n ontine attlmas1n1 emretti.
Gorevliler onu, emredildigi §ekliyle arslanm oniine attdar. Arslan1n bulundu-
gu yere atlld1ktan sonra namaza durdu. Arslan geldi, kuyrugunu sallay1p ora-
daki btittin arslanlan topladi. Hepsi gelip namazdaki zahidi dilleriyle yalama-
ya ba§ladilar. Zahid ise hi~ aldum1yor, narnazma devam ediyordu. Sabah
olunca, ba§kan: "Bizim zahid'e ne oldu?" diye sordu. Gorevliler dediler ki:
"Biz onu arslanlar1n aras1na attik." 0 da dedi ki: "Gidin, bakm arslanlann onu
yiyip yemediklerini kontrol edin". Gorevliler gidip bakttlar ki, arslanlar onun-
la arkada§ olmu§lar; hayretler iyinde kalarak, zahidi ba§kana getirdiler. Ba§-
kan, zahide: "Arslanlardan hi<; korkmad1n m1?" diye sordu. Zahid §U cevab1
verdi: "Hay tr, ama gece boyunca dil§tinmekle me§guldiim." Ba§kan dedi ki:
450 RUHU'L-BEYAN Cilz:6
«Ne zaman harp i~in bir ate~ tutu~tursalar,» Hz. Peygamber'e (s.a.v.)
kar§I sava§maya haz1rlan1p aleyhinde bir kottiltik dti§tinseler, «Allah onu
sondiiriir.» Planlann1 ytizlerine 9arpar, aralar1na aynltk sokarak onlan dag1ttr
ve komplolarm1 sonu~suz birakir.
6te yandan ayet, takvanm, nz1k bolluguna; dunya ve ahirette, i§lerin iyi
gitmesine sebep olduguna i§aret eder.
452 R0HU'L-BEYAN COz:6
lardan kim Allah'a, ahiret giiniine iman eder ve salih amel i§·
lerse, onlar ifin bir korku yoktur. Onlar iizulmeyeceklerdir de.
bte yandan §Ubir gen;ektir ki: "Yarattcmm emrine uyan1, Allah yara-
tiklann kotiiltiklerinden korur." Nitekim, Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Hz. Ebu
Bekir, hicret sirasmda magarada iken dti§manlar1n tehlikelerinden korunmu§-
lardlf.
Hz. Cabir (r.a.) der ki: "Sava§lann birisinde Hz. Peygamber, beraberin-
dekilerle bir vadide konaklad1. Herkes 9e§itli yerlere dagild1; aga9larm golge-
sinde dinlenmeye ve uyumaya ba§ladtlar. Hz. Peygamber de k1hc1Ill bir agaca
as1p alttnda uyumaya·ba§lad1. Bir de bakt1k ki, Hz. Peygamber uyanmt§, bizi
~ag1nyor. Gittik, yan1na vard1g1m1z da bedevi bir arap yan1ndayd1. Hz. Pey-
gamber bize dontip §6yle buyurdu: "Bu adam, ben uykudayken ktltc1mt bana
<;ekti; uyandzglmda kzli<; hala elinde ve iizerime kaldirmz§tt. Bana dedi ki:
"Seni, elimden kim kurtaracak?" Dedim ki: "Allah, beni senden kurtaracak."
Bakt1m ki, kill<;, elinden di'i§tU. Sonra kzltcz ahp bu deja ayni soruyu hen ken-
disine sordum. Dedim ki: 'Seni, elimden kim kurtaracak.' Dedi ki: "iyilik,
sende kals1n.' Sonra dedim ki: 'Peki Allah'tan ba§ka ilah olmad1g1na, benim,
O'nun el<;isi olduguma tanikltk yapar mtstn? Dedi ki: "Hayir! Ancak, sana
kar§l hi<;bir zaman sava~'mayacag1ma, sana kar§l sava§anlarla beraber ol-
mayacagima soz veriyorum." Bunun iizerine Hz. Peygamber onu serbest b1-
rakt1." (44>
44- Buhari, Muslim, Nesai, ahmed b. Hanbel rivayet etmi~tir. Bkz. Suyilti, el-Fethii'l-Kebfr,
1/424.
Ayet: 67-69 MAiDE S0RESi/5 455
Malum ola ki~ Allah'1n veli kullan ve dostlan ivin korku diye bir §ey
yoktur. <;tinkti onlar, Kur'an'a hem zahir1, hem de battn1 bir bivimde uyuyor-
lar. Aynca dilnya ve nefis zevkle1ini terkettikleri i9in kar§lla§tiklan stlantdar-
dan dolay1 tizillmezler de. Ote yandan maruz kaldlklan musibet ve felaketlere
de aldtn§ etmezler; viinkli onlar taklit dtizeyinden kurtulup tahkik dtizeyine
vlknu~lardlf.
kalacaktir. Bol bol mescid in§a edllecek, fakat ir;lerinde Allah anilmayacak-
tir. i~te o insanlar, bulunduklan donemin en kotu yaratiklandir. Fitne onlar-
dan f tkacak ve tekrar onlara donecek'tir. "
Ayet: 10 MAiDE S0RESi/5 457
«Onun annesi dosdogru bir kad1nd1r .» Evet, Hz. isa'mn annesi de ttp-
kl dogrulugu benimseyen diger kadmlar gibi dosdogru bir kadmdan ba§ka bir
§ey degildir.
«Her ikisi de yemek yerlerdi.» Y arattlan diger kullar gibi yemek yeme
ihtiyac1 duyarlardi. Peki, ancak yemekle hayatirn devam ettirebilen birisinin
ilah olmas1 dti§ilntilebilir mi? Haytr, kesinlikle! ... Boyle bir yaratigm ilfill ol-
mas1 miimkiin degildir. <45>
45- Ayetin bu son ctimlesinde ~ok gtizel bir incelik vardir. Bilindigi gibi yemek yiycn, tuvalete
i;1kma ihtiyac1 duyar. Oysa boyle bir ihtiya9 bir ilah i~in soz konusu olamaz. <;Unkti ilfill'm
hi9bir ~eye ihtiyact yoktur. Ancak, Kur'an-1 Kerim Hz. 1sa'dan soz ederken: "i~erdi; bUyUk-
kti~Uk tuvaletini yapard1" gibi bir ifade kullanmamakta, aym ger~egi kinayeli bir ~ekilde
~ok nezih bir ifadeyle "Her ikis; de yemek yerlerdi" ~eklinde dile getirmektedir. Aman Al-
lah'1m, Kur'an'm ifadeleri ne kadar da nezih ve anlamh; getirdigi deliller ne kadar gus;lti ve
parlak! ...
Ayet: 75-77 MAiDE SURESi/5 461
. 77. «De ki: 'Ey kitap ehli! Hakk1n d1~1na ~1karak, dininizde a~1r1 git-
meyin.» Hz. isa'ya ilfilllik isnat ederek yanh§a dalmay1n. «Daha once», yani
Hz. Muhammed gonderilmeden evvel, atalan ve kavimleri «sapm1~,» haktan
aynlm1~, «bir~oklar1n1 da saptlrm1~», kendi bid'at ve sap1khklanna uydur-
mu~ «ve boylece» Hz. Muhammed'in peygamberliginden sonra «dogru yolu»
yani islam'1 «kaybetmi~ bir kavmin heva ve heveslerine uymay1n.'»
78. «israilogullarindan inkar edenler, Davud'un ve Meryemoglu
isa 'ntn lisan1yla lanetlendiler .>> Yani, Allah'1n rahmetinden kovulup uzak-
la§t1nld1lar.
Nitekim, Cumartesi ya.sagm1 ~ignedikleri zaman Hz. Davud (a.s.): "Ey
Allah'1m! Onlara lanetini yagdrr ve onlar1 diger yaratiklannm diline dola! Bir
ibret gostergesi yap!" §eklinde beddua et1ni§; yi.ice Allah onlar1 maymunla§tlf-
m1§tl! ...
bte yandan ilfilli sofradan yeyip iman etmemeleri i.izerine Hz. isa (a.s.)
da onlara §U §ekilde beddua etmi§ti: "Allah'tm! T1pk1 Cumartesi yasag1n1 ~ig
neyenlere yaptig1n gibi bunlan da lanetle! Onlan bir ibret gostergesi yap!"
Bunun tizerine bunlar da domuzla§trr1lm1§lardt.
«Bu, onlar1n isyan etmeleri ve a§trI gitmelerindendi.» i§te bu
lanetlenme ve onlarm igren~ bir §ekilde insanhktan ~1kar1hp domuzla§tinlma-
larma sebep olan §ey, Allah' a ba§kaldrrmalar1 ve yasaklann1 ~ignemeleriydi.
79. «Onlar, yaphklan kotiiliiklerden birbirlerini menetmiyorlard1.>>
Birbirlerinin koti.i eylemlerine engel olmuyorlard1. «Yaptiklari ~ey ne kotii
Ayet: 77-81 MAiDE SURESi/5 463
46- Dogrusu da budur. Buna gore bu ayet, Neca§i donemindcki Habe§istan Hristiyanlanndan
soz etmekte; ba§ka bir deyimle "ozel bir Hristiyan grubundan" bahsetmektedir. Nitekim
sozkonusu huistiyanlar Kur'an-1 Kerim'i i§ittiklerinde sakallanm gozya§lanyla tslatacak ka-
dar aglam1§lar ve Neca§i ile birlikte Kur'an'a ve Hz. Peygamber'e (s.a.v.) iman etmi§lerdir.
Hatta bir sonraki: "Peygamber'e indirileni i§irtikleri zaman, omm hak oldugunu ogrendikle-
rinden dolay1 , gdz!erinin ya§la doldugunu gorursun . Onlar:"Ey Rabbimiz! iman ettik...'der-
ler" (Maidc: 83) ayetinden bu husus anla§Ilmaktadu. Yoksa, bazllannm zannetigi gibi, yu-
kandaki 82. ayet ttim Hristiyanlara yonelik bir ovgi.i degildir. <;i.inkU, Hristiyanlar da islam
di.i§mantdirlar. Kinde, pislikte ve dii§manhkta yahudilerin karde~leridirler. i§te ey okuyucu!
Bu hususta uyamk ol! Aldanma! Allah seni korusun!..
466 RUHU' L-BEYAN Ciiz:7
lattnak i<;in "dolup ta§ina" anlamma gelen ''feyz" koku kullan1lm1§ ve bu ola-
y111 gozle goriildtigilne dikkat ~ekilmi§tir. Ku§kusuz, gozlerinin bir p1nar gibi
akmasllll11 sebebi, Kur an'1 tam tanimalan ve etk.ilenmeleridir.
1
1 1
Tam bu a§amada sanki: "Peki, Kur an 1 i§ittiklerinde ne derler?" §eklinde
sorulan bir soruya §6ylece cevap verilmi§tir:
«Onlar: 'Ey Rabbimiz iman ettik>>; bu Kur'an'a inand1k. «Bizi de»
Kur'an'1n hak olduguna §ahitlik yapan «~ahitlerden yaz. Allah'a ve Hak'tan
bize gelene» yani, Allah'tan bize gelene veya hak olarak bize gelene «nasd
iman etmeyelim?» inanmamamtz sozkonusu olur mu hi~?!. .. «Halbuki biz,
Rabbimizin bizi salih bir toplulukla birlikte cennete koymas1n1 ~ok arzu
ediyoruz' derler.» Yani, demek istiyorlar ki: Biz boyleyken iman etmeme-
miz dii§iinillemez!
85. «Boyle dediklerinden dolay1,» inand1klann1 belirttikleri i9in, «Al-
lah onlari, altlarindan irmaklar akan», yani aga~lar1n1n, konutlar1n1n ve
odalann1n altlanndan su, bal, §arap ve silt 1rmaklar1 akan «cennetlerle», cen-
net bah~eleriyle «miikafatland1rm1~hr»; onlan bu §ekilde odtillendirmi§tir.
«Orada ebedi olarak kalacaklard1r. i~te iyilik yapanlartn»; salih amel i§-
leyerek olaylan iyi degerlendirenlerin veya iyiligi ah§kanhk haline getirenle-
rin «miikafatt budur .» Onlar bu §ekilde odiillendirileceklerdir.
86. «inkar edenlere ve ayetlerimizi yalanlayanlara» ve bu inan<; iize-
re olenlere «gelince; i~te onlar cehennemliklerin ta kendileridir.» Onlar,
hayvanca, §eytanca ve canavarca lahklara btirtinerek gizlendikleri iyin Allah
onlar1 sag1rla§Unp korle§tirmi§ ve onlan yak1c1 cehennem ate§ine atmt§tlr.
Burada "ayetleri yalanlayanlar"m "inkar edenler"in bir ttirti oldugu halde
ayn ayn anilmalar1n1n sebebi, ozellikle "yalanlayanlann11 durumuna dikkat
<;ekmek i9indir.
A.yet: 85-87 MAiDE SURESi/5 467
87. Ey iman edenler! Allah 'in size he/al kildigi temiz §eyleri
haram saymayin. Ve haddi a§mayin. <;unkii Allah, haddi
Ǥanlari sevmez.
88. Allah 'in size verdigi riziklardan helal ve temiz olarak
yeyin. iman ettiginiz Allah'tan korkun.
89. Allah sizi, kasusiz olarak yaptiginiz bo§ ve anlamsiz ye-
minlerinizden sorumlu tutmaz. F akat bile bile yaptiginiz ye-
minlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin kefareti,
ailenize yedirdiginizin ortalamasindan on yoksulu yedinnek
veya giydirmek yahut da bir kole amt etmektir. Verecek bir §ey
bulamayan kimse il;in de iif giin oruf tutmaktir. Y apip da boz-
dugunuz yeminlerinizin kefareti i§te budur. Yeminlerinizi ko-
ruyun. i§te, Allah ayetlerini size boyle ap,klar ki, §iikredesiniz.
468 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
87. «Ey iman edenler! Allah'1n size helal kdd1g1 temiz §eyleri haram
saymay1n.» Helal ve temiz §eyleri haram sayarcas1na kendi kenclinize yasak-
lamaym. «Ve haddi a§may1n»; size helal k1ld1g1 §eylerin s1n1nna da tecavtiz
etmeyin. <«;unkii Allah, haddi a§anlari»; s1n1nna tecavilz edenleri «sev-
mez.»
ibn Mubarek der ki: "Helal, §er'i ol9tiler i~erisinde kazand1gm, ald1g1n
§eylerdir; temiz ise gidalanduan ve geli§tiren maddelerdir. ~u halde g1dalan-
d1nc1 ozellige sahip olmayan yiyeceklerin tedavi gorme amac1 di§tnda yen-
mesi mekruhtur."
47- Bu, Ebfi Naim'in Hilye'de rivayet ettigi hadisin bir bolilmti olup ba§ araf1 §Oyledir: "Ku§ku-
suz, Ruh'ul Kudiis kalbime §Oyle ilham etti:; ecelini tamamlamadzk~·a ve kendisine tayin
edilen n zk1 almadikfa hi~·bir kimse (j/mez. Bu yiizden Allah'tan korkun ve n zkinlZl giizel
yollardan elde edin". Bu hadis i~i n aynca, bkz. el-Fethu'l-Kebir, l/393.
Ayet: 87-88 MAiDE SURESi/5 469
Adanun biri Hasan Basr1'ye gelip dedi ki: "Benim, pelte taths1 yemeyen
bir kom§um var". Bunun i.izerine Hasan, sebebini soninca; adam, "kom§um,
yedigi takdirde ~i.ikrtini.i yerine getiremiyeceginden korkuyor" diye cevap ver-
di. Bunun ard1ndan Hasan, dedi ki: "Senin kom§Uil soguk su i<;iyor mu?"
Adam: "Evet" dedi. Sonra Hasan dedi ki: "Amma da cahil kom§Ull varm1§;
c;i.inkli, ytice Allah'm soguk sudaki nimeti, pelte taths1n1n nimetinden daha da
bi.iyi.iktiir.
II
Yemin-i Gamfis ise, ki§inin mevcut, ya da ge9mi§ bir konu hakkinda ya-
lan yere bile bile yemin etmesidir. Mesela, -yapmad1g1 halde-: Vallahi, falan-
ca §eyi yapt1m demesi; ya da tam tersini ileri stirmesi, yani yaptig1 halde yap-
mad1gma ili§kin yemin etmesi veya bir ki§iye bor9lu oldugunu bildigi halde:
Vallahi, falancanin benden herhangi bir alacag1 yoktur demesi bu ttir yemin-
lerdendir. i§te bu durumda soz konusu kimse gtinahkar olur. <";tinkti yalan ye-
re yemin etmek biiytik giinahlardandir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) §oyle
buyurmu~tur: "Allah, yalan yere yemin edeni cehenneme koyar. "<4 s>
48- Hadisi Ebu Davud §U ~ekilde rivayet etmi§tir: "Kim, kendisini baglayan bir konuda ya/an
yere yemin ederse, cehennemdeki yerine haztrlansin". Aynca bkz. Camiti'l-Usul, 11/658.
Ayet: 89 MA.iDE SURESi/5 471
isHim hukukyulanna gore, bile bile akdedilen yeminler ba§hca iki k1-
s1md1r:
472 ROHU'L-BEYAN Ciiz:7
49- Buhari, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai, bu hadisi ~u ~ekilde rivayet etmi§Ierdir: "Ki~i, Al-
lah'a itaat edecegine ili~kin adakta bulunursa, O'na itaat etsin; Allah'a isyan edecegine
ili§kin adakta bulundugu takdirde ise O'na isyan etmesin". Bu hadis, Tirmizi ve Ebu Da-
vud'da "Eyman ve Ntiz ur-Yeminler ve Adaklar" boltimtinde yer ahr. Aynca bkz. Camiu'l-
UsUI, 11/552.
Ayet: 90 MAiDE SURESi/5 473
90. «Ey iman edenler! i~ki...» Bu, ic;ki hakk1nda inen dort ayetin dor-
di.inci.isiidiir. Nitekim bu konuda geni~ a~1klama Bakara suresinde ge\:ti. ic;ki
denince, sarho§ eden her §eyi kapsar. «Kumar,» bi.iti.in §ekilleriyle kumar c;e-
§itleri; §U halde kumar amac1yla oynanan tavla ve satrarn; da bu htikme girer.
Tapmak ic;in dikilen «putlar ve fal oklarr», bunlar bir kism1mn iizerinde
"Rabbim bana en1retti" ; bir kisnun1n tizerinde de "Rabbim bana yasaklad1"
yaz1h bulunan ve iyi, ya da kotti kismet aramak amac1yla ~ekilen oklardrr.
i§in iyi ya da kotti oldugunu fal oklanyla tesbit etmeye c;ah§rrdi. Bu oklar
Kabe'de bulunurdu; bir kis1n1n1n tizerinde "Rabbim emretti"; bir kis1n1nda
"Rabbim yasaklad1" yaz1hyd1; diger bir k1sm1 ise yaz1s1zd1; herhangi bir i§aret
ta§1m1yordu. Bu oklar1 torbadan c;ektiklerinde, tizerinde emredici yaz1 buluna-
n1 c;Iktig1nda o i§i yaparlar; yasaklay1c1 yaz1 bulunan1 ~1kt1g1nda ise niyet et-
tikleri o i§ten vazge~erler; yaz1s1z olanlardan birisi 9Ikt1g1 takdirde ise, 9ekme
i~ini tekrarlarlard1. ~u halde, fal oklar1yla kismet aramanm anlam1, niyetlen-
dikleri §eyin iyilik, ya da kottiltigtinti tesbit etmektir.
yandan kumar oynayan kimse de, eger galip gelirse, i.isti.inliigtin verdigi sar-
ho§lukla ibadetleri hatirlamaz olur. Yenilme durumunda ise a§Jn tiztintilden
dolay1 art1k ba§kas1n1 yenme planlanndan ba§ka hic;bir §ey dii§tine1nez hale
gelir.
Aynca §Unu da bilin ki, i\:ki ve kumar1n putlarla beraber amlmas1, i\:ki
ve kumann son derece yasak oldugunu gosterir. Nitekim Hz. Peygamber de
§oyle buyurmaktadu: "Allah ifkiye, ifk iyi ifen, i9iren, satan, satin alan, sl-
kan, s1kt1ran, ta§zyan, kendisine ta§lttzran ve kar§ihgzm (parasln1) yiyen kim-
selere lanet etsin. " <50>
50- Ebu Davud, £~.,.ibe , 3674; ibn Mace, 3380; Tirmizi, Buyu', 1295. Aynca bkz. ibn Esir,
Camiu'l-Usui. 5/104.
476 ROHU 'L-BEYAN Cuz:7
51- ibn Abbas'm rivayet ettigine gore, ii;kiyi kesin yasaklayan ayet indigi zaman, bir k1s1m
mtisli.imanlar, " i~ki i9ip, kumar mah yedigi halde Olenlerimizin durumu ne olacak" diye
sormu~lar, bunun Uzerine yasaklama oncesinden sorumlu olunamayacag1m a\:1 klayan yuka-
ndaki ayet inmi~tir. Aynca, bkz. Safverii't-Tejasir, 1/364.
Ayet: 94 MAiDE SURESi I 5 477
leri avla imtihana tabi tuttu. Avlanacak hayvanlar da o kadar yoktu ki, ytikle-
rinin aras1na sokuluyorlar, yanlarma yakla§iyorlardi. Hatta isteseler elleriyle
bile yakalayabilirler; oklanyla yaralayabilirlerdi. ihramh iken yasak olan bu
av, dogrudan dogruya bir imtihandi. Hatta bir lasm1, bu yasag1 yignemek, ava
el uzatmak lizereydi. i§te tam bu suada ylice Allah bu ayeti indirdi:
«Ey iman edenler! ~iiphesiz ki Allah sizi, elinizin ve oklarin1z1n ula-
~acag1» rahathkla elde edebileceginiz «bir k1s1m avlar ile», basit bir av1 ha-
ram etmek ve yasaklamak sfiretiyle «imtihan eder.» "Sizi imtihan eder" an-
lam1ndaki "Leyebluvennekum" fiilinin ba§1ndaki "lam", gizli bir yeminin ce-
vab1drr. Yani: Allah'a yem·in olsun ki 0 (c.c.), tipk1 durumunuzu ogrenmek is-
tercesine, sizi s1navdan geyirecektir. Burada oldtirtilmesi yasak olan hayvan-
lar -hariy tutulan zararh hayvanlann d1§mdaki- eti yenilen, ya da yenilmeyen
kara hayvanlar1dir. Nitekim Hz. Peyga1nber (s.a.v.) buyuruyor ki: "Be§ za-
rarlz hayvan vardir ki, bunlar Harem bolgesinin i9inde de, dc~znda da oldu-
riUur: Yzlan, akrep, karga, fare ve yzrtzcz kopek"<52) Baz1 rivayetlerde geytigi-
ne gore, y1rt1c1 kopekten ama9 kurttur. Yukandaki ifadede "bir kzsim avlar''
denmesinin sebebi, yasag1 kilvtimsemek ve bu imtihanm, can ve mah almak
gibi zor oln1ay1p aksine 9ok basit bir imtihan olduguna dikkat yekmek i9indir.
Evet, ytice Allah sizi boyle imtihan eder «ki, 0, kimin gormedigi hal-
de kendisinden korktugunu ortaya ~1kars1n.» iman1 kuvvetli oldugu iyin
Allah'1n azabmdan korkup ava yakla§inayan kimseyle iman1 zay1f oldugu iyin
korkmay1p avlanmaya 9ah§an kimse birbirinden aynls1n. «Kim, bundan son-
ra haddi a~arsa», av hayvanlann1n 9ogald1g1 ve bu hayvanlann insanlardan
tirkmeyip yana§tig1 o durumun, itaatkar ve isyankar insanlar1 birbirinden ayu-
mak amac1yla ortaya konan bir imtihan oldugu belirtildikten sonra, kim bu
yasag1 9i.gne1neye yeltenirse «onun i~in can yak1c1 bir azap vard1r .» (:tinkii,
bu durumda haddi a§mak apa91k bir ba§kald1ndu; Allah'a isyan etmek ve
O'ndan korkmamak demektir. Ku§kusuz, ahirette verilecek olan bu azap, tev-
be etmeden dtinyada tazir cezas1na yarpttnlmadan ve keffaret Odemeden olen
r
52- Hadisi, Muslim, Nesal ve i bn Mace Hz. Ai~e'den rivayet etmi§lerdir. Buhar1 ise §U ifadeler-
Ie nakleder: "B e~ hayvan vardtr ki, ihramluun on/an iildiirmesinde bir sakmca yoktur ... "
Aynca bkz. El-Feth, 2/91 ; Camiu'l-UsCtl, 3/77 .
Ayct: 95 MAiDE SURESi/5 479
"Ehlf hayvan" anlam1na gelen "neam" kelimesi, dilde genel olarak de-
ve s1grr ve davarlar ic;in kullantlrr. Develer, tek ba§ma olduklannda da bu ke-
lime kullan1labilir. Ancak, s1grr ve davarlarm baguns1z olarak ifade edilmeleri
durumunda ise, onlar iyin "neam" kelimesi kullarulamaz.
Ferra' der ki: "K1ymeti ol~tistinde" anlam1na gelen "adl" kelimesi, ayn1
harfi esreli olarak "tdl" §eklinde okunsa, cins birligiyle saglanan denklik; ayn
harfi ilsttinlil olarak "ad/" §eklinde okundugu takdirdeyse, deger ve k1ymet
e§itligi anlamma gelir.
96. Ey ihramhlar! «Size de», sizden olan «yolculara da» <53> aztk edin-
mek tizere, yani «yiyecek olmak iizere, deniz av1»; ba~ka bir deyimle, ister
deniz, ister nehir, ister gol olsun her ttirlti sudan avlantlan ve yaln1zca suda
ya§ayan her tiirlii su tirilnti «Ve yiyecegi helal k1hnd1.» Denizin yiyeceginden
maksat, sahile vuran, yenilen ve risksiz ahnan §eylerdir.
Ebus Suud'a gore ise bundan gaye, yenilen deniz av1dir ve bu ifade ge-
nellemeden soma yet a1an bir detayland1rma ve ozelle§tirmedir. Yani, sudan
<;_;1kanian her ttirlti §eyi ahp yararlanmak size helfil ktlmm1§tlr. ~tiphesiz yol-
culuk durumunda bulunmayan kimse, su iirtinlerinden taze taze yararlan1r.
Y olcularm da bu iiriinleri kurutma, konserve, ya da pastrrma yapma imkanlar1
vardir. Hem suda, hem de karada ya§ayan ordek, kurbaga, yenge~, kaplumba-
ga ve ti.im su ku§lan deniz hayvan1 olarak kabul edilmez. Aksine bunlara kara
hayvan1 goziiyle bakllrr. ~u halde ihramh birisinin bunlardan herhangi birini
oldtirmesi yasaktlr.
imam Fahreddin er-Raz1 tefsirinde der ki: "Su tirtinleri ba§hca ti<y bsma
aynlrr:
53- Yolculadan arna~, sefer halinde bulunan insanlardir. Bunlar, yolda az1ga muhta~ oldukJann-
dan ytice Allah kendilerine su iirUnlerini helfil k1lm1~t1r.
Ayet: 96 MAiDE SORESi/5 481
54- Bu, Buhari'nin Sahih'inde naklettigi hadisin bir par9as1dtr. Hadisin devanu ~oyledir:
"O Al-
lah'm emriyle kiyamete kadar kutsal olarak kalacaktir. Ne benden once, ne de benden son-
ra hir; kimseye he/al kilmmaml~; hatta bana da be/li bir sure dt-Itnda hell),/ ktlmmamt-Itlr."
Aynca bkz. el-Fethu'/-Kebir, 1/332.
Ayet: 97 MAiDE SURESi/5 483
98. «Bilin ki Allah, azabt ~iddetli oland1r.» Bu, ilahi yasaklan \:igne-
mekte israrli olanlara yonelik bir tehdittir; «Ve Allah ~ok bagt§layan ve mer-
hamet edendir.» Bu da yiice Allah'1n yasaklar1ndan uzakla§anlara yonelik
ilahl bir mi.ikafat vaadi ve miljdesidir.
100. Ey Muhammed! «De ki: 'Pis olan §eyin ~oklugu ho§unuza gitse
de,» fazlahg1 goziiniizii kama§ttrsa da «pis ile temiz bir degildir' .» Ayo1 ol-
malar1 mtimkiin degildir. <;unkii ooemli olan azhk-~okluk degil, iyilik-kotii-
liikttir. Nitekim az olan "iyi" ~ok olan "kotii"'den daha hayrrhdrr. Pislik ve ko-
11
ttiliigiin artmas1 oranmda "pislik" ve "kotilllik derecesi de artar.
Bu ayet Yemfune hactlar1yla ilgili olarak inmi§tir. Bir stirti ticaret mah
ve develeriyle Mekke'ye gelen bu insanlara eski yaptiklanodan dolay1 mtislii-
manlar saldumak istemi§ti.<55> i§te buouo tizerine, bu ayet, mti'minleri bu ey-
lem planlarmdan caychrmak i9in inmi§tir.
Ayetin ini~ sebebi "ozel" olsa bile, ta§1d1g1 htikiim "genel" niteliktedir.
Allah kat1nda iyiligin de, kotiiltigiin de kendine has bir konumu vardu.
55- Konu ile igili rivayet i~ in bkz. Maide Sfiresi ikinci ayetin tefsiri.
Ayet: 98-1 oo MAiDE SURESi/5 485
«Ey akd sahipleri!» Ne kadar c;ok olursa olsun, pis §eylerden uzakla§tp
-az bile olsa- iyi ve temiz §eyleri tercih etmek suretiyle «Allah'tan korkun
ki, kurtulu§a eresiniz», ahiret saadetine ula§as1n1z.
Bir ktslffi salih insanlar vefat etmek lizereyken geride brrakt1klan kimse-
lere §U tavsiyede bulunmu§ladir: "Gizli ve a<;lk her yerde Allah'tan korkman1-
z1, az yiyip, az uyuyup, az konu§man1z1, gtinah ve kottiltikleri terketmenizi,
silrekli olarak §ehvetlerden uzakla§tp Him insanlar1n s1kmtilarma katlanman1z1
bo§, serseri ve cahil kimselerle beraber oturmaktan ka~mman1z1, stirekli ola-
rak alim, salih ve degerli insanlarla arkada§hk yapman1z1 size tavsiye ederiz.
Sunu da belirtelim ki, insanlar1n en hayirhs1 insanlara faydah olandir. Soziin
en hayirllst da k1sa, oz ve anlaulmak isteneni anlatan1drr."
K1sacas1, insanlara en yararh olan §ey, Allah korkusudur. Ki§iyi kurtara-
cak olan da iman ve salih ameldir. Soyun, sopun bu konuda hi~bir yaran yok-
tur. Su halde §eytan seni mal ve evlad1mn ~okluguyla, baba ve atalann111 ov-
gliye deger ozellikleriyle aldatmas1n. ~unu unutma ki, sidigin ash tertemiz
berrak sudur; aynca yiice Allah diriden olliyti de n1eydana getirebilir.
486 RUHU'L-BEYAN Ciiz:7
tekim: "Her sene mi hacca gidelim?" §eklinde bir soru sordunuz diye, ceza
olarak sizi bu ytikiin alt1na sokmamI§ ve bu konuda size uhrevi ceza da yaz-
mamt§tU. Oyleyse bir daha boyle bir hataya dli§meyiniz. «Allah, «;ok bag1~
layan ve ~ok yumu§ak davranand1r.» Gtinahlan affetme ve gormezden gel-
me konusunda yOk bag1§lay1c1du. Bu ytizden sizi affetmi§ ve yaptigmiz hata-
lardan dolay1 sizi cezalandumam1§tlr. Bu son ctimle ilahi aff1 peki§tiren ilave
bir ciimledir.
102. «Sizden once de bir kavim, bunlar1 sormu§tu da•..» Bizzat ayn1
olmasa bile, ayn1 nitelikleri ta§tyan ve aynt sorumluluk ve yiiktimliililkleri do-
guran sorular yoneltmi§lerdi de «sonra bu sebeple kafir olmu§lard1.» Nite-
kim israilogullan, ye§itli konularda peygamberlerine sorular sormu§lar, bu-
nun tizerine herhangi bir §eyle yiikiimlti k1hndtl<lar1 zaman, onu yapmayarak.
helfilc olmu§lardi. Mesela, Hz. Salih (a.s.)'in kavmi kendisinden mucize olarak
di§i bir deve istemi§ler; Hz. isa'run (a.s.) kavmi de kendisinden ilahi sofra ta-
leb etmi§lerdi. Sonra da olan oldu. 6te yandan Hz. Peygamber (s.a.v.) de §OY-
le buyurmu§tur: "Yuce Allah sizlere birtak1m farzlar yazmz§tzr, onlan yitir-
meyiniz. Birtakzm §eyler yasaklamz§ttr, onlarz i§lemeyiniz. Birtakim simrlar
fizmi§tir, onlan a§mayiniz. -Unuttugundan degil de- rahmeti geregi sizi bir-
takim §eylerden muaf tutmu§tur, onlann pe§ine du§meyiniz. "(5 s>
Yine nakledildigine gore Ebfi Yusufun sohbetine c;okya kattlan ve uzun
slire konu§mayan bir adam varnU§. Bir gtin Ebfi Yusuf, kendisine: "Yahu, ne-
yin var? Hiy konu§muyorsun, bir §ey sormuyorsun?" deyince, adam Ebu Yu-
sufa: ltEy Kadi, soyler misin bana, oruc;lu ne zaman iftar eder?" Ebu Yusuf
demi§ ki: "Gtine§ bat1nca. " Bunun iizerine adam: "Ya gece yar1sma kadar gii-
ne§ batmazsa, o zaman ne olacak?lt deyince; Ebfi Yusuf giiliimseyip Cerir'in
§U IIDsralar1yla durumu ac;tldam1§:
Bo§ adam i<;in, susmak, elbette ki siistiir; ancak,
insanin ki§iligi konu§makla ortaya <;ikar.
Aynca §oyle denilmi§tir: "Dili onlarm kalemi, ttiktirtigli de onlann mti-
rekkebi olan iki melegi iizerinde ta§1d1g1 halde liizumsuz konu§an insanoglu-
nun durumuna §a§artm, dogrusu!"
103. «Allah, Bahire, Saibe, Vasile ve Ham diye bir ~ey yapmam1~
hr.» Boyle bir §eyi me§riila§trrmam1§, boyle bir kural koymam1§hr. O'nun
58- Darekutni, Sunen, "Reda"', s.502. Bezzar vc Hakim de bu hadisi destekler nitelikte baz1 ri-
vayetlerde bulunmu~lardrr. Bkz. Camiu'l-Usul, 5/59.
Ayet: 102-104 MAiDE SORESi /5 489
Bir di§i deve be§ kez dogurup be§incisinde erkek olursa kulag1n1 "bahr"
ederler, yani yararlar ve sahverirlerdi. "Bahire" dedikleri bu devenin binil-
mesini ve sag11mas1n1 yasaklarlar ve hi9bir meradan ve sudan onu kovmazlar-
di. istedigi yerde otlar, istedigi yerden suyunu i9erdi.
Bazan da adamm biri: ''Yolculugumdan dondtigtim, ya da hastahg1mdan
§ifa buldugum takdirde §U devem saibe, yani serbest olsun" §eklinde adakta
bulunurdu. Boylece "saibe" denilen bu deveye de biniln1ez ve sag1lmazdi.
Ote yandan, hayvanlar1 di§i dogurdugunda bunu kendileri iyin sayarlar;
erkek dogurdugunda ilablar1na ait kabul ederler; hem erkek, hem de di§i ol-
mak ilzere ikisini birden dogurdugunda ise "Vasalet ehfilla - karde§ine ula§tl"
derler, di§inin hatln i<tin erkegi de kesmezler; di§i, erkegi de hayata kavu§tur-
du anlam1nda buna da "vasfle" ad1n1 verirler ve bu kez erkegi il3.hlar1 i<;in
kesmezlerdi.
Aynca, bir erkek devenin dolilnden on ku§ak dogarsa, yani on kez do-
gum ger~ekle§irse: ''Art1k bunun sJrt1 haram oldu" derler ve Ham dedikleri
bu deveye ondan sonra hi<; binrnezler; hi~bir meradan ve sudan engellemez-
lerdi.
Yine rivayet edildigine gore Hz. Ebubekir rninbere 9tlap: "Ey insanlar!
Siz 'Ey iman edenler! Siz kendinizi koruyun' ayetini okuyor ancak yanh§ yo-
rurnluyorsunuz; yerli yerinde kullanrn1yorsunuz" diye hitap etrni§ ve sozlerini
§oyle silrdtirmii§: "Ben Hz. Peygamber'in: 'Ku~kusuz, insanlar kotuliikleri
goriip de engel olmazlarsa, topyekiin o kotuliigiin zarannz goriirler. Allahii
Teala on/arm hepsini cezalandirzr.' dedigini i§ittim. <60J 11
59- Bu hadis Muslim, Tirmizi ve Nesai tarafmdan "Bir kotuliigu goren herhangi biriniz onu
eliyle degi~tirsin ... " §eklinde rivayet edilmi§tir. Aynca bkz. Cllmiu'l-Usfi/, 1./324.
60- imam Ahmed b. Hanbel, Musned'inde Hz. Ebubekir'den rivayet ctmi~tir. Aynca, bkz. el-
Fethu'l-Kebir, 1/371.
492 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
daha lliyik olan diger iki ki§i oncekilerin yerine gefer. Ve:
"$iiphesiz bizim §ahitligimiz, onlannkinden daha dogrudur.
Biz, hakki fignemedik. Eger fignemi§ olsaydik, zalimlerde11
olurduk" diye yemin ederler.
108. Bu, §ahitliklerini gerektigi gibi yapmalarz, yahut ye-
minlerinden sonra yeminlerin kabul edilmemesinden korkma-
lan ifin en iyi yoldur. Allah 'tan korkun ve emirlerini dinleyin.
Allah, yoldan flkan bir toplulugu hidayete erdirmez.
106. «Ey iman edenler! ...» Rivayet edildigine gore Temim b. Evs ed-
Dfui ve Adiy b. Zeyd, Amr b. As'm azath kolesi Bildeyl b. Ebi Merye1n'le be-
raber ticaret amac1yla ~am'a gitmi§ler. Btideyl Mtisltimand1. ~am·a vardtlda-
nnda Btideyl hastalanm1§~ beraberindeki e§yalannm bir listesini yap1p onlara
haber vermeden kuma§lar1n i9ine saklam1§ ve oldtigli takdirde e§yalanm ev
halkma teslim edivermelerini vasiyet etmi§, sonra olm~§. Temim ve Adiy de
e§yalarm1 kar1§tinp i9inde altmla stislenmi§ bir gilmti§ kap bulup alm1§lar.
Donti§te e§yalann1 onun ev halk1na teslim etmi§ler. Ancak e§yalarm i9inde
listeyi goriip i9inde altm siislti giimti§ kabm da kay1th oldugunu tespit eden ev
halkl, Temim ve Adiy'e: "Arkada§1n1z e§yalar1ndan herhangi bir §ey satt1
m1?" diye sormu§lar, onlar da: "Hayrr!" diye cevap vermi§ler. Sonra: "Hasta-
hg1 uzun stirdii mil, hastahk esnas1nda bir masraf1 oldu mu?" diye sordukla-
nnda ise: "Hayrr, §ehre varrr varmaz hastalandi ve 9ok si.irmeden oldti" de-
mi§ler. Bunun iizer~e Btideyl'in akrabalan Temim ve Adiy'e: "E§yalarm ara-
smda tiim mallann kay1th bulundugu bir liste bulduk, ii;inde altmla stislenmi§
glimti§ bir kab1n da oldugu kay1th. Ancak giimii§ kap ortada yok?" diye sor-
duklar1nda cevaplar1 §U olmu§: "Bilmiyoruz, haberimiz yok. E§yalarm1 size
teslim etmemizi·istemi§ti. Biz de o gorevi yaptik. Kapla bir ilgimiz yok. Ne
oldugunu bilmiyoruz." Bunun tizerine ikisini de Hz. Peygamber'e §ikayet
ettiler. Sonra bu ayet indi. <61 >
61- Sebeb-i ntizul i~in bakm1z: Taheri, Kurtubi, ibni Keslr ve Alusi tcfsirleri.
494 RUHU'L-BEYAN Ciiz:7
imam ~afi1 de der ki: "Kan davas1, talak meselesi, azat etme durumlar1,
ikiyiiz dirhem degerini bulan mal meselesi gibi konularda yer ve zamanla ka-
y1th olarak yeminler iizerinde titizlikle durulur ve peki§tirilir. Buna gore hep
Ayet: 106- 107 MAiDE S0RESi/5 495 ..
Buradaki §ahitlikten ama9, yemindir. Yani son iki §ahit demek isteyecek
ki: "Onlar1n yalanc1 olduklarma, yalan yere yemin ettiklerine herkes\:e de bi-
lindigi gibi, onlar1n gtinah i§lediklerine ili§kin yeminimiz, onlar1n yalan ye-
minlerinden daha dogrudur. Bizim yeminimizde en ufak bir ku§ku ve soru
i§areti yoktur. Biz ger~ek §ahitlik s1n1nn1 a§mad1k, onlann iddialar1n1 ~tirtit
mekle en ufak bir ha.ks1zhk yapmt§ olmad1k. <;i.inki.i biz, yalan yere yemin et-
tigimiz takdirde, ilam gazaba maruz birakma.k sfiretiyle kendi nefsimize zul-
metmi§ olacag1m1z1; Allah'm azab1n1 hak edecegimizi, Allah'm ismini hafife
almanm ve hukukunu ~ignemenin cezas1ru 9ekecegimizi 9ok iyi biliyoruz."
~ahitliginiz
konusunda «Allah 'tan korkun», §ahitliginizi bozmaym, ye-
minleriniz hususunda da O'ndan 9ekinin ve yalan yere yemin etmeyin. Size
teslim edilen emanetlerle ilgili olarak da O'ndan sak1nm, emanetlerinize hiya-
net etmeyin. «Ve emirlerini dinleyin.» Size verilen direktiflere kulak vererek
onlara uyun ve uygulaym.
«Allah, yoldan ~1kan bir toplulugu hidayete erdirmez.» O'nun emir-
lerini dinlemeyenleri dogru yola yoneltmez. Eger siz de O'nun emirlerini din-
lemez ve O'ndan korkmazsan1z yoldan 91km1§ sayrrhrs1n1z. Allah kendi yo-
lundan sapanlar1 Cennet'e gidecek yone; ya da kendilerine yararh olacak i§e
yoneltmez.
62- Bu, Muslim, EbG Davud ve Tirmiz1 tarafmdan tahric edilen hadisin bir boli.imi.idlir. Hadisin
ba~ taraf1 ~oy l ed ir: "Kim hir mii.'minin dunyevi szkmtt/anndan bir s1kmttsim giderirse, yiice
Allah da ke11disi11in k1yamet giiniindeki hir s1kmt1s11u giderir. Kim darda kalrru~ hirisini.fe-
ralw kavu~turursa Allah da dii.nya ve ahirette ke11disine kolayllklar ihsan eder ... " Aynca
bkz. Camiu'l-Usul. 6/563.
498 ROHU'L-BEYAN Cilz:7
nizde, onlardan ne gibi bir cevap ald1n1z" diyecegi k1yamet gtintinti hatirla.
Ommetler de kendi peygamberlerine tabi olduklan i<;in ayet-i kerimede:
"Peygamberleri bir araya topladigi gun" deruni~ ve timmetlerden aynca soz
edilmemi~tir. Evet, ylice Allah klyamet giiniinde peygamberlere diyecek ki:
"Ummetinizi benim Tevhid inanc1ma <;ag1rd1g1ruzda size ne gibi cevap verdi-
ler; otumlu cevap vererek davan1z1 benimseyip tasdik mi ettiler? Yoksa red-
dedip yalanladllar tm?"
Eger: "Ylice Allah'111 bilmedigi bir §ey olmachg1 halde, boyle bir soru-
nun hikmeti ne olabilir? diye bir soru sorulursa, cevap olarak diyebiliriz ki:
"Bu sorudan maksat, hak davaya uymayan insanlan azarlamaktir. Nitekim
ba~ka ayette de yiice Allah ~oyle buyurmu~tur: "Diri diri topraga gomiilen
kiz focuguna, hangi sufla oldilruldilgii soruldugu zaman ... " (Tekvir: 8-9)
Buradaki sorudan maksat da bu fiili yapan insanlan kmamaktlf.
Evet, yiice Allah k1yamet gliniinde peygamberlyre: "Ummetiniz daveti-
nize ne cevap verdiler" diye sordugunda «Onlar da: 'Hi~bir bilgimiz yok-
tur. ~iiphesiz gaybleri bilen ancak Sen'sin' derler.>> <;iinkii sen onlann giz-
lediklerini de ac;1ga vurduklann1 da biliyorsun. Bu cevap, pe.ygamberlerin,
i.immetlerinden bir nevi kapah §ikayetlerini de i<;erisine almaktachr. Sanki
§6yle denilmi§tir: "Senin ilmin her§eyi ku§atmi§tlr. Onlar taraf1nclan maruz
kaJd1g1m §eyleri ve kotti cevaplanna gogiis gerdigimi biliyorsun."
· ibn Abbas (r.a.) dan §oyle rivayet edilmi§tir: Bu cevap klyamet giiniiniin
baz1 yerlerinde olacaktII. Bu da Cehenne1n kiikredigi, iimmetler dizleri lizeri-
1
ne c;oktligli, Allah a yakln meleklerin ve peygamberlerin bile nefsi nefsi diye
kendilerini dti§linecegi bir zamancla olacaktir. i§te o zainan kalpler yerinden
oynayacak ve peygamberler bu korkun9 ve §iddetli durum kaf§1s1nda : "Hif-
bir bilgimiz yoktur. Suphesiz gayiplan bilen ancak sensin" diyeceklerdir.
Daha sonra ytice Allah, Hz. isa'ya verdigi nimetleri tek tek saymaya de-
vam ediyor: Hatula: «Hani, seni Ruhu'I-Kudiis ile desteklemi~tim.» Pak
63- Muslim, Fezliil, no: 2294; Buhari de benzer ifadelerle) rivayet etmi§tir. Aynca bkz.
Camiu'l-Usfil, 10/471 .
64- Ahmed b. Hanbel, EbG Said el-Hudrl hadisinden tahric etmi§tir. Aynca bu hadisi Buharl,
Tirmizi ve Nesai cle benzer ifadelerle nakletrni~lerdir. Hadis me§hurdur.
Ayet:l l O MAfDE SURESi/5 501
Cebrail ile seni takviye etmi§tik. Burada tertemiz ve pak ohnan1n, kendisinin
ba§hca ozelligi olduguna dikkat c;ekmek ic;in temizlik ve pakhk anlanundaki
"Kudiis" kelimesine "Ruh" kelimesi de eklenmi§ ve Cebrail'e "Ruhu'l-Ku-
diis" denmi§tir.
Aynca: «Be§ikte iken ve kemale ermi§ iken insanlarla konu§uyor-
dun.» Yani hem bebeklik doneminde, hen1 de olgunla§ttgmda ayn1 §ekilde
konu§abiliyordun. Ba§ka bir deyimle, bebeklik donemindeki konu§man ol-
gunluk ve ya§hhk c;agmdaki konu§n1andan geri ~alm1yordu. Hepsi de e§it de-
recede son derece makul olup bilgili ve peygamber olan kimselere yakt§aJ.1
konu§malard1. Nitekim Hz. isa henliz be§ikteyken: "Suphesiz ben Allah'1n bir
kuluyum. 0 bana mutlaka kitap verecek ve beni peygamber se~ecektir "
(Meryem: 30) demi§ti.
Kemale erdiginde de vahiy ve peygamberlik gerc;egini dile getirmi§ti.
Her iki donemdeki konu§mas1, ayn1 slllflar i9erisindeydi. Nitelikleri de birbi-
rinden farks1zdi. Bu, ne kendisinden onceki, ne de sonraki hi~bir peygambere
nasip ohnayan btiytik bir mucizeydi.
"Kehl-kemfile eren" kimseden maksat ise, otuz ya§1n1 a§1p ilitiyarhk be-
lirtileri ta§1maya ba§layan kimsedir. bmrtinti tamamlamadan semaya c;1kug1n1
gozonlinde bulunduran bir g6Iii§e gore de, Hz. isa'n1n kemale erdiginde in-
sanlarla konu§masmdan ama~, ahir zamanda, semadan indikten sonra insan-
larla konu§mas1du. Bu durumda "Kemale ermi~ken" ifadesi, semadan inece-
ginin delili olur. '65>
«Sana kitab1, hikmeti, Tevrat'a ve incil'i ogretmi§tim.» ikinize olan
nimetlerim aras1nda, sana ilfilli kitaplar1 ogrettigim zaman1 hatirla. Burada.ki
"hikmet'"ten ama9 da, ilahi kitaplann sular1n1 ve anlamlarrn1 kavramak ve
bilmektir. Bir gorii§e gore de hikmet, bu ilfilli sirlar1 bilen ve geregini yapma
konusunda nefsin, erdemlilige ula§tinlmas1dlf.
65- Meryemoglu isa'mn inmesi meselesi, kes in bir bi~imde ifade edilen bir husustur ve bu olay
k1yamet alametlerindendir. Nitekim bu konuda pek ~ok mUtevacir hadis vardu . Bunlardan
bir tanesi Sahih-i Buhari'de bulunan ~u hadistir: "Belki de isa (a.s.) adil bir hakem olarak
aramza inecektir."
502 RUHU'L-BEYAN Guz:7
Ote yandan Hz. isa'n1n kavmi kendisini zor duruma sokmak ve s1k1§tlf-
mak amac1yla: "Eger davanda sami1ni isen: haydi bize bir yarasa yarat ve ii;i-
ne de ruhu yerle~tir" dediler. 0 da bir pan;a 9amur ahp yarasa §ekline koydu.
Sonra ona iifledi. Bir de gortildii ki, bu ku§ yerle gok aras1nda uc;uyor.
tedavim belindeki Zunnar'1 c66) kesip atmanla ger9ekle§ir." Tam o Slfada dok-
tor: "E§hedii en la itahe illallah ve e§hedti enne Muhammmeden Resfiliillah "
demi§. Bu durumu haber alan halife aglam1§ ve §oyle demi§: "Biz, bir dokto-
ru bir hastaya gonderdigimizi zam1etn1i§tik; megerse bir hastay1 bir doktora
66- Zunnar, Hristiyanlarda papaz ve ruhbanlann bir belirti olarak bellerine baglad1klan bir ke-
merdir. Ba§ka bir deyimle zunnar, Hristiyanhkta dini bir i§arettir. Bu ytizden islam hukuk-
9ulan, Hristiyanlara benzeme amac1 ta§1d1g1 gerek9esiyle zunnar baglamanm ki§iyi ktifre
gotUrecegini belirtmi§ler. <;unkti bir milleti taklid eden onlardan olur.
Ayet.: 1 10-111 MAiDE SURESi/5 503
gondermi§iz."
113. <<Bunun iizerine dediler ki: ' Ondan yemeyi, kalblerimizin hu-
zura kavu§n1as1n1, senin bize dogru soyledigini bihneyi ve ona §ahitlik
edenlerden olmay1 istiyoruz.'» Sofray1 indinnesini istemekteki amac1m1z,
O'nun gi.ici.iyle ilgili ku§kulanm1z1 gidermek degildir. Hastahklanm1zdan iyi-
le§mek, duygulanm1z1 saglan1la§tlrmak ve huzura kavu§mak ic;in teberriik ni-
yetiyle ondan ye1nek istiyo1uz. Mficizeyi gormek sfuetiyle pratik bilgimiz, te-
orik bilgin1ize gi.is: katacakttr. Boylece peyga1nberinin dogru soyledigini kesin
bir §ekilde anlanz; ytice Allah'm, sofray1 indirmeyle ilgili duam1z1 kabul etti-
gini gozlimtizle gortir ve bu sofray1 gormeyen i srailogullanna kar§I §ahitlik
yapanz. Boylece onlar da inanacak, huzura kavu§acak ve ilnanlan gU9lene-
cektir.
114. Onlann makul bir gerekc;eleri oldugunu goren kendisini zora sok-
mak, ya da kti9lik dli§tirmck gibi bir niyetleri olmad1gm1 anlayan «Merye-
moglu Isa>> onlann bahanelerini btittintiyle kesmek i~in ǤOyle dedi: 'Ey
Rabbimiz olan Allah 11m! Gokten bize bir sofra indir ki, bizden oncekile-
re de sonrakilere de bir bayram ve Senden bir mficize olsun.» Senin glicli-
ne, benim peygamberligime delil olsun. ilk nesillerimiz de sonradan gelecek
nesillcrimiz de o giinli bayram yapsm. Bayram yap1lacak gtinlin ~erefi sofra-
dan kaynakland1g1 ic;in "bir sofra indir ki ... bayram olsun" denilmi§ ve bay-
ram sofraya nisbet edilmi§tir.
Rivayet edildigine gore soz konusu sofra pazar gtintinde indirildigi i<;in
bu gun hiristiyanlar taraf1ndan bayrain kabul edilmi§tir.
Rivayet edildigine gore isa (a.s.) gusledip elbiselerini giymi~, iki rekat
namaz kllm1~ , ba~1m egip goztinil yumarak dua etmi§. Sonra iki bulut aras1n-
da k1nn1z1 bir sofra ini venni~. Onlerine dti~ilnceye kadar hepsi ona bakakal-
m1~. indikten sonra, Hz. isa aglay1p §Oyle dua etmir "Allah'1m, beni ~iikre
denlerden ktl! Allah'1m! Bu sofray1 file1nlere rah1net k1l!"
Ayet: 11 6 MAiDE SURESi/5 507
«0 zaman isa der ki: 'Seni tenzih ederim.» Sana Hiy1k olacak §ekilde,
seni her tilrlti noksanl1klarclan uzakla§tinnm, ben boyle bir §eyi nasll soyle-
rim. Sen, hakklnda bu tip iddialar ileri stirtihnekten milnezzehsin. «Hakk1m
olmayan §eyleri soylemek bana yaki§maz.» Soylemem dogru olmayan §ey-
leri kesinlikle soyletnem. «Eger boyle soylemi§sem,» insanlara bu tip bir di-
rektif venni§sern «Sen onu bilirsin.» Boyle bir §ey soylemiyecegim senin
malumundur. Boyle bir §ey soylersem senin taraf1ndan bilinir. «Sen, benim
nefsimdekini bilirsin»; i9imdeki gizledigim her §ey senin malu1nundur.
508 RUHU'L -BEYAN Cu z:7
«$tiphesiz ki Sen gaybleri ~ok iyi bilensin.» Oln1u§ ve olacak her §eyi
bilirsin.
«Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin dedim.» Senin ta-
raftndan bildirilen bu emir d1§1nda onlara bir§ey soylen1edim. «Aralarinda
oldugum», beraberlerinde bulundugum «miiddet~e onlara ~ahit idim», on-
lar1 gozetliyor, senih emirlerinin geregini yapmaya davet ediyordum. «Sen
beni>> aralanndan ~ekip «semaya ald1g1n zainan, onlan Sen gozliiyordun.>>
Ne yaptiklann1 goren ve bilen biricik varhk sen idin. «Sen her ~eye ~ahit
sin.» Ne olup bittigini gorurstin.
118. «Eger on Iara azap ederscn, ~iiphesiz onlar Sen 'in kul1annd1r .»
Kendi kullarm1 azaplandirml§ olursun. Ku§kusuz onlar senin mtilkiyetinde ol-
duldar1 is:in, diledigini yapars1n. Bu ifadeler soz konusu kimselerin Allah'1n
d1§1nda birtaktm kimselere ibadet yapt1klar1 i~in azab1 hak ettiklerini bildir-
n1ektedir.
119. «Allah ~oyle buyurur:» Yani, kiyamet gtintinde isa (a.s .)'n1n ceva-
b1ndan soma he m onu tasdik etn1ek, hem de kendisininde ic;lerinde bulundugu
dogrulann durumunu be lirt1nek amac1yla §6yle der: «' Bu,» yani ktyamet gii-
nii «dogrulara dogruluklarin1n fayda verdigi giindi.ir.» SUphesiz buradaki .
dogruluktan maksat, dlinyadaki dogruluktur. <;unkti ki§i "sorumlu " durum-
dayken yaptig1 iyi §eylerin yarann1 goriir. Dogrulardan ama9 da, insanlan hak
davaya 9ag1ran davetc;i peygamberlerle onlara iman cdip inan9lannm geregini
\
yapan mii'1ninlerdir.
67- Bu hadisi Milslim, Kirabu'l-iman, no: 202'de ~u ~ekildc nakleder: Abdullah b. Amr b.
As'tan rivayet edildigine gore Hz. Peygamber: "Rahbim.' (iinkii purlar kendilerine rapan
bir{·ok i11sam11 sapmas111u sehep oldular. K im bana uyarsa §iiphesiz ki o, benim di11imde11-
dir. Kim de bana karJI gelirse, ~-iiphesiz ki sen af ve merlwmeti bol nlansin" (ibrahim: 36)
ayetiyl e, "Eger onlara azap edersen $iipliesiz onlar senin kullannd11-. Sa.ver ba,g1~/arsun.
muhakak ki .\·e11 .her FYe galipsin , hiikiim ve hikmer sahibisin (Maicle: 118) ayetindeki Hz.
isa'nm sozlerini okudu, ellerini kald1rch ve: "A/10/11111! Ummetim! Ummetim!" dedi ve ag-
lad1. Aynca bkz. Cclmiu'l-Uslll, 8/546.
510 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
her §eyin inUlkiyeti Allah'a aittir. Diledigi gibi tasarruf eder. Yaratir, yok e-
der; oldlirtir, diriltir; emreder, yasaklar. Biiti.in bu konularda, hi~ kimsenin ve
hi9bir §Cyin gen;ek anlamda bir mudahelesi sozkonusu ola1naz.
Allah, Hz. Adem'i topraktan yaratti. Once onu 9amur yap1p sertle§meye
terketti, yani degi§iklige ugray1p siyahla§mcaya kadar bir kenara brrakti. Son-
ra onu yarat1p §ekil verdi ve ate§te pi§irilmi§ bir hale gelinceye kadar birakt1.
Vuru.Idugunda ses ~Ikaracak kadar sertle§tikten sonra ona kendi ruhundan
ilfiirdil. Topraktan yaratmas1run hikmeti ise, topragm mtitevazi ve fedakar bir
konmnda bulundugundandu. Tevazunun sonu ise ytikselmektir ve kararhhk-
trr. Bu ytizden "yilce Allah, kendi nzas1 i~in tevaz~ gostereni yticeltir" denil-
mi§tir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de hep: "Allah'tm, beni mutevazi olarak ya§at
. ve mutevazi olarak ruhumu al" §eklinde dua ederdi.
516 RUHU 'L-BEYAN Ciiz:7
Ote yandan her canh i\:in Allah taraf1ndan belirlenen bir ya§ama, sonra
da olme siiresi vardir. Her birisi i'tin, kendisine ozgi.i bir zaman tan1m1§tlf. Bu
zaman dolduktan sonra inutlaka olecek, ilfilli hiiki.im geryekle§ecektir.
Yeniden dirilmeniz i9in «tayin edilen bir ecel de O'nun katindad1r.»
Bu ecel O'nun ilminin smirlari iyerisindedir. Bunun degi§mesi ya da herhangi
bir kimse tarafmdan engellenmesi soz konusu degildir. Hi9 kimse bu vaktin
ne zaman gelecegini bilemez. insanlann eceli ise, genelde oltim belirtilerinin
meydana ~1kmas1 durumunda, ya da insan1n ya§ad1g1 siireyle oranuh olarak
dU§iintildtigiinde yakla§tk olarak tahmin edilebilir. K1sacas1, ecel her canhn1n
sonu i9in tayin edilen bir vakittir. Bu vakit gelip yatmadan once hi9 kimsenin
bilmesi, ya da miidahele etmesi soz konusu degildir. Nitekim yi.ice Allah'm:
"Hifbir ummet kendisi ifin takdir edilen zamani, ne one alabilir ne de gecik-
tirebilir. " (Mti'minun: 43) §eldindeki ayeti de bunu ifade eder.
«Sonra bir de §iiphe ediyorsunuz.» Sizi ve sizin ashn1z1 yaratip stire-
niz doluncaya kadar sizi ya§atamn Allah oldugu ispatland1ktan sonra, yeniden
dirilme konusunda §tipheye dti§meniz yersizdir. Bu tutumunuzun hi9bir hakh
gerek\:esi yoktur. ilk defa maddeleri yarat1p, onlar1 bir araya getiren ve ilk kez
onlara bir hayat verip herbirisini belli bir stire ya§atan yaraticm1n ikinci defa
bu maddeleri bir araya getirip diriltmesi daha da basittir. Buradaki "§iiphe"
kelimesi, "mirye" kokiinden almarak kullan1lrn1§tlf. Aslmda "mirye", §tiphe
ile artan tereddilt demektir. Hatta Araplar, sagmak amac1yla siitiinti art1rmak
i~in memesini ovalad1m anlammda: Deveyi miryeledim, derler... "Olup, top-
rak ve kemik oldugumuz zaman mi, tekrar dirilecegiz" (Mti'mint1n: 82; Saf-
fat: 16; valaa: 47) ayetlerinden de anla§tld1g1 gibi tekrar dirilme olayma §iip-
hey le bakmalan dolay1s1yla "§tiphecilikle" damgalanmalan iddialarmm son
derece temelsiz, tutarsiz ve giiltin9 oldugunu vurgulamak i9indir.
3. «0, goklerde ve yerde tek Allah'tlr.» O'ndan ba§ka ibadet edilmeye
laytlc hi~ kimse yoktur. Goklerde ve yerde ibadet edilmeye lay1k olanm 0 ol-
mas1, goklerde ve yerde maddi olarak bir yer i§gal etmesini gerektirmez. <;tin-
kti Allah (c.c.), zaman ve mekandan miinezzehtir. 0 >
I- Ytice Allah (c.c.) i9in sonsuz ilsttinliik soz konusudur. Kendisinin de Kur'an'da belirttigi gibi
0 , Ar§'t ku§atm1§tlr. Selefin gorti~ti budur. (Allah hepsinden raz1 olsun.)
Ayet: 3 -4 EN'AM SURESi/6 517
duymadllar m1? ..
A
Ayette "nice nesiller" ifadesinin yerinde nice kam'lar yani asirlar tabiri
kullan1lm1§ttr. Bunun sebebi, sozkonusu nesillerin ad1 ge~en asulann belli bir
doneminde ya§adlklan i'(indir. Yani asirdan ama9, o asnn belli bir kesitinde
ya§ayan nesillerdir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.)'in: "Asirlarui en hayzrli-
si benim asnmdir" soztindeki asH da bu anlamda kullantlmi§ttr. Ba§ka bir
gorti§e gore de kam, ya da asIT, seksen veya yuz y1lhk bir zaman diliminden
ibarettir. Bu durumda isim tamlainasmdaki muzaf zikredilmemi§ olur. 0 za-
11
man "asulardan nicelerini ... " demek, "asnn insanlanndan nicelerini... demek
olur.
yandan dokunma denince "el'' akla geldigi, yani genelde "el ile" dokunuldugu
halde, ozellikle "elleriyle dokunsalardt " denmesinin sebebi ise, ba~ka ihti-
malleri ortadan kaldumak, yorumlann ontinli kesmek ve ttim bahaneleri ge-
c;ersiz kllmak iyindir.
8. «'Ona bir melek indirilseydi ya' dediler.» indirilsin de gorelim,
inip onun peygamber oldugunu bize soylesin bakahm. «Eger bir melek in-
dirmi§ olsayd1k i§ bitmi§ olurdu.» Onlann istekleri dogrultusunda as1l gorii-
ntimtinde bir melek indirseydik, her §ey biterdi; olan olur, toptan heHik olur-
lardi. Aynca, tirktitticil bir gortintime sahip oldugu ic;in, insanlann onu gortip
bakmaya gtic;leri yetmezdi, dolay1s1yla hepsi yok olurdu. «Sonra onlara» ar-
t1k «hi~ mtihlet verilmezdi.» Hatta goz a~1p kapayana kadar bile, kendilerine
ondan sonra stire tan1runas1 sozkonusu olmazdt.
9. «Eger peygamberi melekten yapsaydtk, onu insan suretinde k1-
lard1k.» insanlann, melekleri asli ~ekilleriyle gorebilmeleri mtimktin olmad1-
g1 ic;in, boyle bir durumda yine melekten gonderdigilniz o peygamberi insan
sfiretinde gonderirdik. <;link.ti insanoglunun, melekleri asll ~ekilde gormeleri
mtimktin degildir. Peygamberleri insandan gonderdigimiz durumda «Onlari
yine de dii§tiikleri ~iipheye dii§iiriirdiik.>> Ona da sen melek degil, insans1n
522 RUHU'L-BEYAN Ci1z:7
derlerdi.
10. «Senden onceki peygamberler ile de alay edilmi§ti.» Bu, Hz. Pey-
gamber'e (s.a.v.) kav1ninden gordtigti hakaretlere ka~tl1k bir Hahl tesellidir.
Yani, Ey Muha1nmed! Allah'a yemin olsun ki, senden onceki pek 9ok pey-
gamberle de alay edilmi§ti. «Onlarla alay edenleri, alay konusu ettikleri
§ey ~epe~evre ku§attverdi.>> Peygamberlerle alay ettiklerinden dolay1 ytice
Allah onlan helak etti.
11. «De ki: 'Yeryiiziinde dola§1n.» Eski milletlerin ba§1na gelen
felaketleri gormek ve tammak ivin gezin. «Sonra da yalanlayanlann aktbeti
nas1I olurmll§ bir goriin.'>> Yerle bir edili§lerini bir dti§tintin. "Ahbet," i~in
van§ noktas1 ve sonucu demektir. Ku§kusuz alay etme meselesi, §tmank in-
sanlann, tarih boyunca her zaman ve her yerde din davetc;ilerine kaf§I ba§vur-
duklan bir silahtu~ sergiledikleri bir tutumdur.
Rivayet edildigine gore bir gtin Hz. Peygamber (s.a.v.) Mescid-i Ha-
ram'da Bilfil, Suhayb ve Ammar gibi bir k1s1m fakir miisltimanlarla beraber
oturuyordu. 0 sirada bir grup Kurey§'in ileri gelenleri ile birlikte Ebfi Cehil
oradan gevti ve fakir mtisltimanlan gostererek: "Muhainmed, bunlann cenne-
tin efendileri olacaklanm iddia ediyor oyle mi?" dedi ve onlarla alay etti. 0
da yaptig1 alay1n cezas1n1 Bedir gtintinde gordti. Allah, ona yapacag1ru yaptl.
Ku§kusuz bu, baslret sahipleri isrin btiytik bir ibret noktas1dlf.
Ayet: I 0-12 EN'AM SURESi/6 523
Hz. Om.e r (r.a.) diyor ki: "Bir giln Hz. Peygamber'e bir grup esir getiril-
di. Aralanndan bir kad1n gogtislerini tutmu~ ko~uyordu. Bir ara ganimetler
aras1nda bir 9ocuga rastlach. Ahp bagnna bastt, gogstine yap1~t1np emzinneye
ba~lad1. Bu suada Hz. Peygamber bize dontip dedi ki: 'Bu kaduun kendi eliy-
le fOcugunu ate§e atacag1na ihtimal verir m.isiniz ?' Biz: 'Hayir, biz atmaya-
cag1 inanc1nday1z' dedik. Bu defa Hz. Peygamber buyurdu ki: 'i§te yii.ce Al-
lah'm kendi kullanna olan merhameti bu kadinm fOcug una olan merhame-
tinden daha fazladir. '" <3)
11
nzka ihtiyac1 yoktur... Gortildtigii gibi, burada yasaklanan "dost edinmek"
degil, "Allah'tan ba~kas1ru dost edinmek" olay1dir.
3- Milslim, Tevbe.
526 RUHU'L-BEYAN Ciiz:7
17. «Allah, sana bir zarar isabet ettirecek», hastahk, fakirlik ve ben-
zeri bir §eye maruz birakacak «olsa, o zarar1 O'ndan ba~ka hi~bir kimse»
gideremez ve «ka~az»; senden uzakla§tlramaz. Sadece 0 kaldrrabilir.
«Sana bir hayir i~abet rttirecek olursa,» sana saghk, nimet ve benzeri bir
§CY verecek olursa, ~~_,,lher~eye kadirdir», dolay1s1yla onun hayn. koruyup
devam ettirmeye gilcti yeter ve O'ndan ba§kas1 o hayn ortadan kaldrramaz.
18. «0, kullarin1n iistiinde kahredici giice sahiptir.» Hi<;bir §eyin
O'nu aciz birakmas1 sozkonusu degildir. «Ve 0,» yapttg1 ve emrettigi her hu-
susta «hiikiim ve hikmet sahibidir. Her §eyden haberdard1r .» Kullann1n
ttim durumlanru ve her tiirli.i gizli i§lerini bilir.
yilce Allah, onun ruhunu teslim ahp kendi katma ytikseltti. " Daha sonra §Oyle
bir soru sordu: "Peki, o gittikten sonra, aranizda belirti ve alamet brraktl m1?"
Biz dedik ki: "Bize, kendi Meli.kine ait bir kitap brrakti." Bunun ilzerine: "Pe-
ki oyleyse; 0 Melik'in kitabm1 bana gosterin, bakahm" dedi ve §oyle ilave et-
ti: "Ku§kusuz; Meliklerin kitaplann1n 9ok ahmh, gosteri§li ve gtizel olmast
gerekir." Onun bu istegine kar§1bk kendisine Mushaf1 getirdik. Dedi ki: "Ben
bu kitab1 daha once gormedim, tanim1yorum." Biz ahp bir sure okumaya ba§-
lad1k. Sfire tamamlan1ncaya kadar hi9 ses <r1karmadan 9ok dikkatli bir §ekilde
dinledi ve §Oyle dedi: "Bu sozlerin sahibine kesinlikle isyan edilmemesi gere-
kir." Daha sonra islfun'a girip 9ok gtizel bir §ekilde mtislilmanhg1 devam ettir-
di ve bir sure sonra gtizel bir §ekilde oldti.
Uzun soztin lasas1, stirekli olarak ylice olan Allah'a hamd olsun.
19. «De ki: '~ahitlik yoniinden hangi ~ey daha yiicedir?'>> Rivayet
edildigine gore Kurey§ Hz. Peygamber'e (s.a.v.): "Ey Muhammed! Seni yahu-
di ve hrristiyanlardan sorduk, kendi kitaplarmda sana yer verilmedigini; senin
ozelliklerinden soz edilmedigini iddia ettiler. Oyleyse, Allah'm rast1lti oldugu-
na kimin §ahitlik yapt1g1rn bize goster; ~tinkii onlar senin peygamberligini
inlcar ediyorlar" dediler... i§te bunun tizerine bu ayet-i kerime inmi§tir.
Burada yilce Allah (c.c.), sevgili peygamberine §ahitlik yontinden hangi
§eyin daha ylice oldugunu onlara sormas1m. emrediyor; hemen ard1ndan da
kendisi cevap veriyor: «De ki: 'Allah'br.» Y ani, §ahitlik yontinden Allah,
her §eyden daha yticedir. Oyleyse O'nun §ahitligi insanlarm §ahitliginden da-
ha tistiindiir. <;iinkti onlar1n §ahitli~
"' i ebilgisi her §eyi ku§atmaz; ba§ka bir
deyi§le onlar her §eyin mahiyetini anlartuyla bilemezler, yilce Allah'm il-
mi ise her §eyi ku§atm1§tlr. «0, beni sizin aran1zda §ahittir.>> Benim
dogruluguma 0 §ahitlik yapmaktadu. ·
Peygamberligimin dogruluguna tan1khk yapan «bu Kur'an, sizi ve» la-
yamete kadar «haberi kendilerine ula~anlan», ttim cinleri ve insanlan ·
«uyarmam», i<rindeki tehditlerle korkutmam «i~in bana vahyolunmu§tur.»
O'nun tarafmdan bana gonderilrni§tir.
«Allah ile beraber ba§ka ilahlar bulunduguna siz mi §ahitlik ediyor-
sunuz?'» Bu, Allah'a ortak ko§tuklar1n1 kendilerine itiraf ettirmege, yaduga-
maya ve azarlamaya yonelik bir sorudur ... «De ki: 'Ben §ahitlik etmiyo-
rum'», Siz §ahitlik etsenizde ben yalan-yanl1§ bir §eyi onaylam1yorum.
Ayet: 19-20 EN'AM SURESi/6 529
«De ki: '0 ancak bir olan ilahtar.» O'ndan b~ka ilfill yoktur. «Ben si-
zin ortak ko~tuklar1n1zdan uzag1m.'» Ortak ko§tugunuz putlarla hi~bir il-
gim yoktur. Burada Hz. Peygamber'e yonelik emrin iki kez "De ki; De ki"
§el<linde pe§pe§e gelmesinin nedeni olay1n onemine dikkat 9ekmek ve peki§-
tirmek i~indir.
26. «Onlar,» yani kafrrler «insanlar1 Kur' an' a iman etmekten abko-
yarlar.» insanlarm Kur'an'a yonelmelerine ve inanmalanna engel olurlar.
Ayet: 25-29 EN'AM SURESi/6 535
29. «Onlar: 'Hayat ancak diinya hayatidir. Biz tekrar dirilecek de-
giliz' dediler.» Kafirler gordiikleri gcr'tekleri hi9 gormemi§9esine, bu dtinya
hayatindan aynld1klar1 takdirde bir daha dirilmeyeceklerini ileri si.irdiiler...
536 RUHU'L-BEYAN Ciiz:7
Stidd! der ki: "Ku§kusuz mi.i'min kabrinden 91ktiktan sonra 9ok gtizel
sfiretli ve nefis kokulu bir §ey onu kar§1lay1p: 'Beni tan1yor musun?' diye so-
rar. Mi.i'min de: ' Hayrr!' cevabm1 verir. Bunun i.izerine o gi.izel yap1h ve mis
kokulu §ey ona der ki: 'Ben senin sfilih amelinim, bana bin; 9i.inkil sen de beni
dilnyada uzun sure ta§IffiI§tln.' Kafiri ise 9ok 9irkin yap1h ve pis kokulu bir
§ey kar§ilar ve o da: ' Beni tan1yor musun?' diye sorar. Kafir: ' Hayir' diye ce-
vap verince, o 9irkin ve pis §ey §Oyle der: 'Ben senin koti.i amelinim; sen dtin-
yada bana 9ok bind.in; bugiin ise ben sana binecegim.' i§te, 'gunahlanm sirt-
lanna yuklenmi~ olarak' gelmelerinin anlam1 budur. Buna gore buradaki
'yiiklenmek' gen;ek anlam1yla bir yilklenmektir. <:;ilnkii gtinahlar araz da ol-
salar fillirette ortaya c;lkan bir §ekilleri, goriiniimleri vard1r."
32. «Diinya hayatl», yani diinyaya ait i§ler «oyun ve eglenceden ba§ka
bir §ey degildir», ge9ici menfaatlar1yla insanlar1 oyalay1p onlar1 ebedi lezzete
sebep olan iman ve sfilih amelden ahkoyar. Oyun, yararh olan §eylerden ki§i-
yi ahkoyup uzakla§trran §eydir. Eglence ise, nefsin ciddiyetten uzakla§trrtlip
ciddi olmayan durumlara sokulmas1drr.
Ote yandan denilmi§tir ki: "Diinya ve filliretin durumu iki e§li bir erkege
benzer; birisini memnun ettiginde mutlaka digeri dartlrr; birini sevindirirken
digerini kizdinr. Dunya ge9ici oldugundan filliret daha hayrrhdir; 9tinkii daha
siireklidir."
Nakledildigine gore Cafer b. Stileyman demi§ ki: "Malik b. Dinar'la bir-
likte Basra sokaklar1nda geziyorduk. Bir ara imar edilen bir saraya rastladlk.
Yak1§tkll bir delikanh, saraym yap1m1 ic;in 9e§itli direktifler veriyordu. ~oyle
yapm, boy le edin diyordu. Yarnna var1p selam verdik; selamim1z1 ald1ktan
sonra Mfilik kendisine: "Bu saraya ne kadar harcama yapmay1 planladm?" di-
ye bir soru sordu. Delikanh dedi ki: "Yiizbin dirhem" Bunun ilzerine Malik
dedi ki: "Bu paray1 bana vermez misin? Onu tam yerinde kullanay1m ve Allah
kattnda bu saraydan daha hayirhs1ru sana garanti edeyim. Ustelik ic;inde vil-
dan ve hizmet9ileri hazir olsun. Kubbe ve ~ad1rlar1 yan1nda bulunsun. Cev-
herlerle silslil krrm1z1 yakuttan, toprag1 za'ferandan, harc1 miskten olsun. Hi9-
bir insan eli degmemi§, hi~bir in§aat91 tarafmdan yapilmamI§ olsun ... "
Malik'in bu sozleri delikanliy1 ~ok etkiledi. Soyledigi paray1 hazrrladi. Malik
b. Dinar kalem kag1t isteyip §unlar1 yazdi. "Bismillfillirrahmanirrahlm. Malik
b. Dinar'm falanm oglu falancaya olan taahhiidtidtir: Ben, senin saraymm ye-
rine bir saray taahhtid ediyorum. Ozellikleri tipattp anlatttglffi gibi olacak; da-
ha fazlas1 ise yilce Allah'm liitfudur. Bu meblag kar§1hg1nda cennette senin
Ayet: 32 EN'AM SURESi/6 539
saray1ndan daha geni~ bir saray satin aldun. Tati1 gblgelikier alt1nda bulunan
bu saray, ytice Allah'a yak1n bir noktadad1r." Daha sonra mektubu katlay1p
delikanhya uzatt.I. Ald1g1 paray1 da fakirlere dag1tt1. Kuk gtin soma vefat eden
dclikanh sozkonusu pusulanm kefeni iyine konmas1n1 vasiyet etmi§ti."
RUHU'L A
BEYANA •
TEFSIRI
3
YEN1DEN GOZDEN GE<;tR1LM1~
SEKiZiNCi BASK!
MUHTASAR .
RfiHU'L-BEYAN A e
TEFSIRI
ismail Hakk1 Bursevi
ihttsar Eden: Muhammed Ali Sabuni
D<;ONCU CiLD
Damla Yay1nevi No: 211
Rfih'ul-Beyan Tefsiri Cilt: 3
·®
DAMLA YAYINEVI
Prof. K. ismail Gurkan Cad. No: 6
Cagaloglu-iSTANBUL
Tel: 0.212. 514 28 28 (pbx)
526 21 99
ISBN 975-381-117-9 Faks: 0.212.528 24 01
Yay1n Hakk1: ©Copyright DamlaYaymevi Ltd. $ti. Dizl - Montaj: Damla Yaymevi
Bask1 - Cilt: Erkam Matbaas1, Ba~ak§ehir - istanbul 2012 / 7.
www.damlayayinevi.com.tr
TERCUME HEYETi
Abdullah OZ - <;atalca MOftOsO
Ali R1za TEMEL - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
COneyt GOK<;E - Urfa ilahiyat FakOltesi bgretim Oyesi
Halit SEViMLi - Emekli imam-Hatip
Harun ONAL - imam-Hatip
Yrd. Do~. Dr. Hasan HOseyin TUN<;BiLEK - Urfa ilahiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Dr. HOseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretirn Oyesi
ibrahim TOFEK<;i - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
ilyas KARSLI - Rize ilahiyat Fakl.iltesi Ogretim Oyesi
Muharrem ONDER - MOtercim
Mustafa AYDIN - MOtercim
Dr. SOleyman MOLLAiBRAHiMOGLU - Tefsir Doktoru ve SOleymaniye Camii imam1
Yahya ALKl_N - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
TER~OM..t; KONTROL
Dr. Durak PUSMAZ - Haseki Egitim Merkezi MOdOrO
Dr. HOseyin KAYAPINAR- Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
REDAKSiYON
Ytiksel KANAR
HAT
Kapak Hatti: HOseyin KUTLU
Hilalli Besmele: AbdOlkadir SAYNAQ
Kur'an-1 Kerim Hatti: Hafiz Osman
,.. . .
EN'AM SURESl'NiN DEVAMI
lara bir ayet getirmek ifin yere bir tiinel kazmaya veya goge
bir merdiven kunnaya giiciin yetiyorsa, yap. Allah dileseydi
onlan, lzidayette birle§tirirdi. 0 halde sakm cahillerden olma!
Eger §oyle bir soru sorsan ve desen ki: "Ytice Allah'1n, insanlar1 itaatkar
ve isyankar (said ve §aki) olarak yaratmas1nm, ard1ndan da: "Allah dileseydi
onlan hidayette birle§tirirdi" (En'am: 35) ve "Allah hepinizin dogru gitmesi-
ni dileseydi, sizleri dogru yola sevkederdi" (Nahl: 9) gibi a~1klamalarda bu-
lunmasm1n hikmeti nedir?" Cevap olarak deriz ki: Yi.ice Allah ezelden, yarat-
Liklar1ndan falancasnun gtinah i§leyip isyan edecegini, ~tinkU soz konusu in-
sanm yeteneginin salih ameller i§len1eye elveri§li olmad1g1n1, biliyor. Bu yilz-
Ayet: 36-38 EN'AM SURESi/6 11
den ezell hiikmli geregi onu §akl olarak yaratlr. Ote yandan, ezeli ilmi gere-
gince itaatkar olacag1ru bildigi kulunu d_a said ve itaatkar olara.k dtinyaya geti-
rir. Yani hayrrh i§ler yapmaya yetenekli oldugunu bildigi iyiI1, iyine yerle§tiri-
len ozellikler dogrultusunda onu itaatkar olarak yaratir. K1sacas1 insanlar
itaatkar ve isyankar oln1ak tizere iki sm1fhr. itaatkann yetenekleri sadece Al-
lah'1n ho§nut oldugu emirleri ve gtizel ahlill davran1§lar1 yapmaya elveri§li
olur. Bunlar da ho§gorlilii ve rahat olmay1 gerektirir. isyankar kimsenin yete-
nekleri ise sadece s1k1ntl doguracak hususlara elveri§li olur. Bu ytizden ytice
Allah, sevgili Peygamber (s.a.v.)'ine sablfh olmasrn1 ve isyankarlardan gore-
cegi eziyetlere katlanmasm1 emrediyor.
f?tinyada kar§tla§ilan musibetler affedilmeye sebep olur. Aynca ki§inin
cennette ula~acag1 dereceler, dtinyadaki imtihan ve felaketin miktarma gore
degerlendirilir. K1sacas1 insan, dini giicti oran1nda imtihana tabi tutulur. Din
duygusu kuvvetli olan1n imtihan1 da <;etin olur. Din duygusu zay1f olan1n im-
tihan1 ise daha hafif olur. Ba§ka bir deyi§le, bela ve musibet, insan1 gtinahsrz
kdmadik<;a, yani tiim hatalarm1n silinmesine sebep olmadtk<;a yakasm1 brrak-
maz. Bela ve musibet ytice Allah (c.c.) taraf1ndan kullanna bir §efkat tokati-
du. Bu sayede ki§i, dtinyaya dalmaktan ve kalben onunla me§gul olmaktan
kurtulur ve t1pk1 atm, s1gmag1na ko§mas1 ve s1g1nmas1 gibi, kulun Allah'a
donmesini saglar. K1sacas1 ger\:ek rahat ve huzur yeri filliret yurdudur.
38~ «Yeryiiziinde», dtinyarun herhangi bir yerinde «hareket eden hi~
bir canh varhk ve» gok yilzilniln herhangi bir bolgesinde «kanatlar1yla
u~an hi~bir ku~ yoktur ki, sizin gibi» durumlar1 korunan, nzrk ve omilrleri
belirlenen «hirer topluluk olmas1nlar.>> Burada u~may la beraber aynca ka-
natlardan soz edilmesi peki§tinne i ~indir. Nitekim zaman zaman, gozilmle
gordiim, elimle ald1m gibi ifadeler bu anlamda kullan1lrr. «Biz, kitapta hi~
bir §eyi eksik b1rakmad1k.» insanhg1n yararma olan hi\:bir onemli §eyi zayi
edip terketmedik. Az ~ok her §eye, Kur'an'da dokunduk. «Onlar sonra hesap
i~in Rablerinin huzurunda toplanacaklard1r.»
d1rd1g1 §U hadisi nakletmi§: "i hramlmzn e~·ek arrs1m oldiirmesinde hir;bir sa-
ktnca yoktur."
40. Ey Muham1ned! Mekke hallana «de ki: 'Soyleyin bana», eger «Al-
lah'1n azab1» tipla sizden onceki milletlerde oldugu gibi heniiz diinyada iken
«size eri§se veya» sozkonusu azab1 ku§atan «k1yamet vakti size gelse, Al-
lah'tan ba§kas1na m1 yalvarirs1n1z?>> Ayetin ba§mda yer alan ve "soyleyin
bana" diye ifade edilen "eraeytekiim" kelimesindeki "kef', ozneyi peki§tir-
mek tizere getirilen bir hitap harfidir. Haber vermenin sebebi olan "ilim-bil-
gi", mecaz olarak haber verme anlamtnda kullanilm1§tlf. Yani haber verin,
bildirin, soyleyin, bakahm ... <;ok k1sa bir siirede onemli i§lerin meydana gel-
mesi sebebiyle kiyamete "saat" denilmi§tir. Yani k1yametin kopacag1 saat,
vakit, zaman «Eger soziinde dogru kimselerseniz» putlar1rnz1n ilfill olduk-
lar1 konusunda samimi iseniz «(cevap verin.)'», soyleyin bakahm, eger Al-
lah'1n azab1 size eri§se yine Allah'tan ba§kasma m1 yalvanrsm1z?
41. «Hay1r,» s1k1nt1 zaman1mzda «sadece Allah'a yalvarirs1n1z.» Bu,
yukanda ges;en yadrrgay1c1 olumsuz soru ciimlesine bagh bir ciimledir. Sanki:
"Siz O'ndan ba§kas1na yalvarmazs1mz; sadece O'na yalvanrs1n1z" denilmi§tir.
«0 da dilerse», ortaya c;ikanhp giderilmesini murad ederse, «yalvard1g1n1z
~eyi giderir.» Yalvarmamz1n hemen akabinde duan1z1 kabul eder. Su halde
1
dualann kabul edilip edilmemesi Allah 1n iradesine baghdrr. Bazan kabul
eder; bazan da etmez. «Siz de ko~tugunuz ortaklari unutursunuz.» Alallar,
sadece ytice Allah'm azab1 gidermeye gticti yettigi konusunda yogunla§1nca,
O'na ortak ko§tugunuz putlar1 terkedersiniz. Su halde burada "unutma", "gaf-
lete dalma" anlam1nda degil "terketme" anlam1ndadu.
Ayet: 40-45 EN'AM SURESi /6 15
42. Allah'a yemin olsun, hi9 «Siiphesiz ki, senden onceki» pek 9ok
«iimmetlere de peygamberler gonderdik. Yalvarmalari i~in onlari s1k1ntt
ve zararlara ugratttk.» Ayetin bu boltimi.inde yer alan "onlarz zararlara ug-
ratttk'' anlam1ndaki "ehaznahum" fiilinin ba§1nda "fe" harfi, ac;1klay1c1 bir
harftir; climledeki bu aki§Ill takd1r1 bir htikme dayand1nld1gm1 ayik:lamakta-
drr. Sanki ifadenin tamam1 §6yledir: "~tiphesiz ki, senden onceki limmetlere
de peygan1l?erler gonderdik. Ancak soz konusu i.immetler gonderilen peygam-
berleri yalanlad1lar; bunun tizerine, yalvarmalar1 i9in onlar1 stkmtI ve zararla-
ra ugratt1k"; azab1n1 gidermesi i9in yalvan§ ve yakan§ i9erisinde O'na dua et-
meleri , inkar ve isyanlanndan dolay1 O'na tevbe etmeleri i9in onlan
felaketlere ugratt1k.
43. «Onlara azab1m1z geldigi zaman yalvarmah degiller miydi?»
Evet, durum bunu gerektirdigi halde yapmad1lar; yalvarmaya yana§madtlar.
«Fakat kalbleri katlla§h.» Bu ifadeyle anlam tamamlan1yor. Yani, Allah'a
yalvarmadilar, fakat kalbleri kaskatt kesildi, kuruyuverdi. <;iinkti kalblerinde
en ufak bir duygu ve korku olsayd1, O'na yalvaracak:lardt. «Ve §eytan, yap-
hklarin1 kendilerine giizel gosterdi.>> inkar ve isyan1 kendilerine stislti ve
cazip gosterdi. Onlan aldatarak nefis, heva, heves, lezzet ve rahat pe§inde
ko§turdu. Oysa kendilerine isabet eden azap ve felfilcetler hep bu ytizdendi;
ancak onlar bunu dti§tintip kavrayamadilar.
44. «Kendilerine hahrlatdanlan unuttuklannda>>, gaflete dahp ken-
dilerine hatrrlatilan azap ve felaketleri unutuverdiklerinde «onlara her §eyin
kap1s1n1 ac;tik.» Onlara 9e§it 9e§it nimetler verdik. Boylece derece derece
helillerine yakla§tllar. «Nihayet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip
zevke dahnca,» tipk1 Karan gibi elde ettikleri di.inyevi nimetler kar§1smda se-
vinyten §rmanp kendi kendilerini begenince «onlan azab1m1zla ans1z1n ya-
kalay1verdik», daha iirktitticfi, korkutucu ve etkin olmas1 iym onlar1 ans1z1n
azab1m1zla kar§1 kaq 1ya getirdik. «Hemen ilmitsizlige kap1hp ~a§kina don-
diiler.» Her ttirlfi hayir ve gi.izellikten fimitlerini keserek i.iziinttiyle yan1p tu-
tU§tular. Buradaki iimi~sizlige kap1hp §a§kma donmek anlammdaki "iblas"
sozctigti ashnda felfilcet an1nda kurtulu§tan limit kesmek, hiizlin ve hasretle
yamp tutu§mak demektir.
45. «Boylece zulmeden kavmin kokii kesildi.» Onlardan tek birey kur-
tulmayacak §ekilde, sonlar1n1 getirdik. Bagavi bu ifadenin anlam1n1: "Zalim-
ler azaba 9arptinhp btiti.ini.iyle yok edildiler" §eklinde tefsir etmi§tir. Burada
"onlar" zamiri yerine, a91k ifadeyle "zulmeden kavim" denmesi, "yok edilme-
16 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
nin" as1l sebebine i§aret etmek i<;indir. Buna gore, §i.ikrlin yerine klifril; itaatin
yerine isyan1 ikarne etmekten ibaret olan zullimleri sebebiyle kokleri kesildi
ve btittiniiyle yok edildiler. «Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun.»
Onlan helak ettigi ic;in kendisine sonsuz §tiktirler olsun. <;linkli kafirlerin ve
isyancilann yok edilmesi, gen;ekten, kar§1s1nda hamdedilecek kadar bliytik
bir nimettir. Bu ayetten §U sonuc;lan c;ikarmak mtimkiindiir:
a) Her konuda tek merci ytice Allah'tu. Hem normal zamanlarda, hem
de s1k1ntih anlarda; k1sacas1 her zaman sadece O'na ba§vurulur. Aktlh kimse
O'ndan ba§kasma s1g111maz. <;unkti O'nun d1§1ndaki her §ey ara<; ve sebepler-
den ibarettir. Ger<;ekte mtiessir olan yaln1zca O'dur.
b) Yuce Allah bazan insan1 darhk ve s1kmtidan geni§lik ve rahata 91-
kanr; bazan da tersini yapar. T1pkl <;ocugunu sevip ona §efkat eden babarun,
<;ocugun iyiligi ve terbiyesi i<;in bazan scrt davranmas1, bazan da yumu§ak
muamele etmesi gibi ... K1sacas1 bu uygulamada insanoglu ic;in hem bir terbi-
ye hem de dmi ve diinyev1 biiytik bir yarar soz konusudur.
c) Helake derece derece yakla§1lu. Boylesine kotli durumlara dli§-
mekten Allah'a s1g1n1nz. bte yandan Hz. Peygamber (s.a.v.)'in : "YI1ce Al-
lah'zn herhangi bir kula -giinahkarligma ragmen- diledigini verdigini gor-
dugi.i.n zaman, bu, derece derece onu helake yakla§tlrmak ifindir." <6> dedigi
ve ardj,Jtdan da: '.'Kendilerine hatzrlatilanlan unuttuk/annda ... " (En' am: 44)
§eklinde ba§layan ayeti okudugu nakledilir.
d) Ucb, yani ki§inin kendisini begenmesi ve kendisiyle ovtinmesi 9ok
c;irkin ve helfilc edici bir davran1§tlr. Nitekim hadiste de §Oyle buyurulmu§tur:
"insam §U u~ ~ey helake goturii.r: Boyun egdiren bir cimrilik; p e§inde kO§U-
lan bir hevii ve insamn kendisiyle ovunmesi." <7>
e) Nimete kar§1 mutlaka hamd ve §iikretmek gerekir. Buna gore dini
ve dtinyevi bak1mdan herhangi bir tehlikeden korunmaya kar§1 mutlaka Al-
lah'a hamdetmek Iazimdrr. <;iinkii bunlann her biri hirer nimet sayillf.
Nakledildigine gore, Sehl b. Abdullah'1n yan1na bir adam gelip: "Evi-
me hrrs1z girdi ve e§yalar1m1 9ald1" demi§. Bunun tizerine Sehl: "Allah'a §tik-
ret; eger en btiyiik hlfstz olan §eytan senin kalbine girip tevhid inancuu boz-
sayd1 ne yapard1n?" demi§. '
47. «De ki:» Ey mi.i§rikler! «'SoyJeyin» ve haber verin «bana, eger size
Allah'tn azab1 ans1z1n veya a~1k~a gelirse, zalim kaviniden ba~kas1 m1
helak olur?'» "Anszzzn" gelen azaptan ama~ geceleyin, "a~lk~a" gelenden
ama~ ise giindi.iz vaktinde gelen azaptu. <;i.inkti genelde geceleyin gelen
felfil<.etlere ans1z1n yakalan1hr; gtindiiz vaktinde gelen felaketlerde ise nisbe-
ten daha fazla bir a9tkhk vardir. Dolay1s1yla en uygun a91klama budur. Nite-
kim yilce Allah A'rM sfiresi'nde de: "O memleketler halkl, azabzm1zzn onlara
uyurlarken gece gelmeyeceginden emin midirler? Ve yine o memleketler hal-
ki, azablmlzm kendilerine ku~luk vaktinde eglenirken gelmeyeceginden emin
midirler?" (A'raf: 97-98) buyurmu§tur.
Bilindigi gibi Kur'an-1 Kerim in bir kisim ayetleri diger bir klsmm1 tefsir
1
riyle alay edihnesi i<;in degil, aksine kendi kavimlerini taata kaJ§lhk sevapla
miijdelemeleri ve gtinah konusunda onlan azapla uyarmalan ic;in gonderiyo-
ruz. Bilindigi gibi mi.ijdelemek, sevindirici bir olay1 haber vermek; inzar -
uyarmak da tizticti bir olay1 bildinnek ve o konuda ikaz etmek anlam1na gelir.
«Kim» o peygamberlere «iman eder ve kendini» yani kendi amelini «diizel-
tirse,>> dtinyev1 olsun, uhrev1 olsun uyanld1klar1 azap konusunda arttk «onla-
ra korku yoktur.» Kendilerine mtijdelenen dtinyev1 veya uhrevi faydalan
kaybetmelerinden dolay1 «onlar iiziilmezler de.»
Malik b. Dinar der ki: Bir gtin Basra kabristanma girdim. Orada Mecnun
Sadun denilen bir adama rastlad1m. Kendisine: "Nas1ls1n, durumun nas1l?" di-
ye sordum. Bana dedi ki: "Ey Malik! Aztlcs1z ve hazrrhksiz bir vaziyette olan
ve sabah ak~m stirekli olarak uzun bir yolculuga 91kmay1 dti§tinen ve kullar
arasmda adaletli bir §ekilde htikmeden bir Rabbin huzuruna 9tlcmaya hazrrla-
nan bir adamm durumu nasil olur ki?" Ard1ndan da, §iddetli bir §ekilde agla-
maya ba§ladi ... Bunun tizerine ben kendisine: ''Seni aglatan ne? Niye aghyor-
sun?" diye sordum. Dedi ki: "Allah'a yen1in ederim ki, ben dtinyaya olan a§in
baghhg1mdan, ya da 9e§itli belalar ve oltim korkusundan aglanuyorum. Ben,
herhangi bir hay1rh i§ yapmadan omrtimden bO§ olarak gec;irdigim bir gtine
aghyorum. Beni aglatan az1g1m1n azhg1, yolumun uzak olu§U ve engellerin
c;etin olu§udur. <;unkti cennete mi, cehenneme mi gideceginii bilmiyorum.
11
_d irmesi gerekiyordu. Buna gore vahye uyrnayan bir arnel, korlikortine yap1l-
m1~ bir arnele, yani kor adanun yapt1g1 i§e benzer. Vahyin geregini yaprnak
ise gozti gorenin yapt1g1 i§ gibidir. ·«Hi~ dii§iin1ncz misiniz?'» Bu hak kelanu
dinleyip tizerinde dti§iinmek suretiyle hidayete gelmek, vahye uyup geregini
yapmak istemez misiniz? Buradaki sahne, azarlama sahnesi oldugundan,
ayetin bu noktas1nda iki emri; yani hem dinlemeyi, hem de dti§tinmeyi bera-
berce ernretme yoluna gidilmemi§tir. Aki§ bunu gerektiriyor.
51. «Rablerinin huzurunda toplanacaklarindan korkanlari» yeniden
diriltilip hi<; kimsenin zarar da, yarar da veremiyecekleri bir yerde Rable-
ri'nin huzurunda bir araya gelmekten c;ekinenleri <<onunla uyar. Onlar i~in
Allah'tan ba§ka ne bir dost, ne de bir §efaat~i -vard1r~» Allah'tan ba§ka on-
lara yarar1 dokunacak ve kendilerini savunabilecek hie; kimse yoktur. K1saca-
s1, Allah'tan ba§ka gtinahkar mti'minleri koruyup kollayabilecek hi<; kimse dti-
§ilni.ilemez!... «Umulur ki, Allah'tan korkarlar.» Ey Muhammed! Sen onla-
n uyar ki Allah'tan korksunlar, ktifiir ve isyandan uzakla§s1nlar!
52. «S1rf Allah'1n r1zas1n1 diliyerek sabah ak§am Rablerine dua
edenleri huzurundan kovma.» Rivayet edildigine gore, Kurey§ ileri gelenle-
ri, Suhayb, Ammar, Habbab, Bilal ve Selman gibi fakir mil'minleri Hz. Pey-
gamberin ytice huzurunda gordiiklerinde: "Bu koleleri huzurundan kovarsan
seninle otururuz ve konu§uruz" onerisinde bulunmu§lar. Hz. Peygamber
(s.a.v.) de: "Ben mii'minleri huzurumdan kovmam" ce".'abm1 vermi§. Daha
sonra demi§ler ki: "Oyleyse, hi<; olmazsa biz geldigimiz zaman onlar1 gonder
ki, Araplar bizim degerimizi bilsinler. <;tinkil sana grup grup Arap kabileleri
geliyor. Gelenlerin bizi onlarla beraber senin huzurunda gormelerini istemi-
yoruz. Boyle bir §eyi kendimize yaki§trranuyoruz. Biz gittikten sonra istersen
onlar1 tekrar geri ~agu." Bunun tizerine Rasultillah (s.a.v.), belki bu sayede
imana gelirler temennisiyle boyle bir yola ba§vurmay1 dil§tinmil§. i§te bu srra-
da yiice Allah (c.c.) bu ayeti indirmi§tir.
Burada ozellikle sabah ve ak§am vakitlerinden soz edilmesinin sebebi,
stireklilige i§aret etmek i~indir. <;ilnkti Allah'1 siirekli hatirlayan, devamh ola-
rak kendini ·o ·nun huzurunda hisseder. Nitekim ytice Allah (c.c.), bir kutsi ha-
diste §Oyle buyunn u§tur: "Ben, surekli olarak beni hatzrlayanzn meclisinde
say1l1nm." Y ani beni hatrrlayanla beraberim.
Ote yandan burada, sabah-ak§am dua edenlerden ama~, zikir ve ibadet-
lerinde herhangi bir dtinyevi menfaati degil, sadece Allah'1n n zas1n1 hedefle-
Ayet: 51-53 EN'AM SORESi/6 23
yen ve samimi bir §ekilde ihlash olarak O'na dua eden kimselerdir. Duanm
ihlasla yap11Inas1 §artl, ihlas1n, ibadetin ozti olmas1ndan kaynaklanmaktadu.
Aynca Allah'tan uzakla§may1 engelleyen, ba§ka bir deyimle kulu Allah'a ya-
kmla§tuan en gti<;lti f aktOr ihlastir...
Kelbl der ki: "Soylu ve zengin birisi, kendisinden once Mtisltiman ol-
mu§ bir fakiri gordtigii zaman burun klvrru, Mtisltiman olmay1 kendisine ya-
la.§trrmaz "bu mu , i siam'a girme konusunda beni ge<;ti" der ve Mtisltiman.ol-
mazd1."
«Allah, §iikredenleri daha iyi bilen degil midir?» Burada yiice Allah
(c.c.) mii§riklerin iddialar1n1 ytizlerine 9arparak yanh§ oldugunu vurguluyor.
Yani Allah (c.c.), nimetlerine kar§I §tikredenlerin kimler oldugunu daha iyi
bilmiyor mu ki, bu fakirlere ltitufta bulunulmasm1 uzak gortiyorsunuz? 6te
yandan bu ifadeler, soz konusu fakir mti'minlerin, ytice Allah'm Kur'an'1 in-
dirme ve iman etmeye muvaffak kilma nimetine kar§I §tiktir gorevlerini tam
anlam1yla yerine getirdiklerine ve bunun degerini bildiklerine i§aret etmekte-
dir.
24 ROHU'L-BEYAN CU.Z:7
tam mutluluktan dolayi size mujdeler olsun! (:iinkii siz, zenginlerden yanm
gun once cennete gireceksiniz ki, bu da be~yiiz yilhk bir sure demektir. "(8)
Ote yandan yine ~oyle bir rivayet nakledilir: "Fakir kul Allah'1n huzuru-
na getirildiginde, ytice Allah (c.c.), ttpkl bir adamm diger bir adama ozilr be-
yan etmesi gibi ~oyle buyurur: 'Ey kulum! izzet ve celalime yemin ederim ki,
seni hakir gordiigumden degil, sana haurladigim liituf ve ikramdan dolayz.
diinyayt sana kiisturdum, senifakir kildim. Ey kulum! Su sajlann araszna f zk,
danyada benim nzam i~·in seni yedirip giydiren kimselere bak; elinden tut.
Orm sana teslim ediyorum.' 0 suada tiim insanlan bir ter kaplar. 0 kul da
sat1ar aras1nda gezip, dtinyada Allah nzas1 i<;in kendisini yedirip giydirenleri
11
bulur, elinden tutup cennete girdirir.
54. «Ayetlerimize iman edenler, sana geldikleri zaman .••» Riva yet
edildigine gore bir grup insan Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelip: "Biz s;ok bliyilk
giinahlar i~ledik. Affedilmesi i~in ne yapmam1z laz1m?'' diye sonnu~lar. Hz.
Peygainber (s.a.v.) ise onlara herhangi bir cevap vern1e1ni§. Onlar da limitsiz-
lige kap1larak geri donmil~ler. i~ te bu ayet bu olay lizerine inmi§tir. ~unu da
belirtelim ki, Allah'a iman eden herkes bu §erefe nail olur.
~u halde ak.ill1 olan kimse ba§arI ve kurtulu§ yolunu tutar ve salih kim-
selerin mertebesine
.
ula§Ir. Bu yolun birinci basamag1 ise yap1lan hatalardan
.
dontip tevbe etmek ve affedilmeyi istemektir.
len1emeye soz verip bu duyguyu kalbine iyice yede§tir. Sana haklan ge<;en
insanlan imkanlar ol9ilstinde memnun ettikten, gilctiniin yettigi oranda ge<;-
mi§ ibadet bor9lan01 kaza ettikten ve kalbini giinahlardan temizledikten son-
ra, hu§O ve niyazla Allah'a donmen gerekir. Allah'1n ltitfu sana kafidir. Nite-
kim sahih bir hadiste §Oyle buyurulma.ktadir: "Gunahkar kul, guzelce temiz-
lendikten sonra kalkip iki rekat namaz kzlar ve kendisini bagt§lamasz ifin Al-
lah'a yalvanrsa yuce Allah onu mutlaka affeder." <9>
9- Ebu Davud; Tirrnizi. Kitabus'salar, ibn Mace; Ahmet b. Hanbcl, Miisned, 1/ 10.
28 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
gen;egi muhtevas1 ile birlikte inkar ettiniz. Bu arada ilahi azapla ilgili tehdide
de kulak asn1adu11z, onen1 vennediniz, yalan oldugunu ileri surdtinilz."
58. «De ki: 'Eger acele istediginiz §ey benim elimde olsayd1», benim
gi.iclimtin ve yetkimin sm1rlan i9erisinde bulunsayd1, «sizinle benim aram1z-
daki i§ bitmi~ olurdu. ' » iJahi azabm gelmesini acele istemenizden hemen
sonra soz konusu azap i.izerinize indirilirdi. «Allah zali1nleri daha iyi bilir .»
Zalimlerin durun1unu ve §iddetli azab1 hakettiklerini yi.ice Allah daha iyi bilir,
dolay1s1yla kendilerine sure tan1r. K1sacas1, azab1 gonderme i§ini bm1a verme-
mi§ ve bu konuda beni yetkili k1lmam1§tlr. ~u halde putlara ta pan kimse, mut-
laka ilfilli azab1 tadacak ve kesinlikle yakasm1 kurtaramayacakttr. Dtinya, ne-
fis, §eytan ve hevalanna tapanlann dmumu da bundan farkh degildir.
rilen ac;1k bir delile dayanan k imse heva yolunda degil hidayet yolunda olur.
Allah'tan gonderilen delil, aslmda kalbi ferahlatan bir nurdur. Ku§kusuz hida-
yet tizere bulunan1n belirgin ozellikleri olacaktir.
c;er ve salih adama: "Eger okudugun bu soz dogruysa, o zaman bizimle sizin
aran1zda hic;bir fark yoktur" der. Bunun iizerine alim ve salih zat §U cevab1
verir: "Hay1r, e~it durumda degiliz. Biz oraya girip 'rlkanz, siz ise gireceksi-
niz ve oradan 91kmayacaksm1z. Biz, takva sayesinde oradan ~akmay1 ba§ara-
cag1z. Siz ise zulmtintizlin sonucu olarak orada diz tistti c;oktip kalacaksm1z."
Ard1ndan da §U ayeti okur: "Sonra takva sahiplerini cehennemden kurtaraca-
g1z. Zulmedenleri de diz ustii ~okmii~ olarak cehennemde birakacag1z."
(Meryem:72) Daha sonra yahudi: "Takva sahipleri biziz" deyince salih ve
a.lim zat: "Hayn, kesinlikle. As1l takva sahipleri biziz'' cevab1n1 verdikten
sonra §U ayetleri okur: " ...Rahmetim ise her §eyi ku~atml§tlr. Rahmetimi, Al-
lah'tan korkanlara, zekatznz veren ve ayetlerimize iman eden kimselere yaza-
cagtz. Onlar, okuyup yazmast olmayan Allah'zn el9isi peygambere tabi olur-
lar.11 (A'raf: 156-157)
30 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
lah katmda olduguna dikkat c;ekilmi§ olur. «Onlan ancak 0 bilir.» Bu ctim-
le, kendisinden onceki ciimleyi peki§tirir. Gayb hazinelerinden amac; ise:
"K1yametin ne zaman kopacagzna dair bilgi, ancak Allah '1n katmdadzr."
(Lokman: 34) ayetinde belirtilen be§ husustur. Niteki1n Hz. Peygamber
(s.a.v.) de §6yle buyurmu§tur: "Gaybm hazineleri be§tir ve onlan ancak Al-
lah bilir: Rahimlerdekilerin mahiyetini sadece Allah bilir; yann ne olacagmi
sadece Allah bilir; yagmurun ne zaman yagacaguu sadece Allah bilir; kimin
nerede olecegini sadece Allah bilir. Kiyametin ne zaman kopacagm1 sadece
Allah bilir." oo)
10- Bu hadisi Buharl Sahih'inde; Ahmet b. Hanbel de Abdullah b. Omer'den naklen Mils·
ned'inde rivayet etmi~tir. Aynca bkz. Suyuti, el-Fethu'/-Kebfr, 3/137.
32 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
ziin diriltir gibi uyand1nr.» Sizler gtinah i§ledikten sonra, size belli bir stire
tanrr ve o si.irenin bitiminde can1111z1 ahp daha sonra sizleri huzuruna getirir.
«Sonra donii§iiniiz yine O'nad1r.» Oldi.ikten sonra ba§kas1na dcgil, O'na do-
neceksiniz. «Nihayet 0, yapttklar1n1z1 size haber verecektir.» Sozkonusu
gece ve gtindtizlerde ne yaphglillZ1 size bildirecek ve kar§1hklann1 size vere-
cektir.
61. «0, kullart iizerinde kahredici giice sahiptir.» Onlann her i§inde
tasarruf yetkisine sahip olan yahuz O'dur. Onlara diledigini yapar. Y aratma
veya yoketme; diriltrne veya oldtinne; azap etme veya miikafat venne konula-
nnda serbesttir. «Size koruyucu mclekler gonderir .» Soz konusu melekler
yaptiklann1z1 kaydederler. Bunlara "Kirfunen-Katibin" denir. Ku§kusuz, yap-
ttg1 amellerin kaydedildigini ve gi.intin birinde de§ifre edilecegini bilen insan
daha dikkatli davran1r. Aynca, efendisinin lUtfundan emin olan ve kendisini
affcdip hatalanm ortecegine inanan hizmet~i, hatalanmn fark1na varan hizmet
ettigi diger insanlardan 9ekinip s1ktld1g1 kadar, efendisinden 9ekinip utanmaz.
$oyle rivayet edilir: "Bizden her insani geceleyin iki melek ve gundii.zun
de iki melek izler. Bunlarm biri iyilikleri, digeri kotuliikleri kaydeder. Sag ta-
rafta bulunanz, sol tarafta hulunamn ba§kam konumundadzr. insan herhangi
bir iyilik i§lediginde ~ag taraftaki melek bunu on kallyla kaydeder. insan her-
hangi bir kotuliik i§leyip de soldaki melek bunu kaydetmeye kalki§tlgmda
sagdaki melek ona "dur, bekle" der. Bunun uzerine soldaki melek altz-yedi
saat bekler. Eger bu sure irerisinde insan, yaptlgtndan pi§manlzk duyup Al-
lah'tan bagi§lanmayt dilerse, soldaki melek kaydetmekten vazgefer. Yok
eger, tevbe-istigfar etmezse, bu kez bire bir olarak yazar." 01 >
6te yandan denilmi§tir ki: "Kul, herhangi bir iyilik yapmaya kalk1§tlgm-
da agiz1ndan mis gibi bir koku yay1hr, kottiliik yapmaya niyetlendiginde ise
kendisinden 9ok kotti bir koku yay1hr. i§te bu belirtiJer dogrultusunda kay1t-
11- Taberani el-Kebir'de §U ifadelerle tahric eder: "Soldaki melek a/11 saat siiresince hata i~le
yen mi/min kul aleyhine bir ~·ey kaydetmez. Eger bu sure zar.finda mii'min pi~manllk duyup
Allah'ran hagl§latunoyt dilerse, i§ledigi o gunah atlhr. Aksi takdirde bir gii.nah olarak kay-
dedilir." Aynca bkz. el-Fethu'l-Kehfr, 1/395.
Ayet: 61 -62 EN'AM SURESi/6 33
larda bulunurlar." Buna gore insan1n, ya§ad1g1 stirece kendisini gozetleyen iki
melegi degi§mez.
«Nihayet sizden birine oliim geldigi zaman», yani kim olursa olsun,
herhangi birinizin eceli doldugu ve oltim belirtileri ortaya 9Iktig1 zaman «el~i
lerimiz onun can1n1 ahrlar»; bu i§le gorevli meleklerimiz, Azrail ve yard1m-
cilan onun ruhunu kabzederler. Boylece koruyucu meleklerin gorevi biter.
«Ve» bu el9iler «hi~bir eksiklik yapmazlar.» Kendilerine verilen gotevi bir
an bile ihmal etmez ve belirlenen siireyi a§mazlar.
Ote yandan oliim melegi Azrail'e yard1m eden on dort melek vardir.
Bunlardan yedisi rahmet melegi olup mti'minlerin ahnan ruhlan onlara teslim
edilir. Diger yedisi de, kendilerine olen kafirlerin ruhlar1 teslim edilen azap
melekleridir.
Mticahid der ki: "Yeryilzil oliim melegi i<;in bir ~egen gibi yap1lm1§tlr.
Diledigi yerine uzanabilir." Y ani, degi§ik yerlerde olup sayilan <;ok olsa bile
ruhlan alma konusunda herhangi gi.i<;llikle kaqtla§maz. Ancak, §eytanm diin-
yadaki tiim insanlarm kalblerine nasil vesvese verdigini bilemedigimiz gibi,
bu meleklerin ruhlan nasil alabildigi keyfiyetini 9ok s1nirb olan akllm1zla
kavrayamay1z.
Alimler diyorlar ki: "Oliim bir hi<;lik ve yokluga mahkfim olmak degil-
dir. Aksine olilm, sadece ruhun bedenden aynlmas1dir. Oltim bir iilkeden ba§-
ka bir iilkeye go9 etme halinden ibarettir. Oysa, insanlar uzun bir emele sahip
olmalan dolay1s1yla oltimli unuturlar. Dilnyaya baglandtl<lar1 ve kad1n §ehve-
tine daldlklan i9in oliimii hatulamazlar. Bu yiizden denilmi§tir ki: 'Oliim 9ok
btiyiik bir mus!bettir, fakat gaflet ondan daha da biiytik bir mus1bettir. "'
ttklann hesab1n1 gorecektir. O'nun i9in bir hesap diger bir hesaba; bir durum
diger bir duruma engel olamaz. <;unkii 0, herhangi bir alet arac1hg1yla konu§-
maz. Hesap yapabilmesi i~in dil§tinmeye ve parmaklann1 kullanmaya ihtiyac1
yoktur. Zaten hesap gormesi herkesin hak ettigi mtikafat ve cezay1 belirleme-
si demektir.
63. Ey Muhammed! Mekke halk1na: «De ki: 'Sizi kara ve denizin ka-
ranhklarandan>>, yolculuklann1z srrasmda kara ve denizin tehlike ve s1k1ntl-
lanndan «kim kurtar1r?» Sizi bu durumlardan kim muhafaza eder? .. Burada
"karanhgm" §iddet ve s1ktntl yerine kullanilmas1nm sebebi, .ikisinin de ben-
zer sonrn;lar dogurmas1ndandrr. Nitekim hem "karanhk", hem de "§iddet ve
stlantt", gormeyi engelleme ve korku verme konusunda ayn1 neticelere sebep
oluyorlar. Hatta -bu anlamda- stkmtt dolu gtine "karanhk gtin" denir. «Halbu~
ki siz: 'Eger bizi bundan kurtarirsa yemin olsun ki §iikredenlerden olu-
ruz' diye boyun egerek gizlice O'na dua edersiniz.'» Son derece muhta~
bir konumda oldugunuzu belirterek O'na yalvarusm1z. Nimetlerine kar§t tam
. anlam1yla §tiktir gorevinizi yerine getireceginize ili§kin soz verirsiniz. Oysa,
nimetlere kar§I §tiktir gorevi, Allah'a ortak ko§ma bir yana, o nimetleri vereni
hatrrlayarak O'na kulluk etmeyi ve O'nun emirlerine kar§t gelmemeyi gerekti-
ru.
64. Ey Muhammed! Onlara «de ki: 'Sizi ondan ve» onun d1§1ndaki
«biitiin s1k1ntdardan», insaru tizen ttim dert ve kederlerden «Allah kurta-
nr.>> Blitiln bu nimetleri gordtikten «sonra da siz O'na ortak ko§ars1n1z' .»
36 RUHUL-BEYAN Cuz:7
Aslmda insan, bir onceki ayette yer alan "§ilkredenlerden oluruz" sozlerine
kar§thk, en uygun soztin "sonra da siz §tikretmezsiniz", yani kulluk gorevleri-
nizi yapmazs1n1z, denilmesi oldugunu dii§tini.iyor. Ancak Allah'a ortak ko§-
manm dogrudan dogruya bir §i.iktirslizliik olduguna dikkat 9ekmek i9in "son-
ra da siz O'na ortak ko§arszmz" denilmi§tir.
65. «De ki:» Kendisine ortak ko§1nan1zm cezas1 olarak: «'Ustiiniizden
yahut ayaklarin1z1n albndan size azap gondermeye veya sizi par~alara
boliip bir k1sm1n1z1n kotiiliigiinii diger bir k1sm1n1za tatbrmaya kadir
olan O'dur.'» Nitekim Lut kavminin ve fil ashab1n1n tepesinden ta§lar yag-
drrm1§; Firavun'u bogdurup Karun'u batrrmI§tl. .. Par9alara boliinmekten ama\:
ise, muhtelif hiziplere ve farkh gorti§lere sahip gruplara aynlmak demektir.
Boylece her grup bir onderin pe§ine takilacak, aralarmda sava§ c;1kacak, bir
grup diger bir k1smm kottiltigiini.i tadacak, yani bir k1sm1 diger bir k1smm1 ol-
diirecek. ..
12- Mi.islim'in Sahih'ine daha uzun ifadelerle ald1g1 bu hadisin ba~ taraf1 §Oyledir: "Ku~kusuz
yiice Allah, yeryiiziinii goziimiin 6niine seriverdi. Doguszmdan hatisma kadar her taraftm
giJrdilm... "
13- Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, Miisned'inde tahric etmi§; Taberani ise el-Kebt1ide §U ifade-
lerle nakletmi~tir: "Vmmetim sava~la yok olacaktir. Taun da cinnf du~manlarmtzdan size
gerecek bir tehlikedir. Her ikisinde de §ehitlik mertebesi vardir." Aynca bkz. el-Fethu'l-
Kebfr, 2/271.
14- Ebfi Davud, TirmizI, ibn Mace, Ahmet b. Hanbel rivayet etmi~tir. Aynca bkz. Suyuti, el-
F ethu'l-Kebfr, 1/159.
Ayet: 65-67 EN'AM SORESi /6 37
man ... Nitekim bu Kurey§ kafirlerinin genel karakteriydi. i§te bunlar1, bu du-
rumda gordliglinde «ba~ka bir soze ge~melerine kadar onlardan yiiz ~e
vir>>, ayetleri1niz aleyhindeki dedikoduyu stirdtirdtikleri slirece onlarla ili§igi-
ni kes. «Eger §eytan» onlardan yliz <;evirme ve yanlannda oturmama i§ini
«Sana unutturursa, hahrlad1ktan sonra arbk o zalim kavimle beraber
oturma.» Tasdik etme ve yticeltmenin yerine alay etme ve yalanlamay1 ko-
yan insanlardan uzakla§. Ayette gec;en "~eytan "dan amac; iblis veya askerleri-
nin ileri gelenlerinden birisidir.
69. Mtisliimanlann: "Eger bunlar1n Kur'an'la alay ettikleri her defas1nda
yanlanndan kalkmam1z gerekiyorsa, Mescid-i Haram'da dogru-dtiriist otura-
mayiz, hi<; tavaf yapamay1z. <;tinkil i§leri gii<;leri Kur'an aleyhinde konu§mak-
hr" diye stlantilann1 dile getirmeleri iizerinc yiice Allah, zfilimlerin hatalann1
onlara hatirlatmalan ve onlan ikaz etmeleri i~in oturabileceklerine ruhsat ve-
rerek §6yle buyurdu:
«Allah'tan korkanlar, o zali1nlerin hesab1ndan sorumlu degiller-
dir.» Kur'an'1n aleyhinde konu~anlann ~irkin davran1§lanndan sak1nan
mti'minler o zalimlerin i§ledikleri cinayetlerden mesul degillerdir. «Fakat
(onlara dii§en) bir hat1rlatmad1r.» Yani hatirlatma ve sozkonusu dedikodu-
lardan vazgec;irme niyetiyle oturabilirler. Buna gore mil'minler, imkanlar ol-
s;iisiinde Kur'an aleyhinde konu§anlar1 uyaracaklar, yapuklan i§in s;irkinligini
kendilerine hat1rlatacaklar ve onlan vazge<;irmeye <;ah§acaklardrr. «Umulur
ki, sak1n1rlar.» Utanma pahas1na bile olsa belki boylece Kur'an'1n aleyhinde
konu§maktan vazge~erler ve kotii duruma dti§mekten sakmrrlar. ·
70. «Dinlerini oyun ve eglence edinen ve kendilerini dilnya hayah-
010 aldatbg1 kimseleri birak.» Ku§kusuz bunlardan amac;, Kur'an aleyhinde
konu§an kfil'irlerdir. Dini oyun ve eglence edinmek, onunla alay etmek ve onu
hafife almak demektir. Bilindigi gibi "oyun ", yararh §eyleri btrak1p faydas1z
§eylerin pe§inde ko§mak; "eglence" ise ciddiyetten uzakla§mak demektir.
"Diinya hayatuun aldatmas1ndan" amay ise, blitliniiyle dtinyaya baglanmak,
ondan sonra ba§ka bir hayatm olmayacagma inanmak demektir. Y ani bu gibi
insanlarla muhatap olma, onlarla §akala§ma. Onlarm yalanlamalar1na onem
verme ve alaylar1yla kalbini me§gul etme.
«Ki~i kazand1g1» kotti «amel yiizilnden helake ugramas1n», yok ol-
maya mahkfim oltnasm «diye Kur'an'la ogiit ver.» Yapttg1 yirkinliklerin ce-
zasllll s;ekmesin diye, oglitten anlayana Kur'an'la nasihat et!
40 RUHU'L-BEYAN Ciiz:7
«(0 giin) onun», yani soz konusu durumda olan insan1n «Allah'tan
ba~ka ne bir dostu, ne de bir ~efaat~isi vard1r.» O'ndan ba§ka kendisini
azaptan kurtaracak kimse yoktur. «Her tiirlii fidyeyi verse de...>> Mesela fid-
ye olarak yeryilzilnde olan her §eyi takdim etse de «ondan kabul edihnez.»
Aruk onun i<;in ti.im kurtulma yollan t1kanmt§t1r. Bu gers:ege inantp da gtinah
i§lemeye yeltenenlerin, kalbi nasil iirpermiyor hayret dogrusu? !...
«i§te onlar», yani dinlerini oyun ve eglence edinip diinya hayat1na alda-
nanlar, «yapbklarr amel ytiziinden» 9irkin davrant§lan ve battl inan9lar1 yti-
ziinden «kendilerini helake» ve azaba «teslim eden kimselerdir. Onlar i~in
inkar ettiklerinden» diinyada ktifilr ilzere kald1klanndan «dolay1 kaynar bir
i~ecek ve can yak1c1 bir azap vard1r.» Sozkonusu kaynar su ile ic;leri parc;a-
lanacak, bagusaklan paramparc;a olacak ve cehennem ate§i tarafmdan yakila-
caklardir. ~iiphesiz Allah'm ayetlerini kabul etn1emek ve onlarla alay etmek
kiifiirdiir, inkarc1hkt1r. .. inkarc1hgm sonucu ise can yak1c1 azaptrr. bte yandan
gilnahta 1srar da 9ogu as! mil'minlerin kafir olarak olmelerine sebep olmakta-
drr. Boyle bir duruma dil§mekten Allah'a s1gmrr1z.
Ayet: 70-72 EN'AM SURESi/6 41
«De ki: '$iiphesiz, hidayet» yani bizi yonelttigi isiarn, «ancak Al-
lah'1n hidayetidir.>> i slam'm d1§1ndaki her §ey saplkhktir. Yine de ki: «Biz,
alcmlerin Rabbi olan Allah'a teslim olmakla» milslilman olup O'nun emir-
lerine boyun egmekle «ve 'namaz1 k1hn ve Allah'tan korkun' diye emro-
lunduk' .» ~u halde i siam, ruhani taatlann; namaz da cismani taatlann ba§I-
du. Allah'tan korkma, yani takva ise, sak1n1lmas1 gereken her §eyden sakm-
mak de1nektir. «Huzurunda toplanacag1n1z O'dur.» Evet k1yamet gilntinde
Allah'1n huzurunda toplan1p hesaba ~ekileceksiniz.
ik.incisi: Siir'a bu tiftirii§te Allah'tan ba§ka her §ey oltiverir. <;tinkti O'nun
di§mda her §ey fan!dir.
15- ibn Mace §U ifadelerle bir hadis uakleder: "Acbii'z-zeneb denilen bir kemik di~inda insan
biituniiyle r;urur. Kiyamet g t~nunde ise insan. sozkonusu kemikten meydana getirilir." Bkz.
el-Fethu'l-Kebfr, 3/60.
44 RUHU'L-BEYAN Ciiz:7
ba§ka bir hadiste de Hz. Peygamber (s.a.v.) §6yle buyuruyor: "Ben zinadan
degil, nikah neticesi dogdum."
79. Bunun iizerine Hz. ibrahim'in kavmi kendisine: "Peki, oyleyse sen
neye ibadet ediyorsun?" diye bir soru sorunca cevabt §U oldu: «~liphesiz ki
ben Hakk'a egilerek», yani sadece Allah'a ibadet edip O'na yonelerek «yli-
ziimii gokleri ve yeri yaratana ~evirdim.» Kesin bir §ekilde batd inanc;lar-
dan vazge~ip Allah'1n dinine dondi.im. «Ben» herhangi bir soz ve davrani§la
«Allah'a ortak ko§anlardan degilim.'» Ku§kusuz bu, kalb aynas1 tertemiz
olup p1nl p1nl parlayan, nefis ve §ehvetin karanhklanndan kurtulan ki§ilerin
durumunu yans1tmaktadu.
Ayet: 8 0 -8 1 EN'AM S0RESi /6 47
81. «'Hakk1nda size hi~bir delil indirmedigi ~eyi, siz Allah'a ortak
ko§maktan korkmuyorsunuz da, hen sizin ortak ko§tuklar1n1zdan nasll
korkarun?'» Hic;bir dayanagm1z olmad1g1 halde siz cinayetlerin en korkun-
. cunu i§liyorsunuz, yerlerde ve goklerde benzeri olmayan Allah'a ortak. ko§-
maktan 9ekinmiyorsunuz da, ben hi9bir f ayda ve zarar veremeyen putlardan
nas1l korkanm? «Eger bilirseniz, (soyleyin.)» bak.ahm «bu iki topluluktan
hangisi e1nniyet i~inde olmaya daha lay1khr?» Biz mi? Yoksa siz mi? ...
48 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
l 6- Ancak birinci gorti§ daha dogrudur. Yani Hz. ibrah im (a.s) kavmiyle mtinazara ediyor-
du;"Bu benim Rabbimdir" ifadeleriyle de kavmine meydan okuyor, yild1zlara ibadet etme-
nin yanh§hgmt vurguluyordu. Nitekim "Bu, jbrahim'e, kavmine kar§Z verdigimiz delili-
mizdir" (En'am:83) ayeti de buna i§aret etmektedir. K1sacas1, Hz. ibrahim, bir arayt§ ii;eri-
sinde degil, bir tartl§ma pozisyonundayd1. Daha geni~ bilgi i~in bkz. Safvetu't-Teffisir,
1/4-02.
Ayet: 82 -84 EN'AM S0RESI/6 49
Burada imran'1n k1z1 olan Meryem'in oglundan, yani Hz. isa'dan bahse-
dilmesi, ki§inin k1zlfilil i;ocuklanrun da kendi zlirriyetinden say1ld1g1Ill goster-
mektedir. Buna gore anneleri arac1lig1yla Hz. Peygambere bagland1k1an hal-
de, Hz. Hasan ve Hz. Htiseyin Rasfilullah (s.a.v.)'m soyundan kabul edilir ve
onlara hakarette bulunan Hz. Peygarnber'in ztirriyetine hakaret etmi§ olur.
88. «l§te bu» hidayet «Allah'1n dogru yoludur.» Yolun Allah'a nisbet
edilmesi, ona §eref kazandrrmak i9indir. «Kullanndan diledigini», hidayet
ve ir§ada elveri§li olanlann1 «O dogru yola iletir», hidayete sevkeder. «Eger
onlar» yani ad1 gec;en peygamberler, faziletli ve tisttin degerli olmalanna rag-
men «Allah'a ortak ko§salard1», §irke girselerdi, «yaptlklar1 biittin amelle-
ri bo§a giderdi.>> Tiim iyilikleri gec;ersiz say1lrrd1. Bunlann durumu boyley-
ken artik diger insanlann durumunun nasil olacag1n1 siz dti§tintin? Bu, ger-
c;ekten hem srradan insanlar, hem de tistiin konumda bulunanlar i9in son de-
rece onemli bir uyandrr. Allah'1n gazab1ndan btittiniiyle emin olmamalari ge-
rektigine ili§kin §iddetli bir ikazdrr.
89. «Kendi1erine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimiz i§te
bunlard1r.» Adi ge\:en on sekiz peygambere semavi kitaplann muhtevasm1
tam anlam1yla kavrathk. Yoksa bunlarm hepsine ayn ayn kitap gonderilme-
mi§ti. Ancak her birine ayn ayn yetenek.ler verilmi§, bir kavrama kabiliyeti
bah§edilmi§ti. «Eger o kafirler,» yani Mekke hallo, «bu verdiklerimizi» ya-
ni kitap, hikmet ve peygamberligi «inkar ederlerse, bunlan inkar etmeye-
cek bir kavmi», Rasfiltillah'm ashab1n1 «O verdiklerimize vekil kdanz.» Bu
ger9eklere uymalarm1 emreder, iman etmelerini saglar ve bu hususlann gere-
gini yapmalarlill tenrin ederiz.
90. «l§te bunlar,» kendilerinden soz edilen bu peygamberler, «Allah'tn
hidayete erdirdigi kimselerdir.» Yi.ice Allah onlan dogru yola yoneltmi§ ve
kendilerine ger\:egi gostermi§tir.
«Sen de onlann dogru yoluna uy .» B~kalarmm degil, yalruz onlarm
yolunu izle. Ku§kusuz bu yoldan ama9, Allah'a iman etme, O'nu birleme ve
dinin temel riiktinlerini izleme ger\:egidir.
Alimler, bu ayete dayanarak Hz. Peygamber'in btitiin peygamberlerden
daha faziletli oldugunu ileri stirmii§lerdir. <;unkti erdemlik ozellikleri ve §eref
s1fatlar1 peygamberler aras1nda dag1tilm1§h. Her biri bir noktada ilerlemi§ti.
Meseta, Hz. Davud ve Hz. Siileyman'1n ba§hca ozellikleri nimetlere kar§t
§i.ik.retmeleriydi. Hz. Eyyfib, musibetlere kar§1 sabretmekle me§hur olmu§tU.
Hz. Yusuf, hem §ilkreden, hem de sabredendi. Hz. Musa fevkalade mficizeleri
gostermek.le tin salm1§tl; Hz. Zekeriya, Hz. Yahya, Hz. isa ve Hz. ilyas, ztihd
sahibi kimselerdi. Hz. i smail dogruluk ve teslimiyetiyle tan1nm1§h ... Goriildti-
gii gibi her peygamber belirli bir ozellikle me§hur olmu§ ve tan1run1§t1. i§te
ytice Allah, tti1n gi.izel s1fatlan sevgili peygamberi Hz. Muhammed'de topla-
Ayet: 88-90 EN'AM SURESi/6 53
m1~t1. <;tinkti ona: "Sen de onlann dogru yoluna uy" buyuruyordu. Bu yiiz-
den Hz. Peygamber (s.a.v.), kendinden onceki tiim peygamberlerin giizel
ozelliklerini eksiksiz uygulamak durumundayd1.
Ve Kurey§li kafirlere «de ki: 'Sizden bu teblige kar§thk bir ilcret iste-
miyorum.» Size Kur'an'1 teblig ettigimden dolay1 herhangi bir menfaat bekle-
miyorum. «0 Kur'an, alemler i~in ancak» bir hattrlatma, «hir ogiittiir.'»
Yiice Allah tarafmdan gonderilmi§ bir ir§ad kaynag1drr. Ku§kusuz ir§ad hiz-
meti hep boyle olagelmi§tir. Oyleyse dini egitim, ogretirn ve ir§ad i~in her-
hangi bir maddi ticret beklenilmemelidir. Ba§ka bir deyimle din hizmeti her
ttirlti dtinyevi ~ikardan anndrrtlm1§ olmahdrr.
54 RUHU' L-BEYAN COz:7
91. «Onlar: 'Allah hi~bir insana» kitap ve vahiy adma «bir §ey indir-
medi' diyerek Allah'• hakk1yla takdir etmediler.» O'nu tam anlanuyla tan1-
madilar. O'nun hukukunu gozetmeyip c;ignediler. Dolay1s1yla peygamberlerin
gonderili§ini ve kitaplarm indirili§ini inkar ettiler. Bu arada Kur'an'm indirili-
§ine de olanca giic;leriyle kar§t 91ktilar. Bir §eyi hakk1yla takdir etrnek, onu
tum yonleriyle bilmek demektir. Buna gore kafirlerin Allah't. hakk1yla takdir
etmeyi§leri, O'nun s1fatlanru tan1mama anlanuna gelir.
Rivayet edildigine gore, yahudilerin bilginlerinden ve ileri gelenlerinden
Malik b. Sayf, birgtin inatc;1 bir grup arkada§1yla birlikte Mekke'ye gitti.
Ama~lan Hz. Peygambere bir §eyler sormak ve onu zor durumda buakmakti.
Malik, iri-yan §i§man bir adamdi. Hz. Peygamberin yanrna geldiginde Al- .
lah'tn RasUlii (s.a.v.) ona: "Hz. Musa'ya Tevrat'z indiren Allah a§kina dogru
soyle: Tevrat'ta yiice Allah'1n §i§man alimden ho§lanmadigz yazili degil mi?"
diye bir soru sordu. Bunun tizerine Malik: "Evet, boyle bir §ey var" diye ce-
vap verdi. Ardmdan Hz. Peygamber: "i§te sen §i§man bir bilginsin. Yahudile-
rin sana verdigi yiyeceklerle bayagz §i§manlami§szn" deyince, yahudi Mfilik
~ok klzd1 ve: "Allah insana bir §ey indirmedi" dedi. I§te bunun lizerine bu
ayet-i kerime inmi§tir. Yahudinin bu soztinden sonra ytice Allah onu sustur-
mas1 ve agz1na ta§1 tikamas1 ic;in Rasfiliine §U emri veriyor:
yorsunuz.» Mesela, Tevrat'ta yer alan Hz. Muhammed'in s1fatlan, recim ayeti
ve benzeri bir tak1m htikilmleri ortbas ediyorsunuz. «Sizin de, atalann1z1n
da bilmediginiz §eyler» Hz. Muhammed arac1hg1yla «size (o kitapta) ogre-
tilmi§ti. '» <:;e§itli ili1n ve hiikiimleri oradan ald1n1z. «' Allah' de.» Yani ' Oki-
tab1 Allah indirdi,' de. Onlann §a§inp kald1klanna ve cevap veremediklerine
dikkati vekmek i~in Hz. Peygambere onlara cevap vermesi emredihni§tir. Ar-
d1ndan ytice Allah, onlann aldand1klann1 ve rezil olduklann1 Peygamberine
bildirerek §Oyle buyuruyor:
«Sonra birak onlan, dald1klan batakhkta oynayadursunlar.» Sen
teblig gorevini yap1p gerekli delilleri ortaya koyduktan sonra gerisine kar1§-
ma. Buak onlan, ivine dii§ttikleri batakhkta yuvarlanadursunlar. Oyalanmala-
nnm kendilerine hi~bir yaran dokunmayacaktir.
92. «Bu» Kur'an, «kendisinden onceki>> Tevrat ve benzeri «kitaplara
tasdik eden,» soz konusu kitaplarda belirtilen ilkeler dogrultusunda inip on-
lar1 onaylayan, «Ummii'l-Kura» yani §ehirlerin ana merkezi olan Mekke hal-
km1 «Ve ~evresindekileri» dogusundaki ve bausrndaki btittin insan1Ig1 «uyar-
man i~in indirdigimiz miibarek», yani \:Ok faydah «bir kitaphr.>> Gerc;ek-
ten Kur'an 9ok yararlt bir kitapttr. <;tinkti teorik ve pratik ttim bilimleri ku§a-
trr. Ku§kUSUZ Allah'1n zatln1, s1fatlarm1, fiillerini ve hilktimlerini tarumak teo-
rik bilimlerin en degerli klsm1du. i§te, ba§ka hi~bir kitap Kur'an kadar bu
onemli konu iizerinde durmam1§t1r. Pratik bilirnler ise ya duyu organlann1n
i§leyi§ini konu edinen bilimler, ya da kalbi faaliyetleri iyeren bilimlerdir. i§te
ahlak ve nefis terbiyesi dedigimiz bu bilimler en gtizel bi9imde Kur'an-1
Azim'de i§lenmi§tir. bte yandan yeryuzil, Mekke'nin altmdan yayilmaya ba§-
lad1g1 i~in, Mekke yerytizliniin ana merkezi kabul edilir. T1pk1 bir ananrn ken-
di neslinin kaynag1 olmas1 gibi.
"Aynca §UOU da belirtelim ki, alolh kimse her zaman ya filriret i~in, ya
da dtinya hayati ve g~imi i~in ugra§rr. Y ani bu iki durumdan birisinde bulu-
nur. ~i§manltktan kaynaklanan fazla yag ise gaye ile bagda§maz. Soz konusu
olan §U iki dti§tinceden yoksun kalan kimse ise hayvanlann durumuna dti§er.
<;unkii ·yag onun basiretini baglar."
na: ' Benim ilfilll kelanum ey Ahmet! ' diye cevap verdi. Sonra: ' Ey Allah'1m!
anlamak §artiyla mt, yoksa anlamadan da m1?' diye sordum. 'Anhyarak da,
anlam1yarak da... ' di ye cevaplandudI. 1108> Hadi ste: "Sizin en hayirllnzz
Kur'an-l Kerim'i ogrenen ve ogretendir"<t9) buyurulmU§tUT. Bu ytizden bu ko-
nuda Hz. Peygamber'e uyarak Kur'an ogretme kar§ihgmda herhangi bir ticret
istememeli, bir mi.ikafat ve te§elcktir beklentisi i~inde olunmamahdu. Aksine,
Kur'an'1 ogreten kimse bu i~i slff Allah nzas1 i~in ve O'na yak1nla§mak ama-
c1yla yapmah ve peygamberleri ornek almahdlf. <;tinkil onlar, 9agn gorevleri-
ni yaptiklannda, muhataplanna hep: "Teblig gorevine kar§illk sizden bir uc-
ret istemiyorum" (Hfid: 51; ~fira: 23) demi~lerdir.
2 1- Buhari, Muslim, Tirmizi ve ibn Mace. Aynca Bkz. Camiu'l- Usul, 21537.
Ayet: 93- 94 EN'AM SURESi/6 61
§etli bir manzarayla kar§1la§1rs1n! Burada "olum ~iddeti " diye ifade edilen
"Gamerat'ul-mevt'' tamlamas1ndaki "gamerat" sozctigu "gumre"nin c;ogulu-
dur. Aslmda "gumre", tistUn gelen §iddet anlammda olup suyun bir §eyi ku-
§atmas1, orttip iyine almas1 ifadesinden ahn1n1§ ve olagantistii oltim ve ecel
§iddetini dile getim1ek i9in kullan1lm1§tlr. i§te ey Muhammed sen onlan seke-
rat anmda bir gorsen!
«Melekler», can alma melegi ve yard1mctlan olan azap melekleri «on-
Iara ellerini uzahrlar.» Ba§kasmdan alacakh olan1n alacakh bulundugu ki§i-
ye hakh olarak elini uzat1p hi9 silre tan1maclan alacag1m istemesi ve s1kbogaz
et1nesi gibi, inelekler onlann ruhlann1 ahrlar. Ya da melekler ellerini azapla
uzatular «ve: 'Ruhunuzu teslim edin» cesetlerinizden 9ikanp bize verin der-
ler. Bu ger9ekten 9ok deh§etli bir istektir. Bu cihnleyi: "Gtictinilz yetiyorsa
ruhlann1z1 azaptan ve elimizden kurtar1n bakahm" §eklinde yoruIQlamak da
mtimktin ... i§te ey zalimler! Ruhlar1n1z1n ahnd1g1 «bugiin, Allah'a kar§l
haks1z ~eyler soylediginizden ...» O'na <;ocuk, ortak ve benzeri §eyler isnad
edip yalan yere vahiy ve peygamberlik iddias1nda bulundugunuzdan «Ve
O'nun ayetlerine kar~1 bobiirlenmenizden» , O'nun ayetlerini dti§tinmeye
ve kabullenmeye yana§mad1g1mzdan «dolay1 al~alhc1 bir azapla cezaland1-
rdacaks1n1z,'» §iddet ve hakaret dolu bir azap goreceksiniz «derler.»
94. «Siiphesiz ki, (bugiin) ilk yaratt1g1m1z gibi» 91plak ve yahn ayak
«teker teker», yani mallann1zdan ve 9oluk-9ocugunuzdan aynlnu§ olarak he-
sap vermek ve kar§1hk gormek tizere «huzurumuza geldiniz», yani gelecek-
siniz!. .. Bu da, tipk1 "Allah'm emri geldi" (Nahl: 1) ayetinde oldugu gibi
meydana gehnesi kesin bir olay oldugu i9in, sanki meydana gelmi~9esine,
"di"li ge9mi§ kipiyle ifade edilmi§tir. Ote yandan hadiste §Oyle buyurulur.
"Kzyamet gununde insanlar, anadan dogma 9iplak, yalm ayak ve ba.Jlan a~zk
olarak ha§ir meydamna gideceklerdir." Bunun tizerine Hz. Ai§e validemizin,
sik1lganhg1ru ve utanga~hg1n1 dile getirerek: "Aman Allah'tm! Ne ay1p §ey!
Kad1nlar da, erkekler de ayn1 durumda m1 olacaklar?" diye sormas1 tizerine
Allah'1n Rasfilti (s.a.v.): "O gun herkesin kendine yetecek kadar derdi var-
dir." (Abese: 37) ayetini okuyarak: "Herkesin i§i ba§tndan a§ktndzr, herkes
kendi tela§ma du~mii§tiir. Dolay1s1yla ne erkekler kadmlara bakacak, ne de
kad1nlar erkeklere bakacaklardzr. "<221
«i~te» ibadet edilmeye Iay1k olan yi.ice «Allah budur.» Bu derece gtic;Li.i
ve kuvvetlidir. «0 halde nasd ytiz ~evirirsiniz?» Nas1l O'nu birak1p ba§kas1-
na ibadet edersiniz? Ayette "yuz 9evirmek", olarak terctime edilen "ifk" soz-
Hikte bir §eyi ters ytiz etmek ve <;evinnek anlamma gelir. Ku§kusuz buradaki
hitap Kurey~li kafirleredir. <;unkti bu sure Mekke'de inn1i§tir.
23- ibrahim (a.s.)'in babas1 Azer kafirdi. Nuh (a.s.)'un Yam ve Ken'an admdaki ogullan da
kfifirdi. Tufanda bogulup gitmi§Ierdir. (Na§ir)
Ayet: 95-98 EN'AM SURESi/6 65
bir ol9ti ve stiratte takdir etmi§tir ki devrini bir senede tamamlar. Aya da oyle
bir hareket takdir etn1i§tir ki devrini bir ayda tamamlar. i§te gtine~ ve aya ve-
rilen bu hareketlerle dort mevsim meydana gelir. Meyvelerin olgunla§mas1,
ekinlerin bi9ilmesi, dogum zaman1n1n belirlenmesi gibi maslahatlar hep bu
hareketlere gore bilinir. K1sacas1, kainat ve hayat 9ark1 hep bu hareketlere go-
re dtizenlenmi§tir.
«i§te» soz konusu hareketlerle tesbit edilen ttim «bu» olagantistti inti-
zam «her §eye galip olan ve her §eyi bilen Allah'1n takdiridir.» Dolay1s1yla
0, her §eyi kendi yiice iradesi dogrultusunda hareket ettirir. Yarat1klann ha-
yatl ve gelecegi ile ilgili yarar ve maslahatlan 0 bilir.
97. «Kara ve denizin karanhklarinda yolunuzu bulas1n1z diye», gece
karanhg1nda, m;suz bucaks1z denizlerde bir yerden ba§ka yere gidebilesiniz,
yolunuzu bilesiniz, tirktitticii gecelerde rahathkla yontiniizti bulabilesiniz diye
«sizin i~in ydd1zlar1 yaratan O'dur.» Nitekim yolcular bazan bu y1ld1zlar-
dan bir k1sm1n1 onlerine, bazan saglar1na, bazan sollarma, bazan da arkalan-
na alarak yonlerini ve gidi§ istikametlerini belirlerler. Aynca ytld1zlarm, gok-
ytiztintin stislenmesi ve §eytanlarm kovalanmas1 gibi daha pek 9ok faydalar1
vardu.
balann aras1nda bir emanetsin. Gtintin birinde gen;ek sahibini bulursun. " Le-
bid de §6yle der:
Anlatild1g1na gore, $ah Ebu'l-Fevaris el-Kirmani bir gtin ava 91km1§. Is-
rarh aray1§lar sonunda 1ss1z bir c;ole varmt§. Orada yirt1c1 bir hayvanm s1rt1na
binen ve etraf1nda pek~ok yirt:Ic1 hayvan bulunan bir gene; adam gormii§. $ah
Ebu'l-Fevaris'i goren bu hayvanlar onu gordiiklerinde saldumaya yeltenmi§-
ler. Ancak gen<; adam engel.olmu§ ve onlar1 geri 9evirmi§, sonra $ah'a yakla-
§IP selam vermi§ ve §Oyle demi§: "Ey $ah! Nedir bu gaflet! ... Neden Allah'tan
bu kadar gafil kald1n? Dtinyaya sar1hp ahireti unuttun? Zevkine dalarak O'na
hizmet etmeyi biraktin? Oysa yiice Allah, O'nun hizmetine ko§as1n diye sana
Ayet: 98-99 EN'AM SURESi/6 67
diinyay1 vermi§tir. Sen ise dilnyay1 Allah'111 hizmetine ko§mamak i<;in bir ara<;
olarak ku1lan1yorsun." Gene;, boyle konu§urken ihtiyar bir kad1n gortintiver-
mi§. Elinde bulunan su kab1n1 gence uzatmI§. Gene; suyu ic;mi§, artan1n1 da
§ah'a venni§. 0 da ic;1ni§ ve: "~imdiye kadar, bu sudan daha lezzetli, daha so-
guk, daha tath bir §ey i~memi§tim" demi§. Sonra ihtiyar kad1ncag1z
kaybolmu§. Ard1ndan gen9 adam konu§mas1n1 §Oyle stirdtirmti§: "Gordtigi.in o
kad1n di.inyadlf. Allah onu benim hizmetime sunmu§tur. ihtiyac; duydugum ve
akhmdan gec;irdigim her §eyi amnda benim ic;in hazular. Yoksa sen, ytice Al-
lah'm dtinyay1 yaratt1g1 strada ona: 'Ey dtinya! Bana hizmet eden kimseye sen
de hizmet et. Sana hizmet edeni ise kendi emrinde c;ah§tir' dedigini duyrnadm
m1? "Bu durumu goren ~ah, tevbe edip Allah'a donrnti§ ...
99. «Gokten suyu», yani yagmuru «indiren O'dur.» Yani, Allahti
Teata'du. Ayetin bu noktas1nda tic;tincti §ahis kipinden birinci §ahts kipine do-
ntilerek §oyle deniliyor:
«i§te Biz,>> bugday, arpa, nar ve elma gibi «her ~e§it bitkiyi onunla>>,
0 SU ile «bitirdik.» Ku§kUSUZ buradaki ''Biz" ifadesi sogulluk ic;in degil, yti-
celige i§aret etmek i\:indir. Ba§ka bir deyi§le, yiice Allah §an1n1 yilceltmek
i~in bu ifadeyi kullanu. Ote yandan "bitki" den ama~, yeryiizlinde biten her
§eydir. Bunlar agac; gibi govdesi olanlar olabilecegi gibi, govdesi olmayan
normal bitki Hirleri de olabilir. «Ondan da», yani normal bitkilerden de «ye-
§illik meydana getirdik.» Ard1ndan bu «Ye§illikten de, birbiri iizerine y1-
gllm1§», dlizenle dizilmi§ «taneler ~1kanr1z,» rneydana getiririz. Bitkilerin
ge~irdigi a§amaya bbylece i§aret edildikten sonra, §imdi de aga\:lann durumu-
nu belirten bir ornek veriliyor:
«Hurman1n tomurcugundan,» ttpla tiziimde oldugu gibi, «sark1p yere
yakla§an» ve rahathkla kopar1labilen «salk1mlar ~1kariraz.» Yere yak1nla§an
bu salk1mlar kii<;lik de olsalar oturanlar taraf1ndan rahathkla ahnabilir ve yiik-
seklerde bulunan salkimlar da vardtr. Yere yak.in olanlar onlara oranla daha
faydab olurlar. Bu ylizden burada onlara i§aret edilmi§tir.
«Aynca o su» sebebi «ile» yere yak.111 olmayan yapraklan «birbirine
benzeyen ve» meyveleri balom1ndan ise birbirine «benzemeyen iiziim bag-
Ian, zeytin ve nar bah~eleri meydana getiririz.» Cennet kelimesi, gizli ol-
mak, goriinmemek anlarn1ndaki "cenne" koktinden ttirerni§tir. i\:erisinde
agac;lann stk9a bulundugu ve bir kism1 digerini ortttigti ic;in bu isim verilmi§-
tir. Ayette <;ogul olarak "cennetler=hah~:eler" §eklinde zikredilmesine gelin-
68 R0HU'L-BEYAN Ci.iz:7
•
~ '-<t\ '· .1."' '
~~rG
.. . ..., ~
'
Ayet: 99-1 oI EN'AM SORESi / 6 69
101. «0, gokleri ve yeri e§siz bir §ekilde», yani daha onceden herhangi
bir ornek modeli olmaks1z1n «yoktan var edendir.» Bir §eyin etkisinde kal-
maktan mtinezzehtir, yticedir. <;ocuk babanm bir par9as1du. <;ocugun madde-
sinin kendisinden intikal etmesiyle etkilenir. ~u halde yiice Allah'1n 9ocukla-
rm1n olmas1 nasil mum.kiln olabilir? Ote yandan bu ayeti: "O, e§siz olan gok-
leri ve yeri yoktan var edendir" §eklinde yorumlamak da mtimktindtir. 0 za-
man ayetin ba§tnda yer alan "Bedfu's-semavati ve'l-ard" ifadesi, oznesine
izafe edilen s1fat tan1lamas1 olur. Y ani, O'nun e§siz olan gokleri ve yeri olaga-
70 RUHU 'L-BEYAN Ciiz:7
O'na ibadet etmek sfuetiyle s1gmm1z. <;unkii ger<;ek vekil, iistlendigi gorevin
geregini eksiksiz olarak yapandrr. i§te bu ytice Allah'trr.
103. «Gozler 0 .'nu kavrayamaz.» O'nu tam anlanuyla idrak edemez ve
ku§atamaz. «0 ise, biltiln gozleri kavrar.» O'nun ilmi hepsini ihata eder.
«0, her §eyin inceliklerini bilir, her §eyden haberdard1r.» Dolay1s1yla
gozlerin kavrayamad1klarin1 bilir ve idrak eder. Nitekim gozler, kendi kendi-
lerini bile idrak edemezler. Ba§ka bir deyi§le insanlar gozlerin yardmuyla
gormenin mahiyetini kavrayamazlar. Gozlerin gormesini saglayan gorme du-
yusunun gerc;egini anlayamazlar. Neden, ba§ka organlanyla degil de, gozle-
riyle gordtiklerinin srrnn1 9ozemezler? Aynca "kavramak-idrak" ve "gormek"
farkh §eylerdir. "Kavramak", bir §eyin mahiyetini anlamak ve ihata etmek
manasma gelir. "Gormek" ise, herhangi bir nesneyi gozle gormeye denir. Ay-
nca "gormek", kavrama olmaks1z1n da ger9ekle§ebilir. Ote yandan "Ozel" bir
durumun imkans1zhg1Ill belirtmek "genel" durumun imkans1zhg1n1 gerektir-
mez. Buna gore, bir §eyi gorme ve idrakin mtimktin olmamas1, o §eyin gortin-
ttiden soyutlanmas1 itibariyledir, ancak perdelerin kaldmlmas1 ve mesafelerin
katedilmesi durumunda gortilebilir. Nitekim §air §6yle der:
Sevgilinin yiizii gune§ gibi ortada iken goriinmez ...
Onun goriinme.si ancak ince bir bulut giymesiyle mumkun olabilir.
Ayet: 102-103 EN'AM SURESi/6 71
11
Diger bir k1s1m miifessirlere gore ise "kavrama" sozciigii goz"le birlikte
anild1gmda "normal gorme" anlam1na gelir. Buna gore "gozlerimle gordiim"
ile "gozlerimle kavrad1m" aras1nda bir fark yoktur. Bu durumda bu ayetteki:
"Gozler O'nu kavrayamaz" ciimlesinin yorurnu: "Gozler O'nu dtinyada gore-
mez" §eklinde olur. Ku§kusuz bu da mii'minlerin O'nu fillirette gormelerine
engel degildir. <.;iinkti Kur'an-1 Kerim'in ba§ka bir ayetinde de §oyle buyurul-
mu§tur: "O gun Rablerine bakip O'nu goren ve pinl pin/ parlayan gozler
vardir. " (Klyfune: 22-23)
Aynca yiice Allah'1 gormenin bilytik bir ikram okJuguna i§aret edilmi§-
tir. Nitekim bu ikram1n en btiytigti Mirac gecesi yilce makam sahibi Hz. Mu-
hammed (s.a.v.)'e nasip olmu§tur. <.;iinkti Ibni Abbas'm da naklettigine gore o
gece Hz. Muhammed (s.a.v.) yiice Allah'1 gozleriyle de gormil§ttir.
72 RUHU'L-BEYAN Cuz:7
ren abid, onu dov1neye yeltenmi§. Ancak §eytan ona demi§ ki: "Sen yliz y1l
ya§amayacak olsayd1n ben seni yener alt ederdim .... '' Onun bu soztine alda-
nan abid, kendi kendine: "Benim daha epey omrtim var, diledigim gibi ya§ar,
sonra tevbe ederim" demi§, kotti yola dti§tip ibadeti terketmi§ ve helaka git-
mi§. Bu hikaye de sana, uzun emel sahibi olmarun ne kadar tehlikeli oldugunu
gosteriyor.
Salih insanlardan bir zat diyor ki: Bana yalan oturan ve ibadet ede ede
zay1f dti§en bir kad1ncag1z vardi. Ben ona: "Biraz kendine ac1" dedim. Bana
~u cevab1 verdi: "Ey ~eyh ! Nefsime ac1d1g1m takdirde, Mevlfun1n kap1smdan
uzakla§tinlacag1m1 bilmiyor musun? <;unkii, dilnya ile me~gul olup o
Mevladan uzakla§an <;e§itli felfilcetlerle s1nanrr. Aynca, gayret gosterdigim
halde amelim ne kadardu ki, az yaptig1mda ne olsun?" Daha sonra dedi ki:
"Yan§1nan1n hasretinden ve aynhg1n ac1s1ndan dolay1 , vay ba§ima gelen-
ler! ... " Y an§ma hasretinden ama~ ~udur: Kabirlerden kalklldlktan sonra bir
k1s1m insanlar, nurani bineklere binip saygrn ve ylice bir saraya gidecekler.
Kendilerine tisttin makamlar verilip Allah dostlanna yara§1r hediyeler sunula-
cak. Yan§t kaybedenler ise iizilntLlliiler aras1nda kalacaklardir. i§te o za1nan
bunlann kalbleri tiztintil ve kederden dolay1 yerinden kopacak, pi§manhktan
ottirii eriyip gideceklerdir. Aynhgm ac1s1yla da §U husus anlatilmak istenmi§-
tir: BtitUn insanlann bir arada toplandiklar1 bir sirada ytice Allah bir melege:
"Ey su~lular! Bugun mii'minlerden aynlzn!" (Yasin: 59) §eklinde bir duyuru
yapmasm1 emreder. 0 zaman erkek kansmdan, 9ocuk annesinden, sevgililer
biribirinden aynlmak zorunda kalacakt1r. Bir ktsmI cennet bah~elerine gonde-
rilirken diger bir k1sm1 da cehennem ~ukurlarma attlacaktu. Kisacas1, ac1 ay-
nhktan dolay1, gozya§lan dinmeyecek sel gibi akacaktrr. Hatta bu durum §U
§ekilde §iirle ifade edilmi§tir:
Eger aynlzk aninda aramizda olsaydm
Ve defalarca vedala§tigzm1zi gorseydin
0 zaman goz ya§lanndan denizlerin olu§tugunu
Ve kan §eklinde aktig1nz gorecektin ....
109. istemi§ olduklan mucizelerden «kendilerine bir mucize gelirse,
ona mutlaka iman edeceklerine dair en ag1r», en kaba ve en §iddetli «bir
bi~imde Allah'a yemin ettiler.»
insan olsun, cin olsun, haddini a§an, fitne \:tkaran, bozgunculuk yapan
herkese §eytan denir. Ote yandan cinlerden olan §eytan, ba§1na musallat oldu-
gu insan1n direnmesiyle kar§ila§IP onu yenemediginde bu hususta kendisine
yard1mc1 olmas1 ic;in insandan olan bir §eytana ba§vurur.
ilminden nasibi olan kimse, kendi 9apmda Hz. Peygamber (s.a.v.)'in varisi sa-
y1hr.
Anlat1ld1g1na gore, bir gtin ~a'bi'ye bir soru sorulur. $a'b1 ise: "Bilmiyo-
rum" der. Bunun tizerin soruyu soran ki§i ~a'b!'ye der ki: "Sen Irakhlarm faki-
hi oldugun halde bu soruya cevap verememekten utanm1yor musun?" $a'b1
ise §U kar§1hg1 verir: "Meleklerin: 'Seni tesbih ederiz. Bize ogrettiklerinin d1-
§tnda hifbir bilgimiz yoktur.' (Bakara: 32) diyerek, bilemediklerini itiraf et-
mekten 9ekinmedikleri bir hususta, ben niye utanay1m ki?! ... "
J •J
0
....
.. ·c.
0 Pc
Ayet: 11 6 - 118 EN'AM SURESi/6 83
bte yandan §er'-i §erife uygun olarak ayet ve hadislerden birtakrm i§a-
retler c;rkarmak ise "hevese uyma" say1lmaz. Aksine bu i§, dogrudan dogruya
bir irfan ve fazilettir. ~u halde bu ttir i§aret sahiplerine uymak, kendi hevesle-
rine uyan dalalet ehline uymaya benzemez. <;unkii ger~ek i§aret sahipleri, zan
ve tahmine degil, kesin bilgi ve gorgtiye dayan1rlar.
Aynca dtinya ehli de filliret ehline layasla heves ehli say1hrlar. <;unkli
evren btittintiyle bir bak1ma hayalden ibarettir. Hayal pe§inde ko§an ise tam
anlam1yla akilh adam say1lamaz.
Behltil der ki: Gtintin birinde ben Basra sokaklannda gezerken ceviz ve
. bademlerle oynayan bir grup c;ocuga rastlad1m. Onlara bak1p aglayan bir ~.o
cuk dikkatimi <;ekti. Kendi kendime, herhalde diger s;ocuklann ellerinde bulu-
nan §eylere sahip olamad1g1 is;in tiztiliip aghyordur, diye dti§lindtim. Kenclisi-
Ayet: 11 9 - 120 EN'AM SURESi/6 85
120. «Gilnah1n, a~1g1n1 da, gizlisini de,» yani ac;1k ve gizlisiyle btitlin
gtinahlan «terkedin.» Nitekim giinahlar bu iki ttirden ibarettir. Dolay1s1yla
hem kalblerin, hem de diger organlann tiim yapt1klar1 bu ifadenin ic;ine girer.
«Siiphesiz ki» ac;1k ve gizli «giinah kazananlar»; hatah i§ler yapanlar, filliret
yurdunda «yaptlklanndan dolay1 cezalandirdacaklar~hr.» Ne olursa olsun,
dtinyada yapttl<lan her §eyin kar§1ligllli mutlaka goreceklerdir. Bu yiizden gii-
nahlardan sakmmak gerekir.
Rivayet edildigine gore Mfilk b. Dinar der ki: Ben Basra'da, cenaze ta§1-
yan bir grup insana rastlad1m. Beraberinde cenazeyi ugurlayan ba§ka kimseler
yoktu. Onlara cenazenin hayattaki durumunu sordum, gtinahkarlar1n ileri ge-
lenlerinden oldugunu soylediler. Ben, namazm1 k1hp kabrine koydum ve bir
golgelige ~ekilip uyudum. Gokten iki melegin inip kabrini a~t1klann1 gordtim.
Birisi ollintin yaruna indi ve diger arkada§ma: · ''Cehennemliklerden oldugunu
yaz" dedi ve §oyle ilave etti: "Gtinahlara bula§manu§ bir tek orgam bile yok-
tur. .. " Bunun lizerine arkada§t dedi lei: "Acele etme gozlerini incele" 0 da:
"Gozlerini inceledim Allah'm yasaklad1g1 §eylere bakmakla doludurlar" dedi.
Bu kez: "Oyleyse kulaklanna bak" dedi. Bu sefer de: "Kulaklanna da bakttm.
Onlar da igren9liklerle doludurlar" dedi. Bunun tizerine arkada§1: "O zaman,
dilini ara§tII" dedi. 0 da §U cevab1 verdi: "Dilini de ara§tird1m. Dili de her tiir-
lti yasaklara bula§ffil§ ve haram i§lemi§tir." Bu kez arkada§1: "Oyleyse elleri-
ne bak" dedi. Bunun iizerine de: "Ellerini de ara§ttrd1m. Tamamen haram,
§ehvetler ve me§rfi olmayan lezzet ve keyiflerle dolu oldugunu gordtim" ce-
vab1111 verdi. Bu kez de arkada§1: "Bir de ayaklarma bale" dedi. Bu sefer de
86 RUHU'L-BEYAN Cl1z:8
25- Bu hadisi Muslim, Ebu Davud ve Nesel tahric etmi§lerdir. Ahmed b. Hanbel de Huzey-
fe'den: "Ku§kusuz, §eytan Allah'm admm amlmad1g1 yemegi miibah krlar, ona miidahele
eder" ifadeleriyle uzun bir k1ssanm ii;inde nakletmi§tir. Aynca bkz. el-Fethu'l-Kebir,
1/307.
Ayet: 121-122 EN'AM SORESi/6 87
122. Rivayet edildigine gore Ebu Cehil Hz. Peygamber'e i§kembe pisligi
frrlattI. Bunun tizerine Ebu Cehil'in yapttklan Hamza'ya anlat11di. 0 gtinlerde
hentiz mtisltiman olmayan Hamza, elinde bir yayla avdan donuyordu. Hamza,
EbG Cehil'e rastlad1gmda elindeki yay ile onun kafas1na vurdu. Bunun tizerine
EbG Cehil: "Sen onun ne yaptigm1 gormtiyor 1nusun? Bak.sana getirdigi me-
sajlarla bize meydan okuyor, ak.1llanm1z1 kli9timstiyor ve ilfilllannuza sovi.i-
yor'' dedi. Bunun i.izerine Hamza: "Ger\:ekten siz insanlann en geri
zekahlanslillZ; ytice Allah'1 brralap ta§lara tap1yorsunuz" dedi ve: "E§hedii
enla ilahe illallahu vahdehO la §erlkeleh ve e§hedti enne Muhammeden
abduhu ve rasuliih" (Ben §ahitlik ederim ki Allah'tan ba§ka ilfill yoktur, tektir
ve ortaks1zdir. Yine §ahitlik yapar1m ki Muhammed O'nun kulu ve rasultidtir)
diyerek mtisltin1an oldugunu ilan etti. i§te bunun lizerine bu ayet-i kerime in-
di. Burada mli§riklerin olliye benzetilmesi sozkonusudur. Evet ylice Allah
§Oyle buyuruyor:
Buna gore hakk1 tarnyan ve bilen arif, bir nura sahiptir. Bu nur ile yolu-
nu gori.ir ve diledigi kadar gider. Marifetten yoksun olan cfillil ise §a§k1nhk
vadisinde yolunu kaybeder... Gozti goren kimseyle gormeyen kimse, nas1l ay-
m degillerse; basiret sahibi kimseyle digcrleri, yani filim ile cahil de bir ola-
Ayet: 122- 124 EN'AM SU RESi / 6 89
maz. Bunun gibi Allahti Teala hal ehli ile soz ehlinin aras1n1 ay1nr, onlara
farkh muamele eder. Buna gore insan1n sahip oldugu nurun boyutu, kalbinin
geni§ligine ve marifet derecesine goredir. Kalb, yiice Allah'm kudret eli ara-
s1ndadir ve onu diledigi gibi ~evirir. i §te bu ytizden , <;e§itli hay1r ve taatlar
iman ehli i9in siislli gosterilmi§tir. Onlara giizel gortintir. Kafirler i9in ise ko-
ti.illikler ve giinahlar siislenmi§tir. Ancak kullar cebir ve zorunluluk baskis1 al-
t1nda degildirler; kendi iradelerini ·kullanarak karanhklardan kurtulma.lan
mtimktindtir. Ba§ka bir deyi§le, yeteneklerini, yarat1h§ amacma yoneltmedik-
leri takdirde, tabiat ve nefsin karanhklan arasmda kahrlar.
123. «Ve boylece», yani Mekke faslklanm, ileri gelenler ztinuesine kat-
t1g1m1z gibi «her bir beldenin giinahkarlann1 orada» yani soz konusu bel-
dede «hilekarhk etsinler diye biiyiiklen>, ileri gelenler «kdd1k.» <;i.inkli on-
lar \:e§itli plan ve tuzak kunnaya daha 9ok muktedirdirler. Batil inan9lann1 in-
sanlara benimsetme yoniinde daha 9ok etkindirler. Nitekin1 Kurey§ ileri ge-
lenleri, Mekke'ye giren her yolun ba§ma dort adam yerle§tirmi§ler ve insanla-
n Hz. Muhammed'e gitmekten abkoymakla gorevlendirmi§lerdi. Sozkonusu
gorevliler gordilkleri herkese: "Aman, sakm bu adama yakla§maym. <;unkti o
yalanc1 bir sihirbazdtr" diyerek Hz. Muhammed (s.a.v .)'i kottiltiyorlar vein-
sanlarm onunla gorii§mesine engel olmaya ~ah§1yorlard1.
124. Bir onceki ayette bir beldedeki fas1klarm, oradaki ileri gelenler,
mal ve mevki bakimmdan se~kin bir konumda bulunanlar oldugu belirtildik-
ten sonra bu ayette Mekke reislerinin i§lemi§ olduklar1 su9 ve f1sk belirtilmi§-
tir. Bu durum ayette §5yle belirtilir:
125. «Allah kimi hidayete erdirmek», dogru yolu ona gosterip iman
etlneye inuvaffak kilmak «isterse, onun gonliinu islam'a a~ar.» Boylece
gonlti geni§ler ve enginle§ir. Ba~ka bir deyi§le, ylice Allah kimin iman etme-
sini dilerse, kalbini bu i§e yatkm k1lar. GonlUnde imana ayk1n bir §ey birak-
maz, annd1nr.
27- Bu hadisi ibn Eb! Hatem tahric etmi~tir. ibn Kesir de bu hadisle ilgili olarak: "Bunun birbi-
rini destekJeyen mtirsel ve muttastl pek9ok rivayet yollan vard1r" demektedir.
Ayet: 125- I 28 EN'A.i\.1 SURESi/6 93
126. «l§te Rabbinin dogru yolu budur.» Yani Kur'an'm getirdigi a9tk-
1amalardir. Rabbin taraf1ndan kabul edilen, ic;inde en ufak bir egrilik bulun-
mayan ve cennete ula~tuan yol bundan ibarettir. «Siiphesiz Biz, hahrlaytp
ibret alan>» ve ogtit kabul eden «bir kavim i~in ayetleri geni§ bir §ekilde»
ve birbirine kan§mayacak bir bic;in1de «a~1klad1k.» En c;ok ders alanlar, ken-
dileri oldugu ic;in burada ozellikle "hattrlay1p ibret a/an bir kavim" den soz
edilmi§tir.
kendisine uyan insantann ona boyun egmesiy le, bir bakuna fayda gorilr. I§te,
§eytanlara uyan insanlann, kar§Ihkh olarak saglad1klann1 belirttikleri yarann
asaklamas1 bundan ibarettir.
«Allah da: 'Sizin durag1n1z» ve van§ yeriniz «cehennemdir. Orada,
Allah'1n diledigi miistesna, ebedi olarak kalacaks1n1z' buyurur.» Buna
gore, tevbe edip Allah'a donenlerin durak yeri cehennem olmayacaktir. ~u
halde ayette ge9en "Allah'm diledigi rniistesna" ifadesiyle ebed! cehennem-
liklere degil, dtinyadaki tevbe ehline i§aret edilmi§tir.
Bir kis1m mtifessirlere gore ise "Allah'm diledigi rniistesna" ifadesinin
ac;lklamasi: "Allah'm diledigi zrunanlar, yani ate§ten zemheri soguguna gotti-
riihnelerini istedigi vakitler haric; ... " §eklindedir. B una gore cehennemlikler,
Allah'1n diledigi vakitler ch§1nda cehennem azab1n1 ebedl olarak tadacaklardlf.
Nitekim, cehennem ehlinin baz1 vakitlerde, i9inde zemher1 sogugu bulunan
bir vadiye nakledilecekleri, orada s1zlanarak tekrar cehenneme gottirtilmeyi
istiyecekleri rivayet edilir. ~u halde buradaki istisna, onlarla alay etme amac1-
na yoneliktir.
Celaleyn Tefsiri'nde ise "Allah'm diledigi rnustesna" ifadesi, "Kaynar
11
su kan§t1nlm1§ i9ecekler verilmek tizere 91kartlacaklar1 vakit hari9 §eklinde
a91klanm1§tlr. <;tinkti bu i~ecekler d1§arda yer ahr. Niteklln ytice Allah: "Son-
ra onlartn donup varacaklan yer cehennerndir" (Saffat: 68) buyurmu§tur.
Ba§ka bir gorli§e gore de bu ifadeden ama9, cehenneme girmeden onceki va-
kittir. Yani Allah'1n ertelemesini diledigi vakit hari9, bunlann ebed! yeri ce-
hennemdir.
ibn Abbas §Oyle rivayet etmi~tir: "Yi.ice Allah (c.c.) bir n1illetin iyiligini
istediginde, ba§.lanna iyi kimseleri hakim kilar. Bir kavmin kottiliigiinii murad
96 ROHU'L-BEYAN Ci.1z:8
Bir k1s1n1 ilahl kitaplarda §U ifadeler yer ahr: "Ben hliktimdarlar hilkiin1-
dan olan ylice Allah diyorum ki: Htiktimdarlann kalbleri benim elimdedir.
Bana itaat ederlerse, hiikiln1darlann1 kendileri hakk1nda rahmete ~eviririm.
Bana kar§I gelirlerse, ba§lanndaki hiikiimdarlan onlar i<tin azaba ~eviririm.
Dolay1s1yla htiktimdarlann dedikodusunu yapmay1 btrak1n da bana yonelin,
tevbe edin. Ben ba§mtzdakileri size merhametli ktlanm."
130. K1yamet gtintinde ytice Allah (c.c.) bilttin cinlere ve insanlara diye-
cek ki: «'Ey cin ve insan toplulugu!» Dtinyada iken «ic;inizden», sizin ara-
n1zdan «Size ayetlerimi» Ve gonderdigim kitaplan «Okuyan Ve sizi bu» k1ya-
met «giiniintize kavu§acag1n1z hususunda uyaran» Allah taraf1ndan gorev-
lendirilmi§ «peygamberler gelmedi mi?'» Ku§kusuz, hem cinlerin, hem de
insanlann mtikellef olduklan, yani sorumluluk ta§1d1klar1 ittifakla belirtilmi§-
tir. Ancak kendilerine gonderilen peygambere gelince bu, kendi cinslerinden
oldugu gibi, farkh cinsten yani insanlardan da olabilir. Farkh olU§U, kendisin-
den yararlanmaya engel olmaz. Bu durumda, se~kin olanlar peygamberin me-
sajlar1n1 ahp onun bir elyisi olarak bu mesajlan kendi milletine iletmesi caiz-
dir.
i§te ytice AUah'1n "size ... peygamberler gelmedi mi?" sorusuna kar§1hk
«Onlar: 'Kendi aleyhimize ~ahidiz' derler.» Aslmda bu, inkarc1hk yapt1k-
Ayet: 130- 132 EN'AM SORESi/6 97
Ianni ve ilahl azab1 hak ettikleri:ni dile getiren bir itirafttr. «Diinya hayat1 on-
Ian aldatt1.» Bu ytizden iman etmediler «ve kendi aleyhlerine kafir olduk-
lanna» diinyada iken ilah! ayet ve uyanlan inkar ettil<lerine «dair» ahirette
«~ahitlik ettiler.» Bu da, gorii§lerinin yanh §hg1na ve isabetsizligine i§aret
eder. <;unkti onlar, dtinya hayat1na aldanarak, ahiretten btittinilyle ytiz ~evirdi
ler. Sonu~ta inkarc1hklann1 itiraf etmek zorunda kalarak ebedi azaba teslim
oldular.
28- Bu k1ssada ogtit, ibret ve cahiliyye donemindeki kadtmn durumu vard1r. Bkz. Kurtubf Tef
siri, 7/92.
104 RUHU'L-BEYAN Cuz:8
Aye t: 141 EI\'AM SORESi/ 6 105
144. Bu sekiz ~iften geriye kalanm «ikisi deve, ikisi de s1g1rdir.» Deve-
ler di§i ve erkek oldugu gibi, s1gITlar da di§i ve erkek olmak tizere iki cinstir-
ler. Onlar1 azarlayarak «de ki: 'Allah» bu ~iftlerden «iki erkegi mi, yoksa
iki di§iyi mi, yahut o her iki di§inin rahimlerindekileri mi» yani rahimle-
rinde bulunan yavrulan m1 «haram kllm1§tir?» Nitekim mti§rikler, bazan
hayvanlardan erkek olanlann, bazan da di§i olanlarm haram oldugunu ileri
siiriiyorlard1. Oysa Allah bunlardan his;birini haran1 kilmarm~tlr. «Yoksa, Al-
lah bunu size emrederken,» bunlann haram oldugunu belirtirken, «huzu-
runda m1 bulunuyordunuz'?' insanlar1 saphrmak i~in hi~bir bilgiye da-
yanmadan Allah'a kar§t yalan uydurandan», yalan yere Allah, §Unlan §Un-
Ayet: 142- 145 EN'AM SURESi/6 107
lan haram ktlmt§tlf iftirasmda bulunandan <<daha zalim kim olabilir?>> Evet,
gen;ekten bunlardan daha zfilim kimse yoktur. «Siiphesiz ki Allah, zalim
kavmi hidayete erdirmez.» Onlan k1sa ve uzun vadede yararlanna olabile-
cek hususlara yoneltmez.
Ancak «kim zaruret i~inde kahrsa,» yani adl ge9en §eylerclen yeme
zorunda kahrsa, zan1ret halinde «haddi a§mamak ve ba~kas1n1n hakk1na te-
cavuz etmemek,» yani zorunlu olarak yectigi miktan gec;tnemek «suretiyle
(yiyebilir.)' ~iiphesiz ki Rabbin ~ok bag1~layan ve ~ok merhamet eden-
dir.» Zorunlu olarak bu duruma dli§en kimseyi yaptig1ndan dolay1 hesaba
c;ek.mez.
kolojik bir zaran bulundugundand1r. Mesela zehirin bedene zaran oldugu gi-
bi, canavar ve ha~erelerin etleri de insan1n karakterini olumsuz yonde etkiler.
Nitekim: "Si.it, huyu degi~tirir," §el<linde me§hur bir deyim vardrr.
Faldh Ebu'l-Leys der ki: "Ki§inin, bedenini zararh olan §eylerden koru-
yacak kadar tip bilgisine sahip olmas1 gerekir. <;tinkti ilimler, beden1 ilimler
ve din! ilimler olarak ikiye aynhr. Ote yandan biitiin a.limier, zorunlu durum-
larda, haram olan §ey lerin ila9 olarak kullan1labilecegi gorii§lindedirler.
Mesela, zorunlu durumJarda, bogazda diigtimlenen lokma, ancak i9kiyle yutu-
labilirse o zaman kullanilabilir. Zaruret olmazsa caiz degildir."
Ayet: 150-151 EN'AM SORESi/6 113
hususu" ba§a almmt§tlr. Allah'a ortak ko§ma yani §irk, a91k ve gizli olmak
i.izere ikiye aynllr. A91k §irke, putlara yap1lan ibadet omek gosterilebilir. Giz-
li §irk ise, hamdi, gi.i9lti ve biricik olan ytice Allah (c.c.) ile birlikte ba§kasma
gosteri§ i9in yapmaktu.
peri§an etmesin ... Allah'm se9tigi din olan islam'dan uzakla§tlrmas1n. Bu ifa-
delerden anla§d1yor ki, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yolu, Allah'1n yolunun aym-
s1d1r. Buda onuncu hiikiimdiir.
29- Ahmet, tbni Hanbel, Hakim ve Nesei rivaye l etmi§tir. Aynca bkz. ibn Kesir Tej:\·iri,
l/633.
Ayet: 153- 155 EN'AM SlJRESi/6 117
155. «i~te bu» Kur'an «da» inkarcilann iddia ettigi gibi Peyga111ber ta-
rafmdan degil, «Bizim indirdigimiz 1niibarek», hem din, he1n dtinya i~in ya-
118 RUHU'L-BEYAN Cuz:B
rarli «bir kitaptir. Oyleyse ona uyun» emirlerinin geregini yapm, ona ayk1n
hareket etmekten sak1nm «Ve Allah'tan korkun ki, merhamet olunas1n1z»;
ona uyup muhtevasmm geregini yapm ki, ilah1 rahmete ula§asm1z.
156. Bu Kur'an'1 indirdik ki, siz ey Mekke halk1: «'Kitap, yaln1z bizden
onceki iki topluluga» yani yahudi ve hrristiyan taifelerine «indirildi.>> Tevrat
ve incil gonderildi. «Biz ise, onlarin okumas1ndan habersizdik'», bizim di-
limizle yazllmad1g1 i9in, i~inde ne oldugunu bilmiyorduk «demeyesiniz.» Bu-
rada yahudi ve hrristayanlara i§aret edilirken o ikisinin okumas1ndan §eklin-
deki ifade yerine, "on/arm okumasuidan" bi9iminde 9ogul ifadenin tercih
edilmesinin sebebi, her grubun kendi aras1nda bir topluluk oldugunu vurgula-
mak i9indir.
157. «Veya: 'Eger bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha dog-
ru yolda olurduk' demeyesiniz» diye biz bu Kur'an'1 indirdik. «Simdi ise,
Rabbinizden size a~1k bir delil, bir hidayet ve rahmet gelmi~tir .» ArtJ.k bu
tip bahaneleri ileri silremezsiniz. «Allah'tn ayetlerini yalanlayan» Kur'an'tn
ayetlerine kar§l gelen «Ve onJardan yiiz ~evirenden daha zalim kim oJabi-
lir?» Keridisi saptig1 gibi, ba§kasm1 da sapttran ve ilfilll ayetlere yonelmeleri-
ni engelleyen kimseden daha zalim birisi di.i§iini.ilebilir mi? «Ayetlerimizden
yiiz ~evirenleri,» insanlann benimsemesine engel olanlar1, «yiiz ~evirdikle
rinden dolay1 yak1nda en kotii bir azapla cezaland1racag1z.» insanlar1 sap-
tlfan ve islfun'1 kabul etmelerine engel olan kimseleri cezasiz brrakmayacag1z.
Onlar1, azabm en ~iddetlisiyle azaplandrracag1z.
Ayet: 156-1 58 EN'AM SURESi/6 119
ahrlar.
Burada ozellikle Hz. ibrahim (a.s ..)'e dikkat 9ekilip onun dininden soz
edilmesi, Hz. ibrahim (a.s.)'in gerck Araplar, gerekse diger din mensuplar1
nezdinde btiytik bir degere sahip olmas111dand1. 0, hepsinin gonltinde taht
kurmu§tu. Hatta her dinin mensuplan, Hz. ibrahim (a.s.)'in dinine bagh oldu-
gunu ileri stirerdi. i§te ytice Allah (c.c.) burada onlara cevap veriyor.
162. «De ki: 'Stiphesiz benim» be§ vakit farz «namaz1m,» btittin
«ibadetlerim, hayahm ve oliimiim alemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.»
Hayatta yapt1g1m ibadetlerle oHim an1ndaki unan ve taatimm hepsi O'na mah-
sustur.
bte yandan bu ayetten anla§Ild1gma gore, nasil ki iman ehli ile kilflir eh-
li aras1nda ihtilaf meydana geliyorsa, ihlash insanlarla riyakar insanlar aras1n-
da da ihtilaf meydana gelir. Nitekim, Hadis-i §erifte §6yle buyurulnlu§tur:
"Ahir zamanda din kar.Jzltgmda dunyayz alacak insanlar ortaya fLkacaktir.
Koyun derisinden yumu~ak elbiseler giyeceklerdir. Bunlarzn dilleri baldan
tath; kalbleri ise kurtlann kalbinden. daha kattdir. Yuce Allah (c.c.) buyuru-
yor ki: 'Bunla_r Beni mi aldat1yorlar, yoksa Bana kar.Jl ~tkma cesaretinde mi
bulunuyorlar? Zallma yemin ederim ki, onlara oyle bir fitne gonderirim ki,
en uslulanm dahi ~a§kt11hkta b1rak1r'. " <32> ~u halde mi.i'minin ba§hca gorevi
hem is;ini, hem ch§1n1 tertemiz kilmak ve aynhklan ortadan kald1nnakttr.
<;tinki.i hak birdir. "Hak'm dt~tnda sapikhktan ba~ka ne vardzr?" (Yunus: 32)
K1sacas1 hak, uyulmaya en Iayik olandrr. Allah (c.c.) ciimlemizi dine za-
rar veren ihtilaftan ve ger9ekleri zedeleyen tartl§madan korusun ve bizi hakta
ba§anli k1lsm. Ku§kusuz her §eyi rahmetiyle ku§atan O'dur.
165. Ey insanlar, mal ve mevki gibi «verdigi §eylerle sizi imtihan et-
mesi i~in, sizleri yeryilziiniin halifeleri kdan», §tikriini.i mti eda edeceksiniz,
yoksa nankorlilkte mi bulunacaks1n1z diye sizi nimetlerle smayan «ve sizi»
§eref ve zenginlik a91s1ndan ve «derece bak1m1ndan birbirinizden iistiin
yapan O'dur.»
Rivayet edildigine gore Ctineyd kil\:tikken gtintin birinde <;ocuklarla bir-
likte oynuyordu. Bir an Seriyy-i Sakati oradan gec;ti; Ci.ineyd'e "Hey! <;ocuk,
§tiktir hakk1ndaki gorti§tin nedir?" diye sordu. Ctineyd §U cevab1 verdi: "~ti
ktir, Allah'm sana verdigi nimetleri gtinah yolunda kullanmamandrr."
Herkes onun gtizelligine hayran imi§. ibrahim b. Ethem o gence bak1p agla-
maya ba§lam1.§. Bir arkada§t kendisine: "Efendim, bu gozti ya§h bak1§1n1z1n
hikmeti nedir?" diye sorunca, ihrahim §U cevab1 vermi§: "Karde§i1n, ben Al-
lah'a bozulmas1 imkans1z bir soz verdim. Bu benim oglum, can1m, cigerim ...
Kti9tikken onu brraktim ve onlann yan1ndan <;1k1p Allah'1n sevgisine ka<;tlm.
GordUglin gibi, delikanh olmu§. Vazge9tigim bir §eye tekrar donme hususun-
da yi.ice Allah'tan utan1yorum." ibrahim'in arkada§1 diyor ki: "ibrahim, bana
dedi ki: 'Git, ona selamlanm1 soyle. Umulur ki senin selammla teselli bulu-
rum ve cigerin1deki ate§i biraz olsun sondtiriirtim.' Bunun tizerine ben o gen-
ce gidip: 'Delikanh! Allah seni babana bag1§las1n' dedi1n. Delikanh bana:
'Amca, babam nerde ki?!' diye sordu ve §6yle devam etti: 'Babain, bizim ya-
n1m1zdan <;1k1p Allah'1n sevgisine ka91p gitti. Ke§ke, bir kezcik bile olsa onu
gorseydim.' Gen<; bunlan soylerken, kelimeler bogaz1nda dtigtimleniyordu.
Sonra ibrahim'in yanma dondtim. Makam-1 ibrahim'de secdede bulunuyordu.
Ta§lar onun goz ya§lanyla 1slanm1§tL Allah'a yalvar1p yakararak §Oyle diyor-
du:
Senin a§kzn ifin ben herkesi terkettim;
Seni gorebilmek ir;in r;oluk-r;ocugu yetim birakt1m.
Eger beni sevginden yoksun btraktrsan,
Bu kalb senin dz§znda hiq kimseyle teselli bulmaz ki.
Sonra ben ibrahim'e: 'Ogluna dua et' dedim." Bunun tizerine ona §Oyle
dua etti: Allah onu gtinahlardan korusun ve raz1 oldugu hususlarda ona yar-
11
11
d1m etsin
i§te, saltanatI terkedip f akirlik ve kanaatl tercih edenlerin durumuna bak
da gor. .. Allah (c.c.) bizi ve sizi, peygarnberlerin efendisi Hz. Muhammed
(s.a.v.)'in stinnetine uyanlardan eylesin. Tevekktil ve yakin makam1na ula§ma
korwsundaki emellerimizi ger9ekle§tirsin.
En'am Suresi, her §eyi en iyi bilen Allah'm yard1m1yla tamamlandi.
Bu sure Hasan HOseyin TUNQBiLEK tarafmdan tercOme edilmi~ti r.
1. Eli/, Um, Mim, Slid.
2. Bu, sana indirilen bir kitaptir. Onunla insanlan uyar-
man, inananlara ogiit vermen ifin giigsiinde bir siklnti olma-
sm.
3. Rabbinizden size indirilene uyun. O'ndan ba§kasini dost-
lar edinip onlarin pe§ine dii§meyin. Ne kadar da az ogut ali·
yorsunuz!
130 ROHU'L-BEYAN Cuz:8
1. «Elif, Lam, Mim, Sad». Burada "Elif' Allah'1n Zati'na, "Lam" ilim
s1fattyla birlikte Zat'a, "Mim" Muhammed (s.a.v.)'in zatlrun ve hakikatinin
1nanas1na, "Sad" da bedeni ve dt§ goriinii§i.inden ibaret olan Muhammedi
surete i§arettir. (l)
1- Dogru olan, ehl-i tahkik tefsircilerin gorti~tidtir. 0 da, sfire1erin ba~lanndaki hece harflerinin
(huruf-u mukattaa'mn) sadece Kur'an'm i'cazma dikkat yekmek iyin geldigi hususudur. Bkz.
Safvet'ut-Tefasir, 1/31.
Ayet: 1-6 A'RAF SURESi/7 131
Adam:
- Ben, uzun bir yolculuk.tay1m. Y an1mda, beni rahats1z eden iki gorevli
var. Beni, kar1nca yuvas1 gibi, dibi karanhk, kalmas1 tik.sindirici bir menzile
itiyorlar: Toprak tabakalan altmda helak olanlarla kom§U olmaya zorluyorlar.
Eger darhg1 ve korkurn;luguna ragmen bu menzilde b1rakilsayd1m, belfuun da
sonu gelirdi, s1k1ntln1n da. Arna bundan sonra ha§rin 91ghgma itiliyorum.
Sonra iki konaktan hangisine gitmem emrolunacak bilemiyorum. Sonu bu
olan bir kimse, hangi §eyden lezzet alabilir?
imam Zeynel Abidin der ki: "Dtin bir meni iken yann bir le§ olacak
kimsenin bobiirlenip kibirlenmcsine hayret ederim! Yaratt1klar1111 gordiigu
halde Allah'1n varhg1 hak:k1nda §iiphe edene; birinci yarahh§I gordtigil hfilde,
ikinci yaraUh§I inkar edene; oliimstiz alemi terkedip de ge<;ici alem i9in 9ah-
§aila blisbiltiin hayret ederim!"
Aktlh insanm yapacag1 i§, ba§ma kaza gelmeden gevmi§ten ibret almak;
oliim gelip 9at1nadan hazirhg1n1 yapmaktir. Zaman rtizgar gibi ge9mektedir.
Zaman1 tiiketecegiz de yeryuztinde bir tek ki§i kalmayacak. Amel defterleri
dtirtilecek, btiyi.ik-kti~i.ik, az-~ok her §ey apa9Ik ortaya ~ikacak. Ne bahts1zdu
yard1mdan mahrum kalanlar! Ve ne bahtiyardtr yarduna mazhar olanlar!
134 RUHU'L-BEYAfJ Ciiz:B
2- Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud "Terazide giizel ahlaktatt daha agir hi<s·bir $ey yok-
tur" ~eklinde rivayet etmi~lerdir. el-Feth'ul-Kebfr, 3/111.
Ayet: s-10 A'RAF SURESi/7 135
10. «Dogrusu Biz sizi yeryiiziine. yerle§tirdik.» Orada size bir mekan
ve ilzerinde karar lalacak yer; dilediginiz §ekilde tasarruf etmeye gti~ verdik.
«Ve size orada ge~im vasltalar1 verdik.» Sizin iyilik ve yararm1z i~in, ya§a-
3- Hadis Sahihayn (Buhari ve Muslim) de: "Kiyamet giiniinde iri cusseli, semiz bir ki§i (lzesap
yerine) getirilir, (hayir ve sevabz tartllir fakat) Allahu Tea/a yamnda bir sivrisinegin kanadt
agirligznda (bir sevap) tartmaz" §eklindedir. Camiu'l-Usul: 2/235.
4- Burada hadisin manas1 rivayet edilmi§ olup, ash Ahmed b. Hanbel'in Miisnedi ve
Tirmizi'nin Sunen'indedir. Bkz. Suyuti, e/-Fethu'l-Kehfr , 1/337.
136 RUHU'L· BEYAN Cuz;B
Bil ki, §tiphesiz nimet, ancak degerini bilmeyen ve §tikrtini.i yerine getir-
meyen kimseden 9ekilip ahnrr. Rivayete gore, peygamberlerden birisi, Allahti
TeaHi'ya Bel'am'1n halini, o ylikseli§ ve kerametlerden soma kovulu§unu sor-
du. Yiice Allah: "Bir gtin olsun verdigim §eylere kar§1 bana §tikretmedi. Bana
bir kere §iikretmi§ olsayd1, verdigimi almazd1m" buyurdu.
Ey insan! Uyan, §iiktir payandas1ru koru, nimetlerine kar§l Allah'a ham-
det! Bunlar oyle nimetler ki, en yticesi islfun, en a§ag1s1 da bir tesbihe (stibha-
nallah demeye) seni muvaffak ktlmas1d1r. Umulur ki, senin tizerine olan ni-
metlerini tamamlar ve nimetlerini elinden almak suretiyle zeval ac11tg1yla
mtibtela kilmaz. <;unkti en ac1 ve en zor §ey, ikramdan sonra ihanet, yakla§tlr-
d1ktan soma kovn1akt1f.
Ayet: 11 A'RAF SURESi /7 137
11. «Andolsun sizi yarathk, sonra size ~ekil verdik,» yani baban1z
A<lem'i kendine ozgii §ekliyle §ekillendinneksizin toprak olarak yarattlk, son-
ra ona §ekil verdik. Burada bizzat Adem'in yaratih§1 yerine, blitiin insanlann
yaratlh§I ifade edilmi§tir. <;unkii onun yaratll§1ndan maksat, 9ocuklan vas1ta-
s1yla yer yiiziiniin baymdirhgrmn saglanmas1dir. Boylece onun yaratlh§t, 90-
cuklannm yaratih§t mesabesindedir.
«Sonra da» biittin «meleklere: 'Adem'e» selam ve sayg1 secdesi ola-
rak «secde edin' dedik.» <;unkii, ibadet amac1yla aln1 yere koymak olan §er'i
secde, ger9ekte ancak Allah i~in yap1ltr. Bu emirden sonra «iblisten ba§ka»
meleklerin «hepsi» hemen «secde ettiler. Fakat o,» yani iblis Adem'e «sec-
de edenlerden olmad1.» Yoksa o, Allah'a secde ediyordu.
12. «Allah: 'Sana emrettigim» yani secde emrini verdigim «Vakit, seni
secdeden ahkoyan neydi? dedi.» iblis: «'Ben ondan daha hay1rhy1m,» ya-
ni beni secdeden ahkoyan §ey, benim ondan tistiin olmamdtr. «<;iinkii beni
ate§ten, onu da topraktan yaratbn. '» Ate§, nfirani, Iatif bir cevher; toprak
ise zulmant kesif bif cisimdir. Dolay1s1yla ate§ topraktan daha hayrrhd1r «de-
di.» Ger~ekteyse Ianetlenmi§ §eytan yantldi. <;unkti listtinliigii fazilet a<;1sm-
dan degil, madde ve unsur a91s1ndan degerlendirdi. Oysa kendisine yoneltilen
emir Allah (c.c.) tarafmdandrr.
ruh tiflendikten sonra tecelliye hazrr duruma gelmi§ olmas1du. i9indeki ruhta,
tecelliye hak kazanabilecek letafet ve nuraniyet meydana gelmi§tir. Boylece
meleklerin kendisine secde etn1esine laylk hale gelmi§tir.
13. «Allah: 'Oyle ise» ey iblis, «Oradan,» yani cennetten «in!» Bu, is-
yana kar§1 verilen ceza emridir. «Orada,» yani cennette «bilyiikliik tasla-
mak senin haddine degildir,» yani senin i<;in dogru olmaz ve boyle bir §eye
hakkm yoktur. «Haydi ~1k, ~iinkii sen al~klardans1n' dedi.» Bilytikltik tas-
lad1g1n i<;in a§ag1hk, hor ve hakir olanlardansm. Ayette, yiice Allah'1n §eytan1
huzurundan ve cennetten kovmas1, sirf isyamndan dolay1 degil, ayn1 zaman-
larda biiyiikltik taslamas1na dayand1g1 konusunda ikaz vardu. Hadiste ise:
"Kim Allah ifin tevazu gosterirse, Allah onu yiiceltir. Ve kim buyiiklilk tas-
larsa, Allah onu algaltzr" <5>buyurulmu§tur.
Arifler, nefsin huylanndan kan aghyorlardi. Rivayete gore Kad1'nm biri-
si, bir gtin EbG Yezid Bestami'ye gelir ve der ki: "Senin bildigini biz de bili-
yoruz, fakat etkisini goremiyoruz". Bunun iizerine Ebfi Yezid §U cevab1 verir:
"Bir miktar ceviz al, bir kaba koyarak boynuna as. Sonra §ehir halkma §6yle
seslen: "Kim bana bir tokat atarsa, ona bir ceviz verecegim". Cevizler bitince-
ye kadar boyle yap. Bunu yaparsan etkisini gortirstin. Bunun iizerine Kadi bir
"estagfirullah" <;eker. Ebu Yezid de ona: "Giinaha girdin; <;iinkii ben sana, se-
ni kibirinden kurtaracak §eyi soyliiyorum, sen ise kibirinden "estagfirullah"
9ekiyorsun" der.
Ebfi Cafer El-Bagdadi der ki: "Alt1 haslet, altI kimseye yak1§maz:
Alimlere tama', devlet adamlanna acelecilik, zenginlere cimrilik, fakirlere ki-
bir, ihtiyarlara sefahat, soylulara da a19akhk yaki§maz."
Tevhide saril; <;linkti o, her kotii huyun damarm1 kesen keskin bir k1h9-
trr.
14. «lblis,» yani §eytan, kovulduktan sonra: «Bana insanlar1n» yani
Adem ve ziirriyetinin, oldiikten sonra hesaba 9ekilmeleri i<;in, ikinci surun iif-
leme vakti olan «tekrar dirilecekleri giine kadar bana miihlet ver' dedi.>>
Lanetlenmi§ §eytan bununla, insanlan azdrrmak i<;in geni§ zaman bulmak, on-
lardan intikatn almak Ve Oliimden kurtulmak i<;in bir <;ikI§ yolu bulmay1 dili-
yordu. <;unkii bunlari oliimden sonra yapmas1 im.kans1zdi.
Allah §eytana, suf kullan imtihan yaptlg1n1, Allah i<;in ihlasla yapanla,
arzu ve isteklerine uyan1 ayirdetmek i<;in stire vermi§tir. ~oyle de denebilir:
Ondan ba§ka, kotiilerin ve kafirlerin ytiklenemeyecegi gtinahlan ytiklenmesi
ve boylece bilmeden ad1m ad1m helake yakla§mas1 i9in Allah ona miihlet
vermi§ ve diinyan111 sonuna kadar bITakm1§ttr. Ona tanman bu silre, basiret sa-
hiplerinin ibret almalar1 ve bu diinyada en uzun 01nriin, kafirlerin reislerinin
ve glinahkarlar toplulugunun liderlerinin oldugunu bilmeleri i<;indir.
~eytana uyup onun yolunda gidenlere gelince, §eytamn, 17. ayette belir-
tilen dort yonden gelecegi kimseler onlard1r. Onlar, §eytan1n emrettigi §eyi
kabul ederler. Aktlh insan, onun pe§ine taktlmaktan sakms1n, Allah'a itaat ve
kullukta ~ok ~ah§sin ki, giren.lerle beraber cehenneme girmesin.
19. iblis'in cennetten ~1kanlmasmdan sonra, yiice Allah, Adem'e dedi ki:
«Ey Adem! Sen ve e§in» Havva «cennette yerle~in.» Orada oturmaya de-
vam edin. Bu, izin verme ve ltitufta bulunmay1 ifade eder.
Ayetteki "cennet" filimlerin ~ogunluguna gore, miikafat yeri k11Inan
"huld cenneti" dir. «Dilediginiz yerden,» cennet nimetlerinden ve meyvele-
rinden dilediginiz §eyden bol bol «yeyin. Ancak §U agaca yakla§may1n.»
Allah, bu agacm adm1 soylemeyi ve belirtmeyi gizli tuttugundan, alimler bu
konuda ihtilafa dii§ti.iler. ~tiphesiz eger bu agacm hangi aga~ oldugunun belir-
tilmesinde bizim i~in bir fayda olsayd1, elbette Allah onu belirtirdi. «Sonra
zalimlerden,» yani kendilerine zulmedenlerden «olursunuz.»
20. «Derken §eytan, kendilerinden ortiilmii§ olan ~irkin yerlerini,»
yani avret mahallerini -ki elbiseyle orttilti oldugu ic;in birbirlerinin avret ma-
hallerini gormiiyorlard1- «gostermek i~in onlara vesvese verdi ve» vesvese-
siyle onlara kottiliik yapmak, yani, meleklerin yan1nda avret yerlerinin a9il-
mas1 sfiretiyle onlan kti~iik dii§iinnek istedi.
Bunda, zorunlu durumlar d1§1nda avret mahallini a~manm c;irkin, insan
yaratlh§1na aykm oldugu konusuna i§aret vard!f.
"Vesvese", §er'an kotii olan §eyi siislu gostem1ek ic;in §eytanm insan
kalbine brraktig1 ve siirekli tekrarlad1g1 gizli sozdiir.
Adem ile e§ini tuzaga dil§tirmek ic;in ilk ba§lad1g1 §ey, onlarm yan1nda
h1c;lara h19kira aglamas1yd1. Onlar bunu i§itince iizi.il~iiler ve: "Seni aglatan
144 RUHU'L-BEYAN Cuz:8
«'Sizi Rabbiniz ba§ka bir §ey i~in degil, s1rf melek olacag1n1z,>> yani
biinyenin letafetinde, yeme, i9me ve benzeri yollardan besin almaya ihtiya9
duymama konusunda melekler gibi olacagm1z, «yahut» olmeyip cennette
«ebedi kalanlardan olacag1mz» 1 istemedigi «i~in bu aga~tan,» onun mey-
vesini yemekten «yasaklad1', dedi.»
21. «Ve onlara: 'Ben ger~ekten size» soyledigirn §eyde «ogiit veren~
lerdenim' diye yemin etti.» Yenlin sadece iblis tarafmdan yapililll§tlr. Buna
ragmen ayette "kasemehuma" §eklinde rntifaale vezninde gelrnesi, §eytamn
kar§ihkh yeminle§rne gayretine di.i§ttigtinti gostermektedir.
22. «Boylece onlar1,» yalan yere Allah'a yemin ederek «bile ile aldat-
t1.» Onlar1 agacm rneyvesinden yemeleri i<;in kandrrd1 ve ytiksek mertebeden
dti§tik dereceye indirdi. Lanetli §eytan, yalan yere Allah'a ilk yemin eden ol-
du. Hz. Adem, hi9bir kirnsenin yalan yere Allah'a yemin etmeyecegini san1-
yordu. Onun iyin de aldandi. <;unkii mti'mine yakt§an, ytice Allah'1n azameti-
ni kalbine yerle§tirrnek ic;in, Allah'a yemin eden kimsenin dogruluguna inan-
mas1dlf.
Alimlerden baz1s1 der ki: "Kirn bizi Allah'la kandrrrnak isterse kanar1z".
Hadiste de "Mii'min, kotulage kafa yormayan, kerem sahibi; facir ise aldaticz
al~akt1r," a> buyurulur.
23. Hatay1 itiraf edip tevbeye ko§arak: «'Ey Rabbimiz! Biz kendimize
zulmettik.» Yani masiyetle kendimize zarar verdik ve kendimizi, cennetten
91kanlmayla kar§1 kaq1ya buaktik. «Eger bizi bag1§lamaz,» gi.inahlanm1z1
ortmez «ve bize» tevbemizi kabul etmek sfiretiyle «ac1mazsan, mutlaka zi-
yan edenlerden» yani bir anhk arzu i9in ahiretteki nasibini satarak helak.
olanlardan «oluruz' dediler.» Ashnda Adem'in giinah1 ki.i~iiktil . <;ilnki.i o,
agacm meyvesini Allah'1n hiikmtine ayk1n davranmak amac1yla degil, aksine
lanetlenmi§ §eytarun sozi.ine kanarak yedi. Bu su9u i§lemesinde hatah bir icti-
hadm da pay1 oldugu §i.iphesizdir. <;unkti o, "Ancak §U agaca yakla~mayin "
(El-A'raf: 19) sozi.indeki i§aretin, yaln1zca i§aret edilen belirli bir aga~ ic;in
sozkonusu oldugunu sanm1§, ayn1 ttirden bir ba§ka aga9tan ahp yemi§tir. Oy-
sa bu ayetten amac;, i§aret edilen o aga~ tiirtiydli. Nitekim Rasfiltillah
(s.a.v.)'m eline bir ipek ve altin ahp §6yle dedigi rivayet edilir: "Bu ikisi, iim-
metimin erkeklerin.e haram; kadznlanna helaldir." <3> Bu ikisinden maksat
8- Hadisi EbG Davud, Nesai ve Tirmizt birbirine yakm Iafizlarla rivayet etmi§lerdir. Camiu'f-
Usul, 10/678.
' 146 ROHU'L-BEYAN Cuz:8
24. Allahti Teala «dedi ki: 'Birbirinize -dii§man olarak inin.» Burada
hitap, Adem, Havva ve zlirriyetlerine; ya da Adem, Havva ve iblis'edir. ib-
lis'in dti§manhk karakteri, akrebin sokma, kurdun kapma karakteri gibidir. ib-
lis'e dti§manhk etmeyi emrettik; ~link.ti ogul, babasmm dii§man1na dti§manhk
duyar. «Sizin i~in yeryiizilnde bir silreye kadar yerle§ip kalma ve ya§aytp
faydalanma vard1r.» Buradaki siire, ecellerinin bitme siiresidir. Adem tasa-
land1 ve (bir daha) cennete donemeyecegini zannetti.
25. Allahii Tefila: «Orada» yani yer yiiziinde «ya§ayacaks1n1z, orada
olecek» ve gomiilecek «Siniz Ve» hesap i9in «oradan» diriltilip «~1karda
caks1n1z,' dedi.» Adem bu hitab1n manas1ndan, cennete donecegini anladi.
Boylece Allah'm keremi ve vaadiyle teselli buldu.
27. «Ey Adem ogullari! Seytan, ana-baban1z1,» yani Adem ile Hav-
va'y1, «~irkin yerlerini>> yani avret mahallerini «kendilerine gostermek i~in
elbiselerini soyarak cennetten ~1kard1g1 gibi,» ayartmak siiretiyle «sizi de
§a§irhp» cennete girmenize engeJ olacak «bir belaya» ve s1kmt1ya «dii§iir-
mesin.» Ana-baban1z Adem ve Havva'rnn cennetten c;1kar1lma belas1 gibi, sizi
de bir belaya dti§tirmesin. <;unkti onlar1n ayaklann1 kaydirmaya gticii yettigi-
ne gore, c;ocuklann1n ayaklann1 kaydrrmaya haydi haydi gticii yeter. Oyleyse,
size dti§en §ey, onun vesvesesini kabul etmekten sak1nmakt1r.
«<;iinkii o,>> yani §eytan «Ve kabilesi,» yani askerleri ve ztirriyeti, «si-
zin onlari goremiyeceginiz yerden sizi goriirler .» Baz1 hallerde onlann bizi
gormesi, bizim onlan gormemizin imkans1z oldugunu gerektirmez. insan bi-
9imine girdiklerinde onlan goriirtiz. Nitekim rivayette oldugu gibi, baz1 in-
sanlar cinleri apa91k gortirler. Allah, onlarm cisimlerini katila§tlnp, bizim de
goz 1§1nlanm1z1 gtic;lendirmi§ olsayd1, elbette onlan gortirdi.ik. Nefesin de-
vamh girdigi bedenlerimize cinlerin de girmeleri imkans1z degildir. Nitekim
Hadiste: "Suphesiz ki ~eytan insana, kamn deveran1 gihi niifuz eder"(9 ) buyu-
rulmu§tur.
9~ Hadisi Buharl, Ebu Davud, ibn Mace ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmi§tir.
Ayet: 27 A'RAF SURESi / 7 149
Sonra, Allahti Teala'n1n "o sizi gorur" sozti, onun, zaranndan sakiml-
mas1 zor bir dil§man oldugunu a91klayarak nehyin sebebini (yani: "$eytan si-
zi ~a~trtlp bir belaya du~iirmesin'' sozilntin gerek9esini) belirtmektir. c;unkti,
o seni gorilp de, senin onu goremedigin dti§manla ba§a 91kmak oyle zordur ki,
ondan ancak Allah'1n korudugu kimseler kurtulur.
«~iiphesiz
Biz §eytanlar1,>> aralannda terkedilmi§lik ve azgmhk icad et-
1nek suretiyle «inanmayanlann dostlar1 ktld1k.» Boylece onlar, birbirlerine
yak1n oldular ve birbirlerini azdirdilar.
U\:iincii grup ise, senin gibi masumdurlar. Onlara hi\:bir §ey yapama-
y1z, II
Bundan sonra Hz. Y ah ya ona: "Bentle, gti~ yetirebildigin bir §ey oldu
mu?" deyince, o da: "Hayir. Sadece bir kere sen yemek yemeye gelmi~tin .
Ben de sana onu lezzetli gostermeye devam ettim de, istediginden fazla ye-
din. 0 gi.in uyuyakahp her zaman kalkt1gm gibi namaza kalkamad1n" cevabm1
verdi. Bunun tizerine Hz. Yahya: "~tiphesiz, bundan sonra doyuncaya kadar
150 R0 H U 'L-BEYAN Ciiz:8
yemeyecegim" deyince, §eytan da ona: "Ben de senden sonra hi~bir insan og-
luna ogilt vermiyecegim" dedi.
28. «Onlar» yani, Kurey§ kafirleri «bir kotiiliik» yani, puta tapma, ta-
vafta avret yerini ac;ma ve buna benzer son derece c;irkin bir i§ «yapttklari
zaman: 'Babalar1m1z1 bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti' der·
ler.» Demek ki yaptlklan kottiltigiin iyiligine dair iki delil one stirtiyorlar:
Birincisi: Babalan taklit. "Babalanmizi bu yolda bulduk" ifadesi bunu
gosteriyor.
ikincisi: Allah'a iftiray1 ifade eden "Allah da bize bunu emretti" sozleri.
Bozuklugu ortada oldugu ic;in ytice Allah, birinci delillerine cevap ver-
meye gerek gormemi§tir. <;tinkti taklit, yanh§hg1na delil getirilen fiilin dogru-
luguna deli! saytlmaz. ikinci delili ise, «De ki: 'Allah kotiiliigii emretmez>>
soziiyle reddetmi§tir. <;unkii Allah'm adeti, gtizel fiilleri emretmek ve gtizel
hasletlere te§vik etmek tizerine cereyan etmi§tir. «Allah'a kar§l» O'nun em-
rettigini «bilmediginiz §eyleri mi soyliiyorsunuz? '» Halbuki ilmin yolu, ya
i§itmek, ya da peygamberler vas1tas1yla ogrenmektir. Onlar ise peygamberle-
rin peygamberligini inkar ediyorlar. Bu durumda Allah'm htikiimlerini ogren-
meye onlar i~in yol yoktur.
29. «De ki: 'Rabbim (bana) adaleti emretti.» Ayette gec;en "kist",
adfilet demektir ki, her §eyin ortas1, ifrat ve tefritten uzakhk demektir. <;tinkii
bir rivayette: "i§lerin en hayzrlisz, orta olanlarzdzr" buyrulur.
Bir i§ yapmak istedigin zaman orta yolu tut.
<;unkii ifrat da tefrit de kotulenmi§tir.
«Her mescidde» yani her secde edilen yerde «yiizlerinizi O'na,» k1ble-
ye «dogrultun.» Dosdogru olarak, ba§ka §eye degil, Allah'a ibadete yonelin;
ytizlerinizi de k1bleye dogrultun. Burada secdeden maksat, "parc;adan soz edip
biitlinti anlama" kurahnca, namazdrr.
30. «0 bir grubu dogru yola Hetti, bir gruba da» me§iete tabi ge9mi§
kazfuun geregi olarak «sap1khk hak oldu. <;unkii onlar Allah'• b1rak1p §ey-
tanlart kendilerine dost edindiler .» Yani, §eytanlar1 dost edindilderi, hak ile
battl arasuu ay1rt etmeksizin onlann 9agrrdtl<lar1 §eyi kabul ettikleri i<rin sa-
pikhk onlara hak oldu.
Rivayete gore Harun Re§id'in uzman bir hristiyan doktoru vard1. Ali ibn
Htiseyin'e: "Sizin kitabm1zda tip ilmiyle ilgili hi<;bir §ey yoktur. Halbuki ilim;
dinler ilmi ve beden ilmi olmak i.izere ikiye aynlrr." 0 da ona cevaben:
ibn Abbas (r.a.) §6yle diyor: "Diledigini ye, diledigini giy. Yeter ki iki
haslet seni hataya dii§iirmesin : israf ve kibir."
32. «De ki: 'Allah'1n, kullar1 i~in» pamuk ve keten gibi bitkilerden,
ipek ve ylin gibi hayvanlardan ve zuh gibi madenlerden «~1kard1g1» elbise ve
gtizellik veren §eylerden «siisii ve giizel r1z1klar1 kim haram kdd1?'» Y ani
et, yag ve slit gibi yiyecek ve ic;eceklerden olu§an lezzetli §eyleri kim haram
kild1?
Bil ki, ki§i farzlar1 yerine getirir, gtizel bir manzara ve gtizel elbiselerle
nimetlenmek isterse, bunda bir sakinca yoktur. Kim de, en az ge<;ime kanaat
eder, geri kalanm1 ahirette faydalanacag1 §eye harcarsa, bu daha iyidir. <;unkii
Allah'1n katmdaki, daha hayrrlt ve daha kal1c1du.
«De ki: 'Onlar,» yani siis ve gtizel nz1klar «diinya hayatanda inanan-
lar i~indir.» Onlar i~in kararla§tudm1§tlr. Gtizel nztklarm yaratilmas1ndaki
as1l hedef, mtikeleflere Allahti Teala'ya ibadet iyin gii9 kazand1rmak iyindir.
Yoksa kiiftir ve isyan etmeye gti9 kazandirmak iyin degildir. 0, aslmda ina-
nanlar ivm olup, kafirler bu hususta on1ara tabidir (yani ikinci derecededirler).
«Ktyamet giiniinde ise, yalmz onlara mahsustur.'» Bu konuda dtinyooa,
mti'minler ve kfilirler ortak olsalar bile, fillirette mti'minlere kimse ortak olamaz.
«i§te bilen bir topluluk i~in ayet1eri boyle ac;1khyoruz.» Ayetlerin ih-
tiva ettigi son derece gtizel manalan bilen bir topluluk i<_rin, bu hiikmti avikla-
d1g1m1z gibi, diger hiikilmleri de a<_r1k1Iyoruz.
33. «De ki: 'Rabbim ancak» kiiftir ve nifak gibi «a~1k ve gizli kotii-
liikleri,» yani, 9irkinligi a<;1ga 9Ikm1§ ve artm1~ gtinahlan -ki bunlar btiytik
gtinahlardrr- «giinah1» yani gilnah1 gerektiren §eyi -ki bu, kiic;tik ve biiytik
giinahlar1 i9ine alrr- «Ve hakstz yere ha§ kaldarmay1» veya kibiri, «hakkln-
da hi~bir delil» yani hilccet ve biirhan «indirmedigi §eyi Allah'a ortak ko§·
man1z1 ve Allah hakk1nda» s1fatlann1 inkar ve mil§riklerin "ve Allah da bize
bunu emretti" (A'raf: 28) dedikleri gibi O'na iftira ederek «bilmediginiz §ey-
leri soylemenizi haram kdmt§tlr. '»
37. <<Allah'a kar§I yalan uydurup iftira eden,» yani, O'nun soylemedi-
gi ~eyi soyledi diyen, dolay1s1yla ona ortak~ e~ ve ogul isnad eden~ «ya da
O'nun ayetlerini» yani soylectiklerini «yalanlayanlardan daha zalim kim
vardtr?» Allah, kendisine kar§l yalan uydunnay1 ve ayetlerini yalanlatnay1
gtinahta e§it tut1nu§ ve §Oyle buyunnu§tur: «Onlann» yani Allah'a iftira et-
mek ve ayetlerini yalanlrunakla nite1endirilenlerin «kitaptan», nz1k ve omtir
olarak kendileri iyin yaz1landan <<nasipleri» yani paylan «kendilerine eri§e-
cektir. Sonunda el~ilerimiz gelip» yani oliim melegi ve yard1mc1lan onlann
«canlar1n1 ahrken», yani ruhlann1 kabzederken -ki bunun anlain1, oltim me-
lekleri kendilerine gelinceye kadar nz1k ve omtir olarak kendileri ivin yaz1lan-
dan paylan ne ise kendilerine eri~ecegidir- de onlan k1nayarak «derler ki:
'Allah'1 b1rak1p da» ilfill di ye dtinyada «tapttldanruz nerede?' Onlar da:»
Yani kiifirler de: «'Bizi b1rak1p kayboldular'»~ ortadan kayboldular, yerleri-
ni bile bilmiyoruz «derler. Ve» dtinyada «kafir olduklarina» yani sonucunu
ve sap1khg1m gordiiklerinde. asla ibadete lay1k olmayan §eylere taptlklanna
«dair kendi aleyhlerine §3.hitlik ederler.»
38. K1yamet gtintinde «Allah» onlara: «'Sizden once» kafir olarak
«ge~mi§ cin ve insan i.immetleri ile birlikte siz de ate§e girin' diyecek.»
A
Ayette cin, insanlardan once zikredilmi§tir. <;i.inkti cinler insanlardan once ya-
ratdm1§tlr. Allahii Teala cinleri yaratt1g1nda, onlardan kimi mu'min, kimi de
kafircti. Kafir olanlar inananlara tisttin gelip onlann kokiinti kaz1y1nca, Allah
onlara meleklerden bir ordu gonderdi. Ordu iyinde iblis de vard1. Allah onlan
cinlere 1nusallat etti de hepsini helfil< ettiler. Onlardan sonra Allah Actem'i ve
ondan da ziirriyetini yaratti. Onlardan kimisi Kabil gibi kafir, kimisi de Rabil
gibi mti'mindi. i§te boylece cehenneme girmeyi hak eden kafir bir Ummetle,
cennete ginneyi hak eden mti'min bir timmet, giintimtize kadar devam edegel-
mi§, diinyan1n sonuna kadar da deva1n edecektir. Nitekim RasuluJlah (s.a.v.)
§Oyle buyurmu§tur: "Yeryiiziinde 'Allah, Allah' diyenler bulundugu m.iiddetre
k1yamet kopmaz." <ll>
l l- MUslim'in rivayet.i: "Allah, Allah diyen h.ifbir kimse iizerine kzyamet kopmaz" ~eklindedir .
Tirmizi de: "Yeryuziinde Allah, Allah demneyinceye kadar ... " §ek.linde rivayet etmi§tir.
Aye t: 37-40 A'RAF SORESi/7 161
42. «iman edip de salih amel i§leyenler,» yani Allahti Tefila'run nzas1-
n1 isteyenler «-ki hi~ kimseye giiciiniin ustiinde bir §ey teklif etmeyiz-» Bu
ctimle, btitiin gayretlerini sarfetmeseler de, iman ve salih ameJle donanmt§ ol-
malar1 sebebiyle devamh nimetler i~inde ebed1 kalmay1 hak etmeye i§aret et-
tigi i9in bir parantez ctimlesidir- «i§te onlar cennet ehlidir. Orada onlar
164 RUHU'L-BEYAN Cuz:8
ebedi kalacaklardir.»
Eger: "Bu ayet, kulun kendi ameliyle cennete girecegine i§aret ediyor,
Ayet: 43 A'RAF SORESi/7 165
Ya§ unsuru: Amel balo.m1ndan ayn1 mertebede olan iki ki§iden ya§h
olan, ya§1 kti~iik olana tisttindiir. <;unkii o ibadet ve islam'da daha oncedir.
Durum unsuru: Cemaatle k1hnan namaz, ki§inin tek ba~1na kild1g1 na-
mazdan daha faziletlidir.
Bizzat amel unsuru : Namaz k1lmak, yoldan eziyet verici §eyi kaldrr-
maktan tistiindiir.
Bil ki, cehennem ehliy le cennet ehli aras1nda bir perde vardir. Bu perde,
be§eri s1fatlar ve nefsani kotli huylardan ibarettir. Cehennem ehli, cennet ehli-
ni bu perdenin arkas1ndan goremez. Cennet ehliyle de Allah ehli -ki bunlar
A'raf ehlidir- arasmda bir perde vardir. Bu perde, ahlak'i s1fatlar ve ruhan1 gti-
zel huylardan ibarettir. Cennet ehli, Allah ehlini bu perdenin arkas1ndan gore-
mez. Nitekim Allahii Teala: "iki taraf arasznda bir perde ve A 'raj iizerinde
de herbirini simalanndan tamyan erkekler vardir" (A'raf: 46) buyurmu§tUr.
Yani: A'raf ehli cennet ve cehennem ehlini kalb nuru ve karanhg1 izlerinden
ibaret olan yUzlerindeki i§aretlerinden tanir.
A'raf, marifet ehlinin yurtlan olmast dolay1s1yla bu ad1 almI§tlf. Allah,
marifet ehlini rical (erkekler) diye isimlendirmi§tir. <;unku onlar, Allah'm d1-
§Indaki §eylerde erkegin kad1nlara tasarrufu gibi erkek9e tasarruf etmi§ler,
170 RUHU'L-BEYAN Cuz:B
masivadan hi<;bir §ey onlara egemen olamam1§tu. Nitekim Allah: ''Bir takzm
erkekler vardlr ki, ne ticaret ne de ab§-veri§ on/an Allah't anmaktan alikoy-
maz" (Nur: 37) buyurmu§tur. Allah, havass1 zikrederken de "rical=erkekler"
le zikretmi§ ve §Oyle buyurmu§tur: " ...verdikleri sozde duran nice erler (er-
kekler) var ..." (Ahzab: 23) Yine Allah: "Onda temizlenmeyi seven erkekler
vard1r" (Tevbe: 108) buyurmu§tur. <;iinkti havasla avamm arasm1 ayrrma hu-
susu, hakk1 isteme ve himmetin yiiceliginde erkeklikle mtimktindtir. Boylece
A'raf ehli, himmetlerinin yilceligi sebebiyle, be§eriyet seviyesi ve cehenne-
min a§ag1 mertebelerinden n1haniyetin zirvesine ve cennetlerin yilce tabakala-
nna ytikselmi§lerdir.
Sonra yilce Allah, A'raf ehliyle bir k1s1m cehennem ehli aras1nda ge<;en
kar§1hk11 konu§may1 §Oyle anlatrr:
48. Yine «A'raf ehli» -ki onlar peygamberler ve orada bekleyenlerin
ileri gelenleridir . 02> Bu ayetin ak1§1na daha uygundur. <;unkti "girin cennete"
sozleri, amelde kusur i§leyenlere lay1k dti§mez- «simalar1ndan» yani kotti
hallerine i§aret eden alametlerinden «tan1d1klari», cehennem ehli arasmda
gordliklerinde kafirlerin reislerinden «bir tak1m kimselere» -ki bunlar Ebu
Cehil, Velid ibn Mugir'e, As ibn Vail ve benzerleridir- onlan kmamak. ve ba§-
lar1na gelen belfilara sevinmek sfiretiyle «seslenerek derler ki: 'Ne ~oklugu
nuz,» yani tabi ve taraftarlar1n1z veya mal toplaman1z, «ne de» devamh halka
kar§I «taslamakta oidugunuz btiyiikliik size hi~bir yarar saglamad1.>>
49. «Kendilerini Allah'1n, rahmetine erdirmiyecegine yemin ettikle-
riniz bunlar m1yd1?' diye seslenirler.» Bu, kafirlerin reisleri olan adamlara
A'raf ehlinin sozlerindendir. Ayn1 zamanda dtinyada kafirlerin hakaret etmi§
oldugu zay1f mil'minlere i§arettir. Kafirler onlar1n cennete giremiyecegine
a<;ik<;a yemin ediyorlard1. Bu §ekilde seslendikten sonra A'raf ehli, cennet eh-
line, yani fakir mtisli.imanlara donerek derler ki: Kafirlerin reislerine inat «'gi-
rin cennete, arhk» cehennem ehlinin korktugu bir sirada «size korku yok-
tur ve siz» cehennem ehlinin tiztildiigti bir srrada «iiziilecek de degilsiniz. '»
Ayette, mal, btiytiklenme, yard1Illc1 ve taraftar ~oklugu sebebiyle ovlinme k1-
nanmaktachr.
12- Bu soz, ayetin zahirine aykmdu. <;unkti Allahti Tefila'mn A'raf ehli hak.kmdaki "bunlar
cennete giremedikleri /wide, gireceklerini umarak" sozti, onlarm ytiksek derece ehli olduk-
larma degil; iyi kimseler olup, fakat kusur i~leyen, sevaplan gi.inahlanna e§it olan insanlar
olduguna i§aret eder. Boylece A'raf ehlinden olmu§lard1r.
Ayet: 4 8 -4 9 A'RAF SORESi/7 171
Bil ki, mal sevgisi ve btiytikltik taslamak, kotti huylardan olup, nefsin
onlardan temizlenmesi gerekir. Nitekim peygamberlerimiz (s.a.v.) §6yle dua
ederdi: "Allah'Lm! Benim yaratzll§zmz da, huyumu da giizelle§tir." Allah da
onu §6yle ovmii§tiir: "Ve sen elbette yiice bir ahtaka sahipsin." (Kalem: 4)
Peygamberimiz (s.a.v.) fakir ve yoksullarla bir arada oturur, onlarla be-
raber yerdi. <;ocuklara ugrar, onlara selam verirdi. Adamm birisi geldi. Pey-
gamberimizin heybetinden tirtir titriyordu. Bunun tizerine peygamberimiz
ona: "Korkma, ben bir melik degilim. Ben ancak Kurey§'ten giine§te kurutul-
ffiU§ et yiyen bir kaduun ogluyum" dedi. Sanki onlardan biriymi§ gibi asha-
b1yla bir arada oturur, yabanc1 birisi geldiginde, onlardan hangisinin
Rasfiltillah oldugunu, sorup ogreninceye kadar bilmezdi. Ashabdan birisi ken-
disini ~agird1g1 zaman da "buyurunuz" derdi. Btittin bunlar, onun (s.a.v.)
tevazuundand1.
Ziinnun'el-M1sri der ki: "Mutlulugun i§areti, sfilihleri sevmek, onlara ya-
lan olmak, Kur'an okumak, gece uyanlk olmak, filimlerle oturmak ve kalb in-
celigi ve yufkahg1drr."
50. Her iki yere de yerle§tikten sonra «cehennem ehli, cennet ehline:
'Suyunuzdan» yani susuzluktan meydana gelen hararetimizi sondiirmek i9in
cennet suyundan «veya Allah'1n size verdigi» diger i9ecek veya yiyecekler-
den olu§an «riz1ktan biraz da bizim tizerimize doktin' diye seslenirler.»
Hararetlerini sondtirmek i9in cennet suyu isterler. Onlar, cehennemde a~ ve
susuz kald1klannda §oyle derler: "Ey Rabbimiz! Cennette bizim yakmlar1m1z
vardtr. Bize izin ver de, onlan gorelim ve kendileriyle konu§ahm." Onlara
izin verilir. Cennetteki yak1nlar1na ve onlarm i9inde bulunduklar1 <;e§itli ni-
metlere bak1p onlar1 tanirlar. Ancak cennet ehli onlar1 yiizlerinin siyahhg1n-
dan dolay1 tan1yamaz. Cennet ehlinden yakmlar1na kendilerinin yakmhklar1111
haber vererek seslenir ve: "Suyunuzdan veya Allah'1n size verdigi diger ive-
cek veya yiyeceklerden olu§an nz1ktan bizim ilzerimize dokiin de onu yiye-
lim, belki a~hg1m1z1 giderir" derler.
Ebfi Hayyan der ki: "Bize yiyecek ve i9ecek ver diyenler, diinyada mi-
delerinin kulu, yemeye ve i9meye a§tfl dii§kiin olanlard1 ki, ya§ad1klan hal
iizre oldi.iler ve oldtikleri gibi de ha§fOldular.
II
A.yet, azab i\'.inde bile olsa, insanm yiyecek ve ir;ecekten n1tistagni ola-
m1yacagm1 a<;lklamaktad1r. Ebu'l-Cevza' der ki: ibn Abbas (r.a.)'a: "Hangi sa-
daka daha tistilndtir?" diye sordum. "Sudur. Bilmez misin, cehennem ehli
cennet ehlinden yard1m isterken: "Suyunuzdan ... bizim uzerimize dokiin." de-
mi§lerdir? » cevab1111 verdi.
Alalh kimse, haline c;eki dtizen verir, bitmez ttikenmez isteklere kapil-
maz.
imam-1 Gazali der ki: "Kim ekinini eker, c;ah§rr ve harman1n1 toplar,
sonra da: 'Umanm ki bundan bana ytiz olc;ek gelir' derse, bu bir ummadir. Bir
ba§kas1 ne ekin eker, ne de bir gun olsun 9al1§1I. Gider yatar, uykuya dalar.
Harman vakti gelince de: 'Umanm bundan bana ytiz ol<;ek gelir' derse, o da
ash olmayan kuruntudan ibarettir."
Bunun gibi, kul Allah'a kullukta <;ok <;ah§rr, O'na isyan etmeye son verir
de: "Umanm ki Allah, bu az §eyi kabul eder, bu noksan1 tamamlar, sevab1 bti-
ytittir ve hatay1 affeder" derse, bu ondan reca (umma)drr. Arna bundan gaflet
eder, ibadeti brrakir, gtinahlan i§ler, Allah'1n ne gazabma, ne de nzasma, ne
cennetine, ne de cehennemine ald1n§ etmez, sonra da: "Ben Allah'tan cennet
ve cehenneminden necat umanm" derse, Bu onun sonuvsuz kuruntusundan
ba§ka bir §ey degildir. Bunu Rasuliillah (s.a.v.)'m §U sozti ne gtizel ac;Iklar:
,..
"Akzllz odur ki, nefsini hesaba ~eker; olumden sonrasi ifin amel eder. Aciz
odur ki, ~ahsf arzularzna kapzlzr; bu haliyle Allah'tan bir takzm ~eyler temen-
ni eder.'' 0 3>
Yusuf ibn Esbat der ki: "Siifyan'm yaruna geldim. Btitiin gece aghyordu.
Ona: "Bu aglaman gtinahlardan ottirii mtidtir?" diye sordum. Yerden bir sa-
man ~opti ald1 ve §6yle dedi: "Giinahlar, Allah'1n yanmda bundan daha hafif-
tir. Ben ancak Allah'm benden islam'1 soyup almasmdan korkuyorum."
Allah, bizi ve sizi Kitab1yla amel edenlerden; Allah'1 unutmadan ve ar-
zulanna kaptlmadan huzuruna ula~anlardan k.dsm.
13- Hadisi Tinnizi, Ebfi Ya'la ~eddad ibn Evs (r.a.)'den rivayet etmi~tir.
176 RUHU'L-BEYAN Cuz:8
14- Dogrusu, geymi§ alimlerin (seleftn) gori.i~UdUr. 0 da §Udur: Allah, keyfiyetten, te§bih, tem-
sil ve ta'tilden uzak, celaline yak1~Ir bir ~ekilde -haber verdigi gibi- Ar~1 tizerine istiva et-
mi~tir. O'nun istivasmm anlam1, imam Taberi'nin dedigi gibi, Ar§m Uzerindeki yticeligidir.
Ayet : 54 A'RAF SU RESi /7 177
Y ani geceyi, karanhg1yla gilndtizil orten bir ortti kllar. Boylece giindti-
ziln I§1gm1 giderir ve onu gecenin karanhg1yla orter. iki z1ddm biriyle yetine-
rek aksini zikretmemi§tir. "Durmadan kovalamak" §Unu ifade eder: Gecenin
gtindtizii kovalay1c1 oldugu halde, yani, gecenin arkas1ndan c;abucak gelecegi
ic;in, geceyi glindtize ortil kilmi§tlf.
"Gii.ne~i .
ayt ve yLld zzlarz emrine boyun egmi§ durumda yaratan ... " Bu-
nun manas1: Btitiin mahlfikat1 hilkmiine ve tasarrufuna boyun egmi§, yani, do-
gup batmalanndan, kendilerine takdir edilen hareketler ve meydana gelen du-
rumlardan murad edilen §eye ram olmu§ olarak yarattl.
Fahreddin er-Razi Tefsirinde der ki: "Alem -ki o Allah'tan ba§ka her
§eydir- ikiye aynhr: Halk, yani yaratma alemi ve emir alemi." Halk
fileminden ama9, cesetler ve cismaniler; emir aleminden ama9sa, ruhlar ve
miicerredler alemidir. Allahii Teala'n1n: "Bilesiniz ki, yaratmak da , emret-
mek de O'na mahsustur" kelam1 bu iki aleme i§arettir. Halk alemi, emir
alemine tabidir; 9i.inkti o, onun ash ve ba§lang1c1du. "De ki: Ruh, Rabbimin
emrindendir." (isra: 85)
ibnG'§-~eyh der ki: "Her §eyi icad eden, onda tasarruf eden, bir olan itah
ne btiyiiktiir !"
birdir. Ve 0, her §eyi, ilim, Hikmet ve Kudretinin kemaline i§aret eden sag-
lam, muhkem tertib iizerine yaratan Allah'trr. Goriildiigti iizere miilkiinii in§a
eden, onun yonetimini ilzerine alan da O'dur. Ttpki iilkesini yoneterek dizgin-
leri elinde tutan kral gibi. Bir beyitte §6yle denilmi§tir:
Yaratlklanyle ilgili butiin emir Allah'a mahsustur.
Emir, yaratlklanndan hif birine ait degildir.
Ayetin manas1 ise: "icabet etmeye daha yalon olmas1 i~in, yalvanp ya-
kararak, boyun egerek gizlice dua edin. c;unkil gizleme, ihlasm v~ riyadan ko-
runman1n delilidir" demektir.
Rivayet edildigi tizre Sahabe, bir gazvede idiler. Bir vadi gordiiler. Ses-
lerini ytikselterek tekbir ve tehlil getirmeye ba§ladllar. Bunun tizerine
Rasfiltillah (s.a.v.) §Oyle buyurdri: "Sakin olunuz. <;unku siz, sagzr ve ortada
bulunmayan birine dua etmiyorsunuz. Siz, her ~eyi i§iten, her §eyi goren ve
her §eye en yakm olana dua ediyorsunuz." o5> Bu hadis, ytice Allah'1 gizli bir
§ekilde zikretmenin iyi ve gtizel olduguna i§aret etmektedir.
Omer (r.a.)'den: Der ki: "Rasfiltillah (s.a.v.) dua ederken ellerini kald1r-
d1g1nda, onlan ytiztine stirmedilc9e geri 9evirip indirmezdi." Bu, eline dolan
bereketin yilztine ula§mas1 i9indir. ihtiyac1ru isteme hususunda dua eden kim-
se ic;in stinnet olan, ellerini semaya dogru kald1rmas1, slkmt1h ic;in elleri ytizti-
ne mukabil gelecek §elcilde kaldirmas1, bir kimseye beddua ediyorsa ellerini
ters yevirip, elinin sutm1 yukanya dogru getirmesidir. Stinnet olan, dua arun-
da ellerini yenlerinden ~tkarmas1drr. Mtistehab olan da, dua esnas1nda ellerini
gogsil hizasmda kaldirmaktir. ibn Abbas (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.)'in boy-
le yapt1gm1 rivayet etmi§tir.
Dua edene yaki§an, en onemli §eylerle dua etmektir ki, bu da cennete gi-
rebilme ve cehennemden kurtulmadir.
Rivayete gore Musa (a.s.) dua eden, yalvar1p yakaran birini gordti ve de-
di ki: "ihtiyac1 benim elimde olsayd1, mutlaka yerine getirirdim." Bunun iize-
rine Allahii Teala ona §Oyle vahyetti: "Ben ona kaq1 senden daha merhametli-
yim. Fakat onun bir koyunu var, bana dua ederken kalbi koyunundadII. Ben,
kalbi benden ba§kas1nda olan kulun duas1m kabul etmem." Bu durum adama
hatulatilmca, kalbiyle Allah'a yoneldi ve ihtiyac1 yerine getirildi. 0 halde,
dufuun kabulii ic;in kalbin Allah'la beraber olmas1 ve duasmm kabul edilecegi
hususunda Allah' a kar~1 htisn-ti zan ic;inde bulun1nas1 gerekir.
Allah, bir kulu, herhangi bir §eyi dile getirmeye ba§arth kllmI§Sa, onu
kabul edecegini ve istegini yerine getirecegini istedigi ic;in ba§anh kilmi§tlI.
Musibetin kalkmas1 ic;in dua etmemek, k1nanm1§trr. <;tinkil bu, Allah'a kar§I
direnme gibidir. Musibetlerden gelen zorluklara sabretme iddias1 da iyi gortil-
memi§tir. Nitekim ~air §6yle demi§tir:
delil, rtizgar estigi zaman Rasfililllah'm (s.a.v.) iki dizi tizerine 9oktip §0yle
demesidir: "Allahim! Onu bize riyah (rahmet) ktl, rfh (azap) ktlma. Allahim!
Bizi gazab1nla katletme, azabinla da helak etme. Bundan once bize afiyet
ver. " 0 11>
18- imam Ahmed Musned'de rivayet etmi~tir. Tirmizi'nin rivayctinde: "Gokgii.riiltiisii sesini
i§ittigi zaman: "Allah'im! Bizi gozahmla katletme ..." derdi." ~ekl i ndedir. Bkz. Camiu'/-
Ustil, 4/320.
182 RUHU'L-BEYAN Cuz:8
ibn Abbas ve Ebfi Hfireyre derler ki: "insanlann hepsi birinci netba
(sur'un tiflenmesi) da oldilkleri zaman, son nethadan once, lark gtin, erkekle-
rin menisi gibi gokten yagmur yagar. Bu yagmur sebebiyle kabirlerinden ot
gibi biterler. T1pkI analann1n karn1nda bittikleri ve ekinin sudan bittigi gibi.
Cesetleri tamamlarunca da onlara rub tiflenir, sonra tizerlerine uyku biralalrr
da kabirlerinde uyurlar. Sura ikinci defa ilflendiginde -ki o dirilme tiflemesi-
dir- silkinip kalkarlar. Uyuyup da uykudan uyanan kimsenin hissettigi gibi,
ba§lar1nda uykunun tadm1 hissederler. 0 anda derler ki: "Bizi kabrimizden
kim ~1kanp dirilui? " Bir mtinadi onlara §Oyle nida eder: "Bu Rahman'zn va-
adidir. Peygamberler gen;ekten dogru soylemi§ler!" (Yasin: 52)
nan ve onlardan ibret alan «bir kavim i~in ayetleri boyle» e§siz bir a9ikla-
mayla tek.rar tekrar «a~1khyoruz.» Burada §tikredenlerin ozellikle antlmas1,
Allah'1n ayetlerinden ancak onlann yararlanabilme yetenegine sahip olmalar1-
drr.
Ayet, Peygamberlerin §eriatlerle gonderildigini anlatmaktadir. 0 §eriat-
ler, kalplerin hayat suyu olup nurundan istifade edenler ve eserlerinin gani-
metlerinden mahrum olanlar diye kis1mlara aynlan milkelleflere dogru aktp
gider.
Abdullah ibn Mehran der ki: Harun Re§id haccedip Kufe'ye geldi. Orada
gunlerce ikamet etti, sonra yolculuga ~J.k.may1 emretti. Onunla 91kan kimseler-
le Behlfil de 91kt1. Sonra c;opler i9inde oturdu. <;ocuklar kendisine eza veriyor
ve ona taktliyorlardi. Kar§tdan Harun'un kervan1 gelince ona tak1lmaktan vaz-
ge~tiler. Harun gelince, Behlfil ytiksek sesle §oyle seslendi: "Ey mti'minlerin
emiri! Eymen ibn Nail, Kudame ibni Abdullah'tan bize §oyle nakletti: 'Pey-
gamber (s.a.v.Yi deve ilzerinde ge~erken gordilm, altmda da eski bir palan
vard1.' Ne bir iti§ kakt§, ne de buna benzer §eyler varch. Ey mii'minlerin emi-
ri! Bu yoluculugunda tevazu gostermen, senin i9in biiyilkltik taslamandan ha-
yrrhdu." Bunun ilzerine Harun Re§id oyle aglad1 ki, gozya§lar1 yerleri islatti.
Sonra dedi ki: "Ey Behlfil! Allah sana merhamet buyursun, nasihatm1 artu."
Bunun tizerine Behlfil §U §iiri okudu:
Hfuun aglad1 ve: "Gtizel soyledin ey Behlfil!" dedi, sonra kendisine bir
hediye verilmesini ernretti. Bunun iizerine BehlOl hediyeyi getirene: "Hediye-
yi kimden ald1ysan ona gottir, benim hediyeye ihtiyac1m yoktur" deyince,
Hamn: "Ey Behlfil! Borcun varsa odeyelim" dedi. Behlfil: "Ey mii'minlerin
emiri! Bor~, bor9la odenmez. Hakla sahibine iade et, kendi borcunu ode" de-
di. Harun: "Ey Behlfil! 0 halde sana yetecek kadar bir §ey verelim" teklifinde ·
bulundu. Behlul ba§1rn semaya kaldrrd1 ve sonra §6yle dedi: "Ey mti'minlerin
emiri! Ben ve sen Allah'1n yarahklany1z. Seni hatirlay1p beni unutmas1
imkans1z." Harun, cilbbesini sarkltarak ge9ti gitti.
Bu hikayeyi anlatmam1n sebebi, Harun'un gerc;ege kulak vermesi ve onu
184 RUHU'L-BEYAN Cuz:8
kabul etmesidir. i§te bu, onun temiz bir mekan gibi, kalbinin de gtizel ve te-
miz bir hayatla canh olmasmdandu. Onun i~in ondan sadece guzel ahlfilc
sudfir etmi§tir.
61. Dedi ki: "Ey kavmim! Rende herhangi bir sapiklik yok-
tur; fakat hen, alemlerin Rabbi tarafzndan gonderilmi§ bir
peygamberim.
62. Size Rabbimin vahyettiklerini bildiriyorum, size ogiit ve-
riyorum ve hen sizin bilmediginiz §eyleri Allah tarafmdan bili-
yorum."
63. Korunup da rahmete nail olmaniz umUliyle, ifinizden
sizi uyaracak bir adam vasitasiyla Rabbinizden size bir zikir
gelmesine §ll§timz mi?
64. Onu yalanladilar; Biz de onu ve onunla beraber gemide
bulunanlari kurtardik, ayetlerimizi yalanlayanlari suda bog-
duk. <;unkii onlar kor bir milletti.
«<.;iinkii onlar kor bir milletti.» Kalp gozti kor olan kimseye "rectiliin
amin fi'l-basrreti"; gozii kor olana da: "Rectililn a'ma fi'l-basar" denir. Onlar
tevhid, niibtivvet ve 3.hiret konusunda kalp gozleri kor olanlard1r. Dolay1s1yle
· onlar gormezler. Bu korli.ik, gozdeki korltigiin aksine, Allah'm apa<;ik delille-
Ayet: 63-64 A'RAF SURESi / 7 187
rini ve ayetlerini gormeye engeldir. <;unkil gozil a9tk olan kimse, kalb gozti
kapah olamn aksine gormeye giicti yeter. Obiirliniln musibeti daha btiytiktiir.
Anlatild1gma gore ~eyh Beka, bir gtin melik nehri kenannda oturuyor-
du, i9inde askerlerin bulundugu bir gemi ge~ti. Beraberlerinde ic;ki ve meyve-
ler, a91k sac;tk kadmlar, oglan c;ocuklan ve §ark1c1lar vardi. Son derece eglen-
ce ve ta§k1nltk i9indeydiler. ~eyh Beka kaptana: "Allah'tan kork ve Allah'a
yonel" dedi. Soziine kulak asan olmadi. Bunun iizerine ~eyh Beka: "Ey emir
altmda olan nehir! Facirleri cezalandrr" deyince, su tizerlerine dogru ytikseldi,
gemiye kadar 91kt1, bogulmayla kar§1 kar§tya kaldtlar. ~eyh'e seslenerek tev-
belerini ilan ettiler. Su da eski haline dondii. Tevbelerinde sad1k kahp ondan
sonra §eyhi stlc stk ziyaret etmeye ba§ladtlar.
Akilh ki§i, kendinden btiytigtin de kii~iigtin de ogiidiinti kabul eder; 9iin-
kli ogi.it vermek kolay, kabul etmek zordur.
188 RUHU 'L-BEYAN Cuz:B
@ /,
. . ..•.J
~y
65. «Ad kavmine de» dinde degil, nesebde onlardan biri olan «karde~
leri Hfid'u gonderdik.» Milletlere Peygamberin ozellikle kendi kabilelerin-
den gelmesi, onun sozunti daha iyi anlayacaklan, durumunu daha iyi bilecek-
leri ve ona uymaya daha yakm olacaklan i~indir.
«(0 kavmine) dedi ki: 'Ey kavmim!» Yalniz «Allah'a kulluk edin, si-
zin O'ndan ba~ka ilah1n1z» yani Rabbiniz «yoktur.» Hala dti§tinmeyecek,
O'nun azab1ndan « hala sak1nm1yacak m1s1n1z?'»
66. «Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki:» Burada, kavmin ileri
gelenleri ktifUrle nitelendirilmi§tir. <;iinki.i Nuh (a.s.)'un kavn1i gibi bunlann
hepsi kiiftir tizere degildi. Onlardan bir k1sm1 Hfid (a.s.)'a iman etmi§ti. «'Biz
seni» atalar1nm dinini birakt1g111 i9in «bir beyinsizlik i~inde goriiyoruz, ve
ger~ekten seni,» peygamberlik iddianda «yalancdardan san1yoruz.'» Bura-
da Hz. Nuh kavminin kalbleri gibi, Hz. Hud kavminin kalblerinin de pash ve
pis olduguna i§aret edilmektedir.
67. Hfid (a.s.), onlardan kotti soz i~itmesine ragmen, giizel mticadele yo-
lunda giderek -ki her ogtit9tintin boyle yapmas1 gerekir- «'Ey kavmim!' de-
di, 'bende beyinsizlik»ten hi~bir §ey olmad1g1 gibi, onun izi bile «yoktur,
fakat hen alemlerin Rabbinin gonderdigi bir peygamberim.» Yani ben,
son derece rti§d ve dogruluk i~indey im. <;link.ii ben alemlerin Rabbi tarafm-
dan gonderilen bir peyga111berin1. Rti§d, din ve dtinyanm faydah §eylerini bi-
lip anlamaktu. Bu da tam bir ak1lla olur.
190 ROHU'L-BEY.AN Cuz:8
Ad, Reml-i Alec'den Uman'daki ~ahr'a kadar olan yerytizti mamfiresine sahip
olmu§tur. Burada adeta §5yle denilmi§tir: Buna §a§may1n; i§lerinizin fildbetini
ve Allah Teala'n1n sizi hakimler k1ldtg1 vakti dti§tini.in. «Ve» benzeri gortil-
memi§ «yarahh§ta» ve §ekillendirmede «sizi onlardan iistiin kdd1.» Boy,
gii~ ve yap1 olarak kendi zamanlar1nda onlar1n benzeri yoktu. Onlardan uzun
boylusu yliz ar§1n; ktsa boylusu ise altmt§ ar§1nd1. Vehb der ki: "Onlardan bi-
risinin ba§I btiyi.ik bir kubbe gibi; gozli, i9inde ku§Ull yavru yapabilecegi ka-
dardt. Burun delikleri de oyleydi." «0 halde Allah'1n nimetlerini hahrlay1n
ki,» onlan hattrlamak sizi, stlc1nttlardan kurtulu§a ve istenilene kavu§maya
ileten §tikre gotiirstin ve boylece «kurtulu~a eresiniz. '»
70. 0 yiice og~tlere cevap olarak «dediler ki:» Ey Hfid! «'Sen bize>>
ozellikle «tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarim1z1n tapmakta oldukla-
rin1» yani atalanm1z1n tapttklan ilahlan «b1rakmam1z i~in mi geldin?» Biz-
den tek olan Allah'a kulluk etmemizi istiyor, bizi bununla ytiklimlli ktlmay1
m1 kasdediyorsun? «Eger» azabm gelmesi konusundaki verdigin haberde
«dogrulardan isen, bizi tehdit ettigin» o «azab1 bize getir.'»
71. Hfid (a.s.) «dedi ki: 'Art1k size Rabbinizden bir azap ve h1~1m in-
mi~tir.» Y ani inmesi gerekmi§tir. <;i.inkii onun inmesi ytice Allah'm ilmi i9in-
dedir. «Haklarinda» yani onlara tapma konusunda «Allah'tn hi~bir delil in-
dirmedigi, sadece sizin ve atalarin1z1n takttg1 kuru isimler hususunda»
-ki, onlar putlarnu ilfill diye isimlendiriyorlar ve onlann tapmaya lay1k olduk-
larm1 zannediyorlardt. i§in ger~egi, onlann ulfihiyetten ve tapmaya liyakattan
uzak olmalar1du- «benimle tarh~1yor musunuz?» Bunun manas1: Laytk ol-
mad1klan isimlerle isimlendirilen §eyler hakkmda benimle tartl§1yor musu-
nuz? Kottileme, manadan soyulmu§ sadece isimlendirmeye yoneliktir. Boyle-
. ce ismin, bizzat miisemma (isimlendirilen) olmas1 gerekmez. istediginiz §eyi
«bekleyin oyleyse, §iiphesiz hen de sizinle beraber» size inecek azab1
Ayet: 68-72 A'RAF. S0RESi/7 191
«bekleyenlerdenim. '»
72. Sonunda azab indi «ODU>> yani Hud'u «Ve onunla beraber olanlan»
ona inananlan taraftm1zdan gonderilen engin «rahmetimizle kurtard1k ve
ayetlerimizi yalanlay1p da iman etmeyenlerin» yani kilftir ve yalan tizerin-
de 1srar edip bundan kesinlikle geri donmeyenlerin «kokunii kestik.» Y ani,
kok ve damarlarm1 kesmek sfiretiyle onlarm hepsini helak ettik. <;tin.kil bir §e-
yin kokti, onun sonudur. Kavmin sonunu kesmek de, ba§1ndan sonuna kadar
helak edilmeleridir. Burada, kurtulu§ kaynag1n1n Allah'a iman ve O'nun
ayetlerini tasdik olduguna i§aret vardir. Nitekim helfil<in sebebinin ktiftir ve
yalanlama olmas1 gibi.
192 RUH U'L-B EYAN Cuz:8
sine bagh olup, tevhide davetinin pe§inde onlara ilk hitab ettiginde Salih
(a.s.)'dan, ondan sadu olan bir soz degildir. Aksine o sozii onlara ogtit verdik-
ten ve Allah'1n nimetlerini hattrlattiktan sonra soylemi§tir. Buna ragmen onlar
onun soziinii kabul etmemi§ ve onu yalanlami§lardir.
«Bu, Allah'1n size delil olarak gonderdigi devesidir.» Bu ctimle bir
sorunun cevab1du. Sanki kendisine "Bu delil nedir?" diye sorulmu§, o dace-
vaben: "Bu Allah'1n devesidir. Benim peygamberligimin dogruluguna i§aret
eden bir delildir" demi§tir. Devenin Allah'1n ytice ismine izafe edilmesi, onu
tazim i~indir. "Beytullah =Allah'1n evi" denildigi gibi.
Allah'1n mficizelerinden bir mucize olarak «ODU» kendi haline «b1rak1n,
Allah '1n arz1nda yesin,» onun otlamas1na engel olmaym. Yemesine oldugu
gibi i<;mesine de kar1§may1n. «Sak1n ona herhangi bir kotiiliikle dokunma-
y1n.» Yani, Allah'm mficize (delil)lerine hiirmet ifadesi olarak, kottiltigti <;ag-
fl§ttran oldtirme, dovme veya ho§ olmayan bir §eyle ona dokunmaym ve sa-
ta§maytn. «Sonra sizi ac1kh bir azap yakalar .»
74. «Dii§iiniin ki, (Allah) Ad'dan sonra, sizi hiikiimdarlar kdd1.»
Yani Allahii Tealanm sizi Hier topraklarmda htikiimdarlar k1ld1giru, ya da Ad
kavminin helak.inden sonra sizi onlarm yerine getirdigini hatrrlay1n. «Ve yer-
yiiziinde sizi yerle§tirdi:» Yani: Hicaz'la ~am aras1ndaki Hier topraklannda
size.yerle§eeek yer bah§etti: «Onun diizliiklerinde» yiiksek «saraylar yap1-
yorsunuz, daglannda» yani kayalan aras1nda «evler yontuyorsunuz.»
Rivayete gore Hier halk1, yaz1n ovalarda, kI~1n da daglarda yerle§erek hayat-
larm1 siirdtirtirlerdi. Yine soylendigine gore onlar, uzun omiirlii olduklar1 i~in,
daglarda kendiierine evler yontmaya ihtiyac;lar1 vard1; ~iinkti tavanlar ve bina-
lar onlann omiirleri bitmeden eskirdi.
«Artik Allah'1n» size verdigi «nimetlerini hat1rlay1n» yani onlan ko-
ruyun «da yeryiiziinde fesat~dar olarak kar1§1khk ~1karmay1n.'» <;iinkii
Allah'1n nimetlerinin hakk1, onlara §iikredilmesi ve onlardan gaflet edilmeme-
sidir.
75. «Kavminin ileri gelenlerinden» ona iman etmeyip «biiyiikliik tas-
layanlar, i~lerinden zay1f goriilen» yani zay1f ve zelil olarak gordtikleri
«inananlara» alay yoluyla «dediler ki: 'Siz Salih'in ger~ekten Rabbi tara-
f1ndan gonderildigini biliyor musunuz?' Onlar da : '~uphesiz ki biz
O'nunla gonderilene», tevhid ve ibadet esaslar1na «inananlar1z' dediler.»
A.yet: 74-78 A'RAF S0RESi/7 195
Rivayete gore deve, suya varu, ba§rm kuyuya soktugu zaman, ic;indeki
suyun hepsini i9meden ba§ml kaldirmaz, bir damla bile buakmazd1. Sonra da
ayaklarm1 a<;ar ve btittin kaplan doluncaya kadar istedikleri miktarda sagarlar;
i<;erler ve biriktirirlerdi. Soma su i<;mek ic;in gittigi vadinin en yukar1smdan
doner; c;tinkti o, darhgmdan dolay1 suya gittigi yerden donemezdi.
20- Hadisi Buhari, Mtislim ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmi~tir. Hadisin ravisi -yukanda zikre-
dildigi gibi- Cabir ibn-i Abdullah degil , Abdullah ibn-i Omer'dir (mUtercim).
Ayet: 79-80 A 'RAF SURESi/7 197
80. «Lut'u da» peygamber olarak «(gonderdik.)» 0, Lfit ibn Haran ibn
Ebi ibrahim (ibrahim'in karde§inin oglu Haran'm oglu Lfit)dir. Irak Babil'i de-
nen yerdendir. Amcas1 ibrahim'le birlikte ~am'a go~ etrni§, Urdiin'e yerle§-
rni§tir. Allah da onu Sodom ahalisine peygamber olarak gondermi§tir.
ledikleri ve hem de bunu ilk olarak icat ettikleri ic;in kmamaktadII ki, bu ikin-
cisi daha kotiidilr.
81. «Siz» Allah'1n sizin ic;in milbah kdd1g1 «kad1nlar1 b1rak1p da §eh-
vetle erkek1ere gidiyorsunuz.» Buradaki "erkeklere gidiyorsunuz" ifadesi
a§Irl §ekilde k1namak suretiyle, o fuh§un a~1klanmas1dir. "Sehvet" ten soz
edilmesiyse, onlann hayvanlara yara§an bir davrant§ ic;inde bulunduklann1n
gosterilmesi ic;indir. Aynca burada, dikkat c;ekilen konulardan biri de akh ba-
§mda bir insarun cinsel ili§kide bulunmasmm sebebi ~ocuk edinmek ve tiirtin
devam etmesini istemek i9ill olmah, cinsel arzuyu tatmin etmek ic;in olmama-
hdrr.
«Dogrusu siz, haddi a§an bir kavimsioiz.'» Siz her §eyde a§trI gitmeyi
adet haline getirmi§ ve konulan me§rO s1nrrlar1 a§may1 ah§kanltk edinmi§ bir
topluluksunuz. Bundan dolay1du ki, §ehvetlerini giderme konusunda a§rr1 git-
mi§, o hususta me§rO olc;iiler ic;inde belirlenmi§ olan Slillfl ~mt§lard1r.
82. «Kavminin cevab1: 'Onlar1» yani LOt'u ve ona inanan taraftarlar1ru,
«memleketinizden ~1kar1n.» Buradaki memleketten amac;, onlarm ya§ad1kla-
n "Sodom"dur. «<;iinkii onlar fazla temizlenen insanlarmt§!' demelerin-
den ba§ka bir §ey olmad1.» Onlar1n bu sozleriyle kasdettikleri §ey, Lilt (a.s.)
ve ona tabi olanlann, fuh§iyattan temiz olmalandrr. Haliyle bunu, onlarla alay
etmek ve dalga gec;mek iirin soylemi§lerdir.
83. «Biz de onu» yani Lfit'u «ve kar1s1ndan ba§ka» iki k1z1 ve ona
iman eden diger kimselerden olu§an «aile efrad1n1» -ki "ehl" kendisine nis-
bet edilen ozel cemaatidir- «kurtard1k, ~iinkii karis1 geride kalanlardan»
yani, kfilirlerden «idi.» Dolay1s1yla memleketlerinde kahp orada helak olan-
lardan oldu. Burada Lilt (a.s.)1n kar1s1, kendisine inanmad1g1 ic;in, aile
efradmdan istisna edilmi§tir.
84. «Ve iizerlerine (ta~) yagmuru yagd1rd1k.» Bu oyle bir yagmur ti.i-
ril idi ki, ta§tan ibaretti. Dolay1s1yla ilzerlerine yagmur yagd1nr gibi, ta§ yag-
drrd1k demektir. «Bak ki giinabkarlar1n sonu nasll oldu!» Yalanlay1c1
kafirlerin durumlannm sonunu dti§tin; onlara nastl muamele yapt1g1m1za bir
bak! "Bak ki'' ifadesi, durumlanndan §a§trmalan ve yaptiklar1ndan sakmma-
lar1 i~in, dii§tince ve nazar sahibi olan herkese hitaptrr.
21- Hadisi Ebu Davud Nikah babmda rivayet etmi~tir. Bkz. ClJmiu'l-Usul, 3/55 l.
200 RUHU'L-BEYAN Ciiz:B
Ayet: 85 A'RAF SURESi/ 7 201
/
.
85. ibrahim (a.s.)'in oglu Medyen kabilesine mensup «Medyen'e de» iy-
lerinden biri, yani nesebde «karde~leri» olan «~uayb'1» ~uayb ibn Mlkil
ibn Ye§clir ibn Medyen'i Peygamber olarak «gonderdik.» ~uayb (a.s.)'a,
kavmine giizel bir §ekilde hitabettigi i9in "Peygamberlerin hatibi" denilirdi.
Kavmi ise kafirlikleri yanmda ol9ti ve tartida haks1zhk yaparlard1. «Dedi ki:
'Ey kavmim!» Bir olan «Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan ba~ka ilah1n1z
yoktur. Size» her §eyinizin sahibi «Rabbinizden» biiyi.ik ve «a~1k bir delil,»
yani mficize «gelmi~tir.» Kur'anda peygamberimizin bir9ok miicizeleri zikre-
dilmedigi gibi, ~uayb (a.s.)'m mucizesi de zikredilmemi§tir. «Arttk ol~iiyii,
tart1y1 tam yap1n.» Olc;ii ve tart1yla insanlarm haklarm1 eksiksiz olarak yeri-
ne getirin, «insanlarin» satm aldt.klar1 «e~yalar1n1 eksik vermeyin.» c;unkii
Medyenliler, btiytik veya kti9iik, az ya da yok demeden, olytiyti eksik yap1yor-
lardi. ~tiphesiz olc;ti ve tart1da insanlarm e§yalann1 eksiltmek nefsin al9akhg1,
ba§kasm1 dti§iinmeme, hrrs1n galebesi, istek ve zulmiin pe§inden gidilmesin-
dendir. Bu kotii s1fatlar, nefislerin huylanndandtr.
~er'i
emirler bu s1fatlar1 degi§tirme ve nefsi temizlemek iyin gelmi§tir.
c;unkti Allahti Tefil.a, yiice §eyleri sever, adi §eylere de bugzeder. Hadiste:
"Bir davar siirusune gonderilen iki a~ kurdun o suruye verdigi zarar, ki~inin
mal ve ~ohrete olan hzrsindan daha fazla degildir." <22>buyurulmu§tur.
«Isiah edildikten» yani, durumunu ve halk1n1, §eriatleri ytirtirliige koy-
mak sfiretiyle peygamberlerin ve onlara uyanlann dilzeltmesinden «sonra»
kafirlik ve sap1k.hkla «y.eryiiziinde bozgunculuk yapmay1n. Eger inanan-
lar» yani beni bu soztimde tasdik edenler «iseniz, bunlar» yani emir ve ya-
saklara riayet «sizin i~in daha hay1rhd1r.» ,,
86. «Tehdit ederek, inananlar1 Allah yolundan», yani O'nun §eriattn-
dan ve kullar1 is;in ses;tigi dininden «ahkoyarak ve o yolun» kalblerine §tip-
heler koyup «egriligini arayarak» veya o yolu egrilikle niteleyip oyle olma-
sm1 istiyerek «oyle her yolun ba~1nda oturmay1n.» Oyle din yollanndan her
birinin ba§1na tehdit ederek, §eytan gibi korkutarak oturmaym. c;unk.ii o §ey-
tan §Oyle demi§ti: "And i~erim ki, ben de onlan saptirmak ifin senin dogru
22~ Hadisi Tirmizi Zuhd'de rivayet etmi~ ve "bu, sahih bir hadistir" demi ~tir.
Ayet: 85-88 A 'RAF SURESi /7 203
yoluna oturacaglm." (A'raf: 16) Onlar din i~in ~ab~an birini gordtiklerinde
ona engel oluyorlardt.
Denilir ki: Gozetleme yerine oturup Hz. ~uayb'm yanma gitmek isteyen-
lere: "O bir yalanc1drr, salon seni dininden dondi.irmesin" diyorlar ve ona ina-
nanlan tehdit ediyorlardt. «Dii§iiniin ki siz az idiniz de 0 sizi» nesilde ve
malda bereket vermek sfrretiyle «~ogalth»; zay1fken gii9lii, fakirken de zen-
gin oldunuz. «Bak1n ki» Nuh, ondan sonra gelen Ad, Semfid ve benzeri ka-
vimler gibi ge9mi§ iimmetlerden «bozguncularin sonu nasd olmu§tur!» On-
lardan ibret alm, yollanndan gitmekten sakm1n.
87. «Eger i~inizden bir grup» §eriat ve hiikiimler konusunda «henimle
gonderilene inan1r, bir grup da» ona «inanmazsa, Allah aram1zda>> yani,
iki grup aras1nda, hak iizere olanlann batil tizere olanlara galip gelecegi konu-
sunda «hiikmedinceye kadar sabredin», bekleyin. (_;iinkii o hiiktim, mii'min-
ler i9in bir vaad, kMirler i9in de tehdittir. «O hakimlerin en hay1rhs1dtr'»;
9tinkii O'nun hiikmtinti hi9 kimse degi§tiremez ve onu saptiramaz. 0, hiikme-
denlerin en adilidir.
88. Hz. ~uayb (a.s.)'m bu ogiitlerini dinledikten sonra «kavminden ileri
gelen kibirliler dediler ki: 'Ey ~uayb! Kesinlikle seni ve seninle beraber
inananlan», size olan kinimizden otiirii ve sizin fitnenizi uzakla§trrmak iyin
«memleketimizden ~1karacag1z.» Burada kibirlilerin i§inin ve zorbalann
adetinjn iiste ~tkma olduguna i§aret edilmektedir. Bunun da sebebi nimetler-
den dolay1 §lrnarmalar1 ve zenginlikten ottirii de t~k1nhk yapmalar1drr. «Ya-
hut dinimize doneceksiniz.» Buradaki "donmek" fiili ilk bulunduklan duru-
ma yeniden donmek anlam1na gelir. Bilindigi gibi ~uayb (a.s.) onlarm dinleri
tizerine degiJdir. Ancak "donmek" ona ve onunla birlikte inananlara isnad
edilmi§tir. Buda taglib yoluyJa olmu§tur. Boylece "donmek" ancak onlar hak-
ktnda dil§iiniilebilir. (23> Boylece ayetin anlam1 §6yle olur. "Allah'a yemin ol-
sun ki, kesinlikle iki durumdan biri olacaktir." Sanki diyorlar ki: Dinimize
girmedik~e sizi aram1zda buakmay1z.
23- Hz. ~uayb (a.s.)'a tabi olanlar onceden ktifi.ir tizere idiler. Onun i~in "tekrar donme" ifadesi
onlar hakkmda kullamlm1~trr. (Mtitercim)
204 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
90. Hz. ~uayb (a.s.) ve onunla beraber olan inananlarm imandaki ciddi-
yetlerini mii§ahede ettikten ve kavim,Ierinden inananlarm kendilerine uymala-
nn1 istemelerinden korktuklar1 ic;in, onlara engel olmak ve ondan (~uayb'dan)
tiksindirmek i~in , ki.iftir iizerinde 1srar eden «kavminden ileri gelen
kafirler» cemaatlerine «dediler ki: 'Eger ~uayb'a uyar», dinine girer ve ba-
balann1zm dinini birakrr «San1z, o takdirde siz» hidayetinizle sapikhg1 satin
ald1g1rnz i9in «mu ti aka ziyana ugrars1n1z. '»
ise: "..Zulmedenleri ise korkunf bir gurultu yakalad1 da ... " (Hud: 94) <24) de-
nilmi§tir. Burada onlan yakalayan §ey Cebrail'in sesidir ve belki de o, §iddetli
bir depremm ba§lang1c1drr. Helak olmalan, bazan yak1n bir sebebe, bazan da
uzak bir sebebe isnad edilmi§tir.
ibn Abbas der ki: "Yer onlan sarstt ve onlara §iddetli bir s1cakhk isabet
etti. Boylece iizerlerinde bir bulut yiikseldi, ona dogru gidip ondan rahmet is-
tediler. Altma geldiklerinde Cebrail'in naras1yla birlikte onlann tizerine azab
alatt1."
Diz tistti helfilc olmalar1yla ilgili olarak ibn Abbas der ki: "Allah, onlara
kar§I cehennemden bir kap1 aytl ve buradan i.izerlerine §iddetli bir s1cakhk
gonderip nefeslerini kesti. Evlerin iyine girdiler, ancak onlara ne su, ne de
golge fayda verdi. S1cakhk onlan pi§irdi. Bunun tizerine Allah, i9inde temiz
bir hava bulunan bir bulut gonderdi. Havan1n serinligini ve temizligini, bulu-
tun golgesini hissettiler. Bu sebeple "ona gidiniz" diye bagn§arak buluta dog-
ru gittiler. Erkekler, kad.mlar ve c;ocuklar onun altma toplandlklannda, Allah,
onlarm i.izerine bir ate§ tutu§turdu, yerde onlar1 sarst1 da, lozarm1§ c;ekirgenin
yand1g1 gibi yandilar, kill oldular. Bu, golgesine s1gmdiklan bulutun tizerleri-
ne 9okiip helak etmesidir."
93. ~uayb «onlardan yiiz ~evirdi ve dedi ki: 'Ey kavmim! Ben size
Rabbimin sozlerini bildirdim ve size ogiit verdim.» Bunu, helak olduktan
sonra onlara, iiztildtigiinden ve onlar iizerindeki §iddetli htiznilnden dolay1
24- Ancak Ankebut suresinde "~iddetli bir deprem" Hild suresinde ise -yukarda oldugu gibi-
"korkunf bir gii.ra/tu" olarak zikredilmi§tir. (Mlitercim)
206 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
101. «i§te» ach ge9en timmetlere ait «O iilkeler -ki sana onlar1n» i~eri
sinde ders ve hatrrlatma bulunan «haberlerinden bir k1sm1n1 anlabyoruz-
andolsun ki,» o helak edilen iimmetlerden her birine, kendilerine ozel olarak
gonderilen «peygainberleri onlara apa~1k deliller», yani kesinlikle iman et-
meyi gerektiren, peygamberliklerinin dogruluguna i§aret eden apa9Ik
mficizeler «getirmi§lerdi. Fakat onceden» yani peygamberler gelmeden on-
ce «yalanlad1klari ger~eklere iman etmek istemediler.» Y ani kendilerine
peygamberler geldiginde o toplumlardan hi9biri iman etmiyor, aksine yalan-
lamalar1na devam ediyorlad1. «l§te» deliller ve hat1rlatmalann etki etmedigi,
ach ge9en ve diger ba§ka «kafirlerin kalblerini Allah boyle» saglam ve §id-
detli bir §ekilde «miihiirler.» Ge9mi§ i.immetler i9indeki kafirlerin kalblerini
nas1l mtihtirlemi§se onlann kalblerini de oylece miihtirler. T1pki, haklarmda
ebedi olarak iman etmemeleri takdir edilen kafirlerin kalblerini mtihi.irledigi
gibi...
102. «Onlartn ~ogunda sozde durma diye bir §ey bulamad1k.» <;un-
kti onlar, yoksulluk ve darhk dokundugunda Allah'a vermi§ olduklar1 sozti,
. §oyle diyerek bozdular: "... Andolsun eger bizi bundan kurtanrsan mutlaka
§iikredenlerden olacagzz ... " (Yunus: 22)
Ayet: 101 -102 A'RAF SURESi/7 211
25- Hadisi , yukarda oldugu gibi, Abdurrahman ibn Avf degil, Avf ibn Malik rivayet etrni§tir.
(Mtitercim).
26- Hadisi MUslim, Ebfi Davud ve Nesai Zekiit kitabmda; ibn Mace Cihad kitab1, Bey'at Ba-
bmda rivayet etmi§tir. (Hadis numaras1: 2867) Bkz. Camiu'l-Usal, 1/254.
212 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
104. Musa dedi ki: "Ey Firavun! Ben alemlerin Rabbi ta-
raftndan gonderilmi§ bir peygamberim.
105. Allah hakktnda gerfekten ba§kasim soylememek be-
nim iizerime borftur. Size Rabbinizden afik delil getirdim, ar-
tzk israilogullanni benimle gander."
106. Dedi ki: "Eger bir mucize getirdiysen ve gerfekten
dogru soylii.yorsan onu goster bakalim."
107. Bunun ii.zerine Musa asasini ath, birden o, apaftk bir
ejderha oluverdi!
108. Ve elini ftkardi birden o da bakanlar ifin bembeyaz
bir §ey oldu.
109. Firavun kavminden ileri gelenler dediler ki: "Dogrusu
bu f ok bilgili bir sihirbazdir.
110. Sizi yurdunuzdan fikarmak istiyor." (Fir~vun dedi ki):
"0 halde ne buyurursunuz?"
111. Dediler ki: "Onu da karde§ini de beklet, §ehirlere top·
layicilar yolla.
112. Biitiin bilgili sihirbazlari sana getirsinler."
113. Sihirbazlar Firavun'a geldi ve "Eger iistun gelen biz
olursak, bize kesin bir miikafat var mi?" dediler.
114. (Firavun): "Evet, hem de siz mutlaka yakinlanmdan
olacaksiniz" dedi.
. 115. (Sihirbazlar) "Ey Musa! Ya sen at, veya biz atalim"
dediler.
116. "Siz atin" dedi. Onlar atinca, insanlarin gozlerini bii-
yii.lediler, onlan korkuttula.r ve biiyuk bir sihir meydana getir-
diler.
103. «Onlardan» yani Nub, Hild, Lftt, Salih ve ~uayb (a.s.) gibi ad1 ge-
9en peygamberlerle ilgili olaylann arkas1ndan, daha «sonra Musa'y1 mucize-
lerimizle Firavun ve kavminin ileri gelenlerine gonderdik. Mucizeleri
inkar ettiler» ve onu sihir olarak gormekle haks1zhk ederek, kendi yerinden
ba§ka bir yere koydular. «Arna» ey bakma ve dti§tinme durumunda olan ki§i!
AkII goziiyle, kendilerine yapttg1mtz §eyin keyfiyetine «bak ki, fesat~dann
214 ROHU'L-BEYAN Cuz:9
"Onlardan sonra Musa'yz ... gonderdik" diyerek bunu m~tk9a dile getir-
mek, Musa (a.s.)'m peygamber olarak gonderili§inin, birbiri arkasrndan pey-
gamberlerin gonderili§iyle ilgili ilfilli kanunlar dogrultusunda cereyan ettigini
bildirmek i<;indir. <;unkti ytice Allah, yaratttklarma olan sonsuz rahmeti gere-
gi, yok olu§la kar§1 kar§iya kalan her kavme, bir peygamberden sonra digerini
gonderir. T1pkl bir kavimden sonra ba§ka bir kavmi, bir nesilden sonra da
ba§ka bir nesli gondermesi gibi. Onlan, mucizelerin ortaya 91k1§1yla, tabiat
karanhklar1ndan hakikat nuruna 91karmak i<;in, peygarnberlerin elleriyle mu-
cizeler ger9ekle§tirir. c;unkii 9ogu zaman bir9ok kimse, <linden ve onun ger-
9eklerinden habersiz, dtinya denizine dalmt§, hayvani ve nefsani §ehvet ve
lezzetler ivinde bitip tiikenmi§lerdir.
Yi.ice Allah'1n Musa (a.s.) ile gonderdigi mucizeler dokuz tanedir. Bun-
lar: Asa, beyaz el, klthk, meyvelerin noksanla§mas1, tufan, ~ekirge, bitkilere
musallat olan bit, kurbaga ve kandrr. Bunlardan ileride soz edilecektir.
Firavun'un ismi Kabus'tur. Velid ibn Mus'ab ibn Reyyan oldugunu soy-
leyenler de vardir. Kipti olup dortytiz yildan fazla ya§aml§tlr.
106. Firavun «Dedi ki: 'Eger» iddia ettigin gibi, seni peygamber olarak
gonderen Allah taraf1ndan «bir mucize getirdiysen ve ger~ekten dogru soy-
luyorsan,» iddia ettigin konuda dogruysan, «onu» benim yanrmda «goster
bakahm.'>> Onu goster de, dogrulugunu isbat et.
107. «Bunun iizerine Musa asas1n1», elindeki bastonunu elinden yere
«attI, birden o,» at yelesi gibi yelesi clan, san renkli, «apa~1k» erkek bir y1-
lan oldugundan §i.iphe edilmeyen «bir ejderha oluv~rdi!» Rivayete gore
Musa (a.s.), asaslill yere atmca, asa, ttiylti, agz1 a~1k bir ejderha olmu§, sonra
Firavun'a dogru yonelmi§, Firavun ondan kurtulmak i9in kactmca, insanlar da
panige kapllarak ka~I§maya ba§lam1§lar. Bunun tizerine Firavun: "Ey Musa!
Seni peygamber olarak gonderen a§kina, onu yakala. Ben sana inamyorum ve
israilogullann1 seninle birlikte gonderecegim" dedi, o da yllan1 tutunca, yilan
tekrar asa oldu.
109. «Firavun kavminden ileri gelenler» -ki onlar onun me§veret ar-
kada§lanyd1- «dediler ki: 'Dogrusu bu» sihir ilminde «~ok bilgili», bu ko-
nuda oldukc;a ustala§ffil§ «bir sihirbazd1r.» 0 zamanda sihir revac;ta oldugu
ic;in insanlar Hz. Mfisa'n1n sihir ilminde ihtisas sahibi, o hususta c;ok ileri ol-
dugunu ve bu sahadaki ilmini mtilk ve peygamberlige vesile kild1gm1 zanne-.
diyordu. Bundan dolay1 §Oyle diyorlard1:
111- 112. Firavun'a «dediler ki: 'Onu da karde~ini de» yani Harunu
216 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
da «beklet.» Yani onlar haklonda herhangi bir §ey yapmak i<rin acele etme;
yapacag1n §eyi ertele. Sonra da «~ehirlere» biltiln iilkenin sihirbazlann1
«toplay1cdar» yani onlan toplayan gorevliler «yolla.» Oralarda bulunan «bii-
tiin bilgili», sihirde usta «sihirbazlan,» toplay1p «sana getirsinler-. '»
Lfigatta sihir, goz boyayarak hile yapmak anlamma gelir.
114. «(Firavun): 'Evet,» size mtikafat var ve «hem de» bununla birlik-
te «siz mutlaka>> benim kattmdaki riltbe bak.1m1ndan en «yak1nlanmdan
olacaks1n1z' dedi.» Keib!: "Firavun'un onlara: 'Meclisime ilk girenlerden
olacaksm1z' dedigini soy lemi§tir•
II
124. Yukar1daki tehdit, ktsa bir tehdittir. Bunun aynntilan ise §6yledir:
«Mutlaka ellerinizi ve ayaklarin1z1 ~aprazlama» yani sag ellerinizi ve sol
ayaklann1z1 «kesecegim, sonra da hepinizi», sizi rtisvay etmek ve ba§kalar1-
na ibret olmas1 i9in, Misrr nehri kenanndaki hurma agacma «asacag1m.'»
125-126. «Onlar» elde ettikleri imanda sebat ederek: «'Biz zaten»
eninde sonunda oltim yoluyla «Rabbimize donecegiz.» 0 baklffidan senin
tehdidine ald1n§ etmeyiz. Boylece onlar, bu tehdidi, adeta Allah'a kaVU§mak
i9in can atarcasma yerine getirmesini istediler ve §oyle devam ettiler: «Sen
sadece Rabbimizin ayetleri bize geldiginde onlara inand1g1m1z i~in biz-
den intikam ahyorsun.» Bizi bu ytizden kotiiltiyor ve ay1phyorsun. Halbuki
o ayetlere iman, amellerin en hayrrhs1dir. Seni ho§nut etmek i9in bizim ondan
yiiz \:evirmemiz soz konusu olamaz.
Sonra Allah'a s1gmarak «Ey Rabbimiz!» Firavun'un tehdidine kar§l
«iistiimiize sab1r yagd1r ve bizi» fitneden uzak olarak bag1§ladtg1n islfun ni-
meti tizerinde sebat eden «Miisliiman olarak oldiir' dediler.» ibn Abbas,
bunun tizerine Firavun'un, sihirbazlar1 kestirerek M1srr'daki Nil nehrinin ke-
nannda asttgm1 soy ler.
220 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
Denildigine gore Firavun kavmi i9in kendi sftretinde bir put yaptirmt§
ve kendisine yak1n olmak i9in ona tapmalann1 emretmi§ ve bunun ic;in "Ben
sizin en yi.ice Rabbinizim" demi§tir.
rin durumlanndan ibret alacak, onlann akibetini dti§tinecek misiniz diye ba-
kar.
27- Muslim, Sahih'inde rivayet etmi§tir. Hadisin devamt §Oyledir: "O ha/de dz~nyadan koru-
mm, kadmlardan da korunun! <;iinkii isrchlogullanmn ilkfitnesi kadmlarda idi."
Aye t: 130-131 A'RAF SORESi /7 223
ibn Mes'ud der ki: "Ugursuzluk sayma, ancak ugursuzluk sayana zarar
verir." Bunun anlam1 §Udur: Her kim, yasaklanmt§ ugursuzluk saymada bulu-
nursa, arzu etmedigi §ey b~ma gelir. Ancak kim korku - limit dengesi i9inde
Allah'a kalbini baglar, korkutucu sebeplerden ilgisini keser, emrettigi kelime-
leri soyler ve bunu gen;ekle~tirir de Allah'a tevekktil eder ve O'na gtivenirse,
ugursuzluk ona zarar veremez. Burada, Allah'1n emrettigi "Kelimeler"den
murad ise hadiste: "Allah 'Lm! Senin ugursuz say1p saymamandan ba§ka bir
ugursuz say1p saymama; senin iyiliginden ba§ka bir iyilik yoktur. Senden
ba§ka ilah da yoktur. Giif ve kuvvet yalniz Allah'mdir. Allah'm diledigi olur.
i yilikleri getiren ve kotiiliikleri goturen yalniz Allah'tzr. Ve ben §ehadet ede-
rim ki, Allah her §eye kadirdir" <29) §eklinde ifade edilen kelimelerdir. Ki§i
bunu der ve i§ine devam eder.
-~ihab (alev)'1n.
-Neredensin?
-Harka (hararet)'dan
-Nerede oturuyorsun?
-Harra'da (Harra, yanm1§ gibi siyah ta§h topraktir).
Bunun tizerine Omer:
-Ailene yeti§, yandilar, der.
Adam eve gittiginde ailesini yanm1§ olarak bulur.
30- Hadisi Buhari ve MUslim: "Ugursuzluk anlayi§l iidet olarak ancak u~· §eydedir: Atta, ka-
dmda ve evdedir" ~eklinde riv ayet etmi~lcrdir.
226 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:9
31- Hadisi ibn Mace "Et'1me" (yiyecel<ler)de, Ahmed de Miisned'de rivayet e tmi§tir. 2/97.
Ayet: 132- 134 A'RAF SURESi/7 227
giz." Bunun tizerine Musa Allah' a dua etti. Sulan tatlandr. Tekrar
kafirliklerine dondtiler. Bu ha1, gark olma olayma kadar boyle devam etti.
134. Adi ge9en tufan ve diger «azap» lar, yani o cezalar «iizerlerine ~o
ktince,>> her defasmda: «'Ey Musa! Sana verdigi soz hiirmetine, bizim i~in
Rabbine dua et, eger bizden» tizerimize 9oken «azab1 kald1rirsan, mutla-
ka sana inanacag1z ve muhakkak israilogullar1n1 seninle» mukaddes top-
rak olan babalarmm yurduna «gonderecegiz'» ve onlan boyunduruktan ve
zor i§lerden sa11verip serbest b1rakacag1z «dediler.>>
Buradaki "soz" (ahd) den murad, peygamberliktir. Yani bizim i9in Rab-
bine dua et, Allah'1n sana verdigi soz, yani peyga1nberligin htirmetine bizden
azab1 kaldirs1n. <;i.inkii peygamberligin hakk1 ve geregi, ba~lanna gelen bela
ve s1kmtilann uzakla§tlnlmas1 ic;in peygamberin, timmeti i<;in dua etmesidir.
228 RUHU'L-BEYAN Cl1z:9
135. «Biz, ula§acaklan bir miiddete» yani smirh bir zamana «kadar»
-o da gark olma vaktidir- «onlardan azab1 kald1r1nca» dti§tintip ta~1nmadan
«hemen sozlerinden doniiverdiler.»
Ayet: 135-137 A 'RAF S0RESi /7 229
hakim k1lacaguu ... va'd etti." (Nur: 55) "Yeryiizu"nden murad, Arap ve acem
kafirlerinin yerleridir. Hadiste: "Siiphesiz Allah yeri benim if in bir araya ge-
tirdi. Boylece dogu ve batz taraflanni gordiim. Suphesiz ummetimin miilkii
benim if in bir araya getirilen yere kadar ula§acaktir." (32>
32- Bu, hadls'in bir ooli.imtidtir. Mtislim, Ebu Davud, Tirmiz1, Ahmed b. Hanbel ve ibni Mace
rivayet etmi§lerdir. Bkz. el-F ethu'l-Kebfr, 1/336.
Ayet: 138- 140 A'RAF SURESi/7 231
ko§tular.
142. Musa ile otuz gece sozle§tik ve ona on (gece) daha ilave
ettik. Boylece Rabbinin tayin ettigi vakit, kuk geceye tamamlan-
di. Musa karde§i H arun 'a dedi ki: "Kavmim ifinde benim yeri-
me gef, onlari islah et, bozgunculann yoluna uyma."
143. Musa tayin ettigimiz vakitte gelip de Rabbi onunla ko·
nu§unca: "Rabbim! Bana (zatmi) goster; sana bakayim!" de-
di. (Rabbi:) "Sen beni asla goremezsin. Fakat §U daga bak,
eger o yerinde durabilirse sen de beni goreceksin!" buyurdu.
Rabbi o daga tecelli edince onu paramparfa etti, Musa da
baygin dii§tii. Ayilinca dedi ki: "Seni noksan sifatlardan ten-
zih ederim, sana tevbe ettim ve ben inananlarin ilkiyim."
144. (Allah) "Ey Musa, dedi, ben risaletlerimle ve (sana)
konu§mamla seni insanltJnn ba~ma sertim. Sana verdigimi al
ve §-Ukredenlerden ol".
142. Bana ibadet etmesi i9in «Musa ile otuz gece»yi tamamlamas1 veya
otuz gece beklemesi i~in «sozle~tik ve ona on (gece) daha ilave ettik. Boy-
lece Rabbinin» onun i9in «tayin ettigi vakit, kirk geceye tamamland1.»
"Va'd", bir faydan1n, gen; ekle§mesinden once ula§mas1n1 haber vermekten
ibarettir.
Teala, orucuna Zilhicce'den on giin daha ilave ehnesini emretti. Sonra Musa
(a.s.) milnacat i9in daga dogru hareket etlnek istediginde, Allah ona, Allah'm
kendisine bah§ettigi h1tfu mii§ahede etineleri i~in, kavminden dtirtist, alalh
yetmi§ ki§i se~mesini emretti. 0 da oyle yapti. Karde§i Harun'u da kavmi
i~inde kendi yerine birakti. Nitekim Allahii Teala buyurdu ki:
«Musa» daga hareket etmeden once «karde~i Harun'a dedi ki: 'Kav-
mim i~inde benim yerime ge~» ve yapttldan ve terkettikleri §eylerde onlan
kontrol et, islah1 gereken durumlannda «onlar1 1slah et,» onlar i~inde f esada
yer vermeyen davran1§la hareket et, «bozguncular1n yoluna uyma. '» Senden
bozgunculuk isteyene uyma ve ona davet edene itaat etme. <.;tinkii Musa (a.s.)
zaman zaman kavminin <;ok aykln davran1§larma tanlk oluyordu. Bundan otii-
rii onlann durun1lan hakkmda karde§ine tavsiyede bulunniu§tU.
Eger "Ni<;in Allah diger peygamberlerle degil de, sadece Musa (a.s.)'la
kar§thkh konu§tu?" denecek olursa, cevaben denilir ki: c;unkti Mfisa'n1n oldu-
gu gibi, diger peygamberlerin, Firavun, Haman, Karun ve Y ahudiler gibi dii§-
manlar1; onun kavminden daha edepsiz, daha katl kalpli kavimleri yoktu.
Bundan dolay1 Allah onu, ozel konu§mas1na muhatap k1ldi. Gormilyor mu-
sun, K1ptl sihirbazlar ilk davetinde iman ettiler de, Y ahudilerden bir kavim,
birc;ok mucizelere tan1k olduktan sonra inkar etti. Bunun ilzerine Allah onu,
kavmi i9inde imtihana tabi tutuldugu belalara tahammiil edebilmesi ic;in,
kendisiyle konU§illak suretiyle destekledi.
Musa, Rabbinin kelinun1 i§itince O'nu gormeye kaf§I i§tiyaki artt1 ve: "Bu,
haberin lezzeti! Peki ya gonnenin lezzeti na<i1ldrr?" dedi. O'nu gorrnek istedi.
Bil ki, bedenler iyi g1dalarla geli§ir; haller de vakitlerin iyi degerlendiril-
mesiyle iyi olur. 0 halde cesedinin g1das1, helal §eylerden ald1g111 besinler; ru-
hunun g1das1 da, halvet vakitlerinde ibadet g1dalanyla geli§tirdigin §eydir.
Kaplar temiz oldugu mtiddet<;e, i<;indeki mana cevherleri panldar. Basiret go-
ztin korelmi§se, kalb gozleri su ft§ktran; ic;leri marifet nurlanyla dolan bir ce-
maatin mertebelerine ula§maya 9al1§mak senin neyine? 0 halde sende olma-
yan §eye sahip 9Ikma. Allah'in senden bildigi §ey, sana yeter. Sana dti§en, kil-
9i.iklerin duru~u gibi durmak; btiytiklerin edebiyle edeplenmektir.
A.yet, ehl-i slinnet ve cemaatin Allahti Teala'y1 gormenin cfilz olduguna
ili§kin delilidir. <;tinkti Musa (a.s.), gormeyi istedigi zaman caiz olduguna
inanmi§tlr. Ve Allah'a kar§I, cevaz1 caiz olmayan §eye inanmak ki.iftirdtir.
«(Rabbi:) 'Sen beni asla goremezsin. Fakat §U ,daga bak,» yani beni
gormeyi isteme; 9tinkti sen buna dayanamazsm, ancak seninle benim arama,
senden daha gii9lti olan ve senin kaq 1nda bulunan §U dag1 koy, «eger o yerin-
de» sabit ve hareketsiz olarak «durabilirse, sen de beni goreceksin!' buyur-
du.>> Bana bakmaya gti9 yetireceksin. Yerinde duramazsa, sen bana bakmaya
gti9 yetiremezsin. <;link.ii <lag, sertligiyle birlikte tecelliden etkilenir, buna da-
yanamaz; aksine yerle bir, parampar9a ve dtimdilz olursa, korkun<; §eyleri
mti§ahede anmda deh§ete dti§en insan nastl dayanir? Bu durum, azamet sahibi
(Allah'1) mii~ahede an1nda nasil olur? Allahii Teala ayette "bana bakamazs111"
anlam1nda "len tenzure ileyye" demedi de "Len terani'', yani "beni asla gore-
mezsin" buyurdu. <;unkti istenen §ey beraberinde idrak de olan "ri.i'yet"tir.
Yoksa gortilen §eye dogru gozbebeginin yevrilmesinden ibaret olan "nazar"
yani bakmak degildir. <;tinkii baz1 durumlarda ''nazar"da idrak olmaz. Buda
ayru zamanda bizim iyin delildir. <;unkti "len lira= Hi9 gortihniyecegim" de-
medi. Eger goriilmeyecek olsayd1, elbette gortilmiyecegini haber verirdi.
<;iinkii durum, a91klamaya ihtiya9 duyulan bir durumdur. 0 da gortilmesinin
imkans1zhgma degil, aksine gormek isteyenin O'nu gormekten aciz olduguna
i§aret eder. <;unkti gorme, gormek isteyenin gonnek i9in haz1rhkh olmasm1n
hasil olmas1na bagbdu.
men etmesindeki ilahi hikmet nedir?" dersen, cevaben derim ki: Gorme, diin-
yadaki en son llituftur. Diinyadaki en son liituf da mahlukatm en §ereflisi i~in
dir. 0 da, Mirac gecesinde ba§min iki goziiyle (33 > Rabbini mti§ahede eden,
Makam-1 Malunud'un sahibi, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'dir.
Mfitezilenin, '"len" kelimesi, nefyin sonsuzlugunu ifade eder" sozu
Lfigat alimlerince asils1z bir iddiadl! ki, hi~bir muteber kitap ve sahib rivayet
dogruluguna §ehadet etmez. Batil olduguna Allahil Teala'nm yahudilerin s1fa-
t1 hakk1ndaki §U ayeti(nde kullantlan "len" kelimesi) delalet eder: "Hi9bir Za-
man olumu temenni etmiyeceklerdir." (Bakara: 95) Halbuki onlar k1yamet
giiniinde oliimti temenni ederler ve derler ki: "Ey Malik! Rabbin bizim i~imizi
bitirsin!" (Zuhruf: 77), ve "Ke§ke onunla (olilmumle) her i§ olup bitseydi!"
(Hakka: 27)
Musa (a.s.)'nm Allah'1 goremiyecegini haber verme, mfitezilenin dedigi
gibi, ebed1 olarak goremeyecegine i§aret etmez.
«Rabbi o daga tecelli edince» azameti onda gortindil, emir ve kudreti
ona aksetti ve kilyilk parmakla ba§parmak aras1 miktar1nca, hicab1ndan nuru
gortindti ve «onu parampar~a etti.» Sehl ibn Sa'd es-Sfildi §oyle demi§tir:
"Allah, yetmi§ bin perdeden dirhem miktarmca bir nur izhar etmi§tir." Btiyilk
yaratd1§1na ragmen dag1n ba§ma gelen bu olursa, (yani param parya olursa),
ya zay1f ademoglunun hali ne olur? Baz1 alimler derler ki: "Allah, Musa (a.s.)
iyin dag1 feda etmi§tir. Eger Musa (a.s.) deh§ete kaptlmasayd1, mutlaka dagm
eridigi gibi erirdi."
Bil ki Mfitezile, Allah'1 gormeyi inkar etti. Niteki1n Ke§§af Tefsiri sahibi
ez-Zemah§eri Ehl-i stinneti kottilemek ve sap1khk iyerisinde olduklarm1 be-
lirtmek i9in §U beyitJeri soylenli§tir:
33- Bu soz sahih bir senedle ibn Abbas'tan gelmi§tir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Rabbini dtinya
aleminde degiJ, ancak melekfit ateminde gormti§ttir. Ai§e (r.a.) rti'yeti (gormeyi) reddetmi§-
tir. Ahmed ve Cumhur ibn Abbas'm gorU§tindedir.
Ayet: 144 A' RAF SURESi / 7 237
lendiler.
145. «Musa i~innasihat ve» din i§lerinden muhta~ olduklan «her §e·
yin a~1klamas1na dair ne varsa hepsini» ye§il ziimrtidden «levhalarda~
dokuz levhada «yazd1k.» Yani onun i9in biitiin nasihatleri ve htiktimlerin
hepsini yazdlk. «Ve dedik ki: 'Bunlari» yani levhalan «kuvvetle>>, azim ve
ciddiyetle «tut, kavmine de onlari en giizel §ekilde tutmalar1n1» geregi ile
amel etmelerini «emret.»
Buradaki "emret" nedb ve daha f aziletlisini se9meye te§Vik ifade eder.
Kutrub der ki: "En guzel §ekilde" yani gtizelini ki, hepsi gtizeldir. Alla-
hti Teata'nm "Allah'1 ann1ak elbette en buyiik ibadettir." (Ankebiit: 45)
ayetinde oldugu gibi.
Ey israilogullan! «Yak1nda size yoldan ~1km1§lar1n» Firavun ve kav-
minin M1srr'daki «yurdunu» nastl harabeye 9evirdigimi «gosterecegim'» ki,
bundan ders alas1n1z ve Tevrattaki htiktimlere gore amel etmekle ilgili size
1
emredilene muhalefet ederek yoldan sapmayas1n1z. Firavun un topraklar1 Mi-
srr'da, zorbalar ve Amfilika'run topraklan ise ~am'daydi.
146. «Yer yiiziinde haks1z yere» yani hak olmayan bir §ey ve a§in zu-
ltim dti§tincesi sebebiyle «bobiirlenenleri ayetlerimden uza~la§hracag1m.»
g1 yapti. Agz1na Cebrail (a.s.)'in atmm izinden bir toprak koydu, oradan bo-
gtirme ve hareket ortaya 91kti. Samtd dedi ki: "Bu sizin de, Mllsa'mn da tan-
nsidir" (Taha: 88) Onlar da ona taptilar.
Bir rivayete gore de Sfuniri bu buzag1y1 i9i bo§ olarak yaptt ve i9ine ozel
bir bi9imde tlipler yerle§tirdi. Sonra onu rtizgann estigi yere koydu. Rtizgar
bu ttiplere giriyor, boylece heykelden, buzag1 bogtirmesine benzer ozel bir ses
91kiyordu. isrfillogullan onun bogiiren bir canh oldugunu zannederek etrafm-
da dansediyorlard1.
34- i§te ger~ek htiki.im budur. <;iinkti Allah'm kitab1yla oynamak caiz degildir. Ancak ona sayg1
ve tazimde bulunmak gerekir. Buda ona kulak vermek, ona tabi olmak ve ayetleri okunur-
ken h u§u i1tinde bulunmakla olur. T1pk1 selef-i salihin yapt1g1 gibi. Tasavvufl_(ulann cahille-
rinin yapttgma gelince, o, <linden uzakla§ma ve Kur'an-1 Kerim'in hi.irmetini ihlaldir. 0 oyle
Kur'an'drr ki, insan onu i§itligi zaman aglamas1 gerekir, yoksa raksedip def ~almas1 degil.
Nitekim yi.ice Allah, Habe§ huistiyanlanndan ehl-i kitab mti'minlerini §Oyle zikreder:
"Rasule indirileni duyduklar1 zaman, tamd1klan ger~ekten dolayi gozlerinden ya~lar bo-
~and1gm1 giiriirsun . Der/er ki: Rabbimiz! iman ettik, hizi hakka ~iihid olanlarla beraber
yaz." (Maide: 83) Allah1m ! B izi Kitabm1 tazim eden, dosdogru yoluna tabi olanlardan
k.tl!. ..
244 RUHU 'L-BEYAN Cuz:9
150. «Musa», Tur dag1'ndan 9ok «k1zg1n ve iizgiin bir halde kavmine
doniince:» Ey buzag1ya tapanlar! «'Ben» aran1zdan aynhp daga gittik «den
sonra arkamdan ne kotii i~ler yapm1§s1n1z! Rabbinizin emrini bekleme-
yip» yani peygamberlerinizi bekleyerek ona verdiginiz sozti tutmak ve tavsi-
yesini yerine get~ek gerekirken, bunu yapmay1p «acele mi ettiniz?' dedi.»
Mfisa'n1n kavmine kizmas1ndan, ytice Allah'm kendisine bildirmesi dolay1s1y-
la onlarm buzag1ya tapttl<larnn onceden bildigini anhyoruz.
Tevrat'm yaz1h oldugu «Levhalar1» elinden «yere att1 ve karde§inin»
yani Harun (a.s.)'un «ba§IDI» yani ba§tndaki sm;m1 «tutup» bu kotti davrani§-
lanndan dolay1 onlar1 engellemedigini dti§tinerek «kendine dogru ~ekmeye
ba§lad1.» Hamn (a.s.), Hz. Mfisa'dan ti<; ya§ btiytiktti ve yumu§ak ba§h bir
kimseydi. Kendi hakkmda gerekeni yapmad1 dti§tincesini kaldirmak i<;in
«karde§i: 'Anam1n oglu! Bu kavim beni cidden zayif gordiiler ve» kendi-
lerini buzag1ya tapmaktan ahkoymak ic;in ne kadar ~aba gosterdiysem de ol-
mad1, «nerede ise beni oldiireceklerdi. Sen de dti§manlar1 bana giildiir-
me.» Bana gtilmelerine sebep olacak davrant§ta bulunma «Ve beni bu zalim
kavimle beraber tutma!'» Beni azarlamakla veya gerekeni yapmad1 diye
sm;lamakla beni onlardan biri olarak sayma «dedi.>>
Harun'un, Musa ile anne baba bir karde§ olduklan halde, sadece annesi-
ni anarak "anamzn oglu " ifadesini kullanmasi, Hz. Mfisa'n1n, kendisine §ef-
A.yet: 149-153 A'RAF SURESi/7 245
Nefsin tevbesi, dtinya ile ili§kileri kesme, kolaya yapt§rna ve iffetli ol-
ma;
Sirnn tevbesi de, dilnyadan yiiz <;evirdikten sonra ytice huzura yonelme-
dir.
«O'ndan ba§ka ilah yoktur.» <;ilnkti fileme kim sahipse yegane ilfill da
odur. «0, diriltir ve oldiiriir.»Bu, uluhiyeti peki§tinne ifadesidir. \:iinkil an-
cak kendisinden ba§ka ilah olmayan birisi diriltme ve oldilrmeye gti<r yetire-
bilir. Bu, insanlar1 nutfeden yaratarak diriltir ve ecelleri sona erince onlar1 ol-
diiriir, anlammdadrr. Bu konuda §Oyle de denilmi§tir: Oldilkten sonra dirilmek
i9in oltileri diriltir ve di.inyada dirileri oldilrtir. «Oyleyse Allah'a ve O'nun»
okuyup yazmayan «iimmi peygamber olan Rasuliine inan1n -ki o (pey~
gamber) de Allah'a ve onun kelimelerine inanmaktad1r.», yani, diger pey-
gamberlere ait haberlerden, onlara gelen kitaplardan ve vahiyden kendisine
indirilene goniilden inanan Rasfiliine iman edin «Ve» din hususunda yapt1g1
35- Hadi si Muslim Kitab'lU M esii.cid'de, Tirmiz1 Siyer'de, rivayet etmi~lerdir. Buhari'nin
rivayeti: "Benden once hi~·bir kimseye verilmeyen be§ §ey bana verildi ... " §eklindedir. Bkz.
Camiu'l- Usul, 8/530.
Ayet: 158 A'RAF SORESi/7 253
ve terkettigi §eylerde «ona uyun ki, dogru yolu bulas1n1z.'» Yani istedigini-
ze ula§asuuz.
Ci.ineyd der ki: "Allah'm Rasfili.ini.in izinden giden, stinnetine uyan ve
yoluna koyulanlann d1~1nda herkese btiti.in yollar kapahdir. <;unkti hayu yol-
lannm hepsi ona, onun izini takip edenlere ve si.innetine uyanlara a~1ktrr."
Rivayet edildigine gore, bir gi.in Ebfi Yezid el-Bestami arkada§lar1na:
"Kalk1n, §U kendisini velayetle me§hur eden kimseye gidip bakahm." dedi.
Kalk1p gittiler ve onun mescide dogru yoneldigini gordi.iler. Sonra adam
mescidin kible taraf1na dogru ttiktirdti. Bunun i.izerine Ebfi Yezid adama
selam vermeden geri dondti ve §Oyle dedi: "Bu, Resfilullah (s.a.v.)'a ait
adabtan yoksun goriini.iyor ve bu konuda emniyet telkin etmiyor. Peki nasil
olur da veliler ve s1dd1klar makamma ytikseldigi konusundaki iddias1ndan
emin olunabilir?"
Ahmed b. Hanbel'den §oyle rivayet edilir: "Bir giln bir grupla beraber-
dim. Soyunup suya girdiler. Bense: 'Allah'a ve ahiret giinune iman eden kim-
se pe§tamalsiz hamama girmesin' hadisiyle amel ederek soyunmad1m. 0 ge-
ce riiyamda, birinin bana §oyle soyledigini gordtim: 'Ey Ahmed! Sana mtijde!
Stinnete uydugun i~in Allah seni magfiret buyurdu, seni kendisine uyulan
imam ktldt.' Ona: 'Sen kimsin' diye sordum. 'Ben Cibril'im' dedi."
Abbas b. Rebia §6yle der: "Omer ibn Hattab (r.a.)'1 Hacer-i Esved'i oper-
ken gordtim. Soyle diyordu: 'Ben biliyorum ki, sen bir ta§slh, ne fayda vere-
bilirsin, ne de zarar. Eger Rasfili.illah (s.a.v.)'1, seni operken gormeseydim, se-
ni opmezdim,' II
159. «Mnsa'n1n kavminden hak ile» donannu§ olup «dogru yolu gos-
teren ve onunla» aralannda ge~en hliktimlerde «adil davranan bir toplu-
luk,» yani cemaat «Vard1r.» y lice Allah, yukandaki ayetlerde buzag1ya tapan
o azg1n ve isyankarlardan bahsedince, ard1ndan bu ayette onlann z1dd1 olan
saidlerden de soz etmi§tir. Buradaki "kavim"den amac.;, Musa (a.s.) zaman1n-
daki isrfillogullandrr.
160. «Biz israilogullar1n1,» yani Mfisa'n1n kavmini, Yakub'un on iki
oglundan gelen «oymaklar halinde» birbirinden ayirdedilebilir bir ilmmet
veya boliik olarak «On iki kabileye ay1rd1k.» Bunlar, her biri digerine kin
besleyen ve kendi kabilelerini otekinden iistlin goren on iki frrkaydi.
Yapttl<lan kotti i§ler sebebiyle bulunduklan Tih ~ollinde giinlerce susuz
kahp «kavmi Musa'dan su isteyince, ona; 'Asam ta~a vur' diye vahyettik.
Derhal» kabileler adedince «onclan on iki p1nar f1~k1rd1. Her kabile i~ecegi
yeri,» yani kendilerine ait olan pman «belledi.» Aralanndaki kavmiyetc.;ilik se-
bebiyle, her kabile kendi p1nanndan i~er, b~kalarm1 aralanna kar~tmnazlardt.
Hz. Mfisa'nm asas1, cennetten gelme bir asadtr. Adem (a.s.) cennetten
yan1na alarak yeryiizilne getirmi§tir. Peygamberler ona mirasc.;1 oldular ve o
Suayb (a.s.)'a kadar ula§tl. 0 da onu Hz. Musa'ya verdi. Asa'nm ta§a vurulma-
s1 olay1, baz1 degi§ikliklerle Bakara Suresi'nde ge9mi§tir.
Musa (a.s.) asasm1 vurunca kayadan suyun ~1kn1as1 Kur'an-1 Kerim'de
256 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
ten yiiz ~evirip , ad!, fani dtinya maksatlanndan arzu ettikleri §eyi talep ederek
"htttatfin yerine (yani, Allah'dan bagt§lanmak dileyiniz'') "hmtatun (Yani bug-
day ") dediler.
Burada "Kendilerine soylenenden ba~kasiyla" ifadesini getirerek "de-
gi§tirme"nin her yonden gerc;ekle§tigini gostermek i~in, ytice Allah bu aykln
davranI§I a9Ik<;a zikretmi§tir. «Biz de», sadece "degi§tirme" sebebiyle degil,
gec;mi§te ve hal-i hazirda devamh «zuliimlerinden dolay1 iizerlerine», i§le-
dikleri §eyin hemen ard1ndan, hie; geciktirmeden ve uzatmadan «gokten» zul-
medenlerin lizerlerine yagmur gibi inen «bir azap gonderdik.» Azaptan mu-
rad taun (kolera) dur.
Rivayete gore bir saat ic;inde onlardan yirmidort bin ki§i olrnti§tlir.
israilogullan ic;indeki zulmedenleri iki §ey dejenere etmi§tir. Bunlardan biri
dlinya nimetidir. 0 da kudret helvas1 ve btlducmdir. Digeri Ukba nirnetidir. 0
da magfiret ve mtikafatlandumadtr. Zaman1 gec;tikten sonra, ki§iye ne irnan1,
ne de pi§manhg1 fayda verir.
258 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
~ehir halk1 u9 gruptu. Oc;te biri yasaklamaya devam etti, uc;te biri ogut-
ten usand1 ve ogiit ,verenlere "niye ogilt veriyorsunuz?" dediler. Diger lic;te bi-
ri de yasag1 i§lemeye ba§ladilar. Onlar bundan vazge<;meyince, Milsltimanlar:
"Biz sizinle oturmay1z" dediler ve §ehri bir duvarla boldtiler. Musltimanlar1n
bir kap1s1, miitecavizlerin de bir kap1s1 vardi. Davud (a.s.) onlan lanetledi.
Yasaklayanlar bir gun sabah olunca kendi kapilar1ndan 91ktilar, i§lerini gor-
mek lizere dagild1lar. Mi.itecavizlerden hic;bir kimse 91kmad1. Dediler ki:
"Belki ic;ki onlara galip geldi." Duvara 9iklp bakt1klar1nda, hayretler i9inde
gen9lerin maymun, ya§hlarm da domuz olduklar1ru gordiller. Kap1y1 a9IP
yanlanna girdiler. Maymunlar insanlardan olan soylarnn tan1dilar. Oysa in-
sanlar onlan tanun1yorlardi. Bir maymun soyda~rna geliyor, elbiselerini kok-
luyor ve aghyordu. De; gun bekledikten sonra oldliler. Nitekim ibn Abbas, in-
san §eklinden degi§tirilip hayvan §ekline giren hi9bir kimsenin tic; gtinden faz-
la ya§amad1g1m belirtmi§tir. Cumhur da bu gorti§tedir. Miicahide gore, bunla-
nn sadece kalbleri meshedilmi§, anlay1§lan maymun anlay1§lar1na c;evrilmi§-
tir. Mticahid, bu gorti§tiyle biltiin ulemadan aynlmaktadrr.
tir. Allah'm kanunu ise, en 9irkin ve c;ok ~i ddetli bir ~ekilde diinya azab1m
acele kllmaktir. insamn gtizel sfiretini, hayvanlann en adisinin silretine ~evir
mekten daha biiytik bir ceza yoktur. Bu sfiret, ~irkin maymun ve d01nuzlann
sfiretidir. Bundan Allah'a s1gm1nz.
262 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
m1yd1 ve onlar Kitap'ta olanlan» yani Tevrat'taki soz konusu ahdi «oku-
mam1~lar m1yd1?» Yani, onJardan Kitab'1n ahdi a1Ind1 ve onlar. Kitap'ta olan1
okudular. «Elbette ahiret yurdu», glinahlardan ~irkten, harain yemekten ve .
Allah'a iftira etmekten «sak1nanlar i~in daha hay1rhdrr. HaJa akhn1z ermi-
yor mu?» Di.i§i.intni.iyor 1nusunuz? Oyleyse di.i§i.ini.in ve azaba goti.iri.ici.i adi
§eyleri, ebed! nimetlerle degi§tirmeyin.
170. Din i§lerinde «Kitab 'a s1ms1k1 sarihp namaz1 dosdogru kdanlar
var ya, i§te Biz boyle iyilige ~ah§anlann ecrini zayi etmeyiz.» Sozde ve
amelde onlann ecrini veririz.
Mi.icahid der ki: "Kitab'a szmsiki sanlanlar," kitap ehli ivindeki iman
edenlerdir. Abdullah ibni Setam ve arkada~lan gibi. Onlar Musa (a.s,Ymn ge-
tirdigi Kitab'a SlillSlkl. sanldilar ve onu tabrif etmediler, i<;indeki gen;ekleri
saklamad1lar ve onu insanlann mallanm yemek i9in kullanmadllar.
Hasan Basn der ki: "Yetmi§ Bedir ashab1 gordi.im, Allah'1n kendilerine
helal k1ld1g1 §eyler konusunda, O'nun size hara1n ktld1g1 ~ey hususunda sizden
claha fazla dikkatli idiler. Belaya kar§I, sizin rahathga kar§I duydugunuz se-
virn; ten daha fazla sevinv duyuyorlardi. Bu ytizden eger onlan gorseydiniz
deli derdiniz. Onlar da sizin en iyilerinizi gorseydi, bunlann isHhn'dan nasip-
lerinin ohnad1g1n1 soylerlerdi. Kottilerinizi gonni.i§ olsalard1, onlann ahiret
glintine inanmad1klanna hi.ikmederlerdi. Kendilerine helal olan bir mal sunul-
dugunda. kalble1inin fesada ugrayacag1ndan korktuklan i<.(in onu terkederler-
."
d1.
ye.» Yani yoldan saptiran atalanm1zm SU\:lu olduklan ac;1ga 91kmas1na rag-
men, onlann ahdi bozmalanndan dolay1 bizi hesaba c;ekerek helfilc edecek mi-
sin? Burada inkarcilann anlatilan mtikemmel yetenekleri, onlara oztir beyan
etme kap1s1ni kapamaktadrr.
174. «l§te boylece,» yani anlattlan ytice menfaatlere tabi olmay1 isteyen
bu belig ~1klamalarla, kafirlikten, yani i9inde bulunduklan battl tizere 1srar-
dan ve babalann1 taklitten «donmeleri i~in» ba§ka degil, ad1 ges;en «ayetleri
a~1khyoruz.»
Bin;ok §Jim, bir onceki ayette ges;en "soz almanzn" gers;ek oldugu go-
ril§tindedir. <;unkii ibn Abbas (r.a.)'tan §0yle rivayet edilir: Allah Adem'i ya-
ratt1g1nda srrt1n1 meshetti, boylece k1yamete kadar yaratacag1 her insan1 ondan
s;1kard1. Buyurdu ki: "Ben sizin Rabbiniz degil miyim?" Onlar da: "Evet, sen
bizim Rabbimizsin." 0 giin nida edildi. K1yamete kad¥ olacak §eylerin (mu-
kadderat101 yazan) kalemin mtirekkebi kurudu."
Rivayet edildigine gore, kendisine bu ayet-i kerime soruldugunda Hz.
Omer (r.a.) §Oyle dedi: Bu ayetin Rasfilullah (s.a.v.)'a soruldugunu i§ittim. 0,
§Oyle buyurdu: "§iiphesiz ki Allah Adem'i yarattz, sonra eliyle szrtmz meshetti
ve ondan bir neslin flkmasinz istedi. Sonra buyurdu ki: Onlarz cennet iqin
yarattzm. Cennet ehlinin ameliyle amel ederler. Sonra tekrar sirtznz meshetti
ve ondan bir neslin fzkmas 1m istedi ve buyurdu ki: Onlan da cehennem ifin
yarattzm ve onlar cehennem ehlinin ameliyle amel ederler." l36>
Eger: "Bu durumda soz, onlardan kafir olanlann aleyhinde nasil delil
olur? Onlar, Allah'1n kendilerini Adem'in sulbiinden ~lkard1g1 zaman1 hat1rla-
m1yorlar?" diye sorulursa, §oyle deriz: Allah peygamberleri gonderdiginde
onlara bu ahdi haber verdiler. Onlar hattrlainasalar bile, peygamberlerin sozii
aleyhlerinde bir delil olmu§tur. <;unkii bilirsin ki, bir kimse namaz1ndan bir
rekat terketse ve bunu unutsa, ard1ndan gtivenilir kimseler bunu kendisine ha-
trrlatsa, onlann sozti, aleyhinde delil olur.
luk alma ve stk1§1k durumda ise, kafir de ayn1 bunun gibidir. Onu azarlasan
da, ogiit versen de, ne azardan anlar, ne de ogiit dinler. Kendi ba§ma brraktt-
gmda da ne yolunu diizeltir, ne de aklm1 kullanir. 0, rezillik ve al9akhkta so-
nu bulunmayan §eye dogru gider gelir.
178. «Allah kimi hidayete erdirirse,» kimin i~inde hidayete erecek bir
l§Ik meydana getirirse, «dogru yolu bulan odur.>> Kim olursa olsun ondan
ba§kas1 degildir. ibret alma ve dil§iinme, hidayete ermenin meydana geli§inde
sadece normal vesileler kabilindendir. «Kimi de» i~inde hidayete ermek i9in
bir yetenek verme1nesi, aksine se~imini o yonde yaptlg1 i~in. Allah'm onun
hakkmda sap1khg1 yaratmas1 sebebiyle «Saptinrsa, i~te onlar ziyana ugra-
yanlardir.» Ba~ka konuda degil, ziyanda kemale ula§anlardu. Kime inayet ve
Ayet: 177 - 179 A'RAF SURESi/7 271
hidayet yeti§irse, yi.ice mertebelerden, a§ag1 tabak.alara inmez. Allah kimi yal-
n1z brrakir, boylece hevas1na uyar, hevas1 da onu Allah yolundan saptmrsa,
i§te onlar, bu nurun kendilerine ula§mad1g1 ve isabet etmedigi kimselerdir.
Boylece saptl<llk ve ziyan i9ine di.i§mii§lerdir.
Siifyan-1 Sevd sanki bir geminin i9inde olup batrhaktan korkar bir vazi-
yette: "Allah'1m kurtar, kurtar" derdi.
Ayette gec;en "ins" ise insan demektir. Bir §eyi gordii anlanunda kulla-
nilan "anese" kelimesinden tiiremi§tir.
makta btiyiik 9aba harcarlar. Bu ttir insanlar ise boyle degildir. Aynca bu ko-
nuda, hayvanlann sahiplerini tan1d1g1 ve itaat i9in boyle nitelendirildik.leri de
soylenmi§tir. «Onlar» ahiret i§inden, orada asiler i9in hazirlanan §eyden
«gaflete dii~enlerin ta kendileridir.»
insanda hem ruhan1 yon, hem de cismani yon vardrr. Ona ala.Ive §ehvet
verilmi§tir. Eger akh hevas1na listlin gelirse, meleklerden ilstiln; nefis ve
hevas1na maglOp olursa hayvanlardan daha al~ak ve a§ag1 olur.
37- Hadisi ~eyhan, ibn Mace ve Tirmizi rivayet etmi§tir. Tirmizl'de "bu giizel isimleri
(Esmiiii'l-Husnii'y1) zikredilmi§tir." ziyadesi varchr.
274 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
i s1nail ibn Uleyye beyitleri okuyunca dogruca Harun Re~id'e gitti, ken-
disini kad1hktan affetmesini istedi, o da kabul etti.
182. Hakk1n ol9tisli olan «ayetlerimizi yalanlayanlar1, hi~ bilmeye-
cekleri yerden» ceza ve azab inertebelerinin en sonuna ula~mas1 i~in «yava§
yava§ helake» tehlike basamaklanna «yakla§tlracag1z.» Onlar onu Allah'tan
bir ikram zannedecekler. Boylece istidrac, ashnda bir §eyi yukandan a§ag1ya
nakletmektir. Kendilerine azab htiktnii ger~ekle§inceye kadar ~1mankhklan
ve ta~k1nhga dalmalan artacaktJ.r.
183. «Onlara miihlet veririm.» Cezalann1 erteler, hesaba c;ekme konu-
sunda acele etmem. <«;unkii Benim tuzag1m» yani once mtihlet verip soma
yakalamam «~etindir.» <;ok ~iddetlidir. Burada "tuzak" anlam1na gelen
"keyd" , gori.inti~te ihsan, ama gerc;ekte yaln1zhk ve terkedilmi~ligi ifade
eder. Buna "keyd" denilmesinin kendilerine isabet eden ~eyin, bilmedikeri bir
yerden gelmesi dolay1s1yla oldugu da .soylenmi ~tir. Aynca "keyd", gizlice ya-
kalamak anlarruna da gelir. )
~eyh der ki: "istidrac, Fitne ko.rkusu olmaks1z1n ihsamn pe~i pe~ine gel-
mesidir.''
d1gm1 ve kullann1 da ba~1 bo§ brrakmad1g1n1 anlamak i~in btittin bunlara bak-
mad1lar m1? Buradaki soru onlann btitiin bu say1lan §eylere ibret gozliyle bak-
madtldann1 gosterir. Buradaki "melekrlt", btiytikltik ve geni§likte benzeri ol-
mayan mtilk demektir. V arhklardan herbiri, dii§tince, ibret merkezi; yarat1c1-
ya ve O'nun vahdaniyetine gottiren delillerin bulundugu yerdir. Nitekim §iirde
§Oyle denilmi§tir:
189. Sizi bir tek nefisden yaratan, gonlii isinsin diye ondan
da e§ini yaratan O'dur. E§ini sanp ortiince, e§i ha/if bir yiik
yiiklendi. Onu bir miiddet ta§idi. Hamileligi agtrla§tnca, Rab-
leri Allah 'a: ''Andolsun, bize kusursuz bir fOcuk verirsen mu-
hakkak §iikredenlerden olacagiz" diye dua ettiler.
190. Fakat Allah onlara kusursuz bir focuk verince, kendi-
lerine verdigi bu fOcuk hakkinda Allah'a ortak ko§tular. Al-
lah ise onlann ortak ko§tugu §eyden yiicedir.
191. Kendileri yarattldigi halde, hifbir §eyi yaratamayan
varhklan (Allah'a) ortak mi ko§uyorlar?
192. Halbuki putlar ne onlara bir yardim edebilirler, ne de
kendilerine bir yardimlan olur.
193. Dogru yolu gostermeleri ifin onlara dua etseniz, size
icabet etmezler. Onlara dua etseniz de sussaniz da birdir.
"\
189. Hi<; bir §ekilde)ba§k!lsnun rolti olmaks1z1n tek ba§tna «sizi»n hepi-
nizi «bir tek nefisden» yani Adem'den «yaratan, gonlii 1s1ns1n diye ondan
da» yani o bir tek nefi.s/cinsinden veya onun cesedinden de «e§ini», Havva'y1
«yaratan 0 'dur.»
"
Bir diger rivayete gore ytice Allah Havva'y1 Adem (a.s.)'in kaburga ke-
miklerinin birinden yaratmI§tlf.
Birinci anlam daha uygundur. <;tinkii gelecek gayeye ula§t.Iran cinsiyet-
tir, ctiz'iyyet degildir. «E§ini sarip ortiince,» yani onunla birle§ince, i§in ba§-
lannda «e§i hafif bir yiik yiiklendi.» Yani hamile kaldi. <;tinkti nutfe veya
alaka halindeyken hfunilelik, daba sonraki merhalelere nisbetle kendisi i9in
daha hafiftir. insan1n kam1ndaki veya agacm ba§1ndaki agtrhga (ytike)
"haml"; insan1n veya hayvan1n s1rtmdaki ag1rhga yani ytike de "h1mr· denir.
"
Ayette geven "tega§§a'' kelimesi ortrnek anlamina olup burada cinsi miinase-
betten kinaye olarak kullanilm1§tir. <;unkti erkek cinsi mtinasebet esnas1nda
kad1n1n tisttine abantp onu orter. «Onu bir miiddet ta~1d1.» Havva~ oturup
kalkarak, ahp birakarak onceden oldugu gibi onunla bir mtiddet gitti geldi.
Kammdaki yocugun btiytimesiyle «hamileligi agirla~1nca,» dua ancak ken-
disine has olan, her ikisinin i§lerinin sahibi «Rableri Allah'a: 'Andolsun, bi-
ze» azas1 dtizgtin veya din konusunda «kusursuz bir ~ocuk verirsen mu-
- hakkak» bu yenilenen nimete kar§I «~iikredenlerden olacag1z' diye dua et-
tiler .»
Ayet: 189- 193 A'RAF SURESi/7 283
190. «Fakat Allah onlara» yani Actem ile Havva'run mti§rik 9ocuklan-
na eli ayag1 dtizgtin «kusursuz bir ~ocuk verince,» bu anne ile baba «kendi-
lerine verdigi bu ~ocuk hakk1nda» c;ocuklanru "Abdti'l-Uzza",
11
Abdtimenaf' ve benzeri §eylerle isimlendirmekle «Allah'a ortak ko§tular.»
Bunun tizerine yiice Allah §Oyle buyurdu: «De ki:» Ey mii§rikler! «' Ortakla-
nn1z1 ~ag1nn ,» bana dii§manhkta onlardan yard1m isteyin , «sonra bana iste-
diginiz tuzag1 kurun» siz ve ortaklarm1z giiciiniiz yettigince tuzak kurun ve
zarar vermeye ~ah§m «Ve» elinizden geliyorsa «bana goz bile a~hrmay1n!'»
Bir an bile mtihlet vermeyin. <;iinkti ben, Allah'1n yardtm ve korumas1na olan
baghhg1mdan dolay1 size aldlft§ etmem.
286 RUHU'L-BEYAN Ci.iz:9
Sonra rti'yet (gorme) uyan1khk ve uyku i~inde olan1 i~ine ahr. Ger~ek
riiya, uykuda bir melek taraf1ndan gosterilendir. <;iinkil yiice Allah hikmet ve
ibretli sozlerle bilinen bir melegi riiyaya vekil kilmt§tlr. Allah onu,
Ademoglunun k1ssalanna muttali kilnu§trr. O; her ktssa i~in bir ornek ortaya
koyar. Ki§i uyudugu zaman, hikmet tarz1nda o §eyler kendisine gosterilir. Bu
onun i~in bir miijdeci, ya da korkutucu veya insanlann yaptiklan i§leri bilerek
yapmalan is;in bir azarlama olur.
~unu da bil ki, §eytan ne riiyada ne de uyam.k iken peygamberlerin §ek-
linde gorilnemezler. Rak.km batlla kar1§mamas1 i~in btitiln peygamberler bun-
dan korunmu§tur.
Said ibn Hi§am der ki: "Af§e (r.a.)'nin yan1na girdim ve ona Rasfililllah
(s.a.v.)'1n ahlfil<mdan sordum. Bana: ' Sen Kur'an okumaz m1sm?' diye sordu.
Ben: 'Evet okurum' dedim. Bunun tizerine: 'RasGltillah (s.a. v.)'1n ahlak1
Kur' an idi.' dedi."
Ytice Allah el~isi Muhammed (s.a.v.)'i Kur'an'daki : "Sen affi tut, iyiligi
emret ve cahillerden yiiz~evir", " ...Ba§ma gelenlere sabret. Dogrusu bunlar,
azmedilmege deger i§lerdir." (Lokman: 17), "Yine de sen on/an affet ve al-
d1n§ etme" (Mai.de: 13) ve daha bunlar gibi, O'nun gtizel ahlfila.na i§aret eden
ayetlerle edeplendirmi§tir.
200. «Eger ~eytandan bir kotii dii~iince seni diirtiiklerse ... » Burada
§eytanrn verdigi vesvese ve onlan giinah i§lem~k tizere kandrrmas1, stirticti-
ntin stirdtigii §eyi dtirti.iklemesine benzetilmi§tir. Dolay1s1yla §eytan, koti.i dti-
§tincelere dogru seni §iddetle iterse, onun §errinden «hemen Allah' a s1g1n>>
ve O'na srmsikr sanl. «<;iinkii 0,» yani yilce Allah, sozle kendisine s1gmd1g1-
n1 «i§itendir,» sozlti ve soz dt§mda kalben kendisine yakar1§1n1 «bilendir.»
Dolay1s1yla seni §eytan1n §errinden korur.
(s.a.v.) hakkmda onun iblis oldugudur, ~tinkli O'nun karini mlisltiman olmu§"-
tur. 0 bak1mdan ondan degil, ba§kasmdan s1g1nn11§tlr. Bunun iblis veya as-
kerlerinin en btiytigti oldugu ortaya 91layor. <;tinkti hadiste §Oyle rivayet edil-
mi§tir: "iblisin tahti ye§il deniz uzerinde olup askerleri de onun etraftndadir.
Ona en yakin olanlar, en gufliileridir. Onlardan her birine ne yaptlglnl ve
(nastl) kandzrdzgim sorar. 0 ancak biiyiik i§ler pe§inde ko§ar." <3s)
38- Burada hadis, mana olarak zikredilmi§tir. Mtislimdeki Iafzt §Oyledir:".}'ttphesiz iblis'in tahti
deniz iizerindedir. insanlann akbm ~·elmek i~·in askerlerini gonderir. Onlardan kendi ka-
tmda en degerlisi, en ~okfitne yapamdir. Onlardan biri gelir ve der ki: "Ben §Oyle §Dyle
yapt1m". 0 da: "Hi~ bir §ey yapmadm" der. Sonra bir ba§kas1 gelir ve §Oyle der: "Adamm
kansi ile arasmz ayzrmcaya kadar onu birakmadmz". Onu hemen yakzmna altr, kucaklar
ve der ki: Evet, sen".
39- Mi.islim, Mesacid, 542; Nesai, Sehv, 3/13.
40- Buban Edeb'de, Muslim Birr'de ve aynca Ebfi Davud 4781 nolu hadiste rivayet etmi~ler
dir.
4 1- Ebfi Davud, Edep, 4784; Ahmet b. Hanbel, Musned'de, 4/226 rivayet etmi§lerdir. Hadis,
hasen'dir.
290 RUHU 'L-BEYAN Cuz:9
Onlara cevap olarak «de ki: 'Ben ancak Rabbimden bana vahyoluna-
na uyar1m.» Ayetleri uyduran ve hazirlay1p ileri silren ben degilim. «Bu»
Kur'an ayetleri, «Rabbinizden gelen basiretlerdir.» Gontil gozlerini ai;an
nurlardrr ki, hak onlarla gortililr, dogru onlarla idrak edilir «Ve inanan bir ka-
vim i~in hidayet ve rahmettir.'» <;ilnkti onun nurundan istifade edenler ve
onun tesirinde faydalananlar ancak onlardrr.
292 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
"evet" derler. Bunun iizerine: "Bunu nas1l kabul edersiniz?" diye sorar. Onlar
da: "<;i.inkti biz, onun imamhg1na raz1 olduk. Onun sozti bizim soztimtizdiir"
derler. Ebu Hanife der lei: "Biz namazda imam1 secs:tigimiz zaman, onun loraa-
tt bizim kiraatlm1zdrr ve o bizi temsil eder." Bunun lizerine tarti§mak ics:in ge-
lenler onu tastik ederler.
Bil ki, ayetin zahiri, namaz i9inde ve namaz t§tnda Kur'an okundugun-
da dinlemenin ve susman1n vticubunu gerektirir. Ulemarnn 9ogunlugu, namaz
dt§mda dinlemenin miistehab oldugu gorti§tindedir.
Haddad! der ki: "Toplulugun, namaz1n dt§mda Kur'an okuyan herkesin
okumas1n1 dinlemesi, susmas1 gerekmez."
Baz1lan, dinleme ve susmaya riayet edilmeyeceginden dolay1, Kur'an'm
topluca okunmas1n1 kerih gonnti§lerdir. Bir sakmca olmad1g1 da soylenmi§tir.
Kunye'de der ki: "Kur'an hatmi esnas1nda ihlas1 a§ikar okumak tizere
toplanmalannda sakmca yoktur. Ancak birisinin okuyup digerlerinin dinleme-
si daha iyidir."
«Ve O'ndan korkarak» ibnii'§-~eyh der ki: "Bu korku amellerdeki her-
hangi bir noksanhktan dolay1 korkmay1 son nefesindeki durumundan dolay1
korkmay1 i~ine alrr. Nitekim Rasfilullah (s.a.v.) §Oyle buyurmu§tur: 'Kalem,
ktyamete kadar olacak ~eyler hakkmda kurumu§tur."' <4 2>
«Yiiksek olmayan bir sesle» yani hafif bir §ekilde. <;iinkti bu gtizel dii-
§tinmeye daha yak1ndir. Aynca Rasfiltillah (s.a.v.) Hz. Omer (r.a.)'in ytiksek
sesle okudugunu gorlince, ona sebebini sordu. 0 da: "Uykudakini uyanyor,
§eytant kovuyorum" deyince, Rasuliillah (s.a.v.): "Sesini azzczk kzs" buyurdu.
Sonra Ebu Bekr (r.a.)'e geldi, lastk sesle okudugunu gordti ve ona sebebini
sordu. 0 da §Oyle dedi: "Mtinacat ettigime duyurdum". Bunun tizerine Aley-
hissalatti vesselam: "Sesini azicik yiikselt" buyurdu.
K1sacas1 hayrr larca ihtiyar edilen nainaz ve ben~eri §eyde yiiksek sesle
tekbir getirmekte a§tn gitmek mekruhtur. Ortas1, riyadan uzak yalvan§,
tevazu ve mahviyetle beraber a<;tkla gizlilik aras1d1r. Bu ulemarun ittifakryla
cfilzdir, mekruh degildir. Envar'ul-Me§arik'ta da boyledir.
«Sabah ve ak§am» yani O'nu bu iki vakitte «an.» Ayette "sabah" anla-
mma gelen "el-guduvv", "gudve"nin <;oguludur ve sabah namaz1yla gtine§
"
dogmas1 aras1du. "Ak.§am" anlanun1 verdigimiz "el-Asal" ise "asll"in ~ogulu-
dur ve ikindi sonrasmda ak~ama kadar olan vakittir. Ozellikle bu iki vakit zik-
redilmi§tir. <;unkti bu iki vakitte dtinyan1n durumlan hayret verici bir §ekilde
42- Bu hadis T irm izi'de rivayet edilen bir hadis in par\:as1dir. Oradaki laf1z "Ka/em, Allah
Teolil'nm ilmi hususunda kurwnu~tur " §eklindedir. Bkz. Camiu'l-UsUI, IO/I 19.
Ayet: 205-206 A'RAF SURESi / 7 295
degi§ir. Buda, soz konusu durumlarda etkili olan, apa91k hikmet ve kahredici
kudretle mevsuf ytice Allah'a i§aret eder. Bu degi§iklikleri mti§fillede eden
herkesin, bu degi§iklikte etkili olruu, yalvart§ ve yakart§la anmas1, durumunu
daha kotiiye <;evirmekten korkmas1 gerekir.
Sonra "Gafillerden. olma " sozi.iyle bun~ talcip etmi§tir. Bu da, insan kal-
binin Allah'1n azamet ve kibriyasmdan gafil~ mamas1 gerektigine i§aret et-
mesi i<;indir.
kii o anda §eytan, isyan ve giinah1n1 hatrrlar ve seni birakarak kendisiyle me§-
gul olur. Onun i9indir ki, Rasfiltillah (s.a.v.) §0yle buyurmu§tur: "Ademoglu
secde ayeti okur ve secde ederse, §eytan aglayarak aynlir ve: 'Yazik bana,
insanoglu secdeyle emredildi ve secde etti. Bunun kar§zltgmda da ona cennet
var. Ben de secdeyle emrolundum, ama itiraz ettim, benim i<;·in de ate§ var'
der.'' <43>
Ubade b. Samit §6yle der: "Bu ayet, biz Bedir'e katdan topluluk hale-
302 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
Bunun sonucu olarak da, ·kalb Allah'a kar§I btiytik bir §evk duyar hale gele-
cektir. «Kendilerine Allah'1n ayetleri okundugu Zaman bu, onlarin iman-
lartOI arhnr.» Allahti Teala'n1n, Kur'an'daki emir, yasak ve buna benzer
ayetleri kendilerine okundugu zaman, bu ayetler onlar1n imanlann1 artinr.
<;unkti, Allah hakkmdaki delil ve kamtlar1n ortaya \:Ikmas1, insanlann imanla-
nn1 kuvvetlendirip, onlara yakin derecesinde iman etmeyi temin edecektir.
EbU's-Suud, Tefsir'inde §6yle der : "Bizzat tasdik, eksiklik ve fazlahg1
kabul eder. <;unkti peygamberlerin ve mtika§efe ehlinin yakini (kesin iman1)
ile halk1n yakini (iman1) arasmda a~ik fark vardrr. Bunun i~indir ki Hz. Ali :
'Perde ortadan kalk.mI§ olsa bile, benim yakinim yine de artmaz' demi§tir."
Boylece, bir9ok delil getirdikten sonra elde edilen tasdik derecesiyle, bir tek
delille elde edilen tasdik derecesi aras1nda f ark vardrr.
«Ve sadece Rabb'lerine guvenirler.» Onlar sadece, kendilerinin mali-
ki ve i§lerinin dtizenleyicisi olan Rabb'lerine tevekktil edip gtivenirler. i§Ierin-
de O'nu vekil edip, ondan ba§kasmdan korkmazlar ve sadece O'na giivenirler,
O'ndan ba§kasmdan bir §ey istemezler.
Burada oncelikle, Allah hatrrland1g1 zaman, tirperme ve korkma gibi
kalbe ait i§ler zi.krediliyor. Bunun arkas1ndan da organlann yapmas1 gereken
namaz ve zekat gibi konular ortaya atthyor. Ki bu organlar1n yapacag1 i§lerin
dayanag1 da kalbin ilrpermesinden ge9er.
3. «Onlar, namazlarin1» abdest, rtiku ve secdesiyle, tam vaktinde ve
«dosdogru kllan ve kendilerine verdigimiz nz1ktan» Allah i~in «harca-
yanlard1r.» Burada Allahii Tefila'n1n sadece, namaz1 ve zekatI, zikretmesinin
sebebi, bunlarm §antrun yticeligine i§aret ve durumlarm1 peki§tirmek i~indir.
4. «i§te onlar,» yani kalb ve kahb1yla birlikte Allah'1n emrettigini yeri-
ne getirenler, «ger~ek mii 'minlerdir.» Onlar, imanlanna salih amelleri de
ekleyerek geryek imana ula§an kimselerdir. «Rabb'leri katlnda onlar i~in;
dereceler, bagi§lanma ve tiikenmez bir riz1k vard1r.» Onlara ahirette, dtin-
yada i§ledikleri amellerin kar§1hg1 olarak yok ytice derece ve makamlar var-
dir. Bunlar, Allah'm ikramtdrr. Gtinahlan da bag1§lanm1§ olacaktir. Dtinyada
e§i ve benzeri olmayan, ebediyyen bitip tiikenmeyen bir nz1k verilecek onla-
ra.
5. «Onlar1n bu durumu, bir grup mii'minin, kesin olarak istememi~
oldugu halde, Rabb'inin seni, hak ile evinden ~1kard1g1 zamanki durum-
304 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
Ian gibidir.» Allahii Teata'n1n onu evinden 91karmas1ndan kas1t, ona Medi-
ne'deki evinden 91kn1asm1 emretmesidir.
Allahii Teala seni, evinden hak ile ~tkardi. Bu durum, Allah'm dinini or-
taya c;1kanp, O'nun dti§manlann1 kahretmek i~indir. Bunun anlam1, Bedir'de
elde edilen ganimetlerin, e§it bir §ekilde sava§anlara dag1ttlmas1dir. Halbuki
onlar, sava§mak maksad1yla Bedir'e gitmekten ho§lanmad1klan gibi, bu gani-
metin de kendi istedikleri §ekilde pay edilmesini arzu etmi§lerdi. 0 insanlarm
bir grubu daha once de, Bedir'e gidip sava§may1 ho§ kar§ilamam1§lard1. <;un-
kti sava§mak, insan tabiatm1n pek ho§ kar§1lamad1g1 bir olaydrr.
Rivayet edildigine gore, Kurey§ kafilesi, btiyiik bir ticaret yapmt§ olarak
~am'dan donrnti§tti. Bunlarm ic;erisinde krrk tane binekli vardi. Ebu Stifyan'la
Amr b. As da bunlardandi. Bu olay, hicretin ikinci y1hnda gec;mi§ti. Cebrail,
bunlann ~am'dan dondliklerini Hz. Peygamber'e haber verince, Peygainber de
mtisliimanlara bildirdi. Bunlann, az insan ve c;ok malla kar§Ua§acak olmalan
ho§lanna gitmi§ti. Yola c;Ikttklannda, bu haber Ebu Siifyan'a ula§tyor ve o da,
Damdam b. Amr el-G1far1'yi kiralayarak Mekke'ye gonderiyor. Bu adama,
Kurey§lileri k1§k1rtmasm1 ve Muhammed'in kervana kar§l geldigini haber ver-
mesini emrediyor. 0 da bunu yap1yor. Bu durum Mekkelilere ula§1nca, Ebu
Cehil Kabe'nin tizerine c;Ikarak : "Ey Mekkeliler! <;abuk olun, c;abuk olun!
Kervanm1z1 ve mallann1z1 elinizden almaya c;ah§1yorlar. Eger onlar Muham-
med'in eline ge<;erse, bir daha asla knrtulamazsm1z" diye bag1nyordu. Daha
soma, Ebu Cehil ve Mekkeliler, seferberlik ilan etmi§cesine yo la <;iklyorlardi.
Birisi Ebfi Cehil'e, kervanm sahil tarafmdan gittigini ve kurtuldugunu soyle-
mi§. Ebfi Cehil de, halk1 Mekke'ye dondiirmti§. Daha sonra da: "Hayir! Ye-
min ederim ki, Bedir'de develeri kesmedik9e, i<;kileri i<;medikc;e ve c;alg1lan-
m1z1 c;almadik9a asla durum boyle olamaz! Btitiin Araplar da, bizim <;ik1§1m1-
z1 i§itmi§lerdir ve hala bizden korkmaya devam eder" diye konu§ur.
da Mikdad ayaga kalkar ve : "Ey Allah'm Rasfilti! Allah'1n sana emrettigi gibi
yap. Nasil yapmam1z1 dilersen biz seninleyiz. israilogullar1nm Musa peygam-
bere soylediklerini biz sana soylemeyiz. Onlar peygamberlerine : 'Sen ve
Rabbin gidip sava§m. Biz burada oturacag1z' demi§lerdi. Bizler deriz ki: 'Sen
ve Rabbin gidip sava§In. Bizier de sizinle sava§acag1z'."
Hz. Peygamber giiliimstiyor ve: "Ey insanlar, bana yo/ gosterin" diyor.
11
Bu sozliyle §tiphesiz ensan kastediyordu. Sa'd b. Muaz kalktI ve: Ey Allah'm
Rasulti, sanki sen bizi kasdediyorsun" dedi. Hz. Peygamber de "evet'' dedi.
Muaz da : "Sana inand1k, seni tasdik ettik ve senin getirdiginin gen;ek oldu-
gunu kabul ettik. Sana boylece ahitname veriyoruz. Soziinli dinlemeye ve sa-
na itaat etmeye soz veriyoruz. Diledigin §ekilde yap Ey Allah'm Rasulii ! Seni
hak ile gonderen Allah'a yemin ederim ki, bize §U denizi gosterip ona dalsan,
biz de seninle birlikte denize dalanz. Bir ki§i bile <;ekimser kalmaz. Yann,
dii§manla kar§tla~may1 hi<; yadirgamay1z. Sava§a kar§I <;ok sabrrhy1zdrr. Dti§-
manla kaqila§ma konusunda ise, <;ok sad1k1z. Umulur ki Allah, bizim vas1ta-
m1zla sana, yilztintin gillecegini nasip eder. Haydin bakahm. Allah'1n bereketi
bizimle ola!" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu duruma sevindi ve Sa'd'in sozil-
ne <;ok ne§elenerek dedi ki: "Allah'm bereketiyle yiiriiyiin bakallm! Size miij-
deler ola! Allahu Tea/a bana, iki gruptan birini soz verdi. Allaha yemin ede-
rim ki §U anda ben, Kurey§in dii§tiikleri yerleri gorur gibiyim."
Haddad!: "Bu gorii§, ayetin zahiri anlam1na daha yakindir" der. Bir riva-
Bir adanun §Oyle dedigi rivayet edilir : "Bedir sava§tnda, mti§rik bir
adam1n boynunu vurmak i~in, kendisini izliyordum. K1hc1m kendisine kadar
uzanmadan once, kafas1 ontime dli§iiverdi."
Ger~ek yard1m ve zafer, sadece Allah katindandir. Bu ise, sebepler yo-
niinden hi9bir ortag1 olmaksizm Allah taraf1ndan yap1lan yardrmdir. Melekle-
rin yard1m1 ve sava§anlarm ~ok olmas1na gelince, bu konuda onlar1n hi~bir te-
siri yoktur. Onlardan ne zafer iin1idi beklenir, ne de olmaymca limit kesilir.
Bir beyitte §6yle soylenir:
Hz. Ali'ye : "Hz. Ebfi Bekir ve Omer'in halifeligine bak, bir de senin ha-
lifeligine bak. Senin halifeligin hep slkmtdarla ge~iyor. Bunlar hi~ mukayese
11
edilir mi? demi§ler. Hz. Ali de bunlara : "Omer ve Ebfi Bekir'in, ben ve Os-
man gibi yard1mcdari vardi. Benim ve Osman'm yard1mcilar1 ise, sen ve senin
gibileridir" cevabm1 vermi§tir.
Mticahidin yapmas1 gereken §ey, Rabbinden yardllll isteyip, O'na yal-
varmas1drr. TtpkI ashab1n yalvard1g1 gibi. Allahti Teala, ancak boyle zaferini
310 RUHU'L-BEYAN Ciiz:9
Ytice Allah da onlara, geceleyin bir yagmur ihsan ederek, vadide sular ak1tt1
ve vadi sularla doldu. Mtisltimanlar ylka:nd1lar, abdest alddar, i~tiler ve hay-
vanlanna ic;irdiler. Yanlanna havuzlar yaptilar, kumlar sertle§ti ve bulunduk-
lan yer katila§tI. Art1k ylirtirken ayaklar1 kaymadi. Seytan1n vesvesesi gitti,
nefisler huzura kavu§tu, kalbler kuvvetlenip, sonraki gt.in ivin sava§a hazrr ha-
le geldi. Bu olay tizerine : "Hani bir zaman sizi, kat1ndan bir guven olmak
uzere, ha/if bir uyku buriimu~tii" ayeti indirildi.
ibn Mes'fid der ki : "Sava§ zamarunda ntias (hafifce uyku), Allah tara-
f1ndan ikram edilen bir gilvencedir. Bu durum, namazda olursa §eytandandrr."
Derler ki, aslarnn avhga olan sabn ve suya olan ihtiyacmm azltg1, diger
y1rtic1 hayvanlarda yoktur. Ba§kas1n1n av1n1 yemez. Kendi avm1 yeyip doy-
312 ROHU'L-BEYAN Cuz:9
duktan sonra, kalan1 birak1r. Art1k buna geri donn1ez. Yemekle karm dolunca,
buna raz1 olur ve kopegin yalad1g1 kaptan ic;mez. Mii'min de, bu gibi konular-
da aslandan daha a§ag1 olmamah.
Ki§inin, halini giizelle§tirmesi ifin 9ah§masz gerekir,
Zaman ona yardtm edecek degildir.
manadir. Durum bu olunca, ayete §6yle anlam veririz: "Ey Muhammed! Al-
1
lahil Teala n1n, meleklere: "Ben yardzm, tevfik ve inananlan destekleme hu-
susunda sizinle beraberim, onlardan sakrn korkmay1n." diye vahiyde bulun-
dugu zaman1 hat1rla.
13. «Bunun sebebi; onlaran, Allah'a ve
Rasu.liine kar~1 gelmeleri-
dir.» Bu dovme, oldtirme ve cezalandirma, onlara mahsustur. <;unkti onlar,
Allah'a ve O'nun peygamberine kar§1 gelmi§lerdi. Kesinlikle yenemiyecekle-
"
rini yenmeye 9ab§IDI§lar ve meydan okumu§lard1. Ayetteki "§akka" kelimesi
"§lkk" kelimesinden ttiremi§tir. ~Ikk, taraf demektir. <;unkii onlar, milsliiman-
lar1n kar§ts1na ges:ip, kar§I bir taraf olu§turmu§lard1. Kulun, dtinyada ve ahi-
rette kazanmt§ oldugu mutluluk ve s1k1ntl, kulun oradaki kazanc1na bir giri§
mesabesinde olur.
Her «kim Allah'a ve Rasuliine kar~1 gelirse,» O'nun dostlar1na ve
peygamberlerine kar§I ~tkarsa, i§te bunlar iyin, «Allah'1n cezas1 ~ok ~iddetli
dir.»
Ayet: 12- 14 ENFAL SURESi/8 3 13
14. «i§te size Allah'1n azab1! Tadio bakahm onu! Kafirlere bir de
cehennem azab1 vard1r.» Sizin i9in Al1ah'1n takdir buyurdugu bu htila.nii ta-
d1n. Cezan1n ger~el<le§mesi hemen olacaktir. Cehennem azab1 ise, daha sonra
olacaktir. Dtinya azab1 hakkmda: "Tadtn bakallm onu!" denmi§tir. <;unkii az
tadmak, bir §ey ifade eder. Kafirlere isabet eden dovme, esir alma ve oldilrme
gibi §eyler, onlann ahirette kar§lla§acaklan azaba nisbetle bir tad1mh.ktir.
ibn Abbas (r.a.)'dan rivayet edilmi§tir. 0 §6yle anlahr : "Hz. Peygam-
ber'in ashab1 saflarnn dtizeltti, sancaklann1 onlerine ald1 ve konmas1 gereken
yere koydular. Hz. Peygamber de orada devesinin iizerinde durdu, Allah'a dua
edip yard1m istedi. Sag taraflar1ndan Cebrail 500 ki§iyle, sol taraftan da Mi-
kail 500 k.i§iyle iniverdi. Allahti Tefila kafirlerin kalblerine korku saldi. Sonra
da, mtisltimanlar mli§riklere bir hamle yap1p, Allah'm izniyle onlar1 yendiler.
Hz. Peygamber de bu mutlu kimseler ivin : 'Allahu Teala, Bedir ehlinin bu
haline muttali oldu ve dilediginizi yapm, artik sizi ba¥i#adtm' buyurdu de-
. II
d I.
314 ROHU'L-BEYAN Ctiz:9
sava§ir. Bunun dt§mda dti§mana arka 9evrilmez. Bu iki durumun d1§1nda sa-
va§ meydanmdan geri ~ekilmek haramdrr.
Akllh kimsenin yapmas1 gereken de, sava§a cesur bir yiirekle kattlmak-
tlr. Bilmelidir ki, korkunun eceli geciktirmesi irnkans1zdrr. Sava§a katilmak,
hi9bir kimsenin oltimtinti one almaz.
«Ve bunu, mii'minleri kendi katindan giizel bir imtihana tabi tut-
mak i~in yaph.» Boylelikle, yiice Allah, kendi katmda bulunan §eylerden
sevgili kullanna ikram edecek ve onlar1 gtizel bir §ekilde ve c;ok btiyiik odtil-
lerle odiillendirecektir. Onlara zafer ve ganimet bah§edecektir.
«~iiphesiz ki Allah, ~ok iyi i§iten ve ~ok iyi bilendir .» Allahii Tefila,
onlarm yardrm istemelerini ve dufilann1 c;ok iyi i§itir. icabet etmek ic;in gerek-
li olan durum ve niyetlerini de c;ok iyi bilir.
18. «i§te durumunuz!» Burada, mti'minlerin gtizel bir imtihana tabi tu-
tulduklarma i§aret edilmektedir. «Ger~ekten Allah, kafirlerin tuzag1n1 gii~
siiz kdar.» Maksat mii'minleri gtizel bir §ekilde denemek, kafirlerin tuzakla-
Ayet: 17- 18 ENFAL SORESi/8 317
Hz. isa (a.s.) §6yle demi§tir : "Ey Havariler toplulugu! Nice kandiller
vardrr ki, onu basit bir rilzgar sondtirmti§ttir. Nice ibadet eden kul vardu ki,
onu da birazc1k kendisini begenme fesada ugratm1§t1r."
19. Eger fetih istiyorsaniz, i§te size fetih geldi. Eger vazge-
ferseniz, o sizin ifin daha hayzrlultr. Eger tekrar sava§a do-
nerseniz, Biz de yardima doneriz. Grubunuz fOk bile olsa, siz-
den hifbir §eyi savamaz. <;unkii Allah, mii'minlerle beraber-
dir.
20. Ey iman edenler! Allah'a ve rasuliine itaat edin! i§itti-
giniz halde ondan yiiz fevirmeyin!
21. i§itmedikleri halde, "i§ittik" diyenler gibi olmayzn!
22. Gerfekten de Allah katinda, yeryiiziinde yiiriiyen canli-
larin en kiitiisii, akillarini kullanmayan sagir ve dilsizlerdir.
23. Eger Allah, onlarda bir lulyir oldugunu bilseydi, onlara
mutlaka i§ittirirdi. Allah onlara i§ittirseydi bile, yine de yiiz fe-
virirlerdi. .Onlar zaten yiiz feviricidirler.
23. «Eger Allah, onlarda bir hay1r», hayir cinsinden bir §ey «oldugu-
nu bilseydi, onlara mutlaka i§ittirirdi.» Onlar da, Rasfiltin ger9ek oldugunu
kabul eder, ona itaat eder ve ona inanulardi. Fakat onlar hayirdan uzak olduk-
lar1 i9in Allahii Teala, onlarda bu ttir bir haytr gormedi. Onlarda, hayir adma
hi9bir varhk gortilmedigi, "Allah onlarda bir haylr oldugunu bilseydi" §ek-
linde ifade edilmi§tir. <.;unkU bu ifade, onlarda hayrr olmad1gm1 daha a9lk bir
§ekilde anlatmaktadrr. «Allah onlara i§ittirseydi bile,» i§itmi§ olduklar1 hak-
tan «yine de yiiz ~evirirlerdi» ve haktan faydalanma yonilne gitmezlerdi.
«Onlar zaten yiiz ~eviricidirler.» Onlar, ger9eklere srrtlar1n1 9evirirler, kalp-
lerinin i§itmi§ oldugu §eylerden, inatlar1ndan oti.irti yi.iz 9evirirler.
~ilphesiz
insan, egitilmeye ve ytikselmeye elveri§li, meleklerin bile ytik-
selemiyecegi bir mertebeye ytikselmeye aday bir §ekilde yarat1lm1§trr. ilk ya-
ratih§ anmda ise o, melekten alt, hayvandan list bir mevkideydi. ~eriatm onu
egitmesi sebebiyledir ki, meleklerden tistiin olur ve yarattldar1n en hay1rhs1
diizeyine Ula§Ir. ~eriata kar§1 gelmek ve nefsinin emirlerine uymakla o, hay-
vanlardan daha a§ag1 bir seviyeye iner ve yaratiklar1n en koti.isii durumuna
gelebilir.
Ak1ll1 insan1n yapmas1 gereken §ey, Allah'1n kanunlanna ve
Rasiilullah'm siinnetine kar§1 gelmemektir. Rasfiltillahm insana emretmi§ ol-
dugu her §eyde ve ,yasaklam1§ oldugu her hususta, mutlaka bir fayda ve hilc-
met vardir. insan, kendisine verilen emirlerin sebeplerini sorup ara§tirmakla
degil, o emirlere itaat edip, boyun egmekle gorevlidir.
1) Hz. Muhammed (s.a. v.)'i sevip, ona olan sevgini biittin sevdiklerine
tercih etmekle,
Ey Allah'1m! Bizi, helak: eden §eylerden koru ve bizi, hayrrh yollara gi-
denlerden eyle!
24. «Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek §eylere ~ag1rd1g1 za-
man, Allah'a ve Rasilliine uyun!» Allah'a ve O'nun rasfililne itaat ederek
9agnsma uyun! Rasfiliillah'm sizi bir §eye 9agurnas1, Allah'm 9ag1rmas1 anla-
mmadu. <;link.ti Rasul, Allah'm emriyle bu 9agny1 yapmaktadir. Oyleyse, bu
9agn da Allah'1n 9agns1drr. "Size hayat verecek §eyler" 9e§itlidir. Bunlardan
biri de din ilimleridir. <;tinkil onlar, kalbe hayat verir, cahillik ise, kalbi oldti-
rur. $air §6yle der :
Cahil, elbisesine bakip kendini begenmesin.
Cahil olu, elbisesi ise kefendir.
322 ROHU'L-BEYAN Cuz:9
Bir rivayette §6yle denir: " Allahti Tefila, yagmur taneleriyle olti toprag1
dirilttigi gibi, ilimle de olti kalbleri diriltir. «Ve bilmi§ olun ki, Allah ki§i ile
onun kalbi aras1na girer.» iki §eyin aras1n1 ayrran her §ey, onlarm aras1na
girmi§ olur. Bu anlat1m, Allahii Teala'nm, kuluna <;ok yak1n oldugunu bildir-
mektedir. Allah, kulun gonltine, kendisinden daha yalandrr. <.;unkti, seninle
ba§kas1 aras1nda dola§an §ey, o §eye senden daha yakmdrr. Yabut da bu ifade,
kullar1, ollim gelip vatmadan once, Allah'1n oli.im vas1tas1yla, ki§iyle kalbi
arasma girmesinden once, kalplerini temizleyip, ihlas ve sarnimiyete ko§maya
te§vik etmek i<;indir.
Burada sanki §6yle denmi§tir : " Frrsat ka<;madan once, nefislerinizi ol-
gunla§ttrmaya 9ah§tn. Allahii Teala'nm, baz1 sebepler yaratmas1 silretiyle,
kullarm kalblerini temizlemeye imkan1 kalmayabilir. Boylece kullar, nefisle-
rini 1slah edemezler ve Allah'm emrine ve peygamberin <;agnsma uymadan
olmii§ olurlar. II
Allahii Teala'run, "ki~i ile kalbi aras1na girmesi"nden kastt, O'nun, ku-
lun kalbine hakim olmas1 ve gonltine galip gelmesi anlamma da gelebilir.
Boylece Allah, kulun kasd1n1 ortadan kaldrrrr, niyet ve maksatlarm1 degi§tirir
ve kul onlan, kendi istekleri dogrultusunda ger~ekle§tiremez. Allah, kulun sa-
adetini diledigi zaman, kendisiyle inkar aras1na girer, mutsuzlugunu istedigi
zaman da, kendisiyle iman arasma girer. Hz. Peygamber (s.a.v.) 9ogu kez
§Oyle dua ederdi : "Ey gozleri ve goniilleri evirip ~eviren Allahzm! Benim
gonliimii de (kalbimi de) senin dininde sabit kilJ"<5> ·
Yine bilmi§ olun ki, «mutlaka siz,» ba§kas1nm degil, «O'nun huzu-
runda toplanacaks1n1z» ve yapttl<larm1z1n hesab101 vererek, kar§1hgm1 hula
caksm1z. Hayrr yapm1§san1z hayrr, §er yapm1§san1z da §er bulacaks1ruz. Bun-
dan dolay1 sizler, Allah'a ve O'nun peygamberine itaat etmekte acele davra-
nm! Onlann ~agnlanna uymakta ~ok itinah olun.
25. «Bir de, oyle bir fitneden sak1n1n ki, o fitne, i~inizden sadece zu-
liim yapanlara dokunmakla kalmayacakhr.>> Bu fitne, sadece zultim ve
haks1zhk yapanlan degil, bu haks1zbk ve kottiliikleri kabul edenleri de etkisi
altma alacaktrr. Bu fitne, iyiligi emredip, kottiltigti yasaklamayan ve emirleri
yerine getirmekte p1s1nkhk gosterenleri de kapsayacaktir. Yine bu fitne, birli-
gi par\:alayanlara, bidat<;Ilara ve cihad yapma konusunda tembellik gosteren-
lere de §amil olacaktrr. «Ve yine biliniz ki, Allah'1n azab1 ~ok ~etindir.»
Fitneye dogrudan dogruya sebep olmayanlara bile, azap dokunacaktrr. i§te bu
ifade, fitneyi uyandtranlann cezasm1n §iddetine dikkat 9ekip, ondan uzak kal-
may1 ogi.itlemektedir. Bir rivayette: "Fitne uykudadir. Allah, onu uyandzranin
belaszm versin!" denilmektedir. <6>
Kurtfibi ~oyle der : "Allah'm, 'Hif bir kimse, bir ba~kaszntn giinahinl
fekmez' (En'am: 164) ayetine dayamlarak, hi~bir kimsenin, ba§kaslDlD gi.ina-
hmdan dolay1 hesaba ~ekilemeyecegi; giinah1n, sadece o gi.inah1 i§leyen kim-
seyi ilgilendirdigi anla§Ilmaktadrr §eklinde ortaya ~ikan soruya, §6yle cevap
verilebilir: insanlar kotiili.ikleri alenen yapmaya ba§ladtklar1nda, bu durumu
goren kimselere, o koti.ili.igti degi§tirmek farz olur. Eger bu durumu goriir de
ses ~ikarmazlarsa, hepsi birden asi olmu§ olurlar. Bunlarm bir kisnu SU~ i§le-
mek sebebiyle, diger bir k1sm1 da, su~a raz1 olup, onunla mticadele etmemek
sfiretiyle asi olmu§tur. Boylelikle de, hepsi cezay1 haketmi§ olur."
26. Ey Muhacirler! «Hattrlay1n ki, bir zaman say1n1z azd1.» Say1 bal.o.-
m1ndan az oldugunuz zaman1 hattrlay1n. «Yeryiiziinde zay1ftln1z.» Mek-
ke'de, Kurey§lilerin ellerinde kahroluyordunuz. «lnsanlann sizi kap1p yaka-
lamas1ndan korkuyordunuz.» Kurey~ kafirlerinin sizleri k1slavrak yakala-
Ayet: 26-27 ENFAL SURESi/8 325
Ceset, ona bagh olan organlar ve gti~ler de hirer emanettir. Aile, 9ocuk-
lar ve mallar da emanettir. Yetimler, koleler ve diger hizmetc;iler de birer
emanettir. Devlet i§lerinin ytirtittilmesi, yonetimler, yarg1, fetva ve buna ben-
zer hizmetlerin ttimti de emanetlerdir. Bir hadis-i §erifte §6yle buyurulur :
"Her kim, daha layzk bir kimse dururken, bir ba§kasma gorev verirse, Al-
lah'a, Rasulune ve mu'minler topluluguna hainlik etmi§ olur."<1> Bir ba§ka ha-
diste de §Oyle buyurulur : "iki ortaktan birisi, arkada§tna hainlik etmedigi
miiddetfe, ben onlarm ii.fiinciisuyum. Eger hainlik ederse, ben aralanndan
7- Hadisi, Hakim Mustedrek'inde ''Kim, halktan birini, ondan Allah'i daha ~·ok ho~nut edecek
biri varken idareci tayin ederse, Allah'a, Peygamberine ve mu'minlere hainlik yapmi~ olur"
ifadesiyle nakletmi~tir. Bkz. Feyzu'l-Kadir, 6/56.
Ayet: 28-29 ENFAL SURESi/8 327
.
8- EbO Davfid, Buyu' kitabmda rivayet etmi~tir.
328 RUHU'L-BEYAN Cuz:9
Bunun ilzerine Ebfi Cehil konu§tu ve §6yle dedi: "Benim gorii§lime go-
re, her kabileden bir adam1n toplan1p bir araya geln1esi, k1h<;lann1 ahp, hep
birlikte onun boynunu vurmas1 gerekir. Boylece, kan1 biittin kabilelere dag1hr
330 RUHU'L-BEYAN coz:9
«Veya» seni, Ebu Cehil'in gorti§tine gore, her kabileden birinin kili9la-
nyla «oldiirmeleri, yahut da seni, {yurdundan)» Mekke'den, kendi aralann-
dan «~1karmalari i~in, sana tuzak kurduklar1n1 habrla! Onlar {sana) tu-
zak kurarlarken, Allah da onlann «tuzaklarin1 bo§a ~1kariyordu.» Alla-
hti Teala, kimseye tuzak kurmaz. Ancak, tuzak kuranlann tuzagm1 bo§a <;ika-
nr. Tuzak kurma ol.ay1, bir bile oldugu i9indir ki, Allahti Teala buna ba§vnr-
maz, sadece, bu taktigi kullanana kar§1hk verir. Bu taktige ba§vurmak, Allahti
Tefila'nm biiyiiklilgtine uygun olmaz.
«Allah, tuzaklari bozanlar1n en hay1rhs1d1r.» Allah'1n tuzag1 kar§1s1n-
da onlann tuzaklanntn onemi yoktur. <;unkti 0, onlann hilelerine, dogru ve
ger9ek olarak kar§thk verecektir. Halbuki, onlarm hileleri batil ve haksizdt.
Kur'an-1 Kerim, bunlara tam on y1l meydan okudu. Buna bir benzer ge-
tirme konusunda, ne kadar ugra§ttlarsa da, kesinlikle yenilgiye ugradilar.
Ozellikle de, Kur'an'1n fesahat ve beyfuu kar§1smda aciz kalddar. i§te kafirler,
Kur'an'a benzer bir soz getiremiyeceklerini anlay1nca, bu hususta yenilgiye
ugray1nca, yme de inatlanndan ve kar§t 91kma huylanndan vazge<:rmeyip,
Kur'an'1n ashnm da efsane oldugunu iddia etmeye ba§lad1lar ve: «Bu, eskile-
rin efsanelerinden ba~ka bir ~ey degildir' dediler.» Y ani bu Kur'an, daha
onceki insanlar1n, kendi kitaplarmda yazm1§ olduklar1 efsanelerden ba§ka bir
§ey degildir, dediler.
32. «Hani bir zaman onlar: 'Ey Allah1m1z! Eger bu» Kur'an «senin
kabndan gelmi~» bir «ger~ek ise,» Lfit kavmine ve fil topluluguna verilmi§
ceza gibi «gokten iizerimize t~ yagdir, yahut bize,» kendilerine azap edil-
mi§ diger milletler gibi «ac1kh bir azap ver' demi~lerdi.» Bu ifadeyi kulla-
nan, Nadr b. Haris ve taraftarlanydi. Boyle dua ederek, giiya kendilerinin
hakh olduklanm, aksi halde cezaland1nlmalaruu istemi§lerdi. Onlann bu ifa-
delerinden, alay ederek ger9ekleri inkar ettikleri ve tamamen batil bir dii§iince
iizere olduklar1 anla§1hyor. Onlarm saptkltldarma ve cahilliklerine bak1n1z ki,
"Ey Allah'muz! Eger bu Kur'an, senin katmdan indirilen bir ger9ek ise, bizi
ona kavu§tur! Onu bizim kalblerimize §ifa eyle! Gonltimtizti onunla ayd1n-
lat!" diyecekleri yerde, tam tersini soyltiyorlar.
33. «Sen, onlar1n i~erisinde bulunurken, Allah da onlara azap ede-
cek degildi ya.>> <;iinkti, bir millete azap inince, o milletin tiim fertlerini kap-
sar. Bir millete azap inmesi i~in. onlann aras1ndan, peygamberlerin ve ger-
~ekten inanm1§ olanlarm ayrtlm1§ olmalan gerekir. Ayette, Hz. Peygamber'i
yticeltme ve onun sayg1nhg1n1 koruma ifadesi vard1r. Allahti Teala onu,
alemlere rahmet olarak gondermi§tir. Rahmet ve azap, birbirlerinin z1tlar1drr.
• A
Iki zit bir arada bulunamaz. Ayet, Hz. Peygamber'in §erefine ve Allah katm-
daki sayg1nltgma da i§aret eder. Allah onu, kullanna gtivence. yapmt§tlr.
Onun oldugu yere azap olmaz. Yine ayette, salih ve takva sahibi kimselerle
ya.kin ili§kisi olan toplumlara da azap edilmeyecegine i§aret vardrr.
«Bag1~lanmalar1n1 dilerlerken de, Allah onlara azap edecek degil-
dir .» Buradaki "bagi§lanma istegi"nden kas1t, onlar arasmda kalan gti~stiz
mti'minlerin bag1§lanma istekleridir. Ki onlar, kafrrleri brraktp da go9 etmeye
imkan bulam1yanlardu. Bir gorti§e gore de, onlar1n nesillerinden, bag1§laruna
dileginde bulunanlardir. Bir ba§ka gorti§e gore ise, onlar aras1nda, inkardan
Ayet: 3 2-35 ENFAL SORESi/8 335
Mti'minlerin Emiri Hz. Ali (r.a.) §6yle der: "Yerytiztinde iki tane gtiven-
ce vard1. Biri ortahktan kayboldu, digeri ise duruyor. Ortahktan kaybolan,
Hz. Peygamber (s.a.v.)'dir, duran ise, istigfar (bag1§lanma istegi) dir." Bu ifa-
deyi kullandtktan sonra da, yukandaki ayeti okur.
ibn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildigine gore, o §6yle der : '' Kurey§liler,
Beytullah'1 ~tplak olarak, kadm ve erkekler parmaklann1 birbirlerine kenetle-
mi§ halde, 1shklar <;alarak ve de alk1§ tutarak tavaf ederlerdi."
Rivayet edildigine gore Allahii Teala, pis mallan list iiste y1garak cehen-
neme atacak ve sahiplerine azap edecektir. Bu olaya: "O gun bunlar, cehen-
nem ate~inde kzzdtnhr. Bununla, onlarm alznlan, bogiirleri ve slrtlan dagla-
. nir" (Tevbe: 35) ayetiyle de i§aret edilmi§tir.
11 - ibn Hibban Sahih'inde vc Beyhaki rivayet etmi§tir. Bkz. et-Tergfb ve't-Terhfb, 2/152. Ah-
med b. Hanbel de, "Sizden Allah yolunda bulunan kimsenin makamt. .. " ~eklinde degi§ik bir
laf1zla rivayet etmi§tir, 2/446.
Ayet: 40-41 ENFAL SURESi /8 3 39
Ayette ge~en "~ey" den kas1t, sava§ta elde edilen her §eydir. Yani, igne-
den iplige ne elde edilmi§se, hepsi ganimettir. Ancak, devlet ba§kan1n1n izin
vermesi halinde, oldtiri.ilen kin1senin lizerindeki §eyler onu oldiiren kimseye
kalir. Esirler haklanda ise, devlet ba§kanuun yetkisi vard1r.
Ganimet mallannm, be§te biri aynhr. Aynlan bu be§te birlik k1s1m, Al-
lah i~in, Allah'm Rasuhi ve yak1nlan i~in yetimler, dil§kiinler ve yolcular i9in
aynhr, yani bunlara verilir. Allah ResGlii'niln yakmlan, Muttalib ogullar1 ve
Ha§im ogullandir. Nevfel ogullan ve Abdii§§Cms ogullan bunun d1§1ndad1r.
Ha§im ogullan ve Muttalib ogullan, islam'dan once de sonra da Hz. Peygam-
ber'i yaln1z brrakmamt§tlr. Onun i~indir ki, ganimetten bu gruba da pay veril-
mi§tir. Yetimlerden maksat babas1 olen ve kti9tik ya§ta babas1z kalan mtislti-
man ~ocuklardu. Eger bunlar fakir ise pay verilir. ihtiya9larm1 kar§1lamaktan
aciz olan fakir mtisltimanlara da pay verilir. Ganimetten pay alacak olan diger
bir grup da, mal ve mtilkiinden uzak kalan mtisltimanlard1r.
"
Ayetin zahirinden anla§Ild1g1na gore, ganimetten pay alacak. grup altidrr.
Ancak, ilim adamlan , Allah'111 da pay almas1 ifadesininin, soze Allah'm adiyla
ba§lamak i9in teberriiken kullanilm1§ oldugunu soylemektedirler. Yoksa, Al-
lah'1n da ganimetten pay almas1 diye bir olay dti§tintilemez. <;unkii, dilnya ve
ahirette olan her§ey, Allahti Tealan1ndrr. Hz. Peygamber'in pay1 da, O'nun ve-
fat1yla sona ermi§tir. Peygamberler miras da birakamazlar.
ibn $eyh §6yle der : "Hz. Peygamber'e, kendisinden sonra hic;bir kimse
peygamber olarak halef olmami§tlf. Dolay1s1yla, pay1n1 almak i~in de kimseyi
halef b1rakmam1 ~tir. Bu gorii§, imam A'zam'a goredir. $afii'ye gore ise Pey-
gamberin pay1, mtislilmanlar1n menfaatleri ve istam'1n gil9lenmesi dogrultu-
sunda harcanrr. "
Hz. Peygamber'in vefat1yla, onun yakmlarmm da pay alma durumu orta-
dan kalkmt§tlr. O'nun yakmlarma, yak1nlar1 oldugu i9in degil, fakir olduklar1
i9in gani1netten pay verilir. Hz. Peyga1nber, zenginlerine de, fakirlerine de ve-
rirdi. Bu durum, yakmhktan otilrtiydti. Hatta, Abbas b. Abdulmuttalib'e, mah
9ok olmasma ragmen pay verirdi. Sonu~ olarak, §Unu soylemek isteriz ki,
"yakmlar" diger fakirlere ornektirler. y ani, "dii§kiinler-fakirler" ifadesinin
ic;inde degerlendirilir ve digerlerinin ontine ge9erler. Fakat yak1nlar1n zengin-
lerine verilmez.
Serhu'l-Asar isimli eserde bildirildigine gore, Ebu Hanife §6yle der :
"Ha§im ogullanna zekat ve ganimet vermek caizdir. Bunun haram olmas1,
Aye t: 41 - 42 ENFAL SU RESi/8 341
42. «Hani siz, vadinin» §ehre «en yak1n taraf1nda, onlar,» yani dii§-
manmiz «da en uzak taraf1nda, kervan1n sii varileri ise, sizin daha a~ag1-
n1zda idiler.» "Kervanzn siivarileri"nden maksat, ~am'dan gelmekte olan ka-
filedir. Bu kafile, deniz sahiline yakm bir yerdeydi. Miislilmanlarla onlar ara-
s1nda ti9 mil kadar mesafe vardi. Burada, baz1 durumlar1n belirtilmi§ olmas1,
dti§manm gtictinti ve mtisltimanlarm zay1fhg1Ill belirtmek i9indir. Vadinin ya-
ktn taraf1, yumu§ak bir yerdi. Ylirtimek zordu, insanlar ad1m atam1yor ayakla-
n kuma gomtiltiyordu. <;ok btiyiik bir zorlukla ytiri.inebiliyordu. 0 kis1mda su
da yoktu. Halbuki vadinin uzak k1smmda su vardi. i§te bu durumlarm bildiril-
mi§ olmas1, mtisltimanlarm gti9stizltigtintin ve bu durumda olan miisliimanla-
ra Allah tarafmdan bir fetih ve zafer verilmi§ oldugunun anlatilmas1 ic;indir.
Boylece, mtisltimanlarm iman ve §tiktirleri artmI§ olacaktu.
Bu durumu gordiikten sonra, dileyen iman eder ve ger~ek imana ula§Ir, dile-
yen ise, eski durumu tizere kalrr. Fakat, herkes bu sahneyi gormii§ olur. Bedir
olay1, istam'm yticeligine i§aret eden apa~1k delillerdendir. Bu a9ik ger9egi
gordtikten sonra, inkanna devam edenler, inathklar1ndan ve btiytikltik tasla-
dlklarmdan dolay1 inanm1yorlar.
«Gerc;ekten Allah,» inkar edenin ktifriinti ve cezas1n1, iman edenin de
imanlill ve sevabm1 «hakk1yla i~itici, hakk1yla bilicidir.»
43. Ey Muhammed! «Hani, sen uykudayken, Allah onlar1 sana az
gosterdi.» Mti§rikleri, Allahti Tefila'n1n sana az olarak gosterdigi zamam ha-
ttrla! Sen uykudayken, Allah onlann miktann1 sana az gostermi§ti. Mtica-
hit'ten rivayet edildigine gore, o §6yle anlatrr: "Allahti Tefila, Peygamberi uy-
kudayken, Kurey§ kafirlerinin say1s1n1 ona az gosterdi. Peygamber de, asha-
bma boyle bildirdi. Bunun iizerine ashab: "Peygamber'in rtiyas1 dogrudur ve
o topluluk azdrr" dediler. Ashabm goniillerinin gii9lii olmas1 da bundan dola-
y1du."
«Eger onlar1 sana c;ok gosterseydi, ydard1n1z» korkardm1z, asker
saflarma kattlmakta gecikirdiniz, «ve i~ konusunda ~eki~irdiniz.» Sava§ ko-
nusunda gorii§ aynhgma dii§erdiniz. Sava§a katdmak veya kattlmamak konu-
sunda ihtilafa dii§erdiniz. «Fakat Allah, (sizi bu durumdan) kurtard1.» Si-
zi, birbirinize dti§erek kayba ugramaktan kurtardt. «~iinkii o, kalblerin ozii-
nii bilendir.» 0 Allah, meydana gelecek olan, yigitligi ve korkakhg1, sabn ve
sabirs1zhg1 yok iyi bilir. Yapttklann1 da buna gore yapar.
44. «Allah, yapdmas1 gereken emri yerine getirmek i~in, kar§da§tI-
g1n1z zaman, onlari sizin goziiniize az gosteriyor .» Allahil Teala onlan,
mtisltimanlann goztine az gosteriyordu. Bu konuda ibn Mes'fid, yamnda bulu-
nan kimseye : " Onlan yetmi§ ki§i olarak ffil gorilyorsun?" diye sordugunda :
"Onlan ytiz ki§i olarak goriiyorum"-cevabllll alu. Halbuki onlar, tam bin ki-
§iydiler. Bu durum, onlar1 cesaretlendirmek, kalblerini gti9lendirmek ve Hz.
Peygamber (s.a.v.)'in rilyas1rn geryekle§tirmek iyindi. <;tinkii o rtiya, vahiydi.
Vahiyde ise yandg1 olmazd1.
«Sizi de onlar1n goziinde azalt1yordu.» Ebfi Cehil : "Muhammed ve
O'nun ashab1, ancak bir deve yiyecek kadar kalabahkttr" demi§tir. Bu ifade,
grubun azhg1na, bir tek devenin bile onlan doyurmaya yetecegine i§aret et-
mektedir.
Ayet: 43- 44 ENFAL SURESi/8 343
Allahti Tefila sava§tan once onlan, gozlerine az olarak gosterdi ki, sava-
§a cesaretle kattlstnlar, r;ah~malarmda ileri gitmesinler, sava§a tam anlam1yla
hazuhkh olmasmlar. Daha sonra da, mtisltimanlan onlar1n gozline iki kat ola-
rak gosteriyor ki, siirpriz olsun, donakals1nlar ve moralleri bozulsun, goniilsiiz
olsunlar.
45. «Ey iman edenler!» Sava§mak i~in, «herhangi bir toplulukla kar-
~da~bg1n1zda, sebat edin.» Yani, kafir bir grubla sava§t1guuzda, sakm yenil-
meyin! Bir hadiste: "Du§manla kar§zla§mayz dilemeyin! Onlarla kar§lla§tigz-
niz zaman ise, sabredin!" buyurulur. 02>
12- Bu boltim, ~eyhan'm rivayet ettigi hadisin bir k1snudrr. Hadisin tamam1: "Biliniz ki cermet
klli~lann golgesindedir ... " §eklindedir. Hz. Peygamber bunun devammda da zafer duas1
yapm1§ttr.
Ayet: 45 ENFAL SURESi / 8 345
galip gelir, bu durum ise, tedbirli davranmaya engel te§kil eder. Mi.inazara
adabmda da, §Oyle bir durum var: Bir kimse, kru·§1s1ndaki kimseyi kti<;i.ik, hor
ve hakir gorn1emelidir. Kendisi zay1f ve a§ag1 duru1na dti§er. Gti<;ltiler gii<;-
stiz, glic;sUzler de gti<;lti olabilir.
13- Muslim Sahih'inde rivayet etmi~tir. Bir benzeri Tirmizl'de de vard1r. Ahmed b. Hanbel de
Miis11edinde bir az degi§ik §ekliyle rivayet etmi§tir. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr, 1/410.
346 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 10
14- Tirmizi Kitabii'd-Deavat'da rivayet edip, "hasendir" dcmi§tir. ibn Hibban da Sahih'inde ri-
vayet etmi~tir. No. 2366.
Ayet: 45-47 ENFAL S0RESi /8 347
sayfay1 oniln1e a<;tl ve Taha sfiresi oldugunu anladun. Her kefunenin altinda,
on tane sevap oldugunu gordi.in1. Bundan sadece bir keli1ne mtistesna idi. 0
kelimenin yerinin silinmi§ oldugunu, altmda da ba§ka bir §eyin olmad1g1n1
gordilm. Kendi kendime dedim ki: 'Ben bu kelimeyi de okumu§tum, fakat se-
vap namma bir §ey yok.' 0 ~ah1s dedi ki : 'Dogru soyliiyorsun. Onu okudun,
biz de yazd1k. Fakat gokten birisi seslenerek • onu silin ve sevab1n1 di.i§tiriin'
dedi. Biz de sildik. Uykumda aglad1rn ve dedim ki : 'Bunu neden yaptrn1z?' 0
dedi ki: "Bir adam ge9iyordu. Sesini duysun diye o kelimeyi ytiksek sesle
okudun. Boylece de sevab1n kayboldu."
Alalh olan insan, arnelinde ihlash olur. ihias, Allah'a yakla§ma istegidir,
O'nun emirlerini ytice tutma istegidir, O'nun 9agnsma uyma arzusudur. ister
mall, isterse bedeni ibadetlerde olsun, durum boyledir.
Tatarhaniye isimli kitapta §U yaz1hdrr : Bir kimse halis niyetle namaza
ba§lar da sonradan kalbine gosteri§ girerse, ba~lad1g1 gibi kabr. Gosteri§ §6yle
olur: Bir kimse insanlardan uzak olursa namaz kllmaz, insanlarla beraber
olursa kilar. Aynca insanlarla k1ld1g1 zaman gi.izel kilar, ayn ktld1g1 zaman
gtizel ktlamaz. Kendisine namaz sevab1 verilir, fakat giizel namaz kilma seva-·
b1 verilmez. Oru~ta, gosteri§ olmaz. Ancak insanlar seni takva sahibi ve salih
kimse sansmlar diye ytiztiniln sararmas1 ve bedeninin zay1flamas1 i~in oruc;
tutarsa o zaman riya olur. insanlar1n hatin ic;in c;ekilen §U yorgunluga bakm1z!
Ak1lh ve dti§tinceli adam boyle yapar mi hie;? Bu gibiler hakk.tnda "aktl bak1-
m1ndan ser~eden daha hafif'' yani ''ku§ beyinli" tabiri kullan1hr. Hz. Peygam-
ber'in ~airi Hasan b. Sabit §byle der:
Kavmin uzun ve buyuk olmasmm pek onemi yoktur.
Ttpkt , katirlann ciisseli olmasmm ve serfelerin aklllarmzn onemi o/mad1g1 gibi.
Diinya, nedir ki aktlh insanm ilmiy le onu istesin ve eceli gelinceye ka-
dar omiir ttiketsin? Rivayet edilir ki Hz. Peygamber (s.a.v.), eskiden insanla-
rm ya§am1§ oldugu bir harabeye ugrar, orada bir hayvan le§i gortir ve: "Sahi-
binin buna ihtiyac1 yok mu?" diye sorar·. Onlar : "Ey Allah'1n Nebisi! Onlann
buna ihtiyac1 olsayd1 atmazlard1" derler. Bunun uzerine Hz. Peygamber
(s.a.v.) : "Allah'a yemin ederim ki, dunyamn Allah kat1ndaki degeri, bu le~in
sahibine olan degerinden daha azdff" buyurur. 05 >
15- Milslim bunun benzeri bir taf1zla rivayet e tmi~tir. Orada §Oyledir: Hz. Peygarnber bir so-
kaktan ge9iyordu. Etrafmda insanlar vard1. Kulag1 kesik olti bir oglaga ugTadtlar. ..
Ayet: 47-48 B:NFAL SURESi/8 349
zfillidin k1z1na yaptiklann1 bildirir. Sonra da: "Eger i§in gerc;egini ogrenmek
istersen, kabri ac; goriirsiin" der. Kral da oyle yapar ve i§in dogru oldugunu
anlar. Zfillidi ahp devesine bindirir, §ehre gotlirilr ve orada asar. ~eytan, aslli
halde bulunan bu zahide gelir ve : " Benim emrimle zina yapt1n, cana ktydm.
~imdi bana iman et de seni krahn azabmdan kurtaray1m" der. Sap1khga bat-
IDI§ olan zahit, bu sefer de §eytana iman eder. ~eytan zahitten kac;ar ve uzak
bir yerde durur. Zfillid: "Beni kurtar" dediginde; §eytan ona: "Alemlerin
Rabb'i olan Allah'tan korkanm" cevabm1 verir. Akilh olan kimse, §eytamn tu-
zag1ndan sak1nmahdir. Biliniz ki §eytan, Allah yolunda olan kimseye galip
gelince, o kimseyi kuvvetle ve iisttinliikle kand1np, ona istedigini yaptinr.
49. «Hani,>> Medine'de bulunan Evs ve Hazrec kabilesinden «miinaf1k-
lar ve kalplerinde hastahk bulunanlar:» Kalblerinde hastahk bulunanlar,
yeni miisltiman olan ve imanlar1 kuvvet kazanmayan ve yakmlar1 engel oldu-
gu ic;i.n hicret edemeyen Kurey§'lilerdi. Kurey§liler Bedir'e c;tkttklannda, onla-
n zorla gotiirmti§lerdi. Miisltimanlarm say1srm az goriince, §tipheye dii§tip,
dinlerinden donrnii§ler ve Mekkelilere: «'Bunlar1 dinleri aldath' demi§ler-
di.» GOya mii'minleri dinleri aldatmt§ffiI§. Bir avuc; miisliiman, say1 ve hazu-
hg1 c;ok az bir grup, say1 ve giic; bak1mmdan kalabahk olan Kurey§e kar§I sa-
va§a 9Ikm1§. Bunlar, kesinlikle Kurey§lilerin yenecegine inan1yorlanru§. <;iin-
kti onlann say1s1 bin civar1ndayd1; miisltimanlar1n say1s1 ise ii9ytiz on ktisur-
du. Allahii TeaHi da bunlara cevap olarak: «Oysa kim Allah'a dayan1rsa..•»
Her kim btiti.in i§lerini Allah'a havale eder, O'na dayan1r, O'na gilvenir ve
O'nun htikmiine raz1 olursa, «bilsin ki 0 Allah, azizdir, hakimdir.» Allah
mutlak galiptir. O'na dayanan peri§an olmaz. Akillar kavrayamasa bile 0,
yapttg1 her §eyi bir hikmete dayah olarak yapar. Onun yapt1klann1, akdlar
§a§k1nhkla dahi kar§tlasa, O'nun her yaptigmda bir hikmet vardrr.
Haccac b. Yusuf Mekke'de bulundugu bir Slfada, Beytullah'm etraf1nda
ytiksek sesle telbiyede bulunan bir ses duyar ve: "O adam1 bana getirin" diye
emir verir. Adam kendisine getirildiginde: " Bu adam neyin nesidir?'' diye so-
rar. Adam: "Mtisliimanlardan1m" cevab1n1 verir. Haccac: "Miisltimanhg1n1
sormad1m" deyince, Adam: "Neyimi soruyorsun?" der. Haccac: "Ulkeni soru-
yorum" deyince, Adam: "Yemenliyim" der. Bunun tizerine Haccac : " Mu-
hammed b. Yusufu (Haccac'm karde§idir) nasil tanusm?" diye sorar. Yemen-
li zat: "Onu, boyu bosu yerinde, kocaman bir adam olarak tan1nm'' der. Hac-
cac : "Ben onun gidi§atin1 soruyorum" deyince, Yemenli adam :"Ben onu;
zalim, cfillil, yarattklara itaat eden, yaratlc1ya kaT§I 91kan birisi olarak tantnm"
Ayet : 49 ENFAL SU RESi/8 351
der. Bunun tizerine Haccac : " 0 adamm, benim yak1n1m oldugunu bildigin
halde nastl boyle konu~abilirsin?" diye sorar. Yemenli adam hie; istifini boz-
madan §U cevab1 verir: "Acaba, onun sana olan yakmhg1, benim Allah'a olan
yak1nhg1mdan daha m1 tistiindtir? Ben, O'nun evinin ve peygamberinin ziya-
ret9isiyim ve O'nun dinine uymu§um!" Bu cevap tizerine Haccac susakahr ve
hic;bir cevap vennez. Adam da izin almaksizm huzurundan aynhr ve gidip
Kabe ortiisiine tutunarak §5yle yalvanr : "Ey Allah'1m sana s1g1n1nm! Sana
dayan1nm ! Allalum, k1sa zamanda s1k1ntilardan kurtarman1, ezeli ihsanm1 ve
gtizel adetini bizlere nasib et."
ve ona birtak1m ozel elbise vererek, kendisinin has hizmetc;isi kabul etmi§ti.
Onu, diger muhaf1z ve hizmet9ilerinden tisttin tutmu§ ve kap1smm bek9iligini
ona vermi§ti. Ona, kendi ko§kiiniin i<;inde bir ev yap1p, oraya koltuklar koy-
masm1, sofralan hazrrlay1p, cariyeleri siislemesini emretti ki, kral i§ten don-
diigii zaman kendisine yara§lf bir bic;imde orada rahat etsin. Bu kolenin yapa-
cag1 i§ler, gtinde bir saat bile degildi. Yine de bu kole, kralm kap1s1nda ekmek
yiyen bir hayvan bak.Ic1s1, ya da kemik yalayan bir kopek gorse, kralm kendi-
sine yapt1g1 biitlin ikramlan unutur, onlara bakardi. Krahn kendisine yapml§
oldugu iyilikler hi9e say1hrdi. Bu hayvan bak1c1s1na ko§ar, ondan bir par<ra
ekmek isterdi. Yabut da kemik etrafma toplanan kopegi iistiin tutard1. Kral bu
kolenin durumuna bakarak: 'Bu kole, kendisine yaptlg1m iyiliklerin kiymetini
bilmedi. Halbuki ben ona, bir9ok iyiliklerde bulunmu§, onu ozel bir mevkiye
ytikseltmi§tim. Bunun yaptlklar1 ise, c;ok basit ve cabil birisinin yapttldan gi-
bi. Ondan c;ekin alm elbiselerini ve kovun kap1mdan' demez mi?
i§te, diinyaya yonelen ilim adammm durumuyla, nefsine uyan abidin du-
rumu da aynen buna benzer.
Onlar seninle yapt1klan .anla§may1 bozduklan gibi, sen de dli§m.anhkta e§it bir
yol izleyerek sozle§meyi kendilerine at. Onlar a91k bir §ekilde, senin de onlar-
la araruzda olan bag1 kestigini anlas1nlar. Bunu onlara ay1kya bildir. Onlar,
anla§ma devam ediyor zanruna kapllmt§ken, kendileriyle sava§a giri§rne ki,
asla senin tarafmdan ihanet yaplld1g1na dair bir §aibe ortaya 91kmasm. «Al-
lah, ihanet edenleri sevmez.» Bu ifade, anla§marun kendilerine atilmas1n1n
sebebini at;1klayan ifadedir. Sanki deniyor ki : "Bize neden emir verdin ve an-
la§may1 kendilerine atmadan once sav~may1 yasaklad1n?" I§te bu soruya ve-
rilen cevap !
59. Hz. Peygamber'e eziyet veren ve isyanda 9ok ileri giden «kafirler,»
yenilgiden kurtulmu§ olarak ve «yakayt kurtararak ge~ip gideceklerini
sanmas1nlar. <;iinkii onlar, kesinlikle aciz b1rakamazlar.» Onlar, geyip gi-
deceklerini ve arkalanndan takip edenlerin de kendilerini yakalayam1yacakla-
nn1 zannetmesinler. i§te bu ayette, isyanlara cesaret eden nefislere tehdit var-
du. Aslinda bu cesaretli nefis, Allah' a kar§I cesaretlenmi§ durumdadir.
Seri es-Sakati §Oyle anlattr : " Gtintin birinde, §ehir camiinde konu§uyor-
dum. Gtizel giyimli bir gen9 beni dinliyordu. Y anmda arkada§lan da vardi.
Konu§mamda: "Gti9stiziln gti9ltiye isyan etmesine §a§anm" dedigimi duydu
ve ytizti k1zardl. Daha sonra da <;1k1p gitti. Sonraki gtin, yine ben ayn1 yerde
oturuyordum, birden 91kageldi ve iki rekat namaz laldlktan sonra, §unu dedi :
"Ey Seri! Dun seni dinledim. 'Gtivsliziln gti<;ltiye isyan etmesine §a§anm' di-
yordun. Bunun anlamI nedir? Ben de dedim ki : 'Allah'tan daha gti\)lti hi9bir
varhk yoktur. Kuldan daha gil<;stiz kimse de yoktur. Boyle olmas1na ragmen,
k:ul Allah'a isyan ediyor' dedim. <;ocuk kalklp gitti ve sonraki gtin tekrar gel-
di. Uzerinde iki beyaz elbise vard1 ve yanmda kimse yoktu. Bana §unu sordu :
'Ey Sen! Allah'a giden yol hangisidir?' Ben de ona :
'Kulluk yapmak istersen, gece namaz kil, gtindtiz oru9 tut. Allah'a ula§-
mak istersen, O'ndan ba§kas1ru terket, O'na vanrs1n. Dtinyada, harap olmu§
yerlerden, mescidlerden ve kabirlerden ba§ka bir §ey yoktur' dedim. Gen<;
adam ayaga kalktt ve: 'Allah' a yemin ederim ki en zor bir yola koyuldum' de-
di ve viklp gitti. Birkat; gtin sonra, biryok hizmet<;i geldi ve 'Katip Ahmed b.
Yezid ne yapti?' diye sordular. Ben de onlara, olup bitenleri anlatt1m ve ba§ka
bir §eyden haberim olmadtg1n1 belirttim. Bunun ilzerine bana dediler ki: 'Al-
lah a§lana bize soyle! Onun durumunu ogrenirsen bize bildir ve evini de ha-
berdar et.' Ben bir y1l bekledim ve onun durumunu ogrenemedim ve ondan bir
haber de alamad1m. Gecenin birinde, yats1dan sonra evimde oturuyordum.
Ayet: 59 ENFAL SURESi/8 359
Birden kap1m <;ahnd1 ve ic;eri girilmesine izin verdim. Ans1zm bir gen<; 91ka-
geldi. Belinde bir par9a elbise ve omuzunda da bir ba§ka elbise par9asi. Ya-
n1nda bir zenbil ve i~erisinde de az1g1 vard1. Gozlerimden optii ve :
'Ey Seri! Allah beni, dilnyaya esir olmaktan kurtard1g1 gibi, seni de ce-
hennem azabmdan kurtarsm' dedi. Ben de arkada§Ima i§aret ettim ve evine
giderek haber vermesini soyledim, o da gidiverdi. Bir de baktim ki e§i, yanm-
da c;ocugu ve hizmet9ileriyle beraber geldi. <;ocugun tizerinde k1ymetli elbi-
seler ve siis vardL ic;eri girip, ~ocugu odaya att1. Kad1n ona dedi ki : 'Ey
Adam! Beni dul biraktln, sen ise ya§1yorsun. <;ocugunu yetim brraktm, sense
ya§amaktas1n.' Gen~ ban a baku ve: 'Ey Seri bu ne vefa!' dedi. Daha soma ka-
d1nm fizerine dogru gitti ve : 'Allah'a yemin ederim ki sen, benim kalbimin
meyvesi ve gonltimiln sevgilisisin. Bu 9ocugum bana, yarat1klarm en degerli-
sidir. Ancak, bu Seri bana: ' Allah'a varmak isteyenin O'ndan ba§ka her §eyi
terketmesi gerektigini' soyledi. Daha sonra bu adam, c;ocugun iizerinde olam
<;Ikararak ve kad1na: 'Bunu a9, cigerlere ve c;1plak cesetlere koy' yani bunu
satarak degerini yoksullara yedir ve giydir diyerek, kendi elbisesinden bir
par9a kesti. <;ocugu bu parc;ayla sard1. Kadm ise: '<;ocugumu bu halde gor-
mek istemiyorum' dedi ve 9ocugu adamdan c;ekip ald1. Kad1n1n 9ocukla ug-
ra§hg1n1 goren adam ayaga kalkti ve: 'Bir gecemi bo§a gec;irdiniz. Allah hak-
lan1zdan gelsin' diyerek dt§art 91kt1. Ev aglama sesiyle c;1nlad1. Kad1n : 'Ey
Seri! Bu adam geri donerse, yahut bir haber ahrsan, derhal bana bildir!' dedi.
Ben de: "in§allah" dedim. Bir stire sonra, bana ya§h bir kadm geldi ve : 'Ey
Seri! Yan1m1zda bir gen~ var. Seninle goril§rnek istiyor' dedi ve ge~ip gitti.
Bir de baktim ki, yere uzanmt§ birisi ve ba§tn1n altinda bir kerpi~. Kendisine
selfun verdim, gozlerini a9tl ve bana :
'Ey Serl! Ne dersin? Sana gore bu gtinahlanm bagt§lanir m1? dedi. Ben
de 'evet' dedim. 'Benim gibileri bag1§lanrr m1?' diye sordu. Yine 'evet' dedim.
'Ben batml§trn' dedi. 'O, batanlar1 kurtarrr' dedim. 'Bir~ok haks1zhklar i§lemi-
§im' dedi. Ben de: 'Bir haberde bildirildigine gore, gilnahlarmdan tevbe eden
kimseler kiyamet gilnii ortaya c;agnlrr. Hasrmlar1 da ortaya getirilir ve: 'Bira-
k1n onu, Allah sizin hakkm1z1 odeyecektir' denir. Bunun ilzerine adam bana
dedi ki : 'Ey Ser!! Biraz parrun var. Eger oliirsem, kefenime ve ihtiyac;lanma
harca. Bunu aileme bildirme ki kefenimi haramla degi§tirmesinler.' Yanmda
biraz oturdum. Gozlerini a9tl ve: '<;alz~anlar bunun i~in ~ali~s1nlar' (Saffat:
61) dedi ve oldti. Paralari aldim ve ihtiya~lanru temin ettim. Sonra da kendisi-
ne dogru ytirtidiim. Bakt1m ki insanlar ko§U§uyorlar. "Ne var?" diye sordu-
360 ROHU'L-BEYAN Cflz: 10
Az veya 9ok, «Allah yolunda» cihad etmek ictin her «ne harcarsan1z,
kar§d1g1>> tam olarak «size odenir' kesinlikle haks1zhga ugrahlmazs1n1z.>>
Yapttldann1zm sevabmdan ve mtikafatindan hi9bir §ey eksik kalmadan size
odenir. Sevab1n1z terkedilmez veya noksanla§t1nlmaz, denilmeyip de "hak-
szzllga ugratllmazsm1z" denilmesi, Allahti Tefilfuun, bu gibi 9irkinliklerden
beri oldugunu beyan etmek ivindir.
Rivayet edildigine gore, Hz. Peygamber (s.a.v.) miraca ~1ktlg1nda bir
toplulukla kar§tla§IDI§. Bunlar, bugtin ekin ekip, yann hemen bi9iyorlarm1§.
Her bi~tiklerinde ise, tekrar eskisi gibi oluyormu§. Hz. Peygamber : "Bunlar
nedir Ey Cebriiil" diye sorunca, 'Bunlar, Allah yolunda sava§an n1ticahitler-
dir. Onlar1n bir tane iyiligi, yediyiiz kat art1nhr. Bir §ey harcadlklannda, arka-
smdan hemen yenisi gelir' cevablill ahr." (20)
20- Bezzar'm mirfic konusunda rivayet ettigi uzunca hadisin bir par~as1d 1r. Heyseml
Mecma'uz-Zevliidde rivayet etmi~ti r. Bkz. Cem'u'l-Fevaid, 2/293.
362 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 10
gorilrse, o zaman anla§ma yapar. Ancak bu anla§man1n mtiddeti tam bir yil ve
daha uzun siireli olmamahdrr. Mti§rilderin, gti~ ve kuvveti ellerinde bulundur-
mas1 halinde ise, on yilhgma bile anla§ma yapmas1 milmkiindtir. Bundan daha
uzun stireli anla§ma yapamaz. <;unki.i Hz. Peygamber de Mekke mil§rikleriyle
boyle yapm1§tL Sonra da onlar, miiddetin bitmesinden once, anla§may1 boz·
mu§lard1. Bu durum, Mek.ke'nin fethine sebep olmu§tu.
62. «Eger seni aldatmak isterlerse, Allah sana yeter. Seni, yard1m1y-
la ve mii'minlerle destekliyen O'dur.» Senden anla§ma yapman1 isteyenler,
sana kar§I anla§ma gosterisinde bulunarak seni oyuna getirmek isterlerse, on-
larm kotiiltiklerine kar§t, Allah sana yeter ve sana yard1m eder. Kendi katin-
Ayet: 62-63 ENFAL SURESi/8 363
dakilerle, ensar ve muhacirle seni deste.kler. Daha sonra Allahii Teata, Pey-
gamber'ini mi.i'minlerle nastl destekledigini §tiyle a~Ikhyor:
63. «Ve onlar1n goniillerini birle~tiren de O'dur.» Halbuki daha once,
onlann arasmda taassup ve kincilik vardi. Oyle lei, o toplumda, iki goniil bile
bir araya gelemezdi. Bir kimse, diger bir kabilenin adamma bir tokat atsa, bu
tokat yiiziinden, intikamlar1n1 ahncaya kadar iki kabile sava§a giri§irdi. i§te
onlar bu durumdayken, bir tek nefis gibi oluverdiler. Bu durum, Hz. Peygam-
ber'in (s.a.v.) en goz kam~tinc1 mucizelerinden biridir.
«Sen, yeryiiziindekilerin hepsini harcasayd1n, yine de onlar1n goniil-
lerini birle~tiremezdin.» Onlar, birbirlerine o kadar dii§man olmu§lard1 ki,
aralann1 bulmak i<;in, yeryiiziinde bulunan biitiin mal ve degerli maddeleri
versen, yine de onlar1 ban§trramazd1n.
«Fakat Allah, onlar1n goniillerini birle~tirdi. 0 azizdir, hakimdir .»
Allahii Tefila, goz kama§tiran kudretiyle, onlar1 hem rub, hem de beden olarak
birbirlerine yana§tirdi. 0, goniillerin sahibidir. Onlar1 diledigi gibi evirip 9evi-
ren O'dur. 0 Allah, tam kudret ve tam gti9 sahibidii'. Hilanet ve maslahatln
gereginden ba§kaslill asla yapmaz. 0, ruhlarm birbiriyle muhabbet kurmasma
ve boylece karde§lerin bir araya gelip dost olmalanna kudreti olandtr. Hadis-
te: "Mu'min, ba~kaszyla kolayca kayna§an ve kendisiyle kolayca dost olunan
kimsedir. Ba§kas1yle kayna§mayan ve kendisiyle dost olunmayan ki§ide hayir
yoktur" buyurulmu§tur.(21 > Bir ba§ka hadiste ise: "Kar§zla§an iki mii'minin
durumu, birbirini yzkayan ellerin durumuna benzer. Hi<;bir mu'min yoktur ki,
birbirleriyle bulu§tuklannda, birbirine faydalan dokunmamz§ olsun" buyuru-
lur. <22)
Bunun i~indir lei Allahii Teala, mahalle halkmm, giinde be§ defa mescit-
lerde toplarunalarlill emretmi§tir. Her §ehir halk1mn da, haftada bir defa cami-
de Cuma namaz1 i~in bulu§malar1n1 emretrni§tir. YIlda iki bayramda, kalaba-
bk bir insan grubunun bir araya gelip bayramla§malar1 da bunun a~Ik omekle-
rindendir. Umrede ve hacda yapdanlar da, bunun en bariz omeklerindendir.
Biittin bu ornekler, mii'minler aras1ndaki sevgiyi kokle§tirmeye yoneliktir.
Hadis-i ~erifte §6yle buyurulur : "Mil'minler, birbirlerini sevmekte, birbirle-
rine ac1makta, hirbirini korumakta, tek bir viicut gibidir. Vucudun herhangi
Hay1rb lcimselerle bir arada bulunup, onlarla sohbet etmek c;ok etkilidir.
Hayrrh insanlara sadece bakmak bile, insanlara iyilik etkisi yapar. insanlann
ytizlerine bak.mak, kendisine bakdana uygun bir ahlak tesiri yapar. Ozgtin
kimseye stirekli bakan kimse tiziiliir. Ne§eli kimseye bakan ise, ne§elenir. De-
nir ki : Bak.1§1 fayda vermeyenin, sozii de fayda vermez. Serke§ deve, uysal
deveye yakm olduk~a uysalla§lf. Bir §eye yakm obnak bile, hayvana, bitkiye
ve cans1z maddeye uysall1k kazandrrlf. Su ve hava bile, le§e yakm olunca bo-
zulur. Tek ba§ma kalmak veya uzlete 9ekilmek bile, kotii insanlarla arkada§-
hk etmekten daha iyi say1hr. ilim ehli ve fazilet sahibi insanlara gelince, onla-
ra yakm olmak ve onlarla sohbet etmek ganimettir. Onlarla ili§ki halinde ol-
mak, Allahii Teala ile ili§kili olmaya benzer. Onlara olan sevgi, Allah'a olan
sevgiden kaynaklanrr. Onlarla birlikte olmak, hakla baglant1 halindc olmak
demektir. Ba§kalar1yla baglanti halinde olmak ise, tabiatln geregidir. Mii'min,
mii'minin aynas1dir. Mii'min, bir mii'min karde§iyle kar§1la~111ca, §ifah sozle-
rinden deva bulur. Mil'minin amelleri, ba§kalar1rnn fark1na varmad1g1, ilfilli
tecelliler ve gizli bilgi ve kavrayi§lardir. Fakat bunu, ancak nur ehli kavraya-
bilir.
Fakir der ki : iki han1m1 birbirine dargm olan abid §eyhlerden ve vera'
sahibi ilim adamlanndan birinden §6yle dedigini duydum: "Allah, onlann
gonullerini birle§tirdi" ayetini sonuna kadar, ic;inde su bulunan bir testiye
okudum. Sonra i9ine iifleyerek, bu suyu o e§lerin ikisine i~irdim. Allah'1n iz-
niy le, aralanndaki dargmhk gitti ve birbirlerine dost oldular. ~imdiye kadar
da, aralannda hi~bir nefret ve kin olmadi.
64. «Ey» Allahii TeaHi'dan haber veren §ant yiice «Peygamber! Sana
ve sana uyan mii'minlere» biitiin i§lerinde «Allah yeter.» Ayette g~en
"vav" harfi, iki anlam ifade eder. Birisi birliktelik, digeri de atif. Birliktelik
ifade ederse, ayetin meali: "Ey Peygamber! Sana ve sana uyan mu'minlere
yardimcz olarak Allah yeter" §eklinde olur. At1f ifade ederse o zaman da "Ey
Peygamber! Sana ve mii'minlere Allah yeter" §eklinde olur.
ibn Abbas (r.a.) §6yle anlatu : "Bu ayet, Hz. Omer'in mtisliiman olmas1
tizerine Mekke'de nazil olmu§tur. Fakat, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in emri uzeri-
23- Mu slim , Sahih, Ahmed b. Hanbel Mii.sned. Ayr. Bkz. el-Ferhu'l-Kehfr, 3/132.
Ayet: 63 -64 ENFAL SURESi /8 365
Hz. Peygamber §6yle dua etmi§ti : "Ey Allah'im! islam't, §U iki adamin
birisiyle kuvvetlendir. Ya Ebu Cehil bin Hi§am, ya da Omer bin Hattab." Hz.
Peygamber bu duay1 <;ar§amba giinii yapmt§tL Per§embe giinii de Omer mtis-
lii1nan olmu§tU. Mtisltiman oldugunda yirm.i alt1 ya§1ndayd1. Hz. Hamza ise,
ondan ti<; giin once mtisltiman olmu§tU.
Daha sonra Omer, kiltc1ru ku§anmt§ oldugu halde yola <;ik1yor, dogruca
Hz. Peygamber (s.a.v.)'i oldtirmeye .gidiyordu. Hz. Peygamber ise, ibn
Erkfu.n'1n evinde, mii'minlerle beraber saklamyordu. Orada Allah'a ibadet ya-
p1yorlar ve Kur'an okuyorlardi. Hz. Peygamber'in bulundugu eve gelen Omer,
evin kaptSlill ~ald1g1nda, adanun birisi kap1 arahg1ndan bak1yor ve Omer'in
24- Ebfi Cehil, islam oncesi donemde Ebu'l-Hakem diye adlandmhrd1. Onun, hikrnet sahibi bir
ilim adamt oldugunu iddia ederlerdi. Hz. Peygamber bu adama "Ebu Cehil" ad1m vermi§ti.
Ebfi Cehil, bilgisizligin babast manasmadtr. Ondan sonra da hep bu isimle amltr olmu§tur.
Ebfi Cehil'in ktz karde~i. Hz. Omer'in annesidir. Dolay1s1yla Hz. Omer, EbO Cehil'in yege-
nidir.
366 RUHU'L-BEYAN Cuz:lO
lahcm1 deh§etle s1yud1guu goriiyor. Adam, biiyiik bir korkuyla Hz. Peygam-
ber'e doniiyor ve : " Ey Allah'm Rasfilti ! Omer klhcm1 s1yrrrru§ geliyor. Niyeti
kan dokmektir! "diye sesleniyor. Bunun tizerine, i9eride bulunan Hz. Hamza:
" Brralan gelsin. Eger iyilik.istiyorsa veririz. Kotiiliik istiyorsa, kendi .kthc1yla
kendisini oldiirilriiz" diyor. Buak1yorlar ve i9eri giriyor. Hz. Peygamber
Omer'i goriince: "Ey Omer! Sen hala vazge~medin mi? Allah sana bir bela
m1 versin istiyorsun ?" diyerek, kolundan tutuyor. Peygamber'in heybeti kar-
§Ismda Omer, irkiliyor ve hemen oturuveriyor. Daha sonra: "Bana, kendisine
9aglfd1gm1z islam'1 a<;1kla" diyor. Hz. Peygamber de : "islfun, tek olan Al-
lah'tan ba§ka ilfill olmad1gma §ahitlik etmen, Muhammed'in de O'nun kulu ve
el~isi oldugunu kabul etmendir" diyor. Omer de: "~ahitlik ederim ki, Al-
lah'tan ba§ka ilfill yoktur. Sen de O'nun el9isisin" diyor ve §ahitlik ediyor.
Bunun tizerine, orada bulunan milsltimanlar da, sesli bir §ekilde tekbir
getiriyorlar ve Mekke sokaklarmdan duyuluyor. Hz. Omer mtisliiman oldugu
zaman, Peygamber efendimiz onun gogsiine eliyle ilv defa vurarak: "Ey Al-
lah'zm! Omer'in gonliindekini 9zkar ve onu imana dondur" buyuruyor. Bunun
iizerine Cebrail iniyor ve: "Ey Muhammed! Goklerdekiler, Omer'in mi.islii-
man olmas1 ile sevindiler" diyor. Omer mtisltiman olunca, mil§rikler diyorlar
ki :"Mtisltimanlar bizden intikam ald1."
Hz. Omer'e: "Neden Hz. Peygamber sana 'Faruk' achm verdi ?" diye so-
ruyorlar. 0 da §U cevab1 veriyor : " Ben milsltiman oldugumda, Hz. Peygam-
ber ve ashab1 gizleniyorlardi. Ben kendisine: 'Ey Allah'1n Rasfilti! Bizier, ol-
sek de, ya§asak da hakh degil miyiz?' diye sordum. 'Evet haklzy1z' cevab1111
verdi. Oyleyse gizlenmenin anlam1 yok. Seni hak Peygamber olarak gonderen
Allah'a yemin ederim ki benim bulundugum ve kilfiir dolu olan topluluk ic;eri-
sinde Milsltiman oldugumu ac;1kc;a ilan edecegim. Korkmaya ve saklanmaya
ne gerek var! Allah'a yemin ederim ki, artlk bugilnden sonra, gizli ibadet et-
meye gerek kalmadi."
Elindeki k1hc1yla, Hz. Omer onde olmak iizere, Peygamber ve ashab1
Mekke sokaklanna 91ktilar. "La ilahe illallah Muhammedtin Resuliillah" diye
ytiksek sesle bagrrarak mescide girdiler. Bunlan Kurey§liler duydular. Omer
onlara : "Yerinden ktprrdayanm boynunu vururum" dedi. Sonra da, tavaf ya-
pan Hz. Peygamber'in ontine gec;ti ve birlikte tavaf yapmaya ba§lad1lar. Daha
sonra, Kabe'nin etraf1nda namaz ktld1lar ve ac;1k sesle Kur'an okudular. Bu za-
mana kadar, Kabe'de namaz k.tlam1yorl~d1. A91k sesle Kur'an okuyamiyorlar-
di. Bu sebepledir ki, Hz. Peygamber ona "Faruk" ad1n1 vermi§tir. Allah
Ayet 64 ENFAL SURESi/8 367
Teala, Omer vas1tas1yla, hakla bat1b ay1rm1§t1r. Omer'i sevmek imandan, ona
kin beslemek ise, nifaktandtr. Ona, mtinaf1klardan ba§kas1 kin besleyemez.
11
ismail b. Hammad b. Ebu Hanife anlatir : Benim, rafizi mezhebine
mensup, lanetlik bir kom~um vard1. Kendisi deginnenciydi. iki tane de kattn
vard1. Birine Omer, digerine de Ebfi Bekir ad1m venni§ti. Gecenin birinde,
kat1nn biri kendisini teperek oldtinnti§tii. Dedem Ebfi Hanife bu olay1 duyun-
ca: "Ben, onu oldtirenin Omer adh katrr oldugundan eminim" dedi. Ara§tlnp
baktilar ki, ger9ekten de oyley~§."
Hz. Omer umre yapmak istemi§ti. Hz. PeygaID:ber de izin vermi§ ve
kendisine: "Ey karde~im, bizi de duadan unutma" demi§ti. Hz. Omer der ki :
"Benim i9in) Hz. Peygamber'in bana soyledigi 'Ey Karde§im' sozti, ilzerine
gilne§in dogdugu her §eyden yani dtinyada olan her §eyden daha sevimli-
dir."(25)
65. «Ey Peygamber! Mii'minleri sava§a te§vik et!>> Ey §an1 ytice olan
Peygamber! Mtisltimanlan, kafirlerle sava§maya iyice te§vik et. Bu i§te sevap
oldugunu kendilerine bildir! Bir §eye te§vik etmek i<;in, once insan1n kendisi
yapmahdlf ki, ba§kalan da kendisine uysun. Onun i9indir ki Hz. Peygamber,
sava§m §iddetli anlannda, dli§mana daha yak1n mevzilerde olmu§tur. Bu ko-
nuda Hz. Ali §0yle der: "Topluluklar birbiriyle kar§1la§1p, zorluklar artmca,
Hz. Peygamberle korunur, onu kendimize siper ederdik. Hi~birimiz, dii§Ina-
na, ondan daha yakm olamazd1k."
66. «Simdi de Allah, i~inizde zay1fl1k oldugunu bildigi i~in, sizin yii-
kiiniizfi hafifletti.» ibn Abbas der ki : "Kar§1s1nda bulunan ti~ dti§mandan
ka9arsa, ka9mam1§ olur. ikiden ka9arsa, ka9m1§ say1hr." Y ani, bilytik bir ha-
ram i§lemi§tir.
olup, islam kuvvet kazan1ncaya kadar, esir almak yak1§1k almaz ve dogru da
olmaz.
Rivayet edildigine gore, Bedir sava§mdan sonra yetmi§ tane esir ahn-
m1§tl. Bu esirler icterisinde; Abbas, Akll b. Ebfi Talib gibi kimseler de vard1.
11
Hz. Peygamber esirler konusunda ashabma dan1§m1§tl. Hz. Ebu Bekir: On-
lar senin toplmnun ve yakmlannd1r. Onlan birak, belki Allah onlara hidayet
verir. Onlardan sadece fidye al. Bu fidye ile ashab1n gtic;lenir" derni§ti. Hz.
Omer de: "Onlar seni yalanladilar, yurdundan c;tkard1lar ve sana sava§ ac;tilar.
Onlarm boynunu vur. Onlar kiifrtin onderleridir. Bize frrsat tan1, boyunlar1n1
vurahm. Hz. Ali Akil'in, Hamza da Abbas'm boynunu vursun" diye fikir ileri
stirdil. Fakat bu fikir, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ho§una gitmedi. Buyurdu ki :
"A/lahu Teiilii, adamlann gonlunii oyle yumu§atzr ki, sutten de yumu§ak olur.
Ve yine bazz adamlann gonlunu de oyle katzla§tznr ki, ta§tan daha kati kesi-
lir. Ey Ebu Bekir, senin durumun ibriihim'in durumuna benzer. 0 §Dyle de-
mi§ti: 'Kim bana uyarsa bendendir. Kim isyan ederse, Allah gafurdur,
rahfmdir' (ibrahim: 36) ayetini okudu. Daha sonra da "Ey Omer! Senin du-
rumun da, Nuh peygamberin durumuna benzer diyerek : "'Yeryuzunde dola-
§Gn hi~bir kiifir biraknw' (Nub: 26) ayetini okudu. II
Baz1 ilim adamlan derler ki: "Bu ayet, Peygamberlerin mtictehid olduk-
lanna delildir. Oradaki k1nama, Hz. Peygamberin bu gorti~tintin vahiyden
kaynaklarunad1g1n1 ve dogru da olmad1g1ru, Peygamberlerin yan1labilecegini,
ama oylece btrakilmayacaklanm, dogru olamn kendilerine bildirilecegini ifa-
de eunektedir."
28- Tinniz1, Ahmed b. Hanbel, Taberan1 de bir benzeriyle rivayet etmi~tir. Bkz. Fethu'l-Kebfr,
1/329.
372 ROH U'L-BEYAN C iiz: l 0
nin hakk1nda §tipheliydim. ~imdi ise tamamen inandnn. <;iinkii sen, gizli ya-
pilan §ey lerden haber verdin" c29> dedi ve mtislUman oldugunu belirtti.
«'Allah, sizin gonliiniizde herhangi bir hay1r ,» iman ve samimiyet
«oldugunu bilseydi, sizden» fidye olarak «ahnandan daha iyisini size ve-
rirdi ve sizi bag1§lard1. <;iinkii Allah gafurdur, rahimdir.'»
Hz. Abbas §5yle der : " Benden ahnanm yerine, Allah bana daha iyisini
verdi. ~u anda benim, yirmi tane kolen1 var. Her biri ticaret yap1yor. En kotii-
sti, yirmi bin dirhemle ticaret yap1yor. Allah bana, zemzemin korumac1hg1111
verdi ki, Mekke'nin btittintinii bana verseler, bu kadar sevinmezdim. Benim
i~m birinci soz ger~ekle§ti. ~imdi de ikincisini bekliyorum. 0 da, Rabbimin
beni bag1§lamas1du. <;tinkti, 0 soztinden caymaz."
71. «Eger» esirler, islam'a <lair sana vermi§ olduklan ahdi bozarlar,
islam'dan doner ve yine atalar1n1n dinlerini kabul etme~ sfiretiyle, Ǥimdi sa-
na hainlik yapmak isterlerse,» bilmi§ ol ki, «daha once de Allah'a hainlik
etmi§lerdi de, Allah da, onlara kar§t sana imkan vermi§ti.» inkara sapla-
n1p, ezelde verdikleri sozti bozmu§lard1. Allah da Bedir gtiniinde, onlarm hak-
kmdan gelmi§ti. Tckrar sana ihanet ederlerse, Allah sana da gtic; verir ve onla-
nn hakk1ndan gelirsin. «Allah alimdir, hakimdir.» Allahti Teala, onlarm_
hem niyetlerini, hem de hakettikleri cezay1 bilir. Yapttl<larm1 da, ytice hikme-
tinin geregi olarak yapar.
72. «iman ederek hicret edenler, canlanyla ve mallanyla Allah yo-
lunda cihad edenler, (muhacirleri) bar1nd1np yard1m edenler, i~te onlar,
birbirlerinin dostlar1d1rlar.» Kur'an'a ve Hz. Muhammed'e iman eden
mti'minler, Allah'a ve O'nun peygamberine olan sevgileri ugruna, oz vatanlar1
olan Mekke §ehrini terkedenler, mallar1rn satlp silah satin almak suretiyle ci-
had edenler ve bizzat sava§a kattlmak suretiyle, sava~m tehlikelerine gogtis
gerenler...
Ayette, "mallar" ifadesi, "nefisler" ifadesinden once zikredilmi§tir. Bu
durum, cihadm, daha ziyade mallarla yap1ld1gma i§aret eder. Malla mticadele-
vermeden, nefisle mticadele verilemez. "Allah yolunda"n maksat, Allah 11n
29- Bu, Hz. Pcygamber'in en onemli mucizelerinden birisidir. Hz. Abbas'la hamm1 arasmcla
gizlice cereyan eden bir olay1 Hz. Peygamber haber vermi§, bu durum da Hz. Abbas'm
muslUman o lu~una sebep olmu~tur.
376 ROHU'L-BEYAN Ciiz: I 0
sizin yaptiklann1z1 gorUr ve bilir. Onun i~in, O'nun emirlerine ayk1n davrana-
rak cezay1 hak etmeyin.
Burada, yard1m isteyen kim olursa olsun, kendisine yard1m ctmenin ge-
regine i§aret ediliyor. <;iinkti yard1m edilmezse, zarara ugranir ve giiven orta-
dan kalkar. Bir hadiste : "Zalim de olsa, mazlum da olsa d;n. karde~·ine yar-
dtm et!" buyurulur. (30> Zalime yard1m etmek, onun zulmtinti engellemektir.
F etava Kad1han isimli eserde §byle 'denir: "Rumlar taraf1ndan seferber-
lik ilan edildigi zarnan, sava§a gi.icti yeten herkesin, sava§a katilmas1 gerekir.
Eger az1g1 ve binegi varsa, ac;1k bir ozurii bulunmad1k9a, sava§tan geri kalma-
s1 caiz olmaz.''
30- Buhati, K itahul Mezalim'de ; Tirmiz1, Fiten'de ve Ahmed b. Hanbel Musned , 3199 da zik-
retmi~tir. Hadisin devamt vard1r.
378 RUHU'L-BEYAN Cuz:lO
Eger derseniz ki : " Kul haklan tevbe etmekle bagt§lanir m1 ?" Biz de
deriz ki : " Eger zalim ki1nse tevbe ederde, Allah da onun tevbesini kabul
ederse, Allah'm e1nrine kar§I ~lkma gtinah1m bag1~lar. Onun lizerinde kul
hakk1 kalnu§ olur. Bu durum Allah'1n glicil dahilindedir. Dilerse hasmrn1 raz1
eder, onu da bagi§lar, dilerse ondan hakkilll alu. Hadis birinci k1s1mdandrr.
Hadiste, gtinah i§leyen kimsenin, gi.inah mahallini terketmesi isteniyor. Boy-
lece, salih insanlarla sohbetine imkan verilmi§ olur. Ey Allah'un! Bizi de sfilih
kullanna kat!"
bagnna basanlar ve onlara, dil§manlanna kar§1 yard1m edenler var ya, i§te
bunlar, ger<;ekten iman edenlerdir. <;unkti bunlar, imanlar1n1n geregi olan, ci-
had cmrini yerine getirmi§lerdir. Mallann1 harcayarak, hakkl zafere ula§tlf-
m1§lardir.
«Onlar i~in magfiret ve bol riz1k vardir.» 0 iki grup mii'min toplulu-
gu i9in gi.inahlann1n bag1§lanmas1 vardrr. Bol n z1k vardu kendilerine. Allahil
Teamonlara, cennet yemeklerinden yedirecektir. Bu yiyecek misk gibidir.
Onlann i~erisinde hi<;bir agirhk yapmaz ve kanndan da ne koku ve ne de d1§-
k1 halinde 91kmaz.
Daha sonra bu, iki vas1fta kendileri gibi olanlar iizerinde duruluyor :
Uc;tincil bir grup da, iki defa hicret edenlerdi. Bu hicretin birisi Habe§is-
380 RUHU'L-BEYAN Ci.iz: 10
"
128. ve 129. Ayetler Mekke'de, diger bilttin ayetler ise Medine'de inmi§tir.
384 RUHU'L-BEYAN Cuz: l O
Terviye gtini.inden once, Hz. Ebfi Bekir bir hutbe okuyarak hac ibadeti-
nin nas1l yap1lacag1 konusunda bilgiler verdi. Hz. Ali de, nahir gtinlinde Aka-
be cemresinin yan1nda ayaga kalkarak §Oyle dedi : " Ey insanlar! Ben, Allah
Rasfiliiniin size gonderdigi bir el~iyim." Bunun tizerine balk:" Ne getirdin ?"
diye sorunca, Hz. Ali onlara, bu sfirenin ilk otuz veya kirk ayetini okudu ve
§Unu ekledi : "Dort emir daha getirdim. Bu seneden sonra, mti§rik bir kimse
Beytullah'a yakla§mayacak, Beytullah'1 ~1plak olarak tavaf edemeyecek,
Ayet: 2 -3 TEVBE SURESi/9 387
mti'min olandan ba§kas1 cennete giremiyecek ve her soz veren de, sozi.ini.i ye-
rine getirecektir."
Ayette, sava§ ve inkardan sonra ban§a ve imana bir 9agn vardu. Her
kim, inkara saparak isyan ederse Rabbine dti§manhk etmi§ olur. i§te bundan
sonra da tevbe ve istigfar1 geciktirir, ytice Allah'm kahnna ald1rt§ etmezse bi.i-
ytik bir pi§manhk duyar.
Baz1 veliler §Oyle derler: "Eger dervi§lerden olmak istersen, huyunu 90-
cuklann huyuna 9evirmen gerekir. <;ocuklarda be§ huy vardrr ki, o huylar bi.i-
yilklerde olsa, dervi§ olurlar. <;ocuklar; nzka onem vermezler, hasta oldukla-
nnda yarat1c1lanndan §ikayet9i olmazlar, yemegi toplu halde yerler, kavga et-
tikleri zaman 9abucak anla§maya vanrlar ve korktuklan zamanlarda da gozle-
rinden ya§lar akar."
Hacc-1 ekber (en btiytik hacc) konusunda iki gori.i§ vardrr. Birincisi; hac-
cm rtiktinlerinden olan ziyaret tavafi ve bunun gibi diger baz1 ibadetlerin ger-
c;ekle§tigi bayram gtiniidi.ir. Bu gtinde, kurban kesme ve §eytan ta§lama gibi
bir9ok ibadet ger~ekle§tirilir. ikinci gorii§ ise; Hz. Peygamber (s.a.v .)'in:
"Hae arefedir" hadisine gore, arefe gilnildi.ir. Hz. Peygamber, hacda yap1lma-
s1 gereken ibadetleri Arafat'ta vakfeye hasretmi§tir. <;Unkti Arafat'ta yap1lan
vakfe, haccm en onemli boli.in1iidi.ir. Bunun i<;indir ki, Arafat'ta vakfeyi ta-
mamlam1§ olan, hacca eri§mi§ demektir. Bu vakfeyi yapamayan ise, haccm1
yapamam1§ say1hr.
388 RUHU 'L-BEYAN Cuz:lO
Hacc-1 ekber denmesinin bir diger sebebi ise, umreye hacc-1 asgar den-
mesinden kaynaklanmaktad1r. Bir de o giin, hem mtisliimanlar ve hem de
mii§rikler bir araya toplanm1§lard1r. Yine, milsliimanlann bayram1yla, kitap
ehlinin bayramlan ayn1 gtine rastlam1 ~ttr. Daha onceleri boyle bir rastlantt ol-
mad1g1 gibi daha sonra da olmam1§tl.
«'Allah ve Rasulii mii§riklerden uzakttr.» Yani Allah Teala ve O'nun
peygamberi, mti§riklerin bozdugu anla§madan uzaktrr. Burada mii§riklerden
maksat da anla§may1 bozanlardu. Allah'm Rasfilti de mil§riklerden uzaktir.
«Allah gaffirdur, rahlmdir..» Bu ifade ile de bir ba§ka emir a<r1khk ka-
zan1yor. Onlan serbest brralan. <;tinkti Allah, onlann ge9mi~te yapm1§ olduk-
lan inkan ve zulmti ortmli§ttir. iman, gevmi§i .silip atar.
Bilmi§ olun ki Allah Teata, bu ayetle cihad1 emretmi§tir. Cihad ise dort
~e§ittir. Evliyarun, kalple olan cihadt: Bu cihatla evliya, ovgtiye Iaytk olan
huylarla kalbi siisler. Zfiltidlerin nefisle olan cihad1 : Bu cihadla zfillidler, ne-
fisteki istenmeyen huylan buaku. ilim adamlannm cihad1 : Bu cihadla ilim
adamlan, ozellikle dogruyu soylerler ve zalim devlet ba§kanlanna ger~egi du-
yururlar. Gazilerin cihad1: Bununla da gaziler; mallann1, canlarm1 ve kendile-
rini feda etmek sfiretiyle cihad ederler. Bu tiir cihad, cihadlarm en btiytigti ve
en yticesidir.
Allah kelanun1 dinledikten sonra eger iman etmezse, onu, eman bulabi-
lecegi, kendi kavminin tilkesi olan yere gooder. Bu durum, yani o mti§rik
kimseye eman verme ve onu kendi tilkesine ula§tirma durumu, onlar1n bilgi-
siz bir topluluk olmas1 sebebiyledir. Onlar, islfun'1 ve dinin ger~egini bilmi-
yorlar. Yine onlar, bilgisiz bir toplumdurlar. Onlara eman verilmesi, ger~egi
anlamalar1 ve sonradan kesinlikle bahane gostermelerine imkan kalmamas1
i~indir. Allah (c.c.), kendi fazhndan, isyanc1 kullanna zaman tanir ki, o kullar
da Allah'a donsiinler ve O'na itaat etsinler.
Rivayet edildigine gore, israilogullar1nda bir genv varm1§. Tam yirmi y1l
Allah'a ibadet etmi§, sonra da yirn1i y1l isyanda bulunmu§. Daha sonra aynaya
A.yet: 6 TEVBE S 0 RES i/ 9 391
.
bakm1§ ve sakahnda beyaz bir k1l gormil§. Bu k1h pek iyiye yorumlamay1p :
"Ey Allah'1m! Sana yirmi yil ibadet, yirmi yil da isyan ettim. Sana donersem
beni kabul eder misin?" diye soylenmi§. Bunun ilzerine, evin arkasmdan §Oy-
le bir ses duymu§ : "Bizi sevdin, biz de seni sevdik. Bizi brraktm, biz de seni
btrak.tlk. Bize isyan ettin, biz de sana zaman tan1dlk. Eger bize donersen, biz
de seni kabul ederiz."
hi9bir dogruluk yoktur. «Kalbleri ise (size) kar~1 ~1kar.» Verdikleri sozler,
sadece laftan ibaretti. Dilleriyle vermi§ olduklan soze, gontilleri kar§I 91k-
maktayd1. Sozle§meye uyacaklanna dair verdikleri her ttirlti soz ve yemine,
i~lerinde gizledikleri duygulan kar§I c;1k1yordu. Onlarm soyledikleri her ttirlii
tath soz, yalan, hile ve aldatmacadan ba§ka bir §ey degildi. «Ciinkii onla-
r1n» , yani mti§riklerin «-;ogu, fas1ktirlar.» Allah'a itaat etmeye kar§I 9Iknn§
ve ktiftirde bocalay1p dunnaktadular. Onlan, bu durumdan kurtaracak ne bir
inan9lan, ne de bir cayd1nc1 ki§ilikleri vardrr.
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, Muaz'a bir vasiyeti vardrr. Bu vasiyet, ahlak1n
btitiin gtizelliklerini kendisinde toplam1§t1r. 0 vasiyet §Oyledir : "Ey Muaz!
Sana ~u tavsiyelerime uyman1 oneririm : Allah'tan kork, sozunde dogru of,
verdigin sozii yerine getir, emaneti koru, hLyaneti birak, kom~ularla iyi gefin,
yetime aci, yumu§ak sozlu ol, herkese setam ver, iyi ameller i~le, uzun emel
pe~inde ko~ma, yemin ettiginde riayet et, Kur'an'1 iyi anla, ahireti sev, hesap
gununden kork ve alrak gonullii of."<2) Bazilan da §5yle der:
§an ve ilk defa kendileri sizinle sava§a ba§layan bir toplulukla sava§ma-
yacak m1s1n1z? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eger ger~ekten
inanm•§ kimseler iseniz, Allah kendisinden korkman1za daha ~ok hak sa-
hibidir .» Kendileri aleyhine ba~kas1na yard1m etmemek tizere, Hz. Peygam-
ber ve 1nti'minlerle sozle§me yapmalanna ragmen, Huzaa kabilesine kar§I Be-
ni Bekir kabilesine yard1m eden ve boylece yeminlerini bozanlarla hfila sava§-
m1yacak rrusm1z? Hem onlar, Darti'n-Nedve denen htikfimet konag1nda top-
lan1p aralannda gorli§ttikten sonra, Hz. Peygamber'i yurdundan 91kannay1 da
kararla§Unnt§lardl. Boylece onlar, ilk defa kendileri dti§manl1k yapmak ve sa-
va§mak suretiyle anla§may1 bozdular. Halbuki Peygamber (s.a.v.), ilk olarak
onlara aytk bir kitap getirdi ve bu kitapla kendilerine meydan okudu. Onlar
ise, bu kitaba kar§I mlicadeleden aciz olduklan iyin sava§a ba§ladtlar. Onlara
saldtnnamza ve yarp1§man1za kim engel oluyor ki? Onlardan size bir kotiillik
gelir diye mi kendileriyle sava~aktan geri kahyorsunuz? Allah'm emrini b1-
rakmay1n ve O'nun dti~anlanyla sava~n. Allah'tan korkmak, onlardan kork-
maktan daha onemlidir. Sizin ic;in geryekten layik olan, sadece O'ndan kork-
maktlr. Eger gervekten inalUill§ kimseler iseniz, sadece Allah'tan kotkmahs1mz.
Ayet: 13- 14 TEVBE SURESi /9 397
14. «Onlarla sava~1n ki, Allah da sizin elinizle onlara azap etsin, on-
lari rezil etsin, sizi onlara kar~1 zafere ula~hrsm,» sizin hepinizi onlann
hepsine galip getirsin «Ve mil'min t~plulugun gonilllerini huzura kavu~
tursun.» 0 mii'min topluluk, sava§t gormeyen Huzaahlardir: ibn Abbas §6yle
der: "Onlar, Yemen'den gelen bir kol ve Sebe kavmidir. Bunlar Mekke'ye ge-
lip Miisliiman olmu§lar ve Mekkelilerden bir<;ok <;ile gormii§lerdi. Hz. Pey-
gamber'e birisini gondererek dert yanmt§lar. Bunun iizerine Hz. Peygamber
de onlara: 'Gonliinuzii rahat tutun. Geni§lige ~ikmaniz yalandir' buyurmu§tll."
15. «Kalplerinin ofkesini gidersin. Allah, dilediginin tevbesini kabul
eder.» Allah Teala, kendilerine verdigi sozil en gilzel bi<;imde sonu<;landrrdi.
<;iinkti bu ifadede, baz1 Mekkelilerin kabul edilecek bir §ekilde tevbe edecek-
lerine kapah bir §ekilde i§aret soz konusudur. Nitekirn durum oyle geli§mi§ ve
bir\:ok Mekke'li gtizelce Mtislliman olmu§lardrr. Ebfi Stifyan, Ebu Cehil'in og-
lu ikrime, Sehl b. Amr gibiler bunun a<;tk omeklerindendir. «Allah alimdir,»
olan1 da, olacak olanlan da 9ok iyi bilir. «Hakim'dir,» hikmete uygun olma-
yan hi¥bir §eyi yapmaz ve emretmez.
16. «Yoksa sizler, Allah, sizden cihad edenlerle Allah'tan, peygam-
berinden ve mii'minlerden ba§kalarin1 s1rda~ edinmeyenleri ortaya ~··
karmadan» ba§1bo§ «b1rakdacag1n1z1 m1 sand1n1z? Siiphesiz ki Allah, (bii-
tiin) yapbklar1n1z1 bilir.» Yoksa sizler, ba§ibo§ brrak1hp, i<;inizdeki cihad et-
meyenleri Allah'm bilmedigini mi sandm1z? ihmal edildiginizi ve cihad1n size
emredilmedigini mi zannettiniz? Hayu durum hi9 de sizin bildiginiz gibi de-
gildir. Burada, cihada katllmayanlar k1nanmak sfiretiyle, cihad1n emredilmi§
oldugu vurgulan1yor.
drr. Yaptlglllz her §eyi <;ok iyi bilir. Hi<;bir §ey O'na gizli kalmaz. Cihad yap-
maktaki gayenizi de bilir. Acaba niyetiniz halis mi, yoksa baz1 ganimet topla-
n1a veya ovgii alma gibi §eylere mi ula§mak istiyorsunuz?
11
onlar, elbette mescidi tamir etmezler. Stidd! §0yle der: 0nlann, kendi
inkarlanna §ahitlik etmeleri §Undandrr: Yahudiye 'sen nesin' diye sorulsa, 'ya-
hudi' der. Hristiyan 'Hristiyan' oldugunu, mecusi de 'mecusi' oldugunu soy-
ler." Yabut da onlann: "Bizi Allah'a yakla§trrmas1 i~in putlara tap1yoruz." de-
melerindendir. i§te onlann, Allah'tan ba§kas1na kulluk etmelerinden ve bu
yaptiklann1n da bo§una olmas1ndan dolay1, mescidleri tamir etmeleri
imkans1zdrr.
«Onlar1n (biitiin) yaphklar1 bo~a gitmi~tir. Onlar cehennemde ebe-
diyen kalacaklard1r.» Kendileri inkarc1 olduklan halde, Allah'1n mescidleri-
ni tamir edebileceklerini zannedenler ve boyle inananlar var ya, i§te onlarm
ovtine geldikleri btitlin amelleri bo§a gitmi§tir. inkarlarmdan ve isyanlarmdan
otliri.i, ebedi olarak cehe1U1emde kalacaklardir.
Kadi iyad §5yle der : "inkarc1lar1n yapttklar1 haytrh i§lerin, kendilerine
fayda vermeyecegi konusunda icma vardrr. Onlar, nimetlerden istifade ede-
meyecekleri gibi, azaplar1 da hafifletilmeyecektir. Fakat bazllan, i§ledikleri
su~lardan oti.irii, digerlerine gore daha §iddetli bir azap goreceklerdir."
"
Farz olan zekat1 da, gontil nzas1yla vermek gerekir. Ayette zekat, na-
mazla birlikte anlatilm1§tir. <;unkti, bunlann biri olmadan, digeri kabul edil-
mez. i§te, btitiin bu ilmi ve ameli ozellikleri kendisinde toplayan ki1nse, mes-
cidleri de tamir edebilir.
Haddad! §6yle diyor: ''Umulur" kelimesi, Allah icrin vticup ifade eder.
Ayette bu kelimenin kullarnlmi§ olmaslilln sebebi; insanm, yaptig1 amellerin
sevabm1 bo§a crlkaracak olan §eye clikkat etmesi ic;indir.
Biliniz ki, mescidlerin onanlma olay1 bircrok §ekilde olur. Yepyeni bir
mescid yapmak, y1kilan1 yeniden yapmak, do~emesini yaparak onlan stisle-
mek, siipiirmek ve temizlemek... gibi. Hasan da: "Cennetteki Hfirilerin mehir-
leri, mescidleri stiptirmektir" der. Mescidi d6§eyip gilzelle~tirmek de boyledir.
Bazilar1 da §6yle diyor: "Mescidin altma ilk defa hasir do§eyen, Hz. Omer'dir.
Ondan once kii9tik 9aktl ta§lanyla do§eliydi." Mescitlere kandil asmak, mum
yaktp onlan aydmlatmak da tamir say1hr. Mescide ilk olarak kandil takan yi-
ne Hz. Omer'dir. Ubey b. Ka'b'rn etrafma, teravih namaz1 kilmak i9in insanlar
topland1g1nda, Hz. Omer oraya kandil asmt§tl. Hz. Ali bunu parlar halde her
gordligi.inde: " Ey Hattab'1n oglu! Mescitlerimizi ayd1nlattin. Allah da senin
kabrini aydmlatsm " diye dua edermi§. Mescitlerin baklffi ve koruma i§i de ta-
mire girer.
i§ini iizerine altp bu i§i yiiriitmek ve Mescid-i Haram'1 tamir etmek; iman edip
cihada katdmaktan daha hayrrhdu." Onlar, Harem-i ~erifle ovtintir ve O'nun
tamir ve diger i§leriyle ~ok~a ugra§ir1ard1. Bunun i\:in de, kendilerini Ha-
rem'in tamircileri sayarlardi. A.yet bu durumdan dolay1 indirilmi§tir.
"'
Ayetin anlam1n1 §Oyle a~i.klamak mtimkiindtir : Ey hactlara su vermeyi
ve mescidi tamir etmeyi, hicrete ve cihada tercih eden mti§rikler!· Siz bu i§ini-
zi hicretten ve cihattan daha tisttin mil tutuyorsunuz? Hactlara su verenle mes-
cidi tamir eden1eri nasll Allah'a iman edip O'nun yolunda cihad edene denk
tutarsm1z? Bunun daha faziletli olduguna inarurslillz? Birinci grub kesinlikle
ikinci gruba denk olamaz. Allah, zfilim inkarcilan hidayete erdirmez. Allah'1n
hidayete erdirip dogruya ula§tirdlklar1, inkarcilarla nasd denk olabilir ?
Ayet: 20 TEVBE SURESi/9 403
22. «Orada ebedi olarak kahrlar. Biiyiik miikafat ise, Allah kahn-
dad1r.>> 0 bah~elerde sonsuza dek kalacaklardu. Yine orada, kendilerine ~ok
sevap vardu. Oradaki mtikafat, dUnyadakiyle ol9illemez. Yine orada, Allah
Teaia'ya btiytik bir yakmla§ma vardrr. Her kim, indiyyet (Allah'1n yan1nda ol-
ma) makanuna ula§trsa, Allah da onun mi.ikafatin1 yticeltir. Durumu iyi kavra
ve ger9eklerden gafil olma.
lerini emretmesiyle ilgilidir. Hicret emri verildigi zaman, baz1 insanlann e§le-
ri, yocuklan ve ak:rabalan pe§lerine talahp: "Allah a§kina! Gidiyorsun ve bizi
ortada brrak1yorsun. Bizler kaybolup gidecegiz" demi§ler. Bu sozler Uzerine,
onlar da §efkate gelmi§ ve hicreti terketmi§lerdi. i§te ayet bu olay iizerine in-
mi§tir.
Fahrettin er-Razi Tefsirinde der ki: "Bu sure, Mekk.e'nin fethinden sonra
inmi§tir. Oyleyse onu hicretin gerekli oldugu §eklinde yorumlamak nasrl
olur? Halbuki, hicret Mekke'nin fethinden once farz .kJ.hnm1§tl. En dogru olan
yorum, mti§rik olan yakmlardan sakmmarun ve ka9mmanm gerekli olu§U, on-
lar1 dost edinmekten sak1nmak, onlarla srrda§ ve gontilda§ olmay1 terketmek-
tir. Eger onlarla srrda§ ve gontilda§ olunursa, kendilerine srrlar verilmi§ olur
ve bunu yapanlar onlar1n arasmda kalmay1 islfun yurduna hicret etmeye tercih
etmi§ say1lrr."
bini, Mekke fethine kattlan ensar ve muhacirler, diger iki bini ise, Mekke'nin
fethinde Hz. Peygamber taraf1ndan serbest birakilan (tuleka) gruptu. Hevazin
ve Sakif ise, dort bin ki§iydi.
un1z!" di ye bag1nyorlard1. Tekrar geri donlip onlara bir hamle daha yaptilar.
Boylece, o §Imanna kelimesi mtisltimanlara ula§iverdi. Yani, §imarmruun
ugursuzluguna ugray1p dagildilar, bir koyun sagacak kadar bile duramad1lar.
Daha sonra ise, inkarctlara sutln1z1 donerek, yenilmi§ bir §ekilde geri
dondiintiz. Boylece, Mekke'li bir grup, dil§man1n yenilgisinden dolay1 ne§eyle
doldu. Y enildiklerinde, Hz. Peygamber tek ba§ma kalm1§tI. Y an1nda, amcas1
Abbas'tan ba§ka kimse yoktu. Abbas, Hz. Peygamber'in bineginin yular1n1,
amcas1run oglu Ebfi Stifyan b. Harb de ilzengisini tutuyordu. Binegi mil§rikle-
re dogru ko§turuyor ve:
Onlar sanki tek ag1zdan cevap verir gibiydiler ve "Emret1 Ernret!" diyorlard1.
ke arasmda bulunan yere gitti. Orada on ii9 gi.in kald1ktan sonra, umre i<;in ih-
rama girdi. Huneyn ve Evtas ganimetlerini dag1tti. Alman esirler altt bin .ki§i,
develer yirmi dort bin, koyunlar da kirk binin tizerindeydi. islam'a is1nd1nl-
mak ic;in, diger insanlara da ganimetten pay veriliyordu. Bir ki§iye ytiz elli
deve verilmi§li. Ensardan bir grup 91.kip, buna itiraz ettiler ve: "Tuhaf §ey! Bi-
zim kth9larim1zdan hala onlarin kan1 damhyor, ganimetlerimiz ise onlara ve-
riliyor" dediler.
Bu ifadeler Hz. Peygamber'e ula§mca, onlan toplad1 ve: "Ey Ensar top-
lulugu! Nedir bu soyledikleriniz?" diye sordu. Onlar da: "Sana ula§anlar dog-
rudur. Onlar1 soyledik" dediler. Hz. Peygamber: "Sizler, Allah Teala'nzn, be-
nim sayemde hidayete kavu§turdugu bir topluluk degil misiniz? Siz zelil bir
millet iken, benim sayemde Allah sizi yuceltmedi mi?.. . insanlarzn koyun ve
develerle donmesini, sizin de Hz. Peygamber'le birlikte evlerinize donmenizi
istemez misiniz?" dedi. Onlar ise : " i steriz tabii ki Ey Allah'1n el9isi, biz o
sozlerimizi Allah ve RasOlii'ne olan sevgimizden dolay1 soyledik" deyince,
Hz. Peygamber : "Allah ve Rasulu, sizi dogrular ve ozurunuzu kahul eder"
buyurdu.
Ayet: 27 TEVBE SURESi/9 411
6- imam Malik Muvatta'mda, Zekat kitabmda 1/278 de tahric etrni§tir. Ne..c;ai ve Ebu Davud da
degi§ik Iaf1zlarla rivayet etmi~tir. Bkz. Camiu'l-Usut, 2/660.
Ayet: 29 -30 TEVBE S0RESi / 9 415
34. «Ey iman edenler!» Yahudi bilginleri olan «hahamlardan ve» h1-
ristiyan manastrrlanndaki «rahiplerden bir~ogu» §er'i hiikiimleri degi§tir-
mek i~in, rii~vet yoluyla «haks1z yere insanlann mallarin1 yerler», onlann
elinden mallann1 ahrlar. Allah'1n ayetlerini tevil etme ve murad1n1 beyan etme
hususunda kendilerini, insanlara bilgili ve becerikli gostermeye ~ah§Irlar,
kendilerini insanlara boyle gosterirler. Ayette, "almak" yerine "yemek" ifade-
si kullantlm1§tlr. Bunun sebebi, almanm hedefinin genellikle yemek olu§udur.
Yani ahnan §eylerin hemen hepsi, yemek kast1yla ahnn1aktadlf. «Ve Allah
yolundan ahkoyarlar.» Bu adamlar, insanlar1 Allah yolundan ve islfundan
ahkoyarlar, ya da, onlarm mallar1n1 battl yollarla yemek sfiretiyle <linden yiiz
~evirirler. «Altin ve giimii§ii», her ne sfirette olursa olsun, «biriktirip de Al-
420 RUHU'L-BEYAN Cilz:lO
7- Hadisi Buhari ve Muslim zekat boltimlinde: "Hi fbir altm ve gii.mu~ sahibi yoktur ki ... "
Jafz1yla tahric etmi§lerdir. EbG Davud ve Nesai de benzer laf1zla rivayet etmi§lerdir.
422 RUHU 'L-BEYAN Cuz: IO
8- Buhari ve MUslim'in rivayet ettigi uzunca bir hadisin par'ras1dtr. Bunlardaki lafz1: "Ey in-
sanlar! Du§manla kar~zla§mayz temenni etmeyiniz. Fakat dii§manla kar~zla~rrsamz sabredin
ve hilin ki cennet kili~·Iann golgesindedir" ~eklindedir.
424 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 10
kudsiyetini, bir sonraki aya ertelerlerdi. AllahU Teala ise, bu erteleme olay1-
n1n inkarda ileri gitmek oldugunu soylilyor. <;unkil bu durum, Allah'111 haram
kild1g1 bir §eyi helfil, helal ktld1g1 bir §eyi de haram saymaktir. Bu durum ise,
inkarlarma katilan son bir inkar ve inkarcilann bid'atlar1na bir katk1dir.
"
yasaklanm1§tlr. Bu konuda §6yle soylenir: Gec;mi§ y1llarda bir ~evval aymda,
taun hastahg1 ortaya c;tkm1§ ve bir9ok gelin-damat olmil§ttir. Onun ic;indir ki,
cahiliye Araplan §evval aym1 ugursuz kabul ederlerdi. "
38. «Ey iman edenler!» Bu, Tebtik sava§1m anlatmak ic;in yapilan bir
ba§lang19t1r. Tebtik, ~am'la Medine aras1nda bir yerdir. Bu sava§a, "usre"
(zorluk) sava§l da denir. Rivayet edildigine gore, Mekke fethedilip Havazin'le
sava§1ldig1nda, Hz. Peygamber rumlarla sava§l emretmi§ti. Bu olay, hicretin
9. y1hnda Recep aymdaydi. Hz. Peygamber'e, rumlann toparlanarak ~am'da
y1g1nak yaptig1 haberi gelmi§ti. Bu haber, insanlar1n darhkla ba§ba§a oldugu
bir zamana rastlatru§tl. Ulkede kurakhk ve s1cak vardi. Medine'nin meyveleri
olgunla§mt§tt. Bu durumda, sava§a c;1kmak kendilerine zor geliyordu. i§te bu
durum iizerine, Allahu Teala da bu ayetini indirdi ve §oyle buyurdu: Ey ina-
nanlar! «Size ne oldu ki : 'Allah yolunda sava§a ~1k1n!' denildigi zaman,
yere ~ak1hp kahyorsunuz ?» Bu ifade, soz olarak bir soru olmasma ragmen,
anlam olarak boyle yapanlan kln1yor ve uyar1yor. Yani, Ey inananlar! Size
Allah'm emrini getiren peygamberin emrine neden kar§l c;1klyorsunuz ve Al-
lah yolunda sava§l iste1niyorsunuz? Sava§maya y1km1z ! Size neler oldu da,
dtinyaya bu kadar yoneliyor ve ge9ici olan istekler ard1nda ko§uyorsunuz da,
ebedi rahatltga kavu§abileceginiz cihad1n zorluklar1n1 ho§ gormilyorsunuz?
Y oksa siz, «ahireti b1rak1p, diinya hayatina mt raz1 oldunuz?» Bu ifade,
klnamay1 anlatan bir sorudur. Yoksa sizler, ahiret hayatiru ve ahiret nimetleri-
ni bir tarafa brrakarak, dtinya hayat1nm Jezzetlerini, meyve ve serinlik yerleri-
ni mi tercih ediyorsunuz?
«Diinya hayatln1n zevkleri, ahiretin yantnda pek azd1r.» Dilnya lez-
zetleri ahiret nimetleri yanmda degersiz ve onemsizdir. <;linkil dtinya nimetle-
ri, fan! ve noksand1r. Ahiret nimetleri ise, kahc1 ve ~ok istenen nimetlerdir.
Hadiste: "Allah'a yemin olsun ki, ahirete nisbetle dunyamn durumu sizden
birinizin parmagzm denize sokup ~ikardigz zaman, parmagmda kalan kadar-
dir. Bakstn parmagmda ne kalzr" <13> buyurulur.
39. «Eger Allah yolunda sava§a ~1kmazsan1z, 0 size ac1kh bir ~ekil
de azap eder, sizin yerinize ba~ka bir millet getirir ve O'na hi~bir zarar
veremezsiniz.» Eger siz milsliimanlar, Allah yolunda sava§a 91kmazsan1z,
Allahil Teala da size ac1kh bir §ekilde azap eder, kalpleriniz ve vilcutlar1ruz
ac1 i9inde k1vran1r. Sizi, feci bir kithkla ve dii~man istilas1yla helak eder. Siz
helak edildikten sonra, sizin yerinize, Allah'a itaat eden, ahireti dilnyaya ter-
cih eden bir milleti getirir. Cihad1 terketmekle, Allahil Teala'ya hi9bir zarar
veremezsiniz. Sizin yere 9ak1hp kalman1z, O'nun dinine yard1m ula§mas1na
asla engel olamaz. 0, hi9bir konuda, hiybir §eye muhta~ degildir.
«Allah, her §eye kadirdir.» Allahii Teala'n1n gticti, her §eye yeter.
Onun i9indir ki 0, sizi helak edip, yerinize ba§ka bir millet de getirebilir. Ha-
diste: "Allah yolunda cihad ifin sabah erkenden ya da gunun sonunda yola
t;Lkmak, dii.nyadan ve dunyadakilerden daha hayzrhdir" buyurulmu§tUr. 04>
Yani, Allah yolunda olup, O'nun nzas1 i9iI1 9aba sarfetmek, di.inya nimetlerin-
den 9ok daha hayrrhd1r. <;iinkil, di.inya ge9ici, ahiret nimetleri ise kahc1dir.
Cihad iyin gerekli olan, dinin zaferi i9in niyet etmek, Allah nzas1 i9in canlar1
feda etmek ve Allah'1 fazlaca zikretmektir. Bu haliyle cihad, amellerin en fa-
ziletli olanidrr. Nitekim Allahti Teala: "Size, sizi ac1klz bir azaptan kurtara-
cak olan ticareti gostereyim mi? Allah'a ve Rasulune inanirsmiz, mallaruuz-
la ve canlanmzla Allah yolunda cihad edersiniz" (Saff: 10-11) buyurmakta-
13- Muslim, Tinnizi, ibn Mace Zahd kitabmda rivayet etmi§lerdir. Bkz. Camiu'l-Usul, 4/509.
J 4- Buhart, Cihad boli.imUnde, 6/11; Mtislim imaret boltimilnde, 1881 numara ile Tirmizl ise,
Cihadm Fazileti boli.imiinde 1664 numara ile rivayet etmi§tir.
Ayet: 39-40 TEVBE SURESi/9 429
du. Allah'm emrine uymakta, c;ok iyi bir netice vardrr. <;unkti, birc;ok ~ey var-
dir ki, nefisler onlar1 istemedikleri halde sonu<; bak1mmdan sevimli olur. Ci-
had da bunlardan biridir. Allah katmda cihad, c;ok sevimlidir. Ki§i, rahati b1-
rakip zorlugu sec;mekle, dtinya ve ahiretteki arzular1na kavu§abil ir.
40. «Siz ona yard1m etmeseniz de, Allah ona yard1m etti.» Siz, Tebtik
sava§1nda Hz. Muhammed (s.a.v.)'e yard1m etmemi§ olsan1z bile, Allahti
Tefila ona yardun eder. Nitekim etti bile. «Hani, inkar edenler onu» yurdun-
dan «~1kard1klannda... » Onu oldtirmeyi tasarladik.lar1 ic;in, yurdundan c;1k-
mas1na sebep oldular. Ancak, Hz. Peygamber, Allah'1n izni ve emriyle yola
<;Ikrru.§tl. inkarc1lann <;lkarmak istemesiyle c;lkmanu§ti.
«Magaradaki iki ki~iden biri olarak ...» 0 ikiden biri Hz. Peygamber,
ikincisi de Hz. Ebfi Bekir'di. Bu magara, Sevr tepesindeki bir magarad1r.
Mekke'ye bir saat uzakta, Mekke'nin sagmda ve gliney taraf1ndadrr.
zel buldu ve anla§rm§ olarak dagildtlar. Daha sonra, Cebrail Hz. Peygamber'e
gelerek, Mekkelilerin hilesini bildirdi ve o gece yatag1n1 terketmesini emretti.
Hz. Peygamber bu durumu ogrenince, Hz. Ali'ye: "Yatag1mda uyu! Benim el-
biseme sartl. Sana ho§lannuyacagm bir §ey yapamazlar" dedi. Ali'ye, yatagma
yatmas1ru emretmesinin sebebi, Ali'nin onlara kar§1 koyabileGek bir giice sa-
hip olmasmdandrr. Boylece Hz. Peygamber ve Hz. Ebfi Bekir Allah'1n emret-
tigi yere kadar ula§IDl§ olacaklardi.
Gecenin il9te biri ge~ip, tamamen karanhk bas1nca, ayarlanan la.h9h
gen9ler, Hz. Peygamber'in kap1smda toplandilar. Bunlar yilz ki§iydiler. Duvar
tizerine trrmanm1§, iizerine ~ullanmak ve derhal oldtirtivermek i9in Hz. Pey-
gamber'in uyumasm1 bekliyorlardi. Bu esnada Hz. Peygamber, Yasin suresi-
nin ilk dokuz ayetini okuyarak aralanndan 91k1verdi. Allahii Teala, onlann
gorme duyularm1 ald1g1 i9in Hz. Peygamber'in 91ktig1n1 gorememi§lerdi. Hz.
Peygamber (s.a.v.) onlarm arasmdan ~1ktp giderken, yerden bir avu9 toprak
ahp suratlanna dogru atmJ§tl. Bir sure sonra oradan ge9en birisi bekleyenlere:
"Ne bekliyorsunuz?" diye sorunca, "Muhammed'i bekliyoruz" dediler. 0 da:
"Allah cezan1z1 versin. Muhammed aran1zdan c;Iklp gitti. Her birinizin ba§ma
da bir avuc; toprak serpti. Halinizi gormiiyor musunuz?" dedi. Ellerini ba§lar1-
na gotilriirler ve toprakh oldugunu goruncc, Hz. Ali'nin yan1na girerek "Mu-
. hammed nerede?" diye sordular. 0: ''Nereye gittigini bilmiyorum" cevabm1
Ayet: 40 TEVBE SURESi /9 431
verdi. Hz. Peygamber ise, Cebrail'in i§areti tizerine, Ebfi Bekir'in evine git-
mi§ti. Eve girince: "Hicret etmem ir;in izin verildi" demi§, Ebu Bekir de :
"Babam sana feda olsun, sana arkada§ olmak istiyorum" demi§ti.
Resulullah'm bunu kabul etmesi tizerine de, sevin~ gozya§lar1n1 tutamamt§tl.
~air der ki:
ne adamm biri "ben okurum" diye okumaya ba§lamt§ ve: "Hani magaradaki
arkada§zna ... diyordu" k1sm1na gelince, Ebfi Bekir aglami§ ve §Unu soylemi§-
tir : "Vallahi oradaki ark:ada§t bendim."
11
Ebfi Bekir'e ''korkma demiyor, "tizi.ilme" diyor. <;tinkti, onun Hz. pey-
gamber i~in ~ektigi tiztintti, kendisi i~in iiztilmeyi unutturmu§tU. Bu ifade,
EbG Bekir'e bir mi.ijde ve onu sevindirmedir. Nitekim Allah'1n Hz .
Peygamber'e "On/arm sozleri seni uzmesin" (Yunus: 65; Yasin: 76) hitab1 bu
kabildendir. Boylelikle, Rafizilerin: "Hz. Peygamber bu sozti Ebfi Bekir'e k1-
zarak ve k1nayarak soylemi§tir," §eklindeki sozleri de reddedilmi§ oluyor.
Onun tiztinttisil, peygambere olan itaatmdan idi. Hz. Peygamber ni9in onu ita-
at etmekten engellesin ki?
"Allah bizimle beraberdir." Bizi korur ve bize yard1m eder. Hz. Pey-
gamber'in bu ifadesi ile, Hz. Musa'n1n: "Rabbim benimledir" ifadesi aras1nda-
ki farkI dii§tindtigtimiizde Hz. Peygamber'in ne kader hassas oldugunu gorii-
riiz. Hidayet veren ancak Allah'tu.
15- Tirmizi'ni 4652 numara ile rivayet ettigi bir hadisin paryas1drr. Bkz. Camiu'l-Usul, 8/584.
434 RUHU'L-BEY.AN Cilz: I O
hen senden aynlmazd1m" dedi ve agladi. Buda gosteriyordu ki, Mekke lilke-
lerin en faziletlisidir.
41. Gerek ha/if, gerekse agzr olarak hep birlikte sava§a fl-
kin! Mallannizla ve canlannz7Ja Allah yolunda cihad edin!
Eger bilirseniz, bu sizin ifin daha .hayirl1dir.
42. (On.Ian fagird1gm §ey) yakin bir dunya menfaati ve orta.
bir yolculuk olsaydi, mutlaka sana uyarlardt. Fakat giifliikle
a§tlabilecek mesafe onlara umk geldi. Bir de : " Giiciimiiz
yetseydi, sizinle beraber ftkardik" diye Allah'a yemin edecek-
lerdir. Kendikrini peri§an ediyorlar. Allah, on/arm yalanci ol-
Ayet: 41 TEVBE SURESi/9 435
duklanni biliyor.
43. Allah seni affetsin! Dogru soyleyenler sana belli olup,
yalancilan bilinceye kadar nif in onlara i:zin verdin?
44. Allah'a ve ahiret giinune iman eden.ler; mallarryla ve
canlanyla cihad etmek if in senden izin istemezler. Allah takva
sahiplerini bilir.
41. Ey Mti'minler! «Gerek hatif, gerekse agir olarak hep birlikte sa-
va~a ~1k1n!» Geny, ihtiyar, veya yaya, binekli, ya da hasta veya saghkh her-
kes, Peyga1nber'le birlikte Tebiik sava§tna 91k1n! Herne durumda olursan1z
olun, bu sava§a mutlaka katllln! Zengin-fakir, zor-kolay demeden, herkes bu
sav~a katils1n!
"Allah yolunda .." ifadesi, genel bir ifadedir. Allah nzas1 i<;in yap1lan
btitiln faaliyetleri kapsam1na ahr. Allah'a itaat etmek iyin yap1lan btitlin farz,
ya da nafile ibadetler ve itaatlar bu ifadenin kapsammdadu. Fakat genel ola-
rak bu ifade, daha ~ok cihad i<;in kullamhr. "Allah yolunda" ifadesinin bir di-
ger anlam1 da, cennete, Allab'a ve nzaya ula~tuan yolda bulunmak, heva ve
hevese uymamaktu.
zanmak ivin yola ~1ktlg1m1 biliyorsun. Beni bu nehirde bogma!" diye dua et-
tikten sonra at1m Ceyhun nehrine surer ve Allah'1n izniyle, ordusuyla birlikte
kar§1ya ge9er.
Yine anlatlld1g1na gore adam1n biri, ~eytam bir tan1d1k k1hg1na ginni~
halde gortir. C11Iz tenli. soluk benizli ve aglamakh bir haldedir. Kendis,ine:
"Bedenini c11Izla§tlran nedir?" diye sorar. ~eytan: "Allah yolundaki attn ki§-
nemesi" der. "Rengini solduran nedir?" sorusuna ise : ·· Toplumun itaatte yar-
d1mla§mas1dir. Eger isyanda yardtmla§salardt, benim ivin daha sevimli olur-
du" cevabnu verir. ··seni aglatan nedir?" sorusuna ise §U cevab1 verir: "Hac1-
lann, ticaret amac1 olmadan hacca gitmesidir. Bu durumdan da 9ok korkuyo-
rum ve beni iiztiyor."
Sahihayn'da Ebt1 Said in rivayet ettigine gore : "Ey Allah'm Rasillii! in-
1
tild1 ve denizde §ehit oldu. Kendisini gomecek bir kara pan;as1 bulunamad! ve
tam yedi gtin sonra karaya <;1k1nca go1ntildti. Btittin bu stire i<(erisinde, cesedi
bozulmadan Oli.imtinden onceki halini koruyordu.
42. «( Onlan ~g1rd1gm ~ey) yak1n bir diinya menfaati ve orta bir yol-
culuk olsayd1, mutlaka sana uyarlard1. Fakat gii~liikle a§Ilabilecek mesa-
. fe onlara uzak geldi.» Ey Muhammed! Senin insanlan <(agud1g1n §ey, elde
edilmesi kolay olan bir mal veya zenginlik, ya da orta halli bir yolculuk ol-
Ayet: 41-43 TEVBE SURESi/9 437
mu§ olsayd1, mal kazanmak i~in he1nen yola ~Ikar ve senin ~agnna uyarlardi.
Fakat, a§man1z gereken yol kendilerine ~ok zor geldi. «Bir de : 'Giiciimiiz
yetseydi, sizinle beraber ~1kardJk' diye Allah'a yemin edeceklerdir. Ken-
dilerini peri~an ediyorlar .» Siz Tebtik sava§mdan dondtikten sonra, sava§a
katilmayan insanlar Allah'a yemin edecekler ve bir tak1m bahaneler uydura-
caklard1r. "Glicilmilz yoktu, silalum1z yoktu da sava§a ~.tkamad1k. Bunlar ol-
sayd1 sizinle sava§a gelirdik... " gibi. Nitekim sava§ sonrasmda ayn1 §eyleri
soylediler. Hz. Peygamber, mucize olarak bunlan onceden bildirmi§ti. Onlar,
yalan yere yemin etmekle, sadece kendilerini peri§an ediyorlar. Onun iyin Hz.
Peygamber : "Yalan yere yap1ldn yemin, iilkeleri rorakla~tznr ve evlerdeki
nzki giderir. "06> buyurmu§tur. Yani, mal mtilk ve dtinyay1 kazanmak i~in kim
yalan yere yemin ederse, elindeki mallan da kaybeder, muhta~ bir duruma
dii§er ve yeri yurdu peri§an olur. Hz. Peygamber (s.a.v.) : "Yalan yere yemin
etmek, ticareti yapilan maim siirumiinu artlnr, fakat kazanc1n bereketini yok
eder"01>buyurmu§tur.
«Allah, onlann yalanc1 olduklann1 biliyor.» Onlann iddialar1n1n ger-
9ek d1~1 oldugunu, sava§a katilmaya gii9leri yettigi halde kasten ~.tkmad1klan
n1 Allah ~ok iyi biliyor.
43. «Allah seni affetsin! ..» Hangi sebepten dolay1, onlar mazeret ileri
stirdtikleri zaman sava§a katilmamalar1na izin verdin? Bu ayet, sava§a katil-
mayanlara Hz. Peygamber'in izin vermi§ oldugunu gostermektedir. Ayette "'
"Allah seni affetsin" buyuruluyor. Af, i§lenmi§ bir hatadan dolay1 olur. Fakat
bu hata, gtinah ttirii bir hata olmay1p, sadece en faziletli ve daha iyi olan §eyi
brrakmas1dir. Daha faziletli olan §ey sabredilmesi ve durum a91ga kavu§unca-
ya kadar beklemesi idi. Burada: "Boylece Allah senin, germi§ ve gelecek gu -
nahlannl bag1§lar ... " (Fetih: 2) ayetini tasdik edici olarak, affetme olay1
ayetin ba§1nda zikrediliyor.
"Nirin izin verdin?" ifadesi, Hz. Peygamber'e bir uyan degil, Allah'm
ona olan ltituf ve merhametidir. Ebfi Stifyan b. Uyeyne §Oyle der: "~u lfituf ve
ihsana bakm1z! Affedilen belirtilmeden, af belirtiliyor."
50. Sana bir iyilik ulafsa, onlari iizer, sana bir kotiiliik
ula§sa : "Biz, onceden tedbir aldtk" derler ve sevinerek doniip
giderler.
Rivayet edildigine gore, adam1n biri, Hasan Basrl hazretlerine bir dedi-
kodu getirir ve: "Falanca adam, senin aleyhinde konu§tu" der. Bunun tizerine
Hasan Basri, "ne zaman?" sorusunu sorar. Adam da "buglin" der. "Onu nere-
de gordtin" diye sorunca da "evinde" cevab1n1 ahr. Bunun tizerine Hasan
Basri: "Onun evinde ne i§in vard1?" diye sorar ve : "O ki§i ziyafet vermi§ti''
cevabm1 ahr. Hasan Basri tekrar : "Orada ne yediniz?" diye sorar. Adam da:
"~oyle §byle .. Tam sekiz cre§it yemek yedik" der. Hasan Basri de §tiyle der:
442 RUHU'L -BEYAN Ciiz: 10
''Senin karn1na sekiz 9e§it yemek s1gdi. Fakat bir tek soz s1gmad1. Defol 91k
0
yan1mdan ey gtinahkar adrun! Boylece soz ta§tyanlann soztine inanmamak
ve onlara bugzetmek gerektigi anla§ihyor.
Gontil adamlanndan biri, arkada§laruu ziyarete gitmi§ ve orada kendisi-
ne ba§kas1ndan bir haber nakledilmi§ti. Gontil adanu bu haberi getiren adama
§Oyle dedi: " Ziyarette geciktim diye mi bana li9 tane cinayet getirdin ? Kar-
de§im hakkmda beni ofkelendirdin, gonlilmli bo§ §eylerle me§gul ettin ve
kendini tohmet altmda bITaktln." Alalh insanm yapmas1 gereken §ey, dilini
tutmas1 ve btitiln organlann1 bo§ sozlerden korumas1dir.
49. «Onlardan bazllar1 : 'Bana izin ver, beni fitneye dii~iirme!'
der.» Ey Muhammed! Tebtik sava§ma kat1lmamak i9in, bir takim bahaneler
uydurmak suretiyle senden izin isteyen mtinaftldar : "Bana izin ver, beni fit-
neye di.i§iirme" derler. Buradaki fitnenin anlam1, gtinah ve isyandir. Onlann
izin istemelerinin sebebi, gliya imkanlanmn olmay1§1du. Yine. onlar : "Bizim
imkanlar1m1z yok. Sen bize izin versen de vermesen de, sava§a kattlmad1g1-
miz i<;in gtinaha girmeyiz. c;unkti, bizim maltm1z miilkiimilz, <;oluk ve 9ocu-
gumuz arkada peri§an olur. Esas fitneye o zaman dti§eriz" derler.
dti§ktin olmas1, onu kimseye vermek istememesidir. Ahiret ehline gore cimri-
lik ise; ki§inin, kendisini Allah'a vermekte cimri davranmas1dlf. Halbuk.i, ki§i
kendini Allah'a verse, Allah da onun gonltine hidayet, takva, vakar, gtivence,
tisttin ilim ve tam akd verir."
50. «Sana bir iyilik ula§sa,» bu iyilik «onlar1 iizer.» Bedir sava§tnda
elde ettiginiz zafer ve ganimetler gibi, diger sava§larda da buna benzer ba§arl
ve ganimetler elde ettiginiz zaman, mtinaftklar, a§m haset ve dti§manhklar1n-
dan dolay1 c;ok lazarlar. «Sana bir kotiiliik ula§sa : 'Biz, onceden tedbir al-
d1k' derler ve sevinerek doniip giderler.» Uhut sava§1ndaki yaralanma,
olilm, yenilgi ve zorluklar gibi bir §eyle kar§Ila§tlgnnz zaman ise : "Bu i§ler
ba§1m1za gelmesin diye, onceden tedbir almt§tlk" derler ve sevin<; i9erisinde
toplantt yerini terkedip giderler. Bunlarm sevinmeleri, mtisliimanlardan ayn
kahp evde oturmalar1 ve sava§a kattlmamalar1du. Bu ayetin muhatab1
mii'minlerdir. Nitekim, gelecek olan ayette bu durum daha iyi anla§Ilacaktir.
444 ROHU'L-BEYAN Cuz:lO
Ayet: 51 TEVBE SURESi /9 445
51. «De ki : 'Allah bizim i~in ne yazm1~sa, bize ancak o ula§ir. 0 bi-
zim dostumuzdur, mii'minler yaln1z Allah'a giivensinler.'» Burada, onla-
nn inan~lannm bati.l oldugu a9tklanmaktachr. Allahti Team, Levh-i Mahfuz'da
bizim i~in ne yazm1§S~ hayir ve §er olarak, mutluluk ve zorluk olarak bize
ancak o ula§rr. Sizin uygun gormenizin veya gormemenizin hi9bir onemi yok-
tur. Bizim dostumuz ancak Allah'tu. Bize 0 yard1m eder ve i§lerinuzi dtizen-
ler. Mii'minler sadece bir tek olan Allah'a gtivenip, O'na dayansmlar.
"Tevekkul", i§leri Allah'a havale edip, O'nu vekil etmektir. Kulun yap-
446 RUHU'L-BEYAN Cuz:lO
mas1 gereken §ey, Mevla'sma tevekktil edip, O'nun nzas.1111 dilemek, O'nun
takdiri olmadan, kulun ba§tna iyi veya kotii hi9bir §eyin gelemiyecegine inan-
n1aktir. Hadiste §Oyle buyurulur : "Bir kul, ba§lna gelecek bir §ey varsa mut-
laka kendisine isabet edecegini, ba§ina gelmeyecek bir §eyin de kendisine
isabet etmiyecegini bilmedikfe imanm hakikatine ula§amaz." <t8>
52. Miinaflklara de ki : «De ki : 'Bize sadece iki iyilikten» bizim hak-
k1nuzda iki tane gtizel sonu~tan «birini mi bekliyorsunuz?» Ki o iki gtizel
sonucun her ikisi de m'ti'minler ic;in 9ok gilzel §eylerdir. Bunlardan biri §ehit-
lik, digeri ise, zaferdir. Sizler, bizim gtizel bir sonuca ula§acag1m1za sevin-
mezsiniz. Siz nerede, uyanlk olup saglam i§ yapmak nerede? Hadiste : "Alla-
hu Teala, kendi yolunda, kendisine ve peygamberine inanmi§ olarak fikan ki-
§ileri cennetine koyacagznz, veya evlerine geri donduriirse sevab ve ganimet
alarak doneceklerini garanti etmi§tir. "09> buyurulur.
«Biz ise, Allah'1n kendi kabndan veya bizim ellerimizle size bir
azap dokundurmas1n1 bekliyoruz.» Bizier de size, iki kotii sonu~tan birinin
gelmesini bekliyoruz. Ge~mi§ milletlerin ba§1na gelen, deprem, korkun~ gii-
riiltti veya yerin dibine ge~irilmesi gibi bir musibetin size de gelmesini bekli-
yoruz. Bunlar, Allah'tan gelecek olan beHidir. Bizden gelecek olan beta ise,
inkar ettiginizden dolay1 oldilrtilmenizdir. «Bekleyin, biz de sizinle beraber
beklemekteyiz.'» i§ boyle olunca, bekleyin bak.allm, bizim sonumuz ne ola-
cak. Bizier de sizin sonunuzun ne olacag1n1 beklemekteyiz. Bizi sevindirecek
olan bir §eyden ba§kas1n1 goremiyeceksiniz. Bizier de, sizi tizecek olandan
ba§ka bir §ey goremeyecegiz. Hadiste : "Mu'minin durumu, ba§aga benzer.
Ona ruzgar dokununca bazan egilir, bazan da ayaga kalkar. inkarcmzn du-
ru.m u ise, ram agac1na benzer. Bir kere sarszlinca, daha da dogrulamaz"< 20>
buyurulur.
Yi.ice Allah, miinaflklan doneklikle lanamaktadtr. Hadiste §Oyle buyuru-
lur : "Ki§inin kalbi dosdogru olmadan, imam da dosdogru olmaz. Dili dos-
18- Tirmizl Kader kitabmda: "Bir kul, kadere, hayir ve ~errin Allah'tan olduguna inamncaya
ve kendisine isahet edecek o/an ~eyin ... bilmedik~e iman etmi~ sayilmaz." tafz1 ile rivayet
etmi§tir. Bkz. Camiu'l-Usii.I, 10/103. Ebfi DavOd ve Tirmiz! de Ubade b. Samit'ten rivayel
etmi§lerdir. Ubade b. Sami t Oltim anmda ogluna: "Ey ogulcugum! Sen... bilmedik9e ima-
nm hakikatini tadamazsm" demi§tir. Bkz. Camiu'l-UsiU, 10/106.
19- Buharl, Muslim ve Nesairivayetetmi§tir. Bkz. Camiu'l-UsUI, 9/476.
20- Buhari ve Mtislim "Miiminin benzeri ekin gibidir ... " laf1 ile rivayet etmi§tir. Bkz. Camiu'l-
Usul, 1/272..
Ayet: 52-54 TEVBE S0RESi/9 447
dogru olmadan da , kalbi dosdogru olmaz." C!t> Bir ba§ka hadiste de : "insan-
larzn en §erlilerinden birisi de, iki yiizlii olan ve birisine hir yuzle, digerine
de ba~ka bir yiizle gorunendir" (2'.!lbuyurulur.
Biliniz ki, kullukta mevcut olan itaat ti<; <;e§ittir. Malla itaat, bedenle ita-
at ve kalple itaat. Malla olan itaat, o mah Allah yolunda harcamaktrr. Hadiste
§Oyle buyurulur : "Miracda bir at getirildi. Ayag1m goziim~n gordii.gu yere
kadar atiyordu. Cebrail de onunla beraber yii.ruyordu. Bir topluluga ugra-
dik. Aym gunde ekiyorlar ve o gun bi~iyorlardt. Her bi~tiklerinde, eski haline
donuyordu. "Bunlar kimdir Ey Cebrail ?" diye soruldugunda: "Bunlar Allah
yolunda sava§an mucahitlerdir. On/arm sevaplar1, yediyuz katma kadar arti-
nlzr. Allah yolunda her ne harcarsamz, yerine yenisi gelir" dedi. (23> Bedenle
olan itaata gelince, o da emir ve yasaklar1, stinnetleri, giizel ve ho~ olan adet-
leri yerine getirmektir. Kalp ile olan itaat ise; iman, sadakat ve niyetteki
ihlastrr.
57. «Eger s1g1nacak bir yer, yahut magaralar, ya da girecek bir yer
bulsalard1, hemcn oraya dogru yonelip ko§arlard1.» S1g1nacaklan, dag ba-
§1, ada, kale ve buna benzer bir yer bulabilseler, yahut da magara veya dag
eteklerinde bir yer temin edebilseler veya tiinel kaz1p yer alt1nda gizlenerek
kendilerini sakbyacaklan yer bulabilseler sizinle bir arada bulunmamak i<tin
bu zikredilen §eylerden birine ko§arlar, kendilerini hi9bir §ey bundan geri ~e
viremezdi. Yani, bu miinaf1klar, her ne kadar sizden olduklan konusunda ye-
min etmi§ olsalar da, bu yeminleri yalandrr. <;unkti bunlann memleketlerin-
den ~ikmalann1n mtimktin olmamas1 sebebiyle, oldilriilmekten korktuklar1
i9in yemin etmi§lerdir. Eger onlar, yurtlann1 ve mallann1 buaktp ka\:abilecek
olsalard1, yer altmdaki ttinellere, veya kalelere, ya da daglara ve magaralara
ka9abilselerdi, sizin ytiztintizti gormemek ve sizinle bir daha kar§tla§mamak
i9in mutlaka oralara ka<;1p gizlenirlerdi. Ayette, onlann 9ok azg1n ve dii§man-
ltkta a§tn olduklar1 belirtilmekte ve mUnafiklann, sami:mi miisHimanla dost-
luk kurmalannm zor oldugu a9tklanmaktadu. <;iinkii her cins, kendi cinsiyle
uyum saglar, z1dd1yla uyum saghyamaz.
Denir ki: "En zor hapis, zit ki§ilerle bir arada ya§amakttr." Esmai §Oyle
der : "Nahiv bilgini Halil'in huzuruna 9ikttm. Kii9tik bir hasu tizerinde otur-
mu§tu. Bana oturmam1 i§aret etti. 'Seni s1km1~ olm1yay1m' dedim. ' Yapma
can1m. iki zit kimse, btittin dtinyaya s1gmaz. Birbirini sevenler ise, bir karI§
yere dahi s1garlar' diye cevap verdi." ~air der ki:
~oyle bir hikaye anlat1hr : Kefen soyuculardan biri, Eba Yezid el-
Bistami'nin huzurunda tevbe eder. Bistaml bu adama durumunu sorar ve §U
cevab1 ahr: "On tane mezar a~tlm. iki tanesi d1§1nda, hi<;birinin ytizilnUn k1b-
leye dontik olmad1g1n1 gordtim." Bunun tizerine Bistfuni : "Onlann a~gozlti
olmalar1 ytizlerinin k1bleden ~evrilmesine sebep ohnu§tur. Ki§inin yapmas1
gereken §ey, Allah'a tevekktil etmesi ve soztinde durmas1d1r. c;unkii Allah,
kuluna yeter. Allah'1 bulabilirse, Allah'1n d1§1ndakilerden kurtulur. Allah'1
kaybetmek ise, O'nun d1~1ndakilerle i~i9e olmaktan kaynaklanu. Allah'1 bul-
n1ak da, O'nun d1§1ndakilerden soyutlanmakla mtimkiindtir."
Ayct: 59-60 TEVBE SURESi/9 45 1
60. «Zekatlar, Allah'tan bir farz olarak; ancak ...» Nakit veya mal,
blittin zekat cinslerine "sadaka" ad1 verildigi i~in ayette bu kelim.e kullruul-
m1§t1r. Bunlara "sadaka" denilmesinin sebebi; verilmesinin kulluktaki sami-
miyete delil oh1~undand1r. Burada zekat verilecek sekiz grup insan saytlmak-
tadu. B unlann d1§1nda kalan mtinaflklara verilmez. «Yoksullara, dii~kiinle
re ...» Yoksul (fakir); nisap miktanna eri~emiyecek kadar mah olana, dli§ktin
(miskin) ise, hiybir §eyi ohnayana denir. EbQ Hanife'nin gorti§ti budur. Bunun
452 RUHU'L-BEYAN C-uz: IO
Kalpleri isiam'a 1smd1nlacak olanlar grubu, sahabenin icma1 ile salat ol-
mu§tur. <;unkti bu prensip, milsliimanlar1n 9ogunlugunu saglamak i9indi. Al-
lah istam'1 kuvvetlendirip, dinini yticeltince, artik bu prensibe ihtiya~ kalma-
11
di. Bu konuda Hz. Omer (r.a.) de §Oyle demi§tir : islam, ril§vet vermiyecek
kadar giiyltidtir. Miisliimanhktan dolay1, rii§vetsiz olarak bir §ey elde edilirse,
Ayet: 61 TEVBE SURESi/9 453
Ayette geri kalan yedi grup kimseye zekat verilir. Bir mti'min, bu yedi
grubun her birine zekatin1 verebilir. Onlardan birine verse, bu da ge<;erlidir.
Ayete ba§larken, yoksullar kelimesinin ba§mda kullantlan "lam" harf-i cerri,
zekatin sadece bu sekiz gruba verilecegini, bu gruplann dt§mdakilere verile-
miyecegini belirtir. T1pk1 "Hilafet Abbasi'lerindir" ifadesinde oldugu gibi.
Bunun anlam1 bunlann di§1ndakilere halifelik verilemez, demek.tir. Zekat da
bu yedi grup aras1nda e§it bir §ekilde taksim edilir, demek degildir. Bu lam,
temlik lam'1 degil, ihtisas lam'1dlf. <;unkii, belirsize temlikte bulunma imkan1
yoktur.
«De ki : '0 sizin i~in bir hay1r kulag1d1r.» Evet. 0 kulakhr. 'F akat 9ok
hayirh bir kulaktir. Mazereti duyup da kabul eden, kabul etmeyenden daha
hay1rhd1r. <;unkti bu huy, comertlikten ve iyi ahlfilctan kaynaklanmaktadrr.
Allahti Teala burada, mlinaf1klartn peygamber hakk1nda soylediklerini dogru-
ladi. Ancak mtinaf1klar bu sozlerini, peygamberi yermek ic;in soylemi§lerdi.
Allahti Team ise, peygamberini ovmek ve sena etmek i9in soylemektedir.
«~iinkii o, Allah'a inan1r ...» 0 peygamber Allah'a inanu, O'nun katindan
gelen her §eyi duyar ve kabul eder. «Mii'minleri tasdik eder.» Mti'minlerin
454 RUHU'L-BEYAN · Cuz:lO
«Miinaf1klar, sizi memnun etmek i~in Allah ad1na size yemin eder-
ler .» Ey mtisltimanlar! Mlinafiklann size soyledikleri ve size ilettikleri §eyler,
sizi memnun etmek is:indir. Size ho~ goriinmek i~in boyle yapmaktadirlar.
Allah'1 ve peygamberi memnun etmek ic;in, tevbe etmek, ileri geri soz-
lerden vazgec;mek ve kotti §eylerle ugra§may1 birakmak gerekir. "En
yurduhu" (memnun etmeleri) ifadesinde bulunan "hu" zamiri Allah isminin
yerini tutar. Fakat burada ytice Allah ve O'nun Rasfilti beraberce kasdedilmi§,
yani birinin soylenmesiyle, digeri de ifade edilmi§tir. Haddad! §byle der: "Bir
tek k.inayede hem Allah'1n, hem de peygamberin isminin anilmas1 uygun go-
rtilmedigi i<;in ooyle soylenmi§, ''hiima" denilmemi§tir.
24- Muslim, 870 numara ile, Ebfi Davud ve Nesal rivayet etmi~tir. Bkz. Camiu'l-UsUI, 11/739.
25 - Ebil Davud Edeh bahsinde 4980 numara ile rivayet etmi~tir. Bkz. Camiu'l-Usfil, 11/740.
Ayet: 63-65 TEVBE SURESi/9 457
olur: Miinaf1klar, kendi aralannda ortaya atmt§ olduklan nifak ve inkar sozle-
ri §0yle dursun, kalplerinde gizledikleri gizli srrlar1 hakk1nda bile bir sure in-
mesinden ve kendilerinin ger~ek yiizlerini ortaya koymasmdan korkuyorlar.
Akla §U soru gelebilir. Miinaf1klar, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in peygam-
berligini inkar ediyorlar. Bu halde onlar, kendi nifaklann1 a~iga vuran bir
vahyin ona gelmesinden nasil c;ekinirler ki? Onlar zaten ona vahyin gelmesi-
ne inanm1yorlar. Bu soruya §U cevab1 veririz : Baz1 miinaftklar Hz. Muham-
med'in peygamberligini biliyor, fakat inatlanndan ve ktskanyhklanndan dola-
y1 inkar ediyorlardt. Bir ktsm1 da, Hz. Peygamberin durumu hakk1nda tered-
diit ve §tiphe ic;indeydiler. Silphede olan kimseler, vahiy inerek kendi durum-
larm1 a~1ga kavu§turmas1ndan korkuyorlard1.
«De ki : 'Siz alay edin bakahm! Allah, ~ekindiklerinizi ortaya ~1ka·
racakbr.'» Bu ifade bir tehdit ifadesidir. Allahii Teala, sizin gizli yonlerinizi
ortaya c;lkaracak, kotiiliikleriniz bilinecektir. Bu sfireye ''fazLha" (skandal)
sfiresi de denmektedir. <;unkii bu sure, mi.inaf1klann rezilliklerini ortaya dok-
mii§ttir.
65. «Eger onlara sorarsan: 'Biz lafa dalmI§ oynuyorduk' derler.»
Miinaftldarm, alayh bir §ekilde yapmt§ olduklar1 konu§malar hakk1nda kendi-
lerine sorarsamz, derler lci : "Yolcu, yolun erken bitmesi i9in nas1l lafa dalar-
sa, biz de aynen oyle yapiyorduk ve 9ocuklar gibi oyuna dal1yorduk."
Rivayet edildigine gore Hz. Peygamber, Tebtik sava§ma gidiyordu. Ya-
n1nda bir grup miinaf1klar da vard1. Bu mlinaf1klar, Kur'an ve Hz. Peygam-
ber'le alay ederek: "~u adama balan! Sam kalelerini ve ko~klerini fethe ~Ik
m1§. Bu i§irt imkfuu yok! Muhammed zannediyor ki, Rumlarla sava§mak
oyuncaktu" diyorlardt. Allahli Teala da bu durumu peygamberine bildirdi.
Peygamber bunlan c;agtnp, kendilerine : "Soyle §6yle dediniz mi?" diye sor-
du. Onlar da: "Hayir! Allah'a yemin ederiz ki ey Allah'm elc;isi, biz ne senin,
ne de ashabmm aleyhinde bir §ey soylemedik. Biz sadece soze ve oyuna dal-
m1§tlk" diye cevap verdiler. Onlar, soylediklerini inkar edince, Allahti Tefila
da peygamberine emir verip §Dyle buyurdu:
Ey Muhammed! Onlarm oztirlerini kabul etmeyerek ve onlan ktnayarak
«de ki : 'Allah'la, O'nun ayetleriyle ve peygamberiyle mi alay ediyordu-
nuz?'>> Ayetten, kesinlikle onlarm alayh bir §ekilde davrandlklan anla§1lmak-
tadu.
458 ROI-IU'L-BE YAN Cuz: IO
66. «Oziir dilemeyin arhk. iman ettikten sonra inkar ettiniz.» <;un-
kii sizin yalanmrz tama1nen ortaya 9ik.m1§t1r. Peygan1ber'e eziyet ederek· ve
ona dil uzatarak inkara sapland1ruz. Halbuki daha once, iman ettiginizi belirt-
mi§tiniz. Ashnda onlar, hi<;bir zaman mti'min olmam1§lard1, sadece mtinaflkti-
lar. «Sizden bir grubu (tevbe ettikleri i~in) affetsek bile, bir gruba su~la
nnda 1srar etmelerinden dolay1 azap edecegiz.» Bir grubu tevbe edip, sa-
mimi oldugu i<;in ya da alaydan vazge9tigi i9in, bagt§lasak bile diger bir grup,
gtinahlannda 1srar ettikleri i<;in bag1§lanffilyacaklardir. Bu grup, ne tevbe et-
mi§tir, ne de alaydan vazge9mi§tir.
26- Ahmed b. Hanbel. Zii.hd; ibni Eb'i'd-Di.inya, Samt; Beyhak! de Hasen'dcn Merfu olarak
Ba's bahsinde rivayet ctmi~tir. Bkz. ed-Dii.rrii'l-Men.mr, 6/328.
Ayet: 66 TEVBE SURESi/9 459
Rivayet edildigine gore: Zeyd b. Sabit katinna binmi§ giderken, ibn Ab-
bas yakla§1p tizengisini tutmak ister. Zeyd b. Sabit buna: "Olmaz ey Allah
Rasfilti'ntin amcas1 oglu ! Brrak! " der. ibn Abbas: "Bize, bi.iytiklerimize ve
alimlerimize boyle davranmam1z emredildi" der. Zeyd b. Sabit de: "Ver elini
bakay1m" der. ibni Abbas Elini uzat1nca Zeyd b. Sabit tutup elini oper ve:
"Bizi1n de, Hz. Peygamber'in ehl-i beytine (yak1nlanna) boyle davranmam1z
emredildi" der.
460 RUHU'L-BEYAN Ciiz:lO
27- GOlge gi.lnUni.in izatu i«rin bkz. ~uara sfiresi, J89'uncu ayet in tefsiri.
Ayet: 70-71 TEVBE S0RESi/9 463
diye sorar. On1ar da: "Nas1l raz1 olmay1z ki! Yarat1klanndan hic;birine verme-
digin nimeti bize verdin" derler. Bunun tizerine Allah (c.c.) : "Bundan daha
tisttintinti size verecegim" der. Onlar : "Bundan daha tisttinti nedir ?" diye sor-
duklannda, Allahti Teata ~u cevab1 verir: "Size nzanu verecegim. Art1k bun-
dan sonra, size asla ofkelenmem. " <23>
«Biiytik kurtulu§ da budur i~te.» Anlat1lan bu nimetler ve nza var ya,
i§te btiytik kurtulu§ budur. insanlann, dtinya hayatinda saym1§ olduklan baz1
§eylerin tersine, ger<;ek mutluluk bu nzadir. Dtinyada mevcut olan btittin ni-
metler, ahiretteki nimetlerden en kti<;tigtiyle bile kar~1la§tlnlamaz. Dtinyadaki
varhklar, ahirete gore, bir sivrisinek kanad1na bile denk olamaz. Hz. Peygam-
ber (s.a.v.) : "Allah katinda dunya, bir sivrisinek kanadina denk olmu~ olsay-
di , inkarciya bir yudum su bile vermezdi" buyurmu~tur.<29> Diger taraftan dtin-
ya nimetleri f anidir, ge9icidir, aym ~ek.ilde devam et1nez, noksanla~ir.
Yahya b. Muaz der ki :" Dtinya harap bir tilkedir. Ondan daha harap
olan ise, harap dtinyay1 onannaya <;all~an1n gonltidur. Ahiret ise, mamur illke-
dir. Ondan daha mamur olan ise, ahireti isteyenin gonltidtir."
30- Ahmed b. Hanbcl Miisnedde Hz. Peygamberin EbG Zer'e vasiyeti ile ilg ili hadisten rivayet
etm i.~lir. T::ibcrani daha geni§ bir §ekilde rivayet etmi§tir. Bkz. el· Fethu'l-Kehfr, 1/464.
Ayet: 73-74 TEVBE SURESi/9 469
31- Ebu Davud Buyu' kitabmda 3462 numarada bcnzer bir Hiflzla rivayet etmi§tir. Bkz.
Cllmiu'l-Usul, 11/765.
470 Rill IU'L-BEYAN CUz:lO
32- Bu adam tam bir munafrkttr ve sahabi degildir. <;unkU Allahii Teala: "Onlardon yani (mii-
nafrklardan) Allah'a s6z verenler vardtr" buyurmu~tur. i~te bu adam, ayetin nassrndan da
anla§1lacag1 Uzere, tam bir mUnaf1kt1r. Sahabenin tLimU adUl'dur ve hayrrl1dirlar. Bu konuya
~ok dik.kat edilmelidir. Bkz. Safvetii't-Tefasir, l/551.
J\yet: 76-79 TEVBE SURESi/9 473
emanete luyanet eder. ''(32) Belki de bu durum, bu ti~ §eyi arada sirada i~leyen
ler degil de, huy haline getirenler i<;indir. Buhari'nin gori.i§U de bu ~ekildeclir.
Cumhurun gorii~tine gore ise, bu ozellilderi ta~1yanlar mtinaf1kt1rlar ve miina-
fiklann tam benzeridirler. Bunlara mtinaf1k isminin verilmesi, mecazdir ve
agir bir su~ oldugu belirtilerek onlan sak1ndlrmak i9in soylenmi~tir. T1pk1
hacca gitmeyenler ivin, bu durumun vok 9irkin bir i~ oldugunu vurgulamak
tizere "kim inkar ederse" (Al-i imran: 97) ifadesinin kullan1ld1g1 gibi.
33- Nesai Siinen'de, 8/117; Buharl ve Muslim rivayet etmi§tir. Bunlann laf1zlan: "Munafigui
atameti iiftiir... " §eklinde ba§lar. Aynca MUslim'de: "Oru~· da tutsa, namaz da kilsa ve
mii.sliiman. oldu.Kwiu iddia da etse ... " ifadesi de vardtr. Bkz. Cttmiu'l-Us(d, 11/570.
474 ROHU 'L-BEYAN Ciiz:IO
verir. Bu durumdan, Hz. Ebu Bekir'in Omer'e olan tisttinlugil ac;1kca anla~Il
maktadir. Hz. Osman da, hi9bir kimsenin vermedigi kadar buyi.ik bir meblag1
orduya bag1§lam1§tI. On bin askeri donatmt§, bu i§ i~in de on bin dinar harca-
m1§tI. Aynca Hz. Peygamber'e bin dinar b1rakm1§, tam techizatll lie; ytiz deve
ve elli at da bag1§la!JlI§tL Bu durum tizerine Hz. Peygamber: "Ey Allah'im!
11
Osman'dan razi ol! Ben ondan razzy1m buyurmu§tU.
Abdurrahman b. Avf da dort bin dinar getirip orduya vermi§ti. Hz. Pey-
gamber buna : "Kendine bzraktigina da, orduya bag1§ladzgzna da Allah bere-
ket versin" buyurmu§tu. Abbas da bilytik bir meblag venni§ti. Talha <la ayn1
§eyi yapm1§t1. As1m b. Adiyy de ytiz vesk (yakla§1k 200 kg aguhg1nda bir ol-
vli birimidir) hurma hediye etmi§ti. Ebu Akil el-Ensan de bir sa' (yakla§Ik 3
kg, agirhg1nda bir olc;ek biri1ni) hurrna verrni§ti ve: "Ey Allah'1n elc;isi ! Bu ge-
ce bir zatm hunnahg1n1 sulrunak ic;in sabaha kadar c;ah§ttm. iki Olc;ek hurma
kazanchm. iki Olc;ekten birini kenditne aytrdun, birini de Allah'a bore; olarak
verdhn " detni§ti. Hz. Peygamber, getirdigi bir olc;ek hurrnay1, zekat olarak
Ayel: 79-80 TEVBE SURESi/9 475
Miinaf1klar, <;ok vereni, riya i<;in veriyor, diye; az vereni de buna Al-
lah'm ihtiyac1 yok diye ay1planu§lard1. Az verenle alay ediyorlardi. <<Onlara
ac1kh bir azap vard1r.» Sadaka veren bu mil'minlerle alay edip, onlar1 alaya
alanlar var ya, i§te onlara, inkar ve nifaklanndan oti.irii ac1kh bir azap vardir.
Az veya 9ok olsun, Allah katinda her sadakan1n bilyUk bir dcgeri vardu.
Onemli olan azhk ya da ~okluk degil, ihlas, samimiyet ve iyi niyyettir.
476 RUHU 'L-BEYAN Cuz:lO
Rivayet edildigine gore bir defa Hasan Basrl'nin yan1na beraberinde gii-
zel bir cariye olan bir bakirc1 ugram1§tl. Hasan Basri, Bak1rc1ya; "Bu
cariyenin degerinin bir veya iki dirhem olmas1na raz1 olur n1usun?" diye sor-
tnu§, baklfc1 "hayir, raz1 olmam" deyince, Hasan Basr1: "Git, Allahi.i Teala
hfirilerini mti'minlere vermeye bir veya iki kuru§a raz1 olmaktadu." diye ce-
vap vermi~tir.
Ayet: 8 1 TEVBE S0RESi /9 477
34- Buhari, MUslim ve Tirmizi rivayet etmi~tir. Hadisi n devam1 §Oyledir: "Sahabiler dediler
ki: Vallahi ya Rasulal/uh! Bu diinya atqi hile hizim i~·in kclf'idir. dediler. Bunun iizerine
ResUlullah (s.a. v.): Cehennem atqi. diinyaduki ate,Jten altnn~ dokuz kat daha s1caktlr. Bu
a/mu~ dokuz diz'iin her hirinin hurareti diinyadaki ate~ gihidir, huyurdu ."
480 RUHU'L-BEY.AN Ciiz: 10
Burada, omrtin mi.iddetine i~aret vardir. DUnyadaki om'iir c;ok k1sadir, az1n da
az1drr. 0 di.inya hayat111da az gillsilnler. Ahiret hayatinda cehennemde ise c;ok
aglas1nlar. Bu aglama, diinyadayken yapm1§ olduklan c;e§itli isyanlann kar§1-
hg1dir. Ayetin ifadesine gore, kullan1lan kelime her ne kadar emir kipi ise de,
haber anlam1 ta§1n1aktad1r. "Az giilecekler, silrekli olarak aglayacaklardir" an-
lam1na gelrnektedir.
ibn Omer (r.a.) §Oyle anlatir: "Hz. Peygamber (s.a.v.) bir giin, oturup
konu§an ve gtilli§en bir topluluga rastlad1 ve kendilerine selam vererek: "Ar-
zu/an yenen zikri fazlaca yapzntz!" buyurdu. Bu ifade tizerine onlar: "Arzula-
n yenen nedir ?It diye sorduklannda, "olumdiir" cevab1n1 ald1lar." 06)
Hasan Basri, siirekli olarak gtiliip duran bir delikanhya rastlad1. Ona:
"Evtad1m, sirat kopri.isiinden ge9tin mi?" diye sordu. 0 da "hayir" dedi. "Cen-
nette mi, ya da cehennemde mi olacag1n1 biliyor musun?" diye sordu. Yine
"hayu" cevabm1 aldi. "Oyleyse nic;in giiliiyorsun?" diye sordu. i§te o zaman-
dan sonra, bu delikanhnm bir daha giildtigii gortilmedi.
Sonw; olarak §Unu soy leriz ki, ahireti isteyen kimse, az gtiltip, ~ok agla-
mahdir. Oltimle kar§Ila§tp, hesaba ~ekilecegini unutmamahdir. " Nice gtilti-
§enler vardrr ki, kefenleri kefencinin yanmda hazudir."
83. «Eger Allah, seni onlardan bir grubun yan1na dondiirur de, sa-
va§a ~1kmak i~in senden izin isterlerse, de ki : 'Benimle birlikte asla ~·
kam1yacaks1n1z, benim yan1mda hi~bir dii§manla da sava§mayacaks1n1z.
<;;iinkii siz, ilk defa oturmaya raz1 oldunuz. Oyleyse geri kalanlarla bera-
ber oturun bakahm' .» Yi.ice Allah seni, Tebiik sava§mdan sonra, Medine' de
kalan o mtinaf1klardan bir grubun yan1na dondtiri.irse, ba§ka bir sava§a ~tk
mak gerektiginde, sava§a 91kmak i9in saktn onlara izin verme! Bu ifadeler-
den, mtinaf1klann sava§a ~1k.rnalann1n kesin olarak yasakland1g1 anla§1lmak-
tadrr. <;iinkti o mtinaf1klar, Tebtik sava§ina gitmek istememi§, evlerinde otur-
may1 tercih etmi§ler ve buna da ~ok sevinmi§lerdir.
da, miinafiklardan bir grubun isimlerini saydi. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in vefa-
tlndan sonra, Hz. Omer devlet ba~kan1 olmu§tu. Miinaf1klardan oldugu tah-
min ·edilen birisi oldtigunde, Hz. Omer Huzeyfe'nin elini tutar ve onu namaza
~agrrrrdi. Huzeyfe nrunaza giderse, Hz. Omer de namazm1 ktldirrrdi. Elini b1-
rakirsa, namazm1 laldumazdi.
37- Ebfi Nuaym Hilye'sinde, Ebfi Hureyre'den bu laf1zla rivayet etmi~tir. Bkz. el-Fethu'f.
Kebfr, 1/61.
Ayet: 84 TEVBE SURESi/9 483
Miinaflklann ba§kan1 olan Abdullah b. Obey oliince, iyi bir mii'min olan
oglu, Hz. Peygamber'e gidip, babas1nm cenazesine 9agrrd1. Hz. Peygamber
de: "Namazzm kzl ve gom" dedi. Miinaf1g1n oglu ise : "Ey Allah'tn El9isi! Ba-
bam1n namaz1n1 sen ktldrrmazsan, hi9bir miisliiman onun namazm1 ktlmaz.
Ey Allah'1n El9isi! Allah a§kma! Dti§manlan sevindirecek §eyi bana yapma!"
diye yalvardi. Hz. Peygamber (s.a.v.) de, onu teselli etmek ve etraf1ndakileri
gozetmi§ olmak i9in davetini kabul etti. Tam kalktp namaz kdacaklar1 srrada,
Hz. Omer, namaz1n kilmmasma engel olmak i9in, peygamberle kible arasma
dikildi. Daha sonra da, bu miinafik adam1n sagltgmda .yapm1§ oldugu 9irkin-
likleri say1p dokerek: "Bu Allah dii§manmm cenaze namazllll nasil ktlarsm?"
dedi. 0 zaman bu ayet indi ve Hz. Peygamber de namaz1 klld1rmaktan vaz-
ge9ti. Bu olay da, Hz. Omer'in (r.a.) yiiceligini gosterir. Bunun gibi bir9ok
yerde, onun gorii§ii dogrultusunda ayetlerin indigi bilinmektedir. Onun, din-
deki mertebe ve derecesi 9ok yi.iceydi. Hz. Peygamber, Omer hakklnda §Oyle
buyurur : "Sizden onceki milletlerin feraset sahibi kimseleri vardz. Bu millet
ir;erisinde oyle birisi varsa, o da Omer'dir. "<3s>
Hadiste "feraset sahibi" diye terctime edilen kelimenin ash "muhaddes"
dir. Muhaddes, i9inde bir mana dogan ve onu haber verendir. Buna feraset sa-
hibi diyoruz. "Feraset sahibi", ince fikirli, uzag1 goren, gtirii§ ve kanaatlerinde
yantlma ihtimali bulunmayan ve soyledigi tahakkuk eden kimse anlamma ge-
lir. Sanki o, "Melei A'la''dan konu§ur. Bir beyitte Hz. Omer'in faziletleri §OY-
le belirtilir:
Onun oyle faziletleri vardir ki herkes bilir.
Ancak gok yiizundeki ayi goremeyen bilmez.
38- Buhari ve Muslim benzer Iaf1zla rivayet etmi§tir. Bkz. Cflmiu'l-Usul, 8/609. Tirmizl de
benzer §ekilde rivayet etrni§tir.
39- Dogru olan da bu rivayettir. Buhari'deki bir hadise gore de ayet, Hz. Peygamber'in cenaze
namazm1 laldmnasmdan sonra inmi§tir.
484 RUHU'L-BEYAN Ci.iz: 10
Bu konuda bir ba§ka gori.i§ de §6yledir. Belki de Allahi.i Teala Hz. Pey-
gamber'e, gomlegini ona verrnesi neticesinde, bin tane milnaf1g1n islama gire-
cegini vahyetmi§tir. Bunun ilzerine, Hz. Peygamber de bunun tizerine gomle-
gini ona verrni§tir.
Lah'a iman edin, Allah'm dinini yliceltmek i<;in peygamberiy1e birlikte cihada
<;lkm" anlammda bir ayet indirildigi zaman, insanlar i<;erisinde durmnu iyi
olup, serveti bulunanlar senden izin istediler. Halbuki bu mtinaf1k insanlar,
hem mal hem de beden bakinundan cihada \:lkabilecek gti«; ve kabiliyettedir-
ler. Boyle olmalanna ragmen, "bizi buak.1n da oturanlarla beraber oturahm"
dediler. Boylece, sava§a 9tkmay1 istemediler.
Ayette ge<;en "tavl" kelimesi ktsal1g1n z1dd1 olan uzunluk anlammadrr.
<;unkli bir §ey uzun oldugu zaman kendisinde bir kemal ve ziyadelik olur. K1-
sa olunca ise kusur ve noksanhk olur. Zengin kimseye de "tavl" denilmi§tir.
<;tinkli zengin fakirin elde edemiyecegi bir talam isteklerini elde eder. i§te bu-
nun gibi lasaWda elde edilemiyecek baz1 §eyler uzunla elde edilebilir.
87. «Geride kalan kad1nlarla birlikte olmaya raz1 oldular. Onlar1n
kalpleri miihiirlenmi§tir. Arbk anlayamazlar.>> Mtinafiklar, sava§a katil-
1nay1p, evlerinde oturan kadmlarla birlikte olmay1 se<;tiler. Para ve buna ben-
zer §eylerin iizerlerine damga baslld1g1 gibi, onlann kalplerine de damga ba-
s1lmak suretiyle mtihtirlenmi§tir. Yani, onlann kalbleri, anlamak ve kavra-
maktan kesildigi icyin, kalbleri tizerine mtihi.ir gibi damga basllnu§, bir daha
ger9egi goremez hale gelmi§lerdir. Onlar, Allah'a iman ve itaatta, emir ve ya-
saklarmda, Rasfilline tabi olmakta ve cihaddaki saadeti anhyamad1klar1 gibi,
bunlann z1dd1na olan konulardaki huzursuzluk verici §eyleri de anlayamazlar.
88. «Fakat, Peygamber ve onunla beraber inananlar, mallar1yla ve
canlariyla cihad ettiler. i~te biitiin hay1rlar onlar1nd1r. Kurtulu~a erenler
de yaln1z onlard1r .» Hz. Peygamber ve onunla birlikte olan milslilmanlar;
Allah'a ve Allah'm gonderdiklerine inand1lar. Ytice Allah'm cihad etme emri-
ne muhalefet etmeyip, mallar1yla ve canlanyla cihad ettiler. <;unkil, kendile-
rinden daha ilsttin olan peygamber de cihad etti.
Ayette ge<;en "hayrat"tan maksat dtinyadaki zafer ve ganimet ile ahiret-
teki cennet ve ikramlar demektir. Boylece onlar, her iki dilnyada da hayular
elde etmi§ler anlammda olur. Ya da buradaki ''hayirlar"dan kas1t, "cennetteki
glizel han1mlar ve hfiriler" de olabilir. <;iinkti bir ayette : "Oralarda giizel
huylu ve giizel yuzlu kad1nlar vardzr" (Rahman: 70) buyurulmu§tur. Kurtulu-
§a erenler de, i§te bu grup insanlardu. Bu insanlar, sadece ge~ici zevklerle ye-
tinmeyip, ebed1 olan isteklerine de ula§an ki§ilerdir.
89. «Allah, onlar i~in,» i~erisinde meyveli aga9lar1 olan «altindan 1r-
486 RUHU'L-BEYAN Cuz: lO
Hadis-i §erifte §Oyle buyurulur : "Gennette yuz derece (yani birfok mev-
kiler) vardtr. Allah bu makamlan, yolunda cihad edenlere haz1rlamt§flr. -Ki
onlar, Rabb'lerinin nzasmi kazanmak ifin mallarzyla ve canlanyla cihad et-
mi§lerdir. - Cennetteki bu derecelerden, her iki derece arasmda yerle gok
arasi kadar mesafe vardir. Allah'tan isterseniz, Firdevs'i isteyin" c40> Firdevs,
cennetin tam ortasmdadrr. En yiice yerindedir. Burasllllil iizerinde Rahman'm
Ar§'l vardrr. Cennet nehirleri oradan fi§ktrir. <41 >
Cennetteki nehirler dort tane olup, ayette §Oyle anlat1lrr : "Orada hif
bozulmayan su zrmaklan, tadz degi§meyen sut irmaklan, ir;enlere zevk veren
me§rubat nehirleri ve suzulmii.§ bal nehirleri vardir ... " (Muhammed: 15)
40- "Firdevs" cennette, ii;erisinde her ti.irlU meyvenin -bulundugu bir bah~edir.
41- Buhari, Cihad bahsinde zikretmi§tir, 6/9. Aynca Tevhid bahsinde de zikretm i ~tir. Bkz.
Camiu'l-Usal, 9/491.
Ayet: 89 TEVBE SURESi/9 487
488 RUHU'L-BEYAN Cu z:lO
menin tekili yoktur. "Arap" ise, "acem" keli1nesinin z1dd1 olup, §ehirli de-
mektir. "Oziir dileyenler"den kas1t, Esed ve Gatafan kabileleridir. Tebiik sa-
Va§ma 9ikllacag1 s1rada, cihada 91kmamak i9in oztir belirtip, sava§tan geri kal-
may1 istemi§lerdi. Bunlann bahaneleri; ge~im s1k1ntis1 c;ekmeleri ve c;oluk 90-
cuklann1n kalabalJ.k olmas1yd1. Bunlann ozi.irleri konusunda ihtilaf edilmi§tir.
Acaba ger9ekten oziirleri mi vard1, yoksa bahane miydi? Ayetten anla§tlan
gerc;ekten oztirlerinin olmas1d1r. <;unki.i ayette ge9en "muazzirun" oztirleri
olan kimselerin ozilr beyan etmeleri anlammdad1r. Oztir beyan edenler bazan
haks1z da olabilirler. Buna gore ayetin manas1 "oztirleri olmadan oztir beyan
edenler ... " §eldinde olur.
«Allah ve Rasfiliine yalan soyleyenler de oturup kaldllar .» Mtinafik
Araplar ise ne peygambere gelip izin istediler, ne de sava§mamak i9in 6ziir
belirttiler. Bundan anla§thyor ki, onlar her ne kadar iman ettiklerini ve itaat
edeceklerini iddia etmi§ olsalar da, Allah'1 ve Rasuliinii yalanlamaktadirlar.
Bu kimseler, seksen iki ki§idirler. Diger mtinaf1klar da,, oztirsiiz bir §ekilde
evlerinde oturup sava§a kattlmamt§lardu. «Onlar1n inkar edenlerine, ac1kh
bir azap dokunacakttr.» Araplann veya oztir beyan edenlerin bir klsm1 aclk-
h bir azaba ugrayacaklardir. Ayette geyen "mim" harfi, k1s1m belirtir. Arapla-
rm hepsi degil de, bir k1sm1 inkarc1du. iylerinde inananlan vardlf. Diger las-
m1 ise tembelliklerinden dolay1 sava~a katilmarru§tlr. ~tiphesiz bunlan Allahti
Team. ~ok iyi bilmektedir. inkarlanndan dolay1 sava§a katilmayanlara, dtinya
hayatlarmda verilecek olan azap, esir olma ve oli.im, ahiretteki azap ise, ce-
hennem ate§idir.
91. «Allah'a ve peygambere imanda samimi olmalan ~arbyla; zay1f·
Iara, hastalara ve harcayacak bir ~ey bulamayanlara,» cihada katilmama-
lar1ndan dolay1 «bir sorumluluk yoktur .» Ya§ltlarm, kotiiriimlerin, hastala-
nn ve fakir olmalan sebebiyle sava§a katilamayanlar111, bu duru111lan gtinah
say1lmaz. Ancak, bu gruplann, Allah'a ve Rasfiliine sainimi olarak inanmalan
gerekir. Ayette "samimi olmalan" §eklinde terctime ettigimiz "nasihat" keli-
mesi, yapilan amelin sahte olmad1gm1, terte1niz, i9ten ve halis oldugunu ifade
eder. Bir insan1n, soziinde samimi olmas1 demek, sadece faydal1 olan §eyi
soylemesi demektir. Bu kelimeyle ilgili olarak: "Din nasihatttr, '' hadisi var-
dlf. Peygamber Efendimiz bu ifadeyi tiy kez tekrarlam1§tlf. Bu konuda §6yle
soylenir: Nasihat islfon'1n temelidir. <;unkti bunun manas1 dinin diregi nasi-
hatten ibarettir, demektir. T1pk1 "hac Arafat'tan ibarettir" soztinde oldugu gi-
bi. Buda, hacc1n asll direginin Arafat oldugunu gostermektedir. Hz. Peygam-
490 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 10
her ''Din nasihattir," buyurunca: "Kim i9in Ey Allah'1n el9isi?" diye sorarlar.
0 da: "Allah, O'nun kitabl , peygamberi ve musliimanlann ba§kanlan ve ~ii
tun miisliimanlar ifin" cevabm1 verdi.<42) Bunun anlam1, Allah'a iman ve
O'nun emirlerini yerine getirmede samimi olmaktir. Rasfiliinil de tasdik edip,
onun getirdiklerinin tilmtinil birden benimsemek ve onun yolunda ytirilmektir.
11
Kitabi ifin" den maksat da, Kur'an'1n Allah'1n kitab1 olduguna i9tenlikle
inanmaktrr. Onun ayetlerine gore runel etmek ve ona teslim olmaktu. "Mus-
liimanlann ba§kanlarma nasihat" ise, iyi i§ yapttklan zrunanlarda onlara ita-
at etmek, kotil i§ler yapttl<larmda ise, onlar1 uyarmaktrr. "Butiin musluman-
lar" ifadesi ise, miislilmanlara gelecek belay1 uzakla§trrmay1 ve onlann kaza-
nabilecekleri hayrrlara yard1mc1 olmay1 ifade eder.
Bu ayet, ger9ekten ozlir sahibi olanlar1n, sava§a 9tkmay1§lannda hi9bir
giinah1n olmad1g1n1 belirtiyor. Ancak, bu ki§ilerin, Allah'a ve peygambere
olan imanlar1nda samirni olmalan §arttrr. Btitiin hareketlerinde, Allah'm ve
peygamberin emirlerine uymalan da §arttrr. Bunlarm uymalan gereken emir-
lerin ba.§1nda ise, gaziler hakkmda duyduklar1 yalan haberleri etrafa yayma-
mak gelir.. Fitneyi kortiklememeli, gazilere iyilikte bulunmaya 9al1§mal1 ve
onlann geride btraktiklan yuvalanna yard1mc1 olmahdrrlar. «~iinkii, iyilik
yapanlar1n aleyhine bir yol yoktur. Allah gafurdur, rahimdir.» Onlar1n
aleyhine bir durum olamaz ve onlarm bir gtinahi da yoktur. Allah yok bag1§la-
y1c1 ve ~ok rahmet edicidir.
Bu ifadeler, eger onlar, ozilrlerinden dolay1 sava§a katdmam1§larsa, ba-
gi§lanmaya muhta~ olduldann1 belirtmektedir. insanlar acizdirler, hata i§leye-
bilirler. Allah da bag1§lay1c1 oldugu iyin onlan bagi§lar.
92. «Kendilerini bindirip» sava§a «gondermen i~in sana geldiklerin-
de: 'Sizi bindirecek binek bulam1yorum' dedigin zaman, harcayacak bir
§ey bulamad1klar1ndan dolay1, iiziintiiden gozlerinden ya§lar akarak geri
donen kimselerin aleyhine de bir sorumluluk yoktur .» iyilik yapanlar1n
aleyhine bir yol olmad1g1 gibi, kendilerini sava§a gotiirmen i~in sana gelenler
i9in de ger9ekle§mi§ olan bir giinah yoktur. Bu kimseler ensardan yedi ki§i-
11
dirler ve aglayarak Hz. Peygamber'e gelip: Biz sava§a 9tkmay1 adadtk. Ya-
11
mal1 mestlerle ve dikili ayakkabilarla da olsa bizi gotlir de seninle sava§ahm
demi§ler, Hz. Peygamber de onlara ·: "Sizi bindirecek binek bulamiyorum"
cevabm1 vermi§ti.
"Gozlerinden ya§lar akarak " ifadesinin aslt, "§iddetli bir halde gozleri
akan" §eklindedir. Bu durum "oluk ak1yor" ifadesine benzeyen bir mecazdtr.
Akan oluk degil, oluk i9erisindeki sudur, goz degil, goziin i9erisindeki ya§trr.
Burada mtibalaga i9in boyle bir ifade kullantlm1§tlr. Sank.i goziin, btitiintiyle
aktig1 ifade edilmi§tir. Bu durum da, infak etmek i9in bir §ey bulamamalann-
dan dolay1, duymu§ olduklan iiztinttidendir. Onlann, ihtiya9 duyduklan ve se-
nin yan1nda da bulunmayan bir §eyi satm almalan i9in, verebilecekleri bir
§eyleri yoktu. Buridan dolay1 mahzun idiler.
93. «Sorumluluk ancak, zengin olduklari halde senden izin isteyen-
leredir.» Onlar, zengin olduklan, gti9leri ve sava§ hazirbklan bulundugu hal-
de, sava§mamak i9in izin isteyen kimselerdir. «~iinkii onlar, geri kalan ka-
d1nlarla birlikte olmaya raz1 oldular.» Alc;ak.11ga nza gosterdiler. «Allah da
onlar1n kalblerini miihiirledi. Arhk onlar bilemezler.» 0 kimseler, bu sa-
va§a katilmamalan ytiztinden, pe§inen takmd1klar1 tav1r neticesinde, ba§lanna
gelecek gaileden habersizdirler. Aynca onlann, ileride ugrayacaklan rezillik-
lerden de haberleri yoktur.
Hikmet sahiplerinden biri der ki: "Diinya, ahiretin pazar yeri; ak1l, iyi-
liklerin onctisii; mal, kibirlenmenin elbisesi; nefsani arzulara uymak da Al-
lah'a isyan etme vas1talandrr. Uztintti ise, ne§enin ba§lang1c1drr. Allahti Teata
mtinaf1klar1, sevinmeleri ve alay etmeleri sebebiyle yenni§, ihlas sahiplerini
ise, tiztintti i9erisinde olmalar1 ve devamh aglar bir durumda bulunmalar1 se-
bebiyle ovmti§tilr."
94. Sava§tan «doniip yanlanna var1nca, sizden oziir dileyecekler.»
Bu kimseler mtinaf1k kimseler olup, sava§a katdmamt§lardrr. Say1lan da sek-
A
96. «Kendilerinden raz1 olman1z i~in, size yemin edecekler. Siz on-
lardan raz1 olsan1z=bile, Allah fas1klar toplulugundan asla raz1 olmaz.>>
Milnaftklar, kendilerinden ho§nut olman1z i<;in, yalan yere Allah adma size
yen1inler edeceklerdir. Bunun sebebi ise, kendilerine yapageldiklerinizin de-
vamm1 saglamaktrr. Sizler, inkarda bocalay1p duranlardan raz1 olsan1z bile,
Ytice Allah onlardan asla raz1 olmayacaktrr. Sizin nzan1z, Allah'm nzas1n1
gerektirmez. Sizin tek ba§1n1za onlardan raz1 olu§unuz, onlan Allah'1n gaza-
bmdan kurtarmaya yetmez. i§te bi.itiin bu hitaplardan maksat, muhataplar1
mi.inaf1klara nza gostermekten salandirmak ve onlar1n sahte oziirlerine kan-
mamalarm1 saglamaktrr.
1. Fas1kla arkada§hk etme. 0 seni, bir lokma ekmege hatta daha basit bir
menfaate kar§1hk olarak satar.
2. Cimri adamla da sakm arkada§hk etme. <;unki.i o, en muhta9 oldugun
§eyi bile sana vermez.
3. Yalanc1yla da arkada§hk etme. 0 da senin i~in serap gibidir. Senin
yakmlannt senden uzakl~tinr, senden uzak olmas1 gerekenleri de sana yak1n-
la§tlnr.
4. Ahmakla da arkada§hk etme. <;unkii ahmak, sana fayda vermek ister-
ken zarar verir. Yine: 'Akdh dii§man, akils1z dosttan iyidir' denilir.
5. Akrabalar1yla ilgisini kesenle de dost olma. <;unkii ben, Allah kitab1-
n1n ti~ yerinde, bu tiir insanlar1n lanetlendigini gordiim."
rub olur. ilgilisinin bu tip imam1 gorevden almas1 gerekir. «Allah bilendir,
hakimdir.» Yiice Allah, ilim ve hikmet sahibi oldugundari dolay1, §ehirlinin
de, koyliiniln de biitiin hallerini bilir. iyilik ve kotiiltiklerinden haberdardir ve
onlan buna gore hesaba 9ekip ceza, ya da milkafatlann1 verir.
Allah yolunda cihad i<;in «harcad1g1n1 da, Allah katinda yak1n dere~
celer elde etmeye ve peygamberin dualann1 almaya vesile kabul eder.»
496 RUHU'L-BEYAN Cuz: 11
11
Bir kutsi hadiste de §byle buyurulur : Kim bana bir kart§ yakla§irsa , hen
ona bir ar§tn yakla~inm." l43)
Bu kimseler aynca, Allah yolunda yapt1klan harcamalar dolay1s1yla, Hz.
Peygamber'in de duas1m almaya 9ah§rrlar. <;iinkti Hz. Peygamber, tasaddukta
bulunanlara bereket duas1nda bulunur ve onlann bag1§lanmalann1 dilerdi. i§te
bundan dolay1dlf ki sadaka alan kimsenin tasaddukta bulunan kimseye dua et-
mesi siinnet olmu§tur. Ancak, Hz. Peygamber'in yaptig1 gibi yaparak, salat ve
selamda bulunmaz. Hz. Peygamber (s.a.v.), sadaka veren Ebfi Evfa i9in "Al-
lahumme salli am ali Ebi Evfa", yani "Ey Allah'1m! Ebi Evfa ogullanna salat
ve selfun eyle!" diye duada bulunmu§tU. Bu ttir dua yapmak, ancak Hz. Pey-
gamber'e mahsustur. 0 diledigine boyle dua yapabilir.
«iyi bilin ki bu durum,» yani Allah yolundan harcad1klan §ey «onlar
i~in bir yak1nhk vesilesidir .» Bu harcamay1 yapttldannda, yiice Allah da on-
lar1, kendisine yakla§tiracaktu. Bu, Allah yolunda harcad1klan §eyin bir ya-
kmhk vesilesi oldugu husfisundaki itikadlarm1n dogruluguna Allah tarafmdan
bir §ehadet ve iimitlerini tasdikdir.
«Allah onlari, yak1nda rahmetine koyacakhr. Ciinkii Allah
gaffi.rdur, rahimdir.» Bu ifade, Allahti Tefila'nm engin rahmetinin onlan ku-
§attig1n1 anlatrr ve bunun bir va'd oldugunu bildirir. Ayette ge9en 'sfn' harfi,
va'din ger~kle§ecegini ifade eder. Allah onlara kar§1 9ok rahimdir. Ceza ver-
mekte acele etmez.
Bilrni§ olunuz ki, sadaka vermenin ve infakta bulunmanm fazileti, 9ok
biiyliktilr. ~oyle bir hikaye anlatthr :
israilogullan zamanmda bir k1thk olmu§. Fakirin biri i9erisinde zengin-
lerden birinin de evi bulunan bir sokaga girmi§. Fakir adam: "Allah nzas1 i9in
bana yard1mda bulunun!" deyince, ev sahibinin k1z1 91kanp biraz steak ekmek
ikram etmi§. Zengin adam bu fakiri goriince, "Bu ekmegi sana kim verdi?'' di-
ye sormu§. Fakir de: "~u evdeki kiz" diye cevap vermi§. Zengin adam eve gi-
rip, kizmm sag elini kesmi§. Allah da bu adanun durumunu degi§tirmi§, muh-
ta9 bir duruma dti§erek fakir olarak olmti§ttir. Daha sonralan ise, zengin ve
gen9 bir delikanhn1n, bu giizel kiz ho§una gitmi§, ona hayran olmu§ ve onunla
evlenmi§. Onu evine gottiriip, karanhk basmca, laz sofra haz1rlam1§ ve sol eli-
ni uzatmt§. Zengin demi§ ki: ''Fakirlerin edeplerinin az oldugunu duyard1m.
~u sag elini uzat bakay1m." K1z yine sol elini uzatm1§. iki ve tic;i.incil defasm-
da da ayn1 §ekilde sol elini uzatmca, evi bir sessizlik kaplam1§. Sorua gizliden
bir ses duyulmu§ ve: <;1kar bakahm sag elini! Allah i~in verdigin s1cak ek-
11
mek hatirma Rabb da sana sag elini ikram etti" demi§. K1z da sag elini ~1kar
m1§ ve yemegini yemeye ba§laml§. Ravzatu'l-Ulema isimli eserde boyle anla-
t1hr.
Hz. Ali (r.a.) §Oyle der: "Allah, fakirlerin az1klarm1, zenginlerin malla-
nnda takdir etmi§tir. Fakirin a~hg1, zenginin onun hakkm1 vermemesiyle olur.
Allahil Teala, onlara bunun hesabm1 soracaktrr."
49 8 RUHU' L-BEYAN Ciiz: 11
«Sen onlart bilemezsin. Onlart Biz biliriz. Onlara iki defa azap ede-
cegiz. Sonra da biiyiik bir azaba itileceklerdir_.» Onlar, ikiyiizli.iltikte o ka-
dar ileri gitmi§lerdif ki, nifaklan sana da gizli kalmt§trr. Sen her ne kadar fe-
raset ve fetanet s1fatlarmm sahibi isen de, onlar1 bilip tan1yamazsm. <;iinkti
onlar, ikiytizli.iltik konusunda 9ok beceri sahibidirler. Onlar1n bu durumlar1n1
ancak Biz biliriz ve onlann s1rlann1 sana bildiririz. Sana kar§I durumlar1n1
gizleyebilseler de Bizim yan1m1zda bu imkanlar1 yoktur. Onlan, mutlaka iki
defa hesaba c;ekip kendilerine azap edecegiz. Burada "iki deja" denmesinin
sebebi, 9ok fazla azap 9ekeceklerinin i§aretidir. "Sonra gozunu iki deja daha
fevir" (Mtilk: 4) ayetinden de bu anla§thr. Yani, goztinli defalarca 9evir. Bu
mtinaftklar grubu, k1yamet giiniinde cehennem azab1na maruz kalacaklard1r.
Ayette gec;en "sfn" harfi ise, peki§tirme edat1dir.
suretiy le ozlir dilemeye 9ah§madilar. B unlarda, sava§tan geri kalnu§ olan bir
gruptu. Sava§tan geri kalanlar hakk1nda ayet nazil olunca, kendilerini n1esci-
din direklerine baglad1lar. Bu suada Hz. Peygamber de seferden dontip, nor-
mal adeti ilzere ilk once mescidde iki rekat namaz kilm1§ ve o esnada direge
bagh duran k.i§ileri de gortivermi§ti. Bunlann durumunun ne oldugunu sorun-
ca, yamnda bulunanlar da olup bitenleri §Oyle anlatm1§lard1: "Bu kimseler, se-
ninle, sava§a kattlmayan gruptur. Allah'a soz verip yemin etmek suretiyle,
kendilerini buraya bagladilar. RasUltillah onlan 9ozmedik<;e, kendilerini sah-
vermiyeceklerdir." i§te bu durum tizerine ayet nazil oldu ve Hz. Peygamber
(s.a. v.) de onlartn oztirlerini kabul etti.
Ayette g~en iyi amellerinden maksat, daha once i§lemi§ olduklan iyi
i§leri, daha onceleri baz1 sava§lara kattlmt§ olmalar1~ bu defa sava§a kattla-
madiklan i9in su9lann1 itiraf ederek pi§manhk duymalandir. Kotli amellerin-
den maksat da daha once ve sonra i§lemi§ olduklan kotti amelleridi17. Tebtik
sava§1na kattlmamalan da bu kotti amellerinin i<;erisine girer.
Haddadi §Oyle der: "Bir defa sava§a kattlmt§, bir defa da kat.J.lmam1§lar-
d1. Dolay1s1yla, iyi amelle kotti ameli bir araya getirmi§ oldular." Nitekim, di-
narlarla dirhemleri kar1§ttrd1 ve su ile stitti kar1§tlrd1 ifadeleri de boyledir.
«Allah'1n, onlarin tevbesini kabul etmesi umulur. <;iinkii Allah
gaffirdur, rahimdir.» Umulur ki Allahil Teala, giinahlarm1 kabullenmeleri
ve tevbe etmeleri sebebiyle, onlann tevbelerini kabul eder. <;unkli 0, tevbe
edip kendisine donenlerin su9lar1n1 bagt§lar ve onlara ihsanda bulunur. Bu
ifade, Allahti Teala'nm, o kimselerin tevbelerini kabul edecegini bildirmekte,
onlara limit vermektedir. Comertlerin comerdi olan Allah'm limit vermesi ke-
sinlik ifade eder.
de samimi olmas1 gerekir. Allah, onlann hallerini 9ok iyi bilir. Onlara yaptlk-
lann1 da hikmeti geregi olarak yapar.
Bu ayet, sava§a kat1hnayan ii9 ki§i hakk1nda inmi§tir. Bunlar, Ka'b b.
Malik, Murare b. Rebi' el-Umeri ve Hilal b. Umeyye'dir. Bu ti9 ki§i, Bedir'e
katilanlardandl. Fakat her nasllsa, Hz. Peygamber'le birlikte Tebtik sava§tna
katilamami§lardlf. Bu §ahislar, diger gruplar gibi ne yalan yere oztir beyan et-
mi§ler, ne de kendilerini direklere baglarm§lardi. Sadece yapt1k.Ianna pi§man
olmu§lardi. Bunlardan Ka'b b. Malik: "Ben Medine'de devesi en iyi olan biri-
yim. Diledigim zaman onlara yeti§irim," diye acele etmemi§, aradan gtinler
ge9ince onlara yeti§mekten iimidini kesmi§ ve yaptlg1na pi§man olmu§tur. Di-
gerlerinin durumu da boyledir. Fakat bunlar Ebu Ltibabe'nin yaptlg1 gibi ken-
dilerini mescidin diregine baglamam1§lardrr.
Hz. Peygamber bu §ahtslara bir nevi boykot ilan ederek, §U ayet inince-
ye kadar, insanlann onlarla birlikte olmasm1, onlarla birlikte yemesini ve i9-
mesini yasakladi. Kadmlann1n bile kendilerinden ayn kalmalar1n1, kendi aile-
lerinin yanlanna donmelerini emretti. Hilal'in han1m1 Peygamber'e gelerek,
kocas1mn 9ok ya§h oldugunu, ona yemek verip veremiyecegini sordu. Hz.
Peygamber de, sadece yemek konusunda ona izin verdi.
0 zamanlar Hristiyanlann ya§ad1g1 ~am'dan bir el9i Ka'b'a gelerek, ken-
dilerine katilmas1 i9in ona te§vikte bulundu. Bunun tizerine Ka'b: "Hatalar1m
o kadar 9ogald1 ki, mti§rilder dahi kendilerine katilacaglffil umuyorlar. Artik
dtinya bana dar gelmeye ba§lad1" dedi. Hilfil b. Omeyye o kadar aglad1 ki,
gozlerini kaybedeceginden korkuldu. Yanmda bulunan insanlar da : "Allah
bunlar hakkinda bir hiikiim indirmezse, peri§an olacaklar" dediler. Bir grup
insan da: "Belki de Allah onlar1 bag1§layacaktir" diyerek, onlann yan1nda
Allah'1n emrini bek.Iemeye ba§laddar. Ya affedilirler, ya da azaba 9arpt1nllf-
lar. Nihayet aradan elli glin ge9tikten sonra, tevbelerinin kabul edildigine dair
ayetler iniver'1i. 0 ayetler de, "Allah; peygamberi ... , ve sava~tan geri biraki-
lan u~ ki~inin tevbesini de kabul etti .. " (Tevbe: 117-118) mealindeki
ayetlerdir.
Ytice Allah, onlarm durumlann1 bir mtiddet geciktirdi ve sonunda onla-
nn tevbesinin kabul edildigini en gtizel §ekilde a~1k.lad1. Onlarm tev besini,
Peygamber'in, ensarm ve muhacirlerin tevbeleriyle birlik.te zikretti. Bundan
anla§1hyor ki, egitim amac1yla, ii9 giinden fazla bile olsa, aynlik caizdir. Ba-
km1z! 0 zamanki miisliimanlar, Allah Kitab1'nda bir a~1klamada bulununcaya
Ayct: 106 TEVBE SORESi/9 505
dar artar ki, bir tek hurma tanesi, arta arta bir dag kadar olur. Ancak, bu artI-
§ID saglanabilmesi i9in, yaptlan amellerdeki niyetin samimi olmas1 §arttu.
ihiass1z ve samimiyetsiz olarak yapilan amellerin hi~bir sevab1 olmaz. Bunlar
her ne kadar gortintirde bir amel yap1yor iseler de, onlann Allah katmda yara-
n yoktur. Pak.at yapilan mescid, htikmen mesciddir; diger mescidler gibi ona
da sayg1 ve htirmet gosterilir.
Biz tekrar konumuza donelim. Amr b. Avf ogullari Kuba mescidini ya-
pmca, karde§leri olan Benu Ganem b. Avf onlari ktskanml§ ve fitne 9Ikararak
mtisltimanlann arasllli a~mak. i~in, Kuba denilen yerde ikinci bir mescid yap-
mt§lardi. Ebfi Amir admdak.i ramp ~am'dan geldiginde, onlara bu mescidde
imamhk yapacakti. Bu mescidin in~as1 tamamlarunca, orada toplan1p, Hz.
Peygambere ve milsltimanlarm aleyhine planlar yapmaya ba§ladilar. Daha
sonra da, Hz. Peygamber'in gelip, orada namaz lald1rmas1n1 istediler. Hz.
Peygamber bunlara : "Ben §U anda sefere pkmak uzereyim ve me§gulum. Sa-
yet donersem gelirim ve size namaz klldzrzrzm" diye cevap verdi. Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) Tebtik seferinden donilnce, kendisine gelip, mescidlerinde na-
maz k1ldrrmas1Ill istediler. Hz. Peygamber giymek i9in gomlegini isteyip daha
sonra da gidecegi Sirada, i§te bu ayet nazil oldu. Bu ayette Allahii Tefila; mil§-
rikler tarafmdan yapdan bu mescidin, mtisltimanlann zararma oldugunu, on-
lar1n i~lerinde gizledikleri inkarlar1n1 peki§tirdigini, Kuba mescidinde topla-
508 R UH U 'L- BEYAN Ciiz: 11
Aynca bu mescidi yapanlar, Allah ad1na yemin edecekler ve: "Bu mes-
cidi, iyi niyetle, hayrrlara vesile olsun diye yapttk" diyecekler ve o iyi niyetle-
rinin ise, miisltimanlar1n namaz k1lmas1n1 saglamak ve namaz kihnacak olan
yerin geni§ olmasm1 temin etmek oldugunu soyleyeceklerdi. Allahti Teala ise,
onlann yeminlerinin yalan oldugunu 9ok iyi biliyordu.
Bu hain adamm §erefli bir oglu vardi. Adt da Hanzala idi. Uhut sava§m-
da §ehit olmu§tu ve cenazesini melekler ylkamt§tI.
47- Buhari, Cihad, hadis no: 3062. MUslim, lbn Mace ve Ahmed b. Hanbe l, 3/309 rivayet et-
mi~l erdir.
Ayet: 108 TEVBE SURESi/9 509
sit, namazdu. Ayru ifade hadiste de ge~er. Hz. Peygamber : " Kim Ramazan
ay zm imanll olarak ve sevabm1 Allah'tan isteyerek kzyamda (namaz ktlarak)
gefirirse, ge9mi§ giinahlan. bagt§lanir" <4ll> buyunnu§tur.
"Curuf', dere kenannda sel sulann1n dibini yalay1p oydugu uc;urum, "har"
da bunun geriden c;atlamI§ ve devrilmek tizere olan bir c;e§ididir. Arapc;ada
"hare'l-Binae fe'nhare" denir ki anlam1 binay1 ytkt1, bina da ylk1ld1, c;oktii, de-
mektir.
«Allah alimdir» koymu§ oldugu yasay1 ~ok iyi bilendir. 0 mescidin y1-
k1lmas1 ve mtinaf1klann nifaklarm1 ortaya 91karmak ic;in verdigi emir ve htik-
mtinde ise «hakimdir», hikmet sahibidir. Btittin bunlan hikmetiyle yapml§tlr.
50- Bu hadisi Buhari ve Muslim rivayet etmi§lerdir. Bu hadisin ~e~itli rivayet tarikleri vardir.
Bkz. Camiu'/-UsU/, 5/566. Bu hadis ve bu konu ile ilgili geni§ a~1klamay1, bu tefsirin l.
cild, s.64'de 6 numarah dipnotunda bulacaks1mz.
512 RUHU'L-BEYAN Cuz: l l
Ca'fer-i Sadik §5yle der: " Ey insanoglu! Kendi degerini bil. Ytice Allah
senin degerini bildigi iyin, senin kar§1ltg1nda, cennetten ba§ka bir §eye raz1 ol-
madt."
«Seyahat edenler ...» ibn Abbas (r.a.), Kur'an'da ge9en biit~n 'seyahat'
ifadesinin, oru~ anlamma geldigini soyler. Hadiste de: "Ummetimin seyahatz,
oruf tur" buyurulur. $air'in §U §iirindeki "saihan" kelimesinin de oru~ anla-
m1nda oldugu gibi:
Ata ~oyle der : "Ayetteki seyahat edenlerden kas1t, 'Allah yolunda sava-
§aD gaziler'dir. Bunlar, birc;ok yollar ve yerler katederler. Neticede kilflir di-
yarlanna ula§irlar ve onlarla cihad ederler."
ikrime: "Bunlar, ilim elde etmek ic;in i..ilkeden tilkeye ko~an ilim merak-
h si ogrencilerdir" demi§tir. Cabir, bir tek hadis ogrenmek ic;in, Medine'den
M1su'a gitmi§tir. Bir kimse yolculuk etmedikc;e kamil yani olgunluga eri§mi§
saytlmazd1. insan bir yerlere goc; etmeden dilegine ula§amaz.
Haddad! §oyle der: " Ayette belirtilen bu s1fat, kullann Allah'a itaatlan-
n1, O'nun emirlerini yerine getirip yasaklanndan kacrmay1 en miikemmel §e-
kilde ifade etmektedir. <;unkti Allah, emir, nehiy ve mendup olan konulann
hududunu acriklamI§tlr. Baz1 §eyleri yapmaya kulu te§Vik etmi§, ya da serbest
brrakm1§tlr. Kul, bunlardan diledigini seyebilir. Allah'1n emir ve yasaklanna
uyup, onlar1 yerine getirir, Allah'm diledigine uyarsa, i§te o zaman, Allah'1n
suurlanna riayet etmi§ olur."
mislini veririz. 0 soz nedir?'' diye sordu. Hz. Peygamber de: "La i/ahe illal-
lah diyeceksiniz ve Allah'tan ba§kasma kulluktan sak1nacakstmz" dedi. Onlar
da ellerini birbirine vurararak: "Ey Muhammed! Bizden ba§ka bir soz iste"
dediler ve i9lerinden biri §tiyle dedi : " Vallahi bu adam size, istediginiz §eyi
vermez. Atalann1z1n dini tizere devam edin. Ta ki Allah, sizinle onun arasm-
da bir hi.iktim verinceye kadar." Daha sonra da dag1hp gittiler. Bunun tizerine
Hz. Peygamber amcas1na §6yle dedi: "Ey Amca! Sen de kelime-i §ahadeti
si>yle de Allah katmda onunla sana §ahitlik edeyim." Ebfi Tfilib'in cevab1 ise:
"Ey Yegenim! Sana kar§1 utand1gmdan dolay1 iman etti demeled korkusu ile
bir de Kurey§'in 'oltimden korkarak iman etti' zanlarmdan da 9ekinmeseydim,
kelime-i §ehadet getirirdim" §eklindeydi. Bu diretme ilzerine Hz. Peygamber:
"Yasaklanmadzg1m miiddet~e, senin bagi§lanmam istemeye devam edecegim"
dedi. <;unkii o, Hz. Peygamber'i korumu§ ve ona yard1m etmi§ti. Hz. Peygam-
ber de, bu ayet nazil oluncaya kadar, onun bag1§lanmas1 i9in dilekte bulunma-
ya devam etmi§tir.
114. «ibrahim'in, babas1 i~in af dilemesi ise, sadece ona verdigi sozii
yerine getirmesi i~indi.» ibrahim Peygamber'in, babas1 Azer i<;in bag1§ dile-
mesi, onun imana gelmesi ve hidayet bulmas1 i<;in verdigi bir sozden dolay1
idi. 0 babas1na: "Rabbimden senin bagt§lanmant dileyecegim" (Meryem: 47)
demi§ ve onun imana gelmesini arzulam1§tl. <;tinkti o zaman, durum belli de-
gildi. «Fakat babas1.n1n, Allah'1n dii~man1 oldugu kendisine belli olunca,
ondan vazge~ti. Ger~ekten ibrahim, ~ok niyaz eden ve halim selim bir in-
sandr.» ibrahim Peygamber'e, babas1nm inkarc1 olmakta israr ettigi, sonsuza
dek mil'min olmayacag1 vahiy yoluyla bildirildikten sonra, onun i<;in bag1§-
lanma dileginde bulunmaktan tamamen vazge<;ti. <;unkti babas1n1n Allah'm
di.i§man1 oldugu btitiln a~lkhg1yla ortaya ~Ikmt§h.
Hz. Peygamber de, mil§rik olan amcas1 i<;in bag1§lanma dileginde bulu-
nuyordu. Tipk1, ibrahim Peygamber'in mti§rik olan babasmm bag1§lanmasm1
istedigi gibi. Daha sonra, inkarcdar i<;in bu tiir isteklerde bulunmak yasaklan-
Ayet: l 14- I 16 TEVBE SURESi/9 521
di. i§te a§ag1daki ayet inmek sfiretiyle , daha once oleo mti§rik akrabalan i~in
istigfarda bulunanlann, bu durum yasaklan1ncaya kadar hatah davranm1§ ol-
madtklar1 a~tklanm1§ oluyor.
115. «Allah, bir 1nilleti dogru yola ilettikten sonra, o millete, ka~1n
malan gereken §eyleri a~1klamad1k~a, onlan dogru yoldan saptirmaz.>>
Bir milleti, dogru yola ilettikten sonra, onlan saptldtkla vasfetmesi ve buna
gore htiktimler uygulamas1 Allahti Teala'run §amndan degildir. Ta ki, o mille-
te m;1k olarak, ya da delfilet yoluyla vahyedilerek dogru yol bildirilmi§ olsun.
Bir millete, sak1nmalan ve dinde mahzurlu olan bildirildikten sonraki fiille-
rinden hesaba ~ekilir, daha once yaptlklanndan dolay1 hesaba ~ekilmezler ve
saptklar grubundan da saytlmazlar. <;unkli onlara, geryekler bildirilmi§ degil-
di.
51- Bu mesele dogrudur. <;ilnkti Allah, Peygamber gt>ndermedikc;e azap etmez. Nitekim
Kur'an-1 Kerim'de: "Peygamberlerden sonra insanlann Allah'a kar§t herhangi bir bahane-
leri kalmamasi i~·in miijdeleyici ve uyancz peygamberler gonderdik." (Nisa: 165) buyuru-
lur.
Ayet: 116-117 TEVBE SURESi/9 523
Ebfi Sa'id el-Harraz §Oyle der : " iyilerin iyilikleri, mukarrebfinun kotti-
ltikleri mesabesindedir. ti
Ayette ge~en 'ona uyanlar' tabirinden kas1t da, Hz. Peygamber'e uyan-
lar ve ondan geri kalmayanlardrr. "Giir;luk saatinde" tabiri, Tebilk sava§mm
ger~ekle§tigi zamandrr. c;unkii o zaman, miisli.imanlar biiytik gti<;liiklerle kar-
§.Ila§mI§lardt. S1cak fazlayd1, binek o kadar azd1 ki, bir deveye on ki§i s1ra ile
biniyordu. Hz. Omer (r.a.) der ki : '' <;ok s1cak bir gtinde c;tkm1§t1k. Korkunc;
bir susuzluk ya§ainI§tlk. Bizden birisi devesini keserek, i§kembesini s1kar, el-
de ettigi suyu iyerdi." i§te bu zorluklardan dolay1 Tebtik Sava§ina "Zorluk Sa-
va§1" ad1 da verilmi§tir. Bu sava§a katihp sava§anlara da, 'zorluklar ordusu'
ad1 verilmi§ti. H z. Peygamber'in ashab1 zorluk an1nda ona uyduklar1 i9in met-
hedilmi§lerdir. Durum boyle olmasma ragmen , o yi.ice insanlar bile tevbeye
muhta~ttrlar. Diger insanlann durumunu art1k siz dti§iiniin!
Yine rivayet edildigine gore, TebUk sava§ma katilanlar, bir gtin suyu ol-
mayan kayahk bir yerde bulunuyorlard1 ve neredeyse atlar ve insanlar, susuz-
luktan peri§an olacaklardi. Bunun tizerine Hz. Peygamber orada bulunan bir
su kab1 ic;in: "Su su kabmm sahibi nerede?" diye sordu. "i§te burada Ey Al-
lah'm el9isi" dediler. "Getir bana onu" buyurdu. Su kabm1 kendisine getirdi-
ler. ic;erisinde bir damla kadar su vardi. Parmaklann1 iizerine koyar koymaz,
pannak aralarmdan on goze halinde sular 9tlaverdi. insanlar toplan1p sulanm
i9tiler, artan suyu da bineklerine i~irdiler. Orduda: 12.000 at, 15.000 deve ve
30.000 insan vardi.
0 ii9 ki§iden Hilal Akabe Bey'ati'nda, Mura.re ve Ka'b ise Bedir gazve-
sinde bulundular. Ka'b §Oyle der : "Seferden dondtigii zaman Hz. Peygam-
ber'e gidip selam verdigimde, ktzg1n bir §ekilde selam1ma kar§1hk verdi ve
dedi ki : 'Benimle neden gelmeyip geciktin. Y oksa binmek if in deve almaml§
m1yd1n?' Ben de: 'Beni sana tabi olmaktan ahkoyan bir oztiriim yoktu' dedim.
Bunun tizerine o: "Yan1mdan kalk, Allah, senin hakkmda hiikmiinii verir" bu-
yurdu. iki arkada§ma da ayn1 §eyi soyledi ve mtisliimanlara onlarla konu§ma-
y1 y asakladi.
ler. Ka'b ise namaza geliyor, mtisliimanlarla namaz killyor ve sokaklarda do-
la§iyordu. Fakat hi9bir kimse onunla konu§muyordu.
Bu gtinden sonra tam elli gtin daha ge9ti. Yani o ti9 ki§iye boykot etme
emri verilmesinin tizerinden tam elli giin ge9mi§ti. Ka'b yine §Oyle der: "El-
linci gilntin sabah1, sabah namaz1 vaktinde, Sel' dagm1n en zirve noktas1ndan
gelen bir ses duydum. 0 ses: 'Mtijde Ey Ka'b b. Mfilik! ' diyordu. Hemen sec-
deye koyuldum ve Hz. Peygarnber'e, Allahii Tefila'n1n bizim tevbemizi kabul
buyurdugunu bildirdigini anladllll. Dagm tepesinden sesini i§ittigim adam ya-
n1ma gelip mtijdeyi verince, tizerimdeki elbiseyi 91kanp mtijdesine kar§thk
olarak ona hibe ettim. Halbuki o gun, bir ba§ka elbisem de yoktu. Amcamm
oglu Katade'den alt ve tiste giyilen iki elbise odtin~ ald1m ve onlan giydim.
Allahii Teala Hz. Peygamber'e, tevbelerimizi kabul ettigini, gecenin son i.ic;te
birinde bildirmi§ti. Hz. Peygarnber o zaman, Omrnil Seleme (r.a.)'nin evinde
bulunuyordu. Dmmti Seleme beni iyi bilirdi ve bana yard1mc1 olmak isterdi.
Hz. Peygamber ona: 'Ka'b'in tevbesi kabul edildi' derni§ti. 0 ise: 'Ka'b'a
adam gonderip miijde vereyim mi?' diye sormu§tU. Hz. Peygamber de: 'fn-
sanlar uyanir ve gecenin bu saatinde size uyku uyutmazlar' buyurmu§tU. Hz.
Peygamber (s.a.v.) sabah namaz1n1 k1ldlktan sonra Allah'1n tevbelerimizi ka-
528 ROHU'L-BEYAN Cuz: l l
Ka'b diyor ki: "Daha sonra Peygamber'e gittim. Halk beni kaqtlay1p
kutlamak i9in, s1raya girmi§lerdi. ~oyle diyorlard1 : ' Allah tevbeni kabul bu-
yurdu. Tebrik ederiz. ' Nihayet Mescid'e girdim. Hz. Peygamber oturuyordu
ve yan1nda diger insanlar da vardi. Talha b. Abdullah derhal ayaga kalk1p ba-
na dogru ko§tu, benimle musafaha yaptt ve beni kutladi. Muhacirlerden his;bir
kimse benim bu halime aldrr1§ bile etmedi. Onun i9indir ki, Talha'y1 hi9 unu-
tamam. -Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye hicret ettigi zaman, bu iki §ahs1
birbirlerine karde§ yapm1§tl.- Hz. Peygamber'e selam verdigim zaman, ne§e-
sinden dolay1 ytizii parbyordu. Hz. Peygamber ne§elendigi zaman, yiiztinden
ay par9as1 gibi I§tldar sa91hrdi. Online oturdugum zaman: 'Ey Ka 'b, ananLn
seni dogurdugu giinden beri, en hayirh §eyi sana mujdeliyorum' buyurdu ve
bu ayetleri (Tevbe sfiresinin 118 ve l l 9'uncu ayetlerini) okudu. Bunun iizeri-
ne ben: 'Tevbemin kabuHi i~in, elimdeki btittin mahrn1 sadaka olarak dag1ti-
yorum' dedim. Hz. Peygamber (s.a.v.) : 'Malzmn bir kisminL kendine ayir. Bu
daha hayirhdir'<55> buyurdu."
56- Tirmizi, Btiyu' 1210; ibni Mace, Ticaret 2 146 ve lbnj Hibban rivayet etmi~lerdir.
530 RUHU'L-BEYAN Cuz: l l
cermet vacip olur' buyurmu~tur. "(57> Bu hadisten anla§1lmaktadu ki, cihad et-
mek, bir ko~eye ~ekilip ibadet etmekten daha faziletlidir. Yine bilmi§ olunuz
ki, bir oztirden dolay1 sava§a katilam1yan, niyeti samimi oldugu miiddet~e,
Allah yolunda sava§anm sevab1 kadar sevap ahr.
57- Ahmed b. Hanbel, Musned'de rivayet etmi~tir. Hadisin bir bolUmunii Suyfiti, el-Fethu'l-
Kehfr , 3/2 15 de ri vayet etmi~tir.
58- Buharl rivayet ctmi ~tir. Mtislim'de benzer §ckilde dvayet c tm i~ tir.
Avet: 121 - 122 TE\lBE SURESj /9 533
"'
'iz b. Abdi's-Selam §9yle der : " Farz olan ilim tic; gruptur:
2) Srr ilmi : Bu ilim, kalb ve onunla ilgili ilimdir. Bir mil'minin, kalbin
durumlarma <lair ilmi de bilmesi farzdtr. Bunlar; tevekkiil, Allah'a yonelme,
Allah korkusu, nza (ki bu her durumd~ gerekir), hrrstan, ofkeden, kibirden,
hasetden, gurur ve gosteri§ gibi §eylerden sakmmadrr.
59- Tirmizi: "Benim, sizin en altta bulunammza olan iistii.nlugum gibi.. " ifadesiyle zikretmi§tir.
ilmin fazileti konusunda rivayet edilen uzunca bir hadisin bir boltimi.idtir. Bkz. el-Fethu '/-
Kebfr , 2(268.
60- Taberani benzer §ekilde rivayet edilmi§tir. Bkz. el-Fethu'l-Kebfr, 3/6. Buhari ve Muslim de
Sehl b. Sa'd'dan rivayet etmi~lerdir. Orada hitap Hz. Ali'ye olup §Oyledir: "Allah'a yemin
ederim ki senin vasuanla Allah'm bir adami hidayete erdirmesi senin if,:in kirmm develer-
den daha hay1rlidtr." Bkz. Camiu'l-Usul, 8/654.
Ayet: 122-123 TEVBE SURESi/9 537
Hz. Peygamber; "Ben diger iimmetlere kar§l sizin fOk Olu§UllUZla ovunece~
gim" buyurmu§tur.
Ayette, mii'minler i9in, vatanlann1 terkederek, faydah ilimleri ogrenn1e-
ye te§vik vardu. Hz. Cabir, bir tek hadis elde etmek i9in, Medine'den M1sir'a
gitmi§tir. Bundan dolay1dlf ki bir kimse, ilim i<;in yolculuk yapmad1k9a kamil
say1lamaz, go<; etmeden ise, maksad1na ula§amaz. ~air §byle der:
Bilmi§ olunuz ki, yak1n veya uzakta olsun, bi.iti.in inkarctlarla sava§mak
vaciptir. Fakat en gerekli olan da, yak1nda bulunan dti§manla sava§maktlf.
Onun i~in Hz. Peygamber (s.a.v.), once kendi kavmiyle sava§mt§, daha sonra
da diger Arap kabileleriyle sava§a ba§lam1§tlf. Daha sonra da sava§ i~in
Sam'a ytiri.imti§ttir. Sahabe de, once ~am'da sava§ffil§, daha sonra ise lrak'a
geymi§tir. i§te farz olan da budur. Diger dti§manlar zarar vermedigi milddet<;e
once kendi <;evresindekilerle sava§rr. Allah yoluna <;agrrmadaki dtizen de, ay-
nen bunun gibidir. Hz. Peygamber, ilk defa kendi kabilesini uyarmakla emro-
lunmu§tur. <;tinkti, kendisine yakm olan, §efkate ve islah edilmeye daha laylk
olur. insanm tizerinde yak1nlann1n hakk1 daha ~oktur.
«Onlar sizde bir katthk bulsunlar.» Onlar sizde, sava§a kar§1 §iddet ve
sabtr bulsunlar. Kamus'da denir ki, "gtlza" kelimesi, incelik ve nazikligin
538 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 11
z1dd1 olan bir anlam ifade eder. Bu ifade: "Seni orada bir daha gormeyeyim "
kabilindendir. Burada gorilnil§te sozii soyleyen kimse, muhatab1 orada gonne-
yi kendisine yasakhyor. Ayette de gori.inil§te emir kafirleredir. Mtisli.imanlan
katl bulmalan emrediliyor. Fakat hakikatta emir mtiminleredir. Mtiminlerin
inkarcilara kar§1 kati ve sert bir §ekilde muamelede bulunmalan emrediliyor.
Burada bir kinaye yap1lmak suretiyle, laz1m zikredilmi§, melzum kasdedil-
mi§tir, yani gerekli olan belirtilmi§, gereken §eyin anla§ilmas1 istenmi§tir.
61- Buhar1 ve diger hadis kitaplarmda rivayet edilen ~u hadise i~aret edilmi~tir: "Kulum nafile
ibadetlere devam ederek bana yakla§ir. Nihayet hen de emu severim. Onu sevdigim zaman
hen onun i~·iten kulagi; goren gozu olurum." Bkz. Ciimiu'l-Ult2m ve'l-Hikem, s.3 I 3.
Ayet: 124- 126 TEVBE SORESi/9 539
kemal daha da artar. Yoksa, iman1n ashnda f arkhhk yoktur. Daha sonra
inii'minler, o inen sGreJerdeki maddi ve manev1 faydalardan dolay1 sevinirler.
62- Muslim Sahih'inde rivayet etmi§tir. MUslimdeki hadis numarast 817 dir. Hadisin bir de
k1ssas1 vardu. Abdulharis oglu Nafi', Usfan'da Hz. Omer'le kar§lla§tt. Hz. Omer onu Mek-
ke'ye vali tayin etmi§ti. Ona: "Mek.ke'de yerine kimi biraktm" diye sordu. 0 da: "ibn
Ebza'y1" dedi. Hz. Omer: "ibn Ebza kimdir?" diye sordu. Nafi': "Azadh k()lelerimizden biri-
dir... Allah'm kitabmt okur." diye cevap verdi. Bunun tizerine Hz. Omer, Resilli.illah'tan i§it-
tigi yukandaki hadisi nakJetti. Bkz. Camiu'l-Usul, 8/507; Miislim, Musafirin, 269; ibn
Mace ,Mukaddime, 16.
540 RUHU'L-BEYAN Cuz: 11
gil, 90.klugu gostermektir. Her y1l bin~~ok defa, bir9ok tUrden belfi ve musibetle
kar~ ila~1rlar ki bunlar onlara gtinahlar1m ve kiyamel gUntinde Rablerinin hu-
zuruna ~1kacaklaruu hattrlat1p onlar1 Allah'a imana gotUrmesi gerekirdi. Oysa
onlar yine de ne tevbe ederler, ne de bela ve musibetlerden ibret ahrlar. Hal-
buki bu imtihanlar, ibret alma ve tevbeyi gerektirir. Bu imtihanlar, diri olan
kalbin uyanmas1n1 gerektirir. Demek ki onlar1n kalpleri ollidi.ir.
127. «Bir sure indirildiginde: 'Sizi birisi goriiyor mu?' diye birbirle-
rine bakar, sonra da gidiverirler. Anlamayan bir kavim olduklan i~in
Allah onlar1n kalplerini (imandan) ~evirmi~tir.» Bu ayet, kendilerine teb-
lig yapllma zaman1nda inen ayetlere kaq1, mtinaf1klar1n durumJar1n1 anlatl-
yor. Kendi durumlanru belirten bir ayet indiginde, o ayeti inkar ve alay etmek
tizere birbirlerine goz kuparlar ve: "~ayet yerinizden kalksan1z sizi mtislti-
manlardan hi9bir kimse gortir mti?" derlerdi. Boylece mescitten ve topluluk-
tan aynhverirlerdi. Eger onlart, mtisltimanlardan birisi gormli§ ve i§itmi§ ol-
sayd1, oradan aynlanuyacaklard1 ve durumlan ortaya 91kacakt1, kendilerine
giiltinecekti ve rezil olacaklardi.
Baz1 ilim adamlar1 §Oyle der : "insanJar kaJbleri a~1smdan tiy boltime ay-
nhr:
Ebu Bekir el-Verrak §Oyle der : "Kalbin altt hali var : Hayat, oliim, sag-
hk, hastahk, uyku ve uyan1khk hali. Kalbin hayati hidayet, oli.imi.i dalalet,
saghg1 safhk, hastahg1 Allah'tan ba§kas1na ilgi ve alaka, uyan1khg1 zikir ve
uykusu da gaflettir."
128. Size ifiniulen oyle bir peygamber gelmi~tir ki, sizin Sl-
kmtiya ugramaniz ona fOk agir gelir. <;iinkii o, size fOk dii~
kiin, mii'minlere de fOk ~efkatli ve merhametlidir.
129. Yiiz fevirirlerse de ki: "Kendisinden ba§ka hifbir iliih
olmayan Allah bana yeter. Ben O'na dayandim. Ve 0, yiice
Artin sahibidir. "
128. «Size i~inizden oyle bir peygamber gelmi~tir ki, sizin s1k1nhya
ugraman1z ona ~ok ag1r gelir.>> Buradaki hitap, biittin Arap ve Acemleredir.
Allah'a yemin olsun ki, size kendi aran1zdan §an1 yilce bir peygamber gelmi§-
tir. Rasul; Allah'1n, insanlara htiktimlerini gonderdigi insandrr. 0 da sizin gibi
bir insandtr. Sizin aran1zdan birisidir. Melek ve bir ba§ka varhk degildir ki,
ondan kayasm1z ve ona uy1naktan 9ekinesiniz ve sonra da: "O bizim cinsimiz-
den degildi, onun i9in de kendisine uymnadtk" diyesiniz. Ayette "De ki : Ben
de sizi.n gibi bir be~erim." (Kehf: 110) buyurulur.
542 RUHU'L-BEYAN Cuz:l l
~oyle bir hikaye anlatihr: Arap, Ti.irk, Acem ve Rum olmak i.izere dort
milletten dort ki§i varm1§ ve hic;biri bir digerinin dilini anlam1yormu§. Bunlar
yolda bir dirhem para bulmu§lar ve birbirlerini anlamad1klan i9in de ihtilafa
dti§mti§ler. Bu dart ki§inin dilini bilen bir ba§ka kimse, her birine ayn ayn ne
istediklerini sormu§. Bu dort ki§inin herbirinin istedigi §ey, o parayla tiztim
satm almaknu§. Dil bilen o adam, ellerindeki parayla onlara tiztim satm alm1§.
~ .
Boylece, aralanndaki ihtiiaf ~oziimlenmi§. Ayetteki: "Min enfusikum=/~·iniz-
den ... " ifadesi "min enfesikilm" §eklinde de okunmU§tUr. Buna gore ayetin
manas1: "Size sizin en §erefliniz ve en faziletli olanm1z peygamber olarak
gonderildi" §eklinde olur. Sizin sik1nttya ugraman1z, dini htikilmlere inanma-
man1z ona <;ok agir gelir. 0, akibetinizin kotli olmas1ndan ve azaba ugrama-
n1zdan korkuyor.
bu ttir hadisler sahih ve kuvvetli ise, tizerinde konu§maya gerek yoktur. Eger
isnad yontinden zay1f iseler, hadis alimlerinin ittifak1na gore, bu zay1f hadis-
lerle, sadece te§vik ve sakmdirma (tergib-terhib) konulannda amel etmek ca-
izdir. Nitekim Nevevi'nin Ezkar'inda boyle denilmektedir.
Ger~ek olan da §Udur ki, yalan soylemek kesinlikle caiz degildir. <;unkti
yalan, islam1n temellerini y1kmaya stirtikler; §eriatt ve dinin hilktimlerini bo-
zar. Bu durumlar cahillikten kaynak.lanrr. <;unkti cahiller, §eriatm htiktimlerini
bilmezler. Yalan soylemek, ister te§vik isterse sakmdrrma i9in olsun, kesinlik-
le haramdu.
RUHU'L A
BEYANA e
TEFSIRI
4
YEN1DEN GGZDEN GE<;tR1LM1$
SEKiZiNCi BASKI
MUHTASAR
A A
RUHU'L-BEYAN A e
TEFSIRI
ismail Hakkl Bursevi
1htisar Eden: Muhammed Ali SabUni
DORDUNCU CiLD
Damla Yay1nevi No: 211
Rfih'ul-Beyan Tefsiri Cilt: 4
·®
DAMLA YAYINEVI
. ~
Yay1n Hakk1: ©Copyright DamlaYaymevi Ltd. ~ti. Dizi • Montaj: Damla Yaymevi
Bask1 • Cilt: Erkam Matbaas1, Ba~ak~ehir - Istanbul 2012 I 7.
www.damlayayinevi.com.tr
TERCUME HEYETi
Abdullah OZ - <;atalca MOftOsO
Ali R1za TEMEL - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
COneyt G6K<;E - Urfa ilAhiyat Fakultesi Ogretim Oyesi
Halit SEViMLi - Emekli imam-Hatip
Harun ONAL - imam-Hatip
Yrd. Do9. Dr. Hasan HOseyin TUN<;BiLEK - Urfa ilahiyat Fakultesi Ogretirn Oyesi
Dr. Huseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi 6gretim Oyesi
ibrahim TOFEK<;i - Haseki Egitim Merkezi 6gretim Oyesi
ilyas KARSU - Rize ilahiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Muharrem ONDER - Mutercim
Mustafa AYDIN - MOtercim
Or. SOleyman MOLLAiBRAHiMOGLU - Tefsir Doktoru ve SOleyrnaniye Camii imam1
. Yahya ALKIN - Ha~eki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
TERCUME KONTROL
Dr. Durak PUSMAZ- Haseki Egitim Merkezi MOdOrO
.Dr. HOseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
(Bu ciltteki YOnus SOresi'nin tercume kontrolU Dr. HOseyin KA YAPINAR; mute-
akip sOrelerin tercume kontroli.i Dr. Durak PUSMAZ tarafindan yap1lm 1 ~t1r)
REDAKSiYON
Yuksel KANAR
HAT
Kapak Hatti : Huseyin KUTLU
HilAlli Besmele: Abdillkadir SAYNA<;
Kur·an-1 Kerim Hatti: Hafiz Osman
Bu sore Yahya ALKIN tarafindan tercOme edilmi~tir.
1. Elif. Lam. Ra. i§te bunlar hikmetli kitabm ayetleridir.
2. Kendilerinden olan bir ki§iye: "insanlari uyar ve iman
edenleri miijdele. !jiiphesiz onlar if in Rableri katinda bir dog-
ruluk makami vardir" diye vahyetmemiz, insanlar ifin §a~ila
cak bir §ey midir? Kafirler: "!juphesiz ki bu, apafik bir sihir-
bawir'' dediler.
1. «Elif. Lam. Ra.» Gortinti§e gore "Elif. Lam. Ra" bu surenin ismidir.
Mtibteda yerindedir ve haberi zikredilmemi~tir. Yahut da mahzfif bir mtibte-
danm haberidir. Takdir ~oyledir: "Elif. Lim. Rfi." bu sOredir, yani bu adla
10 RUHU'L-BEYAN C!Oz: I I
"O kadtna dedim ki: 'Dur!' o da dedi ki: "kaf', yani durdum." <1>
i§te bundan dolay1, Abdullah, ibn Abbas (r.a.) §oyle soylemi§tir: "Elif.
Lam. Ra", "Ben Allah'1m gortirlim" demektir. Abdullah ibn Abbas'dan diger
bir rivayete gore, "Elif. Lam. Ra", "Rahman" kelimesinin harflerindendir.
<;link.ti "Elif. Lam. Ra" ile Ha. Mim ve "Nun" harfleri bir araya topland1g1 za-
man ."Rahman" kelimesi meydana gelir.
2. «Kendilerinden olan bir ki~iye: >> Yani kendi cinslerinden olan bir
insana... <;tinkti mti§rik Araplar, ilah'1n ta§tan, altindan, odundan veya baku-
dan yaptlan bir put olmasma §a§trm1yorlar, fakat bir insamn peygamber ola-
rak gonderilmesinden hayrete dti§tiyorlardi. Onlar, gonderilen peygamberin
makam, servet, riyaset ve bunlara benzer §eylerin sahibi olmas1n1 istiyorlardi.
<;link.ti onlara gore ululuk ve kudretin nedenleri boyle §eylerdi. Onlar diyor-
lard1 ki: "Hayret! Allah, insanlara Ebu Talib'in yetiminden ba§ka gonderecek
bir peygamber bulamad1 m1?" Bu durum, vahyin ve peygamberligin hakikati-
ni bilmemelerinden ve a§1n derecedeki ahmakliklanndan kaynaklan1yordu.
Ashnda Rasul-i Ekrem (s.a.v.) soyda, hasebde, §erefde ve riyaset hususunda
itibar edilen her ti.irlti meziyette, onlann biiytiklerinden geri &gildi. Yaln1z
servet mtistesna... Ki§inin §erefli olu§unda ve ruh cevherinin degeri hususun-
da servetin hic;bir etkisi yoktur. Ancak, onlann goztinde zenginlik, biiytik bir
meziyet kabul edildigi ivin Hz. Muha1nmed {s.a.v.)'in peygamberlik ic;in se-
c;ilmesine hayret ettiler. Nitekim Cenab-1 Hak onlarm bu durumunu §oyle ha-
ber vermektedir: "Ve dediler ki: Bu Kur'an, iki §ehirden bir buyii.k adama in-
dirilse olmaz miyd1?" (Zuhruf: 31)
ibn Abbas'dan bir rivayete gore; "dogruluk makami" diye terce1ne edi-
Ien "kamede szdkin"dan maksat, Peygamberlerinin onlara olan §efaat1dir.
Peygamber onlerinde, onlar arkas1nda cennet'e gideceklerdir.
Ayetteki soru, onlann §a~t1klan bu ~eyin ger9ek oldugunu . gostermek
i9indir. Burada geyen "insanlar"dan aina9, Mekke kafirleridir.
raz1 oln1az. Bundan dolay1 nefsin isiah1, ancak 1iyasetin z1dch olan ubudiyetle
mil1nktin olur. isa (a.s.) havarilere: "Tohum nerede biter?" diye sonnu~, onla-
nn "toprakta" diye cevap venneleri tizerine §Oyle demi§tir: "i§te hikmet de
boyledir. 0 da ancak toprak gibi kalbde biter." Bu soztiyle tevazua i§aret et-
1ni~tir.
2- Bu hadisi Ahmed thn Hanbel Ziihd bolUmtinde mtlrscl olarak rivayet. et.mi~tfr. EbO Nuaym,
Iii/ye , 5/189. Rkl.. Cnmiu'/-Us/U, 11 /557.
Ayet: 2-3 YO NUS SURESi/ l 0 13
rin yaratilmasmdan daha once var oldugu ifade ediliyor. "Sonra onlarzn do-
nii§il cehennemedir"(Saffat: 68) ayetinde ki "Siimme" de boyledir. "Bundan
once onlarm donli§ti" demektir. ,Sairin §U sozti de boyledir:
"Babasi efendi ve hakim olan, daha once de dedesi efendi ve h/ikim
olan kimseye soyle.,,
3- Ahmet b. Hanbel, ibn Mace, 1/39, Dr. El-Azaml bask1si. Ahrnet b. Hanbel'in rivayeti §Ula-
f1zlad1r: "Her kalp Allah'm parmaklarmdan iki.'li arasmdadir, dilerse onu diizeltir , dilerse
saptmr."
Ayet: 3-4 YiINUS S0RESi/ 10 15
Allah (c.c.) ozellikle Ar§ tizerinde hfilcim oldugunu belirtip haber veri-
yor. <;unkti, yarattlanlann en btiyiigil Ar~'trr.
Haddad! der ki: " Sonra'' kelimesi "hakim oldu" kelimesine dahil oldu.
Halbuki mana bak1mmdan "idare etme"ye dahildir. Sanki Cenab-1 Hak §tiyle
soylemi§ oluyor: "Sonra O' Ar§'a hakim oldugu halde i§leri idare eder." <;tin-
kli; kainatta cereyan eden i§lerin tiimtiniln idaresi Ar§'tan olur. Bundan dola-
y1drr ki, ihtiya<;lar1n giderilmesi i<;in yapllan dualarda eller Ar§'a dogru kald1-
nhr.
~adi Beyzavi der ki: "Allah i§Ieri idare eder demek; takdir ettigi ve hi.lc-
metinin gerektirdigi §ekilde kainatm durumunu idare eder" demektir.
iman edip salih amel i~leyenlere adaletle kar§thk vermek i~in», yani onlan
liituf ve keremine layik olacak §ekilde, hi9bir goztin gormedigi, hi9bir kulagm
i§itmedigi ve hi9bir insanm gonli.inden gecrirmedigi §ekilde, onda hi9bir eksilt-
me yapmaks1z1n, iyilerin miikafatlann1 noksanla§tlrmadan ve kottilerin ceza-
s1n1 da hak ettiklerinden fazla 9ogaltmadan, aksine herkese ameli miktannca
kar§Ihk vermek i~in... Nitekim yiice Allah ba§ka bir ayette §Oyle buyurtnU§-
tur: "Dunyada yaptlklanna uygun bir ceza ... " (Nebe: 26) <<Tekrar yarahr.»
Y ani ytice Allah, once yaratt1klann1 dtinyada kullukla ytiktimlti k1lmak i<;in
yarattr, sonra ecelleri gelince onlan oldtirtir ve oltimden sonra da herkese yap-
ttklannm kar§1hg1Il1 vermek iizere yeniden diriltir.
/,.,,
/
8 j~
5. «Giine§i» giindiiz i9in «bir 1~1k,» yani or:iu l§tkh olarak yaratan ve
«ay1 da» gece ic;in «nur kdan •••» l§Ik (ziya) nurdan daha gii~lti oldugu i~in
· ziya giine§e, nur da aya nisbet edilmi§tir. Bilginlere gore ziya, kendisinden
t§1kh olan §eydir. Gtine§ gibi ... Nur ise, yeryiiztinde gortindtigti gibi, ba~ka bir
§eyle var olan §eydir. Ay, nfirunu gtine§ten ahr. Yani ashnda ay, kendi zat1n-
da, nfiru kabul eden karanhk bir ktitledir. Gtine§le kar§I kar§tya gelince, yan-
s1ma sfiretiyle gtine§ten gelen nurla dolar~ Boylece yeryilztine J§Ik panlt1lan
gelir.
5- Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebfi Davud ve ibn Mftce ibn Abbas'dan tahric etmi~tir. Bkz. el-
Ferhu'l-Kehfr, 3/168.
20 ROHU'L-HEYAN Ct\z: 1 1
Numan ibn Mlinzir, eglenmek i9in bir agac1n alt1nda konaklar. Adiy
ona: "Ey Melik, bu agac; ne diyor biliyor musun?" der ve sonra §U §iiri soy-
ler:
Nice kafileler benim etraf1mda konakladilar.
Sarabz berrak su ile kan§tzrzyorlardL.
Sonra zaman1n kasirgasz onlan, yok etti.
l§te zama1un boyle 9e§it ~e§it halleri vardtr.
9. «Hi~ ~uphesiz iman edip» yani imana gelip veya gafillerin gaflet et-
tikleri ayetlerin §ahitlik ettigi gen;eklere inan1p «salih amel i§leyenlere gelin-
22 ROHU'L-BEYAN Cllz: l J
ce;» imana Hiytk olan gtizel ve dtizgtin amellerde -ki bunlar suf Allah nzas1
iyin olanlardir- bulunanlar «imanlari sebebiyle Rableri onlari, altlar1ndan
nehirler akan,» bah9e ve bostanlarda kurulan ytikseltilmi~ koltuklann altla-
nndan, Muhammed sfiresinde belirtilen dort nehir akan. «Naim Cennetlerine
erdirir .» Mti'minler bu cennetlerde nimetlenip refah ir;erisinde ya~arlar.
Ebedi saadet diyanna "cennettt denmi~tir. <;link.ti tabaru aga9larla orttilmti§-
ttir. Cinlere de cin denmesinin sebebi, gozlerden gizleruneleridir. Yani; iman-
lan sebebiyle ve iman1n nfuiyle onlann bannag1 ve varacaklan yer cennettir.
\
olarak bu cilmleleri soylerler. Bu ayet gosteriyor ki, dil yaln1zca zikir ve dua
l,in yaratilm1§tir. Dilnya kelam1, g1ybet ve btihtan ic;in degil. ..
Bu ayet, gtinahlan sebebiyle hak etmi§ olduklar1 §eyin acele olarak ve-
rilmesini isteyen herkesi i~ine almaktadir. Ki§inin kendisi ve \:Oluk-9ocugu
aleyhinde yaptig1, fakat kabul olunmas1n1 istemedigi dualar da bu ayetin
§ilmfilti i~erisindedir. Mesela, ki§inin ogluna k1z1p da: "Allah'1m! Bu ogluma
lanet et, ona hayularda bulunrna" demesi veya kendi aleyhinde: "Allah benitn
canlffi1 alsm da sizden kurtarsm" demesi gibi ...
~ehr b. Hav§eb ~oyle demi§tir: "Bir kitapta §Unu okudum: Cenab-1 Hak,
yaz1c1 meleklere: 'Kulum bunahm halinde iken, aleyhinde hi~bir §ey yazma-
ym' der."
12. Sonra yilce Allah, onlann azab1 acele olarak istemeleri konusunda
da yalanc1 olduklar1n1 belirtiyor. <;ilnkti insan, ho§una gitmeyen en ki.i~iik bir
§eyle kar§tla§ttgmda bile sabredemez, o §eyin giderilmesi husfisunda Allah'a
tazarru' ve niyazda bulunur. Bu hususta Cenab-1 Hak §Oyle buyuruyor: «insa-
na bir zarar dokundugu zaman yatarak, oturarak veya ayakta durarak
bize dua eder.» Yani biraz hastab.k, fakirlik ve bunlara benzer sik1ntilarla
kar§da§mca, bu zarar, ya yatmak zorunda kalacag1 kadar agrr veya oturma
imkaru bulacak kadar hafif, yahut da ayakta savu§turacak kadar basit olur. Ya
da i9ine dii§tiigii zarardan kurtulmak i~in her durumda Allah'a yalvarrr. «Fa-
kat Biz ondan s1k1nhs1n1 kald1nnca,» duadaki ihlas1 sebebiyle s1kmtis1n1
kald1np giderince, «sanki kendisine dokunan bir s1k1nhdan dolay1 bize
dua etmemi~ gibi yoluna devam eder.» Sanki o, zararm giderilmesi i9in hi~
dua etmemi§ kimselerin tavnyla s1kmt1 ve musibeti unutur, kilfrtinde ve yan-
h§ yolunda devam eder. «i§te boylece haddi a§anlara yapbklari i§ boylesi-
ne si.islii gosterildi.» Yani Allah'a duadan ytiz \:evirmek, s1k1nt1 giderilince
Ayet: 12 YONUS SURES!/ 10 25
13. Ey Mekke halk1! «~iiphesiz ki, sizden once bir~ok nesilleri,» siz-
den once Ad ve N-0.h kavmi gibi ge<;mi~ nice topluluklan «peygamberleri
kendilerine a~1k delillerle» dogru olduklann1 gosteren hticcetlerle «geldigi
halde,» duygulann1 ve organlann1 gereksiz yerlerde kullanmak ve Hakk.'1 ya-
lanla1nak sGretiyle, «zulmettikleri i~in helak etti~.» Zaten yetenekleri olma-
d1g1, A1lah'1n kendilerini yUztistil b1rakt1g1 ve Allah'1n onlann kafir olarak ole-
ceklerini bildigi it; in. «onlar, iman edecek de degillerdi.»
Ayet: 13-14 YDNUS SORESi/ 1o 27
Sonra ona Kur'an vahyolundu. Vahiyden sonra Mekke'de on tic; y1l kaldi. Son-
ra Medine'ye hicret etti ve orada on y1l kald1. Altm1§ lie; ya§tnda iken ebed1
~leme irtihal etti.
Mti§rik ve cahil Araplann aras1nda kirk yil kalm1§, bu sure ic;inde ilimle
bier IDe§gU) olmaml§, alim gormemi§, §tir soylememi§, hitabette bulunmamI§
bir kimse, sonra kalkmt§ onlara oyle bir kitap sunmu§ ki, fesahat1 her hatibin
fesahatm1 geride buakmt§, nesir ve §iir her yaz1n1n tisttine 9tkm1§, usfil ve
furO' ilimlerinin esaslann1 ihtiva etmi§, gec;mi§lerin k1ssalann1, geleceklerin
durumlann1 oldugu gibi haber vermi§... Elbette bu ki§inin muallimi Allah'tir,
okuyup teblig ettigi Kur'an, mucizedir ve harikadu.
«Hala akrl erdiremiyor musunuz?'>> Kur'an'1n Allah tarafindan geldi-
gini anlamak ic;in, onun tizerinde tefekki.ir edip dil§ilnmek suretiyle akhn1z1
kullanm1yor musunuz?
Araplar iyerisinde ilk defa put <liken, Huzaa kabilesinden Amr b. Lu-
hayy'dir. Bu adam, baz1 i§lerini gormek iyin Mekke'den 9J.k1p ~am'a geldi.
Belka denilen yerde Amfilika kabilesini, putlara taparken gordti. Onlara: "Ne-
dir bunlar? diye sordu. Onlar da: "Bunlar putlardir, biz onlara tap1n1yoruz.
Onlardan yagmur yagdrrmalann1 istiyoruz. Onlar da bize yagmur yagdrr1yor,
onlardan yard1m istiyoruz, bize yard1m ediyorlar." Bunun iizerine Luhayy on-
lara: "Bunlardan bana bir put verseniz de onu Arabistan'a gottirsem olmaz
m1?" dedi. Bunun tizerine ona, insan siiretinde, akik ta§1ndan yap1lm1§ Htibel
denilen bir put verdiler. Luhayy, bu putu Mekke'ye getirip Kabe'nin i9ine dik-
ti. insanlara da bu putu tazim edip ona ibadet yapmalann1 emretti. Art1k bun-
dan sonra bir kimse seferden donilnce ailesinin yanma gitmeden once Kabe'yi
Ayet: is YUNUS S0RES1/ 10 31
tavaf eder, Hiibel'i tazim eder ve onun yan1nda ba§1n1 tira§ ederdi. Taif halk1
Lat'.a, Mekke ahalisi ise Uzza, Meniit, Hilbel ve isaf isimli putlara tap1nm1§-
lard1.
Hikmet sahibi bir zat, oltimti anmda, 9ocuklann1 toplayarak. onlara ~oyle
1
vasiyette bulundu: "Deyneklerimi bana getirin." Onlar da getirdiler. ' Toplu
11
olarak bu deynekleri k1nn dedi. Krrmaya gtiyleri yetmedi. Sonra deynekleri
,
ayud1 ve: "Onlar1 hirer birer ahp k1nruz" dedi. Onlar da boyle yap1p k!fdilar.
Bundan sonra onlara dedi ki: " i~te benden sonra durumunuz budur. Toplu ol-
dugunuz stirece yenilmezsiniz. Boltindtigtintiz zaman dti§manlann1z imkan
bulup sizi yok eder."
Soztin ozli §Udur: ihti~aflar1n bir k1sm1 kotli, bir k1sm1 iyidir. Dinin esas-
lar1 ve akaid konularmdaki ihtilaflar kottidtir. Dinin furuatmda ve muamelatta
olan ihtilaflar iyidir. imamlar1n ihtilaf1 rahmettir. Rivayet ed.ildigine gore, bir
11
yahudi Hz. Ali (r.a.)1ye dedi ki: Siz daha Peygamberinizi defnetmeden
ihtilafa dti§ttintiz. Hz. Ali (r.a.): "Biz, Rasfiltillah (s.a.v.) hak.k1nda degil,
11
RasUltillah i~in ihtilaf ettik. Fakat siz, K1z1ldeniz'den ~1k1p da ayag1n1n islakh-
22. «Sizi karada ve denizde yiiriiten O'dur .» Karada, yaya olarak ve-
ya at, katir, merkep ve deve gibi hayvanlar1n s1rt1nda, denizde ise biiytik, kti-
~tik her tiirlti gemi ile yiiriiten Allah'tlf. Bu a.yet; ger9ekte gemileri ylirutenin
rUzgarlar degil, Allah oldugunu gosteriyor. <;tinkil riizgar kendi kendisine ha-
reket edemez. Aksine Allah'ta son buluncaya kadar, onu hareket ettiren var-
dir.
8- Bu mahzurlar, eski ibtidal gemiler i~in ge9erlidir. ~imdiki geli~mi§ modem gemilerde say1-
lan sakmcalar olmayabilir. (MUtercim)
9- Hadisi EhO Davu<l, Cilwd bahsinde 2489 no ilc rivayct ctmi~tir. Senedi zay1ftlr.
}iyet: 24 YDNUS S0RES1/ 10 39
~iblihazretlerine §6yle demi§tir: "Ni~in Allah diyorsun da, 'la ilahe illallah'
demiyprsun· ' Sibll §U cevab1 vermi§tir: "inkann vah§etine yakalanmaktan
korkanm."
Hikaye olundu ki: "Ge~mi§ mi.lletlerin sultanlanndan birisi bir §ehir kur-
du. Giizelle§tirdi ve §ehrin tezyini ve gtizelle§tirilmesi husfisunda her ttirlti ~a
bay1 gosterdi. Sonra ziyafet hazrrlay1p insanlan yemege davet etti. Baz1 insan-
lari §Chrin kap1lanna oturttu. Bu insanlar \'.tkan herkese "bir noksanhk gordti-
nUz mil?" diye soruyorlar, insanlar da, "haytr," diyorlardi. Nihayet iizerlerin-
de tuhaf elbiseler bulunan birtak.1m ki~iler geldiler. Onlara da: "Bir noksanhk
gordiintiz mil?" diye sordular. On1ar da: "ilci kusur ve noksanhk gordtik" dedi-
ler. Bunun tizerine o adamlann soyledikleri sozleri sultana bildirdiler. Sultan
dedi ki: "Ben tek bir kusura bile raz1 olnian1. Bu adamlan getirin bakahm ba-
na." Boylece adamlar sultanm huzuruna almd1lar. Sultan da onlara, bu iki ay1-
b1n ne oldugunu sordu. Dediler ki: "Kurdugun §ehir, eninde sonunda harap
olacak ve i~inde o¥a§ayanlar da olecekler." Sultan onlara: "Siz hi~ harap oln1a-
yacak, insanlar1 da olmeyecek bir yurt biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar
da: "Evet, cennet ve nimetleri" dediler ve sultaiu cennete te§vik ettiler. Ce-
hennem ve cehennem azab1n1 hatlflattp onu cehenne1nle korkuttular. Allah'a
ibAdet yapmaya davet ettiler. Sultan da bu seslere kulak verdi, tevbekar olarak
ve Allah'a iltica ederek saltanatI brrakt1.
nin de §erden salim oldugu anlam1n1 ifade eder. Kul haklanda kullan1ld1g1 za-
man ise, kulun kalbinin, aldatmaktan, hasetten, kinden ve kottiliigii istemek-
ten, organlann1n da haram ve gtinahlardan salim kald1g1 anlam1na gelir.
Selam ve islfun ile, ancak mtisltimanlann elinden ve dilinden selamette kald1-
g1 kimseler nitelenebilir.
«Ve diledigini hidayete erdirir .» Kullanndan diledigi kimseleri dogru
yola, yani srrat-1 mtistakime ula§hnr. Bu yol, islam ve takva ile az1klanma yo-
ludur.
28. Onlan uyar ve onlara hattrlat: «0 gun,» yani la.yrunetin koptugu gtin
«onlarin tumiinii», iyilik yapan i1nan ehli ile kottiltik yapan ktifi.ir ehlini his:-
bir fert d1~arda kalmaks1z1n «bir araya toplanz. Sonra ortak ko§anlara:
'Haydi,» haklan1zda yap1lacak mua1neleyi go1ii11ceye kadar «siz ve ko~tugu
nuz ortaklar, yerlerinize, deriz. Artlk onlann aralann1 tamamen ayrrm1-
§1zd1r.>> Kendileri ile tapuklan ilablann1n aras1n1 ay1nr, dilnyada iken ineyda-
na getirdikleri baglan kopannz. Boylece amelleri bo~a ~1kar ve arzulann1
bagladlklan kulplar kesiliverir. Kendi a~1Janndan umduklan ~eylerin 1ney-
dru1a ge1Ine1nesinden tatn bir il1nitsizlik meydana gelir.
«Allah'a ko§tukJan ortaklar», yani 01takhk isnad edip tapuklan kim-
seler: «' Siz bize tapm1yordunuz,' derler.» Bunlar; Melekler, Uzeyr ve isa
(a.s.) ve tapt1klan cliger kimselerdir. Onlann bu sozleri, mti§riklerin ibadet ve
tapmalanndan uzakla§makt1r. c;unku onlarm bu ibadetleri. ortak ko§tuklan
Ayet: 28· 30 YONUS SORESi/ 10 45
37. «Bu Kur'an,» i\:indeki nazm1run glizelligi, ince manalan ve her ~eyi
i~inde toplayan, ger9eklerinden olu§an icaz delilleriyle beraber «Allah'tan
ba§kas1 tarafandan uydurulmu§ degildir.» <;tinkti Kur'an gibi bir sozti, an-
cak Allah soyle:1ebilir. «Fakat o, kendinden oncekileri dogrulayan» ken-
dinden once indirilmi~ ilfilli kitaplan; haber verdikleri dinin as1llannda, k1ssa-
lannda onlan dogrulayandir. Bu kitap; hi9bir ilimle ugra§mayan, evvelki ki-
taplan bilen alimlerle oturup kalkmayan bir kimsenin -Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) - elinde ortaya ~1kn11§tl!.
«Ve o kitab1 ac;1klayand1r.» Yani ispat edip ger~ekle§tirdigi §er'i haki-
katleri ayiklayandJ.r. «Onda hic;bir §iiphe yoktur. 0, alemlerin Rabbinden-
dir .» Kur'an, Allah katmdan Rasfililllah'a inmi§ bir vahiydir.
38. «Yoksa, 'onu» Muhammed (s.a.v.) «uydurdu mu' diyorlar?»
Mana §Oyledir: "Mekke kafirleri, Kur'an'1 Muhammed (s.a.v.)'in uydurdugunu
mu soyltiyorlar?" Buradak.i soru, iddia edilen §eyin imkan ve ak1ldan uzak ol-
dugunu ifade ediyor. «De ki: 'Eger sizler dogru iseniz Allah'tan ba§ka gii·
ciiniiziin yettiklerini c;ag1nn da, onun benzeri bir sure getirin'.» Ayetteki
"Retirin" emri, muhatab1n 9aresizligini ortaya ~1kanp onu susturma ttirtinden
bir sozdlir. "Benzeri" derken, belagat, naz1m gilzelligi ve manan1n kuvveti
hususunda ona benzeyen denilmek istenmi§tir. <;tinkti cahiliyyet donemindeki
Araplar, Amp d iii ve edebiyat1 konusunda Rasfiliillah gibi idiler. "Allah'tan
52 RUHU 'L-BEYAN Ci.iz: 11
makt1r. Bu hususta asil vazifeyi goren basirettir. Bundan dolay1d1r ki, bazan
kor fakat basiret sahibi olan ki§i, goren ancak ahmak olan kimsenin idrak ede-
medigi §eyi sezer ve anlar. Putperestlerde ahmakhk ile manevi korltik birle-
§ince, hidayet kap1s1 onlara kapanmt§ oldu. Hakk1 yalanlamada israr eden ya-
lanlay1c1lar, sag1r ve kor kimselere benzetilmi§lerdir. <;tinkii onlann §iddetli
bugzu ve Rasilltillah'a kar§t olan a§In nefretleri, peygamberliginin delillerini
· gormekten ve sozlerinin gtizelligini anlamaktan onlan ahkoymu§tur. Nitekim
kulaklardaki sagirhk, soziin giizelligini anlamaktan, gozdeki korltik, manzara-
larm gtizelligini mli§ahede etmekten ahkoyar.
Aklm yoklugunun i§itn1enin yokluguyla, idrakin yoklugunun da goziin
yokluguyla beraber zikredilmesinin hikmeti; bat1run hiikmiinii zfillire tercih
etmektir. 0 kadar ki, onlar kurtulu§ kabul etmeyecek bir ak1ls1zhk seviyesine
dti§mli§lerdir. Doktor, tedavi kabul etmeyen bir hastay1 gortince ondan yiiz
~virir. Sthhate kavu§mamasm1 arttk garipsemez. Durum boyle olunca, hida-
yeti kabul etmeyen kafirlerden uzak durmak ve onlar1n yalanlamaya devam
etmelerine iizillmemek laz1mdir.
Alimlerden bir zat §oyle demi§tir: "Be§ §ey vardu ki bo§a gitmi§tir: 1 -
<;orak araziye yagan yagmur. 2- Giine§in I§tg1nda yanan lamba. 3- Kor ada-
nun yan1ndaki gilzel gortinilmlti kad1n. 4- Hasta yan1ndaki ho§ yemek. 5- De-
gerini bilmeyen ki§i yanmdaki aktlh adam."
12- "Gizlemeye {·ah§1rlardt" diye terceme edilen "eserru" kelimesi, "a~Iklarlar" anlamma da
gclir. Nesefi, b~yle tefsir etmi~tir. Turk~e yaymlanan bir ~ok mealde "a~1klar" anlam1 ter-
t..'ih edilmi~lir. CclUlcyn ve Bursevi Hazrctlcri bu kelimeyi "gizlediler" diye izah ettigi ic;in,
tcrcemc bOylc yaptln11~t1r. (Musahhih).
58 ROHU 'L-BEYAN Cuz: 11
~ii
de Bizedir.» Ahirette onlara olam sana gosterecegiz ve Biz onlardan inti-
kam alacag1z. «Sonra, Allah onlar1n yapmakta olduklar1na da ~ahittir.»
Yani kotti fiillerine kar§1hk Allah onlan cezalandrracaktir.
50. «De ki:» Ey mii§rikler! Haber verip «'soyleyin bana! O'nun», Al-
lah'm acele ettiginiz «azab1 size geceleyin>> uykuda oldugunuz bir zamanda
«veya giinduziin» ge~iminizle ugra§ITken «gelirse! ..» ne yaparsaruz? <<Su~
lular ondan hangisini acele istiyorlar? '» Bu ciimleye §artm cevab1drr diyen
mi.ifessirler olmU§tUr. Buna gore mana §Oyle olur: "Onlar azab1n hangi 9e§idi-
ni 9abukla§ttrmak istiyorlar?" Halbuki §iddetli eleminden ve ac1hg1ndan dola-
y1 azabm hiybir ~e§idi acele edilip istenilmez.
51. «Olan olduktan sonra mi ona iman edeceksiniz?» Onlara de ki:
Azap gcr\:eklc~ip ba~m1za geldikten sonrn, arllk imanm fayda vermedigi bir
Ayet: 41 -ss . YUNUS SORESt/10 59
53. «'0 (soyledigin) bir ger~ek midir?' diye senden haber soruyor-
lar > Y ani bu soruyla, seninle alay ediyor ve soyledigin §eyleri inkar ediyor-
. lar. Anlam §0yledir: "Acaba bize vaad ettiklerin ger9ek midir?"
Onlann alaylanna aldrrt§ etmeksizin «De ki: 'Evet! Rabbime yemin
olsun ki, o bir ger~ektir. Ve siz Allah'1 aciz b1rakamazs1n1z.'» Ka9makla
azaptan kurtulamazsm1z.
, Hi9 9are yok, azab1 goreceksiniz.
54. ~irk ko§mak sfiretiyle «(nefsine) zulmeden herkes, yeryiiziinde ne
varsa kendisinin olsa,» azaptan kurtulmak i9in «elbette onu feda eder>>,
kurtulmak i<;in hepsini harcar, «ve azab1 gordi.ikleri zaman>> i§ledikleri zu-
lUmlerden dolay1 «pi§manhklann1 gizlemeye ~ah§1rlard1.» Yani, azab1 go-
~nce i~ine dii§tiikleri a§lfl §a§lanhktan ottirti konu§mayarak, pi§manhklann1
a~tga vurmaz ve gizlerlerdi. T1pk1 idama gotiirtilen bir adanun hayret iyinde
kalmast ve tek bir kelime konu§amamas1 gibi... «Ontario aralar1nda», yani
zalim mti§riklerle diger 9e§itli zuliim ehli aras1nda «adaletle hiikmolunur.
Ve~ verilen azap hususunda «onlara», yani o zalimlere «zulmedilmez.» Ak-
sine o azap, zultimlerinin geregi ve zorunlu sonucudur.
55. «Dikkat edin!» Burada "dikkat edin" anlam1ndaki "ela" kelimesi,
gafil insanlan uyarmak iyin kullan1hr. Bu dtinya ehli, gafildir. Zahiri sebeple-
re bakarak oyalan1rlar ve e§yay1 zfillirdeki sahiplerine nisbet ederek: "Bu
Zeyd'in evidir, Amr'1n kolesidir, saltanat halifeye, tasarruf vezire aittir" gibi
ifudeler kullan1rlar. Boylece gaflet ve cehalet uykusuna dalarlar. Bu nisbetle-
rin dogru oldugunu sanular. Bundan dolay1 ytice Allah, uyuyan dlinya ehline
bu kelime ile hitap ederek onlar1 uyanmaya te§vik ediyor. «Goklerde ve yer-
dc olan her §ey Allah'1nd1r,» diye hitabetmi§tir. <;unkti sabit olmu§tur ki Al-
60 RUHU'L·BEYAN Cuz: 1 l
lah'tan ba§ka her §CY O'nundur, O'nun tasarrufundadu. Diledigi gibi tasarruf
eder. Diriltir, oldtirtir, milkafat veya azap verir. «Vine dikkat edin ki, Al-
lah'1n vaadi hakttr.» Yani insanlann vaad olundugu intikafat ve ceza mutla-
ka olacaktir. Bu vaadden donti§ hi9bir §ekilde soz konusu degildir. Vaad, soz
verilen §ey, hak da sabit ve gerc;ek olan manas1nadIT.
«Fakat» gafletin kendilerini 9epec;evre ku§atmas1 ve ak1llann1n noksan-
hg1 sebebiyle «onlar1n ~ogu» bunu «bilmezler.» Onlar dtinya hayatin1n zahi-
rini bilirler ve o hususta diyeceklerini derler.
56. Hie; kimsenin miidahelesi 01.J.nadan «O, hem diriltir, hem de oldii-
riir .» Ebedi alemde oldtikten sonra tekrar diriltmek ve ha~retmek sfiretiy le
«yaln1z O'na dondiiriileceksiniz.» Ayet-i kerime, Allah'a dondiirtilmenin
kesin oldugunu ifade ediyor. Soylenen §U soz ne gilzeldir: "Oliim gelince ilin1
fayda vermez, Actem (a.s.)'e vermedigi gibi. Dostluk da fayda vermez, ibra-
him (a.s.)'e vermedigi gibi. Yak1nhk fayda vermez, Musa (a. s.)'ya vermedigi
gibi. Saltanat da fayda vermez. Davud ve Stileyman (a.s.)'a vermedigi gibi..."
Ayet: 56-58 YDNUS SURESi/ 10 61
57. «Ey insa-nlar!» Bu, tum insanhga bir ~agndu. «Size Rabbinizden
bir ogtit,» ogtit, ister azarlaytp korkutmak, isterse goni.illeri Ok§ay1p te§Vik et-
mek sfrretiyle olsun, sonucu hatrrlatmakt1r. Ctimlenin anlam1 §Oyle olur: Size,
vacip olanlar1 as:1klayan, giizel amellere te§vik eden, koti.i fiillerden nefret et-
tiren bir Kitap geldi ki, o, Kur'an'drr.
vetten faydalan1rdi.
Malik ibn Dinar da §Oyle demi§tir: "Bir toplulukla beraber bir gemide
bulunuyordum. Vergi toplayan ki§i: Hi<; kimse d1§ar1 <;tkmasm diye seslendi.
Fakat ben <;1ktim. Memur: ''Ni<;in d1§ar1 c;1ktm?" diye sorunca: "Yarumda hi~
bir §eyim yoktur,'' cevab1n1 verdim. Memur: "Git buradan," dedi. i§te o za-
man kendi kendime §oyle dedim: Ahiretin durumu da boyledir. Diinyaya kar-
§I kalben duyulan alfilca ve ilgiler, bagdir. Gonlii bunlardan soyutlamak, huzur
ve rahattir."
«De ki: '(Bu_. hususta).», yani haram kilma konusunda «Allah m1 size i-
zin verdi,» yani siz, Allah'1n ernrine uyarak m1: "~u helaldir, §U haramdrr" di-
yorsunuz? «Yoksa» bunu O'na nisbet etmekle «Allah'a iftira m1 ediyorsu-
nuz?'» Bu ayet, hilktim sorulan hususlarda geli§igtizel htikilm vennekten sa-
k1nd1ran en a91k ifadelerdendir. Htiktim verme konusunda kim dikkatli hare-
ket etmezse, iftirac1 olur. Hz. Ali (k.v.) ~oyle buyurmu§tur: "Kim insanlara,
bilmedigi halde fetva vermeye kalkarsa, yer - gok ona lanet eder."
Ali Belhi'nin k1z1 babasma, bogaza kadar gelen kusmugun abdesti bo-
zup bozmad1g1n1 sordu. Babas1 cevaben dedi ki: "Abdesti tekrar almak vacip
olur." Biraz sonra rtiyas1nda hocalanndan birini gordti. Hocas1 dedi ki: "Ey
Ali! Ag1z dolusu gelmedik<;e abdesti bozmaz." Bu rtiyadan sonra Ali Belhi
dedi ki: .. Kesinlikle anlad1m ki, fetva, ehli olan hocalara arzolunur. Artik ebe-
diyen fetva vermemeye kendi kendime yemin ettim.''
Adam o kasabaya geldi. Orada bir adam1n Allah'1 zikrettigini, yan tarafmda
da bir arslan1n bulundugunu gordti. Gaflete dti§tilgU zaman arslan onu kap1ve-
riyordu. Gelen adam ona yakla§h ve halini sordu. 0 da dedi ki: 'Allah'1 zik-
retmekten gaflete dii§memeyi istiyorum. Gaflet geldigi zaman, Allah dtinya
kopeklerinden birisini tizerime musallat kihyor. Ben de gafletten dolay1, ahi-
ret kopeklerinden biri tizerime musallat lahrur endi§esiyle bu arslan1 yan1m-
dan ayrrm1yorum.'"
62. iyi bilin ki, Allah 'in dostlarina korku yoktur ve onlar
mahzun da olmayacaklardir.
63. Allah 'in veli kullan, iman edip takva sahibi olan kimse-
letdir.
64. Onlar ifin diinya hayatinda da, ahirette de miijde var-
dir. Allah 'in sozleri degi§mez. i§te biiyiik kurtulu§ budur.
62. «iyi bilin ki, Allah'1n dostlar1na korku yoktur.» Dostluk anlanun-
daki "velayet" marifetullah, yani Allah'm bilinmesi ve nefislerin tanmmas1d1r.
Sen nefsini gen~ekten tan1rsan, onun senin ve Allah'1n dii§man1 oldugunu bi-
lirsen ve ona kar§I koyup diretmek sOretiyle onu tedavi edersen, bile ve tuza-
g1ndan emin olursun.
..
Ebu's-Suud dedi ki: "Velinin li.igat manas1, ya.kin olan demektir. Allah'm
velilerinden maksat, Allah'a olan ruhan! yakmhklanndan dolay1 se~ilmi§ halis
mti'minlerdir." <;unkti onlar, itaat ve Allah'm marifetine dalmak sfiretiyle O'na
Ayet: 62-63 YUNUS SORES!/ 10 67
yakla§1rlar. ~tiyle ki: Allah'1n dostlan veliler, bakttldar1 zaman Allah'm kudret
delillerini mti§ahede ederler. i§ittikleri zaman Allah'1n ayetlerini i§itirler. Ko-
nu§tuklannda Allah'a ovgti ile konu§urlar. Hareket ettiklerinde O'na kullukta
hareket ederler. Dtinya ve ahirette, herhangi bir kotii durumla kar§ila§rnaktan
emindirler. Korku; gelecekte kotii bir durumun ortaya 91kmas1ndan duyulan
endi§edir.
63. «Allah'1n veli kullar1,» yani dostlan «iman edip takva sahibi olan
kimselerdir.» Bu ayet, bundan onceki ayetten anla§llan mukadder bir soruya
11
cevaptrr. Sanki Allah'm dostlar1 kimlerdir? Bu kerameti elde etmelerinin se-
bebi nedir?" di ye sorulmu§ ve buna cevap olarak: "Onlar, imanla takvayz bir
araya getirenlerdir" denilmi§tir. Allah'1n dostlan, kendilerinden kotil amel
ve kotti ahlak1n meydana gelmesinden, §eriat ve hakikat mertebesinde sak1n-
d1lar. <;unkii onlar, huy_laruu
... §eriat, nefislerini zikir, kalblerini marifetullah ve
ruhlann1 da hakikatle 1slfill ettiler. Boylece varhklann1, Allah'tan ba§ka her
§eyden koruyup sak1ndilar.
Bu fakir der ki: Btitiin bunlar1n i§aret ettigine gore, ayetteki takvadan
murad, takvan1n ii9iincil mertebesidir. Bu mertebe, insanm Allah'1 anmaktan
ahkoyan ve me§gul eden her §eyden, kalbini muhafaza edip uzak durmas1d1f.
1§te takvan1n bu mertebesi, imanm dile getirdigi §irkten sak1nma ve yapilmas1
veya terkedilmesi gilnaha sokan her §eyden uzak kalma mertebelerini de i~ine
almaktadrr.
ni, bazan giyip, bazan da ~1kard1g1 bir elbise gibidir. Nafakaya sahip olan ki-
§inin, actktig1nda doymas1 elindedir. Arzu ettigi §eyi yer.
1
Allah 1n dostlann1n mii'min ve takva sahibi olan kimseler olduklann1
ogrendikten sonra §Unu da bil: Evliya'nm ba§ka birtakun s1fatlan oldugu da
soylenmi§tir. Bunlar birbirine yak1n s1fatlardrr. Hz. Ali (r.a.)'nin buyurdugu
gibi evliyan1n yiizleri uykusuzluktan sar1drr, ibret almaktan gozleri ya§h, a~~
bktan karmlar1 i~e dogru 9okiiktiir. Said ibn Ciibeyr'den rivayet edildigine go-
re, Rasfiliillah (s.a.v.)'a Allah'1n dostlarmdan soruldu. RasiHiillah (s.a.v.) bu-
yurdu ki: "Onlar, Allah'1 gorerek zikreden kimselerdir. "< 13> Yani itn1inan, itaat
ve korku i<;erisinde zikrederler.
Alimlerden biri §Oyle demi§tir: "Velllerin alameti; Allah ile me§gul olup
O'na iltica etmeleridir. Onlar, sultanlarm1 mii§ahede etme ugrunda kendilerin-
den ge9erler. Velayet nurlar1 tizerlerine akseder durur. Nefislerinden haberleri
yoktur. Allah'tan ba§ka hi~bir kimse ile birlikte olamazlar. Onlar Allah i~in
birbirini seven mtisltimanlardrr. n
RasiH-i Ekrem (s.a.v.) §Oyle buyurmu§tur: "Allah'zn oyle kullarz vardzr
ki, onlar peygamber veya §ehit olmad1klan halde Allah katinda olan derece-
lerinden dolayz §ehitler ve peygamberler onlara gLpta ederler." 'Ey Allah'1n
Rasfili.i! Kimdir bunlar? Amelleri nedir?" diye soruldugunda Rasfiliillah
(s.a.v.): 'Onlar, aralannda hit;bir akraballk bag1 olmadzgi, ticarf miinasebet-
leri bulunmadigl halde, szrf Allah nzas1 ir;in birbirini seven kimselerdir. Al-
lah'a yemin olsun ki, onlann yilzleri nurdur. Onlar nurdan minberler iizerin-
dedirler. insanlar korktuklannda onlar korkmazlar, iiziildiikleri zaman onlar
uziilmezler' buyurdu." (!4 )
11
Rasfil-i Ek.rem (s.a.v.)'in: Peygamberler onlara gipta eder" sozti, ben-
zetme yoluyla onlann gtizel durumlar1n1 tasvirdir. Kevti§f diyor ki: "Bu,
milbaJagab bir ifadedir. Mana §oyledir: Bu niteliklere sahip olan bir topluluk
farzedilse, onlar bu ki§iler olurdu. Y oksa ulema aras1nda, hi~bir kimsenin
peygamberlerin derecesine ula§am1yacag1 husfisunda ihtilaf yoktur. Hadisdeki
ifadelerden, onlann peygamberlerin derecesine u1a§tiklan ve onlan ge<;tikleri
manas1 anla~1lmaz. II
13- Bezzar, ibn Abbas (r.a.)' tan rivayet ecmi~tir. Bkz. Muhtasar ihn Kesfr, 2/199.
14- EbO Davud rivayec etmi~tir. Ayrtca ibn Cerir et-Tabcri, Ebu Hureyre'den merfU olarak
rivayet etmi~tir.
Ayet: 63-64 YUNUS SURES!/ 10 69
~u bir ger~ektir ki, iistUn bir kimsenin tizerinde,, ozel bir konuda daha
Ustiln birisi bulunabilir. Fakat aksi dogru degildir. Rasuli.illah'1n §U sozi.ine
dikkat edersen bu dedigin1i anlarsm: "Siz dunya i§lerini, daha iyi bilirsiniz."
Marifetullah derecelerinin sonu yoktur. Allah'a kadar vanr. Ebu Zeyd
dedi ki: "Allah'1n velileri , gelinler gibidir. Gelinleri ancak mahremi olanlar
gorebilirler. Mahr~mi olmayanlar goremezler." Sehl de §byle demi§tir: "Al-
lah, insanlara velilerinin ancak §elcillerini veya onlarla faydaland1rmak istedi-
~i kimselere bildirir. Eger Allah, evliyay1 kullar1na tan1tsa da insanlar da on-
lan tan1sa1ar, aleyhlerinde bir delil olur." ~eyh Ebul Abbas §6yle der: "Veliyi
tan1mak, Allah'1 tan1maktan daha zordur. <;unkti Allah (c.c.), kemali ve cema-
li ile tarumr. Yarat1lan, kendisi gibi yiyen, kendisi gibi i~en yaratilan1 nas1l ta-
n1yabilir? Evliyan1n di§ goriinti§leri ~eriat'1n htiki:imleriyle siisltidtir. ic;
Alemleri ise, fakr nurlar1yla me§guldlir."
64. «Onlar i~in diinya hayahnda da, ahirette de miijde vard1r .» Bu
ctimle, evliyan1n di.inya ve filliretteki kotiiltiklerden kurtanld1g1 a91kland1ktan
sonra, Allah'1n onlara verdigi iki dtinyan1n hay1rlar1n1 ay1klamaktlr. Sank.i
§C>yle soylenmi§tir: Acaba bunun dt§tnda onlara verilecek bir nimet ve kera-
met var m1du? Cevaben denildi ki: Dtinya ve ahirette, onlar1 sevindirecek
§eyler vardrr. ~erlerin hayulara takdim edilmesi, "temizlemek, stislemekten
daha once yap1hr" kabilindendir. Burada ge9en "miijde", yard1m, zafer, gani-
met gibi diinya nimetletinden ve a~tklanmas1 kelimelere s1gmayan ahiret ni-
metlerinden meydana gelen mtijdelerdir. Onlara hem diinyada, hem ahirette
mtijdeler vardu. Gtizel bvgli, iyilikle an1lma, insarilar1n sevgisi ve salih rtiya
dilnyadaki mtijdelerdendir. Rasul-ti Ekrem Efendimiz (s.a.v.) §Oyle buyur-
mu§ladir: "Dii.nyadaki mii.jde, mu'minin gordiigii veya onun iqin ba~kas1na
gosterilen salih ruyadir. o5> 11
Salih riiyanm, mti'min i~in dtinyada bir miijde olu§u, bunun yaln1z ni.i-
bUvvet ile olabilecegi iddias1n1 reddeder. Salih riiya; salih olma, gafletten
uyan1k bulunma, sevin~ ve diger meziyetlerle de meydaria gelebilir. Nitekim
RasOltillah (s.a.v.) §byle buyurtnU§tur. "Peygamberlikten ancak miijdeler kal-
mt~ttr. "< 16i Ba§ka bir hadiste de ~oy1e rivayet buyurulmu§tur: "Salih ki§inin
gordugii sadzk riiya , niibuvvetin kirk altl cuz'iinden bir tanesidir."07)
Rasfiltillah (s.a.v.)'a peygamberlik, once salih rtiya ile ba~ladi. Eger
15- Hadis'in bir boli.imUdi.ir. imam Malik Muvaua'smda Ata b. Yesar'dan mcrfO olarak rivayet
etmi~tir. Bkz. Cflmiu'l-Ust'H, 2/525.
16- Buhari ve imam Malik rivayet etmi§tir. Bkz. Camiu'l-UsUl, 2/526.
17- BuMlrl vc Miislim Tirmizi ve cbu Davud rivayet etmi§tir. Hadisin lafz1 ~oy ledir: "Mu'minin
riiytls1. .. " Bkz. C11111i11'/.l/sfil, 2/515.
70 ROHU'L-BEYAN COz: 11
Cebrail (a.s.) dogrudan dogruya risalet ile gelseydi, onun be§eri giicii buna ta-
hammtil edemezdi. Salih rtiyalar Rasul-i Ekrem'e tinsiyet kazandrrdi.
kilan Allah'tir. «0, ~ok iyi i~iten ve ~ok iyi bilendir.~ Senin hakk1nda soyle-
diklerini i§itir ve aleyhinde ald1klan kararlan bilir. 0, onlara yapttklann1n
kar§thg1n1 buna gore verecektir.
66. «Iyi bilin ki goklerde ve yerde ne varsa yaln1z Allah'1ndir.» Me-
lekler, cinler ve insanlar. .. Yarattlanlann en §ereflisi olan bu varhklar, Al-
lah'1n kullar1 olup O'nun kudret ve hakimiyetinin alttnda olunca, bunlann d1-
tmda kalan varhklann da boyle olmas1 ka~1nilmaz olur. Su halde Allah (c.c.)
seni muzaffer kdmaya, onlann yurtlar1n1 ve servetlerini sana intikal ettirmeye
kldirdir.
«Allah'tan ba~kas1na tapanlar, ger~ekte ortak ko§tuklarrna uymaz-
lar .» Y ani; putlara tapanlar, hakikatte onlara tabi olmazlar. ilfilllann1 Allah'1n
ortaklan diye isimlendirseler de ... <;unkil, Rububiyet konusunda Allah'm. or-
taklann1n bulunmas1 dti§tiniilemez. «Onlar, kuru zandan ba§ka bir §eye
tabi olmazlar.» Onlann, putlann Allah'm ortaklan oldugu konusundaki zan-
lan, anlams1z bir zandan ibarettir. «Onlar sadece yalan soylerler.» Allah'a
nisbet ettikleri hususlarda yalan soylerler.
67. Bundan sonra ytice Allah mil§riklere, ubudiyetin ,yaln1z kendisine
yapilabilecegini gostermek ic;in, sonsuz kudretin ve nihayetsiz nimetlerin ye-
gane sahibi olduguna dikkatleri c;ekerek §6yle~uyuruyor: «Allah, i~inde
sukftnet bulman1z i~in geceyi,» <;all§lp ge9iminizi elde etmeniz i9in, «ayd1n-
lahc1 olarak da gundµzu yaratand1r.» Ayette, "aydmhk" kelimesi zik:redil-
digi i<;in, karanhk kelimesi hazfedilmi§tir. Aynca "sukunet bulmamz i~in"
ctimlesi zikredildigi ic;in, "hareket edip ~al1§mat11z ic;in" cil1nlesi zikredilme-
mi§tir.
Bu ayet-i kerime, yilce Allah11n (c.c.) baz1 vakitleri, ibadetin yorgunlu-
gundan ve c;ah§n1alar1n n1e§akkatinden dinlenn1ek ic;in yarattig1111 gosteriyor.
Boylece nefislerin usanmas1, kalblerin bitkinligi giderilmi§ ve istenilen iba-
detlere yeni bir arzu meydai1a gelmi§ olacaktu. Bir durumdan ba§ka bir duru-
ma ge<;i§te, yenilenme vardu. Magara ashab1n1n sag taraftan sol tarafa don-
meleri gibi...
«~iiphesiz bunda» yani gecenin ve gilndilztin nitelendigi gibi yarat1ll-
§Inda «dinleyen bir toplum i~in ibretler vard1r.>> Dti§ilnerek ve Kur'an-1
Kerim'in ayetlerinden ibret alarak dinleyen toplmn ic_;in ... ibret ahnacak
ayetlerin, ashnda btittin insanlar ic;in gosterildigi halde, sadece ibret alarak
dinleyen topluma tahsis edilmesinin sebebi, 0 ayetlerden yaln1zca boyle bir
toplumun yararlanm1§ olmas1drr.
Ayet: 66-68 YDNUS SORES!/ 10 73
Son alimler, dini ogretme (tallm), ezan, imarnet, hitabet ve bunlar gibi
dim hizmetler kar§1hg1nda ilcret almmas1na cevaz vermi§lerdir. Fakat ilcret
alan kimsenin, yapt1g1 hizmetinde niyetinin halis olmas1 gerekir. Aksi halde
ilfillt tehditle kar§I kar§1ya kahr.
73. «Yine de onu yalanladllar.» inat gostererek yalanlamalannda israr
ettiler. Bu ytizden de Allah'm azab1 onlara gerekli oldu ve Nuh Tufan1nda bo-
guldular. «Biz de, onu ve kendisiyle gemide bulunanlan» bogulmaktan
«kurtard1k.» Hz. Nuh'la gemide bulunanlar seksen ki§iydiler. Bunlarm kirk1
erkek, k1rk1 da kadmd1. «Onlari halifeler kdd1k.» Yerytizti sakinlerine ve ba-
Ayet: 72 .. 7a YUNUS S0RES1/ 10 77
tip helak olanlara halef kild1k. Gemiden ~1ktiklan zaman Nuh (a.s.)'un Sam,
Him ve Yafes ismindeki ti9 oglu ve onlann han1mlan mtistesna hepsi oldti.
Nitekim Cenab-1 Hak ba§ka bir ayette §5yle buyurmu§tur: "Nuh'un zurriyeti-
. ni devam eden kimseler kildzk." (Saffat: 77) Onlar ttirediler ve 9ogald1lar.
Boylece Araplar, Acemler, Farshlar ve Rumlar Sam'dan; Habe§ ve Hind'liler
H!m'dan; Ye'cuc, Me'cuc ve Ttirkler de Yafes'den 9ogahp gehni§lerdir.
~
85. «Onlar da», yani iman eden gen<;ler de hi<; tereddiit gostermeksizin
«dediler ki: 'Allah'a dayand1k.» <;tinkil bu gen~ler ihlas sahibi mii'min kim-
selerdi. Bunun i~in dualan da kabul olundu. Daha sonra Rablerine §5yle dua
ettiler: «Ey Rabbimiz! Bizi o zalim topluluk i~in bir imtihan vesilesi kd·
ma!» Onlan bize musallat blip, bize azap etmeleri ve dinimizden dondi.irmek
sOretiyle, bizi onlara azap mahalli yapma!
86. «Bizi, rahmetinle o kafirler toplulugundan» onlarm tuzak ve kotii
kom§uluklanndan «kurtar.'» Bir §air §6yle demektedir:
Ki~inin,
kendisine du~man olam dostu olarak gormesi,
Dunyanln ona kar§l olan ugursuzlugundandzr.
88. Musa dedi ki: "Ey Rabbimiz! Gerfekten Sen Firavun 'a
ve ileri gelenlerine diinya hayatmda zinet ve nice mallar ver-
din. Ey Rabbimiz! (insanlari) Senin yolundan saptzrmalart
if in mi? Ey Rabbimiz! Onlarin mallarint yok et, kalblerini de
§iddetle s1.k ki, ac1kli azabz goriinceye kadar iman etlrtesinler."
89. Allah da : "ikinizin de dufisi kabul olunmu§tur. 0 halde
siz dogruluga devam edin. Sakin o cahillerin yoluna gitme-
yin., " dedi.
90. israilogullanni denizden gefirdik. Firavun ve askerleri
onlara zulmetmek ve saldirmak maksad1yla pe§lerine dii§mii§-
lerdi. Firavun, bogulacag1 anda: "Gerfekten i srailogullannin
inan.d1gzndan ba§ka ilah olmadigina iman ettim. Ben de miis-
lii.manlardanim!" dedi.
91. Simdi mi ? Halbuki daha iince isyan etmi§ ve boz.guncu-
lardan olmu§tun.
92. Ardmdan geleceklere bir ibret olman ifin, bugiin senin
bedenini kurtaracagiz. Suphesiz ki insanlardan birfogu,
ayetlerimizden gafildirler.
93. Yemin olsun ki Biz, lsrailogullartn.t giizel bir yurda yer-
le§tirdik ve onlara temiz nimetlerden nz1.k verdik. Kendilerin.e
ilim gelinceye kadar aynllga dl1§mediler. $iiphesiz ki Rabbin,
kt.yamet giinii, onlarm aralannda ihtilof dtikleri §Cyler hak-
kmda hiikmiinil verecektir.
Ayel: 88-8H YUNUS SURES!/ 10 85
88. «Musa dedi ki: 'Ey Rabbimiz! Ger~ekten Sen Firavun'a ve ileri
gelenlerine diinya hayatrnda zinet» elbise ve binitler gibi kendisiyle stisle-
nilen §eyler «ve nice mallar», nakit paralar, ticar1 e§ya, c;iftlikler, alt1n ve gti-
. mil§ madenleri gibi c;e§itli servetler «Verdin. Ey Rabbimiz! (insanlan) Se-
nin yolundan saphrmalan i~in mi?» bu servet ve ziyneti onlara verdin? i§-
lerinin sonu, senin kullann1 iman yolundan saptrrmak olsun diye mi verdin?
Buradaki "Lam" haffi, ya filobet ic;indir, §airin §U beyti de bu kabildendir:
Mallanmzzl, sonunda varislerin olsun diye topluyoruz.
Evlerimizi sonunda zaman harabetsin diye yapzyoruz.
«Ey Rabbimiz! Onlann mallar1n1 yok et!» Bu~ uyandan sonra, Musa
(a.s.)'n1n onlara bedduas1dtr. Yani dtinya servetinden yararlanmalanna imkan
verme ve o serveti tamamen yok et. <;i.inki.i onlar, senin nimetlerinden yararla-
n1p gtinahlara dahyorlar. «Kalblerini de §iddetle s1k ...» iman1n kalblerine
girmemesi i~in, kalblerini katila§tlr ve mtihtirle «ki, ac1kh azab1 goriinceye
kadar iman etmesinler.'» Azab1 gozleriyle gorerek, kesin iman etmeye kalk-
tik.larmda iman1n fayda vermeyecegi ana kadar, kalblerini miihtirle.
89. «Allah da: 'ikinizin de duas1 kabul olunmn§tur.» Yani Hz. Musa
ile Harun (a.s.)'nun. <;iinkti Harun (a.s.}, Hz. Musa'nm duas1na "am1n!" diyor-
du. ~iiphesiz bu da duadir. «0 halde siz» tizerinde bulundugunuz «dogrulu-
ga devam edin. Sak1n o cahillerin yoluna gitmeyin' dedi.» Duanm kabulti-
nti acele istemede cahillerin yoluna tabi olmaym. Duadan sonra, Musa
(a.s.)'n1n israilogullar1 arasmda krrk sene daha bekledigi rivayet olunmu§tur.
Hz. Ali (r.a.) buyurdu ki: "Ey mtisltiman! Allah (c.c.) hazinelerinin
anahtarlanm senin eline vermi§tir. <;ilnkti sana, kendisinden dua edip isteme
86 RUHU'L-BEYAN Cuz: 11
90. Ge9tikleri yerleri kuru ktlmak ve sahile ula§1ncaya kadar onlan mu-
hafaza etmek sfiretiyle «israilogullar1n1 denizden ge~irdik. Firavun ve as-
kerleri onlara zulmetmek ve sald1rmak maksad1yla» yani zalim ve azg1n-
lar olarak «pe§lerine dii§mii~Ierdi.» Birbirlerini gorecek kadar onlara yakla§-
18- Tirmizi ~u Hif1zla rivayet etmi~tir: "Yeryiiziinde Alluh'a dua eden hi~·bir Miisliiman yok ki,
Allah ona vermi§ veya hir kotiiliigii. def etmi§ olnwsm ..." Bkz. Carniu'l-Usul, 9/512.
19- Nesci rivayet etmi~tir. Bu hadis'in asl1 Buhari vc MOslim'dcdir.
Ayet.: 89-91 YONUS SORES]/ 10 87
ve gen9 lazlar oldtiler. Eger sen Nil nehrini ak1tmazsan, biz kendimize senden
ba§ka bir ilfill edinecegiz.' Bunun tizerine Firavun onlara: 'Sahaya 9tlan1z!'
dedi. Onlar da 91kttlar. Kendisi halk1ndan, onlann goremeyecegi ve sozlinti
i§itemiyecekleri uzak bir yere c;ekildi. Yanaklann1 yere koydu, §ehadet par-
mag1yle i§aret edip §6yle dua etti: 'Allah'1m! Zelil, peri§an bir kolenin 91.la.p
efendisine geldigi gibi ben de sana geldim. Ben, kesin biliyorum ki, Nil nehri-
ni senden ba§ka hi9bir kimse akitamaz. Nil'i ak1t ya Rabbi!' Firavun, secde
halinden kalku. Nil de hemen akmaya ba§ladi. Firavun, halk1na gelip onlara
~oyle dedi: 'i§te ben, sizin ic;in Nil'i ak1tt1m.' Halk, bunun tizerine kalkip Fira-
vun'a secde ettiler."
88 RUHU'I..-81.tYAN Ciiz: 11
Bu olay, Firavun'un iman ettigine delil ohnaz. <;Unkti iman eden ki§inin
ktifrti gerektiren soz ve fiillerden hi9birisini yapmamas1 laz1mdtr. Gi.inahlar-
dan bir k1sm1 vardir ki, Allah onu yalanlama ve kilftir alameti kdm1§tlr. i§te
Firavun'un, halk1n1 kendine tapmaya <ragrrmas1 ve kavminin kendisine secde
etmesinden ho§nut olmas1, ki.ifiir ve yalanlarna alametidir. Bu haliyle mti'min
olmas1 mi.imkiin degildir.
92. «Ard1ndan geleceklere bir ibret olman i~in, bugiin senin bedeni-
ni kurtaracag1z.» Y ani, denizin derinliklerinden senin bedenini ahp, su iisti.i-
ne ~ikaracag1z ki, israilogullan seni gorstinler ve oldtigi.ini.i kesin olarak bil-
sinler. Seni yalrnz bedeninle kurtaracag1z, senin arzu ettigin gibi, rfihunla de-
li!. Bu soz, Firavun'un istegini tamamen yok ediyor. Mana §oyle de olabilir:
Senin bedenini hi<; bozmadan, oldugu gibi kurtaracag1z. Ta ki, onun senin be-
denin oldugu hususunda hi~bir §tiphe kalmas1n. Arkanda kalan israilogullan-
na bir alamet ve bir ibret olsun. <;link.ti israilogullannda, Firavun olmez diye
bir kanaat meydana gelmi§ti. Onun i9in Musa (a.s.), Firavun'un denizde bo-
guldugunu onlara haber verince, onu yalanlad1lar. Gec;ip gittikleri bir yer olan
sahile atild1g1n1 bizzat gozleriyle gortince, oliimtine inanddar.
. ikinci bir gorti§e gore ayetin manas1 §5yledir: Senden sonra gelecek olan
milletlere, seni gorenlerden akibetini i§ittikleri zaman ibr~t olsun diye senin
bedenini kurtaracag1z. Boylece senin bu ibretli durumun insanlara delil olur
ve insan1n hakimiyeti, gururu, durumunun ha§meti ne kadar ileri giderse git-
sin, onun yine Allah'1n kulu oldugunu ispat eder. insan her zaman O'nun ta-
sarrufu altmdadrr ve Rububiyet derecesinden son derece uzaktlr.
Keva~f isimli kitapta milellif §tiyle demi§tir: "Cenab-1 Hak, Firavun'a,
RasOIUllah'1n Bedir sava§mda oldtiriili.ip kuyuya atilan mil§riklere hitab ettigi
gibi hitap etti. ~oyle ki; Allah (c.c.) Bedir sava§1nda mti§rikleri bozguna ugra-
tmca Rasultillah (s.a.v.), oldtirtilenlerin oradaki bir kuyuya attlmasm1 emretti.
Sonra kuyunun ba§tna gelip durdu ve §byle konu§maya ba§lad1: "Ey falamn
oglu filan! Ey falamn oglu filan! Allah ve Rasuliiniin va'dettiklerinin gerr;ek
oldugunu gorduniiz mil? Ben, Allah'm bana va'dettiginin gerr;ek oldugunu
mii§ahede ettim. Siz Peygamberin ne kotu akrabalansmLz. insanlar beni tas-
dik ederken, siz beni yalanladuuz. insanlar heni harzndinrken, siz heni yur-
dum Mekke'den ~·zkardznzz. insanlar hana yardim ederken, siz benimle sava~
tiniz . Rasultillah (s.a.v.) tln bu sozleri tizerine Hz. Omer (r.a.) dedi ki: 'Ey
II
Diger bir rivayete gore ~oy1e soylemi§tir: 'Aflah'a yemin olsun ki, onlar soy-
lediklerimi i§itiyorlar, fakat hi~hir §ekilde cevap veremezler.'"
97. «Onlara» istedikleri «biitiin mucizeler gelmi~ olsa da, ac1kh azab1
goriinceye kadar (iman etmezler.)» Azab1 goriince iman ederler, fakat artlk
yaran olmaz. Firavun'a olmad1g1 gibi.
98. «Ke§ke» helfil< edilmi§ olan iilkelerden «herhangi bir iilke halk1,»
Firavun ve kavminin yapt1g1 gibi iman1n1 geciktirmeden, azab1 gonneden
«iman etseydi de, imanlan kendilerine fayda verseydi!» Allah, o tilke in-
sanlann1n imanm1 kabul edip imanlar1 sayesinde gelecek azab1 kaldrrmak
suretiyle imanlan kendilerine fayda verseydi... «Yunus'un kavmi miistes-
na.» Yunus b. Metta'nm kavmi, azabm belirtilerini goriince, hemen iman etti-
ler, azabm gelmesine kadar imanlarm1 geciktirmediler. «Onlar iman edince,
onlardan diinya hayabndaki riisvayhk azab1n1 kald1rd1k ve onlan bir sii-
re daha (diinya nimetlerinden) faydaland1rd1k.» Buradaki "Riisvayltk
20- Bu hadis, Katade'de mevkuf olarak rivayet edilmi§tir. Lafzt §Oyledir: "RasOlullah'm: "Sup-
hede etmem, sornwm da " buy urdugu bize ula~t1. " ilm-i Kesfr, 2/207.
Ayet: 95-98 YONUS S0RESl / I 0 93
Keva§f isimli kitapta §oyle denilir: "Onlar, bir araya gelip dertle§tiler,
yapt1klar1na pi§man oldular, tazarru ve niyazda bulundular, seslerini yilkseltip
agla§tilar. Btittin bunlan, kalblerinin incelmesi, dualann1n halisane olup da
kabule daha yakln olmas1 ic;in yapttlar. Kul haklann1 odediler. 0 kadar ki,
eger birisi evinin duvar1na ba§kas1na ait bir ta§ koymu§sa, onu bile sokiip sa-
hibine iade etti. Halis bir niyetle hep beraber: ' Yunus (a.s.)'un getirdiklerine
iman ettik' §eklinde veya: 'Ya Hayy, Ya Kayyum! Yaln1z Senin rahmetinle
Senden yard1m istiyoruz. Ya Hayy ! Senden ba§ka, hic;bir ilah yoktur' bi<;i-
minde, ya da: 'Ey Allah'1m1z! Hie; §tiphesiz gtinah1m1z btiytik oldu. Fakat Se-
nin rahmetin o gilnahlardan daha btiyilk, daha yiicedir. Sana lay1k olan ~ekil
de bize rahmetinle muamele et! Bize, bizim milstehak oldugumuz §ekilde mu-
amele etme! 'diye dua ettiler. ''
ve bahk onu yuttu. ~a'bi diyor ki: "Yunus (a.s.)'u bahk A§Ore gtintintin ku§luk
vaktinde yuttu, ayn1 gilntin ak§am1na dogru onu cr1kanp brrakti. Gtine§ de bat-
mak ilzereydi. Burada A§tlre gtinilntin faziletini beyan vardir. <;tinkti A§fire
gtintinde Allah (c.c.) Yunus (a.s.)'un kavminden azab1 kaldird1, bahg1n kar-
nmdan onu c;1kard1 ve ondan bu stk1ntiy1 giderdi."
99. «Eger Rab bin», yerytiztindeki insanlann ve cinlerin iman etmesini
«dileseydi, yeryiiziindekilerin hepsi elbette iman ederlerdi.» Fakat ~eriatm
ve kainatln temelini tizerine bina etmi§ oldugu hikmetine ayk1n oldugu i9iI1,
bunu irade buyurmamt§tlr. «0 halde sen,» Allah'm istemedigi bir konuda
~inanmalara i~in insanlan zorlayacak m1s1n?» Yani sen, insanlar1 iman et-
mek i9in zorlayamazsm.
100. «Allah'1n izni olmadan, hi~ kimse iman edemez.» O'nun izni, ko-
layla§trrmas1 ve ba§ar1h ktlmas1 olmadlk9a, kimse inanamaz. 0 halde nefisle-
rin hidayeti i~in kendini fazla yorma. <;tinki.i o, Allah'a ait bir husustur. «Al-
lah, akdlar1n1 kullanmayanlari pislik i~inde b1rak1r.» "Pislik = Murdar-
lzk"tan maksat, ktifiirdtir. Kiiftir, tiksinilen, pis gortilen ve c;irkinlikten ibaret
olan "murdar" (pis) kelimesiyle ifade edilmi§tir. <;tinkti ktiftir, <;irkinligin ve
kendisinden tiksinilen §eyin bir simgesidir. Onun i9in Cerlab-1 Hak, ayetleri
ve delilleri tizerinde dti§tinmek suretiyle akdlarm1 kullanmayanlar hakkmda
kiifrti devam ettirir. Bu sebeple ayette "izin" olarak ifade edilen "hidayet"
onlara nasip olmaz, ktifriin ve sap1khg1n <;irkinliklerine dahp gitmeye devam
ederler.
Ayet: 99- 103 YUNUS SORESt/ 10 95
101. Ey Muhammed! «De ki: 'Goklerde ve yerde neler var, bir ba-
k1n! '» Ey Mekke hallo! Allah'm birligine ve sonsuz kudretine i§aret eden,
goklerdeki ve yerdeki Allah'm gtizel sanath varhklan tizerinde dii§linlin. «Fa-
kat inanmayan bir topluma deliller ve uyardar f ayda saglamaz.» Allah'm
birligine i~aret eden ayetler, alametler, uyanc1 peygamberler ve her tiirlli uya-
nlar, inanmayan bir topluma hi~bir fayda vermez.
102. «Onlar kendilerinden once gelip ge~enlerin», daha once y~am1§
olan toplumlarm «ba~lanna gelen giinlerinin benzerlerinden ba~kas101 m1
bekliyorlar?» Yani, Mek.ke kMirleri ve benzerleri, kendilerinden once gelip
ge~mi~ Nuh, Ad, Semfid, Eyke tpplumlan gibi mi.i§rik milletlerin ac1kl1 gi.in-
lerinin benzerlerinden ba§kas1n1 beklemiyorlar. <;unkli bunlar daha iyisini hak
etmemi§lerdir. Onlan tehdit ederek «De ki: '0 halde» sonu~ta size gelecek
azab1 «bekleyin» bakahm! ~liphesiz «ben de» helfil<1n1z1 «sizinle beraber
bekleyenlerdenim.'» Hi~ §iiphesiz gtizel sonuc;, Allah'dan sak1nanlara, yani
mtittakilere aittir.
103. «Biz, sonra peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtanriz.»
Sanki §6yle soylenmi§tir: Biz, inkarc1 milletleri helak. ederiz. Azabm inmesi
an1nda peygamberlerimizle onlara iman edenleri kurtannz. «l§te boylece
iman edenleri», her tiirlti sl)ant1 ve azaptan «kurtarmak Bizim iizerimize
haktir.» Bu climlede, aynca soylemeye ihtiyac; olmad1g1n1 bildirmek i9in,
peygamberlerin kurtarilmas1n<lan soz edilmemi~tir. Ayette dik.katler ozellikle
§U hususa ~ekilmi§tir: His: §iiphesiz kurtulu~un biricik §art1 imandu. Biiti.in
milletler ic;in ge9erli olan Allah'1n kanunu budur. Ger9ekten Allah (c.c.) gec;-
mi§ peygamberleri ve onlara iman eden mti'minleri kurtard1g1 ve onlara
vadettigi §eyleri yerine getirdigi gibi, Rasul-i Ekrem (s.a. v .) ve onunla bera-
ber olan Ashab-1 Kiram'1 (r.a.) da kurtard1 ve onlara vadettiklerini gerc;ekle~
tirdi.
96 coz: l l
~eriat ve onunla amel devam ettigi stirece, yUce Allah, kiyamete kadar
gelecek bilti.in inananlan, kafirlerin elinden ve §erlerinden kurtaracaktir. Kur-
tulu§uri asgarisi oli.imdiir. <;tinki.i oltim, mi.i'mine verilen bir armagand1r.
Rasultillah (s.a.v.)'1n, bir cenazeye rastlad1g1nda §oyle buyurduguna dikkat et-
mez misin: "Bu cenaze ya istirahat ediyor veya ondan dolay1 istirahat olunu-
yor." (21 >Hadisteki istirahat eden; salih ki§idir, dtinyanm zorlugundan kurtu-
lur, ruhani mtikMatlarla Berzah aleminde dinlenir. Bu, nimetlerin yans1dir. is-
tirahat olunansa, faslk ki§idir. <;tinkii onun oltimiiyle insanlar dinlenir. Eziye-
tinden kurtulurlar. Kendisi, berzah aleminde ruharn azapla kar§l kar§Iya gelir.
Buda cehennem azabm1n yar1s1drr.
ibadetin en faziletlisi, geni§ligi beklemektir. <;iinkii bu bekleyi§te, kal-
bin istirahati ve sabnn mlikMati vardu. S1kmtiya dti§en mti'min, kendisini s1-
kmtiya koyarun Allah oldugunu ve o stkmt1y1 Allah'tan ba§ka kimsenin gide-
remeyecegini bilir. i§te bu inan9, s1klntm1n ac1s1n1 hafifletir, sabretmeyi ko-
layla§ttnr. Boylece feryad1 buakir, gonlilnde huzur hisseder. Ba§tna gelenle-
rin Allah'1n hilkmiiyle oldugunu hattrlamayan ve Allah'1n kullanna kar§1 9ok
liituf sahibi oldugunu unutan cahilin durumu ise boyle degildir. <;unkli cahil
insan, i9ine dti§tiigii beladan hi9 kurtulamayacag1 inancml kapilabilir ve far-
k1na varmadan Allah'a acizlik nisbet eder. Sabah-ak§am sikmtmm ac1s1. i<;eri-
sinde k1vranrr durur. Dalaletten Allah'a s1g1nrr1z.
21- Buharl. Mi.islim. Ahmed b. Hanbcl vc Ncsci'nin rivayct eltiklcri uzun bir hadisin bir k1sm1-
thr. Akz. Fetltu'l-Kd>fr. 3/136.
Ayet: I 03- 104 YO NUS SORESl/ 10 97
105. «Ve yiiziinii hanif» , yani Allah'1 birleyici «olarak dine ~evir.»
Y ani farzlan yapmak, ~irkinliklerden vaz ge9mek sfiretiyle dinde istikamet
lizere olmakla emrolundum. Keva~zde: "Mana: ' Mti'min ol ve amelini sadece
Allah'a hfilis k11' demektir," denilrnektedir. "Hanif olarak" demek, batil din-
leri buak1p, hi~bir §ekilde kusuru olmayan Hak din Uzerinde istikamette ol-
mak manaSIIll ifade eder. inan~ Ve arnel yontinden «Saktn mii§riklerden Ol-
ma!»
Fahrettin er-Raz! Tefsrrinde der ki: "Bir kimse Mevta's1n1 tan1d1ktan
sonra ba§kasma kalben yonelirse, bu §irk olur." i§te kalb ehlinin "gizli §irk"
dedikleri budur.
106. «Allah'1 b1rak1p da», kotti bir durumu gidermek ve sevimli bir §e-
yi saglamak sfiretiyle «Sana fayda ve» sevimli §eyi ahp sevimsizi vermek
sfiretiyle «zarar veremeyecek §eylere tapma!» Ba§ka §eylere tapmak; ister
Allah'1 tamamen inkar, ister Allah'1 tanunakla beraber O'na ba§ka §eyleri or-
tak ko§mak suretiyle olsun, farketmez. «Eger bunu», yani zarar ve yarar sag-
lamayan §eylere ibadet yapmak sfiretiyle nehyolundugun,§eyleri «yaparsan,
o zaman sen de zalimlerden olursun!» Yani, kendi kendilerine zarar veren
zalimlerden. Ger9ekte Allah'tan ba§ka yarar ve zarar veren hi~bir kimse yok-
tur. Allah'1n zatindan ba§ka her §ey yok olup gidecektir.
107. «Eger Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan
ba§ka giderecek yoktur. Eger sana bir hayir dilerse, O'nun keremini geri
~evirecek de yoktur.» Putlar dahil, kim olursa olsun ... Ayette §Una da i§aret
vardrr: Hayrr, bizzat istenilen §eydir. Zarar ise, birtak1m dt§ sebeplerle kulun
sebep oldugu bir §eydir. «O, hayrin1 kullarindan diledigine eri~tirir. <;un-
kii O, ~ok bagi~layan, ~ok esirgeyendir.» 0 halde itaat i~inde O'nun rahme-
tini isteyin. Gtinahlar sebebiyle O'nun magfuetinden ilmidinizi kesmeyin.
Arif insan1n Gaffrr isn1inden nasibi, kendisi hakk1nda gizli kalmas1n1 ar-
zu ettigi §eyleri, din karde§i i~in de orttip gizlemesidir.
Ayet: 105- l OH YONUS SURESI/ 10 99
108. Mekke kafirlerine «De ki: 'Ey insanlar! Size Rabbinizden hak
gelmi§tir.» 0, ylice Kur'an'dtr. Siz, Kur'an'1n i~indeki hidayet ve mucizelere
vak1f oldunuz. Artlk sizin hi~bir ozriintiz kalmadi. Allaha kaq1 da bir hiiccet
yoktur. «Artik kim» Kur'an'a iman etmek ve apa~lk ayetlerindeki hiikiimle-
riyle amel et1nek sfiretiyle «dogru yola gelirse, ancak kendisi i~in gelir.»
Hak. yola girmesinin faydas1 kendisine aittir. «Kim de>> Kur'an'1 inkar edip
ondan yliz ~evirmek sfiretiyle «saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapar .»
<;unkii sap1khgm1n sorumlulugu ve gtinah1 kendine aittir. «Ben, sizin iizeri-
nize vekil degilim.» i§lerinizin bana havale edildigi bir muhaf1z degilim. Ben
sadece bir mtijdeleyici ve bir uyanc1y1m.
109. inan~, amel ve teblig konusunda «Sana vahyolunana uy!» Her giin
gelen vahiylerle desteklenen ve yukarda zikri ge~en hakka uy!
Onlan davette ve eziyetlerine tahammlil etme konusunda «Allah hiik-
miinii verinceye» sana yard1m edip dinini galip getirinceye «kadar» onlan
davete devam ct ve eziyetlerine «sabrct. 0, hiikiim verenlerin en hay1rhs1-
100 ROHU'L-BEYAN Ciiz: 1 l
d1r.» <;Unkti Cenab-1 Hak bilttin gizlilikleri bUdiAi i~in, hilkmilnde hata etme-
si n1timkiln degildir.
Rasuli.illah (s.a.v.)'1n Ebu Leheb, Hakem ibn As ve Ukbe ibn Ebi Muayt
gibi baz1 kom§ulan vard1. Bu putperestler, Rasfillillah'a ehyet veren §eyleri
iizerine atarlard1. Rasul-i Ekrem bunlar1 ahp evinden 9Lkar ve kap1da durarak
onlara §6yle seslenirdi: "Ey Abdu Mena/ ogullan! Bu naszl kom§uluk boy-
le ?!" Sonra da o pislikleri bir tarafa atardi.
22- Bu, uzun bir hadisin bir boltimUdUr. Nesei, TaharetbolUmUnde rivayet etmi§tir.
23- ibn Hibban rivayel etmi~tir. Hadiste: "i11sa11/ur, di11/eri11deki derece/erine gare stkmuya du-
~:ur olmu~·/ard1r ... " dcni lmektcdir. Bkz. FNhu 'l·K c·hfr. II 187.
Ayet: IOH YUNUS SUR~:sl/ l 0 101
1-3. «Elif, Lam, Ra.» Bu sure "Elif. Lam. Ra" diye isimlendirilmi§tir.
SOrenin bu harflerle ba~lamas1, meydan okuma ve icaz i<;indir. Huruf-u mu-
kattaa denilen bu harflerden neyi kastettigini, en iyi Allah bilir. Bunlar gizlen-
mi§ s1rlardandrr. Nitekim imam $a'bi'ye bu harfler konusundA sorulunca, §OY-
le cevap vermi§tir: "Bunlar Allah'1n sirndrr. Bu s1rr1 ara§tlrmaym. Allah, raz1
11
oldugu el<yi d1§1nda kimseyi gayb hazinesine vfilof k1lmaz. Rak.ka§i de §Oyle
demi§tir: "Bu harfler Allah'1n suland1r. Onlan peygamberlerine ve se~kin
kullarma a<r1klar. Bunlar ancak se9ilmi§ kullann vak1f oldugu sirlardandrr. "
Ebii Hureyre (r.a.)'den §Oyle rivayet edilmi§tir: "Allah Rasulunden iki
kap dolu.su ilim ogrendim. Bunlardan birini size ar;zkladtm. Digerini ar;ikla-
y1p yaysam, §U bogaum kesilir."0 >
Mtifessirlerin sultan1 ibn Abbas (r.a.) §Oyle dedi: "Elif. Lam. Ra'nm
manas1: 'Ben Allah'IDl, gortirtim' demektir."
«(Bu kitap,)» yani Kur'an «hakim ve her §eyden haberdar olan Allah
taraf1ndan ...» Bu, kitab1n s1fatlanndand1r. Nitekim diger s1fatl da, onun
"ayetleri muhkem kdinnu§" bir kitap olu§udur. Bu s1fat, kitabm bizzat kendi
degerini ortaya koydugu halde, ilk s1fat, onu Allah'a nisbet etmektedir. Bu
nisbet de "tarafmdan" anlamma gelen "lediin" kelimesiyle yap1lm1§tlr. Bu ke-
lime, aym anlama gelen "inde" kelimesinden farkhdtr. <;unkti "ledii.n ", en ya-
kin anlam i9in, "inde" ise hem yakm, hem uzak iyin kullan1hr ... Evet, Allah
"hakfm"dir, yiinkii indirdigini yerli yerince indirmi§tir. "Her §eyden haber-
dardir," 9iinkil emrine uyanla, yiiz 9evireni hakk1yla bilir. «Kendisinden
. ba~kas1na kulluk etmeyesiniz diye ...» Ey Mekkeliler, Allah'tan ba§kasma
ibadeti b1rakman1z, kullugu yaln1zca O'na has k1lman1z is:in «ayetleri muh-
kem k1hnm1~,» yani saglam bir tarzda dizilmi§, her tlirlii eksik ve 9eli§kiden
~
uzak, ttpk1 saglam ve diizgtin yapilllll§ bir bina gibi, ya da mutlak olarak de-
gi~tirmek anlammdaki neshten uzak k1hnm1§, «Sonra da uzun uzad1ya a~1k
lanm1§,» tlpk1 stislenmi§, gerdanhklar gibi, ayetleri 9e§itli faydalarla siislen-
mi§, degi§ik ama9lan aynntih bir §ekilde belirlenmi§, inai1~, ahkam, ogiit ve
ornekler vermek gibi degi§ik anlamlan a91klanm1§ «bir kitapt1r.>>
Ashnda ehl-i siinnete gore ecel birdir. Herne kadar omtirler ve nztldar;
tevbe ve istigfar gibi amellerle ilgili ise de, her kul ic;in belirlenmi§ bir ecel
vard1r. <;;unkil ytice Allah, kulun, omrti artrracak taatlarla me§gul olacag1n1
~
bildigi i9in, takdirini de ona gore yapm1§tlr. Bu durum ecelin birden fazla ol-
dugunu isbat etmez.
anahtanc.lir. Hadis·i ~erifte: "La ilahe illallah, cennetin anahtandlr"<2 > buy-
"' .
rulmakta. Haberde ise ~oyle nakledilmektedir: "Adem (a.s.): ' Ey Rabbitn! Ib-
lis'i bana musallat ettin. Onun hakk1ndan ancak seninle gelebilirim' dedi. Yti-
ce Allah da: 'Senin her c;ocugun ivin, kendisini iblis'in ve koti.i arkada§lann
hilesinden koruyacak bir koruyucu tayin ettim ' buyurdu. Acte1n: 'Ey Rabbim!
ArtH' deyince, ytice Allah: ' iyilige on ve daha fazla sevap vardir. Kotilllige
ise bir kar§1bk vardtr. Onu da silerim' buyurdu. Adem: 'Daha da art1r ey Rab-
bim' dedi. Hak Tefila: 'Ruh bedenden aynlmad1k<;a tevbe makbuldur' buyur-
du. A<lem: 'Rabbim! Artir' deyince, Allah da ~oyle buyurdu: 'De ki: Ey ken-
di nefisleri aleyhine haddi a~·an kullanm! Allah'1n rahmetinden umit kesme-
yin. <;unkii Allah butiin gilnahlan bagz#ar. Suphesiz ki 0 , fOk bagi§layan,
r;ok esirgeyendir.' (Zi.imer: 53)"
Bir de istigfar sadece glinahtan dolay1 olmaz, laylk1yla yap1lamayan iba-
detten dolay1 da olur.
5. «Bilin ki» ey mli'minler .«onlar,» yani Mekke mli~rikleri,
Hz. pey-
gamber (s.a.v.)'e dil§manhklan, haktan ytiz ~evinneleri ve i9lerindeki ktiftirle-
ri sebebiyle «Allah'tan gizlenmek i~in iki bilkliim olurlar.» <;tinkil onlar
Allah hakk1nda caiz olmayan §eyleri bilmezler.
ibn Abbas (r.a.)'tan rivayet edild.igine gore bu ayet AJmes b. ~tireyk
hakk1nda nazil olmu§tur. Bu adam, soz soylemesini iyi beceren birisiydi. Hz.
Peygamber (s.a.v.)'e ivinden k1zd1g1 halde, d1§1ndan onu sever gozliktiyordu.
· «Bilin ki,» gizlenmek i~in
«elbiselerine biirilndiiklerinde bile•.. >>
Kafirlerin birisi evine girer, perdesini indirir, elbisesine bilrtintir ve "Allah be-
nim kalbimde olruu bilir mi? derd.i. «Allah onlar1n gizlediklerini» kalblerin-
de sakl1 tuttuklan <<Ve a~1ga vurduklar1n1» clilleriyle a91kl~dlklann1 «bilir.»
2- Bu hadisi Buhnrl, Vehb b. MUnebbih'ten tahric etmi~t.ir. Kendisine: Lft ilahe illallah cennetin
anahtun de~il 111i'! cliyc soruklu. 0: "Evet,fakar. her anahtann di~leri vardzr" dedi. Burada
imunla hcrnlwr illlfo.: VI! ihudet ~arti da helirtiliyor. Bkz. Ctimir.t'l-Usal, 9/371.
110 CO.Z: 12
<ltklan ~eyler O'na nas1l gizli kalabilir? Ayetin mt\nas1: DU§mai1hk ve klifiirle-
rini saklayanlar Bize gizli kalmaz. Biz onlan, gizledikleri kotti amellerine
kar§ihk lay1k1yla cezalanchracag1z. Allah'1n cezas1, korkulup ~ekinilecek bir
cezadir. Allah' in nzas1na .aykJ.n bir §eye ctiret ediletnez.
~tiphesizkalbin 1slah1, her ~eyden daha onemlidir. <;ilnki kalb, beden til-
kesinde itaat edilen ve htikmti ge~erli olan bir htiktimdar, dt~ organlar da onun
tebaas1 ve hizmet~isi gibidir. Nifak, kalbin kotti s1fatlanndand.Jr. D1§1n ive, so-
ziln fiile aykm olmas1 milnaf1khkttr.
Bir grup insan ibn Omer (r.a.)'e: "Biz sultan ve emirlerimizin yanma gi-
riyor, huzurlanndayken ba~ka, onlann yan1ndan yikt1g1m1zda ise daha ba~ka
konu§uyoruz" decliler. ibn Omer (r.a.) de: "Biz Rasilltillah zaman1nda bW1u
mtinaf1khk sayard1k'' kar~1bg1ru verdi. Htizeyfe (r.a.) de: "Bugtinkli milnaf1k-
lar Hz. Peygamber zaman1ndakilerden daha kottidi.ir" deyince: "Nasll olur?"
diye sordular. Bunun tizerine: "O zaman nifaklanm gizliyorlard1, bugtin ise
a§ikar yap1yorlar" cevab1n1 verdi.
Ayet: 6 HUD S0RES1/ 1 l 111
«Her §ey apa~1k bir kitaptad1r .» Her canh, onun nzk1, yerle§tigi yer
ve birakilacag1 mekan, Levh-i mahfuzda yaz1hdrr. Bu kitap, bakan n1eleklere
ac;.tk olarak gozilkilr. Alimlerin ittifak ettiklerine gore dort §ey asla degi§mez:
Omilr, nztk, ecel ve saadet-§ekavet. Akllh kimsenin, nzk1 ic;in gam ~ekmeme
si, Allah'a tevekktil etmesi gerekir. <;iinki.i Allah, ona kafidir.
Rivayet edildigine gore Hz. Musa, kendisini imana davet etmek i.izere
Firavun'a gitmekle emrolundugunda, ailesinin durumu aklina geldi ve: "Ey
Rabbim! Ailemin i§lerini kim gorecek?" dedi. Yi.ice Allah ise ona, asasm1 ka-
yaya vurmas1n1 emretti. Hz. Musa asas1n1 kayaya vurunca; kaya yanldi. ic;in-
den bir kaya c;Ikti. Sonra bir daha vurunca bir kaya daha c;1ktl. Bir daha vu~un
ca bu sefer kayadan bir kurt (bocek) c;1kti. Agzmda gidast mesabesinde bir
§ey vardi. Hz. Musa'n1n kulak perdesi ac;tld1 ve kurdun §5yle dedigini i§itti:
"Beni goren, sozilmli i§iten, yerimi bilen, beni hatulay1p unutmayan Allah,
btitlin kusurlardan miinezzehtir. Onu tesbih ederim."
Enes (r.a.)'in §5yle dedigi rivayet edilrni§tir: "Bir gi.in Hz. peygamber
(s.a.v.)'le birlikte bir ihtiya<; i<;in §ehir dt§rna c;1kttk. Yi.iksek sesle oten bir ku§
gordiik. Hz. peygamber (s.a.v.): 'Ey Enes! Bu ku§ ne soyluyor biliyor mu-
sun?' deyince hen: 'Allah ve RasOlii daha iyi bilir' dedim. Efendimiz buyur-
dular ki: 'Ku§ §6yle soyluyor: Ey Rabbim! Gozumu kor ettin, beni ama yarat-
tln, beni doyur. <;unku a~·im.' Biz bu ku§a bakarken m;arak bir c;ekirge geldi
ve ku§un agzma girdi. Ku§ da onu yuttu. Sonra ku§ daha yilksek sesle otmeye
ba§ladt. Rasfiltillah bana: 'Ey Enes! Ku§ §imdi ne diyor biliyor musun?' diye
sordu. Ben de: 'Allah ve Rasuli.i daha iyi bilir' dedim. Efendimiz buyurdu ki:
'Ku§ §i>yle soyliiyor: Hamdolsun Al/aha ki kendisini zikredeni unutmuyor.'
Ba§ka bir rivayette ise: 'Kim Allah'a tevekkul ederse ona kafi gelir' denilmi~
tir." Bu rivayetler "insanii'l-Uyun" adh eserde ge<;mektedir.
Rivayet edildigine gore Hz. Hi.iseyin 1in kthcmda §U dort kelime yaz1hy-
d1: R1ztk taksim edilmi§tir; tamahkar mahrun1dur; cimri kotiilenmi§tir; haset~i
kederlidir.
7. «Ar~'• su iizerinde iken ...» sozltikte "ar~·," karyola ve taht gibi an-
lamlara gelir. Ar§tn Allah'a nisbet edilmesi, onun yaratthnl§ bi.iytik bir varhk
Aye t: 6-7 HUD SURES!/ 11 113
Mukatil §Oyle der: "Allah Ar§l dort k6§eli yapm1§.tlr. Her ko§e arasmda
da say1s1n1 ancak Allah'1n bildigi bir~ok yonler vardir. Bunlar gokteki y1ld1z-
lardan, yerdeki toprak zerrelerinden, aga9lardak.i yapraklardan daha 9oktur.
Ar§tn uzunlugunun ve geni§liginin sonu yoktur. Mahiyetini de ancak Allah
bilir."
Birincisi: Allah onu melekler i9in bir t.oplant1 mahalli kilm1§tlr. Nitekim
ayette §6yle buyrulmaktadu: "Melekleri arzln etrafinz fevirmi~ olarak gorur-
sun" (Ztimer: 75)
ikincisi: Allah bununla kudret ve azametini gostermek istemi§tir. Nite-
kim Mukatil §Oyle demi§tir: "Gokler ve yer, ktirstintin btiytikli.igti yan1nda, ~o
le attlm1§ bir ytiziik gibidir. Ktirsi, gokler ve yer ise, Ar§'m biiytikltigU yanm-
da yine ~ole at1lm1§ bir ytiztik (halka) kadardu. Btittin bunlar ise Allah'm aza-
meti yamnda dtinyan1n bir zerresi gibidir. Allah Ar§'1, yaratanm, yarat1klan
daha btiytik oldugu bilinsin di ye yaratt1."
Burada gec;en "su" ise, (buz halindeki su degil,) normal sudur. Bu, Ar~
ile suyun birbirine biti§i.k oldugu manasma degil, Allah'm Ar§t, kudretiylc yu-
kar1da tuttugu manas1na gelir. Asamm §0yle der: "Bu upk1, yerle biti§ik ohna-
d1g1 halde, "gok yerin ilsttindedir" demek gibidir." As1l manas1 §Udur: Yer ve
gokler yaratilmadan once Allah'1n ar§t su tizerindeydi ve aralannda maddt bir
engel yoktu. Maddi bir engel diyoruz, 9iinkii yerle gok arasmda maddi bir en-
gel vardu ki, o da havadir. Zaten maddl olmasayd1, "engel" ad1n1 almazd1.
Burada, Ar§ ve suyun, yer ve goklerden once yarattld1gma delil vardir.
«Hanginizin daha giizel amel edeceginizi ortaya koymak i~in ... » Al-
lah gokleri, yeri ve siz de i9inde olmak tizere bu ikisinde bulunan biitlin yara-
t 1klan yaratt1. Ge9iminiz i~in, gerek olan her §eyi orada diizenledi , aralanna
114 ROHU'L·BEYAN Cuz:l2
Yer de, gokler gibi yedi tabakadrr. <;unkii ayet-i kebme de "yerden de
bir o kadarzn1 yaratan" (Talak: 12) buyrulmaktadu. Yeryi.iziintin btiytik kis-
nu sabra, dag ve denizden olu§ur. Ancak 9ok az bir kism1 mamurdur.
Gokler iki, yer iki, tizerindeki bitki hayvan ve diger varhklar da iki gtin-
de olmak tizere, goklerdeki ve yerdeki her §ey alti gtinde yaratilmt§tlr. Nite-
kim Secde sfiresinde bu §ekilde belirtilmektedir. Alt1 gtinden maksat, bildigi-
miz diinya giinleridir. ilki pazar ve sonuncusu da cumadir. Orfe gore gtinler,
gtine§in diinya tizerinde kah§ stiresidir. Yer ve gok olmad1g1 takdirde boyle
bir giln tasavvuru da olmaz. Y ahut da bu giinlerden maksat, 3.hiret giinleridir
ki; ibn Abbas'dan nakledildigine gore her 3.hiret gi.inii, bildigimiz bin ytl gibi-
dir. Allah dileseydi goz a91p kapay1ncaya kadarhk bir siireden daha kisa bir
zamanda yeri ve gokleri yaratabilecegi halde, teddci olarak yaratmasmda, i§-
leri saglam ve kademe kademe yapmaya te§vik vard1r.
Birisi §6yle demi§tir: "Ne melek, ne peygamber, ne de salih bir kul ol-
mak isterim. Bunlar k1yameti ve onun deh§etini gormeyecekler mi? Ben hi<;
yaratilmam1§ olmay1 arzu ederim. <;unkti yarat1lmam1§ olan k1yameti vc onun
zorluklann1 gormez."
Seriyyti's-Sakati §6yle demi§tir: "Rezil olmamak i~in, tilkemin d1§1ndaki
bir tilkede olmek isterim." Arif kimsenin, ecel gelip ~atmadan i§ini tedarik et-
mesi, gi.inah1ndan tevbe edip 1srardan vazge9mesi gerekir.
Hadis-i §erifte §Oyle buyruluyor: "Hem giinaha devam edip hem de tev-
be eden kimse, Rabbiyle alay eden kimse gibidir."< 3>
3- 1-iadisi Beyhaki $uahu'l-iman boli.imi.inde zikretmi~tir. Aym hadisi ibn Asakir de ~u ba~lan
g1~Ja tahric c tmi~lir: "Giinahtan tevbe eden, hi~· gunah i~lemeyen gihidir." Bkz. el-Fethu'l-
K<1hfr, 2/40.
116 ROHU 'L~ BEYAN COz: 12
9. «Andolsun ki, Biz kahm1zdan insana ....» Yemin olsun ki, Biz insa-
na slhhat ve emniyet gibi «bir nimet tathr1p, sonra bunu ondan ~ekip» geri
«alsak, hemen o» insan, Allah'1n kaderine tam teslim olmad1g1 ve sabnnm
azhg1 sebebiyle «umutsuzluga dii~er, nankor olur.» Ge~rni§ nimetlere kar§I
btisbtittin nankor kesilir. Buradaki "nankor olmaktan" kas1t, iyiligi ve nimeti
inkar ederek, §tikrti terketmektir. Burada, nimetin ellerinden ahnmasma, nan-
korltiklerinin sebep olduguna i§aret vard1r.
10. Andolsun ki, «ba§Ina gelen bir s1k1nhdan sonra ona» hastahktan
sonra s1hhat, s1kmtidan sonra ferahhk gibi «bir nimet tathrsak,» insan o za-
man «mutlaka: 'Koti.iliikler ba~1mdan gitti'», art1k beni rahats1z eden s.tkin-
ti ve musibetler ortadan kalkti. Boyle s1k1ntilar bir daha gelmez «der. Ciinkii
o, ~ok ~1mar1k, ~ok bobiirlenendir.» Nimetle §imanp, nimet vereni unutmak
gafillerin i§idir. insanm 9ok bobtirlenmesi; verilen nimetlerle ba~kalarma 9a-
hm satmas1, nimetin hakkm1 vermemesi, Rabbine ~tikretmemesi ~eklinde
olur.'
11. «Ancak sabredip, giizcl i~lcr yapunlar,» yani kadere iman ederek
Ayet: 9 · 12 HOD SURES!/ 11 117
s1k1ntilara sabreden, gizli ve a9tk nimetlere §tiktir olarak salih ameller i~leyen
-salih amel, Allah Teala'n1n nzas1na uygun amel demektir- mii'minler «boyle
degildir.>> Hz. Omer §byle demi§tir: "Sabir ve §ilki.ir iki binektir. Hangisine
binsen farketmez" Hz. Omer bu soztiyle, sabir ve §ilkiirden herbirinin insant
Allah'm nzasma ula§tuacagma i§aret etmektedir. «i~te onlara bagt§ ve bu-
yiik bir miikafat vardtr.» Bu gtizel s1fatlarla s1fatlanm1§ olanlar i9in gtinah-
lardan bagi§lanma "' ve gilzel amellerinin kar§1hg1 olarak btiytik miikafat vardtr.
Mtikafatm "huyuk" olarak nitelendirilmesi, onlarm stirekliliginden, ytiktimlti-
ltiklerin kalkmas1ndan, azaptan emin olmaktan, Allah'1n kendilerinden raz1 ol-
masmdan ve O'nun yiice cemalinin seyredilmesinden dolay1du.
17. «Rabbi katindan a~1k bir delile dayanan.» Burada "delil" olarak
tercilme, ettigi1niz "beyyine", hliccet~ btirhan ve takdir anlamlanna gelir. «Ve
kendisini O'nun ltat1ndan,» yani Allah· taraf1ndan gelen ve dogru1ugunu
destekleyen Kur'an gibi «bir §ahidin izledigi, onlerinde de» yani Kur'an'dan .
once de «Musa 'n1n kitab1» yani Tevrat «onder ve rah met» yani k1yamete
kadar, kendilerine, indirilen kimseler i~in btiytik bir nimet «olarak bulunan
kimse, inkarctlar gibi midir?>> Y ani inldirc1larla, delillere sahip olan bu in-
sanlar bir midir? Buradaki soru~ onlann kesinlikle aym olmad1klanm goster-
mek i~indir.
18. «Yalan soyleyerek Allah' a iftira edenden daha zalim kim var-
d1r?» Evet, meleklerin Allah'1n k1zlan oldugunu soylemeleri, putlannm ken-
dilerine Allah katmda §efaat91 olacag1 gibi iftiralanyla, Allah'a yak:1§mayacak
§eyleri O'na nisbet edenden daha zalim hie; kimse yoktur. «Bunlar» hesaba
9ekilmek tizere «Rabblerine,» yani ytice Allah'1n huzuruna «gotiiriiliirler.»
Allah, kullan aras1nda htikiim verinceye kadar huzurda tutulurlar. «Ve §ahit-
ler de» yani melekler, peygamberler ve mti'minler de onlart gostererek ve kii-
~timseme edas1yla: «'i~te bunlar» kendilerine ikramda bulunan, i§lerini yii-
riiten «Rablerine kar§t yalan soyleyenlerdir.'» O'na iftira edenlerdir «der-
ler. Bilin ki Allah'1n laneti,» azab1 ve 6fkesi, iftira ederek kendilerine yaz1k
eden «Zalimler iizerinedir.»
Hadis-i §erifte ~oyle buyurulmu§tur: "Yiice Allah kiyamet giinii. mii.'min
kulunu yakla§tlnr ve onu insanlardan gizleyerek der ki: 'Ey kulum! Su §U gu-
nahlanni biliyor musun?' Kul da: 'Evet, ey Rabbim!' der. Allah, kulun gu-
nahlarm1 bir bir ona gosterdikten sonra: 'Ben bunlan diinyada orttiim.
Ahirette ise senin iqin bagz§ladzm' der. Sonra iyiliklerin yaz1ll oldugu defteri
verilir. Kafir ve mii.naftklara gelince, §ahitler onlar irin: 'i§te Rablerine kar-
§l yalan soyleyenler bunlardrr' derler. Bi/in ki, Allah'zn taneti, zalimlerin
uzerinedir." <4>
Bir ba~ka hadiste de: "Kim yapt1g1 i§i aleni olarak yapzp ilan ederse,
Allah da onu ilan eder"(5>buyurulur. Bundan anla§ihyor ki, yapt1g1 i§i riya ve
gosteri§ i~in yaparak onun ba§kalan taraf1ndan g6rtilmesi i~in 9aba harcayan-
lar, k1yamet giintinde Allah tarafindan bu kotti niyetlerinin ortaya 9ikanld1gm1
4- Hadisi, Buhari. MUslim ve Ahmed b. Hanbel, ibn Omer'den de merfu olarak tahric etmi§ler-
dir.
5· MUslim Vt' Ah111t~d h. Hanbel tarafrndan tahric edilmi~tir. Hadi.sinin devam1 §0yledir: "Kim
dt' gt'jsfffi i(i" ~'"/''"·''"Allah du 011u ha~kalamw gi>srerir." Bkz. el- Fethu'l-Kebfr, 3/200.
124 RUHU'L-BEYAN Cuz: 12
20. «Onlar,» yani fillireti inkar eden bu kafirler btittin geni§ligine rag-
men «yeryiiziinde Allah 11 aciz bsrakamazlar .>> Onun neresine ka9arlarsa
ka~smlar, O'nu bu azab1 vermekten ahkoyamazlar. «Allah'tan ba§ka (kendi·
lerini kurtaracak)», yardimla destekleyecek ve azab1 uzakla§tlracak «dostla·
rt da yoktur.» Allah'm onlar1 diinyada cezalandirmamas1 ihmalden degil, su-
re tarnmasmdandrr. «Onlara» kiyamet gtinti «kat kat azap verilir.» Azaplan
katlanir. «<;iinkii onlar,» kendi i<;lerinde ve dJ§ dtinyada onlerine serilen
«(ger~ekleri) i~itmeye tahammiil edemiyor», kendilerine anlatilan ger9ekle-
ri kulak arkas1 ediyorlar «ve (hakikati) goremiyorlard1.» Boylece Allah'a
ibadet edecekleri yerde putlara kulluk ediyerlard1.
21. «i§te» bu ytizden «onlar, kendilerine yaz1k edenlerdir.» ~efaatine
ula§acaklan konusunda «uydurduklar1 §eyler de,» yani sozde ilfill olarak ka-
bul ettikleri putlar da «onlardan uzakla§Ip» ortadan «kaybolmu§tur .»
22. Bu ytizden «ahirette en ~ok kayba ugrayacaklar da onlard1r.»
Rasulullah (s.a.v.) §Oyle buyurmu§tur: "Amellerde acele edin. <;unkii gelecek
gunlerde gece karanlzgz gibi fitneler vardir. Ki~i mii'min olarak sabahlar ve
kafir olarak ak~ama ~zkar. Yine mu'min olarak ak§amlar ve kafir olarak sa-
baha pkar. Dunya ugruna dinini satar. "<6>
23. iman edilmesi gerekli olan §eylere «iman edip de» kendi aralannda
ve Rablerine kar§l «giizel amel i§leyen ve» alabildigine itaat ve tevazu goste-
rerek «Rablerine boyun egenlere gelince, i§te onlar,» yani bu niteliklere sa-
hip olanlar «cennetliklerdir. Orada temelli», sonsuza kadar «kahrlar.»
24. «Bu iki ziimrenin» yani kafirle mti'minin ilgin~ «durumu, kor ve
sag1r He goren ve duyan kimsenin durumuna benzer.» Buradaki kor ve sa-
gir, kafirleri; goren ve duyan da mti'minleri temsil etn1ektedir. <;tinkii kafirler,
ibn Abbas (r.a.) §Oyle diyor: "Nuh (a.s.) klfk ya§1nda iken peygamber
gonderildi. Dokuz ytiz elli yil kavmini Hakka davet etti. Tufandan sonra alt-
mt§ yil ya§adt. Toplam omrii bin elli y1ldir. Hz. Nuh'un, Hz. Adem'in yeryii-
ztine ini§inden bin alt1 yi.iz krrk iki y1l sonra dogdugu, yurdunun ~am oldugu
ve Kfifeye defnedildigi soylenir."
0, kavmine «(dedi ki:) 'Ben sizin i~in apa~1k bir uyanc1y1m.» Size
azab1 gerektiren ye ondan kurtulu§u saglayan yollan a91k~a bildirmek ilzere
geldim. Burada "ve mi.ijdeciyim" dememesi, kavmi i~inde hentiz iman etmi§
kimselerin bulunmamas1ndand1r. <;unkU miljde, inananlar i~in ge<;erli bir §ey-
dir. «Allah'tan ba§kas1na kulluk etmeyin.» Benim size peygamber olarak
gonderilmemden asII maksat, sizi §irkten ahkoymaktrr. «Dogrusu hen, sizin
i~in ac1kh bir giiniin azab1ndan korkuyorum.'» Bu gtin, kiyamet gilnti ve-
ya Tufan gtintidtir. "Aciklz" sozti, gtintin s1fati olabilecegi gibi, azab1n s1fatt
da olabilir. Buna gore anlam "aCtkll bir gunun " §eklinde olabilecegi gibi
"aczklz bir azabm " §eklinde de olabilir.
Rivayete gore yiice Allah, Hz. Nuh'u, kavmine peygamber olarak gon-
derdiginde o kavmine bir bayram gtinlerinde gelqi. Kavmi putlara tap1yor, §a-
rap i9iyor ve t1pk1 hayv~lar gibi, a<;tk9a kad1nlarla cinsi il§iki kuruyorlard1 .
Hz. Nfih, onlara yi.iksek scsle 9agnda bulundu ve tevhide davet etti. Once
korktu1ar. Sonra ona deli dediler. Onu ya1anlay1p dovduler.
27. «Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: 'Biz seni sadece bi-
zim gibi bir insan goriiyoruz.» Seni peygamber yapacak, bizden tisti.in bir
meziyetin yok. Aynca «Sana» temizlik<;i ayakkab1c1 ve dti§iik meslek erbab1
gibi «bizim basit gori.i§lii ayak tak1m1m1z», a§ag1 ve degersiz tabaka «dt§ID-
da kimsenin uydugunu gormiiyoruz.» Eger davanda dogru olsayd1n sana
insanlarm list tabakas1 uyardi. "Basit goru~lu " ifadesinden amac;, derinleme-
sine inceleyip dti§tinmeden hemen karar veren kimsedir. Saplklann durumu
ne kadar §a§ktnhk vericidir ki, bir insan1n peyga1nberligine raz1 olmuyorlar
da, ta§m ilfillhg1na ve ona tapmaya raz1 oluyorlar.
i~en hirer insansuuz. «Aksine sizi yalancdar ~anayoruz. '» Ayn1 sozil soy le-
yip aym davay1 gilttUglintiz ivin, hepinizin birden yahm soylediginizi di.i§tinti-
yoruz.
28. «Nub dedi ki: 'Ey kavmim!» Bana soyleyin: «Eger ben, Rabbim-
dcn», yilce Allah kat1ndan benim davam1 tasdik eden «bir delil iizerinde
isem ve 0 bana kendi kahndan bir rahmet» peygamberlik «vermi~ de,
bu» delil de «size gizli tutulmu~sa, buna ne dersiniz? Ho~lanmad1g1n1z
halde sizi bunlara» bu delili kabule, illa da sizi hidayete girmeye «mecbur
mu edecegiz'!» Bu soru inkar i9indir. Yani kendiligimizden sizi zorlamaya
gtictimiiz yetmez. Hele siz istemedikten sonra, bu hi9 mtimktin olmaz.
29. Nub (a1s.), sozlerine §oyle devam etti: «Ey kavmim! Buna,» yani
teblig gorevine «kar§Ihk», iman edip bana tabi olduktan soma, hidayete er-
menizin kar§1hg1 olarak «sizden herhangi bir 1nal», bir kar§thk «istemiyo-
rum.» Ben size kar§l teblig gorevimi, dtinyevi bir menfaat i9in degil, ancak
Allah nzas1 iyin yaparrm. Dolay1s1yla «benim iicretim ancak Allah'a aittir.»
«Ben, iman edenleri kovacak da degilim.» Nuh kavminin ileri gelen-
leri ondan, kendisiyle bir araya gelmeleri i9in, fakir ve gariban kimseleri ya-
\.
nmdan kovmas1 §artm1 ileri slinnti§lerdi. Nitekim Kurey§ ileri gelenleri de fa-
kirlerle ayn1 dtizeyde bulunmay1 i9lerine sindiremedikleri i9in Rasultillah
(s.a.v.)'tan fakir mti'minleri yanmdan uzakla§tIImas1111 istemi§lerdi.
\
~oyle
denilmi§tir: "Ytice Allah, fakirlerin hattn i~in Hz. Peygamber'e
fakirligi mlinasib gordti. Boylece fakir, Hz. Peygamber'in fakirligiyle teselli
bulacak ve dtinyarun Allah katinda pek degersiz bir §ey oldugu anla§tlacak-
ll r, II
«~iinkii
onlar, Rablerine kavu~acaklard1r.>> Kiyamet gtintinde kendi-
lerine zulmedenlerden hak.lanm alacak.lar. Allah'111 ikramma ve ytiztinti gorme
nimetine kavu§acaklardrr. Ben onlar1, meclisimden uzakla§tiramam, 9tinkli
onlar Allah'a yakm kimselerdir. Allah'm aziz kildiklarm1 ben nasil zelil ktla-
nm? «Fakat hen sizi» buttin bunlar1 dti§ilnemeyen, getirdigim ve emrettigim
~eyler konusunda «cahil bir topluluk olarak goriiyorum.»
30. Bunlar Allah'a boylece yak1n, degerli kimsefer olduklan halde «Ey
kavmim! Ben onlari kovarsam, Allah' a», O'nun ofke ve intikam1na «kar~1
hana kim yard1m eder?» Hala i9inde bulundugunuz bilgisizlikle devam m1
ediyorsunuz? Yapt1klnrm1zm yanh§ oldugunu «dii~iinmiiyor musunuz?»
Ayet: 28-31 HOD SORESf/11 129
31. «Size Allah '1n hazineleri yan1mdad1r demiyorum.» Ben size, Al-
lah'tn nzk1 ve mallan yan1mdadrr demiyorum ki, bunlann olmamasmdan do-
lay1, benim yalanc1hg1ma hiikmedesiniz ve: "Bize kar§l bir ustunlugiiniiz de
yoktur. Aksine sizi yalanczlar san1yoruz" (Hild: 27) diyesiniz. <;unkti pey-
gamberlik dtinyevi vas1talarla elde edilmekten daha yilcedir. Bu dava, mal ve
mevki iddias1ndan uzaktrr.
Sad! Mtifti, ayeti §6yle tefsir ediyor: "Mal 9oklugu ve dtinyevi makam
sebebiyle bana tabi olman1z gerektigini iddia etmiyorun1 ki, benim iistiinliigil-
mii inkar edesiniz. Ancak ger9ekten Allah'1n Rasfilti oldugum ve bu konuda
delil getirdigim i9in bana uyman1z gerektigini soyltiyorum."
32. Nuh (a.s.)'un bu sozleri ilzerine kavminden olanlar «dediler ki: 'Ey
Nuh! Bizimle cidden tartI~t1n.» Bize dti~man kesildip «Bizimle yapt1g1n bu
tarh~rnada ilcri ~ittin,» 9eki~meyi olduk<ra uzattm. Tartt§mak (mticadele),
Ayet: 32-35 HUD SORESI/ 11 131
iki has1mdan birinin digerini susturma istegidir. Eger «soziinde,» yani bu teh-
dit ve iddianda «dogruysan,» sozil fazla uzatma da «kendisiyle bizi tehdit
ettigin (azab)1» hemen «ba~1m1za getir.'»
33. «Nuh ~oyle dedi: 'Ancak Allah dilerse onu» yani istediginiz azab1
hemen veya daha sonra «ba§1n1za getirir.» Bu i§ bana buakilmam1§tlr. Be-
nim glicilm buna yeJ:mez. «Siz» konu§mada kendinizi savundugunuz gibi, ka-
~arak veya savunmaya girerek «(O'nu) aciz b1rakamazs1n1z.»
ibn Abbas §oyle der: "Nuh (a.s.) geminin nasil yap1ld1gm1 bilmezdi. Al-
lah ona, ku~un gogsti gibi yapmasm1 bildirdi. Nuh, keseri ald1 ve vurmaya
ba§ladi. Hata yapmadan iki yil aga9 yonttu. Kendisiyle birlikte yontma i§inde
~ah§acak i~~iler tuttu. Geminin boyu ti9yilz, yilksekligi ise elli ar§md1."
39. Kendisini «rezil,» kepaze «edecek olan azab1n,» yani bogulma aza-
b1n1n «kime gelecegini ve siirekli» hi~ bitmeyecek cehennemdeki «azab1n
kime inecegini bileceksiniz.'» Burada, alay etme ve gi.ilmekte dogal olarak
rezillik ve utan~ oldugu ic;in "rezil edecek olan azap" denmi§tir.
Ayet: 39-40 HOD S0RES1/ 11 135
erkek i<rin e~tir. Bazen bunlann her ikisine birden de "zevc-ef denir. 0 za-
man ferdin mukabili olur. Bu ihthnali gidem1ek i<;in Ayetin sonunda ''isneyn-
iki" ifadesi zikredilmi§tir.
gotiiriirken Nub, bir kenarda yaln1z duran ogluna •.. » Nuh'un oglu Kenan,
kafir oldugu iyin Nuh'tan ve dininden uzak bir yerde bulunuyordu. «'Ogulcu-
gum! Bizimle beraber» gemiye «bin, kafirlerle beraber olma' diye seslen-
di.» Alimlerin yogunlugu, onun Hz. Nuh'un geryek oglu oldugunu soylerler.
Ancak baztlann1n, peygamber yocugunun kafir ohnayacag1n1 soylemeleri
dogru degildir. <;ii11fti Hz. Adem'in oglu Kabil de kafirdi. Allah oltiden diri,
diriden de olti y1kanr. O'nun hikmeti Ceial ve Cemalinin tecellilerine gore
cereyan eder. ibrahim (a.s.)'in babas1 kafir olduguna gore, Nuh'un oglunun
kafir olmas1 neden garipsensin. Ayette dalga, bliytikltik ve ytiksekligi bak1-
m1ndan daglara benzetilmi§tir.
43. Hz. Nuh ogluna, §efkatli bir §ekilde, kendileriyle birlikte gemiye,
birunesini Ve kafirlerle birlikte ge1ni dl§lllda kalmamas1n1 soylediyse de «Og-
lu: 'Daga s1g1nacag1m. Beni sudan korur», dag yiiksek oldugu iyin gidip te-
pesine 91kar ve boylece korunurum «deyince, Nuh: 'Bugiin Allah'1n» tufan
«azab1ndan, O'nun ac1d1klar1,» rahmet ettikleri «d1§1nda kurtulacak yok-
tur'» yani Allah'm istedikleri d1§1nda hi\: kimse ondan korunamaz «dedi.»
Burada "bugun" kelimesinin kullanilmas1, olaylarm ge~tigi diger gilnler gibi
olmad1gm1 gostermektedir. Sonra oglu ile Nuh'un «aralar1na dalga girdi» ve
aralanndaki diyalog kesildi. «0 da>> yani oglu da «boylece bogulanlardan
oldu.»
ibn Abbas'dan rivayet edildigine gore, tufan sirasmda kuk giin kirk gece
yagmur yagd1 ve ayn1 §ekilde yerden SU ~lktt. ~U ayet bW1U belirtiyor. "Biz de
bunun iizerine gok kapllanm, bo§anan sularla a~·t1k. Y eryuzunde kaynaklar
ft§klrttzk . Her iki SU takdir edilen bir ol~uye gore birle§ti.,, (Kamer: 11-12)
Bahru'l-Ulum kitabmda belirtildigine gore, sular yeryilzliniln en yiiksek
daglar1ndan onbe§ ar§1n daha yiikseldi. Gemi, iyindekileri be§ ay siireyle yer-
yilztinti dola§tlrdi. Hareme gelinceye kadar hi<;bir yerde karar kilmadi. Fakat
Hareme de girmedi. Harem etrafmda bir hafta dondil . Allah Kabeyi korudu.
44. Yilce Allah taraf1ndan tufarun bitiminden sonra: «'Ey arz! Suyunu
yut ve ey gok, sen de (yagmurunu) tut' denildi.» Tufan yerde ba§lad1g1
ic;in, once yerden soz edilmi§tir. Yerin suyu yutmas1, suyun a§ag1ya ~ekilme
sinden inecazdlf. Yutulan su, daha once varolan nehir ve kuyu sulan degil tu-
fandan kaynaklanan sulard1r. ~iiphesiz gokten, belirli bir olytintin dl§lnda tek
damla fazla su dU~mez. Ancak tufan gilnil c;ok fazla yagmur yagm1§tir. Dola-
y1s1yla tufanc.lan sonra ycre, tisttinde bulunan suyu iyine 9ekip yutmas1 emre-
')
138 RUHU'L·BEYAN Cuz:l2
dilmi§, o da bu emri yerine getirerek suyu yutmu,tur. Ayn1 zamanda goge de,
artlk yagmuru b1rakmamas1 ve tutmas1 emredildi ve o da bu emre uydu. i§te
bUtiin bunlar ayette <;ok losa bir ifadeyle dile getirilmi~tir ki, bu da ancak ytice
Allah'1n i§idir.
«Su ~ekildi,»yani yer ve gok arasmdaki su azaldt. Daglar ve yerytizti
ortaya 91kt1. «I~ bitirildi,» yani vadedilen §ey kMirlerin helak edilmesi ve
mti'minlerin kurtanlmas1 i§i yerine getirildi. «Gemi de,» Musul yak1rnndaki
«C6di (dag1) iizerine oturdu» ve beddua olarak: «'Zalimler toplulugu
helAk olsun' denildi.» Bu, zalimlere boyle beddua etmeleri i<;in, ytice Al-
lah'tan kullarina bir talimattrr.
Ebu'l-Aliye'den §Oyle rivayet edilmi§tir: Nuh (a.s.)'un gemisi daga otu-
runca Hz. Nuh, birden iblis'in geminin kt<; tarafmda bulundugunu gordii. Ona:
"Yaz1klar olsun sana, yerytizti halk1 senin ytiztinden boguldu" deyince Iblis:
"Peki ben ne yapay1m?" dedi. Nub: "Tevbe edersin" deyince "Rabbine sor ba-
kahm, benim i<;m tevbe kap1s1 a9lk m1dir?" dedi. Nuh Allah'a dua etti. Ytice
Allah da ona iblis'in tevbesi'nin Adem (a.s.)'in kabrine secde etmesi oldugunu
bildirdi. Hz. Nuh, iblis'e: "E...vet sana tevbe kae1s1 a~1ktir" dedi. ibl~s: "Peki
nasil?" deyince Hz. Nuh: "Adem'in .
kabrine secde edersin" dedi. Iblis ise:
~
"Rabbimin izzetine yemin olsun ki, bunu yapmam. Ben Ademe, sagken bile
secde etmedim. Oliimi.inden sonra m1 secde edecegim?" dedi.
Ayet: 44-45 HOD SORESt / 11 139
45. Nuh Rabbine dua edip dedi ki: "Rabbim! Oglum benim
ailemdendir. Senin soziin elbette haktir. Sen hakimlerin haki·
misin. "
46. Allah: "Ey Nuh! 0 as/a senin ailenden degildir. <;iinkii
o, uygunsuz i§ i§lemi§tir. Oyleyse bilmedigin §eyi benden iste-
me. Sana cahillerden olmamani ogiitliiyorum "dedi.
47. Nuh dedi ki: "Rabbim! Bilmedigim §eyi senden iste·
mekten sana sigininm. Beni bagi§lamaz ve esirgemezsen, za-
rar edenlerden olurum. "
48. Deni/di ki: "Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan top-
luluklara Bizden bir seliimet ve bereketlerle (gemiden) in.
Ama bir siire ya§atacagimiz, sonra katimizdan act bir azapla
cezalandiracigimiz topluluklar da vardir."
49. i§te bunlar, sana vahyettigimiz gayb haberlerindendir.
Bundan once onlari ne sen biliyordun, ne de kavmin. Sabret.
Sonuf miittakilerindir.
45. «Nuh, Rabbine dua edip dedi ki: 'Rabbim! Oglum» Ken'an, «be-
nim ailemdendir .» Ailemi gemiye bindirmemi emrettiginde onlan kurtaraca-
gm1 da vadctmi~tin. «Scnin soziin elbette hakttr.» Onda ayk1nhk olmaz, ye-
140 ROHU'L·BEYAN Cilz: 12
46. «Allah: 'Ey Nub! 0 asla senin ailenden degildir. <;unkii o, uy-
gunsuz i§ i~lemi~tir .» Y ani oglun, kendilerine kurtulu§ vadedilenlerden de-
gildir. <;tinkil o, onlardan aynlm1§ttr. KMirle mti'1ninin ilgisi yoktur. Gortildti-
gti i.izere ilimsiz ve amelsiz olarak srrf nesep baghhg1run herhangi bir faydas1
olmuyor. Yaln1zca soyla ovunmenin de bir degeri yoktur. Nitekim hadis-i §e-
rifte: "Ey Ha~imogullan! insanlar bana amelleriyle gelirken siz bana nesep-
lerinize guvenerek gelmeyin" buyurmu§tur. Hadis-i $eriften murat, insanlar
amele itibar etsinler diye srrf Hz. peygamber (s.a.v.)'e akraba olmakla ovtin-
meyi kmamaktrr. $air ne gtizel soylemi§:
7- Ebfi Davud, Akdiy,~; Tirmizi, Ahkam 1325; uyr. bkz. Cilmiu'l-UsUI, 10/166.
Ayr.t: 46-4 n HOD SURES!/ I l 141
49. <d~t.c bunlar,» yani Nuh (a.s.)'un kavmiyle ilgili olarak anlattlklan-
142 R0HU'L·1lEY~ coz:12
50. «Ad kavmine de ...» Ad, Yemen taraflnda bir kavimdir. «Karde~le
ri,» yani kendi soylar1ndan olan Hz. «Hud'u » peygamber olarak «gonder-
dik.» Onlara ne soyledigi sorulursa «dedi ki: 'Ey kavmim!» Sadece «Al-
lah'a kulluk edin.» <;unkti sizin «O'ndan ba§ka ilah1n1z yoktur.» Kullugu
O'na has kihn. Ba§kalar1n1 O'na ortak ko§maym. «Siz,» putlan Allah'a ortak-
lar saymakla «sadece iftira ediyorsunuz.»
Rivayete gore §eyhlerden birinin bir kedisi vardi. Yant ba§indaki 'kasap-
tan onun i~in et par~alan ahyordu. Kasapta kotil bir §ey gordti. Hemen evine
girip once kediyi y1kard1. Sonra kasaba gelip onu uyardi. Kasap: "Bundan
sonra kedine bir §ey vermeyecegim" dedi. $eyh ona §U cevab1 verdi : "Zaten
ben de kediyi evden 9ikanp senden umudumu kestikten sonra bu uyar1y1 ya-
p1yorum. insanlardan bir §ey umarak yap1lan tebligin faydas1 olmaz."
52. Hz. Hild, devamla: «Ey kavmim!» O'na iman ederek «Rabbinizden
magfiret», bag1§lanma «dileyin.» Eskiden i§lediginiz gtinah ve §irkten dolay1
«sonra da O'na, tevbe edin,» yani iman edin. <;unkti iman, ge\:mi§ glinahlar1
siler. Allah'a itaate yonelin «ki, size gokten bol bol yagmur gondersin.
Kuvvetinize kuvvet kats1n.» Hz. HOd'un, Onlara bol yagmur ve gti9 ilstilnlti-
gti vaad ederek, imana te§vik etmesi; ziraatc;1, bag bahc;e sahibi oln1alanndan
ve bu i~l ere dii~ktinltiklerinden dolay1du. Su, en \:Ok muhta9 olduklan §eydi.
Kendilerini dti§mana kar§I koruyacak gti~ ve kuvvete sahip olma konusunda
ise 9ok h1rshydllar.
Ayet: 50··55 HOD S0RES1/ 11 145
. Hz. Hud'un onlan §ahit tutmas1, onlara hakaret i9indir. <;iinki.i hi<; kimse
dii§man1na: "Senden uzak olduguma seni §ahit tutuyorum" demez. Ancak
Onun dii§manhgma onem vermedigini ifade ic;in boyle soy ler.
56. «Ben,~ sadece «benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayan-
d1m.» Siz ve tannlannrz bana zarar veremez. <;Unkti hen, benim ve her §eyin
sahibi; gil~lti, kudretli olan Allah'a dayand1m. Yeryilzilnde «hi~bir canh yok- ·
tur ki, Allah onun per~eminden tutmu~ olmasan.>> Yani Allah, yerytizlinde-
ki her canhyr egemenligi altina almt§tlr. Ayette, egemenlik altma alma anlam1
"per~eminden tutmak" sozilyle ifade edilmi§tir. Araplar bir kimsenin zillet ve
teslimiyetini ifade etmek i~in "per~emi filan1n elindedir" derler. Allah onlara
maliktir ve diledigi §ekilde onlar hakkmda tasarrufta bulunur. Ayetteki bu ifa-
de, yilce Allah'm bilytiklilgi.inti ve saltanahn1n yiiceligini ifade i~in kullanll-
m1§hr.
«Rabbim elbette dogru yoldad1r.» Millkiinde hak iizeredir. Hi~bir
zllim O'ndan ka~amaz, O'na dayanan hi~bir kimse zarara ugray1p yok olmaz.
57. «Eger yiiz ~evirirseniz,» yani ytiz ~evirmeye devam ederseniz, be-
nim daha fazla yapacak bir §eyim yok, «~iiphesiz hen, size gonderildigim
§eyi» yani size bildirilmek tizere bana gonderilen vahyi «size bildirdim.» Ar-
tik bu konuda soyleyecek bir soztintiz kalmad1. Bundan sonra Allah sizi helfil<.
eder ve «Rabbim,, sizden ba~ka bir millet\_yerinize getirebilir. O'na hi~
bir zarar da veremezsiniz.» Mal ve yurtlarm1zda sizin yerinizi alacak. bir ka-
vim getirir. Rabbimden ytiz 9evirmeniz O'na asla zarar vermez. Siz ancak
kendinize zarar verirsiniz.
«Dogrusu Rabbim, her ~eyi koruyup gozetendir.'» Sizin amelleriniz
ona gizli kalmaz. Sizi cezalandumaktan gafil olmaz.
Bil ki, Allah'a tevekktil'tin geregi ve O'nun ger9ek bir koruyucu olmas1,
Rab'liginin her §eye §amil oldugunu gosterir. ~oyle ki:
1- O'nun Rab'ligi herkesi kapsar. Y aratilanlann durumlarm1 diizenleyip
koruyarnn, ba§kasmm korumasrna ihtiyac1 yoktur.
2- Her canh, Allah'm egemenligi altmdadu. Bir i§ yapmaktan ve ba§ka-
sma etki etmekten acizdir. Dolay1s1yla ondan sakmmaya gerek yoktur.
3- Yilce Allah, vahdaniyetinin golgesi mesabesindeki 9okluk aleminde,
adaletli olarak hiiktim verir. Gilnahs1z olarak kimseyi kimseye musallat et-
mez. Kimseyi hatasrz olarak cezaland1rmaz.
~oyle
anlatilm1§ttr: Buhara §ehrinde su satan bir adam vardi. Otuz yild1r
bir kuyumcunun evine SU ta§tyordu. Bu kuyumcunun son derece guzel saliha
Ayel: 56-57 HOD SURES!/ 11 147
bir han1m1 vardi. Yine adeti iizere bir gun sucu, kuyumcunun evine geldi. Ka-
d1n1n elini tutup stk.ti. Kad1n1n kocas1 \:ar§1dan gelince kad1n, kocas1na: "Bu-
gtin Allah'm emrine ayk1n olarak ne yaptm?" dedi. Kuyumcu: "Bir §ey yap-
mad1m" cevab1n1 verdi. Kad1n israr edince, dedi ki: "Bu gtin dtikkan1ma bir
kad1n geldi. Bileziklerden birini koluna takarken teninin beyazhg1 ho§utna
gitti ve elini sikttm." Kuyumcunun kans1: "Allah'u Ekber! Sucunun h1yaneti-
nin hikmeti demek ki buymu§" dedi. Kuyumcu elini s1ktig1 kadma: "Ey ka-
dm! Ben pi§man oldum. Bana hakkuu helal et" dedi. Ertesi gun sucu geldi o
da tevbe edip: "Ey evin han1m1! Bana hakk1n1 helal et. ~eytan beni §a§1rtt1"
dedi. Kuyumcunun han1m1 da: "Sen i§ine git, hata diikkandaki kocamdan ba§-
kas1nm degil" dedi.
tenbih edat1 olan ve "iyi bilin", "dikkat edin" gibi anlamlara gelen "ela" keli-
mesi ve "lanetleme", yani Allah'1n rahmetinden uzak olduklan ifadesi iki ke-
re tekrarlanmi§tlf. Bu, onlar1n durumlann1n korkun~luguna, seviyelerinin dti-
§tikltigtine i§aret etmek ve dolay1s1yla onlarm hallerinden ibret ahp aym duru-
ma dii§memek i9in insanlarm dikkatlerini 9ekmek i9indir. Yine burada yap-
t1klanndan dolay1 ba§lanna gelen azab1 hak ettiklerine de i§arette bulunul-
maktadrr.
Kifaye adh eserde §Oyle deniyor: Lanet iki ttirltidiir. Bunlardan biri, Al-
lah'm. rahmetinden kovulmaktrr. Buda ancak kafir i9in olur. ikincisi de, sahih
ve erdemli kimselerin derecesinden uzakla§tlnlmaktu. Hz. peygamber
(s.a.v.)'in "Karaborsacr mel'undur" sozil bu tiir lanete i§aret eder. <;ilnkti
Ehl-i stinnet mezhebi, bilytik gtinah i§lemekten dolay1 kimsenin imandan 91k-
mayacag1 gorii§i.inil savunur. Genel anlamdaki lanete omek §U hadis-i §eriftir:
"Allah ana ·babastna lanet edene lanet etsin. Allah, kendinden ba§kas1 adma
hayvan. bogazlayana lanet etsin. Allah SUf luyu banndlrana lanet etsin. Allah
arazi sznirlarzm degi~tirene lanet etsin." <s) Yine Hz. peygamber (s.a.v.) §Oyle
buyurmu§tur: "Allah, faiz yiyene yedirene, bu konuda §ahitlik ve katiplik ya-
pana la net etsin." <9>
63. Dedi ki: "Ey kavmim! Soyleyin banal Eger Rabbim ta-
rafindan afik bir delilim varsa ve bana katindan bir rahmet
vermi§se, O'na isyan edersem, Allah'a kar§t beni kim korur?
Siz bana, wrarimi artirmaktan ba§ka bir §ey yapamazsiniz.
64. Ey kavmim! i§te size bir mucize olarak Allah'in devesi.
Onu birakm, Allah 'in aronda otlasin. Ona bir kOtiiliik dokun-
durmaym. 'YA>ksa hemen bir awba ugrarsiniz. "
65. Buna ragmen onu devirdiler. Dedi ki: "Yurdunuzda iif
gun daha ya§ayin. Bu, yalanlanamayacak bir sozdiir."
66. Emrimiz gelince, Salih 'i ve beraberindeki inananlan,
Bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o gllnlln zilletinden
kurtardik. $llphesiz ki Rabbin, pek kuvvetlidir ve gllfliidiir.
67. Zulmedenleri de o korkunf ses yakaladi ve yurtlannda
diz ustii f okllp kaldilar.
68. Sanki orada hif ya§amami§lardi. iyi bilin ki Semud,
Rabbini inkar etmi§ti. Yine iyi bilin ki, Semud, Allah'in rah-
metinden kovuldu.
61. Bir Arap kavmi olan ve biiyiik babalan "Semfid b. Ad" ad1yla andan
«Semud kavmine de,» nesep yontinden «karde§leri» olan «Salih'i» pey-
gamber olarak «gonderdik.» Salih (a.s.)'in ktinyesi §C>yledir: Semud oglu,
...
Asef oglu, Ubeyd oglu Salih. 0, kavmine «dedi ki: 'Ey kavmim!» sadece
.cAllah'a kulluk edin.» <;unkti «sizin O'ndan ba§ka ilah1n1z yoktur. 0 sizi
yerden» yani topraktan «yarattI.» Evet, sizi, ba§kas1 degil, 0 yaratti. Ytice
Allah, kiyamete kadar gelip ge~en ve gelecek olan btittin nesillerin modeli
olan Hz. Adem'i topraktan yaratmi§trr. «Ve orada,» yani yerytiztinde yerle§ti-
rip «ya§att1.» Oray1 imar etmenize imkan verdi. 0 halde, iman ederek
.cO'ndan magfiret dileyin. Sonra da» ba§kalar1na yaptlg1mz ibadetten dola-
y1 ~o'na tevbe edin.» Tevbe'nin kabul edilmesi, iman etme §art1na baglld1r.
«<;iinkii Rabbim» rah1netiyle «yak1nd1r. Dualar1», dua ederek istekte bulu-
nanlann istegini «kabul edendir.'» Kulun, Allah'm "miicfb", yani "kabul
eden" isminden nasibi, Rabbinin emir ve yasaklanna icabeti, yani kabulii
oran1ndadrr.
i§te «bu» soz, yani devenin kesilmesinden sonra azab1n gelecegi sozti,
«yalanlanamayacak bir sozdiir.'»
66. «Emrimiz gelince, Salih'i ve beraberindeki», onunla birlikte iman
edip ona uyan «inananlan, Bizden bir rahmet olarak (azaptan) » ehl-i siin-
netin de kabul ettigi gibi, amelleriyle degil, ltituf ve kere1nimizle «Ve o giiniin
zilletinden,» rezalet ve sefaletinden «kurtard1k.» Helaki, Allah'1n gazab ve
intikan11 sonucu olanlann1z1n rezilliginden daha bi.iyi.ik rezillik olmaz.
67. Daha sonra onlar1n yak olu§lar1 haber verilerek §tiyle deniliyor:
«Zulmedenleri de o korkun~ ses» yani Cebrail'in gi.ic;lti sesi «yakalad1 ve»
Semfid halk1 «yurtlar1nda», tilke veya evlerinde «diz iistii ~okilp» hareket-
siz bir halde «kalddar.» "Ctisum" yiizilstil dti§mek, oltip hareket edememek
demektir.
~ey" dedi.
69. «Andolsun ki, el~ilerimiz» Cebrail ve bir grup melek, 9ok gilzel
«hir miijde ile», Sare'nin oglu olacag1 miljdesiyle «ibrahim'e geldiler.»
Ba§ka bir sfire'de de bu miljdeye i§aret vardrr. Once miljdenin ne oldugu be-
lirtilmemi§ sonra "ona jshak'i miijdeledik" (Hud: 71) soztiyle miljdenin ne
oldugu belirtilmi§tir.
Melekler ibrahim'e: «'Selam' dediler. 0 da 'Selam' dedi.» Sonra da
~hemen k1zarm1~ bir buzag1 getirdi.» Bu buzag1, frr1nda degil, 9ukurda, k1z-
g1n ta§lar aras1nda k1zarttlm1§tl. <;olde bulunanlar da, etleri hendek i9inde,
kizgm ta§lar aras1nda k1zartrrlardi.
Keva~f'de §byle deniliyor: "Hantz, 9ukurda, yag1 damlayarak klzarm1§
et demektir."
Mukatil §oyle demi§tir: "ibrahim onlara buzag1 ikram etti. <;unkil mal
olarak, en 9ok s1grra sahipti.
70. K1zarm1§ buzag1y1 onlarm ontine koydugunda «ellerinin ona uzan-
mad1g1n1», getirilen ete dokunmay1p geri durduklann1 «gorunce, onlan ya-
d1rgad1», bu davrant§lanna bir anlam veremeyip tuhaf kar§llad1 «ve onlar-
dan korkuya kapdd1.» Onlann melekler oldugunu, kavmini cezalandlfmak
i~in veya Allah 1n sevmedigi bir i§ i~in indikleri dil§iincesine kap1hp i~ine
1
korku dti§tti.
"et-Te'villit'iin-Necmiyye" kitab1nda §Oyle denilmektedir: "ibrahim'in
korkusu, ncfsiyJc ilgili insani bir korku degildi. <;tinkil o, mancmtkla ate§e
156 RtJHU'L·BE\'AN C\.iz: 12
Gazali diyor ki: "Mecfd demek; zatt ytice, fiilleri gtizel, ikram1 bol de-
mektir. Za.t1 ylice, fiili guzel olan'a Mecid den.ir."
80. Lut: "KeJke size yetecek bir kuvvetim olsaydi veya sag-
lam bir kaleye siginabilseydim" dedi.
77. «El~ilerimiz Lfit'a gelince ...>> Rivayet edildigine gore: Miijde geti-
ren melekler bu tarti§madan
,,. sonra
. Hz. ibrahim'in yan1ndan 9.iktilar, Lfit'un ill-
kesi "Sodom"a hareket ettiler. Iki tilke arasmda dart fersahhk bir mesafe var-
d1. Ogle vaktinde Sodom'a vardilar. Birden su c;eken k.izlara rastlad1lar. Lfit'un
k1z1 onlar1 gordil. 0 da su dolduruyordu. Onlara: "Kimsiniz, necisiniz, ne isti-
yorsunuz?" dedi. Onlar da: "Filan yerden geliyoruz §Unu, §Unu istiyoruz" de-
diler. K1z onlara Sodomlular1n durumlanndan ve kottiltiklerinden soz etti.
Melekler i9lerindeki ofkeyi d1§a vurdular. Dediler ki: "Bu iilkede bizi misafir
edecek kimse var m1?" Lfit'un k1z1, kap1 ontinde dikilen babasm1 gostererek:
"i~te ~u ihtiyar sizi misafir eder" dedi. Lfit'a geldiler. Lfit onlan ve vaziyetleri-
ni gorlince, «onlar yilziinden kaygdand1», c;ok tiziildti «ve onlar i~in gogsii
darald1.» Garn ve keder i9ine dii§tii. Onlann gelmesine tiztilmii§tti. <;tinkil
melekler, 9ok gi.izel ylizlii delikanhlar suretinde gelmi~lerdi. Onlan insan zan-
netti. Kavminin onlara sarkmtihk etmesinden kendisinin de onlan korumak-
tan aciz kalacagmdan endi§e etti.
Rivayete gore, yilce Allah meleklere, Lfit, kavmi aleyhinde dart defa §e-
hadet etmedik9e onlan helak etmemelerini soyledi. Melekler gelince Lfit on-
lara: "Bu iilkenin durumunu biliyor musunuz?" dedi. Onlar da: "Hangi duru-
munu?" dediler. LO.t: "Allah'a yemin olsun ki, bunlar arnel yontinden yeryilzti-
ntin en kotil toplulugudur" dedi ve bunu dort defa tekrarladi. Meleklerin duru-
mu a91s1ndan gogsti darald1, stkild1. «'Bu,» benim i9in «~etin>> yok zor «bir
gilndiir,' dedi.» Sonra Lfit, kar1sma: "Kalk, ektnek yap, durumu kimseye ha-
ber venrie" dedi.
78. Lfit (a.s.)'un kar1s1 iki ytizlil bir kMirdi. Baz1 ihtiya9lar1 i~in dt§art
~tkt1. Ugrad1g1 herkese durumu haber vermeye ve: "Lfit'un evinde oyle ki§iler
var ki, hayatrmda onlardan daha giizel ytizlii, temiz k1yafetli ve gilzel kokulu
kimse gormedim" diyerek yaygaraya ba§ladi. Lfit'un «kavmi de» durun1u og-
rendiklerinde, «ko~arak ona geldiler,» yani Lfit'un kap1s1na geldiler. Misafir-
lerine sark1ntihk yapmak i9in adeta yar1§1yorlardi. «Onlar daha once kotii
i§ler i§liyorlard1.>> Kotti fiillerini ah§kanhk haline getirmi§lerdi ve rezaletle-
rine devam ediyorlard1. Hatta kotiiliiklerini ac;1k ayik yapmaktan utan1p s1kil-
m1yorlard1. ~Urhesi.1. kottili.igtin a91k9a yap1lmas1, gizli yap1lmas1ndan daha
160 RUHU'L-fil:YAN COz:l2
79. «Dediler ki: 'Senin k1zlar1nda bizim bir hakk1m1z olmad1g1n1 bi-
liyorsun.» Bizim onlara kar§I bir egilimimiz yok. Onlarla nikfilllanmay1z. Bi-
zim adet ve toremizde kad1nlan nikahlamak yoktur. «Sen» bizim «ne istedi-
gimizi elbette bilirsin.'» Bizim istegimiz hon1oseksiielliktir.
10- Bu hadis Buhfiri vc MUslim ilc Tabcrfini'nin Evsal'mda rivayet ettigi hadisin bir bolilmUdUr.
Bkz. d-l·"·tl111'l·Kt'l1fr , 2n2.l
Ayet: 78-80 HOD SORES!/ 11 161
Rivayete gore ibn Abbas §Oyle demi§tir: "Allah, Hz. Lfit'tan sonra gon-
derdigi her peygamber'e, kavminden bir destek~i verdi. Boylece Lut'un duas1
11
kabul edilmi§ oldu.
81. Dediler ki: "Ey Lilt! Biz Rabbinin elfileriyiz. Onlar sa-
na asla dokunamazlar. Gecenin bir kisminda hanimin harif
ailenle beraber yola y-ik. Hif kimse arkasina bakmasin. <;iinkii
iitekilerin ba§ina gelen onun ba§ina da gelecektir. Onlara va-
dedilen Zllman, sabahtir. Sabah da yakin degil mi?"
82-83. Emrimiz gelince, oralarin altini iistiine getirdik.
Uzerine de Rabbin tarafindan i§aretlenmi§ pe§ pe§e sert ta§
yagdirdik. Bu zalimlerden uzak degildir.
81. Rivayete gore Lfit (a.s.), azg1nlar gelince kap1sm1 misafirler iizerine
kapath. Kapm1n gerisinden onlara kar§1 koymaya ba§ladi. Bu sefer duvar1 do-
la~tllar. Melekler LO.t'un s1kmtis1m gortince «dediler ki: 'Ey Lfit! Biz Rabbi-
nin el~ileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar.» Sana hi'tbir zarar ve s1kmtt
veremezler. Bizimle ilgili olarak da seni mahcup edemezler. <;tinkti senin da-
yanagm kuvvetlidir. Kap1y1 a((, bizi onlarla ba§ba§a brrak, Lut (a.s.) kap1y1 a9-
ti. Saldrrganlar i~eri daldtlar. Cebrail, Rabbillden bunlar1 cezalandrrmak i~in
izin istedi. 0 da izin verdi. Cebrail dogruldu. Kanadm1 a~tt. Kanad1n1 ytizleri-
ne vurdu ve onlan kor etti. Nitekim Allahii Teala: "Bunun iizerine gozlerini
kor ettik" (Kamer: 37) buyurmu§tur. Art1k yollann1 bulamaz oldular. imdat
~1ghklan ve Hz. Lut'un evinde sihirbazlar bulundugunu soyleyerek ~iktilar ve
Lfit'u tehdit ederek: "Dur bakahm, hele bir sabaha 91kahm" dediler.
Sen «gecenin bir k1sm1nda,» gecenin sonunda veya i:bn Abbas'1n dedi-
gi gibi, gecenin bir boltimtinde «han1m1n hari~ ailenle beraber yola ~1k.»
Boylece sabah vaktinde gelecek olan felaketten uzakla§mt§ olun. «Hi~ kimse
arkas1na bakmas1n.» Bu yasaktan maksat, kavimlerinin ba§tna inecek azab1
gortip de i9lerine ac1ma duygusu dti§memesidir. Kar1s1, Lfit'un ailesinden is-
tisna edilmi§tir: «C";iinkii otekilerin ba~1na gelen, onun ba~1na da gelecek-
tir.» Peygamber evinin bir mensubu olma §erefine ermesine ragmen, sap1k-
larla ilgisinden dolay1 o da saptldardan olmu§, sap1khg1 ve inkan onlarla bir-
likte onu da helake stirtiklemi§tir.
«Onlara, vadedilen zaman, sabahhr.» Rivayet edildigine gore LGt
(a.s.) meleklere: "Onlar ne zaman helak olacaklar?" diye sormu§, melekler de:
"Sabah vakti" diye cevap verince, Hz. LOt: "Duhu ~abuk olmaz m1?" demi§tir.
Ayet: 81 -83 HUD S0RESt/ 11 163
Bunun tizerine: «Sabah da yak1n degil mi?'» dediler. Helak olmalan i9in sa-
bah vaktinin se~ilmesi, bunun bolluk ve rahathk vakti olmas1ndandrr. Azab1n
bu vakitte inmesi daha korkun9tur ve dti~iinenler i9in daha ibret vericidir.
82-83. «Emrimiz gelince, oralann,» yani sabahleyin, belirledigimiz
azabm zaman1 gelince, tistiin gtictimilzle Lilt kavminin oturdugu yerlerin «al-
hn1 iistiine getirdii{.» Bu yerlere "mti'tefikat" deniyordu. Dort §ehirden iba-
retti ve dort ytiz bin ki§i ya§1yordu. Kudtis'e uzakhg1 ti9 gtinltik yoldu.
Rivayet edildigine gore Cebrail, kanad1ru tilkenin altma koydu, yerinden
soktip goge kaldirdi. 6y le ki gok ehli kopeklerin ulumasm1, horozlann otme-
sini i§itti, fakat ne bir kap ters geldi ne de uyuyan uykusundan uyandi. Sonra
Cebrail tilkeyi iizerlerine ters getirdi.
Sonra §ehir halk1n1n «iizerine de Rabbin taraf1ndan i§aretlenmi~»
sertle§mi§ yagmur damlalan gibi «pe~ pe§e sert ta§ yagdird1k.» Bu ta§lar,
yerytizti ta§lanna benzemeyen ozel ta§lardi. Veya ta§lar1n tizerinde, isabet
edecegi, kimselerin isim leri yaz1hyd1. Bu ta§lar, Rabbin katindan atihyordu.
Ben fakir diyorum ki: Belli de, tilkenin alt! tistiine geldikten sonra ta§
yagd1nlmas1 cezalandrrman1n tam olmas1 i~indir. Hz. Salih'in kavmine gelen
§iddetli 91ghktan sonra bir de zelzele olmas1 gibi. Aynca, ihtiya9lan i9in tilke
d1§ma \:Ikmt§ olanlar1n helakini saglamak ic;in de ta§ yagm1§ olabilir. «Bu»
ta§lar, «zalimlerden» asla «uzak degildir.» Bu, btittin zalimler iyin bir teh-
dittir. Zalimleriii bu ta§lardan kurtulup emin olacaklarm1 sanma.
Rivayete gore, Hz. peygamber, ashab1yla birlikte mescidde oturdugu s1-
rada §iddetli bir giirilltti duydular. Bu, duvar ytlalmas1 gibi bir sesti. Korkup
deh§ete dti§ttiler. Bunun tizerine Hz. Peygamber: "Bu gurultii nedir biliyor
musunuz?" deyince, ashap: "Allah ve Rasfilti daha iyi bilir" dediler.
Rasuliillah: "Bu, yetmi~ sene once cehennemin ust tarafindan attlan bir ta§-
tir. Ancak §imdi dibine ula§tl."< 12) Hz. Peygamber (s.a.v.) soztinti tamamlar ta-
mamlamaz mtinaf1klardan olen birinin evinden bir feryat ytikseldi. Olen kim-
se yetmi§ ya§1ndayd1. Oliince cehennemin dibine indi. (Zaten yetmi§ senedir
cehenneme dogru yuvarlan1yordu.) Cenab1 Hak §6yle buyurdu: "Miinafiklar
cehennemin en alt tabakaszndadzrlar. " (Nisa: 145) Allah'1n onlara bu gilrtil-
ttiyii i§ittirmesi, ibret almalan i<j:indir.
. .......
I2· Ahmed h. I lanlwl vc M!tsl im rivayct elmi~l ir. Ayr. hkz. el-Ft•thu'l·Kehfr, 3/282.
")
164 RUHU 'L-B&YAN Cuz: 12
Ali~ vcri ~ ll' IH<t kimsc hile ve dalavere ile ba§kasma hainlik yapamaz.
166 ROHU'L-BtYAN COz:l2
Bu yollarla nz1klar artmaz, aksine bereketi gidip azahr. Kim ki hile ile tane
tane mal toplarsa Allah onu toptan helak eder. K4r olarak elinde sadece gtinah
kahr. Bu §Una benzer: Adam'1n biri 9ok gozilksiln diye silte su kat1yordu. Sel
gelip inegi bogdu. K1z1 dedi ki: "Babacagun! Silte katt1g1n sular birikti. So-
nunda da sel oldu ve inegi bogdu."
«Ben sizin uzerinizde bir bek~i degilim.'» Onun i~in de sizi gtinah ve
kotilltiklerden koruyamam. Ben ancak nasihat<r1 ve tebligci olarak gonderil-
dim. 0 gorevimi de yapttm.
87. Bunun tizerine kavmi «dediler ki: 'Ey Suayb! Babalar1m1z1n tap-
t1g1n1 b1rakmam1z1>> yani atalanm1z1n taptlg1 putlara tapmamam1z1 isteyen ...
Hz. ~uayb (a.s.) onlan tevhide 9ag1nnca onlarm cevab1 bu oluyordu. <;unkti
tevhide davet, putlara tapmay1 buakmay1 gerektiriyordu. « Veya mallar1m1z-
da diledigimiz gibi davranmay1 terketmemizi...» Bu da ~uayb (a.s.)'1n on-
lara, haklar1 yerine getirmeyi emretmesi ve ba§kalar1n1 aldatmay1 terketmele-
rini istemesi tizerine verdikleri cevaptu. Evet bunlan emreden ve yasaklayan
«Sana namaz1n m1 emrediyor?>> Emri, namaza dayand1rmalan ger9ekten bu-
nu sormalanndan degil, alay i~indir. Yani bize bu gibi davran1§lar1 emretme-
ye, seni namazm m1 sevkediyor?
«Sen, dogrusu akh b3§1nda yumu§ak huylu biriydin.'» Oysa seni yu-
mu§ak ve olgunlukla hareket eden biri olarak biliyorduk. Seni, bize emrettigin
ve bizi yonelttigin §eylerde boylesine olgunluktan uzak ve sert birisi olarak
tahmin etmezdik. i§te bu gibi §eyler soyleyerek onunla alay ettiler. Bu, cimri
birine §tiyle soylemeye benzer: "Seni Hatem-i Tai gorse de, senden comertlik
"
ogrense!" Ayn1 §ekilde cahil ve dti§tik birine: "Ey Alim! Ey Kami!!" demeye
benzer.
Ayet: 87-RB HOD SORESt/ 11 167
88. ·Dedi ki: "Ey kavmim! Eger ben Rabbimden apaflk bir
deli/ iizerinde isem ve 0 bana, tarafindan gii.zel bir nzik ver-
mi§se, buna ne dersiniz? Ben size yasak/adigim §eylerde, aksi-
ni yaparak size aykiri davranmak istemiyorum. Ben sadece
giiciimiin yettigince diizeltmek istiyorum. Ba§anm ancak Al-
lah 'in yardimiy/adir. Yalniz 0 'na dayandim ve yalniz 0 'na yo-
nelirim.
89. Ey kavmim! Bana kar§l gelmeniz, sakin sizi NQh kav-
minin, yahut H ud kavminin veya Salih kavminin ba§ma gelen
felaketin bir benzerine ugratmasm. Lut kavmi sizden uzak de-
gildir.
90. Rabbinizden af dileyin. Sonra O'na tevbe edin. Siipliesiz
Rabbim, rahmeti ve sevgisi bol olandir. ''
88. ~uayh. «dcdi ki: 'Ey kavmim!» Soyleyin bana, «eger hen Rab-
-....
bimden,» O'nun kat1ndan «apa~1k bir delll», parlak bir beige «iizerinde
isem ve 0 bana, taraf1ndan», kendi kattndan peygamberlik ve hikmet gibi
«giizel bir riz1k» yani nimet «vermi~se, buna ne dersiniz?» Buna rag1nen,
size uyup, helfili harama kan§llrmam, size tevhidi ve putlan terketmeyi gi.i-
nahlardan \=ekinmeyi, adaleti yerine getirmeyi emretmemem, benim i9in dog-
ru olur mu? Zaten peygamberler s1rf bunlar i9in gonderilmi§tir.
89. «Ey kavmim! Bana kar~1 gelmeniz,» bana kar§1 yaptigm1z dti§-
manhk, «sak1n sizi,» tufanla bogulan «Nfih kavminin, yahut» §iddetli
rUzgarla helfilc olan «Hfid kavminin veya,» korkun<; <;tgh.kla yok olan «Salih
kavminin ba§ina gelen felaketin bir benzerine ugratmas1n.» Allah'm sizi
bunlara benzer bir azapla cezaland1rmasmdan korkun. Nitekim «Lfit kavmi»
de «sizden uzak degildir .» Onlar daha lasa bir stire once, ki.ifiir ve gi.inahlan
sebebiyle helak oldular. Helfilc olanlar i9inde size en yalan olanlar onlard1r.
Eger onlardan onceki bilinen milletlerden ibret alm1yorsan1z, hi<; olmazsa on-
lardan ibret ahn. Boylece onlann ba§lar1na gelen sizin de ba§1ruza gelip de,
onlar gibi olmay1n.
Bil ki, Allah vedud (yok seven) olmasaydi, kullann1 hidayete erdinnez,
inil'min kulunun tevbesinden sevin~ duy1nazdi. Hz. peygamber (s.a.v.) ~oyle
buyunnu~tur: "Siiphesiz A.llah'm mii'min kulunun tevbesine sevinmesi, ~u
adam1n sevincinden daha fazladir. Adam, iizerinde yiyecegi ve i~ecegi bulu-
nan devesiyle birlikte fOrak ve tehlikeli bir araziye indi. Vurup kafayz yatti.
Bir sure uyudu. Uy~nd1gznda devesi yanindan gitmi~ti: Siddetli susuzluk ve
hararet hissedinceye kadar deveyi aradt. Umidi kesince kendi kendine: 'Bari
deveyi kaybettigim yere gideyim de, olunceye dek uyuyayim' dedi. 61mek ni-
yetiyle ba~·zm kolunun iizerine koydu. Uyandiginda, bir de baku ki, ilzerinde
yiyecegi ve igecegi oldugu halde deve yamba~·z.nda duruyor. j §te A.llah, k-ulu-
nun tevbesine, bu adam1n devesini bulmasuia sevinmes1:nden daha ~·ok sevi-
nir." <13>
IJ .. Ahmed h. l l:i11h~I Mil.wt<•d'inde tahric etmi~tir. lbn Mace'de EhO Said el-Hudrl'den merfG
olarnk rivnyl'l l'l111i~lir . Ayr. hkz. d-Ft·th11'l-Kehfr, :V4.
170 caz: 12
91. ~uayb'tn kav1ni «dediler ki: 'Ey Suayb!» Ol<;tiyil ta1t1y1 denk yap-
muk, tek Allah'a inanmak turlinden «soylediklerinin ~ogunu anlam1yoruz.>>
Ayet: 91-93 HOD SORESI / 11 171
Bunu istihza ve hakaret olsun diye soyltiyorlardi. Ki§inin, soztine deger ver-
medigi arkada§1na: "Ne dedigini anlam1yoruz" demesi gibi. Gen;ekte Hz. ~u
ayb onlara, kendi dilleriyle hitap ediyor, onlar da soztinti anhyorlardi. «Ve
i~imizde seni zay1f gortiyoruz.» Biz sana zarar vermek istersek kendini bize
kar§I koruyacak bir kuvvetin yok. Diger bir manaya gore: Seni hak.ir ve de-
gersiz gortiyoruz. ~uras1 a91ktrr ki, kafirler, peygamberleri ve beraberlerinde-
ki mi.i'minleri hakir gortiyorlard1. «Eger kabilen olmasayd1, seni ta~lard1k.»
Kavminin hatinn1 ve mevkilerini gozetmek soz konusu olmasayd1, seni ta§la-
yarak oldurtirdiik. Oldurme, ta§lama yoluyla olmasa bile, oldurme sebebi ol-
dugu i9in ta§lamak, oldtirmek yerine konuyor. Bu sozi.i ~uayb'1n kavmine
hilrmeten soyli.iyorlardi. Bunu onlardan korktuklan i9in degil, kendi dinlerin-
den olduklan i9in yap1yorlardi. «Bizim yan1m1zda itibann da yoktur.'>> Sa-
ydan bir kimse degilsin ki, itibann seni oldtirmemize engel olsun. Ancak kav-
min, bizim dinimizden oldugu i9in, yamm1zda degerlidirler. Onlara olan say-
g1m1z1 muhafaza etmek i~in, sana dokunmuyoruz. Bu, tartl§mada yenilgiye
ugrayan al9ak adam1n tavndrr ki, delil ve ayetlere tehdit ve sovgti ile kar§1hk
venyor.
92. Hz. $uayb (a.s.) onlann bu sozlerine kaq1 «dedi ki: 'Ey kavmim!
Size gore kabilem Allah'tan daha m1 degerlidir ki..•» Ayetin zfilliri manas1,
"size gore kabilem benden daha m1 degerlidir?" §eklindedir. "Allah'tan" den·
mesi; Allah'm nebisi olarak ~uayb'1 hakir gormelerinin, Allah'1 hakir gormek
manas1na geldigini belirtmek i~indir.
Buna gore mana §tiyle olur: "Size gore kavmim Allah'tan daha m1 de·
gerlidir? Bu, dogru degildir. <;unkti siz, Allah' a da asla deger vermiyorsunuz.
11
«Allah'a s1rt ~evirdiniz?>> O'nu deger verilmeyen, unutulup arka plana atilan
bir §ey sayd1mz. Kavmimin hat1n i~in beni oldiirmediginizi soyleyerek sanki
kabilemin Allah'tan daha degerli oldugunu ileri stirdi.intiz.
93. «Ey kav1nian! Elinizden geleni yap1n.» Bana zarar vennek i~in ne
kadar gUcUnliz vc imkan1n1z varsa, sonuna kadar kullan1n. Ayetteki
172 c 'oz:12
ibn Abbas (r.a.) §6yle demi§tir: "Allah ~uayb ve Salih•tn kavmi haric; iki
milleti, bir azapla <fzaplandumad1. "
14- Bunlarla ilgil i a~tklama i<;in A'raf surcsinin 132. fiyctinc hkz.
Ayet: 96-99 HUD SORESf/ 11 175
lanetle lanetlenirler. Firavun'a tabi olduk.lan gibi, bu lanet de iki alemde nere-
ye gitseler hakettikleri bir ceza olarak onlardan aynlmaz. Onderlerin pe§inden
gidenlerin hali bu olursa, artik onlan bu derin sap1kl1ga dti§tirenlerin durumu-
nun ne olacag1 dti§lintilstin! «Bu, ne kotii bir bag1~tlr.>> Burada "bag1§" ola-
rak 9evirdigimiz "rifd" kelimesi hakk1nda Zeccac §5yle der: Bir §eyi, ba§ka
bir §eye yard1m olarak katip ona nisbet etmen, ''Rifd"dir. Buna gore mana:
"iki cihanda da lanet olan kazanc;lan ne kotli kazanc;tir. c;unkli bu lanet dtin-
11
yada azab1n pe§inden geldigi gibi, ahirette de azabla birlikte olacaktlf.
av1k birders «vard1r.» Bundan ancak ahirete inanan ibret ahr. inarnnayan ise
ders almaktan pek uzaktir. «0, insanlarin» gelip ge9mi§ ve gelecek herkesin,
hesap ve ceza ic;in «toplanacag1 bir giindiir .» Aynca «O,» yerdeki ve gokte-
ki herkes taraflndan «goriilecek bir giindiir .» Herkes, Allah'in huzurunda
dunnak i~in orada bulunurlar. Hi9 kimse kaybolmaz. Bilti.in yaratllanlar, her
yonden gelip oradaki onemli i§i il(itl hazir olur.
104. «Biz o» bilinen «giinii,» hikmeti geregi «ancak belli,» yani az
«bir siireye kadar erteleriz.»
Bu ayetlerde Allah'1n tehdit ve korkuttnas1 vardtr. Aynca, durumu dti-
zeltineye, gonlil antmaya, amelleri gtizelle§tinneye, eceller gelmeden nefisle-
ri sorguya ~ekmeye te§vik varchr. <;i.inkil kul, ancak ektigini bi<;er. Yaln1z ba§-
kalanna su verdigi kase ile su i\er. Kuds1 hadiste §Oyle buyruluyor: "Ey kul-
lanm! Sunlar sizin ifin saklayip kiyamet gunu kar§zliguu tanu tamzna vere-
cegimiz amellerinizdir. Kim hayu- bulursa, Allah'a hamdetsin. Kim de hayJr-
dan ba§kasr.yla kar§da§f.YSa, sadece kendini kuiasin. " C16'
l.'5- Buhurl, MU:-;lim. EhO MOsa ve el-E~t'M"den merfO olarak riv9.yet edilmi§tir.
I(,_ llzum::i kw bi h:11lisi11 hir htilUmOdtir. Mlislim vc Tirmizi rivayet etmi~tir. Bkz. Camiu'l-
Us(I/. I I/'.\
178 CO.Z: 12
105. Ertelenmi~ olan «O giin» yani k1yamet gtinti «gelince, Allah'1n izni
olmaks1z1n hi~ kimse konu§amaz.» Faydah ve kurtanc1 bir cevap ve ~efaat
sozti soyleyemez. Nitekim ayette: "Rahman olan Allah'in izni olmadan kimse
konu~amayacaktzr. Konu§tugunda da dogruyu soyleyecektir." (Nebe: 38) bu-
yurulmu~tur. «Onlardan,» yani insanlardan «bir k1sm1 bedbaht»ttr. Vadedi-
len azap geregi, ona ate~ vacip olmu~tur. «Rir k1sm1 da mes'uttur.» Mtijde
gere~i cennetlik olmu~tur. Bedbahtm Onl:c zikredihnesi. buradaki amac1n sa-
Ayet: 105- I 07 HUD SURESl/ 11 179
17- Hadisi, Tirmizi vc Hakim "Beni Hud, Vakw ve Miirse/{it sareleri ihtiyarlatti..." §eklinde
tahric etmi~tir. lhn Mcn.lcveyh ile Taberanl de buna yakm Iaf1zlarla tahric etmi§lerdir. Bkz.
£'1-Ft'tl111'/-Kt•hfr. 2111~.
184 Caz: 12
ma21 ikame"den maksat, onu yerine getirmek, hep ayakta tutmakttr. Bu ifade,
namazm, dinin diregi olmas1ndandu. "Giindiiziin iki ucu"ndan maksat ise,
yats1 ve sabah namazlandrr.
da: "j~te be§ vakit namaz da boyledir. Allah onunla Jiatalan yok eder." (20>
buyurdu.
Bir hayu ehli digerine §U il9 cilmleyi yazm1§t1: "Kim ahireti i9in 9al1§1r-
sa, Allah da onun diinya i§ine yeter. Kim i<;ini diizeltirse, Allah da onun d1§m1
dilzeltir. Kim Allah'la kendi arasmdaki ~eyleri dtizeltirse, Allah da onun kul-
11
larla olan i§lerini dilzeltir.
Bil ki, Allah baz1 §eyleri emreder. Baz1 §eyleri de yasaklar. Bundan
maksat, kullar1n1n kendisine itaat etmeleridir. <;unkii kullann kurtulu§U bu-
nunlad1r. Allah kullardan, sadece teslimiyet ve ibadetle memnun olur.
gunculan yerytiziinii ifsat etmekten men etmeli .cdeill miydi?» Boyle yapma-
lan gerekirken, iizerlerine azap inmemesi i~in aralarmdan bu i§i yapacak fa-
zilet sahipleri 9ik1nadi.
Ayette, fazilet ve hayu sahipleri i9in "Baktyye" tabiri kullan1lm1§tlr.
<;link.ti ki§i, en gi.izel ve degerli ~eyi geriye buakmak ister. "Filan ki§i, kavmin
bakiyyesidir" denilince kavmin hayrrhs1d1r anlarru anla§Ilrr. "Bakiyye", gtizel
ve degerli §ey i9in mesel olmu§tur.
«Ancak onlardan, kendilerini kurtard1g1m1z,» peygamberlere tabi
olan «pek az ki~i» bozgunculugu engelleyerek «boyle yapb.» Bozgunculuga
engel olmay1p «zulmedenler» yani bizzat bozgunculuk yapanlar «ise, kendi-
lerine verilen refah1n pe~ine dii~tiiler.» Servet ve lezzetlere dald1lar. Bunla-
n, ahirete tercih etti1er. Onlar «zaten giinahkarddar.» Bu ifade, helak olan
ilmmetlerin yok edilme sebebini a~Iklamaktadrr. Bu sebep de iyiligi emredip
kotillilkten vazge9irme gorevlerini terketmek ve §ehvetlere dalmaktlf.
Hadis-i ~erifte: "Suphesiz Allah, bir kls1m kimselerin giinahi sebebiyle
toplumu cezalandzrmaz. Fakat toplum, aralannda kotuliikleri gorur de, en-
gellemeye gu~leri yettigi halde engellemezlerse, i§te o zaman Allah, iyileri ve
kotuleri hep birlikte cezalandLnr" buyurulrnu§tur.
117. «Rabbin, halk11slah olniu~» zalim olmayan «memleketleri»n in-
sanlarm1 «haks1z yere,» hak etmedikleri ve layik olmad1klan slirece «helak
edecek degildir.» Hi9bir memleketi haks1z yere yok etmemi§tir. <;tinkii bu,
Allah'1n hikmetiyle bagda§maz. Bu ifadelerden ama~, ytice Allah'1 zulilmden
ve O'nun i9in muhal olan §eylerden tamamen tenzih etmektir. Allah'm, kulla-
nna kar§t yapttg1 ne olursa olsun, asla hakstzhk degildir.
Soziin k1sas1 §Udur: Allah, §irke ve ktifre mensup olduklar1 i9in hi9bir
toplulugu ortadan kaldumaz. Onlara azap, ancak muamelelerde hainlik yap-
tiklar1, mahlOkata eziyet ve haks1zhk ettikleri zaman gelir. Allah onlan s1rf
mti§rik olduklan i9in helak etmez. <;unkil mti§rikligin cezas1 cehennemdir.
~irk i9in ondan daha az ceza, yeterli gelmez. Onlan ancak gtinahlan sebebiy-
le helfil< eder ki , bu, §irk cezasma ek bir cezadrr. Deveyi bogazlamalan sebe-
biyle Salih (a.s. ) kavminin, homosekstiellik sebebiyle Lilt (a.s.) kavminin, ol-
9li ve tart1y1 eksik yapmalar1 ytiztinden ~uayb (a.s.) kavminin, Hz . Musa ve
israilogullarina eziyetlerinden dolay1 Firavun kavminin helak olmalan gibi.
Birisi dedi ki: "iktidar §irkle devam eder, fakat zultimle devam etmez. "
Ayet: 117 - 1 IH HOD SORES!/ 11 189
Ba§ka bir ifacle ile: Devlet §irkle payidar olur. Zuli.hnle ohnaz.
,.
120. «Peygamberlerin haberlerinden,» yani peygamberlerin kissalan
ivinden <<Senin kalbini teskin edecek», gonli.inti rahatlatacak, inancllll artlra-
cak, kalbini takviye edecek «her §eyi sana anlahyoruz.» <;iinkti insan bir
bela ve s1k1nt1yla kar§1la§1nca, o s1klnttda kendisine ortak olan bir g1up gordti-
gtinde, s1klnt1111n ytikil hafifler. Nitekim §oyle denir: "Musibet yayg1n olursa,
hafif ve tath olur." <21> «Bunda da», bu sQrede de «sana hak» ve gervegin
ay1k1anmas1 «Ve mti'minlere» bilytik «bir ogiit ve hahrlatma gelmi§tir.»
<:;Unkli mti'minler, ibretlerle dolu nasihatlerden ve Allah'1n ge9mi§ Ummetleri
cezalandlrmas1ndan istifade ederler.
121. Gerek Mekke halk1ndan gerekse ba~kalanndan, bu ger¥ege «inan-
mayanlara» ve bundan ibret ahnayanlara «de ki: 'Elinizden geleni,» yani
i1nans1zhg1mz1n geregini «yapm. Elbette biz de» iman ve ondan ders alma-
mn geregini «yapacag1z.»
i§te bu tiirlii bilgi ve insanlann haline vak1f olmak, ancak Allah'1n ikra-
m1 sayesinde olur.
«Oysa sen bundan once>> yani bu Kur'an'1 sana vahiy yoluyla gonder-
meden once, bu haberleri «elbette bilmeyenlerdendin.» Yani sen daha once
Yusuf (a.s.)'un k1ssas1nda bildirilen olaylan bilmiyordun. Onlan hi9bir za1nan
hattnna getiremedigin gibi, ba§kas1ndan da boyle bir §ey duy1nad111. Buradaki
ama9, Kur'an'1 Kerim'in, ge9mi§ kavimlerin ya~ant1lanndan bilgiJer vererek,
vahiy yoluyla geldigini kanttlamak.ilr.
el-Keva~·f
isimli eserde denilir ki: ''Ru'ya uykuda gormede, iii'yet gozle
11
gonnede, erra'yu ise kalp goztiyle go1mede kullan1hr.
Yusuf (a.s.) rliyas1nda karde§lerini y1ld1zlar ~eklinde gonnti§tiir. <;link.ti
insan y1ld1zlara bakarak yolunu buldugu gibi karde§lerinin yard1m1yla da yo-
lunu di.izeltir. Yine rliyas1nda babas1ru ve teyzesini gtine§ ve ay §eklinde gor-
mU~ttir. Burada "teyzesini" dedik. <;i.inkti annesi, karde§i Btinyamin'in dogu-
tnunu mtiteakip lohusa halinde iken Olmti~ti.i.
3-· Allah taraf1ndan mtijde ~eklinde olan Iiiyalar. Bu ttir rtiyalar rtiya me-
leginin Levh-i Mahfuzdan bilgi getirmesi §eklinde olur.
Bunun d1§1nda rii.yalar kan§Ik rtiyalard1r.
5. «Babas1 da:» Yani Ya'kub Aleyhisselam <la bu garip rtiyay1 i§itince
yi.ice Allah'm Yusuf (a.s.)'u yi.iksek hikmet makamlanna ula§tlrd1g1ru, (t1pkt
atalanna yapt1g1 gibi) Peygamberlik i<;in se9tigini, dtinya ve ahiret §erefiyle
§ereflendirdigini farketti ve kendisine karde§lerinin haset etmelerinden, eziyet
vennelerinden korktu. Ya'kub (a.s.), he1n ogullanrun bu korkusunu ger9ekle§-
tinnelerini onlemek,° hem de Yusuf (a.s.)'u, ka~Ila§acag1 me§akkat ve s1k1nti-
lardan ahkoymak amac1yla, korktugu §eyler kaderde yaz1hysa Allah'1n onu
muhakkak ger~ekle§ecegine sonsuz gtiveni olmakla birlikte, me§akkatsiz ola-
rak gen;ekle§mesini umarak: «'Yavrucugum!» Gormti~ oldugun bu «rilyan1
sak1n karde§lerine anlatma, sonra sana», seni oldtinnek i9in kendini koru-
yamayacag1n gizli «bir tuzak kurarlar! » Bu §ekildeki ifade, Yusuf (a.s.)'u
A
i§aret eden, O'nun yticeligini gosteren btiytik ibretler vardir. ~oyle ki Ya'kub
(a.s.)'un bilytik ogullart, en kti<rtikleri olan Yusufu kti<rtik dii§tirmeye karar
verdikten ve ona yapacaklann1 yapttktan sonra, Allah (c.c.) kendisini pey-
gamber kilmak, devlet yonethninde soz sahibi yapmak i9in karde§leri aras1n-
dan se<;ti. Karde§lerini de onun yonetimine boyun egdirdi. O'na kar§l olan ha-
setlerini de kendi ba§lanna ylkti. i§te bu, Allah (c.c.)'111 her §eyin tisttinde olan
kudretinin, deh§et verici hikmetinin en a91k delillerinden biridir.
Yilce Allah'1n Ya'kub (a.s.)'u, Yusuf (a.s.)'a kaq1 kalbinde besledigi sev-
giden dolay1 imtihan etn1eyi diledigini, daha sonra imtihan1n 9ok agir olmas1
i<;in Yusufu kendisinden uzakla§tlrd1g1 da soylenmektedir.
I- Bu konuda dogru olan ~udur: Yusuf (a.s.)'un karde~Jeri peygamber degillerdir. Durum bbyle
olunca onlardan mcydana gelen haset9ilik, yalanc1hk ve Yusufu oldtirerek ondan kurtul-
mak istcmclcri gihi pcygambcrlerde aramm gtinah i~lememe ~artma ters dti~en bu fiiller i9in
Uz.Ur aramaya da )!.l'rck ynktur. Bu konuda "Safvetu't-Tefaslr" adh kitab1m1zla ibn Kesir'in
soylcdiklcri11l· hakil:ihilir. (Snhunl)
202 ROHU'L·BEYAN cuz: 12
10. «Onlardan soz alan biri:» Yan~ Yehuda ad1ndaki karde§leri, Yu-
sufu oldtirmek i<;in kendi aralannda gorii§ birligi yapt1klannda, onlann bu
korkun<; tuzag1n1 geryekle§tirmelerine kaq1 9Ikarak engel oldu. Ona gore Yu-
suf u oldtirmekten daha iyi bir 9oziim yolu bulunabilirdi. Bunun i<;in karde§le-
rine: «'Yusuru oldiirrneyin» <;iinkii su9suz yere onu oldiirmek <;ok biiyiik bir
gUnahtrr. Onu uzak bir yere de atmay1n. Neticede oliime terkedileceginden bu
da onu oldtirmek hiikmtindedir. En iyisi «onu kuyunun» en karanhk yeri
olan «dibine at1n da ge~en kervanlardan biri onu» telef ve yok olmaktan
korumak amac1yla «als1n. Eger» benim bu gorii§ilmil kabul edip «yapacak-
sanrz boyle yap1n' dedi.» Yehuda'run gtirti§imii boyle bir tislfipla karde§leri-
ne arzetmesinin sebebi, hem kalblerini yumu§atarak gorti§tinti benimsemeleri-
ni saglamak, hem de kendisiyle alay etmelerini onlemekti.
Diger taraftan Yehuda'nm boyle bir gorti§ii one slirmesinin nedeni, kar-
de§leri tarafmdan Yusufa tuzak. haz1rlamak amac1yla ortaya at1lan gorti§lerin
en uygununun bu olmas1ydi. <;unkil ge9en kervanlardan hangisi Yusuf (a.s.)'u
bulursa beraberinde gottirerek o bolgeden uzakla§tlracaktI. Boylece kendileri-
ni yormadan herhangi bir i§lem yapmaya ihtiya<; duymaks1z1n hedeflerine
ula§ffil§ olacaklard1. Evet Yusuf (a.s.)'a kar§t en merhametlisinin onu kuyu-
nun dibine atmaktan ba§ka bir oneriye .raz1 olmad1g1 §U karde§lere, bir de gil-
nti1ntizdeki karde§lere bakm ... Durumlar1n1n ayn1 oldugunu goreceksiniz.
Ayet: l 0-·13 YUSUF SORESf/ 12 203
Bunun yan1sira «siz ondan habersizken onu blr kurdun yemesinden kor-
kar1m. '» Ya'kup (a.s.)'un ~oyle bir rliya gordUgti rivayet edilir: Bir dag1n te-
pesindeyken oglu Yusuf (a.s.)'a bir 901Un ortas1nda, on bir tane kurt hticum et-
1nekte ve daha sonra Yusuf (a.s.), kurtlann aras1nda kaybohnaktadrr. i§te bu
rilyadan dolay1 bir §eyler olacag1n1 sezer ve ogullanndan "kurdun" karde~leri
Yusufu yememesi ic;in dikkatli davranmalann1 ister.
14. «Dediler ki: 'Vallahi biz>> gtic;lii «kuvvetli bir topluluk oldugu·
muz halde, eger onu kurt yerse, o zaman biz ger~ekten (acizlikten) helak
olmu~ kimseler say1hnz.'» Yani gti<;stizlilk, zay1fl1k ve acizlikten dolay1
helak oluruz. Gortildtigti gibi Yusuf (a.s.)'u beraberlerinde gotiirmeleri halin-
de babalannm tiztilecegi endi§esini buak1p, sadece onun kurtlar taraf1ndan ye-
nilme korkusuna cevap vermeye ozen gosteriyorlar. <;tinkii ikinci sebep (yani
Yusufun kurtlar taraf1ndan yenilmesi korkusu) onu beraberlerinde goti.irmele-
rini engellemek i<;in babalanna gore yeterli gerek9eydi. Birinci sebep (yani
babalar1n1n Yusuf'un yokluguna dayanamay1p i.izliln1esi) ise, beraberlerinde
gottirseler bile, bir stire sonra tekrar babalar1na geri getirecekJerinden dolay1
onlarla gitmesini engellemek i9in ikincisine gore ge9erliligi daha az olan bir
gerek9eydi.
Bir giin Arap diline hizmet etmi§ onde gelen me§hur alimlerden ibnu's-
Sik.kit, devrin halifesi Miitevekkil'in meclisinde otururken, halifenin iki oglu
Mu'tez ve Mueyyed'in 91kageldigi rivayet edilir. Bunun tizerine halife kendi-
sine §U soruyu yoneltir: "~u iki oglumu mu yoksa Hasan'la Hi.iseyin'i mi daha
fazla seversin?" 0 da: "Vallahi Hz. Ali (r.a.)'nin hizmet9isi Kanber bile, sen-
den ve iki oglundan daha hayirhdrr." diye cevap verir. Halife el-Mutevek.kil
<;evresindekilere: "Bunun dilini kokiinden kopann!" di ye emreder. Halife'nin
bu emri yerine getirilir ve ibnu's-Sikklt o gece oltir. Ancak bu olaydan once
ibnu's-Sikklt'in, Mu'tez ve Mueyyed"e ders verirken ~u beyitleri okumas1 ib-
rct vericidir:
Ayet.: 14- 15 YUSUF S0RES1/ 12 205
15. Babalan izin verdikten sonra «onu gotilrilp» yapmak istedilderi eza
ve cefay1 yaptilar. Olay ~oyle geli§ti: Ya'kub (a.s.), karde§lerinin Yusufun on-
larla beraber 1srarla sahraya 91kmas1n1 istediklerini ve onu koruyacaklanna
dair yemin ederek soz verdiklerini gordti. Ayn1 §ekilde Yusufu da gezip do-
la§maya meyilli gortince, kendisini kaderde ne yaz1hysa ona raz1 olmaya
mecbur hissetti. Boylece Yusuf u beraberlerinde gotiirmelerine izin verdi. An-
cak gozden kayboluncaya kadar uzakla§1nca babalarm1n nasihatlerine uyma-
dilar ve karde§lerini yere yatrrarak: "Ey yalanc1 riiya sahibi! Sana secde eder
halde gordtigtin ytld1zlar nerede? ~imdi gelsinler de seni elimizden kurtarsm-
lar" dediler ve kendisine eziyet vermeye, vurmaya ba§ladilar. Yusuf ise kar-
de§lerinden kime s1g1nd1 ise, ondan dayak yedi. Bu ~ekilde kendisine kotti
davranmay1, s1k1§tlrmay1 artudtlar. Bunun tizerine dayanamayarak aglamaya
ve: "Ey babactglID! Sana verdil<leri sozli ne 9abuk unuttular!. Ne 9abuk vasi-
yetine uymadtlar!.. Ah! Cariyenin ogullarm1n, ogluna yapttldarm1 bir bilsen!"
di ye seslenmeye ba§ladi. Daha sonra Yehuda ortaya attlarak karde§lerine §by-
le dedi: "Bana onu oldtirmeyeceginize dair soz vermediniz mi?" Onlar da:
"Evet soz verdik" diye cevap verdiler. Bunun tizerine: "Oldtirmeden daha ha-
yirhsm1 size gostereyim mi? Onu kuyuya atm" dedi. Bunu duyan karde§leri-
.. \.
nin kizg1nhklar1 ge~ti ve: "Oyle yapahm" dediler. Boylece «kuyunun dibine
atmaya ittifakla karar verdikleri zaman» beline bir ip dtigtimleyerek i~eri
ye dogru sark1tttlar. <;unkti kuyunun list k1sm1 dar, dibi ise geni§ti. Yusuf
(a.s.), ipe tutunarak dt§arl ~1kmak istedi. Onlar da Yusufun iki elini baglad1-
lar. Gomlegini babalanru aldatmak amac1yla yalanc1 kan stirmeye karar ver-
dikleri i9in tizerinden soydular. Bunun tizerine Yusuf karde§lerine §Oyle dedi:
"Ey karde~lerim ! Gomlegimi bana geri verin ki, ya§ad1gim stirece giyeyim ve
oldtikten sonra da kefenim olsun." Buna ragmen gomlegini geri vermediler.
Ostelik kuyunun yans1na kadar indiginde ipi keserek olmesi i9in onu i~eriye
buak1verdiler. Anca.k: kuyunun i~erisinde su vardi." Yusuf suya dti§til. Sonra
da kuyunun kenannda bulunan bir kaya par<;asma tutundu ve aglayarak ayaga
kalkt1.
Hasen el-Basri §Oyle dedi: "Yusuf (a.s.) kuyuya on iki ya§1nda iken atil-
di. Babas1na ise krrkmdan sonra kavu§tU." (l)
2- Muhammed lbn Ishak ~oyle der: "Yusuf (a.s.)'un Ya'kub (a.s.)'dan on sekiz y1l ayn kald1g1 -
m sC>ylcrlcr. F.hl - i Kitap (H 1ristiyanlarla Y ah udtlcr) isc bu mUddctin kirk y1l oldugunu iddia
cdcrlcr. Bkz. M11l1tt1sar ilm Ke.\'fr, 2/262.
Ayet: 15-18 YUSUF SURESl/12 207
Kuyuya atd1nca §Oyle dedigi soylenir: "Ey §ahit olup gaip olmayan, yak1n
olup uzak olmayan, galip olup·maglup olmayan Allah'1m ! Bana iyinde bulun-
ffiU§ oldugum §U durumdan bir kurtulu§ ve 91kl§ yolu goster. .. "
Keva§tde denir ki: Yusuf (a.s.) kuyuda li9 gtin kald1 ve Cibrll (a.s.)
11
kendisine bu Slfada §U duay1 ogretti: Her kederi gideren, her duay1 kabul
eden, her k1ng1 saran ve her yaln1z1 avutan Allah'1m!.. Muhakkak senden ba§-
ka ilah yoktur. Seni tesbih ederim. Senden bana bir kurtulu§, bir 91k1§ yolu
k1lman1, kalbime sevgini yerle§tirmeni, beni koruman1 ve bana ac1man1 isti-
yorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi Allah'1m !.. "
«Biz Yusur a: 'Andolsun ki sen onlarin» sana yapttldan «bu i§lerini,»
devlet idaresinde hat1n say1hr, gti9lti bir kimse olacagmdan ve durumunun bu
hale gelecegini akd edemeyeceklerinden dolay1 «onlar» senin Yusuf oldugu-
nun «fark1na varmaks1z1n>> gelecek bir giin «kendilerine haber vereceksin'
diye» kendisini miijdelemek ve avutmak ic;in «vahyettik.» Allah'1n Yusuf
(a.s.)'a gonderdigi bu vahiy, niibtivvet ve peygamberlik vahyi idi.
16. «Ak~amleyin» gtin battlktan soma «aglayarak babalarina geldi-
ler .» Ozellikle gtin batt1ktan soma gelmelerinin sebebi babalanna mtibalagah
olarak ozi.ir beyan etmekti.
Kad1nrn birinin, kocas1n1 $urayh'a §ikayet ettikten sonra, aglad1g1 riva-
yet edilir. Bunun i.izerine ~a'bi, $urayh'a §6yle der: "Ey Omeyye'nin babas1!
Bana kahrsa bu kadm mazlum. Gormliyor mu sun aghyor." ~urayh ona §U ce-
vab1 verir: "Yusuf (a.s.)'un karde§leri de zalim olduklar1 halde aglayarak gel-
diler. Kad1ya (hakime), ancak: kanun geregi htiktim vermek yara§Ir."
17. «'Ey babamiz! Biz» atl§ ve ko§uda «yar1§mak i~in>>
sahraya «git-
tik, Yusuru da» elbise ve az1k gibi «e~yam1z1n yan1nda b1rakm1~tik.» Ne
yaztk ki, bizim pe§irnizden «ODU kurt yemi~! Fakat biz dogru soyleyenler
olsak da» , Yusufa a§rrt sevginden dolay1 «sen bize inanmazs1n.'» Durum
boyleyken bize inanm1yorsan, soztimiize giivenmeyip, bize kar§t kotii zan
beslerken hi~ inanmazs1n «dediler .»
18. «Gomleginin iistiinde yalanc1 bir kan ile geldiler.» Bir hayvan de-
risi ylizerek kanm1 Yusufun gomlegine siirdtikleri rivayet edilir. Ancak gom-
legi y1rtmay1 akil edememi§lerdi. Ya'kfib (a.s.) Yusufun haberini duyunca,
blitun gtictiylc hagirarak: "Gomlek nerede?" dedi. Gomlegi ald1 ve ylizune
stirdti. Gomlckteki kan yi.lztine bula§tncayadek aglad1 ve "Vallahi omrtimde
208 RO HU' L· BtY"AM Cuz: 12
bunun gibi yumu§ak huylu bir kurt daha gOrmedim. Yavrumu yedigi halde
Uzerindeki gomlegi pan;alamam1§" dedi. «Ya'k1lb dedi ki: 'Belki de nefisle-
riniz size» tarif edilmeyen, bilinmeyen kotli «blr §eyi giizel gosterdi.» 0 bu
sozle onlar1n hem Yusufa istediklerini yaphklann1 , hem de §U iki §ey sebe-
biyle yalanc1 olduklann1 kruuthyordu: A§in hasetlikleriyle tan1nmalan, yirtlk
ve t1rnak izi bulunmamas1 nedeniyle gomlegin saglam olmasi. <;tinkti "Belki
de nefisleriniz size bir §eyi giizel gosterdi'' sozil, onlann "onu kurt ye mi{'
sozlerine cevap olarak soylenmi~ti.
19. «Bir kervan» yani Medyen y6nUnden gelip, M1sir'a giden bir grup
«geldi.» Yusufun i~erisinde oldugu kuyuya yak1n bir yerde mola verdi. Bu
olay Yusufun kuyuya atih§1ndan tic; gtin sonra oldu . ..cVe suculann1 kuyuya
gonderdiler. 0 da» gidip «kovas1n1» su ile doldurmak i\:in kuyunun ic;ine
dogru «saldt.» Bunun tizerine Yusufa ipe tutunmas1 vahyolundu. Sucu ipi
kuyudan d1§anya \:ekince, kar§1s1nda \:Ok glizel bir erkek c;ocugu olan Yusufu
buldu. Ashnda Him giizelliklerin yans1 Yusufa verilmi§ti. Yusufu gortince,
kendisini ve arkada§lar1n1 mtijdeleyerek: «'Miijde, i~te bir oglan!' dedi.»
Evet sucu e~ine az rastlanan bir nimet bulmu§tU ...
Sucu ve arkada§lan, «Onu bir ticaret mah olarak» kafiledeki diger ar-
kada§lar1ndan, ondan elde edecekleri kazanca ortak olmamalar1 ic_;in «saklad1-
lar. Halbuki Allah onlann yaphklann1 ~ok iyi bilir.» Sakladlklan srrlan
Allah'a gizli kalmaz.
20. Kafile Mtsrr'a vard1gmda sucu ile arkada§lar1 «onu degersiz bir pa-
haya,» ya bozuk ve sahte olu§undan, ya da ·tart1s1ndaki eksikliginden, olc_;i.il-
rnemi§ «say1h birka~ dirheme sattdar.» Yani onu tipki bir ticaret e§yas1 gibi
pazara ~lkardilar. <;unkii Yusuf (a.s.)'un kim oldugunu ve ba§ma neler geldi-
gini bilmiyorlardi. Bunun sebebi de, ya ka'tlerde yaztli olan bir §eyin gen;ek-
le§mesi i9in Ytice Allah'1n onlara Yusuf a sonnay1 unutturmas1, ya da sorduk-
lar1 halde konu§tugu dilin ibraruce olmas1 sebebiyle verdigi cevab1 anlayama-
malandu.
ibn Abbas'1n bir rivayetine gore Yusuf (a.s.), yirmi dirhem kar§1hg1nda
sat1lm1§, ba§ka bir rivayete gore ise bu meblag, yirmi iki dirhemdir.
«Onlar» yani saticdar «zaten ona» yani Yusufa «kar§J ragbetsiz idi-
ler.» i§te bunun ic;in zikredildigi iizere onu degersiz bir ticret kar§1hg1 sattdar.
c;unkii onlar i\:in Yusuf bulunan bir §eydi. Buluntu bir §eyin sahibi onu kii-
~ilmser ve siirekli olarak ger~ek sahibinin her an ortaya vtktp kendisinden ~e
kip alacag1 korkusunu ta§lf. Bundan dolay1 kar§ISlna ilk vikan ahc1ya en ucuz
bir fiata satarak elinden ylkarmaya yah§ir.
21. «M1sir'da onu satin alan kimse, karis1na dedi ki: 'Ona deger ver
ve giizel bak.» Y ani gilzelce yeyip i9mesini ve rahat etmesini sagla.
Yusuf (a.s.)'u satin alan bu kimse, "Aziz" (yani M1srr idaresini elinde tu-
tan) tinvanayla tanman maliye bakam ve ordu komutan1 K1tfir'di. -Yusuf (a.s.)
da bu s1rada on ycdi ya§inda bulunuyordu. Hapiste ge9irdigi stireyle birlikte
Ayet: 19-21 YUSUF SOHESI/ 12 211
M1sir Azizi'nin evinde toplam on liv y1l kaldt.- Otuz ya§1nda iken Reyyan
K1tfir'i, kendisine bakan tayin etti. Otuz ti~tine ula~mca da Allah (c.c.) kendi-
sine ilim ve hikJnet verdi. Ytiz yinni ya§tnda vefat etti. Defter kullarunay1 ilk
bulan oydu. Bu kilnse, yani Aziz, Rail acllndaki kans1na dedi ki: "Ona deger
verve gtizel bak."
ibn Abbas'a g<.)re M1sir Azizi'nin kans1111n ad1 Rairdir, 13.kab1 "Ztiley-
ha"dir.
«Umulur ki» ihtiya9 duydugu1nuz baz1 i§leri yapmakta «bize faydas1
olur. Ya da onu evlat ediniriz.» Mlslf Azizi bu sozti Yusuf (a.s.)'un siradan
bir 9ocuk olmad1g1ru sezdigi i<;in soylemi§ti. Bunun ic;in §oyle denilir: "insan-
lann en feraset sahibi olanlan ti<; ki§idir: M1su Azizi, "Babacigzm! Onu uc-
retle (roban) tut" (Kasas: 26) diyen ~u'yab (a.s.)'1n k1z1 ve Hz. Omer (r.a.)'in
halife olmas1n1 isteyen Hz. EbO. Bekir (r.a.). <;unkli Hz. Ebfi Bekir, Hz.
Omer'in (r.a) hiHifete en uygun ki§i oldugunu sezdi ve kendisinden sonra onu
Mtisllimanlann ba§ma halife olarak ta yin etti. ''
\,.
22. Yusuf biilug fagina ularinca, ona hiikiim ve ilim ver-
dik. i§te giizel davranan.l an Biz boyle miiklifatlandiririz..
23. Evinde bulundugu kadin, onun nefsinden murad almak
istedi ve kapzlan iyice kapatip "haydi gel!'' dedi. 0 da: '~l
lah 'a s1g1mrim. <;unkii kocamz benim efendimdir, bana giizel
davrandi. $iiphesiz ki z.alimler felah bulmaz" dedi.
24. Andolsun ki, kadr.n ona meyletti. Eger rabbinin delilin.i
gormeseydi, o da kad1.na meyledecekti. i§te boylece Biz, kotii-
liik ve fuh§u ondan uzakla§tirmak if in boyle yapttk. l';iinkii o,
ihlasa erdirilmi§ kullarinu.1dand1~
25. ikisi de kaptya ko§tular. Kadin onun giimlegini arkadan
y1rtt1. Kapinin yaninda onun kocaszna rastladilar. Kad1.n dedi
ki: "Senin ailen.e kiltiiliik etmek isteyenin cew.n, zindana at1l-
maktan, ya da aczkli bir i§kenceden ba§ka bir §ey midir?"
22. «Yusuf» bir yandan vlicutc;a kuvvetlenip iyice geli~tigi, yigitlik ~a
gma erdigi: diger yamlan <la nonnal bi r kimsenin otuzla kirk ya§inda ula~abil
digi ak1l olgunluguna erkenden ula~arak iyi ile kHttiyti iyice aytrdedebildigi
«biilug .;a~111a 11la~11u:a, ona» ilim Vl' anwldl' olgunluk olan «hiiktim ve ilim
Ayet: 22-2:3 YUSUF<~ SURES!/ 12 21 3
23. «Evinde bulundugu kadin,» yani Ztileyha, t1pk1 hilekar bir kimse-
nin kar§1s1ndaki ki§inin elinde bulundurdugu herhangi bir §eyi elde etn1ek,
onu ka~1rmamak amac1yla ttirlti entrikalarla aldatmaya 9ah§tlg1 gibi, hedefine
ula§mak i~in Yusuf (a.s. )'u kanduarak «onun nefsinden mu rad almak iste-
di.» Ancak Yusuf (a.s.), Ztileyha'ya kendisinin tam anlam1yla iffet sahibi, ne-
zih bir kimse oldugunu gosteriyordu. <;tinkii bir yandan Zilleyha1n1n viicudu-
nun gtizel yerlerini siirekli gordtigti halde kendisine kar§I istek duymuyor, bir
yandan da emri altinda olmas1na ragmen, arzular1n1 yerine getirmiyordu. i~te
bunlar, onun iffetin ve temizligin en ytiksek mertebesinde oldugunu hayk1n-
yordu ... «Ve» saytlan yedi olan ttim «kapdart» iizerine «iyice kapahp 'hay-
3- Bu hadisi imam Ahmed b. Hanbel Mu.m edinde tahric etmi~, aynca buradaki metne yakm
bir ~ckiklc Buhuri ve MUslim de rivayet etmi§lerdir.
')
di gel!' dedi.»
Ztileyha ile Yusuf (a.s.) aras1nda §byle bir konu§ma ge<;tigi rivayet edi-
lir: "Ey Yusuf! Gozlerin ne gtizel!" dedi. Yusuf: "Cesedimden yere akacak
olan ilk §ey gozlerimdir'' dedi. Zilleyha: "Ytiztin ne gtizel!" dedi. Bu defa Yu-
suf: "Ytiziim topragm yemesi i<;indir'' cevab1111 verdi. Ziileyha: "Sa~1n ne gti-
zel!" deyince Yusuf: "Cesedimden ilk dagilacak olan §ey sa<;1mdrr" dedi. Bu-
nun ilzerine Ztileyha: "ipek yatak serilmi§ bir halde hazir beklemekte. Kalk
da sana olan ihtiyac1m1 gider" deyince Yusuf: "Arzularlill yerine getirirsem
cennetteki nasibimden olurum" cevab1n1 verdi. "Goztim senin a§ktnla don-
mU§, sarho§ olmu§ bir vaziyette. Sen de goztinii kaldir da benim §U gtizelligi-
me, §U 9ekiciligime bak" deyince Yusuf: "Gtizelliginle ~ekiciligine kocan
benden daha laylktrr" dedi.
«0 da:>> benden yerine getirmemi istedigin hiyanet ve isyan anlam1na
gelen boy le bir i§ yapmaktan «' Allah'a s1g1n1r1m. <;unkii kocan1z» Aziz
«benim efendimdir, bana giizel davrand1.» Beni satin aldt.ktan sonra size
benimle ilgilenmenizi, comert olman1z1 emretti. Y ani beni korudu. ~imdi tum
bu iyiliklerin kar§1hg1, ailesine kottillik yapn'rak sfiretiyle kendisine ihanet et-
mek degildir. Bu sozlerle Yusuf (a.s.) Zlileyha'ya uygun bir dille kocas1
Aziz'in haklona riayet etmesi gerektigini anlatmaya ~ah§tyordu.
«Siiphesiz ki zalimler» ne olursa olsunlar «fe]ah bulmaz'»lar. Yani za-
fer ve kurtulu§ dairesi i\:erisine girmezler «dedi.»
Bu ayet, yap1lan iyilikten anlaman1n vacip olduguna i§aret etmektedir.
Nitekim Yusuf (a.s.), Ziileyha'run arzulanru yerine getirmeyi iki sebepten do-
lay1 reddetti:
Birincisi: Gtinah ve zultim oldugundan dolayi.
ikincisi: Kocasm1n kendisine yaptig1 iyilikten dolay1.
24. «Andolsun ki, kad1n ona meyletti.» Yani kendisini Yusufa goste-
rip, nefsinden murad almak ic;in kapdan kapatt1ktan ve "haydi gel!" diyerek
yan1na c;agrrdlktan sonra, onunla birle§meyi, cinsel ili§kide bulunmay1 bi.iylik
bir azimle istedi. Belki de bu arada Yusuf (a.s.)'u kap1ya dogru ka~maya zor-
layan, Zlileyha'n1n elini kendisine uzatarak a~mas1, kucak.la§mayt istemesi gi-
bi birtak1m hareketler de ineydana gelmi§ olabilir.
«Eger Rabbinin~ zinanm ~ok crirkin, buyi.ik bir gtinah oldugunu goste-
Ayet: 23-24 YUSUF SORES!/ 12 215
4- Bu hadi sin 1ahrici11i mcrfu olarak Enes b. Malik yoluyla Muslim ve Tirmizl yapm1§lard1r.
Bkz. C<1mi11'l-UsJU, I 0/521 .
216 ROHU'L·BtYAN 'coz:l2
4
26. «Yusuf:» Kendisini savunmak ve irz1n1 korumak i9in « Hay1r o
kendisi» beni birle§meye davet ederek «henim nefsimden murad almak is-
tedi' dedi.»
«Kad1n1n akrabas1ndan biri» yani hentiz be~ikte bir 9ocuk olan day1s1-
nm oglu «§oyle §ahitlik etti: 'Eger onun gomlegi onden y1rtdm1§sa, kad1n»
yani Ztileyha «dogru soylemi~tir, o>> yani Yusuf «ise» savundugu iddias1nda
«yalancllardandtr.» <;unkti bu hal, kad1n1 onun istedigi, bunun iizerine kad1-
nm da onu kendisinden uzakla§tlrmak amac1yla ittigi ve bu sirada gomleginin
onden y1rt1ld1g1 anlamma gelir.
218 Cuz: 12
Bil ki, henilz be§ikteyken konu§an bir grup bebek vardir. Bunlar111 baz1-
lan §Unlardu: Yusuf (a.s.)'a ~ahitlik eden kimse, 1sa (a.s.), (Meryem Suresin-
de bu konu§ma olaymdan soz edilecektir.) Hendege alllanlar1n yanlarmda bu-
lunan c;ocuk, Firavunun lazm1n bayan kuafortintin oglu ve Rahip Curayc'e is-
nad edilen c;ocuk.
Bu sonuncunun k1ssas1 §Oyledir: Curayc bir manastuda Rabbine ibadet
le me§guldilr. israilogullar1ndan fahi§e bir kad1n: 11 Andolsun ki mutlaka onu
fitneye dti§tirecegim" diye yemin eder. Boylece dogru Curayc'a gelir ve ken-
disini ona arzeder. Ancak o, kad1na dontip bak:maz. Bunun tizerine kadm, Cu-
rayc'1n manastirmda koyunlanyla birlikte kalan bir 9oban1 ba§tan c;1kar1p
onunla yatmay1 ba§artr. Daha sonra bir oglan c;ocugu dogurur ve babasm1n
Curayc oldugunu iddia eder. Oradak:i insanlar Curayc'1 doverler, manastinn1
da yikarlar. Bunun tizerine Curayc, namaz kdar, Rabbine duada bulunur. Son-
ra da yocugun yanma gelir. Elini ba§ma koyarak: "Seni yaratan hakk1 ic;in, ba-
na babanm kim oldugunu soyle!" der. <;ocuk da Yiice Allah'm izniyle dile ge-
lir ve: "Baham filan c;obandrr11 der. insanlar bunu i§itince Curayc'dan ozi.ir di-
lerler ve manastum1 yeniden in§a ederler. <5>
27. «Eger onun gomlegi arkadan y1rtdd1ysa, kad1n» iddias1nda «ya-
lan soylemi§tir. 0 ise dogru soyleyenlerdendir. '» <;iinkti bu hal kad1n1n,
Yusufun arkasmdan gelerek gomlegini c;ektigi, boylece yrrt1ld1g1 anlam1na
gelir.
28. «Efendisi» Aziz, «Yusuf'un gomleginin arkadan yirtllm1§ oldu-
gunu gori.ince» onun su~suzlugunu, dogru soyledigini anlad1 ve «(kad1na):
'Siiphesiz» i9erisine anla§mazlik giren «bu» olay ba~kasmm degil, «sizin tu-
zag1n1zd1r», ba~vurdugunuz bile cinsindendir. Ey kadmlar! «(:i.inku sizin tu-
zag1n1z ger~ekten biiyi.ikti.ir' dedi.» Bunun ilzerine Ziileyha utandi.
Buradaki hitapta yap1lan genellemenin amac1, tuzak kurma ve hile yap-
manm kad1nlar1n huylarmda kokle§mi§ oldugunu belirtmektir.
Evet... Kadmlann tuzag1 ger~ekten buytiktiir. <;tinkii bu huy kalbe daha
fazla yapI§lp, takild1g1 gibi, nefise olan etkisi de erkeklerin tuzagmdan daha
fazlad1r. i §te bundan dolay1 Aziz, kad1nlann tuzagm1 erkeklerinkine gore da-
ha bi.iytik ve daha ag1r olarak niteliyor. Diger taraftan ~eytan kadmlara vesve-
5- Bu hadisin tahricini Buhari ve Muslim yupm1~1ir. Aslmcla mctni uzundur. Burada Ostad ma·
na olarak sadcrc hir bO\Um zikrctmi~tir.
Ayet: 27-29 YUSUF SORESI/ 12 219
29. Aziz: «'Ey Yusuf! Sen bundan uzak dur.» Yani bu meseleyi, yay1-
hp da insanlann beni ayaplamamalan i~in ay1ga vurma ve kimseye soyleme.
«Ey kad1n!>> Yani By Ztileyha! «Sen de» i§lemi§ oldugun «giinahtn aff1n1
dile. <;iinkii sen>> bu su<;u i§lemekle, bilerek gilnah ve hata yapan
«giinahkarlardan oldun.'» dedi.
Hadis-i ~erifte: "Ademoglunun hepsi hatalld1r. Hatalllann en hayirhla-
n ise tevbe edenlerdir," <6) buyurulmu§tur.
Aziz, yumu§ak huylu bir kimse oldugundan dolay1 kans1n1 sadece bu
kadar azarlamakla yetindi. Baz1lar1 da onun, kansma kar§t fazla ktskan~ ol-
mad1gm1 soylerler.
Bir rivayete gore ise; krrk gtin boyunca kans1na yakla§mayacag1 konu-
sunda yemin etmi§, Yusufu da kendi hizmetinde kullanmak sfiretiyle Ziiley-
ha'nm yamndan uzakla§trrmt§trr. Boylece Ztileyha Yusufu goremez olmu§tur.
6- Bu hadis i Ah111t•d. Tin11i:1.i vc ltm Mfl<.:c tuhric clmi~tir. Ayr. okz. <'l-FC'thu'l-Kehir, 2/323.
220 HUI lU 'l.. ·li!VAN G:!Oz: 12
31. Zilleyha «onlarin», Aziz'in kans1 Kenanh kolesine a§ik olmu§, §ek-
linde yapt1klan «dedikodusunu duyunca, onlara» ziyafet vermek bahane-
siyle tuzak kurup hem Yusufu gormelerini, hem de onu gortince glizelligin-
den §a§kma doniip, ona a§lk olarak hakkmda yaptiklar1 dedikodulardan dolay1
kendisine hak vern1elerini saglamak i9in «davet~i gonderdi.» Zlileyha'n1n,
aralar1nda yukanda sozli edilen be§ kad1nm da bulundugu, kirk kad1n1 davet
ettigi soylenir.
«Bir yandan da onlar» m ttpk1 lilks bir hayat stiren kimselerin yapttg1
gibi, yeyip i9erken yaslanmalan «i~in dayanacak yasbklar haz1rlad1.» Otu-
rup yastiklara dayandtktan sonra «herbirinin eline» kendilerine takdim edi-
len et ve meyve gibi yiyecekleri kesmekte kullanmalan i9in «bir b1~ak ver-
di.» Ztileyha, onlann b19aklan ellerinde oldugu halde yastiklara yaslanarak
otunnalann1 ozellikle istedi. <;tinkil Yusuf birden kar§1larma 91k1nca, gtizelli-
ginden dolay1 §a§kma donmelerini, ak1llann1n ba§lar1ndan gitn1esini ve boyle-
ce kendilerinden ge~erek ellerini kesmelerini istiyordu.
Ka~anf der ki: "Yusuf (a.s.) kad1nlann kar§1s1na ans1z1n <;Ikmca, kad1n-
lar onda gordUkleri gtizellik ve yaki§1khhk kar§1S1nda deh§et ve hayrete dti§e-
rek ellerini kcstilcr."
222 COz: 12
«Bu ancak degerli bir melektlr! •,. Onun bir insan oldugunu bildikleri
halde boyle soylemelerinin amac1. meleAin gUzellik simgesi olmas1 sebebiyle
yaratth~ ay1s1ndan ondan daha gilzel ve daha olgun ba§ka bir yarattg1n bulun-
mad1gm1n herkes taraf1ndan kabul edilmesidir. T1pk1 §eytandan daha 9irkin
bir yarattg1n bulunmad1g1n1n herkes taraf1ndan kabul edilmesi gibi. Y ani ka-
d1nlar bu sozleriyle Yusufun son derece gtizel oldugunu ifade etmeye 9alt§1-
yorladL
simden murad almak istedi" gibi sozler sarfedince, kendimi savunmaya gti- .
ctim kalmadi. Halkm bu konuyu unutmas1 i~in bence, en iyisi onu hapsetmeli-
sin."
Aziz kar1s1na itaat eder, isteklerini hemen yerine getirirdi. Diger bir de-
yi§le ipler kansmm elinde idi. Kar1s1n1n bu soziine aldanarak gordtigti, Yu-
sufun su9suzlugunu kan1tlayan kesin delilleri unuttu ve onun iddialar1 dogrul-
tusunda hareket etti. Boylece Yusufun kii9tik dii§mesine ve hakir gortilmesi-
ne sebep oldu.
226 ROHU'L·BEYAN .cuz: 12
Ayet: 36 YUSUF SORESl/12 227
Bunun tizerine kral yemegin zehirli olup, olmadiAuit denemek ic;in bir hayva-
na yedirir. Hayvan anmda oltir. Kral hemen ikisinin de hapsedilmesini emre-
der. Burada Yusufla beraber hapse attlmalan aym zamana denk gelir.
«Onlardan biri» yani sucu «dedi ki: 'Ben riiyamda» kendimi i9erisin-
de tizilm sal.k1mlan olan bir tarlada tiziim toplarken, bu sirada elimde bulunan
kralm bardagm1n i~erisine «§arap» yani iiztim «s1kbg1m1» ve keqdisine tak-
dim ettigimi, onun da bunu ic;tigini «gordiim.'» Burada "tiziim" yerine "~a
rap" kelimesini kullanmasuun amac1, ~arab1n tiziim suyunun s1k1larak bekle-
tilmesi sonucunda degi§itn yoluyla elde edilmesindendir. Yani §arab1n ashn1n
tiztim olduguna i§aret edilmektedir.
«Digeri de» yani ekmek9i: «'Ben de» kendimi kralm mutfag1nda «ba~1-
m1n iistiinde», ic;erisinde ekmekle c;e§itli yiyeceklerin bulundugu sepetleri ve
y1rt1c1 «ku§lartn» bu sepetlerden alarak «yedigi ekmegi ta§1d1g1m1 gordiim,
dedi.» Daha sonra ikisi birden: «'Onun» yani sana bildirdigimiz bu iki riiya-
n1n «yorumunu bize haber ver. <;unkii biz seni» rtiya tabirinden anlayan-
lardan, «giizel davrananlardan goriiyoruz' dediler.» Delikanhlar bu sozli
Yusufun zindandaki bazi tutuklulann anl~tt1klan riiyalan dogru olarak yo-
rumlad1g1Ill, sonra da olaylar1n onun yorumlad1g1 §ekilde cereyan ettigini go-
rtince soylediler.
37. Yusuf gen9lerin bu durumundan istifade ederek isteklerini yerine
getirmeden once onlan Tevhid Dini'ne davet etmek, kendilerine iman1 ogret-
mek ve onun gilzelligini gostermek istedi. T1pk1 ttim peygamberlerin hidaye-
te, ir§ada ve insanlara §efkatli olmaya davet ederken kullandtklar1 metotta ol-
dugu gibi ... i~e onlara kendisinin bu davetindeki ve rtiyalar1 yorumlamas1nda-
ki hakhhgm1 ve dogrulugunu ispat etmek iyin, mficize olarak onlarm bilme-
dikleri baz1 gayb haberlerini vermekle ba§lad1 ve «dedi ki: 'Size» iyinde bu-
lundugunuz bu yerde «yedirilecek yemek size gelmeden once, onun yoru-
munu mutlaka size haber verecegim.» Yani ne suretle olursa olsun, sizin
i~in hazl!lanan yemegin rengini, kokusunu, diger ozelliklerini, §eklini ve ma-
hiyetini size bildirmeden yemeginiz buraya ula~mayacaktir. Zaten zindanda-
kilere isa (a.s.)'mn hali gibi bilinmeyen baz1 olaylardan haberler veriyordu.
i§te bu §ekilde Yusuf (a.s.) onlara heniiz yemekleri zindana getirilme-
den, ondan haber verip ozelliklerini bildirince: "Bu kahinlerle y1ld1zlara ba-
kan tnilneccimlerin i~idir" dediler. Bunun Uzerine Yusuf onlara §tiyle cevap
vcrdi: Ben kfihin degili1n. «BU» rtiyalan yorumlaman1, gaybten haberler ver-
Ayet: 37-40 YUSUF SURESt/ 12 229
40. Yusuf, tekrar bu iki delikanhyla, onlar gibi puta tapan diger insania-=-·
ra hitap ederek soziine §6yle devam etti: «Siz Allah'• b1rak1p» cehalet ve sa-
p1kltg1mzdan dolay1 «sadece sizin ve atalann1z1n takbg1» birtak1m anlams1z
«isin1lere tap1yorsunuz. Allah, onlar» yani ibadet i~in kendilerine uyulan bu
isirnlcr. \C~itli adlar vcrip tapt1gn11z putlar «hakk1nda» dogruluklann1 goste-
230 RUHU'L-BmYAN COz:l2
Tarihte ilk kez 9arm1ha gererek oldtirmeyi, sozti ge9en bu kral uygula-
m1§t1r. Daha sonra da §U ayette anlattld1g1 gibi, Hz. Musa donemindeki Fira-
vun kullanmi§tlr: "...Ve sizi hurma dallanna asacagzm." (Taha: 71)
soylemi§tir.
Bahru'l-Ulam isimli eserde de 1nusibetlerin giderilmesi i9in -genel ola-
rak iyi bir §ey olsa bile- Allah'tan ba§kas1ndan yardun istemenin enbiya ma-
kam1na yala§mayacag1 bildirilmektedir. <;tinkil enbiya, insanlann en faziletli-
leri olduklan gibi, ayn1 zamanda yiiksek makam sahipleridir. Durum boyle
olunca Allah'tan ba§kasmdan yardun istemek en faziletli ve en evla olan1 ter-
ketmek demektir. ~tiphesiz enbiya, kti9tik glinahlan i§lemeleri halinde, ba§ka-
lann1n i§ledigi btiytik glinahlar sebebiyle azarlandrklan ol9ilde azarlanular.
Yusuf (a.s.)'un, ba§kasmdan yard1m istemeyi terketmek suretiyle, atas1 Hz.
lbrahim'e uymas1 gerekirdi. T1pk1 §U rivayette oldugu gibi:
Cibril (a.s.), Hz. ibrahim'e ate§e atihrken: "Bir §eye ihtiyacm var m1?"
diye, sormu§, o da: "Senin i9in kesinlikle hayrr" cevab1n1 vermi§ti. Bunun
tizerine Cibril kendisine: "Rabbinden iste" deyince: "Rabbimin benim halimi
bilmesi, benim i9in yeterlidir" demi§ti.
Malik b. Dinar'dan §Oyle rivayet edilmi§tir: Yusuf (a.s.) krahn sucusuna:
"Zindandan 9Ik1nca beni efendinin yan1nda an, durumumu ona bildir," deyin-
ce Allah'ti Teala: "Ey Yusuf! Sen Benden ba§ka vekil edindin, Ben de senin
hapsini uzatacag1m" buyurmu§tU. Bunun ilzerine Yusuf (a.s.) aglamt§ ve: "Ya
Rabbi! Kalbimi dertler, ilzilnttiler, s1k1nttlar katila§tird1. Agz1mdan dti§tirune-
den bir kelime 91ktl, bir daha onu tekrar etmiyecegim" demi§ ti. Hasan
Basrl'nin bu rivayeti okuduk<ra aglad1g1 ve §5yle dedigi soylenir: "Ba§1m1za
herhangi bir hal gelse, hemen insanlara ko§ard1k."
Ayet: 42-43 YUSUF SURESl/ 12 233
43. Kral dedi ki: "Ben yedi arik inegin yedigi yedi semiz
inek goriiyorum. Ayrica, yedi ye§il, digerleri de kuru (yedi) ba-
§ak gordiim. Ey ileri gelenler, eger riiya yorumluyorsaniz, be-
nim riiyami da bana yorumla,yzn."
44. Dediler ki: "Bunla,r karmakari§zk, yalanci dii§lerdir.
Biz boyle yala,nci dii§lerin yorumunu bilenlerden degiliz. ''
45. iki ki§iden kurtulmu§ olani, uzun bir zaman sonra ha-
tirlayarak dedi ki: "Ben size onun yorumunu haber veririm,
beni hemen gonderin."
46. "Uy Ywmf! Ey dogru sozlii ki~i! Yedi arik inegin yedigi
234 ROHU'L·B~AN Cuz: 12
yedi semiz inek ile, yedi ye1il vt yedl d1 kuru ba1ak hakkinda
bize yorum yap. Umit ederim ki, insanlara ·dlJnerim de, belki
onla.r da dogruyu ogrenirler.,,
47. Dedi ki: "Adetiniz iizere yedi yd ekin ekersiniz, sonra
yiyeceklerinizden az bir miktar harif, biftiklerinizi bafaginda
birakirsiniz.
48. Sonra bunun ardindan, saklayacaklannizdan az bir
miktar harif, o yillar ifin biriktirdiklerinizi yeyip bitirecek yedi
kitlik yili gelecektir.
49. Sonm bunun arduukzn da bir yil gelecek ki, o yikla, in:nn-
lara (/xJl yagmur ile) yardim olunacak ve o ydda stkacaklar."
43. M1srr «Kral»1 Reyyan b. el-Velld «dedi ki: 'Ben» rliyamda «yedi
ar1k» yani zay1f «inegin yedigi yedi semiz inek goriiyorum. Aynca, yedi
ye§il, digerleri de» hasat mevsimi gelmi§, ye§illigi kaybolinu§ «kuru (yedi)
ba§ak gordiim.»
Rivayet edildigine gore Yusufun zindandan 9Jkmas1 yakla§inca Allahti
Tefila bunun i9in hi9 akla gelmeyen bir sebep halketti. ~oyle ki: Kral her sene
Nil nehrinin kenannda bir bayram §Oleni dilzenliyordu. Orada insanlan toplu-
yor, onlara en giizel yemekleri yediriyor, en gtizel i<;ecekleri i<;iriyor, kendisi
de tahtlna oturuyor, onlar1 seyrediyordu. Kral bir Cuma gecesi riiyas1nda ye-
di sen1iz inek gormil§tii. Bu inekler kuru bir nehirden veya denizden 91km1§-
lar, arkalarmdan da yedi ank inek <;ikml§tt. Bu arik inekler semiz inekleri yut-
mu§lar, semiz ineklerden d1§ar1da hi9bir §ey goriilmiiyordu. Kral uyanmca,
cksik ve zayif olan1n tam ve k.uvvetliye ilstiln gelmesi sebebiyle huzursuz ol-
du. F1trat1 geregi i<; gtidiisiiyle bu riiyanm, iilkesinde meydana gelecek bilytik
bir felfil<etin habercisi oldugunu sezdi. Ancak durumun nasd olacag1n1 kesti-
rememi§ti, 9ok merak ediyordu. Rtiyas1n1 yorumlatmak suretiyle bilgi edin-
1nek istedi ve iilkesindeki bilgin, hikmet sahibi, sihirbaz, kfillin, miineccim ve
insanlar i9indeki diger ileri gelenleri bir araya toplayarak onlara: «Ey ileri ge-
lenler, eger riiya yorumluyorsan1z, benim>> bu «riiyam1 da bana yorumla-
y1n '» ve hangi akibete i§aret ettigini a<;tldaym, dedi.
~liphesiz riiya, yorum gerektirir. <;tinkii rtiyalarda hissi sfiretler, hayal
mertebesinde ortaya ~1karlar. ibrahim (a.s.) ise, kendisine oglunu bogazlar ol-
dugu halde gt)sterilen rliyanm zahirine gore harcket etti. <;iinkti onun durumu,
ruhsatla dcgil. azimctlc amel etmeyi gerckt iriyordu. Eger boy le yapmasayd1,
Ayet: 43~45 YUSUF SURES!/ 12 235
7- Bu hadisin tuhririni Buhflri. Muslim ve Tinniz'l "Sc1/ih rii'ya Allah'tan, du§ ise ~eytandandtr"
lftfz1yla yapm1~lard1r. Bkz. d -FC'thu'l-Kehfr, 2/139.
236 HUHU'L-BiYAN Cuz:l2
kti orada Yusuf admda, Yakubogul1anndan rUya yorumunu bilen hikmet sahi-
bi bir ki§i var. Daha once de bize rtiyalarun1zm yorumunu yapmt§tI.
Bunun tizerine i9ki ta§1y1c1sm1 Yusuf a gonderdiler.
46. Yusufun yanma gelince ondan ozur diledi ve dedi ki: «'Ey Yusuf!
Ey dogru sozlii ki§i!» kralm ri.iyas1nda gordligu «yedi ar1k inegin yedigi ye-
di semiz inek ile yedi ye§il ve yedi de kuru ba§ak hakk1nda bize yorum
yap. Umit ederim ki, insanlara» isabetli yorumlarla «donerim de, belki on-
lar da dogruyu ogrenirler.'» Gortildtigi.i gibi iyki ta§1y1c1s1, burada Yusufu
"dogru soz!U ki§i" olarak vas1fland1nyor. c;unkti onun rtiya yorumlrunas1nda-
k.i dogrulugunu ve diger hallerini deneyerek ogrenmi~ti.
47. Yusuf «dedi ki: 'Adetiniz iizere yedi yd» ilsttiste gayretle «ekin
ekersiniz. Sonra» bu sure i9inde ihtiya~ halinde «yiyeceklerinizden' az bir
miktar hari~, bi~tiklerinizi» 9tirtimesini onlemek amac1yla, «ba§ag1nda»
stok edip «b1rak1rs1n1z.» Burada Yusuf (a.s.) "Yiyeceklerin.izden az bir mik-
tar" sozliyle, onlann bu sure i9inde az yemeleri gerektigine i§aret ediyordu.
48. «Sonra bunun», yani tisti.iste gayretle ekin ekip stok yaparak ge<;ir-
dikleri yedi y1hn «ard1ndan», tohumluk olarak «saklayacaklann1zdan az
bir miktar hari~, o ydlar i~in biriktirdiklerinizi yeyip bitirecek» a<;hg1n
esaret ve oldilrillmekten daha beter olmas1 nedeniyle, insanlar1n ~ok zorluk
9ekecegi «yedi k1thk y1h gelecektir .»
49. «Sonra bunun», yani yukar1da sozil edilen, yenilip bitirilecegi ve
zorluklarla ge9irilecek yedi y1hn «ard1ndan da, bir ytl gelecek ki, o ydda,
insanlara» Allah tarafmdan bol yagn1ur yagd1nlmak suretiy le «yard1m olu-
nacak ve o y1lda» tiztim, §eker kan11~1, zeytin, susam gibi s1ktlabilen meyve
ve sebzeleri «s1kacaklar. '» Sular1ndan istifade edecekler.
Hz. Yusuf, yedi scmiz inekle yedi ye§il ba~ag1 bolluk y1llan, zay1f inek-
lerle kuru ba§aklar1 kurakhk y1llan, zay1f ineklerin semiz inekleri yutmasm1
da bolluk ydlar1nda biriktirecekleri stoklan kurakltk ydlannda yiyerek bitire-
ceklerine i§aret olarak yorumlami§tl.
Ayet: 46-50 YUSUF S0RES1/ 12 237
50. Kral dedi ki: "Onu bana getirin." Elfi, Yusuj''a geldigi
zaman, dedi ki: "Efendine don de ona: 'Ellerini kesen o ka-
dinlarin zoru neydi?' diye sor. $iiphesiz benim Rabbim onla-
rin hilesini fOk iyi bilir."
51. Dedi ki: "Yusuf'un nefsinden murad almak istediginiz
zaman durumunuz neydi?" Dediler ki: "Ha§a! Allah ifin biz
ondan hifbir kotiUiik gormedik... " Azizin karisi da dedi ki:
"$imdi hak meydana ftkti. Ben onun nefsinden murad almak
istemi~tim. $iiphesiz ki o, dogru soyleyenlerdendir.,,
Et-Tibi bu hadis hakkmda ~oyle der: "Allah'm Rasulii (s.a. v.) bu sozu te-
vazu bab1ndan soylemi§tir. Yoksa olaylar kar§1smda aceleci olup da, sakin
davranmad1g1 i~in degil. Tevazu ne btiyiigil kti~tilttir, ne de sayg1n kimsenin
kti9tik dti§mesine sebep olur, aksine sahibinin faziletli oldugunu gosterdigi gi-
bi, herkes tarafmdan takdir edilerek heybet kazanmasnu saglar."
«~iiphesizbenim Rab him» olan ytice Allah, bana: "Efendine itaat et."
dediklerinde «Onlarin» ptanlanm1§ «hilesini ~ok iyi bilir.'» Burada kad1nla-
rm, Yusufu hileyle tuzaga dti~tirdtikleri ve onun yoneltilen su9lamalardan
uzak oldugunun Allah'1n ilmi dahilinde cereyan ettigi gosterilmek isteniyor.
51. Kadmlar huzuruna gelince kral onlara «dedi ki: 'Yusurun nefsin-
den» onu kanduarak «murad almak istediginiz zaman» o korkun~ «duru-
munuz neydi?'» Yusufun size herhangi bir meyli var m1yd1? Ayetin zahirine
gore, Yusuftan fuhu§ yapmas1ru isteyen, sadece Aziz'in kar1s1 degil, kad1nla-
rm ttimtiydii. Krahn bu sorusuna kad1nlar, hep birden cevap vererek «dediler
ki: 'Ha§a! Allah i~in biz ondan» gtinah ve hainlik ttirtinden «hi~bir kotiiliik
gormedik.'>> Burada ozellikle "hli§d" kelimesinin kullan11mas1nda, Yusuf
(a.s.) gibi iffet sahibi birini yaratan ytice Allah'1n kudretinin btiytikltigti ontin-
deki §a§k1nhk ifadesini belirten belag! (yani gtizel ve dtizglin soz soyleme sa-
natl ile ilgili) bir incelik bulunmaktadir.
Mecliste hazu bulunan «Azizin karis1» Ztileyha «da» konu§tugu an1
kasdederek «dedi ki: '~imdi hak meydana ~1ktt» ve dogrulugu kalblere, go-
ntillere yer etti: 0 benden degil, «hen onun nefsinden murad almak iste-
mi~tim. Siiphesiz ki o», yani Yusuf: "Ziileyha benim nef~imden murad al-
mak istedi" (Yusuf: 26) soztiyle, «dogru soyleyenlerdendir.'»
52. Yusuf dedi ki: Onlann itiraflanna gerek gormem. Ancak «'bu» su9-
suz oldugumun ispatm1 iste1nem «benim kendisine», ailesiyle gtinah i§lemek
suretiyle «g1yab1nda hainlik etmedigimi ve Allah'1n hainlerin hilesini ha-
I
8- Bu, tahril:ini Tirmizi'nin yapt1g1 sahih hadis1e11 all11a11 hir btHUmdUr. Bkz. Cl1miu'f-Usul,
10/482.
Ayet: 53-54 YUSUF SURES!/ 12 241
54. Kral dedi ki: "Onu bana getirin, onu yanima alayim."
Onunla konu§unca, dedi ki: "Bu gun sen yanimizda yiiksek
makam sahibi ve giivenilir birisin. "
55. (Yusuf:) "Beni bu yerin hazinelerine tayin et. <;iinkii
ben (onlan) fOk iyi koruyan ve pek iyi bilenim" dedi.
56. Boylece Yusufu, o iilkede yerle§tirdik. Orada diledigi
yerde konaklardi. Biz diledigimiz kimseye rahmetimizi eri~tiri
riz ve giizel davranan'larin miikiifatini zayi etmeyiz.
57. Iman edip sakinanlar ifin ahiret mukiifati daha hayirli-
dir.
54. M1su «kral»1, «dedi ki: 'Onu bana getirin, onu yanama» dan1~
man «alayam.'» Bundan once krahn, Yusufun huzuruna getirilmesini emret-
mesinin sebebi, rilya yorumu ilmini bilmesiydi. Bunun i~in sadece "Onu ha-
11a getirin" demi~ti. Ancak kral, Yusufun emin, sabirh, isabetli gorti§ sahibi
oldugunu, acele etmcden hikmetle hareket ettigini farkedince, onun btiytik bir
insan oldugunu anlad1 ve ikinci kez yanma getirilmesif!.i isteyerek: "Onu ha-
242 ROHU'L;s&YAN · COz: 13
55. Yusuf: «'Beni» M1sir toprag1 olan «bu yerin hazinelerine», gelir
gider i§lerinin idaresi i9in «tayin et. <;iinkii hen (onlari) ~ok iyi koruyan
ve» tasarrufunu «pek iyi bilenim' dedi.»
Yusuf (a.s.)'un kraldan, kendisini M1sir'1n hazinelerinin idaresine tayin
etmesini istemesinin sebebi, krahn gordtigli rtiya dolay1s1yla insanlar1n k1thk
felaketine ugrayacaklann1 anlamas1ydi. insanlann telef olmalanndan korku-
yordu. Onlara ac1d1gmdan, ihtiya~ halinde kendilerine yard1mda bulunmak
amac1yla, hazinenin idaresinin kendi lizerinde olmas1n1 istemi§ti.
Bu ayette iki §eyin cevaz1 konusunda delil vard1r:
1- Dev let yonetiminde adaletle davranmaya ve §eriatm htikiimlerini ye-
rine getirmeye glicli yeten ki§inin, idareciden velayet makam1n1 istemesinin
cevaz1.
2- Allah'1n hiikmtiyle yonetmenin ve batlhn uzakla§hnlmaslilln ancak
kfilir veya zalim bir sultan1n devlet gorevini kabul etmekle mtimkiin olacag1
anla§thrsa, bunu kabul etmek caizdir. Nitekim selef (yani ilk milsllimanlar)
me§ru yonetime ba§kaldrran bagllerden gorev ahyorlardi.
hangisinin ~ehit oldugunu soruyor. Bizden oldtiriilenler mi, yoksa sizden ol-
dilrtilenler ini?" diyor.
Allahtan hemen akhma gtizel bir cevap geldi ve dedim ki: "Bedevl'nin
birisi Peygamberimiz (s.a.v.)'e gelerek §Oyle dedi: Kimileri §Ohret ic;in, kimi-
leri yeri gortilstin diye sava§iyor. Peki bunlann hangisi Allah yolunda sava§-
mt§ oluyor? " Peygamberimiz (s.a.v.)'de: "Kim Allah'zn kelimesinin yukselme-
si ifin sava§irsa, i§te o, Allah yolunda sava§ml§ olur" diye cevap venni§tir.
Oyleyse sizden ve bizden kim Allah'1n kelimesinin yiikselmesi ugrunda oldti-
rtildiiyse, o §ehittir.
smda e§itligi saglamak i9in, hi<; kimseye bir deve yUkilnden fazla ekin satm1-
yordu. Kithk y1hnda a9hk korkusuyla hi~ kimse karnm1 tam doyurmadi.
«Biz diledigimiz kimseye rahmetimizi eri§tiririz.» Diledigimiz herke-
se onu ula§tlnnz. Kimse buna engel olamaz. «Ve giizel davrananlarin
miikafatin1 zayi etmeyiz.» Onlann amellerini bo§a <;lkarmay1z. Aksine di.in-
ya ve ahirette, yaptiklann1n kar§1bgm1 tam tamma veririz.
"ihsan" her ne kadar bir<;ok §eyi i<;ine alan genel bir ifade ise de, gen~::ek
te Allah•1n varhg1na a91k olarak inanmak, dilinde, kalbinde, zihnihde Allahtan
ba§ka bir §ey olmamak: lizere ba§ka her §eyden biisbtittin ilgiyi kesmek de-
mektir. Nitekim ariflerden birisi bunu §0yle beliltmi~tir:
Haya/in gozumde, ismin dilimde
Nereye kaybolursun, sevgin kalbimde.
57. «iman edip» kilflir ve kottiltiklerden «sak1nanlar i~in ahiret
miikafatI» , yani fillirette kendilerine verilecek sonsuz nimetler «daha hay1r·
hd1r.» <;unkti o mtikafat, ozil itibariyle daha faziletli, daha btiyilk ve daha sil-
reklidir. Bu ayet-i kerime mil'min olmay1p da kotliltiklerden sak1 nanlann
fillirette hi<;bir nasiplerinin olmad1gma i~aret etmektedir.
Ariflerden birisi §6yle demi§tir: "Eger dtinya ge<;ici bir alt1n, filliret de
devamh bir kerpi9 olsayd1, yine de ahiret diinyadan daha hayrrh olurdu. Hal-
buki dtinya ge~ici bir kerpi<;, filliret ise devamh bir alt1nd1r. "
Ebfi Hureyre anlatiyor: "RasuHillah'a: 'Ey Allah'1n Rasulil! Cennet hangi
~eyden yaratild1?' diye sorduk. Rasultillah §6yle cevap verdi: 'Bir tug/a altm,
hir tugla giimu~ten. Harcz ise ~-ok giizel kokulu misktendir. <;akillan inci ve
yakut, top ragLzaferandzr. Kim cennete girerse nimetlenir. SLktnt1 (ekmez. Ol-
mez, ebedf ya§ar. Elbisesi eskimez, genf ligi kaybolmaz."' <9>
9- Ha<lisi Ahmed ibn Han bel Mii.med'dc rivayl'l clmi ~ tir. Degi~ ik rivayeti i~i n Bkz. et-Tue.
5/402.
Ayel: 57-58 YUSUF SURES!/ 12 245
ise, onun ticretsiz hrunruna girmesine engel oldu. Bunun iizerine ibrahim agla-
d1 ve §oyle dedi: "Ucretsiz §eytan evine bile girmeme izin verilmezse, pey-
gamberler ve s1dd1klann evi olan cennete, amelsiz ve az1ks1z nas1l girebili-
rim?"
§iydik, i~imizden birisi oldti" diye cevap verdiler. Yusuf: "Burada ka~ ki§isi-
niz. " deyince, on ki§i olduklann1 soylediler. Yusuf: "Peki, o bir ki§i nerede?"
diye sordu. Karde§ler: " 0, olenin yerine teselli bulmas1 i\:in, babasmm yanm-
dadir"diye cevap verdiler. Yusuf: "Casus olmad1g1n1za ve soylediklerinizin
dogruluguna kim §ahitlik edecek? " deyince, karde§ler: "Biz, lehimize §ahitlik
yapacak bizi tan1yan hi~bir kimsenin bulunmad1g1 bir tilkedeyiz," dediler. Yu-
suf: "Oyleyse birinizi yammda rehin birak1n. Ayn ca baban1z1n yanmdaki kar-
de§inizi, baban1zdan bir mektupla birlikte bana getirin ki, size inanay1m" de-
di. Bunun tizerine aralannda kura ~ektiler. Kura ~emfin'a isabet etti. Onu Yu-
sufun yanmda brraktllar.
«(Sizlere) ol~iiyii bol tuttugumu ve benim misafir ag1rlayanlar1n en
iyisi oldugumu gormiiyor musunuz?» Size izzet ikram hususunda son dere-
ce iyi davrand1g1m1, size fazlas1yla verdigimi gormtiyor musunuz? Hz.Yusuf
bunu ba§a kakmak i~in degil, onlan, istedigi §eyi yerine getirmeleri konusun-
da te§vik i<;in soyledi.
60. «Eger onu bana getirmezseniz, bundan boyle benim yan1mda si-
ze verilecek bir ol~ek bile (erzak) yoktur.» Size izzet ikram §oyle dursun,
tilkeme girmek suretiyle bile «artlk bana hi~ yakla§maytn.'»
61. «Dediler ki: ' Babas101 ikna etmeye ~ah§acag1z.» Onu babas1n1n
elinden almak i9in 9areler, plaruar dti§tinecegiz. Bu konuda gayret gosterece-
giz. Bu sozler, istenen §eyin degerli olduguna, onu elde etmenin gti9ltigilne
i§aret etmektedir. «KU§kusuz bunu yapacag1z'>> bu konuda gev§eklik goster-
meyecegiz.
62. «Yusuf, U§aklar1na» yani zahire ol9mekle gorevli hizmet9ilerine ...
ayette ge9en "u~aklar'' anlam1ndaki ''fityan" kelimesi, Yf:t§h ya da gen9 U§ak
anlanundaki "feta" kelimesinin 9oguludur. «'Sermayelerini yiiklerinin i~inc
koyun», ~uvallar1Il1Il i<rine gizleyin. Ayetin orijinalinde ge9en "yukler" anla-
m1ndaki "rihal" kelimesi "rahl" kelimesinin 9oguludur. "Rahl" ise kap de-
mektir. Bir kimsenin evine de "rahl" denir. Yusuf (a.s.) bunu, onlara bir ikram
olmas1 i~in yaptig1 gibi, aynca babalar1n1n tekrar gelmelerini saglayacak ser-
mayesinin bulunmayabilecegi endi§esiyle de yapt1. «Olur ki, ailelerine don-
di.iklerinde bunun fark1na var1rlar da belki yine geri donerler,' dedi.» Ai-
lelerine dontip 9uvallar1 a9mca, sermayelerinin geri verildigi ger9egini gortir-
ler de, bu durum onlan karde§leri Btinyamin ile birlikte tekrar bize gelmeye
sevkeder. <;Unkti onlara hem zahire, hem de sermaye ikram1, donmeleri i<;in
gU<rlti bir scbcptir.
248 ROHU'L-BEYAN Cuz:l3
64. «Yakub dedi ki: 'Onu size daha once karde~ini e1nanet ettigim
gibi mi emanet edeyim?» Burada soru edatl "he/", olumsuzluk ifade etmek-
tedir. Yani: "Size gtivenemem. Nitekim once de karde§i Yusuf hak.kmda size
giivenmemi§tim. <;unkti Yusufla ilgili olarak da 9ok teminatlar verdiniz. Arna
sonra malum i§i yaptm1z. Size gtivenmedigim gibi, onu koruyacag1n1za da
inanm1yorum. Ben durumumu sadece Allah'a havale ediyorum. «Ancak, ko-
ruyanlar1n», benden de sizden de «en iyisi Allah'hr. 0 , merhametlilerin
en merhametlisidir.'>> Yerde ve gokte bulunan ttim varhklardan daha merha-
metlidir. Btinyamin'i koruyarak bana merhamet edecegini, beni iki s1k1nttyla
ba§ ba§a buakmayacag1n1 umar1m.
Ka'b §Oyle diyor: "Yakub, 'koruyanlann en iyisi Allah'tir' dediginde,
yiice Allah: 'Bana tevekktil ettigin i~in, hem Yusufu, hem de Btinyamin'i
mutlaka sana iade edecegim' buyurdu. Oyleyse Allah'a tevekktil etmek, ba§-
kasmm degil yaln1zca, O'nun himayesine dayanmak gerek. <;unkti ba§kas1 ko-
rumada alet ve sebeplere muhta9tir. Allah'1n ise btittin durumlarda ve biitiin
i§lerde vas1talara ihtiyac1 yoktur ve kendi kendisine yeterlidir."
65. M1sir'dan ytikledikleri «yiiklerini a~1nca ... >> Burada yi.iklerden
ama9, yiyecek 9uvallar1dtr. «Sermayelerinin kendilerine geri verildigini
gordiiler.» Bu bir ikramdi. Durum bunu gosteriyordu. Babalann1n gozti
ontinde ytiklerini a9IP sermayelerini mallann iizerinde gortince, Yakub (a.s.)'a
«dediler ki: 'Ey babam1z! Daha ne istiyoruz?» Yapilan bu ikramdan sonra,
daha ne isteriz? «I~te sermayemiz de bize geri verilmi~.>> Bir ikram olarak,
istemedigimiz halde bize iade edilmi§. «Ailemize yine yiyecek getiririz.»
Yani M1sir krahndan aile fertlerine yiyecek temin ederiz. A9hk, susuzluk ve
diger s1kmtilardan «karde~imizi de korur ve» karde§imizin pay1 olarak da
«bir deve yiikii de fazla ahr1z.» <;tinkil kral, herkes adma bir deve ytikil mal
veriyor. «<;iinkii bu» seferki «az bir ol~ektir.'» Bu az mal, belimizi dogrult-
maz.
250 RUHU'L~BEYAN Cuz: 13
66. Babalan onceki olaylan gordiikten sonra «dedi ki: 'Hepiniz ~epe
~evre ku§atllmadtk~a ...>> Ayetteki "r;eper;evre ku§atLlmadtkr;a" sozi.i helak
olmaktan kinayedir. "Bela konu§makla gelir," diye bir ata sozi.i vardir. Yakub
(a.s.) onceden Yusuf (a.s.) hakk1nda: "Onu kurdun yemesinden korkanm"
(Yusuf: 13) demi§, Allah da onu, soyledigi §ekilde imtihan etini§, karde§.leri:
"Yusufu kurt yedi" (Yusuf: 17) diye haber vermi§lerdi. Burada d~. «Onu ba-
na geri getireceginize dair Allah'a kar§J saglam bir soz vermedik~e onu
sizinle gondermeyecegim'» demi§ ve soyledigi gibi olmu§. Btinyamin konu-
sunda ·karde§leri stk10t1ya ugram1§lar, maglt1p di.i§IDli§lerdi. "Le te'tunne nf",
kasemin (yeminin) cevab1drr. Y ani her haltikarda, onu bana getireceginiz ko-
nusunda Allah'a yemin edip sapasaglam soz vermedik9e onu sizinle gonder-
miyecegim. Yakub'un niteledigi §ekilde Allah'a «soz verdiklerinde: 'Soyle-
diklerimize Allah vekildir.' » Allah soylediklerimizden haberdardir, i§lerimi-
zi gozeticidir, «dedi.» Yakub bununla, Allah'a giivenini ifade etmek ve onla-
n, sozlerinde durmaya te§vik etmek istemi§tir.
67. Ogullarma nasihat ederek Hz. Yakub «dedi ki: 'Ogullar1m!» M1-
su'a «tek kap1dan degil,» §ehrin dort adet kap1s1 vard1. «Ayr1 ayr1 kapdar-
dan girin.» Nazardan sak1nmak it;in ~e§itli yollardan, degi§ik yonlerden girin.
· <;tinkii nazar (goz degmesi) haktrr. Nazar edilen kimseyi etkiler. Yakub onla-
ra bu §ekilde tavsiyede bulundu. <;tinkli hepsi de yak1§1kh, gilzel gortintimlti
idiler. Toplu halde girerlerse, kendilerine goz degmesinden korktu.
Ubade ibn Sabit (r.a.)'den §Oyle dedigi rivayet edilmi~tir: "Gtinlin ba~m
da Rasfiltillah'm huzuruna vard1m. <;ok sanc1b oldugunu gordtin1. Gtintin so- .
nunda ziyarete gittigi1nde onu sihhatli buldum. Buyurdu ki: "Cebrail bana
gelip okuyuverdi. Duasc §Uydu: Seni rahatszz eden her §eye kar~1 Allah'in
adiyla sana nefes ederim. Her hasetfinin nazanndan Allah sana §ifa versin."
Okuyarak tedavi, Kur'an'dan ve malum dualardan olursa, caiz, manas1z §ey-
lerle yap1hrsa n1ekruh veya haramdir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Hz. Hasan ve Htiseyin'e nefes eder ve §Oyle der-
di: "Siz leri her §eytandan , zehirli hayvandan, haset eden gozden, Allah'1n
tam olan kelimelerine sigzndlnrzm . Siz de r;ocuklanniz1 bu kelimelere stgLn-
dlnn. <;unkii ibrahim ( a.s.) i smail ve i shak'z bunlarla korurdu." Bu hadisi §e-
rifi Buhari, Sahih'in de rivayet etmi§tir.
68. Degi~ik kap1lardan ayn ayn «babalar1n1n emrettigi gibi girdiler.
Ger~i bu, Allah'tan gelecek hi~bir §eyi onlardan savamazdt.>> Yakub'un
fikri ve §elrre ayn ayn girmeleri, Allah'1n haklar1nda takdir ettigi en ufak bir
~eyi bile engelleyemezdi. <<Ancak Yakub, i~indeki arzuyu ortaya koymu~
oldu.» Burada "illa" edatt "fakat" mana~nadir. Yakub'un, ogullan hakkmda-
ki gorii§ti -ki, bu da onlann ayn ayn kapdardan girmeleridir- ve babalannm
bu gorti~tine uymalan, AlJahm, kendileri i\:in htikmettigi en ufak bir ~eyi bile
engelleyemezdi. Fakat Yakub bu tavsiyesiyle i\:indeki ac1ma duygusunu, na-
zara gelmelerinden sakmd1g1n1 ortaya koymu§ oldu.
«Ger~ekten o, kendisine ogrettigimizi bilirdi.» Yakub, vahiy ve delil-
lerle kendisine bildirdigimiz hususlarda btiyilk bir ilim sahibiydi. Bundan do-
lay1 "Allah'tan gelecek hir;hir ~eyi de sizden savamam" dedi. Eger onlara na-
zar degmesi takdir edilmi~se toplu iken isabet edecegi gibi ayn ayn da olsalar
mutlaka isabet ederdi. <<Fakat insanlartn ~ogu bilmezler.» Kaderin s1rlarm1
biln1edikleri i~in, sakmmanm f ayda verecegini sanirlar.
Ayet: 68-6B YUSUF SORESi/12 253
Burada maksad1n gizli tutulmas1nm. baz1 yerlerde iyi bir davran1§ oldu-
guna, gayeye ula§mada fayda saglayacag1na i~aret vard1r. Nitekim bir haberde
"ihtiyarlanniz1 gidermede, sir saklamaktan yararlanzn" denilmi§tir.
73. Yusufun karde~leri: «' Allah'a andolsun ki, bizim yer yi.izi.ine fesat
~1karmak i~in gelmedigimizi siz de biliyorsunuz.» Bu, hayret ifade eden bir
yemindir. Y ani, ne tuhaf haliniz var! Bizim su9suzlugumuzu a<;Ik<;a bildiginiz
halde, bize nas1l "siz mutlaka hus1zsu11z" diyebiliyorsunuz? Ayetteki "fesat
~·1karmak if in" ifadesi "hirs1zhk yapmak i<;in" manas1nadir. <;unkti htrs1zhk,
en bi.iytik fesat <;1karma §ekillerindendir. «Biz h1rs1z da degiliz'» biz asla hu-
s1zhkla s1fatlanamay1z «dediler .»
Ayet: 70-74 YUSUF s0HES1/ 12 255
«i§te Biz Yusura boyle bir ~are ogrettik.>> Yani, maksachna ula~s1n
diye Yusuf a boyle ilgin9 bir plan uygulad1k. "Keyd", ashnda hile ve tuzak
demektir. Kar§I tarafa i9incle saklad1g1mn tersini gostermekdir. «Yoksa» Yu-
suf «krahn kanuna gore karde§ini altkoyamazdt,» YaniYusuf, yaptlg1 i§in
cezas1 olarak Btinyamin'e, kra1In1n hirs1z1n cezas1yla ilgili kanununa gore el
koyamazdi. <;tinkti Mlsu krallmn kanununa gore lurs1z1n cezas1, dayak ve 9al-
d1g1m iki kat1yla odemekti. Yakub'un §eriatinde oldugu gibi kole ve U§ak yap-
mak degildi. Bu durumda, kendisine htrs1zhk isnad ederek karde§i Blinya-
min'i ahkoyamazd1. «Ancak Allah dilerse, ba§ka.» Allah'1n dilemesi hariy.
Bu plant o diledi. Y o~sa bu tarzda karde§ini ahkoyamazdi.
ahn1~ k1np pisliklerin ic;ine atm1~t1. «Yusuf bunu l~inde saklad1.» Yusuf, on-
lann soyledikleri ~eylerden dolay1 meydana gelen Uztinttisilnii, onlara belli et-
memek i<;in, i<;inde gizledi. «Onlara a~mad1.» Uysalhg1 ve karde§lerini ba-
g1~lamas1 sebebiyle ne sozle, ne de davraru~la tizilnttisilnii onlara belli etmedi.
Ancak i~inden «'Durumunuz pek kottidiir,» karde~inizi baban1zdan <;ald1-
n1z, sonra da o glinahs1za iftiraya kalkl~muz, dedi.
78. Dediler ki: "£y Aziz! Gerfekten onun fOk ya§li bir ba-
basi vardir. Bizden birini onun yerine alikoy. Dogrusu biz seni
iyilik edenlerden goriiyoruz. ''
79. (Yusuf:) "Mahmizi yaninda buldugumuz kimseden ba§-
kasini alikoymaktan Allah'a siginzriz. Yoksa hakszzlik etmi§
oluruz" de di.
80. Ondan umitlerini kesince, gizlice gorii§mek iizere bir
kenara fekildiler. Buyiikleri dedi ki: "Babanizin, sizden Allah
adina soz aldigini, daha once Yusuf hakkinda kusur i§ledigi-
nizi bilmiyor musunuz? Artik babam bana izin verinceye veya
Allah hakkimda hiikmedinceye kadar bu yerden asla aynlma-
yacagim. 0, hii.kmedenlerin en hayirlisidir.
81. Siz babaniza doniin ve deyin ki: "Ey babamzz! Gerfek-
ten oglun hirsizltk etti. Biz sadece gordiigiimiize §ahitlik ettik.
Biz, gaybin bekfileri degiliz.
82. ifinde bulundugumuz §ehir halkina ve birlikte geldigi-
miz kervana SOT. Gerfekten biz dogru soylii.yoruz. "
m1z kimseyi ahkorsak, sizin gorti§tinilze gtire haks1zhk etmi§ oluruz ki, biz
boyle bir §ey yapainay1z.
81. «Siz baban1za doniin ve deyin ki: 'Ey babam1z!» Gortinti§e bak1-
hrsa, «ger~ekten oglun h1rs1zhk etti.» Onun hirs1zhg1 konusunda «biz sade-
ce gordiigiimiize ~ahitlik ettik.» Su kab1n1n onun ytiktinden ~iktig1n1 gor-
dtik. «Biz, gayb1n bek~ileri degiliz.» i§in iy ytiziinfui, gordtigtimtiz gibi mi,
yoksa ba§ka tiirlii mil, oldugunu ise bilemeyiz.
uztinttilerin k1skac1nda bir insan1m.' Ben de; 'Peki bu ne haldir?' diye sor-
dum. Anlatmaya ba§lad1: 'Kocam kurban olarak koyun kesmi§ti. Yan1mda iki
oglum vard1, oynuyorlardi. Kucagimda da emzikli bir c;ocuk vardi. Onlara ye-
mek hazirlamaya kalktim. Btiyiik oglum ki.ic;iik ogluma: 'Baham koyunu nastl
kesti sana gostereyim mi?' dedi. 0 da, ' Evet goster' deyince, hemen onu yati-
np kesti. Evden kac;arak daga c;ikti. Kendisini kurt yedi. Babas1 da onu arama-
ya 91km1§tI. 0 da susuzluktan oldii. Ben de c;ocugu biraktim, babalan ne yap1-
yor, bakayim diye kap1ya 91ktlm. c;ocuk emekleyip ate§teki c;omlege yana§tI,
elini <;omlege soktu ve kaynar suyu tizerine dokti.i, eti kemiginden s1ynldi. Bu
haber, kocasuun yanmda bulunan. k1z1ma ula§Inca o da kendisini yere att1 ve
oldti. Zaman beni onlar i9inde yapayaln1z birakti.' Bunun uzerine ben: 'Peki,
bunca biiyilk dertlere nasd sabrettin?' di ye sordum. Kad1n §Oyle cevap verdi:
'Bir kimse sab1rla sabirs1zhk arasm1 ayudetmek isterse, aralannda c;ok btiytik
fark goriir. Bir §ey yokmu§ gibi davranilarak gosterilen sabnn sonu pek gti-
zeldir. Sabrrs1zhk gosterenin eline ise bir §ey gec;mez.' Sonra kad1n bana §U
beyti terenntim ederek uzakla§tr:
13- Bir hadis-i kutside: "Kimin gozlerini alarak imtihana rabi tutanm da sabrederse, ona goz-
lerine kar~1hk cem1cti veririm" buyrulmu~tur. Hadisi Buhari ve Tirmizi tahric etmi§tir.
14- Hadisi Buhari vc bir h<>IUmUnU de Mtislim rivayet etmi~tir. (Bkz. Tecrid-i Sarih Terceme-
si. 4/430-431 .)
264 ROHU'L·BIYAN Ciiz: 13
Peygamberlerden ama olanlar, Hz. ishak, Hz. Yakub ve Hz. ~uayb aley-
himti's-selam'drr. Sahabeden ama olanlar ise, Bera b. Azib, Cabir b. Abdullah,
Hassftn b. Sabit, Sa'd ibn Ebi Vakkas, Abbas b. Abdiilmuttalib, Abdullah b.
Erkam, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Umeyr, Abdullah b. Ebu Evfa, Utban
b. Malik, Utbe b. Mes'ud el Huzell, Osman b. Amir, Akil b. Ebu Talib, Miiez-
zin Amr b. Ommii Mektum, Katade b. Numan'dir (radiyallahti anhiim).
«Artlk ac1s1n1 i~ine gommii§tii.» Kalbi, <;ocuklarma olan tiztintiiyle do-
luydu. Bunu i<;inde sakhyordu.
)/
~\i
85. Dediler ki: "Allah'a andolsun ki, sen hiilii Yusufu anzp
duruyorsun, sonunda ya hasta olacak, ya da he//i,k olanlardan
olacaksin."
86. (Yakub:) "Ben, tasa ve iiziintiimii yalniz Allah'a afa-
rzm. Allah tarafzndan sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.
87. "Ey ogullarim! Gidin de Yusuf'u ve karde§ini iyice
ara~tzrin. Allah 'in rahmetinden iimUJinizi kesmeyin. Dogrusu,
kafirler toplulugundari ba§kasi Allah'in rahmetinden iimidini
kesmez.
85. «Dediler ki: 'Allah'a Andolsun ki, sen hala Yusuru an1p duru-
yorsun, sonunda ya hasta olacak, ya da helak olanlardan olacaks1n. '»
86. Yakub: «'Ben, tasa ...» Ayetteki "tasa" anlanundaki "el-bessii" ke-
limesi, sahibinin dayanamay1p da insanlara yay1p, haber verdigi tasa demek-
tir. Ogullar1 ona, teselli ve §ikayet amac1yla yukardaki sozleri soyleyince, Ya-
kub onlara: "Ben tasam1 size veya ba§kas1na a~m1yorum ki, beni teselliye
kalk1§1yorsunuz. Ben tasa ve iiztinti.imii gidermesi i~in Allah'a s1g1n1yor ve
O'nun kapis1nda yalvanyorum. Boylece derdimi sadece O'na a~1yorum" dedi.
«Ve iiziintiimii yaln1z Allah'a a~ar1m.» "Uzuntu" anlanundaki "huzn" keli-
11
. mesi, "tasa" anlammdaki "bess kelimesinden daha geneldir. Buna gore an-
lam §U §ekilde olur: "Ben, biiytik veya kti~iik, biitiin tiztinttilerimi ancak Al-
lah'a soylerim."
Eger burada: Hz. Yakub: "Arttk bana du§en giizel bir sabirdir." (Yusuf:
83) dedigi halde, sonra ni~in "Vah! Yusufa yazzk oldu" (Yusuf: 84) ve "Ben
tasa ve iiziintiimu yalnzz Allah'a a~anm" dedi? Sabrrla §ikayet nasil bir arada
bulunur? denirse, buna §6yle cevap verilir: Bu §ikayet; ki§inin, halini yarata-
ntna arzetmesidir ve bu da caizdir. Nitekim Eyyub (a.s.) da: "Ey Rabbim! Ba-
~ima bir dert geldi. Sen merhametlilerin en merhametlisisin" (Enbiya: 82)
dedigi halde, Cenab-1 Hak, onun hakk1nda: "Dogrusu Biz onu sabtrh bulmu§-
tuk, one iyi kuldu" (Sad: 44) buyurmu§tur. c;unkti Hz. Yakub'un §ikayeti ve
aglamas1, Allah'la kendi aras1nda cereyan ediyordu. Bu bakrmdan Allah ka-
tinda mazurdu.
Rivayet edildigine gore, Hz. Yusuf Cebrail'e: "Ey Emin Ruh! Sen Ya-
kub hakk1nda bir §ey biliyor musun?" diye sormU§, Cebrail de: "Evet, Allah
ona giizel bir sabrr verdi ve onu, i~ine gomdiigti senin i.iziintiinle imtihan etti"
demi§tir. Yusuf: "Uztintiisilniln derecesi uedir?" diye sorunca, Cebrail: "<;o-
cugunu kaybetmi§ yetmi§ annenin tizi.intiisti kadardir" demi§. Yusuf: "Peki
mtikafati ne kadardir?" diye sorunca, Cebrail: "Ytiz §ehid sevab1du" diye ce-
vab vermi§tir.
Yakub ( a.s. )'un Allah'a kar§1 olan gtiveni hi~bir zaman sars1lmad1. S iiddi
§Oyle diyor: "<;ocuklar1 Y akub'a, M1slf kralm1n tavnn1 haber verdiklerinde,
Yusufun ya§ad1gm1 hissetti ve timitlenerek: "Belki de o Yusuftur" dedi.
Asmai §Oyle demi§tir: "Ravh" insan1n, tath ve serin bir esinti bulup, ona
meyletmesidir. "Ra", "vav" ve "ha" harflerinden meydana gelen bu kelime,
hareket ve sallanma manas1 ta§lf. insanm. varhg1yla zevk duyup hareketlendi-
Ayet: 86-87 YUSUF SURES!/ 12 267
gi her §eye "ravh" denir. Keva§i'de §6yle denilmi§tir: "Ravh"1n ash; kalbin
ilzlinttistinden kurtulup, rahat bulmas1drr. Buna gore ayetin manas1: "Size Al-
lah kat1ndan gelecek bir rahathktan, limit kesmeyin" §eklindedir.
90. «Dediler ki: 'Yoksa sen ger~ekten Yusuf musun?'» Buradaki so-
ru, peki§tirme i~indir. 0 da: «'Ben Yusuf'um, bu da» ana-baba bir «karde-
§im.» Bu sozleriyle Btinyamin'i zikretmesi, kendini iyice tan1tmak ve Btinya-
min'in degerini yticeltmek i9indir. «Allah bize iyilikte bulundu.» Allah bizi,
imtihan edildigimiz §eylerden ba§anyla 91kard1, dagildtktan sonra topladi.
Y aln1zhktan sonra tan1§1khk, yak1nhk meydana getirdi. Ger~ek §U ki, «kim
sak1n1r», her hal ve hareketinde takvaya sanlrr ve kendini, Allah' in gazap ve
azab1n1 gerektirecek §eylerden korur «Ve sabrederse,» ya.ni hapse girme, aile,
vatan ve milletten aynlma gibi s1kmtilara kar§1 sabreder , yahut da nefsin ho§-
land1g1 gilnahlardan kendini ~ekip ~evirirse «elbette Allah iyilik edenlerin
miikafatin1 zayi etmez,' dedi.» Burada "onlann milkafatin1" yerine "iyilik
edenlerin miikafatuu" denilmi§ yani za1nir yerine isim kullantlm1§tlr. Bu da,
"iyilik edenler" anlammdaki ''muhsin"in , takva ilc sabn bir arada toplayabilen
Ayet: 89-92 YUSUF S0RES1/ 12 271
92. «Yusuf dedi ki: 'Bugiin sizi k1nama yok.>-> Haysiyeti zedelemek,
itiban yok etmek manas1na gelen "Takri", "Tes rib" lafz1yla ifade edilmi§tir.
<;tinkii ikisi de "yrrtmak." manas1na gelmektedir. Yani bugi.in sizi rezil etmek,
itibar1n1z1 ayak alttna almak yok. Yusuf §Oyle devam etti: «Allah sizi affet-
sin.» Boylece hatalar1nm bag1§lanmas1 i9in onlara dua etti.
Rivayet edildigine gore, Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke fethi gtinti, Kabe
kap1suun iki kolunu tutup Kurey§'e §5yle seslendi: "Size ne yapacagimz sanz-
yorsunuz?" Dediler ki: "Hayrr umuyoruz. Sen ytice bir karde§sin. Ytice bir
karde§in oglusun." Hz. Peygamber (s.a.v.) de: "Bugun, karde§im Yusufun
dedigini diyorum. Bu gun sizi kmama yoktur gidiniz, hepiniz serbestsiniz."
«O, merhametlilerin en merhametlisidir .» <;tinkti merhamet edenlerin
merhameti de Allah'1n merhametinden kaynaklanmaktadir. Onlann merhame-
ti, Allah'1n rahmetinin ytizde birinin bir par~as1drr.
Buradaki sir ~udur: Anne merhametliydi. Onun az1ctlc bir merhameti bi-
le gencin yanmas1na engel oldu. Ya merhametlilerin en merhametlisi olan Al-
lah'1n rahmeti nice oJur?
93. Yusuf onlara kendini tan1t1p onlar da onu tan1ymca, karde§lere baba-
s1n1 sordu ve: "Benden sonra babam ne yaptl?" dedi. Onlar: "Gozleri kor ol-
du," dediler. Bunun tizerine Yusuf gomlegini onlara verdi ve «Benim §U
gomlegimi gotiiriin ...» Bu, Yusufa miras yoluyla intikal eden gomlekti. Ni-
tekim Enes b. Malik'ten §6yle rivayet edilmi§tir: "Zorba Nemrfid, ibrahim
(a.s.)'i ate§e atinca, yiice Allah Cebrail'i, cennetten bir gomlekle ibrahim'e
gonderdi ve gomlegi ona giydirdi. ibrahim ishak'a, ishak Yakub'a, Yakub da
onu Yusufa giydirmi§ti. Gomlekte cennet kokusu vardi. Hasta veya sakat bi-
rinin tizerinde oldugu zaman o kimse mutlaka iyile§ip §ifa bulurdu." «Baba-
m1n yiiziine koyun da, gormeye ba§las1n», yani gozi.ine dii§en ak gitsin, ora-
ya tekrar I§tlc gelsin «Ve biitiin ailenizle birlikte bana geJin.'» Siz ve babam,
kad1n, ~ocuk ve kolelerinizle bana gelin. Burada "babam da ailesini getirsin"
denilmedigi halde, muhataplara soylenen soziin i~inde bu da kastedilmi§tir.
<;tinkil "ehl" kelimesi; e§ler, 9ocuklar, kole ve cariyeler, akraba ve dostlann
hepsi i~in kullan1hr. ...
Rivayet edildigine gore "Yehfiza" gomlegi ald1 ve : "Kana bulanm1~
gomlegi getirerek babam1 ben iizmi.i§tiim. Onu tizdiigtim gibi, §imdi de sevin-
direcegim" dedi ve gomlegi s1rtlandi. Misu'dan Kenan iilkesine yalm ayak ve
peri§an halde yo la koyuldu. Y an1nda yedi dtiriim vard1. Babas1na gelinceye
kadar bunlar1 yiyemedi, halbuk.i mesafe seksen fersahti. <18>
18- Bir fcrsah on iki bin adtmdtr. Bir ad1m, 75. 711 t'm. dir. Bu durumda 80 fersah, 726 km. dir.
Fersah, yakla~1k olarak 5 km. dir. Bu durumlla 80 fcrsnh 400 km. dir. (Na~ir) .
Ayet: 9::i ·H5 YUSUF SORES!/ 12 273
95. Yan1nda bulunanlar: «'Allah'a yemin ederiz ki, sen hala eski ~a§
k1nhg1ndas1n. '» Sen hala eski hatanda devam ediyorsun «dediler .» <;tinkti
onlara gore, Yusuf olmil§tti. Ayetteki "dalalet", iman ve hidayetin kar§1tl olan
dalalet manasmda degildir. Eger Yakub'a bu manada sap1khk isnad etselerdi,
) '
imam Gazali merhum §Oyle demi§tir: "Latif ismine ancak; faydah §eyle-
ri ince ve kapah yonlerini bilen, nazik ve hassas taraflann1 goriip bunlan sert
§ekilde degil, yumu§ak tarzda gerekli yerlere ul~trran kimse Iaylktir. i§te fiil-
de yumu§akhk ve idrakte incelik bir araya geldigi zarnan, ltitfun manas1 ta-
mam olur ki, boyle bir kemal Allah'tan ba§kas1 i~in dil§ilniilemez."
«0, ~cr~ckten iyi bilendir, hikmet sahibidir.» 0, maslahat ve idare
278
.
RUHU'L-BEY
) AN •
Guz:l3
yollann1 ~ok iyi bilir. Her yaphg1 i§i hikmete uygun yapar.
Rivayete gore; Yusuf (a.s.) Yakub (a.s)'un eJinden tutup hazinelerini do- _
la§tirdl. Onu z!net, alt1n, gtimti§, elbise, silah ve diger hazinelerin bulundugu
yere soktu. Kirtasiye hazinesine sokunca Hz. Yakub §Oyle dedi: "Oguicu-
gum! Ne kadar da ilgisizmi§sin! Bu kadar kag1dm oldugu halde, §Uractk.ta se-
kiz konakhk yerden bana mektub yazmadm."
19- Hadis-i Scrifi; Buhari. MUslim, Tirmizi', Ncsai vc Ahmed b. Hanbel rivayet etmi~tir. Bkz.
t'l-Vi•t lw '1-K1•/ifr• .l/ 14().
280 ROHU'L-ElitYAN Ciiz: 13
103. Riva yet edildigine gore, Kurey~ kQfirleri ve Yahudilerden bir grup
denemek i9in Rasfiliillah'a Yusuf k1ssas1ndan sordular. 0 da Tevrat'a uygun
tarzda kissay1 onlara haber verdi. Ancak yine de Mtisltiman olmad1lar. Bunun
tizerine Rasultillah c;ok tiztildti ve Cenab-1 Hak onu ~oyle teselli etti: «Sen ne
kadar» deliller gostererek iman etmelerini «yiirekten istesen de, insanlann
~ogu» yani btitlin Mekke mti§rikleri ve digerleri inatlan ve koklii inkarlan se-
bebiyle «inanmazlar.» Bu, ger9ekte kaderin sirlanndandu. Eger: "Allah,
mahlukall ibadet ic;in yaratt1g1 halde ni9in kafirler daha 9ok?" dersen, ~oyle
cevap veririm: "Maksat, kamil insan1n ortaya 91kmas1dir. Bu ancak binde bir-
dir."
104. «Halbuki, sen, buna» yani Kur'an'la onlar1 iqada «kar§ihk onlar-
dan bir iicret,» klssacilann yapttl<lan gibi bir mal vermelerini «istemiyor-
sun. 0,» yani Kur'an, bUtUn «alemler i~in,» biitlin filemleri kurtulu~a yonelt-
mek i9in Allah kat1ndan gelen «sadece bir ogiittiir.>> Bir uyand1r. Bu ayette;
teblig, ir§ad ve diger hayir hizmetlerinde insanlardan menfaat istemenin caiz
olmad1g1na i§aret vard1r. <;i.inki.i bu hizmetler Allah i9indir. Allah i9in olan
§eylere dtinya ve ahiret menfaati bula§tirmak caiz degildir.
105. «Goklerde vc yerde nice bdgeler vard1r ki. ..» Buradaki "ke ey -
yin" haberiyye ic;in olan "kem" manas1nadrr. Yani yarat1c1n1n varhgma, birli-
gine, s1fatlanna <lair gtine§, ay, ytld1zlar, yagmur, hayvanlar, denizler, nehirler
gibi, gokterde ve yerde pek 9ok ayetler vardlf ki, «onlar bu belgelerin», kar-
§tla~tiklan ve a~1k~a gordtikleri i§aretlerin «yan1ndan yiizlerini ~evirip ge-
~erler.» Bunlara dikkat etmezler, onem vermezler ve tizerinde dti§iinmezler.
fark1nda olmadan ans1z1n», daha once hi<;bir belirti olmad1g1 halde birden
bire «k1yametin kopmas1ndan giivende midirler?» Dilnya i§leriyle me§gul
olduklan i9in, kendilerini habersiz bir §ekilde yakalayacak olan k1yametin sa-
atinin gelmeyecegini mi san1yorlar?
Hadis-i §erifte: "Aniden olmek, Allah'in kula gazab alametidir." (20> bu-
yurulmu§tur. "Fticaet" ortada bir hastahk veya sebep yokken, aniden ortaya
91kmak demektir. Mti'min, helalhk almadan, tevbesini yenilemeden, nefsine
toparlanma frrsatl veremeden gaflet tizere Rabbine kavu§n1asm diye, aniden
olmek ho§ gortihnemi§tir.
Rivayete gore, Hz. ibrahim, Hz. Davfid ve Hz. Si.ileyman (aleyhimti's-
selam) fiicceten (aniden) Olmti§lerdir. Dolay1s1yla bu ttir oliimtin, salihlerin
oltimu oldugu <la soylenir. A1imlerin 9ogunlugu yukandaki hadisin, uzerinde
kul haklan bulunup vasiyete ihtiyac; duyan kimseler hakkmda varid olduguna
inanm1§lard1r. Kimseyle hak hukuk ili§kisi kalmaint§, tamamen hazrr kimseler
i9in boyle oliim kolayhk ve rahmettir. el-Fethu'l-Karib adh eserde de boyle
soy lenmektedir.
20- Hadisi Ebu Davud ~u ~ckildc rivayet etmi~tir: "Aniden mmek, kajir i~·in gazah alli.metidir.
Mii'111i11/('I' i~·i11 dt• rnhmt•ttir." Hadisi, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel ve ibn Mace de rivayet
ctmi~tir. Bk/.. <'<1111;11 '/.LJ.\·fU, 11 /87.
284 ' Cuz:l3
ata, fillirette vadedilen sevaba 9agmr ve bu c;agny1 da, payeye ula§tuacak apa-
vik delil ve hticcetlerle yapanz. <;link.ii, delil kuvvetli ve makul olursa, iqad
ve hidayete gotlirtir. <;agn basrrete degil de korliige dayanirsa, bunun tam ak-
si olur. «Allah'1 tenzih ederim.» Onu ortaklardan uzak tutanm. «Ben mii~
riklerden degilim.'» Bu, ctimlenin ctimleye atf1drr. Bazilan §6yle demi§tir:
"Allah'a c;aguan, hallCl onunla (Allahla) c;agirrr. Allah yoluna c;agiran ise onla-
n kendi nefsiyle c;ag1nr. Onun ic;in ikinci tarz c;agnya uyanlar daha c;oktur.
<;tinkti c;agiran ve c;ag1nlanlarin yap1s1 ortaktrr."
Rivayet edildigine gore, Hz. isa (a.s.) arkada~lanna §6yle dedi: "Oliilerle
oturmay1n. c;unkti kalbiniz oltir." Havariler: ''Kimdir oltiler?" dediklerinde,
Hz. isa: "Dtinyaya rag bet edip ona a§Jt olanlardu," d~ye cevap verdi.
1. «Elif. Lam. Mim. Ra.» ibn Abbas, bu harflerin: ''Ben Allah'im, yara-
t1klann bilmediklerini bilir, Ar§'in tisttinden topragm alt1na kadar, gori.ilmeye-
ni gortiri.im," anlammda oldugunu soyler. «Bunlar,~ yani bu surenin ayetleri
~Kitab'tn», Kur'an'm «ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen» Kur'an
«hakt1r .» Mi.i§riklerin dedikleri gibi, onu sen kendinden getirmedin. «Arna
insanlar1n ~ogu» Kur'an'a «inanmazlar.» Onun hakikat1m inkar ederler.
<;unkti inatlarmda ileri gitmi§Ier, hak yoldan sapmt§lar, onun manalannt dti-
~tinmemi §lerdir. Arna onlarm inkarlar1, Kur'an'1n hak olup yiice Allah katm-
dan indirildigi ger~egini ortadan kald1rmaz. ~ilphesiz kor gormese de, gtine~
gtine~tir.
«Hepsi», gtine§ ve ay1n ikisi de «helli bir siireye kadar ak1p gitmekte-
dir.» Yani, bilinen bir vakte kadar ... Bu da di.inyan1n son bulmas1, donmesini
tamamlamas1dtr. Gtine§in ve ay1n bir tak1m konak yerleri vard1r. Bunlar her-
gece bir menzilde dogup, otekinde batarlar. Bu, son durak yerine kadar boyle-
ce devam eder.
«Ve orada her tiirlii meyveden ~ifter ~ifter yaratan O'dur.» Burada,
Araplann konu§malannda adet oldugu tizere "zevceyn" kelimesi "isneyn"
kelimesiyle peki§tirilmi§tir. All.ah yeryiiztinde her ttirlii meyveyi tath, ek§i; si-
yah, beyaz; san, kirm1z1; ktic;tik ve bi.iytik olarak 9ifter 9ifter yaratnu§tlr.
Nehirlerin ayet olU§U; onlann, daglar1n, her yan1ndan degil, bir taraf1n-
dan y1kmas1dir. Bu da, listiin hikmet sahibi olan ve istedigini yapan yiice bir
gilce dayanmas1ndandrr.
Meyvelerin ayet olU§U ise §Udur: Tohum yere dti§er ve yeryilztiniln nemi
onu etkileyerek yeti§ip btiytimesini saglar. Ost ve alt taraf1 yar1hr. Ost tarafta-
ki yanktan yilksek agas;, alt taraftakinden ise yerin derinliklerine gomtilen
kokler ytkar. Bu, insan1 hayrete dii§tirecek i§lerden biridir. <;i.inkti bu tohum
tek bir ozellige sahiptir. Tabiat olaylarm1n, y1ld1z ve gezegenlerin ona olan et-
kisi de tektir. Sonra onun bir taraf1ndan havaya dogru ytikselen bir govde, di-
ger taraftan yerin dibine i§leyen bir kok 91k1yor. Oysa tek bir tabiattan iki zit
tabiatm meydana gelmesi imkanstz. Bu hizc. bunun sebebinin hikmet sahibi
Ayet: 3-4 RA'D SURES1/l 3 295
I ladisi; Ouh:lrl, fidt'I> hHIUmOndc tahric etmi~tir. Aynca MUslim, EhO Davud, Darimi ile
Imam Ah111l•d h. I l1111hcl Mt'i.,·nNI. 12/2339'da tahril: i!ltni~lcnlir.
296 RUHU'l.. -BEvAN co.z: t 3
bitinnek, ancak gti((lil ve irade sahibi birisiyle mUmkOn olur. Eger meyvelerin
olu~umu su ve toprakla olsayd1, renkleri ve tadlan t;e~itli olmazdt. Tek bir
suyla ayn1 bah~ede yeti~en ayn1 cins aga9larda UstUnltik bulurunazdi.
,..,
Ayette geven "sinvftn" kelitnesi "s1nv" kelimesinin 9oguludur. "S1nv",
ayn1 kokten ttireyen iki hurma dab demektir.
«Siiphesiz bunlarda» btittin bu amlan ~eylerde «ak1llann1 kullanan»
ak1llann1n geregiyle amel eden «bir toplum i~in» a91k «ayetler» i§aretler
~vard1r.» ~tiphesiz ~ekil, renk, tad ve kokulan farkh olan meyveleri yaratma-
ya, yeryilzi.ine suyla hayat venneye ve orada gtizel bahc;eler olu~turmaya gil~
yetiren Allah, insaru da tekrar yaratmaya gti<; yetirir. Hatta bu, ona oranla da-
ha kolay ve daha rahat bir bi9imde gti9 yeti rilecek bir §eydir.
Ayet: 5 RA'D S0RESf/ 13 297
298 Cuz: l 3
«Her toplumun bir rehberi var.» Yani, her top Ium is;in donemlerinde
reva9ta olan konularda, o konuya uygun ozel mucizeyle donatilm1§, onlarr
hakka yonelten ve dogruya c;aguan bir peygamber gonderilmi§tir. Hz. Musa
doneminde sihir revac;ta oldugu i9in, onun miicizesini onlarm yoluna yak.in
olan bir §ekilde yapti. isa (a.s.) doneminde tip ileri oldugu i9in, onun
mOcizesini de tipla uyu§an, oltileri diriltmek, alaca hastalann1 ve anadan dog-
ma korleri tedavi etmek ttirtinden yaptt. Bizim Peygamberimizin zaman1nda
da, fesfrhat ve belagat egemen oldugu ic;in, onun mucizesini de Kur'an'1n
fesfillat ve belagat1n1 insan gtictintin ula§am1yacag1 bir seviyeye getirmesi §ek-
linde yapt1. Kendi yollanna ve yapdanna bu kadar yakm olmas1na ragmen, bu
mficizeye inanmadllar. Dolay1s1yla daha ba~ka mficizelere hi9 inanmazlar.
Omer b. Eb! Ciindilb'iin §oyle dedigi rivayet edilmi§tir: "Biz S1ffin sava-
§1nda, Said b. Kays'1n yan1nda oturuyorduk. Hz. Ali (r.a.) karanhk bastiktan
sonra m1zrag1na dayanarak yan1nnza geldi. Said: 'Sana birisinin pusu kurma-
s1ndan korkmuyor musun?' diye sordu. Hz. Ali: 'Herkesin yanmda Allah ta-
raf1ndan, onu kuyuya dti§mekten, dagdan yuvarlanmaktan, kendisine bir ta§
degmesinden, hayvan sald1nsmdan koruyan 1nelekler vardir. Kader geldigin-
de onunla kaderin aras1ndan ~ekilirler' cevab1n1 verdi."
«Bir toplum,» §iikrti terkedip iyi hallerden kotii hallere donerek «kendi
durumlann1 degi§tirmedik~e, Allah onlarin» afiyet ve nirnet i~indeki «du-
rumlar1n1 degi§tirmez. Allah bir toplum i~in kotiiliik>> yani azap ve helak
«diledigi zaman, artik onu geri ~evirecek» o kotiilligii engelleyecek «yok-
tur. Zaten onlarin» yani Allah'1n helak. etmek istediklerinin, tizerlerinden
azab1 uzakla~uracak ve i§lerini tistlenecek «O'ndan ba~ka», Allah di§tnda
«gozeticileri yoktur.» c;unkil her §eyin idaresi yalnizca O'na aittir ve O'nun
htikmtinli sorgulayacak herhangi bir kimse yoktur.
Ayet: 11-13 RA'D SORESJ/ 13 303
13. «O'nu, gok giirlemesi. ..» Bu konuda alimler g6rti§ aynhg1 is:inde-
dirler. Gen;ekte "gok gilrlemesi" anlam1ndaki "ra'd" Allahm nurundan yara-
ttlan bir .melegin ad1drr ve deve sahibinin, develeri stirtip gotiirdiigti ve yonet-
tigi gibi, melegin, bulutlan silren §iddetli sesi anlam1na da gelir. c2> «Hamd
ile,» O'nu hamdederek ... Gogiln §iddetli gtirledigi zamanlarda Hz. Peygam-
. ber: "Ey Allahzm! Ofkenle bizi mahvetme, azabmla bizi heliik etme, bundan
once bize iifiyet ver" diye dua ederdi. «Melekler de korkusundan» Allah'1n
hey bet ve celalinden korkarak «tesbih ederler .»
Ra'd tesbih ettigi zaman -onun tesbihi duyulan sesidir- btittin melekler
seslerini tesbihle yiikseltirler, bunun tizerine yag1nur yagar. Melekler Al-
lah'tan korkarlar, ancak onlar1n korkusu insanoglunun korkusu gibi degildir.
<;ilnkti onlardan hi~biri sag1nda solunda olan1 bilmez. Onlan yemek iymek ve
b<l§ka hi~bir §ey Allah'a ibadetten ahkoymaz.
ibn Abbas'm §byle dedigi rivayet edilmi§tir: "Bir kimse gok gtirlemesini
duyar da: 'Gok gilrlemesinin hamd ile meleklerin de korkusundan tesbih etti-
gi Allah, yiicedir. 0 her §eye kadirdir' der ve sonra da kendisini ylld1nm 9ar-
parsa, onun di yeti bana aittir. ti
2- Tabiat bilginlcrinin dcdigi gibi, gok gi.irUltilsil ve §im§egin, pozitif bulutlann elektrik yi.ik!U
negatif bulutlarla kar~1la~masmdan meydana gelmesi uzak bir ihtimal degildir. Ozellikle bu,
bilgili ve hiknwl sahihi Allah'm takdir ve tedbiri ile olunca, aralannda bir tezat yok, bir ~eli§
ki yok. Allah {'fl 1yis111i hilir.
304 ROHU'L.. BIYAN , Cuz:l3
3- Hadisi, Ahmed b. Hanbel ve Tirmizi tahric etmi§tir. Tirmiz1 hadisin sahih oldugunu soyle-
mi§tir. Nesai ibn Abbas'tan Yahudilerle ilgili uzun bir ktssa i~erisinde tahric etmi~tir. Bkz.
ed-Diirriil-Mensur, 4/50.
4- Hadisi Hafiz Bezzar, Ebu Ya'la el-Mevstli ve ibn Cerir et-Taheri tahric etmi~lerdir. Bu olay1
ibn Kcsir de lcfsirinde 2/274'de anlatm1~t1r.
Ayet: 13- 15 RA'D SURESl/ 13 305
5- Hadisi Buhari Cilwd'da, 6/101; Ebu Davud, 2677 numara da tahric ettiler. Buhan'deki bir ri-
vayette: "Allah, cennete zincirlerle giren topluma §a~t1" denilmektedir. Bkz. el-Camiu'/-
Ust.U, 2/622.
306 ROHU'L·BEYAN Cuz: 13
maz bir gii~ sahibidir.'» 0 halde, onun yardunc1lan ve ortaklar1 oldugu veh-
mine nasd kap1hyorlar?
17. Yi.ice Allah «gokten» buluta, oradan da yer ytiziine «bir su» yani
yagmur «indirdi de...» Bu, yagmurun yer yilziindeki sularm buharla§arak gok
yiiziine 9tk1p orada soguk havanm §iddetinden dolay1 su olup tekrar yere indi-
gini soyleyenlerin soziinii reddir. <6> Bu sudan «vadiler ...» Vadi, iyersinde bol-
ca su akan yerdir. Burada, akt1g1 yerin an1lmas1yla, o yerde bulunan §eyin
ama9lanmas1 suretiyle nehirlere i§aret edilmi§tir. «Kendi ol~iisiince» insanla-
rm zarar gormeyecegi bir miktarda «dolup ta§tl.» Yiice Allah (c.c.) yagmuru,
Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Allah kattndan getirdigi hale iyin bir ornek olarak
vermi§tir. 0 halde yagmurun, zarardan uzak olarak kattks1z bir menfaat olma-
s1 gerekir. 0 , silip siiptiren baz1 yagmurlar ve seller gibi degildir.
Burada "olr;iisunce" anlanundaki "bi kadriha" kelimesindeki zamirin,
vadinin hakiki manas1na ait olmas1 da caizdir. 0 zaman, yagmurun vadilerin
biiytikltik ve ki.i9iiklilklerine gore, eger vadi geni§se su 9ok, kti9ilkse az oldu-
gu §eklinde bir anlama geldigi anla§thr. «Sel,» sudan «iiste ~1kan», yi.ikselen
«kopiigii yiiklenip gotiirdii. Sus e§yast», zinetlerin 9ogu altin ve gtimti§ten
olur «veya bir meta yapmak isteyerek», yararlandtklan baku, demir, tun~
gibi §eyler... Bunlar eritilerek bir9ok kaplar, sava§ ve tanm aletleri yapihr.
«Ate§te erittikleri §eylerde de...»
Burada "erittikleri" diye terceme edilen "yukldune" kelimesi, bir §eyin
erimesi i~in alt1na ate§ koymalan anlam1ndadrr. insanlarm erimesi i~in aluna
ate§ yakttklar1 altin, giimii§, demir, bakrr, kur§un, civa ve turn;tan olu§an yedi
madende «bona benzer bir kopiik olur.» Yani bundan da, su koptigti gibi
bir kopilk meydana gelir. Er,itildiginde iisti.ine 9tkar. Bu, koptikttir.
«i§te Allah,» bu a91klama ve ornek gibi, «hak ile batth boyle bir ben-
zetmeyle anlat1r.» Yilce Allah hak.k1, kararhhk ve fayda konusunda, faydah
olan su ve kendisinden slis e§yas1 ve ~e§itli kaplar yaptlarak faydalan1lan
madenlere benzetmi§tir. Bunun yanmda batih da, htzla yok olmas1 ve faydas1-
n1n bulunmamas1 dolay1s1yla su kopiigtine ve eridiginde tiste ~1kan maden ko-
ptigiine benzetmi§tir. ~iiphesiz kopi.ik, suyun iisttine 9iksa da, hemen yok olur.
6- Aslmda yagmurun olu§umu konusunda fizik bilginlerinin soyledigi bu soz, dine ters ve
onunla ~eli~kili degildir. <;tinkti yagmur, yerytiztinden yi.ikselen bu buharlardan Allah'm
kudretiyle meydana gelir. Nitekim bir ayette: "Yerden suyunu ve orlagm1 ~· 1kardt." (Naziat:
31) buyurulmaktad1r. Buna gore, suyun aslmm yerytizUnden oldugu Kur'an nass1 ile ger9ek-
lik kazanmaktadir.
310 ROHU'L·BEYAN Coz: 13
l~te battl da boyledir. Baz1 hallerde Uste ~tksa da, Allah onu yok edecektir.
Sonuc; hakk1n ve hak.ka uyanlanndu. Nitekim "Hak. i<tin devlet, batil ic;in sav-
let (atilma) var" denilmi§tir.
«Kopiik» yani batrl «yok olup gider.» Bunun yan111da, su ve madenle-
rin ozti gibi, «insanlara fayda veren ~ey ise, yer yiiziinde kahr.» Kaybolup
gitmez. insanlar ondan yararlan1rlar. Suyun bir lasm1, insanhgm yararlanmas1
i~in yerin iistiinde kahr, bir kism1 da topragm derinliklerindeki p1narlara ve
kuyulara akar. Madenler ise uzun stire kahrlar.
«i~te Allah boyle misaller verir» ve biribirine benzer §eyleri boyle
a~1klar.Benzetme cahil ve habersiz kimselere ger~egi anlatman1n en etkili
yoludur. Bu, bir baktma bilinmeyen vah§iyi, bilinenlerle a~1klamaktir.
18. «Rablerinin emrine» yani di.inyada iken Allah'm davet ettigi tevhi-
de ve itaata, «uyanlar» yani mil'minler «i~in en giizeli» yani ahirette en gii-
zel milkafat «vard1r.» Burada Allah'1n verecegi mtikafat, yani cennet "en gu-
zel" (hiisna) §eklinde adland1nlm1§t1r. <;iinkii o, ba§kas1ndan degil, kendi za-
tmdan olan ezeli cemal s1fatlannm eserlerinden oldugu i~in, giizelligin zirve-
sindedir. Bununla, en giizele davet edenin Allah, bu ilfil11 davete uyanlann da
mii'minler oldugu anla§ihyor. CernJ.~ ve onun nimetleri de, en bilyilk ziyafet-
tir.
«Ona uymayanlara gelince» ki onlar Allah'1 inkar eden, O'na itaat etmeyen-
lerdir. «Yeryiiziindeki» para, mal ve mi.ilk cinsinden olan «her ~ey ve daha
bir kah kendilerinin olsa,» canlann1 azaptan kurtarmak ic;in «onu fidye ve-
. rirlerdi.» Fakat buna ragmen, onlarm verdigi bu §eyler kabul edilmez. Bunun
sirn, onlar1n dilnya nimetleri sebebiy le Allah'tan uzakla§malan, O'ndan ha-
bersiz olmalar1, oltim ve oldilkten sonraki dirilmeyle uyand1klannda, diinya
ve onun i9indeki §eylerin gozlerinde kii9iilmesidir. Eger gii9leri yetse hepsini
dag1tmaya hazrrdirlar. Ancak kabul zaman1 konusunda yan1lm1§lar, bunu altm
veya giimil§iin hi9bir fayda vermedigi bir zamanda temenni etmi§lerdir. «i§te
onlar, hesab1 en kotii olanlard1r.» Bu, ki§inin gilnah1 sebebiyle hesaba c;eki-
lip, ondan hic;bir §eyin bag1§lanmamas1drr. Hz. Ai§e'den §oyle rivayet edil-
mi§tir: "Hz. Peygamber (s.a.v.): 'K1yamet gunu hesaba rekilen herkes mutla-
ka helak olmu§tur' buyurdu. Ben:' Allah (c.c.): 'Kolay bir hesapla hesaba
rekilecek' (in§ikak: 8) buyurmad1 m1?' dedim. 'Bu sadece arzdir. Arna hesa-
ba ~ekilenler helak olmu§tur' buyurdu." <7 >
7- Hadisi Buharl rivftyct ctmi~tir. Muslim de ~u lfiftzla rivayct ctmi§tir: '" Kimin hesah1 goru-
liirse a;ap i'dilir.' Ai~c (r.a.): •Allah ... huyurmad1 m1?' dcdi ... "
Ayet: 18 RA'D SURESt/ 13 311
a- Sda-i rahim: Bu htikiim, ister mahrem olsun, ister olmas1n, ister varis
olsun, isterse olmas1n, ttim akrabalan ic;erir. Sahih olan gorii§ budur. Bilinme-
lidir ki, akrabay1 ziyaret edip gozetmek farz, onlarla ilgiyi kesmek ise haram-
dir. S1la-i rahim'in anlarn1, ziyaret etmek ve hediye vermek suretiyle onlarla
ilgilenmek, sozle ve fiille onlara yard1mc1 olmak ve onlar1 unutmamakttr. Bu-
nun en dil§iik seviyesi selam vermek ve selam gondermektir. Stla-i rahim
i~in §er·an belirlenmi§ bir sure yoktur. Bu konuda orf ve adete itibar edilir. S1-
la-i rahim, omriln uzamas1na ve nzk1n artmasma sebep olur. Ana ve babaya
itaatsizlik ttirtinden bir sila-i rahime riayetsizligin sonu~lar1 h1zla gerc;ekle§ir.
Anaya babaya itaatsizlik edene genelde mtihlet verilmez, hemen cezalan veri-
lir. Melekler, aralannda akrabalarma ilgiyi kesenlerin bulundugu bir topluma
rahmetle inmezler.
..
«Rablerinden» yani genel olarak O'nun tehdidinden «~ekinirler, kotii
hesaptan korkarlar.» Hesaba 9ekilmeden once kendilerini hesaba crekerler.
22. «Onlar,» riya ve gosteri§le yaratiklan ho§nut etmeye bakmadan, snf
«Rablerinin nzas1n1 isteyerek» nefislerinin ho§lanmad1g1 9e§itli musibetlere
ve kendilerine teklif edilen zor §eyler hususunda arzularma muhalefet ederek
«sabredenler ...» Bir kudsi hadiste, ~oyle buyurulmaktadlf: "Kulumu iki sev-
gilisi -yani gozleri- ile imtihan ettigimde sahrederse, onlara kar§tllk cenneti
veririm." <3>
8- Hadisi Buhari Maraz bahsinde: "Allah §Oyle buyurdu: "Kulumu iki sevgilisi ile imtihan etti-
~im zaman, sabrederse onlara kar§thk cenneti veririm." BununJa gozlerini kasdetti" §eklinde
rivayct cuni~tir . Bkz. Cl)miu'l-UsUI: 6/433. Tirmizl <le buna yakm bir Hif1zla rivayet etmi~tir.
Ayet: 21 -23 RA'D SO f{E;Sl/ I 3 315
Ayette ytice Allah, kendi yolunda harcamay1 kullara, nz1k vermeyi ise
kendi zatma nisbet etmi~tir. Bu onlann, Allah'1n verdigi ~eyde gtivenilir kim-
seler ve vekiller olduguna dikkat \:ekmek iyindir. <;tinkil vekil, tasarrufta,
kendi adma degil, ba~kas1 ad1na tasarruf ederken, kendi arzulann1n veya yara-
tiklann taraf1n1 degil, mtivekkilin tarafin1 goz ontinde bulundurmas1 gerekir.
Nitekim : "Kim te§ekkilr veya ovgu bekleyerek bir ~ey yaparsa, o comert degil
sat1c1dtr" denmi§tir. <;unkil o, mahna kar§thk ovgtiyti satin alm1~t1r. Comert-
lik, hiybir k~1hk olmadan vennektir_
«i§te, diinya yurdunun iyi sonu» ve dtinya ehlinin donecegi iyi yer, sa-
dece «onlarand1r .»
...
25. Allah'a verdikleri sozii kuvvetle peki§tirdikten sonra bo-
zanlar, Allah 'in riayet edilmesini emrettigi §eyi (silayi rahimi)
terk edenler, yeryiizunde fesat flkaranlar var ya, i~te lanet on-
lara, yurdun kotiisu de on.Iara.
26. Allah, diledigine ril.ki bolla§tinr ve azalt1r. On.lar, diin-
ya hayati ile sevin.diler. Oysa diinya hayatr, ahiretin yaninda
(gefici) bir metadan ba§ka bir§ey deg;J.dir.
27. Kafirler: "Ona, Rabbinden bir mucize indirilmeli degil-
miydi?" derler. De ki: "Allah kimi dilerse onu saptirir, (hak-
ka) yoneleni de hidayete erdirir. "
28. Onlar, iman edenler, goniilleri Allah'in zikri ile huzura
erenlerdir. Haberiniz olsun ki kalpler ancak Allah'1. zikirle hu-
zur bulur.
29. imiin edip, giizel i§ler yapanlara ne mutlu! Doniiliip va-
rtlacak gllzel yurt da onlarm.
Ayet: 25-26 RA'D S0RESi / 13 319
"K1nhrsa tamiri miimkiln olmayan bir mQstbet olur, 9ahnirsa ondan mahrum
olur, ona muhta9 olursun. 0 sana gonderilmeden once, sen fakirlik ve
musibetten emindin," der. Bilge ki§inin dedigi gibi olur, bir giin kadeh lanhr,
kral buna ~ok iiztiliir, adeta onun i~in bir mustbet olur ve: "Bilge ki§i dogru
soylemi§, ke§ke bu kadeh bana gonderilmeseydi," der.
Rivayet edildigine gore bir grup hus1z s1nir boyundaki bir hana misafir
olmu§lardi. Han1n sorumlusu onlara ne yaptiklar1n1 sormu§, onlar da yapttlda-
nn1 soylemekten utanarak kendilerinin Allah yolunda sava§an mticahidler ol-
dugunu soylemi§lerdi. Kendilerine yemek haz1rlanm1§, orada bulunan bir ka-
dm yemekten once ellerini y1kamalan i~in hir tas ile su getirmi§ ve: "Benim
Ayet: 30-3 l RA'D S0RES1/ l 3 323
k6r bir k1z1m var, ellerinizi y1kad1g1n1z su ile teberrtiken k1zun1 y1kayacagun '1
demi~. gen;ekten onlann ellerini y1kad1klan su ile k1zm1 ylkam1§, Allah'1n iz-
ni ile k1z1n1n g6zle1i a91lm1§, bu durum hirs1zlann tevbe etmelerine sebep ol-
mu§tur.
31. «Eger kendisiyle daglar yilriltillen» yerlerinden nakledilip yeryli-
zlinde hareket ettirilen «veya kendisiyle yer par~ par~a edilen» ooylece
nehirler ve su kaynaklan meydana getirilen <<ya da kendisiyle oliiler konu§-
turulan» yani diriltilen «bir Kur'an olsayd1 (o, bu Kur'an olurdu.)>> <;tin-
kti Kur'an, icaz1n zirvesinde ve insanlara ()gilt vermede son noktadadir. Bu
ayette kastedilen, Kur'an-1 Kerim'i tazimdir, onu yticeltmedir. Bir de btiytikle-
nerek Kur'an'1n mficize oldugunu inkar eden ve b~ka mficizeler isteyen mti§-
riklere cevaptir. Aynca insanlann dinlerinde kenclilerine fayda veren §eyin,
ziraat ve benzeri gibi dtinyalan konusunda kendilerine fayda veren §eyden da-
ha hayuh olduguna da clikkati ~ekilmektedir.
Rivayet edildigine g6re Mekke mti§rikleri, i9Ierinde Ebu Cehil ve Ab-
dullah b. -Omeyye de oldugu halde Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelip dediler ki:
1
"Ey Muhammed! Sana inanmamiz1 ve tabi olmaffilzt istiyorsan Kur1an 1nla §U
daglan ytirtit, Mekke'den uzakla§tlf. <;unkti Mekke dard1r, biraz yerimiz ge-
ni~lesin. Boylece bah<;eler, tarlalar edinelim. Yeri yar, ~am'da oldugu gibi bi-
zim i9in nehirler ve c;aylar 91kart. Daha 6nce Olen dedelerimizden iki tanesini
dirilt, onlarla konu~altm ve senin durumunu sorahm, bakahm hak mi soylti-
yorsun, yoksa batil m1? i§te mli~rikler b6yle mucizeler isteyince bu ayet in-
11
mi§tir.
«Fakat biitiin i§ler Allah'a aittir.» Her ~eyde tasarruf yetkisine 0 sa-
hiptir. istedigi §eye gucu yeter. Oyle ise onlann istedikleri mucizeleri getir-
meye de kadirdir. ~u kadar var ki Allah'1n iraclesi bununla ilgilenmez, onlara
fayda vermeyecegini bildigi iyin boyle bir mucize getirmeyi murad etmez.
«iman edenler» kafirlerin imana gehnesinden «limit kesip bilmediler mi ki
Allah dileseydi biitiin insanlan hidayete erdirirdi.» Hepsi iman ederlerdi.
Ayette ge~en "yey'es" fiilinin mastan olan ye's, bir §eyden timidini kesmek
demektir. Buradaki soru da emir manasmadtr. Y ani onlann imana gelmesin-
den timitlerini kessinler, demektir.
32. «Andolsun ki» senin kavminin seninle alay ettigi gibi «senden on-
ceki peygamberlerle de alay edildi.» Onlar da hor ve hakir gc)rtildti. «Ben
de» alay eden <<O kafirlere bir siire miihlet verdim.» isyan ve gUnahta de-
vam etmeleri i~in bolluk ve gtiven i9erisindeki silrelerini uzatt1m, hemen on-
lan cezaland1rmad1m. «Sonra da onlar1 cezaland1rd1 m. 0 vakit azab1 m
nasd imi§ (gordiiler.)» Peygamberlerimle alay edenlere nas1l azap ettigimi
gordtiler. Bu ifade onlan, c;arpt1fd1g1 §iddetli azab1ndan hayrete <lti~tinnek
ic;indir.
33. iyi olsun, kotti olsun «herkesin yaphg1n1» i§ledigi hayir ve §erri
«gozeten» ve ona gore mtikafat veya cezas1n1 veren «Allah (bunu yapma·
yan)» faydas1 ve zaran dokunmayan «(putlarla bir) olur mu?» Yani her in-
san1n yapm1§ oldugu haytr ve ~erri bilen ve buna gore ona kar~1hg1m veren
zat, boyle olmayan, aciz, zay1f ve yapllanlan bilmeyen kimse gibi olmaz.
«Boyle iken onlar Allah'a ortaklar ko§tular.» Kafirler Allah ile putlan e~it
tuttular, putlann1 Allah'a ibadette ortak ko~tular. Onlann, aralanndaki farla
bihnelerine ragmen putlarnu Allah'a 01taklar ko~malan ve putlan ile e~it tut-
1nalan ne tuhaf §ey!
«De ki: ' Onlara isim veriniz bakahm.» Allah'a ortak ko~tuklanmz1
isimleriyle ve s1fatlanyla av1klay1n1z ve onlar ger9ekten ibadete ve ortakl1ga
lay1klar mt, bakm1z bakalnn. «Allah'a yeryiiziinde bilmedigi>> yani yeryti-
zUnde mevcut olmayan «bir ~eyi mi» ibadete Hiy1k olan putlan mt «haber
veriyorsunuz, yokso anlam1 olmayan kuru hir laf m1 ediyorsunuz?'» Yani
326 Ciiz: 13
«l§te bu,» vasf1 sana ula~an ve ismini i§ittigin cennet «takva yolunu
tutanlann akibetidir.» Onlar, neticede oraya varacaklard1r. «Kafirlerin
akibeti de» ba§ka degil «ate§tir.» Takva cennete gottiren yoldur, kilfiir de
cehenneme gottiren yoldur.
rahmetidir. Zira saglam bir inanca sahip olan mil'min, Allah'1n kendisine olan
liituf ve ihsanmdan dolay1 sevinir.
Burada "kendilerine kitap verilenler"den maksat, Abdullah b. SeHim ve
arkada§lan gibi Y ahudilerden Milsliiman olanlarla Hristiyanlardan Musliiman
olan seksen ki§idir. "Kitap"tan maksat da Tevrat ve incil'dir. «Bununla be-
raber» Ka'b b. E§ref gibi Rasfiliillah (s.a.v.)'a kar§1 «hiziple§enler»_birbirle-
rine yard1m edenler «den ayetlerin bir k1sm1n1» kendi §eriatlanna muhalif
olan boliimleri «inkar edenler vardir.»
Ey Muhammed! Bu inkar edenlere «de ki: 'Ben Allah'a kulluk et-
mekle ve O'na ortak ko~mamakla emrolundum.» Bana vahyedilenler i9e-
risinde, "Allah'a ibadet et ve O'nu birle" emri de vard1r. Bunlar dinin esas1d1r.
Sizin §eriat1n1za muhalif olan hususlan inkar etmenize gelince, ciiz'i htikiim-
lerde daha onceki ilahi kitaplara ve §eriatlara muhalefet etmek yeni bir §ey
degildir, bu hep olagelmi§tir. <;tinkii hikrnet sahibi olan yiice Allah hep insan-
lann li§me seviyelerine ve hallerine uygun hiiktimler indirir. Bu, aynen bir
tabibin, astanm durumuna gore re9ete vermesi, ila9 yazmas1 gibidir. «Ben»
bilttin i§ erimde «sadece O'na>>, Allah'a «dua ediyorum» sizleri de O'nu
birleme e davet ediyorum <<Ve <Jqnil§ilm de sadece O'nad1r.'» Amellerimi-
zin kar§thg1m vermesi i9in benim doni.i§tim de, sizin donil§ilntiz de ba§kasma
degil, sadece O'na olacaktir.
37. «l§te boylece Biz» daha onceki kitaplan, timmetlerinin diliyle pey-
gamberlere indirdigimiz gibi «Kur'an'1 da» anla§ilmas1 ve lufz1 kolay olma-
s1 i9in «Arap~a bir htikilm olarak indirdik.>> "Hiikiim" den maksat, hik-
metinin geregi olarak kullann1n muhta9 oldugu her htikmti i~erisinde bulun-
duran, her §eye hilkmeden, ya da nesh ve degi§meyi kabul etmeyen muhkem
demektir.
Rivayet edildigine gore mti§rikler Hz. Peygamberi mii§rik olan atalar1-
mn dinlerine uymaya ~ag1nyorlard1, Yahudiler de kible, Beyt-i Makdis'ten
Kabe'ye 9evrildikten sonra kendi ktblelerine dogru namaz k1lmaya 9agum1§-
lard1. Bunun tizerine Yilce Allah: «Yemin olsun ki sen, sana gelen» dogrulu-
gu apa91k delillerle bilinen «ilimden», vahiyden «sonra onlarin arzular1na
uyarsan», hi9bir makul delile ve makbul bir esasa dayanmaks1z1n seni davet
ettikleri batil dinlerine ve sap1k yollanna uyarsan «seni Allah'1n azab1ndan
koruyacak ne bir koruyucu, ne de bir dost vard1r.» Bu, Hz. Peygamber
(s.a.v.)'e hitaptir. Kasdolunan ise timn1etini dine sanlmaya te§vik ve Hz. Pey-
Ayet: 36<38 RA'D SORESl/ 13 329
yazilmi~tir.
«Ana kitap O'nun kahndad1r.>> Ana kitap olarak terctime edilen "Um-
10- Hadisi Muslim, Kader bOIUmUnde ~u laftzla rivayet etmi§tir: "Meninin iizerinden kirk iki
}:ece gerim ·c• Allah hir mc>lek giinderir. Melek de a1w rahmindeki ~·ocuga ~eklini verir."
B kz. Cilmiu '/-lf.,·111. I 0/ I 15.
332 RUHU'L-BEYAN ' Guz: 13
I I- Bu ayeti, ismail Hakk1 Bursev1 gibi onceki mUfessirler, kafirlerin memleketlerinin fethi ile
onlarm topraklarmm azalmas1, MtislUmanlarmkinin ise ~ogalmas1 §ekJinde yorumlam1~lar
d1r. Ancak, yerktire ile ilgili geli§en bilgilerin de yard1m1yla ayeti, a§ag1daki ~ekillerde de
yorumlamak mtirnktindUr:
"Yerin u~Ianndan eksiltilmesinden, erozyon dedigimiz topragm yagmur, sel ve ruzgar gibi
tabil gi.l~lerin etkisiyle yerinden kaymas1, daglarm, tepelerin a§rnmas1, anla~1labilecegi gibi;
Yer kUresinde meydana gelen olayJar neticesinde ktirenin hacminin noksanla~mas1, §eklin-
de ya da; Yer kuresinin kutuplardaki bas1khg1 §eklinde de anlamak mUmki.lndUr." (Na§ir)
Ayet: 40-42 RA'D SURESI/ 13 333
ibn Mtibarek demi§tir ki: "Bu ilmmetin bozulmas1 §U be§ grup se~kin
kimseler ytiziinden olur. Bunlar; alimler, gaziler, zahidler, tacirler ve idareci-
lerdir. Bunlardan alimler, peygamberlerin varisleridir. Zahidler yerytiziiniin
direkleridir. Gaziler Allah'1n yerytiztindeki askerleridir. Tacirler bu timmet
i~erisinde Allah'm giivenilir kullandrr. idareciler ise halkm 9oban1du. Alim,
ilmi brrala.r da mala deger verirse cahil kime uyacak? Zahid, dtinyaya ragbet
ederse tevbe eden kime uyacak? Gazi, dtinya mahna tamah ederse dii§mana
kar§I nas1l zafer kazantr? Ticaret erbab1, hain olursa emanet nas1l has1l olur?
<;oban, kurt olursa stirti nas1l gtidiiltir?"
42. «Onlardan oncekiler de tuzak kurdular.» Bu ifade Rasuliillah'1 te-
selli etmektedir. Mekke mil§riklerinin Hz. Muhammed'e tuzak kurduklari gi-
bi, onlardan onceki mil§rikler de kendi peygamberlerine ve mti'minlere tuzak
kurmu§lard1r. "Tuzak kurmak"tan maksat peygamberlerini oldtirme planlan
ve onlara eziyet etmeleridir. Nitekim Nemrfid, Hz. ibrahim'e; Firavun, Hz.
Musa'ya; Yahudiler, Hz. isa'ya; Semfid, Hz. Salih'e; Mekke mii§rikleri de
Daru'n-Nedve'de Hz. Peygambere tuzak kurmu§lar, onu oldtirmek istemi§ler-
di.
«Sonu~ta biitiin tuzaklar1n cezas1 Allah'a aittir.» Allah da onlar i~in
tuzak kurar. Allah'in onlar i~in tuzak kurmasmdan maksat, hissetmeyecekleri
bir yerden onlar1 helak etmesi demektir. Allah'm onlar1 cezaland1np helak et-
mesi, istiare sanat1 yoluyla tuzak kuran kimsenin hilesine benzetilmi§tir. Son-
ra Allah, tuzag1run kuvvetini ve kemalini beyan ederek §Oyle buyurmu§tur:
ister hayrr olsun, ister §er olsun «herkesin ne yapttg1n1 0 bilir» ve ona gore
cezas1n1 venr.
«Kafirler de» kendileri gaflette iken kendileri is:in hazulanan azap ge-
lince «bu yurdun sonunun kime ait oldugunu bilecekler.» "Ukbe'd-dar"
dan maksat, iyi sonu~ demektir. Bu giizel sonu~ mii'minler i~in Allah'm rah-
meti ve nzasma kavu§malar1, meleklerin oliim anmda onlan mtijde ile kar§1-
lamalar1 ve nihayet cennete girmeleridir.
12- Buhfiri. Muslim vc Tirmizi. Abdullah b. Amr b. As'tan rivayet etmi~lerdir. Bkz. Ciimiu'l-
U.\'iU, xtn.
334 ROHU'L-BEYAN Ci.iz: 13
I. «Elif, Lam, Ra.» Buradaki "elif' ile, ilahi nimetler an lamina gelen
fl ala"' ile yemin edildigine; "lam" ile O'nun ltituf ve keremine; ra" ile de
II
Rivayet edildigine gore bir adam, imam Nesefi'yi oltimtinden sonra rti-
yas1nda goriir ve: "Miinker ile Nekir'in sorgulamalar1 nastl ge9ti?" diye bir so-
ru sorar. Bunun tizerine imam §U cevab1 verir: "Ytice Allah ruhumu iade et-
tikten soma Miinker ile Nekir bana kabir sorular1n1 sormaya ba§lad1lar. Ben
onlara dedim ki, sorulann1za nesir halinde mi, yoksa §iir olarak m1 cevap ve-
reyim?" Dediler ki: "Cevaplann1 §iir halinde soyle; bunun tizerine ben onlara
§U §ekilde cevap verdim:
Burada Allah Teala onlarm miirebbisi, terbiye edicisi oldugu i9in "Rab-
bihim" denilmi§tir. Aynca "senin Rabbinin izniyle" ifadesinin yerine "Rab-
lerinin izniyle" denilmesinin hikmeti ise ger9ek koruyucu, terbiye edici ve
egiticinin Peygamber degil, Allah olduguna i§aret etmek i~indir.
2. «Bu yol, goklerde ve yerdekilerin» canh-cans1z, §Uurlu-§uursuz bii-
tlin varhklann «sahibi olan Allah'1n yoludur. Ugrayacaklar1 ~iddetli
Ayet: 1-3 lBRAHlM SURES!/ 14 339
ibn Abbas bu ifadeleri ac;tlclarken der ki: "Ahireti hafife alarak, dtinyada
pe§in olarak gordtikleri ~eylere yap1§1rlar. Bu da gerc;ek kafirin niteliklerin-
dendir. <;iinkti kafir, biiti.in 9abalann1, dtinyan1n zevklerini elde etmek i9in
kullan1r, ahireti kilc;timser. Arzulanna uymay1p ~eriate uydugu taktirde birta-
k1m s1k1nttlara maruz kalacagm1 dti§tinerek ebedi hayat ic;in c;ah~maz."
Aynca bu kafirler, «insanlan Allah'1n yolundan uzakla§tlrirlar,>>
O'nun dinini kabul etmelerine engel olurlar. «AJlah'1n dogru yolunu egri
gostermeye ~h§irlar.» Saptirmak istedikleri kimseye, Allah'm yolunun egri
oldugunu ve dosdogru olmad1g1n1 soylerler. «i§te onlar, biiyiik bir sap1khk
i~indedirler.» Dogru yoldan sap1p ondan fersah fersah uzakla§IDt§lardir.
340 ROHU'L-BEYAN coz: 13
emretti. Bunun tizerine Hz. Musa: "Ey Rabbim, kalpler Senin elindeyken ben
Seni onlara nas1l sevdirebilirim ki?" dedi. Ytice Allah da §6yle buyurdu: "Bu-
nu ger9ekle§tirmek i~in nimetlerimi onlara hatirlat."
«Ad» kavminin :rtizgarla helak edildikleri «ve Semfid» kavminin bir bag1-
n§la yok edildikleri 1 bu Peygamberlerin «kavimlerinin ve onlardan sonra
gelenlerin» ibrahim kavmi, Medyen halk1 ve "alttist olan illke" halk1 gibi di-
ger milletlerin «haberleri» Musa (a.s.) arac1hg1yla «size ula§mad1 nu?»
Bu, ispat amavh yadirgay1c1 bir sorudur. Yani yukanda anlatllan millet-
lerle ilgili haberler size kesinlikle ula§t1. .. «Onlart Allah'tan ba§kas1 bil-
mez.» Bunlann durumlann1 Allah'tan ba§kas1 bilemez. <;iinkti onlann haber-
leri kesilmi§, izleri silinmi§tir. Nitekim Malik, herhangi bir ki§inin, Hz.
Actem'e kadar clan babalanru tek tek saymas1ndan, atalann1 bir bir sayarak ta
A
Hz. Adem'e dayand1nncaya kadar ben falancanm, falancamn ... ogJuyum diye
stralamasmdan ho~lanmazd1. tbn Mes'ud'un da bu ayeti okurken: "Nesep bili-
346 ' COz:l3
miyle ugra§anlar yalan soyli.iyorlar." dedigi nakledilir. <;tinkti Ytice Allah, bu-
nun gerc;ek 1nahiyetinin ancak kendisi taraf1ndan bilinebilecegini, dolay1s1yla
kullara boyle bir bilginin verilmedigini belirtir.
raf1ndan gtinderilmi~ bir Peygamberseniz «bize apa~1k bir delil getirin. '»
Boylece Peygamber oldugw1uzu, Peygamberlige Iay1k bir nitelik ta§1digin1z1,
ytice bir fazilete sahip bulundugunuzu ~ayahm ... Ancak inkarcdar, Peyga1n-
berlerin getirdikleri mucize ve kan1tlara onem venneyerek yeni yeni mficize
isteginde bulundular. Ku§kusuz Him bunlar, inat ve inkarc1hktan kaynaklan1-
yordu.
11. «Peygamberleri>> insan olu§lanm itiraf edip Ytice Allah'1n tizerle-
rindeki nimetlere dikkat vekerek «onlara §oyle dediler: 'Evet, bizler de
sizler gibi hirer insan1z.» T1pk1 sizin de belirttiginiz gibi insan oldugumuzu
inkar etrniyoruz. «Fakat Allah, kullartndan diledigine liitufta bulunur (ve
onu Peygamber se~er.)» Vahiy ve risaletle §ereflendirir... Bu ifadeden anla-
§Ihyor ki, Peygamberlik de t1pk1 vahiy gibi s1rf ilahi bir liituftur, vehb!dir.
Ba§ka bir deyimle Peygamberlik, saltanat ve bakanhk gibi iyah§arak el.de edi-
lebilen bir §ey degildir. Daha sonra Peygamberleri sozlerine §Oyle devam edi-
yorlar: «Biz sizin istediginiz delilleri, ancak Allah 110 izniyle getirebiliriz.»
Ba~ka bir ~ekilde bunu geriyekle~tirmemiz milmktin degildir. <;ilnkil bu, Al-
lah'1n iradesine baghdrr. Biz ise birer kuluz. Oyleyse «mi.i'minler sadece
Allah'a giivensinler.» ba~kas1na degil. Kisacas1, mti'minlere yak1~an, Al-
lah'tan ba§kas1na gtivenmemeleridir.
12. «Allah'a nasd giivenmeyelim?» Bu hususta herhangi bir oztiriimtiz
var m1 ki? Herhangi bir bahane ileri stirebilir miyiz? «Halbuki 0, bizi dogru
yolumuza sevketti.» Bizi1n i9in benimsedigi ve gerekli gordtigti din yoluna
bizleri yoneltti. KMirlerin verecegi i~kencelerin, tevekkillli zorla§tiracak duru-
ma gelse bile imanlanndan donmeyeceklerini vurgulayan Peygamberler
kafirlere §Oyle seslendiler: <<lJize verdiginiz eziyetlere, elbette sabredece·
giz.» Carum1z ve maltm1z konusunda bize i~kence de etseniz, buna katlana-
cag1z, dayanacag1z. Bu ylizden: «tevekkiil edenler sadece AJlah'a tevek·
kiil(de sebat) etsinler. '»
Buradaki birinci yani bundan onceki ayetteki "tevekkiil" , tevek.ktiltin
varhg1na, ikincisi ise onda sebat edene i§aret eder. Dolay1s1yla herhangi bir
tekrar ve fazlahk sozkonusu ctegildir. 6te yandan tevekktil; i§i, her ~eye gucu
yetene havale etmek demektir. Bu yiizden mtitevekkil, yani tevekktil eden
kimse: "B~1na gelen herhagi bir felaketi -Allah'a isyan anlanuna gelecek bir
~ekilde- defetmeye ~ah§1nayan kimsedir." Buna gore herhangi bir s1k1nt1ya
dti~i.ip. ba§kasma ba~vuran kimse tevekkill smtnm a~m1§ olmaz. <;ilnkti ba§1na
348 HUHU'l..·BEYAN CU.z: 13
gelen felaketi Allah'a isyan gibi bir vasttayla gidenne yoluna ba~vurmu§ sa-
yllrnaz.
Ayet: 13 lBRAHlM SURESI/ 14 349
yudum yutmaya ~ah~rr. Ancak «bir tiirlii yutamaz.» Bu ytizden azab1 uzar.
Bir yandan §iddetli susuzluk ve hararetten oti.iri.i, ote yandan da boylesi bir
yutkunmadan dolay1 azap tistline azap gortir. Diger taraftan hadiste sozkonusu
cehennemliklerden bahisle §6yle buyurulmu§tur: "Bunlar cehennemdeki o
suya tiksinerek de olsa yakla§zp egildikleri zaman yazleri kavruLur, ba§larm-
daki saqlan dokulU verir . i f tikleri zaman ise bagLrsaklan kopup arkalanndan
p k ar...!"
A§1n izdrrap ve i§kencelerden dolay1 «oliim>> sebepleri «her yerden
kendisine gelir», alt1 yonden de onu ku§atu, «ama oliip kurtulamaz.>>
Tam anlam1yla ollip rahata kavu§amaz. Buradaki "her yerden" ifadesinden
amay, her yonden ve taraftan olabilecegi gibi vticudunun her yerinden de ola-
bilir.
«Pe~inden de» irinli suyun hemen ardmdan da «~etin bir azap var-
d1r.» Her an, birbirinden §iddetli azaplarla kar§ila§acak, mahiyeti bilinmeyen
i§kencelere maruz kalacaktir. Nitekim hadiste §6yle buyurulmu§tur: "Kiya-
met gununde en hafifiyle cezalandirilan cehennem ehline: "Eger bii.tun dun ya
malt senin olsaydz bu azaptan kurtulmak i~in tumunii fidye verir miydin?" di-
ye sorulacak, o da : "Evet" diye cevap verecektir. Bunun iizerine kendisine
§Oyle seslenilecektir: "Ben daha, sen Adem'in sulbiindeyken bunun daha ba-
sitini, yani Bana hi9bir §eyi ortak ko§mamam istedim. Sen ise tam tersine
Bana ortak ko§maktan ba§ka bir §ey yapmadm. "<1i
fersah fersah uzakla§ttnr. Burada Yuce Allah, k!firlerin sada.ka ve s1la-i ra-
him gibi iyilik ad1na yaptiklan ~eylerin hic;bir yarar saglamad1g1na ve bo§a
gittigine dik.k.at 9ekmekte ve §iddetli bir flrtinayla havaya u9urulan kiile ben-
zetrnektedir. <;iinkti yapt1klan iyilikler Allah'1 tan1ma ve O'na iman etme esa-
sma dayanmarnakta ve O'nun nzas1 icrin yerine getirilmemektedir.
20. «Bu, Allah i~in asla zor degildir.» Yani ey insanlar! Sizin ortadan
kald1nlman1z ve yerinize yeni bir kavmin getirilmesi olay1 Allah i~in son de-
rece basittir; O'na zor ve agrr gelmez. <;unki.i 0 , herhangi bir §eye: "01" dedi-
gi zaman, hemen oluverir. Bu yiizden inan1lmaya, ibadet edilrneye, kendisin-
den sevap beklenip azabmdan korkulmaya en fazla Iay1k olan O'dur. i§te bu
ayet, O'nun kudretini belgelernekte ve olagantistti sabnna i§aret etmektedir.
Nitekim gtinahkarlann yakas1na hemen yap1§mamas1 da O'nun sabnm goster-
mektedir. Sahih-i Buhari'de yeralan ve Ebu Musa'ya dayand1nlan bir hadiste
de §byle buyurulmaktadu: "i~ittigi szkint1 verici olaylara kar~z. Yuce Al-
lah 'tan daha fazla sabredici kimse yoktur. <;unkii insanlar tarafmdan ortak
ko~iddugu ve O'na ~ocuk nispet edildigi halde yine onlara s1hhat-afiyet verir
ve onlan nz1kland1rzr." l 2l Ote yandan ilfill! cezan1n ertelenihnesinin pek <;ok
2 - Bu hadisi Buhftrl vc MUslim , EhO Mihm cl-E~'ari'dcn rnerfU olarak nakl etmi~lerdir. Bkz. el-
fC'thu '/-K C'htr. 'J/57.
Ayet: l 9 -2 l 1BRAH1M SURES! / l 4- 35 3
hiktneti vard1r. MeseHi, tevbe edenin donti~ti ve 1srar edicinin ileri stirdtigti
kan1tin ortadan kalkmas1 gibi. ..
21. Yer alt1nda bekleme silreleri tamamland1ktan ve ikinci kez Sfir'a ilfii-
rilldilkten sonra, mti'min-kafir insanlann «hepsi» kabirlerinden v1k1p mah§er
meydamna gidecekler ve hesap vennek tizere «Allah '1n huzuruna ~1kacak
lar ,» ve sorgulanacaklardlf. Nitekim Ytice Allah bir ayette: "...Sonra ona
(sur'a) bir uflenince hemen bakakalacaklardir." (Ztimer: 68) buyurmakta,
ba§ka bir ayette de: .... .Hi f birini b1rakmaksiz1n onlari mah§ erde toplami§
olacagiz." (Kehf: 47) demektedir. i§te o zaman «gii~siiz kimseler» uydu
durumunda olan siradan insanlar, Allah'tn yolundan ve itaatindan ylktp reis
konumunda olan ve «biiyiikliik taslayanlara, §Oyle diyecekler: 'Biz,»
dtinyada iken «size uymu§tuk,>> Peygatnberleri yalanlama ve nasihatlann1
clinlememe konusunda sizin emirlerinizi yerine getinni§tik, sizin direktifleri-
nize uymu§tuk. «Allah'1n azab1n1n bir k1sm1ru bizden uzakla§brlr m1s1-
n1z? '» Bizi ilalll azaptan kurtanr mIStmz? ... Asllnda bu bir k1nama ve sitem-
de bulunmadir. Kendilerine uyan insanlann bu k1namalan kaf§1smda «onlar
da» yani bilyiikllik taslayanlar da cevap olarak «§Oyle derler: 'Eger Allah
bizi dogru yola>> iman ve hidayet yoluna «sevketmi§» olup bizi bu konuda
ba§anya ula§tJ.nTil§ «olsayd1, biz de sizi o yola sevkederdik.» Ancak ne ya-
z1k ki biz de, siz de egri yola yoneldik ve hak yoldan <;1kt1k. Bu ylizden «(bu-
giin) s1zlanmam1z da, sabretmemiz de ayn1d1r .» Azaptan ve yok ohnak
tehlikesinden kurtulmak i~in s1zlan1p sabirs1zhk gostennek ile rahmet beklen-
tisi i\:erisine girerek sabirh davranmak aras1nda bizim ivin bir fark yoktur.
Ayet: 21-22 IBRAHiM SORES!/ 14 355
24. Gormedin mi Allah nasil bir misal getirdi? Giizel bir so-
zii, kokii sabit, dallari gokte olan giizel bir agaca benzetti.
·2s. 0 agaf Rabbinin izniyle her zaman meyvelerfni verir.
Allah insanlara misaller veriyor ki ogiit alsinlar.
26. <;irkin soz ise, topragin iistiinden sokiiliip atilmlf' ka-
rarsiz (sabit duramayan), kmil hir agaca benzer.
Ayet: 23-25 IBRAHlM SORESJ/ 14 357
3- Bu ha<lisi Buhfiri, Muslim ve ibn Mace d1~indaki diger SOnen sahipleri Ebfi Musa el-
E~'ari'<.lcn rivayd clmi~lcrdir. Bkz. C!imiu'l-Ustll, 2/453.
358 ROHU ' L~BEYAN Cuz:l3
26. «~irkin» olan ve inkarc11Ig1 ifade eden «soz ise, toprag1n ust(in-
den SOkiiliip atdmI§,» ko.kleri derinlere inmedigi Ve topragm yilzeyine yakrn
oldugu i~in btittiniiyle sokilltip firlatilmL§ «kararSIZ (sabit duramayan), kO·
tii bir agaca» omegin Ebucehil karpuzuna «benzer .» bte yandan kottiltik
ifade eden inkarc1hga davet ve hakla yalanlama anlamma gelen her ttirlti soz
de bu hiikme girer. Evet, kotli insan tipkl kotii agac; gibi hayus1z lirilnler orta-
ya koyar, kotii sozler sarfeder.
islfun hukuk9usu Ebu'l-Leys der ki: Alimler kabir azab1yla ilgili olarak
9e§itli gori.i§ler belirtirler. Bir k1sm1 §6yle der: "Kabirde -tipk1 dlinyada oldu-
gu gibi- olen ki§inin ruhu bedenine yerle§tirilir ve oturtulur. Ard1ndan ona,
kendisi siyah, gozleri mavi olan, ~ok kizg1n ve ofkeli bulunan, gozleri gozah-
c1 §im§ek gibi parlayan, sesleri §iddetli gok giirtilttisii gibi ~mlayan ve ellerin-
de demir 9ubuk bulunan iki melek gelir ve §U sorulan yoneltirler: Rabbin
kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir? Mti'min olan kimse bu sorulan:
"Rabbim Allah'tir, dinim 1stamdir, Hz. Muha1nmed benim Peygamberimdir."
~eklinde ccvapland1nr. t~te ayette sozkonusu ediJen Yilce Allah'm mli'mini
Ayet: 26-27 IBRAHtM SURESI/ 14 359
hak ve hakikatte sabit ktlmas1 olay1 budur. Kafirler ve milnaf1klar ise btitiin
bu sorulara ''Bilmiyorum" kar§11Igm1 verirler. Bunun tizerine sorgu melekleri
ellerindeki demir 9ubuk ile onlan doverler. Dolay1s1yla bagrrmaya ve inleme-
ye ba§larlar. Seslerini, insanlar ve cinler d1§mdaki ttim varhklar i§itirler.
Diger bir k1s1m alimler ise, ruhun ceset ile kefen arasmda yerald1g1 go-
rti§ tindedirler.
Ote yandan Hz. Peygamber herhangi bir adam1n defin i§ini tamamlad1ktan
sonra kabrin ba§mda durur ve §Oyle buyururdu: '' Karde§iniz i~·in bag1~·/anma
talebinde bulunun. Kararh ve sabit olmas1 i~·in Allah'a dua edin. f;iinkii o, §U
anda sorguya fekilmektedir." <5l
6-Hadisi Buhfirl ve Muslim, Numan b. Be ~ir'den nakletmi~lerdir. Hadisin devam1 ise ~oyledir:
"811 azaha rarptll'llan kimse, kendisine \ erilen azaptan daha ag1r azap olmadifj1m zannedeJ".
1
Oy.\·a mum a:a/11 t•11 liafif' 11t• hasit hir azapflr." Rkz. Cdmiu'l-UstU. I 0/538.
362 RUI-IU'L-B!YAN Ci.iz: 13
34. «Allah, istediginiz her §eyden size verdi.» Sizin yarann1za olup
sizin tarafrmzdan talep edilen pek c;ok nimeti size sundu. Ku§kusuz bu ac;1kla-
ma, ayetin i9inde yeralan "min" edattn1n a91klay1c1 oldugu, "kiUl" kelimesi-
nin de teksir-yogaltma anlamma geldigi yorumuna goredir. Gerek sizin istedi-
ginize binaen verilen, gerekse siz istemediginiz halde size bah§edilen «Al-
lah' in nimetlerini saymaya kalksan1z, bitiremezsiniz.» Ytice Allah'1n ni-
metleri say1s1z ve s1nus1z oldugu iyin onlan toplu halde ve ozet bic;imde bile
saymruuz mtimktin degildir.
Allah seni delirtsin de on bin dirhem paran olsun, ister misin?" Fakir, buna
da: "Hayir," deyince bilgin sozlerine §6yle devam etti: "Kuk bin dirhemlik bir
sermayen olmas1na ragmen, efendini §ikayet etmekten utanm1yor musun?
Me§hur Vaiz ibn Semmak halifelerden birinin huzuruna girer. Tam bu
sirada Halifenin elinde bir bardak olup su i~mektedir. Halife ibn Semmak'1
gortince: "Bana nasihatta bulun." der. Bunun ilzerine halife §oyle der: "Bu su
kar§1hg1nda ya mah.run tilmtinti vermek veya susuz kalmak: gibi bir tercihle
kar§1 kar§1ya kalsan, mahn1n ttimtinti bu bir bardak su kar§1hg1nda verir mi-
sin?" Halife "Evet." cevabm1 verir. Bunun tizerine ibn Semmak: tekrar: "Peki,
ya susuz kalacak:s1n veya mtilktinti yani saltanatm1 vereceksin, denilse mtilkil-
nii verir misin?" deyince yine Halife: "Evet, veririm." kar§1hg1nda bulunur.
Sonra halifeye §6yle der: "Oyleyse bir yudum suya degmeyen mal ve mlil-
klinle gururlanma."
Bana gore, susuzluk an1ndaki Allah'1n, kuluna bah§ettigi bir yudumluk
su nimeti, tlim yerytizti mtilktinden daha degerlidir. Hatta, ahp verdigimiz bir
nefes bile dtinya mtilkiinden daha degerlidir. <;tinkti bir an i~in insan nefessiz
birakilsa oltir. S1cak havall bir yere ya da rutubetli bir kuyuya hapsedilse ke-
derinden oltir. ~u halde insan bedeninin her bir zerresi say1s1z nimetlerle do-
ludur.
366 RUHU'L·BEYAN Cuz: 13
35. ~unu hatirla ki, Beytullah'1n in§aat1m bitirdikten sonra dua niyetiyle
«bir zaman ibrahim §6yle demi§ti: 'Rabbim! Bu beldeyi,» halk1 «emin»
olan «bir belde yap.» Bu beldede her ttirlti korku, kottiltik ve igren9likler-
den emin olunsun. Yani oldiirme, yagmalama, kotilriim ve ctizzam gibi igreny
hastahklar sozkonusu olmas1n. «Beni ve ogullanm1 putlara tapmaktan
koru:» Onlardan uzakla§tlr. Bizleri her ttirlti §irkten ve putlara boyun egmek-
ten uzak bir bi9imde, tizerinde bulundugumuz tevhid ve i slfun inanc1 konu-
sunda kararh k11.
36. «Rabbim! <;iinkii onlar» yani putlar «(kendilerine tapan) bir~ok
insan1n sapmas1na sebep oldular.» i§te bu ytizden beni ve ogullannu soz-
konusu putlann saptirmas1ndan koruman i9in Sana yalvanyor, Sana s1gm1yo-
rum. «Kim bana uyarsa» 9agird1g1m tevhid ve islam inancm1 benimserse
«§iiphesiz ki o, bendendir.» Benim dinimden ve inanc1mdan aynlmama ko-
nusunda t1pk1 benden bir parc;a gibidir. «Kim de bana kar~1 gelirse» ve
bana uymazsa «§iiphesiz ki Sen, af ve merhameti bol olans1n.» Ba§lang1~
ta ya da tevbe etmelerinden sonra Senin, sozkonusu isyanc1lar1 affetmeye gti-
ciin yeter.
Evin Allah'a nispet edilmesi ona §eref kazandrrmak i<;indir. 6te yandan
ona "kutsal" denilmesinin sebebi ise Ytice Allah'1n gokleri ve yeri yaratt1g1
gtinden beri ona kottiltikle saldirmay1 haram ktld1g1ndan, orada sava§ ve av-
lanmay1 yasaklad1g1ndan, oraya ihrams1z girilemeyecegini vurgulad1g1ndan,
Tufan'm oray1 istila etmesine izin vermediginden dolay1dtr. Boylece ona
"atik-azath" yani sozkonusu kotiili.iklerden ve istilalardan azat edilmi§ yer de-
nilmi§tir. Bu yiizden 9ok bi.iyilk degere sahiptir.
6te yandan Hz. ibrahim'in "Rabbimiz" §eklinde 'togul ifadeyle Yilce
Allah'a seslenmesi, kendisi ve soyu adma konu§tugundan ottirildiir. Seslen-
mesi esnas1nda ikinci kez "ey Rabbimiz" demesinin sebebi ise hemen ardm-
dan, soyleyecegi hususun dikkate ahnmasm1 §iddetle arzulad1gmdan dolay1-
drr.
«Bir k1s1m insanlar1n kalplerini on Iara meylettir .» Seve seve onlara
dogru ko§sunlar. «Onlan» yani orada yerle§tirdigim ztirriyyetimi c;e§itli
«meyvelerle r1z1kland1r ki §iikretsinler.» Onlann orada ~e§itli meyvelerle
r1z1klandmlmalan ic;in ya oraya yaktn bir yerde <;e§itli meyvelerin yeti§ebile-
cegi birtakim yerle§im birimleri kurulacakt1, ya da dtinyan1n c;e§itli yerlerin-
den degi§ik meyve ~e§itlerinin getirilmesi saglanacakti. Nitekim her iki husus
da gerctekle§tirilmi§ ve oras1 hem baharbk, hem yazhk, hem de sonbaharhk
meyvelerin ayn1 gtinde bulunabilir hale gelmi§tir.
1
Acizane diyorum ki bu duan1n, Kabe nin in§as1ndan sonra m1, yoksa
Mekke'ye ilk geldiklerinde yani Kabe'nin in§as1ndan once mi yapdd1g1 husu-
11
sunda islam alimleri ihtilaf etmi§lerdir. Ancak Rabbim, bu beldeyi ..." (ibra-
him, 35) ifadesi birinci gorti§li teyid ediyor. <.;ilnkii "bu ... " derken varolan
bir§eye bizzat i§aret edilmi§tir. Aynca bu ayetteki "Kutsal evinin yanznda-
ki... ifadesiyle "Ya~la11dzg1m bir Strada bana ismail'i, sonra ishak't veren
11
Allah 'a hamdolsun. (ibrahim: 39) ifadesi yine bu duan1n, Kabe'nin in§as1n-
11
tin, belde kurulmadan once zihinde tasarlanan bir hususa yapildig1n1; <;tinkii
Yilce Allah'm onun yerini belirledigini dolay1s1yla ona i§aret etm~nin mtim-
klin olabilecegini savunmu§lardir.
sanlan ... " di ye dua etmi§tir. «Ey Rabbimiz! Duam1 kabul eyle.»
41. «Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba ~ekilecegi» mtikelleflerin hesa-
bmm adaletli bir bi\:imde yap1hp sonuca baglanacag1 «giinde,» insan olarak
yaptlg1m birtak1m hatalardan dolay1 «beni, annemi, babam1 ve» soyumdan
olsun-olmas1n «biihin mii'minleri affet.'» Hz. ibrahim'in anne-babas1na
dua etmesi, onlar1n son durumlann1 tam olarak bilmedigi zamana rastlar. Ni-
tekim Keva§i'nin yazan der ki: "Hz. ibrahim hentiz hayatta olduklar1 bir do-
nemde hidayete erebileceklerini umarak ve arzulayarak onlara dua etmi§tir."
~~;;...!;;::o::::;;::)~;:~~ @j ~~·t'~(~
(0)fi;41~J~~ h'~ 5~r,:;~
42. Sakin uzlimlerin yaptiklanndan Allah 'in habersiz oldu-
gunu sanma. Allah, onlan gozlerin belerdigi o zor giine bira-
kir.
43. Onlar, ba§larini goge kaldirarak, fagirzldiklan yere
dogru ko§acaklardir. Gozleri donacak, goniilleri bombo§ kala-
caktir.
44. insanlari, awbin gelecegi giin ile uyar. 0 gun wlimler
§oyle derler: "Ey Rabbimiz! Kisa bir zamana kadar bize
miisaade et de davetini kabul edelim, Peygamberlere uyalrm."
Daha once siz bize hifbir zeval yoktur diye yemin etmemi§
372 ROHU'L·BEYAN Ciiz: 13
miydiniz?
45. Kendilerine zulmedenlerin yerlerinde kalmi§timz. Onla-
ra ne yaphgimizi gormii1tiiniiz. Size misaller de vermi§tik.
46. Mii§rikler, fe§itli hilelere ba§vurdular. Onlarin t"zakla-
n Allah taraftndan fOk iyi bilinir, isterse tuzaklari daglari ye-
rinden oynatacak olsztn.
«Onlarin tuzaklari Allah taraf1ndan ~ok iyi bilinir ,>> dolay1s1yla ba~
vurduklan hilelere en uygun c.ezay1 0 verir. «isterse tuzaklari» biiytikltik
ve korkun9lukta «daglar1 yerinden oynatacak olsun.» Ba~ka bir deyimle,
kurduklan tuzaklann 9ok gtic;lti olmas1, Ytice Allah'1n tasarrufunu etkilemez.
Bu hususun bu ~ekilde ifade edilmesi, bu ko.nuda onemli bir omek te§kil etti-
gindendir.
gun de.
49. 0 giin SUflulann birlikte zincire vurulduklarini goriir-
siin.
50. Gomlekleri katrandandir. Yuzlerini ate~ kaplar.
51. Biitiin bunlari Allah, herkesin (diinyada) i~lediginin
kar~iligini vermek ifin yapar. $iiphesiz ki, Allah'in liesaba
fekmesi fOk siiratlidir.
52. Bu, uyarzlsinlar, Allah 'in ancak bir ilah oldugunu bi/-
sinter ve akil sahipleri ogiit alsinlar diye insanlara bir teblig-
dir.
§eyine tapmazlar.
~eyh Salahuddln es-Safedi der ki: "Sihir (btiyti) birtalam §eylere iifi.ir-
mek, yazmak ve dilgi.im atmak demektir. Bunlar insanlann bedenlerine ve
kalplerine etki ederler. Bu etkiyle ki§i hastalantr, oltir. Sihirle, kan-koca aras1
, a~ilabilir. Btiyti ti9 imama gore ger9ektir. Sihir ogrenmek alimlerin gorii§ bir-
ligiyle haramdrr ve yine kahinligi, goz boyac1hg1n1, ytld1za bakmay1, arpa ile
11
fala bakrnay1 ogrenmek de haramd1r.
<;arptlm1§ kimseyi okuyan ve cin toplad1g1n1, onlann kendisine itaat et-
tiklerini iddia eden kimseyi bizim imamlar1m1z sihirbazlann arasmda zikre-
derler. Ahmed b. Hanbel'in boylesi kimse hakkmda fetva vermeyip tevakkuf
ettigi (durdugu) rivayet olunur. Said b. el-Mtiseyyeb'e kans1na yakla§arnayan
bu ytizden kendini tedavi edecek birini arayan bir adam1n durumu sorulur. Sa-
id: "Allahti Teala zarar veren §eyi yasakJam1§tlr, faydah olan1 yasaklamamt§-
trr. Karde§ine faydah bir§ey yapabileceksen bunu yap" demi§tir.
388 CUz:l4
«Onun da pe~ine» gorenler i9in, durumu gayet «a~1k bir alev siitunu
dli§mli.§tiir.» Ayet metninde yeralan "§ihab", yan1p tutu§an ate§ten kopan
bir pan;a anlamrna gelmektedir. Burada tizerinde durulmasr gereken nokta
sozkonusu olaym RasO.lullah (s.a.v.)'dan once meydana gelmi§ bir olay olma-
s1d1r. $eytanlar, RasGlullah (s.a.v.) Peygamber olarak gonderilmeden once ba-
zr durumlarr kulak hrrs1zhg1 yapar, ogrenirlerdi. RasGlullah (s.a.v.) Peygam-
ber olarak. gonderilince §eytanlarm arkasmdan atilan ta§lar 9ogald1 ve onlann,
dogrudan dog1uya ve tam olarak kulak hrrs1zbg1 yapmalan engellendi. Bu go-
rti§ti ibn Abbas 'tan riva yet olunan §U ifadeler desteklemektedir: "ilk zamanlar
§eytanlar1n gokytiztine 91.kmalar1 engellenmiyordu. Rasillullah ( s.a. v.) dtinya-
ya te§rif edince art1k bir alev stitunuyla onlann semalara 91kmalar1 engellen-
mi§tir."
Sonbaharda da oldtirtir. Yine 0, iman nasip ederek diriltir,, inkar ile oldtiriir.
«Ve» her §eye «Biz varis oluruz.» Btittin mahlukati yokettikten sonra geride
kalacak olan Biziz. Mtilktin zaman1 bittiginde btittin miilke mfilik olacak olan
Biziz. En ba§ta da ve en sonda da her §eye hakim olacak olan Biziz.
24. «Andolsun Biz, sizden once gelip ge~enleri de biliriz,» yani do-
gumu da oliimii de sizden once ger9ekle§IBi§ olanlan, bir ba§ka ifadeyle Hz.
"
Adem'den §U ana kadar gelip ge9mi§ olanlan Biz biliriz. «Geri kalanlari da
biliriz.» Sizden sonra dogacak: ve Olecekleri, bir ba§ka ifadeyle kiyamete ka-
dar sizden sonra gelecekleri Biz biliriz.
I- Hadisi MUslirn, Tirrnizl, Ncs!it vc lbn Mace rivayl'I l·tll•rlcr. Bkz. t'l-Fetlw'l-Kd1fr. 1/101
Ayet: 24-25 , HiCR SURESi/ 15 393
bir yerde nainaz k1lacaklarsa o zaman onlann htikmti de erkekler gibidir. Er-
keklerin ve kad1nlann saflanmn en kottisii tabirinden maksat, bu saflann se-
vabm1n ve faziletinin daha az olacag1 ve §eriatin arzusundan daha uzak bulu-
nacag1dlf. En hayrrlis1 da bunun tam tersidir. "
394 RUHU'L·BEYAN I Ci.ii:14
Zira iblis de, meleklerin arasmda gizli bir cindi. Yilce Allah onlarla birlikte
secde etmesini emretmi§ti. Ancak burada aynca cinler soylenn1emi§ ve hepsi
"Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler." ifadesinde meleklerin aras1na ka-
ttlmt§lardir. Bu tipk1 kadmlarla erkeklerin birlikte bulurunalannda Arap<;a dil-
bilgisi kurallanna gore erkeklere ait zamirin ve fiilin kullan1lmas1 gibidir.
33. «(lblis): 'Ben kuru bir ~amurdan, koku§mU§ kara bal~1ktan ya-
ratbg1n bir insana secde edecek degilim,' dedi.» Yani benim durumum,
secde etmeme uygun degildir, dogru da olmaz. <;link.ti o yogun bir cisimdir,
hen ise ruham cevherim. Senin koku§mU§ kara ~amurdan yarattJ.gm boyle bir
be§ere secde edecek degilim. Benim delilim ise §Udur: Sen beni ate§ten yarat-
tm. Ate§, Iatif, nfirani, yilce bir cevherdir. Onu ise 9amurdan yaratt1n. <;amur
kesiftir, zulmanidir (karanhktu) ve stiflidir. 0 halde ben ondan bu delillere
gore daha hayrrhy1m.
2- Bu hadisi Muslim, ibn Mfice ve Ahmed b. Hanbel Musncd'inde rivayet ederler. Bkz. el-Fet-
1"''1-Kehir, 1/141.
l
arllk olmek diye bir §ey yoktur. Ytice Allah da iblis'in mtihlet istegine kabul,
diger istegine red cevab1 vermi§tir.
sun ki onlar Benden istigfar ettikleri stirece Ben de onlan bag 1~layacag1m, ''
buyurur.
Allahti Tefila iblis'i, sevimli olan dosttan dii§man1, itaatkardan itaat et-
meyeni kendisi vas1tas1yla ayirmak i<;in yaratm1§tlr. AllahU Ztilcelal, Peygam-
berleri de itaatkar olan kullar1 onlara uysunlar diye yaratm1§tl.r. iblis'i ise
itaatkar olmayanlar, ardmdan gitsinler diye yaratm1§hr.
iblis cehenneme <;aguan bir simsar ve tellaldlf. Iblis'in mah dtinyadrr.
Bu mahn1 kafirlere sundugunda sorulur: Bu malm degeri nedir? iblis, bunun
degeri dini terketmektir, der ve di.inyay1 satin alanlar dinlerini vererek iblis'in
mahn1 ahrlar. Zahidler ise dtinyay1 terkederler, ondan ytiz <;evirirler.
panzehiri ise ac;hktlf. Oc;tincil dii§man nefistir. Silfilu uyku, panzehiri uyuma-
maktlr. Son dii§man hevadir. Bunun sitalu konu§maktlf. Bu silfilla kar§l c;are
ise susmaktrr."
Hz. Ali (r.a.)'dan §6yle soyledigi rivayet olunur: "Umar1m ki ben, Os-
man, Talha ve Ziibeyr bu ayette anlatilan, kalplerinden kinlerin sokliltip atil-
chg1 kimselerin zlimresinden oluruz. "
50. «Benim azab1mm elem verici bir azap oldugunu da bildir.» Yani
Benim azab1m1n elem verici bir azaptan ba~ka bir ~ey olmadtg1ru onlara haber
ver.
406 ROHU'L~BEYAN CO.Z: 14
den sapiklardan ba§ka hiiy kitnse i.hnit kesmez demek olur. Marifet yolunu §a-
§tranlar ise O'nun rahmetinin geni~ligini, ilminin ve kudretinin mi.ikemmelli-
gini bilmezler. Nitekim Yakub (a.s.) bu konuda §oyle soyli.iyordu: "<;iinkii
kafirler toplulugundan ba~kasl Allah'm rahmetinden umit kesmez. (Yusuf:
II
87)
58. Melekler «dediler ki: 'Biz su~lu bir topluma» su9unda ISrar eden,
gi.inaha alabildigine dalan Lfit kavmine «gonderildik.»
59. «Ancak Liit ailesi hari~.» Bu ifadeyle Lilt (a.s.)'un, mil'min olan
aile efrad1 kastedilmektedir. «Onlar1n hepsini » kavmin diger fertlerine isa-
bet edecek olan azaptan yani §ehirlerinin alttist edilmesi azab1ndan «kurta·
racag1z.»
60. «(Fakat Liit'un) kar1s1 mustesna. Biz onun,» kafirlerle birlikte
helak olmas1 ii;in «geri kalanlardan olmas1n1 takdir ettik' .»
61-62. «El~iler>> yani melekler «Liit ailesine gelince (Lut) onlara:
'Hakikaten siz tan1nmayan» garip, tizerinde yolculuk yaptig1na dair sefer
elbisesi olmayan «kimselersiniz.'>> Bundan dolay1 bana koti.iltik yapacag1-
nizdan korkuyorum, «dedi.»
63. «Dediler ki:» Biz sana tanmmaz k1hga girmemize sebep olan §eyi
getirmedik. «' Aksine biz sana onlar1n ~iiphe etmekte olduklan ~eyi getir-
dik. » Yani seni di.i§manlanndan kurtaracak olan §eyi, bir ba§ka ifadeyle aza-
b1 getirdik. Ayette ge9en "yemterun" tizerinde §tiphe ettikleri, cehalet ve inat-
lanndan dolay1 yalanladtldan §ey demektir.
64. «Sana ger~egi getirdik.» Ozerinde §ek ve §tipheye asla mahal ol-
mayan kesin bir ger9egi yani onlann azabm1 getirdik. «Biz hakikaten>> on-
'
410 HOHU'L-BEYAN Ciiz: 14
71. «Lut: 'Alacaksan1z i~te benim k1zlar1m' dedi.» Y ani i§te benim
kavmimin k1zlar1. Onlarla evlenirsiniz. Lfit (a.s.)'un kavminin k1zlarm1, kendi
klz1 olarak nitelemesinin sebebi, her peygamberin §efkat ve terbiye a91s1ndan
timmetinin babas1 olmas1 dolay1s1yladir. Ya da Lilt (a. s.), bu ifadeyle ·kendi oz
klzlaruu da kastetmi§ olabilir. Buna gore Hz. LOt §0yle demi§ olmaktad1r: i§te
k1zlanm, onlarla evlenin, misafirlerime sata§may1n. Onlar daha once de
Lfit'u9 k1zlann1 istiyorlar fakat ahla.ks1z ve pis olduklar1ndan ve bir peyg·am-
berin ktz1na denk olmadtklarmdan kendilerine olumlu bir cevap verrniyordu.
Bunun i~in Lut (a.s.) onlara, eger ~ehvetinizi tatmin edecekseniz bunu Al-
lah'1n helal k1ld1g1 yollardan yap1n, haram ettigi yoldan vazges:in demi§ ol-
maktadir. <;iinkil Ytice Allah kad1nlar1 erkekler i~in yaratm1§ttr. Yoksa erkek-
leri erkekler i~in yaratnu§ degildir.
Yi.ice Allah Kur'an-1 Kerim'de yedi yerde kendi nefsi i.izerine yemin et-
mi§tir. Kur'an'daki diger yeminler O'nun mahlukat1 iizerine yap1lm1§ kasem-
lerdir. Mesela "incire, zeytine ... yemin ederim ki'' (Tin: 1) , "Saf saf dizil-
mi§lere ... yemin ederim ki'' (Saffat: 1), "Gune~e ... yemin ederim ki" (~ems:
1), "Ku§luk vaktine ... yemin ederim ki'' (Duha: l) vb. Burada §Oyle bir soru
insan1n akhna gelebilir: Acaba Yi.ice Allah'1n yemin etmesi.nin hikmeti nedir?
Eger mil'min i<;in yemin ediyorsa, mi.i'1nin zaten sadece haber verilmek
sOretiyle ycminsiz ifadelere inanmaktadtr. Eger kafir i~inse herhungi bir fay-
Ayet: 72-73 HiCR SORESi/ 15 413
73. «Giine~ do~arkcn» bir ba~ka ifadcyle gi.ine§in dogdugu vakte onlar
414 RUHU'L·BEYAN ' Cuz: 14
77. «Hakikaten bunda» helfil<. olan bu kavme ait helak izlerinin, insan-
lann gozlerinin onlerinde olu§lannda ve gidip gelirken bu izleri mti§ahede
edi§lerinde Allah'a ve O'nun Peygamberine «iman edenler i~in» buylik «bir
ibret vard1r.» <;tinkil o iman edenler, helfil< edilenlerin ba§lanna gelen ve di-
yarlanrn diimdtiz eden o azabm yapt1klan kotti fiilleri neticesi ba§larma geldi-
gini bilmektedirler. .
Bu ayet-i kerimelerde bir tak1m niikteler vardtr:
4- Hadisi Tirmizi, Ebu Said el- Hudrl'den merfU olarak rivayet etmi§tir. Bkz. el-Fethu'l-Kehfr.
1/36.
Ayet: 74 ..79 HlCR SURES!/ 15 415
5- Hadisi Buhari BiiyCi boltimtinde 4/253, Nesal yine Biiyu boltimtinde 7/243 te rivayet etmi~
lcrdir. Nesai'nin rivayeti "insanlarm uzerine iiyle hir zaman gelecek ki ki§i aldirnwyacak ..."
~cklindcdir. Bkz. Climiu'/-UsUI, 10/569.
Ayet: 79-82 , HiCR SURES!/ l 5 417
6- Hadisi Buhari' ve Muslim, Abdullah b. Omer'den merfU olarak rivayet etmi§lerdir. Bkz.
C/lmiu'l-Us{)f . 4/51.
Ayet: 83-85 : Ht CR SURESt/ 15 419
85. «Biz gokleri, yeri ve ikisinin aras1ndakileri ancak hak ile yarat-
bk.» Hak ve hikmet ile yaratt1k. Yoksa battl ve bO§ yere yaratmad1k. Hak ile
yaratt1k ki benim kullanm onlara baks1nlar da ibret als1nlar. «0 saat» ktya-
rnet «mutlaka gelecektir.» Kac;1mlmaz olarak mutlaka gerc;ekle~ecektir.
Burada layamet gtintine "saat" denmesi, her saat kopmas1mn beklenmesin-
den dolay1d1r. <;tinki.i klyamet bir an<lir ve bu bir an iyinde btiytik bir olay ola-
cakt1r.
Bu ayet-i k1erime, muhaliflere bile glizel ahHik ile muamele e tmeyi em-
rettnektedir. Rasfiltillah (s.a. v .) insanlarm ic;inde ahtaki en guzel olan1, agir-
ba§hlik itibariyle en onde bulunan1, en c;ok bag1 ~ J ayam ve en fazla comert
olan1, idi.
Zeyne'l-Abid!n aff1, bag1§lamas1 ~ok bliytik bu: ki§iydi. Hatta ada1n1n bi-
ri ona ag1r bir soz soylemi§, Zeyne'l-Abid1n bunu duymamazhktan gelmi§ti.
Bunun tizerine adam, Zeyne'I-Abidtn'e: Seni kasdediyorum, demi§, o da ben
de senden yilz~eviriyorum demi§ti. Zeyne'l-Abidin bu soziiyle; "Sen af yolu··
nu tut, iyiligi emret ve cahillerden yiiz(;evir." (A'raf: 199) ayet-i kerimesinc
i§<Uet ediyordu.
dilmesi olay1du. Bir ba§ka ifadeyle Kur'an'dan bir par9a clan Fatiha sfiresine
A
7- Hadisi Ebu Davud ve Tirmizi Namaz boH.imtinde rivayet ederler. Bkz. C{Jmiu'l-Usul, 8/469.
R- Haclisi Buhari, Ahmed b. Hanbel, Ebu DavOd vc Hakim, Ebil LUbabe hadisinden ibn Abbas
1arikiylc mcrfu olarak rivayet ctmi~lerdir. Bkz. t'l-Ft tlru 'l-Kehtr, 3/67.
1
Ayet: 87-91 . HICR SURES! / 15 423
89. «De ki: '~iiphesiz hen apa~1k bir uyar1c1y1m.'» Allah'1n azabmm
inecegini size ifade eden ve bu konuda sizi ikaz edenim.
Bir k1s1n1 da batlldrr ve bu kitaplara aykrr1d1r. " Burada verdigimiz mana ibn
Abbas (r.anhi.ima)'dan rivayet olunmu§tur.
95. «(Seninle) alay edenlere kar~1 Biz sana yeteriz.» Onlan helfilc eder
koklerini kazu1z.
96. «Onlar Allah ile beraber ba~kabir tann edinenlerdir .>> Yani
putlan ve ba§ka §eyleri tann edinenlerdir. Alay edenlerin burada Allah ile be-
Ayet: 91 -96 HiCR SlJRESI/ 15 425
bir glinah olan Allah'a §irk ko~maya ctirete kalk1§t1klann1 vurgulayarak yap1l-
maktad1r.
99. «Ve sana yakin>> oltim «gelinceye kadar Rabbine iba.det et.» Bu-
lundugun ibadet halini stirdtirmeye devam et. Burada oli.ime "yakfn" denil-
mi§tir. <;tinkti her canh mahluka olilmiin birglin gelip cratacag1 kesindir. Buna
gore ayetin manas1; sen hayatta sag oldugun si.irece ibadetlerini bir an olsun
aksatmadan devam et, demektir. Bu tipk1 Meryem sfiresindeki §U ayete ben-
zer: "Nerede olursam olayzm 0, beni mubarek kzldz. Ya~adzgzm surece bana
namazz ve zekafl emretti." (Meryem: 31)
Bu ayet indigi zaman §ehadet parmag1 ile orta parmagma i§aret ederek
Hz. Peygamber (s.a.v.) §Oyle buyurrnu§tur: "Benim gonderilmemle k1yametin
kopmasi aras1 §U iki parma..~m arasi kadar yakmd1r."
2. Allahil Teala «melekleri ..• » Yani Cebrail'i ... <;i.inkti bir tek kimse,
eger yaptig1 i§ 'itibariyle onemli bir durumdaysa, onun gilctinti yliceltmek ic;in
c;ogul olarak isimlendirilir. B urada Cebrail'den "melekler" §eklinde bahsedil-
mesi gibi. Aynca, Cebrail ile birlikte, vahyin korunmas1 i9in yan1nda bulunan
bir ba§ka melek de kastedilmi§ olabilir.
yu, §U gerc;egi biJdirin ki «Benden ba~ka hi~bir ilah yoktur.» Bu soz bir ta-
raftan Allah'1n birligini ifade ettigi gibi diger taraftan bununla mti ~rikler kor-
kutulmaktad1r. Zira onlar, Allah (c.c,Ym yiice zat1na mi.itenasip olmayan ben-
zerlikler ve ortakhklar isnat etmekle ona §irk ko§makta idiler. « Benden kor-
kun ' » benim azab1mdan korkunuz «diyc c1nrctmektedir.»
Ayet: 1-4 NAHL S0RES1/ 16 433
(.";'\'(,J ./
\.!_) _.__:>-)
... \
434 ROHU'L·BEYAN ' Cuz: 14
«Onlarda sizin i~in 1s1nma•..» "Dif', sogugun z1dd1 olup s1cakhk anla-
m1nadrr. Daha sonra koyun ytintinden, deve tiiytinden ve ke~i tiftiginden yap1-
lan ve s1cakhk veren her elbiseye bu isim verilmi§tir. «Ve daha bir~ok fay-
dah ~eyler vard1r.» Bu hayvanlar, stitlerinden istifade etmek, yolculuk ya-
parken tizerlerine binmek, tarlalaruuz1 stirmek ve onlan para kar§1hg1 satmak
gibi bir~ok zarud ihtiya9lann1z1 kar§darlar. «Hem onlardan bazllann1 da
yersiniz.» Onlardan yenmesi caiz olanlar1n etlerini, yaglanru ve diger k1s1m-
larm1 yersiniz. Ancak kanlar1, kemikleri, cinsiyet ve di§kt organlar1 yenmez.
<;unkti bu kls1mlar1 haramdrr.
6. 0 hayvanlan «ak§amleyin» giintin sonunda, «otlaktan» ah1rlar1na
veya dinlenme yerlerine «getirirken ve sabableyin» gtiniin ilk saatlerinde
ah1rlar1ndan 91kanp «otlaga salarken, onlarda sizin i~in>> yukanda sayilan
ihtiyacm1z olan menfaatler yanmda «bir giizellik de» yani insan gozti i<;in
ho§ bir gortintti ve onlarda zevk ahnan bir siis de «Vard1r.»
Hz. Omer (r.a.)'den §6yle rivayet edilmi§tir: "Resulullah (s.a.v.) bir sa-
va§ meydanmda arkada§lan ile dola§l.fken bulduklan bir ku§ yavrusunu elleri-
ne aldi. Yavru ku§un anne veya babas1ndan biri bunu goriince yavruyu tuttuk-
lar1 eline saldrrd1. Ve yavru ellerinden dti§tli. Bunun tizerine Hz. Peygamber
(s.a.v.) §Oyle buyurdu: "Bu ku§a hayret etmiyor musunuz? Yavrusu alindz ve
heinen buna kar§zlzk vererek ellerinize saldzrd1. Allah (c.c.)'a yemin ederim
ki, Allah (c.c.), kullanna bu ku§un yavrusuna gosterdiginden daha merha-
metlidir." <1>
suyun bir tUrli olan yagmuru, ezici kudretiyle «indiren O'dur. i~eceginiz»,
~ey «ondand1r» yani indirilen bu sudanchr. «Hayvanlarin1z1 otlatt1g1n1z bit-
kiler de ondandir.» Burada Allah (c.c.)'1n agaylan, bitkileri once zikretme-
sindeki kas1t, agaylann, bitkilerin tiretilmesinin, yoktan varedihnesinin insa-
nogJunun gticti d1~1nda oldugunu vurgulamak i<;-indir.
11. Yuce Allah, daha sonra suyun yararlanndan soz ederek ~oyle buyur-
maktadir: «Sizin i~in,» faydamz ve yaranmz iyin «onunla» yani gokten inen
su ile, g1dalann ash ve hayatin diregi olan «ekin,» bir yandan kat1k, bir yan-
dan da rneyve olan «zeytin ...» Hadiste ~oyle geymektedir: "Zeytini ekmegini-
zin yamnda kat1k olarak yeyiniz ve yagzndan siin1niinuz. <;unku o, mubarek
bir agartan f ikar." <2> Hadiste ge9en "zeyt" zeytindir. Onun i~in mtibarek de-
nilmi~tir. <;tinkti , Beyt-i Mukaddes gibi mtibarek olan yerlerde biter. Boyle
olmayan yerlerde az goriintir. «Hurmalar ...» Burada ge9en "nahi.l" kelimesi,
"nahl " kelimesinin 9oguludur. «Uzumler .•. » Kelimenin bu §ekilde 9ogul kul-
lantlmas1, h;indeki ye~itli tUrleri kapsamas1 dolay1s1yladtr.
Uzihntin asil ad1 ''meb''clir. Ona "kerm" denilmesi cahiliyye dt)neminde
olmu§tur. Cfilliliyye Araplan tiztimtin sanki "kerem"den tilredigini kasdettni~
lerdir. Onlara gore tiztimden yaptlan ~arap, iyenleri, kereme yani comertlige
sevkettigi ic;in bu ismi venni~lerdir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), tiztimil
cahiliye doneminde kullan1ld1g1 ~ekilde isimlendinneyi yasaklam1~ ve bu ko-
nuda ~oyle buyurmu§tur: "Kerm degil, ineb deyin. Siiphesiz "kerm", mu'mi-
nin kalbidir." (3> Onlann zannettikleri kerem ve comertlik ~araptan degil,
mti'minin kalbindendir. <;tinkti sarho§ kimsenin tasarruflanmn 9ogu akhntn
ba~1nda olmamas1ndandH. Oyle ise buna comertlik denmez. c;unkti o, bu du-
rumda comertligin ne oldugunu bilmeyen ve 1nahn1 saytp savuran bir vocuk
gibidir.
Yilce Allah bu tneyvelerin fazilet ve yararlanna i§aret ettnek i9in ozel
olarak zikrettikten sonra §Oyle buyunnu~tur: «Ve biitiin meyvelerden» yani
ytice Allah, meyve tiirlerinin her ~e~idinden «bitirir. ~iiphesiz ki bunda,»
yani suyun indirihnesinde ve bu sudan 91kanlan bitkilerde «dii§iinen bir top-
lum i~in ...» Tohumun ve yekirdegin topraga d~mesini, yigin ve suyun ona
ula~mas1yla birlikte harekete geymesini ve canlanmaslll, daha sonra alt taba-
kas1 yanhp da1narlann 91kmas1m ve yer alt1na dag1lmalanrn , ilst tabakas1n1n
2- lh.n M!kc, I lftkim vc Aeyhal<I tahric etmi§tir. Bkz. Suyuti, el-Fethu'l-Kebfr , 1/14.
~ - Hadi:-:i nuhat . i' VI.~ MUslim henzcr laf1zlarla rivayet elmi~ lerdir. Bkz. Camiu'l-Usfil, 11/752.
438 ROHU 'L-BEVAN Ciiz: 14
12. Ytice Allah'1n "Ve 0, gece ile giinduzii, birbirini izler yapti" (Fur-
kan: 62) ayetinde belirttigi gibi birbirini takip eden «geceyi, giindiizii, gii-
ne~'i ve ay'1» hayat1rnz, ya§amaruz, meyvelerin geli§ip olgunla§mas1 i<;in «si-
zin hizmetinize verdi.» Gtine§ ve aym hareketlerinde ve dtinyay1 ayd1nlatma-
larmda sizin iyin yararlar vardir. «Ydd1zlar da O'nun emrine baghd1r.» Ya-
ni diger ytld1zlar da, hareketlerinde, konumlarmda ve bulunduklan yerde Al-
lah (c.c.)'m emrine boyun egdirilmi§lerdir. Bunlar1n hepsini Allah (c.c.) yarat-
t1 ve onlan diledigi gibi idare etmektedir.
«~iiphesiz bunda,» zikredilen biittin bunlarda «akhn1 kullanan bir
toplum i~in» bir~ok a91k deliller, «i§aretler vardir .» Ak1llar1n1 kullanan
kimseler bunlara bak1p ibret ahrlar. Bunlar, Allah'm yilce kudretine, ilmine,
hikmetine ve birligine delalet eder. Akil sahipleri tizerinde dil§tinmeye bile
gerek duymadan bunlan hemen anlarlar.
13. «Yeryiiziinde muhtelif renklerde», s111,J.flarda «yaratt1g1» hayvan,
bitki ve meyve gibi «§ey,l eri de sizin hizmetinize verdi.» Bunlardan istedigi-
niz §ekilde faydalan1rsu11z. "Muhtelif renklerde"den maksat ye§il, beyaz, si-
yah gibi muhtelif §ekillerde anlam1nda da olabilir. Netice itibariyle btittin
bunlar1 faydalanman1z ve yararlanman1z i9in hizmetinize vermi§tir. "Renk-
ler" anlammdaki "elvan"a s1mf manas1 verilmi§tir. <;tinkti 9ogunlukla s1n1f-
larm farkh olmas1, renklerin farkh olmasmdan ileri gelir.
«Elbette bunda» daha once zikredilenlere ek olarak burada belirtilen-
lerde de «ogiit alan bir toplum i~in •..» -<;link.ti bunlar, onlardan habersiz ol-
mayanlarca ogiltten ba~ka bir §eye ihtiya<; duymayan zorunlu bilgilerdendir.-
«ibret vard1r.» Bunlarm tek ve ortagt olmayan ylice Allah'1n i§lerinden oldu-
440 RUHU'L-BEYAN 'cuz: 14
14. «0, ondan» yani tath ve tuzlu denizden <<taze et yiyesiniz... » diye
denizi hizmetinize verdi. Burada tazelikten ama9, bahktu. Bahktan et olarak
soz edilmesindeki maksat, bah.gin diger hayvanlar gibi kesilmesine ihtiya9 ol-
mamas1ndan kaynaklanmaktadlf. Burada aynca yilce A1-!_~h'1n. kudretinin ek-
siksizligi a\:t.klanmaktadrr. <;unki.i 0 , tuzlu, ac1 ve i9ilmesi mtimktin olmayan
bir suyun i9inde taze ve lezzetli olan bahg1 yaratmt§hr. ·
onu hemen kendine baglar ve kalbini kazamr. Sizden ileri gelenleri Mek-
ke'nin yollanna ((lkann ve ona gitmek isteyenle1i engellesinler" diye konu§tu-
lar. Bunun tizerine onlar, btittin yollara ytkarak, Hz. Peygamber'in yan1na kim
gitmek isterse ona: "O yalanc1n1n biridir. Ona ancak sefil ve koleler uyup ina-
n1rlar. insanlar ondan bir hayH gormezler. Onun kavminin se~kin ve ileri ge-
lenleri onu terket.Ini~lerdir" diyerek geri dondtirliyorlardi-.--Aneak.·i~lerinden
Allah'1n dogruya ula§tiracag1 kimseler, onlann bu sozlerine ka!'§11Ik: ''Eger,
onu gormeden gidersek, kavmimizin en kotli insanlan oluruz'' diyerek Mek-
ke'ye girerler, rastlad1klan mti'minlere Hz. Peygamberi sorarlar, onlar da Hz.
peygamber'in hayirh bir kimse oldugunu soylerlerdi. i§te ytice Allah'1n bu
buyrugu, buna i§aret ediyor. ~u bliytiklilk taslayan mi.i~riklere, Rabbiniz Hz.
Muhammed'e ne indirdi, dendigi zaman: «'Eskilerin masallarin1' dedHer.>>
Cevaplanru ba§ka yone 9evirdiler ve: "Bu, oncekilerin efsaneleri, yani geymi§
milletlerin uydunnalan ve onlarla ilgili sozleridir. indirilen bu ~eylerde bir
~ey yoktur" dediler.
4- Ifadisi Muslim, Tirmizi ve Nesei: ''Kim js/amda ki>ra hir figir afarsa .. " lafz1 ile rivayet ct-
mi~lerdir. el-Fethu'l-Kebfr, 3/200.
Ayet: 25-27 : NAHL SORESl/16 447
5- Bu tabirlerin izaht i~i n Maide sOresinin t03. ayetini n tefsirine bakm1z. (M i.itercim)
Ayet: 33 -36 NAHL SORESl/16 453
tan ka~1n1n' ...» "Tagut", §eytan ve sap1khga vagrran her §eydir. «Di ye bir
peygamber gonderdik.» Tipki seni gonderdigimiz gibi, o timmetlerden her
birine ozel peygamberler gonderdik. «Onlardan kimine,» bu milletlerden ba-
z1sma «Allah bidayet etti.» Onlarda Hakka kulluk etme ve taguttan kavmma
duygusunu yaratti. «Kimine de sap1khk hak oldu.» inat ve israrlanndan do-
lay1 oli.inceye kadar sap1khkta kalmalan sabit olmu§tur.
«i§te yer yiiziinde gezin de» ey Kurey§ toplulugu, etrafa <~bir bak1n,
yalanlayanlann sonu nasll olmu~tur?>> Sap1khga dti~enlerin ba§lanna gelen
§eyi gortir, belki onlann yok olu§lannm ve ugradlklar1 azab1n izlerini ta§1yan
ev leri ve yurtlanndan ibret alrrs1niz.
454 RUHU'L-BEYAN Cuz: 14
lerse,» O'na digerlerinden daha fazla inan1rlar. «Ahiret miikafab elbette da-
ha biiyiiktiir.» Hicret ettiklerinden dolay1 onlara vaadedilen mtikafat
di.inyada kendilerin~ verilenlerden daha bi.iytikti.ir.
42. «Onlar» yani muhacirler «ki,» vatanlanndan aynlmalanna kar§1
«sabrederler ve sadece Rablerine tevekkiil ederler.» .Her ~yi O'nun emri-
ne buakarak teslimiyet gosterirler ve ona gilvenirler.
g1ndan «ya da hi~ ummad1klar1 bir yerden», farkmda olmad1klan bir za-
manda «kendilerine azab1n gelmeyeceginden emin midirler?»
46. «Yahut doni.ip dola~1rken» dtinyevi i§lerle veya ticaretle ugra§ular-
ken «O'nun kendilerini yakalayamayacag1ndan (emin midirler?) Onlar
Allah1 aciz b1rakacak degillerdir.» Kac;1nakla veya her}J.~gi bir §ek.ilde on-
dan kurtulmaya ~ah§makla Allah'm azabmdan kurtulamazlar. Hadiste §6yle
buyurulmu§tur: "$iiphesiz Allah zalime muhlet verir, nihayet onu yakalayzn-
ca hi~bir §ey onu kurtaramaz." <6> buyrulmu§tur.Yani ona, zulmtinli artlnnca-
ya kadar stire verir ve omriinli uzatir. Sonra da §iddetli bir §ekilde yakalar.
Yakalad1g1nda ise, hi~ kimse onu Allah'tan kurtaramaz ve kurtulu§a eri§tire-
mez.
47. «Yahut kendilerini yava~ yava~ tiiketerek cezaland1rmayacag1n-
dan (emin mi oldular?)» Ayetteki "tehavvuf' eksilme demektir. Buna gore
ayetin anlam1 "onlar1, nefislerinde ve mallarmda yava§ yava§ eksiltmeler ya-
parak helake getirmeyeceginden ve bu §ekilde yakalamayacagmdan emin mi-
dirler?" §eklinde olur.
Dolay1s1yla onlar1 tek bir durum ic;inde helak etmez. Bu ti~ durumun
(yani yerin dibine ge<;irilmeleri, dtinyada dontip dola§rrken yakalanmalan ve
nihayet yava§ yava§ ttiketilerek cezaland1nlmalan) zikredilmesinden maksat,
Allah'1n gticti ve kudretine i§aret etmek i~indir. <;tinkti Allah, cezalandiracag1
ki§iyi istedigi gibi helak eder.
«Hi~ ~iiphesiz
Rabbiniz ~ok ~efkatlidir, ~ok merhametlidir.>> <;unkii
Allah hemen cezalandrrm1yor. Cezay1 hak ettiginiz halde yine de sizlere §ef-
katli davran1yor.
6- Hadisi Buharl', Mi.islim, lbn Mace ve Tirmizi rivflyct ctmi~lir. Bkz. el-Fethu'l-Kehtr, 1/346.
Ayel: 46-49 NAHL S0RES1/16 459
her §ey «ve biitiin melekler ,»ki bunlar da goklerde bulunurlar. Onlarm §an1n1
yilceltmek ve ytikseltmek maksad1yla aynca zikredilmi§tir. Goktekiler, yerde-
kiler ve ytiksek pozisyonlanna ragmen melekler «biiyiikliik taslamadan
Allah'a secde ederler.» Allah'a ibadet ve secde etmekte kibirlenmezler. Tam
aksine boyun egerler. <;tinkti her §ey, haline uyguu olar~Y!i!ag_c1snun ontin-
de secde eder. Yine her §ey, ytice Allah'm celaline uygun bir §ekilde onu tes-
bih ederler. Bunlardan baz1s1 sozleriyle, baz1s1 da lisful-1 halleriyle Allah'1 tes-
bih ederler.
50. «Onlar, iistlerindeki Rablerinden>>, btiytik bir tirperti ve 9ekin-
meyle btittin i§lerinin sahibi olan Allah'tan «korkarlar.» Allah, bi.iytik bir
gti9le onlann i.izerindedir: "O, kullannin ustiinde kahredici giice sahiptir... "
(En'am: 18) «Ve emredildikleri §eyi yaparlar.» Allah'm onlara, emrettigi
§eyleri yaparlar, O'na itaat ederler.
51. «Allah», ttim sorumluluk sahiplerine «§oyle buyurdu: 'iki ilah tut-
may1n. 0, ancak bir ilahtir.» O'nun ortag1, benzeri yoktur. 0, e§ten ve ogul-
dan 1ntinezzehtir. Ba§kas1ndan degil, «yaln1z Benden korkun'» korunun.
52. «Goklerde ve yerde» melek, insan ve cinlerden «ne varsa», yarat1-
h~ ve inillk olarak «O'nundur. Din de daima O'nundur.» Yerde, gokte ve
ikisi aras1nda bulunan her §eyin itaati ve bagllhg1 O'nad1r. Sadece O'na itaat
etmek vaciptir. «0 halde Allah'tan ba§kasmdan mi korkuyorsunuz?»
Allah'1n bir oldugunu, her ~eyin yaratma ve 1nillkiyet balam1ndan O'na ait ol-
dugunu bildikten sonra hala O'ndan ba~kas1na m1 itaat ecliyor ve O'ndan ba§-
kas1ndan m1 korkuyorsunuz?
Ayet: so-ss NAHL SURES!/ 16 461
53. Nimet olarak size ula§an her §ey Allah'tandtr. Sonra si-
ze bir zarar dokundugu zaman da yalniz 0 'na yalvarirsiniz.
54. Sonra sizden o zarari giderdiginde, ifinizden bir grup
hemen Rablerine ortak ko§arlar.
55. Kendilerine ve'rdiklerimize kar1t11k nankiirliJk etmek
ifin boyle yaparlar. 0 halde bir siire daha faydalanm fakat
yakinda bileceksiniz.
56. Bir de kendilerine nztk olarak verdiklerimizden, bilme·
dikleri §eylere pay ayinyorlar. Allah'a yemin olsun ki siz, ifti·
ra etmekte oldugunuz §eylerden mutlaka sorulacaks1mz.
57. Onlar, §ant yiice Allah 'a kizlan mal ediyorlar da, kendi-
lerine ho§landtklarini aliyorlar.
58. Onlardan birine kiz miljdelendigi zaman, ifi ofteyle do·
larak yllzii kapkara kesilir.
mek i~in boyle yaparlar.» Allah'tan ba§kas1na ibadet ederler. «0 halde bir
sure daha faydalan1n ... >> <;ok az bir stire dtinyada ya§ay1n ve nimetlerinden
biraz daha faydalan1n. Bu bir tehdittir. «Fakat yakmda» durumunuzun aki-
betini ve i.izerinize inecek olan azab1 «bileceksiniz.»
56. Mekke kafirleri, «bir de kendilerine nz1k olarak ve~diklerimiz
den,» ekinlerden, hayvanlardan ve bunlann d1§1ndakiterden «bilmedikleri
§eylere» yani putlarma «pay ay1riyorlar.» Mekke kafirleri, taptlklan putlann
hakikatini bilmiyorlar. Aksine bu putlann fayda ve zarar verecegine ve Allah
katinda §efaat edecegine inamyorlar.
«Allah'a yemin olsun ki siz, iftira etmekte oldugunuz» dtinyada, on-
lann ilfill olduguna inand1g1n1z ve kendilerinden medet umdugunuz Ǥeyler-
den mutlaka sorulacaksm1z.» Bu soru onlan k1namak ve korkutmak i~in
olacaktir.
57. «Onlar, §an1 yiice», soyledikleri §eylerden uzak ve mtinezzeh olan
«Allah'a k1zlar1 ma.I ediyorlar da,» bunlar Huzaa ve Kinane kabileleri olup
"melekler Allah'1n klzlandir" diyorlardI. «Kendilerine ho§land1klar101», <;o-
cuklardan erkek olanlan se<;ip «ahyorlar .»
Sonra ytice Allah, onlann k1zlara kaf§I tak1ndlklan koti.i tavirlan tasvir
ederek §oyle buyunnu§tur:
58. «Onlardan birine kiz miijdelendigi zaman,» bir k1z ~ocugunun ol-
dugu haber verildiginde «i~i ofkeyle dolarak yiizii kapkara kesilir.» Yi.izti,
tiztinti.istinden ve sinirinden simsiyah olur. K1z 9ocugu dogurdugu i<;in ham-
m1na klzar.
Ayet: 56-59 NAHL SO RESJ I 16 463
diledigine di§iler, diledigine de erkekler verir." (~fua: 49) Burada once k1z
~ocugu zikredilmi~tir. Yine bir Hadis-i ~erifte: "Kime kiz ~·ocuklan verilerek
denenir de onlara iyi bakarsa kendisi i~in cehennem ate§inden koruyan per-
de olurlar. "<8)
«Ecelleri» takdir edilen siire «geldigi zaman da onlar ne bir saat geri
kalabilirler,» yani o ecelden kurtulamazlar, «De de ileri ge~ebilirler.» Geri
kalmad1klan gibi ileiiye de gidemezler. Burada saatten maksat, en kisa zaman
birimidir. .'
7- Hadisi ibn Asakir rivayet etmi§tir. Oradaki rivayette "benat" yerine "Onsa" kelimesi ger;mek-
tedir. MUteaddid §ekillerde rivayet edilmi§tir. Bkz. el-Fethu'J-Kebfr, 3/141.
8- Buhari, Muslim, Tirmizl Hz. Ai~e'den rivayet etmi~lcrdir. Hadisin ba§ tarafmda Hz. Ai~c:
"Yamma beraberinde iki k1z r;ocugu olan bir kadm girdi..." demi§tir. Bkz. Camiu'/-
Usu/, 1/41 l.
Ayet: 60-63 NAHL SO HESl/ 16 465
64. «Biz bu kitab1,>> yani Kur'an'1 <<Sana ancak, hakk1nda ihtilafa dii§-
tiikleri» Allah'1n birligi, filtiret, helal ve haram konulanndaki «§eyleri onla-
ra» yani insanlara «a~1klaman ve iman eden bir topluma hidayet ve rah-
met olmas1», sap1khktan hidayete ve azaptan rahmete ula~t.J.nnasi «i~in indir-
dik.» Burada Kur' an'1n mli'minler i9in hid ayet ve rahmet oldugu belirtilmi§tir.
<;unkil bundan astl faydalananlar mti'minlerdir.
olur. Onunla am.el eden mukafatland1.nltr, insanlan ona davet eden dogru
yo la girer ve hidayet bulur.<9)
65. «Allah, gokten» bulutlara ve oradan da yer ytiztine «bir su», yag-
mur «indirdi ve onunla yer yiiziinii», yani yagmur vas1tas1yla yer yiiztinde
her ttirli.i bitkileri 91kararak «oliimiinden,» yani kurulugundan «sonra dirilt-
ti.» Yerytizti kupkuru hale gelclikten sonra yagmur vas1tas1yla enva-1 9e~it bit-
kiler bitirdi. «Siiphesiz bunda,» gokten suyun inmesi ve yer ytiztini.in oldtik-
ten sonra dirilmesinde tefekktir ve ogtit almak amac1yla «dinleyen toplum
i~in bir ibret vard1r.» Allah'1n birligine, kudretine ve hikmetine i§aret vard1r.
Oysa putlann ve ba~ka varhklann hi~bir §eye gtiyleri yetmez. Ayette ogtit al-
mak i9in dinlemeyen kimse, sanki bir §ey i§itmeyen sagir gibi kabul edilmi§-
tir.
9- Hadisi Ti rmiii, h!dltilU'l-Kur'an b61Um0ncie tahric etmi~tir . Aynca Oarimi de rivayet etmi~
tir. Rkz .Cami11'/ ll.\'fl/, 8/462.
468 RUHU'L-BEYAN Ciiz: 14
Ayet: 67 NAHL S0RESI/ 16 469
69. «Sonra her ~e§it meyvelerden ye de,» arzu ettigin §ekilde tatlis1n-
dan, ek§isinden, ac1smdan tiim meyvelerden ye. Burada meyveler genel ola-
rak ifade edilmi§tir. Ancak adetle tahsis edilebilir. Kovan1ndan uzakta bulu-
nan meyvelerden, 9icreklerden yedigin zan1an «Rabbinin (senin i~in) kolay-
la§t1rd1g1 yollar1nda yiirii!'» Daglarda ve agac;larin alt1nda Rabbinin sana il-
ham ettigi ve ogrettigi yoldan yuvana don. Qer~ekten ann1n etrafmdaki yerler
kurursa g1da almak ivin ba§ka yerlere gider ve uzak yerlerdeki meyvelerden
yer ve daha sonra hi9bir yere sapmadan tekrar evine doner ve bu giizergfilllart
kendine yol yapar.
Mes'ud ve ibn Omer (r.a.) geneUikle yanlanndan bah hi<; eksik etmezlerdi.
Bir adam1n Hz. Peygamber'in yan1na gelerek §oyle soyledigi rivayet
edilmektedir. "Karde§im karn1ndan rahatsrzdir." Hz. Peygamber de (s.a.v.)
cevaben: "Ona bal i~ir" dedi. 0 adam da gidip karde§ine bal i~irdi. Ancak
karde§i daha da kotti olunca, o da Hz. Peygamber'e gelip: "i~irdim, ancak da-
ha kotti oldu" deyince Hz. Peygamber (s.a.v.): "Git ona bal ifir" dedi. Adam
tekrar karde§inin yanrna gidip bal i9irdi. Ancak bu sefer karde§inin karn1 daha
fazla agrnnaya ba§lad1 ve adam tekrar ko§arak Hz. Peygainber'e geldi ve: "Ey
Allah'rn Rasulti! i9irdim, ancak daha da kotti oldu" deyince Hz. Peygamber:
"Git ona yine bal i~ir. Allah dogru soylemi§tir. Karde§inin karni yalancrdir,"
buyurdu. Adam gitti tekrar bal i~irdi ve Allah ona §ifa verdi. <10>
«Elbette bunda», annm bahnda «dii~iinen toplum i~in bir ibret var-
d1r.>> An, §U kti<;ilk vticudu ve zay1fhg1 ile kendi kendine bal meydana getire-
mez. Bunun ancak bir yaratic1 taraf1ndan meydana geldigini ve bu ozelligi ile
ar1y1, diger bocek ve ha§eratl dii§ilniirler, Allah'1n yarat1c1 ve tek oldugunu,
her ~eye gticii yettigini ve benzeri olmad1g1n1 kabul edip bundan ibret ahrlar.
i§te bunda Rabbin kudretine, yticeligine ve btiyilkltigline i§aret eden kesin ve
a~Ik deliller vardtr.
70. ilim ve kudretiyle her §eyi ku§atan «Allah sizi yaratma~tar, sonra
sizi vefat ettirecektir.» Yani ~ocuk, gen~ ve ihtiyar halde iken Allah onlarm
ruhlar1n1 ahr. Bu durumda en genciniz, onu ertelemeye gii~ yetiremedigi gibi,
Ya§lrn1z da bunu one alamaz. Kiminiz gen~ ve kuvvetli zaman1nda ollir.
«Daha once bilgili iken hi~bir §eyi bilmez hale gelsin diye» oli.imiln-
den once «sizden baz1 kimseler omriin en kotii ~ag1na kadar ya~atdacak
t1r.» Y ani akhnm, kuvvetinin ve anlama kapasitesinin eksilip, btinyesinin za-
y1flayacag1 ve ~ocukluk ytllar1ndaki haline donli§tinceye kadar ya§atllacak.
Buda ~ok ya§lan1p bunakhk doneminin ba§lad1g1 zamandrr. Bu durumun ise
belli bir ya§I yoktur. Bazen altmt§ ya§inda bile bu duruma girilebilir. Bunun
yan1nda bir de bakars1n ki adam yilz ya§1n1 ge~mi§tir ama hala akh ve s1hhati
yerindedir. «~iiphesiz Allah bilendir .» Omriini.iztin ne kadar ve nastl tak:dir
edildigini ~ok iyi bilen O'dur. «Kadirdir.» Her §eye gticil yeter. Genci oldii-
rebilen, ya§b ve ihtiyan ya§atabilen O'dur.
lO- Buharl Sahih'indc, karm agnyan kimsenin karde~inin, durumu Rasfilullah'a bildinnesiyle il-
gili ktssada rivfiyct ctmi~tir.
472 ROHU'L-BEYAN Cuz: 14
Bu ayette insanlann ecellerinin farklt olu§unun ancak her §eye gticii ye-
ten ve haktm olan Allah'1n elindc olduguna dair ikaz ve uyan vardir. AJlah,
her insanm bilnyesini ve mizacm1 belirli bir kader <;izgisi tizere ayarlay1p dil-
zene koymu§tur. Eger bunlar, insanlann tabiatlanndan kaynaklansayd1 onla-
nn karakterleri bu derece f arkh olmazdi.
71. «Allah, nz1kta kiminizi kiminizden iistiin klld1.» Yilce ve tek olan
Allah, sizleri degi§ik durumlarda yaratti. Kiminiz fakir, kiminiz ise zengindir.
Kiminiz i§veren, kiminiz i§<;isiniz. R1zlk ise, Allah'1n canldara yiyecek ve i<;e-
cek olarak vermi§ oldugu §eylerdir.
n1z olsun diye kadtnlan yaratti. «E§lerinizden de sizin i~in ogullar ve torun-
lar yaratt1.» Sizin hizmetinizde olacak, size itaat edecek ve size yarchmc1
olacak <;ocuklar ve de onlann <;ocuklanm yaratt1. «Ve sizi» bal ve benzeri
«temiz g1dalarla nz1kland1rdt.» Zira as1l temiz ve lezzetli g1dalar cennette-
dir. Dtinyada ise size bu g1dalardan sadece omekler verilmi~tir.
«Onlar hala batda inan1p» §an, §ohret ve yticelik bak1m1ndan bu kadar
btiytik olan Allah'a inanmay1p bat1la m1 inamyorlar? Buda putlann kendileri-
ne fayda verdigine, bah!ra ve benzerlerinin (bu terimler i~in bkz. Mfilde: 103)
kendilerine haram olduguna inanmalandir. «Allah' 10 nimetine nankorliik
mii ediyorlar?>> Onlar nimetlerin putlara ait oldugunu soyltiyorlar. Bat1ldan
kas1t putlar ve Allah'a ortak ko~maya gottiren her §eydir. Allah'1n nimeti ise
islfu:n, Kur'an ve ondaki blitiln htikiimlerdir.
75. «Allah §U ornegi verdi:» Buradaki "ornek" (darb-1 mesel), bir du-
rumun bir ba§ka du1U1na ve bir olay1n bir ba§ka olaya benzetilmesidir. Y ani
Allah, ~irk ko§tuklan §eylerle kendisi aras1ndaki durumun farkhllg1n1 anla-
malan ic;in onlara §U hatirlatmay1 yaptI:
«Hi~bir ~eye giicii .Yetmeyen ve ba~kas1n1n mah olan bir kole ile,
kendisine» ytice katim1zdan «giizel» helal ve ho§ veya insanlarca gilzel gorti-
nen ve begenilen « · z1k verdigimiz ve bu r1zlktan gizli ve a~1k olarak
harcayan» htir «bir kims hi~ e§it olur mu?» Bu ikisi konum, gilv ve kud-
ret bak1m1ndan e§it degildir.
76. «Allah, §U iki ki~iyi de>> ~ok a~1k bir §ekilde «ornek verdi: Onlar-
dan bjri dilsizdir.» Konu§a1naz durumda dilsiz olarak dogmu§tur. Anlay1§1-
n1n kit, kapasitesinin ~lmas1ndan dolay1 bir ~ey yapamaz, «hi.~bir §ey be-
ceremez ve efendisinin us ··ne bir yiiktiir.» Efendisi «onu nereye gonderse
bir hayir getirmez.» Gittigi rden herhangi bir faydah ~ey yaparak donmez.
«~imdi bu,» yukanda ozelli ri anlatilan adam «dogru yolda yiiriiyerek».
ay1k ve belirgin dosdogru bir yol takip ederek «adaleti emreden kimse He
e~it olur mu?» Yani gtizel konu~an, her i§ini yapabilen ve insanlan, bilttin
guzelliklerin kaynag1 olan adalete te§vik eden kimse daha once ozellikleri
zikredilen ki~i ile ayn1 olur mu?
77. «Goklerin ve yerin gaybt», bunlarda insanlann bihnedikleri §eyler
«Allah'a aittir.» Ba~kas1na degil yalmzca Allah'a hastJr. «K1yamet saatinin
durumu,» burada ge9en "saat" keli1nesi , kiyametin kopacag1 vakit i~in kul-
lamlan isimdir. Yani geli~ h1z1 bak11n1ndan insanlarca bilinmeyen k1ya1netin
Ayet : 76-7H NAHL SORESI / 16 477
'
kopmas1 «goz a~1p kapama gibi» k1sa bir stire «ya da daha yak1nd1r.» Ki-
yametin vuku bulacag1 zaman anlatilandan 9ok daha basit ve c;ok daha kisa
bir zaman ic;erisinde, goz a9IP kapamadan da bilinen en k1sa zaman oldugu
ic;in bu omek verilmi§tir. «~iiphesiz Allah, her §eye kadirdir.» Onun, klya-
meti koparmaya ve insanlan yeniden diriltmeye de gticti yeter.
Enes b. Malik (r.a.)'dan: Bir adam Hz. Peygamber'e gelerek: "K1yamet
ne zaman kopacak?" diye sordu. Hz. Peygamber bu soruya cevap olarak:
"Onun i(;in ne haz1rlad1n" buyurdu. Adam "Hic;bir §ey, sadece Allah'1 ve
onun Rasfiltinti seviyorum onun ic;in sordum" dedi. Hz. Peygamber de bunun
tizerine: "Sen sevdiklerinle beraber olacakszn"<11> demi§tir.
78. «Siz,» dtinya ve filiiret konusunda «hi~bir §ey bilmezken, Allah si-
zi analar1n1z1n karn1ndan ~1kard1.» Bu nimetlere «~i.ikredesiniz diye ku-
laklar, gozler ve kalpler verdi.» Ayette once kulaklar zikredilmi~tir. Bunun
sebebi vahiy kulaklar vas1tas1 ile ahnd1g1 ic;in, ya da kulaklar1n idraki, goztin
idrakinden daha once oldugu i9indir. Nitekim c;ocuk dtinyaya geldigi zaman
goztintin a91lmas1, kulaklar1nm ac;1lmas1ndan daha sonra olur. Allah size bu
organlar1 verdi ki onlarla ilim ve marifet elde edersiniz, e~ya hakk1nda bilgi
sahibi olursunuz, inceliklerini anlarsm1z, ozelliklerini kavrars1n1z. Boylece si-
zin ic;in delile gerek olmayacak §ekilde bilgi hasd olur, bu yolla ilim elde et-
mi§ olursunuz.
Goz, kulak ve kalpler i9in §i.ikretmeye gelince, bunun yolu da bu organ-
lar nic;in yarattld1ysa o yonde kullanmakla olur. Mesela kulaklarla Allah'1n
keiam1n1 ve Rasultillah'm hadislerini dinlemek, gozlerle Allah'm ayetlerine
bakmak, kalplerle de bu bakilan §eylerden Allah'm varhg1na birligine, kudre-
tine, ilmine deli! getirmek gibi. Kim bu organlar1 yaratild1g1 §eyin d1§1nda
kullan1rsa Allah'm bu ytice nimetlerine nankorltik etmi§ ve emanete hiyanette
bulunmu§ olur.
79. Yerden fazla uzak olmayan «gogi.in bo§lugunda O'nun emrine bo-
yun egdirilmi§ olan ku§lara», Allah'1n kudretine delil getirmek i~in «bak-
madtlar m1?» Allah, ku§larm uc;mas1n1 saglayacak ·kanaOar yaratm1§tlr. As-
lmda ku§, bir cisim olduguna gore yere dli§mesi gerekir. Allah onlann u~ma
s1m kolayla§ttnn1§tlr. «Onlar1 (orada),>> havada, yere dii§mekten geni§ kud-
11 ·· Hadisi Bulrnri. Mllslirn, EbG Dav ud ve Tirmiz.i rivayet etmi§lcrdir. Hadis in sonunda Hz.
Enes (r.a.): " Pcy~amhcrimi zin bu hadisi kadar beni rahatlat1p sevindiren ba§ka bir §ey ol-
mam1~1tr." tlC'llli~tir. Bkz. Ctlmiu'l-Ustil, ilmu '/.J.~'si'r. 6/556.
478 RUHU'L-BEVAN Ciiz: 14
reti ve plfuu ile «Allah'tan ba§ka kimse tutamaz.» c;unkti onlann cisimleri-
nin agrrhg1 ve havan1n hafif olu§U dti§melerini gerektirir. Ku§ i9in hava, de-
nizde yiizen i9in su gibidir. Yiizen kimse kollann1 a9IP kapayarak, cismi agrr
olmas1na ve suyun s1v1 olmasma ragmen suya batmaz. «Ku§kusuz bunda,»
ku§lara uc;man1n kolayla§tlnltnas1nda «inanan bir toplum i~in ibretler var-
d1r.» Aslmda herkes ic;in ibretler vardrr, ama, gerc;ek manada bundan inanan-
lar yararland1g1 i9in onlar zikredilmi§tir.
80. «Allah size, evlerinizi bir huzur ve stikun yeri yaph.» Ta§lardan
ve c;amurdan yapt1gm1z binalar1n1z1 sizin ic;in huzur ve rahat bulacagm1z, ika-
metinizde oturacag1n1z yerler yaptl «Ve hayvanlann derilerinden, gerek go~
ettiginizde», sefer ve yolculuk zamanm1zda «ve gerekse» bir yere inip orada
«konaklad1g1n1zda sizin i~in» bir yerden bir yere «ta§1nmas1 kolay» olan
hafif agrrhkta «evler yaptI.» Bu evlerden, bir yerde ikamet etmeye karar ver-
diginizde ic;erisinde ikamet edeceginiz c;adrr, kubbe §eklindeki otaglar, ktl ve-
ya ke~eden yap1lmt§ c;adirlar kasdedilmektedir.
«Hayvanlarin yunlerinden, yapagllar1ndan ve k11lar1ndan» yani ko-
yunun ytinlerinden, devenin yapagilar1ndan ve ke~inin k1llarmdan «bir siire-
ye kadar faydalanacag1n1z» sert ve katl :o lduklanndan dolay1 uzun bir stire-
ye kadar dayan1kh olan elbise gibi giyile~ ve kilim gibi yere serilen «bir ev
e~yas1 ve kendisi ile faydalanilan bir ge~imlik yaptl.»
Ayet: 80-81 NAHL SORESl/l 6 479
81. «Allah, yaratbklanndan sizin i~in golgelen~_, Jmlut, agav, dag gibi
golgelendiginiz ve s1caktan korundugunuz §eyler «yaptt.» Hicaz son derece
s1cak oldugu ivin Allah onlara bu nimetinin degerini hatirlatm1§tlr. «Sizin i~in
daglarda bar1naklar» iyerisinde iskan ettiginiz 1nagaralar, s1g1naklar ve yol-
lar «yarath ve sizi s1caktan» ve soguktan «koruyacak» elbise olarak giyilen
tilm e§yalar, pamuktan, ketenden, yi.inden ve benzeri maddelerden yaptlan
«elbiseler ve sava§ta sizi» yaralaruna, darbe ve sakatlanmadan «koruyacak
z1rhlar yaratt1.» Zuh1 ilk yapan Hz. Davud (a.s.) olmu§tur.
«i§te boylece Allah... >> verdigi bu nimetlerle «Miisliiman olman1z i~in
iizerinize nimetini tamamhyor.» islamtn ve Mtisltiman olman1n buradaki
anlam1 teslim ohnaktir. Yani Allah'1n size vermi§ oldugu gizli ve a§ikar olan
nimetlerinin idraki iyerisinde teslimiyet gostererek nimet verenin hakklru ka-
bul edip O'nun e§i, benzeri olmad1g1na ve tek olduguna inarunan1z iyin ey Ku-
rey§ halkI! Allah sizin tizerinize nimetini tamamhyor.
\
82. «Yine de» isHimdan «yiiz ~evirirlerse,» kendile1ine teblig edilen
a<;tk delilleri, ogtit ve nasihatlann1 kabul etmezlerse «Sana dii§en ancak a~tk
bir tebligden ibarettir .» Serrin her hangi bir kusurun yoktur. <;tinkil senin
vazifen acr1k olarak onl· ra teblig etmektir ve sen de bunu, lizerine dil§enden
fazlas1 ile yapun.
83. «Onlar,» yani m· §riklerden baztlan «Allah'1n nimetini» bu sfirede
zikredilen say1s1z nime rin Allah'tan oldugunu «bilirler ,» itiraf ederler.
«Sonra da onu» nimet vennekten uzak olan §eylere k:ulluk yaparak fiilleriyle
«inkar ederler. <;iinkii onlar1n ~ogu kafirdir.>> Kalpleriyle inkar ederler,
amlan §eyleri itiraf etmezler.
84. <<lier iimmetten» onlann iman, itaat, isyan ve kilfurleri tizerine ta-
mkl1k yapacak «bir §ahit», bir peygamber «gonderecegimiz giin» -ki bu, k1-
ya1net gtinlidlir.- «arhk ne kafir olanlara izin verilir.» Allah'tan ozlir dile-
melerine izin verilmez. <;tinkli onlann mazeretleri yoktur. «Ne de onlardan
rtza dilemeleri istenir.» Yani onlara "Rabbinizi raz1 ediniz" denilmez ve on-
lardan nzay1 gerektirecek bir §ey de istemnez. <;Unkti Allah'1n nzas1m kazan-
Ayet: 81 -87 NAHL S0RES1/ 16 481
"
mak, iman ve salih amelJe olur. Ahiret ise mtikellefiyet ve amel i§leme yeri
degil, bu dtinyada yap1lan amellerin kar§1hg1n1n ahnacag1 yerdir. Dlinya ise
ahiretin tarlas1dir.
85. «0 zulmedenler, azab1 gordiiklerinde» Kafirlere yaptiklanndan
dolay1 cezalan gosterildiginde -ki o da cehennem azab1dir- bag1rarak yaratI-
c1dan azaplanru hafifletmesini isterler. <<Artlk onlardan» lay1k olduklan ve
iyinde bulunduklan «azap hafifletilmez. Onlara siire de verilmez..» istira-
hat etmeleri iyin onlara zaman da tarunmaz.
86. «Ortak ko§anlar, ortaklarin1,» mti§rikler, tap1nd1klan putlan «gor-
diikl erinde derler ki: 'Rabbimiz! i§te bunlar, seni b1rak1p da tapm1§ ol-
dugumuz», sana ortak ko§tugumuz, seni brrak1p ibadet ettigimiz «ortaklan-
m1zd1r. '» Bu durum onlann yapt1klanrun yanh§ oldugunu kabul edip itiraf et-
melerinin ifadesidir. «Onlar», yani ortak ko§tuklan «da bunlara:» Allah'tn
onlara verdigi konu§ma yetenegi sayesinde kafirlere: Ey mti§rikler «'siz mut-
laka» iddia ettiginiz konuda «yalancllars1n1z.'» Biz Allahm ortaklan degiliz
ve bize ibadet etmenizi de emretmedik «diye laf atarlar.»
87. «0 giin Allah'a teslim bayrag1n1 ~ekerler.» Diinya'da Allah'a ka~1
gosterdikleri kibirden sonra O'nun htikmtine ve idaresine boyun egerler «ve
uydurmakta olduklart §eyler ,>> Allah'a ortak ko§tuklan, yardtmlann1 ve §e-
faatlerini bekledikleri putlan «onlardan kaybolup giderler .»
482 ' Ci.iz:14
Bir kediyi hapseden ve oltinceye kadar ona yemek vermeyen bir kadmm
azap gordtigti, susayan bir kopege ayakkab1s1yla su veren bir kad1run da Al-
lah'm rahmetine kavu§tugu ve bag1§land1g1 rivayet edilmi§tir.
«Akrabaya vermeyi emreder .» Akraba, yak1nlar anlammdadu. Yani
ihtiyac1 olan yakmlara yard1m etmeyi ve hayir duada bulunmay1 emreder. As-
hnda bu da ihsan kapsarrundadir. Burada akrabaya yard1m edilmesinin aynca
zikredilmesi, s1la-i rahimin onemini ortaya koymak ve faziletinin tistiinltigti
konusunda uyar1da bulunmak i9indir. S1la-i rahim, ister mahrem isterse gayn
mahrem olsun, ister varis, isterse, day1, teyze 9ocuklar1yla digerleri gibi varis
olmayanlar olsun, bilttin yakmbklar i9in geneldir. Sila-i Rahimi terketmek Al-
lah'm sevmedigi §ey lerden oldugu i\:in, haramdlf ve ayn1 zamanda rahmet
meleklerinin gelmemesine sebep olur. Akrabalarla ili§kileri devam ettirmek
ise vaciptir ve nzkm artmas1na, omrtin uzamasma vesile olur. Bu gorevin en
basit olarak yerine getirilmesi ise, selam vermek ya da selam gondermekle
yap1hr.
«Cirkin i~leri,» yalan soylemek, iftira etmek, §eriau kii\:ilmsemek, zina,
livata ve bunlara benzer giinah i§lemek, ~irkin davran1§larda bulunmak, «ko-
tiiliik»; saf ve temiz bir kalbin ve nefsin ho§una gitmeyen ve tasvip gormeyen
§eyleri «Ve azg1nhg1» di.i§manhk, zultim, insanlara kar§1 btiytikltik taslamak,
12- Hadisi Muslim ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmi§tir. Devam1 §(}yledir: "Oldurdiigiiuiiz za-
ma11 gii:.C'I ij/diiriJ11 l't' lwyl•um hogaz/adiguuz :.aman guzel hogazlaym. Sizden hiri hu i~i
yaparkt•11 l11r".~"" l1i/r.\·in , kt•sti~i hayvana eziyet vermt.>si11." Bkz. el-F<!thu'l-K ehfr, I /341.
484 RUHU ' L~BEYAN ' Ciiz: 14
93. «Allah dileseydi, sizi tek bir ummet yapard1.» Hepinizi islam uze-
rinde birle~tirirdi. «Fakat>> hikmete uygun olmad1g1 ivin bunu dilemedi. «0,
diledigini saphnr .» Saptuacag1 ki~inin i<;erisinde sap1khg1 vareder. 0 da
cuz-i iradesiyle bu sap1khga batar ve oyle hareket eder. «Diledigini de dogru
yola iletir.» Ctiz'l iradesini bu yolda kullan1p hidayete yonelenleri hidayete
erdirir. <:;unkti hidayet ile sap1kltk insan1n se9imine btrakI11n1§ iki unsurdur.
«Ve» yemin olsun ki «siz mutlaka yaphg1n1z i§lerden» k1yamet gtinlinde
vefa, ahdi bozmak ve dig er buttin yapt1klann1zdan «sorumlu tutulacaks1-
n1z.»
95. «Allah 11n ahdini az bir kar§1bga degi§meyin.» Allah'a olan ahid
ve Rasfililne biattn1z1 ucuz §eylere degi§meyin ve sozilntizden doruneyin. Ku-
rey§ kafirleri, Mtisltimanlann zay1flanru dinden uzakla~tJ.nnaya vah§arak bu-
nun ivin kendilerine dtinyallk vadediyorlardI.
«Eger anlayan kimseler iseniz, §liphesiz Allah katinda olan,» dtinya-
da izzet, §eref ve galibiyet; ahirette ise sevap ve miikafat «sizin i~in daha ha-
y1rhd1r .» inanmayanlann size vaadettikleri ~eylerden daha hay1rh ve daha
iyidir.
488 RUHU'L-l:HtYAN , Ciiz:l4
96. «Sizin yan1n1zda bulunan» dtinyaya ait ~eyler, 9ok olsa bile «ti.ike-
nir,» eksilip yok olur. «Allah kahnda bulunan» 9e~it <;e~it rahmet ttirleri
«ise kahc1dtr.» Bitip ttikenmezler. «Biz sabredenlerin», mti~ riklerin eziyet-
lerine ve islfun ic;in 91kard1klan zorluklara vefa gostermelerinden ve fakirlige
kar§I sabretmelerinden dolay1 «kar§th~n1, yapbklarin1n en giizeliyle veri-
riz.» Nitekim Allah salih kullanna oyle §eyler haz1rlam1~ttr ki, bunlan ne bir
gUz gonnti~, ne bir kulak i§itmi~ ve ne de birinin akl1ndan ge9mi§tir.
Ayet: 96-99 NAHL S0RES1/ 16 489
97. «Erkek veya kad1n,» yani iyi davran1§larda bulunan kimse erkek
olsun, kad1n olsun «kim mii'min olarak iyi bir i~ yaparsa,» salih amel i§ler-
se ... Salih amelden tnaksat, riya ve gosteri§ten uzak, Allah'1n nzas1 gozetile-
rek yap1lan amel demektir. Ayette "mu'min olarak" kayd1 getirilmi§tir. <;un-
ki.i kafirlerin amellerine itibar edilmez, onlar iyi amellerinden dolay1 sevap el-
de edemezler. «Onu mutlaka» di.inyada «<giizel bir hayat ile ya~ahriz.»
<;unkii eger zengin ise zaten bellidir. Yok eger zorluk ve s1ktnti i9erisinde ya-
§tyorsa kanaat sahibi olur, kendisine verilen nzka raz1 olur, boylece ya§ayt§I
yine gi.izel olur. Bunun yan1srra filtirette de bliyilk sevaplar kazanacag1n1 bilir.
Orm;lunun geceleyin kavu§acag1 nimetleri dii§i.inerek giindiiztiniin ~ok gi.izel
olmas1 gibi. Facir (giinahkar) kimsenin durumu ise boyle degildir. Fakir ise
zaten durumu bellidir. Yok §ayet zengin ise mahn1n tiikenecegini dti§iinerek
hayah zehir olur, bu durumda hissettigi korkudan otiirli de hayat1ndan zevk
alamaz. «Ve onlartn miikafatlarin1 yaphklarin1n en giizeliyle veririz.>>
Ahirette onlara ozel bir mtikafat verecegiz. Y aptiklan ve i§ledikleri salih
amellerden dolay1 onlan mtikafatlandrracag1z.
imam Ahmed b. Hanbel (r.a.)'in dostlanndan biri §Oyle anlatmt§tlr: Ah-
med b. Hanbel oldtikten sonra kendisini riiyamda gururlu ve c;ahmh bir §ekil-
de yiirtirken gordiim ve "Ey karde§ini bu ne yilrtiyii§tilr" diye sordum. 0 da:
"Cennettekilerin ytiriiyti§iidiir bu," dedi. Ben de: "Allah senin ic;in ne yapt1?"
dedim. "Allah beni affetti ve altmdan iki papuc; giydirdi ve: 'Bu senin,
Kur'an'1n Allah'1n keiam1 oldugunu ve yaratilmad1g1n1 soylemenden dolay1
mtikafatmdir,' buyurdu ve daha sonra da: 'Kalk ya Ahmet cennet'e istedigin
§ekilde gir' dedi. Cennete girince bir de baktim ki Siifyan el-Sevri (Allah ona
rahmet etsin) iki ye§il kanadi ile bir hurma agacmdan digerine uc;arak §U ayeti
okuyor: 'Bize vaadettiklerini dogrulayan ve yeryuzunii bize miras kllan Al-
lah'a hamd olsun. Cennette istedigimiz yerde oturabiliriz. <;alt§anlar ifin ve-
rilen miikafat ne giizel nimettir.' (Ztimer: 74)"
98. «Kur'an'1 okudugun zaman, (once) o kovulmu~» iyilikten uzak-
la§tinlm1§, ta§lanm1§ ve lanetlenmi§ «~eytandan», yani onun vesveselerinden
ve ozellikle de Kur'an okurken seni §a§irtmas1ndan «Allah'a s1g1n.» O'ndan
seni korumas1111 ve sana yard1m etmesini iste.
99. «Ger~ek §U ki, onun» yani §eytan1n «iman edenler ve yahuz Rab-
lerine tevekktil edenler» yani kendisine iman eden Allah'1n sevgili kullan ve
O'na tevekktil edip gilvenen kullar «tizerinde hi~bir hakimiyeti», otorite ve
490 ROHU'L-BEVAN 'COz: 14
>'
101. Biz bir ayetin yerine ba§ka bir ayet getirdigimiz zaman,
-kiAllah neyi indirecegini fOk iyi bilir.· Onlar: "Sen ancak if·
tiracisin" derler. Hayir, onlartn. fOgu bllemezler.
102. De ki: "Onu Ruhzt'l-Kudiis iman edenlere sebat ver·
mek, MiislUmanlari dogru yola iletmek ve onlara mujde ver-
mek if in Rabbin katindan Jiak ola.rak indirdi.
103. $iiphesiz Biz onlarrn: "Onu bir insan ogretiyor'' de-
diklerin.i biliyoruz. Saparak kendisine nispet ettikleri §ahsin
dili yabanc1d1r. H albuki bu apafik Arapfadir.
J04. Al'lali •,,,, tiyetlerine inanmayanbra geince, ku§kusuz Al-
lah "nt1rr dogr11 yola iletmez. Onhr if in actkb /i.r azap vardir.
492 ROHU'L-BEYAN Ciiz:l4
101. «Biz bir ayetin yerine ba§ka bir ayet getirdigimiz zaman,»
Kur'an'1n terciiman1 ibn Abbas (r.a.) §Oyle demi§tir: ''Rasulullab
·--·-...
(s.a v .) iye-
risinde §iddet olan bir ayet indiginde, onu insanlara soyler ve onlar da onun-
la Allah ne emrettiyse oyle amel ederlerdi. Dolay1s1yla bu, onlar i9in zor
olurdu ve Allah da bu zorlugu, kendisinden rahmet olarak kald1np onun ye-
rine uyulmas1 daha kolay olan bir ayet indirirdi. Kurey§ kafirleri de onlara:
"Muha1nmed (s.a.v.) arkada§lanyla dalga ge9iyor, bugi.in bir §ey emrediyor,
yann da aym §eyi onlara yasakhyor, ve onlara daha kolay olan1 getiriyor. 0,
ancak iftiraclfiln biri olup soylediklerini kendiliginden soylilyor," dediler.
Buna gore ayetinmanas1: "Kur'.an'da bir ayetin yerine ba~a bir ayet indirdi-
gimiz, oncekini iptal edip daha sonra gonderdigimizi yi.iri.irltige soktugumuz
zaman ... " §eklinde olur. «-Ki Allah neyi indirecegini ~ok iyi bilir.-»
Kafirlerin soylediklerine, yaptlklanna cevap ve tehdit olarak soylenmi§ bu
ctimlede onlann gori.i§lerinin bozukluguna dikkat 9ekilmektedir. Allah, daha
once ve dab.a sonra indirdiklerini en iyi biJendir. Htikilmlerden veya yasa-
lardan hangisinin daha faydah oldugunu vehangi §eyin ne zaman faydalJ.
olacag1m veya ne zaman faydalt olmayacag.im en iyi bilen O'dur. Zira her-
hangi bir §eY belli bir zamanda faydah olurken ba§ka bir zaman diliminde
faydah olmayabilir. Dolay iyle onu iptal eder ve yerine kullanna daha fay-
dah htikilmler indirir.
«Onlar: 'Sen ancak · tirac1s1n' derler.» Yani kafirler, Allah ad!na
kendinden laflar tiretiyors derler. «Hayir onlarin ~ogu» Allah'm birvok §e-
yi kullanrun f aydas1 i<;in emretmi§ oldugunu «bilmezler .»
102. Onlara cevap olarak «de ki: 'Onu» Kur'an'1 «Ruhu'l-Kudiis» ,
be§eri kotilltik ve pisliklerden anrun1§ olan te1niz mukaddes ruh, yani Cebrail
(a.s.) «iman edenlere,>> Allah'm kelam1 oldugu hususunda «sebat ver-
mek...» c;unkil onlar, nesheden yeni ayeti duyduklannda onw1 kullann yaran-
na oldugunu dti§tinilrler, inan9lan saglamla~u. Kalpleri de Allah'm hik.met sa-
hibi oldugu hususunda tatminkar olurlar. Onlar Allah'1n sadece hikmetli ve
dogru §eyleri indirdigine inarup sebat ederler. «Miisliimanlan dogru yola
iletmek ve onlara miijde vermek i~in,» onlan kotilltikten kurtannak ve sa-
p1kllktan uzak tutlnak ve de Mtislilmanlan cennetle miljdelemek i9in «Rab-
Ayet: 101 - 1Oq NAHL S0RES1/16 493
106. «Kalbi imanla dolu oldugu halde dinden donmeye zorlanan ha-
ri~, kim iman ettikten sonra Allah'• inkar edip, gonliinii kafirlige a~arsa
onlann iizerine Allah'tan bir gazap ve biiyiik bir azap vard1r.» iman et-
tikten sonra ortada zorlama olmaks1z1n her kim, ibn Hatal, Tu'me, M1kyas ve
benzerleri gibi Allah'1 inkar ederse onlar iyin Allah'1n gazab1 ve btiyilk bir
azab1 vardu. Ancak Allah't inkar etmeye zorlanrr, o da inkar etmedigi takirde
can1na veya bir uzvuna zarar geleceginden korkarsa o zaman kalbi imanla
mutmain oldugu halde dili ile onlann soyledigini tekrar etmesinde bir mahzur
yoktur.
ibn Abbas §6yle demi§tir: "Bu ayet, Ammar (r.a.) i~in inmi§tir. ~oyle ki:
1
Kurey§ kafrrleri Amrnar 1, babas1 Yasir'i, annesi Siimeyye'yi yakalad1lar ve
dinlerinden dondiirmeye kalk1§ttlar. Onlar da bunu kabul etmeyince Stimey-
ye'nin iki ayag1n1, iki ayn deveye bagladllar ve kalbinden m1zrak vurarak ol-
dtirdtiler. Yasir'i de §ehit ettiler. Bu iki insan islamda ilk §ehit edilenler oldu-
lar.
Ancak Ammar'1n bedeni zay1f oldugundan i§kencelerine dayanamayarak
onlar1n istediklerini soylemek zorunda kaldi. Hz. Peygamber (s.a.v.)'i diliyle
inkar ediyor gortindti ve putlar1n1 hayirla anmak zorunda kaldt. Ashab, Hz.
Peygamber'e : ''Ya RasUlallah! Ammar kafir oldu" deyince, Hz. Peygamber
(s.a.v.): "Asla, Ammar tepeden tirnaga kadar iman ile doludur, iman onun
etine ve kanma kari§mt§tlr," buyurdu. Daha sonra Ammar, aglar bir vaziyette
Hz. Peygamber (s.a.v.)'e geldi. Hz. Peygamber (a.s.) ona: "Kalbini nas1l bu ~
luyorsun" deyince, Ammar: "Onu iman ile dolu ve mutmein goriiyorum" de-
di. Bunun iizerine Hz. Peygamber (s.a.v.): "Seni yine zorlarlarsa onlann is-
tediklerini soyle" dedi. (IJ)
13- StJ./i•r•11t't-T1fflsfr. 2/ 144; et· Tefsfr el-Kehir, er-Razi, 20/121. Aynca Bkz. Vahidi,
EsluU>ii '11-Nii :iU.
496 ROHU'L-BEYAN Ciiz: 14
110. «Sonra Rabbin ...» Katade §Oyle der: 11 Bize bildirildigine gore Al-
lah (c.c.) Mekke haljGnm;-hi~~t_ etmedik~e MtisHhnanhklanm kabul etmiye-
cegi hususundaki htikmtinti in~nce Medine halk1 , Mekke'de bulunan dostla-
nna haber gonderdiler. Bunun tizerine Hicret'e ba~lad1lar. Ard1ndan mti§rikle-
ri de kar§1lannda gortince onlarla sava§tilar. Bunlardan bazllan oldti, bazllan
da kurtuldu. B unun tizerine bu ayet nazil olmu§tur.
«Eziyet edildikten» yani dinden donmeleri, ktiftir kelimelerini soyle-
meye zorlanmalan gibi zulme ugrad1ktan, kalbleri imana yatl§ffil§ olmakla
birlikte onlann ho§nut olduklan kilfiir kelimelerini soylemek zorunda birak1l-
diktan «sonra» Daru'l-islam'a «hicret eden,» -ki, bunlar Ammar, Suhayb,
Habbab, Salim ve Bilal gibi kimselerdir.- «Ard1ndan» Allah yolunda «cihad
eden Ve>> cihadln zorluklanna kar§I <<Sabredenlerin yard1mc1s1dtr. Elbette
Rabbin biitiin bunlardan>>, hicret, cihad ve sabirdan «sonra ~ok bag1~la
yan» , kalben imanlannda sebat etmelerinden dolay1, onlan koruyan ve bag1§-
layan «Ve ~ok esirgeyendir .» Dinlerinde sebat eden kullann1, yapttldan gtizel
ve hay1rh amellerinden dolay1 cennet ile nimetlendirendir.
111. «0 giin» yani k1yamet gtini.i «herkes gelip kendi can1n1 kurtar-
maya ~ah~1r» ve mazeret beyan etmek iy(n elinden geleni yapar. Ba§kas1n1n
durumu ise onu hiy ilgilendinnez. Sadece""beni1n can1m, benim can1m" der.
Cehennem ktikredigi zaman herkes , Allah'a yak1n melekler ve peygamberler
bile hatta Halilil'r-Rahman Hz. ibrahitn (a.s.) bile dizlerinin tizerine vokerek
"Ya Rabbi canun, can1m1n kurtulmas1111 istiyorum" diye yalvanr.
«Ve» iyi olsun, kotti olsun «herkese yaptigin1n kar~bg1 eksiksiz ode-
nir. Onlara asla haks1zhk edilmez.» Mtikafatlanndan hiybir §ey eksiltilmez.
hak etmedikleri hiybir cezaya maruz kalmazlar. Gilnahlanndan dolay1 gore-
cekleri cezada bir f azlahk yap1lmaz.
112. «AJlah giiven» her ttirlti korkudan emniyet «Ve huzur i~inde olan
bir §ehri», daha once ya~amI§ insanlann koylerinden bir koy halk1mn
hikayesini «misal verir:» Bu koy, el-Keva~f'de belirtildigi lizere, Eyle'dir.
Buras1 M1su ile Yenbu aras1nda bir kasabadir. Burada soztiniln edilmesindeki
amav, buran1n halkmm Mekke halklna ve Allah'1n nimet verip de bu nimetin
kendilerini §imartt1g1 her topluma ornek gosterilmesidir. Onlar nimetin kadri-
ni bilmemi~ler, azg1nhk gostenni§ler, Allah da onlara, ni1neti yerine azabm1
venni§tir.
«0 §ehrin r1zk1 her taraftan bot bol. ..» Bu. scizii edilen ~ehir halkmm
Ayet: 1 Jo- 1 1a NAHL S0RES1/ 16 499
A<;hk, elbise ile nasll ifade edilir diye sorulursa, ~u bilinmelidir ki a<;hk-
tan insan oyle bir hale gelir ki yorgunluk, zaylfhk ve bitkinlik belirtileri elbise
gibi ortaya 91kar. Ayru §ekilde korku da a<;hga benzetilmi§tir.
115. <<Size olii hayvan1,» kesilmeyen oli.i hayvan etini yemeyi, damar-
dan akan «kant,» ancak etle kan§an bundan muaftir. Ancak bunun da y1kan-
mas1 daha iyidir. «Domuz etini ve Allah'tan ba§kas1 ad1na», putlar ad1na,
502 RUHU'L-BEYAN · COz:14
120. «Ger~ekten ibrahim Allah 'a itaat eden,» O'nun emrine uyan ve
«O'nu birleyen», btitiln dinlerden uzakla~1p hak dine sanlan «hir ummet
idi.» <;tinkti o, ancak muhtelif timmetlerde bulunabilecek tum be~eri gtizellik
ve ozelliklere sahipti. Nitekim: "Allah'm alemdeki btittin ozellikleri tek bir ki-
~ide toplamas1 Allah iyin garipsenecek bir~ey degildir," denilmi~tir.
123. «Sonra sana: 'Hakk'a uyan ibrahim'in dinine tabi ol.» Burada
"millet"den kas1t, ger<;ekte Allah'm din olarak kasdettigi isimdir. Yani islam
dininin kendisidir. Burada Allah (c.c.) tarafmdan emredilen ise; "battl dinler-
den uzak olup hak dine yonelerek tabi ol" emridir. «0 mii§riklerden degil-
di. '» Aksine, tek Allah inanc1 t3.§1yanlar1n onctisilydti, «diye vahyettik.»
Ytiksek bir seviyeye ve mertebeye sahip olman i~in bunlan vahyettik. Ayetin
"O mii§riklerden degildi" boltimii, daha once zikredilen (Nahl: 120) ayn1
ayetin tekran olmas1 hasebiyle onu teyit ederek ehemmiyetini vurgulamakta-
dir.
16- Hadisi Buharl, Mtislim ve Nesai rivayet etmi§lerdir. Bkz. Camiu'l-Usul, 9/182.
17- Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayet ettigi bu Hadis sahih olup uzun bir hadisin bir bolUmU-
dUr.
Ayet: 124 - 125l NAHL S0RESl/ 16 507
T1byan Tefsfri'nde ise; "Hz. Peygamber, amcas1 Hz. Hamza i~in 70 defa
tekbir getirmi§tir ve namaz kllmt§tlr" denmektedir.
Daha sonra oliiler defnedilip i§ler bittikten sonra bu ayet nazil olmu§-
tur."
Ancak "eger azap edecekseniz" ifadesiyle Allah (c.c.) affetmeye de te§-
vik etmektedir. «Arna sabrederseniz,» cezaland1rmay1p sabrederek affeder-
seniz «elbette o, sabredenler i~in daha hay1rhd1r.» Sabredenlere once bir
ovgii atfedilmektedir. Sabredip affederek intikam almamak daha hayrrhdrr.
127. «Sabret!» Onlardan gelen, acllara, her ttirlil eziyete ve haktan yi.iz-
9evirmeye kar§I sabret. Nitekim Rasultillah (s.a.v.)'1n yapllanlara sabn, i.im-
metinin ona tabi olmas1 ve onun yolunda gitmesi ivindir. ibn Abbas (r.a.)'a,
ta'ziye esnas1nda birisi §C>yle demi§tir. "Sabret ki biz de seninle beraber sabre-
delim." <:;unkti tabi olanlann sabn, ancak ba§ta olan ki§inin sabn ilzerine olur.
«Sabran ancak Allah'1n yard1m1 iledir.» Allah, yard1m1, inayeti ve kolaybg1
ile seni sabra muvaffak kilar.
Cafer-i Sadik §6yle demi§tir: "Allah peygamberlerine sabn emretti. Bu
sabrm en fazlas1 da Peygamberimiz (s.a.v.)'e verilmi§tir. Onun sabn Allah'm
yard1m1 ile olup kendisinden degildi. Onun i\:in Allah (c.c.): "Senin sabnn
ancak Allah'in. yardzml iledir" diye buyurmu§tur.
«Onlara iiziilme...» in1an etmiyorlar diye iimitsizlige dii§me. Bu, Ytice
Allah'm: "Kafirler toplumu i~·in sikzntzya du§me" (Maide: 68) buyrugu gibi-
dir. «Ve kurduklar1 tuzaklardan dolaya da kayg1 duyma!» Onlar1n hilele-
rinden ve sana kar~1 yaptiklan tuzaklarmdan dolay1 s1k1nt1ya dti§me.
RUHU'L~BEYAN
.
Ciiz: 14
510
"
Ayette ashnda "s1lanti ic;erisinde olma, 11 buyrulmu§tur. Oysa insan, s1-
kmt1 i\:erisinde olmaz, aksine s1k1ntl insan1n ic;erisinde olur. Durum boyle
iken Hz. Peygamber'e: "S1k1ntt ve kayg1 ic;erisinde olma" denilmesi, Hz. Pey-
gamber'in s1kmtts111m bilyiik oldugunu ve s:tkmtuun her taraftan onu ku§att1g1-
n1 ifade eder.
"
Ayette "kulunu" dendi, "peygamberini" denilmedi. Bunun sebebi Hz.
isa'da oldugu gibi Hz. Muhammed (s.a.v.)'e uluhiyyet isnad edilmemesi i~in
dir. <;iinkti Peygamber Mirac hadiseslnde dtinya aleminden s1ynlarak cismi
ile mele-i a'laya yiikselmi§tir. Bu ise be§eri adete z1tt1r. Aynca bunda kulluk
makam1nm §erefine i§aret vardir. Hatta Fahrettin er-Razi tefsirinde demi§tir
ki: ''Ubudiyyet risaletten daha faziletlidir. <";tinkti ubfidiyyette halktan Hakk'a
yonelinir, risalette ise Hakk'tan halka yonelinir. Aynca ubudiyyette kulun, i§i-
ni mevlasma birakmas1 vardir. i§lerini mevlas1 yapar. Risalette ise i.immetin
i§lerini tekefftil etme, onlarla ilgilenme vard1r. ikisi aras1ndaki durum ne ka-
dar farkh."
Zina edenlerin durumu da, onlerinde etlerin en gilzelinden nefis bir §e-
kilde pi§irilmi§, tertemiz tencerelerin i\:inde, leziz etler konmu§; yan1na da
crok pis kaplara \:ig ve kokmu§ etler konmu§; temiz ve leziz etler dururken pis
tencerelerdeki kokmu§ etleri yiyen kalabahg1n yanmdan gecrerken, bunlann
kim olduklann1 Cebrail (a.s.)'e sordu, Cebrail (a.s.): "Bunlann her biri senin
ummetinden iken yam ba~inda nikahli hanzmi bulundugu halde onu bzraka-
516 ROHU'L·BEYAN Cuz:l5
rak namus ve iffetten mahrum kadlnla zina etmi~. o pis kaduun yaninda sa-
bahlam1~; bu topluluktaki kadmlardan her biri de, yaniba§mdaki nikahlz na-
muslu ve iffetli e§i dururken onu bzrakmz§, namus ve iffetten mahrum yabanct
erkegin yanma giderek onun.la sabahlaml§ olan kadmlard1r. "dedi.
Faiz yiyenlerin durumlan da, kan halinde akmakta olan bir nehir i~in
de yiizen ve cehennem ta§lann1 yutmakta olan bir ki§i olarak gosterildi.
Cebrail'e bunun ki1n oldugunu sordu. Cebrail de bunun faiz yiyen oldugunu
soyledi.
Vaaz ettigi halde kendi vaaz1ndan yararlanamayan1n hali de, demir
makaslarla dudakJan kupilan, kupild1k<;a da eski durmnuna donen, dudaklan
tekrar k1rp1lmak sfiretiyle azap edilen kimseler olarak gosterildi. Hz. Peygam-
ber, Cebrail'e bunlar1n kim oldugunu sordu, o da bunlann timmetinden, yap-
mad1klann1 soyleyen ve soyledilderini yapmayan, fitneyi koriikleyen hatipler
olduklarm1 soy ledi.
Bakirdan t1rnaklanyla yilzlerini ve gogtislerini tirmalay1p yrrtan bir
topluluga ugradI. "Bunlar kim, ey Cibrfl," dedi. Cebrail de: "Onlar, ba§kala-
rmtn irz ve namuslanna sata§an ve giybet edenlerdir." dedi.
1- BcyHi'l-Mak<lis, iii: ilgili hu k1ssa Buhfrri, Muslim Tirmizi'de rivayet edilmi~tir. Buharl'nin
Hlfz1 ~c)yblir: "i.,·rtl hctdi.,csi11den sonra Kt'irey~· /Jeni yalanlayi.nca Kabe'nin yamnda Hier
dt'11iln1 y1•rd1• d11rt!11111. :\ I/ah. fl t•yrii'l-Makdis'i hana gosr1·rdi ... " nb.. Camiu'/-Usa!, 11/310.
518 ROHU'L-BEVAN Cilz: 15
Ayet: 2-3 isRA SORESi/17 519
«Dogrusu o,» Nuh (a.s.), her ttirlii durumda «~ok ~iikreden bir kul-
du.» Burada Nuh (a.s.)'un beraberinde bulunanlann onun §tikrlintin bereketiy-
le kurtulduklan bildirilmekte, nesillerinin ona uymalan istenmekte ve nankor-
liigtin en btiytigii olan §irkten uzak. durmalan ama9lanmaktadrr.
4. «Biz Kitap'ta», Tevrat'ta «israilogullar1na §U hukmii verdik:»
Onlara a9tk ve kesin bir §ekilde §oyle bildirdik ve vahy ettik: «'Siz yeryiiziin-
de» ~am ve Beytti'l-Mak.dis toprak.lar1nda «iki kere» yani, list tiste «fesat ~1-
karacaksm1z.» Bunlardan birincisi Tevrat'm htikmtine muhalefet edip ~i'ya'y1
oldtinnek ve Allah'1n gazabma kar§1 kendilerini uyard1gmda Enniya'y1 haps
etmek, ikincisi de Zekeriyya ve Yahya (a.s.)'y1 oldtirtip Hz. isa'nm oldtirtilme-
sine de te§ebbtis etmekti. «Ve a§irI derecede bobtirleneceksiniz» Ytice Al-
lah'a itaat etme konusunda kibirlenecek, §eriatma kar§I ctir'etleneceksiniz.
5. «Bunlardan ilkinin zaman1 gelince» yani birinci fesad1ruz1n va'd
edilen azabm1 ~ekme zaman1 gelince, i§lemi§ oldugunuz su<;lardan dolay1 sizi
cezalandumak i9in, «iizerinize gii~lii kuvvetli kullanm1z1 gonderdik.»
"ibad", yani kullar kelimesi 9ogunlukla "Allah' a" izafe edilerek "ibadullah"
(Allah'1n kullar1), insanlara izafe edilince de "abidti'n-nas" (insanlarm kolele-
ri) §eklinde kullan1hr. Burada "ibad", kullar kelimesinin Lafza-i Celal'e izafe
edilmesinin sebebi, Esma-i Hi.isnadan "el-Milzill", "el-Miintek1m", "el-
Kahhar" gibi ilah1 isimlerine mazhar olduklanndandrr. Azamet ifade eder, §e-
ref ve iisttinltik ifade etmez. Zira gonderildigi bildirilen kullar, mil'min olma-
d1klar1 i9in §erefe lay1k degillerdir. "Gii{lu", sava§ta §iddetli ve 9etindirler,
Bunlar Babil mecusllerinden Buht-il Nassar'drr.
«Bunlar evlerin aras1nda dola~arak» fesad1n1zdan dolay1 «(sizi)
aradtlar.» Onlan oldiirmek, esir etmek ve mallarm1 yagmalamak. icrin evlerin
aralarmda ve ortalarmda yiiriiyerek aradllar da onlarm bilginlerini ve btiytikle-
rini oldtirdtiler, Tevrat'1 yakttlar, Mescid'i ytkt1lar ve onlardan yetmi§ bin ki§i-
yi esir ettiler. Bir kts1m zalimlerin diger bir k1sm1na musallat edihnesi, onlan
birbirinin eliyle cezaland1nlmas1, dtinyada ilah! adettendir, bir slinnet-i
ilfillldir. «Bu, yapdmas1 gereken bir vaad idi.»
6. «Sonra tekrar size, onlara yenme imkan1 verdik.» Ytiz ytl sonra
kibirlenmekten ve fesat ~tkarmaktan vaz ge~tiginizde, size yapttklar1n1 yapan-
lara kar§t devletinizi iade ettik ve gaiibiyet verdik. Onlar size kar§I zafer ka-
zand1ktan sonra, sizi onlara kar§I muzaffer k1ld1k. «Ve sizi servet ve ogullar-
la destekledik.» Yani, mallar1n1z yagmaland1ktan vc ~ocuklarm1z1n esaretin-
Ayet: 4 -8 lsHA S0RES1/ 17 521
den sonra tekrar size <;ok mal ve ogullar verdik. «Sava§~1lann1z1» d~man1m
z1n say1s1ndan veya once bulundugunuz adetten «~ogaJtt1k.»
7. «Eger iyilik ederseniz kendinize etmi~, kotiihik edersiniz yine
kendinize etmi~ olursunuz.» Y ani, amellerin iyisi de, kotiisii de size aittir.
Onlann sevap ve vebali sizden ba~kas1na dokurunaz.
«(<;1kard1guuz) son bozgunculugun (cezaland1rilma) zaman1 gelin-
ce,» yani, ~1kann1§ oldugunuz ikinci fesadin vaad edilen azap zaman1 geldi-
ginde «yiiziinuzii kara etsinler,» tizilntiintin ve kotiiltigiln izlerini ytizleriniz-
de gostersinler diye onlan gonderdik. Uzilntti insan1n ilk once yilztinde belir-
digi i9in burada "yuzleri" denilmi~ ise de yiizlerin sahipleri kastedilmi~tir.
«Daha once girdikleri» ve tahrip ettikleri «gibi yine Mescide», Mescid-i
Aksa'ya «girsinler» harap etsinler «ve ellerine ge~irdikleri her §eyi biisbii-
tiin tahrip etsinler ,» di ye dli~manlanmz1 yine ba§tmza musallat ettik. Tavsifi
imkans1z bu feci tahribi yapan dti~1nan, Rum olan Tartus ve ordusudur.
8. Belki, «Rabbiniz size merhamet eder.» ikinci kezden sonra ba~ka
bir tovbe eder ve giinahlann1zdan kay1mrsan1z Allah size merhamet eder. On-
lar, bunun tizerine tovbe ettiler, Rab'leri de onlara merhamet etti. «Fakat siz
eger yine» li~tincii kez gtinaha «donerseniz.» Baz1 mtifessirler, "ikinci kez
donerseniz" tarz1nda tefsir etmi~lerdir. <;tinkii, birinci fesat bir ba~lang1ytir, bu
durumda donti§ iki kezdir. «Biz de sizi yine cezalandir1nz.» Gen;ekten onlar,
yine dogru yoldan donerek isyana ba~ladilar. Allah <la onlann iizerlerine Kis-
ralan (eski iran htiktimdarlann1) musallat ederek azab1n1 tekrarlad1. Kisralar
<la onlara alt1ndan kalkam1yacaklan agu vergiler ytiklediler. Yahut Hz. Mu-
hammed (s.a.v.)'i yalanlatnak ve oldilnneye te~ebbtis et1nek suretiyle isyana
dondtiler, Allah da onu tizerlerine gondercli. 0 da Kureyza kabilesinden bir
k1sm1m Oldtirttli ve Nadir ogullannt yerlerinden kovdu, digerlerini de cizye
ve1mek zorunda buaktl. Onlar da rezil ve ri.isvay olup elleriyle cizye verdiler.
isyandan vaz geymedikye de k1yamete kadar inli'minlerin eliyle azab edile-
ceklerdir.
«Biz, cehennemi kafirler i~in bir hapishane yaphk.'» iyinden ebe-
diyyen 91kmaya gti9leri yet1neyecek>1nahsur kalacaklan bir karargah yapt1k.
Hasan Basrl, buradaki "hasfr"in bilinen hasir manas1na oldugunu soyle1ni§tir.
Cehennem'e "haslr" denmesinin sebebi, katlan, birbirilerini list Uste ku§at1p
sard1g1 iirindir.
522 ROHU'L-BEVAN cuz:JS
iyi bil ki, Kur'an-1 Kerim, Allah (c.c.)'m el-Hadl is1nine mazhar olmu§
susan kitab1dir, Hz. Peygamber (s.a.v.) ise, konu~an kitab1dlr. K1lavuzluk ve
ir~ad, yaln1z o kitab1n iyindeki ile amel edenlere fayda verir. 0 kitap, din ve
dtinya ile ilgili a91klamad1g1 hiy bir ~ey b1rakmam1§ttr. Onda her ~ey ya mtic-
mel olarak ya da etrafl1ca a~tklarun1§tlf.
Ayet: 9 - 10 lsRA S0RES1/ 17 523
Hikaye olunduguna gore, ariflerden biri: "Hamurdan bir kll ftkt1ii gi-
bi mu'minin cesedinden de ruhu oylece siynlip f tkar" hadisinin manas1run
Kur'an'da bulunup bulunmad1g1n1 ara§tJnn1~ ve Kur'an'1 sonuna kadar dikkatle
okuyup hatmetJ.ni~, bulamay1nca Peygamber efendimiz (s.a.v.)'i riiyas1nda go-
rerek: "Ey Allah'tn Rasfilti! Allah Team
"Ya§ ve kuru ne varsa hepsi aparik
kitaptadir." (En' am: 59) buyurmu~ oldugu halde bu hadisin 1nanas1111 bulama-
d1m" demesi tizerine, Rasul-i Ekrem (s.a.v.): "Onu Yusuf Suresi'nde ara," bu-
yunnu~. Arif uyarunca, '' ...Kadinlar onu gorunce (gozlerinde) biiyiittiiler,
(§a§kuihklanndan) ellerini kestiler ve dediler ki; Allah'i noksan sifatlardan
tenzih ederiz, bu asla bir be§er degildir. Bu ancak degerli bir melektir,"
(Yusuf: 31) ayet-i kerimesi oldugunu anladt. Yani, kad1nlar Yusuf (a.s.)'un
gtizelligini gortince, tema§as1yla m e§gul olduklanndan b19ak ac1s1m duymad.l-
lar. i§te mti'min ki§i de boyledir, son nefesinde rahmet meleklerini, Allah'1n
kullanna ihsan ettigi nimetleri, huri ve ko§kleri gortince kalbi onlarla me§gul
olur ve oltimtin ac1s1n1 duymaz.
Bundan anla~1hyor ki, Kur'an okuyan tam bir dikkat ve tefe.kktirle oku-
malt ki, amac1nm tamamma ula§abilsin.
Rasfil-i Ekrem (s.a.v.), Kur'an'1n ti~ geceden daha az bir zamanda ha-
tim edilmesini men etmi§ ve "Kur'an'i Kerim'i Uft' geceden daha kisa bir za-
manda hatmeden kimse onu anlayamaz"C2> buyurmu§tur. Yani, Kur'an'1 bir
veya iki gecede hatmederek okuyan bir insan yok acele ile okuyacag1 ivin dik-
katlice tefekktir ederek Kur'an'1n manas1m anlayamaz. Gontil huzuru ic;inde ve
zevkle manas1n1 dti§tinerek anlayabilmesi i<;in tiy veya daha fazla gecede ha-
tim etmeyi planlamahdrr. Bu sebeple bir kts1m alimler, Kur'an'1n manalanru
dti§tinmeleri olyi.istinde kimi her cuma, kimi ayda bir, kimi de y1lda bir hatim
etmeyi tercih etmi§tir.
- - - - - ---- -
2- Hadisi ~crifi Tinni:t.i ilc EhO DavOd rivayct ctmi~tir . Bkz. Cti.mh,'l-Usul: 2/ 472.
524 ROHU'L~BEYAN COz: 15
11. insan hayra duli ettigi gibi §erre de dua eder. insan pek
acelecidir.
12. Biz, geceyi ve giindiizii iki fiyet kildik. Rabbinizin nimet-
lerini ara§hrman.iz, ayrica, yillarin sayi ve hesabini bilmeniz
ifin gecenin iiyetini sildik, giindiiziin iiyetini aydinlatici yap-
. tik. Biz her §eyi geni§ olarak Ofikladtk.
13. Her insanin amelini boynuna bagladtk. Kiyamet giinii,
onun ifin afilmey olarak bulacagi bir kitap pkaracagiz.
14. Kitabini oku! Bugiin, hesap sorucu olarak sana nefsin
yeter.
15. Kim hidayet yolunu sef erse, ancak kendisi ifin hidayet
yolunu Sefmi§ olur; kim de saparsa, ken.di aleyhine sapml§
olur. Hifbir giinahkiir, ba§kasinin giinah yiikiinii ta§imaz.
Biz, bir peygamber gondermedikfe azap etmeyiz.
11. «insan» Buradaki "insan" dan insan cinsi kast edilmi§tir. «Hayra
dua ettigi gibi §erre de dua eder.>> iyilikleri, nz1klann1n bol oltnas1, rahmet
ve afiyetleri i~in dua ettigi gibi, k1zd1g1 zaman kendisi, ehli, evlad1, hizmet~i
leri ve ma1In1n helfil<ine ve kottiltigtine de dua eder. iyiligi i~in yapt1g1 duas1
da makbul olabilir. ~ayet iyiligine olan duas1 gibi kottiliigtine dua ettiginde
makbul ve mtistecab olsa onun i9in bir felaket olur. Yahut, ayetin manas1, iyi-
ligine oldugunu zannettigi bir ~ey i9in dua eder, oysa aslmda o §erdir. Oyle ise
insan111, nefsinin istedigi ~eyi degil, Allah kattnda hayir olan ~eyi istemesi. ge-
rekir.
«insan» yaratlh§ geregi «pek acelecidir.» Akibetini dti~tinmeden akh-
na gelen ~eyi elde etmeye ko§ar, akhna ilk gelen duygunun yerini mantik alm-
caya kadar sahredetnez.
526 RO HU'L-BEYAN COz:lS
iyi bil ki, dua ya hakikat diliyledir veya ~erre gottiren bir kottiltik itiba-
riyledir. insan gerek soz, gerek davran1~1 itibariyle pek acelecidir, azap ve §er-
ri gerektiren amellere devam eder.
~u alt1 yerin d1§1nda acelenin §eytan i§i oldugu soylenmi§tir:
1-Vakit girdiginde hemen namaz kllmak,
2- Cenazeyi haz1rlanir hazrrlanmaz defnetmek,
3-Evlenme ~agma gelen klz vocugunu evlendirmek,
4-Borcun za1nan1 gelince hemen odemek,
5-Misafir gelince hemen kanum doyunnak,
6- Bir gtinah i§lendiginde hemen tevbe etmektir.
Burada insan1n aceleciligi anlatild1ktan sonra hidayet rehberi olan
Kur'an'1 Kerim'in haber verdigi kainat ve evren ile ilgili baz1 hidayet <;e§itleri-
ni izaha ba§lam1§tir:
12. «Biz geceyi ve giindiizii iki ayet kddtk.» Kadir olan bir yarat1c1-
run varhg1n1 ve birligini, birbirini takip etmesinden ve uzay1p klsalmas1ndan
dolay1 gosteren iki ayet olarak ktldlk. Zira her degi§enin bir degi§tireni var-
dtr. Bu ayette, gece, gtindtizden once gelmektedir. Sebebi ise, aylann ba§lad1-
g1m gosteren hilalin gece gorillmesidir.
«Rabbinizin nimetlerini ara§hrman1z,» gtindtiztin aydmhg1nda ken-
diniz i<;in nz1k ve Rabbinizin ltitfunu istemeniz, -kullanna nz1k vermek Ce-
nab-1 Rak tizerine vacip olmadlg1, Rububiyet s1fatin1n bir eseri oldugundan,
ayette nz1k ve nimet kelimesi "fadt' kelimesi ile ifade edilmi§tir.- «ayrica,
ydlarin say1 ve hesab1n1 bilmeniz i~in» gece ve gtindi.iztin yenilenerek degi§-
mesiyle, dtinya ve ahirete ait i§lerinizi dtizenli ve zamarunda yapabilmeniz
i~in ydlann, aylann, gece ve gtindtizlerin hesab1n1 bilmeniz gerekir. Gece ve
gtindtiz bu tarzda yaratdmami§ olsayd.I, vakitlerin hesabnu kimse bilemez, bir
yOk i§, atalete, durgunluga ·ugrard1. Yil aylardan, ay da say1h gtinlerden, gtin
de say1h saatlerden olu~ur.
Ayet-i kerirnedeki "sintn" kelimesi .,sene" kelimesinin 9oguludur. Se-
ne, gtine§ y1h ve kamen ytl olmak tizere ikiye aynhr. Gtine§ y1h, giine§in
burytan aynld1g1 noktaya tekrar kavu§mas1yle olur. Bu da tiyytiz altmt§ be§
tam gtin ve bir gtintin dortte birine e§ittir. Kamerl y1I (ay y1h), on iki kamen
aydan olu~ur. O~yilz elli dort tam gtin ve hir gtinUn Ucrte birinden ibarettir.
Ayet: 12-13 tsRA S0RES1/ 17 527
«Biz her §eyi>>, dtinya ve fillirette ihtiyac1n1z olan her §eyi «geni§ ola-
rak a~1klad1k.» Kur'anda hi~ bir kar1§1khga yer brrakmayacak tarzda ac;tk se-
yik beyan ettik, aleyhimize kullanabileceginiz hic;bir hticcet brrakmayacak §e-
kilde deli! ve illetlerinizi bertaraf ettik.
Anlatild1g1na gore imam Safil, gecenin yaln1z bir k1sm1nda uyur, gece-
nin kalan kism1n1, yan1 tizerine yatarak Kur'an ayetlerini tefekktirle ge~irir,
onlardan htiktimler c;tkanrdt.
13. «Her insantn» mtikellef olduktan sonra, mti'min olsun kafir olsun, .
kad1n, erkek, alim, timmi, devlet ba§kan1 veya halktan biri olsun kendi irade-
siyle yapm1§ oldugu «amelini boynuna baglad1k,» bir bory halkas1 gibi boy-
nuna ast1k. Esirin boynuna talalan halka, ondan hie; aynlmad1g1 gibi, insan1n
ameli de kendisinden hi9 aynlmaz. Mefilde "amelini ... " §eklinde terctime edi-
len k1s1m ayette "tairehu" §eklindedir. Tair, ku~ demektir. Buna gore mana,
"her insanm ku§unu boynuna astlk, " demek olur. insanm kendisinden c;lkan
ameli, gayb ve kader yuvasmdan ~tk1p kendisine gelen ku§a benzetilmi§tir.
528 ROHU'L-BEVAN Cuz: 15
Hesap vermek tizere diriltilecegi «K1yamet gilnti, onun i~in», her in-
san i9in «a~almt§ olarak bulacag1 bir kitap ~1karacag1z.» Orada ne i§lemi§-
se btittin amellerini bulacak, hi9bir §ey gizli kahnayacak.
Hasan Basn (r.a.): "Senin i9in bir sahife ac;Ilm1§, iki melek seni takip
ile vazifelendirilmi§, sag1nda ve solunda bulunan bu iki melekten sag1ndaki
iyiliklerini, solundaki ise kotiiltiklerini yazar. Sen oldtigtinde ac;1lm1§ olan sa-
hifen, dtiriilerek kabrine konur. K1yamet gtintinde kar§ma c;ikanlacaktrr," de-
mi§tir.
14. «Kitab1n1 oku!» denilecek. Katade: "O giin dtinyada okuma bil-
meyenler dahi okuyacak," demi§tir. « Bugiin, hesap sorucu olarak sana nef-
sin yeter .» Allah Teala, kulun kusurunu itiraf ederek aleyhine delil olmas1 ve
kendisine zultim nisbet edilmemesi ic;in kulun hesab1n1 kendisine havale et-
mi§tir.
Hasan Basri: "Sana insaf edene insafla muamele et. Senin hesablill sa-
na brrakana kar§t insafl1 ol," demi§tir.
Ancak, "Kim. iyi bir i§e aracllik ederse, onun da o i§ten nasibi olur.
Kim kotu bir i§e araczlzk ederse onun da o i§ten bir pay1 olur." (Nisa: 85) ve
"K1yamet gununde kendi giinahlanm tam olarak ta§imalarz ve bilgisizce sap-
t1 rmcilup olduklan kimselerin giinahlanndan da hir kismuu yi.tklenmeleri
irin ... (Nahl: 25) ayet-i kerimelerinde ge9en, hir insanm diger bir insana ait
II
16. «Bir iilkeyi helak etmek istedigimizde...» Bir yerde bulunan bir
topluluga azap etinek suretiyle heHik etmek istedigimiz zaman «O iilkenin-
zenginlik sebebi ile §Imarmt§ eleba§Ilar1na» ve hilkilmdarlanna kendilerine
g5nderdigimiz peygamber'e itaat etmelerini ve iyilikleri «emrederiz.»<3 > Ayet-
te ge~en "el-miitraf'kelimesi, nimet ve bollugun kendisini ~1martt1g1, azdird1-
~1 ki~i anlanundadu. «Buna ragmen onlar orada kotiiliik i§lerler .» Yani,
taattan aynhp orada azg1nhkta israr ederler. «Boylece o iilke,» isyan ve az-
g1nhklanrun ortaya yayllmas1run ard1ndan «helak.e miistehak olur. Biz de
oray1 darmadag1n ederiz.» Sakinlerini helftk, yurtlann1 harap ederiz. Ayette-
ki "tedmir" kelimesi, helak etmek, eseri mahvetmek ve binay1 y1kmak anla-
m1ndadtr.
17. «Nuh'tan sonraki» Act ve Semfid gibi «nesillerden nicelerini
helak ettik.» Ayetteki "kuran" kan1 kelimesinin voguludur. "Karn" kelime-
si, zamandan bir sliredir. Daha sahih bir gorti~e g5re ytiz yilhk bir zamand1r.
Aynca kam; hi~ kurtulam olmayan helak olmu§ her kavimdir. Yine her once-
ki asirda y~ayanlar, bir sonraki asirda ya~ayanlara gore kam say1hr.
A A
Ayette "Nuh'tan sonra" denildi, Hz. Adem (a.s.)'den sonra buyrulma-
d1, ~link.ti kavmi taraflndan israrh bir §ekilde yalanlanan ilk peygamber, Hz.
Nuh (a.s.) oldugu gibi tufanla yok edilmek suretiyle ~ok btiyilk azaba lay1k
olan ilk kavim de onun kavmi olmu~tur.
«Kullarin1n giinah1n1 bilici ve gorucii olarak Rabbin yeter.» As:1kta
ve gizlide i~ledikleri gilnahlardan haberdardtr ve onlardan dolay1 cezaland1nr.
Bu ayette, bu ilmmete ve ozellikle Mekke mti§riklerine kar§t, Allah ve
Rasulilne itaat edip isyan eunemeleri, aksi -halde onceki lim1netlerin ba§lanna
gelenlerin kendi ba~lanna <la gelebilecegine dair bir tehdit vardir.
3~ " ... Olkenin zenginlik sebebi ile ~1marmi~ eleba~tlarma emrederiz" ayetinden anla~1Imas1 ge-
reken en uygun anlam budur; yani, onlara Allah'm emirlerine uymalanm ve O'nun apaytk
~eriatma sanlmalanm emrederiz de, onlar isyanda bulunup yoldan ~Ikarlar. Yoksa Kur'an'm
ozUnU anlamakt.an aciz olan kimilerinin zannettikleri gihi YOce Allah onlara fas1khg1 em-
retmemi~tir. <;on.kU yUce Allah'm kOtUlUgUnU t!mretmesi sOz konusu degildir. Ey okuyucu,
hu noktay1 iyice dU~Un ger~ekten burada yok incc hir 1.~spiri vurdu.
Ayet: 16-18 ISRA SORES!/ 17 531
vah§i merkep, bir geyik bir de tav§an avlamt§lar. Arslan, kurda: "Hadi baka-
hm bu avlan aram1zda taksim et," deyince kurt: "Bu vah§i merkep daglarm
krahna, bu geyik bana ve tav§an da tilkiye ait olsun" demi§. Fakat arslan bu
taksime 9ok k1zm1§ ve kuvvetli bir pen~e darbesiyle kurdu yere sermi§. Sonra
tilkiye donerek: "Sen taksim et bu avlan" demi§. Tilki: "Bu merkep k.rahm1zm
ogle yemegi, bu geyik ak§am yemegi ve tav§an da kralun1z1n arzu etmesi ha-
linde ara yemegi olacak'' deyince, arslan: "Vay! Bu ne adalet! Bu adil taksimi
sana kirn ogretti?" diye sordu. Tilki: "Kurdun ba§tna inen hiiktim, bana bu
adaleti ogrettii' cevab1ru verdi. Bundan dolay1: "Akilh olan ki§i, ba§kas1ndan
ibret ahp ders edinendir.'' denilmi§tir.
inizle, kimi zengin, kimi fakir; kimi kole, kimi sultan, kimi yilksek, kimi di.i-
§tikttir. Bu vesile ile uhrev! ihsanlann mertebeleri ve tisttinltik derecelerinin
sahipleri anla§1hr. «Elbette ki ahiret, derece ve iistiinliik farklan bak1m1n-
dan daha biiyiiktiir.» Ayetteki "derecat" kelimesi, mertebe, tabaka anlamtn-
daki derece kelimesinin ~oguludur. Ahiret, dtinya inertebelerinden elbette Hs-
ttindtir. Bu farkhhk, cennet ve tistiin dereceleri sebebiyledir. Ahirette cem1et
derecelerinin herbiri arasmdaki fark, yer ile gok aras1ndaki f ark gibidir.
Bundan dolay1 akllh olan ki~i, devamh olan uhrevt dereceleri elde et-
mek ic;in c;ah§mahdu.
Bir rivayette: "Cennet ehlinin <;ogu saf olan kimselerdir. Cennetin ytik-
sek mevkileri ise akilhlar i9indir " denilmi§tir. B uradaki akllhlardan maksat
alimlerdir. Nitekim, Peygamberimiz (s.a.v.) hadisi §erifinde: "Alimin, bilgisiz
abide iistunlugii, benim digerleriniz U.zerindeki ustunlugum gibidir" buyur-
ffiU§tUr. (4 )
Ba§ka bir rivayette "Kamerin, ay'm diger yzldizlara olan ustunliigii. gi-
bidir, ·" buyruhnu§tur.
11
ibni Abbas (r.a.), Ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yuk-
...
4- Hadisi, Tirmi1.i. ilim bahsindc 2686 No. ile rivayct ctmi~tir. Hadis, hasen garip ~ar:h, de-
mi ~tir. Bkz. Camiu'/.lJsul, 9/227.
534 ROHU'L-BEYAN Cuz:l5
22. Allah ile birlikte bir ilah daha tanima! Sonra kinanmi§
ve kendi ba§ina terk edilmi§ olarak kalirsin.
23. Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana-babamza
da iyi davranmanizi kesin bir §ekilde emretti. Onlardan biri
veya her ikisi senin yaninda ya§lanirsa, kendilerine "Of!" bi-
le deme; on/an azarlama. ikisine de giizel si:iz soyle.
24. Onlan esirgeyerek alfakgoniilliiliikle iizerlerine kanat
ger ve: "Rabbim! Kiifiikliigiimde onlar beni nasil yeti§tirmi§-
lerse, §imdi sen de onlan esirge!" diye dull et.
25. Rabbiniz, sizin kalplerinizdekini fOk iyi bilir. Eger siz
iyi olursaniz, §Unu iyi bilin ki, Allah, tovbeye yonelenleri son
derece bagi§layicidir.
Ayet: 22-23 ISRA S0RES1/ l 7 535
«Kendilerine 'of' bile deme;» yani, onlardan birine veya her ikisine
usand1gm1 ifade etmek i9in "of' deme. Of kelimesi, sik1nti belirten bir ses ve
s1kmtiy1, usanmay1 anlatan bir isim fiildir. Yani, onlarda gordtigiln ho§land-
mayacak bir durumundan igrendigini veya yaptigm bir hizmetten btlap usan-
d1g1n1 anlatmak i9in sakm "of" bile deme !
«ikisinc de guzel soz soyle.» Gtizel bir egitim alml§ insan nezaketinin
536 RUHU'L-BEYAN Cuz:l5
gerektirdigi, ikranu ifade eden glizel soz, soyle. Gtizel soz, onlara "anac1g1m
veya babac1g1m!" de1nek gibi sozlerdir. Hz. ibrahim (a.s.)'in babas1 ki.iftir
i~inde bulundugu halde "babac1glffi! tarzmda hitab etmesi gibi.
11
Ebeveynine kaq1 htirmetkar olan bir insan, onlara isimleriyle hitap et-
mez, ~i.inkti bunda onlara kar§t bir nevi sayg1s1zhk ve nezaketsizlik vardu.
Sesini onlarm sesi iizerine yiikseltemez, bagmrcas1na degil, miitevazi ve hafif
bir sesle konu§ur. Ancak sesini duyurmak gibi bir zaruretten dolay1 ytiksek
sesle konu§abilir. Onlara k1zg1n nazarlarla bakmaz.
24. «Onlart esirgeyerek al~akgoniilliiliikle iizerlerine kanat ger .»
Yani, onlara kar§I tevazu ve yumu§alch.k goster. Ku§ havadan yeni inecegi za-
man kanatlarllll indirerek ktnp katlar. U~acagi zaman da kald1nr. i§te ku§un
yere inecegi zaman kanatlann1 indinnesi tevazu i9in misal k1hnm1§Ur.
ibn Abbas: "Ana -babana kar§t; su9lu, zay1f bir kolenin son derece ka-
ba ve kat1 olan efendisine kar§1 tutumu gibi davran." demi§tir.
Dediler ki, ki§i ana-babas1na merhamet, §efkat ve muhabbet nazanyla
bakar. Hizmetlerini kendi eliyle yapmah, bu i§i ba§kas1na brrak.mamah. <;tin-
kti, ki§inin ana-babasma, hocas1na, misafirine ve sultanma hizmet etmesi ay1p
degildir. Babasmdan daha fazla f1k1h da bilse ona imambk yapmamal1, onle-
rinde yiirtimemeli. Ancak yol a~mak veya yoldaki engeli kald1rmak i9in onde
yiirtiyebilir. Bir mecliste onlerine gec;:memeli, soz soylemek, yemek ve su gi-
bi konularda onlardan one ge9memeli.
«Ve: 'Rabbim! Kii~iikliigiimde onlar beni nastl yeti§tirmi§lerse,
~imdi sen de onlan esirge!' diye dua et.» Dua et ki, Allah (c.c.), ebedt rah-
~etiyle onlara merhamet etsin, kafir dahi olsalar. <;iinkti onlar1 islam dinine
ula§tlrmas1 rahmeti ctimlesindendir.
ibni Abbas r.a.): "ibrahim (a.s.), babas1 oliinceye kadar ona dua et-
mi§tir: Ne var ki; o un Allah di.i§man1 oldugu kendisine belli olunca ondan
uzakla§tI. Duay1 brr , ti ve ondan sonra istigfar etmedi. Bundan sonra babas1
ktiftir tizerine oldii. '/ demi§tir.
/
ibni ~e'ye: "Vefat etmi§ bir ki§i i9in sadaka verilmesi halinde
faydalan1r m1?" diye sorduklarmda, cevaben: "Btitiln bu hay1rlar kendisine
ula§tf, onun i9in istigfardan daha faydah bir §ey olmaz. ~ayet ~eyyit i9in fay-
dah bir §ey olsaydt, onunla emr olunurdunuz" demi~tir.
Ayet: 24-25 tsRA SURESf/17 537
Bir ki§i Rasfil-i Ekrem (s.a.v.)'e gelerek, mahn1 ald1g1ndan dolay1 ba-
basm1 §ikayet etti. Onu <;agird1gmda, sopasma dayanarak yiirtiyebilen bir ihti-
yar oldugunu gordii ve oglunun kendisinden §ikayet9i oldugunu soyledi.
Adam: "Ya Rasulallah! Ben gti9lti kuvvetli iken o 9ok zay1ft1, ben zengin
iken o, hi~bir §eyi olmayan bir yoksul idi. Ben ondan hi<;bir §eyimi esirgeme-
dim. ~imdi ise ben zay:tf1m, o gti9lti; ben fakirim, o zengin. Bana kar§1 cimri-
lik yap1yor, mahn1 vermiyor," dedi. Bunun iizerine Peygamber Efendimiz ag-
lad1 ve: "Bu sozu i§itince, bu duruma aglamayacak canll cansiz hi9bir §ey
yoktur" buyurarak §ik:ayetci gence dondii ve: "Sen ve malln babana aitsiniz"
buyurdu. <5>
Yine bir hadisi §erifte Hz. Peygamber (s.a.v.): "Burnu surtulsun!" bu-
yurdu. "Kirnin ya Rasfilallah," denince: ''ihtiyarladiklan halde ana-babasin-
dan biri veya her ikisine hizmet ve gerektigi gibi hurmet etmediginden cen-
nete giremiyen ki§i'' cevabm1 verdi. <6)
5- Bu hadisi §erifi ibni Mace "Sen ve maim babana aitsiniz" k1smm1 almt§Ur. Taberani de aym
laftzla almi§tlf. Bkz. el-Fethu'l-Kebir, 1/277.
6- Mi.lslim Edep bahsinde 2551; Tirmizi de Deavat bahsinde 3539 No. ile almt§llr. Bkz. Ca-
miii'l-U.'lu I, I /400.
Ayet: 25-26 tsRA sORESt/ 17 539
hi~bir §eyi ohnayan kimsedir. Yolcu anlatnmdaki "ibni Sebil," inaluu kullan-
ma imkarundan mahrum olan yolcudur.
«Gereksiz yere de sa~1p savurma.» "Tebzir". mah yersiz ve gereksiz
harcamaktlf. "israf' ise, harcamada Sllllfl a§tnaktlr ve §U ayet ile yasaklan-
ffil~tir: "Biisbutun eli a~zk da olma!" (isra: 29)
den zenginle§tirsin. Allah (c.c.) bizi de, sizi de nz1klandirs1n" tarz1nda onlara
dua et, buyrul.~ olur. .
Rivayet e('.\~ldigine gore Isa (a.s.): "Bir dilenciyi kapIS1nclan umutsuz
olarak yevirenin e'Viine, rahmet melekle1i yecli giln ugramaz, fakir olan kimse
kaderine raz1 olar~ oltirse cennete ondan daha zengin kimse ginnez" demi~
tir. "Hfilisa'' da.«a' boyle rivayet ediltni~tir.
29. «Eli s1kt olma; biisbiitiin eli a~1k da olma.» Ayette ge<;en bu iki
on1ek, 1ni.isrifin vennesiyle, ci1nrinin k1smasan1 i)nlemek 1naksad1yla. onlan
Ayet: 27-30 !SRA SORES!/ 17 541
Yine bir hadisi §erifte: "Yedi tehlikeden korunmak if in iyi amel edin:
Her §eyi unutturan fakirlikten, yahut azdzran zenginlikten veya ifsad eden
hastahktan, yahut insanzn akzl ve bedenini zayrflatan ihtiyarlzktan, yahut an-
siun gelen oliimden, yahut beklemekte olan §erlerin en kotiisii olan Deccal-
7
den, yahut 9ok ac1 olan kz.yametten ba§ka bir §ey mi bekliyorsunuz?"C l buy-
rulmu~tur.
Akllh insan i<;in, Allab'1n einrine teslim ve kadere raz1 olmak, darda
sabretmek, bollukta §iikretmek, i1nkanlar olvtisilnde infak etmek gerekir.
7- I ladisi ~crifi ,Tirmi:t.i Zii.hd, hahmda 2307 Numarn ile rivayet ederek hadis hasen gariptir
d~rni~tir.
542 ROHU'L-BEYAN Ciiz: 15
Anlattld1g1na gore Zekeriya oglu Yahya (a.s.), iblis ile kar§tla§tt ve:
"Ey iblisl En sevdigin ve en ~ok nefret ettigin insanlar kimlerdir?" diye sordu.
iblis: "En yok sevdigim insan, cimri olandrr. Hi~ sevmedigim insan da comert
olan insandrr." dedi. Yahya (a.s.): "Neden?" deyince de iblis: "<;iinkii, cimri-
nin cimrilik kotilliigti bana yetiyor, comert ise fas1k da olsa comertligi sebe-
biyle Allah'1n (c.c.) affedip kabul edeceginden endi§e ediyorum." Sonra iblis
dontip giderken: "~ayet sen Yahya (a.s.) olmasayd1n sana bunlar1 soylemez-
dim" dedi.
"
Alimler §Oyle demi§tir: Ki§inin ev halk1n1 ztihde zorlamas1 gerekmez,
sadece onlar1 ziihde davet eder, kabul ederlerse ne ala, etmezlerse onlar1n
dtinyah.k ihtiya9larm1 kar§ilar, nimetlerini arttirmaya \:ah§Ir, itidalden aynl-
maz. Kendisi ise diledigi gibi hareket eder.
Cenab-1 Hak, diger kotii hasletleri hatrrlatarak §6yle buywmu§tur:
32. «Zinaya yakla~may1n.» Zina etmek §Oyle dursun, onun ba§lang1c1
sayilan, opmek, goz kirpmak veya §ehvet gozilyle bakmak gibi davrant§lan
da yapma~1n, <<Zira o, bir hayas1zhkhr .» <;tinkii zina, sm1n a§an, yirkinligi
a91k olan, yliz k1zarttc1 bir i§tir. Onda nesilleri zayi etmek vardir «Ve ~ok kotii
bir yoldur.» Zina ne kotti bir yoldur. Nesillerin kesilmesine, fitnelerin tahri-
kine yol a~an, sahibini cehenneme sUrtikleyen ~ok kotli bir huydur.
544 Ciiz: 15
Hadisi ~erifte: "Bir kul zina ettiginde iman onun kalbinden (tkarak
ba§tmn uzerinde bir golge gibi durur, zinadan ayrzllnca imam kendisine do-
ner" buyrulmu§tur. C8)
iyi bil ki, §ehvetin insana tisttinliik saglamas1, zinaya gotiiriir ki, bu,
ayet-i kerimelerde yerilen, on kotti huyun, iic;i.inctistidtir.
8- Hadisi Ebu Davut ve Tirmizl r.ivayet etmi§, Hakim de sahih oldugunu belirtmi~tir. Bkz.
Comiu'/.UsaL, 11/712.
9- Mtislim'in rivayet ettigi hadisin bir k1sm1 olup ba~ tarafJ ~oyledir: "Adem o,~luna zinadan
11asibi yaz1/d1, g()z/erin zinasz hakmakt1r, kululdarm ::.intJ.\'t dinlemektir, di/in de zina.\·1 siiyll'-
mekt ir ... "
l\yet: 32-33 lsRA SORESI/ 17 545
§Um, hemen tuvalete gitmem gerekiyor ," dedim. Helaya girip, tisttime ba§I-
ma pislik stirtip kir~ettim. Bu delinin birisi dediler. Boylece bu beladan kurtul-
dum. Oradan 91lap bir akar suda tistilmii ba§1m1 ytlcad1m. 0 gece rilyamda bir
adam gelerek: "Yak.uh oglu Yusuf nerede! Sen neredesin!" dedi ve elini ytizti-
me ve iizerime stirdii. i§te o giinden beri onun ·kokusu lizerimden eksilmedi.
i§te bu iffet ve takvan1n bereketindendir.
iblis, Hz. Musa (a.s.) ile kar§Ila§tI da: "Ey .Musa! Sinirlendigin zaman
beni hatula, o esnada benim ytiziim kalbindedir, gozilm senin goztindedir. Se-
nin i9inde, kan dola§1m1 gibi dola§1nm. Dti§manla sava§ i9in kaq1la§tlg1n za-
man ben insanogluna gelir, sava§tan kac;mas1n1 temin i9in, ona 9oluk 9ocugu-
nu, e§ini ve ailesini hatulat1ni:n. Nikah.1 haram olmayan kadmla yapayaln1z bir
arada oturmaktan sak.1n, 9tinkti ben, o esnada ondan sana~ senden ona arac1hk
' A
RUHU'L A
BEYANA e
TEFSIRI
5
YEN1DEN .G6ZDEN GEG1R1LM1$
SEKiZiNCi BASKI
MUHTASAR
A A
RUHU'L-BEYAN '
A e
.
TEFSIRI
ismail Haklu Bursevi
ihtlsar Eden: Muhammed Ali Sabfuli
BE~iNCi CiLD
Damla Yayanevl No: 211
ROh'ul-Beyan Tefsiri Cilt: 5
DAMLA YAYINEvi®
Prof. K. ismail Giirkan Cad. No: 6
Cagaloglu-iSTANBUL
Tel: 0.212. 514 28 28 (pbx)
526 21 99
ISBN 975-381-117-9 Faks: 0.212.528 24 01
"ay1n Hakk1: ©Copyright DamlaYaymevi Ltd. $ti. Dlzl - Montaj: Damla Yaymevi
Bask1 - Cilt: Erkam Matbaas1, Ba~k§ehir - istanbul 2012 / 7.
www.damlayayinevl.com.tr
TERCUME HEYETi
Abdullah OZ - Qatalca MOftOsO ·
Ali R1za TEMEL - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
COneyt GOKQE - Urfa il~hiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Halit SEViMLi - Emekli imam-Hatip
Harun ONAL - imam-Hatip
Yrd. Dot;:. Dr. Hasan HOseyin TUNCBiLEK - Urfa llahiyat Fakultesi Ogretim Oyesi
Dr. HOseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
ibrahim TOFEK9i - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
ilyas KARSLI - Rize ila.hiyat FakOltesi Ogretim Oyesi
Muharrem ONDER - MOtercim
Mustafa AYDIN - MOtercim
Dr. SOleyman MOLLAiBRAHiMOGLU - Tefsir Doktoru ve SOleymaniye Camii imam1
Yahya ALKIN - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
TERCUME KONTROL
Dr. Durak PUSMAZ - Haseki Egitim Merkezi MOdOrO
Dr. HOseyin KAYAPINAR - Haseki Egitim Merkezi Ogretim Oyesi
(Bu ciltteki Kehf, Hae ve MO'minOn sOrelerinin tercOme kontrolO sayrn Dr. HO-
seyin KAYAPINAR; diger sOrelerin tercOme kontrolO sayrn Dr. Durak
PUSMAZ tarafrndan yap1lm1§t1r.)
REDAKSiYON
· YOksel KANAR
HAT
Kapak Hatti: HOseyin KUTLU
Hilalli Besmele: AbdOlkadir SAYNAQ
Kur'an-1Kerim Hatti : Hafiz Osman
e A e '
ISRA SURESl'NIN DEVAMI
«BU» tastamam ol9mek ve dogru terazi ile tartmak «hem daha iyi-
dir>>, sizin i9in dtinyada hayirhdir. Dogruluk ve dtirlistltik her tlirlil i§lemler-
de onem verilmesi istenen bir emanettir, «hem de neticesi bak1m1ndan da-
ha giizeldir.»
On kotti huydan dordtinclisti: Gazab, kizgmhktir. insan1 ofkenin sar-
mas1 haks1z olarak cana kiymaya goti.irtir. Bu sebeple, kotti olan gazap, sinir-
lilik huyu; "Bir kimse zulmen olduriilurse, onun velisine (mirasps1na hakki-
ni a/mast i<;in) yetki verdik.,, (isra: 33) ayetindeki htiktimle degi§tirildi.
1. Htiktimdarlarda cimrilik,
2. Hakimlerde yalanc1hk,
3. Alimlerde §iddetli sinirlilik,
4. Kadmlarda haya, utanma duygusunun azhg1" demi§tir.
yurdu. cim
Hikmet sahibi birine: "Ya§h olan ki§i, neden gen<;ten daha ibtirash-
11
<.hr?" diye sordular. Hikmet sahibi: <;tinkii ya§b ki§i, gencin tatmad1g1 dtinya
zevkini tatmt§tlf da ondan" cevabm1 verdi.
Hemm'e gelince. sahih hadiste belirtildigine gUre bir kimse bir iyiligi
yapmak isteyip karar verince "he1nm" o kitnseye, bir hasene iyilik yazthr. Bir
seyyie'ye, kottiltige hem1n (karar verihnesin)den dolay1 seyyie, kottiltik yaztl-
maz, beklenir. ~a yet ona azm eden ki§i, Allah i9in o kottiltigti i§lemez, terk
L\derse onun i~in o da bir hasene sevap olarak yaz1hr. ~ayet hemm (azm) ettigi
gibi yaparsa, bir tek seyyie, gtinah yaz1hr. Daha dogrusu insan i9in yaln1z fiili
yaz1hr.
Azm klsm1na gelince, Muhakkiklere gore insan ondan dolay1 sorumlu-
dur.
Ayetin, ''Hakkinda bilgin olmayan ~eyin ardina du~me" klsm1yla kotti
huylann dokuzuncusu olan zuliim'e i§aret vardlr. Zultim: Bir §eyi, konulmas1
gereken yerinden ba§ka bir yere koymaktir. insan1n, organlann1 emredilenin
d1~1nda kullantlmas1 bu manada bir zultim say1hr. Kulaklann g1ybet, yalan ve
iftira gibi §eyleri dinlemekte kullarulmas1, kulaklann zulmtidtir. Gozlerin zul-
mti, haram olan §eylere bakmakttr. Dtinyabk bakurundan kendisinden tisttin
olana bak1p ona imrenmesi, din bak1m1ndan da kendisinden a~ag1 durumda
olana bak1p amellerini azaltacak davrani~lara sapmas1, dtinyevl zinet ve stisle-
re bakmas1 da yine gozlerin zulmtidtir.
37. «Yer yiiziinde bobiirlenerek dola§ma.» "Merahan" kelimesi,
"
kibirlemnek, bobtirlenmek anlanunadtr. Ayet-i kerimede, kibirle btiytiklene-
rek ytiriimek yasaklamn1§tlr. «Ciinkii sen» aguhk ve azametinle «ne yeri
yarabilir, ne de daglarla ululuk yari§1na girebilirsin.» Ayetteki "tal"
(uzunluk, ululuk,) magrur olan ki~inin zoraki olarak kendini ytiksek ve uzun
gostermege 9ah~mas1du ki, burada kibirli ki~i ile istihza edilmi~ ve bobtirlen-
1nenin yasaklanmas1n1n da sebebi gosterilmi~ oluyor. <;tinkti, kibirlenme ah-
1nakhktan ba§ka bir §ey degildir, insan kibirlenme ve btiytiklerune ile hi9bir
f ayda te1nin edemez.
Kibir, kotti huylann da onuncusudur. Bilytikltiklenerek ytirtimek de,
kibirdendir. Bu sebeple ay1klamaya yah§ttg1m1z bu ayette kibrin, tevazu ile
degi~tirilmesine i~aret edilmektedir.
Ebu Hureyre (r.a.): "Rasultillah (s.a. v.)'dan daha gtizel hiybir kimseyi
gormedim, 0 , ytiriirken yer ytizli sanki onun i9in diiriiliiyordu, yliriirken biz
kendimizi zorlanz, halbuki o, yok rahat olarak yiiriirdti" derni§tir. (12>
12- Hadisi Tirmizi Menakzb bahsinde 3650 No. ile tahri9 etmi§tir. Scnedinde zay1f olan !bni
Ltihey'a var ise de Amr b. Haris de bu hadisi ibni Abbas'tan rivayet ettigi i~in hadisi §erif
hasen derecesine yiiksclmi~tir. Bkz. Camiu,'l-Usul, 11/224.
1:l l<lJH U'L ·BEYAN Cftz: 1!3
41. /Je ki: "Hger sij_'y/,!diklt:ri gibi Allah ile birlikte bafka
ilalzlar da bttl1msayd1, o takdirde bu illihlar, Ar§'tn sahibi
olati Allah'a ttla§mak (ve ona galip gelmek) ifin fareler ara·
yacaklard1~"
13- Hadisi, Tirmizl,Zlihd babmda rivayet etmi§tir, 2323 No. ile, ibni Mace 112 No. iJe rivfiyet
etmi~tir. Tirmizi "Hadis h~ scndir" demi§tir.
14 HlJHU'L-!:H!:YAN CW.: 15
42. <<De ki: 'Eger soyledikla-i gibi ADah ile birlikte ba§ka ilahlar da
bulunsayO., o takdirde bu ilahlar, Ar§'1n sahibi», mutlak olarak Rububiyet
ve mtilk sahibi «olan Allah'a ula§mak (ve ona galip gelmek) i~in ~reler
arayacaklard1. '» Ona kar§I galip gelmek ve kendilerindeki ayip ve aczi gider-
mek i<;in ~reler ararlard1. Baz1 krrallann diger bazllanna kacy yaptiklan gibi.
iyi bil ki, ger9ekten Allah (c.c.) zat1nda bir, s1fatinda tektir. $irk, or-
takhk ise bir vehimden gelir.
El-Dlneven, Hz. ibrahim'in duas1 olan: " ... Beni ve ogullanmi putlara
A.vc·I : 41 rt : ~ IHl<A Sl ll~l~SI / 17 15
1apnwktan uzak tut" (Ibrahim: J5) ayetinin tefsirinde: "Onlardan bir k1sm1
var ki. putlan kendi nefisleridir." Nitekim Allah Teala: "GiJrdii.n mu arzu vc
hevesini ilah edineni!... " (Furkan: 43) buyunnu~tur. Kiminin putu e§idir. Onu
1
sever ve ona itaat eder, kiminin putu ticarettir. Allah a itaati terkeder, ticareti-
ne gil venir.
Anlatlld1g1na gore Malik b . Dinar (r.a.), namazda: "Yalmz sana ibadet
eder ve yalniz senden yardim dileriz" (Fatiha: 5) ayetini okurken, bay1lm1§tl
da sebebi soruldugunda: "Yalniz sana ibadet ederiz" dedigimiz halde, nefis-
lerimize itaat etmekle heva ve hevesimize kulluk ediyoruz. "Yalniz senden
yardim dileriz" deriz de O'nun kapis1ndan ba§kalann1n kapilanndan medet
umanz'' demi~tir.
IH i{lHIU'L HB:YAN
44. «Yedi gok, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih eder.» Tes-
bih, hakk1 tenzih etmek, sonradan olan ve mlimktin bulunan ~eylerin noksan-
lanndan uzak saymaktir. Yerin ve goklerin Allah'1 tesbih etmeleri, hal dili ile
yarat1c1n1n kudret ve hikmetinin varltgma i§aret etmesidir. Gokler ve yerdeki-
lerin tesbih etmesi ise ki, onlar: Melekler, cinler ve insanlar olup Allah't dille-
riyle tesbih ederler. Buradaki tesbihten maksat, hal ve konu§an lisan ile ifade
edilebilen muntazam manadlf.
\'tkhi lel'.ekleri de kabul edilmel idir. Nitekim Peygamberimiz (s.a. v .): 'Ben
11c•ygcm1herlikle gi)re\'/endirilmcden 6nce Mekke'de bana se/Um veren hir ta~
hilirim ki. ~·u anda dahi hangi ta§ oldugunu biliyorum' buyunnu§tur.'' ll ·'J
ibni Mesucl (r.a.)'dan ri vayet edildigine gore: "RasOltillah (s.a. v.)'tn
H11linde ye1nekte oldugu yemegin tesbih ettigini duyard1k" demi~tir. Nitekim,
insan organlann1n ve cildinin ~ahitlik edecegini Kur'an-1 Kerim bildinni~tir:
"l>c·rilerine: Ni~·in aleyhimize §ahitlik ettiniz? derler. Onlar da; her §eyi ko-
1111~turan Allah, bizi de konu§turdu ... " (Fussilet: 21) Ve "O gun, onlartn
11,~1:/anm miihurleriz; yaptlklanni bize elleri anlatir, ayaklan da ~ahit/;k
<'<frr." (Yasin: 65) ayetleriyle bu ger9ek ifade edilmi~tir.
ibni Abbas (r.a.): "Dogrusu Biz, ak§am sabah onunla beraber tesbih
c•dcn daglarz , toplu halde ku§lan onun em.ri altma vermi~tik,. hepsi ona yiinc/-
,,,;~·r;,-." (Sad: 18-19) ayetlerinin, tefsitinde: "Davud (a.s.), tesbih ettiginde.
daglar ona tesbih ile cevap verirlerdi" clemi~tir.
Mticahid de: "Canh cans1z §eyler, Allah'1 tesbih ederler." Tesbihleri
de: "Stibhanallahi ve bi hamdihi" (Allah'1 tesbih ve O'na hamd ederim.) ~ek-
11
1indedir, demi§tir.
Fethu'l-Kartbi'l-Mucip'te denihni§tir ki: "Cans1z varhklann tesbihi ile
bereket hastl olursa, zikirlerin en §ereflisi olan Kur'an-1 Kerim'le bereketin
meydana gelmesi daha Hiy1kttr, ozellikle de salih bir ki§i taraf1ndan okunacak
olursa ... Bu sebeple alimler kabrin ba§tnda Kur'an-1 Kerim okumay1 gUzel
gc)nnti§lerdir.
Gtizel kokulu, ye~i1ligini stirekli koruyan bitki ve aga9 fidan1 kabirin
kap1s1na veya lahid yontine dikilebilir mi? Cevap: Kabrin hangi yerine dikilir-
se dikilsin, hadisi §erifte mutlak manada dikilmesi tavsiye edildigine gt>re
maksat has1l olur." 05 >
Rasfil-i Ekrem (s.a.v.), Medine'deki mescidinde bir hunna agac1 g~v
<lesine dayanarak hutbe irad ederlerdi. Sonra, birisi ti9 basa1nakh bir minber
yaptt. Nebl (s.a.v.), minbere 91k1p hutbe irad edince, hunna agac1 aglay1p inle-
meye ba§lach. Efendimiz (s.a.v.)~ minberden inip hurma klittigline milbarek
elini koyunca iniltisi kesilip sakinle~ti. <16>
17- Isbehani'nin Delaili.tn-Nabiivve'si 2/555. Nebi (s.a.v.)'in mtibarek elinde ~ak1l ta§lannm
tesbih ettigi, keza Hz. Ebfi Bekir, Omer ve Osman (r .a.)'m elinde tesbih ettigi k1ssas1 me§-
hurdur.
18- 6nce1eri cansiz ve hareketsiz oldugu samlan varhklar da dahil, btitUn e§ya atomlardan
olU§ffiU§tur. i §te atom 9ekirdeklerinin <;evresindeki elektronlar, surekli ve dUzenli olarak
9ekirdegin <;evresinde donmektedirler ki, belki de onlann bu donii§leri ve boylece ilahl
kanuna., sapmadan boyun egmeleri Kur'an'da tesbih saytlm1~trr. (Mtitercim)
I~
«Ve kulaklar1na bir agirhk veririz.» Kur'an'1 i~itmeye mani bir sa-
g1rltk veririz. Kur'an-1 Kerim, lafz1 ve manas1 ile muciz bulun<lugundan.
i nkar edenlerin, manas1n1 hakklyla anlamalanna, lafz1n1 geregiyle idrak etme-
lerine engel olan ~eyi isbat etmi~ oluyor, «Sen, Kur'an'da Rabbinin birligi-
ni yad ettiginde», O'nun tek oldugunu, putlann1n batll oldugunu, yani Al-
lah'tan ba~ka ilah yoktur, dedigin zaman «onlar, canlar1 s1kdm1§ bir vaziyet-
te, geri doniip giderler.>> Nefret ettikleri halde ytiz 9evirip doner, ka~arlar.
47. «Biz, onlann seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini,» senin-
lc ve Kur'an'la alay ve istihfaf etmek suretiyle dinlerler.
ba§ka ifadesidir.
49. Bir de onlar dediler ki: "Saki biz, bir kemik y1.g ini ve
ufalamp toprak olmll§ iken, yepyeni bir yaratr.lt§la diriltilece·
giz, oyle mi?,,
50. De ki: "ister ta§ olun ister demir!
51. isterse akltniza, (yeniden dirilmesi) imkiinstz gibi gorii-
nen herhangi bir yaratik!" Diyecekler ki: "Bizi tekrar kim di-
riltir?" De k i: "S izi ilk kez yaratan. " Bun rm. iizerine onl.ar sa •
na ba§lartnt sallayacak ve alayli bir tarzda: "Ne zamanmi§
o?" diyecekler. De ki: "Yakm olmast gerek."
52. Allah sizi fagrracag1 giin, kendisine hamd ederek fagn·
Sina Uyarsmiz Ve (dirilmeden. iJn.ceki halin.izde) fOk az kaldtgl·
mz1 san1rs1m.z.
unutarak: " ... Duha anc·c•, .\C' ll lti~ ·hir ~·ey degil iken ."ieni de• ya ru1t1111 (Ml~r
11
111
:Vl'lll: 9 ) ayetinde buyruldugu gibi, insan, hi~bir ~ey degil iken Allah onu yok·
Ian var etti. Ancak insan bu ilk yaratlh§Il11 unuttu cla: «'Sahi biz, hir kemik
.v1~1111 ve ufalan1p toprak olmu~ iken, yepyeni bir yarattll~la diriltilecegii,
tiyle mi?'» Par9alarup iyice ufald1ktan sonra oltimi.in hayata dt)rnnesi. <ildUk-
l t'n sonra dirilmek muhaldir, imkans1zdir. <;tinki.i, hayattan eser kalmam1~. ke-
111ik de kururnu§tur ve 9i.irtimti§tilr, anlam1nadlf. Dirilmeyi , 9ilrUmU~ ketnik ve
11 falm1§ toprak olma zamaru ile kay1tlamas1, oldtikten sonra dirilmeyi inkart
1-;!U~lenclinnek i<;indir.
50. Onlara cevap olarak: «De ki: 'ister ta§ olun ister demir!»
Cutnhura gore ise: "Soziln en guzeli ... " nden maksat, anlam bak11n1n-
dan gtizel konu§ma, demektir. "Dilerse ·size merham.et eder"den maksat
mti'minleri Mekke kafirlerinin tecavtiztinden ve eziyetlerinden kurtanr, de-
mektir. "Dilerse sizi cezalandinr"dan maksat ise, onlara kafirleri musallat
eder, demektir.
rularak bu konu teyid edilmi§tir. Bu, Kur'an1n Kur'an ayetiyle tet~~ ir edildi~inc
de bir 01nektir.
Allah'1n Rasulti (s.a.v.), ashab'1na selam vererek dedi ki: "Sizin komt§·
mamz1 ve hayret ettiklerinizi duydum. Siiphesiz ki, Hz. ibrahim (a.s.), Al-
lah'm dostudur. Musa (a.s.), Allah'zn sU"da§rdzr, Hz. i sa da Ruhullah ve Keli·
niesidir. Hepsi sizin dediginiz gibi hayret veriddir. Ama. dikkat ediniz. hen
Allah'tn Habibiyim, sevgili dostuyum, ama oviinmem. Ben kiyamet gununde
Hamd isim.li sancag1 ta~1yacagzm , ama ovunmem.. Ben evvelkilerin ve sonra-
19- Hadisi, Tirmizi, ibni Mace, Ahmed ve Hakim rivayet etmi~tir. Hadisin devam1 "Kirk saf1
da diger iimmetlerdendir. "§ek.lindedir. Bkz. el-Ferhul Kebir 1/472.
2G IHJH lJ 'L BEVAN Ci'lz: I G
kilerin Allah nezdinde ikrama en lay1k olanlany1n1, ama iiviinmem. Ben cen-
net kapis uun halkasuu ilk hareket ettfrecek olantm. Allah cenneti bana afa-
rak ve hen yan1mda mu.hacirlerin yoksullarz bulundugu halde girecegim..
Ama ovunmem, iftihar etmem." <20)
20- Hadisi §erifi Tirmizi Menak1p bahsinde 3620 No. ile rivayet et.mi§ ve "Hadis gariptir" de-
mi§tir. Bkz. Camiii'l-UstU, 8/526.
'J.7
56. «De ki: 'Alluhtan hu~ka» 1nelekler, Hz. isa, onun annesi Mcrycm
vt~ Dzeyr gibi, Allah'1 b1rakarak «tanr1 sand1g1n1z §eylere yalvar1n. Onlar,
nc sizden s1k1nt1y1 kaldtrabilirler.» Hastahk, yoksulluk ve kurakhk gibi ~ey
lcri giderebilirler «ne de onu degi§tirebilirler.'» Onu sizden ba~ka bir toplu·
luga yoneltemezler. Buna gti\:leri yetmez.
57. «Onlar1n yalvard1klar1 bu varhklar ,» Mti§riklerin dua ettiklcri
ilahlar «Rablerine -hangisi daha yak1n olacak diye- vesile ararlar.» lbadet
ve taatla ona yak.in olmak. isterler. Yalvard1klann1zdan Allah'a daha yakm
olan, kendisini Allah'a yakla§tlracak bir vas1ta ararken, onlardan daha a§U~l
olup hi~bir ilgisi ve yak1nhg1 olmayan1n onlara ne faydas1 dokunacak'l
«O'nun rahmetini umarlar ve azab1ndan korkarlar.» Diger kullar gibi
ilahi azapta.Il kendileri korkup dururlarken ba§kalannm s1kmtis1n1 nasll uzak-
la~tirs1nlar?
Hz. Omer (r.a.) : "Aldanan ki§i sizin gurura sevk ettiginiz kimsedir.
Vallahi gtine§in i.izerine dogdugu varhklar benim olsa, kiyamet gtintiniln deh·
§et ve tehlikelerinden kurtulmak i9in verirdim," demi§tir.
58. «Ne kadar i.ilke varsa hepsini k1yamet gi.ini.inden once ya helak
edecek» , yerin dibine ges:innek suretiyle beldeleri heHik edecegiz veya helaki
gerektiren bliytik gtinah1an irtikap etmeleri sebebiyle, tilke halkin1n tamam1ru
mahv edecegiz. 0 gtinkti helfilc olay1, yaln1z sakinleri inkarc1 olan tilkelere ve-
ya ceza sebebiyle helake mi.istehak olan yerlere mahsus degildir. Dilnyarun
omrti bitmi§ olmas1 sebebi iledir. «Vey a en ~etin bir ~ekilde azapland1raca-
g1z.» 0 tilkenin sakinlerini, halkm1 oliim, kurakhk ve depremler gibi dtinyevi
belalar ve uhrevi azaplarla azaplandl!acag1z. <;unkti azap etme, hem diinya,
hem de ahirete §amildir.
kli<;Uk bir hayvan Hlyllnden yaptlan mendillerin ate~e attld1g1111 ve atc~in ona
hil(bir ~ekilde tesir etmedigini goimektedirler.
«Biz onlan korkuturuz da,» ~tinkti bu ve benzeri ayetlerle. mOdzeler
hep onlan korkutmak iyindir. «Bu onlara, biiyiik bir azg1nhktan ba~ka bir
~ey saglamaz.» ~ayet onlann istedikleri ayetleri, o\agantistti halleri g{1ndcr-
seydik, benzerlerine yapt1klann1 onlara da yapar, inkar ederler<li. Bu sebeple
de onlann benzerleri olan topluluklara yapilanlar onlara da yap1hr, azab edi-
lirdi. Oysa bu timmet ivin umumt felaket ve cezaland1rma k1yamete kadar er-
telenmi~tir.
Mtizen1 der ki: irnam ~afil'yi, oltim do§eginde ziyaret ederek: "Usta-
dnn, nas1l sabahlachn1z?" diye sordum. imam: "Dtinyadan, karde~leri1nden ay-
nhnakta, amelime kavu~maktay1m, oltim §erbetini i9mek lizereyim. Allah m 1
den oldugu halde 1neleklerden istisna edildi. c;unkti o, meleklerle birlikte sec-
l~HA Sl JHKSI/ 17
63. «Allah buyurdu: 'Git!» insanlan azd1np sap1tmak iyin kotU yolu-
na devam et. Kastm neyse onu yap. Ya da buradaki "git" ifadesi ona hakaret
ve tehdit i~in soyl enmi~tir. Nitekim soztinti dinleyip kabul etmeyen birine:
"Git, kendin i~in neyi bilirsen onu yap" denilmesi gibi.
«Onlardan sana kim uyarsa, iyi bilin ki cehennem hepinizin ceza-
s1dir. Miikemmel ve tam bir ceza!» Tam ve kamil bir ceza ile cezalan1rs1-
mz.
64. «Onlardan giiciiniin yettigini sesinle yerinden oynat.» Hz.
"
Adem (a.s.)'in ztirriyetinden kime gtictin yeterse, vesvesenle §erre ve isyana
<lavetinle yerinden oynat. Allah'a isyan iyin her davet eden, o §eytan1n gru-
bundan, askerlerindendir.
Ebu Musa el-E~'ar1 (r.a.)'nin Kur'an okurken sesini duyan Rasul-i Ek-
rem (s.a. v.): "Sii,phesiz Kur'an okuyan_ bu ki§(ye Hz. Davud'un nagmelerinden
bir nagme verilmi~tir," buyurmu~tur.<21 ) Hz. Davut'un sesinin ve nagmelerinin
21- Sahihi Buhari Muhtasan T . Sarih Cilt. 11 , Sh. 243. Hadis No: 1781. (Mtiterdm)
RUt IU 'L Ul.£YAN Ctiz: I G
22- Mtislim bu hadisi §U laftzla rivayet etmi§tir: "Sizden her birinize cinden bir arkada§ gorev-
lendirilmi§tir." Bkz. Camiu'l-Usul, 8/545.
J\yc-t : 64-65 '1r:
,_J.)
"Siz istediginizi yapm" s<~iUndc bir tehdit oldugu gibi tehdit yoluyla gelmi~tir.
~(·ytam rezil ve rtisvay et1nek i~in oldugu da soyleruni§tir.
72. «Bu dunyadn» do~ru yolu bulamayacak kadar kalp ve gt1nUI gi\zU
«k()r olan kimse ~hirette de kordi.ir.>> Kurtulu~ yolunu g()nnez. <;UnkU. hi-
rinci ktirlUk ikincisini gerektirir. Bu sebeple kafir, cennetin yolunu bulamaz.
isyankar ki~i , itaatkann sevab1n1, kusurlu olan ki~i de kamil insanlann ma-
kamlanru goremez ve oralara eremezler. «Ustelik iyice yolunu §a§1rm1§ttr!»
DUnyadaki korden daha da ~a~klnd1r, ~tinkti, arttk hakkl bulma kabiliyeti ve
f1rsat1 kalmamt§ttr.
73. «Onlar, sana vahyettigimizden ba§ka bir §eyi Bize kar§• uydur-
man i~in neredeyse seni, sana vahyettiklerimizden saptrracaklar ve oyle
yaphg1n takdirde» yani onlann arzulanna uyar ve senden istediklerini ya-
parsan <<Seni candan dost edineceklerdi.»
75. «0 zaman,» eger en ufak bir yoneli~ ile onlara tneyl etmek ilzere
yakla§m1~ olsayd1n, «hi~ ~iiphesiz sana hayahn ve oliimiin s1k1ntdann1 kat
kat tatt1nrd1k;» yani, ba§kasuun bu i~in benzerini i~lemesi sebebiyle dtinya
ve fillirette gorecegi azab1, katlanmak suretiyle, sana dilnya ve ahirette tatt1nr-
dtk. <;tinkti onemli bir kimsenin hatas1 bUytik kabul edilir. «Sonra Bize kar§t
kendin i~in bir yard1mc1 da bulamazd1n.» Azab1 senden uzakla§Uracak bir
yanhmc1 bulamazd1n.
42 R.0HU'L·HEYAN CW.:15
Denilirse ki: "Biz, halki seni yurdundan pkaran ~ehirden daha kuv-
vetli nice ~ehirleri yok ettik,fakat onlara bir yardim eden r;zkmadi." (Muham-
1ned: 13) ayetinde belirtildigi, Peygamberimiz (s-.a.v.)'in Medineyemtitevecci-
hen Mekkeden 91karken: "Vallahi hen elbette biliyorum Id, ey Mekke! Sen
beldelerin Allah'a en sevimli olanzszn. Sayet ir;inde oturanlarin beni pkarma-
nu~ olsalardz seni terk edip pkmazdim," hadisinden anla§1ld1g1 gibi Peygam-
ber (s.a.v.)'i Mekkeden 91kann1§lardi. Buna ragmen izaht yap1lan bu ayette
pkaracaklanndan bahsediliyor, sebebi nedir?" Cevaben deriz ki, bu ayetin na-
zil oldugu Strada 91karma olayi daha tahakkuk etme1ni§ti. Sonra Peygamberi-
miz (s.a.v.) Allah'1n izniyle Medineye hicret etmi§ti. Hicretten once de mli§-
rikler O'nu C(tkarmak i9in 9ok taciz ediyor, s1k1§t1nyorlardi.
«0 takdirde» yani sen 91kanldtktan sonra «senin ard1ndan kendile-
ri de fazla kalamazlar .» Senin y1kanlmandan sonra onlar da ancak az bir za-
man i<;in kalabilirler. Nitekim oyle oldu, Peygamberimiz hicret ettikten sonra
yap1lan Bedir sava§tyla onlar tnahvedildiler. Hicretin sekizinci y11Inda Mek-
ke'nin fethiyle Mekke'ye hakimiyetleri sona erdi ve bu mucizeli haber de ger-
yekle§mi§ oldu.
77. «Senden once gonderdigimiz peygarnberlerimiz hakk1ndaki
kanun da budur.» Allah (c.c.), bir kanun koymu§tur, o da, peygamberlerini
aralanndan ylkaran her timmeti helak etmektir. «Bizim kanunumuzda hi~bir
degi§iklik bulamazs1n.» Aralanndan peygamberlerilnizi yikaran timmetleri
helak etmeye dair adet ve kanunumuzda bir degi§iklik bulamazs1n.
Ayrt : 7f>· 7H IMl~A SI l l~l~SI / 17
<,'iinkU bUyUk gtinah sahipleri hunl;1nl1r. Bu durum ise halk1 a<r1kt;a Allah'in
emirlerine 1nuhalefet etmeye te~vik olur." Cevap olarak cleriz ki: " Bunda hir
te~vik yoktur. Bunda ~u mana vardir: ~tiphesiz ki, biiytik gtinah i§leyenler.
Allah'm azab1na yakln ve ikabma milstehak olduklan halde, Peygambelimizin
.~efaati, yard1m1 Allah'1n izniyle onlann imdad1na yeti~ir ve merhametlilerin
en merhametlisi Allah (c.c.) peygamberinin htirmetine onlan kurtanr. Bu ha-
disi §eriften Peygamberimiz (s.a.v.)'in Allah nezdindeki yilksek derecesi ve
Um1netinin kurtulu§una vesile olacag1 anla§dmaktadu. Btiytik gtinah sahibi
h<Syle olunca, kti~tik gtinah sahiblerine olacak §efaatini siz dti§tinUn.
Yine bu ayette tehecctid namaz1n1n klhnmas1 iyin te§vik vard1r. Sekiz
"
rekattir. Hz. Ai~e (r.a.), validemiz, "Rasfil-i Ekrem (s.a.v.), gerek Ramazan
aymda, gerekse ba~ka zamanda gece kllchg1 on bir rekat namaz lizerine ba~ka
itave etmezdi. Dort rekat kdardI ki, uzunluk ve gtizel klh§1n1 sonna, c;ok uzun
ve gtizel ktlard1. Sonra yine aym §ekilde dort rekat k1lard1, sonra da ti<; rekat
k1lard1." <25> demi§tir.
Baz1 salih ki§ilerden §oyle dedikleri rivayet edilmi§tir:
25- Hadisi B uhari Teheccii.d kitabmda 3/16 de; Muslim Gece namcm bahsinde, Ebfi Davud ve
Tirmizi rivayet etrni§lerdir.
26- Hadisi Buhari, Muslim, Ebu Davud ve Nesai "Sizden biriniz uyudugu zarnan §eytan ensesi-
ne u~· dugum haglar" lafz1yla rivayet etmi§lerdir. Bkz. Camiu'l-Usa/, 6/69.
4U HUI fU'L· BEVAN
<;ok ibadet eden bir gem;ten hik§ye edilir: "Bir gece zikrimi yaparken
uyudum, bir de bakt1m ki, odam1n on duvan sanki yanld1 ve oradan daha gti-
zelini hiv gonnedigim geny kizlar, aralannda da daha ctirkinini hi9 gonnedi-
gim bir gen9 k1z daha kar§tmda belirdi. 'Siz kime aitsiniz ve bu virkin klz ki-
min?' diye sordum. Cevaben: 'Biz senin uykusuz ibadetle geyen geceleriniz,
bu yirkin olan da senin uykuyla ge~irdigin gecendir. ~ayet uyumakta oldugun
gece vefat etmi§ olsayd1n i§te nasibin bundan ibaret olacakt1.' dediler."
80. «Ve §oyle de: 'Rabbim! Girecegim yer>> olan kabr«e dogrulukla
girmemi sagla;» gtinahlardan kurtulmu§, temizlenmi§ ve raz1 olurunu§ bir gi-
ri§le girdir; «~1kacag.m yerden de» dirildigimde ondan «dogrulukla ~Ikma
m1 sagla.» ilaht gazabtan emin, ilfilll ikrama mazhar ve raz1 olunmu§ bir yl-
k1§la C(lkar.
"
79. Ayette ge9en "ba's: dirilme" konusundan hemen sonra "girile-
cek ve pkilacak yerlerin" anlatllmas1, bu yerin kabir anlam1na geldigini gos-
termektedir. Aynca, "Medineye ginnesini ve Mekke'den salimen ct1kmas1mn"
saglanmas1 konusunda, bir dua oldugu da rivayet edilmi§tir. Bu durumda
ayetin, ntizfilti, Peygamberimizin (s.a.v.), hicretle memur oldugu zamandu.
Nitekim: "Yine onlar, seni yurdundan flkarmak ifin neredeyse dunyay1 ba~i
na dar getirecekler" (isra: 76) ayeti de bunu gostermektedir. Aynca bunun,
giri§tigi her yer ve i§te ve ondan ~tkI§ta muvaffak ktlmas1 ve dogrulukla girip
ct1kmas1n1 saglamas1 i~in Allah'a bir niyaz oldugu §eklinde de tefsir edilmi§tir.
Mtifessirlerin ~ogu bu gorti§ti tercih ettiler. Oyle olunca anlam: "Rabbim! Be-
ni bir yere girdirir ve ytkartirken bunun sadakat ve samimiyetimle, dogrulu-
gumla olmas1ru sagla ve beni iki yiizlti etme, 9tinkti, iki ytizlti ki1nse, gtivenilir
bir insan olamaz. "§eklinde olur.
81. «Yine de ki: 'Hak» isiam dini ve Kur' an «gel di, batd yok olup
gitti.» Yani, §irk ve §eytan mahvolup gitti. «Zaten batd yok olmaya mah-
kumdur.'»
J\yt'l: 80 8:l IHl-tA Ht ll<l~SI/ 17 47
zeltlnede ve ahtakm1 islan etme hususunda hastalan i~in ~ifah ila<; gibidir.
«Zalimlerin ise yaln1zca ziyan1n1 arhrir.» Kur'an, hastahklara kar§I
§ifa olmas1na ragmen, kendisini inkar eden, yalanlayanlara inkar etmeleri ve
yalanlamalan sebebi ile mahvohnalanndan ba§ka bir §ey artt1nnaz.
Yine ayette hayret verici bir durum vardII. 0 da, Kur'an'1n, kimine §i-
fa, kimine de helfil< vesilesi oldugudur. T1pkl, yagmurun yllarun agz1nda ze-
hir, bahg1n agz1nda inci oldugu gibi yetenek ve kabiliyete gore degi§ir.
6. " ...De ki: 'O, insanlar i~·in dogru yolu gosteren rehber ve §ifa-
dir ...' " (Fussilet: 44)
Rivayette de: "Kur'andan ~ifa bekle1neyen, onunla §ifa buhnak iste-
1neyene Al1ah §ifa vennesin. " diye buyrulmu§tur.
Yine FHtiha Sur~si l'Hlll hir kaba yaziltr da su ile y1kanarnk. okudu~u-
11u belleyemeyen, geri zekiU1 yedi gun iymege devatn ederse. bu geri zekalll1~1
gider ve i§ittiklerini t>grenir hale gelir.
«Bu durumda kimin dogru bir yol tuttugunu», sizi bu c;e~itli tabi-
atlar tizerine yaratan «Rabbiniz en iyi bilendir.'» hidayette olaru <la, saptk
bulunaru da en iyi bilen ve ameline gore mtikMatlandITan veya cezaland1ran-
dtr.
zulattt, tam yenilecegi sirada aniden bir adam kap1ya ~iddetle vunnaya ba§la-
dI. Oylesine vuruyordu ki, htiktimdann tahtl sars11Iyordu. Hizmetyiler ko~up
kap1y1 vurana: "Ey yoksul ki§i nedir bu hus ve bu sayg1s1zhk? Biz yemegimi-
zi yiyene ve senin kamlill doyurana kadar sabretsen, sonra htiktimdarla gorti§-
sen olmaz m1?" dediler. Adam: "Hay1r sizin yemeginize ihtiyac1m yok, bu fa-
ni dtinyan1n kirahn1n ruhunu almaga geldim," dedi. Hizmet<;iler hiybir ~ey an-
lamadllar. Biraz sonra ise melik tahtlndan cans1z olarak yere yuvarlandl. Ga-
rip adam da gozlerden kaybolup gitti. Yaz1klar olsun bu dtinya ile aldanan
I
ki mseye ...
ii1.erine ibni Mesud (r.a.): " Bir gtxe kald1nhp gtitUrtilUr de insanlar Kur'an d·
hctinden yoksul kalakallrlar. Mushaflar kald1nhr, kalplerdekiler stlkilltip all·
111r." ~ 1 > demi ~tir.
1
27- Bu rivayeti Taberani ve Hakim rivayet edip sabih oldugunu beyan et m i ~ t ir. Bkz. ed-DiJr-
rli.'1-Mensur, 4/201 .
54 HLH IU'L 13EYAN Ci\z: 15
yorsa, takib eden bu cinni bertaraf edip iylle~tinnek i<;in ttbbi her ttirlU itnkana
ba~vurahm ve bu ugurda bi.itiln mallan1n1z1 feda edelim," dediler. Peygainbe-
rimiz (s.a.v.) onlara cevaben: ''Benim gayem sizin soylediklerinizden hi~·biri
degildir, ne mat miUk, ne de sizin dediginiz §eref ve itibar ve ne de saltanat-
tzr, bunlardan hi f birini istemiyorum. Ancak Allah (c.c.) beni size peygamber
olarak gonderdi, bana kitap indirdi. Sizi gerektiginde mujdelemek ve gerekti-
ginde isyandan sakznd11·mak, peygamberUgi tebligi etmek ve size nasihat et-
mekle emretti. Sayet size teblig ettiklerimi kabul ederseniz bu sizin dunya ve
ahiret saadetinden nasibinizdir. Sayet reddederseniz, ben, Allah'in bu emri
uzerine sabr ve sebat ederim, davamdan vazgermem, ta ki Allah benim ve si-
zin aranzzda mukadder olan hukmiinii verene kadar" buyurdu.
1-.i, henden gt)ge ~1kmnk gihi hallt•r heldensin. Rabbim taraf111dan Risalet gn-
n·vini teblig ile memur bir el<;iyim . Bu konu<la muhayyer degilitn. bu vazifoyi
yapmak zorunday1m.
Kalbin temizligi ancak marifetle olur, marifet ise ancak zikr ve fiktin
devanu ile mtimki.indtir. Bunlar kurtanc1 vas1flard1r.
58 l{lJt-flJ'L ijf.<:YAN Cuz: I G
97. Allah kime hidayet verirse i§te dogru yolu bulan odur,
kimi de sapiklzkta birakirsa, artik onlara, Allah 'tan ba1ka dost
olacak kimseler bulamazsin. Kiyamet guniinde onlari kor, dil·
siz ve sagir bir halde yiizu koyun ha§rederiz. Onlarin varacagi
ve kalacagi yer cehennemdir ki, ate§i yava§ladikfa onlarin
alevini artiririz.
98. Cezalari i§te budur! <;unkii onlar ayetlerimizi inkar etti-
ler ve: "Sahi biz/er, kemik ve toprak oldugumuzda mi yeniden
dirilecegiz?" dediler.
99. Gormediler mi ki, gokleri ve yeri yaratan Allah, kendi-
lerinin benzerini yaratmaya da kadirdir? Allah onlar ifin fiip-
he gotiirmeyen bir siire tayin etmi§tir. Oyleyken, zalimler,
inkarczlikta halil direnirler.
100. De ki: "Rabbimin rahmet hazinelerine eger siz sahip
olsaydiniz tiikenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz." in-
sanoglu da pek eli sikidir.
kerimelerle tefsirini yapt1g11n1z isra sQresinin 97. ayeti nastl bag<la~t1nltr? di-
ye s01ulursa cevap olarak derim ki; ibni Abbas (r.a.): "Bu ayetin anlam1: On-
lar dlinyacla ayetlerin manalann1 ve onlardaki ibretleri gonnek istemedikleri.
hakk.1 soylemedikleri ve onu duymak arzusunda bulunmad1klan i~in. ahirettc
kendilerini sevindirecek bir §ey goremiyecekler, kendilerince kabul edilel:ek
hir §ey konu§am1yacaklar ve kulaklanna ho~ gelecek bir §ey i~itemiyecekler.
demektir, demi~tir.
11
,...
nn benzerlerini yarat1naga kadirdir. Ayetteki "ya ratmak'\an maksat, onlan
yeniden iade ile yaratmaktir. «Allah onlar i~in ~iiphe goturmeyen bir sure
tayin etmi~tir .» Onlar bilir ki, yeri ve gogti yaratan, kendi benzerlerini de
yaratmaga kadirdir. Ve onlann oldilkten soma dirilmeleri ivin §iiphesiz ola-
rak geryekle§ecek bir ecel tayin etmi§tir. 0 da klyamet gtintidtir. «Oyleyken,
zalimler, inkarc1hkta hala direnirler.» itaat etmekten ve hakka uymaktan
ka<;1nular.
100. «De ki: 'Rabbimin» biittin varhklann iizerine ak.itlp bah~ettigi
«rahmet», nz1k «hazinelerine eger siz sahip olsayd1n1z tukenir korkusuy-
la yine de cimrilik ederdiniz.'» Biter korkusuyla k1stlk~a lasard1n1z. «insa-
noglu da pek eli s1k1dir.» Cimrilik ve hus kotii s1fatlardandtr, her ikisinden
de nefsi comertlik ve kanaatle temizlemek ve uzun emeli terk etmek gerekir.
Hassan (r.a.), Peygamberimiz (s.a.v.)'i overken bir beytinde §Oyle
der:
Onun comertlikte oyle geni§ bir eli var ki, comertliginin onda biri
Yer yuzunde olsaydi, yer yilzii denizden daha comert, olurdu.
Ben aciz derim ki, ~ekll topluluk ve zahir1 irtibat kafrrlere ve mtina-
1
fLklara bir fayda saglamaz. <;linkti, onlarla 1nti minlerin aras1n1 halis inane; ve
salih arnel birle~tirmenli§tir. Bunlar t1pk1, gemileri pan;alanan kimselerden
yilzmek bilmeyenlerin yUz Ucillere san..hp as1lmas1na benzerler. Sahil ~ok
uzak, deniz de 9ok derin oldugu i9in ytizmesini bilmeyenin bir ytizticliye tu-
tunmas1 ona bir fayda saglamaz. Bu ~artlarda bir c;ok yilzticti can1m kurtara-
mazken hi<; ytizme bihneyen nas1l kurtulsun?
28- Hadisl Tirmizt, Ebil Davfid, ibn Mace ve Ahmet b. Hanbel Musnedinde 3/252-407 tahric
etmi~ lerdir . Bu, uzunca bir hadisin bir bolilmiidur.
!SHA St 1l~J·:SI/17
hebiyle geri kalan kimscyc, diinya yt)nUnden nesebinin ~erefi ona fayda vcr-
11u.~yccegi gibi, noksanlar11u da gidermez. <;tinkii onun nesebi orada kcsilir.
Cifo·mez misin ki, kurumu§ olan dal kurudugundan ya~ ve canh dallann ara-
smdan kesilip atihr. <;Unkil kurumu§ olan dal ile ~i~ek a~an canlt dallar ara-
smda artik bir mi.inasebet kahnaz, her ne kadar ayn1 agac1n dab ve aym aga9
lizerinde bulunuyorsa da kurudugundan kesilmeye Iaytktlf. Fayda veren neseb
ise takvad1r.
tm l{(JJ IU'L IH~YAN Ct'iz: I G
105. «Biz Kur'an't hak olarak indirdik; o da hak olarak indi. Se-
ni de ancak miljdeci ve uyanc1 olarak gonderdik.» Ey Muhammed! Biz se-
ni, ancak mti'minleri cennet nimetleriyle mtijdelemen; kafirleri de cehennem-
den saklnd1rman i<;in gonderdik.
106. «Biz Kur'an'1 par~a par~a ay1rchk ki onu insanlara dura dura
okuyas1n.» Yava§ yav~ okunmas1, ezberlemeyi daha kolayla§tuir ve anlamaya
daha fazla yardun eder. «Ve Biz onu peyder p.ey» yirmi i.i9 ytlda hadiselerin
icabma, soru soranlann cevabma ve hikmetin kanununa gore «indirdik.»
l\yc•t : I 05 I IO l~HA ~I l Hlr. sl/ 17 07
107. lnkar edenlere «de ki: 'Siz ona>>, Kur'an'a «ister inan1n, ister
inanmay1n;» <;tinkti sizin ona inanmamz onun kemalini arttirmaz. i1nandan
"
ka\:mmamz ise ona bir noksanhk getinnez. Ayetteki emir, onlan tehdit i<;in-
dir. «~u bir ger~ek ki, bundan once kendilerine ilim verilen kimselere,»
yani, onceki kitaplan okuyan, vahyin hakikat1ru bilen, ntibtivvetin i~aretlerini
tamyan, hak ile bat.lb ve hakh ile batildan yana bulunanlan bilen yahudilerden
Abdullah b. Selam ve tabileri, Hristiyanlardan Neca~i ve arkada§lan gibi
filimlere «O Kur'an okununca, derhal yiiziistu secdeye kapan1rlar.'~ Yani
siz iman etmezseniz, sizden daha hayITh olanlar en glizel ~ekilde iman etmi~
lerdir.
110. «De ki: 'ister Allah deyin, ister Rahman deyin.» Ayette ge-
yen "dua", isim vermek anlam1na olup c;ag1nna anlam1na degildir. Allah ve
Rahman kelimelerinden maksat da, yaln1z isitnlerdir. Mtisemma degildir.
Kastedilen mtisemmay1 ifade etmekte ve soylenmesinin gtizelliginde ikisi de
e~ittir. Y ani, ister bu isi1nle, ister beriki isimle ad verin ve hangisiyle zikre-
derseniz edin, ikisinin de mtise1nmas1 birdir. <<Hangisini deseniz olur.» Bu
isimlerden hangisiyle adland1nrsan1z adland1nn, hangisini isterseniz zikredin
«~iinku en giizel isimler O'na hashr.'» ilfilll isimlerin tamru.n1n1n gtizel ol-
68 Hl.JHU'L BEVAN Ciiz: I G
29- Buhari, Mtislim, Tirrnizi ve Nesai ibni Abbas (r.a.)'dan rivayet etmi§lerdir. "Bu a.yet indi-
ginde RasUlullah (s.a.v.), Mekke'de gizlenmekte idi. Ashabma namaz klldmrken Kur'an'1
cehren okurdu. Mil~rikler duyunca Kur'an'a ve onu indirene ve getirene kUfrederlerdi. Bu-
nun tizerine Allah: "Namazmda yuksek sesle okuma" ki, mti§rikler Kur'an'a ktifrederler
buyurdu. "Sesini fazla da kisma" ki ashabm duyamaz Ve Kur'an't -senden ogrenemezler.
"ikisinin arasinda bir yol tut." A~tk ile gizli arasmda bir yol. (isra: 110) buyurdu.
30- Bu hadisi, ibni Ebl Hatem, Errabi ibn Enes (r.a.)'den §CSyle rivayet etmi§tir. "Ebu Bekir
(r.a.) gece namaz ktlarken sesini tam olarak. klsardt. Hz. Omer (r.a.) ise geceleyin namaz
kild1gmda Kur' an okurken sesiui yok ytikseltirdi. RasUl-i Ek.rem (s.a.v .) her ikisine adam
gonderip "Ey Ebu Bekir! Kur'an okurken sesini biraz yukselt." Hz. Omer (r.a.)'e de: "Sen
de sesini biraz kzs,'' buyurdu. Bk.z. SiiyOti, Ed-Durrii'l-Mensur, 4/207.
Avl'I : 110 Ill
/\llah'm ogludur" diycn Yahudill'ri reddetmektedir. Allah (c.c .). bu batil iddi-
alardan ytice ve miinezzehtir. «Hakimiyette» ulfihiyyette «Ortaga bulunmu-
yan,» ytinkil btittin aletn O'nun kuludur. Kul i se, efendisinin 1nUlkUnde rn1ak
olamaz. Burada da, ilahlann yoklugunu soyleyen kafirler reddec.lilmektedir.
'< Aczindeo oti.irii bir veliye de ihtiyac1 olmayao Allah'a hamd ederim.'
de.» Allah i9in acizlik ve zillet muhaldir, bu sebeple bir acizlikten kurtulmast
ii;in ona yardun edecek veya onu aziz kllacak bir dost asla edimnemi~tir. Zim
izzetin tamarm O'na aittir. «Ve tekbir getirerek O'oun §ao10J yiicelt!.» O'nu
tazim ile yilcelt veya ortak ve dosta muhta9 olmaktan Allah, en yticedir. Allah
l~ll bUyilkttir, "Allahti Ekber" de.
Bunun ic;in de, her organ ne i9in yaratilm1~ ise, o gorevi yerine getirmek
mecburiyetindedir. 0 gorev, Hakk'a kulluk ve O'nun emrine boyun egmek-
tir. Hal ile olan hamde gelince, o da ruh ve kalb ile yap1lan hatnddir. ihni ve
akll olgunluga ula~mak, Hahl ahlak1 el de etmek.. gibi. <;link.ii insanlar. pey-
A.v rt: I :l 7fi
Kadi ~oyle der : "Onlann sozleri ktiftirde 9ok btiytikttir. <;tinkti, Allah'1
hem yaratiklara benzetmi~ler ve hem de ortak isnadtnda bulunmu~lardi. Ay-
nca onlar, Allah Teata'y1, yocuga ihtiyac1 olma ve buna benzer baz1 yanh~
s1fatlarla arun1~lardI. ''
Onlann bu konudaki sozleri, dogruluk ihtimali olmayan, yalan sozler-
den ba~kas1 degildi.
limesi ise, gli<;lli geny ve yigit delikanh anlamlarma gelir. Bu kelime, ya~h
bile olsa koleye de mtistear isim olarak verilir. Hz. Peyga1nber hadislerinde
bu kelimeyi ku1lanarak §oyle buyurmu§lardlr: "Biriniz 'kulum ve cariyem'
demesin! 'Genr yigidim ve genr kizim' desin!" <1>
1- Hadisi Bubar!, Muslim ve EbG Davud rivayet etm i~lerdir. Mtislim'in rivayeti §ll §ekildedir:
"Sizden birisi, kolem demesin, hepiniz Allah'tn kullans1mz. Yigidim desin." Bkz. Camiu'l-
Usul, 8/60.
J\v d : 11 1'1 HI
2- Hadisi Ebo Davud, Tirmizl, ibn Mace ve Nesai rivayet etmi~lerdir. Laf1z ~oyledir: "Ciht2dm
en i:tstunu, zaLim sultamn veya zalim emirin yamnda soylenen adil sozdur." Bu hadis daha
evvel ge~mi~ti.
82 l<lJHlJ 'L Bfc:YAN Cl'lz: I 5
cahid, timitle korku arasmda bulunur. Yetkiyi elinde bulunduranlar ise. peri-
~an olmaya mahkumdur. Onun i~indir ki, kendisinde korku hakimdir.
dediler.
20. "<;iinkii onlar, eger sizi ta.nirlarsa ta§layarak iildiiriirler
ya da kendi dinlerine dondiiriirler k~ o takdirde asla kurtulu-
fa eremezsiniI.."
21. Boylece (insan.lan) onlardan haberdar ettik ki, Allah 'in
vaadinin gerf ek oldugunu, kiyamet konusun.da as/a §iiphe ol-
madigini bilsinler. Bunlar, o sirada kendi aralartnda, onlann
(Ashab-i Kehfin) durumlanm tarh§iyorlardt. "Onlann iizeri-
ne bir bina yapin" dediler. Rableri onlan daha iyi bilir. Onla-
rin ifine giilip gelenler: "Mutlaka onlarm iistiine bir mescid
yapacagiz" dediler.
22. "Onlar iiftiir, dordiinciileri kopekleridir" diyecekler.
"Be§tir, altincilan kopekleridir" diyecekler. Hep goriinmeye-
ne ta§ atiyorlar. "Yedidir, sekizincileri kopekleridir" diyecek-
ler. De ki: "Onlarin sayistnt Rabb'im daha iyi bilir. Onlan bi-
len azdir. Onun ifin, onlar hakkinda, yiizeysel tart1.§ma di§in·
da, derin tarti§maya girme ve onlar hakkinda bunlardan hif-
birine bir§ey sorma!"
23. Hifbir §ey hakkinda: "Bunu yann yapacagim" deme.
24. Ancak "Allah dilerse yapacagim" de. Unuttugun za-
man Rabbini an ve: "Umarim Rabbim beni, dogruya bundan
daha ya/an bir bilgiye ula§hrtr" de.
25. Magaralarinda iifyii.zyd kaldtlar. Dokuz da eklediler.
26. De ki: "Onlarin ne kadar kaldiklarini Allah daha iyi
bilir. Gokkrin ve yerin gaybi 0 'nundur. 0 ne giizel gorendir,
ne giizel i§itendir! Onlann, O'ndan btl§ka bir yardimcist yok-
tur ve 0, kendi hiikmiine kimseyi ortak etmez."
27. Rabbin.in Kitabi'ndan sana vahyedileni oku! O'nun soz-
lerini degiftirecek kimse yoktur. 0 'ndan ba§ka bir siginak da
bulamazsin.
Allah Tefila, bir kimseyi dogru yola iletmi§se, o hidayete ermi§tir. Kur-
tulu§u bulmu§, ttim saadetlere ula§mt§tir. Art1k burada belirtilmek istenen.
ya magaradakileri, hidayete erdirilmi§ ki§iler olmalan sebebiyle ogmek veya
Allahti Teala'mn bu ttir bir9ok ayetleri olduguna dikkat 9ekmektir. Fakat bu
ayetlerden, ancak O'nun muvaffak klld1g1 kimseler istifade edip yararlanabi-
lir.
Allah Teala, bir kimse ic;in de, tercihini o tarafa yonelttigi iyin, daHUeti
yaraursa yard1mc1 olabilecek biri de bulunmaz ki, onu dogru yola iletiversin.
Bu konuda ki btitfin ugr~ma ve ar~tlrrnalar faydas1z kahr.
mas1 it;in beddua etmi~ti. Bu hedduil Uzerine ise. o zat1 arslan yemi~ti.''
Kl>pekler iki k1s11nd1r. Birincisi evcil kt>pektir. Digeri ise. selQkl yani ta-
z1 olan1d1r. Bu isim, Yemen'de bulunan ve ad1na Selfik denen bir kasabadan
~e lir. Selfiki kopekler de buraya nisbet edilir. Bu kasaba~a , uzun kt>pekler
hulunur ve onlarla avlanular.
Haris b. Sa'saa ad1nda bir zat ve bu zat1 hie; terketmeyen masa arkada~la
n vard1. Haris arkada§lanru <;ok severdi. Giiniin birinde arkada~lan ile birlik-
te kir gezisine ~1kmI~lard1. Onlardan birisi onlarla gitmeyip geride kalmt§tl.
Bu geri kalan adam, Haris'in hamm1yla bulu~mu~ ve gtinlerini gtin ettikten
sonra uzarup yat1venni§lerdi. Bir mtiddet sonra da kopek gelip ilzerlerine
c;ullarunak sOretiyle, ikisini de oldilnnil§til. Hans evine dontince, kans1n1 ve
o arkada~1m olmil§ olarak buldu ve durumu anlay1p §U anlamda bir ~iir yaz-
d1:
seydin, mutlaka doniip giderdin ... " Ayetin neresinden, imkan saglanmad1g1
anla§d1yor sorusuna §U cevab1 verebiliriz. Bu durum, ayetin delaletinden an-
la§Ilmaktadir. Allah Team onlara, oyle bir heybet elbisesi giydirivermi§tir ki,
hi~bir kimsenin, ara§t1nc1 gozle onlara bakmaya gticti yetmez.
Bu fakir de der ki: "..Onlarz gorseydin .. " ifadesi ve onu takip eden ifa-
deler, hi~ §liphesiz Hz. Peygambere yap1lan bir hitaptir. Ancak, bu ifadenin
i§areti, btittin timmeti kapsam1na ahyor. 0 halde onlann durumunu ara§tlf-
mak bo§unadir. <;tinkti onun, harika ve hayrete dti§ilrticti i§lerinin §ekillerin-
den y1kan1 gormek hefkese mtiyesser olmaz. Hz. Peygamber bile, kendisinde
ruhsal durumun hakim olmu§ olmas1na ragmen, Cebrail'in kanatlan ile dogu
ve batimn aras1n1 kaplayan Cebrail'in sftretini gordtigti zaman, kendisinden
ge~mi§ti. Kehf ashab1n1 dti§tirunek ve onlan gormek de, bu i§e ehil olmayan-
lar ay1s1ndan onlan ktiytimsemektir. Allah Teata'n1n stinneti de, diinyadaki
boyle mana alanlanru ve Ahiret aleminin ba~lang1c1 olan Berzah alemindeki
suretleri gizlemektir. Rub da goiiilmez. <;tinkli, onu gorecek olan1n duygusu,
o ruhu gormeye engeldir. Temiz ve mukaddes ceset de ruhun makam1na biti-
~ik oldugu iyin ooyledir. Onun i~indir ki, onu da toprak a~1nd1rmaz.
Bu konuc.la fakir ~Oyle der : Bu izah c.laba uygundur. <;Unkil "hirinizi ~·11
giimii~· para ile ~·chrc• }{iinderin. " ifadesinden anla~1hyor ki. ~ehre gidip dO-
nUnceye kadar bir za.tnan vardtr. ~ayet ak~a1n ohnu~ olsaydt. bu ifade kulla-
111lmazd1. Ak~am yakla~m1~ olsayd1, ~ehre gidip donme imkam bulunmaya-
cag1i~in, gondenne olay1 ger~ekle~1nezdi. <;tinkti bu arada hayli mesafe var-
d ir.
21. «Boylece» insanlan «onlardan haberdar ettik ki,>> onlan bir tntid-
det uyuttuktan sonra, sonunda uyandtnp ve insanlara bu magara ashab1n1 ta-
111t1verdik ki, onlara ytice kudretimizi gosterelim ve hikmetirnizi anlas1nlar.
insanlara bu olaylan bildirme1nizin gayesi, onlan Bizim kudretimizi anlama-
ya te~vik etmektir. <;tinkti, bir ~eyi bilmeyen insan, onu gortince ogrenir. On-
lann bu Ashab-1 Kehfe rastlamalan, onu bulmalan, onu bilmektir. Burada,
sebebin ismi, sebep olan ~eye verilrni~tir.
«Allah'1n vaadinin ger~ek oldugunu, k1yametin mutlaka gelecegini
ve onda asla §iiphe olmad1g1n1 bilsinler.» Bunlann Ashab-1 Kehfe rastla-
y1p onu buhnalan, ahireti ve k1yameti inkar eden bu insanlar Allah
Teala'mn, ruhu ve bedeni oldtikten sonra tekrar diriltmesi konusundaki vaa-
dinin hak oldugunu bilmeleri ivindir. Bunda hiybir 9eli~ki ve ihtilaf yoktur.
Onlann uyuyup daha sonra da uyanmalan, once Olup sonra da dirilmeye
benzer bir durumdur. <;tinki.i, uyku oltimtin karde~idir.
Kiyametin kopacag1nda hic;bir §ilphe yoktur. Kiyamet; btitiin yarattkla-
nn, Allah huzurunda hesap verip, herkesin yaptig1mn kar~1hg1n1 gorecegi di-
rili§ vaktinden ibarettir. i~te bu hesap giiniiniln meydana geleceginde hi9bir
~ek ve §ilphe yoktur.
«De ki : 'Onlann say1s1n1 Rabbim daha iyi bilir. Onlan bilen azd1r.»
Rabbim, ilim yontinden daha gti~lti ve keyfiyyet yontinden de daha fazla bil-
giye sahiptir. Kesin bilgi (yakln) nin dereceleri, kuvvet yontinden farkhd1r.
Onlann say1s1n1, insanlann pek az1 bilir. Allah Teala onlan, bu bilgiye bu
delillerle §ahit getinnek ic;in muvaffak kllm1~tir.
hakk1nda bir §ey sonna! <;tinkti onlarm anlatacaklan ~ey ler. olaydan uzak
olan ~eyl erdir. Ostelik, onlann bu konuda hi<;bir bilgileri yoktur.
23. «Hi~bir §ey hakk1nda: 'Bunu yann yapacag1m' deme.» Burada
yeti§tirici, yani disipline edici bir yasaklama vardtr. Yapmaya karar vermi§
olclugun bir §ey ic;in, onu "yann, yani mutlak anlamda gelecek bir zamanda,
yapacag1m'' deme!
"Ayetin a~1k anlam1, "bir §eyi unuttugun zaman, Rabbini an" §eklinde-
l<ICI IF Stll<l~SI/ I H
olan Allah'a yemin ederim ki, eger 'in§allah' demi§ olsaydz, bunlar doguru-
lurdu." <3>
3- Hadisi Buharl ve Mtislim sahihlerinde rivayet etmi~lerdir. Bu rivayette: "Nefsim elinde olan
Allah'a yemin ederim ki eger. 'in§aallah' deseydi, hepsi Allah yolunda sii.vllri olarak cihdd
ederdi."
Kitt nr st l Ht ts II I H H7
ohm; Suhayb. Alnmar. llabhah vl! digerleri. Hz. Peygamber'le birlikte otu-
rup. onun yamnda bulunuyorlanl1. Kafirlerin liderleri ise. bunu istemiyorlar
vc onlann peygamberin yarnndan uzakla~ttnlmalann1 istiyorlard1. Diyorl41nh
Id : " ~u pis kokulu insanlan yarundan kovarsan, biz de senin yanma gelir ve
seninle oturu1uz. Biz Mtisliiman olursak diger insanlar da Mtislilman olurlar.
!Jizim sana uymam1za onlar engel oluyorlar. <;tinkil onlar alyak bir topluluk-
tur." T1pk1, Nuh peyga1nber zaman1ndaki milletin ona: "Sana bir siirt~ a~·aA1
ki§iler uymu~ken biz inanir miyiz" (~uara: 111) dedikleri gibi.
Allah Team, kafirlerden kalabahk bir grubun Milsltiman olmas1 pahas1-
na da olsa, Miisltiman fakirlerin Hz. Peygamber'in yan1ndan uzakla~t1nlmuM
sma izin vennemi~tir.
Alda ~oyle bir soru gelebilir : Daha onemli olan, onemli olana tercih
edilebilir. Fakirler kovulmak suretiyle, sadece onlann ki~ilikleri rencide edi-
lirdi. Bu da kti~tik bir zarardt. Halbuki diger taraftan, kalabahk bir gurubun
kafir olarak kalmas1na meydan verildi. Bu durum daha btiylik bir zarar degil
1nidir? Bu soruya ~oyle cevap verebiliriz: Fakirlerle birlikte olmaktan ~eki
nerek itnan etmeyenin, imaru geryek iman degildir. Onun ki, olsa olsa ~irkin
bir nifak olur. Bunlara iltifat etmemek gerekir. Fahreddin Raz1'nin tefsirinde
<le ooyle anlat1hr.
Birlikte olacag1n o kimseler, dualanyla sadece Allah'1n nzas1n1 isterler.
DUnyadan nimetlerinden hi9bir istekleri ve arzulan yoktur.
Zlinnfrn ~oyle clemi~tir : "Allah Teala Hz. Peygamber'e hitap ederek onu
uyann1~ttr. Demi ~tir
ki : 'Ruhu, cant ve kalbi yle Bizimle olanlarla ol. Onlar.
ak~am sabah Bizim huzurumuzu terketineyen kimselerdir. Ey Peygambert
Bizim huzurumuzdan aynlmayanlan koruyup, onlan gozetmen gerekir! On-
111
lan terketmen gerekmez.
«Eger feryad edip yard1m isteseler, erimi§ ma den gibi yiizleri ha§·
layan bir su ile kendilerine yard1m edilir! 0 ne kotii bir i~ecektir ve ne
kotii bir dayanaktir!» inkar eden kimselere, su istekleri yerine maden gibi
eritilmi§ olan bir madde verilecektir. Bu ifade, onlan kti~iimseyip azarlama
i<;in kullantlm1~ bir anlattm tarztdir. Bu eritilmi~ madde kendilerine sunulun-
ca, (ki bu madde yag1n a~1n bulamk hali, yani katran gi.bidir) hararetinden
yiizlerinin derisi doktilUr. 0 su, ne kotii bir i9ecektir. <;iinkti, su i~mekten
gaye, harareti gidennekti. Bu ise, tam tersini yap1yor, yangllll yOk daha artl·
nyor. 0 ate~ de, ne fena bir dayanak ve s1g1naktir.
Mii'rninlerin yapmalan gereken §ey; haks1zhk ve Allah'a isyan etmekten
ka91nmak, istigfar, pi ~manhk duyma, akideye giiv kazand1.nna ve zikirle
me~gul olmaktlr. Aksi halde, yolculuk yOk uzak, ate§in §iddeti ise 9ok yetin
olacaktlr. Cehennemin suyu ise, inaden eriyigi ve irin, kelep<;esi de demir
olacakttr. Bir hadiste ifade edildigine gore: "Cehenneme gidenlerin en hafif
azaba r;arptznlacak olanz, ayaklarina ate§ten iki pabur; giyip o ate~in verdi·
gi hararetden, beyinleri kaynayanlard1r. * 11
'Ey nefis! Hz. Peygamber. bUytik kti~Uk herkese selfim verirdi ' dedim ve
selfun verdim. <;ocuk da 'Ve aleykwn selam ve rahmetullah Ey Malik' diye
cevap verdi. Bunun tizerine, 'Nefisle ak1l aras1ndaki fark nedir?' dedi1n.
Onun cevab1 §Oyle oldu: 'Selam vermeni engellemeye ~ah§an nefis, seni
seHim vermeye te§vik eden §ey ise ak1ld1r.' Ben: 'Toprakla ni9in oynuyor-
sun?' diye sorunca, yocuktan §U cevab1 ald1m: 'Ondan yarattldtk ve ona do-
necegiz.' 'Bu aglama ve gtilme de neyin nesi?' diye sordum. <;ocuk §Unu soy-
ledi: 'Rabbimin azab1n1 hatulay1nca aghyonnn, rahmetini hatJrlay1nca da gti-
ltiyorum. ' 'Evladnn! Sen daha yocuksun. Gtinalun bile olmaz. Niyin agllyor-
sun ki?' dediln. <;ocugun cevab1 §U oldu : 'Oyle deme! Annemi gordlim, kil-
ytik odwllar olmadan, bliyilkleri tutu§turarruyordu.' i§te bu 9o~ugun sozlerin-
den ibret ahnam1z gerekiyor."
30. «inan1p ve iyi i~ler yapanlara gelince ...» Kalbin yaptlg1 amel
(iman) ile, bedenin yapt1g1 amelleri bir arada bulunduranlar... iyi i§ler
(salihat) ise, asll itibariyle s1fatt1r. Daha sonra, Allahu Tefila'nm gtizel gordli-
gil btitiln davran1§lar ii;in kullaru1m1§tir. Kendisiyle Allah'a yakla§Ilan bilttin
davrant§ ve hareketler buna dahildir.
«Elbette Biz giizel i§ yapan1n ecrini zayi etmeyiz.» "Ecr", yap1lan bir
i§e verilen kaf§1hkt1r. Tenvin ise "azaltma" bildirir.
Ben de bin dinara semlcn l~cnncttc ebedl kalacak <;ocuklar satJnaltyonun" de-
mi~ ve bin dinar sa<laka vermi~ti. Daha sonra da 1nuhta<; bir <luruma dti~erek.
karde~inin ge~ecegi yol tizerinde oturup, beklemeye dunnu~tu. Derken kar-
de~i ha~metli bir §ekilde yikagelmi§ti. Muhta9 karde§ ayaga kalkm1~. karde-
~ine bakm1§tl. Zengin olan karde§: "Bu halin nedir?" diye sorunca. Muhtn<;
11
33. <<Her iki bag da yemi§ini vermi§, ondan hi~bir §eyi eksik etme-
mi§ti.» Bu bahyelerin her ikisi de, en iyi §ekilde meyvelerini venni~ti. Diger
bah<;elerde oldugu gibi meyvesini eksiltmiyordu. <;tinkti adeten bah<;elerdeki
meyveler, bir yll tam olur, sonraki yil da meyve vennez. Ayn1 §ekilde baz1
agaylar da, baz1 y1llar meyve verip, diger yillar vermiyordu.
«ikisi aras1ndan bir de 1rmak f1~k1rtm1§bk.» Allahu Teaia bu her iki
bah<;e ortas1ndan birer de nehir akltml§tt. Ta ki bu iki nehirin suyu ile bah~e
ler sulans1n ve degerleri arts1n.
34. «Bag sahibi olan adam1n ba§ka geliri de vard1.» Bu iki bah~eye
sahip olan ki§inin, bah¥elerden ba§ka mallan da vardi.
"
Bu konuda ~eyh §Oy1e der : "Ayette geyen 'semer-iirun, meyveler' keli·
mesi, 'semere' kelimesinin <;ogulu olup, meyvelerden toplanm1§ olana denir.
Bah<;ede mutlaka meyve bulundugu halde bu §ekilde anlat1lm1§ olmas1n1n
sebebi, bu iki bah<;enin ve diger mallann1n titiinilntin <;okluguna i§arettir."
Muha1nmed b. Hasan der ki: " 'Mal'; insamn sahip ohnu~ oldugu her
ttirlti dinar, dirhem, altin, gtimti§, bugday, ekmek, hayvan, elbise .. vs. §eyler-
. "
d If.
hill'' ifadesinde ki dOmHlrUlmL' -rcd. hir nevi kerahet, isteksizlik ifade edcr.
Fussilet suresindeki ifadede ise rucO' kelimesi ku1lamhn1~ olup. kerahat an-
1
hun1 ifade etmez. SOrenin genel ak1~1, buna daha lay1k oldugu i~in bt>yle gel-
mi~tir."
Burada soz konusu olan ~ahs1n, bu kadar tamahkar oltnas1rnn ve kOtU hir
yemin etmesinin sebebi, o ~ahs1n, Allah'1n bu mah ona kendi ~ahsl kabiliye-
tinden ve ona liyakattndan dolay1 verdigine inanm1~ olmas1dir. Bunun bir is-
tidrac oldugw1un fark1nda degildir. Bu servet kar~1s1nda kafirin Allah'm
e1nirlerine ve yasaklanna ayk1n davrand1g1 halde: "O ~ok comerttir ve rah-
"
1net sahibidir. Ahirette bana, dtinyada verdiklerinden daha ~ok verecektir. u
demesi Allahu TeaHrya kar~1 aldan1§ i~erisinde olu~undandir. Allahu TeQHl ~
"Ey insan! <;ok kerfni olan Rabbine kar§l seni aldatan nedir?" buyunnu~
tur. (infitar: 6)
I r~ad isimli eserde §Oyle denir : "Buradaki hat cilmlesinin f aydas1 diya-
log esnas1nda ona soylemi§ oldugu sozlere dikkat ~ekmektir."
«Sonra nutfeden yaratan ...» ikinci a§amada ise seni anne kam1nda
nutfeden yaratan O'dur. Nutfe, senin yak1n olan 1naddendir.
«Sonra da seni adam §ekline sokan...» Seni kusursuz ve normal bir
adam §ekline 0 koydu. Seni bir erkek insan haline getirdi. Kamus'ta §tiyle
denir : "Rectil, gen9lik 9ag1na gelen, ihtilfun olan kimseye verilen add1r."
B urada, onun inkarc1 olu~unun, ~irk ko~tnak suretiyle olduguna i~aret edil-
mi§tir.
39. «Bag1na girdigin zaman : 'Ma§allah! Allah'tan ba§ka gi.i~ sahibi
yoktur!' demen gerekmez miydi? .. »Sen bahc;ene girdigin zaman, i~ler Al-
lah'1n dilegiyle olmaktadlr demeli degil miyclin? Buradaki maksat, o adama,
hem kendisinin ve hem de servetinin, Allah'1n dilegiyle var oldugunu itirafa
te~vik etmektir. Dilerse o bahc;eyi mamfir olarak oldugu gibi birala.r, clilerse
onu yok edip peri§an eder.
Yine sen, bahc;ene. girdigin zaman, kendi acziyetini itiraf ederek, kendi-
ne verilen bu omilr ve nimetlerin Allah'1n yard1m1 ve takdiri ile oldugunu bi-
lerek, 'Allah'tan ba~k.a gtiy ve kudret sahibi yok:tur. Btittin bu varllklar O'nun
yardum ve kudretiyle olmu§tur' demen gerekmez miydi? Hadiste: "Birisine
hayirlz mal ve aile verildigini goren kimse, onlan gordugii zaman
"Ma~allah. La havle vela kuvvete ilia billah" derse, onlarda hifbir firkinlik
gormez" buyurulmu§tur. <4 >
«Sen beni, malca ve evlatca kendinden az gori.iyorsan.» bil ki...
Buradaki "gorme" olay1, ya bilmek, yahut da hakikt gonnedir.
40. «Rabbim bana, senin bagtndan daha iyisini verebilir .» Bu, onun
imarundan dolay1, kendisine fillirette verilecek olan §eydir. <;tinkti, dtinyada-
ki bahc;e farudir. Bfil<:i olan ahirette verilecek olandir.
«Ve o senin bagm1n iizerine de gokten ydd1rimlar gonderebilir.»
Belki da Allahu Teala onun bahc;esine, azap olarak, gokten bir dolu, yild1nm
ya da ate~ atar. Onun hakk1nda onu bekliyordu. <;iinkii ·o, nankorltigii.n sonu-
nun o oldugunu biliyordu. Mal ve millkten dolay1 bir talam havalara ginnek,
peri§an olmaya sebebiyet verir. Mil'min karde~in ona soyledigi bu sozler,
inkarc1 karde§in: ".. Bunun yok olacaginz hif sanmam.. " sozlerine cevap te§-
kil etmektedir.
«Boylece senin bag1n, kupkuru bir toprak kesilir.>> Allahu Tefila se-
nin bag1ru, tizerindeki bitki ve agac;Ian c;ekip kopannak suretiyle, kupkuru
ve i.izerinde kay1lan dtimdtiz bir toprak haline getirebilir.
4- Hadisin benzer bir metnini 1bn0.'s-Sinni rivayet etmi§tir; "Bir kimse ho§landtgi bir §ey go-
riip, nw.§aallah, la havle vela kuvvete illa bil/ah" derse ona goz zarar vermez.'' Bkz. eL-Fet-
hu'l-Kebfr, 3/192.
J\yd: :.~H '12 t<lr.t w S\ mEsl I IH
41. «Yahut suyu dlhc \'.Ckilir de, art1k onu bir daha bulamazs1n. '»
Yahut da 0, senin bah\=enin suyunu dibe ~okertir de, o diplere indirilen su-
dan, ne ellerinle ve ne de kovalarla bir gram su <;1karamazs111. Bu suyu nc
bulmaya ve ne de bulursan geri 9evinneye gtictin yetmez.
Bir soylentiye gore ise, o baga Allahu Tefila ate§ gonderrni§ ve btittin su·
yu yekilivermi§tir.
«(Bu esnada da): 'Ke§ki Rabbime hi~bir ~eyi ortak ko§mamt§ olay-
dtm!' diyordu.» Ba§1na gelen bu durumlann, Allah' a §irk ko§tugundan titti-
rti oldugunu anlam1§ ve mii'min karde§inin ogiltlerini hatirlami§ gibidir.
.Mil§rik olmay"1Jl, Allah'1n birligini kabul eden bir mti'min olmay1 temenni
eder olmu§tur. Fakat bu temennisini, te1nenni f ayda venniyecegi zamanda
dile getinni§tir. iman1ru dtinyay1 isteme yontinde kulland!g1 ic;in samimi de-
gildir. Bu samimiyetsizliginden dolay1 da, tevbesi tevbe sayllmaz.
114 HLJHU'L Bl~YAN Ci'1z: I G
rinin ve c;i<yeklerinin h11.la yok olacagm1 a91kla. Taki onlar da dunyaya kantp
oraya baglanarak. ahiretten tamatnen yi.iz 9evirmesinler.
Burada maksat, dUnya hayatin1, sadece gokten indirilen suya benzet1ne
degildir. Maksat, su olmay1nca, dtinyadaki btittin varhklann yok ohnaya yUz
tutacag1na i§arettir. Suyun varhg1yla, btittin bitkiler birbirleriyle sanna~ do-
la~ bir §ekilcle birbirine kan§arak geli~ip btiytirler.
i§te btittin bu ttir iyilikler, Allahu Teala katinda, gevici ve yok ollnaya
mahkum olan mal ve ~ocuklardan daha haytrhdH. Bunlann faydas1 ahirette
gorillecek ve sevab1 sahiplerine ula~acaktlf. Bunlar, umut~a da hayirhd1rlar.
Mii'min insanlar dilnyada u1nut ettikleri ~eyleri, ahirette bulacaklardir. insan-
lar, gec;en mal ve evlatlanna ise kavu~1nay1 umut etmezler.
Bu ayet, dtinya hayat1n1n ge~ici stislerinden uzak durmalan ivin,
1nil'minleri u.yamk tuttnaya ve dtinya hayat1 ile bobtirlenenleri k1namaya yo-
neliktir.
5- Hadisi Nesai ve Hakim rivayet etmi~lerdir. Hakim'in lafz1 ~oyledir : "Ate§e k ar§l kalkammzi
alzmz. Subhanellah, velhamdiilillahi ve f{t ilahe illallah deyiniz ..." Bkz. el-Fethu'l-Kebfr,
2/85.
I I~ l
Orada onlara: «' Andolsun ki, sizi ilk defa yaratbg1m1z gibi Bize gel-
diniz.» denmi§tir. Sizi ilk defa yaratmt§ oldugumuz zamandaki durumunuz-
la, yani ~1nl91plak, yahnayak ve ~oluk ~ocuklann1z olmadan Bize geldiniz.
"'
Hz. Ai§e (r.a.) validemiz Peygan1ber efendimize:
6- Hadisi, Buhari, Muslim ve Nesai rivayet etmi~lerdir. Ncsai'deki bir rivayet ~ u ~ekildedir: "O
giin onlardan herhirinin, ha§indan a§acak i§i (derdi) vardir." (Abese: 37) Bkz. Camiu'l-
Usul , 10/426.
1\yc~I : 4H 4H l~l•:I IF Sl J l~l~:s l / 18 I :.l I
Te'vilat adh eserde §unlar anlauhr : "Ruh sayfalanndaki l§lk fazla ise, o
kimse cennetliktir. Oradaki karanhk f azla ise, o kimse de peri~an olmu~tur.
I~1g1 karanhg1na kan§mam1~ olan kimseler ise, ytiksek mertebe ve tistiin de-
rece sahipleridir. Bunlar, Allahu Teala'n1n huzurunda, s1dk sandalyesinde
11
otururlar.
Senin yapman gereken §ey, iyiliklere s1ms1kt sar1lmak ve kottiJtiklerden
de sak1runakt1r. <;Hnkti herkes, yapm1§ oldugu amellerinin agac1n1n meyvesi-
7- Hadisi Ahmet b. Hanbel, Taberani ve Beyha.k.l, Sehl b. Sa'd den merfil olarak rivayet etmi§·
lerdir. Bkz. el-Fethu'l-K ebfr, 1/491.
<'. i'lz: I r;
ni bulacaktir.
Hz. Ai~e (r.a.), bir gtin agac1n altmda otururken, eli kapah bir kadm ken-
"
clisine gelir. Hz. Ai~e, elini ni9in ortaya c;1karmad1g1n1 sorar. Kadm ~unlan
anlatlr : "Sonna ey mti'minlerin annesi! Benim annem ve babam vard1. Ba-
bam sadaka vermeyi 9ok sever, annem ise hi9 sevmezdi. Annemin bir pan;a
basit i9 yag1ndan ba§ka hiybir sadaka verdigini gormemi~tim. Oldtiklerinde,
rtiyamda kiyametin koptugunu gordtim. Annemi, ayakta dikilmi~ bir durum-
da, o i9 yag1ru yalarken gordtim.'Susad1m!' diye bag1nyordu. Babam1 ise, ha-
vuzun kenannda su i9erken gordtim. Babrunm, dtinya hayat1nda su vennek-
ten daha 9ok sevdigi bir sadaka yoktu. Bir bardak su ahp anneme verdim.
"Ona su verenin eli kurusun" diye bir ses duyuldu. Rtiyadan aytld1gtmda,
elim kurumu ~tu." <8>
50. «Meleklere: 'Adem'e secde edin!' demi§tik. iblis hari~ hepsi he-
men secde etti.» Meleklere, Actem'e secde edin dedigimizi hatirla! Buradaki
"secde"den maksat, onu selamlamak ve onu degerli bilmektir. Yoksa ibadet
etme secdesi degildir. Bu secde, ge9mi~ milletler zamamnda me~ru-yasal
iken, isl am taraftndan m~rfiluktan-yasal olmaktan <;1kanld1."
. "
lblis hari9, hepsi Hz. Adem'e secde etti. 0 ise, bobtirlenip diretti ve sec-
de etmedi. Burada "neden secde etmedi? " gibi bir soruya cevap verilmi~ gibi
bir durum var. Nihayet sorunun cevab1 geliyor :
Bir ba~ka gorti~e gore ise, Allahu TeaHi'nm Actem'den once yarat1p, yer-
8- Bu, uykuda gortilmii~ bir rtiyadir. BUyle rUyala:rla ~erl hUkUm sabit olmaz. Bunlar, sahih de,
batil da olabilir. Arna bunda ho§ bir mana var. Onun ivin bu lassay1 aldik.
9- tstisna edilenle, kendisinden istisna olunan aym cinsten olursa bu istisna ti.irtine muttas1l
istisna denilir. Ayett.e, iblis, meleklerden istisna edi lrni~tir. 1blis melek olmay1p, cin oldugu-
na gore, melekten nasil istisna edilmi§ olabilir'? Tarzmdaki muhtemel bir soruya cevap iyin,
mUfessir bu izaht yapmt§trr. (Musahhih).
I\\' I· I : ! j() [ j I
yii1.Une g()nderdigi hir halk vanl1. O halkm ad1 d ndi . 1blis de onlann kalan-
lanndan bitisiydi. Onlar kan d<>kmU~ ler. mel ekler <le onlurla sava~m1~t1.
Bagav1 §Oyle uer: "Onun Stiryanicedeki ach Azazll, Arapc;adaki a<.11 ise
I Hlris'ti. isyan edince, adi ve §ekli degi§tirildi, kendisine "iblis'' clendi. c;un-
kU o. rahmetten limit kesmi~tir. Bu gibi durumlardan Allah' a s1gm1nz. ' 1
52. «0 giin (Yiice Allah inkarcdara) der ki: 'Benim ortaklar1m ol-
dugunu iddia ettiklerinizi ~ag1rin da, (sizi azab1mdan kurtar1versinler!)
<.;agirdilar ama, kendilerine hi~ cevap veremediler. Biz onlarin aralan-
na tehlikeli bir u~urum koyduk.» Allahu Teala k1yamet gtintinde,
inkarc1lan hem rencide etmek ve hem de nayar birakmak i<;in der ki :"Beniln
ortaklanm oldugunu yani ~efaatc;iler olup, size ~efaat edeceklerini iddia et-
tiklerinizi yagrnn da size arac1 olup, yardurun1za ko~sunlar." imdada <;ag1nl-
mas1 istenenler, Allah'1n haricinde kulluk yap1lan her §eydif;
Onlar iddia ettiklerini yard1m etmeleri i9in yagirdllar. Fakat hi9biri ce-
vap veremedi, yardunc1 olamadt ve kendilerinin azab1m gidere1nedi. Biz ~a
g1ranlarla yag1nlanlar aras1na peri§an eden bir w;urum koyduk ki bunda ilcisi
de beraberce bulunsunlar. i§te o Uyurum da cehenne1ndir.
54. «Andolsun ki Biz bu Kur'an'da, insanlar i~in her tiirlii misali sa-
y1p dokmii§iizdiir. Arna insan, tarti§maya her §eyden daha ~ok dii§kiin-
diir.» Andolsun ki Biz, Kur'an'da bir9ok kere, iyiliginiz ve menfaatiniz i9in
muhtelif §ekillerde size misaller verdik. Ta ki, hatirlay1p ogtit alas1mz. Fakat
insan, cibilliyet ve tlnet olarak tart1§ma konusunda c;ok ileri gitmi§tir. Her
konuda tart1§1r. Fakat insan1n tart1§mas1, btittin tart1~mac1lardan daha ~oktur.
0 burada makam1n1n geregi olarak, batila kar~1 son derece has1mdu. Bir ha-
diste ~t1yle buyurulur: "lli(hir topluluk, iizerinde ofdtt,~u hidayet yolwulan
sapmaz. Tartz§·maya gir<'nler /Ju.nun d1§mdad1r. "( 10>
SS. «Kendilerine hidayet geldigi zaman, insanlan iman etmekten ve
Rablerinden magfiret dilemekten ahkoyan §ey; sadece, oncekilerin ba§I·
na gelenlerin kendi ba§lar1na da gelmesini, yahut azab1n goz gore gore
kendilerine gelmesini beklemeleridir.» Kendilerine hidayet olarak Hz.
Peygamber ve Kur'an gelince, Mekkelilerin yine de iman edip i~erisinde bu-
lunduklan ~irki birakmalanna ve Allah'tan bag1~lanma dileginde bulunmala-
nna engel olan ~ey, eski milletlerin ba~1na gelen betalann, onlann ba~lanna
da gelmelerini beklemeleridir. Onlann ba~ma gelen, koklerinin kazuunas1-
<lir. Yabut da fillirette azaba yarp1lmalandir. Bu durum, goz gore gore onlann
ba~1na gelen beHilardir.
10- Hadisi Tirmizi, tefsir bOlUmUnde 3250 numarada, ibn Mace ictinabU'l-bida' ve'l-cedel'de 48
numarada, Ahmed b. Hanbel de Mtisned'de 10/252 numarada~ tahric ettiler. 1snad1 sahihtir.
Bkz. Camiu'l-Usfil, 9(749.
126 RUHU'L· BEYAN CC1z: I!)
l:l7
lam1yacaklardu.
59. «i~te §U kentler! Ne zaman zulmettilerse, Biz de onlara helak et-
tik. Onlart helak etmek i~in de belli bir vakit tayin etmi§tik.» Bu kentler-
den kas1t, Ad ve Semud gibi milletlerin ya§ad1klan kentlerclir. Onlar ne za-
man Mekke'lilerin yaptig1 gibi zultim ve haks1zhk yapmt§ iseler, kendilerini
peri§an etmi§izdir. Mekke'liler; <;e§itli yalanlama; isyan ve kavgalar ederek
zuli.im yapm1§lardi. Onlann helfilc olmalan i~in de belli bir vakit belirlemi§
ve o vakitten geri kalamam1§lard1.
Bu ayetlerde bir 9ok i§aretler vardu :
1) insanlann hidayete ermeleri i~in bir tak1m sebepler vard.Ir. Ancak in-
sanlar, Allah'1n hidayeti olmadan dogru yolu bulamazlar.
2) Batlla sapan kimseler, hakk.I batil, baub da hak olarak gortirler. Bu-
nun sebebi, kalplerinin kor, aklllann1n da zay1f olmas1du. Peygamberleriyle,
onlan bilemediklerinden ve saplkhklanndan mi.icadele ederler ve hakk1 orta-
dan kald1rmaya 9ah§ular.
3) Allahu Teala'n1n dilnyadaki rahmeti, hem mi.i'minlere hem de
kafirlere olmak i.izere geneldir. 0, kafirlere, i§lediklerinin cezas1 olmak i.izere
hemen nz1klann1 kesmez. Bizim si.innetimizde, zalime z~an tan1mak var-
du, onu ihmal etmek yoktur. Mazlumun duas1 makbul olan dualardandir.
Peygamber (s.a.v.) efendimiz bir hadislerinde §tiyle buyurmu§lardir: "Maz-
lumun bedduas1ndan korkunuz. Onun yapacagz beddua ile Allah arasmda
perde yoktur. " <11>
60. «Bir zaman Musa, gen~ adam1na demi~ti
ki : 'Ben, iki denizin
birle~tigi yere var1ncaya kadar durmay1p gidecegim, yahut da uzun za-
manlar ge~irecegim. '»
Rivayet edildigine gore: Musa peygamber, Kipt1'lerin helak olu§undan
sonra, israilogullanyla birlikte M1su'a y1kttg1nda, Allahu Teala ona, milleti-
ne, Allah'1n kendilerine verdigi nimetlerini hatirlatmas1ru emretmi§ti. Mille-
tine etkili bir nutuk vekti. Onunla kalpler yumu§ad1, gozlerden ya§lar akti.
Bunun lizerine israilogullanrun ilim adamlanndan birisi, "Ey Musa kim da-
11 - Bu, Buhari ve Milslim'in ta hric ettikleri bir hadisin bir boliimtidiir. Bu, Hz. Muaz'm ~u hadi-
sidir: "Sen ehli kitaptan bir kavme geleceksin. On/an Allah'tan baJka i/ahm olmad1gma <;a-
.~ir... " 0 hadiste "MazlCtmun bedduasmdan sakzn . Orum/a Allah arasmda perde yok" ctim-
lesi vardir.
Avt'f: GH GO 1{11:1 IF SLJHESl/ 18 I :3 I
ha iyi bilir?" diye sordu. MOsa <la "ben" cevab1m verdi. Bunun ilzerine Alla-
hu Teala, Mfisa peygrunberi azarladi. <;ilnkil, en iyi bilmeyi Allah'a. nisbet
etmemi§ti. Bundan sonra Allahu Teata Musa peygambere, iki denizin biti~ti
gi yerde bir kul oldugunu, bu kulun ad1n1n Htzlf oldugunu ve o kulun
MGsa'dan daha iyi bildigini vahyetti. Bunun ilzerine Musa peygamber: "Ey
Rabbim! Onu nerede bulabilirim ve onunla nas1l gorti§ebilirim?" diye yal-
vardi. Allahu Team: "Onu, sahildeki kayan1n yan1nda ara. Oradan sepetine
bir bahk al ki sana az1k olsun. Onu kaybettiginde, H1zir oradad1r 11 dedi.
Musa <la bir bahk ahp zenbiline koydu ve gene; adama: "Bahg1 kaybe<lince
bana bildir" dedi.
A •
Ayetin anlam1 : "Musa b. Imran'1n, ibret olsun diye gem; delikanhsina
soyledigi sozil hatlrla. 0 gene; delikanh, Hz. Musa'nm klz karde§inin ~ocu
II
12- Hadisi Buhari, Mtislim ve Ebfi Davud tahric etmi§lerdir. Bu hadis, daha once 1 numarah
dipnotunda da ge~ti. Bk.z. Camiu'l-UstU, 8/60.
132 HlJI IU'L B~YAN l'liz: I G
61. «Her ikisi, iki denizin birle§tigi yere varmca, bahklarm1 unuttu-
lar. Bahk, denizde bir delige dogru yola koyul mu§tU.» Yani o ikisi. iki
denizin uzantllann1n ortas1nda uzunlarnas1na olan nerde ise biri birine kavu-
§acak yerine ula§tllar. Fakat bahklann1 unuttular. Musa. bahg1 arkada~tna
hatirlatmay1 unuttu. Arkada§I <la olay1 bildinneyi unuttu.
Bahg1n koyulmu§ oldugu yol, denizde bir su deligidir. Ayette geyen
"sereb" kelimesi, alt k1sm1nda bir delik olan yeraltl evi anlam1 t~ir. Buras1
tilnel degildir. Burarun 91k1~1 olmacbg1ndan "sereb" kelimesiyle ifade edil-
mi§tir. <;1k1§1 olsayd1, ttinel denirdi.
Allahu Teala, suyun ballk tizerine ak1§1n1 tuttu ve su da, bahk yolundan
~ekilmek suretiyle, av1k bir delik ve ttinel haline geldi. Buhari ve Mtislim'de
bildirildigine gore, Hz. Peygamber de bu durumu bu §ekilde a~1klam1§tir.
62. «Bulu§ma yerini ge!;tiklerinde Musa gen~ adam1na: 'Getir bize
kahvalt1m1z1! Ger~ekten bu yolculugumuzda epeyce s1k1nttyla kar§tla~·
bk' dedi.» Gtiniln kalan k1sm1nda ise, bulu§ma yeri olarak tesbit edilen iki
denizin biti~tigi yeri gevip gittiler. Sonraki giln bahg1 hatirlamas1 ivin
Musa'ya ac;hk verilmi§ti. i~te o zaman eski lstegine donmti§ ve delikanhs1na:
"Getir bize kahvalt1mz1!. Ger~·ekten bu yolculugumuzda epeyce s1kint1yla
kar§lla§tik" demi~ti. Burada yiyecekleri §ey, bahklan idi. KahvaltI (Gada)
gtintin ba§1ndaki yenen yemektir. Ak§arn yemegi ise "A§a"du.
Yemin ederim ki bulu~ma yerini ylirilyerek gec;tik.1en sonra birc;ok yor-
gunlukla kar§Ila§t1k.
Nevevl der ki : "Musa yemek istesin di ye, kendisine ac;hk ve yorgunluk
verilmi§tir. Boylece YO§a' ona bahg1 hatirlatm1§tlr."
Hadiste de buyurulur ki : "M11sa, kendisine emredilen yeri gefinceye
kadar szkint1ya dil§memi§tir. "
63. «Gen~ adam: 'Gordiin mii, kayaya s1g1nd1g11ruz zaman, bahg1
unutmu§um. Onu soylememi, bana §eytandan ba§kas1 unutturmad1. De-
11
nizde, kendisine §a§tlacak bir yol tutup gitmi§ti' dedi.» Yani, kayaya va-
np da orada konaklad1g1m1zda, bana olanlara §a§t1m. Ben, orada bahg1 ve
onda gordilgilm acayip durumlan sana hatulat1nay1 unuttum" dedi. Sonra cla,
ona bunlan ~eytan1n unutturdugunu belirterek ozilr diledi. <;ilnkti, bunlan
Musa'ya hatirlatmt§ olsayd1, bulu§ma yerini gec;miyecekler ve yorulmaya-
caklard1.
l<li:t W Sl J l<l~SI I I H
Bahk da. denizde kendisine tuhaf bir yol tutup git111i~ti. Denizde kendi-
sine ke1ner ve su alt1 evi ~eklinde bir yol av1lm1~ ve oraya dahp gittni~ti. Bu-
rada sanki derunek istemni§tir ki : "Bahk canland1, hareketlenip denize dU~
lli. Sonra da kendisine acayip bir yol tutturarak oraya dahp kayboldu.··
70. «0 kul: •o halde, e~er bana tabi olacaksan, hen sana anlahncu-
.va kadar, hi~bir §ey hakk1nda bana soru sorma' dedi.» Benim yaptt~1m1
g()rdi.igtin ~eylerde, ho~una gitmeyenler olursa, benimle 1ntinaka~aya ginne
ve soru sorma yoluna gitme! Btittin bunlar bir hikmetten dolay1 yap1ld1~1
i~in, itiraz da etme! Taki, ben sana asaklamalarda bulununcaya kadar.
71. «Bunun iizerine yiiriiyiip gittiler.» H1zu ve Musa (a.s.) sahHde ge-
miyi aramaya koyuldular. Gen\: ada1n Yfi~a' da onlara uyrnu~ gidiyordu. Fa-
kat burada zikredilmemi~tir. Bu duruma, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ~u sozti
i§aret etmekteclir : "Derken yanlan.na bir gemi ugradi ve bu geminin kendi-
l:JH HUI flJ 'L · B~YAN Cilz: I 5
Adi ge9en kral, inkarc1 bir kraldt ve saglam olan her ge1niyi sahibinden
zorla ahrd1. Zorla ellerinden alma korkusu, o gemiyi kusurlu hale getinnesi-
ne sebeptir.
ibni Abbas (r.a.) ~oyle der: "Allahu Team bunun yerine onlara bir klz
~ocugu venni§, bir peygamber de o k1z ile evlenmi§ ve 9ok degerli peygam-
berler dog1nu~tur. "
82. «Duvar ise, §ehirdeki iki yetim -;ocugun idi. Alt1nda, onlara alt
bir hazine vatd1.>> Sozti edilen duvar, daha once ge9en Antakya ad1ndaki
kentteki iki yetitn vocugun idi. Bu duvann alt1nda gomtili.i olan altin ve gU-
1nti~ten bir hazine vardi. Bu durum Hz. Peygamber'den merfu' olarak rivayet
edilmi§tir. (t 4 >
14- Merfu, Hadis usQJti ilminde bir terimdir. Bizzat Hz. Peygamberden nakledilen haberlere de-
nilir. '
142 HLJHU'L ·BEYAN Cliz: I <>
ren ve yerilen bir alt1n ve gtimti§ biriktinne vardir ki, yerilen bu hazine,
zekat1 verilmeyen, kendisine ait hukuk yerine getirilmeyen hazinedir.
«Babalan da iyi bir kimse idi.» Bunlann babas1 glivenilir bir adamdi.
Orada bulunan halk, emanetlerini ona teslim ederlerdi ve saglam olarak da
geri ahrlard1. Babalan salih kimse oldugu iyin, o ~ocuklann canlan ve mal-
lan korundu.
Cafer b. Muhammed ~oyle der: "O ikisi ile sfilih babalan aras1nda yedi
tane baba vardir. Burada gomtilen hazine, yedinci dedelerinindi. "
«Rabbin diledi ki, onlar biiyiiyiip ak11lar1 ersin ve Rabbinden bir
liituf olarak kendi hazinelerini ~1kars1nlar.>> Rabbinin, duvann dilzeltil-
mesini dilemesinin sebebi, o iki yetim 9ocugun biiytiytip rli§tlerine eri§erek,
gorli~ sahibi olmalanm beklemektir.
Burada H1zir, yap1lan 9irkin i§i kendi nefsine isnad ederek: "O gemiyi
kusurlu yapmak istedim" diyor. <;ocugun oldlirillmesi olay1n1 ise "Ha§fna-
korktuk" kelimesiyle ifade ediyor ve yOgul "na" sigas1 (kipi) kullan1yor.
Bunun sebebi, inkardan herkesin korkmasm1n gerektigine i§aret etmektir.
Duvann dtizeltilmesi konusunda ise : "Rabbin diledi ki, onlarzn akillarz er-
sin" ifadesi kullamlmak suretiyle, ak1llann ennesinin ve insanlann btiytime-
sinin ba§kalanmn degil de, sadece Allah'1n iradesine bagh oldugu ger9egi
vurgulannu§tir. Bu konuda, Allah'tan ba§ka hiybir varhg1n etki ve tesiri ola-
m1yacag1na dikkatler yekilmi§tir. Birinci ifade, kendi zat1nda yirkin bir kotli-
ltikttir. ikincisi, sadece bir haytr, tiyiinciisti ise, hayrr ve §er kan§tktir.
Dense ki : "O yetim yocuklann biri veya onlann vasisi, duvann alt1nda
hazinenin oldugunu bilmi§ olsa, duvann y1kllmas1n1 onlerdi. Eger bunu bil-
miyorlarsa, cluvann alt1ndaki hazineyi nasil ~1karabilirler ki?" Bu soruya ~u
cevab1 vennek mlimklindlir: "iki yetim bu durumu bilmiyorlardlr, sadece on-
lann vasisi biliyordur. Fakat o esnada, vaslsi de orada yoktur. Fahreddin
Rfizl'nin tefsirindc de nyni ~l'Y sllyleniyor.''
Fakir de §Oyle der: "<;ocuklarm onu bilmedikleri tezine, kesin gtivene-
meyiz. <;iinkil Allah Team, duvar altinda bulunan hazinenin yerini, herhangi
hir yolla o yetimlere bildirmeye kadirdir. Allah Tefila bildirir ve 9ocuklar cla
onu kolayhkla ytkanrdi. Sonra, hazine aray1c1lan her zaman yerini bihnedik-
leri defineleri bulurlar. Bu durum nadir o~an bir durum degildir. Allahu
Teata'n1n H1zir'1 bu §ekilde hareket ettirmesi, o iki 9ocuk iyin bir ltituftur.
Allahu Teala onlara rahmetini ihsan etmi~tir.
«Ben bunlan kendiligimden yapmad1m.» Ey Musa! Benim yapt1g11n
i~lerden gormti§ olduklann; gemiyi delme olay1, yocugu oldtinne olay1 ve
duvan dtizeltme olay1, benim kendi gorli~ ve iytihadimla yapt1g11n §eyler <le-
gildir. Ben onlan, Allah'1n emri ve vahyi tizerine yaptim.
sozler ilzerine Musa, aynhg1na aglamt§ ve "bana nasihat et" demi§tir. H1zir
da ona " hilgiyi, insanlara anlat1nak i9in degil, onunla amel etmek i9in iste"
demi§tir.
Hlz1r'1n diger baz1 ogiltleri de §Oyledir: Faydah ol, zararh olma! Giller
11
ylizlti ol, as1k suratlI olma! inat91 olmaktan sak1n! Bo§ yere dola~ma! (ihti-
yac1n olmadan ytirtime!) Bir tuhafl1k olmad1k9a gtilme! Gilnah i§leyenleri,
pi§manhk duyduklan zamandan sonra ay1plama! Sag kaldlgm mtiddet~,
kendi hatalann iyin agla! Bugtintin i§ini yanna buakma! Gayretini hedefine
yonelt. Seni ilgilendinneyen §eye kan§ma! Yapacag1n §eyi ay1ktan a91ga yap
ve giictin oldugu mtiddetye de iyilik yapmaya bak!"
Bu nasihatler tizerine Hz. Musa §Oyle der : "<;ok gtizel ogtitler verdin.
Allah sana bol nimetler ihsan etsin seni rahmetine dakhrs1n ve seni dil§1nan1-
11
mn §errinden kurtarsm.
Muhammed b. Mtinkedir de §Oyle der : Allahu Teala, salih bir insan1n
II
144 RUHU'L-HEYAN Cii~: I()
Mticfillid der ki: "Yerytizline dart ki§i hakim olmu§tur. tkisi mil'min, iki-
si de kafir. Mil'min olanlar; Hz. Stileyman ve Zil'l-Kameyn, kafir olanlan
ise, Nemrfid ve Buhtu'n-Nasr'dir."
Zti'l-Karneyn, Hz. ibrahim doneminde ya~am1§ ve Nemrut'tan sonra gel-
mi~ ve yok uzun zaman ya~anu~tir.
si degildir."
Kendilerine cevap olmak tizere «De ki : 'Size onun hakk1nda bir ha-
ber okuyacag1m. '>> E y soru soranlar! Onun hakk1nda birtak1m ay1klamalar-
da bulunup, size Zti'l-Karneyn'in durumu hakkmda bilgi verecegim.
.ibni Kemal §6yle der: ''ikinci birinciye ula§mak istedigi zaman, 'Tebiahfi
ittibaen' denir. Ona ugray1p da onunla gec;ip gitmek istedigi zaman ise
'Tebiahfi tebean' denir."
Baz1lan bu konuda §Oyle der: BatI yontinde, hic;bir imar eserinin bulun-
mad1g1 son noktaya vannca, gtine~i de karanhk bir unitede batar halde bul-
du. Bu, gemi yolculugu yapan kimsenin, gtine§i denizde batar gormesi gibi.
/\vc·I: H1l HO l<lt:I W SI J l<l~SI / I H I Gl
87. «0 da: 'Kim haks1zhk ederse, ona azap edecegiz. Sonra o, Rab-
bine donduriilecektir. Allah da ona, goriilmemi~ ol~iide azap edecektir,
dedi.» Zii'l-Kameyn onlara dedi ki: "Benim dediklerime inanmay1p da eski
inkarc1 tutumunda israr ederek kendisine haks1zllk edenlere, ben ve dtinyada
benimle bulunan kimseler oltimle azap edecegiz, 0 kimse, ahirette de Rabbi-
ne dondtirtil1nek sfiretiyle, orada da kenclisine azap edilecektir. 0 azap tlyle
bir azaptlr k.i, dtinyada e§i yoktur. 0 da cehennem azab1dir."
88. «'Fakat, inan1p iyi i~ yapan kimseye de en giizel miikafat var-
dir .» Fakat her kim, benim 9agnma uymak sfiretiyle, iman eder ve imamnm
geregi olan salih amel i~lerse, o kimse ic;in her iki d'i.inyada da fillirette ka1'§1-
la~acag1 mtikafat1n -ki o da cennettir- yam slfa en guzel ka1'§1hk vardu.
89. «Sonra yine bir yol tutup gitti.» Daha sonra o, geri dontip yola ko-
yulmak sfiretiyle, baudan doguya yoneldi.
90. «Giine§in dogdugu yere varinca...» Yerytizi.iniln mamur bir m1nt1-
kas1nda, giine§i ilk dogu~ amnda gordiigil bir yere vannca... <;i.inkti, gtine~in
152 RUHU 'L f3~:YAN Ci.iz: I fi
«Onu oyle bir kavim iizerine doguyor buldu ki, onlara, kendilerini
giine§ten koruyacak bir siper yapmam1§hk.» Gilne§i, onunla aralannda
hi<;bir perde bulunmayan ve 91plak halde bulunan bir milletin tizerine dogar
halcle buldu. 0 milletin gtine§in hararetine kar§I ne elbiseleri ve ne de ivine
girecekleri binalan vardi. Onun i~in de, gtine§ dogrudan dogruya tizerlerine
vuruyor ve onun s1cag1nclan korunam1yorlard1. Golgelenecekleri bir s1g1nak-
lan da yoktu. <;unkti, onlann sahip olduklan topraklar, yumu§ak oldugu ivin,
ilzerine bina yap1lan11yordu. Gtine§ten korunabilmek ivin, oralarda bulunan
yer altI inlerine veya denize girebiliyorlarch. Gtine§ batlnca da girdikleri yer-
lerden v1klyorlard1.
1
91. «i§te boyle.» Zti'l-Karneyn in durumu, sana anlatt1g1m1z gibidir.
Kendisine mtilk venni§ ve makam1ru yilceltmi§izdir. Yahut da onun millet
i<;erisindeki durumu, bu sfirenin 86. ayetinde belirtilen muhayyerlik durumu
gibidir.
«Onunla ilgili her §eyden haberimiz vard1.» Ona verilen btittin vas1ta
ve gere9lerin gortinen ve goriinmeyen yontinden haberilniz vardir. Yani ona
verilen bunca ilmin miktannt ancak, Latif ve Habir olan Allah bilebilir. Al-
lahu Teala'nm, dilemi§ oldugu kullara yapllll§ oldugu liltuf ve ihsanm geni§-
1igine bak1n1z !
92. «Sonra yine bir yol tuttu.» Bundan sonra ti~ilncti defada da, batI ile
dogu aras1nda yaprazlama olarak, kuzey-gtiney yonilne dogru yola koyuldu.
93. «Sonunda iki set aras1na ula§inca,» o ikisi aras1nda bir set olu§tur-
1
mu§ olan iki ytice daga ula§Inca ki arkalannda Ye cfic ve Me'cfic vardu.
«Onlarin oniinde, neredeyse hi~ soz anlamryan bir kavim buldu.» 0 iki
seddin ontinde ve arkas1nda bir insan grubuyla kar§Jla§tL Bu insanlar, hi((bir
insan1n soztinti anlam1yorlard1. Diger insanlar da onlann sozilnii anlam1yor-
du. <;tinkti, onlann dilleri yabanc1ydt.
nndan iki yabant:1 isimdir. Bunlar, bizitn tilke1nizde kan dl.1kmek. sabowj
yapmak ve ekinleri peri~an etmek suretiyle bozgunculuk yap1yorlar. tlkha-
harda 91k1yorlar ve bulduklan her tlirlti ya§ §eyi yiyip bitiriyorlar, kuru ~ey
leri de ahp gotilrtiyorlar.
«Bizimle onlann aras1na bir set yapman i~in, sana bir vergi verelim
mi?'» Bizimle onlar aras1na bir set yapman ve boylece bu set, onlann bizc
ula~mas1na engel olmas1 iyin, mallanm1zdan bir k1sm1n1 sana verelim.
«Siz bana gii~ yoniinden yard1m edin de, sizinle onlar aras1na sag-
lam bir engel yapay1m.» Siz bana, gtizel 9al1§an, i§ ve bina yapabilen i~~i
ve ustalarla bunlann kullanacaklan aletleri verin de, sizinle onlar aras1nda
saglam engeller ve gli<;lti duvarlar yapayim. Bu, setten daha btiytik ve daha
gtivenlidir.
96. «Bana demir kiitleleri getirin.' » Bu, glictin tefsiridir. Gtiy ve kuv-
vetten kas1t da, gerekli olan alet ve malzemelerdir. Bu ifade, onun ilcreti red-
detmesine ayk1n degildir. <;Unkti, harayla emredilme, para venne anlain1na-
dir. Aletlerin verilmesi ise, i§ kar§1hg1 ticret vennek degil, gtiy olarak yard1m
etmek anlarmna gelmektedir.
Alimlerden birisi §oyle der: "Su seviyesine vanncaya kadar, iki set ara-
s1m kazd!. <;amur yerine, eritilmi§ baklr ve kayalardan olu§an bir temel attl. 11
«iki dagin aras1nl ayn1 seviyeye getirince : 'Ufleyin!' dedi.» iki dag1n
aras1n1 doldurup ytikselterek ayn1 sevi ye ye getirince, (ki bu ild dag1n arastnt
peyclerpey en tepe noktas1na kadar doldunnu§tu ve ytiksekligi ikiyilz, geni~
ligi de be§ytiz zira' olmu§tu) etraf1na kortikier yerle§tirdi ve ~yilere, bu korU-
gti <;ah§tlnp ate§e ve demir kiitlelerine ilflemelerini emretti.
Koriikle tizerlerine hava verilmi§ olai1 «O de.m ir kiitlelerini bir ate§ ha·
line getirince:» bak1r eritme i§ini tistlenenlere: «'Getirin bana da iizerine
erimi§ bakir dokeyim' dedi.» "Bana erimi§ baklr getirin de o bal<tn k1zg1n
demir tizerine dokeyim." dedi.
154 l{LJI IU'L· B~:YAN Cftz: I G
99. «0 gun Biz onlari, birbirine ~arp1p dalgalanir bir halde birak-
m1~1zdir.» Biz, alfunetlerin gelmesi ile vaad geldigi o giin, yaratiklann bir
k1smtn1 diger bir kls1n1na s:aiparak dalgalanlf halde birak1nz. Denizin dalga-
lann1n birbirlerine yarpt1g1 gibi, insanlar ve cinler korkulann1n §iddetinden
ba§1bo§ bir §ekilde birbirlerine s;arparlar.
Ebussuud Tefs!ri'nde der ki: "Belki de bu du1um, birinci tifleyi~ten on-
cedir."
«Sur'a da ufiiriilmu~ ...» Bu da ikinci tifiirti§tilr ki, daha sonraki keli-
menin ba§1ndaki /a" dan anla§Ild1g1na gore, bu da ba~ir zaman1cbr. Belki de
11
15- Hadisi, Buhari, Milslim ve Tirmizi rivayet etmi~lerdir. Bkz. Camiu'l-Usal, 2/231.
1<1i: 11 F Sll HE81/1 8 lfiri
Uyan1k olanm hayal ettigi gibi, herkes uykuda oldugunu hayal eder.
<')!Up de berzaha nakledildiginde, orada uyan1k gibi olmu§tur. Onun icrin
"
dUnya hayatl, uyku gibidi.r. Ahirette ise, dilnya ve berzah1, uyku i<;in<.Je uyku
olarak alg1lar. Ger9ek uyan1khk hali ise, onun ahirette i~erisinde bulundu~u
durumdur ve orada uyku yoktur. Hz. Peygamber'e SQr'u sordular. 0 da ~u
cevab1 verdi: "O, israfil tarafindan l§lktan bir boynuzdur."<16>
«Boyl.ece onlan, biitiiniiyle bir araya toplam1§1zd1r .» Cesetleri pa-
rampar9a olduktan sonra, hesap gormek ve kar§thklan verilmek tizere. bUtUn
yarat1klan bir yere toplamt§IZ. <;ok enteresandu ki, ne hayvanlardan, ne in-
sanlardan, ne cinlerden ve ne de meleklerden hi9birini geri birakmarru~1zdtr.
100. «0 gun kafirlere, cehennemi a~1k~a gostermi§izdir.» Bilttin ya-
ratiklan bir araya toplad1g1m1z o gtin, gorecekleri bir ~ekilde, kafirlere ce-
hennemi a<;1k<;a gosteririz. onun soluma ve kiikremesini i~itirler. Oyle ki.
oran1n ashn1 kimse bilemez. Hadiste ~oyle buyurulur: "O giin cehennem ge-
tirilir. Orada yetmi§ bin yular var. Her yulan reken yetmi~ bin tane de me-
lek var." 06>
101. «Onlar ki, Beni anmaga kar§I, gozleri perdeli idi.» Onlar dtinya-
dayken, gozlerini biittin yonlerden ku~ atan kahn perdeler vard1. Onun i'tin.
ak1l sahiplerini Benim zikrimle hidayete erdirecek olan mficizelere uyup,
tevhide yana§amiyorlarch. Halbuki ~airin ifadesiyle:
Her §eyde Allah'in varhgzna bir delil vardir.
Ve O'nun bir oldugunu bildirlr.
16- Hadis1 Mtislim, Sifatu'l-Cenne ve'n-Nar Kitabmda; Tirmiz1 de Macae Ji Sifat1'n-Nar ba-
brnda tahric etm~lerdir .
156 Hl.JI tU ' L lil!:YAN COz: I H
du. Htiktim ancak Allah'1ndir" demi~lerdi. Bu grup on iki bin ki~i idi. Topla-
mp aynhk sancaguu dikmi§lerdi. Kanlar ak1t1p, yollar kes1ni~lerdi. Hz. Ali
(r.a.) bunlann kaq1s1na y1km1§, domnelerini istemi§ti. Fakat hi9bir netice ah-
namam1~tl, onlar inatlannda direnmi~lerdi. Boylece de sava~ ka~1n1hnaz ol-
mu~tu. Hz. Ali bunlarla Nehrevan'da sava§mt§ ve koklerini kaz1mt§tl. Onla-
nn 9ok az1 kurtulabilmi~ti ki, Hz. Peygamber bunlar hakk1nda ~oyle buyur-
mu§tu: "Sizin irinizden oyle bir grup tureyecektir ki, onlann namazlari ya-
mnda kendi namazlarznizi. onlann oruflarz yarunda kendi oruflann1u ku-
r;umseyeceksiniz. Halbuki onlann imanlan, kopri.iciik kemiklerini gere-
mez. "(17)
17- Hadtsi Buharl, Muslim, Tirmizi ve Ahmct b. Hanbel buradakinden daha geni~ olarak ve bir-
birine ya.km metinler ile t.ahric ettiler. Bkz. el-Fethu'l-Kebtr, 3/419.
18- Buhari, Kitabti't-Tefsir'de r.ivayet etmi~t:ir. Onun lafz1 "Kiyamet giim~ne, buyiik ve §i§man
· bir adam gelir. Fakat Allah katmda sivrisinek kanadma bile denk olamaz" ~eklindedir .
MUellifin rivayet ettig i hadisi isc, ibni Mtirdeveyh rivayet etnli§tir. Bkz. Fethu'l-BJrf,
8/226.
19- Beyhaki, Hasan'dan mi.irsel olarak rivayet etmi~tir. Bkz. et-Tergib ve't-Terhib, 3/611:
/\yd : 1or; 1on l \ l ~ llF Sl l Hl~S( / 1H I GD
Fahreddin R azi ~oyle der : "Bu tarut1m, kem alin zirvesine i§aret eder.
<;tinkti insan, dlinyacla kendisine mutluluk veren herhangi bir yilksek rtitbeye
vannca, ondan daha ytiksegine goz diker. Hadiste de ~oyle denilir : 'Cennet
yuz kademedir. Her kademe arast yerle gok kadardir. Firdevs ise en usf ka-
demesidir. Oradan dart nehir fi~klnr. Oranin iizerinde Ar~u 'r-Rahman var-
dir. Allah'tan istediginizde, F irdevs'i isteyin. " '(W)
109. «De ki: 'Eger deniz, Rabbimin sozleri ic;in miirekkep olsa ...•»
Burada cins kastedilmi~tir, yani deniz suyu cinsine i~aret edilmi§tir. BiltUn
denizler mtirekkep olsa, yine de Rabbinin ilim ve hikmetini yazamazs1n. Sen
1
0 nun ilim ve hiktnetini yazarken, denizler kadar olan mtirekkep bile yeter-
siz kahr.
«Bir o kadar» deniz «da eklesek,» M evcut denizin suyu kadar da
b~ka ziyade ilave etsek, o da biter ve yine de yazip bitiremezsin. Rabbinin
ilim ve hikmeti bitmez.
Buna, Allahu Teata'mn §U sozti de ayn bir kan1ttu : "Sayet yeryazilnde
ki agar.Zar ka.lem, deniz de arkaszndan y edi den;z eklenerek. (miirekkep ol-
sa). yine de Allah'1n sozleri yazmakla tiikenmez." (Lokman: 27)
kar ve sakmsr.
AbdulJah b. Gatip. sabah oldugunda ~oyle denni~ : "Di.in Allah bana ha-
yir ihsan etti. ~unu okudum, ~oyle namaz kllchm." Kendisine, "Bunlan senin
11
gibi bir soyleyen daha var 1n1? diye sorduklannda o: "Rabbin.in nimetini
an." (Duha:ll) ayetini okuyarak: "Siz Allah'1n nimetini soylemeyin diyor-
sunuz" diye cevap vermi§tir. i§te bu misalde oldugu gibi, bir ltitfun belirtil-
mesi ve kendisinin ornek ahnmas1 iyin soylenirse, saktncah degildir. Ancak,
kendisinin fitneye dii§mesinden emin olmahdtr. Kendisini gizlemek ise, en
iyi olan1du. Eger o gosteri~ ve riya ehline benzemek iyin yaparsa kendisine
gosteri§i yeterlidir. Bu ayet, ilim ve amelin ozetini kapsar. Onlar da, tevhid
ve amelde ihlasur.
nunde makanundan Mekke'ye kadar bir l§lk olur. Son on ayetini okuyana
da, Deccal pkinca musallat olamaz." (Hfil<itn)
4) Ebu Sa'id'den "Her kim., Kehf SCtresi'ni cuma gecesi okursa, kendisiy-
le Beyt-i Atfk arasuu bir nur ayd1nlat1r. " Darimi Sunen'inde, Ebu Sa'id'den
mevkuf olarak rivayet eder. Tergib ve Terhib'de de boyledir.
1. «Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad.» Bu, sfirenin ismidir. Mahzuf bir mtibteda-
run haberidir. Takdiri ~oyledir: Bu sfire, Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad sGresidir.
Dencti ki, bu, Allah'1n kendisiyle yemin ettigi bir <;e§it kasemdir. Yahut da,
Allah'1n isimlerinden bir isimdir, veya her biri, Allah'1n ytice s1fatlanndan bi-
rine i§aret eden harflerden meydana gelen bir terkibdir. Kaf; Kerim, Ha; Hi-
dayete erdirici. Ayn; Allm. Sad; Sachk s1fat1na deHilet etmektedir. co
2. «Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadtr.» Ey
Muhammed (s.a.v.)! Bu, Rabbinin, kulu ve el<;isi Zekeriy'ya ya olan rahmeti-
ni anmadIT ki, Biz onu sana hikaye ediyoruz. 0 , ishak oglu Yakub neslinden
Musa'n1n karde§i Harun'un ogullanndan Zekeriyya'dIT.
3. «0, Rabbine gizli bir sesle yalvarmi§tJ.» Zekeriyya (a.s.) duas1nda
1
gtizel edebe riayet etmi§ti. Her ne kadar dua gizli de yap1lsa Allah a gore
a~ikar yapilmt§ gibidir, fakat boyle yapilmas1 ihHisa daha uygun, riyadan daha
uzak, insanlann onu 9ocuk istemesinden dolay1 klnamas1ndan kurtulmas1na
daha mtinasiptir. <;unkti yocugu, ya§1 ilerlemi§ bir donemde istemi§ti. 0 vakit
ya§1 doksan dokuz idi.
1- Sfirelerin ba~ lanndak.i hurOf u mukatta'alarla ilgili tercih edilen gorii~ muhakkik. mtifessirle-
rin zikrettikleridir. Onlar ~oyle derler: Bu harfler Kur'an'm i'cazrna dik.kati ~e kmek ve bu
muciz kitabm bu gibi harflerden meydana geldigini belirtmek i~in getirilmi~tir. Bkz. Safve-
til't-Tefasfr, 1/7. Orada yeterli bilgi vardrr.
1\yt'( : 1 .{) I fl7
«Ha~,
ihtiyurhk ulcviyle tutu~tu.» Beyazhk biltiln sa<;lan kaplad1g1 i<;in
mUbalaga tarzm<.Ja. beyazhk ate§in alevine benzetildi. Yani , ba§11nda siyah
nmnma bir §ey kalmad1. Ba§nn, ihtiyarbg1n be1nbeyaz aleviyle tutu§tu.
Anlatild1 ki; fakirin biri bir adama §6yle dedi: "Ben filan zamanda ihsan-
da bulundugun ki§iyim." 0 <la: "Bize, bizimle mtiracaat eden ki§i merhaba! "
dedi ve ihtiyac1111 giderdi. Muhtav adam ona sanki §oyle diyordu: "Ben ruhen
ve bedenen gti~lti iken beni geri yevirmedin. Beni almaya ah§tud1ktan ve iyi-
ce fakirle§tikten sonra geri ~evirirsen gonltim btisbtitiin klnhr, mahvolurum."
«Karim da k1s1rdar.» Kans1, Fakfiz k1z1 I~a idi. 0 da Fakuz k1z1 Han-
ne'nin kiz karde§idir.
Tabeli cledi ki: "Hanne, Meryem'in annesidir." Buna gore, Yahya (a.s.)
isa (a.s.)'n1n teyze yocugudur. Nitekim isra hadisinde Hz. Peygamber (s.a.v.)
§Oyle buyurdu: "Teyze rocuklan isa ve Yahya ile kar~ila~tim. 11
Bir Hadis-i ~erifte ~oyle buyruldu: "Kendine dua ka.p1s1 arzlan kimseye
rahmet kapzsz da aftlnu§ demektir." Zira dua, zillet ve ihtiyay ifadesiclir. Al-
lahti Teala'ya, ihtiya9 arzetmekten daha sevirnli bir ~ey yoktur.
Ebu Yezid Bestam1 ~oyle dedi: "Otuz sene s1k1 s1k1ya Allah'a ibadet et-
tim. Gordtim ki birisi bana ~oyle diyor: "Ey Ebfi Yezid! Allah'1n hazineleri
11
i.badetle dolu, eger O'na ula§mak istersen zillet ve yoksulluk tizere hareket et.
Marifet ehlinden birisi ~oyle dedi: "Duane gtizel silfilltir. Vefa ne gtizel
binektir. Aglamak ne glizel ~efaatv1dtr. Dua, ya din veya dtinya ic;in olur. Din
i9in olan dua, kamil insanlann goz diktigi umut mahallidir. Bilmez misin ki,
Zekeriyya (a.s.) Allah'tan, ztirriyetinden ilme mirasc;1 olacak kimse istedi: il-
1ne varis olmak mala varis olmaktan daha haytrhdtr. <;unkti kainat1n nizam1
ilim, amel , salah, takva, adalet ve insafla kaimdir."
2- Buharl, Mi.islim, Ebu Davud , Taber! tahric etmi§tir. Buharinin lafz1 §Udur: Hz. Ai§e'den: Hz.
Peygamber (s.a.v .)'in hammlan mira5lanm istemek i9in Hz. EbO Bekir'e bi1isini yollamak is-
tediler. Ai§e dedi ki: RasOlullah: "Biz miras birakmayzz, bzraktiklanmzz sadakadir" demedi
mi? Bkz. Camiu'l-Usat, 9/640.
Ml~ Hvr:M S(JHfi::SI / IH IHH
G~
.. ,.,
7. (Allah:) "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oglani
mii.jdeliyoruz. Bu adi daha once kimseye vermemi§tik" (brt-
yurdu.)
8. Zekeriyya dedi ki: "Rabbim! Karim lastr, ben de son de-
rece kocamt§ken. nastl oglum olabilir?"
9. "Oyledir." Rabbin buyurdu: "0 bana kolaydir. Nitekim
sen hifbir §ey degilken daha once seni de yaratml§tim" dedi.
10. Zekeriyya: "Rabbim! Dyle ise bana bir alamet ver "de-
di. Allah: "S enin alametin, saglam ve sthhatte oldugun halde
(iif gun) Uf gece insanlarla konu§amamandir" buyurdu.
doguracak? Ostelik ben de kurumu§ dal gibi son derece koca1n1~ken mi <;ocu-
gum olacak?
9. Mi.ijdeyi veren melek dedi ki: «'Oyledir'», dedigin gibi <;ocugun ola-
cak. Zira «Rabbin buyurdu: '0 bana kolaydrr.» Sana erkeklik gtictinii tek-
rar verir. Han11run1 da 9ocuk dogunnaya uygun hale getjririm. Bu cilmle, be-
lirtilen va'de ve bu vadin, ger<;ekle~ecegine i§aret ediyor. Sanki ~oyle deniyor:
Vadettigim bu harikulade i§, normal ~artlara gore mfunktin degilse de s1rf Ba-
na has olmak tizere mtimkiindtir, kolaydir. «Nitekim sen hi~bir §ey degilken
daha once seni de yaratm1§t1m' dedi.» Zira Yahya'dan once seni de yarat-
m1§t1m. Sen o zaman hi<;bir ~ey degildin, ortada yoktun. Y ahya'run iki insan-
dan yaratilmas1, senin tek olarak yaratJlmandan daha kolaydir.
maz1du, veya mana ~udur: Rabbinizi gtiniin iki ucunda tenzih edip "Subha-
nellah" deyin. Belki de Zekeriyya ~liktir olarak tesbih etmekle ve kavmine bu-
nu e1nrettnekle memurdu. Nitekhn Ebussuud Tefsiri'ncle de boyle sc)ylemnek-
tedir.
«Biz daha ~ocukken ona hikmet... » 1bn Abbas'a gore ayetteki "hii-
kum" kelilnesi peygamberlik inanas1nadir. Allah onun peygamber olrnas1n1
istedi. Peygamberligin "hilkilm" diye isi1nlendirilmesi: Allah'1n daha i;:ocuk-
ken Y ahya'run akhru saglam yapmas1 ve ona vahyetmesinden dolay1d1r.
Denildi ki, htiktimden maksat hikinet, Tevrat'1 anlaina ve diode fakih ol-
maktu. Hiikihn engel ohnak demektir. Zalitni zultimden ahkoydugu ic;in haki-
me, engel olucu manas1na hfil<im denmi~tir. Hikmet de insan1 adilikten ahko-
yan ~ey demektir.
scl:1m1n sabit ve sa~lnml 1~111a delalet etsin. <;ilnkti isim cUmlesi sebat ifodc
l'der.
17. «Onlnrlu kendi urnsrna bir per de ~ekmi~ti.» Bir gun y1kanma ihti-
yac1 <luy<lu. Mevsim k1~tt. Gizlenmek i(fin evlerinin en dip tarafmda insanlarla
ken<li arastna bir perde <;ekti. 0 temizlenip, elbisesini giymi~ olarak abdest
mahallinde bulunurken Cebrail parlak bir delikanh suretinde kendisine geldi.
«Biz ona Cebrail'i gondermi§tik de.» Ayette Cebrail "n?Ji" olarak zikredili-
yor. c;unkli o ruhan1 bir varhkt1r. Latif oldugu iyin ona ruh deruni~ti r. Beden
m1cak ruhla ya~ar, Cebrail, Ruhu l-Emln'dir yani emin ruhtur.
1
Bana nikah yoluyla hiy bir insan yakla~mach. Dokurnnak manasma ohm
"mess", helal cinsi temastan kinayedir. Zina fiili iyin bu ifade kullan1ltnaz.
hubs, fiiciir, zina kelimeleri kullarultr.
Ben erkek isteyen bir fahi~e degilim. Bununla cinsi ili~kiyi mutlak ola-
rak recldetmek istiyrn::. <;ocuk ancak helal veya haram ili~kiden 1neydana gelir.
Helal'e gelince Meryem'e hivbir insan yakla§madl.. Haram'a gelince o zaten
kotil kad1n degil. Bu iki yol da ortadan kalklnca yocuk da ortadan kalkmakta-
<lir.
21. «Cebrail: 'Bu boyledir. <:;iinkii» beni sana gonderen «Rabbin dedi
ki:» Sana asla bir insan dokunmad1g1 halde oglan bag1~lanmas1, nonnal §art-
larda mlimktin olmasa da «'bu Bana kolayd1r.» <;ilnkti Ben sebep ve vas1ta-
lara muhta9 degilim. «Onu insanlar i~in bir mucize ve katim1zdan da bir
rahmet kllacag1z.» Bu oglaru kudretimizin tamhg1na delil gostenneleri iyin
bu tarzda bir delil yaptlk. Aynca rehberliginde ytirilsilnler, ir§ad1yla aydrnlan-
s1nlar diye onu taraf1m1zdan onlar i<yin biiytik bir rahmet yapt1k. «Hem bu,
onceden kararla§tirdm1§ bir i§tir." dedi.» Onun babastz yarattlmas1n1 ezel-
deki ilmimle takdir ettim, olmas1m kesin olarak kararla§tlrd1m. Aksi milmktin
degildir, ilzillmenin de bir faydas1 yoktur. Bu, Araplann ~u soziinii ifade et-
mektedir: "Kim Allah'1n kader sunru bilirse, s1k1ntilar ona kolay gelir." Ha-
dis-i ~erifte de §Oyle buyruldu: "Allah bir kulu severse onu imtihana tabi tu-
tar. "<3)
Kula gerekli olan; nimet ihtiva ettigi ic;in musibet kar~1s1nda hamdet-
mek, ~ayet nimeti kaybederse sabretinektir: Bu ikisi de kulluk yoludur. Ser-
hu'l-hikem'de ~oyle denildi: Du~tintirsen anlarsm ki, ger9ek marifete ula~mak
musibetlerde sakhdir. Marifet ancak Hak Teala'mn s1fatlann1n hakikatine er-
1nekle mtimktindilr. Ta ki senden olan her §ey O'nun s1fatlan i~inde kaybol-
sun, senin O'ndan ba~ka itibann kalmas1n, O'nun zenginligi yan1nda ba~ka
zenginlik olmas1n, O'nun kudreti yantnda b~ka kudret kalmastn. Bu senin
i<;in ancak musibetin varhg1.yla miimkiln olur. Zira musibet, Rabligin galebe-
sini ifade eder. Bunu iyice anla. Allah bizi ve sizi, halin hakikatine enneye,
bilttin hallerde sabir makam1nda bulurunaya muvaffak eylesin.
22. Meryem Isa 'ya gebe kaldz, onunla uwk bir yere f ekildi.
23. Dogum sancisz onu bir hurma agacin.in altina gitmeye
mecbur etti. "Ke§ke bundan. once oleydim de unutulup gitsey-
dim" dedi.
24. Alt tarafindan ona: "Sakzn iiziilme. Rabbin. alt tarafin-
da bir su arkt var etti," diye seslendi.
25. "Hurma dal1n1 ken.dine dogru silkele, iizerine olgunla§·
mi§ taze lmrma dokulsiin..
26. Ye if, goziin ayd1n olsun. Eger insan.lardan birini go-
riirsen: 'Ben Rahman.'a oruf adadun, bugun hif bir insanla
konu§mayacagim,' de."
178 Hl.JHU'L Bl~YAN <: i't1,: I G
22. «Meryem isa'ya gebe kald1.» ibn Abbas dedi ki: ''Meryem
Cebrail'in soztinden rahatlad1 ve ona yakla~tl. Cebrail, Meryem'in g<)mleginin
yakas1ndan tifledi. Nefesi rahrnine ula~t1. Ufleme neticesinde isa'ya hatnile
kaldi." «Onunla uzak bir yere ~ekildi.» isa kam1nda olarak ev halk1ndan
yOk uzak bir yere, yalruzhga yekildi.
23. «Dogum sanc1s1 onu>>, dogum suas1nda gizlenip tutunmas1 i<;in «bir
hurma agac1n1n alttna gitmeye mecbur etti.» Zaten ona dogum yaptiracak
bir ebe de yoktu.
Hz. 6mer'den rivayet edilmi§tir ki; 0, yerden bir <;op alm1§ ve: "Ke§ke
<;op olsaydun <la dilnyaya gelmeseyditn" demi§tir. Bilal-i Habe§i de: "Ke§ke
anas1 Bilal'i dogurmaim§ olsayd1" dedi. Birisi de §6yle soyledi:
«Rabbin, alt taraf1nda bir su ark1 var etti,' diye seslendi.» Arkdan
maksat ktiylik bir nehirdir. ibn Abbas §Oyle dedi: Cebrail ayag1 ile yere vurdu,
tath bir su kaynag1 belirdi. Kil~ilk dere §eklinde akmaya ba§lad1.
ayet olmak Uzer~ kuru hurma dalmdan taptaze hunna meydana geldigini gOs-
te nni~ti.
26. «Ye, i~ gozun ayd1n olsun.» Bu taze hunnadan ye, arkm suyundan
ii(. Bu olay Meryem'in kerarueti, isa'n1n ise peygamberlik miijdesidir.
Hunnada bir yOk faydalar vardir. Hazm1 kolaydtr. Tain bir g1dadir. Su
ve hunna Araplann g1das1ydi. Bundan otilrli cesur ve yigit idiler.
Reb1 b. Hayse1n ~<iyle dedi: "Lohusa kaduilar i9in taze hunnadan. hasta-
lar iyinse baldan daha yararlI bir ~ey yoktur."
Gozlin ayd1n olsun. Seni lizen ~eyleri bir tarafa at. Allah olagan UstU
~eylerle senin su9suzlugunu ispatladi. Arlan akmas1, kuru hurma agacmm ye-
~ennesi, vaktinden once meyve vennesi gibi olaganiistii §eyleri gordiiklerincle
insanlar, babas1z 9ocuk meydana gelmesini garipsemezler.
«Eger insanlardan birini goriirsen; 'Ben Rahma'na oru~ adad1m.
Bugiin hi~bir insanla konu~mayacag1m' de.'>> Kim olursa olsun, birisini
gordtiglinde, ~ocugun hakk1nda soru sorana ve o konuda seni ay1playana de
ki; "Ben Rahman'1n n zas1 i~in kendi kendime oru9 veya susma sozti verdim."
tsrailogullanndan gayretli ki§ilerin orucu ak~ama dek yemekten ve ko-
nu§maktan uzak dunnak §eklindeydi: Bu tiirlti oru9 timmet-i Muhamrned'den
kald1nhnt§tir. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) stikfit orucunu yasaklamt§ttr.
Meryem'e, adag1n1 i§aretle bildirmesi emredilmi§ti. Y ani, bunu sozle de-
gil i§aretle soyle denilmi§ti. Bundan maksat; adi insanlarla tartl§mantn gerek-
sizligi ve henilz be§ikte olan tsa'n1n soztiyle yetinmedir. Zira bu, Meryem'in
suysuzlugu konusunda ileri geri konu~an1n agz1ru kapayacak bir durumdur.
Allah, Meryem'in su9suzlugunu isa vas1tas1yla ortaya 91karmak istedi. 0 da.
daha be~ikte iken anas1n1n gilnabs1z oldugunu soylecli.
Buradan da anla~1hyor ki; bayag1 kimseler kar§1s1nda susmak icab eder.
insanlann en hakiri, ka~1s1nda muhatap bulamayan sefih kilnsedir.
Zem~er1'nin ntiktelerinden birisi de §udur: Al9akllg1 en 9ok engelle-
yen §ey, ondan yi.iz ~evi nnekti r. Onun yulann1 ancak ona aldlnnamak 9ozer.
Al<;ag1n ofkesini ancak yumu§ak ki§iler kirar. Tutu§mU§ ate§i ancak su sondil-
rtir. Yani adi ki~inin ofkesi, §iddetlenmi§ ate§ gibidir, nasll ki ate§i ancak su
s<5ndlirlirse onu da <mcak mlilayitnlik sondil1iir. "Ate~ , yiyecek bir §ey bula
0
mazsa kendi kendini yer.
180 RllHll'L BEYAN C i'az: I H
ibn Abbas ~Hyle dcdi: "M~ryem onlann yanmdan gUne~ dogarken \lkt1.
<\gle vakti c;ocukla birliktc yanlanna geldi."
Rivayet edildi ki: Zekeriyya (a.s.) Meryem'i kaybetti. Onu 1nesddde bu-
lamadi. <;ok i.iztildii. Teyzesinin oglu Yusufa, ~1k1p aramasm1 sbyledi. Yusuf
onu, agac1n altmda buluncaya dek arad1. Meryem salih insanlar olan hane hul-
kma ve kav1nine geldiginde Zekeriyya da onlarla birlikte otunnu~, aglay1p.
Uztiltiyorlardi. Sonra onu azarlayarak «dediler ki: 'Ey Meryem! Tuhaf»,
acayip, tamamen yanh§ «bir i§ yaphn.» Ayette ge9en "F er;y" kelimesi. ya-
Ian, iftira demektir.
28. <<Ey Harfin'un k1z karde§i!» Hartin'la, peygamber olan Harun'u
kasdettiler. Zira Meryem, Harun'un karde~i mesabesindeki ki~ilerin neslin-
dendi. Aynca denildi ki; Harfin, babas1 cihetinden Meryemin karde~iy<li. Ba-
bas1 salih bir zattI. Yine denildi ki; Harlin Musa'n1n karde§idir. Meryem'in
ona nisbeti onun soyundan gelmesinden dolay1dir. Nas1l ki: Ey Arab1n karde-
~i! denildiginde, ey onlardan biri! denmi§ oluyorsa, ey Harfin'un karde§i ! den-
diginde de aym §ey kastedilmi§ oluyor.
«Baban» iinran da «kotii bir kimse degildi. Annen de» Faktiz k1z1
Hanne «iffetsiz», fahi§e «degildi. '»Bu babas1z ~ocugu nereden buldun?
Bu ifade; ''tuhaf bir i§ yaptzn" soztiniin av1klamas1 ve salih kimselerin
9ocuklann1n fenahk yapmas1n1n ba~kalanna gore daha kotti olduguna dikkat
9ekilmesidir.
29. «Meryem» kendilerine cevap vermesi i9in onlara «~ocugu gosterdi.
Onlar» da Meryem'in bu tavnn1 garipseyerek: «'Biz be§ikteki ~ocukla nasd
konu§abiliriz? '»Biz daha once aktllI bir kimsenin kucaktaki s:ocukla konu~u
gunu gonnedik. <;unkti onllll, sozti anlay1p cevap verme glicii yoktur «dediler.•
30-33. «~ocuk: 'Ben §iiphesiz Allah'1n kuluyum.» isa fasih bir dille
ilk soz olarak Allah'1n kulu oldugunu belirtti. Bununla kendisinin ilfill oldu~u
nu soyleyen Hristiyanlara cevap venni§ ve annesine yapllan suvlamay1 orta-
dan kaldtnnt§ oluyordu. <;tinkti Allahii Teala fahi§e bir kad1na isa gibi bir ~o
cuk nasip ettnez.
«Bana kitap» incil «verdi ve beni peygamber yaptt.» Bununla bera-
ber «nerede olursam olaytm beni mtibarek» yOk faydah, hayn ogreten bit
ki§i «k1ld1.» isa, ileride olacak §eyleri, olmu§ tarz1nda mazi s1gas1yla haber
182 RUHU'L Bl~YAN Cliz: I G
verdi.
Ulemfuun '(Ogunluguna gore, Allah isa'ya ~ocuk ya§ta peygamberlik ve
incil'i venni§tir. Zira o, btiytik insan gibi akllhydi. Me§hur gorti§e gore ise Al-
lah ona otuz ya§1ndan sonra vahyetti. Buna gore Rasulltigti, nebiliginden son-
ra olmu§ oluyor.
«Ya§ad1g1m miiddet~e, namaz kllmam1, zekat vermemi...» Bana ke-
sin bir etnir olarak namaz k1lmam1, mahn zekatln1 vermemi emretti. itahi hi-
taplann peygamberlere yoneltilmesi, um1neti emirler ve yasaklar hususunda
gayrete getirmek i9indir.
Bahru'l Ulum'da §tiyle dendi: "Ya§adigim rniiddet9e" ifadesi; kul ya§a-
d1k9a i.izerinden zfiltin ibadetlerin ve diger sorumluluklann asla dli§meyecegi-
ne ac;1k bir delildir. Baz1 ibahiyye mensuplanndan nakledildigi gibi, kulun
ibadetlerden muaf olacag1 sozti tamamen ktiftir ve saplkltktir.
«Ve anneme iyi», gtizel ve nazik «davranmam1 emretti.» Bu soz de
i§aret etmektedir ki, Meryem'in kocas1 yoktur. Olsayd1 babaya da iyilik tavsi-
ye edilirdi. «Beni>> Rabbine «asi>> kibirli «bir zorba kdmad1.»
«Dogdugum giinde, olecegim giinde ve diri olarak kabirden kald1r1-
lacag1m giinde bana selam olsun' dedi.» Tabii bir baba olmaks1z1n dogdu-
gum gtinde, olecegim gunde oliim ve oliim sonras1 s1k1ntllardan, dirilecegim
gtinde kiyamet ve cehennem korkusundan selamette olay1m. Bu ii9 onemli
safhada Allah'm selfuneti Yahya'ya nastl tevecciih ettiyse bana da oylece te-
vecctih etsin.
isa bu sozlerle onlara hitab edince, anas1n1n sm;suz oldugununa kanaat
getirdiler. Onun iffetli ve §tipheden uzak bulunduguna inandllar. isa bundan
sonra nonnal konu§ma c;ag1na erinceye kadar konu§madt.
34. i §te hakkinda §iipheye dii§tiikleri M eryem oglu i sa, ger-
fek soze gore budur.
35. Allah ifin fOcuk edinmek olur §ey degildir. 0 miinez-
zehtir. Bir §eyin olmasina hiikmederse ona sadece "ol" der. 0
da olur.
36. ".~iiphesiz Allah, benim de, sizin de Rabbinizdir. O'na
kulluk edin. i §te dogru yol budur. "
37. Sonra gruplar kendi aralarinda ayriliga dii§tiiler. Vay o
biiyiik giinii gorecek kafirlerin haline !
38. Bize geldikleri giin neler goriip neler i§itecekler! Fakat
o zalimler bugiin afik bir sapiklik ifindedirler.
39. Onlar bir gaflet ifindeyken ve heniiz iman etmemi§ler-
ken her i§in bitmi§ olacagi o pi§manlzk giiniiyle onlari uyar.
40. !)iiphesiz Biz yeryiiziine ve iizerinde olanlara varis ola-
cagzz ve onlar ancak Bize dondii.rii.leceklerdir.
degil. Bu, onlan en av1k ve ilml tarzda reddetmedir. ~Upheye di.i~Up Allah'1n
ogludur dedikleri Meryemoglu isa hakkmdaki ger~ek ve sabit soz budur.
35. «Allah i~in ~ocuk edinmek olur §ey degildir. 0» Allah, Hiristiyan-
larm iftiras1ndan «miinezzehtir. Bir §eyin olmas1na hiikmederse ona sade-
• A
ce 'of' der. 0 da olur.» Isa i9in de ''ol" dedi. Hemen babas1z oluverdi. Ayetin
manas1; Allah, varltklann olmasm1 isterse buna engel olunmaz. istedigi tarzda
ve gecikmeksizin hemen oluverir.
Diinyada sagrr ve kor iken burada §a§k1nhk i9inde pi.ir dikkat kesilmeleri
tabiidir. Taacciip; sebebi bilinmedigi i9in bir §eyi gozde btiytitmektir. Sonra
bu kelime normal ta'zim i9in de kullaruhr olmu§tur.
4- Hadis mana olarak rivayet edilmi§tir. Buhari, Muslim ve Ahmed b. Hanbel tahric etmiitir.
Metni §6yledir: "Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girince, oliim alaca
bir kof §ekline getirilir. Kesilmesi emredilir... " Bkz. MUsned; el-Fethu'l-Kebtr, 1/108.
186 Hl.HIU'L BEVAN ( ~ f1z: I t >
43. «Ey Babac1g1m! Dogrusu» vahiy yoluyla, «sana gelmeyen bir Him
5- Neb! ile Raso.I arasmdaki fork konusunda degi~ik gorti~ler ileri stirillmii~tiir: 'Teblige memur
edilenlere RasUl, tebligle memur olmayanlara neb1 denir" gorti~ti daha dogru goziikmektedir.
Kur'andaki blittin peygamberler hem Rasfil hem de, Nebidir (Mlitercim).
J\yt•t: ti I -4 fl 187
hana geldi.» Oylcysc «hmm uy. Seni dogru yola ileteyim.» Benden ilim Hg-
renmekten 9ekinme ki. seni en ytiksek mertebeye ytkaral:ak, sap1kl1ktan kur-
taracak dosdogru yola ileteyitn ..
1
46. «Babas1» inad1nda israr ederek ibrahim e §oyle dedi: «'Ey ibrahim!
Sen benim tannlarimdan yiiz mii ~eviriyorsun?» Onlardan vazgeyip ayn-
hyor 1nusun? Bu bir nevi taacciipttir. Sanki onlardan ytiz ~evirmek akllh i~i
degil.
Ayetin nrnnas1 ~u<lur: Benden salim oldun. Bunda.n sonra ben<len sana
hir rahats1zhk do.kunmaz. Seni incitecek bir §ey soyleme1n. Fakat «'Senin
i~in Rabbimden magfiret dileyecegim» yani seni imana kavu~tunnas1, tev-
beye muvaffak ktlmas1 i9in Rabbirnden seni bag1§lamas1n1 dileyecegim. Bu
ttirHi bir istigfann caiz olmas1nda herhangi bir tereddlit yoktur. Sak1ncalt ohm.
ktifUr devam ettigi halde kafire dua etrnektir. ibrahimin, babas1na dua va'din-
de herhangi bir kan~lkbk yoktur. Ba§ka bir ayette de buna i§aret edilmektedir:
" ... Senin ifin magjiret dileyecegim ..." (Mtimtehine: 4) Bu va'd, durumu net
olmachg1 i~in hentiz babas1mn iman1ndan limit kesmezden once idi. Fakat 11
...
O'nun bir Allah di.i~mani oldugu kendisine belli olunca ondan uzak durdu."
(Tevbe: 114)
«~iinkii
0, bana kar§I .,;ok liitufkardtr.» Rabbim bana 9ok ~ok IUtuf
ve ikramda bulunur. Size nasihatlerim fayda vennedigi iyin senden ve kav-
1ninden dinim ad1na aynhyor, hicret ediyorum. Allah'tan gayri tapt1gm1z put-
lardan da ... Ben tek Rabbime ibadet ediyorum. Umanm ki Rabbime yalvar-
maktan bahts1z, mahrum olmam.
48. «Sizden de, Allah'tan ba§ka taptiklarimzdan da aynhyor» yani
senden de kav.minden de dinim ugrunda hicret ederek uzakla§iyorum. <;unkti
nasihatlan1n size tesir etmedi, «ve sadece Rabbime yalvanyorum» yalntz
O'na ibadet ediyorum. «Umar1m kt Rabbime yalvarmakta bahts1z ol·
mam.'» Elim bo§a ylkrnaz, gayretim zayi olmaz.
49. «ibrahim, onlar1 Allah'tan ba§ka taptJklariyla ba§ba§a b1rak1p
c;ekilince>> ~am'a hicret edince, kafir akrabalanndan aynlmas1na kar§1hk ola-
rak «Biz ona Yakub ve ishak 11 bah§ettik.» Ozellikle Yak.uh ve ishak'm zik-
redilmesi, peygamberlerin ~eceresi olmalanndan dolay1du. «Ve» onlardan
«her birini peygamber yapttk.»
SO. «Onlara rahmetimizden bagt§ta bulunduk», dint ve dtinyevl her
tilrlti hayn verdik. «Her dilde iistiin §ekilde andmalar1n1 saglad1k.,.
Ayetteki "Lisane Szdk" ovgti, inedih demektir. Yani insanlar onunla iftihnr
ederler, onlan hay1rla yadederler, boylece ayet-i keritnedeki davetine uymu~
olurlar. "Sonraki nesiller arasznda hayirla anzlmanu sagla. " (~uara: 84)
Bil ki bu ayet-i ke1imeler<le bir taknn onemli i§aretler vardtr:
Bu i§aretlerden birisi, yumu~akhk ve gtizel ahlfil<t.Ir. <;unki.i sertlik, mu-
hatab1n uzakla~mas1na yol ayar.
Bu i~aretlerden bir digeri de ittibadu. Kilnin derecesi ytikselirse kitap ve
190 HUHU'L B~YAN Ciiz: I H
stinnete daha <;ok sanlir, tabi olur. Sehl b. Abdullah ~Uyle dedi: "Nefae en zor
gelen ~ey, tabi ohnak.ur. <;unkti ittibada nefse rahat yoktur."
Bu i~aretlerden bir digeri de, kim Allah nzas1 i9in sevdigini terkederse
Allah ona, dostu ibrahime yaptig1 gibi, terkettiginden daha gtizel ve sevimlisi-
ni, bedel olarak verir. Onunla illfet eder.
IHI
Suyfiti §oyle dedi: "Musa, Medyen'den M1sir'a git.Inek tizere yola ~1kt1.
Musa'n111 sag taraf1nda, dag yontindeki aga9tan seslenildi."
Allah onun dunnnunu, kral'm, konu§mak i9iI1 kendine yada§ttnp arkada§-
hga se<;tigi kit.nseye benzetti. c;linkti Musa ile, melek araa ohnadan konu~tu.
54. «Kitap 'ta ismail'i de an.» Cenab-1 Hak i smail'i, babas1 ibrahim ve
karde§i ishakdan ayn olarak zikreti. Bu, ona verdigi fazla onemden dolay1d1f.
Ey Muhammed! Kavmine Kur'an'daki, ceddin ismail'in k1ssas1ru da oku, an-
lat. «~iinkii o, soziinde duran el~i bir peygamberdi.» kendisiyle insanlar
ve Allah aras1ndaki i§lerde sozlini.i yerine getirirdi. Allah onu bu §ekilde ta-
n1mladi. <;Unkli o, sozlinde durmakla me§hurdu ve bu konuda ba§kas1nda go-
rillmemi~ sadakat omekleriyle tanmm1~tlr. Kurban edilme konusundaki sada-
kati misal olarak yeter. Kesilecegi sirada §Oyle diyerek sozlinti yerine getir-
11
mi§tir: .in§allah beni sabredenlerden bulacakszn." (Saffat: 102) Burada
••
Bil ki; Allahii Teata ismail (a.s.)'i vaadinde durdugu i~in ovdii. Buda i-
§aret et1nektedir ki; ovgli ancak vaaclin ger9ekle§mesiyle tahukkuk eder, teh-
didin ger~ ekl e~1nes iyle clegil. Bundan dolay1 alimler, cezalanduma konusun-
cla caymarun caiz oldugunu, mtikafat konusunda ise caiz obnad1g1n1 soyletni~
lerdir. itnam Vahidl bunu §U ayetin tefsirinde ay1k9a belirt1ni~tir. "Her kim
bir mii'mim: kasden oldiirurse, onun cezas1, ip'nde siirekli kalaca~~r cehen-
nemdir." (Nisa: 93)
Araplar, birisinin kOtUIUk va<ledip yerine geti nnemesini ay1p ve dtlnek-
lik say1nazlar. Bilakis d\mertlik ve fazilet sayarlard1.
~oyle denildi:
~oyle de dendi:
59. On/arm ardindiin, oyle bir nesil geldi ki, namazi birak-
tilar, §ehvetlere uydular. Onlar azginliklarinin cezasini feke-
ceklerdir.
60-61 . Ancak tevbe eden, iman edip yararli i§ yapanlar bu-
nun dt-§indadir. Bun.lar hifbir haks1zl1ga ugratilmadan Rah-
man'm kullarina giyfiben vaadettigi cennete, Adn Cennetleri-
ne gireceklerdir. $iiphesiz O'nun vaadi yerini bulacaktir.
62. Orada bo§ soz degil sadece selam duyarlar. Orada sa-
bah ak§am rink/an vardir.
6- Hadis ibn Macede ~u laf1zla tahric edilmi§tir. "Bu Kur'an, hilzilnle nazil olmujtur. Onu oku-
dugunuzda aglayin." Bkz. et-Tergfb ve't-Terhfb, 2/364.
19() HllltlJ'L Hl~YAN ( ~ 1'11.: I H
59. «Onlann ardtndan oyle bir nesil geldi ki...» Arkadan gelenin iyi-
sine "halef' kottisilne "half' denir. Yani peygamberlerin ard1ndan onlan ta-
kib eden kotti nesiller, <;ocuklar geldi. Onlar Y ahfidi, Hristiyan ve Mecusiler-
dir. Hadis-i ~erifte §6yle buyruldu: "Hirbir peygamber yoktur ki, iimm.etin-
den O'nun siinnetine baglt, emirlerine uyan yard1mcdan ve ashab1 olmas1n.
Ancak kendilerinden sonra yerlerine yaramaz kimseler gerer. Yapmad1klarz-
n1 (yapzn) derler. Emredilniedikleri §eyleri yaparlar. Onlara kim eliyle kar§L
p*arsa mii'mindir. Onlara kim diliyle kar§l pkarsa mii'mindir. Onlara kim
kalbiyle kar§l ftkarsa o da mii'mindir. Bunlann di§inda olanlarda hardal ta-
7
nesi kadar iman yoktur."< )
7- Hadisi, irn.an boltimtinde Muslim , Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmi~ tir. Bkz. Camiu'l-
Usat, I 1326.
Ml<:l~Yl~ M SllHESI/ IH IH7
budur .» Ozellikle sana anlatilan ve Allah'a itaat edip ~irk ve gilnahtan sak1-
nan kullanm1z1 miras buakarun mahn1 varise b1rakJp nemalantl1nhg11n1z gibi
miras91 k1lacag1m1z cennet i~te budur.
@~
..
64. Mtifessir Mticahid dedi ki; Cebrail Hz. Peygamber'e gelmekte gecik-
ti . Bilahare geldi. Rasfiltillah ona: "Sen; ahkoyan nedir?" deyince bunun lize-
1ine bu ayet nazil oldu. «Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz.>>
/\y d: G4 fi7 I~)~ t
Mtircie ise: "Mifmin asla cehenneme ginnez. Zira ayette ge~en "vurud" keli-
1nesi, duhill degil, huzfir 1nanas1nachr dediler. Ehl-i Stinnet ise: "Allah'1n, asi
11
8- Hadisi, Buhar1, Muslim, EbO Hureyre'den rivayet etrni~tir. Bkz. Camiu.'1-Usul, 9/590.
Ayd: 7'2 7 G
Eret'in onda alacag1 vardl. Alacag1n1 istedi. 0 da: "Muhammed'i inkar et1ne-
dikye vennem" dedi. Habbab da: ''Yemin olsun ki onu, ne Oli.i iken, ne diri
iken ne cle diriltilecegimiz vakit asla inkar etme1n," deyince As. b. Vail: "Oy-
le ise diriltilecegimiz gtine kadar bekle, diriltildigin zaman bana gelirsin. 0
zrunan benim inabm ve yocuklanm olur. Sana alacag1n1 veririm," dedi.
«'Bana elbette mal ve ~ocuk verilecektir.' diyeni gordiin mii?» Egle-
nerek ve soziintin ba§ma bir de yalan bir yemin ekleyerek: ~ayet fillirette diril-
tilirsem bana elbette mal ve yocuk verilecektir, diyen adam1n haline bak,
onun acayip haline ve alyakya ctiretine §a§ ey Muhammed!
A
84. «Onlar hakk1nda acele etme» yani <;abucak helak olsunlar da sen
~e mli'minler onlann §erlerinclen rahat olas1n1z ve yerytizti onlann fesadmdan
temizlensin diye acele etme. «Biz onlan(n gilnlerini) teker teker say1yo·
ruz.» Biz onlann ya§ayacag1 gtinleri say1yoruz, onlann hela.klan i~in acele et-
me, zaten pek az bir gtinleri kalm1§tir. Nefesleri say1hdir.
ibn Abbas (r.a.) bu ayet-i okudugunda aglar ve §5yle derdi: "Son say1,
camrun ~Ikmas1, son say1, ailenden aynlman ve son say1, kabre ginnendir. ''
Bir bedevi §oyle demi§tir: "V akitlerin kesip athg1 omtirle ve musibetlere
maruz bedenle nasll sevinebilirsin."
208 HlJHll'L HP:YAN Ct"tz: I H
89. Allahti Teala da onlara : «Andolsun ki ortaya pek kotii bir §ey at-
t1n1z» dedi. "idd"; kotti i~, musibet, nefret edilen ~ey demektir, yani ()lyille-
meycek kadar kotil bir i~ yapt1n1z.
95. «K1yamet giinii hepsi O'na tek olarak gelecektir.» Herkes O'na
yard1mc1 ve yolda~lardan uzak olarak tek ba§1na gelecektir. Kudsi Hadis'te.
§Oyle buyuruldu: "Ademoglu Beni yalanladi. flalbuki buna hakkl yoktu.
Ademoglu Bana dil uzattz. Buna da hakki yoktu. Beni yalanlamas1na gelince :
Beni, ba~tan yarattigi gibi ilerde tekrar diriltemez demesidir. Halbuk,i, ilk ya-
ratmak tekrar yaratmaktan daha kolay degildir. Bana dil uzatmasina gelin-
ce: Allah, fOcuk edindi demesidir. Halbuki Ben, bir olan, her §ey kendisine
muhtaf bulunan, dogmayan, dogurmayan ve hif kj,mse kendisine denk olma-
yan Allah'im" <9 )
9- Hadisi, Buhar1 Te/sir boliimtinde, Nesel, cenazeler bOltimtinde tahric etmi~tir. Bkz.
Camiu'L-UsCil, 2/443.
MEHYl!:M SLJRESI / IH :l I I
96. «iman edip, salih amel i§leyenler i~in Rahman, (goniillerde) hir
sevgi yaratacakt1r.» Kalb ve beden amellerini birle§tiren mti'min ve salih
runel sahipleri ic;in Rahman, iman ve gtizel amellerinden dolay1 kalblerde sev-
gi ve muhabbet yaratacaktlf.
98. «Onlardan once nice nesilleri yok ettik. Sen onlardan herhangl
birini duyuyor» hissedip gorliyor «veya onlara ait», onlardan hafif de olsa
«c1hz bir ses i~itiyor musun?» "Rikz," gizli, kapalI demektir. Yani onlart ta-
mamen helak ettik. Onlardan hie; ki1nse gortilmeyecek, kendilerinden en ufak
bir ses i§itilmeyecek §ekilde koklerini kaz1d.Ik.
Ayet-i keritnede Hz. Peygamber (s.a.v.) iyin, kafirleri helfilda tehdit me-
yan1nda miijde ve uyannaya dair te§vik vard1r.
10- Hadisi Buhari Tej~·ir Mtislim i lim bollimtinde, Ahmet b. Hanbel Miisned, (6/55.) rivayot
etmi~tir.
Bu sure ibrahim TUFEKQi tarafmdan tercume edilmi§tir.
1. Tfi. Ha.
2-3. Biz Kur'an'i sana giifliik fekesin diye degil, ancak Al-
lah'tan korkanlara bir ogut olsun diye indirdik.
4. (Kur'an) yeri ve yiice gokleri yaratan (Allah) tarafmdan
peyderpey indirilmi§tir.
5. Rahman Ar§'a istiva etmi§tir.
216 HlllllJ 'I. UEYAN
2-3. «Biz Kur'an'1 sana gii~liik ~ekesin diye degil ...» Ayette ge<;en
"lite~kiz"kelimesinin kokti olan ''e§§aka" kelimesi yorgunluk duymak, gti9ltik
c;ekmek manasmadir. Bu kelime yorguntuk duymak, gtic;Itik 9ekmek anlam1na
gelince ayetin manas1: Biz Kur'an'1 sana Kurey§lilerin inkanna a~1n derecede
tiztilmen nedeniyle gti~liik yekesin di ye indirmedik. Gtinkti sana dii§en sadece
teblig etmektir ve sen de bunu yerine getirdin. Artlk bu gorevden sonra onla-
nn inruunamas1ndan sen sorumlu degilsin, demek olur. Ayeti §U ~ekilde anla-
tnak da mtimktindtir: Biz Kur'an'1 sana yOk riyazat yapman, ~okya tehecctid
namaz1 kilrnan ve btitiln geceyi namazla geyirmen suretiyle gil<;lilk 9ekesin
diye indinnedik. ytinkti sen ancak din-i hanif ile gonderildin.
ikinci ihtimale gelince, ayet kullara yol gosteriyor ki, ytiksek sesle ya-
karma, Allahu Teala'ya i§ittirmek amac1yla degil, insanin nefsinin zikri tasav-
vur etmesi, bunun insantn, gonltinde yerle§mesi, nefsin zikirden ba~ka §eyler-
le me§gul olmas1na engel olmak gibi ba§ka gayeler i~indir. Bu hedeflere ek
olarak vesvesenin insan nefsine yakla§amamas1 ve onun yakarma ile uzakla§-
tinlmas1, ba§kas1n1n uyanlmas1, zikredenin sesinin ula§abildigi yere kadar be-
reketin yayllmas1, zikre §ahit olacak ki§ileri artumak ve benzeri ... gibi hedef-
ler de vardlf. Rivayet olunduguna gore Rasfililllah (s.a.v.) Hayber'e yonelince
sahabeler bir vadinin ba§tna yakla§tilar. Burada ytiksek sesle Allahu ekber,
Allahu ekber demeye ba§lad1lar. Bunun tizerine Rasfiltillah (s.a.v.): "Kendi-
nize yumu§ak davran1n1z. Seslerinizi yiikseltmekte a§lrl gitmeyiniz. <;iinkii
sizler ne bir sagira, ne de burada mevcut olmayan birisine seslenmektesiniz.
Sizler i§iten ve sizlerle birlikte olan ve sizlere yakin birisine seslenmektesi-
niz, Ii buyurur. <2)
11
2- Bu hadisj Buhari, Megazi ve Cihad; Mtislim.Zikir; Ebu Davud ve Tirmizi de Deavac oolii-
mtinde rivayet etmi§lerdir. Aym hadis Ahmed b. Hanbel'in Musner!inde 4/394'tedir.
TAHA Slll<ESl/20
takrln' olur. Bu taktirde sanki "Musa'mn haberi sana ula§tI, " denmi~ olur.
1
10. «Hani o bir ate§ gormii§», uzaktan bir ate§ gonnli~tl.i. Rivayet
olunduguna gore Musa (a.s.) ~uayb (a.s.))n k1z1 Safuriya ile evlenir. Musa
(a.s.) kay1npederi ~uayb (a.s.)'dan Medyen'den y1la.p ve Mis1r'da bulunan an-
nesini ve karde~i Harun' u ziyarete gitmek i.izere izin ister. istedigi izni ahnca
ailesiyle yola yikar. Ancak ~am htiktimdarlanndan korktugu iyin ba§ka bir
yol tutar. Tur Dag1'run batI taraf1nda bulunan Tuva vadisine gelince karanhk,
soguk ve karh bir k1§ gecesincle yocugu dtinyaya gelir. Musa (a.s.) yakmag1n1
yakar, ancak yakmaktan ate§ yerine sesten ba§ka bir§ey 91kmaz. 0, tain bu du-
rumda iken Tur Dag1' n1n yan taraf1nda yolun solunda uzaktan bir ate§ gorlir
ve bu ate§in c;oban ate§i oldugunu zanneder. «Ve ailesine», kans1na, 9ocugu-
na ve hizmet9isine: «'Bekleyin», oldugunuz yerde kahn, arkamdan gelmeyin.
«Eminim ki bir ate§ gordiim» der. Ayetin 1netninde yer alan "iynas" keli-
1nesi bir §eyi ayan beyan gormek anlam1nadir. Buna gore ayetin manas1, hi9
ku~kusuz bir bi9imde eminim ki bir ate§ gordlim, demek olur. «Belki ondan
size bir me§ale getiririm.» Ayet metninde yer alan "kabes" kelimesi ate§ten
bir par9a, ate§in btiytik klitlesinden ahrunt§ alev paryas1 anlam1nadu.
Mtifessirlerin yogunluguna gore Hz. Musa 'n1n gorrnil§ oldugu ashnda
ate§ degil, tersine yilce Allah'1n nuru idi Ate§ kelimesinin zikredilmesi Musa
(a.s.)'run onu ate§ zannetmesinden dolay1du.
imam (Fahreddin er-Razl) der ki: Musa (a.s.) nuru degil, bizzat ate§i
gonnti§tti. Vermi§ oldugu haberin geryege uygun dti§mesi buna baghd1r. Qin-
kti Peygamberlerin yalan soylemeleri caiz degildir.
«Veya ate§in yaninda» bana yolu gosterecek «bir rehber bulurum,'
demi§ti.» <;unkti ate§ olup da yan1nda birilerinin bulunmamas1 9ok nadirdir.
11. Musa «ona vard1g1nda ...» gormti§ oldugu ate§e ula§tlg1nda...
ibn Abbas der ki: "Musa (a.s.) yemye§il bir aga9 gortir. Bu agac1 en alt
dallanndan en tepesine kadar bembeyaz bir ate§ ku§atrru§tlr ve olabilecegi en
btiyi.ik ate§le ve t~ 1kla tutu§mu§ yamnaktadu. Musa (a.s.) orada hiv kimseyi
gormez. Ate§in 1§1g1nm ve agac111 ye§illiginin §iddetine hayretinden oldugu
yerde dona ka11r. Ne ate§, agac1n ye§illigini degi§tirmi§tir ve ne de agac1n
btinyesindeki 9ok su~ onun I§1g1nda ve alevinde herhangi bir azalmaya yola<;-
1n1§tlr. Bunun ard1ndan Hz. Musa, ineleklerin tesbih (Stibhanellah) lerini i~itir
t\ycl: to l ·I TAI IA Sll IU£Sl/:l0
ve bUyOk hir nur g<lrOr. Bu nur, onun g()rmesine engcl olur. Bunun Uzerine
Hz. Musa iki eliyle gi>zlerini kapatlr, korkar ve ~a~a kaltr. Ard111dan Uzerine i\:
huzuru ve stikfinet b1rak1ltr ve sonra da. «Kendisine (taraf1m1zdan): 'Ey
Musa!' di ye seslenildi.»
13. «Ben seni se~tim.» Peygamberlik ve risalet i9in seni tercih ettim.
«Simdi vahyedilene kulak ver.»· Sana vahyolwian emirlere ve yasaklara ku-
lak ver.
lim.
24. Piravun'a git. <;unku o gerfekten azdi."
bi sorulur: "Bu keramete ne ile ula§tm?" Cevap verir: "O·nun hevas1 (istekle-
ri) ugruna kendi hevam1 terkettim. 0 da benim enuime havasm1 verdi, havada
ytiri.iyebiliyorum '' der.
17. «~U
sag elindeki» asa «nedir ey Musa'?'» Elinde ta§tffil§ oldugun
bu baston nedir ey Musa?
18. Musa: «'0, benim asamd1r,» dedi. Musa (a.s.) asay1 "asamd1r" di-
yerek kendine nispet etmi§tir. Boylece sag elinde olmasmm sebeb.ini ac;tkla-
m1§ttr. «Ona dayan1r1m,» yolda yoruldugu1nda ya da ytirUrken bastonuma
dayamnm. «Onunla davarlarima yaprak silkelerim», davarlanm yesin di-
ye bastonumla yaprak silkeler ve onlara yaprak dti§tirfuiim. «Ve benim ona
ba§ka ihtiya~laram da vard1r' dedi.» Ayetin sonunda ''fillar" denilmeyip de
"uhra" denilmesi ayet sonlarmdaki fasila"larm (kafiyelerin) korunmas1 i~in
11
dir. Buna gore ayetin manas1: Ve benim ona yaslanmaktan, davarlara yaprak
silkelemekten ba§ka ihtiya~lanm da vard1r. Bunlar yolculuk yaparken basto-
nunu omzuna atmak, ona yay1n1, ok torbas1n1 asmak ve i.izerinde az1g1n1 ta§t-
mak gibi ihtiya~lardu.
19. «Allah: 'At onu ey Musa!' dedi.» Ey Musa o bastonu at ki, hie; ha-
tmndan ge~meyen §eyleri goresin.
20. Musa «onu hemen» yere «atb, bir de ne gorsiin h1zla slirtinen bir
ydan degil mi!» "Sa'y" kelimesi h1zla hafif ve hareketli bir bi~imde ytirti-
1nek demektir.
Rivayet olunduguna gore Hz. Musa bastonunu yere att1g1 zaman baston
kendi kahnhgmda sari bir y1lana donil§ilr. Sonra §i§er, §i§er, btiyiir ve bu se-
beple bazan "can"a (y1lan) benzetilir. Can, ytlan1n hafif olanmm ad1du. Nite-
kin1 yuce Allah "Asanz at! Musa (asayz atzp) onu yilan gibi deprenir gorunce
donup arkas1na bakmadan ka<;tz." (Neml: I 0) buyurur. Bastonun ytlana do-
nil§tiigti ilk durum gozoni.ine altnarak buna "can'' denmi§tir. Burada yilan,
hem btiytik ve he1n de ktis:uk haline verilen isim ile gene! ad1yla ifade olun-
11
mu§tur. Daha biiytik ihtimale gore baston, ilk anda "su 'ban (ejderha)ya do-
nli§mti§tiir. Buraya en uygun olan1 da bastonun ejderhaya donmil~ olmas1dlf.
Nitekim ytice Allah bunu ~oyle dile getirmektedir: "Bunun uzerine Musa
asasLnl yere attl. 0, hemen apa~~zk bir ejderha oluverdi." (A'raf: 107) ~u hal-
de yllana donil§en bu baston 9evik1ikte ve h1zh hareket etmede "can"a benze-
tihni§tir.
TAHA SlJlU~Sl/20
Derler ki: ''Dili olmay1nca insan, ancak ba§tbo§ sahverilmi§ bir hayvan,
ya da belli bir bi9ime btirlinmti§ §ekilden ibarettir. insan iki kti9tik organ1yla,
11
kalbi ve diliyle insand.J.r.
28. «Ki soziimii anlasmlar. » Firavun ve kavmi Peygamberlik gorevini
teblig ederken benim ifademi anlas1nlar. Teblig de, ancak yOk gtizel konu§a-
bilen kimse taraf1ndan yapilirsa gtizel olur. Hz. Musa'run dilinde bir zamanlar
agz1na alml§ oldugu ate§ten dolay1 bir dtigtim meydana gelmi§ti. Olay §oyle
olmu§tu. Musa'run 9ocuklugunda bir gtin Firavun onu kucag1na ahr. Fira-
vun'un sakah mticevherlerle stisli.i oldugu i9in yolmaya ba§lar. Bunun tizerine
Firavun klzar ve: "Hi~ ku§kusuz bu 9ocuk benim arad.J.g1m di.i§man1mdir" der
ve katledilmesini emreder. Firavun'un han1m1 Asiye der ki: "Ey hi.ikil1ndar! 0
daha 9ocuktur. Ate§le yakutu birbirinden ay1ram1yor. Bunun i.izerine Mu-
sa'n1n onilne bir legende ate§ koru, bir legende de yakut koyarlar. Musa mi.i-
cevheri almaya yonelir, fakat Cebrail elini ate§in oldugu legene uzatu ve Mu-
sa agzma ate§ gotlirtir, dili yanar. i§te bundan dolay1 Musa'da dil tutuklugu ve
telaffuz zayithg1 ortaya 91kar.
31. «Onun sayesinde arkama kuvvetlendir.» Ayette yer alan ''ezr" ke-
limesi gti\:. k'11vvet ve s11t demektir. Buna gore ayetin manas1 Hanm'la kuvve-
titni saglamla§tlf, ya <la onunla arkam1 kuvvetlendir, demek olur.
32. «Ve onu i~ime ortak k1l.>> Peygrunberlik gorevinde Harun'u orta-
gnn kll ki, boylece bu gorevi geregi gibi yerine getirirken birbirimizle yar-
dnnla§ahm.
Burada §Oyle bir soru so1ulabilir: Peygamberlik ytice Allah 'tn tercihi ve
se9imi ile olan bir makam olduguna gore, Musa (a.s.) karde§i ic;in peygrunber-
ligi nasll isteyebiliyor? Buna cevap olarak diyebiliriz ki: Ytice Allah '111 bu is-
tegi kabul etmi§ olmas1, Musa'n1n isteginin yilce Allah'111 izniyle ve O'nun il-
ham1yla olduguna bir delildir. Harun (a.s.), Musa (a.s.)'n1n peygamber olarnk
gonderi.ldiginde Mtsu' da idi.
33. «Boylece Sen'i bol bol tesbih edelim.» Bu son ayet-i kerime Musa
(a.s.)'n1n yapmr§ oldugu ti9 duarun sonuncusudur. Ayetin manas1 ise: Boylece
Sen 'i Hiy1k olmad1g1n fiillerden ve s1fatlardan tenzih edelim ki, bu fiil ve s1-
fatlann aras1nda Firavun'un iddia ettigi tannhk da 1nevcuttur.
34. «Ve ~ok anahm Sen'i.» Ve her hali.ikarda 9ok anahm Sen'i. Ardm-
dan Iay1k oldugun kemal , cemal ve celfil s1fatlanyla vasrflayahm.
35. «~iiphesiz Sen bizi gormektesin. '» Sen bizim durumumuzu bil-
mektesin. Birbirimizle yardunla~mak bizi dlizeltecektir. <;ilnkil Harun, bana
emretmi§ oldugun hususlarda ne giizel bir vezir ve yard1mc1dir. <;ilnkti o ben-
den Ya§ya daha btiyilk, clili daha ay1ktir. Harun (a.s.), Musa (a.s.)'dan dort ya~
daha btiytiktti.
t
36. «(Allah): 'Ey Musa!' dedi. 'istedigin sana verildi.» Taleb etti~in
ve arzulad1g1n ~ey sana verildi. Bir hadis-i ~erifte §Oyle buyurulmu~tur: "Al-
lahu Tea/a herhangi bir hakiimdar hakkmda iyilik murad ederse ona sadtk
bir vezir nasib eder. Bu vezir. hiikiimdar unuttugunda kendisine haflrlaflr.
Unutmadlgi zaman da yardr.mcz olur. "<3>
37. «Andolsun Biz sana diger bi.r zamanda» bu i9inde bulundugun va-
"
kitten bir ba~ka vakitte «daha hitufta bulunmu§tuk.» Ayetin metninde yera-
lan "menenru1" keli1nesi liltufta ve ihsanda bulunmak. anlam1nadtr.
3- Hadisi Ebu Davud j,nara konusunda, Nesa1 de Biat holtimtinde rivayet ederler. Bkz. Ca-
miu' l-Us141, 4(13.
230 HfJl·IU'l, ·l iEYAN
Ayetin manas1 buna gore §U §ekilde olur: AndoJsun ey Musa! Biz sana,
sen Bizden iste1nedigin halde nimetler verdik ve sana tistiinltik ve §eref bah-
§ettik.
38. «Hani vahyedilecek §eyi» bir sand.lg1n iyine konularak Nil Nehri 'ne
buakilmasm1. Ytice Allah bu ayette once "vahyedilecek §ey'' §eklinde bunu
belirsiz k1lm1§, bundan sonraki ayette de ay1klam1§tlf. Bunun sebebi once Mu-
sa (a.s.)'y1 korkutmak ve sonra da ona bir §eref bah§etmek ic;indir. Bunun ar-
d1ndan gelecek ayette ylice Allah neyi vahyettigini ruhunda iyice yer etsin di-
ye tefsir etmi§tir. «Annene (§oylece) vahyetmi§tik:» Bu ayette "vahiy" keli-
mesinden maksat, Allahu Teala taraf1ndan Peygamberlere gelen vahiy degil-
dir. Tam tersine bw1un anlam1 "ilham" dtr. Nitekim bunun bir benzeri "Rab-
bim bal ans1na: Bu daglardan, agarlardan ... kovanlar edin ... diye ilham et-
ti." (Nahl: 68) ayet-i kerimesidir. Buna gore Ytice Allah, Hz. Musa'n1n anne-
sinin kalbine bir sand1k bulmas1 ve <;ocugunu i<;ine koyarak Nil Nehri'nin su-
lanna btrakmas1 yolunda kesin bir karar ve irade verdi, demek olur.
«Nehir onu k1y1ya ats1n da» Musa (a.s.)'n1n nehre birak1hnas1, ytice
Allah'1n iradesinin bu olayla ilgilenmesi ile meydana gelmesi vacip olaylar-
TAHA Slll·rn:sl/20
olarak Firavun ailesinc gclir ve onlara yukandaki snzleri s(\yler. Fi rnvun aile-
si: "Bu bakacak kadm kimdir," diye sorunca Meryetn, anne1ndir der. Annesini
saraya getirir ve ~ocuk annesinin memesini emer.
«Boylece seni gozii, gonlii mutluluk dolsun» sana kavu§tugu i<;in g<\n-
lti ho§ olsun «Ve» seni kaybedip de «iizi.ilmesin diye annene geri verdik.»
Bu ifade t1pk1 "Musa' nm anasma, onu emzir ... Hif korkup kaygilanma ~·unk11
Biz onu sana geri verecegiz ve onu peygamberlerden biri yapacagiz diye hil-
dirdik." (Kasas: 7) ayet-i kerimesindeki ifadeyle ayn1dir.
«Ve sen birini» bir Kiptiyi «oldi.irdiin de seni endi~eden kurtardak.»
Allah'1n verecek oldugu cezadan ve Firavun'un uygulayacak oldugu k1sastan
kaynaklanan Kiptiyi Oldilnne kederinden seni kurtard1k. Allah'1n cezas1 bakt-
m1ndan magfiret ederek, Firavun'un k1sas1 yonilnden de Medyen'e hicret etti-
rerek kurtard1k. «Ve seni iyiden iyiye denemeden ge~irdik.» Ayetin" metnin-
de yeralan ''fitne , fiitun" kelimeleri me§akkat ve insana agir gelen her §ey an-
lam1nadtr. Buna gore ayetin manas1: "Seni iyiden iyiye denemeden ge~irdik''
demek olur.
Bir alime gore ayetin manas1: "Seni beHilarla iyiden iyiye ogiittilk" de-
mektir.
Musa'n1n ugramt§ oldugu bela ve s1k1ntilardan baz1lan K1pu'yi oldilr-
1nesi, vatan1ndan hicret etmesi, sevdigi kimselerden aynlmas1, az1ks1z olarak
yaya yilrilmek zorunda kalmas1 ve Medyen'e varmadan once meydana gelen
ba§ka benzeri olaylardir. «Bunun i~in ydlarca» on y1l «Medyen halk1 ara·
s1nda kaldan.» Koyunlan otlatmak iyin ~uayb (a.s.)'1n yan1nda kald1n. <;UnktJ
~uayb (a.s.), Musa (a.s.)'ya kendisine sekiz y1I hizmet etmesi ka~1hg1nda k1-
z1n1 nikahlam1~tl. 0 da daha uzun silreyi doldunnak ilzere ~uayb ' a on y1l hiz-
met etmi~ti.
41. «'Seni kendim i\:in elc;i sec;tim.» Bu ifade "Ben seni sertim."
234 HUHU ' L - U~;YAN C t\z: I()
(Taha: 13) ayet-i kerilnesini hat1rlattnaktad1r. Buna g<.)re ayetin 1nanas1 sana
Peygamberlik gorevi vererek ve seninle konu§1nak suretiyle seni insanlara
tercih ettim. Bu ifade Ytice Allah'1n Hz. Musa 'ya bah~et1ni~ oldugu btiytik
~erefi temsil yoluyla canland1rmadir. Bu canland1nna, herhangi bir hliktitnda-
nn 9evresindeki ozel ada1nlanndan birisini kendine daha yak1n k1lmas1 ve
kendisi ic;in tercih etmesi, baz1 onemli gordtigti i§lerini ytiriitmek i~in aday
olarak se~mesi gibi unsurlar kullanllmak suretiyle yaptltru§ttr.
42. Ey Musa «sen ve karde§in» Harun «ayetlerimi» mucizelerimi «go-
ti.irun.» <;tinkti maksat, Musa'n1n ve Harun'un mucizelerle birlikte Firavun' a
gitmeleri, Peygamberlik gorevini ye1ine getirirken, davet vazifesini tamam-
larken bu mucizelere dayanmalandir.
ibn Abbas der ki : "Bu ayetteki mucize ifadesiyle Hz. Musa'ya indirilen
dokuz mucize kastolunmaktadu. Herne kadar bu mucizelerden bir k1sm1 he-
ntiz vuku bulmam1~ ve ileride ger~ekle~ecegi bekleniyor olsa bile."
«Beni anmay1 ihmal etmeyin.» Her haltikarda lisanen ve organlarla
Berum zikrime devam edin. <;tinkti Benim zikrim her ttirlil amaca ula§mak
iyin bir ara~tlf. ytinkli Beni1n zikrim olmaks1z1n herhangi bir kimsenin hi9bir
i~i dogru gitmez.
«Belki o, akhn1 ba~tna ahr veya korkar.'» Belki o, sizin Benim zikri-
me dair teblig ettiginiz §eylerden ogiit ahr, te§vik ettiginiz dogru yolu ister, ya
da benim verecek oldugum cezadan korkar.
236 R(Jl IU'L ·Bl<;YAN Ciiz: IH
45. Dediler ki: "Rabbimiz dogrusu biz, onun bize a~iri dere-
cede kotii davranmasmdan, yahut iyice azmasindan korkuyo-
ruz."
46. Buyurdu ki: "Korkmayin, fiinkii Ben sizinle beraberim.
i~itir ve goriiriim.
47. Haydi ona gidin de deyin ki: 'Biz senin Rabbinin elfile-
riyiz. israilogullarini hemen bizimle birlikte gonder, onlara
eziyet etme. Biz sana Rabbinden bir ayet getirdik. Selam, hUla-
yete tlibi olanlara.
48. Gerfekten bize vahyolundu ki yalanlayan ve yiizfevi-
renlere azap edilecektir.'"
47. «Haydi ona gidin de», Firavun'un yan1na vann da ilk i§ olarak
«deyin ki: 'Biz senin Rabbinin el~ileriyiz.» Boylece o azg1n hi.iktimdar si-
zin isteginizi ogrensin ve bu istege kendi ce_vab101 dayandirs1n. «israilogulla-
r1n1 hemen bizimle birlikte gooder, onlara» daha once ~ekmi§ olduklan
azap tizere kendilerini birakmak suretiyle «eziyet etme.» <;ilnkil onlar K1pt
memleketi idaresi alttnd.alar. K1ptiler israilogullanm zor ve insan1n me§ak.ka-
tini artrran toprak kaz1s1, ta§ ta§Ima ve benzeri agrr i§lerde ~alt§tlnyorlar, er-
kek ~ocuklar1n1 ylldan ylla katlediyorlar ve kadmlar1ru hizmet~i olarak. kulla-
n1yorlard1.
«Biz sana Rabbinden bir ayet getirdik.» Biz sana Rabbinden iddia et-
tigimiz Peygamberlik gorevimizin dogruluguna <lair bir delil getirdik.
«Selam,» Ytice Allah 'tan, meleklerden ve onlar1n d1§1nda Mtisltimanlardan
her iki dtinya selametini saglayan selam, Ytice Allah'1n hakka gotilren
ayetlerini tasdik etmek sfiretiyle «hidayete tabi olanlara» olsun.
hata etmez, tersine btittin bilinecek §eylerin hepsini bilir ve daha sonra ebe-
diyyete kadar bu bilgileri unutmaz. Tam tersine onlar sonsuza kadar sabit
olurlar.
Ayetin bu son k1sm1, Yiice Allah'tn bunlan Levh-i Mahfuz'a yazmas1-
n1n onlan ilk ba§ta ve daha sonra da sonsuza dek bilmesi i((in buna muhta~ ol-
1nad1g1n1 beyan etmek i~indir. Kainatta cereyan edecek olaylann bir kitapta
toplarunas1, bunlann meleklere g6sterilmesi ve onlann da bunlardan yararla-
narak Ytice Allah'1n ilminin unutmaktan ve gafletten ne derece uzak oldugu-
na dair bilgilerinin artmas1 i9indir.
53. «'0, yeri size be§ik yapan» "Mehd", "mihad" kelimeleri tizerine
basmak i9in haz1rlanm1§ mekan anlammadu. «Ve onda size yollar a~an,» si-
ze yani sizden b~kas1 iyin degil, sizin i<;in biryok yollar ayan, ye§itli ihtiyay-
lann1z1 gidennek ve bunlardan elde edeceginiz faydalarla yararlanmaruz iyin
yeryliztinlin bir k6§esinden diger noktas1na giderken tutmu§ oldugunuz yollan
daglann, vadilerin, ovalann aras1na yayan, «gokten de», buluttan da «su in-
direndir.'» Burada "su" dan maksat yagmurdur. Yagmur, bulutun bir k1sm1-
n1n diger k1sm1 ile kayna§t1g1 esnada olu§an su par9ac1klandir. «Onunla» bu
su sebebiyle «Biz ~e§itli bitkilerden» s1n1f s1n1f bitkilerden «~iftler ~1kar
d1k», bitirdik.
A.yet 1netninde yeralan "ezvac" kelimesi s1n1f s1n1f demektir. Bitkilerin
bu §ekilde isimlendirilmesi onlann 9ift 9ift olmalanndan, baz1larm1n baz1lan-
na yakla§malanndandir. <;link.ii bir ba§kas1na yaktn olan ~eye ister ona onun
benzeri olsun isterse z1dd1 bulunsun ''zevc" denilir. Birbiriyle yiftle§en btitiin
hayvanlarda birbirine yak1n olan di~i ve erkege "zevc" denir. Hayvanlann d1-
§Inda birbirine yak1n olan her yifte ''zevc" denir. Bir c;ift mest, bir 9ift nahn
(ayakkab1) dendigi gibi. Ayetin metninde yer alan "nebat" yerytiztinden yl-
kan ve biiytiyen §eylere denir. ister aga9 gibi g6vdesi olsun, isterse bakla gibi
oltnas1n. "9e~itli " kelimesinden maksat tad1, kokusu, bi~imi ve faydalan 9e-
~it c;e§it bitkiler demektir. Bunlann bir k1sm1 faydalan farkh olarak insanlara
yararh iken, bir k1sm1 da hayvanlar i~in faydahdtr.
54. «Yeyiniz,» bunlardan bu meyvelerden, tahtllardan ve benzeri §eyler-
den yiyiniz. «Hayvanlar1n1z1» bunlar deve, s1gtr, koyun ve ke~idir, «otlatJ-
n1z.» Hayvanlanruz1 etlendiriniz ve semirtiniz. Biz bunca bitkiden bir k1sffilm
kendiniz yiyesiniz, bir k1sm1ru hayvanlann1za yem veresiniz diye haz1rlad1k.
Ytice Allah burada i§aret ediyor ki, btittin gokytizil, su, bitkiler ve hayvanlar
Ayd: G~J r,r; TAHA SlJJH~Sl/'..lU 241
sizler i<yin yarnt1 lm1~lardtr. ~ayet bu say1 lanlarla hatta btittin yarat1klar v41s1ta-
s1yla ya~amaya ihtiyac1ruz olmasaydt Ben onlan yarat1nazd1m.
«~iiphesiz bunda» bunca ilahi olaylarda ve i~lerde yeryilztinU be~ik k11-
mak, orada yollar a9mak, sonra su indirip 9e§itli bitkileri bitinnek gibi iHlh'i
olaylarda «akll sahipleri i~in ••. » A.yet metninde yeralan "nuha" kelimesi
''nuluye" nin yoguludur. Alda "nuha" denmesi, akhn insan1n batila uymas1na,
kotti ~eyleri i~lemesine engel olmas1ndan dolay1dtr. Nitekim bu manev1 gilce
.,ak1l" ve "hicr" derunesi de akll sahiplerini bu gibi hareketleri yap1naktan me-
netmesi ve engellemesinden dolay1dtr. <;tinkil boylesi ak1l, aktl sahiplerini
bat1llara kay.maktan korur. Bu batillann iyerisinde zorba ve azg1n ki§ilerin id-
dia ettikleri, onlardan da sap1k bir zilmrenin allp kabul ettigi §eyler var<l1r.
Yukanda sayllan ayetler ve deliller aslmda filimler iyin birer ayetken bunlann
"akil sahipleri" iyin tahsis edilmesi, aynlmas1, onlann bu sozkonusu ayetten
faydalanmalan itibariyledir. $liphesiz bunda aktl sahipleri iyin yOk yilce yara-
t.Ic1y1 ve 0 'nun vahdetini, ytice kudretini ve goz ahc1 hikmetini gosteren «i§a·
retler vard1r.»
SS. Ashntz Adem vas1tas1yla «sizi ondan» topraktan «yaratt1k,»
A A
"Adem vas1tas1yla" dememizin nedeni Adem ile Havva'n1n d1§1nda btitiln in-
sanlann nutfeden yaratllmt§ olmalanndan dolay1dlr. Oldi.iglinliz zaman def-
netmek suretiyle «yine sizi oraya dondiirecegiz ve» ~tirtimu~ vUcut par~ala
nn1z1 bir araya getinnek ve cesedinizi yeniden dtizenlemek, ard1ndan hesap
ve ceza gortilmesi i9in ruhlan tekrar cesetlere koymak suretiyle dirilme esna-
s1nda «bir kez daha sizi ondan ~1karacag1z.» Bu y1kanh§1n "bir kez daha"
olmas1, her ne kadar ba§lang1yta topraktan yaratllma, ikinci ylkanlmanm bi~i
minde olmasa bile insanlann topraktan yaratilmalanrun oradan ~1kanlma sa-
y1lmas1 itibariyledir.
Yahya b. Muaz (r.a.)'a sorulur: "insanoglu ni9in dilnyay1 sever?" Yahya
b. Muaz der ki: "insamn dtinyay1 sevmesinde §a§Ilacak bir taraf yoktur. <;iln-
kli insan topraktan yaratild1. 0 balde toprak, insan1n anas1dtr. Geyimini ve nz-
k1m ondan elde eder. 0 halde toprak, insanm can damand.Ir ve oldtigtinde yi-
ne topraga iade edilecektir. ~u halde toprak, onun toplanma yeridir. Sonra in-
san cenneti bur~da kazanir. 0 halde dtinya, insarnn saadetinin ve mutlulugu-
nun ba§lang1y noktas1dtr ve dilnya, salih kimselerin Ytice Allah'a ytiJiiyilp
gittikleri bir yoldur. Btittin bunlardan sonra insan1 Rabbinin yan1na gottiren
yolu nas1l olur da insanoglu sevmez. ''
242 HUHU 'L BEVAN C t)z: l ()
57. «' Bizi biiyiin ile yurdumuzdan ~1karas1n diye mi bize geld in ey
Musa?' dedi.» Ayetin birinci ihtirnale gore manas1 bulundugun yerden aynlw
d1ktan sonra bizi yapt1g1n biiyil ile yurdumuzdan 91karas1n diye mi geldin'?
Bir diger ihtimale gore MISIT topraklanna galebe 9alarak ortaya koydugW1 si-
hir vas1tas1yla hakim olarak bizi buradan ytkarmak ic;in mi geldin ey Musa?
<;unki.i bunlar imkans1z1 yapmaya kalk1~mak demek oldugu i~in akh ba~tnda
bir kimsenin kalkt§acak oldugu hareketler degildir.
A
1
Alimlerin birisine gore Firavun'un bu ifadesi onun Musa y1 hakh gordU-
gline bir delildir. Zaten bundan dolay1 Firavun kendi saltanat1n1n elinden gi-
deceginden korkmu~tur. <;tinkti hiybir sihirbaz, Firavun' un hliktimran1Ig1 gibi
bir htiki.imranhg1 MISlf topraklanndan sokiip atmaya kadir degildir. Fira·
vun 'un bu ~ekilde ifadede bulunmas1 Musa 'run maksadtmn sirf israilogullan·
m Firavun'un elinclen kurtannak degil, ttun tersine Kiptlleri vatanlanndan \:I-
kannak, mallanm, rnlilklerini tamam1yle ele gevirmek olclugunu ortaya ~1kaw
244 HUHU'L -HEYAN c t\1.: J ()
58. «'Oyleyse muhakkak surette biz de sana aynen onun gibi bir bii-
yii getirecegiz.» Madem ki durmn boyledir. 0 halde andolsun biz de ey Musa
senin sihrin gibi bir buyli getirecegiz ve sen bize tistlin gelemeyeceksin. «Sim-
di sen,» bu sihri ortaya ytkannak i~in «seninle bizim aram1zda ne senin, ne
de bizim» bulu~ma zaman1 tizerinde «muhalefet etmeyecegimiz uygun bir
bulu§ma yeri ayarla.'» Seninle bizim aram1zda adil, mesafe bak1m1ndan iki
taraf1 birbirine e~it, orta bir bulu§rna yeri ayarla. Bu yerin iki ucu e~it olsun.
Bir ucu digerinden daha farkh olmas1n. Bu, ayetin birinci manas1drr. Bir ba~
ka ihtimal, ne senin, ne de bizhn muhalefet etmeyecegimiz, insarun bakl~1m
engelleyebilecek §ekilde ttimsegi ve yukuru olmayan dtiz bir yer ayarla.
59. «Musa: 'Bulu§ma zaman1n1z bayram giinii» btittin herkesin, her
yoreden gelip topland1g1 ve bayram yapt1klan gtin olsun dedi. Bu randevunun
bayram gilnli olarak belirlenmesi sihirbazlann yapacaklan btiytintin Hz. Musa
taraftndan iptal edilmesinden sonra onlann halktan utanarak mucizeyi inkar
etmemeleri timididir. Burada kar§I taraf randevu ic;in yer belirlenmesini iste-
mi§ler, kendilerine cevap olarak randevu zaman1 bildirilmi§ ytinkli ayetin de-
yhni ile "ziynet giinii (bayram gtinti) ifadesi zaten msanlann 0 gtinti toplana-
11
caklan me~hur olan mekana delalet etmektedir. ~tipheden uzak olmas1 balo-
m1ndan «ku§luk vaktinde insanlar1n toplanma zaman1 olsun,' dedi.»
60. «Bunun iizerine Firavun doniip gitti,» o meclisten ve mekandan
aynld1. Sihirbazlan toplamak i<;in Medain'e haber gonderdi. «Hilesini», hile
yapmak ivin kullanacak oldugu sihirbazlan ve onlann ara<;- gereylerini «top-
lad1, sonra>> bulu~ma yerine, yan1nda toplam1~ oldugu sihirbazlarla birlikte
«geri geldi.» Firavun oraya hemen luzbca gelmedi. Tam tersine bir silre son-
ra geldi.
61. «Musa» nasihat eder bir tonda «onlara: 'Yaz1klar olsun size!»
A
Ayet metninde yeralan "veyl" ifadesi ashnda bir kimsenin helak1na yaptlan
bedduadir. Manas1: Allah sana azab etsin ve seni yoketsin, demektir. Burada-
ki manas1 ise cayd1rma, vazge<;inne, Allah hakk1nda yalan uydunnaktan vaz-
ge<;meye te§vik anla1runadir. Benim iki elimde ortaya 91kan mficizelerin hirer
btiytiden ibaret oldugunu iddia ederek «Allah hakk1nda yalan uydurma-
Ay("t: 58 H4 TAHA SURESl/20 245
ym.» Ya ua Allah 'a hi~ kimseyi ortak ko~maym. Ayet metninde yeralan "(fti-
ra" kelimesi kasten birisi hakk1nda as1ls1z soz uydunnak ve yalan sc)yle1nek-
tir. «Sonra 0,» kitnsenin benzerini yapamayacag1 c;ok korkunc; «bir azap ile
kokiiniizii keser.» Sizi helak eder. Hangi §ekilde olursa olsun ve her kim
olursa olsun Allah' a «iftira eden muhakkak peri§an olur.' dedi.»
63. Gizli ve f1s1lt.I halinde ǤOyle dediler: 'Bu ikisi muhakkak kb~ da-
ha once ortaya koyduklan <<Sihirleriyle sizi yurdunuzdan» sizlere ga1ip ge-
lerek ve yurdunuza hakim olmak suretiyle M1sir topraklanndan «~1karmak
ve sizin ornek yolunuzu ortadan kaldtrmak isteyen iki sihirbazd1r sade·
ce.» Sizin, yollann en tisttinil olan ve en ideali olan yolunuzu kendi gorU~leri
ni ortaya koyarak ve dinlerini a~1klamak suretiyle ortadan kald.Innak isteyen
iki sihirbazdrrlar. Bu sozil soyleyen sihirbazlar "ornek yol" ile sihir metodu-
nu degil, Firavun'un kavminin tabi oldugu dini kastediyorlard1. Buna "f;unku
ben onun, dininizi degi~tireceginden ... korkuyor~m." (Mil'min: 26) ayet-i ke-
rimesi delildir. <;Unkil onlar sihire bir din olarak inarun1yorlard.I.
64. «Oyleyse hilenizi kurun.» Madem ki Musa ile Harun birer bilyilcU-
dtirler o halde siz bu konudaki hilenizi, tuzag1n1z1 saglamca kurun. Bu hileyi
herkesin ortakla§a kabul edecegi bir bi\:ime sokun. Oylesine ki i~inizden hi<;-
biri bu hilenin isabetsiz oldugunu ileri silremesin. Yani hepiniz ayn1 gorU§te
birle~in. «Sonra>> daha heybet,li olmantz ve yaptlgllllz i~in daha dtizgtin olma-
s1 i~in randevu yerine hep birlikte «sira halinde gelin. Muhakkak ki bugiin
i.istiin gelen kazanm1§t1r. '» Bugtin hasm1na galip ve tisttin gelen kazanm11
ve istedigi~ can1run ~ektigi her§eyi elde etmi§tir.
246 f<UHU 'L BEYAN C lit.: I fi
TAHA SU llliSl/20
65. Dediler ki: "Ey Musa/ Ya sen at veya once atan biz ola·
lim."
66. Musa: "Hayir, siz atin" dedi. Bir de bakti ki biiyiileri
sayesinde ipleri ve sopalan kendisine gerfekten ko§uyor gibi
goriiniiyor.
67. Musa, birden ifinde bir korku duydu.
68. "Korkma" dedik. "Ustiin gelecek olan kesinlikle sen-
sin.
69. Sag elindekini at da onlarin yaptrklanni yutsun. Yaptik-
lari sadece bir biiyiicii hilesidir. Biiyiicii ise nereye varsa ifllih
olmaz."
70. Bunun iizerine sihirbazlar secdeye kapandilar. "Ha-
run'un ve Musa'nin Rabbine iman ettik" dediler.
71. Firavun ~oyle dedi: "Ben size izin vermeden once O'na
inandiniz oyle mi? Hakikat §U ki o, size buyii ogreten ulunuz-
dur. Simdi ellerinizle ayaklarinizi tereddiit etmeden faprazla.-
ma kesecegim ve sizi hurma dallanna asacagim. Boylece han-
gimizin awbinin daha §iddetli ve surekli oldugunu iyice anla-
yacaksin1z. ''
72. Dediler ki: "Seni bize gelen aflk aflk mucizelere ve bizi
yaratana andolsun tercih edemeyiz. Oyleyse yapacag1.ni yap.
Sen ancak bu diinya hayatinda hiikmiinu gef irebilirsin.
73. Bize hatalanmizi ve sen.in bize zorla yaptird1gm buyuyii
bagi§lamasi ifin Rabbimize iman ettik. Allah en hayirlt ve en
siirekli olandir."
65. Sihirbazlar bir araya gelip toplantl yerine ula§tiktan ve s1ra haline
geldikten sonra «dediler ki: 'Ey Musa! Ya sen at» ya sen asaru elinden yere
at «veya» iplerj ve sopalan «once atan biz olahm. '» Y ani asaru ne zaman
248 HUHU'L ·BEYAN Ct'lz: I H
~u ayet-i kerimedir: "llallmki Siileyman bayii ya/"I' f.:t~/i'r olmmil. Lakin ~·ey
wnlar kaftr o/dular. (.'iinkii insanlara sihri vc Bahi/' de Hantt ilc Marra isimli
iki melege indirileni 6gretiyorl'ard1... Onlar o iki melekten kan ile koca ara-
.nm aracak ~eyleri ogreniyorlardi. Oysa biiyiiciiler Allah' In izni olmadan hir
kimseye zarar veremezler." (Bakara: 102) Bu ayet-i kerime i~aret ediyor ki
sihir s1rf bir gosterme ve goz boyama degil, tam tersine sabit ve gerc;ektir. Ve
yine i§aret ecliyor ki ger9ek milessir ve yarat1c1 bir olan Ytice Allah 'tir.
gelir.
Btiyilklerden bitisi der ki: "Ba§ma gelen beHinm Allah'tan gel<ligine dair
olan bilgin sana olan elemini ve ac1s1n1 hafifletir."
«Ve bizi yaratana» bizi ve ba§ka yaratJ.klan yoktan varedene «andol·
sun tercih edemeyiz.» iman etmekte ve pe§inden gitmekte seni tercih edeme-
yiz. "Bizi yaratana andolsun" ifadesi yemin manas1na olup cevab1 mahzuf-
tur. <;unkti yukandaki geyen tercih edemeyiz ctimlesi bunun cevab1nm ne ol-
dugunu gostermektedir. Buna gore mana §Oyle olur: Bizi yoktan vareden Al-
lah hakk1 ivin seni tercih edemeyiz.
«Oyleyse yapacag1n1 yap.» Ne yapacaksan yap veya bizim hakknn1zdu
elimizi ve ayag1m1z1 kesecek misin, bizi asacak m1s1n, bu konuda hangi hUk-
mli verirsen ver. «Sen ancak bu diinya hayatinda hiikmiinii ge~irebilir
sin.» Sen ancak bu dlinya hayat1nda istedigini ve keyfine geleni yapabilirsin.
Sonra yOk yak1n bir zamanda senin emrin ve hiiktimranhg1n yok olur, gi<ler.
73. «Bize» inkar ve glinah gibi <<hatalar1m1z1 ve senin bize zorla yap ..
trrd1g1n biiyiiyii bagt§lamas1» ahirette bizi hesaba 9ekmemesi ve bizleri
uzak Medain §ehrinden getirip toplamak ve zorlamak suretiyle Musa'ya kar§t
koymak ugrunda yapm1~ oldugumuz sihir gtinah1n1 bag1§lamas1 «i~in Rabbi·
mize iman ettik. Allah en hayirh ve en siirekli oland1r.'» Eger kendisine
itaat edersek, sevap av1s1ndan Allah, bize en hayuh olan ve isyan edersek aza-
b1 en stirekli olandlf.
et-Te·'vflatu'n-Necmiyye isimli eserde bu ayet ~u
§ekilde tefsir edilrnek-
tedir: Hayn nasib etinede ve senin §errini savmada "Allah en hayirll ve" hay-
n senin haynndan, azab1 da seninkinden "en surekli olandzr."
Hasan Basn der ki: "Stibhanellah! Kafir bir kavhn, hem de inkarda en
ileri giden bir topluluk goz ac;1p kapay1ncaya kadar kalplerinde iman yer edj ..
yor ve sonra Allah ugrunda Firavun' a "Oyleyse yapacagim. yap." diyebiliyor-
lar ve bundan kesinlikle korkmuyorlar. Oysa bugtin Allah'a hamdolsun oyle-
leri var ki altm1~ sene Kur'an'la birlikte ya~1yor, sonra da yOk degersiz bir fi ..
yata dinini sat1yor."
254 l<UHU'L B~YAN
74. «Suras1 muhakkak ki» bu ifade Ytice Allah'1n neden daha en ha-
yirh ve daha en silrekli oldugunun sebebini bildirmek lizere getirilmi§ bir ifa-
dedir. «Kim Rabbine giinahkar olarak var1rsa» gtinah1na dalmt§, glinah
ivin<le iken inkar ve inasiyete dalm1~ken Olmek suretiyle kim Rabbine vanrsa
«cehennem s1rf onun i~indir. 0 ise orada ne oliir,» ki boylece azab1 sona
ersin ve rahata kavu~sun. Bu ifade Yiice Allah'm azab1run neden daha stirekli
oldugunu a~1klamak ivindir. «Ne de» faydalanacak oldugu. bir hayat1 «ya-
§ar.>>
4- Bu hadisi EbO Davud, Tinniz:i el-.M enaklb bolOmUnde rivayet ederler. T.irmizi: Hadis hasen
hadistir, der. Bkz. Camiu' l-Usul, 8/628.
256 HUI lU'L· Bl£YAN c i'iz: I H
esnada Musa (a.s.) fisfism1 denize vurur ve deniz de on iki yol a~1ltr ve her
b()ltik koca bir dag gibidir. Yollann aras1nda yine su 1nevcuttur. Musa (a.s.).
beraberindeki oymaklarla birlikte sag salim denizi a§ar. Firavw1, askerleriyle
birlikte onlann ardtna dti§er. «Deniz» Kiztldeniz nasll oldugunu Allah'tan
ba§ka kimsenin bilmedigi korkun9 dalgalarla «onlari gomiip boguverdi.»
Onlan kapattt ve tizerlerine 9Iktl.
79. «Firavun kavmini saptird1,» Firavun onlan oyle bir yola soktu ki
bu yol sonunda onlan dtinyada da hayal k1nkhg1na ve htisrana ugratt1. c;unkU
filliret azab1na biti§ik olan dtinya azab1yla birlikte inkar tizere oldUler. «Dogru
yola sevketmedi.» Yani Firavun onlan haylf ve istikamet yoluna sevketmedi.
"
Ayetin bu ifadesi "Firavun .. size ancak dogru yolu gosteriyorum dedi."
(Mti 'min: 29) ayetiyle i§aret olunan Firavun'un soztinti alaya almak vardir.
Tabi olmamn en iyisi iman etmek ve tevhidi benimsemektir. <;tinkil bllttin
Peygamberler bu iki unsurda soz birligi halindedirler. Mil 'min olan kimse
Yilce Allah'm, kendisini dtinyada ve fillirette aylk ve gizli dti~manlanndan
korumu~ oldugu bir kale ivinde demektir.
M1sir'dan ~am' a giden kimseye gore Tur'un sag tarafma gehneniz i~in vade
tamd1k. "M1srr'dan ~am' a" diye tefsir etmemizin nedeni herhangi bir dag1n
sag ve sol kavran11n1n olmamas1ndan dolay1drr. Bu vadenin bi9ilmesi, Mu-
sa 'nm Rabbine mtinacat1 ve kendisine Tevrat'1n indirilmesidir.
«Ve size kudret helvas1yla>> kudret helvast, agaylann tizerine dti§en
c;ig §eklinde tath olan bir ya§llktJ.r. «BJldrrc1n eti liitfettik.» israilogullanna -
kudret helvas1, onlar Tih <;olti'nde iken, §afak sokiimtinden giine§in dogumu-
na kadar t1pk1 kar gibi indirilmi§tir. Sonra tizerlerine btlduc111 gonderilmi§,
herkes kendine yetecek kadar b1ldirclill yakalay1p kesmi~tir. Tih: insan1n yo-
lunu §a§ud1g1 bilytik ~ol demektir.
Bu olay §oyle olmu§tU. israilogullanna zorbalann §ehrine girmeleri em-
rolunur. Ancak bu emri dinlemezler. Yilce Allah da onlan yerytizilnde kuk
y1l 9olde dola~ma cezas1yla cezaland1nr. Bu tlpk1 asi c;ocugunu terbiye etmek
tizere doven, ondan iyiligini kesen §efkatli baban1n durumuna benzer. israilo-
gullan c;olde dola§ma cezas1yla cezaland.Inlm1§lar, ancak hiybir yorgunluk ve
me§akkat yekmeden nz1kland1nhnt§lard!r.
81. Onlara dedik ki: «Size riz1k olarak verdiklerimizin temiz olanla-
nndan» lezzetlilerinden ya da helfil olanlanndan «yeyiniz.» Ayet metninde
yeralan "tiyb" kelimesinin aslI insarun lezzet duydugu §ey demektir. ~eriat
dilinde "ttyb yiyecek" demek caiz olan yerden caiz olacak miktarda ahnan §ey
demektir. Herhangi bir yiyecek bu vas1flarda ise hem §imdi ve hem ileride
"tiyb" demektir. «Bu hususta ta§kinhk ve nankorliik etmeyiniz.» Size nz1k
verdigimiz bu konuda §ilkrilnti ihlal ederek, israf edip §unararak haddi a§ma-
y1mz.
«Sonra sizi gazab1m ~arpar. Her kim ki kendisini gazab1m ~arpar-
"
sa hakikaten o, y1k1hp gitmi§tir .» Yik1lm1§, helak olmu§tur. Ayet metninde
yeralan "heva" kelimesinin ash ytiksek bit: dagdan dil§tip Olmek anlam1nadlr.
Zemah§eri 'nin betagath cilmlelerinden birisi de §Udur: "Kim nefsini
heva ile gonderirse (arzulann1n pe§inden gonderirse) en yilksek havadan
(yilksekten) dti§er."
82. «Suda muhakkak ki Ben» §irkten ve yukanda zikredilen ta§kmlt-
g1n da aras1nda bulundugu gtinahlardan «tevbe eden,» iman edilmesi vacip
olan §eylere «inanan ve yararh i§ yapan,» ~eriat nezdinde ve aklen dogru i§
yapan «sonra dogru yolda giden kimseyi bag1§lanm.» Dogru yolu, hidayet
TAHA SURESl/20 25H
ibn Ata bu ayete, "Muhakkak ki Ben tevbe eden, inanan ve yararli i~·
yapan J.imseyi bagz§lanm" ayet-i kerimesine ~u §ekilde mana venni~tir: Mu-
hakkak ki Ben muhalefet yolundan dontip, muvafakat yoluna gireni, Allah'm
bu husustaki vadini tasdik edeni ve silnnete uyam "sonra da dogru yolda gi-
den kimseyi" dogru yola girip ondan ba§ka yol ve yon istemeyen kimseyi
"b ag1§
"" l anm. "
Rivayet olunduguna gore adam1n biri D1neven'ye der ki: "Ne yapay1m?
Mevlarun kap1s1na her durdugumda bir bela beni bundan allkoydu." Dineveri'
cevap verir: "Annesinin yarunda bulunan kti~tik ~ocuk gibi ol. N as!l ki o i;o-
cugu annesi her dogdtiki;e onun onilnde aglayip s1zlar ve annesi onu bagnna
bas1ncaya kadar boyle kalmaya devam eder, sen de aynen boyle ol."
Tevbenin ~art.I iiyttir: Kalpten pi§manhk duymak, dil ile ozilr beyan et-
mek, organlarla gtinahlardan vazge9mektir.
260 J<UlllJ'L BE.YAN C fl.1,: I 6
83. Musa Bizitnle bulu~ma yerine ilk gelcligi esnada kendisine ~t)yle de-
d ik: «Seni acele ile kavminden ayr1lmaya sevkeden nedir, ey Musa?»
Kavminden aceleyle seni aynlmaya te~vik eden ve iten nedir ey Musa? Bun-
lar Musa ile birlikte Tur Dag1'na 91kmak tizere se¥ihni§ olan yetmi~ ba~kand1.
i~te Hz. Musa Ytice Allah ile bulu~maya olan a~1n dii§kilnlilgtinden onlarm
()nilne ge9mi§ ve kendilerine, Celaleyn Tefsiri'nde de i§aret olundugu gibi,
kendisini izlemelerini emretmi§ti.
85. «Allah buyurdu: 'Senden sonra Biz kavmini imtihan ettik», sen
onlann aralanndan <;1k1p gittikten sonra onlann ba§tna bir fitne musallat ettik.
Buzag1 yaratmak suretiyle onlan itnanlan hakklnda denedik Burada kastedi-
len kimseler, Musa (a.s.)'n1n karde~i Harun'un yan1nda, deniz sahilinde geri
birakt1g1 kimselerdir.
ve nur olan Tevrat'1 venneyi vaadetrni§ti. Bundan <laha gtizel ve daha ho~ bir
vaad olamaz. «~u halde size zaman m1 ~ok uzun geldi,» Allahu Teala size
vaadetti de bu vaadin gen;ekl~mesi zaman1 rm uzun geldi de, bu nedenle ha-
ta ettiniz, «yoksa iistiinuze» aptalltk ve ahmakhga ornek olan bir ibadet edi§
sebebiyle «Rabbinizin» her §eyinize hakim olan ve malik olan yarat1c1mz1n
«gazab1n1n» btiyi.ik azab1n1n ve §iddetli intikam1n1n «inmesini mi istediniz
ki bana olan vaadinizden» size emretmi§ oldugumuz §eylerde sebat etmeye
dair venni§ oldugunuz sozUniizden «dondiiniiz?' dedi.» Bu ayete §U §ekilde
mana verenler de olmu§tur: Uzun zamarun ge~mesi nedeniyle verdiginiz sozti
unutup da m1 o vaadinizden donduntiz, yoksa gazab111 tizerinize inmesini ter-
cih ettiniz de mi kasten bundan dondilntiz?
87. «Dediler ki: 'Biz sana olan vaadimizden» bize emretmi§ oldugun
§eyde sebat edecegimize dair sana venni§ oldugumuz sozilmtizden «kendi
kudretimizle» kendi gtictimilz ve tercihimizle «donmedik.» Fakat
Samirl'nin k:unnu§ oldugu hile nedeniyle bizler maglup olduk. «Fakat biz o
kavmin ziynet e§yasrndan birtak1m ag1rhklar yiiklenmi§,» Ktptilerin ziy-
net e§yalanndan odtiny olarak alm1§ oldugumuz birtaknn agubklar ytiklenmi§
«sonra da onlan atm1§hk.» Sonra <la o ziynet e§yalann1 kendileri yilztinden
kazanm1§ oldugumuz gunahlardan k:urtulma timidiyle ate§e atttk. «Ayn1 §ekil-
de Samiri de» kendi yan1nda bulunan ziynet e§yalann1 «atmt§b. '» Samin
onlara kendisinin de ziynet e§yalann1 att1g1n1 gostermi§ti. Oysa Samiri'nin
astl attrg1 Cebrail'in atinm izinden alm1§ oldugu toprakti.
88. Bu toprak sebebiyle «bu (adam)» yani Samin, «onlar i~in» konu-
§an o kimseler i9in, ate§te erimi§ olan ziynet e§yalanndan «bogiirebilen», bu-
zag1 sesi y1karabile11 «bir buzag1 heykeli», cam ve kendini koruma gticli ol-
mayan altindan bir buzag1 heykeli «icad etti.» Ve o.rada bulunanlar buna sec-
de ettiler. «Bunun iizerine» Samirl ve onunla birlikte heykeli ilk kez gortip
buna aldanan kimseler hep birlikte: «'i§te bu» buzag1, «sizin de, Musa'n1n
da tanras1dir. Fakat onu unuttu' dediler.» Musa bu tanny1 unuttu. Onu sah-
ralarda ve daglarda arainaya gitti.
89. «0 §eyin kendilerine hi~bir sozle mukabele edemeyecegini,» ken-
dilerine konu§amayacag1m, sozlerine cevap veremeyecegini «kendilerine ne
bir zarar , ne de bir fayda vermek giicunde olmad1g1n1», kendilerinin ug-
ram1§ oldugu herhangi bir zaran savu§tunnak, ya da herhangi bir fayday1 te-
min etmek kudretinde olmachg1n1 «gormezler mi?» 0 halde boyle bir ~eyin
ilah oldugunu nasll tasavvur ediyorlar?
/\yd: 87 HO TAii/\ SUf{~Sl / 20
94. «Harun: 'Ey annemin oglu,' dedi. 'Sa~1m1, sakahm1 tutma.» Bu-
rada Harun'un "annemin oglu" §eklinde Musa'y1 annesine nispet etmesi, an-
nenin hakk1n1 btiytitmek, Musa'ntn kalbini yu1nu§atmak, anneden kaynakla-
nan nesebi, neseb olarak kabul etmek ve her ikisinin de ayn1 bat1ndan geldik-
lerine i§aret etmek i<;indir.
Ian 1slah et, hozgunculann yoluna uyma." (A'raf: 142) sdztinti kastetmekte-
dir.
Ariflerden birisi der ki: "Ahlak:1n1 gilzelle§tiren kimsenin ya~amas1 ho~
olur, selameti devam eder, insanlann gontillerinde onun sevgisi yerle~ir.
AhlakI kotti olan1n ise ya§ant1s1 bulan1k olur, kendisine olan buguz devam
eder ve herkes ondan ka~ar. ~air der ki:
11
96. «0 da:» Musa (a.s.)'ya cevap olarak Samin de: «'Ben onlar1n gor·
mediklerini gordiim,» israilogullann1n gormedikleri ~eyi g<>rdilm dedi.
Samiri, Cebrail 'i bir ata binmi§ olarak gortir. At, on ayaklann1 ya da art ayak-
lann1 kuru yola her basttg1nda attn ayag1n1n alundan derhal bir bitki ~tkar.
Boylece Samili anlar ki bu onernli bir ki~idir ve bunun ilzerine attn basttll
yerden bir avu9 toprak allf. Samin Musa' ya cevab1na devam eder: Senin kav-
minin benden kendile1ine bir ilah yap1nalanru istediklerini gordtigti1nde nef-
sim bana bu hareketi ho~ gosterdi. Buna ~u ifadeyle i~aret olunmaktad1r:
268 HUHU'L 8EYAN C(lz: 1£>
«Zira o el~inin izinden bir avu~ (toprak) ahp onu athm.» Sana gc)n-
derilen melegin biruni§ oldugu at1n bastig1 yerden bir avuc; toprak ald11n ve
onu eriyen ziynet e§yalann1n listilne att1m. ve olan oldu. «Bunu» benim bu
.....
bedbabthg1m1 ve 9ilemi «boyle, nefsim bana ho~ gosterdi,' dedi.» Ayet
metninde yeralan "Tesvil" insan1n nefsinin bir§eyi gtizel ve stislti gostermesi,
9irkin olan bir§eyi gtizel bir ~ekle ve bi<;ime koymas1dir.
97. «Musa:» yapt1klanna kar§1hk olmak tizere insanlann aras1ndan
«'defol' dedi. 'Artik hayabn boyunca sen» yaptiklanna ceza olmak lizere
«'bana dokunmay1n,' diyeceksin.» Hum.ma hastahg1ndan korkarak hayat1n
boyu kimse bana dokunmas1n, ben de kimseye dokunmayay1m diyeceksin.
Rivayete gore Samin birisine dokundugu zaman hem kendisi ve hem de
dokundugu kimse §iddetli bir hu1nmaya tutuluyorlard1 ve boylece btitiin in-
sanlar hummaya tutulmu§lar ve onu da hummah yapm1§lard1. Bana dokunma-
y1n diye en yliksek sesiyle bag1nyordu. Ard1ndan gidenlerin kendisiyle yilz-
yi.ize gelmesini yasaklam1§t1. Samiri sonunda tek ba§1na ve bir kenara atilmt§
duruma dli§tii. Art1k sahralarda vah§i ve y1rt1c1 hayvanlarla §a§ktn §a§ktn do~
la§1yordu.
«Ayr1ca senin i~in kurtulamayacag1n» dtinyada ~ektigin bu cezadan
ba§ka Ytice Allah'1n vaadinden donmeyecegi ve mutlaka yerine getirecegi
§irk ve ifsada kar§tltk ahirette «bir ceza vaadi var. Tapmakta oJdugun»,
ibadetine devam ettigin ve mabudun oldugunu zannettigin «tanr1na da bak.
Yemin ederim biz onu yakacag1z, sonra da onu par~a par~a edip denize
savuracag1z.'» Kendisinden ne bir iz ve ne de bir eser kalmayacak §ekilde
ktillerini denize sa vuracag1z.
98. «Sizin ilfilt1n1z» ibadete Iay1k olan mabudunuz «yaln1zca» §U varhk
aleminde «kendisinden ba~ka ilah oJmayan» kendisine hi9bir bi<;imde hi<;-
bir §eyin ortak olmad1g1 «Allah'tir. O'nun ilmi» olan ve olmayan «her §eyi
ku§atmi§hr.» 0, her§eyi bilir ve ilmiyle ku§atir. ~uras1 ger9ek ki her batila
sapan1n kar§1s1nda hak yolu tutan, her bozguncunun kar~1s1nda da bir islah
eden vardir. Mesela Firavun inkar, yalanlama, zultim ve glinahlarla yerytiztin-
de fesat 91karm1§, Musa (a.s.) da imanla, tasdikle~ adalet ve itaatla oray1 dti-
zeltmi~tir. Ardlndan Samiri din aynas1n1 kendi elleriyle yapm1§ oldugu buza-
g1yla buland1rmak istemi§, kar§1s1na Musa (a.s.) dikilerek bunu yok etmi~tir.
K1yamete kadar durmn hep boyle stirtip gidecektir.
TAHA SUIU~Sl/2U
Rivayete gore Musa (a.s.): "Ey Allah1m! Bana oyle bir ~ey ogret ki
onunla Sen'i zikretmi~ olay1m," diye yakanr. Ytice Allah buyurur ki: "La
ilahe illallah" de. Musa: "Ya Rabbi! Bunu her kulun soyltiyor," deyince Ytice
Allah: "Ey Musa! Eger semalar ve yerytizti terazinin bir kefesine konulsayd1
ve La i1ahe illallah sozti de diger kefeye konulsayd1 bu kelime daha agir ba-
sard1," bu yurur.
102. «0 giinde sura iiflenir» Ey Muhammed! Kavmine israfil'in lifiir-
1nek iyin agz1na alm1§ oldugu sura tifi.irecek oldugu gtinden bahset. «Ve Biz o
zaman giinahkarlan >> her ti.irlti gi.inaha dalanlan ki bunlar kafirler ve rni.i§-
riklerdir. «gozleri gomgok bir halde» kabirlerinden 91kararak «mah§erde
TAHA sfnw:sl;20 271
toplanz.» Mavi rcnk: gUz rengi i<;inde Araplara en st!vimsiz olarn ve onlarm
en k1zd1klan renktir.
imam Fahreddin er-Razl'ye gore gozlerinin nuru sonmti§ kor bir halde
demektir. <;unkti goztin nuru sondtigti zaman o goz, gomgok inavi hale dl\nU-
~Ur.
larm1~ gibi «dtimdiiz, bombo§ barakacaktlr ,» Ayct tnL~tni ndc yeralan "c/-
k,2'" kelimesi dUz ve ovahk oJan yerytizti pan;as1 demektir.
l 07. «Orada» daglann oldugu yerde ne <;1plak gozle ve ne de basi ret
g()zUyle «ne bir ini§, ne de bir yokU§» basit ve ufak bir ttimsek «gorebilc-
l'eksin.» Yer ytizti o kadar dtiz olacak ki zerre kadar ini§-yoku~ olmayacak.
ez-Zemah§en der ki: "A.yet metninde yeralan "emta" kelimesi, yeryU-
ztindeki vok hafi f ttimsek anlam1nadu."
Celaleyn Teffliri' nde ayetin bu k1sm1 iyin "ini§ ve yokuf manalara ve-
rilmi§tir.
108. «0 giin>> daglann ufalan1p savruldugu gtin «(insanlar)» ken<lileri-
ni mah§ere ve mah~erde durmaya 9aguan «davet~iye uyacaklar ,» buradaki
davetyi israfil (a.s.) olup sura ikinci tiftirti~ esnas1nda insanlan davet etmek
i\:in §Dyle soyleyecektir: ''Ey 9ilrtimti~ kemikler ve darmadag1n olmu~ mafsal-
lar, paramparya olmu~ etler! Rahman'1n tayin ettigi mah§er yerine kalk1p gi-
din." Bu <;agndan sonra onlar sesin yoniine dogru her yonden hareket edecek-
lerdir. «Ona kar§I yan ~izmek yoktur.» Kendisine 9agn yap1lan herkes bu
soze kar§1 yan 9izip b~ka yone gidemez, tam tersine sesin geldigi yone tak1-
larak. saga sola sapmaks1zm dtimdtiz oraya gider.
«Artik ~ok
esirgeyici Allah hiirmetine sesler k1sdm1~ttr .» Korkunun
§iddetinden ve ytice Allah'1n heybetinden sesler k1sllm1§tlr. «Bu yiizden fJs1l-
hdan» gizli sesten «ba§ka bir ses i§itemezsin.'»
imam Gazali ed-Durretu' l-Fahira isimli eserinde der ki : "Sura birinci
kez tifiliiildtigtinde daglar, yerlerinden u9u§maya, nehirler f1§klrmaya ba§lar
ve bilttin hava ve bo§luk su ile dolar. Yildlzlar say1hr, yeryilzti ve sema deAi·
§ir, btiti.in canhlar oltir. Boylece yerylizU ve gokytizti bombo§ olur. Ard1ndan
bir ate§ alevi pkar ve bu alev denizleri yak1p tutu§turur. Sonra denizler kurur.
ar§1n alttndan 9ok ho§ bir riizgar eser ve yerylizil, i9inde daglar olmaks1z1n
ini§siz ve y1k1§s1z bir bi<;imde ortaya 91kar. Sonra Allahu TeaHi israfil (a.s.)'i
diriltir ve o, Beyt-i Makdis'te olan bir kayaya tiffirilr ve bi.itiln rublar kendi sa-
yilannca bir delikten d1§anya ytkarlar ve her ruh, vah~i hayvan ve ku§a vann·
caya kadar gidip kendi cesedine girer ve canhlar bir de ne gorstinler! Yeryil·
ztintin i~indeyken ~imdi yerin tisti.indeler."
ibn Abbas'tan rivayet olunduguna gore: "Kabirlerinden dirilenler bem-
274 J<(JHU'L l:H~::YAN <~ \iz: JH
112. Her kim, mii'min olarak iyi olan i§lerden yaparsa, ar-
ttk o, ne zulii.mden ne de hakkinin eksiltilmesinden korkar.
113. Biz onu boylece Arapfa bir Kur'an olarak indirdik ve
onda ikazlari tekrar tekrar afikladik. Umulur ki onlar koru-
nurlar, yahut da o, kendileri ifin bir ihret orlaya koyar.
114. Gerfek hiikiimdar olan Allah yiicedir. Sana O'nun
vahyi tamamlanmanlan once Kur'an'i (okumakta) acele etme
ve "Rabbim, benim ilmimi artir" de.
112. «Her kim, mii'min olarak» vtinkti iman, yapllacak itaatlerin sahih
olmas1 ve iyiliklerin kablllti i<;in ~arttJ.r. «iyi olan i§lerden» iyi i~lerin baz1la-
nn1 «yaparsa, art1k o, ne zuliimden» vaad sebebiyle hakettigi sevabtn en-
gellenmesinden «ne de hakk1n1n eksiltilmesinden» sevab1 eksiltilmek sure-
tiyle bir ktivtik k1nnt.Is1nm bile eksiltilmesinden «korkar.»
O halde ki~iye dli~en, iyi i~ler yapmaya yonelmek, kotil ~eylerden elini
<;ekmektir. <:;unkti herkes yapt1g1 amel agac1n1n meyvesi ne ise onu bulur ve
amelleriyle btitiin emellerine Ul~ir. Amellerin en listiinii haramlardan ka~tna
rak farz olan ibadetlerin eda edilmesidir.
Stileyman b. Abdlilmelik, Ebu Hazim'e der ki: ''Bana nasihat et ve bunu
~ok kisa kelimelerle yap." EbO. Hazim ~oyle soyJer: "Evet ey mil 'minlerin
emiri ! Rabbinden \:ekin, seni yasak. ettigi yerlerde gormesin. Emrettigi yerler-
de de aramas1n. (Y ani emirlerini ye1ine getir.) i~te boyle davranarak Rabbine
tazi1n et."
Alimlerden bili der ki : "Hevaya uymu§ ohnan1n alfu.neti, nafile olan ha·
276 f{lJHll 'L· HEY AN Ct1z: IC>
J24. Kim tit~ lfr11i anmaktan yiizfevirir.\'e Jilplw.-ti:. 01111t1 ,' \l-
kint1l1 bir hayatt olur ve Biz onu k1yamet giinil kifr olarak ha~
rederiz."
125. (0 uunan:) "Rabbim! Beni nifin kifr olarak ha§rettin.
Oysa ben hakikaten goriir idim," der.
126. Allah buyurur ki: "i§te boyle. <;unkii sana llyetlerimiz
geldi ama sen onlari unuttun. Bugun de aynz §ekilde sen unu-
tuluyorsun. "
127. Haddi afani ve Rabbinin fiyetlerine inanmayani i§te
boyle cezaJandinnz. Ahiret azabi, elbette daha §iddetli ve daha
sureklidir.
Bunlardan birisi Actem (a.s.)'in halifelik gibi btiytik bir gorev iyin yara-
. "
t.tlmt§ olmas1du. l§te Adem bu yontiyle onlann secdesine lay1k oJmu~tur.
Bir digeri ise Yi.ice Allah'1n A<lem'i, alem-i halk ve alem-i emirle alem-
i millk ve melekutun birle§tigi nokta k.llmas1dir. Oysa melekler alem·i halkta
degil alem-i emir ve meleldltta yaratllm1§lardu.
Bir diger sebep Yilce Allah'1n Adem'i en gtizel bi<;imde, en gtizel §ek-
liyle yaratmt§ olmas1chr. Hz. Adem'in her iki halde de tisttinltigil sozkonusu-
dur. Bu nedenle de tisttinlilk dolay1s1yla onlann secdelerine Hiytk olmu§tur.
280 RUH U'L-HEYAN C i~z : lG
Bir ba§kas1 da Ytice Allah'1n Actem'i yarattlg1 zaman onda btitiln s1fat-
lanyla tecelli etmi~ olmas1ndandlr. Bu tecelliden sonra Yilce Allah melekleri-
ni ona tazim etmeleri, tekrim etmeleri ve yticeltmeleri ic;in secde etmelerini
emretmi§ olmas1dlr.
117. «Bunun iizerine: 'Ey Adem!' dedik. 'Bu» hakir «hem senin
i~in, hem de e§in» Havva «i~in biiyuk bir dii§mandir.» iblis'in dti§manhk-
lan ~§itlidir:
ikincisi Adem (a.s.) gene; ve alimdi. iblis ise ya§h ve cahildi. Ya§h ve
cahil clan ki§i daima bilgili ve gen~ olamn dti§man1 olur.
Buna gore ayetin manas1, ey Acte1n! Cennetten 91kmaya sebep olacak fi-
J\yd : 117 l:ll TAI IA SU HES! / 2( > :lH I
118. «Simdi burada seni'n i~in ne ac1kmak vard1r ,» Yani Biz ~Uyle
dedik: Sen cennette oldugun stirece ac1kmama durumunda olacaksm. <;UnkU
blitUn nimetler orada mevcuttur. «Ne de» elbisesiz kalarak «~1plak kalmak.,.
<;link.ti biltlin giyim e§yas1 cennette 1nevcuttur.
119. «Burada susuzluk ~ekmeyecek,» susamayacaks1n. <;tinkil su kay-
naklan ve nehirler devamh olarak akmaktadtr. «S1caktan da bunalmayacak-
s1n. '>> Cennette sana gline§in harareti dokunmayacak. Zira orada gilne~ ohna-
yacak ve celUletlikler uzanan golgelerin alunda olacaktir.
120. «Derken ~eytan onun akhn1 kart§hnp» Ade1n'e vesvese verdi.
Arap~ada vesvese gizli ses demektir. Yine ziynet e§yalan ses 91kard1klan i'rin
ayru kelime, ayru manaya "visvasu 'l-huliyyi'' denmi§tir. iblis: «'Ey Adem!
Sana ebedilik agac1n1» kendisinden yiyenin ebedi kald1g1 ve asla tilmedigi
agac1 «Ve sonu gelmez bir saltanatl» hil(bir §ekilde sona ermez ve bozulmaz
saltanati «gostereyim mi?' dedi.»
121. «Nihayet ondan yediler. Bunun iizerine ay1p yerleri», avret ina-
halleri «kendilerine goriindii.» Apac;1k ortaya ~akt1. Burada Yi.ice Allah er-
keklik ve kad1nhk organ1n1 "sev' et" kelimesiyle kinaye yollu ifade buyur-
mu~tur. ild kelimenin aras1ndaki anlam miinasebeti §6yledir: Bu organlar1n
a91ga y1kmas1 insaiu tizer, gam ve kedere sevkeder. Bu sebeple ilztilme ktl-
ktinden tlireme ''sev' et" kelimesi, kinaye yollu kullarulm1§tlr.
ibn Abbas der ki : "Ade1n ile Havva Yuce A1lah'1n kendilerine giydinnit
oldugu nurdan soyulup erkeklik ve kad1nhk organlan ortaya ~1kacak kadar <;•·
nly1plak oldular."
el-Has!n der ki: Adem ile Havva'n1n ay1p yerleri kendilerine gorilndU.
0
Bilincligi tizere masiyet, kas1th olarak yaptlan haram k1hnm1§ bir fiili i~
11
lemek demektir. Zelle'' ise bunu yapan kimse av1s1ndan masiyet degildir.
<;tinkii zelle failin i~lerken kastetmedigi f akat mtibah bir fiili yapmay1 amay-
larken i§lemi~ oldugu haram fiildir. Peygamberlerin ismeti konusunda zikre-
dilen zellenin manas1; onlann haktan sap1p bat1la kaymalan degildir. Fakat
bunun manas1 onlann daha tistilnti dururken, bunu yapmay1p bir alt derecede-
ki listtin olan1 yapmalan demektir. Peygamberler Allah katindaki makamlan
ve degerleri ytice oldugu iiyin boylesi bir zelleyle k1nan1rlar. Actem (a.s.), soz-
konusu aga<;tan yememeyi, masiyeti kastettni§ oldugu i~in degil, ictihad yapa-
rak terketmi~tir. ictihachnda dti§tince tarz1 ~oyle olmu§tur: Hz. Adem, bu ko-
nudaki yasakhg1n bizzat muayyen bir agaca yonelik oldugunu, yoksa o agac1n
cinsine ait olmad1g1ru dti§tinmli§ttir.
el-Kebfr' de denir ki: "Bu ay1klama Ade1n taraf1ndan i~lenen fiilin bti-
ytik gtinah oldugunu gostennez mi? <;tinkti masiyet kC>tti bir isimdir ve ancak
btiyilk gtinah i§leyen kimselere uygun bir isimlendinne degil midir? <;linkii
ayetin ifadesiyle gavtz" dan ttireme "gavaye" kelimesi dalaletle e§ anlamh
II
ve dogru gorti§lti ohna111n z1dd1dir. Boylesi bir kelime ancak f1ska dalm1§
olanlara isim olarak veri1mez mi? §eklindeki bir soruya ~u §ekilde cevap ve-
rilmi§tir: Masiyet, emrin aksine yaptlan ~eydir. Emir, bazen mendubun emre-
dilmesi olabilir. "Ona ila<; ic;1nesini emrettim, bana kar§t geldi," ctimlesinde
durum boyledir. 0 halde Actem'e verilen etnrin bu manada olmas1 uzak bir
ihtimal degilclir. Buna g<::>re Hz. Ade1n vacibi degil, mendubu terketini§ olur.
Hiy kimse Adem Rabbine asi idi, yolunu §a§JTilll§tl diyemez. Bunun bir9ok
sebepleri vardir:
Birincisi ~udur: el-Utba cler ki: "Herhangi bir kuma§1 kesip <liken adam
11
i<;in kmna§1 bic;ti ve dikti" denir ama boyle bir kimseye sozkonusu fiili tekrar
tekrar yapmad1kc;a "terzi" derunez. Zelle de Hz. Adem taraf1ndan bir kez i§-
lenmi§tir. 0 halde onun iyin zellede bulunan kimse denemez. "
revi geklikten sonra 1.ellede bulumnu~sa ve sonrn tevh~ ctmi~se yine verile-
mez. T1pk1 gOnahlarma tevbe eden Milsltimi:ma MUslUmanltktan ve tevbesin-
den <Snee yap1n1~ ol<luklan dikkate ahnarak kafir veya zinakar ya <la ~arap<;1
denemeyecegi gibi.
el-Hasen der ki: "Andolsun Actem Allah'a ancak unutarak isyan etti.
ytinkti Ytice Allah ~oyle buyurur: "Ne var ki o unuttu, onda azim de bulma-
dzk." (Taha: 115)"
122. «Sonra Rabbi onu se~ti de» tevbeye te§vik etmek ve bunu ona
nasib etmek suretiyle kendine yak1n k1ldl da "Dediler ki ey Rabbimiz! Biz
kendimize zulmettik. Eger bizi bagi~lamaz ve bize merhamet etmezsen mutla-
ka ziyan edenlerden oluruz." (A'raf:23) diyerek kendisi ve e§i tevbe ettigi za-
man «tevbesini kabul etti ve dogru yola Hetti.>> Ona tevbede sebata ve is-
metin sebeplerine yap1~maya giden yolu gosterdi.
ibn Ata der ki: "isyan kelimesi kotil manayadir. Ancak Ytice Allah•1n
ifadesiyle "icteba, istifa" (s~me) fiilleri bu kotli ismin Actem'e yap1§ma~1na
engel olmu§lard1r. Bir hadis-i §erifte §oyle ifade o1unur: "Adem ile Musa hir-
birleriyle tarti§irlar. Musa der ki: Ey A.demi Sen bizim babamzz olarak bizi
hayal kinkllgma ugrattin ve i§lemi§ oldugun o gunah nedeniyle cennetten
ftkmamzza sebep oldun. Adem buna ~-oyle kar§zlik verir: Sen Musa' sin. Allah
sana kendisiyle konu.Jma fzrsatz bah§ederek seni sefti. Sana kendi eliyle Tev-
ra( 1 yazdi. Simd.i sen Yiice Allah' zn bana takdir etm.i§ oldugu bir meselede
beni kznzyor rnusun ? Rasulullah sonunda §Dyle buyurur: Adem " Musa' ya tar·
tl§mada galip geldi. Ona iistun geldi. "<6 >
6- Hadisi Buhart Tefsir ve Kader bOIUmUnde, MU.slim Kader bolUmlinde EbO Davud, Tirmizt
ve ibn Mace kitaplannda, Ahmed b. Hanbel de Musned'inde 3/248 de rivayet ederler.
284 c i'lz: I H
bic;imde h~redecegiz.
Hz. Ali (r.a.) der ki: "Di.inyada Allah'1 tammayan1 Allah da ahirette taru-
maz."
125. «(0 zaman:) 'Rabbim! Beni ni~in kor olarak ha§rettin? Oysa
hen» dtinyada iken «hakikaten goriir idim,' der.»
126. «Allah buyurur ki: 'i§te boyle.» i~te sen boyle hareket ettin.
«t;iinkii sana ayetlerimiz» kitab1n ayetleri, ya da kudret delilleri, vahdaniy-
yetin alametleri hie; kimseye kapah kalmayacak bic;imde apa<;1k, apayd1nl1k
olarak «geldi ama sen onlan unuttun.» Bunca delile goztinti kapad1n ve on-
lan asla hi<; haurlanrnayan, bir kenara birak1lm1~ ~eyle1in atlld1g1 gibi buak-
un, terkettin. «Bugiin de ayn1 §ekilde» dtinyada iken senin unutmu~ oldugun
§ekilde «sen unutuluyorsun.'» Yaptlg1na kar~1hk ve ta1n uyumlu olarak aza-
TAHA Sl J H~Sl / 20
have ilgisizli~e tcrk olunuyorsun. Fakat baztlannm silyledigi gihi bu. sonsuza
dek degil, tersine Yuce Allah•1n diledigi vakte kadanhr. Sonra Ytice Allah k1-
yainet gtintintin korkulann1 gorstin, cehenne1ndeki kalacak oldugu yeri tnil~a
hade etsin diye bu terkedilmi~ligi ve unutulmu§lugu onun ilzerinden altr ve
bt)ylece ona azab ilstilne azab verilmi§ olur. Dilsiz ve sagtr olanlar da bllyle-
dirler. Ytice Allah onlardan dilsizligi ve sagrrllg1 kalduacaktir. "Onlar Bizim
huzurumuza f ikacaklan giin (ba~lanna gelecek olanlarz) ne iyi duyarlar Vt'
ne iyi goriirler (bir gorsen)!'' (Meryem: 38)
127. isyan1nda «haddi a§ant>> ayet metninde yer alan ''israj'' kelitnesi
insan1n yapm1§ oldugu her fiilde haddi a§1nas1 demektir. «Ve Rabbinin
ayetlerine» Kur' an' a ve oteki mficizelere «inanmayan1» dahas1 bunlan ya-
lanlay1p yilz <;evireni «i§te boyle» suva tam uygun olan boylesi bir ceza ile
«cezaland1nnz. Ahiret azab1» ve cehennem azab1, «elbette» dilnya<la iken
onlan cezaland1rm1~ oldugumuz ge<;im darhg1 ve benzeri azaptan «daha §id·
detli ve» hi<; kesilmedigi i<;in «daha siireklidir.»
128. «Bizim onlardan once nice nesilleri helak etmi§ olmam1z kendi-
lerini yola getirmedi mi?» Bu ayetin ba~1ndaki soru edati olan "hemze 11
azarlama ve inkar, bir ba~ka ifadeyle daha onceki nesillerin helak edilmi~ ol-
mas1run kenclilerini yola getirmedigini ifade edehJ;Lemzedir. Ayet metninde
yer alan "hidayet" kelimesi ay1klama ve beyan etme anlam1nadir. Buna gttre
ayetin manas1 ~u §ekilde olmaktadir: Onlar Bizim daha once ge9mi~ nice ne-
silleri helak etmi~ olmam1zdan gafil mi oldular? Bu helak edi~imiz kendilerini
yola getirmedi mi?
Bil ki, tesbih ile me~gul ohnak, yard1m dilemek demektir ve namaz.
ele1n ve acilann giderilmesi i9in en btiyilk panzehirdir. Bu nedenle RasOlilltah
(s.a.v.)'a herhangi bir i~ gti9 geldigi zaman namaza s1g1nird1. RasOlilllah'm en
son tavsiyesi "Namaz ve ki§ilerin sahip olduklan koleleri" olmu~tur. Bu
ayet-i kerime be§ vakit namaza yer venni§tir. Cerir b. Abdillah (r.a.) dan riva-
yet olunuyor: "RasfiH.illah (s.a. v.)'1n huzurunda oturuyorduk. Peygamber
(s.a.v.) ay1n dolunay §eklinde oldugu o gece ay1 gordil ve §oyle buyurdu: Siz·
ler §U ay1 gordiigiiniiz gibi Rabbinizi goreceksiniz. O' nu goriirken bir araya
toplanip izdiham ya§amayacaksinrz. Gune§in dogmasindan ve batmaszndan
once namaz kilabilirseniz bunu yapinzz. Rasuliillah sonra "Rabbini ovgu ile
tesbi•h et... ayetim o kudu. II (7)
ti " , •
senin tizerinden Yiice Allah ge9im darhg1n1 ve kabir azabllll kald1nr. Kendisi-
ne amel defteri sag taraf1ndan verilir. Strat koprtisiinden §im§ek gibi geyer.
Cennete sorgusuz sualsiz girer. Cemaatle nrunaza gereken onemi vermeyen
kimsenin. nzk1ndaki ve vah§mas1ndaki bereketi Ytice Allah kald1nr. YUzUn-
den sfilih kimselerin simas1m 9eker, ahr. Diger amellerini kabul etmez. tnsan-
lann kalbinde sevilmeyen kimse haline gelir, ruhu a~ ve suzuz olarak almtr.
Kabirde ~iddetli bir sorgu, sual, kabir karanhg1, §iddetli bir hesap, Rabbin ga-
zab1 ve Allah'1n cehenne1n ate~inde ceza belalanyla kar~1 kar~1ya gelir.
131. «Saktn kendilerini denemek i~in» azab1 hak el"inler di ye denemi'
7- Bu hadisi Buhari, Muslim, Sunen imamlan ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmi~lerdir. Bkz.
ed-Durru' l-Mensur, 4/312
8- Hadisi Buhari, MUslim, Ebu Davud, ibn Mace ve Ahmed b. Hanbel 1\1iisnecf inde rivayet ·
ederler. Bkz. el-Fethu' 1-Kebfr, 1/40
2BO l<UIH.J'L HEYAN C(iz: If>
«Kendin de ona sabirla devam et.» Sen de ge~itn i~leriyle me~gul ol-
maks1zm namaza devam et. Rasfililllah (s.a.v.) her sabah Hz. Fatnna ve e~i
Hz. Ali'ye gider ve "Namazi kiltn." diye onlara hatirlattrdi. RasQltillah bu ha-
reketi aylarca yap1yordu.
"Sabr" kokilnden tilreme ayette yeralan "zstzbar" kelimesi tnlicahe<le ve
yaba makam1; "sabr" ise, mil~ahede makam1dir. Bir ba~ka ifadeyle 1stibar; bir
yaba sarfetme anlanu, sabr ise goriilen ~eylere tahammtil etLne inakam1d1r.
ibn Ata der ki: "Sabnn i~inde en ag1n 1st1bard1r. Ist1bar insarun Ustilne
gelen bela sagnaklan alt1nda gizlice ve kalpten duyulan slikundur. Sabir ise
sadece nefisle yap1hr. "
«Senden riztk istemiyoruz.» Biz kendini ve aile fertlerini nz1kland1nna
gorevini sana ytiklemiyoruz. Biz senden sadece ibadet etmeni istiyoruz. «Ak·
sine Biz seni» ve onlan «nz1kland1nyoruz.» 0 halde sen biltiln dil~tinceni
filliret meselelerine ver. <;unkti kim Allah' a ait amellere kendini verirse Allah
<la onun amellerinde kendisine yard1mc1 olur.
«Giizel sonu~» cennet «takva iledir.» Guzel sonu~, takva ehli i~indir.
Bir ba~ka ifadeyle gtizel sonu9, senin ve sana inanan kimseler i~indir. Yoksa
dilnya ehli i9in degildir. Zira dtinya ahiretle bir arada bulunmaz.
133. «Onlar» Kurey~ kafirleri «'(Muhammed}' bize» Peygamberli~ine
alamet olsun diye «Rabbinden» bizim teklif etmi§ oldugumuz «bir mucize
getirmeli degil miydi,' dediler.» Boylece onlar inatlannda o kadar ileri gitti-
ler ki mti§ahede ettikleri mficizeleri mucize saymad1lar ve bu ag1r kelimeyi
konu~ma cesaretini gosterdiler.
134. «Eger Biz bundan once>> bu delil gelmeden ()nee «onlart» dUnya-
da kokten kaz1y1c1 «bir azapla helak etseydik» k1ya1net glinti deli! olmak
tizere «muhakkakki ~oyle diyeceklerdi: 'Ey Rabbimiz! Bize» dtinyada ki-
tapla birlikte «bir el~i gonderseydin de §U a§ag1hga>> sap1khg1n zilletine,
di.inyada katlolurunan1n ve esir dti~menin zilletine «Ve» filliret azab1na ugra·
yarak ve bugiin cehelli1eme girerek «riisvayhga dti§meden once» o elc;i ile
indirmi~ oldugun «ayetlerine uysayd1k.'» Bu, ~u demektir: Fakat Biz onlan
ayetlerimiz gelmeden once heHik etmedik ve boylece ileri stirecek mazeretleri
kahnadJ. i~te o zaman itiraf ederler ve derler ki: «Onlar §Oyle cevap verirler:
Evet, dogrusu bize (bu azap ile) korkutan bir Peygamber gelmi§ti. Fakat biz
(onu) yalan saymt§ ve Allah' m bir §CY gonderdigi yok ... demi§tik. " (Mtilk: 9)
i~te bu soze kar~1hk Ytice Allah: «Oyle ise siz de bekleyin. Yak1nda»
Allah '1n emri geldigi zaman «anlayacaks1n1z. Dogru diizgiin yolun yolcula-
n kimmi~ ve» dalaleti b1rak1p da «hidayette olan kimmi~? '» Y ani hidayette
olan biz miymi~iz, yoksa sizler mi imi§siniz, yak1nda bileceksiniz. ~airin biri-
si §Oyle soyler:
halde. nastl olur da onu kabul eder ve inamrcasma onun yanma gelerek st1zle-
rini dinlersiniz «dediler .» Buradaki soru, inkar i<;indir. Bu nu. peygamberin
ancak bir melek olabilecegine ve insan eliyle 011aya <;1kan btitiin olaganOstU
~eylerin sihir ttirtinden, yani gen;ekligi oltnayan birtak1m kand1nnaca ve h~•
yallerden ibaret §eyler olduguna inandtklan i~in soyliiyorlardl.
10. Ando/sun, size ifinde sizin ifin ogiit bulunan bir kitap
indirdik. Hata, akillanmaz m1siniz?
11. Halbuki Biz, zuJmeden nice memleketleri yok ettik, on-
lardan sonra da ba§ka bir kavim yaratttk.
12. Onla.r azabunw sezdikleri zaman hemen oradan kaft-
yorlardi.
13. "Durun, kafmayin! Bol bol verilip §Unart1ldiginiz ni-
metlere ve meskenlerinize doniin. <;iinkii sorguya fekileceksi-
niz!"
14. "Vay ba~tmtz.a gelenlere ! Gerfekten biz zalim insanJar-
ml§lZ'' dediler.
15. Biz kendilerini, kuruyup bifilmi§ ekine, sonmiif ate§e
f evirinceye kadar bu f eryatlari siit'iip gitti.
10. Ey Kurey~ toplulugu! <<Andolsun, size i~inde sizin i~in ogiit bulu-
nan» yap1namz ve ka<;mman1z gerekli olan ~eyleri bildiren ~an1 yiice, delilleri
apay1k «bir kitap indirdik.» 0, ne bir sihir, ne bir ~iir, ne de bir tak1m kan~1k
rUyalardir. «Hala ak11lanmaz m1s1n1z?» Yani dii~iinmliyor musunuz? i~in
boyle oldugunu idrak et1niyor musunuz? Baz1 mtifessirlere gore de "fihi zik-
rukum"lin anlam1 ~an ve ~erefiniz ondadu:. 0 kitaptad1r. <;tinki o Arap diliy-
ledir ve onda sizin i~in bilytik §an ve §eref var demektir. Hadisi §erifte: "$iip-
hesiz ki Allah'm insanlardan ehil/eri vardtr. Kur'an-1 Kerim'in ehli Allah'in
ehlidir ve onun gozdeleridir. " 0 > buyrulmu~tur.
Yine hadisi ~erifte: "Ben sizleri apa9ik bir yol uzerinde biraktzm. Gece-
si gunduzu gibi aydmlikttr ve ben sizlere hiri konu~an, digeri de susan olmak
11
iizere iki vaiz biraktmi. Konu§an vaiz Kur'an, susan vaiz de oliimdur. buy-
ruhnu~tur.
eden her ~eydt!n, uzak olmas1d1r. <;Un.kU boyle kalbe rnstlayan bir ~ey orada
yerle~ir. Nitekitn ~air ~t>yle der:
2- Hadisi Ahmed ve Muslim Sahih'inde §U lafizla rivayct etmi~tir: "Zuliimden saktmn. <;unkiJ
zuliim, klyamet gl1niinde karanliklardir ... " el-Fethu'l-Kebfr, 1/34.
30 2 HtJH U'l,-BEYAN Ctiz: J 7
19. «Goklerde ve yerde kim varsa hepsi» yaratmak ve kul olmak ba-
k1mmdan biittin yarat1klar «O'nundur. O'nun katJnda olanlar,» yani yilce
rnelekler «kendisine ibadetten biiyiikliik taslan1azlar.» Kendilerini btiytik
saymazlar. Aksine Allah'a ibadet etmekle ogiinilrler. O'na ibadetten §eref du-
304 RUHU 'L Bfi;YAN Ciiz: 17
yarlar. Halbuki insanlar, son derece zay1f olduklan ic;in Allah'a ibadet etmeye
daha muhtavtnlar. 0 melekler Rablerine ibadetten «bir yorgunluk da duy-
mazlar.»
20. «Gece gtindiiz tesbih ederler,» yani, her vakit Allah'1 tenzih, tazim
ve temcid ederler. «Asia usanmazlar.» Goz a<;1p kapayacak kadar bir vakit
de olsa onu tesbihten geri kalmazlar. <;unkii onlar, insan1n nefesle; bahg1n da
su ile ya§ad1g1 gibi Allah'1 tesbihle ya§arlar. Yani, bizim i<;in nefes ahnak
neyse melekler i<;in de tesbih odur. Kalkmam1z, oturmanuz konu§mam1z bizi
nefes almaktan ahkoymuyorsa, melekleri de, yapt1klan i§lerden herhangi bir
§ey, tesbihten ahkoymaz.
21. «Yoksa onlar yeryiiziinden» baz1 ta§lan yontarak «bir tak1m» put-
lan «tanrdar edindiler de oliileri onlar mi diriltecek?» Yani §U mil~rikler.
yerden oliileri diriltmeye kadir olan bir taktm tannlar m1 edindiler? Onlann
cans1z ve hakir putlan ii fill edinerek oldtikten sonra diriltmeyi onlara isnad et-
meleri klnanmaktadir. <;unkti onlar, ilfilun husfisiyetlerinden olan olilleri di-
riltmeyi putlan i9in iddia etmi§lerdir. <3 >
22. Ey mti~rikler! «Eger gokte ve yerde» inanc1mza gore «Allah'tan
ba§ka bir tak1m tanrdar olsayd1 ikisinin de diizeni bozulurdu.» Yani, yer
ve gok, gorillen nizam1n d1§1na <;1karlard1. <;tinkti, iki ki§i aras1nda verilen her
i§ bir dtizene gore yiirilmez. Bir memleketi iki padi§ah idare ederse halk1n dU-
zeni bozulur. Bunlardan birinin digerine tabi oldugu ileri sfuiillirse, o zaman
digerinin yani soz sahibinin ilah oldugu belirlenmi§ olur. Burada Allah, akli
delil ile kendisinin ortaktan mtinezzeh oldugunu belirtmektedir. Ayetteki "
"jz/a", ba§ka manas1nadtr. «Ar§In Rabbi olan Allah, onlarin yak1§tlrd1kla·
r1 Sifatlardan mtinezzehtir.» Allah'1, ar~1n Rabbini ~ onlann anlatt1klan ~ey
lerden tenzih edin. Y ani, ortak, zevce ve evlat eclirunek gibi onlann anlatt1kla-
n §eylerden Allah'1 tenzih edin. <;unkti bunlar cisim olan ~eylerin s1fatlarm-
dandir. Halbuki Allah, bir cisim olsayd1, alemi yaraunaya ve onu idare etme-
ye gticti yetmezdi. Bununla beraber cisim bo§lukta, yer kaplar. Bu ise cismin
sonradan olmasm1n i§aretlerindendir. Vticudu vacib olan Allah ise bunlardan
yticedir, mtinezzehtir.
Btiytiklerden biri demi§dir ki: "Seneviyye yani biri haynn digeri de §er-
rin kaynag1 olmak tizere iki tannya inananlar, ale1nin iki ilfilu oldugunu iddia
ettiler. Bu iddialan, hem ke§if ve hem de burhan delili ile bat1ldlf. Bir cesedin
iki kalbi, bir bedenin iki ruhu, bir gogtin de iki gtine~i olmaz. iyiler, tek olan
Allah'a §ehadet ettiler. 0 da fiziki alem·in otesindedir. Eger iki gtine§ olsayd1
alemin nizamt bozulurdu. Mevcut nizam, ba§ka bir gtine§ istemez; nas1l ba§ka
bir tarin istiyebilir? Ba§ka bir gtine§ bulamadlg1na gore anlad1k ki muhakkak
varhk aleminde ba§ka bir ilah yoktur."
23. Ytice «Allah yaptig1ndan» ve htikmettigi herhangi bir §eyden «so-
rumlu olmaz; onlar ise» yani kullar ise, yaptlklan en kti~tik §eylerden «sor-
guya ~ekileceklerdir.» Allah'sa, yapug1 §eyden sorulmaz. <;tinkii 0 , Rab'dir,
maliktir, bilendir ve ilmi sonsuzdur. Onun d1§1ndaki her §ey kuldur, cfillildir.
Hi9bir §eyi ogrenmeden bilmez. Cahil kolenin yaptlg1 bir i§ten dolayt her ~eyi
hakk1yla bilen efendisine itiraza ve ni9in yapun, §Oyle yapsayd1n gibi bir ~ey
soylemeye asla hakk1 yoktur. insanlarsa sorulurlar, sorumludurlar. <;tinkti on-
lar, kuldurlar, yarat1ktular, hata ederler. Dolay1s1yla yapt1klan her §eyden ni-
9in yapumz diye sorulurlar.
iyi bil ki, itiraz, Rabbi gazaba getiren kotti bir ~eydir. O'nun cezas1ru ve
gazab1n1 gerektirir. Ytice Allah'a i§inde itiraz etmek kotti bir §ey oldugu i9in
iblise Ianet edildi. inkarc1lann azg1nlanndan oldu. <;tinkti Allah Teala, ona
secde etmekle emredince; "... qamurdan yarattzgzn kimseye secde eder mi-
yim ?" (isra: 61) demi§ti. Ehli bid'atten olanlar, Allah'a itiraz etmekten ve
onun s1fatlanyla ilgili konularda ileri geri rastgele konu§maktan dolay1 helak
olmu§lardir. Onlar sahabenin, tabiinin ve ehl-i hak olarak onlara tabi olanlann
clalmad1klan konulara dalmakta sak1nca gormediklerinden dolay1 §tiphelere
dti§mil§ler ve hidayetten sapm1~lar, bir 9oklanru da sapt1nn1§lardIT.
Ehli hak sozbirligiyle demi§lerdir ki: "Fiilinde ve yaratiklannda meyda-
na getirdigi bir §eyde Allah'a itirazda bulunmak ktiftirdtir. Buna kafir, cahil ve
sap1k olanlardan ba§kas1 cliret edemez. Peygambere itiraz da boyledir. <;tinkti
o heva ve hevesinden degil, ancak Haktan ald1g1m konu~ur. Bundan dolay1dtr
l~NUIYA SlJf{gsl /:l I
ki peygmnbcrc iti ral, Allah'a itiraz<lir. Ona itiraz ise yok olmak demektir."
Fakihler dediler ki: "Herhangi bir kimse noksanhk kastederek Hz. Pey-
gamberi kad1nlara meyletmekle k1narsa, ceza olarak oldtirilltir." Allah bt\yle-
lerini kahretsin.
Onlara, delillerini 9tirtitme ve ta~ atma yoluyla «de ki: 'Haydi» aktl ve
nakil yontinden iddia ettiginiz «delilinizi» bana «getirin!» Verin! <;UnkO de-
lili olmayan bir sozlin s1hhati de olmaz; ozellikle boyle onemli bir i~te. ~t1te
benimle beraber olanlarin Kitab1 ve benden oncekilerin Kitab1'.» Burada
il9 Kitab'a; Kur'an-1 Kerim, Tevrat ve incil'e i§aret edilmi~tir. Kur'an-1 Kerim
btiyiik bir zikir, klyamete kadar da bir ogiittiir. Tevrat ve incil de bilyilk bir zi·
kir ve ge~1ni§ milletler i9in bir ogtitttir. Yani bu ti~ Kitab'a mtiracaat edin, bir
bak1n; bunlardan birinde, tevhidle emir dt§tnda bir §ey bulabilir misiniz'! t~te
ben delilimi getirdim; Haydi siz de delilinizi getirin!
4- Hadisi Ahmed, Nesai, Hakim ve Beyhaki rivayet etmi§lerdir. Bkz. el-Fethu'l-Kebf'r, 2/68.
308 J.tUHU 'L ·HEYAN Ci'lz: I 7
ibni Abbas der ki: "Ancak 'La ilahe illallah' diyenlere §efaat ederler."
"Sef" bir §eyi benzerine katmak, teki yift yaprnak demektir. ~efaat ise
bir §eyin digerine, ona yard1m ederek katthnas1dlf. Bu, daha <;ok derece bakl·
1n1ndan daha ytice olan1n derece .i tibariyle kendisinden a§ag1da olana kattlma-
310 RUHU 'L ·HEYAN Cl"tz: 17
30. lnkar edenler, goklerle yer biJi§ik halde iken Bizim, on-
lari ayird1g1.m1zi ve her canl1y1 sttdan yarattigimizi. gormediler
mi? Hilla inanmr.yorlar mi?
31. Yer yii.ziinde, onlari sarsmasr.n diye, sabit daglar yarat·
tr.k ve onda, istedikleri yere gidebilmeleri ifin geni§ yollar Qf·
tik.
32. Biz., gokyiiziinii korunmu§ bir tavan yaptik. Onlarsa
hiz/Q. gok yii.ziinun ayetlerinden yii.z fevirmekteler.
33. Geceyi, gunduzii, giine§i ve ayi yaratan 0 'dur. Bunlar·
dan her biri bir yiiriingede yiivnektedirler.
30. «inkar edenler, goklerle yer biti~ik» ve yap1§1k «halde iken ..•»
Aralannda bir bo~luk ve av1khk yoktu. "Ratk" bir §eyin bir §eye eklenip kay-
na§arak biti§mesi demektir. «Bizim onlan» birbirinden «ayrrd1g1m1z1 csi ve
her canhy1 sudan yarathg1m1z1 gormediler mi?» Buradaki soru rU'yetin
nefyini inkar ic;indir. Mana ~udur: 0 inkarcilar dti§tirunediler mi, bilginlerden
sonnadilar mi, kitaplan mtitalea etmediler 1ni ve biltne<liler 1ni? Bilinen her
canhy1, canh olan her §eyin ba§lang1c1111 suyun cinsinden ineydana getirdik
ki, bu da nutfedir. Nitekim Allah, §Oyle buyurdu: "Allah her canl1y1 sudan
yaratti." (Nur: 45) yani canhlardan her ferdi, belirli bir nutfeden yarattni§tlf
ki, o <la babasm1n kendisine ozel nutfesidir. Ya da, canhlann ~e§itlerinden her
bir ye§idi, suyun 9e§itlerinin birinden yarattt. Baz1lan da bitki ve aga9, su ile
yeti§tikleri i9in bu ayete girer dediler.
Su, yer ytizilntin 9evresini ku§atan ak1c1 bir cisimdir. Hayat, bitki ve
hayvanda mevcut olan, bilyiime ve artma kuvvetine de denir. Nitekim ayette:
"Yer yuziinii olumiinden sonra diriltir, canlandinr" buyrulmu§tur. (Hadid:
17) «Hata. inanm1yorlar m1?» Yani, hfila Allah'1n kudretini tasdik etmiyorlar
m1?
Burada Allah "her canliyi sudan yarattik" ayetiyle insan, hayvan ve bit-
ki gibi c~1lardan hayat sahibi olan her §eyin hayat1m; canh yarat1klann hep-
sinin ash olan sudan yarattig1na i§aret etmektedir. Kendisinde hayat bulunan
bu varhklann hepsi, yeti§mesinde ve devam1nda suya muhtac;dIT. Hayvanlar
ve canhlar da boyledir. Nitekim Allah §Oyle buyurur: "Ve Allah her canllyi
sudan yaratti." (Nur: 45) Bunlann hepsi, ruhlann §ehadetiyle, tamkhg1yladtr.
Bil ki, ayetleri, delilleri gormekten maksat, onlan gormekten, onlan ya-
rataru kalb gozliyle gormeye intikaldir. Buda iman1n hakikatidir.
Hikaye edilir ki: Bir glin Hazreti Ali, minbere 91.karak dedi ki: "Ne ister-
seniz sorun. <;tinkti gogstimde 9ok ilim var. i§te RasfiHillahin milbarek tiikrti-
gti agztmda. '' Mecliste Yemen'li bir ki§i vard1. Hz. Ali iyin dedi ki: "Bu adam
bilytik bir iddiada bulundu, bense bunu mat edecegim." Yerinden kalkarak
dedi ki: "Soray1m m1?" Hz. Ali de: "Mat etmek ivin degil, ogrenmek ve anla-
1nak i9in sor." dedi. Yemen'li dedi ki: "Beni sormaya sen stirtikledin, zorlad1n.
Rabbini gordtin mil ey Ali?" Hz. Ali: "Gonnedigim bir rabbe ibadet etmem"
Gortildtigti gibi Tabiat ilimlerindeki geli~meler, bu ayetin daha iyi anla§tlmasma yardunc1 ol-
mu~tur. Nitekim, baz1 ilim adamlarma gore uzaydak.i cisimler, vak.tiyle bir gaz ktitlesi halinde
idi. 7...amanla, bu gaz kUtlesinden ktireler halinde par~alar kopmu§ ve uzay bo§luguna frrlamt§ltr.
Aym §ekilde, dtinyam1z da, bir gaz kiltlesi olan gilne§ten kopmu§ ve zaman i~inde soguyarak
kabuk baglam1§tlr. Bu arada, dtinyamndan ytikselen gazlar ve buharlar. yogunla§arak yagmur
§eklinde tek:rar diinyaya dtikUlmU§ ve ooylece denizler ve okyanuslar meydana gelmi~ suda yo-
sunla§ma ile ba§layan canhlar, ilah1 kanunlara gore geli§mi§tir. Allah en mi.ikemmel canh ttirii
olarak da yine i\:inde suyun bulundugu ozel bir ~amurdan insam yaratmt§tlr. (N~ir)
Ayt'I : :.H> :i :l ENl:31YA Sll Hl4:SI /2 1
dedi . Yemen'li : "Nasti gordlin?'' dedi . Hz. Ali : "Q()zler O'nu bizzat kendisim.·
has olan g()n11e duyusu ile gonnemi~tir. Aneak O'nu imanm hakikatiyle kulp-
ler gt)nnil~tilr. Rabbim birdir 01tag1 yoktur, birdir ikincisi yoktur. tektlir ben-
zeri yoktur. Hislerle idrak edilmez, k1yasla da mukayese olunmaz" dedi. 0
anda Ye1nen'li, bu cevab1n deh~etinden bayllarak dil§til. Ay1hnca: " Hi'rhir
kimseye mat etmek maksadlyla soru sonnamaya Allah'a soz verclim," dedi.
31. «Yeryiiziinde, onlar1 sarsmas1n diye,» bir stirti «sabit daglar yn-
ratt1k.» Yer yti zti, cisimler aras1nda en katt bir cisimdir. "Revasiye" sdbit.
anlam1ndaki rasi kelitnesinin voguludur.
33. Yer ylizlintin golgesi olan «geceyi,» gtine~in 1~1g1 olan «giindiizii,»
gtindtiz yildlz1 clan, ayd1nlatan «giine§i ve» gece y1ld1z1 olan, ayd1nlatan «ay1
yaratan» yalruz «O'dur.» Y ani, bu ~eyleri yaratan ve yokluk aleminden var-
hk ale1nine 91karan yalruz Ytice AlJah'tu. Sonsuz kudret ve her ~eye galip ge-
len hikmet, O'nundur. «Bunlardan» yani, gline~ ve aydan «her biri bir yo-
riingede yi.izmektedirler.» Yani, suda ylizmek gibi yorlingenin sath1nda
akarlar. Ashnda "sebh" suda ya da havada stiratlice hareket etmek, gitmek
demektir. Hakiki rnanas1 budur. Burada istiare sanat1 yoluyla ylld1zlann yo-
riingelerindeki hareketleri ic;in kullanllrru~tlr.
Bil ki, Allah gogti yaratlp da gecenin, giindtiztin, s1cak ve sogugun bir-
biri arcbnca olinas1 sftreti yle diger inenfaatlerin gortihnesi ve belli olmas1 i<;in
gline§i ve ay1 yarat.Ina1n1§ olsayd1, kullan tizerine nimetleri tamamlarunazdt.
~Uphesiz ki O'nun nimetleri, gtin~ ve ay1n yoriingelerinde hareket etmeleriy-
le olgunla§Jr. Bundan dolay1dir ki, "bunlardan herbiri bir yorungede yuzmek-
tedirler."
Buradaki soru hemzesi "mJtte'' kelimesine dahil olmu~ ise de mana iti-
bariyle "hulud" kelimesine dahildir. Buna gore ayetin manas1 : "Sen oldUgUn
zaman bu mti§rikler, senin Ollimline gillmek iyin, bfild mi kalacaklar?" demek
olur. ~air §Oyle demi~tir:
Bizim ba§zmiza gelen mustbetlere gulenlere: ''Ay1luuz, kendin.ize geliniz" de.
r;unku bizim ba~tnuza gelen musibetlerle on.Zar da kar.Jila~acaktir.
Mustedrek'te ~oyle rivayet edilmi§tir: "Peygamberimizin vefatmda me-
Jekler §Oyle taziye etmi~lerdir: "Essetamti aleyktim ve rahmetullahi ve
berekatiihfi. Kulun ugrad1g1 her musibette Allah kaunda bir tesell'i' vardir ve
kayud1g1 her nimetin yerine bir bedel vardtr. Ancak Allah'a gtivenin, rahtneti-
ni bekleyin. Esas mahrum, sevaptan mahru1n olandu. Vesselam'li aleykUm ve
rahmetullahi ve berekatlihfi."
35. «Her nefis oliimii tadacaktir .» Nefisten murat, insamn ruhu olan
nefs-i nat1ka'dir. Oltimil de ruhun cesedinden aynlmas1ndan ibarettir. Yani,
aynlmarun ac1s1n1 tadacaktir, de1nektir. Tatmak kelitnesini burada bilinen
ay1k anla1n1yla anlamak milmklin clegildir. <;tinkti Olti1n, yenen ~eylerden de-
316 HUHU 'L·HEYAN Cf1z: 17
gildir ki tadlls1n, tadtna baklls1n. Aksine tatmak, ozel bir idraktir. Bu bak1m-
dan onu iclrakin ashndan mecaz k1lmak tnilmktindur. Olihn, hayat1n ZH.l<.h ola-
rak yarat1lm1~, vticutla ilgili bir s1fattu.
Hz. Ai§e der ki: "Peygamberimizin vefattndan sonra Hz. Ebu Bekir, izin
isteyerek Rasu.ltillah1n konuldugu odaya girdi. Mtibarek yilztinlin tizerindeki
orttiyti kaldtrarak optti ve Allah dogru soyledi diyerek: 'Biz senden once de
hi(.bir insani otumsuz ktlmadik. Simdi sen otursun de onlar bakf kahr nu?'
ayetini okudu. Daha sonra ch~an 'tlkarak insanlara bir hutbe irat etti. Hutbe-
sinde dedi ki: ' Kim Muhammed'e tap1yorsa ~tiphesiz ki Muhammed vefat et-
1
mi~tir. Ve kim Allah'a tap1yorsa ~tiphesiz ki Allah diridir, Olmez." Daha sonra
~u ayeti okudu: 'Muhammed ancak bir peygamberdir. Kendisinden once de
birrok peygamberler gefmi§tir. 0 , oliir veya oldiiriiliirse tekrar geriye mi dO-
neceksiniz?... (Al-i hnran: 144) Sanki Mtisltirnanlar, daha once bu ayeti hi9
1
okumam1~lard1. ''
«Biz, sizi bir imtihan olarak kotiiHik ve iyilikle deneriz.» Yani, ey in-
sanlar! Sabtr ve §tiktir eder misiniz; yoksa etmez misiniz diye yoksulluk, ac1,
zorluk, zenginlik, zevk ve sevin~ gibi kotilluk ve iyilikle yani mfisibet ve ni-
metlerle sizi deneyecegiz. Bunlar birer mtikellefiyet, ytikilinlilltiktUr. YUkilm-
lilliik ~u yonlerden bela olarak isimlendirilmi§tir:
Birincisi: Ytiktimltiltiklerin hepsi insana zor ve agu gelir. Bu yontiyle
bela olmu~tur.
ikincisi: Ytiktimltiltikler bir tak1m imtihanlardan ibarettir.
Bu bala~la bakarak Hz. Omer der ki: "Darhkla imtihan edildik sabrettik.
Bollukla da imtihan edildik ama ~i.ikretmedik." Bundan dolay1 Emir-ti'l-
Mti'min'in ~oyle der: "Kim dtinyada kendisine rnal ve servet verilir de onunla
kendisine tuzak hazirland1g1ru bilmezse o ki1nse aldarun1~ttr."
«Sonunda ancak Bize dondiiriileceksiniz.» Tek ba§1n1za ve mti~terek
olarak ba~kas1na degil, sadece Bize dondtirilleceksiniz. Ba~kas1na degil. Boy-
1ece iyilik ve kottiltik olarak yapttg1mz §eylerden dolay1 sizlere kar~1hg1n1 ve-
l~NU1YA SUR~~Sl/21 at7
re~egiz.
Bu ayet. hem bir vaad, hem de bir vald yani, tehdittir. Ayrtl:a bunda.
tllinya hayattndan 1naksad111 bu dilnyamn bir imtihan yeri, sevap ve cezaya
hedef olduguna i~aret vardJT.
39. Ytice Allah cevaben onlara buyurdu ki: «inkar edenler ne yi.izle-
rinden, ne de s1rtlanndan ate§i savamayacaklan, kendilerine yard1m da-
hi edilmeyecegi zaman1 bir bilselerdi!» Yani, "bu tehdit ne zaman?" soztiy-
le acele ettikleri vakti, bir bilselerdi ki, o da ate§in kendilerini her taraftan sa-
racag1 vakittir. Oyle ki onu savmaya gtiy yetiremezler, acele ettikleri ~eyi en-
gelleyecek bir yard1mc1 da bulamazlar.
42. Ey Muhammed! Alay edenlere ktnama yoluyla «de ki: 'Sizi gece ve
giindiiz Rahman'dan» yani, gece yahut gtindtiz, gelmesini hakettikleri Al-
lah'1n azabrndan §ayet Allah size azab etmek isterse «kim koruyabilir?'»
Kim himaye edebilir? Yani O'ndan ba~ka. azab1ndan kimse sizi koruyamaz.
«Buna ragmen onlar, Rablerinin zikrinden yuz ~evirirler.» Allah'tan
korkmak ve kendilerine verdigi gtiven ve rahathk gibi i~inde bulunduklan ni-
metleti saymak ~oyle dursun Allah'1 amnay1 bile aklllanna getinnezler. Ki on-
lara bu ttir soru sorulsun. Bunun anlam1~ onlan brrak boyle bir soru sorma,
9i.inkli bunlar, Allah'1n zikrinden ytiz 9evinni~ olmalan sebebiyle boyle bir so-
ruya ehil olacak ki~iler clegildir, demektir.
li:.NUtYA SUHESl/21
44. «Dogrusu Biz, hem bunlan hem de atalar1n1 bolluk i~inde ya§at-
bk.» Yani, refah ve bolluk i~inde ya~ad1lar. «Nihayet kendilerine omiir
uzun geldi.» Buna aldandllar. Bu refah ve bolluk i~inde hayatlann1n slirilp
gidecegini, bir yenilgi gormeyeceklerini zannettiler.
«Oysa onlar, Bizim yerkiireye gelip onu u~larindan» ka.firlerin ya~a
d1g1 topraklara Mlisltimanlara o topraklan istila ettinnek suretiyle «eksilttigi-
mizi gormiiyorlar m1?» <6> Gormek iyin bakrmyor1ar mI? Onlar Bizim azab1-
m1zdan kurtulabileceklerini nastl dti~lintiyorlar? Bu, Allah'1n, kafirlerin
yurtlann1 Milslilmanlann eliyle harap ederek dar'ul-islam'a ilave etmesinin
bir temsili ve tasviridir.
6- Bu §yet i9in aynca Ra'd: 41. ayetin tefsirine ve 11 nolu dipnotuna balamz. (N a~ir). ·
/\yd: 44 47 l~NBIYA SUHESl / 21
lah'111 vaadine gUvenmesi. bundan emin olmas1 ve dhad i<rin zaafa dU~mernesi
gerekir. <";tinkU himmet ve gayretle daglar yerinden oynar.
45. «De ki: 'Ben sizi ancak vahiyle uyanyorum '» Yani, benitn i~im
ancak Kur'an'dan bana vahy edilenle, acele ettiginiz §eyden sizi korkutmakttr.
«Arna sagirlar, uyarlld1klar1 zaman» imana «~agr1y1 i§itmezler.» Bunlar
duyu organlan saglam olclugu halde sagulara benzetilmi§tir. <;iinkti Allah'm
ayetlerinden bir uyan duyduklan zaman, kulaklan lufz etmez. Boylece uyan-
y1 duymarun bir faydas1 olmayacag1 i~in bunlann durumu, i§itine duygulanm
"
kaybetmi~, konu~ulanlan duymayan kimselerin hali gibidir. Ayette onlann sn-
g1r olduklan belirtildikten sonra bir de, uyan olsun, mtijde olsun, sozti i§itJ.ne-
yeceklerinin ifade edilmesi, onlann saguhklann1n son derece ~iddetli oldugu-
nu bildirmek iyindir:
46. «Andolsun, onlara Rabbinin azab1ndan bir esinti dokunsa:» ya-
ni, vallahi, kendilerine Allah'1n uyanni§ oldugu azab1ndan, en basit bir §ey
gelse deh§et ve hayretlerinden «'Eyvah bize, biz ger~ekten zalimlermi§iz',
derler.» Yani, kendilerinin helak olmalan ivin dua ederler. Sagum1~ gibi ol-
duklan ve dinlemekten ytiz 9evirdikleri zamanki davram~lann1 itiraf ederler.
Bunda gaflet ve §ekavet ehlinin kendilerine Allah'1n azab1n1n eserlerin-
den bir eser dokunmad1k9a uyanmayacaklanna dair bir i§aret vard1r. <;tinkU
insanlar, uykudadtrlar; oldilkleri zaman uyamrlar. Bundan dolay1 su~lann1 iti-
raf ettiler ve zalim olmalanna sebep olan §eyden dolay1 kendilerinin mahvu
peri~an olduklanm bildirir feryada ba§lad1lar. <;link.ti -ister kendine olsun, is-
ter ba§kas1na- zultim, ceza ve azap getirir, nimetleri yok eder. Bu sebeple
mti'min, azap ve ceza gerektiren §eylerden ka91runah, necat ve rabmet kap1s1-
na gelmelidir. Buda ancak nefisle mticahede etmek, hevaya galip olmak ve
taat ve takva yolunu s~mekle elde edilir.
47. «Biz k1yamet giinii i~in» yani, k1yamet gtintinti ceza ve mtikaf'At
vennek iv in «adalet terazileri kuranz.>> Yani, amel dosyalann1 tartan adil
teraziler koyar ve getiririz. "Terazi" kelimesinin baz1 ayetlerde tekil olarak
geymesi' muhasebeye yani hesaba vekmeye itibar edilmesinden; baz1 yerlerde
de "teraziler" §eklinde yogul olarak ge<;mesi de kendisine hesap sorulanlara
itibar edilmesindendir.
«Hi~bir kimse,» en basit haklanndan bile, herhangi birinde «zulme ug-
ratilmaz.» Aksine, -iyi olsun, kotti olsun- her hak sahibinin hakkI tam olarak
324 l<UH U' L UEYAN Cl\z: 17
verilir. Ameli «bir hardaJ tanesi ag1rltg1nda bile olsu» yani, son derece az
ve kti<;tik bir ~ey de olsa «onu» o a1neli «getiririz. Hesap goren olarak Biz
yeteriz.» ~tinkti, bilgimiz ve adaletimiz d1§1nda kalan bir ~ey yoktur.
~ibli
rilyada gortildti, kendisine: "Allah sana ne yapt1?" denildi. Man-
zwn olarak §Oyle cevap verdi: ·
Rivayet edild.i ki, Hz. Davud (a.s.) Rabbinden teraziyi kendisine goster-
mesini istedi. Cenab1 Allah ona her kefeyi doguyla ban aras1 gibi gosterdi. Bu
durum kar~1s1nda Hz. Davud (a.s.) bayildt. Ay1ld1g1 zaman dedi ki:
"Allah'1m! Bunun kefesini iyiliklerle doJdunnaya kimin gticli yeter?" Cenab1
Hak da: "Ey Davud! Ben bir kulumdan raz1 oldugum zaman kefesini bir hur-
mayla doldururum," buyurdu. Hadisi ~erifte de: "iki kelime vardir ki dile
pek hafiftir, mizanda fok agir, Allah katmda da fOk sevgilidir: 'Subhanellahi
vebi hamdihi subhanellahil azfm"' buyrulmu~tur. <7>
7- Bu hadisi Buhari, Mtislirn ve Tirmizi rivayet etmi~tir. Had.is Sahih-i Buhar!'ni n son hadisidir.
Bkz. El-Fethu'l-Kebfr, 2/332.
/\ye'( : 47 !)() l ~N l ii YA Sl l IU~SI / '2 I
mtibarek «bir ogiittiir.» Ogtit almak isteyen ondan (}gilt ahr. «~imdi siz bu-
nu mu inkar ediyorsunuz?>> Bu, onlann inkan i<;in bir inkardir ki. kendileri-
ne sanki ~oyle denilmi~tir: Kur'an'1n durumunun Tevrat'1n durumu gibi oldu-
gunu bildikten sonra, onun taraf1m1zdan indirilmi~ olu~unu mu inkar ediyor-
sunuz?
Bir hadis-i ~erifte: "i~inde Kur'an'dan bir ~ey olmayan kimse harab ol-
m~ eve benzer" cs>buyrulmu~tur. Ba~ka bir hadis-i ~erifte: "Evlerinizi m.e-
zarlik yapmayuuz" <9> buyrulmu~tur. Yani, evlerinizi Kur'an oku1naktan bo~
btrakmay1n. <;tinkti ictinde Kur'an okurunayan her ev, Kur'an okuman1n ve
ibadette bulunman1n olmay1~mdan dolay1 mezarltklara benzer demektir. Al-
lah Teala'dan Kur'an't , kalplerimizin bahan, gam ve kederlerimizden kurtul-
1nam1za vesile kllmas1n1 dileriz.
8- Hadisi 2914 numaras1yla Tirrnizi r ivayet etmi~tir. Ahmet b. Hanbel de Miisned'inde rivayet
etmi~, Hakim de Miistedrek'te, 1/554 de rivayet. etmi~ tir. Bkz. Camiu'l-Usftl: 8/508.
9- Hadisi Mtislim ve Tirmizi rivayet etmi~tir. Devam1: "Seytan, ifinde Bakara Suresi okunan
evden ka<;ar." Camiu'l-Usal 8/473.
A.vet: fiO 5!l
51. «Andolsun Biz, ihrahim'e daha oncedero> yani, Hz. Musa ve Hz.
Harun'a Tevrat'1 vermeden once «dogru yolu bulma yetenegini vermi§tik.»
Yani, ytice ~arum1z1n geregi olarak Biz, Hz. ibrahim Halil (a.s.)'e ve benzeri
btiytik peygamberlere Iay1k olan, dogru yolu bulma yetenegi, rti~dti, venni~
tik. «Biz onu biliyorduk.» Yani, verdigimiz ril~de ve peygamberlige kendisi-
nin ehil oldugunu bilenlerdendik.
Rivayete gore Hz. Ali (r.a.), satran9 oynayan bir gruba ugradt. Onlara
bu heykeller nedir? dedi. Hz. Ali'nin bu soztinde satran<; oynamay1 9irkin gt1s-
termek vardlf. Gunk.ti Hz. Ali, Hz. ibrahim (a.s.)'in heykelleri isimlendirdigi
kelimeyle satran9 ta§lanna ad venni~, boylece bu oyuna onem vermenin, bun-
dan aynlmamamn putlara tapmak konusuna onem vermek gibi bir ~ey olaca-
g1na i~aret etmi~tir.
her oyunu batlldir. Bunlar: Atlm yeti~tirmesi, ok atnu1s1. l'<' e~·iyle oynama:.1-
dzr. <10) Yine Hz. Peyga1nber (s.a.v.) ~oyle buyurur: ''Kim
11
satran~· ve ta vla
oynarsa, o kimse elini domuz kamna bat1rm1~ gibidir." <11>
53. Hz. ibrahitn (a.s.), yukardaki soztiyle, sizleri bunlara ibadet et1neye
yonelten ~ey nedir? demek istemi~ti. «Onlar: 'Biz babalar1m1z1 bunlara ta-
par bulduk,'» Biz de onlara uyarak bunlara ibadet ediyoruz, «dediler.» Bu
cevap, delil getinnekten aciz olan kimsenin cevab1drr.
55. «Onlar: 'Sen bize hakk1 m1 getirdin, yoksa» sen bize kar§I «§aka
m1 ediyorsun?'» Soyledigini, ciddi olarak m1, yoksa oyun ve §aka olarak m1
soyliiyorsun? «dediler.» Kendilerinin yogunlukta gtiy ve heybetlerinin de zir-
vede olmas1yla birlikte, Hz. ibrahim (a.s.)'in eski dinlerini, §aka ve oyun ola-
rak inkar ettigini zannettiler.
10- Hadisi Ebu Oavud ve T irmizi §U laf12la rivayet etmi§lerdir: "H er oyun batlld1r. Uf §ey di-
§inda hifbir eglence ovUlmemiitir... " Bkz. Camiu'l-Usal 5/42.
11- Hadisi Muslim ve Ebu Davud §U taftzla rivayet etmi~t.ir: "Kim ravla oynarsa, o kimse elini
domuz etine ve kanma batmnt§ gibidir." Hadiste satran~tan soz edilmem i~tir. Bkz. Ca-
miu 'l-Usul: I01752.
A.vet: G~\ G7 l~NBIYA sfJf{l~SI /'.l I
57. ''Allah 'a yemin ederim ki, siz doniip gittikten sonra put-
lann1w mutlaka bir tuwk kuracagim" (dedi.)
58. Sonunda onlari paramparfa etti. Ancak kendisine mii.-
racaat etmeleri ifin onlarin biiyii.giine dokunmadt.
59. ''Bunu, bizim ilahlarmuza kim yapt1.? $iiphesiz o zalim-
lerdendir" dediler.
60. "On/art dilin.e dolayan hir genf duymu§tuk, kendisine
ibrahim denilirmi§," dediler.
61. "0 halde, onu, insanlarin gozleri oniine getirin. Belki
§ahitlik ederler, 0 dediler.
RUHU 'L-BEYAN Cilz: 17
57. «' Allah'a yemin ederim ki, siz» onlara ibadetten bayranumza «do-
niip gittikten sonra putlann1za mutlaka bir tuzak kuracag1m'» onlan lar-
1nak ic;in c;ah~acag1m «(dedi.)» Bunda, bu i§i yapman1n zorlugunu ve bir ta-
k1m hileler kullanmaga bagh oldugunu bildirmek vard1r. Bu da sozde geni§lik
kabilindendir. <;tinkti Hz. ibrahim (a.s.)'in kavmi, putlann §Uurlu olduklann1
ve kendilerine zarar verebileceklerini iddia ediyorlardi. Hz. ibrahim (a.s.), bu
soztinil, onlann iddialanna dayanarak soylemi§ti.
Ayetten maksat, putlanruzla ilgili olarak size tuzak kuracag1m, de1nektir
de denilmi§tir. <;unkil Hz. ibrahim (a.s.) o i§le, kavmini gam ve kedere dii§ilr-
mti§tilr.
58. «Sonunda» kavmi gidince «onlari parampar~a etti. Ancak kendi-
sine miiracaat etmeleri i~in onlann biiyiigiine dokunmad1.» Putlann bti-
yligi.inti k1rmad1 , oldugu gibi b1rakti. Ba1tay1 boynuna astI. Putun btiytikltigti
ise, ya tazim etmelerinden ya da yap1ll~1ndan, veya her ikisinden ileri gelmek-
tedir. Ona mtiracaat etmele1inden 1naksat da, onlan kuan1n kim oldugunu sor-
malan ic;indir. <;tinkti mabudun ~an1ndan biri de, mti§killerin halledilmesi ic;in
kendisine mtiracaat edilmesidir. Boylece, Hz. ibrahim onlan hafife almt§ ve
ktnanu~tir.
62. Hz. ibrahim (a.s.)'i getirdiler. Onlardan bir k1sm1, aleyhinde ~ahitlik
yap1nca, kendisini k1nayarak: «'Bunu» yani, k1rma i§ini «ilahlara n11za sen
mi yaptln ey ibrahim?' dediler.»
63. Hz. ibrahim k1rmad1g1 putu gostererek: «'Hay1r, onu btiyuklerl §U
yapm1~br.>> Kendisi btiyiik oldugu halde, bu ktic;tiklere kendisiyle beraber
ibadet edihnesinden otkeleruni~tir. «Eger konll§abilirlerse» onu ki1nin yapt1-
g1m haber vermeleri i<;in kendilerine «bir sorun!' ded.i.» Hadis-i ~erifte:
"ibrahim (a.s.), ancak ii9 yalan soylemi~tir. ikisi Allah'1n zati hakkznda,
uruncusu de "hen hastayim" sozudur." 0 2>buyurulmu~tur. Dstu kapah st5zkr.
~eklen, yalana benzedigi iyin bu kabil sozlere, yalan ismi verilmi~tir. Yoksa
ayik yalan, btiyiik giinahtu. Peygamberlerse bundan masumdurlar. "Hayir,
onu ~u biiyi.ikleri yapm1.~ttr" ayetinde ise, kottiliigli kendisinden uzakla~t1nna
ya gticti yetmeyen kimse onu ba~kas1ndan nas1l uzakla~tJ.rabilir? Boyle bir
~ey, nas1l ilfill olabilir? anlamtnda bir mesaj vardrr.
12- Hadisi B uhari, Mi.islirn, Ebu Davud ve Tirm izt riv a yet ctmi~tir. Bkz. Camiu 'l-UsUI, I 0/605.
13- Misali; Mazlum bir kimse kendisini OldUrmek isteyen zalim bir hakimden sakland1g1 1aman
onun yerini ihbar etmek hatam olur. Boyle bi.r durumda yalan soylemek vacib olur.
332 HlJHU'L BEVAN COz: 17
dinimizi begenmi§ olurdun,'' deyince ibrahim (a.s.) onlarla beraber ~1kt1. Gi-
derken bir yerde kendisini yere atarak: "Ben hastayun," dedi. Yani, kalbim si-
zin ktifriini.iz sebebiyle bastadir demek istedi. Bayrama ~ikttklan zainan has-
talardan ba§ka §ehirde kimse birakmazlard1. ibrahim (a.s.), putlan kinnaya
karar verince, bayramdan once gage bakarak: "Yann hasta olacag1m1 goriiyo-
rum," dedi ve ba§I bezle sanh olarak sabahlach. Kavmi bayrain yerine 91ktl.
Ondan ba§ka §ehirde kimse ka1mamt§tl.
i§te Hz. ibrahim'in tiv yalan1n1n biri bu idi. Digeri, putlann1 klranm bti-
yilk put oldugunu soylemesidir. ibrahim (a.s.)'in ilv yalan1ndan bhi de zevcesi
Sare hakk1ndadir. ~oyle ki, kans1yla beraber Urdtin'e geldikleri zaman orada
gaddar bir kral varch. Sare de in.s anlann en gtizeliydi. ibrahim (a.s.), ona dedi
ki: "Bu gaddar kral, senin benim kanm oldugunu bilirse, seni elimden ahr,
onun i<;in krala islam'da karde§im oldugunu kastederek, benim karde§im ol-
dugunu soyle. <;ilnkti yer ytiztinde senden ve benden ba§ka Mtisltiman oldu-
gunu bilmiyorum." Kra11n toprag1na girdikleri zaman onun adamlanndan biri
Sare'yi goriince krala dedi ki: "Senin memleketine oyle bir kad1n geldi ki,
senden ba~kas1na yak.J§maz. " Bunun tizerine adam gondererek Sare'yi getirtti.
Bu arada ibrahim (a.s.), kans1n1 Allah'1n korumas1 ivin namaza ve duaya ba§-
ladi. Sare, yan1na girince krahn ho§una gitti. <;ok begenmi§ti, ona elini uzattl,
ama Ytice Allah, elini kurutuverdi. Sare'ye: "Allah'a dua et de elimi sal.I.ver-
sin. Sana zarar vermeyecegim," dedi. Sare dua etti, eli iyile§ti. Fakat sozilnde
dunnay1p elini yine Sare'ye uzattl ve Allah Teala yine elini kurutuverdi. Bu
durum, birka'r kez takrarland1. Sonunda Sare'yi getiren adam1 vagirarak: "Bu-
nu al! Benim memleketimden 91kar," dedi ve Sare'ye Hacer'i hediye etti.
Hacer son derece gtizel bir cariye idi. Bunu Sare, ibrahim (a.s.)'e hediye etti.
Racer de ondan ismail (a.s.)'i dogurdu.
ENBIYA SlHH~:Sl/21
Bu ayette akhn, her ne kadar iyiyi kottiyti bilecek ve Hakla bat1ll birbi-
rinden ayuacak ozellikte olsa da Allah'1n nurundan bir destek ohnadtkya, ken-
disi i1tin elveri§li olan1 seymeye ve kottiltik'ten kay1mnaya gliclintin yetmeye-
cegine, dolay1s1yla §a§k1na donecegine i~aret vard1r. Nemrut'un kavrninin bu-
rada anlattlan durumlan gibi. <;unki.i eski inanylanna donerek hakk1 bulmada
ba§anh olamachlar. Dolay1s1yla hakk1 bilmelerinin kendilerine bir faydas1 ol-
madi.
66. «ibrahim:» , onlan klnamak kasu yla: «'0 halde», bunlan bildiginiz
halde «Allah'• btrak1p da» yani, O'na ibadeti terkederek «size hi~bir fay-
da», kendilerine ibadet ettiginiz takdirde bir yarar veremeyecek «Ve» ibadet
etmediginiz takdirde de bir «zarar veremeyecek olan §eylere (hala) tapa-
cak m1s1n1z?' dedi.»
67. «'Size de, Allah'• b1rak1p tapttklar1n1za da yuh olsun!» Yani, Al-
lah'tan ba~kalanna tapman1z ne kotil, ne virkin bfr ~eydir, demektir. Hz. ibra-
hiln'in, onlann apa~1k batilda 1srar etmelerine cam s1k1hnca bu sozli soylemi§-
tir. "Uf', insan1n cant s1klld.Ig1 zaman soylenen ve "carum s1klhyor'' anlam1n-
da isim-fiilclir. «Siz akhn1z1 ba§1n1za almayacak m1s1n1z?'» <;1ldird1mz in1,
yapt1guuz §eyin virkinligini bihniyor musunuz?
ibni Ata ~oyle der: "Allah T eam kullanm kendisine 9agud1 ve ' Allah'1
b1rak1p da size hi9bir ~eyle yarar ve zarar veremeyecek ~eylere mi tap1yorsu-
nuz? Hem size, hem de Allah'tan ba~ka tapt1klann1za yuh olsun! Hala akhn1z1
ba~1n1za almayacak m1s1n1z' st)ztiyle onlann alakalann1 kendisinin d1~1nda
olanlardan kesmi§tir. Senin gibi aciz birisine nas1l itimat ediyorsun? Donii~ ,
ken<lisine olan. znrur vc yarnr kendi elinde bulunana itimad etmiyorsun."
Bunlardan biri, ticretle c;ah§mak me§ru olsa da, ancak Habib, Allah'a
ibadet ve taat1 seymi§, Allah da ona istedigini vermi§tir. Nitekim Hadis-i
Kudsl'de de ~oyle buyurdu: "Kimi , beni zikretmesi benden bir Jey istemekten
kendisini me§gul eder alikoyarsa, ona isteyenlere verdigimin en iyisini, en
ustiiniim1 veririm. (l<1)
II
Bunlardan biri de sabnn, bir mtiddet sonra ·olsa da selfunete iletici olu~u
dur. Bu sebeple sabretmek ve sab1rs1zhg1 terketmek Hiz1mdir.
69. «Biz de: 'Ey ate§! ibrahim'e serin ve esenlik ol,' dedik.» Ey ate§!
hararetini serinlige, serinligini de esenlige 9evir, dedik. Ate§te bulunan hara-
ret ve yakma ozelligi hemen kayboldu. Sadece ayd1nhk ve parlakhg1 kaldi.
Allah, ibrahim'i ni<;in ate§le imtihan etti? dersen, derim ki: Her Peygam-
ber, zaman1n1n halk1na uygun mficize getirmi~ti. 0 zamamn halk1 ise bUyOk
bir unsur olduguna, zarar ve yarar verebileceklerine inanarak, ate~e, gUne~e
ve y1ld1zlara tap1yorlardI. Boylece Allah, onlara gtine§in, ytld1zlann ve ate§in
gerc;egini, bunlarm Ytice Allah'1n tisttin kudreti geregince bilinen tesirleri ya-
pabildiklerini ve Allah'm izni d1§1nda hitybir etki ve tesirlerinin olamayacag1-
m, gostenni~ oldu.
~oyle de denmi~tir: "Allah onu ate§le imtihan etti. c;unkii, her insan,
tehlikeli §eylerden korkar. Nitekim Hz. Musaya: 'Korkma! Biz, onu eski hali-
ne fevirecegiz, denildi.' (Taha: 21) Boylece Allah Teala, kendisinin izni ol-
madlkva, ~iddetli yak1c1 da gorillse, ona, ate~in hic;bir §eye zarar veremeyece-
gini, gostermi§ oldu. Bunun ic;indir ki yak1c1 olan ate§i serin, selamet ve i.lstOn
bir mucize k1lmas1yla, birbirine zit olan §eyleri bir arada bulundurdugunu
gostenni§tir."
70. «Onlar ibrahim'e» zarar vermek i9in btiyiik «bir tuzak kurmak
istediler. Biz de asd kendilerini hiisran1n en beterine ugratt1k.»Her hUs-
randan daha beter bir htisrana soktuk. ~oyle ki, Hakkln nurunu sonclilnne hu-
susundaki gayretleri, ibrahim'in hak, dti~manlann1n da batll tizerinde oldutu-
na, ibrahim (a.s.)'in derecesinin ytikselmesine, otekilerinse en ~iddetli azabt
hak ettiklerine kesin bir delil olarak dontiverdi.
338 RUHU'L·BEYAN CCtz: l7
''Mti'tefike" denilen yere gitti. Allah Team, onu, oran1n halk1na peygarnber
olarak gonderdi.
15- Hadisi Ebu Davud, Cihad kitabmm "Sii.kne'1-Sam" babrnda rivayet etmi§tir. Bkz. Ca-
miu'l-Usul, 9/349.
16- Hadisi Ebu Davud §U laf1zla dvayet etmi~tir: "Sam'da ikamet edin. (:unku orast Allah'm en
sefkin yeridir. Oraya kullanndan se~kin olanlari getirir." Bu, uzun bir hadisden bir parya-
dir. Bkz. Camiu'l-Usu/, 9/350.
340 HUHU'L-HEYAN C(h~: 17
17- Bu, uzun bir hadisten bir pru·~ad1r. Buhari ve ibni Mace rivayet etrni~tir. Bkz. el-Fethu'l-
Kebtr 2/31.
:MI
er-Rag1b der ki: "Su'": insan1 lizen din ve dlinya ile ilgili blitiln i~ler, ne-
fis ve bedenle ilgili btittin haller demektir. Mesela mahn1n yok olmas1, dostu-
nu kaybetmesi gibi. Kotii ve i;irkin olan her §eye de "su"' denir. Kaf§tt1 gilzel-
lik anlain1ndaki "htisn" dti.r.
75. «Biz Lut'u rahmetimize» ozel olarak rahmet ettiklerimizin arastna
«katt1k. Siiphesiz ki o,» kendilerini en gtizel mutluluklann beklediAi
«salihlerdendir.» "Rahmet" ozel ve genel olmak tizere ki k1s1md1r: Genel
olan rahmet, her iyi ve kottiye ula§ir. <;tinkti Allah: '~ ...Rahnietim, her ~eyi
ku§atm1§tir ... " (A'raf: 156) buyunnu~tur. 6zel olan rahmet ise, ancak hav!\s
(=Allalun sevdigi kullar) i~in olur. 0 da, ralunete girmektir. Rahmete ginnek
ise, Allah'm dilemesine ve gtizel bir ~ekilde haz1rlanmaga baghdir. Bunun
ivin "Suphesiz ki o, salihlerdendir." Yani, rahmetimizin feyzini kabul ve ona
girmek i9in hazulananlardand1r, buyurdu. Ayn1 zamanda bu, vuslat (=Allalun
nzas1na ul~ma) makam1na bir i~arettir.
kurtarm1 ~tlk.
77. Ayetlerimizi yalanlayan millete kar~r., ona yard1m ettik.
Gerfekten on.lar, f ena bir kavim idiler. Biz de onlan.n hepsini
boguverdik.
78. Davud ile S iileyman 'i da an. Hani onlar bir ekin IUJk-
kmda hiikiim veriyorlardi. Hani milletin koyunlan o ekin ifi·
ne yay1lmi§t1. Biz de on.larin hiikmiine §ahiitik.
79. Biz, onu (hiikmii) Suleyman'a ogretmi§tik. Her birine
bir hiikiim ve ilim verdik. Daglari ve ktt§lart Davud'un emrine
verdik. Onunla, beraber tesbih ediyorlardi. Bunlari yapan Biz..
dik.
80. Davud'a, sava§in s1kintilarindan sizi korumasi ifin zzrh
yapmayi iigrettik. Artik siz, §iikrediyor musunuz?
81. Siileyman'in emrine de onun emriyle ifinde bereketler
yarattigimiz yere dogru §itldetle esen bir riizgar verdik. Biz her
§eyi biliriz.
82. Kendisi ifin deniu dalan ve bunibn ba§ka i§ler goren.
§eytanlardan da onun emrine verdik. Onlan da go:uten Bizdik.
78. «Davud ile Siileyman'1 da an. Hani onlar bir ekin hakk1nda hu·
kiim veriyorlard1. Hani milletin koyunlari o ekin i~ine yayllmi§h.» Kav-
min koyunlan geceleyin ~obans1z oraya ginni~ ve yaytlarak ekinleri tahrip
ettni~ti. «Biz de onlarin hiikmiine», hilkiim verenlerin hilkmtine ve kendile-
rinin huzurunda mahkeme olanlara «§ahittik.» ilmitnizle onlarla beraber ha-
zir idik ve ancaK Bizim ir~ad1m1zla htiktim veriyorlardi.
79. «Biz, onu» yani, Hz. Davud'un verdigi htikmti «Siileyman'a ogret-
mi~tik.» 0 zaman, kendisi ki.i~tiktti, on bir y~1ndaydi. Hz. Davud ise btiyilk-
tti~ peygamberdL Yaln1z Stiley1nan'a degil «her birine bir hiikiim ve ilim
verdik.» Teyidimizle ilim ve hikmete uygun olarak her birinin btiktim venne-
344 RUHU'L ·HEYAN Ciiz: I 7
Rivayet edilir ki: Hz. Davud (a.s.)'un huzuruna iki ki~i girdi. Biri yan1n-
dakini gostererek ~oyle dedi: "Bunun koyunlan, geceleyin, benim tarlama gi-
rerek ekinleri tahrip etti." Hz. Davud (a.s.), ekinlerin degeriyle koyunlann de-
geri aras1nda bir fark olmadtg1ndan dolay1 koyunlann kendisine verilmesine
karar verdi. Her ikisi de oradan ay1rlarak Stileyman (a.s.)'a ugraddar ve duru-
mu ona bildirdiler. 0 da dedi ki: "Bu htikilmden ba~kas1, iki taraf hakklnda.da
daha hayirh olurdu." Hz. Davud (a.s.), bunu i§itti ve Stileyman'1 yagrrarak:
"iki taraf hakk1nda hayuh olan nedir, bana soyler 1nisin?" dedi. 0 da: "Stitil,
nesli ve ytintiyle yararlanmas1 iyin koyunlan toprak sahibine vermeni, tarlay1
da evvelki haline donerek biyilecek hale gelinceye kadar koyun sahiblerine
vermeni uygun gortiyorum," dedi.
Hz. Davud verdigi htikiimden geri dondil ve: "Karar, senin verdigin ka-
rardir," diyerek htikmti yerine getirdi.
Buda gosteriyor ki, her ikisinin venni§ oldugu karar, ictihadladir. icti-
had ise, mtiytehidin ~er't bir htiktim hakktnda kendisinde bir kanaat meydana
gelmesi iyin olanca ilm1 ve fikt1 gayretini gostermesidir. Bu da peygamberler
iyin caizdir. Ancak onlar hatada karar ktlmazlar, hatada devam etmezler. Ha-
dis-i ~erifte: "Hakim, hiikmettigi zaman ictihad eder ve ictihadtnda isabet
ederse, ona iki ecir vardir. Hukmettigi zaman ictihad eder ve fakat ictiha-
dtnda hata ederse ona da bir ecir vardir." (ts) Buyrulmu§tur.
Bil ki, bu ayette rntictehidin hata yapabilecegine ya da isabet edebilece-
gine, aym zatnanda ictihad1 meselelerde hakkm bir olduguna delil vardu.
<;tink:U, her ictihad, dogru ve hak olsayd1, bu iki peygamberden her biri hakka
isabet etmi~, onu anlam1~ olacak ve ozel olarak anmak suretiyle Stileyman'1
belirtmeye gerek kalmayacakti.
18- Buhari, hisam; Muslim, Akdiye; EbO Davfid, Akdiye. hadis no: 3574 de rivayet etrni§tir.
Bkz. Camiu'l-Usul , 10/171.
t\yl't: 7B 80 l~NHIY J\ Sll l<ESI /2)
"Da glart ,,,, ku~·/an. c•mrinl' 1•erdik." Bu rad a dagtann ku~lara takdim
L'dilmesinin sebebi. daglann emrine verihnesinin ve tesbihlerinin daha hayret
verici, kudreti ilahiyyeyi daha ac;1k olarak gosterici, i'caza da daha <;ok elvc-
ri~li oldugundan d0Jay1du. <;Unkti, o bir cans1z varhk, ku~lar ise canhd1r.
«Bunlar1 yapan Bizdik.» Size gore her ne kadar hayret verid olsa da
hunu yapmaya gticti yeten Bizdik.
Rivayet edilir ki, Hz. Davud (a.s.), tesbih ederek daglarm yamndan ge-
'rerken, tesbihte daha canh olmas1 ve ~evkle yapmas1 i~in Allah'u Teata dagla-
rrn ve ku§lann tesbihlerini ona i§ittirdi.
ibni Abbas der ki, israilogullan , Hz. Davud (a.s.) Peygamber olarak
gonderilmeden once dag1hnt§lar ve §eytan1n ~alg1 filetlerine yonelmi~lenJi. Bu
aletler: Udlar, tamburlar, kavallar, el zilleri ve bunlara benzer §eylerdi. YUce
Allah, bu arada Hz. Davud'u gonderdi. O'na oyle guzel bir ses, nagme ve mu-
kamlar ihsan etti ki, Tevrat'1 nagme ve makamla okuyordu. Dolay1s1yla lsra-
ilogullanmn aklllanru, dikkatlerini yekiyor, oyun ve eglence aletlerinden a11-
koyuyordu. Onlar da Hz. Davud'un yarunda toplarurlar, nagme ve makamlan-
m dinlerlerdi. Hz. Davud (a.s.), tesbihe ba~lad1g1 zaman daglar, ku~lar ve vah-
~i hayvan1ar da onunla beraber tesbih ederlerdi.
Gtizel sesler ve olc;illti makamlar, ruhlara nasil tesir eder ve onlan kt)til·
ltikten iyilige nas1l c;ekerse; virkin sesler ve olylilil olmayan nagmeler de ruh-
lara oyle tesir eder.
80. Biz, «Davud'a» sizin eyaranmza olarak dti§manla yap1lan ~sava~an
s1k1ntdarindan sizi korumas1 ic;in ztrh yapmay1 ogrettik.» Davud (a.s.)'dan
once zuhlar sav halinde yani, enli demir paryalan halindeydi. "LebCls" ashn-
da zirh olsun, ba~ka ~ey olsun elbise, giyilen ~ey demektir. Burada z1rh mana-
s1nadlr. Buradaki miicize, zirhln ate~, ors ve ~ekiy gibi aletlerden faydalan-
maks1zm meydana gelmesidir.
«Artak siz,» bunlara «§iikrediyor musunuz?» ~tikrti gerektiren nimet·
ler sabit olmu~ur. Bu soru ~eklinde varid olan bir emirdir. Yani §tikredin, de-
mektir.
Allah Teala, haber veriyor ki, ilk zuiu yapan Hz. Davud'dur. Sonra in·
sanlar ogrenmi~ ve bu ztrh ile elde edilen nimet, k1yamete kadar yayg1nla~m1~.
dolayis1yla bu nimetten dolay1Allah 'a ~i.ikretmek, insanlara vacip olmu~ur.
Baz1lan der ki: "Buradaki hitap, Hz. Davud'a ve ev halk1nad1r. Yani, bu
nimetlerle kendilerine ihsancla bulunduktan sonra "artik siz ~ukrediyor musu-
346 HUI tU'L ·HEYAN C\'tz: I 7
nuz? " dedik. Davud (a.s.), nzk1n1, Allah'tan elinin emcgiyle kllmasmt iste-
mi§ti. Allah da ona de1niri yumu~attt. Hz. Davud da. demir<len ztrh yapar. sa-
tar ve geyimini bundan temin ederdi. Peygamberler de ineslek ve sanatla ug-
ra~1rlar, kazarn;lann1 saglarlardi. Hz. idris terzi, Hz. Nuh marangoz, Hz. ibra-
him bezzaz (yani ku1na§ satan, manifaturac1), Hz. Davud dligmeci ve Hz.
Adem'de <;ift9iydi. Hz. Musa, Hz. ~uayb ve Hz. Muhammed (a.s.) 9oban idi-
ler. Peygamberimiz, peygamberlik gelmeden once ilcret kar§1hg1 koyun gtit-
mti§ ve: "Koyun giitmeyen hifbir peygamber yoktur, " <19> buyunnu§tur.
I 9- Hadisi, Buhari i care'de §U lafizla rivayet etmi§tir: "Allah koyun giitmeyen hi~bir peygam-
ber g<indermemi§tir." Sen de mi oyleydin ya Rasulallah, dediler." Evet ben de oyleydim.
Mekke'liler i~·in her bir koywzu bir ktrat ii.cret kar~1lig1 (veya karartt denilen yerde) gudii-
yordum." Muslim ve ibni Mfke de buna benzerrivayet etmi~lcrdir.
l\yt't : HO H~ :M7
rUzgar iui. SOzkonusu rlizgann bir taraftan yumu~ak ve ho~ olu~u. diger tar~lf
tan yapt1g1 i~ itibariyle ~iddetli olu~u, ayrn zatnanda Hz. Si.ileymanm emriylc
hareket ederek onun istedigi yere esip gitmesi mucize listilne 1nucizedir.
«Biz her §eyi biliriz.» Dolayis1yla her ~eyi ilim ve hikrnethnizin gerek·
tirdigi ~ekilde yapanz.
82. «Kendisi. i~in denize dalan», denizin dibine inip onun i9in nefis
~eyler ylkaran «ve bundan ha§ka i§ler goren» an1lan ~eylerden ba~ka, ~ehi r-
ler ve saraylar yapmak, acayip sanatlar icat etmek gibi i§ler yapan «§eytan·
lardan da onun emrine verdik.» Bu ayet, emrine verilenlerin cinlerin
mti'minleri degil kafirleri oJdugunu gosteriyor.
nesebi Ravm b. Ays yoluyla Hz. ibrahim (a.s.Ye vanr. Ravm, Ays'1n oglu,
Ays da Hz. ibrahim (a.s.Yin ogludur.
Rivayet edilir ki: Allah Teala onu Harrful ehline gondenni~ti. Harrant
~am havalisinde bir §ehrin ad1dir. Hz. Eyyfrb (a.s.)'un ehli ve .mah ~ogalmI§,
daha sonra da hastalanmt§ ve sekiz sene hasta olarak kalm1§tI. Bir gtin kendi-
sine kans1: "Allah a dua etseydin de ~ifa verseydi," dedi. 0 da: "Bolluk ve ra-
1
0 11
hatbk kay sene stirdti? dedi. Kans1: Seksen sene" diye cevap verdi. 0 da de-
di ki: "Bu hastahg1n stiresi s1hhat ve rahathk stiresine ula~1nad1g1 i<;in AL-
11
lah'tan §ifa istemeye utan1nm.
Derler ki, az1z ve §er'if kilnselere kom~u olan kimsc, azlz ve ~erif olur.
Hor ve hak!r kilnselere kom~u olan kimse de, hor ve haklr olur. Gonnez mi-
sin ki, rlizgar y-ic;eklere ve gtillere ugrad1g1 zaman, gtizel kokular ta~ir; pislik-
lere ugrad1g1 zaman da kotil kokular ta~ir. Nefsin ozellikleriyle arkada§ olan·
la, ruhun ahlak.1yla kom~u olam, sen buna gore k1yasla.
Rivayet edilir ki, Allah Team Eyyub (a.s.)'un kans1na da genyligini geri
verdi. Boylece ibni Abbas'tan rivayet edildigi gibi, Hz. Eyyub'tan yinni altt
c;ocuk dogurdu. Hz. Eyyub'a mallann1 da geri verdi. Hz. Eyyub (a.s.), miskin-
lere c;ok merhametliydi. Okstiz ve dullan himayesine ahr, tnisa:firi de ag1rlad1.
Hadisi §erifte ~oyle buyrulmu~tur: "Bir ara Eyyub ftplak olarak yikanirken
iizerine altmdan bir rekirge siirusii dii~'tii. Eyyub da elbisesine doldurmaya
ba~ladz. Bunun uzerine Rabbi, kendisine seslenerek: 'Ben seni bu gordugiin-
den zengin kilmadim mi?' buyurdu. 0 da: 'izzetin hakkz ifin, beni zengin kil-
dtn, ancak sen.in hereketinden henim i9in zenginlik (ihtiya9s1zlik) yoktur,' de-
di." (20) Bu hadisi ~erif, helal mah yogaltman1n mtibah oldugunu gosterir.
20- Hadisi Buhari, Gusiil ve Tevhfd'de rivayet etmi§, Nesai de Gusul boHimtinden, y1kamrken
<.>rti.inmet babmda rivayet etmi§tir. 1/200. B.kz. Camiu'l-Ust'U, 8/521.
ICNHIYA S\J ru~sl /:2 I :lG I
Bil ki, salfilun bir ba§lang1c1 bir de sonu varchr. Ba§lang1c1, ~er'1 ve dini
hliklimleri yerine getirmektir. Sonu da kullann, Rabbine y()nelmek, dlinyaya
ve fesat alemine iltifat etmemektir. Bu da hakikatde s1ddik1yyet makam1d1r.
Allah Teala'n1n insam sfilih k1hnas1, bazan onu salih olarak yaratinas1yla, ba-
zen de onda var olan fesat gibi §eyleri gidennek sfiretiyle olur. ~liphesiz ki sa-
bir, saHih1n 1nertebelerindenclir. 0 ise, amellerin en ilsttini.idilr. Sabir, ancak
beta ve zorluklara kar§I olur. Ytikseli~, ancak sabirladu. Yoksa bizzat beHln1n
kendisiyle insamn derecesi, Allah kattnda yliksehnez. Betan1n kendisiyle
ebedi saadete de ula~dmaz. Bununla saadete ula~mak miilnktin olsayd1 mli§rik
ve kafirlerden beta ehli de ona ula~irlardi. Halbuki o, onlar i~in bu dtinyada
kendilerine verilen bir azaptlr. Sabreden mti'minler hakk1nda ise, onlann de-
recelerini tamamlar ve hatalann1 giderir.
:352 H(JH U'L -HEYAN C i\z: J 7
87. «Ztinnfin'u da>> yani nfin'un (=bahg1n) sahibini de «an.» Bahg1n sa-
hibinden maksat Metta oglu Yunus'tur. «Hani» tabiatlann1n sertliginden ve
ktiftirlerindeki 1srarlanndan dolay1 kavrni Ninova ehline «k1zarak» kendine
ilahi bir emir gelmeksizin onlardan ayrJlmt§ «~ekip gitmi§ti de Bizim kendi-
sini» bu hareketinden dolay1 hi~ <<Stkt§tlrmayacag1m1z1 sanmt§h.»
"
Ayette her ne kadar gtinahkar ve azab1 haketmi§ olsalar da, Allah
T eala'run kullanna olan liltuf ve kereminin sonsuzlugundan dolay1, onlar i~in,
peygamberlerini k1nayabi lecegine ve onlann, timmetlerine Allah'1n azab1n1n
inmesini arzu etmelerine raz1 olmayacag1na, aksine peygamberlerinin onlar-
dan azab1n uzakla§tinlmas1 konusunda, onlar i~in, af dilemelerinden raz1 ola-
cag1na i§aret vardtr. Niteki1n ytice Rabbimiz Peygamberimize §Oyle buyur-
mu§tur: "... Onlan affet ve onlar i~·in Allah'tan mag/fret dile ... " (A.1-i imran:
159) Yine kafirJer hakk1nda da: "Senin elinde bu i~ten bir ~ey yoktur. Allah
ya onlarin tevbesini kabul buyuracak, yahut onlara azab edecektir. <;unkii
1\yt<t: H7-88 ti:NIJIY I\ SUHESI /21
21- Hadis, Ahmed b. Hanbel, Tirmizi ve Nesfil'nin rivayet ettikleri hadisten bir pawadt.r. Bkz.
Muhtasaru Tefsiri ibni Kesir, 2/519.
HUI IU'L U~;YAN Ci'1:1.: 17
Hasan Basrl de der ki: "Ye1nin ederim ki, onu ancak haks1zl1g11u ac;1kla-
yan itiraf1 kurtanni§ttr."
«Kendisini s1k1nttdan» yani, dort saat, ya da ti~ giin sonra, bahg1n ken-
disini sahile atmas1yla, ona lokma olmaktan ve denizin s1k1nus1ndan «kurtar-
d1k.»
Ebu Hureyre (r.a.) der ki: "Yilce Allah, baltga, onu yutmas1n1 ancak eti-
ne dokunmamas1n1, kemigini k1nnamas1n1 vahyetti. Bahk da onu yuttu. Sonra
da denizdeki yuvas1na indi. Denizin dibine vannca Yunus (a.s.), deniz canh-
lann1n tesbihini duydu. 0 da, bahg1n karmnda tesbihe ba§ladt. Melekler onun
tesbihini i§ittiler ve: 'Ey Rabbimiz garip bir yerde zay1f bir ses duyuyoruz,'
dediler. Cenab-1 Allah da: 'O k'Ulurn Yunus'tur. Bana isyan etti. Ben de onu
babg1n kam1nda hapsettim' buyurdu. Bunun tizerine melekler, §efaatte bulun-
dular. Allah da bahga emretti, bahk da onu sahile att1."
Ca'fer bin Muhammed §Oyle der: "Dort §eyle imtihan edilenin dort §ey-
den gaflet ettigine hayret ederim:
Garn ve kederle kar§Ila§an kimsenin 'La ilahe illa ente subhaneke innf
kiintu minezzalimfn' (Enbiya: 87) demeyi§ine hayret ederim. <;unkti Allah
Teala: 'Biz de onun duasim kabul ederek kendisini siktnt1dan kurtardik.' bu-
yuruyor.
Kottililkten korkan kimsenin de: ' ... Hasbiyellahii ve ni'mel vekfl' (.Al-i
t1nran: 173) dememesine hayret ederim. <;ilnkti Yilce Allah: 'Sonra da ken-
"
dilerine hi9bir kotiiliik dokunmaksizin Allah'tan bir nimet ile dondiiler.' (Al-i
imran: 174) buyurur.
Yine insanlann tuzaklanndan korkan kimsenin: 'Ben i~imi Allah'a is-
Ayd: HH lr.NttlYA St I l~l·~Sl/2 I
Katade der ki: "Bir ki~inin §oyle dua ettigi bize nakledildi: 'Allah'11n
ahirette beni kendisiyle cezalandiracag1n ~eyle dtinyada cezalandlf' derken
adam ~iddetli bir hastahga yakalandi. Oyle ki, bir deri bir kemik kaldt. Kendi-
sine: 'Allah' a s1hhat ve afiyetin i9in dua etseydin: "Allahumme rabbena t:ltind
.fiddiinya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kma azaben nar: Ey Rabbimiz!
Bize dunyada da guzellik ver, ahirette de guzellik ver ve bizi cehennemin
azabmdan koru." (Bakara: 201) diye dua etseydin, olmaz m1yd1?' dediler. 0
da, hemen bu dua ile dua etti. Saghg1na kavu~tu."
«E§ini de» imran k1z1 i§a'1 da k1su iken «kendisi i~in» dogurganhga
«elveri§li hale getirdik.>> <;unkti o, doksan 4_okuz ya§tna kadar hiv dogum
yapmam1§tl.
«Ger~ekten onlar,» yani, Hz. Zekeriyya, kans1 ve Yahya, ya da onceki
ayetlerde ad1 ge9en peygamberler ashnda sebat etmekle beraber btittin «ha-
yirlarda yar1~1yorlar ,» Allah'1n ltituf ve cemalini «umarak ve» kahir ve
cetalinden de «korkarak» bir manada da, Bizi umarak, Bizim d1§1m1zdakin-
ftNHIY I\ Sl I Hfi:SI / 2 I
91. «lrz1n1 korum~ olan kad1n1 da an.» Yani, 1rz1n1, gerek helal ve
gerek haram olsun, ta1nainen koru1nu~ olan Meryem'in k1ssas1n1 da hattrla.
Burada irz1n1 koruyan kad1ndan maksat imran klz1 Merye1n'dir. «Ona ruhu-
muzdan>>, yani emrimizden olan ruhtan«iiflemi§,» isa'ya, onun kam1nda, ha-
yat vermi§tik.
Stiheyli der ki: "Uflemek, Kuddfis olan Allah'1n emriyle Ruhu'l-ku-
dtis'tendir. Dolay1s1yla Kuds, Allah'1n Kuddus s1fatina izafe edilmi§tir. Boyle-
ce Kuddfis'ti de ve mukaddeseyi yani Hz. Meryem'i de yalanc1 zandan tenzih
etmi§tir."
«Onu ve oglunu» yani, her ikisinin halini «alemler i~in» hem kendi za-
manlaruun, hem de kendilerinden sonraki zaman1n halk1na, bliytik «bir ib-
ret» sonsuz kudretine bir i§aret «kdm1~tlk.» <;tinkti bir kimse, hi~bir erkekle
temasta bulunmam1§ bakire bir ktzdan bir 9ocuk dtinyaya geldigini dti§liniirse
Allah TeaHl'n1n sonsuz kudretini anlaint§ olur.
ni bir boyac1ya gottirdti ve: ''Bu <;ocugu al. ve ona sanatmtlan bir ~eyler c~g
ret," dedi. 0 da ald1 ve kendisine: Ad1n nedir? Ey c;ocuk ! " dedi. 0 da: "Mer-
11
yern oglu isa'd1r," dedi. Boyac1: "Ey isa! ~u testiyi al ve ~u f1~1larla beraber
nehirden doldur,'' dedi. isa, dedigini yapt1. Boyac1, ona elbiseler verdi ve bu
elbiseleri renklerine gore ayuarak bunlardan her bir rengi bir f1<;1ya koymas1m
soyledi. Sonra boyac1 aynld1 ve evine gitti. isa da elbiselerin hepsini alarak
bir f191ya koydu, iizerine de boyalann hepsini birden doktti ve annesine gitti.
Sabahleyin i~ine dondii. Boyac1 da geldi, bir de gordii lei, elbiselerin ve boya-
lann hepsi bir fi<;tda. Durumu boyle gortince otkelenerek: "Beni de, insanla-
nn elbiselerini de mahvettin,'' dedi. isa ona: "Dinin nedir" dedi. 0 da Yahudi-
lik oldugunu soyledi. isa ona: "'Allah'tan ba§ka bir ilah yoktur ve isa Allah'tn
ruhudur' de, sonra da elini bu fI91ya sok ve her elbiseyi sahibinin istedigi
renkte <;1kar" dedi. Allah Teala da boyac1ya hidayet nasip etti. Boyac1, onun
dedigi gibi yaptI. Boylece i§, isa'n1n dedigi gibi oldu.
Ayt'I: HI H:i l~NlilYA SU l~ESl/2 I
92. i~te bu, tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rab-
binizim, onun if in Bana kulluk edin.
93. Onlar ise din konusunda, kendi aralarinda boliiniip
parfalandilar. H epsi Bize doneceklerdir.
94. Art1k kim mii'min olarak yararli i#erden yaparsa onun
fal1-§masma nankorliik edilmeyecektir. <;unkii Biz onu yaz-
maktayiz.
95. Yok ettigimiz bir kasaba halkznin (ahirette ceza gormek
iizere Bize) donmemesi imkiin.'+z1.dir.
96. Ye'cuc ve Me'cuc (seddi) afilinca her bir tepeden siirat-
le in.erler.
97. Hak olan vaad de yakla~mi~tir. Bir de bakarsin ki, inkii.r
edenlerin gozleri belerip kalir. "Yaziklar olsun bize! Biz bun-
dan gaflet ifindeydik. Hayir, biz zalimlerdik," derler.
92. «i§te bu,» yani, tevhid ve islfun dini «tek bir din olarak, sizin dinl·
nizdir.» S1nulann1 koruman1z ve haklanm gozetmeniz vacip olan dininizdir.
Tevhid ve istam dini'nin tek olmas1nda peygamberler aras1nda herhangi bir
ihtilaf yoktur. <;tinkii onlar, ilmmetlere ve as1rlara gore furu'da (dinin aynntl-
lannda) aynlm1~, olsalar da, usulde (dinin ash olan iman konulannda) birle§·
mi~lerdir. "Ummet," kendilerine peygamber gonderilen cetnaat, topluluk de-
mektir. Bunun ash bir din iizerinde birle~en topluluk demektir.
~erek firka firka oldular. Sanki bu ayette, §oyle denilmi~tir: "BUttin peygain-
berlerin lizerinde birle~mi~ olduklan Allah'1n dininde, onlann yapt1klan ~eyin
ne bilylik hata oldugunu go1milyor rnusunuz? Onlar din i~lerini kendi arala-
nnda bolilp par9ala1n1§ ve her bir topluluk dinden bir par9aya sahip 91km1§.
boylece dinlerini, boltip parcyalamak suretiyle adeta birbirlerine lanet etmi§,
birbirlerinden uzakla§ml~ ve ayn ayn par9alar haline gelmi§lerdir."
95. «Yok ettigimiz bir kasaba halk1n1n (ahirette ceza gorrnek lizere
Bize) donmemesi imkans1zd1r.» Yani, yok edilmi§ bir belde, bir §ehir halkl-
n1n, amellerinin kar§1hg1 i~in Bize donmemeleri, elbette milmktin degildir.
Ayette, fillirette hesaba 9ekilmek i~in donmemelerinin milmkiln olmadlg1 zik-
redihni§tir. <;tinkli, yeniden yaratlh§l ve donli§ii inkar edenler, ba~kalan degil,
yalruz onlardtr.
Ye'cuc ve Me'cfic insanlardan iki kabiledir. Onlar, «her bir tepeden sii-
ratle inerler.»
Rivayet edilir ki: "Ye'cfic ve Me'cO.c yer ytizUnde yilrUrler ve her yliksek
yerden insanlara yonelirler."
«Hir de bakars1n kl, lnk11r edenlerin gozleri belerip kahr.» Ayette. k1ya·
metin kopu~unun Ye\;Oc ve Me'cGc'tin yer yi.izune ~1k1~lar111dan sonra gecik-
meyecegine i~aret van.hr.
«'Yaz1klar olsun bize!» Ey oltim! Nerdesin? Yeter art1k gel! i~te bu
vakit, senin gelme vaktindir. «Biz bundan»· yani, dirilmekten ve amellerin
kar~1hg1 iyin ona donti~ten dtinyada tam bir «gaflet i~indeydik.» Onun ger-
\:ekle~ecegini bilemedik. "Gaflet": ihtiyats1zhk ve tedbirsizlikten tneydana
,,..
gelen bir yamlmadir. ~<Hay1r, biz zalimlerdik' derler.>> Ayetler ve peygam-
berlerle uyanld1g1m1zdan dolay1 biz bunlardan gafil clegildik. Aksine bunlan
yalanlatnakla kendimizi, slirekli azaba ugratacag11n1z i~in zalimlerden olduk.
362 HUHU'L HEYAN C\h~: 17
rennette'dir. Onunln rdwnnem arns1 ise pek c;ok uzaktir. ~~tinkti cennet yuka-
nlann en yukansmda. <.:ehcnnem ise a~ag1lann en a~ag1smdad1r. Burada ken-
dilerine iyi ~eyler ve mutluluk yaz1lrn1~ olanlar, i1nan ve amel-i salihle (iyi i~
lerle) ya§ayan btittin mu'minlerdir.
ibni Ata der ki: "Kalplerin arzusu vard1r, ruhlann arzusu vard1r, nefisle-
rin de arzusu vard1r. Allah, cennette onlann biitlin arzulann1, isteklerini vere-
cektir. Ruhlann arzusu, Allah'a yak1n olmakttr. Kalplerin arzusu, mti~ahe<le
ve gonnektir. Nefislerin arzusu da rahatlamak, yemek, ic;mek ve ziynetle lez-
zet bulmaktir."
103. «En biiyiik korku bile onlar1 iizmez.» Rag1b der ki: "En buyiik
korku"dan maksat, ate§e girme korkusudur. Baz1lan da der ki: "Cennet ve ce-
henne1n halkm1n gozleri ontinde oltimtin kesihnesi ve cehennetni, halk1nm
tizerine kapatmaktu." «Kendilerini melekler » yani, rahmet melekleri, tebrik
ederek: «'i~te bu,» dtinyada «size vaadedilen», imaru111z ve ibadetinizden
dolay1 9e~it1i milkafatlarla mtijdelendiginiz «gi.ini.iniizdiir' diye kar~darlar.»
Bil ki, ahiret yurdu ve sevab1na, ancak diinyay1 ve onun stisil ve gtizelli·
gini terketmekle ula~1hr. Kimin arzusu, cennet ve cennet nimetleri ise, dUnya-
da lezzeti birakmahdtr. Kimin arzusu, Allah'1 mli~ahede ise, Allah'tan ba~ka
s1na bak1~m1 kesmelidir.
364 RUHU'L· BEYAN Ci\z: 17
Hikmet sahiplerinden biri demi§tir ki: "Cennet bir rahatltkttr. Onu, an-
cak dtinyada faydas1z §eyleri terkedenler ve ondan basit bir §eyle yetinenler
bulur. Orada, nefislerin istedigi §eyler vardir, onu da ancak zahid olanlar bu-
lur."
Zahidlerin birinden §Oyle nakledilir: "Kendisi, tuz ile ekmeksiz sebze yi-
yordu. Bir kimse ona, bw1unla m1 yetindin? dedi. 0 da: "Evet, yilnkti hen,
dtinyay1 cennet ivin kild1m, sen ise dtinyay1 9oplilk iyin k1ld1n dedi. Y ani, gti-
zel §eyleri yersin, onlar da vopli.ige gider, demek istedi."
l~NlilY /\ Sl Jl·rn:sl / 2 I
Bil ki, Muhammed (a.s.)'in hem hayat1, hem vefat1 rahmettir. Nitekim
§Uyle buyurur: "Hayatim sizin ifin hayzrlld1r. vefat1m da sizin i~·in hayzrlidtr.
:Hi7
/\ml'l/erini: ht111a g1'>.,·tcrilir. llay1r/1 olan i(it1 Allah'a lwmd edcrim . ~·<·r ohm
i(·i n de sizin i~·in Allah 'tan ma.~fi.ret ve af dilerim." (~ 2 '
108. «De ki: 'Hana ilah1n1z1n ancak bir tek ilah oldugu vahyedili-
yor» Bana, ancak kendisine ibadet edilmesini hak eden bir tek ilfih oldugu.
millktinde ortag1 obnad1g1 vahyediliyor. «Arhk Miisliiman olacak m1s1-
111z? '» ibadeti, ihlash bir ~ekilde sadece Allah i9in yapacak m1sm1z'?
22- Hadisi, Bezz§r ~u Iaf1zla rivayet etmi§tir: "Allah'in seyyah melekleri vardff. Ummetimden
bana seltim getirir." Ve buyurdu ki: "l/ayawn. sizin i~·in hay1rlrdir. Siz konu~1trsunuz ve
tarafim dan size cevap verilir. Vefat1m da sizin if in hayirlzdir. Amelleriniz bana arzedilir.
Birhayir gordl1giimde A llah'a hamd ederim ..."
Bu sure SOleyman MOLLAiBRAHiMOGLU tarafmdan tercOme edilmi~tir.
1. Ey insanlar! Rabbinizden korkun. <;iinkii kiyamet vakti-
nin sarsintisi miithi§ bir §eydir.
2. Onu giirdiigiiniiz giin, her emzikli kadzn emzirdiginden
vazgefer. Her hamile kadin da fOCugunu diiruriir. Ve insan-
l{Uf IU' L - Bl~YAN Ci'1z: 17
(a.s.): 'Cehenncmin tcmsilcileri kar; ki§idir?' diye sorar. Bunun iizerine Alla-
/111 Teala: 'Her bin ki§iden. dokuz yiiz doksan dokuz ki§i.' buyurur. Bu, kiJ~·1'i
.~iin ihtiyarlad1g1, her hamile kadtnzn bebegini dii§ilrdiigu ve insanlan- a/kol-
den sarho§ olmadtklan halde- korkudan sarho§ gordugun zamandLr. "AnC'ak
/\llah'm azabt pek r;etindir. ''dedi. Bu tablo, Mtisliimanlara agir gelmi~ ve ag-
layarak: "Ey Allah'm Rasulti! Bizim halimiz ne olur?" diye sormu§lard1r.
Rasultillah (s.a.v.) da onlara: "Mujde size! Ye'cuc ve mecuc'den bin ki~i. siz-
den ise bir ki§i olur. Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin olsun ki ben, <'<'ll-
netliklerin u~·te birini sizin meydana getireceginizi umuyorum. "Bunun Uzeri-
ne MUsltimanlar tekbir getirip Allah'a hamdettiler. Rasfiltillah devamla: "Nef-
sim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, cennet eh.linin yansmzn siz o/acaRl-
mzi umanm" buyurdu. Ashap yine tekbir getirip hamdetti. Bu sefer Hz. Pey-
gamber: "Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki ben cennetliklerin U{'fe
ikisinin sizler olacagzn1z1 umuyorum. <;unku cennetlikler yuz yirmi safflr ve
bunlarm sekseni iimmetimdendir. Muslumanlar, devenin bir tarafmda bulu-
nan hen, yahut merkebin bacagzndaki iz, ya da siyah renkli bogadaki heyaz
bir tuy gibidirler. "< 1)buyurdu.
4. «Onun» yani gerek cin ve gerekse insanlardan olan her §eytan ~<i~ln
§U hiikiim yazdm1~hr: 'Kim onu dost edinirse» ve ona tabi olursa, «ger·
~ekten bu (~eytan) onu saptinr ve» dogrudan dogruya kotltiklere sevketmek
1- Tirmizi, hadisi "Te/sir" bolilmUnde tahric etmi§; hadis i9in "hasen, sahih" demi§tir. Bkz.
Camiu'l-Usul, 9/185.
374 RUl lU'L-Bl•:YAN Ci\z: 17
sfiretiyle «alevli ate§in azab1na siiriikler.'» ~eytanm i~i. kendini dost edine·
ni hak yoldan saptmnakttr. Cinlerden olan §Cytan vesvese ve kuruntularla,
§i.ipheye di.i§iirmek sfiretiyle; insanlardan olan §eytan ise, arzulann1n esiri
olanlann, bidat9Ilann ve oldtikten sonra tekrar dirilmeyi inkar eden z1nd1kla-
nn gorii§lerine bula§tlrarak ki§iyi saptuu. Bu ki§i, soz konusu ki§ilerin §i.iphe-
lerini delil gostererek onlar1n inan9lar1na baglamr ve sonunda o da onlardan
olur.
Ayl'I: :, 111\C ' S\ Jl fr:Sl/:l:l :i7!>
2- Bu hadisi Buhari, Muslim, Ebu Davud ve Tirmizi Abdullah b. Mes'ud dan, bu ha<;lise yaktn
ifadelerle tahric etrni§lerdir. Bkz. Camiu'l-UslU, 10/1 13.
376 RO I l U' L-131..;YAN COz: 17
8-9. «lnsanlardan baz1s1,» t1pk1 Ebu Cehil gibi, elde edilen veya do-
gu§tan herhangi «bir bilgisi, yahut» ger~ege gotiiren «bir rehberi», dogru
gorii§i.i «veya ayd1nlahc1 bir kitab1», hakk1 ortaya koyan bir vahiy «bulun-
madan, s1rf Allah yolundan saphrmak», mii'minleri hidayetten saptkhga
sevketmek «i~in yan1n1 egip biikerek» btiytikliik taslayarak «Allah hakk1n-
da tarh~maya kalkar.>> Yani teorik bir dayanag1, vahye miistenid bir delili
olmadan ve elle tutulur bir delili bulunmadan, suf taklit ve tartt§ma yoluyla
Allah hakkmda mticadele eder. «Onun i~in diinyada bir riisvayhk vard1r,»
ki "hizy", al<;akhk ve dti§tikltik demek olup Bedir sava§1nda Ebfi Cehil'e ge-
le.n oliirn ve zillettir. «K1yamet giiniinde ise ona yak1c1 azab1 tatt1racag1z.»
10. «'l§te bu,» diinyadaki bu rtisvayhk ve ahiretteki azap, «senin yap·
tiklanndam» inkanndan ve i§ledigin gtinahlardan «otiiriidiir' denir. Yoksa
Allah, kullanna kar§t hi~ de zalim degildir.» Dolay1s1yla daha kendi taraf-
lanndan bir gi.inah olmadan onlara azap etn1ez.
Bil ki, miinaf1k, arzularm1n esiri ve bid'at ehli kimselerle tarh§mak ki-
nanm1§t1r. Fakat, Allah1 tan1mak, §tipheleri gidermek, Allah'1 ve Rasulti'ntin
hidayetini bilmek sfiretiyle Allah'a giden yolu a~tklamak ve m1ru ile hakk.I
batildan ay1rmak konusunda mticadele edenin tartt§mas1 ovgiiye Iaytktir.
11. «lnsanlardan kimi Allah'a yaln1z bir yonden», dinin bir k1sm1na
gore «ibadet eder .» 0, tlpk1 cephe gerisinde durup zafer hissettigi zaman se-
bat eden ve yenilgi hissettigi zaman da ka<;an ki§i gibi sebats1z kimsedir.
Riva.yet edildigine gore bu ayet, Medine'ye gelen "E'arib" kabilesi hak-
I IA< ' SUHt•:Sl /:l:l
kinda inmi~tir. Onlanln11 hiri saghklt oldugu, at1 yavrulad1g1, c~i \:m.:uk dUn -
yaya getirdigi, malt vc davarlan <rogald1g1 zaman: "Bu dine girdigimdcn hcri
lrnyra ve huzura kavu~tum" dermi§. Fakat ters durun1la kar§tla§ttgt zaman:
"Ba§ima kottiH.ikten ba§ka bir §ey gelmedi" diyerek <linden donermi§.
12. «0, Allah'• birak1p,» O'na ibadette s1Illf1 a§arak «kendisine faydas1
da, zarar1 da dokunmayan» cans1z «~eylere yalvartr», tapar. «Bu,» yalva·
n~, hak ve hidayetten «biisbiitiin uzak olan sap1khg1n ta kendisidir.»
Ayette ge~en "saptkhk" anlarrundaki "dalal" kelimesi, ~olde yolunu kaybe-
derek uzakla§an ve kaybolan ki§inin kaybolmas1 anlam1nda kullan1lan
"dalal " kelimesinden ahnmadrr.
14. «Muhakkak ki Allah, iman edip iyi amel i~leyen kimseleri, ze-
minlerinden 1rmaklar akan cennetlere koyar.» Burada, Allah'a kulluk eden
mii'minlerin iyi durumlann1n mtikemmelligi ifade edilmektedir. Cennet, ze-
minini orten stlc aga~lann bulundugu yer demektir. Cennetlerin bu §ekilde ni- .
telendirilmesinin nedeni; cennetlerin, insanlann tan1d1klan en gtizel yerler gi-
/\yd : 1'1 10 I IA<: SU Hl•:sl /').'2
vareden Allah'a hamd olsun. Ey fakir muhacir toplulu,~u! K1yamet giinii tam
olacak olan nura sevinin! Siz, zengin insanlardan yanm gun once -ki, bu he~
yiizy1l demektir- cennete girersiniz. "<4> c;unkti zenginler, Arasat denen yerde
durdurulurlar ve kendilerine: "Mah nereden kazand1mz ve nereye sarfetti-
niz? " diye sorulur. Oysa fakirler, mallan bulunmad1g1 i<;in, durdurulup mal
konusunda hesaba ~ekilmezler.
17. Iman edilmesi gereken her §eye «inananlar, Y ahudi olanlar,
Sabiiler» hak <linden uzakla§IP meleklere ve ytld1zlara tapanlar, «Hristiyan-
lar, mecusiler>> ate§e tapanlar- ki bunlar, ehl-i kitaptan olmadtl<lan i9in ka-
d1nlar1 ile evlenilmez ve kestikleri yenilmez- <<Ve mii§rik olanlar», yani put-
lara tapanlar «var ya! i~te Allah, bunlar», yani mti'minler ve ktiflir iizerinde
birlc§en bu be§ firka «aras1nda k1yamet giinii hiikmiinii verir .» Yani Alla-
hli Teala kiyamet gtinii, onlardan her s1rufa hakkettigine gore muamele eder;
ya cennetle milkafatlandtnr, ya da cehennemle cezaland1nr.
4. Ebu Davud bu hadisi "ilim" bOJUmunde, Ahmet b. Hanbel "Musned"inde tahric etmi§lerdir.
Tirmizi ise hadisi, "Ummetim'in fakirleri, zenginlerinden be§yiiz ytl once cennete girerler"
ifadcsiyle tahric etmi~tir. Bkz. Camiu'l-UstU, 4/674.
Ay ct : 17 I H I IA< : SfJ Hl~SI / 2'2
18. Ey bilgi sahibi olmas1 gereken ki§i! «Gormedin», bilmedin <<mi ki,
goklerde olanlar ve yerde bulunanlar,» yani Allah'1n programlatnas1 ve di-
lemesiyle melekler, isteyerek ve istemeyerek cinler ve insanlar, kullann yara-
n i~in dogup batmak. suretiyle «gtine§, ay, ydd1zlar,» kaynak sular1 ak1tarak
ve madenler vererek «daglar,» golge vererek ve meyve ta§1yarak «aga~lar,»
hayret verici dtizen ve hareketleriyle «hayvanlar ve» taat ve ibadet secdesiyle
«insanlarin bir~ogu Allah 'a secde ediyor;» her §ey Allah Teata'ya, yarat-
mas1 ve nz1k vermesinden dolay1 boyun egiyor. Bu alanda insanlar arasmda
iyi-kotli, mii'min-kafir gibi bir ay1nm yoktur.
19. «~u iki grup» mil'min ve kafir gruplar1 «Rableri»nin dini veya zati
ve s1fatlar1 «hakkinda ~eki§en iki has1m taraf: inkarctlara»-ki bu ifade,
Allahti Teala'nm oz olarak beyan uyurdugu, " ...Klyamet giinu aralannda
hiikmeder ... " (Ha~ : 17) soztinti a91klamaktadir.- vi.icut oh;Ulcrinc gore. kcndi-
lerini elbise gibi saran korkurn; «ate~ten elbiseler bi~ilmi~tir. Ba~lar1nm tis-
tiinden de,» s1cakhg1 had safhaya ula§an «kaynar su dokiiltir .» Soz konusu
suyun bir damlas1, dtinyada bulunan daglann ilzerine isabet etseydi, onlan
eritirdi.
Rag1p isfahani §Oyle demi§tir: "Hamfm , s1cakhg1 9ok fazla olan su dc-
mektir.11
5- Bu hadis, Ebu Davud'un stinen'inde ''Ceniiiz" bOIUmUnde yakm Iaf1zlarla tahric ettigi uzun
bir hadisten bir boliimdUr. Sozkonusu hadiste, "Onunla hir daga vurulsa, dag toprak halini
alird1" ifadesi vardu. Bkz. Camiu'l-Usul. 1 l/ 178.
386 Cii~: 17
Said b. Cubeyr de: ."Soz konusu ki§ilerden her biri ti\: bilezik takmir.
Biri altindan, biri gtimti§ten ve biri de inci ve yakuttandir" demi~tir.
«Orada giysileri ise ipektir.» Yani onlar, cennette ipek elbise giyerler.
Allah, dtinyada erkekleri denemek i9in ipek elbise giymelerini haram kilm1~
tu. Bir hadis-i §erifte Allah'1n Rasfilii (s.a.v.): "Dunyada ipek elbise giyen,
ahirette giyemez"<7> buyurmU§tUr. Bundan dolay1 imam Ebfi Hanife (Allah
O'na rahmet etsin), "Hz. Peygamber, yenleri ve etegi ipekten olan bir cUbbe
giymi§tir" rivayetine dayanarak, dort parmak kadar alan1n1 bundan istisna
ederek, "Erkegin ipek elbise giymesi helal degildir" demi§tir.
Bil ki, dogru yola iletilmenin i§areti, iyi i§ler yapmaya ve salih amel i§·
lemeye koyulmaktrr. Salih amel de, srrf Allah i~in yapdan i§tir. Sadece iman,
mti'minin ebediyyen cehennemde kalmas1na engel ve cennete girmesine ya-
d1mc1 ise de, arnel, iman nurunu art1nr ve mti'minin kalbi amelle nurlanll'.
Daha sonra Yi.ice Allah, emin beldenin kutsalhgma dikkat ~ekerek §tlyle
buyurmu§tur:
25. «inkar edenler, Allah 11n yolundan» Allah'a itaat etmekten, O'nun
dinine girmekten «Ve» kim olursa olsun, «-ister yerli, ister ta§rah olsun- bil-
tiin insanlar i~in» ibadet yeri «yaphg1m1z Mescid-i Haram'dan ahkoyma·
- "By insanlar, bak1n1z! Rabbiniz bir ev in§a etmi~ ve size, Beyt-i Atik'
(ad1ndaki bu ev)i ziyaret etmenizi farz kilm1§tlf. Rabbinizin davetine icabet
· ediniz ve kutsal evini ziyaret ediniz."
"Kir" diye terctime edilen tefes, kelimesi: Sa<; ciagm1khg1, tlmak uza-
mas1 ve buna benzer tiksindirici §eyler, demektir. Soz konusu olan "tavaf'
da, ihramhya yasak olan §eylerin btittiniiyle ortadan kalkmas1 i<;in gerekli
Ayd: 2H :\o I IAC sf I l<J•:sl /22
"Pislik" olarak tercilme ettigimiz "rics" kelimesi, gerek insan tabiatJ iti·
bariyle, gerek akll yonden ve gerekse dini ac;1dan tiksinti duyulan §ey demek-
tir.
"Yalan sozden de sakuun" ifadesiyle ozel bir pislik dile getirildikten
sonra gene! anlama gec;ilmi§ ve tlpk1 §6yle buyrulmu§tur: "Yala111n esas1 olan
putlara tapmaktan sakmm; biitiintiyle yalan sozden de kav1n1n ve ona yakla§-
394 HUI I U'L-Ul!:YAN CO~ : 17
maym. "
31. «Kendisine» herhangi bir §eyi «e§ ko§maks1z1n» ki, buna oncelikle
putlar girmektedir, «Allah'1n hanifleri», yani samimi olarak sap1k dinlerden
uzakla§IP hak dine yonelenler -Hanif: Sap1khktan dogru yola yonelmektir.-
«(olun). Kim Allah'a e§ ko§arsa sanki o, gokten dii§erek onu ku§lar kap·
mi§, yahut riizgar uzak bir yere siiriiklemi§» ve ytiksek bir yerden u9uru-
ma atffil§ «gibidir.» imanda kurtulu§ oldugu gibi, §irkte de Y<Ok olma vardrr.
Rivayete gore Hz. Peygamber, Kurban edilmek tizere Mekke'ye ytiz de-
ve; Hz. Omer de li9 yliz dinara satin ald1g1 ktymetli bir deve gondermi§tir.
nusu yararlard~m
sonra Beyt-i Atik'de, yani Harem'dc son bulan. kurban k~s·
me vaktinin giri~inucn ibaret btiyiik bir fayda vardu.
396 HlJI IU'L·B~:YAN Ci)z: 17
34. Biz, her iimmete Allah 'in kendilerine rizik olarak verdi-
gi kurbanlik hayvanlar iizerine Allah 'in admi ansinlar diye
kurban kesmeyi gerekli kildik. itahmiz tek bir illihtir. Oyleyse
O'na teslim olun. ihlasli ve miitevazi insanlart miijdele!
35. Onlar, Allah anildigi zaman kalbleri iirperen, ba§larma
gelene sabreden, namazi kilan ve kendilerine nzik olarak ver-
diklerimizden sarfeden kimselerdir.
36. Biz, buyiik ba§ hayvanlan da sizin ifin Allah'm i§aretle-
rinden kildik. Onlarda sizin ifin hayir vardir. Su halde onlar,
ayaklan iizerinde dururken ii.zerlerine Allah 'in adini anin.
Yan iistii yere dii§tiiklerinde ise, artik onlardan hem kendiniz
yeyin, hem de ihtiyaf sahibine ve yoksula yedirin. i§te boylece,
bu hayvanlari Biz, §iikredesiniz diye sizin istifadenize verdik.
37. Onlarin ne etleri, ne de kanlan Allah 'a ula§ir. O'na an..
cak sizin takvaniz ula§ir. Sizi dogru yola iletmesinden dolayi
Allah 'i biiyiik tanimaniz ifin, bu hayvanlan boylece sizin isti-
f adenize verdi. Giizel davrananlan miijdele!
38. Ku§kusuz Allah, iman edenleri korur. Muhakkak ki Al-
lah, hain ve nankor hif kimseyi sevmez.
34. «Biz, her iimmete Allah'tn kendilerine riz1k olarak verdigi kur-
banhk hayvanlar iizerine», onlan bogazlama anmda «Allah'1n ad1n1 ans1n-
lar diye kurban kesmeyi gerekli kdd1k.» Burada "kurban kesme" olarak ifa-
de edilen "mensek" kelimesi he1n insanlann Allah'a yakla§acaklan ibadet
mahalli, hem de kurban demektir. Bunun da anlam1, Allah nzas1 i9in kan alat-
maktu. Buna gore mana §Oyledir: "Biz, inanan her timmete Allah i9in kurban
kesmelerini gerekli kildlk. 0 halde onlar, sadece Allah'1n ad1n1 ans1nlar ve
kurbanlann1 O'nun ho ~nutlugu i9in kessinler." <;linkii ibadetlerde asil hedef,
Allah'1 anmaktir.
«Ilah1n1z tek bir ilahttr.» Gerek zatl ve gerekse s1fatlan itibariyle Al-
lah'a hi9bir §ey ortak olan1az. Aksi halde kainatta mevcut dlizen bozulur.
«Oyleyse O'na teslim olun.» ilfilun1z tek bir ilfill olduguna gore, kullugu ve-
ya zikri sadece O'nun nzas1n1 kazanmak iyin yapm ve Allah'a e§ ko~mak
suretiyle kullugunuzu bulandirmay1n. «ihlash ve miitevazi insanlar1 miijde-
le!>>
/\_yt•I: : \4 :\'7
36. «Biz, biiyiik ha§ hayvanlan ...» Buradaki btiytik ba§ hayvanlar nn-
lammdaki "biidiin"; kurbari edilmesi caiz olari deve ve inek gibi bilyUk bu~
hayvanlar anlam1ndaki bedene kelimesinin 9oguludur. Bu hayvanlar, vilcutla·
nnm btiytiklilgtinden dolay1 bu ad1 almt§lardrr «da sizin i~in Allah'1n» ge~er
li kild1g1 dininin «i§aretlerinden k1ld1k. Onlarda», yarii btiytik ba§ hayvan-
larda «sizin i~in» dtinyada btiytik bir «hay1r,» fillirette de bilytik bir milkafat
«Vardrr. Su halde onlar, ayaklar1 iizerinde duru_rken .•.» Bu ayet, develerin
ayaklan lizerinde dururken kesildigini gostermektedir.
Bogazlama an1nda: "Bismillahi Allahu Ekber, Lft ilfille illallfillu ve'lH\hu
Ekber, Allahfimme minke ve ileyke", yani Allah'm ad1yla, Allah bUyUktilr.
Allah'tan ba§ka hi9bir ilfill yoktur. Allah btiyi.iktiir. Allah'1m! Bu sendendir ve
yine sanadu. Y ani senden olan bir ikramdrr ve onunla yine sana yakla§maya
9alt§1yoruz, diyerek, «iizerlerine Allah '1n ad1n1 an1n. Yan iistil yere dilf·
tiiklerinde ise ...» Bu ifade, olilmden kinayedir. «Arhk onlardan» etlerinden
«hem kendiniz yeyin.» Tabii eger hac ve umredeki ihram yasaklanndan do-
lay1, ceza ve kefaret ve adak kurban1 degilse ... «hem de ihtiya~ sahibine»,
yamnda bulunan ve kendisine verilenle yetinen kimseye «Ve yoksula», dilen-
meyen fakire «yedirin. i§te boylece bu hayvanlar1 Biz,» size nimet venne·
mizden dolay1 ihlasla «§iikredesiniz diye sizin istifadenize verdik.» Emrini-
ze amade la.ld1k. Bu sebeple, btiytikltiklerine ve olduk~a gti<;lti olmalanna ral-
men, size kar§1 gelmezler. Ku§kusuz Allah, onlar1 buyruk altina almasayd1,
baz1 vah~i hayvanlardan daha aciz olmazlardI.
zas1n1 istemek niyetinden ibaret olan «sizin takvan1z ula~ar.» Burada, niyet
ve ihlass1z amelin faydadan uzak oldugu vurgulanmaktad1r.
«Sizi dogru yola iletmesinden dolay1 Allah'• btiyiik tan1man1z»,
O'ndan ba§ka hiv kimsenin sahip olmad1g1 btiytik gticiinli tan1man1z ve ululu-
gu sadece O'na tahsis etmeniz «i~in bu hayvanlara boylece sizin istifadenize
verdi. Giizel davrananlart,» dinle ilgili i§lerinde samimi olanlan cennetle
«miijdele!»
B urada hedeflenen §ey, hacla ilgili bilttin i§lerde Hakka hizmet dogrul-
tu sunda, gtizel davranmaya te§vik etmektir. 0 halde ey kul! Durumunu dti-
zeltmede acele et; comert ol ve mahnla iyilik yap. Mahn yoksa gti~ ve kuvve-
tinle iyilik et. Eger her ikisini sarfedebiliyorsan, sarfet! ibrahim (a.s.)'in mah-
n1 misafirlere, viicudunu ate§e, kalbini Allah'a nasil verdigini ve ~ocugunu
nasil kurban etmeye arzettigini dti§ilnmtiyor musun? Oyle ki melekler, onun
comertligine hayran ·kalmt§ ve Allah da ona dostlugunu ikram etmi§tir.
Kurban bayram1nm birinci gtinii hacilann baz1 gorevleri oldugu belirtil-
mektedir:
1. Mina'dan Mescid-i Haram'a gitmek. Hacca niyet etmeyenler, hac1
adaylar1yla uygunluk olsun diye, bayram namazmm k1hnd1g1 yere giderler.
2. Tavaf etmek. Hacca niyet edenlerin d1§1ndakiler bayram namaz1 kllar-
lar. Hz. Peygamber; "Kabe'yi tavaf etmek, aynz zamanda bayram namazr kzl-
maktzr" buyurmu§tUr.
yok' derken g<>rchildim. 0 arada bir ~1ghk att1 ve yere du~Up Oldil."
38. «Ku~kusuz Allah, iman edenleri korur.» Rag1p isfahani ~oyle de·
mi§tir: "Def' kelimesi, "ila" harf-i cerri ile kullanild1g1 za1nan verrnek, anla-
nuna gelir. Nitekim §U ayet-i kerime buna omektir: "... Mallaruu kendilerill<'
verin ... " (Nisa: 6) An harf-i ceri ile kullan1ld1g1nda ise, bu ayette oldugu gi-
11 11
bi, korumak anlam1na gelir." Yani Allah, mti§riklerin mii'minlere zarar ver-
mesini biitilntiyle onler ve eziyetlerinden korur.
«Muhakkakki Allah, hain», Allah'1n emanetine h1yanet eden «Ve nan-
kor» yine O'nun nimetine nankorltikte bulunan «hi~ kimseyi sevmez.» t~le
rinden ho§nut olmaz ve onlara yard1m etmez.
Ayet, ki§inin, hiyanet ve nankorltik yapmak sfiretiyle, bunlara devamm-
dan dolay1 tevbe etmez bir durumda olacagma dikkat ~ekmektedir. Bu ki§i,
tevbe etmedik9e Allah'm sevgisini kazanamaz.
Bilmek gerekir ki, hainlikle miinaflkhk ayn1 §eydir. Kiifiir de hainlikten
say1lrr. Hainlik, Allah'm emaneti olarak bulunan nefsi helak etmektir. Bu ko-
tti s1fat, namaz, oru~ ve diger ibadetlerde de soz konusudur. Buradaki hainlik
ise, ya ibadetleri btitiintiyle, ya da §artlarmdan birini terketmekle olur. Sahur
yemegini yedikten sonra sabah namaz1m kilmadan yattp gtine§ doguncaya ka-
dar uyuyan kimse, Allah'1n nimeti olan sahura nankorltik ettigi gibi, namazt
terk etmekle de namaza hainlik yapmt§tir. Stinneti yerine getirmek i~in farz1
terketmek, zararh bir ticarettir.
Nakledildigine gore birinin dokuz dirhem paras1 kaybolmu§ ve bu para-
y1 bulup kendisine getirene on dirhem vermeyi vadetmi§. Bu hususta kendisi-
ni k1nayanlara §6yle demi§tir: "insan1n kaybettigini bulmasmda oyle bir haz
var ki, siz onu anlayamazs1n1z."
Gafil kimseler, kendilerince uykuda, bin vakit namazdan daha tistiln bir
haz duyarlar. Bundan Allah'a s1gm1nz. Ote yandan noksan olc;mek ve tartmak
da hainliktir.
Nakledildigine gore, olrnek tizere bulunan bir adam, birden bire §oyle
demeye ba§lam1r "Ate§ten iki dag, ate§ten iki dag!" Bunun tizerine oradaki·
ler, aile fertlerine onun ne i§ yaptig1n1 sormu§lar. Onlar da:"Onun biriyle tar·
tip verdigi; digeriyle de tart1p ald1g1 iki ayn terazisi vard1" demi§ler.
400 HUI lU'L· Hl~YAN C\lz: 17
mutlak surette yard1m eder.» Nitekim Allaht vaadini yerine getirerek mu-
hacir ve ensan, gerek Arap liderlerine ve gerekse tran Kisralarma ve Rum
Kayserlerine kar§1 tistiln getinni§, yerlerini ve yurtlann1 onlara miras btrak-
mI§tlr. «Hit; §tiphesiz Allah, gii~liidiir,» diledigi her ~eye gticti yeter «Ve
galiptir», O'na kimse engel olamaz ve kendisine ka~1 koyamaz.
Eger: "Allah gti9lti ve galip olmas1na ve yard1m etmeyi vaadetmesine
ragmen, Mtisllimanlann baz1 sava§larda yenilmelerinin sebebi nedir?" diye
sorulacak olursa, cevap olarak §Oyle derim: "Ger~ekten ilfilli yad1m ve galibi-
yet, §eretli bir mertebedir. Bu mertebe, kafirlere yak:i§maz. Fakat Ytice Allah,
bazan kafirlerin s1k1nttsm1 art1nr, bazan· da mti'minlerin. Eger, stirekli
kafirlerin s1k1nt1s1n1 artirsayd1, o tak.dirde btiU.in a~1kbg1yla iman1n hak; onun
ch§1ndaki §eylerin bat1l oldugu ortaya 91kardi. Bu sebeple Allah, s1k1ntiy1 ba-
zan Mtisltimanlara, bazan da kafirlere musallat eder. Boyle bir ortamda, §tip-
heler eksik olmaz. Aynca, mti'minin baz1 gtinahlan i§lemesi de muhtemeldir.
Bu durumda, ~ekilen s1klntilar, gtinahlanna kefaret olur. Kafirin l(ektigi s1-
k1ntilar ise, tlpk1 veba gibi, Allah'm ofkesinin sonucudur. ~u halde s1k1ntt,
mti'minler iyin rahmet, kafirler ivin azaptrr.
Amir, Haccac'1n idam ettigi bir adam1 gortince: "Rabbim! Zalimleri he-
men hesaba vekmemen, mazlumlara daha ~ok zarar vennektedir," demi§, rti-
yas1nda, klyametin koptugunu ve kendisinin cennete girdigini, daha once as1-
lan ki§iyi orada en list makamlarda gormti~. Bu arada, birden bire biri §oyle
seslenmi§: "Zalimlerin cezas1ru geciktirmem, mazlumlan cennette en list ma-
kamlara soktu."
Rag1b isfahani ~oyle demi§tir: "Allah, namaz kllmakla ovdtigti her yerde
'ikame' (geregi gibi kllma) tafz1n1 zikretmi§; sadece mtinaf1klar i~in 'Namaz
k.Ilanlar' buyunnu§, "Namaz kilanlann vay haline" (Maun: 4) ifadesiyle buna
i§aret etmi~tir."
Ku§kusuz "ikfune" kelimesi, namaz1n hak ve §artlann1 yerine getirerek
usfilune uygun olarak k1hnmas1 gerektigi ic;in seyihni§tir. Yoksa namaz k1l-
mak sadece belli hareketleri yapmak degildir. Onun iyin, "Namaz k1lanlar
Ayd: 4<> 41
Rag1p isfahani §6yle demi§tir: "Ma'ruf, Aloi ve din sayesinde iyi oldu-
gu bilinen; miinker de, yine akll ve dine gore 9irkin goriinen §eydir."
«I~te Ben o kafirlere» belli bir «siire tan1d1m, sonra onlari yakala·
dim.» Yani Ben, peygamberini yalanlayan her kavmi, verilen stirenin bitimin·
den sonra, gerek tufan azab1yla, gerek soguk rtizgar, korkun9 ses ve yere ge·
9irmekle ve gerekse ta~ ve golgeli gtintin azab1yla yakalad1m. «Nasd oldu
Benim reddim?» Nimeti slk1nttya ~evirerek onlar1 reddetrnem nas1l oldu? Bu
tirkeklik ve korkunun son haddinde olmad1 rn1?! 0 halde sen, sana dti§manhk
edenin helak olmas1na kadar sabret. Burada, Hz. Peygamber i~in bir teselli
soz konusudur.
45. «Nice iilke vardir ki, o iilke» halk1 inkar ve gtinahlarla «zulmet·
mekte iken Biz onlan helak ettik.» Bu ifade, Allahil Tefila'n1n adaletini ve
haks1zhk etmekten uzak oldugunu bildirmektedir. Nitekim Allah, onlar1 sade-
ce zultimleri ytizUnden helak edilmeyi hak ettikleri i<;in helak ettigini a¥tkla..
maktadrr.
gu ifade etmektedir.
«Arna ger~ek §U ki, gozler kor olmaz; lakin sineledeki kalbler kore-
lir .>> Yani bozukluk, duyu organlannda degil; isteklere boyun egmek ve sti-
rekli gaflet i9inde bulunmaktan dolay1 idraklerindedir.
Sehl §5yle demi§tir: "Kalp gozilntin az nuru, arzu ve §ehvete galip gelir.
Kalb koreldigi zaman §ehvet galebe ~alar ve gafletin ard1 kesilmez. 0 takdir-
de vilcut, hi9bir §ekilde Hakk'a boyun egmeksizin gtinahlara dalar. Bu sebep-
1
ledir ki akilh insan, Allahil Teala y1 9ok zikretmek suretiyle iyini temizlemek ·
ve perdeyi kaldrrmak ic;in 9aba sarfetmelidir. 11
Malik b. Enes (r.a.), "Meryem oglu isa'n1n §6yle dedigi bana ula§tI" de-
11
mi§tir: Allah'1 zikretmenin dt§mda fazla soz soylemeyin. Aksi halde kalbleri-
niz kattla§tr. Katt kalb de Allah'tan uzaktrr fakat siz bunu bilemezsiniz."
1
Malik b. Dinar da: "Kin1 insanlann soziinden dolay1 Allah 1n soziine ah-
§amazsa, anlay1§1 azahr, kalbi korelir ve omtii zayi olur" demi§tir.
6te yandan, Ebii Abdullah el-Antakt §Unu dile getirmi§tir: "Kalbin be§
ilac1 vardrr:
Mti'minlere verilen mutlu vaadden donmek caiz degilse de, onlara yap1-
lan ceza vaadinden donmek caizdir. <;i.inkti Allah'm merhameti, gazabm1 gc<,:-
mi§tir. Yahya b. Muaz, bu konuda §unlan dile getirmi§ ve ne gtizel soylcmi~
11
tir: Milkafat ve iyiligin kar§1hg1 gi.izelligi vaad haktir. Mtikafatt vaad, kulla-
rm Allah'ta olan haklar1dlf. <;iinkli Allah, iyi i§ler yapt1klan zaman kendilcri-
ne §Unu ve bunu vermeyi garanti etmi§tir. 0 halde, sozlinde durma konusunda
Allah'tan daha listtin kim olabilir? Cezay1 vaad ise, Allah'tn kullarmda olan
hakk1drr. Nitekim Allahti Teala §Oyle buyurmu§tur: "~unu ve bunu yapmaym;
aksi halde sizi cezaland1nnm." Buna ragmen onlar, yapacaklann1 yapn11§lar-
d1r. Bu durum kar§ts1nda Allah, dilerse hakk1n1 bagt§lar; dilerse onlara azap
eder. <;linkii azap etmek, O'nun hakk1dtr. Fakat, en iyisi bag1§lamak ve co-
mert davranmaktir." Siri el-Mavsili de §6yle demi§tir:
48. «Nice iilke halk1 vard1r ki, zulmedip dururlarken» yani pe§inen
azab1 hak edecek haks1z davran1§lar ic;indeyken, azab1 geciktinnek sfiretiyle
bunlara miihlet verdigim gibi, «onlara» da «miihlet verdim.» Bu uzun sUre-
nin «Sonunda onlan» azapla «yakalad1m. Donii~, yaln1z Banad1r.» Yani
her §ey Benim hiik.mtime tabidir, Benden ba§kas1na degil. Burada mtihlet ver-
me i§inin bizat Allah'tan olduguna i~aret vard1r. Nitekim Allah, mtihlet verir.
fakat ihmal etmez. Bu nedenle haks1zhk edeni haks1zhg1yla ba§ba§a b1rak1r.
408 H(JI IU'L-BEYAN Ctlz: 17
49. De ki: "Ey insanlar! Ben ancak sizi apafik uyaran bir
kimseyim. "
50. iman edip iyi amel yapan kimseler ifin bir magfiret ve
comertfe verilen rizik vardir.
51. Ayetlerimiz hakkinda Bizi aciz birakacaklarini sanarak
gayret sarfedenler var ya, i§te onlar, cehennemliklerdir.
S2 . Biz senden once hifbir rasul ve nebi gondermedifc ki,
§eytan onun okumasina ille de (kiifiir sozleri) katmaya kalkif•
masin. Ne var ki Allah, §eytanin katacagi §eyi iptal eder. Son-
ra Allah ayetlerini saglam olarak yerle§tirir. Allah, fOk iyi bi·
lendir, hiikiim ve hikmet sahibidir.
S3. Ki Alla.h, kalblerinde hastalik bulunanlar ve kalbleri
katilafanlar if in, 1eytanin katmak istedigi §eyi bir deneme ( ve-
silesi) yapsin. Zalimler, gerfekten (haktan) uzak bir ayrilik
ifindedirler.
S4. Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun hakikaten Rab·
bin tarafindan gelmi§ bir gerfek oldugunu bilsinler de ona
inansinlar, bu sayede kalbleri ona saygi dolsun. Ku§kusuz Al·
Lah, mii'minleri kesinlikle dogru bir yola yoneltir.
SS. Kaftrler, kendilerine o saat ansizzn gelinceye, yahut da
kisir bir giiniin azabi gelinceye kadar onun hakkinda hep §iip·
he ifindedirler.
56. 0 giin, miilk Allah 'zndir. Onlar arasinda hiikmeder.
iman edip iyi amel i§leyenlere gelince, onlar Naim. Cennetle-
rinde olurlar.
410 HUl fU ' L- IJI~YAN CC1z: 17
57. inkar edip ayetlerimizi ya/an sayanlar var ya, i~·te onlar
ifin alfaltici bir azap vardzr.
58. Allah yolunda hicret eden, sonra olduriilen yahut olen-
leri, hif !jiiphesiz Allah, guzel bir rizikla riziklandiracaktir.
Ku!jkusuz Allah, rizik verenlerin en hayirlisulir.
59. Allah onlari , mutlaka memnun kalacaklari bir yere
yerle!jtirecektir. Ku!jkusuz Allah, fOk iyi bilendir, halfmdir.
49. «De ki: 'Ey insanlar! Ben ancak sizi apa~1k uyaran bir kimse-
yim'» Sizi, daha once ya§amt§ ve helfilc olmu§ iimmetlere ait bana vahyedilen
haberlerle a91k bir bi~imde uyanyorum. Bunun d1§1nda, size vadedilen azab1
getirmekte herhangi bir roltim yok ki, onu benden acele istiyorsunuz.
50. «iman edip iyi amel yapan kimseler i~in bir magfiret ve d)mert-
~e verilen r1z1k» yani cennet nimetleri «vard1r.»
/'.
l 0- Hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebfi Zer el-Gifarl hadisinden §U laf1zlarla tahric etmi§tir: Ey Al-
lah'm Rasu!U! Nebilerin ilki kimdir? Hz . Peygamher, "Adem'dir" Ebu Zer: "O nebf miydi? "
Hz. Peygamber: "Ever." Ebfl Zer: "Ey Allah'm Rasulii! Ras12ller kar; ki~idir ?" Bunu da dile
getirdi.
'1 I I
56. «0 gun», onlara k1yamet vakti, ya da azap gcldigi gun, «1ntilk», ya-
ni tam hakimiyet ve mutlak tasarruf, hi9bir ortak olmadan tek «Allah '1ndar.
Onlar», yani mti'minler ve onlarla tartI§an soz konusu kimseler «aras1nda
hilkmeder.» Allahti Teala bu htikmiinii a91klayarak §6yle buyurmu§tur:
Kur'an'a «iman edip» onun hakk1nda tart1§maya girmeksizin o Kur'an'da em-
redilenlere uyarak «iyi amel i§leyenlere gelince, onlar Nairn Cennetlerinde
olurlar.» Oraya yerle§mi§lerdir.
57. «inkar edip ayetlerimizi yalan sayanlar» yani bu tutumlann1 is-
rarla siirdiirenler «var ya, i~te onlar i~in al~albc1 bir azap vard1r .» Bu azap,
onlar1 al<;altt1g1 gibi, gurur ve kibirlerini de yok ederek tan1mlanmas1 mtim-
ktin olmayan bir zillet ve a§ag1hga iter.
Nakledildigine gore Lokman (a.s.), ogluna ogtit vererek §Oyle demi§tir:
"Ogulcag1z1m! Oltimden §i.iphe ediyorsan, uykuyu kendinden uzakla§tlr. Fa-
kat bunu asla yapamazs1n. Oldtikten sonra tekrar dirilmekten §tiphe ediyorsan
uyudugun zaman tekrar uyanmana engel ol bakaltm. Asia bunu da yapamaz-
s1n. 0 halde dil§iintirsen, nefsinin ba§kasm1n elinde oldugunu anlamt§ olur-
sun."
Ku§kusuz uyku, olti1n; uykudan uyanmak ise oltimden sonra tekrar diril-
mek gibidir. Kul Mevla's1n1, tanlfsa emrini kabul eder ve kesintiye ugrama-
yan bir iistiinli.ik elde eder. Bu tisttinltik, yanmda diinya iistiinliigliniin deger-
siz goriildtigii, ahiret iistilnltigtidtir.
Rivayete gore zfillid bir kul, Stileyman (a.s.)'1n mtilk tisttinli.igtine sahip
oldugunu gorerek ona §Oyle demi§tir: ''Ey Davud'un oglu! Allah sana c;ok
millk vermi§tir." Stileyman (a.s.) da ona: "Bir kere 'Stibhanallah' demek, Sti-
leyman'1n i9inde bulundugu varhktan daha hayirhdlf. <;tinkti bu ebedi, fakat
Stileyman'1n mtilkti fanidir" demi§tir.
l 1- Hadisi Taberani, "Evsar" isimli eserinde, Ebu Hureyre'den merfU olarak tahric etmi~tir.
Bkz. ClJm'iu'l-Usul, l/246.
414 HUlill'L-Bl<;YAN COz: 17
Fakir §Oyle der: "~eyhim hazretlerinin §6yle dedigini i§ittim: 'Kamil in-
san, tlpk1 derya gibidir. Kim ona eziyet eder, aleyhinde konu§ur ve kt>tUlUk
yapmak isterse, o, bu hareketlerden dolay1 etkilenmez ve tiztilmez. 1drar, de-
nize doktildtigti zaman denizin onu nas1l temizledigini gormiiyor musun? Ay-
n1 §ekilde, clintip olan ki§i denize girdigi zaman yikanrr ve temizlenir. Deniz
ne idrarla ne de clintiple degi§mez. Onun i~in haklmn1zda kotli soz soyleyen
veya bize yonelik kotii bir i§ yapan kimseye hakk.1m1z1 helal ediyoruz. Biz as-
la ona degil, Allah'1n bizim ic;in takdir ettigi §eylere bakanz. <;unkti O'nun ic-
raat1 gtizeldir ve Cemal s1fat1, Celftl s1fahn1n iyinde sakhdu. '"
Habis derse, onun da ona, 'sensin habis' demesi t:fiiz midir'! En gUzeli ona al-
dirmay1p cevap vermemesidir. Ancak haddini bildirmek i<;in durumu tiakime
intikal ettirirse caizdir. Bununla birlikte o ki§iye cevap da verebilir. ''
"Mecmeu'l-Fetava" isirnli eserde §oyle bir fetva vardir: "Biri, ba§kasma
'Ey hab!s' demi§ olsa, onun da misli ile mukabele etmesi caizdir." <;link.ti bu,
haks1zhga ugrad1ktan sonra hakk1m almaktir ki, buna izin verilmi§tir. Nitekim
Yiice Allah §Oyle buyurmu§tur: "Hakslzltk gordukten sonra hakkzm alan
kimseler var ya, i§te onlann aleyhinde bir yol yoktur." (~ura: 41) Fakat ba-
gi§lamak daha faziletlidir. <;tinkii Allah, §oyle buyurmaktadir: "... Kim, bagz§-
lar ve ban§irsa, onun ecri Allah'a aitir." (~ura: 40)
61. «Bu» yard1n1 etme i§i «boyle. ~iinkiiAllah, geceyi giindiize ve
giindiizii de geceye katar.» Yani O'nun, her §eye gi.icil yeter. Bu sebeple ge-
ce karanhg1n1 gtindilz I§tg1n1n bulundugu yere yerle§tirir; geceyi gilndiize ve
gtindtizii geceye ekler. Gece ve giindiiziln uzamas1 ve k1salmas1 ise, gilne§in
dogu§ ve batl§ yerlerine goredir. «Ger~ek ~u ki Allah, hakk1yla i~iten ve go-
rendir .>> Kullann i§lerini ve amellerini goriir.
62. «i~te,» Allah'1n kamil ilim ve kudret s1fatlanyla vas1flanm1§ olmas1
«boyle»dir. «<;tinkii Allah,» ilahhkta «hakk1n ta kendisidir. O'nun d1~1nda
tapt1klar1 ise batddan ba~ka bir ~ey degildir. Ku~kusuz Allah uludur,»
her §Cyin i.istlindedir, «hiiyiiktiir.» Bu nedenle hi9 bir ortaga ihtiyac1 yoktur.
O'ndan daha ytice bir §ey ve daha bilyiik bir otorite yoktur.
in1am Gazall (Allah ona rahmet etsin) §5yle demi§tir: "Kulun, mutlak
ulu ohnas1 tasavvur edilemez. <;unkii insan, bir ilsttinliik elde etse bile, ondan
. daha list derecede olanlar vardir §tiphesiz. Bu list dereceler peygamberlerin ve
rneleklerin derecesidir. Sonra o kul, baz1 ki§ilere oranla listtin olabilir, ama
mutlak ulu olana oranla, kar§Ila§tlrma yapilamayacak kadar noksandir. Mut-
lak ulu olan1n ise daima onceligi vardlf ki, soz konusu yiice varhk, Allahti
Tefila'drr."
dard1r.»
64. Yaratma. mUlk ve tasarruf ay1smdan «goklerde ve yerde ne varsu
O'nundur. Hakikaten Allah,>> zatinda her §eyden «milstagnidir» s1fatlan ve
fiilleri itibartyle de «ovgilye lay1khr.»
66. Birer cans1z unsur ve nutfe iken «size hayat veren, sonra» eceliniz
geldigi anda «Sizi oldilrecek ve sonra» yeniden diriJme arunda «yine dirilte·
eek olan O'dur. Ger~ekten insan, ~ok nankordiir.» Ortada olan nimetleri
btittinliyle inkar etmekte ve gen;ek nimet verene kulluk yapmamaktadir. Bu-
rada, baz1 insanlann ozellikleri soylenerek insan cinsinin nitelikleri dile geti-
rilmi§tir.
Bil ki, Allahu Teala insan1 degerli kllm1~, durumunu yticeltmi§, canstz
alemden an.a rahmine, daha sonra oradan canhlar alemine nakletmi§, sonra da
ona konu§ma ozelligini venni~ ve kendisine verdigi maddl-manevi nimetlerin
yarus1ra, varhklan da hizmetine sunmu~tur. Allah'm bu llituflanna §tikretmek
gerekir. "Siikiir", nimeti izhar etmek ve ay1ga vikannaktu. Bunun z1dd1 ise
nankorltiktiir. "Nankorluk", nimeti gizlemek ve onu saklamaktu. Her nimet.
nimeti vereni tammaya vesiledir. <;unkli nimet, O'nun eseridir. Eserden miles·
sire ula§mak gerekir ki, bu da yak.in imanm tirlintidur. 0 halde akllh insan, ilsM
41H Rl.JI IU'L·l3~:YAN CCtt.: 17
67. Biz, her iimmete bir ibadet tarzi kildik, onlar ona gore
kulluk ederler. 0 halde bu i§te seninle asla feki§mesinler.
Sen, Rabbine davet et. Ku§kusuz sen, dosdogru bir yoldasin.
68. Eger onlar, seninle miinaka§a ve miicadeleye giri§irler-
se, "Allah, yaptiklannin fOk iyi bilmektedir" de.
69. Allah, k1yamet giiniinde ~htillifa dii§tiigiiniiz konularda
aran11.da hiikmedecektir.
70. Bilmez misin ki Allah, gokte ve yerde ne varsa bilir?
Bunlar, bir kitapta mevcuttur. Bu (bilme i§i,) Allah'a kolaydir.
71. Onlar, Allah'i birakip Allah'in kendisine hifbir delil in·
dirmedigi, kendilerinin dahi hakkinda bir bilgiye sahip olma-
diklan §eylere tapiyorlar. Zalimlerin hifbir yardimcisi yoktur.
72. Ayetlerimiz .a ftkfa kendilerine okundugunda, klifirlerin
suratlarinda ho§nutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine
ayetlerimizi okuyanlarin nerdeyse iizerlerine saldirirlar. De
ki: "Size bundan daha kotiisiinii bildireyim mi? Ate§! Allah,
onu kafirlere vadetti. 0, ne kotii bir vari§ yeridir."
70. «Bilmez misin ki», yani bilmemen mlimktin degildir ki, «Allah,
gokte ve yerde ne varsa bilir?» O'na hi9bir §ey gizli kalmaz. «Bunlar ,»
gokte ve yerde olanlar «bir kitapta mevcuttur.» Bu kitap, Levh-i Mah-
fuz'dur. Soz konusu edilen §eyler, meydana gelmeden once ona yaz1lm1§tlr.
Bunu bildigimiz ve koruma altina ald1g1m1z i9in o inkarc1lann durumuna al-
d1rma. «Bu,» zikredilen bilme ve ihata etme i§i «Allah'a kolayd1r.» <;unkii
O'nun bilgisi ve giicti, zatln1n bir geregidir. Bu nedenle O'na hi~bir §ey gizli
kalmad1g1 gibi yoktan varetmek de zor gehnez.
71. «Onlar,» yani mti§rikler, «Allah'1 b1rak1p», Allah'a kulluk etmeyi
bir yana buakarak «Allah '10 kendisine hi~bir delil indirmedigi,» yani ken-
dilerine kulluk etme yetkisi vermedigi ve «kendilerinin dahi hakk1nda» ak-
lm geregi veya akhn ileriye stirdiigil bir gerek~e ile hastl olan «bir bilgiye sa-
hip olmad1klari §eylere tap1yorlar.» Onlar ancak cehaletlerinden ve srrf tak-
litten dolay1 putlara tap1yorlar. «Zalimlerin», yani buna benzer biiylik bir zul-
mii yapan mil§riklerin, zultimleri sebebiyle ba§lanna gelecek felakete engel
olacak «hi~bir yard1mc1s1 yoktur .»
72. Kur'an'dan, inan9 ve ilfilli htiktimlere i§areti olan «ayetlerimiz a~1k
~a kendilerine»; yani mil§riklere «okundugunda, kafirlerin suratlannda
ho§nutsuzluk sezersin. Onlar,» a§Irt kin ve nefretten dolay1 «kendilerine
ayetlerimizi okuyanlar1n nerdeyse iizerlerine sald1rirlar.» Onlara kar§I ~1-
karak «de ki: 'Size bundan», okuyanlara kar§I olan bu ofkenizden «daha ko-
tiisiinii bildireyim mi1 Ate§! Allah, onu kafirlere vadetti. 0, ne kotii bir
van§» ve donil§ «yeridir.'»
1\yd : nn 7~~ I JAC S(JHl..:S I I :l'..l 4:l I
73. «Ey insanlar! (Size) bir misaJ verildi», yani size garip bir hal, ya
da ornek diye tan1mlanan e§siz ve gerc;ek bir olay dile getirildi. «~imdi onu•
o ornegi iyiden iyiye dii§tinerek «dinleyin. Allah'1 birak1p da yalvard1klar1-
n1z», Allahti Teala'ya kulluk etmeyi terkederek tapt1g1n1z putlar, -ki bu ifade,
ayetteki misali a91klamakta ve tefsir etmektedir- «bir araya gelseler bile,.
kti<;tiklligtine ve basitligine ragmen «bir sinegi dahi yaratamazlar.» Onlar,
bir araya gelip birbirine destek olsalar bile, buna gil9leri yetmedigine gore,
tek tek olduklar1 zaman buna nas1l glic;Jeri yeter? «Sinek onlardan bir §ey
kapsa» acizliklerinden dolay1 son derece gti~si.iz olan o sinekten «onu geri
422 RUI IU'L-Bl.:YAN Ci'tz: l 7
alamazlar. isteyen de», yani puta tapan da «aciz, kendinden istenen de»,
yani put da aciz!
Rivayete gore mil§rikler, putlara gtizel koku ve bal stirilp tizerlerine ka-
pilan kap1tiyorladi. Bunu sezen sinekler de arahk.lardan girerek bah yiyorlar-
di.
Rivayete gore bir adam, Hz. Peygamber'in torunu Hz. Hiiseyin'in oglu
Zeynel Abidin'in aleyhinde bulunmu§ ve ona iftira etmi§ti. Bu durum kar§I-
smda Zeynel Abidin o ki§iye: "Ben, soyledigin gibi isem, Allah'tan magfiret
dilerim. Fakat dedigin gibi degilsem,' Allah sana magfiret etsin," demi§tir. Bu
ifadeden etkilenen adam, kalkarak Zeynel Abidin'i alnmdan opmii§ ve kendi-
sine: "Sana can1m feda olsun. soyledigim gibi degilsin. Beni bag1§la!" derni§-
ti. Zeynel Abidin: "Allah seni bagi§lasm!" diye cevap vermi§. Adam: "Allah,
Ayt·I: 7'1 ·1n
Bu gibi ki§ilerin, mal ttiketip duran dlinya ehli olduklar1 zan edilmen1eli.
Aksine onlar, comert ve sayg1n ki§ilerdi. Nitekim, dtinya mah kendilerine ge-
lince onu hemen dag1tmak sfiretiyle elden <;1kanyorlardi. ~airin ~u sozleri bu
duruma ne kadarda uygun dil§mektedir:
}
@~J'-..,
.. '
77. Ey iman eden/er! Riiku edin; secde edin; Rabbinize iba-
det edin ve hayir i§leyin ki kurtulu§a eresiniz.
78. Allah ugrunda geregi gibi cihad edin. Sizi 0 sefti; din
hususunda iizerinize hifbir zorluk yiiklemedi;. babaniz ibra-
him 'in dininde oldugu gibi. Peygamber'in size §ahit olmasi, si-
zin de insanlara §ahit olmaniz ifin 0, gerek daha once, gerek-
se bu (Kur'an'da) size "Miisliimanlar" adini verdi. Oyleyse
namazi kilin; zekati verin ve Allah 'a sarilin. 0, sizin
mevlllnizdir. Ne giizel mevllidir 0 ve ne guzel yardimculir!
77. «Ey iman edenler!» Namazm1zda «riiku edin; secde edin;>> Allah,
onlara riikfi ve secde etmelerini emretmi§tir. <;unkti onlar, onceden secde et-
meden riiku ediyor; rilku etmeden de secde ediyorlardt. Ya da mana, "Namaz
kilm" §eklindedir. Buna gore riiku ve secde, namaz1n en onemli riikilnleri ol-
mas1 sebebiyle namaz, bu iki rilkilnle ifade edilmi§tir.
«Rabbinize» emrettigi diger ibadetlerle «ibadet edin ve hay1r i~leyin»
yani nafile ibadetler, his1m-akrabay1 goriip gozetmek ve iistiln ahlfild davra-
nt§lar gibi, hayirh ve yararh i§ler yap1n «ki kurtulu~a eresiniz.» Yani kurtu-
lu§a ermeyi umarak soz konusu biltiin bu §eyleri yap1n.
Rag1b isfahani "el-Mufredat"1nda §Oyle demi§tir: "Hayzr, ak1l, dogru-
luk, fazilet ve faydah §ey gibi her yontiyle arzu edilen §ey; §er de bunun z1d-
d1drr." Eide etmek ve arzu edilene kavu§mak demek oianfelah (kurtulu§) ise,
dtinya ve ahirete yonelik olmak i.izere iki k1s1mdrr: Dtinyaya yonelik olan1;
zenginlik, tisttinltik ve ilimden ibaret olan mutluluga ermek; fillirete yonelik
olan felfill ise, dort §eyden ibarettir: Faniligi olmayan ebedilik, fakirligi olma-
yan zenginlik, zilleti olmayan iisttinltik ve cehaleti olmayan bilgidir. Bu ne-
Ayd: 77 7H
12- Hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud, Nesal ve ibn Mace tahric etmi~lerdir. Hadisin metni
~oyledir: "Ben, sizin babcmmn yerindeyim ve size ogretip duruyorum. Sizden hiri tuvalet ih·
tiyacl i~in ~·ikznca 011unu ve arkasmt kibleye t,;evirmesin ve sag eliyle temizlenmesin." Bkz.
el-Fetlzu'l-Kebfr, 1/437.
426 HUI f U ' L- U~.:YAN Cliz: J 7