Professional Documents
Culture Documents
10 Komek
10 Komek
Hikâyeler Düzelti
Yasemin Kahriman Zehra Gül
Emre Gökçe
Etkinlikler A. Hamdi Kapkıner
Yasemin Kahriman
Zeynep Alp Son Okuma
Abdullah Açık
© Konya Büyükşehir Belediyesi
www.konya.bel.tr / www.komek.org.tr
Konya, 2021
ISBN
978 – 605 – 389 – 324 – 0
Yayın Hazırlık
EDAM Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları Merkezi
www.edam.com.tr
Baskı ve Cilt
EMSAL Matbaa Tanıtım Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Bahçekapı Mah. 2477. Cadde No:6
Şaşmaz-Etimesgut/ANKARA
Tel: 0312 278 82 00 - Sertifika No: 46753
Ders 12 Zekât......................................................................................................................................... 56
4
Ders 24 Cemaatle Akşam Namazı ................................................................................................. 95
Ek 1 Kronoloji ......................................................................................................................................156
5
Sevgili Çocuklar, Kıymetli Gençler,
İnsan doğduğu andan itibaren aynı zamanda eğitime de başlar. İnsanın annesi ve
ailesiyle ilk etkileşimleri, daha sonra çevresi ve diğer çocuklarla kurduğu iletişim,
oyunlar oyuncaklar… Hepsi birer eğitim vesilesidir. Doğru eğitim küçük yaşta başlar
ve ömür boyu devam eder.
İnsanların bu dünya üzerinde yaşadığı her an, hem kendisi hem etrafındakiler için
değerlidir. Zamanı nasıl değerlendireceği konusunda insana hayatı boyunca yol
gösteren iki şey vardır: Bunlardan birisi Allah’ın yüce kitabı Kur’an-ı Kerim ve ikinci-
si Resul’ün sünnetidir.
Yaratılmışların en şereflisi olarak anılan insan, üzerine düşen vazifeleri yapıp Al-
lah’ın sevdiği ve razı olduğu bir kul olmak için yaşamalıdır.
6
Sevgili Çocuklar, Değerli Gençler,
Konya Büyükşehir Belediyesi olarak sizlerin yaşam kalitesine değer katacak farklı
çalışmalara imza atıyoruz. Komek Yaz Okulu bunlardan biri. Komek Yaz Okulumuz
sizlerin keyifli bir yaz tatili geçirmenizi ve aynı zamanda dinî bilgileri doğru şekilde
öğrenmenizi amaçlamaktadır.
Gençlerimizin tatillerini değerlendirirken aynı zamanda bizi biz yapan değerleri öğ-
renmeleri ayrı bir önem arz etmektedir. Çünkü ülkemizin geleceği, çocuklarımızın
ve gençlerimizin kendilerini daha iyi yetiştirmelerine bağlıdır. Ben bu konuda genç-
lerimize ve çocuklarımıza güveniyorum.
Elinizdeki bu kitap, size yaz tatilinde farklı bir yol gösterecek. Bu kitap ile inancınızı
daha iyi öğrenecek ve etrafınıza bunu anlatacaksınız.
İyi bir yaz tatili geçirmenizi diliyor, sizleri ve ailelerinizi yürekten selamlıyorum.
7
GençKOMEK
Genç KOMEKYaz
YazOkulu
OkuluHakkında
Hakkında
Değerli Velilerimiz,
Genç KOMEK Yaz Okulu, 7-16 yaş öğrencilerin yaz tatillerini verimli geçirmeleri için
planlanmış, eğlenerek öğrendikleri 8 haftalık bir programdır.
Bu program çerçevesinde her gün iki saat Kur’an-ı Kerim, bir saat dinî değerlerimiz
(itikat, ibadet, ahlak, siyer) ve diğer saatlerde sanat veya spor dersleri yaş seviyelerine
göre verilmektedir. Dersler, kız ve erkek öğrenciler ayrı gruplar hâlinde olacak şekilde
işlenmektedir.
Genç KOMEK Yaz Okulu’nda dersler dışında kariyer buluşmaları, şehir kültürü ve tarih
bilinci çalışmaları kapsamında şehir turları yapılmakta; ayrıca oyun kampları ve farklı
etkinlikler düzenlenmektedir.
Tüm bu çalışmalar ile amacımız değerlerini bilen, değerlerine sahip çıkan nesiller
yetiştirilmesine katkıda bulunmaktır. Bu çabamıza siz velilerimizin de aşağıdaki
hususlara dikkat etmek suretiyle katkıda bulunmanızı bekliyoruz:
8
• Sağlık sorunu ve özel durumu olan çocuklarımız hakkında idarecilerimiz
ve öğretmenlerimizin gerekli bilgilere sahip olmaları çocuklarımızı doğru
yönlendirmemize yardımcı olacaktır.
• Havuz ve diğer etkinlikler çocuklarımıza özel olup veli katılımına açık değildir.
• Çocuklarımız havuz malzemelerini (havlu, mayo, şort, temiz terlik, bone, yedek
kıyafet, ıslak eşyaları koymak için boş poşet veya çanta) eksiksiz getirmeye
dikkat etmelidirler.
• Kurs merkezinden okula gidiş ve geliş, velinin anlaşacağı bir servisle yapılacaktır.
Diğer iç servisler kurumumuz tarafından karşılanmaktadır. Servis şoförünün
telefon numarası velilerimiz tarafından mutlaka bilinmelidir.
9
ADAB-I MUAŞERET TOPLULUK İÇİNDE NORMAL DAVRANIŞ
8. Büyüklerimizi, komşu
ve akrabalarımızı ziyaret Adab-ı Muaşeret: Topluluk içinde normal davranış şekilleri, insanların
etmek. birbirleriyle geçinmeleri usulü, nezaket, terbiye ve görgü demektir.
10
5. HAFTA 6. HAFTA 7. HAFTA 8. HAFTA
33. Lokmayı yutup 41. Tuvalete girmeden 49. İki kişinin arasına 57. Öksürme ve
ikinci lokmaya öyle euzü besmele çekmek oturmak gerekirse izin geğirme gibi çevreyi
uzanmak. ve ihtiyacını oturarak istemek. rahatsız edici
gidermek. davranışlardan
34. Yemek seçmeden 50. Kendisinden büyük kaçınmak.
aldığı yemeği 42. Tuvalette kişilerin yanında ayak
bitirmek. konuşmamak ve ayak üstüne atmadan 58. Komşulara
bir şeyler yemeden oturmak. ihtiyaçları olduğunda
35. Başkasının ihtiyacını gidermek. yardımcı olmak,
lokmasına ve yediğine Çıkarken temizliğini 51. Sonradan gelene zaman zaman
bakmamak. yapmak, ellerini yer göstermek. ziyaretlerine
yıkamak. gitmek, komuşunun
36. Toplu yemek 52. Anne, baba ve evini kendisinin
yerken herkesin 43. Yatmadan önce hocasına daha saygılı bulunmadığı
sofradan kalkmasını elleri yıkamak, dişleri olmak. zamanlarda korumak.
beklemek. fırçalamak.
53. Topluluk içerisinde 59. Misafirleri güler
37. Yemek bitince 44. Kıyafetle değil olumsuz durumlar yüz ve tatlı dille
“Elhamdülillah” pijamalarla yatmak. yaşansa bile suratını ağırlamak, onlara
demek. ekşitmeden güler yüzlü ikramda bulunmak,
45. Giysileri giymeye olmak. gidecekleri zaman
38. Yemeği acıkınca sağdan başlamak, sağ uğurlamak.
ve oturarak yemek. tarafa dönüp yatmak 54. Kalabalık
ve yatmadan önce dua içerisinde kendi 60. Küskünlük,
39. Yemeği yapana etmek. aralarında fısıltıyla dargınlık yapmamak.
teşekkür etmek. konuşmamak. Küskün olanların
46. Topluluk içerisine arasını bulmak.
40. Suyu besmeleyle giderken temiz ve 55. Kaş göz hareketi
birlikte üç yudumda, düzgün kıyafetler yapmamak 61. İnsanların
oturarak ve bardağın giymek ve başkalarını kusurlarını örtmeye
içine nefes vermeden rahatsız etmeyecek 56. Esnerken eli ile
çalışmak.
içmek. güzel kokular sürmek. ağzını kapatmak.
62. Dedikodu
47. Camiye gidilecekse yapılan ortamlardan
soğan, sarımsak uzaklaşmak.
gibi kötü kokulu
yiyeceklerden uzak 63. Büyüklere saygı
durmak. ve hürmet, küçüklere
şefkat ve merhametle
48. Sıra varsa riayet davranmak.
etmek, öne geçmeye
çalışmadan sırasını
beklemek.
Değerli Velilerimiz; “Edepli Yaşama ve Görgü Kurallarını” 8 haftalık Genç KOMEK yaz
okulu süresince her hafta bir bölüm olmak üzere öğrencimizle işleyeceğiz. Pekiştirmelerine
yardımcı olur musunuz?
11
itikat
Hakem Adl
İyiyi kötüden ayırt eden, son Mutlaka ve daima adil olup asla
hükmü verme yetkisine sahip olan zulmetmeyen
12
Latif Habir
Her şeyi incelikleriyle bilen, Her şeyden haberdar
incelikle veren
Sözünüzü ister gizleyin ister açığa vurun:
Görmedin mi Allah’ın gökten indirdiği su ile Bilin ki o, kalplerin içindekini bilmektedir.
yeryüzü yemyeşil oluyor. Gerçekten Allah Yaratan hiç bilmez mi? O, en ince işleri
çok lütufkârdır, her şeyden haberdardır. görüp bilir ve her şeyden haberdardır.
22 / Hac Suresi, 63. ayet 67 / Mülk Suresi, 13-14. ayetler
Halim Azim
Sabırlı, acele ve öfkeyle Akıl almayacak denli yüce ve
davranmayan muhteşem
Gafur Şekûr
Günahları silip bağışlayan Az iyiliğe çok ödül veren,
teşekkürleri karşılıksız bırakmayan
“De ki: ‘Ey kendilerine kötülük edip aşırı
giden kullarım! Allah’ın rahmetinden Eğer şükrederseniz elbette nimetlerimi
umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah arttıracağım.
günahların hepsini bağışlar. Çünkü O,
bağışlayandır, merhametlidir.’” 14 / İbrahim Suresi, 7. ayet
39 / Zümer Suresi, 53. ayet
13
etkinlikler
Okuyalım, Öğrenelim
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
Bu sözü beş vakit namazda bir günde toplam kaç kere söylüyoruz?
Sayın ve aşağıya yazın.
14
Harf Yolu
Şu anda göremeseniz de aşağıda Rabbimizin isimlerinden altısı yazılı. Görünür hâle
getirmek için aynı renk çizgilerle bağlanan kutucuklara aynı harfleri yazın. Eksik
harfleri tamamlayın.
15
itikat
KISSALARIN EN GÜZELİ
O
n iki çocuklu bir ailede dünyaya geldi. Hz. Yakup’un on iki oğlundan biriydi. Adı
Yusuf...
Yusuf, henüz daha bir çocukken bir rüya gördü. Rüyasında on bir yıldız, ay ve gü-
neş kendisine secde ediyordu. Babasına anlattı. Hz. Yakup;
– Yavrum, dedi. Sakın rüyanı kardeşlerine anlatma! Sonra sana bir tuzak kurarlar. Rabbin,
seni seçecek ve sana rüyaların yorumunu öğretecek. Daha önce ataların İbrahim’e ve İs-
hak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakup soyuna da nimetini tamamlayacak.
Bünyamin dışındaki kardeşleri Yusuf’u çok kıskanırlardı. Çünkü babalarının onu kendile-
rinden daha çok sevdiğini düşünürlerdi. Bir gün on kardeş bir araya gelip bir plan yaptılar.
Yusuf’u götürüp uzakta bir kuyuya atacaklardı. Oradan geçen bir kervan nasıl olsa onu
görür, kuyudan çıkarır ve alıp
götürür diye düşünüyorlardı.
Babalarına gezmeye gidecek-
lerini, Yusuf’u da götürmek
istediklerini söylediler. Ona
göz kulak olacaklarına dair söz
verdiler. Hz. Yakup, endişelerini
dile getirdiyse de sonunda oğul-
larına istedikleri izni verdi.
16
Anlattıklarınıza karşı ancak Allah’tan yardım istenir.
Yusuf, kuyuya atıldıktan bir zaman sonra bir ses duydu. En sonunda gelenler vardı. Bu, yoldan
geçen bir kervandı. Kervandakiler Hz. Yusuf’u kuyudan çıkardılar. Onu da yanlarına alıp yola
koyuldular. Mısır’a vardılar. Burada Hz. Yusuf’u köle olarak sattılar. Onu alan adam, karısına;
– Ona güzel bak, belki bize faydası olur yahut onu evlat ediniriz, dedi.
Böylece Yusuf Mısır’da yeni bir hayata başladı. Ergenlik çağına geldiğinde Allah ona güçlü
bir muhakeme yeteneği ve ilim verdi. Hz. Yusuf’un yakışıklılığı dillere destandı. Ahlakı da
kendi gibi güzeldi.
Aradan zaman geçti. Günlerden bir gün Hz. Yusuf bir iftira sonucu zindana atıldı. O gün
onunla birlikte iki genç daha zindana atılmıştı. Hz. Yusuf, peygamber olarak ilk davetini
zindan arkadaşlarına yaptı. Onları Allah’ın birliğine inanmaya çağırdı. Bu arada zindanda
rüyaları yorumlamaya da başlamıştı.
Aradan birkaç yıl geçti. Bir gün kral “Rüyamda yedi cılız ineğin yedi semiz ineği yediğini
gördüm. Ayrıca yedi yeşil ve bir o kadar da kuru başak gördüm.” dedi. Gördüğü bu rüyanın
yorumlanmasını istedi. Fakat etrafındaki hiç kimse rüyayı yorumlayamadı. Hz. Yusuf’un eski
zindan arkadaşlarından biri onun rüyaları yorumlayabildiğini haber verdi de Hz. Yusuf’tan
kralın gördüğü rüyayı yorumlamasını istediler. Hz. Yusuf rüyayı yorumladı ve şöyle dedi:
– Yedi yıl boyunca her zamanki gibi ekip biçin ama hasat ettiğiniz ekini, yemek için ayıra-
cağınız az bir miktar dışında, öylece başağında bırakın. Çünkü ardından yedi yıllık bir kıtlık
dönemi gelecek ve sizin bu dönem için hazırladığınız her şeyi, sakladığınız az bir miktarın
dışında, silip süpürecek. Bundan sonra, halkın bütün bu kıtlıktan, darlıktan kurtulacağı bir
yıl gelecek.
Bu rüya tabiri Hz. Yusuf’un zindandan çıkarılmasına vesile oldu. Bununla da kalmadı, kral
onu vezir tayin etti. Hz. Yusuf, sabrının ödülünü alıyordu ve almaya devam edecekti. Kıtlık
yıllarında Hz. Yusuf vezir iken kardeşleri de olup bitenlerden habersiz, tahıl almak üzere
onun huzuruna çıktılar. Böylece Hz. Yusuf’a babasına kavuşma kapısı da açılmış oldu.
Hz. Yusuf’un yaşadığı bütün bu olaylar Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı bir şekilde anlatılır ve
“kıssaların en güzeli” diye anılır.
17
etkinlikler
Okuyalım, Öğrenelim
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
Hz. Yakup’un kaç oğlu vardı? Bunlardan kaçının ismi metinde geçiyor?
Bulabildiklerinizi yazın.
18
Yön Bulmaca
Aşağıdaki kutucuklarda yazan yönlere göre ilerleyin, bakalım burada ne yazıyor?
Örnek: 2GD “Güneydoğu yönünde iki adım ilerleyin.” anlamına gelmektedir.
S B I A G N N İ
A V R Ü E M N
E D U Z M Ü İ
I D H A İ S K
R I L E İ L İ
KB KD
1 GD 1K 1D 1 GD 1B 1 GB
S
B D
GB GD
1D 1D 2K 2 GD 1D 1K 1 GD 1K 1K 1B
G
1B 1G 1 KB 1G 1G 2G 2D 1D 1K 2B
1D 1 GB 2B 1 KD 1B 1 GB 1K 1B 1G
19
itikat
O SADECE UYARMIŞTI!
M
edyen ve Eyke, dağlık ve ormanlık bir bölgede iki komşu ülke idi. Bu iki ülke hal-
kı da Allah’ı unutup putlara taparak hak yoldan sapmışlardı. Bu sapkın topluluğa
Hz. Şuayb peygamber olarak gönderilmişti.
Medyen ve Eyke halkları alışverişte sahtekârlık yaparlardı. Sadece şehre gelen yabancı-
ları değil birbirlerini dâhi kandırırlardı. Hz. Şuayb, peygamberleri olarak halkını ilk önce
Allah’tan başka tanrı olmadığına inanmaya çağırdı. Onlara sadece Allah’a kulluk etmeleri
gerektiğini anlattı. Ölçü ve tartıyı doğru yapmaları, insanlar arasında adaleti gözetmeleri
ve haksızlıkta bulunmamaları konusunda onları uyardı.
Medyen ve Eyke halkları Hz. Şuayb’in sözlerini dinlemiyorlardı. Onların gözleri daha fazla
kazanma arzusundan başka bir şey görmez olmuştu. Kazançlarının nasıl ve hangi yoldan
olduğu ile ilgilenmiyor, sadece daha çok kazanmayı düşünüyorlardı. Çarşı, pazarda huzur
kalmamıştı. İnsanlar birbirlerine güvenemez hâle gelmişti. Bütün bunlara ilave olarak yol
güvenliği de kalmamıştı. Şehirlerine gelen yabancıları veya şehir halkından birini tek başı-
na gördüklerinde bunu bir fırsat biliyor, onun mallarına el koyuyorlardı. Güçsüzlerin hakla-
rını zalimce çiğniyorlardı. Artık çok ileri gitmişlerdi!
Hz. Şuayb halkına hile yapmaya devam ederlerse Allah’ın azabının geleceğinden korktuğu-
nu söyledi.
– Ey milletim! Ölçüde ve tartıda adaletli davranın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkı
olanı kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın, dedi.
Kavminin kötülükleri Hz. Şuayb’ı çok üzüyordu. Teselliyi ise namazda buluyordu. Zaten na-
maz mümin için güç ve kuvvet demek değil miydi? Namaz, inanan ve inanmayanları birbi-
rinden ayıran en önemli ibadetlerdendi.
Medyen ve Eyke halkları Hz. Şuayb’in uyarılarına kulak vermemekle kalmadılar, işi daha da
ileri götürüp onu öldürmeye niyetlendiler. Ancak güçlü aşireti yüzünden vazgeçtiler. Onlar
aşiret ve kabilelere saygı gösterirlerdi. Hz. Şuayb bu duruma şu sözlerle tepki gösterdi:
– Ey kavmim! Size göre benim kabilem Allah’tan daha mı hatırlı ki O’nun emirlerini arkanı-
za atıp unuttunuz.
20
Hz. Şuayb bir an bile durmadan kavmi için çalışarak görevini hakkıyla tamamladı. O iyilik-
ten başka bir şey yapmadı. Kavmi ise ona meydan okudu:
– Sen de bizim gibi sadece bir insansın. Biz senin yalancının biri olduğuna inanıyoruz. Eğer
doğru sözlü isen haydi üstümüze gökten azap yağdır!
Sonunda haksızlık edenleri korkunç bir gürültü yakaladı. Yurtlarında diz üstü çöküp kaldı-
lar. Sadece Hz. Şuayb ve ona inananlar kurtuldu. Sanki diğerleri orada hiç yaşamamışlardı!
Böylece bir topluluk daha tarih sahnesinden silinip gitti.
21
etkinlikler
Okuyalım, Öğrenelim
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
22
Çizgiyi Takip Et
Aşağıdaki kutucuklarda Medyen ve Eyke halklarının utanmazlığına, küstahlığına
uygun bir hadis gizli. Okumak için çizgiyi takip edin.
Ğ E N S S N İ S İ
E B
A R
U P
A T
A Y
İ N
M N
İ I
Y Ğ
İ O
D . T İ İ R A L R
23
itikat
Alî Kebir
Her yönüyle yüce Kimse ile kıyası mümkün olmayan
büyük
O’nundur bütün göklerdeki ve yerdeki...
O öyle yüce, öyle ulu... O pek büyüktür. Aklımıza, hayalimize
42 / Şura Suresi, 4. ayet gelmeyecek kadar büyüktür. O kadar
büyüktür ki büyük olan ne varsa O’nun
yanında küçücüktür. O’nun büyüklüğünün
başka bir şeyle kıyaslanması
düşünülemez bile.
24
Mukit
Bütün yarattıklarının ihtiyaçlarını Hafiz
yerli yerince gönderen Koruyup kollayan
Sizin için gökten su indiren O’dur. Öyle Hafiz Rabbimiz insanları gözetlemeleri
ki hem siz içersiniz o sudan hem de ve koruyup kollamaları için hafaza
hayvanlarınızı otlattığınız çayır çimen. meleklerini yaratmıştır.
Onunla Allah sizin için ekinler, zeytin ve
hurma ağaçları, üzümler ve her türden
nice ürünler bitirmektedir. Dikkat edin,
bütün bunlarda, düşünen insanlar için
mutlaka bir ders vardır!
16 / Nahl Suresi, 10-11. ayetler
Celil
Kimse ile kıyası mümkün
olmayan heybet sahibi
Hasib Rabbimiz yücedir ve yüceliği
Her şeyin hesabını bilen, kullarını kendindendir. Büyüklüğü benzersizdir.
O’nun heybet ve görkemine kimse
hesaba çeken erişemez. Etrafımıza dönüp
baktığımızda gördüğümüz her şey
Bilesiniz ki hüküm yalnız O’nundur ve O O’nun yüceliğinin eseridir.
hesap görenlerin en hızlısıdır.
6 / En’am Suresi, 62. ayet
Rakib
Kerim Yarattıklarını her an gözeten
Her türlü erdemin sahibi, övgüye Rabbimiz her şeyi görür, gözetir ve
korur. O’nun görmesi, gözetmesi ve
değer, çok cömert koruması bir an bile kesintiye uğramaz.
O, yaratmış olduğu her şeyin her hâline
Veren el, alan elden üstündür. şahittir.
Hadis-i Şerif
25
etkinlikler
Okuyalım, Öğrenelim
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
Bu sözü beş vakit namazda bir günde toplam kaç kere söylüyoruz?
Sayın ve aşağıya yazın.
26
Eşleştir
Aşağıda Allah’ın bu derste öğrendiğimiz dokuz isminin Arapçaları ile anlamları
karışık olarak verilmiştir. Doğru bir şekilde eşleştirin.
Bütün yarattıklarının
ihtiyaçlarını yerli
yerince gönderen
Kimse ile kıyası mümkün
olmayan heybet sahibi
Koruyup kollayan
Her yönüyle yüce
Yarattıklarını
her an
Her türlü erdemin sahibi,
gözeten
övgüye değer, çok cömert
27
ahlak
TELESKOP
B
eşinci yaş günü hediyem bir teleskoptu. Meraklı bir miniktim. Gökyüzünde
yanıp sönen şeylerin ne olduğunu, tepemizde neler olup bittiğini merak edi-
yordum. Kafamda bir sürü soru dönüyordu: Uzayda kim yaşıyor? Ay hiç uyu-
muyor mu? Güneş ve ay birbirlerine küserler mi? Gökyüzü neden turuncu değil?
Son beş yıldır evdeki bütün vaktimi teleskobumla geçiriyordum ve gözüm ondan
başka hiçbir şeyi görmüyordu. Odamın sadece teleskobumdan ve uyumak için ihti-
yacım olan yatağımdan ibaret olduğunu zannediyordum desem yeridir. Eh, bu du-
rumda odamın ne hâlde olduğunu hayal etmeniz pek zor olmasa gerek!
Yani düne kadar böyleydi.
Teleskobum gözbebeğimdi benim. Kimsenin ona dokunmasına izin vermezdim. Özel-
likle de küçük kardeşimin… Şimdilik annemin hediyesi olan muhabbet kuşu onu te-
leskobumdan uzak tutmayı başarıyordu. Muhabbet kuşunu stres topu olarak kullanan
bir çocuğun teleskobuma neler yapabileceğini sizin hayal gücünüze bırakıyorum. De-
ğil teleskobuma dokunmak, kardeşimin odama girmesine bile izin vermiyordum.
28
Dedim ya, düne kadar bu böyleydi.
Dün okuldan geldiğimde evde bir telaş vardı. Kardeşim ağlıyordu. O hep ağlardı
ama bu seferki neredeyse on çocuğun ağlamasından oluşan bir orkestra gibiydi.
Annem senfoniye uyarak çılgınlar gibi bir pencereden diğer pencereye koşuyordu.
Muhabbet kuşumuzun kaçmış olduğunu anlamam uzun sürmedi. Bana kalırsa o kal-
binin sesine kulak vermiş ve yapması gerekeni yapmıştı. Galiba sesli düşünmüşüm.
Annem beni duydu ve “Ama sen yapman gereken şeyleri yapmıyorsun!” dedi. Anne-
min öfkeli gözleri beni bir örümcek ağına sarmalanmışım gibi hareketsiz bırakmıştı.
O anda şimşekler çaktı kafamda. Dün gece geç yattığımı ve sabah bir türlü uya-
namadığımı, annemin kardeşimi doktora götürdüğünü, okula gitmeden önce pen-
cereleri kapatmamı, muhabbet kuşunu kafesinden çıkarmamı ve her yeri kontrol
etmemi istediğini gözlerimin önünden geçen film şeridinden izledim. Fakat filmin
asıl can alıcı sahnesi son sahneydi. Okula geç kaldığım için aceleyle kuşu kafesten
çıkarttığım ve bunu yapmadan önce pencereleri kapatmadığım sahne. Muhtemelen
kuşla aynı anda evden çıkmıştık.
Kardeşim çok üzülmüştü. Beklemiyordum ama bu beni gerçekten çok ilgilendirmiş-
ti. Kuşunun kaçmasına ben sebep olmuştum ve ne hissettiğini çok iyi anlıyordum.
Hatamı telafi etmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Kardeşime dönüp “İster-
sen kaçan kuşunun izini sürmek için teleskobumdan yararlanabiliriz.” dedim. İnsan
üzüntüden ne yaptığını bilmiyor bazen.
Kardeşim ve ona eşlik eden diğer dokuz sesten oluşan orkestra sustu. Bu, o kadar
ani oldu ki annem o şokla kendini koltuğa, kardeşimin kontrolünü de bana bıraktı.
İlk defa bu kadar anlaştığımızı görmenin tadını çıkarmaya hakkı vardı.
Bunun iyi bir fikir olup olmadığına henüz karar verememiştim ki kardeşim bana
“Peki!” dedi, “Pekiiii, teleskobunun üzerine de binebilir miyim? O benim atım ola-
bilir mi?” Beni şimdi daha iyi anladınız değil mi? Tam kararımdan vazgeçecektim ki
annemin “Aklından bile geçirme!” diyen bakışlarıyla karşılaştım.
“Teleskoplar üzerlerine binilmesinden hiç hoşlanmazlar ufaklık. Eğer ısrar edersen
o da pencereden kaçabilir.” dedim. İşe yaramışa benziyordu. İlk işim ona teleskobu
nasıl kullanacağını öğretmek olacaktı. Öğrenmek için acele etse iyi ederdi.
29
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
30
7 Fark
Kahramanımız sonunda kardeşi ile teleskobunun bir araya gelmesine izin verdi.
İki kardeş birlikte vakit geçiredursunlar siz iki resim arasındaki yedi farkı bulun.
31
AJANDA
1. HAFTA
32
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Her işe besmele ile başladım mı?
Arkadaşlarımla iyi geçindim mi?
Kötülüğe iyilikle karşılık verdim mi?
Bana karşı yapılan hataları affedebildim mi?
İnsanlar hakkında olumlu düşündüm mü?
Büyüklerime saygılı davrandım mı?
Gördüğüm arkadaşlarıma ve büyüklerime selam
verdim mi?
Herkese güzel hitap edip tatlı dille konuştum mu?
Karşılaştığım insanlarla tokalaşıp onların hâlini hatırını
sordum mu?
Komşu ve akrabalarımı ziyaret ettim mi?
33
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
SABAH NAMAZI
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Çizelgeyi İncele
Bu derste sabah namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygu-
lamaya başlamadan önce aşağıdaki çizelgeyi inceleyin ve sabah namazının kılınışı-
nı hatırlayın.
34
İkinci Rekât
35
itikat
NEHİRDEKİ SEPET
E
ski Mısır hükümdarlarından biri olan Firavun oldukça zalim ve acımasız biriymiş. Ül-
kede köle hayatı süren İsrailoğulları baskı, zulüm ve sıkıntılardan dolayı iyiden iyiye
bıkmış, usanmış, canından bezmiş. Allah’a kendilerini kurtarması yahut Firavun’un
ülkesinden kendilerini çıkarıp özgürlüğe, adalet ve huzura erecekleri
bir yurda götürecek bir önder göndermesi için içten dualar eder ol-
muşlar. Öte yandan Firavun da onların dualarının kabul edileceğine
dair kâbuslar görmeye başlamış, nüfuslarının hayli artmış olmasından
ve güçlenmelerinden çekinir olmuş. Askerlerine İsrailoğulları’nın yeni
doğan erkek çocuklarının öldürülmesini, kız çocuklarına ise dokunul-
mamasını emretmiş. Firavun’un askerleri kapı kapı dolaşıp İsrailoğul-
ları’nın bebeklerini bulmaya ve katletmeye başlamışlar. Tek bir erkek
çocuk bile kurtulmasın, gözlerinden kaçmasın diye askerler dikkat ke-
silmiş, İsrailoğulları’nı sıkı takibe almışlar.
Bu zulüm sürdüğü sıralarda Hz. Musa doğmuş. Annesi bir süre korku ve
endişe içinde çocuğuna bakmış, onu emzirmiş. Daha sonra kalbine do-
ğan ilhamla bebeğini zalim Firavun’dan ve askerlerinden kurtarabilmek
için bir sepete koyup sepeti ve bebeği nehre bırakmış. Musa’nın abla-
sına da olup biteni izlemesini, sepetin ve içindeki yolcunun akıbetini
kendisine haber vermesini söylemiş.
Kraliçe, Musa bebeği evlat edinmiş, onu çok sevmiş. Fakat Musa bebe-
ğin ağlamasını bir türlü durduramıyorlarmış. Çünkü aç kalan bebek hiç
kimsenin sütünü istemiyormuş. Bunun üzerine Musa’nın ablası “Size,
onun bakımını üstlenecek ve hem de ona iyi davranacak bir aile göste-
reyim mi?” deyip kendi annesini sütanne olarak denemeleri için teklif-
te bulunmuş. Onlar da kabul etmişler.
36
Böylelikle sandıkla zalim Firavun’un sarayına gelen Musa bebek, Allah’ın yardımı ile burada
annesiyle tekrar buluşmuş. Bebek, annesinin sütünü emmiş, sorun çözülmüş. Musa bebek
bir sütanneye kavuşmuş; anası çocuğuna kavuşmuş, gözü gönlü aydınlanmış, gamı kederi
dağılmış.
Aradan yıllar geçmiş, Hz. Musa, Firavun’un sarayında yetişip büyümüş. Gençlik döneminde bir
gün ahalinin fark edemeyeceği bir vakitte şehre gitmiş.
37
Niyeti biraz gezinmekmiş. Bu sırada iki adamın kavgasına rastlamış. Kavga edenlerden biri
İsrailoğulları’ndan imiş, Musa’dan yardım istemiş. Genç Musa o adama yardım etmeye çalı-
şırken istemeden, kazayla diğer Mısırlı adamın ölümüne sebep olmuş. Yaptığı hatanın farkı-
na varan Musa, hemen Rabbine şöyle dua etmiş: “Rabbim! Doğrusu ben kendime zulmettim.
Beni bağışla! Bana lütfettiğin nimetlere ant olsun ki artık suçlulara asla arka çıkmayacağım.
Rabbim, beni zalimler güruhundan kurtar. Beni doğru yola ilet. Bana indireceğin her hayra ve
lütfuna muhtacım!”
Allah, Musa’nın samimi duasını kabul etmiş, onu bağışlamış. Fakat adamı Hz. Musa’nın
öldürdüğü ortaya çıkınca hakkında ölüm emri çıkarılmış. Hz. Musa’nın iyiliğini düşünen bir
kişi “Seni öldürecekler, hemen şehri terk et!” diye onu uyarmış. Bunun üzerine Hz. Musa
yakınlardaki Medyen’e gitmek üzere şehirden ayrılmış. Medyen bölgesine doğru yola çık-
mış çünkü orası Firavun’un kontrolünde olan bir yer değilmiş.
Hz. Musa Medyen’e varmış, yıllarca orada yaşamış ve orada evlenmiş. Gün gelmiş, ailesi ile
birlikte Medyen’den ayrılmak üzere yola çıkmış. Yolda Tûr Dağı eteklerine geldiğinde Tuva
Vadisi tarafında bir ateş ışığı görmüş. Ailesine dönüp “Ben şurada ateş gördüm. Siz burada
bekleyin. Belki oradan size bir haber yahut ısınmanız için ateş bulup getiririm.” diyerek o
tarafa doğru gitmiş.
Hz. Musa ateşe yaklaşınca vadinin sağ tarafındaki ağaç yönünden bir ses duymuş: “Musa!
Ben, evet ben senin Rabbinim! İyi bil ki ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan, bütün âlem-
lerin Rabbi Allah’ım. Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver. Benden başka ilah yoktur.
Bana kulluk et. Kim haksızlık eder, sonra da işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa bilsin ki ben
ona karşı da çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim. Şu sağ elindeki nedir, ey Musa?”
Musa “O, benim asamdır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; onunla
başkaca ihtiyaçlarımı da gideririm.” demiş.
Allah “Yere at onu, ey Musa!” demiş ve Musa asasını hemen yere atmış. Bir de ne görsün,
hızla sürünen bir yılan değil mi?! Allah “Al onu! Korkma! Biz onu şimdi ilk hâline sokaca-
ğız.” demiş. Ardından “Elini koynuna sok Ey Musa! Elin kusursuz, bembeyaz çıkacak koy-
nundan. Korkudan açılan kollarını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına
karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir sana. Şimdi Firavun ve kavmine git. Çünkü onlar
artık yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır.”
Allah, Hz. Musa’ya peygamberliğini doğrudan bu özel konuşma ile bildirmiş ve ona muci-
zelerinden bir kısmını göstermiş. Bu konuşmada vahiy meleğinin aracı olmaması sebebiyle
de Hz. Musa “kelimullah” olarak anılmış.
38
etkinlikler
Okuyalım, Öğrenelim
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
Yeni doğan bir bebek olarak Hz. Musa öldürülmekten nasıl kurtuluyor?
Hz. Musa gençliğinde neden yaşadığı şehri terk etmek zorunda kalıyor?
39
itikat
M
inicik bir bebekken Firavun’un adamları tarafından öldürülmekten Allah’ın yar-
dımı ile kurtulan, sonra da Firavun’un sarayında büyüyen, fakat gençlik yıllarına
geldiğinde ülkesini terk etmek zorunda kalıp yıllarca yurdundan uzakta yaşayan
Hz. Musa artık peygamber olmuş. Şimdi zalim Firavun’u ve kavmini Allah’a inanmaya davet
etmek için ülkesine dönüyormuş. Fakat Hz. Musa’nın içi hiç rahat değilmiş.
Çünkü daha önce Mısırlılardan birini öldürdüğü gerekçesiyle Firavun’un ken-
disini öldürebileceğini, kendisini dinlemeyeceklerini düşünüyormuş. Üstelik
konuşmasını da beğenmiyor, ağır ve tutuk buluyormuş. Hâl böyle olunca
peygamberlik görevini yerine getiremeyeceğinden endişe etmiş. Allah’tan
şöyle dilekte bulunmuş:
40
Bunun üzerine sihirbazlar ellerindeki iplerini, değneklerini, asalarını yere atmışlar. Sihirleri
sayesinde herkese sanki yerdekiler yürüyormuş gibi görünmüş. Sonra Hz. Musa da asasını
yere atmış. Ne olmuş dersiniz? Hz. Musa’nın asası onların düzmece nesnelerini yutuvermiş!
Sonra da Musa elini cebinden çıkarmış. Tekrar şaşırmış herkes çünkü Musa’nın eli seyre-
denlerin gözleri önünde bembeyaz oluvermiş! Böylece gerçek ortaya çıkmış ve sihirbazların
yaptıklarının asılsız olduğu anlaşılmış. Sihirbazlar Hz. Musa’nın gösterdiği mucizelerin sihir
olmadığını anlayarak derhal secdeye kapanmışlar. “Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun’un
Rabbine iman ettik!” demişler.
41
Firavun öfkeden deliye dönmüş. “Bu nasıl olabilir?” diye kükremeye başlamış. Kendisinden
izinsiz iman etmeye nasıl cüret ederler diye Hz. Musa’yı ve ona inananların hepsini öldür-
meye karar vermiş. Bunun üzerine Hz. Musa kavmine şöyle demiş: “Allah’tan yardım isteyin
ve sabredin.”
Allah, Musa’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.” diye vahyetmiş
(19 / Şuara Suresi, 52. ayet). Hz. Musa aldığı bu emir üzerine beraberindekilerle yola çıkmış.
Firavun ve adamları gün doğarken onlara yetişmiş. Hz. Musa, Kızıldeniz’e asasıyla vurunca,
deniz ikiye ayrılmış. Müslümanlar açılan yoldan rahatça karşı kıyaya geçmişler. Firavun ve
adamları da onları takip ederek o yola girmişler ama tam geçecekleri esnada ikiye ayrılan
deniz birleşip üzerlerine kapanmış. Hz. Musa ve beraberindekiler kurtulmuş, Firavun ve
adamları ise denizde boğulmuşlar.
Bir süre sonra Allah, Hz. Musa’ya Tûr Dağı’na gelmesini emretmiş. Hz. Musa kavminin ya-
nından ayrılmadan önce kardeşi Hz. Harun’a “Kavmim arasında benim yerime geç ve yapıcı
ol! Sakın bozguncuların yoluna uyma!” demiş. Ondan, bozgunculuk çıkarabileceklere karşı
dikkatli olmasını istemiş ve Rabbi ile buluşmaya gitmiş.
Hz. Harun, abisi Hz. Musa yanlarından ayrıldıktan sonra kavminin tekrar eski alışkanlıkları
olan putlara tapmaya başlamaları üzerine onları uyarmış. “Ey kavmim! Siz bununla yalnızca
imtihan edildiniz. Doğrusu sizin Rabbiniz ancak bir ve tek Allah’tır. Öyleyse bana uyun ve
emrime itaat edin!” demiş. Onlar ise utanmadan Hz. Harun’a, Hz. Musa dönünceye kadar
yaptıkları buzağı heykeline ibadet etmeye devam edeceklerini söylemişler. Hz. Musa Tûr
Dağı’ndan döndüğünde kavminin yoldan çıkmış bu hâli karşısında çok öfkelenmiş. Öfke
ile Hz. Harun’a dönüp “Harun! Saptıklarını gördüğün zaman bana uymana ne engel oldu?
Yoksa emrime karşı mı geldin?” demiş. Hz. Harun ise “Ey anam oğlu! Şüphesiz ben, İsrailo-
ğulları’nın arasını açtın, sözüme uymadın demenden korktum.” demiş. Aslında Hz. Harun
elinden geleni yapmış ama kavmi onu dinlememiş. Musa kavmine tövbe etmeleri ve bağış-
lanmaları için Allah’a yalvarmalarını söylemiş. Allah tövbeleri üzerine Hz. Musa’nın kavmini
bağışlamış.
Günler günleri kovalamış. Zaman akıp geçmiş. Ama İsrailoğluları hiç değişmemişler. Za-
limin elinden kurtulmuş olmaları, sürekli Allah’ın yardımları ile karşılaşmaları onları hiç
düşündürmemiş. Onlar her zaman yaptıkları gibi yine verdikleri sözleri tutmamışlar. İsyan-
larına ve durmaksızın itirazlarına devam etmişler.
İsrailoğulları Hz. Musa’dan ve Hz. Harun’dan sonra da azgınlıklarına devam etmişler. O ka-
dar ileri gitmişler ki Allah katından kendilerine indirilen Tevrat’ı dahi keyfî olarak değiştir-
mekten çekinmemişler. Doğrusu onlar hep sapkınlık içinde olmuşlar.
42
etkinlikler
Okuyalım Öğrenelim
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
43
İpi Takip Et!
Bütün peygamberler kavimlerini Allah’ın birliğine inanmaya davet ediyorlar. Peki
onların bu davetini kabul edenlere ne oluyor? Cevabı aşağıdaki hadis-i şerifte...
İpi takip edip heceleri toplarsanız okuyabilirsiniz.
RER
KİM KA
AL
LAH
HİÇ
LEN
LAH
İ Gİ BAŞ
TAN
BİR
SE YİP
YOK
CIY
DE
BU
Ö
TE
NAN CEN
İ
TUR
NE
LA
44
ilmihâl
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Safları Sıklaştıralım!
Bu derste sabah namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygu-
lamaya başlamadan önce aşağıdaki metni dikkatle okuyun.
45
ahlak
TEK MISRA
Ö
ğretmenimiz ismimi söylediğinde tedirgin olmuştum. Daha önce hiç topluluk
karşısına geçip şiir okumamıştım ki! Saliha “Altı üstü iki kıta! Birkaç kez oku-
san zaten ezberlemeye başlarsın.” demişti. Belki eğlenceli bile olabilirdi. İlk
iki kıtasını ben, diğer iki kıtasını ise Emel okuyacaktı. Emel! Ezberi çok iyi olduğundan
bütün müsamerelerde başı çekiyordu. Çok da iyi şiir okurdu.
Saliha haklı çıkmıştı. Ezberlemem sadece bir
birkaç saatimi almıştı. Ezberimin bu kadar kuv-
vetli olduğunu bilmiyordum doğrusu. Emel’e
şiirimi birkaç saatte ezberlediğimi söylesem
suratı nasıl bir hâl alırdı acaba? Keyfim karnımı
acıktırmıştı. Mutfaktan mis gibi kokular geliyor-
du. Annem döktürmüştü yine anlaşılan. Artık
şiirimi ezberlediğime göre kendimi, televizyo-
nun karşısına geçip anemin nefis börekleriyle
ödüllendirebilirdim. Ertesi gün, öğretmenimiz
müsamere öncesi alıştırma olsun diye sınıfın
önünde deneme yapacağımızı söyledi. “Heye-
canınız da bu sayede biraz yatışır.” dedi. Saliha,
Emel’e ve bütün sınıfa “Biliyor musunuz, Sedef
şiirini birkaç okumadan sonra hemen ezberle-
di!” demişti. Emel ne dese beğenirsiniz? “Bu
gerçekten harika! Artık müsamerelerde birlikte
okuruz şiirleri. Ne dersin Sedef?”
Şaşırmıştım. Emel’in bu tepkisini beklemiyor-
dum. Bana sinir olması gerekmiyor muydu?
“Ee, olabilir, belki. Bir düşünmeliyim.” dedim.
Havamdan yanıma yaklaşabilene aşk olsun.
Az sonra Emel ve ben tahtanın önünde ve tüm
sınıfın karşısındaydık. Omuzlarım dik, başım
Kaf Dağı’ndaydı. Şiir okumak artık benim de
işimdi. Az sonra bunu ispatlayacaktım.
46
Ama hayır! İlk mısayı okuduktan sonra bir anda midem bulanmaya ve terlemeye
başladım. Sınıf dönme dolap gibiydi. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Öğretmenimiz
“Evet Sedef, seni bekliyoruz!” dedi. Ben de şiirimi bekliyordum. Acele edip aklıma
gelse iyi ederdi. Ama paşazadeleri bir türlü gelmiyordu işte! Bütün sınıf bana gülü-
yordu. Saliha’nın gözleri “Ne oluyor?” diye soruyordu. Öğretmenimiz “Hadi ama…”
der gibi bakıyordu. Emel’e hiç bakamıyordum. Kim bilir şimdi bana nasıl gülüyordu?
“Neyin var Sedef? Yüzün bembeyaz oldu.” dedi öğretmenimiz.
“Şiirim yok öğretmenim.” demek istedim ama ağzımı açarsam kusabilirdim.
Rezil olmuş ve çok utanmıştım. Kafamı sıranın altına sokmak, eve gidene kadar
da çıkarmamak istiyordum. Şimdi Emel başlayacak ve bülbül gibi şakıyacaktı. Off…
Hava atarken fazla abarttım galiba. Bu kadar böbürlenmenin ne âlemi vardı? Ah
Saliha, sen sardın bu işi başıma!
Tam o esnada Emel ikinci mısrayı okudu. Elimi tutup bana göz kırptı. Nasıl olduysa
üçüncü mısrayı hatırladım. Derken şiirimizi bir mısra ben, bir mısra Emel okumaya
başladık. Dönme dolap durmuştu ve midem artık bulanmıyordu. O okudukça şiir
aklıma gelmeye başladı. Şiirin sonunda büyük bir alkış aldık. Emel’in elini bir daha
bırakmamak üzere sımsıkı tutuyordum.
Öğretmenimiz “Bu şiir böyle okunma-
yacaktı ama sanki böylesi daha güzel
oldu.” dedi.
47
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
48
. _
Mors
A
M _ _
B _ . . .
N _ .
C _ . _ .
O _ _ _
D _ . .
Sedef, başarmanın keyfini doyasıya yaşıyor. Fakat siz- P . _ _ .
E .
ce de biraz aşırıya kaçmıyor mu? Siz de bizimle aynı F . . _ .
R . _ .
S . . .
fikirdeyseniz bulmacamızda yazılı olan hadis-i şerifi G _ _ .
T _
H . . . .
söyleyerek uyaralım onu. Bulmacadaki hadisi okuya- U . . _
I . .
bilmek için mors alfabesinden yardım almalısınız. J . _ _ _
V . . . _
Y _.__
K _ . _
Z _ _ . .
L . _ . .
49
AJANDA
2. HAFTA
50
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Eve girerken “Selamun aleyküm” veya “Merhaba”
dedim mi?
Başka evlere girerken izin istedim mi?
Bir yere gittiğimde kapıyı üç kereden fazla çalmamaya
özen gösterdim mi?
Başkalarının odalarına girerken kapı çalıp izin istedim mi?
Birisinin odasına girdiğimde izin verilmeden
oturmamaya dikkat ettim mi?
Anne babamın odasına girerken kapı çalıp izin istedim mi?
Büyüklerimin yanında konuşmalarıma ve
davranışlarıma özen gösterdim mi?
Büyükler konuşurken sözlerini kesmeden saygıyla din-
ledim mi?
Düşünerek konuşup kırıcı söz söylemekten kaçındım mı?
Konuşmaya başlamadan önce selam vermeye dikkat
ettim mi?
Sabah namazının farzında ikinci Hz. Musa, Allah ile aracı olmadan
rekâtta Sübhaneke duası okunur. doğrudan konuştuğu için “kelimullah”
olarak anılmıştır.
Sabah namazının farzı üç rekâttır.
Hz. Musa’nın asası bir mucize olarak
Cemaatle namaz kılarken imamın yılana dönüşmüştür.
başlama tekbiri ile biz de tekbir alırız.
Hz. Musa, Kızıldeniz’e asasıyla
Cemaatle namaz kılarken rükûda, vurunca, deniz ikiye ayrılmıştır.
secdede ve ayakta tespihleri biz de
okuruz. Allah Hz. Harun’u Yakup Peygamber’e
yardımcı tayin etmiştir.
Hz. Musa, Harun Peygamber’in
oğludur.
51
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
ÖĞLE NAMAZI
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Çizelgeyi İncele
Bu derste öğle namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygula-
maya başlamadan önce aşağıdaki çizelgeleri inceleyin ve öğle namazının kılınışını
hatırlayın.
52
Öğle Namazının İlk Sünneti
BİRİNCİ REKÂT ÜÇÜNCÜ REKÂT
Niyet Besmele
Başlama tekbiri
KIYAM
Fatiha
Sübhaneke Bir sure veya birkaç ayet
Eûzü besmele Tekbir
KIYAM
Fatiha
(3 kere)
Bir sure veya birkaç ayet
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE
Tekbir Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere)
SECDE
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
DÖRDÜNCÜ REKÂT
Besmele
İKİNCİ REKÂT
KIYAM
Fatiha
Besmele Bir sure veya birkaç ayet
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet (3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere) (2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir Ettehiyyatü
KA’DE
Selam
Tekbir
53
Öğle Namazının Farzı
BİRİNCİ REKÂT
Niyet ÜÇÜNCÜ REKÂT
Başlama tekbiri Besmele
KIYAM
Sübhaneke Fatiha
Eûzü besmele Tekbir
KIYAM
Fatiha
(3 kere)
Bir sure veya birkaç ayet
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE Tekbir
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere)
SECDE
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
DÖRDÜNCÜ REKÂT
İKİNCİ REKÂT Besmele
KIYAM
Besmele Fatiha
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere) (2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir Ettehiyyatü
KA’DE
Selam
Tekbir
54
Öğle Namazının Son Sünneti
BİRİNCİ REKÂT DÖRDÜNCÜ REKÂT
Niyet Besmele
KIYAM
Başlama tekbiri Fatiha
Sübhaneke Bir sure veya birkaç ayet
Besmele Tekbir
KIYAM
Fatiha
(3 kere)
Bir sure veya birkaç ayet
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere) Ettehiyyatü
SECDE
Tekbir
KA’DE
Salli-Barik
(2 kere secde yapılır.) Rabbena duaları
Selam
55
ilmihâl
ZEKÂT
Zekât kelimesi dilimize Arap-
çadan geçmiştir. Sözlük ma-
nası temizlenmek, arınmak,
bereketli olmak, artmak ve
çoğalmaktır.
çken tok
Komşusu a .
en değildir
yatan bizd
erif
Hadis-i Ş
56
Müminler
gerçekten ku
Kimler Zekât Verir? ermişlerdir. rtuluşa
Onlar ki na
derin saygı mazlarında
Ergenlik çağına gelmiş, aklı başında, içindedirler.
faydasız işle Onlar ki
özgür ve nisap miktarı malı olan her rden ve boş
çevirirler. O sözlerden y
nlar ki zekâ üz
Müslüman zekât vermekle yükümlüdür. tı öderler.
23 /Mü’minun
Suresi, 1-4
Nisap miktarı dinimizin mallar için be- . ayetler
lirlediği bir ölçüdür ve zengin olmanın
en alt sınırıdır. Bu sınırlar fıkıh kitaplarında
ayrıntılı olarak anlatılır.
57
etkinlikler
Okuduklarımızı Hatırlayalım
Zekât veren kişilerin bazı özellikleri vardır. Bunlardan hatırladıklarınızı yazın. İpucu
olarak birincisini biz yazdık, diğerleri size kaldı.
Müslüman
Fakirler
58
Bal Gibi
Allah’ın en çok hoşuna giden şey, bize verdiklerini başkalarıyla paylaşmamız. Me-
tinde geçen ayetler de bize güzel haberler veriyor. Sevineceğiniz bir haberi de sizin
için bulmacamıza yerleştirdik. Bakalım bu güzel haber neymiş? En tepedeki petek-
ten başlayıp hep bitişik olanlara doğru ilerlerseniz bu müjdeyi okuyabilirsiniz.
Z
E T
K A H
İ N Ş E
N M İ İ M
L A E T K L
I M D Z O P U
N I E L İ E U M
H E R M T
59
ilmihâl
SADAKA VE İNFAK
Sadaka Allah Teala’nın rızasını kazanmak
için karşılıksız olarak yapılan yardım ve iyi-
lik demektir. İnfak ise yine Allah Teala’nın
rızasını kazanmak için kişinin kendi malın-
dan harcamada bulunmasıdır.
Sadaka insanın ömrünü bereketlendirir,
Allah’ın sevgisini kazandırır ve belaları def
eder.
Sadaka samimi bir niyetle, sadece Allah
Teala’nın rızasını gözeterek ve göste-
rişten kaçınarak verilmelidir. Verilen
sadaka asla başa kakılmamalı, alanı
rencide etmemelidir. Sadakayı açık-
tan vermek güzeldir ancak gizlice
vermek daha iyidir.
Sadaka yalnızca para ve mal ile yapılan
bir ibadet değildir. İnsanlar için faydalı
ve insanları mutlu eden pek çok davranış
sadakadır. Yani hiç paramız olmasa da her
gün defalarca sadaka verebiliriz.
Peygamberimizin (sav)
sadaka olarak saydığı
işlerin bir kısmı
şunlardır:
• Gülümsemek
• Güzel söz söylemek
• İlim öğrenmek amacı ile bir yere gitmek
60
• İbadet etmek amacı ile bir yere gitmek (Örne-
ğin mescitler, camiler, hac, umre)
• İyiliği yaymak
• Kötülüğe engel olmak
• Sağlığımıza şükretmek
• Yemeğimizi paylaşmak
• Kavga eden iki kişinin arasını bulmak
• Cenazeyi kabre götürürken taşımak veya
beraberinde yürümek
• Ağaç dikmek, ekin ekmek
• Hayvanları beslemek ve onlara su vermek
• Allahu ekber, elhamdülillah, sübhanallah
gibi tespihleri söylemek
Sadaka-i Cariye
Sadaka-i cariye “hiç kesilmeyen, akıp du-
ran sadaka” demektir. Faydası bir seferde
bitmeyen, uzun ömürlü bir sadakadır. Bu
sebeple kişi öldükten sonra da ona sevap ka-
zandırmaya devam eder. Mesela okul, yol,
köprü, cami yaptırmak; su kuyusu açtırmak;
insanların faydalanacağı ağaçlar dikmek İnsan ölünce, üç am
eli dışında
gibi. Ayrıca hayırlı evlat ve kendisinden bütün amellerinin se
vabı kesilir:
sonra faydalanılacak bir ilim, bir kitap bı- Sadaka-i cariye, kend
isinden
rakmak da kişinin öldükten sonra sevap faydalanılan ilim, ar
kasından dua
kazanmasına vesiledir. eden hayırlı evlat.
Hadis-i Şerif
61
etkinlikler
Mors
A . _
M _ _
Sadakanın sadece para ve mal ile yapılmadığını öğ- B _ . . .
N _ .
rendik. Ve yine öğrenmiş olduk ki insanların faydası C _ . _ .
O _ _ _
ve iyiliği için yapılan pek çok davranış da sadakadır. D _ . .
P . _ _ .
Aşağıda bunlardan birisi Mors alfabesiyle yazılmış. E .
R . _ .
Bakalım okuyabilecek misiniz? F . . _ .
S . . .
G _ _ .
T _
H . . . .
U . . _
I . .
V . . . _
J . _ _ _
_._ ._ ..._ __. ._ Y _.__
K _ . _
Z _ _ . .
L . _ . .
. _.. . _. .. _._ ..
_._ .. ... .. _. .. _.
._ ._. ._ ... .. _. ..
62
ilmihâl
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Petek Bulmaca
Bu derste öğle namazını cemaatle kılmayı öğrendiniz. Cemaatle namaz kılma ko-
nusunda Peygamberimizin müjdesini de öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki petekleri
renklerine göre yerli yerine yerleştirin. Sonra da hadis-i şerifi okuyun.
E I
N A M A Y
E C E A Ş
L İ D
E R
C Z D
L E R .
N A L I
E K
E M N A
I I
Y E D M A Z N A
İ
N A Z İ A N
K I L
K
İ L İ D İ R M
B A A T
A H A F
İ D T
L E T N A N
63
ahlak
HOROZ
B
izimki başladı yine! Üürüü üüüü de üürüü üüü… Sanırsınız yangın var. Bir
bekle de doğsun güneş! Bırakmıyor ki uykumun yakasını!
Ah zavallı uykum! Sesim sabahları pek gür çıkıyor galiba. Dedem tıklattı kapımı.
Uzattı kafasını:
– Ee onun görevi bu. Horozlar zamansız ötmez. Güneşin doğduğunu haber verirler
insanlara. Kalkın artık dedi mi bütün köy ayaklanır. Hem bizimki bütün evlerin ışık-
larının yandığını görmeden susmaz. Horozlar kızdırmaya gelmezler, bilirsin.
– Bilirim elbet! Bilmez miyim babamın başına gelenleri? Bir daha kümesin önünden
bile geçemediğini…
– Hak etmişti.
Karar verdim, dedemle takılacağım bugün. Yoksa horozun başı belada! Zaten de-
demin bana sözü vardı. Kahvaltıdan sonra dedemle bana bisiklet almaya kasabaya
gideceğiz. Babaannem tembihledi dedemi:
– Aman bisikleti almadan gelmeyin sakın. Bak sonra söylenir de durur, hiç susmaz.
– Cihan yavrum, horozun kahvaltısını vermek yaz boyunca senin görevin artık. Aman
ihmal etme! Biliyorsun sabahlarımızın şen sesi o.
İtiraz ettim:
– Hayatta olmaz! Hem ben babama çok benzerim. Ya beni babam sanırsa?
– Peki, dedi omuz silkerek, sorumlu sen olduğuna göre artık ne zaman istersen o
zaman ver. İstersen hiç verme. Haydi! Soğumasın çöreklerimiz.
65
Sevindim. Çok iyi inat ederim ben. Hem nasıl olsa babaannem dayanamaz horozcu-
ğuna. Çok geçmez, kalkar, kendisi verir.
Masada yok yok. Ama bir şeyler eksik gibi. Elim çöreklere bir kere gitti, bir daha
gidemedi. Babaannemle dedem nasıl da iştahla yiyorlar! Kafamı çevirdim. Horozcu-
ğun gözleri bizim çöreklerde. Yoksa bana mı öyle geliyor acaba? Aman canım, horoz
bu! Ne anlasın çörekten? O bakışlar da ne öyle? Nasıl da masum bakıyor! Sen bir
horozsun. Biraz vakur durur musun? Bu olmadı ama. İnsanın vicdanına böyle hücum
edilir mi?
Çok sürmedi, ikna oldum. Zeki babaannem... Nasıl da çözdü olayı! Tabii ya, herkes
görevini yapmalı! Kalktım masadan, avuçladım arpaları. Hooppp saçtım etrafa!
Horozcuğa kıyak geçtim, yığdım önüne arpaları. Horozcukla tek taraflı düşmanlığı
sona erdirdim.
66
etkinlikler
Kim O?
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Kulağa Küpe
Cihan’ın ve hepimizin kulağımıza küpe etmemiz gereken bir söz...
Okuyun ve kulağınıza küpe edin.
n l
Ca bizeı -
lar a h ’
l eti- ı n
Ala n
m
e dir!
67
AJANDA
3. HAFTA
68
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Doğru sözlü oldum mu?
Güvenilir davranışlar sergiledim mi?
Verdiğim sözleri yerine getirdim mi?
Laf taşımaktan ve başkalarının arasını bozmaktan
kaçındım mı?
Başkalarını rahatsız edecek davranışlardan kaçındım mı?
Evimizin temizliğine dikkat ettim mi?
Çevreyi temiz tutma konusunda hassas davrandım mı?
İnsanlara nazik ve kibar davrandım mı?
Başkalarının ayıp ve kusurlarını araştırmaktan
kaçındım mı?
Bana verilen sırları sakladım mı?
69
ahlak DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
İKİNDİ NAMAZI
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Çizelgeyi İncele
Bu derste ikindi namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygula-
maya başlamadan önce aşağıdaki çizelgeleri inceleyin ve ikindi namazının kılınışını
hatırlayın.
70
ı,
i n a m a z ının farz
İkind rzı ile
le n a m azının fa ktadır.
ö ğ ma
İkindi Namazının Sünneti aynı şek
ilde kılın
KIYAM
Sübhaneke Fatiha
Eûzü besmele Bir sure veya birkaç ayet
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Fatiha
Besmele Bir sure veya birkaç ayet
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet (3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere) (2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir Ettehiyyatü
KA’DE
Salli-Barik Selam
Tekbir
71
ilmihâl
BAYRAMLARIMIZ
M
üslümanların iki bayramı vardır. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı.
Bayramlar insanların bir araya gelmesini sağlar, birlik ve beraberliği kuv-
vetlendirir. Bayramlar Allah Teala’nın bizlere hediyesidir. Bayram günleri
sevinçli olmak gerekir. En güzel kıyafetler giyilmelidir. Bu, verdiği nimetler için Al-
lah’a bir şükür göstergesidir.
Bayramlarda akrabalar ziyaret edilir, ihtiyaç sahiplerinin gönlü alınır, misafir ağır-
lanır, misafirliğe gidilir, çocuklar sevindirilir, küsler barıştırılır. Bayramlar bol sevap
kazanmak için birer fırsattır. Peygamber Efendimiz (sav) Ramazan ve Kurban Bayra-
mı gecelerinde ibadet ve dua etmeyi tavsiye etmiştir.
72
Bayram Namazı
Hem Kurban Bayramı’nda hem de Ramazan Bayramı’nda bayrama namaz ile baş-
lanır. Peygamber Efendimizin sünnetine göre sabah kalkıp gusül abdesti alınır ve
en güzel elbiseler ile sabah namazına gidilir. Sonra tekbirler ve salavatlar eşliğin-
de bayram namazı beklenir. Cemaatle beraber bayram namazı kılınır. Daha sonra
imam hutbe okur.
Bayram namazı vacip bir namazdır ve iki rekâttır.
Oruç ve Bayram
Ramazan Bayramı’nın ilk günü, Kurban Bayramı’nın ise dört günü oruç tutmak haramdır.
Ramazan Bayramı
Müslümanlar için ramazan ayının bitişi hem hüzünlüdür hem sevinçlidir. Hüzünlü-
dür çünkü çok kıymetli ve bereketli bir ay olan ramazan sona ermiştir.
Ramazan ayında bir sürü hazineler saklıdır. Örneğin;
• Kur’an-ı Kerim’de bin aydan daha hayırlı olduğu haber verilen Kadir Gecesi rama-
zan ayının içerisindedir.
• Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Kur’an-ı Kerim’in ilk indirilmeye başladığı aydır. Ayrıca
ramazanda mukabeleler okunur.
• Her gece teravih namazı kılınır.
• Birlikte yapılan iftar vesilesi ile toplumda birlik ve beraberlik ruhu oluşur.
• İnsana maddi ve manevi birçok faydası bulunan oruç ibadeti ramazan ayına özel
olarak farz kılınmıştır.
Ramazan ayını elinden gelen en güzel şekilde geçiren Müslümanlar için Allah Teala
bayramı hediye etmiştir. Bayram namazı ile başlayan buluşmalar ve sevinç üç gün
boyunca devam eder.
Ramazan Bayramı’nın bir adı da Fitre Bayramı’dır. Fitre, ramazan ayı içerisinde Al-
lah’a bir teşekkür ifadesi olarak verilmesi gereken sadakadır. Bayram namazından
önce mutlaka verilmiş olmalıdır. Fitre vermek için oruç tutmak şart değildir. Oruç
tutsun tutmasın herkesin fitre vermesi gerekir. Çocuklar hatta bebekler için bile
fitre verilir. Fitre miktarı kişinin bir günlük yiyeceği miktardan az olmamalıdır.
73
etkinlikler
Sıraya Diz
Aşağıda bayram sabahı yapılması tavsiye edilen şeyler yazılı. Ama sıraları karışmış.
Doğru sıraya göre numaralandırın.
r getirilir. Cemaatle ba
yram namaz
ve tekbi ı kılınır.
Salavat
Hutbe okunur.
74
Mors B
A . _
_ . . .
M _ _
N _ .
C _ . _ .
Bayramlar sevginin ve saygının ete kemiğe büründü- O _ _ _
D _ . .
ğü zamanlardır. Aşağıda bununla ilgili bir söz okuya- E .
P . _ _ .
R . _ .
caksınız. Tabii Mors alfabesini okuyabiliyorsanız! F . . _ .
S . . .
G _ _ .
T _
H . . . .
U . . _
I . .
V . . . _
J . _ _ _
Y _.__
K _ . _
Z _ _ . .
L . _ . .
75
ilmihâl
KURBAN BAYRAMI
K
urban Bayramı,
hac ibadetinin
zamanıdır. Hac,
arefe günü yani Kurban
Bayramı’ndan bir gün önce
başlar ve Kurban Bayramı bo-
yunca devam eder. Kurban
Bayramı hacca gidenlerin
haclarını kutlama bay-
ramıdır aynı zamanda.
Hacılar Mekke’de hac
görevlerini yerine geti-
rirken diğer Müslüman-
lar onları anar, onlar için
dua eder, haccı yürekle-
rinde yaşarlar.
Kurban Bayramı, öte yandan paylaşma zamanıdır. Kurban kesecek imkânı olan Müs-
lümanlar en güzel kurbanlıklardan seçip alır ve Allah rızası için bu hayvanı kurban
ederler. Bu kurbandan gelen eti de akrabalarıyla, komşularıyla ve ihtiyaç sahiple-
riyle paylaşırlar. Tabii kendi ailelerine ayırmayı da ihmal etmezler. Kurban, sadece
etini dağıtmak için kesilmez elbette. Allah Teala’ya kulluk borcunu yerine getirmek,
O’na yakınlaşmak, O’nun rızasını kazanmaktır asıl amaç. Nitekim kurban kelimesi
Arapça’da yaklaşmak, yakınlaşmak anlamlarına da gelmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre Hz. İbrahim’e (as) rüyasında çok sevdiği oğlunu
kurban etmesi gerektiği vahyedilir. Hz. İbrahim (as), evlat acısı ile içi yansa da Rab-
binden gelen bu emre boyun eğer. Durumu oğlu Hz. İsmail’e (as) açıkladığında o
da buna razı gelir. Allah’ın emrine teslim olur. Allah Teala kendisini her şeyden çok
seven bu iki güzel kulun teslimiyetlerinden çok hoşnut olur ve Cebrail (as) yoluyla
onlara kurban etmeleri için bir güzel bir koç indirir.
76
Hangi Hayvanlar Kurban Edilir? De ki: Şüphes
iz benim
namazım, ku
rbanım, haya
Kurbanlık hayvanlar koyun, keçi, sığır, manda ve ve ölümüm h tım
epsi âlemlerin
devedir. Kurban edilecek hayvan sağlıklı olmalıdır. Rabbi Allah
Hiçbir organı eksik veya yaralı olmamalıdır. içindir.
6 / En’am Su
resi, 162. aye
t
Teşrik Tekbirleri
Arefe günü ve Kurban Bayramı boyunca farz namazlardan sonra bu sözlerle tekbir
getiririz. Bayramın dördüncü günü ikindi namazı ile bu uygulamayı sonlandırırız.
77
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları cevaplayın.
78
ilmihâl
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
79
ahlak
EMANET
A
hmet amca avucuma küçük bir zarf sıkıştırıyor.
– Çok önemlidir bu emanet, diyor, sakın ola sahibinden başka kimseye git-
mesin!
Kulağımda Ahmet amcanın tembihi, düşüyorum yola.
En sevdiğim şeydir sokaklarda oyun oynamak. Fırsat buldum mu sokağa atarım
kendimi. Ne güzeldir güneşin altında, toprağın üstünde koşturmak! Yakar top, bir-
dirbir, uzuneşek, saklambaç, körebe… Dünyayı unutur, kuşlar gibi kanatlanırım ben
oyun oynarken. Tüm yeteneklerim gün yüzüne çıkar misketleri havada bilmem kaç
kez döndürürken. Stratejinin hasını ise üç taş oynarken görün. Dayanamaz, nerede
oyun oynayan arkadaşları görsem girerim aralarına.
Yine öyle yapıyorum. Cebimde emanet... Unutuyorum dünyayı. Ahmet amcayı da…
– Heeyyy! diyorum, ben de varım, beni de alın aranıza.
Köşe kapmaca oynuyoruz. Nasıl olduysa bir anda kendimi yerde buluyorum. Az ileride
de Kâsım. “Hay Allah!” deyip kalkıyorum yerden. Kâsım hâlâ yerde… Bir de bakıyorum,
elinde yırtılmış ayakkabısı… Ben mi sebep oldum acaba? Çekiniyorum sormaya. Kıza-
rıyorum, bozarıyorum. Kâsım anlıyor hâlimi. Kendi derdini boş verip gülümsüyor bana.
“Ne yapalım!” der gibi silkiyor omuzlarını. Demiyorlar mı çocuklar melektir? Bizim Kâ-
sım mesmelek! Ne de olsa oyun, olur böyle kazalar! Hem iş bir tamirciye bakar.
80
– İtiraz istemem, diyorum Kâsım’a, ben götüre-
ceğim tamirciye.
Az sonra ayağından çıkarıyor yırtılan ayakkabı-
yı. Bir ayağı çıplak devam ediyor oyuna.
– Olur mu böyle sen tek, ben çift? En iyisi iki-
miz de tek olalım.
Gülüşüyoruz Kâsım’la. Kalıyorum ben de tek
ayakkabıyla. Tam devam edeceğiz oyuna, de-
mesin mi Ali:
– Olmaz! Siz ikiniz oynayamazsınız böyle. Her-
kes eşit olmalı.
Haydaaa!
– Neden oynanmazmış? Böyle bir kural mı var-
mış? Bal gibi de oynanır. Tek ayakla da yeteriz
size!
Kafamı çeviriyorum, bir de ne göreyim? Hepsi
çıkarmışlar ayakkabılarını. Hay Allah! Nasıl da boşa efelenmişim öyle. Bu kez hep
birlikte gülüşüyoruz. Hakikaten melek bu çocuklar! Az ötede çiftsiz ayakkabılar ser-
gisi var sanki.
Dalmışım oynamaya. Güneş batmak üzere... “Cihan!” diyor birisi. Duyuyorum ama
oyun o kadar zevkli ki bırakamıyorum. “Cihaaan!” diyor aynı ses. Çare yok! Ses pek
bir inatçı. Çeviriyorum kafamı.
Ahmet amcayı görür görmez başımdan kaynar sular boşalıyor. Çok utanıyorum. Na-
sıl utanmam? Eğiyorum başımı. Nasıl doğrultayım? “Eyvah!” diyorum içimden, “Kı-
zacak şimdi bana.” Haklı da.
Hayret! Ahmet amca tebessüm ediyor. “Gel!” diye işaret ediyor eliyle. Gitmeliyim
tabii ya. Hatalıyım ve suçum neyse çekmeliyim cezasını. Ama öyle olmuyor. Ceza
meza yok!
– Cihancığım, diyor.
Hiç mi kızmaz bir insan yahu?
– Cihancığım!
– Ee… Efendim Ahmet amca!
81
– Senden istediğim şeyi yaptın mı?
Yapmadığımı biliyor. Başım yerde, belli oluyor. Söylememe gerek yok ki!
– Özür dilerim, diyebiliyorum, oyuna dalınca unutmuşum.
Saatine bakıyor.
– Eh henüz geç kalmış değilsin. Tabanların biraz aşınacak ama…
Kafam hemen kalkıyor. Biraz daha eğik kalsaydı boyun fıtığı olacaktım.
– Hiç merak etme sen Ahmet amca. Bak gör şimdi nasıl ok gibi fırlıyorum.
– Hayırdır Cihan? diyor Kâsım.
Tabii ya! Kâsım’ın ayakkabısı… Bir günde bu kadar da söz verilir mi Cihan? Ne yap-
tın sen?
Mahcup gözlerle;
– Yarın olsa olur mu? diyorum.
– Olmaz mı, olur tabii. Hem daha idare eder ayakkabım. Önce ilk mağdurdan başla-
yalım.
– Peki Kâsım, diyorum mahcup bakarak.
Bak şunlara, nasıl da gülüyorlar bana!
Elimde adres, yanımda Kâsım... Acele ediyoruz. Adrese göre neredeyse gelmiş olma-
lıyız. Kâsım’ın ayakkabısına bakıyorum. İyice kötü olmuş. Hiç de sezdirmiyor bana.
Kâsım;
– İşte, diyor, galiba şurası.
Burası bir tamirci dükkânı. Bir ayakkabı tamircisi… Şaşırıyorum.
– Allah Allah! Şu işe bak Kâsım, diyorum.
Nasıl mutluyum anlatamam. Kâsım da öyle.
– Ne temiz kalbin varmış Kâsım!
– Seninki de hiç fena değilmiş.
Gülüşüyoruz yine. Atıyorum elimi omzuna.
– Bu kez benden olsun, diyor tamirci amca. O kadar zahmet ettiniz, bu ufak teşek-
kürü de kabul edin lütfen. Ahmet ustaya da selam götürün benden.
82
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
83
AJANDA
4. HAFTA
84
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Sofra hazırlanırken yardım ettim mi?
Yemekten önce ellerimi yıkadım mı?
Yemekten sonra ellerimi yıkadım mı?
Yemeğe başlamak için büyüklerin sofraya oturmasını
bekledim mi?
Yemeğe başlamadan önce besmele çektim mi?
Verdiği nimetler için Allah’a şükrettim mi?
Yemeğimi sağ elimle yedim mi?
Yemek sıcak olduğunda soğumasını bekledim mi?
Yemek yerken az konuşmaya dikkat ettim mi?
Yemek esnasında başkalarını tiksindirecek
davranışlardan kaçındım mı?
Cuma namazı hem cemaatle hem de Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
tek başına kılınabilen bir namazdır.
Kur’an-ı Kerim’in ilk indirilmeye
Bayram namazı sadece cemaatle başladığı ay, zilhiccedir.
kılınabilir, tek başına kılınmaz.
Manda, kurbanlık bir hayvan değildir.
İkindi namazının sünneti, tek başına
kılınır, cemaatle kılınmaz.
85
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
AKŞAM NAMAZI
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Çizelgeyi İncele
Bu derste akşam namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygu-
lamaya başlamadan önce aşağıdaki çizelgeleri inceleyin ve akşam namazının kılını-
şını hatırlayın.
86
Akşam Namazının Farzı
BİRİNCİ REKÂT
Niyet
Başlama tekbiri
Sübhaneke
ÜÇÜNCÜ REKÂT
Eûzü besmele
KIYAM
Fatiha Besmele
KIYAM
Bir sure veya birkaç ayet Fatiha
Tekbir Tekbir
(3 kere) (3 kere)
RÜKÛ
RÜKÛ
Tekbir Tekbir
Tekbir Tekbir
(2 kere secde yapılır.) (2 kere secde yapılır.)
Ettehiyyatü
KA’DE
Fatiha
Bir sure veya birkaç ayet
Tekbir
(3 kere)
zının
RÜKÛ
A k ş a m N a m a
Tekbir Sünneti
,
(3 kere) zının sünneti
Akşam nama
SECDE
Tekbir
a h n a m a z ın ın sünneti ile
sab
(2 kere secde yapılır.) ılınmaktadır.
Ettehiyyatü aynı şekilde k
KA’DE
Tekbir
87
siyer
FİL VAKASI
H
abeşistan kumandanlarından Ebrehe, Yemen’i ele geçirmişti. Arabistan’da
Hristiyanlığı yaymak ve Yemen’i önemli bir dinî merkez hâline getirmek isti-
yordu. Fakat bu amacının önünde büyük bir engel vardı: Kâbe.
Ebrehe, Arapların Kâbe’yi ziyaret etmek için çok eskiden beri Mekke’ye gittiklerini
öğrendiğinde hırsa kapıldı. “Mesih’e yemin olsun ki ondan daha iyisini yaptıraca-
ğım.” dedi. Yemen’de, gösterişli bir kilise yaptırdı. Çevredeki Arap kabilelerini davet
ederek onların bu kiliseyi ziyaret etmelerini istedi. Fakat Araplar bu kiliseye ilgi
göstermediler ve Kâbe’yi ziyaret etmeye devam ettiler. Ebrehe’ye tepki gösterdiler.
Hatta içlerinden birisi işi iyice ileri götürerek Ebrehe’nin kilisesinin içini kirletti. Bu
harekete çok sinirlenen Ebrehe, Kâbe’yi yerle bir etmeye ahdetti. Büyük bir ordu
topladı ve Mekke’ye doğru hareket etti. Bu ordunun içinde filler de bulunmaktaydı.
Mekke’nin yakınlarına kadar gelen Ebrehe uygun bir yerde karargâh kurdu. Çevrede
birçok zarar ziyana sebep olduğu gibi civarda otlayan, Mekkelilere ait develeri de
karargâhına getirtti. Bu develerin iki yüz tanesi, Peygamberimizin dedesi Abdül-
muttalib’indi.
Ebrehe, o sırada Mekke’nin lideri olan Abdülmuttalib’e bir elçi gönderdi. Elçi oraya
savaşmaya gelmediklerini, Kâbe’yi yıkmaya geldiklerini ve karşı koymazlarsa onlara
bir şey yapmayacaklarını bildirdi. Daha sonra Abdülmuttalib, Ebrehe’nin yanına gi-
derek onu hayrette bırakan bir istekte bulundu:
– Dileğim, iki yüz devemin bana geri verilmesidir, diyerek sadece develerini istedi.
Abdülmuttalib’in Kâbe’nin yıkılmasına engel olmak için geldiğini zanneden Ebrehe,
bu istek karşısında oldukça şaşırdı. Ona neden Kâbe’yi korumaya çalışmadığını sor-
du. Abdülmuttalib’in cevabı da isteği kadar şaşırtıcıydı:
– Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de bir sahibi var ve sahibi onu koruyacaktır.
Ebrehe, Abdülmuttalib’in develerini iade etti ve onun gitmesine izin verdi.
88
Ebrehe, ordusuna Kâbe’yi yıkmak için hareket emri verdiğinde ordunun önündeki fil
hareket etmedi. Fili harekete geçirmek için gösterilen tüm çabalar karşılıksız kaldı.
Fil, yönü başka tarafa çevrildiğinde hareket ediyor ancak Kâbe’ye döndürüldüğünde
hiç kıpırdamıyordu. Bu durum Ebrehe’yi çok kızdırmıştı. Bu sırada askerler de sürü-
ler hâlinde gelen ve üzerlerine çamurdan sertleşmiş taşlar yağdıran kuşlar tarafın-
dan kurt yemiş yaprağa çevrildiler. Ebrehe ve kurtulan az sayıda asker, bozguna uğ-
ramış bir hâlde geri döndüler. Ebrehe, Yemen’e vardıktan kısa bir süre sonra öldü.
Kur’an-ı Kerîm’de Fil Sûresi’nde de anlatılan bu olay, miladi 569 yılına rastlamakta-
dır. Hz. Muhammed de bu olaydan kısa bir süre sonra dünyaya gelmiştir.
89
etkinlikler
Neden?
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
90
Bal Gibi
Abdülmuttalib, alçakgönüllü davrandı, gitti, develerini istedi. Kâbe’nin sahibi
Kâbe’yi elbette koruyacaktı. Ebrehe ise kibrinin kendisini bu hâle getireceğini bil-
seydi belki de Allah’ın evinin yanına bile yaklaşmazdı. Bu olay bizlere kibir ve alçak-
gönüllülüğün sonuçlarını gösterdi. Bulmacamızda da buna dair bir mesaj gizli. En
baştaki petekten başlayın ve hep bitişik peteklerden birine doğru ilerleyin.
A G Ö Ü L Ü K K İ Ş
L K N L A K H A İ
Ç A Ü L I T A L İ Y
V A D N I G L Ü D
E N A L R N Ö Z N E
İ S N A E S K Ü Y
. R İ T L
91
siyer
E
bu Talib, Mekke’de önde gelen, sözü dinlenen, saygı duyulan bir kişiydi. Babası
Abdülmuttalib vefat etmeden önce torunu Muhammed’i ona emanet etmişti.
Böylece Hz. Muhammed, sekiz yaşından itibaren amcası Ebu Talib’in yanında
büyüdü. Ebu Talib, yeğeni Muhammed’i çok seviyor, onun üzerine titriyor ve iyi ye-
tişmesi için elinden geleni yapıyordu. Gittiği her yere onu da götürüyor, yanından
bir an bile ayrılmasına gönlü razı olmuyordu.
Ebu Talib kervanlara katılarak ticaret yapıyordu. Yine böyle bir sefere çıkacaktı. Bu
kez kervan Suriye’ye gidiyordu. Ebu Talib yanında yeğeni Muhammed’i de götürme-
ye karar verdi. Bu, onun ilk ticari deneyimi olacaktı. Hz. Muhammed bu sırada do-
kuz veya on iki yaşındaydı.
92
Kervan Suriye’ye doğru ilerlerken Busra denilen yerde konakladı. Kervanın konak-
ladığı yerde bir manastır bulunuyordu. Manastırda Bahira adında bir rahip yaşıyor-
du. Rahip Bahira eski Hristiyan kaynaklarından, bir peygamberin geleceğini ve bu
peygamberin bazı niteliklerini öğrenmişti. Bahira, Hz. Muhammed’i gördüğünde,
öğrendiklerinden hareketle, onun beklenen peygamber olabileceğini düşündü. Ona
günlük hayatına dair birtakım sorular yöneltti. Hz. Muhammed’in cevapları, onun
beklenen peygamber olduğu konusundaki tahminini kuvvetlendirdi. Ebu Talib’e,
Muhammed’le aralarındaki akrabalık bağının ne olduğunu sordu. Ebu Talib “Oğlum-
dur.” cevabını verdi. Kendi çocuklarından ayırmıyordu onu. Bahira itiraz etti, “Ha-
yır, onun babası sağ olmamalı.” dedi. Bunun üzerine Ebu Talib Hz. Muhammed’in
aslında yeğeni olduğunu açıkladı. Babasının o daha doğmadan öldüğünü de ilave
etti. Bahira, Ebu Talib’e, yeğeninin İncil’de gönderileceği haber verilen peygamber
olabileceğini söyledi. Şam’a giderlerse Yahudilerin onu tanıyıp zarar verebilecekleri
konusunda Ebu Talib’i uyardı. Ebu Talib canı gibi sevdiği yeğeninin başına bir şey
gelmesinden korktu. Elindeki malları hemen oracıkta sattı ve Mekke’ye döndü.
...
Aradan yıllar geçti. Beklenen peygamber Hz. Muhammed’e ilk vahiyler gelmeye
başlamıştı. Çocukluğundan beri hep Hz. Muhammed’in yanında olan Ebu Talib, bu
dönemde de ona yardımlarını devam ettirdi. Atalarının dinini bırakamayacağını ama
yine de ona yardım edeceğini söyledi. Mekke ileri gelenlerinin Müslümanlara işken-
celer yaptığı dönemlerde Ebu Talib hep yeğeninin yanında yer aldı. Kureyşli müşrik-
ler, Hz. Muhammed’e destek olmasını engellemek için Ebu Talib’i sürekli baskı altın-
da tuttular. Ebu Talib, bu baskılardan bunaldığı bir gün yeğenine gidip şöyle dedi:
– Ey kardeşimin oğlu! Bana ve kendine acı, gücüm yetmeyen işi bana yükleme.
Hz. Peygamber artık Ebu Talib’in kendini korumaktan vazgeçtiğini zannederek ona;
– Ey amcam! Vallahi, şayet bu işi terk etmem için güneşi sağ elime ve ayı da sol
elime verseler Allah dinini galip kılıncaya veya ben bu yolda ölünceye kadar bu gö-
revden vazgeçmem, dedi.
Yeğenini çok seven Ebu Talib yaşadığı tereddütten kurtularak şöyle karşılık verdi:
– Gel ey kardeşimin oğlu. Sen git, işine bak, istediğini söyle. Vallahi ben sağ olduk-
ça onlar sana bir şey yapamazlar.
Ebu Talib, verdiği bu sözden ömrünün sonuna kadar dönmedi. Karşılaştığı bütün
zorluklara rağmen Hz. Muhammed’i korumaya devam etti.
93
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
94
ilmihâl
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Petek Bulmaca
Bu derste akşam namazını cemaatle kılmayı öğrendiniz. Cemaatle namaz kılma
konusunda Peygamberimizin müjdesini de öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki pe-
tekleri renklerine göre yerli yerine yerleştirin. Sonra da hadis-i şerifi okuyun.
İ
R L A
A L
T T E
K İ M K Ş A
İ D M E E L D E İ P
C
E H N N İ D İ
M E R S
A I
G E N
A C E Ş N S A B
İ Ş İ
C A L A H Ğ E G
A Z I R
G A H A
K A V
O İ D E
S M L A
U Ş G K R A
L İ
R H R .
95
ahlak
MUCİT
“B
isiklete binmek, maç yapmak, inter-
nette vakit geçirmek falan… Bunlar bir
yere kadar. Bu yaz farklı bir yaz olsun,
değişik bir şeyler yapalım.” dedim. 6-2 biten maçın
ardından parkta dinleniyoruz.
“Ee ne yapabiliriz ki?” dedi Melih.
“Bilsem sorar mıydım? Hem mucit olan sensin.
Bulursun herhâlde bir şeyler.”
Bizim Melih... Okulun “Dâhice Fikirler” yarışmasın-
da plastik su şişesini kalemtıraşa çevirip birinci
olan dâhimiz… Annesine doğum günüde gazoz
şişesinden saksı yapıp hediye eden mucidimiz... Su
içtiği şişeyi sanata çeviren Melih’imiz…
Derken bir ses duyduk. Sesin nereden geldiğini
anlamak için etrafımıza baktık ama bizden başka
kimse yoktu.
Uğultulu bir sesti bu. Derinlerden gelen boğuk bir ses! Korkmaya başlamıştık doğru-
su. Tam tabanları yağlıyorduk ki sesin tünelli kaydırağın içinden geldiğini fark ettik.
“Orada neler oluyor acaba?” dedi Engin.
“Bilmiyorum ama şu an biraz tırstım galiba.” dedim.
Melih önde, biz de on adım arkasında dikkatlice yaklaştık tünelli kaydırağa. Kafasını
kaydırağın içine uzattı. Korkmadı. Besmele çektiğini de duyduk. Fatih dudaklarını tit-
reşime almış gibiydi. Kesin hatim indiriyordu. Derken eliyle “Gelin!” diye işaret etti
Melih. Yüzü gülüyordu. Ardından hemen bir havlama sesi duyduk. Minik bir havlama
sesiydi bu. Sesin kime ait olduğunu anlamış olduk. Köpekçik pek minikti. Hışırtı da
uğultu da ondan geliyormuş meğer. Bir şeyden mi korkmuştu acaba?
“Ödümüzü kopartan sen miydin yaramaz?” dedi Engin.
“Senin ödünü kopartan…” dedim.
“Arkamda saklanırken yüzümü pek de iyi görmüşsün maşallah.”
96
Konuyu burada hemen kapatmaya karar verdik. Köpekçik bizi görünce çıktı kaydıra-
ğın içinden. Çıkış o çıkış, bırakmadı peşimizi bir daha. Biz nereye, o oraya.
“Acıkmış olabilir.” dedi Engin. Tabii ya! Olabilirdi.
Fatih “Haydi bizim bahçeye.” dedi. Hay yaşa Fatih! Bir güzel doyurduk karnını. Ama
hava kararıyordu. Akşamları bizim buralar serin olur. Daha çok küçüktü. Bir kulübe-
ye ihtiyacı vardı.
Melih gözlerini kıstı, “Kulübe işi bende, ben hallederim.” dedi.
Der demez de kayboldu gitti. Biz bahçede Melih’i bekliyoruz. Derken elinde koca-
man bir koliyle göründü Melih. Sonra makas, kalem, bant… Yeni bir icada daha ta-
nık olacaktık anlaşılan.
“Bakkala gittim.” dedi. “Zekeriya amcaya, çöpe atacağı kolilere talip olduğumu söy-
ledim. Elimizde olanları değerlendirelim, değil mi ya?”
Ne diyebilirdik ki? Melih bu işin ustası. Haydi hayırlısı. Bir mühendis titizliliğiyle
çizdik, kestik, bantladık. Kusursuz bir kartondan kulübe çıktı ortaya. Bu çocukta
hakikaten iş var. Bizim miniğin de bahçeli bir kulübesi vardı artık. Fatih’in babası,
sağ olsun, veteriner işini üstlendi; köpekçiğin aşıları, sağlık
kontrolleri onda.
O yaz gerçekten değişik bir yaz oldu bizim için. Çöp-
lere başka gözle bakmaya başladık. Hatta çöp diye
bir şeyin olmadığına inanır olduk. Melih’i de gönül-
lerin mucidi ilan ettik.
97
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
98
Petekte Gizli Yazı
Melih artık herkesin gözünde bir mucit. Üstelik bu davranışıyla arkadaşlarına da
örnek oldu Onlar artık hiçbir şeyi israf etmemeleri gerektiğinin farkındalar. Yalnız
farkında olunması gereken bir şey daha var ki onu da bulmacamıza yazdık. Ortadaki
renkli petekten başlayıp daima bitişik peteklerden birine doğru ilerlerseniz yazıyı
okuyabilirsiniz. Kolay gelsin.
L Ğ
A İ İ İ C
M R L U , Ö
R M M T L M E
I T İ U U U T R
Ş R C T K İ L
I A A L E K
K I F İ L
A S
R
99
AJANDA
5. HAFTA
100
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Yemek yerken ağzımdakini yutmadan sonraki lokmaya
uzanmaktan kaçındım mı?
Yemek seçmemeye özen gösterdim mi?
Aldığım yemeği israf etmemeye özen gösterdim mi?
Başkasının lokmasına ve yediğine bakmaktan
kaçındım mı?
Başkalarıyla yemek yerken sofradan birlikte kalkmaya
özen gösterdim mi?
Bir şey yiyip içtikten sonra “Elhamdülillah” dedim mi?
Yemeği acıkınca yemeye özen gösterdim mi?
Yemeklerimi oturarak yedim mi?
Yemeği yapanlara teşekkür ettim mi?
Suyu besmeleyle, üç yudumda ve bardağın içine nefes
vermeden içmeye dikkat ettim mi?
101
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
YATSI NAMAZI
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Çizelgeyi İncele
Bu derste yatsı namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygula-
maya başlamadan önce aşağıda belirtilen çizelgeleri inceleyin ve yatsı namazının
kılınışını hatırlayın.
102
Yatsı Namazının İlk Sünneti
KIYAM
Sübhaneke Fatiha
Eûzü besmele Bir sure veya birkaç ayet
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere)
(2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
DÖRDÜNCÜ REKÂT
Besmele
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere) (2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir Ettehiyyatü
KA’DE
Salli-Barik Selam
Tekbir
103
Yatsı Namazının Farzı
BİRİNCİ REKÂT
Niyet ÜÇÜNCÜ REKÂT
Başlama tekbiri Besmele
KIYAM
Sübhaneke Fatiha
Eûzü besmele Tekbir
KIYAM
Fatiha
Bir sure veya birkaç ayet (3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE
Tekbir Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere)
SECDE
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
DÖRDÜNCÜ REKÂT
İKİNCİ REKÂT Besmele
KIYAM
Besmele Fatiha
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(3 kere) (2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir Ettehiyyatü
KA’DE
Tekbir Selam
104
Yatsı Namazının Son Sünneti
BİRİNCİ REKÂT İKİNCİ REKÂT
Niyet Besmele
KIYAM
Başlama tekbiri Fatiha
Sübhaneke Bir sure veya birkaç ayet
Besmele Tekbir
KIYAM
Fatiha
(3 kere)
Bir sure veya birkaç ayet
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere) Ettehiyyatü
SECDE
Tekbir
KA’DE
Salli-Barik
(2 kere secde yapılır.) Rabbena duaları
Selam
105
siyer
HİLFÜLFUDUL
B
ir gün Hz. Muhammed’in (sav) amcası Zübeyr, Mekke’ye gelen Yemenli bir
tüccarın maruz kaldığı haksızlıktan şikâyet ettiğini duymuştu. Bu adam,
Mekke’ye dışarıdan gelip kendisine yapılan muameleden şikâyetçi olan ilk
kişi değildi. Zulüm, haksızlık, adaletsizlik, hak yeme, taraf tutma… Bunlar ve ben-
zeri kelimeler Mekke’ye gelen yabancı tüccarların şikâyetlerinde sık sık geçiyordu.
Sadece yabancılar mı? Kadınlar, köleler, kimi kimsesi olmayanlar, zayıf ve güçsüz
kişiler… Hepsi şu veya bu sebeple uğradıkları haksızlıkları dile getiriyorlar ama
hiçbir şekilde çözüm bulamıyorlardı. Mekke gibi mukaddes bir şehirde böylesi bir
zulüm! Olur şey değildi.
Zübeyr, bu sorunun görüşülmesi için Mekkeli bazı kişilerin katıldığı bir toplantı yapıl-
masını sağladı. Toplantıya katılanlar uzun tartışmalardan sonra haksızlığı önlemek
için aralarında sözleşip ahdettiler ve gönüllülerden oluşacak bir grup kurmaya karar
verdiler. Hz. Muhammed de bu toplantıya katılanlar arasındaydı ve o sırada yirmi yaş
civarındaydı.
106
“Allah’a ant olsun ki Mekke şehrinde birine zulüm ve
haksızlık yapıldığı zaman hepimiz, o kimse ister iyi is-
ter kötü, ister bizden ister yabancı olsun, kendisine
hakkı verilene kadar tek bir el gibi hareket edeceğiz.
Deniz süngeri ıslattığı, Hira ve Sebir dağları yerlerinde
kaldığı sürece bu yemine aykırı davranmayacağız ve
birbirimize malî yardımda bulunacağız.”
107
ete
k itnk li inklliek rl e r
Okuyalım, Öğrenelim
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Hilfülfudul ne demektir?
Siz böyle bir grup kuracak olsanız en çok kimlere yardım etmek isterdiniz?
108
Bal Gibi
Hilfülfudul ile haksızlık ve zulüm ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Bunun için Peygam-
berimizin de aralarında bulunduğu Mekke’nin ileri gelenleri çok güzel bir dayanış-
ma örneği sergilediler. Hilfülfudulun zihnimize çağrıştırdığı 7 kavramı bulmacamıza
yerleştirdik. Bakalım bulabilecek misiniz?
E İ N E
T Ş T Ö R
A R A S İ K
G R T İ R M A
Ö Ü Ş I A U İ Y
R K M Ş Y S E
A Ş E M V T
M I K A A
N A D K
109
siyer
BİLAL-İ HABEŞİ
“A
llah birdir, Allah birdir!” sesleri ortalığı kaplıyordu. Bilal sahibine “Allah
birdir!” diye haykırıyordu. Bu haykırışları duyanlar hayret içinde kalı-
yorlar, onun eski dinine geri dönmesine engel olan gücün ne olduğunu
merak ediyorlardı.
Mekke’de Müslümanlar için zor yıllardı. Müşrikler Müslümanlara karşı işkencelerini
arttırmışlardı. Müşriklerin elebaşlarından olan Ümeyye b. Halef de Habeşli kölesi
Bilal’in dininden dönmesi için elinden geleni yapıyordu. Onu Arabistan’ın kızgın
güneşinde sıcak kumların üzerine yatırmış ve üzerine büyük bir kaya koymuştu. Bu
cezanın onu dininden döndüreceğini düşünüyordu.
Bütün bunlar olurken Hz. Ebu Bekir uzaktan izliyordu. Bilal’in Müslüman olmasına o
vesile olmuştu. Fakat şimdi Bilal’e yapılan işkenceleri engellemeye gücü yetmiyor-
du. Bir yolunu bulup Bilal’i kurtarmalıydı. Ama nasıl? Bu sırada aklına bir fikir geldi.
Bilal’den daha güçlü bir köle aldı ve Ümeyye’ye Bilal’le bu köleyi değiştirmeyi teklif
etti. Bu, Ümeyye için kaçırılmaz bir fırsattı. Hz. Ebu Bekir ve Ümeyye anlaşarak kö-
leleri değiştiler. Bilal artık işkenceden kurtulmuş ve kölelikten azat edilmişti.
110
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Hz. Ebu Bekir’in Bilal’i kurtarma çabaları sonuç verdi mi? Bu nasıl oldu?
111
Sessiz Cümleler
Aşağıdaki cümlelerden sesli harfler çıkarılmış. Okuyabildiniz mi? Okuyabildiyseniz
hemen altına yazın. Okuyamadıysanız hikâyeye bakıp yardım alabilirsiniz.
112
ilmihâl
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Aynalı Bulmaca
Bu derste yatsı namazını
cemaatle kılmayı öğrendi-
niz. Yatsı namazını cemaatle
kılanlara Peygamberimizin
müjdesini öğrenmek için de ISTAY
yandaki hadis-i şerifi okuyun. ADNIZAMAN
Okuyamazsanız bir aynadan
NANULUB ETTAAMEC
yardım alın.
NINECEG ,EYESMIK
ZAMAN RADAK ANISIRAY
PAVES IBIG SIMLIK
HABAS EV ISTAY .RIDRAV
ETTAAMEC ADNIRALZAMAN
ESI EYESMIK NANULUB
ZAMAN ECEG NÜTÜB
PAVES IBIG SIMLIK
.RIDRAV
113
ahlak
DAVETSİZ MİSAFİR
O
damın penceresinde bir kırlangıç göründü. Önce bir bakındı. Sonra birden
içeri süzüldü. Ürktüm, çekindim, masanın altına girdim. Gitsin diye bekle-
dim. Boşuna beklemişim. Hem pek inatçıydı. Hiç de oralı olmadı.
– Hey ufaklık, dedi. Ne de ürkekmişsin! Hiç misafirperver değilmişsin.
O da ney öyle? Kuşlar konuşur mu hiç? Olur mu hiç böyle iş? Kafamı dışarı çıkar-
dım. Önce bir adım attım. Sonra birkaç adım daha… Baktım ki ne göreyim? Yaralı
bir kırlangıç... Sordum:
– Kimsin sen, nesin? Bildiğim kuşlara benzemezsin. Hem neden yaralısın? Söyle ne-
dir bu hâlin?
114
Öylece baktı bana:
– Seninki de soru mu? Ne olduğum meçhul mü? Kanadıma gelince… İyileşti epeyce.
Güldüm sonra elbette. Benimki de soru mu? Gözlerim kör mü oldu?
– Ama konuşan kuş olur mu?
– Elbette olur, dedi, hem de bal gibi olur.
– Ee, dedim, o hâlde anlat: Ne işin var bu evde? Evin, ailen nerede? Niye çıktın gezmeye?
– Dur hele soluklanayım. Üstelik yaralıyım. Nereye gitti ki sabrın? Amma da meraklısın!
Önce bir soluklandı. Kanadını yokladı. Şöyle bir havalandı. Sonra kondu dizlerime,
başladı sözlerine:
– Uzak diyarlardan geldim. Macerayı severim. Ülke ülke gezer, denizleri geçerim. Şar-
kılar söyleyip gönlümce eğlenirim. Ama bu kez öyle olmadı. Dünya başıma yıkıldı.
– Merak ettim sahi? Kırlangıç olmak isterdim. Ülke ülke gezmeyi, denizleri geçme-
yi… Ama ne oldu öyle? Doğrusu bilmek isterim.
– Büyüklerimiz seslendi. Yaz bitmiş, kış gelmişti. Sonbahar yaklaşınca bize göç ge-
rekliydi. “Oh ne âlâ!” demiştim. Bilsen ne sevinmiştim! Yine çok gezecektim, yeni
yerler görecektim.
– Peki neden gezmedin, şarkılar söylemedin? Yeni yerler görmedin mi? Sahi hiç eğ-
lenmedin mi?
– Elbette ben de isterdim. Fakat olanları hiç beklemezdim. Yolculuk pek yormuştu.
Dinlenelim istedik. Bir ormana süzüldük. Böyle olacağını bilemedik. Kargalar çok
kızgınmış. Huzurlarını bozmuşuz. Çok kalabalık olmuşuz. Orman onlara zor yeter-
miş. Dedik: “Misafiriz biz. Zaten var bir yerimiz. Birkaç gün dinleneceğiz. Bekler bizi
evimiz.” Kargalar istemediler, “Gidin!” dediler bize. Dinlemediler ki hiç. Saldırdılar
hep birlikte. Ne oldu, anlamadık. Ne oldu da düşman olduk? Orman hepimiz içindi.
Hepimize yeterdi. Kimimiz savrulduk, kimimiz yaralandık. Ailem, arkadaşlarım…
Kayboldu hatıralarım. Hâlimi görüyorsun. Sonrasını biliyorsun.
– Kırlangıç kardeşim benim. Odam, odan olsun senin. Ailen, arkadaşların, sevdikle-
rin… Hepsi de gelsin.
– İşte buna çok sevindim. Ben sadece biraz dinlenmek isterim. Ah bilsen ne üzgün-
düm. İstemezsin beni diye çok endişelenmiştim.
115
– Yapar mıyım hiç öyle? Sen hiç endişelenme. Ne zaman istersen gel yine. Hem in-
sanlık öldü mü? Üstelik misafir berekettir bizde.
– Oh ne güzel öyleyse! Bak, içime su serptin. Ama daha epey yolum var. Öyleyse
bana müsaade. Yolum düşerse yine, gelirim ben de elbette.
Odamın ortasında konuşan bir kırlangıç… “Hiç olur mu?” demeyin. Olur, şahidi benim.
Her gün penceremden süzülsün bir kırlangıç! “Hiç bekleme!” demeyin. Gelsin, sizi
de beklerim.
116
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Sırasıyla
Okuduğunuz cümleleri hikâyeye göre sıraya dizin.
langıç.
i. Yaralı bir kır
Orman he pimiz içind
ezer,
Kuşlar konuşur mu hiç? Ülke ülke g
eçerim.
denizleri g
nceremden
Kargalar çok kızg Her gün pe !
ınmış. ir kırlangıç
süzülsün b
117
AJANDA
6. HAFTA
118
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Tuvalette konuşmaktan ve bir şeyler yemekten
kaçındım mı?
Tuvaletten önce ve sonra ellerimi yıkadım mı?
Tuvalet sonrası temizliğime özen gösterdim mi?
Yatmadan önce ellerimi yıkayıp dişlerimi fırçaladım mı?
Yatarken kıyafetlerimi çıkarıp pijamalarımı giydim mi?
Kıyafetlerimi giymeye sağ taraftan başladım mı?
Sağa dönerek yatmaya dikkat ettim mi?
Yatmadan önce dua ettim mi?
Düzgün ve temiz giyinmeye özen gösterdim mi?
Topluluk içine çıkacağım zaman soğan ve sarımsak
gibi kokulu yiyeceklerden uzak durdum mu?
Sıraya girdiğimde haksızca başkalarının önüne
geçmekten kaçındım mı?
119
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
VİTİR NAMAZI
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Çizelgeyi İncele
Bu derste vitir namazını cemaatle kılmayı öğreneceksiniz. Öğretmeninizle uygula-
maya başlamadan önce aşağıdaki çizelgeyi inceleyin ve vitir namazının kılınışını
hatırlayın.
120
Vitir Namazı
BİRİNCİ REKÂT ÜÇÜNCÜ REKÂT
Niyet Besmele
Başlama tekbiri Fatiha
KIYAM
Sübhaneke Bir sure veya birkaç ayet
Eûzü besmele Tekbir
KIYAM
RÜKÛ
RÜKÛ
Tekbir
Tekbir (3 kere)
(3 kere) SECDE Tekbir
SECDE
Salli-Barik
İKİNCİ REKÂT Rabbena duaları
Selam
Besmele
KIYAM
Fatiha
Bir sure veya birkaç ayet
Tekbir
(3 kere)
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
SECDE
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
Ettehiyyatü
KA’DE
Tekbir
121
siyer
HZ. HAMZA
H
z. Peygamber’in hem am-
cası hem sütkardeşi… Ak-
rabalık hukukunu gözeten
yiğit ve mert bir insan… Yeğenine
yapılan hakaretlere dayanama-
yarak “İşte ben de Muhammed’in
dinini benimsiyorum. Cesareti
olan varsa gelsin, dövüşelim.”
sözleriyle İslam’ı kabul ettiğini
açıkladı. Onun Müslüman oluşu
müşriklerin Müslümanlara karşı
tavırlarında bir adım gerilemeleri-
ne neden oldu. Müslüman olduğu
günden itibaren Hz. Muhammed’e
(sav) büyük destek sağladı.
İlerleyen yıllarda Bedir Savaşı’nın
önde gelen kahramanlarından
oldu. Bu yüzden Kureyşli müşrik-
ler ondan intikam almaya karar
verdiler. Uhud Savaşı’nda Vahşi b.
Harb adlı köleyi onu öldürmekle
görevlendirdiler.
Hz. Hamza, Uhud Savaşı’nda da kahramanca savaştı. Ancak Vahşi’nin mızrağıyla
şehit oldu. Bununla da kalmadı. Bedir Savaşı’nda ölen babasının intikamını almak
isteyen müşrik kadın Hind’in emriyle ciğeri çıkartıldı.
Sevgili Peygamberimiz amcasını bu hâlde görünce çok üzüldü, ağladı ve şöyle dedi:
– Hiç kimse senin kadar musibete uğramamıştır ve uğramayacaktır. Beni bunun ka-
dar öfkelendiren bir şey olmamıştır. Ey Rasulullah’ın amcası! Ey Allah ve Rasulünün
aslanı Hamza! Allah sana rahmet etsin. İyi bilirim ki sen hısım ve akrabalık haklarını
gözetir, daima hayırlı işler yapardın. Eğer yas tutmak caiz olsaydı sana yas tutardım.
122
etkinlikler
Okuyalım, Öğrenelim
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Mors A . _ M
N
_ _
_ .
. .
B _ . _ _ _
. _ . O
Hz. Hamza’yı hiçbir kuvvet ayıramadı yeğeninden. Bulmaca- C _ . _ _ .
_ . . P
D . _ .
R
mızdaki hadis-i şerif işte tam da bundan bahsediyor. Öyley- E .
S . . .
.
F . . _
se şifreyi çözün, hadisi okuyun. G _ _ . T _
U . . _
. . . .
H . . . _
. . V
I _.__
._ _._ ._. ._ _... ._ ._.. ._ ._. .. _.__ ._.. ._ _ Y
J . _ _ _ _ . .
_ . _ Z
K
. _ . .
L
123
siyer
Y
a Rabbi! En zayıf ve en güç-
süz hâlimle, insanlar karşı-
sındaki çaresizliğimle sana
sığınıyor, senin huzurunda sana
yalvarıyorum. Ey merhametlilerin
en merhametlisi! Sen sıkıntı ve zu-
lüm altında zayıf düşmüş olanların
Rabbisin. Sen benim Rabbimsin. Üzerime çöken bu musibet ve eziyet şayet senin
bana gazabından ve öfkenden ileri gelmiyorsa buna aldırış etmem ve gönülden ta-
hammül ederim. Fakat senin yardımın benim için her zaman çok daha hoştur. Sen
dilediğine yardım edersin. Senden başka güçlü ve kuvvetli yoktur.
Hz. Peygamber, Taiflilerin taşlamalarından kaçarken sığındığı bağda bu sözlerle dua
ediyordu. Bağ, Mekkeli iki kardeşe aitti. Bağ sahipleri Hz. Muhammed’in durumunu
uzaktan izlemiş, Müslüman olmadıkları hâlde kendi kabilelerinden birisine Taifliler
tarafından kötü muamele yapılmış olmasından rahatsız olmuşlardı. Addas adındaki
kölelerini çağırarak Hz. Muhammed’e üzüm ikram etmesini söylediler. Hz. Peygam-
ber üzümü alırken “Allah’ın adıyla.” dedi. Bu sözler Addas’ı şaşırtmıştı. “Buradaki
insanlar bunu söylemezler.” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona nereli olduğu-
nu sordu. Böylece aralarında bir konuşma başladı.
– Ben Hristiyanım ve Ninovalıyım.
– Demek ki salih bir adam olan Yunus Peygamber’in yurdundansın.
– Sen Yunus’u nereden biliyorsun?
– O benim kardeşimdir. O peygamberdi, ben de peygamberim.
Bu sözlerle başlayan konuşmanın sonunda Addas, Müslüman olmuştu. Bağ sahip-
leri olanları hâlâ uzaktan izliyorlardı ve kölelerinin Hz. Muhammed’e gösterdikleri
saygıdan hoşlanmamışlardı. Hz. Peygamber’in yanından ayrıldıktan sonra ona ne-
den böyle davrandığını sordular. Addas şu karşılığı verdi:
– Dünyada bu adamdan daha değerli bir şey yok. Bana ancak bir peygamberin bile-
bileceği şeyler söyledi.
124
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
125
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Kunut Duaları
Bu derste vitir namazını cemaatle kılmayı öğrendiniz. Vitir namazı normalde ce-
maatle kılınmaz. Sadece ramazanda, cemaatle kılınan teravih namazının ardından
vitir namazı da cemaatle kılınır. Vitir namazını diğer namazlardan ayıran özelliği
üçüncü rekâtta ayakta kunut dualarının okunmasıdır. Kunut dualarını anlamlarıyla
birlikte öğrenin.
126
Rabbimiz!
Senden yardım, senden mağfiret, senden hidayet dileriz.
Sana iman ederiz, sana yöneliriz, sana güveniriz.
Bütün iyilikler için övgülerimizi sunarız sana.
Sana şükreder ve asla nankörlük etmeyiz.
Ve sana karşı hadlerini aşanları kökünden sökercesine atar,
yüzüstü bırakıp gideriz.
Rabbimiz!
Biz yalnız sana kulluk ederiz. Sana namaz kılar ve secde ederiz.
Senin için teslimiyetle koşturup çabalarız.
Senin rahmetini dileriz ve senin azabından korkarız.
Senin azabın kâfirlere mutlaka ulaşır.
127
ahlak
HASTA
K
endimi çikolata yerken hayal etmek için kapatıyorum gözlerimi. Bazen rü-
yalarımda bir çikolata havuzu görüyorum. Tam içine dalmaya hazırlanırken
uyanıyorum aniden. Kızıyor annem çok yiyorum diye. Çikolatayı kim sevmez
ki? En son çantama gizlediklerimi bulmuştu annem. Babam sınır koydu haftada üç
tane diye… Söyleyin lütfen, o muhteşem şeyden nasıl uzak durulur ki? Şimdi bir çi-
kolata olsaydı hemen yer, enerjimi ait olduğu yere geri getirirdim.
Bugün çok önemli bir işim vardı. Okul çıkışı Arif amcanın yanına gidecektim. En
sevdiği şey çaydır ama içmesini yasaklamış doktoru. Kim bilir ne kadar üzülüyordur
şimdi. Benden daha çok morale ihtiyacı olduğu kesin. Dert ortağım artık o benim.
Arif amcayı sevmeyen yoktur. O, mahalle düğünlerinin vazgeçilmez nikâh şahididir.
Bayramlarda ilk ziyaret edilecek komşudur. Hasta olduğunda mahallenin seferber
olduğudur.
– Ne iyi ettin de geldin! Ne sevindim doğrusu, dedi.
Elimde en sevdiği meyveler… Morali çok iyiydi. “Mahalleli eksik olmasın... Hiç yalnız
bırakmıyorlar.” diyordu.
128
– Tansiyonum bu aralar pek uğraşıyor benimle. Eh ben de ona az yüklenmedim hani.
Çay da çay! En sonunda bizim tansiyonu kızdırdık, iyi mi? Şimdi hepten içemez ol-
duk. Ne diyeyim ki?
– Peki annemle babama ne demeli?
– Bilmem, ne demeli?
– Biri onlara dur demeli. “Çikolatanın biri ikisi mi olur yahu?” demeli. “Rahat bıra-
kın canım şu çocuğu!” demeli. Hem fazla çikolata zararlı olsa ne olur ki Arif amca?
Baksana, yediğin önünde, henüz yemediğin mutfakta! Mahalleli hâlleder, gül gibi
bakarlar bana da!
– Allah iyiliğini versin! dedi gülerek.
– Amiiin! dedim tüm kalbimle. Çikolatalarım olmadan hiç iyi değilim çünkü.
– Bak, dedi, görmüyor musun şu hâlimi? Ha çay, ha çikolata! Sen otur kalk da o ye-
mediğin iğneler için dua et annenle babana.
İstemem ben iğne falan.
– Tamam, bari haftada dört çikolatada anlaşalım.
Böyle söyledim bizimkilere Arif amcanın selamıyla. Hastanın hatırı fazla olur. Aldım
gönüllerini de.
Ne iyi etmiş de gitmiştim! Şimdi dört güne çıkmıştı çikolata hakkım. Arif amca bir
iyileşsin, çikolatamı alıp çay içmeye gideceğim ona.
129
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
130
Yerine As!
Hasta ziyareti konusunda bakın Peygamberimiz ne diyor! Düşen parçaları yerlerine
astığınızda hadisi okuyabilirsiniz.
LÜ DEŞİ
MÜS MAN
TA YA ĞUN
DE LUN
DA RİN
NET
ÇE
VE
LU DE TİR.
MEK
NE MÜS
TOP
TİN
KAR LE
MAN, Zİ CEN
LÜ DU
YOR
MEY
HAS RE BU DE
BAH
131
AJANDA
7. HAFTA
132
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
İki kişinin arasına oturmam gerektiğinde izin istedim mi?
Büyüklerimin yanında ayak ayak üstüne atarak
oturmaktan kaçındım mı?
Bir yerde otururken sonradan gelenlere yer gösterdim mi?
Anneme, babama ve öğretmenlerime saygılı
davrandım mı?
Olumsuz durumlarla karşılaşsam bile güler yüzümü
korudum mu?
Topluluk içindeyken, diğerlerinden gizli, birisiyle
fısıldaşarak konuşmaktan kaçındım mı?
Başkalarını rahatsız edecek kaş göz hareketleri
yapmaktan kaçındım mı?
Esnerken elimle ağzımı kapattım mı?
133
siyer
MESCİD-İ NEBEVİ
Hz. Peygamber (sav) Medine’ye girerken bu sözlerle karşılanıyordu. Coşkulu bir top-
luluk vardı. Medine ilk defa böyle büyük bir heyecan yaşıyordu.
Hz. Peygamber’in devesinin oturduğu yer iki yetim kardeşe aitti. Hz. Peygamber ar-
sanın hediye edilmesi teklifini redderek burayı satın aldı.
134
Kısa bir süre sonra Hz. Peygamber ve arkadaşları hep birlikte çalışarak mescidi yap-
maya başladılar. Hz. Peygamber de ashabıyla birlikte çalışıyor; taşları, ağaçları ta-
şıyarak onlara yardımcı oluyordu. Mescidin yapımı kısa sürede tamamlandı. Rasu-
lullah’ın evi de bu mescide bitişik odalardan meydana geliyordu. Medine’deki bu ilk
mescit, Mescid-i Nebevi adını aldı, yani Nebi’nin mescidi…
etkinlikler
Kim? Kim?
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
135
Eşleştir
Aşağıdaki cümlelerin iki parçası birbirinden ayrı kalmış. Cümlelerin başını ve sonu-
nu eşleştirin.
escittir.
d i n e ’ d eki ilk m
Me
Peyga
mber evi yapılana kadar
imiz
Peygamberimizi
misafir etti.
Hz. Ey
yub işik
mescide bit eydana
m
odalardan
geliyordu.
n
mbe rimizi
Peyga
evi boş bir arsaya gelerek
buraya oturdu.
Mekke’den Medine’ye
hicret etti.
-i Nebevi
Mescid
136
Üç Cami
Üç cami var ki buralarda yapılan ibadet diğer camilerde yapılandan daha faziletli.
Hangi camiler bunlar? Öğrenmek için ipleri takip edip harfleri toplayın.
M
M
M E
E D
C S
E
S S C
H İ C - K
A
-
İ
D
D
A İ
İ
N İ
- A
E S
R
B A
E V
M İ
137
siyer
“GÖZYAŞI RAHMETTİR”
H
z. Peygamber ve eşi Mâriye’nin bir oğlu oldu. Hz. Peygamber, bebeğe İbra-
him ismini koydu ve onu bir sütanneye verdi. İbrahim daha sütten kesilme-
miş bir bebekken hastalanıp öldü. Cenazeyi sütannesi yıkadı. Namazını da
Rasulullah kıldırdı.
Oğlu İbrahim’in vefatının ardından Hz. Peygamber gözyaşlarını tutamıyordu. Oğlunu
öptü ve kendini tutmaya çalışarak şöyle dedi:
“Ey İbrahim! Eğer gerçek olan emir ve dosdoğru bir vaat olmasaydı ve sonra gelen-
lerimiz önce gelenlerimize kavuşmayacak olsalardı, bundan daha çok ve şiddetli bir
şekilde senin ayrılığına üzülürdük. Biz, senin ayrılığından dolayı çok mahzunuz. Göz
ağlar, kalp ise mahzundur. Bununla beraber Rabbimizi kızdıracak bir şey söylemeyiz.”
Hz. Peygamber’in ağladını gören Abdurrahman b. Avf “Bizi ölüler üzerine ağlamaktan
men ettin, sen niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Bu şekil-
de ağlamak, ölü üzerine bir rahmet ve acımaktır. Onun başına gelen hâli düşünmek-
ten ibarettir. Benim yasakladığım ağlama; yüzünü, yakasını yırtıp çığlık atmaktır. Bu
gözyaşı rahmettir; merhameti olmayan kişiye merhamet edilmez.” diye karşılık verdi.
138
etkinlikler
Kim? Kim?
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Duyar Duymaz
Birisinin vefat ettiğini duyduğumuzda hemen ayetini okuruz.
139
Mors
Peygamberimiz de bir babaydı. Ama ölen yavrusu için üzülürken bile bize örnek olu-
yordu. Merhametin ne olduğunu biz ondan öğrendik. Öğrendiklerimizden bir tanesi-
ni de bulmacamıza yazdık. Onu bulmak da size kaldı.
__ . ._. .... ._ __ . _
. _.. . ._. A . _ M _ _
B _ . . . N _ .
C _ . _ . O _ _ _
D _ . . P . _ _ .
E . R . _ .
F . . _ . S . . .
G _ _ . T _
H . . . . U . . _
I . . V . . . _
J . _ _ _ Y _.__
K _ . _ Z _ _ . .
L . _ . .
140
Diğer Çocuklar
Peygamberimizin İbrahim dışındaki çocuklarının isimlerini biliyor musunuz? Bilenler
sesini çıkarmasın, bilmeyenler bulmacayı çözüp öğrensin! C, Ç, J, O, Ö, Ş, V
harflerini silin, kalanları okuyun. Bu kadar basit!
COÖŞVKCÇJOVÂ-
CÇJOÖSJOÖŞVICÇJŞVM-
CJOŞV
OÖŞVZCÇJVECÖŞVYÇOŞ-
VNÇOŞVECÇÖŞPJOÖV
ŞOVRCÖŞVUÇJOKCÇJO-
ŞIÇOŞVYCÇJVYCÇJOECÇ
JOVÜMCJOÖŞVMÜCÇJO-
VGCÇJOÖŞVÜLJOÖŞVSÜ-
CÇÖŞVM
CJOVFJOŞÖVAVCŞ-
VTŞJOÖVIJOÖŞVMCÇJO-
AÇOŞ
141
siyer
H
z. Peygamber’in amcası Ebu Talib’in oğlu Cafer yaklaşık 590 yılında Mek-
ke’de doğdu. Babası Ebu Talib geçim sıkıntısı çektiği için gençlik yıllarını
amcası Abbas’ın yanında geçirdi.
Hz. Peygamber’e ilk iman edenler arasında yer aldı. Habeşistan’a hicret eden ikinci
kafileye katıldı ve Hz. Peygamber (sav) tarafından bu kafilenin başkanı seçildi. Hz.
Peygamber onunla Habeşistan hükümdarı Necaşi Ashame’ye bir mektup gönderdi
ve Necaşi’den Müslümanları misafir etmesini istedi. Cafer, Habeşistan’a ulaştıktan
sonra kendisine verilen kafile başkanlığı ve elçilik görevlerine yakışır şekilde Müslü-
manların sıkıntılarıyla ilgilendi. Kureyşliler, Habeşistan’dan muhacir Müslümanların
iade edilmesini istediğinde Necaşi Ashame’nin huzurunda Müslümanları en güzel
şekilde temsil etti. Muhacirlerin huzur ve güven içinde Habeşistan’da kalmalarını
sağladı.
142
Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra diğer Habeşistan muhacirleriyle birlikte Medi-
ne’ye geldi. Hem Habeşistan’a hem de Medine’ye hicret ettiği için “zü’l-hicreteyn”
(iki hicret sahibi) diye anıldı.
O, zü’l-hicreteyn olduğu gibi zü’l-cenaheyndi de. Zü’l-cenaheyn, yani iki kanat sahi-
bi… Hicretin sekizinci yılında Mûte Savaşı’na katıldı. Hz. Peygamber’in (sav) bu sa-
vaşta tayin ettiği üç kumandandan biriydi. Kırk yaşında katıldığı bu savaşta sağ kolu-
nu kaybetti ancak sancağı düşürmeden taşımaya devam etti. Ardından sol kolunu da
kaybetti ve en sonunda şehadet şerbetini tattı. Hz. Peygamber, kaybettiği iki koluna
karşılık Allah’ın ona iki kanat hediye ettiğini ve bu kanatlarla cennette uçtuğunu
haber verdi. Bundan sonra “zü’l-cenaheyn” ve “tayyar” (uçan) isimleriyle bilinir oldu.
etkinlikler
İpi Takip Et
Aşağıdaki ipleri takip edip harfleri toplayın. Hz. Cafer’in iki lakabını bulacaksınız.
E İ
N A
H C
E
Y C L N T H
Ü R E
L
Z Y
Ü
E
Z N
143
Okuyalım, Öğrenelim
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Bu savaşta ne olmuş?
144
Yerine As!
Mute Savaşı’nda çok mu Müslüman öldü? Hayır! Ayet öyle demiyor. Peki ne diyor?
Düşen parçaları yerlerine astığınızda ayetin mealini okuyabilirsiniz
YO LUN LEN
LE
SA Ö LAR
MA! YIR,
Dİ RI,
DİR!
ZIK
DIR.
Rİ TIN
SAN
Rİ ALLA
H LE
KIN
RI LÜ
RAB KAT LE
Dİ Rİ
KA DA
LA DA ON HA
145
siyer
M
üslümanların Mekkelilerle yaptıkları Hudeybiye Antlaşması’nın üzerinden
tam bir yıl geçmişti. Müslümanlar Mekke’ye umre yapmak için coşkuyla
gelmişlerdi. Mekkeliler de korkuyla karışık bir merakla çekildikleri Mekke
tepelerinden Müslümanların Mekke’ye girişlerini seyrediyorlardı.
Mekke semalarını “Lebbeyk Allahümme lebbeyk!” sesleri kaplamıştı.
Mekkeli İslam düşmanlarından Amr b. Âs, Müslümanların Mekke’ye
girişlerini beklemeden birkaç arkadaşıyla birlikte Habeşistan’a
hareket etti. O, kısa bir süre sonra İslam’ın her yere hâkim olacağını
görebiliyordu. Müslümanların Mekke’ye girişini ve belki de kısa bir
süre sonra Mekke’nin İslam’ı kabul edişini görmemek için yaşadığı
şehri, memleketini terk ediyor, “Kureyş kazanırsa Mekke’ye geri
dönerim, kazanamazsa da İslam’ın hâkimiyeti altında yaşamaktansa
Necaşi’nin yönetiminde olmayı tercih ederim.” diyordu.
Amr b. Âs’ın Necaşi’yle iyi bir dostluğu vardı. Necaşi onu sevinçle
karşıladı. Amr, bundan cesaret alarak Necaşi’den himaye istedi. Bu
sırada Hz. Peygamber (sav) hakkında kötü sözler de sarf etti. Necaşi
bir anda değişmişti. Amr’ın karşısında şimdi kızgın bir yüz vardı. Amr
çok şaşırdı. Müslümanlardan uzaklaşmak için geldiği bu ülkede de
yaşayamayacağını anladı. Necaşi’nin kendisine Hz. Muhammed’e tâbi
olmasını tavsiye etmesi ise yaşadığı bocalamayı daha da arttırdı. İslam
karşısındaki direnme gücünün yok olmaya başladığını hissetti.
146
Yıllarca Müslümanlara karşı müşrik saflarında komutan olarak savaşmış, İslam’ı yok
etmeye çalışmışlardı. Küçümsedikleri Müslümanların yükselişine şahit olmuşlardı.
Geçmişte yaşadıkları ne olursa olsun Hz. Peygamber’in (sav) huzurundaydılar artık.
Hz. Peygamber onları büyük bir memnuniyetle karşıladı. Sırayla Hz. Peygamber’in
huzurunda şehadet getirerek Müslüman oldular. Bir zamanlar Hz. Peygamber’in en
büyük ve en ateşli düşmanlarından olan Amr, Hz. Peygamber’in karşısında saygıdan
başını bile kaldıramamıştı.
147
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
148
Anahtar Kelime
Bulmacayı çözüp numaralı kutucuklardaki harfleri yerlerine yerleştirdiğinizde karşı-
nıza bir ülke adı çıkacak. Bu ülkenin okuduğunuz metin ile bağlantısının ne olduğu-
nu keşfetmek için arkadaşlarınızla tartışın.
1
10
2 8
7 8
5
4
6 4
5 6 3
1 7
9
1 2 3 4 5 6 7 8
149
ahlak
AYÇİÇEĞİ TARLASI
Ö
nümde sapsarı ayçiçeği tarlası! Ayçiçekleri kocaman, yemyeşil yaprakla-
rıyla güneş gibi parlıyorlar. Siz bir de güneş batarken izleyin onları. Sanki
altından bir tarlaya bakıyor sanırsınız kendinizi. Annem “Bizim kız sey-
retmeye doyamıyor yine!” der her defasında. Avucumda çekirdeklerim, gülüyorum
anneme. Çekirdeği çok severim ben. Hele onları çiçeğinden çıkarıp henüz tazeyken
çitlemek nasıl zevklidir bilseniz!
Fakat tarlada biri var. Küçükken çok korkardım ondan. Uzaktan bakınca gerçek bir
insana benziyordu. Yanına yaklaşınca içi saman dolu bir kukla! Kollarını iki yana aç-
mış, üzerindeki eski püskü kıyafetler... Sade-
ce kargaları değil beni de kaçırırdı tarladan.
Beni bu kadar korkuttuğu için kızardım ona.
Kızardım ya “Kaldıralım.” derdim anneme.
Ne işi vardı ki bu güzelliğin içinde o korku-
luğun? Hem kuşsuz tarla mı olur canım?
Annem ise özene bezene ilgilenirdi onunla.
Üstünü başını düzeltir, çekidüzen verirdi.
– Peki, kaldıralım, demişti. Sen de seyrede-
cek başka bir manzara bulursun artık.
– Nedenmiş o?
– O çok sevdiğin çekirdek öyle kolay yetiş-
miyor ki kızım! Bahsettiğin bu güzellik hep
onun sayesinde.
Ben bu işi anlamıyorum. Altı üstü ayçiçeği.
Toprağına su ister, güneşi de pek sever. Eh
biraz da özen gösterdin mi bu kadarı yeter!
Bunun neresi zormuş?
Yok! Öyle değilmiş işte. Annem anlattı bana.
Kargalar da ayçiçeğini çok severlermiş.
150
Tohumları tarlaya serpildiğinde kargalar hepsini toplayıp kaçarlarmış. Büyükler
bakmışlar bu iş böyle olmayacak, çözüm aramaya başlamışlar. Kuş kısmı ürker ya
sesten, teneke çalmışlar tarlalarını korumak için. Ee hiç yorulmayan kol varsa bu-
yursun gelsin. O kadar kolay değilmiş öyle ha bire teneke çalmak! Rüzgârda ses çı-
karan rüzgârgülü koymuşlar sonra tarlaya. Ama rüzgâr sadece tatlı tatlı esmiyor ki!
Fırtınası da var, lodosu da... Yok, olmamış bu da! Rüzgârgülü dayanamamış rüzgâra.
İşte bizim korkuluk bundan sonra çıkmış ortaya.
Kollarını açıp öylece durduğuna bakmayın. İçi samandır ama onu öyle boş san-
mayın. Meğer ne yılmayan bir savaşçıymış. Rüzgâr da, kargalar da vız gelmiş ona.
Üşüşmüşler başına önceleri. Dağıtmışlar samanlarını. Çekiştirmişler elbiselerini.
Ama yoook! Öyle kolay değilmiş. Üstü başı parçalansa da dimdik ayaktaymış hâlâ.
Büyükler “En sonunda bu iş oldu!” demişler, “Sonunda başardık!” Derken artık bi-
zim tarlalar yeşillenmeye başlamış.
Şimdi çekirdeğimi çitlerken seyrediyorum onu. Kargalara nasıl kızdığını hayal ediyo-
rum. Karşılarına dikilip “Ayçiçeklerimden uzak durun ha!” dediğini…
151
etkinlikler
Okuyalım, Anlayalım
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayın.
Ressam
Bu sayfaya siz de hayalinizdeki korkuluk resmini çizin.
152
Bal Gibi
Köylüler sonunda ekinlerini korumayı başardılar. Azmin elinden hiçbir şey kurtul-
muyor. Azimle kardeş başka bazı özellikler de var. Bu özelliklerin 7 tanesini aşağı-
daki bal peteğine yerleştirdik. Bulmak da size kaldı.
Y A D A
A N M R R
İ S A L I A
P İ K D İ R E
L D A B A L K N
İ T E S B I M
N S R I K E
T R S C K
E A E
153
AJANDA
8. HAFTA
154
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı? Evet Hayır Bazen
Öksürürken veya geğirirken başkalarını rahatsız
etmemeye özen gösterdim mi?
Komşularımın ihtiyacı olduğunda yardımcı oldum mu?
Komşularımı ziyaret ettim mi?
Misafirlerimi güler yüz ve tatlı dille ağırladım mı?
Misafirlerime ikramda bulundum mu?
Küskünlük ve dargınlıktan kaçındım mı?
Küs olanların arasını bulmaya çalıştım mı?
İnsanların kusurlarını açığa vurmamaya özen
gösterdim mi?
Dedikodu yapılan ortamlardan uzak durdum mu?
Büyüklerime saygı, küçüklerime şefkat gösterdim mi?
KRONOLOJİ MEKKE
MEKKE
569 w Sevgili Peygamberimizin (sav) doğumu DÖNEMİ
DÖNEMİ
w Sütannesi Halime’ye verilmesi
w Sütannesi tarafından
Mekke’ye getirilerek annesi 574
Âmine’ye teslim edilmesi
w Annesi Âmine’nin vefatı
575
589
619
w İsra ve miraç hadisesi, beş vakit namazın farz kılınması
w Birinci Akabe Biatı ve Hz. Peygamber’in (sav) İslamiyet’i
öğretmesi için Hz. Mus’ab’ı Medine’ye göndermesi 620
156
MEDİNE
MEDİNE
13 Rebîülevvel 11
8 Haziran 632
DÖNEMİ
DÖNEMİ
Pazartesi
h. 10/632
h. 7/628
h. 6/628
h. 1/623
157
EK 2
40 HADİS
159
EK 3
NAMAZ DUALARI
Sübhaneke Duası
Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder
ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür, şanın yücedir.
Senden başka ilah yoktur.
Tahiyyât Duası
Her türlü kavlî, bedenî ve malî ibadetler Allah’a mahsustur. Ey Peygamber, selam
ve Allah’ın rahmetiyle bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah’ın
sâlih kullarına olsun. Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Ve
şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve rasûlüdür.
160
Allahümme Salli Duası
161
Rabbenâ Âtina Duası
Allah’ım! Bize dünyada iyilik, güzellik ve nimet ver; ahirette de iyilik, güzellik ve
nimet ver. Bizi ateş azabından koru.
Rabbenağfirli Duası
162
Kunut Duası -1
Rabbimiz!
Senden yardım, senden mağfiret, senden hidayet dileriz.
Sana iman ederiz, sana tövbe ederiz, sana güveniriz.
Bütün iyilikler için övgülerimizi sunarız sana.
Sana şükreder ve asla nankörlük etmeyiz.
Ve sana karşı hadlerini aşanları kökünden sökercesine atar, yüzüstü bırakıp gideriz.
Kunut Duası -2
Rabbimiz!
Biz yalnız sana kulluk ederiz, senin için namaz kılar ve secde ederiz.
Senin için teslimiyetle koşturup çabalarız. Senin rahmetini dileriz ve senin
azabından korkarız.
Senin azabın kâfirlere mutlaka ulaşır.
163
EK 4
NAMAZ SURELERİ
Fatiha Suresi
165
Kevser Suresi
166
Felak Suresi
167
KAYNAKÇA
Abdullah Açık, Abdullah Bektaş, Alpaslan Durmuş, Cihan Çarbaş, Dudu Ekinci, Gülten
Kalkancı, Hatice Işılak, İbrahim Hakan Karataş, İlyas Aslan, Melek Çakıroğlu Aslan, Veli
Karataş. Dinimizi Öğreniyoruz Yaz Kuran Kursları Öğrenci Kitabı. Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları: Ankara, 2007.
Afzalur Rahman. Siret Ansiklopedisi (çev. Kurul). İz Yayıncılık: İstanbul, 2. baskı, 1996.
Ahmet Saim Kılavuz, Ali Bardakoğlu, Hüseyin Algül, H. Yunus Apaydın, İbrahim Kâfi Dönmez,
İrfan Yücel, Mehmet Erkal, Mustafa Çağrıcı, M. Âkif Aydın, Ömer Faruk Harman, Süleyman
Uludağ. İlmihal I-II. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: Ankara, 2004.
Alpaslan Durmuş, Dudu Ekinci, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: İlmihal 2. EDAM: İstanbul, 2008.
Alpaslan Durmuş, Dudu Ekinci, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: İlmihal 3. EDAM: İstanbul, 2008.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş, İlyas Aslan. Ev Okulu: Ahlak 2. EDAM: İstanbul, 2009.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş, İlyas Aslan. Ev Okulu: Ahlak 3. EDAM: İstanbul, 2009.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş, Nezire Demir. Ev Okulu: Siyer1. EDAM: İstanbul, 2010.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: Ahlak 1. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: İlmihal1. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: Siyer1. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: Siyer2. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak, Neriman Gökçegöz Karatekin. Dinimi Öğreniyorum. Diyanet
İşleri Başkanlığı Yayınları: Ankara, 2005.
Birdirbir: Aylık Din Eğitimi ve Kültürü Dergisi. Sayı: 1-101. EDAM: İstanbul, 2006-2015.
Dalal al-Alemi (çev. Merve Akkuş). Son Mühür. EDAM: İstanbul, 2006.
168
Elmalılı Hamdi Yazır. Hak Dini Kuran Dili. Eser Neşriyat: İstanbul, 1982.
en-Nebhâni, Allâme Yusuf b. İsmail. Hz. Muhammed’in Faziletleri. İnsan Yayınları: İstanbul, 1996.
İlyas Aslan ve diğerleri. Kur’an Anlaşılsın Diye. YEKDER: İstanbul, 4. baskı, 2007.
İmâm Nevevî. Riyâzü’s Sâlihîn, 6. Cilt (çev. M. Yaşar Kandemir, İsmail Lütfi Çakan, Raşit Küçük).
Erkam Yayınları: İstanbul, 2004.
İslamî İlimler Araştırma Vakfı. Hz. Peygamber ve Aile Hayatı. Ensar Neşriyat: İstanbul, 1998.
İsmail Lütfi Çakan. Ashabının Dilinden Peygamberimiz. Rağbet Yayınları: İstanbul, 2004.
İsmail Yiğit ve Raşit Küçük. Hazreti Muhammed (s.a.v.). Kayıhan Yayınları: İstanbul, 2006.
169
Komisyon. Birdirbir: Sevgi ve Kardeşlik. EDAM: İstanbul, 2015.
Komisyon. Peygamberimi Öğreniyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: Ankara, 29. baskı, 2005.
Martin Lings. Hz. Muhammed’in Hayatı (çev. Nazife Şişman). İz Yayıncılık: İstanbul, 7. baskı, 2002.
Mehmet Solmaz ve İsmail Lütfi Çakan. Kur’an-ı Kerîm’e Göre Peygamberler ve Tevhid
Mücâdelesi, 1-3 cilt. Ensar Neşriyat: İstanbul, 1998.
Mevlânâ Şiblî Numânî (çev. Yusuf Karaca). Son Peygamber Hz. Muhammed Sîretü’n-Nebî, 1-2
cilt. İz Yayıncılık: İstanbul, 2003.
Muhammad Hamidullah (çev. Salih Tuğ). İslâm Peygamberi, 1-2 cilt. İrfan Yayınları: İstanbul,
5. baskı, 1990.
Muhammed Esed (çev. Cahit Koytak ve Ahmet Ertürk). Kuran Mesajı: Meal-Tefsir. İşaret
Yayınları: İstanbul, 2001.
Mustafa Fayda. Allah’ın Kılıcı Halid b. Velid. Çağ Yayınları: İstanbul, 1990.
Osman Özbağçe. Kitabımı Öğreniyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: Ankara, 2005.
Ömer Lekesiz. Sevgilinin Evi. Yedi Gece Kitapları: İstanbul, 2. baskı, 1997.
Ömer Nasuhi Bilmen. Dinî ve Felsefî Ahlâk Lüğatçesi. Bilmen Yayınevi: İstanbul, 1967.
Ömer Rıza Doğrul. Asr-ı Saadet, 1-5 cilt. Eser Neşriyat: İstanbul, 1977.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfı: Ankara, 1996.
Ziya Kazıcı. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Eşleri ve Aile Hayatı. Çağ Yayınları: İstanbul, 1991.
170
NOTLAR
171
172