Kahramangiller 8

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 5

Karadut Ekspres – Kestirmeden Gidenlerin

Hikayesi

Zafer Altınsoy

 Çizgi Roman

 1 Kasım 2020



Sitede şu ana kadar genelde Amerikan süper kahraman çizgi romanları


hakkında yazmıştım. Yer yer yerli işler de okusam da ülkemizde üretilen
çizgi romanlar konusunda pek bilgi sahibi değildim. Birazdan da
anlatacağım şekilde Karadut Ekspres’i çok sevdim ve bu konuda da
ufkumun açılmasını sağladı. Presstij Çizgi Roman’ın yayınladığı Yigilante
Kocagöz’ün yazıp Deniz Ozan Coşkun’un çizdiği korku türünde
diyebileceğimiz kitap, aynı başrolün başından geçen 6 farklı kısa hikâyeden
oluşuyor.

Gidecek Yeri Olmayanlara Uygun Bir İş


Otobüs yolculuklarının hep kendilerine has bir tedirginliği olmuştur.
Şimdilerde herkesin yol boyu telefondan Instagram’a baktığı ya da tabletten
film izlediği yolculukların aksine eskiden önce biraz yol izlenir sonra da
havanın kararmasıyla beraber bütün otobüs uykuya dalardı. Gözler bir
sonraki mola yerine gelindiğinde, nereye geldik sorularıyla beraber açılırdı.
O arada otobüs nerelerden geçmiş, neler yaşanmış kimse bilmezdi.
Karadut Ekspres de işte bu herkesin uyuduğu vakitte yola sağ salim devam
etmelerini sağlayan bir muavinin hikayesini anlatıyor.
Bütün yolcular uyutulduktan sonra otobüs gece vakti gideceği yere daha
erken varmak için kestirme bir yola sapar. Bu kestirme yol ise alelade bir yol
değildir. İçinde eski mitlerdeki ve hikayelerdeki canavarları barındıran başka
bir diyardır. Muavinin görevi ise bu huzursuz garip diyarda otobüsü
canavarlara karşı korumaktır.
Kitaptaki her bir bölüm muavinin bir başka yolculuğunu anlatıyor; bu yol
hikayelerinden her biri kendi başına da anlatılabilecek güzel bir korku
hikayesi olmanın yanında kitap boyu bir bütünlük de arz ediyorlar. Önce
muavin ve o herkesin bildiği eski gürültülü Mercedes otobüslerden
başlamak üzere kitap Türkiye’de geçtiğini kesinlikle hissettiriyor. Hem
anlatım dili hem de çizimler o uzun, eski otobüs yolculuklarının hissini
verme konusunda çok iyi bir iş çıkarıyor.

Deniz Ozan Coşkun’un siyah beyaz çizimleri hikayedeki tekinsizliği çok iyi
aktarıyor. Bir de bunu güçlendiren bir etken olarak sıfır diyalog tercih
edilmiş. Bütün hikâyeyi bir anlatıcının ağzından dinliyoruz ve onun dışında
hiçbir diyalog okumuyoruz. Bu anlatım tarzı sayesinde çoğu hikâyede
olduğu gibi dışardan tanrısal bir bakış açısıyla hikâyeyi izleyenler değil
hikâyenin bizzat dinleyicileri oluyoruz. Bu da sanki bir gece vakti, karanlıkta
birinin anlattığı yarı gerçek bir hikâyeyi dinliyormuşuz hissi veriyor. Bir korku
çizgi romanı için gerçekten ideal bir tercih olmuş. Kitaptaki hikayeler
arasında doğrudan bir sıralama yapamasam da favorim otobüs şoförü
Şevki abinin kendi geçmişini anlattığı Taşlık Ev’di.

Böyle kısa hikayelerden oluşan kitapların işinin zor olduğunu düşünürüm.


Bazısı bir temaya, anlatı şekline sıkışıp bunun tekrarına düşer bazısı da bu
tekrara düşmez ama bu sefer de hikayeler bir bütünlük oluşturmaz. Karadut
Ekspres’de tekil hikayeleri beğenmemin yanında aslen bunlarla bir bütün
oluşturabilmesini beğendim. İlk başta bize bu yeni kurgu yani başka bir
diyarda yolculuk eden otobüs ve muavini tanıtılıyor. Ardından kitap,
muavinin çıktığı bir otobüs yolculuğu temasını hala korurken önce bize
daha fantastik bir hikayeyle bu yolculuğun nasıl mümkün olduğunu,
sonrasında da karakterlerin bu işe nasıl bulaştığını, en sonda da bu sefer
bir otobüs yerine uçak yolculuğu anlatarak bitiyor. Kısacası aslında tek
hikâyelik iyi bir fikir olarak kalabilecek bir fikri aynı hikâye anlatım yapısını
hiç bozmadan her adımda geliştiriyor ve farklı açılardan ele alıyor. Sonuç
olarak korku, gerilim türünden zevk alıyor, Anadolu’da geçen bizden
hissettiren hikayeleri seven herkesin Karadut Ekspres’e bir şans vermesini
tavsiye ederim.

You might also like