Professional Documents
Culture Documents
4 Pulpa Ve Periapikal Dokuların Biyolojisi
4 Pulpa Ve Periapikal Dokuların Biyolojisi
Diş germleri başlangıçta yeni oluşan bir çiçeğin TOMURCUĞUNA benzemektedir; ardından
epitel hücrelerinin iç kısma doğru göçüyle birlikte başlangıçtaki TAKKE EVRESİ geçer, ancak daha sonra
diş germinin boyutu büyüyüp hücrelerin içeri doğru göçü ilerlediğinde ÇAN EVRESİ meydana gelir.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Bu içeri doğru kıvrılan kısmın içindeki doku ise sonunda diş pulpasına dönüşür. Bu doku diş
gelişiminin erken aşamalarında dental papilla olarak bilinmektedir.
Bunu takiben dental papilla dış katmanındaki hücreler odontoblastlara dönüşür ve dentin
oluşturmaya başlarlar ve bundan sonra bu dokunun adı diş pulpasıdır.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Odontoblast katmanına çok yakın komşuluktaki 10-50 mikrometrik dentin matriksi her zaman
mineralize olmamış biçimde kalır ve predentin adını alır.
KÖK OLUŞUMU
Servikal bölgede iç ve dış mine epiteli arasındaki birleşme bölgesi servikal boğum (ilmik) olarak
bilinir. Kök oluşumu bu bölgeden başlar ve iki birleşmiş epitelin apikale doğru proliferasyonu şeklinde
ilerler. HERTWİNG EPİTELYAL KÖK KINI adını alan bu yapı odontoblastların diferansiyonunu ve kök
dentin oluşumu için rehber görevi yapar.
İlk dentin (manto dentin) şekillendikten sonra alttaki bazal membran parçalanır. İlk salgılanan
kök dentini mineralize olmaya başladıktan sonra üzerindeki Hertwig epitel kını parçalanmakta ve kök
dentini üzerinde balık ağı gibi yerleşmektedir.
Kının çözülmesi sonunda çıplak kalan kök dentini ile diş torbasının iç yüzeyinde bulunan
mezenşimal bağ dokusu hücreleri temas halindedir. Böylece ilerde sement dokusunu örtecek
sementoblastlar meydana gelir. Bu sementoblastlar çıplak dentin yüzeyine sementoid adı verilen
sement dokusunu çözeltirler. Daha sonra sementoblastlar sement içinde gömülü kalırlar.
Birçok dişte Hertwig epitelyal kök kını artıkları periodontal ligamentte kalarak kök gelişim
tamamlandıktan sonra kök ile yakın ilişkide bulunur. Bu hücrelere MALESSEZ EPİTEL kalıntıları adı
verilir. Normalde hiçbir işlevi olmayan bu hücreler bazı koşullar altında çoğalarak RADİKÜLER KİST
oluşumuna neden olur.
Yan kanallar; dentin oluşumundan önce belirli bir alandaki kök kınının parçalanması sonucunda
meydana gelirler. Bu durumun sonucunda içerisinde küçük kan damarları ve sinir bulunduran bir kanal
yoluyla pulpa ile periodontal ligament direk olarak etkileşime geçer.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Kök boyunca genellikle apikal üçte birlik kısımda ve azılarda furkasyon bölgesinde
görülebilirler. Apikal foramen gibi yan kanalların da klinik önemi çok büyüktür; çünkü pulpadaki
hastalıkların kök etrafındaki dokulara yayılabileceği yolları ve kimi zamanda periodonsiyumdaki
hastalıkların pulpaya ulaşabileceğini gösterir.
APİKAL FORAMEN
Epitelyal kök kını kökün önceden belirlenmiş uzunluğuna erişene kadar büyümeye devam eder.
Epiteltal kök kını geliştikçe dental papillanın daha fazlasını hapsederek en sonunda içinde kan damarları
ve sinirlerin geçebileceği bir apikal foramen geride bırakır. Gelişimini tamamlamış bir dişte apikal
foramenin çapı 0,3 ile 0,6 mm arasındadır.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Bağ dokusu vücudun destek dokusudur ve eklemlerin sinovyal sıvılarından kemik ve dentin gibi
sert yapılara kadar değişen kıvam özelliği gösterirler. Pulpa kıvamı bu iki uç arasında değişik koşullarda
yapısında bulunan elemanlara bağlı olarak değişir.
3. ODONTOBLAST TABAKASI
Odontoblastları gövdeleri pulpa sınırında, uzantıları dentinde bulunur.Bu hücrelerin temel görevleri
hayat boyu dentin yapımından sorumlu olmalarıdır.
HÜCRELER
1.Fibroblastlar
2.Rezerv hücreler
3.Histiositler
4.Lenfositler
6. Perisitler
7. Dentritik hücreler
8.Odontoblastlar
1.FİBROBLASTLAR
Fibroblastların sağlık durumları pulpanın yaşı ve vitalitesini ve irritan etkilere dayanma gücünü gösterir.
Genç pulpalarda fibroblastların kollagen liflere göre oranı fazladır. Hem fibroblastlar hemde
odontoblastlar daha fazla diferansiye hücrelerdir.
Fibroblastların temel işlevi kollagen ve bazal maddeden oluşmuş pulpa matriksini meydana getirmektir.
3. HİSTİOSİTLER
Uyarıldığında iltihap bölgesinde göç eder ve fagosit (makrofaj) halini bakteri, yabancı cisim ve ölü
hücreleri yutar.
4. LENFOSİTLER
6. PERİSİTLER
Kılcal damarlarda bulunan ve makrofajlara dönüşebilen hücre olarak da bilinen bağ doku
kökenli, miyoepiteliyal, adventisyal hücre, perivasküler hücrelerdir.
Golgi aparatı, endoplazmik retikulum ve ribozomları ile protein sentezi ve sekresyonu ile
ilgilidir.
Bağ dokusunu oluştururlar.
7. DENTRİTİK HÜCRELER
İmmün sistemin yardımcı hücreleridir.
Esas olarak lenfoid dokularda bulunur.
Yabancı antijenler tutar ve T hücrelerine taşır.
Dentiril hücrelerde makrofajlar toplam pulpa hücrelerinin % 8’ini oluştururlar ve dentirik
hücre sayısı makrofajların 4 katıdır.
8.ODONTOBLASTLAR (DENTİNOBLASTLAR):
ODONTOBLAST UZANTISI
Her bir odontoblast uzantısı bir dentinal kanalı işgal ederek uzanır.
Dentin enine kesitleri pulpa tarafından mm2 de 30.000-75.000 kanalcık göstermiştir.
Dentin-mine birleşimi tarafından ise 9.000-24.000 kanalcık bulunur.
Kanal sayısı mine tarafında yaklaşık 4 kat azalır.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Bu kanallar içinde bulunan odontoblast uzantıları (dentin fibrilleri, Tomes fibrilleri) hücre
gövdesinin direkt uzantısıdır ve plazma membranları devamlıdır.
Odontoblastik uzantılar çoğunlukla majör sitoplazmik organeller yoksundur.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Bu uzantılar, dentin kanalları içerisinde pulpadan gelen ve dentin lenfi (interselüler sıvı)
içerisinde bulunur.
Odontoblast orjin ve fonksiyon olarak sinir hücresi değildir.
Bununla beraber sinir sonlanmaları ile yakın ilişkiden dolayı dentin uzantısının uyarılması sinir
impulsunun başlatılmasına transducer mekanizma sağlar. (mekanik enerjiyi elektrik enerjisine
çevirir.)
Odontoblast pulpada dış ortama en yakın olan ve çevresel irritanlarla ilk yaralanan hücredir.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
3.İLTİHAP
• Odontoblast uzantısında meydana gelen hafif veya orta dereceli bir yaralanma kanallarda
skleroz ve pulpa tarafında irritasyon dentini oluşmasına neden olmaktadır.
• Uzun süreli ve şiddetli irritasyonlar plazma membranını ve odotoblastların nukleuslarını
irrversibl olarak etkileyebilir.
PULPANIN DAMARLARI
• Arterioller
• Kapiller
• Venüller
• Lenf Damarları
PULPANIN FONKSİYONLARI
1.NÜTRİTİF FONKSİYON (BESLENME)
• Damar ağı ile tüm pulpa-dentin kompleksinin vital elemanlarını besler.
• Kapiller ağ aracılığı ile pulpa-dentin bütününün beslenmesini sağlar.
3.FORMATİF FONKSİYON
• Diş canlılığını devam ettirdiği süre boyunca dentin oluşturarak aşınma ve çürük nedeni ile pulpanın
açılmasını önler ve pulpanın savunma fonksiyonunu destekler.
• Diş üzerine gelen stres arttıkça dentin oluşumu artar ve pulpa kavitesi gitgide küçülür.
• Odontoblastlar dentin matriksi yapıldıkça pulpa merkezine doğru yığılarak geri çekilirler ve
doğrutuları değişir. Oluşna dentin dalgalı bir görünüme sahiptir ve birim alanda daha az sayıda
kanalcık içerir.
• Bu şekilde oluşan dentin fonksiyonel veya sekonder dentin olarak adlandırılır.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
4.SİNİRSEL FONKSİYONU
Pulpanın duyu sinirleri, N. Trigeminus (5. Kafa çifti) maksiller ve mandibuler kollarının
dallanmalarıdır. Motor sinirler, Otonom Sinir Sitemi’nin sempatİk bölümünden gelir.
• Üst ve alt dişlerin duysal innervasyonu: trigeminal sinirin 2. ve 3.dalları (V2-V3)
• Alt küçük azılar bazen V3’ den myhloid dalından da duysal sinir dalları
• Alt molarlar bazen servikal spinal sinirlerden (C2 ve C3) duysal innervasyon alır.
• Sempatik(motor) innervasyon T1 ve bir oranda C8 ile T2’den üst servikal ganglion
aracılığıyla alır.
Pulpada A,B ve C lifleri bulunur. A’dan C’ye fibrillerin çapı daralır. Nöron boyunca impulsun
gidiş hızı aksonun çapıyla doğrudan ilişkilidir.
• A-Alfa: Motor ve propriosepsiyon: 70-120 micron/sn
• A-Beta: Basınç,dokunma:30-70 micron/sn
• A-Gamma: motor:15-30 micron/sn
• A-delta: ağrı,ısı, dokunma: 6-30 micron/sn
• C fibriller: myelinsiz ve ağrı duyusunu daha yavaş hızda taşır: 0,4-2 micron/sn
A lifleri pulpa dentin birleşiminde bulunur. Miyelinlidir ve ağrı duyusunu hızla taşır. A delta fibirllerinin
ileti hızları fazla olduğu için; bunlar sorumludur.
C fibriller ise miyelinsizdir ve ağrı duyusunu daha yavaş iletirler. Devamlı zonklayan ağrıdan
sorumludurlar.
Hücreler parçalanmadan önce bütün myelinli aksaonlar myelin kılıflarını kaybederler ve küçük
myelinsiz dallar olarak odontoblastik uzantıların etrafında parçalanırlar.
Dişlere eşik değerlerinin üzerinde ne tür bir uyarı verilirse verilsin yalnızca ağrı hissedilir.
Ağrının oluşumu ve dentinde ağrı algılanmasının mekanizması konusunda bir görüş birliği yoktur.
• Dentin İnnervasyonu
• Hidrodinamik mekanizma
• Dentinoblastik yaralanmadır.
Bu teoride dentin kanallarının arasında sinir fibrilleri bulunduğu ve yaralanma olduğunda bunların sinir
impulsunu ( aksiyon potansiyelini) başlattığı öne sürülmektedir.
Bir akson yaklaşık 100 dentin kanalcığına kadar uyarmaktadır ve kanalcıklara 100-200 mikrometreye
kadar penetre olmaktadır.
2. ODONTOBLASTİK YARALANMA
Odontoblaslar;
• Termal
• Mekanik
• Kimyasal
• Ozmotik bir uyaran ile yaralanabilir.
Hasar gören odontoblastlarda oluşturulan uyarı yaralanan hücrelerden kimyasal maddelerden veya
elektrik yüzey potansiyelinden dolayıdır.
• irritanın gücüne,
• süresine ve
• Pulpanın sağlık durumuna bağlıdır.
3.HİDRODİNAMİK MEKANİZMA
1966 yılında Brönstom dentin ağrısının hidrodinamik mekanizmayla olduğunu ileri sürmüştür.
Dentinde herbir mm2 de 30.000’ den fazla kapiller tüp bulunmaktadır. Bu kanalcıklardaki sıvı
pulpa bağ dokusunun intersellüler sıvısından gelir ve birleşimi sinovial ve serebrospinal sıvılara benzer
özelliklerini göstermektedir. Tübüler sıvı cam kapillerdeki likitlerin fiziksel özelliklerini göstermektedir.
Hafif bir yer değiştirme kanalcıklardaki sıvının hareketine neden olur. Pulpaya veya dışa doğru
hareket tubüllerdeki serbest sinir sonlanmalarında mekanik uyarıya neden olarak ağrı impulsunu
başlatır.
Soğuk sıvının kontraksiyonuna neden olur ve dentin kanalı kapalı veya açık olarak olduğunda
dışa doğru bir akım meydana gelir.
Sıcak sıvının genleşmesine ve eğer dış yüzey kapalıysa içeri doğru hareketine neden olur.
Dış üçlüde 20 derecelik ısı artışı tubuli içeriklerinin genleşmesine neden olur ve hemen oluşan
yer değiştirme miktarı 5 mikrometredir.
Dentin kanalı dış yüzeyde açıksa ısı ile oluşan genleşme dışa doğru akıma ve açıklıktan
boşalmaya neden olur.
Ayrıca kuru ısı sıvının hem hareketine hemde buharlaşmasına neden olur ve odontoblastların
aspirasyonuyla sonuçlanır.
Soğuya karşı oluşan ağrılı tepki sıcakla oluşandan daha hızlıdır. Bunun nedeni kontraktif
stimulusla sıvının hareketinin ekspansif stimulusa göre daha hızlı olmasıdır.
Dentin kanalcıklarındaki sıvının dışarı doğru hareketine neden olan diğer uyaranlar dehidrate
edici etkenlerdir. (hava, absorban koniler, sıvı çeken patlar)
Şeker derin tubuler alanlarda ozmotik değişimle sıvı akımına neden olur.
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
MEÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2. Sınıf Endodonti Notları
Dr. Öğretim Üyesi Melis YILMAZ
Defans Fonksiyonu
Odontoblastlar periferal olarak yerleşmelerinden ve sitoplazmalarının uzantıları içinde devam
etmesinden dolayı diğer pulpa hücrelerine göre daha fazla yaralanmaya uğrarlar.
▪ Pulpa içerisinde tip I ve tip III kollagen ve az miktarda tip V kollagen bulunmaktadır.
▪ Odontoblastlar dentin matriksi ile bütünleşmesi için sadece tip I kollageni üretirler buna
karşılık fibroblastlar tip I hem de tip III kollagenin üretilmesinden sorumludur.