Professional Documents
Culture Documents
Abdülhamid Ile Gazi Osman Paşa'nın Çocuklarına Ermeniler Sahip Çıkmıştı
Abdülhamid Ile Gazi Osman Paşa'nın Çocuklarına Ermeniler Sahip Çıkmıştı
Abdülhamid Ile Gazi Osman Paşa'nın Çocuklarına Ermeniler Sahip Çıkmıştı
Meselâ, 1940'lı senelerde Fransa'nın İspanya sınırı yakınlarındaki Pau şehrinde yaşayan
bir ailenin, Sultan Abdülhamid'in büyük kızı Zekiye Sultan ile Plevne kahramanı Gazi
Osman Paşa'nın oğlu Nureddin Paşa'nın dramını...
Sultan Abdülhamid'in Gazi Osman Paşa'nın oğullarından Kemaleddin Paşa ile evli olan
kızı Naime Sultan kocası Nureddin Paşa ile bu yalılardan birinde yaşıyordu ve hemen
bitişiğindeki yalı, tahtından indirilmiş olan bir önceki hükümdarın, Beşinci Murad'ın kızı
Hadice Sultan'a aitti...
Sıradan bir devlet memuruyla evlendirilmiş olan Hadice Sultan, babasının tahttan
indirilmesinden amcası Sultan Abdülhamid'i sorumlu tutuyor, üstelik amcasının aleyhinde
"Kendi kızlarını Gazi Osman Paşa'nın oğullarına verirken bana bu adamı lâyık gördü"
diye heryerde konuşuyordu.
Kemaleddin Paşa'nın arada bir başka hanımlarla ilgilendiği zaten biliniyordu ve Hadice
Sultan hem kendisinin, hem de babasının intikamı olacağına inandığı bir plan hazırladı:
Kemaleddin Paşa'nın hanımlara olan zaafını kullanıp kendine âşık etmeyi ve gizliden
gizliye mektuplaşmayı başardı. İki yalı arasındaki yazışmalar aylarca devam etti, sıcak
ama yasak bir aşkın ifadesi olan mektuplar günün birinde her nasılsa Abdülhamid'in eline
geçti ve bütün İstanbul, bir anda Ortaköy'deki skandalı konuşur oluverdi.
Abdülhamid bir padişah ve bir baba olarak ihanete uğramıştı ve gazabı şiddetli oldu: Kızı
Naime Sultan'ı Kemaleddin Paşa'dan hemen boşattı, sabık damadını bütün unvanlarını
aldıktan sonra Bursa'ya sürgüne gönderdi, kızını bir başkasına nikâhladı ve yeğeni Hadice
Sultan'a da yalısından dışarıya adım atmasını yasak etti. Hadice Sultan'ın rezalete
tahammül edemeyen kocası Ali Vasıf Bey de karısını boşadı ve kayıplara karıştı.
Ama, asıl dramı padişahın diğer kızı Zekiye Sultan ile kocası Gazi Osman Paşazade
Nureddin Paşa yaşadılar.
Sultan ile Paşa'nın nikâhları 1889'un 20 Nisan'ında Yıldız Sarayı'nda kıyılmış, onlar da
Ortaköy'deki yalılardan birine yerleşmişlerdi.
Hayatları refah içerisinde geçiyordu ve Zekiye Sultan'ın elinin açıklığı dillere destandı.
Yalıda verdiği iftarlarda diş kirası olarak her ramazanda 2 bin 500 altın dağıtır, bayram
sonrasında kâhyasının getirdiği hesabı gördükten sonra "Allah'a çok şükür" diye dua eder
ve dinî vazifesini yapmış olmanın verdiği zevkle, hemen gayet düşkün olduğu enfiyesini
çekerdi.
İşte, böyle bir servetin sahibi olan Zekiye Sultan ile kocası Nureddin Paşa, son
senelerinde pek kimselerin yaşamadığı bir sefalete düştüler...
Osmanoğlu ailesinin bütün mensuplarının 1924 Mart'ında Türkiye'den sınırdışı
edilmesinden sonra, Sultan ile kocası önce Paris'e, oradan da Nice'e gittiler ve bir müddet
Sultan'ın mücevherlerini satarak geçindiler.
Satacak kıymetli birşeyleri kalmayınca daha ucuz bir yer arayıp Fransa ile İspanya
arasında, Pirene Dağları'nın eteklerinde Pau adında bir kasabayı buldular ve Pau'da çok
küçük bir apartman dairesi kiraladılar.
Birkaç sene ellerindeki nisbeten değersiz eşyayı ve küçük mücevherleri satarak geçti,
günün birinde hiçbirşeyleri kalmadı ve asıl dram işte o zaman başladı: Artık ekmek parası
bile bulamayan Zekiye Sultan ile kocası, Pau'da otelcilik yapan bir Ermeni aileye iltica etti!
Fransa'ya İstanbul'dan gitmiş olan ve Sultan'ın babası Abdülhamid'in seneler önce iyiliğini
görmüş olan Ermeni otelci, Zekiye Sultan ile Nureddin Paşa'ya küçük otelinde bir oda
tahsis etti, her gün yemeklerini verdi ve son günlerine kadar kol-kanat gerdi.
Sultan Abdülhamid'in bir zamanlar Ramazan ayında iftara gelen misafirlerine diş kirası
olarak binlerce altın dağıtan büyük kızı Zekiye Sultan, hayata 1950 Temmuz'unda
Pau'daki bu otel odasında veda etti. Sultan'ın Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa'nın
oğlu olan kocası Nureddin Paşa da hanımının ardından sadece üç sene yaşadı ve o da
aynı otelde can verdi. Her ikisinin cenazelerini sığındıkları otelin sahibi olan İstanbullu
Ermeni kaldırdı ve Pau'ya defnetti...
Sultan ile kocasının şimdi kayıp olan mezarları, Türk ve Ermeni milletleri arasında
düşmanlık tohumlarının henüz atılmadığı zamanların hayallerde kalmış bir nişânesi
gibidir...
Abdülhalim Efendi, 10 Ağustos 1913'te Samiye adında Çerkes bir hanımla evlenmiş ve
bir kızı ile bir de oğlu olmuştu.
Şehzadenin kızı Samire Sultan, Mısırlı bir diplomatla evlendi ve 1990'larda Amerika'da
vefat etti.
1950'nin 10 Ekim gecesi ringde bir yumruk yedi, bayıldı ve bir daha kendine gelemedi.
Beyni hasar görmüştü ve kaldırıldığı hastahanede birkaç saat sonra vefat ettiğinde henüz
25 yaşında idi.
Bahtsız şehzadenin annesi Samiye Hanım, Fransa'da tek başına ve beş parasız kaldı.
Paris'ten güneye, Akdeniz sahilindeki Nice'e taşınıp İstanbul'dan tanıdığı Hampartzumyan
adında zengin bir Ermeni ailenin yanına sığındı.
Burada, Samiye Hanım'ın 18 Nisan 1935'te, Paris'ten Nice'de sürgünde yaşayan Son
Halife Abdülmecid Efendi'ye gönderdiği noter tasdikli bir belgeyi yayınlıyorum. Samiye
Hanım, bu belgede hanedan mallarının geri alınması halinde yapılacak ödemenin
önceden belirlenmiş oranını kabul ettiğini ifade ediyor.
Merak edenler için, Abdülhalim Efendi'nin ailesi hakkında bir ayrıntı daha vereyim:
Küçük Normal Orta Büyük Ekstra Büyük
Ana Sayfa
Yazı Boyutu
Paylaş