Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 100

Bütçe:

Toplumsal Payla şı m Aracı

• Öztin Akgüç • Murat Çak • Zeynep Çö ğ ürcü


• Nazif Ekzen • Nihat Falay • M. Akif Hamzaçebi
• Eser Karaka ş • Aziz Konukman • Türkel Miniba ş
• Oğ uz Oyan • İ zzettin Önder • Bülent Pirler
• Veysi Sevi ğ • Sinan Sönmez
• Oktar Türel • Cengiz Uzuner

İFMC
İÜ IKTISAT FAKÜLTESİ MEZUNLARI CEMIYETI
YAYIN ORGANIDIR
a
cy
pe

Günümüzde tüm bilgiler dijital ortamda korunuyor.


Kitaplar disketlerin içinde saklan ı yor. Ama biz,
zaman ne kadar de ğ i ş irse de ğ i ş sin, bir müze
de ğ erinde olan ar ş ivimizi orijinal haliyle de
saklamayı tercih ediyoruz. Kopyalar ı n ı dijital ortama
geçirmi ş olsak bile!
Çünkü biz, insan ı n geçmi ş ine ait olan her ş eye
sayg ı duyuyoruz. O OSMANLI BANKASI
...çünkü aslolan insand ır.
5anKac ı tucta ekonomiye ve uygart ıg-ci
açı lan kap ı, Halkbank!

'''...",pn, !"'....""•■ z•'.?"■:"%ıtz""4-">-'..Ww.4(.4"':-V":4'.4"":.{:P.'".4."1,--4—':


a a J.... O, f• •, /4*
I '4" iı` 14■'' •••• ■•141 "
cy
P t
-
t -e- 1
.*:a."
■•••

şt-

,f,.-•#"#'1#
pe

'4. • ',Il.

1
•-%
1
- 4' •
t 4.; t4.
.:4';.4

'r -"t
t !.."`

t 000

62. kuruluş y ı lım'ızda da ülkemize daha iyi bir ya şam,


daha iyi bir gelecek sağla M ak için varız!

. -

HALKBANK
TÜRKIYE HALK BANKASI
1231'de Moğol istilasına karşı Mardin Kalesi'ne sığınan Artuk Aslan' ın girişi sın ırlamak için yapt ırd ığı,
stspre edilerekst3Igş, şottboileri,kQuıii.grı, ve bugün Mardin Kız Meslek Lisesi Kap ısı olarak kullanılan Taç Kap ı
°KUNUR!
dergisi
• ESK İ SAYILARI DA OKUNUR •
ED NEB LECEGINIZ SAYILAR

SAYI
268 Keynes
305-307 De ğ i şen Dünya, Do ğ u Avrupa ve Türkiye
313 Kad ı n Haklar ı , Avrupa Toplulu ğ u ve Türkiye
314 De ğ i ş en Dünya ve Yeni Sa ğ
333 Üçüncü Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi
341 Sosyal Demokrasi Krizde
342 Büyüyen Asya Ş ans m ı , Tehlike mi?
343 Islamc ı lar Strateji Aray ışı nda

,1■41 111 1M14: TIYORSANIZABO N EO LU


344 Sanayile ş me Stratejisi
347 Globalle ş me K ı skac ı nda Türkiye
348 Krizden Ç ı k ış İ çin Son Hamle Özelle ştirme
350 islam Ekonomisi
353-354 Solun Yeni Ekonomi Politikalar ı
355 Ekonominin Gerçekleri ('94'den '95'e)
359 Gümrük Birli ğ i mi, islam Ortak Pazar ı m ı ?
360-361 Sosyal Güvenlik Sistemi: Sorunlar ve Çözümleri
362
a
Küreselle ş me, Ulus Devlet ve Kimlik
364 E ğ itim Politikalar ı
365 Iktisat Teorisinde Son Geli ş meler
366-367 Kapitalizm ve Azgeli ş mi ş lik Kalk ı nma iktisad ı n ı n Sonu mu?
cy
368 Türkiye'de Sermaye, Devlet, Siyaset (22. iktisatç ı lar Haftas ı )
369 Sendikalar ve Küreselle ş me
370-371 I ş gücü, Esneklik ve Sermaye
372 Geli ş me, itaat ve De ğ i ş im
373 Reel Sosyalizmin Krizi ve Gelecek
374 Seçim Sistemleri, Temsil Krizi ve Türkiye
375 Uluslararas ı Sistemdeki De ğ i ş imler ve Türkiye
376 Üniversiteler, Bilim ve iktisat
pe

377 Kad ı nlar ve Çal ış ma Ya ş am ı


378 Finans, Rant ve Küresel Ili ş kiler A ğı nda Türkiye
379 Enflasyon, E ş itsizlikler ve Engeller
380 Türkiye'nin Dinamikleri (23. iktisatç ı lar Haftas ı )
381 Küreselle ş en Sermayenin Anayasas ı : MAI
382 Genç Iktisatç ı n ı n Meslek Rehberi, Globalle ş me ve Devlet
383 75. Y ı l ı nda Cumhuriyet
384 Kriz
385 Konsolde Bütçe: Durum ve Beklentiler
386 Yeni Dünya Düzeninde Türkiye
387 Sermaye Piyasalar ı ve Bankalar
388 Türkiye'de Siyasetin Boyutlar ı
389 iktisat Metodolojisi
390-391 Yüzy ı l Biterken Gelece ğ e Bak ış (24. iktisatç ı lar Haftas ı )
392-393 Sosyal Demokrasi
394 Devlet-i Aliyye'nin Miras ı
395 Ula şt ı rma Ekonomisi
396 Seçmeler-iktisat Yaz ı lar ı
397-398 Bütçe ve Maliye Politikalar ı
399 Türkiye-AB-Avrasya
400 Borsan ı n Geli ş iminde Kurumsal Yat ı r ı mc ı lar
401-402 De ğ i ş en Dünyada Türkiye'nin Yeri (25. Iktisatç ı lar Haftas ı )
403 Devlet ve Kapitalizm (I)
404 Devlet ve Kapitalizm (Il)
405 Ekonomide istikrar Aray ış lar ı (III)

Cumhuriyet Cad. Ceylan Apt. No:27/6 80090 Taksim/ISTANBUL


Tel: (0212) 250 50 34 - 235 61 55 • Fax: (0212) 255 17 73 • E-posta: dergi@ifmc.org.tr • http: www.ifmc@org.tr
ıf•S=3Pİ7-‘7!=I17-TI
• iktisat
ürkiye, 1999 y ı l ı n ı n sonunda IMF ile 17'nci stand-by anla şmas ı n ı
imzalad ı . Ve bu anla ş maya paralel olarak haz ı rlanan üç y ı ll ı k
ekonomik istikrar program ı n ı 2000 y ı l ı n ı n ba şı nda uygulamaya

dergisi AYLIK DERGI


koydu. Bu program ı n önemli bir aya ğı n ı da konsolide bütçe
olu şturuyordu. 2000 y ı l ı bütçesi kamu harcamalar ı n ı kı smay ı,
Sayı: 407 Kas ım no() Fiyatı: 1.500.000:TL gelirleri ise önemli ölçüde art ı rmay ı hedefliyordu. Maliye Bakanl ığı Gelirler

"
İ .Ü. Iktisat Fakültesi Mezunlar ı Genel Müdürü Akif Hamzaçebi ile iktisat Dergisi için yap ı lan röportajda söyle-
Cemiyeti yay ı n organ ı d ı r.
di ğ i şu sözler, Türkiye'nin özellikle son on y ı ll ı k süreçte bütçeleme aç ı s ı ndan
Iktisat Dergisi,
ayl ı k olarak yay ı mlan ı r geldi ğ i noktay ı göstermesi aç ıs ı ndan ilgi çekici: "Harcamalar ı n gelirlerden çok
Kurucuları : daha h ı zl ı artmas ı sonucu bütçe aç ı kları da büyümü ştür. Bütçe aç ı kları para
Nihat Batur, Oktay Emed,
Reşad Umur basma ve borçlanma ile kar şı lanmaya çal ışı lm ışt ı r. Bunun sonucunda faizler
Sahibi: artm ış, enflasyon yükselmi ş ve ülke enflasyon-faiz-borçlanma-daha yüksek faiz
J.Ü. iktisat Fakültesi Mezunlar ı şeklinde bir k ı s ı r döngü içine girmi ştir."
Cemiyeti ad ı na
Yönetim Kurulu Ba şkan ı Gerçekten de bütçe harcamalar ı içinde faiz yükünün pay ı h ı zla artarken,
Alpay Biber özellikle yat ı r ı m harcamalar ı büyük ölçüde darald ı . Prof. Dr. O ğ uz Oyan, 1975-
Genel Yayın Yönetmeni:
80 döneminde, bütçede "gerçek harcamalar" olarak nitelenen cari ve yat ı rı m
Metin Sarfati
Sorumlu Yaz ı Işleri Müdürü: harcamalar ı n ı n payı n ı n yüzde 66.2, transfer harcamalar ı n ı n pay ı n ı n ise yüzde
Hikmet Akçiçek 33.8 olduğ unu söylüyor. Bu oran 2000 y ı l ı nda ise tersine dönerek bütçenin
Yayın Kurulu:
Hikmet Akçiçek, Ilker Aktükün, yüzde 65.5'inin transfer harcamalar ı na gitmesi ile sonuçland ı . Oyan, konuyu
Serhat Aligil, Fuat Ercan, O ğ uz Oyan, "bu yükseli ş in tek nedeni de faiz transferlerindeki "önlenemez" patlama
Yasemin Öztürk, Metin Sarfati, olmuştur" şeklinde de ğerlendiriyor.
Mehmet Yavuzkan
2000 y ı l ı bütçesi harcamalar ı n azalt ı l ı p gelirlerin art ı r ı larak kamu finansman
Danışma Kurulu:
Öztin Akgüç, Erdoğ an Alkin,
a
dengesinin güven veren sa ğ l ı kl ı bir yap ıya kavu şturulmas ı hedeflenerek
Mehmet Altan, Kaya Ard ıç,
haz ı rlanm ışt ı . Önceki y ı llara göre daha güvenilir bir bütçe performans ı izledik.
Cengiz Ar ı n, Taner Berksoy,
Ancak, 2000 y ı l ı sonuna doğ ru özellikle bankac ı l ı k kesiminde patlayan finansal
cy
Nihat Falay, Tamer i şgüden,
Kuvvet Lordoğlu, Türkel Minibaş, kriz değ i ş ik ku ş kular ı gün yüzüne ç ı kard ı . Çünkü, vergi gelirlerinin art ı r ı lmas ı,
Izzettin Önder, Murat özyüksel,
Nail Satl ıgan, Ümit Şenesen, ücret art ışları n ı n bast ı rı lmas ı ve yat ı rı m harcamalar ı n ı n daralt ı lmas ı gibi önlem-
Gül Günver Turan lere ra ğ men ortaya ç ı kan kriz, Türkiye'nin borç yükünün ve sa ğ l ı kl ı finansal kay-
Yayı n Kurulu Sekreteri: nak ihtiyac ı n ı n bütçeyi ne kadar zorlad ığı n ı bir kez daha ortaya koydu.
İ smail Azg ıt
Yönetim Yeri: Bütçenin borç yükü alt ı nda olmas ı , özellikle sosyal alanlara yönelik kaynak
pe

Cumhuriyet Cad. Ceylan Apt. No:27/6 transferinin de önünde büyük bir engel olu şturuyor. iktisat Dergisi için yap ı lan
80090 Taksim/ISTANBUL
aç ı k oturumda, bugün konsolide bütçeden e ğ itim, sağ l ı k, adalet gibi klasik
Tel: (0212) 250 50 34 - 235 61 55
Fax: (0212) 255 17 73 kamu hizmetlerine ayr ı lan paylar ı n çok dü şük seviyede olmas ı önemli bir sorun
E posta: dergieifmc.org.tr
-
olarak nitelendi. "Bu bir süredir böyle ve görünen o ki, bir süre daha böyle gide-
bilgi@ifmc.org.tr
Internet: www.ifmc.org.tr
cek" diyen Prof. Dr. Eser Karaka ş, bunun "gelece ğ i ipotek alt ı na almak"
Ofset Hazırlı k Baskı:
- oldu ğ unu önemle hat ı rlat ıyor.
Mart Matbaac ı l ı k Sanatlar ı Ltd. 2001 y ı l ı bütçesi de, yine istikrar program ı n ı n hedefleri do ğ rultusunda
Tel: 0212 212 03 39 pbx
Dağıtım: haz ı rland ı . Hatta bu bütçe ya şanan finansal krizin etkisiyle daha s ı k ı önlemler
Dünya Süper Da ğı t ı m içeriyor. 2001 y ı l ı bütçe rakamlar ı n ı n GSMH'ye oranlar ı na bak ı ld ığı nda, milli
Abone Koşulları:
gelirdeki reel büyümeye ra ğ men bütçe harcamalar ı ndaki reel küçülmenin ortak
Y ı ll ı k: 15 milyon TL.
Alt ı ayl ı k: 7.5 milyon TL. etkisiyle, bütçe harcamalar ı n ı n göreli büyüklü ğ ünün darald ığı görülüyor. 2001
Üye, Ö ğ renci, Arş.-Gör.ve Öğ retim yı l ı bütçesi, 2000 y ı l ı nda canlanan ekonominin so ğ utulmas ı na hizmet etmeyi
Üyesi: (Y ı ll ı k) 12 milyon TL.
hedefliyor.
Yurtd ışı : 60$
Abone Hesap No: Yeni vergi düzenlemeleri ve özellikle büyük kamu kurulu ş ları n ı n özelleştir-
Akbank Taksim 7097-DHU ilmesi ile bütçe gelirlerinin art ı r ı lmas ı hedeflenirken, harcamalar ı n da olabil-
I şbankas ı Taksim 544077
Dergide yayınlanan yazılar Cemiyeti di ğ ince k ı s ı lmas ı öngörülüyor. 2001'de de ücretler hedef enflasyona göre belir-
bağlamaz; görüşler yazarlarına aittir. lenecek. Ancak, 2000'de hedeflenen enflasyonun uza ğı nda kal ı nmas ı , bu y ı lki
Yayınlamak amacıyla gönderilen
hedeflere duyulan ku ş kuyu da art ı rıyor.
yazıların iki nüsha olarak mümkünse
bilgisayar disketiyle birlikte Görünün o ki, her aç ı dan 2001 y ı l ı 2000'den daha zor geçecek.
ulaştırılmasını rica ederiz. Dostlukla...
içindekiler
2000'den 2001'e Geçerken İ stikrar Program ı
Türkel Miniba ş Ba ğ lam ı nda Yeni Bütçenin
Anlam ı ve Finansman Sorunu
2001 Y ı l ı Bütçesi Sinan Sönmez
Öztin Akgüç Geli şmekte Olan Ülkelerde
Mali Kriz Bağ lamı nda İstikrar
Yuvarlak Masa:
ve Liberalizasyon, Kamu
İ stikrar Program ı n ı n
Hizmetleri ve Kamu Gelirleri
İ kinci Yı l ı nda Bütçe
Nihat Falay
2001 Bütçe Kanun
.,Allıy ı n Tasarı s ı n ı n Hukuki ve Mali
ıi ııııııpi l. içerik Analizi
Aziz Konukman
a
2001 Y ı l ı Bütçe Dengesi
Eser Karaka ş • İzzettin Önder
cy
Veysi Sevi ğ
• Bülent Pirler • Cengiz Uzuner
Kamu Ekonomisinde Harcama ve
Gelir Toplama Yetkisinin
Söyleş i:
Kullan ımına, Bütçe Hakkı na TBMM
Fonlar İ ki Y ı l İ çinde
pe

Yeniden Sahip Olmak Zorundad ır


Tasfiye Edilecek
Nazif Ekzen
İstikrar Program ı Çerçevesinde
2001 Bütçesi
Murat Çak

iktisat Dünyas ı ve Nobel: (1972)


M. Akif Hamzaçebi
Kenneth Arrow - John R. Hicks
Öylesine Bir Yaz ı Metin Sarfati
Oktar Türel Dünya Ekonomisinden
Kamu Hizmeti Üretmeyen Metin Sarfati
Yeni Bir Bütçe
Kitap Tan ıtımı: Elektronik Ticaret
Oğ uz Oyan Hazı rlayan: Zeynep Çöğ ürcü
2000'den 2001'e Geçerken
Türkiye için 2001, 3 y ı ll ı k istikrar paketi- Ne var ki, döviz kuru temelli dezenflasyon Türkel
nin ikinci y ı l ı olmas ı n ı n ötesinde Kas ı m' ı n son programlar ı n ı n uyguland ığı ülke örnekleri, Miniba ş *
haftas ı ba ş layan likidite krizinin sonuçlar ı n ı n program ı n ikinci y ı l itibariyle ba şta finans sek-
da transfer edildi ğ i bir y ı l olacakt ı r. Zira liki- törü olmak üzere iflaslara neden oldu ğ unu
dite kriziyle birlikte faiz oranlar ı nda ba ş la- ortaya koymaktad ı r. Zaten kas ı m sonu itiba-
yan t ı rmanma, 2001 Oca ğı n ı n ortalar ı na ka- riyle Türk Liras ı 'na talebin artmas ı yla ba ş layan
dar sürecek; böylelikle krizin etkileri 2001 y ı - likidite s ı k ışı kl ığı gecelik faizlerin yükselece ğ i
l ı na sarkacakt ı r. ve yüksek faiz haddine dayanamayanlar ı n if-
Ne var ki 2001 Bütçesi, likidite krizi gibi las edece ğ inin sinyallerini vermekteydi. Gece-
ara çalkant ı olas ı l ı klar ı dikkate al ı nmadan ha- lik repo faizlerinin yüzde 250'ye kadar t ı rma-
z ı rlanm ış; dolay ı s ı yla faiz oranlar ı ndaki bek- n ı p dolar ı n 690 bin s ı n ı r ı n ı zorlamas ı yla birlik-
lenmeyen yükselmenin maliyeti hedeflere te devalüasyon beklentisinin de yükselmesi
yans ıt ı lmam ışt ı r. Oysa, faiz politikalar ı progra- bunun somut kan ı t ı yd ı . Kur politikas ı n ı n istik-
m ı n iki temel aya ğı ndan biridir. Faizlerdeki rar program ı n ı n temel ayaklar ı ndan biri olma- istikrar ı n
yükseli ş kamu harcamalar ı hedefinin ş imdiden s ı devalüasyon beklentilerinin k ı sa süre için de sa ğ land ığı
sapmas ı na neden olacakt ı r. Kamu harcamala- olsa gerçe ğ e dönü ş mesini engellemi ştir.
anlam ı na
rı n ı k ı smadan bütçe aç ığı n ı daraltmak müm- Öte yandan Kas ı m sonundan bu yana ya ş a-
kün olmad ığı ; vergi gelirleri de Türkiye gerçe- nanlar ı , sadece, Bankac ı l ı k sektörünün ölçe ğ in
gelmemektedir.
ğ inin üstünde öngörüldü ğ ü için 2001 bütçe üstünde banka bar ı nd ı rmas ı ; dolay ı s ı yla fonla- istikrar ı n
aç ığı n ı n hedefin üstüne ç ı kt ığı bir y ı l olacakt ı r. ma maliyeti yüksek bankalar ı n piyasa faiz had- sa ğ lanmas ı
Öte yandan faizlerdeki yükselmenin Ocak
a dinin üzerinde faizle likidite s ı k ışı kl ı klar ı n ı çöz-
ay ı na sarkmas ı , 2000 y ı l ı ndaki tüketici kredi- meye haz ı r olmalar ı ; kar ma rj ı n ı yükseltmek is-
programa
lerindeki art ışı nda etkisiyle ortaya ç ı kan can- teyen büyük bankalar ı n da bu ortamdan ya- sermaye ve
cy
lanmay ı söndürerek 2001'i ekonominin h ı zla rarlanmaya çal ışt ı klar ı şeklinde aç ı klamak do ğ - emek
küçüldü ğ ü bir y ı l haline dönü ştürecektir. ru olmaz. Bu tür bir aç ı klama uluslararas ı krizin
kesimlerinin
Ekonomi program ı faiz ve kur politikas ı etkilerini ve üretti ğ i sonuçlar ı ikinci plana at-
üzerine oturdu ğ undan enflasyonun art ış h ı z ı n ı makta. Bir çok örne ğ i olmas ı na ra ğ men istikrar birlikte destek
kontrol alt ı na almak, niyet mektubundaki ta- program ı n ı Türkiye'nin sorunlar ı n ı çözmeye vermesine ve
ahhütler gere ğ ince bütçe aç ığı n ı daraltmak ta- yönelik bir program haline dönü ştürmektedir. piyasalardaki
pe

bi ki mümkündür. Ne var ki bu sonuçlara ulaş- Oysa, uygulama alan ı 2000-2003 y ı llar ı n ı


mak ekonomik istikrar ı n sa ğ land ığı anlam ı na kapsayan istikrar Program ı içeri ğ i nedeniyle
psikolojik
gelmemektedir. Istikrar ı n sa ğ lanmas ı progra- Türkiye'nin globalizasyon sürecinin istikrar ı - güven
ma sermaye ve emek kesimlerinin birlikte des- na uyumlu hale getirilmesini amaçlamakta- ortam ı n ı n
tek vermesine ve piyasalardaki psikolojik gü- d ı r. Dolay ı s ı yla 2000, sisteme eklemlenme sü-
ven ortam ı n ı n süreklilik kazanmas ı na ba ğ l ı d ı r.
süreklilik
recinin sorunlar ı yla tan ışı ld ığı bir y ı ld ı r. 2001
Güven ortam ı n ı n önemli göstergelerin- ve 2002 ise sorunlar ı n boyutlar ı n ı n artt ığı yı l- kazanmas ı na
den biri de piyasalardaki likidite gereksinimi- lar olacakt ı r. ba ğ l ı dı r.
nin nas ı l çözülece ğ ini gösteren Merkez Ban-
kas ı 'n ı n para yaratma biçimidir. Ekonomi 2001 Küçülmenin Y ı l ı
program ı n ı n ikinci aya ğı olan kur politikalar ı Bilindi ğ i gibi, 2000 y ı l ı ekonomik büyüme
bu aç ı dan önemlidir. hedefi yüzde 6 idi. Önümüzdeki y ı l ı n hedefi
Zira, Merkez Bankas ı 'n ı n piyasalar ı sadece ise yüzde 4.5. K ı sacas ı 2001, ekonominin kü-
günlük olarak ilan edilen kurlar üzerinden çülerek büyüyece ğ i bir y ı l olacak.
,ı ,ı,

al ı n ı p — sat ı lan döviz miktar ı na göre fonlama- Sabit sermaye yat ı r ı mlar ı ndaki kamunun
s ı hükümetin dezenflasyon program ı ndaki pay ı n ı n yüzde 3.1 oran ı nda azalt ı lmas ı yla
:ıı r

kararl ı l ığı n ı vurgulamaktad ı r. Bu politikalar ı n sa ğ lanacak bu küçülmede özelle ştirmelerin,


2001'in ilk yar ı s ı na kadar uygulanacak olmas ı , özellikle de Türk Telekom'un kamu kapsam ı
temmuza kadar kur dalgalanmalar ı na izin ve- d ışı na ç ı kart ı lmas ı etkili olacakt ı r. Her ne ka-
Prof. Dr.
rilmeyece ğ ini göstermektedir. dar bu azal ış özel sektör yat ı r ı mlar ı ndaki yüz- I.Ü Iktisat Fakültesi
de 8.2'lik art ış la dengelenmeye çal ışı l ı yorsa • Özel kesimin varl ı klar ı n ı öz kaynaklarla
da yeterince inand ı r ı c ı de ğ ildir. Durgunlu ğ un fonlama oran ı da 98'deki yüzde 40.2 oran ı n ı n
henüz a şı lmam ış ve Türkiye özel sektörünün gerisine yüzde 37.4'e dü ş mü ştür. Varl ı klar ı n
faaliyet d ışı alanlarda nemalanmaya al ış m ış finansman ı n ı n neredeyse yar ı s ı (yüzde 46.9)
olmas ı hedefe ula şı lmas ı na yönelik ku ş kular ı k ı sa süreli borçlarla finanse edilmi ştir. K ı saca-
artt ı rmaktad ı r. s ı ; özel kesimin büyüklerinin mali yap ı lar ı bo-
Hat ı rlanaca ğı gibi, toplam sabit sermaye zulmu ştur.
yat ı r ı mlar ı n ı n 2000'de yüzde 14.5 artmas ı ; bu • Özel kesimin likidite riskini gösteren
orana kamu yat ı r ı mlar ı ndaki yüzde 15.7, özel dönen varl ı klar ı n k ı sa süreli yabanc ı kaynak-
sektördeki yüzde 14'lük art ış la ula şı lmas ı he-
lara oran ı 1998'de yüzde 156.6 ilen, 99'da
deflenmi şti. Sene sonu sonuçlar ı n ı bekleme-
122.9'a dü ş mü ştür ki, firmalar ı n borç ödeme
den, iki y ı l ı n hedeflerini kar şı la şt ı rd ığı m ı zda
güçlerini artt ı rmalar ı gerekti ğ ini göstermek-
da 2001'in yat ı r ı mlar ı n daralaca ğı ; dolay ı s ı yla
tedir. Aksi halde ba şta bankac ı l ı k sistemi ol-
ekonominin küçülece ğ i bir y ı l olaca ğı anla şı l-
mak üzere sermaye kesimi sert bir vurgunla
maktad ı r.
Y ı l sonu enflasyon hedeflerini kar şı la şt ı r-
karşı la şacakt ı r. istikrar
Ekonominin küçülece ğ ini gösteren di ğ er program ı n ı n
d ığı m ı zda küçülme daha da netle ş mektedir!
bir gösterge ise cari i ş lemlerle ilgili verilerdir.
Bütçenin makro büyüklüklerine göre 2000 hedeflerini ve
Cari i ş lemler aç ığı geçen y ı l ı n ilk yar ı s ı na göre
için yüzde 29 olarak hedeflenen TEFE 2001'de
yüzde 53 artarak 5.6 milyar dolara yükselmi ş - gerçekle ştirme-
yüzde 10'a, yüzde 34 olarak hedeflenen TÜFE
de yüzde 12.0'a dü ş ürülecektir. Fiyat art ış tir. Yine y ı l ı n ilk yar ı s ı nda ihracat yüzde 4.5, leri değ erlendi-
oranlar ı kendili ğ inden dü ş meyece ğ ine göre, bavul ticareti yüzde 45.8 artarken ithalat har- rilirken yap ı sal
harcamalar k ı s ı lacak; özellikle de tüketim camalar ı yüzde 36 artm ışt ı r. D ış ticaret aç ığı
görünümdeki
a
harcamalar ı n ı kontrol etmek için kamu eliyle da yüzde 139.2 büyümü ştür.
gelir art ışı yarat ı lmas ı na izin verilmeyecektir. Bu olumsuzlukta program ı n enflasyona
sorunlar ı n
2000'de yüzde 5.6 artmas ı beklenen top- kilitlenmi ş ve d ış ticaret yönünün dikkate nedenleri,
cy
lam tüketim harcamalar ı için 2001'de yüzde al ı nmam ış olmas ı temel etkendir. Zira, her ne uluslararas ı
3'lük art ış hedeflenmesi de y ı l sonu enflasyon kadar program ı n temel hedefi ülke ekonomi-
sermaye ile
hedeflerine uygun politikalar ı n gündemde sinin istikrara kavu şturulmas ı ysa da 1970
olaca ğı n ı göstermektedir. Toplam tüketim stagflasyon, 1993 mali krizinde oldu ğ u gibi
ba ğ lant ı ları ,
harcamalar ı nda kamunun pay ı n ı n yüzde 1997 Güney Asya kriziyle ortaya ç ı kan Pazar ulusal sermaye
4.8'den yüzde 1.9'a; özel tüketimin pay ı n ı n t ı kan ı kl ığı n ı n a şı lmas ı hedeflenmi ştir. Ba ş ka ile siyaset
pe

da yüzde 5.7'den yüzde 3.2'ye çekilmesi de bir deyi ş le, mal ve hizmet piyasalar ı nda dur- aras ı ndaki ç ı kar
bu daralman ı n göstergesidir.
gunlu ğ un egemen oldu ğ u bir dönemde bir
Durumu gerçekçi bir gözle de ğ erlendire- ili ş kilerini de
yandan ithalata dayal ı talep art ışı yla ekono-
bilmek için İ SO'nun en büyük 500 sanayi ku-
mik büyüme sa ğ lanmaya çal ışı l ı rken bir yan-
dikkate almak
rulu ş u anketine bak ı ld ığı nda: 500 büyük sa-
dan da sistemin "pazar" sorununu çözmeye gerekmektedir.
nayi kurulu ş unda net sat ış has ı lat ı , toplam
yönelik kanal olu şturulmu ştur.
karlar ı n ı n reel olarak azald ığı , ekonomiye ya-
K ı sacas ı , istikrar program ı n ı n hedeflerini
p ı lan katma de ğ erin geriledi ğ i ortaya ç ı k-
ve gerçekle ştirmeleri değ erlendirilirken yap ı -
maktad ı r.
sal görünümdeki sorunlar ı n nedenleri, ulus-
• Özel kesimin net sat ış has ı lat ı bir önce-
lararas ı sermaye ile ba ğ lant ı lar ı , ulusal ser-
ki y ı la göre cari fiyatlarla yüzde 50.4 artmas ı -
maye ile siyaset aras ı ndaki ç ı kar ili ş kilerini de
na ra ğ men net sat ış has ı lat ı n ı enflasyondan
ar ı nd ı rd ığı m ı zda yüzde 1.1 geriledi ğ i; dolay ı - dikkate almak gerekmektedir.

s ı yla sanayi kesiminin sat ış gelirlerinin 1998'in


de alt ı na dü ştü ğ ü görülmektedir.
• Net sat ış lar oran ı na bölerek buldu ğ u-
muz kar marj ı da dönem kar ı ndaki gerileme-
den dolay ı dü ş mü ş; toplam karlar 1998'den
1999'a reel olarak yüzde 40.5 civar ı nda azal-
d.

m ışt ı r.
2!EI=
2001 Yı l ı Bütçesi
L 2000 ve 2001 Y ı lları Bütçelerinin oran ı nda azal ış hedeflenmi ştir. Cari harcama- Öztin Akgüç*
Karşı la ştı r ı lmas ı lar kapsam ı nda personel giderlerinde yüzde
2001 y ı l ı bütçelerinin yap ı s ı n ı ve özellikle- 21.2 oran ı nda art ış programlan ı rken, büyük
rini belirgin bir şekilde ortaya koyabilmek bir bölümü iç ve d ış savunma giderlerinden
için, 2001 y ı l ı bütçe teklifinin 2000 y ı l ı bütçe- olu ş an di ğ er cari harcamalarda hedeflenen
sinin ba ş lang ı ç ödenekleri ve uygulama so- art ış yüzde 24.0 düzeyindedir.
nuçlar ı ile karşı laşt ı r ı lmas ı yerinde olur. Transfer harcamalar ı n ı n büyük bölümü-
nü olu şturan iç ve d ış borç faiz giderlerinde
Ii. 2001 Bütçesi 2000 y ılına göre reel cari fiyatlarla yüzde 21.0 oran ı nda azal ış he-
olarak daha küçük bütçedir. deflenirken, sosyal güvenlik kurumlar ı na
2001 bütçesi 2000 bütçesine k ıyasla yüzde transferlerde yüzde 21.5, di ğ er transfer har-
3.5 oran ı nda daha büyük bir bütçedir. Ancak camalar ı nda da yüzde 19.5 oran ı nda art ış ön-
2001 y ı l ı için TEFE y ı l sonu art ışı yüzde 10.0, görülmü ştür.
y ı ll ı k ortalama fiyat art ışı da yüzde 18.0 ola- Ba ş lang ı ç ödenekleri dikkate al ı nd ığı nda,
rak hedeflendi ğ ine göre, y ı ll ı k ortalama fiyat 2001 y ı l ı bütçesinde reel küçülmenin faiz gi-
art ışı oran ı ile enflasyon etkisinden ar ı nd ı r ı l- derlerinden kaynakland ığı görülmektedir.
d ığı nda, 2001 bütçesi, bir önceki y ı l bütçesine
göre sabit fiyatlarla yakla şı k yüzde 12.2 ora- I.2. 2001 yılı bütçesinin harcama yap ısı
n ı nda daha küçük bir bütçedir. 2000 y ı l ı bütçe 2000 yılı bütçesinden farklı dır Ba ş lang ı ç
gerçekle ş mesinin tahminleri a ş mas ı duru- Harcamalar ekonomik aç ı dan cari, yat ı r ı m ödenekleri
a
munda 2001 bütçesinin ba ş lang ı ç ödenekleri- ve transfer harcamalar ı olarak bölümlendiril-
dikkate
ne göre reel küçülme oran ı da artacakt ı r. di ğ inde; 2000 y ı l ı bütçesinin harcama yap ı s ı -
Ba ş lang ı ç ödeneklerine göre harcama alt n ı n 2000 y ı l ı bütçesinden farkl ı oldu ğ u görül- al ı nd ığı nda,
cy
bölümlerinin (giderlerinin) bir önceki y ı la k ı - mektedir. 2001 y ı l ı
yasla cari fiyatlarla art ış oranlar ı da farkl ı d ı r. Ba ş lang ı ç ödeneklerine göre 2001 y ı l ı büt-
Cari harcamalarda yüzde 22.0, yat ı r ı m harca- çesi bir önceki y ı l bütçesi ile kar şı la şt ı rı ld ığı nda
bütçesinde reel
malar ı nda yüzde 48.9 oran ı nda art ış öngörü- giderler içinde cari harcamalar ı n pay ı yüzde küçülmenin
lürken, transfer harcamalar ı nda yüzde 8.3 29.4'den yüzde 34.7'ye, yat ı rı m harcamalar ı n ı n faiz
giderlerinden
Tablo 1: 2000 ve 2001 Y ı llar ı Bütçelerinin Kar şı la ş t ı r ı lmas ı (Cari fiyatlarla trilyon TL)
pe

kaynakland ığı
2000 Y ı l ı Bütçesi 2001 Bütçesi görülürr.
Ba şlang ı ç Ocak-Ekim Gerçekle ş me Teklif
Program ı Gerçekle ş mesi Tahmini

HARCAMALAR 46.713 38.913 46.372 48.360


Cari 13.740 10.265 13.684 16.770
- Personel 9.900 8.109 10.020 12.000
- Di ğ er Cari 3.840 2.156 3.664 4.770
Yat ı r ı m 2.352 1.627 2.465 3.500
Transferler 30.621 27.026 30.223 28.090
GEL İ RLER 32.585 27.908 34.819 43.127
Genel Bütçe Gelir 32.460 27.457 34.694 42.827
- Vergi Gelirleri 24.000 22.058 26.550 31.777
==0C111!M r,

- Vergi D ışı Normal Gelir 5.620 2.695 5.049 8.022


- Özel Gelirler ve Fonlar 2.840 2.704 3.095 3.028
Katma Bütçe Gelir 125 451 125 300
BÜTÇE AÇI Ğ I 14.128 11.010 11.553 5.233
FAIZ DI Ş I FAZLA 7.005 7.995 11.447 Dr.
Tablo 2: Harcama Bile şimi (%)

2000 Y ı l ı Bütçesi 2001 Y ı l ı Bütçesi


Baş lang ı ç Ocak-Ekim Teklif
Ödenekleri Gerçekleşmesi
HARCAMALAR
Cari 29.1 26.3 34.7
- Personel 21.2 20.8 24.8
- Di ğ er Cari 8.2 5.5 9.8
Yat ı r ı m 5.0 4.2 7.2
Transfer 65.6 69.5 58.1
- Faiz 45.3 48.8 34.5
- Sosyal Güvenlik 7.6 7.5 9.0
2000 y ı lı bütçe
- Di ğ er Transfer 12.7 13.2 14.6
teklifine göre
TOPLAM 100.0 100.0 100.0
vergi gelirleri
pay ı da yüzde 5.0'dan yüzde 7.2'ye yükselirken, 1.3. Başlangı ç tahminlerine göre bütçe ve katma
cari harcamalar ı n pay ı n ı n belirgin biçimde yüz- gelirlerinde cari fiyatlarla yüzde 32.4 bütçe
de 65.6'dan yüzde 58.1'e geriledi ğ i görülmekte- oran ında artış ön görülmektedir.
dir. 2000 y ı l ı n ı n ilk on ayl ı k (ocak-ekim) dönemi 2001 y ı l ı bütçesinin gelir tahminleri ile
gelirleri
gerçekle şme sonuçlar ı na göre ise 2001 y ı l ı büt- 2000 y ı l ı bütçesinin gelir tahminleri kar şı la şt ı r- tahminlerin
çesinde harcama bile ş iminde (kompozisyonun- mal ı olarak Tablo 3'de görülmektedir. Ba ş lan- üstünde
a
da) de ğ i ş im daha göze çarp ı c ı d ı r. g ı ç tahminlerine göre 2001 y ı l ı bütçesinde bir
gerçekle şirken,
Cari harcamalar ı n giderler içindeki pay ı yüz- önceki y ı la k ıyasla cari fiyatlarla vergi gelirle-
de 26.3'ten yüzde 34.7'ye, yat ı rı m harcamalar ı - rinde yüzde 32.4, vergi d ışı normal gelirlerde vergi dışı
cy
ma. n ı n pay ı da yüzde 4.2'den yüzde 7.2'ye yükselir- yüzde 42.7, özel gelir ve fonlarda yüzde 6.6, normal
ken, transfer harcamalar ı n ı n pay ı 10 puandan katma bütçe gelirlerinde yüzde 140.0 oran ı n-
gelirler,
daha fazla dü ş ü ş le yüzde 69.5'ten yüzde 58.1'e da art ış beklenmektedir. 2000 y ı l ı bütçe ger-
gerilemektedir. çekle ş me tahminlerine göre ise gelirlerde art ış özelle ştirmenin
2000 y ı l ı bütçesinin on ayl ı k gerçekle ş me yüzde 24.9 düzeyinde olmaktad ı r. Resmi ger- hedeflenen
sonuçlar ı na göre, 2001 bütçesi harcamalar ı çekle ş me tahminlerine k ı yasla vergi gelirlerin-
düzeylerde
içinde en önemli yeri tutan faiz giderlerinin pa- de art ış yakla şı k yüzde 20.0 düzeyinde olur-
pe

yı yüzde 48.8'den yüzde 34.5'e gerilemektedir. ken, vergi d ışı normal gelirlerde art ış yüzde gerçekle ştirile-
Buna karşı sosyal güvenlik kurumlar ı na yap ı lan 58.9'a yükselmekte, özel ve fon gelirlerinde ise memesi
transferlerin pay ı yüzde 7.5'dan yüzde 9.0'a yüzde 2,2 oran ı nda azal ış tahmin edilmektedir.
nedeniyle
yükselmektedir. 2000 y ı l ı bütçe teklifine göre vergi gelirle-
Vergi iadeleri (ihracatta KDV iadesi dahil), ri ve katma bütçe gelirleri tahminlerin üstün- tahminlerin
K İT'lere yap ı lan transferler, kamula şt ı rma gi- de gerçekle ş irken, vergi d ışı normal gelirler, gerisinde
derleri, tar ı msal destekleme ve fon ödemeleri özelle ştirmenin hedeflenen düzeylerde ger-
kalmışt ı r.
gibi transfer giderlerini kapsayan di ğ er transfer çekle ştirilememesi nedeniyle tahminlerin ge-
harcamalar ı n ı n pay ı ve yüzde 13.2'den yüzde risinde kalm ışt ı r. 2000 y ı l ı nda vergi gelirleri-
14.6'ya yükselmektedir. nin ba ş lang ı ç tahminlerini a ş mas ı nda, ku ş ku-

Tablo 3: Bütçe Gelirleri Kar şı la şt ı rı lmas ı (Trilyon TL)

2000 Y ı l ı Bütçesi 2001 yı l ı Bütçesi Art ış (%)


Başlang ı ç Tahmini Tahmin 2001 /2000
Vergi Gelirleri 24.000 31.777 32,4
Vergi D ışı Normal Gelirler 5.620 8.020 42,7
Özel Gelir ve Fonlar 2.840 3.028 6,6
Katma Bütçeli Gelir 125 300 140,0
32.585 43.127 32.4


Tablo 4: Vergi Gelirlerinin Da ğıl ı m ı (%)

Vergi Gruplar ı 2000 Bütçesi 2001 Bütçesi


Ocak-Eylül Gerçekle ş mesi Tahmin
1-Gelirden Al ı nan Vergiler 40.3 37.1
- Gelir Vergisi 22.4 26.6
- Kurumlar Vergisi 9.2 9.2
- Faiz Vergisi 7.5 1.3
2-Servetten Al ı nan Vergiler 1.6 1.0
3-Mal ve Hizm. Al ı nan Vergiler 42.8 46.1
- Dahilde Al ı nan KDV 16.2 20.2
- Akaryak ı t Tüketim Vergisi 13.4 12.9
- Di ğ er 13.2 13.9
4-D ış Ticaretten Al ı nan Vergiler 15.3 15.8
- Gümrük Vergileri 1.4 1.6
- İthalde Al ı nan KDV 13.9 14.2
- Di ğ er - -
TOPLAM 100.0 100.0

suz fiyat art ış h ı z ı n ı n hedeflenen fiyat art ış h ı - Il. 2001 Y ı l ı Bütçesinin özellikleri
z ı n ı n üstünde olmas ı etkili olmu ştur. 2000 y ı l ı bütçesi ile kar şı la şt ı rman ı n da or-
taya koydu ğ u gibi 2001 y ı l ı bütçesinin özellik- Gelirden al ı nan
L4. Vergi gelirlerinin da ğılımı
a
le şöyle özetlenebilir:
vergilerin
değişmektedir. (i) 2001 y ı l ı bütçesi, reel olarak 2000 y ı l ı büt-
2001 y ı l ı nda vergi gelirlerinin, gruplar ı iti- çesine göre küçük bütçedir. Reel olarak
pay ı n ı n
azalmas ı , faiz
cy
bariyle da ğı l ı m ı , 2000 y ı l ı bütçesinin ocak ey- en az yüzde 15.0 oran ı nda küçük oldu ğ u
lül dönemi gerçekle ş mesi ile kar şı la şt ı rmal ı hesaplanmaktad ı r. Bütçe harcamalar ı / vergisinden
olarak Tablo 4'te gösterilmi ştir. GSMH oran ı da 2000 y ı l ı nda yakla şı k yüz-
Vergi gelirlerinin programlanan da ğı l ı m ı de 37.5 düzeyinde iken, bu oran ı n yüzde
kaynaklan-
incelendi ğ inde, 2000 bütçesinin Ocak-Eylül dö- 31.5'e gerilemesi hedeflenmi ştir. maktad ı r.
nemine göre, gel irlerden al ı nan vergilerin pay ı - (ii) Harcamalar ı n yap ı s ı (kompozisyonu) fark-
n ı n yüzde 40,3'ten yüzde 37,1'e geriledi ğ i, bu-
pe

l ı olup, cari ve yat ı rı m harcamalar ı n ı n pa-


na karşı mal ve hizmetlerden al ı nan vergilerin y ı , bir önceki y ı l bütçesine göre s ı ras ı yla
pay ı n ı n yüzde 42.8'den yüzde 46,1'e yükseldi ğ i yüzde 34.7 ve yüzde'ye yükselirken, trans-
görülmektedir. fer harcamalar ı n ı n pay ı yüzde 65.6'dan
D ış ticaretten al ı nan vergilerin pay ı n ı n ise yüzde 58.1'e gerilemektedir.
2000 ve 2001 y ı llar ı itibariyle s ı ras ıyla yüzde (iii) Dramatik de ğ i ş me faiz giderlerinde öngö-
15.3 ve yüzde 15.8 olarak belirgin bir de ğ iş iklik rülmekte, faiz giderleri cari fiyatlarla yüz-
göstermemesi öngörülmü ştür. de 21.0 oran ı nda, hedeflenen fiyat art ışı
Gelirden al ı nan vergilerin pay ı n ı n azalmas ı, dikkate al ı nd ığı nda, reel olarak da yüzde
faiz vergisinden kaynaklanmaktad ı r. 2000 y ı l ı 33.0 oran ı nda azalmaktad ı r. Faiz giderleri-
gerçekle ş mesine göre, faiz vergisinin toplam nin GSMH'ye oran ı da yüzde 17.0'dan yak-
'vergi has ı lat ı içindeki pay ı yüzde 7.5 iken bu laşı k yüzde 11.0'a gerilemektedir.
pay 2001 y ı l ı nda yüzde 1.3'e gerilemektedir. (iv) Bütçe gelirlerinde cari fiyatlarla yüzde
Vergi gelirlerinin da ğı l ı m ı n ı karşı laşt ı rma- 32.4, reel olarak da yüzde 12.2 oran ı nda
l ı olarak gösteren "4" nolu tablo, 2001 y ı l ı n- art ış hedeflenmi ştir. Buna göre bütçe ge-
7;7=MM7TT/7=

da vergi artt ı r ı c ı önlemlerinin daha çok dolay- lirlerinin GSMH oran ı yüzde 26.2'den yüz-
l ı vergi anlam ı nda yo ğ unlaş aca ğı n ı göster- de 28.1`e yükselmektedir.
mektedir. (v) Bütçe aç ığı n ı n cari fiyatlarla yüzde 63.0
K ı sa sürede vergi art ışı ancak dolayl ı ver- oran ı nda daralmas ı hedeflenmekte, büt-
gilerde sa ğ lanabilece ğ inden, bu geliş meyi çe aç ığı n ı n GSMH oran ı yüzde 11.4'den
do ğ al karşı lamak gerekir. yüzde 3.4'e dü ş mektedir.
(vi) Faiz d ışı fazla cari fiyatla yüzde 63.5 oran ı n- mini göre yüzde 32.4 art ış öngörülmü ştür.
da artmakta, faiz d ışı fazlan ı n GSMH'ye ora- 2001 y ı l ı için ortalama fiyat art ışı yüzde
n ı da yüzde 5.6'dan 7.5'e yükselmektedir. 18.0, ekonomik büyüme yüzde 4.5 olarak he-
deflendi ğ ine göre, bütçe gelirlerinde yakla şı k
111. 2001 Bütçe Tahminlerinin irdelenmesi yüzde 10.0 oran ı nda reel art ışı programlan-
2001 bütçesinde bütçe aç ığı n ı n bir önceki m ışt ı r. Vergi gelirlerinde yüzde cari fiyatlarla
y ı l program ı na göre cari fiyatlarla yüzde 63.0 yüzde 32.4 oran ı nda art ış, büyüme h ı zı n ı n ya-
oran ı nda azalarak 14.128 trilyon TL'den 5.233 va ş lad ığı bir ekonomide yüzde 18.0 fiyat art ı -
trilyon TL'ye gerilemesi öngörülmü ştür. Gele- şı ile gerçekle ştirmek zordur. Vergi d ışı nor-
cek y ı l için TEFE'de ortalama art ış yüzde 18.0 mal gelirlerinde yüzde 42.7 oran ı ndaki art ış
olarak hedeflenmi ştir. Bu hedeflere göre büt- da, özelle ştirmede gösterilecek ba ş ar ı ma
çe aç ığı nda sabit fiyatlarla yakla şı k yüzde ba ğ l ı olacakt ı r.
38.0 oran ı nda daralma hedeflenmi ştir. Aç ı k- 2000 y ı l ı nda d ış al ı mda h ı zl ı art ış d ış tica-
taki daralma esas itibariyle, faiz giderlerinde- retten al ı nan vergilerde yüzde 134.0 oran ı n- 2001 y ı l ı
ki azalma ile bütçe gelirlerindeki art ıştan kay- da art ış sa ğ lam ışt ı r. 2001 y ı l ı için d ış al ı mda
naklanacakt ı r. belirgin ar ış beklenmemektedir. Bu nedenle,
bütçesi, terim
Faiz giderlerinde cari fiyatlarla yakla şı k d ış ticaretten al ı nan vergilerde art ışı n çok s ı - yerindeyse s ı k ı
yüzde 20.0 düzeyinde azal ış hedeflenmekte- n ı rl ı kalmas ı olas ı d ı r. bir maliye
dir. 2001 y ı l ı nda faiz giderlerinin 21.132 trilyon Cari harcamalar ve yat ı r ı m harcamalar ı n ı
TL'den 16.680 trilyon TL'ye dü şmesi hedeflen- ayarlamak, hükümetin kontrolündedir. Buna
politikas ı
mi ştir. 2000 y ı l ı bütçe uygulamas ı na göre faiz karşı faiz giderleri, di ğ er transfer. harcamala- izlenece ğini
giderlerinin tahminleri a şmas ı olas ı l ığı yüksek r ı ve bütçe gelirlerinde art ış, hükümetin bü- . göstermekte-
oldu ğ undan hedeflenen faiz azal ışı yüzde ışı ndad ı r. 2001 y ı l ı bütçe yükölçdeontr
uygulamas ı n ı n iyile ş mesi, bütçe aç ığı n ı n da-
dir. Bütçe
20.0'dan, 4.453 trilyon TL'den daha fazlad ı r.
a
2000 y ı l ı nda bütçede faiz d ışı fazlan ı n art- ralmas ı faiz d ışı fazlan ı n 11.447 trilyon TL'ye giderlerinde
mas ı na kar şı n iç borçlarda art ış sürmü ştür. yükselmesi, hükümetin tam kontrol edemedi- reel azal ış a
2000 y ı l ı n ı n ba şı nda 22.920 trilyon TL olan iç ğ i de ğ i ş kenlere ba ğ l ı d ı r. Bu nedenle bütçe
kar şı n bütçe
cy
11~ borç stoku Ekim 2000 sonu itibariyle 32.237 aç ığı nda yakla şı k 2/3 oran ı nda daralman ı n
trilyon TL'ye yükselmi ştir. Borç stokunda art ı - gerçekle ş memesi olas ı l ığı yüksektir. gelirlerinde
şa karşı n iç borç faizlerinde önemli dü ş ü ş ol- yüzde 12.0'1
mu ş, 1999 y ı l ı nda iç borçlanmada ortalama Sonuç
2001 y ı l ı bütçesi, terim yerindeyse s ı k ı bir
aş an reel
faiz oran ı yüzde 109.5 iken Ocak Ekim 2000
döneminde ortalama yüzde 38.2'ye gerile- maliye politikas ı izlenece ğ ini göstermektedir. büyüme, s ık ı
pe

miştir. Faizlerde bu dü şü ş ku ş kusuz faiz gider- Bütçe giderlerinde reel azal ışa kar şı n bütçe maliye
leri üzerinde olumlu etki yapacakt ı r. Ancak gelirlerinde yüzde 12.0'1 a ş an reel büyüme, s ı -
politikas ı
Ağ ustos-Aral ı k 1999 döneminde vadeleri iki k ı maliye politikas ı izleme niyetini ya da ka-
y ı la yak ı n 7.0 katrilyon dolay ı nda ortalama rarl ı l ığı n ı yans ıtmaktad ı r. Bütçe harcamalar ı - izleme niyetini
faizi yüzde 110'nu geçen iç borçlanma yap ı l- n ı n GSMH'ye oran ı nda yüzde37.5'ten yüzde ya da
m ışt ı r. 1999 y ı l ı nda uzun süreli ve yüksek faiz- 31.5'e gerileme hedeflenirken, bütçe gelirle-
kararlıl ığın ı
le yap ı lan borçlanma, bütçe giderleri üzerin- rinin GSMH'ye oran ı n ı n yüzde 26.2'den yüzde
deki olumsuz etkisini 2001 y ı l ı nda da göstere- 28.2'ye yükselmesi programlanm ışt ı r. Buna yans ıtmaktad ı r.
cektir. göre bütçe aç ığı cari fiyatlarla yüzde 62.0 ora-
Ayr ı ca Kas ı m 2000 y ı l ı ortalar ı nda mali pi- n ı nda daral ı rken, aç ığı n GSMH oran ı da yüz-
yasalarda olu ş an kriz, etkisini faizlerin h ı zl ı de 11.4'ten yüzde 3.4'e inmektedir.
yükseli ş i şeklinde göstermi ştir. Bu etkinin sür- 2001 y ı l ı bütçesi, ortalama yüzde 18.0 fi-
mesi durumunda, 2001 y ı l ı nda iç borçlanma- yat art ışı varsay ı m ı na göre haz ı rlanm ışt ı r. Fi-
da ortalama faiz oran ı n ı n yüzde 40.0' ı n üstü- yat art ış h ı z ı n ı n, ortalama olarak bu düzeyin
ne yükselmesi beklenmektedir. üstünde gerçekle ş mesi durumunda uygulama
rilrf3T=1=IECE

D ış borçlar ı n kabarmas ı nedeniyle d ış a ş amas ı nda ilk tahminlere göre sa ğ malar ola-
borç faiz ödemelerinde de art ış kaç ı n ı lmaz ca ğı aç ı kt ı r. 2001 y ı l ı bütçesinin ba şar ı m ı n ı
olacakt ı r. Bu çözümleme, 2001 y ı l ı nda faiz gi- büyük ölçüde faiz giderlerinde cari fiyatlarla
derlerinin programlanan 16.680 trilyon TL'yi öngörülen yüzde 21.0 oran ı nda azal ış la, vergi
a ş mas ı olas ı l ığı n ı ortaya koymaktad ı r. gelirlerinde hedeflenen yüzde 32.4 oran ı nda
Bütçe gelirlerinde, 2000 y ı l ı ba ş lang ı ç tah- art ışı n gerçekle ş me derecesi belirleyecektir.
G

2001 Y ı l ı Bütçesi 3

Eser Karaka ş :
"Avrupa
Birli ğ i'ne
adayl ı k
Türkiye IMF destekli istikrar program ı n ı n tulmas ı d ı r. Geçen y ı lki bütçe yakla şı k 47 katril-
ikinci yı l ı na girdi. 2000 y ı l ı n ı n son aylar ı nda
süreci;
yon lira civar ı ndayd ı . Bu seneki bütçede 48
özellikle finans kesiminde ya ş anan kriz, 2001 katrilyon civar ı nda. Bütçenin dönem ba şı veri- küreselle ş me
y ı l ı ile ilgili yeni ve daha s ı k ı önlemlerin al ı n-
a
lerine dayanarak söyleyebilece ğ imiz ikinci süreci gibi
mas ı n ı da gündeme getirdi. Bu yeni durum önemli özelli ğ i yakla şı k yüzde 35'i faiz harca-
bütün bu
etkisini 2001 y ı l ı için haz ı rlanan konsolide malar ı na ayr ı lm ış olmas ı d ı r. Faizi dahil ederek
cy
bütçe üzerinde de gösterdi. Harcamalar ı da- transfer harcamalar ı na bakarsak e ğ er, bütçe-
süreçleri 1111131111111E

ha da k ı smay ı öngören 2001 bütçesi vergi ala- nin yakla şı k yüzde 65'ini olu şturmaktad ı r. Bu ya ş ayan bir
n ı nda yap ı lan yeni düzenlemelerle destekle- duruma bakarak sosyal katk ı yönü zay ı f bir ülke olarak
necek. 2000 y ı l ı nda ı s ı nan ekonominin 2001 bütçeyle karşı karşı ya oldu ğ umuzu söyleyebi-
Türkiye'de ş u
y ı l ı nda so ğ utulmas ı hedefleniyor. Bu tüm ke- liriz. Bu da şöyle ifade edilmektedir: Ülkede
simleri farkl ı oranlarda da olsa etkileyecek. bir antienflasyonist politika uygulanmaktad ı r. anda konsolide
pe

Iktisat Dergisi olarak gerek bütçe gerek istik- Bu çerçevesinde de. fedakârl ığ a hepimizin bütçeden
rar program ı n ı n kesimler üzerine yaratt ığı et- katlanmas ı gerekiyor. Dolay ı s ıyla üçüncü y ı l ı n
e ğ itim, sa ğ l ı k,
kiyi değ erlendirmek için düzenledi ğ imiz aç ı k sonunda enflasyon tek haneli rakamlara dü ş-
oturuma Bahçe ş ehir Üniversitesi Ö ğ retim tü ğ ünde hepimiz bunun meyvelerini alaca ğı z.
adalet gibi
Üyesi Prof. Dr. Eser Karaka ş, TISK Genel Sekre- Ben bu genel çerçeveyi çizdikten sonra klasik kamu
teri Bülent Pirler, KESK Genel Sekreteri Cen- de ğ erli meslekta şı m Sayı n Eser Karaka ş'tan hizmetlerine
giz Uzuner kat ı ld ı . Aç ı k oturumu Iktisat Der- bir akademisyen gözüyle konuyu biraz da ge-
ayr ı lan paylar ı
gisi ad ı na 1.0. Iktisat Fakültesi Ö ğ retim Üyesi niş leterek, hem bütçenin antienflasyonist
Prof. Dr. İzzettin Önder yönetti. Kendilerine mücadeleye katk ı s ı n ı de ğ erlendirmesini hem gerçekten çok
teşekkür ediyoruz. bütçeyi sosyal adalet ve sosyal devlet ilkeleri dü ş ük
Prof. Dr. İzzettin Önder - 2001 Y ı l ı Bütçesi aç ıs ı ndan gözden geçirmesini rica ediyorum. seviyededir,"
üzerine konu şaca ğı z. Bu bütçeyi konu şurken, Prof. Dr. Eser Karaka ş - 2001 Y ı l ı Bütçesinin
2000'nin ba şı ndan beri uygulanmakta olan is- tartışı rken Izzettin beyin yapt ığı gibi bütçenin
tikrar program ı ve stand-by anla ş mas ı na da kompozisyonunun tart ışı lmas ında büyük yarar
de ğ inmeden geçemeyiz. Zaten yeni bütçesi vard ı r. Gerçekten Izzettin beyin çizmi ş olduğ u
de, 2000 Y ı l ı Bütçesi gibi, istikrar program ı ve tablo, sevimsiz bir tablo. Türkiye'de Avrupa Bir-
stand-by anla şmalar ı çerçevesinde haz ı rland ı . li ğ i'ne adayl ı k süreci; küreselle şme süreci gibi
2001 Y ı l ı Bütçesinin önemli birkaç özelli ğ i bütün bu süreçleri ya şayan bir ülke olarak şu
var: Bunlardan biri bütçe hacminin neredeyse anda konsolide bütçeden e ğ itim, sa ğ l ı k, adalet
geçen y ı lki bütçeyle nominal olarak denk tu- gibi klasik kamu hizmetlerine ayr ı lan paylar ı

1
gerçekten çok dü şük seviyededir. Bu bir süredir
böyle ve görünen o ki, bir süre daha böyle gi-
decek. Bu da, Türkiye'nin özellikle e ğ itim ve
sa ğ l ı k alan ı nda yapmas ı gereken temel be şeri
sermaye yat ı r ı mlar ı nda ciddi sorunlar ç ı kar ıyor.
Bu gelece ğ i ipotek alt ı na alan bir durumdur.
Fakat, bugün burada bütçe kavram ı üzerinde
biraz konu şmak istiyorum. Izzettin Hoca 48
katrilyonluk bir bütçeden bahsetti. Asl ı nda
toplam kamu harcamalar ı n ı gösteriyor. Di ğ er
kamu birimlerinin aç ı klar ı , bunlara yap ı lan
transferler, fonlar, KIT'ler burada yer al ıyor.
Ama bas ı nda çok az yer alan Say ıştay' ı n Hazine
Hesaplar ı 2000 Raporunda ortaya ç ı kan gerçek
şu ki, tart ışt ığı m ı z 48 katrilyonluk bütçe büyük-
lü ğ ü, asl ı nda Türkiye'de kamu sektörünün fa-
aliyetlerinin mali boyutunu kesinlikle verme-
yen bir rakamd ı r. Her şeyden önce Türkiye'nin
bunu tart ış mas ı laz ı m. Inan ı lmaz rakamlar te- Türkiye'nin kurumsal yap ı s ı n ı çok fazla bilmi-
Eser Karaka ş :
laffuz ediliyor. Mesela, geçti ğ imiz 20 y ı l içinde yor. Mesela, en az ı ndan 2 kamu bankas ı n ı n ş u
nereye harcand ığı bilinmeyen 160 milyar dolar- anda 25 milyar dolar ı a şt ığı iddia edilen bir gö- "Türkiye'de,
l ı k bir rakam söz konusu. Nereye sarf edildi ğ i rev zarar ı ndan bahsediliyor. Bütün bunlar ı gör- gerçek
bilinmeyen, bütçele ştirilmemi ş, Say ıştay' ı n de- dü ğ ünüz zaman Türkiye'de tart ışt ığı m ı z konso-
netleyemedi ğ i bir büyüklükten bahsediliyor.
a lide bütçenin asl ı nda çok da fonksiyonel bir şey
kamu
Bunlar genellikle d ış borç kalemlerinden olu ş- olmad ığı n ı görüyoruz.
harcamalar ı n ı n
muş bir ş eydir. Ş u anda Türkiye'nin d ış borcu Burada, özellikle vurgulanmak istedi ğ im, büyüklü ğ ü,
cy
10
stoku 110 milyar dolar, kamu borcu da yakla şı k uzun zamand ı r akl ı ma tak ı lan iki konu var. kompozisyonu,
50 milyar dolar civar ı nda. Bu rakamlar ı e ğ er Klasik tart ış ma konular ı , yani mesela esnaf
daha da vahimi,
bütçele ştiremezsek, bütçe analizleri içerisine odalar ı bir aç ı klama yapt ı "Halk Bankas ı 'n ı n
sokamazsak, biraz önce Izzettin beyin yapt ığı özelle ştirilmesi bizim can damarlar ı m ı z ı ke- d ış borçlar ı n
güzel sunu şun çok fazla anlam ı n ı n olmad ığı n ı ler" diye. Halk Bankas ı 'n ı n temel i ş levi küçük nas ı l kullan ı ld ı -
dü şünmeye ba ş l ı yorum. Çünkü ortada bir şekil- esnafa kaynak aktarmak ama bu soruyu tart ı -
ğı na dair bilgi
pe

de bütçele ştirilmeyen paralel bütçe mekaniz- şı rken ya da Merkez Bankas ı 'n ı n tar ı m sektö-
malar ı var. Dolay ı s ı yla yine gözlemim o ki, Tür- rüne aktard ığı kaynaklar ı tart ışı rken iki farkl ı
yoktur."
kiye'de paralel bütçeler var, Merkez Bankas ı 'na şekilde analiz yapmam ı z gerekti ğ ini dü şünü-
paralel merkez bankalar ı var. Mesela, ş irin ve yorum. Bunun da politik de ğ il, teknik bir ta-
iyi bir iktisatç ı Dani Rodrik ilginç bir analiz yap- v ı r oldu ğ unu dü ş ünüyorum. Ba ş ka sektörler
t ı , dedi ki, "1990'lar ı n ba şı ndan beri Türkiye'de de var bunun içinde. Silahl ı Kuvvetler, ulusal
art ı k enflasyonla ilgili kamu aç ı klar ı olamaz. savunma. Biraz önce söz konusu olan 160 mil-
Çünkü kamu aç ı klar ı n ı n finansman biçimi yar dolar ı n önemli bir bölümünün anlad ığı m
1990'dan beri radikal bir biçimde de ğ işmi ştir. kadar ı yla silah al ı mlar ı na gitti ğ i söyleniliyor.
Art ı k bu şekilde Merkez Bankas ı kamuya kredi Önce buralara aktar ı lan kaynaklar ı n büyüklü-
açm ı yor." Ama di ğ er taraftan esas enflasyon ğ ü konusunda, kamuoyu olarak -bir profesör
nedeninin bu kamu aç ı klar ı n ı n Merkez Bankas ı olarak de ğ il- yurtta ş olarak ve daha da önem-
kaynaklar ı ndan finanse edilmekte oldu ğ u iddi- lisi TBMM olarak tereddütlere sahip olunma-
as ı vard ı r. Dani Rodrik'in ise iddias ı o ki, "En sı gerekiyor. Bunlar ı n muhasebele ştirilmesi,
İMI9Mr171:Mir=1ECL.M

az ı ndan 1992'den bu yana enflasyonun temel bilinmesi ve kamuoyuna kuru şu kuru ş una
nedeni olarak kamu aç ı klar ı n ı de ğ il, ba şka fak- yans ıt ı lmas ı gerekiyor. Ancak o zaman tart ış-
törleri görmemiz laz ı m." Rodrik, Türkiye'de ye- ma yap ı labilir. Yani, "tar ı ma kaynak aktar ı ls ı n
ti şmiş, ama şu anda Dünya Bankas ı nda çal ış an m ı , aktar ı lmas ı n m ı ?" konusunu İ zzettin bey-
bir iktisatç ı . Fakat dedi ğ im gibi Dani Rodrik le böyle tart ışabiliriz. Türkiye'de, gerçek ka-
uzun bir süre Türkiye'de olmad ığı için galiba mu harcamalar ı n ı n büyüklü ğ ü, kompozisyo-

1
nu, daha da vahimi, d ış borçlar ı n nas ı l kulla- yat, böylece belirlenen fiyat maliyetin alt ı n-
n ı ld ığı na dair bilgi yoktur. daysa fark bütçeden kar şı lan ı r." Ş imdi o za-
Bir kez daha vurgulayay ı m. Tar ı ma ya da man devletin görevini anl ı yoruz. Devletin gö-
güvenli ğ e ne kadar kaynak aktar ı ld ı tart ış ma- revi özel sektöre, sermayeye avantaj sa ğ la-

Z!=
s ı siyasi bir tart ışmad ı r. Siyasi tart ış ma meş ru makt ı r. Dolay ı s ı yla PETK İ M, bir lastik fabrika-
bir tart ış mad ı r. İ zzettin bey belirli bir sektöre s ı na petrol mü ştak ı satt ığı zaman Bakanlar
benden daha fazla kaynak aktar ı lmas ı n ı iste- Kurulu derhal fiyata müdahale edebilir. Dola-
yebilir, ben buna siyaseten kar şı ç ı kabilirim. y ı s ı yla özel sektördeki lastik fabrikas ı o ba-
Bu bir siyasi mücadeledir, siyasi bir tart ış ma- k ı mdan, o miktarda daha ba ştan kar şı ç ı kar,
d ı r. Bunun da platformu TBMM, kamuoyu ya KIT de zarar etmi ş olur. Bu K İ T'in hatas ı falan
da ba şka yerlerdir. Ama bunun olmazsa ol- de ğ il, isterseniz bu devletin hatas ı diyelim.
maz ko ş ulu önce bu alanlarda saydaml ı kt ı r. Ben onu da kabul etmiyorum, bu özel sektö-
Bu saydaml ığı yakalayamad ığı m ı z sürece ya- rün bast ı rmas ı d ı r. Devlet niçin böyle bir şey
p ı lan siyasi tart ış malar ı n da bence hiçbir anla- yaps ı n ki? Ama sistemin yürütülmesi bu me-
m ı kalmamaktad ı r. Say ıştay Raporu'nu oku- kanizmalara ba ğ lanmaktad ı r. Bankalar ı n du-
du ğ unuz zaman bir mafya örgütünden mi rumu da ayn ı d ı r. Ama gerçekten egemenlik
bahsediliyor, yoksa bir devletten mi bahsedili- hakk ı meselesinde hakl ı s ı n ı z. Söylenecek hiç-
yor ay ı rt etmek çok zordur. Ortada ş u ya şad ı - bir laf yok, hakikaten bütçenin fonlar ı n ı n ve
ğı m ı z banka skandal ı n ı fersah fersah a şan bir bütün di ğ er hesaplar ı n gizlilikten denetime
mali skandal var. Çok klasik bir deyimiyle Tür- gelmi ş olmas ı gerekmektedir.
İzzettin Önder:
kiye'de demokrasinin temel ş art ı bütçe hakk ı - Prof. Dr. Eser Karaka ş - Özür dilerim. Yani "Bütçe
d ı r. Ama i ğ fal edilmi ştir. İ lk turda söyleyecek- bu özel sektöre ne kadar kaynak aktaral ı m, hacminin
lerim bunlard ı r; te ş ekkür ederim. esnafa ne kadar kaynak aktaral ı m tart ış mas ı
Prof. Dr. İ zzettin Önder - Te ş ekkür ederim
a
siyasi bir tart ış mad ı r. Siyasi tart ış may ı yapabil-
art ı r ı lmamas ı ,
Say ı n Karaka ş, gerçekten ilginç ve enteresan mek için önce elimde veri olmas ı laz ı md ı r. enflasyonu
konulara de ğ indiniz. S ı ras ı gelince açman ı z ı Prof. Dr. İ zzettin Önder Tabii, onda hak- denetleme
E:~
cy
-

rica edece ğ im bir-iki husustan söz etmek isti- l ı s ı n ı z, kesinlikle o çok büyük bir hatad ı r.
endi şesinden
yorum. Ama önce küçük bir anekdot anlat- Rodrik'i okudum ben de. Ilginç de bir yaz ı , fa-
mak istiyorum. Bir maliye toplant ı s ı nda, gali- kat beni üzen bir yan ı var: Çok güçlü bir ikti-
çok, bütçeye
ba 1980'lerin sonuna do ğ ruydu. Dönemin satç ı n ı n Türkiye'deki sermaye has ı la katsay ı s ı - gelir kayna ğı
Maliye Bakan ı Kurtcebe Alptemoçin çok en- n ı da dikkate almamas ı d ı r. DPT'nin yay ı nlam ış bulunmamasm-
teresan bir ş ey söyledi: "Biz, bir devlete bor- oldu ğ u Ekonomik ve Sosyal Göstergeler İ kin-
dan kaynaklan-
pe

cumuzu ödedik. 0 devlet ise geri gönderdi: ci Kitab ı n ı n -1995 filand ı r yay ı nlanma tarihi-
Çünkü o borcumuzu daha önceden ödemi- 24' üncü sayfas ı nda sermaye has ı la katsay ı lar ı m ışt ı r."
ş iz." vard ı r ve orada imalat sektörü birinci kalem-
Gerçekten Türkiye'de kamu kesimi icraat ı , de verilmektedir. 1963'de sermaye has ı la kat-
görünmez kalemler, di ğ er kalemler, bütün bu say ı s ı 3,6 iken, 1990'a geldi ğ imizde 6'ya ç ı k ı -
fonlar meselesi, yan ı lm ı yorsam 104 tane fon yor. Bu ne demektir? Hiç gölge merkez ban-
vard ı ve bunlar ı n büyük k ı sm ı da Say ıştay de- kas ı olmasa da, bütün harcamalar sabit dahi
netiminin d ışı ndayd ı . 0 zaman buna ses ç ı kar- kalsa Türkiye enflasyona mahkumdur. Çünkü
t ı lm ı yordu; "güzel bir yönetim, muhtariyet Türkiye sanayi verimsizdir. Bunu ne gizleye-
sa ğ lanacak yönetim" diye söylenildi, bir sürü lim, ne k ı zal ı m; bunu de ğ i ştirmemiz laz ı m.
i ş çevrelerince böyle ifade edildi. Bunlar ı n bir Türkiye'nin teknolojiye girmesi laz ı m, sanayi-
k ı sm ı biliyorsunuz bütçenin içine al ı nd ı . San ı - ini yenilemesi laz ı m. İ kinci s ı n ı f sanayiyle Tür-
r ı m IMF'nin de fonlar ı n hepsinin bütçe içine kiye bir yere gidemez. Devlete yük olur,
al ı nmas ı n ı zorlamas ı denetimin elde tutulma- emekçiyi besleyemez, sosyal güvenli ğ i besle-
s ı iste ğ inden kaynaklan ıyor. yemez.
Di ğ er taraftan bu görev zarar ı çok önem- Bir ba ş ka konu bütçenin gelir k ı sm ı d ı r.
li. Biliyorsunuz, görev zarar ı ilgili KIT yasas ı n- Bütçe hacminin art ı r ı lmamas ı , enflasyonu de-
da vard ı r. Orada hüküm aynen şöyledir: "Bir netleme endi ş esinden çok, bütçeye gelir kay-
KIT özel sektöre girdi verirken Bakanlar Kuru- na ğı bulunmamas ı ndan kaynaklanm ış t ı r.
lu fiyata müdahale edebilir. Ortaya ç ı kan fi- Çünkü teorik olarak biliyoruz ki, bütçe hacmi
21IÜKM&]2=2LMUI!==
tek ba şı na enflasyonu denetlemede çok da
öyle kuvveyi harbiyeye sahip de ğ ildir. Deniz
bitmi ştir. Gelir kalemlerine bakt ığı n ı zda Gelir
Vergisi birinci kalemdir. Gelir Vergisi'nin yüz-
de 85'ini stopajla toplamaktay ı z. Yüzde 85'in
içinde yüzde 65 emekçilerden gelmektedir.
Yüzde 85'in yüzde 65'i yakla şı k yüzde 50 civa-
r ı nda eder, yani milli gelirden yakla şı k yüzde
20-22 civar ı nda pay alan emekçiler Gelir Ver-
gisi'nin yar ı s ı n ı kar şı lamaktad ı r. İ kinci vergi
kalemimiz KDV'dir. Bunun önemli bir k ı sm ı n ı
emekçiler kar şı lanmaktad ı r. Üçüncüsü ise,
ama şaşı rmay ı n lütfen Akaryak ıt Tüketim Ver-
gisi'dir. Dördüncü vergi ise Kurumlar Vergi-
si'dir. Çok da c ı l ı zd ı r Kurumlar Vergisi. Üstelik
bunun da önemli bir k ı sm ı n ı K İT'ler ödemek-
tedir. Ş imdi böyle bir tanditle bütçe bir defa
kafas ı n ı tavana vurmu ştur, bu bir kere bask ı -
Bülent Pirler:
lamaktad ı r. program ı nda öngörülen hedeflerin enflasyo- "Sadece kamu
nu engelleme ve yap ı sal reformlar ı sa ğ lama-
Ş imdi, say ı n Pirler, gerek gelir k ı sm ı , gerek harcamalar ı n ı
sermaye has ı la katsay ı s ı n ı de ğ i ştirmemiz gerek daki ba şar ı şans ı n ı ise tart ış maya aç ı k görüyo-
ruz biz de ayn ı şekilde. Çünkü, Bütçe esas ola-
daraltarak,
i ş aleminin s ı k ı nt ı lar ı aç ı s ı ndan meseleye bakt ı -
ğı m ı zda, bu istikrar program ı n ı ve bu do ğ rul- rak faiz d ışı fazlan ı n mümkün olabildi ğ i oran- özelle ştirme
tuda 2001 bütçesini de ğ erlendirir misiniz?
a da art ı r ı lmas ı n ı öngörüyor. E ğ er herhangi bir gelirlerine
Bülent Pirler Teşekkür ederim Say ı n Ba ş- reform söz konusu olmazsa mevcut politika-
-
ba şvurularak
kan. Efendim, konunun yakla şı m ı bak ı m ı n- lar ı n devam ı anlam ı nda bir bütçe kar şı m ı za
cy
dan sadece bir gelir kayna ğı yaratmas ı ç ı k ıyor. Tabii burada bir ba ş ka noktaya gel- bütçenin
galiba oradaki önemli olan unsur harcamalar- mek istiyorum. Sadece kamu harcamalar ı n ı ba ş ar ı l ı olma
daraltarak, özelle ştirme gelirlerine ba şvurula-
dan kaynaklanan bir problem var Türkiye'de. imkân ı yok.
Eser hocam ilginç şeyler söyledi. Türkiye'de rak bütçenin ba ş ar ı l ı olma imkan ı yok. Yap ı sal
reformlar ı n yap ı lmas ı gere ğ i var Türkiye'de.
Yap ı sal
harcamalar ı n nereye gitti ğ ini kestiremedi ğ i-
miz şeffaf olmayan bir harcama bütünlü ğ üy- Yaln ı z bir nokta çok önemli: Her şeyi bir reformlar ı n
pe

le karşı kar şı yaysak bunu çok derin bir şekilde kenara b ı rak ı rsak, Türkiye üreten bir ekono- yap ı lmas ı
dü ş ünmemiz gerekiyor. Türkiye'de belki gelir mi mi? Türkiye, üreten bir ekonomi olmaktan
gere ğ i var
kalemlerinde bir art ış sa ğ larken harcamalar- giderek ç ı k ıyor; esas sorun burada. Üretim
yok, yat ı r ı m yok. Bütçede kamu yat ı r ı mlar ı na
Türkiye'de."
da da bir dengeyi oturtmak gerekiyor. Bu kar-
şı l ı kl ı bir unsur, s ı rf gelir k ı sm ı na bakarak Tür- ayr ı lan pay yüzde 7,2'dir. Bu bütçeden ne ya-
kiye'de bir denge sa ğ lamak, bütçe anlam ı nda t ı r ı mlar ı n artmas ı n ı bekleyebilirsiniz, ne i şsiz-
denge sa ğ lamak mümkün de ğ ildir. li ğ in azalt ı lmas ı n ı . Hatta iktisadi kalk ı nman ı n
2001 Y ı l ı Bütçesi'ne bakt ığı m ı zda, bir ke- h ı zlanmas ı n ı ve gelir da ğı l ı m ı ndaki adaletsiz-
re bütçenin kökeninde 3 y ı ll ı k istikrar progra- ligin giderilmesini de beklemiyoruz. Ama ş u
m ı na uyum sorunu yat ıyor. Bu anlamda da çok önemli: Biz bu bütçeyi enflasyonla müca-
daralan bir bütçe olarak adland ı r ı labilir. Büt- dele anlam ı nda olu şturulan bir bütçe olarak
çeye istikrar program ı yla uyum aç ı s ı ndan görüyoruz. Ve bu anlamda da, Türkiye'nin is-
bakt ığı m ı zda, birincisi faiz d ışı bütçe harca- tikrar program ı ndan ba şka şans ı var m ı yok
mas ı n ı n olabildi ğ ince yüksek tutulmas ı he- mu; belki bu tart ış may ı yapmam ı z gerekiyor.



-
0
defleniyor. Ikincisi, yap ı sal reformlar öngörü-
lüyor. Üçüncüsü tutarl ı gelir politikalar ı yla be-
lirlenmi ş döviz kuru tarifeleri gibi üç tane te-
Ş unda hakl ı s ı n ı z; teknoloji yaratmak, verimli
sanayi vb. ama bütün bu unsurlar ı n kökenin-
de sizinle ayn ı noktaya geliyoruz: Üreten eko-
mel unsura dayand ı rı l ı yor. Bunu istikrar prog- nomi. Ne yaz ı k ki şu bütçede bu üreten eko-
Z
ram ı hedefleriyle k ıyaslad ığı m ı zda, programa nomiyi bulam ı yoruz. Özel sektör aç ı s ı ndan
uygun bir bütçe olarak görüyoruz. istikrar bakacak olursak bütçe şunu söylüyor: Diyor
1
ki, ey özel sektör, sen kendi yat ı rı m ı n ı kendin Bütün bu unsurlara dikkatli bir şekilde
yapacaks ı n, istihdam ı da sen yaratacaks ı n, bakt ığı m ı zda bir noktaya gidiliyor Türki-
ama bütün bunlar ı yaparken sana gerekli or- ye'de. Kay ıt içinde olan sanayinin giderek s ı -
tam ı sa ğ layabilir miyim? Hay ı r. k ışmas ı söz konusu. Ayr ı ca, Türkiye'ye sadece
Yat ı rı mlara ili şkin konu ş uyoruz ama ra- Türkiye içerisinden bakmamak gerekiyor.
kamlar ı da biraz konu şmam ı z gerekiyor. 2000 Uluslararas ı rekabete aç ı k bir hale geldik.
yı l ı n ı n Ocak-Ağ ustos döneminde, sermaye ha- Türkiye'nin geçmi ş ine, sanayile şmesine ili ş kin
reketleri içerisinde, Türkiye'ye yap ı lan yabanc ı pek çok ele ştiriler geldi, ama ben ş u andaki
yat ı r ı mlar (net yat ı r ı mlar olarak) 1999'un ayn ı gerçek düzlemine bakmak istiyorum. Gerçek-
dönemine göre 305 milyon dolar azalarak 245 ten rekabet gücü içerisinde ve art ı k rekabet
milyon dolara geriledi. Di ğ er taraftan ilginç bir edemiyor Türkiye. Bir örnek vereyim, çok bü-
nokta, yurtiçinde yerle ş ik ki ş ilerin yurtd ışı nda yük yat ı r ı mlar olmas ı nedeniyle kurulu ş lar ı n
yapt ı klar ı yat ı r ı m tutar ı da 406 milyon dolar isimlerini vermeyece ğ im ama Türkiye'ye ra-
artarak 712 milyon dolara yükseldi. Bu geli ş i- hatl ı kla gelebilecek 250 milyon dolarl ı k bir
me bakt ığı m ı zda da Türkiye'den net 467 mil- yat ı r ı m M ı s ı r'a kaçt ı , 175 milyon dolarl ı k bir
yon dolarl ı k bir sermaye ç ı k ışı ya şand ı . Ş imdi yat ı r ı m Polonya'ya kaçt ı . Bunlar ı çok iyi de- Bülent Pirler:
bu, iktisadi anlamda üretmeyen bir ekonomi ğ erlendirmek gerekiyor. Bu ekonomiyi üreten "Art ı k pek çok
aç ı s ı ndan tehlike sinyallerinin çald ığı n ı gösteri- bir ekonomi haline getirebilmek için gerekli
geli şmiş
yor. Ama bunu böyle söylerken nedenlerine altyap ı n ı n olu ş mad ığı n ı görüyoruz.
çok iyi bakmak gerekiyor. Bir kere devletin yeniden yap ı land ı rı lması
ülkede, kamu
Prof. Dr. İzzettin Önder - Burada "yat ı r ı m" gerekiyor. Mesela, art ı k pek çok geli ş mi ş ülke- kurulu ş lar ı nda
derken, okuyucu aç ı s ı ndan finansal yat ı r ı m ı de, kamu kurulu ş lar ı nda verimlilik programla- verimlilik
m ı kastediyorsunuz, reel yat ı r ı m ı m ı kastedi- rı uygulan ı yor. Türkiye'nin hakikaten bu tür
programları
yorsunuz?
a uygulamalara geçmesi gerekiyor. Bunun d ışı n-
Bülent Pirler - Reel yat ı r ı m ı kastediyorum. da özelle ştirmenin bir an önce gerçekle ştiril- uygulan ıyor.
Gerçekten özel sektör aç ı s ı ndan bakt ığı m ı z- mesi gerekiyor. Bunun ba şı nda da kamu ban- Türkiye'nin
cy
13
da, Türkiye'de gerekli yat ı r ı m altyap ı s ı n ı n kalar ı var. Bürokrasinin azalt ı lmas ı gerekiyor. bu tür
olu şturulmad ığı n ı görüyoruz. Yani bu istikrar Yaln ı z bir öncelikli ko ş ul var; bu çok
program ı yla ilgili son iki y ı ll ı k bir daralma de- önemli. Demin Say ı n Eser hocam söyledi. Ger-
uygulamalara
ğ il, geçmi şten gelen bir yap ı d ı r. çekten şeffafl ı k yoksa ve Say ıştay raporlar ı da geçmesi,
Ikinci bir unsur ise Türkiye'deki i ş letmeler bunu ortaya koyuyorsa, burada ne kadar ça- özelleştirmenin
üzerindeki sosyal yükümlülüklerdir. Olaya sa- balarsan ı z çabalay ı n, bu rakamlar üzerinde
bir an önce
pe

dece vergi aç ı s ı ndan bakmamak gerekiyor. ne kadar konu ş ursak konu şal ı m hiçbir önemi
Sosyal yükümlülük anlam ı na gelecek 27 ka- yok. Bütün kesimleri en yak ı ndan ilgilendiren
gerçekle ştiril-
lem sayabilirim. Birkaç örnek vermek gerekir- unsurdur ş effafl ı k. Ş imdilik te şekkür ederim. mesi, bürokra-
se, mesela SSK primlerinin son y ı llardaki art ı - Prof. Dr. İzzettin Önder - Say ı n Pirler'e te- sinin azaltilmas ı
şı n ı sizler de biliyorsunuz, art ı k dayan ı lmaz şekkür ediyorum. Gerçekten özel kesimin gö-
hale geldi. Bunun art ı k rekabet gücü anla- rü ş lerini gayet büyük bir vuzuhla yans ıtt ı n ı z.
gerekiyor."
m ı nda dayan ı l ı r bir k ı sm ı kalmad ı . Sosyal Izin verirseniz tak ı ld ığı m baz ı noktalar ı, ikinci
alanda getirilen yükümlülükler konusunda turda yan ıtlamak üzerine bilginize sunay ı m.
yat ı r ı mc ı larda bir korku var. Bunun en basit Faiz d ışı bütçe fazlas ı kavram ı borçlar ı n eritil-
örne ğ ini de söyleyeyim size, en son getiril- mesinde çok önemli "Donbush teorisi" diye
mek istenilen ve tart ışı lan İş Güvencesi Yasa an ı lan bir teorinin uzant ı s ı d ı r. Yani borçlanma-
Tasar ı s ı . Buna benzer şeylerin d ış yabanc ı ya- n ı n ikinci a şamas ı nda faizler vergilerle ödenir,
t ı r ı mc ı lar aç ı s ı ndan fevkalade ürkütücü oldu- böylece borç stoku sabit kal ı r ama borç içinde
ğ unu söylemek istiyorum. Baz ı kalemler anla- rall over yap ı l ı r. Üçüncü a şamada ise borçlarda
t ı ld ığı nda da alg ı layamad ı klar ı n ı görüyoruz. vergilerle ödenerekten eritilmeye ba ş lan ı l ı r.
Mesela geçmi ş e dönük vergilendirme sistem- E ğ er Türkiye bu a şamaya geçmi şse hakikaten
leri; bunu yabanc ı yat ı r ı mc ı anlam ı yor, Yani, güzel bir şey. Ancak, bunun yap ı lmas ı demek
"yeni bir vergi yarat ı labilir", diyorlar. Ama ik- bütçenin bu kadar s ı k ışt ı rı lması ve adaletsiz bir
tisadi olarak geçmi şe dönük vergilendirme- hale getirilmesi midir? Geçi ş i mutlulukla kar şı -
nin ne oldu ğ unu bir türlü anlayam ı yorlar. l ıyorum, e ğ er böyle bir geçi ş varsa, ama bu
keş ke biraz daha farkl ı yöntemlerle yap ı lm ış mesi hakikaten i şçiyi d ışar ıya atacakt ı r. Orada
olsayd ı . çok fazla ki ş inin çal ış mas ı n ı n çok fazla anlam- 4

Harcamalar ı nereden nereye gitti ğ ini sor- da yoktur tabiat ıyla. Dolay ı s ı yla iş güvencesi-
gulamam ı z hepimizin tabii görevidir, çok ka- ni kabul edersek, acaba d ış yat ı rı mc ı lar aç ı s ı n-
t ı l ı yorum size, ama şöyle dü ş ünün, özel sek- dan yarat ı lan katma de ğ eri biraz daha fazla
törden ek olarak al ı nan bütün vergiler bütçe- içte tutabil ir miyiz? Çünkü d ış yat ı r ı mc ı lar, an-
ye yans ı yor. Say ı n Karaka ş' ı n söylemi ş oldu ğ u lad ığı m kadar ıyla kendi ülkelerinden kaç ıyor-
belirsizlik biraz belki fonlara aktar ı lan paylar- lar. Ama bize gelmelerinin nedeni i şte bu si-
dan olabilir, d ış ar ı dan al ı nan paralardan ola- gortas ı zl ı k, sendikas ı zl ı k, vergisizlik, çevre bi-
bilir, d ış borç olabilir. Dolay ı s ı yla vergi veren linçsizli ğ i gibi faktörler.
kesimlerin önce bu paran ı n hesab ı n ı bilelim Prof. Dr. Eser Karaka ş - Peki geliyor mu ya-
demeleri demokrasi aç ı sı ndan çok do ğ rudur. banc ı sermaye?
Fakat buna dayanarak vergilerimizi k ı sal ı m Prof. Dr. İzzettin Önder - Gelmiyorsa peki,
mant ığı n' argümantasyon olarak getiremeyiz o zaman bütün buna ra ğ men ekonomimizi
diye dü ş ünüyorum. bu kadar "düzensiz bir hale getirece ğ imize"
Bir kaç şeyde verimlilikle konusunda söyle- d ış ar ı sermaye kaç ışı karşı s ı nda sermayeyi içte
mek istiyorum. Ünlü iktisatç ı Stiklis'in "Kamu tutabilmek için devletin acaba hala özelle ştir-
Kesiminin Ekonomilerdeki Yeri" isimli bir kitab ı meye gitmesi gerekiyor mu? D ışar ı giden ka-
vard ı r. Italya'dan da örnekler vererek "kamu mu sermayesi var m ı ? Sümerbank d ış ar ı gitti
kesimiyle özel kesim aras ı nda biri verimlidir, bi- mi? Ama Sümerbank' ı özelle ştirdi ğ inizde fab-
Cengiz Uzuner:
ri verimsizdir tart ış mas ı n ı yapamay ı z" diyor. rikas ı n ı d ışar ı gidebilir. Kimse de bir ş ey de- "1MF'ci
Efendim, kay ı td ışı ndan hepimiz ş ikayet mez gitti ğ i zaman. Ama orada bin i şçi çal ışı - anlay ış la
ediyoruz. Sosyal güvenlik primlerinin yüksek- yorsa, onlar i şsiz kalm ış demektir.
hazırlanm ış bir
a
li ğ inden hepimiz ş ikayet ediyoruz, vergiler- Ş imdi KESK temsilcisi say ı n Uzuner'e dö-
den ş ikayet ediyoruz. Bunlar ı n hepsi do ğ ru. neyim. Say ı n Uzuner kamu çal ışanlar grubun-
bütçeyle kar şı
Peki, neden özel kesim mali milada kar şı ç ı k- dan temsilci olarak aram ı zdas ı n ı z. Asl ı nda bu karşı yay ı z.
cy
11~
t ı . Bakan bey ş unu söyledi, o zaman: "Biz es- kamu çal ışanlar ı -i ş çi ay ı r ı m ı ideolojik bir ay ı - 3 yı ll ı k bir
kiye sünger çekece ğ iz, hesap da sormayaca- r ı md ı r, emekçileri bölme mekanizmas ı d ı r
istikrar
ğı z, ama gelin, bir yerde bunu kote edin bir özünde. Do ğ rusu sizi hepsinin temsilcisi ola-
anlamda, bundan sonra düzgün çal ışal ı m." rak kabul ederek, hem istikrar aç ı s ı ndan hem program ı
Böylece hakikaten vergiyi biraz daha dü ş üre- sosyal adalet aç ı s ı ndan de ğ erlendirmenizi ri- geldi, ama
bilirdik. Çünkü sosyal güvenlikte çok büyük ca ediyorum.
yoksullu ğ un
pe

kaçaklar var malumunuz. Dolay ı s ı yla bu mali Cengiz Uzuner - Öncelikle bütçe denilince
milada önce TOBB kar şı ç ı kt ı , yan ı lm ı yorsam. çal ışanlar ı n ücretlerinin art ışı akla geliyor. Peki,
istikrar ıd ı r bu."
Daha sonra her nedense büyük sanayi kesimi asl ı nda sizlerin de belirtti ğ iniz gibi bütçe bir si-
de karşı ç ı kt ı , TÜS İ AD da kar şı ç ı kt ı . Birle ş erek yasal belgedir, sadece ekonomik, iktisadi bir
bunu ertelettiler. Dolay ı s ı yla böyle bakt ığı m- belge de ğ ildir. Siyasi iktidarlar ı n anlay ış lar ı n ı
da neden acaba bunlar ı biraz daha iyi dü şün- yans ıtan bir belgedir. Yani gelirlerinin nas ı l top-
medik? Yani ekonomimizi Bat ı ya açarken, sa- lanaca ğı, giderlerin nereye harcanaca ğı tercihi
y ı n Karaka ş' ı n belirtti ğ i gibi dünyayla bütün- siyasal iktidarlar ı n tercihidir. Bugünkü siyasal
leş irken, hatta Avrupa Birli ğ i'ne girerken niye iktidar ı n siyasal tercihleriyle ondan önceki siya-
biz bunlar ı yapmad ı k? Ş imdi buradan mesela sal iktidarlar ı n tercihi aras ı nda çok büyük fark-
i ş güvencesine geldi ğ imde san ı yorum bizim lar yoktur. Ş unu söylemek olanakl ı ; biraz daha
bu çal ışanlar ı n haklar ı yla ilgili ILO sözle ş mele- IMF'ci bir anlay ış la haz ı rlanm ış bir bütçeyle kar-
rini yerine getirmedi ğ imiz iki önemli husus şı karşıyay ı z. 3 y ı ll ı k bir istikrar program ı geldi,
var. Bunlardan bir tanesi i ş güvencesi. İş gü- doğ rudur ama yoksullu ğ un istikrar ı d ı r bu. Oysa
vencesi gündeme geldi ama ben çok fazla sa- ki, 2000'li yı llarda, ça ğı n de ğ i şti ğ i bir dönemde,
mimi bulmuyorum. Biraz manipülasyon gibi ilimin, teknolojinin geli şti ğ i bir yüzy ı lda bu ge-
geliyor bana. Çünkü o tasar ıya ş öyle bir h ı zl ı zegende insanlar ı n bu bilimsel ara şt ı rmalarla,
bakt ı m, yanl ışsam lütfen düzeltin, tasar ı da bu teknolojiyle refah paylar ı n ı n daha yüksel-
teknolojik nedenle i şten ç ı karmalar yok. Oysa mesi gerekir. Ülkemizde 12 milyon ki ş i işsiz du-
sermayenin bu kadar teknolojik boyuta gel- rumda. Bunlar ı n bir k ısm ı kay ıtd ışı çal ışı yor. Ka-
=II
yıtd ışı n ı n anlam ı ş udur: Sendikas ı z ve sigortas ız ya çekilmesi isteniyor.
çal ış maktad ı rlar. Oysa TISK Temsilcisinin söyle- Buradan hemen bir önerme yapabiliriz biz
mine bakarsak, SSK primleri yükselmi ştir, İş Gü- KESK olarak. Ş öyle bir tart ışmay ı siyasi iktidar-
vencesi Yasas ı bugün sermaye ak ışı n ı engelle- la yapmaya haz ı rı z. Türkiye'de personel fazla
mektedir ki, bu böyle de ğ ildir. Çünkü ülkemiz- deniliyor. Yan ı lsama yarat ı l ıyor ülkede. Türki-
de bugün iktidarda bulunan ad ı nda demokrat ye'de doktor mu fazla, ö ğ retmen mi fazla,
ve sol bir partinin bir kampanyas ı var, bunu sa ğ l ı k çal ışan ı m ı fazla, maliyedeki büro emek-
bütçe rakamlar ı na geçmeden önce belirtmek çileri mi fazla? E ğ er fazlaysa bütün gün çal ı-
gerekir: "Sendikas ı z ve sigortas ı z çal ış ma" şanlar m ı fazla? Türkiye'de e ğ itim i şkolu aç ı -
kampanyas ı . Oysa Türkiye'de sendikas ı z ve si- s ı ndan bak ı ld ığı nda toplam devlet ve özel
gortas ız sadece özel sektörde de ğ il, devlet sek- okullardaki ö ğ retmen say ı s ı 650 bindir. 15 mil-
töründe çal ışan yüzlerce hatta binlerce insan yon ö ğ rencisi olan bir ülkede, Avrupa stan-
var. Hemen bunun örne ğ ini verebilirim: E ğ itim dartlar ı na göre ö ğ retmen say ı s ı n ı n, e ğ itimci
işkolunda, yani devletin kendi okullar ı nda si- say ı s ı n ı n 890 bin olmas ı laz ı m. Sa ğ l ı kta da du-
gortas ı z -b ı rak ı n sendikal ıy ı - çal ışan, asgari üc- rum ayn ı d ı r. Di ğ er taraftan personele ayr ı lan
retin alt ı nda çal ışan insanlar var. Bunlar ı n sayı sı paylarda müthi ş bir dü ş meyi izlemek müm-
konusunda şöyle bir rakam verilebilir: Istan- kün. 1990'de bütçede personele ayr ı lan pay Cengiz Uzuner:
bul'da 2 000'e yak ı n devlet okulu var, her okul- yüzde 39'4 tür; 1990'da yüzde 30,4'tür;
da say ı en az 3'tür. Bu ş u anlama geliyor: Gelir 2000'de yüzde 23'tür; 2001'de yüzde 24,3'tür.
ve gider aras ı ndaki uçurum her gün büyüyor. E ğ er bu azalmayla ücretlilerin ücretlerinde
giderin
Bununla da, enflasyonun azalmas ı yla emekçile- artma olmu ş, refah paylar ı artm ışsa sorun yok. nereye
rin refah seviyesinin yükselece ğ i varsay ı m ı orta- Yine özelle ştirmeden yola ç ı kmak laz ı m. aktar ı ld ığı ,
dan kalkmaktad ı r. "E ğ itim Vergisi" ve "Deprem Vergisi" ad ı alt ı n-
Türkiye'nin d ış ve iç borcuna göre bugün
a da al ı nan paralar ı n nereye gitti ğ i konusunda
kime ne kadar
her yurtta şı m ı z ı n a ş a ğı yukar ı 2.240 dolar kimsenin fikri yoktur. Say ıştay' ı n denetiminde verilece ğ i,
borcu var. Bütün bunlar ya şan ı rken, 1993'de de ğ ildir, olamaz da; kay ı td ışı d ı r çünkü bunlar. verginin
cy
1~1
bütçeden faiz ödemelerine yüzde 24 ayr ı lm ış - 6 ya şı nda ö ğ renciyi, bir çocu ğ u annesi veya ba- kimden
t ı r, 2000'de yüzde 45 ay ı rm ışı z. Ayn ı ş ekilde bas ı okula götürdü ğ ünde ilk defa parayla kar-
sa ğ l ığ a ve e ğ itime bir bakal ı m. 1993'de sa ğ l ı -
ne kadar
şı karşı ya geliyorlar. Bu para devletin kasas ı na
ğ a ayr ı lan pay yüzde 18,2, bugün ise 7,1'dir. asla girmiyor. Ekonomik anlamda fikri yoktur, al ı naca ğı
Bunu tercüme etmek laz ı m: Bu ülkede uzun di ğ er anlamda var, hepimizin var. Bütçeleri de- konusunda
süre 8 y ı ll ı k eğ itim tart ış mas ı yap ı ld ı , 2000'li ğ erlendirmeye al ı rken objektif davranmak ge-
yurtta ş lar ı mı -
pe

y ı llar ı n gençli ğ ini yeti ştirece ğ imiz bir sistemi rekiyor, iktisadi anlamda rakamlar ı alt alta
tart ışt ı k. Siyasal anlamda da tart ışt ı k da, ben koymak gerekiyor ve hakikaten şeffaf, demok-
z ı n bilgi sahibi
bugün ekonomik aç ı dan bak ı yorum sadece. ratik bir yöntemle tart ış mam ı z gerekiyor. Bunu olmalan
Bugün ö ğ renci say ı s ı 93'ten fazlad ı r. Okulla ş- siyasi erkle birlikte üretenler ve çal ış anlar ola- gerekiyor,"
ma oran ı ise azd ı r. Sa ğ l ı kta ise daha vahim rak tart ışmam ı z gerekiyor. Bu demokratik açi-
durum ya şanmaktad ı r. 1993'te yüzde 4,5 olan lımı bugün tart ışmal ı bir konu
pay, 2000'de yüzde 2,2'ye inmi ştir. olan AB'ye üyelik problemini çözemezsiniz,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin "kaynak demokratikle ş me aç ı s ı ndan bir ad ı m atamazs ı -
yok" söylemi sahici de ğ ildir. Çünkü 6 ya şı nda- n ı z, ciddi ciddi enflasyonda bir gerileme hisset-
ki çocuklar ı m ı za biz ülkemizi tan ıt ı rken, ö ğ - tiremezsiniz. Ücretlilerin refah pay ı asla art-
retirken "3 taraf ı denizlerle çevrili cennet gi- maz. IMF direktifleriyle bütçe haz ı rlad ığı için
bi ülke" diye tan ıt ı yoruz ki, do ğ ru bir tan ı t ı m- kamuoyunda ciddi bir yan ı lsama var. Bana il-
d ı r.. Tar ı m ı , madenleri, turizmi olan bir ülke- ginç geliyor, benim onurumu k ı r ıyor birey ola-
nin ekonomik olarak bu düzeyde olmas ı n ı n rak, bir yurtta ş olarak. IMF Temsilcisi Türki-
151231=1:17=1=

sorumlusu çal ışan emekçiler olamazlar. Bura- ye'ye geliyor, kendisini eyalet valisi gibi lanse
dan da enflasyonun gerekçesi olarak ücretli- ediyor, ikinci geli ş inde ise bas ı n önüne ç ı kar ı l-
ler ve çal ış anlar asla olamazlar. Bu siyasal bir maktan kaç ı n ı l ı yor.
tercihtir bu. Yeni bir siyasal tercih de ğ ildir. Bundan kurtulman ı n yolu tüm emek güç-
Devletin yeniden yap ı lanmas ı , personel say ı s ı lerinin, bu ülkenin tüm yurtta ş lar ı n ı n bu büt-
azalt ı lmas ı , personele ödenen ücretler a şa ğı - çe konusunda fikrini aç ı k söylemesidir, taraf
olmas ı d ı r ve biraz önce sizlerin de söyledi ğ i var: "Demostrasyon" deniliyor. Fakat bilim
şeffafça, demokratik bir biçimde masan ı n bir gücün etkisi alt ı nda. Bunlar art ı k mesela ma- 1
yan ı nda tart ışı lmas ı d ı r. Gelirin, giderin nereye liyede okutulmuyor.
aktar ı ld ığı , kime ne kadar verilece ğ i, verginin Bütçe siyasal bir belgedir, üstelik Cumhur-
kimden ne kadar al ı naca ğı konusunda tüm ba ş kan ı n veto edemeyece ğ i iki belgeden bir
yurtta ş lar ı m ı z ı n bilgi sahibi olmalar ı gereki- tanesidir. Di ğ er belge Anayasa de ğ i ş ikli ğ idir.
yor. Aksi takdirde bu bütçe mant ığı değ i ş mez, Fakat bütçe ayn ı zamanda bir me ş rula şt ı rma
rakamlar de ğ i ş ebilir. Bütçenin mant ığı n' de- arac ı d ı r. Yani bütçe bütün bu sosyal çeki şme-
ğ i ştirmek gerekiyor. Bu ülke hepimizindir, bu leri görüyor. Hatta şöyle diyelim; birisinin eli
ülkenin insanlar ı y ı z. Ülkenin tüm kaynaklar ı birinin cebinde, birisinin eli birisinin bo ğ az ı n-
bizimdir, borç ve faizi ödenecek miktarlar ı n da, birisi birisinin alt ı nda kalm ış, birisi birisi-
taraf ı m ı zdan bilinmesi gerekiyor. nin omzuna ç ı km ış . 0 esnada foto ğ raf ı n ı çe-
Bizim önerimiz ş udur: Bütçenin haz ı rlan- kiyoruz. Bu foto ğ raf kanunla şt ı rı l ıyor bütçe-
mas ı nda, uygulanmas ı nda bir emek örgütü de. Buna seniz siyasal iktidar ı n tercihi demek-
ve çal ış anlar ı n temsilcisi olarak masan ı n bir ten çok belirli güçlerin tercihi demeyi uygun
taraf ı nda olmal ı y ı z. buluyorum. Çünkü siyasal olarak böyle bir
Prof. Dr, İzzettin Önder - Te ş ekkür ederim tercih olmaz. Bugün 1,7 milyon memurunu
say ı n Uzuner. Do ğ rusu ben de bir emekçiyim, niye sokaklarda süründürsün? Bu say ıy ı 3 ile
ama önce emekçiler örgütüne biraz serzeni ş- çarpsak, 4-5 milyon oy eder ve bu kadar oy
te bulunay ı m. Ş imdi biz emekçiler ücretimizi için can ı n ı di ş ine takabilirsiniz. Siyasal parti-
Eser Karaka ş :
al ı rken hükümet bize niçin para vermiyor di- nin amac ı siyasal iktidara gelmek, geldikten liTürkiye'de
yoruz. Do ğ rusu, ben, belki de maliyeci ol- sonra kalmakt ı r. Dolay ı s ı yla burada dü ş ünme- enflasyonun
mamdan kaynaklan ı yor buna çok kat ı lm ı yo- miz laz ı m.
a
rum. E ğ er kamu emekçileri, bilinçlerini o dü- Ş imdi buradan ş u konuya gelmek istiyo-
dünya
zeye yükseltmi ş olsalar, ş unu yaparlar diye rum. Devletin yeniden yap ı land ı r ı lmas ı gere-
şampiyonu
dü ş ünüyorum: Vergi Yasas ı 'n ı n ç ı kmas ı s ı ra- kiyorsa ama e ğ er devlet bir tür yans ı ma ise, olmas ı nda
cy
s ı nda Ba ş bakan ı m ı z ı 4-5 tane banka° teslim alttaki ekonomik olgular ı n politik yans ı mas ı önemli
al ı rken, bütün kamu emekçilerinin bankan ı n ise, derinden alta bakman ı n çok daha yararl ı
etraf ı nda gösteri yapmas ı gerekirdi. Çünkü ş u
paylardan bir
olabilece ğ ini dü ş ünüyorum.
bilince ula ş mal ı y ı z ki, verilmeyen vergi ayn ı Bugün mesela çok büyük genellemeyle tanesi bütçe
zamanda ödenmeyen maa ş demektir. Biz ma- şöyle yap ıyorum. Bak ı n mesela, 1950'de Tür- açı klarını n
a şı m ı z ı devletten alm ı yoruz, özel sektör veri- kiye ithalat politikas ı na aç ı lm ışt ı r, vergi yasa-
finansman
pe

yor; gayet aç ı kt ı r bu. Özel sektör ücret fonu m ı za bakt ığı m ı zda ithalata müthi ş avantajlar
denilen mekanizmas ı yla da do ğ rudan bir getirilmi ştir. 1960'da montaja girmi ştir, vergi
biçimidir."
kendi i şçisine para ödüyor, bir kez de araya yasas ı n ı n montaj ı büyük avantajlar getirmi ş-
devleti koyaraktan kamu personeline para tir. 1980'de finansa yöneldik, finansa büyük
ödüyor. Devletten girdi al ı yor bu esnada, ya- avantajlar getirmi ştir. Ş imdi nedir, devlet bu
ni emniyet, güvenlik, hatta düzen olarak. Hiç kadar aptal olamaz. Alttaki fay tabakas ı üstte
kullanmad ığı polis sat ı n ald ığı müthi ş bir hiz- bir ş eyleri zorluyor güç ili ş kisinde.
mettir. Yoksa bunu kendi ba şı na yapamaz. Bir de dolayl ı dolays ı z vergiler dediniz. Bi-
Ama bunlar ı n fiyat ı n ı n belirlenmesinde sorun zim dolays ı z vergilerimiz, dolayl ı lar ı bir kena-
var. Yani bir çivi fabrikas ı çivi için demir al ı r- ra b ı rak ı rsak adil vergiler de ğ ildir asl ı nda.
ken demir fabrikas ı n ı n fiyat ı yla al ıyor. Kimin Ş imdi Say ı n Karaka ş' ı n bu ikinci turda
gücü kime üstünse ona göre fiyat ı k ı r ı yor ve- eğ er kendisi uygun görürse bütçe rakamlar ı
ya yükseltebiliyor. Ama bizden girdi al ı rken, ve di ğ er rakamlar ı verirken biraz daha sente-
devletten girdi al ı rken kendisinin belirledi ğ i tik alana dökebilirsek, biraz daha ayd ı nlat ı c ı
114,1~M ER LI,141,~1

siyasal fiyatla al ı yor. Mesela beni "talebe ye- alana dökebilirsek, yani genel aç ı klamalar-
ti ştir" diye hizmete ko ş uyor, ama sana bu ka- dan, bu ikinci turda birinci s ı rada Say ı n Kara-
dar para verece ğ im diyor. Benim piyasa fiyat ı - ka ş' ı dinleyelim.
n ı vermiyor. Dolay ı s ı yla devletin özel sektöre Prof. Dr. Eser Karaka ş - Türkiye geçti ğ imiz
girdi verirken böyle kullan ı lmas ı çok ciddi bir 20 y ı l ı , bütçe aç ı klar ı aç ı s ı ndan ortalama yüz-
haks ı z rekabettir. Zaten bunun maliyede ad ı de 10'luk bir aç ı kla geçirdi. Bunun t ı rmanma-


lar ı oldu, dü ş ük oldu ğ u dönemler oldu. Enf- nun tek nedeni, daha önce de söyledi ğ im gi-
lasyonun tek belirleyicisi muhakkak bu de ğ il, bi, 80'li y ı llardan ba ş layan sorumsuz diyebile- z
ama enflasyonun Türkiye'de dünya şampiyo- ce ğ im bütçe aç ı klar ı ndan kaynakland ı , o za-
nu olmas ı nda önemli paylardan bir tanesi manki KIT aç ı klar ı ndan kaynakland ı , sosyal
bütçe aç ı klar ı n ı n finansman biçimidir. Tek güvenlik sisteminin aç ı klar ı ndan kaynakland ı,
3
faktör bu de ğ il muhakkak, ama bence temel konsolide bütçenin finansman biçimindeki
faktör bu. çarp ı kl ığı ndan kaynakland ı . Bence konsolide
Ilk kez 2001'de bir biçimde e ğ er gerçek- bütçenin finansman yap ı s ı ndaki temel çarp ı k-
le ştirilebilirse, -bu konuda çok iyimser de ğ i- l ı k mevcut vergi sisteminden de ğ il, mükellefi-
lim- milli gelirin yüzde 3,5'u kadar bir bütçe yet da ğı l ı m ı nda yatmaktad ı r. Türkiye'de top-
aç ığı öngörülüyor. E ğ er bu gerçekle ştirilir ve lam çal ışan nüfusun yüzde 10'unu ancak a şan
bu düzey 3-4 y ı l arka arkaya sa ğ lanabilirse, bir vergi mükellef oran ı vard ı r ki, dünyan ı n
gerçekten bu Türkiye ekonomisinin içinde hiçbir ülkesinde böyle bir rezalet yoktur. Tür-
bulundu ğ u bir k ı s ı rdöngüyü k ı rmas ı anlam ı - kiye'nin bütçe sisteminin temel sakatl ığı mü-
na gelecektir. kellefiyet da ğı l ı m ı ndad ı r. Geçti ğ imiz günler-
Burada elimde olmadan biraz polemik de korkunç bir istatistik yay ı nland ı . Geçti ğ i-
yapmak istiyorum: Birincisi, 80'li y ı llarda da ı s- miz 30 y ı l içinde Türkiye'nin nüfusu iki kat ar-
rarla üzerinde durdu ğ umuz gibi bütçe aç ı kla- tarken, toplam vergi mükellefi say ı s ı yüzde
r ı çal ışan kesimlere, sabit gelirli kesimlere ke- 1,5 art ı . Kimse bunun üzerinde yorum yapma- Eser Karaka ş:
sinlikle refah getirmemi ştir. Zaten getirmeye- d ı . Bu yap ı dururken, kamu maliyesi sorunu- "Türkiye'de
ce ğ i de belliydi. '80'li y ı llardan beri özellikle nu ve bunun türevi olarak Türkiye ekonomisi-
hem ekonomik,
bütçe temel hedefi olarak bütçe aç ı klar ı n ı nin sorunlar ı n ı Türkiye'nin kal ı c ı olarak çöz-
gösterirken anayasal iktisadi, yani bir anlam- mesi olanaks ı zd ı r. Türkiye'de deniz bitmi ştir, hem siyasal
da bütçe denkli ğ ini anayasal zorunluluk hali-
a
istikrar program ı gerçekten çok sert biçimde boyutta büyük
ne getiren bir düzenlemeyi Türkiye için öne- uygulanmaktad ı r. Bundan herkes bir miktar
suçlar
rirken asl ı nda akl ı m ı zdaki olan temel şey buy- nasibini al ı r. Birisi daha fazla al ı yor, birisi da-
cy
du. Bütçe aç ı klar ı böyle bir yere geldi, bunun ha az al ı yor. 2001 y ı l ı için öngörülen bütçe
i şlenmektedir,
sonucunda da iç borç yükü ve borçlar ı n vade aç ığı n ı n uzun dönemde kal ı c ı olmas ı çok zor- ama Türkiye
yap ı s ı öyle bir yere geldi ki, Türkiye Cumhuri- dur, ta ki Türkiye'de toplam çal ışan nüfus nüfusunun çok
yetinin bütçesi transfer bütçesi, bir faiz bütçe- içinde vergi mükellef oran ı n ı yüzde 50'nin
büyük bir
sine dönü ştü. Ve bunun sonucunda Türkiye üzerine çekene kadar. Ama bu konuda hiçbir
sosyal facialar ya şad ı . Özellikle e ğ itim ve sa ğ - ad ı m at ı lmamaktad ı r. Türkiye'de bugün yap ı - bölümü buna
pe

l ı k konusunda Türkiye gelece ğ ini ipotek alt ı - lan tüm düzenlemeler mevcut vergi mükelle- ortak
na ald ı ; çok ac ı bir şeydir. Bunun alt ı nda yatan fi yap ı sı içindedir. olmaktad ı r."
şey, temel bir politik tercih midir bilemiyo- Di ğ er taraftan Türkiye, bütün bu konula-
rum. , ama bu geçmi ş y ı llar ı n, yani bugün ra bir miktar AB penceresinden bakmak zo-
elinde tasarruf bulunduran kesime yanl ış bir runda. Say ı n Uzuner dedi ğ i gibi Türkiye eko-
tabirle rantiye deniyor bu kesime. Türkiye'de, nomisinin kötüye gidi ş inde tek suç kesinlikle
tasarrufçuya, bu kesime yanl ış tabirle rantiye- emekçilerde de ğ ildir. Fakat şöyle bir iddia da
ci deniyor büyük kaynak aktar ı lmas ı n ı n temel var Türkiye'de, yayg ı n bir iddiad ı r bu: Türkiye
nedeni, '80'li y ı llarda ba ş layan, '96-97'ye ka- nüfusunun çok büyük bir bölümün asl ı nda
dar ise en üst seviyesine eri ş en bu bütçe aç ı k- iş inde gücünde, namuslu, dürüst insanlar ol-
lar ı ş ampiyonlu ğ udur. Bunun sonucunda i ş in du ğ u, yukar ı da ise bir oligar ş i, k ı smen devlet
buraya gelece ğ i belliydi, bunu görmemek bürokrasisi, k ı smen askeri bürokrasi, k ı smen
mümkün de ğ ildi, ama bütçe aç ı klar ı n ı n daha de Türk kapitalistlerinden kaynaklanan ve
mant ı kl ı bak ış la yap ı lan bütün önerilere Tür- bunlar ı n kendi aralar ı ndaki etkile ş iminden
.

kiye'de siyasi s ı n ı f ve maalesef siyasi s ı n ı fa bü- kaynaklanan bir oligar ş inin oldu ğ unun, çok
yük destek olan popülist kesimler engel oldu- küçük bir oligarş i oldu ğ unun, toplumun çok
Mİ=Zn

lar ve Türkiye çok ac ı bir yere geldi. Gerçek- büyük bir bölümünün de bu oligar ş inin yap-
ten 1999-2000-2001 bütçelerine bakt ığı n ı z m ış oldu ğ u manevralardan olumsuz etkilen-
zaman faiz ödemelerinin kabul edilemez bü- di ğ idir. Ben kesinlikle bu görü şte de ğ ilim.
yüklüklerde oldu ğ unu görüyoruz. Ama bu- Türkiye'de gerçekten hem ekonomik, hem si-
yasal boyutta büyük suçlar i ş lenmektedir, ya şanm ışt ı r. Enflasyon bütün fiyat sinyallerini
ama Türkiye nüfusunun çok büyük bir bölü- alt üst etti ğ i zaman ortaya bugün Türkiye'nin
mü buna ortak olmaktad ı r, buna emekçi ke- ya şad ığı bir fakirlik manzaras ı ç ı kmaktad ı r.
sim de dahildir, kapitalistler de dahildir. AB Türkiye'nin 1964-1999 aras ı kiş i ba şı na re-
tart ış malar ı nda deniliyor ki, "Avrupa Birli ğ i, el büyüme oran ı yüzde 1,5'tur ve çevredeki
Türkiye'ye bir hukuk devleti düzeni getire- bütün ülkelerin alt ı ndad ı r. Türkiye ekonomi-
cek, dolay ı s ı yla Türkiye'nin yönetici kesimi - sinin h ı zl ı büyüyen bir ekonomi oldu ğ u bü-
kimse o yönetici kesimi- asker ve sivil bürok- yük bir yaland ı r. Dü şük büyümesinin temel
rasi art ı Türkiye'nin büyük finans kapitalistle- nedeni de enflasyondur. Böyle bir enflasyo-
ri bu i şe karşı ç ı k ı yorlar. Onları n büyük bir bö- nist yap ı da ekonominin büyümesi zaten bek-
lümü kar şı ç ı k ı yor, bu do ğ ru da, ama onun d ı - lenemez. Çünkü her ş eye ra ğ men bir piyasa
şı nda da Türkiye nüfusunun çok büyük bir bö- ekonomisidir Türkiye ekonomisi; bütün çar-
lümü de; Tar ı m sektörü, korunan sektörlerde p ı kl ığı na, her şeyine ra ğ men ve temel karar-
çal ış an emekçiler, bütün korunan kesimin lar da piyasa sinyallerine göre al ı n ı r. Enflas-
patronlar ı , bütün korumac ı l ı k rant ı yiyen ke- yon, her kesime piyasa sinyallerini çok kötü Eser Karakaş :
simler, pozisyon rant ı yiyen kesimler, bürokra- da ğıtt ığı için Türkiye içinde bulundu ğ u bu-
„ AB örgütleri
sinin yakla şı k tümü karşı ç ı k ı yor. Hukuk düze- günkü ac ı duruma gelmiştir.
ninin önünde yayg ı n ve nüfusun büyük bir bö- Say ı n Uzuner'in bir şeyi daha beni prova-
"Türkiye'de
lümünden olu ş an çete vard ı r. Yani çete denil- ke etti, ba ğış lay ı n söylemeliyim: Cottarelli'nin sistematik
dib ı zaman Türkiye'de maalesef baz ı arkada ş- geldi ğ i zaman televizyonda gördü ğ ümüz olmasa bile
lar nüfusun çok küçük bir bölümünü anlamak- manzaran ı n onur k ı rd ığı konusu. Gerçekten
ş a şı rt ı c ı ölçüde
tad ı rlar. Ben ayn ı fikirde de ğ ilim, nüfusun çok hoş bir manzara olmayabilirdi. Yani IMFnin
ID::ıyük bir bölümü Türkiye'de çetele ş mi ştir. bir bürokrat ı n ı n bizim bakanlar ı n yan ı nda ç ı - yayg ı n
Bunlar ı n içinde emekçiler, kapitalistler, me-
a I(! biraz daha üst perdeden konu ş mas ı gö- i ş kence var"
murlar, KIT çal ışanlar ı , askeri bürokrasi, herkes rüntü olarak hoş de ğ ildir, ama bu sene mikro-
dedi ğ i zaman
buna ortakt ı r. Dolay ı s ı yla bunu a ş mak çok ko- fonu her elimde buldu ğ umda ı srarla vurgula-
cy
111•11Z
bay değ ildir, aksi takdirde nüfusun yüzde 1- d ığı m bir şey var, o da, 28 Haziran'da yay ı nla-
kimse bunu
2'sini kapsayan asker-sivil bürokrasi ve bir nan BM Kalk ı nma Örgütünün bir raporudur. onur sorunu
avuç kapitalisti kapsayan oligar ş i olsayd ı bunu Burada 174 ülkenin 300 adet kritere göre in- yapm ıyor da,
çözmek daha kolay olurdu gibime geliyor. sani geli ş mi şli ğ i saptanm ışt ı r. Çok güzel kriter-
Ege ve K ı brı s
Say ı n Cengiz Uzuner'in iki ş eyi beni pro- ler var bunlar ı n aras ı nda, 5 ya şı na kadar ço-
vake etti: Bir tanesi enflasyonla ilgiliydi, ayn ı cukları n çocuk felci ya da k ı z ı la karşı a şı lanma- gündeme
pe

şey Say ı n İ zzettin beyde de vard ı . İ zzettin be- s ı ndan, so ğ uk ve temiz suya ula şabilme oran ı - geldiğ i zaman
yin dedi ğ i gibi enflasyon pahal ı l ı k demek de- na kadar. Bu kriterlere göre Türkiye 85'incidir. nedense
ğ ildir, yani enflasyon olmad ığı zaman da pa- Bu manzara kimsenin onurunu k ı rmamakta-
hal ı l ı k değ i şmeyecektir. Ama, Türkiye enflas- d ı r da Cottarelli geldi ğ i zaman herkes bunu
sürekli onur
yona sadece bölü ş üm opti ğ iyle bakm ışt ı r. Ya- onur sorunu yapmaktad ı r. AB örgütleri "Tür- sorunu
ni bir kaynak aktar ı m ı ... Bunun yönünü de, ik- kiye'de sistematik olmasa bile şaşı rt ı c ı ölçüde oluyor.'
tisatç ı lar olarak çok iyi bilmiyoruz. Yani sabit yayg ı n i ş kence var" dedi ğ i zaman kimse bunu
gelirlilerinden daha üst gelir gruplar ı na oldu- onur sorunu yapm ı yor da, Ege ve K ı brı s gün-
ğ u iddia edilen bir gelir aktar ı m ı vard ı r. Bu- deme geldi ğ i zaman nedense sürekli onur so-
nun tersi de vard ı r, çok karma şı k bir aktar ı m runu oluyor. Türkiye'deki onur kavram ı çok il-
mekanizmas ı vard ı r enflasyonda. Ama maale- ginç bir kavramd ı r, milliyetçili ğ e endekslenmi ş
sef Türkiye enflasyonun bölü ş üm opti ğ ine ki- bir kavramd ı r. Ba ş ka bir onur yoktur, aksi tak-
litlenmi ştir. Halbuki geçti ğ imiz 20 y ı l ı n enflas- dirde içinde ya şad ığı m ı z yaşad ığı m ı z 85'incili-
yon rakamlar ı na bakarsan ı z, son derece zik- ğ e de Türkiye itiraz ederdi.
1=rMSIPIZİMMEM

zaklar çizen bir enflasyon Türkiye'de esas fi- Tekrar ekonomiye dönersek, 2001'deki
yat yap ı s ı n ı çarp ıtm ışt ı r, bütün piyasa sinyalle- yüzde 3,5'luk oran, çok a ğı r maliyetlerine ra ğ -
rini alt üst etmi ştir. Dolay ı s ıyla Türkiye'nin bü- men bence Türkiye'de enflasyonu dü ş ürme,
yümesini, verimlili ğ ini engellemi ştir. Bu, özel enflasyonu dü ş ürdü ğ ü için de ekonomiyi daha
kesimin yat ı r ı mlar ı nda, tasarruf kararlar ı nda rasyonelle ştirme nedeniyle emekçilerin savun-
yaşanm ışt ı r. Kamu kesimi proje tercihlerinde mas ı gereken bir şeydir. Çok net bir şeydir, bu-
nu tarih göstermi ştir, en az ı ndan Türkiye'nin
yak ı n tarihi göstermi ştir. Yüksek bütçe aç ı klar ı
kadar emekçileri zor durumda b ı rakan ba ş ka
bir şey olmam ışt ı r. Yani çok miyop bir gözlükle
şu ya da bu tür subvansiyonlar nedeniyle aç ı k
veren bir bütçeye, e ğ er sübvansiyonlar ı n al ı cı
taraf ı ysan ı z, sabit gelirliyseniz buna taraf ola-
rak Türkiye'de milli gelirin bölü şümünün daha
adil olmas ı n ı n olanaks ı z oldu ğ u geçti ğ imiz 20
yı lda ya şanarak çok ac ı bir ş ekilde görülmü ş-
tür. Türkiye'de emekçi kesimin de gerçekten
ya şam standartlar ı n ı yükseltmenin tek ko ş ulu
her ş eyden önce Türkiye ekonomisinin h ı zl ı
büyümesidir. Türkiye ekonomisinin h ı zl ı büyü-
mesinin temel koşulu da enflasyonun dü şmesi-
dir. Enflasyonun dü ş mesinin temel ko ş ulu da
bütçe aç ı klar ı ndan vazgeçmektir.
Türkiye'nin küreselle ş me ça ğı nda e ğ iti-
me, sa ğ l ığ a ve adalete, özellikle bu üç alana medim, daima stopajla vergi verdim. Dolay ı -

büyük yat ı r ı m yapmas ı gerekiyor. Insan ı bu s ıyla hayat ı mda hiç vergi kaç ı rma olana ğı m

kadar e ğ itimsiz, sa ğ l ı k ko ş ullar ı bu kadar kö- olmad ı . Ama ş unu çok aç ı kça söylüyorum, bu
suç mu bilmiyorum: Elimde vergi kaç ı rma ola- İ zzettin Önder:
tü, adalete bu kadar güvenmeyen bir ülkede
gerçekten kimse yat ı r ı m yapmaz, yabanc ı ya- na ğı m olsa bugün vergi kaç ı r ı r ı m. Çünkü Tür- "Emekçiler
t ı r ı mc ı da Türkiye'ye gelmez. Bunlara çok bü-
a
kiye'deki kamu harcamalar ı n ı n me ş ruiyetine enflasyonun
yük bütçeler ay ı ral ı m. Dolay ı s ıyla gerekirse kesinlikle inanm ı yorum. Dolay ı s ı yla bu gayri-
dü ş ürülmesi
bugünkü bütçe büyüklüklerini milli gelir ora- me ş ru harcamalara da kendi kullan ı labilir ge-
cy
n ı n ı çok daha yükseltelim, ama lütfen ve lüt- lirimi keserek kat ı lmak da fazla istemem. Do- esnas ı nda 1111311111

fen bunu saçma sapan bütçe aç ı kl.arlyla yap- lay ı s ı yla iki i ş vard ı r: Bir, vergi sistemini bu- adaleti
günkü teorik geli ş melere biraz daha uygun
mayal ı m ve böyle bir popülizmi savunmaya- savunmak
l ı m. Çünkü bütçe aç ı klar ı n ı n Türkiye'ye getir- hale getirmek ve belki ondan çok daha
önemli de kamu harcamalar ı n ı n me ş ruiyetini
mecburiyetin-
di ğ i, özellikle dar gelirliler için sefalettir.
Bütçeyi anlaml ı bir şekilde finanse etme- sa ğ lamakt ı r. deler."
pe

miz gerekiyor. Borçlanarak ya da Merkez Ban- Prof. Dr. İzzettin Önder - Say ı n Karaka ş'a
kas ı kaynaklar ı yla yap ı lmamal ı . Anlaml ı gelir te şekkür ediyorum. İ nsanlar ne kadar ters
kayna ğı derken ş unu kastediyorum: Hem yönde de olsa ayn ı meslek dal ı na girince gali-
dünyadaki gidi şat hem benim ve İ zzettin be- ba baz ı noktalarda anla şı yorlar. Eser bey de
yin dahil oldu ğ u kamu ekonomisi teorisinde beni baz ı noktalarda provake etti. Bir kere
gelinen yer art ı k dik tarifeli gelir vergileri de- bütçe büyüklü ğ üyle ilgili sözlerini duyunca
ğ ildir. Dünyada art ı k yava ş yava ş kullan ı cı çok mutlu oldum. Tabii emekçiler enflasyo-
harçlar ı na, dolayl ı vergilere yöneli ş var. Bun- nun dü şürülmesi esnas ı nda adaleti savunmak
lar ş u anda kamu kesiminin temel finansman durumundalar, mecburiyetindeler. Ama ş unu
haline dönü ş mü ş lerdir. Ya da gelir vergisi gibi söylemek isterler ki, enflasyon dü ş ürülürken
şeyleri de düz oranl ı gelir vergisiyle ya da ta- bu yük da ğı l ı m ı "hiç olmazsa bir miktar" adil
rife dikli ğ i çok daha azalt ı lm ış gelir vergisi ta- olsun. San ı yorum ben de ona kat ı l ı yorum,
rifeleriyle yapmak, bu ş ekilde de çok say ı da 2000 Y ı l ı Bütçesi de, IMF program ı da bu ada-
insan ı gelir vergisi kapsam ı na sokmak, insan- let görü ş ünden epeyce bir uzak görüntü ser-
lar ı vergi mükellefi olmaktan pi ş man etme- gilemektedir. Yani bugün öyle insanlar var ki,
mek ve ayn ı zamanda da pi ş man etmedi ğ iniz mesela devlet doktorlar ı ald ı klar ı paralar fev-
bu insanlar ı da kamu harcamalar ı n ı n meş ru- kalade dü ş üktür. Özellikle devletin üst kade-
iyetine inand ı rmak gerekiyor. me memurlar ı için vergi indirimi dedi ğ imizde
Bugün gerçekten ki ş isel olarak hayat ı mda özel sektör çok ş ikâyet ediyor. Hakl ı lar da bel-
hiçbir zaman Gelir Vergisi beyannamesi ver- ki, ama bizim kamu sektörünün ödedi ğ i vergi

P
de bordromuzda gözüken vergi de ğ ildir. Ka- ba 2.270 giriyor. Ş imdi böyle bir gelir da ğı l ı -
mu sektöründeki bir adam ı n piyasadan alabi- m ı nda daha fazla tolerans tan ı yamay ı z gibi
lece ğ i fiyatla devletin ödedi ğ i fiyat aras ı nda- geliyor. Gelir da ğı l ı m ı na bakt ığı m ı zda, ma-
ki farkt ı r ve i ş in garibi bu fark, üst düzey ka- lum gelir da ğı l ı m ı anketini herkes biliyor, ama
mu personeli ç ı kt ı kça müthi ş şekilde art ı yor. bir seferde ben telaffuz edeyim. Türkiye'de 1
Yani bugün 2-3 lisan bilen bürokratlar, kamu senede 100 ekmek üretiliyorsa, bunun 55'ini
sa ğ l ı k personeli, ö ğ retim elemanlar ı, avukat- 100 ki ş iden 20'si al ıyor ki, bence bu da do ğ ru
lar, ş unlar bunlar müthi ş vergi yükü alt ı nda- de ğ il. Geri kalan 80 ki ş i 45 ekmek için birbiri-
lar. Yani özel sektörde bunlar kendi fiyatlar ı - nin bo ğ az ı na sar ı lm ış vaziyette. Yani kapita-
n ı n yüzde bilmem 300-400'ünü alabilecekken lizmin tabiat ı yla gelen maliye politikas ı araç-
müthi ş bir vergi yükü alt ı ndalar. lar ı Bat ı 'da öyledir, ama bu da Türkiye'nin
Bu aç ı dan baz ı bas ı n organlar ı n ı n kamu gerçekleridir. Zaten bizim bilim âleminde kü-
harcamalar ı yüzde 200 art ı rm ış, kamu kendi- reselle ş memizin bir sonucu da bu oluyor. Ba-
sine çekidüzen versin demesi yanl ışt ı r. Çünkü t ı n ı n, yani güçlü merkezlerin kendi sorunlar ı -
o kadar küçük tabandan ba ş l ı yor. Bugün me- n ı , hatta çözüm yöntemlerini biz kendi soru-
sela ö ğ retmenlerimizin, yani çocuklar ı m ı z ı , numuz, çözüm yöntemimiz gibi alg ı l ı yoruz ve
neslimizi teslim etti ğ imiz ö ğ retmenlerimizin sorunlar ı m ı za yabanc ı la şı yoruz. Bu bana çok İ zzettin Önder:
maa şı n ı yüzde 200 de art ı rsak, ilkokul ö ğ ret- önemli bir açmaz gibi geliyor. "Nüfus
meninin maa şı n ı yüzde 300 de art ı rsak yine Di ğ er taraftan nüfus art ışı yla vergi kapasi-
de onlar ı n makul piyasa fiyatlar ı na ula şama- tesi aras ı nda direkt bir ili ş ki yoktur. Yani öyle
arti şlyla vergi
y ı z. Dolay ı s ı yla bunlar çok ciddi noktalard ı r ve fakir bir kesimde nüfus artabilir ki, nüfus 5 mis- kapasitesi
bunlar ı n üzerinde durmam ı z gerekir. line ç ı kabilir, ama vergiyi ayn ı miktarda art ı ra- aras ı nda direkt
Ş imdi anayasal iktisat görü ş üne de biraz mazs ı n ı z. Gelir da ğı l ı m ı yla vergi aras ı nda çok
bir ili ş ki yoktur.
temas edelim. Eser bey hakl ı . Anayasal iktisat
a ciddi bir ili ş ki vard ı r. Yani e ğ er bu benim verdi-
görü ş ü tabii bütçe denkli ğ ini müdafaa eden ğ im gelir da ğı l ı m tablosu yanl ış de ğ ilse o tak-
Yani öyle fakir
bir görü ş öz cümle. Hatta bunu bir anayasa il- dirde nüfus art ışı n ı ölçü olarak almak çok yan- bir kesimde
cy
kesi haline getiren bir görü ş . Bu da klasik gö- l ışt ı r. Ama i ş in ba şka bir yan ı var; o da şudur: İ ki nüfus
rü şe dayan ı yor. Klasiklere göre bütçenin denk tür vergi kaç ı rma var. Ben buna Meclis içi ve
olmas ı gerekiyordu. Sadece ar ı zi harcamalar,
artabilir ki,
Meclis d ışı vergi kaç ı rma diyorum. Meclis içi
harp gibi masraflar ve yat ı r ı mlar için bütçe- vergi kaç ı rmayla, Meclis d ışı vergi kaç ı rmay ı bi- nüfus be ş
den aç ı k finansman ı na gidilebilir, yani borçla- raz birbirine kar ışt ı r ı yoruz. İ kisi de vergi kaç ı r- misline
n ı labilinir demektir. Bu ünlü Virginya ekolü- mad ı r; ama bir tanesine istisna muafiyeti diyo-
çı kabilir, ama
pe

nün savundu ğ u bir fikirdir. Yaln ı z anayasal ik- ruz. Bu, şu demektir: Güçlü insan, güçlü grup-
tisad ı n Türkiye için uygulanma şans ı ş u aç ı dan lar, vermeyece ğ i vergiyi meş rula şt ı r ıyor; güçsüz
vergiyi ayn ı
yok gibi dü ş ünüyorum. Ayr ı ca ben anayasal insan meşrula şt ı ramad ığı ndan dolay ı suçlu du- miktarda
iktisat taraftar ı bir insan de ğ ilim. Ş unun için ruma dü ş üyor. 1963 tarifesinde en alt dilimin artıramazs ı nız."
de ğ ildim: Anayasal iktisadi yapal ı m, ama ayn ı vergilendirme oran ı yüzde 10'dur. Sonra bu yü-
şekilde, ayn ı ba ğ lamda e ğ er düz Gelir Vergi- ze 25 kadar ç ı kt ı . Ş imdi tabii indi. Yüzde 25 den
sini müdafaa edersek, e ğ er dolayl ı vergili gi- yüzde 18'e geriledi; özel indirim getirdiler. Yüz-
ri ş ini müdafaa edersek, bu tutarl ı olmaz. Çün- de 18 diyelim, yüzde 15 diyelim hatta; Avru-
kü bunu Fransa yapabilir, bunu Amerika ya- pa'n ı n en yüksek oran ı bu. Yüzde 25'lik vergi
pabilir, bunu Almanya yapabilir. Orada gelirin oran ı Avrupa'da o dönemde bizim d ışı m ı zda iki
düzeyi ve gelir da ğı l ı m ı Türkiye'den farkl ı d ı r. tane ülke vard ı ; bütün di ğ er hepsi yüzde 25'in
Bak ı n bir anket yap ı lm ışt ı . Aileler 6 kate- alt ı ndayd ı . İ lk gelir dilimine "0" uygulayan var,
goriye ay ı rm ış bu ankette. 58 bin hanenin ay- 5 uygulayan var, en fazla 10 uygulayan var. Ve
l ı k harcamas ı 5.200 dolar. Bunun toplama onlar ı n hepsi bizden zengin, gelir da ğı l ı m ı biz-
0
oran ı yüzde 4.5. Ş imdi Türkiye'de fert ba şı na den daha makul düzeyde olan ülkeler. Peki en
gelir ortalama 3.000 dolar, sat ı n alma gücüy- üst gelir diliminde oran neydi 1963'te? Marjinal
le de 6.000 dolar diyelim. 6.000'i alal ı m biz. 4 oran yüzde 67'dir. Ama ortalama yüzde 60't ı, 1
:g ki ş ilik bir ailede herkes çal ışsa 24.000 dolar milyonluk gelir için. Bu sonra a şa ğı çekildi. Ama
0
eder. Bun kar şı 58 bin ailenin birinin ayda alt dilimdeki vergiyi yüzde 25'e çekti ğ iniz za-
harcad ığı -y ı lda de ğ il- 5.200 dolar. Ikinci gru- man; bu, ekonomik bir tercih de ğ il, bu bir siya-
sal tercihtir, ama güçlülerin yapt ığı bir tercihtir. lam ışt ı r; esnaf ne yaps ı n?
Bak ı n, 1984 y ı l ı kurumlar vergisi düzenle- Metin Sarfati - Hocam, çok büyük bir halk
meleri; 6'nc ı ve 77'nci maddelerde, kurumlar kitlesi var, hiçbir zaman vergi verme al ış kanl ı -
için inan ı lmaz te şviklerle doludur. Yani bunlar ğı nda olmayan. Bunu her gün hepimiz göre-
isteseler, vergi vermiyorlard ı . Sonuçta ne ol- biliyoruz, siz daha iyi bilirsiniz. Burada Eser
du; 1980'in ba şı nda gelir vergisinin GSMH'ye hocaya kat ı l ı yorum; galiba hepimiz bu suçun
oran ı yüzde 18 iken, 1984'te yüzde 11'e kadar içindeyiz. Bu nereden ba ş l ı yor, bunun tespiti-
düştü. Fonlar bunun d ışı nda; ama fonlara o ni yapmak bence çok zor. Yani, '50'den beri
s ı rada büyük kaynak aktar ı lm ı yordu. Dolay ı - ithalatç ı lara birtak ı m vergi avantaj ı sa ğ land ı,
s ı yla böyle bakt ığı m ı zda; ciddi bir vergi eroz- ku ş kusuz do ğ ru, bu tak ı m yollarla, bu yollar-
yonu söz konusu oldu. Bu, ciddi bir aktar ı m- la sermaye gruplar ı olu şturuldu, do ğ ru. An-
d ı r. Hatta bundan yakla şı k 4 sene evvel OD- cak, '50'den beri, 1923'ten beri, hatta daha
TÜ'de bir çal ış ma grubu vard ı ; acaba bu "U" öncesinden beri hiçbir zaman verme gelene ğ i
ş eklindeki vergi azalt ı lmas ı, mevcut enflasyon olmayan bir toplumuz; zorla al ı nmazsa... Bu
ve mevcut faiz haddinden ne kadar ı tekabül tespit do ğ ru oldu ğ una göre, ş u sonuca nas ı l
eder; yani özel sektöre ne kadar aktar ı m ya- varabiliyorsunuz; "evet, bu böyle ama bu suç
p ı lm ış diye bakt ığı m ı zda, -hakikaten rakam ı büyükten, güçlüden ba ş l ı yor."
ş u anda tam hat ı rlam ı yorum- o dönemdeki iç Prof. Dr. İ zzettin Önder - Bak ı n, Türkiye
borcumuza e ş it ç ı km ışt ı , hatta biraz da faz- Cumhuriyeti kuruldu ğ unda, bir numaral ı yasa,
layd ı . Ş imdi, böyle bir ilave yap ı lm ışt ı r. Dolay ı - Ağ nam Resmidir, hayvanlar vergisidir. Neden Bülent Pirler:
s ı yla "küçük kesim vergi vermiyor, esnaf da bu oldu; çünkü İ zmir iktisat Kongresi'nde, da-
vermiyor" do ğ ru. Ancak, esnaf ne diyor "ban-
"Biz, nas ı l
ha devlet kurulmadan a şar kald ı rt ı lm ışt ı r. Ata-
ka milyarlar ı kazan ı yor, (bankalar bir ara ver- türk kald ı rmad ı , iki sene buna direndi; çünkü i şveren
gi vermezdi biliyorsunuz) o hiç vergi vermi-
a
a şar, devlet varidat ı n ı n 1/3'ünü sa ğ l ı yordu. kesimi
yor; ben esnaf ı m, benden vergi istiyorlar..." Neden asari kald ı rtt ı lar; güçlü kesim, o zaman
olarak bir belli
Bunu biz, birebir alamay ı z; burada mühim tar ı md ı . Güçsüzlükle alakas ı yok bunun, güçle
cy
olan parasal de ğ erlerdir, gelir da ğı l ı m ı da alakas ı var. Devlet bakt ı ki, asari kald ı rtt ı bu
ölçüde
böyledir. 0 adam ı n benden daha zengin ol- adamlar; -o zaman ikinci kesim nedir; sanayi fobiysek,
mas ı mühim de ğ ildir; ama ne kadar daha zen- yok, o zamanlar. "Hayvanlardan vergi alal ı m" KESK'de ayn ı
gin? Yani, ABD'de de bir insan uçak kullana- dediler ve hatta oranlar ı n ı yükselttiler.
ş ekilde bir
bilir, helikopteri olabilir. Ancak, alt gelir gru- Prof. Dr. Eser Karaka ş - Özür dilerim. Ken-
bundaki insan ı n nesi olabilir; bunun e ğ itim di makalenizde, a ş ara bundan daha farkl ı bir lobiyi
pe

hakk ı olabilir, sa ğ l ı k hakk ı olabilir, di ğ er bü- yorum getiriyorsunuz. "Cumhuriyetin bedeli, oluşturuyor."
tün haklar ı olabilir. Dolay ı s ı yla biz buna böy- sanayile ş memektir" laf ı size aittir. Yani, ba ş ka
le bakmam ı z laz ı m. Gecekondularda oturan- bir şeydir, bunun güçle ili ş kisi yoktur; siz ben-
lar... Tabii gecekondudan rant elde ediyor, bu den daha iyi biliyorsunuz, siz yazd ı n ı z.
do ğ rudur; peki devletin özel üniversiteye ve- Prof. Dr. İzzettin Önder - Ben söylüyorum;
rilen arsalar ı ne yapaca ğı z, özel sektöre verdi- ama makalemde ş unu söyledim: Bu bir güç
ğ i patates tarlalar ı n ı ne yapaca ğı z; bunlar ı n ili ş kisidir. Aşar ı n kald ı r ı lmas ı sonucunda vari-
hepsini hesaplamam ı z laz ı m. dat ı n 1/3'ü ortadan kald ı r ı lm ışt ı r, tar ı mda ve-
Prof. Dr. Eser Karaka ş - Suç, yurtta ş lar ı n rimlilik geriletilmi ştir, k ı rsal alandan kentsel
çok ortakla ş a yapt ı klar ı bir suç. Türkiye'nin alana kaynak aktar ı m ı arteri kesilmi ştir; dola-
imalat sanayicisi, kapitalisti belki bunun ba- y ı s ıyla bu, sanayile ş menin önüne geçmi ştir.
şı nda geliyor. Son bir ş ey söyleyeyim: Türkiye'deki enf-
Prof. Dr. İzzettin Önder Say ı n Karaka ş, siz
- lasyon çok da zigzag yapmam ışt ı r. Say ı n Bora-
yuvarlakla şt ı rd ı n ı z ama suçun bir ba ş lang ı ç tav' ı n çok ciddi bir tezi vard ı r; "Türkiye'de
12BMIMMT:r.

yeri var ve o ba ş lang ı ç yeri büyüklerden gel- enflasyon bir yere geliyor, bir müddet duru-
mi ştir. Ondan sonra herkes kaç ı rmaya ba ş l ı - yor; bir yere geliyor, bir müddet duruyor."
yor. Hatta kaç ı rmama durumunda olanlar da '50'lerin ikinci yar ı s ı ndan sonra ba ş layarak
kaç ı rmaya ba ş l ı yor. 1950'lerde ithalatç ı lara böyle bir seyir izlemi ştir.
vergi avantaj ı sa ğ lam ışt ı r, 60'larda montajc ı - Ş imdi Say ı n Pirler size dönelim; siz, bu ilk
lar sa ğ lam ışt ı r, '80'lerde finans kesimine sa ğ - aç ı klamalar ı n ı zdan sonra ve di ğ er konu ş mac ı
arkada ş lar ı dinledikten sonra, lütfen mütala- yani k ı dem tazminat ı vb. Yaln ı z, yan ödeme
an ı zı alal ı m. ve ç ı plak ücret dengesizli ğ i, Türkiye'de zaten
Bülent Pirler - Konu 2001 bütçesinden çok had safhada. Ona hiç girmiyorum.
farkl ı yerlere gitti, Türkiye sorunlar ı na gitti, Burada birkaç unsurdan bahsettiniz. Birin-
ama madem aç ı ld ı ş una bakmak gerekiyor: cisi, Türkiye'de kamu-özel verimlilik kavramla-
Türkiye'deki bu süreç nereden nereye geldi, r ı na girildi. Hocam, Türkiye'de çok iyi bakmak
nas ı l oldu, şudur budur, i şte bir kesime baz ı gerekiyor; verimlili ğ in ölçüsü katma de ğ erdir.
te şvikler verildi. Yani, güç dengeleri muhak- KIT'lere ili ş kin lütfen bir dönün, bak ı n; geçmi-
kak vard ı r, her toplumda vard ı r. Türk toplu- şe dönerek de bir bak ı n; -burada geçmi şe suç-
munda da güç dengeleri ve lobilerin olmas ı lama getirmiyorum; ama anlay ış olarak bir
gayet do ğ ald ı r. Biz, nas ı l i şveren kesimi olarak yakla ş mak gerekiyor- genellikle K İT'lerde top-
bir belli ölçüde lobiysek, KESK'de ayn ı ş ekilde lusözle ş me dönemleri tekli y ı llard ı r ve bunla-
bir lobiyi olu şturuyor. Yaln ı z, o süreç içerisin- r ı n sonuçlar ı da çiftli y ı llarda ortaya ç ı kar. Lüt-
deki te şviklerin suç anlam ı na geldi ğ ini hiç dü- fen çiftli y ı llara ili şkin katma de ğ er da ğı l ı mla-
ş ünmüyorum. Dünya ekonomisi içerisindeki o rı na lütfen bak ı n; ücretlerin pay ı , katma de ğ er
günkü ko ş ullarda bir ülkenin ilerlemesi yahut içerisinde hep yüzde 100'ün üzerine ç ı km ışt ı r.
da kalk ı nmas ı için yapı lmas ı gereken baz ı te ş - Yani, bu, Türkiye'deki bu alandaki toplusöz-
vik uygulamalar ı varsa, bu yap ı lm ışt ı r. Nas ı l ki, le ş me düzeninin ne kadar yanl ış bir düzen içe-
Türkiye'de K İT'lerin kurulmas ı gibi bir a ş ama- risinde gitti ğ ini gösteriyor. Önümüzde kamu
d ı r bu; sermaye olmamas ı nedeniyle yap ı lm ış toplu i ş sözleşmeleri dönemi var. Yine katma
bir giri ş imdir. de ğ erin üstüne ç ı kacaksa; ki, buradaki sistem
Birkaç soru vard ı . Ben, vergilerin daralt ı l- şöyle bir yanl ış l ığ a sahip: Varsay ı n X i ş letmesi Bülent Pirler:
mas ı ndan hiç bahsetmedim yahut da vergile- KIT zararda. Varsay ı n genel olarak yüzde 15
"Kamu
rin dü ş ürülmesinden bahsetmedim; ama ş un-
a oran ı nda zam veriliyor. Bu oran o K İT'e de uy-
dan bahsettim: Türkiye'de vergiyle paralel gulan ıyor. Böyle yanl ış bir politika hiç görme-
açı kları n ı n
olarak baz ı parafiskal olaylar da var; vergi dik biz. Bunlarla birebir ilgilenmek gerekiyor; büyümesinin
cy
benzeri olarak adland ı rmam ı z gereken ve ama siz söyledi ğ inizden dolay ı söyleyece ğ im: en büyük
Türkiye'de esas ı nda istihdam üzerindeki ve Güçler, burada farkl ı çal ışı yor. Eser hocam ı z,
sanayi üzerindeki en önemli unsurlardan bir deminden beri bahsediyor, kamu aç ı klar ı n ı n
nedeni,
tanesi de, hakikaten bu parafiskal giderler. büyümesinin en büyük nedenleri KIT aç ı kla- KİT
Bak ı n, bir tane örnek vereyim size, sadece '99 rı ndan gelmektedir. aç ı kları dır."
y ı l ı için vereyim: Türkiye'de istihdam vergileri Bir ba ş ka noktaya gelmek gerekiyor; yat ı -
pe

olarak adland ı rd ığı m ı z vergiler var. Mesela i ş- rı m için gerekli ortam ne? Tabii buradaki te-
verenin ödedi ğ i her 100 liran ı n 61 liras ı i şçiye mel felsefe ş u: Galiba "serbest piyasa ekono-
gidiyor, 29 liras ı ise devlete. Bunlar önemli ra- misine inan ıyor muyuz, inanm ı yor muyuz"
kamlar; gözükmeyen parafiskal giderler Tür- kavram ı ndan yola ç ı kmak gerekiyor. Bu tart ış-
kiye'de çok üst a ş amada. Buna ili ş kin olarak, ma içerisinde farkl ı l ı klar görüyorum, serbest
bir tane daha örne ğ ini vereyim size: Bütün ül- piyasa ekonomisine bak ış aç ı s ı nda. Burada
kelerde, -burada birçok ülke sayabilirim- i şve- eğ itim, sa ğ l ı k ve adalet anlam ı nda, hakikaten
renin istihdama ili ş kin yasal yükümlülükleri- kamunun ön plana ç ı kmas ı gerekiyor, hiçbir
nin toplam i ş gücü maliyeti içindeki paya bak- itiraz ı m ı z yoktur buna. Yaln ı z, buradaki dev-
t ığı m ı zda; Türkiye'de yüzde 20'dir. Buna kar şı let kavram ı çok önemli; yani devletin halen
Yeni Zelanda yüzde 5.9, Danimarka 6.3, Sin- üretken, üretici konumda m ı olmas ı gereki-
gapur 9.2. Geli ş mi ş lere geleyim; İ ngiltere yor; yoksa devletin sadece bu konularda alt-
12.9, Irlanda 14.5, Japonya 16, Kanada 16, İ s- yap ıy ı yarat ı c ı ve art ı denetleyici fonksiyonda
viçre 17.2, Norveç 17.3. m ı olmas ı gerekiyor? Bizim iddiam ı z; devletin
T MI' nr Cr T MI =I

Prof. Dr. İ zzettin Önder - Burada daha iyi denetleyici ve baz ı alanlarda altyap ı yarat ı c ı
anla şı lmas ı için bir soru sorabilir miyim? Sos- hizmetlere sahip olmas ı d ı r. Adalet k ı sm ı na,
yal güvenlik, i şçinin ölmesi, evlenmesi, bay- savunma k ı sm ı na da girmiyorum; sadece eko-
ram arma ğ an ı hangi kapsamda? nomik optikten bak ı yorum.
Bülent Pirler - Demin söyledi ğ im 100 lira- İş güvencesi konusu da çok önemli. Çok
n ı n 9 liras ı da bu dedi ğ iniz faktörlere gidiyor; tart ışı lan bir konu. 158 say ı l ı ILO Sözle ş me-
si'ne uyum sorununu Türkiye ya şı yor. Bak ı n,

Lli221û=i1]1MILI2ME
lad ı , iş güvencesi tart ış malar ı ba ş lad ı ; bunlar-
et bugüne kadar Türkiye, 158 say ı l ı ILO Sözle ş- la bütünlük te ş kil eden k ı dem ve ihbar tazmi-
mesine ili ş kin olarak -onaylamas ı ndan sonra nat ı müesseseleri de yeniden gözden geçiril-
7 y ı l geçti- bir kere ILO gündeminde tart ış ma
konusu yap ı lmam ışt ı r. Çünkü Sözle ş me'nin Bu, bir rekabet sorunu; sadece sosyal bo-
standartlar ı n ı çok iyi incelerseniz, bir-iki ufak yut de ğ il, bu bir ekonomik sorun haline geli-
farkl ı l ı k d ışı nda ILO Sözle ş mesi'yle uyum sa ğ - yor bundan sonra. Yani, bir yerden siz 50 haf-
lam ış durumday ı z. Ş una gelmek istiyorum: ta k ı dem tazminat ı ödeyeceksiniz. Avrupa'da-
Bugün gündemde olan İş Güvencesi Yasa Ta- ki en yüksek olan ülke ispanya'd ı r, 28 hafta
sar ı s ı , 158 say ı l ı Sözle ş me'ye de uyum sa ğ la- öder. İ ki haftaya, bir haftaya dü şen ülkeler
m ı yor. Bu İş Güvencesi Yasa Tasar ı s ı , ş unu ge- var. Ş imdi bütün bunlar ı bir arada almayacak-
tiriyor: "Ey çal ış an" diyor, "sen, i şe girer gir- s ı n ı z, "onu veriyorsunuz", "üstüne bir de bu-
mez sendikal' ol." Bu "close shop" denilen, nu ver" diyeceksiniz. Böyle bir anlay ışı biz an-
dünyan ı n her taraf ı nda yasaklanm ış bir sis- layam ı yoruz; bilime de ayk ı r ı zaten. Bunu biz
tem; ama dolayl ı olarak bunu getiriyor. "E ğ er söylemiyoruz; bilim adamlar ı , i ş hukukçular ı
ki i şten at ı l ı rsan da, git 'ben, sendikal' olmam da söylüyor. Ş unu söylüyorlar: "Siz, TISK ola-
nedeniyle i şten at ı ld ı m' diye dava aç." Taslak, rak savundu ğ umuz görü ş içerisinde kazan ı l-
ondan sonra bir ba ş ka yön daha getiriyor: İ lk m ış haklar ı ne yap ı yorsunuz?" Kazan ı lm ış
önce i şverene dönüyor diyor ki, "Ey i şveren, haklar aynen korunmaktad ı r, diyoruz, kesip
sen bunu sendikal ı olmas ı nedeniyle atmad ı - at ı yoruz. Gayet basittir. Yaln ı z, beklenen ve
ğı n ı da bir ispat et." Böyle bir taslak, dünya kazan ı lm ış hak aras ı nda Türk hukukçular ı
yüzünde sendikala ş may ı te şvik anlam ı nda aras ı nda da kavram karga şas ı var. Bat ıya bak-
böyle bir tane taslak yok, yasa yok. Yaln ı z, ş u- s ı nlar beklenen hak nedir, kazan ı lm ış hak ne-
Bülent Birler:
nu söyleyeyim: Burada hep yanl ış anla şı lan bir
a
dir? Bu anlamda şöyle bir teklif yap ı yoruz:
ş ey var; biz, sendikala ş maya filan da kar şı de- Türkiye'yle ekonomik geli ş mi ş lik seviyesi ayn ı "Türkiye'de
ğ iliz. Türk mevzuat ı nda zaten ILO normlar ı na olan yahut da yak ı n olan herhangi bir AB ül- istihdam ı
cy
23
ayk ı r ı ş ekilde, "Chek-off" denilen bir sistem kesinin mevzuat ı n ı al ı n; i şsizlik sigortas ı , k ı -
yaratma görevi
vard ı r, dünyan ı n her yerinde kald ı r ı lm ış . An- dem tazminat ı , ihbar tazminat ı , i ş güvencesi
cak toplusözle ş melerle uzla ş ma sa ğ lan ı rsa uy- mevzuat ı n ı al ı n, motomot çevirin, getirin Tür-
özel sektöre
ıı-
gulan ı r. Bu anlamda bakt ığı n ı zda, zaten yete- kiye'de uygulay ı n; bu kadar net söylüyoruz. verilmiştir."
ri kadar koruma vard ı r Türkiye'de. Bunun üs- Bunun sonucu ş uraya geliyor: Bu bir rekabet
tüne ilave korumalar ı n anlam ı var m ı d ı r, yok sorunudur. Rekabet derken, uluslararas ı reka-
pe

mudur; bunu bir tart ış mak gerekiyor. bet. Art ı k i şe giri şte, ç ı k ışta bu kadar mükel-
İ kincisi, AB ülkelerinden bahsettiniz, i ş lefiyetlerle i şvereni kar şı kar şı ya b ı rak ı rsan ı z,
güvencesi konusunu getirirken. Do ğ ru bura- i şten kaç ış ve korku bu andan itibaren ba ş lar.
larda da korumalar var. Fakat Türkiye'de hiç İşsizlik sigortas ı na geçmek istiyorum. İşsiz-
korumas ı z bir sistem diye bir ş ey söz konusu lik sigortas ı, bütün dünyada pasif bir önlem
de ğ il. Türkiye i ş mevzuat ı nda da yeteri kadar olarak adland ı r ı l ı r. Bat ı ülkeleri i şsizlik sigor-
koruma vard ı r. Ancak, Avrupa Birli ğ i ülkele- tas ı n ı daraltma çabas ı içinde. Çünkü pasif bir
riyle fark ı m ı z ş urada: " İşsizlik sigortas ı yok" şey. Ş imdi, Türkiye'de bir tarafta bu kadar i ş-
dediniz, i şsizlik sigortas ı Türkiye'ye geldi. sizlik var, bir tarafta da Bat ı standartlar ı na ya-
Prof. Dr. İzzettin Önder - Geldi, ama... k ı n seviyede korunmakta olan bir kitle var.
Bülent Pirler Yani, ş u anlamda: O, tart ışı l-
- Ş imdi Hükümet şöyle bir tercih yapt ı : "Ben"
mas ı gereken bir konudur; gelmesi gerekiyor dedi, "i şsizler' bir tarafa b ı rak ı r ı m." Çünkü bu
mu, gerekmiyor mu; onu da tart ış mak laz ı m. bir kaynak sorunudur. " İşsizleri bir tarafa b ı -
İş güvencesi de geliyor; bak ı yorsunuz, karşı n ı - rak ı r ı m; korunan kitleyi daha fazla korurum."
za i şsizlik sigortas ı , i ş güvencesiyle paralel ve Bu tercihi Hükümet yapt ı , biz yapmad ı k. Ak-
ayn ı bütünlük içerisinde, dünyan ı n her yerin- tif politika denilen yeniden e ğ itim, i şe kazan-
de böyle al ı nan k ı demli ihbar tazminat ı mü- d ı rma gibi politikalar ı göz ard ı etti Hükümet.
esseseleri ç ı k ı yor. Aç ı n, 2001 y ı l ı program ı nda Tamam, bu bir tercih meselesi, Türkiye de bu
okuyun; biz söylemiyoruz, devlet söylüyor bu- tercihi yapt ı . Do ğ rudur-yanl ışt ı r; bana göre
nu. Diyor ki, "Türkiye'de i şsizlik sigortas ı ba ş- kesinlikle yanl ışt ı r. Bu kadar büyük bir i şsizlik
kitlesine yönlendirecek kaynaklar, yine koru- t ı : Ingiltere'ye ilk gitmi ş, pub'a girmi ş, televiz-
nan bir kitleye gitti. Nedenine bakal ı m; çok yon seyrediliyor. Müthi ş hararetli bir tart ış ma
büyük fonlar geliyor, bunlar ı da devlet ileride var ve bütün pub televizyon seyrediyor. "Ne
kullan ı r. Bunlara girmek istemiyorum. Burada oluyor?" demi ş; "bütçe tart ışı l ı yor" demi ş ler.
da devlet, i şçi ve i şveren kesimine güç uygulu- "Yahu sizi niye bu kadar ilgilendiriyor bu büt-
yor, bu da ba ş ka bir mesele. çe?" demi ş; "bizim gelece ğ imizi ilgilendiriyor
Rekabetçi piyasadan bahsediyoruz. Ş unu da, onun için biz bunu s ı k ı s ı k ı ya takip ediyo-
göz ard ı etmemek gerekiyor: Türkiye'de istih- ruz" demi ş ler. Türkiye'de de bütçeler tart ışı l ı -
dam ı yaratma görevi özel sektöre verilmi ştir. yor. Ben, sormak istiyorum; kaç ki ş i, TRT'nin il
İşte demin bahsetti ğ im sosyal yükümlülükleri gili TBMM kanal ı n ı aç ı p seyrediyor? Rakamla-
ne kadar yukar ı ya çekerseniz, bu kadar kaç ış r ı sonradan okuyarak ö ğ reniyoruz. 0 kadar il-
baş lar. Nüfus fevkalade art ı yor, fakat mükel- gisiz ki bütçe ve bu gibi olaylara.
lef say ı s ı artm ı yor. Bugün i şçi i şe girerken di- Avrupa Birli ğ i de ayn ı şekilde. AB'ye ulu-
yor ki, "beni sigortal ı falan yapma, ücretimi sal program ı n haz ı rlanmas ı gerekiyor; burada
net olarak ver." Art ı k bu, mekanizma haline hepsini sosyal diyalog kavram ı na ba ğ lamak
geldi. Neden? Hep bunlar ı n arkas ı n ı inceliyo- istiyorum: Ş imdi kesimler aras ı bir diyalog Bülent Pirler:
ruz. "Kay ı td ışı sektör var" diyoruz; kay ı td ışı yok; kamu bir şey haz ı rlayacak, gönderecek. "Tİ SK
sektör denilen nemenem şeyse, bunu yaratan Benim korkum ş u: Gördü ğ ümüz ş öyle bir olarak
faktörlerin neler oldu ğ una hiç bakm ı yoruz. durum var: 1- Avrupa Birli ğ i konusunda kral-
Onlara tedbir getirmezseniz, üstten 30 bin ta- dan fazla kralc ı lar ç ı kt ı ortaya. 2- istemezük-
kamudaki
ne yasa ç ı kart ı n, önleyemezsiniz. çüler ç ı kt ı . İ kisi de yanl ış . Türkiye'nin gerçek- sendikalaş ma-
Bak ı n, art ı k Türkiye d ış rekabete çok aç ı k lerine uygun bir ulusal program ı biz kar şı ta- n ı n hiçbir
bir ülke haline geldi. Türkiye'de yasalar ç ı kar- rafa verece ğ iz. Üçüncü bir hatay ı daha söyle-
zaman
t ı l ı rken, bak ı lmas ı gereken faktörler: 1- Reka-
a yece ğ im; i şte K ı br ı s, Ege, i şte az ı nl ı klar soru-
bet gücüne olumlu katk ı yarat ı yor mu? 2- is- nu, yok egemenlik sorunu gibi 4-5 tane konu-
kar şı s ı nda
tihdama olumlu katk ı yarat ı yor mu? 3- Çal ış - ya geldi dayand ı konu. Öbür taraf ı yla hiç kim- olmad ı k, ILO
cy
ElE1131
ma bar ışı n ı koruyor mu? E ğ er, benim dedi ğ im se ilgilenmiyor; ne izleme raporuyla ilgilenili- normlar ı
devlet anlay ışı içerisinde, müdahaleci devlet yor, ne öbür k ı sm ı yla; esas oraya bakmak ge-
de ğ il, denetleyici devlet anlam ı nda bak ı ld ı - rekiyor. Ben size söyleyeyim: 55 tane madde
içerisinde,
ğı nda, konunun yap ı s ı çok daha rahat görüle- var, yakla şı k 250-300 kanun ç ı kart ı lmas ı gere- kamulunun
cek. Yaln ı z, tabii burada birkaç ş eyi de söyle- kiyor. 2001'de, her gün TBMM'nin bir kanun sendikala ş ma-
mek gerekiyor. Ücret kavramlar ı ndan bahset- onaylamas ı gerekiyor, k ı sa vadeli hedefler
s ı n ı n d ışı nda,
pe

tiniz, farkl ı l ı klar ı ndan. Bak ı n, 1960'l ı y ı llarda - için. Bunun için de Türkiye'ye önerdi ğ i rakam
dünya standartlar ı ndan bahsediyorum- en alt 177 milyon euro. Bizim yar ı m ı z nüfusa sahip
toplu görü ş me
ücret dilimiyle en üst ücret dilimi aras ı ndaki Polonya'ya 800 milyon eurodan fazla yard ı m ve grev hakk ı
fark oran olarak 6-7 katt ı . Günümüz dünya- yap ı yor. Bunun pazarl ığı n' yapmayacaksak, gibi haklar
s ı nda ise bu fark 257 kata ç ı kt ı . Dünyan ı n her neyin pazarl ığı n ı yapaca ğı z? Ayr ı ca, bizim
yoktur."
yerinde bu tolere edilebilir bir anlay ış olarak korkumuz; kraldan fazla kralc ı lar ı n, AB'nin
görülüyor. Ş imdi biz bunlar ı hiç görmezden bizden istemedi ğ i şeyleri bile taahhüt etmesi.
gelip, sadece Türkiye aç ı s ı ndan de ğ erlendirir- Izleme raporuna bakarsan ı z; mesela çocuk i ş-
sek, yanl ış yapm ış oluyoruz. Bir ba ş ka örnek gücü konusunda düzenleme istiyor. Bizim
daha vermek istiyorum. Bu çok önemli bir kraldan fazla kralc ı lar ı m ı z ne getiriyorlar; Ço-
kavram; rekabet haritas ı . 0 kadar farkl ı hale cuk i şgücü Yasas ı 'n ı ç ı kartmak... Dünyada, bir
geldi ki, art ı k Türkiye Avrupa ile filan da reka- Almanya'da var. Bak ı n, hep yanl ış, hep yanl ış .
bet edemiyor. İ yi bakmak gerekiyor; Rakiple- Almanya'da çocuk i ş gücü yasas ı ç ı kart ı rs ı n ı z,
rimizi iyi görmek gerekiyor; Arjantin, i şte onun o sosyal dokusu içerisinde ç ı kart ı rs ı n ı z;
Uzakdo ğ u ülkeleri, Magrip ülkeleri. Hiç yaba- Türkiye'ye uygun mu bunlar?
1 M11"1=13TI: ;IM

na atmay ı n; magrip ülkeleri çok h ı zl ı geli ş iyor. Buradaki en önemi sorun, kesimler ara-
Ş imdi KESK'ten kat ı lan arkada şı m ı za bir s ı nda diyalog eksikli ğ i. Biz bu diyalogu kur-
yönüyle tamamen kat ı l ı yorum; bunlar ı n bir mad ığı m ı z sürece bir"ba şar ı elde edemeyiz;
diyalogla çözülmesi gerekiyor. Bir tane örnek ne Avrupa Birli ğ i'ne do ğ ru düzgün ulusal
anlataca ğı m, bana bir iktisat profesörü anlat- program veririz, ne de bütçe konusunda do ğ -
ı^ı c.ı aaca ıııı :claıı_^-ıı cj ı neı ^.ı
ru düzgün bir noktaya gelebiliriz.
Ben, bir şey daha söyleyeyim: TISK olarak
kamudaki sendikala ş man ı n hiçbir zaman kar-
şı s ı nda olmad ı k. Yaln ı z, ş unu da söylemek is-
tiyorum: ILO normlar ı içerisinde, kamulunun
sendikala ş mas ı n ı n d ışı nda, toplu görü ş me ve
grev hakk ı gibi haklar yoktur. Bak ı n, ş unu da
özellikle söyleyece ğ im: Grev hakk ı denilen
hakk ı ILO'nun kendi hiçbir sözle ş mesinin için-
de bile bulamazs ı n ı z. Birkaç tane eksper ra-
poru içerisinde bulursunuz.
Ekonomik anayasa konusuna da de ğ inmek
istiyorum. Bu konu, TISK'in yakla şı k 6 y ı ldan
beri üzerinde çal ışt ığı bir konudur. Yaln ı z, ş una
bakmak gerekiyor: E ğ er AB'yi dü şünüyorsak
ve bizim karşı m ı zda ekonomik alanda Maast-
Cengiz Uzuner:
richt Kriterleri gibi kriterler varsa, ekonomik
anayasay ı bu kriterler çerçevesinde de ğ erlen-
"Türkiye'de
dirmemiz gerekiyor. Ekonomik anayasan ı n ler de fevkalade kötü şekilde de ğ i ş mi ş du- kağıt üzerinde
özü belli harcama yetkilerinin devletin elin- rumda. Bunlar ücret sistemati ğ i içerisinde
olsa da, reel
den, kamunun elinden al ı nmas ı d ı r. Bunlarda yanl ış yakla şı mlar. Te ş ekkür ediyorum.
Prof. Dr. İzzettin Önder Bülent beye te ş ek- olarak
hiçbir yanl ış l ı k görmüyoruz biz ve bunun Tür- -

kiye'de daha fazla tart ışı l ı r hale gelmesi gere- kür ediyoruz. Cengiz bey; Bülent beyin söyle- uygulanmasa
kiyor. Ama, ş unu söyleyeyim: Bütçe çok önem-
a
dikleri üzerinde veya di ğ er konu ş mac ı lardan al- bile, sosyal
li bir kavram ve bugünkü geçi ş süreci içerisin- d ığı n ı z notlar aç ı s ı ndan neler söyleyebilirsiniz?
güvenlik
de, bu üç y ı ll ı k istikrar program ı ve bu bütçele- Cengiz Uzuner - Birinci bölümde, bütçeyi
cy
me teknikleri içersinde ekonomik anayasay ı tarifledik, rakamlar söylendi, "bu bir tercih göreceli olarak
uygulaman ı n imkan ı yok. sorunudur" dedik. Hemen ben bir ek yapmak var ama
istiyorum; "siyasi iktidar ı n tercihidir" derken,
Bir son nokta olarak söyleyeyim; Türkiye'de budanmaya
ücretliler var, emekçi kesim filan demiyorum, sermayenin tercihi oldu ğ unu açmak laz ı m;
çünkü bugün Türkiye'yi yöneten veya yönet-
çal ışı lmaktad ı r.
ücretliler aç ıs ı ndan bakmak gerekiyor. Size bir
tane rakam vermek istiyorum. Y ı lba şı itibariyle ti ğ ini sanan siyasi iktidara, bu parlamentoya Yeni tasar ı
pe

toplusözleşme masas ı na oturacak kamu i şçisi- halk ı n iradesi yans ı mam ışt ı r. Bu hükümetin denildi ğ i gibi,
nin şu andaki ortalama i şgücü maliyetleri 1 mil- kimin hükümeti oldu ğ u çok aç ı kt ı r. Ikincisi,
çal ışanlara
yar 100 milyon lira. enflasyonun Türkiye'de 1980'den itibaren
Prof. Dr. İzzettin Önder Ayl ı k m ı , y ı ll ı k m ı ?
-
dalgal ı bir ç ı k ışı emekçilerin ücretlerinde reel i ş güvenli ğ i
Bülent Pirler - Ayl ı kt ı r efendim; ortalama olarak müthi ş bir dü ş ü ş yaratm ışt ı r. Hemen getirmiyor."
ayl ı k i şgücü maliyeti. Dünyadaki ücret kav- şunu söyleyebiliriz: '89'daki 100 liram ı z, bu-
ramlar ı ortaya ç ı kt ığı nda tart ışı lan temel ra- gün 16,5 lirad ı r. Bu da siyasi iktidarlar ı n çal ı -
kam, bütün dünyada bu böyledir, i ş gücü ma- şanlar ve emekçilere bak ış tarz ı n ı çok net ola-
liyetleridir, net ücret de ğ ildir. Bak ı n, size çok rak ortaya ç ı kar ı r.
basit rakamlar ı vereyim. Ortalama net giydi- Bülent beyin birkaç önermesi, söylemi
rilmi ş ücret 603 milyon lirad ı r. Ortalama brüt doğ ru de ğ il. Hemen ILO sözle ş meleri ve ilgili
kök ücret soruyorsan ı z, o da 542 milyon lira- bölüme girmek istiyorum: Dünyan ı n birçok
d ı r. Bunun üzerine zam alacakt ı r. Burada kaç ülkesinde kamu emekçilerinin toplusözle ş me
bin ki ş i oldu ğ u tart ış mas ı na girmiyorum. Bir hakk ı vard ı r. Esas olan, sendikan ı n tan ı m ı za-
de ş una bakmak gerekiyor: Türkiye'de gelir ten budur; sendika bir hak örgütüdür, bir ç ı -
adaletsizli ğ inin oldu ğ u do ğ rudur. Ama ücret- kar örgütüdür. İşverenle i şçiler aras ı nda bir
lilerin kendi içerisindeki da ğı l ı m ı na da çok iyi ba ğıt, bir sözle ş me ba ğı tlama örgütüdür. Bu
bakmak gerekiyor; sendikal ı olanlar, sendika- anlamda, yapt ı r ı m ı olmayan hiçbir toplusöz-
s ı z olanlar, kamuda çal ışanlar, kay ı td ışı sek- le şme hakk ı n ı n sonuç alaca ğı dü ş ünülemez.
törde çal ışanlar, bunlar ı n içerisindeki denge- Ikincisi, Türkiye'de Avrupa standartlar ı nda i ş
güvenli ğ i oldu ğ unu söylediniz; bu da do ğ ru raz önce Eser bey söylemi şti; onur sorunu...
de ğ il. Hemen ben rakam vereyim: '99 y ı l ı nda Evet, Türkiye'deki i ş kenceyi de onur sorunu
-DISK'in verileridir bu- 50 bin ki ş i, sendikal' ol- yapmam ı z gerekiyor, 174 ülkeden 85'inci ol-
du ğ u için i şten at ı lm ışt ı r. Yasal olarak; yani mam ı z da onur sorunu yapmam ı z gerekiyor.
ka ğı t üzerindeki yasalara bak ı ld ığı nda, dedi- Yurtta ş olarak bunu yapmam ı z gerekiyor. Bu-
ğ iniz doğ rudur, sendikal' oldu ğ u için kimse i ş - nun gelişebilmesi için de örgütlü bir toplumu
ten at ı lamaz. Ama zaten Türkiye'deki i şve- yaratmak zorunlulu ğ u vard ı r. Hele bu ça ğ da,
renler, sendikal' oldu ğ u için atm ıyor. İ kincisi, T İ SK'in örgütlenme hakk ı na kar şı ç ı kmas ı bek-
Bat ı standartlar ı na uygun bir biçimde i ş gü- lenemez tabii. Ancak, i şveren örgütleri, örgüt-
venli ğ i olmad ığı gibi, sosyal güvenlik de yok- lü bir toplum arzulamazlar. Onlar e ğ itilmi ş bir
tur. Özellikle '80`li y ı llar ı n sonlar ı nda reel sos- toplum arzuluyorlar. Burada bu yan ı lsamaya
yalizmin dünyada güç kaybetmesi, çökü şüyle dü ş memek laz ı m. Örgütünüzü örgüt olarak
birlikte, sosyal devlet anlay ışı tüm dünyada kar şı m ı za almak veyahut da onu suçlamak an-
de ğ i şmeye ba ş lam ışt ı r. Küresel sald ı r ı dan kas- lam ı nda söylemiyorum; sermayenin do ğ as ı
t ı m ı z da zaten budur. Ş u anda Türkiye'de ka- gere ğ i, örgütsüz bir toplumdan medet umma
ğıt üzerinde bile olsa, reel olarak uygulanma- vard ı r, bu do ğ al bir şeydir. I şçi s ı n ı fı n ı n, emek-
ya bile, sosyal güvenlik göreceli olarak var çilerin de do ğ as ı gere ğ i örgütlü olma, güçlü
ama budanmaya çal ışı lmaktad ı r. Yeni tasar ı olma istemi vard ı r; bu da do ğ al bir ş eydir.
Cengiz Uzuner:
denildi ğ i gibi, çal ış anlara i ş güvenli ğ i getirmi- Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütçesin- "TISK'in
yor. Çal ış ma Bakanl ığı 'n ı n televizyondaki ş ov- de e ğ itime, sa ğ l ığ a, adalete ve de yat ı r ı mlara örgütlenme
lar ı , hiç kimseyi ikna etmiyor. ayr ı lan pay ı n a şa ğı çekilmesinin bir mant ığı
hakkı na karşı
Memurlarla ilgili kanun hükmündeki ka- var. Aynen sizin söyledi ğ iniz gibidir; bunu ters
rarnamede ayn ı içeriktedir. Bölücülük ve irti- çevirmek de biz emekçilerin görevidir. Devle- çı kmas ı
ca maskesiyle, bir yan ı lsama getirilmektedir,
a ti üretimden çekmektir; e ğ itimi devlet yap- beklenemez
bunu çok aç ı k koymak laz ı m. mayacak, sa ğ l ığı devlet yapmayacak, zaten
tabii. Ancak,
Hukukçularla bir toplant ı m ı z vard ı , ş u üç adalet mafyaya terk edilmi ş durumdad ı r. 0
cy
cümleyle durumu özetledim, burada tekrarla- zaman devletin sosyal devlet olma i ş levi nere-
i şveren
mak gerekir diye dü ş ünüyorum: Şu son 20 y ı - den ç ı k ı yor; Anayasada sosyal devlet yaz ı yor... örgütleri,
l ı na bakt ığı m ı zda Türkiye'nin; "verelim, ver- Bülent Pirler - Özür dilerim, yanl ış anla- örgütlü bir
dim, asal ı m, al ışı n" sözcükleri özde ş le şti top- m ışs ı n ı z; adalet, sa ğ l ı k gibi konularda tam
toplum
lumda. Birincisi, "verdimse ben verdim" diyen tersi dü ş ünüyoruz.
bir Cumhurba ş kan ı ; "asmayal ı m da besleye- Cengiz Uzuner Sizin söyledi ğ inizi söyle- arzulamaz.
pe

lim mi" diyen bir ba ş ka cumhurba şkan ı . He- yece ğ im; yani ş u anda e ğ itimi, sa ğ l ığı , adale- Onlar e ğ itilmiş
men bir ba ş ka örnekle desteklemek istiyo- ti devlet yapmayacak da, kim yapacak... Onu bir toplum
rum: Ben e ğ itimciyim; geçenlerde ö ğ rencileri- anlatmaya çal ışı yorum. Bakal ı m ş imdi, e ğ itimi
mi tiyatroya götürdüm. Çekirdek yiyordu bir- devlet mi yap ı yor: 1993'te e ğ itime yüzde 18
arzuluyor."
kaç tanesi; uyard ı m, "yerleri kirletiyorsunuz" ay ı ran devlet, 2001'de yüzde 7 ay ı r ıyorsa yap-
diye. Uyar ı m hiç ciddiye al ı nmad ı . Tiyatro bi- m ıyor demektir. Sa ğ l ığ a bakal ı m: Yine pay ı
nas ı n ı n oldu ğ u bahçeye girdi ğ imizde, dikka- aşa ğı çekmi ş iniz. Sadece doktora görünme
timi çekti, hiçbiri çekirdek yemiyordu; çünkü hakk ı n ı z var, tedavi hakk ı n ı z yok demektir
o çevre tertemizdi. Yedikleri yer ise kirliydi. bu. Adalette yarg ı n ı n hali peri ş and ı r. Kara-
Vergi kaç ı rma da, vergi vermeme de, bu kirli- gümrük'ten ç ı kan bir vatanda ş adalet sistemi-
li ğ in gerekçesi. Mutlaka toplumun, bizlerin ni alt üst edebiliyor.
de etkisi, eksikli ğ i var ama toplumun böyle Buradan yola ç ı karak, şunlar ı söylemekte
şekillenmesinde 12 Eylül faktörünü asla göz- yarar görüyorum: E ğ er bu ülke bizimse; bu
den uzak tutmamak laz ı m. Demokratik bir dünyada, bu gezegende özgür, demokratik bir
KTISAT DER I I • KASIM200.

gelene ğ i olmayan, örgütlenme kültürü olma- biçimde ya şamak istiyorsak, bu ça ğ da refah se-
yan bir toplumda ya ş ad ığı m ı z ı n bilinciyle söy- viyesini yükselteceksek, ciddi ciddi bunlar ı tar-
lüyorum bunlar ı . Böyle bakt ığı m ı zda; AB k ı s- t ışmam ı z gerekiyor. Bu sa ğ land ığı nda, çözüle-
taslar ı n ı n bizim ülkemizde, bizim yurtta ş lar ı - meyecek sorun yoktur. Te şekkür ederim.
mizca benimsenmesi ve istenmesi gereken Prof. Dr. İzzettin Önder - Buyurun Bülent
k ı staslar oldu ğ unu dü ş ünüyorum. Örne ğ in bi- bey; galiba ekleyecekleriniz var.
Bülent Pirler - Bu örgütlenme örgütlenme Prof. Dr. İ zzettin Önder İ sterseniz kar şı l ı k-
-

r konusu çok önemlidir, buna hiçbir itiraz ı m ı z l ı konu şmayal ı m; çünkü bir ba ş ka gün, arka-
yok. Yaln ı z, burada yanl ış bir yarg ı lama; "i ş- da ş lar ı m ı z yine bizleri bir araya getirebilir.
veren kesimi, örgütlenmeyi istemez" ş eklin- Ama yeri gelmi şken bir şey söyleyeyim: Asl ı n-
deki bir yakla şı ma hiç kat ı lm ı yorum. Yanl ış bir da kapitalist sistem, ulus-devletini yaratm ışt ı r;
bak ış aç ı s ı , ideolojik bir bak ış aç ı s ı oldu ğ unu yarat ı rken de çok ünlü iktisatç ı s ı Adam Smith
söylemek istiyorum bunun. Bak ı n, biz, sivil kanal ıyla ünlü kitab ı n ı yay ı nlam ışt ı r. Smith'in
toplum kurulu ş lar ı na bir ad veriyoruz, ulusla- ifadesiyle; herkes kendi ç ı kar ı n ı korudu ğ u za-
raras ı bir kavram; "toplumsal yap ışt ı r ı c ı " kav- man, toplumsal ç ı kar korunur; fakat kitab ı n ı n
ram ı . E ğ er örgütler, kendi ç ı karlar ı kadar, top- ad ı n ı "Toplumlar ı n Serveti"dir. Bireylerin ser-
lumsal ç ı karlar ı da ön plana al ı p, ülke ç ı karla- veti dememi ştir. Bu tabii, toplumsal yap ı fikri-
r ı n ı ön plana al ı p da toplumsal yap ışt ı r ı c ı gö- nin belki ilk tohumlar ı olarak kabul edilebilir.
revini görmek vasf ı na ve bilincine sahiplerse, Ama, küreselle şen dünyam ı zda, toplumsal ya-
burada hiçbir sorun yoktur ve bizim yakla şı - p ışt ı r ı c ı fikri biraz galiba uzakla şıyor. Bunun
m ı m ı z da budur. Ama, buradaki hata olan ş u- en tipik örne ğ i, Seattle vermektedir. Seattle'a
dur: Daha fazla korumayla m ı bunlar ı te şvik giden arkada ş lar ı m ı z çok enteresan bir şey
etmek; yoksa bunlar ı n serpilmesine mi yol aç- söyledi: "Bu Amerikan sendikalar ı çok entere-
mak; temel sorun bu. Daha fazla koruma, san; onlar zannetmi ş ler ki, Amerikan sermaye-
Türkiye'de hep sorunlara yol aç ı yor. İ kincisi, si d ış ar ı ya kaçt ığı ve kendilerini i şsiz b ı rakt ığı
sendikala ş ma nedeniyle i şten ç ı karmalar vb... için biz onlar ı n yard ı m ı na geliyoruz."
Bak ı n, dünyada ortalama i şten ç ı karma oran ı Sermayenin böyle bir ulusalc ı l ığı , top-
aktif çal ış anlar ı n yüzde 5-12 aras ı ndad ı r. Tür- lumu yap ışt ı rma rolü yoktur; ama tabii sosyal İ zzettin Önder:
kiye'de de bunun d ışı nda bir rakama rastlaya- devleti yarat ı rken de, ulus-devleti yarat ı rken
mazs ı n ı z. Rakamlara göre konu ş may ı çok fay-
a de gerekti ğ i yerde ittifak kurar. Bu, onun
"Sermayenin
dal ı görüyoruz. İ kincisi, bizim bir teklifimiz menfaatine, bu çok do ğ rudur. Üstelik, bunun globalleş-
var, çok net olarak söylüyorum; sizin deminki tersini beklemek de yanl ışt ı r. Ikincisi de, belki mesinin en
cy
yakla şı m ı n ı z ı çok önyarg ı ]] görüyorum. Bizim 11E~
bu toplant ı da ortaya ç ı kan mesele: S ı n ı f önemli
sizlere kar şı hiçbir önyarg ı !' yakla şı m ı m ı z yok. üzerinde belki daha geni ş bir tart ış may ı aç-
E ğ er diyalog sa ğ lanacaksa, ilk ko ş ulu masaya mam ı z gerekiyor. Oradan hatta belki sistem
gerekçesi, kâr
önyarg ı s ı z oturmakt ı r. ba ğ lam ı nda açmam ı z gerekiyor. Çünkü hadlerinin
Prof. Dr. İ zzettin Önder - Ve de ayn ı güçte globalle ş en dünyada, zaten globalle ş menin, s ı k ış mas ıd ı r."
oturmakt ı r. sermayenin globalle ş mesinin en önemli
pe

Bülent Pirler - Efendim, bak ı n ş imdi, güç gerekçesi, kâr hadlerinin s ı k ışmas ı d ı r. Bizden
dengelerini yaratabilmek için, devleti ayr ı bir daha farkl ı ülkelere; mesele Do ğ u Avrupa ül-
güç olarak kullanmak farkl ı bir olgudur. Güç- kelerine gitmeleri veya Uzakdo ğ u'ya kay-
leri, toplumlar, kesimler ve örgütler toplum- malar ı, hakikaten bu s ı k ışan kâr hadleri kar-
sal yap ışt ı r ı c ı olma vasf ı yla birebir bir seviyeye şı s ı nda globalle ş menin anlam ı zaten... Bir
getirirler. Çok önemlidir bu vas ı f. Bunu çok iyi yandan üretim faktörleri arz ı n ı geni ş letmek;
kavramak gerekiyor ve dünyan ı n gitti ğ i nok- yani emek arz ı n ı geni ş letmek; öbür yandan
ta buradad ı r. Yoksa, bir yerlerden bir kanun da tüketim piyasalar ı n ı geni ş letmek. Bu da
zoruyla bir şeyi al ı p da orada güç elde etti ğ i- çok do ğ al, bu da onun geli ş me dinamikleri
nizde, o gücün kar şı s ı nda ba ş ka bir güç de içinde; çünkü birikim hadlerini yükseltmeye
vard ı r. Te şekkür ederim. çal ış maktad ı r.
Cengiz Uzuner - Sizin şahs ı n ı z ı n yahut Belki tart ış may ı bir ba ş ka boyuta
T İ SK'in örgütlenmeye bak ış aç ı s ı olarak söyle- ta şı mam ı z gerekiyor: Hâlâ ulus kavram ı yla
miyorum; genel anlamda, kapitalist sistemin tart ış may ı yapamay ı z. Çünkü o zaman
12522a1=111MIMM.

do ğ as ı gere ğ i, s ı n ı fsal olarak bu böyledir. hakikaten Bülent beyin dedi ğ i gibi, düzgün
Bülent Pirler Aş amad ığı m ı z nokta bu za-
- bir sistem getirmeye çal ışı rken, sermaye d ış ar ı
ten. Bak ı n, s ı n ı f kavram ı kalmad ığı ndan dola- kaçmaya ba ş l ı yor; bunu engellemek, bu sis-
y ı , art ı k toplumsal yap ışt ı r ı c ı l ı k kavram ı na tem içinde geçerli de ğ ildir. Onun için burada
geldik. Onu anlatmaya çal ışı yorum; ama bu müsaadenizle keselim. Sizlere çok te şekkür
kadar nete girmek istemedim. ediyorum.
Maliye Bakanl ığı Gelirler Genel Müdürü M. Akif Hazmaçebi*
Fonlar İ ki Yı l İçinde Tasfiye Edilecek
Türkiye'nin konsolide bütçesini özellikle bütçedeki yans ı mas ı na ş öyle bir bakal ı m.
son on y ı ld ı r gerek iç gerek d ış borçlanman ı n Konsolide bütçe harcamalar ı n ı n GSMH'ye
yaratt ığı faiz giderleri esir alm ış durumda. oran ı 1989 y ı l ı nda yüzde 16,9 iken bu oran
Maliye Bakanl ığı Gelirler Genel Müdürü Akif 1999 y ı l ı nda yüzde 35,9'a ula ş m ışt ı r. Yani har-
Hamzaçebi gelinen noktay ı şöyle yorumluyor: camalar ı n GSMH içindeki pay ı y ı lda yüzde
"Vergi gelirleri y ı llar boyunca oldukça ba şar ı l ı 110 artm ışt ı r. Buna kar şı n vergi gelirlerinin
şekilde artmas ı na ra ğ men harcamalardaki ar- GSMH pay ı ayn ı dönemde yüzde 11,1'den
t ışa yeti şememi ştir. Ve hatta neredeyse bütün yüzde 18,9'a, yüzde 70 düzeyinde bir art ış
vergi gelirlerinin faiz ödemelerini ancak kar şı - göstermi ştir. Vergi gelirlerinde 10 y ı l gibi k ı sa
lamas ı söz konusu olur hale gelmi ştir." 2000 bir sürede ya şanan bu art ış OECD ülkeleri
yı l ı bütçesinde oldu ğ u gibi 2001 bütçesinde aras ı nda rekor seviyede bir art ışt ı r. Ancak
bu noktadan hareketle harcamalar ı n azalt ı l ı p harcamalar ı n çok daha h ı zl ı artmas ı nedeniy-
gelirlerin art ı r ı larak kamu finansman dengesi- le maalesef bu gelirler harcamalar ı kar şı laya-
nin güven veren sa ğ l ı kl ı bir yap ı ya kavu şturul- cak düzeyde olmam ışt ı r. Ülkemiz uzun
mas ı hedefleniyor. Iktisat Dergisi olarak Gelir- Harcamalar ı n gelirlerden çok daha h ı zl ı
a
ler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi ile konsoli- artmas ı sonucu bütçe aç ı klar ı da büyümü ştür.
y ı llard ı r yüksek
de bütçeyi, vergi gelirlerinin yap ı s ı n ı ve bütçe Bütçe aç ı klar ı para basma ve borçlanma ile kronik
d ışı fonlar ı konu ştuk. karşı lanmaya çal ışı lm ışt ı r. Bunun sonucunda enflasyon
cy
=ECE iktisat Dergisi - Genel olarak 2001 y ı lı büt- faizler artm ış, enflasyon yükselmi ş ve ülke
içinde ya şayan,
çesini ve bu kapsamda gelir ve gider kalemle- enflasyon-faiz-borçlanma-daha yüksek faiz
ş eklinde bir k ı s ı r döngü içine girmi ştir.
bu nedenle
riyle ilgili hedefleri de ğerlendirir misiniz?
M. Akif Hamzaçebi - Bütçeler devletin ge- 1989 y ı l ı nda faiz harcamalar ı n ı n bütçe gi- gelir
lir ve giderlerini ortaya koyan bilançolar olma- derleri içindeki pay ı yüzde 21,2 iken bu oran da ğıl ı m ı n ı n
lar ı nedeniyle titizlikle incelemeleri gerekir. y ı llar boyunca h ı zla yükselerek 1999 y ı l ı nda
giderek
pe

Bütçe uygulamalar ı ayn ı zamanda hükümetle- yüzde 38,2 düzeyine ula ş m ışt ı r. Buna personel
rin uygulad ığı , izledi ğ i ekonomik program ı harcamalar ı ve di ğ er transferleri de ekledi ğ i-
bozuldu ğ u ve
yans ı tmalar ı aç ı s ı ndan önemli bir göstergedir. mizde bütçenin harcama taraf ı esnekli ğ ini yi- istikrars ızl ığı n
Önce 2000 ve 2001 bütçesini ş ekillendi- tirmi ş ve yat ı r ı mlar, sa ğ l ı k, adalet ve e ğ itim gi- hakim oldu ğ u
ren gerçeklere k ı saca bir temas etmekte ya- bi alanlara yeterli kaynak sa ğ lanamaz düzeye
bir ülke
rar var. Çünkü Türkiye'nin kar şı karşı ya kald ı - gelinmi ştir. Yat ı r ı m harcamalar ı n ı n toplam
ğı resmi hat ı rlamadan haz ı rlanan bütçelerin harcamalar içindeki pay ı 1989 y ı l ı ndan 1999 konumundad ı r.
ve uygulanmakta olan program ı n önem ve y ı l ı na yüzde 15,1'den yüzde 5,5'e gerilemi ştir.
anlam ı n ı kavramak imkans ı zd ı r. Bütçe aç ığı n ı n GSMH'ye oran ı yüzde -
Ülkemiz uzun y ı llard ı r yüksek kronik enf- 3,3'den yüzde -11,7'ye ç ı km ışt ı r. Vergi gelirle-
lasyon içinde ya ş ayan, bu nedenle gelir da ğı - ri y ı llar boyunca oldukça ba şar ı l ı şekilde art-
l ı m ı n ı n giderek bozuldu ğ u ve istikrars ı zl ığı n mas ı na ra ğ men harcamalardaki art ış a yeti ş e-
hakim oldu ğ u bir ülke konumundad ı r. Nere- memi ş tir. Ve hatta neredeyse bütün vergi ge-
deyse dünyada enflasyon ile ya şayan nadir lirlerinin faiz ödemelerini ancak kar şı lamas ı
D R Il• KAS İ M200.

ülkelerden birisi haline geldik. Enflasyonla- söz konusu olur hale gelmi ştir.
r ı yla ünlü Latin Amerika ülkeleri ve hatta 1989 y ı l ı nda vergi gelirlerinin yüzde
Sovyet Bloku'nun da ğı lmas ı yla her şeye yeni- 32,3'ü faiz ödemelerine giderken bu oran gi-
den ba ş layan ülkeler bile bu enflasyon bela- derek art ı p önceki y ı llardan biriken borçlar ı n
s ı ndan büyük ölçüde kurtulmay ı ba şard ı lar. faiz ödemeleri ile 1999 y ı l ı nda yüzde 72,4'e
Ülkemizin içinde bulundu ğ u durumun 2000 y ı l ı nda yüzde 88,1 oran ı na ula ş m ışt ı r.
E
Gelinen noktada art ı k gerçekleri görüp bir Bütün bu olumsuz geli ş melere ra ğ men
► an önce önlem almak gere ğ i ortadayd ı . Har- vergi idaresinin fedakar çal ış malar ı sonucu
camalar ı n azalt ı l ı p gelirlerin art ı rı larak kamu vergi hedefi a şı larak bütçenin daha sa ğ l ı kl ı
finansman dengesinin güven veren sa ğ l ı kl ı bir bir yap ı ya do ğ ru geli ş mesi için önemli bir
yap ı ya kavu şturulmas ı gerekmekteydi. ad ı m at ı lm ışt ı r.
Işte bu amaçla 1999 y ı l ı sonunda bir prog- Sonuçta 2000 y ı l ı bütçesinde, bütçe aç ığı
ram uygulamaya konulmu ş ve 2000 y ı l ı bütçe- hedefi 14,1 katrilyon lira iken 11,5 katrilyon li-
si bu çerçevede haz ı rlanm ışt ı r. 2000 y ı l ı bütçe- ra düzeyinde gerçekleş mesi, bütçe faiz d ışı
si uygulanmakta olan program ı n ilk bütçesi- fazla hedefi 7 katrilyon lira iken 8,7 katrilyon
dir. Daha önce de de ğ indi ğ im gibi harcamalar lira düzeyinde gerçekle ş mesi beklenmektedir.
henüz esnek bir yap ı da de ğ ildir. Çünkü önem- Buna göre 2000 y ı l ı nda 1999 y ı l ı na göre bütçe
li bir k ı sm ı faiz ödemeleri, personel ve trans- aç ığı GSMH'nin yüzde -11,7'den yüzde -9,3'e
ferlerden olu ş maktad ı r. Harcamalar ı n esneklik gerilemekte, faiz d ışı fazla ise GSMH'nin yüz-
kazanmas ı , faizlerin dü ş üp, önceki dönem de 2'sinden yüzde 7'sine ç ı kmakta.
borçlar ı na ili ş kin faizlerin ödenerek temizlen- Ayr ı ca faiz oranlar ı n ı n h ı zla dü ş mesi ve
mesi ve yap ı lmakta olan yap ı sal reformlar ı n vergi gelirlerinin beklenilenin üzerinde artma-
etkisini göstermesi ile mümkün olacakt ı r. Do- s ı sonucu verginin faize giden tutar ı bütçe ka-
lay ı s ı yla nispeten zaman al ı c ı d ı r. I şte bu ne- nununda öngörülenin alt ı nda kalm ıştı r. Bütçe
denle bütçedeki önlemler nispeten vergi gelir- kanunu 2000 y ı l ı nda vergi gelirlerinin yüzde 2001 y ı lı
lerine daha çok dayanmak zorunda kalm ışt ı r. 88,1'inin faiz ödemelerine gidece ğ ini öngör- bütçesi de,
1999 yı l ı nda ya şanan büyük deprem felaketi mesine karşı n, bütçe gerçekleş me sonucuna
bu gere ğ i daha da art ı rarak ko ş ullar ı zorlam ış-
program ı n
göre toplanan verginin daha dü ş ük bir oran ı ,
t ı r. 1999 y ı l ı sonunda al ı nan vergi önlemleri bu yüzde 76,2'si faiz ödemelerine gitmektedir. temelinde yer
koş ullar alt ı nda al ı nm ışt ı r.
a 2000 y ı l ı ndaki bütün bu ba ş ar ı l ı sonuçla- alan kamu
2000 yı l ı bütçesinde yer alan vergi geliri ra ra ğ men y ı llar ı n biriktirdi ğ i problemleri bir
finansman
performans ı na bakt ığı m ı zda ba şar ı l ı bir grafik anda çözmek mümkün de ğ il. Bu nedenle
cy
çizdi ğ ini görmekteyiz. 2000 y ı l ı bütçesinde ver- programdan ve dolay ı s ı yla bütçe disiplinin-
dengesi
gi gelirleri 24 katrilyon lira olarak öngörülme- den vazgeçmeden program ı n devam etmesi sorununu
sine ra ğ men y ı l sonunda bu hedefin yüzde 10,6 zorunlulu ğ u vard ı r. çözüp
oran ı nda a şı larak 26,5 katrilyon liraya ula şı lma- 2001 y ı l ı bütçesi de, program ı n temelin-
s ı n ı beklemekteyiz. Vergi gelirleri 1999 y ı l ı na
enflasyonu
de yer alan kamu finansman dengesi sorunu-
göre ise yüzde 79,3 oran ı nda yüksek bir art ış nu çözüp enflasyonu dü ş ürme hedefine göre dü ş ürme
pe

göstermi ştir. 2000 y ı l ı vergi gelirleri içinde 2,5 haz ı rlanm ışt ı r. Ve program ı n ciddiyetini, ka- hedefine göre
katrilyon lira düzeyinde ek vergi yükü vard ı r. rarl ı l ığı n ı göstermesi aç ı s ı ndan önemli bir
haz ı rlanm ışt ı r.
Ve bu ek vergilerin yüzde 64'ü faiz vergisinden bütçedir. 2001 y ı l ı bütçesinde vergi gelirleri-
oluş maktad ı r. Bu durum 1999 y ı l ı sonunda ge- nin yüzde 19,7 oran ı nda artarak 31,8 katril-
tirilen ek vergi yükünün ne ölçüde adil da ğıt ı l- yon liraya ula ş mas ı , toplam gelirlerin ise yüz-
d ığı n ı göstermesi aç ı s ı ndan önemlidir. de 23,8 oran ı nda artarak 43,1 katrilyon liraya
2000 y ı l ı nda bilindi ğ i gibi dünya petrol fi- ula ş mas ı hedeflenmi ştir.
yatlar ı çok h ı zla artm ışt ı r. Bu durumda yükse- 2001 yı l ı nda konsolide bütçede, özelleştir-
len fiyatlar ı n yurt içine yans ı t ı lmamas ı için me gelirleri için 3,7 katrilyon lira öngörülmü ş-
akaryak ı t tüketim vergisi tutarlar ı nda önem- tür. Bu özelle ştirme gelirleri Telekom hisse sa-
li düzeylerde indirim yap ı lm ışt ı r. Di ğ er taraf- t ış gelirleri ve enerji da ğı tı m santralleri devrin-
tan LPG'ye yap ı lan sübvansiyon ve dü ş ük ver- den elde edilecek gelirlerden olu ş maktad ı r.
gi nedeniyle otomobiller h ı zla benzinden Ayr ı ca gelir hedefine ula ş mak için ço ğ u
LPG'ye kaym ış ve bu durum benzin tüketimi- vergilerden olu şan bir dizi önlemler al ı nm ış-
İWIMI=TECTIMETM

ni azaltm ışt ı r. Bu geli ş meler sonucunda 2000 t ı r. Bu önlemler içinde 2000 y ı l ı nda sona ere-
y ı l ı nda akaryak ıt tüketim vergisinde 700 tril- cek olan özel i ş lem, özel ileti ş im vergileri ile
yon lira düzeyinde vergi kayb ı olmu ş ve dola- eğ itime katk ı pay ı ve çe ş itli kurum paylar ı n ı n
y ı s ı yla hedefin alt ı nda kal ı nm ışt ı r. Deprem 2002 y ı l ı sonuna kadar devam ı n ı ve hayat
bölgesinde mücbir sebep uygulamas ı yap ı l- standard ı n ı n geçici bir süreyle tekrar uygu-
m ış ve vergi ödemeleri ertelenmi ştir. lanmas ı n ı öngören ve Yüce Meclis'in onay ı

1
ile kabul edilen 4605 say ı l ı yasa önemli bir dolays ı z vergiler yüzde 52, dolayl ı vergiler ise
yer tutmaktad ı r. yüzde 48 paya sahipti. 1987 ve 1988 y ı llar ı nda
Di ğ er taraftan 1999 y ı l ı sonunda bir defa- bu oranlar yüzde 50 - yüzde 50 idi.
l ı k olmak üzere uygulanan faiz vergisinden Doğ ru olan bu vergilerin özellikle de bun-
2001 y ı l ı nda 415 trilyon lira gelir beklenmek- lar ı n kendi içindeki da ğı l ı m ı n ı n GSMH'ye olan
tedir. Çünkü bir k ı s ı m devlet tahvili ve hazine oranları n ı ele alarak buradaki e ğ ilimi de ğ er-
bonosunun vadesi 2001 y ı l ı nda dolmaktad ı r. lendirmektir. Sonuçta yine dolays ı z vergilerin
Al ı nan önlemler ile 2001 y ı l ı bütçe hedefleri- pay ı n ı n yetersizli ğ ine gidebiliriz. Ancak bunu
ni tutturacak bütçenin faiz boyunduru ğ un- do ğ ru verilerle yapm ış oluruz. Bu aç ı dan bak ı l-
dan kurtulup normal bir yap ı ya kavu ş mas ı d ığı nda gelir vergisinin GSMH'ye olan oran ı n ı n
sa ğ lanacakt ı r. Bütçenin disiplinli bir şekilde 1991 y ı l ı nda yüzde 5,3, 1999 y ı l ı nda ise yüzde
uygulanmas ı ile 2001 y ı l ı nda bütçe aç ığı n ı n 6,3 oldu ğ u görülmektedir. Beyana dayanan
2000 y ı l ı na göre GSMH'nin yüzde -9,3`ünden gelir vergisinde bu oran 1991 y ı l ı nda yüzde 0,5
yüzde -3,4'üne inmesini beklemekteyiz. Bu iken 1999 y ı l ı nda ancak yüzde 0,6 olabilmi ştir.
oran Avrupa Birli ğ i kriterlerine çok yak ı n bir Ancak hayat standard ı esas ı n ı n uygulanmad ığı
orand ı r. Faiz d ışı fazlan ı n ise GSMH'nin yüz- mevduat faizi, repo geliri gibi baz ı menkul ser-
de 7,5'ine ula ş mas ı n ı hedeflemekteyiz. maye iratlar ı n ı n beyan d ışı b ı rak ı ld ığı ve indi-
iktisat Dergisi - Vergi gelirleri içinde do- rimli vergi tarifesinin uyguland ığı 2000 y ı l ı nda
laylı vergilerin payı son on yıldır sürekli artı- bu oran dü şecektir. Beyana dayanan gelir ver-
yor. Hatta dolaysız vergiden daha çok dolay- gisindeki art ışı n çok dü ş ük kalm ış olmas ı dü-
lı vergi alın ıyor. Vergi adaleti aç ıs ından bu ş ündürücüdür. Mal ve hizmetlerden al ı nan ver- Baz ı ar ı zi
konuyu de ğerlendirir misiniz? giler (dolayl ı vergiler) grubunun GSMH'ye olan oynamalar
M. Ak ı t Hamzaçebi - Vergi s ı stem ı m ı z ı n oran ı 1991 y ı l ı nda yüzde 3,9 iken 1999 y ı l ı nda
d ışı nda vergi
a
sagl ı kl ı olup olmad ı g ı n ı n kr ı ter ı olarak genel= yüzde 7,8 olmu ştur. Bu grup içinde da hilde al ı -
nan KDV'nin GSMH'ye olan oran ı ise 1991 y ı -
gelirleri
ı o ay ı e o ays ı z vergi erin vergi ge ı r-
Icri toplam ı içindeki pay ı kullan ı lmaktad ı r. l ı nda yüzde 2,3 iken 1999 y ı l ı nda yüzde 3,1 ol- toplam ı içinde
cy
30
Dolayl ı vergilerin pay ı n ı n artmas ı sistemin mu ştur. KDV'deki art ışı n dolayl ı vergilerdeki dolayl ı
sa ğ l ı kl ı olmad ığı n ı n bir i şareti olarak de ğ er- genel art ıştan daha dü ş ük olmas ı üzerinde du-
vergilerin
lendirilmekte ve vergi sistemimiz bu aç ı dan rulmas ı gereken bir noktad ı r.
ele ştirilmektedir. KDV'nin dahil oldu ğ u genel tüketim ver- pay ı n ı n giderek
Türkiye'de vergi gelirleri toplam ı içinde gilerinden sa ğ lanan gelirin vergi gelirleri artt ığı
toplam ı içindeki pay ı Türkiye'de yüzde
dolayl ı ve dolays ı z vergilerin paylar ı çeş itli görülmektedir.
pe

y ı llar itibariyle ş u ş ekildedir: 31,4'tür (1997 y ı l ı). Ayn ı y ı l Avrupa Birli ğ i'nde
en yüksek oran Yunanistan'da olup yüzde
22,9'dur. Bu konuda OECD ortalamas ı yüzde
Vergilerin Da ğı l ı m ı
18 AB ortalamas ı ise yüzde 17,8'dir. Bu vergi-
Yı l Dolays ız (%) Dolayl ı (%)
lerin GSY İ H pay ı ise OECD ortalamas ı yüzde
1990 52 48
6,6, AB ortalamas ı yüzde 7,3'tür. Türkiye'de
1992 50 50
bu oran yüzde 8,7'dir.
1995 41 59
Bu konuda şu değerlendirmeleri yapabiliriz:
1996 39 61 Genel tüketim vergilerinin GSY İ H'ye ora-
1998 47 53 n ı nda Türkiye rakam ı OECD ve AB ortalama-
2000 42 58 s ı ndan yüksektir. Ancak bu yükseklik yine de
çok çarp ı c ı değ ildir. Genel tüketim vergileri-
2000 yı l ı oranlar ı y ı l sonu tahminlerini ifa- nin toplam vergi gelirlerine oran ı nda ise Tür-
de etmektedir. 2001 y ı l ı nda dolays ı z vergile- kiye rakam ı OECD ve AB ortalamas ı ndan ba-
51=111MT11=1=

rin pay ı n ı n yüzde 38, dolayl ı vergilerin pay ı - riz bir ş ekilde yüksektir:
n ı n ise yüzde 62 olaca ğı tahmin edilmektedir. Bu durum dolays ı z vergiler alan ı nda yap ı l-
Baz ı ar ı zi oynamalar d ışı nda vergi gelirleri mas ı gerekenler oldu ğ unu ortaya koymaktad ı r.
toplam ı içinde dolayl ı vergilerin pay ı n ı n gide- Bu vergilerde verginin taban ı nı genişleterek el-
rek artt ığı görülmektedir. 1990 öncesinde bu de edilen gelirin toplam vergi gelirleri ve GSY İ H
durum tamamen tersine idi. Örne ğ in 1986'da içindeki pay ı n ı n yükseltilmesi gerekmektedir.

111
Iktisat Dergisi - Türkiye'de, OECD ortala-
masına göre vergi gelirlerinin GSMH'ye oran ı
oldukça düşük. Bunun temel nedenleri için
neler söyleyebilirsiniz? Bu kapsamda, Türkiye
gibi bir ülkede kayı t dışı kurumların kayı t al-
tına alınması hangi yöntemlerle olabilir?
M. Akif Hamzaçebi - Türkiye'nin vergi
performans ı n ı n dü ş ük oldu ğ unu söylemek
pek do ğ ru de ğ ildir. Ancak harcamalar ile kar-
şı la şt ı r ı ld ığı nda gelirlerin yetersiz oldu ğ u ke-
sindir. Vergi yüküne ili ş kin ş u de ğ erlendirme-
leri yapabiliriz:
Genel bütçe vergi gelirlerinin GSMH'ye
oran ı 1990 y ı l ı nda yüzde 11,4 iken bu oran
1999 y ı l ı nda yüzde 18,9'a ve nihayet 2000 y ı - vergisi ve sosyal güvenlik katk ı paylar ı n ı bir-
l ı nda yüzde 21,3'e yükselmi ştir. Vergi gelirle- likte al ı rsak 1965 y ı l ı nda bu iki gelir, toplam
rine mahalli idarelere ayr ı lan paylar ile fonla- vergi gelirinin yüzde 44'ünü olu ştururken
r ı da ekledi ğ imizde vergi yükü oran ı yüzde 1997 y ı l ı nda yüzde 52'ye ula ş m ışt ı r. Tar ı m ı n göreli
25,5'e yükselmektedir. Ayr ı ca belediye gelir- Kurumlar vergisinin toplam vergi geliri
lerini de ekledi ğ imizde bu oran yüzde 26'n ı n içindeki pay ı ise 1965'de yüzde 9 iken
olarak yüksek
üzerine ç ı kmaktad ı r. 1975'de yüzde 8'e dü ş mü ş, daha sonra bu paya sahip
OECD'de sosyal güvenlik katk ı paylar ı ha- oranda süreklilik sa ğ layarak 1997 y ı l ı nda da olmas ı vergi
riç tutuldu ğ unda vergi yükü ortalamas ı yüzde ayn ı orana sahip olmu ştur.
taban ı n ı n dar
a
27,6'd ı r. Türkiye OECD ortalamas ı na oldukça Tüketim vergilerinin pay ı ise 1965 y ı l ı nda
yak ı n bir durumdad ı r ve baz ı OECD ülkelerin- yüzde 36 seviyesinden 1975 y ı l ı nda yüzde
oldu ğ unu
den daha yüksek vergi yüküne sahiptir. 31'e inmi ş ve 1997 y ı l ı na gelindi ğ inde halen gösteren bir
cy
Di ğ er taraftan Türkiye'de tar ı m ı n GSMH yüzde 31 oran ı n] korumu ştur. Ancak tüketim özelliktir.
içindeki pay ı yüzde 17'dir. Buna göre Türkiye vergilerinin yap ı s ı nda önemli de ğ i ş imler ol-
OECD ülkeleri aras ı nda tar ı m ı n pay ı n ı n en yük-
Bu durumda
mu ştur. 1965 y ı l ı ndan KDV ve ATV gibi genel
sek oldu ğ u ülkedir. OECD genelinde tar ı m ı n tüketim vergilerinin pay ı yüzde 12 iken 1997 Türkiye'deki
GSMH içindeki pay ı yüzde S'in alt ı ndad ı r. Tar ı - y ı l ı na gelindi ğ inde bu oran yüzde 18'e ula ş - efektif vergi
m ı n göreli olarak yüksek paya sahip olmas ı m ış, buna karşı n gümrük vergisi ve di ğ er tü-
yükünün daha
pe

vergi taban ı n ı n dar oldu ğ unu gösteren bir ketim vergilerinin pay ı yüzde 24'den yüzde
özelliktir. Bu durumda Türkiye'deki efektif ver- 13'e gerilemi ştir. Gümrük vergilerinin h ı zla
yüksek oldu ğ u
gi yükünün daha yüksek oldu ğ u söylenebilir. düş mesi spesifik tüketim vergilerinin pay ı n ı söylenebilir.
OECD genelinde vergilemede 35 y ı lda çe- büyük h ı zla dü ş ürmü ştür. KDV'nin sisteme
ş itli e ğ ilimler ortaya ç ı km ışt ı r. OECD genelin- girmesiyle genel tüketim vergisinin toplam
de sosyal güvenlik katk ı paylar ı n ı n toplam vergi geliri içindeki pay ı h ı zla artm ışt ı r.
vergi geliri içindeki pay ı nda önemli düzeyde Emlak vergilerinin pay ı da ayn ı y ı llar ara-
art ış olmu ştur. 1965 y ı l ı nda sosyal güvenlik s ı nda yüzde 8'den yüzde 5'e gerilemi ş olmas ı -
katk ı paylar ı n ı n toplam vergi geliri içindeki na ra ğ men halen önemli bir vergi kayna ğı d ı r.
pay ı yüzde 18 iken bu oran 1997 y ı l ı nda yüz- Özetlemek gerekirse OECD genelinde sos-
de 25'e ula ş m ışt ı r. Sosyal devlet ilkesinin ya- yal güvenlik katk ı paylar ı artarak gelir vergisi-
y ı lmas ı , nüfusun ya ş lanmas ı ve paralel olarak ne yakla şı k eş it hale gelmi ştir. Kurumlar vergi-
sa ğ l ı k harcamalar ı n ı n artmas ı bu geli ş mede sinin pay ı nda art ış olmad ığı gibi küçük bir dü-
önemli rol oynam ışt ı r. ş üş vard ı r. Tüketim vergilerinde ise genel tü-
mrnurnrimmrr".

Gelir vergisinin toplam vergi geliri içinde- ketim vergilerinin pay ı h ı zla artmaktad ı r.
ki pay ı ise 1965'de yüzde 26 iken 1975'de Kurumlar vergisi pay ı niçin artmamakta-
yüzde 30'a ula ş m ış ancak daha sonra sosyal d ı r. Çünkü vergi rekabeti nedeniyle ülkeler
güvenlik katk ı paylar ı n ı n art ışı na paralel ola- kurumlar ı fazla vergilendirmekten kaç ı n-
rak dü ş üp 1997'de yüzde 27 seviyesine inmi ş - maktad ı r. Kurumlar ı n vergi taban ı ak ış kan
tir. Ancak benzer olmalar ı nedeniyle gelir bir vergi taban ı d ı r. Çok vergilendirirseniz ar-

e
ME=E[
t ı k küreselle ş mekte olan dünyada h ı zla ba ş- ay ı rabiliriz. Faiz harcamalar ı devletin yapt ığı
ka bir ülkeye kayabilmektedir. Buna kar şı n borçlanma karşı l ığı ödemeyi taahhüt etti ğ i
gelir vergisi ve tüketim vergileri taban ı ise harcamad ı r. Ve zaman ı nda ödenmesi, devle-
nispeten daha sabit ve dolay ı s ı yla vergileme- tin güvenilirli ğ ini korumas ı ve tekrar borç-
ye daha az tepki gösteren vergi tabanlar ı d ı r. lanma kabiliyetini sürdürmesi aç ı s ı ndan son
Gelir vergisinde ise sosyal güvenlik katk ı pay- derece önemlidir.
lar ı artarken di ğ er gelir vergisi hafif dü ş ü ş Bu durumda bütçenin göreli olarak kont-
içindedir. Gelir vergisinde özellikle yüksek rol alt ı ndaki k ı sm ı faiz d ışı harcamalar ile gelir-
gelirli gruplar ı n vergileneceğ i marjinal oran- lerdir. Devlet her türlü s ı kı ntıy ı göze alarak di-
lar ı n yüksek olmas ı yine vergi taban ı n ı n kay- ğer harcamalardan k ıs ı ntı yapabilir ve/veya
mas ı na yol açabilecektir. Bu nedenle gelir özellikle vergi yoluyla gelirlerini art ı rabilir.
vergisinin en üst marjinal oran ı OECD gene- I şte gelirler ile faiz d ışı harcamalar aras ı n-
linde 1980'den itibaren ortalama 13 puan daki fark ı yans ıtan faiz d ışı bütçe fazlas ı dev-
dü ş ürülmü ştür. letin yapt ığı tasarrufu yans ıt ı r. Bu fazla ne
Türkiye'de 1965 y ı l ı ndan 1997 y ı l ı na kadar yüksek ise devletin borçlar ı n ı net ola-
OECD geneline benzer bir vergi yap ı s ı nda de- rak ödeme ve gelecekte harcamalar ı n ı borç
ğ i ş imi ya şam ışt ı r. Gelir vergisinin toplam ver- ile de ğ il de kendi kaynaklar ı ile kar şı lama
gi geliri içindeki pay ı yüzde 25'den yüzde olana ğı artar. Bir ba ş ka deyi ş le kamu finans-
22'ye dü ş mü ş , sosyal güvenlik katk ı pay ı ise man dengesi sa ğ lamla şı r. Faiz d ışı bütçe faz-
yüzde 6'dan yüzde 15'e yükselmi ştir. Genel las ı giderek azal ı yorsa harcamalar sa ğ lam
tüketim vergisinin pay ı 1965'de s ı f ı r, ancak kaynaklar ile finanse edilemedi ğ i için enflas-
Fonları n
KDV'nin sisteme girmesiyle 1985'de yüzde 23 yon artar, faiz oranlar ı yükselir ve ülkeye is-
ve 1997'de yüzde 31 olmu ştur. Özel tüketim tikrars ı zl ı k hakim olur. Bu nedenlerden dola- kald ı r ı lmas ı n ı n
vergilerinin pay ı ise gümrük vergi oranlar ı n ı n
a yı faiz d ışı bütçe fazlas ı performans kriteri temelinde
dü ş ürülü ş ü ile 1965 y ı l ı nda yüzde 53 iken olarak konulmaktad ı r. K ı saca özetlersek;
bunlar ı n
1997 y ı l ı nda yüzde 5'e inmi ştir. Emlak vergisi- Faiz d ışı bütçe fazlas ı n ı n geli ş imi, devle-
cy
nin pay ı ise yüzde 11'den h ı zla dü şerek yüz- tin tasarruf düzeyini ve borçlar ı n ı net bazda
harcama
de 3'e gerilemi ştir. Buna göre tüketim vergi- ödeme kabiliyetinin art ı p artmad ığı n ı , harca- disiplinini
lerinin pay ı OECD ortalamas ı üstüne ç ı km ış , malar ı n ı sa ğ lam kaynaklar ile finanse edilebi- bozuyor A
ancak bu durum, tüketim vergilerine fazla lir bir konuma do ğ ru gidip gitmedi ğ ini ve
dü şüncesi
yüklenilmesinden de ğ il, özellikle sosyal gü- dolay ı s ı yla enflasyonun en önemli nedeni
venlik katk ı pay ı n ı n yeteri düzeye ula ş mama- olan devletin finansman dengesizli ğ inin gi- yatmaktad ı r.
pe

s ı ndan dolay ı toplam vergi hacminin göreli derek düzelip düzelmedi ğ ini gösteren kritik
olarak dü ş ük olmas ı nedeniyledir. bir göstergedir. Bu nedenle performans kri-
Di ğ er taraftan kurumlar vergisinin pay ı teri olarak dikkate al ı n ı r.
1965 y ı l ı nda yüzde 5 iken 1997 y ı l ı nda küçük İktisat Dergisi - Bütçe d ışında kullan ılan
bir art ış ile yüzde 6 olmu ştur. Bu durum ku- fonların bütçe içine al ınması için bir çalışma
rumlar üzerinde vergi yükü bask ı s ı n ı n fazla yürütülüyor. Bu nedenleri ve bütçe içine al ı-
olmad ığı n ı göstermektedir. nacak fonların adları ve büyüklükleri hakk ın-
Türk vergi sisteminde OECD'ye benzeme- da bilgi verir misiniz?
yen en önemli özellik ise vergi d ışı nda birçok M. Akif Hamzaçebi 2000 y ı l ı na girdi ğ imiz-
-

fonun olmas ı d ı r. Bu fonlar nedeniyle, di ğ er de bütçe içerisinde 61 tane fon bulunmaktay-


vergi grubu toplam vergi geliri içinde OECD d ı . Bu fonlar ı n 2000 y ı l ı bütçe büyüklü ğ ü 1,4
genelinde yüzde 3 paya sahipken Türkiye'de katrilyon lirayd ı . 2000 y ı l ı nda bunlar ı n 24 tane-
yüzde 18 paya sahiptir. OECD genelinden di- si kapat ı ld ı .
ğ er farkl ı bir özellik ise emlak vergilerinin Kalan 37 adet fon ise 2001 y ı l ı na devret-
rupwrimprımm=

pay ı n ı n göreli olarak dü ş ük olmas ı d ı r. mi ştir. 37 fonun 2001 y ı l ı bütçe büyüklü ğ ü 911
İktisat Dergisi - Faiz d ışı bütçe fazlas ın ın, trilyon lirad ı r. 2001 y ı l ı na devreden bu fonlar ı n
bir bütçe kriteri olarak kullan ı lmasın ın ne- da en geç 2 y ı l içinde tasfiye edilmesi öngörül-
denlerini aç ıklar m ısın ız? mektedir. Fonlar ı n kald ı rı lmas ı n ı n temelinde
M. Akif Hamzaçebi - Bütçe harcamalar ı n ı bunlar ı n harcama disiplinini bozuyor dü ş ün-
faiz harcamas ı ve di ğer harcamalar diye ikiye cesi yatmaktad ı r.
• Öylesine Bir Yaz ı
Komşu kom şu huu... iradi kararlardan kaç ı n ı p kurallara ba ğ l ı kal- Oktar Türel*
21 Kas ı m'dan 8 Aral ı k'a kadar geçen k ı sa mak belâya davetiye ç ı karmakt ı r.
sürede Türkiye önemli bir finansal bunal ı m Kime kime? Sana bana...
ya şad ı . Ayr ı nt ı l ı bir incelemeyi olayla ilgili Merkez Bankas ı 'n ı n iradi kararlar almakta
tüm verilerin derlenebildi ğ i ve sinirlerin ya- tereddüt geçirmesi, temelde otomatik/den-
t ışt ığı günlere erteleyerek bu yaz ı da k ı sa geleyici mekanizmalara inanç düzeyinde ba ğ-
gözlem ve de ğ erlendirmelerle yetinmek isti- l ı l ığı n tezahürüdür. Döviz rezervleri mi eksili-
yoruz. Yaz ı n ı n uslübu biraz yak ışı ks ı z ve cid- yormu ş, ne gam? Bu olay para arz ı na yans ı r,
diyetten uzak görünebilir; ne var ki "gayri- faiz hadlerini yükseltir ve d ış kaynak giri ş ini
ciddi ama vahim" bir durum ya şayan ülke- art ı m; sorun çözülür. Faiz hadlerinin saptan-
mizde böylesi densizlikler herhalde ba ğışla- mas ı n ı (ne kadar sorumlu (!) davrand ı klar ı n ı
nabilir. Neyse, her ne kadar sürç-ü lisan ede- Kas ı m' ı n son haftas ı nda kan ıtlayan) "piyasa
ceksek affola. yap ı c ı lar ı "na teslim ederiz; bu i ş e para otori-
teleri zinhar kar ış mamal ı d ı r. Net varl ığı nega-
Oğ lun geldi mi? Geldi ... tif bankalar ı m ı z ı tasfiye etmek yerine kendi-
Tart ış maya son on y ı ldaki finansal buna- leri özkaynak s ı k ı nt ı s ı çeken di ğ erlerine sata- Ulusal
l ı mlar ı n ço ğ unu yavrulamasa bile ona ebelik rı z, çünkü her arz kendi talebini yarat ı r, v.b..
ekonomiyi
eden bir temel tercihten, sermaye hareketle- Bu yakla şı m do ğ al olarak denge aray ışı nda
rinin serbestle ştirilmesi (A ğ ustos 1989)'nden
uçar ı para
hedefi üstten ve alttan vurmalar ı da anlamaz-
ba şlamak gerek. Bu karar ı n istikrars ı z Türki-
a
l ı ktan gelir; Stand-by co şkusu ile faiz hadleri sermayesi
ye ekonomisine monte edilmesi ile, ekono- sürdürülemez ölçülerde geriler ve İ MKB en- önünde bu
minin daha da istikrars ı zla şaca ğı çok söylen- deksi yeni zirvelere ko ş arken, bu olguyu denli
cy
di ve yaz ı ld ı . Ne var ki siyaset ve bürokrasi "program ı n ba ş ar ı s ı " diye sunar, aksi yöndeki
savunmas ı z
dünyas ı nda bu uyar ı lara kulak asan olmad ı . geli ş melerden de pani ğ e kap ı l ı r.
Atalar ı m ı z ı n deyi ş i ile kendi dü ş en a ğ lamaz duruma
(a ğ lamamal ı d ı r). Aç ı kças ı , bir ulusal ekono- Daha kime? Kara kediye... düş ürenler
miyi uçar ı para sermayesi önünde bu denli Finansal bunal ı m ı n ard ı nda birkaç banka- ba ş kalar ı n ı
savunmas ı z duruma dü ş ürenler ba ş kalar ı n ı
pe

cinin komplosunu arayanlar ı n ş u gözlemleri


ağ latmak
a ğ latmak yerine özele ştiri yapmal ı d ı r. Görü- de hat ı rlamalar ı gereklidir:
nen o ki, hükümetimiz yanl ışta ı srar edecek- (i) Türkiye 2000 y ı l ı nda sürdürülemeyece ğ i
yerine
tir; öyleyse a ğ lay ı p dövünece ğ imize yeni bu- besbelli ve son yirmi y ı l ı n rekorunu olu ş- özele ştiri
nal ı mlara haz ı r olal ı m. turan düzeyde cari i ş lemler aç ığı vermi ş- yapmal ı d ı r.
tir (GSMH'ya oran ı yüzde 4'ün üstünde).
Ne getirdi? İ nci boncuk... Bu olgu döviz kuru "ç ı pa"s ı n ı n korunabi-
1999 Aral ı k IMF Standby anla ş mas ı ile leceğ i konusunda ku ş kular uyand ı rm ışt ı r.
Türkiye, para politikas ı nda iradi karar alma 2000 y ı l ı sonunda ortaya ç ı kan tablo ya-
imkanlar ı n ı hemen hemen ortadan kald ı ran banc ı ticari bankalar ı n bu aç ığı gönüllü
bir kat ı l ığ a angaje olmu ş, böylece d ış kaynak biçimde, tek tek veya borç sendikalar ı
giri ş ve ç ı k ış lar ı nda öngörülmeyen şoklara olarak finanse etmek yerine, aç ığı n fi-
karşı savunmas ı z kalm ışt ı r. Ya şad ığı m ı z buna- nansman ı n ı do ğ rudan IMF/Dünya Banka-
l ı m ı n iradi kararlara ba şvurulmas ı n ı gerekti- s ı ikizine ve/veya bu ikizin güdümüne b ı -
TEM=Unrr=1=

ren ilk günlerinde Merkez Bankas ı önce ku- rakmalar ı d ı r.


rallara ba ğ l ı kalarak müdahale etmekte ge- (ii) Ekonomideki karar birimleri -aksi yönde-
cikmi ş, bundan sonra da kurallara ba ğ l ı l ı k ile ki bütün beyan ve propagandalara ra ğ -
iradi kararlar aras ı nda yalpalam ışt ı r. Orto- men- bekleyi ş lerini istikrar program ı nda-
* ODTÜ
doks gelene ğ e ba ğ l ı iktisatç ı lar ı n da aç ı kça kilere yakla şt ı rmam ış lar; enflasyonun
Iktisat Bölümü
iş aret ettikleri gibi, bunal ı m dönemlerinde ataletten kaynaklanan bile ş eni yüksekli- Öğretim Üyesi
ğ ini korumu ş, TL'deki a şı r ı de ğ erlenme nans kesimini faiz hadlerinin veya döviz
eğ ilimlerine ra ğ men dövizli mevduat he- kurlar ı n ı n olu ş umunda "piyasa yap ı cı "
saplar ı ndan TL hesaplar ı na dönü ş üm ger- olarak kullanmaya kalk ış mak ne ölçüde
çekle ş memi ştir. Yanl ış anla şı lmas ı n, bu gerçekçidir?
gözlem istikrar program ı n ı n etkisiz oldu- (iv) Finans derslerinde iktisat ve i ş letme ö ğ ren-
ğ u anlam ı na gelmez; ancak IMF ve Mer- cilerine asimetrik bilgilenme, ahlaki sak ı n-
kez Bankas ı 'n ı n ilan ettikleri enflasyon ca ("moral hazard"), ayk ı r ı seçim ("adverse
hedefinin iddial ı ve gerçekçilikten uzak selection"), var olmayan piyasalar, v.b.
oldu ğ unu gösterir. âdet yerini bulsun diye mi ö ğ retilir?
(iii) Do ğ ru ya da yanl ış, kamuoyunda istikrar Bu alt bölümün çoktan seçmeli ve ödül-
program ı n ı n siyasi otorite taraf ı ndan be- süz sorusu: Son günlerde ödeme güçlü ğ üne
nimsenmedi ğ i, ya da kerhen benimsendi- dü şerek Tasarruf Mevduat ı n ı Koruma Fo-
ğ i, program ı n arkas ı nda sadece "aslan yü- nu'na devredilen bir bankan ı n üst düzey yö-
rekli bürokratlar" ı n bulundu ğ u izlenimi neticisinin sözleri ş öyle: "Yapt ığı m ı z devlete
yarat ı lm ışt ı r. Siyasetin do ğ as ı nda var olan güvenmek. Devletle beraber hareket etmek.
pazarl ı k ve uzla ş ma süreçleri abart ı lm ış, Devlet güvenmi ş, ka ğıtlar ı satm ış, destek ver-
Kamuoyunda
siyaset adam ı a ş a ğı lanm ış, "son ş ans" mi ş iz, yapt ığı m ı z bu. Ve ba şı m ı za gelen orta-
edebiyat ı pompalanm ışt ı r. Sonunda prog- da" (Hürriyet; 11 Aral ı k 2000). Sizce bu du-
istikrar
ram hedeflerinden bir k ı sm ı sonradan te- rum nas ı l tan ı mlanabilir? (a) Kör talih (b) İ ro- program ı n ı n
lafi edilebilecek geri kalmalar ve gecik- ni (c) Trajedi (d) Eden bulur (e) Hepsi (f) Hiç- siyasi otorite
meler, esasen ba ş lang ı çta zay ı f olan gü- biri (Do ğ ru cevab ı bana yazarsan ı z ben de
taraf ı ndan
ven duygular ı n ı daha da zay ı flatm ışt ı r. ö ğ renirim).
Enflasyonu yava ş latma program ı , dünya-
a benimsenmedi ğ i
daki tüm benzerlerinde oldu ğ u gibi ve Su ne oldu? inek içti... ya da kerhen
Türkiye'de 1980'den bu yana giri ş ilen çe- İ MKB endeksinin 21 Kas ı m' ı izleyen iki benimsendi ğ i,
cy
ş itli istikrarland ı rma denemelerinde de haftada Aral ı k 1999'daki seviyesine ini ş i istik- program ı n
ya ş and ığı gibi finansal arac ı lar ı n likidite rars ı z piyasalar ı n ve medyan ı n ş iş irdi ğ i bir kö-
arkas ı nda
ve risk pozisyonlar ı nda ciddi bozulmalar pü ğ ün a ş amal ı olarak patlamas ı d ı r. Endeks
yaratm ış, ekonomik yönetim bunlara da- grafi ğ ini izleyenler esasen bu a ş amalar ı ç ı p-
sadece
ha erken, elde mevcut araçlarla müdaha- lak gözle farkedeceklerdir. Hangi reel getiri "aslan yürekli
le etmek yerine eylemsiz kalarak ı srarla ve kârl ı l ı k ölçütleri, hangi kâr pay ı da ğı tma bürokratlar"ın
pe

BDDK'n ı n kurulu ş unu beklemi ştir. oranlar ı 2000'in ilk çeyre ğ indeki co ş kuyu
bulundu ğu
aç ı klamaya ve sürdürmeye yeter?
Kara kedi nerde? Suya dü ştü...
izlenimi
Bütün bunlar unutulsa ve finansal buna- inek ne oldu? Da ğ a kaçtı ... yarat ı lmıştır.
l ı m sadece birkaç sorumsuzun i ş i olarak ka- Spekülatif sald ı r ı y ı komplo teorileri ile
muoyuna sunulmak istense bile, ş u sorular ı n aç ı klamaya yönelenler, bu komplodaki esas
cevab ı aranmayacak m ı d ı r? "kötü adam" rolünün ba şta IMF ve Dünya
(i) Bir kaç sorumsuz " kundakç ı "n ı n sistemi Bankas ı olmak üzere uluslararas ı finans kuru-
serbestçe ate ş e atmas ı na f ı rsat veren bir lu ş ları taraf ı ndan oynand ığı n ı kabul etmeli-
finans sistemi iyi bir sistem midir? dirler. IMF ve Dünya Bankas ı yetkilileri, finan-
(ii) Türkiye bankac ı l ı k sisteminde ciddi bir sal bunal ı m patlak verdi ğ i ve acil müdahale-
gözetim ve denetim sisteminin i ş letilmesi nin gerekti ğ i günlerde özelle ştirme ve kural-
gerekti ğ i 1980'lerden beri apaç ı k ortada s ı zla şt ı rma (deregülasyon) konular ı nda hü-
iken, bugünkü finansal k ı r ı lganl ığı n suçu- kümete şantaj yapmakla me şguldüler. ABD
nu son birkaç y ı l ı n Hazine ve Merkez yönetiminin uyar ı lar ı olmasa idi, destek kre-
Bankas ı sorumlular ı na, ya da "çiçe ğ i bur- dileri ile ilgili i ş lemleri sürüncemede b ı raka-
mpr=rlı

nunda" BDDK ba ş kan ı na y ı kmak insafa caklar ı aç ı kt ı . Gelece ğ i vaadedilen krediler


s ığ ar m ı ? de hâlâ IMF Yönetim Kurulu kararlar ı na ba ğ -
(iii) Bu kadar hasta ve k ı r ı lganla ş m ış bir fi- lanmam ış, bilgimize göre Merkez Bankas ı 'na
henüz bu kredilerden döviz giri ş i olmam ışt ı r. (iii) Ortal ı k duruldu ğ unda yurtta ş lar ı n 10 mil-
Bunal ı m ı n ateş ini dü ş üren salt bu vaadler de- yar dolarl ı k bireysel veya kollektif serveti
ğ il, Aral ı k' ı n ilk günlerinde Merkez Banka- az say ı da varl ı kl ı ya transfer edilmi ş ola-
s ı 'n ı n faiz hadlerini göklere ç ı karma riskini cakt ı r. Her ne kadar bu servet transferle-
göze almas ı d ı r. Yani Türkiye 1994 bunal ı m ı n- rinin geriye döndürülece ğ i konusunda
da oldu ğ u gibi, yang ı n ı büyük ölçüde kendi Ba ş bakan ve BDDK Ba ş kan ı 'n ı n ateş li be-
çabalar ı ile söndürmü ştür. Portföy bo şaltarak yanlar ı varsa da, bu beyanlara inanan
tetikçilik yapan uluslararas ı bankalar ı n da hiç yurtta ş say ı s ı n ı n ne kadar oldu ğ u merak
günah' yoktur: Bu bankalar ı n yöneticileri ga- edilmektedir.
zete falan okumazlar ve TV seyretmezler; ör- Bu 20 (=10+10) milyar dolar'la ilgili tart ış-
neğ in hükümetin AB ile kat ı l ı m Ortakl ığı Bel- malar ı mecras ı ndan sapt ı rmak için ba ş l ı ca Zi-
gesi müzakerelerindeki ç ı k ış lar ı ndan hiç ha- raat ve Halk Bankas ı 'n ı n sübvansiyonlar ı n-
berleri olmam ışt ı r. Zaten bunlar hep be ş inci dan olu şan görev zararlar ı gündeme getiril-
s ı n ı f, deneyimsiz analistlerle çal ışı rlar ve toy mektedir. 0 da 20 milyar dolar çevresinde
çocuklar ı n tüm dediklerini yaparlar! imi ş . Çiftçilere ve küçük ve orta boy i ş letme-
lere sübvansiyon vermek, bildi ğ imiz gibi gü-
Da ğ ne oldu? Yand ı bitti kül oldu... nümüzde büyük günahlar aras ı na al ı nm ış bu-
Ortal ı kta hep 10 milyar dolar lak ı rd ı s ı do- lunuyor.
la şı yor ya, bu say ı ya ilkin ödemeler dengesi
yönünden bakal ı m: Vay benim köse sakal ı m...
(i) 2000 y ı l ı ndaki cari i ş lemler aç ığı m ı z kaba- Türkiye 2001'de yeterli d ış kaynak sa ğ la- Türkiye 1994
ca 10 milyar dolar yak ı nlar ı ndad ı r. makta zorlanaca ğı ve ş öyle ya da böyle yurti-
(ii) Bu aç ığı gönüllü olarak kapataca ğı umu-
a
çi harcamalar ı k ı smaya yönelece ğ i için, önü-
bunal ı m ı nda
lan yabanc ı finans kurulu ş lar ı ve döviz müzdeki y ı l ı n durgunluk y ı l ı olmas ı kaç ı n ı la- oldu ğ u gibi,
cinsinden varl ı k tutan yerle ş ikler, yan çi- maz gibi görünüyor. IMF anla ş mas ı n ı n ve yang ı n ı
cy
zerek i ş i hükümete y ı km ış lard ı r; hükümet onu izleyen niyet mektuplar ı n ı n getirdi ğ i k ı - büyük ölçüde
de IMF ve Dünya Bankas ı 'na y ı kmaya ça- s ı tlar alt ı nda ba ş ka türlü bir yak ı n gelecek
l ış maktad ı r.
kendi
l.. zaten olas ı de ğ il.
(iii) iyimser bir varsay ı mla, IMF ve Dünya Ban- 2000'deki finansal bunal ı m ı , 2001'de çok
çabalaryla
kas ı 'n ı n Türkiye'ye 10 milyar dolar ödünç daha vahim ve üretim kesimine de yay ı lan söndürmü ştür.
sa ğ lad ığı n ı varsayal ı m. Yak ı n gelecekte yeni bunal ı mlar ı n izleyece ğ i söylentileri son
pe

cari i ş lemler dengemizin fazlal ı k vermesi günlerde s ı k s ı k i ş itilmeye ba ş land ı . Ş eamet


beklenmedi ğ ine göre, bu k ı sa vadeli tellall ığı yapmaya gerek yok; ama finans ke-
ödünç özelleştirme has ı lat ı ve/veya baz ı siminin ve d ış sermaye hareketlerinin kurum-
özel firma ve bankalar ı m ı z ı n yabanc ı lara sal mimarisi de ğ i ş medi ğ i takdirde, de ğ i ş ken
sat ışı ile geri ödenecektir. s ı kl ı k ve ş iddetlerdeki finansal bunal ı mlar
(iv) Ortal ı k duruldu ğ unda yurtta ş lara ait olan ekonomimiz istikrarland ı rı l ı ncaya kadar hep
bir k ı s ı m ta şı n ı r/ta şı nmaz varl ı klar yaban- bizimle birlikte olacak, bunu bilelim.
cı lar ı n eline geçmi ş olacakt ı r. Biraz daha Bu yaz ı dan lütfen kötümser bir sonuç
basitle ştirirsek Telekom, THY, TÜPRA Ş ve ç ı karmay ı n. Söz konusu kurumsal mimari in-
PETK İ M gitmiş, kavga bit(me)mi ştir. san yap ı s ı d ı r, de ğ i şebilir ve de ğ i ş melidir. Böy-
Bir ba ş ka 10 milyar dolar öyküsü de var; lesi bir de ğ i ş iklik ise siyasi tercih ve irade
bu kez ödeme güçlü ğ ü içinde bulunan sorunudur.
bankalara bakal ı m:
(i) Söz konusu bankalar ı n öz kaynak aç ı klar ı -
n ı kapamak için 10 milyar dolar e şdeğ eri
devlet iç borçlanma senedi ç ı kar ı lacakt ı r.
(ii) Bu senetler, ya y ı llara yay ı lm ış vergi has ı -
lat ı ile, ya da özelle ştirme ve imtiyaz ha-
s ı lat ı ile geri ödenecektir.

Kamu Hizmeti Üretmeyen Yeni Bir Bütçe
2001 Bütçesi
1. Ekonomik Ay ı rı m Bak ı m ı ndan ve toplumsal hizmet üretimini olumsuz etki- Oğ uz Oyan*
Bozulma Sürecine ili ş kin Saptamalar lemekle s ı n ı rl ı kalmamakta, sermayenin de-
Bütçelerin i ş levsizle ştirilmesi süreci 24 ğ erlenmesi için gerekli olan altyap ı geli ştir-
Ocak 1980 sonras ı ndan ziyade, 6 Kas ı m 1983 me çal ış malar ı da aksamaktad ı r. Bütçeden
sonras ı n ı n ürünüdür. Bozulma sürecinin ba ş- yap ı lan altyap ı yat ı r ı mlar ı n ı n toplam bütçe
lat ı lmas ı ve 8 y ı ll ı k bir dönem süresince peki ş- harcamalar ı içindeki pay ı n ı n ABD'de hala
tirilmesi tamamen Özal Hükümetlerinin ve yüzde 10'u a şt ığı , Japonya gibi altyap ı soran-
özellikle Ba ş bakan Özal' ı n damgas ı n ı ta şı r. ları n ı çözmü ş bir ülkede yüzde 17 dolaylar ı n-
Ancak sürecin sürdürülmesi günah ı n ı bugün da oldu ğ u dikkatle kaydedilmelidir.
TBMM'de temsil edilen tüm partiler yan ı nda Personel ödeneklerinin bütçe içindeki pa-
muhalefetteki CHP/SHP de i ş lemi ştir. y ı n ı n 1980'ler boyunca ini ş sürecine sokuldu-
Bozulma sürecinin baz ı harcama kalemle- ğ u, 1989-93 dönemindeki yükseli ş i 5 Nisan
ri itibariyle seyri Tablo l'den izlenebilir. Ele 1994 kararlar ı yla birlikte yeni bir bask ı lama
al ı nan 4 harcama kalemi dönemler itibariyle döneminin izledi ğ i görülmektedir. IMF ile
farkl ı a ğı rl ı k bile ş imlerine sahip olmakla bir- 1999 sonunda ba ş lat ı lan stand by sürecinin
likte, son çeyrek yüzy ı l ı n tüm alt dönemlerin- bu pay ı yüzde 20 dolay ı na çekerek son çey- "Karadelik"
de bütçe harcamalar ı n ı n üçte ikisi ile dörtte rek yüzy ı l ı n en alt noktas ı na itelemesi dikkat söylemiyle
üçü aras ı nda bir öneme sahip olmu ş lard ı r. Bu çekicidir. 1989-93 dönemi, son yirmi y ı l ı n per-
mahkum edilen
nedenle, baz ı dönemler itibariyle önemi kü- sonel ödeneklerinde kararl ı bir art ış görülen
çülmü ş harcama kalemlerinin dahi dönemin
a son dönemidir. Bu dönemde ula şı lan ortala- Kİ T'lere dönük
bütünü aç ı s ı ndan temsili de ğ erleri yüksektir. ma yüzde 37.5'lik bütçe pay ı n ı n, geli ş mi ş ül- transferler,
Tablo 2 bu süreci 1983 sonras ı nda dö- kelerdeki oran ı n hala hayli alt ı nda kald ığı da
Özal
cy
=IEEE nemler de ğ il y ı llar itibariyle ve sadece faiz özenle not edilmelidir. Geli ş mi ş ülkelerde
transferlerinin inan ı lmaz yükseli ş i bak ı m ı n- sosyal devlet olman ı n olmazsa olmaz ko ş ulu, döneminden
dan vermektedir. Bu sürece, kamu borç faiz gereken miktar ve nitelikte kamu personeli itibaren
ödemelerinin bütçeyi ve vergi gelirlerini tes- çal ışt ı rı lmas ı d ı r. OECD ortalamas ı olarak ka-
anlamsizla ş ma-
lim al ış süreci ad ı n ı n verilmesinde hiçbir a şı r ı - mu personelinin toplam istihdamdaki pay ı -
l ı k olmayacakt ı r. Tablo 1'de bize ayn ı şeyi n ı n yüzde 20.5 düzeyini bulmas ı na kar şı n, sina ra ğ men,
pe

söylemektedir. Tabloda yer alan bilgiler ş un- Türkiye'de bu oran bütçeden ücret alanlar söylem
lar ı n da alt ı n ı çizmemize olanak vermektedir: için yüzde 10-11 dolay ı ndad ı r; K İT'ler dahil
düzeyinde
"Karadelik" söylemiyle mahkum edilen edildi ğ inde dahi yüzde 15 düzeyinde kal ı n-
K İT'lere dönük transferler, tabloda görüldü- maktad ı r. Öte yandan, Türkiye'deki maa ş l ı korunmaya
ğ ü gibi, Özal döneminden itibaren anlams ı z- kamu personeline ödenen ayl ı k ortalama üc- devam
la ş mas ı na ra ğ men, söylem düzeyinde korun- retler, 4 ki ş ilik ailenin asgari geçim düzeyinin
etmi ştir,
maya devam etmi ştir. Öte yandan bütçenin (550-600 milyon TL) üçte biri dolay ı nda kal-
gelirler bile ş imine bak ı ld ığı nda KIT'lerden maktad ı r. Maa ş lardaki reel gerileme nede-
bütçeye yap ı lan kar transferleri ile has ı lat niyle, memur say ı s ı nda son y ı llardaki art ışa
paylar ı n ı n, bütçeden K İT'lere yap ı lan trans- ra ğ men personel ödenekleri azalabilmekte-
ferleri birçok y ı l itibariyle a şt ığı bu tablodan dir. Bu geli ş meler sonucunda, kamu persone-
izlenememektedir. linin verimlili ğ i dü ş ük olmakta, i ş görme he-
Yat ı rı m harcamalar ı Tablo l'de topluca vesi gittikçe k ı r ı lmakta, zaman ı n ı n giderek
verilmektedir. Bütçenin yüzde 20'si dolayla- artan bölümünü (legal veya illegal) ek ka-
r ı ndan yüzde 5'i civar ı na geriletilen yat ı r ı m zanç sa ğ lamaya ay ı rmaktad ı r. Dolay ı s ı yla,
KTI DE Rİ I• K AS IM200.

harcamalar ı n ı n, bu düzeyiyle Türkiye'nin alt- ucuz ve niteliksiz kamu personelinin en ucuz


yap ı sorunlar ı n ı çözmesi olana ğı bulunma- de ğ il toplumsal/ekonomik bedeli en yüksek
maktad ı r. Bütçenin en yat ı r ı mc ı kurulu ş lar ı "çözüm" oldu ğ u git gide daha fazla toplum- * Prof. Dr., Ankara
katma bütçeli idarelerden olan DS İ , TCK ve sal bitince yans ı maktad ı r. Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi
Köy Hizmetleri Genel Müdürlü ğ üdür. Bunla- Ş imdi Tablo 1'de yer almayan verileri de Maliye Bölümü
r ı n yat ı r ı mlar ı n ı n aksamas ı sadece istihdam ı hesaba katarak daha bütünsel bir yakla şı mla Öğ retim Üyesi.
Tablo 1: Bütçenin Önemli Harcama Kalemlerinde A ğı rl ı k Kaymalar ı (Bütçe harcamaların ı n %'si olarak)
1975-80 1981-83 1984-8 1989-93 1994-95 1996-98 1999 2000* 2000**
Personel/Bütçe 35.4 26.5 23.6 37.5 29.8 25.1 24.7 19.7 20.8
Yat ı rı m/B ütçe 19.8 19.7 18.1 12.8 7.0 6.8 5.5 5.0 4.2
K İT Trans/Bütçe 12.1 12. 8 4.2 4.7 2.5 1.3 0.7 1.3 1.7
Faiz/Bütçe 2.7 6.2 16.4 20.6 33.4 35.5 38.3 45.0 48.8
4 Kalem/Bütçe 70.0 65.2 62.3 75.6 72.7 68.7 72.4 71.0 75.5
Kaynak: Maliye Bakanl ığı ve DPT verileri kullan ı larak taraf ı m ı zca düzenlenmi ştir.
* 2000 y ı l ı bütçe teklifi
**Ocak-Ekim 2000 dönemi gerçekle ş mesi

bütçenin ekonomik bile ş imine bakal ı m. Bilin- rı n baz ı lar ı da özel gelirler (kamu hizmetleri-
di ğ i gibi, ekonomik ay ı r ı m bak ı m ı ndan bütçe nin fiyatland ı r ı lmas ı yani hizmetin yararlana-
harcamalar ı cari, yat ı rı m ve transfer ana ka- na ödetilmesi) veya özel ili ş kiler (baz ı cari
lemlerinden olu ş maktad ı r. Cari harcamalar ı n harcamalar ı sermaye kesiminden talep etmek
en önemli bölümü personel carileridir. Yuka- gibi) peş ine dü şerek yozla ş ma sürecinin h ı z-
rı da buna yer de ğ indik. Personel d ışı cari har- land ı rı lmas ı na katk ı yapmaktad ı r.
camalar ı n (k ı saca "di ğ er cariler"in) en önem- Transfer harcamalar ı na gelince, bunlar ı n
li bölümü (yakla şı k yüzde 75-85'lik bölümü) sadece iki kalemine (iç ve d ış borç faiz öde- Birçok kamu
ise savunma ve emniyet harcamalar ı d ı r. Per- meleri ile KIT'lere yap ı lan transferler) de ğ i-
sonel d ışı carilerin son 5 y ı l itibariyle bütçe nilmi şti. Ancak, 1995 sonras ı nda transfer har-
kurulu şu cari
ödeneklerine oran ı n ı n yüzde 8-9 aras ı nda de- camalar ı n ı n ortalama yüzde 60' ı n ı n (2000 y ı - ödenek s ı k ı nt ı sı
ğ i şti ğ ini göz önüne al ı rsak, iç-d ış güvenlik için l ı nda yüzde 70'inin) sadece faiz transferlerin- çekmekte,
yap ı lan cari harcamalar ı n da bütçenin yüzde den olu ştu ğ u göz ard ı edilmemelidir.
6-7'lik bölümünü olu şturdu ğ u görülür. Bas ı n-
a Transfer harcamalar ı içinde sosyal güven-
bunlar ı n
da çok revaç bulan "araba saltanat ı " gibi gi- lik kurulu ş lar ı na 1994'ten itibaren bütçeden baz ı lar ı da özel
derler bütçenin bindelerle ifade edilen bo- artan miktar ve oranlarda yap ı lan transferler gelirler veya
cy
yutlar ı ndad ı r. Bu tür kalemlerdeki savurgan- bir ba ş ka "karadelik" ögesi olarak gösteril- MAME
l ı klar ı a şı r ı ölçüde haberle ştiren büyük serma- mek bak ı m ı ndan önem ta şı maktad ı r. Bu ku-
özel ili ş kiler
yenin medyas ı , asl ı nda bütçenin gerçek soru- rulu ş lar ı n aç ı k vermeye ba ş lad ı klar ı bu dö- pe ş ine dü şerek
nu olan faiz transferlerini perdelemek iste- nemde onlara yap ı lan bütçe transferlerinde
yozla şma
mektedir. Asl ı nda gerçekler bunun tersinde- bir art ış e ğ ilimi oldu ğ u do ğ rudur. Ancak bu-
dir. İ ç ve d ış güvenlik kaynakl ı di ğ er carileri nun sorumlusu her şeyden önce bu kurulu ş la- sürecinin
bir yana koydu ğ unuz zaman, kamu idareleri- hızlancl ır ılmas ı -
pe

r ı n aktuaryal dengelerini bozan, fonlar ı n ı ser-


nin k ı rtasiye malzemelerini bile sa ğ layacak bestçe de ğ erlendirmelerine müdahale eden
na katk ı
ödene ğ inin bulunmad ığı anla şı l ı r. Savurgan- hükümet tasarruflar ı d ı r. Kald ı ki, bu transfer-
l ı k söyleminin tam tersine bütçenin "di ğ er ca- ler en son a şamada bütçenin onda biri boyu- yapmaktad ır.
riler" kaleminin a şı rı bast ı r ı lmas ı söz konusu- tuna kadar ç ı km ıştı r. Buna kar şı l ı k bütçenin
dur. Nitekim, her mali y ı l ba şı nda ç ı kar ı lmas ı yar ı s ı n ı götüren faiz ödemeleri için sermaye
adet olmu ş "tasarruf genelgeleri"nin bizim ve hükümet çevrelerinin "karadelik" söylemi-
gibi borç ödeme bütçesi olmu ş bütçelerde ne ba şvurmad ığı n ı n alt ı çizilmelidir. 2000 y ı l ı
hükmedebildi ğ i iki kalem bulunmaktad ı r: Ya- bütçesinde sosyal güvenlik kurulu ş lar ı na yap ı -
t ı r ı m harcamalar ı ile personel ve savunma d ı - lan ödemelerin y ı l ı n ilk 10 ay ı nda sadece yüz-
şı di ğ er cariler! Bu nedenle, birçok kamu ku- de 21.3'lük bir nominal büyüme göstererek
rulu ş u cari ödenek s ı k ı nt ı s ı çekmekte, bunla- reel olarak darald ığı n ı da vurgulamak gere-

Tablo 2: Faizlerin Bütçeyi ve Vergileri Kemirmesi (%)


1983 1985 1991 1993 1994 1996 1998 2000* 2000**
Faiz /Bütçe Harca. 8,1 12,7 18,5 24,0 33,2 38,2 39.6 45.0 48.8
Faiz/Vergi Gelirleri 10,9 17,6 30,6 44,1 50,8 68,5 66.9 87.9 86.2

Kaynak: Maliye Bakanl ığı ve DPT verileri kullan ı larak düzenlenmi ştir.
*Bütçe teklifi
**Ocak-Ekim gerçekle ş mesi


kir. İ lk 10 ay itibariyle bu aktarmalar ı n pay ı alt ı nda kalan çok cüzi bir tar ı msal destekleme
1999'da yüzde 10.5 iken, 2000 y ı l ı nda yüzde yükü söz konusu olmaktad ı r. Bunu bir "kara-
7.5 olmu ştur. Azal ışı n esas nedeni, SSK'da pri- delik" ilan ederek çal ışabilir nüfusun yüzde
me esas olan taban ve tavan miktarlar ı n ı n çok 40' ı na istihdam olana ğı sa ğ layan tar ı m ı göz-
yüksek oranlarda artt ı rı lmas ı olmu ştur Özel- den ç ı karmak hangi ekonomik veya sosyal öl-
likle tavan tutar ı ayl ı k 180 milyondan 600 mil- çüt bak ı m ı ndan hakl ı gösterilebilir?
yon TL'ye ç ı karı larak art ış oran ı yüzde 233'ü Transfer kalemleri içinde DF İ F d ışı ndaki
bulmu ştur. Yani, iyileştirme gene sigortal ı la- fonlara yap ı lan transferler de 2000 y ı l ı n ı n ilk
r ı n s ı rt ı ndan yap ı lm ışt ı r. Öte yandan, Emekli 10 ay ı nda 1 katrilyon 25 trilyon tutmaktad ı r.
Sand ığı 'na yap ı lan transferlerin bir bölümü- Bunlar ı n toplam bütçe harcamalar ı içindeki
nün (bütçeye oranla yakla şı k yüzde 2'sinin) payı da yüzde 2.6'd ı r. Ancak, unutmamak ge-
aç ı k kapamak için de ğ il, Devletin i şveren ola- rekir ki, 1993 y ı l ı ndan itibaren gelirleri bütçeye
rak yapt ığı prim katk ı lar ı ndan olu ştu ğ u ve gelir yaz ı lan ve s ı n ı rl ı ödenekler tahsis edilen
bunun öteden beri bütçenin transfer kalem- fon kümesinin bütçeye net katk ı s ı pozitiftir.
leri içinde gösterildi ğ i dikkate al ı nmal ı d ı r (As- Transferler içinde bir di ğ er önemli kalem,
l ı nda bu bölümün ücret ödemeleri içinde sa- vergi iadeleridir. Bu ba ş l ı k alt ı nda tahsil edil-
y ı larak personel ödenekleri içine al ı nmas ı pe- meden ba ğış lanan vergi te şvikleri (tüm vergi
kala mümkün gözükmektedir; böylece aç ı k harcamalar ı ) ne yaz ı k ki yer almamaktad ı r. Bu-
kapama yönlü transferlerden net olarak ayr ı l- rada yaln ı zca tahsil edildikten sonra iade edi-
malar ı sa ğ lanabilecektir). Sonuç olarak, sosyal len kalemler söz konusu olmaktad ı r. Bu ba ğ -
Sosyal
güvenlik kurulu ş lar ı na 2000 y ı l ı itibariyle ya- lamda üç kalem yer almaktad ı r: ihracatta KDV güvenlik
p ı lan aç ı k kapama transferlerinin bütçe gi- iadesi; gene KDV iadesi anlam ı na gelmekle kurulu ş lar ı na
derlerine oran ı sadece yüzde 5.5 dolay ı nda- birlikte ücretlilere gelir vergisi arac ı l ığı yla
2000 y ı l ı
a
d ı r. E ğ er, geli ş mi ş ülkelerde oldu ğ u gibi dev-
letin üçüncü bir taraf olarak prim katk ı s ı yap-
(emekli ücretlilere ise do ğ rudan parasal öde-
me yoluyla) yap ı lan vergi iadeleri; çe ş itli ne- itibariyle
mas ı söz konusu olsayd ı , bu transferin de denlerle red ve iade edilen vergiler (reddiyat). yapı lan aç ı k
"aç ı k kapama transferi" olarak de ğ il, düzenli Bu üç kalemin toplam tutar ı 1.286 trilyon TL
cy
bir katk ı pay ı olarak transferler içinde kayda olup harcamalar içindeki pay ı yüzde 3.3'tür.
kapama
geçirilmesi mümkün olacakt ı . Nitekim, devle- Dikkat çekici olan nokta, ücretlilere vergi ia- transferlerinin
tin İşsizlik Sigortas ı Fonu'na yapt ığı katk ı (Ha- desinin zaman içinde kapsam daralt ı lmas ı yo- bütçe
ziran- Ekim 2000 dönemi için 49 trilyon TL), luyla sürekli geriletilmesidir. Nitekim, vergi ia-
bu niteliktedir. deleri toplam ı n ı n 133,6 trilyonu ücretlilere ia-
giderlerine
Bütçenin transfer kalemleri içinde "sosyal dedir ve bütçede tuttu ğ u yer sadece binde oran ı sadece
pe

transferler" ba ş l ığı alt ı nda gösterilen harca- 3'tür. Ücretlilerin y ı llard ı r bu transfer kalemin- yüzde 5.5
malar ı n çok büyük bölümünün sosyal güven- deki a şı nma nedeniyle de ma ğ dur edildikleri-
lik kurulu ş lar ı na yap ı lan aktarmalar oldu ğ u- ni, bütçenin sosyal özünün bu bak ı mdan da
dolayindad ı r.
nu, bunun d ışı nda kalan sosyal transferlerin törpülendi ğ ini dikkate almak gerekmektedir.
(ö ğ renci burslar ı , kimsesiz ya ş l ı lara yard ı m vb. Öte yandan, "ihracatta KDV iadesi" kale-
gibi) bütçenin yüzde ikisi boyutlar ı nda kald ı - minin 2000 y ı l ı n ı n 10 ayl ı k gerçekle ş mesinde
ğı saptamas ı n ı yapmadan da geçmeyelim. 643 trilyon TL'ye yani bütçenin yüzde 1.7'sine
Tar ı ma dönük transferler de abart ı l ı söy- t ı rmanmas ı , bir ba ş ka aç ı dan KIT'lere yap ı lan
lemlere konu olmaktad ı r. Oysa tar ı msal des- toplam transfer kadarl ı k bir büyüklü ğ e eri ş -
teklemenin GSY İ H'ye oran ı yüzde 1-2 s ı n ı rlar ı mi ş olmas ı hayli ilginçtir. Iktidarlar ı n siyasal
içinde kalmaktad ı r. 2000 y ı l ı n ı n 47 katrilyon- ve ideolojik tercihlerinin ne denli çarp ı kla şt ı -
luk bütçesinde tar ı ma ayr ı lan ba ş lang ı ç trans- ğı n ı bir kez daha kan ı tlayan bu gösterge, bu-
fer ödene ğ i 410 trilyon TL olmu ş, 10 ayl ı k uy- günlerde "Kas ı rga Operasyonu" denilen yol-
gulama sonuçlar ı na göre ise, gerçekle ş en 39 suzluk soru şturmas ı yla gündemdedir. 2000
katrilyonluk harcama toplam ı içinde tar ı msal y ı l ı ihracat rakamlar ı dolar baz ı nda yerinde
Tr=rumire=cm

destekleme 305 trilyonla (binde 8'le) s ı n ı rl ı sayarken ve dolar ı n TL'ye göre ilk 10 ayl ı k no-
kalm ışt ı r. Buna Destekleme ve Fiyat Istikrar minal kur art ışı yüzde 18 civar ı nda kal ı rken,
Fonu'na (DF İ F) Ocak-Ekim döneminde ayr ı lan "ihracatta KDV iadesi" kaleminde 1999 y ı l ı -
470 trilyonluk ödene ğ i dahil etsek dahi iki ka- n ı n ayn ı dönemine göre ortaya ç ı kan yüzde
lemin toplam ı bütçenin yüzde 1.9'unu a ş ma- 97.5'lik art ış, vurgunun boyutlar ı n ı da gös-
maktad ı r. Milli gelire oranla hala yüzde 1'in termektedir. Kaba bir hesapta salt bu iade

fw
Tablo 3: Bütçenin Reel ve Transfer Harcamalar ı nda Ağı rlı k Kaymalar ı (Toplam Bütçe Harcamalar ı n ı n % Pay ı Olarak)
o-

1975-80 1984-88 1989-93 1994-96 2000*


- Gerçek harcamalar (Cari+Yat ı r ı m) 66.2 55.6 59.5 43.1 34.5
-Transfer harcamalar ı 33.8 44.4 40.5 56.9 65.5
Kaynak: Maliye Bakanl ığı Bütçe Gerekçeleri
* Ba ş lang ı ç ödenekleri

dolay ı s ı yla yap ı lan sahtecili ğ in boyutu 250 şar ı da tutarsak, tablonun birinci sat ı r ı bize
trilyon TL mertebesinde olmak gerekir. ek- ş unu söylemektedir: Toplam bütçe harcama-
retlilere vergi iadesi verirken eli titreyen ve ları 1981-93 sürecinde 1980 öncesinin geri-
IMF telkinleri do ğ rultusunda iyice daralt ı lm ış sinde kalm ışt ı r; 1984-85 y ı llar ı bunun dip
bu ödemeleri dahi 2001 y ı l ı n ı n ikinci yar ı s ı na noktas ı n ı olu şturmu ştur. Gerçi, tabloda gös-
atmaya yeltenen bir iktidar ı n toplumsal me ş- terilmedi ğ i için eklememiz gerekir, 1984
ruiyeti tart ış ma konusu olmayabilir mi? sonras ı nda kamu harcamalar ı n ı ve gelirlerini
bütçe d ışı na ç ı karma e ğ ilimi güçlü oldu ğ un-
2. Bütçe Büyüyor mu Küçülüyor mu? dan (fon sistemi), toplam kamu harcamalar ı 1 Ancak önce bu
zihniyete karşı
Bu soruya yan ıt verebilmek için gene eko- aç ı s ı ndan bu dalgalanman ı n düzeltilmesi ge- mücadele etmek
nomik ay ı r ı m düzleminde kalarak yol almaya rekir. Ancak gene de, 1981-88 dönemi aç ı s ı n- gerekmektedir,
çal ışal ı m. Ilkönce,ekonomik ay ı r ı m bak ı m ı n- dan toplam kamu harcamalar ı n ı n esas itiba- çünkü izleri
sanıldığından daha
dan bütçedeki tersine evrim dinami ğ i konu- riyle 1980 öncesinin alt ı nda kald ığı n ı , ve dip fazla yer etmiştir.
sunda daha üstten bir bak ış a sahip olmak iste- noktas ı n ı gene 1984-85 y ı llar ı n ı n olu ştu ğ unu Bu zihniyete
nirse tablo 3'te verilen ş u çarp ı c ı altüst olu ş u belirtmek gerekir. tartışı lmaz bir
doğruluk atfetme
hat ı rda tutmak yararl ı olacakt ı r: Karşı l ığı nda Birinci sat ı r ı n bekledi ği trendin ikinci
bir mal veya hizmet sat ı n al ı nd ığı için "gerçek
aönemli bükülme noktas ı , 1994 sonras ı ndad ı r.
biçimindeki
önyargılar bazen
(reel) harcamalar" da denilen bütçenin cari ve 1993'ten itibaren fonlar ı n önemli bir bölü- kuvvetli bir bilgisiz-
likle birleşerek
yatı r ı m harcamalar ı toplam ı 1975-80 dönemi münün gelirlerinin bütçele ştirilmesi ve gider-
cy
pekişmektedir.
ortalamas ı olarak yüzde 66.2 idi. Transfer har- lerinin bütçeden ödenek aktar ı lmas ı yoluyla Örneğin Kanal
camalar ı da yüzde 33.8. Ş imdi gelelim 2000 y ı - gerçekle ş mesi uygulamas ı n ı n etkilerini de 7'nin 10 Aral ık
l ı bütçesi ba ş lang ı ç ödeneklerine: Cari ve yat ı - Pazar günkü
dikkate almak gerekmekle birlikte, 1994 son-
söyleşisinde IMF
r ı m ödenekleri toplam ı bütçenin yüzde ras ı esas olarak bir "kamu maliyesi" krizi program ı n ı
34.5'ine gerilemi ş, buna karşı l ı k transfer har- ba ğ lam ı nda ve bu krizin tan ı mlanmas ı n ı n da değerlendiren
camalar ı da yüzde 65.5'e f ı rlam ışt ı r. Transfer- do ğ ru olarak yap ı lmas ı ko ş ullar ı nda daha iyi liberalliğinden sual
olmaz Yeni Binyıl
pe

ler bütçenin üçte birinden üçte ikisine do ğ ru kavranabilir. 1999 ve 2000 s ı çramalar ı da gazetesinin köş e
inan ı lmaz bir yükseli şe geçmi ş , bu yükseli ş in böylece daha iyi anla şı labilir'. 1994 sonras ı yazarı Ali
tek nedeni de faiz transferlerindeki "önlene- dönemde kamu borçlanmas ı art ı k giderek Bayramoğlu,
program ın birçok
mez" patlama olmu ştur. salt kamu finansman ı aç ı klar ı n ı kapamak için ögesini alt alta
Gerçek (reel) harcamalar ı n a ğı rl ığı ile de ğ il ş irketler kesiminin (mali sektör olsun sayarak ve bu arada
transfer harcamalar ı n ı n a ğı rl ığı n ı n yer de ğ i ş- reel sektör olsun) de ğ erlenme krizinin a şı la- Özal ekonomisinin
icadı olan kapsaml ı
tirdi ğ i bu süreçte tek duraklama dönemi, bilmesi ad ı na da sahnede rolünü almaya ba ş-
fon sisteminin
1989-93 aral ığı nda personel ödeneklerinin lam ışt ı r. Nitekim, Istanbul Sanayi Odas ı 'n ı n tasfiyesini de
kaç ı n ı lmaz art ışı dolay ı s ı yla ya ş anm ışt ı r. Bu 500 Büyük Firma ara şt ı rma sonuçlar ı , bu fir- özenle
vurgulayarak, tüm
tersine evrim sürecinin haz ı rland ığı ve ilk iv- malar ı n kar bile ş iminde "faaliyet d ışı alan-
bu yap ılmak
meyi ald ığı dönem, tahmin edilece ğ i gibi, dan" (esas olarak kamu borçlanma senetleri- istenenlerin (yani
Özal' ı n hakim-i mutlak oldu ğ u dönemdir. nin reel getirileri üzerinden) kaynaklanan fonların tasfiyesinin
dahi) bir ikinci Özal
Demek ki bir ilk sonuç olarak, ş imdi yap ı lma- bölümün ç ı lg ı n bir t ı rman ış eğ ilimine girdi ğ i-
hamlesi oldu ğunu
s ı gereken, Özal hükümetlerinin ba ş latt ığı ve ni göstermektedir. Bu bölümün firmalar ı n bi- söyleyebilmektedir!.
ard ı llar ı n ı n sürdürdü ğ ü bu tahribat ı n izlerini lanço karlar ı na oran ı 1997'de yüzde 52.7,
silmeye çal ış mak gerekir. Bunun yolu, Özal 2 1999 için ek bir
1998'de yüzde 87.7, 1999'da ise yüzde
neden, GSMH'daki
öncesinin bütçe disiplini anlay ışı na dönmek- 219'dur. reel küçülme
ten geçmektedir'. Bir ba şka deyi ş le, büyük ş irketler kesimi, dolayısıyla kamu
Tablo 4, yukar ı daki de ğ erlendirmenin ana faaliyet alanlar ı nda 1999 y ı l ı nda 857 tril- harcamaları
artışın ın
önemi dolay ı s ı yla, yeni bir vurgu yapabilmek yon TL zarar etmi ş lerken, faaliyet d ışı gelirle- olduğ undan büyük
amac ı yla düzenlenmi ştir. 2001'i ş imdilik d ı - ri (büyük bölümüyle kamu borç senetlerinin görünmesidir.
yüksek reel getirisi) bir önceki y ı la göre yüz- Ancak emekçi kesimler aç ı s ı ndan, eş itsiz
de 225 artarak 1 katrilyon 577 trilyon TL'ye dahi olsa, bütçe harcamalar ı arac ı l ığı yla her-
ç ı km ış, böylece devletin s ı rt ı ndan durumu hangi bir rant payla şı m ı söz konusu bile ola-
kurtarm ış lard ı r. Izleyen 500 büyük firma veri- mamaktad ı r. Hatta, gene tablonun ikinci sa-
leri aç ı s ı ndan (yani ilk 1000 büyük firma bo- t ı r ı nda kal ı rsak, 1999'dan 2000'e geçildi ğ in-
yutunda) durum daha bile kötüle ş mektedir. de bütçe harcamalar ı oran ı büyürken, faiz d ı -
Böylece, ortada sadece bir kamu maliyesi kri- şı bütçe harcamalar ı oran ı n ı n küçülüyor ol-
!

zi olmad ığı , devletin sermayenin de ğ erlenme mas ı , bütçenin nas ı l a şı r ı dozlarla faiz d ışı
krizinin sorunlar ı n ı da ta şı maya zorland ığı fazla yaratmaya zorland ığı n ı n ö ğ retici bir
görülmektedir. göstergesidir. Faiz d ışı harcamalar ı n bu denli
Devletin bu yükü s ı rt ı ndan atabilmek için bast ı r ı l ı yor olmas ı , istikrar program ı n ı n yükü-
(ortada bir cari aç ı k ve ekonomik ı s ı nma krizi nün kimlere ta şı t ı ld ığı n ı n da i ş aretidir.
olmamas ı na ra ğ men arkas ı na IMF desteğ ini Üçüncü sat ı ra gelirsek, transfer harcamala-
de alarak) ba ş latt ığı 2000-2002 istikrar prog- r ı n ı d ışar ı da b ı rakan gerçek bütçe harcamalar ı -
ram ı n ı n, daha ilk y ı l ı tamamlanmadan 22 Ka- n ı n seyri, ikinci sat ı rla genelde ko ş utluk ta şı - Büyük şirketler
s ı m-6 Aral ı k mali kriziyle temelden sars ı lmas ı maktad ı r. Bununla birlikte, 1994-98 dönemin- kesimi,
acaba kol güre ş inde yenik dü ştü ğ ünü mü de faiz d ışı harcamalardaki küçük de olsa art ış
göstermektedir? eğ ilimine, reel harcamalarda bir gerileme kar-
ana faaliyet
ikinci sat ı ra bak ı ld ığı nda, bütçe harcama- şı l ı k gelmektedir. Bunun nedeni, 1989-93 dö- alanlar ı nda
lar ı ndaki 1994 sonras ı ndaki büyümenin de neminin görece yüksek ücret art ış lar ı n ı n 5 Ni- 1999 y ı l ı nda
içeriksiz/kof bir büyüme oldu ğ u apaç ı k orta- san Kararlar ı 'n ı n rövan ş anlayışıyla 1994 sonra-
ya ç ı kmaktad ı r. Birinci sat ı ra göre 1990'larda s ı nda geri al ı nmaya çal ışı lmas ı d ı r. Milli gelire
857 trilyon TL
bütçe harcamalar ı 1980'lere hatta 1970'lere oranla en fazla yüzde 13 düzeyine çak ı l ı p kal- zarar
k ı yasla güçlü bir s ı çrama yapm ış gözükmekle
birlikte, faiz d ışı ndaki bütçe harcamalar ı nda
a m ış görünen gerçek kamu harcamalar ı düzeyi-
nin (veya isterseniz yüzde 20 düzeyindeki bir
etmi ş lerken,
benzer güçte bir s ı çrama görülmemektedir. faiz d ışı harcama oran ı n ı n) Türkiye boyutunda
faaliyet d ışı
Hatta, 1977-80 döneminin faiz d ışı bütçe har- bir devletin istikrarl ı bir biçimde yönetilmesi ve gelirleri bir
cy
camalar ı boyutlar ı n ı n anlaml ı ölçüde a şı la- kalk ı nmac ı iktisat politikalar ı n ı n sürdürülebil- önceki y ı la
mad ığı saptanabilmektedir. mesi aç ı s ı ndan yeterli bir düzeyi temsil etmedi-
Bir ba ş ka saptama, milli gelirin yakla şı k ğ i aç ı ktı r. 1984-88 döneminin (özellikle 1984-
göre yüzde 225
beşte biri oran ı nda bir faiz d ışı harcama ya- 85'in) reel harcama çöküntüsü aç ı s ı ndan bu artarak
pabilmek için gerekli olan toplam bütçe har- tespit daha da kritik bir öneme sahiptir; çünkü, 1 katrilyon 577
camas ı n ı n oransal büyüklükleri aras ı nda, ek olarak, izleyen dönemlerin hizmet ürete-
trilyon Wye
pe

1970'ler ile 2000 y ı l ı karşı laştı r ı ld ığı nda, iki mez bütçelerinin kaderi bu dönemde olu şturu-
kata yak ı n bir fark olmas ı d ı r! Kamu finans- lan sosyal devlete ve kamusal hizmet üretimi- çı km ış, böylece
man ı yönünden bak ı ld ığı nda, milli gelirin ne düş man politikalarca çizilmi ştir. devletin
beşte biri büyüklü ğ ünde bir faiz d ışı kamu
hizmeti sunumundan yararlanabilmek için fi- 3. İ dari/ İş levsel Ayı rı m Bakı m ı ndan
s ı rtı ndan
nanse edilmesi gereken toplam bütçe harca- Bütçelerin Bozulan Yap ı s ı durumu
mas ı büyüklü ğ ü 1977-80'de yüzde 20.7 düze- Bütçe harcamalar ı n ı n s ı n ı fland ı r ı lmas ı n- kurtarm ışlard ı r.
yinde iken, 2000 y ı l ı nda yüzde 37'e ç ı km ış da ekonomik ay ı r ı m d ışı nda iki ay ı rı m şekli
bulunmaktad ı r! daha bulunmaktad ı r: idari ay ı r ı m ile i ş levsel
Peki acaba vergi mükelleflerinin, halk ı n, (fonksiyonel) ay ı r ı m. Türkiye'deki devlet mu-
bu bedeli ödemesi zorunlu mudur? Vergi hasebesinin yetersizlikleri yüzünden bütçe
mükelleflerinin sermaye alt grubu aç ı s ı ndan harcamalar ı n ı i ş levsel aç ı dan anlaml ı bir ay ı -
meseleye bak ı l ı rsa, bu kesimin vergilerden r ı ma tabi tutmak mümkün de ğ ildir. Esasen
yak ı nmaya hakk ı bulunmamaktad ı r; çünkü bu nedenle, Bütçe Gerekçelerinde verilen ve
ödedi ğ i vergiden daha fazlas ı n ı faiz transfer idari/fonksiyonel üst ba ş l ığı yla sunulan veri-
harcamalar ı ve vergi te şvikleri (vergi harca- ler esas itibariyle idari ay ı r ı m temellidir. Ge-
mas ı ) yoluyla, hatta ödedi ğ i vergiden daha nel ve katma bütçeli idarelerin belirli i ş lev alt
T !ET 3;TTM !:

fazla kamu hizmetinden yararlanmak yoluy- kümeleri itibariyle s ı n ı fland ı r ı lmalar ı sorunu
la geri almaktad ı r. Ku ş kusuz bu gelir trans- çözmemektedir. Çünkü kümelendirmeler is-
ferlerinin sermaye içi da ğı l ı m ı da eş itsizlik te- ter istemez baz ı keyfilikler ta şı makta; baz ı
melinde yap ı lmaktad ı r. idarelerin hizmetlerinin birden fazla i ş lev kü-

flı
Tablo 4: Bütçe Harcama Büyüklüklerindeki De ğ iş im (GSMH'ye Oranla)

1977-80 1981-83 1984-88 1989-93 1994-98 1999 2000' 2001'


Bütçe Harcamalar ı 20.7 18.8 16.3 19.7 25.6 35.9 37.3 31.5
Faiz hariç bütçe har. 20.1 17.7 13.6 16.2 16.8 22.2 21.0 20.7
Gerçek bütçe harcama.
(cari + yat ı r ı m) 13.3 11.7 9.1 11.7 10.6 13.7 13.0 13.2

Kaynak: Maliye Bakanl ığı , Bütçe Gerekçeleri ve Y ı ll ı k Ekonomik Raporlardan yararlanarak düzenlenmi ştir.
a) Gerçekle ş me tahmini (Bütçe harcamalar ı için ilk 9 ayl ı k gerçekle şmeler temelinde, GSMH için ilk 6 ayl ı k gerçek-
leş meler temelinde yap ı lan y ı l sonu tahminleri üzerinden hesaplanm ışt ı r).
b) Program tahmini (Harcamalara ili ş kin bütçe teklifi GSMH için program tahminine oranlanm ışt ı r).

mesini ilgilendirmesi gibi sorunlar çözüleme- A ğı rl ı kla enerji, ula şı m, sulama gibi kol-
mekte; daha da önemlisi, do ğ ru kümelendi- lektif üretim alt yap ı s ı n ı ilgilendiren ekono-
rilmi ş idareler için dahi, harcamalar ı n tümüy- mik hizmetlerin (bir anlamda bütçenin yat ı -
le tek bir i ş leve yönlendirilmemi ş oldu ğ u dik- r ı mlar ı n ı n) erime sürecinin, tüm di ğ er hiz-
kate al ı namamaktad ı r3 . met kalemlerinden daha dramatik oldu ğ u
Buna ra ğ men bu kümelendirme çabalar ı - görülmektedir.
n ı n büsbütün yarars ı z oldu ğ u da söylene- Sosyal/kültürel gereksinime yönelik harca-
mez. Daha iyisinin yap ı lmas ı n ı n veri taban ı malar ı n göreli öneminin yar ı yar ı ya azalm ış ol-
itibariyle olanaks ı z oldu ğ u bir ortamda, ana mas ı , esasen zay ıf olan sosyal devlet yap ı s ı n ı n
trendleri izlemekten kendimizi tamamen ko- iyice çökü ş üne yol açm ışt ı r. Bu sürecin e ğ itim
parmamak bak ı m ı ndan bu çabalar olumlu- vergisi gibi ek yüklerin getirildi ğ i bir dönemde 3 Örneğ in, Milli
Eğitim Bakanlığı 'nın
dur. Ayr ı ca, harcama bile ş imlerinin e ğ ilimsel
tahlilini yapmakla s ı n ı rl ı kald ığı m ı z sürece bu
aortaya ç ı kmas ı ayr ı ca dikkate de ğ erdir.
Ekonomik ay ı rı mda da görüldü ğ ü gibi,
ödeneğ inin
"eğitim-sa ğlı k-
çabalar ı n sonuçlar ı n ı n anlaml ı oldu ğ unu da devleti devlet yapan i ş levlerin bir bir erimesi- kültür" kümesi
altında toplanması
dü ş ünebiliriz. nin arkas ı ndaki ana etken, sermayeye dolay-
cy
doğal gözükebilir;
Esas olarak Bütçe Gerekçelerindeki ay ı rı - s ı z rant aktar ı mlar ı n ı n önceli ğ i olmaktad ı r. peki ama, bu
m ı n izini sürerek haz ı rlanan ancak farkl ı bir Bu yap ı de ğ i ş medikçe, Türkiye'nin geli ş - bakanlığı n destek
hizmetlerinin
kavramsal tahlile dayanan' Tablo 5, bütçelerin mi ş ülke statüsüne ula ş ma hayallerinin asla
(şoför, odacı,
sadece 1990'lardaki bile ş iminin izlenmesi du- gerçekle şemeyece ğ i aç ı kt ı r'. Daha vahimi, sekreter,
rumunda dahi ne denli anti-sosyal bir yap ı ya Türkiye'nin "geli ş mekte olan ülke" kimli ğ in- muhasebeci, vs). bu
büründü ğ ünü anlamak için yeterli olmaktad ı r. den "azgeli ş mi ş ülke" kimli ğ ine doğ ru geriye başlık yerine "genel
pe

hizmetler" ba şlığı
Oldukça sorunlu gözüken 2001 y ı l ı rakamlar ı do ğ ru yolculuk yapan ülkeler saf ı na kat ı lma- altında yer alması
d ışar ı da tutulursa, 1992 ile 2000 y ı llar ı n ı n kar- s ı için fazla bir mesafe kalmam ışt ı r. daha doğru
şı la şt ı rı lmas ı ndan ş u sonuçlar ortaya ç ı kmakta- olmayacak m ıdı r?

d ı r: Sermayeye dolays ı z rant (faiz) aktar ı mlar ı- 4. 2000 Y ı l ı Bütçesinin Hedeflerine Art ı k 4 Bu konuda bakınız:
n ı n ipote ğ i alt ı na giren bütçeleme süreci, ge- Güvenilebilir mi? Oğuz Oyan,
nel hizmetler d ışı nda tüm fonksiyonlar ı n ı n Türkiye'de bütçelerin ba ş lang ı ç teklifle- "Devleti Yeniden
Biçimlendirme
aşı nd ı r ı ld ığı bir sürece sokulmu ştur. Devlet çar- rinden sapmalar o kadar güçlü olmaktad ı r ki
Çabaları ve
kı n ı n iş letim maliyetlerinin göreli art ışı ise pek bütçelerin samimiyeti genelde sorgulan ı r ol- Sendikal Tavır",
sevindirici de ğ ildir, zira daha ziyade Maliye Ba- maktan kurtulamamaktad ı r. Istikrar progra- Türk-Iş Yıllığı 99,
cilt 2, ss. 1-28.
kanl ığı ve Hazine Müste şarl ığı 'n ı n faiz d ışı m ı süresince daha güvenilir bütçeler yap ı lma-
transferlerinin art ışı ile Diyanet İş leri Ba ş kanl ı - ya gayret ediliyor olmakla birlikte, 22 Kas ı m 5 Bu arada AB
ğı'n ı n kadrolar ı n ı n ve bütçesinin geni şlemesin- Mali Krizi bu program ı n henüz ikinci y ı l ı nda ortaklığı
hayallerinin gerçek-
den kaynaklanmaktad ı r. bizi benzer bir sorgulamaya geri döndürmü ş
leşmeyeceği de
Sosyal zorlama yönlü harcamalar ı n azal ı - bulunmaktad ı r. açıktır, ama bunun
şı ndan ise herhalde kayg ı lanmak gerekmi- Kriz öncesine geri dönüp bütçe dengele- başka nedenleri de
yor; ancak burada fonlar arac ı l ığı yla bütçe bulunmaktadır
rine bak ı ld ığı nda, yapt ığı m ı z ele ştirel de ğ er-
d ışı na ç ı k ışı n öneminin belirsizli ğ ini korudu- lendirme ş u çerçevede olabiliyordd: 6 Bu değerlendirme,
ğ unu belirtmek gerekir. Buna ra ğ men, Gü- Enflasyonun çift haneli rakamlarla art ışı aşa ğı yukarı, Dünya
neydo ğ u operasyonlar ı n ı n yükseli ş y ı l ı olan devam etmesine ra ğ men, bu bütçede harca- Gazetesi'ndeki
haftalık
1992 ile azal ış y ı l ı olan 2000'in kar şı la şt ı r ı l ı yor ma art ışı n ı n sadece yüzde 4.3'le s ı n ı rl ı tutul- yazılarım ızda
olmas ı n ı n etkileri de dikkate al ı nmal ı d ı r. mas ı bir anlamda yakla şı k s ı fı r nominal art ış - yap ılmıştı.
Tablo 5: Bütçe Harcamalar ı n ın idari / İşlevsel Da ğı l ım ı (Bütçe gider büyüklü ğüne oranla yüzde paylar)

1992 2000 2001


H' B.Ö. 8 B.T. 9
1) Genel Hizmetler'° (Devletin i ş letim maliyetleri) 20.1 23.3 26.6
2) Sosyal Zorlama/Düzenleme Harcamalar ı
(Savunma-Emniyet-Adalet)" 18.8 13.1 15.8
3) Kollektif Üretim Altyap ı s ı (Ekonomik hizm.)'' 17.0 6.2 8.5
4) Sosyal Gereksinim Harc. 13 (E ğ itim-Sa ğ l ı k-Kültür) 26.1 12.3 14.6
5) Sermayeye Dolays ı z Rant Aktar ı mlan'a 17.9 45.2 34.5
Toplam 100 100 100
Kaynak: Maliye Bakanl ığı Bütçe Gerekçelerindeki s ı n ıfland ı rmaya büyük ölçüde uyularak taraf ı m ı zca kümelendiril- 7 Gerçekleşmiş harca-
mi ştir. Örne ğ in bak ı n ı z, 2001 Y ı l ı Bütçe Gerekçesi, s.45-46 ve 12. malar
8 Başlangı ç ödeneği
9 Başlangıç teklifi
l ı bir bütçeyle kar şı kar şı ya oldu ğ umuz anla- Gelir rakamlar ı na bak ı l ı rsa, 2001 y ı l ı büt- 10 TBMM,
Cumhurba şkanlığı,
m ı ndad ı r. Dolay ı s ı yla, reel olarak enflasyon çesi, büyüme h ı z ı n ı n ve fiyat art ış lar ı n ı n
Sayış tay, Anayasa
ölçüsünde daralacak bir bütçe büyüklü ğ ü söz yava ş lama senaryosu alt ı nda, 2000 y ı l ı büt- Mah., Dan ıştay,
konusu olmaktad ı r. Bu, geçmi ş y ı llarda görül- çesi gerçekle ş me tahminlerine göre yüzde Başbakanlı k, DPT
DIE, Diyanet Işleri
medik ölçüde bir bütçe daralmas ı anlam ı na 23.9 oran ı nda bir gelir art ışı hedefliyor. Bu
Bş k., Tapu ve
geldi ğ i için yenidir. Ama yeni oldu ğ u için art ış beklentisi, vergi gelirleri söz konusu ol- Kadastro G.M.,
olumlu say ı lamaz, çünkü y ı llard ı r bütçenin du ğ unda yüzde 19.7 iken, özelle ştirme gelir- içişleri B., D ışişleri
B., D. Meteoroloji
topluma dönük hizmetleri zaten ya daral- lerinde yüzde 87.8'e yükseliyor.
Iş . G.M., Sanayi ve
makta ya da yerinde saymaktad ı r. Olumlu
a Alt ay ı r ı mlara bakmadan sorulmas ı Tic. B., Maliye B.,
görünen tek ş ey, faizlerin bütçe harcamalar ı - gereken öncelikli soru, bu beklentinin ne Hazine Müs., D ış
na oran ı n ı n azal ı yor gözükmesidir. Ancak, derece gerçekçi oldu ğ udur. Özelleştirme gelir- Tic. Müs., Gümrük
Müs.
cy
olumlu ğ un sürmesi için, faiz ödemelerinin leri için her y ı l iddial ı hedeflerin saptanmas ı ve 11 Milli Savunma B.,
azal ışı ndan sa ğ lanacak kaynaklar ı n bütünüy- hedeflerin tutmamas ı kan ı ksand ığı için, bu Jandarma G.
le faiz di ş i harcamalara kayd ı r ı lmas ı , böylece konuda yorum yapmak zor. Ancak, özelle ştir- Komutanl ığı, Sahil
Güvenlik
y ı llard ı r tay ı nlanan devletin hizmet üretimi- me gelirlerinin tümünün bütçele ştirilmesi Komutanlığı,
nin biraz nefes almas ı n ı n sa ğ lanmas ı yd ı . Oy- önünde 4046 say ı l ı yasa hükümleri oldu ğ unu Emniyet G. M.,
sa bu ancak k ı smen yap ı lmaktad ı r. Faiz azal ı - da unutmamak gerekiyor. Bu alandan bek- Adalet B., Yarg ıtay
12 Tarı m ve Köy Işleri
şı ndan sa ğ lanan tasarrufun önemli bir bölü- lenen gelirlerin sa ğ lanamamas ı durumunda,
pe

B., Orman B.,Orman


mü "faiz d ışı denge" nin daha fazla pozitif Hazine'nin nakit dengesinin bozulaca ğı n ı ve G.M., Köy Hiz.
bakiye vermesine ayr ı lmakta, yani borç faiz daha yüksek faizlerle borçlanmak zorunda G.M., Tarım
Reformu G. M., DSI,
ödemelerine tahsis edilmektedir (Böylece kalaca ğı n ı , bu durumda tüm makro ekonomik
Karayolları G.M.,
borç yükünde küçük iyile ştirmelerin ve borç dengeler aç ı s ı ndan soru i ş aretleri olu şaca ğı n ı Bayındırlı k ve Iskan
ödeme kabiliyetinin yükseltilmesinin sa ğ lan- bugünden söylemek mümkün. B., Ulaştırma B.,
Denizcilik Müs.,
mas ı amaçlanmaktad ı r. Vergi gelirlerine topluca bak ı ld ığı nda ve
Enerji ve Tabii
Tablo 4'ten 2001 y ı l ı bütçe teklifi rakam- salt ortalama enflasyonun etkisi dikkate al ı n- Kaynaklar B., Petrol
lar ı n ı n GSMH'ye oranlar ı izlenirse, milli gelir- d ığı nda hedefin tutturulmas ı ilk bak ışta zor Işleri G.M.. (Bu
deki reel büyümeye ra ğ men bütçe har- gözükmüyor. Ancak, ayr ı nt ı lara inildi ğ inde başlık altına
tarafımızca Turizm
camalar ı ndaki reel küçülmenin ortak etkisiy- baz ı tereddütler do ğ uyor. 2000 yı l ı nda gün- Bakanlığı bütçesi de
le, bütçe harcamalar ı n ı n göreli büyük- demde olan ola ğ anüstü vergiler, özellikle faiz eklenmiştir).
lü ğ ünün darald ığı ; buna karşı l ı k, faiz vergisi devre d ışı kalm ış olmasa, belki tered- 13 Milli Eğitim B.,
YÖK, Üniversiteler,
ödemelerindeki azal ış bütünüyle faiz d ışı düt olmayacakt ı . Ancak ek vergilerin yüzde
Sağ lı k B., Hudut ve
harcamalara yans ıt ı lmad ığı için burada da bir 65'ini tek ba şı na sa ğ layan ve 2000 sonunda Sahüler Sa ğlı k G.M.,
küçülmenin ortaya ç ı kt ığı görülmektedir. getirisi 1.6' katrilyon TL civar ı nda olu şacak Kültür Bakanlığı,
Mr=r1U4 TEPTMM

Çalışma ve Sosyal
Buna ra ğ men faiz d ışı bütçe harcamalar ı n- olan faiz vergisinin devre d ışı b ı rak ı lmas ı , bu
Güvenlik B., Çevre
daki azal ışı s ı n ı rl ı tutulma çabas ı var gibi arada devlet tahvili ve Hazine bonolar ı ndan B., Vakıflar G.M.,
gözükmekteydi; ama tabloda görülmeyen elde edilen faiz gelirine mevcut uygulaman ı n Gençlik ve Spor
G.M., Sosyal
gerçek, gerçek enflasyon beklentisinin resmi fiilen istisna tan ı mas ı nedeniyle, 2001 y ı l ı ver-
Hizmetler ve Ç.E.K.
hedefin üzerinde oldu ğ u, dolay ı s ı yla burada- gilerinde ortaya ç ı kacak önemli azal ış lar ı n da Genel Müdürlü ğü.
ki reel a şı nman ı n daha fazla olaca ğı yd ı . telafi ş.i gerekecek. 14 Faiz harcamalar ı

Telafi mekanizmas ı , yeni operasyonlar ı , Öte yandan milli gelirde y ı l ı n ilk yar ı s ı nda
ıt sistemden kalkm ış (hayat standard ı esas ı ortaya ç ı kma olas ı l ığı yükselmi ş gözüken
gibi) vergilere dönü ş ü, ola ğ anüstü vergilerin negatif büyüme e ğ iliminin, kamu har-
bir süre daha korunmas ı n ı gündeme getire- camalar ı n ı n milli gelir içindeki pay ı n ı n
bilecek. Bir kere baz ı ek vergiler (özel dü ş ü ş üne olanak vermesi zordur.
ileti ş im, özel i ş lem ve kurumlar ı n katk ı pay- Ayn ı şekilde, gerileyen bir ekonomide
lar ı ) korunmakla yetinilmeyip, kald ı rı lan ek gelir hedeflerini tutturman ı n ilave güçlükleri
motorlu ta şı tlar vergisi yerine MTV'ye en olu ş mu ş durumdad ı r. Gerçi, nominal mutlak
az ı ndan yeniden de ğ erleme oran ı n ı n uy- rakamlar düzeyinde gelir hedeflerinin belki
gulanmas ı yla kay ı pları n telafisi öngörülecek. a şı lmas ı bile mümkün olabilecektir ama
Ayni oran ı n, ta şı t al ı m vergisine, damga ver- bunun nedeni büyük olas ı l ı kla yükselen enf-
gisine, harçlara da uygulanmas ı dü ş ünülüyor. lasyonist bask ı lar olacakt ı r. Bu arada, ser- Bütçenin faiz
Emlak vergisi ve çöp vergisi için de yeniden mayenin vergi zorlamalar ı na karşı daha fazla
harcamalar ı n
değ erleme oran ı n ı n yar ı s ı kadar bir zam gün- direnç gösterece ğ ini, ba şar ı l ı olamazsa (hat-
demde. Böylece vergi art ış lar ı nda geçmi ş ta k ı smen olsa bile) kay ı t d ışı na kaç ışı h ı zlan- dolay ı s ı yla
enflasyon dikkate al ı n ı rken, ücret/maa ş art ış - d ı raca ğı n ı da göz önüne almak gerekecektir. genel bütçe
lar ı nda gelecek enflasyonun hesaba kat ı l- Kamu çal ış anlar ı n ı n maa ş ve ücretleri ile
aç ığı nı n
mas ı gibi çifte standard ı ve her zamanki gibi çiftçi gelirlerinin, gelecek enflasyon aldat-
emekçileri cezaland ı ran bir anlay ış sürdürül- macas ı ve özveri ça ğ r ı lar ı zemininde reel
planland ığı
mek istenecek gözüküyor. olarak a şı nd ı r ı lmas ı niyetlerinin, program ölçüde
Üstelik bununla da yetinilmeyece ğ i an- hedeflerinin tüm inand ı r ı c ı l ığı n ı yitirdi ğ i azalt ı lmas ı da
la şı l ı yor. Gelir vergisi dilimlerini yeniden ko ş ullarda gerçekle ş me düzeyi ne olacakt ı r?
de ğ erleme oran ı yla çarparak geni ş letmek IMF/Dünya Bankas ı ikizinin daha da kat ı la ş-
acaba yeni
yerine, hedeflenen enflasyon civar ı nda yüz- ko ş ullarda
de 12'lik bir art ış a tabi tutmak amaçlan ı yor.
a
t ı rd ığı bu dayatmalara kar şı toplumsal diren-
cin bir sonucunun siyasal istikrars ı zl ığ a mümkün
Ayn ı ş ekilde, ücretlilere uygulanan özel in- yeniden dönü ş olmas ı , hiç de küçümsenecek
dirimin de dü ş ük bir art ış a konu olmas ı tasar- bir olas ı l ı k olarak gözükmemektedir.
olabilecek
cy
lan ı yor. Böylece bütçeye, anti-sosyal özlü is- Döviz ç ı pas ı ile enflasyon e ğ ilimleri aras ı n- midir? Buna
tikrar program ı nda merkezi bir rol veril- daki tüm paralelliklerin kopmas ı durumunda imkan görül-
k mesine devam edilecek gözüküyor. gündeme gelebilecek cari aç ı k s ı çramalar ı ,
Kriz sonras ı ndan bakt ığı m ı zda bu de ğ er-
memektedir.
para ikamesi e ğ ilimin daha da peki ş mesi ve
lendirmelerin gerçeklik paylar ı n ı k ı smen devalüasyon beklentilerinin yay ı lmas ı
korudu ğ unu, hatta bütçenin anti-sosyal özü durumunda sistemin tüm sigortalar' atacakt ı r.
pe

itibariyle baz ı lar ı n ı n daha da güçlendi ğ ini Kı sacas ı , kriz sonras ı ndaki durum 2001 y ı l ı na
tespit edebiliriz; ancak, birçok hedefin de an- ili ş kin olarak hiçbir umut i şareti vermemek-
lam ı n ı yitirdi ğ ini görmekteyiz. tedir. Bütün bu geli ş melerden daha otoriter
Örne ğ in bütçenin faiz harcamalar ı n rejimlerin türemesi olas ı l ığı ise, emekçi kesim-
dolay ı s ı yla genel bütçe aç ığı n ı n planland ığı ler aç ı s ı ndan tam bir karabasan senaryosu
ölçüde azalt ı lmas ı da acaba yeni ko ş ullarda olacakt ı r. Umar ı z, olumsuz beklentileri k ı racak
mümkün olabilecek midir? Buna imkan mucizeyi geli şmeler 2001 y ı l ı n ı n ve devam ı n ı n
görülmemektedir. kurtar ı lmas ı n ı sa ğ lar.

LÜTFEN NOT EDINIZ!


ÜYE Aİ DATLARINIZI ve BAĞI Ş LARINIZI, AŞAĞ IDAK İ BANKA
Ş UBELER İ NE YATIRAB İ Lİ R veya SEKRETERYAMIZI ARAYABİ Lİ RS İ N İ Z.

IKTISAT FAKÜLTESI MEZUNLARI CEMIYETI ( İ FMC)


IMİ3=1211=1=

Cumhuriyet Cad. Ceylan Apt. No: 27/6 80090 Taksim/ İ STANBUL


Tel: (0212) 250 50 34 - 235 61 55 • Fax: (0212) 255 17 73
Internet: www.ifmc.org.tr • E-posta: dergi@ifmc.org.tr • bilgi@ifmc.org.tr

İş Bankas ı Taksim Ş ubesi Hesap No. 544077 • Akbank Taksim Ş ubesi Hesop No. 7102

Katk ı lar ı m ızda zenginle şecek daha güzel bir iktisat Dergisi'nde bulu ş mak dileğ iyle...

ıı
istikrar Program ı Bağ lam ı nda Yeni Bütçenin
Anlam ı ve Finansman Sorunu
2001 (mali) y ı l ı konsolide bütçesinin içeri- dirgesi" ile üç y ı ll ı k bir istikrar program ı n ı uy- Sinan
hi

ğ i, anlam ı ve öneminin irdelenmesi, bu ba ğ - gulamaya koyaca ğı taahhüdüne girerek, fi- Sönmez*


lamda finansman boyutunun analizi, bir ön- nansal destek sa ğ lamaks ı z ı n IMF ile Yak ı n iz-
ceki y ı la ili ş kin bütçe öngörüleri ve mevcut leme Anla ş mas ı 'n ı imzalam ışt ı . Taahhüt Mek-
gerçekle ş melerin dikkate al ı nmas ı n ı gerek- tubu'nda ve IMF'nin üçer ay aral ı klarla yapt ı -
tirmektedir. Hiç ku ş kusuz 2000 ve 2001 y ı lla- ğı denetimler sonunda yay ı mlanan bildirge-
r ı na ili ş kin ortak temel veya payday ı (çerçe- lerde ortaya konulan iktisat politikalar ı ve
veyi) son istikrar/yap ı sal uyarlama program ı "yap ı sal reformlara ili ş kin görü ş ler, ilkeler
(ve politikalar ı ) olu şturmaktad ı r. Istikrar/ya- ve yap ı lmas ı planlanan düzenlemeler 2000
p ı sal uyarlama program ı ile bütçe aras ı ndaki y ı l ı ba ş lar ı nda uygulamaya konulan istikrar
ba ğ lant ı n ı n salt teknik boyutlara indirgen- program ı nda çok daha ayr ı nt ı l ı olarak yer al-
mesi yeterince aç ı klay ı c ı olamayacakt ı r. Çün- maktad ı r. Kamu çal ış anlar ı n ı n reel ücretlerin-
kü istikrar program ı kapsam ı içinde yer bulan de a şı nd ı rmalar ve bütçede reel harcamalar ı n
"yap ı sal reformlar" ile Türkiye ekonomisinde daha da k ı s ı lmas ı biçiminde somutla şt ı r ı lan
ve sosyal yap ı da köklü dönü ş ümlerin h ı zla istikrar program ı n ı n yeterli bütünselli ğ e sa-
yap ı lmas ı öngörülmektedir. Bir ba ş ka deyi ş le hip bulunmamas ı ve ayr ı nt ı land ı r ı lmam ış ol-
bu "reformlar" ı n, Türkiye'yi iktisadi, sosyal mas ı na karşı n "yap ı sal reform"olarak nite-
"Yapı sal
ve kurumsal yeniden yap ı lanma ile küresel-
le ş me yörüngesine h ı zla oturtmay ı , " küresel-
a lendirilen dönü ş ümler h ı zla ve kararl ı kla ba ş-
lat ı lm ışt ı r. 1999 y ı l ı nda ya şanan Cumhuriyet reformlar"
ci (globalist) devlet" i olu şturmay ı hedefledi- döneminin en ciddi ekonomik daralmas ı n ı n ile Türkiye
ğ i yads ı namaz bir gerçektir. Bu nihai hedef ekonomik göstergelerde yol açt ığı tahribat
cy
111= ekonomisinde
uygun olarak uygulamaya konulan istikrar da, hükümetin IMF ile imzalanacak stand-by
program ı n ı n üç aya ğı n ı olu şturan maliye po- anla ş mas ı ndan sa ğ lanan finansal destek ve ve sosyal
litikas ı , gelirler politikas ı ile para ve kur poli- bu anla ş man ı n getirece ğ i ekonomik-sosyal- yapıda köklü
tikalar ı n ı n uygulanmas ı nda dolays ı z/dolayl ı siyasal disiplin temelinde yükselen bir istik-
dönüşümlerin
araç olmas ı yönünden merkezi devlet bütçe- rar/yap ı sal uyarlama politikas ı n ı gecikmeksi-
sinin dayand ığı strateji, büyüklü ğ ü, bile ş imi zin yürürlü ğ e koymaya yönelmesini kolayla ş- hızla yap ı lmas ı
pe

ve uygulamas ı önem kazanmaktad ı r. Devlet tı rm ış ve h ı zland ı rm ıştı r. Böylece 24 Ocak öngörülmektedir.


bütçesinin incelenmesi ve yorumu da, bütçe 1980 kararlar ı ile aç ı lan ve ayn ı y ı l ı n Haziran
ba ğ lant ı l ı yönleri a ğı rl ı kl ı olmak üzere istik- ay ı nda IMF ile imzalanan stand-by anla ş mas ı
rar/yap ı sal uyarlama program ve politikalar ı - ile tescil edilen "serbest" piyasa ekonomisi
n ı n üzerinde özlü biçimde durulmas ı n ı ge- döneminin son a şamas ı na, 1994 krizi bir ya-
rektirmektedir. na, 18. stand-by anla ş mas ı ve ş imdilik üç y ı l-
l ı k bir istikrar program ı damgas ı n ı vurmu ştur.
1. Neden İ stikrar/Yap ı sal Uyum Program ı ? • Burada sorulmas ı gerekli bir di ğ er soru
Öncelikle birkaç basit soru soral ı m ve ba- da, kamu iç borçlanmas ı n ı n bu denli yüksek
z ı an ı msatmalarda bulunal ı m. olmas ı na, çok yüksek faiz ödemelerinde bu-
• Neden ve nas ı l yeniden bir istikrar lunulmas ı na, kronik krize kap ı lan kamu mali-
program ı na ihtiyaç duyuldu? Bu soru kolay- yesi arac ığı yla bir rant ekonomisi yarat ı lmas ı -
l ı kla yan ıtlanabilir. Yüksek enflasyon, gide- na gerek ulusal otoritelerin, gerekse ba şta
rek artan kamu kesimi finansman ihtiyac ı , ç ığ IMF olmak üzere neden uluslararas ı finans
gibi artan iç borçtan kaynaklanan kütlesel fa- kurulu ş lar ı n ı n seyirci kalm ış olmalar ı, ancak
iz ödemeleri ve di ğ er olumsuz ekonomik son dönemde müdahale etme kararl ığı n ı
göstergeler verilecek yan ıt ı n taban ı n ı olu ş- göstermeleridir. Bu sorunun yan ı t ı iç borçlan-
turmaktad ı r. Biriken olumsuz geli ş meler so- man ı n nedenleri ve mekanizmas ı üzerinde
nunda dönemin koalisyon hükümeti Haziran durulmas ı n ı kaç ı n ı lmaz k ı lmaktad ı r. * Prof. Dr. A.Ü., Siyasal
1998'de aç ı klad ığı "Ekonomik Politikalar Bil- Yal ı n fakat gerekli bir saptama yapal ı m. Bilgiler Fakültesi.


1983 yı l ı nda uygulamaya konulan arz yönlü sahip oldu ğ u gözlenmektedir. Dolay ı s ı yla fi-
iktisat politikas ı n ı n vergi gelirlerinde yol açt ı - nansal serbestle ş menin tamamland ığı 1989 y ı -
ğı ani ve ciddi erozyonun telafi edilmesi ge- l ı n ı n eşi ğ inde iç borçlanman ı n ciddi finansal
reklili ğ i,istikrar ve yap ı sal uyarlama program ı bask ı yaratmaya ba ş lamas ı söz konusudur. D ış
çerçevesinde mali sistemim serbestle ştirilmesi borç faizleri de dikkate al ı nd ığı nda bütçe har-
ve geni ş letilmesi taahhüdünün yan ı s ı ra ka- camalar ı n ı n dörtte birinin faiz ödemelerine
munun "serbest" piyasaya i ş lerlik kazand ı rma kayd ığı ortaya ç ı kmaktad ı r. 1989 y ı l ı nda finan-
do ğ rusunda maliyeti a ğı r altyap ı yatı r ı mlar ı n ı sal serbestle ş menin tamama erdirilmesiyle bir-
üstlenmesine ba ğ l ı olarak kamu harcamalar ı - likte iktisat politikalar ı nda yeni bir dönem
n ı n artmas ı, bu ba ğ lamda konsolide bütçe d ı - ba ş lam ışt ı r. Bu ba ğ lamda k ı sa vadeli sermaye
şı nda yer alan kamu birimlerinin faaliyetleri giri ş inin h ı zland ı r ı lmas ı stratejisi faiz hadleri-
sonucunda olu ş an finansman aç ı klar ı n ı n Hazi- nin yukarı çekilmesine yol açt ığı ölçüde faiz
ne taraf ı ndan karşı lanmas ı zorunlulu ğ u iç yükü h ı zla artm ış, maliye politikas ı giderek
borçlanmaya ivme kazand ı ran temel etkenler tasfiye sürecine girerek yerini borç yönetimine
olmu ştur. Ş öyle ki, 1980 öncesinde kamu aç ı k- b ı rak ı rken, para politikas ı da aşı r ı de ğ erli TL
lar ı dü ş ük maliyetli kamu fonlar ı ile finanse ve yüksek pozitif politikas ı temelinde yabanc ı
edildi ğ i için, iç borçlanma bir finansman arac ı sermaye giri ş inin özendirilmesi tercihine ba ğ l ı
olmaktan çok ucuz finansman olana ğı sa ğ la- olarak edilgen bir konuma itilmi ştir. Nitekim
yan bir idari mekanizma olarak kullan ı lm ışt ı r. 1989 sonras ı nda faiz yükünün konsolide büt-
Birikmi ş borçlar ı n kritik eş i ğ e gelmesi duru- çe üzerindeki bask ı s ı h ı zlanma sürecine gir-
munda ise konsolidasyona ba şvurulmu ştur'. mi ştir. Bu ba ğ lamda kamu kesimi genel den-
Oysa ki, istikrar ve yap ı sal uyarlama program ı gesindeki çözülmenin en önemli göstergele-
kamu aç ı klar ı n ı n ucuz kamusal fonlardan fi- rinden biri de 1992 y ı l ı ile birlikte kamu harca-
nanse edilmesi olana ğı n ı ortadan kald ı rd ığı
a
nabilir gelirinin cari giderlerin alt ı na dü ş mesi
gibi, sa ğ lanm ış olan Mali Sektör Uyum Kredisi ve zaman içinde finansman aç ığı n ı n h ı zla art-
borçlanman ı n para ve sermaye piyasalar ı na mas ı d ı r2 . Konsolide bütçedeki iç borç faiz öde-
cy
ta şı nmas ı na yol açm ışt ı r. Böylece iç borçlanma melerinin art ışı nda dikkate al ı nmas ı bir etken
bir yandan "liberal" politikalar ı n körükledi ğ i de, konsolide bütçe d ışı nda yer alan kamu
kamu aç ı klar ı n ı n finansman ı nda temel araç ekonomisi birimlerinin finansman aç ı klar ı n ı n
olman ı n yan ı s ı ra, finansal serbestleş me yö- Hazine taraf ı ndan karşı lanmas ı d ı r. Böylece
rüngesine oturtulan ekonomide, devlet tahvi- bütçe kurallar ı na tabi olmayan i ş lemlerin fi-
li ve hazine bonosu ihrac ı yla finansal piyasala- nansal sonuçlar ı konsolide bütçeye yans ı mak-
1 N. Ekzen (1999), "Iç
pe

r ı n geli şmesinde bir ateş leyici olarak kullan ı l- ta, aç ı klann finansman ı için Hazine borçlan- Borçlanma: TBMM
maya ba ş lanm ışt ı r. Seksenli y ı llar ı n ortalar ı n- maya ba şvurmaktad ı r. Bu ba ğ lamda nakit d ışı Devrettiğ i Bütçe
Yetkisini
dan itibaren ba ş layan iç borçlanmadaki t ı r- borçlanma kapsam ı ndaki -nakit d ışı - tahvil ih- Yürütmeden Geri
manmada yasaman ı n yürütmeye bütçe yetki- rac ı n ı n önemli bir a ğı rl ığ a sahip oldu ğ u göz- Almak Zorunda",
sini devretmi ş olmas ı, bu ba ğ lamda yürütme- Türk İş 99 Yıllığı,
-
lenmektedir. Özde bu tür tahviller bütçenin fi-
Cilt 2, Kasım, s.405-
nin bütçe aç ığı n ı n iki kat ı na kadar borçlanma nansman ı için de ğ il, di ğer kamu birimlerinin 16.
yapabilme olana ğı na kavu ş mas ı (1998'de k ı - finansman ihtiyac ı n ı gidermek üzere ve piyasa
s ıtlama getirilmi ştir) mutlaka dikkate al ı nmas ı 2 DPT (1996),
faizinin alt ı ndaki faiz oranlar ı üzerinden Hazi-
Ekonomik ve Sosyal
gerekli bir ö ğ edir. Uluslararas ı piyasalardaki- ne taraf ı ndan ihraç edilen tahvillerdir. Nakit Göstergeler (1950-
nin çok üzerinde pozitif faizler ödeyen devle- d ışı borçlanman ı n toplam iç borç stoku içinde- 1995), Mart, Tablo:
5.1; 5.7; 5.8.
tin h ı zla borçlanmas ı na ba ğ l ı olarak faiz öde- ki pay ı 1998 y ı l ı nda yüzde 18'e ula şı rken, •
melerinin konsolide bütçe üzerindeki bask ı s ı GSMH'ye oran ı da yüzde 4'e e ş itlenmi ştir3. 3 YGürsoy Hürcan
giderek artm ışt ı r. 1988 y ı l ı nda, 1981-87 kesi- Kamu maliyesinde ve iç borçlanmada (1999), Mali
Disiplinin
tinde sa ğ lanan d ış borçlardan kaynaklanan gözlenen olumsuz geli ş meyi veya bir ba ş ka Sağlanmasında
I;YIF1ı\/^7 i ^1ı9L710VıFil:FUIQ^;

kur farklar ı n ı n Hazine taraf ı ndan üstlenilme- deyi ş le kamu maliyesindeki krizi birkaç gös- Yasal
sinin iç borç stokunu art ı rd ığı gözlenmektedir. Düzenlemelerin
terge ile daha da somutla şt ı rmak olanakl ı d ı r.
Yeri, Önemi, Dünya
Nitekim 1988 y ı l ı konsolide bütçesinde iç borç- 1978'de toplam borç faizlerinin bütçe harca- Uygulamaları ve
tan kaynaklanan faiz ödemelerinin transfer malar ı na oran ı yüzde2.2, GSMH'ye oran ı yüz- Türkiye Örneğinin
incelenmesi, Hazine
harcamalar ı içinde en önemli kalemi olu ştur- de 0.6 iken, 1998'de s ı ras ı yla yüzde 23.7 ve
Müsteşarlığı,
du ğ u ve yat ı rı m harcamalar ı na eşit bir a ğı rl ığ a yüzde 4.9, 1994'te yüzde 33.2 ve yüzde 7.7 Ağustos, s.78-82.

<P
olmu ştur. 2000 y ı l ı bütçesine ili ş kin rakamlar mas ı ndan pay almaya dayal ı bankac ı l ı k anla-
ise toplam faiz ödemeleri için bütçeden ayr ı - y ışı bir dizi bankan ı n kurulmas ı na yol açm ış,
lan pay ı n yüzde 45.2 (iç borcun pay ı : yüzde baz ı holdingler kurduklar ı bankalar üzerin-
42.1) oldu ğ unu, hedeflenen GSMH büyüklü- den ucuz kredi sa ğ lamaya yöneldikleri ölçü-
ğ üne oran ı n ise yüzde 17'ye e ş itlendi ğ ini de, yolsuzluklar ve suistimale kap ı lar ard ı na
göstermektedir. 2000 y ı l ı bütçesine ili ş kin öz- kadar aç ı lm ışt ı r.
lü de ğ erlendirmeyi ileride yapaca ğı m ı z için Yukarı da belirtilen geli ş meler ve etkenler
ş imdilik borçlanmaya ili ş kin rasyolar ı ver- dikkate al ı nd ığı nda "liberal" anlay ış do ğ rul-
mekle yetiniyoruz. İ ç borçlanman ı n kazand ı - tusunda büyük sermayenin ve yüksek gelirle-
ğı ivmeyi ve mali sürdürebilirli ğ in olanakl ı rin vergilendirilmesinden vazgeçmenin bütçe
olup olmad ığı n ı gösteren temel göstergeler- aç ı klar ı n ı n olu ş mas ı nda en önemli etken ol-
den biri de yeni iç borçlanman ı n iç borç sto- du ğ u ortaya ç ı kmaktad ı r. Vergilendirme yeri- Devlet iç
kuna oran ı d ı r. 1980 y ı l ı na dek en çok yüzde ne borçlanman ı n ba ş l ı ca kamu finansman borçlanmas ı n-
60 tavan ı na ula ş m ış olan oran, 1980'de yüz- arac ı olarak kullan ı lmas ı , çok büyük finansal
de 67'ye ula ş m ışt ı r. Bir önceki y ı l oran ı n yüz- rantlar ı n do ğ mas ı na yol açt ığı gibi kamu ma-
dan pay
de 52'3'e ula şt ığı dikkate al ı n ı rsa, finansal liyesini de krize sürüklemi ştir. Bir yandan ver- almaya dayal ı
serbestleş menin yüzde 28'lik bir yükselmeye gi yasalar ı nda yer alan ba ğışı kl ı klar ve bo ş - bankac ı l ı k
yol açt ığı ortaya ç ı kmaktad ı r. Oran h ı zl ı art ı - luklar, özellikle de finansal rantlar ı n vergi-
anlay ışı bir dizi
şı n ı sürdürerek 1992'de yüzde 94'e ula ş m ış, lendirilmemesini ve vergiden kaç ı nmay ı ola-
ertesi y ı l ise yüzde 100 baraj ı a şı larak yüzde nakl ı k ı ld ığı gibi, kay ıt d ışı l ığı n adeta özendi-
bankan ı n
105.3'e ula şı lm ış ve izleyen y ı llarda, dalga- rilmesi sonucunda kay ı t d ışı ekonominin bü- kurulmas ı na
lanmalar olmakla birlikte yüzde 100'ün üze- yük boyutlara ula ş mas ı , vergi kayb ı n ı ve ka- yol açm ış , baz ı
rinde bir yeni borçlanma rasyosu olu ş mu ştur. çakç ı l ığı n' ola ğ anla şt ı rm ışt ı r. Aç ı klanan me-
Devlet 1993 y ı l ı ndan itibaren büyük bölümü
a kanizma ve/veya sistemden büyük kazanç
holdingler
borç faizlerinin yol açt ığı bütçe aç ı klar ı n ı n sa ğ layanlar ı n ve rant payla şı m sürecinde kurduklar ı
(ve de kamu aç ı klar ı n ı n) finansman ı için, kendilerince "tatminkar" nema elde edenle- bankalar
cy
mevcut iç borç stokunu a ş an tutarlarda borç- rin bu düzene kar şı ç ı kmalar ı elbette bekle-
üzerinden ucuz
lanmaya gitme ihtiyac ı n ı hissetmi ştir. Büt- nemezdi. Ayr ı ca Türkiye'ye k ı sa vadeli olarak
çe/kamu finansman ı n ı n temel arac ı n ı n borç- yönelen yabanc ı sermayenin konumunu de-
kredi
lanma oldu ğ u bir ekonomide göreli fiyat ya- ğ erlendirebilmek için de uluslararas ı planda- sa ğ lamaya
p ı s ı n ı n, kaynak tahsisinin ve gelir bölü ş ümü- ki geli ş meleri dikkate almak gerekli gözük- yöneldikleri
nün h ı zla bozularak de ğ i ş mesi kaç ı n ı lmaz ol- mektedir. Bu do ğ rultuda basit bir ş ema vere-
ölçüde,
pe

mu ştur. Bu mekanizma reel sektör üzerinde lim': Yetmi ş li y ı llara ba şta ABD olmak üzere
tahripkâr etkiler do ğ ururken, bankac ı l ı k sek- sanayile ş mi ş ülkelerde ortaya ç ı kan karl ı l ı k yolsuzluklar ve
törü de ğ i ş ime u ğ ram ışt ı r. Ekonomideki dö- ve üretkenli ğ in dü ş mesine yol açan kriz, sek- suistimale
nü ş ümün yol açt ığı tahribat ı n bir göstergesi senli y ı llara sermayenin uluslararas ı la ş mas ı -
kap ı lar ard ı na
olarak ISO'nun y ı ll ı k geleneksel anketine gö- n ı n salt reel sektörde de ğ il, özellikle de fi-
re imalat sanayiinde faaliyet gösteren en bü- nansal sektörde h ı zlanarak yeni boyutlar ka-
kadar
yük 500 firman ı n kârlar ı n ı n ortalama olarak zanmas ı , doksanl ı y ı llara ise giderek artan aç ı lm ışt ı r.
yüzde 87'sinden biraz fazlas ı n ı asli faaliyet sermaye fazlas ı n ı n üretken sektörlerdeki t ı -
alan ı n ı n d ışı ndan (tahvil,bono, repo, döviz kan ı kl ı k veya yetersiz kar sa ğ lama nedeniyle
vd.), yani spekülatif plasmanlarla sa ğ lam ış - spekülatif alana kaymas ı damgas ı n ı vurmu ş -
m ış olduklar ı n ı , izleyen 500 firmada ise ora- tur. Doksan ı ' y ı llarda merkez ekonomilerin-
n ı n yüzde 100'ün üzerine ç ı km ış oldu ğ unu deki a şı r ı üretim kapasitesi ve fiili a şı r ı üreti-
bir kez daha an ı msamak gerekiyor. Aç ı k po- me ba ğ l ı olarak net kar oran ı n ı n özellikle
zisyonlar ı n ı art ı rarak Hazine'nin ihraç etti ğ i imalat sanayiinde dü ş ük kalmas ı , ABD eko-
Tgar=nnir=t;r!"
...

borç ka ğı tlar ı n ı n en büyük mü şterisi olan nomisinde gözlenen istikrarl ı büyümeye kar-
özel ticari bankalar ı n karlar ı n ı art ı rd ı klar ı öl- şı n, ortadan kald ı r ı lamam ıştı r. Buna karşı n
ç üde ad ı m ad ı m asli faaliyet alanlar ı ndan kar oran ı n ı n yüksek oldu ğ u hizmetler sektö- 4 5.5önmez (1999),
uzakla ş malar ı ve k ı r ı lgan bir finansal yap ı ya rü, dolay ı s ı yla finansal sektör giderek geni ş- "Gündemdeki Kriz
Üzerine", Marksizm
do ğ ru sürüklenmeleri de tahribat ı n bir ba ş ka lemi ştir. Nitekim finansal serbestle ş menin
,

ve Gelecek, Bahar,
yönünü olu şturmaktad ı r. Devlet iç borçlan- seksenli y ı llar ı n sonu veya doksanl ı y ı llar ı n s.9-36.
ba ş lar ı nda etkinlik kazanmas ı ve yayg ı nla ş- yapamayan ve sadece çal ış maları karşı l ığı elde
mas ı şa şı rt ı c ı de ğ ildir. Bu ba ğ lamda giderek ettikleri gelirle geçinen, toplumun daha dü-
hacmi geni ş leyen finansal sermayenin daha şük gelirli insanlar ıdır" yarg ı sı nda bulunul-
yüksek rantabilite aray ışı na girdi ğ i, bu ranta- maktad ı r6 . Yaln ı zca iktisat ö ğ reniminin henüz
biliteyi yakalad ığı alanlara yöneldi ğ i ve ran- ba ş lar ı nda olan ö ğ rencilerin de ğ il sokaktaki
tabilitenin artmas ı n ı sa ğ layacak düzenleme- vatanda şı n da yapabileceğ i bu tür bir de ğer-
lerde dolays ı z ve dolayl ı olarak insiyatif sahi- lendirmeye resmi belgelerde yer verilmesinin
bi oldu ğ u saptanmaktad ı r. Türkiye'de ciddiye al ı namayaca ğı n ı , bu söylemin istikrar
Türkiye'de iç
1989'da finansal serbestle ş menin tamamlan- politikas ı n ı n ana gerekçesini olu şturmad ığı n ı
mas ıyla birlikte a şı r ı değ erli TL uygulamas ı na öncelikle belirtmek gerekiyor. Buna kar şı n
borçlanman ı n
gidildi ğ ini, böylece k ı sa vadeli sermaye (tica- spekülatif ve arbitraj faaliyetlerinin giderek s ıcak para
ri krediler ve uzun vadeli sermaye piyasas ı daha fazla kayna ğı çekti ğ i ve mali piyasalar ile giri şi ile
kredileri hariç) veya "s ı cak para" giri ş inin kurumlar ı n i ş leyi ş lerini bozdu ğ una ili ş kin sap-
bütünleştirildiği
h ı zland ı r ı lmas ı n ı n amaçland ığı n ı yukar ı da tama istikrar program ı n ı n mant ığı ve kurgusu
belirtmi ştik. Her ne kadar ekonomiye şı r ı nga aç ı s ı ndan daha önemlidir. Bu do ğ rultuda ban- bir sistem
edilen s ı cak paran ı n beklentileri kar şı lamad ı - kalar ı n açt ı klar ı krediler için yüksek reel faiz uygulamaya
ğı belirtilse de brüt giri ş ler ve de ç ı k ış lar ı n talep etmeleri durumunda, kredi sürecinin bo- konulurken,
baz ı y ı llar az ı msanmayacak düzeye ula ş m ış zuldu ğ u ve d ış sermaye elde etme olanaklar ı
oldu ğ u da bir gerçektir. Örne ğ in 1993 y ı l ı nda s ı n ı rl ı olan ş irketlerin zarar gördü ğ ü, 1999 y ı l ı
k ı sa vadede
122 milyar dolar giri ş, 118 milyar dolar ç ı k ış a sonunda GSMH'nin yüzde 58'ine ula şaca ğı yüksek
tekabül eden s ı cak para hareketi gerçekle ş- tahmin edilen kamu sektörü borcunun Türki- rantabilite
mi ştirs. Türkiye'de iç borçlanman ı n s ı cak para ye'yi uluslararas ı mali piyasalar ı n güvenindeki
yakalayan k ı sa
giri ş i ile bütünle ştirildi ğ i bir sistem uygula- ani de ğ i ş ikliklere kar şı zayı f dü ş ürece ğ i vurgu-
maya konulurken, k ı sa vadede yüksek ranta-
a
lanmaktad ı r. istikrar program ı n ı n iç borç yü-
vadeli
bilite yakalayan k ı sa vadeli spekülatif serma- künün bask ı s ı n ı n azalt ı larak bir bütün olarak spekülatif
ye de, riziko de ğ erlendirmesi yaparak belirli d ış finansmana yönelmenin, bir ba ş ka deyi ş le sermaye de,
cy
ölçüde Türk ekonomisine yönelmi ştir. iç borçlanman ı n d ış finansmanla ikame edil-
• Neden istikrar program ı uygulamas ı na
riziko
mesi kurgusu yukar ı da değ inilen son sapta-
geçilmi ştir sorusunun yan ı t ı yaz ı n ı n ba ş lang ı - mada yer bulmaktad ı r. Dikkate al ı nmas ı ge- de ğerlendirmesi
c ı nda verilmi ştir. K ı saca tekrar edelim; kamu rekli bir nokta da küreselle ş me süreci ile öz- yaparak belirti
maliyesinde t ı kan ı kl ı klar ve iç borçlanmada deş leş en "Washington Konsensüsü"'nün poli-
ölçüde Türk
sürdürülebilirli ğ in giderek olanaks ı z hale tika ilkeleri aras ı nda yer alan serbestle ş me,
ekonomisine
pe

gelmesi, bir ba ş ka deyi ş le kamu finansman ı n- deregülasyon, özelle ştirme, makroekonomik


daki t ı kan ı kl ı klar ve çarp ı kla ş mad ı r denilebi- istikrar ve bütçe k ı s ı nt ı lar ı n ı n hükümet tara- yönelmi ştir.
lir. Ancak uluslararas ı boyutun da mutlaka fı ndan uygulamaya konulmas ı ve bu politika-
dikkate al ı nmas ı gerekiyor. lar ı n büyük sermaye taraf ı ndan desteklenme-
istikrar program ı öncesinde uygulanan si, Türkiye'yi küreselle ştirme yörüngesine
politikalar ı n olumsuz etkilerinin irdelenmesin- oturtma hedefiyle ba ğ lant ı l ı d ı r. Bu ba ğ lamda
de ve istikrar program ı n ı n gereklili ğ ine ili ş kin Aral ı k 1999 tarihinde Türkiye'nin AB'ye aday
saptamalar aras ı nda gelir bölü ş ümündeki bo- ülke statüsünün aç ı klanmas ı küreselci bir eko-
zukluklara da yer verildi ğ ini hemen belirtelim. nomik yap ı lanmay ı h ı zland ı rman ı n gerekçele-
2000 Yı l ı Enflasyonu Dü ş ürme Program ı 'nda ri aras ı nda dü ş ünülebilir. Konumuzu a ş ma ve
G.Erçel "Toplumun büyük bölümü enflasyo- yayma tehlikesine sahip olmas ı nedeniyle AB
nun alt ı nda ezilmektedir. Üretken yat ı rı mlar- ile olan ba ğ lant ı lar ı bir kenara b ı rakmakla bir- 5 K.Boratav (2000),
Yeni Dünya
daki yetersizlik, insanlar ı n dü ş ük gelirli marji- likte, gerek Kopenhag kriterleri aras ı nda yer
Düzeni„ Haziran,
nal iş lerde çal ış mas ı na yol açmaktad ı r, bu da alan "serbest" piyasa ekonomisinin geli ştiril- Imge Kitabevi,
17=111===

gelir da ğı l ı m ı n ı n daha da bozulmas ı na yol aç- mesi ve Euro alan ı na kat ı lmas ı söz konusu s.199-202.
maktad ı r" de ğ erlendirmesinde bulunmu ştur. olan AB üyesi ülkeler için Maastricht'te belir-
6 Hazine Müsteşarlığı
IMF'ye sunulan Niyet Mektubu'nda da "..., lenen k ı s ıtlay ı c ı ekonomik-parasal-finansal ku- (2000), Enflasyonla
yüksek enflasyon ortam ı , yüksek reel faizler rallar ı n dikkate al ı nd ığı izleniminin Türki- Mücadele Program ı
Politika
ve istikrars ı z büyümeden en fazla zarar gören- ye'deki yetkililer taraf ı ndan verilmeye çal ışı l- Metinleri,Cilt
ler, yüksek getiri sa ğ layan varl ı klara yat ı r ı m mas ı, gerekse yak ı n tarihlerde KOB'da (Kat ı - Ocak.
2E= l ı m Ortakl ığı Belgesi) IMF'nin denetimi alt ı nda yak ı n tarihe kadar genel direktörü olan M.
yürütülen istikrar program ı n ı n ve özelleştir- Camdessus'nun deyi ş iyle; "...,amaç, k ı saca
melerin sürdürülmesinin yararl ı oldu ğ u konu- özetlenirse,sa ğ l ı kl ı ulusal (finansal) sistemlere
sundaki saptama da istikrar program ı n ı des- ve ihtiyatl ı , saydam makroekonomik politika-
tekleyici etkenler aras ı nda sayı labilir. Türkiye lara dayal ı olan serbest fakat düzenli sermaye
ekonomisinde yeniden yap ı lanma sürecinin hareketlerini olanak!' k ı lacak daha sa ğ l ı kl ı
h ı zland ı rı lmas ı n ı n istikrar odakl ı olmas ı n ı sa ğ - uluslararas ı finansal sistemi in ş a etmektir".
layan çok önemli bir uluslararas ı etken de kriz, Mali politikalarda saydaml ı k, para politikala-
özellikle de finansal kriz rizikosunun hafifletil- rı nda saydaml ı k, finansal yap ı larda saydaml ı k
mesi kayg ı s ı d ı r. 1998'de somutla şan Güneydo- ile bankac ı l ı k sisteminin denetlenmesinin sa ğ-
ğ u Asya krizinin nedenleri uluslararas ı planda l ı kl ı bir ulusal finansal sisteme ula şı lmas ı için Yapısal
tart ış malara yol açm ış ve s ı n ı rs ı z finansal ser- gerekli oldu ğ unu belirten IMF yetkilileri, nihai
reformlara,
bestleş menin do ğ urdu ğ u dengesizlikler ve amac ı n serbestçe i ş leyen uluslararas ı finansal
tahrip edici etkiler ve özellikle IMF'nin krizi sisteme ula şı lmak oldu ğ unu aç ı k seçik ortaya
mali ayarlamay ı
öngöremeyi ş inin ötesinde önerdi ğ i reçetele- koymakta, böylece saydaml ı k kavram ı da yeri- sürdürebilir
rin yeterli olmad ığı hatta krizi körükleyici et- ni bulmaktad ı r. Bir ba ş ka deyi ş le küreselle ş me kı lmak etkinli ğ i
kiler yaratt ığı görü ş ü yank ı yaratm ıştı r Finan- sürecinin daha ileri a şamalara ta şı nmas ı için
sağ lamak ve
sal serbestle ş me, deregülasyon ve özelleştir- ku ş kuya, karars ı zl ığ a yer vermeyecek düzenle-
me eksenli istikrar ve yap ı sal uyum program- melerin yap ı lmas ı , bu ba ğ lamda kamu hesap- artan
lar ı arac ı l ığı yla sorunlu (azgeli ş mi ş) ekonomi- lar ı nda ve i ş lemlerinde aç ı kl ığı n sa ğ lanmas ı özelle ştirme
leri peki ştirilmeye çal ışı lan "serbest" piyasa gerekli görülmektedir. Özetle gerek Türki- gelirleri
eksenli Yeni Dünya Düzeni'ne uyumlu konu- ye'de kamu maliyesindeki krizle özde ş leşen
ma çekmeyi amaçlayan IMF'nin kriz analizi yol ekonomik ve finansal t ı kan ı kl ı klar ve çarp ı k-
sayesinde kamu
gösterici olmaktad ı r. IMF yetkilileri göre krizin
a l ı klar, gerekse uluslararas ı finansal sistemle borcunun
patlak vermesinde ilgili ülkelerde ulusal iktisat bütünle ş me kayg ı s ı ve hedefi istikrar ve yap ı - azalt ı lmas ı n ı
politikalar ı n ı n baz ı uygulamalar ı n ı n k ı r ı lgan sal uyum paketinin aç ı lmas ı na yol açm ışt ı r.
kolayla şt ı rmak
cy
veya zay ı f alanlar ı olu şturdu ğ unu belirtmek-
tedirler. Krizlerin yaln ı zca borçlananlar ı n ha- 2. İ stikrar/Yap ısal Uyum Program ı n ı n Özü
için ihtiyaç
talar ı ndan değ il, tutars ı z risk de ğ erlendirmesi Öncelikle bir an ı msatmada bulunal ı m; vard ı r.
yaparak do ğ ru yat ı r ı m karar ı almayan borç ve- enflasyonla mücadele amac ı na sahip oldu ğ u
renlerin de sorumlu olduklar ı vurgulanmakta- belirtilen istikrar program ı üç temel ögeye da-
d ı r. Bunun yan ı s ı ra uluslar aras ı sermaye ak ı m- yanmaktad ı r. Niyet Mektubunda bu ö ğeler
pe

lar ı nda rol oynayan finansal piyasalar ile ku- kamu sektörü temel fazlas ı n ı n olabildi ğ ince
rumlar ı n gözetimi ve denetiminde resmi oto- yüksek tutulmas ı , yap ı sal reformlar ve tutarl ı
ritelerin gösterdikleri zaafiyetin de dikkate gelir politikalar ı yla desteklenmi ş s ı kı döviz ta-
al ı nmas ı gerekti ğ i belirtilmektedir. Bu şekilde ahhütleridir. Söz konusu ö ğ elerin önemi ve
biriken risk küresel finansal sistemi tehdit et- aralar ı ndaki ba ğ lant ı lar şöyle ifade edilmekte-
mekte, krizlere yol açabilmektedir. IMF'ye gö- dir: "Ba şlang ı çta kamu sektörü temel fazlas ı -
re doksan!' y ı llarda ya şanan krizlerden üç te- n ı n yüksek programlanmas ı gereklidir. Çünkü
mel ders ç ı kar ı lmal ı d ı r. Bunlar ; (a) saydaml ı - kamu hesaplar ı ndaki zay ı fl ı k yüksek enflasyo-
ğı n gereklili ğ i, (b) iyi yönetim (yöneti ş im) (go- nun arkas ı nda yatan temel faktördür. Yap ı sal
od governance) ilkesinin evrensel düzeyde ge- reformlara, mali ayarlamay ı sürdürebilir k ı l-
rek kamu alan ı nda, gerekse özel kesimde sa ğ - mak etkinli ğ i sa ğ lamak ve artan özelle ştirme
lanmas ı , (c) sistemik bir tehdit olu şturan yok- gelirleri sayesinde kamu borcunun azalt ı lmas ı -
5..Sönmez, G.Sak
sullu ğ a karşı koyabilmek için sa ğ lam para, n ı kolayla şt ı rmak için ihtiyaç vard ı r. S ı kı döviz
(2000), "Kamu
yüksek nitelikli ekonomik büyüme ve yoksul- kuru taahhütü ve tutarl ı gelir politikas ı , özel- Hesaplarında
1711731=11:1=FM
'.

lu ğ un azalt ı lmas ı aras ı ndaki mevcut karşı l ı kl ı likle enflasyonla mücadelenin ilk a şamas ı nda, Saydamlık ve Borç
Yönetimi", (bildiri)
ba ğ lant ı ları n öneminin anla şı lmas ı d ı r. Krizle- enflasyon ve faiz oranlar ı n ı n daha h ı zl ı indiril-
XV. Türkiye Maliye
rin engellenmesi, en az ı ndan belirme s ı kl ığı - mesi için gereklidir". Program ı n dayand ığı Sempozyumu,
n ı n ve ş iddetinin azalt ı lmas ı için uyulmas ı ge- ana eksenler s ı k ı maliye/bütçe politikas ı, buna Mayıs, Antalya.

rekli ilkeler ve yap ı lmas ı gerekli düzenlemeler uyumlu para-kur politikas ı ve kamu kesiminde 8 Hazine Müsteşarlığı
çizilen bu çerçevede şekillenmektedir. IMF'nin maa ş-ücretlerin, asgari ücretin, kamu fiyatlar ı - (2000), Cilt:I,
n ı n, döviz kurunun, tar ı msal destekleme fiyat- m ış ve örgüte üye 138 ülkeden ço ğ unun tem-
* lar ı n ı n hedeflenen enflasyona göre ayarlan- silcileri toplant ıya kat ı lm ıştı r. Ş imdilik yaln ı zca
mas ı n ı, özel sektördeki fiyatlar ve ücretlerin "prosedürler ve direktifler" tart ış maya konu
ise hedeflenen enflasyon oran ı n ı dikkate al- olmu ştur Ancak sa ğ l ı k, eğ itim, kültür,çevre gi-
makla birlikte piyasa ko ş ulları nda belirlenme- bi alanlar ı n ticarile ştirilmesi, yani özelle ştiril'-
sini öngören gelirler politikas ı d ı r. Tar ı m politi- mesi amaçlanmaktad ı r. Dünya genelinde sa ğ-
kas ı n ı n rasyonalizasyonu, sosyal güvenlik re- l ı k için y ı ll ı k 3 000 milyar dolar, eğ itim için de
formu, bankac ı l ı k sisteminin yeniden düzen- 2 000 milyar dolarl ı k bir "pazar" projeksiyonu-
lenmesi ve yap ı land ı rı lmas ı, vergi sisteminin nun yap ı ld ığı dikkate al ı n ı rsa, söz konusu hiz-
etkin hale getirilmesi ve vergi uygulamas ı n ı n metlerin özelle ştirilmesi yönündeki taleplerin
güçlendirilmesi, kamu mali yönetiminde say- artaca ğı kesin gözükmektedir. Hükümetin sos-
daml ığı n sa ğ lanmas ı yap ı sal reformlar kapsa- yal güvenlik"reformu" ile emeklilik sigortas ı n ı
m ı na al ı nm ıştı r. Dikkate al ı nmas ı gerekli bir ve sa ğ l ı k sigortas ı n ı özelleştirme yörüngesine
husus da özelle ştirmenin h ı zland ı rı lmas ı d ı r. oturtmay ı hedeflemi ş oldu ğ u saptanmaktad ı r.
"Yap ı sal reformlar" olarak nitelendirilen dö- Niyet Mektubu'nda do ğ rudan göndermede Sosyal güvenlik
nü ş ümlerin kamu kesiminin finansal yönden bulunulan özelleştirmenin salt KIT'leri kapsa-
sisteminin
güçlendirilmesini amaçlad ığı belirtilmektedir. mayaca ğı, ad ı m ad ı m kamu hizmet alan ı n ı n
Bu ba ğ lamda tar ı msal destekleme fiyatlar ı n ı n kapsama al ı naca ğı ortaya ç ı kmaktad ı r. Banka-
yeniden
dü ş ük tutulmas ı n ı n bütçeden yap ı lacak süb- c ı l ı k sektöründeki düzenlemeler ise uluslara- düzenlenmesi
vansiyonlar ı giderek azaltarak s ı fı rlamas ı , sos- ras ı finansal düzene uyum sa ğ lama aç ı s ı ndan ba ğ lam ı nda
yal güvenlik sisteminde gerçekle ştirilecek dü- gerekli görülmü ştür. Kamu borçlanmas ı ndan
zenlemeler sonucunda gene bütçeden yap ı lan
sosyal
sa ğ lad ı klar ı karlarla faaliyetlerini sürdüren, fa-
transferlerin azalt ı lmas ı, vergi sisteminde ve aliyetlerinin ana özelli ğ i olarak da kurulan sa- güvenli ğin ve
kamu mali yönetiminde yap ı lacak reformlar
a
nal ş irketlere kaynak aktarman ı n ön plana ç ı k- sağ l ı k
ve saydaml ığı n sa ğ lanmas ı yla bütçenin etkin- t ığı bir dizi özel ticari bankan ı n devlet eliyle
sigortas ı n ın
lik ve güvenilirli ğ inin, vergi gelirlerinin art ı rı - rehabilite edilmesi ku ş kusuz gerekli olmu ştur.
özelleştirilmesi
cy
laca ğı , böylelikle konsolide bütçenin ve bir bü- Ancak burada gözden kaçmamas ı gereken
11~
tün olarak kamu kesiminin sa ğ l ı kl ı finansal ya- önemli olgu ise yap ı lm ış olan ve yap ı lacak dü- hedeflenmek-
p ı ya kavu şaca ğı, böylelikle de enflasyonist zenlemelerle finansal sermayenin ana gövde- tedir.
bask ı n ı n k ı rı laca ğı ileri sürülmektedir. Yap ı sal sini olu şturan banka sermayesinin yukar ı da
düzenlemelerin büyük bölümü ayn ı zamanda sözü edilen uluslar aras ı finansal entegrasyo-
serbestleş me ve özelleştirmeyi hedeflemekte- na haz ı r hale getirilmesi, bu ba ğ lamda yaban-
pe

dir. Tar ı msal "reform" olarak nitelendirilen c ı sermayeye aç ı lmas ı n ı n amaçlanması d ı r. Ni-
düzenlemelerin tar ı m kesiminde sübvansiyon- tekim üç büyük kamu bankas ı n ı n (Ziraat,
lar ı kald ı rarak uluslararas ı piyasalardaki fiyat- Halk, Emlak) özelle ştirilmesin karar ı n ı n finan-
lara (?) e ş itlenmesini, yani serbestle ş meyi sal kriz ortam ı nda h ı zla al ı nm ış olmas ı şa şı rt ı cı
amaçlamas ı ba ş l ı ba şı na bir yaz ı olmakla birlik- değ ildir. Özetle istikrar program ında makro-
te, sorunlu olan bu kesimi Çok Uluslu Ş irketle- ekonomik istikrar hedeflenirken, bunu ta-
rin ve yerli ortaklar ı n gücüne terk etmesi anla- mamlayaca ğı ileri sürülen yap ısal düzenleme-
m ı na geldi ğ i aç ı ktı r. Sosyal güvenlik sisteminin lerin Türkiye ekonomisini bir bütün olarak kü-
yeniden düzenlenmesi ba ğ lam ı nda sosyal gü- reselleşme yörüngesine oturtmayı hedefledi-
venli ğ in ve sa ğ l ı k sigortas ı n ı n özelleştirilmesi ğini, bu ba ğlamda "Washington Konsensüs "e
hedeflenmektedir. Bu yönetim hiç de şa şı rt ı c ı uygun politikaların ayrıntılı olarak uygulandı-
olmayı p gerek uluslar aras ı plandaki, gerekse ğın ı söyleyebiliriz.
ülke içindeki taleplere koalisyon hükümetinin 7 S.Sönmez, G.Sak
(2000), "Kamu
IMF'nin patronaj ı alt ı nda olumlu yan ıt verme- 3. " İstikrar" ı n Bütçeleri Hesaplarında
si anlam ı na gelmektedir. Bir an ı msatma yapa- istikrar program ı ve politikalar ı n ı n uygu- Saydamlık ve Borç
l ı m: Seattle fiyaskosundan sonra global müza- Yönetimi", (bildiri)
lanmas ı nda maliye politikas ı özel bir yere bir
XV. Türkiye Maliye
kere yerine sektör temelinde müzakere süreci- sahiptir. Maliye politikas ı odakl ı bir istikrar Sempozyumu,
ni başlatan Dünya Ticaret Örgütü, 5 Ekim 2000 paketi yürürlü ğ e konulmu ştur. Maliye politi- Mayıs, Antalya.
tarihinde Cenevre'de hizmetlerin ticarile ştiril- kas ı bağ lam ı nda öncelik kamu kesimi temel
8 Hazine Müsteşarlığı
mesine yönelik 4. Konsey toplant ıs ı n ı ba ş lat- fazlas ı n ı n oluşturulmas ı na tan ı nm ışt ı r. Söz (2000),
konusu fazla; konsolide bütçeyi, bütçe d ışı 6.5'i oran ı nda ek önlemlerin al ı nmas ı gerek-
fonlar ı (BDF), yerel yönetimleri, finans sektö- ti ğ i vurgulanarak, önlemlerin yüzde 5'inin
rü d ışı nda faaliyet gösteren K İT'leri, TCMB'yi gelirler, yüzde 1.5'inin ise harcamalar yönün-
ve kamu bankalar ı n ı n görev zararlar ı n ı kap- de olaca ğı da belirtilmi ştir) Bütçede en bü-
samaktad ı r. Bütçe hedeflerinin tuttturutmas ı yük pay daha önce de belirtildi ğ i üzere, iç
için belirlenmi ş olan performans kriterleri borçtan kaynaklananlar ba şta olmak üzere
aras ı nda konsolide kamu kesimi temel fazla- toplam faiz ödemelerine aittir. Faiz ödemele-
s ı yer almaktad ı r. Söz konusu temel fazlan ı n rinin toplam bütçe harcamalar ı na oran ı yüz-
kapsam ı na ise konsolide bütçe, dört temel de 45.2 (GSMH'nin yüzde 16.9'u) olarak belir-
BDF, sekiz KIT, i şsizlik sigortas ı fonu ve üç sos- lenmi ş olup gerçekle ş me tahmini ise yüzde
yal güvenlik kurulu ş u, (Emekli Sand ığı , SSK, 43.6'd ı r(GSMH'nin yüzde 16.3'ü). Faiz hariç
Ba ğ -Kur) dahil edilmi ştir. Ayr ı ca özelleştirme giderlerin bütçe içindeki pay ı yüzde 54.8
gelirlerinin programdaki önemi dikkate al ı - (GSMH'nin yüzde 20.5'i) olarak belirlenmi ş
narak, temel fazla için özelle ştirme gelirleri- olup, gerçekle ş me tahmini yüzde 56.4'tür
nin üçer ayl ı k endikatif hedeflerini de içeren (GSMH'nin yüzde 21.0'i). Bu harcamalar için-
y ı ll ı k ayr ı bir performans kriterinin belirlen- de Personel harcamalar ı na yüzde 21.6, di ğ er
2000 y ı l ı ile
mesi söz konusudur. Dikkati çeken bir husus carilere yüzde 8.2'lik bir pay ayr ı l ı rken, ger-
da özelleştirme gelirleri hariç olmak üzere çekle ş me tahminleri ise s ı ras ı yla yüzde 21.6
birlikte
konsolide kamu kesiminin genel aç ığı için en- ve yüzde 7.9'dur. Yat ı r ı mlar ı n toplam öde- bütçede birincil
d:katif bir tavan ı n belirlenmesi söz konusu- nekler içindeki pay ı yüzde 5 olup, gerçekle ş- fazla
dur. Performans kriterleri maliye politikas ı - me tahmini yüzde 5.3'tür.(GSMH'nin s ı ras ı yla
hedeflenmesi
r ı n kamu kesimi temel fazlas ı n ı n elde edil- yüzde 2.0 ve yüzde 2.3'ü). Sosyal güvenlik
mesine ve özelleştirme gelirlerine kilitlendi- kurumlar ı n ı n finansman ı için bütçeden yüz- kaç ı n ı lmaz
ğ ini i ş aret etmektedir. Temel fazla kavram ı
a de 7.6'l ı k bir pay ayr ı lm ış olup, gerçekle ş me olarak reel
konsolide bütçeyi kapsad ığı için bütçenin bi- tahmini yüzde 7.4'tür ve bu oranlar
harcamalarda
rincil fazla (faiz d ışı fazla) temelinde olu ştu- GSMH'nin yüzde 2.9'u ile yüzde 2.8'ine teka-
ve faiz
cy
rulmas ı söz konusudur. Nitekim 2000 ve 2001 bül etmektedir'. Ocak-A ğ ustos 2000 kesiti
y ı l ı bütçelerinde amac ı n birincil fazlay ı üst gerçekle ş melerine ili ş kin veriler y ı l sonu ger- ödemeleri
düzeye ta şı mak oldu ğ u gözlenmektedir. Is- çekle ş me tahminlerine göre daha farkl ı bir d ışı ndaki
tikrar program ı öncesinde maliye politikas ı - tabloyu ortaya koymaktad ı r. Ş öyle ki, bütçe
transfer
n ı n i ş levsiz hale geldi ğ i, yerini borç yönetimi- harcamalar ı n ı n dörtte üçüne yak ı n bir bölü-
ne b ı rakt ığı bilinen bir olgudur. Istikrar prog- münün transfer ödemelerinden kaynakland ı - ödemelerinde
pe

ram ı yla acaba bir de ğ i ş iklik olmu ş mudur? ğı , transferlerin yüzde 74'ünü de faiz ödeme- h ı zla k ı s ı ntı
2000 y ı l ı ile birlikte bütçede birincil fazla he- lerinin olu şturdu ğ u (yüzde 53.6) ortaya ç ı k-
yapma gere ğ ini
deflenmesi kaç ı n ı lmaz olarak reel harcama- maktad ı r. Buna kar şı n sosyal güvenlik kurum-
larda ve faiz ödemeleri d ışı ndaki transfer lar ı n ı n harcamalardaki pay ı yüzde 14'tür.
ortaya
ödemelerinde h ı zla k ı s ı nt ı yapma gere ğ ini KIT'lere transferler,SSK'ya ödemeler, ücretli- çı karm ıştı r.
ortaya ç ı karm ışt ı r. lere vergi iadesi ile tar ı msal desteklemeler
2000 y ı l ı bütçesinin genel stratejisi ve bü- toplam ı n ı n bütçe harcamalar ı na oran ı ise
yüklükleri maliye/bütçe politikas ı n ı n özünü yüzde 4 dolaylar ı ndad ı r! Bu anlaml ı rasyo da
ve yap ı s ı n ı da büyük ölçüde gözler önüne iç borç faiz ödemesi stratejisi üzerine oturtul-
sermektedir. Bütçe aç ığı n ı n GSMH'ye oran ı mu ş istikrar bütçesinin mali ve sosyal fatura-
yüzde 11.3 olarak belirlenmi ş ken, gerçekle ş- s ı n ı hangi katmanlar ı n ödedi ğ ini aç ı kça orta-
me tahmini olarak yüzde 9.3 verilmektedir. ya koymaktad ı r. Verilerden önemli bir ç ı kar-
Bunda ek vergilerle sa ğ lanan art ışı n pay ı bu- sama yapabiliriz: Borç yönetimi politikas ı n ı n
lunmaktad ı r. Faiz d ışı fazla bütçede 7 katril- ard ı na -faiz ödemeleri d ışı nda- daralt ı c ı büt-
72=71=11=1=

yon TL (GSMH'ye oran yüzde 5.6) olarak be- çe/maliye politikas ı tak ı lm ışt ı r. Nitekim faizin
lirlenmi ş ken gerçekle ş me tahmini 8.7 katril- bütçe gelirlerine oran ı yüzde 64.9 ve vergi
9 Maliye Bakanlığı
yon TL'dir (yüzde 7.0). (Deprem harcamalar ı - gelirlerine oran ı da bütçede yüzde 88.1 ola- (2000), Maliye
n ı n faiz d ışı fazladan ç ı kar ı lmas ı sonucu ola- rak belirlenmi ş ken, gerçekle ş me tahminleri Bakanı Sümer
Oral'ın 2001 Yı lı
rak yüzde 5.6'l ı k oran belirlenmi ş olup, bu s ı ras ı yla yüzde 58.1 ve yüzde 76.2'dir. Bu Bütçe Konuşması,
düzeyin tutturulmas ı için GSMH'nin yüzde "olumlu" geli ş meden ne çal ışan kesimler pay Kasım, s.53.
almakta, ne de kamu hizmetlerinin niteli ğ in- kalanı ile enflasyon h ı z ı kesilmeye çal ışı l ı rken,
a de bir iyile ş me ve miktar ı nda bir art ış kayde- cari aç ığı do ğ uran ithalattaki t ı rmanma ters
dilmektedir. Bir yandan iç borçlanma ihtiyac ı - yönlü bir etki yarataca ğı gibi, aç ığı n finans-
n ı n azalt ı lmas ı n ı n mali yükü çal ışan kesimle- man ı sorunu da ortaya ç ı k ı yor. Nitekim çok
rin üzerine y ı k ı l ı rken, kamu yat ı rı mlar ı ve ka- iyimser öngörülen yap ı larak belirlenen fiyat
mu hizmetleri erozyona u ğ rat ı lmakta, iç borç- art ışı hedeflerinin y ı l sonu itibariyle (TEFE ve
lanma d ış finansmanla ikame edilmektedir. TÜFE) en az ı ndan onar puan aşı lmas ı beklen-
Nitekim bütçenin finansman ı için 7.5 milyar mektedir. Bu olgu 2001 y ı l ı için saptanan bü-
dolar tutar ı nda d ış borçlanmaya gidildi ğ i ve yüklükleri de sarsaca ğı gibi, 2001 y ı l ı için ön-
Türkiye ekonomisinin nihayet "net d ış borçla- görülen fiyat art ış oranlar ı n ı n de gerçekçi
n ı cı " konumuna geldi ğ i bizzat Maliye Bakan ı olamayaca ğı n ı i şaret etmektedir. Üçüncü bir
taraf ı ndan övünçle dile getirilmektedir'''. nokta ise istikrar modelinin kendi iç tutarl ı l ı -
2001 y ı l ı bütçesinin giderek daralt ı c ı , bu ğı aç ı s ı ndan bütçe/kamu aç ı klar ı n ı n önemli
ba ğ lamda çal ışan kesimler aç ı s ı ndan bask ı c ı ölçüde azalt ı lmas ı , buna ba ğ l ı olarak kamu
ve yoksulla şt ı r ı c ı, kamu hizmetleri ve yat ı r ı m- kesimi temel fazlas ı n ı n yüksek düzeylere
lar ı aç ı s ı ndan a şı nd ı r ı c ı , sosyal politika yönün- ula şt ı r ı lmas ı n ı n gereklili ğ inin yan ı s ı ra Istikrar
den kat ı olaca ğı stand-by anla ş mas ı nda yaz ı - TCMB'nin kamu kesimine nakit kredi açma-
modelin-de d ış
l ı d ı r. Bu nedenle 2001 y ı l ı bütçesinin ekono- mas ı, bankalar ı n gerekli likiditeye sahip ol-
mik bask ı alt ı nda olan katmanlar ve kamu ke- malar ı ve böylece aç ı k piyasa i ş lemleri yoluy- ticaret aç ığı ile
simi aç ı s ı ndan şa şı rt ı c ı bir yönü bulunmamak- la fon sa ğ lama zorunda kalmamalar ı ve ihti- cari aç ı k,
tad ı r.2001 y ı l ı bütçesine ili ş kin yenileri de ğ er- yaç duyduklar ı zaman TL'ye çevirebilecekleri enflasyon
lendirmek için baz ı temel ekonomik büyük- döviz varl ı klar ı na sahip bulunmalar ı da ge-
lükleri, 2001 y ı l ı program ı n ı ve ya şanan finan-
hedefi,
reklidir. Oysa ki, ya şanan finansal krizle bir-
a
sal kriz ortam ı nda, bu sat ı rlar ı n yaz ı ld ığı s ı ra- likte iç tutarl ığ a ili ş kin parasal ve finansal k ı - modelin bizzat
da, IMF'den finansal destek sözü kar şı l ığı nda s ı tlar ı n yerine getirilemedi ğ ini ve/veya bu k ı - iç tutarl ı l ığı
hükümetin aç ı klad ığı yeni angajmanlar ı dik- s ıtlar ı n finansal t ı kan ı kl ı klara yol açt ığı gö-
aç ıs ı ndan
cy
kate almak gerekmektedir. Yeni angajmanlar rülmü ştür. Dolay ı s ı yla istikrar modelinde d ış
ve al ı nmas ı olas ı yeni önlemler 2001 bütçesin- ticaret aç ığı ile cari aç ı k, enflasyon hedefi,
sorunlar ortaya
deki rakamlar ı ve oranlar ı de ğ i ştirebilecek, modelin bizzat iç tutarl ı l ığı aç ı s ı ndan sorun- ç ıkm ışt ı r.
daha kat ı ve yoksulla şt ı r ı cı bir bütçe politika- lar ortaya ç ı km ışt ı r.
s ı ş ekillenebilecektir. Ancak öncelikle 2000 y ı - 2001 y ı l ı için büyüme h ı z ı dü ş ürülerek
l ı na ili ş kin -bütçe d ışı nda yer alan- baz ı temel yüzde 4.5'e çekilmi ştir. TEFE ve TÜFE'deki y ı l
pe

ekonomik büyüklükten üzerinde duraca ğı z ve sonu art ış h ı z ı s ı ras ı yla yüzde 10 ve yüzde 12
istikrar program ı n ı n kurgusuna ili ş kin k ı sa bir olarak belirlenmi ştir. D ış ticaret aç ığı n ı n,
saptamada bulunaca ğı z. 2000 y ı l ı gerçekle ş me tahminini dolaylar ı nda
Istikrar program ı nda döviz kurunun olaca ğı (23 500 milyon dolar) belirtilirken, ca-
kontrollü biçimde yakla şı k olarak "sabit" tu- ri aç ığı n da 6 600 milyon dolara ula ş aca ğı ön-
tulmas ı n ı n ithalat ı özendirece ğ i, ihracattaki görülmü ştür. Yukar ı daki rakamlar ve oranlar
art ışı ise engelleyece ğ i kimi iktisatç ı lar tara- iç talebin k ı s ı laca ğı , böylelikle büyüme art ış
fı ndan sürekli vurguland ı . 2000 y ı l ı ndaki ge- h ı z ı n ı n dü ş ürülece ğ ini ve sonuçta cari aç ığı n
li ş meler öngörülen' do ğ rulad ı . 2000 y ı l ı için azalt ı laca ğı yönünde sinyaller vermektedir.
d ış ticarette 17 750 milyon dolar, cari i ş lem- Bütçede hedeflenen aç ığı n GSMH'ye oran ı
lerde 2 848 milyon dolar tutar ı nda aç ı klar yüzde 3'4'tür. Faiz d ışı fazla da 2000 y ı l ı ger-
öngörülmü ş ken, resmi iyimser gerçekle ş me çekle ş me tahminine göre yar ı m puan art ı rı la-
tahminleri s ı ras ı yla 24 000 milyon dolar ve 8 rak yüzde 7.5 olarak belirlenmi ştir. 2001 y ı l ı
200 milyon dolard ı r. İthalattaki tahmini 6 000 bütçesinin GSMH'ye oran ı yüzde 37.3'den
milyon dolarl ı k art ış yönündeki sapma bu so- (2000 y ı l ı gerçekleş me tahmini) yüzde 31.5' e
nucu vermi ştir. A ğ ustos ay ı sonu itibariyle çekilmi ştir. Faiz hariç giderlerin GSMH'ye ora-
ekonomik büyümede en büyük paya ithalat n ı ise yüzde 0.3'lük bir azalmayla yüzde 20.7
sahip olurken, ticaretin ikinci s ı rada yer al- olarak belirlenmi ştir. Faiz ödemelerinin oran ı
mas ı anlaml ı göstergeler olarak kar şı m ı za ç ı - yüzde 10.9'da tutulurken, personel ödemele- 10 Maliye Bakanlığı
k ı yor. Bu ba ğ lamda kat ı maliye/bütçe politi- rininki yüzde 7.8, yat ı rı mlar ı nki ise yüzde 2.3 (2000), s. 18.
olarak saptanm ışt ı r. Sosyal güvenlik kurumla- tir. Dolay ı s ı yla asl ı nda gerçekçi gözükmeyen
r ı na yap ı lacak ödemelerin pay ı de ğ iştirilme- enflasyon hedefinin tutturulmas ı olanaks ı z- Iıı
yerek yüzde 2.8'de tutulmu ştur. Faiz d ışı faz- la ş acakt ı r. Enflasyon hedefindeki sapmalar
lan ı n yüksek tutulmas ı na uygun olarak reel bütçe büyüklüklerini kaç ı n ı lmaz olarak etki-
harcamalar dü ş ük düzeyini korumakta, bu leyecektir.
bağ lamda kamu hizmetleri ve yat ı r ı mlar ı n- Kamu ka ğı tlar ı nda ve olas ı l ı kla banka
daki a şı nmalar sürmekte ve kamu çal ışanları - kredi faizlerindeki t ı rmanma reel sektörü
n ı n reel ücretleri a şa ğı çekilmeye devam et- olumsuz yönde etkileyebilir. Böyle bir geli ş-
mektedir. Faiz ödemelerinde öngörülen dü- me ise büyüme h ı z ı n ı a ş a ğı çekecektir. Dünya
ş ü ş ün belirtilen alan ve gruplara yans ı t ı lmas ı Bankas ı 'n ı n 2001 y ı l ı için uluslararas ı planda
söz konusu olmayacakt ı r. Finansman aç ı s ı n- büyüme h ı z ı n ı n düşeceğ ine ili ş kin öngörüsü,
dan özelleştirmeden sa ğ lanacak gelirler ve kriz ortam ı ndaki Türkiye ekonomisi için
geleneksel olarak çal ışan kesimler üzerine olumsuz bir sinyal olarak alg ı lanmal ı d ı r. Bu
yüklenen vergi art ış lar ı ile 43.1 katrilyon TL olgular a ş amal ı olarak verilece ğ i aç ı klanan
dolaylar ı nda bir gelir sa ğ lanaca ğı kurgulan- d ış borca kar şı n ekonomide a şamal ı olarak t ı -
maktad ı r. Aç ığı n 4.8 katrilyon TL'lik bölümü- kan ı kl ı klar ı n olabilece ğ i ku ş kusunu yarat-
nün iç borçlanma, 0.4 katrilyonluk bölümü- maktad ı r.
nün de d ış borçlanmadan sa ğ lanaca ğı öngö- 2001 y ı l ı n ı n
rülmektedir. Bir ba ş ka deyi ş le 38 katrilyonluk 4. Nas ı l Bir Son (uç)?
çal ış an kitleler
borç geri ödemesi planlanmakta, buna kar şı - istikrar politikalar ı n ı n ilk y ı l ı n ı n sonlar ı na
l ı k 28 katrilyon liral ı k iç borçlanma, 7.5 mil- do ğ ru Türkiye ekonomisi ciddi bir finansal ile alt ve orta
yar dolar tutar ı nda da d ış borçlanma hedef- krizle kar şı la ş m ış bulunuyor. Finansal krizle- gelir gruplar ı
lenmektedir". rin rastlant ı sal olmad ığı , bizzat uygulanan
aç ı s ı ndan daha
a
Yeni bütçeye ili ş kin veriler ve geli ştirilen modellerden kaynakland ığı bir gerçektir.
söylem, faiz ödemesine dayal ı , reel harcama- "Kötü niyetli" ki ş ilerin eylemleriyle krizlerin
"zor" geçece ğ i
lardan vazgeçen ve mali bask ı y ı art ı ran bir olu ş mad ığı , pani ğ in, krizin tetikleyicilerin- kuş ku
cy
MIIIKill bütçenin varl ığı n ı ortaya koymaktad ı r. Ya şa- den bir tanesi oldu ğ u literatürde de aç ı klan- götürmez.
nan finansal kriz ve krizin ekonomik-finansal maktad ı r. Bu nedenle bizzat istikrar/yap ı sal
yans ı malar ı dikkate al ı narak baz ı saptama- uyarlama modelinin k ı r ı lganl ığı ortaya ç ı k-
4
larda bulunmak ve sorular sormak olanakl ı m ışt ı r. IMF'nin Latin Amerika ve Güneydo ğ u
gözüküyor. Asya'daki ba şarı s ı zl ı klar ı ve hatalar ı ortada-
İ ç borçlanman ı n azalt ı lmas ı ve borç faiz- d ı r. Uluslararas ı planda bu hatalar tart ış ma
pe

lerinin mali bask ı s ı n ı n hafifletilmesi stratejisi gündemini olu şturmaktayken, hükümetin ve


faiz hadlerinin a şa ğı çekilmesi ve d ış finans- büyük sermayenin ba ş ka bir seçenek görme-
mana a ğı rl ı k verilmesi dü ş üncesine dayan- mesi ekonominin "hazin" durumunu ortaya
maktad ı r. Ancak kriz sürecinde h ı zla tavan koydu ğ u kadar, ekonomi yönetiminin aç-
yapan faizlerin yüzde 30'lar düzeyine çekil- mazlar ı n ı da gözler önüne sermektedir. Bu
mesi kolay gözükmemektedir. Aç ı k pozisyon- çerçevede 2001 y ı l ı n ı n çal ış an kitleler ile alt
lar ı na dayanarak kamu ka ğıtlar ı n ı alan ban- ve orta gelir gruplar ı aç ı s ı ndan daha "zor"
kalar ı n likidite s ı k ı nt ı s ı na dü ş meleri sonucun- geçece ğ i ku ş ku götürmemektedir. Salt kamu
da patlak veren sars ı nt ıya ba ğ l ı olarak yükse- kesiminin ve bu ba ğ lamda bütçenin temel
len faizler kar şı s ı nda kamu ka ğı tlar ı n ı n belir- fazlas ı na, ulusal patrimuvan ı n özelle ştirmesi-
li bir de ğ er kayb ı na u ğ ramalar ı söz konusu- ne dayal ı bir stratejiye dayal ı merkezi devlet
dur. Finansal krize ba ğ l ı olarak bilançolar ı bütçesinin yoksullu ğ u ve yarat ı c ı l ı ktan uzak-
bozulan bankaları n d ışarı dan borçlanmalar ı l ığı tart ışı lamaz bir gerçek olarak gözler
ne derece olanakl ı d ı r? Bankalar ı n kamu ka- önüne serilmektedir.
ğıtlar ı na yönelmeleri için devlet iç borçlan-
M= 1 I I 3 MMI

mas ı nda uygulanan faiz hadlerinin yukar ı çe-


kilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda, ha-
len olumsuz yönde etkilenmi ş bulunan genel
fiyat düzeyi de t ı rman ış a geçecek, 2001 y ı l ı na 11 Maliye bakanlığı
W7

daha yüksek bir enflasyon stokuyla girilecek- (2000), 2001 Yılı


,

Bütçe Gerekçesi.
Geli ş mekte Olan Ülkelerde Mali Kriz
Bağ lam ı nda İstikrar ve Liberalizasyon,
Kamu Hizmetleri ve Kamu Gelirleri
Bu çal ış mada; geli ş mekte olan ülkelerde; rinin ve yurtiçindeki baz ı sektörlerin serbest- Nihat Falay*
önce istikrar ı n ve liberalizasyonun ahenkli leştirilmesi (liberalizasyonu) gibi ögeleri içe-
bir uygulamas ı ve bunun mali sonuçlar ı ele rir (Ongun.1999.281-282).
al ı nacak, sonra bunun uzant ı s ı olarak mali Burada önemli olan; istikrar ı ve liberali-
aç ı klar ı n kamu hizmetlerinin sunulmas ı ile zasyonu birle ştiren bir iktisadi reformun yö-
ba ğ lant ı s ı irdelenecek, en sonra da vergi ge- netilmesinin ortaya ç ı karaca ğı geni ş çapl ı
lirlerinin yetersizli ğ i nedeniyle kamu gelirle- mali yans ı malar ı n ı n ne oldu ğ udur? Bunu
rinin yorumlanmas ı na çal ışı lacakt ı r. analiz etmek için üç özel politika sorununun
göz önüne al ı nmas ı gerekir:
1) Giri ş Birincisi; mali sonuçlar ı olan liberalizasyon
Günümüzde "uluslar aras ı ekonomi hedeflerinin gerçekleş mesi ve mali aç ı klar ı n
...1930'lardan beri gerçekle ş mi ş olanlar ı n azalt ı lması aras ı nda tutarl ı l ığı n sa ğ lanmas ıd ı r.
hepsinden daha kötü bir ekonomik durgun- Çünkü bu iki öge aras ı nda kendili ğ inden orta-
lu ğ a sürüklenmi ş durumda." (Brenner. ya ç ı kan bir tutarl ı l ı k söz konusu de ğ ildir, aksi-
1999.18). 1980'lerden beri geli ş mekte olan ne bu tutarl ı l ığı n planlanmas ı gerekir.
ülkelerde (GOÜ) d ış ödemeler dengesi ve
bütçe aç ı klar ı ş eklindeki makro ekonomik
a İ kincisi; hem fakirli ğ in azalt ı lmas ı hem de
iktisadi geli ş meyi sa ğ lay ı c ı temel kamu hiz-
İ stikrar ve
dengesizlikler, bu ülkelerdeki ekonomik kriz- metlerinin nas ı l sa ğ lanaca ğı d ı r? Çünkü devle- yap ı sal uyum
lerin en belirgin göstergeleridir. Bu tür kriz- tin rolünün k ı s ı lmas ı ve kamu harcamalar ı n ı n politikaları ,
cy
ler için uygun politikalar, istikrar paketleri azalt ı lmas ı yoluyla sa ğ lanacak liberalizasyon
büyük oranda,
olarak ortaya ç ı kmaktad ı r. Makro ekonomik ve istikrar politikalar ı n ı n uygulanmas ı na yö-
dengesizliklerin ortaya ç ı k ışı , öte yandan, ge- nelik bask ı lar söz konusudur. Burada, kamu talep k ı s ıc ı
ni ş iktisadi liberalizasyon uygulamalar ı n ı ve harcamalar ı n ı n toplam olarak azalmas ı veya önlemlere
istikrar sa ğ layacak ölçütleri gündeme getir- artmas ı ndan çok, bu harcamalar ı n farkl ı kul-
dayanmaktad ı r
mektedir. (Yaffe.1999; Ba ş kaya.1999) lan ı m alanlar ı ndaki verimlilikleri önemlidir.
pe

1980 ve 1990'larda yeni bir ekonomik yö- Üçüncüsü; temel kamu hizmetlerinin sa ğ - ve talep
netim anlay ışı n ı n ortaya ç ı kmas ı n ı n sonucu lanmas ı için gerekli ve yeterli fonlar ı n bulun- yönetimi
olarak da, Türkiye'de de istikrar ve Yap ı sal mas ı d ı r. Uzun dönemli ve sürdürülebilir bir
politikaları
Uyum Programlar ı ( İ YUP) uygulanm ışt ı r. Bu kamu maliyesi uygulamas ı olarak vergilerin
programlar, "istikrar ve yap ı sal uyumdan olu- artt ı r ı lmas ı tek yöntem midir? E ğ er böyle ise, olarak da
şan iki bileş kenden meydana geliyordu. Bu iki geli ş mekte olan bir ülkede etkin bir gelir sis- adland ı rı lmak-
bileş kenden 'istikrar' uzun bir geçmi şe sahip- teminin yarat ı lmas ı karşı s ı nda siyasal ve idari
tad ı r.
ken, 'yap ı sal uyumun' geçmi ş i, Dünya Banka- koş ullar ı n nas ı l oldu ğ u önemlidir.
s ı taraf ı ndan ana ilkelerinin ortaya kondu ğ u Tüm bu sorun alanlar ı , her geli ş mekte
1979'a uzanmaktad ı r. İ YUP, IMF ve Dünya olan ülke ve Türkiye için mevcuttur ve genel
Bankas ı gözetiminde ve söz konusu kurulu ş- özellikleri itibariyle de geçerlidir.
larca sa ğ lanan ko ş ullu krediler deste ğ iyle uy-
gulanmaktad ı r." (Ongun.1999.278-279). 2) İstikrar ve Liberalizasyonun
istikrar ve yap ı sal uyum politikalar ı , bü- Mali Tutarl ı l ığı
yük oranda, talep k ı s ı c ı önlemlere dayan- İ stikrar ve liberalizasyonun ahengi ve
ZWIrri=-1==

maktad ı r ve talep yönetimi politikalar ı ola- uyumu bir zamanlama ve a ş amaland ı rma so-
rak da adland ı rı lmaktad ı r. Genellikle; kredi runudur. Çünkü, bir görü ş e göre, geni ş çapl ı
k ı s ı tlamalar ı ; bütçe aç ığı n ı n k ı s ıtlanmas ı ; pa- istikrar ve liberalizasyon politikalar ı , mali re-
ran ı n devalüasyonunu veya de ğ erinin dü ş- formun hemen ba şı nda ve mümkün oldukça
mesini sa ğ layacak önlemlerin uygulanmas ı ; h ı zl ı şekilde uygulanmal ı d ı r. Di ğ er görü ş ise, * Prof.Dr., I.Ü.
d ış ticaret ve uluslararas ı sermaye hereketle- bu konuda a şamal ı bir uygulaman ı n ve refor- Iktisat Fakültesi


mun uzun bir zamana yay ı lmas ı n ı n daha ger- d ı r ı lmaktad ı r. Hatta, Türkiye'de görüldü ğ ü
çekçi oldu ğ unu ileri sürer. Bu görü ş, istikrar gibi, bu te şebbüsler ticarile ştirildikçe ve özel-
ve liberalizasyon program ı n ı n uygulamas ı n ı n leştirildikçe, mali sisteme yapay olarak katk ı -
do ğ uraca ğı sorunlara, rahats ı zl ı klara ve hat- lar sa ğ larlar. Türkiye'de, 1985'den bugüne
ta ac ı lara böylece daha rahat katlan ı labilece- kadar gerçekle ştirilen özelle ştirme uygula-
ğ ini, ancak böylece siyasal fikir birli ğ inin malar ı n ı n toplam tutar ı 7.3 milyar dolar
(consensus) sa ğ lanabilece ğ ini ve bunun so- olup, 6.9 milyar dolar net giri ş sa ğ lanm ışt ı r.
nucu olarak siyasal sürdürülebilirli ğ inin daha (Maliye Bakanl ığı .2000.94) Ama, Latin Ame-
fazla ve mümkün olabilece ğ ini öngörür rika örne ğ inde oldu ğ u gibi, özelleştirmenin
(Rodrik.1996.34). mali aç ı klar ı n giderilmesine çok büyük bir
Hangi yöntem uygulan ı rsa uygulans ı n, katk ı yapmad ı klar ı da gözlemlenmi ştir (Pin-
bu konuyu refah iktisadi ve politik iktisat aç ı - heiro ve Schneider.1995).
s ı ndan ele alan iki temel ve birbirinden fark-
l ı yakla şı mvard ı r. Refah iktisadi aç ı s ı ndan yo- 3) Temel Kamu Hizmetlerinin Sa ğ lanmas ı
rumlayanlar, iktisat politikas ı nda görülen de- Mali reformlar ı n gündeme gelmesine pa- Mali
ğ i ş melerin bireylerin, gruplar ı n ve nihayet ralel olarak ortaya ç ı kan en büyük endi şe ve reformlar ın
toplumun refah ı n ı nas ı l etkiledi ğ ini irdele- kuş ku konusu; kamu harcamalar ı n ı n azalt ı l-
meyi temel al ı r. Politik iktisat aç ı s ı ndan yo- mas ı sonucu, sa ğ l ı k ve e ğ itim gibi kamu hiz-
gündeme
rumlayanlar ise, iktisat politikalar ı ndaki de- metlerine ili ş kin istenmeyen etkilerin ortaya gelmesine
ğ i ş imlerin sonucunda kimlerin kazançl ı veya ç ı kmas ı d ı r. Çünkü sa ğ l ı k ve e ğ itim hizmetleri- paralel olarak
kaybeden olduklar ı n ı ve siyasal süreç içinde- nin etkileri çok iyi bilinmektedir. Bu hizmet-
ki tepkilerinin veya tepkisizliklerinin önemli ler cinsiyet ayr ı m ı n ı n giderilmesine, iktisadi
ortaya ç ı kan
oldu ğ unu ileri sürer. Bununla birlikte, refah geli ş menin artmas ı na ve fakirli ğ in azalmas ı - en büyük
a
iktisadi ve politik iktisat yakla şı mlar ı birbiriy-
le hep çat ış mal ı bir görü ş ve ili ş ki içinde de-
na yol açar. Bu nedenle, mali reform gibi, bu
hizmetlerin finansman ı na ili ş kin bir kamu
endi şe ve
ğ ildirler, hatta ilkesel olarak birbirlerini ta- politikas ı güdülmesi çok dikkat, ele ştiri ve
kuş ku konusu;
mamlay ı c ı d ı rla r. hatta dü ş manl ı klar çekebilir. Bu hizmetlerin kamu
cy
MEM Öte yandan; iktisadi reform program ı n ı n mali reform çerçevesinde ele al ı nmas ı n ı n te- harcamalar ı n ı n
ba ş lang ı c ı nda iktisat politikalar ı n ı saptayan mel tehlikesi, hep ve yeniden gözden geçiril-
hemen her yönetici, bir taraftan makro eko- mesini gerektirmesidir.
azalt ı lmas ı
nomik istikrar amaçlar ı n ı tutturmak, öte ta- Yukar ı daki nedenlerle, mali krizin ve aç ı - sonucu, sa ğ l ı k
raftan da liberalizasyon amaçlar ı n ı gerçek- ğı n azalt ı lmas ı , toplam kamu harcamalar ı n ı n ve eğitim gibi
leştirmek aras ı nda bir denge veya telafi me- azalt ı lmas ı n ı otomatik olarak gerektirmez.
kamu
pe

kanizmas ı kurma zorunlulu ğ u ile karşı karşı - Söz konusu aç ı k azalt ı l ı rken, e ğ er kamu ge-
yad ı r. Örne ğ in, mali sistemin liberalizasyonu lirleri daha h ı zl ı art ı yor ise, kamu harcamas ı hizmetlerine
genellikle devlet borçlar ı n ı n faiz hadlerinin da artt ı r ı labilir. Kamu gelirlerinin artmas ı n ı n ilişkin
yükselmesi sonucunu do ğ urur, bu da borç fa- giderlerin azalmas ı na tercih edilmesi veya
izleri nedeniyle kamu harcamalar ı nda art ış a hem gelirler hem de giderlerin mali aç ı klar ı
istenmeyen
yol açar ve böylece mali aç ı klar ı artt ı rı r (Gi- azaltmas ı , ekonominin ele al ı nd ığı dönem etkilerin ortaya
ovanni ve De Melo.1993 ). Hatta; e ğ er, kamu başı ndaki şartlar ı yla ba ğ lant ı l ı bir husustur. ç ı kmasıdı r.
harcamalar ı azalt ı lmaz ve geleneksel vergi Bu konuya ili ş kin politika seçiminde uyulma-
gelirleri artarsa, devlet borçlar ı nda art ış ve s ı gereken bir genel kural yoktur.
daha dü ş ük bir iktisadi geli ş me alabilir Baz ı ekonomilerde iktisadi kriz, kamu har-
(Fry.1997.768). Bu nedenle, d ış ticaretin ser- camalar ı n ı n olmas ı gereken optimal seviyenin
bestle ştirilmesi özellikle GOÜ'lerde çok bü- alt ı na çekilmesini gerektirir. Çünkü bu tür ül-
yük olumsuz sonuçlara da yol açabilir. kelerde iktisadi yönetimdeki yetersizlik ve ba-
Mamafih, tüm liberalizasyon politikalar ı - şarı s ı zl ı klar, sistemde mevcut vergi matrahlar ı -
n ı n istikrar amac ı n ı n tersine sonuçlar verdi ğ i n ı n ortadan kalkmas ı na veya çökmesine yol
de söylenemez. Ş öyle ki kamu te ş ebbüslerin- açabilir. Bu nedenle de toplam kamu harcama-
IALQt_Wİ-11:11 :1511.

de uygulanacak sert bütçe k ı s ı tlamalar ı , ka- lar ı n ı n yapay olarak, bazen olmas ı gereken dü-
mu harcamalar ı n ı azaltma etkisi yarat ı r ve zeyin alt ı na çekilmesine yol açabilir.
bunun sonucu olarak mali aç ı klar ı azalt ı r. Baz ı ülkelerde ise, bunun tersine, ş iş iril-
Çünkü, bu te şebbüslere daha önceleri sa ğ la- mi ş olan toplam kamu harcamalar ı mali kri-
nan destekler (sübvansiyonlar) ortadan kal- zin temel nedeni olabilir. Bu tür kamu harca-
malar ı n ı n en üst düzeye yükselmesi örnekle- lar ı azalt ı ld ığı durumlarda hükümetlerin na-
• ri 1970'lerdeki bir dizi Asya, Afrika ve Latin s ı l bir tutum içinde oldu ğ una ili ş kin örnekle-
Amerika ülkelerinde saptanm ışt ı r (Cor- ri incelemi ştir. Ço ğ unlu ğ unu Latin Amerika
den.1991.62-68). Belki de gittikçe yükselen devletlerinin olu şturdu ğ u 24 ülkeyi içeren bir
hammadde fiyatlar ı n ı n bir uzant ı s ı olarak, ara şt ı rmada çe ş itli harcamalar ı n de ğ i ş me
hükümetler kamu yat ı r ı mlar ı n ı n kalitesine oranlar ı ve elastikiyetleri incelenmi ştir
pek özen göstermeden bu yat ı rı mlar ı n ş i ş me- (Hicks.1 991):
sine izin verebilirler. Bir mali kriz veya olum-
suz geli ş me ortaya ç ı kt ığı nda, i şte bu harca- Değişim Elastikiyet
malar budanacakt ı r. İşte, iktisadi ve mali re- Oran ı
formlar ı n güçlü olmamas ı nedeniyledir ki,
Toplam harcamalar -16.8 1.00
kamu harcamalar ı n ı n a şı r ı olarak azalt ı lmas ı
Genel kamu hizmetleri - 9.2 0.53
örnekleri de vard ı r.
Savunma - 6.3 0.38
E ğ er mali aç ı klar nedeniyle kamu harca-
malar ı n ı n azalt ı lmas ı zorunlu ise, harcama k ı - Sosyal hizmetler -11.3 0.66

s ı tlamas ı keyfi olmamal ı d ı r, çünkü harcama- Prodüktif hizmetler -18.7 1.08


lar ı n bile ş imi önemlidir. Hükümetlerin tüm Altyap ı -25.4 1.47
harcamalarda ayn ı oranda indirime gitmek- Di ğer (faizler dahil) - 1.4 0.08
ten veya sadece araç ve gereç gibi kalemleri
indirmekten kaç ı nmas ı gerekir. Harcamalar- Elastikiyeti (1)'den dü ş ük olanlar, harca-
da keyfi k ı s ı tlamalar veya azaltmalar, kamu malar ı n azalmas ı s ı ras ı nda göreli olarak ko-
sektörü hizmet sunumlar ı ndaki verimlili ğ i runmas ı istenilen hizmetlerdir. Tersine, elasti- Hükümetlerin
azaltan ve bozucu etkiler yarat ı r. Bunun ter- kiyeti (1) den fazla olanlar ise, bu politikadan
sine, ideal çözüm veya politika; dü ş ük verim-
yapmas ı
a şı r ı derecede etkilenilebilir hizmetlerdir. Gö-
li hizmet sunum alanlar ı n ı teş his etmek ve
a
rülece ğ i üzere, en çok korunmas ı veya di ğ er gereken şey;
bunlar ı tamamen iptal etmektir. İ ç ve d ış ya- deyimle en az etkilenmesi istenenler ise "di- kamu harcama
t ı r ı mlar ı olumlu olarak etkileyen harcama ğ er" harcamalard ı r, çünkü bunlar kamu borç-
birimleri
cy
alanlar ı da te şvik edilmeli, korunmal ı ve bun- lar ı faiz ödemelerini içermektedirler. Bunlar
lar ı n devamlar ı sa ğ lanmal ı d ı r. Ula şı m, teleko- ülkemizdeki bütçe mevzuat ve uygulanmas ı n- aras ı nda
münikasyon, elektrik, su gibi iktisadi altyap ı da "tandidi" ödenekler dedi ğ imiz gruba da- devaml ı ve
ve sa ğ l ı k, e ğ itim, sosyal güvenlik gibi sosyal hildirler. Savunma ve genel kamu hizmetleri
nitelikteki hizmetler bu türdendir.
geniş çapl ı bir
ikinci en çok korunan grubu olu şturmaktad ı r.
Bunlara karşı n IMF ise, dikkatini 1980'le- Bunlardan sonra e ğ itim ve sa ğ l ığı içeren sos- kıyaslama
pe

rin ortalar ı na kadar kamu harcamalar ı n ı n ge- yal hizmetler gelmektedir. En çok etkilenen anlay ışı nın
nel tavan miktar ı ve düzeyi üzerinde yo ğ un- hizmetler ise prodüktif (üretken) hizmetler ve
la şt ı r ı lm ış t ı r (Killick.1995.24). Öte yandan
sağlanmas ıdı r,
özellikle yat ı r ı m gibi iktisadi nitelikteki hiz-
IMF, yolsuzluklar ve kamu dairelerinde mali metlerdir. Buradan da, cari harcamalar ı n yat ı -
saydaml ığı n olmamas ı na ili ş kin ele ştirilerin r ı m harcamalar ı na k ı yasla daha fazla himaye
yükselmesinin sonucu olarak, (Alesi- edildi ğ i anla şı lmaktad ı r. Yani; yöneticiler için
na.1996.404) bütçe kesintilerinin kamu sek- önce k ı s ı labilecek olanlar yat ı r ı m harcamalar ı
töründeki yans ı malar ı konular ı na eğ ilmi ştir. olup, ondan sonra da bak ı ma ili ş kin ve cari
Fon'un son zamanlardaki ilgi ve inceleme hizmetler gelmektedir (Killick.1995.24).
alanlar ı , toplam harcamalardan yap ı lan ke- Öte yandan sosyal nitelikteki harcamala-
sinti miktarlar ı kadar, al ı nan bütçesel kararla- rı indirmek, fakir ve dü ş ük gelirli insanlar ı
r ı n kalitesi olmu ştur (Killick.1995.24). yüksek gelirli insanlara k ı yasla daha fazla
Do ğ ald ı r ki hükümetlerin yapmas ı gere- olumsuz etkiler (Ray.1998.693). Yaln ı z sosyal
ken şey; kamu harcama birimleri aras ı nda de- nitelikteki harcamalar ı n dü ş ük gelirli insanla-
vaml ı ve geni ş çapl ı bir k ı yaslama anlay ışı n ı n r ı daha fazla olumsuz etkilemesi sav ı n ı daha
sa ğ lanmas ı d ı r. Mamafih, son tahlilde ve uygu- dikkatli yorumlamak ihtiyac ı n ı n duyulabile-
lamada, kamu harcama birimleri aras ı nda böy- ceğ i unutulmamal ı d ı r. Bu tür harcamalardan,
lesine bir k ı yaslama ve rekabetin, temelde ge- dü ş ük gelirlerin varsay ı ld ığı gibi zaten pek
rekli olan iktisadi rasyonalite ile siyasal olarak yararlanamad ığı durumlar da olabilir. Öyley-
destek sayesinde ortaya ç ı kaca ğı söylenebilir. se, sosyal hizmetlerin ve harcamalar ı n alt da-
Baz ı ara şt ı rmalar; toplam kamu harcama- ğı l ı m ı n ı bilmek gerekir ve bunlar ı n öngörü-


len kesimlere pek ula ş madan tüketilmesi söz vergi konusu olabilecek alanlar ı n bulunma-
konusu olabilir. mas ı d ı r. Artan borçlanman ı n ve k ı s ıtl ı vergi
Yukar ı daki muhtemel ve öngörülmeyen matrah ı n ı n bir araya gelmesi, potansiyel borç
olumsuz varsay ı mlar ve durumlar alt ı nda e ğ i- alabilme kapasitesini veya imkan ı n ı azalt ı r.
tim ve sa ğ l ı k hizmetlerinin iktisadi geli ş meye Zira, yönetimin kredi de ğ erlili ğ inin, vergi ge-
etkileri, bu hizmetlerin bile ş imine ve verimli- lirinin yükseltilebilmesi kaabiliyetine dayan-
ligine ba ğ l ı olarak de ğ i ş ebilir. Özellikle ilk, d ığı na inan ı l ı r. Türkiye'de konsolide bütçe
orta ve yüksek e ğ itimin topluma yararlar ı gelirleri içindeki paylar ı (1989-1999) y ı llar ı iti-
farkl ı d ı r. E ğ itim hizmetlerinin bile ş imi ve dü- bariyle; vergi gelirleri yüzde 82-78, gelir üze-
zeyinin hem geli ş me hem de gelir da ğı l ı m ı rinden al ı nan vergiler yüzde 43-34 oran ı nda-
üzerinde etkileri vard ı r. Buna ilaveten, e ğ iti- d ı r (Gelirler Genel Müdürlü ğ ü.2000.36)
min veri olan bile ş im tarz ı n ı n, her e ğ itimin GOÜ'de enflasyon vergilemesi yoluyla
kendi içinde kalitesi ve tüm harcamalar ı n ik- baz ı kaynaklar elde edilmesi her zaman
tisadi etkinli ğ i üzerinde de önemli yans ı ma- mümkündür. Dar ölçülerde de olsa, bu kay-
lari söz konusudur. naklar, yönetimin elindeki di ğ er gelir kay-
Sa ğ l ı k hizmet ve harcamalar ı n ı n kötü bi- naklar ı na bir ilave niteli ğ indedir. Para bas-
leş imi ve da ğı l ı m ı da önemli olumsuz etkilere maya s ı k s ı k ba şvurulmas ı ise, hükümetin yö-
yol açabilir. Çünkü, genelde, tüm ülkelerde netebilece ğ i toplam kaynaklar ı n geni ş leme-
sa ğ l ı k harcamalar ı n ı n takriben üçte ikisi has- sine pek imkan vermez. Çünkü enflasyonist
tanede tedavi hizmetlerine ayr ı lmaktad ı r. Bu bir durum ortaya ç ı kar, ve bu da enflasyon
harcamalar ise ço ğ unlukla kentsel yerle ş im vergisi oran ı n ı n yüksek olmas ı na yol açar,
alanlar ı ile s ı n ı rl ı bulunmakta, bu da geni ş ve vergi matrah ı n ı daralt ı r ve sonuçta vergi ge-
yo ğ un dü ş ük gelirli yerle ş im alanlar ı na olan lirleri dü şer. Vergi matrah ı n ı n dü ş mesi veya Artan
katk ı lar ı azalt ı c ı bir sonucu ister istemez do- küçülmesi ise, firmalar ı n daha az vergi yükü
a
ğ urmaktad ı r. Bu da ça ğ da ş t ı p bilimi d ışı mü- olan alanlara yönelmesinin ve vergi toplama
borçlanman ı n
dahale ve tedavi uygulamalar ı n ı n yayg ı nla ş - gecikmelerinin bir sonucudur. ve k ı s ı tl ı vergi
mas ı sonucunu haz ı rlamaktad ı r. Türkiye'de Kamu harcamalar ı n ı n iç borçlanma ve matrah ı n ı n bir
cy
EEEE'
sektörler itibariyle kamu sabit sermaye yat ı - para basma yoluyla finansman ı , uzun süre iyi
r ı mlar ı içinde sa ğ l ı k hizmetinin pay ı 1996- bir yöntem olarak de ğ erlendirilmi ştir. Elbette
araya gelmesi,
2000 aras ı nda yüzde 3.3-4.7 oranlar ı nda ger- ki buradaki varsay ı m, mevcut olan vergi siste- potansiyel borç
çekleş mi ştir. (Maliye Bakanl ığı .2000.ve DPT. minin iyi çal ışt ığı d ı r. Bu durumda bu araçlar alabilme
2000) sadece belli s ı n ı rlar ı a ş mamas ı halinde onay-
En ciddi harcama k ı s ıtlamalar ı , ayn ı za- lanm ışt ı r. Yine de vergi gelirlerinin canland ı -
kapasitesini
pe

manda, kamu iktisadi hizmetlerinde ve yat ı - rı lmas ı n ı n s ı n ı rl ı oldu ğ u göz önünde bulun- veya imkan ı n ı
r ı m harcamalar ı nda görülmektedir. Bilinmek- durulmal ı d ı r. Çünkü bu s ı n ı rlar ı n ötesinde azalt ı r.
tedir ki, yat ı r ı mlar GOÜ'de iktisadi geli ş me- baz ı tereddüt ve olumsuzluklar ı n ortaya ç ı k-
nin en belirleyici göstergesidir. mas ı do ğ ald ı r.
Tüm bu etkiler ve özellikler göz önünde D ış yard ı ma bir kamu geliri kayna ğı ola-
bulundurularak, kamu yat ı r ı m harcamalar ı - rak ba şvurulmas ı ve dayan ı lmas ı n ı n, yard ı m
n ı n daha az k ı s ıtlanmas ı gereğ i ortaya ç ı k- harcama ve ödemelerinin yüksek derecede
maktad ı r. Mali aç ığı veya bütçe aç ığı n ı azalt- belirsiz, oynak ve de ğ i ş ir olmas ı nedeniyle sa-
man ı n geriye kalan çözüm yolu, e ğ er mutla- k ı ncalar ta şı d ığı unutulmamal ı d ı r. Dahas ı , d ış
ka gerekiyorsa, cari harcamalar ı n daha fazla kredi ödemelerinin bu istikrars ı zl ığı , vergi
k ı s ı tlamaya tabi tutulmas ı ve vergi gelirlerin- gelirlerindeki istikrars ı zl ı ktan da ba ğı ms ı zd ı r.
de daha büyük art ış lar ı n sa ğ lanmas ı d ı r. Bu nedenle, bu yard ı m ak ış lar ı n ı n, e ğ itim ve
sa ğ l ı k gibi geni ş çapta ve hep tekrarlayan ka-
4) Bütçe Gelirlerinin Artt ı rı lmas ı mu harcamalar ı n ı n finansman kayna ğı ola-
Baz ı yöneticiler, sürdürülemez bir mali rak telakki edilmesi pek yerinde de ğ ildir. Bu
0
aç ı k ve daha fazla k ı s ı tlanamaz bir kamu har- durumda harcamalar ı n kaderi veya finans-
camas ı bile ş imi bulunan ortamlarda, vergi man ı , bütçenin kendi gelirlerinin artt ı rı lmas ı
gelirlerinin artt ı r ı lmas ı d ışı nda di ğ er çareler esas ı yla ba ğ lant ı l ı d ı r.
ararlar. Bu çareler, borçlanmak ve para bas- Yukar ı daki anlam ı yla bütçe gelirleri; d ış
0
makt ı r. Borçlanma durumunda, temel sorun, yard ı m veya yer alt ı sular ı harc ı gibi "pasif"
.5 vergi al ı nacak ilave iktisadi faaliyetlerin veya bir gelir elde etme yönteminden çok, effektif
5i=
yurtiçi vergilerin tahsilinin "aktif" örgütlen- da ğı l ı m ı nda e ş itli ğ e dikkat edilmesidir, ki bu
mesi gibi, kazan ı lm ış gelirlere dayal ı olmal ı d ı r. da, ayn ı özellikte olanlar aras ı nda yatay e ş it-
Bu da yönetimin mali ve politik gücünün bir lik, farkl ı özellikte olanlar aras ı nda ise dikey
göstergesidir ve hükümetin egemenli ğ ini ne eş itlik ilkelerinin uygulanmas ı demektir. Bu
ölçüde etkin olarak kullanabildi ğ ini ve vatan- ikisinden daha çok tart ış mal ı olan ı, dikey
da ş lar ı n taleplerine ne ölçüde cevap verebildi- eş itlik ilkesidir.
ğ ini gösterir. Yurtiçi vergilemenin yüksekli ğ i 2) İ kincisi; iktisadi verimliliktir. Gelir art-
veya art ışı , iktidar ı n meş ruiyetinin gerçek test t ı rma yöntemleri, tüketim ve üretime ili ş kin
alan ı d ı r. (Erdo ğ du.2000) Bu yetkinin ve me ş- davran ış larda te şvik edici olmal ı d ı r. Bunun is-
ruiyetin somut uygulama alan ı da gelir elde tisnas ı , vergilerin tütün ve alkol gibi madde-
eden herkesin yatay ve dikey iktidar ve adalet lerin kullan ı m ı n ı azalt ı cı veya cezaland ı r ı c ı
ilkeleri çerçevesinde vergilendirilmesidir. nitelikte olmas ı d ı r. Di ğ er istisnalar, kirleticiler
Öte yandan, kamu harcamalar ı n ı n fi- gibi olumsuz d ış sall ı klar ı azalt ı c ı yönde etki
nansman ı nda bir ba ş ka ilave gelir kayna ğı n ı n yapan vergilerdir:
mal ve hizmet fiyatland ı rmas ı oldu ğ u ileri sü- 3) Üçüncüsü; vergiden yönetiminin kolay-
rülmektedir. Fiyatlama uygulamas ı n ı n ve an- la şt ı r ı c ı olmas ı d ı r. Bu da vergi toplaman ı n
lay ışı n ı n son on y ı llarda gittikçe yayg ı nla ş ma- maliyeti yükünün en aza indirilmesi, vergi
s ı na karşı n, altyap ı yat ı r ı m hizmetleri ve har- mükellefi aç ı s ı ndan belirsizliklerin azalt ı lma-
istikrar ve
camalar, tümüyle kullan ı c ı harçlar ı veya fiyat- s ı ve yolsuzluk veya rü ş vet yoluyla vergi kay ı p serbestle ştirme
lama yolu ile finansman ı temeline dayand ı r ı - ve kaçaklar ı n ı sa ğ layacak ş artlar ı n ortadan ölçü ve
lamaz (Swaroop.1994). Ayr ı ca; sa ğ l ı k, e ğ itim kald ı r ı lmas ı d ı r.
ve di ğ er sosyal hizmetlerin gerçekten fakir Geli ş mi ş ülkelerde özellikle 20. yüzy ı lda
politikalar ı n ı n
kimselere olumlu etki yapacak ş ekilde yeni- refah devleti anlay ışı olu şturulmu ştur, bu da bir arada ele
den düzenlenmesi halinde, bu devaml ı hiz- do ğ rudan ki ş isel vergilemenin yap ı lmas ı , al ı nmas ı,
metlerin geni ş letilmesine yönelik kamu har-
a toplumsal risklerin ve zararlar ı n ayni ortak
camalar ı n ı n artt ı r ı lmas ı na ili ş kin hakl ı neden- zemine ve finansmana dayand ı r ı lmas ı ile
krizden
leri ortaya koymak, gerekirse ola ğ anüstü mümkün olmu ş tur. GOÜ'lerde benzer özel- kurtulmak
cy
vergileme ile finansman ı n ı sa ğ lamak gerekir. liklerin olabilmesi için bu hususlar ı sab ı rla anlam ı nda
Bu sorunun en iyi ş ekilde çözülebilmesi için, gerçekle ştirme ve yans ı tma çabalar ı vard ı r.
vergilemenin gelir artt ı rma gibi bir amac ı n ı n Bu ülkelerde, uzun dönemde, ayni tür sosyal
istikrar ı
göz önünde bulundurulmas ı yan ı nda, baz ı sözle ş menin ve refah devletinin olu şturulma- sa ğ lama
önemli k ı s ıtlar ı n ve gelir amac ı na ula şı lmas ı s ı mümkündür. amac ı n ı daha
sürecini gerçekle ştirecek ögelerin göz önün- Yönetsel güçlükler bir tarafa b ı rak ı l ı rsa,
karma şı k,
pe

de bulundurulmas ı gerekir: GOÜ'lerde özel ş irketlerin ve firmalar ı n etki-


1)Birincisi; vergilendirme sürecinde, ikti- li ş ekilde vergilendirilmesine kar şı işverenler- ağı rla şt ı rı c ı ve
dar ı n meş ruiyeti yayg ı nla şt ı r ı lmal ı ve küçüm- ce siyasal bir direni ş in ortaya ç ı kmas ı müm-
senmemelidir ( İ nsel, 1997). Bunun sa ğ lanma-
abart ı lı bir hale
kün ve kaç ı n ı lmazd ı r. (Bulutluo ğ lu.1971.78)
s ı n ı n yollar ı ndan en önemlisi, vergi yükünün Özellikle artan küreselle ş me bu ihtimali ve
dönüştürmü ştür.
vergiye ili ş kin kaç ı nma, kaç ı rma ve uluslara-
ras ı mali i ş lemler yoluyla avantajlar elde et-
me olanaklar ı n ı ulus devletler aleyhine daha
da artt ı rm ış t ı r.

5) Sonuçland ı nc ı Özet
Mali krizler, sadece istikrar ı sa ğ layacak
ölçüler ve politikalar aç ı s ı ndan de ğ il, ayn ı za-
manda, yap ı sal uyum da denilen serbestle ş -
tirme (liberalizasyon) ölçüleri ve politikalar ı
%IrM r 11==.

olarak da ele al ı nm ışt ı r. Istikrar ve serbestle ş-


tirme ölçü ve politikalar ı n ı n bir arada ele
al ı nmas ı , krizden kurtulmak anlam ı nda istik-
rar ı sa ğ lama amac ı n ı daha karma şı k, a ğı rla ş-
t ı r ı c ı ve abart ı l ı bir hale dönü ştürmü ştür.
Çünkü, özellikle ticari ve mali serbestle ştirme

e
ZO=
ölçü ve uygulamalar ı n ı n pek ço ğ u mali aç ığı şebilir, vergi toplama maliyetlerinin toplanan
artt ı rmakta ve geni ş letmektedir. Bu nedenle gelirlere oranla mümkün oldu ğ unca dü ş ük,
bütçenin harcamalar ı aç ı s ı ndan faiz ödeme- yatay ve dikey e ş itli ğ i sa ğ layı c ı ve vergi konu
leri artmakta ve sürüp gitmektedir. Bütçenin ve matrahlar ı geni ş olmal ı d ı r.
gelirleri aç ı s ı ndan da, özellikle ticaret üzerin-
den al ı nan vergiler azalmaktad ı r. Tersine, ba- KAYNAKÇA :
z ı serbestle ştirme ölçü ve politikalar ı, zarar 1. Alesina, Alberto ve Perotti, Roberto (1996):
"Fiscal discipline and the budget process" Ameri-
eden kamu teşebbüslerine yap ı lan yard ı mla-
can Economic Review, Vol. 86/2
r ı n k ı s ı lmas ı nedeniyle, mali aç ığı n azalmas ı
2. Ba ş kaya, Fikret (1999): Küreselle ş me mi-Em-
sonucunu vermektedir.
peryalizm mi? Piyasac ı Efsanenin Çökü ş ü (Ankara.
Görülece ğ i üzere, uygulanacak iktisadi Ütopya Yay.)
reformlar ı n yap ı c ı sonuçlar ı olabilece ğ i gibi, 3. Brenner, Robert (1999): "Dünya kapitalizmi-
çok y ı k ı c ı ve hiç öngörülemeyen iktisadi etki- nin derinle ş en krizi: neo-liberalizmden depresyona"
lerinin ortaya ç ı kmas ı da mümkündür. Özgür Üniversite Forumu say ı 6, Ocak- Ş ubat-Mart.
4. Buluto ğ lu, Kenan (1971): Kamu Ekonomisi-
Refah iktisadi ve politik ekonomi analiz-
ne Giri ş (Istanbul.Sermet Mat.)
leri birbirini tamamlayan görü ş aç ı lar ı na sa-
5.Corden, W.M. (1991): "Macroeconomic po-
hiptir. Bu nedenle, bunlar ı n her biri her ülke-
licy and growth : some lessons of experience"Pro-
de uygulanacak reform sürecinin "kritik yo- ceeding of the World Bank Annual Conference on
lu"nun planlanmas ı na katk ı da bulunabilirler. Development Economics 1990 (Washington. D.C,
Mali kriz dönemlerinde temel kamu hiz- World Bank)
Mali kriz
metlerinin, yo ğ un kamu harcama indirimleri- 6. DPT (2000): Temel Ekonomik Göstergeler dönemlerinde
(Eylül)
ne konu olmas ı , ülkenin dü ş ük gelirlileri üze- temel kamu
7.Erdo ğ du, M.Mustafa (2000): "Devletlerin
rinde güçlü olumsuz etkiler yarat ı r. Bu da bir
kalk ı nmac ı kapasiteleri: Kuramsal bir yakla şı m" Ik- hizmetlerinin,
a
anlamda, "zenginlerin hovardal ı klar ı n ı n fakir-
lere ödettirilmesi" olarak yorumlan ı r. Bu ne-
tisat Dergisi A ğ ustos/404
yo ğ un kamu
8.Fry, Mi. (1997) : "In favour of financial libe-
denle, ekonominin reforma tabi tutuldu ğ u ralization" Economic Journal Vol.107/442 harcama
dönemlerde, fakirlere kamu sosyal hizmetleri- 9.Gelirler Genel Müdürlü ğ ü (2000): Vergi Ista-
cy
ElEIZE
nin sunulmas ı n ı n devam ı n ı gerekli k ı lmakta- tistikleri (1996-1999) indirimlerine
d ı r. Yani, kamu hizmet ve harcamalar ı sürdü-
10.Giovanni, A. ve De Melo, M. (1993): " Go- konu olmas ı ,
vernment revenue from financial repression"
rülebilir düzeyde tutularak, sosyal harcamala- ülkenin dü ş ük
American Economic Review Vol. 83/4
r ı n göreli olarak korunmas ı gerekir. Bu yolla 11.Hicks, N.L. (1991): "Expenditure reductions
düş ük gelirler bu tür mali dalgalanmalardan
gelirlileri
in developing countries revisited" Journal ofInter-
daha az etkilenmi ş olurlar, çünkü bunlar za- national Development Vol.3/1 üzerinde güçlü
pe

ten mevcut kamu sosyal harcamalar ı yap ı s ı n- 12.Insel, Ahmet (1997): "Vergi ve siyasal me ş -
olumsuz etkiler
dan gerçekten ve nadiren pek az yararlan ı rlar. ruiyet" Yeni Yüzy ı l G. 21.12.1997

Yine, GOÜ'de ş iddetli azalt ı lma konusu


13.Killick, T.(1995): IMF Programmes in Deve- yarat ır.
loping Countries . Design and Impact
olan kamu harcama unsurlar ı , iktisadi hiz-
(London. Routledge )
metler ve yat ı r ı m harcamalar ı alan ı nda gö- 14.Maliye Bakanl ığı (2000): Y ı ll ı k Ekonomik
rülmektedir. Bu da, gelecekte elde edilecek Rapor
faydalar ı n, yat ı rı m harcamalar ı n ı n k ı s ı lmas ı 15. Ongun, M. Tüba Nihat (1999):" Istikrar ve
nedeniyle ertelenmesi anlam ı na gelir. yap ı sal uyum: temel kavramlar ve metodoloji"
Belirtildi ğ i üzere, iç borçlanma, para bas- Türk-i ş Y ı ll ığı/1999 2.cilt
16.Pinheiro, A.C. ve Schneider, B.R. (1995): "
ma ve d ış yard ı m alma yoluyla kamu harca-
The fiscal impact of privatization in Latin America"
malar ı n ı n finansman ı n ı n s ı n ı rlar ı vard ı r. Ilave
Journal of Development Studies Vol. 35/5
finansman, ancak vergileme gelirlerinin art ı - 17.Ray, D. (1998): Development Economics
şı ile mümkündür. Burada akla gelen soru, (Ni. Princeton Uni. Press )
ilave vergilemenin mümkün olup olmad ığı , 18.Rodrik, D. (1996): "Understanding econom-
mümkün ise bunun s ı n ı rlar ı n ı n ne oldu ğ udur ic policy reform" Journal of Economic Literature
TROSTITMIZSIX{=2

? Bu noktada önemli olan, vergi gelirleri yük- Vol. 34/1


19.Swaroop, V. (1994): " The public finance of
seldi ğ inde, vergi yükünün yaratt ığı da ğı l ı m
infrastructure: issues and options" World
eş itsizli ğ inin vergi ödeyicileri taraf ı ndan ho ş-
Development Vol. 22/12
görülebilir düzeyde olmas ı veya bunlar ı n bu 20.Yaffe, David (1999): "Kriz: kapitalizmin ç ı k-
konuda tatmin olmalar ı d ı r. Bu ba ğ lamda; maz soka ğı " Yeni Üniversite Forumu say ı 6,
vergi idaresinin kolay, öngörülerin gerçekle- Ocak- Ş ubat-Mart.
2001 Bütçe Kanun Tasar ıs ı n ı n Hukuki ve
Mali içerik Analizi

E=
1 . Giri ş
- dir. Bunlarla ilgili bir de ğ erlendirme yapman ı n Aziz
Bilindi ğ i gibi, her y ı l bütçe kanun tasar ı - bir anlam ı yoktur. Dolay ı s ı yla de ğ erlendirme- Konukman*
s ı yla beraber Maliye Bakanl ğı 'nca haz ı rlanan miz bunlar ı n d ışı nda kalanlarla s ı n ı rl ı olacak-
ayr ı bir kitap halinde yasama organ ı na bir t ı r. Söz konusu maddelerin ço ğ unlu ğ u hem
bütçe gerekçesi sunulur. Üzülerek ifade etme- içerik itibariyle hem de ifade edili ş tarz ı yla ay- 1 Bu girişimimiz yeni
liyiz ki, bütçe tart ış malar ı gerek Meclis Plan n ı d ı r. Bir k ı sm ı ise, uygulama sonuçlar ı dikkate değildir. Benzer bir
çabaya O. Oyan'la
ve Bütçe Komisyonu'nda ve Meclis Genel Ku- al ı narak yeniden düzenlenmi ştir.
birlikte kaleme al-
rulu'nda, gerekse medyada ço ğ u kez bütçe- dığım ız bir başka
nin iktisadi analizi üzerinde yo ğ unla ş makta • Ayrıntılı Harcama Programlar ı ve ortak çalışmada
girişilmiş tir. Ayrı ntılı
ve dolay ı s ı yla bütçenin hukuki ve mali içerik Ddeneklerin Kullan ımını Düzenleyen bilgi için bkz.
analizi göz ard ı edilmektedir. Bu, büyük ölçü- Madde (Tasarıdaki Numarası 5) Konukman, Oyan
de tasar ı metinlerinin anla şı lmas ı n ı n güçlü- Söz konusu maddenin son paragraf ı nda (1998).
2 Tasarı 'ya Plan ve
günden kaynaklanmaktad ı r. Çünkü metne şöyle denilmekte: " İ dareler bütçelerinde yer Bütçe Komis-
konu olan hususlar, uygulamay ı ve sorunlar ı alan ödenekleri belirlenecek ilkeler ve ser- yonu'nunda yeni
yak ı ndan tan ı yan uzman konumunda bulu- bir madde eklen-
best b ı rakma oranlar ı ve ayr ı nt ı l ı harcama
mesi söz konusu al-
nan bürokratlar taraf ı ndan kaleme al ı nmak- programlar ı (ayr ı nt ı l ı harcama programlar ı mamış tır. Dolayısıy-
tad ı r. Dolay ı s ı yla metinlerin sa ğ l ı kl ı bir de ğ er- kelimesi 98 tasar ı s ı yla eklenmi ştir) dahilinde, la Tasarı nın madde
lendirilmesinin yap ı labilmesi asgari bir uz-
a Kalk ı nma Plan ı ve Y ı ll ı k Programda öngörü-
numaraları değiş-
memiştir Tasarı
manl ı k bilgisi gerektirmektedir. Bunu kolay- len hedefleri ve hizmet önceliklerini göz yazın ın yazıldığı
la şt ı racak araçlar ise ilgili komisyon uzmanla- önünde bulundurarak tasarruf anlay ışı içinde tarihte henüz
cy
yasala şmadığı için
r ı ve Meclis ad ı na denetim yapmakla görev- kullanmakla yükümlüdürler." Kanun'a gönderme
lendirilmi ş olan Say ış -tay' ı n Meclis'e sunaca ğı Bu son paragraf her y ı l ilgili maddede yer yap ılamamış tı r.
raporlard ı r. Söz konusu uzmanlar ı n katk ı lar ı almaktad ı r. Ancak Meclis, 1998 y ı l ı sonuna ka- Tasarı 'da ve Komis-
yon'da kabul edilen
sa ğ land ığı nda ve söz konusu raporlar ı n say ı s ı dar bu düzenlemenin uygulama sonuçlar ı hak- metinde yer alan
artt ığı nda ve niteli ğ i zenginle şti ğ inde, bütçe- k ı nda Kanun hükmüne ra ğ men bilgi edineme- maddeler ve gerek-
çeleri için bkz,
nin hukuki ve mali içerik analizi rahatl ı kla ya- mi ştir. Bu tür bilgilerin yer almas ı gereken Sa-
pe

TBMM (2000a:53-
p ı labilecek ve Meclis'teki bütçe görü ş meleri yıştay Genel Uygunluk Bildirimleri (GUB) o ta- 138).
say ı sal büyüklüklerin analizinin ötesine ta şı - rihe kadar bu tür bilgilendirmeyi sa ğ layama- 3 Sarştay GUB'nin
yetersiz kaldığı na
nabilecektir. Bu tür analizler yap ı ld ığı nda, m ışt ı r3 . Sa ğ l ı kl ı bir bilgilenme, 1998 y ı l ı sonla-
ilişkin eleştiriler
Meclis gerçek anlamda bütçe gündemine ha- rı nda görü ş ülen 1997 Y ı l ı Kesinhesap Kanun için bkz. Konuk-
kim olabilecektir. Gerçi Meclis'te bu tür ana- Tasar ı s ı (KHKT)'na ili ş kin olarak haz ı rlanan Sa- man, Oyan
(1998:37) ve Konuk-
lizler ve tart ış malar hiç de yap ı lm ı yor de ğ il. yıştay GUB ve ekli raporlar ı sayesinde mümkün man (2000:146-
Zaman zaman baz ı y ı llarda bütçe görü ş mele- olabilmi ştir. Gerek GUB gerekse ekli "Hazine 147).
rinde bu tür çabalara rastlan ı lmaktad ı r. An- Iş lemleri Raporu" ve "Bütçe Uygulama Sonuç- 4 Gerçi 1995 yılı ve
1996 yılı KHKT'na
cak bu tür analizlerin yap ı ld ığı görü ş melerde lar ı Raporu" hizmet üretiminde hedeflere ula- ilişkin olarak hazır-
tart ış ma, o y ı lki tasar ı n ı n yeni maddeleriyle s ı - şı p ula şı lamad ığı n ı ve hedeflerden sapma var- lanan Hazine işlem-
n ı rl ı kalmaktad ı r. Asl ı nda do ğ ru yakla şı m, ta- leri Raporları da
sa nedenlerini ö ğ renmekte son derece faydal ı
doyurucu raporlar-
sar ı metninin bir bütün olarak ele al ı n ı p de- bilgiler sunmaktad ı r'. ilgili raporlarda , "bütçe dır. Ancak bu rapor-
ğ erlendirilmesinin yap ı lmas ı d ı r. Aşa ğı da 2001 hizmet gerçeklerinin" genelde faaliyet proje lann Plan ve Bütçe
Komisyonu KHKT
y ı l ı Bütçe Kanun Tasar ı 's ı n ı n de ğ erlendirilme- düzeyinde haz ı rlanmad ığı ve hizmetlere ait fi-
raporunda özgün
rI I TVM..

sinde bu tür bir yakla şı m benimsenmi ştir'. ziki hedefleri belirlemedi ğ i, "gider izahname- haliyle yeralmas ı ilk
lerinin" ise faaliyet— projelere ait hedeflerin fi- kez 1997 yılı
KHKT'nda olmu ştur
2-Önceki Tasar ı lardan "2001 Tasar ıs ı na" ziki gerçekleş me durumlar ı n ı göstermedi ğ i or-
Ta şı nan Maddeler Üzerine' taya konmaktad ı r.
*Yrd. Doç. Dr,
Bu maddelerden bir k ı sm ı yasa tekni ğ i ge- Benzer tespitler, 1998 ve 1999 y ı l ı Gazi Üniv., I.I.B.F,
reğ i yasa metninde olmas ı gereken maddeler- KHKT'na ili ş kin olarak haz ı rlanan Say ıştay Ikt. BOL Öğr. Üyesi

t
GUB ve ekli raporlarda da yinelenmektedir. projeye yer verilmekte ve ödenek tahsis edil-
Söz konusu raporlarda, genel ve katma büt- mektedir. Ancak bu yeni projeye ne bütçe
çeli idarelerin performans analizi faaliyet — hizmet gerekçesinde yer verilmekte ne de bu
proje baz ı nda her bir kurulu ş için "bütçe hiz- proje için 1998 y ı l ı na ait bir hedef belirlen-
met gerekçesi ile kesinhesap gider izahna- mektedir. Keza ayn ı ş ekilde, kesinhesap gider
mesinin hedefler ve gerçekle şen de ğ erler aç ı - izahnâmesinde söz konusu projenin hedef ve
s ı ndan yeterlilik durumu tablosu" ba ş l ığı al- fiziki gerçekle ş me durumu tespit edileme-
t ı nda ayr ı nt ı l ı bir şekilde yap ı lmakta ve su- mektedir. Yeni projelere bir ba ş ka çarpc ı ör-
nulmaktad ı r. Analiz sonuçlar ı , bütçelerin nek Bay ı nd ı rl ı k Bakanl ığı 'na aittir. "Kamu bi-
bütçe ça ğ r ı lar ı na uygun olarak haz ı rlanmad ı - nalar ı n ı n depreme karşı tespiti-rehabilitasyo-
ğı ve y ı l ı içinde ödene ğ e ba ğ lanm ış faaliyet— nu projesi" için ödenek tahsis edilmesine
projelerin fiziki gerçekle ş melerinin izlenme- ra ğ men, bu proje bir çok yeni projeyle ayn ı
di ğ ini aç ı kça göstermektedir. Ş imdilik birkaç akibeti payla ş maktad ı r. Ortada
çarp ı c ı örnek vermekle yetinelim. 1997 y ı l ı Depremin yaralar ı n ı sarmakta olan bir
hizmetlere ait
bütçesinde DPT 'ye ait "küreselle ş eme ve toplum deprem risklerini azaltmaya çal ışan
ekonomik entegnasyonun türk ekonomisi projelerin akibetini bilemiyor ve tart ış am ı - fiziki hedefler
üzerine etkileri projesi", "bölgesel planlama yorsa, bu tart ış malar ı n yolunu açacak bütçe bulunmad ığı ve
projeleri" ve "temel sosyal ara şt ı rma projele- süreçlerinin olu ş umunu sa ğ layacak ve bütçe buna ba ğ l ı
ri", Maliye Bakanl ığı 'na ait "devlet bütçesi ve sürecinde Meclis'in etkinli ğ ini art ı racak pro-
mali denetim geli ştirme projesi" ve "devlet jeler (yukar ı da sözünü etti ğ imiz Maliye Ba-
ödenek
muhasebesi projesi" İ çi ş leri Bakanl ığı 'na ait kanl ığı 'na ait bütçe sürecinde mali saydaml ı - tahsisleri
"sivil savunma ve seferberlik hizmetleri pro- ğı sa ğ lamaya yönelik projeler) bizzat bütçe- yap ı lmad ığı
jesi", Ula şt ı rma Bakanl ığı 'na ait "enformas- nin kendisi taraf ı ndan ciddiye al ı nm ı yorsa,
a
yon altyap ı s ı master projesi" Bay ı nd ı rl ı k ve is- ödeneklerin kullan ı m ı n ı düzenleyen bir mad-
için
kan Bakanl ığı 'na ait "deprem ara şt ı rma hiz- deye Bütçe tasar ı lar ı nda yer verilmesi şekilsel
ödeneklerin
metleri projesi" ve Sa ğ l ı k Bakanl ığı 'na ait bir çaba olmaktan öteye gidemeyecektir. Ay- Kalk ı nma Plan ı
cy
"temel sa ğ l ı k hizmetleri yat ı r ı mlar ı projesi", r ı ca, bu uygulama sonuçlar ı göstermektedir ve Y ı ll ı k
"verem sava ş hizmetleri yat ı r ı mlar ı projesi" ki ortada hizmetlere ait fiziki hedefler bulun-
ve "tedavi hizmetleri yat ı r ı mlar ı projesi" fa- mad ığı ve buna ba ğ l ı ödenek tahsisleri yap ı l-
Programda
aliyetleri bütçenin göze batan önemli hizmet mad ığı için ödeneklerin Kalk ı nma Plan ı ve öngörülen
kalemleridir. Ilginçtir, ödenek ayr ı lan bu fa- Y ı ll ı k Programda öngörülen hedefler ve hiz- hedefler ve
aliyetlerin ço ğ una bütçe hizmet gerekçesin- met öncelikleri dikkate al ı narak kullan ı m ı za-
hizmet
pe

de yer bile verilmemi ştir. Ancak bu farkl ı l ı k ten mümkün olamamaktad ı r. Dolay ı s ı yla, dü-
ş ekilsel düzeyde kalm ışt ı r. Söz konusu proje- zenlenmenin İ dareleri "ödenekleri tasaruflu
öncelikleri
ler gerekçede yer alm ış olsun olmas ı n durum kullanmayla yükümlü tutma" önerisi havada dikkate
değ i ş memektedir. Çünkü söz konusu projele- kalmakta ve bir uygulama önerisine dönü ş e- al ı narak
rin hiç birisi için 1997 hedefleri belirlenmemi ş memektedir.
kullan ı mı zaten
ve do ğ al olarak kesinhesap gider izahname- Ilginçtir, baz ı y ı llarda tasarruf yap ı l ı yor iz-
lerinde hedef ve fiziki gerçekle ş meleri yer al- lenimi vermek amac ı yla kesintili ödenek uy- mümkün
mam ışt ı r. İş in ilginç taraf ı , Say ıştay taraf ı n- gulamas ı na gidilmektedir. Plan ve Bütçe Ko- olamamaktad ır.
dan yap ı lan tespitlere ve ele ştirilere ra ğ men misyonu'nda verilen bir önergeyle Tasar ı n ı n
bir sonraki bütçenin haz ı rl ı k çal ış malar ı nda ilgili maddesine kesintili bütçe uygulamas ı na
bunlar hükümetler taraf ı ndan dikkate al ı n- izin veren bir bend eklenerek bu yol aç ı lmak-
mam ışt ı r. Say ıştay' ı n ele ştirilerine ra ğ men tad ı r. Hizmet hedefleri ve gerçekle ş me du-
gerekli düzeltmelerin yap ı lmay ı p söz konusu rumlar ı belirlenmedi ğ i sürece, baz ı İ darelerin
projelerde hedef belirlememede ı srarc ı olun- baz ı hizmet ödeneklerinde kesintiye gidilme-
mas ı ve y ı l ı içinde projelerin fiziki gerçekle ş- si amaçlanan gerçek tasarrufu sa ğ layamaz.
melerinin izlenilmemesi dü ş ündürücüdür. B ı - Uygulama sonuçlar ı ndan bir ders ç ı kar-
rak ı n ı z mevcut projeleri, bu tutum bütçeye madan bu düzenlemenin her y ı lki tasar ı da
ti,11-1

al ı nan yeni projeler de bile sürdürülmektedir. aynen yer almas ı , var olan sorunlar ı n ertesi
MIA I »1

Örne ğ in 1999 y ı l ı bütçesinde "kay ı t d ışı eko- yı la ta şı nmas ı ndan ba ş ka bir anlama gelme-
nominin ölçülmesi projesi" ba ş l ı kl ı yeni bir mektedir.
ir
• Kamu Kuruluşlarının Gelir ve Böyle bir dengenin olu şturulmas ı , k ı smi
Giderlerinin izlenmesini Düzenleyen de olsa mali saydaml ığı n sa ğ lanmas ı nda
Madde (Tasarıdaki Numarası 6) önemli bir katk ı olacakt ı r. Bu düzenlemenin
Söz konusu maddenin son paragraf ı nda etkin olmas ı isteniliyorsa, mutlaka Maliye Ba-
ş öyle denilmekte: kan ı 'na edindi ğ i bilgileri de ğ erlendirerek
"Maliye Bakan ı madde kapsam ı na giren konsolide kamu kesimi genel dengesini olu ş-
kurum ve kurulu ş lardan ı , her türlü mali i ş- turma (bunu raporlarla destekleyerek) ve
lemleriyle ilgili bilgi, belge ve hesap durum- Meclis'in bilgisine sunma görevi verilmeli ve
lar ı n ı almaya;bu belge ve hesap durumlar ı ile söz konusu madde bu do ğ rultuda yeniden
borçlanma ve borç ödeme imkanlar ı üzerin- düzenlemelidir.
de inceleme yapt ı rmaya, programlar ı na uy-
gun harcama yapmayan, bilgi, belge ve he- • Gerektiğinde Kullanılabilecek
sap durumlar ı ibraz etmeyen idare, kurum ve Ddenekleri Düzenleyen Madde (Tasarıdaki
kurulu ş lar ı n bütçe ödenekleriyle ilgili gerekli Numarası 8).
önlemleri almaya, bu maksatla gerekti ğ inde "Aktarma" ba ş l ığı alt ı ndaki tamamlay ı cı
ilgili kurum ve kurulu ş lardan al ı nan önlemle- nitelikteki madde ile birlikte bu maddede,
rin uygulanmas ı n ı istemeye yetkilidir. " yedek ödenekler ve ödenekler aras ı aktarma
Madde kapsam ı na giren Kurulu ş lar;Ge- yap ı labilmesine ili ş kin hususlar ayr ı nt ı l ı bir
nel Bütçeye Dahil Daireler, Katma Bütçeli ş ekilde düzenlenmektedir 6 .
İ dareler, Döner Sermayeli kurulu ş lar, bütçe- Yedek ödenekler temelde "Genel Yedek"
nin transfer tertibinden yard ı m alan kurulu ş- ve "Yat ı r ı mlar ı H ı zland ı rma"ödene ğ inden
lar, belediyeler, belediyelere ba ğ l ı kurulu ş lar, olu ş maktad ı r. Bunlar ı n d ışı nda da yedek öde-
özel idareler, Kamu iktisadi Te ş ebbüsleri ile nek niteli ğ inde ödenekler mevcuttur. Perso-
a
benzeri kurulu ş lar, fonlar ve fonlara tasarruf nel Yede ğ i, ihbar ve K ı dem Tazminatlar ı n ı
eden kurulu ş lar olarak tan ı mlanmaktad ı r. Karşı lama ödene ğ i bu türden ödeneklerdir.
Bilindi ğ i üzere, bütçelerimizin kapsam ı Birbirini tamamlay ı c ı bu iki düzenlemey-
cy
çok dard ı r. Bunun sonucu olarak kamu kay- le, Maliye Bakan ı 'na ba ş ka ödeneklerden ye-
naklar ı n ı n ancak çok küçük bir k ı sm ı Mec- dek ödeneğ e aktarma yapmak yoluyla yedek
lis'in onay ı ile kullan ı lmakta ve daha sonra ödenekleri y ı l içerisinde artt ı rma yetkisi veril-
r
da Meclis ad ı na denetlenmektedir. Geriye mektedir. Bunlardan en önemlisi 1995 y ı l ı
Meclis denetimi d ışı na ç ı kar ı lm ış dolays ı z ve bütçesi'ne kadar uygulanan ve bu tarihten
dolayl ı çok geni ş bir kamusal harcama alan ı itibaren önce madde metninden ç ı kart ı lan
pe

kalmaktad ı r'. (1996), daha sonra 1997 ve onu takip eden


Bu düzenleme, Maliye Bakan ı 'na bütçe y ı llarda daha dar kapsamda düzenlenmi ş
d ışı dolays ı z harcamalarla tüzel ki ş ili ğ i parça- olan bir aktarma maddesidir. 1995 y ı l ı na ka-
lanm ış olan devletin faaliyetlerinin finansal darki uygulamada, Maliye Bakan ı 'na faiz
5 Bu alanları n sı nı f-
sonuçlar ı hakk ı nda önemli bir bilgi kayna ğı - ödenekleri de dahil olmak üzere bütçe har- landırılması ve ay-
na ula ş ma olana ğı vermektedir. Ancak bugü- camalar ı n ı n yüzde 60-70'ini olu şturan trans- rıntılı bir analizi
ne kadar bütçe d ışı dolays ı z ve dolayl ı tüm için bkz. DPT
fer harcamas ı türündeki harcama kalemlerin-
(2000a:31-45).
kamusal harcamalar ı n kapsand ığı bir konso- den Yedek ödeneğ e, buradan da herhangi
lide kamu kesimi dengesinin olu şturulama- bir ödene ğ e aktarma yetkisi verilmi ştir. Böy- 6 Bu maddenin farkl ı
bir açıdan eleş tirisi
m ış olmas ı , bu f ı rsat ı n iyi de ğ erlendireleme- lece geçmi şte harcama kalemlerinin ödenek-
için bkz. Konuk-
di ğ ini göstermektedir. Bu konuda ciddi bir lerinin geni şletilmesi her zaman mümkün ol- man, Oyan
boş luk bulunmaktad ı r. Çünkü gerek DPT ta- mu ştur'. Bu imkan bugün de mevcuttur. An- (1998:38-40).
raf ı ndan hesaplanan ve y ı ll ı k programlarda cak aktar ı labilecek ödenek boyutu biraz da-
7 Yedek ödenek ve
verilen "Kamu Kesimi Genel Dengesi" gerek- ralm ışt ı r. Çünkü, 1997 ve onu takip eden y ı l- ödenekler aras ı ak-
se IMF'ye verilen Niyet Mektubu'nda tan ı m- lar ı n bütçelerinde faiz ödeklerinden aktarma tarma uy-
gulamaların ın
lanan ve DPT'ninkinden daha kapsaml ı olan" yapma olana ğı kald ı r ı lm ışt ı r. Bu olumlu bir
günümüze kadar
Konsolide Kamu Sektörü"tüm kamusal alan- geli ş medir. Ancak Genel Yede ğ e ba ş ka harca- gelişiminin bir
lar ı n kapsand ığı konsolide kamu kesimi ge- ma kalemlerinden aktarma mekanizmalar ı değerlendirmesi
için bkz. Dedeo ğlu,
nel dengesini kavrayabilmekten bir hayli bütçe metinlerinde varl ığı n ı korudu ğ u süre- Emil, Erdem
uzak kalmaktad ı r. ce, bütçe disiplininin sa ğ lanabilmesi pek (2000:50-52).
mümkün görülmemektedir. Nitekim benzer lemeyle çeli ş mektedir. Çünkü, bütçeye dahil
nitelikli bir aktarma yetkisi halen bütçelerde kurulu ş lar ı n ı n ödeneklerinin Kalk ı nma Plan ı
yer almaktad ı r. Söz konusu yetki, "aktar- ve Y ı ll ı k Programda öngörülen hedeflerle
ma"baş l ığı alt ı ndaki 19. Madde'nin b) ben- uyumlu olmas ı gerekir. Silahl ı Kuvvetler'in
dinde tan ı mlanmaktad ı r. Bu bende göre, Ma- yat ı rı m bütçesi ödene ğ inin Kalk ı nma Plan ı ile
liye Bakan ı Kurulu ş Bütçeleri'nin personel gi- bir ba ğ kurulmas ı n ı n sadece kendisinin haz ı r-
derleri kalemindeki ödenekler ile Maliye Ba- lad ığı stratejik hedef plan ı yla ili ş kilendirilme-
kanl ığı bütçesinin personel yede ğ inden ge- si ça ğ da ş plan-bütçe gelene ğ ine ayk ı r ı d ı r'. Bu
rekli görülen tutarlar ı Genel Yede ğ e aktar- durum, yukar ı da sözü edilen ihtisas komisyo-
maya yetkilidir. nunun "Proje De ğ erlendirmesi"adl ı alt ko-
Bu ve di ğ er aktarma maddeleri birlikte misyon raporunda da ele ştirilmektedir'. Dü-
değ erlendirildi ğ inde, Meclis'in verdi ğ i yetki- zenlemenin ele ştirilere ra ğ men bu bendinde
nin s ı n ı rlar ı n ı n ilgili bakan taraf ı ndan ne ka- ı srarc ı olunmas ı dü ş ündürücüdür.
dar a şı labilece ğ i aç ı kça görülmektedir. Mali Bilindi ğ i üzere, DPT her y ı l, y ı l ortas ı na
disiplini sa ğ lamakla görevli bir Maliye Baka- do ğ ru yat ı rı mc ı kamu kurulu ş lar ı na ilgili y ı l ı n
n ı 'n ı n böyle bir ortamda bu görevin üstesin- yat ı rı m program ı haz ı rlama esaslar ı n ı bir ge-
den gelebilmesi son derece güçtür. nelge ile göndermektedir. Bu genelgenin
"Kimin eli kimin cebinde"ça ğ r ışı m ı yapan ekinde "Yat ı r ı m Projesi Özet Bilgi Formu"yer
bu aktar ı m mekanizmalar ı na s ı n ı rl ı ölçülerde almaktad ı r. Son y ı llarda DPT'ye iletilen bu
izin verilmeli ve yedek ödenek uygulamas ı formlarda yer alan bilgilerin ayr ı nt ı l ı bir anali-
amac ı na uygun olarak ola ğ anüstü durumlar- zinden de görüleceğ i üzere, yap ı labilirlik etüt-
da ba şvurulabilecek bir ödenek türüne dö- lerinin nitelik ve nicelik olarak ciddi gerileme
nü ştürülmelidir. gösterdi ğ i, yat ı r ı m ödeneklerinin iyi etüdlere
a dayal ı olmad ığı ve zaman zaman yap ı labilirlik
• Yatırım Harcamalarını Düzenleyen etüdü haz ı rlamak için gerekli olan sürenin 8 Ayrıntı lı bilgi için
Madde (Tasarıdaki Numaras ı 10) projenin uygulamaya konulmas ı n ı geciktiren bkz. DPT (2000 b:5).
cy
MEME
Söz konusu maddenin a) bendinde, proje- bir zaman kayb ı olarak de ğ erlendirdi ğ i göz-
9 Söz konusu mad-
ler kapsam ı ndaki i ş lerin ihale edinebilmeleri lenmektedir. Yap ı labilirlik etüdü haz ı rlama denin b) bendinin
için keş if bedelinin yüzde 10'u kadar ödenek konusunda son y ı llarda gözlemlenen bu istek- ayrıntıl ı bir eleştirisi
bulundurma zorunlulu ğ u getirilmekte, aksi için bkz. Konuk-
sizlik ve yetersizlik sonucu projecilikte gelinen
man, Oyan
halde ihale yap ı lamamaktad ı r. Bu durum bu nokta, plan-proje prati ğ i aç ı s ı ndan olumlu (1998:40).
uzun sürede bitirilmesi planlanan projelerin bir yer olmaktan bir hayli uzakt ı r.
pe

ihale edilmesinde olumsuz etki yaratmakta- Maalesef bu süreçte DTP'nin de sorumlu- 10 Bkz. DPT (2000 c:Alt
komisyon üyelerinin
d ı r. Dolay ı s ı yla, projelerinin ihale edilebilme- lu ğ u vard ı r. Nitekim, yukar ı da sözü edilen "proje analizi, seçi-
siyle ilgili bu ko ş ul mutlaka de ğ i ştirilmelidir. özel ihtisas komisyonu raporunda bu eksiklik mi ve de ğerlendiril-
mesinde güçlü yan-
Projeler termin plan ı nda belirtilen ilk y ı l öde- hissedilerek DTP'ye yeni misyonlar verilmesi
larım ız, eksiklik-
ne ğ i sa ğ lanm ış ya da projenin planlanan top- önerilmektedir". Ayr ı ca ilk kez, söz konusu lerimiz ve öneriler-
lam maliyetinin biti ş süresine oran ı ile belirle- komisyonda gölge fiyatlar ı na (olmas ı gere- imiz"ba şlığın ı
taşıyan tespitlerinin
nen ilk y ı la ait ödene ğ i ayr ı lm ış olma ko ş uluy- ken denge fiyatlar ı ) dayanan proje yat ı r ı m
yer aldığı Ek-1).
la ihale edilebilmeli ve söz konusu maddenin ölçütlerinin kullan ı ld ığı Proje Döngüsü Yöne-
a)bendi bu yönde de ğ i ştirilmelidir. ilginçtir, timi Yakla şı m ı önerilmekte ve projelerin ulu- 11 Ayrıntılı bilgi için
bkz. DPT (2000
konunun uzmanlar ı n ı n olu şturduğ u 8. Plan sal ekonomi aç ı s ı ndan de ğ erlendirilmesinin
b:90-91).
çal ış malar ı çerçevesinde kamu yat ı nmlanyla önemine de ğ inilmektedir. DTP'ye bu tür ulu-
ilgili kurulan bir özel ihtisas komisyonu rapo- sal önerilerin analizlerin yap ı labilmesi için 12 Plan'ın "Yatı rım
Politikaları "ve
runda dile getirilen bu öneri göz ard ı edilmi ş gerekli ulusal parametrelerin hesaplanmas ı
"Kamu Yatırı m-
ve geçmi ş y ı llar ı n sorunlu olan bu bendi 2001 ve her y ı l güncelle ştirilmesi görevi verilmek- ları 'n ın Planlanması
l'ZI7=1311=1=

Bütçe Tasar ı s ı 'na aynen ta şı nm ışt ı rs tedir. Ilginçtir bu önerilerin büyük bir ço ğ un- ve Uygulaman-
ması nda Etkin-
Söz konusu maddenin b) bendinde ise lu ğ u Hükümet tarf ı ndan da benimsenmi ş ol-
lik"bölümleri büyük
Sillahl ı Kuvvetlerin yat ı r ı mlar ı na bu şekilde mal ı ki, 8. Plan Tasla ğı na ve oradan Plan met- ölçüde söz konusu
vize zorunlu ğ u kald ı rı lmaktad ı r. Silahl ı Kuv- nine aynen yans ıt ı lm ışt ı r". komisyon raporuna
dayanmaktadır
vetler'in yat ı r ı mlar ı na bir şekilde bir istisna Plan-proje yakla şı m ı ndaki bu ciddi de ğ i- Bkz. DPT (2000d:31-
getirilmesi Tasar ı n ı n 5. maddesindeki düzen- ş ikliklere ra ğ men, 8.Plan döneminin ilk yı l ı 33 ve 201-202).
olan 2001 y ı l ı n ı n Bütçesinde bu yeni yakla şı - ral ı r ve ödene ğ i vergi ortak havuzundan kar şı-
• m ı n ı n izlerine rastlan ı lmamas ı ve lan ı r. Ödeneklerin kullan ı m ve harcamas ı da
Tasla ğı n yat ı r ı mlar maddesinde yeni bir böylece bütçe ilke ve usüllerine göre yap ı l ı r.
düzenlemeye gidilmemesi Plan ve Y ı ll ı k Halbuki, eklenen bendte öngörülen bu de ğ il-
Program'dan kopuk bütçe haz ı rlama süreci- dir. Üstelik bu düzenlemeyle, hangi hizmetle-
nin aynen devam etti ğ ini göstermektedir. rin devam ı na ihtiyaç duyulaca ğı n ı n belirlen-
Anla şı lan Plan-Program-Bütçe ba ğ lant ı lar ı - mesi ve uygulaman ı n düzenlenmesi Maliye Ba-
n ı n kurulmas ı , bir ba ş ka döneme kalm ışt ı r. kanl ığı 'na b ı rak ı larak Meclis'in önemli bir yet-
kisi bir bakana devredilmi ş olmaktad ı r. Keza
• Fonların Ödenek ve Gelirlerini ayn ı şekilde, ister kanun veya KHK d ışı nda di-
Düzenleyen Madde (Tasarıdaki ğ er mevzuatla isterse kanun veya KHK ile ku-
Numarası 32) rulmuş olsun fonlar ı n tasfiyesinde insiyatif ic-
Madde, bütçe kapsam ı na al ı nan fonlar ı n raya verilmektedir. Gerçi, ikincisinde kanunla
ödenek ve gelirleri ve kapsam d ışı nda b ı rak ı - tasfiye olursa Meclis'in müdahale olana ğı var-
lan fonlarla ilgili esaslar ı düzenlemektedir. d ı r. Ancak do ğ ru olan ı , Meclis'in tasfiyesine ka-
Asl ı nda yap ı lan fonlar ı n bütçele ştirilmesi de- rar verilecek fonlar ı n neler oldu ğ u konusunda
ğ il, biçimsel olarak fonlar ı bütçe içerisinde bilgilendirilmesi ve bunlar ı n bir listesinin ilgili
gösterme ve "yasalarla tahsisli"gelirlerine el maddede yer almas ı d ı r.
koymad ı r. Bir nevi bütçenin fonla şt ı r ı lmas ı Maalesef, bu madde eklenen yeni ben-
anlam ı na gelen bu uygulamayla sadace top- diyle aynen 2001 Tasar ı s ı 'na ta şı nm ışt ı r. Plan
lu ödenek aktarmas ı yap ı lmakta ve gerçek ve Bütçe Komisyon'unda ilgili bend Maliye
anlamda bir bütçe masraf ı gösterilmemekte- Bakanl ığı 'n ı n yetkili k ı l ı nd ığı hususlar ı n ay-
dir. Fonlar ı n maliye disiplininden uzak gelir r ı nt ı land ı r ı ld ığı bir paragraf eklenerek geni ş-
ve harcama yöntemleri devam etmekte, ade-
a
letilmi ştir. Eklenen paragraftan da anla şı laca-
ta bu uygulamayla fonlar ı n yap ı sal bozukluk- ğı üzere, devam ı na ihtiyaç duyulacak hizmet-
lar ı bütçeye ta şı nmaktad ı r. Bunun do ğ al so- lerin ödenekle ştirildi ğ i ilgili kurulu ş bütçesin-
cy
nucu olarak, bozulan kamu maliyesi disiplini den harcanmas ı usülleri ilgili kurulu ş ve Ma-
tümüyle ta şı nmaktad ı r. Bunun do ğ al sonucu liye Bakanl ığı 'nca mü ştereken haz ı rlan ı p yü-
olarak, bozulan kamu maliyesi disiplini tü- rürlü ğ e konulacak esaslarla belirlenecektir.
müyle kontrolden ç ı kmaktad ı r. Ne yaz ı k ki Bu esaslar ı n, bütçenin harcama usullerinden
bu uygulama tüm ele ştirilere ra ğ men, 2001 farkl ı olaca ğı aç ı kt ı r. Üstelik bu usullerin ne
y ı l ı nda da sürdürülmek istenmektedir". olaca ğı Meclis'in bilgisine de sunulmamakta-
pe

Bu sorunlu madde, 2000 Tasar ı s ı na Plan d ı r. Dolay ı s ı yla, maddeye eklenen bendin ta-
ve Bütçe Komisyonu'nda eklenen bir bend (e şı d ığı sak ı ncalar ı n görülmesi ilgili bende ek-
bendi) ile daha sorunlu hale getirilmi ştir. Ek- lenen paragrafla daha somutla ş m ışt ı r.
lenen bendle fonlar ı n bir k ı sm ı n ı n tasfiyesi
amaçlanm ışt ı r. Ama ne yaz ı k ki, öngörülen • Devlet Borçlarının Yönetimini
gerçek anlamda bir tasfiye de ğ ildir". Eklenen Düzenleyen Madde (Tasarıdaki 13 Bu maddenin ayrın-
tı lı bir eleştirisi için
bende "tasfiye edilen fonlar ı n her türlü gelir- Numarası 30)
bkz. Konukman,
leri bütçe geliri addedilir ve tahsil edilmeye Maddenin e) bendinin gerekçesinde "dev- Oyan (1998:42-44).
devam olunur...tasfiye edilen fonlarca yürü- let borçlar ı n ı n uygulama sonuçlar ı n ı n ilgili y ı l
tülen hizmetlerden, devam ı na ihtiyaç duyu- kesinhesap cetveli ile birlikte Türkiye Büyük 14 Tasfiyeyi öngören
bu düzenlemeye
lanlar bütçeye konulacak ödenekle yürütü- Millet Meclisi'ne sunulaca ğı lfade edilmekte- IMFye gönderilen
lür."denilmektedir. Bu düzenleme maalesef dir. Ancak ilginçtir, Say ıştay' ı n yapt ığı tespitle- Niyet Mektubu'nun
bütçenin "gelirlerin belli giderlere tahsis bir gereği olarak
re göre, y ı llard ı r devlet muhasebesine intikal
gidilmiştir. Burada
edilmemesi"ilkesinin rafa kald ı r ı lmas ı anla- ettirilmeyen kamu borçlar ı nedeniyle kamu Meclis devre dışı
m ı na gelmektedir. Böylece, hem hedeflenen kesiminin toplam borç stoku tam olarak gös- b ırakılarak bütçe
içi fonların bir kıs-
tasfiye gerçekle ş memekte hem de önemli bir terilmemektedir. Hükümetlerin mali disipline
m ı nın tasfiye
bütçe ilkesi ihlal edilmektedir. ayk ı r ı uygulamalar ı nedeniyle "görev zarar ı edileceği vaadedil-
Tasfiye edilen fonlarca yürütülen hizmetle- borçlar ı ndan henüz ka ğı da ba ğ lanmam ış miş tir. Ilgili düzen-
Il]

lemeyle bu vaad
rin devam ı na ihtiyaç duyulanlar varsa, bu hiz- olanlar" ve "emanet hesab ı nda tutulan mik-
yerine getirilmek-
fl.f

metler ilgili bütçe kurulu ş unun bütçesinde ye- tarlar"kamu borçlar ı aras ı nda gösterilmeye- tedir
.4a
rek "kay ıt d ışı " kalmakta ve "görünmeyen zenleme bu şekilde yap ı lmaktad ı r. Ancak de-
borçlara" dönü ş mektedir15 . Bunlar ı n d ışı nda virli krediler görev zararlar ı ndan doğ an borç-
kayı t ve muhasebe sorunlar ı nedeniyle kamu lar gibi bir k ı s ı m borçlanma i ş lemlerinin Hazi-
d ış borçlar ı da tam olarak izlenememektedir. ne'ye tan ı nan yetki ve limitlere uygun oldu-
Son yı llarda bu sorunun çözümü yolunda ğ u ku ş kuludur.
önemli çabalar gösterilmesine ra ğ men, kamu Ayn ı maddenin a) bendinde Tasar ı n ı n
d ış borç stoku rakam ı Bu sorunlar ı n a şı lmas ı na "denge" ba ş l ı kl ı maddesine gönderme yap ı la-
yönelik olarak am ı hala sa ğ l ı kl ı ve denetim ta- rak bütçe gelirleriyle giderleri aras ı ndaki far-
raf ı ndan sorgulanabilir şekilde aç ı klanama- kı n net borçlanma ile kapat ı laca ğı ifade edil-
m ışt ı r. Nitekim bu temel sorunlar ı n çözüleme- mektedir. Bu durumda, net borçlanma has ı la-
mesi, kamu d ış borçlar hesab ı n ı n 1995-1999 tı bütçe aç ığı na eş it olmal ı d ı r. Ancak uygula-
y ı llar ı aras ı nda Say ıştay taraf ı ndan reddedil- mada baz ı i ş lemler devlet borcuna kaydedil-
mesi sonucunu do ğ urmu ştur. Bu hesab ı n red- mekle birlikte, kar şı l ığı nda yap ı lan gider büt-
dedilmesi, TBMM'de de uygun görülmü ş ve çe gideri olarak kaydedilmedi ğ inden, net
1995-1998 y ı llar ı aras ı nda kamu d ış borç raka- borçlanma has ı lat ı bütçe aç ığı ndan fazla ol-
m ı ilgili y ı l ı n Kesinhesap Kanunu'ndan ç ı kart ı l- maktad ı r. Yap ı lan giderlerin gizlenmesine ola-
m ışt ı r. Muhtemelen Say ıştay' ı n 1999 y ı l ı na il ş- nak tan ı yan düzenlemelerin bir k ı sm ı bizzat
kin red karar ı da T.B.M.M.'ce uygun görüle- Bütçe Kanunu'nda yer almaktad ı r. Bütçe Ka-
cektir. Nitekim, Plan ve Bütçe Komisyonu bu nunlar ı nda yer alan ve baz ı i ş lemleri "bütçe
yönde bir karar alm ışt ı r. d ışı ndaki hesaplamalardan izlemeye yetki"ve-
Kamu borçlar ı n ı n eksik gösterilmesi uzun ren hükümler hükümetlerin bir k ı s ı m giderle-
vadede ş u sonuçlar ı do ğ urmaktad ı r; rini gizlemesine f ı rsat tan ı r. Kayı t d ışı bu büt-
- Borç verilerini kullanan kurumlar ı n yan- çe i ş lemlerinin önemli bir k ı sm ı "yar ı mali i ş-
l ış ve eksik bilgilendirilmesi
a lemler" niteli ğ indedir. Bunlara K İT'lerden do-
15 Bu tespitler için
- Uluslararas ı alanda güvenirli ğ in zede- ğ an görev zararlar ı , Merkez Bankas ı 'na kur bkz. Sayış tay
lenmesi farklar ı na karşı l ı k verilen tahviller ve tahkim (2000:60-65 ve 125-
cy
~IZNI uygulamalar ı ndan do ğ an tahvil i ş lemlerini ör-
133).
- Kamuoyunun kendini do ğ rudan ilgilen-
diren ve etkileyen önemli mali konulara ilgi- nek olarak verebiliriz'. 16 Önerilerin ayrintısı
sini kaybetmesi Tasar ı n ı n 32. Maddesinin a) bendinde için bkz. Sayıştay
(2000:64, 128-129
Bu sorunlar ı n a şı lmas ı na yönelik olarak Merkez Bankas ı 'na kur farklar ı na kar şı l ı k ve-
ve 133).
Say ıştay taraf ı ndan getirilen çözüm önerileri rilen tahvil i ş lemleri düzenlenmektedir.
süratle uygulamaya konulmal ı d ı r". K İT'lerden do ğ an görev zararlar ı ise 42. Mad- 17 Bkz. Sayış tay
pe

(2000:27-29). Ancak
dede ve 43. Maddenin c) bendinde ayr ı nt ı l ı
sorun tümüyle
• İç Borçlanmayı Düzenleyen Maddeler bir ş ekilde düzenlenmektedir. 42. Maddenin çözülmüş görül-
(Tasarıdaki Numarası 31-32) a) bendinde 233 say ı l ı KHK kapsam ı ndaki müyor. Ek bütçeye
başvuruldu ğ unda iç
31. Maddenin a) bendi ile borçlanma li- KIT'lerin y ı l içi karlar ı n ı n ödenmemi ş serma-
borçlanma yetki
miti belirlenmektedir. Maalesef belirlenen li- yelerine veya tahakkuk etmi ş görev zararlar ı miktarı otomatik
mitler fonksiyonel de ğ ildir. Çünkü limitler sa- alacaklar ı na mahsup edilmesi b) bendinde olarak artış oluyor.
Bu durumda do ğal-
dece yetki s ı n ı rlamas ı için getirilmekte, hükü- ise söz konusu KIT'lerin geçmi ş yı l karlar ı n- dır ki, Meclis'in
metlerin plan ve programdaki hedeflerini dan Hazine'ye ait olan paylar ı n bütçe gelir ve hükümete verdiği
giderleriyle ilgilendirilmeksizin görev zarar- yetkinin bir anlam ı
gerçekle ştirmek için düzenlenmemektedir.
kalmam ış olmak-
Hazine bonosu, d ış borçlar ve özel tertip lar ı veya ödenmemi ş sermayelerine mahsup tadır. Bu tür bir
iç borçlanma senetleri için yak ı n zamanlara edilmesi düzenlenmektedir. 43. Maddenin c) eleştiri aynntıs ı için
bkz. Konukman
kadar limit konulmam ışt ı r. Ancak, bonoya li- bendinde ise Ziraat Bankas ı ve Halk Banka-
(2000:148-149).
mit konulmamas ı , tahvil limitinin y ı l içinde s ı 'n ı n mevcut görev zararlar ı n ı n tasfiye edil-
dolmas ı durumunda, bono ile borçlanmay ı mesini teminen özel tertip tahvil ihraç edile- 18 Bunların ayrı ntılı bir
analizi için bkz. DPT
teşvik eden bir faktör olmu ştur. Say ıştay 1998 bilece ğ i hükme ba ğ lanmaktad ı r. Bu tahvil i ş-
(2000 a:38-39) ve
y ı l ı nda Meclis'e gönderdi ğ i raporda limit dü- lemlerine literatürden nakit d ışı tahvil uygu- Sayış tay (2000:10-
zenlemeleri ile ilgili olarak uyar ı da bulunmu ş lamalar ı da denilmektedir'. 18).
ve borçlanma limitinin bir bütün olarak belir- Sonuç itibariyle, yar ı mali i ş lem niteli ğ in-
19 Bkz. Dedeoğlu,
lenmesini önermi ştir'. Nitekim bu öneri ka- deki bu nakit d ışı tahvil uygulamas ı bütçe di- Emil, Erdem
.. _

bul görmü ştür ve 1999 y ı l ı ndan bu yana dü- siplini zedelemekte ve yürütmenin ödenekle- (2000:55-56).
re yans ı mayan harcama yapmas ı na olanak bendi bunu düzenlemektedir. Saydaml ı k, ay-
tan ı maktad ı r. Bütçe d ışı uygulamalara bir r ı ca bu düzenlemeyle de bozulmaktad ı r. Bu-
baş ka önemli dayanak da bütçede yer alan rada faiz ödemelerinin bütçe d ışı ndan öde-
bir hesaptan gelmektedir. "Bütçeden Mah- neksiz olarak yap ı lmas ı daha sonra ise öde-
sup Edilecek Ödemeler Hesab ı "ba ş l ığı n ı ta şı - nek almaya bile gerek duyulmadan hesab ı n
yan bu hesapla, y ı l ı içinde ek bütçe ç ı kmam ış bakiyelerinin bir sonraki y ı la devri suretiyle
ise, y ı l ı n ortas ı na gelindi ğ inde ödenekleri bi- bu ödemelerin gider kaydedilmeden sürdü-
ten faizlerin bu hesap çal ışt ı rı larak ödemesi rülmesi söz konusu olabilmektedir.
yap ı labilmektedir. Dolay ı s ı yla yap ı lan faiz Bu durumda, bu hesab ı n olu şturulu ş ge-
ödemeleri y ı l ı içinde ödenekle ştirilmedi ğ in- rekçesine uygun kullan ı lmas ı n ı sa ğ layacak
den hem o y ı l ı n hem de gelecek y ı l ı n bütçe bir düzenleme kaç ı n ı lmaz olmaktand ı r. Aksi
aç ığı n ı n şeffaf bir biçimde tespit edilmesini halde mali saydaml ığı n sa ğ lanabilmesi müm-
engellemektedir". Çünkü, ödenek üstü faiz kün olmayacakt ı r.
harcamalar ı gelecek y ı l ı n bütçesi yürürlü ğ e
girdi ğ inde ancak ödenekle ştirilebilmektedir. • Dış Borçlanmayı Düzenleyen Maddeler
1999 y ı l ı na kadar uygulama bu yönde ol- (Tasarıdaki Numarası 33, 34, 35, 36 ve 37)
mu ştur. 1999 y ı l ı nda kabul edilen 4387 say ı l ı Bütçe kanunlar ı n ı n d ış borçlanmay ı dü-
Geçici Bütçe Kanunu ile ödenek üstü faiz har- zenleyen baz ı maddeleri ile Hazine baz ı ko-
camalar ı kadar 1998 y ı l ı bütçesine ödenek ş ullu yükümlülük ve ödeme taahhütleri alt ı -
kaydedilmesi olana ğı getirilmi ştir. Belki ista- na sokulmaktad ı r. Bu hükümler, 1998 y ı l ı ve
tistik olarak yap ı lan bir harcaman ı n y ı l ı içinde sonras ı bütçelerinde yer alan baz ı k ı s ıtlama-
gösterilmesi sa ğ land ığı için do ğ ru bir i ş lem lar hariç günümüze kadar gelmi ştir.
yap ı lm ışt ı r. Ancak, bitmi ş bir y ı la ait bu i ş le- Buradaki ko ş ullu yükümlülükler, henüz
min daha sonraki y ı l bütçe kanunu ile öde-
a
devlet borcu niteli ğ inde olmamakla birlikte,
neksiz bir biçimde yap ı lmas ı , bütçelerin hem kamu kesiminin gelecekte borca dönü ş ebile-
y ı ll ı k olma ilkesine ayk ı r ı l ı k yaratmakta hem cek d ış taahhütlerinden olu ş maktad ı r. Söz
cy
de Meclis'i ba şta vermedi ğ i bir yetkiyi sonra- konusu yükümlülükler, 34-d/1, 34-d/2-aa, 34-
dan vermek gibi bir sak ı ncay ı da bar ı nd ı rd ığı d/2-bb, 34-e, 34-g, 34-j ve 37 nolu maddeler-
bir gerçektir'. ilginçtir, bu düzenlemenin de ayr ı nt ı l ı bir ş ekilde düzenlenmektedir. Ta-
Meclis'e getirili ş biçimi de saydam olmam ışt ı r. sar ı daki bu yasa hükümleri uyar ı nca Hazi-
Geri çekilen 1999 y ı l ı Bütçe Tasar ı s ı 'nda olan ne'ce verilen garantiler genel olarak 3 ba ş l ı k
bu düzenlemeye Geçici Bütçe Tasar ı s ı 'nda yer alt ı nda toplanabilir:
pe

verilmemi şti. Ancak Plan ve Bütçe Komisyo- - Yabanc ı ülkelerin kredi kurulu ş ları ve
nu'nda verilen bir önergeyle bu düzenleme uluslararas ı kurumlarca Türk Kamu Kurumla-
Tasar ı 'n ı n 4. Maddesine eklenen yeni bir r ı ve yat ı r ı m bankalar ı na tahsis edilen kredi-
bend (g bendi) ile üstelik kapsam ı da geni ş le- lere verilen garantiler 20 Bu hesabı n getiriliş
nedenleri ve sonuç-
tilerek (personel kalemindeki ödenek üstü - Kamu Kurulu ş lar ı ve yat ı rı m bankalar ı - larının ayrıntılı bir
harcamalar da me ş rula şt ı r ı larak) Geçici Bütçe n ı n uluslararas ı garanti çerçevesinde sa ğ la- analizi için bkz.
Tasar ı s ı 'na ve oradan da Kanun'a ta şı nm ışt ı r. Dedeoğlu, Emil, Er-
d ı klar ı kredilere verilen karşı garantiler
dem (2000:62-65).
Böylece ilk kez, bir sonraki y ı l ı n bütçe kanunu - Yap-i ş let ve yap-i ş let-devret modeli çer-
ile bir önceki y ı l ı n ödenek üstü harcamalar ı - çevesinde gerçekle ştirilecek projelerle ilgili 21 1999 yılı Geçici Büt-
n ı n meş rula şt ı r ı lmas ı n ı n yolu aç ı lm ışt ı r. çe Kanunu'nun bu
olarak verilen karşı garantiler
düzenlenmesine
ilginçtir, Say ıştay' ı n 1998 y ı l ı KHKT' ı n ı de- Maalesef, kullan ı c ı kurulu ş lar ı n bu kredi- ilişkin eleş tiriler için
ğ erlendirirken bu hesaba dikkat çekmeyi ş i ve lere ili ş kin geri ödemeleri büyük bir ço ğ un- bkz. Konukman
(1999:15-16) ve
yukarda sözü edilen bir nevi "gizli ek bütçe" lukla yapmay ışı Hazine'nin bu borçlar ı üst-
Dedeoğ lu, Emil, Er-
uygulamas ı say ı labilecek düzenlemeye ili ş kin lenmesine yol açm ış ve ortaya önemli bir ma- dem (2000:64-65).
15313MITMITMITUT*
„,

bir ele ştiri yapmay ışı dü ş ündürücüdür 22 . li külfet ç ı km ışt ı r. 1997 y ı l ı na kadar garanti
Keza ayn ı ş ekilde, sözünü etti ğ imiz bütçe 22 Sayıştay'ı n gerek
mekanizmas ı nda hiç bir k ı s ıtlay ı c ı ölçüt geti-
GUB'inde gerekse
d ışı yar ı mali i ş lemler (nakit tahvil uygulama- rilmemesi dikkat çekmektedir. 1997 y ı l ı nda ekli raporlarında bu
s ı ) sonucu Hazine'ye yarat ı lan yükümlülükler Bütçe Kanunu'nda (Madde33/d) garantinin konuya hiç de ğinil-
memesi dikkat çek-
nedeniyle ortaya ç ı kan faiz ödemeleri de bu sa ğ lanmas ı ile ilgili kurumun "geri ödeme
mektedir. Bkz.
hesaptan yap ı lmaktad ı r. 32. Maddenin c) performans ı ve borç ödeme kabiliyeti"ile s ı - TBMM ( 1999).
n ı rlanm ış, ancak bu da etkin olmay ı nca 1998 Dolay ı s ı yla bütçe içinde gösterilmeyen ay-
yı l ı Bütçe Kanunu'nda da Hazine'ce sa ğ lana- ni kullan ı mlar ı n Say ıştay'ca da denetimi yap ı -
cak toplam garantilere 700 milyon dolar s ı n ı r lamamaktad ı r. Çünkü, bu kullan ı mlar Mec-
getirilmi ştir. 1999 y ı l ı nda ise bu s ı n ı r sadece lis'e sunulan KHKT'lerde yer almamakta ve bu
Belediyeler ve ba ğ l ı kurulu ş lara münhas ı r ol- nedenle Meclis denetimin d ışı na ç ı karı lmak-
0 mak üzere 500 milyon dolara çekilmi ştir 2000 tad ı riçin Hazine'ye bildirilmektedir. Dolay ı s ı y-
ve2001'de ise bu düzeyde dondurulmu ştur. la kullan ı lan bu kredilerin nakit k ı sm ı öde-
m
Miktar k ı s ıt ı , Hazine'nin üstlendi ğ i riskin nekleş irken, ayni nitelikteki kullan ı mlar ı na
boyutunu bir ölçüde daraltmakla birlikte bütçeleştirilememektedir 26 . Nitekim d ış borç
herhangi bir objektif kriter uygulanmad ığı stokunun belirlenememesinde, bu tür d ış
sürece s ı n ı rl ı bir etkiye sahip olmaktad ı r. Ni- proje kredilerinin ayni kullan ı mlar ı n ı n kulla-
tekim, miktar k ı s ıt ı bazen a şı labilmektedir. n ı c ı kurulu ş lar taraf ı ndan Hazine Müste ş arl ığı
Örne ğ in 1998 y ı l ı nda Say ıştay' ı n tespitlerine Devlet Borçlar ı Saymanl ığı 'na bildirimin yap ı l-
göre, 1998 y ı l ı Bütçe Kanunu'nda belirlenen mamas ı büyük rol oynam ıştı r. Sorunun çözü-
23 TBMM (1999:105-
garanti limiti 120 milyon dolar a şı lm ışt ı r23 . mü için ilk giri ş im1998 Bütçe kanunu ile yap ı l- 106).
Keza benzer bir ş ekilde, "geri ödeme perfor- m ışt ı r. Kanun'un 37.maddesiyle kurulu ş lara
24 Bkz. TBMM (2000
mans ı ve borç ödeme kabiliyeti"gibi somut- d ış proje kredi kullan ı mlar ı n ı 30 gün içinde
6:128-129).
la şt ı r ı lmam ış bir ölçütün kullan ı lmas ı da pek Hazine'ye bildirimde bulunma zorunlulu ğ u
etkili olamam ışt ı r. 1999 ve 2000 Bütçe Ka- getirilmi ştir. Buna ek olarak Say ıştay' ı n öneri- 25 Bu kuruluş,
Dedeo ğlu, Emil, Er-
nunlar ı 'nda bu kritere yer verilmesine ra ğ - leri do ğ rultusunda "D ış Borç Kullan ı mlar ı n ı
dem (2000:53)'e
m2n kullan ı c ı kurulu ş lar ı n geri ödemeleri izleme Komitesi"olu şturulmu ştur. Komite ça- göre Hazine veya
yvpmamas ı n ı n önüne geçilmemi ştir. Say ıştay, l ış malar ı sonucunda 1998 Nisan' ı nda "D ış Pro- Hazine'nin görev-
lendireceğ i bir
bu olumsuz sonuçtan hareketle kriterin ön- je Kredilerinde D ış Borç Kayd ı ve Bütçele ştir-
gördü ğ ü gerekli ara şt ı rmalar ı n yap ı ld ığı ko-
a m , ş lemlerinde Uygulanacak Esas ve Usullere
kamu kurulu şu
(Kalkınma Bankas ı,
nusunda tereddütlerini ifade etmektedir". İ l ış kin Tebli ğ "yay ı nlanm ışt ı r. Tebli ğ , ayni pro- Iller Bankası gibi)
olabilir. Kamu
Bu tereddütleri a ş man ı n yolu, garantilerin je ve kredilerinin kay ıt ve muhasebesinde yatırı mlarıyla ilgili
cy
de ğerlendirilmesinde bir tak ı m mali ve finan- önemli yenilikler getirmi ş ve bu konuya ili ş kin kurulun özel ihtisas
komisyonu
sal ölçütler kullanmakt ı r. Ayr ı ca, bu ölçütleri belgelerin Hazine'ye do ğ ru, düzenli ve zama-
raporunda ise bu
kullanacak ve Hazine'nin bu alanda üstlendi ğ i n ı nda gönderilmesi hususlar ı nda kurulu ş lar ı n kuruluşun Iller Ban-
riskin boyutunu bir ölçüde daraltabilecek ve d ış proje kredisi ile ilgili birimleri, tahakkuk kası olmas ı gerek-
tiği ileri sürülmek-
yat ı rı m bankac ı l ığı fonksiyonunu üstlenecek memurlar ı , saymanl ı klar ve ilgili i ş lemleri
tedir. Bkz. DPT
bir kamu kurulu ş una büyük bir ihtiyaç vard ı r". onaylayanlar sorumlu tutulmu ş lard ı r. (2000 b:48-49).
pe

Koş ullu yükümlülüklerin bir di ğ er türü Ard ı ndan 98'in 37. Madde hükmü aynen
26 Sayıştay'ın sap-
"devirli ve tahsisli krediler'dir. Bu krediler, te- 99'a (Madde 34), 2000'e (Madde 33) ve
tamalarına göre,
min edildikten sonra ilgili y ı l bütçe kanunla- 2001'e (Madde 33) aynen ta şı nm ışt ı r. Bu hü- genel ve katma
r ı yla kurum ve kurulu ş lara devredilen ancak küm bir yandan gelecek y ı llar ı n bütçe kanun- bütçeli kuruluşları n
608.5 trilyon liralık
kredinin borçlusunun Hazine oldu ğ u d ış proje lar ı na ta şı n ı rken bir yandan da 99'da 98'deki kredi kullan ımları
kredileridir. Bu kredilerle ilgili düzenleme tebli ğ in yerine yeni bir tebli ğ ç ı kar ı lm ışt ı r. bütçeleştirilmemiş
Madde 34'te yap ı lmaktad ı r. Kullan ı m ı iki şekil- Yeni tebli ğ , bu kullan ı mlar ı n daha saydam ve ve denetim dışı kal-
m ış tır. Ayrı ca, bazı
de olmaktad ı n;nakdi kullan ı m ve ayni kulla- aç ı klay ı c ı ş ekilde kaydedilmesi için Devlet kredilerin kamu ve
n ı m. Ilki Hazine hesaplar ı na giren kullan ı mlar- Muhasebesi Yönetmeli ğ i'ne yeni hesaplar özel sektör kuruluş-
ları na devri sı rasın-
d ı r. İ kincisi ise Hazine hesaplar ı na girmeksizin eklemi ştir. Ancak tüm bu olumlu çabalara
da, alı nan kredi-
kullan ı c ı kurulu ş un kreditörden veya Merkez ra ğ men, uygulamada d ış proje kredilerinin lerin anla şma
Bankas ı nezdindeki özel hesaplardan yapt ığı kay ıt, muhasebele ştirme ve bütçele ştirilme- hükümlerinin bu
kuruluşlar lehine
veya yapt ı rd ığı çeki ş lerden olu şan kullan ı m- sinde kaynak te ş kil eden "D ış Proje Kredisi
değiştirildiği tespit
lard ı r. Maalesef bu d ış proje kredilerin ayni Kullan ı m izleme Formu"nun söz konusu teb- edilmiştir. Yani, bu
(11,`ı 1,1 4:(d1.==,~,

kullan ı mlar ı ödenek kayd ı Böylece bu kredi- li ğ gere ğ ince Hazine'ye gönderilmesinde krediler bir sübvan-
siyon aracı olarak
lerle yap ı lan yat ı rı mlar ı n ancak çok az ı harca- kullan ı c ı kurulu ş lar ı n gerekli özen ve titizli ğ i kullanılmış tır Bu
ma rakamlar ı içerisinde gözükmektedir. Çün- göstermedikleri Say ıştay'ca saptanm ışt ı r. D ış tespit ve eleştiriler
proje kredilerinin ayni kullan ı m ı n ı n bütçele ş - için bkz. TBMM
kü yapt ı r ı mlar ı n ayni kullan ı mlarla yap ı lan k ı s-
(2000 b: 118-125) ve
m ı , yat ı r ı m harcamas ı olarak ne bütçe giderle- tirilememesinin bir nedeni budur. Bir di ğ er Sayış tay (2000: 104-
rine ne de bütçe aç ığı na yans ı maktad ı r. önemli nedeni ise, yine Say ıştay' ı n saptama- 106).
lar ı na göre Maliye Bakanl ığı 'n ı n Hazine'ce ç ı lara zaten bu programla sa ğ lanm ış olan
ıl- bildirilen d ış proje kredi kullan ı mlar ı n ı ilgili sübvansiyonlar ı n boyutunun geni şletilmesi
tebli ğ e ayk ı rı olarak bütçele ştirmemesidir. anlam ı na gelir".
Sayıştay' ı n hesaplamalar ı na göre Maliye Ba-
kanl ığı 'nca bütçele ştirilmeyen d ış proje kre- • Diğer Maddeler
disi kullan ı m tutar ı 1.2 katrilyon TL'd ı r. Önceki tasar ı lardan 2001 tasar ı s ı na ta şı -
I ş in ilginç taraf ı, bu devirli kredilere ili ş- nan di ğ er maddeler s ı ras ı yla şöyledir:Kamu
kin uygulamay ı düzenleyen, belli öncelikler, haznedarl ığı n ı n yürütülmesi (Madde 7), kat-
ölçütler ve k ı s ı tlar getiren hiç bir hükme ma bütçeli idarelere hazine yard ı m ı (Madde
maddede yer verilmemektedir. Düzenleme 12), dernek ve benzeri kurulu ş lara yap ı lacak
bu haliyle 1998`e kadar devam ettirilmi ştir. yard ı mlar ı düzenleyen madde (Madde 15),
1998 y ı l ı Bütçe Kanunu'nda ilk kez bir miktar posta giderleri (Madde 20), e ğ itime katk ı
s ı n ı rlamas ı getirilmi ştir. 200 milyon dolarl ı k paylar ı n ı n ödenek kayd ı (Madde 22), kurum
bu s ı n ı r daha sonra 1999'da 500 milyon dola- has ı latlar ı ndan pay (Madde 28), kamu ortak-
ra yükseltilmi ş ve bu düzey ard ı ndan 2000 ve l ı klar' ve i ştiraklerinde sermaye de ğ i ş iklikleri-
2001 y ı llar ı nda aynen korunmu ştur. Garantili ni düzenleyen madde (Madde 43).
kredilerde önerildi ğ i gibi, devirli kredilerin Bu maddelerin ayr ı nt ı l ı bir de ğ erlendir-
kullan ı m ı nda da objektif ölçütler mutlaka mesi önceki çal ış mam ı zda yap ı lm ışt ı r".
Garantili
getirilmelidir. Aksi halde, bugüne kadar ol- kredilerde
du ğ u gibi bugünden sonra da bu kredilerin 3. Tasar ıyla Getirilen Yeni Düzenlemeler önerildi ği gibi,
kullanm ı nda ölçü kaçm ış olacakt ı r. Üzerine
devirli
Tasar ı da yeni bir ba ş l ı k ta şı yan bir düzen-
• Hazine Kefaletini Düzenleyen Madde leme yer almamaktad ı r. Ancak Tasar ı 'n ı n kredilerin
(Tasarıdaki Numarası 44)
a Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yap ı lan görü ş- kullan ı m ı nda
Söz konusu madde ile Türkiye ihracat Kre- meler s ı ras ı nda verilen baz ı önergelerle kimi
da objektif
di Bankas ı 'na kredi, sigorta ve garanti faali- maddelerine kimi bendler eklenmi ştir. Bura-
cy
yetleri nedeniyle yüklendi ğ i i ş lemlerden do- da sadece önemli buldu ğ umuz baz ı düzenle-
ölçütler
ğ abilecek politik risklerin garanti edilmesi ve melere yer verece ğ iz. mutlaka
zararlar ı n ı n ödenmesi ve özelle ştirme progra- getirilmelidir.
m ı çerçevesinde yap ı lacak borçlanmalar için • Bağlı Cetvellere ilişkin Yeni Düzenleme
verilecek garantiler konusunda Hazine'nin (Tasarıdaki Numaras ı 17).
ba ğ l ı oldu ğ u bakana yetki verilmektedir. Tasarı n ı n 17. Maddesinde d) bendinden
pe

Tasar ı n ı n bu maddesiyle Hazine, ko ş ullu sonra gelmek üzere eski e) bendi yerine yeni
yükümlülük ve ödeme taahütü alt ı na sokul- bir bend gelmi ş ve takip eden bendler yeni-
maktad ı r. Her ne kadar ilgili maddede Hazi- den harflendirilmi ştir. Bu yeni bendde Hazi-
ne taahüdüne bir limit getirilmi ş ise de, bu li- ne'nin yerel yönetimler, K İT'ler, bütçe d ışı fon-
mit sadece Özelle ştirme idaresi Bakanl ığı ile lar ve üniversitelere sa ğ lanan d ış proje kredi-
s ı n ı rl ı olup, uygulamada mevcut limitler da- leri ile Yap- İş let-Devret modeli kapsam ı nda
hilinde dahi Hazine garantör s ı fat ı nedeniyle verdi ğ i garantilerin 2001 y ı l ı nda muhtemel
as ı l borçlu konuma gelmektedir. (koş ullu) ödemelerinin Tasar ı kapsam ı nda
Ancak, 2001 Tasar ı s ı nda Özelle ştirme ida- gösterilebilmesine olanak veren bir cetvelin
resi Ba ş kanl ığı madde kapsam ı ndan ç ı kar ı l- olu şturulmas ı düzenlenmektedir. Yeni cetvel
m ışt ı r. Bu durumda geriye kefalet kapsam ı n- D-cetveli ba ş l ığı nda Tasar ı ekindeki cetveller
da bir tek Eximbank kalmaktad ı r. Ça ğ da ş aras ı nda sunulmaktad ı r. Söz konusu cetvelde,
Eximbanklar ve Ihracat Kredi Sigortas ı Kuru- hazine garantilerinden kaynaklanan yüküm-
lu ş lar ı 'n ı n büyük bir ço ğ unlu ğ u baz ı istisna- lülüklerden Hazine'ce 2001 mali y ı l ı nda üstle-
inui=rumrtı==,

lar d ışı nda bu tür risklerin yol açt ığı zararlar ı - nilmesi muhtemel (ko ş ullu) ödemeler 1 trilyon
27 Bu maddenin ayrın-
n ı toplad ı klar ı pirim gelirleriyle finanse et- 30 milyar TL olarak öngörülmektedir. tılı bir eleş tirisi için
mektedirler. Riskli bulduklar ı i ş lemlerde ise Bütçe prati ğ imizde ko ş ullu yükümlülükle- bkz. Konukman,
reasürans ş irketlerine ba şvurmaktad ı rlar. Du- Oyan (1998:45-47).
rin bir cetvelde gösterilmesi ilk kez olmakta-
rum böyle iken politik risklerden do ğ acak za- d ı r. Meclis'in bilgilendirilmesi aç ı s ı ndan bu ilk
28 Bkz. Konukman,
rarlar ı n Hazine'den ödenmesi aç ı kça ihracat- ad ı m olumlu ve sevindirici bir geli ş medir. An- Oyan (1998: 34-56).


cak düzenleme bununla kalmamal ı d ı r. Ko ş ullu idaresine Hazine'nin ba ğ l ı oldu ğ u Bakan ı yet-
yükümlülüklerin bütçele ştirilmesi için gerekli kili k ı lan bir düzenleme yap ı lmaktad ı r.
altyap ı çal ış malar ı ş imdiden ba ş lat ı lmal ı d ı r. Bu düzenleme olumludur ve önemli bir
Ayr ı ca, ko ş ullu yükümlülüklerden garantili bo ş lu ğ u doldurmaktad ı r. Say ıştay' ı n tespitle-
kredilere hangi şartlarda devlet garantisi veri- rinden de anla şı laca ğı üzere, borçlu kurulu ş-
leceğ ini belirleyen kriterler geli ştirilmeli ve uy- larla imzalanan ikraz anla ş malar ı ka ğıt üze-
gulamaya haz ı r hale getirilmelidir. Keza ba ş ka rinde kalmakta, ikraz anla ş mas ı imzalanm ış
koş ullu yükümlülük düzenlemesi olan Y İ ve olsa dahi Hazine'nin borçlu kurulu ş lardan ya-
Y İ D'Ierde ise ili ş kin fayda-maliyet analizlerinin pabildi ğ i tahsilat, mahalli idarelerde iller
yap ı lmas ı ve her projede verilen garantiler do- Bankas ı veya Maliye Bakanl ığı 'nca hazine
lay ı s ı yla üstlenilecek risk tavan ı belirlenmeli- yard ı mlar ı ndan ve bütçe gelirlerindeki pay-
dir. Bu çerçevede, her bir ko ş ullu yükümlülü- lardan kesilerek Hazine hesab ı na yat ı rı lan
ğ ün miktar ı belirlenmeli ve rapora ba ğ lanma- cüzi miktarlardan, K İT'lerde ise görev zarar ı
l ı d ı r. Ard ı ndan raporlar, "Bütçe Tasar ı s ı Ekli alaca ğı na ve sermayelerine yap ı lan mahsu-
Raporlar!" olarak Meclisle sunulmal ı d ı r. ben tahsilatlardan ibaret kalmaktad ı r. Nak-
ten yap ı lan tahsilatlar bütçeden ayr ı lan pay-
• Dış Borçların Yönetimini Düzenleyen lardan oldu ğ undan nakit giri ş ine herhangi
Maddeye Yeni Bir Bend Eklenmesi bir katk ı s ı bulunamamaktad ı r. Mahsuben ya- Tasar ı n ı n
(Tasrıdaki Numaras ı 30) p ı lan tahsilatlarda ise, bir nakit giri ş i söz ko- düzenlemeleri-
Söz konusu maddede b) bendinin 2. f ı k- nusu de ğ ildir. Dolay ı s ı yla bu yeni düzenle-
nin bir k ı sm ı
ras ı de ğ i ştirilmekte ve metne c) bendinden meyle, hazine garantili borçlar ı n nakit den-
sonra gelmek üzere d) bendi eklenmekte ve gesinde yaratt ığı olumsuzluklar ı n giderilme
bütçenin temel
di ğ er bendlerin harfleri de buna göre de ğ i ş- olana ğı do ğ maktad ı r. ilkelerine bir
a
tirilmektedir. Eklenen bendle yürürlükten k ı sm ı ise
kalkan D ış Krediler Kur Fark ı Fonu (FER İ S) 4. Bütçenin Temel ilkelerine Ayk ı r ı
Anayasa'ya
kapsam ı nda doğ mu ş bulunan ve gerçekle şti- Düzenlemeler
cy
rilmesi gereken ödemeler için bütçeye öde- Tasar ı n ı n düzenlemelerinin bir k ı sm ı büt- aykı r ı
nek konmaktad ı r. Tasar ı n ı n ilk halinde bu çenin temel ilkelerine bir k ı sm ı ise Anaya- düzenlemeler
ödemelerin bütçeyle ili ş kilendirilmeksizin ya- sa'ya ayk ı r ı düzenlemeler niteli ğ indedir. Büt- niteli ğ indedir.
p ı lmas ı (koş ullu bir yükümlülük olmas ı nede- çenin temel ilkelerine ayk ı r ı düzenlemeler-
niyle) öngörülüyordu. Dolay ı s ı yla, yap ı lan ş öyle s ı ralanabilir; kamu haznedarl ığı n ı n yü-
değ i ş iklik olumludur ve saydaml ığ a katk ı ya- rütülmesine ili ş kin düzenleme (Madde7),
pe

p ı c ı bir düzenlemedir. Ancak yeterli de ğ ildir. eğ itime katk ı paylar ı n ı n ödenek kayd ı na ili ş-
Çünkü Fon'un denetimi yap ı lmamakta ve do- kin düzenleme (Madde22) ve kamu hizmet-
lay ı s ı yla Fon kanal ı yla özel sektöre yap ı lan lerinin fiyatland ı r ı lmas ı na ili ş kin düzenleme
transferlerden kimin yararland ığı bilinme- (Madde 6).
mektedir. Tamamlay ı cı bir düzenleme olarak İ lk iki düzenlemeye ili ş kin de ğ erlendirme
ayr ı ca Fon, Say ıştay denetimine al ı nmal ı ve önceki çal ış mam ı zda yap ı lm ışt ı r".
denetim sonuçlar ı Meclis'e raporlanmal ı d ı r. Son düzenleme, ilk kez 1999 Bütçe Kanu-
nu'nda yer alm ışt ı r. Seçim öncesinde kamu-
• Dış Borçların İkraz, Devir ve Garanti oyunun tepkisini çeker dü ş üncesiyle 1999 y ı l ı
Edilmesini Düzenleyen Maddeye Yeni Bir Geçici Bütçe Kanunu'nda yer verilmeyen bu
Bend Eklenmesi (Tasarıdaki Numarası 30) düzenleme 1999 Bütçe Kanun Tasar ı s ı 'n ı n
Söz konusu maddede h) bendinden sonra Meclis'e sunulmas ı yla yeniden gündeme gel-
gelmek üzere i) bendi eklenmekte ve di ğ er mi ş ve hiç bir de ğ i ş ikli ğ e u ğ ramadan aynen
bendlerin harfleri buna göre de ğ i ştirilmekte- Kanun'a ta şı nm ışt ı r. Ayn ı düzenleme, önce
Mr72=21:E=M

dir. Eklenen bendle, Bütçe Kanunu ve ilgili 2000 ard ı ndan 2001 Bütçe Tasar ı s ı 'na ta şı n-
Kanunlar çerçevesinde yap ı lan istikrazlarla, m ışt ı r. Çal ışanlar vergi ödeyerek asl ı nda ken-
Hazine garantilerinden Hazine'ce üstlenilen dilerine sunulan kamu hizmetlerinin fiyat ı n ı
yükümlülüklerden kaynakl ı alacaklar ı n şartla- ödemi ş durumdayken, bu uygulamayla ade-
29 Aynntısı için bkz.
r ı n ı n belirlenmesine, tahsiline, takibine ve her ta ikinci kez fiyat ödemeye zorlanmaktad ı r. Konukman, Oyan
türlü finansal tekni ğ in kullan ı lmas ı suretiyle Böylece, faiz ödemeleri yoluyla sermayeye (1998 :47-52).


"özel bir hizmet" sa ğ lanmas ı n ı n faturas ı çal ı - bu düzenlemeler Tasar ı 'dan/Kanun'dan ç ı ka-
• şanlara ç ı kar ı lmakta ve ödettirilmektedir. Bu rı lmal ı d ı r. Meclis bu konuda göreve ça ğ rı lma-
uygulamayla art ı k "ne kadar para o kadar l ı d ı r. Bilindi ğ i üzere Anayasa'n ı n 153. madde-
hizmet" anlay ışı n ı n yolu bir ş ekilde aç ı lm ış si sadece yürütmenin de ğ il bütün makamla-
olmaktad ı r. Gerçi fiyatland ı rma belirli kamu r ı n Anayasa Mahkemesi kararlar ı na uymala-
hizmetleriyle s ı n ı rland ı r ı lmaktad ı r. Çünkü r ı n ı mecburi k ı lmaktad ı r. Yürütme buna uy-
maddede mal ve hizmetlerden fiyatland ı - mamakta direnirse, Meclis, Anayasa Mahke-
rı labilenler için tarife belirlenece ğ i ifade edil- mesi'ne gitmeye dahi gerek kalmadan gere-
mektedir. ğ ini yapabilmelidir.
30 Örneğin, kısmen
Ancak bir kez yol aç ı ld ığı nda fiyatland ı r- Kamu haznedarl ığı n ı n yürütülmesini dü- veya tamamen uy-
man ı n tüm kamu hizmetlerine yayg ı nla şt ı r ı l- zenleyen madde (Madde7), kamu hizmetleri- gulanmayacak
mas ı kaç ı n ı lmaz hale gelebilir. hükümleri düzen-
nin fiyatland ı r ı lmas ı n ı düzenleyen madde
leyen maddeye ek-
(Madde 66) ve k ı smen veya tamamen uygulan- lenen bir bendle
5. Anayasa'ya Ayk ı r ı l ı k iddias ıyla Anayasa mayacak hükümleri düzenleyen madde (Mad- önce 1999 Geçiçi
Bütçesi'nde ard ı n-
Mahkemesi'ne Götürülebilecek Maddeler de 68) bu nitelikte maddelerdir 30. Birinci ve dan 1999 Bütçe
Anayasa'n ı n 161. Maddesi "Bütçe Kanu- üçüncü maddenin neden Anayasa'ya ayk ı rı ol- Kanunu'nda vergi
nu'na bütçe ile ilgili hükümler d ışı nda hiç bir du ğ u önceki çal ış mam ı zda ayr ı nt ı l ı olarak ele kanunu ile düzen-
lenmesi gereken bir
hüküm konulamayaca ğı n ı "hüküm alt ı na al ı - al ı nmaktad ı r". İ kinci madde ise daha önce de hükme yer veril-
yor. "Bütçe ile ilgili hükümler" deyimiyle do ğ - ifade edildi ğ i üzere, " çifte vergi almak" anla- mektedir. Halbuki
rudan do ğ ruya bütçenin uygulanmas ı n ı ko- bu hükmün
m ı na gelmektedir ve dolay ı s ı yla Anayasa'n ı n
anayasa gereğ i ilgili
layla şt ı r ı c ı ve aç ı klay ı c ı hükümler kastedil- sosyal devlet ilkesiyle çeli ş mektedir. kanun olan vergi
mektedir. Bu aç ı k hükme ra ğ men geçmi şte kanununda düzen-
lenmesi gerekirdi.
neredeyse hemen her y ı l ilgili y ı l ı n bütçe ya- Sonuç ve De ğ erlendirme: Kimi Öneriler "Vergi harcamas ı "
salar ı nda bu tür hükümlere yer verilerek
a Mali ve hukuki aç ı lardan bak ı ld ığı nda, niteliğ inde olan bu
Anayasa'n ı n ilgili maddesi çi ğ nenmi ş ve bu geçmi ş bütçe tasar ı lar ı ndan farkl ı olarak düzenlemeyle bütçe
tahminen 1 katril-
tutum adeta hükümetlerin "resmi politikas ı " 2001 Bütçe Tasar ı s ı 'nda s ı n ı rl ı da olsa geçmi ş yon liralık bir vergi
cy
haline gelmi ştir. uygulamalar ı n yanl ış lar ı n ı düzeltmeye ili ş kin gelirinden yoksun
Bütçe yasalar ı na öylesi hükümler konulu- b ırakı lm ış tı r. ilginç-
bir çaba gösterilmesi dikkat çekmektedir. An-
tir, vazgeçilen meb-
yor ki, bu tür hükümlerin gerektirdi ğ i düzen- cak bu iyi niyetli ve olumlu aray ış lar, genel la ğ böylesine büyük
lemelerle bir çok yasan ı n muhtelif hükümleri bir bütçe reform mant ığı içinde ele al ı nama- bir rakam olmasına
ya ask ı ya al ı n ı yor, ya örtük bir şekilde ilga ra ğmen gerek
d ığı ndan uygulamada istenen sonuçlara ula-
Geçici Bütçe gerek-
ediliyor ya da belirli makam ve mercilerde b ı - şı labilmesi güç görünmektedir. Nitekim son se Bütçe
pe

rak ı lm ış olan yetkiler ba ş ka bir mercide top- bir kaç y ı lda benzeri aray ış lar (bütçede disip- Kanunu'nda ve ekli
dökümanlarında bu
lanmak suretiyle yetki devri yap ı l ı yor. Bu ba ş- linsizlik yaratan hükümlere s ı n ı rlar getirilme- tasarufa ilişkin her-
ka bir merci, duruma göre Hazine Müste ş ar- si gibi) bu tür bir anlay ışı n eksikli ğ i nedeniy- hengi bir hesap-
l ığı 'n ı n ba ğ l ı oldu ğ u Bakan, Maliye Bakan ı ve le ba şar ı yla sonuçland ı r ı lamam ışt ı r. lama veya kapsamlı
bir değerlendirme
Ba ş bakan olabiliyor. Böylece bu tür düzenle- Bozulan mali disiplinin sa ğ lanmas ı , Bütçe yapılmamaktadı r
melerle, ba şta sözü edilen 161. Madde olmak Kanunlar ı 'na ya da daha militanca bir tav ı rla Ayrıntı lı bilgi için
üzereAnayasa'n ı n bir çok maddesine ayk ı r ı l ı k bkz. Konukman
anayasalara baz ı s ı n ı rlay ı c ı hükümler koymak
(1999: 18-19 ) ve
teş kil ediliyor ve üstelik de bunlar ı n bir ço ğ u suretiyle çözülmeyecek kadar ciddi bir konu DPT ( 2000 a :43).
Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesine oldu ğ u hususunda ortak bir anlay ışa gelindi-
ra ğ men bir sonraki y ı l yeniden bütçe yasala- ğ i rahatl ı kla söylenebilir. Bir taraftan DPT'nin 31 Bkz. Konukman,
Oyan (1998:52-54).
r ı na al ı nabiliyor. İ darelerin bu iptal karar ı na çal ış mam ı zda sözünü etti ğ imiz özel ihtisas
uyma mecburiyeti. Anayasal bir hüküm ol- komisyon raporu, bir sivil toplum örgütü 32 Kanunun basit bir
mas ı na ra ğ men, bu kararlara uymad ı klar ı da olan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler anayasal iktisat tar-
tışmasın ın çok
s ı kça görülebiliyor. Vakf ı (TESEV)'n ı n ba ş latt ığı "devlet refor- ötesinde bütüncül
Z'N

Bütçenin bu yöndeki zaaflar ı n ı n bu y ı l da mu"ba ş l ığı alt ı ndaki çal ış malar ı , öte yandan çözümler gerek-
giderilmedi ğ i görülüyor. Tasar ı 'da Anaya- tiren bir özellik arz
1Ei t1F

kö ş e yazarlar ı , akademisyenler ve kanunun


ettiğine dikkat
sa'ya ayk ı r ı l ı k iddias ı yla Anayasa Mahkeme- uzman ı bürokratlar ı n çal ış malar ı bu tespiti- çeken çalışmalar
si'ne götürülebilecek baz ı düzenlemeler yer mizi do ğ rulamaktad ı r32 . için bkz. Atias,
[1I.]1: t

Sayın (1997), Arı n


al ı yor. Anayasa Mahkemesi'nin geçmi ş y ı llar- Bu sorunlar ı n çözümünün hareket nokta-
(1997) ve Dedeo ğ lu,
da iptal etti ğ i düzenlemelerin benzeri olan s ı , kamu hizmetlerinde etkinli ğ i ve saydaml ı - Emil, Erdem (2000).
ğı artt ı r ı c ı düzenlemeleri içeren kapsaml ı bir di ba ş latt ığı yeniden yap ı land ı rma çal ış mala-
bütçe reformu olmal ı d ı r. Nelerin, nas ı l yap ı l- rı n ı ba şar ı yla sürdürmektedir. Say ıştay' ı n son
mas ı gerekti ğ i alternatifleriyle birlikte belli- y ı llardaki bu ciddi bulgular ı ortada iken, Mec-
dir33 . Üstelik, bu tür çal ış malar ı n mutlaka ya- lis'in bunlara kay ıts ı z kalmas ı dü ş ünülemez.
p ı lmas ı n ı öngören ve hedefleyen ve siyasi ira- Meclis, yasa gere ğ i Say ıştay' ı n denetim bul-
deyi yans ıtan Plan metni gibi ciddi teknik ve gular ı n ı değ erlendirmek ve gere ğ ini yapmak
siyasi bir belge, bu tür ad ı mlar ı n at ı lmas ı n ı n durumundad ı r. I şe öncelikle ödenek üstü har-
en büyük te şvikçisi durumundad ı r. camalara tamamlay ı c ı ödenek verme uygula-
Burada eksik fakat bir o kadar önemli mas ı na son vererek ba ş lamal ı d ı r. Nedenleri
olan siyasi ve idari mekanizmalar ı bu reform ne olursa olsun-ister yasalarla izin verilebilen
için harekete geçirecek olan kamuoyu bask ı - giderler olsun, isterse verilemeyenler olsun-
s ı d ı r. Kamuoyu bask ı s ı n ı n yetersizli ğ inin ş a- bu tür ödenekleri onaylamamal ı .
şı rt ı c ı bir yan ı bulunmamaktad ı r. Çünkü, büt- İş te, Meclis'in önünde böylesine bir tarihi
çe y ı llard ı r kamuoyunun ilgi oda ğı olmaktan fı rsat bulunmaktad ı r. Bilindi ğ i üzere, 1999 Y ı -
ç ı km ışt ı r. Bunda kesinhesap kanun tasar ı lar ı - l ı KHKT, 2001 Bütçe Kanun Tasar ı s ı 'yla birlikte
na (KHKT) ve genel uygunluk bildirimlerine Meclis Genel Kurulu'nda görü ş ülmektedir.
(GUB) gereken ilginin Meclis taraf ı ndan gös- Çal ış mam ı zda da bahsedildi ğ i üzere, 1999 Y ı -
terilmemi ş olmas ı n ı n önemli bir katk ı s ı var- l ı KHKT'ye esas olmak üzere haz ı rlanan 1999
d ı r. Meclis'in bu ilgisizli ğ i ve KHTK'n ı n hiçbir Y ı l ı GUB incelendi ğ inde, geçmi ş y ı llarda oldu-
tart ış ma yap ı lmadan çok k ı sa bir sürede ya- ğ u gibi bir çok genel ve katma bütçeli kurulu-
salla ş mas ı bütçe hakk ı n ı n kullan ı m ı n ı büyük ş un gelir ve gider izahnamelerinin Say ıştay'ca
ölçüde zaafa u ğ ratmaktad ı r. Demokratik yö- yetersiz bulundu ğ u ortaya ç ı km ışt ı r.
netim biçiminin bütçe hakk ı ile birlikte geli ş- Say ıştay GUB'inde, ayr ı ca, geçmi ş y ı llarda
ti ğ i hat ı rlan ı rsa, bu durumun, demokrasinin
a oldu ğ u gibi yine ödenek üstü harcama yap ı l-
zaafa u ğ ramas ı anlam ı na geldi ğ i kolayca ka- d ığı tesbit edilmektedir. Yap ı lan tesbitlere
bul edilir. Bu tasar ı lar son derece önemli bel- göre, bu tutar genel bütçeli kurulu ş lar için
cy
gelerdir. Bu belgeler geçmi ş bütçe uygulama- 835.6 trilyon katma bütçeli kurulu ş lar için 8.9 33 Alternatif arayış lara
örnek olarak Atias,
lar ı n ı n toplumun hangi kesimlerinin ç ı kar ı na trilyon TL'd ı r. Böylece, 1999 y ı l ı nda yap ı lan Sayın (1997), Yı lmaz
i ş ledi ğ i konusunda somut sonuçlar gösterir. ödenek üstü harcama 844.5 trilyona ula ş - (1999), Dedeo ğlu,
Çünkü, bütçe gelirlerinin hangi toplum maktad ı r. Bunun yakla şı k 73.3 trilyonu yasa- Emil, Erdem (2000),
DPT (2000a) ve
kesimlerinden "al ı nd ığı " ve "nas ı l kullan ı ld ı - larla izin verilmeyen giderler ş eklindedir. 35 Konukman, Aydın,
ğı " bir bölü ş üm olay ı d ı r. Demokrasi tarihi bir ı bildirimde, ayr ı ca, Devlet Borçlar ı Say- Ayn Oyan (2000) çalış -
pe

maları verilebilir.
bak ı ma bu nedenle vergi ve bütçe tart ış mala- manl ığı kay ı tlar ı nda yer alan 1997 y ı l ı sonu
r ı n ı n da tarihidir. Bütçe tart ış malar ı n ı n sade- d ış devlet borcunun (tutar ı 3.9 katrilyon 34 Bizim eleş tiriler için
ce bir tahmin olan bütçe kanun tasar ı lar ı n ı n TL'd ı r) d ış devlet borcu bakiyesini do ğ ru, tam bkz. Konukman
ve uygun bir biçimde yans ı tmad ığı ifade edil- (2000:70-76). Ay-
görü ş ülmesiyle s ı n ı rl ı tutulmas ı , demokrasi-
rıca, bu çal ışmam ız-
nin geli ştirilmesi aç ı s ı ndan önemli bir eksik- mektedir. Benzer nedenlerle, 1995, 1996, da da kimi eleş-
liktir. Bu eksikli ğ i gidermek için Meclis'e böy- 1997 ve 1998 y ı llar ı n ı n d ış devlet borcu da tiriler Sayıştay'a
yöneltilmektedir.
le bir görev ve sorumluluk dü ş mektedir. Mec- hesaplanamam ışt ı r. Dolay ı s ı yla, 1995-1998
lis üzerine dü şen "yasama denetimi" görevi- d ış borç rakam ı TBMM'ce Kesinhesap Kanu- 35 Bunları n neler ol-
ni yapmak durumundad ı r. nun'dan ç ı kar ı lm ışt ı r. Meclis'in ülkenin d ış duğ u ayrı ntı lı bir
şekilde söz konusu
Bilindi ğ i üzere, Say ıştay Meclis ad ı na de- borçlar ı n ı bilemez noktaya gelmesi dü ş ündü- Özel Ihtisas Komis-
netim yapmaktad ı r. Geçmi şte Say ıştay deneti- rücüdür. Keza ayn ı şekilde, Devlet Borç Say- yonu raporunda ele
mi isteniken düzeyde olamam ışt ı r. Bu durum, manl ığı 'n ı n 1999 y ı l ı İ dare Hesab ı na ait "Ge- almmaktad ı r. Bkz.
DPT (2000 a:95-
bizim de içinde bulundu ğ umuz bir çok ara ş- nel Bütçe D ışı Daire ve Kurum Borçlar ı Hesa- 108).
t ı rmac ı taraf ı ndan tespit edilmi ş ve Say ıştay b ı " na 1999 y ı l ı nda ilk kez kullan ı lmaya ba ş la-
Tİ AT DERGISI• KAS İM200 •

sert bir şekilde eleştirilmi ştir'. Ancak son y ı l- yan "Kullan ı lacak D ış Krediler Hesab ı " na ve 36 Ayrıntısı için bkz.
TBMM (2000b:1-3)
larda, bu denetim bir olgunlu ğ a ula ş m ış ve "Kredi Anla ş malar ı Hesab ı " na da Sayıştay'ca ve TBMM (1999c:1-
GUB zengin ekli raporlarla Meclis'e sunulur uygunluk bildirimi verilmemi ştir37 . 2).
hale gelmi ştir. Ş üphesiz, performans denetimi Say ıştay' ı n bu bulgular ı ndan hareketle,
37 Aynntısı için bkz.
aç ı s ı ndan yap ı lacak çok ş eyler vard ı r". Ancak Meclis, 1999 KHKT'n ı reddetmelidir. Bu tür TBMM (2000b:105-
Sayıştay olumlu bir geli ş im sürecindedir. Ken- eksiklikleri içeren bir KHKT'n ı n onaylanmas ı 142).
ve aynen yasala ş mas ı ça ğ daş ve demokratik Bir De ğ erlendirme", s.145-146, Izak Atiyas ve Ş erif
bir ülkede kabul edilebilir bir durum de ğ ildir. Say ı n (Koord.) Kamu Maliyesinde Saydaml ı k, TE-
Bir hak ancak kullan ı ld ığı zaman de ğ er ta şı r. SEV, Istanbul.
"Bütçe hakk ı " için de durum ayn ı d ı r. Meclis Konukman, A. Oyan, O. (1998), "1998 Bütçesi-
bu siyasi iradeyi sergiledi ğ inde görülecektir nin Mali, Iktisadi ve Hukuki Aç ı lardan Analizi"Eko-
ki, kamuoyu GUB ve KHKT'n ı n görü ş ülmesi- nomide Durum, Bahar/1998 Kitap 5, s.13-68.
ne ça ğ da ş demokrasilerde oldu ğ u gibi gere- Konukman, A. Ayd ı n, A. Oyan, O. (2000),
ken ilgiyi gösterecektir. Aksi halde, bütçe ka- "Türk Kamu Mali Yöneteminin Yeniden Yap ı land ı -
muoyunun ilgisini çekme şans ı n ı bugune ka- rı lmas ı :Tespit ve Öneriler", XV. Türkiye Maliye
dar oldu ğ u gibi bugünden sonra da yakala- Sempozyumu 15-17 May ı s 2000, Akdeniz Üniversi-
yamayabilecektir. Kamuoyunun ilgi göster- tesi, Yay ı mlanmam ış Tebli ğ, Antalya.
medi ğ i bir belge ve hukuk düzeninde daha Say ıştay Ba ş kanl ığı (2000), 2000 Y ı l ı Mali Rapo-
keyfi ve mali disiplini bozucu i ş lem ve karar- ru, Say ıştay, Ekim, Ankara.
lar almak mümkün olabilecek ve bugünden TBMM(1999), 1998 Mali Y ı l ı Genel Bütçeye Da-
daha kötü bir konuma gelinebilecektir. Bu hil Kurulu ş lar ı n Kesinhesaplar ı na Ait Genel Uygun-
nedenle, kamuoyuna da büyük bir sorumlu- luk Bildirimlerinin Sunuldu ğ una Ili ş kin Say ıştay
luk dü ş mektedir. Belki de Meclis'i harekete Ba ş kanl ığı Tezkeresi ile 1999 Mali Y ı l ı Kesinhesap
geçirebilecek biricik güç kamuoyu olacakt ı r. Kanunu Tasar ı s ı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Rapo-
Burada kamuoyunu olu şturan güçlerden i ş ci- ru(1/509, 3/362), S ı ra Say ı s ı :209, Dönem:21, Yasama Bugün için,
memur sendikalar ı na kaç ı n ı lmaz görev ve so- Y ı l ı :2.
i ş çi-memur
rumluluklar dü ş mektedir. Çünkü, bugün için (2000a), 2001 Mali Y ı l ı Bütçe Kanun Tasar ı s ı ve
Meclis'i harekete geçirebilme gücüne sahip Ba ğ l ı Cetveller, Katma Bütçeli İ dareler 2001 Mali sendikalar ı
ba ş ka bir örgütlü toplumsal güç ortada gö- Y ı l ı Bütçe Kanun Tasar ı s ı ve Ba ğ l ı Cetveller ve Plan d ışı nda Meclis'i
zükmemektedir.
a
ve Bütçe Komisyonu Raporlar ı , S ı ra Say ı lar ı :552 ve
harekete
553, Dönem:21, Yasama Y ı l ı :3
KAYNAKÇA (2000 b), 1999 Mali Y ı l ı Genel Bütçeye Dahil
geçirebilme
cy
Atias, I. Say ı n, Ş . (1997), Siyasi Sorumluluk, Yö- Kurulu ş lar ı n Kesinhesaplar ı na Ait Genel Uygunluk gücüne sahip
netsel Sorumluluk ve Bütçe Sistemi, TESEV, İ stanbul Bildiriminin Sunuldu ğ una ili ş kin Say ış tay Ba ş kanl ı - olan ba ş ka bir
Dedeo ğ lu, E. Emil, F. Erdem, C. M. (2000), "Ka- ğı Tezkeresi ile 1999 Mali Y ı l ı Kesinhesap Kanunu
örgütlü
, mu Mali Mevzuat ı n ı n Uygulanmas ı ve Saydaml ığı Tasar ı s ı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/740,
Üzerine Gözlemler", s.45-98, Izak Atiyas ve Ş erif 3/642), S ı ra Say ı s ı :554, Dönem: 21, Yasama Y ı l ı : 3 toplumsal güç
Say ı n(Koord.) (2000 c), 1999 Mali Y ı l ı Katma Bütçeye Dahil ortada gözük-
pe

Kamu Maliyesinde Saydaml ı k, TESEV, Istanbul. Kurulu ş lar ı Kesinhesaplar ı na Ait Genel Uygunluk
memektedir.
Devlet Planlama Te ş kilat ı (2000a), Kamu Mali Bildiriminin Sunuldu ğ una Ili ş kin Say ıştay Ba ş kan-
Yönetiminin Yeniden Yap ı land ı r ı lmas ı , Sekizinci l ığı Tezkeresi ile 1999 Mali Y ı l ı Katma Bütçeli
Be ş Y ı ll ı k Kalk ı nma Plan ı Özel Ihtisas Komisyon Ra- Idareler Kesinhesap Kanun Tasar ı s ı ve Plan ve Büt-
poru, DPT, Ankara. çe Komisyonu Raporu (1/741, 3/643), S ı ra Say ı s ı :
(2000b), Kamu Yat ı r ı mlar ı n ı n Planlamas ı ve 555, Dönemi : 21, Yasama Y ı l ı :3.
Uygulanmas ı nda Etkinlik, Sekizinci Be ş Y ı ll ı k Kal- Y ı lmaz, H. H. (1999), Kamu Mali Yönetiminin
k ı nma Plan ı , Özel Ihtisas Komisyonu Nihai Raporu, Yeniden Yap ı land ı r ı lmas ı :Dünya Bankas ı Orta
Yay ı nlanmam ış Çal ış ma, DPT, Mart, Ankara. Vadeli Harcama Sistemi, DPT, Ankara.
(2000c), Proje De ğ erlendirmesi, Sekizinci Be ş
Y ı ll ı k Kalk ı nma Plan ı Özel Ihtisas Alt Komisyonu
Nihai Raporu, Yay ı mlanmam ış Çal ış ma, DPT, Mart,
Ankara.
(2000d), Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Be ş
1=12132Z1Z1TMMtM

Y ı ll ı k Kalk ı nma Plan ı 2001-2005, DPT, Ankara.


Konukman, A. (1999), "1999 Bütçesi Uygula-
ma Sonuçları ve 2000 Bütçesi Hedefleri:Bir De ğ er-
lendirme, "Ekonomide Durum, Güz/1999, Kitap 6,
s. 11-26.
(2000), "Kesinhesap Kanun Tasar ı lar ı Üzerine
2001 Yı l ı Bütçe Dengesi
A. Bütçe Dengesi: Oysa 2001 y ı l ı bütçe gerekçesine göre Veysi Sevi ğ *
2001 y ı l ı için konsolide bütçe aç ığı n ı n 5.2 "..konsolide bütçe gelirleri Sekizinci Be ş Y ı l-
katrilyon lira olaca ğı tahmin edilmektedir. Bu l ı k Kalk ı nma Plan ı , 2001 Y ı l ı Program ı ; prog-
aç ığı n da 4.8 katrilyon liras ı iç borçlanma ile ramda öngörülen ekonomik büyüme, d ış
0.4 katrilyon liras ı ise d ış borçlanma ile kar şı - al ı m büyüklü ğ ü ile döviz kurlar ı nda ortaya
lanacaktı r. Bütçe gerekçesinde öngörüldü ğ ü ç ı kacak de ğ i ş iklikler, 2001 y ı l ı nda beklenen
üzere uygulanan ekonomik program ı n ı n sa ğ - fiyat hareketleri, vergi sistemimizin gelir
lad ığı olanaklardan yararlan ı larak k ı sa vadeli elastikiyeti, üretim-tüketim tahminleri, bütçe
borçlanmalar yerine uzun vadeli tahvil borç- giderleri ile ilgili büyüklükler, yürürlükteki
lanmalar ı na öncelik verilecektir. Bu uygulama mevzuat ve al ı nacak tedbirler göz önünde
sonucunda uzun vadeli tahvil borçlanmalar ı - bulundurularak tahmin edilmi ştir."
na öncelik verilirken, k ı sa vadeli hazine bono- Bütçe gelirlerinin vergisel yönden artt ı r ı -
su borç stoku azalt ı lacakt ı r. Bu ba ğ lamda labilmesi için yap ı lan çal ış malar ve beklenti-
2001 y ı l ı konsolide bütçe aç ığı n ı n finansman ı - lere bütçe gerekçesinde yer verilmemi ştir.
na ili ş kin program tablosu ş öyledir: Daha önce 1998 y ı l ı nda Gelir Vergisi Ya-
sas ı 'nda yap ı lan de ğ i ş ikle yürürlükten kald ı -
Tablo 1: 2001 Konsolide Bütçe Finansman ı r ı lan "Hayat Standard ı " esas ı na geri dönül-
Uygulanan
I. Toplam Gelirler 43.127 mesi dü ş üncesi, 2001 y ı l ı nda ortaya ç ı kmas ı
Vergi Gelirleri 31.777 muhtemel vergi gelirleri yetmezli ğ ini kar şı la-
ekonomik
program ı n ı n
Di ğ er Gelirler
II. Faiz D ışı Giderler
11.350
31.680
a yabilmek içindir. Çünkü 2001 y ı l ı için "Hayat
Standard ı " esas ı na geri dönülerek ticari ve sa ğ lad ığı
Personel Giderleri 12.000 mesleki kazanç sahiplerinin belli bir miktar
olanaklardan
cy
Di ğ er Cari Giderler 4.770 vergi ödemesi öngörülmü ştür.
Yat ı r ı m Giderleri 3.500 Di ğ er vergi ve harç uygulamalar ı nda da ya- yararlan ı larak
Faiz D ışı Transfer 11.410 p ı lan değ i ş iklerle 2001 bütçe y ı l ı vergi gelirleri k ı sa vadeli
III. Faiz D ışı Bütçe Dengesi (I-II) 11.447 has ı lat tahminlerinin tutturulmas ı na çal ışı la-
borçlanmalar
IV. Faiz 16.680 cakt ı r. Ancak 2001 y ı l ı nda sürdürülmesi dü ş ü-
V. Bütçe Dengesi (1-(11+IV)) -5.233 nülen ekonomik program gere ğ i olarak belli
yerine uzun
kesimlere yüklenilmesi dü ş ünülen ek vergilerin vadeli tahvil
pe

Tablo 1'de yer alan ve 2001 y ı l ı sonunda karşı lanabilece ğ i hususu ş imdilik tart ış mal ı d ı r. borçlanmalar ı na
oluş mas ı beklenen konsolide bütçe aç ığı n ı n Kan ı m ı zca yap ı lmas ı dü ş ünülen ve ek has ı lat
öncelik
a ş a ğı daki konsolide bütçe aç ığı n ı n Tablo sa ğ lanmas ı beklenen de ğ i ş iklikler vergiden ka-
2'deki şekilde kar şı lanmas ı dü ş ünülmektedir. çı nmaya yönelik sonuçlar da do ğ urabilecektir. verilecektir.
Özellikle "Hayat Standard ı Esas ı " uygula-
Tablo 2: Borçlanma mas ı n ı n daha çok dü ş ük gelir gruplar ı n ı ver-
İ ç Borçlanma (Net) 4.842 gilendirmeye yönelik etkisi daha a ğı r olaca-
Tahvil (Net) 4.944 ğı ndan 2000 y ı l ı nda bu kesimin zaten piyasa-
Sat ış 22.758 da etkinli ğ inin kayboldu ğ u dikkate al ı nd ı -
Ödenen -17.814 ğı nda 2001 y ı l ı n ı n vergi has ı lat ı aç ı s ı ndan ka-
Bono (Net) -102 mu harcamalar ı n ı karşı lama aç ı s ı ndan yeter-
Sat ış 5.697 siz kalaca ğı n ı göstermektedir.
Ödenen -5.799 2001 y ı l ı nda ticari ve mesleki kazanç sahip-
D ış Borçlanma (Net) 391 lerinin kurumsalla ş may ı tercih etmek suretiyle
L'WrINFIMITrrri7FCM

Kullan ı m 6.097 "Hayat Standard ı " kapsam ı d ışı nda kalabilme


Ödenen -5.706 olanaklar ı mevcut bulunmaktad ı r. Bu durum
2001 y ı l ı bütçe gerekçesinde borçlanma bireysel vergi yükümlülü ğ ünü azaltaca k, buna
dengesi vergi gelirleri tahminleri ile harcama karşı l ı k kurumsalla ş may ı özendirecektir. Bu
* Dr., Marmara
tahminlerinin de ğ i ş memesi halinde gerçekle- ba ğ lamda kurumsalla ş ma, vergiden kaç ı nmak Üniversitesi, IMF,
şebilecektir. için çı k ış yolu olarak kullan ı lacakt ı r. Öğ retim Üyesi
Tablo 3: Vergilerin Yap ısı
2000 2001
Vergi Türleri Tahsilat Tahmini Bütçe Teklifi Art ış Oran ı (%)
• Gelir Vergisi 6.413 8.434 31.5
• Kurumlar Vergisi 2.392 2.936 22.7
• Faiz Vergisi 1.627 415 -74.5
• Ek Vergiler 272 —
• Servetten Al ı nan Vergiler 334 322 -3.6
• Mal ve Hizmetlerden Al ı nan 11.293 14.646 29.7
• D ış Ticaretten Al ı nan Vergiler 4.218 5.023 19.1
• Kald ı r ı lan Vergiler 1 1
TOPLAM 26.550 31.777 19.7

B. Vergi Gelirleri: belirlenememektedir. Bütçe çal ış malar ı nda


2001 y ı l ı bütçe gerekçesine göre vergi ge- vergi tahakkuku ve tahsilat tahminleri bir
lirlerinde yüzde19.7 oran ı nda art ış beklenmek- önceki y ı l ı n rakamlar ı esas al ı narak ve belli
tedir. Buna göre 2001 y ı l ı nda 2000 y ı l ı na göre oranda yükseltilerek saptanmaktad ı r.
beklenen vergi gelirlerindeki art ış oranlar ı Di ğ er yönden Vergi idaresi, tahsilat ı n ı
Tablo 3'de gösterilmi ştir. on-line izleme olana ğı ndan yoksundur. Bu 2001 y ı l ı nda
Tablo 3'de yer alan gelir vergisinde bek- nedenle günlük tahsilatlar, Türkiye çap ı nda vergi
sa ğ l ı kl ı bir biçimde izlenememektedir. Baz ı
lenen yüzde 31.5 oran ı ndaki art ışı n nereden gelirlerinde
kaynakland ığı konusu belirlenir olmu ştur. pilot bölge çal ış malar ı henüz yeterli düzeye
ula şt ı r ı lama m ışt ı r.
beklenen
Çünkü 4605 say ı l ı yasa ile 2000 y ı l ı gelirlerine
uygulamak ko ş ulu ile "Hayat Standard ı Esa-
a 2001 y ı l ı nda vergi gelirlerinde beklenen abart ı l ı art ış
s ı "na geri dönülmü ştür. abart ı l ı art ış bu ba ğ lamda gerçe ğ i yans ı tma- gerçe ğ i
Mal ve hizmetlerden al ı nan vergiler içeri- d ığı için Maliye Bakanl ığı baz ı alanlara ek
cy
yans ı tmad ığı ERMEN
sinde yer alan Ta şı t Al ı m Vergisinde yüzde vergi yükü getirmeyi planlamaktad ı r.
Ancak yap ı lan her yeni anlams ı z düzenle- için Maliye
61.4, Damga Vergisinde yüzde 73.2, Harçlar-
da yüzde 90.1 oran ı nda art ış beklenmektedir. me vergi gelirlerini artt ı rma yerine vergiden Bakanl ığı baz ı
kaç ı nmay ı gündeme getirmektedir.
Oysa 2001 y ı l ı için öngörülen "Temel Eko- alanlara ek
nomik Büyüklükler"ise Tablo 4'deki gibidir. Geçmi şte vergi yasalar ı nda yap ı lan de ğ i-
ş iklikler s ı ras ı nda dü ş ülen yan ı lg ı lar ı n olum-
vergi getirmeyi
Tablo 4 esas al ı narak 2001 y ı l ı nda vergi ge-
pe

lirlerinde önemli bir vergi art ışı beklemek kan ı - suz sonuçlar ı n ı almaya ba ğ lad ı ktan sonra or- planlamaktad ı r.
m ı zca fazla bir iyimserlik olacakt ı r. taya ç ı kan durum Maliye Bakanl ığı n ı zora
sokmu ştur.
Vergi idaresi mevcut yasal düzenlemeler
Ülkemizde kan ı m ı zca mevcut vergi yasa-
çerçevesinde al ı nmas ı gereken vergileri he-
lar ı nda yer alan olumsuzluklar öncelikle gi-
nüz toplayamamakta, bu ba ğ lamda yüküm-
derilmesi bilahare yap ı lacak yeni düzenleme-
lükleri izleyememektedir. Dolay ı s ı yla ülke-
lerle vergi gelirlerini artt ı r ı c ı bir politika iz-
mizde henüz al ı nmas ı gereken vergiler yü-
lenmesinde yararl ı olacakt ı r.
kümlü gruplar ı na göre sa ğ l ı kl ı bir biçimde
4605 say ı l ı yasa ile baz ı vergi yasalar ı nda
Tablo 4: Temel Ekonomik Büyüklükler de ğ i ş iklik yap ı lmak suretiyle 2001 y ı l ı nda ver-
2000 2001 gi gelirlerinin artt ı r ı lmas ı hedeflenmi ştir. Bu
Prog. Tahmin Prag. ba ğ lamda yap ı lan de ğ i ş iklikler sonucunda
• GSMH (Trilyon TL.) 124.967 124.406 153.405 özellikle Motorlu Ta şı tlar Vergisi ile Gelir Ver-
• Büyüme Oran ı (%) 5.5 6.0 4.5 gisi has ı lat ı n ı n artt ı rı lmas ı hedeflenmi ş, Ba-
ftA1LIAI!14A,IF1 CLU-11Z,W3.I.I.;

• GSMH Deflatörü (%) 42.5 50.0 18.0 kanlar Kuruluna verilen yetkiler çerçevesinde
• TEFE Ortalama (%) 38.5 50.6 15.2 stopaj oranlar ı n ı n baz ı alanlarda artt ı rı lmas ı
• TEFE Yı l Sonu (%) 20.0 29.0 10.0 öngörülmü ştür.
• TÜFE Ortalama (%) 44.3 54.0 19.5 Bakanlar Kurulu, Gelir Vergisi tarifesini
• TÜFE Y ı l Sonu (%) 25.0 34.0 12.0 belirlerken mevcut yasal düzenlemede öngö-
• Ortalama Dolar Kuru 573.030 622.750 714.000 rülen yetkisini s ı n ı rl ı olarak kullanm ış, vergi di-
limi aral ı klar ı n ı dar tutmak suretiyle gelir ver- Tablo 5: Tahmini Vergi Gelirleri
gisi yükümlülerinin 2000 y ı l ı na nazaran daha Gelir (Trilyon) Art ış (0/ı)
fazla gelir vergisi ödemesini öngörmü ştür. Vergi Türleri 2000 2001
Ancak vergi yasalar ı nda yap ı lan tüm bu • Gelir ve Kazançlar 8.809 11.370 29.13
değ i ş ikliklere ve Bakanlar Kurulu'nun yetki Üzerinden Al ı nan
kullan ı m ı a ş amas ı ndaki tercihlerine ra ğ men Vergiler
2001 yı l ı nda toplam vergi gelirlerinin kamu • KDV 9.107 11.624 27.02
harcamalar ı nda yetersiz kalaca ğı tahmin (iç ve d ış işlemler)
edilmektedir. • Akaryak ıt 3.292 4.109 24.66
Tüketim Vergisi
C) Vergi Gelirlerindeki De ğ i ş im: • Diğer Vergiler 2.792 4.259 52.5
2001 y ı l ı bütçe yasa tasar ı s ı nda öngörül- • Ola ğ anüstü 2.550 415'"
dü ğ ü üzere ki ş i ba şı na yap ı lacak bütçe harca- Vergiler
mas ı yakla şı k 732.727.000 lirad ı r. Buna göre
2001 y ı l ı hedeflerine göre ki ş i ba şı na bekle- Toplam 26.550 (=> 31.777
nen gelirin 2.324.3 18.000 lira olaca ğı varsay ı -
lacak olursa, bu gelirin olu ş umunda kamu (1)2001 y ı l ı nda 415 trilyon lira faiz vergisi tahsilat ı öngörülmü ştür.

kesiminin pay ı yakla şı k olarak yüzde 31.5 (2)2000 y ı l ı vergi has ı lat ı tahmini

olacakt ı r.
Beklenen vergi has ı lat ı toplam kamu har- Tablo 6: Vergi Has ı lat ı İ çinde
camalar ı n ı n yakla şı k yüzde 65.7 sini kar şı la-
Vergi Türleri 2000 2001 bulundu ğ umuz
Gerçekleş melerine Beklenen
yabilmektedir. ekonomik
Göre Oransal Pay Oransal Pay
Di ğ er yönden 2001 y ı l ı bütçe tasar ı s ı na
ko ş ullar
göre vergi gelirlerinde beklenen art ış, Tablo
a • Gelir Vergisi 22.1 26.5

5'de görülece ğ i gibidir.


• Kurumlar Vergisi 10,1 9.2 nedeniyle
• Katma De ğer Vergisi 29.2 34.5
2000 y ı l ı vergi has ı lat ı nda yap ı sal anlam- 2001 y ı l ı nda
cy
• Akaryak ıt Tüketim Ver. 13.4 12,9
da önemli de ğ i ş iklikler olmu ştur. Örne ğ in, programlanan
• Diğer Vergiler 13.4 16.9
Gelir Vergisi has ı lat ı dü ş mü ştür. Sekiz ayl ı k
• Ola ğanüstü Vergiler 11,9 0.1 yat ı rı m
2000 y ı l ı vergi has ı lat ı dikkate al ı nd ığı nda or-
100.0 100.0 hedeflerinin
taya ç ı kan geli ş melerle 2001 y ı l ı nda bekle-
nen vergi gelirlerinin oransal kar şı la şt ı r ı lmas ı altı nda yatı r ı m
a şa ğı daki Tablo 6'da verilmi ş bulunmaktad ı r. ş ullar nedeniyle 2001 y ı l ı nda programlanan
yap ı lmas ı
pe

yat ı r ı m hedeflerinin alt ı nda yat ı r ı m yap ı lma-


D) Kamu Harcamalar ı Yap ı s ı : s ı öngörülmü ştür. Bu ba ğ lamda da kamu ya-
öngörülmü ştür.
Maliye Bakanl ığı taraf ı ndan yay ı mlanan t ı r ı mlar ı n ı n k ı s ı lmas ı hedeflenmi ştir. 2001 y ı -
"2000 y ı l ı Ekonomik Raporu"na göre 2001 y ı - l ı nda kamu yat ı r ı mlar ı yüzde 14.3 oran ı nda
l ı nda cari fiyatlarla kamu ve özel sektör tara- k ı s ı tlanm ış bulunmaktad ı r.
f ı ndan yap ı lmas ı öngörülen yat ı r ı mlar ı n 2000 Bütçe harcamalar ı içerisinde yer alan har-
y ı l ı na göre yüzde 69.6 oran ı nda artmas ı bek- camalar ilgili alanlarda yap ı lmas ı öngörülen
lenmektedir. asgari harcamalar ı n alt ı ndad ı r. Dolay ı s ı yla
Bu ba ğ lamda 2001 y ı l ı nda sabit sermaye 2001 y ı l ı nda kamu yat ı r ı mlar ı sadece müm-
yat ı r ı mlar ı n ı n yüzde 26.6 l ı k k ı sm ı olan 9.6 kün oldu ğ u ölçüde kamu hizmetlerinin su-
katrilyon liras ı n ı n kamu sektörü taraf ı ndan, nulmas ı na yönelik olacakt ı r.
yüzde 73.6 l ı k k ı sm ı n ı olu şturan 26.6 katril- E ğ itim, sa ğ l ı k ve güvenlik harcamalar ı ile
yon liras ı n ı n da özel sektör taraf ı ndan ger- adalet hizmetlerine ili ş kin harcamalar nüfus
çekle ştirilmesi öngörülmü ştür. art ışı ile talep edilecek olan hizmeti kar şı la-
lInn=rdfill=1FIZI

2001 y ı l ı nda yap ı lacak kamu yat ı r ı mlar ı - yamayacak düzeydedir.


n ı n, program hedeflerinin alt ı nda olmas ı ön- Di ğ er yönden cari y ı l içerisinde kamu har-
görülmü ştür. Tablo 7'de kamu sabit sermaye cama ve yat ı r ı mlar ı nda yap ı lacak olan k ı s ı nt ı -
yat ı r ı mlar ı gösterilmi ş bulunmaktad ı r. lar da dikkate al ı nd ığı nda, 2001 y ı l ı nda ülke-
Tablonun incelenmesinden de anla şı laca- mizde 2000 y ı l ı na göre kamu hizmet kalite-
ğı üzere içinde bulundu ğ umuz ekonomik ko- sinde de belli bir gerileme beklenmektedir.
Tablo 7: Kamu Sabit Sermaye Yat ı rı mlar ı
Yat ı rı m Alanlar ı De ğ er (milyar TL.) Da ğı ı m (oı.)
Bütçe Program Bütçe Program
1- Konsolide Bütçe 2.465.000 3.500.000 32.1 39.8
2.K İT 2.442.023 2.515.000 31.8 28.6
3. İ ller Bankas ı 44.745 310.000 3.0 3.5
4.Döner Sermaye 96.040 148.500 1.2 1.7
5.Sosyal Güvenlik 58.643 75.500 0.8 0.9
6.Fonlar 918.624 337.000 12.0 3.8
7.Mahalli idareler 1.473.314 1.910.099 19.2 21.7
Toplam 29.268.556 36.196.885 100.0 100.0
Kamu Yat ı r ı m ı 8.411.401 9.617.099 28.7 26.6
Özel 20.857.155 26.579.786 71.3 73.4

E ) Kamu Harcamalar ı Yetmezli ğ i - Sonuç: Sosyal Güvenlik Prim Has ı lat ı da dahil ol-
Türkiye'nin kamu yönetiminde ya şamakta mak üzere bu oran ülkemizde yüzde
bulundu ğ u birincil sorun, yetersiz olan kamu 27.92'dur. Sosyal güvenlik primlerinin gayri
harcamalar ı n ı n vergi gelirleri ile karşı lanamaz safi yurt içi has ı laya oran ı ise yüzde 12.9 ola-
olmas ı d ı r. Bu durumun en çarp ı c ı yönü Türkiye rak saptanm ışt ı r.
E ğ itim, sa ğ l ı k
Avrupa Birli ğ i ülkeleri içerisinde gayri safi yurt Konuyu daha aç ı k bir biçimde irdeleyebil-
içi has ı laya göre en dü ş ük harcamay ı yapan ül- mek için baz ı OECD ülkelerinin vergi gelirle-
ve güvenlik
ke olmas ı na karşı l ı k, bu harcamalar ı karşı laya- rinin gayri safi yurt içi has ı laya oran ı Tablo harcamalar ı ile
cak vergi gelirlerini sa ğ layamamas ı d ı r. 8'de verilmi ş bulunmaktad ı r. adalet
a
OECD'nin 2000 y ı l ı n ı n Haziran ay ı nda ya- Tablonun incelenmesinden de anla şı laca-
hizmetlerine
y ı mlam ış bulundu ğ u rakamsal verilere göre ğı üzere Türkiye, geçti ğ imiz y ı llarda sosyal
bu topluluk üyeleri içerisinde üç ülke hakk ı n- güvenlik primi has ı lat ı aç ı s ı ndan en dü ş ük
ili ş kin
cy
da sa ğ l ı kl ı veri bulunamad ığı için bu ülkele- gelir sa ğ layan ülkedir. Toplam vergi gelirleri harcamalar
rin kamu harcamalar ı na ait bilgilere yer veri- içerisindeki pay ı yüzde 12.9'dur. nüfus art ışı ile
lememi ştir. Bu ülkeler Macaristan, Meksika, Danimarka'n ı n mevcut Sosyal Güvenlik
talep edilecek
Polonya ve Türkiye'dir. Sistemi'nin yasal özel durumu dolay ı s ı yla en
Di ğ er yönden toplam vergi gelirlerinin dü ş ük oran bu ülkeye ait gibi görünüyorsa
olan hizmeti
gayri safi yurt içi has ı laya oran ı ortalama yüz- da söz konusu ülkede sosyal güvenlik, bütçe karşı layamaya-
pe

de 37.2`dir. Bu oran Avrupa Birli ğ ine dahil ül- içerisinden finanse edilmektedir. cak düzeydedir.
kelerde yüzde 41.5 dir. Tablo 9'da OECD ülkeleri içerisinde en

Tablo 8: Vergi Gelirlerinin GSY İ H'ye Oran ı


Ülkeler Vergi Gelirleri Toplam Vergi Gelirleri içindeki Pay ı
/GSY İ H Gelir Vergisi Kurumlar Sosyal Mal ve Di ğ er
Vergisi Güvenlik Hizmet Vergiler
Vergileri
Danimarka 49.5 52.4 5.2 3.2 33.0 6.2
Finlandiya 46.5 33.3 8.1 24.2 30.9 3.5
Lüksemburg 46.5 20.4 18.5 22.1 27.0 12.0
İtalya 44.4 25.3 9.5 30.1 25.9 9.2
Fransa 45.1 14.0 5.8 37.4 27.8 15.0
İ spanya 33.7 21.9 7.8 30.2 28.9 11.2
TNIZI=r4TITI=7"

Yunanistan 33.7 13.2 6 .4 31.5 41.0 7.9


Avrupa 41.5 25.5 8.5 26.1 30.9 9.0
Toplulu ğ u 37.2 26.2 8.8 22.1 32.1 10.4
OECD ort. 27.9 21.7 5 .7 12.9 37.1 22.6

Kaynak: OECD Figures 2000 June


V
Q
Tablo 9: En Yüksek Gelir ve Kurumlar Vergisi Ödeyen Ülkeler
Gelir Vergisi Kurumlar
Ödeyenler Vergisi Ödeyenler
Ülkeler Toplam Vergi Ülkeler Toplam Vergi
Gelirleri içindeki Pay ı Gelirleri içindeki Pay ı
Danimarka 52.4 Lüksemburg 18.5
Yeni Zellanda 43.2 Avusturalya 14.6
Avusturalya 42.0 Japonya 15.0
ABD 39.0 Norveç 12.2
Kanada 38.0 Ingiltere 12.1
Isveç 35.0 Portekiz 10.9
Finlandiya 33.3 Hollanda 10.5
Türkiye 21.7 Türkiye 5.7

yüksek gelir vergisi ve kurumlar vergisi öde- ortalama yüzde 50'ye kadar ç ı kabilmektedir.
yen ülkeler ve ödedikleri bu vergilerin top- Bu durumda dahi Vergi idaresi, mevcut ka-
lam vergi gelirleri içerisindeki pay ı gösteril- y ı plar ı n önlenebilmesi veya azalt ı labilmesi
mi ştir. için do ğ ru ve etkili çözüm yollar ı n ı üreteme-
Türkiye'nin nüfus yap ı s ı dikkate al ı nd ı - mektedir.
ğı nda ülkemizde gelir ve kazanç yaratmaya ( I) numaral ı tabloda da görülmekte ol-
daha aç ı kças ı üretim yapmaya yönelik büyük du ğ u üzere toplam vergi gelirlerinin gayri sa-
bir potansiyelin bulundu ğ u gözlenmesine fi yurt içi has ı laya oran ı ülkemizde dü ş üktür.
a
karşı l ı k, vergi ve tahakkuku aç ı s ı ndan yükü Bu dü ş üklük y ı llard ı r süregelmektedir. Türkiye'de
belli bir kesimin üstlendi ğ i gözlenmektedir. Türkiye'de vergi gelirlerini mevcut vergi vergi gelirlerini
Mevcut vergi yasalar ı n ı n tam olarak uy- yasalar ı nda de ğ i ş iklik yapmadan artt ı rmak
mevcut vergi
cy
1E1E11 gulanmas ı halinde ülkemizde yakla şı k vergi mümkündür. Bu ancak ciddi bir idari yap ı la ş -
yükünün yüzde 33-34 oran ı nda olmas ı gerek- ma ile mümkün olabilecektir. Vergi ödeyen yasalar ı nda
mektedir. kesimin vergi ödemeyen veya vergiden de ğ i ş iklik
Oysa ba şta Gelir Vergisi olmak üzere tüm kaç ı nan kesim üzerinde hiçbir etkileyici ey-
yapmadan
vergi cinslerinde vergi kay ı plar ı , ülkemizde lemi olmamaktad ı r.
artt ı rmak
pe

mümkündür.


• 2001 Bütçesi Üzerine:

Kamu Ekonomisinde Harcama ve Gelir Toplama


Yetkisinin Kullan ımı na, Bütçe Hakkı na TBMM
Yeniden Sahip Olmak Zorundad ır
1. Genel Olarak mu harcamalar ı ve gelirleri konusundaki "Te- Nazif Ekzen*
Bir iktisat politikas ı arac ı olarak; "Bütçe" mel Anayasal" yetkisini yürütmeye devret-
geçti ğ imiz 17 y ı ll ı k sürede önemli bir yap ı sal mesi ile birlikte ba ş lamaktad ı r.
degi ş im geçirmi ştir. 1980'li y ı llar ı n ilk yar ı s ı na 1980 döneminin ikinci yar ı s ı ndan itiba-
kadar, Türkiye'de kamu ekonomisi içinde ren, konsolide bütçe harcama-gelir ve finans-
a ğı rl ı k "Konsolide Bütçeye aittir. Ülkedeki man politikalar ı n ı n genel denge ve di ğer
toplam iktisadi faaliyet hacminin yüzde 70- makro büyüklükler üzerinde bozucu etkileri-
75'lik k ı sm ı kamu ekonomisi taraf ı ndan tem- nin süratle ve sürekli olarak artt ığı görülmek-
sil edilmektedir ve bu pay içinde de a ğı rl ı k tedir. Temelinde kamu ekonomisinin yat ı rı m
"Konsolide Bütçe" üzerindedir. Bütçe ve büt- ve finansman politikas ı n ı n de ğ i ştirilmesine
çe politikalar ı , iktisat politikalar ı n ı n en yönelik politika tercihlerinin yaratt ığı bu sü-
önemli arac ı konumundad ı r. Kamu ekonomi- reçte üç temel de ğ i ş ikli ğ i ayı rdedebiliyoruz; Ülkedeki
sinde ve ekonominin genel dengesinde bu • TBMM'nin bütçe hakk ı n ı yürütmeye
toplam iktisadi
ölçekte büyük bir etkisi olan konsolide bütçe
harcamalar ı n ı n finansman ı nda 1980 öncesi
a
devretmesi
• Tek hazine anlay ışı n ı n yokedilmesi faaliyet
y ı llarda da kamu tasarruflar ı nda yetersizlik • İ ç borçlanman ı n, anti-konjonktürel bir hacminin
ya şanm ış, kamu dengesinde sürekli finans- politika arac ı olarak kullanmak yerine bir fi-
cy
man aç ı klar ı olu ş mu ştur. 0 nedenle "Konso- nansman politikas ı olarak kullan ı lmaya ba ş-
yüzde 70-75'lik
lide Bütçe" ve genel olarak kamu yat ı r ı mlar ı - lanmas ı . k ı sm ı kamu
n ı n finansman ı nda, Devlet Yat ı r ı m Bankas ı Bu yap ı belli bir iktisat politikas ı tercihi ekonomisi
(DYB) arac ı l ığı ile çok dü ş ük maliyetlerle (ne- sonucu ortaya ç ı km ışt ı r. Iktisadi faaliyet hac-
gatif reel faiz oranlar ı ndan) yurtiçi tasarruf- minde kamu ekonomisinin pay ı n ı azaltmak, taraf ı ndan
lar ı n ı (sosyal güvenlik fonlar' dahil) kullanma bireye, özel ekonominin faaliyet alan ı n ı ge- temsil
pe

imkan ı oldu ğ u gibi, Merkez Bankas ı kaynak- ni ş letmeye yönelik bu temel tercih, kaynak
edilmektedir
lar ı ndan da bu aç ı klar ı n ı rahatl ı kla monetize tahsisi kararlar ı n ı kamu elinden piyasaya ge-
edebildi ğ i görülür. çirmeyi hedeflemektedir. ve bu pay
Ancak, kamu yat ı r ı mlar ı nda olu ş an h ı zl ı Bu nedenle ekonomik faaliyetlerin bütü- içinde de
art ış lar ı n, bu süreçte esas itibariyle net d ış nü üzerinde etkisi olan TBMM'nin "Bütçe
yükümlülükler artt ı r ı lmak suretiyle (d ış tasar-
a ğı rl ı k
Hakk ı " yetkisinin yasamadan yürütmeye dev-
ruflar) gerçekle ştirilmi ştir. (D ış yükümlülük- rederken "Tek Hazine" yap ı s ı n ı bozmu ş, ka- "Konsolide
lerdeki art ış ise 10 y ı ll ı k dönemler itibariyle mu ekonomisinde birden çok "Hazine" ya- Bütçe"
TL devalüasyonlar ı ile sonuçlanm ışt ı r). ratm ış ve nihayet geçmi şte bir konjoktür ara-
Konsolide bütçenin bir iktisat politikas ı c ı olan " İ ç Borçlanmay ı " bir finansman arac ı
üzerindedir.
arac ı olarak kullan ı ld ığı bu dönemde; eko- haline getirmi ştir.
nomide y ı ll ı k programlara ba ğ l ı olarak 2001 Bütçesi ve bu bütçe kanunun da-
"Konsolide Bütçe" ile gerçekle ştirilen kay- yand ığı 2000 Stand-By' ı 1980'li y ı llar ı n orta-
nak tahsisi ve dengenin finansman ı na ili ş kin s ı ndan itibaren ba ş lam ış olan; vergi yerine-iç
bütün karar mekanizmalar ı ancak, borçlanmaya yönelik kamu kesimi finansman
Mrrill=MTIMEri"

TBMM'nin "Bütçe Hakk ı n ı " kullanarak olu ş- politikas ı n ı radikal bir biçimde tersine çevir-
turdu ğ u yasal düzenlemeler ve koydu ğ u ku- meye çal ışı yor. Bunu Türk insan ı na çok yük-
rallar ile uygulanm ışt ı r. sek bir "pahay ı " ödetmek suretiyle yap ı yor.
1980 sonras ı nda "bütçe"nin bir iktisat Bu yaz ı çerçevesinde; 2001 Bütçesi, a ğı r-
politikas ı arac ı olarak etkinli ğ ini yitirmesi ve l ı k merkezini TBMM'nin "Bütçe Hakk ı n ı n"
"Borç Servislerinin" izlendi ğ i metinlere dö- olu şturdu ğ u bir yakla şı m ile de ğ erlendirilme-
nü şmesi süreci esas itibariyle TBMM'nin ka- ye çal ışı lmaktad ı r. * Anka Ajans ı
2. Konsolide Kamu Kesimi Genel Dengesi geçmi ş on y ı llarda dü ş ük maliyetlerden kulla-
ve 2001 Bütçesi n ı ld ığı için bütçeye yük haline getirilen sosyal k
2001 Bütçesinin kritik temel özellikleri ile güvenlik kurumlar ı (Emekli Sand ığı + SSK +
ilgili bir de ğ erlendirmeye girmeden önce, Ba ğ-Kur) ve ikinci Merkez Bankas ı yapı lm ış
2000 bütçesinde de izlendi ğ i gibi, neden olan Ziraat Bankas ı ile Halk Bankas ı ve 8 büyük
2001 Bütçesini Konsolide Kamu Kesimi Genel iş letmeci K İT'i kapsamaktad ı r. Görüleceğ i gibi
Dengesi ile birlikte görmek durumunda ol- bu denge, gerçekte 1983 öncesinin "Konsolide
du ğ umuzu vurgulamakta yarar var. Bütçesini" ifade etmektedir.
Ayr ı nt ı lara girmeden; 1999 y ı l ı kamu kesi-
mi genel dengesi içinde "konsolide bütçe 2.1. 2001 Bütçesinin Temel Özellikleri
dengesinin sonuçlar ı Kamu Maliyesinin "ac- 2000 Mali y ı l ı nda oldu ğ u gibi 2001 mali
ze" dü ş mekte oldu ğ unun somut göstergele- y ı l ı nda da Konsolide Kamu Kesimi ve onun
rini verdi (DPT, Y ı ll ı k Program, 2000). 1991 or- en büyük aya ğı olan "Konsolide Bütçe" yürü-
tas ı nda (-) negatif e ğ im içine giren Kamu Ta- tülmekte olan Stand-By 2000 program ı n ı n
sarrufundan sonra 1999 y ı l ı sonunda Kamu hedeflerini esas alm ışt ı r.
Harcanabilir Geliri, Cumhuriyet tarihi içinde • Cari enflasyon on y ı ll ı k yüzde 32 olarak
ilk kez (-) negatif e ğ imli oluyordu. Bunun aç ı k (TEFE) gerçekle ş mesinin beklendi ğ i bir denge-
anlam ı , 1991 y ı l ı ortas ı ndan itibaren kamu ya- de 2001 y ı l ı harcamaları nda sadece yüzde 4.8
t ı r ı mlar ı na kamu tasarruflar ı ndan tek kuru ş u oran ı nda bir art ış öngörülmektedir. (Niyet
bile ay ı rmak mümkün de ğ ilken, art ı k, 1999 Mektubu prg: 20 taahhüt ile uyumlu). Reel ola-
Kı sacas ı , iktisat
y ı l ı ndan itibaren kamunun hiç bir tür harca- rak bütçenin daralt ı ld ığı n ı söylemek mümkün.
mas ı na ayr ı labilecek tek kuru ş luk kamu kay- İ ç borç faiz ödemelerinin azalan harcama etki- politakasi arac ı
na ğı kalmam ıştı . Kamu iç borç faiz ödemeleri si göz önünde tutuldu ğ unda, harcama bütçesi- olarak maliye
için bile borçlanma noktas ı na gelmi şti. nin (-) negatif büyüme tavanl ı bir ba ş lang ı ç
politikas ı ve
a
Bu göstergeler 22 Kas ı m 1999 tarihli "mali ödeneğ i ile haz ı rland ığı n ı söyleyebiliyoruz.
onun en önemli
konsolidasyon"un ve 9 Aral ı k tarihli Niyet • Gelir Bütçesi, özellikle vergi yönlü ve
Mektubu ile yap ı lan 2000-2002 Stand-By tale- yüksek oranl ı art ış e ğ ilimini, tahmin olarak arac ı bütçe
binin temel gerekçesidir. (2000-2002 dönemini 2001 y ı l ı nda da koruyor. 2000 vergi geliri
cy
kapsayan stand-by talebi için gönderilen Niyet art ış lar ı ek ola ğ anüstü vergi gelirleri nede-
15 y ı l aradan
Mektubunun 3., 4. ve 5. paragraflar ı bu temel niyle yüksek oranl ı gerçekle şti. 2000 bütçe- sonra yeniden
gerekçeleri aç ı k bir biçimde sayar). Vurgulanan sinde ola ğ anüstü vergi olarak getirilen (bir
önemli, ancak
bu temel gerekçelerden hareket eden prog- defaya mahsus) ek vergiler 2001 y ı l ı nda iki y ı l
ram; iç borç sorununun çözümünü vergi yönlü uzat ı l ı yor ve böylece ola ğ anüstü olmaktan çok ağı r
bir tercih ile (k ı smi konsolidasyon + ek vergi + ç ı kar ı l ı p normal vergiye dönü ştürülüyor. darbeler alm ış
pe

özelle ştirme), (prg: 7, 8, 13, 14, 15, 16, 23, 26) • Kamu kesiminde Tek Hazineye dönü ş ü
olarak geriye
ön plana ç ı kart ı rken, di ğ er yandan da yap ı sal h ı zland ı ran kamu kesimi harcama ve gelirle-
olarak kamu ekonomisinin tek bir hazinede ve rinin tek elde konsolide edilmesi süreci de- dönüyor.
genel denge hesab ı nda toplamaya a ğı rl ı k ver- vam ettiriliyor.
mektedir. (Prg: 14, EkA, EkB, EkC) • İ ç Borç faiz ödemelerinin toplam kamu
ilginçtir, "1980 IMF + Dünya Bankas ı Uyum gelirlerine oran ı uzun bir aradan sonra yüzde
Program ı " sonrası dönemindeki uygulamala- 50 nin alt ı na dü ş üyor, ancak oran yüzde 38
r ı n d ış lad ığı ; maliye politikas ı "disiplini", iç ile hâlâ çok yüksek
borçlanma nedeniyle yaz geçilen "vergi" ve • Temel kamu hizmetlerine tahsis edilen
bürokratik i ş leyi ş i h ı zla a şı p "i ş yapmak" için cari ve yat ı r ı m harcamalar ı, baz ı hizmetlerin
keşfedilen "fon"lar sistemi ile (Atiyas. I, Şerif. artt ı r ı lmas ı na imkan vermedigi gibi giderek
S, Tesev, 1997) parçalanan tek merkezi hazine, kötüle ş mesini önlemeye yeterli tahsisler
yap ı lar ı na geri dönülmesini, Yak ı n izleme An- • Kritik bir y ı l bütçesi: 2000-2002 Stand-
laş mas ı (1998 ve 1999) ve Stand-By 1999 ile IMF By program ı n ı n temel hedeflerinin gerçek-
taraf ı ndan öncelikle istemi ştir. le ştirilebilmesi için ba ş lang ı ç y ı ldan daha kri-
1:=Immoir==

K ı sacası , iktisat politakas ı arac ı olarak ma- tik bir y ı l. Yap ı sal aç ı dan kamu maliyesine ve
liye politikas ı ve onun en önemli arac ı bütçe 15 "bütçe disiplini" anlay ışı na dönülüp dönüle-
yı l aradan sonra yeniden önemli, ancak çok meyece ğ i noktas ı ndan kritik bir bütçe. Klasik
a ğı r darbeler alm ış olarak geriye dönüyor. bütçe fonksiyonlar ı na yeniden kaynak tahsis
Konsolide Kamu Kesimi Genel Dengesi, "kon- edebilir hale gelebilmek için 2001 y ı l ı nda iç
solide bütçeyi, bütçe sisteminin d ışı na ta ş m ış borçlanma 2000 y ı l ı nda (konsolidasyon + ek
olan (1984, 1985) 8 büyük fonu, kaynaklar ı vergi) ile gerçekle ştirilen reel azalman ı n

k
=L•SUIM=:C=C1M2L
GSMH'nin bir kesri olarak sabit bir düzeyde yeniden da ğı t ı lmas ı, globalle ş me sürecinin ya-
tutulmas ı için 2001 y ı l ı bütçe hedeflerinin rataca ğı , henüz sonuçlar ı kestirilemeyen (an-
gerçekleş mesi önemli. cak son dört y ı lda dönem dönem ya şanan) ge-
"2001 Konsolide Bütçesi ve Konsolide li ş me aç ı sı ndan da büyük önem ta şı yor.
Kamu KesimiGenel Dengesi, Tek Hazine, Ver-
giye Yeniden Geri Dönüş hedef ve uygulama- Son Söz
lar ı n ı a ğı rl ı kl ı olarak ön plana ç ı kartmakla Yurta ş lar ı n; birlikte ya şad ı klar ı toplumun
birlikte TBMM'nin "Bütçe Hakk ı n ı " yürütme- ortak kurallar ı n ı n olu şturulmas ı konusunda
den geri almas ı na ili ş kin irade yok. temsilcileri eli ile haklar ı n ı kulland ı klar ı yö-
1983-2000 döneminde kamu ekonomi- netim biçimi içinde "Bütçe Sistemi" ve "Büt-
sinde ve kamu maliyesinde ya ş anan darbo ğ a- çe Hakk ı n ı n" TBMM taraf ı ndan kullan ı lmas ı
Gelir ve
z ı n en önemli kaynag ı ; TBMM'nin "Bütçe esast ı r. Bu hakk ı n yürütmeye devri, son 16 giderlerin bütçe
Hakk ı n ı " devretmi ş olmas ı (TC Say ıştay, 2000 y ı ll ı k süre içinde ya ş anan; s ı n ı rs ı z-sorumsuz
Mali Y ı l ı Raporu, 2000, Hürcan. G. Y, Hazine
sistemi aracılığı
yönetimlerin gösterdi ğ i gibi çok yüksek mali-
Müsteş arl ığı , 1999) sonucu, yürütmenin ka- yetlere neden olmaktad ı r.
ile yeniden
mu harcamalar ı n ı , meclisin iradesi d ışı nda, Gelir ve giderlerin bütçe sistemi ile yeni- dağı tı lması,
sonuçlar ı kontrol edilemez bir biçimde kulla-
den da ğı t ı lmas ı ve bunu yurtta ş lar ad ı na ya- globalleşme
n ı r hale gelmi ş olmas ı ndan kaynaklan ı yor.
saman ı n denetim ve gözetmi görevini yerine
Anayasa; TBMM'nin "Bütçe Hakk ı n ı " ko-
getirmesi, globalle ş me ortam ı nda bireyin
sürecinin
ş ulsuz düzenlemi ştir. (Anayasa: Md. 73, 87 ve
toplum içinde dayan ış madan yoksun b ı rak ı l- yarataca ğı,
163). Gelir toplama (vergi koyma), Harcama
mamas ı aç ı s ı ndan büyük önem ta şı yor.
yapma (ödenek tahsis etme) ve para basma henüz sonuçlar ı
Felipe Gonzales, Sosyalist Enternasyonel
konusundaki kurallar ı TBMM bekler. Yürüt-
için haz ı rlad ı g ı "Küresel ilerleme Komisyo- kestirilemeyen
menin bu alandaki görevi bu kurallar ı yasa-
man ı n belirledi ğ i kurallara göre uygulamakt ı r.
nu" Raporunda kendini tekrarlama pahas ı na (ancak son dört
a
Ancak, 1985 Mali Y ı l ı Bütçesindeki 4.md
bir "fikri" ı srarla vurguluyor.
yı lda dönem
"Neler olduğ unu anlamaya ve bir an du-
ile yap ı lan dolayl ı düzenlemenin ba ş latt ığı dönem
rup nereden gelip nereye gittiğimizi anlama-
yetki devri, geçen 16 y ı ll ı k süre içinde bütçe
cy
ba ş lang ı ç ödeneklerinin harcama tavanlar ı -
ya çalışıyorum. Benim ara ştırmam, tarihsel ya şanan)
bir varlık olarak insano ğ lunun yap ısın ın ça-
n ı n yürütme taraf ı ndan belirlenmesi sonucu- geli ş me
ğın değişimi ile birlikte tahrip olmas ı üzeri-
nu yaratm ışt ı r,
■-• nedir. Bu durum tarih boyunca ba şka zaman- açısı ndan da
1998 y ı l ı bütçe kanununda bu yetkinin s ı -
larda da ortaya ç ıkm ış tır ancak adaptasyon büyük önem
n ı rlanmas ı yoluna gidilmi ş ancak TBMM bu
sürecinin daha az sanc ılı olmasın ı sağlayan
yetkisini bütünün geri almam ışt ı r.
yeterli bir DURAKSAMA buna e şlik etmiştir"
taşıyor.
pe

Son iki y ı lda Konsolide Kamu Kesimi Den-


gesine dönü ş yolundaki süreç içinde, 1983 son-
"Sanayi toplumunun ekonomisindeki —ça-
ras ı nda' yarat ı lm ış olan "çoklu hazine siste- lışma ömür boyunca—süren geleneksel i şler gi-
minden" tek hazineye dönü ş içinde TBMM'rlin derek kaybolurken, enformasyon toplumu
kendi gayretinin olmamas ı bask ı n ı n IMF ve ekonomisi içerisinde yer alan insanların üret-
Dünya Bankas ı 'ndan gelmesi dikkat çekicidir. kenliği akıl almaz boyutlara ula şıyor. Az sayı-
TBMM'nin "Bütçe Hakk ı n ı " yeniden bü- da insan ın istihdam edildiği, işsizlerin ya da bı-
tünüyle geri almas ı , Anayasan ı n getirdi ğ i bir çak sırtında çalışanların giderek arttığı ve top-
zorunluluk oldu ğ u gibi, iktisat politikalar ı n- lumsal alışkanlıkların daha yüzeysel oldu ğu
da son dönem geli ş melerin getirdi ğ i bir zo- bir toplumda dayan ışma daha zordur. Gelir ve
runluluk olarak da ortaya ç ı km ışt ı r. bütçe sistemi aracılığıyla yeniden da ğıtılması- 1 Türkiye 1980 son-
Bütün söylenenlerin aksine kamu harca- na dayalı bir kayna şm ış toplum modelinin sür- rasında fonlar
dürülebilirli ğ' i, bunun ekonomik olarak sürdü- aracılığı ile yeniden
malar ı n ı n ülke ekonomileri içindeki paylar ı
çoklu Hazine
ve önemi, geni ş leyen ve farkl ı la şan kamu hiz- rülemez olduğunu savunan yanlış bir tez te- yapıisı na dönme-
meti anlay ışı içinde, azalmamaktad ı r. Bu den- melinde giderek daha yoğun bir şekilde sor- miştir. Tek
gede önemli olan mali disiplini sa ğ lamak ve gulamyor. Asl ında bu durumun nedeni top- Hazin eden kopu ş,
Hazinenin
artan kamu harcamalar ı n ı n, sa ğ l ı kl ı bir bi- lumsaldır. Yüksek ücretli ve kolayca bir ba ş-
Maliyeden
Mfi=fil=l7

çimde finansman ı n ı sa ğ layarak, kamu aç ı kla- kası na yaptırılamayacak nitelikte işlerde koparılması ve ayn ı
r ı n ı n ekonominin genel dengesinin olumsuz çalışan az sayıda insan, herkesin kendisinin ve sürece denk gelen
bütçe dışı fon yarat-
yönde etkilemeyecek dengede tutmakt ı r ailesinin sa ğlık eğitim ya da ya şlılık sorunlarını
ma ile bu yap ı ilk
(Gürcan. Y, 1999). düşünmeden kendi ba şına çözmesi gerektiği kez ortaya 1980 son-
Gelir ve giderlerin bütçe sistemi arac ı l ığı ile tezini benimsemeye daha yatkın oluyor. ras ı çı km ış tır.
istikrar Program ı Çerçevesinde 2001 Bütçesi
Türkiye'de makro ekonomik dengelerin Türkiye'nin IMF'e vermi ş oldu ğ u taahhüt- Murat Çak*
yeniden tesisine yönelik olarak hükümetin lerin rakamsal tablosunun anlam ı ; ana hedef
IMF'e sundu ğ u niyet mektuplar ı taraf ı ndan enflasyon olmak üzere, reel faizlerin makul
çerçevesi olu şturulan ve 2000 mali y ı l ı bütçe- seviyelere çekilmesi, ekonominin büyüme
si ile de uygulamas ı na geçilen istikrar progra- potansiyeline dinamizm kazand ı rı lmas ı , et-
m ı , üç y ı ll ı k s ı k ı nt ı l ı bir süreci kapsamaktad ı r. kin kaynak da ğı l ı m ı n ı n sa ğ lanmas ı gibi bir
Türk Hükümeti'nin IMF'e sundu ğ u niyet tak ı m amaçlara ula şabilmek için tüm ekono-
mektubuna göre istikrar program ı dahilinde mik aktörlerin seferber edilmesidir.
yap ı laca ğı söylenenler; IMF ile yap ı lan ve rakamsal hedefleri ve-
- Merkez Bankas ı taraf ı ndan aç ı klanan pa- rilen program, ilk uygulamas ı n ı 2000 mali y ı -
ra ve kur politikalar ı na s ı k ı s ı k ı ya uyulmas ı , l ı bütçesi ile gerçekle ştirebilmi ş ve üç y ı ll ı k bir
- Kamu harcamalar ı n ı n k ı s ı lmas ı , istikrar program ı n ı n ilk ad ı m ı olan 2000 mali
- Özelle ştirmeye h ı z verilmesi, y ı l ı bütçesinde bu amaca yönelik olarak tüke-
- Kamu mali kesiminde; tar ı m, sosyal gü- tici fiyatlar ı ndaki y ı ll ı k art ışı n yüzde 25, top-
venlik, şeffafl ı k, vergi politikalar ı ve bankac ı l ı k tan eşya fiyatlar ı ndaki art ışı n yüzde 20 sevi-
gibi alanlarda yap ı sal reformlara gidilmesi yesine indirilmesi, üretimde bir art ış meyda- 2000 mali y ı l ı
ş eklinde özetlenebilir.' Yukar ı da çerçeve- na getirilerek ekonomide yüzde 5,5 oran ı nda bütçesi ile
si verilmeye çal ışı lan bu stand-by program ı bir büyümenin sa ğ lanmas ı , kamu borç stoku- uygulamas ı na
esnas ı nda IMF'in Türkiye'ye deprem yard ı - nun GSMH'ye oran ı n ı n sabitlenmesi ve kon-
geçilen istikrar
m ı yla birlikte toplam 4,5 milyar dolarl ı k bir solide bütçede faiz hariç fazlan ı n GSMH'ye
a
mali destekte bulunaca ğı bildirilmi ştir. oran ı n ı n yüzde 5,6'ya yükseltilmesi hedef program ı ,
üç y ı llı k
s ı k ı nt ı l ı
cy
Tablo 1: Türkiye'nin Stand-by Çerçevesindeki Üç Y ı ll ı k Hedefleri
bir süreci
2000 2001 . 2002
1,5 1
kapsamaktad ı r.
IMF Kredisi (milyar $) 1,5
Reel Ekonomi
Reel GSMH Büyüme (%) 5,6 5,2 5,8
pe

Yurt içi Talep 6,5 5 5,5


Tüfe Y ı l Sonu (%) 25 12 7
Tefe Y ı l Sonu (%) 20 10 5
G. S. Milli Tasarruflar (GSMH'nin %) 20,4 19,5 19,5
G. S. Yurt Içi Yat ı r ı mlar (GSMH'nin %) 24,4 23,3 23,2
Tasarruf-Yat ı r ı m Dengesi (GSMH'nin %) -4 -3,8 -3,7
Kamu Finansman ı
Bütçe Dengesi (GSMH'nin %) -12,6 -6 -2,2
Temel Denge (GSMH'nin %) 3,9 5,3 5,6
Hükümet Borçlar ı (GSMH'nin %) 60,1 58,8 57
Konsolide Kamu Sektörü
Temel Denge (GSMH'nin %) 2,2 3,7 3,7 "Niyet Mektubu",
Konsolide Kamu Borçlar ı (GSMH'nin %) 57,9 56,6 54,6 www.tcmb.gov.trlye
nilniyetmektubu.ht
Para ve Kredi
ml, 28/09/2000
95=1=1:13=1=

M'YR Y ı l Sonu (%) 41,1 28,9 22


Özel Sektörde Kredi Notu 38 28,9 22
Ödemeler Dengesi
* Araştırma
D ış Ticaret Dengesi (GSMH'nin %) -7,1 -7,2 -7
Görevlisi, Istanbul
Cari i ş lemler Dengesi (GSMH'nin %) -1,8 -1,6 -1,5 Üniversitesi, Iktisat
Kaynak: IMF, IMF Approves US$4 Billion Stand-by December 1999 Fakültesi, Maliye
Bölümü
al ı nm ışt ı r.' Para politikalar ı da buna göre be- ları ndaki y ı ll ı k art ış oran ı yüzde 43,9, dokuz
lirlenmi ş, Merkez Bankas ı döviz giri ş i olma- ayl ı k kümülatif art ış oran ı ise geçen y ı l ı n ara-
dan para arz ı n ı artt ı rmay ı esas alm ış; (1 dolar l ı k ay ı na göre yüzde 23,7 olarak gerçekle ş mi ş-
+ 0,77 Euro)'dan olu şan döviz sepetinin gün- tir. Tüketici fiyatlar ı nda ise bu oranlar s ı ras ı yla
lük de ğ erlerini önceden duyurmu ştur. Türk yüzde 49 ve yüzde 26,9 olmu ştur. Enflasyon
Hükümeti'nin bu programa s ı k ı s ı k ı ya ba ğ l ı oran ı n ı n öngörülenden daha yava ş düş mesi-
kald ığı ise gerek 2000 ve gerekse 2001 mali nin belirli nedenleri mevcuttur. Bu nedenlerin
yı l ı bütçe gerekçelerinde aç ı kça görülmekte- en başı nda, faiz oranlar ı nda ya şanan dü ş ü ş
dir. 2000 mali y ı l ı bütçesinin 9 ayl ı k uygulama neticesinde iç talebin canlanmas ı gelmektedir.
sonuçlar ı Maliye Bakanl ığı taraf ı ndan ilan Reel faizlerdeki ani dü ş üş paran ı n reel maliye-
edilmi ştir. Bu uygulama sonuçlar ı n ı n k ı sa bir tini çok a şa ğı lara çekmi ştir. Bu durumda enf-
değ erlendirmesi bize istikrar program ı n ı n ilk lasyon hedefi biraz sapt ığı nda borçlanan ı n
halkas ı hakk ı nda genel bir kan ı verecektir. karl ı ç ı kaca ğı bir ortam olu ş ur. Özellikle daya-
Bütçe giderleri 2000 y ı l ı n ı n eylül ay ı itiba- n ı kl ı tüketim mallar ı nda gerçekleşen talep ar-
riyle bir önceki y ı l ı n ayn ı dönemine k ı yasla t ışı n ı n bu sebepten kaynakland ığı kan ı s ı n ı ta-
yüzde 76,8 artarak 35 katrilyon lira olarak ger- şı maktay ı m. Bunun da ötesinde y ı llardan beri
çekleş mi ştir. Bu giderler içinde en fazla pay ı s ı - yüksek reel faiz sayesinde servetlerinde art ış
ras ı yla transfer, faizler, personel, di ğ er cari ve olu şturanlar ı n dü ş ük reel faiz döneminde ser-
yat ı r ı m harcamalar ı olu şturmu ştur. Bütçenin 9 vetlerinin bir k ı sm ı n ı harcamalar ı da enflasyon
Hedeflerdeki
ayl ı k uygulama k ı sm ı n ı n gelirler bölümüne rakamlar ı n ı n istenilen seviyelere gerilememe- en büyük
bakt ığı m ı zda ise gelirlerin 24 katrilyon 967 sinde etkendir. Bunlara ilaveten hükümetin sapma
trilyon lira, ayn ı dönemdeki vergi gelirlerinin 5,5 gibi yüksek bir rakam olarak hedefledi ğ i
enflasyon ve
ise 19 katrilyon 903 trilyon lira olarak gerçek- büyüme oran ı n ı tutturabilmek için gayret et-
leşti ğ i görülmü ştür. 3 Vergi gelirleri incelendi-
a
mesi enflasyon sonuçlar ı üzerinde olumsuz et- d ış ticaret aç ığı
ğ inde gelir ve kurumlar vergisinde bir önceki kide bulunmu ştur. Art ı k hükümet yüksek rakamlarında
y ı la oranla bir dü ş me, katma de ğ er vergisinde oranl ı bir büyüme ile dü ş ük oranl ı enflasyon
görülmektedir.
cy
ise bir yükselme e ğ ilimine rastlanmaktad ı r. Bu aras ı nda bir tercih yapmal ı d ı r. E ğ er öncelik
sonucun olu ş mas ı nda, katma değ er vergisinde enflasyonu dü ş ürmeye verilmezse uygulanan
yap ı lan iki puanl ı k art ışı n yan ı s ı ra gelir vergi- döviz kuru politikas ı nedeniyle, kar şı la şı lacak
sinde hayat standard ı esas ı n ı n ve götürü vergi- maliyet çok daha a ğı r olacakt ı r. Ş ayet enflas-
lemenin kald ı rı lm ış olmas ı , gelir vergisi tarife- yon kur art ış lar ı seviyesine getirilmezse büyü-
sinde yap ı lan indirim, devlet tahvili ve hazine yen ekonominin bir daralma içine girmesi
pe

bonosu faiz gelirlerinden stopaj ı n kald ı r ı lmas ı , muhtemel olacak, dolay ı s ı yla tüm parasal
kurumlar vergisine tabi kazançlardan kurum- dengeler alt üst olacakt ı r. Kur sabitken enflas-
lar vergisi dü ş üldükten sonra sadece kar da ğı - yon yükselince Türk Liras ı reel anlamda de ğ er
t ı m ı yap ı ld ığı nda gelir vergisi stopaj ı yap ı l- kazanaca ğı ndan ithalat artar, h ı zl ı büyüme ve
makta olmas ı n ı n (önceki y ı llarda da ğı t ı m ol- canl ı iç talep ithalat ı daha da körükler.
sun ya da olmas ı n stopaj yap ı l ı rd ı ) etkili oldu- Enflasyonun beklenenden daha yava ş ge-
ğ unu söyleyebiliriz. Ayr ı ca deprem nedeniyle rilemesinin bir ba ş ka nedeni de bankalardaki
4481 say ı l ı kanunda belirtilen ek vergilerden bireysel tüketici kredilerinin faizlerinin de ol-
elde edilen has ı lat ı n oldukça iyi olmas ı toplam dukça dü ş mesidir. Geçen y ı l sonunda yakla şı k
vergi gelirlerinin bir önceki y ı la oranla yüzde bir katrilyon olan tüketici kredileri 2000'in ilk
99,4 oran ı nda artmas ı na neden olmu ştur. Ver- alt ı ayı nda 3 katrilyona ç ı km ışt ı r.' Bu durum
gi gelirlerinin ek vergiler vas ıtas ı yla desteklen- talep geni ş lemesine neden olmu ştur.
mesi sayesinde eylül ay ı itibariyle bütçe den- 2000 y ı l ı n ı n ilk yedi ayl ı k döneminde d ış
gesi 10 katrilyon TL (-10.034.254 katrilyon TL) ticaret aç ığı bir önceki y ı la oranla yüzde 2 TC. 2000 Mali Yılı
nirra:=112731=1 ,'

civar ı nda gerçekle ş mi ştir. Bu sayede y ı l sonu 100,5 artarak 14 milyar dolar olurken, ihraca- Bütçe Gerekçesi",
Ankara, Ekim 1999
hedefi olan 14 katrilyonun (-14.383 katrilyon t ı n ithalat ı karşı lama oran ı yüzde 53'lere dü ş-
TL) tutturulaca ğı anla şı lmaktad ı r. mü ştür. Bu durumun olu ş mas ı nda izlenen fa- 3 "wvwv.bumko.
Hedeflerdeki en büyük sapma enflasyon iz politikas ı n ı n rolü büyüktür. Bütçe aç ığı n ı n gov.tr ", 20/11/2000
ve d ış ticaret aç ığı rakamlar ı nda görülmekte- kapat ı lmas ı için faizler dü ş ürüldükçe mevcut 4 "www.tbb.org.tr ",
dir. 2000 y ı l ı n ı n eylül ay ı nda toptan eşya fiyat- tasarruflar tüketime kaymaktad ı r ve uygula- 20/11/2000


=II
nan kur politikas ı neticesinde Türk Liras ı n ı n tir. Ayr ı ca bu istikrar program ı n ı n ba ş ar ı ile
de ğ er kazanmas ı artan tüketimi ithal malla- yürütülmesi önemli ölçüde d ışar ı dan yap ı lan
ra kayd ı rmakta, bu da d ış ticaret aç ığı n ı n bü- borçlanmaya ba ğ l ı oldu ğ undan yak ı n gele-
yümesine neden olmaktad ı r. Yine, uluslarara- cekte Türkiye'nin d ış borç sto ğ unda önemli
s ı petrol fiyatlar ı ndaki art ış, belli mallarda art ış lar kaydedilecektir.
stoklama e ğ ilimi, faizlerdeki dü ş ü ş e ko ş ut Hedeflerdeki bu sapmalar ı n yan ı s ı ra faiz-
olarak iç talepteki canl ı l ı k ve tüketici finans- lerin beklenenin alt ı na dü ş ürülmesi, büyüme
man olanaklar ı n ı n göreli kolayl ığı , ithalat hedefinin yakalanm ış olmas ı , faiz d ışı fazla he-
üzerinde artt ı r ı c ı bir rol oynam ışt ı r. define ula şı lmas ı (eylül ay ı itibariyle 7 katrilyon
İ lk yedi ayl ı k uygulama sonuçlar ı ndan bir 553 trilyon TL) uygulanan istikrar program ı n ı n
di ğ eri de cari i ş lemler dengesinin 5,9 milyar ba şar ı l ı kabul edilebilecek taraflar ı d ı r. Fakat
dolar aç ı k vermesidir. Bununla ilgili olarak öncelikli ve hayati öneme sahip (enflasyon, ca-
IMF'in ş ubat ay ı nda yapt ığı aç ı klamaya göre, ri aç ı k v.s.) baz ı hedeflerden yüzde 40-45'lere
Türkiye'nin sürdürülebilir cari i ş lemler aç ığı - varan ölçülerde sap ı lmas ı saptanan hedeflerin
n ı n ancak büyüme oran ı n ı n yüzde 8 olmas ı revizyon ihtiyac ı n ı gündeme getirmektedir.
durumunda y ı lda en fazla 6 milyar dolara 9- Ekonomik hayat ı n öngörülen enflasyon oran ı -
kabilece ğ idir. Türkiye'nin mevcut cari i ş lemler na endekslendi ğ i bir ekonomide söz konusu
aç ığı IMF'e vermi ş oldu ğ u taahhütlerin çok hedeften en ufak bir sapma halk ı n çok büyük
Hem aç ı k veren
ötesinde gerçekle ş meye devam etmektedir. bir oran ı n ı (özellikle sabit gelirlileri) olumsuz hem yüksek
2000 y ı l ı bütçesinin ilk dokuz ayl ı k uygu- etkileyecektir. Belirlenen hedeflere gecikmeli oranl ı bir
lama sonucuna göre iç borç stoku, 1999 y ı l ı olarak ula şı lmas ı , gelirlerine öngörülen enflas-
şekilde
sonuna göre yüzde 37,1 oran ı nda artarak yon oran ı nda zam yap ı lan bir çok kesimin za-
31,4 katrilyon seviyesine ula ş m ışt ı r. Ayn ı dö- ten reel anlamda hiçbir art ış yap ı lmayan gelir- büyüyen bir
nemde kamu ve özel sektör d ış borç tutar ı ise
a lerini enflasyon karşı s ı nda eritecektir. Yani, ekonomide
106 milyar dolar olmu ştur. Bu görüntüye ba- halk ı n büyük bir kesimini ilgilendiren bu gibi enflasyonist
k ı larak Türkiye'nin 2000 y ı l ı nda net d ış borç- ekonomik kararlar ı al ı rken ihtiyari olmaktan
cy
lan ı c ı konumuna geldi ğ i söylenebilir. uzak, daha detayl ı ve Türk ekonomisinin ger-
bask ı ları n
Hem aç ı k veren hem yüksek oranl ı bir ş e- çeklerini yans ıtan hesaplamalara gidilmelidir. olu ş mas ı
kilde büyüyen bir ekonomide enflasyonist Hedeflerdeki revizyon ihtiyac ı y ı l sonu yakla ş- kaç ı n ı lmaz
bask ı lar ı n olu ş mas ı kaç ı n ı lmaz oldu ğ undan t ı kça baz ı ekonomi bürokratlar ı taraf ı ndan da-
oldu ğ undan
istikrar program ı n ı n yürütülmesi güçle ş ecek- ha fazla dile getirilmesine ra ğ men, yürütülen
istikrar
pe

program ı n ı n
Tablo 2:

Temel Ekonomik Göstergeler Bütçe Ödenekleri


yürütülmesi
2001* Trilyon TL 2000 2001 güçle şecektir.
Giderler 46.713 48.360
GSMH Büyümesi 4,5 Faiz Hariç Giderler 25.580 31.680
GSMH (Cari Fiyatlarla, Tril. TL) 153,405 Personel 9.900 12.000
GSMH Deflatörü (%) 18 D. Cari 3.840 4.770
TEFE Yı l Sonu (%) 10 Yat ı r ı m 2.352 3.500
TÜFE Y ı l Sonu (%) 12 Transfer 30.621 28.090
Dolar Kuru (Y ı ll ı k Ort.) 714,000 Faiz 21.133 16.680
ihracat (Milyar $) 31 S. Güvenlik 3.568 4.335
ithalat (Milyar $) 54 D. Transfer 5.920 7.075
Ihracat-Ithalat -23,5 Gelirler 32.585 43.127
nirnrITIMEN:=FCZ.

Cari I ş lemler Dengesi/GSMH (%) -3,1 Vergi Gelirleri 24.000 31.177


Vergi D ışı Normal Gel 5.620 8.022
Di ğer Gelirler 2.965 3.328
Bütçe Aç ığı -14.128 -5.233
Faiz Hariç Fazla 7.005 11.447
* Hedef, Kaynak: 2001 Mali Y ı l ı Bütçe Gerekçesi
programa olan güvenin sars ı laca ğı dü ş üncesiy- gelir kalemlerinin oldukça ş i ş irildi ğ i göze
le hareket edilerek revizyona gidilmemesi, ak- çarpmaktad ı r. Fakat bu gelirlerin nas ı l elde
la ya hedeflere ili ş kin hesaplamalar ı n yanl ış ya- edilece ğ ine dair doyurucu aç ı klamalar mev-
p ı ld ığı n ı ya da kamuoyuna -halk ı n iyili ğ i cut de ğ ildir. Yani bütçenin gelir k ı sm ı belir-
için(!)- yalan söylendi ğ i fikirlerini getirmekte- sizlikler ta şı maktad ı r. 2000 y ı l ı nda deprem
dir. Hedeflerin, "ben belirledim oldu" mant ığı nedeniyle ç ı kar ı lan geçici vergilerin her ne
içerisinde geli ş mesinin olu şturdu ğ u faturay ı kadar haz ı rlanan bütçe program ı nda yer ve-

_
Türk halk ı n ı n ödedi ğ i unutulmamal ı d ı r. rilmese de, 2001'de de devam edece ğ i anla-
Istikrar program ı n ı n ikinci halkas ı ve bir şı lmaktad ı r. Aksi halde GSMH deflatörünün
bak ı ma da hükümetin IMF'e, program ı uygu- yüzde 18, büyüme h ı z ı n ı n yüzde 4,5 olarak
lamadaki kararl ı l ığı n ı gösterecek olan 2001 hedeflendi ğ i bir ekonomide vergi gelirleri-
mali y ı l ı bütçesinde belirlenen temel hedefler nin reel olarak çok büyük art ış rakamlar ı na
ise, enflasyonun y ı l sonu itibariyle TÜFE'de ula ş mas ı gerçekçi görülmemektedir. Nitekim, Bütçenin
yüzde 12, TEFE'de yüzde 10 seviyesine çekil- vergi gelirlerinin geçici vergilere ek olarak
mesi, bütçe aç ığı n ı n GSMH'ye oran ı n ı n yüzde
harcama k ısmi
yeni birtak ı m vergilerin de ihdas edilmesiyle
3,4 seviyesine iç borçlanma ihtiyac ı n ı n en alt ve hayat standard ı esas ı gibi vergi güvenlik için dü şünülen
seviyede tutulmas ı suretiyle faiz oranlar ı n ı n önlemleriyle art ı r ı lmas ı , bütçe program ı nda ödenekler
dü ş ürülmesi, kamu kurumlar ı nda verimlili ğ in olmamas ı na ra ğ men, planlanmaktad ı r. Hü-
oldukça dü ş ük
art ı rı lmas ı ve özelle ştirmenin süratli bir biçim- kümet 1999 y ı l ı nda, gerçekle ş en geliri kavra-
de gerçekle ştirilmesi ş eklinde özetlenebilir.' yamad ığı iddias ı yla dönemin Maliye Bakan ı
öngörüldü ğün-
Tablolardan da izlenebildi ğ i gibi 2001 Zekeriya Temizel zaman ı nda kamuoyuna den bu
mali y ı l ı bütçesinde bütçe aç ığı 5 katrilyon "vergi reformu" diye takdim edilen paket ödeneklerle
233 trilyon lira, faiz d ışı fazla 11 katrilyon 447 kapsam ı nda kald ı r ı lan hayat standard ı esas ı -
trilyon lira olarak belirlenmi ştir. GSMH içinde
a
n ı n yeniden yürürlü ğ e girmesi için
devletin i ş
giderlerin oran ı yüzde 31,5, gelirlerin oran ı 22/11/2000 tarihinde meclise önerge vermi ş- görmesi, kamu
ise yüzde 28,1'dir. Faiz d ışı bütçe fazlas ı n ı n tir.° Altyap ı haz ı rl ı klar ı hemen hemen ta- hizmeti vermesi
cy
83
GSMH'ye oran ı yüzde 7,5, faiz ödemelerinin mamlanan yasa tasar ı s ı na göre birinci, ikinci
mümkün
GSMH'ye oran ı ise yüzde 11 olarak öngörül- s ı n ı f tüccarlarla serbest meslek erbab ı ve ba-
mü ştür. Faiz ödemelerinin harcamalar içinde- sit usule tabi esnaf, belirlenen temel göster-
olamayacak ve
ki pay ı yüzde 34 olarak dü ş ünülmü ştür. 2001 geler ile ilave göstergelere göre hesaplanan mevcut kamu
y ı l ı bütçesinde vergi gelirlerinin yüzde 52'si- gelir üzerinden vergilendirilecektir. Söz ko- hizmetlerinin
nin faiz ödemelerine gitmesi planlanm ışt ı r. nusu mükellefler o y ı l zarar etseler dahi ver-
kalitesi de
pe

Bu genel görüntü çerçevesinde 2001 mali gilendirme, göstergelerde belirtilen asgari


y ı l ı bütçesinin ödenekleri daralt ı lm ış, buna tutarlar matrah kabul edilerek gerçekle ştiri- dü şecektir.
karşı l ı k gelirleri art ı r ı lm ış bir bütçe görünü- lecektir. Temel göstergelerin büyük ş ehirler
münde oldu ğ u söylenebilir. Bu durum, 2001 için yüzde 25 zaml ı , kalk ı nmada öncelikli yö-
bütçesinde bütçe aç ığı n ı n da küçülmesine se- relerde yüzde 50 indirimli olarak uygulanma-
bep olmu ştur. Bütçenin bu ş ekilde tertip edil- s ı öngörülmektedir. Bu uygulama ile 400 tril-
mesinin nedeni, ş üphesiz enflasyonla müca- yon liral ı k gelir hedeflenmektedir.
delenin daha etkin bir biçimde gerçekle ştiri- 2001 mali y ı l ı bütçesinde deprem nede-
leceğ i dü ş üncesidir. Fakat bütçenin esasen niyle ç ı kar ı lan vergiler içerisinde has ı lat ı en
enflasyon yaratma etkisi, hacminden ziyade yüksek olan faiz vergisinin, faizler dü ştü ğ ü
finansman biçimine ba ğ l ı d ı r. Bütçenin harca- için has ı lat ı n ı n azalaca ğı ve ekonomik büyü-
ma k ı sm ı için dü şünülen ödenekler oldukça menin beklenenin alt ı nda gerçekleş mesi du-
dü ş ük öngörüldü ğ ünden bu ödeneklerle dev- rumlar ı nda vergi gelirlerindeki has ı lat ı n dü-
letin i ş görmesi, kamu hizmeti vermesi müm- ş ebilece ğ i göz ard ı edilmi ştir. Ayr ı ca, 2001 yı -
kün olamayacak ve mevcut kamu hizmetleri- l ı nda kamu kesiminde çal ış an ücretli kesimin 5 "TC. 2001 Mali Yılı
Bütçe Gerekçesi",
nin kalitesi de dü ş ecektir. Bütçe aç ığı ndaki öngörülen enflasyon oran ı nda maa ş zamm ı
Ankara, Ekim 2000
düzelmenin temel sebebi ise, 2000 y ı l ı nda ya- alaca ğı ve özel sektörün de buna uyaca ğı dü-
p ı lan dü ş ük faizli borçlanmalar ı n 2001 y ı l ı n- ş ünülürse, reel gelirdeki dü ş ü ş ün geçici ol- 6 " Vergide Keskin
Dönüş ",
daki faiz harcamalar ı n ı düş ürmesidir. mad ığı ve en az bir y ı l daha devam edece ğ i www.yenibinyil.co
Bütçenin gelirler k ı sm ı na bakt ığı m ı zda bu kesimler taraf ı ndan fark edildi ğ inden tü- m.tr, 23/11/2000
ketim standartlar ı k ı s ı lacak ve talep darala- çirilmeli ve revize edilmelidir. Hükümetin ön-
cakt ı r. Talebin daralmas ı arzulanan ölçüde görülen enflasyon oran ı n ı dikkate alarak ka-
büyümeyi zorla şt ı racakt ı r. Yine 2000 y ı l ı nda mu kesiminde görev yapan binlerce ki ş iye zam
al ı nan kredilerin taksitlerinin devam etmesi yapmas ı ve özel sektörün de buna uymas ı n ı is-
ve tüketicilerin yeni taksit yükü alt ı na girmek temesi yanl ış bir uygulamad ı r. Öncelikle kamu
istememeleri de talep geni ş lemesini ve dola- kesimindeki ücretler zaten ba şlang ı çta yeter-
y ı s ı yla büyümeyi etkileyecektir. sizdir. Ayr ıca hükümetin öngördü ğ ü enflasyon,
2001 y ı l ı nda hükümetin önemli gelir ka- toplumun fiilen ya şad ığı enflasyonu, yani te-
lemlerinden biri olan vergi d ışı gelirlerde yakla- mel ihtiyaçlar ı gideren malzemelerdeki fiyat
şı k yüzde 51 oran ı nda art ış öngörülmesi, hükü- artış lar ı n ı yans ıtmamaktad ı r. Bunlara ek olarak
metin y ı l içerisinde özelleştirme giri ş imlerine bir de öngörülen enflasyon oranlar ı nda mey-
a ğı rl ı k verece ğ i anlam ı n ı ta şı maktad ı r. Vergi d ı - dana gelen ciddi sapmalar, bu tür istikrar prog-
şı gelirlerde hedeflenen bu art ış oran ı , 2000 y ı - ramlar ı nda bütün yükü çeken dar gelirli kesi-
2001 yı l ı nda
l ı na oranla yüzde 75 fazlad ı r. 2000 y ı l ı nda 7,6 min dikkate al ı nmad ığı anlam ı n ı ta şı maktad ı r. hükümetin
milyar dolar olarak hedeflenen özelle ştirme Verginin tabana yay ı lmas ı , vergi idaresinin önemli gelir
gelirlerinin, üçüncü GSM lisans sat ışı da onay- modernizasyonu gibi gelir art ı rı c ı yap ı sal ön-
land ı ktan sonra 3,1 milyar dolar olarak gerçek-
kalemlerinden
lemlerin al ı nmad ığı ; mal ve hizmet üretiminde
leş mesi, 2001 y ı l ı ndaki hedefin pek de gerçekçi miktar ve verimlilik art ışı n ı sa ğ layacak tedbir- biri olan vergi
olmad ığı n ı ortaya koymaktad ı r.' Gerçi hükü- lerin bulunmad ığı 2001 mali y ı l ı bütçe gerekçe- d ışı gelirlerde
metin Vak ı fbank, Emlakbank ve Halk Banka- sinin bu haliyle Türkiye'nin asli sorunlar ı na ça-
yaklaşı k yüzde
s ı 'n ı n özelleştirilmelerine ili ş kin ciddi giri ş imle- re olmaktan uzak bir görünümde oldu ğ u söy-
ri bulunmaktad ı r. Fakat 1985 y ı l ı ndan 2000 y ı l ı- lenebilir. Ayr ı ca 2001 y ı l ı bütçesinin ş imdiye ka-
51 oran ında
n ı n temmuz ay ı na kadar yap ı lm ış olan özelle ş- dar haz ı rlanan bütçeler aras ı nda sosyal yönü art ış
tirme uygulamalar ı sonucunda elde edilen ge-
a en zay ı f bütçe oldu ğ u da tart ış mas ı z ortadad ı r. öngörülmesi,
lirin 9,5 milyar dolar ve ayn ı uygulamalar sonu- Bütçe bu yönüyle hem ekonomideki verimsiz
hükümetin y ı l
cunda harcanan miktar ı n 8,8 milyar dolar (elde alanlar ı geni ş letmekte, hem de istikrar progra-
cy
edilen gelirlerin yakla şı k yüzde 97'si özelle ştir- m ı çerçevesinde toplumda olu şturulan yükün içerisinde
me kapsam ı ndaki kurulu şlara kredi biçiminde da ğı l ı m ı n ı adil bir şekilde gerçekle ştirememek- özelleştirme
borç verilerek veya sosyal yard ı m zamm ı öde- tedir. Neticede, ba ş ar ı l ı bir şekilde yürütülebil-
giri şimlerine
melerinde ya da erken emeklilik primi ödeme- mesi için, toplumun geni ş kesimlerinden des-
lerinde kullan ı lm ışt ı r) oldu ğ u dü ş ünülürse tek almas ı gereken bir bütçenin, bu kesimleri
ağı rl ı k verece ğ i
özelleştirmenin bütçeye katk ı s ı n ı n ne denli dü- bask ı lamas ıyla al ı nan birtak ı m sonuçlar kesin- anlam ı nı
pe

ş ük oldu ğ u anlaşı lmaktad ı r.' likle yan ı lt ı cı olacak ve belirlenen hedeflerde ta şı maktad ır.
2000 y ı l ı nda en çok zorluklar ya ş anan revizyon ihtiyac ı , 2001 mali y ı l ı bütçesinin uy-
enflasyon ve cari aç ı k hedefinin 2001 y ı l ı büt- gulanmas ı na ili ş kin sonuçları n al ı nmaya baş-
çesinde tamam ı yla abart ı ld ığı daha ilk bak ış- lanmas ı ile birlikte tekrar hissedilecektir.
ta görülmektedir. 2000 y ı l ı ndaki hedeflenen
cari i ş lemler aç ığı n ı n, yedi ayl ı k uygulama so- KAYNAKLAR:
nucunda hedeflenen rakamdan üç kat fazla - Niyet Mektubu, www.tcmb.gov.tr/yeni/niyet-
gerçekle ş mesi ve 2001 bütçesindeki cari i ş- mektubu.html, 28/09/2000
lemler, enflasyon ve büyüme hedefleri ara- - Özelle ştirme Uygulamalar ı , www.oib.gov.tr,
s ı ndaki uyumsuzluk dikkate al ı nd ığı nda, bu 23/11/2000
alandaki öngörülen gerçekleri yans ı tmad ığı - T.C. Maliye Bakanl ığı 2000 Mali Y ı l ı Bütçe Ge-
rahatl ı kla söylenebilir. rekçesi, Ankara, Ekim, 1999
2001 y ı l ı nda y ı l sonu itibariyle TÜFE'nin - T.C. Maliye Bakanl ığı 2001 Mali Y ı l ı Bütçe
7 "TC. Maliye
yüzde 12 ve TEFE'nin yüzde 10 olarak gerçek- Gerekçesi, Ankara, Ekim, 2000 Bakanlığı 2000 Yı lı
I MM I=

leşeceğ i yönündeki tahmin ise, 2000 y ı l ı hedef- - T.C. Maliye Bakanl ığı 2000 Y ı l ı Y ı ll ı k Yıllık Ekonomik
Rapor", Ankara,
lerine 2001 y ı l ı n ı n ancak mart ya da nisan ayla- Ekonomik Rapor, Ankara, Ekim, 2000
Ekim 2000
r ı nda ula şı labilece ğ i gerçeğ i göz önüne al ı na- - www.bumko.gov.tr, 20/11/2000
rak değ erlendirilmelidir. Özellikle hükümetin - www.tbb.org.tr, 20/11/2000 8 "özelleştirme
Uygulamaları ",
bu alandaki hedefi toplumun geni ş kesimlerini - Vergide Keskin Dönü ş , www.yenibin- www. oilı go v. tr,
ilgilendirdi ğ inden mutlaka tekrar gözden ge- yil.com.tr, 23/11/2000 23/11/2000
iktisat Dünyas ı ve Nobel: 1972
Kenneth Arrow Temel Yap ıtlar ı Metin
Arrow 1921'de do ğ du. Önce matematik • 1951. Social Choice and Individual Valu- Sarfati*
ö ğ renimi gördü. Ard ı ndan Columbia Üniversi- es, New York Wiley; trad. fr . 1974, Choix col-
tesi'nde doktora yapt ı . Chicago, Stanford ve lectif et preferences individuelles, Paris, Cal-
Harward Üniversitelerinde ders verdi.1962'de mann-Levy.
ABD ba ş kan ı n ı n dan ışmanlar konseyinde gö- • 1951 "An Extension of the Basic The-
rev yaptı . Hicks ile beraber genel denge teori- orems of Classical Welfare Economics", in J.
sine ve refah teorisine yapt ığı katk ı dan dolay ı Neyman (dir.), Proceedings of the Second Ber-
Nobel ödülünü ald ı lar. keley Symposium of Mathematical Statistics
Fakat Arrow'un ilk katk ı s ı doktora tezinde and Probability, Berkeley, University of Cali-
üzerinde çal ışt ığı 'sosyal tercihler analizi'dir. Ge- fornia Press, 507-32.
rard Debreu ile yaptı kları çal ışma ve 1954'de ya- • 1954. Avec Gerard Debreu "Existence of
yı mlad ı klar ı makalenin ça ğ daş mikro ekonomik an Equilibrium for a Competitive Economy",
teoriye önemli bir katk ı sı olmu ştur. Modern ma- Econometrica, vol.22, 265-90.
tematiksel teknikler kullan ı lm ışt ı r. Tüketici ve • 1958. Avec L. Hurwicz et H. Uzawa, Stu-
üretici teorisinin ba ş lang ı ç noktas ı olmu ştur. dies in Linear and Non-Linear Programming, Arrow
Üzerinde çal ışı lan model ça ğ da ş neo klasik te- Stanford University Press. ça ğ da ş iktisat
orinin temelini olu şturmu ştur. • 1962. "The Economic Implications of Le-
teorisine
Arrow ile Debreu, firman ı n ve tüketicinin arning by Doin", Review of Economic Studies,
matemati ğ i
tezlerden (tam rekabet, ekonomik ajanlar ı n
a
rasyonalitesine ili ş kin k ı s ı tl ı say ı da, kimi hipo- vol.29, 155-73.
• 1970. Avec M. Kurz, Public Investment, en çok
tercihi, üretim faktörü gibi) hareket ederek the Rate of Return and Optimal Fiscal Policy,
sokanlardan
"genel bir denge" halinin varl ığı n ı ispat eder- Baltimore, Johns Hopkins University Press.
cy
ler. Walras bilindi ğ i gibi bilinmeyen say ı s ı na • 1971. Essays in the Theory of Risk-Be-
biri olmas ı na KIME
eş it denklem say ı s ı oldu ğ undan emin olma- aring, Chicago, Markham. ra ğ men
- n ı n, genel dengenin varl ığı n ı önermek için ye- • 1974. The Limits of Organization, New matemati ğ in
terli oldu ğ u dü ş ünmü ştür. York, W. W. Norton; trad. fr. 1976, Les Limites
iktisadi
Arrow ile Debreu'nun bu çal ış malar ı ça ğ - de l'Organisation, Paris, Puf.
da ş iktisat teorisinde yerini alm ışt ı r. Arrow di- • 1977. Avec L. Hurwicz, Studies in Resour- dü ş üncenin
pe

ğ er yandan her genel dengenin bir Pareto- ce Allocation Processes, Cambridge, Angleter- yerine
optimal durumu oldu ğ unu ve tersine her Pa- re, Cambridge University Press.
ggemeyeceğ ini
reto-optimal'in bir genel denge oldu ğ unu is- • 1985. Collected Papers of Kenneth J. Ar-
pat etmi ştir. row, yol. 5, Production and Capital; yol. 6,
belirtmi ştir.
Arrow bunun d ışı nda genel denge teorisi- Applied Economics, Cambridge, Massachu-
ne belirsizli ğ i ilk yerle ştirmeye çal ışand ı r. Me- setts, Harvard University Press.
todoloji, üretim teorisi, büyüme teorisi ve ikti- • 1992. "I Know a Hawk from a Hand-
sat politikas ı na katk ı ları büyük olmu ştur. saw", in Szenberg 1992. 42-50.
Arrow ça ğ da ş iktisat teorisine matemati ğ i
en çok sokanlardan biri olmas ı na ra ğ men ma- John R. Hicks
temati ğ in iktisadi dü şüncenin yerine geçeme- Hicks İ ngiltere'de do ğ du. Oxford'da ö ğ re-
yece ğ ini belirtmi ştir. nimini tamamlad ı ktan sonra London School
Tarihsel sürecin, zaman ı n, ülkelerin yap ı - of Economics'de, Manchester'da ve Oxford'da
sal özelliklerinin ve iktisadi şartlar ı n farkl ı l ı k- ders verdi. Hicks 20. yüzy ı l ı n en etkin iktisat-
8
ları n ı n önemine dikkati çekmi ştir. Ba ş ka ikti- ç ı lar ı ndan biridir. Katk ı lar ı n ı n büyük bir ço-
satç ı lar gibi o da soyut ve s ı n ı rl ı niteli ğ inden ğ unlu ğ u ba şka meslekta ş lar ı n ı n yaz ı lar ı nda ve
dolay ı genel dengeyi eleştirmi ştir. özellikle de ders kitaplar ı nda yer al ı r. Hicks te-
Arrow ayr ı ca Condorcet'n ı n paradoksunu mel katk ı lar ı n] mikro ekonomiye oldu ğ u ka-
* Dr., Marmara 0
imkans ı zl ı k teoremi ismi alt ı nda genelle ştir- dar "de ğ er teorisi" veya "para teorisi" olarak
Üniversitesi,
mi ştir. adland ı rd ığı makro ekonomiye yapm ışt ı r. oiğ r.G.V
1975'te Hicks, amca ve ye ğ en olarak iki Temel Yap ıtları
Hicks'in varl ığı ndan söz eder. Amca neoklasik • 1932. The Theory Wages, Londres, Mac-
bir teorisyendir. Ye ğ en ise amcan ı n çal ış mala- Millan; 2 ed. 1963.
r ı ndan onur duymamaktad ı r. Fakat Hicks • 1934. "Avec R.G.D. Ailen, A Reconsidera-
gençlik dönemine ait çal ış malar ı hakk ı nda ne tion of the Theory of Value", Economica,
dü ş ünürse dü şünsün Nobel ödülü ona bu ça- vol.1, 52-76 et 196-219.
l ış malar ı ve özellikle "refah teorisi"ne ili ş kin
• 1936. "Mr.Keynes, Theory of Employ-
ara şt ı rmalar ı için verilmi ştir
ment", Economic Journal, vol.46, 238-53.
Hicks mesle ğ in ba şı nda önce Robins ve
• 1937. "Mr.Keynes and the "Classics"; A
Hayek'e daha yak ı nd ı . Yaz ı lar ı nda otuzlu y ı lla-
Suggested Interpretation", Econometrica,
r ı n ba şı nda Hayek ile Keynes'in iktisadi krizle-
vol.5, 147-59; trad.fr.1977, "M.Keynes et les
re yakla şı mlar ı aras ı nda nas ı l bocalad ığı n ı be-
"classiques":proposition d'une interpretati-
lirtir. 1934'de matematikçi Ailenle birlikte
on", in M.Bertoneche et J.Terlie Theori-
"de ğ er teorisinin" ş u anda mikro ekonomi
es macroeconomiques: textes fondamentaux,
ders kitaplar ı nda yer alan yeni bir formülasyo-
Paris, PUF, 183-201.
nunu önerir
• 1942.The Social Framework: An Int-
Walras' ı n genel denge modeline paray ı
roduction to Economics, Oxford. Clarendon
dahil edip, dinamik bir görüntü kazand ı rarak
modernle ştirmeye çal ışı r. Bu çal ış ması n ı "De- press.

ğ er ve Kapital" ismi ile yay ı mlar. Bu kitab ı n et- • 1956. A Revision of Demand Theory, Ox-
kisi çok büyük olur. Analiz araçlar ı n ı n bir ço ğ u ford, Clarendon Press.
• 1969. A Theory of Economic History, Ox-
Hicks'in
yava ş yava ş iktisat teorisine dahil olur
ford, Clarendon Press; trad. fr . 1973, Une the- neo- klasik
a
Hicks böylece o zamana de ğ in Jevons ve
Marshall' ı n önerdi ğ i marjinalist teorik yakla- orie de l'histoire economique, Paris, Seuil. sentezin
şı m yerine Walrasgil genel denge yakla şı m ı n ı • 1974. The Crisis in Keynesian Economics,
kuramc ı lardan,
mikro ekonomik analize dahil eder. oxford, Basil Blackwell; New York, Basic
cy
NINEM
Hicks zaman içinde çeli ş kisini a ş ar, Ha- Books; trad.fr.1988, La Crise de l'Economie
Post-Keynesci-
yek'ten uzakla şı p Keynes'e yakla şı r. Keynes Keynesienne, Paris.Fayard. lere kadar
"Genel Teorisini" henüz yay ı mlam ışt ı r. "Key- • 1975. "evival of Political Economy : The de ğ i ş ik ekoller
nes ve Klasikler" isimli bir makalesinde Key- Old and the New", Economic Record, yol. 51, üzerinde etkisi
nes'in ve klasik sistemin denklemlerini daha 365-67.
genel bir çerçeveye koyar. Keynes ise tersine olmu ştur.
pe

• 1976. "Some Questions of Time in


klasik modeli kendi genel modelinin istisnai Economics", in A.Tang, F.M.Westfield et
bir durumu olarak ve ancak tam istihdam dü-
J.S.Worley (dir.), Evolution, Welfare and Time
zeyinde gerçekle ş en bir şı kk ı olarak görür.
in Economics. Essays in Honour of Nicholas
Hansen, Lerner ve Samuelson taraf ı ndan
Georgescu-Roegen, Lexington, Massac-
geli ştirilen IS-LM modeli neo klasik sentezin
husetts, Lexington Books, 135-51.
çekirde ğ ini olu şturur. Hicks ise bu yorumun
• 1979. Causality in Economics, Oxford,
Keynesgil yakla şı m ı n özüne ayk ı r ı oldu ğ unu
Basil Blackwell; New York, Basic Books.
savunur. Ş öyle der: "Bu yakla şı m Genel Teo-
• 1981. Wealth and Welfare, Collected Es-
ri'yi bir denge iktisad ı na indirgemektedir." IS-
says on Economic Theory, vol.1, Oxford, Basil
LM'nin simgesi oldu ğ u Neo-klasik Keynescili ğ i
Blackwell.
ş iddetle ele ştirir. Ya şam ı boyunca Keynesçi
• 1982.Money, Interest and Wages, Collec-
devrimi irdeler. Bunun d ışı nda iktisadi çevrim-
ler, büyüme, tatbiki iktisat, iktisat politikas ı ted Essays on Economic Theory, vol.2, Oxford,

üzerine eserler verir. Basic Blackwell.


Mr1=1T4r11=1=.

Neo Klasik sentezin kuramc ı lar ı , Post-Key- • 1989. A Market Theory of Money, Ox-
nesçiler, Yeni Klasik makro ekonomi ekolü, ford, Clarendon Press.
Hepsi Hicks'ten kendilerine pay ç ı karmaya ça- • 1990. "The Unification of Macro-
l ış m ış lard ı r. Hicks'in neo- klasik sentezin ku- Economics", Economic journal, vol.100, 528-38.
ramc ı lardan, Post-Keynescilere kadar de ğ i ş ik • 1991. The Status of Economics, Oxford,
ekoller üzerinde etkisi olmu ştur. Basil Blackwell.
O

Dünya Ekonomisinden
ABD Metin Sarfati*
Eylül ve ekim aylar ı nda ekonomik büyü-
me yava şlama sinyalleri vermeye ba şlad ı . Üre-
tici Fiatlar ı nda Ekim ay ı itibari ile yüzde 0.4 6
oran ı nda art ış görüldü.
2000 y ı l ı nda ekonomik büyümenin de
yüzde 5.2, 2001'de ise yüzde 3.4 düzeyinde
oluş mas ı bekleniyor. Ayn ı kaynaklara göre re-
sesyon ihtimali görünmüyor. 2001 y ı l ı nda tü-
ketici fiatlar ı nda beklenen art ış ise yüzde 3.5.
1999'da yüzde 4.2 olan i şsizlik düzeyinin 2000
yüzde 4'e inmesi, 2001 y ı l ı nda ise büyümenin
gerilemesinden dolay ı artmas ı bekleniyor.
HONG-KONG
2003 y ı l ı na kadar ABD ekonomisinin dün-
Yap ı lan bir incelemeye göre Hong-Kong
yan ı n geri kalan yerlerinden h ı zl ı büyürken
dünyan ı n en özgür ekonomisine sahip. Ana-
C/H açığı n ı n yüzde 39'a t ı rman ı p 600 milyon
listler Hukuk devleti ve ticari engellemelerin
doları geçmesi bekleniyor.
olmayışı aç ı s ı nda Hong-Kong'un dünya s ı rala-
Amerikan tüketicisinde ekonomiye olan
mas ı nda birincili ğ i ald ığı n ı belirtirken, hükü-
güven kas ı m ayı nda azalma gösterdi. Bu du-
metin ülke ekonomisine müdahale olas ı l ığı
rum gelece ğ e ili ş kin kayg ı lar ı art ı r ıyor. Ameri-
konusunda endi şelerini dile getiriyorlar.
kan ekonomisi için enflasyon en büyük risk
kayna ğı olmaya devam ediyor. Bununla birlik-
a Singapur ise dünya s ı ralamas ı nda ikincili ğ i
elinde tutuyor. Toplam puan ı ise kamunun
te genel olarak ekonomik dengelerin bir y ı l
ekonomideki toplam pay ı n ı n artmas ı ndan do-
öncesine göre daha iyi oldu ğ u belirtiliyor.
layı dü ş ük. Irlanda ayn ı s ı ralamada üçüncü,
cy
GSYİ H'nin ise dördüncü ayl ı k dönemde
Yeni-Zelanda dördüncü, ABD ise Luksemburg
üçüncüden daha yüksek olmas ı ve yüzde 3 -
ile birlikte be şinci.
yüzde 4 aras ı nda olu ş mas ı bekleniyor.
Üçüncü üç ayl ı k dönemde GSYIH yüzde
JAPONYA
2.4 oran ı nda art ış gösterdi. İ lk üç ayl ı k dönem-
Ağ ustos ay ı nda gerileyen hane halk ı har-
de bu oran yüzde 4.8, ikinci üç ayl ı k dönemde
camalar ı nda eylül ay ı nda çok dü şük de olsa
yüzde 5.6 idi. Üçüncü üç ayl ı k dönemdeki art ış
pe

art ış görüldü. Ekim ay ı itibar ı ile para mikta-


1996'n ı n ayn ı döneminden beri en dü ş ük art ış .
rı nda yı ll ı k bazda yüzde 2.2 oran ı nda art ış tes-
Bu durum da d ış ticaretteki olumsuzlu ğ u yan-
pit edildi.
sıt ı yor. Firmalar ı n karlar ı ise ikinci üç ayl ı k dö-
Sanayi üretimi tüm ülke ekonomisinin itici
neme göre yüzde 2.5 artt ı .
gücünü olu şturur fakat önümüzdeki aylarda
Ekim ay ı nda ABD'de hane halk ı tüketim
bu sektörde yava şlama bekleniyor.
bir ay öncesine göre yüzde 0.2 artarken geliri
Japon Bankas ı 'n ı n raporuna göre ülke
yüzde 0.2 azald ı . Üçüncü üç ayl ı k dönemde
ekonomisi iki y ı ll ı k nispi bir iyileşmeden sonra
verimlilik art ışı yı ll ı k bazda yüzde 3.8 olarak
firmaları n da yavaşça güvenlerini yitirmeleri
gerçekle şti.
ile bir duraklama devresine girmek üzere.
Ekim ay ı nda Japon sanayi üretiminde yüz-
de 1.5 oran ı nda art ış görüldü. Japonya'da def-
lasyon korkusu sürüyor. Ücretli ailelerin harca-
maları ekim ay ı nda yüzde 0.1 oran ı nda hafif-
çe azald ı . Ekim ayı nda işsizlik aktif nüfusun
yüzde 4.7'si oran ı nda sabitle şti.
Japon Bankas ı tarihinde ilk kez 2000-2001
yı l ı na ili şkin büyüme tahmini yapt ı . GSYIH'de
yüzde 1.9 ila yüzde 2.3 aras ı bir art ış öngörü-
yor. Hükümetin aç ı klamas ı na göre çok daha
* Marmara
iyimser olan Banka, talep art ışı n ı n bu iyile ş me- Üniversitesi R
yi sa ğlayaca ğı görü ş ünde. öğr. G.V.

*M-
0
Japonya'da işsizlik geriliyor. Eylül ay ı nda sa-
nayi üretiminde yüzde 3.4 düzeyinde bir azal-
ma görüldü. Ekim ay ı nda tekrar iflaslar ba şlad ı .
Japonya'da resesiyon kesinlik kazan ıyor.

FRANSA
Imalat sanayindeki büyümede ani bir ya-
va ş lama gözlemlendi. İ leti ş im sektöründe
emek aç ığı yakla şı k 30.000 ki ş i düzeyinde
Fransa'da i şsizli ğ in son üç y ı ld ı r azalmas ı ,
en çok 15-24 ya ş grubuna yarar sa ğ l ı yor. Bir
y ı l öncesine göre i ş arayanlar ı n say ı sı nda
100.000 ki ş ilik azalma var. Sanayi ürünleri sa-
yor. Maliye Bakan ı na göre petrol fiatlar ı n ı n
t ış fiatlar ı nda yükselme görülüyor.
olumsuz etkisinin d ışı nda Almanya'da enflas-
Frans ı z bankalar ı yoksul ülkelere gittikçe
yon tehlikesinin yok denecek derecede. Al-
daha az borç veriyorlar. İ ngiltere hariç di ğ er
manlar ı n yüzde 56's ı Euro'dan vazgeçilmesini
Avrupa bankalar ı da ayn ı yolu izliyorlar.
destekliyorlar.
Üçüncü üç ayl ı k dönemde kapasite Kulla-
Cari aç ı klarda Eylül ay ı nda 3 milyon Euro-
n ı m oran ı rekor düzeyde. Eylül ay ı sonu itiba-
luk bir azalma var. 2001'de Alman ekonomi-
r ı ile bütçe aç ığı 147.1 milyar Frank düzeyin-
sinde hafif bir yava ş lama bekleniyor. Kamu
de. Ailelerin eylül ay ı nda bozulan moralleri
aç ı klar ı 2000 y ı l ı nda 67.5 milyar marktan
kas ı m ay ı nda düzelmeye ba ş lad ı . Tüketici fi-
2001 y ı l ı nda 82 milyar marka yükseldi.
atlar ı nda ekim ay ı nda yüzde 0.2 lik bir geri-
leme görüldü.
YUNANISTAN
IMF Fransa'n ı n GSYIH'sine 2000 ve 2001
a Maliye bakan ı na göre 2001 y ı l ı nda kamu
y ı llar ı nda yüzde 3.25'lik bir art ış öngörüyor.
borcunun GSYIH'nin yüzde 98.9'una dü ş mesi
Teknolojik alanda Fransa'da ciddi geli ş meler
bekleniyor. Yunanistan' ı n ilk olarak Euro ba-
ya şan ı yor.
cy
z ı nda düzenledi ğ i 2001 y ı l ı bütçesine göre
MEM Jospin 35 saatlik uygulamada özellikle
kamu borcunu servisinin 2001 y ı l ı nda yüzde
küçük i ş letmelerde esneklik sa ğ layabilece ğ i-
7.1'e dü ş mesi bekleniyor.
ni söyledi. Fabius'a göre Fransa'da enflasyo-
Faiz oranlar ı ndaki dü ş me ve birincil büt-
nun yeniden gündeme gelmesi mümkün de-
çedeki dü ş me fazlal ığı bu iyile ş meyi sa ğ laya-
ğ il. Bütçe aç ığı ilk 10 ayda 183.9 milyar Frank
cak unsurlar ı n aras ı nda say ı l ı yor.
azald ı .
pe

RUSYA
ALMANYA
2000 y ı l ı n ı n ilk 10 ay ı nda GSYIH'de yüzde
IMF, Almanya'n ı n GSYIH'sinde 2001 y ı l ı
6.5 düzeyinde bir art ış görüldü. IMF Rus-
için yüzde 3.25'lik bir art ış öngörüyor. Bu
ya'daki yap ı sal problemlerin çözülmesi ge-
oran Alman Hükümetinin öngörüsünden ya-
rekti ğ ini, aksi takdirde her an yeni krizlerin
rı m puan yüksek.
patlayabilece ğ ini ileri sürdü.
Alman ekonomisinin y ı lda en az 200.000
Nüfusun en zengin bölümünün yüzde 10
göçmen i şçiye ihtiyaç duyaca ğı ileri sürülü-
ülke gelirinin yüzde 34.3'ünü elde etti. Üçün-
yor. Alman nüfusunun gerilemesine kar şı l ı k
cü üç ayl ı k dönemde fiat art ış lar ı yüzde 2.1
bu tutar ı n bile yeterli olmayaca ğı ileri sürülü-
oldu. Y ı l ı n ilk on ay ı nda bütçe 125.8 milyar
ruble fazlal ı k verdi. Sanayi üretimi 2000 y ı l ı n-
da yüzde 10 oran ı nda GSYIH de yüzde 7 ora-
n ı nda art ış gösterirken enflasyon oran ı n ı n
yüzde 21'i geçmeyece ğ i belirtildi.
Moody's Investors Service Rusya'n ı n ta-
M==n'iL'~

van notunu artt ı rd ı . Rusya'da bir ki ş i için as-


gari geçim miktar ı 1.234 ruble(45$) olarak
tespit edildi. Sanayi üretimi y ı l ı n ilk on ay ı n-
da geçen y ı l ı n eş dönemine göre yüzde 9.8
oran ı nda art ış gösterdi. Ilk onbir ayl ı k dö-
nemde Rusya bütçe 144.4 milyar rublelik faz-
lal ı k verdi.
İ RLANDA
Ekim ay ı itibari ile i ş sizlik oran ı n ı n aktif
nüfusun yüzde 3.7'sine geriledi ğ i görülüyor.
Ekim ay ı nda enflasyon y ı ll ı k bazda yüzde 6.8
olarak belirlendi.

İ NG İ LTERE
2000 y ı l ı nda bütçe fazlal ığı n ı n ba ş lang ı ç-
ta öngörülen tutar ı a şarak 16.6 milyar Euro
düzeyine yükselmesi bekleniyor. Ayr ı ca Mali-
ye bakan ı na göre İ ngiliz ekonomisi 2001 y ı -
l ı nda iyi bir performans gösterip yüzde 2.25
ile 2.75 aras ı bir büyüme oran ı tutturacak.
EURO BÖLGESI
Ekim ay ı nda perakende sat ış hacminde
Euro Merkez Bankas ı 'na göre Euro Böl-
Eylül'e göre bir de ğ i ş iklik yok. Ekim ay ı nda
gesinde ekonominin yava ş lamas ı geçici. Av-
İ ngiltere de üretim fiatlar ı eylül ay ı na göre
rupa Merkez Bankas ı aral ı k ay ı ndan itibaren
yüzde 0.1 oran ı nda art ış gösterdi.
"Euro Bölgesi" için ekonomik projeksiyonlar
yapmaya ba ş layacak.
ÇİN
Euro bölgesinde ekonomik büyümenin
Ekim ay ı nda sanayi üretimi art ış özellikle bu y ı l yüzde 3.5 2001'de yüzde 3.1 olmas ı
otomotiv alan ı ndan kaynakl ı bir gerileme ya- beklentisi var. Euro ekonomileri yap ı sal re-
şad ı . İ lk 10 ayl ı k dönemde Çin ihracat ı n ı ge- formlar ı h ı zland ı rmak zorundalar. Bölgede
çen y ı l ı n ayn ı dönemine göre yüzde 32 ora- i şsizlik oran ı eylül ay ı nda yüzde 9.0'a indi. Sa-
n ı nda artt ı rd ı . Çin'in bu dönemindeki ihraca- nayi üretiminde fiatlar Eylül ay ı nda yüzde 0.9
t ı 205.1 milyar dolar, ithalat ı ise 182 milyar
a
oran ı nda bir art ış gösterdi.
dolar oldu. Çin 2001'in ilk üç ayl ı k dönemin- Bölgede tüketicilerin ekonomiye güven-
de Dünya Ticaret Örgütü'nün üyesi olmay ı leri yeniden sa ğ land ı . Brüksel 2001 y ı l ı nda
planl ı yor. Iç pazar ı n ı da böylece dünya ticare-
cy
GSYIH'de art ış h ı z ı n ı yüzde 3.1 olarak öngö-
tine açmay ı taahhüt ediyor. 2000 y ı l ı için rüyor. Ekim ay ı itibar ı ile y ı ll ı k enflasyon yüz-
Çin'de öngörülen GSYIH'deki art ış yüzde 8. de 2.7'e indi. Fransa Bankas ı yöneticisine gö-
Bununla birlikte Çinlilerin yar ı s ı ndan fazlas ı - re Euro teknik aç ı dan, iktisat politikas ı ve Av-
n ı n gündeli ğ i henüz 2 dolar ı n alt ı nda. rupa'da yap ı sal reformlar ı te şvik aç ı s ı ndan
Ekonomik büyüme henüz yoksullar ı n sa- bir ba ş ar ı .
y ı s ı n ı azaltamad ı . Çin'de ekim ay ı nda tüketi-
pe

ci fiatlar ı n ı n endeksinde de ğ i ş iklik görülme- ÇEK CUMHUR İ YET İ


di. Çin Ba ş kan ı XXI.yüzy ı l ı n d ış a daha aç ı k bir Eylül ay ı nda sanayi üretiminde 1999 y ı l ı -
Çin görece ğ ini söyledi. n ı n ayn ı ay ı na göre yüzde 3.7 düzeyinde bir
art ış saptand ı .
V İ ETNAM •
1999 da elde etti ğ i yüzde 5.8'lik orandan IMF
sonra Vietnam GSYiH'de yüzde 6.7'lik bir bü- Petrol fiatlar ı ndaki yükselmenin ve dalga-
yümeye ula ş may ı öngörüyor. lanman ı n Avrupadaki büyümeyi frenleyebile-

0
ce ğ ini ileri süren IMF'ye göre aksi takdirde k ısa
vadeli ekonomik konjonktür son derece olum-
lu görünüyor. Dünya ekonomik büyümesi için
öngörülen yüzde 4.2'lik oran yüzde 4'e çekildi.

İ SPANYA
IMF Ispanya'ya son derece olumlu bak ı yor.
2000 y ı l ı nda yüzde 4.1 oran ı nda gerçekle şecek
GSY İ H'deki art ışı n 2001 y ı l ı nda yüzde 3.5 geri-
lemesi beklenmekle birlikte IMF İ spanya'daki
dengeli büyümeyi ve kamu hesaplar ı ndaki
sa ğ l ı kl ı gidiş i çok etkileyici buldu. İ spanya Ban-
kas ı Ba ş kan ı sendika yöneticilerinden yüzde 4
düzeyindeki ücret taleplerini geri almalar ı n ı is-
tedi. Ve aksi takdirde ekonominin rekabet gü- DAN İ MARKA
cünün etkilenebilece ğ ini belirtti. Yüzde 2 ola- Bütçe fazlal ığı öngörülenin iki misli üze-
rak öngörülen enflasyon oran ı n ı n yüzde 4 dü- rinde olu ş arak 2000 y ı l ı nda 30.5 milyar
zeyinde olu ş ması bekleniyor. Ispanya'da i şsizlik Kron'a ula ş mas ı bekleniyor.
oran ı aktif nüfusun yüzde 13.72'sine indi.
BULGAR İ STAN
SIRB İ STAN Yüzde 2.8 Olarak öngörülen y ı ll ı k enflas-
Avrupa Komisyonu, S ı rbistan'a 30 milyon yonun ekim ay ı itibar ı ile yüzde 9.9'a ula ş -
Eu oluk bir yard ı m yapmay ı ve böylece elekt- mas ı bekleniyor. Bulgaristan' ı n borcu Ekim
ri ithalat ı n ı desteklemeyi planl ı yor. ay ı itibar ı ile 11.43 milyar Euro'ya yükseldi.

BREZILYA
a Bu rakam beklenen GSYIH'nin yüzde
Yüne e ş it.
Sanayicilerin, d ış dünya ile rekabetinin an- Sanayi üretimi y ı l ı n ilk 9 ay ı nda bir önce-
cak 2002 y ı l ı na kadar modernle ş melerini sa ğ la- ki y ı l ı n ayn ı dönemine göre yüzde 3.3 düze-
cy
malar ı ile mümkün olabilece ğ i belirtildi. Brezil- yinde artt ı .
ya Merkez Bankas ı 2001 y ı l ı nda ticaret denge-
sinin 2.15 milyar dolar düzeyinde bir fazlal ı k MACAR İ STAN
verece ğ ini, GSY İ H'de yüzde 4.15 oran ı nda ar- Ticaret dengesi ekim ay ı itibar ı ile 3.5 mil-
taca ğı n ı öngörüyor. Ülkede kahve üretiminde yar Euro aç ı k verdi. 1999'un ayn ı döneminde
bir önceki y ı la göre yüzde 20 azalma var. ise aç ı k 2.54 milyar Euro idi.
pe

İTALYA ÇAD
Kas ı m ay ı nda tüketici fiatlar ı nda ya ş anan IMF Çad' ı n borç tutar ı nda bir iyile ş me
art ış İtalya'da enflasyonun h ı zlanabilece ğ i sa ğ lamak için gerekli kriterleri yerine getir-
endi ş esini do ğ urdu. medi ğ ini söyledi.

PORTEK İZ SALVADOR
IMF Portekizi bütçe aç ığı na kar şı uyard ı . Salvador hükümetinin ekonomiyi dolara
I şsiz say ı s ı nda ekim ay ı nda yüzde 5.6 oran ı n- ba ğ lama karar ı kimi analistlere göre ciddi bir
da bir azalma görüldü. resesyon yaratabilecek.
ASYA
2001 y ı l ı nda dünya ekonomisindeki geri-
leme iç talepteki daralma k ıta ülkelerinin ge-
li ş melerini frenleyecek. Tahminlere göre bu
oran yüzde 6.4'e, Çin için 2000'de yüzde
8'den 2001'de yüzde 7.5'a Güney Kore, Sin-
gapur'un ve Tayvan'da 2000 y ı l ı için yüzde
8.2'den yüzde 6.3' e gerileyecek.

GÜNEY AMER İ KA
Yoksulluk Güney Amerika'da 90 milyon
ki ş iyi etkiliyor.

PETROL
Bu kez özellikle alt yap ı tesislerinin es-
kimesinden ve yetersiz kapasiteden kaynak- AB
lanan üçüncü bir petrol krizi ufukta görünüy- Euro bölgesindeki devletler büyüme
or. Kuveyt'in petrol gelirleri mali y ı l ı n ilk 4 konusunda ABD'ye göre olu ş an gecik-
ay ı nda 6.58 milyar dolara yükseldi. melerini telafi ediyorlar. Bunun da paralar ı na
olumlu bir etkisinin olaca ğı n ı dü ş ünüyorlar.
OMC
Dünya mal ticaretindeki büyümenin 2000 MEKS İ KA
y ı l ı nda yüzde 10 artmas ı 2001 y ı l ı nda ise ger- Üçüncü 3 ayl ı k dönemde ekonomide a şı r ı
ilemesi bekleniyor. Bununla birlikte 2001'de ı s ı nma olmadan yüzde 7'nin üzerinde bir
ticaret geni ş lemesinin 1990-99 ortalamas ı
a
büyüme sa ğ lad ı .
olan yüzde 6.5'un üzerinde kalmas ı bek-
leniyor. OMC'nin yeni yönetici hedeflerden İ SV İ ÇRE
büyük tutulmas ı n ı n hayal k ı r ı kl ığı yarata- İ sviçre'de tüketici fiatlar ı kas ı m ay ı nda
cy
ca ğı n ı söyledi. ekim'e göre yüzde 0.5 oran ı nda art ış gösterdi.

AVRUPA H İ ND İ STAN
10 Y ı ldan bu yana Avrupa'da en iyi Dünya Bankas ı Ba ş kan ı Hindistan
ekonomik durumun ya şand ığı belirtiliyor. ekonomisinin yava ş lama i şaretleri verdi ğ ini
söyledi.
pe

BELÇİ KA
Ülkede 2000'nin üçüncü üç ayl ı k ETIYOPYA
döneminde GSYIH'de geçen y ı l ı n ayn ı döne- Son iki y ı l ı kurakl ı k ve sava ş la geçiren
mine göre yüzde 3.1 oran ı nda art ış tespit Etiyopya'da 2000 y ı l ı nda yüzde 10 oran ı nda
edildi. Kas ı m ay ı nda i ş sizlik oran ı aktif bir büyüme bekleniyor.
nüfusun yüzde 10.7'sine geriledi.
BESLENME
POLONYA Birleş mi ş Milletler'in aç ı klamas ı na göre
2000 y ı l ı nda Polonya'da GSYIH'deki büyü- 38 ülke g ı da maddesi k ı tl ığı çekiyor. Af-
menin yüzde 5'i bulmas ı bekleniyor 1999 'daki rika'da 20 milyon ki ş i açl ı k çekiyor. Kamboç-
gerçekle ş me rakam ı yüzde 4.1 olmuştu. ya, Laos, Tailand, Vietnam su bask ı n ı na u ğ -
rad ı . Ermenistan, Tacikistan, Uzbekistan g ı da
maddesi temini de zorlan ı yor.

SUUD İ ARAB İ STAN


Ülke ekonomisi 1999 y ı l ı nda yükselen
petrol fiatlar ı sayesinde yüzde 8.8 düzeyinde
bir büyüme oran ı yakalad ı .

ISRA İ L
Y ı l ı n üçüncü üç ayl ı k döneminde i şsizlik
oran ı yüzde 0.4 oran ı nda artt ı .
0

z Kitap Tan ı tı m ı : Ekonomik, Toplumsal, Teknik ve 4

Yasal Yönleriyle Elektronik Ticaret

Elektronik ticaret, tüm h ı z ı ve çekicili ğ i yüme gösterdi ğ i söylenmektedir. Bu pazar ı n Derleyen:


ile ya şant ı m ı za giren, hakk ı nda her gün yeni büyüklü ğ ünü Internet'e ba ğ lanan bilgisayar Veysel
bir yaz ı , yorum, istatistik yay ı mlanan ve gele- ve kullan ı c ı say ı s ı belirlemektedir. Nua Inter- Bozkurt*
cekte ekonomiyi bütün yönleriyle etkileyece- net Surveys isimli firman ı n yay ı nlad ığı veri- Yaz ı lar:
Veysel Bozkurt
ğ i vurgulanan bir olgu. Bilgi ve ileti ş im tek- lerde Kas ı m 2000'de tüm dünyadaki on-line Yakup Kepenek
nolojilerinde ya şanan ola ğ anüstü h ı zl ı geli- nüfus 407.1 milyon olarak verilmi ştir Erol lyiba ş kurt
ş im ulusal ekonomilere, toplumlar ı n ya ş am ı - Sacit Erta ş
(http://www.nua.ie/ surveys). Aç ı k (Internet)
Murat İ nce
na, uluslararas ı ticarete, her türlü firma ve i ş veya kapal ı a ğ lar üzerinden (Intranet, VAN, Zeynep Ersoy
pratiklerine yans ı m ışt ı r. Bir yandan "yeni bir özel kiral ı k devreler) i ş ve ticaretle ilgili her
ekonominin olu ştu ğ u ve bilginin di ğ er tüm türlü bilginin de ğ i ş imi, fiziksel veya say ı sal-
Alfa Bas ı m Yayı m
üretim faktörlerine göre karl ı l ı k ve üretken-
la şt ı r ı lm ış ürünlerin tan ı t ı m, sipari ş, sat ış ve
likte öncelikle belirleyici hale geldi ğ i konu- Haz ı rlayan:
da ğıt ı m ı n ı n yap ı lmas ı olarak da tan ı mlanabi-
sunda tezler olu şturuluyor, bir yandan da bu Zeynep
lecek olan elektronik ticaret gelece ğ in en
alanda önde gelen ülkelerle uluslararas ı ku- Çö ğ ürcü
önemli ticaret yapma biçimlerinin ba şı nda
rulu ş larda küresel bilgi altyap ı s ı , elektronik
gelecek gibi görünmektedir. Internet'in ola-
ticaret, bilgi toplumu, bilgi ekonomisi, bilgi
ğ anüstü büyüme h ı z ı na ba ğ l ı olarak dünya-
otoyolu, internet ekonomisi vd. isimlendir-
a n ı n her bölgesinden al ı c ı lar, sat ı c ı lar ve arac ı -
melere gönderme yaparak olu şturulan ko-
lar bu ortamda bir araya gelmekte, tüketici-
misyonlarda teknik, yasal ve uygulama so-
lerin seçme ve bilgilenme imkanlar ı artmakta
cy
runlar ı inceleniyor, çözümler öneriliyor, an-
ve "cybermarketing" denilen sanal ortamda
la ş ma taslaklar ı haz ı rlan ı yor ve imzaya aç ı l ı -
ticaret yap ı lmaktad ı r.
yor. Geli ş mi ş ülkeler, elektronik ticaretin alt-
Elektronik ticaret hakk ı ndaki bu genel
yap ı s ı n ı olu şturmak için yat ı r ı mlar ve
gelece ğ e dönük planlar yap ı yor.
Genel veya özel nitelikte, birbiriy-

ELEKTRONIK
pe

le konuşabilen bilgisayar a ğ lar ı ulusal


s ı n ı r tan ı m ı yor. Birbirini tan ı yan taraf-
lar ı n bu ağ lar üzerinden bilgi de ğ i ş imi
fazla sorun yaratmazken, konunun s ı -
TICARET
radan kullan ı cı lar aç ı s ı ndan güncelli ğ i-
ni sa ğ layan "internetten sipari ş-al ışve- Derleyen:
Doç. Dr. Veysel BOZKURT
ri ş-ödeme" taraf ı nda kapsaml ı olarak
dü ş ünülmesi ve düzenlenmesi gere-
ken boyutlar var. Internet'in geli ş im
trendini ve büyümesini engelleyecek
aceleci, yasaklay ı c ı düzenlemelere gi-
dilmemesi tüm ülkelerde söylem dü-
zeyinde de olsa genel kabul görmü ş
ve s ı k tekrarlanan bir yakla şı md ı r.
Elektronik ticaretin hacminin
z 2005 y ı l ı nda 1 trilyon dolar ı n, Inter-
3 net kullan ı c ı say ı s ı n ı n da 700 milyo-
nun üzerine ç ı kaca ğı tahmin edil-
mekle birlikte, bu alan ı n her zaman * Yard. Doç. Dr.
yap ı lan tahminlerin çok ötesinde bü- Süleyman Demirel
Üniv. IIBF
giri şten sonra, tan ıtmak istedi ğ imiz kitaba ve yetenek geli ştirme ve bir katalizör olarak
rı geçebiliriz. Ş ubat 2000'de Alfa Yay ı nla- devlet, konferans ı n temel görü ş me konular ı -
r ı 'ndan ç ı kan Ekonomik, Toplumsal, Teknik n ı olu şturmu ştur.
ve Yasal Yönleriyle Elektronik Ticaret adl ı Türk kamu kesiminde yürütülen çal ış ma-
derleme, Uluda ğ Üniversitesi, iktisadi ve ida- lar ı tan ı tmak amac ı yla, 1997 y ı l ı nda D ış Tica-
ri Bilimler Fakültesi'nden Doç. Dr. Veysel Boz- ret Müste ş arl ığı 'n ı n koordinasyonu ve TÜB İ -
kurt taraf ı ndan yap ı lm ış . Bozkurt ayr ı ca TAK-B İ LTEN'in sekreterli ğ inde kurulan Elektro-
elektronik ticaretin toplumsal sonuçlar ı n ı ele nik Ticaret Koordinasyon Kurulu (ETKK)'nun,
alan "Elektronik Ticaretin Ekonomik ve Top- Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'na sunul-
lumsal Boyutu" adl ı makale ile de katk ı da duktan sonra 3 May ı s 1998 tarihinde kamuya
bulunmu ş . Uluda ğ Üniversitesi İİ BF Ekono-
aç ı klanan ilk dönem çal ış ma raporu da ba ş-
metri Bölümü'nden Prof. Dr. Sacit Erta ş
vurulabilecek önemli bir belge olarak derle-
"Elektronik Ticaret: Tan ı m ı , Geli ş imi, Avan-
mede yer almakta. Hukuk, Finans ve Teknik
tajlar ı , Güvenli ğ i" adl ı makalesinde elektro-
Çal ış ma Grubu olarak üçe ayr ı lan, kamu ve
nik ticaretle ilgili kavramsal çerçeveyi ve gü-
özel sektörden uzmanlar ı n ortakla şa yapt ığı
venlik sorunlar ı n ı ortaya koyuyor. Prof. Dr.
bu çal ış ma, ülkemizde elektronik ticaret ve
Yakup Kepenek'e ait "Ekonomik Yönleriyle
bilgi teknolojilerini kurumsalla ş m ış örgütler
Elektronik Ticaret" isimli çal ış mada ise kap-
bünyesinde ele alman ı n ilk örne ğ ini olu ştur-
saml ı bir biçimde konunun mikro ve makro
mu ştur. Türkiye'nin gerekli örgütlenmelerle
ekonomik yans ı malar ı inceleniyor. Uluda ğ
bu konulara e ğ ilmesi, kendi ç ı karlar ı na uy-
Üniversitesi, İİ BF, iktisat Bölümü'nden Prof.
gun yakla şı mlar ı belirlemesi ve tüm ülkeleri
Dr. Erol lyibozkurt'un "Kureselleşme ve
ba ğ lay ı c ı kararlar ı n al ı nd ığı platformlarda
Elektronik Ticaret: A. Smith'e Var ış " ve Ulu-
a
savunmas ı gereklili ğ i dü ş ünüldü ğ ünde, bu
da ğ Üniversitesi, İİ BF, Çal ış ma Ekonomisi ve
çal ış man ı n ilgilenen kesimlere duyurulmas ı
Endüstri ili ş kileri Bölümü'nden Ara şt ı rma Gö-
önem ta şı maktad ı r.
cy
revlisi A ş k ı n Keser'in "Küreselleşen Dünyan ın
Yeni Gerçe ğ i Elektronik Ticaret" adl ı makale- Kitab ı n sonunda yer alan "Elektronik Ti-

lerinde ortak bak ış aç ı s ı elektronik ticaret- caret Kaynak Dizini", içerdi ğ i Türkçe ve İ ngi-

küreselle ş me ili ş kisi. Devlet Planlama Teş kila- lizce kaynaklar ve web siteleri ile elektronik

tı Planlama Uzman ı Murat İ nce'nin "Elektro- ticaret konusunda bilgi edinmek isteyenlere

nik Ticaret: Gelişme Yolundaki Ülkeler İçin yard ı mc ı olmak amac ı yla haz ı rlanm ış . Kitab ı n
pe

imkanlar ve Politikalar" adl ı çal ış mas ı konuya sonunda bir de TÜB İTAK-B İ LTEN taraf ı ndan
geli ş mi ş ülkelerde yap ı lanlar ile geli ş mekte haz ı rlanan "Elektronik Ticarette Bilgi Güven-
olan ülkelerin yapabilecekleri ve elde edebi- li ğ i Terimleri" var.
lecekleri aç ı s ı ndan yakla şı yor. D ış Ticaret Elektronik ticaretle ilgili olarak kamu ku-
Müste şarl ığı ihracat ı Geli ştirme Etüd Merkezi rulu ş lar ı n ı n ve baz ı özel sektör meslek örgüt-
Uzman ı Zeynep Ersoy'un "Ticaret Noktaları lerinin ç ı kartt ığı yay ı nlara ek olarak ilk kez
ve Elektronik Ticaret" adl ı çal ış mas ı, Türki- özel bir yay ı nevinden ç ı kan bu derleme,
ye'de kamu kesiminde yap ı lan önemli bir ça- konunun bütün çekicili ğ i ve karma şı kl ığı ile
l ış ma temelinde elektronik ticareti ve di ğ er üniversitelerin ve kamuoyunun gündeminde
çal ış malar ı özetliyor. yer ald ığı n ı gösteriyor.
Toplam alt ı makalenin yan ı s ı ra OECD'nin
Ottowa'da 7-9 Ekim 1998'de yapt ığı Bakan-
lar Konferans ı Sonuçlar ı 'n ı toparlayan "Sın ır-
sız Bir Dünya: Küresel Elektronik Ticaret Po-
Inrş2=r111=FT"

tansiyelinin Kavranmas ı " isimli metnin Türk-


çesine de kitapta yer verilmi ş . Dijital imzalar,
güvenlik ve ş ifreleme, gizlilik, fikri mülkiyet
haklar ı , tüketicinin korunmas ı , ticaret, ş irket
ve rekabet hukuklar ı , vergilendirme, eri ş im-
ağ uygunlu ğ u, aç ı k a ğ lar/standartlar, bilinç
1.0.1ktisat Fakültesi Mezunlar ı Cemiyeti'nin yay ı nlar ı olan
"Iktisat Dergisi" ve " İ FMC Iktisat Raporu"nun yay ı n hayat ı na devam etmesi,
okurlar ı m ı za daha düzenli ula ş abilmesi için abone say ı s ı n ı n artt ı r ı lmas ı na yönelik olarak
bir kampanya ba ş latm ış bulunuyoruz.
Katk ı lar ı n ı zla zenginle ş ecek daha güzel yay ı nlarda bulusmak dile ğ iyle!...

İ KTİ SAT FAKÜLTESI MEZUNLAR' CEM İ YET İ ( İ FMC)


Cumhuriyet Cad. Ceylan Apt. No: 27/6 80090 Taksim/ İ STANBUL
Tel: (0212) 250 50 34 - 235 61 55 • Fax: (0212) 255 17 73
Internet: www.ifmc.org.tr • E-posta: dergi@ifmc.org.tr • bilgi@ifmc.org.tr

ABONEL İ K GÜNCELLEME FORMU

A ş a ğı daki formu doldurup, banka dekontu ile birlikte bize faksla veya postayla göndermeniz

halinde aboneli ğ inizin ba ş lat ı laca ğı n ı bildirir, sayg ı lar sunar ı z.

Iktisat Dergisi Abonelik Bedeli (y ı ll ı k) : 15.000.000 TL

Üye Ö ğ renci ve Ö ğ r. Gör. : 12.000.000 TL

İ FMC iktisat Raporu Abonelik Bedeli : 5.000.000 TL


a
T. is Bankas ı Taksim Ş ubesi : 544077
cy
Akbank Taksim Ş ubesi : 7097 — DHU

Sayg ı lar ı m ı zla,

IKTISAT DERGISI IKTISAT RAPORU


pe

❑ ❑

Ad ı , Soyad ı :

Adres :

Posta Kodu : Ş ehir : Ba ş lang ı ç Ay ı :

Telefon / Faks: E-posta:

Abone bedeli tutar ı TL'yi,

❑ Bankas ı 'na yat ı rd ı m, makbuz fotokopisi ektedir.

❑ Nakit ödemek istiyorum.(istanbul için geçerlidir.)

❑ Kredi kart ı hesab ı ma borç kaydediniz.


o
z ❑ Visa 0Master - Euro Card ❑ Diners Club

Kredi Kart ı No : Son Kullanma Tarihi:

Kart Sahibi : İ mza :


a
cy
pe

Aile boyu sigorta


Akhesap sahibine, e ş ine ve 12-18 ya ş aras ı ndaki çocuklar ı na
ücretsiz kaza sigortas ı
Ba şı n ıza kaza gelmeden Akbank'a gelin, ailece ücretsiz sigortalanmak için Akhesap art ı rı n.
Akhesap' ı n ı z varsa, hesap ortalaman ı z ı art ı rı n. Böylece, alaca ğı n ı z tazminat da arts ı n!

www.akbank.com.tr

Vadesiz hesap ortalamas ı 4 milyon TL ve üzerinde olan her Akhesap sahibi ve e ş , için ''kaza ya da depremden dolay ı " vefat tazminatı, daimi maluliyet, tedavi masrafları vadesiz hesap ortalamas ı =
15 kat ı ve ki ş i başı na maksimum 6 milyar TL ile, vefat masrafları ve hastane gündelik tazminat ı karşı l ığı ise, vadesiz hesap ortalamas ı n ı n 10 kat ı kadar ve 250 milyon TL. ile s ı n ı rlidir. Akhesap sahibinin
12-18 ya ş aras ı çocuklan içinse, vefat masrafları vadesiz hesap orb.lamas ı n ı n 10 katı kadar ve 250 milyon TL ı le, tedavi masraflar ı da vadesiz hesap ortalamas ı = 15 katı kadar ve 6 milyar TL ı le s ı n ı rl ı d ı r.

• Akbank' ı n AKHAYAT Sigorta A. Ş. i şbirli ğiyle sundu ğu Ücretsiz Kaza Sigortas ı ile ilgili sormak istediginiz her ş eyi diledi ğ i= Akbank ş ubes ı nden ya da
(0212 282 44 44) ögrenebilirs ı niz. Avnnt ı li bilgiler Police Kosulları Brosürü'nde.
Mü şteri Hizmetleri Merkezi'nden
Sizin için ileriye bakı yoruz.

a
cy
pe

İ MKB, yat ı r ı mc ı lara gelece ğ e dönük yat ı r ı m olanaklar ı sunuyor...


İSTANBUL
MENKULKIYMETLER •
RARÇAIÇI

You might also like