TITC IA - Alp Şişman

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

ULUSLARARASI BAKALORYA DİPLOMA PROGRAMI

20. YÜZYILDA TÜRKİYE DERSİ

ARAŞTIRMA PROJESİ

Türkiye'de Atatürk Döneminde İzlenen

Devletçilik Politikalarının Özel Sektör Üzerindeki

Etkisi Nasıl Olmuştur?

Kelime Sayısı:

Mayıs - 2023

1
İçindekiler

Bölüm 1: Kaynakların Tanımlanması ve Değerlendirilmesi 3


Bölüm 2: Araştırma 5
Bölüm 3: Yansıtma x
Kaynakça x

2
Bölüm 1: Kaynakların Tanımlanması ve Değerlendirilmesi

Kaynaklar araştırılırken, ana argüman üzerinden yola çıkarak oluşturulup kullanılan ana

soru “Türkiye'de Atatürk Döneminde İzlenen Devletçilik Politikalarının Özel Sektör Üzerindeki

Etkisi Nasıl Olmuştur?” şeklindedir. Bu doğrultuda ulaşılması istenilen bilgiler, Atatürk

döneminde izlenen devletçilik politikaları ve bu politikaların özel sektör üzerindeki etkileri

olmuştur. Bunun yanı sıra, Atatürk döneminin sosyo-ekonomik yapısı, Atatürk döneminde özel

sektörlerin durumları ve uygulanan devletçilik politikalarının ne oldukları gibi konu başlıkları da

kaynakçaların araştırılma sürecinde kullanılmıştır.

İncelenen ana kaynaklardan ilki1, Aytekin Altıparmak’ın “Türkiye’de Devletçilik

Döneminde Özel Sektör Sanayiin Gelişimi” adlı makalesidir. Bu makale, 2002 yılında, Erciyes

Üniversitesi İktisat Bölümü'nden olup, çalışma Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi'nde

yayımlanmıştır. Bu makale, ana argümanda da sorgulandığı doğrultuda, 1932-1950 yıllarında

uygulanan devletçilik politikalarının özel sektör üzerindeki etkilerini incelemektedir. Makale,

özel sektöre dayalı sanayileşme politikalarının başarısızlıkla sonuçlanması sonucu devlet

politikalarının uygulamaya konulduğu, özel sektörün endüstriyel gelişimini sürdürdüğü, devletin

özel sektörü tamamlayıcı işlevler üstlendiği dönemi incelemektedir. Politikaların uygulanması,

ilkeleri, kapsamı ve sonuçlarının derinlemesine bir analizini sağlamaktadır.

Bu makale, bir akademik dergi makalesidir. Makale, araştırmacılar, akademisyenler,

ekonomi tarihi araştırıcıları ve politikacılar için önemli bir kaynaktır. Makalenin özel sektörün

gelişimine yönelik bilgileri ve detaylı analizi, devletçilik politikalarının özel sektör ve Atatürk

1
Altınparmak, Aytekin. “Türkiye’de Devletçilik Döneminde Özel Sektör Sanayiin Gelişimi” Erciyes Üniversitesi
İİBF, İktisat Bölümü, 2002.

3
döneminin ekonomik yapısı üzerindeki etkilerini anlamakta oldukça yararlıdır. Araştırma

açısından kaynağın sınırlıkları yoktur.

İncelenen ana kaynaklardan ikincisi2, Savaş Durmuş ve N. Kemal Aydemir tarafından

yazılan ve Kafkas Üniversitesi'nin 2016 yılında yayımladığı "Atatürk Dönemi Türkiye

Ekonomisi (1923 – 1938)" başlıklı akademik makaledir. Makalenin odağı, Atatürk döneminde

uygulanan devletçilik politikalarının Türkiye’nin ekonomik yapısına etkilerini incelemektir. Bu

incelemeler ise Atatürk’ün ekonomik görüşlerinin sonuçları doğrultusunda analiz edilmektedir.

Makale, Atatürk döneminin ekonomik yapısını ve bu dönemde izlenen devletçilik politikalarının

özel sektör üzerindeki etkilerini incelemektedir.

Makalenin amacı, bahsi geçen devletçilik politikalarının özel sektör üzerindeki etkisini ve

bu politikaların Türkiye ekonomisine olan etkilerini ele almaktır. Makalenin önemi, Atatürk

döneminde uygulanan ekonomi politikalarının ve alınan kararların Türkiye'nin modern ekonomik

yapısının oluşumunda nasıl bir rol oynadığını detaylı bir şekilde anlamakta oldukça yararlı

olmasıdır.. Makale, araştırmacılar, üniversite ve lise öğrencileri, akademisyenler ve ekonomi

politikasıyla ilgilenenler için önemli bir kaynaktır. Makalenin araştırma açısından sınırlığı,

spesifik olarak özel sektörün üzerinde durulmaması olduğu söylenebilir, fakat Atatürk döneminin

ekonomik yapısını bütünüyle anlamak, edinilmesi gereken bilgiler ve yapılacak olan analiz

bakımından da oldukça önemlidir.

Kelime Sayısı: 352

2
Durmuş, Savaş. Aydemir, N. Kemal. “Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1938)” Kafkas Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 11 Mart 2016.

4
Bölüm 2: Araştırma

Atatürk dönemi Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’nin çöküşü sonucunda geriye

kalan zayıf ekonomik yapı dolayısıyla ekonomik bakımdan oldukça zor şartlar altında kalmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan dış borçların yanı sıra yerli sanayi kıtlığı, niteliksiz eğitim, I.

Dünya Savaşı’nın yeni Türk devleti üzerinde bıraktığı etkiler, Lozan’da kabul edilmiş olup

1929’kadar etkisini sürdürecek olan gümrük anlaşmaları ve 1929 buhranı gibi durumlar da

Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik açıdan kalkınmasını güçleştirmiştir. Bu bağlamda uygulanan

devletçilik politikaları, devletin kalkınmasını hedeflediği gibi özel sektör üzerinde de önemli

etkiler bırakmıştır. Bu araştırmada, dönemin ekonomik koşulları, siyasi değişimleri ve sonuçları

da göz önünde bulundurularak Atatürk'ün devletçilik politikalarının özel sektör üzerindeki

etkileri incelenecektir.

2.1: Devletçilik Politikalarının Gelişimi ve Uygulanması

I. Dünya Savaşından yeni çıkmış ve imparatorluğun bütün enkazını devralmış olan

Türkiye Cumhuriyeti, savaşların yarattığı ekonomik buhranın üstesinden gelmeye çalışmakta

olan, sanayi sektörü zayıf kalmış, tarıma dayalı bir devlet idi. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu

durum dolayısıyla ekonomik yapıyı yeniden inşa etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Devletçilik

politikalarının temellerinin atıldığı ilk yerin Atatürk’ün liderliğinde düzenlenen İzmir (Türkiye)

İktisat Kongresi olduğu söylenebilir3. Bu kongrenin T.C.’nin modernleşme ve ekonomik

bağımsızlığına ulaşma yolunda önemli bir yapıtaşı olduğunu da eklemek gerekir. Kongre

sonucunda Türkiye’nin ekonomik gelişmesi için; üreticilerin korunması, ihracatın teşvik edilip

ithalatın azaltılması, milli Türk endüstrisini oluşturma, demiryolu inşası ve geliştirilmesi alınan
3
Durmuş, Savaş. Aydemir, N. Kemal. “Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1938)” Kafkas Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 11 Mart 2016.

5
temel kararlar olmuştur. Kongre sonucu alınan kararlardan bir diğeri ise izlenecek ekonomi

politikasının “liberal kapitalizm” olacağıdır. Liberal kapitalizm, bireyin özgürlüğü ve sermayenin

bireyselleşmesi esas alan bir sistem olsa da, devletin ekonomiye ve piyasaya hiç karışmayacağı

anlamına gelmemektedir. Devlet özel girişimi ve girişimcileri destekleyecek, özel sektörün

gücünün yetmediği veya karlı bulmadığı durumlarda devlet devreye girecektir. Aşağıdaki tablo,

liberal kapitalizm ekonomisi anlayışıyla yürütülen Türkiye’nin ilk yedi senesi boyunca

gerçekleşen ticaretin verilerini sunmaktadır:

Yıllar İhracat İthalat Fark Dış Ticaret


Hacmi

1923 84,651 144,784 -60,138 224,440

1924 158,868 193,611 -34,793 352,479

1925 192,428 241,615 -49,141 434,843

1926 186,423 234,700 -48,277 421,123

1927 158,421 211,398 -52,977 369,069

1928 173,537 223,532 -49,995 397,069

1929 152,214 256,296 -101,082 411,510


Tablo 1: Dış Ticaret Verileri 1923-1929 ( Bin TL )

Tablodan da anlaşılabileceği gibi, liberal kapitalizm anlayışı doğrultusunda cumhuriyetin

ilk yedi senesi boyunca ithalattan sürekli açık verilmiştir. Bu açığın temel sebepleri ise I. Dünya

Savaşı döneminde halihazırda kısıtlı olan üretim birimlerinin yıkılıp harap olması, hammadde

kıtlığı, yabancılara tanınan gümrük kolaylıkları ve malların ticaretinde yaşanan olumsuzluklardır.

Ek olarak, 1928-1929 yılları verilerinden de görüldüğü gibi açığın iki katına çıkması 1929 dünya

6
ekonomik krizinin olumsuz etkilerinin bir göstergesi olduğu söylenebilir. Halkın bu konudaki

öngörülerinin de artan ithalatın sebeplerinden biri olduğunu da eklemek gerekir.

İthalat açığının sürekli artması ile anbean zayıflayan Türkiye ekonomisi, liberal ve

kapitalist ekonomik anlayışın yürümediğinin bir göstergesi olmuş, devletin serbest piyasa

ekonomisine müdahale etmesini zorunlu kılmıştır. Bahsedilen ülke şartlarının yanı sıra, ülkenin

acil sanayileşme ihtiyacı, özel sektörün sermaye ve deneyim eksikliği; fabrika, yol ve eğitim

eksikliği gibi durumlar da devletçilik politikalarının uygulanmasının ana nedenleri arasında

olduğu söylenebilir.4

Devletçilik politikalarının gelişmesinde ve şekillendirilmesinde katkısı olan bir diğer

husus ise 1927’de Türkiye’de yapılan ilk resmi sanayi sayımıdır.5 Sanayi sayımının yardımıyla

ülkenin sanayi kapasitesi hakkında bir fikir oluşmuş, gelecekte gerçekleştirilmesi hedeflenen

planlar için güvenilir bir veri tabanı oluşturmuştur. Sayımlar sayesinde devlet, hangi sektörlerde

devletçilik politikalarını güçlendirmesi gerektiğini takip edebilme kolaylığına sahip olmuş ve bu

politikaların şekillenmesinde önemli bir veri kaynağı olarak hizmet etmiştir.

1929’da başlayıp etkisini 1930’da büyük ölçüde hissettiren Büyük Buhran6, tüm dünyayı

sarstığı gibi Türkiye Cumhuriyeti’ni de sarsmıştır. Buhran, Türkiye ekonomisini derinden

etkilemiş, özel sektörün zayıflığını, kırılganlığını ve yetersizliğini gözler önüne sermiştir. Bu

dönem süresince devlet çeşitli sanayi girişimlerine katkıda bulunmuş, ekonomik gerilemeyi

önlemeyi amaçlamış ve çok sayıda kamu kuruluşu kurmuştur.7 Krizin yanı sıra Türkiye’nin

4
Altınparmak, Aytekin. “Türkiye’de Devletçilik Döneminde Özel Sektör Sanayiin Gelişimi” Erciyes Üniversitesi
İİBF, İktisat Bölümü, 2002.
5
Serdar Şahinkaya. "Cumhuriyetimizin İlk Sanayi Sayımı 1927: ‘Bir Hesaplaşma Hazırlığı’." Çalışma ve Toplum,
2019/1, pp. 179-202.
6
“1929 Ekonomik bunalımı, diğer adıyla büyük depresyon, ekonomik sonuçları öncelikli olacak şekilde toplumsal ve
siyasal sonuçları ile dünyanın karşılaştığı ilk büyük ekonomik krizdir.” “1929 Ekonomik Buhranı”. Atatürk
Ansiklopedisi, 09 Mart 2021, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/1929-ekonomik-buhrani/.
7
Kahraman, Serpil. İktisadi Devletçilik ve Sanayileşme Politikaları (1929 – 1939). İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, 2005. Yüksek Lisans Tezi.

7
gümrük kısıtlamalarının 1929’da kaldırılmasının da ekonomik gelişime ve devletçilik

politikalarının sıkılaşmasına katkıda bulunduğunu da eklemek gerekir.

2.2: Devletçilik Politikalarının Özel Sektör Üzerindeki Etkisi

Türkiye’de devletçilik politikalarının bariz bir şekilde uygulanmaya başlandığı 1930’lu

yıllar, özel sektörün izleyeceği yol açısından önemli bir dönem haline gelmiştir. Devletin

ekonomiye ve piyasaya artan müdahalesi, özel sektörü destekleyici faaliyetler içerdiği gibi

kısıtlayıcı yönde de şekillendirmiştir. 2.1’de bahsedildiği gibi, başlangıçta yalnızca özel sektörün

yetersiz kaldığı kısımlarda devlet müdahale edeceği öngörülse de, zamanla özel sektörün

zayıflığı ortaya çıkmış ve devletin ülke ekonomisi üzerindeki gücü gitgide artmıştır.

Devletçilik politikalarının özel sektör üzerindeki etkilerinin birçok alanda görüldüğü ve

Atatürk döneminde Türkiye’nin ekonomisini belirleyen önemli faktörlerden biri olduğu

söylenebilir. Devletçilik politikaları, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı sonrasında daha belirgin

hale gelmeye başlamış, bu politikalar Türkiye ekonomisinde devletin rolünü geliştirmiş ve

ekonomik faaliyetinde daha etkin rol almasını sağlamıştır. Bu politikaların uygulanmasındaki

temel amaç, ekonomik bağımsızlık düzeyini iyileştirmek ve ulusal sanayii kurmaktır. Bu

politikaların özel sektörün biçimini, kapasitesini ve işleyişini önemli ölçüde etkilediğini de

eklemek gerekir.

İlk olarak, devletçilik politikaları kapsamında devlet, sanayi ve altyapı projelerinde

önemli yatırımlar yaparak özel sektör için hem rekabet hem de işbirliği ortamı yarattığı

söylenebilir. Örneğin, devlet tarafından kurulan fabrikalar, özel sektörün gelişimine katkı

sağlamış, ancak aynı zamanda özel sektör firmaları için ciddi bir rekabet unsuru oluşturmuştur.

8
Bu durum, özellikle yerli sanayicilerin teknoloji ve yönetim becerilerini geliştirmelerini teşvik

etmiş, böylece üretim teknikleri ve endüstriyel kapasite üzerinde olumlu etkiler yaratmıştır.

Devletçilik döneminde uygulanan politikalar, özel sektörün finansal kaynaklara erişimini

de etkilemiştir. Devlet, kritik sektörlerdeki yatırımları desteklemek amacıyla kredi ve teşvik

mekanizmalarını kullanmıştır. Bu durum, özel sektör firmalarının büyüme ve genişleme

projelerini hayata geçirmelerine olanak sağlamıştır. Öte yandan, devletin ekonomideki ağırlıklı

rolü, özel sektörün bazı alanlarda girişimcilik yapmasını sınırlamış, bazı durumlarda bürokratik

engeller ve devlet monopolü nedeniyle özel sektörün gelişimi kısıtlanmıştır.8

Özel sektörle ilgili bir başka önemli etki ise, işgücü piyasaları üzerindedir. Devletçilik

politikaları, özellikle işçi hakları ve çalışma koşulları konusunda yeni standartlar belirlemiştir.

Bu durum, özel sektör işverenleri için maliyetlerin artmasına neden olurken, işçiler için daha iyi

çalışma koşulları ve sosyal güvenceler sağlamıştır. Bu değişiklikler, özel sektörün işgücü

piyasasını daha düzenli ve organize bir hale getirmiş, çalışanların verimliliğini ve motivasyonunu

artırmıştır.

Son olarak, devletçilik politikalarının, özel sektörün yapısal dönüşümüne zemin

hazırlamıştır. Devletin stratejik sektörlerdeki yatırımları, özel sektör firmalarını da bu alanlara

yönlendirmiş, böylece Türkiye'nin sanayileşme süreci hız kazanmıştır. Bu süreçte, özel sektör

daha teknolojik ve yenilikçi üretim metodlarına adapte olmuş, ulusal ve uluslararası pazarlarda

rekabet edebilirliklerini artırmıştır.

Devletçilik politikalarının özel sektör üzerindeki etkileri incelendiğinde, Atatürk

döneminin ekonomik stratejilerinin Türkiye'nin modernleşme sürecine nasıl yön verdiği daha net

bir şekilde anlaşılmaktadır. Özellikle 1929 Dünya Ekonomik Buhranı'nın ardından uygulamaya

8
Durmuş, Savaş. Aydemir, N. Kemal. “Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1938)” Kafkas Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 11 Mart 2016.

9
konulan bu politikalar, hem ekonomik bağımsızlığı hedeflemiş hem de ulusal sanayi kapasitesini

artırmayı amaçlamıştır. Bu süreçte, devletin özel sektöre olan müdahalesi, bazen destekleyici

bazen de kısıtlayıcı olmuş; ancak genel olarak özel sektörün yapısal dönüşümüne katkıda

bulunmuştur.

Devletin sanayi ve altyapı projelerine yaptığı yatırımlar, özel sektörün rekabetçilik

kapasitesini artırmış, teknolojik yeniliklerin adaptasyonunu hızlandırmış ve uluslararası pazarda

daha etkin bir rol almasını sağlamıştır. Ancak, devletin ekonomideki baskın pozisyonu, özel

sektörün serbest piyasa koşulları içinde tam anlamıyla işlev görmesini zaman zaman

engellemiştir. Buna rağmen, devletçilik politikaları sayesinde özel sektör, ekonomik krizler

karşısında daha dirençli bir yapı kazanmış, devletin sağladığı finansal destekler ve teşviklerle

yeni yatırım alanlarına yönelmiştir.

Sonuç olarak, Atatürk döneminde uygulanan devletçilik politikaları, Türkiye'nin

ekonomik yapısını köklü bir şekilde dönüştürmüş ve özel sektörün modern ekonomi içindeki

rolünü yeniden şekillendirmiştir. Bu politikalar, özel sektörün gelişimini hem teşvik etmiş hem

de belirli dönemlerde kısıtlamış olsa da, Türkiye'nin sanayileşme sürecinde kritik bir dönüm

noktası oluşturmuştur. Devletçilik politikaları, özel sektörle olan etkileşimleri sayesinde, ulusal

ekonominin kısa vadede stabilizasyonunu ve uzun vadede gelişimini sağlayacak temelleri

atmıştır. Bu bağlamda, Atatürk dönemi devletçilik politikalarının, Türkiye'nin ekonomik

tarihinde özel sektörün yapısal dönüşümü üzerinde belirleyici bir rol oynadığı söylenebilir.

Kelime Sayısı: 1147

10

You might also like