Professional Documents
Culture Documents
TITC IA - Alp Şişman
TITC IA - Alp Şişman
TITC IA - Alp Şişman
ARAŞTIRMA PROJESİ
Kelime Sayısı:
Mayıs - 2023
1
İçindekiler
2
Bölüm 1: Kaynakların Tanımlanması ve Değerlendirilmesi
Kaynaklar araştırılırken, ana argüman üzerinden yola çıkarak oluşturulup kullanılan ana
soru “Türkiye'de Atatürk Döneminde İzlenen Devletçilik Politikalarının Özel Sektör Üzerindeki
olmuştur. Bunun yanı sıra, Atatürk döneminin sosyo-ekonomik yapısı, Atatürk döneminde özel
Döneminde Özel Sektör Sanayiin Gelişimi” adlı makalesidir. Bu makale, 2002 yılında, Erciyes
ekonomi tarihi araştırıcıları ve politikacılar için önemli bir kaynaktır. Makalenin özel sektörün
gelişimine yönelik bilgileri ve detaylı analizi, devletçilik politikalarının özel sektör ve Atatürk
1
Altınparmak, Aytekin. “Türkiye’de Devletçilik Döneminde Özel Sektör Sanayiin Gelişimi” Erciyes Üniversitesi
İİBF, İktisat Bölümü, 2002.
3
döneminin ekonomik yapısı üzerindeki etkilerini anlamakta oldukça yararlıdır. Araştırma
Ekonomisi (1923 – 1938)" başlıklı akademik makaledir. Makalenin odağı, Atatürk döneminde
Makalenin amacı, bahsi geçen devletçilik politikalarının özel sektör üzerindeki etkisini ve
bu politikaların Türkiye ekonomisine olan etkilerini ele almaktır. Makalenin önemi, Atatürk
yapısının oluşumunda nasıl bir rol oynadığını detaylı bir şekilde anlamakta oldukça yararlı
politikasıyla ilgilenenler için önemli bir kaynaktır. Makalenin araştırma açısından sınırlığı,
spesifik olarak özel sektörün üzerinde durulmaması olduğu söylenebilir, fakat Atatürk döneminin
ekonomik yapısını bütünüyle anlamak, edinilmesi gereken bilgiler ve yapılacak olan analiz
2
Durmuş, Savaş. Aydemir, N. Kemal. “Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1938)” Kafkas Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 11 Mart 2016.
4
Bölüm 2: Araştırma
kalan zayıf ekonomik yapı dolayısıyla ekonomik bakımdan oldukça zor şartlar altında kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan dış borçların yanı sıra yerli sanayi kıtlığı, niteliksiz eğitim, I.
Dünya Savaşı’nın yeni Türk devleti üzerinde bıraktığı etkiler, Lozan’da kabul edilmiş olup
1929’kadar etkisini sürdürecek olan gümrük anlaşmaları ve 1929 buhranı gibi durumlar da
devletçilik politikaları, devletin kalkınmasını hedeflediği gibi özel sektör üzerinde de önemli
etkileri incelenecektir.
olan, sanayi sektörü zayıf kalmış, tarıma dayalı bir devlet idi. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu
durum dolayısıyla ekonomik yapıyı yeniden inşa etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Devletçilik
politikalarının temellerinin atıldığı ilk yerin Atatürk’ün liderliğinde düzenlenen İzmir (Türkiye)
bağımsızlığına ulaşma yolunda önemli bir yapıtaşı olduğunu da eklemek gerekir. Kongre
sonucunda Türkiye’nin ekonomik gelişmesi için; üreticilerin korunması, ihracatın teşvik edilip
ithalatın azaltılması, milli Türk endüstrisini oluşturma, demiryolu inşası ve geliştirilmesi alınan
3
Durmuş, Savaş. Aydemir, N. Kemal. “Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1938)” Kafkas Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 11 Mart 2016.
5
temel kararlar olmuştur. Kongre sonucu alınan kararlardan bir diğeri ise izlenecek ekonomi
bireyselleşmesi esas alan bir sistem olsa da, devletin ekonomiye ve piyasaya hiç karışmayacağı
gücünün yetmediği veya karlı bulmadığı durumlarda devlet devreye girecektir. Aşağıdaki tablo,
liberal kapitalizm ekonomisi anlayışıyla yürütülen Türkiye’nin ilk yedi senesi boyunca
ilk yedi senesi boyunca ithalattan sürekli açık verilmiştir. Bu açığın temel sebepleri ise I. Dünya
Savaşı döneminde halihazırda kısıtlı olan üretim birimlerinin yıkılıp harap olması, hammadde
Ek olarak, 1928-1929 yılları verilerinden de görüldüğü gibi açığın iki katına çıkması 1929 dünya
6
ekonomik krizinin olumsuz etkilerinin bir göstergesi olduğu söylenebilir. Halkın bu konudaki
İthalat açığının sürekli artması ile anbean zayıflayan Türkiye ekonomisi, liberal ve
kapitalist ekonomik anlayışın yürümediğinin bir göstergesi olmuş, devletin serbest piyasa
ekonomisine müdahale etmesini zorunlu kılmıştır. Bahsedilen ülke şartlarının yanı sıra, ülkenin
acil sanayileşme ihtiyacı, özel sektörün sermaye ve deneyim eksikliği; fabrika, yol ve eğitim
olduğu söylenebilir.4
husus ise 1927’de Türkiye’de yapılan ilk resmi sanayi sayımıdır.5 Sanayi sayımının yardımıyla
ülkenin sanayi kapasitesi hakkında bir fikir oluşmuş, gelecekte gerçekleştirilmesi hedeflenen
planlar için güvenilir bir veri tabanı oluşturmuştur. Sayımlar sayesinde devlet, hangi sektörlerde
1929’da başlayıp etkisini 1930’da büyük ölçüde hissettiren Büyük Buhran6, tüm dünyayı
dönem süresince devlet çeşitli sanayi girişimlerine katkıda bulunmuş, ekonomik gerilemeyi
önlemeyi amaçlamış ve çok sayıda kamu kuruluşu kurmuştur.7 Krizin yanı sıra Türkiye’nin
4
Altınparmak, Aytekin. “Türkiye’de Devletçilik Döneminde Özel Sektör Sanayiin Gelişimi” Erciyes Üniversitesi
İİBF, İktisat Bölümü, 2002.
5
Serdar Şahinkaya. "Cumhuriyetimizin İlk Sanayi Sayımı 1927: ‘Bir Hesaplaşma Hazırlığı’." Çalışma ve Toplum,
2019/1, pp. 179-202.
6
“1929 Ekonomik bunalımı, diğer adıyla büyük depresyon, ekonomik sonuçları öncelikli olacak şekilde toplumsal ve
siyasal sonuçları ile dünyanın karşılaştığı ilk büyük ekonomik krizdir.” “1929 Ekonomik Buhranı”. Atatürk
Ansiklopedisi, 09 Mart 2021, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/1929-ekonomik-buhrani/.
7
Kahraman, Serpil. İktisadi Devletçilik ve Sanayileşme Politikaları (1929 – 1939). İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, 2005. Yüksek Lisans Tezi.
7
gümrük kısıtlamalarının 1929’da kaldırılmasının da ekonomik gelişime ve devletçilik
yıllar, özel sektörün izleyeceği yol açısından önemli bir dönem haline gelmiştir. Devletin
ekonomiye ve piyasaya artan müdahalesi, özel sektörü destekleyici faaliyetler içerdiği gibi
kısıtlayıcı yönde de şekillendirmiştir. 2.1’de bahsedildiği gibi, başlangıçta yalnızca özel sektörün
yetersiz kaldığı kısımlarda devlet müdahale edeceği öngörülse de, zamanla özel sektörün
zayıflığı ortaya çıkmış ve devletin ülke ekonomisi üzerindeki gücü gitgide artmıştır.
söylenebilir. Devletçilik politikaları, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı sonrasında daha belirgin
eklemek gerekir.
önemli yatırımlar yaparak özel sektör için hem rekabet hem de işbirliği ortamı yarattığı
söylenebilir. Örneğin, devlet tarafından kurulan fabrikalar, özel sektörün gelişimine katkı
sağlamış, ancak aynı zamanda özel sektör firmaları için ciddi bir rekabet unsuru oluşturmuştur.
8
Bu durum, özellikle yerli sanayicilerin teknoloji ve yönetim becerilerini geliştirmelerini teşvik
etmiş, böylece üretim teknikleri ve endüstriyel kapasite üzerinde olumlu etkiler yaratmıştır.
projelerini hayata geçirmelerine olanak sağlamıştır. Öte yandan, devletin ekonomideki ağırlıklı
rolü, özel sektörün bazı alanlarda girişimcilik yapmasını sınırlamış, bazı durumlarda bürokratik
Özel sektörle ilgili bir başka önemli etki ise, işgücü piyasaları üzerindedir. Devletçilik
politikaları, özellikle işçi hakları ve çalışma koşulları konusunda yeni standartlar belirlemiştir.
Bu durum, özel sektör işverenleri için maliyetlerin artmasına neden olurken, işçiler için daha iyi
piyasasını daha düzenli ve organize bir hale getirmiş, çalışanların verimliliğini ve motivasyonunu
artırmıştır.
yönlendirmiş, böylece Türkiye'nin sanayileşme süreci hız kazanmıştır. Bu süreçte, özel sektör
daha teknolojik ve yenilikçi üretim metodlarına adapte olmuş, ulusal ve uluslararası pazarlarda
döneminin ekonomik stratejilerinin Türkiye'nin modernleşme sürecine nasıl yön verdiği daha net
bir şekilde anlaşılmaktadır. Özellikle 1929 Dünya Ekonomik Buhranı'nın ardından uygulamaya
8
Durmuş, Savaş. Aydemir, N. Kemal. “Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1938)” Kafkas Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 11 Mart 2016.
9
konulan bu politikalar, hem ekonomik bağımsızlığı hedeflemiş hem de ulusal sanayi kapasitesini
artırmayı amaçlamıştır. Bu süreçte, devletin özel sektöre olan müdahalesi, bazen destekleyici
bazen de kısıtlayıcı olmuş; ancak genel olarak özel sektörün yapısal dönüşümüne katkıda
bulunmuştur.
daha etkin bir rol almasını sağlamıştır. Ancak, devletin ekonomideki baskın pozisyonu, özel
sektörün serbest piyasa koşulları içinde tam anlamıyla işlev görmesini zaman zaman
engellemiştir. Buna rağmen, devletçilik politikaları sayesinde özel sektör, ekonomik krizler
karşısında daha dirençli bir yapı kazanmış, devletin sağladığı finansal destekler ve teşviklerle
ekonomik yapısını köklü bir şekilde dönüştürmüş ve özel sektörün modern ekonomi içindeki
rolünü yeniden şekillendirmiştir. Bu politikalar, özel sektörün gelişimini hem teşvik etmiş hem
de belirli dönemlerde kısıtlamış olsa da, Türkiye'nin sanayileşme sürecinde kritik bir dönüm
noktası oluşturmuştur. Devletçilik politikaları, özel sektörle olan etkileşimleri sayesinde, ulusal
tarihinde özel sektörün yapısal dönüşümü üzerinde belirleyici bir rol oynadığı söylenebilir.
10