Professional Documents
Culture Documents
MENTEŞEOĞULLARI
MENTEŞEOĞULLARI
MENTEŞEOĞULLARI
Bütün bunlara rağmen Menteşeoğlu mimarisinin esasını oluşturan plan tipleri (kare planlı ve
kubbeli mescit, kubbe ve tonozlarla örtülü birimlerden oluşan cami/çok birimli cami), ortak
bir avlu çevresinde yer alan cami-medrese ikilisi, açık avlulu/revaklı/eyvanlı medrese, bir
türbeyle bir ibadet mekânından oluşan iki birimli tarikat yapısı, merkezî kubbeli ve iki/üç/dört
eyvanlı hamam, eyvan-türbe vb.) hemen bütünüyle Anadolu Selçuklu mirasına bağlanır
Eski Çine’deki Ahmed Gazi Camii (1308), dönemi için büyük bir teknik atılıma işaret eden
17.00 m. çapındaki kubbesiyle, Osmanlı mimarisinde anıtsal boyutlarda ele alınarak
geliştirilecek olan tek kubbeli camilere öncülük etmişti yrıca Milas’taki Hacı İlyas Camii
(1333), kubbelerle örtülü üç birimden meydana gelen ve yanları açık olan son cemaat yeri
revağıyla, Anadolu’da ilk uygulamalarına XIII. yüzyıl Selçuklu mescitlerinde tanık olunan
son cemaat yerlerinin gelişiminde önemli bir aşamaya işaret etmektedir108.
Kare planlı harim yine kare planlı ve kubbeli üç birimden meydana gelir.gotik üsluplu sivri
kmerleri,devşirme sütunları,merdiven minare sonradan değişmiş kesme taşlı silindir gövdeli
yapının duvarları, moloz taş ve kırık tuğlaların oluşturduğu özensiz bir almaşık örgüyle
meydana getirilmiştir. Örgüde bol miktarda devşirme malzeme görülür. Kıble ekseninde
gelişen dikdörtgen bir alana yayılmıştır. Planına, üstyapısına, cephelerine asimetri ve
düzensizlik hakimdir. Son cemaat yeri yoktur. Harim sekiz adet payeye ve duvarlara oturan
kemerlerle toplam 13 birime ayrılmıştır. Payelerden kuzeydoğudaki sekizgen, diğerleri kare
kesitlidir. Kuzey cephedeki minare merdiven biçimlidir.
medresenin duvarlarında moloz taş örgüyle kesme taş örgü birlikte kullanılmıştır. Dış
cephelerde ve özellikle taçkapıda, ayrıca eyvan cephesinde özenli kesme taş isçiliği
gözlenmekte, buna karşılık iç duvarlarda moloz taşın tercih edildiği anlaşılmaktadır. Açık
avlulu ve eyvanlıselçuklu geleneğini sürdürsede mimari öğelerinde, ayrıntı ve oranlarında
gotik üslubu etkisi görülülmektedir. Güney cephede bukunan gotik üsluplu taçkapı süsleme
öğeleri ve bezeme olarak kaval silmelerle yetinilmiştir.enine dikdörtgen planlı avlu sivri beşik
tonozlu eyvan kubbelidir.avluyu kuşatan odalar önünde revaklar bulanmaz.
Eyvan kemerinin üst köşelerinde iki arma bulunur, bunların üzerinde mermerden kabartma
elinde sancak tutan arslanlar tasir edilmiştir.kubbeye geçiş pandantifle sağlanmış kubbe
kiremit örtülüdür.
CAMİ;duvarları içten ve dıştan mavi beyaz bloklarla örülmüş,uğla örülü kubbe kiremitle
kaplanmıştır.kubbeye geçiş istiridye motifleriyle dolgulu tromplarla sağlanmıştır. Doğu batı
ve güney cephelerinde ikişer gruplu dörder pencere yer alır.geometrik kompozisyonların
çeşitli stilize bitki motifleri ve Rumiler kullanılmış ayrıca ayet ve hadis yazılarına da yer
verilmiştir. pencerelerde de mermer üzerine oyma ile renkli taş ve firuze renkli çini kakma
teknikleri görülür. mermerden yontulmuş olan mihrapta mukarnaslı çerçeve, mukarnas
başlıklı sütunçeler, kandil motifleri ve rûmîli panolar dikkati çeker.
Cami ile medrese ortak bir avluyu paylaşmakta, caminin aynı zamanda medresenin dershanesi
olduğu anlaşılmaktadır. İlyas Bey Camii bir yandan Selçuklu Dönemi’nin, ortak bir avlu
etrafında bütünleşen cami- medrese gruplarına diğer yandan eyvanlı/avlulu medreselerine,
ayrıca harimin tasarımı ile de kare planlı ve kubbeli Selçuklu mescitlerine bağlanmaktadır.
Cephe düzeninde ve süsleme ayrıntılarında ise Selçuklu mirasının yanı sıra Suriye-Memluk
etkileri de hissedilir. Bütün bu geleneklerin bir sentezi olan cami tamamen kendine özgü,
Anadolu Türk mimarisinde bir başka benzeri olmayan ilginç bir yapıdır.
MEDRESE: Camiden farklı olarak külliyenin diğer yapıları moloz taş, tuğla ve devşirme
malzemeyle örülmüştür. Avlunun çevresinde revak yoktur. Caminin karşısında, sivri kemerli
ve kubbeli bir eyvan şeklinde düzenlenmiş olan dershane bulunur. Duvarlarda, devşirme
mermer bloklarının da kullanıldığı özensiz bir almaşık örgü dikkati çeker. Kubbesinin
üzerinde izleri görülen, sıvaya yapışık, geniş, içbükey kiremitler devrinden kalmadı
FİRUZBEY CAMİİ
Kurşunlu Cami olarak da tanınan yapı, bir medrese ve bir hazireden oluşan geniş bir avlu
içerisindedir. Avlunun batı kenarı boyunca sıralanan medrese hücreleri, yapılan onarımlar
sırasında özgün şekillerini önemli ölçüde kaybetmiş, haziredeki mezar taşları ise başka bir
mezarlığa taşınmıştır. Yapı zaviyeli camilerin önemli örneklerinden biridir. üç birimli bir son
cemaat yerinin ortasında yer alan birim bir kubbeyle, iki yandaki birimler birer beşik tonozla,
iç avlu basık bir kubbeyle, diğer mekanlar ise birer kubbeyle örtülüdürMekanı örten kubbe
sekizgen bir kasnak üzerine oturmaktadır. Kubbeye geçiş, mukarnas dolgulu tromplarla
sağlanmıştır. Yapının kuzeybatı köşesinde, beden duvarları üzerinde yükselen minare düzgün
kesme taşlarla kaplanmıştır. yapı, mimari özelliklerinin yanı sıra, süslemeleriyle de önemlidir.
Pencere alınlıkları, son cemaat yeri, taçkapı ve mihrapta yer alan orijinal bezemelerin yanı
sıra, mekanların duvarları ve kubbe iç yüzeylerinde sonradan yapılmış kalemişi süslemeler
görülmektedir. Son cemaat yerindeki dikdörtgen şekilli ve ajur tekniğinde süslenmiş mermer
korkuluk levhaları, yıldız ve geçmelerden oluşan geometrik kompozisyonlar içermektedir. Bir
mukarnas şeritle çerçevelenmiş olan taçkapının alınlığına yerleştirilen, çift renkli mermerle
oluşturulmuş kemerin sınırladığı çökertmenin içinde ve taçkapı tepeliğinde birer kitabe
levhası yer almaktadır. slemeler ise kabartma tekniğiyle yapılmıştır. Mihrap nişinin
köşelerinde yer alan sütunçelerin başlıkları mukarnaslıdır.
Osmanlıların ilk devirlerinden itibaren pâyeli ve çok kubbeli yapılar dikkati çeker. Bu zamanın en iyi
dinî mimari örneği Bursa Ulu Camii’dir.29
Osmanlı cami mimarisi çok destekli tipten bir büyük kubbenin hâkim olduğu yapıya doğru gelişme
göstermiştir. Bunun ilk denemeleri, İznik HacıÖzbek Camii ile Bursa Alaeddin Camii’dir. Bu dönemin
ardından “Ters T” veya “ZaviyeliCamiler”in ortaya çıktığı görülür. İznik Nilüfer Hatun Camii ve
İmareti ile Bursa Hüdavendigar Camii ve Bursa Yeşil Camii de aynı tipin önemli örneklerindendir.
Araştırmacılara göre bu dönem “Bursa Üslûbu” diye adlandırılır.30Edirne Üç Şerefeli Camii ise klasik
dönemi hazırlayan eserlerden biridir. Revaklı avlusu, enine gelişen dikdörtgen mekân ve altı direk
üzerine oturan kubbe, yanlarda küçük kubbelerle camide, mekân genişliğisağlanmayaçalışılmıştır.
Osmanlı mimarisi XVI. asırda Sinan’la birlikte zirveye ulaşmıştır. Klasik üslûp diye nitelenen bu
devrin en bariz örnekleri Süleymaniye Camii, Şehzadebaşı Camii ve Edirne Selimiye Camii’dir. Bu
dönem, mimaride “altın” devir olarak da adlandırılır.32
Erken Osmanlı Mimarisinin en eski yapılarından biri olan Hacı Özbek Camii, Osmanlı
Mimarisi içerisinde tarihi bilinen ilk yapı olması yönüyle öne çıkmaktadır. Erken Osmanlı
Dönemine ait çeşitli yapılarda gördüğümüz almaşık duvar örgü sistemi, Hacı Özbek
Camii’nde de kullanılmıştır. Bu duvar örgüsü bir sıra kesme taş, üç veya dört sıra tuğla olarak
değişmektedir. Tek mekanlı kubbeli ve batı yönde yer alan son cemaat yeri ile bu cami
Selçuklu Dönemi’nde Konya ve çevresindeki ilk kubbeli mescit modelinin batıya geldiğini
göstermektedir. Erken Osmanlı Dönemine ait çeşitli yapılarda gördüğümüz almaşık duvar
örgü sistemi, Hacı Özbek Camii’nde de kullanılmıştır. Bu duvar örgüsü bir sıra kesme taş, üç
veya dört sıra tuğla olarak değişmektedir. Tek mekanlı kubbeli ve batı yönde yer alan son
cemaat yeri ile bu cami Selçuklu Dönemi’nde Konya ve çevresindeki ilk kubbeli mescit
modelinin batıya geldiğini göstermektedir. Duvar konstrüksiyonu da taş-tuğla almaşıklığı ile
yerel Bizans duvar tekniğini sürdürür. Milas’ta düz ahşap çatılı Hacı İlyas Camii’nden üç yıl
sonra kubbeli bir camide görülen bu en eski son cemaat yerine sahiptir
Kare plan,kübik gövdeli,2 bölümlü son cemaat yeri,kiremit örtü,pandantif, tromp ve Türk
üçgenleri geçiş öğesi olarak kullanılmış.
Açık avlulu ve U planlı medresede bir dersane ile 11 ad öğrenci hücresi bulunmaktadır.
Cephe duvarları moloz taş ve tuğla ile örülmüş bazı yerlerinde devşirme malzeme
kullanılmıştır.
Revak duvarları almaşık tekniği ile bir sıra taş üç sıra tuğla örğülü olup sütunları granit ve
mermerdir.
Osmanlı beyliğinin ilk medresesidir.
Dönemin genel özelliği taş ve tuğla bir arada ,kullanılmış yapı planı kare.
Devşirme malzeme yaygın kullanılıyor , beden duvarlarında kirpi saçak uygulandığı görülür.
Öğrenci odalarında ocaklar görülür kapalı avlulu .
Kaynakça
1-Demiralp,Yekta, “Erken Dönem Osmanlı Medreseleri (1300-15009” , T.C Kültür Bakanlığı
,Ankara, 1999
2-Köprülü,Fuat, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri, 1981
3- Ayverdi,E.Hakkı, Osmanlı Mimarisinin İlk Devri (1230-1402), 1966, İstanbul
4-Akın,Himmet, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara,1968
5-Baş,Ali, Beylikler Dönemi Hanları; giriş bölümünde ilk devir Anadolu tarihine
değinildikten sonra Türklerin mimarlık alanı ticaret yapılarında konumu, işlevi ve etkilerine
kısaca değinilmiştir.
Ticaretin önemini kavradıkları için menzil hanlarını yoğun biçimde inşa ettiklerini
belirtmiştir. Ticari işlevinin yanında hapishane, sığınak ve yabancılara misafirhane gibi çok
fonksiyonlu yapılar olduğunuda anlatmıştır.
Beylikler döneminde inşa edilen menzil hanlarından hiç birinin Anadolu Selçuklu dönemi
menzil hanları hanları kadar anıtsal olmadığının daha küçük ölçekli ve mütevazi yapılar
olduğunu belirterek karşılaştırma yapmıştır. Anadolu Selçuklu’da menzil hanlarında daha çok
avlunun içinde bulunduğu şema uygulanmakla beraber Beylikler döneminde şehirler arası
yollarda avlulu menzil hanı yapılmamıştır.
Plan özelliklerine değilmiş ve menzil hanları gruplandırılmıştır.
Şehiriçi hanları; tek katlı ve iki katlı olarak gruplandırılmış , malzeme ve teknik bakımından
da ele alınmıştır. Mekan ve süsleme değerlendirmelerinden sonra sonuç bölümünde; siyasi
açıdan oldukça karışık bir dönem olan ve yaklaşık yüz elli yıl süren Beylikler döneminde
Selçuklulardan farklı olarak menzil hanlarında daha mütevazi ölçüler kullanılmış,süslemeye
hemen hemen hiç yer verilmemiş olması ayırıcı fark olarak değerlendirilmiştir. Günümüze
ulaşmış olan Selçuklu örneği olmadığından Beylikler dönemi ile kıyas yapılamayacağıyla
sonlandırmıştır.
beylikler dönemi hanları menzil hanları ve şehir hanları olarak iki gruba ayrılır. Bunlardan ön
mekanı olmayan menzil hanlarından Menteşeoğulları Beçin’de yaptırdığı Üçgöz hanı ve Bafa
gölü kenarında Bafa gölü hanıdır. Selçuklu dönemi Alnya Şarapsa Hanı ile benzerlik gösterir.
Dikdörtgen planlı olarak beşik tonoz duvarlara oturtulmuştur.
Kastamonu Candaroğullarına ait Deve Hanı ise kapıdan ara mekana geçilir ve buradan
hayvanların bağlandığı bölüme girilir. Ön mekanı olan tasarıma sahiptir. Ocakların bulunması
bu bölümün yatak yerleri olabilceğini gösterir.
Tek katlı ve iki sahınlı olarak inşa edilmiş hanlara örnek Kramanoğulları döneminden
Karaman -Mut yolu üzerinde bulunan Kozak ve Sertavul hanı gösterilebilir. İki handa beşik
tonoz örtülü olup Kozak Hanında ocak nişi bulunur.
Tek katlı, üç sahınlı, ön mekanı olmayan menzil hanları, dikdörtgen alan üzerinde inşa
edilmiş girişleri dar cephededir. Kütahya Germiyanoğullarından Çakırsaz,Yeniceköy,İnay
hanlarında her sahının üzeri beşik tonoz örtülü Çakırsaz ve İnay Handa Ocak nişi görülür.
Ön mekanı olan ve üç sahınlı düzenlemeye sahip menzil hanlarından Bursa Ulubat Hanı
Osmanlılar döneminin tarihi bilinen ilk menzil hanında ocak nişine rastlanırken baldaklen
tarzda inşa edilmiştir.
İki katlı menzil hanları; Menteşeoğullarına ait Beçin’de Kızıl Han da zemin kat hayvalrın
bağlandığı ve yatakların bulunduğu bölüm olurken üst katta bağımsız odalar bulunur.
Şehiriçi iki katlı inşa edilen hanlar; özellikle Osmanlı döneminde menzil hanlarına göre daha
fazla inşa edilmiştir. Bursa Emir Han, Geyve Hanı,Tuz Hanı İsmail bey Hanı ortak özellikleri
ortasında revaklı bir avlu ile gerisinde müstakil odalar bulunmasıdır.
Ana malzeme olarak genellikle taş olmakla beraber taçkapı ve kemerler hariç moloz ve kaba
yonu taş kullanılmıştır. Issız han ve Deve hanı gibi bazı örneklerde almaşık örgüde
kullanılmıştır. Bazılarının tonoz, kubbe, kemer gibi mimari ögeleri tuğla olmuştur. Geyve
hanında ayaklar hariç tamamen tuğla kullanılmıştır.