Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 6

Oscar Vaka’sı

Oscar terapiye annesi tarafından getirilmişti. Babası, Oscar iki yaşındayken


öldürülmüştü. Babası öldürüldüğü gün kötü bir kızamığa yakalanmıştı ve şehir
dışındaki bir akrabaya gönderilmişti. Annesi sinir krizi geçirmiş ve üç ay hastanede
kalmıştı. Sonunda, özel asistanlık görevine dönecek kadar sağlığı yerine geldiğinde,
Oscar’ı eve geri getirmiş ve ona bakması için bir yardımcı tutmuştu. Söz konusu
yardımcı tatmin edici değildi. Gelen başkaları da oldu ve şaşırtıcı derecede kısa
aralıklarla ayrıldılar. Oscar’ın hiçbir güven duygusu oluşamadı. Yardımcılardan
bazıları ona kötü davrandılar. Oscar, hayal edilebilecek en uyumsuz çocuk haline
geldi. Saldırgan, kavgacı, olumsuz, güvensiz, küstah ve bağımlı bir çocuk oldu. Adeta
çatışan duyguların bir başyapıtıydı. Annesi onu kararsız ve sinirli bir halde psikoloğa
getirdi. Aşağıda ilk görüşmeden bir alıntı vardır.

Anne: Bu Oscar. Onunla ne yapacağınızı ancak Tanrı bilir. Ama işte burada.
Terapist: Benimle oyun odasına gelmek ister miydin?
Oscar: HAYIR! Canın cehenneme! (Bağırır.)
Anne: (o da bağırarak) Oscar! Şimdi kibar olacaksın. Kes şu saçmalığı!
Oscar: (eskisinden de yüksek sesle) Hayır, hayır, hayır!
Anne: Peki. Seni buraya niçin getirdiğimi düşünüyorsun? Gıcıklık olsun diye
mi?
Oscar: (sızlanarak): İstemiyorum!

 Yeni başlayan bir terapist bu noktada kendine sorar: ‘Şimdi ne olacak?’


 Onu oyun odasına getirmek için kandıracak mıyız?
 ‘Oyun odasında çok güzel oyuncaklarımız var. Benimle gelirsen ben de
sana oynayacak ne var gösteririm.’
 Bu yaklaşım Oscar’ı olduğu gibi kabul etmemektedir.
 Oscar gelmek istememektedir.
 Terapist, sesinde farkedilir bir üzüntü ile ‘Annen bu kadar yoldan seni
getiriyor ve sen benimle oyun odasına gelmek istemiyorsun’ mu
demelidir?
 Bu durum duygunun yansıtılmasıdır ancak içinde ince bir kınama da
barındırmaktadır. ‘Sen kaba, küçük bir nankörsün’ imasını da
taşımaktadır. Eğer terapist sadece Oscar’ın duygusunu yansıtmak
isterse ne söylemelidir?
 ‘Benimle gelmek istemiyorsun’ Terapist bunu da dener.

Terapist: Benimle gelmek istemiyorsun.


Oscar: Hayır! (Terapiste surat asar ve yumruklarını sıkar) Canın cehenneme!
Anne: Eğer oraya gitmezsen seni sonsuza dek burada bırakırım.
Oscar: (annesine yanaşarak sızlanır) Beni bırakma, beni bırakma. (Haykırarak
ağlar.)
Terapist: Oscar, annesi onu burada bırakmakla tehdit edince korktu.
(Bu durum Oscar’ın duygularının tanınmasıdır. Ancak öfkelenen annenin de
kınanmasıdır)

Anne: Bir şeyler yapmalıyım. Tanrıya karşı dürüst olmam gerekirse Oscar,
eğer susup bu hanımla gitmezsen seni bırakırım ya da seni veririm!
Oscar: Beni bekler misin? (acıklı bir halde) Geri döndüğümde burada
olacaksın.
Anne: Eğer böyle davranırsan tabii ki olacağım.
Oscar: ( adeta ölü gibi yapıştığı annesini eteğinden terapistin tarafına geçer)
Bekleyecek misin?
Terapist: Annenin seni bekleyeceğine dair söz vermesini istiyorsun.
Oscar: Söz verir misin?
Anne: Söz veriyorum.

(Terapist ve Oscar oyun odasına girerler. Terapist kapıyı kapatmaya yeltenir)

Oscar: (bağırarak) Kapıyı kapatma, kapıyı kapatma! (Gözyaşları


yanaklarından süzülür)
Terapist: Kapıyı kapatmamı istemiyorsun. Eğer kapıyı kapatırsak burada
benimle kalacağından korkuyorsun.
 Bu durum, Oscar’ın duygusunun tanınmasıdır. Şaşırarak bakar ve sonra
başını sallar.
 Şimdi ne olacaktır? Terapist çocuğun duygusunu tanıdıktan sonra bunu
göz ardı edecek ve ‘Ama biz içeri girince kapıyı kapatacağız’ mı diyecek
ve kendini bunun değerli bir sınırlama olduğuna mı inandıracaktır?
 Bunu yapmak hangi amaca hizmet edecektir? Duyguları tanıyacağımıza
fakat görmezden geleceğimize mi işaret edecektir?
 Terapist Oscar’ın kapalı kapı korkusu ve diğer korkuları ile olduğu gibi
kabul etmekte midir?
 Çocuğa, seçim yapmasına ve yolu açmasına izin vererek ne demek
istediğini göstermekte midir?
 Oscar’a gerçek duygularını ifade etmesi için izin verici bir ortam
oluşturmakta mıdır? Çocuğa karşı derin bir saygı duymakta mıdır?
 Terapist eğer kapıyı kapatırsa tüm bu ilkelerden uzaklaşacak gibidir. O
zaman ne söyleyecektir?

Terapist: Kapıyı kapatmamı istemiyorsun, Eğer kapatırsam benimle burada


kalmaktan korkuyorsun. Peki. Kapıyı açık bırakacağız. Kapıyı sen hazır hissettiğinde
kapatırsın.

(Bu durum sorumluluğu Oscar’a bırakmaktadır. Seçim yapmak ona


kalmıştır. Oscar oyun odasına bakar. Çekinliğini atar atmaz saldırganlaşmaya
başlar.)

Oscar: Buradaki her şeyi kıracağım.

Bu durumda kısıtlamalar (sınır koyma meselesi) ne olmalıdır? Terapist,


‘Burada oyuncaklarla istediğin şekilde oynayabilirsin ancak onları kıramazsın’
veya ‘Diğer çocuklar da bu oyuncaklarla oynuyor, bu yüzden onları kıramazsın’
mı demelidir? Bu yanıtlar Oscar’ın ifade ettiği duygunun yanıtları değildir. Söz
konusu yanıtlar, içeriğin ötesini duyumsamaktan çok, içeriği yanıtlamanın
tuzağına yenik düşmektir.
Terapist: Şimdi kendini güçlü hissediyorsun.
Oscar: (terapiste ters ters bakar) Seni de mahvedeceğim.
Terapist: Kendini hala güçlü hissediyorsun.
Oscar: Ben...(aniden güler). Ben... (Oyun odasında gezer ve oyuncak telefonu
alır) Bu nedir?

Bu soru terapist için başka bir davettir. Terapist, ‘Onun ne olduğunu


merak ediyorsun’ veya ‘O bir telefon’ mu diyecektir? Bu durumda baskı
yapmaktan çok, basit bir soruyu yanıtlamanın seansın ilerlemesi için daha
yardımı olacağı görülür.

Terapist: O oyuncak bir telefon.


Oscar: Onu da kıracağım.
Terapist: Telefonu da kırmak istiyorsun.
Oscar: (küçük bir melek gibi gülümseyerek) Evet, insanlara ve eşyalara zarar
vermeyi severim.
Terapist: İnsanları incitmeyi ve insanları kırmayı seviyorsun.
Oscar: (sakince) Evet. Aaa bak. Tabaklar var. Evle oynayacağım. (Masayı
kurmaya başlar, sonra telefonu alır ve telefonda konuşur) Merhaba, sen misin Mary?
Evdeyim, akşam yemeğindeyim. ( terapiste) Akşam yemeğindeyim değil mi?
Terapist: Akşam yemeğindesin.
Oscar: (telefona dönerek) Evet, akşam yemeğindeyim. Neyimiz mi var?
(sesinin tonuna bakılırsa Mary ona soru sormakta o da soruyu tekrar etmektedir.
Terapiste döner) Neyimiz var?
Terapist: Sana akşam yemeğinde nelerimiz olduğunu anlatmamı mı
istiyorsun?
Oscar: Evet, çabuk söyle.

Terapist çabucak bir menü mü söylemelidir? Yoksa ‘Sen ne istedin?’


veya ‘Benim söylememi istiyorsun değil mi?’ mi demelidir? Bir menü söylemek
oyunu daha uygun devam ettirecek gibi gözükmektedir. Terapist çabucak bazı
yiyecek isimleri sayar. Oscar, sayılanları telefonda kelime kelime tekrar eder.
Oscar: Ne? Burada bir oyuncak bebek evinin olup olmadığını öğrenmek mi
istiyorsun? (terapiste döner) Oyuncak bebek evimiz var mı?

(Oyuncak bebek evi oldukça görünürdür)

Terapist: Oyuncak bebek evimiz var.


Oscar: Hiç oyuncak askerimiz var mı?
(Oscar, oyuncak askerlerimiz var diyen terapiste dönerek bunu tekrar eder)

Oscar, odadaki tüm oyuncakların dökümünü yapmaya devam eder.


Terapist her soruya yanıt verir. Oscar ne yapmaya çalışmaktadır? Elbette
sorularının yanıtlarını bilmektedir. Odadakileri önceden gördüyse, neden
terapiste sormaya devam etmektedir? Oscar terapistle başka ne şekilde
yakınlık kurabilirdi? Görünen kadarıyla yapmaya çalıştığı budur. Görünen her
şey hakkında soru sorduktan sonra telefonda şöyle der:
Bu hanımı öpüp öpmeyeceğimi mi bilmek istiyorsun? (Sonra terapiste
dönerek) Bayan, sizi öpecek miyim?

Terapist, terapiyi tıkayabilecek çok fazla duygulanım gösterilmesine


ilişkin uyarıyı hatırlar. ‘Beni öpmek istiyorsun’ mu demelidir? Yoksa izlediği
yolda devam mı etmelidir?
Terapist: Beni öpüp öpmeyeceğini bilmek istiyorsun?
Oscar (sırıtarak) Evet.

 Oscar gelir ve kibarca terapistin elini öper. Sonra, olasılıkla eski halini
düşünerek, telaşla çekici alır ve çivi tahtasına vurmaya başlar. Kapı hala
açıktır.
 Bu durumda terapist için diğer bir sınama bulunmaktadır. Kapı ne olacaktır?
Gürültü korkunçtur. Oscar vurmayla meşgulken terapist kapıyı kapatmalı
mıdır? Oscar’ın dikkatini kapıya çekip kapatması gerektiğini düşünüp
düşünmediğini mi sormalıdır? Küçük arkadaşına olan inancını korumalı ve
gürültüden rahatsız olan biri gelene ve Oscar’ı durdurana dek beklemeli midir?
 Söz konusu bu olayda görünürde kimse gürültüden rahatsız olmadı, kapıyı
kapatmak gerekmedi. Diğer yandan, eğer biri gelmiş olsaydı, Oscar’ı
gürültünün diğer insanları rahatsız ettiği, ya kapının kapatılması ya da
gürültünün sona erdirilmesi gerektiği konusunda uyarmak; seçimi ona
bırakmak ve bu noktada ifade edeceği tüm duyguları yansıtmak için hazır
olmak terapi için gerekli olacaktı. Ancak bu durum, terapi ortamının izin
vericiliğine getirilen sınırlamayı yaratacak bir gerçekliğin içeri alınması
olacaktı.
 İzleyen haftada, oyun odasına terapistle giren Oscar kapıyı gönüllü olarak
kapattı. Kapatmamış olsaydı, terapist Oscar’ın durumuna karar vermesi için
kendi hareketini yapmasını bekleyecekti. Söylemek gerekirse, bu durum bazı
şeylerin aceleye getirilmesiydi. Kapının gönüllü olarak kapatılması, ilişkinin
kurulmasında belli bir miktar gelişmeye işaret etmektedir. Bu durum, yeni bir
bağımsızlığa ve seçim yapabilme yeteneğine doğru Oscar tarafındaki
büyümenin göstergesi olduğu kadar, terapiste olan güvenin bir ifadesi olarak
da görünür.

You might also like