Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

SA'DT-i STRAZT

alakah hikayedir (Külliyyat, s. 80) Bazı


araştırmacılar hikayede adı geçen zatın
Ebü'l-Ferec Cemaleddin İbnü'l-Cevzl (ö. 597/
120 ı) olduğunu kabul ederek Sa'dl'nin adı
geçen alimin ölümünden en az yirmi yıl
sad i önce 577 ( 1181 -82) yılı civarında dünyaya
Çelebi'nin geldiğini ileri sürmüştür. Gerçekte ise bu
iki fetvas ı kişi İbnü'l-Cevzl ile aynı ismi, künye ve la-
(ilmiyye
kabı taşıyan torunudur. Torun İbnü'l-Cev­
Satnamesi,
s. 358, 360) zl dedesi gibi Bağdat'ta vaizlik, Müstansı­
riyye Med resesi'nde müderrislik yapmış,
633'te ( 1235-36) Darülhilafe muhtesibi ol-
seyin Paşa, nr. 4ı-42; Hacı Selim Ağa Ktp., BİBLİYOGRAFYA :
muş, babası ve iki kardeşiyle birlikte Gü-
Yakub Ağa, nr. 8, Hacı Selim Ağa, nr ı ı4) . TSMA, 0.5781; istanbul Vakıfları TahrirDe{te-
ri 935 (1546), bk. İndeks; Aşık Çelebi. Meşairü'ş­
listan 'ın telif edildiği 656 ( 1258) yılında
Metot ve muhteva bakımından eserin ken-
şuara, vr. 157'-158'; Mahmud Süleyman el-Ke- Bağdat'ın istilası sırasında Moğollar tara-
dine has bazı özellikleri vardır. Baş kısmın­
fevi. Keta'ibü a'lami'l-atıyar min fukaha'i me?- fından öldürülmüştür. Sa'dl'nin gençliğinin
daki açıklamalarda Sa'deddin et-Teftaza- hebi'n-Nu'mani'l-mutıtar, Süleymaniye Ktp., Re- bu hocasının muhtesibliği dönemine rast-
nl, Seyyid Şerif el-Cürcanl ve Ekmeleddin 1sülküttab, nr. 690, vr. 399b-400b; Latifı. Tezkire-
laması sebebiyle o sırada yaşının yirmi ci-
el-Babertl'nin fikirlerine sıkça yer verilmiş, tü'ş-şu'ara IJe tabsıratü'n-nuzama (haz. Rıdvan
varında olması muhtemeldir. Buna göre
süre isimleri, nüzül yerleri ve ayet sayıları Canım), Ankara 2000, s. 305-306; Mecdi, Şekaik
Tercümesi, s. 443-445; istanbul Vakıfları Tahrir 610-615 (1213-1218) yıllarında doğmuş ol-
hakkındaki görüşlere temas edilmiş, Ce-
Defteri: 1009 (1600) Tarihli (haz. Mehmet Cana- malıdır. Yaşadığı dönemde sahip olduğu
ıaıeddin es-Süyütl'den nakillerde tercih edi-
tar), İstanbul 2004, bk. İndeks; Keşfü'z-zunün, 1, şöhrete ve halkın takdirini kazanmış olma-
len görüşler belirtilmiştir. Gramerde el- 191; Müstakimzacte. DeiJha-i Meşayih-i Kibar,
sına rağmen hayatına dair bilgiler sınırlı­
Kafiye, lugatta el-Kamilsü'l-muJ:ıit, usul- Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi , nr. 251, vr. 7b-8b;
dır. Eserlerinden hareketle kaleme alınan
de et-TelviJ:ı en çok istifade edilen kay- Deuhatü'l-meşayih, s. 18; Sicill-i Osman~ lll, 25;
Osmanlt Müellifleri, 1, 323; ilmiyye Salnamesi, biyografilerdeki bilgileri de aktarılan tari-
naklardır. Haşiyelerde el-Keşşaf üzerine
s . 355-360 (fetvalarından beş örnek verilmektedir): hi hadiselerle uyuşmaması sebebiyle ihti-
yapılan çalışmalardan faydalanılması, yer
Uzunçarşılı, ilmiye Teşkilatı, s. 177, 178, 197, yatla karşılamak gerekir. Mahlası olan "Sa'-
yer bunlara ilaveler yapılması esere ayrı 201, 202; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Te{sir Ta-
dl"yi ne şekilde aldığı hususunda da ihti-
bir değer kazandırmış ve ulemanın takdi- rihi, İstanbul 1974, ll , 642; Kehhale. Mu'cemü'l-
mü'ellifin, IV, 216; Ziri1~11. el-A'lam (Fethullah), lll,
laf vardır. Bazı kaynaklara göre bu mah-
rine mazhar olmuştur (Keşfü'?-?Unün, ı.
88; R. C. Repp. The Müfti of Istanbul: A Study lası Atabek Sa'd b. Zengl b. Mevdüd-ı Sal-
191; Bilmen, ll , 642). Sürelerin Mekkl ve-
in the DeiJelopment of the Ottoman Learned gurl'nin (ö. 623/1226) adından gelmektedir.
ya Medeni oluşuna, ayrıca bir süre içinde
Hierarchy, London 1986, s . 240-244; Ziya Demir, Ancak Sa'dl'nin külliyatında Sa'd b. Zen-
farklı yerlerde nazil olan ayetlere dikkat Osman lı Müfessirleri ue Tefsir Çalışmaları: K u-
gl'yi metheden bir şiiri mevcut değildir.
çeken Sad! Çelebi, Beyzavl'nin süre sonla- ruluştan X/XVI. Asrın Sonuna Kadar, İstanbul
Ayrıca Bostan'daki bazı beyitlerden onun
rında verdiği sürelerin faziletine dair hadis- 2006, s. 324-330; Mu'cemü't-tarif:ıi't-türaşi'l-is­
lami {i mektebati'l-'alem (haz Ali Rıza Karabu- şöhretinin Atabek Ebü Bekir b. Sa'd b. Zen-
leri tahrlc ederek değerlendirmiştir. Sarf,
nahiv, lugat. iştikak ve belagatla ilgili not-
lut - Ahmet Turan Karabulut), Kayseri, ts. (Mek- gl zamanında başladığı anlaşılmaktadır. İb­
tebe Yayınları), ll, 1190-1192, nr. 3183; H. Rit- nü'l-Fuvatl ve Hamdullah el-Müstevfi gibi
lar üzerinde durmuş, kıraat vecihlerini ter. "Ayasol'ya Kütüphanesinde Tefsir ilmine Ait
tarihçiler ise bu mahlasın Sa' d b. Ebü Be-
belirterek bunlar arasında tercihler yap- Arapça Yazmalar", TM, VII-VIll/2 (1945). s. 38; Re-
mıştır. Sad! Çelebi haşiyesinde bazı süre- cep Akakuş. "Şeyhülislam Sa'di Çelebi ve Darü'l-
kir b. Sa'd'a intisabıyla alakah olduğunu
lerin sonuna ne zaman tamamlandığını Kurrası", Diyanet Dergisi, XXV, Ankara 1989, s. ileri sürmekte ve bu görüş araştırmacıla­
96; Kamusü'l-a'lam, IV, 2570. rın çoğu tarafından kabul edilmektedir.
kaydetmiştir. Hüd süresinin sonunda bu
sürenin haşiyesini 1531 'de tamamladığını li] MEHMET İPŞİRLi - ZiYA DEMiR
Gülistan'da Atabek Ebü Bekir b. Sa'd'ı
andıktan sonra Şehzade Sa'd b. Ebü Be-
belirttiğine göre eserini İstanbul kadılığı­
nın son yıllarında yazmaya başlamış ol-
kir'i övmesi ve bu eserini ona ithaf etmesi
malıdır. Eser s Cemaziyelewel 944'te (ı o
bu görüşü desteklemektedir.
SA'DI-i şiRAzl
Ekim ı 537) tamamlanmıştır. z. Fetava- Sa'dl, Atabek Sa'd b. Zengl'nin mülazı­
( IS}~ ~~ )
yı Sa'diyye (Mecmaa-i Fetava) (Süley- mı olan babasının gözetiminde eğitimine
maniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. Ebu Muhammed Sa'di başladı. Genç yaşta kaybettiğ i babasının
Müşerrifüddin (Şerefüddin) Muslih
2680; Saliha Hatun, nr. 112; Şehid Ali Pa- ölümü üzerine anne tarafından dedesi olan
b. Abdiilah b. Müşerrif Şirazi
şa, nr. 1073). Sad! Çelebi'nin ayrıca çeşitli Mes'üd b. Muslih el-Farisl tarafından ye-
(ö. 691/1292)
eseriere şerh, Mşiye ve ta'likat tarzında tiştirildi. İlk dini ve edebi bilgileri Şlraz'da
çalışmaları vardır. Bunlar arasında Man-
Fars edebiyatının aldıktan sonra öğrenimini tamamlamak
en büyük şairlerinden.
?ilme fi'l-fı]fh, Ijaşiye 'ale'l-İnaye ii L _j için 620 (1223) yılı civarında Bağdat'a git-
ŞerJ:ıi'l-Hidaye (!-VIII, Kahire 1356; HX, ti ve Nizarniye Medresesi'nde ders gördü.
Kahire 1306, ı 319; 1-X, Kah i re 1970), Ija- Şiraz'da dünyaya geldi. Doğum tarihiyle Bağdat Müstansırİyye Medresesi'nde ho-
şiye 'ale'l-Kamils li-Firilzabadi ve Re- ilgili olarak farklı rivayetler nakledilmekte- calıkyapan İbnü'l-Cevzl ile Bostan'da ken-
sa'il Ta'liliat-ı MuJ]telife sayılabilir. Şiir­ dir. Bu konudaki en önemli işa retlerden disinden söz ettiği Şehabeddin es-Sühre-
leri ve düşürdüğü tarihlere ait örnekler biri Gülistan'da yer alan, gençlik döne- verdl'den etkilendi. Sa'dl'nin Bağdat'taki
çeşitli tezkirelerde yer alır (mesela b k. La- minde kendisinin mürebbi ve şeyhi oldu- diğer hocalarının kimler olduğu hususun-
tm. s. 306) ğunu belirttiği Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzl ile da bilgi bulunmamakla birlikte o dönem-

405
SA'DI-i SIRAZI
de Nizarniye Medresesi'nde müderris olan ürünü olduğu ileri sürülmektedir. Sa' di he- medih ve nasihatle Mu'tasım-Billah'a mer-
Bahaeddin Zekeriyya el-Mültanl, Ebü'l- nüz hayatta iken büyük bir şöhret kazan- siye olarak yazılmış uzun bir kasideden iba-
Kasım Abdurrahman b. Muhammed b. mış, İran dışında yaşayan Emir Hüsrev-i rettir. 3. Kaşô.yid-i Fô.rsi. Vaaz, nasihat ve
Ahmed b. Hamdan, EbQ Abdullah Muham- Dihlev'i ve Hasan Dihlevl gibi çağdaşı şair­ tevhidden başka zamanın hükümdar, vezir
med b. Yahya el-Bağdadl, Mahmud b. Ah- ler gazellerinde onun üstübunu takip et- ve ileri gelen şahsiyetleri için yazılmış ka-
med b. Mahmud ez-Zencanl ve Necmed- miştir. Sa'dl'nin hayatının sonlarında Ak- sidelerden oluşmaktadır. 4. Merô.§i. Mu'-
din el-Badral gibi alimlerden de ders almış saray'da yaşayan Seyf-i Ferganl de onun tasım-Billah , EbO Bekir b. Sa'd b. Zengl,
olmalıdır. Bağdat'ta tahsilini tamamlayarak bazı şiirlerine nazlreler yazmış, hakkında Sa'd b. EbQ Bekir, Emir Fahreddin ve İz­
655 (1257) yılında Şlraz'a dönen Sa' di, Fars methiyeler söylemiştir. zeddin Ahmed b. Yusuf için mersiye ola-
bölgesinin yöneticisi olan Atabek EbQ Be- VI ve Vll. (XII-XIII.) yüzyıl şairlerinin ak- rakyazılmış kasidelerle hamisi Atabek Sa' d
kir b. Sa'd b. Zengl'nin şehzadesi Sa'd b. sine Sa'dl bütün şiirlerinde bilinen ve yay- b. EbQ Bekir adına kaleme alınmış son de-
EbQ Bekir b. Sa'd'ın yakınları arasına ka- rece etkili bir terciibendi ihtiva etmekte-
gın olarak kullanılan kelimeleri tercih et-
tıldı. Bu hanedan mensuplarından başka dir. Diğer manzum eserleri de şunlardır:
miştir. Onun şiirlerinde Arapça terkip ve
içlerinde İlhanlı devlet adamı Ata Melik el- Mülemma'ô.t ve Mü§elle§Ô.t, Terci'ô.t,
cümleler Senal, Evhadüddln-i Enver! ve
Cüveynl ile kardeşi Şemseddin el-Cüvey- Tayyibô.t, Bedfıyi', ljavô.tim, Gazeliy-
Hakanl-i Şlrvanl'ninki kadar yaygın değil­
nl'nin de bulunduğu bazı devlet adamları­ yô.t-ı Kadim, Şô.]Jibiyye (Farsça ve Arap-
dir. Eserlerinde Farsça'da kullanılan Türk-
nı öven şiirler yazdı; hayatını irşad ve hal- ça kıtalardan
ibaret olan eserde şiirlerin
çe kelimelere de yer veren Sa'dl'nin şiir
ka hizmetle geçirdi. Şlraz'da iken hac va- çoğu Sahibdlvan Şemseddin el-Cüveynl'-
ve nesrinin en bariz özelliği akıcı ve sehl-i
zifesini yerine getirip Tebriz yoluyla geri ye methiye olduğundan bu isimle anıl­
mümteni' olmasıdır. Sa'dl, yaşadığı dönem-
dönen Sa'dl, Tebriz'de Moğol Hükümda- maktadır). ljub§iyyô.t (ljabfşat; Hezel tar-
de yaygın nazım şekli olan gazeli müsta-
rı Abaka Han ile görüştü ve ondan saygı zı şiirlerden oluşmaktadır). Rubô.'iyyô.t,
kil bir edebi tür olarak mükemmeliğe ka-
gördü (a.g.e, s. 919-921). Ömrünün son Müfredô.t.
vuşturmuştur. Divanında aşıkane gazeller
yıllarını Şlraz'ın kuzeybatısında şimdi med-
çoğunluktadır. Manzum ve mensur eser- Mensur Eserleri. 1. Gülistii.n*. Fars ede-
fun bulunduğu hankahında riyazet ve iba-
lerinde Farsça'da eskiden beri yaygın bi- biyatının şaheserlerinden olan, Sa'dl'nin
detle geçiren Sa'dl'nin ölümüne dair kay-
çimde kullanılan atasözlerinden faydalan- bilgi ve tecrübesini belagat ve fesahatle
naklarda farklı tarihler verilmişse de son
mış, bunun yanında toplumun düşünce yoğurup yazıya döktüğü Gülistô.n onun
araştırmalar neticesinde (bk. bibl., Sald-i
ve isteklerine tercüman olan özlü sözleri Farsça ve Arapça şiirleriyle karışık men-
Neflsl. VIII [ 1337/1958]. s. 64-82) 27 Zil-
atasözü haline gelerek günümüze kadar sur bir eserdir. Bostan gibi birçok baskısı
hicce 691 'de (9 Aralık 1292) öldüğü tesbit
kullanılagelmiştir. Sa'dl'nin tesiri sadece ve çeşitli dillere tercümeleri yapılmıştır. Z.
edilmiştir. Zamanla harap olan mezarı ve
Fars edebiyatıyla sınırlı kalmamış, Türk ve Ta]frir-i Dibô.ce. Külliyyô.t'ın eski nüs-
hankahı Kerim Han Zend tarafından 1180'-
Urdu edebiyatlarıyla Batı dünyasında da halarında bulunmayan bu bölüm X. (XVI.)
de ( ı 766) yeniden yaptırılmıştır. Gerek ken-
önemli izler bırakmıştır. Dindar bir ailede yüzyılda istinsah edilmiş yazmalarda yer
di eserlerinden gerekse ondan bahseden
yetişen ve İslami ilimleri tahsil eden Sa'dl'-
kaynaklardan Hicaz, Şam, Lübnan ve Ana-
dolu'ya gittiği anlaşılmaktadır. Ancak eser- nin hangi mezhebi benimsediği kesin şe­
lerinde ve özellikle Gülistdn'da Kaşgar, kilde bilinmiyorsa da Sünni olduğunu söy-
Doğu Türkistan, Belh, SOmenat, Mısır, Ha-
lemek mümkündür.
beşistan, Ermenistan, Çin vb. yerlere git- Eserleri. Sa'dl'nin manzum ve mensur Sa' di-i Sirazi'nin külliyatından tezhipli bir sayfa öü Ktp., FY,
tiğine dair bilgilerin ve bu çerçevede an- eserleri Külliyyô.t adı altında toplanmış nr . 459)

lattığı hikayeterin tarihi hadiselerle örtüş­ olup bunun ilk defa kimin tarafından ger-
memesi sebebiyle bunların şairane hayal çekleştirildiği bilinmemektedir. Ancak Gü-
listô.n ve Bostan gibi kitapların yanında
diğer eserlerini de bizzat Sa'dl'nin bir ara-
ya getirdiği muhakkaktır. Külliyyô.t'ın mev-
cut tertibi Ali b. Ahmed b. Ebu Bekr-i Bl-
sütun tarafından 726 (1326) ve 734 (1333)
Sa' di-i Sirazi'nin anıt mezarı yıllarında yapılmıştır. BlsütOn'un ifadesine
göre Külliyyô.t on altı kitap ve altı risale
olmak üzere yirmi iki veya on altı kitap
yedi risale şeklinde yirmi üç eseri ihtiva
edecek biçimde daha önce bir başkası ta-
rafından derlenmiştir (Külliyyat, s. 923-
925).
Manzum Eserleri. 1. Bostan* (Sa' dina-
me) . Eserde Sa'dl idealize ettiği dünyanın
nasıl olması gerektiğini anlatır. Külliyyô.t
içinde ve müstakil olarak birçok defa basıl­
mış, Türkçe başta olmak üzere çeşitli dil-
lere çevrilmiş ve üzerine şerhler yazılmıştır.
z. Kaşô.yid-i 'Arabi. 700 beyit civarında
406
SA' DlLER

alır.3. Naşif:ıatü'l-mülUk (Neşayif}_u'l-mü­ teşebbüsleri sonuçsuz kaldı . Sa'dller'in Vat-


luk). Sa'dl'nin dostlarından birinin isteği SA'DILER tasiler'i ağır bir yenilgiye uğrattığı Ukba sa-
üzerine hükümdarlara öğüt vermek ama- ( w,i...M.JI ) vaşının ardından Tadla'nın güneyi ve Sus'un
cıyla kaleme alınmış nazımla karışık bir Sa'diler'e, Tadla'dan Cezayir'e kadar olan
Fas'ta hüküm süren
risaledir. 4. Risô.le-i 'Alsl u 'Iş)s. Sa'ded- bir İslam hanedam bölgenin Vattasiler'e bırakılması şartıyla
din Netanzl'nin akıl ve aşkla ilgili sorusu- (l Sll-1659). bir anlaşma yapıldı (943/1536). Böylece iki
na Sa'dl'nin sade bir dille verdiği cevaptır. L _j devletin egemenlik alanlarının belirlenme-
s. Risô.le-i Enkiyô.nu . Yöneticilerin, hü- sinin yanı sıra Sa'di yönetimi Vattasiler ta-
kümdarların davranışiarına dair bilmesi ve Fas'ta (ei-Mağribü'l-Ak.sa) hüküm süren rafından tanınmış oldu. Portekizliler ve İs­
uyması gereken bazı hususlarda Enkiya- Fas şerifleri hanedanlarından biri olup Hz. panyollar'a karşı başarı kazanan ve bazı
nQ'ya verilen öğütlerden ibarettir. 6. Me- Peygamber'in torunu Hasan'ın soyundan- sahil şehirlerini geri alan iki kardeş yirmi
cô.lis-i Pencgdne. Farsça ve Arapça şiir­ dır. Sa'diler'in ResOl-i Ekrem'in sütannesi üç yıl uyum içinde çalıştı. 1537'de Portekiz
lerle karışık olarak muhtemelen Sa'dl'nin Halime'nin kabilesi Beni Sa'd'a mensup ile üç yıl süreli bir antlaşma imzalandı .
vaazlarından oluşan , ayet ve hadislerden olduğunu söyleyenler de vardır. VI. (XII.) Ahmed'in, oğlunu veliaht tayin etme dü-
faydalanılarak yazılmış beş meclisten iba- yüzyılda Fas'ın güney kesiminde yer alan şüncesi, buna karşılık Muhammed'in ele
ret bir eserdir. 7. Risô.le-i Şelô.şe (Talf:rl- Der'a vadisine yerleşen Sa'dller'in tarih sah- geçirdiği ganimetierin yarısını yanında alı­
rat-ı Şelaşe, Se Risale): Su' al-i Şô.J:ıib-di­ nesine çıktığı dönemde Fas'ın Akdeniz kı­ koyması yüzünden iki kardeş arasında sa-
vdn, Mülô.Jsiit-ı Şey]] bd Abalsa Ijan, yıları İspanyollar. Atiantik sahilleri Porte- vaş çıktı. Savaşı kazanıp tahta oturan Mev-
Risô.le-i Şemseddin Tô.zi-guy. Sa'dl'nin kizlBer tarafından işgal edilmişti. Vattasi- lay Muhammed eş-Şeyh ağabeyini ve ço-
Külliyydt'ında bulunan bazı risalelerin Sa'- ler'in son devrini yaşadığı ve mahalli yö- cuklarını hapse attı (946/1539). 1541'de
dl'nin telifi mi yoksa ondan aktarılan riva- netimlerin topraklarını savunamadığı bu Agadir'i ele geçirdi. Aynı yıl Safi Kalesi'ni
yetler mi olduğu kesin şekilde bilinme- dönemde işgalcilerle mücadeleyi kabile- kuşatarak Portekizliler'i Safi ve Azemmür'u
mektedir. Sa'dl'nin eserleri külliyat halin- leri yönlendiren tarikat şeyhleri, mura- terketmeye, 1SSO'de Kasrüssaglr ile Asi-
de veya müstakil olarak defalarca basılmış­ bıtlar ve şerifler üstlendi. Portekizliler'e
la'yı boşaltmaya mecbur bıraktı . Böylece
tır. Külliyyô.t'ın en önemli neşirleri Abbas karşı SQsülaksa bölgesinde yürütülen ci-
Portekiz'in Fas'ta sürdürdüğü yayılma si-
İkbal-i Aştiyani {Tahran ı 3 ı 7 hş / 1 938) , had hareketine o bölgede yaşayan Sa'di yasetini sona erdirmiş oldu. Fas ' ın tama-
Muhammed Ali Fürügi {Tahran 1320), Ab- liderleri öncülük ediyordu. Hz. Hasan so- mını ele geçirmeye karar veren Muham-
dülazim Karib (Tahran 1330 hş/1951), Mü- yundan olmaları yanında bu mücadelede
med eş-Şeyh bir dizi savaş neticesinde Fas
zahir Musaffa (Tahran ı 340/196ı ), Halil kazandıkları başarılar onları milli kahra-
şehrine girip Vattasi hakimiyetine son ver-
Hatib Rehber {Tahran ı 348/ı 969) ve Ha- man haline getirmişti. Bu sırada Ebu Ab-
di (956/1549). Cezayir'e giderek Osmanlı­
san-ı Enveri (Tahran ı 384 hş /2 005) tara- dullah Mevlay Muhammed b. Muhammed
lar'a iltica eden Ebu HassOn dışında Vat-
fından gerçekleştirilmiştir.
b. Abdurrahman es-Sa'di, cihadda etkili
tasi liderlerini tutuklayıp Merakeş'e gön-
BİBLİYOGRAFYA :
olan Cezüliyye tarikatı şeyhi Muhammed
derdi. Bir yıl sonra doğuya yöneldi ve Os-
b. Mübarek el-Akavi'nin tavsiyesiyle hıris­
Sa'di-i Şirazi. Külliyyat-ı Sa'di (nşr. M. Ali Fü- manlı hakimiyetini tanıyan Abdülvadi emi-
rGgi- Abdülazim Karib), Tahran 1381 hş., s. 80, tiyanlara karŞı cihadı organize etmek üze-
rinin idaresinde bulunan Tilimsan'a girdi.
919-921 , 923-925; Safa, Edebiyyat, lll/I, s. 584- re Sus bölgesine çağırıldı. Davet için gelen
Ardından Şelif vadisi ve Müsteganim'in
613; 111/11, s. 1217-1219; Mecmü'a-i Mal):alat-ı kabile reisieriyle birlikte Der'a'dan Sus böl-
'Abbas İl):bal-i Aştiyanf (nşr. M. Debir-i Siyaki).
zaptma kalkıştı. Bunun üzerine duruma
gesinde Tarüdant (Tarudanat) yakınındaki
Tahran 1350/1971 , s. 473-492; Ali Deşti, ~alem­ müdahale eden Osmanlı ordusu Sa'dller'i
Tidsi köyüne giden Muhammed burada
rou-i Sa'di, Tahran 1364; H. Masse, Essai sur le mağlüp ederek Tilimsan'ı geri aldı. Osman-
poete Sadi, Paris 1919; a.e.: Ta/:ıi):ii): der Bare-i
toplanan yaklaşık elli kabile reisinden Sus
lı himayesinde tekrar tahta oturan Ebu
Sa' di (tre. Guıam Hüseyin YGsufi- M. Hasan Meh- bölgesinin cihad emlri olarak biat aldı (9 ı 6/
Zeyyan'ın aynı yıl içinde ölmesiyle Abdül-
devi-yi Erdeblli), Tahran 1369; Mansur Restgar-ı 15 ı ı). Fonti'de Portekizliler'e karşı başarı
Fesai, Mal):alati der Bare-i Zindegf ue Şi'r-i Sa'di, vadi hanedam sona ermiş oldu.
kazanan ve kısa sürede bütün kabBelerin
Tahran 1375; FME, s. 168-201; M. Nazif Şahinoğ­ desteğini sağlayarak Fas'ın güneyinde ha- Vattasl liderlerinden Ebu Hassün, Salih
lu, Sa'di-yi Şirazf ue İbn Teymiye'de Fert ue Ce- Reis kumandasındaki Osmanlı ordusuyla
kimiyet alanını genişleten Muhammed' e
miyet İlişkileri, İstanbul 1991; a.mlf., "Sa'di'de
Kaim-Biemrillah unvanı verildi. Tarihçiie- Fas şehrine saldırdı, Muhammed eş-Şeyh'i
Tasavvur·, EFAD, X/1 ( 1979), s. 223-241; SirGs-ı
Şemisa, Seyr-i Gazel der Şi'r-i Farsf, Tahran 1373; rin çoğu tarafından Sa'diler hanedanının oradan çıkarıp tekrar Vattasi tahtına otur-
likr-i Cemil-i Sa' di, Tahran 1373 hş., 1-111; Abdill- kurucusu ve ilk hükümdan sayılan Mu- du (96ı/1554). Ancak Osmanlı birliklerinin
hüseyin Zerrinkilb, Ba Karuan-ı lfulle, Tahran hammed büyük oğlu Ahmed'i veliaht ta- buradan ayrılmasının ardından Ebu Has-
1374 hş., s. 243-260; Hücceti, "Sa'di der Şibh-i sOn Muhammed eş-Şey tarafından ağır
yin ederek verasete dayalı bir idareyi baş­
~rre", Danişname-i Edeb-i Farsf: Edeb-i Farsf
latmış oldu. Muhammed'in 923'te ( 1517) bir yenilgiye uğratılarak öldürüldü. Böyle-
(nşr. Hasan Enilşe). Tahran 1380, IV, 1386-1398;
M. Gulam Rızayl, Sebkşinasf-yi Şi'r-i Parsf ez Ra- vefatından sonra yerine bazı tarihçilerin ce Vattasiler hanedam son buldu. İkinci
deki ta Şamlu, Tahran 1381 , s. 174-188; Said-i hanedanın gerçek kurucusu saydığı Ah- defa Fas şehrine giren Muhammed eş­
Hamidiyan. Sa'df der Gazel, Tahran 1384; Hasan-ı med el-A'rec geçti. Ahmed el-A'rec ile onun Şeyh, Osmanlı tehdidine karşı İspanyol­
Enveri, Şuride uü bf-~arar der Bare-i Sa'di ue lar'ın desteğini aramaya başladı. Onun düş­
vezir tayin ettiği kardeşi Mevlay Muham-
Aşar-ı O, Tahran 1384; Said-i Nefisi. "Taıi\}-i Dü-
rüst-i Dergüzeşt-i Sa'di", Mecelle-i Danişkede-i med eş-Şeyh, Portekizliler'e karşı zafer ka- manca tutumuna rağmen Kanuni Sultan
Edebiyyat, Vl/1, Tahran 1337/1958, s. 64-82; Tah- zanarak Asfi ve Azemmür'u geri aldılar. Süleyman, Harrübi'yi Fas'a elçi göndere-
sin Yazıcı. "Sad!", İA, X, 36-41; R. Davis, "Sa'd!" , Vattasi valisinin ölümünün ardından Me- rek Muhammed eş-Şeyh'in saltanatını teb-
Ef2 (İng.), Vlll, 719-723; Mazriye Muhammedza- rakeş'e girip burayı başşehir edindiler (930/ rik etti. Vattasiler döneminde olduğu gibi
de, "Sa'di-yi Şirazi", DMT, IX, 166-169. hutbeleri Osmanlı sultanı adına okutması­
1524) . Bu gelişme iki tarafı savaşa sürük-
~ MusTAFA ÇiÇEKLER lediyse de Vattasller'in Merakeş'i geri alma nı istedi. Padişahın emredici üslObuna ve

407

You might also like