Professional Documents
Culture Documents
Satanizmin Gecmisi
Satanizmin Gecmisi
Peki ya ihtiyacın olan bilgi karanlığa gömülmeye çalışıldıysa? Peki ya manipüle ediliyorsan?
Günümüzden ortalama 6000 yıl öncesinden. İnsanlığın ilk uygar toplumunun oluştuğu yer. 16
bin yıl önce büyük bir göl olan Konya ovası zamanla Çarşamba nehrinin getirdiği alüvyonlarla
doldu. Bu bölge de tarım yapmak paleolitik insan için bile kolaydı. Bu nedenle daha yüksek
yerlerde mağaralarda avlanarak yaşayan insanlar zaman içinde bu bölgeye inerek çok
gelişmiş bir uygarlık kurdular. Tarım yapabilen , süs eşyası kullanan , ev yapan , duvarlara
çizimler yapabilen , heykel ve alet oluşturabilen , evini süsleyen ve… Bir Ana Tanrıçaya
tapan!
James Mellart, 1958 den başlayarak burayı yedi yıl süre kazdı. 90 lı yıllarda da ingiliz
arkeolog olan Dr. Ian Hodder yeni bir kazı başlattı. Tüm bu değerli bilim adamlarının
uğraşları ve kazıları sonucunda 13. kat şehri çıktı ortaya. İlki olan 13.kat İÖ 6800′ e , 1. kat
ise 5500 yılına dayanan uygar şehirlerdi bunlar. Çatalhöyüklüler tüm bu süre boyunca
tanrıçanın resimlerini ve heykellerini yaptılar. Tapınmak için evlerinin en büyük odasını ona
ayırdılar. Ve birde erkek tanrı vardı. Boynuzlu bir tanrı (Bunlar şimdi ki lilith ve baphomet
tasvirlerine benzerlerdir dikkatinizi çekerim). Böylece Anadolu da ki karakteristiği olan boğa
ve boynuzları simgesinin kaynağının Çatalhöyük olduğu ortaya çıktı. Ve aynı dönemlere ait
çok farklı yerlerde aynı motiflerin olması da dikkat çeken diğer bir soru nasıl aynı/benzer
motifler başka uygarlıklarda görülüyordu? ama nedense hiç kimse adı geçen
bilginin/sembollerin insan bilinç altına aynı varlık/tanrı/enerji tarafından yansıtılmış
olabileceğini düşünemedi.
Kadınlar şık ve güzeldi eski Çatalhöyük’ de . Bu gerçek o devirlerde ölülerin eşyaları ile
gömülme geleneğinden anlaşılmıştı. Kadın mezarlarından hiç – devrin gelenği olan- çanak
çömlek çıkmamış; dudak boyasından , aynalara; halhal ve bileziklerden, kemer tokalarına
dek süs eşyaları bulunmuştu.
Erkekleri ise yiğit ve iyi savaşçılardı. Şehrin hiç geniş çaplı bir yıkım ve saldırı görmemesi
bunu açıklıyordu. Tarım ileri ölçüde gelişmiş. Çilek tohumlarından şarap yaparlar ve sık
oranda bira tüketirlerdi. Özetle Çatalhöyük kenti devrinin içinde bir yıldız kadar parlaktı.
Bunun nedeni neydi? Taptıkları ana tanrıçanın “verici” bir tanrıça olması mı?
PEKİ YA SONRA?
Bunun gibi örneğini verebileceğimiz bir çok kadim uygarlıkta törenler yapılmaktaydı. Bir
sevinç kutlama ve ana tanrıçaya tapınım vardı. Aynı zamanlarda bazı uygarlıklarda böylesine
bir olgunluk varken kadının erkekle eşit olduğu hatta bazı konularda ondan ileride bile olduğu
manastır rahibelerin seviştiği insan sayısınca nerdeyse saygı gördüğü. Cinsellik tabularının
olmadığı uygarlıklarken. Bazı uygarlıklar ise Elohim/Allah/Yhwh nin elindeydi.. Onun dinleri
onun ele geçirdiği onun hükmettiği toplumlardı. Oralarda kadına değer verilmezdi. Bütün
güzel tapınımlar yasaklanırdı. Müzik sanat ve aydınlanmak yasaktı. Kaos ve savaş hüküm
sürerdi. Çünkü böyle beslenebilirdi ancak sahte tanrı. Eğer araştırırsanız sizlerde
göreceksiniz. En büyük yalandır putlara tapıldığı zamanlar kadınlara eziyet edildiği. Arapların
kendi taptıkları dişi bir tanrıçayken nasıl vermezleri değer kadına? Bu da koca bir riya…