Hidrolik Ve Pnömatik

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 18

ÖĞRENCİ ADI SOYADI: Mehmet KARAKUZU

DERSİN ADI: Hidrolik ve Pnömatik


DERSİN KODU: BOE1046
DERSİN DÖNEMİ: 1. Dönem
DERS KİTABININ ADI:
SON TESLİM TARİHİ: 29/02/2024
HİDROLİKTE FİZİKSEL PRENSİPLER

Hidrolik sistemler, sıvıların mekanik güç aktarımında kullanıldığı sistemlerdir. Temelde


Pascal'ın prensiplerine dayanır. İşte hidrolikte temel fiziksel prensipler:

Pascal'ın Prensibi: Pascal'ın prensibine göre, kapalı bir sıvı içinde uygulanan basınç, sıvının
her noktasında aynı yönde ve büyüklükte etki eder. Yani, bir noktaya uygulanan basınç,
sıvının içindeki her noktaya eşit olarak iletilir.
Sıvı Basıncı: Bir sıvıya uygulanan basınç, bu sıvının her yöne eşit olarak yayılmasını sağlar.
Sıvının herhangi bir kısmına uygulanan bir kuvvet, sıvı içindeki her noktaya aynı büyüklükte
ve yönde basınç oluşturur.
Konteyner ve Piston İlişkisi: Hidrolik sistemlerde, genellikle bir konteynerdeki (örneğin,
hidrolik sıvının bulunduğu bir tank) sıvı, pistonlu bir silindire bağlıdır. Pistonun bir yüzeyine
uygulanan kuvvet, sıvının basıncını artırır ve bu basınç, pistonun diğer yüzeyine eşit olarak
uygulanır. Pistonun yüzey alanları arasındaki fark, uygulanan kuvvetin bir yüzeye etkisini
diğer yüzeye ileterek mekanik avantaj sağlar.
Bernoulli İlkesi: Hidrolik sistemlerde, sıvı hareketi veya akışı da önemlidir. Bernoulli
prensibine göre, bir sıvı akışı boyunca, basınç ve hız arasında bir ilişki vardır. Örneğin, bir
borunun daraldığı yerde sıvının hızı artar ve basınç düşer.
Sıvıların Hacim İzlenimi: Hidrolik sistemlerde, sıvının değişen hacimleri de dikkate alınır.
Özellikle pistonlu sistemlerde, pistonun hareketiyle sıvının hacmi değişir ve bu da basınç ve
kuvvetlerin aktarılmasında önemli bir rol oynar.
Bu prensipler, hidrolik sistemlerin tasarımı, işleyişi ve performansının anlaşılmasına yardımcı
olur.
Atmosfer basıncı
Atmosfer basıncı, atmosferin yeryüzüne uyguladığı basınçtır. Bu basınç, atmosferin
yüksekliği ile değişir ve genellikle deniz seviyesinde atmosfer basıncı standart olarak kabul
edilir.
Atmosfer basıncı, yüksekten alçak bir yere doğru azalır. Bu, atmosferin ağırlığından
kaynaklanır. Yeryüzündeki bir noktada, atmosferin üzerindeki hava sütununun ağırlığı, bu
noktadaki atmosfer basıncını oluşturur. Atmosfer basıncı, genellikle hektopaskal (hPa) veya
milimetre civa (mmHg) birimleriyle ölçülür.
Deniz seviyesinde standart olarak kabul edilen atmosfer basıncı yaklaşık olarak 1013.25
hektopaskal veya 760 milimetre cıva (mmHg) dir. Bu değer, uluslararası standart atmosfer
(ISA) olarak bilinir. Ancak, bu değerler coğrafi konuma, hava durumuna ve yüksekliğe bağlı
olarak değişebilir. Örneğin, yüksek rakımlarda atmosfer basıncı daha düşük olabilir.
Atmosfer basıncı, meteorolojide, hava durumu tahminlerinde, havacılıkta ve hidrolojide
önemli bir parametredir. Ayrıca, birçok endüstriyel ve bilimsel uygulamada da dikkate alınır.

Vakum basıncı
Vakum basıncı, mutlak basınç ve gösterge basıncı, basınç ölçümlerinde kullanılan
terimlerdir ve birbirleriyle ilişkilidirler. İşte bu terimlerin açıklamaları:
Mutlak Basınç: Mutlak basınç, bir noktadaki basıncı sıfırın olduğu bir referans basınç
düzeyine göre ölçer. Genellikle bir atmosfer basıncını referans alır. Atmosfer basıncı, deniz
seviyesinde standart olarak kabul edilir. Bu nedenle, bir noktadaki mutlak basınç, atmosfer
basıncı üzerine (+) veya atmosfer basıncından (-) bir değer olarak ifade edilir. Örneğin, deniz
seviyesindeki mutlak basınç 1013.25 hektopaskal (hPa) ise, bir vakumda mutlak basınç 0
hektopaskal (hPa) olur.
Gösterge Basıncı: Gösterge basıncı, bir noktadaki basıncı atmosfer basıncına göre ölçer.
Genellikle atmosfer basıncı, referans alınarak ölçülür. Yani, gösterge basıncı, atmosfer
basıncının üstüne (+) veya altına (-) bir değer olarak ifade edilir. Örneğin, bir cihazın gösterge
basıncı 100 hektopaskal (hPa) ise, atmosfer basıncının 100 hPa üzerinde olduğu anlamına
gelir.
Vakum Basıncı: Vakum basıncı, bir noktadaki basıncı atmosfer basıncının altında ölçer. Bu
genellikle negatif bir değerdir, çünkü atmosfer basıncının altındaki basınç seviyesini ifade
eder. Örneğin, bir vakum odasındaki vakum basıncı -50 hektopaskal (hPa) ise, atmosfer
basıncının 50 hPa altında olduğu anlamına gelir.
Bu terimler, özellikle endüstriyel uygulamalarda, vakum teknolojilerinde, havalandırma
sistemlerinde ve basınçlı kaplar gibi alanlarda önemlidir.
Torricelli deneyi
Torricelli deneyi, 17. yüzyıl İtalyan fizikçisi Evangelista Torricelli tarafından gerçekleştirilen
ve havanın basıncını ölçmek için kullanılan önemli bir deneydir. Bu deney, vakumun ilk
deneysel olarak gösterilmesiyle sonuçlanmıştır.
Deney, aşağıdaki adımlarla gerçekleştirilir:
İlk olarak, bir cam tüp alınır ve bir tarafı kapalı olacak şekilde düşey bir şekilde dik bir
konuma getirilir. Tüp içi tamamen boş olmalıdır.
Tüpün açık ucuna bir sıvı doldurulur. Genellikle civa (Hg) kullanılır, çünkü civa yoğun bir
sıvıdır ve camın iç yüzeylerine kolayca yapışır.
Açık ucun suya daldırılması için bir kap hazırlanır. Bu kap, su ile doldurulmuş bir kabın
içinde olabilir. Amaç, tüpteki hava ile dış ortam arasında bir bağlantı sağlamaktır.
Civa, tüp içinde aşağı doğru bir sütun oluşturarak dışarı akar. Ancak, cıva sütunu belirli bir
yüksekliğe ulaştığında, dışarıdaki hava basıncı ile cıva sütunu arasındaki denge, cıva
sütununun daha fazla yükselmesini engeller.
Cıva sütununun yüksekliği, dış ortamdaki atmosfer basıncının bir göstergesi olarak kabul
edilir. Bu yükseklik, dışarıdaki hava basıncına bağlı olarak değişir. Daha yüksek bir atmosfer
basıncı, civa sütununun daha yükseğe çıkmasına neden olur, daha düşük bir basınç ise daha
düşük bir yükseltiye neden olur.

Bu deney, atmosfer basıncının varlığını ve etkisini göstermek için önemlidir. Ayrıca,


Torricelli'nin bu deneyiyle, vakumun varlığı deneysel olarak gösterilmiş ve bu, modern fizik
ve mühendislikte önemli bir kavram haline gelmiştir.
Sıvılarda basınç

Sıvılarda basınç, sıvının içindeki moleküllerin birbirleriyle ve kabın duvarlarıyla


etkileşiminden kaynaklanır. Sıvı basıncı, sıvının belirli bir noktasında uygulanan kuvvetin
birim alan başına düşen kuvvet miktarı olarak tanımlanabilir.
Pascal'ın Prensibi: Sıvılar, bir noktaya uygulanan basıncı her yöne eşit olarak iletirler.
Pascal'ın prensibine göre, kapalı bir sıvı içinde uygulanan basınç, sıvının her noktasında aynı
yönde ve büyüklükte etki eder. Bu, sıvıların basıncı eşit şekilde ilettiği anlamına gelir.
Hidrostatik Basınç: Bir sıvının derinliği arttıkça, o noktadaki basınç da artar. Bu, sıvının
ağırlığının altındaki her noktaya eşit olarak dağıldığı anlamına gelir. Derinlik arttıkça sıvının
üstündeki sıvı sütunu ağırlığı artar ve alttaki noktadaki basınç artar.
Atmosfer Basıncı ve Sıvı Basıncı: Atmosfer basıncı, bir sıvının yüzeyine de etki eder ve bu da
sıvının içindeki basıncı etkiler. Deniz seviyesinde atmosfer basıncı, sıvı yüzeyine ek bir
basınç uygular. Bu nedenle, sıvının bir noktasındaki basınç, atmosfer basıncına eklenir.
Sıvı Sütunu ve Basınç İlişkisi: Bir sıvının yüksekliği arttıkça, sıvının altındaki basınç artar.
Bu, sıvı sütununun ağırlığının altındaki noktalar için geçerlidir. Örneğin, bir su deposunun
tabanındaki suyun basıncı, su sütununun yüksekliğiyle belirlenir.
Sıvıların basıncı ile ilgili bu prensipler, hidrolik sistemlerin tasarımı, su altı keşiflerinde
kullanılan araçların çalışması ve birçok endüstriyel uygulamada önemli bir rol oynar.

Pascal (Pa) ve Newton (N) birimleri, her ikisi de fizikte basınç ve kuvvet ölçümlerinde
kullanılan birimlerdir. İkisi arasındaki ilişki şu şekilde tanımlanır:

1. Basınç (Pascal): Basınç, bir yüzeye dik olarak etki eden kuvvetin, yüzey alanına
bölünmesiyle elde edilir. Pascal, bir metrekarelik bir yüzeye etki eden bir Newtonluk
kuvvetin birimine eşittir. Dolayısıyla, 1 Pascal (Pa), 1 Newtonun (N) bir metrekarelik
alana uygulandığı basınç birimidir.
Matematiksel olarak, 1 Pascal(P)=1 Newton(N)1
metrekare(m2)1Pascal(Pa)=1metrekare(m2)1Newton(N)
2. Kuvvet (Newton): Newton, bir cismin kütlesini hızlandırmak için uygulanan kuvvetin
birimidir. Yani, bir cismin kütlesini birim zamanda birim mesafede değiştirmek için
gerekli olan kuvveti ifade eder.
Matematiksel olarak, 1 Newton(N)=1 kilogram(kg)×1
metre/saniye2(m/m2)1Newton(N)=1kilogram(kg)×1metre/saniye2(m/s2)

Bu şekilde, bir cismin kütlesi 1 kilogram ve üzerine etki eden kuvvet 1 Newton olduğunda, bu
kuvvet cismin ivmesini bir metrekarelik alanda bir saniye boyunca bir metre/saniye2
hızlandırır.

Akış Debi ve Basınç Düşmesi


Akışkanlar mekaniğinde, akışkanların hareketi ve özellikleri çeşitli faktörlere bağlıdır. Akış
debisi, basınç düşmesi, akışkanın akışı, kesit daralması, debi ve akış hızı kavramları bu
faktörlerden bazılarıdır. İşte bu terimlerin tanımları ve aralarındaki ilişkiler:
Akış Debisi: Bir akışkanın bir zaman biriminde bir kesit veya bölge boyunca geçtiği hacim
miktarıdır. Genellikle, bir saniye içinde bir bölgeden geçen hacim birimi olarak ölçülür.
Sıklıkla litre/saniye, metreküp/saniye gibi birimlerle ifade edilir. Akış debisi, bir boru veya
kanal boyunca belirli bir kesitten geçen akışkan miktarını belirtir.
Basınç Düşmesi: Bir akışkanın bir noktadan diğerine hareket ederken basınç farkının
azalmasıdır. Akışkan, bir boru veya tüp içinde akarken, sürtünme ve diğer faktörler nedeniyle
basınç düşer. Bu, akışkanın hızlandığı veya daraldığı yerlerde daha belirgin olabilir.
Akışkanın Akışı: Akışkanın bir boru veya kanal boyunca hareketidir. Bu akış, genellikle bir
basınç farkı veya eğim nedeniyle oluşur. Akışkanın akışı, basınç farkının yarattığı potansiyel
enerji farkı nedeniyle gerçekleşir.
Kesit Daralması: Bir boru veya tüp içinde akışkanın geçtiği kesitin boyutunun azalmasıdır.
Kesit daralması, akışkanın hızının artmasına ve buna bağlı olarak basınç düşmesine neden
olabilir. Bu, Bernoulli prensibiyle açıklanabilir.
Debi: Belirli bir kesitten geçen akışkan miktarını ifade eder. Debi, birim zamanda bir kesitten
geçen hacmi belirtir. Örneğin, bir nehrin debisi, nehir boyunca belirli bir kesitten geçen suyun
hacmi birim zamanda ölçülerek elde edilir.
Akış Hızı: Bir akışkanın bir boru veya kanal boyunca hareket ettiği hızdır. Genellikle
metre/saniye gibi birimlerle ifade edilir. Akış hızı, kesit daralması veya basınç düşmesi gibi
faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Bu terimler birbirleriyle yakından ilişkilidir. Akış hızı ve kesit daralması gibi faktörler, akış
debisi ve basınç düşmesini etkileyebilir. Bernoulli prensibi, bu ilişkilerin bir kısmını
açıklamak için kullanılabilir.

Bir sıvı tarafından iletilen kuvvet, sıvının bir nesne veya yüzeye uyguladığı kuvvettir ve
genellikle sıvının basıncına bağlıdır. Sıvı, Pascal'ın prensibine göre her yöne eşit olarak basınç
uygular ve bu basınç, yüzeye dik olarak etki eden bir kuvvete dönüşür.

Sıvının bir nesne veya yüzeye uyguladığı kuvvet, bu yüzeyin alanıyla (A) ve üzerine etki eden
basınçla (P) ilişkilidir. Bu ilişki şu şekilde ifade edilir:

F=P×A

Burada:

 F sıvı tarafından iletilen kuvvet (Newton, N)


 P sıvının uyguladığı basınç (Pascal, Pa)
 A yüzey alanı (metrekare, m²)
Yani, sıvı tarafından iletilen kuvvet, sıvının uyguladığı basınca ve yüzey alanına bağlı olarak
değişir. Bu ilişki, hidrolik sistemlerde, su altı keşif araçlarında, sıvı akışıyla ilgili mühendislik
hesaplamalarında ve birçok endüstriyel uygulamada önemlidir.

Hidrolik sistemler, sıvıların mekanik güç iletiminde kullanıldığı sistemlerdir. Bu sistemlerin


temelinde çeşitli fiziksel prensipler bulunur. İşte bunlardan bazıları:
Pascal'ın Prensibi: Pascal'ın prensibine göre, bir sıvının içine uygulanan basınç, sıvının
herhangi bir noktasına eşit olarak iletilir. Yani, kapalı bir sıvı içinde uygulanan basınç, sıvının
herhangi bir noktasında aynı büyüklük ve yönde etki eder.
Hidrostatik Basınç: Hidrostatik basınç, bir sıvının derinliğiyle doğru orantılı olarak artar.
Sıvının altındaki herhangi bir noktadaki basınç, o noktanın derinliğiyle ve sıvının
yoğunluğuyla ilgilidir.
Bernoulli İlkesi: Bernoulli prensibine göre, sıvının akışı sırasında, basınç ve hız arasında bir
ilişki vardır. Bir borunun daraldığı yerde sıvının hızı artar ve basınç düşer.
Konteyner ve Piston İlişkisi: Hidrolik sistemlerde, genellikle bir konteynerdeki (örneğin,
hidrolik sıvının bulunduğu bir tank) sıvı, pistonlu bir silindire bağlıdır. Pistonun bir yüzeyine
uygulanan kuvvet, sıvının basıncını artırır ve bu basınç, pistonun diğer yüzeyine eşit olarak
uygulanır.
Sıvıların Hacim İzlenimi: Hidrolik sistemlerde, sıvının değişen hacimleri de dikkate alınır.
Özellikle pistonlu sistemlerde, pistonun hareketiyle sıvının hacmi değişir ve bu da basınç ve
kuvvetlerin aktarılmasında önemli bir rol oynar.

Bu prensipler, hidrolik sistemlerin tasarımı, işleyişi ve performansının anlaşılmasına yardımcı


olur. Bu prensiplere dayanarak, hidrolik sistemler birçok endüstriyel uygulamada kullanılır,
örneğin, vinçler, forkliftler, hidrolik presler ve diğer makineler gibi.
Hidrolik sistemler, sıvıların mekanik güç aktarımında kullanıldığı sistemlerdir. Bu sistemler,
çeşitli fiziksel prensiplere dayanır ve genellikle açık, kapalı veya yarı kapalı hidrolik devreler
olarak sınıflandırılır. İşte bu kavramların açıklamaları:
Fiziksel Prensipler: Hidrolik sistemlerin temelinde Pascal'ın prensibi yatar. Pascal'ın
prensibine göre, kapalı bir sıvı içinde uygulanan basınç, sıvının her noktasında aynı yönde ve
büyüklükte etki eder. Bu prensip, hidrolik sistemlerde basıncın iletimi ve kuvvetin aktarımı
için temel bir prensiptir.
Açık Hidrolik Devreler: Açık hidrolik devrelerde, hidrolik sıvı sürekli bir kaynaktan alınır,
sistemde hareket ettikten sonra geri döner ve dolaşım devam eder. Sıvı, sistemin işlemesi için
gereken hareketi sağlamak üzere sürekli dolaşır. Açık devrelerde, genellikle sıvı geri dönüş
hattan kaynaklanan bir rezervuardan alınır.
Hidrolik sistemler, çeşitli endüstriyel ve ticari uygulamalarda kullanılan güçlü ve etkili
sistemlerdir. Açık hidrolik devreler, hidrolik sıvının sürekli olarak bir kaynaktan alındığı ve
işlem yapıldıktan sonra tekrar kaynağa döndüğü sistemlerdir. Açık hidrolik devreler, özellikle
birçok uygulamada pratik ve ekonomik avantajlar sağlar. İşte açık hidrolik devrelerin
kullanıldığı bazı alanlar:
Tarım ve İnşaat Makineleri: Tarım ve inşaat sektöründe hidrolik sistemler yaygın olarak
kullanılır. Tarım makinelerinde traktörler, hasat makineleri ve sulama ekipmanları gibi birçok
uygulamada hidrolik sistemler bulunur. İnşaat ekipmanları arasında ekskavatörler, kepçeler,
vinçler ve yükleyiciler de yer alır.
Yol ve Ulaşım Araçları: Hidrolik sistemler, kamyonlar, otobüsler, trenler ve uçaklar gibi
ulaşım araçlarında kontrol ve güç aktarımı için kullanılır. Fren sistemleri, direksiyon
sistemleri, kaldırma mekanizmaları ve rampa açma sistemleri gibi birçok bileşen hidrolik
sistemlerle çalışır.
Malzeme Kaldırma ve Taşıma: Endüstriyel makinelerde malzeme kaldırma ve taşıma
işlemleri için hidrolik sistemler kullanılır. Forkliftler, vinçler, konveyör sistemleri ve hidrolik
presler, bu tür uygulamalar için örnek olarak gösterilebilir.
Denizcilik ve Limanlar: Liman ekipmanları, gemi kaldırma vinçleri, konteyner yükleme
rampaları ve kapıları gibi birçok denizcilik uygulamasında hidrolik sistemler önemli rol
oynar.
Makine Üretimi ve Otomasyon: Otomotiv endüstrisi, metal işleme makineleri, plastik
enjeksiyon makineleri ve robotik sistemler gibi birçok endüstriyel üretim alanında hidrolik
sistemler sıkça kullanılır.
Açık hidrolik devreler, genellikle sürekli ve düşük basınçlı uygulamalarda kullanılır. Bu
sistemlerin avantajları arasında basitlik, düşük maliyet ve bakım kolaylığı bulunur. Ancak,
sızıntı riski ve enerji tüketimi gibi dezavantajlar da vardır. Bu nedenle, belirli bir uygulamaya
en uygun hidrolik sistem tipi dikkatlice seçilmelidir.
Kapalı Hidrolik Devreler: Kapalı hidrolik devrelerde, hidrolik sıvı sürekli bir döngüde
dolaşır, ancak geri dönüş hattan gelen sıvı rezervuara geri dönmez. Bu tür sistemlerde,
hidrolik sıvı bir piston veya silindir tarafından itilir ve geri çekilirken tekrar kullanılır. Kapalı
devrelerde, genellikle bir pompa, valf ve silindirler gibi bileşenler kullanılır.
Kapalı hidrolik devreler, hidrolik sıvının sürekli bir döngüde dolaştığı ve geri dönüş hattan
gelen sıvının rezervuara geri dönmediği sistemlerdir. Bu tür hidrolik sistemler, birçok
endüstriyel ve ticari uygulamada kullanılır ve bazı özel avantajlara sahiptir. İşte kapalı
hidrolik devrelerin kullanıldığı bazı alanlar:
Endüstriyel Makineler ve İmalat: Kapalı hidrolik devreler, fabrika makinelerinde, üretim
hatlarında ve diğer endüstriyel tesislerde yaygın olarak kullanılır. Örneğin, pres makineleri,
CNC tezgahları, plastik enjeksiyon makineleri ve metal işleme ekipmanları gibi birçok
endüstriyel makine, kapalı hidrolik devrelerle çalışır.
Malzeme Kaldırma ve Taşıma: Forkliftler, vinçler, makaralar ve taşıma ekipmanları gibi
malzeme kaldırma ve taşıma uygulamalarında kapalı hidrolik devreler kullanılır. Bu tür
sistemler, hassas kontrol, güçlü kaldırma yetenekleri ve güvenilirlik sağlar.
Araçlar ve Otomotiv Endüstrisi: Kapalı hidrolik devreler, ağır ticari araçlar, iş makineleri,
tarım makineleri ve otomobiller gibi birçok taşıtta kullanılır. Bu sistemler, fren sistemleri,
direksiyon sistemleri, süspansiyon sistemleri ve vites değiştirme mekanizmaları gibi birçok
uygulamada kullanılır.
Denizcilik ve Havacılık: Denizcilikte, gemi direksiyon sistemleri, vinçler, kapılar ve
rampalar gibi birçok uygulamada kapalı hidrolik devreler kullanılır. Havacılıkta ise, uçak iniş
takımları, fren sistemleri ve direksiyon sistemleri gibi birçok uygulamada bu sistemler
kullanılır.
İnşaat ve Yapı: İnşaat ekipmanları, beton pompaları, kaldırma platformları ve vinçler gibi
birçok inşaat ve yapı uygulamasında kapalı hidrolik devreler kullanılır. Bu sistemler, yüksek
güç ve hassas kontrol sağlar.
Kapalı hidrolik devreler, genellikle güvenilirlik, hassas kontrol, yüksek güç ve geniş
uygulama yelpazesi gibi avantajlar sunar. Bununla birlikte, sistem karmaşıklığı, bakım
gereksinimleri ve maliyet gibi bazı dezavantajlar da vardır. Bu nedenle, belirli bir uygulamaya
en uygun hidrolik sistem tipi dikkatlice seçilmelidir.
Yarı Kapalı Hidrolik Devreler: Yarı kapalı hidrolik devreler, açık ve kapalı devrelerin
birleşimi gibidir. Bu sistemlerde, hidrolik sıvı, bazı devrelerde geri dönüş hattan kaynaklanan
rezervuara geri dönerken, diğer devrelerde geri dönüş hattan alınan sıvı tekrar kullanılır. Bu
tür sistemlerde, farklı hidrolik fonksiyonlar için farklı kontrol valfleri kullanılır.
Bu farklı hidrolik devre türleri, farklı uygulamalara ve ihtiyaçlara yönelik olarak kullanılır.
Her birinin avantajları ve dezavantajları vardır ve belirli bir uygulamaya en uygun olanı
seçilir.
Hidrolik Sıvının Dolaşımı: Yarı kapalı hidrolik devrelerde, hidrolik sıvı, bir döngüde dolaşır,
ancak geri dönüş hattan gelen sıvı rezervuara geri dönmez. Bu sistem, kapalı devrelerde
olduğu gibi sıvının geri dönüş hattan alınması ve tekrar kullanılması yerine, açık devrelerde
olduğu gibi sürekli bir kaynaktan alınmasını sağlar.
Kontrol ve Esneklik: Yarı kapalı hidrolik devreler, kontrol ve esneklik açısından genellikle
kapalı devrelerden daha üstündür. Bu sistemlerde, hidrolik sıvının akışı valfler aracılığıyla
kontrol edilir ve gerektiğinde sistemdeki basınç ayarlanabilir.
Uygulama Alanları: Yarı kapalı hidrolik devreler, kapalı devrelerin sağladığı güç ve hassas
kontrol avantajları ile açık devrelerin basitlik ve düşük maliyet avantajlarını bir araya getirir.
Bu nedenle, bu tür sistemler, belirli uygulamalar için idealdir. Örneğin, tarım makineleri,
inşaat ekipmanları, vinçler, forkliftler ve endüstriyel makineler gibi birçok farklı alanlarda
kullanılabilirler.
Maliyet ve Bakım: Yarı kapalı hidrolik devreler, kapalı devreler kadar maliyetli olabilir,
ancak açık devrelerden daha az maliyetlidir. Ayrıca, bakım gereksinimleri açısından
genellikle daha az karmaşıktır ve bakım maliyetleri daha düşüktür.
Yarı kapalı hidrolik devreler, belirli uygulamalarda gereken güç, kontrol ve esnekliği
sağlamak için ideal bir seçenektir. Bu sistemler, farklı endüstriyel ve ticari alanlarda yaygın
olarak kullanılmaktadır ve belirli ihtiyaçları karşılamak için özel olarak tasarlanabilirler.
Hidroliğin Tanımı ve Tarihçesi
Hidrolik, sıvıların mekanik güç iletimi ve kontrolü için kullanılan bir mühendislik disiplinidir.
Hidrolik sistemler, sıvı basıncını kullanarak kuvvet ve hareketi aktarmak ve kontrol etmek
için kullanılır. Bu sistemler, birçok endüstriyel, ticari ve taşımacılık uygulamasında yaygın
olarak kullanılır.
Hidroliğin tarihçesi oldukça eski olup, ilk hidrolik prensipler Antik Yunan ve Roma
dönemlerine dayanır. Antik Yunan mühendisi Archimedes, hidrolik basınç ve kaldırma
prensipleri üzerine çalışmış ve hidrolik kaldırıcılar, su pompaları ve diğer hidrolik cihazlar
geliştirmiştir.
Ancak modern hidrolik prensipler ve uygulamalar, 17. yüzyılda başlamıştır. 17. yüzyılın
başlarında İtalyan fizikçi Blaise Pascal, hidrolik prensipler hakkında önemli çalışmalar
yapmıştır. Pascal'ın prensibi, kapalı bir sıvı içinde uygulanan basıncın, sıvının her noktasında
aynı yönde ve büyüklükte etki ettiğini belirtir. Bu prensip, hidrolik sistemlerin temelini
oluşturur.
Daha sonra, 18. ve 19. yüzyıllarda, hidrolik prensipler ve teknolojileri geliştirilerek
endüstriyel uygulamalarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde, hidrolik sistemlerin tarım
makineleri, su değirmenleri, vinçler ve köprüler gibi birçok alanda kullanımı yaygınlaşmıştır.
Yüzyılda hidrolik teknolojileri büyük ölçüde gelişmiş ve modern hidrolik sistemlerin
temelleri atılmıştır. Endüstriyel, taşımacılık ve inşaat sektörlerinde hidrolik sistemlerin
kullanımı hızla artmıştır. Bu dönemde, hidrolik valfler, pistonlar, pompa sistemleri ve diğer
bileşenlerin tasarımı ve üretimi de önemli ölçüde ilerlemiştir.
Bugün, hidrolik sistemler birçok endüstriyel uygulamada yaygın olarak kullanılmaktadır.
İnşaat ekipmanları, otomotiv, havacılık, tarım makineleri, imalat ekipmanları ve birçok başka
alan, hidrolik teknolojilerin önemli kullanım alanlarıdır.

Hidroliğin Endüstrideki Yeri ve Önemi


Hidrolik sistemler, endüstriyel sektörde geniş bir kullanım alanına sahiptir ve birçok önemli
avantaj sağlar. İşte hidroliğin endüstrideki yeri ve önemi:

Güç ve Kontrol: Hidrolik sistemler, büyük güçlerin aktarılması ve kontrol edilmesi için
idealdir. Hidrolik sistemler, yüksek basınç altında çalışabilen hidrolik sıvıları kullanarak
büyük kuvvetler üretebilir ve bu kuvvetleri hassas bir şekilde kontrol edebilir. Bu özellik, ağır
makine ve ekipmanların güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlar.
Dayanıklılık ve Güvenilirlik: Hidrolik sistemler, genellikle dayanıklı ve güvenilirdir.
Hidrolik bileşenler, aşınmaya karşı dayanıklı malzemelerden yapılmıştır ve uzun süreli
kullanıma dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Bu özellikler, endüstriyel makinelerin ve
ekipmanların uzun ömürlü olmasını sağlar.
Çok Yönlülük: Hidrolik sistemler, birçok farklı endüstriyel uygulamada kullanılabilir. Tarım
makineleri, inşaat ekipmanları, otomotiv endüstrisi, imalat, taşıma ve daha birçok alanda
hidrolik sistemlerin kullanımı yaygındır. Bu sistemler, birçok farklı işlemi
gerçekleştirebilecek şekilde tasarlanabilir ve özelleştirilebilir.
Hız ve Verimlilik: Hidrolik sistemler, hızlı ve verimli bir şekilde işlem yapabilir. Hidrolik
sıvılar, hızlı bir şekilde akabilir ve hidrolik ekipmanlar, hızlı tepki süreleri ile çalışabilir. Bu
özellikler, üretkenlik artışı ve iş süreçlerinin optimize edilmesi için önemlidir.
Ağır Yük Taşıma: Hidrolik sistemler, ağır yüklerin kaldırılması, taşınması ve yerleştirilmesi
için idealdir. Vinçler, forkliftler, kepçeler ve diğer taşıma ekipmanları, hidrolik sistemlerle
çalışır ve büyük yükleri güvenli bir şekilde hareket ettirebilir.

Hidrolik sistemlerin bu özellikleri, endüstride verimliliği artırır, iş güvenliğini sağlar, iş


maliyetlerini düşürür ve genel olarak üretim süreçlerini iyileştirir. Bu nedenle, hidrolik
sistemler endüstriyel sektörde vazgeçilmez bir rol oynamaktadır.

hidrolik sistemlerin üstünlükleri ve olumsuz yönleri

Hidrolik sistemler, endüstride geniş bir kullanım alanına sahiptir ve birçok avantajı vardır.
Ancak, bazı dezavantajları da vardır. İşte hidrolik sistemlerin üstünlükleri ve olumsuz yönleri:

Üstünlükler:

Yüksek Güç ve Tork: Hidrolik sistemler, küçük bir alan içinde yüksek güç ve tork üretme
kabiliyetine sahiptir. Bu, ağır yüklerin kaldırılması, taşınması ve işlenmesi gibi uygulamalarda
idealdir.

Hassas Kontrol: Hidrolik sistemler, basınç ve akış hızı gibi parametrelerin hassas bir şekilde
kontrol edilmesine izin verir. Bu, birçok endüstriyel sürecin kontrol edilmesi ve optimize
edilmesi için önemlidir.

Yüksek Dayanıklılık: Hidrolik sistemler genellikle sağlam ve dayanıklıdır, bu da uzun ömürlü


ve güvenilir bir performans sağlar. Aşınma ve yıpranma, hidrolik sistemlerde genellikle daha
az soruna neden olur.

Çalışma Çeşitliliği: Hidrolik sistemler, birçok farklı endüstriyel uygulama için uygun olan
geniş bir çalışma aralığına sahiptir. Bu, çeşitli endüstriyel işlemlerin ve ekipmanların
güçlendirilmesi için kullanılabilirliklerini artırır.
Olumsuz Yönler:

Yüksek Bakım Maliyeti: Hidrolik sistemlerin bakımı genellikle diğer sistemlere göre daha
maliyetlidir. Sistemdeki basınçlı sıvı ve hareketli parçaların periyodik olarak kontrol edilmesi
ve bakımı gerekebilir.

Sızıntı Problemleri: Hidrolik sistemlerde sızıntılar sıkça karşılaşılan bir sorundur. Bu,
sistemdeki sıvı kaybına ve performans düşüşüne neden olabilir. Sızıntıları önlemek ve kontrol
etmek için düzenli olarak bakım yapılmalıdır.

Yüksek Enerji Tüketimi: Hidrolik sistemler genellikle yüksek enerji tüketir. Pompa ve
motorların sürekli olarak çalışması, enerji maliyetlerini artırabilir. Bu nedenle, hidrolik
sistemlerin enerji verimliliği önemlidir.

Çevresel Etkiler: Hidrolik sistemlerin sızıntıları ve yüksek enerji tüketimi, çevresel etkilerin
artmasına neden olabilir. Bu nedenle, hidrolik sistemlerin çevresel etkileri azaltmak için
tasarlanmış ve optimize edilmiş olması önemlidir.

Hidrolik sistemlerde kullanılan temel kavramları

Hidrolik sistemlerde kullanılan temel kavramlar şunlardır:


Basınç (Pressure): Birim alan başına uygulanan kuvvettir. Hidrolik sistemlerde genellikle
Pascal birimiyle ölçülür.

Akışkan (Fluid): Hidrolik sistemlerde kullanılan sıvı veya gazdır. Sıvılar genellikle hidrolik
sistemlerde daha yaygın olarak kullanılır.

Pompa (Pump): Hidrolik sıvısını hareket ettirmek ve sisteme basınç sağlamak için kullanılan
bir cihazdır.
Silindir (Cylinder): Hidrolik enerjinin mekanik enerjiye dönüştürüldüğü bir bileşendir.
Hidrolik sıvının basıncı ile pistonun hareket etmesini sağlar.

Valf (Valve): Hidrolik sistemdeki sıvı akışını kontrol etmek için kullanılan bir bileşendir.
Farklı tiplerde valfler, akış yönünü, basıncı ve debiyi kontrol etmek için kullanılır.

Akışkanın Akışı (Fluid Flow): Hidrolik sistemlerde sıvının bir noktadan diğerine hareket
etmesidir. Akışkanın hızı, debi ve basıncı bu akıştan etkilenir.

Debi (Flow Rate): Birim zamanda belirli bir alan veya kesitin geçen akışkan miktarıdır.
Hidrolik sistemlerde debi, genellikle litre/dakika veya gallon/dakika cinsinden ölçülür.

Basınç Düşümü (Pressure Drop): Hidrolik sistemdeki sıvının akışı sırasında basıncın
azalmasıdır. Basınç düşümü, akışkanın sürtünme ve direnç ile karşılaşması sonucu oluşur.

Hidrolik Güç (Hydraulic Power): Hidrolik sistemlerin mekanik güç sağlama yeteneğidir.
Hidrolik güç, basınç ve akış hızı arasındaki ilişkiye bağlıdır.

Kontrol Düzenekleri (Control Devices): Hidrolik sistemlerde kullanılan, basıncı, akışı ve


hareketi kontrol etmek için kullanılan valf, regülatör, manometre gibi cihazlardır.

Bu kavramlar, hidrolik sistemlerin tasarımı, işleyişi ve bakımıyla ilgili temel anlayışı


oluşturur. Her biri, hidrolik sistemlerin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak için önemlidir.
Hacimsel debinin ölçümü
Hacimsel debi, bir akışkanın birim zamanda belirli bir kesitten geçen hacim miktarını ifade
eder. Hacimsel debi genellikle birimin saniye başına litre cinsinden ifade edilir ve birçok
farklı uygulamada önemli bir ölçümdür. Hacimsel debinin ölçülmesi için birkaç farklı yöntem
kullanılabilir:

Akış Ölçerler: Endüstriyel uygulamalarda en yaygın kullanılan yöntemlerden biri akış


ölçerlerin kullanılmasıdır. Bu cihazlar, boru hattında veya akışkanın geçtiği diğer bir kesitte
akış hızını ölçer ve bu bilgiyi debi hesaplamak için kullanır. Akış ölçerler, manyetik,
ultrasonik, daldırma tipi veya diğer teknolojilere dayanabilir.
Ventürimetres: Ventürimetreler, boru hattı boyunca belirli bir kesitte basınç düşüşünü ölçerek
debiyi hesaplar. Akışkanın hızı borunun daralan bölgesinde artar ve bu da basınç düşüşüne
neden olur. Bu basınç düşüşü, ventürimetrenin ölçümünü sağlar.

Piton Tüpleri: Piton tüpleri, bir boru hattı boyunca belirli bir kesitte basınç ölçümü yaparak
debiyi hesaplar. Piton tüpleri, akışkanın hızının bir noktada ölçülmesiyle çalışır ve bu bilgi,
boru hattında belirli bir kesitten geçen toplam hacimsel debiyi hesaplamak için kullanılır.

Daldırma Tipi Debimetreler: Bu tip debimetreler, bir akışkanın bir kaba daldırılması ve
daldırılan kabın değişen seviyesi veya zamanla dolan hacim miktarının ölçülmesi yoluyla
debiyi belirler.

Bu yöntemlerden her biri, belirli uygulamalara ve koşullara göre uygun olabilir. Hacimsel
debinin doğru ve güvenilir ölçümü, birçok endüstriyel sürecin verimliliği, güvenliği ve
kalitesi için kritik öneme sahiptir.
Basınç hattı
"Basınç hattı" terimi, genellikle bir hidrolik veya pnömatik sistemdeki boru hattını veya boru
bağlantılarını ifade eder. Bu, borular boyunca hidrolik ya da pnömatik akışkanın taşındığı,
basıncın iletilip kontrol edildiği ve sistem bileşenlerine aktarıldığı bir iletim hattıdır.

Basınç hatları, hidrolik sistemlerde sıvı akışkanın iletimi ve basıncının kontrol edilmesi için
kullanılır. Bu hatlar, yüksek basınçlara dayanıklı malzemelerden yapılmış boru veya
hortumlar olabilir. Hidrolik sistemlerde, pompa tarafından basılan hidrolik yağ basıncını,
valfler, silindirler ve diğer hidrolik bileşenlere ileten boru hatlarıdır.

Pnömatik sistemlerde ise, basınç hatları genellikle basınçlı hava taşıyan hortumlar veya
borulardır. Bu hatlar, hava basıncını pnömatik silindirler, valfler ve diğer pnömatik
bileşenlere iletir.

Basınç hatları, hidrolik veya pnömatik sistemlerde güvenli ve etkili bir şekilde çalışabilmesi
için doğru malzemelerden imal edilmelidir. Ayrıca, hatlar boyunca basınç düşüşünü
minimumda tutacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu, sistemdeki bileşenlerin doğru şekilde
çalışmasını ve istenen performansın elde edilmesini sağlar.

Basınç hatlarının doğru tasarımı, bakımı ve kullanımı, hidrolik ve pnömatik sistemlerin


güvenilirliği, verimliliği ve güvenliği için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, basınç hatlarının
düzenli olarak kontrol edilmesi, sızıntıların önlenmesi ve basınç kayıplarının azaltılması
önemlidir.
HİDROLİK VE PNÖMATİK
Tabii, hidrolik ve pnömatik sistemler, sıvı veya gazın basınç kullanılarak kontrol edildiği ve
enerjinin iletimi için kullanılan sistemlerdir. İkisi arasındaki ana fark, hidrolik sistemlerin sıvı
(genellikle hidrolik yağ) kullanırken, pnömatik sistemlerin gaz (genellikle basınçlı hava)
kullanmasıdır. Şimdi bu iki sistem türünü ayrı ayrı ele alalım ve temel formülleri açıklayalım.

Hidrolik Sistemler:

1. Basınç (P) ve Kuvvet (F) İlişkisi:


Hidrolik sistemlerde, basınç ile kuvvet arasındaki ilişki, Pascal'ın prensibi ile ifade
edilir:
P=AF
Burada:
 P = Basınç (Pascal)
 F = Kuvvet (Newton)
 A = Kuvvetin etki ettiği alan (metrekare)
2. Debi (Q), Kesit Alanı (A) ve Hız (v) İlişkisi:
Hidrolik sistemlerde debi, boru kesit alanı ve akış hızı arasındaki ilişki şu şekildedir:
Q=A×v
Burada:
 Q = Debi (metreküp/saniye)
 A = Kesit alanı (metrekare)
v = Akış hızı (metre/saniye)
3. Hidrolik Güç (P) ve Akış Hızı (Q) İlişkisi:
Hidrolik güç, basınç ve debiye dayalı olarak hesaplanır:
P=P×Q
Burada:
 P = Hidrolik güç (Watt)
 P = Basınç (Pascal)
 Q = Debi (metreküp/saniye)

Pnömatik Sistemler:

1. Basınç (P) ve Kuvvet (F) İlişkisi:


Pnömatik sistemlerde, basınç ile kuvvet arasındaki ilişki aynıdır ve Pascal'ın prensibi
geçerlidir:
P=AF
(Hidrolik sistemlerde olduğu gibi)
2. Debi (Q), Kesit Alanı (A) ve Hız (v) İlişkisi:
Pnömatik sistemlerde de debi, boru kesit alanı ve akış hızı arasındaki ilişki hidrolik
sistemlerdeki gibidir:
Q=A×v
(Hidrolik sistemlerde olduğu gibi)
3. Pnömatik Güç (P) ve Akış Hızı (Q) İlişkisi:
Pnömatik güç, basınç ve debiye dayalı olarak hesaplanır ve hidrolik güç formülüyle
benzerdir:
P=P×Q
(Hidrolik sistemlerde olduğu gibi)

Bu formüller, hidrolik ve pnömatik sistemlerin temel prensiplerini ve ilişkilerini açıklar. Bu


prensipler, hidrolik ve pnömatik sistemlerin tasarımı, analizi ve işleyişi üzerinde önemli bir
rol oynar.

Gay-Lussac'ın Yasası, basınç ve sıcaklık arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu yasa, sabit hacim
altında bir gazın basıncının, sıcaklık arttıkça doğrusal olarak artacağını belirtir. Gay-Lussac'ın
Yasası, genellikle aşağıdaki formülle ifade edilir:

Burada:

 P1 ve P2, sırasıyla başlangıç ve son basınç değerlerini (genellikle paskal cinsinden)


temsil eder.
 T1 veT2, sırasıyla başlangıç ve son sıcaklık değerlerini (genellikle Kelvin cinsinden)
temsil eder.

Charles'ın Yasası, gazın hacmi ve sıcaklık arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu yasa, sabit basınç
altında bir gazın hacminin, sıcaklık arttıkça doğrusal olarak artacağını belirtir. Charles'ın
Yasası, genellikle aşağıdaki formülle ifade edilir:

Burada:

 V1 ve V2, sırasıyla başlangıç ve son hacim değerlerini (genellikle litre cinsinden)


temsil eder.
 T1 ve T2, sırasıyla başlangıç ve son sıcaklık değerlerini (genellikle Kelvin cinsinden)
temsil eder.

Boyle's Yasası, gazın basıncı ve hacmi arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu yasa, sabit sıcaklık
altında bir gazın basıncının, hacim azaldıkça doğrusal olarak artacağını belirtir. Boyle's
Yasası, genellikle aşağıdaki formülle ifade edilir:

P1×V1=P2×V2

Burada:

 P1 ve P2, sırasıyla başlangıç ve son basınç değerlerini (genellikle paskal cinsinden)


temsil eder.
 V1 ve V2, sırasıyla başlangıç ve son hacim değerlerini (genellikle litre cinsinden)
temsil eder.

Bu üç yasa, gazların davranışlarını ve fiziksel özelliklerini anlamak için temel oluşturur ve


birçok fiziksel ve kimyasal süreçte uygulanır.

Hidrolik güç aktarımı ve üstünlükleri


Hidrolik güç aktarımı, birçok endüstriyel ve ticari uygulamada yaygın olarak kullanılan bir
enerji iletim yöntemidir. Bu yöntemin hem üstünlükleri hem de eksik yanları vardır. İşte
bunların bir özeti:

Üstünlükler:
Yüksek Güç ve Tork: Hidrolik sistemler, küçük bir hacimde yüksek güç ve tork üretebilirler.
Bu, ağır yüklerin kaldırılması ve taşınması gibi uygulamalarda çok yararlıdır.

Hassas Kontrol: Hidrolik sistemler, basınç ve akış kontrolü sayesinde işlem hızını ve gücünü
hassas bir şekilde kontrol edebilirler. Bu, birçok endüstriyel sürecin optimize edilmesine ve
güvenliğinin artırılmasına olanak tanır.

Çeşitli Uygulama Alanları: Hidrolik sistemler, birçok farklı endüstriyel sektörde ve


uygulamada kullanılabilir. İnşaat makinelerinden otomotiv sektörüne, tarım makinelerinden
fabrika ekipmanlarına kadar geniş bir yelpazede kullanılırlar.

Dayanıklılık ve Güvenilirlik: Hidrolik sistemler genellikle sağlam ve dayanıklıdır. Doğru


şekilde tasarlandıklarında ve bakımları yapıldığında uzun süre güvenilir bir şekilde
çalışabilirler.

Uzun Mesafe İletim: Hidrolik sistemler, hidrolik sıvının borular boyunca uzun mesafelere
güvenilir bir şekilde iletilmesini sağlar. Bu, hidrolik güç aktarımının uzak mesafelerdeki
ekipmanlar arasında kullanılmasını mümkün kılar.

Eksik Yanlar:
Yüksek Bakım Gereksinimi: Hidrolik sistemler, düzenli bakım gerektirir. Sızıntıların kontrol
edilmesi, sıvı seviyelerinin kontrol edilmesi ve bileşenlerin periyodik olarak değiştirilmesi
gibi bakım işlemleri zaman alabilir ve maliyetli olabilir.
Yüksek Enerji Tüketimi: Hidrolik sistemler genellikle yüksek enerji tüketirler. Pompa ve
motorların sürekli olarak çalışması, enerji maliyetlerini artırabilir.

Çevresel Etkiler: Hidrolik sistemlerin sızıntıları ve yüksek enerji tüketimi, çevresel etkilerin
artmasına neden olabilir. Bu nedenle, hidrolik sistemlerin çevresel etkileri azaltmak için
tasarlanmış ve optimize edilmiş olması önemlidir.

Düşük Hızlı Uygulamalarda Verimsizlik: Hidrolik sistemler, yüksek güç ve tork sağlamak
için tasarlandıkları için düşük hızlı uygulamalarda bazen verimsiz olabilirler.

Sonuç olarak, hidrolik güç aktarımı birçok avantaja sahiptir, ancak bakım gereksinimleri,
enerji tüketimi ve çevresel etkiler gibi bazı eksik yanları vardır. Bu nedenle, bir uygulamanın
gereksinimlerine en uygun güç iletim yöntemi dikkatlice seçilmelidir.

You might also like