Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

ATASÖZÜ

HİKÂYELERİ

İnstagram hesabımı takip etmek için TIKLAYIN.

Mutlulukla kullanın...
Safiye Öğretmen

Not: Çalışmalarımın başka sitelerde yayınlanmasına ve ticari


amaçla çoğaltılmasına iznim yoktur.
ATASÖZÜ

ÜZÜM ÜZÜME BAKA BAKA KARARIR


Arkadaşlık
Bir zamanlar, bir çiftlikte yaşayan iyi huylu
iki tavşan varmış. Bu tavşanlar, çok yakın
arkadaşlarmış ve her zaman birlikte
oynarlarmış. Ancak bir gün, çiftlikte yeni bir
tavşan ortaya çıkmış. Bu tavşan, diğer
tavşanlar kadar iyi değilmiş. Oldukça kaba
ve kötü huyluymuş. Fakat iki tavşan, onunla
oynamayı ve arkadaşlık yapmayı kabul etmiş.

Yeni tavşan, kötü davranışlar sergiliyormuş. Sebzeleri çalıyor, yalan söylüyor ve çiftlikteki
diğer hayvanların üstüne atlayıp onları korkutmaya çalışıyormuş. İki tavşan, onun kötü
davranışlarından hoşlanmasalar da, onunla arkadaşlık yapmaya devam etmişler.

Ancak zamanla, iki tavşan da kötü davranışlar sergilemeye başlamış. Yeni tavşan, onları
etkilemiş ve onlar da onun kötü huylarını benimsemişler. Artık onlar da sebze çalıyor, yalan
söylüyor ve çiftlikteki diğer hayvanları korkutmaya çalışıyormuş. Ayrıca, diğer tavşanlar, üç
tavşanın arasında sürekli kavga çıktığını ve iki tavşanın huylarının çok değiştiğini fark etmişler.

Bunun üzerine, diğer tavşanlar bir araya gelerek, iki tavşana nasihat vermişler:
"Üzüm üzüme baka baka kararır." Yeni tavşanın kötü huylarını benimsemek yerine, doğru
yolda kalın ve doğru arkadaşlar edinin.

İki tavşan, diğer tavşanların sözlerine kulak verdi ve yeni tavşanla arkadaşlığı bitirdiler.
Kendilerine uygun arkadaşlar bulduklarında, doğru yolda ilerlemeye başladılar. Zamanla, iki
tavşan, eski haline geri döndü ve çiftlikte mutlu bir bir hayat yaşamaya devam ettiler.

Anlamı:
Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimseler, birbirlerine huy aşılar. Safiye
Öğretmen
ATASÖZÜ

BİR ELİN NESİ VAR İKİ ELİN SESİ VAR

Piknik
Bir grup öğrenci okulun yakınındaki bir bahçede
piknik yapacaktı. Çok heyecanlıydılar. Ancak yolda
ilerlerken, çevrelerinin çöpler ve atıklarla dolu
olduğunu fark ettiler. Üzgün bir şekilde piknik
alanına ulaştılar. Kirlilikten dolayı keyifleri kaçmıştı.

Bir öğrenci, "Keşke burası daha temiz olsaydı,


burada piknik yapmak çok güzel olurdu" dedi. Başka
bir öğrenci de, "Belki de biz bu çevreyi
temizleyebiliriz" dedi ve arkadaşlarına orayı
temizlemeyi önerdi.

Öğrenciler, yerdeki çöpleri toplamaya başladılar. Ancak, işleri oldukça zordu. Çöpler ve atıklar,
öğrencilerin tek başına toplayabilecekleri gibi değildi.

Bu sırada onları gören okuldaki diğer öğrenciler yardım etmek istediler. Birkaç öğrenci, çevre
temizliği için gerekli malzemeleri getirdi ve diğerleri de yardımcı oldu. Kısa sürede tüm öğrenciler bir
araya geldi ve çöpleri toplamaya başladılar.

Her öğrenci, çöp toplama işinde başka bir öğrenciyle birlikte çalıştı ve çevreyi temizlemek için
birbirlerine destek oldular. İş birliği sayesinde, işler daha hızlı ve kolay bir şekilde yapıldı. Ali, "İşleri
birlikte yaparak daha hızlı ve kolay hallediyoruz," dedi. Ahmet ise, "Tek başımıza bu işi yapmak imkansız
olurdu," diye ekledi. Sonunda, tüm çöpler toplandı ve bahçe tertemiz oldu. Öğrenciler, çevrelerinin artık
daha temiz olduğunu gördükleri için mutlu oldular ve piknik alanında keyifli zaman geçirdiler.

Sonuç olarak; bir elin nesi var iki elin sesi var atasözüne uygun bir şekilde, öğrencilerin işbirliği ve
dayanışması sayesinde zor olan bir iş kolayca yapılmıştı. Bu deneyim, öğrencilere hayatta
karşılaşacakları zorluklarda birbirlerine yardım etmenin önemini göstermişti. Öğrenciler, sadece
kendilerine değil, çevrelerine de yardımcı olmanın önemini ve güzelliğini keşfettiler.

Safiye
Öğretmen
ATASÖZÜ

AKIL AKILDAN ÜSTÜNDÜR


Orman
Bir ormanda, hayvanlar arasında barış ve uyum
hüküm sürerdi. Ancak bir gün, su kaynaklarından
biri kirlendi ve hayvanların su ihtiyacı arttı. Her
hayvan, bu sorunu kendi başına çözmeye çalıştı.
Bazıları başka bir su kaynağı aramaya gitti, bazıları
ise suyu daha az tüketmeye çalıştı. Ancak bu
yöntemler çözüm olmadı. Günler geçtikçe
hayvanlar giderek daha fazla susuz kalmaya
başladılar.

Bilge Baykuş, bu sorunu çözmek için bir toplantı düzenlemeye karar verdi. Tüm hayvanlar davet
edildi ve hepsi sorunun çözümü için fikirlerini paylaştı. Kurbağalar, su kaynağının kirlendiğini
düşündükleri için başka bir su kaynağı aramaya karar verdiler. Fareler, suyu daha verimli kullanmak için
bir plân yaptılar. Tavşanlar ise, suyu taşıyacak bir araç yapmayı önerdiler.

Ancak tüm bu fikirler birbirinden farklıydı ve hiçbiri tek başına kesin bir çözüm sunmuyordu. Bilge
Baykuş, her fikri dikkatle dinledi ve her hayvanın fikrini bir araya getirerek yeni bir çözüm önerisi
oluşturdu. Plânı tüm hayvanlara anlattı ve onaylandı.
Buna göre, artık tüm hayvanlar suyu daha verimli kullanacak, görev bölümü yapılarak bir su arıtıcı
yapılacak ve bunun koruması sağlanacaktı. Böylece, her hayvanın fikrini birleştirerek ortak bir çözüm
bulunmuştu.
Ve gerçekten de, bu plân sorunu çözmeye yardımcı oldu. Hayvanlar tekrar suya kavuştu ve barış ve
uyum ormana geri döndü. Her hayvanın farklı bir bakış açısı olduğu ve her fikrin değerli olduğu
gösterildi. Bilge Baykuş'un akıllıca yönetimi sayesinde hayvanlar arasındaki sorun çözülmüştü. Bu olay,
hayvanlar arasında yaygın bir atasözüne dönüştü: "Akıl akıldan üstündür." Yani, farklı düşünceler ve
fikirlerle bir araya gelerek sorunları çözmek, her zaman en iyi sonucu verir.

Safiye
Öğretmen
ATASÖZÜ

DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR


Birikim
Bir zamanlar, küçük bir kasabada Yiğit
adında bir çocuk yaşıyordu. Yıl boyunca
biriktirdiği harçlıklarıyla hayalini kurduğu bir
bisikleti satın almak istiyordu. Fakat
harçlıklarını harcarken, biriktirdiği para da
azalıyordu. Buna rağmen, Yiğit pes etmeyip
her hafta kalan parasının bir kısmını
biriktirmeye devam etti.

Yiğit, günler geçtikçe biriktirdiği paralarla bisikletine daha da yaklaştığını hissetmeye


başladı. Hedefinden uzaklaşmamak için birikim yapmayı hiç bırakmadı.

Ocak ayında biraz, şubat ayında biraz daha, mart ayında biriktirdiği para ise daha da
fazlaydı. Yiğit, her hafta yaptığı küçük birikimlerin, hedefine ulaşması için gereken büyük
birikime yakın olduğunu fark etti.

Ve sonunda, nisan ayında bisikleti için yeterli parayı biriktirdiğini gördü. Düşündüğünden
daha az yorucu bir şekilde, azar azar biriktirerek hedefine ulaşmıştı.

Yiğit'in hikâyesi, "Damlaya damlaya göl olur" atasözünü açıklamaktadır. Yiğit, hedefine
ulaşmak için her hafta biriktirdiği küçük miktarlarla, sonunda hedefine ulaşacak kadar büyük
bir miktarı biriktirdi. Küçük bir şeyden, önemli bir niceliğe ulaşabilirsiniz, sadece
küçümsemeden sürekli biriktirin ve sabırlı olun.

Anlamı:
"Azar azar olagelen şeyler birikerek önemli bir niceliğe ulaşacağı için küçümsenmemelidir"

Safiye
Öğretmen

You might also like