Pursue: peşine düşmek, takip etmek, izlemek Exxagerate: abartmak Broaden: genişletmek Reliance: güven Obstacle: engel Phrasal Verbs: Apprenticeship: çıraklık, stajyerlik Away with: bir şeyi yok etmek, ortadan Encompass: etrafını çevirmek, çevresini sarmak kaldırmak. Aspiration: arzu, büyük amaç (uzun zamandır güdülen) Round to: bir yere veya bir şeye yönelmek veya Merely: yalnızca, sadece dönmek Envisage: tasavvur etmek, öngörmek Down to: genellikle bir şeyin nedenini ifade Dull: donuk, sıkıcı, mat etmek için kullanılır. Thought-provoking: kışkırtıcı, merak uyandıran Up to: sorumluluk almak, bir şey yapmak, karar Witty: hazırcevap vermek. İntriguing: düzenbaz Out of: Bir şeyin tamamen tükenmiş veya bitmiş Sentimental: duygusal olması anlamına gelir. Up with: tahammül etmek, kabul etmek.
Gradable and ungradable adjectives
Modifiers: a little, a bit, pretty, quite, really, very, extremely
Type Zero: koşul-sonuç. If it rains, roads get wet and slippery.
If Clause (Present Simple) + Main Clause (Present Simple) Type 1: Anlam açısından ise kesin olmayan, gerçekleşme ya da gerçekleşmeme ihtimali olan olaylar. If Clause (Present Simple, Present Continuous, Present Perfect, Present Perfect Continuous) + Main Clause (Will, May, Might, Can, Should, Must + fiilin yalın hali) Your mother will get angry if you don’t do your homework. (Eğer ödevini yapmazsan annen sana kızar.) You might break his heart if you act rude to him. (Ona kaba davranırsan kalbini kırabilirsin.) If she is still working there, I can visit her tomorrow. (Eğer hala orada çalışıyorsa onu yarın ziyaret edebilirim.) Type 2: imkânsız ya da yaşanma ihtimali çok az olan olaylardan bahsederken. If Clause (Simple Past, Past Continuous) + Main Clause (Could, Would, Might + fiilin yalın hali) If we left the house early, we could catch the bus. (Evden erken çıksaydık otobüse yetişebilirdik.) I would call you if I had the time. (Zamanım olsaydı seni arardım.) If Frank were available, we could have dinner together. (Eğer Frank müsait olsaydı birlikte akşam yemeği yiyebilirdik) Type 3: Geçmişte kalmış pişmanlıklar ve değişmesi mümkün olmayan durumlardan bahsederiz. If Clause (Past Perfect, Past Perfect Continuous) + Main Clause (Could, Would, Might + have + fiilin üçüncü hali) I would have studied law if I had studied hard in high school. (Lisede daha çok ders çalışsaydım hukuk okurdum.) If I had taken my medicine on time, I would have been healthier now. (Eğer ilacımı zamanında alsaydım şimdi daha sağlıklı olurdum.) If she had packed her suitcase yesterday, she wouldn’t have missed her flight. (Bavulunu dün hazırlasaydı uçağını kaçırmazdı.)