Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 54

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER SES KAYDI NOTU

1
.HAFTA:
Sınavlar olay şeklinde olacaktır. Bir olayda birden çok suç tipi olucaktır. Tek tek
bulunmalıdır bu suç tipleri. Her suç tipinden sonra pratik olucaktır. Hocanın her hafta
attığı makale, yargıtay kararı, suç tipiyle ilgili yazılar okunmalı.

2
.HAFTA:
Uluslararası Suç: Tanımı doktrinde tartışmalıdır. Bizim tasni miz aşağıdaki gibidir.
Bu ayrımı uluslararası eğitimlerde, uluslararası ör kurallarda yer alan kabul edilmiş
suçlar uluslararası hukuku ilgilendiren suçlar olarak düzenleniyor. Jus cogens, uluslararası
kamu düzeninin anayasasını oluşturmaktadır.
Uluslararası Hukuk Suçları; doğrudan uluslararası hukuk metinlerinde yer alan, doğrudan o
metinler tarafından cezalandırılan, suç haline getirilen suçlardır.
Diğer Uluslararası Hukuk Suçları; uluslararası olan ama metinlerde tipiklik olarak
düzenlenmeyen ulusal hukuka bırakılmış olan suçlardır. Uluslararası metinlerde doğrudan
tanımlanmayan, doğrudan cezalandırılmayan, iç hukuka havale edilmiş ve iç hukuk da
bunların cezalandırılması gerektiğini söyleyen suçlardır.

Uluslararası Suçlar

Uluslararası Hukuk Suçları Diğer Uluslararası Suçları


1. Antlaşmalar A- Göçmen Kaçakçılığı
2. Ör Kurallar (jus cogens) B- Uyuşturucu Kaçakçılığı
A- Soykırım Suçu. C- İnsan Ticareti Suçu
B- İnsanlığa Karşı Suçlar vb.
C- Saldırı Suçu
D- Savaş Suçu

1- SOYKIRIM SUÇU:
TCK 76. Maddesinde düzenlenmiştir. 76. Maddesinde 2005 tarihinden itibaren
düzenlenmiştir. Ama 2005 tarihinden öncesinde bizim kanunlarımızda 765 Sayılı Ceza
Kanununda bir tanımlama yok. Ancak soykırım ifadesinin uluslararası hukuka dahil edilmesi
çok daha eskiye gidiyor. Özellikle 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesine dair Sözleşmesi
öncesindeki çalışmalarda da Lemkin adında Polonya Hukukçu ilk defa genocide ifadesini
kullanıyor. Geno=ırk, cide=yok etmek anlamındadır. İlk defa ırkı yok etmek kelimesini
uluslararası hukuka sokuyor. 2. Dünya savaşı bittiğinde hititlilerin gerçekleştirdiği illeri
yargılamak üzere 2 mahkeme ( Ad hoc mahkemeleri) kuruluyor. Bu mahkemeler tabii bir
mahkeme değildir. Bir olayı yargılamak için kuruluyor ve yargılama bittikten sonra dağılan
mahkemelerdir. ( Tokyo, Humberg mahkemeleri örnektir.) BM 1948 tarihli Soykırımın
Önmelenmesine dair olan Sözleşmeyi kabul ederek soykırım suçunun bir uluslararası suç
olarak yerleştirdi. 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesini Türkiye 1950 yılında
imzaladı ve sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getireceğine dair sözü veriyor. Bu
yükümlülükleri 2005 tarihinde 5337 tarihli TCK yürürlüğe girmesiyle Türkiye bu
yükümlülükleri yerine getiriyor ve soykırımı kendi ceza kanununda suç olarak tanımlıyor.
1948 tarihli sözleşmede soykırım suçunu tüm insanlığı ilgilendiren bir suç olarak düzenliyor
ve sözleşmede olmayan, imzalamayan ülkelerin de yaptıkları illeri de soykırım suçu olarak
tanımlamamıza izin veriyor ( Jus cogens sayesinde). (1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi
Sözleşmesini mutlaka okumalısınız.)

1
fi
fi
fi
fi
fi
1- 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi TCK ilk buradaki
2- Eski Yugoslavya Uluslararası Mahkemesi tanımlara ayrı ek yapıyor.
3- Uluslararası Ruvando Mahkemesi Burada soykırım ifadesi
4- Roma Statüsü 2002 aynı tanımlanıyor.

Soykırım Suçu: Uluslararası kamu düzenini koruyan, Jus Cogens’e dayalı olan, soykırım
yasağından kaynaklanan bir suçtur. Uluslararası Hukuku ilgilendiren bir suçtur. Uluslararası
Hukuk suçudur. Bu suçun metinlerine baktığımızda yukarıdaki 4 madde karşımıza çıkıyor.
Buralarda soykırım suçunun tanımını görebiliyoruz. Aynı tanım bizim kanunumuzda da yer
alıyor.

Soykırım Suçunun İnceleme Metodu:


I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Uluslararası kamu düzenini, bu gruptaki ( etnik, milli, ırki, dinsel) bireylerin sahip olduğu
haklar (yaşam hakkı, vücud bütünlüğü, cinsel bütünlük vb.).
Bu grubun (dinsel, etnik, milli, ırki) dışındaki kişilere yapılan saldırılar soykırım suçunu
oluşturmaz. Uluslararası Hukuk açısından tüm insan gruplarının var olma hakkı korunur.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FİİL:
Fiil açısından seçimlik hareketli suçtur. Bu iller haricinde oluşturulan iller soykırım
suçunu oluşturmaz. Ancak bu illerin içerisinde değerlendirilebilecek iller ve bir grubu yok
etmeye çalışılan başlıca iller bu suçun ili olarak kabul edilebilir.
Bu suçu oluşturan illerin ortak özellikleri: mağdur ve mağdurlara belirli dinsel, etnik, ırki,
milli gruba mensup olması gerekir. Fiillerin hedef alınan gruplara yok etmeye matuf olması
gerekir. Tamamen veya kısmen yok etme saikiyle gerçekleştirilmesi gerekir. Fiilin sistematik
bir şekilde değil, icraata kapsamında gerçekleştirmesi gerekir.
• KASTEN ÖLDÜRME (TCK 76/a) ; hem basit halini hem de nitelikli halini içeriyor. Bu
gruplara yönelik kasten öldürme ili gerçekleştiğinde bir kişinin öldürülmesi veya
yöneticilerinden bir kaçının öldürülmesi veya tamamının ya da bir kısmının öldürülmesi
yeterli olması için o kişinin veya grubun soykırım suçu saikiyle yapılması yeterlidir.
Burada önemli olan soykırım suçu saikiyle yapılmasıdır.
• KİŞİLERİN BEDENSEL VEYA RUHSAL BÜTÜNLÜKLERİNE AĞIR ZARAR VERME (TCK
76/b); bu il vücud dokunulmazlığına karşı işlenen suçlarla ilgilidir ( kasten yaralama,
neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, nitelikli yaralama, ruhsal bütünlüğü bozucu
nitelikte cinsel saldırı suçu). Buradaki ilin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar
verme ilinin ağır bir şekilde gerçekleşmiş olmalıdır. Yani yaralamanın basit hali, normal
hali olmayacak. Dolayısıyla yaralama suçlarının genellikle nitelikli halleri veya neticesi
sebebiyle ağırlaşmış halleri ağır zarar ifadesi kapsamına girer. Bu zararın ağır olması için
kalıcı olmasına gerek yoktur. Belirli bir ağırlığa ulaşmış olması, vücud bütünlüğüne karşı
işlenmiş olması yeterlidir. Fiil ile ağır zarar arasında nedensellik bağının ve objektif
isnadiyetin bulunmuş olması gerekmektedir. İşkence, eziyet, dayakla gerçekleştirilen
sorgulama, ölüm tehditleri, sınır dışı etme vb. Fiiller ağır zarar kapsamındadır. Neticenin
gerçekleşmesi gerekir. Netice aranır.
• GRUBUN, TAMAMEN VEYA KISMEN YOKEDİLMESİ SONUCUNU DOĞURACAK
KOŞULLARDA YAŞAMAYA ZORLANMASI (TCK 76/c); ilk akla gelen toplama kampıdır.
Ablukaya alma, ordan çıkışı engelleme, hava saldırısı düzenleme buna örnektir. Bu ilin

2
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
kısmen veya tamamen grubu yok etmeye yönelik gerçekleştirmesi gerekir. Mağdurların
hayatlarının zora sokulması gerekir. Örneğin; yiyecek kıtlığına sokturma, evden çıkma
yasağı, evden çıkmaya zorlama, tıbbi yardımların kesilmesini sağlama vb. Sadece bir
kişiye karşı olması yetmez grubun tamamına yönelik olması gerekir (a ve b bendinden
farkı budur.). Tehcir ve zorunlu göç (1915 tarihli Ermeni tehciri zamanında herhangi bir
sözleşme veya soykırım tanımı yoktur.) Soykırım suçu geriye dönük olarak uygulanamaz.
1948 tarihinden sonra gerçekleştirilen soykırım hükümleri uygulanabilir. Tehcir, zorunlu
göç tek başına soykırım suçunun illi olmasa da c ve b bendlerini oluşturabilir. Bu llerin
grubun tamamen veya kısmen yok edilmesine yönelik olması gerekir. Gruptan tek kişiye
karşı gerçekleştirmesi bu il için yeterli değildir. Neticenin gerçekleşmiş olması aranmaz.
• GRUP İÇİNDE DOĞUMLARA ENGEL OLMAYA YÖNELİK TEDBİRLERİN ALINMASI
(TCK 76/d); burada grubun devamlılığını, çoğalmasına engelleyecek ve bir gruba karşı
işlenen tecavüz illeri (cinsel saldırı, ırza geçme lleri) grubun çoğalmasını engelleyen il
olarak soykırım suçunu oluşturur. Örneğin; doğum kontrol hapları vb. Grubun
devamlılığının engellenmesi saikiyle yapılması gerekir. Tecavüzler (grubun kadınlarının
tamamına yapılan tecavüzler) Vuhan’da mahkemesinde yapılan yargılamada dahil
edilmiştir. Devamlılığın engellenmiş olmasını yani neticeyi aramıyoruz. Neticesi olmayan
sadece hareketin gerçekleştiği suç tipidir bu il.
• GRUBA AİT ÇOCUKLARIN BİR BAŞKA GRUBA ZORLA NAKLEDİLMESİ (TCK 76/e);
çocuk= 18 yaş altı. zorla= ziksel, psikolojik zorluk ve ikna buna dahildir. İknanın nasıl,
hangi yolla yapıldığının önemi yoktur. Fiil açısında tek bir çocuğun grubunun
değiştirilmesi yeterlidir. Ancak bu ili grubu yok etme saikiyle yapması gerekir. Bu ilin
oluşması için grubun değiştirilmiş olmasına gerek yoktur. Grubu değiştirmeye yönelik
illerin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Neticeyi aramıyoruz.

NOT:
*76/a ve 76/b bendi için teşebbüs mümkündür. Çünkü neticeli suç şeklinde düzenleniyor.

2-FAİL:
Özgü suç değildir. Bu suçun faili herkes olabilir. Yok edilmek istenen grubun mensubu olan
kişi bu suçun faili olabilir.

3- MAĞDUR:
Mağdur bakımından özgü suçtur. Bu suçun mağduru herkes olamaz. Mağdurların etnik,
milli, dinsel, ırki gruptan olması gerekir. Bu gruplardan olmayan mağdurlara karşı
gerçekleştirilmiş iller eziyet suçunu, işkence suçunu oluşturabilir ama soykırım suçunu
oluşturamaz.
• MİLLİ GRUP: Vatandaşlık bağıyla hukuki bir ifadeye karşılık gelir.
• ETNİK GRUP: Ortak nitelikler temelinde birbirleriyle özdeşen insan grubudur. Aynı
kültürü, aynı dil, aynı ulus, aynı gelenek vb.
• IRKSAL GRUP: Kalıtsal olarak aynı özellikleri taşıyan insan grubudur.
• DİNSEL GRUP: Aynı dine inanan insan grubudur.

NOT:
*Buradaki gruplara kişi doğuştan girebilir. Ve iradi bir şekilde çıkılsa da yine bu gruplara
hukuken dahildir. İktisadi, sosyal, siyasi gruplar bu gruplardan değildir. Çünkü bu gruplara
kişi iradi girebilir ve çıkabilir.
*Grupları Belirleme: A grubu B grubuna karşı soykırım suçunun illerini gerçekleştirmiş
ama B grubu kendisini B grubu diye görmüyor veya A grubu B grubunu başka bir grup
olarak görüyor. Burada TCK 30’a gidilir. Burada 2 değerlendirme vardır; 1) Subjektif
Değerlendirme: Mağdura göre, faile göre değerlendirmedir. 2) Objektif Değerlendirme:

3
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
Hoca bunun doğru olduğunu düşünüyor. Etnik, milli, ırki, dinsel grubun objektif kriterleri
kapsamında mağdur bu gruba dahilse evet mağdur kısmını oluşturabilir diyoruz.

4- KONU:
Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki, veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok
edilmesi maksadıyla, bu grubların üyelerine karşı illerin (76 /a,b,c,d,e) işlenmesidir.

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Kasten işlenen bir suçtur. Soykırım suçunun en önemli unsurudur. Amaç, grubun bir
kısmının veya tamamının yok edilmesi saikiyle işlenmesidir. Saikle işlenen suç olduğu için
sadece doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla işlenemez ancak işlendiğini öngören
görüşler de vardır.
Kastın unsurlarının (bilme, isteme) suçun maddi unsurlarına yönelik olması gerekir. Biri bile
eksikse TCK 30’a gidilmesi gerekir. İsteme de tek başına yeterli değildir. O grubun
tamamının ya da bir kısmının yok edilmesine yönelik saikinin olması gerekir. TCK,1948
sözleşmesinden ve diğer statülerden farklı olarak 76. Maddede “bir planın icrası suretiyle”
ifadesi de suçun manevi unsurları kapsamında değerlendirilebilir. Ancak bu daha çok saikin
ispat edilmesiyle ilgili bir meseledir. Bu suç bir plan kapsamında gerçekleştirilmiş mi?
Sorusunu sorduğumuzda failin bir saiki, amacı var mı, yok mu? Bunu anlamaya çalışıyoruz.
Ama kanun koyucu bunu tipikliğin içerisinde aradığı için soykırım suçunun
gerçekleşebilmesi için failin mutlaka bir planın icrası kapsamında hareket ediyor olması
gerekir. Aslında 76. Madde manevi unsuru kuvvetlendiriyor. Bu planın devlet planı olmasına
gerek yoktur. Herhangi bir grubun, terör örgütünün, devlet dışı siyasi organların bir planı
olabilir.

III.HUKUKA AYKIRILIK VE KUSURLULUK:


Hukuka uygunluk sebebi bu suç için düşünülemez. Emirler hukuka aykırı ise kesinlikle
uygulanamaz. Hukuka aykırılık suç ise kesinlikle uygulanamaz. Suç ise tekrar göndermeye
gerek yoktur. Bu suç ve uygulamıyorum demek yeterlidir. Uygulandığı takdirde uygulayan
kişi de uygulatan kişi gibi sorumlu tutulur. Soykırımı oluşturan illerin herhangi birinin fail
tarafından gerçekleştirilmesi üstten verilmiş olan emir olsa dahi astlar bu illeri
tartmalılardır. Hukuka uygun emrin yerine getirilmesi hukuka uygunluk sebebini oluşturmaz
ve kusurluluğu da ortadan kaldıran bir hal olmaz.

IV.SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


A- TEŞEBBÜS:
Neticesi aranan suçlar bakımından teşebbüs mümkündür. Neticesi aranmayan iller
açısından teşebbüs mümkün değil. TCK 76/a ve 76/b’de teşebbüs mümkündür.

B- İŞTİRAK:
Devlet görevlileri tarafından işlenen suçtur genel olarak. Ancak böyle bir özgü suç değildir.
Diğer organizasyonlar tarafından da işlenebilir. Genellikle de suçun yapısı itibariyle bir örgüt
kapsamında (bir devlet örgütü veya devlet dışı örgüt olabilir) işlenmeyi gerektiren bir suç.
Dolayısıyla TCK 78. Maddede bu suç için örgüt suçu düzenlenmiştir. İştirak kapsamı içinde
bu suç değerlendirilir.

NOT:
*Bu suçları işlemek için örgüt kurmuşsanız bu örgütün faaliyetleri bu illeri işlemeye yönelik
olduğu tespit edilmiş ise bu örgütten dolayı cezalandırılır. Ve şleri gerçekleştirdiğimizde de
ayrıca o illerden dolayı ağırlaştırmış müebbet hapis ile cezalandırılır.
4
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
C- İÇTİMA:
TCK 76/a ve b bentleri için her bir mağdur açısından gerçek içtima uygulanır. Mesela bir
grubu yok etmeye kalktınız bir planın icrası kapsamında ,o grubu yok etmeye yönelik
kasten öldürmeleri gerçekleştiniz, o grubun 50 kişisini öldürdünüz. O 50 kişinin her biri
açısından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alıcaksınız. Gerçek içtima, failin işlediği her
suçun karşılığında ayrı ayrı cezalandırılmasıdır. Gerçek içtimada failin davranışını birden çok
suça sebep olmakta ve her suç için kanunda yazılı cezayı almaktadır.

3
. HAFTA:
2- İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR:
TCK 77’de düzenlenmektedir. İnsanlığa karşı suçların tanımı Nürnberg
Mahkemesinin statüsünü oluşturan anlaşmada belirlenmiştir. Günümüz de insanlığa
karşı suçlarla ilgili güncel metin 1998 tarihli Roma Statüsü’nde anılmaktadır. Roma
Statüsü’nün 7. Maddesi’nde insanlığa karşı suçların yeni şekli de tanımlanmaktadır. Bizdeki
tanıma benzer ama daha güncel tanımdır. Ve bizdeki sayılan illerden ek olarak bazı iller
(Zorla hamile bırakma vb.) sayılmıştır. Bizim kanunumuz. Bu açıdan Roma Statüsü’nün
biraz gerisinde kalmaktadır.
TCK 77 :“(1)Aşağıdaki illerin, siyasal, felse , ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine
karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur: Kasten
öldürme. b) Kasten yaralama. c) İşkence, eziyet veya köleleştirme. d) Kişi hürriyetinden
yoksun kılma. e) Bilimsel deneylere tabi kılma. f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel
istismarı. g) Zorla hamile bırakma. h) Zorla fuhşa sevketme.
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki ilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan illerin işlenmesi halinde ise, sekiz
yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b)
bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından,
belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.”

İnsanlığa Karşı Suçların İnceleme Metodu:


I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Uluslararası toplum ve uluslararası toplumları oluşturan grupların içersindeki bireylerin
yaşam hakkı, vücud dokunulmazlığı hakkı, cinsel dokunulmazlık hakkı korunmaktadır. Bu
grupların var olma hakları (soykırım suçunda olduğu gibi) korunmaktadır. Saldırıya, insanlığa
karşı suçlara maruz kalan toplumun, grubun, nüfusun bir kısmının varlığı korunmaktadır.

NOT:
*Soykırım suçuyla farkı; soykırım suçunun esas amacı bir grubun ortadan kaldırılması, yok
edilmesi. İnsanlığa karşı suçlarda böyle saik söz konusu değil. İnsanlığa karşı suçlarla
amaçlanan toplumun bir kesiminin tamamen veya kısmen yok etmesini cezalandırmak
değildir, bunlar dışındaki illeri, sonuçları cezalandırmaktır. Kısaca yok etmek saikiyle
hareket ediliyorsa, o grubun yok edilmesine yönelik iller gerçekleştirilmiş ve sonuçlar da
ortaya çıkmışsa bu soykırım suçudur. Ama öyle bir amaç yoksa artık insanlığa karşı
suçlardan söz edebiliriz.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Özgü suç değildir. Bu suçun faili herkes olabilir.
5
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
NOT:
*Soykırım suçundan farkı; insanlara karşı suçların failli aynı devlete, aynı topluma üye olan
kişiler de olabilir. Yani aynı toplumun, aynı grubun içerisindeki bir kişi; yine aynı toplumun,
aynı grubun içerisinden başka bir kişiye insanlara karşı suçu işleyebilir. Kısaca aynı devlete,
gruba, topluma mensup olması önemli değil.

2- MAĞDUR:
Mağdur, toplumun bir kesimidir. Toplumun bir kesimi dediği için; bir kişi olamıyor.
Toplumun bir kesimi dediği için dikkat edilecek şeyler şunlardır;
• Toplum dediğimizde ilk önce bunun içerisinden askerleri (savaşçı olanları) çıkartıyoruz.

NOT:
*Kasten öldürme bir kişiye karşı gerçekleştiriliyor. İnsanlığa karşı suç, birden fazla kişiye
karşı işlenebilen suçtur.
*Savaş suçu, toplumdaki askerlere, savaşanlara karşı işlenen suçtur. İnsanlara karşı suç,
toplumun sivil kesimine karşı işlenen suçtur.
*Soykırım suçu, saiki toplumun yani grubun (ırki, milli, dinsel, milli) bir kısmını yok etmedir.
İnsanlara karşı suçun saiki grubun bir kısmını yok etme değildir. Ve insanlara karşı suç
toplumun bir kısmını soykırım suçundan daha geniş bir şekilde tanımlıyor.
*Savaş suçlarına bakarak bu savaş suçları içerisinden iki grubu da sivil gruba
ekleyebiliyoruz; din görevlileri ve tıbbi yardım sağlayan görevliler.
• Toplumun bir kısmı dediği için; münferit bir saldırı olmayacak. Birden fazla kişiyi hedef
almış olacak. Hem saldırılar münferit olmayacak hem de o grubun seçilmesi , o grubun
içerisindeki bir kişi münferit olarak seçilmeyecek. Grubun tamamına karşı illerin
işleniyor olması gerekir.
• Sivil mi, asker mi diye ayırt edemediğimizde o grubu sivil olarak kabul ediyor,
uluslararası teamüller.
Dolayısıyla nüfusun bir kesimi sivil nüfus ve birden fazla kişinin olması gerekir. Kısaca sivil
ifadesini, toplumun bir kesimi ifadesini amaçsal olarak yorumlamak gerekir. Savaşta
olmayan kişiler toplumun bir kesimidir, sivil kişilerdir.

NOT:
*( b üyeleri saldırıyı gerçekleştirdi daha sonra aktif saldırı gerçekleştirmekten vazgeçti.
Asker olmaktan vazgeçtiler ve gelip normal hayatlarına devam ediyorlar veya o saldırı
sonrasında o hastanede tedavi görüyorlar. Aktif saldırı söz konusu değil.) Amaçsal olarak
yorumladığımızda aktif saldırı olmayan kişilere karşı gerçekleştirilen saldırılar da insanlığa
karşı suçtur.
*(birlik aktif değil. Bi tümel Malatya’da diğer tümel Antep’de bu tümeller savaşmıyor ama
batıdaki olan tümeller savaşıyor. İkiside aktif değil, batıdaki tümeller savaşıyor. Bu iki aktif
olmayan tümellere saldırıldığından insanlığa karşı suç değil, savaş suçu oluşur. Çünkü onlar
aktif olarak saldırıyı gerçekleştiriyor olmasa da, askeri kimlik içerisinde oldukları için ve o
grubun her an bir saldırı gerçekleştirme potansiyeli olduğu için yani tamamen ayrılmamış
oldukları için onlara karşı gerçekleştirilen saldırılar savaş suçunu oluşturabilir.)

3-FİİL:
TCK 77/1: Aşağıdaki illerin, siyasal, felse , ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine
karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur: a)
Kasten öldürme. b) Kasten yaralama. c) İşkence, eziyet veya köleleştirme. d) Kişi
hürriyetinden yoksun kılma. e) Bilimsel deneylere tabi kılma. f) Cinsel saldırıda bulunma,
çocukların cinsel istismarı. g) Zorla hamile bırakma. h) Zorla fuhşa sevketme.
6
fi
fi
fi
• Bu iller plan doğrultusunda gerçekleşmesi gerekir. Bu iller barış zamanında
işlenebildiği gibi savaş zamanında da işlenebilir.
• Saldırının sırf askeri tarda düzenlenmesine gerek yoktur. Terör örgütleri de bu suçu
işleyebilir. Terör örgütünün mensupları da bu ilin mensupları olabilir.
• Bir plan doğrultusunda sistematik olmazsa kişilere karşı işlenen suçlardan bahsediyor
oluruz. Yani planın olması gerekir ve sistematik bir şekilde bu illeri gerçekleştiriyor
olması gerekir.
• Sistematik ve planlı saldırıdan ne anlamalıyız?
*Organize olması, önceden tasarlanmış olması ve o saldırının bir merkez tarafından
yönetiliyor olması gerekir. MÜNFERİT saldırı olmaması ve bir sistematik plan şeklinde
illerin olması gerekir.
• TCK 77/1’de sayılan illerin tek tek planlı olmasına gerek yoktur. Siyasi, ırki, felse ve
dini gruba karşı bir saldırı olucak ve bu saldırıplanı içersinde hiç planlanmayan kasten
öldürme suçu gerçekleştiği takdirde yine insanlığa karşı suç işlenmiş olur. (Fiillerin tek
tek planlanmasına gerek yoktur. Saldırının tamamının planlı ve sistematik olması gerekir.

NOT:
TCK 77. Maddeyle Roma Statüsü arasındaki fark, araç illerde mevcuttur. Roma
Statüsün’de bizim kanunumuza ek olarak 4 tane daha il sayılmıştır.

NOT:
Bu suçta da soykırımda olduğu gibi zamanaşımı işlemiyor. Uluslararası suçlar bakımından
Türkiye’nin kavuşturma yetkisi vardır.(Adalet Bakanlığı talebi gerekir.)

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
TCK 77: “…Siyasal, felse , dini, ırki saiklerle toplumun bir kesimini yok etme…” dediği için
saik suçudur. Saik suçu sadece kasden işlenebilir. Kasden işlenmesi de yeterli değil, kanun
ayrıca failde bu saiklerin de bulunmasını da aramıştır. Saikin arandığı suçlar olası kastla da
işlenemez. Dolayısıyla insanlara karşı suçlar kasden ve saikle işlenmesi gereken suçtur.
Ancak bir planın icrası, sistematik olması gereken saldırının kasten ve saikle gerçekleşmesi
gerekir. Kanunda sayılan iller yani insanlık suçunu oluşturan araç illerin olası kastla
işlenmesi mümkündür.

NOT:
Roma Statüsü’nde ilin sistematik, yaygın ve plan (politika) çerçevesinde gerçekleştirmesi
gerektiğini söyler. TCK 77’de yaygın ifadesi kullanılmıyor. Biz onu ( illerin yaygın işlenmesi
gerektiğini) plandan çıkarıyoruz.

III.SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


A- TEŞEBBÜS:
Suç teşebbüse mümkün olan bir suçtur.

B- İÇTİMA:
TCK 77/2’de düzenlemesi vardır. “(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki ilin işlenmesi halinde,
fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan illerin
işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak,
birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama
suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.”

7
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
C- İŞTİRAK:
İştirak açısından bir özellik arz etmiyor.

3- ÖRGÜT SUÇU (SOYKIRIM VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARIN İŞLENMESİ


İÇİN ÖRGÜT KURULMASI):
TCK 78: “- (1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya
yöneten kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu örgütlere üye
olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(3) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.”
• 78. Maddedeki örgüt suçu bir hazırlık hareketin suç haline getirilmesidir. Bu amaçlarla
örgütün kurulması, cezalandırılması için yeterlidir. Bu amaçlarla kurulmuş örgüte üye
olmak kişinin cezalandırılması için yeterlidir. Ancak bu örgütle beraber bir suç
işlediğinde hem örgüte üye olmak veya örgütü kurma hem de işlediği suçu açısından
cezalandırılacaktır.
• 78. Madde özel bir örgüt maddesidir. TCK örgüt suçlarını düzenleyen madde, 220.
Maddedir.

TCK 220: “Kanunun suç saydığı illeri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler,
örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları
işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.80
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.(78)
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden
yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da
cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca
fail olarak cezalandırılır.
(6) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç
işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak
suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.(Ek cümle: 11/4/2013-6459/11
md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır. (7) (Değişik: 2/7/2012 –
6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve
isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı
verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya
da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

• 78. Maddede örgüt olmak için; en az üç kişinin olması gerekir + suç işlemek için
kurulmuş olması gerekir + örgütün araçlarının işlemek istediği suç açısından elverişli
olması gerekir + gevşek de olsa bir hiyerarşik yapının olması gerekir (yönetenler, üye) +
belli bir süreden beri kurulmuş olması gerekir.
^Bu şartlar varsa ve örgütün işlemek istediği suç soykırım ve insanlığa karşı suçlar ise 78.
Maddeden cezalandırılır. Bu suçların işlenmesi için örgüt kurulduğunda zamanaşımı
işliyor.^

8
fi
NOT:
*Uluslararası suçları; uluslararası hukuku suçları ve diğer uluslararası suçlar olarak ikiye
ayırmıştık. Uluslararası hukuk suçları; soykırım, insanlığa karşı suçlar (bu ikisi bizim
kanunumuzda var.), savaş suçu ve saldırı suçu (bu ikisi bizim kanunumuzda yer almıyor.).
Bunlar uluslararası metinlerden kaynaklanan, uluslararası metinlerde tanımlanmış cezaların
bir kısmı öngörülmüş suç tipleridir. Bunların dışında uluslararası olan suçlar var. Aslında
bunlar sınırı aşan suçlardır. Yani birden fazla ülkede işlenen veya birden fazla ülkenin
vatandaşı tarafından işlenen suçlara da uluslararası suçlar diyoruz. Göçmen kaçakçılığı ve
insan ticareti uluslararası hukuk metinlerinde tanımlanmış olsa da aslında sınırı aşan suç
olarak kabul ediliyor. Aslında uluslararası suçlar kısmında düzenlenmemesi gereken
göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları bizim kanunumuzda uluslararası
suçkapsıamında düzenlenmiştir bu başlık altında. Bunun olumlu tarafı; bu suçlarla da
uluslararası kamu düzeni korunuyor, ulusları oluşturan devletlerin kamu düzeninin
korunması amacılığı ile uluslararası toplum korunuyor.

4-GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU:


GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU:
TCK Madde 79-
(1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal
olmayan yollardan; a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan
sağlayan, b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan, Kişi,
beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/6 md.) Suç, teşebbüs aşamasında kalmış
olsa dahi, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.2425
(2) (Ek fıkra: 22/7/2010 - 6008/6 md.) Suçun, mağdurların; a) Hayatı bakımından bir tehlike
oluşturması, b) Onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi, hâlinde, verilecek
ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır.(23)
(3) (Değişik:6/12/2019-7196/56 md.) Bu suçun; birden fazla kişi tarafından birlikte
işlenmesi halinde verilecek ceza yarısına kadar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır.
(4) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

NOT:
*TCK 79/1:
-İmkan sağlamak; bu suçun ilidir. Bu suç yurt dışına çıkışı veya yurda sokulmasını veya
yasal olmayan yollarla imkan sağlama. İlla sokmasına gerek yok, o ortamı hazırlaması
yeterli. Kısaca imkan sağlama yeterli bunun gerçekleştirilebilmesi için.
-Maddi menfaat: Bu suçun saikidir. Kasden işlenebilir ayrıca maddi menfaat elde etmesi
için bu hareketleri yapması gerekir. Manevi unsurudur. Maddi menfaat; para vb.
-Yasal olmayan şekilde yapılacak. Yasal yollarla ülkeye sokulmuş ise, yasal yollarla o ülkede
kalmasına imkan sağlanmış ise ve yasal yollarla Türk’ün yurt dışına çıkarılması sağlanmış
ise maddi menfaat olsa bile bu suçu oluşturmaz.
-Ülke:1)Gerçek ülke, 2) Farazi ülke. Farazi ülke olan yerler göçmen kaçakçılığı suçu
sayılmıyor. Kanundaki ülkeden sadece gerçek ülke olan yerleri anlamamız gerekmektedir.
Karasuları ve kara sınırı.
-Yabancı: vatandaş olmayan herkes.
-Ülkeye sokan, kalmaya imkan sağlayan, yurt dışına çıkmasına imkan sağlamak: Pasaport
Kanunu’na aykırı bir şekilde ülkeye girmek (ülkeye sokmak).

9
fi
*TCK 79/2’de yazan hususlar bu suç açısından gerçekleşmiş ise hayati niteliklerin
gerçekleşmesi gerekir, onur kırıcı şekilde göçmenlerin taşınıyor olması gerekir. Bu haller
varsa nitelikli haller vardır. Bu neticelerin somut bir şekilde ortaya çıkması aranıyor. Somut
tehlikenin hakim tarafından tespit edilebiliyor olması gerekiyor. (Göçmenin kamyon
kasasında havasızlıktan ölmesine gerek yoktur. Kamyondaki havasızlığın tespit edilmesi, üst
üste taşınıyor olduklarının tespit edilmesi onur kırıcı, insanlık dışı oldukları için nitelikli
hallerin uygulanması için yeterlidir.)
*TCK 79/3: Birden fazla kişi tarafından işlenirse yani bu suç iştirak halinde işlenirse veya bir
örgüt kapsamı altında işlenirse nitelikli hal olur.

BM SINIRI AŞAN SÖZLEŞMESŞ EK PROTOKÜ’nde doğrudan veya dolaylı olarak mali


veya diğer maddi çıkar elde etmek için bir kişinin vatandaşlığını tanımadığı veya sürekli
ikametgah sahibi olmadığı bir taraf devletin yasa dışı girişin sağlanması
TCK 79/1: Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla,
yasal olmayan yollardan; a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan
sağlayan, b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan
(TCK’daki a bendi protokolde var. Protokolede b fıkrası yoktur.)
Göçmen kaçakçılığı suçu sınırı aşan bir suçtur.

NOT:
*Göçmen fail (müşterek) mi, konusu mu, mağduru mu?
*Her suç icra ive ihmali hareketlerle gerçekleştirilebilir.
*Göçmen kaçakçılığı suçu aslında soyut tehlike suçudur. Aslında göçmen kaçakçılığı
suçunun oluşabilmesi için hele hele teşebbüs hükmünün de tamamlanmış suç gibi
cezalandırıldığını düşündüğümüzde göçmen kaçakçılığı suçundan birinin yargılanıp
cezalandırılabilmesi için o tehlikenin oluşması yeterlidir.

NOT:
Göçmen kaçakçılığının insan ticaretiyle arasındaki en büyük fark insan ticaretinde
mağdurun rızası yok, göçmen kaçakçılığında mağdurun rızası var.

4
.HAFTA:
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun İnceleme Metodu:
I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Uluslararası kamu düzeni, devletin iç kamu düzeni ve güvenliği, göçmenler açısından
nitelikli haller işlendiğinde vücud bütünlüğü, cinsel dokunulmazlığı, insan onuru gibi hukuki
değerler korunur. Korunan hukuki değeri karma bir niteliktir.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Fail herkes olabilir. Bu suç birden fazla kişi tarafından veya örgüt kapsamında işlenen
suçtur. Özgü bir suç değildir. Tek kişi tarafından da işlenebilen bir suçtur.
Esas tartışma göçmenler suçun faili midir, değil midir?
1-Göçmenler bu suçun zorunlu iştirakçısıdır (müşterek fail). Ancak suç politikası gereği
göçmenler cezalandırılmamalıdır. Bunu savunursak müsadere konusunda avantajımız
vardır.
2-Göçmenler bu suçun mağdurudur. Bu grup da kendi içinde ikiye ayrılıyor. 1)Göçmenler
bu suçun basit haliyle konusudur. Ama nitelikli haliyle (79/2) göçmenler bu suçun mağduru
olmuştur, derler. 2)Göçmenler suçun sadece mağdurudur. Bunu savunursak içtimada
farklılığı vardır. Her bir göçmen bu suçun mağduru ise nitelikli hallerde olduğu gibi her bir
10
mağdur açısından bu il işlenmiş olucak. Aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmişse kri
içtima hükümleri oluşur (43/2 uygulanır.) nitelikli hallerde ise ölüm, kasten yaralama, olası
kastla öldürme, olası kastla yaralama meydana geldiyse 43/2, 43/1 uygulanmaz.
3-Göçmenler bu suçun konusudur. Bu grup da kendi içinde ikiye ayrılıyor. 1)Göçmenler
suçun hem konusudur hem de mağdurudur. Suçun mağduru ve konusu bu suçta
birleşmiştir, derler. (Basit halde konusudur, nitelikli halde bu suçun hem konusu hem de
mağdurudur.). 2)Göçmenler suçun sadece konusudur. Bu görüşü savunursak içtima
meselesinde farklılık oluşur. Yargıtay ve baskın görüş göçmenleri suçun sosyal konusu
olarak kabul ettiği için kaç tane göçmen olursa olsun suçun tekliğine zeval gelmiyor. Yani
50 göçmen de olsa tek bir suç işlenmiş sayılır. Yargıtaya göre burada tek bir suç var.
Göçmenlerin sayısının fazla olması TCK 61’e göre arttırım nedeni olabilir.
Hocanın görüşü; göçmenler bu suçun zorunlu şerikidir. Suç teorisi açısından zorunlu şeriki
olması doğru olandır.

2-MAĞDUR:
Yabancı olan herkes bu suçun mağduru olabilir.

3-KONUSU:
Göçmenler ve göçmenlerin malvarlığıdır.
Göçmenlerin suçun konusu olmaları hakkında 3 görüş vardır;
-Göçmenler suçun konusudur. Bu grup da kendi içinde ikiye ayrılıyor. 1)Göçmenler suçun
hem konusudur hem de mağdurudur. Suçun mağduru ve konusu bu suçta birleşmiştir,
derler. 2)Göçmenler suçun sadece konusudur.
-Göçmenler suçun mağdurudur. Bu grup da kendi içinde ikiye ayrılıyor. 1)Göçmenler bu
suçun basit haliyle konusudur. Ama nitelikli haliyle (79/2) göçmenler bu suçun mağduru
olmuştur, derler. 2)Göçmenler suçun sadece mağdurudur.
-Göçmenler bu suçun müşterek failidir, şerikidir, yardım edenidir, azmettirenidir, derler.
Buna da zorunlu iştirak denir. (Kanun koyucu burda anlatılan göçmenleri cezalandırmama
gibi tercihte bulunuyor. Bu tercihi tercih etme sebebi; göçmenler uluslararası
sözleşmelerde BM’in Sınırı Aşan Sözleşmesinde Ek Protokol’de göçmenler kendi
durumundaki mağdur, aciz olarak görülüyor. Buradan hareketle tüm ülkelere şu öneriliyor;
göçmenleri göçmen kaçakçılığından dolayı cezalandırmayın, sadece göçmen kaçakçılığını
cezalandırın. Diyor. Bu protokolde bizim de imzamız olduğu için biz de suç politikası gereği
göçmenler her ne kadar suç sistematiği açısından bu suçun azmettireni, yardım edeni,
müşterek faili olabilse de cezalandırmıyoruz.)
(Yargıtay kararında; göçmenler bu suçun konusudur, mağduru değildir. Sadece nitelikli
haller halinde göçmenler suçun mağdurudur, der.)
(Göçmen kaçakçılığına tabi olan göçmenler suçun konusudur. Nitelikli haller durumunda
suçun mağdurudur.)
(Göçmenleri suçun konusu olarak alırsanız; göçmen kaçakçılığı ilinin o kişi üzerinde
işleniyor olması gerekir. O kişiyi fail, şerik olarak kabul edemezsiniz. Sadece nitelikli haller
açısından mağdur diyorsanız; o kişiye karşı gerçekleştirilmiş olan insan dışı davranışlar,
onur kırıcı davranışlar, kasden öldürme, kasden yaralama suçları açısından gerçek içtima
hükümleri uygulanmaz.)

4-FİİL:
Seçimlik hareketli suçtur. Sırf hareket suçudur. Göçmenin sınırdan çıkmasına veya yasaya
aykırı bir şekilde durmasına gerek yoktur. Bununla ilgili imkan sağlanması, barındırılması
yeterlidir. Bağlı hareketli suçtur. Kanunda belirtilen ülkeye yasal yollarla sokma, ülkeden
yasal olmayan yollarla yabancının veya türkün çıkışını sağlamak, ülkede yasal olmayan
yollarla barındırma. Basit hali soyut tehlikeli suçtur. Nitelikli hali somut tehlikeli suçtur.

11
fi
fi
fi
Bütün seçimlik hareketler konu ve mağdur değişmeden işlendiği takdirde seçimlik
hareketlerin tek suç oluşur.
İhmali suretle işlenebilir mi, sadece icra suretle işlenebilir mi? 83. Madde burada yok.
İhmali hareketin icra harekete eş değer olabilmesi için garantörlük kanundan, sözleşmeden,
öngörülen tehlikeli hareketten kaynaklanmalıdır. Böyle bir düzenleme bu suç için yoktur.
1. Görüş: böyle bir düzenleme olmadığı için kanunilik ilkesi gereği ihmali hareketle
işlenemez.
2. Görüş: ihmali hareketle işlenmesi için 83 gibi özel düzenlemeye gerek yoktur. Her suç
ihmali hareketle de icra hareketle de işlenebilir.
Özellikle ihmali hareketin ortaya çıktığı haller, kamu görevlisinin bu suça katıldığı hallerdir.
Kamu görevlisinin ihmali hareketiyle yasal olmayan yollarla yabancının ülkeye girmesini,
barınmasını, çıkmasını sağlamışsa kamu görevlisini neyden cezalandırırız? İlk önce kamu
görevlisi bunu maddi menfaat maksadıyla yapması gereklidir. Maddi menfaat maksadı
kamu görevlisi tarafından güdülerek yapıldığında başka suçlar da ortay çıkabilir. Mesela
rüşvet vb. O zaman burada rüşvet suçu mu oluşur, göçmen kaçakçılığı suçu mu oluşur?
1. Görüşü savunursak (83. Maddedeki gibi düzenleme olmalıdır.): sadece rüşvet suçu
oluşur. Göçmen kaçakçılığı suçu ihmali hareketle işlenmediği için.
2. Görüşü savunursak (düzenlemenin varlığına ihtiyaç yoktur): ihmali hareketlede bu suç
işlenebilir ve göçmen kaçakçılığı suçuyla aynı zamanda rüşvet suçları da işlenmiştir. Bir
hareketle kanunun birden fazla hükmü ihlal edildiğinde farklı neviden kri içtima
uygulanır. Yani bir hareketle birden fazla suç oluşuyorsa; en ağır ceza hangisininse
ondan cezalandırıyoruz.

-Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlamak; göçmen geldi evimizi
kiraya verdik burada bu suç oluşur mu? Barındırma ilinin temadi, kesintisiz olması lazım. 2
görüş vardır;
1. Görüş: (Azınlık görüş) burada yasal olmayan yollarla barındırma hususu barındırmanın
yasal olmayan yollarla gerçekleştirilmesi gerekir. Yasal olmayan yollarla ülkede bulunan
bir kişinin barındırılması değil, yasal olmayan yollarla ülkede bulunan bir göçmenin
yasal olmayan şekilde ülkede kalmasını sağlamaktır. Yani barındırmayı yasal olmayan
yollarla olması gerekir. Yasal olmayan yollarla barındırma, genel olarak kanunlara aykırı
şekilde oluşur. Bunun işleniş tarzı sahte belgelerle o kişinin ülkede barındırılması bu
suçu oluşturur. Bunun dışında olanlar bu suçu oluşturmaz.
2. Görüş: (Yargıtay) hayır burada yasal olmayan yollarla barındırmayı veya yasal olmayan
yollarla ülkeye sokmayı, ülkeden çıkmayı tek bir harekete bağlayabilirim. Özellikle
barındırma konusunda da temadiyi, kesintisizliği ararım. Bunlar varsa yasal olmayan
yollarla barındırıldığını anlamamız gerekir.

-Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlamak;

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Kast içinde bilme ve isteme unsurunun suçun maddi unsurlarına yönelik olması gerekir.
Menfaat haklı da haksız da olabilir.

III.NİTELİKLİ HALLER:
TCK 79/2 “…Suçun, mağdurların; a) Hayatı bakımından bir tehlike oluşturması, b) Onur
kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi, hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte
ikisine kadar artırılır.” 3. Nitelikli hal ise birden fazla kişi tarafından işlenmesi veya örgüt
kapsamında işlenmesi. Kişi hem göçmen kaçakçılığını hem de örgüte üye olmayı içeriyorsa
iki suçtan da cezalandıracağız.

12
fi
fi
IV.SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:
A- TEŞEBBÜS:
Suç, teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. Bu
suç yer değiştiren, zaman değiştiren bir suçtur. Normal bir suçun teşebbüsünden daha
önemlidir. Çünkü normal suç teşebbüs halindeyken indirim yapılıyor bu suçun teşebbüs
halinde olması bile suçu işlenmiş gibi cezalandırır. TCK 35 de bunun çözümü vardır. Suçun
teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığını anlamak için; doğrudan doğruya icraya başlama
ifadesiyle maddi objektif teoriyi benimsemiş oluyoruz. Subjektif teori: kastına bakar. Kastı
ne zaman oluştuysa teşebbüs oluşur. Maddi-objektif teori: kast olsun ama doğrudan
doğruya icranın da gözükmesi gerekiyor. Burada icranın gözükmesi de zamansal ve
mekansal yakınlığın da olmasıyla olur. Doğrudan doğruya icranın başlaması için, mekansal
ve zamansal yakınlığın olması gerekir. Zamansal ve mekansal olarak doğrudan doğruya
icraya başlamışsa kişi ve netice oluşmamışsa, suç tamamlanmamışsa artık teşebbüsten
bahsedebiliriz. Zamansal ve mekansal icra hareketi değildir dediğimiz hareketlere, hazırlık
hareketi denir. Hazırlık hareketi, bir suçu işlemek üzere mekansal ve zamansal yakınlık
olmadan o suçun işlenmesini kolaylaştırmak için bazı illerle gerçekleştirilmesidir.
Örneğin sınırdan göçmenler girmek için bizim sınıra doğru yolda olduklarında askerlerimizin
havaya silah attığı anda göçmenlerin arkalarına dönüp gitmeleri suçu teşebbüs açısında
bırakır. Biz bu göçmenleri teşebbüsten yargılayabiliriz TCK 13’e dayanarak. Yargılamak için
adalet bakanının talebi lazımdır. Yurt dışında yargılanmış olsalar dahi adalet bakanı talebiyle
biz de yargılayabiliriz.
Yabancıyı ülkeye sokma ili açısından teşebbüs nadirdir.
Yabancıyı ülkede barındırmasına, kalmasına imkan sağlayan ili açısından teşebbüs pek
mümkün değildir.
Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan il açısından
teşebbüs mümkündür. Burdada objektif kriterlere göre belirlememiz gereklidir. Zamansal
veya mekansal yakınlık gerekir. Artık göçmenlerin göçmen kaçakçısı tarafından çıkmaya
yakın olması gerekir. Yargıtay bunu geniş yorumlayarak; ülkenin herhangi bir yerinde
yakalanması halinde suçun gerçekleştirilmiş olduğunu kabul ediyor.
Hoca maddi-objektif teoriyi benimser. Zamansal ve mekansal yakınlığın olması gerekir.
Sınavda teşebbüsle ilgili 2 görüşü de hoca ister.

B- İÇTİMA:
Suçun değişik zamnlarda birden fazla işlenmesi halinde;
*Göçmenleri mağdur olarak değil de suçun konusu, mağduru da uluslararası toplum veya
kamunun toplumu oluşturan her bir fert olarak kabul ediyorsanız; göçmen kaçakçılığının
birden fazla işlenmesi halinde 43/1 (zincirleme suçu) uygulanır.

4. HAFTANIN 2. DERSİNDE YAPILAN PRATİK ÇALIŞMASI:


OLAY 1
A, B ve C yasal giriş ve çıkış izinleri olmayan ve ülkede bir süredir zor koşullarda kaçak
göcek yaşayan bir grup yabancıyı, kişi başına belirlenmiş ve işin en başında alınacak
bir bedel karşılığında Zonguldak’a kadar götürmek ve oradan tekne ile yurt dışına çıkarmak
için anlaşmışlardır. A ve B kendilerine ait minibüs ile yabancıları Zonguldak’a nakledecek, C
ise tekne ile Türkiye karasuları dışına çıkaracağı yabancıları orada başka bir tekneye
geçirecektir. Zonguldak’a gidiş yolunda yabancılardan X, aracı kullanan A’ya, kendisi ve 3
diğer arkadaşının esasında ülkede kalmak istediklerini bunun için ne yapabileceklerini sorar.
A mola yerinde B’ye, “Zaten bu kadınlardan işin bedelini aldık bir fırsat çıktı kadınlar
üzerinden daha fazla para kazanabiliriz.” der ve birlikte plan yaparlar. Plana göre kadınlar,
B’nin tanıdığı L’nin yıllardır boş olan çiftlik evinde yaşayacak ve kendilerinin bulacakları
13
fi
fi
fi
fi
kişilerle para karşılığında cinsel ilişkiye gireceklerdir. X ve arkadaşlarına planı
anlatırlar, kendilerinin de bu işten para kazanacaklarını başka türlü ülkede bu kadar iyi
koşullarda barınamayacaklarını, planı bozmaları halinde ise polis arkadaşlarına ülkede
kaçak olarak barındıklarını ihbar edeceklerini söylerler. X ve arkadaşları tekli kabul
eder. Minibüs ile Zonguldak’a varılır, ülke dışına çıkacak yabancılar C’nin teknesine
nakledilir. C’nin kullandığı tekne kıyıdan açılır, Türkiye karasuları dışına çıkar.

OLAY 1 ÇÖZÜMÜ
İnsan ticareti ve göçmen kaçakçılığı arasında gri bir alan vardır. Yani göçmen kaçakçılığı ve
insa ticareti birbirlerinin içerisine girebilecek durumdalar. Burada o şekilde ilerlemiştir. İlk
suç göçmen kaçakçılığı olarak başlamış ancak sonrasında kadınlara zorla yaptırdıkları
şeylerin varlığı halinde insan ticareti suçu da vardır.
1. Suç göçmen kaçakçılığı;
I. Olay ve hukuki sorun:
A, B ve C’nin yabancıları yasa dışı yollarla ülkeden çıkarmak üzere hareket ettikleri bu
suretle de göçmen kaçakçılığı suçunun işlendiği tespit edilir.
II. Korunan hukuki değer:
III. İrdeleme:
A. Suçun unsurları:
1- Maddi unsurlar:
a. Fail:
Bu suçun faili herkes olabilir. Olayda fail A, B ve C’dir. A, B ve C müşterek faillerdir.

b. Mağdur:
Bu suçun mağduru hakkında tartışma vardır. Mağdur için 3 görüş vardır;
1. Görüş: toplumu oluşturan her fert burada mağdurdur. Göçmenler bu suçun mağduru
değildir.
2. Görüş: göçmenler bu suçun mağduru değildir. Göçmenler bu suçun konusudur. Ama
nitelikli hal oluşursa mağdur olur. (Uygulamanın, Yargıtayın kabul ettiği ve Genel görüş
budur.) (Yargıtaya göre göçmenler suçun sosyal konusudur. Bu suçun mağduru ise
toplumu oluşturan her ferttir.)
3. Görüş: göçmenler bu suçun mağduru değildir. Göçmenler bu suçun zorunlu
iştirakçısıdır. Ama kanun gereği cezalandırılmamaktadır. Kanun gereği cezalandırılıyorsa
şahsi cezasızlık hali vardır.

c. Fiil:
Bu suçun illeri;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlamak,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlamaktır.
Bu olayda il A, B ve C’nin maddi menfaat elde etmek maksadıyla göçmenleri ülke
içerisinden çıkarmaya hareket ediyorlar. Olayda Zonguldak’a götürüyorlar. Zonguldak’ta
tekneye bindirip Türkiye karasularından çıkarmışlardır. Burada ki il yabancının yurt dışına
yasal olmayan yollarla, maddi menfaat elde etmek amacıyla çıkarılmasıdır.

2- Manevi unsurlar:
a. Kast:
Kastın bilme ve isteme unsuru suçun maddi unsurlarını bilme ve istemedir. Bu suç kastla
işlenebilir. Maddi menfaatin bilinmesi yeterli değildir, aynı zamanda istenmesi gereklidir.
Olayda kast vardır ve suçun maddi unsurları bile ve isteye yapılmıştır.

14
fi
fi
fi
fi
B. Kusurluluk:
Olayda zorunluluk hali, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ile ilgili bir hal yoktur.

C. Hukuka uygunluk sebepleri:


Göçmen kaçakçılığını ortadan kaldıran herhangi bir hukuka uygunluk sebebi yoktur.
Göçmen kaçakçılığıyla ilgili hukuka uygunluk sebebi kısıtlı uygulanabilir. Mesela meşru
müdafaa vb. Olayda herhangi bir hukuka uygunluk sebebi yoktur.

D. Nitelikli haller:
Bu suçun nitelikli halleri; mağdurların a) Hayatı bakımından bir tehlike oluşturması, b) Onur
kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi, birden fazla kişi tarafından birlikte
işlenmesi , bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesidir.
Olayda birden fazla kişi tarafından işlenme nitelikli hali vardır.
(Örgüt olabilmek için en az 3 kişinin olması + hiyerarşi (süreklilik, devamlılık olmalıdır.) olmalı
ve o örgütün 220. Maddede suç işlemek amacıyla kurulmuş olması gerekir. Göçmen
kaçakçılığında da bu nitelikli halin uygulanabilmesi için bu örgütün göçmen kaçakçılığı
suçunu işlemek üzere kurulmuş olması gerekiyor. Normal suç örgütü bu suçu işlediğinde
nitelikli hal uygulanır. Ama insanlığa karşı suçta ve soykırım suçunda bu suçları işlemek
üzere örgütün kurulması halinde nitelikli hal vardır.)
!!!Sınavda örgütlü olan kısım gelir!!!

E. Suçun özel görünüş biçimleri:


1- Teşebbüs:
Olayda göçmenlerin bir kısmını göndermişler bir kısmını ülkede bırakmışlardır. Burada biz
ile bakıyoruz, suç tamamlanmıştır. Olayda doğrudan doğruya icraya başlanmıştır, kast
edilmiş ve elinde olmayan bir nedenle neticenin gerçekleşmemesi de yoktur. Neticenin
gerçekleşmesine gerek yoktur, salt hareket suçudur. Dışarıya çıkarılmış. Karasularından
önce yakalanmış olsaydı veya zorlukla yakalanmış olsaydı bu suçun teşebbüs hali meydana
gelebilirdi. Ama olayda teşebbüs hali yoktur.

2- İştirak:
A, B ve C suçun müşterek failleridir. Göçmenler bu suçun zorunlu şerikidir açıklamasını bu
kadar yapabiliriz. Bunu diyebilmemiz için mağdurda; mağdur toplumu oluşturan her ferttir,
dememiz lazımdır.

3- İçtima:
Bu olayda birden fazla göçmen vardır. Bu suçun nitelikli halidir.
Bu suçun mağdurları olarak göçmenleri görüyorsak; bir suçun birden fazla kişiye karşı
işlenmesi halinde (TCK 43/2) aynı neviden kri içtima halini oluşturur.
Yargıtay gibi göçmenler bu suçun sosyal konusudur, bu suçun mağduru uluslararası
toplumu oluşturan her bir ferttir. Dolayısıyla kaç tane göçmen olursa olsun tek bir suç
oluşur. Ancak göçmen sayısı fazlaysa haksızlık içeriği arttığı için TCK 61’e göre arttırım
yapılır.
Göçmenleri şerik olarak görüyorsak; bu suçun mağduru her bir ferttir. O zaman TCK 43/1’e
bakılır. Bir suç işleme kararı kapsamında aynı suçun birden fazla defa işlenmesi halinde
zincirleme suçu hükümleri uygulanır.

NOT:
Soykırım, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, insanlığa karşı suçları; hayatında, ülkesinde
mağdur olmuş, zor duruma düşmüş kişilere karşı işlenen suçlardır. Bu suçlar kendisini
savunamayacak olan gruplara, göçmenlere, insanlara karşı işlenir. Soykırım ve insanlığa
15
fi
fi
karşı suçta rıza yoktur. Göçmen kaçakçılığı suçunda; göçmenlerin gerçekleştirdiği iller
ceza hukuku açısından değil, idare hukuku açısından değerlendiriliyor ve göçmenler
göçmen kaçakçılığı suçu adına cezalandırılamazlar. Zor durumda olan insanların,
göçmenlerin bir gelir, maddi menfaat elde etme güden insanlar insan ticareti suçunu
işlerler. Göçmen kaçakçılığı suçunda göçmenlerin rızası vardır, insan kaçakçılığı suçunda
insanların, göçmenlerin rızası yoktur.

5-İNSAN TİCARETİ SUÇU:


İnsan ticareti suçunun esas mantığı insanın meta, malzeme, para haline getirilmesidir. Bu
suçun oluşabilmesi için her şeyden önce suçun konusu ve mağduru aynı olan insanın
ticarete konu edilmesi lazımdır. Korunan hukuki değer açısından bu suç esasen insan
onurunu ve özgürlüğünü korur. Uluslararası toplumun korunması, kamu düzeninin
korunması ikincil plandadır. İnsan ticareti suçu iradeye karşı gerçekleştirilmiş bir suçtur.
Çünkü insanın iradesi elinden alınarak ticarete konu edinilmesidir. Göçmen kaçakçılığı
suçunda rıza söz konusudur. İnsan ticareti suçunda rıza mevcut değil veya rızaya zora
dayalı şekilde ulaşılmıştır. İnsan ticareti mağdurları hiçbir şekilde sorumlu tutulmaz iken,
göçmen kaçakçılığında rızaları olan göçmenler idari yaptırıma tabi tutuluyorlar.göçmen
kaçakçılığında muhakkak kaynak ülke ve hedef ülke olmalıdır. İnsan ticareti suçunda böyle
bir durum yoktur. Göçmen kaçakçılığı suçu ilden sonra biter. İnsan ticareti suçu ilden
sonra devam edebilir çünkü bu suçta yararlanma vardır. Göçmen kaçakçılığı suçunda araç
iller yoktur (tehdit, cebir, şiddet, baskı). Ama insan ticareti suçunda bu araç iller vardır.
Göçmen kaçakçılığı hedef ülkeye varınca biter. Ama insan ticareti suçu temadi
kesilmedikçe, sömürü devam ettiği sürece insan ticareti suçu devam eder. Göçmen
kaçakçılığına doğrudan veya dolaylı menfaat temin etme vardır. İnsan kaçakçılığı suçunda
zorla çalıştırma, hizmet ettirme, fuhuş yaptırma, esarete tabi kılma ya da vücud organlarının
verilmesini sağlama maksadı vardır. Birinde maksat maddi menfaat elde etmek diğerinde
ise daha özel maksatlar yani amaç iller söz konusudur.
İnsan ticareti suçunda araç iller vardır. Fuhuş suçu nda araç iller yoktur. Fuhuş suçunda
fuhuşu yapan kişi suç politikası gereği cezalandırılmıyor idari yaptırımlar ona da var ama
fuhuşa teşvik eden, fuhuş için imkan sağlayan kişiler cezalandırılıyor. Fuhuşu yapan kişinin
rızası var dolayısıyla araç iller (tehdit, cebir, şiddet, nüfuzu kötüye kullanmak, baskı)
kullanılarak onun iradesinin ele geçirilmesine gerek yok. Eğer bunlar kullanılarak iradesi ele
geçirilmiş ve zorla fuhuş yaptırılıyor olsa insan ticareti suçu oluşur.
İnsan ticareti suçunun birinci korunan hukuki değeri, insan özgürlüğü ve onurudur.

Fuhuş TCK 227; “(1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla
tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine
yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden
veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya
tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.(3) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.;
Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/18 md.) Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık
etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya
yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para
cezası ile cezalandırılır.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi
fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

16
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen,
vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler
tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir.

NOT:
4 ve 5 fuhuş suçun nitelikli halidir. Cebir ve tehdit kullanılarak insan ticareti suçu da oluşur.
Bu iki suçun ortak noktalarıdır. Bu durumda nüfuzunu kullanarak zorla fuhuşa teşvik ettirme
ve fuhuş suçundan da gelir elde ediliyorsa; fuhuş suçunun nitelikli hali ve insan ticareti
suçu da oluşur. Bu bide çocuğa karşı yapılırsa insan ticareti suçunda cebir, tehdit olan araç
illeri kullanmaya da gerek yoktur. Bir il ile kanunun ayrı ayrı hükümleri ihlal ediliyorsa farklı
neviden kri içtima vardır. Yani 44. Madde en ağırı hangisiyse cezalandırıyoruz.

18 yaşını doldurmamış kişilere karşı insan ticareti suçunun işlenebilmesi için rızaya gerek
yoktur. Rızanın elde edilmesi için araç illerin gerçekleştirilmesine gerek yoktur. Çünkü 18
yaşının altına indiğimiz anda rızayı hiçbir şekilde tartışmamamız gerekir. Çünkü rıza yok gibi
düşünülür.

Doku veya organ ticareti TCK 91; “Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ
alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun
doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada
belirtilen cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına
hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya
aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam
veren veya yayınlayan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi halinde, kasten
öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”

İnsan ticareti TCK Madde 80;” (1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/3 md.) Zorla çalıştırmak,
hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının
verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye
kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden
yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik
eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye
sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan iller var olduğu takdirde,
mağdurun rızası geçersizdir.

17
fi
fi
fi
fi
fi
(3) Onsekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik
edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya
barındırılmaları hallerinde suça ait araç illerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile
birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.
(3)Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.

NOT:
İnsan ticareti suçu maksat suçudur. Manevi unsur açısından kast yeterli değildir, maksadın
da olması lazımdır. Bu maksatlar (Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya
esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla) ; zorla
çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak, esarete tabi kılmak veya vücud organlarından
birini almak. Kısaca insan ticareti suçunda daha özelleştirilmiş menfaatler vardır. Göçmen
kaçakçılığında ise maddi menfaat vardır. Sayılan maksatlar yoksa tipiklik oluşmayacak. Araç
iller gerçekleşmemişse tipiklik gerçekleştirilmeyecek. İnsan ticareti suçuyla göçmen
kaçakçılığı suçlarının uyuşan iller; barındırma, ülkeye sokma, ülkeden çıkarma. Ancak
insan ticaretinde aynı zamanda tedarik etme (bir kaynaktan tedarik edilmesi, sipariş
edilmesi), sevk eden (ülke içi, ülke dışı denmediğine göre ülke içi ya da dışı olur) illeri de
vardır. Bunların hepsinin varlığı halinde; ili yapan kişinin, gelen kişiler üzerinde rızalarını
araç illerle (zorla, cebirle, nüfuzu kullanarak, tehditle, şiddet) elinden alınmış olması
lazımdır. Sevkden anlamamız gereken; bir yerden bir yere bu maksatlarla ve bu araç illerle
götürülmesidir.

NOT:
TCK 266’ ya gör; bir polis memurunun, bir kamu görevlisinin insan ticareti suçunu kamu
araçlarını kullanarak gerçekleştirirse buradan aldığı ceza üçte bir oranında artırılacaktır.

5
. HAFTA:
İnsan Ticareti Suçunun İnceleme Metodu:
I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Korunan hukuki değer karma niteliktedir. Devletin güvenlik ve kamu düzeni bu suçla
korunmaktadır. Ancak bunlar ikincil korunaklardır. Bu suçun birincil korunağı insan onuru ve
haysiyetidir. Bu suçla korunan irade özgürlüğü en önemli hukuki değerdir. Bu suçta irade
özgürlüğü araç iller ihlal edilmek suretiyle ticarete konu ve mağduru olan kişilerin
iradesine el konularak araç iller gerçekleştiriliyor.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Suçun faili herkes olabilir. Fail bakımından bir özellik arz etmiyor. Genellikle örgütle işlenen
bir suçtur. Bizde tüzel kişiliğin cezai sorumluluğu kabul edilmiyor. Ancak tüzel kişi lehine
veya tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde bir suç işlenmişse güvenlik tedbiri (faaliyet izninin
iptali vb.) uygulanıyor.
TCK 266’ya bakılarak kamu görevlisi kamu araçlarını kullanarak bu suçu işlerse buradan
alacağı cezanın üçte bir arttırılacağını görüyoruz. Bu suçun faili için burada özel bir
durumun varlığı söz konusudur.

2-MAĞDUR:
Bu suçun mağduru herkes olabilir. Suçun konusu ve mağduru burada örtüşmektedir. Hem
konu hem mağdur insan ticareti suçunda insandır. Mağdur sayısının çok olmasına gerek
yoktur. Mağdur tek bir kişi de olsa insan ticareti suçu işlenebilir. Mağdur 18 yaşından
18
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
küçükse araç illerin kullanılmasına gerek yoktur. Bu küçüğün burada iradesi olsa dahi rıza
geçersizdir. İnsan ticaretinde rızanın kaldırılması için araç iller lazımdır.
Suçun oluşması için mağdur 18 yaşından küçükse kanunda geçen araç illerin
kullanılmasını aramaz kanun koyucu. Ancak mağdur 18 yaşından küçük ve araç iller
kullanılmışsa bu durumda ne yapılmalıdır? 2 görüş vardır;
1. Görüş; hem o araç illerden birisi başka bir suçu oluşturuyorsa o suçtan hem de insan
ticareti suçundan cezalandırılması gerekir.
2. Görüş; bir suçtan cezalandırmaya gerek yoktur. Burada insan ticareti suçundan
cezalandırırız. Araç illerin kullanılmış olmasından dolayı da 61. Maddeye göre cezanın üst
haddinden uygulama yaparız.
Hoca 1. Görüşü kabul eder. Yargıtayın görüşü ise 2. Görüştür.

3-FİİL:
Birden fazla hareketli suçtur. Yani bu suçun işlenebilmesi için aynı zamanda birden fazla
hareketin yapılması gereklidir. Burada kanun koyucu bu suçun tipikliğinin oluşması için
araç illeri ve asıl illeri istemiştir. Araç iller; mağdurun ve konunun iradesini elde etmek
amacıyla kanunun saydığı araç illeri gerçekleştirmesi gerekir. Bunlar icraya başladığını
gösterir. Ama bunları kanunun saydığı (Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak
veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak) maksatlarla
yapması gereklidir.kanunun saydığı amaçları gerçekleştirmek için araç iller, amaç iller,
insanların zor durumdan yararlanmak gereklidir. Bu insanları tedarik etmek, bir yerde
çalıştıracaksam bir yere götürmek, çalışmak istemiyorsa maddi menfaat için onu
barındırmak lazımdır. Suç 3 ille gerçekleşir (amaç iller, araç iller, asıl iller). Araç illerin
gerçekleştirilmesiyle suç icraya başlanmış olur. Amaç il ve asıl illerin gerçekleştirilmesiyle
suç tamamlanmış olur. Bu bakımdan il açısından bağlı hareketli bir suçtur. Yani kanunun
sınırlı sayıdaki saydığı illeri gerçekleştirilmesi gerekir. Kanun birkaç ili birden sayıyor ve
bunlardan birinin yapılmasıyla suç oluşur. Bu tip suçlara seçimlik hareketli suç denir.
Kanunun saydığı iller dışında bu suç işlenemez. Çünkü bağlı hareketlidir ve seçimlik
hareketli bir suç. Fiil açısından icra olarak düzenlenmiş olmasına rağmen ihmali şekilde de
bu suç işlenebilir. İnsan ticareti suçu sırf hareket suçudur yani neticenin gerçekleşmesine
gerek yoktur. Sadece barındırma ve kaçırma yönünden bakıldığında mütemadi bir suçtur.
Diğer iller açısından ani suçtur. Asıl iller kişileri ülkeye sokmak, ülke dışına çıkarmak,
tedarik etmek, bir yerden başka bir yere götürmek, sevk etmek, barındırmak vb. Şekillerde
kanunda sayılmış olan illerdir. Ek Protokolde devir alma ve teslim etme illeri de sayılıyor.
Kanun maddesi bu illeri saymamıştır. Sadece kanunda yazılı olan illerin gerçekleşmesiyle
bu suç oluşur. Bunlara benzer hareketlerle bu iller oluşmaz. Çünkü bağlı hareketli suç
olduğu için ve kanunilik ilkesi gereğidir. Sözleşmede sayılan ama kanunda olmayan devir
alma ve sevk etme illeri kanunda olmadığı için bu hareketler suçun tipikliğini il açısından
oluşturmayacaktır. Araç iller iradeyi sakatlamak için kullanılır ( cebir, tehdit, zor kullanma,
baskı, nüfuzu kötüye kullanma, kullanma, kişiler üzerindeki denetim olanaklarından ve
çaresizliklerinden yararlanmak.) cebir ve tehdit kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmıştır.
Burada da cebir ve tehdit suçun unsuru olarak tanımlanmıştır. Bir suç başka bir suçun
unsuruysa bileşik suç oluşur veya tükenen ve yitiren norm şeklinde gerçek içtima
bakımından da bunu söyleyebiliriz. Peki cebir gerçekleştirilmiş ise hem cebir suçu hem de
insan ticareti suçu işlenirse; hangi suç hangisinin unsuruysa yani araç ilden
cezalandırılmaz. İnsan ticareti suçundan cezalandırılır. Tehdit; manevi bir zorlamadır. Vücut
bütünlüğüne temas yoktur. Cebirde ise vücut bütünlüğüne karşı bir temas vardır. Tehdit
suçu varsa aynı zamanda korkutma suçu da oluşabilir. Cebirde ise bu korkutmanın ötesine
geçilerek zorlama söz konusudur. Peki cebirin sınırı aşılırsa? Mesela cebir suçu oluşurken
yaralama suçunun basit halleri oluşursa burada özel norm- genel norm ilişkisi oluşur. Ve
cebire göre yani özel norma göre cezalandırılır. Cebiri uygularken yaralama suçunun ağır

19
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
halleri, nitelikli halleri oluşuyorsa burada ağır veya nitelikli hallerinden dolayı cezalandırmak
gereklidir. Cebirin unsur olarak yer aldığı suçlarda da bu durumun değerlendirilmesi gerekir.
İnsan ticareti suçunda cebir yer aldıysa ve cebir artık sınırını aşıp ağır yaralama halleri vb.
Oluşturursa kasten yaralamanın nitelikli halleri oluştuğu için cebirin unsur olduğu suçlarda
cebirin sınırları aşılıp kasten yaralamanın nitelikli halleri oluşursa hem işlenen suç hem de
kasten yaralamanın nitelikli hallerinden cezalandırılması gereklidir.
Kandırma; kandırma ilinin gerçekleşebilmesi için basit hal yeterli değildir, hile (olmayan bir
şeyi varmış gibi, olan bir şeyi yokmuş gibi göstermedir.) seviyesine ulaşması gereklidir.
Bunu dolandırıcılık suçundan çıkartıyoruz. Kanunumuzda kandırma ili düzenlenmemiştir.
Nüfuzu kötüye kullanmak ve kişiler üzerindeki denetimi kötüye kullanmak benzer şeylerdir.
Aralarındaki fark; nüfuzu kötüye kullanmak o kişi üzerinde nüfuzun olduğunu gösterir.
Amaç iller; zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yatırmak, esarete tabi kılmak, vücut
organlarının verilmesini sağlamak şeklinde sayılıyor.
Ek protokolde cinsel istismar yer almaktadır. Ama kanunumuzda bu il yer almamaktadır.
Doktrinde bu ilin de kanuna eklenmesi gerektiği söylenmiştir.

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Bu suç kasden işlenebilen bir suçtur. Ancak amaç da lazımdır. Zorla çalıştırmak, fuhuş
yaptırmak, hizmet yaptırmak, esarete tabi tutmak ve vücut organlarının verilmesi sağlamak
saikiyle bu suçun gerçekleştirilmesi gereklidir.

III. HUKUKA AYKIRILIK:


Tipikliği oluşturan rızanın varlığı olduğu için hukuka uygunluk açısından mağdurun rızası
incelenebilir. Ama mağdurun rızası TCK 26’da “(1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere,
açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen ilden dolayı kimseye ceza verilmez. Sınırın aşılması”
düzenlenmiştir. Ancak buradaki rıza hukuka uygunluk nedeni olmaz madde 26’ya göre.
Buradaki rıza tipiklik halidir. Hukuka uygunluk sebebi yoktur.

IV. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


1- TEŞEBBÜS:
Failin mağdur üzerinde egemenlik kurarak asıl ile icra ettiği anda suç tamamlanır. Araç
iller gerçekleştirilip de asıl iller gerçekleştirilmemiş veya tamamlanmamış ise teşebbüs
söz konusudur. Araç illerin gerçekleştirildiği anda bu suç icraya başlanmış demektir. Asıl
iller (ülkeye sokmak, ülke dışına çıkarmak, tedarik etmek, kaçırmak, bir yerden başka bir
yere götürmek veya sevk eden ya da barındırma) gerçekleştirilmişse suç tamamlanmış
demektir. Bunların gerçekleşmesine gerek yoktur. Bu yüzden suça sırf hareket suçu denir.
Asıl illerin gerçekleşmemişse suç teşebbüste kalmıştır.

2- İŞTİRAK:
Bu suç diğer suçlar gibi iştiraka açık bir suçtur. Çok failli suç değildir. Tek bir fail açısından
da işlenebilir. Genelde birden fazla fail tarafından işleniyor. İştirak örgüt arasındaki fark TCK
220. Maddede bellidir.
TCK 220 “ Kanunun suç saydığı illeri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler,
örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları
işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.80 (2) Suç işlemek
amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.(78) (3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
dörtte birinden yarısına kadar artırılır. (4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi
20
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur. (5) Örgüt yöneticileri, örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır. (6)
(Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen
kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı
verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.(Ek cümle: 11/4/2013-6459/11 md.) Bu fıkra
hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır. (7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.)
Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım
eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan
yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir. (8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit
içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik
edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.”
Suçun örgütle işlenebilmesi için TCK 220’deki maddeleri sağlaması gerekir.

NOT:
Kişi 220. Maddeye uygun örgüt kurmuş hem de insan ticareti suçunu işliyor nasıl
cezalandırırız?
Bu halde 220. Maddenin 4. Fıkrasına gidilir. Yani hem örgüt suçundan hem de hangi suçu
işlediyse yani insan ticareti suçundan cezalandırılır. Çünkü insan ticaretinde örgüt bu suçun
nitelikli unsuru değil.
Örgüt göçmen kaçakçılığında hem bu suçun nitelikli hali hem de aynı zamanda 220/4 de
ondan da cezalandırılıyor. Yani hem örgüte üyelikten cezalandıracağız hem de suçun
nitelikli halden cezalandırıcağız. Bu bir il birden defa yargılanmaz ilkesi aykırılık vardır.
Burada bunun tartışması vardır;
1. Görüş; Non bis in idem” kuralı kişilerin aynı suçtan dolayı birden fazla kere
soruşturulamayacağını, kovuşturulamayacağını ve cezalandırılamayacağını ifade
etmektedir.” Bu ilkesine aykırıdır sadece nitelikli göçmen kaçakçılığından ceza vermek
gereklidir.
2. Görüş; burada korunan hukuki değerler farklıdır. Birinde devlete karşı diğerinde
uluslararasına karşı işlenen suç olduğu için ikisinden de ayrı ayrı cezalandırmak
gereklidir.

3- İÇTİMA:
Ne kadar il varsa o kadar suç vardır. Fiil sayısının tespit edilmesi içtima için önemlidir.
İçtima açısından hukuki anlamda ilin tekliğinden veya çokluğundan bahsedebiliriz. Olayda
doğal anlamda birden fazla hareket bulunmuş olsa dahi hukuki anlamda bir hareket vardır
deniliyorsa hukuki anlamda bir il vardır. Cebir ve tehdit işliyorsa hem de suçun araç
unsurunu gerçekleştiriyora bileşik suç oluşur. Cebirin sınırı aşıldıysa ayrıca kasten
yaralamadan cezalandırılması da gereklidir.
Hem nüfuzu kötüye kullandım hem de insan ticareti suçunu işledim burada bileşik suç
vardır. Çünkü nüfuzu kullanmak insan ticaretinin unsurudur. Ve insan ticareti suçundan
dolayı cezalandırılır.
Kişi hürriyetinden yoksun kılma insan ticareti suçunun kaçırma araç iliyle örtüşüyor.
Burada da bileşik suç vardır. Çünkü kişi hürriyetinden yoksun bırakma insan ticareti
suçunun unsuru olarak düzenlendiği için bileşik suçtur. Ve insan ticareti suçundan dolayı
cezalandırılır.
18 yaşından küçük çocuklar için araç illerin kullanılmasına gerek yoktur. Ancak uygulanırsa
2 görüş vardı;
1. Görüş; cebir ve tehditten dolayı ayrıca cezalandırılır.
2. Görüş; 61. Maddeye göre ceza arttırılır.

21
fi
fi
fi
fi
fi
fi
Zincirleme suç 43/1: değişik zamanlarda bir suçun icrasının işlenmesi kapsamında, bir
kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesidir. Kısaca insan ticareti suçunun aynı
mağdura karşı değişik zamanlarda amaç ve araç illeri farklı farklı birden fazla işlenmesidir.
Örneğin; A’yı tehdit ettim, fuhuşa sevk ettim, ve insan ticareti suçunun diğer unsurlarını da
tamamladım ve oluşturdum. A’ya karşı tekrar insan ticareti suçunu işlediğimde oluşur.
Örneğin; faili fuhuş yaptırmak amacıyla tehdit ettiği mağdurları ülkeye soktuktan 3-5 gün
makul zaman sonra aynı suç işleme kararı kapsamında bu kez şiddet uygulayarak bir
yerden başka bir yere götürülmesi insan ticareti suçunun değişik zamanlarda
uygulamasından bahsedilecektir. Öncelikle zincirleme suçu; suçların değişik zamanlarda
işlenmesi koşulunu sağlaması gerekir. Her bir il için bir suç her suç için bir ceza uygulanır
ve bu gerçek içtimadır. Zincirleme suçu buna istisna getiriyor; zincirleme suçu oluştuğunda
tek suç gibi sayıp dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır.
Amaç ve araç iller ve asıl iller seçimlik olarak sayıldığında ve aynı suç içersinde
gerçekleştiğinde tek suç, bu iller farklı zamanlarda gerçekleştirildiğinde zincirleme suç.
Bir suçun icrasının işlenmesi kapsamından ne anlamamız gerekiyor? (Tartışmalar vardır.)
1. Görüş (yargıtayın benimsediği görüş); bir suçun işlenmesine yönelik kastını da aşan bir
planın olması gerekiyor. Bir suç işleme kapsamında gerçekleştiriliyor olması gerekiyor.
Yargıtay burada kriterler getirir. Örneğin; araya iddianame girdiyse, sebep değiştiyse
araya kesinti girdiği için zincirleme suç aynı kişiye aynı il işlense dahi oluşmaz.
Zincirleme suçunun şartları; değişik zamanlarda işlenme, bir suç işleme kapsamında
olması, aynı mağdura karşı (çok fazla mağdur olduğunda mağdur sayısınca suç oluşacaktır.
Burada aynı neviden kri içtima olur.)

NOT:
Araç illerinin ve asıl illerinin ortak olması kri içtima için yeterli midir?
Yeterli değildir. Bu durumda araç illeri ve asıl illerin aynı anda gerçekleştiriliyor olması
gerekmektedir. Araç iller mağdurlara karşı aynı anda gerçekleşmiş ama asıl iller
mağdurlara karşı aynı anda gerçekleşmemiş ise burada mağdur sayısınca insan ticareti
suçu vardır. Araç illeri herkese karşı gerçekleştirilip asıl illerin bazılarına karşı
gerçekleştirmesi durumunda; asıl illerin gerçekleştirilmemiş olan kişilere karşı suç
teşebbüste kalır.

Aynı neviden kri içtima 43/2: birden fazla kişiye karşı aynı suçun işlenmesidir. İnsan ticareti
suçunun amaç ve asıl illeri birden fazla mağdura karşı işlendiğinde aynı neviden kri
içtima dolayısıyla zincirleme suç hükümleri uygulanır.
Zincirleme suçunun uygulanmayacağı suçlar düzenleniyor 43/3 (kasten yaralama, yağma,
kasten öldürme, işkence)

Fikri İçtima TCK 44 “İşlediği bir il ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren
kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.”
İnsan ticareti suçunu işlerken kasten öldürme suçu işlenirse insan ticareti suçundan ve
kasten öldürmeden mi cezalandırılır, yoksa kri içtimadan mı cezalandırılır?
İnsan ticareti kapsamında işlenen iller insan ticareti suçunun unsuru değilse ve tek bir il
söz konusuysa 44. Madde hükümleri uygulanacak ve en ağırından cezalandırılacaktır.
Örneğin; Fail ülkeye sokulan kaçak işçileri çok zor yaşam koşullarında barındırması halinde
eziyet suçu değerlendirilebilinir. Eziyet suçu insan ticareti suçunun bir unsuru teşkil
etmediğinden burada hem eziyet suçunun hem de insan ticareti suçu oluşuyor. Fakat aynı
ille gerçekleştirildiği için farklı neviden kri içtima hükümlerince en ağır ceza
uygulanacaktır. Barındırma hareketi başlı başına mağdurun acı çekmesine neden olacak ve
insan onuruyla bağdaşmayacak nitelikteyse kri içtima hükümleri uygulama alanı
bulabilecektir. Araç illere başvurularak kaçırıldıktan sonra barındırılan mağdurların

22
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
üzerinde sigara söndürülmesi, aç susuz bırakılması gibi eziyet niteliğindeki illerinin
gerçekleştirilmesi halinde failin bu suçlardan ayrıca cezalandırılması gerekir. Yani
barındırma ilinin kaçırılma hareketini eziyet suçuyla ortak olması gerekir. Ayrıca eziyet suçu
işlenmişse kast ile o ayrı bir suç oluşturur. Burada bir suç arıyoruz. Fuhuş yaptırmak için
tehdit ile barındırılan mağdurun kaçmak üzereyken yakalanması ve bir daha kaçmayı
denememesi amacıyla 3 gün. Boyunca aç ve susuz bırakılması durumunda ayrıca eziyet
suçu oluşur. Burada tek bir suç yok. O yüzden 44. Madde uygulanmaz.
İnsan ticareti suçunun unsurunu ağırlaştırıcı sebebini oluşturmayan ve ilin tek olmasının
da bahsedilemeyeceği cinsel saldırı, kasten öldürme gibi iller mevcutsa failler ayrıca bu
suçlardan dolayı cezalandırılacaktır. Kasten öldürme varsa ve kasten öldürme insan ticareti
suçunun unsuru olmadığı için ayrı bir suç oluşuyor. Ama kasten öldürme değil de taksirle
öldürme söz konusu ise; taksirle öldürme nasıl havasız bırakıldı? Ölüm meydana geldi. Bu
durumda öldürme insan ticareti suçunun unsuru mu? Hayır. Yine burada taksirle öldürme
suçu oluşmuş oluyor.

NOT:
Tüm suçların içtimasına dikkatlice bak! Çünkü sınavda en çok karıştırılacak yer burasıdır.!!!

6
. HAFTA:
6-İŞKENCE SUÇU:
Eski kanunda kamu idaresine karşı işlenen suç iken yeni kanunda kişilere karşı
işlenen suç haline getirilip bu başlık altında düzenlendi.
TCK 94: (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden
acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak
davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/4 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde
cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. (2) Suçun; a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, b) Avukata
veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla, İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi
halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (4) Bu suçun işlenişine
iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. (5) Bu suçun ihmali davranışla
işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz. (6) (Ek: 11/4/2013-6459/9
md.) Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.

Kanun koyucu neden işkence suçunu koymuştur?


İnsan onuruna yönelik devlet gücünün kamu gücünün kullanılması suretiyle
gerçekleştirilmesi gereken iller basit bir yaralamadan, nitelikli de olsa basit bir
öldürmeden, hakaretten daha kuvvetlidir. Dolayısıyla burada kamu karşısında daha zayıf
durumda olan ve kamunun işlem yaptığı insana karşı gerçekleştirdiği illerin basit
yaralamadan, basit hakaretten kanundaki diğer suçlardan ayrı bir şekilde düzenleyerek
insan onurunu, haysiyetinin kamu tarafından korunarak buna yönelik saldırı illerinin
engellenmesi gerekir. Bu yüzden kanun koyucu işkence suçunu düzenliyor. Çünkü kamu
görevlisi tarafından işlenen bir suç söz konusudur. Kamu görevlisinin kamu kaynaklarını
kullanarak görevini kullanarak yaptığı esnada o kolaylıktan yararlanarak gerçekleştirdiği
eylemler söz konusudur. Bunun basit bir yaralamadan ayırmak gerekir. Bir kişiyi
yaraladığımızda o kişiyle mücadele ediyorsunuzdur. Ama kamunun elindeki bir kişinin
yaralanması farklıdır. Çünkü kamunun elindeki kişinin mücadelede bulunmaması gereklidir.
Mesela bir kişiyi sorguya almışsın ve kamu görevlisi sorgu esnasında bu illeri
gerçekleştiriyorsa bu işin kolaylıkla işlenebileceğini gösterebildiği için kanun koyucu bu
illerin hakaretten ve diğer suçlardan ayrı bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini söylüyor.

23
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
İşkence Suçunun İnceleme Metodu:
I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Birincil korunan hukuku değerleri insan onurudur. Kamu elinde olan, kamunun işlem
yapmaya yetkili olan insanın vücud bütünlüğünü, ruhsal bütünlüğünü ve psikolojik
bütünlüğünü korumaktır.
İşkence suçu ile korunan hukukî değer, karma bir nitelik taşımaktadır. İşkence teşkil eden
iller, bir yandan buna maruz kalan kişilerin vücut dokunulmazlığına ve onuruna saldırı
niteliği taşımakta, beden ve ruh sağlığını bozmaktadır. Diğer yandan, işkenceye maruz
kalan kişi, irade serbestisi bertaraf edildiği için ve hatta, algılama yeteneği etkilendiği için,
duyduğu acı ve elemin etkisiyle gerçek dışı bazı açıklama ve kabullenmelerde bulunabilir.
Bu nedenle, belli bir suça ilişkin ikrar veya sair delil elde etmek için başvurulan işkence,
gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin gerçekleşmesine engel olucu bir etki de
doğurabilir. Böylece işkencenin ayrı bir suç olarak ceza yaptırım altına alınması, ceza
muhakemesinin maddî gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik amacının gerçekleştirilmesine
de hizmet eder.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Kanunda açıkça bu suçun kamu görevlisi tarafından işlenebileceği yazdığı için bu suç özgü
bir suçtur. Peki kamu görevlisi kimdir?
TCK 6’da kamu görevlisinin tanımına göre; Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin
yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya
geçici olarak katılan kişidir. Yani kısaca bir kişi kamusal faaliyet yaptığı anda kamu görevlisi
olarak görülür.
Kamu görevlisi görevinde mi olması gerekir?
Örneğin; mesaisi bittikten sonra üzerimde üniformamla kiracımı sistematik ve kesintisiz
şekilde sorunum olduğu için onu depoya kapattım.
Kamu görevlisi kamu faaliyetini gerçekleştiren kişidir. Kamu görevlilerinin görevi esnasında
işlediği suçdan dolayı kamu görevlisi sayılması esasdır. Görevini gerçekleştirdiği esnada,
görevinin kendisine verdiği yetki ve görevleri kötüye kullanmak amacıyla gerçekleştiriyorsa
o esnada kamu görevlisi sayılıyor. Dolayısıyla kamu görevlisinin görevi esnasında işlediği
iller eğer işkence suçunu oluşturuyorsa işkence suçu devreye girer. Kısaca kamu
görevlisinin görevi esnasında bu ili gerçekleştiriyor olması gerekir. Görevi esnasında
gerçekleştirmiyorsa bu iller eziyet suçunu oluşturabilir. Eziyet suçuyla işkence suçu
arasındaki en büyük fark bu. Eziyet suçunda; kamu görevlisi olmasına gerek yoktur. Eziyet
suçunu da oluşturmuyorsa; hakaret, yaralama suçlarını oluşturur.
Kamu görevlisi olucak ve kamu görevlisinin görevi esnasında gerçekleştirdiği bir il olucak.

2-MAĞDUR:
Suçun mağduru herkes olabilir. Mağdur bazı nitelikteki kişiler ise suçun nitelikli halleri
oluşur (TCK 94/2-3).

3-KONUSU:
İnsan vücudu, insanın kendisi, insan haysiyeti ve onuru bu suçun unsurunu
oluşturmaktadır.

24
fi
fi
fi
fi
fi
4-FİİL:
Serbest hareketli bir suçtur. Kanunda yazılı eticelerin oluşumasını sağlayabilecek herhangi
il olabilir. Herhangi bir harekette kanundaki neticelerin oluşmasıyla bu suçun ili her il
olabilir.

NOT:
İşkence suçunu normal yaralama suçundan ayıran özellikler;
1-failin kamu görevlisi olması,
2-işkencenin mütemadi yani kesintisiz bir suç olmasıdır.
3-İşkence suçunu oluşturan serbest hareketli illerin bir defaya mahsus gerçekleştirilmesi
yeterlidi değildir. Birden fazla defa gerçekleştirilmesi ve kesintinin olmaması gerekir. Kesinti
olduğu takdirde her kesintinin olduğunda yeniden başlamak için ayrı bir kast oluşacağı ve
bu her ayrı kastın da ayrı suç oluşturacaktır.
Kesintisiz demek; işkencenin özü itibariyle sistematik olması gerekir. Kanunda yazılı
kesintisizlik bize sistematikliği de gösterir. Bir il bir defaya mahsus olarak yapıldığında
sistematik olması sebebiyle işkence suçunu da oluşturabilir, birden fazla defa yapıp
sistematik hale gelip işkence suçunu da oluşturabilir. Örneğin; bir kişiyi odaya kapattınız ve
defalarca hakaret edip gidiyorsanız, defalarca bunu gerçekleştiriyorsanız işkence suçunun
sistematik halini oluşturur. Sorgu sırasında cinsel içeriklerin sistematik biçimde yapılması
işkence suçunun sistematik il unsurunu oluşturur. İnsan onurunu kırıcı olduğu illerin de
sistematik olarak yapılması gerekir. Bazı iller bir defaya mahsus olsa dahi kendi özleri
itibariyle sistematiktirler.
İşkence suçu insan onuru ile bağdaşmaz harekette bedensel ve ruhsal yönden acı çekilen
davranıştan gerçekleştirilmesi suretiyle işlenebilir. İşkence suçu insan onuruyla bağdaşmaz
surette algılama ve irade niteliğine iten davranışlarla da işlenebilir.
İşkence suçu son olarak bir kimseye karşı aşağılanan davranışları ihya edilmesi suretiyle de
işlenebilir.
Bu neticeleri doğuracak herhangi bir il işkence suçunun il unsurunu oluşturur.

5-NETİCE:
Bu suç insan onuruyla bağdaşmayan bedensel ve ruhsal yönden acı çeken davranışların
gerçekleşmesi suretiyle insan onurunun aşağılanması ve insan onurunun bağdaşmaz
algılama ve irade yeteneği ile ilgili davranışların gerçekleşmesi suretiyle algılama ve iradenin
etkilenmiş olması gerekir. Kişinin aşağılanmış olması gerekir. Dolayısıyla kanun maddesinde
belirtilen bu neticelerin; bedensel ve ruhsal yönden acı çekilmesi, algılama ve irade
yeteneğinin bozulması neticelerinin oluşması gerekir işkence suçunun varlığı için neticenin
muhakkak ortaya çıkması gerekir.

6-NEDENSELLİK BAĞI VE OBJEKTİF İSNADİYET:


Herhangi bir sorun yoktur. Genel kurallar burada da geçerlidir.

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Kasden işlenebilen bir suçtur. Kanun koyucu burada saik aranmaz. Eski kanunda kanun
koyucu kamu görevlisinin belli saiklerle yapması gerekiyordu demiştir. Yeni kanunda kanun
koyucu herhangi bir saik aramıyor.

NOT:
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması TCK 256- (1) Zor kullanma yetkisine sahip
kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün
dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
25
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
Bu maddeyi işkenceden nasıl ayırabiliriz?
Kanunumuzda zor kullanma yetkisi yoktur. İfadede kamu görevlisinin kim olursa olsun zor
kullanma yetkisi yoktur. Çünkü sanığın ifade özgürlüğü vardır. TSMK 6’da polisin silah
kullanma yetkisi bu durumun bir istisnasıdır. Polisin olayda silah kullanma yetkisi varsa o
işte zor kullanma yetkisi vardır. Bu olayda sınır aşılmış ise TCK 256’da açıklamıştır. Zor
kullanma yetkisinin sınırı işkence suçunu oluşturmak için aşılmış ise ve işkence suçunun
diğer halleri de kullanılmış ise işkence suçundan bahsedilecektir, zor kullanmanın sınırının
aşılmasından değil.
Eğer sorgu sırasında polis tokat attıysa kasden yaralama. Hakaret ettiyse hakaret suçu ama
bunlar sistematik hale getirildiyse ve kastı da işkence suçuna yönelikse artık işkence suçu
devreye girer.
Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisi tarafından da işkence suçu işlenebilir. Zor
kullanmanın sınırı işkence kastı ile ve sistematik şekilde aşıldıysa işkence suçu vardır.

III. HUKUKA AYKIRILIK:


Hukuka aykırılık unsuru devreye girebilir. Üstün asta suç teşkil eden suçu emrin verilmesi.
Burada alt suç teşkil eden emirler kesinlikle yerine getirilemez. İşkenceyi emir halinde olsa
da ve ast bunu yapsa da üst ile ikisi suçu işlemiş gibi sayılır. Emri veren ve emri yerine
getiren sorumlu olur.

IV. NİTELİKLİ HALLER:


Kanunda en önemli husus cinsel tacizdir.

TCK 94:…”Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. (2)
Suçun; a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda
bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi
dolayısıyla, İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3)
Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan on beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. (4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi
gibi cezalandırılır. (5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu
nedenle indirim yapılmaz…”

<Cinsel istismar: 18 yaşının altında rızası olmadan kişilerin, vücud bütünlüğünü ihlal
etmeleridir.15 yaşının altından küçük kişilerde rızayı aramıyoruz.
Cinsel saldırı: vücud bütünlüğünü ihlal ediyor.
Cinsel taciz: vücud bütünlüğünü ihlal etmiyor. Cezası 3 ay-2yıl>
Cinsel taciz şeklinde hareketler gerçekleştirilirse işkence suçunun nitelikli hali olur. 3 aydan
2 yıla kadar olan suçu başka bir suç haline getirip cezayı 15 yıla kadar çıkarılmasıdır.
İşkence suçunun içerisinde cinsel saldırı gerçekleştirildiğinde nitelikli hali uygulamak
tartışmalıdır.

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence Madde 95- (1) İşkence illeri, mağdurun; a)
Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayı amasına, b) Konuşmasında
sürekli zorluğa, c) Yüzünde sabit ize, d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, e) Gebe bir
kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, yukarıdaki
maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır. (2) İşkence illeri, mağdurun; a)
İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma
yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadına karşı
işlenip de çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen
ceza, bir kat artırılır. (3) İşkence illerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde,

26
fi
fl
fi
fi
kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. (4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.

<Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış suçlarda en az taksirle hareket edilmelidir. İŞKENCE


SUÇUNUN NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞTIRILMIŞ HALİNDE taksiri arıyoruz ama olası
kast vardır. Öngörüyorsun, kabul ediyorsun ama yapıyorsun. Aslında neticesi sebebiyle ağırlaşmış
işkence suçları bir nevi görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış suçtur.aslında burada kast-olası
kast kombinasyonu söz konusudur.>

V.SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


1-TEŞEBBÜS:
İşkence suçu mütemadi, kesintisiz bir suçtur. Mütemadi suçlarda teşebbüs ne zaman
başlar, ne zaman son bulur? (Sınavda gelir.)

2-İŞTİRAK:
İşkence suçu iştirak açısından önemli bir suçtur. Fail açısından özgü bir suçtur. Özgü suça
katılan failin belli özellikleri taşımayan yanındaki müşterek failler veya azmettiriciler en fazla
azmettiren veya yardım eden olarak kabul edilir. Ancak işkence suçunda iştirak açısından
TCK 94/4 “…Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi
cezalandırılır…” denilmiştir. Yani TCK 40/2’de “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini
taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya
yardım eden olarak sorumlu tutulur.” TCK 94/4 bu kurala bir istisna getirmiştir.
Kamu görevlisinin yanında ihmali ya da icra hareketle kamu görevlisine yardım etmiş kişiler,
kamu görevlisi ile müşterek fail olarak bulunan kişiler, kamu görevlisi gibi cezalandırılıcaktır.
Kamu görevlisine azmettirmiş ve yardım etmiş olan kişiler yardım etme ve azmettirmeden
yararlanacaklardır. (HOCAYA SOR!)
Polis memuru ve tapu memuru var. Polis memurunun görevi gereği odasında olan kişi var.
Polis memurunun odasına arkadaşı tapu memuru gelmiş. Tapu memuru bi de ben vurayım
diyor. Görevi gereği değil ama kamu görevlisi görevi gereği olmadığı için burada kamu
görevlisi olmayan kişinin müşterek faildir.

3-İÇTİMA:
TCK 43/3 “Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde
hükümleri (MÜTESELSİL SUÇ) uygulanmaz.”
Cinsel tacizle suç işlenmişse nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Bir suç başka bir suçun
nitelikli haliyse birleşik suçtur. Dolayısıyla işkence suçu, cinsel taciz şeklinde
gerçekleştirilmiş ise burada birleşik suç hükümlerine gidilecektir. Ama cinsel saldırı
şeklinde işlense gerçek içtima olur. İşkence suçunda neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış
halleri dışında ölüm gerçekleşmiş ise; işkenceden dolayı değil, işkenceyi yaptı daha sonra
öldürdü ise hem işkenceden hem de kasten öldürmenin nitelikli halinden cezalandırılması
gerekir.
Öldürmek kastıyla işkence suçu, canavarca hareketleri öldürmek için vurması; kasten
öldürmenin nitelikli halinden cezalandırılması gerekir.
Işkence kastı var, öldürme kastı yok ve işkence suçunun sonucunda ölümün
gerçekleşmesi; işkence suçuyla basit öldürme suç arasında kri içtimanın uygulanması
gerekir. Hangisinin cezası ağır ise ondan ceza verilir.

Kamu görevlisi bir suçtan yararlanacaksa ilk önce kamu görevlisinin kamu idarenin izin
vermesi gerekir. Akademisyen - yök , polis-vali

27
fi
7-EZİYET SUÇU:
TCK Madde 96- (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren
kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-
7406/5 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az
olamaz. (2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren illerin; a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, b) Üstsoy veya
altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı,38 İşlenmesi halinde, kişi
hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet suçu işkence suçuna benzer bir suçtur. Nitelikli halleri 96/2’de açıklamıştır. Eziyet
suçunun sistematik bir şekilde insan onuruna yakışmayacak davranışların gerçekleşmesi
suretiyle kişinin zor duruma düşürülmesi, güçlük çekmesi, acı çekmesi eziyet anlamına
gelir.

Eziyet Suçunun İnceleme Metodu:


I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
İnsan vücudu, vücud dokunulmazlığı hakkı manevi baskılara karşı şeref ve haysiyet korunan
hukuki değerdir. Eziyet suçu sistematik ve devamlı olmalıdır.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Herkes bu suçun faili olabilir.

2-MAĞDUR:
Herkes bu suçun mağduru olabilir. Ancak çocuğa karşı ve üst soya karşı işlenirse suçun
nitelikli hali oluşur.

3-KONUSU:
Eziyeti oluşturan illere maruz kalan kişinin onuru, şere ve haysiyetidir.

4-NETİCE:
Eziyet işkence gibi zarar suçudur. Yani neticenin işlenmesi gereklidir.

5-FİİL:
Serbest hareketli bir ildir. Kişilere karşı aşırı sıkıntı veren her türlü hareket eziyet suçunun
il unsurunu oluşturabilir. En basit bir hareketle de bu suç gerçekleşebilir en ağır bir ille de
bu suç gerçekleşebilir. Fiilin sistematik olması gerekir. Fiilin bir süreç içerisinde devam
etmesi gerekir.

6-NETİCE:
Neticesi açısından neticenin gerçekleşmesi gerekir.

7-NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET:


Genel hükümlere bağlıdır. Sorun yoktur.

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Eziyet suçunda amaç, saik aranmaz. Kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirli hali
düzenlenmemiştir.

28
fi
fi
fi
fi
fi
fi
III. HUKUKA AYKIRILIK:
Herhangi bir hukuka uygunluk sebebi düşünülemez.

IV. NİTELİKLİ HALLER:


TCK 96/2’de tek tek sayılmıştır. Önemli bir husus yoktur.

NOT:
Bu suçun ağırlaştırılmış nitelikli halinin düzenlenmemesi eleştiri konusudur. İkence suçunun
neticesi suçuyla ağırlaştırılmış halleri düzenlenmiştir. Örneğin; eziyet suçunu
gerçekleştirmek suretiyle mağdurun hayatını tehlikeye soktuğumuzda nasıl hareket
edeceğiz?
Eziyet suçunun il unsurları sayılmamıştır. Eziyet veren hareketlerden biri eğer kasten
yaralamaysa bu kasten yaralamanın basit hali gerçekleştiğinde kasten yaralama suçu ve
eziyet suçu arasında bu iki suçun aynı ille gerçekleştirildiği için farklı neviden kri içtima
hükümleri uygulanır. Hangisinin cezası yüksekse ondan ceza verilmesi gerekir. Eziyet daha
ağır olduğu için eziyet suçundan yargılanır.
Eziyet veren hareketlerden biri eğer neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali varsa kasten
yaralamanın bu durumda hem eziyet hem de neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama
suçu vardır. Böyle durumda kri içtima hükümleri uygulanır. Hangi suç ağır ise o cezanın
hükümleri uygulanır. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama daha ağır olduğu için burada
bu suçtan dolayı yargılanır.
Eziyet suçu terör amacıyla gerçekleştirilirse örgüt suçu işlenmiş sayılır.

7
. HAFTA:
PRATİK ÇALIŞMA:
OLAY 1
A, B ve C yasal giri ve çıkı izinleri olmayan ve ülkede bir süredir zor ko ullarda kaçak
göcek ya ayan bir grup yabancıyı, ki i ba ına belirlenmi ve i in en ba ında alınacak
birbedel kar ılı ındaZonguldak’a kadar götürmek ve oradantekne ileyurt dı ına çıkarmak
için anla mı lardır. A ve B kendilerine ait minibüs ile yabancıları Zonguldak’a nakledecek, C
ise tekne ile Türkiye karasuları dı ına çıkaraca ı yabancıları orada ba ka bir tekneye
geçirecektir. Zonguldak’a gidi yolunda yabancılardan X, aracı kullanan A’ya, kendisi ve 3
di er arkada ının esasında ülkede kalmak istediklerini bunun için ne yapabileceklerini sorar.
A mola yerinde B’ye, “Zaten bu kadınlardan i in bedelini aldık bir fırsat çıktı kadınlar
üzerinden daha fazla para kazanabiliriz.” der ve birlikte plan yaparlar. Plana göre kadınlar,
B’nin tanıdı ı L’nin yıllardır bo olan çiftlik evinde ya ayacak ve kendilerinin bulacakları
ki ilerle para kar ılı ında cinsel ili kiye gireceklerdir. X ve arkada larına planı anlatırlar,
kendilerinin de bu i ten para kazanacaklarınıba ka türlü ülkede bu kadar iyi ko ullarda
barınamayacaklarını, planı bozmaları halinde ise polis arkada larına ülkede kaçak olarak
barındıklarını ihbar edeceklerini söylerler. X ve arkada ları tekli kabul eder. Minibüs ile
Zonguldak’a varılır, ülke dı ına çıkacak yabancılar C’nin teknesine nakledilir. C’nin kullandı ı
tekne kıyıdan açılır, Türkiye karasuları dı ına çıkar.

Cevap:
SUÇ 1:
A, B ve C’nin yabancıları yasa dı ı yollardan ülke dı ına çıkarmaları açısından
GÖÇMEN KAÇAKÇILI I suçu incelenmelidir.
A Maddi Unsurlar
Fail: Fail herkes olabilir. Olayda failler A, B ve C’dir.
Ma dur: Olayda göçmenlerin hayati tehlike veya onur kırıcı muameleye maruz kalmaları
hali
29










fi







fi






fi











fi






fi

yoktur. Bu durumda ö retideki bir görü e göre göçmenler suçun ma duru de ildir.
Fiil: Menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollarla, bir yabancıyı ülkeye sokmak
veya ülkede kalmasına olanak sa lamak veya bir TC vatanda ının veya yabancının y.dı ına
çıkmasına olanak sa lamak seçimlik hareketleri suçun ilini olu turur. A ve B yabancıların
Zonguldak’a naklini
sa layarak, C ise yabancıları teknesi ile TR karasuları dı ına çıkararak suç ilini
gerçekle tirmi tir.
B Nitelikli Haller
C Manevi Unsurlar
Kasten i lenen bir suçtur. Kastın yanında maksat unsuru da aranır. Suçun do rudan
do ruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla i lenmesi gerekir.
Olayda suç i lemeye yönelik do rudan kast ve maddi menfaat kazanma maksadı vardır.
D Hukuka Aykırılık Unsuru E Kusurluluk
E Özel Görünü Biçimleri
Te ebbüs:
tirak:
Olaydan A, B ve C’nin birlikte suç i leme kararı kapsamında i bölümü içerisinde suç
illerini gerçekle tirdi i anla ılmaktadır. A, B ve C mü terek faildirler.
çtima:
Doktrinde göçmenlerin her ko ulda bu suçun ma duru oldu una ili kin bir görü
bulunmaktadır, bu görü kabul edilirse, olayda birden çok göçmen söz konusu oldu undan
aynı suçun tek bir ille birden fazla ki iye kar ı i lenmesi hali gündeme gelir. Aynı neviden
kri içtima hükmü uygulanır.

SUÇ 2:
A ve B’nin X ve 3 arkada ını fuhu yaptırmak amacıyla nakillerini sa lamaları ve
barındırmaları illeri açısından NSAN T CARET SUÇU incelenmelidir.
A Maddi Unsurlar
Fail:
Fail herkes olabilir. Olayda failler X ve 3 arkada ını, fuhu yaptırmak amacıyla
çaresizliklerinden faydalanarak ikna ederek ülke içinde yer de i tirmelerini sa layan ve
barındıran A ve B suçun failleridir.
Ma dur:
Suçun ma duru herkes olabilir. Olayda X ve 3 arkada ı suçun ma durudur.
Fiil:
nsan ticareti ba lı ve seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun olu umu için maddede sayılan
amaç ileri gerçekle tirmek için maddede sayılan araç illerle ma durun rızasının bertaraf
edilerek maddede sayılan esas illerden birinin gerçekle tirilmesi aranır.
Olayda A ve B, fuhu yaptırmak (amaç il) amacıyla X ve 3 arkada ının çaresizliklerinden
faydalanmak ve tehdit etmek suretiyle rızalarını elde ederek (araç il), bu ki ilerin ülke
içinde yer de i tirmelerini ve barınmalarını sa layarak (esas il) suç ilini
gerçekle tirmi lerdir.
C Manevi Unsurlar
Suçun olu umu için maddede sayılan amaç illeri gerçekle tirmek kastıyla hareket etmek
aranır. Ancak suçun olu umu için bu amacın gerçekle tirilmi olması aranmaz.
Olayda do rudan kastla hareket edilmi hem amaç il olan fuhu yaptırmak hem asıl iller
olan barındırma ve yer de i tirme do rudan kast ile gerçekle tirilmi tir.

D Hukuka Aykırılık Unsuru:


TCK m.80/2 gere i ma durların rızası geçersizdir.

30

fi

fi






fi












fi



fi













fi









fi


fi





fi



fi
fi




fi











fi




fi



fi






fi

E Özel Görünü Biçimleri
tirak:
Olaydan A ve B’nin birlikte suç i leme kararı kapsamında i bölümü içerisinde suç illerini
gerçekle tirdi i anla ılmaktadır. A ve B mü terek faildirler.

çtima:
Olayda suç birden çok ma dura kar ı i lenmi tir. Aynı ille aynı suçun birden fazla
ki iye kar ı i lenmesi yani aynı neviden kri içtima hali söz konusudur.
nsan ticareti suçunun illerinden barındırma, L’nin konutunda onun rızası dı ında
gerçekle tirilmi tir, konut dokunulmazlı ının ihlali suçu mevcuttur. Ancak kon. dok. ihlal
suçu, insan ticareti suçunun unsuru veya nitelikli hali olmadı ından bile ik suç hükümleri
uygulanmaz, gerçek içtima kuralları gere ince her iki suçtan ayrı cezaya hükmedilir.
nsan ticareti suçunun amaç illerinden fuhu gerçekle tirilmi tir. Fuhu suçu için gerçek
içtima hükümleri uygulanır.

OLAY 2:
Derman, Ahmet’ten aldı ı emirler do rultusunda, ülkeye giri için yasalve geçerli izinleri ve
belgeleri olmayan SuriyeliCemil, Fatma ve Burhan’ın Hatay sınırından sıkıntı ya amadan
geçi lerini sa lamak ve onları Çanakkale’ye nakledecek olan Erhan’a teslim etmekle
görevlendirilmi tir. Planın devamında Erhan bu ki ileri kendisine ait kamyonun arkasında
mola vermeksizin Çanakkale’ye götürecek orada önceden anla mı oldukları, pek çok
seferdir birlikte çalı tıkları Garip isimli ahsa teslim edecek ardından Garip teknesiyle
Cemil, Fatma ve Burhan’ın Yunanistan’a geçi lerini sa layacaktır. Belirlenen günde süreç
ba lar, Hatay sınırından geçirilen ki iler kamyona yüklenir ve Çanakkale’ye do ru yola çıkılır.
Ancak Çanakkale’ye yolculuk hava ve tra k artları dolayısıyla planlanandan çok daha uzun
sürer. Çanakkale’ye vardıklarında kamyonun arkasını açan Erhan; Cemil’in uzun süren
yolculuk sırasında havasızlık ve susuzluktan fenala mı oldu unu, Burhan’ın yine aynı
sebeple baygın oldu unu, Fatma’nın ise artık nefes alamadı ını görür. Her ne kadar
u ra sa da Fatma ölür.
Pani e kapılan Erhan daha önce hapishanede tanı tı ı ve organ mafyası ile ortak çalı tı ını
bildi i Doktor Tarık’ı arar. Doktor Tarık, Erhan’a endi elenmemesi gerekti ini, Burhan ve
Cemil’i stanbul’a gelmeleri için ikna etmesini söyler. stanbul’a gelince onlardan alacakları
böbreklerle Erhan’ın zararının giderilmi olaca ını ifade eder. Bunun üzerine Erhan, Burhan
ve Cemil’e, böbreklerini vermeyi kabul ederlerse kar ılı ında onları Yunanistan’a güvenli ve
rahat ekilde sokaca ını söyleyerek ikna eder. Ülkede ne yapacaklarını bilemeyen ve
kalacak yerleri de olmayan Burhan ve Cemil tekli kabul eder, Erhan ile stanbul’a gitmek
üzere yola çıkarlar ve stanbul’da ameliyatın yapılaca ı yere vardıkları sırada kimlik kontrolü
sırasında yakalanırlar, Erhan son anda kaçmayı ba arır.

Cevap:
SUÇ 1:
1- Ahmet, Erhan, Derman ve Garip’in Suriyeli Cemil, Fatma ve Burhan’ı yasa dı ı
yollardan ülkeye sokmaları ve ülke içerisinde nakletmeleri ili açısından GÖÇMEN
KAÇAKÇILI I SUÇU incelenmelidir. 18 puan
A. Maddi Unsurlar
Suçun Konusu:
Göçmenler 1puan
Fiil:
Menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollarla, bir yabancıyı ülkeye sokmak veya
ülkede kalmasına olanak sa lamak veya bir TC vatanda ının veya yabancının y.dı ına
çıkmasına olanak sa lamak seçimlik hareketleri suçun ilini olu turur. Olayda Derman’ın
31






























fi



fi








fi

fi






fi











fi
fi











fi









fi



yasal belgeleri ve izinleri olmayan Suriyelileri Hatay üzerinden ülkeye sokması ili ardından
bu ki ilerin Erhan’ın kamyonuyla Çanakkale’ye nakli ile buradan Garip’in teknesi ile yasal
olmayan yollarla ülkeden çıkarılacak olması seçimlik hareketleri söz konusudur. 2puan
Fail:
Suçun failleri Erhan, Derman ve Garip’tir. Derman, Suriyelilerin Hatay üzerinden ülkeye
giri ini sa layarak, yabancıların ülkeye yasal olmayan yollardan sokulması seçimlik
hareketini gerçekle tiriyor. Erhan Suriyelileri Çanakkale’ye ta ıyarak ülke dı ına çıkmalarına
imkan sa lama ilini gerçekle tiriyor. Göçmenlerin Garip’e teslimi ile ona ait tekneyle yasal
olmayan yollarla ülke dı ına çıkarılması illeri ise planlanan ekilde gerçekle tirilemiyor. Bu
açıdan suç Garip açısından te ebbüs a amasında kalıyor. Garip burada örgüt içerisinde yer
almayan sadece göçmen kaçakçılı ı suçunun yurtdı ına çıkarma ilini gerçekle tirecek olan
ki idir. Ancak Hatay’dan sokma ve ülke içinde nakil llerine ili hakimiyeti olmasa da Garip
olmadı ı durumda örgütün di er elemanlarının gerçekle tirdi i iller gerçekle meyecek ise
burada tıpkı hırsızlık suçundaki gözcünün durumunda oldu u gibi bir de erlendirme yapılır
ve Garip i lenen göçmen kaçaklı ı suçunun örgüte dahil olmasa dahi mü terek faili olarak
kabul edilir. 2puan
Ma dur:
Olayda göçmenler (Fatma, Cemil, Burhan) kamyonda uzun süren yolculukta hayati tehlike
altında seyahat etmi ler ve Fatma ölmü tür. Doktrindeki bir görü e göre hayati tehlike veya
onur kırıcı muameleye maruz kalmaları durumunda suçun konusu olan göçmenler ma dur
sıfatını da kazanır. Bir ba ka görü e göre ise göçmenler her ko ulda suçun hem konusu
hem de ma durudur. Biz ilk görü ü kabul ediyoruz. 1puan
B. Manevi Unsurlar
Kasten i lenen bir suçtur. Kastın yanında maksat unsuru da aranır. Suçun do rudan
do ruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla i lenmesi gerekir. Olayın
anlatılı ından ve örgüt faaliyeti kapsamında i leni inden maddi menfaat elde etme
amacının varlı ı anla ılıyor. Nitekim olayın ikinci kısmında suçun gerçekle tirilememesi
sebebiyle Erhan’ın zararından bahsediliyor. 2puan
C. Nitelikli Haller
Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde i lenmesi nitelikli hali ile göçmenlerin (ma durların)
hayati tehlike içerisinde kalmı olmaları nitelikli halleri söz konusudur. 2puan
D. Özel Görünü Biçimleri
Te ebbüs:
Olayda suç Garip’in Suriyelileri Çanakkale üzerinden ülke dı ına çıkarması ili açısından
te ebbüs a amasında kalmı tır. Fail kısmında açıkladı ımız gibi ili hakimiyet açısından
baktı ımızda Garip’in varlı ı önceki i lenen ller için önemli oldu undan Garip önceki ller
açısından mü terek fail olarak de erlendirilecek ve tamamlanan iller açısından ceza
sorumlulu u tam olacaktır. Tamamlanmayan ülkeden çıkarma ili açısından te ebbüs vardır.
Ancak göçmen kaçakçılı ı suçu te ebbüs a amasında kalsa dahi tamamlanmı gibi cezaya
hükmolunur. 2 puan
tirak:
Olayda Erhan, Derman ve Garip suçun mü terek failleridir. Ahmet ise olaydan anla ıldı ı
üzere ( iller onun emirleri do rultusunda gerçekle tiriliyor) suçun azmettirenidir. Ancak suç
örgüt çerçevesinde i lendi inden ve Ahmet örgüt yöneticisi oldu undan TCK m. 220
gere i yönetici olan Ahmet örgütün i ledi i suçtan sorumlu olacaktır. 2puan
çtima:
Göçmen kaçaklı ı suçunda göçmen sayısının fazla olması suçun tekli ini etkilemez. Fakat
suçun nitelikli halinde, yani göçmenlerin insan onuruna yakı mayacak veya hayat tehlikesi
ortaya çıkacak ekilde gerçekle tirilmesi durumunda göçmenler ma dur sayılacak ve bu
durumda bir tek lle birden fazla ki iye kar ı bir suçun i lenmesi söz konusu olacaktır.

32













fi











fi


fi



























fi




fi




fi






fi




fi

fi
fi

fi


fi







fi





fi




fi

Olayda göçmen kaçakçılı ı suçu ili birden çok ki iye (Fatma, Cemil, Burhan) kar ı
gerçekle tiriliyor, bu açıdan aynı neviden kri içtima söz konusudur. 2puan
Göçmen kaçaklı ı suçunun nitelikli halinde tehlikeden bahseder. E er bu tehlike zarar
dönü mü ise artık göçmen kaçaklı ını gerçekle tiren failler ortaya çıkan zarardan da
ayrıca cezalandırılacaklardır. Olayda Fatma’nın ölmesi, Cemil’in fenala ması, Burhan’ın ise
baygınlık geçirmi olması açısından Erhan’ın bu neticeleri öngörmü ve göze almı olup
olmamasına göre taksir/kasten öldürme/yaralama suçlarından ayrıca cezalandırılması söz
konusu olacaktır. 2 puan

SUÇ 2:
Doktor Tarık ve Erhan’ın, böbreklerinin verilmesini sa lamak amacıyla Burhan ve
Cemil’in çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle
Çanakkale’den stanbul’a nakillerini sa lamaları açısından NSAN T CARET SUÇU
incelenmelidir. 12 puan
A. Maddi Unsurlar
Suçun konusu:
nsanın maddi ve manevi bütünlü ü 1puan
Fiil:
nsan ticareti ba lı ve seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun olu umu için maddede sayılan
amaç ileri gerçekle tirmek için maddede sayılan araç illerle ma durun rızasının bertaraf
edilerek maddede sayılan esas illerden birinin gerçekle tirilmesi aranır.
Olayda ülkede ne yapacaklarını bilemeyen ve kalacak yerleri de olmayan Burhan ve
Cemil’in böbreklerini vermek yönündeki rızaları Yunanistan’a güvenli ve rahat ekilde
sokulacakları vaadiyle yani çaresizliklerinden faydalanılarak elde ediliyor. Bu amaç ili
(organlarının verilmesini sa lamak) gerçekle tirmek amacıyla Burhan ve Cemil’in, Erhan
aracılı ıyla Çanakkale’den stanbul’a nakledilmesiyle maddede sayılan bir yerden ba ka
yere götürmek veya sevk etmek ili de gerçekle tiriliyor. 4 puan
Fail:
Olayda fail, ma durları hem ikna eden hem de suçun maddesinde sayılan bir yerden ba ka
yere götürmek veya sevk etmek ilini gerçekle tiren Erhan’dır.
Ma dur:
Organlarını vermeleri amacıyla iradeleri fesada u ratılarak ülke içerisinde sevkleri sa lanan
Burhan ve Cemil.
B. Manevi Unsurlar
Suçun olu umu için maddede sayılan amaç ileri gerçekle tirmek kastıyla hareket etmek
aranır. Ancak suçun olu umu için bu amacın gerçekle tirilmi olması aranmaz. Olayda iller
vücut organlarının verilmesini sa lamak amacıyla gerçekle tiriliyor ancak amaç il
gerçekle tirilemiyor. 2puan
C. Nitelikli Haller
Olayda nitelikli hal söz konusu de ildir.
D. Özel Görünü Biçimleri
Te ebbüs:
Olayda iller vücut organlarının verilmesini sa lamak amacıyla gerçekle tiriliyor ancak
amaç il gerçekle tirilemeden yakalanıyorlar. Ancak madde metninde amaç illerin
gerçekle tirilmesi de il, sadece amaç ili gerçekle tirmek amacıyla maddede sayılan esas
illerin gerçekle tirilmi olması suçun olu umu için yeterli görülmü tür. Olayda esas il olan
bir yerden ba ka yere götürmek veya sevk etmek ili gerçekle tirilmi tir. Suç
tamamlanmı tır. 2puan
tirak:
Olayda Doktor Tarık, fail Erhan’da insan ticareti suçunu i lemek konusunda kir yaratmı
olması dolayısıyla azmettirendir. 1 puan
33


fi






fi
fi
fi






















fi

fi
fi
fi



fi

fi


fi






fi


fi

















fi
fi

fi



fi


fi
fi


çtima:
nsan ticareti suçunda göçmen kaçakçılı ı suçundan farklı olarak herbir insan suçun
konusunu olu turur ve ayrıca bu her bir insan suçun ma durudur. Dolayısıyla olayda aynı
suç ili birden çok ki iye (Cemil, Burhan) kar ı gerçekle tiriliyor, bu açıdan aynı neviden kri
içtima söz konusudur. 2 puan

9
. HAFTA:
8-CİNSEL SALDIRI SUÇU:
TCK 102:
MADDE 102. - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden
kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi
yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu ilin eşe karşı işlenmesi hâlinde,
soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun; a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan
kişiye karşı, b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle, c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye
karşı, d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte, İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde
cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
(5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az
olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Cinsel Saldırı Suçunun İnceleme Metodu:


I.Korunan Hukuki Değer:
Bireyin cinsel özgürlüğüdür. Hukukun, ahlak kurallarının, örf ve adetin belirlediği sınırlar
içerisinde, kişilerin cinsellik bakımından kendi vücutları üzerinde serbestçe tasarrufta
bulunabilme hakkı, suçla korunan hukuki değeri oluşturmaktadır.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Fail bakımından bir özellik arz etmez ve herkes tarafından işlenebilir. Fail erkek olabileceği
gibi, kadın da olabilir. Failin belirli kimseler olması cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli
hal olarak düzenlenmiştir.

2-MAĞDUR:
Suçun mağduru yetişkin herkes olabilir. Kadın veya erkek herkes olabilir. Mağdurun, evli ya
da bekar olması suçun oluşumu açısından önemsizdir.
Cinsel saldırı niteliğindeki illerin ölüler üzerinde gerçekleştirilmesi halinde TCK 130/2
düzenlenen ölünün hatırasına hakaret suçunu oluşturur. Bir ölünün ... ceset veya kemikler
hakkında tahkir edici illerde bulunmak suç olarak tanımlanır.
Ölünün cesedi üzerindeki cinsel davranışlar, müstehcen bir yazı, ses veya görüntüleri
içeren ürünleri üretmek için gerçekleştirilmiş ise 226/4 müstehcenlik suçu oluşur.
Bu suçun mağduru, on sekiz yaşından büyük bir erkek veya kadın olabilir. On sekiz
yaşından küçüklere yönelik cinsel davranışlar cinsel istismar olarak madde 103 kapsamında
ayrıca cezalandırılır.
34


fi


fi
fi


fi


fi
Cinsel saldırının nitelikli hali eşe karşı da işlenebilir. Eşlerden kadın veya erkek olanı suçun
mağduru olabilir. Nitelikli cinsel saldırıyı teşkil eden hareket evlilik birliği içinde gerçekleştiği
hallerde olaya doğrudan müdahale etmeyi doğru bulmayıp, şikâyete bağlı tutmuştur. Dini
nikahla veya nikahsız olarak karı-koca gibi birlikte yaşayan kişileri de eş olarak kabul
etmiştir.
Cinsel saldırının nitelikli şekli açısından belli şartlarda eşin mağdur olabileceği kabul
edilmişken temel şekli bakımından bu hususta ayrıca bir düzenlemede bulunulmamıştır.
Cinsel saldırının temel şeklini oluşturan hareketlerin evlilik birliği içinde bir eş tarafından
diğerine karşı gerçekleştirilmesi ceza hukukunun müdahalesini gerektirir bir haksızlık olarak
görülmemiştir.

3-SUÇUN KONUSU:
Cinsel davranışlardan etkilenen kişinin vücududur.

4-FİİL:
Cinsel saldırının temel şekli, vücut dokunulmazlığını ihlal eden ve sarkıntılık düzeyini aşan
cinsel davranışlarla işlenir. Tipik bir ilin varlığı vücut dokunulmazlığını ihlal eden bir
davranışın gerçekleştirilmesine bağlıdır.
Suç, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olarak gerçekleştirilen, vücut dokunulmazlığını
ihlal eden, ancak vücuda organ veya cisim sokma mahiyeti taşımayan davranışlarla
işlenebilir.
Vücut dokunulmazlığını ihlal eden bir hareetin cinsel saldırı suçu bakımından tipik olup
olmadığı, hareketi gerçekleştiren kişinin hangi amaçla hareket ettiğine bakılarak karar verilir.
Cinsel arzuları tatmin amacı taşımayan ve vücut dokunulmazlığını ihlal eden hareketler
cinsel saldırı suçunu oluşturmaz. Suçun oluşması için gerçekleştirilen hareketin, objektif
olarak şehevi nitelikte bulunması ve cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilmesi yeterli
olup failin şehevi arzularını ilen tatmin etmiş olması gerekli değildir.
Cinsel davranışın saldırı olarak nitelendirilebilmesi için ilgilinin iradesine karşı
gerçekleştirilmesine bağlıdır. Cinsel davranış ancak ilgilinin rızası hilafına gerçekleştirilmesi
halinde cinsel saldırı olarak nitelendirilir. İlgilinin rızası sınırları içerisinde kalınması kaydı ile
tipikliği kaldıran etkiye sahiptir. Rızanın sınırının kasten aşıldığı hallerde , ilin aşkın kısmının
oluşturduğu ilden sorumlu olacaktır.
Kişinin vücudu üzerinde iradesi hilafına cinsel arzuları tatmin amacıyla temas halinde
gerçekleştirilen ve sarkıntılık boyutunu aşıp süreklilik arz eden okşama, vücudun çeşitli
yerlerini elleme, sarılıp öpme, mahrem yerlerini sıkma şeklindeki hareketleri tipikliğin temel
şeklini oluşturur.
Cinsel saldırıyı oluşturan hareketin vücut dokunulmazlığını ihlal etmesi gerekli ise de bunun
mutlaka cebir boyutuna ulaşan bir hareket olması şart değildir. Suç, cebir boyutuna
varmamakla birlikte vücut dokunulmazlığını ihlal eden hareketlerle işlenebileceği gibi tehdit
ve hileyle de işlenebilir. Fiilin icrası sırasında cebir kullanılmış ise bunun kasten yaralamanın
neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış hallerine yol açtığı hallerde, fail ayrıca neticesi sebebiyle
ağırlaştırılmış kasten yaralamadan sorumlu olacaktır.
Cinsel saldırının icrası sırasında kullanılan ve kasten yaralamanın temel şeklini oluşturacak
düzeyde kalan cebir suçun unsuru olarak kabul edilmiştir. Cebir, cinsel saldırı teşkil eden
harekete katlanmak, izin verilmesini sağlamak amacıyla mağdur üzerinde uygulanan acı
veren ziki güç kullanımını ifade eder. Cebir bizzat mağdur üzerinde uygulanmalıdır. Kişinin
yakınları üzerinde veya eşya üzerinde uygulanan ve bu yolla onun cinsel davranışa izin
vermesini amaçlayan cebir , mağdura karşı tehdit teşkil eder. Cebrin, mağdurun baştaki
direncini kırmaya elverişli olarak kullanılması yeterlidir. Mağdurun saldırıya sürekli enerjik
olarak direnmesi gerekli değildir.

35
fi
fi
fi
fi
fi
Mağdur, maruz kaldığı tehdittin etkisiyle de cinsel saldırıya katlanabilir. Failin, isteğinin
yerine getirilmemesi kaydına bağlı olarak mağdurun kendisi veya yakınları üzerinde bir
kötülüğün icra edileceğini bildirmesi, cinsel saldırının icrasında başvurulacak tehdit i
oluşturmaktadır. Tehdit, mağdurun kendisinin veya yakınlarından birinin hayatına, vücut
bütünlüğüne, mal varlığına veya şeref ve haysiyetine yönelik olabilir. Tehdittin objektif olarak
ciddi olması gereklidir.
Mağdura karşı hile kullanılarak da cinsel saldırı gerçekleştirilebilir. Mağdurun iradesini
bertaraf eden, bu yolla onun vücudu üzerinde cinsel saldırının gerçekleştirilmesini mümkün
hale getiren aldatıcı hareketlere denir. Örneğin; failin kendisini doktor olarak tanıtıp
mağduru muayene ediyormuş görüntüsü altında cinsel saldırıyı gerçekleştirmesi halinde
iradeyi bertaraf eden hilenin varlığını kabul etmek gerekir. Aynı şekilde röntgen
mütehassısın röntgen çekebilmesi için üzerindeki tüm kıyafetleri çıkarmasını söylediği
mağdureye cinsel organını ve göğüslerini tutma şeklinde gerçekleştirdiği hareketler temel
cinsel saldırıyı oluşturur.
Hilenin suçun unsurunu oluşturması için sergilenen davranışın cinsel arzuları tatmin amacı
taşımadığı hususunda muhattabın ikna edilmesi gerekir. Mağdurun bu durumun cinsel
davranış olduğunu bildiği hallerde, bu illerde herhangi bir sebeple (örneğin evlenme vaadi)
ikna edilmesi ilin hileli olduğu sonucunu doğurmaz. Bir motivasyon veya saik hatasından
bahsedilebilir.
Fail mağduru bilincinden yoksun hale getiriip o bu haldeyken cinsel saldırı teşkil eden bir
hareketi mağdur üzerinde gerçekleştirebilir. Örneğin, içkisine ilaç katıp veya uyuşturucu
madde ile bayıltıp cinsel saldırı ilini gerçekleştirmesi gibi. Cinsel saldırının mağdurun
kendini savunamayacak durumda olmasından yararlanarak işlenmesi, cezanın arttırılmasını
gerektiren nitelikli haldir.
Suç, failin cinsel saldırı teşkil eden bir hareketle mağdur üzerinde gerçekleştirilmesiyle
işlenebileceği gibi cebir ve tehditle failin mağduru kendine yönelik cinsel davranışlarda
bulunmaya zorlanmasıyla da işlenebilir. Örneğin tehditle cinsel organını elletmek veya
okşatmak gibi. Aynı şekilde bir kişinin diğer bir kimseye karşı cinsel davranışta bulunmaya
zorlanması halinde zorlayan kişi suçun faili (dolaylı fail) olacaktır.
Fail, cebir ve tehdit kullanarak cinsel davranışları kendi üzerinde bizzat mağdura icra
ettirebilir. Cinsel saldırının temel şekli, vücut dokunulmazlığını ihlal eden cinsel
davranışlarla tamamlanan sırf hareket suçudur. Dolayısı ile suçun gerçekleştirilmesi için bir
netice aranmamıştır.

B-MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Manevi unsuru kasttır. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Failin kastı: mağduru
cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlali kapsamındadır. Failin kasten hareket etmesi
gerekli ve yeterlidir. Somut olayda vücut dokunulmazlığını ihlal eden hareketlerin cinsel
arzuları tatmin amacına yönelik olarak gerçekleştirildiğinin tespit edilebildiği hallerde, kastın
cinsel saldırıya yönelik olduğunun kabul edilmesi gerekir. Ancak bu sayede vücut
dokunulmazlığını ihlal eden hareketin cinsel saldırıyı mı, yoksa hareketi mi, oluşturduğu
belirlenecektir.
Cinsel arzuları tatmin amacına yönelik davranışlarla vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi
gerekir.
Nitelikli cinsel saldırıda, failin aşağılama, intikam alma, korkutma ve iktidarsızlığın verdiği
hırsla vücuda organ veya cisim sokulması arasında bir fark yoktur. Vajinal veya anal yoldan
mağdura organ veya cisim sokulması hareketin cinsel moti i olduğunu göstermeye
yeterlidir. Oral yoldan gerçekleştirilen saldırılar bakımından, ağza sokulan cisim veya organ
gerçekleştirilen hareketin niteliğinin tayininde belirleyici olacaktır.

36
fi
fi
fi
fl
Failin tipikliğin maddi unsurlarına ilişkin yanılgısı, yanılmasaydı gerçekleştirdiği davranışı
gerçekleştirmeyecekti diyebileceğimiz hallerde, kastını kaldıracak, dolayısıyla suç
sayılmayacaktır. Örneğin eşi sanarak başka bir kişi üzerinde cinsel davranış teşkil eden
hareketleri gerçekleştiren kişinin yanılgısı kastını ortadan kaldıracağından cinsel saldırı suçu
oluşmayacaktır.
İlgilinin rızası cinsel saldırı suçunda tipikliği kaldıran etkiye sahiptir. Somut olayda ilgili rıza
göstermemesine rağmen, gerçekleştirilen cinsel davranışa ilgilinin rızasının bulunduğu
zannıyla hareket edilmesi halinde konunun maddi unsurlarda hükümleri çerçevesinde
değerlendirilmesi gerekir.
İlgilinin rızaya ehil olmamasına rağmen, ehil olduğu ve geçerli bir rıza beyanı bulunduğu
zannıyla muhatabı üzerinde cinsel davranışı gerçekleştiren kişinin de maddi unsurlarla
hataya düştüğünün ve kastının kalktığının kabulü gerekir.

III.HUKUKA AYKIRILIK UNSURU:


İlgilinin rızasının cinsel saldırı suçunda tipikliği tipikliği kaldıran bir etkiye sahip olduğunu
düşünüyoruz. İlgilinin rızasını hukuka uygunluk nedeni olarak kabul etmek, rıza üzerine
gerçekleştirilen ili bütün hukuk düzeni açısından hukuka uygun hale getirecektir. Oysa ki
karşılıklı rızaya dayanarak başkaları ile evli olan kişiler veya bekarlar arasında yaşanan her
türlü cinsel ilişkinin ahlaka ve hukuka aykırı olduğunda tereddüt yoktur.
Aydınlatılmış onam ile rızası alınan hasta üzerinde doktorun yaptığı müdahalelerde de
hukuka uygunluk koşulları gerçekleşmiş olur.

IV.NİTELİKLİ HALLER:
A-CEZADA ARTTIRIM YAPILMASINI GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLER:
1-SUÇUN VÜCUDA ORGAN VEYA SAİR CİSİM SOKULMASI SURETİYLE İŞLENMESİ:
Nitelikli halin oluşumu için vücuda organ veya sair cisim sokulması gerekmektedir.
Dolayısıyla cinsel saldırının bu şekil bakımından, vücudun organ veya cisim sokmaya
elverişli bölgelerine yönelik sokma niteliğindeki cinsel davranışlar gerçekleştirilmelidir.
Vücudun organ veya cisim sokmaya elverişli bölgeleri, vücuttaki doğal vücut
boşluklarından ibarettir. Madde gerekçesinde, suçun vücuda, vajinal, anal veya oral yoldan
organ veya sair bir cismin sokulması suretiyle işlenebileceği belirtilerek bu vücut
bölgelerine işaret edilmiştir. Vücuttaki kulak ve burun boşlukları, organ veya cisim sokmaya
elverişli ise de sokma iline cinsel davranış niteliği kazandırmaya elverişli değildir.
Vücuda penis ithal edilebileceği gibi bunun dışında el, kol veya parmak da sokulabilir.
Bunun dışında cop, şişe, kalem gibi katı nesneler olabileceği gibi acı verecek nitelikte olan
sıvı da olabilir.

2-SUÇUN BEDEN VEYA RUH BAKIMINDAN KENDİSİNİ SAVUNAMAYACAK


DURUMDAKİ KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ:
Mağdurun bedeni veya ruhi durumunun cinsel saldırıya karşı koyamayacak durumda
olmasına bağlıdır. Mağdurun savunma imkanı tamamen ortadan kaldıracak nitelikteki akli ve
bedeni maluliyetleri bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Bu maluliyetin devamlı ya da
geçici olması önemli değildir. Bu durum engelli ve yaşlı olmasından da kaynaklanabilir.
Kendini savunamayacak hali bizzat kendi ilinden de kaynaklanabileceği gibi fail tarafından
da bu duruma sokulabilir. Ancak failin mağduru cinsel saldırı amacıyla bu duruma getirmesi
durumunda nitelikli hal aranmaz.

3-SUÇUN KAMU GÖREVİNİN, VESAYET VEYA HİZMET İLİŞKİSİNİN SAĞLADIĞI


NÜFUZU KÖTÜYE KULLANILMAK SURETİYLE İŞLENMESİ:
Kamu görevlisi failin, görevinin kendisine sağladığı nüfuzu kullanarak gerçekleştirdiği cinsel
davranışlara mağdurun katlanmasını sağlamış olması gerekmektedir. Bu nitelikli halin
37
fi
fi
fi
uygulanması için failin kamu görevlisi olması yeterli değildir. Görevinden kaynaklanan
etkileyebilme gücünü cinsel saldırıyı gerçekleştirmeye zemin hazırlamak için kullanmış
olmalıdır. Aynı şekilde mağdur üzerinde hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuzun fail
tarafından kötüye kullanılarak cinsel saldırının gerçekleştirildiği hallerde de nitelikli hal
uygulanır.

4-SUÇUN ÜÇÜNCÜ DERECE DAHİL KAN VEYA KAYIN HISIMLIĞI İLİŞKİSİ İÇİNDE
BULUNAN BİR KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ YA DA FİİLİN ÜVEY BABA, ÜVEY ANA ,
ÜVEY KARDEŞ, EVLAT EDİNEN VEYA EVLATLIK TARAFINDAN İŞLENMESİ:
Fail normal bir kişye göre aradaki akrabalık bağı nedeniyle daha rahat bir şekilde mağdura
yaklaşabilmekte ve ilini gerçekleştirebilmektedir. Alt ve üst soy arasında amca, dayı, hala,
teyze ve bunların çocuklarıyla aynı dereceden kayın hısımları arasında gerçekleştirilen
cinsel saldırılar bakımından bu nitelikli hal uygulanır.
Yine bu davranışlar üvey baba/ana/kardeş , evlat edilen ve ebvlatlık açısından da aynı
yorumlanır.

5-SUÇUN SİLAHLA VEYA BİRDEN FAZLA KİŞİ TARAFINDAN BİRLİKTE İŞLENMESİ:


Faile cesaret vererek ilin icrasını kolaylaştırdığı ve mağdura korku salarak direncini kırdığı
gerekçesi ile cinsel saldırının silahla işlenmesi cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli hal
olarak kabul edilir.
Burada silahın kullanılmasını somut olayda bil il kullanılmış olması şeklinde anlamak
gerekir. Önemli olan mağdurun direncini kıracak şekilde silahtan yararlanmaktır.
Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi de suçun icrasını kolaylaştırmaktadır. Bu durum
mağdurun direnmesini anlamsız hale getirir. Birden fazla kişi tarafından işlenmesi iştirak
halini ifade etmektedir. Buna göre bir kişinin gerçekleştirdiği katkı bizzat cinsel davranış
olmasa bile diğer fail ya da faillerin cinsel davranış gerçekleştirmesini mümkün kıldığı için
müşterek fail olarak sorumlu tutulur. Örneğin mağdurenin kaçması için kapıyı tutan kişi
müşterek fail sayılacak.
Şerikleri için nitelikli hal uygulanmaz.

6-SUÇUN İNSANLARIN TOPLU OLARAK BİRADA YAŞAMA ZORUNLULUĞU


BULUNDUĞU ORTAMLARIN SAĞLADIĞI KOLAYLIKTAN FAYDALANMAK SURETİYLE
İŞLENMESİ:
Bu tarz bir durumda kişiler kendilerini güvende hissettikleri için herhangi bir tedbir alma
gereği hissetmemeleri sebebiyle cinsel saldırı suçu rahatlıkla işlenebilmektedir. Kışla, ceza
infaz kurumu, öğrenci yurdu, okul pansiyonu ve hastane gibi yerlerde işlenmesi cezada
arttırım sebebidir.
İnsanların toplu halde bulundukları yer olması suçun nitelikli hali için yeterli değildir. Yılbaşı
kutlaması, maç, konser ve miting alanlarında gerçekleşen saldırılar nitelikli hal oluşturmaz.
Çünkü kanun toplu halde yaşama zorunluluğu öngörmüştür.

B-CEZASA İNDİRİM YAPILMASINI GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLER:


Kadınlara ve ekeklere söz atanlar üç aydan bir seneye ve sarkıntılık edenler altı aydan iki
seneye kadar hapsolunur.
Basit düzeyde kalan cinsel saldırı ve istismar illeri için orantısız bir ceza ortaya
çıkacağından gerçekleştirilen ilin basit boyutta kaldığı hallerde uygulanmak üzere
sarkıntılık hali daha az cezalandırılmaktadır.

V.NETİCESİ SEBEBİYLE AĞARLAŞTIRILMIŞ CİNSEL SALDIRI:


Cinsel saldırı sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulmuş olması neticesi
sebebiyle ağırlaştırılmış suç olmaktan çıkarılmıştır. Buna karşılık cinsel saldırı sonucunda
38
fi
fi
fi
fi
fi
bitkisel hayata girmesi veya ölmesi neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış hal olarak muhafaza
edilmiştir. Bu durum cinsel saldırı sonucunda olabileceği gibi cinsel saldırıyı
gerçekleştirmek içi kullandığı kuvvet sonucunda da olmuş olabilir.

VI.SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


A-TEŞEBBÜS:
Cinsel saldırı sırf hareket suçudur.
Temel şekli cinsel saldırı bakımından doğrudan doğruya icraya başlama niteliğindeki
hareketlerin icrasına başlanıp failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanmadığı haller
teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
Cinsel saldırının daha az cezayı gerektiren şekline teşebbüs mümkün değildir. Zira cinsel
saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalıp kalmadığı, suçun tamamlanmış şekline göre
belirlenecek bir husustur. Suçun, cinsel saldırının icrasına başlandığı ve fakat
tamamlanmadığı hallerde suçun temel şekline teşebbüsten dolayı sorumluluk söz konusu
olacaktır.
Cinsel saldırının vücuda organ veya cisim sokmak suretiyle işlenmesinin nitelikli hal olarak
kabul edilmesi halinde, bu nitelikli hal gerçekleşmedikçe faili bundan dolayı sorumlu tutmak
mümkün değildir.
Cinsel saldırının icrasına başlandıktan sonra gönüllü olarak icra hareketlerinden vazgeçen
fail bu suça teşebbüsten dolayı cezalandırılmayacaktır. Gönüllü vazgeçme anına kadar
gerçekleştirilen hareketler başka bir suçu oluşturuyorsa, fail sadece bu suçtan dolayı
cezalandırılacaktır.
Teşebbüs aşamasında kalmış cinsel saldırı sonucunda gerçekleştirilen ağır netice
bakımından da failin sorumluluğu söz konusu olacaktır (netice sebebiyle ağırlaştırılmış
teşebbüs). Örneğin, failin cinsel saldırıda bulunmak için darp ettiği, fakat çevreden
yetişenlerce kurtarılan mağdurenin aldığı darbeler sonucunda ölmesi veya bitkisel hayata
girmesi halinde fail ortaya çıkan bu ağır neticelerden sorumludur.
Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış şekline teşebbüs mümkün değildir. Tamamlanmış veya
teşebbüs aşamasında kalmış temel suç tipinin yol açtığı ağır bir neticenin bulunmadığı
hallerde, neticesi sebebiyle ağırlaşmış halden sorumluluktan bahsedilemez.

B-İŞTİRAK:
Cinsel saldırının temel şekli bakımından cinsel arzuları tatmin amacıyla vücut
dokunulmazlığını ihlal eden davranışları gerçekleştiren kişi faildir. Bu davranışları birlikte suç
işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirenler müşterek fail olarak sorumlu
tutulacaklardır. Müşterek faillik birden fazla kişinin birlikte suç işleme kararına dayalı olarak
suçun kanuni tanımındaki il üzerinde hakimiyet kurmuş olmaları halinde vardır. Bir hareket
gerçekleşmese de suçun icrasına yönelik katkıyla il üzerinde fonksiyonel anlamda
hakimiyet kuran kişiler de fail olarak cezalandırılacaktır. Örneğin mağdureyi kandırarak onu
cinsel saldırıyı gerçekleştirecek diğer faillerin yanına götüren ve cinsel saldırı
gerçekleştirilirken varlığı ile mağdurenin mukavemetinin kırılmasına neden olan veya diğer
failin saldırısını kolaylıkla gerçekleştirilmesi için mağdureyi tutan kişi de müşterek faildir.
Bütün bu hallerde kişinin suçun işlenmesine yönelik katkısı, cinsel saldırının kolaylıkla
gerçekleştirilmesini mümkün kılmıştır (fonksiyonel hakimiyet).
Cinsel saldırının gerek temel şeklinin gerekse nitelikli şeklinin birlikte suç işleme kararının
icrası kapsamında il üzerinde fonksiyonel hakimiyet kurulmak suretiyle birden çok kişi
tarafından birlikte işlenmesi (müşterek failliğin bulunması) cezanın arttırılmasını gerektiren
nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
Faile cinsel saldırıda bulunma konusunda karar verdiren kişi azmettiren, cinsel saldırının
icrasını kolaylaştıracak yardımlarda bulunanlar ise yardım eden olarak sorumlu olacaktır.

39
fi
fi
fi
C-İÇTİMA:
Cinsel saldırı mağdur üzerinde cebir ve tehdit kullanarak icra edildiğinde, cebir ve tehdit
suçun bir unsuru olduğundan fail ayrıca bu suçlardan cezalandırılmaz. Ancak cinsel
saldırıda bulunmak için kullanılan cebrin kasten yaralamanın neticesi sebebi ile ağırlaşmış
hallerine yol açması halinde, fail ayrıca kasten yaralamadan dolayı cezalandırılacaktır.
Cinsel saldırının temel ve nitelikli hallerini gerçekleştirmek üzere bir kişinin hürriyetinden
yoksun bırakıldığı hallerde, gerçek içtima hükümleri uygulanarak, fail hem cinsel saldırıdan
hem de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılacaktır. Örneğin, mağdurun
önce kaçırılarak bir yere kapatıldıktan sonra cinsel saldırıya maruz kalması halinde bu
durum gerçekleşir. Buna karşılık, sırf cinsel saldırı failin zorunlu sonucu olarak saldırı
süresince kişinin özgürlüğünün kısıtlanması halinde, kişinin özgürlüğünden yoksun kılma
suçunun oluşmayacağını düşünmekteyiz.
Fail cinsel saldırı suçunu işlemek için mağdurun konutuna girmişse, ayrıca konut
dokunulmazlığını ihlalden de sorumlu tutulur.
Cinsel saldırı teşkil eden hareketlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik
zamanlarda aynı kişiye yönelik olarak birden fazla gerçekleştirilmesi halinde zincirleme suç
hükümleri uygulanır. Failin bir suç işleme kararının icrası kapsamında önce önce cinsel
saldırının temel şeklini daha sonra nitelikli şeklini gerçekleştirdiği hallerde, zincirleme suç
hükümleri uygulanacaktır.

VII.YAPTIRIM VE KOVUŞTURMA USULÜ:


Cinsel saldırı suçunun temel şeklinin soruşturulması ve kavuşturulması mağdurun
şikayetine bağlıdır. Suçun sarkıntılık düzeyinde kalan daha az cezayı gerektiren nitelikli halin
gerçekleştiği hallerde, soruşturma ve kavuşturmanın yapılabilmesinin mağdurun şikayetine
bağlı olduğu hususunda maddede açık hüküm yoktur. Fakat maddenin düzenlenmiş
şeklinden ve yorum kurallarından hareketle temel şekline göre daha az haksızlık içeriğine
sahip olan ve bu yüzden daha az cezayı gerektiren sarkıntılık şeklinin de evleviyetle şikâyete
bağlı olduğu sonucuna ulaşmak gerekir. Zira sarkıntılık şikâyete tabi olan ve vücut
dokunulmazlığını ihlal şeklinde gerçekleşen cinsel saldırının daha ha f işleniş şeklini
oluşturmaktadır.
Cinsel saldırının cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli şekli, eşler arasında işlenen
dışında, re’ sen soruşturma ve kavuşturmaya tabidir.
Cinsel saldırının temel şekli için beş yıldan on yıla kadar; daha az cezayı gerektiren nitelikli
şekli için iki yıldan beş yıla kadar; daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hali için on iki yıldan
az olmamak üzere hapis cezası öngörülmüştür.
Cinsel saldırı sonucunda mağdur bitkisel hayata girmiş veya ölmüş ise faili hakkında
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecektir.

10
. HAFTA:
9-ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMAR SUÇU:
TCK 103:
MADDE 103. - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden; a) Onbeş yaşını
tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte ilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama
yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, b) Diğer
çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı
olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, Anlaşılır. (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya
sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat
edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim

40
fi
fi
yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye
kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit
kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır. (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama
suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş
yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Cinsel saldırı bireysel bir hak olarak görülmektedir o yüzden de kişilere karşı işlenen suçlar
kısmına alınmıştır 5237 sayılı kanunla. İki kanun arasındaki en önemli fark budur.
Çocukların cinsel saldırı suçu da genel ahlaka, adaba ve aile düzenine karşı suçlar başlığı
altında değil de bireysel bir tercih olduğu için kişilere karşı suçlar başlığı altında
düzenlenmektedir. Cinsel suçlar; cinsel saldırı suçu, çocukların cinsel istismarı suçu, reşit
olmayanla cinsel ilişki suçu ve cinsel taciz suçu olmak üzere dört başlık altında
düzenlenmektedir. Bunlardan sadece biri vücud dokunulmazlığını ihlal etmeden
gerçekleştirilen cinsel davranışların cezaya bağlanmış şeklidir. Bu cinsel tacizdir. Cinsel
tacizde vücud dokunulmazlığının ihlaline gerek yoktur. Diğer üç suçta ise vücud
dokunulmazlığının muhakkak ihlal edilmesi şarttır.

Çocukların Cinsel İstismar Suçunun İnceleme Metodu:


I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Dolayısıyla çocukların cinsel istismarı suçunda korunan hukuki değer çocuğun cinsel
geleceğini kendisinin tayin etmesi yani cinsel özgürlüğü, vücud dokunulmazlığıdır. Yani
çocuğun cinsel yararı, çocuğun cinsel dokunulmazlığı ve aynı zamanda vücud
dokunulmazlığı korunan hukuki değerdir.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-KONUSU:
Çocuğun bedeni suçun konusunu oluşturuyor.

2-MAĞDUR:
Çocuğun kendisidir. Çocuk; 18 yaşının altındaki herkes çocuk sayılır. Bu suçun mağduru
olmak için 18 yaşının altında olmak yeterlidir. Fakat 18 yaş altındaki çocuklar için bu suçta
mağdur açısından 2 ayrım yapılmaktadır. Bu ayrım; 15 yaşının altında olanlar ve 15-18 yaş
arasında olanlar. 15 yaşının altında olan çocuk mağdurların rızası hiçbir şekilde dikkate
alınmıyor. Cebir, tehdit, hile vb. Rızası fesata uğratılsın veya uğratılmasın bu mağdurun
kendi rızasıyla bu kişisel davranışları kabul etsin veya etmesin hiçbir şekilde tartışma
yapılmaksızın 15 yaşının altındaki bir çocuğa karşı cinsel davranış, (cinsel davranış, cinsel
arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen davranışlardır.) cinsel arzuları tatmin etmek
amacıyla gerçekleştirilen davranışlar, 15 yaş altındaki çocuklara gerçekleştirildiği takdirde
bu çocuğun rızası var ya da yok şeklinde herhangi bir tartışma yapmadan bu davranış
doğrudan çocuk istismar suçunu oluşturmaktadır. Mağdur 15 yaşının üstünde ise burada
bir ayrıntı vardır; suçun hukuki tanım ve anlamını anlayamayacak derecede olan çocuklar
için 15 yaşının altındaki çocuklar gibi kabul edilmektedir. Yani bu çocuklara karşı da
gerçekleştirilen cinsel davranışlar yine çocuğun cinsel istismar suçunu oluşturmaktadır.
41
Kanun hukuki anlam ve sonuçlarını demesine rağmen burada eleştirilecek bir konu vardır;
mağdura siz o ilin hukuki anlam ve sonuçlarını bilme yükümlülüğü yükleyemezsiniz.
Dolayısıyla uygulamada bu hukuki anlam ve sonuçlardan ziyade ilin gerçek anlam ve
sonuçlarını algılayıp algılayamadığı şeklinde adli tıptan alınacak raporla mağdurun talebi ve
izni doğrultusunda bu raporla anlaşılabilir. Yani 15 yaşının altında veya üstünde hukuki
anlam ve sonuçları algılayamayan kişilere karşı gerçekleştirilen iller çocuk cinsel istismar
suçunu oluşturur. Dolayısıyla çocuğun cinsel istismar suçunun mağduru 18 yaş altında
olacaktır. Ancak 15 yaşının direkt altında olursa rıza aranmıyor 18-15 yaş aralığında olursa
da çocuğun hukuki anlam ve sonuçlarını anlayamıyor olması gerekir. Hukuki anlam ve
sonuçlarını anlıyorsa o durumda bu suç oluşur. 18-15 yaş arasındaki çocuğun hukuki
anlam ve sonuçlarını anladığını tespit ettik ve bu çocuğa karşı kendi rızasıyla bir cinsel
davranış gerçekleştiriliyor ise bu durumda çocuğun cinsel istismarı suçu oluşmuyor. İlişki
boyutuna gelmişse TCK 104. Maddedeki reşit olmayanlarla cinsel ilişki suçu oluşur. İlişki
boyutuna varmamışsa cinsel davranış, bu iki suç da oluşmaz. Dolayısıyla 15-18 yaş
aralığında ilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilen bir çocuğa karşı kendi rızasıyla
cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel davranışlarının gerçekleştirilmesi herhangi bir suçu
oluşturmuyor.

3-FİİL:
Bu suçun ili cinsel davranıştır. Cinsel davranış, cinsel arzuları tatmin etmeye yönelik her
türlü davranıştır. Bunun cinsel ilişki boyutuna varmasına gerek yoktur. Cinsel ilişki boyutuna
vardığında tıpkı cinsel saldırı suçunda olduğu gibi bu suçun nitelikli hali oluşur. Cinsel
davranışın gerçekleşmiş olması yeterlidir. Failin tatmin olmasını aramıyoruz. 15 yaşının
altında olanlarda cebir, şiddet, tehdit ve diğer iradeyi fesata uğratan hareketleri aramıyoruz.
15-18 yaş aralığında çocuklara yönelik ise cebir, şiddet ve tehditle birlikte diğer iradeyi
fesata uğratan hallerle birlikte cinsel davranış gerçekleştirildiği takdirde çocukların cinsel
istismar suçu oluşur. 15-18 yaş arasında çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışı
aynı zamanda iradeyi fesata uğratacak cebir, tehdit, şiddet ve diğer hallerde de iradesini
fesata uğratması lazım failin. Dolayısıyla 15-18 yaş arasındaki çocuklarda suçun ili cinsel
davranış+cebir, tehdit, şiddet ve diğer hallerdir.

4-FAİL:
Fail herkes olabilir. Peki çocuk olabilir mi? Kanun maddesinde failde sınırlandırma yoktur.
Dolayısıyla bu suçun faili büyükler olduğu gibi çocuklar da olabilir. 11 yaşındaki çocuğa 17
yaşındaki çocuk bu suçu işlediğinde 11 yaşındaki çocukta rıza aramıyoruz. Her ikisi de fail
her ikisi de mağdur oluyor. Bu uygulamada müstakil fail, müstakil şüpheli olarak geçiyor.
Çünkü birbirlerine karşı gerçekleştirdikleri iller her iki tarafta da hem mağdur hem fail
olamalarını zorunlu kılıyor. Kısaca çocuklar da bu suçun faili olabilir. Birisi diğerine karşı
cinsel davranışı rıza dahilinde olmadan zorla gerçekleştiriyorsa bu durumda fail odur. Ama
rıza dahilinde bir il gerçekleştiriyor ve 15 yaşının altında çocuklar ikisinde de rıza aranmaz
dolayısıyla ikisinin birbirine karşı gerçekleştirdiği il cinsel davranış olduğu için bu durumda
her biri hem mağdur hem fail oluyor. 15 yaş üstünde cebir, şiddet, tehdit ve diğer iradeyi
zedeleyen hallerin olması durumunda suç oluşuyor. 15-18 yaş arasında olan çocukların
rızası varsa cinsel davranış suç olarak düzenlenmiyor. 17 yaşında iki öğrencinin cinsel
davranışa varmayan davranışları gerçekleştirmesi suç değildir. Ama cinsel ilişki varsa o
durumda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşuyor. Bunda da suç şikayete tabidir. Yani
kanun 15- 18 yaş arasındaki çocukların cinsel özgürlüğünü biraz daha özgürleştirmiştir
diğer çocuklara göre. Mağdurla fail arasındaki ilişki özel bir ilişkiye bağlıysa; 3. Dereceye
kadar kayın hısımlığı, üvey annelik, üvey babalık vb kanunda sayılan kişiler dolayısıyla suçun
nitelikli hali oluşur. Failin ve mağdur arasındaki ailevi ilişkisi bizim açımızdan suçun nitelikli
halinin oluşup oluşmaması bakımından önemlidir.

42
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
B-MANEVİ UNSURLAR:
1-KAST:
Kasden işlenen suçtur. Burda özel kast, saik aranmaz görüşündeyiz. Ama diğer görüş,
İzmir’deki hocalar nitelikli haller için aranmaz ama basit hali için aranır görüşündedirler. Biz
hem basit hem de nitelikli hal için saikin aranmadığı görüşündeyiz. Doğrudan veya olası
kastla işlenebilen bir suçtur.
Suçun maddi unsurlarına karşı yapılan hata kastı kaldırır. Böylelikle bu suç oluşmaz. Bu
durum failin mağdurun çocuk olduğunu bilmemesi olarak düşününüz. Reşit olmayanla
cinsel ilişki suçu da oluşmaz çünkü ona karşı kastı da yoktur. Dolayısıyla manevi unsurlarla
değerlendireceğimiz hata hali, hata da maddi unsurlarda çocuğun yaşıyla ilgili bir durum,
böyle durum söz konusuysa kast ortadan kalkar. Ceza almaz. Hata olduğu için. Cebir,
tehdit, şiddet var ama yaşını bilmiyorsa cinsel saldırı suçu oluşur.

III. HUKUKA AYKIRILIK:


15-18 yaş aralığında çocukların rızası bu suç için hukuka uygunluk sebebidir.

IV. NİTELİKLİ HALLER:


A-CEZAYI ARTTIRAN NİTELİKLİ HALLER:
TCK 103/2 düzenlenmiştir. Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle
işlenmesi durumunda suçun ilk nitelikli hali oluşuyor. Bu cezayı arttıran nitelikli haldir. Bu
durumda eğer mağdurun yaşı 12 yaşının altındaysa ceza 18 yıldan az olamaz.
Suçun birden fazla kişi tarafıdan işlenmesi cezayı arttıran bir nedendir. Suçun icra ilinin
cinsel davranışın aynı anda, birlikte gerçekleştirilmesi gerekir. Müşterek faillik durumunda
bu nitelikli hal uygulanır. Dolayısıyla azmettirme ve yardım etme durumlarında suçun birden
fazla kişi tarafından işlenmesi nitelikli hali oluşturmayacaktır.
İnsanların toplu olarak yaşamak zorunlululuğu bulunduğu ortamlarda işlenmesi cezayı
arttıran bir nedendir. Bu alanlar; yurtlar, okullar, pansiyonlar, cezaevleri vb.
Üçüncü derecede dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içerisinde bulunanlar üvey anne,
üvey baba, üvey kardeş, üvey evlat tarafından gerçekleştirilen davranışlar vb. Bu durum da
da cezayı arttıran nitelikli hal oluşmaktadır.
Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile, sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya
yönetim yükümülülüğü bulunan kişiler tarafından gerçekleştirilmesi durumunda ceza
nitelikli hali oluşur.
Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle
gerçekleştiriliyor ise cinsel istismar suçunun nitelikli hali oluşur.
Cinsel istismar suçunun 15 yaşının altındaki çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi
hesaba uğratacak hallerle gerçekleştirilmesi durumunda nitelikli hal oluşur. 15 yaşının
altındaki çocuklarda cebir, tehdit, şiddet ve iradeyi fesata uğratacak haller aranmaz. Eğer
bunlar varsa ve bunlarla cinsel davranış gerçekleştirilirse nitelikli haller oluşur ve ceza yarı
oranında artırılır.
15-18 yaş çocuklara karşı cebir ve tehdit silahla gerçekleştiriliyor ise ceza yarı oranında
artırılacak nitelikli haldir.
Cebir ve tehdit cinsel saldırı için de benzer düzenleme vardır. 2014 yılından önce iki suçta
da mağdurun direncini kıracak ölçüde cebirden bahsederdi. Sanki bu ifadede mağdurun
zorunlu olduğu anlamı çıkıyordu. Aslında mağdurun cinsel davranışa karşı direnme gibi bir
zorunluluğu yoktur. Dolayısıyla burada değişiklik yapıldı. Uygulanan cebir, kasten
yaralamanın basit halini (86/1) aşıyorsa hem kasden yaralamanın ağır hali hem de cinsel
istismar suçu oluşacaktır. Yani nitelikli yaralamalar söz konusuysa artık hem yaralamanın
nitelikli hali hem de çocuk istismar suçu oluşmaktadır.

43
fi
Cinsel istismar suçunda bitkisel hayata girme veya ölüm söz konusu ise yine suçun
ağırlaşmış hali söz konusudur.
Cinsel saldırı ve çocuk istismar suçunda eskiden çocuğun ruhsal durumunun bozulmasıdır.
Bunun tespiti mağdura tekrar yaşatıldığı için bu nitelikli halin uygulanması failin cezasının
ağırlaşmasına neden olsa da mağdurun ikinci bir cezalandırmaya yol açtığı bariz bellidir.
2014 yılında iki suçta da bu nitelikli hal kaldırıldı.

B-CEZAYI AZALTAN NİTELİKLİ HALLER:


Cinsel istismar suçunun sarkıntılık kalması halinde ceza indirilir. Sarkıntılık; kısa, kesintili ve
ani olmalıdır. Sarkıntılık; cinsel davranıştır ve vücud dokunulmazlığını ihlal etmesi gerekir.
Vücud dokunulmazlığını ihlal etmiyor ve cinsel davranışsa cinsel taciz suçunu oluşturur.
Vücud dokunulmazlığını ihlal ediyor fakat sürekli hale gelmemişse, ani ise bu durumda
cinsel istismar suçunun cezayı azaltan, sarkıntılık, boyutunu oluşturur.

V-SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


1-TEŞEBBÜS:
Bu suça teşebbüs mümkündür. Genel hükümler uygulanır. Bunlar;
TCK 35 “MADDE 35. - (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan
doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten
dolayı sorumlu tutulur. (2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin
ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar,
müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”
Cinsel suçlarla ilgili en önemli tartışma nitelikli hallerinde teşebbüs söz konusu olabilir mi?
Sorusudur. Nitelikli hale teşebbüs suçun niteliğine göre değişir. Eğer nitelikli hal mağdur ve
fail arasındaki kişisel ilişkiden kaynaklanıyorsa suçun basit halindeki davranışlar da zaten
nitelikli hali oluşturacağı için işte o nitelikli hale teşebbüs olur. Örneğin 3. Derece kayın
veya kan hısımı, üvey baba, üvey anne gibi ilişkiler var ve çocuğun cinsel istismar suçu
gerçekleştirirken yakalanırsa bu durumda basit hale teşebbüs aralarındaki ilişkiden dolayı
da ceza arttırıldığı için nitelikli hale teşebbüs denilebilir. Ama organa isim vs. cisim
sokulduğu takdirde teşebbüsü kabul ettiğimiz takdirde tüm cinsel davranışlar, her cinsel
davranış bunun teşebbüsü gibi kabul edilebileceği için organ vs. cisim sokulmasına yönelik
davranış görülebilir bir davranış ise veya buna yönelik deliller elde edilmiş ise bu durumda
belki teşebbüs tartışılabilir. Ama yine de bu nitelikli halde teşebbüsün olmayacağı,
teşebbüsten cezalandırılmayacağı kararındadır hoca. Cinsel istismar suçunu yapacağı
esnada pantolonunu çıkartırken, elinde cisim varken yakalanırsa niteliki hale teşebbüs
değil, basit hale teşebbüs vardır.
15 yaşının altındaki çocuğa cebir, şiddet, tehdit vb. Uygulanırsa basit hale teşebbüs oluşur.

2-İŞTİRAK:
Bu suç için iştirakın her hali mümkündür. Birden fazla kişi tarafından işlenmesi nitelikli hali
oluşur. Azmettiren veya yardım eden bu suçun birden fazla kişi tarafından işlendiğini
göstermez. Birden fazla kişi tarafından işlenmesi için birden fazla müşterek failin bulunması
gerekir.

3-İÇTİMA:
İçtima açısından zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Cinsel istismar suç açısından failin
uyguladığı cebir kasten yaralamanın ağır neticesini oluşturuyorsa kasten yaralamanın ağır
neticesi ve cinsel istismar suçu arasında gerçek içtima hükümleri uygulanır. Cinsel istismar
suçunu işlerken kişi aynı zamanda hürriyeti yoksun bırakılmışsa bu durumda hürriyetinden
yoksun bırakma suçu 109. Maddedeki suçun nitelikli hali oluşur. Bu durumda kişinin nitelikli
44
kişi hürriyetinden yoksun bırakma cinsel istismar suçundan gerçek içtima şeklinde
cezalandırması gerekir.

VI-KAVUŞTURULMASI:
Suç şikayete bağlı değildir. Ancak sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun cinsel istismarı suçu
kanun tarafından şikayete bağlanmıştır. Şikayet gerçekleşmediği durumda bu konuda
soruşturma yapılamaz. Yaptırım bakımından 2022 yılında yapılan değişiklik 3/4 oranında
cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar bakımından değiştirilmeyerek böyle bırakıldı.
Yani koşullu salıvermeyle çocuğun cinsel istismarı suçunu failini kapalı cezaevinde daha
fazla vakit geçirmesi gerekir. Bunun dışında infaz kanunu 108. Maddede önemli değişiklik
yapıldı. Çocuğun cinsel istismar suçunu işleyen kişiler tıbbi tedaviyle tabi tutulacak, tedavi
amaçlı programlara katılacak, suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde
ikamet edemeyecek, mağdurun bulunduğu yerlerde çalışamayacak ve çocukların
bulunduğu yerlerde çalışamayaca ve çocuğun bakım ve gözetim yükümlülüğü gerektiren
faaliyetler icra edilemeyecek. Bu kanunun maddesinde, suçun failine yönelik denetim
serbestlik halindeyken konulması gereken kurallar düzenlenmiştir.

10-REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU:


TCK 104:
MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel
ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat
artırılır.
Kanun koyucu 15-18 yaş arasındaki çocukların cinsel ilişkiye varmayan davranışlarına suç
olarak düzenlemiyor. Ancak bu yaş grubundaki kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel ilişki
boyutuna varan cinsel davranışlar reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturuyor.
Mağdurun 15 yaşından büyük olması lazım ve 18 yaşından küçük olması gerekir. Fiilin
cebir, şiddet ve tehditle gerçekleştirilmemesi gerekir. Cebir ve tehdit varsa 15-18 yaş
arasındaki kişilere karşı gerçekleştirilen suç cinsel istismar suçunu oluşturur. Bu suçta
cinsel davranışın ilişki boyutuna geçmesi gerekir. Önce kim şikayet ederse o kazanır.
Yapılan en büyük eleştirilerden biri budur. 15-18 yaş arasındaki kişiler rızayla bir araya
geldiği zaman reşit olmayanla cinsel ilişki oluşur. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda
muhakkak cinsel davranışın ilişki boyutuna ulaşması gerekir. Bu durumda suç şikayete
tabidir. Eğer bu suçu işleyen ikisi de reşit değilse her ikisi de birbirine karşı mağdur fail
olacaklardır.
18 yaşının altında rıza yoksa cinsel istismar suçu oluşur.
15-18 yaş arasında rıza varsa reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşur.
15 yaşının altındaki çocuklarda rızanın önemi yoktur. Cebir tehdit vb. varsa nitelikli hali
oluşur. Ve burada cinsel ilişki boyutuna varması aranmaz.
15-18 yaş arasındaki çocuklara karşı cebir, tehdit, şiddet vb varsa çocuğun cinsel istismar
suçu oluşur. Bu davranış organ vs cisim sokulmayı gerçekleştiriyorsa nitelikli halini
oluşturur.
15-18 yaş arasındaki çocuklarda rıza varsa cinsel davranışlar ilişki boyutuna varmıyorsa bu
suç değildir. Yani suç oluşmaz.
15-18 yaş arasındaki çocuklarda rıza varsa cinsel davranış ilişki boyutuna varıyorsa bu suç
reşit olmayanla cinsel ilişki boyutuna girer ve bu suç oluşur.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun İnceleme Metodu:


I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Çocuğun cinsel dokunulmazlığıdır.

45
II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-KONUSU:
Çocuğun bedeni suçun konusunu oluşturuyor.

2-FAİL:
Kadın veya erkek olabilir. Fail 18 yaşından küçük erkek veya kadın olabilir veya 18 yaşından
büyük kadın veya erkek de olabilir.

3-MAĞDUR:
Muhakkak 15-18 yaş arasındaki gruptan olmalıdır. 15-18 yaş arasında olan çocuğun cinsel
davranış ilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacak olması durumunda cinsel
istismar suçu oluşur. Algılayabiliyor ve rıza vermesi durumunda ise reşit olmayanla cinsel
ilişki suçu oluşur. Algılıyor ancak rıza vermiyor ise yine çocuğa karşı cinsel istismar suçu
oluşur. Medeni kanun mahkeme kararıyla 16 yaşına kadar evliliğe izin veriyor, aile izniyle 17.

4-FİİL:
Muhakkak cinsel davranışın cinsel ilişkiye varıyor olması gerekir. Cinsel ilişki, kadınla
erkeğin cinsel organlarının birbirinine duyhum şeklinde gerçekleştirmesi ile gerçekleştirdiği
ilişkidir. Burada aynı cinsle de yaşanan cinsel ilişki de bu suçu oluşturur. Genel kabul
görüşe göre 18 yaşının altında aynı cinste olanlar bu suçu işleyemez.

B- MANEVİ UNSURLAR:
1- KAST:
Reşit olanla cinsel ilişkiye girme suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Buna göre fail, 15-18
yaş arasındaki bir çocukla cinsel yolla ilişkiye gireceğini bilmekte ve bunu istemektedir.
Failin bu ileri kasten işlemesi suçun oluşumu için yeterli olup hangi amaçla bu illeri
gerçekleştirdiğinin bir önemi bulunmamaktadır.
Kastı Kaldıran Hata Hükümleri
Makale konumuz olan suç kasten işlenebilen bir suç olması nedeniyle kastın kalkması
halinde ceza sorumluluğuda kalkmaktadır. Suçun kastının kaldırılmasını sağlayan
kavramlardan birisi de suçun maddi unsurlarında hataya düşülmesidir.
TCK madde 30’da “HATA” hükmü düzenlenmiştir.
• Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse,
kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.
• Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği
hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
• Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği
hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
• İşlediği ilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi,
cezalandırılmaz.
Bu hüküm uyarınca reşit olmayanla cinsel ilişkiye girme suçunun maddi unsurları hakkında
hataya düşen failin ceza sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Örneğin fail, ilişkiye girdiği
15-18 yaş arasındaki çocukların yaşı konusunda hataya düşürülmesi ve bunu
kanıtlayabilmesi durumunda bu suçun cezasından sorumlu olmayacaktır.
Rıza
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda, rıza somut olayda yer alması zorunlu unsurlardan
birisidir. Reşit olmayan 15-18 yaş arasındaki çocuğun, reşit olan kişiyle rızası ile ilişkiye
girmesi gerekmektedir. Ancak bu rızanın hukuken geçerli olabilmesi için hile, cebir ya da
tehdit olmadan bu rızanın verilmesi gerekmektedir. Aksi halde alınan rıza hukuken geçerli

46
fi
fi
fi
fi
olmamakta, rıza olmadan 18 yaşın altındaki çocuklarla cinsel ilişkiye girilmesi nedeniyle
TCK madde 103’de yer alan çocuğun cinsel istismarı suçu gündeme gelmektedir.

III. HUKUKA AYKIRILIK:


Rıza burda hukuka uygunluk sebebi değildir. Tipikliğin unsurudur. Rıza hem cinsel saldırı
suçunda hem çocuğun cinsel istismar suçunda hem de reşit olmayan çocukla cinsel ilişki
suçuda tipikliğin unsurudur. Yani rızaya dayanan cinsel ilişkiyi koruyor. Rızasızlık halini suç
haline getirdiği için rıza burada tipikliğin bir unsurudur. Rıza bu suçun hukuka uygun hale
elbette getirir ama onun öncesinde tipiklik olmaktan çıkar. Rıza 15 yaşının altında olunan
hallerde aranmaz veya rıza cebir, tehdit, şiddet vb. Şekillerle ortadan kaldırılmış ise bu
suçlar oluşur. Ama rıza var ve 18 yaşının üstünde ise bu suçlar oluşmuyor. Dolayısıyla
kanun koyucu rızasızlık halini suç olarak düzenliyor.

IV. NİTELİKLİ HALLER:


Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde
şikayet aranmaksızın 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Evlenme yasağı olan
kişiler ibaresi önemlidir. Aslında burada kanun koyucu ensest ilişkiyi yasaklıyor.
Evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile
çerçevesi ilişkisi içerisinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından
işlenmesi halinde şikayet aranmaksızın cezalandırılan bir haldir. Buda 2014 yılındaki
değişiklikle yürürlülüğe girmiştir.

V-SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


1-TEŞEBBÜS:
Teşebbüs aşaması gerekli olan yerelerde gerçekleşebilir. Cinsel davranışlar gerçekleştiği
anda çocuğun reşit olmayanla cinsel ilişiki suçu oluşmuyor, cinsel ilişki boyutuna geçmesi
lazım. O ana kadar gerçekleştirilen davranışlar cinsel işiki boyutuna geçileceğine yönelik bir
emare oluşturuyor ise reşit olmayanla cinsel ilişki suçu teşebbüste kalmış denilebilir. Eğer
bu tespit yapılamıyorsa gerçekleştirilen cinsel davranışlar başka suçu oluşturmuyorsa artık
cezası olmayacaktır, başka suçu oluşturuyor ise yani rızası olmaksızın bu cinsel davranışlar
gerçekleşiyor ise cinsel istismar suçu oluşur.

2-İŞTİRAK:
İştirak yönünden bir özellik göstermez. Yardım etme ve azmettirme mümkündür. Örneğin
günlük kiralık evler bu ilişkinin yaşanmasına yönelik kiralanıyorsa yardım etme veya
azmettirme söz konusudur.

3-İÇTİMA:
TCK 43/1’e göre zincirleme suç hükümleri burada da geçerli olur. Kişi hürriyetinden yoksun
bırakma söz konusu olduğunda gerçek içtima hükümleri uygulanır. 234. Maddede çocuğun
kaçırılması veya alıkonulması suçu var. Eğer fail çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
suçunun da faili ise hem reşit olmayanla cinsel ilişki suçu hem de 234. Maddedeki suç
oluşacaktır.

VI-KAVUŞTURULMASI:
Şikayete tabi bir suçtur. Nitelikli halleri şikayete tabi değildir. Her ikisi de 18 yaşın altındaysa
ikisinin de şikayet hakkı vardır. Hem mağdur hem fail durumları vardır. İkisi de hapise
gidebilir.

47
NOT:
SORULAR:
1-Evlilik birliği içinde 16 yaşındaki bir kişiye karşı eşi küçükse cinsel davranışta rıza varsa
hangi suç;
2- Evlilik birliği içinde 16 yaşındaki bir kişiye karşı eşi reşitse hangi suç;
3- Evlilik birliği içinde 16 yaşındaki bir kişiye karşı evlilik birliği içinde rıza yoksa hangi suç;
4- Evlilik birliği dışında bir kişi dışında rıza vasa, eşini aldatıyor rızasıyla, hangi suç;
5-Evlilik birliği dışında rıza yoksa hangi suç;
Oluşur?

KISACA; 16 yaşında evlendirilen kişiye kocası tarafından gerçekleştirilen cinsel davranış


çocuk istismar suçunu mu, cinsel saldırı suçunu mu oluşturur? Burada yargıtay; eşi
tarafından cinsel saldırı suçu oluşur onun da basit hali yani şikayete tabi hali oluşur.
Başkası tarafından, evlilik birliği dışındaki üçüncü kişi tarafından işlenirse aynı kişiye karşı
bu cinsel davranış bu cinsel istismar suçunun oluştuğunu kabul eder. Birleşmiş milletler
sözleşmesi ve hoca; 16 yaşında MK bu kişiyi ergin kılmıştır. Bizim de bu kişiyi ergin olarak
kabul etmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla kişi 16 yaşında ergin kılınmışsa artık bu kişiye
karşı çocuk istismar suçunun değil cinsel saldırı suçunun işlendiğini kabul ediyoruz. Kişi
mahkeme kararıyla ergin kılınmışsa burada artık cinsel saldırı suçu oluşur. Çocuğa karşı
çocuk istismar suçu oluşmaz.

11
. HAFTA:
11- CİNSEL TACİZ:
Cinsel taciz, vücud dokunulmazlığını ihlal etmemesi yönüyle diğer cinsel
suçlardan ayrılıyor.
TCK 105:
MADDE 105. - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun
şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Bu iller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği
takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu il nedeniyle
mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Basit hali ve nitelikli hali arasındaki soruşturma açısından en büyük fark; basit hali şikayete
tabi iken nitelikli halde şikayet aranmaz. Ayrıca diğer cinsel suçlar açısından hareketin
cinsel tatmin amaçlarına yönelik olmasından ziyade hareketin cinsel tipik olması, ahlaka
aykırı hareketler içermesi yeterlidir. Örneğin birine bakarak öpücük atmak bu suçu
oluşturur.

Cinsel Taciz Suçunun İnceleme Metodu:


I.KORUNAN HUKUKİ DEĞER:
Kişinin cinsel dokunulmazlığı, cinsel özgürlüğü korunmaktadır. Ama diğer suçlardan farklı
olarak kişinin vücud bütünlüğünün korunduğundan bahsedemeyiz çünkü cinsel taciz suçu
vücud dokunulmazlığını ihlal ederek gerçekleştirilen cinsel suç değildir. Kişinin ahlaki
bütünlüğü, i eti gibi değerler de korunan hukuki değerler kapsamında yer alır.

II.TİPİKLİK:
A-MADDİ UNSURLAR:
1-FAİL:
Herkes fail olabilir. Fail açısından özgü bir suç değildir. Fakat suçun nitelikli hali açısından
bakılırsa fıkra 2’ye kamu görevlisi olması, hizmet ilişkisi içinde olması, sağlık hizmeti veren
48
fi
ff
fi
bir kişi olması durumunda suç nitelikli hale gelir. Ayrıca failin aynı iş yerinde çalışan bir kişi
olması durumda suç nitelikli hale gelir. Dolayısıyla failin bu gibi özellikleri suçu nitelikli hale
getirir. Ve bu nitelikli hallere fail açısından özgü suç diyebiliriz.

2-MAĞDUR:
Mağdur herkes olabilir. Mağdur çocuksa nitelikli hal oluşur.

3-FİİL:
Cinsel amaçlı her hareket bu suçun ilini oluşturur. Cinsel arzuların tatminine yönelik
hareket aranmaz. Cinsel amaçlı olması yeterlidir. Esas olarak cinsel amaçlı hareketlerde
ahlaka aykırı hareketler, i ete aykırı hareketle toplumun kabul etmeyeceği hareketlerdir. Ve
bunların cinsel moti i olması cinsel taciz suçunu oluşması için yeterlidir. Ancak haksız ile
karşı hakarette cezasızlık hali vardır. Küfür cinsel amaçlı gerçekleştirilen bir hareket değildir.
Bu hakaret suçunu oluşturur. Sövmenin içersinde cinsel ifadeler gerçekleştirilebilir. O
yüzden bu cinsel ifadeleri içeren küfürler cinsel taciz suçunu değil, cinsel hakaret suçunu
oluşturur.

4-KONUSU:
İşbu suçun konusunu cinsel taciz teşkil eden hareketlere maruz kalan kişi oluşturur.

B-MANEVİ UNSURLAR:
1-KAST:
Bu suç kasden işlenen suçtur. Saik, amaç veya özel kast aranmaz. Suç olası kastla
işlenebilen bir suçtur. Doğrudan kastla işlenen tüm suçlar olası kastla da işlenebilir.

III. HUKUKA AYKIRILIK:


Hukuka uygunluk sebebi açısından kendisine karşı bu davranışları yapması mağdurun rızası
varsa bunların yapılması hukuka uygunluk sebebi olabilir. Rızanın hukuka uygunluk sebebi
olmasının bazı şartları vardır. Bunlar; kişinin üzerinde tasarruf edebileceği hak olmalıdır,
rızanın açıkça beyan edilmiş olması gerekir ve rızayı beyan etmeye ehil kişi olması gerekir.
Dolayısıyla çocukların bu konuda ehil olmadığı gösterilir. 15-18 yaşındaki çocuklar rıza
verebilir. Ancak bu çocukların ilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlayabilen çocuklar olması
şarttır. Eğer mağdurun rızası varsa rızayla yapılan bu suç hukuka uygunluk sebebi oluşur.

IV-SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


1-TEŞEBBÜS:
Teşebbüs mümkündür. Eğer bölünebilir hareket söz konusu ise teşebbüs mümkündür. Ama
niteliği itibariyle bakıldığında cinsel taciz suçu sözle gerçekleştirilen ve hareketin yapıldığı
anda oluştuğu için teşebbüsü zordur. Mesela posta kutusuna veya iletişim yollarıyla cinsel
sözler yazıp göndermek vs. Bunların daha sonra kendi elinde olmayan sebeplerle silinmesi
vs. sayılır.

2-İŞTİRAK:
İştirak açısından özel bir durum söz konusu değildir.

3-İÇTİMA:
Hakaret suçu açısından benzer yanları vardır. Hakaret suçunda kişinin onur ve şere ne
rencide edecek sözlerin söylenmesi söz konusu. Yani amaç ayrı. Burada ise cinsel amaçla
söylenmesi gerekir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuyla birlikte benzerdir. Kişilerin
huzur ve sükun bozma suçuna bakıldığında burada hareketlerin tekrarlanan hareketlerle
gerçekleşmesi gerektiğini görüyoruz. Tek bir hareket bu suçu oluşturmaz. Birden fazla
49
fl
ff
fi
fi
fi
fi
cinsel taciz suçunu oluşturmak iki suçu da oluşturur ve kri içtima hükümleri uygulanır. Yani
hangisinin cezası ağır ise onun ceza olarak verilmesi gereklidir. Birden fazla cinsel taciz
eyleminin aynı mağdura karşı gerçekleşmesi halinde zincirleme suç hükümleri oluşur.

PRATİK ÇALIŞMA:
OLAY I
Jinekolog olarak çalı an A, muayenehanesine gelen hasta B’den çok ho lanır ve ona
kar ı cinsel istek duymaya ba lar. B’nin muayene olmak için gelmesini fırsat bilen A,
muayene için gerekli oldu unu söyleyerek B’nin vajinasına parma ını sokar. Bu
sırada A, duydu u haz sebebiyle orgazm olur. Durumu sonradan fark eden B
Cumhuriyet savcılı ına ba vuruda bulunur. Yapılan incelemede A’nın gerçekle tirdi i
davranı ların muayene için gerekli oldu u ve tıbbın gereklerinin dı ına çıkılmadı ı
anla ılır.

CEVAP:
Burada cinsel saldırı suçu vardır.
Suçun konusu: kişinin vücududur. Olayda B’nin vücudu konudur.
Fail: herkes olabilir. Olayda A’dır.
Mağdur: mağdur 18 yaş üstünde olan yani çocuk olmayan herkes olabilir. Olayda mağdur
B’dir.
Fiil: ilin cinsel arzularını gidermeye yönelik olması gerekir. Fiilde amaç aranmaz. Burada
cinsel davranışın tanımından kaynaklanan bir amaç vardır. Amaç suçu değildir. Ancak
cinsel davranışların cinsel arzuların tatmine yönelik, bu amaçla olması gerekir. Hareketin
cinsel hareket olup olmadığını hem objektif hem de subjektif olarak değerlendirmemiz
gerekir. Buradaki cinsel arzuları tatmine yönelik olması amaçıyla gerçekleştirilmiş olması
subjektif değerlendirme içindedir. Dışarıdan bakıldığında hareketin cinsel davranış olup
olmadığını 3. Kişiler gözünde anlaşılması ise objektif değerlendirmedir. Olayda vajinaya
parmak sokulması dışarıdan anlaşılacağı için bunu eğer cinsel tatmin amaçlı
gerçekleştirdiğini anlayamıyorsak artık burada cinsel saldırıyı oluşturan davranış yok
dememiz gerekecektir. Bu yüzden subjektif değerlendirme de yapılmalıdır. Olayda hoşlanır
ve ona karşı cinsel istek duymaya başlar subjektif değerlendirmedir. Burada rıza hukuka
uygunluk sebebi değil, tipikliğin unsurudur. Olayda fırsat biliyor olması subjektif olarak
cinsel davranış olduğunu gösterir. Olayda kişi tıbbi müdahaleye rıza gösteriyor. Ama bu
rızanın sınırı tıbbi müdahaledir. Bu tıbbi müdahalenin sınırları aşılmıştır. O yüzden cinsel
saldırı suçunun ili oluşmuştur. Olayda fırsat bilmesi cinsel amaçla hareket ettiğini gösterir.

OLAY II
A, aralarında duygusal ili ki olan B ile cinsel ili kiye girmek istemektedir. Ancak B bu
iste i kabul etmemektedir. A, B’ye, gerçekte evlenmeyi dü ünmemesine ra men,
onu çok sevdi ini ve evlenmek istedi ini söyler. A’nın evlenme iste inin gerçek
oldu unu dü ünen B cinsel ili kiye rıza gösterir ve birlikte olurlar.

CEVAP:
Burada 18 yaşından büyük kişi var ve vücud bütünlüğü de ihlal edildiği için cinsel saldırı
suçu vardır.
Fail: herkes olabilir. Olayda fail A’dır.
Mağdur: 18 yaşından büyük herkes suçun mağduru olabilir. Olayda mağdur B’dir.
Konusu: olayda B’nin vücududur.
Korunan Hukuki Değer: cinsel ve vücut bütünlüğüdür.

50


fi





fi











fi









Fiil: 18 yaşından büyük kişiler cinsel amaçlı hareket ve davranışlara rıza gösterebilir. Rıza
burada tipikliğin unsurudur. Rıza varsa suçun tipikliği oluşmamıştır. Rıza burada hukuka
uygunluk sebebi değildir. Rızanın açık, anlaşılır ve hukuka uygun bir şekilde
gerçekleştirilmesi gerekir. Olayda rıza açık, anlaşılır ve hukuka uygun değildir. Olayda rıza
hile ile ele geçirilmiştir. Bu rıza cebir, tehdit, hile ve şiddetle ele geçirilmişse kabul
edemeyeceğiz. Dolayısıyla rıza fesata uğratılmış ise artık olayda hukuka uygun bir rıza söz
konusu değil. Olaya bakıldığında da hile kullanılıyor. Hilenin baştan itibaren kullanılıyor
olması lazım. Yani cinsel davranış ili gerçekleştirilmeden önce failin aklında hile krinin
olması gerekir. Cinsel davranış öncesinde mağdurun rızasının hile ile ele geçirilmesi gerekir.
Olayda rızanın baştan itibaren hile ile ele geçirilmiş olması gerekir. Cebir, tehdit bu suçun
nitelikli halidir. Basit halinde rızanın olmaması gerekir. Rızanın olmaması; bu rızanın tehditle,
şiddetle vs. Herhangi bir şekilde kaldırılmasıdır. Eğer rızayı cebir ve tehditle kaldırıyorsanız
bu nitelikli haldir. Bu cebir ve tehditi silahlı veya birden fazla kişi ile gerçekleştiriyorsanız
bunlar da nitelikli haldir. Dolayısıyla basit halin olması için rızanın olmaması gerekir. Rızanın
bir şekilde ortadan kaldırılması gerekir. Rıza ne ile kalkarsa kalksın cinsel saldırı suçu oluşur.

NOT:
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda rızanın muhakkak ilde değerlendirilmesi
gerekmektedir. Hukuka uygunluk sebeplerinde yanlış olur. Çünkü tipiklik oluşur ama hukuk
buna imkan vermiyor şekli anlaşılır. Ama bu suçlarda tipiklik oluşmamaktadır, rızanın varlığı
halinde.
Netice: sırf hareket suçudur. Hareketin yapılması ya da ihmalin ortaya çıkması yeterlidir.
Kast: amaç ve veya saik aranmaz. Kasten işlenen suçtur. Kişinin cinsel saikliği ilin cinsel
nitelikte olup olmadığının belirlenmesi açısından önemlidir. Olayda kast gerçekleşmiştir.
Nitelikli haller: olayda vücuda organ veya sayir cisim sokulması cinsel saldırı suçunun
nitelikli unsurudur. Olayda gerçekleşmiştir. Dolayısıyla olayda cinsel saldırı suçunun nitelikli
unsuru vardır.

OLAY III
A, aynı o ste çalı makta oldu u B’ye ilgi duymaktadır. A, o sırada masasında
çalı makta olan B’nin arkasından sessizce yakla ır ve hızlıca B’nin yana ından
öperek geri çekilir. Beklemedi i bu olay kar ısında irkilen B ani bir hareketle
yerinden sıçrar. Ancak dengesini kaybetti i için yere dü er ve yaralanır.

CEVAP:
Olayda cinsel saldırı suçu vardır. Çünkü vücut dokunulmazlığı ihlal edilmiş, cinsel davranış
gerçekleştirilmiş, 18 yaşından büyük ve rıza yoktur.
Fail: herkes olabilir. Olayda A’dir.
Mağdur: 18 yaşından büyük herkes olabilir. Olayda B’dir.
Fiil: burada gerçekleştirilen öpme ili cinsel saldırı suçunu oluşturur.
Nitelikli haller: cezayı azaltan nitelikli hal vardır. Suçun sarkıntılık düzeyinde kaldığını
görüyoruz. Sarkıntılık düzeyinde kalmak; ani, kesintili bir hareketle gerçekleştirilmesi cinsel
saldırı davranışının sarkıntılık düzeyinde kaldığını gösterir. Burada sarkıntılık düzeyinde
kalan cinsel davranış vardır.
İçtima: cinsel saldırı suçunu gerçekleştirmiş ve sarkıntılık düzeyinde kalmış. Arkadan gelir
aniden öpmesi rızanın olmadığını gösterir. O hareket ve korkuyla beraber yere düşüyor ve
yaralanıyor. Burdaki yaralama taksirle yaralamadır. Çünkü yaralamaya yönelik kastı yoktur.
Burada taksirle yaralama olduğu için nitelikli hal oluşmayacaktır. O halde meydana gelen
yaralama basit niteliktedir. Basit nitelikte olduğu için 2014 öncesi değişiklikte failin direncini
kıracak ölçüde cebirin üzerinde bir cebir uygulandığında yaralam suçundan dolayı hüküm
kuruluyordu. O kaldırıldı. Sanki mağdurun böyle bir direnme yükümlülüğü varmış gibi
51

fi



fi
fi



fi


fi
fi
anlaşılıyordu. Şimdi kasten yaralamanın ağır hali oluşur ise ayrıca kasten yaralamadan
dolayı cezalandırılır. Dolayısıyla burada bu durum oluşmamıştır. Taksirli yaralama ve cinsel
saldırı suçları burada gerçekleştiriliyor.
İçtima: burada tek bir il olan öpme ili vardır. Öpme hareketiyle hem taksirli yaralama hem
de cinsel saldırı suçu gerçekleşmiştir. Burada farklı neviden kri içtima hükümleri
uygulanmaktadır. Yani burada hangi suçun cezası daha ağır ise ordan cezalandırılması
gerekmektedir. Burada bu hareketi gerçekleştirdi ve kişi öldüyse burda da farklı neviden
kri içtima hükümleri uygulanmaktadır. Çünkü tek bir hareket vardır.

YARGITAY KARARLARI
NOT: Kararlar incelenirken ayrıca sistematik açılmayacaktır. Sadece olayda hangi
unsurlar yönünden sorun oldu u ara tırıldıktan sonra
1/a. “Kendisini meta zik uzmanı olarak tanıtan sanık brahim’in hileli yöntemlerle içerisinde
uyu turucu madde bulunan neskafenin ma dure tarafından içilmesini sa layıp bu ekilde
direncini kırarak masaj yapma bahanesiyle, ma durenin kafasını kendi cinsel organı üzerine
bastırıp a zını üzerinde oynatmak, elleri ve ayakları ile ma durenin cinsel organına
dokunmak, parmaklarını ma durenin a zına sokmak eklinde gerçekle en eylemlerinin kül
halinde basit cinsel saldırı suçunu olu turdu u, (...) gözetilmeden yazılı ekilde hüküm
kurulması” (Y. 5. CD. 27.05.2009 618/6448).

YORUMLAMA:
Olayda hileli davranış söz konusudur. İlaç verilmiş, rıza ortadan kalmış dolayısıyla cinsel
saldırı suçudur. Yargıtayın verdiği karar yanlıştır. Burada parmağı mağdurun ağzına sokması
vücuda organ veya sair cisim sokma nitelikli hallerini oluşturmuştur. Vücudun herhangi bir
yerine cinsel tatmin amacıyla organ veya cisim sokuluyorsa bu nitelikli hal oluşur. Ancak
mağdurun ağzına mağdurun kendi parmağını sokması bu nitelikli hali oluşturmaz. Burada
cinsel taciz suçu oluşur. Kısaca mağdurun kendi üzerinde cinsel hareket sebep verecek
davranışlar gerçekleştirirse bu durumda vücud dokunulmazlığı ihlal edilmiyor, cinsel
davranış gerçekleşmiyor. Çünkü kendisine müdahalesi yok. Mağdur kendi kendine yapıyor.
Fail mağdurun kendi üzerinde bir şey yapmasını isterse ve mağdur failin üzerinde bunu
yaparsa o zaman cinsel davranış oluşur. Olayda gerçekleştirilen birden fazla cinsel hareket
vardır. Birden fazla cinsel hareket gerçekleştirilmiş olsa da ama burada hukuki olarak tek bir
cinsel davranış vardır. Dolayısıyla burada her biri açısından cinsel saldırı suçu oluşuyor.
Bunların tamamı, doğal anlamda ne kadar cinsel davranış olsa da hukuki anlamda
aralarında zaman farkı olmadığı için tek bir il sayılıyor. Bu olayda parmak sokulmasına
kadar suçun basit hali gerçekleştiriliyor ama vücuda sair cisim sokulduğu takdirde nitelikli
hal oluşur.

1/b. “Sanı ın önce cinsel organını ma durenin bacaklarının arasına sürtmek suretiyle basit
cinsel istismar suçunu i ledi i, sonra da cinsel organını ma durenin a zına sokmak
suretiyle nitelikli cinsel istismar suçunu i ledi i halde, zincirleme suç hükümlerinin
uygulanmaması” (Y. 5. CD. 10.03.2008 653/1714).

YORUMLAMA:
Olayda doğal anlamda birden fazla cinsel saldırı olsa da bunlar zamansal ve mekansal
olarak birbirlerine çok yakın olduğu için bir kül halinde değerlendirilecek ve bir cinsel saldırı
suçu oluşacak. Burada da nitelikli cinsel istismar söz konusudur. Yargıtayın bozma kararı
hukuka uygun değildir.

2/a. “Sanı ın zorla evine götürdü ü ma dura “seni yapaca ım soyun” dedikten sonra kırık
i eyi ona do rultup soyunmasını sa ladı ı, kırık i eyi vücudunda dola tırırken dı arıda
52
fi







fi
fi





fi








fi











fi







bulunan köpe in havlaması üzerine “buradan ayrılma, köpe i alıp senin yanına
getirece im, seni yapaca ım” diyerek dı arı çıkmasından yararlanan ma durun
pencereden atlayıp kaçtı ının anla ılması ve olu un mahkemece de bu ekilde kabul
edilmesi kar ısında, sanı ın nitelikli cinsel istismarda bulunma amacında oldu unu önce
sözle ortaya koyduktan sonra bunu gerçekle tirmek için zorla soyunmasını sa lamak
suretiyle icra hareketlerine ba ladı ı ve ma durun kaçması nedeniyle suçu
tamamlayamadı ı nazara alınarak nitelikli cinsel istismara te ebbüs suçundan
cezalandırılması yerine, nitelendirmede yanılgıya dü ülerek basit cinsel istismar suçundan
hüküm kurulması,” (Y. 5.CD., 20.11.2006, 9322/9243).

YORUMLAMA:
Olayda cinsel istismar suçu vardır. Cam kırık parçası silah olarak kabul edileli ve silah
kullanılmıştır. Bu nitelikli haldir. Bu nitelikli hal ile birlikte sair cisim sokulması nitelikli hali de
vardır. Bunlar iki ayrı fıkrada düzenlendiği için iki ayrı ayrı nitelikli hallerdir. Nitelikli hale
teşebbüs mümkün olur mu? 1. GÖRÜŞ; Organ veya sair cisim sokulmasındaki nitelikli
halde bir görüşe göre bu nitelikli halde teşebbüs olmaz. Olduğu takdirde suçun basit
halinin cezalandırılması mümkün olmaktan çıkar. Çünkü organ ve sair cisim sokulmasını
oluşturan her nitelikli halin öncesindeki davranışlarda basit cinsel saldırı suçunu oluşturan
davranışlardır. Dolayısıyla bu nitelikli hale teşebbüsü kabul ettiğinizde basit cinsel saldırı
suçundaki davranışların tamamını nitelikli hale teşşebüs haline getirirseniz bu suçu da
teşebbüs suçu haline sokarsınız. Yani hareketin yapılmasıyla teşebbüste kalan nitelikli hal
şekline getirisiniz diyor. 2. GÖRÜŞ; eğer nal söz konusu nitelikli hal bakımından söz veya
davranışları bakımından kastını ortaya koymuşsa, objektif unsurlarla yani zamnsal ve
mekansal yakınlık varsa, bunu tespit ettiysek ve failin subjektif olarak da nitelikli hali
işlemeye yönelik kastını tespit ettiysek bu tespitler varsa artık 35. Madde devreye girer ve
nitelikli hale teşebbüsten cezalandırılması gerekir. Hoca da 2. Görüşe katılır. 35. Maddeden
hareketle teşebbüsün objektif unsurları (doğrudan doğruya elverişli icra hareketlerine
başlama) var mı? Olayda bakıldığında hepsi vardır. Subjektif unsurun yani nitelikli hale
teşebbüs var mı? Evet cinsel ilişkiye girmekten bahsediyor ve buna yönelik kastını da tespit
edebiliriz. Dolayısıyla nitelikli hale teşebbüs bu gibi durumlarda olabilir. Her iki nitelikli halin
de uygulanması gerekir. Çünkü ikisi ayrı ayrı düzenlenmiştir.

2/b. “Sanı ın, olay günü ma dureyi yere yatırarak pantolonunu çıkarttı ı, kendi
pantolonunu da dizine kadar indirerek ma durenin üzerine çıkıp öptü ü ve devamla cinsel
organını ma durenin vajinasına sokmaya çalı tı ı sırada ma durenin ba ırma sesini duyan
tanık Abdurrezzak'in olay yerine gelmesi nedeniyle eylemini tamamlayamadı ı anla ılmakla,
nitelikli cinsel saldırı suçunun geçitli suçlardan olması ve te ebbüs a amasında kalan bu
olayın basit cinsel saldırı suçunu da kapsaması nedeniyle meydana gelen zarar ve
tehlikenin a ırlı ı da gözetilerek TCK.nın 102/2, 102/3-a maddeleri uyarınca verilecek
cezadan, aynı Kanunun 102/1, 102/3-a maddelerinde öngörülen cezanın altında
olamayaca ı dü ünülmeden eksik cezaya hükmolunması” (Y. 14.CD., 01.10.2012,
4359/9268).

3. “Sanıkların birlikte ve zor kullanarak ma durenin direncini kırdıktan sonra aynı zaman ve
mekanda önce sanık Mehmet, sonra da sanık Selçuk tarafından organ sokmak suretiyle
nitelikli cinsel saldırı eylemini gerçekle tirdikleri anla ılmakla, sanıkların bizzat i ledikleri
eylemden ayrı olarak di erinin eylemine katılmı olmalarından dolayı haklarında TCK'nın
102/2 ve 102/3-d maddelerine göre belirlenen cezanın teselsül nedeniyle aynı Yasa'nın 43.
maddesi uyarınca artırılması suretiyle hüküm kurulması gerekti i gözetilmeden, iki ayrı suç
kabulü ile yazılı ekilde uygulama yapılmak suretiyle karar verilmesi,” (Y. 5. CD. 26.11.2009
11360/13245).

53





















fi


























4. “Sanı ın ma durenin kalçasına dokunmak isteyip, ma durenin geri çekilmesi sonucunda
eliyle dizine dokunması eyleminin bedensel temas içermesi kar ısında eylemin TCK 102/1.
maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçunu olu turdu u halde yazılı ekilde cinsel
taciz suçundan hüküm kurulması” (Y. 14.CD., 12.11.2012, 6259/11151).

YORUMLAMA:
Fail kalçaya dokunmak isterken mağdurun çekilmesi ve failin elinin dizine dokunması cinsel
davranış değildir, teşebbüste kalmıştır. Failin amacı kalçaya dokunmak ve elinde olmayan
sebeple yapılması ve bu yanlışlıkla yapılan hareketin cinsel davranış veya vücud
dokunulmazlığının ihlal edilmesi için cinsel amaçlı gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Burada
elini çekilirken değdirdiği için cinsel amaç yoktur. Esas cinsel amaçlı davranış kalçaya
dokunmadır. Oda teşebbüste kalmıştır. Elbiseye dokunmak cinsel dokunulmazlığı ihlal eder
ama çantaya dokunmak cinsel dokunulmazlığı ihlal etmez. Burada önemli olan vücudun
herhangi bir yerine cinsel arzuları tatmin amacıyla dokunmadır. Bu olayda tartışma,
sarkıntılık düzeyinde mi, sarkıntılık düzeyinde teşebbüste mi kaldı? Nitelikli hallerde olduğu
gibi eğer bu kişinin subjektif unsurları itibariyle sarkıntılık yapacağını tespit edebiliyorsak
sarkıntılık düzeyindeki cinsel saldırı suçuna teşebbüs diyebiliriz. Ancak bunu tespit
edemiyorsak sarkıntılıktan dolayı deriz. Kısaca nitelikli halde teşebbüs olur mu olmaz mı? 1.
Görüş; hayır olmaz. Çünkü nitelikli hale teşebbüsü kabul edersek ister artırıcı ister azaltıcı
olsun bunu basit halde cezalandıramayız. Bunu sair cisim sokmak için söyledik. Sarkıntılık
için geldiğimizde de aynı mantık geçerlidir. Eğer sarkıntılık yapacağına yönelik tespitiniz
varsa yani kast buna yönelikse, bunu tespit etmişsek ve fail teşebbüs aşamasında
kalmışsa, sarkıntılığa teşebbüsten ama tespit edememişsek yani kişi cinsel saldırı suçunun
basit halinini işlemeye yönelik diyebiliyorsak basit halinden teşebbüstür.

12
.HAFTA:

54






You might also like