Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 69

Alfa Psikoloji Kitab■ 1st Edition

Kolektif Emel Lak■e Çev


Visit to download the full and correct content document:
https://ebookstep.com/product/alfa-psikoloji-kitabi-1st-edition-kolektif-emel-lakse-cev/
More products digital (pdf, epub, mobi) instant
download maybe you interests ...

Detective Alfa aani Gramdevtecha Prakop: Detective Alfa


Series Book 9 (Marathi Edition Saurabh Wangale

https://ebookstep.com/product/detective-alfa-aani-gramdevtecha-
prakop-detective-alfa-series-book-9-marathi-edition-saurabh-
wangale/

Pratique Grammaire B1 1st Edition Evelyne Sirejols

https://ebookstep.com/product/pratique-grammaire-b1-1st-edition-
evelyne-sirejols/

Yeni Öyküler 1st Edition Kolektif

https://ebookstep.com/product/yeni-oykuler-1st-edition-kolektif/

Suç Kitab■ 1st Edition Kolektif

https://ebookstep.com/product/suc-kitabi-1st-edition-kolektif/
A medida B1 guía didáctica 1st Edition Anaya

https://ebookstep.com/product/a-medida-b1-guia-didactica-1st-
edition-anaya/

Simplemente Fingiendo (2-Millonarios Machos Alfa) 1st


Edition Ava Gray

https://ebookstep.com/product/simplemente-
fingiendo-2-millonarios-machos-alfa-1st-edition-ava-gray/

Detective Alfa aani The Moonlight Murder 1st Edition


Saurabh Wagale

https://ebookstep.com/product/detective-alfa-aani-the-moonlight-
murder-1st-edition-saurabh-wagale/

Kolektif Haf■za 1st Edition Maurice Halbwachs

https://ebookstep.com/product/kolektif-hafiza-1st-edition-
maurice-halbwachs/

Notos Say■ 97 1st Edition Kolektif

https://ebookstep.com/product/notos-sayi-97-1st-edition-kolektif/
Bu bir Do rling Kindersley kitabıd ır.
www.dk.com

Alfa Yayın lan: 2309


Popüler Kültür: 2

PSİKOLOJİ KİTABI

Orijinal Adı The Psych ology Book


lngilizce Aslından Çeviren Emel l.akşe Akademik Kitap Kulübü
l. Das ını: 20 12
ISBN 978-605-106-452-9
Sertifika No: 10905

Yayınc ı ve Genel Yay ııı Yönetmeni M. Paruk Bayrak


Genel Müdiir Vedat Bayrak
Yay ın Yöıı etm eıı i Mustafa Küpüşoğlu

Proje Sanat Editörü Amy O rsborne


Proje Editörii Sam Aı ki nson, Sa ralı Tomley
Saıı at Yönetmeni Phili p Ormerod
Çizjm/er jamcs Graham
G rafi lı Uygulama KAmuran Ok

© 2012, ALFA Basım Yayım Dağı tı m Lld. Şti.


© Dorling Kindcrslcy Limited, 2012

Kitabın Türkçe yaym Jıakları Alfa Bası m Yaymı Dağıtım Ltd. Şii.'ne aillir.
Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen ya da tamamen alıntı yapı lamaz,
lıiçbir şekilde kopya edilemez, çoğa ltı lamaz ve yayım lanamaz.

Alfa Basım Yay ı m Dağıtım Ltd. Ş ti.


Ticarethane Sokak No: 53344 10
C.-.ğaloğl u, İsta nbul /Türkiye
Tel: (212) 511 53 03- 513 87 51 - 5 12 30 46
Faks: (2 12) 519 33 00
www.alfakitap.com info@alfakitap.com

Çin'e.le Lto Paper Products tarafından üreıilmiştir Printt:d in Chına.


KATKIDA BULUNANLAR
CATHERINE COLLIN VOULA GRAND
Danışmanımız Catherine Collin, klinik psikolog ve İş dünyası psikologu olarak çalışan Voula Grand,
aynı zamanda Plymouth Üniversitesi'nde Psikolojik uluslararası şirketlere liderlik ve yönetici
Terapiler dersi veren kıdemli bir doçenttir. performansları konusunda danışmanlık yapmaktadır.
Catherine'in başlıca ilgi alanları temel akıl sağlığı ve İlk romanı Honor's Shadow (2001) sırların, ihanetin ve
bilişsel davranış terapisidir. intikamın psikolojisi üzerine yazılmıştır. Halen aynı
kitabın devamı olan Honor's Ghost üzerinde
çalışmaktadır.

NIGEL BENSON
Felsefe ve psikoloji dallarında öğretim üyesi olan Nigel MERRIN LAZYAN
Benson'un başta Psychology far Beginners ve
Introducing Psychiatry olmak üzere psikoloji üzerine Yazar, editör ve klasik müzik sanatçısı olan Merrin
yazılmış çok satan kitapları bulunmaktadır. Lazyan Harvard Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi
almış ve geniş bir konu yelpazesine sahip pek çok
roman ve inceleme üzerinde çalışmıştır.
JOANNAH GINS,BURG
Klinik psikolog ve gazeteci olan Joannah Ginsburg, MARCUS WEEKS
New York City, Baston, Philadelphia ve Dallas'ta
toplumsal tedavi merkezlerinde çalışmakta ve Yazar ve müzisyen Marcus Weeks, felsefe eğitimi
psikolojik yayınlara düzenli olarak katkı almış ve yazarlık kariyerine başlamadan evvel
sağlamaktadır. Thi!J Book Has lssues: Adventures in öğretmen olarak çalışmıştır Gii~P.l samıtlar ve popüler
Popular Psycho/ogy adlı kitabın yazarlarından biridir. bilimler üzerine çok sayıda kitaba katkıda
bulunmuştur.
İÇİNDEKİLER
10 GİRİŞ 38 Bilincin anlamını hepimiz
biliriz yeter k i onu
tanımlamamızı
DAVRANIŞ~ILIK
istemesinler ÇEVREMİZE TEPK VERMEK
FELSEFi WilliamJames
60 Lezzetli bir yemeğin
KÖKENLER 46 Ergenlik yeniden görüntüsü aç bir insanın
ağzını sulandırır
PSiKOLOJi OLUŞUYOR doğmaktır
G. Stanley Hali İvan Pavlov

18 Dört kişilik yapısı 48 Bir şeyi öğrendikten 24 62 Kazançsız eylemler silinir.

Galen saat sonra üçte ikisini Edward Thorndike


unuturuz
20 Bu makinenin akıllı bir Hermann Ebbinghaus 66 Doğası ne olursa olsun
herhangi biri herhangi bir
ruhu var
şey olması için eğitilebilir
Descartes 50 Bireyin zekası sabit bir
John B. WaLson
nicelik değildir
22 Uyu! Abbe Faria Alfred Binet 72 İnsan dünyası denen o bü·
yük doğal labirent
24 Kavramlar birbirlerine 54 Bilinç dışı perdenin Edward Tolman
direnç gösterdiklerinde arkasındaki adamları
kuvvet haline gelirler görür 74 Bir fare tahıl çuvalımızı
Johann Friedrich Herbart Pierre Janet ziyaret ettiyse geri
dönüşüne hazırlıklı
26 Gerçekte kimsen o ol olabiliriz .

.~
S0ren Kierkegaard Edwin Guthrie

28 Kişilik genetik ve çevre- 75 Hiçbir şey kedinin fareyi

.
nin bileşiminden oluşur " sevmesi" kadar doğal
olamaz. Zing·Yang Kuo
Francis Gaitan •• '
30 İsterinin yasaları
• 1 ' 76 Öğrenmek tam olarak
••• 1' mümkün değildir
evrenseldir
Jean-Martin Charc.:uL Kari Lashley

31 İnsan ruhunun iç 77 Mühürleme unutulamaz!


Konrad Lorenz
bağlantılarının olağandışı
yıkımı ••
Emil Kraepelin •• 78 Davranış olumlu ve
olumsuz pekiştirme ile
şekillenir B.F. Skinner
32 Zihinsel yaşamın
başlangıcı yaşamın 86 Sahneyi hayal etmeyi
başlangıcınakadar gider bırakın ve gevşeyin
Wilhelm Wundt Joseph Wolpe
-P-S"""l....' K_O_T_E_R_A_P"""l.---ı 130 İyi birbiryaşam bir durum
değil
Cari Rogers
süreçtir
Bl~IŞSEL.
DAVRAN iŞi PSiKOLOJi
BILINÇDIŞI BELiRLER 138 Bir insan ne olabilecekse,
HESAP YAPAN BEYiN
o olmalıdır
92 En doğru ruhsal gerçeklik Abraham Maslow
bilinçdışıdır
Sigmund Freud 140 Acı, bir anlam kazandığı 160 İçgüdü dinamik bir
andan itibaren acı değildir yapıdır Wolfgang Köhler
100 Bir nevrotik sürekli olarak Viktor Frank!
aşağılık kompleksi 162 Bir işin kesintiye
hisseder 141 İnsan acı çekmeden tam uğraması onun
Alfred Adler bir insan olamaz hatırlanma şansını
RolloMay yükseltir
102 Kolektif bilinçdışı Bluma Zeigamik
arketiplerden oluşur 142 Akılcı inançlar sağlıklı
Cari Jung duygusal sonuçlar doğurur 163 Bebek ayak sesleri
A1bert Ellis duyduğunda bir küme
108 Yaşam ve ölüm içgüdüleri harekete geçer
arasındaki mücadele 146 Aile, insanların yapıldığı DonaldHebb
yaşam boyu sürer "fabrika"dır
Melanie Klein Virginia Satir 164 Bilmek bir ürün değil bir
süreçtir
110 Olmah'ların tiranlığı 148 Rahat yaşa, hayallere dal, Jerome Bruner
KarenHomey sorumluluklardan kurtul
Timothy Leary 166 İnançlı bir insanı
111 Süperego ancak egoyla değiştirmek zordur
düşmanca karşılaştığında 149 İçgörü körlüğe sebep Leon Festinger
belirgin hale gelir olabilir
AnnaFreud Paul Watzlawick 168 Sihirli rakam artı veya
eksi 2 olmak üzere 7'dir
112 Gerçek ancak onu kendiniz 150 Deliliğin mutlaka bir George Armitage Miller
keşfettiğiniz zaman çöküntü durumu olması
katlanılabilirdir. Fritz Perls gerekmez. Aynı zamanda 174 Görünüşte göründü-
bir dönüm noktası da ğünden fazlası vardır
118 Birinin evlat edindiği bir olabilir Aaron Beck
çocuğu evine götürüp R.D. Laing
sevmesi yeterli ~ğildir 178 Bir kerede sadece tek
Donald Winnicott 152 Geçmişimiz kaderimizi sesi dinleyebiliriz
belirlemez Donald Broadbent
122 Bilinçdışı, "Öteki"nin Boris Cyrulnik
konuşmasıdır 186 Zamanın oku çember
Jacques Lacan 154 Sadece iyi insanlar çizer
bunalıma girerler Ende! Tulving
124 İnsanın asli görevi kendini Dorothy Rowe
doğurmaktır 192 Algı dışarıdan yönlendi-
Erich Fromm 155 Babalar bir sessizlik rilen halüsinasyondur
yasasına tabidirler Roger N. Shepard
Guy Corneau
SOSYAL ·
PSİKOLOJİ
DIGERLERININ
DÜNYASINDA OLMAK
193 Sürekli nedensel 218 Bir sistemi, onu
bağlantılar arayışındayız
değiştirmeye çalışmadan
Daniel Kahneman anlayamazsınız

194 Olaylar ve duygular hafı­ Kurt Lewin


zaya birlikte depo edilirler
Gordon H. Bower 224 Sosyal uydumculukta
baskının gücü ne
196 Duygular kontrolden kadardır?

çıkmış trenlerdir Solomon Asch


Pau!Ekman 238 Amaç bilgiyi geliştirmek
228 Yaşam önemli ölçüde değil, kimsenin bilmediği
198 Esriklik, alternatif oynanan bir şeydir şeyleri bilmektir
gerçekliğe atılan bir Erving Goffman Serge Moscovici
adımdır
Mihaly Csikszentmihalyi 230 Ne kadar çok görürseniz o 240 Bizler doğuştan sosyal
kadar çok seversiniz varlıklarız William Glasser
200 Mutlu kişiler fazlasıyla Robert Zajonc
sosyaldirler 242 İnsanların hak ettiklerini
Ma rtin Seligman 236 Yetkin kadınları kim aldıklarına inanırız
sever? Melvin Lerner
202 Tüm kalbimizle Janet Taylor Spence
inandıklarımız her zaman
244 Çılgınca şeyler yapanların
gerçek olmayabilirler 237 Flaş bellek duygusal mutlaka çılgın olmaları
Elizabeth Loftus olaylarla ateşlenir gerekmez
Roger Brown Elliot Aronson
208 Hafızanın yedi günahı
Daniel Schacter
246 İnsanlar kendilerine yap-
maları söyleneni yaparlar
210 Kişinin düşünceleri
kendisi değildir Stanley Milgram
Jon Kabat-Zinn
254 İyi insanları kötü bir yere
211 Korkulan odur ki biyoloji koyduğunuzda ne olur?
bizim kutsal saydığımız Philip Zimbardo
her şeyi alaşağı edecektir
Steven Pinker 256 Travma, bireyle toplum
arasındaki ilişki açısından
211 Zorlanımlı davranış alış ­ anlaşılmalıdır
kanlıkları davetsiz düşün­ lgnacio Martin-Bar6
celeri kontrol etme
girişimleridir
Paul Salkovskis
324 Duygu esas olarak
GELiŞiM 286 İnsan davranışlarının
çoğu modelleme yoluyla
bilinçdışı bir süreçtir
Nico Frijda
PSİKOLOJİSİ öğrenilir
Albert Bandura 326 Çevresel unsurlar
BEBEKLiKTEN olmadan davranış
YETIŞKINLIGE 292 Ahlak altı aşamada gelişir
Lawrence Kohlberg
anlamsızca kaotik olurdu
Walter Mischel

262 Eğitimin amacı aynı 294 Dil organı da vücuttaki 328 Deli olanla olmayanı akıl
şeyler yapabilme diğer organlar gibi gelişir hastanelerinde
becerisine sahip kadın Noam Chomsky ayıramayız
ve erkekler yetiştirmektir David Rosenhan
Jean Piaget 298 Otizm erkek beyninin
aşırı bir biçimidir 330 Eve'in üç yüzü
270 Başkaları aracılığıyla Siman Baron-Cohen Thigpen & Cleckley
kendimiz oluruz
Lev Vygotsky

271 Bir çocuk ebeveyn-


lerine borçlu değildir
Bruno Bettelheim
FARKLILIKLAR 332 REHBER
272 Gelişen her şeyin bir
PSİKOLOJİSİ
taban planı vardır KiŞiLiK VE ZEKA 340 TERiMLER
Erik Erikson
SÖZLÜ GÜ
274 İlk duygusal bağlar insan 304 Kürdan için aklınıza gelen
bütün kullanım
doğasının ayrılmaz bir
parçasıdır John Bowlby amaçlarını sayın 344 DİZiN
J.P. Guilford
278 Beden teması rahatlığı
çok önemlidir Harry Harlow 306 Cuma gelmeden önce
351 TEŞEKKÜR
Robinson Crusoe
279 Çocukları, akışı hakkında kişilik özelliklerinden
hiçbir şey bilmediğimiz yoksun muydu?
bir yaşama hazırlıyoruz Gordon Allport
Françoise Dolto
314 Genel zekayı oluşturan
280 Duyarlı bir anne, güvenli sıvı zeka ve kristal-
bir bağlanma yaratır leşmiş zekanın bileşimidir
Mary Ainsworth Raymond Cattell
282 Bir çocuğa başka bir ırkın
316 Delilikle deha arasında bir
üyesinden nefreti ve
ilişki vardır
korkuyu kim öğretiyor?
Kenneth Clark Hans J. Eysenck

284 Kızlar erkeklerden daha 322 Performansı üç temel


yüksek notlar alıyorlar motivasyon yönetir
Eleanor E. Maccoby David C. McClelland
10 GİRİŞ

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • Akademik Kitap Kulübü • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

sikoloji, tüm bilimler içinde içine alacak şekilde , Antik bunların zihinlerimizin çalışması

P belki de insanlara en
gizemli gelen ve yanlış
yorumlara en açık bilimdir. Her ne
Yunan' da "ruh" ya da "zihin" anla-
mına gelen psyche ile "çalışma" ya
da "açıklama" anlamındaki
hakkında neler söylediğini araştırır .
Tüm bilimler, felsefi sorulara
bilimsel yöntemler uygulanma-
kadar jargonu ve fikirleri günlük /ogia'dan türemiştir. Ancak günü- sıyla , felsefeden ortaya çıkmıştır.
hayatın içine sızmış olsa da müzde bu kelime daha çok "zihin Ancak bilinç, algı ve hafıza gibi
psikolojinin konusunun ne olduğu ve davranış bilimi"ni tanımlamak­ konuların anlaşılması zor doğaları
ve psikologların gerçekte ne tadır. psikolojinin felsefi spekülasyondan
yaptıkları çoğu insan için halil bilimsel uygulamaya geçmekte
belirsizdir. Bazılarının psikoloji Yeni bilim yavaş kaldığı anlamına gelmekte-
denince gözlerinin önüne ya akıl Psikoloji, aynı zamanda felsefe ve dir. Özellikle ABD' deki bazı ün i-
hastalıklarıyla uğraşan bir fizyoloji arasında bir köprü olarak da versitelerde, psikoloji bölümleri
kuruluşta çalışan ya da fareler görülür. Fizyoloji beynin ve sinir felsefe bölümlerinin alt dalları ola-
üzerinde laboratuvar deneyleri sisteminin fiziksel oluşumunu rak, Almanya'daki bazı ünive rsite-
gerçekleştiren beyaz gömlekli tanımlarken, psikoloji de bu lerdeyse fen fakülteleri kapsa-
insanlar gelir. Bazıları ise sistemin içinde yer alan zihinsel mında kurulmuşlardır. Ancak
hayalinde, kanepedeki hastasına süreçleri ve bunların psikolojinin kendi başına bir bilim-
Orta Avrupa aksanıyla konuşarak düşüncelerimize, fikirlerimize ve sel d isiplin olması 19. yy. sonların ı
psikanaliz yapan veya eğer film davranışlarımıza nasıl yansıdığını bulmuştur.
senaryoları gerçeği yansıtıyorsa bir inceler. Felsefe düşünceler ve Wilhelm Wundt'un 1879'da
tür zihin kontrolü gerçekleştirmek fikirlerle uğraşırken , psikoloji bizim Leipzig Üniversitesi'nde dünyanın
içirı entrikalar çeviren bir adam bunlara nasıl sahip olduğumuzu ve ilk deneysel psikoloji laboratuva-
canlandırır. rını kurması, psikolojinin gerçek
Bu klişeler ne kadar abartılı da bir bilimsel ders konusu olarak
olsa altlarında bir gerçek yatmakta- tanınmasını ve daha önceleri keş­

''
dır. Belki de psikolojinin neleri kap- fedilmemiş araştırma alanlarında
sadığı konusunda karışıklık yaratan yeni bir çığır açmasını sağlamı ş­
esas unsur, psikoloji şemsiyesinin Psikolojinin uzun bir tır. Psikoloji 20. yy. boyunca geliş­
altına giren konuların (ve psiko- ön geçmişi, ama kısar.ık meye devam etmiş, ana dalları ve
ekiyle başlayan şaşırtıcı derecede bir tarihi vardır. önemli hareketlerıyle ortaya çık­
çok terimler dizisinin) devasa bir mıştır. Tüm bilimlerde olduğu gibi
Hermann Ebbinghaus
çeşitlilikte oluşudur. Psikologların psikolojinin tarihi de birbirini izle-

''
da kelımenin tek bir anlamı üze- yen kuramlar ve keşifler üzerine
rinde anlaşamamaları da bundan kuruludur. Eski kuramların çoğu­
kaynaklanıyor olabilir. Psikoloji nun çağdaş psikologlarla yakın
kelimesi, konunun geniş kapsamını ilişkisi de bu yüzdendir. Bazı araş-
GİRİŞ 11

turna alanları psikolojinin ilk gün- bilimsel odaklı bu psikologların etkileşiminden nasıl şekillendiği
lerinden beri çalışma konusu araştırmaları bile yöntemlerinin üzerine yoğunlaşmış; bu "uyarıcı­
olmaya devam eder, çeşitli içgözlemsel yapıları nedeniyle sınırlı tepki" kuramı, John Watson'un
düşünce okulları tarafından farklı kalmıştır: Hermann Ebbinghaus çalışmaları aracılığıyla tanınmıştır.
yorumlarla açıklanırken bazıları gibi öncüler kendi araştırmalarının Avrupa ve ABD' de yeni öğrenme
ise zaman içinde öne çıkıp geri konusu haline gelerek kendilerinde kuramları ortaya çıkmaya başlamış
düşerek, ama her seferinde mut- gözlemlenebilecek temaların ve halkın ilgisini çekmiştir.
laka bir sonraki düşünce üzerinde çeşitliliğini ciddi ölçüde Ancak davranışçılığın ABD'de
önemli etkiler bırakmışlar ve kısıtlamışlardır. Bilimsel yöntemler ortaya çıkmaya başlamasıyla aynı
zaman zaman tamamen yeni keşif kullanmalarına ve kuramlarıyla yeni zamanlarda Viyana'da genç bir
ala nları doğur mu şlard ır . bir bilimin temellerini atmalarına nörolog o günlerde geçerli düşünce
Psikolojinin geniş sahasına ilk rağmen kendilerinden sonra gelen biçimini altüst edecek ve çok farklı
kez yaklaşanlar için en basit yol, psikologlar onların yöntemlerini çok bir yaklaşıma esin kaynağı olacak
bizim de bu kitapta yaptığımız gibi, öznel bu l muşlar ve daha nesnel bir zihinsel bir kuram geliştirmeye
onun ana akımlarına kabaca krono- metodoloji arayışına girmişlerdir. başlamıştır. Sigmund Freud'un
lojik bir sıralama içinde göz atmak- 1890'larda Rus fizyolog Ivan laboratuvar deneylerinden çok
tır. Başka bir deyişle psikolojiye, Pavlov, psikolojinin hem Avrupa hasta gözlemlerine ve vaka tarih-
felsefi düşüncedeki köklerinden hem de ABD' de önemli ilerlemeler çelerine dayanan psikanalitik
başlayıp davranışçılık, psikoterapi kaydetmesine neden olacak deney- kuramı öznel deneyim çalışmala­
ve bilişsel, sosyal ve gelişimsel ler yürütmüştür. Hayvanların tepki rına dönüşün yolunu açmıştır.
psikolojiden geçerek farklılıklar üretmeleri için şartlanabileceklerini Freud, anılar, çocukluktaki gelişim
psikolojisine kadar gelmektir. kanıtlayarak sonraları davranışçılık
olarak bilinecek yeni bir hareketin
İki yaklaşım gelişmesine neden olacak fikri

''
Ortaya çıktığı ilk günlerde bile ortaya atmıştır. Davranışçılar , zihin-
psikolojiye farklı insanlar farklı sel süreçler üzerinde nesnel olarak
anlamlar vermişlerdir. ABD' de çalışmanın imkansız olduğunu
Bu durumda biz psikologlar
kökleri felsefeye dayandığı için düşünmüşler, ancak davranışları için ilk gerçek, düşünmenin ne
bilinç ve benlik gibi kavramlarla ölçmeyi göreceli olarak kolay bul- türde olursa olsun devam
uyraşan spekülatif ve kuramsal bir muşlardır. İnsan psikolojisinin içyü-
ettiğidir.
yaklaşım benimsenmiştir. zünü anlama yolunda önce hayvan-
Avrupa' da kökleri bilime dayandığı larda, daha sonra da insanlarda,
William James

''
için daha çok duyusal algı ve hafıza kontrollü koşullar altında yürütüle-
gibi zihinsel süreçlerin laboratuvar bilecek deneyler tasarlamışlardır.
koşullarında incelendiği bir alan Davranışçıların çalışmaları nere-
olarak bakılmıştır. Ancak daha fazla deyse sadece davranışın çevreyle
12 GİRiŞ

•••
•••
•••
•••
ve kişilerarası ilişkilerle ilgilenmiş Orijinal "konuşma tedavisi"nden Freud'un devam eden etkisi
ve bilinçdışının davranışları belir- pek çok farklı biçimde mantar gibi kendisini daha çok gelişimsel psi-
lemedeki rolünün önemine vurgu türemiş olan psikoterapi bile biliş­ koloji üzerinde hissettirmektedir.
yapmıştır. Yaşadığı dönemde fikir- sel yaklaşımdan etkilenmiştir. Başlangıçta sadece çocuk gelişi­
leri büyük şok yaratmış olsa da Bilişsel terapi ve bilişsel-davranış­ miyle ilgilenen bu alandaki çalış­
hızla ve geniş ölçüde kabul gör- sal terapi, psikanalize alternatif malar yerini giderek bebeklikten
müştür. Onun "konuşma tedavisi" olarak ortaya çıkmış ve insan yaşa­ yaşlılığa kadar yaşam boyu gerçek-
mefhumu günümüzde hala çeşitli mına özgü niteliklere odaklanan leşen değişimleri incelemeye bıra­
psikoterapi biçimlerinde kullanıl­ hümanist psikoloji gibi hareketlerin kır. Araştırmacılar sosyal, kültürel
maya devam etmektedir. doğmasına yol açmıştır. Bu tera- ve ahlaki öğrenme kuramları ve
pistler ilgilerini hastaları iyileştir­ bağ kurma biçimlerimiz hakkında
Yeni çalışma alanlan mekten çok sağlıklı kişilerin daha grafikler çıkarırlar, Gelişimsel psi-
20. yüzyılın ortalarında zihinsel anlamlı bir yaşam sürmeleri için kolojinin eğitim ve öğretim alanla-
süreçlerin bilimsel incelenişine geri rehberlik etmeye yöneltmişlerdir. rına yaptığı katkıların önemi orta-
dönüşle birlikte hem davranışçılık Psikoloji ilk dönemlerinde dadır, ancak bir de çocukluktaki
hem de psikanaliz gözden büyük ölçüde zihin ve bireylerin gelişimiyle ırk ve cinsiyete dair
düşmüştür. Bu, kökleri algı davranışları üzerine odaklanmış­ tavırlar arasındaki ilişki düşüncesi
üzerinde çalışmalar yapan Gestalt ken artık giderek insanın çevre- üzerinde daha az görünür bir etkisi
psikologlarının bütüncü siyle etkileşimiyle ilgilenmeye baş­ olmuştur.
yaklaşımlarına dayanan bilişsel lamıştır ki, bu da sosyal
psikoloji hareketinin başlangıcı psikolojinin doğuşu anla mına gel-
olmuştur. Bu psikologların eserleri mektedir. Bilişsel psikoloji gibi bu
II. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda da Gestalt psikologlarına, özellikle

''
ABD'de ortaya çıkmaya başlamış de 1930'larda Nazi Almanya'sından
ve bilişsel psikoloji 1950'1erle ABD'ye kaçan Kurt Lewin'e çok
birlikte egemen yaklaşım haline şey borçludur. Sosyal psikoloji,
gelmiştir. İletişim ve bilgisayar tümü de modem dünyanın şehir 19. yüzyıl editör koltuklarının
bilimi alanlarındaki hızlı büyüme yaşamı ve sürekli gelişen iletişim çağı ise bizimki de psikiyatr
poikologlara yararlı bir alanıyla yakından ilgili olan tutum-
kanepelerinin çaQ'ıdır.
karşılaştırma olanağı sağlamıştır. larımız ve önyargılarımız, itaat ve
Marshall McLuhan
Bilgi işleme modelini dikkat, algı, uyum göstermeye eğilimimiz ve
hafıza ve unutma, dil ve dil saldırganlık ya da fedakarlık

''
edinimi, sorun çözme, karar verme nedenlerimiz hakkındaki ilginç
ve motivasyon gibi alanlarda gerçekleri ortaya çıkaran araştır­
kuramlar geliştirmek için malarla birlikte, 20. yüzyılın ikinci
kullanmışlardır. yarısında hız kazanmıştır.
GİRiŞ 13

Hemen hemen her psikolojik tik ve çevre faktörü" tartışması Psikologların


fikirleri ve kuram-
ekol insanın eşsiz liği konusuna günümüze kadar gelmiştir; evrimsel ları günlük hayatlarımızın birer par-
değinmiştir ancak bu alan 20. yüz- psikoloji yakın bir geçmişte, psikolo- çası haline gelmiştir ; o kadar ki.
yılın sonlarında farklılıklar psikolo- jik özellikleri, genetik ve doğal selek- davranışsa! ve zihinsel süreçlerle
jisi içinde kendi başına bir dal siyon yasalarına konu olan doğuştan ilgili bulgularının çoğu artık kısaca
haline gelmiştir. Giderek büyüyen gelen ve biyolojik fenomenler olarak "sağduyu" olarak görülmektedir.
bu alanda çalışan psikologlar, kişi­ araştırarak bu tartışmaya katkı sağ­ Bununla birlikte psikolojide keşfedi­
lik özelliklerini ve zekayı oluşturan lamıştır. len bazı buluşlar içgüdüsel duygula-
çeşitli faktörleri tanımlama ve Psikoloji devasa bir alandır ve rımızı doğrular ve pek r,:oğu bizi bir
ölçme dışında normal ve anormal bulguları hepimizi ilgilendirmekte- kez daha düşünmeye zorlarken psi-
tanı mlarını ve ölçümlerini de ince- dir. Devlette, iş dünyasında ve sana- kologlar bazı buluşlarıyla da köklü ve
lemişler ve bireysel farklılıklarımı­ yide, reklamcılıkta ve kitle iletişi­ geleneksel inançları sarsarak insan-
zın ne kadarının çevrenin bir minde alınan kararları şu ya da bu ları sık sık şaşırtmakta ve öfkelen-
ürünü, ne kadarının genetik kalıtı­ biçimde etkilemektedir. Bizleri, dirmektedirler.
mın bir sonucu olduğuna bakmış­ bireyler veya gruplar olarak etkiler, Kısacık tarihi boyunca psikoloji
lardır. toplumlarımızın nasıl oldukları veya bize, düşünce biçimlerimizi değişti­
nasıl yapılandırılabilecekleri konu- recek ve kendimizi, başka insanları
Etkili bir bilim sundaki tartışmalara da en az akıl ve içinde yaşadığımız dünyayı anla-
Günümüzde psikoloji çok çeşitli hastalıklarının teşhis ve tedavisine mamıza yardımcı olacak pek çok
dalları ile zihinsel varlığın, insan ve yaptığı kadar katkı sağlar. fikir vermiştir. Derinlere kök salmış
hayvan davranışlarının tüm inançları sorgulamış , rahatsızlık
spektrumunu kapsamaktadır. yaratan gerçekleri gün yüzüne
Kapsadığı konular, tıp, fizyoloji, çıkarmış ve karmaşık sorulara şaşır­

''
sinirbilimi, bilgisayar bilimi, eğitim tıcı açıklamalar ve çözümler bulun-
bilimleri, sosyoloji, antropoloji ve masını sağlamıştır. Üniversitelerde
hatta politika, ekonomi ve hukuku giderek artan ilgiyle karşılanan bir
da içeren diğer pek çok disiplinle Psikolojinin amacı,
bize, en iyi bölüm olması sadece psikolojinin
örtüşecek kadar genişlemiştir. bildiğimiz şeyler
konusunda modern dünyadaki geçerliliğinin
Psikoloji, belki de bilimlerin en tamamen farklı fikirler değil aynı zamanda insan zihninin
çeşitlisidir. kazandırmaktır. gizemli dünyasını inceleyen zengin
Psikoloji, özellikle sinirbilimi ve Paul Valery ve çok yönlü bir konuda çalışmanın
genetik başta olmak üzere diğer sağlayacağı keyif ve uyarımın da bir

''
bilimlerden etkilenmeye ve onları göstergesidir. •
etkilemeye devam etmektedir.
Özellikle Francis Galton'un 1920'ler-
deki fikirlerine kadar uzanan "gene-
16 GiRiŞ
Francis Galton,
Rene Descartes 'ın Charles Darwin, Deha' da
Kalıtsal
beden ve ruhun Türlerin ıçökcni Üzerine yayı mlanan
birbirinden ayrı Abb8 Faria, Bilinçli adlı kitabını araştırmalarıyla
olduğunu öne Uykunun Nedenleri yayımlayarak tüm çevrenin genetikten
sürdüğü kitabı Ruhun Üzeıine adlı kitabında özelliklerimizin kalıtsal daha önemli
Tutku/an yayımlanır. hipnozu inceler. olduğunu öno sürer. olduğunu öne sürer.

i
1649
i
1819
i
1859
i
1869
1816 1849 1861 1874

1
Johann Friedrich Herbart,
Psikoloji için Ders Kitabı adlı
1
S0!en Kierkegaard ' ın kitabı
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
1
Beyin ve sinir cerrahı
Pierre Paul Broca,
1
Cari Wernicke,
beynin belli bir
kitabında dinamik aklı bilinç varoluş çuluğun beynin sol ve sağ yarım bölümündeki hasarın
ve bilinçdış ı ile anlatır. başlangıcını belirtir. kürelerinin farklı belli becerilerin
fonksiyonları olduğunu kaybına neden
keşfeder. olduğuna dair
kanıtlar bulur.

odem psikolojide incele- soruya cevap verdiyse de zihnimi- sonraki psikoloji düşünürleri

M nen konuların çoğu


bugün bildiğimiz
anlamıyla psikolojinin ortaya
zin nasıl çalıştığını açıklamakta
yetersiz kalmıştır. Bununla birlikte
bilim ve teknoloji doğru sorular
makine benzetmesini genişleterek
içine beyni de katmışlar ve zihnin
işleyişini beyin makinesinin
çıkmasından çok önceleri felsefi sormaya başlayabileceğimiz ve çalışması olarak tanımlamışlardır.
tartışmaların konusu olmuşlardır. kuramları ilgıli verileri toplayarak Akılla bedenin ne dereceye
Antik Yunan'ın ilk filozofları test edebileceğimiz modeller oluş­ kadar ayrı oldukları bir tartışma
çevremizdeki dünya, düşünce ve turmuşlardır. konusu olmuştur. Bilim insanları
davranış biçimlerimizle ilgili soru- zihnin ne kadarının fiziksel faktör-
lara cevaplar aramışlardır. O Akılla bedeni ayırmak lerden oluştuğunu ve ne kadarının
zamandan bu yana bilinç ve benlik, 17. yüzyıl bilimsel devriminin en da çevre ile şekillendiğini merak
ruh ve beden, bilgi ve algının yanı önemli figürlerinden biri filozof ve etmişlerdir. İngiliz doğabilimci
sıra toplumu nasıl şekillendireceği­ matematikçi Rene Descarte&. Charles Darwin'in evrim kuramı
miz ve nasıl "iyi bir hayat" yaşaya­ psikolojinin gelişiminde büyük rolü ile başlayan "genetik ve çevresel
bileceğimiz üzerine sorularla boğu­ olacak ruh ve beden ayrımının faktör" tartışması Francis Gaitan
şup duruyoruz. anahatlarını çizmiştir. Descartes, tarafından devralınmış, berabe-
Felsefeden türemiş çok çeşitli tüm insanların ikici! bir varoluşu rinde ozgür irade, kişilik, gelişim
bilim dalları, 16. yüzyıldan itibaren olduğunu, makine benzeri bir ve öğrenme gibi konuları da gün-
hız kazanarak 18. yüzy ıl Akıl bedenle maddesel olmayan, deme getirmiştir. Bu alanlar felsefi
Çağı'nı getiren "bilimsel devrim" düşünen bir akıl ya da ruhtan sorgulama ile tam olarak açıklana­
olarak patlak vermişlerdir. Bilimsel oluştuğunu öne sürmüştür. mamıştır ve bilimsel çalışmalar
bilgilerdeki bu gelişmeler, içinde Aralarında Johann Friedrich için yeterince olgunlaşmışlardır.
yaşadığımız dünya ile ilgili pek çok Herbart'ın da bulunduğu daha Bu arada zihnin gizemli yapısı
FELSEFIKÖKENLER 17

Wilhelm Wundt,
Almanya'nın Hermann Ebbinghaus,
Leipzig kentinde ilk Hafıza Üzerine adlı G. Stanley Hail, "Psikolojinin Babası"
deneysel psikoloji kitabında anlamsız Amorican Journal of William James,
laboratuvarını heceleri öğrenme Psycho/ogy'nin ilk Psikoloıinin İlkeleri'ni
kurar. deneylerini detaylandırır. sayısını yayımlar. yayımlar.

1879
i i
1885
i
1887
i
1890
1883 1877 1889 1895

1
Emil Kraepelin,
Psikiyatri Ders Kitabı'nı
1
Jean-Martin Charcot,
Sinir Sistemi Hastalıkları
1
Pierre Janel,
isterinin kişi liğin
1
Alfred Binet, ilk
psikodiyagnostik
yayımlar. Ozerine Dersler' i yazar. ayrılması ve laboratuvarını açar.
bölünmesini
içerd iğ i ni öne
sürer.

hipnozun keşfedilmesiyle popüler- şekillerde gelişmiştir: Almanya' da temlerine benzer bilimsel bir meto-
leş miş ve daha ciddi bilim insanı­ Wundt, Hermann Ebbinghaus ve dolojinin zihin çalışmaları için de
nın, akıl dünyasının görünürdeki Emil Kraepelin gibi psikologlar kuruluşuna sahne olmuştur. İlk kez
bilinçli düşünceden daha fazlası konuya katı bir bilimsel ve deneysel algı , bilinç, hafıza, öğ renme ve
olduğunu düşünülmesine neden yaklaşım benimserlerken ABD' de zekayla ilgili sorulara da bilimsel
olmuştur. Bu bilim insanları William James ve Harvard'daki yöntem uygulanmaya başlanmış,
"bilinçdışı"nın yapısını ve takipçileri daha kuramsal ve felsefi gözlem ve deney uygulamaları
d üşünce davranışlarımız üzerin- bir yaklaşım izlemişlerdir. Bu sayesinde yeni kuramlar ortaya
deki etkisini incelemek üzere işe alanların dışında Paris'te, isteri atılmıştır.
koyulmuşlardır. hastalarının tedavisinde hipnoz Her ne kadar bu düşünceler
yöntemini kullanan nörolog Jean- araştırmacı tarafından zihnin
Psikolojinin doğufu Martin Charcot'nun eserleri iç-gözleme dönük yönelik çalışma­
İşte modern psikoloji bilimi bu çevresinde de başka bir ekol lardan ya da çalışmalarında kullan-
a ltyapı üzerine doğmuştur. Wilhelm gelişmeye başlamıştır. Bu ekol, d ıkları öznelerin hayli sübjektif
Wundt, 1879'da ilk deneysel bilinçdışı üzerine düşünceleri kayıtlarından çıkıyor olsa da, yüzyı­
ps ikoloji laboratuvarını Almanya' da Sigmund Freud'un psikanalitik lın sonunda gelecek nesil psikolog-
Leipzig Üniversitesi 'ndc kurmuştur. kuramlarının habercisi olan PiP.rrP. ların zihin üzerinde tam anlamıyla
Bu arada ABD' de ve Avrupa'nın her Janet gibi psikologları kendisine nesnel çalışmalar yapabilmeleri ve
yerindeki üniversitelerde psikoloji çekmiştir. akıl hastalıklarının tedavisinde
bölümleri açılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın
son yirmi yılı , genç kendi yeni kuramlarını uygulayabil-
Tıpkı felsefenin belirli bölgesel psikolojıbiliminin hızlı yükselişi­ meleıi için temeller atılmıştır. •
özelliklere sahip olması gibi nin yanı sıra fizyoloji ve diğer
psikoloji de farklı merkezlerde farklı bilimlerin bedeni araştırma yön-
18

DÖRT KİŞİLİK
YAPISı ~~'.' . . ., .
GALEN (Mö v. 129-201)

omalı filozof ve hekim


KISACA
YAKLAŞIM
Suyukçuluk
Her şey dört temel elementin
bileşiminden doğar : toprak,
hava, ateş ve su.
R Claudius Galen antik
Yunan 'ın insan bedeninin
işleyişini açıklayan suyukçuluk
kuramına dayanan bir kişilik tipleri
ÖNCE kavramı formüle etmiştir.
MÖ 400 civan Yunanlı hekim Suyukçuluğun kökleri, dört
Hipokrat beden salgılannın temel elementin farklı niteliklerinin
dört elementin tüm nitelikleri- - toprak (soğuk ve kuru), hava
nin yansıttığını söyler. Bu elementlerin nitelikleri
(sıcak ve ıslak), ateş (sıcak ve kuru)
bedenimizin işlevlerini
MÖ 325 civan Yunanlı fllozof etkileyen dört ruh halinde ve su (soğuk ve ıslak)- bilinen tüm
Aristoteles dört m utluluk karşılık bulur (salgılar). nesnelerin varlığını açıklayabilece ­
kaynağıru b elitler: t ensel ğini öne süren Empedokles'e (MÖ
(hedone), maddesel (propraie- 495-435 civarı) kadar uzanır.
tari), etik (ethikos) ve mantık­
sal (dialogike).
--v "Tıbbın Babası" Hipokrat (MÖ 460-
370) bedenin dört salgısına bu ele-
Bu ruh halleri aynı zamanda mentlerin niteliklerini atfederek bir
SONRA duygularımızı ve
1543 Anatomi uzmanı Andre - model geliştirmiştir. Bu salgılara
davranışlarımızı -"kişilik
as Vesalius İtalya'da İnsan Be- "humour" (ruh hali) adı verilmiştir
yapımızı"- da etkiler.
deninin Yapısı Üzerine adlı ese- (Latince beden salgısı arilamına
rini yayınlar. Bu kitap Galen' in
hatalanru göstermekte ve onu
--v gelen umor'dan türeme).
200 yıl sonra, Galen suyukçuluk
sapkınlıkla suçlamaktadır. kuramını bir kişilik kuramı olarak
Kişilikle ilgili sorunlara ruh
genişletir; bedendeki salgılarla
1879 Wilhelm Wundt kişilik hallerimizdeld orantısızlık duygusal ve davranışsa! eğilimler
yapılarının iki eksen boyunca neden olur.
farklı oranlarda geliştiklerini
- veya "kişilik yapıları"- arasında
doğrudan bir bağlantı olduğunu
söyleı. Bu eksenler: "değişebi­
~ düşünmüştür.
lirlik" ve "duygusall.ık"tu.
Bu nedenle bir doktor ruh Galen'in dört kişilik yapısı -
1947 Hans Eysenck Kişiliğin iyimser, soğukkanlı , sinirli ve
Boyutları adlı kitabında
hallerimizdeld dengeyi
sağlayarak duygusal ve
melankolik- bedendeki salgıların
kişiliğin iki boyuta dayandığı­
davraruşsal sorunlarımızı dengesini temel almaktadıL
nı öne sürer.
iyileştirebilir. Eğer bu salgılardan biri fazlala-
şırsa ona karşılık gelen kişilik
FELSEFIKÖKENLER 19
Aynca bkz. Rene Descartes 20- 21 • Gordon Allport 306-13 • Hans J. Eysenck
316-21 • Walter Mischel 326-27

Soğukkanlı : yavaş, sessiz, utangaç,


Melankolik: üzgün, akılcı ve tutarlı
korkulu, elemli, şiire ve
sanata yatkın.

Asabi: ateşli,
enerjik ve tutkulu

Galan
Beden
salgılarında
Claudius Galenus, ya da daha
orantısızlık

-
çok bilinen adıyla '" Bergamalı
kişilik İyimser: sıcak kalpli, Galen" (Türkiye'de bir kent) Ro-
yapılarının
neşeli , iyimser ve güvenli malı bir hekim, cenah ve filo-
yanı sıra belli
hastalıklara eğilimli zoftur. Babası , Aelius Nicon
olmayı da belirler. Yunanlı, varlıklı bir mimardır
ve oğluna iyi bir eğitimle birlik-
te dünyayı g e zme imkiinl.a.n da
yapısı da egemen olmaya başlar. davranıyorsa et yemeyi azaltmalı ve sağlamıştır. Galen Roma'ya
İyimser bir insanın kanı (Latince fazla ka nı akıtmak için damarlarına yerleşmiş ve aralarında Marcus
sanguis) fazladır ve sıcak kalpli, küçük kesikler yapılmalıdır. Aurelius'un da bulunduğu im-
neşeli, iyimser ve güvenlidir ama Galen'in doktrinleri Rönesans paratorlara hekim başı olarak
bencil olabilir. Soğukkanlı birinin boyunca, daha iyi araştırmalar hizmet vermiştir. Profesyonel
balgamı (Yunanca phlegmatik6s) ışığında daha iyi kuramların ortaya gladyatörleri tedavi ederken
boldur ve sessiz, kibar, serinkanlı, çıktığı zamana kadar tıp dünyasına travma tedavisi hakkında bilgi
a kılcı ve tutarlıdır ama yavaş ve egemen olmuştur. 1543'te İtalya'da sahibi olmuş ve tıp üzerine
utangaç olabilir. Sinirli birinin saf- hekimlik yapan Andreas Vesalius 500'den fazla kitap yazmıştır.
Öğrenmenin en iyi yolunun
rası (Yunanca kh6Je) safrası boldur (1514-1564) Galen'in anatomi
hayvanları kesip Üzerlerinde
ve kişiliği ise ateşlidir; aşırı öd tanımlarında 200'den fazla hata
çalışmak ve anatomi çalışmak
salgısından muzdariptir. Son olarak bulmuştur. Gale n'in tıbbi fikirleri o
olduğuna inarıır. Galen pek çok
melankolik birinin (Yunanca melas gün için gözden düşse de daha
iç organın işlevini keşfetmiş ve
kh6le) kara safra salgısının fazlalı­ sonraları 20. yy. psikologlarına esin
hatalar da yapmıştır çünkü
ğından muzdariptir, çoğunlukla kaynağı olacaktır. 1947'de Hans (maymunlar ve domuzlar gibi)
üzüntü ve korkuların eşlik ettiği Eysenck kişilik yapısının biyolojik hayvan bedenlerinin insanla-
şiirsel ve sanatsal yönü ağır basar. temelli olduğu sonucuna varmış ve rınkiyle tıpatıp aynı olduğunu
antik kişilik yapısı tanımlamalarını farz etmiştir. Ölüm tarihi tartış­
Ruh hallerinde orantısızlık yansıtan iki kişilik özelliği tanımla­ malı olsa da öldüğünde en az
Galen'e göre bazı insanlar doğuştan mıştır - nevrotiklik ve dışadönük­ 70 yaşında olduğu kesindir.
belirli kişilik yapılarına lük.
eğilim lidirler. Bununla birlikte Suyukçuluk artık psikolojinin bir
kişilik yapısıyla ilgili sorunlar beden parçası olmasa da Galen'in fiziksel
sa lgılarının orantısızlığına bağlı ve zihinsel hastalıkların bağlantılı MS 190 elvan Kişilik Yapıları
olduğundan Galen bunların diyet ve olduğuyla ilgili fikri modern terapi- MS 190 elvan Doğal
egzersizle iyileştirilebileceğini iddia lerin temelini oluşturmuştur. • Yetenekler
eder. Bazı aşırı vakalarda tedavi MS 190 civan Bilimin Doğası
lavman ve kan almayı da içerebilir. Üzerine Üç Tez
Örneğin kanı fazla olan biri bencilce
- - ------ - - - - -

20

BU MAKİNENİN
AKiLLi BİR RUHU
VAR
RENE DESCARTES (1596-1650)

KISACA
YAKLAŞIM
Akıl/beden ikiliği

ÖNCE
MÖ 4 . ~yıl Yunanlı filozof
Platon bedenin maddi
dünyadan ruhun ya da aklına
ise ideaların ölümsüz
evreninden geldiğini iddia
eder.
MÖ 4. ~yıl Yunanlı filozof
Aristoteles ruh ve bedenin
ayrılamayacağını ruhun,
bedenin gerçekliği olduğunu
söyler.
SONRA
1710 İrlandalı-İngiliz filozof
George Berkeley, İnsan
Bilgisinin İlkeleri Üzerine adlı kılve bedenin birbirinden "ruh" beynin epifiz bezinde yer alır
eserinde bedenin sadece
zihnin bir algısı olduğunu
iddia eder.
A ayrı ve farklı oldukları
fikrinin kökeni Platon ve
antik Yunan'a kadar gider ancak
ve düşünme işlevini yerine getirir,
beden ise "hayvani ruhlar" veya
sinir sistemin içinde akan sıvılarla
akıl-heden ilişkisini ayrıntılı olarak hareket eden bir makinedir. Bu
1904 William James Bilinç
Gerçekten Var mı? adlı ilk tanımlayan 17. yüzyıl filozofu düşünce biçimi 2. yüzyılda, bunu

kitabındabilincin ayn bir Rene Descartes olmuştur. kendi kuramına iliştiren Galen
Descartes ilk felsefe kitabı De tarafından popülerleşLirilmiştir
varlık olmadığını ama belirli
Homine'yi ("İnsan"} 1633'te yazmış, ancak kuramı ilk kez ayrıntılı
deneyimlerin bir fonksiyonu
akıl ve bedenin ikiliğin i bu kitapta biçimde anlatan ve akıl ve bedenin
olduğunu ileri sürer.
anlatmıştır. Descartes'a göre ayrılığını vurgulayan Descartes
maddesel olmayan zihin ya da olmuştur. Fransız filozof Marin
FELSEFIKÖKENLER 21
Ayrıca bkz. Galen 18- 19 • William James 38 45 • Sigmund Frcud 92- 99

Mersenne'e yazdığı bir mektupta


Descartes epifiz bezinin
"düşüncenin oturduğu yer"

''
olduğunu ve bu yüzden de ruhun
yuvası olması gerektiğini çünkü
"ikisinin birbirinden
Akılve beden arasında çok
ayrılamayacaklarını" anlatmıştır .
Descartes'a göre bu önemlidir
büyük bir farklılık vardır.
çünkü aksi takdirde ruh bedenin
Rene Descartes
herhangi somut bir parçası ile

''
bağlantı kuramaz ancak ruhani bir Ren6 Descartes
g üce bağlanabilir.
Fransa'nın (günümüzde Descar-
Descartes akıl ile bedenin
tes olarak bilinen) La Haye in To-
bedenin içinde dolaştığına inanılan
uraine kentinde doğmuştur. Do-
hayvani ruhların farkındalığı ğumundan birkaç gün sonra
a racılığıyla iletişim kurduklarına Akıl için bir benzetme ölen annesinden verem kapmış
tasavvur etmiştir. Epifiz bezinde yer Descartes ' ın ilham kaynağı ve hayatı boyunca zayıf bünyeli
a lan akıl ya da ruh beynin bahçelere ve süslü havuzlara su biıi olarak yaşamıştır. Sekiz ya-
derinliklerine yerleşmiştir ve bazen sağlayan hidrolik sistemleriyle şından itibaren Anjou'da La
hareket eden ruhların farkına Fransa'daki Versailles Bahçeleri'dir. Fleche'deki Cizvit okulunda eği­
varmakta ve bu da bilinçli algıya Kasları ve sinirleri ça lıştıran tim almaya başlamış ve orada
neden olmaktadır. Beden aklı bu bedenin ruhlarını suyun gücüne sağlıksız bünyesine bağlı olarak

şekilde etkiler. Benzer biçimde benzetir ve "tüm parçaların bu sabah saatlerini yatakta, -felse-
a kılda hayvani ruhları bedenin belli şekilde hareket edebildiğini" söyler.
fe, bilim ve matematik hakkın­
da- "sistematik meditasyon"lar
bır bölgesine gönderip hareketlerini Havuzlar bir havuzcu tarafından yaparak geçirme alışkanlığını e-
başlatarak bedeni etkileyebilir. kontrol edilmektedir ve Descartes dinmiştir. 1612'den 1628'e kadar
burada akıl için bir benzetme seyahat etmiş ve yazmıştır.
yapar: "Bu makinede akıll ı bir ruh 1649'da İsveç Kraliçesi
var; esas olarak beyinde yer alıyor Christina'ya öğretmenlik yap-
ve orada aynen makinenin tüm ması için davet edilmiş ancak
borularının uzandığı su rezervinde kraliçenin sabah erken saatler-
durması gereken havuzcu gibi her de ders yapmayı isteği sert ik-
istediğinde hareketi başlatıyor, lim koşullarıyla birleşince sağlı­
ğı daha da bozulmuş ve 11
durduruyor veya değiştiriyor".
Şubat 1650'de ölmüştür. Resmi
Filozoflar Mla akı lla beynin bir
ölüm nedeni zatürreedir ancak
şekilde farklı varlıklar olup
bazı tarihçiler Protestan olan
olmadıklarını ta rtışadursunlar çoğu Christina'nın Katolikliğe dön-
psikolog aklı beynin işleyişi ile eşit mesini engellemek için zehirlen-
tutmaktadır. Ancak pratikte akıl diğine inanmaktadırlar.
sağlığı ile fiziksel sağlık arasındaki
ayrım biraz karmaşıktır: Zihinsel Önemli eHrlerl
stresin fiziksel hastalıklara neden
olduğu veya kimyasal 1637 Yöntem Üzerine Konuş­
dengesizliklerin beyni etkilediği malar
Descartes epifiz bezinin, beyinde. i- 1662 De Homine (1633'te
söylendiğinde ikisi arasında yakın
ki gözün ve iki kulağın görüntülerini ve yazılmıştır)
seslerini tek bir izlenimde birleştirebi­ bir ilişki kurulmuş olur. •
1647 İnsan Vücudunun Tanımı
lecek şekilde ideal bir korumda yer alan 1649 Ruhun İhtirasları
tek bir organ olduğunu gösterir.
22

UYU!
ABBE FARIA (1756-1819)

Akademik Kitap Kulübü

edavi amaçlı trans uygulama- nun bir tedavi yöntemi olarak kulla-
KISACA
YAKLAŞIM
Hipnoz
T sı yeni bir yöntem değildir.
Aralarında Mısır ve
YunanWann da bulunduğu pek çok
nılması Alman doktor Franz
Mesmer'in yöntemi 18. yüzyılda yeni-
den gündeme getirmesine kadar terk
antik kültürde insanlar hastalarını, ö- edilmiştir. Mesmer'in yöntemi mık­
ÖNCE zel olarak eğitilmiş rahipler tarafın­ natıs ve telkinle bedenin doğal veya

1027 Pers filozof ve hekim İbn dan uykuya benzer bir duruma getiri- "hayvani" manyetizmasını manipüle
Sina Şifa Kitabı'nda trnnslar lerek tedavi olmaları için "uyku etmeyi içeriyordu. Bazı insanlar
tapınakları"na götürmekte hiçbir ga- "manyetize" ya da "hipnotize" edil-
hak.kında yazar.
riplik görmezlerdi. 1027'de Persli he- dikten sonra kasılma durumuna giri-
1779 Alman doktor Franz kim İbn Sina trans durumunun tüm yorlar, ancak bunun sonrasında daha
Mesmer, Hayvan özelliklerini belgelemiştir ancak bu- iyi hissettiklerini iddia ediyorlardı.
Manyetizmasının Keşfi Üzerine
Bir Rapor adlı kitabını
yayımladı.

SONRA
1843 İskoç cenah James
Braid, Neurypno/ogy adlı
kitabında "nöro-hipnoz"
terimini ilk kez kullandı.
1880'ler Fransız psikolog
Emile Coue, plasebo etkisini
keşfederek Telkin Usulü ile
Kendine Hakim Olma adlı
kitabını yayımlar.

1880'ler Sigmund Fıeud,


hipnozu ve hipnozun bilinçsiz Bu durumda kişi
semptomları kontrol etmedeki
telkin gücüne
yatkın hale gelir.
etkisin i inceler.
FELSEFIKÖKENLER 23
Ayrıca bkz. Jean-Martin Charcot 30 • Sigmund Freud 92-99 • Cari Jung 102- 07 • Milton Erickson 336

Birkaç yıl sonra Portekiz-Goalı bir


keşiş olan Abbe Faria, Mesmer'in e-
serleri üzerinde çalışmış ve mıknatıs­

''
ların bu işlemin hayati birer parçası
olduğunu düşünmenin "tamamen
saçma" olduğu sonucuna varmıştır. Manyetizmacı hiçbir şey
Ona göre gerçek çok daha ilginçtir: yapmaz; her şey kişinin ve
Transa ya da hipnoz uykusuna geç- onun hayal gücünde yer
me gücü tamamen bireyin kendisiyle alanlar sayesinde gerçekleşir.
ilgilidir, başka hiçbir özel güce gerek AbbeFaria
yoktur çünkü tüm fenomen sadece

''
telkin gücüne bağlıdır.

Bilinçli uyku
Farta bu işlemde kendini, karşısındald
kişiyi doğru zihin durumuna geçiren
Franz Mesmer transı, sıklıkla mideye
bir "yoğunlaştırıcı" olarak düşünmek­ mıknatıs uygulamaları aracılığıylo
tedir. Bilinçli Uykunun Nedenleri başlatırdı . Bunların bedenin "hayvani"
Üzerine adlı kitabında yöntemini şöyle manyetizmasını yeniden uyumlu
anlatmaktadır: "Doğru eğilime sahip duruma getirdiğine inanılırdı.
kişileri seçtikten sonra onlardan bir
koltukta gevşemelerini, gözlerini ka- hypnos ve durum anlamına gelen Fransız nörolog Jean-Martin
patmalarını, yoğunlaşmalarını ve u- osis'in birleşmesinden oluşan hipnoz Charcot'nun hipnotizmayı travmatik
yumayı düşünmelerini isterim. Onlar terimi, ilk kez 1843'te İskoç cerrah Ja- isterinin tedavisinde sistematik ola-
sessizce daha sonraki talimatları bek- mes Braid tarafından kullanılmıştır. rak kullanmaya başlamasıyla yeniden
lerken ben kibarca veya amirane bi- Braid hipnozun bir uyku türü olmayıp gündeme taşınmıştır. Böylece hipnoz,
çimde 'Dermez!' yani 'Uyuyun' derim tek bir düşünce üzerinde yoğunlaşma hipnotik benliğin arkasındald itkileri
ve bilinçli uykuya geçerler." ve böylece telkine açık hale gelme ol- sorgulayan ve bilinçdışının gücünü
Faria'nın bilinçli uykusundan türe- duğu sonucuna varmıştır. Ölümünden keşfeden Josef Breuer ve Sigmund
yen ve Yunanca uyku anlamına gelen sonra hipnoza olan ilgi azalmış ancak Freud 'un ilgi alarıına girmiştir. •

Abb6Faria Portekiz Goa'sında doğan Jose Abbe kadar çabuk değiştirebildiğini me-
Facia Cust6dio de Facia, varlıklı bir rak etti. Fransa'ya giderek Fransız
mirasyedi kadının oğludur, ancak İhtilali'nde önemli bir rol üstlendi
annesiyle babası o 15 yaşındayken ve hapse girdiğinde kendine telkin
ayrılmıştır. Portekiz Sarayı ile iyi iliş­ tekniklerini ilerletti. Farta daha
kileri bulunan Abbe (Abbot) Farta ve sonra felsefe profesörü olmuş, an·
babası Portekiz'e giderek rahip ol· cak "bilinçli uyku" seansları yaptı·
mak için eğitim almışlardır. Bir kere- ğı tiyatro gösterileri ününü zedele-
sinde genç Farta kraliçe tarafından mişti. 1819'da felç sonucu
kendi özel şapelinde vaaz vermesi i· öldüğünde Patis, Montmartre'da i-
çin davet aldı. Ayin sırasında paniğe simsiz bir mezara gömüldü.
kapıldı ama babatiı kulağına şöyle fı­
sıldadı: "Onların hepsi samandan a- OnemU ...ıteri
damlar - kes samanları!" Korkusu
geçti ve vaazına akıcı biçimde de· 1819 Bilinçli Uykunun Nedenleri
vam etti; daha sonra bu kadar basit Üzerine
bir cümlenin ruh durumunu nasıl bu
24

KAVRAMLAR BİRBİRİNE
DİRENiNCE GÜÇ HALİNE
GELİR
JOHANN FRIEDRICH HERBART (1776-1841)

KISACA Deneyimler ve algılar


YAKLAŞIM bir araya gelerek
düşünceleri oluştururlar.
Yapısalcılık

ÖNCE
1704 Alman filozof Gottfried
Leibniz, İnsan Anlayışı Üzerine Benzer düşünceler bir Benzer olmayan dfltünceler
adlı kitabında peLites arada bulunur veya birbirlerine direnir ve
perceptions (bilinçsiz algılar) birleşirler. çatqan güçler haline gellder.
kavramını ele alır.

1869 Alman filozof Eduard von


Hartmann geniş kitlelere
Bir düşüncenin
ulaşan kitabı Bilinçdışının
diğerine tercih edilmesi ""'
Felsefesi'ni yayımlar.
SONRA
.__._.....g•e•r•e•k•i·r·...........I ~
1895 Sigmund Freud ve Josef
Breuer İsteri Üzerine
Tercih edilmeyen düşünce
Çalışmalar kitabını Tercih edilen düşünce bilinci terk eder ve bilinçdış ı bir
yayımlayarak psikanaliz ve bilinçte kalır.
düşünce haline gelir.
bilinçdışı kuramlarını
açıklarlar.

1912 Cari Jung, Bilinçdışının


ohann Herbart zihnin nasıl şünceleri ayırmak ve saklamak için
Psikolojisi adlı kitabını yazar ve
tüm insanların kültürlerine
göre kolektif bir bilinçdışına
sahip olduklanru öne sürer.
J çalıştığını -özelde düşünceler
ve kavramları nasıl yonettiği­
ni- araştırmak isteyen bir Alman fi-
bir sistemi olması gerektiğini söyle-
yerek cevaplamıştır. Onun açıklığa
kavuşturmak istediği bir diğer ko-
lozoftur. Her birimizin yaşamı bo- nuysa, düşünceler sonsuza kadar var
yunca aklından çok sayıda düşünce oldukları halde (Herbart onların yok
geçtiğini düşünürsek nasıl oluyor da olmayacağını düşünüyordu) bunlar-
kafamız giderek daha fazla karışmı­ dan bazılarının bilinçli farkındalığı­
yor? Herbart bu soruyu zihnin, dü- mızın ötesinde var olmalarıydı. 18.
FELSEFİKÖKENLER 25
Ayrıca bkz. Wilhclm Wundt 32- 37 • Sigmund Freud 92-99 • Carı Jung
102- 07 • Anna Freud 111 • Leon Festinger 166- 67

Herbart'a göre düşünceler ve


duyguların enerjileri vardır ; benzer ya
da benzemez düşünceleri mıknatıslar Rahatça
gibi çekmek ya da itmek için birbirleriyle bir arada
etkileşim içindedirler. varolamayarı iki
~ düşünce birbirini
iter.

Birbirleriyle ~
çelişmeyen
düşünceler
beraberce çekilir
ve bilinç düzeyinde ... ve bunlardarı
birlikte biri bilinçten bile
varolabilirler. itilebilir. Johann Herbart, Almanya,
Oidenburg'da doğmuştur. 12
yaşına kadar evde annesi
tarafından eğitilmiş, daha
sonra yerel bir okula gitmiş ve
Jena Üniversitesi'nde felsefe
yy. Alman filozofu Gottfried Leibnitz leşirler.Ancak eğer iki düşünce eğitimi almıştır. Göttingen
fa rkındalığın ötesinde de düşünceler benzer değilse, bir araya gelmeden Üniversitesi'nde doktora yapıp
bulunduğunu ilk keşfeden kişidir ve var olmaya devam edebilirler. Bu da felsefe dersleri vermeye
onlara küçük algılar adını vermiştir. zaman içinde zayıflamalarına ne- başlamasından önce üç yıl
Bunlara örnek olarak da sıklıkla bir den olur, bu yüzden de "bilinç boyunca özel dersler vermiştir.
şeyleri - bir sahnedeki bir detay gibi- eşiği"nin altına doğru itilirler. İki 1806'da Napolyon, Prusya'yı
algıladığımızı o anda fark etmeme- düşünce doğrudan birbirleriyle çeli- bozguna uğratmış , 1809'da da
m ize rağmen arıımsayabilmemizi şirlerse "direnç oluşur" ve kavram- Herbart'a Prusya kralı ve
göstermiştir. Bu, bazı şeyleri algıla­ lar birbirlerine direnince güç haline maiyetinin sürgünde
bulunduğu Königsberg'de
d ığımız ve farkında olmadan bunları gelirler". Birbirlerini iterlerken çıkan
hafızamızda saklaclığımız anlamına enerji bir tanesini bilincin ötesine, Immanuel Kant'ın koltuğu
önerilmiştir. Bu aristokratik
gelmektedir. Herbart'ın "eğilim durumu" dediği
çevrelerde dolaşırken yarı /
bizim de "bilinçdışı" diye bildiği­
yaşında bir İngiliz olan Mary
Dinamik fikirler miz yere iter. Drake ile evlenmiştir. 1833'te
Herbart'a göre düşünceler, duyular- Herbart bilinçdışını zayıf ya da Prusya hükümeti ile ters
dan gelen bilgilerin birleştiği gibi karşıt düşünceler içirı bir depolama düşmesini takiben Göttingen
oluşur. Onun düşünceler için kul- yeri olarak görür. Belirgin bir eşikle Üniversitesi'ne geri dönmüş ve
landığı terim - Vorsfellung- düşün­ birbirinden ayrılan iki parçalı bir bi- 65 yaşında bir felç sonucu
celeri, zihinsel imgeleri ve hatta linç varsayarak sağlıklı bir zihinde ölene dek orada felsefe
d uygusal durumları da kapsamak- düşüncelerin yönetimi içirı yapısal profesörü olarak kalmıştır.
tadır. Tüm bunlar zihnin içeriğini bir çözüm getirmeye çalışmaktadır.
oluşturmaktadırlar ve Herbart onla- Ancak Sigmund Freud bilinçdışını Önemli eserler
rı statik değil dinamik unsurlar ola- çok daha karmaşık ve açıklayıcı bir
rak görür. ÜnA görn düşünceler bir- mekanizma olarak görür. Freud, 1808 Genel Pratik Felsefe
1816 Psikoloji Ders Notları
birlerini çekebilir, diğer düşünceler Herbart'ın kavramlarını kendi bi-
1824 Bilim Olarak Psikoloji
ve duygularla bi rleşebilir ya da linçdışı kuramlarıyla birleştirerek 20.
mıknatıs gibi birbirlerini itebilirler. yüzyılın en önemli tedavi yaklaşımı
Renk ve ton gibi benzer unsurlar olan psikanalizin temellerini oluş­
birbirlerini çekerler ve daha karma- turmuştur. •
şık bir düşünce oluşturmak için bir-
26

GERÇEKTE
KİMSEN OOL
SBREN KIERKEGAARD (1813-1855)

n temel soru olan "Ben ki- yaşamaya değmediğine" inanır. Kier-


KISACA
YAKLAŞIM
VarolWJçuluk
E mim?" Antik Yunan' dan beri
üzerinde düşünülmüş bir so-
rudur. Sokrates (MÖ 470-399) felsefe-
kegaard, Ölümcül Hastalık
Umutsuzluk'ta (1849), depresyondan
değil kendine yabancılaşmadan kay-
nin esas amacının kendini tanıyıp naklandığına inandığl "umutsuzluk"
ÖNCE anlayarak mutluluğu artırmak oldu- sorununu anlamak için kendi-kendi-
MÖ 5. yy. Sokrates mutluluğa ğuna, "sorgulanmamış bir hayatın ne-analizi bir araç olarak önerir.
giden yolun "benliğini keşfet­
mek"ten geçtiğini belirtir.
SONRA Olduğumdan başka biri olmak istiyorum:
1879 Wilhelm Wundt, kendi Başka bir benliğe sahip olmak.
kendine analizi psikolojik araş­
tırmalar için bir yaklaşım ola-
rak kullanır.
Böylece kendimi farklı biri yapmaya çalışıyorum .
1913 John B. Watson, "içe ba-
kış, yöntemlerinin esasını o-
luşturmuyor" diyerek psikoloji-
de kendi kendine analizi
Başaramıyoru m ve ve gerç ek
tahtından indirir. Başarıyorum
başaramadığım için kendimden benliğimi terk ediyorum.
1951 Car! Rogers, Müşteri O- nefret ediyorum.
daklı Teıapi 'yi ve 1961'de de
Birey Olmak Üzerine adlı kitap-
larını yayımlar.
Her iki durumda da gerçek benliğimden umutsuzluğa kapılıyorum .
1960 R.D.Laing'in Bôlünmüş
Benlik adlı kitabı "deliliği" ye-
niden tanımlayarak iç çelişki­
lere terapi olarak varoluşsal a- Umutsuzluktan kaçmak için gerçek benliğimi kabul etmeliyim.
nalizi önerir.
1996 Rollo May, Kaygının Anla-
mı adlı kitabını Kierkegaard'ın
Kaygı Kavramı kitabına dayan-
dırır.
FELSEFiKÖKENLER 27
Ayrıca bkz. Wilhelm Wundt 32- 37 • William James 38-45 • Carı Rogers 130- 37 • Rollo May 141 • R.D. Laing 150- 51

Napolyon'un onu ögrenci olarak tasvir arzusunda hem de ona ulaşmasında


eden bu resimde de görüldüğü gibi, güce kendi benliğinden "kurtulınuş olma-
olan aşın hırsı onu gerçek benliğini ve yı" istemektedir. Kendi benliğini bu
fazlasıyla insani sınırlamalarını kaybet·
şekilde inkfil acı vericidir: Kişi ken-
meye ve sonunda umutsuzluğa götürür.
dini dışlamak istediğinde ortaya çı­
kan umutsuzluk bunaltıcıdır. Kişi
şiddetle farkında olmaktan kaynak- "kendine sahip değilken kendisi de-
larur ve kendi benliğinden ciddi şe­ ğildir".
kilde hoşnutsuz olmak da buna eşlik Ancak Kierkegaard bir çözüm ö-
eder. Bir şeyler yanlış gittiğinde, me- nerir. Kişinin başka biri olmayı iste-
sela doktorluk sınavını geçemediğin­ mek yerine. gerçek benliğini bulma
de kişi, kaybolan bir şey için umut- cesaretini göstererek huzuru ve iç
suzluğa kapılmış gibi görünür. uyumu bulabileceği sonucuna varır.
Ancak Kierkegaard'a göre. duruma "Gerçekten olduğun kimseyi olmak
Kierkegaard umutsuzluğun pek daha yakından bakıldığında kişinin istemek. aslında umutsuzlu(Jun zıd­
çok derecesini tanımlar. En sık görü- olan olaydan de!'.Jil (sınavda başarısız dıdır" der. Gerçek benli(Jimizi inkar
len ve en aşağı derecede olanı bilgi- olına) kendisinden umutsuzluk duy- etmeye son verdiğimizde ve gerçek
sızlikten kaynaklanır: Kişinin "benli- du(Ju açıkça görülebilir. Bir amaca u- doğamızın üzerindeki örtüyü kaldı­
ğ in" ne olduğu hakkında yanlış bir laşmayı başaramayan benlik taham- rıp onu kabullenmemiz durumunda
düşüncesi vardır ve potansiyel benli- mül edilmez hale geHr. Kişi farklı bir umutsuzluğun yok olacağına inanır.
!'.) inin varlığından veya yapısından benlik olmak istemektedir (doktor) a- Kierkegaard'ın bireysel sorumlu-
habersizdir. Bu tür bir bilgisizlik ma şimdi başarısız olınuş bir benlik- luk ve kişirıin yaşamdaki özü ve ama-
mutluluk hissine yakındır ve o kadar le umutsuzluk içinde kalakalmıştır. cını bulına ihtiyacına yaptığı vurgu,
mantıksızdır ki, Kierkegaard bunun sıklıkla varoluşçu felsefenin başlangı­
umutsuzluk sayılabileceğinden bile Kendi benliğini terk etmek cı olarak görülür. Düşünceleri ile doğ­
emin değildir. O. gerçek umutsuzlu- Kierkegaard imparator olmak iste- rudan R. D. Lairıg'in varoluşsal terapi
(Jun. kendi benliğiyle ilgili farkındalı­ yen bir adam öme(Jini verir ve ironik yöntemini kullarırnasına ve Cari
ğ ın artmasıyla ortaya çıktığını öne bir biçimde. eğer bu adam bir şekil­ Rogers gibi klinik psikologlar tarafın­
' sürmektedir ve bu daha derin düzey- de amacına ulaşsa bile eski benliği­ dan uygulanan hümanistik terapilere
deki umutsuzluk, kendi benliğinin ni terk edeceğine işaret eder. Hem ilham kaynağı olınuştur. •

Seren Klerkegaard S0ren Kierkegaard, Danimarkalı bir kişi olarak boş zamanlarını
varlıklı bir ailenin oğluolarak doğ­ dolduran tek etkirılik, sokaklarda
muştur ve katı bir Lüteryen olarak yürüyüp tanımadığı kişilerle ko-
büyütülınüştür. Kopenhag nuşmak ve at aralbasıyla kırlarda
Üniversite-si'nde teoloji ve felsefe e- uzun gezilere çıkmaktır.
ğitimi almıştır. Hatırı sayılır bir mi- Kierkegaard 2 Ekim 1855'te so-
rasa konduğunda yaşamını felsefe- kakta yere yığılmış ve 11 Kasım'da
ye adamaya karar vermiştir ancak Kopenhag'daki Friedrich's
sonunda bundan da tatmirı olama- Hastanesi'nde ölmüştür.
mıştır. "Yapmam gereken şey, ne
bilmek zorunda olduğum hakkında ÖaemU -r1er1
değil ne yapacağım hakkında net
olmaktır" der. 11140'ta Regirıe 1843 Korku ve Titreme
Olsen'le nişanlanmış ancak evliliğe 1843 Ya / Ya da
uygun biri olmadığını söyleyerek ni- 1844 Kaygı Kavramı
şanı bozmuştur. Genelde hAkiın o-
1849 Ölümcül Hastalık Umut-
lan melankolik hali yaşamı üzerinde
belirgin bir etkiye sahiptir. Yalnız suzluk
28

KİŞİLİK ·GENETİK
VE ÇEVRENİN
BİLEŞİMİNDEN OLUŞUR
FRANCIS GALTON (1822-1911)

Kişilik
iki farklı kaynaktan
KISACA
gelen unsurlarla oluşur.
YAKLAŞIM
Biyo-psikoloji
ÖNCE
Çevre doğumumuzdan itiba ren
1690 İngiliz filozof John Locke, yaşadıklarımızdır.
her çocuğun zihninin tabula
rasa ya da boş bir levha
olduğunu ve bu bakımdan
Genetik doğuştan
gelen, kalıtsal ve ...
hepimizin eşit doğduğumuzu Yeteneklerimizi ve becerilerimizi
öne sürer. eğitim ve öğrenme yoluyla
geliştirebiliriz ama ..
1859 Biyolog Charles Darwin,
insan gelişiminin tamamen
çevreye uyum sağlamanın
sonucu olduğunu iddia eder.
.. .yeteneklerimizi nereye kadar
1890 William James, geliştirebileceğimizle ilgili sınırlamalar koyar.
insanların bireysel eğilimlerini
ya da "içgüdülerini" kalıtımsal
olarak devraldığını ileri sürer. Genetik ve çevre birlikte rol oynarlar ama
SONRA genetik belirleyici faktördür.
1925 Davranışçı John B.
Watson, "kapasite, yetenek,
mizaç veya zihinsel yapının rancis Galton'un akrabalan a- "çevre"nin etkilerini ölçülebilen ve kı­
kalıtımı gibi biı şeyin
olmadığını" söyler.

1940'lar Nazi Almanya'sı


F rasında pek çok yetenekli
kimse sayılabilir: Evrimci bi-
yolog Charles Darwin de bunların ara-
ycıı;layabilen iki ayn etki olarak tanım­
layan ve kişiliği sadece bu iki unsurun
belirlediğini öne süren ilk kişidir.

öjenik (soy ıslahı) aracılığıyla sındadır. Bu yüzden de Galton'un han- 1869'da kendi aile ağacıyla birlikte,
"üstün Aryan ırkı" yaratmanın gi yeteneklerin ne ölçüde doğuştan "yargıçlar, devlet adarrilan, kurnan-

peşine düşer. geldiğini ve öğrenildiğini araştırması darilar, bilim insarilan, edebiyatçılar


şaşırtıcı değildir. "Genetik" ve . .. falcilar, kürekçiler ve güreşçilerinki-
FELSEFIKÖKENLER 29
Ayrıca bkz. G. Stanlcy Hail 46-47 • John B. Watson 66-71 • Zıng-Yang Kuo 75
• Eleanor E. Maccoby 284-85 • Raymond Cattell 314-15

olduğunu ama mutlaka eğitimle tak-


viye edilmesi gerektiğini söyler.
Galton 1875'te 159 çift ikiz üze-

''
rinde bir araştırmaya başlar. İkizle­
rin kardeşler arasındaki, bir derece-
Özellikler aileye sımsıkı ye kadar aynı oldukları "normal"
bağlıdır. benzerlik dağılımını ızlemediklerini,
Francis Galton yani bir dereceye kadar aynı ama
her zaman çok benzer veya çok ben-
zemez olduklarını fark eder. Onu

''
gerçekten şaşırtansa benzerlik dere- Francis Galton
cesinin zaman içinde asla değişme­
mesidir. Oysa ortak yetiştirilişin i- Sir Francis Galton, aralarında
antropoloji, kriminoloji (parmak
kizler arasındaki benzemezliği, onlar
izlerini sınıflandırma) , coğraf­
ni" birlikte kullandığı kalıtsal özellikler büyüdükçe azaltacağını düşünmüş­
ya, meteoroloji, biyoloji ve psi-
araştırmasının sonuçlarını açıkladığı tür ama gerçek böyle değildir. Çev-
kolojinin de bulunduğu pek çok
Kalıtsal Deha adlı kitabını yayımlamış renin en ufak bir etkisi bile yoktur. alanda yazılar yazan çok yönlü
tır. Önceden düşündüğü gibi belli aile- "Gen-çevre taruşması" günümüze ve üretken bir entelektüeldir.
lerde genel nüfusa oranla daha fazla kadar gelmiştir. Bazıları Galton'un, İngiltere, Birmingham'da var-
sayıda yetenekli insan bulunduğu so- günümüzde soy ıslahı olarak bilinen, lıklı bir Protestan (Ouaker) aile-
nucuna vanr. Ancak bunu sadece ge- insanların da belli özelliklere sahip ol- nin oğlu olarak doğar, okumayı
netiğe bağlamaz çünkü ayncalıklı bir maları için atlar gibi "çiftleştirilmeleri­ iki yaşında sökmüş bir d§.hi ço-
aıle ortamında büyümenin kazandırdı­ rıi" öngören düşüncesi dahil tüm ku- cuktur. Londra ve
ğı özelliklerin de etken olabileceğirıi rarnlannı desteklemektedirler. Bazıları Birmingham'da tıp eğitimi al-
düşünür. Neticede kendisi de varlıklı ise her bebeğin bir tabula rasa, boş bir mış v e daha sonra

bir ailede büyümüş ve olağanüstü iyi levha olduğuna ve hepimizin eşit doğ­ Cambridge'de matematik okur-
oğ itim olanaklanna sahlp olmuştur. duğumuza inanmayı tercih etmekte-
ken , 1844'te babasının ölümüy-
dirler. Günümüzde psikologların çoğu le daha da kötüye gide n zihin-
sel bir çöküntü yaşamıştır.
Gerekli bir denge genetik ve çevrenin insan gelişiminde
Galton bunun üzerine seya-
Galton bir dizi farklı çalışma da yü- eşit derecede önemli olduğunu ve kar-
hatlerine ve icatlarına dönmüş­
rütmüştür. Bunlar arasında, Royal maşık biçimlerde etkileşim içinde ol-
tür. 1853'te Louisa Jane Butlar
Society'ye gönderilerek ilgi alanları ve duklarını kabul etmektedirler. • ile yaptığı evlilik 43 yıl sürmüş­
ilişkilerinin sorulduğu, anketle yapı­ tür ancak çiftin çocukları olma-
lan ilk büyük çaplı araştırma da bu- mı ştır. Tüm yaşamını fiziksel
lunmaktadır. Sonuçları İngiliz Bilim ve psikolojik özellikleri ölçmeye,
A damlan'nda yayımlamış ve yaradı­ zihin testleri geliştirmeye ve
lışla yetiştirme koşullarının birbiriyle yazmaya adamıştır. Sayısız ba-
rekabet etmeye zorlandığında yaradı­ şarıları pek çok ödülle onurlan-
lışın galip çıktığını öne sürmüştür. dırılmıştır, bunların arasında

Dış etkilerin de bir katkısı olduğunu birçok onursal makam ve şöval­


ancak hiçbir şeyin "bireysel özellikle- yelik payesi de bulunmaktadır.
rin derin izlorirıi silemeyeceğini" söy-
ler. Ancak kişiliğin oluşmasında yara- Önemli eserleri
dılışın da yetiştirilişin de gerekli
Galton'un ik izler çalışması benzer- 1869 Kalıtsal Deha
olduğunda ısrar eder çünkü ona göre
likleri, aralarında boy, kilo, saç ve göz 1874 İngiliz Bilim Adamları: Ya-
en yüksek doğal yetenekler bile "ku- rengi ve yetenek olmak üzere pek çok a- radılışları ve Yetişme Koşulları
surlu yetiştiriliş biçiminden dolayı" çıdan araştırmıştır. El yazısı ikizlerin 1875 İkizlerin Tarihi
besinsiz kalabilirler. Zekanın kalıtsal her zaman farklılaştığı tek konudur.

--------
30

İSTERİNİN
YASALARI
EVRENSELDİR
JEAN-MARTIN CHARCOT (1825-1893)

edem nörolojinin kurucu- jik nedenlerle ilgili bir araştırmayı


KISACA
YAKLAŞIM
Nörolojik bilim
M su olarak bilinen Fransız
doktor Jean-Martin Char-
cot, psikoloji ile fizyoloji arasındaki
gerektirdiğini söylemiş ancak
çağdaşları bu düşüncelerine
katılmamışlardır. Hatta bazıları
ilişki ile ilgilenmiştir. 1860'1ar ve onun "isterikleri"nin Charcot'nun
ÖNCE 1870'1er boyunca, o zamanlar rahim- kendilerine söylediği şek ilde rol
MÖ 1900 Mısırlı Kahun Papy- le (Yunanca hystera) ilgili olduğu yaptıklarını bile öne sürmüşlerdir.
rus, kadınlarda "gezgin sanılan ve kadınlarda aşırı duygusal Ancak öğrencilerinden biri olan
rahim"in neden olduğu davra- davranışları tanımlamak için Sigmund Freud isterinin fiziksel bir
nışsa! rahatsızlıkları anlatır. kullanılan terimle, "isteri" üzerinde hastalık olduğuna ikna olmuş ve
çalışmıştır. İsterinin semptomları konu merakını uyandırmıştır. Bu.
MÖ 400 civan Yunanlı hekim
arasında aşın ağlama ya da gülme, Freud'un psikanaliz kuram ında
Hipokrat, Kadın Hastalıkları ü-
çılgınca bedensel hareketler, bükül- tanımladığı ilk hastalıktır. •
zerine adlı kitabında belli ka-
dın hastalıklarına "isteri" adını
me, bayılma, felç, kasılmalar, geçici
vermiş tir.
körlük ve sağırlık bulunmak tadır.
Paris'teki Salpetriere
1662 İngiliz hekim Thomas Hastanesi'nde binlerce vakayı ince-
Willis, "isterik" kadınlar üze- leyen Charcot, hastalığı tamamen
rinde yaptığı otopsilerde rahim anladığına inanarak "İsterinin
patolojisi ile ilgili hiçbir bulgu- Yasaları"nı tanı mlamı ş tır. Ona göre
ya rastlamamıştır. isteri yaşam boyu süren ve kalıtsal
olan bir durumdur; semptomla rı da
SONRA genellikle şokla tetiklenir. Charcot
1883 Alfred Binet, Paris'teki 1882'de şunları söylemiştir:
Salp(ıtriere Hastanesi'nde
"(İsterik) atakta ... her şey kurallara
Charcot ile buluşur ve daha uygun gelişir. Bu yasalar da hep ay-
sonra Charcot'nun isteriyi teda- Charcot, Paris'tcki Salplltriere Hasta-
nıdır ; her ülke, her çağ, her ırk için
vi etmek içın kullandığı hipno- nesi'nde isteri üzerine konferanslar verir.
geçerlidir. kısacası evrenseldir." İsterinin her zaman düzenli. net evreler-
tizma yöntemi hakkında yazar. Charcot. isterinin fiziksel bir den geçerek ilerlediğine ve hipnotizmay-
1895 Charcot'nun eski bir öğ­ hastalığa olan benzerliğinin biyolo- la bile tedavi edilebileceğine inanıyordu.
rencisi olan Sigmund Freud, İs­
teri Üzerine Çalışmalar kitabını Aynca bkz. Alfred Binet 50-53 • Pierre Janet 54- 55 • Sigmund Freud 92-99
yayımlar.
FELSEFIKÖKENLER 31

İNSjlN RUHUNUN İÇ
BAGLANTILARININ
OLAGANDIŞI YIKIMI
EMiL KRAEPELIN (1856-1926)

iman psikiyatr Emil ise hastalarda korku hali ve takip


KISACA
YAKLAŞIM
Tıbbi psikiyatri
A Kraepelin, çoğu akıl
hastalığının biyolojik
kökenleri olduğuna ina nmıştır ve
edilme duygusu ile kendini
gösterir; sürekli "gözetlendiklerini"
ve " haklarında konuş ulduğunu"
modern tıbbi psikiyatrinin ileri sürerler. Üçüncü tür olan
ÖNCE kurucusu olarak kabwul edilir. ebefreninin belirtileri ilgisiz
MÖ 50 civan Romalı şair ve 1883'te yayımlana n Psikiyatri Ders konuşmalar ve üzüntülü bir
filozof Lucretius, "aklını Kitabı 'nda "dementia praecox"u durumda yüksek sesle gülme gibi
kaybetmek" anlamında (erken bunama) Alzheimer gibi geç duygusal tepki ve davranışlardır.
"dementia" (bunama) terimini başlayan bunamalardan ayırdığı Dördüncü kategori katatonide
kullanmıştır. ayrıntılı bir akıl hastalıkları hareketler ve ifade çok kısıtlıdır; ya
sınıflandırması yapmıştır. saatlerce aynı durumda oturmak
1874 Kraepelin'in hocası
gibi bir donuklukla veya sürekli öne
Wilhelm Wundt, Fizyolojik
Şizofreni ve arkaya zıplamak gibi bir aşırı
Psikolojinin İlkeleri adlı kitabını
yayımlamıştır.
1893'te Kraepelin, günümüzde hareketlenmeyle kendini belli eder.
şizofreni olarak bilinen erken Kraepelin'in sınıflandırması
SONRA bunamay ı "ortak özellikleri, ruhsal hala şizofreni teşhisinin temellerini
1908 İsviçreli psikiyatr Eugen kişiliğ in iç bağlantılarının oluşturmaktadır. Dahası , ölüm
Bleuler, Yunanca bölünme olağandışı yık ı mı olan bir d izi sonrası incelemeler şizofreni
anlamına gelen skhizein ile klinik durum" olarak tanımlar. Kafa hastalarında biokimyasal ve yapısal
zihin anlamına gelen phren'i karışıklığı ve antisosyal beyin anomalilerinin yanı sıra
birleştirerek "şizofreni" davra nı şlarla kendini gösteren beyin fonksiyonlarında bozukluk
terimini kullanmıştır. hastalığın genellikle ergenliğin bulunduğunu da göstermiştir.
sonlarında veya erken yetişkinlikte Kraepelin'in, ak ıl hastalıklarının
1948 Dünya Sağlık Örgütü ortaya çık tığını gözlemlemiştir. çoğunun biyolojik nedenlerden
(WHO) U1uslararası Hastalıklar Kraepelin, has talığı daha sonra dört kaynaklandığı inancı , psikiyatri
Sınıflandırması'na (ICD)
alt kategoriye bölmüştür. Bunlardan alanında kalıcı bir etki bırakmıştır
Kraepelin'in akıl hastalıkları ilki olan "basit" bunamanın ve günümüzde de pek çok akıl
sınıflandırmasını da dahil eder.
belirtileri ağır bir çöküş ve geri hastalığı ilaç tedavisiyle kontrol
1950'ler İlk antipsikotik ilaç çekilmedir. İkinci tür olan paranoya edilmektedir. •
Chlorpromazine şizofreni
tedavisinde kullanılır. Aynca bkz. Wilhelm Wundt 32- 37 • Sigmund Freud 92- 99 • Cari Jung 102- 07
• RD. Laing 150-51
ZİHİNSEL YAŞAMIN
BA LANGICI

BA LANGICINA
KADAR GİDER
WILHELM WUNDT (1832-1920)
34 WILHELM WUNDT
KISACA
Bu nedenle psikolojinin
YAKLAŞIM Bilinç bir "iç deneyimdir". kendini gözlemle
Deneysel psikoloji başlaması gerekir.

ÖNCE
5. yy. Antik Yunan filozofları
Aristoteles ve Platon, hayvan-
ların düşük düzeyli, açık bir
biçimde insandışı bir bilince
sahip olduklarını öne sürerler. Deneylerle kaydedilen bu
Her canlı gözlem istemsiz tepkileri
1630'lar Rene Descartes, bu iç dnneyime sahiptir sergilemek için tasarlanmıştır.
hayvanların duyguları olma·
yan otomat varlıklar oldukları·
nı söyler.

1859 İngiliz biyolog Charles


Darwin, insanı hayvan atalarla
ilışkilendirir.
Her canlı bu iç deneyime
SONRA her zaman sahip olmuş Bu bilinç hakkında
1949 Konrad Lorenz, ınsanla­ olmalıdır.
nicel veriler toplar.
rın hayvanlarla benzer yönleri-
ni gösterdiği kitabı Kral
Süleymanin Yüzüğü ile
hayvanlara bakış açısını
değiştirir.

2001 Amerikalı zoolog Donald


Griffin, Hayvan Zihni adlı
kitabında hayvanların bir Her canlı bu iç deneyime
gelecek hissine, karmaşık bir sahiptir.
belleğe ve belki de bilince
sahip olduklarını savunur.

ayvanların da zihinleri eder. İnsanların hayvanlara hayvanlar üzerindeki deneylerin

H olduğu ve bazı düşünce


türleri üretebildikleri fikri
Antik Yunan filozoflarına kadar
benzerliği filozoflar için çok önemli,
psikologlar için daha da hayati bir
konudur. 15. yüzyılda Fransız filozof
açıklayıcı olabilecekleri
anlaşılmıştır. Bu da yaşamın en
minik hayvanlardan bize kadar
uzanır. Aristoteles üç tür zihin Rene Descartes hayvanların, uzanan bir devamlılığı olduğunu
olduğuna inanır: bitki, hayvan ve refleksleriyle yönetilen, karmaşık açıklayan Alman doktor, filozof ve
insan. Bitki zihni sadece beslenme makinelerden ibaret olduklarını psikolog Wilhelm Wundt'un
ve büyüme ile ilgilidir. Hayvan iddia etmiştir. Eğer haklı olsayd ı durduğu noktadır. Fizyolojik
zihni bu işlevine ek olarak acı, zevk, hayvanları gözlemlemek bize kendi Psikolojinin İlkeleri adlı kitabında
arzu gibi duyumların yanı sıra davranışlarımız hakkında hiçbir Wundt, bilincin tüm canlılarda
hareketleri başlatma işlevine de şey anlatmayct<;aklı. Ancak bundan ortak olduğunu ve evrim sürecinin
sahiptir. İnsan zihni tüm bunları 200 yıl sonra, Charles Darwin, başlangıcından beri var olduğunu
yapabilir ve aynı zamanda akıl da insanların genetik olarak diğer öne sürmüştür.
yürütebilir. Aristoteles sadece hayvanlarla bağlan olduğunu ve Wundt'a göre yaşamın tanımı
insanların benlik farkındalığına bilincin, evrimsel ölçekte bizden en bile bir tür zihin içermektedir ve
sahip olduklarını ve üst düzey bir uzaktaki hayvanlarda bile bunu şöyle anlatır: "O zaman,
kavrama yetenekleri olduğunu iddia bulunduğunu öne sürünce gözlem noktası bakımından
FELSEFi KÖKENLER 35
Aynca bkz. Rene Descartes 20- 21 • William James 38-45 • Edward Thorndjke 62 65 • John B. Watson 66-71 •
B.F. Skinner 78-85

örneği gibi- yararlanılır. Ölü bir


kurbağadaki bir sinir ucuna küçük
bir elektrik şoku verilirse bağlı

''
bulunan kaslar titreşir ve bacakları
hareket ettirir. Bunun ölü bir
hayvanda bile olabilmesi bu tür
Zihinsel fonksiyonlardaki hareketlerin hiçbir bilinç olmadan
farklılaşmanın başlangıcına meydana gelebileceğini
tek hücrelilerde bile rastlanır. göstermektedir. Canlılarda bu tür
Wilhelm Wundt hareketler "refleks" adın ı
verdiğimiz otomatik davranışların
temelini oluşturur; aynen sıca k bir
Wundt'a göre tek hücreli organizma-

''
şeye dokunduğunuzda aniden
lar bile bir tür bilince sahiptirler. Wundt,
amiplerin yiyecek parçalarını tüketme elinizi çekmeniz gibi.
yeteneklerinin zihinsel bir sürecin de- Wundt'un ikinci tür gözlemi
vamlılığını işaret ettiğiıU ileri sürer. "içe bak ış" ya da "kendi kendini
gözlem" olarak tanımladığ ı içten
zihinsel yaşamın başlangıcının Cattell gibi öğrencileri tarafından gözlemdir. Bu gözlem, duygu ve
ya şamın başlangıcına kadar gittiği yönetilen psikoloji bölümleri düşünceler gibi iç olayları fark
hipotezi oldukça mümkün bir açmaları için ilham kaynağı etmeyi ve kaydetmeyi içerir.
va rsayım görünmektedir. Zihinsel olmuştur. Araştıımalar için hayati bir önemi
gelişimin kökeni sorusu da bu va rdır çünkü zihnin nasıl çalıştığı
nedenle yaşamın kökeni sorusuna Davranış incelemesi ile ilgili bilgiler sağlar. Wundt,
bağlanır." Wundt, tek hücreliler gibi Wundt "bilincin tam bir tanımının birbirini dışlayan olarak görmediği
basit organizmaların bile bir tür yapılmasının deneysel psikolojinin ama interaktif bulduğu ve "fiziksel
zihinleri olduğunu söyleyerek yegane amacı olduğuna" inanır. ve ruhsal" olarak tanımladığı iç ve
devam eder. Bu son iddia, tek Bilinci bir "iç deneyim" olarak dış dünyalar arasındaki ilişki ile
hucreli bir hayvanın basit dahi olsa anlasa da, bu deneyimin sadece "en ilgilenmiştir. Wundt ayrıca , ışığın
' zihinsel yeteneği olabileceğine pek gerçek" veya görünen biçimiyle görsel duyusu gibi insan duyuları
az insanın inandığı günümüzde ilgilenir. Bu da onu sonunda
bile şaşırtıcıdır ama ilk kez ortaya "doğrudan gözlemle"
atı ldığı 100 yıl önce çok daha incelenebilecek ve ölçülebilecek
şaşırtıcı olmuştur. davranışlar üzerinde araştırmaya
Wundt kuramlarını test etmeye götürür.
çok heveslidir ve "deneysel Wundt iç ve d ış olmak üzere iki
psıkolojinin babası" olarak anılır tür gözlem olduğunu söyler. Dış
çünkü 1879'da dünyanın ilk resmi gözlem, dış dünyada gözle
deneysel psikoloji laboratuvarını görülebilen olayları kaydetmek için
Almanya, Leipzig Üniversitesi'nde kullanılır ve fiziksel bedenler
kurmuştur. Zihin ve insan üzerindeki neden ve sonuç
davranışları üzerinde sistematik ilişkilerine ulaşmada -etki-tepki
ara ştırmala r yapmak, hFlşlımgıç
olarak da temel duyu süreçlerini
Wundt'un laboratuvarı tüm
yakından incelemek istemiştir.
dünyadaki psikoloji bölümleri için bir
Laboratuvarı, ABD ve Avrupa'da
model oluşturmuştur. Deneyleri
dığer üniversitelere de pek çoğu psıkolojiyi, felsefenin egemenlik
onun orijinal laboratuvarını model alanından çıkararak bilimin alanına
alan ve Edward Titchener ve James sokmuştur.
36 WILHELM WUNDT
üzerine çalışmaya başlamıştır
çünkü bunlar dışarıdaki fiziksel
dünyayı zihinsel dünyaya bağlayan
ajanlardır .
Wundt, bir deneyde
katılımcılardan -belli bir renkte ve
belli bir parlaklık düzeyinde, belli
süreyle parlayan- standart bir ışık
sinyalini ald ıklarında ne
duyumsadıklarına dair bilgi
vermelerini ister. Bununla tüm
Duyularımız şekıller, boyutlar, renk-
katılımcıların ayrı etkiyi aldıkları
ler. kokular ve dokuların ayrıntılarını
garanti edilmekte, farklı algılamamızı sağlar ama Wundt'a gö-
katılımcıların tepkilerinin re bunlar içselleştirildiklerinde yüz gibi
kıyaslanabilmesine ve eğer karmaşık simgeler halinde birleşirler.
istenirse deneyin ileri bir tarihte
tekrarlanabilmesine olanak
tanınmaktadır. Wundt'un verdikleri ortak bilgilerle olduğu geldiğini ileri sürer. Simgeler, dış
tekrarlama olasılığı üzerindeki bu kadar, açıkça görülen bireysel dünyadan algılanan bir nesnenin
ısrarı gelecekteki tüm psikolojik farklılıklarla da ilgilenmiştir. zihindeki görüntüsünü (görüş alanı
deneylerinde de standart olarak Wundt saf duyuların üç bileşeni içindeki bir ağaç gibi) temsil
görülecektir. olduğunu öne sürer: nitelik, ediyorlarsa "algılar", öznel bir
Duyu deneylerinde Wundt yoğunluk ve "hissediş tonu". aktiviteyi (bir ağacı anımsamak veya
insan bilincini ölçülebilir bir Örneğin belli bir parfümün tatlı bir tek boynuzlu bir atı tasavvur etmek
yöntemle keşfetmeye çalışmıştır. kokusu olabilir (nicelik), bu koku gibi) temsil ediyorlarsa "sezgiler"dir.
Bilincin, bilinemeyen, öznel, eşsiz belirgin ama uçucudur (yoğun luk) Wundt bir sezginin ya da algının
ve bireye özgü olduğunu görmeyi ve koklaması hoştur (hissediş bilinçte berraklaşmasını "kavrama"
reddetmiştir. Işığa tepki tonu). Öte yandan ölü bir farenin olarak adlandırır. Yani örneğin ani ve
deneylerinde, kişinin bir tür İrıide bulandırıcı (nicelik), kuvvetli yüksek bir sesi algılar ve sonra
uyarıcı almasıyla ona istemsiz bir (yoğunluk) ve kötü (hissediş tonu) bunun eğer yoldan hemen
tepkidense) istemli bir tepki bir kokusu olabilir. Wundt bilincin çekilmezseniz size çarpacak olan bir
vermesi arasında geçen zamanla duyularda ortaya çıktığını söyler araba anlamına gelen bir uyarı sesi
ilgilenmiş ve tepkileri kesin olarak ama bunlar "saf" duyusal veri olduğunu kavrarsınız.
ölçmek için çeşitli araçlar olarak içselleştirilmezler , onun Bilincin irade kategorisi dış
kullanmıştır. Katılımcılarının yerine önce den toplanmış veya bir dünyaya müdahil olma yöntemiyle
araya getirilmiş, ölü fare gibi nitelenir; kolumuzu
simgeler olarak algı lanırlar. Wundt kaldırmamızdan tutun da kırmızı
bunları "bir nesnenin görüntüleri giymeyi seçmemize kadar

''
veya dış dünyadaki bir süreç" isteklerimizi veya "irademizi" ifade
olarak adlandırır. Bu nedenle, eder. Bu tür bir bilinçlilik deneysel
örneğin belli özellikleri olan bir yüz kontrolün ve ölçümün üzerindedir.
Bilincin tam bir tanımı gördüğümüzde -ağız şekli, göz Bununla birlikte Wundt, bilincin
deneysel psikolojinin tek rengi, burun boyutu vb.- üçüncü kategorisi olan
tanıdığımız birini anımsarız. hissetmenin, deneye katılanların
hedefidir.
Wilhelm Wundt nesnel lıilyilendirmeleri aracılığıyla
Bilincin kategorileri veya gerginlik, gevşeme ya da
Wundt deneylerinden yola çıkarak heyecan gibi davranışların

''
bilincin bir araya gelerek birleşik bir düzeylerini ölçme yoluyla
olaylar akışı izlenimi oluşturan üç ölçülebildiğini bulmuştur.
ana eylem kategorisinden -temsil
etme, isteme ve hissetme- meydana
FELSEFİKÖKENLER 37
Kültürel psikoloji edilmektedir. Aralarında
Wundt'a göre kişinin psikolojik şempanzeler gibi insan olmayan
gelişimi sadece duyularla değil primatların da bulunduğu birkaç

''
ama aynı zamanda istisna bulunabilir ancak dil
tekrarlanamayacak ve deneysel bir genellikle bilinçte büyük önem
ortamda kontrol edilemeyecek taşıyan bir insan yeteneği olarak
karmaşık sosyal ve kültürel etkilerle Normal konuşmanın gidişatı kabul edilir.
belirlenmektedir. Bu etkilere din, içinde ... irade, düşünceleri
dil, mitler, tarih, sanat, yasalar ve sıraya sokma ve artiküler Bilinç ve türler
M etleri de dahil eden Wundt, hareketleri uyum içinde Bilinç, üzerinde hala tartışılan bir
konuyu yaşamının son 20 yılında yönetir. kavramdır ama Wundt'tan beri
yazdığı Kültürel Psikoloji adlı 10 Wilhelm Wundt temel değişikliklere uğramamıştır.
ciltlik kitabında ele alır. Hayvanlardaki bilinç düzeyi henüz
Wundt dili, kültürün bilince anlaşılamamıştır ve bu da hayvan

''
katkısının önemli bir parçası deneyleri, yoğun tarım, tilki avı ve
olarak görür. Her türlü sözel boğa güreşi gibi kanlı sporlar için
iletişim "genel bir izlenim" veya bir deontoloji (ahlak kuralları)
s öylemek istediğimiz şeyin getirilmesine yol açmıştır.
birleştirilmiş düşüncesiyle başlar. Hayvanların rahatsızlık, korku ve
Bu genel başlangıç noktasını güçlü duygular söz konusuysa. acı duyup duymadıkları konularıyla
"kavradıktan" sonra ifade etmek Wundt, bu süreci izlediğimize yakından ilgilenilmektedir.
ıçin kelimeleri ve cümleleri seçeriz. kanıt olarak birinin söylediği Günümüzde birkaç psikolog
Konuşurken kast ettiğimiz kelimeleri aradan zaman geçince Wundt'un düşündüğü gibi bilincin
an lamın doğruluğunu denetleriz. unutmamıza rağmen onun mikroskobik tek hücrelilerde bile
" Hayır, bu doğru değil, aslında söylediklerinin genel anlamını bulunduğunu düşünüyor olsa da.
şöyle d emek istedim ..." diyebilir hatırlamamızı gösterir. hayvanların benlik farkındalıkları
ve a rdından farklı bir kelime ya da Sadece sınırlı sayıdaki işa retleri ve bilinçleri olup ol madığı ile ilgili
kelime dizisi seçer ve kendimizi ve sinyalleri değiş tokuş etmek temel s oru h ala cevapsızdır. •
daha iyi ifade edebiliriz. Dinleyen yerine doğru dili kullanma
k ışi konuşanın iletmek istediği yeteneğ i, günümüzde psikologların
a n l a m ı anlamalıdır ama ası l çoğu tarafından insanlarla geri
' keli meler genel izlenim kadar kalan hayvanlar alemi arasındaki
onemli olmayabilirler; özellikle de en önemli fark olarak kabul

Wilhelm Wundt Baden'de (bugün Mannheim, asistanı olur, Heidelberg'deyken


Almanya) doğan Wilhelm Wundt, dünyanın ilk deneysel psikoloji
entelektüel başarılarla dolu bir derslerini vermeye başlar ve
geçmişi olan bir ailenin dördüncü 1879'da ilk psikoloji
çocuğudur. Babası Luteryen bir laboratuvarını açar. Wundt,
rahiptir. Genç Wundt'un oyun 490'ın üzerinde eser vererek
oynamasına çok az izin verilir zira büyük ihtimalle dünyanın en
13 yaşından itibaren sıkı bir üretken bilim yazarı olmuştur.
Katolik okulunda katı bir dini
eğitimden geçmektedir. Daha
sonra Berlin, Tübingen
Üniversitesi ve Heidelberg 1863 İnsan ve Hayvan Zihinleri
Üniversitesi'nde tıp eğitimi alarak Üzerine Konuşmalar
1856'da mezun olur. 1896 Psikolojinin Ana Hatları
İki yıl sonra Wundt, görsel algı 1873 Fizyolojik Psikolojinin
üzerindeki çalışmalarıyla tanınan İlkeleri
doktor Hermann ven Helmholtz'un
• • • •

• • • • •
· HEPiMiZ BiLiRiZ
YETER Kİ ONU
TANIMLAMAMIZI İSTEMESİNLER
WILLIAM JAMES (1842-1910)
40 WILLIAM JAMES
KISACA
11 B ilinç" terimi
genellikle bıreyin,
aralarında duyumları,

''
YAKLAŞIM
d uyguları ve anılarının da
Bilinç analizi
bulunduğu kendi düşüncelerinin
ÖNCE farkında olmasını anlatmak için
Bilinç ... parçalara ayrılmış
1641 Rene Descartes, benlik kullanılır. Sıklıkla bu farkındalığı
şekilde ortaya çıkmaz ...
[arkındahğını düşünme olağan kabul ederiz, ta ki bir
Birleştirilmiş değildir; akıp
yeteneği açısından tanımlar. zorlukla karşılaşana, örneğin çok
yorgunken bir şey yapmaya gider.
1690 İngiliz filozof John Locke, çalışana dek. Ama düşüncelerinizi
William James
bilinci "bir insanın kendi bilinciniz üzerinde odaklarsanız,

''
zihninden geçenlerin algısı" çok geçmeden bilinç
olarak tanımlar. deneyimlerinizin sürekli deği ştiğ ini
1781 Alına n filozof Immanuel fark edersiniz. Örneğin bu kitabı
Kant, eşzamanlı olayların okurken geçm i ş deneyimlerinizi
"bilinç birliği " olarak anımsayabilir veya

yaşandığını ifade eder.


konsantrasyonunuzu bozan Buradan itibaren ona düşüncelerin,
rahatsızlıklarınızın farkına bilincin akışı diyelim ... "
SONRA varabilirsiniz ya da gelecek için James'in ünlü tanımı "bilinç
1923 Max Wertheimer, Algısal birtakım planlar aklınıza gelebilir. akışı" hemen herkesin tanımlayabi ­
Formlarda Organizasyon Bilinç deneyim leriniz ha kkında leceği çünkü hepimizin yaşadığı
Yasaları adlı kitabında zihnin düşünmAk, düşüncelerini zin ne bir şeydir. Ancak aynı zamanda
görüntüleri nasıl aktif olarak kadar değ iştiğini ve yine de bir James aslında bunu tanımlamanın
yorumladığını gösterir. bütün gibi pürüzsüzce bir arada çok zor olduğuna da dikkat çeker:
fark etmenizi sağla r. "Her düşüncenin k işisel bilincin bir
1925 John B. Watson, bilinci
Amerikalı psikolog William parçası olduğunu söylediğimde söz
"ne belirgin ne de kullanılabilir
James bu günlük bilinç konusu terimlerden biri " kişisel
bir kavram" diyerek reddeder.
deneyimlerini, dış müdahalelere ve bilinç" olur... bunun doğru bir tanı­
yön değiş tirmelere rağmen sürekli mını getirmek felsefenin en zor
akan bir ırmakla kıyaslar ve şöyle görevidir."
der: "Bir 'nehir' ya da 'dere' onun Bu "en zor ödev"in uzun bir
en doğal tanım layan metaforlardır. geçmişi vardır. Antik Yunanlılar

WWiamJames William James , 1842'de varlıklı ve çalışmaz. 1873'te Harvard'a


nüfuzlu bir ailenin oğlu olarak dönerek felsefe ve psikoloji
New York'ta doğar ve çocukluğu profesörü olur. İlk deneysel
seyahat ederek geçer, Avrupa ve psikoloji derslerini ABD'de verir;
ABD'de çeşitli okullara gider. psikolojinin gerçek bir bilimsel
Erken yaşta sanata yeteneği disiplin sayılmasında çok önemli
anlaşılır ve kariyerine önce bir rol oynar. 1907'de emekli olur
ressam olarak başlar ancak bilime ve 1910'da New Hampshire'daki
olan merakı sonunda 1861'de evinde huzur içinde ölür.
Harvard Üniversit esi'ne
kaydolmasına neden olur. 1864'te Önemli eserleri
Harvard Tıp Fakültesi'ne geçer
ancak çalışmaları fiziksel 1890 Psikolojin in İlkeleri
hastalıklar ve depresyon 1892 Psi koloji
yüzünden sık sık kesilir. 1869'da 1897 İnanma İradesi
doktor olarak mezun olur ama
hiçbir zaman tıp alanında
FELSEFİ KÖKENLER 41
Ayrıca bkz. Rene Descartes 20-21 • Wilhelm Wundt 32-37 • John B. Watson 66-71 • Sigmund Freud 92- 99 •
Frilz Perls 112-17 • Wolfgang Köhler 160-61 • Max Wertheimer 335

zihin üzerinde kafa yormuşlar


ancak "bilinç" terimini ya da
benzer bir ifadeyi
kullanmamışlardır . Ancak zaten
bedenden ayn bir şeyin olup
olmadığı tartışması var olmuştur.
MÖ 4. yüzyılda Platon, ruh ve
beden arasında bir ayrım yapmış
ancak Aristoteles, bir ayrım varsa
bile, ikisinin birbirinden
ayrılamayacağını savunmuştur.

İlk tanımlar
17. yüzyılın ortalarında Rene
Descartes, bilinci tanımlamaya
çalışan ilk filozoflardan biri
olmuştur. O, "uzantılar alemi" adını
verdiği maddesel şeylerin fiziksel
alanın tersine "düşünceler alemi"
adı nı verdiği maddesel olmayan bir
a lan olduğunu ve bilincin burada
bu lunduğunu öne sürer. Ancak
bireysel algıların sürekli bir geçişi
olarak modem bilinç kavramını ilk
ortaya atan kişi, 17. yüzyıl İngiliz
filozofu John Locke'tur. James,
Locke'un gelip geçici algılar geçidi
fikrinin yanı sıra 18. yüzyıl Alman
' filozofu lmmanuel Kant'tan da
etkilenm i ştir. Kant
cieneyimlerimizin bir araya geliş
bıçiminden etkilenmiş, aynı anda
bir ses duyup bir acı
hıssettiğimizde bunları tek bir olay
gibi deneyimlediğimizi fark etmiş
ve buna sonradan aralarında
William James'in de bulunduğu
pek çok filozofa ilham kaynağı
olacak "bilincin birliği" adını
vermiştir.
James bilinç hakkındaki en
önemli noktanın bir "şey" değil
ama -beynin "kendisini
duzenlemeyecek kadar karmaşık ve
buyük olan sinir sistemini
yönlendirmek için- yaptığı şey, bir
süreç olduğunu fark etmiştir. Bu
süreç bizim geçmiş, şimdiki ve
42 WILLIAM JAMES
gruba benzetmiştir: "Bir düzine şeylerin bu akışın tek titreşiminde
kelime ve bir düzine adam alın; her bilindiklerini" varsaymak olduğu
birine bir kelime verin. Sonra onları sonucuna varır. Kant'ın aynı anda

''
sıraya dizin ya da karışık halde bir ses duymakla bir acı hissetmek
bırakın ve her birini kendi kelimesi örneğinde olduğu gibi bazı
üzerinde olabildiğince yoğun düşünceler ya da duyumların
biçimde düşünmeye bırakın; tüm kaçınılmaz biçimde bağlantılı
Kimse tek başına basit bir
cümlenin bilinci hiçbir yerde olduklarına inanır çünkü
duyuma sahip olmaz: bilinç. olmayacaktır." Eğer bilinç ayrı ayrı bilincimize aynı anda giren her
nesneler ve ilişkilerin düşüncelerin akışı ise James düşünce, akış içinde bir titreşim ya
çeşitWiğiyle doludur.
onların nasıl bir araya geldiklerini da bir akım yaratmak için bir araya
William James görmekte zorlanır ve şöyle der: "a gelmektedir. Bu şekilde
düşüncesi ile b düşüncesi (a+b) bilincimizden akan kimi hı zlı kimi
düşüncesiyle aynı değildir." İki yavaş pek çok akım olabilir. Hatta

''
düşüncenin toplamı bir fikir James zihinlerimizde tutup, uzun
meydana getirmez. Bunların uzadıya düşünebileceğimiz
yepyeni bir fikir oluşturmaları daha resimler oluşturduğumuz dinlenme
muhtemeldir: Örneğin eğer a noktaları olduğunu bile öne sürer.
düşüncesi "saat dokuz" ve b Bu dinlenme yerlerine "sabit
gelecek zaman üzerine kafa düşüncesi de "tren 9.02'de kalkıyor" bölümler" ve hareket eden akımlara
yormamızı, koşulları planlayıp ise bunları izleyen c düşüncesi da "geçici bölümler" adını verir ve
uyarlamamızı ve böylece James'in, "treni kaçıracağım" olacaktır. düşünmenin akımlar veya geçici
bilincin ana nedeni olduğuna bölümler tarafından itilerek bir
inandığı şeyi -sağ kalmayı­ Düşünceleri birleştirmek sabit bölümden diğerine sürekli
başarabilmemizi sağlar. James, düşüncelerin bilinç akışı olarak hareket ettiğini iddia eder.
Ancak James kesintisiz bir içinde anlamlı şekilde nasıl bir Bu nedenle, amacı bizi bu şekilde
bilincin yapısını tasavvur etmekte araya geldiklerini bulmanın en sürekli ileri itmek olan düşünce
zorlanmış ve bunu 12 kişilik bir basit yolunun "birlikte bilinen akışımız tarafından bir sonuçtan

12-sözcüklü cümle sorunu James tarafından ayrı düşünceler­


den nası l kesintisiz bir bilinç oluştuğunu kavramada yaşadığı zor-
luğu göstermek için kullanılmıştır. Eğer her adam sadece tek bir
sözcüğün farkındaysa bütün sözcüğün bilincine nasıl varabilir?
FELSEFİ KÖKENLER 43
Fransız post-empresyonist ressam
Georges Seurat'nın bu eseri saf renk
noktalarından oluşmuş. Beynimiz
yine de birbirinden ayrı bu unsurları
birleştirerek bir insan figürü görmemizi
sağlıyor.

diğerine "itilip" durduğumuzu


düşünür. Burada nihai bir sonuç
yoktur; bilinç bir şey değil ama
sürekli evrilen bir süreçtir.
James bilincin kişiye özgü
yapısına da dikkat çekerek
düş üncelerin bir düşünürden
bağımsız olamayacağını belirtir -
onlar, benim ya da s izin
düşüncelerinizdir. Her birinin bir
"sahibi" vardır ve asla "kendisinden
başka birinin bilincinde
oluşmazlar". Ve benliği oluşturan
"bizim bağlantılı olmalarını
ıstediğimiz şekilde bağlantılı olan"
bu düşüncelerdir. James,
düşünceler benlikten
ayrılamayacakları için bu benliği
incelemenin psikolojinin başlangıç
noktası olmas ı gerektiğini söyler.
Deneysel psikologlar buna
katılmazlar çünkü "benlik" deneye
koyulabilecek bir şey değildir
ancak James belli şeyler yapan ve
belli şekillerde hisseden bir benlik
anlayışıyla çalışmanın yeterli
olduğunu düşünür. Kendisini
davranışları aracılığıyla gösteren
bu benliğe "ampirik benlik" ad ı nı
verir ve her biri içgözlem kuram, duyguların bilinçli zihindeki algılanmasının, korku
aracı lığıyla incelenebilecek birkaç zihnimizin psikolojik durumumuzu duygusuna dönüştüğünü söyler.
bölümden oluştuğunu öne sürer: algılamasından doğduğunu öne Ja mes'in kuramına başka bir örnek
maddesel benlik, ruhsal benlik ve sürer. Bu k uramı açıklamak için de gülümsediğinizin bilincinde
sosyal benlik. James bir ayı görme ve sonra olduğunuz için mutlu
kaçma örneğini verir. Bu, ayıyı hissetmenizdir; önce mutlu
Duygu kuramı gördüğünüz, korktuğunuz ve hissedip sonra gülümsemezsiniz.
Bilinç araştırmalarının ilk korkudan kaçtığınızı göstermez.
başlarında James, duyg uların Aslında olan, ayıyı görüp Pragmatizm
gündelik hayatlarımızda önemli bir kaçmanızdır ve bilinçli korku James'in bir şeylerin doğru veya
rol oynadıkları nı fark eder ve duygusuna kaçma hareketi neden yanlış olduğuna inanm a şeklimize
meslektaşı Cari Lange ile birlikte olur. Bu, insanların çoğunun yaklaşımı bilinç kuramlarıyla
duyguların hareketlerimiz ve düşündüğü şeyin tersidir ama hakkındaki kuramlarıyla ilişkilidir.
davranışlarımızla ilişkisi hakkında James'in görüş, kaçmanın fiziksel " Doğrular gerçeklerden doğar..
bir kuram geliştirir. James-Lange etkilerinin -hızlı nefes alıp verme, ama ... bu arada 'gerçekler' doğru
Duygu Kuramı olarak bilinen bu yükselen kalp ritmi ve ağır terleme- değillerdir sadece gerçektirler.
44 WILLIAM JAMES
enerjinin yapısında minimum bilinçlilik halinin değerlendirmesi­
değişikliğe neden olmuştur." Bu nin mümkün olduğunca nesnel
örnekte Curie'ler bilimsel bilgiyi şekilde yapılmasının yollarını bul-

''
sorgulamış ve değiştirmişlerdir mak ve altında yatan mekanizma-
ama özündeki doğrular ları -fiziksel ve psikolojik- anla-
değişmeden kalmıştır. maktır.
Tek bir kusursuz ve kesin Modern sinirbilimi bilincin
doğru vardır ... bilincin Sonraki çalışmalar mekanizmaları olduğunu
varolduğuna dair mevcuL James'in ölümünü izleyen dönem göstermiştir. 20. yüzyılın son
olgunun doğrusu. davranışçı hareketin doğuşuna ve yıllarına gelindiğinde İngiliz
William James bilince olan ilginin düşüşüne moleküler biyolog ve biyofizikçi
tanıklık etmiştir. Böylece konu Francis Crick bilincin, beynin özel
üzerinde 1920'lerin başından bir alanıyla -planlama, problem

''
1950'lere kadar pek az çözme ve davranış kontrolü gibi
kuramlaştırma olmuştur. Buna düşünce süreçleriyle ilgilenen alın
önemli bir istisna, beynin bütünsel korteksi- ilişkili olduğunu iddia
olarak işlediğini vurgulayarak, ayrı etmektedir.
olaylardansa tüm bilinçli Kolombiyalı sinirbilimci Rodolfo
Doğrular, kendi aralarında başlayan deneyimleri hesaba katan -bir Linas tarafından yürütülen
ve biten düşüncelerin bir işlevidir". resme baktığımızda sadece ayrı araştırmalar bilinci talamusun
James "doğru inançları" i nananın ayrı, noktaları, çizgileri ve şekilleri faaliyetleriyle birlikte beyin
yararlı buldukları olarak görmez anlamlı bir bütünü korteksiyle ilişkilendirir. Beynin
tanımlamıştır. D üşüncelerin görürüz- Alman merkezli Gestalt merkezinin derinliklerinde yer alan
yararlılığına bu vurgulama, hareketidir. Bu kavram şimdi ünlü bir yapı olan talamus, beynin içinde
James'in düşüncesinin merkezi Gestalt cümlesini oluşturmuştur: belirli aralıklarla titreşimler
olan Amerikan felsefi geleneği "Bütün, parçaların toplamından yaratmaktan sorumludur; eğer bu
pragmatizmin kalbinde yatar. daha büyüktür." titreşimler bozulursa -enfeksiyon
James, yaşamlarımız süresince Ancak 1908'lerden beri psikologlar veya genetik nedenlerle- kişi
sürekli olarak "doğru"ları ve sinirbilimciler "bilinç epilepsi ve Parkinson gibi sinirsel
birbirlerine karşı sınadığımızı ve çalışmal arı" adı verilen yeni bir rahatsızlıkların yanı sıra depresyon
bilinçli inançlarımızın değişmeye araştırma alanı geliştirmişler, iki benzeri psikolojik durumlar da
devam ettiğin i çünkü "eski ana ilgi alanına odaklanmışlardır: yaşamaya başlayabilir. Ancak iş
doğrular"ın değiştiğini ve bazen Normal ve sağlıklı olduğu kabul bilincin tanımına geldiğinde
"yeni doğrular"la yer değiştirdiğini edilen insanların naklettikleri modern girişimler Mla belirsiz
öne sürer. Bu kuram özellikle, şekliyle bilinç içeriği; farkındalık kalmaktadır ve uygulanmaları
psikolojiyi de içeren tüm bilimsel durumları bir şekilde bozulmuş
araştırmaların ilerleme yöntemiyle insanların bilinçleri. İkinci grup,
ilişkilidir. James buna örnek olarak, deneklerin "bitkisel hayat" duru-
1902'de Marie ve Pierre Curie'nin munda olduklarını da
radyoaktif radyum elementini -hastaların uyanık ve kendi ken-
keşiflerini gösterir. Curie'ler dine nefes alabilir durumda ama
araştırmaları sırasında "bir diğer tüm beyin işlevlerini kaybet-
anlığına sanki doğa düzeniyle ilgili tikleri koma hali- vakaları da kap-
tüm bildiklerine ters düşer" bir sar. Her iki araştırmanın amacı da
şekilde radyumun sınırsız
miktarlarda enerji yaymakta Pierre ve Marie Curie'nin araştırma­
olduğunu keşfetmişlerdir. Ancak bu ları, pek çok bilimsel eser gibi, tamamen
keşfi bilinçli bir şekilde karşı çıkılmasa da değiştirilmiş erken
düşündükten sonra şu sonuca kuramlardır. James, yeni "gerçekler"in de

varmışlardır: "Enerjiye ait eski benzer şekilde temel inançlarımızı sürek-


fikirlerimizi genişletmesine rağmen li değiştirdiğini iddia eder.
Beynin MRI çekimleri bu resmin
ortasında görülen ve bilinçle
bağlantıları varm ı ş gibi görünen
talamus gibi yapıları tanımlamaya
yardımcı ol muştur.

zordur. Örneğin Amerikalı


sinirbilimci Antonio Damasio
bilinci "neler olduğu duygusu"
olarak adlandırır ve "bir
organizmanın kendi benliğinin ve
çevresinin farkında olması" olarak
tanımlar. William James'in öne
sü rdüğü gibi, bilincin
ta nımlanması çok zordur.

Kalıcı miras
James'in 1890 tarihli Psikolojinin
Ilkeleri kitabının düzenlenmiş
versiyonu hala basılmaktadır ve
düşünceleri pek çok psikologun
yanı sıra diğer bilim insanların ve
düşünürler üzerinde de derin izler
bırakmıştır. James'in pragmatik bağımsız psikoloji dersleri kuruluşunun 75. yılı
felsefesinin gerçeklere uygulanması verilmemektedir. Ancak 20 yıl kutlamalarındaki konuşmasında, o
"doğru" olana değil "düşünülmesi içinde ABD' de 24 üniversite ve zamanlar California
ya rarlı olana" yoğunlaşma­ kolej psikolojiyi ayrı bir akademik Üniversitesi'nde Emeritus Psikoloji
psikolojinin zihinle bedenin ayrı disiplin olarak tanımış ve alanda Profesörü olan David Krech,
olup olmadıkları sorusundan diploma vermeye başlamıştır. Üç James'ten "psikolojinin babası"
dikkaL, hafıza, muhakeme, hayal uzman psikoloji dergisi ve bir olarak bahsetmiştir. •
giıcü ve tasarı gibi zihinsel süreçler profesyonel kuruluş - Amerikan
uzerinde daha yararlı bir çalışmaya Psikoloji Derneği- de aynı dönemde
qeçmesine yardımcı olmuştur. kurulmuştur.
James yaklaşımın ın filozoflarla James "deneysel çalışmalardan
psikologları "soyutluk, sabit ilkeler, nefret ettiğini" iddia etmesine
kapalı sistemler, varmış gibi rağmen deneysel psikolojiyi

''
yapılan mutlaklıklar ve kökenlerden Amerika'ya tanıtan kişidir. Bunu
uzaklaştırıp olgular, eylem ve güce yapmıştır çünkü bir kuramı
yaklaştırmaya" yardımcı olduğunu kanıtlamanın ya da çürütmenin en
one sürer. James'in - iyi yolunun bu olduğunun farkın Kaybolan görüntüler gibi tüm
yaşadıklarım ızı küçük detaylara varmıştır. Ancak özellikle zihinsel bu bilinç halleri de birbirleri
bölmek için iç gözleme dayalı, süreçlerde bir keşif gereci olarak iç içinde eriyip giderler. Bir
yapısalcı yaklaşımının tersine- gözlem kullanımına da önem uzatılmış bilinçten, aralıksız
farklı çevrelerin eylemlerimiz vermeye devam etmiştir. bir akıştan başka bir şey
üzerindeki etkilerini de içeren, Psikoloji, algısındaki bu kayma değildirler.
olayların bütüncüllüğüne ve ilgi alanının (James'in deyişiyle) William James
odaklanma ısrarı da davranış "sıkıcı, küçük bir konu" olarak kabul

''
anlayışımızı şekillendirmiştir. edilmekten geniş çapta yararlı bir
James 1875'te Harvard'da disipline dönüşmesindeki en büyük
hocalık yapmaya başlamadan önce payı James'e borçludur. 1977'de
hıçbir Amerikan üniversitesinde Amerikan Psikoloji Derneği'nin
Another random document with
no related content on Scribd:
A W O R D to a

F R E E H O L D E R.
W HAT are you going to do? To vote for a parliament man? I
hope then you have taken no money. For doubtless you
know the strictness of the oath, That you have received no “Gift or
reward, directly or indirectly, nor any promise of any, on account of
your vote” in the ensuing election. Surely you start at perjury! At
calm, fore-thought, deliberate, wilful perjury. If you are guilty already,
stop. Go no farther. ’Tis at the peril of your soul. Will you sell your
country? Will you sell your own soul? Will you sell your God, your
Saviour? Nay God forbid! rather cast down just now the thirty pieces
of silver or gold, and say, “Sir, I will not sell heaven. Neither you, nor
all the world is able to pay the purchase.”

I hope you have received nothing else, neither will receive; no


entertainment, no meat, or drink. If this is given you on account of
your vote, you are perjured still. How can you make oath, you have
received no gift? This was a gift, if you did not buy it. What will you
sell your soul to the devil for a draught of drink, or for a morsel of
bread? Oh consider what you do. Act, as if the whole election
depended on your single vote: And as if the whole parliament
depended (and therein the whole nation) on that single person whom
you now chuse to be a member of it.
But if you take nothing of any, for whom shall you vote? For the
man that loves God. He must love his country, and that from a
steady, invariable principle. And by his fruits you shall know him. He
is careful to abstain from all appearance of evil. He is zealous of
good works, as he has opportunity, doing good to all men. He uses
all the ordinances of God and that both constantly and carefully. And
he does this, not barely as something he must do; or what he would
willingly be excused from. No; he rejoices in this his reasonable
service, as a blessed privilege of the children of God.

But what if none of the candidates have these fruits? Then vote
for him that loves the king: king George, whom the wise providence
of God has appointed to reign over us. He ought to be highly
esteemed in love, even for his office sake. A king is a lovely, sacred
name. He is a minister of God unto thee for good. How much more,
such a king, as has been in many respects, a blessing to his
subjects. You may easily know those who love him not. For they
generally glory in their shame. They are not afraid to speak evil of
dignities: no, not even of the ruler of their people.

Perhaps you will say, but I love my country, Therefore I am for the
country-interest. I fear, you know not what you say. Are you against
your king because you love your country? Who taught you to
separate your king from your country? To set one against the other?
Be assured, none that loves either. True lovers of their country do
not talk in this senseless manner.

Is not the interest of the king of England and of the country of


England, one and the same? If the king is destroyed, doth it profit the
country? If the country, does it profit the king? Their interest cannot
be divided. The welfare of one is the welfare of both.
Have you an objection of a different kind? Do you say, I am for
the church? The church of England for ever! Therefore I vote for
――. He is a true churchman, a lover of the church. Are you sure of
that? Friend, think a little. What kind of a churchman is he? A
whoring churchman? A gaming churchman? A drunken churchman?
A lying churchman? A cursing and swearing churchman? Or, a red-
hot persecuting churchman, that would send all dissenters to the
devil at a clap? For shame! for shame! Do you call a man a
churchman, who knows no more of God than a Turk? Call a man a
churchman, that does not even pretend to so much religion, as
would serve an honest Heathen? He is a lover of the church who is a
lover of God, and consequently of all mankind. Whoever else talks of
loving the church is a cheat. Set a mark upon that man.

Above all, mark that man, who talks of loving the church, and
does not love the king. If he does not love the king, he cannot love
God. And if he does not love God, he cannot love the church. He
loves the church and the king just alike. For indeed he loves neither
one nor the other.

Oh beware, you who truly love the church, and therefore he


cannot but love the king: beware of dividing the king and the church,
any more than the king and country. Let others do as they will, what
is that to you? Act you as an honest man, a loyal subject, a true
Englishman, a lover of the country, a lover of the church; in one
word, a Christian! One that fears nothing but sin, that seeks nothing
but heaven, and that desires nothing but God. Nothing but glory to
God in the highest, and on earth peace, goodwill towards men!
A D V I C E to a

S O L D I E R.
AREaway
1. you to die? Must you leave this world, and carry nothing of it
with you? Naked as you came out of your mother’s
womb, naked shall you return. And are you never to come
back into this world? Have you no more place under the sun? When
you leave these houses and fields, this flesh and blood, do you part
with them for ever? Are you sure of this? Must all men die? Can
none at all escape death? Do rich men likewise die, and leave their
riches for others? Do princes also fall and die like one of their
people? Can you then escape it? You do not think so. You know
death is as sure as if you felt it already: as if you was now gasping
for life, sweating and trembling in those last pangs, till the soul
started off from the quivering lips, into the boundless ocean of
eternity.
2. And are you to be judged? How is this to be? Why, the Son of
God shall come in his glory, and all his holy angels with him; and
then shall he sit upon the throne of his glory. And before him shall be
gathered all nations, and he shall separate them from one another,
as a shepherd divideth his sheep from the goats. Behold he cometh
with clouds! And every eye shall see him, which is, and which was,
and which is to come, the Almighty! And I saw (wilt thou also say) a
great white throne, and him that sat thereon, from whose face the
earth and the heavens fled away, and there was found no place for
them. And I saw the dead, small and great, stand before God; and
they were judged, every man according to his works. And shalt thou
also be judged according to thy works? All thy works, whether they
be good or evil? Yea, and for every idle word which thou shalt speak,
thou shalt give an account in the day of judgment. But this is not all:
the Lord, the judge searcheth the heart, and trieth the reins. He
understands all thy thoughts; and for all these likewise he shall bring
thee into judgment. Supposest thou it is enough to be outwardly
good? What! though thy inward parts are very wickedness? And are
they not? Is not thy soul fallen short of the glory (the glorious image)
of God? Look into thy breast. Art thou not a fallen spirit? Dost thou
not know and feel, how very far thou art gone from original
righteousness? Desperately full thou art of all evil, and naked of all
good? Is there not in thee, an earthly, sensual, devilish mind? A mind
that is enmity against God? ’Tis plain there is. For thou dost not love
God. Thou dost not delight in him. He is not the desire of thy eyes, or
the joy of thy heart. Thou lovest the creature more than the Creator.
Thou art a lover of pleasure more than a lover of God. O how wilt
thou stand in the judgment!
3. Are you then to go to heaven or hell? It must be either to one
or the other. I pray God you may not go to hell! for who can dwell
with everlasting burnings? Who can bear the fierceness of that
flame, without even a drop of water to cool his tongue? Yea, and that
without end; for as the worm dieth not so the fire is not quenched.
No, whoever is once cast into that lake of fire, shall be tormented
day and night for ever and ever. O eternity! eternity! Who can tell the
length of eternity? I warn thee now, before God, and the Lord Jesus
Christ, that thou come not into that place of torment!

4. But alas! Is not hell now begun in thy soul? Does thy
conscience never awake? Hast thou no remorse at any time? No
sense of guilt? No dread of the wrath of God? Why these (if thou art
not saved from them in this life) are the worm that never dieth. And
what else is thy carnal mind? Thy enmity against God? Thy foolish
and hurtful lusts, thy inordinate affections? What are pride, envy,
malice, revenge? Are they not vipers gnawing thy heart? May they
not well be called, the dogs of hell? Canst thou be out of hell, while
these are in thy soul? While they are tearing it in pieces, and there is
none to help thee? Indeed they are not fully let loose upon thee. And
while thou seest the light of the sun, the things of the world that
surround thee, or the pleasures of sense divert thy thoughts from
them. But when thou canst eat and drink no more, when the earth,
with the works thereof is burnt up, when the sun is fallen from
heaven, and thou art shut up in utter darkness, what a state wilt thou
be in then? Mayst thou never try! Seek thou a better habitation, a
house of God eternal in the heavens.
5. There the wicked cease from troubling, there the weary are at
rest. For God shall wipe away all tears from their eyes; and there
shall be no more death, neither sorrow nor crying; neither shall there
be any more pain, but everlasting joy upon their heads. But this joy
our ears have not yet heard, neither has it entered into the heart of
man to conceive. Yet a little of it the children of God can conceive,
from what they already enjoy. For the kingdom of heaven is within
them. God has given them eternal life; the life which is hid with Christ
in God. They have heaven upon earth; righteousness and peace,
and joy in the Holy Ghost. Their souls are renewed in the image of
God. They love God. They are happy in him; and they love their
neighbour (that is every man) as themselves, as their own souls.
Being justified by faith, they have peace with God, yea, a peace
which passeth all understanding. And they rejoice in him, knowing
their sins are blotted out; that they are accepted in the beloved, and
that they are going to an inheritance incorruptible undefiled, and that
fadeth not away.

6. Will you reply to all this, “But I am a soldier, and have therefore
nothing to do with these things?” Hold! Have soldiers nothing to do
with death? How so? Do soldiers never die? can you fright death
away? No, my friend; he will not regard all your big words and looks;
nor all the weapons of your warfare. You can neither conquer, nor
escape him. Your profession may excuse you from many other
things; but there is no excusing yourself from death. Are you less
sure of this than other men are? No; there is one lot for all. Are you
farther from it than they? Nay, rather nearer. You live in the very jaws
of death. Why then a soldier (if there be any difference) has more to
do with death than other men. It is not far from every one of us: but,
to him, it is just at the door.
7. Or, do you fancy a soldier has nothing to do with judgment?
Will you say then (as poor Captain Uratz did, when he was ask’d a
few minutes before his death, if he had made his peace with God) “I
hope God will deal with me like a gentleman?” But God said unto
him, “Thou fool! I will deal with thee, as with all mankind. There is no
respect of persons with me. I reward every man according to his
works.” Thou also shalt receive of the righteous judge, according to
the things which thou hast done in the body. Death levels all; it
mingles in one dust the gentleman, soldier, clown and beggar; it
makes all these distinctions void. When life ends so do they. Holy or
unholy is the one question then. Lo! the books are opened, that all
the dead may be judged according to the things that are written
therein! O may thy name be found written in the book of life!
8. For, have soldiers nothing to do with hell? Why then is it so
often in thy mouth? Dost thou think God does not hear the prayer?
And how often hast thou prayed him, To damn thy soul? Is his ear
waxed heavy that it cannot hear? I fear thou wilt find it otherwise.
Was not he a soldier too, (and a terrible one) to whom God said of
old, “Hell from beneath is moved for thee, to meet thee at thy
coming?” And what marvel? For sin is the high road to hell. And
have soldiers nothing to do with sin? Alas! How many of you wallow
therein, yea and glory in your shame? How do you labour to work out
your own damnation! O poor work, for poor wages! The wages of sin
is death; the wages of cursing, of swearing, of taking the name of
God in vain, of sabbath-breaking, drunkenness, revenge, of
fornication, adultery, and all uncleanness. Now, art thou clear of
these? Does not thy own heart smite thee? Art thou not condemned
already? What voice is that which sounds in thine ears? Is it not the
voice of God? Shall I not visit for these things, saith the Lord? Shall
not my soul be avenged on such a sinner as this? It is a fearful thing
to fall into the hands of the living God! Be very sure that thou art
stronger than he, before thou fliest in his face! Do not defy God,
unless thou canst overcome him. But canst thou indeed? O no. Do
not try. Do not dare him to do his worst. Why should he destroy both
thy body and soul in hell? Why shouldst thou be punished with
everlasting destruction, from the presence of the Lord and from the
glory of his power?

*9. But if there were no other hell, thou hast hell enough within
thee. An awakened conscience is hell. Pride, envy, wrath, hatred,
malice, revenge; what are these but hell upon earth? And how often
art thou tormented in these flames? Flames of lust, envy, or proud
wrath? Are not these to thy soul, when blown up to the height, as it
were a lake of fire, burning with brimstone? Flee away before the
great gulph is fixt: escape, escape for thy life! If thou hast not
strength, cry to God, and thou shalt receive power from on high: and
he whose name is rightly called Jesus, shall save thee from thy sins.
10. And why should he not? Has a soldier nothing to do with
heaven? God forbid that you should think so! Heaven was designed
for you also. God so loved your soul, that he gave his only begotten
Son, that you, believing in him, might not perish, but have everlasting
life. Receive then the kingdom, prepared for you from the foundation
of the world! This, this is the time to make it sure; this short,
uncertain day of life. Have you then an hour to spare? No; not a
moment. Arise, and call upon thy God. Call upon the Lamb who
taketh away the sins of the world, to take away thy sins. Surely he
hath borne thy griefs, and carried thy sorrows! He was wounded for
thy transgressions, and bruised for thy iniquities. He hath paid the
ransom for thy soul. Believe in him, and thou shalt be saved. Art thou
a sinner? He came, not to call the righteous, but sinners to
repentance. Art thou a lost, undone sinner? He came to seek and to
save that which was lost. May he that gave himself for thee, give
thee ears to hear, and a heart to understand his love! So shalt thou
also say, “The life I now live, I live by faith in the Son of God.” So
shall the love of God be shed abroad in thy heart, and thou shalt
rejoice with joy unspeakable. Thou shalt have the mind that was in
Christ, and shalt so walk as he also walked; till having fought the
good fight, and finished thy course, thou receive the crown that
fadeth not away!

The End of the Ninth Volume.


*** END OF THE PROJECT GUTENBERG EBOOK THE WORKS
OF THE REV. JOHN WESLEY, VOL. 09 (OF 32) ***

Updated editions will replace the previous one—the old editions


will be renamed.

Creating the works from print editions not protected by U.S.


copyright law means that no one owns a United States copyright
in these works, so the Foundation (and you!) can copy and
distribute it in the United States without permission and without
paying copyright royalties. Special rules, set forth in the General
Terms of Use part of this license, apply to copying and
distributing Project Gutenberg™ electronic works to protect the
PROJECT GUTENBERG™ concept and trademark. Project
Gutenberg is a registered trademark, and may not be used if
you charge for an eBook, except by following the terms of the
trademark license, including paying royalties for use of the
Project Gutenberg trademark. If you do not charge anything for
copies of this eBook, complying with the trademark license is
very easy. You may use this eBook for nearly any purpose such
as creation of derivative works, reports, performances and
research. Project Gutenberg eBooks may be modified and
printed and given away—you may do practically ANYTHING in
the United States with eBooks not protected by U.S. copyright
law. Redistribution is subject to the trademark license, especially
commercial redistribution.

START: FULL LICENSE


THE FULL PROJECT GUTENBERG LICENSE
PLEASE READ THIS BEFORE YOU DISTRIBUTE OR USE THIS WORK

To protect the Project Gutenberg™ mission of promoting the


free distribution of electronic works, by using or distributing this
work (or any other work associated in any way with the phrase
“Project Gutenberg”), you agree to comply with all the terms of
the Full Project Gutenberg™ License available with this file or
online at www.gutenberg.org/license.

Section 1. General Terms of Use and


Redistributing Project Gutenberg™
electronic works
1.A. By reading or using any part of this Project Gutenberg™
electronic work, you indicate that you have read, understand,
agree to and accept all the terms of this license and intellectual
property (trademark/copyright) agreement. If you do not agree to
abide by all the terms of this agreement, you must cease using
and return or destroy all copies of Project Gutenberg™
electronic works in your possession. If you paid a fee for
obtaining a copy of or access to a Project Gutenberg™
electronic work and you do not agree to be bound by the terms
of this agreement, you may obtain a refund from the person or
entity to whom you paid the fee as set forth in paragraph 1.E.8.

1.B. “Project Gutenberg” is a registered trademark. It may only


be used on or associated in any way with an electronic work by
people who agree to be bound by the terms of this agreement.
There are a few things that you can do with most Project
Gutenberg™ electronic works even without complying with the
full terms of this agreement. See paragraph 1.C below. There
are a lot of things you can do with Project Gutenberg™
electronic works if you follow the terms of this agreement and
help preserve free future access to Project Gutenberg™
electronic works. See paragraph 1.E below.
1.C. The Project Gutenberg Literary Archive Foundation (“the
Foundation” or PGLAF), owns a compilation copyright in the
collection of Project Gutenberg™ electronic works. Nearly all the
individual works in the collection are in the public domain in the
United States. If an individual work is unprotected by copyright
law in the United States and you are located in the United
States, we do not claim a right to prevent you from copying,
distributing, performing, displaying or creating derivative works
based on the work as long as all references to Project
Gutenberg are removed. Of course, we hope that you will
support the Project Gutenberg™ mission of promoting free
access to electronic works by freely sharing Project
Gutenberg™ works in compliance with the terms of this
agreement for keeping the Project Gutenberg™ name
associated with the work. You can easily comply with the terms
of this agreement by keeping this work in the same format with
its attached full Project Gutenberg™ License when you share it
without charge with others.

1.D. The copyright laws of the place where you are located also
govern what you can do with this work. Copyright laws in most
countries are in a constant state of change. If you are outside
the United States, check the laws of your country in addition to
the terms of this agreement before downloading, copying,
displaying, performing, distributing or creating derivative works
based on this work or any other Project Gutenberg™ work. The
Foundation makes no representations concerning the copyright
status of any work in any country other than the United States.

1.E. Unless you have removed all references to Project


Gutenberg:

1.E.1. The following sentence, with active links to, or other


immediate access to, the full Project Gutenberg™ License must
appear prominently whenever any copy of a Project
Gutenberg™ work (any work on which the phrase “Project
Gutenberg” appears, or with which the phrase “Project
Gutenberg” is associated) is accessed, displayed, performed,
viewed, copied or distributed:

This eBook is for the use of anyone anywhere in the United


States and most other parts of the world at no cost and with
almost no restrictions whatsoever. You may copy it, give it
away or re-use it under the terms of the Project Gutenberg
License included with this eBook or online at
www.gutenberg.org. If you are not located in the United
States, you will have to check the laws of the country where
you are located before using this eBook.

1.E.2. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is


derived from texts not protected by U.S. copyright law (does not
contain a notice indicating that it is posted with permission of the
copyright holder), the work can be copied and distributed to
anyone in the United States without paying any fees or charges.
If you are redistributing or providing access to a work with the
phrase “Project Gutenberg” associated with or appearing on the
work, you must comply either with the requirements of
paragraphs 1.E.1 through 1.E.7 or obtain permission for the use
of the work and the Project Gutenberg™ trademark as set forth
in paragraphs 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.3. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is


posted with the permission of the copyright holder, your use and
distribution must comply with both paragraphs 1.E.1 through
1.E.7 and any additional terms imposed by the copyright holder.
Additional terms will be linked to the Project Gutenberg™
License for all works posted with the permission of the copyright
holder found at the beginning of this work.

1.E.4. Do not unlink or detach or remove the full Project


Gutenberg™ License terms from this work, or any files
containing a part of this work or any other work associated with
Project Gutenberg™.
1.E.5. Do not copy, display, perform, distribute or redistribute
this electronic work, or any part of this electronic work, without
prominently displaying the sentence set forth in paragraph 1.E.1
with active links or immediate access to the full terms of the
Project Gutenberg™ License.

1.E.6. You may convert to and distribute this work in any binary,
compressed, marked up, nonproprietary or proprietary form,
including any word processing or hypertext form. However, if
you provide access to or distribute copies of a Project
Gutenberg™ work in a format other than “Plain Vanilla ASCII” or
other format used in the official version posted on the official
Project Gutenberg™ website (www.gutenberg.org), you must, at
no additional cost, fee or expense to the user, provide a copy, a
means of exporting a copy, or a means of obtaining a copy upon
request, of the work in its original “Plain Vanilla ASCII” or other
form. Any alternate format must include the full Project
Gutenberg™ License as specified in paragraph 1.E.1.

1.E.7. Do not charge a fee for access to, viewing, displaying,


performing, copying or distributing any Project Gutenberg™
works unless you comply with paragraph 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.8. You may charge a reasonable fee for copies of or


providing access to or distributing Project Gutenberg™
electronic works provided that:

• You pay a royalty fee of 20% of the gross profits you derive from
the use of Project Gutenberg™ works calculated using the
method you already use to calculate your applicable taxes. The
fee is owed to the owner of the Project Gutenberg™ trademark,
but he has agreed to donate royalties under this paragraph to
the Project Gutenberg Literary Archive Foundation. Royalty
payments must be paid within 60 days following each date on
which you prepare (or are legally required to prepare) your
periodic tax returns. Royalty payments should be clearly marked
as such and sent to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation at the address specified in Section 4, “Information
about donations to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation.”

• You provide a full refund of any money paid by a user who


notifies you in writing (or by e-mail) within 30 days of receipt that
s/he does not agree to the terms of the full Project Gutenberg™
License. You must require such a user to return or destroy all
copies of the works possessed in a physical medium and
discontinue all use of and all access to other copies of Project
Gutenberg™ works.

• You provide, in accordance with paragraph 1.F.3, a full refund of


any money paid for a work or a replacement copy, if a defect in
the electronic work is discovered and reported to you within 90
days of receipt of the work.

• You comply with all other terms of this agreement for free
distribution of Project Gutenberg™ works.

1.E.9. If you wish to charge a fee or distribute a Project


Gutenberg™ electronic work or group of works on different
terms than are set forth in this agreement, you must obtain
permission in writing from the Project Gutenberg Literary
Archive Foundation, the manager of the Project Gutenberg™
trademark. Contact the Foundation as set forth in Section 3
below.

1.F.

1.F.1. Project Gutenberg volunteers and employees expend


considerable effort to identify, do copyright research on,
transcribe and proofread works not protected by U.S. copyright
law in creating the Project Gutenberg™ collection. Despite
these efforts, Project Gutenberg™ electronic works, and the
medium on which they may be stored, may contain “Defects,”
such as, but not limited to, incomplete, inaccurate or corrupt
data, transcription errors, a copyright or other intellectual
property infringement, a defective or damaged disk or other
medium, a computer virus, or computer codes that damage or
cannot be read by your equipment.

1.F.2. LIMITED WARRANTY, DISCLAIMER OF DAMAGES -


Except for the “Right of Replacement or Refund” described in
paragraph 1.F.3, the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation, the owner of the Project Gutenberg™ trademark,
and any other party distributing a Project Gutenberg™ electronic
work under this agreement, disclaim all liability to you for
damages, costs and expenses, including legal fees. YOU
AGREE THAT YOU HAVE NO REMEDIES FOR NEGLIGENCE,
STRICT LIABILITY, BREACH OF WARRANTY OR BREACH
OF CONTRACT EXCEPT THOSE PROVIDED IN PARAGRAPH
1.F.3. YOU AGREE THAT THE FOUNDATION, THE
TRADEMARK OWNER, AND ANY DISTRIBUTOR UNDER
THIS AGREEMENT WILL NOT BE LIABLE TO YOU FOR
ACTUAL, DIRECT, INDIRECT, CONSEQUENTIAL, PUNITIVE
OR INCIDENTAL DAMAGES EVEN IF YOU GIVE NOTICE OF
THE POSSIBILITY OF SUCH DAMAGE.

1.F.3. LIMITED RIGHT OF REPLACEMENT OR REFUND - If


you discover a defect in this electronic work within 90 days of
receiving it, you can receive a refund of the money (if any) you
paid for it by sending a written explanation to the person you
received the work from. If you received the work on a physical
medium, you must return the medium with your written
explanation. The person or entity that provided you with the
defective work may elect to provide a replacement copy in lieu
of a refund. If you received the work electronically, the person or
entity providing it to you may choose to give you a second
opportunity to receive the work electronically in lieu of a refund.
If the second copy is also defective, you may demand a refund
in writing without further opportunities to fix the problem.

1.F.4. Except for the limited right of replacement or refund set


forth in paragraph 1.F.3, this work is provided to you ‘AS-IS’,
WITH NO OTHER WARRANTIES OF ANY KIND, EXPRESS
OR IMPLIED, INCLUDING BUT NOT LIMITED TO
WARRANTIES OF MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR
ANY PURPOSE.

1.F.5. Some states do not allow disclaimers of certain implied


warranties or the exclusion or limitation of certain types of
damages. If any disclaimer or limitation set forth in this
agreement violates the law of the state applicable to this
agreement, the agreement shall be interpreted to make the
maximum disclaimer or limitation permitted by the applicable
state law. The invalidity or unenforceability of any provision of
this agreement shall not void the remaining provisions.

1.F.6. INDEMNITY - You agree to indemnify and hold the


Foundation, the trademark owner, any agent or employee of the
Foundation, anyone providing copies of Project Gutenberg™
electronic works in accordance with this agreement, and any
volunteers associated with the production, promotion and
distribution of Project Gutenberg™ electronic works, harmless
from all liability, costs and expenses, including legal fees, that
arise directly or indirectly from any of the following which you do
or cause to occur: (a) distribution of this or any Project
Gutenberg™ work, (b) alteration, modification, or additions or
deletions to any Project Gutenberg™ work, and (c) any Defect
you cause.

Section 2. Information about the Mission of


Project Gutenberg™
Project Gutenberg™ is synonymous with the free distribution of
electronic works in formats readable by the widest variety of
computers including obsolete, old, middle-aged and new
computers. It exists because of the efforts of hundreds of
volunteers and donations from people in all walks of life.

Volunteers and financial support to provide volunteers with the


assistance they need are critical to reaching Project
Gutenberg™’s goals and ensuring that the Project Gutenberg™
collection will remain freely available for generations to come. In
2001, the Project Gutenberg Literary Archive Foundation was
created to provide a secure and permanent future for Project
Gutenberg™ and future generations. To learn more about the
Project Gutenberg Literary Archive Foundation and how your
efforts and donations can help, see Sections 3 and 4 and the
Foundation information page at www.gutenberg.org.

Section 3. Information about the Project


Gutenberg Literary Archive Foundation
The Project Gutenberg Literary Archive Foundation is a non-
profit 501(c)(3) educational corporation organized under the
laws of the state of Mississippi and granted tax exempt status by
the Internal Revenue Service. The Foundation’s EIN or federal
tax identification number is 64-6221541. Contributions to the
Project Gutenberg Literary Archive Foundation are tax
deductible to the full extent permitted by U.S. federal laws and
your state’s laws.

The Foundation’s business office is located at 809 North 1500


West, Salt Lake City, UT 84116, (801) 596-1887. Email contact
links and up to date contact information can be found at the
Foundation’s website and official page at
www.gutenberg.org/contact

Section 4. Information about Donations to


the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation
Project Gutenberg™ depends upon and cannot survive without
widespread public support and donations to carry out its mission
of increasing the number of public domain and licensed works
that can be freely distributed in machine-readable form

You might also like