Professional Documents
Culture Documents
Full Download Alfa Psikoloji Kitabi 1St Edition Kolektif Emel Lakse Cev Online Full Chapter PDF
Full Download Alfa Psikoloji Kitabi 1St Edition Kolektif Emel Lakse Cev Online Full Chapter PDF
https://ebookstep.com/product/detective-alfa-aani-gramdevtecha-
prakop-detective-alfa-series-book-9-marathi-edition-saurabh-
wangale/
https://ebookstep.com/product/pratique-grammaire-b1-1st-edition-
evelyne-sirejols/
https://ebookstep.com/product/yeni-oykuler-1st-edition-kolektif/
https://ebookstep.com/product/suc-kitabi-1st-edition-kolektif/
A medida B1 guía didáctica 1st Edition Anaya
https://ebookstep.com/product/a-medida-b1-guia-didactica-1st-
edition-anaya/
https://ebookstep.com/product/simplemente-
fingiendo-2-millonarios-machos-alfa-1st-edition-ava-gray/
https://ebookstep.com/product/detective-alfa-aani-the-moonlight-
murder-1st-edition-saurabh-wagale/
https://ebookstep.com/product/kolektif-hafiza-1st-edition-
maurice-halbwachs/
https://ebookstep.com/product/notos-sayi-97-1st-edition-kolektif/
Bu bir Do rling Kindersley kitabıd ır.
www.dk.com
PSİKOLOJİ KİTABI
Kitabın Türkçe yaym Jıakları Alfa Bası m Yaymı Dağıtım Ltd. Şii.'ne aillir.
Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen ya da tamamen alıntı yapı lamaz,
lıiçbir şekilde kopya edilemez, çoğa ltı lamaz ve yayım lanamaz.
NIGEL BENSON
Felsefe ve psikoloji dallarında öğretim üyesi olan Nigel MERRIN LAZYAN
Benson'un başta Psychology far Beginners ve
Introducing Psychiatry olmak üzere psikoloji üzerine Yazar, editör ve klasik müzik sanatçısı olan Merrin
yazılmış çok satan kitapları bulunmaktadır. Lazyan Harvard Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi
almış ve geniş bir konu yelpazesine sahip pek çok
roman ve inceleme üzerinde çalışmıştır.
JOANNAH GINS,BURG
Klinik psikolog ve gazeteci olan Joannah Ginsburg, MARCUS WEEKS
New York City, Baston, Philadelphia ve Dallas'ta
toplumsal tedavi merkezlerinde çalışmakta ve Yazar ve müzisyen Marcus Weeks, felsefe eğitimi
psikolojik yayınlara düzenli olarak katkı almış ve yazarlık kariyerine başlamadan evvel
sağlamaktadır. Thi!J Book Has lssues: Adventures in öğretmen olarak çalışmıştır Gii~P.l samıtlar ve popüler
Popular Psycho/ogy adlı kitabın yazarlarından biridir. bilimler üzerine çok sayıda kitaba katkıda
bulunmuştur.
İÇİNDEKİLER
10 GİRİŞ 38 Bilincin anlamını hepimiz
biliriz yeter k i onu
tanımlamamızı
DAVRANIŞ~ILIK
istemesinler ÇEVREMİZE TEPK VERMEK
FELSEFi WilliamJames
60 Lezzetli bir yemeğin
KÖKENLER 46 Ergenlik yeniden görüntüsü aç bir insanın
ağzını sulandırır
PSiKOLOJi OLUŞUYOR doğmaktır
G. Stanley Hali İvan Pavlov
.~
S0ren Kierkegaard Edwin Guthrie
.
nin bileşiminden oluşur " sevmesi" kadar doğal
olamaz. Zing·Yang Kuo
Francis Gaitan •• '
30 İsterinin yasaları
• 1 ' 76 Öğrenmek tam olarak
••• 1' mümkün değildir
evrenseldir
Jean-Martin Charc.:uL Kari Lashley
262 Eğitimin amacı aynı 294 Dil organı da vücuttaki 328 Deli olanla olmayanı akıl
şeyler yapabilme diğer organlar gibi gelişir hastanelerinde
becerisine sahip kadın Noam Chomsky ayıramayız
ve erkekler yetiştirmektir David Rosenhan
Jean Piaget 298 Otizm erkek beyninin
aşırı bir biçimidir 330 Eve'in üç yüzü
270 Başkaları aracılığıyla Siman Baron-Cohen Thigpen & Cleckley
kendimiz oluruz
Lev Vygotsky
sikoloji, tüm bilimler içinde içine alacak şekilde , Antik bunların zihinlerimizin çalışması
P belki de insanlara en
gizemli gelen ve yanlış
yorumlara en açık bilimdir. Her ne
Yunan' da "ruh" ya da "zihin" anla-
mına gelen psyche ile "çalışma" ya
da "açıklama" anlamındaki
hakkında neler söylediğini araştırır .
Tüm bilimler, felsefi sorulara
bilimsel yöntemler uygulanma-
kadar jargonu ve fikirleri günlük /ogia'dan türemiştir. Ancak günü- sıyla , felsefeden ortaya çıkmıştır.
hayatın içine sızmış olsa da müzde bu kelime daha çok "zihin Ancak bilinç, algı ve hafıza gibi
psikolojinin konusunun ne olduğu ve davranış bilimi"ni tanımlamak konuların anlaşılması zor doğaları
ve psikologların gerçekte ne tadır. psikolojinin felsefi spekülasyondan
yaptıkları çoğu insan için halil bilimsel uygulamaya geçmekte
belirsizdir. Bazılarının psikoloji Yeni bilim yavaş kaldığı anlamına gelmekte-
denince gözlerinin önüne ya akıl Psikoloji, aynı zamanda felsefe ve dir. Özellikle ABD' deki bazı ün i-
hastalıklarıyla uğraşan bir fizyoloji arasında bir köprü olarak da versitelerde, psikoloji bölümleri
kuruluşta çalışan ya da fareler görülür. Fizyoloji beynin ve sinir felsefe bölümlerinin alt dalları ola-
üzerinde laboratuvar deneyleri sisteminin fiziksel oluşumunu rak, Almanya'daki bazı ünive rsite-
gerçekleştiren beyaz gömlekli tanımlarken, psikoloji de bu lerdeyse fen fakülteleri kapsa-
insanlar gelir. Bazıları ise sistemin içinde yer alan zihinsel mında kurulmuşlardır. Ancak
hayalinde, kanepedeki hastasına süreçleri ve bunların psikolojinin kendi başına bir bilim-
Orta Avrupa aksanıyla konuşarak düşüncelerimize, fikirlerimize ve sel d isiplin olması 19. yy. sonların ı
psikanaliz yapan veya eğer film davranışlarımıza nasıl yansıdığını bulmuştur.
senaryoları gerçeği yansıtıyorsa bir inceler. Felsefe düşünceler ve Wilhelm Wundt'un 1879'da
tür zihin kontrolü gerçekleştirmek fikirlerle uğraşırken , psikoloji bizim Leipzig Üniversitesi'nde dünyanın
içirı entrikalar çeviren bir adam bunlara nasıl sahip olduğumuzu ve ilk deneysel psikoloji laboratuva-
canlandırır. rını kurması, psikolojinin gerçek
Bu klişeler ne kadar abartılı da bir bilimsel ders konusu olarak
olsa altlarında bir gerçek yatmakta- tanınmasını ve daha önceleri keş
''
dır. Belki de psikolojinin neleri kap- fedilmemiş araştırma alanlarında
sadığı konusunda karışıklık yaratan yeni bir çığır açmasını sağlamı ş
esas unsur, psikoloji şemsiyesinin Psikolojinin uzun bir tır. Psikoloji 20. yy. boyunca geliş
altına giren konuların (ve psiko- ön geçmişi, ama kısar.ık meye devam etmiş, ana dalları ve
ekiyle başlayan şaşırtıcı derecede bir tarihi vardır. önemli hareketlerıyle ortaya çık
çok terimler dizisinin) devasa bir mıştır. Tüm bilimlerde olduğu gibi
Hermann Ebbinghaus
çeşitlilikte oluşudur. Psikologların psikolojinin tarihi de birbirini izle-
''
da kelımenin tek bir anlamı üze- yen kuramlar ve keşifler üzerine
rinde anlaşamamaları da bundan kuruludur. Eski kuramların çoğu
kaynaklanıyor olabilir. Psikoloji nun çağdaş psikologlarla yakın
kelimesi, konunun geniş kapsamını ilişkisi de bu yüzdendir. Bazı araş-
GİRİŞ 11
turna alanları psikolojinin ilk gün- bilimsel odaklı bu psikologların etkileşiminden nasıl şekillendiği
lerinden beri çalışma konusu araştırmaları bile yöntemlerinin üzerine yoğunlaşmış; bu "uyarıcı
olmaya devam eder, çeşitli içgözlemsel yapıları nedeniyle sınırlı tepki" kuramı, John Watson'un
düşünce okulları tarafından farklı kalmıştır: Hermann Ebbinghaus çalışmaları aracılığıyla tanınmıştır.
yorumlarla açıklanırken bazıları gibi öncüler kendi araştırmalarının Avrupa ve ABD' de yeni öğrenme
ise zaman içinde öne çıkıp geri konusu haline gelerek kendilerinde kuramları ortaya çıkmaya başlamış
düşerek, ama her seferinde mut- gözlemlenebilecek temaların ve halkın ilgisini çekmiştir.
laka bir sonraki düşünce üzerinde çeşitliliğini ciddi ölçüde Ancak davranışçılığın ABD'de
önemli etkiler bırakmışlar ve kısıtlamışlardır. Bilimsel yöntemler ortaya çıkmaya başlamasıyla aynı
zaman zaman tamamen yeni keşif kullanmalarına ve kuramlarıyla yeni zamanlarda Viyana'da genç bir
ala nları doğur mu şlard ır . bir bilimin temellerini atmalarına nörolog o günlerde geçerli düşünce
Psikolojinin geniş sahasına ilk rağmen kendilerinden sonra gelen biçimini altüst edecek ve çok farklı
kez yaklaşanlar için en basit yol, psikologlar onların yöntemlerini çok bir yaklaşıma esin kaynağı olacak
bizim de bu kitapta yaptığımız gibi, öznel bu l muşlar ve daha nesnel bir zihinsel bir kuram geliştirmeye
onun ana akımlarına kabaca krono- metodoloji arayışına girmişlerdir. başlamıştır. Sigmund Freud'un
lojik bir sıralama içinde göz atmak- 1890'larda Rus fizyolog Ivan laboratuvar deneylerinden çok
tır. Başka bir deyişle psikolojiye, Pavlov, psikolojinin hem Avrupa hasta gözlemlerine ve vaka tarih-
felsefi düşüncedeki köklerinden hem de ABD' de önemli ilerlemeler çelerine dayanan psikanalitik
başlayıp davranışçılık, psikoterapi kaydetmesine neden olacak deney- kuramı öznel deneyim çalışmala
ve bilişsel, sosyal ve gelişimsel ler yürütmüştür. Hayvanların tepki rına dönüşün yolunu açmıştır.
psikolojiden geçerek farklılıklar üretmeleri için şartlanabileceklerini Freud, anılar, çocukluktaki gelişim
psikolojisine kadar gelmektir. kanıtlayarak sonraları davranışçılık
olarak bilinecek yeni bir hareketin
İki yaklaşım gelişmesine neden olacak fikri
''
Ortaya çıktığı ilk günlerde bile ortaya atmıştır. Davranışçılar , zihin-
psikolojiye farklı insanlar farklı sel süreçler üzerinde nesnel olarak
anlamlar vermişlerdir. ABD' de çalışmanın imkansız olduğunu
Bu durumda biz psikologlar
kökleri felsefeye dayandığı için düşünmüşler, ancak davranışları için ilk gerçek, düşünmenin ne
bilinç ve benlik gibi kavramlarla ölçmeyi göreceli olarak kolay bul- türde olursa olsun devam
uyraşan spekülatif ve kuramsal bir muşlardır. İnsan psikolojisinin içyü-
ettiğidir.
yaklaşım benimsenmiştir. zünü anlama yolunda önce hayvan-
Avrupa' da kökleri bilime dayandığı larda, daha sonra da insanlarda,
William James
''
için daha çok duyusal algı ve hafıza kontrollü koşullar altında yürütüle-
gibi zihinsel süreçlerin laboratuvar bilecek deneyler tasarlamışlardır.
koşullarında incelendiği bir alan Davranışçıların çalışmaları nere-
olarak bakılmıştır. Ancak daha fazla deyse sadece davranışın çevreyle
12 GİRiŞ
•••
•••
•••
•••
ve kişilerarası ilişkilerle ilgilenmiş Orijinal "konuşma tedavisi"nden Freud'un devam eden etkisi
ve bilinçdışının davranışları belir- pek çok farklı biçimde mantar gibi kendisini daha çok gelişimsel psi-
lemedeki rolünün önemine vurgu türemiş olan psikoterapi bile biliş koloji üzerinde hissettirmektedir.
yapmıştır. Yaşadığı dönemde fikir- sel yaklaşımdan etkilenmiştir. Başlangıçta sadece çocuk gelişi
leri büyük şok yaratmış olsa da Bilişsel terapi ve bilişsel-davranış miyle ilgilenen bu alandaki çalış
hızla ve geniş ölçüde kabul gör- sal terapi, psikanalize alternatif malar yerini giderek bebeklikten
müştür. Onun "konuşma tedavisi" olarak ortaya çıkmış ve insan yaşa yaşlılığa kadar yaşam boyu gerçek-
mefhumu günümüzde hala çeşitli mına özgü niteliklere odaklanan leşen değişimleri incelemeye bıra
psikoterapi biçimlerinde kullanıl hümanist psikoloji gibi hareketlerin kır. Araştırmacılar sosyal, kültürel
maya devam etmektedir. doğmasına yol açmıştır. Bu tera- ve ahlaki öğrenme kuramları ve
pistler ilgilerini hastaları iyileştir bağ kurma biçimlerimiz hakkında
Yeni çalışma alanlan mekten çok sağlıklı kişilerin daha grafikler çıkarırlar, Gelişimsel psi-
20. yüzyılın ortalarında zihinsel anlamlı bir yaşam sürmeleri için kolojinin eğitim ve öğretim alanla-
süreçlerin bilimsel incelenişine geri rehberlik etmeye yöneltmişlerdir. rına yaptığı katkıların önemi orta-
dönüşle birlikte hem davranışçılık Psikoloji ilk dönemlerinde dadır, ancak bir de çocukluktaki
hem de psikanaliz gözden büyük ölçüde zihin ve bireylerin gelişimiyle ırk ve cinsiyete dair
düşmüştür. Bu, kökleri algı davranışları üzerine odaklanmış tavırlar arasındaki ilişki düşüncesi
üzerinde çalışmalar yapan Gestalt ken artık giderek insanın çevre- üzerinde daha az görünür bir etkisi
psikologlarının bütüncü siyle etkileşimiyle ilgilenmeye baş olmuştur.
yaklaşımlarına dayanan bilişsel lamıştır ki, bu da sosyal
psikoloji hareketinin başlangıcı psikolojinin doğuşu anla mına gel-
olmuştur. Bu psikologların eserleri mektedir. Bilişsel psikoloji gibi bu
II. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda da Gestalt psikologlarına, özellikle
''
ABD'de ortaya çıkmaya başlamış de 1930'larda Nazi Almanya'sından
ve bilişsel psikoloji 1950'1erle ABD'ye kaçan Kurt Lewin'e çok
birlikte egemen yaklaşım haline şey borçludur. Sosyal psikoloji,
gelmiştir. İletişim ve bilgisayar tümü de modem dünyanın şehir 19. yüzyıl editör koltuklarının
bilimi alanlarındaki hızlı büyüme yaşamı ve sürekli gelişen iletişim çağı ise bizimki de psikiyatr
poikologlara yararlı bir alanıyla yakından ilgili olan tutum-
kanepelerinin çaQ'ıdır.
karşılaştırma olanağı sağlamıştır. larımız ve önyargılarımız, itaat ve
Marshall McLuhan
Bilgi işleme modelini dikkat, algı, uyum göstermeye eğilimimiz ve
hafıza ve unutma, dil ve dil saldırganlık ya da fedakarlık
''
edinimi, sorun çözme, karar verme nedenlerimiz hakkındaki ilginç
ve motivasyon gibi alanlarda gerçekleri ortaya çıkaran araştır
kuramlar geliştirmek için malarla birlikte, 20. yüzyılın ikinci
kullanmışlardır. yarısında hız kazanmıştır.
GİRiŞ 13
''
sinirbilimi, bilgisayar bilimi, eğitim tıcı açıklamalar ve çözümler bulun-
bilimleri, sosyoloji, antropoloji ve masını sağlamıştır. Üniversitelerde
hatta politika, ekonomi ve hukuku giderek artan ilgiyle karşılanan bir
da içeren diğer pek çok disiplinle Psikolojinin amacı,
bize, en iyi bölüm olması sadece psikolojinin
örtüşecek kadar genişlemiştir. bildiğimiz şeyler
konusunda modern dünyadaki geçerliliğinin
Psikoloji, belki de bilimlerin en tamamen farklı fikirler değil aynı zamanda insan zihninin
çeşitlisidir. kazandırmaktır. gizemli dünyasını inceleyen zengin
Psikoloji, özellikle sinirbilimi ve Paul Valery ve çok yönlü bir konuda çalışmanın
genetik başta olmak üzere diğer sağlayacağı keyif ve uyarımın da bir
''
bilimlerden etkilenmeye ve onları göstergesidir. •
etkilemeye devam etmektedir.
Özellikle Francis Galton'un 1920'ler-
deki fikirlerine kadar uzanan "gene-
16 GiRiŞ
Francis Galton,
Rene Descartes 'ın Charles Darwin, Deha' da
Kalıtsal
beden ve ruhun Türlerin ıçökcni Üzerine yayı mlanan
birbirinden ayrı Abb8 Faria, Bilinçli adlı kitabını araştırmalarıyla
olduğunu öne Uykunun Nedenleri yayımlayarak tüm çevrenin genetikten
sürdüğü kitabı Ruhun Üzeıine adlı kitabında özelliklerimizin kalıtsal daha önemli
Tutku/an yayımlanır. hipnozu inceler. olduğunu öno sürer. olduğunu öne sürer.
i
1649
i
1819
i
1859
i
1869
1816 1849 1861 1874
1
Johann Friedrich Herbart,
Psikoloji için Ders Kitabı adlı
1
S0!en Kierkegaard ' ın kitabı
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
1
Beyin ve sinir cerrahı
Pierre Paul Broca,
1
Cari Wernicke,
beynin belli bir
kitabında dinamik aklı bilinç varoluş çuluğun beynin sol ve sağ yarım bölümündeki hasarın
ve bilinçdış ı ile anlatır. başlangıcını belirtir. kürelerinin farklı belli becerilerin
fonksiyonları olduğunu kaybına neden
keşfeder. olduğuna dair
kanıtlar bulur.
odem psikolojide incele- soruya cevap verdiyse de zihnimi- sonraki psikoloji düşünürleri
Wilhelm Wundt,
Almanya'nın Hermann Ebbinghaus,
Leipzig kentinde ilk Hafıza Üzerine adlı G. Stanley Hail, "Psikolojinin Babası"
deneysel psikoloji kitabında anlamsız Amorican Journal of William James,
laboratuvarını heceleri öğrenme Psycho/ogy'nin ilk Psikoloıinin İlkeleri'ni
kurar. deneylerini detaylandırır. sayısını yayımlar. yayımlar.
1879
i i
1885
i
1887
i
1890
1883 1877 1889 1895
1
Emil Kraepelin,
Psikiyatri Ders Kitabı'nı
1
Jean-Martin Charcot,
Sinir Sistemi Hastalıkları
1
Pierre Janel,
isterinin kişi liğin
1
Alfred Binet, ilk
psikodiyagnostik
yayımlar. Ozerine Dersler' i yazar. ayrılması ve laboratuvarını açar.
bölünmesini
içerd iğ i ni öne
sürer.
hipnozun keşfedilmesiyle popüler- şekillerde gelişmiştir: Almanya' da temlerine benzer bilimsel bir meto-
leş miş ve daha ciddi bilim insanı Wundt, Hermann Ebbinghaus ve dolojinin zihin çalışmaları için de
nın, akıl dünyasının görünürdeki Emil Kraepelin gibi psikologlar kuruluşuna sahne olmuştur. İlk kez
bilinçli düşünceden daha fazlası konuya katı bir bilimsel ve deneysel algı , bilinç, hafıza, öğ renme ve
olduğunu düşünülmesine neden yaklaşım benimserlerken ABD' de zekayla ilgili sorulara da bilimsel
olmuştur. Bu bilim insanları William James ve Harvard'daki yöntem uygulanmaya başlanmış,
"bilinçdışı"nın yapısını ve takipçileri daha kuramsal ve felsefi gözlem ve deney uygulamaları
d üşünce davranışlarımız üzerin- bir yaklaşım izlemişlerdir. Bu sayesinde yeni kuramlar ortaya
deki etkisini incelemek üzere işe alanların dışında Paris'te, isteri atılmıştır.
koyulmuşlardır. hastalarının tedavisinde hipnoz Her ne kadar bu düşünceler
yöntemini kullanan nörolog Jean- araştırmacı tarafından zihnin
Psikolojinin doğufu Martin Charcot'nun eserleri iç-gözleme dönük yönelik çalışma
İşte modern psikoloji bilimi bu çevresinde de başka bir ekol lardan ya da çalışmalarında kullan-
a ltyapı üzerine doğmuştur. Wilhelm gelişmeye başlamıştır. Bu ekol, d ıkları öznelerin hayli sübjektif
Wundt, 1879'da ilk deneysel bilinçdışı üzerine düşünceleri kayıtlarından çıkıyor olsa da, yüzyı
ps ikoloji laboratuvarını Almanya' da Sigmund Freud'un psikanalitik lın sonunda gelecek nesil psikolog-
Leipzig Üniversitesi 'ndc kurmuştur. kuramlarının habercisi olan PiP.rrP. ların zihin üzerinde tam anlamıyla
Bu arada ABD' de ve Avrupa'nın her Janet gibi psikologları kendisine nesnel çalışmalar yapabilmeleri ve
yerindeki üniversitelerde psikoloji çekmiştir. akıl hastalıklarının tedavisinde
bölümleri açılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın
son yirmi yılı , genç kendi yeni kuramlarını uygulayabil-
Tıpkı felsefenin belirli bölgesel psikolojıbiliminin hızlı yükselişi meleıi için temeller atılmıştır. •
özelliklere sahip olması gibi nin yanı sıra fizyoloji ve diğer
psikoloji de farklı merkezlerde farklı bilimlerin bedeni araştırma yön-
18
DÖRT KİŞİLİK
YAPISı ~~'.' . . ., .
GALEN (Mö v. 129-201)
Asabi: ateşli,
enerjik ve tutkulu
Galan
Beden
salgılarında
Claudius Galenus, ya da daha
orantısızlık
-
çok bilinen adıyla '" Bergamalı
kişilik İyimser: sıcak kalpli, Galen" (Türkiye'de bir kent) Ro-
yapılarının
neşeli , iyimser ve güvenli malı bir hekim, cenah ve filo-
yanı sıra belli
hastalıklara eğilimli zoftur. Babası , Aelius Nicon
olmayı da belirler. Yunanlı, varlıklı bir mimardır
ve oğluna iyi bir eğitimle birlik-
te dünyayı g e zme imkiinl.a.n da
yapısı da egemen olmaya başlar. davranıyorsa et yemeyi azaltmalı ve sağlamıştır. Galen Roma'ya
İyimser bir insanın kanı (Latince fazla ka nı akıtmak için damarlarına yerleşmiş ve aralarında Marcus
sanguis) fazladır ve sıcak kalpli, küçük kesikler yapılmalıdır. Aurelius'un da bulunduğu im-
neşeli, iyimser ve güvenlidir ama Galen'in doktrinleri Rönesans paratorlara hekim başı olarak
bencil olabilir. Soğukkanlı birinin boyunca, daha iyi araştırmalar hizmet vermiştir. Profesyonel
balgamı (Yunanca phlegmatik6s) ışığında daha iyi kuramların ortaya gladyatörleri tedavi ederken
boldur ve sessiz, kibar, serinkanlı, çıktığı zamana kadar tıp dünyasına travma tedavisi hakkında bilgi
a kılcı ve tutarlıdır ama yavaş ve egemen olmuştur. 1543'te İtalya'da sahibi olmuş ve tıp üzerine
utangaç olabilir. Sinirli birinin saf- hekimlik yapan Andreas Vesalius 500'den fazla kitap yazmıştır.
Öğrenmenin en iyi yolunun
rası (Yunanca kh6Je) safrası boldur (1514-1564) Galen'in anatomi
hayvanları kesip Üzerlerinde
ve kişiliği ise ateşlidir; aşırı öd tanımlarında 200'den fazla hata
çalışmak ve anatomi çalışmak
salgısından muzdariptir. Son olarak bulmuştur. Gale n'in tıbbi fikirleri o
olduğuna inarıır. Galen pek çok
melankolik birinin (Yunanca melas gün için gözden düşse de daha
iç organın işlevini keşfetmiş ve
kh6le) kara safra salgısının fazlalı sonraları 20. yy. psikologlarına esin
hatalar da yapmıştır çünkü
ğından muzdariptir, çoğunlukla kaynağı olacaktır. 1947'de Hans (maymunlar ve domuzlar gibi)
üzüntü ve korkuların eşlik ettiği Eysenck kişilik yapısının biyolojik hayvan bedenlerinin insanla-
şiirsel ve sanatsal yönü ağır basar. temelli olduğu sonucuna varmış ve rınkiyle tıpatıp aynı olduğunu
antik kişilik yapısı tanımlamalarını farz etmiştir. Ölüm tarihi tartış
Ruh hallerinde orantısızlık yansıtan iki kişilik özelliği tanımla malı olsa da öldüğünde en az
Galen'e göre bazı insanlar doğuştan mıştır - nevrotiklik ve dışadönük 70 yaşında olduğu kesindir.
belirli kişilik yapılarına lük.
eğilim lidirler. Bununla birlikte Suyukçuluk artık psikolojinin bir
kişilik yapısıyla ilgili sorunlar beden parçası olmasa da Galen'in fiziksel
sa lgılarının orantısızlığına bağlı ve zihinsel hastalıkların bağlantılı MS 190 elvan Kişilik Yapıları
olduğundan Galen bunların diyet ve olduğuyla ilgili fikri modern terapi- MS 190 elvan Doğal
egzersizle iyileştirilebileceğini iddia lerin temelini oluşturmuştur. • Yetenekler
eder. Bazı aşırı vakalarda tedavi MS 190 civan Bilimin Doğası
lavman ve kan almayı da içerebilir. Üzerine Üç Tez
Örneğin kanı fazla olan biri bencilce
- - ------ - - - - -
20
BU MAKİNENİN
AKiLLi BİR RUHU
VAR
RENE DESCARTES (1596-1650)
KISACA
YAKLAŞIM
Akıl/beden ikiliği
ÖNCE
MÖ 4 . ~yıl Yunanlı filozof
Platon bedenin maddi
dünyadan ruhun ya da aklına
ise ideaların ölümsüz
evreninden geldiğini iddia
eder.
MÖ 4. ~yıl Yunanlı filozof
Aristoteles ruh ve bedenin
ayrılamayacağını ruhun,
bedenin gerçekliği olduğunu
söyler.
SONRA
1710 İrlandalı-İngiliz filozof
George Berkeley, İnsan
Bilgisinin İlkeleri Üzerine adlı kılve bedenin birbirinden "ruh" beynin epifiz bezinde yer alır
eserinde bedenin sadece
zihnin bir algısı olduğunu
iddia eder.
A ayrı ve farklı oldukları
fikrinin kökeni Platon ve
antik Yunan'a kadar gider ancak
ve düşünme işlevini yerine getirir,
beden ise "hayvani ruhlar" veya
sinir sistemin içinde akan sıvılarla
akıl-heden ilişkisini ayrıntılı olarak hareket eden bir makinedir. Bu
1904 William James Bilinç
Gerçekten Var mı? adlı ilk tanımlayan 17. yüzyıl filozofu düşünce biçimi 2. yüzyılda, bunu
kitabındabilincin ayn bir Rene Descartes olmuştur. kendi kuramına iliştiren Galen
Descartes ilk felsefe kitabı De tarafından popülerleşLirilmiştir
varlık olmadığını ama belirli
Homine'yi ("İnsan"} 1633'te yazmış, ancak kuramı ilk kez ayrıntılı
deneyimlerin bir fonksiyonu
akıl ve bedenin ikiliğin i bu kitapta biçimde anlatan ve akıl ve bedenin
olduğunu ileri sürer.
anlatmıştır. Descartes'a göre ayrılığını vurgulayan Descartes
maddesel olmayan zihin ya da olmuştur. Fransız filozof Marin
FELSEFIKÖKENLER 21
Ayrıca bkz. Galen 18- 19 • William James 38 45 • Sigmund Frcud 92- 99
''
olduğunu ve bu yüzden de ruhun
yuvası olması gerektiğini çünkü
"ikisinin birbirinden
Akılve beden arasında çok
ayrılamayacaklarını" anlatmıştır .
Descartes'a göre bu önemlidir
büyük bir farklılık vardır.
çünkü aksi takdirde ruh bedenin
Rene Descartes
herhangi somut bir parçası ile
''
bağlantı kuramaz ancak ruhani bir Ren6 Descartes
g üce bağlanabilir.
Fransa'nın (günümüzde Descar-
Descartes akıl ile bedenin
tes olarak bilinen) La Haye in To-
bedenin içinde dolaştığına inanılan
uraine kentinde doğmuştur. Do-
hayvani ruhların farkındalığı ğumundan birkaç gün sonra
a racılığıyla iletişim kurduklarına Akıl için bir benzetme ölen annesinden verem kapmış
tasavvur etmiştir. Epifiz bezinde yer Descartes ' ın ilham kaynağı ve hayatı boyunca zayıf bünyeli
a lan akıl ya da ruh beynin bahçelere ve süslü havuzlara su biıi olarak yaşamıştır. Sekiz ya-
derinliklerine yerleşmiştir ve bazen sağlayan hidrolik sistemleriyle şından itibaren Anjou'da La
hareket eden ruhların farkına Fransa'daki Versailles Bahçeleri'dir. Fleche'deki Cizvit okulunda eği
varmakta ve bu da bilinçli algıya Kasları ve sinirleri ça lıştıran tim almaya başlamış ve orada
neden olmaktadır. Beden aklı bu bedenin ruhlarını suyun gücüne sağlıksız bünyesine bağlı olarak
şekilde etkiler. Benzer biçimde benzetir ve "tüm parçaların bu sabah saatlerini yatakta, -felse-
a kılda hayvani ruhları bedenin belli şekilde hareket edebildiğini" söyler.
fe, bilim ve matematik hakkın
da- "sistematik meditasyon"lar
bır bölgesine gönderip hareketlerini Havuzlar bir havuzcu tarafından yaparak geçirme alışkanlığını e-
başlatarak bedeni etkileyebilir. kontrol edilmektedir ve Descartes dinmiştir. 1612'den 1628'e kadar
burada akıl için bir benzetme seyahat etmiş ve yazmıştır.
yapar: "Bu makinede akıll ı bir ruh 1649'da İsveç Kraliçesi
var; esas olarak beyinde yer alıyor Christina'ya öğretmenlik yap-
ve orada aynen makinenin tüm ması için davet edilmiş ancak
borularının uzandığı su rezervinde kraliçenin sabah erken saatler-
durması gereken havuzcu gibi her de ders yapmayı isteği sert ik-
istediğinde hareketi başlatıyor, lim koşullarıyla birleşince sağlı
ğı daha da bozulmuş ve 11
durduruyor veya değiştiriyor".
Şubat 1650'de ölmüştür. Resmi
Filozoflar Mla akı lla beynin bir
ölüm nedeni zatürreedir ancak
şekilde farklı varlıklar olup
bazı tarihçiler Protestan olan
olmadıklarını ta rtışadursunlar çoğu Christina'nın Katolikliğe dön-
psikolog aklı beynin işleyişi ile eşit mesini engellemek için zehirlen-
tutmaktadır. Ancak pratikte akıl diğine inanmaktadırlar.
sağlığı ile fiziksel sağlık arasındaki
ayrım biraz karmaşıktır: Zihinsel Önemli eHrlerl
stresin fiziksel hastalıklara neden
olduğu veya kimyasal 1637 Yöntem Üzerine Konuş
dengesizliklerin beyni etkilediği malar
Descartes epifiz bezinin, beyinde. i- 1662 De Homine (1633'te
söylendiğinde ikisi arasında yakın
ki gözün ve iki kulağın görüntülerini ve yazılmıştır)
seslerini tek bir izlenimde birleştirebi bir ilişki kurulmuş olur. •
1647 İnsan Vücudunun Tanımı
lecek şekilde ideal bir korumda yer alan 1649 Ruhun İhtirasları
tek bir organ olduğunu gösterir.
22
UYU!
ABBE FARIA (1756-1819)
edavi amaçlı trans uygulama- nun bir tedavi yöntemi olarak kulla-
KISACA
YAKLAŞIM
Hipnoz
T sı yeni bir yöntem değildir.
Aralarında Mısır ve
YunanWann da bulunduğu pek çok
nılması Alman doktor Franz
Mesmer'in yöntemi 18. yüzyılda yeni-
den gündeme getirmesine kadar terk
antik kültürde insanlar hastalarını, ö- edilmiştir. Mesmer'in yöntemi mık
ÖNCE zel olarak eğitilmiş rahipler tarafın natıs ve telkinle bedenin doğal veya
1027 Pers filozof ve hekim İbn dan uykuya benzer bir duruma getiri- "hayvani" manyetizmasını manipüle
Sina Şifa Kitabı'nda trnnslar lerek tedavi olmaları için "uyku etmeyi içeriyordu. Bazı insanlar
tapınakları"na götürmekte hiçbir ga- "manyetize" ya da "hipnotize" edil-
hak.kında yazar.
riplik görmezlerdi. 1027'de Persli he- dikten sonra kasılma durumuna giri-
1779 Alman doktor Franz kim İbn Sina trans durumunun tüm yorlar, ancak bunun sonrasında daha
Mesmer, Hayvan özelliklerini belgelemiştir ancak bu- iyi hissettiklerini iddia ediyorlardı.
Manyetizmasının Keşfi Üzerine
Bir Rapor adlı kitabını
yayımladı.
SONRA
1843 İskoç cenah James
Braid, Neurypno/ogy adlı
kitabında "nöro-hipnoz"
terimini ilk kez kullandı.
1880'ler Fransız psikolog
Emile Coue, plasebo etkisini
keşfederek Telkin Usulü ile
Kendine Hakim Olma adlı
kitabını yayımlar.
''
ların bu işlemin hayati birer parçası
olduğunu düşünmenin "tamamen
saçma" olduğu sonucuna varmıştır. Manyetizmacı hiçbir şey
Ona göre gerçek çok daha ilginçtir: yapmaz; her şey kişinin ve
Transa ya da hipnoz uykusuna geç- onun hayal gücünde yer
me gücü tamamen bireyin kendisiyle alanlar sayesinde gerçekleşir.
ilgilidir, başka hiçbir özel güce gerek AbbeFaria
yoktur çünkü tüm fenomen sadece
''
telkin gücüne bağlıdır.
Bilinçli uyku
Farta bu işlemde kendini, karşısındald
kişiyi doğru zihin durumuna geçiren
Franz Mesmer transı, sıklıkla mideye
bir "yoğunlaştırıcı" olarak düşünmek mıknatıs uygulamaları aracılığıylo
tedir. Bilinçli Uykunun Nedenleri başlatırdı . Bunların bedenin "hayvani"
Üzerine adlı kitabında yöntemini şöyle manyetizmasını yeniden uyumlu
anlatmaktadır: "Doğru eğilime sahip duruma getirdiğine inanılırdı.
kişileri seçtikten sonra onlardan bir
koltukta gevşemelerini, gözlerini ka- hypnos ve durum anlamına gelen Fransız nörolog Jean-Martin
patmalarını, yoğunlaşmalarını ve u- osis'in birleşmesinden oluşan hipnoz Charcot'nun hipnotizmayı travmatik
yumayı düşünmelerini isterim. Onlar terimi, ilk kez 1843'te İskoç cerrah Ja- isterinin tedavisinde sistematik ola-
sessizce daha sonraki talimatları bek- mes Braid tarafından kullanılmıştır. rak kullanmaya başlamasıyla yeniden
lerken ben kibarca veya amirane bi- Braid hipnozun bir uyku türü olmayıp gündeme taşınmıştır. Böylece hipnoz,
çimde 'Dermez!' yani 'Uyuyun' derim tek bir düşünce üzerinde yoğunlaşma hipnotik benliğin arkasındald itkileri
ve bilinçli uykuya geçerler." ve böylece telkine açık hale gelme ol- sorgulayan ve bilinçdışının gücünü
Faria'nın bilinçli uykusundan türe- duğu sonucuna varmıştır. Ölümünden keşfeden Josef Breuer ve Sigmund
yen ve Yunanca uyku anlamına gelen sonra hipnoza olan ilgi azalmış ancak Freud 'un ilgi alarıına girmiştir. •
Abb6Faria Portekiz Goa'sında doğan Jose Abbe kadar çabuk değiştirebildiğini me-
Facia Cust6dio de Facia, varlıklı bir rak etti. Fransa'ya giderek Fransız
mirasyedi kadının oğludur, ancak İhtilali'nde önemli bir rol üstlendi
annesiyle babası o 15 yaşındayken ve hapse girdiğinde kendine telkin
ayrılmıştır. Portekiz Sarayı ile iyi iliş tekniklerini ilerletti. Farta daha
kileri bulunan Abbe (Abbot) Farta ve sonra felsefe profesörü olmuş, an·
babası Portekiz'e giderek rahip ol· cak "bilinçli uyku" seansları yaptı·
mak için eğitim almışlardır. Bir kere- ğı tiyatro gösterileri ününü zedele-
sinde genç Farta kraliçe tarafından mişti. 1819'da felç sonucu
kendi özel şapelinde vaaz vermesi i· öldüğünde Patis, Montmartre'da i-
çin davet aldı. Ayin sırasında paniğe simsiz bir mezara gömüldü.
kapıldı ama babatiı kulağına şöyle fı
sıldadı: "Onların hepsi samandan a- OnemU ...ıteri
damlar - kes samanları!" Korkusu
geçti ve vaazına akıcı biçimde de· 1819 Bilinçli Uykunun Nedenleri
vam etti; daha sonra bu kadar basit Üzerine
bir cümlenin ruh durumunu nasıl bu
24
KAVRAMLAR BİRBİRİNE
DİRENiNCE GÜÇ HALİNE
GELİR
JOHANN FRIEDRICH HERBART (1776-1841)
ÖNCE
1704 Alman filozof Gottfried
Leibniz, İnsan Anlayışı Üzerine Benzer düşünceler bir Benzer olmayan dfltünceler
adlı kitabında peLites arada bulunur veya birbirlerine direnir ve
perceptions (bilinçsiz algılar) birleşirler. çatqan güçler haline gellder.
kavramını ele alır.
Birbirleriyle ~
çelişmeyen
düşünceler
beraberce çekilir
ve bilinç düzeyinde ... ve bunlardarı
birlikte biri bilinçten bile
varolabilirler. itilebilir. Johann Herbart, Almanya,
Oidenburg'da doğmuştur. 12
yaşına kadar evde annesi
tarafından eğitilmiş, daha
sonra yerel bir okula gitmiş ve
Jena Üniversitesi'nde felsefe
yy. Alman filozofu Gottfried Leibnitz leşirler.Ancak eğer iki düşünce eğitimi almıştır. Göttingen
fa rkındalığın ötesinde de düşünceler benzer değilse, bir araya gelmeden Üniversitesi'nde doktora yapıp
bulunduğunu ilk keşfeden kişidir ve var olmaya devam edebilirler. Bu da felsefe dersleri vermeye
onlara küçük algılar adını vermiştir. zaman içinde zayıflamalarına ne- başlamasından önce üç yıl
Bunlara örnek olarak da sıklıkla bir den olur, bu yüzden de "bilinç boyunca özel dersler vermiştir.
şeyleri - bir sahnedeki bir detay gibi- eşiği"nin altına doğru itilirler. İki 1806'da Napolyon, Prusya'yı
algıladığımızı o anda fark etmeme- düşünce doğrudan birbirleriyle çeli- bozguna uğratmış , 1809'da da
m ize rağmen arıımsayabilmemizi şirlerse "direnç oluşur" ve kavram- Herbart'a Prusya kralı ve
göstermiştir. Bu, bazı şeyleri algıla lar birbirlerine direnince güç haline maiyetinin sürgünde
bulunduğu Königsberg'de
d ığımız ve farkında olmadan bunları gelirler". Birbirlerini iterlerken çıkan
hafızamızda saklaclığımız anlamına enerji bir tanesini bilincin ötesine, Immanuel Kant'ın koltuğu
önerilmiştir. Bu aristokratik
gelmektedir. Herbart'ın "eğilim durumu" dediği
çevrelerde dolaşırken yarı /
bizim de "bilinçdışı" diye bildiği
yaşında bir İngiliz olan Mary
Dinamik fikirler miz yere iter. Drake ile evlenmiştir. 1833'te
Herbart'a göre düşünceler, duyular- Herbart bilinçdışını zayıf ya da Prusya hükümeti ile ters
dan gelen bilgilerin birleştiği gibi karşıt düşünceler içirı bir depolama düşmesini takiben Göttingen
oluşur. Onun düşünceler için kul- yeri olarak görür. Belirgin bir eşikle Üniversitesi'ne geri dönmüş ve
landığı terim - Vorsfellung- düşün birbirinden ayrılan iki parçalı bir bi- 65 yaşında bir felç sonucu
celeri, zihinsel imgeleri ve hatta linç varsayarak sağlıklı bir zihinde ölene dek orada felsefe
d uygusal durumları da kapsamak- düşüncelerin yönetimi içirı yapısal profesörü olarak kalmıştır.
tadır. Tüm bunlar zihnin içeriğini bir çözüm getirmeye çalışmaktadır.
oluşturmaktadırlar ve Herbart onla- Ancak Sigmund Freud bilinçdışını Önemli eserler
rı statik değil dinamik unsurlar ola- çok daha karmaşık ve açıklayıcı bir
rak görür. ÜnA görn düşünceler bir- mekanizma olarak görür. Freud, 1808 Genel Pratik Felsefe
1816 Psikoloji Ders Notları
birlerini çekebilir, diğer düşünceler Herbart'ın kavramlarını kendi bi-
1824 Bilim Olarak Psikoloji
ve duygularla bi rleşebilir ya da linçdışı kuramlarıyla birleştirerek 20.
mıknatıs gibi birbirlerini itebilirler. yüzyılın en önemli tedavi yaklaşımı
Renk ve ton gibi benzer unsurlar olan psikanalizin temellerini oluş
birbirlerini çekerler ve daha karma- turmuştur. •
şık bir düşünce oluşturmak için bir-
26
GERÇEKTE
KİMSEN OOL
SBREN KIERKEGAARD (1813-1855)
Seren Klerkegaard S0ren Kierkegaard, Danimarkalı bir kişi olarak boş zamanlarını
varlıklı bir ailenin oğluolarak doğ dolduran tek etkirılik, sokaklarda
muştur ve katı bir Lüteryen olarak yürüyüp tanımadığı kişilerle ko-
büyütülınüştür. Kopenhag nuşmak ve at aralbasıyla kırlarda
Üniversite-si'nde teoloji ve felsefe e- uzun gezilere çıkmaktır.
ğitimi almıştır. Hatırı sayılır bir mi- Kierkegaard 2 Ekim 1855'te so-
rasa konduğunda yaşamını felsefe- kakta yere yığılmış ve 11 Kasım'da
ye adamaya karar vermiştir ancak Kopenhag'daki Friedrich's
sonunda bundan da tatmirı olama- Hastanesi'nde ölmüştür.
mıştır. "Yapmam gereken şey, ne
bilmek zorunda olduğum hakkında ÖaemU -r1er1
değil ne yapacağım hakkında net
olmaktır" der. 11140'ta Regirıe 1843 Korku ve Titreme
Olsen'le nişanlanmış ancak evliliğe 1843 Ya / Ya da
uygun biri olmadığını söyleyerek ni- 1844 Kaygı Kavramı
şanı bozmuştur. Genelde hAkiın o-
1849 Ölümcül Hastalık Umut-
lan melankolik hali yaşamı üzerinde
belirgin bir etkiye sahiptir. Yalnız suzluk
28
KİŞİLİK ·GENETİK
VE ÇEVRENİN
BİLEŞİMİNDEN OLUŞUR
FRANCIS GALTON (1822-1911)
Kişilik
iki farklı kaynaktan
KISACA
gelen unsurlarla oluşur.
YAKLAŞIM
Biyo-psikoloji
ÖNCE
Çevre doğumumuzdan itiba ren
1690 İngiliz filozof John Locke, yaşadıklarımızdır.
her çocuğun zihninin tabula
rasa ya da boş bir levha
olduğunu ve bu bakımdan
Genetik doğuştan
gelen, kalıtsal ve ...
hepimizin eşit doğduğumuzu Yeteneklerimizi ve becerilerimizi
öne sürer. eğitim ve öğrenme yoluyla
geliştirebiliriz ama ..
1859 Biyolog Charles Darwin,
insan gelişiminin tamamen
çevreye uyum sağlamanın
sonucu olduğunu iddia eder.
.. .yeteneklerimizi nereye kadar
1890 William James, geliştirebileceğimizle ilgili sınırlamalar koyar.
insanların bireysel eğilimlerini
ya da "içgüdülerini" kalıtımsal
olarak devraldığını ileri sürer. Genetik ve çevre birlikte rol oynarlar ama
SONRA genetik belirleyici faktördür.
1925 Davranışçı John B.
Watson, "kapasite, yetenek,
mizaç veya zihinsel yapının rancis Galton'un akrabalan a- "çevre"nin etkilerini ölçülebilen ve kı
kalıtımı gibi biı şeyin
olmadığını" söyler.
öjenik (soy ıslahı) aracılığıyla sındadır. Bu yüzden de Galton'un han- 1869'da kendi aile ağacıyla birlikte,
"üstün Aryan ırkı" yaratmanın gi yeteneklerin ne ölçüde doğuştan "yargıçlar, devlet adarrilan, kurnan-
''
rinde bir araştırmaya başlar. İkizle
rin kardeşler arasındaki, bir derece-
Özellikler aileye sımsıkı ye kadar aynı oldukları "normal"
bağlıdır. benzerlik dağılımını ızlemediklerini,
Francis Galton yani bir dereceye kadar aynı ama
her zaman çok benzer veya çok ben-
zemez olduklarını fark eder. Onu
''
gerçekten şaşırtansa benzerlik dere- Francis Galton
cesinin zaman içinde asla değişme
mesidir. Oysa ortak yetiştirilişin i- Sir Francis Galton, aralarında
antropoloji, kriminoloji (parmak
kizler arasındaki benzemezliği, onlar
izlerini sınıflandırma) , coğraf
ni" birlikte kullandığı kalıtsal özellikler büyüdükçe azaltacağını düşünmüş
ya, meteoroloji, biyoloji ve psi-
araştırmasının sonuçlarını açıkladığı tür ama gerçek böyle değildir. Çev-
kolojinin de bulunduğu pek çok
Kalıtsal Deha adlı kitabını yayımlamış renin en ufak bir etkisi bile yoktur. alanda yazılar yazan çok yönlü
tır. Önceden düşündüğü gibi belli aile- "Gen-çevre taruşması" günümüze ve üretken bir entelektüeldir.
lerde genel nüfusa oranla daha fazla kadar gelmiştir. Bazıları Galton'un, İngiltere, Birmingham'da var-
sayıda yetenekli insan bulunduğu so- günümüzde soy ıslahı olarak bilinen, lıklı bir Protestan (Ouaker) aile-
nucuna vanr. Ancak bunu sadece ge- insanların da belli özelliklere sahip ol- nin oğlu olarak doğar, okumayı
netiğe bağlamaz çünkü ayncalıklı bir maları için atlar gibi "çiftleştirilmeleri iki yaşında sökmüş bir d§.hi ço-
aıle ortamında büyümenin kazandırdı rıi" öngören düşüncesi dahil tüm ku- cuktur. Londra ve
ğı özelliklerin de etken olabileceğirıi rarnlannı desteklemektedirler. Bazıları Birmingham'da tıp eğitimi al-
düşünür. Neticede kendisi de varlıklı ise her bebeğin bir tabula rasa, boş bir mış v e daha sonra
bir ailede büyümüş ve olağanüstü iyi levha olduğuna ve hepimizin eşit doğ Cambridge'de matematik okur-
oğ itim olanaklanna sahlp olmuştur. duğumuza inanmayı tercih etmekte-
ken , 1844'te babasının ölümüy-
dirler. Günümüzde psikologların çoğu le daha da kötüye gide n zihin-
sel bir çöküntü yaşamıştır.
Gerekli bir denge genetik ve çevrenin insan gelişiminde
Galton bunun üzerine seya-
Galton bir dizi farklı çalışma da yü- eşit derecede önemli olduğunu ve kar-
hatlerine ve icatlarına dönmüş
rütmüştür. Bunlar arasında, Royal maşık biçimlerde etkileşim içinde ol-
tür. 1853'te Louisa Jane Butlar
Society'ye gönderilerek ilgi alanları ve duklarını kabul etmektedirler. • ile yaptığı evlilik 43 yıl sürmüş
ilişkilerinin sorulduğu, anketle yapı tür ancak çiftin çocukları olma-
lan ilk büyük çaplı araştırma da bu- mı ştır. Tüm yaşamını fiziksel
lunmaktadır. Sonuçları İngiliz Bilim ve psikolojik özellikleri ölçmeye,
A damlan'nda yayımlamış ve yaradı zihin testleri geliştirmeye ve
lışla yetiştirme koşullarının birbiriyle yazmaya adamıştır. Sayısız ba-
rekabet etmeye zorlandığında yaradı şarıları pek çok ödülle onurlan-
lışın galip çıktığını öne sürmüştür. dırılmıştır, bunların arasında
--------
30
İSTERİNİN
YASALARI
EVRENSELDİR
JEAN-MARTIN CHARCOT (1825-1893)
İNSjlN RUHUNUN İÇ
BAGLANTILARININ
OLAGANDIŞI YIKIMI
EMiL KRAEPELIN (1856-1926)
BA LANGICINA
KADAR GİDER
WILHELM WUNDT (1832-1920)
34 WILHELM WUNDT
KISACA
Bu nedenle psikolojinin
YAKLAŞIM Bilinç bir "iç deneyimdir". kendini gözlemle
Deneysel psikoloji başlaması gerekir.
ÖNCE
5. yy. Antik Yunan filozofları
Aristoteles ve Platon, hayvan-
ların düşük düzeyli, açık bir
biçimde insandışı bir bilince
sahip olduklarını öne sürerler. Deneylerle kaydedilen bu
Her canlı gözlem istemsiz tepkileri
1630'lar Rene Descartes, bu iç dnneyime sahiptir sergilemek için tasarlanmıştır.
hayvanların duyguları olma·
yan otomat varlıklar oldukları·
nı söyler.
''
bulunan kaslar titreşir ve bacakları
hareket ettirir. Bunun ölü bir
hayvanda bile olabilmesi bu tür
Zihinsel fonksiyonlardaki hareketlerin hiçbir bilinç olmadan
farklılaşmanın başlangıcına meydana gelebileceğini
tek hücrelilerde bile rastlanır. göstermektedir. Canlılarda bu tür
Wilhelm Wundt hareketler "refleks" adın ı
verdiğimiz otomatik davranışların
temelini oluşturur; aynen sıca k bir
Wundt'a göre tek hücreli organizma-
''
şeye dokunduğunuzda aniden
lar bile bir tür bilince sahiptirler. Wundt,
amiplerin yiyecek parçalarını tüketme elinizi çekmeniz gibi.
yeteneklerinin zihinsel bir sürecin de- Wundt'un ikinci tür gözlemi
vamlılığını işaret ettiğiıU ileri sürer. "içe bak ış" ya da "kendi kendini
gözlem" olarak tanımladığ ı içten
zihinsel yaşamın başlangıcının Cattell gibi öğrencileri tarafından gözlemdir. Bu gözlem, duygu ve
ya şamın başlangıcına kadar gittiği yönetilen psikoloji bölümleri düşünceler gibi iç olayları fark
hipotezi oldukça mümkün bir açmaları için ilham kaynağı etmeyi ve kaydetmeyi içerir.
va rsayım görünmektedir. Zihinsel olmuştur. Araştıımalar için hayati bir önemi
gelişimin kökeni sorusu da bu va rdır çünkü zihnin nasıl çalıştığı
nedenle yaşamın kökeni sorusuna Davranış incelemesi ile ilgili bilgiler sağlar. Wundt,
bağlanır." Wundt, tek hücreliler gibi Wundt "bilincin tam bir tanımının birbirini dışlayan olarak görmediği
basit organizmaların bile bir tür yapılmasının deneysel psikolojinin ama interaktif bulduğu ve "fiziksel
zihinleri olduğunu söyleyerek yegane amacı olduğuna" inanır. ve ruhsal" olarak tanımladığı iç ve
devam eder. Bu son iddia, tek Bilinci bir "iç deneyim" olarak dış dünyalar arasındaki ilişki ile
hucreli bir hayvanın basit dahi olsa anlasa da, bu deneyimin sadece "en ilgilenmiştir. Wundt ayrıca , ışığın
' zihinsel yeteneği olabileceğine pek gerçek" veya görünen biçimiyle görsel duyusu gibi insan duyuları
az insanın inandığı günümüzde ilgilenir. Bu da onu sonunda
bile şaşırtıcıdır ama ilk kez ortaya "doğrudan gözlemle"
atı ldığı 100 yıl önce çok daha incelenebilecek ve ölçülebilecek
şaşırtıcı olmuştur. davranışlar üzerinde araştırmaya
Wundt kuramlarını test etmeye götürür.
çok heveslidir ve "deneysel Wundt iç ve d ış olmak üzere iki
psıkolojinin babası" olarak anılır tür gözlem olduğunu söyler. Dış
çünkü 1879'da dünyanın ilk resmi gözlem, dış dünyada gözle
deneysel psikoloji laboratuvarını görülebilen olayları kaydetmek için
Almanya, Leipzig Üniversitesi'nde kullanılır ve fiziksel bedenler
kurmuştur. Zihin ve insan üzerindeki neden ve sonuç
davranışları üzerinde sistematik ilişkilerine ulaşmada -etki-tepki
ara ştırmala r yapmak, hFlşlımgıç
olarak da temel duyu süreçlerini
Wundt'un laboratuvarı tüm
yakından incelemek istemiştir.
dünyadaki psikoloji bölümleri için bir
Laboratuvarı, ABD ve Avrupa'da
model oluşturmuştur. Deneyleri
dığer üniversitelere de pek çoğu psıkolojiyi, felsefenin egemenlik
onun orijinal laboratuvarını model alanından çıkararak bilimin alanına
alan ve Edward Titchener ve James sokmuştur.
36 WILHELM WUNDT
üzerine çalışmaya başlamıştır
çünkü bunlar dışarıdaki fiziksel
dünyayı zihinsel dünyaya bağlayan
ajanlardır .
Wundt, bir deneyde
katılımcılardan -belli bir renkte ve
belli bir parlaklık düzeyinde, belli
süreyle parlayan- standart bir ışık
sinyalini ald ıklarında ne
duyumsadıklarına dair bilgi
vermelerini ister. Bununla tüm
Duyularımız şekıller, boyutlar, renk-
katılımcıların ayrı etkiyi aldıkları
ler. kokular ve dokuların ayrıntılarını
garanti edilmekte, farklı algılamamızı sağlar ama Wundt'a gö-
katılımcıların tepkilerinin re bunlar içselleştirildiklerinde yüz gibi
kıyaslanabilmesine ve eğer karmaşık simgeler halinde birleşirler.
istenirse deneyin ileri bir tarihte
tekrarlanabilmesine olanak
tanınmaktadır. Wundt'un verdikleri ortak bilgilerle olduğu geldiğini ileri sürer. Simgeler, dış
tekrarlama olasılığı üzerindeki bu kadar, açıkça görülen bireysel dünyadan algılanan bir nesnenin
ısrarı gelecekteki tüm psikolojik farklılıklarla da ilgilenmiştir. zihindeki görüntüsünü (görüş alanı
deneylerinde de standart olarak Wundt saf duyuların üç bileşeni içindeki bir ağaç gibi) temsil
görülecektir. olduğunu öne sürer: nitelik, ediyorlarsa "algılar", öznel bir
Duyu deneylerinde Wundt yoğunluk ve "hissediş tonu". aktiviteyi (bir ağacı anımsamak veya
insan bilincini ölçülebilir bir Örneğin belli bir parfümün tatlı bir tek boynuzlu bir atı tasavvur etmek
yöntemle keşfetmeye çalışmıştır. kokusu olabilir (nicelik), bu koku gibi) temsil ediyorlarsa "sezgiler"dir.
Bilincin, bilinemeyen, öznel, eşsiz belirgin ama uçucudur (yoğun luk) Wundt bir sezginin ya da algının
ve bireye özgü olduğunu görmeyi ve koklaması hoştur (hissediş bilinçte berraklaşmasını "kavrama"
reddetmiştir. Işığa tepki tonu). Öte yandan ölü bir farenin olarak adlandırır. Yani örneğin ani ve
deneylerinde, kişinin bir tür İrıide bulandırıcı (nicelik), kuvvetli yüksek bir sesi algılar ve sonra
uyarıcı almasıyla ona istemsiz bir (yoğunluk) ve kötü (hissediş tonu) bunun eğer yoldan hemen
tepkidense) istemli bir tepki bir kokusu olabilir. Wundt bilincin çekilmezseniz size çarpacak olan bir
vermesi arasında geçen zamanla duyularda ortaya çıktığını söyler araba anlamına gelen bir uyarı sesi
ilgilenmiş ve tepkileri kesin olarak ama bunlar "saf" duyusal veri olduğunu kavrarsınız.
ölçmek için çeşitli araçlar olarak içselleştirilmezler , onun Bilincin irade kategorisi dış
kullanmıştır. Katılımcılarının yerine önce den toplanmış veya bir dünyaya müdahil olma yöntemiyle
araya getirilmiş, ölü fare gibi nitelenir; kolumuzu
simgeler olarak algı lanırlar. Wundt kaldırmamızdan tutun da kırmızı
bunları "bir nesnenin görüntüleri giymeyi seçmemize kadar
''
veya dış dünyadaki bir süreç" isteklerimizi veya "irademizi" ifade
olarak adlandırır. Bu nedenle, eder. Bu tür bir bilinçlilik deneysel
örneğin belli özellikleri olan bir yüz kontrolün ve ölçümün üzerindedir.
Bilincin tam bir tanımı gördüğümüzde -ağız şekli, göz Bununla birlikte Wundt, bilincin
deneysel psikolojinin tek rengi, burun boyutu vb.- üçüncü kategorisi olan
tanıdığımız birini anımsarız. hissetmenin, deneye katılanların
hedefidir.
Wilhelm Wundt nesnel lıilyilendirmeleri aracılığıyla
Bilincin kategorileri veya gerginlik, gevşeme ya da
Wundt deneylerinden yola çıkarak heyecan gibi davranışların
''
bilincin bir araya gelerek birleşik bir düzeylerini ölçme yoluyla
olaylar akışı izlenimi oluşturan üç ölçülebildiğini bulmuştur.
ana eylem kategorisinden -temsil
etme, isteme ve hissetme- meydana
FELSEFİKÖKENLER 37
Kültürel psikoloji edilmektedir. Aralarında
Wundt'a göre kişinin psikolojik şempanzeler gibi insan olmayan
gelişimi sadece duyularla değil primatların da bulunduğu birkaç
''
ama aynı zamanda istisna bulunabilir ancak dil
tekrarlanamayacak ve deneysel bir genellikle bilinçte büyük önem
ortamda kontrol edilemeyecek taşıyan bir insan yeteneği olarak
karmaşık sosyal ve kültürel etkilerle Normal konuşmanın gidişatı kabul edilir.
belirlenmektedir. Bu etkilere din, içinde ... irade, düşünceleri
dil, mitler, tarih, sanat, yasalar ve sıraya sokma ve artiküler Bilinç ve türler
M etleri de dahil eden Wundt, hareketleri uyum içinde Bilinç, üzerinde hala tartışılan bir
konuyu yaşamının son 20 yılında yönetir. kavramdır ama Wundt'tan beri
yazdığı Kültürel Psikoloji adlı 10 Wilhelm Wundt temel değişikliklere uğramamıştır.
ciltlik kitabında ele alır. Hayvanlardaki bilinç düzeyi henüz
Wundt dili, kültürün bilince anlaşılamamıştır ve bu da hayvan
''
katkısının önemli bir parçası deneyleri, yoğun tarım, tilki avı ve
olarak görür. Her türlü sözel boğa güreşi gibi kanlı sporlar için
iletişim "genel bir izlenim" veya bir deontoloji (ahlak kuralları)
s öylemek istediğimiz şeyin getirilmesine yol açmıştır.
birleştirilmiş düşüncesiyle başlar. Hayvanların rahatsızlık, korku ve
Bu genel başlangıç noktasını güçlü duygular söz konusuysa. acı duyup duymadıkları konularıyla
"kavradıktan" sonra ifade etmek Wundt, bu süreci izlediğimize yakından ilgilenilmektedir.
ıçin kelimeleri ve cümleleri seçeriz. kanıt olarak birinin söylediği Günümüzde birkaç psikolog
Konuşurken kast ettiğimiz kelimeleri aradan zaman geçince Wundt'un düşündüğü gibi bilincin
an lamın doğruluğunu denetleriz. unutmamıza rağmen onun mikroskobik tek hücrelilerde bile
" Hayır, bu doğru değil, aslında söylediklerinin genel anlamını bulunduğunu düşünüyor olsa da.
şöyle d emek istedim ..." diyebilir hatırlamamızı gösterir. hayvanların benlik farkındalıkları
ve a rdından farklı bir kelime ya da Sadece sınırlı sayıdaki işa retleri ve bilinçleri olup ol madığı ile ilgili
kelime dizisi seçer ve kendimizi ve sinyalleri değiş tokuş etmek temel s oru h ala cevapsızdır. •
daha iyi ifade edebiliriz. Dinleyen yerine doğru dili kullanma
k ışi konuşanın iletmek istediği yeteneğ i, günümüzde psikologların
a n l a m ı anlamalıdır ama ası l çoğu tarafından insanlarla geri
' keli meler genel izlenim kadar kalan hayvanlar alemi arasındaki
onemli olmayabilirler; özellikle de en önemli fark olarak kabul
• • • • •
· HEPiMiZ BiLiRiZ
YETER Kİ ONU
TANIMLAMAMIZI İSTEMESİNLER
WILLIAM JAMES (1842-1910)
40 WILLIAM JAMES
KISACA
11 B ilinç" terimi
genellikle bıreyin,
aralarında duyumları,
''
YAKLAŞIM
d uyguları ve anılarının da
Bilinç analizi
bulunduğu kendi düşüncelerinin
ÖNCE farkında olmasını anlatmak için
Bilinç ... parçalara ayrılmış
1641 Rene Descartes, benlik kullanılır. Sıklıkla bu farkındalığı
şekilde ortaya çıkmaz ...
[arkındahğını düşünme olağan kabul ederiz, ta ki bir
Birleştirilmiş değildir; akıp
yeteneği açısından tanımlar. zorlukla karşılaşana, örneğin çok
yorgunken bir şey yapmaya gider.
1690 İngiliz filozof John Locke, çalışana dek. Ama düşüncelerinizi
William James
bilinci "bir insanın kendi bilinciniz üzerinde odaklarsanız,
''
zihninden geçenlerin algısı" çok geçmeden bilinç
olarak tanımlar. deneyimlerinizin sürekli deği ştiğ ini
1781 Alına n filozof Immanuel fark edersiniz. Örneğin bu kitabı
Kant, eşzamanlı olayların okurken geçm i ş deneyimlerinizi
"bilinç birliği " olarak anımsayabilir veya
İlk tanımlar
17. yüzyılın ortalarında Rene
Descartes, bilinci tanımlamaya
çalışan ilk filozoflardan biri
olmuştur. O, "uzantılar alemi" adını
verdiği maddesel şeylerin fiziksel
alanın tersine "düşünceler alemi"
adı nı verdiği maddesel olmayan bir
a lan olduğunu ve bilincin burada
bu lunduğunu öne sürer. Ancak
bireysel algıların sürekli bir geçişi
olarak modem bilinç kavramını ilk
ortaya atan kişi, 17. yüzyıl İngiliz
filozofu John Locke'tur. James,
Locke'un gelip geçici algılar geçidi
fikrinin yanı sıra 18. yüzyıl Alman
' filozofu lmmanuel Kant'tan da
etkilenm i ştir. Kant
cieneyimlerimizin bir araya geliş
bıçiminden etkilenmiş, aynı anda
bir ses duyup bir acı
hıssettiğimizde bunları tek bir olay
gibi deneyimlediğimizi fark etmiş
ve buna sonradan aralarında
William James'in de bulunduğu
pek çok filozofa ilham kaynağı
olacak "bilincin birliği" adını
vermiştir.
James bilinç hakkındaki en
önemli noktanın bir "şey" değil
ama -beynin "kendisini
duzenlemeyecek kadar karmaşık ve
buyük olan sinir sistemini
yönlendirmek için- yaptığı şey, bir
süreç olduğunu fark etmiştir. Bu
süreç bizim geçmiş, şimdiki ve
42 WILLIAM JAMES
gruba benzetmiştir: "Bir düzine şeylerin bu akışın tek titreşiminde
kelime ve bir düzine adam alın; her bilindiklerini" varsaymak olduğu
birine bir kelime verin. Sonra onları sonucuna varır. Kant'ın aynı anda
''
sıraya dizin ya da karışık halde bir ses duymakla bir acı hissetmek
bırakın ve her birini kendi kelimesi örneğinde olduğu gibi bazı
üzerinde olabildiğince yoğun düşünceler ya da duyumların
biçimde düşünmeye bırakın; tüm kaçınılmaz biçimde bağlantılı
Kimse tek başına basit bir
cümlenin bilinci hiçbir yerde olduklarına inanır çünkü
duyuma sahip olmaz: bilinç. olmayacaktır." Eğer bilinç ayrı ayrı bilincimize aynı anda giren her
nesneler ve ilişkilerin düşüncelerin akışı ise James düşünce, akış içinde bir titreşim ya
çeşitWiğiyle doludur.
onların nasıl bir araya geldiklerini da bir akım yaratmak için bir araya
William James görmekte zorlanır ve şöyle der: "a gelmektedir. Bu şekilde
düşüncesi ile b düşüncesi (a+b) bilincimizden akan kimi hı zlı kimi
düşüncesiyle aynı değildir." İki yavaş pek çok akım olabilir. Hatta
''
düşüncenin toplamı bir fikir James zihinlerimizde tutup, uzun
meydana getirmez. Bunların uzadıya düşünebileceğimiz
yepyeni bir fikir oluşturmaları daha resimler oluşturduğumuz dinlenme
muhtemeldir: Örneğin eğer a noktaları olduğunu bile öne sürer.
düşüncesi "saat dokuz" ve b Bu dinlenme yerlerine "sabit
gelecek zaman üzerine kafa düşüncesi de "tren 9.02'de kalkıyor" bölümler" ve hareket eden akımlara
yormamızı, koşulları planlayıp ise bunları izleyen c düşüncesi da "geçici bölümler" adını verir ve
uyarlamamızı ve böylece James'in, "treni kaçıracağım" olacaktır. düşünmenin akımlar veya geçici
bilincin ana nedeni olduğuna bölümler tarafından itilerek bir
inandığı şeyi -sağ kalmayı Düşünceleri birleştirmek sabit bölümden diğerine sürekli
başarabilmemizi sağlar. James, düşüncelerin bilinç akışı olarak hareket ettiğini iddia eder.
Ancak James kesintisiz bir içinde anlamlı şekilde nasıl bir Bu nedenle, amacı bizi bu şekilde
bilincin yapısını tasavvur etmekte araya geldiklerini bulmanın en sürekli ileri itmek olan düşünce
zorlanmış ve bunu 12 kişilik bir basit yolunun "birlikte bilinen akışımız tarafından bir sonuçtan
''
sorgulamış ve değiştirmişlerdir mak ve altında yatan mekanizma-
ama özündeki doğrular ları -fiziksel ve psikolojik- anla-
değişmeden kalmıştır. maktır.
Tek bir kusursuz ve kesin Modern sinirbilimi bilincin
doğru vardır ... bilincin Sonraki çalışmalar mekanizmaları olduğunu
varolduğuna dair mevcuL James'in ölümünü izleyen dönem göstermiştir. 20. yüzyılın son
olgunun doğrusu. davranışçı hareketin doğuşuna ve yıllarına gelindiğinde İngiliz
William James bilince olan ilginin düşüşüne moleküler biyolog ve biyofizikçi
tanıklık etmiştir. Böylece konu Francis Crick bilincin, beynin özel
üzerinde 1920'lerin başından bir alanıyla -planlama, problem
''
1950'lere kadar pek az çözme ve davranış kontrolü gibi
kuramlaştırma olmuştur. Buna düşünce süreçleriyle ilgilenen alın
önemli bir istisna, beynin bütünsel korteksi- ilişkili olduğunu iddia
olarak işlediğini vurgulayarak, ayrı etmektedir.
olaylardansa tüm bilinçli Kolombiyalı sinirbilimci Rodolfo
Doğrular, kendi aralarında başlayan deneyimleri hesaba katan -bir Linas tarafından yürütülen
ve biten düşüncelerin bir işlevidir". resme baktığımızda sadece ayrı araştırmalar bilinci talamusun
James "doğru inançları" i nananın ayrı, noktaları, çizgileri ve şekilleri faaliyetleriyle birlikte beyin
yararlı buldukları olarak görmez anlamlı bir bütünü korteksiyle ilişkilendirir. Beynin
tanımlamıştır. D üşüncelerin görürüz- Alman merkezli Gestalt merkezinin derinliklerinde yer alan
yararlılığına bu vurgulama, hareketidir. Bu kavram şimdi ünlü bir yapı olan talamus, beynin içinde
James'in düşüncesinin merkezi Gestalt cümlesini oluşturmuştur: belirli aralıklarla titreşimler
olan Amerikan felsefi geleneği "Bütün, parçaların toplamından yaratmaktan sorumludur; eğer bu
pragmatizmin kalbinde yatar. daha büyüktür." titreşimler bozulursa -enfeksiyon
James, yaşamlarımız süresince Ancak 1908'lerden beri psikologlar veya genetik nedenlerle- kişi
sürekli olarak "doğru"ları ve sinirbilimciler "bilinç epilepsi ve Parkinson gibi sinirsel
birbirlerine karşı sınadığımızı ve çalışmal arı" adı verilen yeni bir rahatsızlıkların yanı sıra depresyon
bilinçli inançlarımızın değişmeye araştırma alanı geliştirmişler, iki benzeri psikolojik durumlar da
devam ettiğin i çünkü "eski ana ilgi alanına odaklanmışlardır: yaşamaya başlayabilir. Ancak iş
doğrular"ın değiştiğini ve bazen Normal ve sağlıklı olduğu kabul bilincin tanımına geldiğinde
"yeni doğrular"la yer değiştirdiğini edilen insanların naklettikleri modern girişimler Mla belirsiz
öne sürer. Bu kuram özellikle, şekliyle bilinç içeriği; farkındalık kalmaktadır ve uygulanmaları
psikolojiyi de içeren tüm bilimsel durumları bir şekilde bozulmuş
araştırmaların ilerleme yöntemiyle insanların bilinçleri. İkinci grup,
ilişkilidir. James buna örnek olarak, deneklerin "bitkisel hayat" duru-
1902'de Marie ve Pierre Curie'nin munda olduklarını da
radyoaktif radyum elementini -hastaların uyanık ve kendi ken-
keşiflerini gösterir. Curie'ler dine nefes alabilir durumda ama
araştırmaları sırasında "bir diğer tüm beyin işlevlerini kaybet-
anlığına sanki doğa düzeniyle ilgili tikleri koma hali- vakaları da kap-
tüm bildiklerine ters düşer" bir sar. Her iki araştırmanın amacı da
şekilde radyumun sınırsız
miktarlarda enerji yaymakta Pierre ve Marie Curie'nin araştırma
olduğunu keşfetmişlerdir. Ancak bu ları, pek çok bilimsel eser gibi, tamamen
keşfi bilinçli bir şekilde karşı çıkılmasa da değiştirilmiş erken
düşündükten sonra şu sonuca kuramlardır. James, yeni "gerçekler"in de
Kalıcı miras
James'in 1890 tarihli Psikolojinin
Ilkeleri kitabının düzenlenmiş
versiyonu hala basılmaktadır ve
düşünceleri pek çok psikologun
yanı sıra diğer bilim insanların ve
düşünürler üzerinde de derin izler
bırakmıştır. James'in pragmatik bağımsız psikoloji dersleri kuruluşunun 75. yılı
felsefesinin gerçeklere uygulanması verilmemektedir. Ancak 20 yıl kutlamalarındaki konuşmasında, o
"doğru" olana değil "düşünülmesi içinde ABD' de 24 üniversite ve zamanlar California
ya rarlı olana" yoğunlaşma kolej psikolojiyi ayrı bir akademik Üniversitesi'nde Emeritus Psikoloji
psikolojinin zihinle bedenin ayrı disiplin olarak tanımış ve alanda Profesörü olan David Krech,
olup olmadıkları sorusundan diploma vermeye başlamıştır. Üç James'ten "psikolojinin babası"
dikkaL, hafıza, muhakeme, hayal uzman psikoloji dergisi ve bir olarak bahsetmiştir. •
giıcü ve tasarı gibi zihinsel süreçler profesyonel kuruluş - Amerikan
uzerinde daha yararlı bir çalışmaya Psikoloji Derneği- de aynı dönemde
qeçmesine yardımcı olmuştur. kurulmuştur.
James yaklaşımın ın filozoflarla James "deneysel çalışmalardan
psikologları "soyutluk, sabit ilkeler, nefret ettiğini" iddia etmesine
kapalı sistemler, varmış gibi rağmen deneysel psikolojiyi
''
yapılan mutlaklıklar ve kökenlerden Amerika'ya tanıtan kişidir. Bunu
uzaklaştırıp olgular, eylem ve güce yapmıştır çünkü bir kuramı
yaklaştırmaya" yardımcı olduğunu kanıtlamanın ya da çürütmenin en
one sürer. James'in - iyi yolunun bu olduğunun farkın Kaybolan görüntüler gibi tüm
yaşadıklarım ızı küçük detaylara varmıştır. Ancak özellikle zihinsel bu bilinç halleri de birbirleri
bölmek için iç gözleme dayalı, süreçlerde bir keşif gereci olarak iç içinde eriyip giderler. Bir
yapısalcı yaklaşımının tersine- gözlem kullanımına da önem uzatılmış bilinçten, aralıksız
farklı çevrelerin eylemlerimiz vermeye devam etmiştir. bir akıştan başka bir şey
üzerindeki etkilerini de içeren, Psikoloji, algısındaki bu kayma değildirler.
olayların bütüncüllüğüne ve ilgi alanının (James'in deyişiyle) William James
odaklanma ısrarı da davranış "sıkıcı, küçük bir konu" olarak kabul
''
anlayışımızı şekillendirmiştir. edilmekten geniş çapta yararlı bir
James 1875'te Harvard'da disipline dönüşmesindeki en büyük
hocalık yapmaya başlamadan önce payı James'e borçludur. 1977'de
hıçbir Amerikan üniversitesinde Amerikan Psikoloji Derneği'nin
Another random document with
no related content on Scribd:
A W O R D to a
F R E E H O L D E R.
W HAT are you going to do? To vote for a parliament man? I
hope then you have taken no money. For doubtless you
know the strictness of the oath, That you have received no “Gift or
reward, directly or indirectly, nor any promise of any, on account of
your vote” in the ensuing election. Surely you start at perjury! At
calm, fore-thought, deliberate, wilful perjury. If you are guilty already,
stop. Go no farther. ’Tis at the peril of your soul. Will you sell your
country? Will you sell your own soul? Will you sell your God, your
Saviour? Nay God forbid! rather cast down just now the thirty pieces
of silver or gold, and say, “Sir, I will not sell heaven. Neither you, nor
all the world is able to pay the purchase.”
But what if none of the candidates have these fruits? Then vote
for him that loves the king: king George, whom the wise providence
of God has appointed to reign over us. He ought to be highly
esteemed in love, even for his office sake. A king is a lovely, sacred
name. He is a minister of God unto thee for good. How much more,
such a king, as has been in many respects, a blessing to his
subjects. You may easily know those who love him not. For they
generally glory in their shame. They are not afraid to speak evil of
dignities: no, not even of the ruler of their people.
Perhaps you will say, but I love my country, Therefore I am for the
country-interest. I fear, you know not what you say. Are you against
your king because you love your country? Who taught you to
separate your king from your country? To set one against the other?
Be assured, none that loves either. True lovers of their country do
not talk in this senseless manner.
Above all, mark that man, who talks of loving the church, and
does not love the king. If he does not love the king, he cannot love
God. And if he does not love God, he cannot love the church. He
loves the church and the king just alike. For indeed he loves neither
one nor the other.
S O L D I E R.
AREaway
1. you to die? Must you leave this world, and carry nothing of it
with you? Naked as you came out of your mother’s
womb, naked shall you return. And are you never to come
back into this world? Have you no more place under the sun? When
you leave these houses and fields, this flesh and blood, do you part
with them for ever? Are you sure of this? Must all men die? Can
none at all escape death? Do rich men likewise die, and leave their
riches for others? Do princes also fall and die like one of their
people? Can you then escape it? You do not think so. You know
death is as sure as if you felt it already: as if you was now gasping
for life, sweating and trembling in those last pangs, till the soul
started off from the quivering lips, into the boundless ocean of
eternity.
2. And are you to be judged? How is this to be? Why, the Son of
God shall come in his glory, and all his holy angels with him; and
then shall he sit upon the throne of his glory. And before him shall be
gathered all nations, and he shall separate them from one another,
as a shepherd divideth his sheep from the goats. Behold he cometh
with clouds! And every eye shall see him, which is, and which was,
and which is to come, the Almighty! And I saw (wilt thou also say) a
great white throne, and him that sat thereon, from whose face the
earth and the heavens fled away, and there was found no place for
them. And I saw the dead, small and great, stand before God; and
they were judged, every man according to his works. And shalt thou
also be judged according to thy works? All thy works, whether they
be good or evil? Yea, and for every idle word which thou shalt speak,
thou shalt give an account in the day of judgment. But this is not all:
the Lord, the judge searcheth the heart, and trieth the reins. He
understands all thy thoughts; and for all these likewise he shall bring
thee into judgment. Supposest thou it is enough to be outwardly
good? What! though thy inward parts are very wickedness? And are
they not? Is not thy soul fallen short of the glory (the glorious image)
of God? Look into thy breast. Art thou not a fallen spirit? Dost thou
not know and feel, how very far thou art gone from original
righteousness? Desperately full thou art of all evil, and naked of all
good? Is there not in thee, an earthly, sensual, devilish mind? A mind
that is enmity against God? ’Tis plain there is. For thou dost not love
God. Thou dost not delight in him. He is not the desire of thy eyes, or
the joy of thy heart. Thou lovest the creature more than the Creator.
Thou art a lover of pleasure more than a lover of God. O how wilt
thou stand in the judgment!
3. Are you then to go to heaven or hell? It must be either to one
or the other. I pray God you may not go to hell! for who can dwell
with everlasting burnings? Who can bear the fierceness of that
flame, without even a drop of water to cool his tongue? Yea, and that
without end; for as the worm dieth not so the fire is not quenched.
No, whoever is once cast into that lake of fire, shall be tormented
day and night for ever and ever. O eternity! eternity! Who can tell the
length of eternity? I warn thee now, before God, and the Lord Jesus
Christ, that thou come not into that place of torment!
4. But alas! Is not hell now begun in thy soul? Does thy
conscience never awake? Hast thou no remorse at any time? No
sense of guilt? No dread of the wrath of God? Why these (if thou art
not saved from them in this life) are the worm that never dieth. And
what else is thy carnal mind? Thy enmity against God? Thy foolish
and hurtful lusts, thy inordinate affections? What are pride, envy,
malice, revenge? Are they not vipers gnawing thy heart? May they
not well be called, the dogs of hell? Canst thou be out of hell, while
these are in thy soul? While they are tearing it in pieces, and there is
none to help thee? Indeed they are not fully let loose upon thee. And
while thou seest the light of the sun, the things of the world that
surround thee, or the pleasures of sense divert thy thoughts from
them. But when thou canst eat and drink no more, when the earth,
with the works thereof is burnt up, when the sun is fallen from
heaven, and thou art shut up in utter darkness, what a state wilt thou
be in then? Mayst thou never try! Seek thou a better habitation, a
house of God eternal in the heavens.
5. There the wicked cease from troubling, there the weary are at
rest. For God shall wipe away all tears from their eyes; and there
shall be no more death, neither sorrow nor crying; neither shall there
be any more pain, but everlasting joy upon their heads. But this joy
our ears have not yet heard, neither has it entered into the heart of
man to conceive. Yet a little of it the children of God can conceive,
from what they already enjoy. For the kingdom of heaven is within
them. God has given them eternal life; the life which is hid with Christ
in God. They have heaven upon earth; righteousness and peace,
and joy in the Holy Ghost. Their souls are renewed in the image of
God. They love God. They are happy in him; and they love their
neighbour (that is every man) as themselves, as their own souls.
Being justified by faith, they have peace with God, yea, a peace
which passeth all understanding. And they rejoice in him, knowing
their sins are blotted out; that they are accepted in the beloved, and
that they are going to an inheritance incorruptible undefiled, and that
fadeth not away.
6. Will you reply to all this, “But I am a soldier, and have therefore
nothing to do with these things?” Hold! Have soldiers nothing to do
with death? How so? Do soldiers never die? can you fright death
away? No, my friend; he will not regard all your big words and looks;
nor all the weapons of your warfare. You can neither conquer, nor
escape him. Your profession may excuse you from many other
things; but there is no excusing yourself from death. Are you less
sure of this than other men are? No; there is one lot for all. Are you
farther from it than they? Nay, rather nearer. You live in the very jaws
of death. Why then a soldier (if there be any difference) has more to
do with death than other men. It is not far from every one of us: but,
to him, it is just at the door.
7. Or, do you fancy a soldier has nothing to do with judgment?
Will you say then (as poor Captain Uratz did, when he was ask’d a
few minutes before his death, if he had made his peace with God) “I
hope God will deal with me like a gentleman?” But God said unto
him, “Thou fool! I will deal with thee, as with all mankind. There is no
respect of persons with me. I reward every man according to his
works.” Thou also shalt receive of the righteous judge, according to
the things which thou hast done in the body. Death levels all; it
mingles in one dust the gentleman, soldier, clown and beggar; it
makes all these distinctions void. When life ends so do they. Holy or
unholy is the one question then. Lo! the books are opened, that all
the dead may be judged according to the things that are written
therein! O may thy name be found written in the book of life!
8. For, have soldiers nothing to do with hell? Why then is it so
often in thy mouth? Dost thou think God does not hear the prayer?
And how often hast thou prayed him, To damn thy soul? Is his ear
waxed heavy that it cannot hear? I fear thou wilt find it otherwise.
Was not he a soldier too, (and a terrible one) to whom God said of
old, “Hell from beneath is moved for thee, to meet thee at thy
coming?” And what marvel? For sin is the high road to hell. And
have soldiers nothing to do with sin? Alas! How many of you wallow
therein, yea and glory in your shame? How do you labour to work out
your own damnation! O poor work, for poor wages! The wages of sin
is death; the wages of cursing, of swearing, of taking the name of
God in vain, of sabbath-breaking, drunkenness, revenge, of
fornication, adultery, and all uncleanness. Now, art thou clear of
these? Does not thy own heart smite thee? Art thou not condemned
already? What voice is that which sounds in thine ears? Is it not the
voice of God? Shall I not visit for these things, saith the Lord? Shall
not my soul be avenged on such a sinner as this? It is a fearful thing
to fall into the hands of the living God! Be very sure that thou art
stronger than he, before thou fliest in his face! Do not defy God,
unless thou canst overcome him. But canst thou indeed? O no. Do
not try. Do not dare him to do his worst. Why should he destroy both
thy body and soul in hell? Why shouldst thou be punished with
everlasting destruction, from the presence of the Lord and from the
glory of his power?
*9. But if there were no other hell, thou hast hell enough within
thee. An awakened conscience is hell. Pride, envy, wrath, hatred,
malice, revenge; what are these but hell upon earth? And how often
art thou tormented in these flames? Flames of lust, envy, or proud
wrath? Are not these to thy soul, when blown up to the height, as it
were a lake of fire, burning with brimstone? Flee away before the
great gulph is fixt: escape, escape for thy life! If thou hast not
strength, cry to God, and thou shalt receive power from on high: and
he whose name is rightly called Jesus, shall save thee from thy sins.
10. And why should he not? Has a soldier nothing to do with
heaven? God forbid that you should think so! Heaven was designed
for you also. God so loved your soul, that he gave his only begotten
Son, that you, believing in him, might not perish, but have everlasting
life. Receive then the kingdom, prepared for you from the foundation
of the world! This, this is the time to make it sure; this short,
uncertain day of life. Have you then an hour to spare? No; not a
moment. Arise, and call upon thy God. Call upon the Lamb who
taketh away the sins of the world, to take away thy sins. Surely he
hath borne thy griefs, and carried thy sorrows! He was wounded for
thy transgressions, and bruised for thy iniquities. He hath paid the
ransom for thy soul. Believe in him, and thou shalt be saved. Art thou
a sinner? He came, not to call the righteous, but sinners to
repentance. Art thou a lost, undone sinner? He came to seek and to
save that which was lost. May he that gave himself for thee, give
thee ears to hear, and a heart to understand his love! So shalt thou
also say, “The life I now live, I live by faith in the Son of God.” So
shall the love of God be shed abroad in thy heart, and thou shalt
rejoice with joy unspeakable. Thou shalt have the mind that was in
Christ, and shalt so walk as he also walked; till having fought the
good fight, and finished thy course, thou receive the crown that
fadeth not away!
1.D. The copyright laws of the place where you are located also
govern what you can do with this work. Copyright laws in most
countries are in a constant state of change. If you are outside
the United States, check the laws of your country in addition to
the terms of this agreement before downloading, copying,
displaying, performing, distributing or creating derivative works
based on this work or any other Project Gutenberg™ work. The
Foundation makes no representations concerning the copyright
status of any work in any country other than the United States.
1.E.6. You may convert to and distribute this work in any binary,
compressed, marked up, nonproprietary or proprietary form,
including any word processing or hypertext form. However, if
you provide access to or distribute copies of a Project
Gutenberg™ work in a format other than “Plain Vanilla ASCII” or
other format used in the official version posted on the official
Project Gutenberg™ website (www.gutenberg.org), you must, at
no additional cost, fee or expense to the user, provide a copy, a
means of exporting a copy, or a means of obtaining a copy upon
request, of the work in its original “Plain Vanilla ASCII” or other
form. Any alternate format must include the full Project
Gutenberg™ License as specified in paragraph 1.E.1.
• You pay a royalty fee of 20% of the gross profits you derive from
the use of Project Gutenberg™ works calculated using the
method you already use to calculate your applicable taxes. The
fee is owed to the owner of the Project Gutenberg™ trademark,
but he has agreed to donate royalties under this paragraph to
the Project Gutenberg Literary Archive Foundation. Royalty
payments must be paid within 60 days following each date on
which you prepare (or are legally required to prepare) your
periodic tax returns. Royalty payments should be clearly marked
as such and sent to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation at the address specified in Section 4, “Information
about donations to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation.”
• You comply with all other terms of this agreement for free
distribution of Project Gutenberg™ works.
1.F.