Professional Documents
Culture Documents
Çocukluk Döneminde Cinsel İstismar
Çocukluk Döneminde Cinsel İstismar
İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi tep- Pereda ve ark. (8) 2009 yılında cinsel istismar üze-
kilerden dolayı cinsel istismar çoğu kez gizli olarak rine 21 ülkede yapılan 39 çalışmayı değerlendirmiştir.
kalmakta ve sır olarak saklandığı için de gerçek istatis- Kızlarda cinsel istismar oranı % 10-20, erkeklerde ise
tiksel verilere ulaşmak zor olmaktadır (2, 6). Cinsel % 10 olarak bulunmuştur. Kızlara göre erkeklerde
istismara uğrayanların yalnızca % 15’inin bildirildiği saptanan düşük oranlar şu şekilde açıklanmaya çalı-
dikkate alınırsa, ulaşılabilinen olgular buzdağının gö- şılmıştır. Cinsel yönden istismara uğramış erkek ço-
rünen kısmı ile sınırlı gibi düşünülebilir (2). cuklar bu konuda yardım aramanın erkekliğe yakış-
mayacak bir davranış olduğunu düşündükleri ve ho-
Çocuklukta cinsel istismara maruz kalma sıklığı %
moseksüel olarak değerlendirilme düşünceleri nede-
10-40 olarak bildirilmektedir (6). Santos ve ark. (7)
niyle yaşadıkları deneyimleri anlatmakta daha isteksiz
2002-2003 yılları arasında Portekiz’de 352 katılımcıyla
olabilirler.
yaptıkları çalışmada, cinsel istismar kurbanlarının %
53’ü 14 yaşın altında olduğu saptamışlardır. Oranlar Ülkemizde yapılan çalışmalardan, Akbaş ve ark.
arasındaki büyük fark, çalışma metotlarının farklılıkla- (14) Samsun’da 2004-2008 yılları arasında 72 çocukla
rından kaynaklanıyor olabilir. İstismarın tanımı, yaş yapılan çocuk psikiyatrisine başvuran istismar olgula-
farkı, örneklem seçimi, veri toplama tekniklerindeki rında ortalama yaş 12.1 yıl iken, Çengel ve ark. (15)
farklılıklar gibi pek çok konuda fikir birliği bulunma- Ankara’da 2000-2004 yılları arasında 54 vakayla yap-
maktadır (6, 8). Bazı çalışmacılar istismardan bahset- tıkları çalışmada ortalama yaş 10.9 olarak bildirilmiş-
mek için mutlaka ten temasını gerekli görmekte, bazı- tir. Bursa’da 2007-2008 yıllarında Demir ve ark. (16)
ları ise sözel imaların ya da bakışların bile istismar tarafından 30 çocuk ve ergenle yapılan uzmanlık tezi
olabileceğini düşünmektedir (6). Cinsel istismarın çalışmasında, mağdurların yaş ortalamasının 13.9
herhangi bir sosyodemografik grupla bağlantısı sap- olduğu saptanmıştır. Edirne’de Koten ve ark. (17)
tanmamış ve her sosyoekonomik düzeyde görülebile- Trakya Üniversitesinde yaptığı çalışmada, aile içi cin-
ceği belirtilmiştir (9). sel istismar oranının % 1,4 olarak bulunduğu bildiril-
miştir. Zoroğlu ve ark. (18) İstanbul’daki 14-17.5 yaş
Putnam’ın (1) 2003 yılında yayınlanan, 1989 yılın-
arasındaki 839 lise öğrencisi (326 erkek, 513 kız) ile
dan sonra İngilizce olarak basılmış çalışmaları gözden
yaptıkları bir araştırmada, yaşam boyunca gönüllüle-
geçirdiği çalışmasında, toplumsal çalışmalara göre
rin % 16,5’i ihmal, % 15,8‘i duygusal istismar, % 13,5‘i
erkeklerin % 4-9’u, kadınların % 12-35’i 18 yaşından
fiziksel istismar ve % 10,7‘si cinsel istismar (ensest
önce istenmeyen cinsel deneyim yaşamaktadırlar.
dahil) belirtmişlerdir. Alikaşifoğlu ve ark. (19) İstan-
Gorey ve Leslie’nin (10) 1965-1996 yılları arasında
bul’da dokuz-on birinci sınıflarda okuyan 1871 kız
çocuk cinsel istismarı ile ilgili Kuzey Amerika örnekle-
öğrenciyle 2000 yılında yapılan bir çalışmada ise, %
minde yapılan 16 çalışmanın bulgularının sentezlendi-
1,8 oranında ensest bildirilirken, öğrencilerin %
ği bir makalede cinsel istismar sıklığı, kadınlar ve er-
11,3’ü çocukken özel bölgelerine istemedikleri bir
kekler için sırasıyla % 16,8 ve % 7,9 olarak verilmiştir.
şekilde dokunulduğundan bahsetmişler, % 4,9’u ise
Gene ABD’de 1999 yılında 18 yaş ve altı çocuklarda
cinsel ilişkiye zorlandıklarını belirtmişlerdir. Bu du-
cinsel istismarın yaygınlığı 1.3/1.000 olarak saptanmış
rumların gerçek oranları tahminlerden daha yüksek
ve kız çocuklarının daha fazla istismara uğradığı bildi-
olmalıdır; çünkü bunların tanınmaları zor olmakta,
rilmiştir (11). ABD ve Kanada’ya ek olarak en az 19
aile veya çocuk tarafından çeşitli nedenlerle gizlen-
ülkede yürütülen çalışma sonuçlarını aktaran bir diğer
mekte olduğu düşünülmektedir. Bu çocuk ve ergenle-
makalede çocuk istismarı epidemiyolojik verileri ka-
rin büyük bir kısmı suçluluk duyguları, utanma, ailele-
dınlar için % 7-36, erkekler için % 3-29 aralığında
rinin dağılması korkusu, kötüye kullananın tehdidi ve
bildirilmekte, kadın cinsiyetin 1.5-3 kat daha fazla
uzun adli süreçler gibi nedenlerle uğradıkları istismarı
istismara uğradığı üzerinde durulmaktadır (12).
açıklayamamaktadır. Çocuk ve ergenlerde cinsel
Edgarth ve Ormsatd’ın (13) 1990 yılında 17 yasındaki
kötüye kullanımın ülkemizde de sanıldığının aksine
1943 ergenle (814 erkek, 1129 kız) İsveç’te yaptıkları
daha yüksek oranlarda olduğu tahmin edilmektedir
bir araştırmada çocuklukta yaşanan cinsel istismar ve
(17). İngiltere’de 2019 kadın ve erkekle yapılan bir
ergenlik döneminde yaşanan istismar ile ilişkili sorun-
çalışmada cinsel istismara uğrayan bir çocuğun, daha
lar araştırılmıştır. Erkek ve kız öğrenciler arasında
sonra bir başkası tarafından da istismara uğratılması
sırasıyla % 3,1 ve % 11,2 oranlarında istismar bildirimi
olasılığı Baker ve Duncan (20) tarafından % 14 olarak
yapılmıştır.
tespit edilmiştir.
Etiyoloji
Çocuklara cinsel taciz birçok kişi tarafından uygulana- bile, çocuklar çok geçmeden çevrelerindeki dünyada
bilir; bunlar anne, baba, üvey anne, üvey baba, kar- gücün erişkinlerde olduğunun farkına varır ve yaşam-
deş, akraba, öğretmen, komşu veya herhangi bir ya- larının bu güçlü erişkinlere bağlı olduğunu öğrenirler.
bancı kişi olabilir. Boşanma, şiddet, alkol ve madde
Olayı gizleme eğilimi: Bu duygunun risk oluştur-
kullanımı olan ailelerde cinsel istismar daha sık gö-
mada en az etkisi olsa da, çocukların çoğu adölesan
rülmektedir. Çocuğun bakımıyla doğrudan ilgilenen
dönemde anne ve babalarının yapmama-larını söyle-
babaların daha az istismar uyguladıkları saptanmıştır
dikleri birçok şeyin tam tersini yaparlar. Bu durum
(21). Ayrıca cinsel istismara uğrama riskini, çocuk ve
belki de büyümenin ve bağımsız olmanın doğal bir
gencin zihinsel ve bedensel engelli olması ya da şizof-
parçasıdır. Ne yazık ki bu durum, saldırgan tarafından
reni, bipolar bozukluk, dürtü denetim bozukluğu,
amacına uygun olarak kullanılabilir. Bu nedenle cinsel
dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi psikiyatrik
istismara maruz kalan çocuklar genellikle olayı sakla-
bozukluklarının olması gibi faktörler artırır. Bu gibi
maya meyillidir. Bu durum, özellikle adölesan döne-
durumlarda, çocuklar maruz kaldıkları durumun kötü-
mindeki çocuklarda, bu tür bir olayın mağduru olma-
lüğünü değerlendire-meyebilirler (18).
ları nedeniyle, özgürlüklerinin bir kısmını kaybedecek-
Mağdur Özellikleri leri korkusuyla belirgindir.
Çocukların bu kadar yüksek oranda cinsel şiddet ey- Çocuk şahitliği farklıdır: Bu en tartışmalı husustur.
lemine maruz kalmasını değerlendirdiğimizde, saldır- Çocuklar kötü bir şahit midir? 25 yıl ve öncesinde bu
ganın bakış açısından çocuklar, kendilerini ideal mağ- fikir geniş çapta kabul görmekteydi. Çocukların ger-
dur konumuna iten belirli özelliklere sahiptirler (22, çeklikleri ayıramadıkları bir fantezi dünyasında yaşa-
23) dıkları düşünülürdü ve özellikle cinsel istismar konu-
sunda söylediklerine inanılmazdı. Ancak son yıllarda
Merak: Çocukların çevrelerindeki dünyaya yönelik
çocuk cinsel istismarında hakim görüş, çocukların
doğal ve yoğun bir merak duygusu vardır. Büyüdükçe,
maruz kaldıkları cinsel istismar konusunda yalan söy-
meraklarının yoğunlaştığı konuların başında da cinsel-
lemedikleri ve söylediklerinin doğru olduğu seklinde
likleri gelir ve cinselliğe yönelik merakın yoğunluğu,
değişti. "Çocuklar bir sorundan kurtulmak için yalan
cinselliğin toplumda halen bir tabu olma-sından dola-
söyler, bir sorunun içine girmek için değil" ve "eğer
yı çocuğun merakını giderecek bilgileri yakın çevre-
çocuk tarif ediyorsa, mutlaka olmuştur" seklindeki
sinden öğrenememesi sonucu gittikçe artar. Çocuk
fikirler birçokları tarafından kabul edilmekteydi ve
çevresinde (aile, televizyon, basın, çeşitli konuşmalar)
onlar için çocuk ideal bir şahitti. Ancak bu görüş de,
kendisinin dışlandığı ve kendisine hiç veya çok az bilgi
çocukların güvenilmez olduğunu savunan eski görüş
verilen bir şeylerin olduğunun farkına varır. Çocuğun
kadar hatalıdır. Çocuklar kötü şahit değildir, ancak
doğal merakı ve bu merakı giderecek bilgilerin veril-
ideal şahit de değildir. Farklı bir şahittir. Bu farklılık
meyişi, çocuğun saldırgan tarafından kolayca kulla-
çocuklara daha profesyonel bir yaklaşım gerektirir.
nılmasını sağlayabilir.
Çocuklar cinsel istismar olayında saklama amacı dı-
İlgi ve sevgi ihtiyacı: Çocukları cinsel saldırı için şında nadiren yalan söylerler, ancak olayları yanlış
yüksek risk konumuna iten belki de en önemli özellik, değerlendirebilirler.
çocuğun ilgiye ve sevgiye olan gereksinimidir. Tüm
İstismarcı Özellikleri
çocuklar ilgi ve sevgiye gereksinimleri olduğu için,
cinsel suçlar açısından risk altında olmakla birlikte, bu İstismarcıların özelliklerine bakılacak olursa, istismar-
risk özellikle ailesinden yeterli ilgi ve sevgiyi görme- cılar genellikle erkektir, olayların % 5-15’sinde ise
yen veya ailesinden uzakta olan çocuklarda daha suçlu kadındır. Kadınların istismarı genellikle erkek
belirgindir. çocuğa yöneliktir. Erkeklere yapılan istismarların %
20’den fazlasında suçlu kadındır. Kadınlar genellikle
Erişkinler tarafından kolayca yönlendirilebilme ve
bir erkekle birlikte “eş-istismarcı” (co-abuser) olarak
savunmasızlık: Çoğu anne-baba, çocuklarının eğitimin-
bulunurlar ve bazısı çocukla temasta bulunmayabilir.
de özellikle büyükleri saymanın ve dediklerini yapma-
Kadın suçlular genellikle bekardır. Klinik olmayan
nın önemi üzerinde durur. Bu spesifik mesaj verilmese
çalışmalara göre, tanıdık birisi ya da bir yabancı
tarafından aile dışı istismar, çocuk ve erişkin arası bastırıp karşıt tepki kurarak saldırgan davranış şeklin-
cinsel temas vakalarının % 30-50’sini oluşturur (24). de çocuğa yansıtma eğilimi içerisindedir. Karşılanma-
mıș doyum nedeni ile anksiyete yaşar ve bu enerjiyi
Meksika’da 2002 yılında 1197 kız ve erkek lise öğ-
çevresine saldırganlık şeklinde aktarır. Duygusal ye-
rencisi ile yaptıkları çocuk cinsel istismarı araştırma-
tersizliği aynı zamanda narsisizmle karakterizedir.
sında, istismarcıların % 86,1 çocuğun tanıdığı olarak
İlişkilerinde ön plana çıkardığı benmerkezcilik yetişkin
saptanmıştır (25). Almanya’da 1998-2002 yılları ara-
tipi ilişki kurmasını engeller. Narsisistik yapısı nedeni
sında 947 kadınla yaptıkları çalışmada, istismara uğ-
ile diğer kişileri kendi gereksinimlerini karşılamaktan
ramış kadınların % 71,7’sinin tanıdıkları tarafından
sorumlu bireyler olarak algılar. Cinsel istismarcı birey,
istismara uğradıkları saptanmıştır (26). Gene Kenya’da
psikodinamik teoriye göre olgunlaşmamış emosyonel
7-17 yas arası 61 cinsel istismar mağduru çocukla
durum özellikleri ile patolojik bir şekilde çocuğu cinsel
yapılan çalışmada mağdurların % 82’sinin istismarcıla-
açıdan çekici bulur. Çocukluk döneminde özdeşleşe-
rı tanıdıkları saptanmıştır (27). Ülkemizde son dö-
ceği birisinin olmaması, sosyal komponentler açısın-
nemde yapılan 2 çalışmada istismarcıların % 40,7-%
dan patolojik bir aile yapısına sahip olması, destek
66,7 oranlarında tanıdık oldukları bulunmuştur (15,
sistemlerinden yoksun bir birey olması, istismarcı
16). Bursa’da Demir ve ark. (16) 30 çocuk ve ergenle
bireyin diğer özellikleri arasında sayılabilir (28).
yaptığı araştırmada da istismarcıların % 90,1’inin
tanıdık olduğu saptanmıştır. Klinik Özellikler
İstismarcıda gözlenen başlıca kişilik özellikleri; aile Çocuğa yönelik cinsel istismar ile ilgili yazın tarandı-
içi ve sosyal iletişimi sınırlı, içe kapanık kişilik, eşi ya ğında, cinsel istismarın çocuk üzerinde yıkıcı etkilere
da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan psikopatik kişilik, neden olduğu görülmektedir (29). Cinsel istismarın
psikoseksüel ve sosyal açıdan immatür, kendi çocukla- bazı türleri psikiyatrik açıdan diğerlerinden daha ciddi
rı ile birlikte başka çocukları da istismar eden pedofilik sonuçlar doğurabilmektedir. Çocuğun yaşı ve olgunluk
kişilik olarak saptanmıştır (6). İstismarcıların birçoğu düzeyi, etkilenme düzeyini belirleyen faktörlerdendir.
çocukluklarında ya cinsel istismara uğramışlardır ya Kurbanla saldırgan arasındaki yaş farkının artması,
da ailede şiddet olgusu vardır. Cinsel istismarcı birey, saldırganın tanıdık ya da aile içinden biri olması, saldı-
genelde düşük eğitim ve sosyoekonomik düzeye sa- rının süreğenliği çocuğun travmadan etkilenmesini
hiptir. İstismarcı bireyin doyumu erteleme kapasitesi artırır. Olay sırasında zor ve şiddet kullanılması, yaşa-
azdır ve engellenmeye karşı toleransı düşüktür. Çoğu nan çaresizlik duygusunun büyüklüğü ruhsal travma-
zaman emosyonel gelişim geriliği nedeniyle gerçekçi nın daha büyük algılanması ile sonuçlanır (30). Cinsel
yaklaşımlarda bulunamaz. Empati duyguları ya yoktur istismara uğrayan çocukların yaşa göre gösterdiği
ya da sınırlıdır. Düşük özsaygısını ve suçluluk hissini tepkiler Tablo I de gösterilmiştir.
Cinsel istismarın tanınmasında fizik muayene içinden ister dışından olsun istismarın açığa çıkması-
önemli bir rol oynamaktadır. Ancak tek başına nadi- nın ardından çocukla olan etkileşim klinik tablo üze-
ren tanı koydurucudur (31). Çünkü olay okşama veya rinde belirleyici olmaktadır. Soruna odaklı çözüm
oral temas şeklinde olabilir ve istismarın herhangi bir arayışına giden ve çocuktaki suçluluk ve sorumluluk
fiziksel bulguya yol açmadığı sanılabilir (32). Özgün duygularını azaltabilen bir destek sistemi ile daha
bulgular olmamasına karşın, çocuk ve ergenler kuşku- olumlu bir klinik görünüm ortaya çıkmaktadır (2).
yu artırıcı birçok davranış örüntüsü ve klinik bulgular İstismarın ruh sağlığına etkileri bugüne kadar farklı
gösterebilmektedir (33). Çocukluk çağı cinsel istismar araştırma desenleriyle incelenmiştir. Bu araştırmalar-
mağdurları çoğu zaman durumu hiç kimseye söyle- dan bazıları çocukluk döneminde ortaya çıkan tepki
mez. Sıklıkla günahtan dolayı ceza-landırılacağı ya da ve bozuklukları incelerken bazıları erişkinlik dönemine
terk edileceği korkusu yaşar, utanç ve suçluluk duygu- yansıyan sorunları araştırmayı hedeflemiştir. Sonuç
ları ile bu şiddet saklanır. Cinsel istismarın ortaya olarak istismarın erken ve geç dönemde pek çok ruh-
çıkışı, sıklıkla çocuğun cinsel istismar sırasında fiziksel sal belirtiyle ilişkisi gösterilmiştir (6). Çocukluk cinsel
zarar görmesi ile ilişkilidir (34). istismarı ve psikiyatrik bozukluklar arasında nedensel
ilişki olduğunu öne süren baslıca iki görüş söz konu-
Fiziksel Belirti ve Bulgular
sudur. İlki, çocukluk cinsel istismarı olması, psikiyatrik
Cinsel kötüye kullanıma işaret eden klinik belirti ve hastalık oluşumuna duyarlılığa yol açabilir. İkincisi ise
bulguların tanınması, fiziksel kötüye kullanıma oranla hem çocukluk cinsel istismarı, hem de hastalık için
daha zordur. Ayrıca çoğu olguda cinsel kötüye kulla- riski arttıran bağlantılı sosyal ve ailesel faktörler zaten
nımı kanıtlayacak fiziksel bulgular yoktur. Özgün bul- hazır durumda bulunmaktadır. Bu görüşü destekle-
gular olmamasına karşın, çocuk ve ergenler kuşkuyu yenlere göre, çocukluk cinsel istismarı, aile ortamı
artırıcı birçok davranış örüntüsü ve klinik bulgular bozuk çocuklarda daha sık görülür. Bu ailelerde psiki-
gösterebilmektedir. Çocukla ilgilenen kişinin cinsel yatrik bozukluk riski ile çocukluk cinsel istismarı ara-
kötüye kullanıma bağladığı veya hekimin muayene sındaki ilişki, çocukluk cinsel istismarının doğrudan
sırasında dikkatini çeken fiziksel belirti ve bulgular travmatik ilgisinden çok, cinsel istismar olmuş aileler-
şunlar olabilmektedir: genital bölgedeki sıyrıklar, de, aile ile çocuk arasındaki etkileşim ve çocuğun
kaşınma, ağrı, yırtılmış himen, vajen veya makat ka- cinsel istismarı sonrası olumsuz etkilenen çevresel
naması, perine yırtığı ya da ekimozları, yürüme ve koşulları ile ilgilidir. Diğer olumsuzluk ise geçmişteki
oturmadaki güçlükler. Ayrıca çocuk ve ergenlerde olayın anımsanması eğilimidir (24). Cinsel istismarın
cinsel yolla bulaşan hastalıklar, tekrarlayan idrar yolu çocuğun ruhsal yaşantısına etkisi son derece karma-
enfeksiyonları, penis iltihabı veya vajinal akıntı du- şıktır. Cinsel istismar çocuğun duygusal ve cinsel geli-
rumlarında cinsel kötüye kullanım olabileceği akılda şimini, kişiler arası ilişkilerini, özgüvenini sarsan akut
tutulmalıdır (33, 35, 36). veya kronik bir travmadır. Travmanın etkileri yaşanan
olaya ilişkin tekrarlayan zihinsel canlandırmalar, tek-
Cinsel İstismarla İlişkili Psikiyatrik Bozukluklar
rarlayan davranışlar, korku ve kaygı tepkileri, insanla-
Cinsel istismarın klinik özellikleri ve çocuk üzerindeki ra, yaşama ve geleceğe ilişkin tutum ve düşüncelerde
etkileri; çocuğun istismarcı ile olan ilişkisine, istisma- farklılıkların olması gibi bir sıra içinde görülebilir.
rın şekline, süresine, şiddet kullanımına, fiziksel zara- Cinsel istismara özgü tek bir belirti yoktur, belirtiler
rın varlığına, çocuğun yası ve gelişim basamağına, çocuktan çocuğa değişirken aynı çocukta gelişim ile
ruhsal özelliklerine ve travma öncesi psikolojik gelişi- birlikte zaman içinde de değişimler olabilir. İstismara
mine bağlı olarak değişmektedir. Ailenin olaya tepkisi uğrayan çocukların yaklaşık 1/3’ü akut dönemde her-
de konu üzerinde etkileyici rol oynar. Özellikle ensest hangi bir belirti vermeyebilirler ancak olası riskler
yaşantısı, aile birliğini ve tüm aile bireylerini tehdit düşünülerek düzenli takip altında bulundurulmaları
eden bir kriz yaratabilmekte, krize müdahalenin yete- son derece önemlidir. Cinsel istismara uğramıș çocuk-
rince iyi olmadığı durumlarda çocuğun suçlanması, ların hepsinde psikiyatrik belirti görülecek diye bir
dışlanması, şiddete maruz kalması gibi riskler ön pla- genelleme de yapılamaz. Olguların % 20-50’sin de
na çıkmaktadır. Anne-babaların yaşadığı olumsuz psikiyatrik belirti olmadığı bildirilmiştir. Ancak izleme
duygular, özellikle öfke, çocuğa yansıtıldığında, çocuk- dayalı veriler belirti göstermemiș çocukların % 10-
ta yoğun duygusal ve davranışsal sorunlar ortaya 20’sinde 12-18 ay içinde sorunlar başlayabileceğini
çıkabilir. İstismar ister aile ortaya koymuştur (2).
6. Aysev A, Taner YI (Editörler). Çocuk ve ergen ruh 17. Koten Y, Tuğlu C, Abay E. Üniversite öğrencileri
sağlığı ve hastalıkları. In: Avcı A, Tahiroğlu AY. Cinsel arasında ensest bildirimi. XXXII. Ulusal Psikiyatri Kong-
İstismar. 1inci Baskı, İstanbul: Golden Print, 2007;721- resi Kongre Özet Kitabı, Ankara: 1996:154.
36.
18. Zoroğlu SS, Tüzün Ü, Şar V, Öztürk M, Eröcal MK,
7. Santos JC, Neves A, Rodrigues M, Ferrao P. Victims Alyanak B. Çocukluk dönemi istismar ve ihmalinin
of sexual offences: medicolegal examinations in olası sonuçları. Anadolu Psikiyatri Dergisi
emergency settings. J Clin Forensic Med 2001;2(2):69-78.
2006;13(6):300-3.
19. Alikaşifoğlu M, Erginöz E, Ercan O, Albayrak-
8. Pereda N, Guilera G, Forns M, Gomez-Benito J. The Kaymak D, Uysal O, İlter O. Sexual abuse among
international epidemiology of child sexual abuse: a female high school students in Istanbul, Turkey. Child
continuation of Finkelhor. Child Abuse Negl Abuse Negl 2006;30(3):247-55.
2009;33(6):331-42.
20. Baker A, Duncan S. Child sexual abuse: a study of
9. Hedin LW. Physical and sexual abuse against prevalence in Great Britain. Child Abuse Negl
women and children. Curr Opin Obstet Gynecol 1985;9(4):457-67.
2000;12(5):349-55.
21. Wiener JM (Editor). Textbook of child adolescent
10. Gorey K, Leslie D. The prevalence of child sexual psychiatry. In: Yates A. Sexual abuse of children. 2nd
abuse: integrative review adjustment for potential Edition, Washington: American Psychiatric Press,
response and measurement bias. Child Abuse Negl 1997;699-709.
1997;21(4):391-8.
22. Yavuz MF. Cinsel saldırı olgularının değerlendiril-
11. Walrath C, Ybarra M, Holden EW, et al. Children mesinde yeni bir yaklaşım. Adli Tıp Dergisi
with reported histories of sexual abuse: utilizing 1996;12(3):155-60.
multiple perspectives to understand clinical and
23. Barutçu N, Yavuz MF, Çetin G. Cinsel saldırı mağ-
psychosocial profiles. Child Abuse Negl
durlarının karşılaştığı sorunlar. Adli Tıp Bülteni
2003;27(5):509-24.
1999;4(2):41-53.
12. Finkelhor D. The international epidemiology of
24. Özen NE, Șener Ș. Çocuk ve ergende cinsel istis-
child sexual abuse. Child Abuse Negl 1994;18(5):409-
mar. Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları 1997;2(2):473-91.
17.
25. Pinera-Lucatero AG, Trujillo-Hernandez B, Millan-
13. Edgardh K, Ormsatd K. Prevalence and
Guerrero RO, Vasquez C. Prevalence of childhood
characteristics of sexual abuse in a national sample of
sexual abuse among Mexican adolescents. Child Care
Swedish seventeen-year-old boys and girls. Acta
Health Dev 2008;35(2):184-9.
Paediatr 2000;89(3):310-9.
26. Nickel MK, Tritt K, Mitterlehner FO, et al. Sexual
14. Akbaş S, Turla A, Karabekiroğlu K, ve ark. Cinsel
abuse in childhood and youth as psychopathology
istismara uğramış çocuklar. Adli Bilimler Dergisi
relevant life occurrence: cross-sectional survey. Croat
2009;8(1):24-32.
Med J 2004;45(4):483-9.
15. Çengel Kültür E, Çuhadaroğlu Çetin F, Gökler B.
27. Syengo-Mutisya CM, Kathuku DM, Ndetei DM.
Demographic and clinical features of child abuse and
Psychiatric morbidity among sexually abused children
neglect cases. Turk J Pediatr 2007;49(3):256-62.
and adolescents. East Afr Med J 2008;85(2):85-91.
16. Demir M. Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı
28. Keskin G, Çam O. Çocuk cinsel istismarına
sonrasında akut stres bozukluğu ve travma sonrası
psikodinamik hemșirelik yaklașımı. Yeni Symposium
stres bozukluğu özelliklerinin incelenmesi. Yayınlan-
2005;43(5):118-25.
mamış Uzmanlık tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi,
2008. 29. Finkelhor D, Browne A. Impact of child sexual
abuse: a review of the research. Psychological
Bulletin 1986;99(1):66-77
30. Fassler IR, Amodeo M, Griffin ML, Clay CM, Ellis 36. Yalın A. Okul öncesi çocuklarda cinsel istismarı
MA. Predicting long-term outcomes for women önleme programı. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergi-
sexually abused in childhood: contribution of abuse si 1993;2(1):19-27.
severity versus family environment. Child Abuse Negl
37. Johnson JG, Cohen P, Brown J, Smailes EM,
2005;29(3):269-84.
Bernstein DP. Childhood maltreatment increases risk
31. Giardino AP, Finkel MA. Evaluating child sexual for personality disorders during early adulthood. Arch
abuse. Pediatr Ann 2005;34(5):382-94. Gen Psychiatry 1999;56(7):600-6.
32. Karan A. Acil tıp el kitabı. Ankara: Güneş Kitap Evi, 38. Pfefferbaum B. Posttraumatic stress disorder in
2001;477-9. children: a review of the past 10 years. J Am Acad
Child Adolesc Psychiatry 1997;36(11):1503-11.
33. Hymel KP, Jenny C. Child sexual abuse. Del Med J
1997;69(8):415-29. 39. March JS, Amaya JI, Murray MC, Sculte A.
Cognitive behavioral psychotherapy for children and
34. Friedrich WN, Fisher J, Dittner C, Acton R, Berliner
adolescents with posttraumatic stess disorder after a
L, Butler J. Child sexual behavior inventory:
single-incident stressor. J Am Acad Child Adolesc
normative, psychiatric and sexual abuse comparisons.
Psychiatry 1998;37(6):585-93.
Child Maltreatment 2001;6(1):37-49.
40. Lewis M (Editor). Child and adolescent psychiatry,
35. Rutter M, Taylor E, Hersov L (Editors). Child and
a comprehensive textbook. In: Kaplan SJ. Child and
adolescent psychiatry modern approaches. In: Smith
adolescent sexual abuse. 3rd Edition, Philadelphia:
M, Bentovim A. Sexual abuse. 3rd Edition, Blackwell
Lippincott Williams&Wilkins, 2002:1217-23.
Science, 1994:230-51.