Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

kavramların ve etik sorunların sürekli olarak iç çatışmalarını tetiklemesine neden olur.

Bu,
Hamlet'in kendi içinde ve çevresindeki dini normlarla bağını sorgulamasına yol açar.
Ölüm ve ötesi üzerine düşünceler: Hamlet sıklıkla ölümü ve ölüm sonrası hayatı düşünür.
Özellikle Yorick'in kafatasını elinde tuttuğu mezarlık sahnesi (V. Perde, 1. Sahne) bu tema
üzerine derin düşüncelere dalmasına neden olur. Ölümün kaçınılmazlığı ve fiziksel bedenin
sonu konusunda düşünürken, aynı zamanda insan eylemlerinin ölüm sonrası anlam ve
sonuçları üzerine de düşünür. Bu sahne, Hamlet'in dini meselelere olan yaklaşımını, hem
spekülatif hem de eleştirel bir bakış açısıyla gösterir.
Bu örnekler, Hamlet'in dini meselelerle olan ilişkisinin, genellikle onun genel varoluşsal ve
etik sorgulamaları çerçevesinde ele alındığını gösterir. Hamlet, dini motifleri hem kişisel
çatışmalarını anlamlandırmak için kullanır hem de zaman zaman bu motifleri sorgular. Bu
yüzden, Hamlet'in dine karşı yabancılaşması, onun daha geniş çaplı varoluşsal krizi ve
dünyayla olan karmaşık ilişkisinin bir parçası olarak görülebilir.

Hamlet'in babasının hayaleti ile karşılaştığı ve hayaletin ona Claudius tarafından


öldürüldüğünü ve intikam alması gerektiğini söylediği sahne, oyunun I. Perde, 5. Sahnesinde
yer alır. Bu sahne, oyunun dönüm noktalarından biridir çünkü Hamlet'e babasının ölümü
hakkında gerçeği açıklar ve ona ağır bir görev yükler.
Hayalet, Hamlet'e Claudius'un kendisini nasıl öldürdüğünü detaylı bir şekilde anlatır ve
Hamlet'ten intikamını almasını ister. Hayalet, cennete giremediğini, günahlarından arınmak
için cezalandırıldığını ifade ederken, Hamlet'in bu bilgi karşısında şaşkına döndüğünü ve
intikam alma görevinin ahlaki ve dini yükü altında ezildiğini gözlemleyebiliriz. Hayaletin bu
açıklamaları, Hamlet'in ölüm sonrası adalet ve ceza fikirlerine olan inancını sarsar ve dini
konularda daha fazla sorgulama yapmasına neden olur. Bu sahne, Hamlet'in kişisel
çatışmalarının derinleşmesine ve oyunun ilerleyen kısımlarında karşılaşacağı ahlaki ve
psikolojik bunalımların temelini oluşturur.

DEVLET ALAKALI
"Hamlet" oyununda devletle ilgili yabancılaşma, özellikle Danimarka Krallığı'nın içinde
bulunduğu politik ve etik bozulma çerçevesinde işlenir. Hamlet, babasının ölümünden sonra
tahta geçen amcası Kral Claudius ile olan ilişkisinde bu yabancılaşmayı yoğun bir şekilde
hisseder. Claudius'un hükümet şekli, Hamlet'in devlete ve onun yönetim biçimine olan
güvensizliğini ve yabancılaşmasını tetikler. İşte bu temanın işlendiği bazı önemli bölümler:
1. I. Perde, 2. Sahne: Bu sahnede, Claudius tahta çıkışını ve Hamlet'in babasının
ölümünü duyururken aynı zamanda Gertrude ile evliliğini ilan eder. Claudius'un bu
konuşması, Hamlet'in devletin liderliği ve yönetimine olan güvenini sarsar. Hamlet,
Claudius'un hükümetinin meşruiyetini sorgular ve Danimarka'nın "bir bahçe olup
çürümesi" metaforu ile devletin içinde bulunduğu çürümüş durumu eleştirir.
2. I. Perde, 4. ve 5. Sahne: Bu sahnelerde Hamlet'in ölmüş babasının hayaleti ile
karşılaşması ve babasının Claudius tarafından öldürüldüğünü öğrenmesi, Hamlet'in
devlet başkanına ve dolayısıyla devletin kendisine olan güvenini daha da derin bir
şekilde sarsar. Hayaletin Claudius'u işaret ederek "Danimarka'nın bir şeylerden
çürümüş olduğunu" söylemesi, devletle olan yabancılaşmanın en belirgin
ifadelerindendir.
3. III. Perde, 3. Sahne: Hamlet, Claudius'u öldürme fırsatı bulur ancak Claudius'un dua
ettiğini görünce vazgeçer. Hamlet, Claudius'un ölüm sonrası cennete gitmesini
istemez. Bu sahne, Hamlet'in kişisel adalet arayışının, devletin yargı mekanizmalarına
olan güvensizliğiyle çatıştığını gösterir.
IV. Perde, 4. Sahne: Hamlet, Norveç Prensi Fortinbras'ın Polonya'ya yaptığı seferi öğrenir ve
bu durum, kendisine

You might also like