Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 2

FELSEFE NOTLARI

Felsefe İle Tanışma  Birikimli olarak ilerler.


Philosophia (Felsefe) ; bilgiyi aramak, bilgeliği sevmek anlamını  Olanı inceler ve olması gerekenler hakkında öngörüde (tahminde)
taşır. (philo=sevgi, sophia=bilgi, bilmek) bulunur.
Philosophos (Filozof) ; bilgiyi seven, bilgi peşinde koşan anlamını  Objektiftir (nesneldir): Duygu ve önyargılardan Varlık Felsefesi (ONTOLOJİ)
taşır. ( philo= sevgi, sophos= bilen, bilge) bağımsızdır. Metafizik(fizikötesi): Fizik kurallarının geçerli olmadığı,
Us: Akıl  Tekrarlanabilir: aynı koşullarda aynı sonucu verip yinelenebilir. ispatlanması ve çürütülmesi mümkün olmayan, daha çok doğa üstü
Logos: Akıl, Tanrısal akıl  Tutarlı ve geçerlidir. varlıklar alanı
Erek: Amaç, gaye  Sistemli ve düzenli bir bilgidir. Fenomen: Duyularla algılanabilen olay, olgu vb.
*Filozof kavramını ilk kullanan Pythogoras( Pisagor) ‘ ır.  Gözlem ve deneye dayanır. Numen: Duyularla algılanamayan mutlak gerçeklik sahası.
Normatif: Kural koyucu  Nedensellik ve determinizm ilkelerine dayalı açıklamalar yapar. Arkhe: Varlığı oluşturan temel öge veya ögelere verilen genel
Kümülatif: Birikerek ilerleme, yığılma  Varlığı parçalara bölerek inceler. Bilimler konu ve yöntemleri ad.
Kozmos: Evren, düzen, uyum bakımından üç gruba ayrılır: Temel Soruları
Kaos: Karmaşa, düzensizlik, uyumsuzluk a) Formel bilimler (ideal bilimler): Mantık ve Matematiktir. Ele Varlık Nedir? Varsa ne türdendir? Varlığın Gerçekliği var mıdır?
Daimon: İnsanın iyi ve kötüyü ayırt etmesinde yardımcı olan vicdana aldığı konular doğal dünyaya ait olmayıp düşünce ile üretilen soyut Nihilizm(Hiçcilik) *Hiçbir varlık gerçekten var değildir ve bilgisi de
seslenen ilahi ses. kavramlardır. Metot olarak da tümdengelime dayanırlar. elde edilemez.
Temellendirme: Yargıların dayanaklarının ifade edilerek b) Doğa bilimleri: Konusu doğa ve doğa olaylarıdır. Fizik, Kimya, Temsilcileri: Nietzsche
gerekçelendirilmesi, doğrulanması. Biyoloji gibi bilimlerdir. Doğa bilimleri olguları ele alır, yöntem Realizm(Gerçekçilik) *Varlığın, insan bilincinin dışında, insan
olarak daha çok tümevarımı kullanmakla beraber, tümdengelimi de bilincinden bağımsız olarak var olduğunu savunan görüş.
Bilgi Felsefesi (EPİSTEMOLOJİ) kullanır. Determinizm ilkesine açıklamalarını dayandırırlar. Varlık Ne Türdendir?
Suje; Bilmek isteyen, arayan, sorgulayan, bilen özne. c) İnsan (beşeri) bilimleri: İnsanı konu edinen bilimlerdir. Psikoloji,  oluştur diyenler (Oluşçuluk): Bu görüşü savunanlar, evrenin
Obje; Ulaşılmaya çalışılan şey, bilinmek istenen, nesne. Sosyoloji, Antropoloji, Tarih, Coğrafya, Siyaset bilimi, Dil bilimi gibi sürekli bir değişme ve gelişme içinde olduğunu
Bilgi Aktı: Özne ve nesne arasında kurulan bağ bilimlerdir. Doğa bilimlerinde kullanılan metotları kullanmakla savunurlar.*Herakleitos, Whitehead
Gerçeklik: İnsan zihninden bağımsız olarak varolan. beraber, istatistik, belgelerin incelenmesi gibi farklı metotlarda  ideadır diyenler (İdealizm): Varlığın ide’den oluştuğunu
Doğruluk: Yargının, gerçek olanla birebir örtüşmesi, uyuşmasıdır. kullanılır. savunanlar, var olan her şeyi düşünceye bağlayan insan
(Düşüncenin gerçekle uyuşması) 6. Felsefi Bilgi: Eleştirel düşünme sonucu ortaya çıkan bilgi düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının ya da bir
Rölativizm(Görecelilik): Her şeyin kişiden kişiye değiştiğini ve türüdür. İnsanın varlık, bilgi ve değerler hakkında aklıyla ortaya gerçekliğin varlığını yadsıyan yaklaşımdır. *Aristo, Platon, Hegel,
değişmezin olamayacağını savunan görüş. koyduğu genel düşüncelere dayanan bir bilgidir. Farabi
Temsilcileri: Sofist Protagoras, Gorgias  Eleştireldir (sorgulayıcıdır).  maddedir diyenler (materyalizm) *Demokritos, Marx, Hobbes,
Apriori: Önsel, deneyden önce ve deneyden bağımsız bilgi.  Akıl ve mantık ilkelerine dayalıdır. Bu yüzden sistemli ve tutarlı La Mettrie
Aposteriori: Deneyden sonra gelen bilgi anlamında kullanılır. bir bilgidir.  hem idea hem maddedir diyenler (dualizm=ikicilik) *
Analitik Önerme: Doğruluğu veya yanlışlığı önermenin kendisinin  Ele aldığı konular bakımından evrenseldir. Çünkü ele alınan Descartes
çözümlenmesiyle belirlenebilecek olan önermedir. konular tüm insanlığa ait ortak konulardır. Ayrıca her şey felsefenin  Fenomendir diyenler *Husserl
Sentetik Önerme: Doğruluk kriteri kendi dışında bulunan konusudur. Bu yönüyle de evrenseldir. Töz(Cevher)(sübstans): Varolmak için kendisinden başka hiçbir
önermedir.  Sonuçları bakımından subjektiftir (özneldir). Bu yüzden ortaya şeye ihtiyacı olmayan varlık.
Algı aktı: Duyu organlarımızın görme, işitme, koklama, koyulan görüşler kişiden kişiye, değişir. Yani kesinliği yoktur. Öz: Bir şeyi o şey yapan şey. (Kalemin özü yazması)
dokunma, tat alma gibi işlevleri ile gerçekleşir..  Birleştirici ve bütünleyicidir: Ele aldığı konuları bir bütün olarak Temsilcileri: Descartes
Mesela limonun ekşiliği bilgisine algı aktıyla ulaşırız. kavramaya ve açıklamaya çalışır. İdealizm(Fikircilik): Varlığın idea(düşünce) türünden olduğunu ve
Düşünme aktı : Sayılar,kavramlar, geometrik şekiller gibi soyut  Yığılan/biriken (kümülatif) fakat ilerlemeyen bir bilgidir (Çünkü her türlü gerçekliğin düşünceden kaynaklandığını savunan görüş.
varlıkları da kapsar. Yani düşünme aktı tüm varlık alanlarını içine açıklamalarında bitmişlik ve kesinlik yoktur). Öznel İdealizm: öznel idealizm, maddeyi düşüncenin ürünü sayar.
alır.  Olması gerekenden hareket eder. “Varolmak algılamak ve algılanmış olmaktır.” G.Berkeley
Anlama aktı: Doğruyu bütünüyle sezgisel ya da zihinsel olarak  Yarar amacı güdülerek yapılmaz. Materyalizm(Maddecilik): Bu görüşe göre varolan veya gerçek olan
kavramaktır. Örneğin; ''Senin gözlerinden üzgün olduğunu anladım.''  Sorular yanıtlardan daha önemlidir. sadece maddedir. Madde evrenin asli veya temel kurucu unsurudur.
Açıklama aktı: Öznenin nesne hakkında edindiği Bilgi Felsefesinin Temel Soruları Sadece duyumlarla algılanabilen varlıklar, süreçler veya içerikler
bilgileri nedenleriyle, gerekçeleriyle veya kanıtlarıyla Bilgi Nedir? İnsan mutlak bilgiye ulaşabilir mi? vardır ve gerçektirler. Temsilcileri: Karl Marx, Le Mettrie, Demokritos
adım adım anlaşılmasını sağlar. Örneğin, havaya atılan taşın yere Doğru bilginin ölçütü nedir? Neyi bilebiliriz? Mekanik Materyalizm: Her nesneyi kendi başına ve değişmez
düşme bilgisinin yer çekimi kanunuyla belirtirken açıklama Mutlak bilginin kaynağı nedir? özellikleri olan varlık olarak kabul eder. Tüm evren bu değişmez
aktını kullanırız. *Mutlak doğru bilginin imkanı problemi; parçalardan oluşmuş bir makine gibidir.
BİLGİ TÜRLERİ Sofizm: Duyu verileri insanlara göre değiştiğinden kesin bilgilere Diyalektik Materyalizm ise nesneleri karşılıklı ilişki ve çelişki
1. Gündelik (Amprik Bilgi: İnsanların gündelik hayatında ulaşmak olanaksızdır. Temsilcileri: Protagoras, Gorgias içinde ele alır.
sıradan deneyimleri sonucunda elde ettikleri sıradan Septisizm (Şüphecilik); Bu anlayışa göre; duyularımızın bize Monizm (Tekcilik): Varlığın temeli olarak yalnızca tek bir ilkeyi
bilgidir. Örneğin havanın bulutlanmasına veya sağladığı bilgi karmaşıktır, atlatıcıdır, değişkendir. Oysa doğru benimseyen dünya görüşü
romatizma ağrılarının artmasına dayanarak yağmurun bilginin mutlak, açık ve genel geçer bir bilgi olması gerekir. Şüpheyi Dualizm(İkicilik): Varlığın temelinde iki ögenin olduğunu savunan
yağacağını ileri sürmek. bir sistem olarak ortaya koyan ilk filozof Phyrrhon'dur. Bu yüzden görüş.
 Kaynağı kişinin algıları, gözlemleri ve septisizme Pyrrhonizm de denir. Plüralizm (Çoğulculuk): Varlığın temelinde birden fazla ögenin
deneyimleridir. Temsilcileri; Phyyhron, Timon, Arkesilaus, Karneades olduğunu savunan görüş.
 Yöntemsiz olarak elde edilir. Sistemli değildir. Dogmatizm: Herhangi bir şeyin bilgisinin elde edilebilir olduğuna Spiritüalizm (Ruhçuluk): Bütün varlığın gerçekliğin özünü ve temelini
 Basit düzeyde neden-sonuç ilişkisine dayanır. inanmak. ruha indirgeyen veya maddeden ayrı bir ruhun varlığını kabul eden
 Özneldir, bu nedenle genel-geçer değildir. Dogmatizmi Temsil Eden Akımlar; görüşe denir.
 Doğruluğu kesin değildir. Skolastisizm(Kilise Okulları Felsefesi): *İnanç doğruları, her türlü Egzistansiyalizm (Varoluşculuk): İnsanın ahlaki olarak varlığının,
 Pratik faydaya yöneliktir. eleştiriye kapalılık (dogmatizm) özünden önce geldiğini savunan görüş.
2. Dini Bilgi: Tanrıyı ve Tanrıyla ilişkisi olan evreni açıklamaya Rasyonalizm (Akılcılık): Doğru bilginin kaynağı akıldır diyen görüş. Temsilcileri: Karl Jaspers, Martin Heidegger, Jean Paul Sartre,
çalışan bilgi türüdür. Temsilcileri: Sokrates, Platon, Aristoteles, Descartes, Kant, Hegel Kierkegaard
 Dini bilgide öznenin (sujenin) objesi kutsal kitaplar, vahiyler, Empirizm (Deneycilik): Doğru bilginin kaynağı deneyimlerdir diyen Nominalizm(Adcılık): Genel kavramları gerçek saymayıp birer addan
peygamberlerdir. Bu bilgiler inanç aracılığıyla oluşturulur. görüş. Bilgilerimiz sonradan kazanılmıştır. ibaret bulan öğreti.
 Vahiye, kutsal kitaplara ve peygamberlere dayanır. Temsilcileri: John Locke(Tabula Rasa=Boş Levha), David Hume, Temsilcileri: O.William
 Eleştiriye açık değildir (dogmatiktir). Berkeley, Condillac Konseptüalizm(Kavramcılık): tümellerin ya da genel adların taşıdığı
 Kesindir ve zaman içerisinde değişmez. Sensüalizm(Duyumculuk) Duyumlarımızın dışında başka hiçbir bilgi kavramların nesnede var olan nitelikleri anlatmakla birlikte, bunların
 Emreder ve itaat ister. edinilemez diyen görüş. Temsilcileri:George Berkeley, Condillac birer kavram olmaları dolayısıyla, kendi başlarına var olmadıklarını
 Amacı insanın manevi (iç) yaşantısına ışık İnneizm(Doğuştancılık): Bilgilerimizin birçoğunu doğuştan yalnızca bilinç tasarımları olduklarını öne süren öğreti.
tutmak ve toplumsal yaşamı düzenlemek. getirdiğimizi savunan görüş. Temsilcileri: Sokrates, Platon,
3. Teknik Bilgi: Teknik, doğadaki nesneleri insanlara yararlı araç- Descartes. Ahlak Felsefesi (ETİK)
gereç haline getirme etkinliğidir. Bu araç-gereçlerin yapımının Kritisizm (Eleştiricilik): Doğru bilginin kaynağı aklın ve deneyin Ahlak Felsefesinin Kavramları
bilgisi teknik bilgidir. Örneğin ateşin, tekerleğin, pusulanın icadı, sentezinde arayan görüş. Temsilcileri: İmmanuel Kant İyi ,kötü, ahlak yasası, ahlaki karar, ahlaki eylem ,özgürlük, vicdan,
otomobil ve bilgisayarın oluşturulması teknik bilgidir. Pozitivizm(Olguculuk): Doğru bilginin kaynağının ölçülebilen olgular erdemlilik, sorumluluk, mutluluk, ödev
 Araç, gereç yapımına ve kullanımına dayanır. olduğunu savunan görüş. Temsilcileri: A.Comte Etik: Ahlak felsefesi
 Faydaya yöneliktir. Neopozitivizm ( Analitik, Çözümleyici Felsefe) Moral: Ahlak
 Bilimsel gelişmeyi hızlandırır. (Mantıkçı Empirizm); Felsefeyi dil çözümlemelerine indirgeyen, Eudoimonizm(mutçuluk): İnsan davranışlarının mutluluk isteğiyle
 Yaşamı kolaylaştırmayı amaçlar. Yani insanın doğaya egemen bilimi de dille sınırlayan idealist akım. Temsilcileri: Wittgeinstein, belirlendiği görüşüne dayanan törebilimsel akım
olmasını kolaylaştırmayı ve insanın doğadan daha verimli Russel, Carnap, Quine Özgürlük: Başkalarının keyfi isteklerinden bağımsız olmak.
faydalanmasını sağlamayı amaçlar. Entüisyonizm (Sezgicilik) (Bergsonculuk): Doğru bilgiyi İnsan Eylemlerinde Özgür müdür?
4. Sanat Bilgisi: Sanatçının, yaratıcı hayal gücü ile nesnelere sezgilerimizle elde edebiliriz diyen görüş. Temsilcileri: H.Bergson, Determinizm: İnsanın irade ve eylemleri içten ve dıştan gelen
yönelip, onları farklı biçimde yorumlamasıyla oluşan bilgidir. Gazali nedenlerle belirlenmiştir, özgür değildir diyen görüş. *Zorunluluk,
 Kendine özgü dili vardır. Pragmatizm(Faydacılık): Doğru bilgi faydalı olan bilgidir diyen Nedensellik, Belirlenimcilik
 Subjektiftir (özneldir). Bu yüzden eleştiriye açıktır. görüş. Temsilcileri: william James, John Dewey İndeterminizm: İnsan ahlaki eylemlerinde tamamen özgürdür diyen
 Akıldan çok duygulara ve sezgilere dayanır. Fideizm(Vahiycilik): Doğru bilginin kaynağını vahiyden aldığını görüş. *Zorunsuzluk, Belirlenemezcilik
 Doğruluğu veya yanlışlığı yoktur. Burada var olan gerçeklik kişisel savunan görüş Otodeterminizm: İnsan bilgi birikimini zenginleştirerek, kişiliğini
ve öznel gerçekliktir. Fenomenoloji(Öz- Görüngü Bilim): Ele aldığı konu algısal ve geliştirerek ve aklını kullanarak özgürleşebilir diyen determinizm ve
 Sanatçının amacı güzele ulaşmaktır. Fayda amacı güdülmez. deneysel nesneler dünyası değil, tersine nesnelerin özüdür. Bir indeterminizmi uzlaştıran görüş.
 Birikimli olarak ilerler. örnekle; “Önümde duran masayı ben duyularımla kavrıyorum, bu Liberteryanizm (Özgürlükçülük): İnsan eylemleri birtakım
5. Bilimsel Bilgi: Bilimsel yöntem ve usullerle doğrulanmasının deneysel bir kavramadır. Masayı bütün duyu verilerinden kurallara göre ortaya çıkmaz. İnsan eylemlerini belirleyen kurallar
mümkün olduğu en güvenilir bilgidir. Olguları, toplumu ve insanı soyutlarsam, geriye yalnız masa ideası kalır ki, bu masayı masa olmadığından insan özgürdür. Bundan dolayı insan
araştırma konusu yapar. yapan düşünsel özdür.” Başka bir deyişle masayı bana bildiren davranışlarından sorumludur. Bu anlayışı savunanlar, devletin
 Evrenseldir: İnsanlığın ortak mirasıdır. Herkes bilime katkıda duyusal niteliklerden renginden, sertliğinden, mekanda yer olabildiğince küçülmesi ve insanlara ahlaki kısıtlama
bulunabilir. Bu nedenle bilim herhangi bir bireyin veya ülkenin kaplamasından soyutlarsam, geriye kalan fenomeni(özü)dir. yapılmaması gerektiğini savunarak özgürlükleri azamileştirmek
tekelinde değildir. Temsilcileri: E. Husserl Geist: (Tin=ruh), akıl istemişlerdir.
 Genel geçer ve kesindir. Bu nedenle sonuçları bakımından da
evrenseldir.
HAZIRLAYAN : Önder ÖNDER
FELSEFE NOTLARI
Ahlaki eylemin amacı nedir? Temsilcileri: Anselmus, Descartes 1. İdeal düzenin olabileceğini reddedenler
- Aristippos (Hazcılık): Ahlaki eylemlerin amacı hazdır. Haz ise Ontolojik Kanıt: Tanrı’nın kavramsal bir zorunlulukla en yetkin a) Sofistler: Protagoras’a göre, her insanın istekleri ve amaçları
mutluluktur. Buradaki haz, bedensel hazdır. varlığı belirttiğinden hareket ederek; tanımı gereği tanrı en yetkin faklıdır. Bu nedenle insanları mutlu edebilecek devlet sisteminin
- Epiküros (Hazcılık): Ahlaki eylemlerin amacı haz ve mutluluktur. varlıksa, varolduğunun kanıtı bizzat burada ortaya çıkmaktadır. özellikleri de farklı olacaktır. Bu yüzden herkesi mutlu edebilecek
Fakat bu hazlar bedensel (maddi) hazlar değil ruhsal, zihinsel Kozmolojik Kanıt: Evrenin varlığından, Tanrı’nın varlığına gitmeye ve herkesin üzerinde anlaşabileceği ideal düzen olamaz.
hazlardır. Anlık hazlar değil de sürekliliği olan hazlar insanı ancak çalışan kanıttır. Bu kanıtın temelinde nedensellik ilkesi yatar. b) Nihilizm: Nihilizm siyasi manada, hiçbir otoriteye boyun
mutlu eder. Mutluluk acıdan uzaklaşma ve hazza yaklaşmadır. Kendisinin nedeni olmayan varlık tanrıdır. Nedenler zincirini eğmemektir. Nihilizm’e göre her türlü otorite insanın doğasına
- Demokritos: Ahlaki eylemlerin amacı ölçülülük ve mutluluktur. başlatan varlıktır. aykırıdır. Otoriteye dayalı tüm kurumlar insan özgürlüğünü kısıtlar.
İnsanın mutlu olabilmesi için ruh dinginliğine ulaşması gerekir. Ruh Teleolojik Kanıt(Düzen Kanıtı): Evrenin her parçasında düzen, Öyleyse, insanı sınırlayan bütün değer, kurum ve düzenler kötü olup
dinginliğine ulaşabilmesi için de, insanın her türlü aşırılıktan mükemmellik, oran ve uyum ve amaçlılık vardır, bu evrenin ancak bir yıkılmalıdır. En önemli temsilcisi Nietzsche’ye göre her türlü otorite
kaçınması gerekir. yaratıcı tarafından yaratıldığının göstergesidir. insanın doğasına aykırıdır.
- Sokrates: Ahlaki eylemlerin amacı mutluluktur. Sokrates’e göre, Monoteizm: Tek tanrıcılık c) Anarşizm: İnsan üzerindeki tüm kısıtlama ve zorlamalar
mutluluk bilgide temellenen erdemdir. Bilgide sağlam temeli bulan Politeizm: Çok tanrıcılık kaldırılmalı, otoritesiz ve devletsiz bir düzen kurulmalıdır.
iyi, insanı mutlu eder. Deizm: Tüm dinleri dolayısıyla peygamber, kitap, vahiy vb reddeden Temsilcileri Proudhon, Stirner ve Bakunin’dir.
- Platon: Ahlaki eylemlerin amacı, üstün iyilik olan “İyilik ideası”na ancak Tanrı’nın varlığına inanan inanç şeklidir. 2. İdeal Düzenin Olabileceğini Kabul Edenler:
ulaşmaktır. Ona göre mutluluk iyilik ideasını gerçekleştirmektir. Temsilcileri: J.Locke, J.J. Rousseau, Newton, Voltaire a) Özgürlüğü temel alan yaklaşım (Liberalizm): Temsilcileri A.
- Aristoteles: Ahlaki eylemlerin amacı erdem ve mutluluktur. Fatalizm: yazgıcılık, kadercilik, tüm eylemlerin ya da olayların Smith, J. Locke ve J. S. Mill’dir. Bu yaklaşıma göre ideal bir siyasal
Mutluluk, hazları devamlı hale getirmektir. Bu da, orta yolda evrendeki yasaların boyunduruğunda olduğunu vurgulayan bir felsefi öğretidir düzen, özgürlük temeli üzerine kurulmalıdır. Liberalizm bireyciliği,
gitmekle (aşırılıktan kaçınma) mümkündür. Bunun için insan mutlu Panteizm(tümtanrıcılık): Tanrı ve evreni bir kabul eden anlayıştır. özgürlüğü, hukukun üstünlüğünü, serbest piyasa ekonomisini, birey
olabilmesi için, her türlü aşırılıktan kaçınmalıdır. Temsilcileri: Spinoza karşısında devlet gücünün sınırlandırılmasını temel alarak ideal
- Farabi: Mutluluk aynı zamanda iyidir. En yüksek iyi erdemdir ki, Pananteizm (Diyalektik Teizm):Tanrı ve evrenin birbirlerinden ayrı düzene ulaşılabileceğini savunur. Ekonomik liberalizm, devletin
bu da bilgi ile mümkündür. Tanrı’nın bilgisi iyi olan olduğundan bu varlıklar olduğunu savunan görüş.. ekonomik hayata müdahalesinin en az düzeyde tutulması gerektiğini
bilgiye ulaşmak bizi mutluluğa götürecektir. Tanrı’nın varlığını reddeden görüş: savunur. A. Smith bunu kısaca “Bırakınız yapsınlar, bırakınız
- Antisthenes ve Diogenes’e (Kinizm): Ahlaki eylemlerin amacı Ateizm: Tanrı yoktur, tanrı düşüncesi insanların özgürlüğünü ısıtlar. geçsinler” sözüyle ifade etmiştir. Temsilcisi Locke’dir.
mutluluktur. Bu mutluluk; hiçbir şey karşısında tasa duymamayı, Temsilcileri: F. Nietzsche, Le Mettrie, Sartre b) Eşitliği temel alan yaklaşım (Sosyalizm): Temsilcileri Saint
hiçbir şeye aldırış etmemeyi yani boş vermeyi gerektirir. Tanrı’nın varlığı veya yokluğunun bilinemeyeceğini savunan görüş: Simon, Karl Marx ve Robert Owen’dir. Bu yaklaşıma göre ideal bir
- Kant (Ödev ahlakı): Mutluluk asla bir amaç olamaz. Ahlaki Agnostisizm(Bilinemezcilik): Tanrı vardır veya yoktur diyemeyiz, bu siyasal düzen, eşitlik temeli üzerine kurulmalıdır. Sınıfsız, eşit,
eylemin amacı, “ödeve uygun olmak” tır. Ödev, kişinin hiçbir çıkar konuda bilgi sahibi olamayız. Temsilcileri: Protogoras, Kant, ideal bir toplum düzeni oluşturmak için özel mülkiyetin ortadan
gözetmeksizin, iyiyi istemesi (iyi niyetli olması) ve ahlak yasasına Wittgeinstein kalkması ve üretim araçlarının devlet tekelinde toplanması
uygun davranmasıdır. Ahlak yasasındaki buyruklar birey tarafından Siyaset Felsefesi gerektiğini savunur.
içselleştirildiğinde ödev haline gelir. Siyaset : “idare etmek” manasına gelir. Günümüzde siyaset en genel c) Adaleti temel alan yaklaşım: Temsilcileri Eduard Bernstein
- Aquino’lu Thomas: Ahlaki eylemlerin amacı devletin ve Tanrı’nın anlamıyla ülke, toplum ve devlet yönetimiyle ilgili tüm etkinliklerdir. (1850-1932) ve John Rawls (1921-2002)’tır. Adalet herkese hak
yasalarına uymaktır. SİYASET FELFESİNİN TEMEL SORULARI ettiğini vermektir. Bu yaklaşım uygulamada sosyal hukuk devlet
- Elalı Zenon (Stoacılık): Ahlaki eylemlerin amacı mutluluktur. 1. İktidarın Kaynağı ve Meşruiyetin Ölçütü Nedir? anlayışını ortaya çıkarmıştır. Bu anlayışa göre hukuk, devletin temeli
Mutluluk ancak insanın ölçülü yaşamasıyla ruhsal dengesini zorlayan a) İktidar kaynağını “insanın doğasından” alır. İktidar, toplumun olmalıdır. Düzen, hukuka göre gerçekleşmelidir. Eşitlik ise, herkesin
istek, tutku ve duyguların bastırılması ve dizginleyebilmesi ile elde içten ve dıştan gelebilecek tehlikelere karşı korunma ihtiyacından kanun önünde aynı haklara sahip olmasıdır.
edilir. doğar. Önemli temsilcileri Platon, Aristoteles, Farabi ve İbn-i 3. Ütopyalar: Ütopya, hiçbir yerde var olmayan ve gelecekte var
- J. Bentham (Utilitarizm): Ahlaki eylemin amacı mutluluktur ve Haldun. olabileceği düşünülen, devlet ve toplum tasarılarıdır.
mutlulukta yarara bağlıdır. Mutluluk, bireyin tek başına elde b) İktidarın kaynağı “Tanrı”dır. Devlet, Tanrı’nın istediği bir a) İstenilen Ütopyalar: Platon’un “İdeal Devlet”i, Farabi’nin
edebileceği bir şey değil, ancak toplum içerisinde, toplumsal yarar kurumdur. İktidar sahipleri Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcileridir. “Erdemli Şehir”i, F.Bacon’un “Yeni Atlantis”i, Thomas More’un
çerçevesinde gerçekleşebilir. İnsanın mutluluğu çevresindeki Önemli temsilcisi St. Augustinus “Ütopya”sı ve Campenalla’nın “Güneş Ülkesi” istenilen ütopya örnekleridir.
insanların mutluluğuyla ilgilidir. Çünkü insan sadece kendi c) İktidar kaynağını “toplumdaki bireylerin birlikte yaşama isteğinin b) İstenmeyen (Korku) Ütopyalar: Aldus Huxley’in “Cesur Yeni
eylemlerinin etkisi altında değildir, bir arada yaşadığı insanların bir sözleşmeye dayalı olarak ortaya koymasından” alır. Hobbes’e Dünya”sı, George Orwel’in “1984”i istenmeyen ütopya örnekleridir.
eylemlerinin de etkisi altındadır. göre, insan doğal durumunda kendi varlığını tehdit eder. İnsanlar Bilim Felsefesi
- Jean Paul Sartre: Ahlaki eylemin amacı özgürlüktür. Tüm birbirlerine karşı duydukları sevgiden değil de birbirlerinden Temel Kavramları
eylemlerinin sorumluluğunu alabilen insan ancak özgür olabilir. korktukları için bir araya gelerek bir takım haklarını kullanma Bilim: yöntemle elde edilen ve uygulamayla doğrulanan, her zaman
- Diogenes (Kinizm): insanın gerçek erdeme ve mutluluğa, bütün yetkilerini üstün güce yani devlete devretmişlerdir. Önemli ve her yerde geçerlik ve kesinlik nitelikleri taşıyan yöntemli ve
gereksinimlerinden sıyrılarak ve hiçbir değere bağlı kalmayarak temsilcileri T.Hobbes, J.Locke ve J.J.Rousseau. dizgesel bilgi.
ulaşabileceğini öne süren öğreti. d) Marksizm anlayışına göre, devlet hizmet ettiği sınıfın çıkarlarını Paradigma (örneksem) (Görüş açısı) : Kuramsal varsayım ve
Dolorizm: Acıcılık korumasıyla meşru kalır. yasalarla, bu varsayım ve yasaları uygulanmaları için belirli bir
Amoralizm: ahlakın nesnel ve evrensel bir temeli olabileceğini 2. Egemenliğin Kullanılış Biçimleri Nelerdir? Max Weber topluluğun üyeleri tarafından benimsenen yöntem ve tekniklere denir.
reddeden felsefe. a) Geleneksel egemenlik: Egemenliğin halka değil de belli kişilere Öndeyi: öngörü, beklenti, kestirim.
Asetizm: Çilecilik veya ailelere ait olduğu ve egemenliğin babadan oğula geçtiği Spekülasyon(kurgu): eylem alanına geçmeyen, yalnızca bilmek ve
Evrensel Ahlak Yasasını Reddedenler: yönetim şeklidir. Egemenliği toplumun gelenek, görenek ve inançları açıklamak ereğini güden, kuramsal düşünce.
Hedonizm(Hazcılık): Temsilcileri: Epiküros, Aristippos belirler. Mesela; krallık, monarşi, şeyhlik gibi. Doğrulanabilirlik: doğrulanabilir olma durumu.
Egoizm(Bencillik): Temsilcileri: Thomas Hobbes b) Karizmatik Egemenlik: Yönetenin (liderin) kendisinde üstün Yanlışlanabilirlik: yanlışlanabilir olma durumu.
Stoacılık: (Kadercilik): Temsilcileri: Epiktetos, Kıbrıslı Zenon özellikleri olduğuna inanıldığı egemenlik biçimidir. Yönetene gelenek Varsayım(Hipotez=Denence): deneyle kanıtlanmamış olmakla
Kinizm Temsilcileri : Antisthenes ve Diogenes veya yasalar nedeniyle değil, inandıkları ve güvendikleri için itaat birlikte kanıtlanabileceği umulan, mantıksal bir sonuç çıkarmaya
Anarşizm(Kargaşacılık): Temsilcileri: Proudhon, Bakounine, ederler. Yöneten, gerçekleştirdiği olumlu üstün başarılarından dayanak olarak öne sürülen kuramsal düşünce, önerme.
Kropotkin, Stirner, Nietzsche dolayı yönetme gücünü kendinde bulur. Mesela; peygamberlerin, Kuram ve Hipotez : Kurama kapsamı geniş bir hipotez, hipoteze
Dolorizm: Acıcılık geçmişinde kahramanlık gösteren birinin otoritesi (Atatürk) gibi. kapsamı dar bir kuram diyebiliriz. Hipotez genellikle bir tek
Amoralizm: ahlakın nesnel ve evrensel bir temeli olabileceğini c) Rasyonel (Akılcı) / Yasal (Demokratik) Egemenlik: Egemenliğin, önermede dile getirilir; açıkladığı olgu alanı sınırlıdır. Kuram ise kimi
reddeden felsefe. yazılı kurallara yani rasyonel hukuka dayandırıldığı otoritedir. yasa, ilke veya açıklayıcı genellemeler içeren karmaşık bir dizgedir;
Asetizm: Çilecilik Hukuk kuralları hem yöneteni hem de yönetileni bağlar. Hiç kimsenin açıkladığı olgu alanı geniş ve çeşitlidir. Bir başka fark doğrulanmış
Evrensel Ahlak Yasasını Kabul Edenler: gücü ve yetkisi sınırsız değildir. Devletin örgütlenme yapısında olma derecesine ilişkindir. Bir hipotez yeterince doğrulandığında,
Evrensel Ahlakı Subjektif Özelliklere Göre Tanımlayanlar: kuvvetler ayrılığı (yasama, yürütme ve yargının farklı ellerde kapsamına göre ya yasa ya da kuram niteliği kazanır.
UtilitarizmTemsilcileri: Jeremy Bentham, John Stuart Mill toplanması) ilkesi geçerlidir. Günümüz toplumların çoğu buna örnektir. Antitez: karşı görüş, karşı düşünce.
Evrensel Ahlakı Objektif Özelliklere Göre Tanımlayanlar: 3. Bürokrasiden Vazgeçilebilir mi? Sentez(bireşim): ayrı öğelerden ya da parçalardan oluşturulmuş olan bütün.
İ.Kant - Sokrates - Platon: Bürokrasi devletin, yasalarla belirlenmiş görevlerini yerine getiren Tez(iddia,sav): öne sürülerek savunulan düşünce.
Ahlak Yasasının Dinlere Göre Temellendirilmesi: Mevlana, Yunus memurların oluşturduğu hiyerarşik (kademeli) yapılanmadır. Tümevarım: akıl yürütmede, etkiden etkene, özelden genele geçme yolu.
Emre, Hacı Bektaşi Veli 4. Sivil Toplumun Anlamı Nedir? Tümdengelim: akıl yürütmede tümelden tikele genelden özele geçme yolu.
Sanat Felsefesi (ESTETİK) Sivil toplum, devlet kurumlarının dışında kendini yönlendirebilen, İndirgeme: Bir önermeyi eşdeğeri olan indirgenmiş bir önermeye
Temel Kavramları hak ve özgürlüklerini savunabilen özgür ve özerk vatandaşlardan dönüştürme işlemi, azaltma, düşürme.
Estetik: *Sanat felsefesi olarak da düşünülür ancak estetiğin oluşan topluluklardır. Dernekler ve sendikalar sivil topluma örnektir. Ürün Olarak Bilim: Bilim, bilim diye ortaya konmuş eserleri
konusu daha geniştir. Güzelin kendisini konu edinir. 5. Bireyin Temel Hakları Nelerdir? (ürünleri) ele alıp, mantıksal açıdan çözümlemektir.
Güzellik, Güzellik yargıları: Güzel-Çirkin a) Kişisel Haklar (Koruyucu Haklar): Temsilcileri:Reichenbach, Carnap
Sanat Eseri: *Sanatçının yaratıcılık ve ustalıkla meydana getirdiği eser Örneğin; yaşama hakkı, kişi güvenliği, özel yaşamın gizliliği, konut Etkinlik Olarak Bilim: Bu yaklaşım, bilimi rasyonel bir faaliyet
Taklit Olarak Sanat(mimesis): Sanat eserinin taklit olduğunu dokunulmazlığı, din ve vicdan özgürlüğü, haberleşme ve düşünce olarak görmez. Bilimin ne olduğunu anlamak için bilim adamları
savunan görüş. Temsilcileri: Platon, Aristoteles özgürlüğü gibi. topluluğunun iç yapısını, inançlarını, içinde yaşadıkları toplumdaki
Yaratma Olarak Sanat: Tabiattaki varlıkların ve olayların doğrudan b) Toplumsal ve Ekonomik Haklar (İsteme Hakları): araştırma gruplarına bakış tarzlarını, bilim ve toplum arasındaki
kendileri bir sanat eseri sayılmazlar. Doğal şeylerin bir sanatçı Örneğin; ailenin korunması, eğitim öğretim hakkı, çalışma ve karşılıklı ilişkileri incelemek gerektiğini ileri sürer.
tarafından işlenmesi ve düzenlenmesiyle bir sana eseri ortaya çıkar. sözleme özgürlüğü, sağlık hakkı, sosyal güvenlik hakkı ve mülkiyet hakkı Temsilcileri: T.Kuhn, Toulmi
gibi. Bilim ve Felsefenin Ortak Yönleri:
Temsilcileri: Croce,
c) Siyasal Haklar (Katılma Hakları): 1.Amaçları yönünden aralarında bir paralellik vardır.
Oyun Olarak Sanat: İnsanlar zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıktan
Örneğin; seçme, seçilme ve siyasal etkinliklerde bulunma hakkı, 2.İnsan ve hayatı anlamak isterler.
sonra amaçsız olarak, hoşa giden bir takım oyun faaliyetlerinde
siyasi parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma hakkı, 3.Her ikisi de akla ve mantığa dayanırlar.
bulunurlar sanat böylelikle oluşur. Temsilcileri:Schiller
kamu hizmetine girme hakkı, dilekçe hakkı ve vatandaşlık hakkı gibi. 4.Evrendeki düzenin sebep ve konularına inerler.
Ortak Estetik Yargıların Varlığını Kabul Edenler: *Ortak estetik
DEVLET NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR? 5. Her ikisi de doğru olma iddiası ile hareket eder.
bir değer vardır. Aristoteles, Kant
1. Devletin, Doğal Bir Varlık (Kurum) Olduğunu Savunanlar: Bu Bilim ve Felsefenin Farkları:
Ortak Estetik Yargıların Varlığını Reddedenler: *Estetik değer
anlayışa göre, doğadaki düzenin bir devamı olan devlet diğer canlılar 1.Bilimler varlığın sadece kendilerini ilgilendiren yönüyle ilgilenirler.
yargıları subjektiftir. Croce
gibidir, büyük bir organizmadır, doğal bir varlıktır. Temsilcileri Felsefe tüm bilimlerden yararlanarak evrenin genel bir yorumunu yapar.
Teoloji: Evrende olup biten her şeyi tanrıya bağlayan görüş.
Platon, Aristoteles, Farabi ve İbn-i Haldun’dur. 2. Her bilimin kendine özgü konusu ve yöntemi vardır.
Din Felsefesinin Temel Soruları
2. Devletin, Yapay Bir Varlık (Kurum) Olduğunu Savunanlar: Bu 3.Bilim nesnel felsefe özneldir.
Tanrı var mıdır? Varlığı kanıtlanabilir mi? Evren yaratılmış mıdır?
anlayışı göre devlet, insanların kendi arasında uzlaşarak toplumu ve 4.Bilim deney ve gözleme dayanır. Felsefenin temel araçları
Ruh ölümsüz müdür? Ölümden sonra hayat var mı?
devleti meydana getirirler. Temsilcileri Thomas Hobbes, John düşünme, sezgi ve hayal gücüdür.
Tanrı’nın varlığını kabul eden görüşler:
Locke ve J. J. Rousseau’dur. 5.Bilim olanı, felsefe olması gerekeni inceler.6. Bilimsel bilgi
Teizm: Tanrı’nın varlığını doğrulayıp insanlara din gönderdiğine
İDEAL DÜZEN ARAYIŞLARI biriken ve ilerleyen bilgidir. Felsefi bilgi yalnızca biriken, yığılan
inanan bir düşünce akımı.
HAZIRLAYAN : Önder ÖNDER

You might also like