Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 62

Osmanl■ da Marksizim ve Sosyalizm

Yeni Ku■ak Çal■■malar■ 2nd Edition Y


Do■an Çetinkaya
Visit to download the full and correct content document:
https://ebookstep.com/product/osmanli-da-marksizim-ve-sosyalizm-yeni-kusak-calism
alari-2nd-edition-y-dogan-cetinkaya/
More products digital (pdf, epub, mobi) instant
download maybe you interests ...

Pratique Grammaire B1 1st Edition Evelyne Sirejols

https://ebookstep.com/product/pratique-grammaire-b1-1st-edition-
evelyne-sirejols/

A medida B1 guía didáctica 1st Edition Anaya

https://ebookstep.com/product/a-medida-b1-guia-didactica-1st-
edition-anaya/

Lo straniero A2 B1 Primi Racconti 1st Edition Marco


Dominici

https://ebookstep.com/product/lo-straniero-a2-b1-primi-
racconti-1st-edition-marco-dominici/

L eredità B1 B2 Primi Racconti 1st Edition Luisa Brisi

https://ebookstep.com/product/l-eredita-b1-b2-primi-racconti-1st-
edition-luisa-brisi/
Deutsch intensiv Wortschatz B1 Das Training 1st
Edition Arwen Schnack

https://ebookstep.com/product/deutsch-intensiv-wortschatz-b1-das-
training-1st-edition-arwen-schnack/

■■■■■■■■■■■ ■■■■ A2 B1 2nd Edition ■ ■ ■■■■■■■■■■ ■ ■


■■■■■■ ■ ■ ■■■■■■■■■

https://ebookstep.com/download/ebook-29839716/

Phonétique progressive du français Niveau intermédiaire


A2 B1 Corrigés 2ème édition 2nd Edition Lucile Charliac

https://ebookstep.com/product/phonetique-progressive-du-francais-
niveau-intermediaire-a2-b1-corriges-2eme-edition-2nd-edition-
lucile-charliac/

■■■■■■■■■■ ■■■■ ■■■ ■■■■■■■■■■■ B1 B2 3rd Edition ■


■■■■■■■■■

https://ebookstep.com/download/ebook-29840068/

Ritorno alle origini B1 B2 Primi Racconti 1st Edition


Valentina Mapelli

https://ebookstep.com/product/ritorno-alle-origini-b1-b2-primi-
racconti-1st-edition-valentina-mapelli/
OSMANLI'DA
MARKSİZM VE
SOSYALİZM
YENİ KUŞAK ÇALIŞMALAR

�,,,,

iletişim
Derleyen
Y. DOCAN ÇETlNKAYA
Osmanlı'da Marksizm ve Sosyalizm
tletişim Yayınlan 3104 •Tarih Dizisi 1 58
ISBN-13: 978-975-05-324 1-2
© 2021 tletişim Yayıncılık A.Ş. / 1. BASIM
1. Baskı 202 1 , İstanbul
2. Baskı 2022, İstanbul

EDlTôR Kerem Ünüvar


KAPAK Suat Aysu
KAPAK FOTOCRAFI Üsküp'te 1 9 1 0 yılında yapılan
1 Mayıs kutlaması (lştirah dergisi)
UYGULAMA Hüsnü Abbas

DÜZELTi Remzi Abbas


BASKI Ayhan Matbaası. SERTiFiKA NO. 44871
Mahmutbey Mahallesi, 2622. Sokak, No: 6/31 Bağcılar 342 1 8 İstanbul
Tel: 2 12.445 32 38 • Faks: 2 1 2.445 05 63
CiLT Güven Mücellit. SERTiFiKA NO. 45003
Mahmutbey Mahallesi, Devekaldınmı Caddesi, Gelincik Sokak,
Güven İş Merkezi, No: 6, Bağcılar, İstanbul, Tel: 2 1 2.445 00 04

lletişim Yayınlan. SERTiFiKA NO. 40387


Cumhuriyet Caddesi, No. 36, Daire 3, Seyhan Apartmanı,
Harbiye Mahallesi, Elmadağ, Şişli 34367 İstanbul
Tel: 2 1 2.5 16 22 60-61-62 • Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr • web: www.iletisim.com.tr
Derleyen
Y. DOCAN ÇETlNKAYA

Osmanlı'da
Marksizm ve
Sosyalizm
Yeni Kuşak Çalışmalar

�,,,,
-- . ,

iletişim
Aris Mahir'e
ve akıntıya karşı kürek çekenlere...
İÇİNDEKİLER

ÔNSÖZ
AK INTI YA KARŞI KÜRE K ÇEKMEK
Y. DOCAN ÇETINKAYA . .
......................................... .................. ........................................... 7

OSMANLI CA MARKSİZM
Y. DoCAN ÇETINKAYA ............................................................ ............. ..... ...................... 13

KIZILLAŞAN TÜRKLER: OSMANLI' DA


ERKEN TÜRK SOSYALİZMİ (1904-1910)
İ. ARDA ODABAŞI ................................................................................................................. 57

SOSYAL DEMOKRASİ DEN


DEVRİMCİ SENDİK ALİZME: MEŞRU T İ Y E T
İSTANBUL' UNDA BİR İŞÇİ ÖRGÜ T ÜNÜN EVRİMİ
STEFO BENLISOY .. .
....................................................................... . .. .................................... 123

SOSYAL DEMOKRAT HINÇA K PARTİSİ'NİN


İSTANBUL ÖtRENCİ BİRLİtİ
VE DERGİSİ GAYDZ (1911-1914)
YAŞAR TOLGA CORA ....................................................................................................... 181

Tİ YATRO SAHNELERİNDE TÜRKÇE SOSYALİZM


BiLGE SEÇKiN ÇETINKAYA . .
...................................... .................... ............................. 199
1919 SEÇİMLERİNDE SOSYALİSTLER,
NUMAN USTA VE MESLEKİ TEMSİL
EROL ÜLKER . . . 209
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . ........ . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

BRÜ KSEL'DEN İSTANBUL'A


MANiFESTO ÜZ ERİNE NOTLAR.. .

MEHMET Ô. ALKAN . ..
. . . . . . . . . . . . ............ . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233

YAZARLAR ................... . . . . . . . . . . . . . . . . ............ . . . ...... . . . . . ........... . . . . . . . . . . . . . . . ......... . . . . . . . . . ... . . . . . . .. . . . . . . . . . . 245


ÖNSÖZ

AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEK

Y. DOCAN Ç ET İ N K AYA

Toplumsal Tarih'in 2014 yılı Mayıs sayısında 2000'den sonra


işçi sınıfı üzerine yayımlanan çalışmaları bir "bahar" olarak
niteleyerek selamlamıştık. O özel dosya ve sonrasında Tarih
Vakfı Yurt Yayınları'nın kitaplaştırdığı genişletilmiş hali el­
bette işçi sınıfına ilişkin çalışmaların her boşluğu doldurdu­
ğunu iddia etmiyordu. Bu alanda yeni yöntemlerle, yeni so­
rularla, yeni araçlarla yapılan yeni kuşak çalışmaların işçi sı­
nıfı tarihine ilişkin çalışmalarda bir uyanışa yol açtığını müj­
deliyordu sadece. O günden sonra da Osmanlı ve Türkiye iş­
çi sınıfı tarihi üzerine yapılan çalışmalar ne iyi ki her yıl zen­
ginleşerek çoğalmaya devam ediyor. Yeni kuşak çalışmaların
aslında jenerasyon anlamında yeni bir kuşak tarafından ya­
pıldığını da kardeş dergimiz Tarih ve Toplum Yeni Yahlaşım­
lar'ın yine 2014 yılında yayımlanan bahar sayısında neden­
leri ve bağlamıyla anlatmaya, tartışmaya çalışmıştım.
Elinizde tuttuğunuz kitaptaki bu dosya ilk olarak Topl um­
sal Tarih dergisinin Temmuz 2020 sayısında ama çok fark­
lı bir şekilde yayımlandı. Aslında oluşturulmaya başlandı.
Dergide yer kısıtı sebebiyle çok sınırlı bir şekilde kalem oy-
7
natan yazarlar kitap için ellerini korkak alıştırmadan yaz­
dılar. Yazılar ciddi bir şekilde gözden geçirildi ve genişledi.
Hatta dosyanın yazarlarının yansı yani üç yazanınız bu kita­
bın bütünlüğünü tamamlamak amacıyla tamamen yeni birer
yazı kaleme aldılar. Mehmet Ö. Alkan da dosyada olmama­
sına rağmen kitabımıza katkıda bulunma inceliğini gösterdi.
O dosyada yapmaya çalıştığımız gibi bu kitapta da Os­
manlı'da Marksizm ve sosyalizm üzerine yapılmakta olan
yeni çalışmalara ışık tutmaya çalışıyoruz. Aslında burada
da bir kuşak sorunuyla karşı karşıyayız. Bizden önce çalış­
malarını hevesle okuduğumuz, çok şey öğrendiğimiz, hay­
ranlık duyduğumuz daha "ilerici" , kendilerini sol düşün­
ce dünyasında konumlandıran tarihçilerin çalışmaları "sı­
nıf' ve "sosyalizm" kavramına tedirgin ve mütereddit yak­
laşırlar, bu konular üzerine bilgi edinmek isteyenlerde ha­
yal kırıklığı yaratırlardı. Tarihyazımında özellikle 1960 ve
1970'lerden sonra ortaya çıkan farklı ekollerde tespit edile­
bilen bu tutumun ilginç hikayesi ve elbette kendisi ayrı bir
dosyaya konu olmalı. Türkiye üzerine tarihyazımının sınıf
çalışmalarına girişmek için 1 990'lı yıllara kadar beklemek
durumunda kalındığı gibi Osmanlı'da sosyalizmin, Mark­
sizmin tarihine ilişkin ayrıntılı çalışmalar yapmak için de
yaşadığımız on yılları beklemek durumunda kalındı. Os­
manlı'da siyasal ideolojilerin tarihinde Marksizm ve sosya­
lizmden bahsetmenin mümkün olmadığı en yetkin çalışma­
larda bile iddia edilebiliyordu. Hatta sosyalizm yerine Os­
manlı'da "Sol Düşünce"den bahsetmek gerektiğinden bi­
le dem vurulabiliyordu. Bu eğilim kendi yansımasını Tür­
kiye'deki sosyalist ve Marksist örgütlerin kendi tarihlerine
olan bakışlarında da buluyordu. Her örgüt ya da aydın ken­
di etrafındakilerde olduğu gibi geçmişte de kendi bildiğini
düşündüğü sosyalizm ve Marksizme diğerleri vakıf olmadı­
ğı için Türkiye'de bu siyasal ideolojinin varlığından konuş-
a
manın mümkün olmadığını düşünüyordu. lşin ilginci sınıf
çalışmalarında olduğu gibi sosyalizm ve Marksizm üzeri­
ne kalem oynatanlar herhangi bir tanım vermek ya da her­
hangi bir kuramsal tartışma yürütmek gereği de duymuyor­
du. Bu konudaki literatür artık ikinci el çalışmaların birbir­
lerini tekrar ettikleri sıkıcı ve kısır bir döngü içinde sıkış­
mış durumdadır. Bu tutum bugün sorgulandığı için sınıf ça­
lışmalarında olduğu gibi Osmanlı'da sosyalist düşünce ve
Marksizm üzerine yeni kuşak çalışmalar bugüne kadar bil­
mediğimiz bilgileri gün yüzüne çıkarırken yeni yorumlarla
yeni tartışmaların da önünü açıyorlar. Tarihyazımında yer
alan bahsettiğim yargının herhangi bir derinlikli ve ayrın­
tılı çalışmaya dayanmadığını da özellikle belirtmek gerekir.
Yani aslında bu bir kuşaklararası yorum tartışması da değil.
Bu kitaptaki çalışmalar bu alanda gerçek anlamda ampirik
araştırmanın ve kuramsal tartışmanın yeni başladığına işa­
ret ediyorlar. Her ne kadar bu konulan çalışmak ilk başlar­
da hem geçmiş kuşakların ön kabulleri hem de neoliberal
dünya yüzünden adeta bir akıntıya karşı kürek çekmek an­
lamına gelse de bugün yeni kuşak çalışmalar bizlere artık
yeni kapılan aralıyor.
Elinizde tuttuğunuz derleme benim "Osmanlıca Mark­
sizm" başlıklı makalemle açılıyor. Bu makale yukarıda de­
ğindiğim bizim kuşaklan hayal kırıklığına uğratan eski ku­
şakların neden bu alanda doyurucu çalışmalar yapmadıkla­
rı üzerine tarihyazımına ilişkin bir değerlendirme yapmaya
ve kullanılması gereken kavramlara dair bir tartışma yürüt­
meye çalışıyor. Bu yazı daha sonra ele aldığı örnekler üzerin­
den ilgili Osmanlıca kaynaklara erişebilen bir kişinin o çağ­
da Marksizmin ABC'sini öğrenebileceğini iddia ediyor.
Türk sosyalizminin tarihine ilişkin yeni çalışmalarıyla bi­
linen 1. Arda Odabaşı özellikle 1 908 Devrimi öncesinde Se­
lanik'te sosyalizm ile tanışan Müslüman/Türklere odaklana-
9
rak "Türk sosyalistlerinin" adeta tarih öncesine ilişkin çok
önemli bir kazı faaliyeti yürütüyor. Odabaşı 1 908 öncesinde
Türkler arasında sosyalizm esintilerinin 1904- 1905 yılların­
dan beri hissedildiğini ortaya koyuyor. 1908'den 1910 sene­
si sonuna dek Osmanlı Selanik'inde sosyalizm, canlı ve etkin
bir düşünce ve hareket olarak ortaya çıkarken bunun sade­
ce gayrimüslim Osmanlılar için değil, Türkler/Müslümanlar
için de geçerli olduğunu gösteriyor. Odabaşı böylelikle her
ne kadar Türklere odaklanmakla birlikte sosyalizmin tek tek
etnik/dinsel gruplara indirgenemeyeceğini ve 20. yüzyıl ba­
şında Selanik'te "Osmanlı unsurlarına münhasır izole sosya­
lizmlerden ziyade, çok unsurlu ve unsurlar arası bir sosyalist
alandan söz etmenin daha makul olduğu"na işaret ediyor.
Yaşar Tolga Cora Ermeni Hınçak Partisi'nin uzun soluklu
öğrenci dergisi olan Gaydz'ı tanıtıyor. Kolaylıkla milliyetçi
bir örgüt olarak kenara itilen ve Marksist çizgisi azımsanan
Hınçakların çıkardığı bir öğrenci dergisinde ortaya konulan
yayın hattı bu dönemi anlamak için yepyeni bir pencere açı­
yor bizlere. Cora, Gaydz ın sosyalist düşünce yapısını açık­
'

lamaya çalışırken, yeni bir terminoloji geliştirmesi, Marksiz­


min sınıf, sınıf-çatışması, proletarya, burjuvazi, tarihsel-ma­
teryalizm, artık-değer gibi sosyalist düşünce sisteminin te­
melini oluşturan terimlerin kullanımını yaymasına ve özel­
likle bilim alanında yayımladığı çok sayıdaki makalede kul­
landığı "neolojizm" ile dilin gelişmesine de katkıda bulun­
duğunu gösteriyor.
Stefo Benlisoy ise Bulgar "dar" sosyalistlerinin tesiriy­
le Marksist sosyalizmin işçi sınıfı içerisinde yer bulmasın­
da önemli rol oynamış ve il. Meşrutiyet lstanbul'unda ağır­
lıklı olarak Rumların oluşturduğu Türkiye Sosyalist Merkezi
ya da lşçi Merkezi üzerinde duruyor. Bu çevre imparatorlu­
ğun sosyalist düşünce ve hareketler için uygun koşullara sa­
hip olmadığına ilişkin tarihyazımında egemen olacak görüş-
10
leri tekzip edercesine, lstanbul'daki cılız işçi hareketi için­
de önemli deneyimler yaratmıştı. Benlisoy Merkez'in kendi
içine kapanık, salt propagandif bir aydınlar grubu olmanın
ötesinde etkin bir işçi örgütlenmesi çalışması yürüttüğünü
de gösteriyor. II. Meşrutiyet döneminde devrimci sendika­
lizmin lstanbul'daki etkinliğini ortaya koyması açısından da
bu makalenin ilgi çekeceğini düşünüyorum.
Bilge Seçkin Çetinkaya 1908 Devrimi'nden sonra patlayan
tiyatro salgını ve politik tiyatro hareketi içinde sosyalizmin
nasıl Osmanlı sahnelerinde sahnelenen Türkçe oyunlar­
da arz-ı endam ettiğini gösteriyor. 1 908 Devrimi'yle birlik­
te ortaya çıkan amatör tiyatro salgını ve devrimin tiyatrosu­
nun sokak ve meydanlarda nasıl etkili olduğunu yazan Seç­
kin Çetinkaya sosyalizmin de hem olumlu anlamda hem de
yerilmek için nasıl tiyatro metinlerine ve sahnelenen oyun­
lara girdiğini ortaya koyuyor. Sosyalizmin il. Meşrutiyet ve
sonrasında nasıl kamusal olarak dolaşıma girdiğini göster­
mesi açısından bu makalenin çok değerli olduğunu düşü­
nüyorum.
Mütareke Dönemi sosyalist hareketini son dönemde en iyi
ele alan isimlerden bir tanesi olan Erol Ülker elinizdeki ki­
taptaki makalesinde il. Meşrutiyet döneminde güçlenen sos­
yalist düşüncenin ve hareketin 1919 seçimleri çerçevesinde
gelmiş olduğu durumu ve özellikle "Mesleki Temsil" düşün­
cesini değerlendiriyor. Ülker'in belirttiği gibi sosyalistlerin
siyasal temsil konusundaki tutumları ve 1 91 9 seçimlerinde­
ki gelişmeler daha sonra Milli Mücadele yıllarında ortaya çı­
kacak komünist ve halkçı eğilimleri anlamak açısından bize
çok değerli bilgiler sağlıyor.
Derlememizin son yazısında Mehmet Ö. Alkan Belçi­
ka'dan Türkiye'ye Karl Marx ve Friedrich Engels'in Komü­
nist Manifes to'sunun izini sürüyor. Alkan'ın Manifesto'nun
özellikle Türkçe çevirisinin yapılması sürecini tarihsel ola-
11
rak ortaya koyması Kapital'den sonra Marksizmin önemli
yapıtlannın Türkiye'deki serüvenini tamamlamak açısından
önemli bir boşluğu dolduruyor.
Bu kitapta okuduğunuz yeni kuşak çalışmalar her şeyden
önce Osmanlı lmparatorluğu'nda ve Türkiye'de Marksizmin
ve sosyalist düşüncenin/hareketin tarihini layıkıyla yazmak
ve öğrenmek için yapılacak ne kadar çok şey olduğunu or­
taya koyuyor. Bunu yaparken sadece yeni bilgiler ışığında
yeni yorumlar yapmak gibi tarihyazımına ilişkin bir tartış­
ma yapmakla kalmıyor, aynı zamanda 202 l'de bu konunun
hala ABC'sini yazmaya devam ettiğimizi de gösteriyorlar. Bu
da aslında sınıf çalışmalarında olduğu gibi Marksizmin ve
sosyalizmin kendi tarihine ilişkin çalışmalarda da tarihyazı­
mındaki liberal ve muhafazakar ön kabullerin sol içerisinde
dahi ne kadar güçlü olduğuna işaret ediyor. Bu kitap bizden
yüz yıl önce bu topraklarda sosyalizm mücadelesini var et­
meye çalışanlann, geçtiğimiz yüz yıl boyunca yaşamış oldu­
ğumuz şekliyle değil de başka bir dünyanın kurulması için
emek vermiş kişi, grup ve örgütlerin faaliyetlerine bir nebze
ışık tutabiliyorsa amacına ulaşmış olacaktır.

Beyazıd, Mayıs 2021

12
OSMANLICA MARKSİZM

Y. DOCAN Ç ETlN KAYA*

Her mesele-i müşkilede beni nevilerinin zararına te­


min-i selamet-i şahsiyeye uğraşan erbab-ı fetanet de
humeka ile seyyanen yok olurlar. Artık tabasbus, ri­
ya, iltimas, hile gibi vesait-i tezviriye ve servet kuwe­
ti gibi insanların kısm-ı nasibdanna mahsus olan ve­
sail-i galebe ilk defa olarak bi hüküm kalır ... Bütün
hayırhah ve büyük insanların, filosoflann, sosyalistle­
rin temin-i refah ve mesudiyet-i beşeriye için hayatla­
rı bahasına tesisine uğraşb..kları umüsavat" işte o sani­
ye-i uzmada ilk ve son defa olarak arz-ı çehre-i mu­
vaffakiyet etmiş olur...
- Hüseyin Rahmi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir lzdivaç1

Meram
Osmanlı lmparatorluğu'na dair birçok genel geçer varsa­
yım, stereotip, basmakalıp düşünce gerek popüler düzey­
de gerekse de akademik yazında oldukça yaygındır. Bir ide-
(*) Bu makaleyi birkaç kez okuyan Ateş Uslu başta olmak üzere Banş Çatal, Er­
han Keleşoğlu, Sinan Yıldırmaz, M. Görkem Doğan, Sinan Birdal, Erik jan
Zürcher, Emre Erol ve Bilge Seçkin Çetinkaya'ya değerli fikir ve eleştirileri için
teşekkür ederim.
1 Hüseyin Rahmi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir izdivaç, İstanbul: Mihran Matba­
ası. 1328, s. 95. Alıntının gOnümüz Türkçesiyle yayımlanmış hali şöyle: "Her
zor meselede türdeşlerinin zaranna kendi selametlerini temine uğraşan akıllı­
lar da ahmaklarla eşit şekilde yok olurlar. Anık yaltaklanma, riya, iltimas, hi­
le gibi yalan dolan vasıtalan ve servet kuvveti gibi insanlann kısmetli kısmına

13
oloji, söylem ve siyasal hareket olarak sosyalizm de bundan
ari değildir. Osmanlı lmparatorluğu'nda sol düşünce ve sı­
nıf hareketleri mevzubahis olduğunda tekrarlanarak yerleş­
miş birçok yanlış vardır. Bunların başında bu tür konuların
Osmanlı lmparatorluğu'nda "yok olduğu" ya da "hadi biraz
varsa" bile en azından gayrimüslim cemaatlere has olduğu
gelir. Okuduğunuz yazı bu galatın nedenine dair kısaca bir
kestirimde bulunduktan sonra Osmanlıca okuyan bir kişi­
nin Cumhuriyet kurulmadan önce yayımlanan mevcut Os­
manlıca yayınlara erişebilirse sosyalizm ve Marksizmin baş­
lıca akideleri hakkında temel bir bilgiye sahip olabileceği­
ni gösterecektir. Bunu yaparken de literatürdeki birtakım
temelsiz yargıları kaynaklara dayanarak sorgulamaya çalı­
şacaktır. Kaynak olarak da kendisini diğer başka kaynakla­
ra göndermede bulunsa da temelde iştirak çevresi ile sınır­
landıracaktır. Bunun sebebi de Türkiye sol tarihinde "ger­
çek anlamda" sosyalizm ve Marksizm ile en az ilgili ve Türk­
çe yayın yapan siyasal çevre olarak görülmesidir.2 Yoksa
has olan fırsatlar galiba ilk defa olarak hükümsüz kalır ... Bütün hayırsever ve
büyük insanlann, filozoflann, sosyalistlerin, insanlığın refah ve mutluluğunu
temin için hayadan pahasına tesisine uğraştıklan "eşitlik" işte o muazzam sa­
niyede ilk ve son defa olarak başan yüzünü göstermiş olur . . . " Hüseyin Rah­
mi Gürpınar, Kuyrukluyıldız Altında Bir izdivaç, lstanbul: Türkiye iş Bankası
Kültür Yayınlan, 2018, s. 46. Hüseyin Rahmi'nin kitabı Rumi 1328 yani Mila­
di 1912 yılında kitap olarak yayımlanmışsa da Sabah gazetesinde tefrika edil­
mesine 1910 yılının Nisan ayında başlanmıştır. Zaten kitabın "mukaddime"si
altına Hüseyin Rahmi 7 Nisan 1326 tarihini düşmüştür yani 20 Nisan 1910.
Alıntıda "sosyalister" kelimesine yapılan vurgu bana ait.
2 iştirak çevresinin siyasal ağı ve özellikle siyasal söylemi üzerine çalışmaya de­
vam ediyorum ancak bugüne kadar yayımladıklanm için bkz. Foti Benlisoy ve
Y. Doğan Çetinkaya, "iştirakçi Hilmi", Modem Tılrkiye'de Siyasi Düşünce, cilt
8: Sol, ed. Murat Gültekingil, lstanbul: iletişim Yayınlan, 2007; Y. Doğan Çe­
tinkaya, "Sosyalizmi idrak Etmek: Bir Mütareke Dönemi Gazetesi", Mete Tun­
çay'a Amıagan, der. Mehmet Ô . Alkan, Tanı! Bora, Murat Koraltürk, lstanbul:
iletişim Yayınlan, 2007. iştirak çevresi üzerine son dönemde çokça yayın ve
tez de yapılmıştır ancak bunlar bu yazıda eleştirdiğim zihniyet ile malul ol­
malan dolayısıyla yeni herhangi bir şey söyleyememektedirler. Bu kısa yazıda
bunlarla bir tartışmaya girmiyorum ne yazık ki. Bu da yakın gelecekte tamam­
lamayı umduğum çalışmaya kalmak durumunda.

14
Osmanlı bakiyesini onu
takip eden ulus-devlet­
ler tarihinin bir ön aşa­
ması olarak ele alıp çok
dinli ve dilli imparator­
luk bağlamını görmezden
gelerek Türkçe yayın çı­
karan bir gruba odaklan­
mak değil muradım. Yi­
ne başlarken belirtelim
bu çevrenin politik lide­
ri Hüseyin Hilmi hakkın­
daki spekülatif tarihyazı­
mının iddialanna gireme­
yeceğim. Bunu daha önce
bir ilk olarak Foti Benli­
lştiralt dergisinin 18 Temmuz 1912 tarihli
soy ile birlikte kaleme al­ ve 20-3 no.lu nüshası. "Rusya'da Grandük
Serj'in Arabasına Ablan ve Sebeb-i Mevti
dığımız ve Hüseyin Hil- Olan Bomba Hadisesi."
mi üzerine olan bir yazı-
da yapmıştık.3 Konu üzerine çalışırken insan Selçuk Gür­
soy'un şu özlü sözüne hak vermeden edemiyor: "iştirak­
çi Hilmi hakkında o kadar az bilgi ama o kadar çok yazı var
ki, insan Hilmi hakkında yazmak isteyince ne yapacağını
şaşırıyor. "4 Bu yargıyı aslında Osmanlı'da sosyalist düşünce
ve hareket için de genişletebiliriz. Birbirini tekrar eden, ye­
ni bir şey söylemeyen ve ikincil el literatüre dayanan o ka­
dar çok çalışma vardır ki. Okuduğunuz makale de uzun bir
süredir devam etmekte olan kitap çalışmasının bir parçası
olduğu için mevcut literatürün değerlendirmesini nihai ola-

3 Bir önceki yani ikinci dipnottaki yayınlar.


4 Selçuk Gürsoy, "Sanayi Devrimi'nden Birinci Dünya Savaşı'na Kadar Sosya­
lizm ve lşçi Hareketleri", Osmanlı Sosyalist Fırkası ve Yayınlan, lstanbul: lleti­
şim Yayınlan, 20 13, s. 148.

15
rak orada yapmak niyetindeyim. 5 Amacım burada sadece bu
çevrenin ideolojisine ve asıl olarak da Karl Marx ve Mark­
sizm bilgisine odaklanmak.
Elinizdeki bu kitapta bir araya gelen bizler başta olmak
üzere kabaca son on yılda yapılan çalışmalar Cumhuriyet ön­
cesi sol üzerine çok önemli bilgiler sağladı, sağlıyor. Bu çalış­
malar iki önemli noktaya işaret ediyor, elbette okuduğunuz
satırlann yazan olarak benim için. tlki, farklı etnik/dini/mez­
hebi topluluklardan sosyalistlerin hem düşünsel serüvenle­
rinde hem de örgütsel mücadelelerinde ilişki içerisinde ol­
malan, hatta aynı örgütlerde, hareketlerde ve yayınlarda bir
araya gelmiş olmalandır. ikincisi ise birlikte aynı örgütte ya
da farklı siyasal çizgiler içinde yer aldıklannda da sınıf hare­
ketiyle çeşitli düzeylerde bağlannın olmasıdır.

"Milli iktisat" söylemini aşmak


Konumuza geçmeden önce il. Meşrutiyet'in en güçlü ideolo­
ji ve söylemini oluşturan "milli iktisat"ın, bu konudaki, ya­
ni toplumsal sınıflara ve siyasal ideolojilere ilişkin bakış açı­
sını temelden etkilediğini vurgulamak gerekir. Sol ve sosya­
list aydınlar da daha sonra "milli iktisat" söyleminin temel
önermelerini tevarüs ederek geçmişe bakacaklar ve onun
sathi ve milliyetçi söylemini "milliyetçilik" karşıtı olsalar
dahi sorgulamaksızın kabulleneceklerdir. Bu büyük anlatıya
göre gayrimüslimler ticaret ve sanayide ilerlemişler, Müslü­
manlar ve özellikle Türkler bu alanda geri kalmışlardı. Öy-

5 Foti Benlisoy ile yazdığımız makalede Hüseyin Hilmi'nin kişiliği ve politik


çizgisine dair çelişkili iddialarla malul literatürü özetliyoruz. Bunun yanında
özellikle Mütareke döneminde TKP çevresi tarafından sıklıkla gündeme geti­
rilen işbirlikçiliğine dair altı yılı aşkın süredir İngiliz arşivlerinde işgal lstan­
bul'una dair ve istihbarat raporlan üzerine yaptığım çalışmada bu spekülatif
iddialara ilişkin bir bulguya hala rastlayamadığımı da belirtmek isterim. An­
cak bu tabii ki gelecekte tamamlamayı umduğum başka bir yayının konusu.

16
le ki dünya piyasalarına eklemlenme sürecinde gayrimüs­
limler yabancı sermayenin ve "düvel-i muazzama"nın Os­
manlı lmparatorluğu'ndaki aracılığını yapmışlar ve sonuç
olarak da hem devlete hem de "millet-i hakime"ye siyaseten
ihanet etmişlerdi. Müslüman Türklerin köylülük ve devle­
te memur olmak dışında bir faaliyet içerisinde olmamaları
onları millet-i hakime iken imparatorluğun kaybedeni du­
rumuna sokmuştu. Bu söylemde gayrimüslimler hızla bur­
juva, Müslüman Türkler de bürokrasiye kadro sağlayan bir
nüfus olurlar. Milli lktisat politikaları ve söylemi 1908 Dev­
rimi'nde daha çok Osmanlıcı bir söyleme dayanırken özel­
likle 1910'dan itibaren ve Balkan Savaşları ile radikalleşerek
Müslüman Türklerin gayrimüslimler karşısında kaybettik­
leri toplumsal ve iktisa­
di iktidarlarını geri alma
projesi halini alır.
Oysa şu , çok açıktır:
Gayrimüslimleri olduğu
gibi diğer etnik ve dini
unsurları tek bir sınıf ve
kültür ile eşitlemek ol­
gusal olarak mümkün
değildi. Bütün cema­
atler farklı sınıfsal ko-
numlara sahip kişile­
ri kendi içinde barındı­
ırr.r"J,:.-..1."'-'J.1�,,..�(.:.t..ıı...ı-) �
..!.iı.,... .......
rıyordu. Ayrıca mutlak .;,(..1;°:t'{•.ı.I
:11.,;Jol w-Wr,-,.,� wr tı\ .r.t.,.

.;.ı. ,..;J
kompartımanlara ayrıl­ .l.ı.rJ��.UY,�)i .
..=1ı.,....ı.,.;�
.,,,._
4•�.
� � �'
5e-�:.' � :J)i M-J, � ....... ..:ı:.;
,j�.:l:i.1.<o�ı.
�4- .,
.11.J fi.. I J.�.;..}
.:.
.J,,J..,I
mış bir millet sistemin­ );
"

den toplumsal, iktisadi


ve siyasal olarak bahset­ lştirale dergisinin 13 Haziran 1910 tarihli
mek de mümkün değil­ 17 no.lu sayısı. uAhmet Samim Bey'in
di. Milli lktisat toplum- katledilmesi
fevkalade.n
üzerine yayımlanan nüsha-i

17
sal ve iktisadi iktidannı kaybetmiş Müslümanlara ve Türk­
lere onu gayrimüslimlerden geri almalan ve onlann hamisi
büyük güçlerle de gerekirse mücadele etmeyi salık veriyor­
du. Elbette hem Milli lktisat'ın 1 908'den sonra farklı evrele­
ri ve damarlan vardı hem de Alman Oryantalizmi gibi çok
farklılık gösteren kaynaklan. Bunlan aynntısıyla daha önce
başka yerlerde tartıştığım için burada uzatmıyor, affınıza sı­
ğınarak değinip geçiyorum.6
Milli iktisat söyleminin hakim bir konuma getirdiği ve
Cumhuriyet döneminde karikatürleşerek yaygınlaşan bu
anlatı Türkiye'de farklı hatta çatışan birçok siyasal ideoloji­
yi çok temelden belirlemiştir. Bu nedenledir ki sosyalist dü­
şüncenin tarihi veya toplumsal sınıflara dair tartışmalarda
soldan sağa birçok farklı dünya görüşü benzer yargılara sa­
hip olmuştur. Elbette Türkiye'de birbiriyle mücadele halin­
de olan İslamcı, Milliyetçi, Kemalist, liberal, Sol vs. birçok
görüş ve hareketin bir konuda oydaşması onun gerçekliği­
nin bir teyidi olarak da okunabilir. Ancak bu yargı temellen­
dirilmiş bir iddia değildir.
Sol düşünce üzerine son dönemde yapılmış en kapsamlı
derlemeye giriş niteliğinde yazılan ve birbirinden çok farklı
sol siyasal anlayışlan temsil eden iki yazann Osmanlı'da so­
la ve sosyalizme dair benzer yargılara sahip olması bu iddia­
mıza güzel bir örnek teşkil eder.7 Murat Belge ve Metin Çul­
haoğlu gibi değerli isimler elbette bu konuda yalnız değiller.
Bu alanın araştırmacılan olmadıkları için kendileri için ve-

6 Y. Doğan Çetinkaya, 1908 Osmanlı Boykotu: Bir Toplumsal Hareketin Analizi,


İstanbul: lletişim Yayınlan, 2004; Y. Doğan Çetinkaya, Osmanlıyı Müslüman­
laştırmak: Kitle Siyaseti, Toplumsal Sınıflar, Boykotlar ve Milli iktisat (1 909-
1 914), İstanbul: lletişim Yayınlan, 2015.
7 Murat Belge, "Türkiye'de Sosyalizm Tarihinin Ana Çizgileri", Modem Türki­
ye'de Siyasi Düşünce, cilt 8: Sol, ed. Murat Gültekingil, İstanbul: lletişim Ya­
yınlan, 2007, s. 19-48. Metin Çulhaoğlu, "Türkiye'de Marksizm: Yapılabilecek
Olup da Yapılmayan Nedir?" Modem Türkiye'de Siyasi Düşünce, Sol, cilt 8, ed.
Murat Gültekingil, lstanbul: iletişim Yayınlan, 2007, s. 68-72.

18
ri olan ikincil kaynaklardan ve literatürden bir sonuç çıkarı­
yorlar haliyle. Bu literatürdeki temel anlatıya göre sosyalizm
ve Marksizmin Osmanlı toplumu ve entelektüel dünyası ile
çok bir ilgisi olamamıştı. Sosyalist olarak bulunabilecek ki­
şi ve örgütler aslında milliyetçilik başlığı altında ele alınma­
lıydılar. Zaten Müslüman ve Türkler söz konusu olduğun­
da "devleti kurtarmak" herhangi bir aydın için tek düşünsel
seçenekti. Tek aktör olarak devletin olduğu bu tabloda me­
mur zihniyeti/kafası Tanzimat ile yukarıdan aşağıya başla­
yan modernleşmenin Osmanlı sürümünde zaten başka bir
seçeneğe de imkan tanımıyordu.
Ne iyi ki yine son yıllarda Erken Modemite ( 1 7. ve 18.
yüzyıllar) denilen yani kapitalizm ve modem devletin or­
taya çıktığı çağ üzerine yapılan çalışmalar gerek iktisadi ve
toplumsal olarak gerekse de düşünce tarihi açısından Tan­
zimat'ı da bir açıdan Osmanlı'nın geçirdiği dönüşümde bir
sonuç olarak okuyabilme olanağı sunuyor. Hem seçkinlerin
zaviyesinden hem aşağıdan yaşanan bir toplumsal süreç ola­
rak. Bundan dolayı ikincil literatür üzerinden beylik sonuç­
lar çıkaran entelektüel çevreler bu yeni çalışmalara bir göz
gezdirirlerse Türkiye tarihinin Tanzimat ile özdeşleştirilen
yukarıdan aşağıya seçkinci bir projeye indirgenemeyeceğini
görme imkanı bulacaklardır.
Bu noktada sosyal tarih üzerine yapılmış sayısız çalışma­
yı gözönünde bulundurarak sadede gelelim. Sol düşünce ve
sosyalizmin milliyetçi muhafazakar söylemin temel iddiasın­
da olduğu gibi bu topraklara yabancı, dolayısıyla köksüz ol­
duğu iddia edilir yaygın olarak. Her ne kadar bu olgusal ola­
rak yanlışsa da Osmanlı lmparatorluğu'nun mütemmim cü­
zü ve yerlisi olan gayrimüslim cemaatten kişilerin düşün­
ce ve örgütlerinin Osmanlı bağlamında yabancı, azınlık ve­
ya Müslüman/Türklerden yalıtık olduğunu varsayarak onları
resmin dışında tutan anlayış milliyetçi literatürün dışında da
19
yaygındır. Milli iktisat ideolojisinin bir bakiyesidir. Bu iddia
Osmanlı'da sosyalist düşüncenin olmadığını ve hatta temel­
siz ve köksüz olduğunu bu "yabancı" olarak görülen unsur­
lara münhasır olmasıyla da bağlantılandınr.
Batı'da yaşanan modernleşmenin Türkiye'de toplumsal ola­
rak yaşanmadığı iddiasını ileri süren literatür büyük oranda
sol-sosyalist düşüncenin ortaya çık(a)madığı, bir iki örnek
varsa onların da savundukları ideolojinin içeriğine çok vakıf
olunmayan çevirilerden ibaret olduğu, kişi ve örgütlerin sa­
vundukları ideolojiden bihaber aktörlerden oluştuğu gibi bir­
çok varsayım ile dolup taşar. Bundan dolayı onları sosyalist
olmaktan çok başka bazı ideolojiler ile tanımlamak gerekti­
ği tekrarlanır durur. Tabii bu iddia ve tartışmaların en büyük
özelliklerinin kaynaksızlık olduğunu not etmek gerekir.

Milliyetçilik ve liberalizm
Gerek gayrimüslim kişi ve örgütler gerekse de Müslüman/
Türk şahsiyetler olsun sosyalistlerin aslında aynı zaman­
da ya da daha çok milliyetçi ya da liberal olduğu iddia edi­
lir. Yakın zamanlarda doğan ve kitleselleşen milliyetçilik ve
sosyalizmin de kendi tarihleri ve o tarih içerisinde farklı dö­
nem, biçim ve akımları vardır. Bu nedenledir ki dünyanın
farklı ülkelerinde sosyalizm, Marksizm ve milliyetçilik ara­
sında hem ideolojik ama özellikle siyasal hareket olarak iç
içe geçmeler, etkilenmeler ve çatışmalar farklı biçimlerde or­
taya çıkmıştır. Nitekim belki de tarihsel süreçte iç içe geç­
mişliklerinin bir gereği olarak her dönem sosyalist ve Mark­
sist aydınlar için milliyetçilik cebelleşilmesi gereken bir
mevzu olagelmiştir.8 Ancak daha önce de bir yerde değin-

8 Horace B. Davis, Sosyalizm ve Ulusallık, lstanbul: Belge Yayınlan, 1991; Can


Kakışım, Sınıf. Etnisite ve Kimlik: Sosyalist Paradigmanın Evrimi, lstanbul: lle­
tişim Yayınlan, 2016.

20
diğimiz gibi bu olgu Türkiye sol tarihi çalışmalanna ket vu­
ran ve sosyalist söylem kazındığında aslında altından mutla­
ka milliyetçilik çıkacağına dair bir hurafenin peyda olması­
na neden olmuş ve bu anlamda en temel bilgilerin ortaya çı­
kışını içinde yaşadığımız döneme bırakmasına yol açmıştır.9
Bu konu üzerine 1995 yılında Türkçesi yayımlanmış olan
Osmanlı lmparatorluğu'nda Sosyalizm ve Milliyetçilik (1876-
1923) adlı yine çok değerli bir derleme buna güzel bir örnek
teşkil eder.10 Aslında derleyenlerden Zürcher giriş yazısın­
da milliyetçilik sorununun evrensel olarak solun tarihinin
bir parçası olduğunu belirtse ve farklı cemaatlerde ortaya çı­
kan sosyalist hareketlerin ortaklıklannı vurgulayarak bunla­
nn herhangi bir ulusal tarihin bir aşaması olarak okunma­
ması gerektiğini hatırlatsa da bütünü itibanyla kitap yukan­
da bahsettiğim tahribattan azade kalamamıştır.
Diğer yandan mevcut literatüre göre kendisini sosyalist
olarak tanımlayan kişi ve örgütler milliyetçi değillerse o za­
man da muhtemelen savunduklan düşüncenin temel pren­
sip ve akidelerinden bihaber kişilerdir. Ya da milliyetçi de­
ğillerse o zaman bir "liberal" olduklanna dair absürt iddia
ile karşılaşınz. Evet, doğru okudunuz, kendilerinin muanz
olarak gördükleri liberalizm. Bunlann dışında bu makalenin
yazılma sebeplerinden olan son iddiaya da gelebiliriz. O da
Osmanlı'da sosyalist düşünce tespit edilirse de bunun gayri­
müslim cemaatlere has olacağı düşüncesidir. Bütün bu yar­
gılann çoğunun atfedildiği çevre iştirak çevresi olduğu için
başta yazdığım gibi oradan örnekler seçerek hikayemize de­
vam edeceğim.

9 Bu paragraftaki iddialara dair farklı örnekler için bkz. Y. Doğan Çetinkaya ve


M. Görkem Doğan, "TKP'nin Sosyalizmi (1920-1990)", Modem Türkiye'dc Si­
yasi Düşünce, Sol, cilt 8, ed. Murat Gültekingil, İstanbul: lletişim Yayınları,
2007, s. 276.
10 Mete Tunçay ve Erikjan Zürcher (der.), Osmanlı lmparatorlugu'nda Sosyalizm
ve Milliyetçililı (1876-1 923), İstanbul: lletişim Yayınlan, 1995.
21
Kavramlar
ve tanımlar
Akademik literatür söz ko­
nusu olduğunda sosyaliz­
me, kapitalizme, sınıfa dair
tespit yapılırken kullanılan
kavramlardan neyin kaste­
dildiği birkaç istisna dışında
genellikle belirtilmez. An­
cak kavram tartışması me­
selenin özünü teşkil eder.
Osmanlı'da ve erken dönem
Cumhuriyet Türkiye'sin­
iştirak dergisinin 26 Şubat 1910 tarihli de sosyalist düşüncenin ve
ilk sayısı. userbest lzmir
ve iştirak Marksizmin ortaya çıkma­
gazeteleri müdürü Hüseyin Hilmi Bey."
ması herhangi bir toplumsal
tabana sahip olmaması ile açıklanır. Bundan dolayı eğer birta­
kım sosyalistler ortaya çıkmış ise bunlar marjinal fikri arayış­
lardır. Burada söylenmek istenen Osmanlı lmparatorluğu'nda
bir sanayi devriminin gerçekleşmemiş olduğu için ciddiye alı­
nabilecek miktarda bir işçi sınıfının ortaya çıkmadığıdır. Bu­
nu en özlü şekilde ifade eden Hilmi Ziya Ülken'in de dediği
gibi büyük endüstri yoksa sosyalist düşünce hayali sayılmalı­
dır.1 1 Yani sanayi yoksa bir emek-sermaye çelişkisi de olamaz­
dı. O olmadığı için sosyalist bir düşünce, ideoloji ve hareket
de doğal olarak ortaya çıkamayacaku literatüre göre. Geniş­
çe olan bu literatürün içinde bu alana çokça emek vermiş Me­
te Tunçay'ın önemli eseri Türkiye'de Sol Akımlar da özellikle
11 Hilmi Ziya Ülken, Tarkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, lstanbul: Ülken Yayın­
lan, 1992, s. 206-207. Ülken gibi daha birçok ilgili çalışmada benzer iddiaları
tespit etmek mıimkıindıir. Aclan Sayılgan, Rıza Tevfik, Feroz Ahmad, Muzaf­
fer Sencer, Fethi Tevetoğlu, llhan Darendelioğlu gibi farklı örneklerden alıntı­
lar için birinci dipnottaki yazılanına bakılabilir.

22
Müslüman!fürk unsur içinde ortaya çıkan sosyalist hareket­
lerin daha ziyade liberal olduklannı söylemiştir.12
Elbette Çulhaoğlu'nun da yazısında haklı olarak işaret ettiği
gibi ideolojileri doğrudan bir sınıfa ve toplumsal bağlama ke­
netleyen bir indirgeme çok doğru değildir. İdeoloji ve fikirle­
rin bağımsız özerk bir alanı elbette vardır. Hatta dahası insan­
lann kimlikleri ve ideolojik tercihleri tutarlı ve tekçi bir yapı
arz etmek zorunda da değildir. Düşünce tarihinde Osmanlıcı­
lık, İslamcılık, Türkçülük, Batıcılık gibi tanımlanan akım ve
kategorilerin birtakım şahsiyetlerde ya da politik örgütlerde
münhasıran bulunmadığını, hepsinin belli bir karmaşa içinde
birlikte bulunabileceğini hala anlatmaya çalışıyoruz.
Ancak bu böyle söylendiğinde ve doğrudan tek yönlü bir
belirlenme ilişkisine mesafeli durulsa dahi siyasal akımla­
nn hiçbir toplumsal bağlamı olmadığı da iddia edilemez. lf­
rat ile tefrit arasında bir denge şarttır. Bugünkü araştırma­
lar Osmanlı örneğinde Marksizmin ortaya çıkışının biraz­
dan anlatılacağı gibi 20. yüzyıl başı sınıf hareketiyle doğru­
dan bağlantısı olduğunu göstermektedir. Türkiye üzerine
olan tarihyazımının önemli bir bölümünde tartışılmadan ve
açıklanmadan kabul edilen bir kapitalizm tanımı vardır. O
da kapitalizmin sanayiden ibaret olduğu görüşüdür. Genel­
de Marksizmi indirgemeci bir okul olarak görenlerin yaptığı
bu teknoloji indirgemeci bakış açısı kavramın belli bir tanı­
mına dayanır. Elbette bu, bir tercihtir ama kötü indirgeme­
ciliğin güzide bir örneğidir. Daha önce bu hususa Osman­
lı'da işçi sınıfının ortaya çıkışı bağlamında değindiğim ve bu
kısa yazının konusu o olmadığı için burada sadece vurgula­
yarak geçiyorum.13
12 Mete Tunçay, Türkiye'de Sol Akımlar-1 (1 908-1 925), İstanbul: BDS Yayınlan,
1991 [5. basım, tletişim Yayınlan, 2009) .
13 Bilimsel faaliyetin her türünün gerçek dünyanın kelimelere daha doğrusu kav­
ramlara indirgenmesi olduğunu düşündüğüm için asıl sorunu bunun "iyi" ve­
ya "kötü" yapıldığına ilişkin olarak görüyorum.

23
Ülken ve diğerlerinin bakış açısının dışında kapitalizm ve
sınıf hareketi için sanayi ve teknolojinin gelişmişlik seviye­
si yerine üretim ilişkilerinin dönüşmesine de odaklanılabi­
lir.14 Zira proleterleşme teknolojik gelişmelerin bir sonucu
değil, emekçilerin üretim araçlarının mülkiyeti ve kontrolü­
nü kaybetmesi ile piyasada emek gücünü satarak geçinmek
zorunda kalmaya başlaması, kendisine, emeğine ve emeği­
nin ürününe yabancılaşması ve yedek işgücü ordusu işsizle­
rin ortaya çıkması, meta üretiminin genelleşmesi ve özellik­
le emek gücünün metalaşması, iktisadi sömürü ve siyasi zor
aygıtının ayrışması ile de ilişkilidir. Avrupa'da olduğu gibi
Osmanlı'da da hem kapitalizmin ve sınıf hareketinin ortaya
çıkışı hem de sosyalist düşüncenin farklı damarlarının geli­
şimi sanayi öncesinde ve dışında gelişmiştir. 15

Sınıf hareketi ve sosyalizm


Osmanlı lmparatorluğu'nda işçi hareketleri 19. yüzyılın ikin­
ci yansından itibaren yaygınlık kazanmaya başlar. Ancak ön­
cesi ve sonrasıyla ikinci dalga işçi hareketleri olarak kabul
14 Birinci dipnotta andığım isimler dışında yeni çalışmalarda da benzer iddialar
belirmeye devam ediyor. Örneğin iştirak çevresi üzerine en büyük emekler­
den bir tanesini vermiş olan değerli Selçuk Gürsoy kaynak derlemesinin ba­
şına yazdığı giriş bölümünün ilk cümlesinde "işçi sınıfı ve sosyalizm, Sanayi
Devrimi'nin ürünüdür," diye yazmıştır. Oysa işçi sınıfı ve sosyalizm kapitaliz­
min bir ürünüdür. Yine kapitalizmin bir ürünü ve sonucu olan Sanayi Devri­
mi'nin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasından önce gelişmişti işçi sınıfı, işçi sı­
nıfı hareketi ve sosyalist ideolojinin farklı türleri. Selçuk Gürsoy, "Sanayi Dev­
rimi'nden Birinci Dünya Savaşı'na Kadar Sosyalizm ve işçi Hareketleri", Os­
manlı Sosyalist Fırkası ve Yayınlan, s. 27.
15 Bu konuyu iki ayrı yazıda tartışmıştım: Y. Doğan Çetinkaya, "Sefaletten ihya­
ya: Türkiye işçi Sınıfı Tarihi, E.P. Thompson ve Yeni Kuşak Çalışmalar", Tan­
zimat'tan Günümüze Türkiye iş çi Sınıfı Tarihi 1839-2014: Yeni Yaklaşımlar, Ye­
ni Alanlar, Yeni Sorular, haz. Y. Doğan Çetinkaya ve Mehmet ô. Alkan, lstan­
bul: Tarih Vakfı Yun Yayınlan, 2015; Y. Doğan Çetinkaya, "Türkiye'de işçi Sı­
nıfı, Tarihyazımı ve Sınıf Bilinci", Tanzimat'tan Günümüze Türkiye işçi Sınıfı
Tarihi 1839-2014: Yeni Yaklaşımlar, Yeni Alanlar, Yeni Sorular, haz. Y. Doğan
Çetinkaya ve Mehmet ô. Alkan, lstanbul: Tarih Vakfı Yun Yayınlan, 2015.

24
edebileceğimiz 1908 Devrimi dönemi grev dalgası önemli bir
kırılma noktasıdır. Birinci dalga toplumsal hareketlilik 19.
yüzyılın son yıllarında özellikle gayrimüslim cemaatler için­
de sosyalist ve Marksist düşünce, hareket ve politik organi­
zasyonların ortaya çıkması ile çakışırken, 1908 sonrasında
özellikle Müslümanffürk unsur içinde de sosyalist düşün­
cenin bir damar olarak temayüz ettiğini görüyoruz. Yukarı­
da andığım derleme Yahudi, Rum, Ermeni, Bulgar, Makedon
toplulukların içinde ortaya çıkan sosyalist hareketler üzerine
o güne kadar bilinenleri bir araya getirmişti. Bunlarda dahi
Müslümanffürk unsurun bir şekilde harekete dahil olduğu
bilgisi kırıntı olarak vardı. Yine Marksizme ilişkin kavram,
kişi ve literatürün de bu hareketler çerçevesinde ortaya çık­
tığını görmek mümkün.16 Ama artık özellikle okumakta ol­
duğunuz derlemeye de katkıda bulunan 1. Arda Odabaşı'nın
çalışmalarıyla 1908 öncesinden itibaren Müslümanffürk ay­
dınların sosyalist düşünce ve hareketle tanıştıklarını biliyo­
ruz. Yine 1 908 Devrimi'nin hemen sonrasında sosyalist dü­
şüncenin taraftan ve eylemcisi Müslümanffürk aydınların
hakim örgütlerin yayınlarından dahi takip edilebilecek bir et­
kinliğe ulaştıklarını da görebiliyoruz.17
1 908 Devrimi modern Türkiye tarihinin en önemli grev
dalgasına ve işçi hareketliliğine de kapı açmıştı. Bu hare­
ketlilik kısa bir zamanda hem işçi örgütlenmesi konusun­
da hem de sosyalist ideolojik yayın ve örgütlenme faaliyetle­
ri açısından da bir canlanmaya yol açacaktı. 1908'den sonra
hem Meclis-i Mebusan'a sosyalist mebuslar girecek ve bun­
lar yoğun bir siyasi faaliyet yürütecekler hem de impara­
torluğun farklı yerlerinde sosyalist neşriyat ortaya çıkacak-

16 Mete Tunçay ve Erikjan Zürcher (der.) , Osmanlı lmparatorlugu'nda Sosyalizm


(1876-1 923), İstanbul: iletişim Yayınlan, 1995.
ve Milliyetçilik
17 l. Arda Odabaşı'nın bu konudaki çeşitli yazılan için bkz. l. Arda Odabaşı, il.
Meşrutiyet Basınında Halkçılık, Köycülük, Sosyalizm, İstanbul: Dergll.h, 2015.
25
tı. Meclis konuşmaları ve faaliyetleri günlük Osmanlı bası­
nı aracılığıyla yakından takip edilebiliyordu. Meclis'te farklı
cemaatlerden ve etnik/din/dil gruplarından gelen bu sosya­
list mebuslar çok farklı konularda etkili konuşmalar yapmış,
sorunlara çözüm önerileri getirmişlerdi. Yine Selanik İşçi
Federasyonu gibi örgütler grev dalgası ile eş zamanlı olarak
ortaya çıkıyor ve gelişiyordu. Bu siyasal ve toplumsal ortam­
da farklı cemaatlerden işçiler benzer platform ve alanlarda
mücadele yürütürken bu mücadelelerle ilişki içinde bulu­
nan sosyalistler de birbirleriyle temas içinde siyasi mücade­
lelerini geliştiriyorlardı. Bunun yanında Osmanlı İmparator­
luğu'nun bazı bölgelerinde en etkili örgütler Osmanlı sosya­
listlerinin kurduğu siyasal partilerdi. Örneğin Van başta ol­
mak üzere doğuda Vilayat-ı Sitte'de en örgütlü ve güçlü ör­
gütler Taşnaklar ve Hınçaklar başta olmak üzere Ermenile­
rin kurdukları sosyalist ve Marksist siyasal partilerdi. İtti­
hat ve Terakki Cemiyeti gibi imparatorluğu yöneten örgüt­
lerin onlarla birlikte hareket etmek, ittifak yapmak ve mü­
zakerede bulunmaktan başka yapacakları bir şeyleri yoktu
1 9 1 5'e kadar. İmparatorluğun batısında ise Vilayat-ı Sela­
se (Selanik, Kosova ve Manastır) başta olmak üzere Balkan­
lar'daki birçok yerde sosyalizmden derinden etkilenmiş ör­
gütler önemli bir örgütlülüğe sahipti. Bunlar, İç Makedon
Devrimci Örgütü (VMRO) başta olmak üzere yine ana akım
siyasette de etkin olacak kadar sosyal ve politik güce sahip­
ti. Bu bağlamda Osmanlı'da bırakalım sosyalizmi solun dahi
önemsiz olduğunu iddia eden ve genelde solu milliyetçilik­
le malul olmak ile itham edenlerin bu yargılan tarihe ulus­
devletleri temel alarak geriye doğru okuyan en bayağı milli­
yetçi bakış açısından başka bir şey değildir. Bu noktada ya­
ni 1 908'in hemen öncesinde ve sonrasında bu sürece dahil
olan Müslüman/Türkler için Odabaşı'nın andığım çalışması­
na bakmak faydalı olacaktır.
26
Osküp'te 1 9 1 0 Efrenci Mayıs Bir'de sosyalist bayramı.

1910
1 9 1 0 bu süreçte önemli bir yıl oldu. 1 9 1 0 yılında Hüse­
yin Rahmi'nin makalenin başında alıntı yaptığım ünlü eseri
Kuyruhluyıldız Altında Bir izdivaç da Sabah gazetesinde tefri­
ka edilmeye başlamıştı. Bu çokça okunan romanda Hüseyin
Rahmi sadece sosyalistlerden ve anarşistlerden bahsetmek­
le kalmıyor o zamanın sosyalist yayınlarında çokça rastlanı­
lacak kuvvetli olanın haklı olduğu meselesini de işliyordu.18
Yine aşağıda değindiğim lştirah'te yayımlanan "Sosyalistli­
ğin Atisi"19 başlıklı makalenin de esinlendiği Georges Tour-
18 Hüseyin Rahmi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir izdivaç, İstanbul: Mihran Matbaa-
sı, 1328, s. 88. Anarşistlere auf yaptığı paragraf için kitabın 103. sayfasının son
paragrafına bakılabilir.
19 Bu makalenin bir sonraki dipnottaki kitaptan alındığını ilk tespit eden ve do­
layısıyla bu ve benzeri sosyalizm hakkında lştirah'te çıkan makalelerin Baha
Tevfik tarafından yazılmadığını ilk söyleyen bu kitaba da katkıda bulunmuş
olan Mehmet ô. Alkan'dır: Mehmet ô. Alkan, "Baha Tevfik ve lştirah'teki im­
zasız Yazılan", Tarih ve Toplum, no. 83, Kasım 1990, s. 7. Ancak hemen be­
lirtelim "Sosyalizmin Atisi" başlıklı bir bolüm Tournaire'den yapılan çeviri­
de varsa da lştirah'teki makale benzer temalan işlese de başka bir yazıdır. Za­
ten makale okunduğunda Toumaire'nin yazmayacağı Osmanlı'dan çokça ör-

27
naire'nin Le Socialisme Notions Elementaires20 adlı Fransız­
ca aslı 1909'da yayımlanmış olan kitabı Sosyalizm başlığıyla
Haydar Rıfat tarafından Türkçeye çevrilerek 1910'da yayım­
lanıyordu.21 Bu konu üzerine yazan ve bu kitaba ayrıntı ver­
mese de çokça atıf yapan literatürün bu kitabın özgün biçi­
mini ve yazarının gerçek adını merak edip bulmamış olma­
sı çok ilginçtir. Bu kitabın ardından iştirak çevresi de ken­
di süreli yayınlan yasaklandıktan hemen sonra kitapçıklar
yayımlamak için bir Osmanlı Sosyalist Fırkası Kütüphanesi
oluşturma karan almış ve bu çerçevede 191 1 yılında Doktor
Refik Nevzat'ın kitapta her alan kendi ifadesiyle biraz Fran­
sızca eserlerden tercüme biraz da telif olarak yazdığı Sosya­
lizm ve Rehber-i Amele yayımlanır.22
1909 yılında lstanbul'da kurulan Türkiye Sosyalist Merke­
zi etrafında kümelenen ağırlığını Rumların oluşturduğu sos­
yalistler de Haziran 1 9 1 0'da yayın organları O Ergatis'i çı-
nek ve gönderme vardır. Bu kitaptan doğrudan alınıp bazı küçük değişiklikler
ve çıkarmalarla yayımlanan makale lştirak in 1 5. sayısında yayımlanan "Sos­
'

yalistlik Nasıl Teessüs Edecek" başlıklı yazı idi. Bu makale Toumaire'nin kita­
bının ikinci bölümünün (Sosyalizm Niçin Teessüs Edecek) kimi değişiklik ve
çıkarmalarla birlikte 25. sayfasının sonuna kadar olan kısmıydı.
20 Georges Tournaire, Le Socialisme Notions Elemrntaires, Paris: Yazann kendi
yayını, 1 909. Bu kitabı Osmanlı'da sosyalizm üzerine yazan kimse merak et­
mediği için bugüne kadar hem yazannın adı hem de kitabın adı genelde yan­
lış ve eksik yazılagelmiştir.
21 Georges Tournaire, Sosyalizm, Dersaadet: Kütüphane-i lslam ve Askeri, Mat­
baa-i Hayriye ve Şürekası, 1326.
22 Doktor Refik Nevzad, Sosyalizm ve Rehber-i Amele, Ankara: Ankara Vilayet
Matbaası, 1327. Yine literatürde ilginç bir durum bu kitaba ilişkindir. Bu kitap
yaklaşık 9 sene sonra 1920 yılında Sosyal Demokrat Fırkası Reisi Hasan Rı­
za tarafından kendi adıyla yayımlanmıştır. Bu risaleyi ilk olarak Zafer Toprak
Toplum ve Bilim dergisinde yayımlamış, Mete Tunçay da kitabının belgeler bö­
lümüne onu aynen almıştır. Ancak 1920 yılında mukaddimesi yani girişinde
kitabı kendi yazdığını söyleyen Hasan Rıza'nın bu risalesi 1 9 1 1 yılında Doktor
Refik Nevzad'ın yayımladığı kitabın aynısıdır. Ancak bu iki eseri farklı yazar­
lar altında kitabının belgeler kısmına koyan Tunçay ne kitabında ne belgeler
kısmında buna dair herhangi bir bilgi notu düşmemiştir. Mete Tunçay, Tür­
kiye'de Sol Akımlar-1 (1 908-1 925), Belgeler 2, İstanbul: BDS Yayınlan, 199 1 , s.
38-60 ve 1 28-H-O.

28
karmaya başlarlar. Bu elbette ilk kez ortaya çıkan bir hareket
ya da yayın değildi. Bu tarihte çokça sosyalist yayın bulmak
mümkündü. Örneğin Bulgar "dar" sosyalistlerinin katkısıy­
la yayımlanan Rabotniçeska lskra (işçi Kıvılcımı) gazetesini
de zikretmekle yetineyim. Ancak Stefo Benlisoy'un çalışma­
lan Odabaşı'nın Selanik'te anlattığı sürecin İstanbul boyutu
üzerine bize önemli bir aynntı vermesi dolayısıyla önemli.
Benlisoy Selanik lşçi Federasyonu lideri Avram Benaroya'ya
atıfla O Ergatis çıkarken Bulgar, Rum, Yahudi ve Türk sos­
yalistlerin birlikte lstanbul'da bir kümelenme ortaya çıkar­
dıklarını yazar. Rumlar O Ergatis i çıkarırken Yahudiler ga­
'

zetenin Ladino versiyonunu, Müslüman/Türkler ise iştirak


dergisini yayımlamaya başlarlar. Hatta bu yayınlar çıkarken
bütün bu çevrelerin Galata Yüksekkaldınm'da ortak yaptığı
toplantılar ciddi bir önemi haizdir.23 Elbette burada cemaat­
ler arasında mutlak sınırlar yok. Hem Türkiye Sosyalist Mer­
kezi çevresinde hem de iştirak ve onların kurduğu Osmanlı
Sosyalist Fırkası çevresinde birçok cemaatten unsur önemli
mevkilerde etkili olur.
Başta da belirttiğim gibi literatür meseleye "ne kadar sana­
yi o kadar işçi, o kadar sosyalizm" yaklaşımı ile giriştiği ve
işçiden de sadece belli bir bilinç seviyesine ulaşmış mavi ya­
kalı sanayi işçisini anladığı için bu çevrenin yayınlan hak­
kıyla incelenmemiştir. Oysa bu çevre Osmanlı'da işçi hare­
ketiyle doğrudan bağlantılı olan önemli bir Müslüman/Türk
sosyalist örgütlenme ve yayın faaliyeti çabasıdır.
Onlara geçmeden önce yine belirtilmesi gereken bir hu­
sus Karl Marx'ın adının Osmanlı Türkçe basında çok da­
ha önceden çıktığıdır. Türkiye'de sosyalizmin tarihyazımı-
23 Stefo Benlisoy, "O Ergaıis Gazetesi ve Türkiye Sosyalist Merkezi " , Tanzi­
mat'ıan Günümüze Türkiye işçi Sınıfı Tarihi 1 839-201 4: Yeni Yaklaşımlar, Yeni
Alanlar, Yeni Sorular, haz. Y. Doğan Çetinkaya ve Mehmet ô. Alkan, İstanbul:
Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, 2015; Stefo Btnlisoy, lsıanbul'un Irgatlan: il. Meş­
rutiytt'te Sosyalist Bir işçi Ôrgütü, İstanbul: lstos, 2018.
29
nın büyük emektarı Kerim Sadi'nin24 bulup bizlere ulaştırdı­
ğı bu yazı Marx'tan yapılan bir çeviridir ve 1871 yılında Ha­
kayik-ul Vakayi gazetesinde yayımlanmıştır.25 Daha sonra
Marx'ın adı çeşitli bağlamlarda Türkçe gazetelerde çıkmaya
devam da eder. Yine ilginçtir bir aydının bir kavram veya ke­
lime ile karşılaştığında ilk yapacağı şeyin bir sözlüğe danış­
mak olacağı genellikle sosyalizm üzerine yapılan araştırma­
larda akıl edilememiştir. Oysa sosyalizm kelimesinin ve Karl
Marx'ın Osmanlıca sözlüklere ne zaman girdiği de kavramın
Osmanlı'da ne zamanlarda ortaya çıktığı ve yaygınlık kazan­
dığına ilişkin önemli bir göstergedir. Redhouse 1856'da yer
vermediği sosyalizm ve komünizm kelimelerini ünlü sözlü­
ğünün 1861 yılındaki baskısında "iştirak" kelimesi ile kar­
şılamıştı.26 Socialism için "kaffe-i emvalin müştereken tasar­
ruf olunması usulü ve kavli" ,27 socialist kelimesi için de "iş­
tirak-i emval usulünün kavlen veya fiilen taraftan"28 açıkla­
ması getiriliyordu. Communism kelimesi için yine "iştirak-i
emval usulü" denilirken Communist kelimesi için "Emvalin
ve bazen dahi ezvacin ve etfalin29 müşterek tutulması usu-

24 Kerim Sadi için bkz. Y. Doğan Çetinkaya ve Kerem Ünüvar, "Kerim Sadi: in­
sanlığın Büyük Müdafii" , Türkiye Solundan Portreler, ed. Emir Ali Türkmen ve
Ümit Ôzger, Ankara: Dipnot Yayınevi, 2016.
25 Kerim Sadi, Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı, istanbul: lletişim Yayınlan,
1994, s. 22-24.
26 ]. W. Redhouse, An English and Turkish Dictionary, Londra: Bemard Quarit­
ch, 1856; 1861 baskısını göremediğim için 1861 baskına dair bilgileri Ertuğ­
rul Cesur'dan alıyorum: Ertuğrul Cesur, "Osmanlı Dönemi Sosyalizm Tartış­
malan ve 'iştirak' Kavramı", Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, cilt 5, sayı 3, 2017, s. 867.
27 1880 baskısında "kavli" kelimesini kaldırmış sadece usulü sözünü tutmuştur:
"Kaffe-i emvalin müştereken tasarruf olunması usulü", j.W. Redhouse, Red­
house's Turkish Dictionary, Londra: Bemard Quaritch, 1 880 , s. 301 . 1 884 bas­
kısında "kavli" kelimesi tekrar aynı şekilde girmiştir, ]. W. Redhouse, A Lexi­
con, English and Turkish, Constantinople: A.H. Boyajian, 1884, s. 695.
28 1880 baskısında "iştirak-i emvalin usulü tarafdan", s. 301 . 1884 baskısında
tekrar "kavlen veya fiilen" kelimeleri eklenmiştir, s. 695.
29 Zevceler ve çocuklar.

30
lüne rağbet eden kimse" açıklaması veriliyordu.30 Bu ara­
da Türkçeden İngilizceye bölümlerinde "iştirak" kelimesi­
nin karşılığı olarak sosyalizm ya da komünizm'den bahset­
miyordu. Bu da elbette bu yıllarda Osmanlı'da iştirak keli­
mesinin bu anlamda yaygın olarak kullanılmaması ile ilgi­
liydi. Ancak önemli bir nokta Batı'da da olduğu gibi Osman­
lıca sosyalizm tartışmalarının önemli başlıklardan bir tane­
si olan "kadınların" da eşyalar gibi ortak olacağı tartışması
Türkçenin en önemli sözlüklerinden bir tanesinde 186l'de
ifade edilmiş oluyordu. Şemsettin Sami de Kamus-ı Türhi ad­
lı sözlüğünde iştirak kelimesi ile sosyalizm ya da komünizm
kelimelerini eşleştirmemiştir. Sosyalizm kavramına da söz­
lüğünde benzer nedenlerle olsa gerek yer vermemiştir. An­
cak Fransızca sözlüklerinde Socialisme'nin karşılığını "Bey­
nelnas bir cemiyet ve iştirak-ı umumi teşkiliyle ahval-i ale­
mi ve hususiyle mülk ve servet-i maddelerini başka bir sure­
te ifrağ etmek maksadıyla müteşekkil bir tarik ve cemiyet-i
mahsusa" olarak veriyordu. Socialiste ise "Cemiyet-i beşeri­
yenin ve bilhassa mülk ve servet usulünün büsbütün tebdi­
liyle bir kalıb-ı ahire ifrağı maksadıyla müesses olan sosya­
lism tarik ve cemiyetine mensup ve dahil adam" olarak açık­
lanıyordu.31 Ya da bir başka sözlüğünde ise karşılıkları kısa­
ca "lştirakiyyun" ve bugün kullanıldığı gibi "sosyalizm/sos­
yalist" olarak veriyordu.32
Şemsettin Sami'nin Kamus-ı Türki'de yer vermese de Fran­
sızca sözlüklerinde sosyalizmi açıklamaması düşünülemezdi
zira kendisi kavrama ilişkin bir tartışmaya dört yıl önce Os­
manlı basınında katılmıştı. 10 Haziran 1878 tarihinde kendi

30 ]. W. Redhouse, A Lexicon, English and Turhish, Constantinople: A.H. Boyaji­


an, 1884, s. 1 57.
31 Ş. Sami, Kamus-ı Fransevi Fransızcadan Türkçeye Lugat, İstanbul: Mihran Mat­
baası, 1 299 [ 1882 ) , s. 1458.
32 Ş. Sami, Resimli Kamus-ı Fransevi Fransızcadan Türkçeye Lugat Kitabı, İstan­
bul: Mihran Matbaası, 1318 [3. baskı) , s. 201 1 .

31
çıkardığı Tercüman-ı Şark'ta yazdığı ve "Sosyalizm - lştirak-i
Emval" başlıklı bir başmakalede bu kavrama dair bir tartışma
yürütmüştü.33 Şemsettin Sami makalesine sosyalizm ve ko­
münizm kelimelerine Osmanlı basınında artık çokça rastla­
nıldığının altını çizerek başlamıştır ki okumakta olduğunuz
makalenin temel iddiası için bu bilgi mühimdir. Hatta Şem­
settin Sami bu yazılar sonrası iki kavram için yaygın olarak
yazılan yazılar ile "umumun malumu" olmuştur diyor. Da­
ha sonra bu iki kavramın muhteviyatlannın tam olarak bi­
linmediğinden şikayet ederek bir tanımlama ve sosyalizm ile
komünizm arasında bir aynın yapmaya çalışmıştır. Zira ken­
disi sosyalizm ile komünizm kavramlarının sadece farklı de­
ğil aynı zamanda karşıt olduğunu düşünmektedir. Şemset­
tin Sami başmakalesinde sosyalizme sahip çıkarak onun "iş­
tirak-i emval" olarak nitelendirilmesinin haksızlık olduğu­
nu iddia etmiştir. Böylece hem Redhouse'un yaptığı çeviriye
hem de onun o sıralardaki yaygınlaşmasına karşı çıkmıştır.
Kendi sözlüğünde de iştirak-i emval'i karşılık olarak sadece
komünizm için vermiştir: "communisme: lştirak-i emval ve
emlak fikr ve mezheb-i medenisi; communiste: lştirak-i em­
val ve emlak fikr ve mezheb-i medeniyesinde bulunan adam,
lştirakiyyun. "34 llginç olan sosyalizm ve komünizmin farklı
olmasından öte karşıt olduğunu iddia eden Sami ikisine ta­
raftar olanlara Osmanlıca karşılık olarak "iştirakiyyun" keli­
mesini vermiştir. Yani aynı kelimeyi. Aynca bunların tarafta­
n bir adam yani bir erkek olabiliyordu sadece.
1871 Paris Komünü sonrası Osmanlı basınında yapılan
tartışmaları da hatırlatacak şekilde makalesinde sözü yine
Komüne getiren Şemsettin Sami Almanya Sosyalist İşçi Par­
tisi'nin Gotha Programı'na sahip çıkmış ve sosyalizmin bir

33 Kerim Sadi, Türhiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı, s. 103- 1 10.


34 Ş. Sami, Kamus-ı Fransevi Fransızcadan Türkçeye Lugat, s. 380. Resimli kamu­
sunda ise komünizme yer vermemiştir.

32
kurtuluş yolu olduğunu vurgulamıştır. Şemsettin Sami 23
sene sonra yayımladığı Türkçe sözlüğünde sosyalizm kavra­
mına yer vermese de 1870'li yıllarda bu iki kavramın aydın­
lar arasında dolaşıma girdiği ve Osmanlı basınında tartışıl­
dığı aşikardır.
Mehmed Bahaeddin Toven'in lügatında ise sosyalizm ke­
limesi ikinci baskıda yer almıştır. 1 9 1 2 yılında yayımladığı
Türkçe Lügat'ta35 sosyalizm yer almazken 1924 yılında ya­
yımlanan Yeni Türkçe Lügat'ta bu kavramı "vesait ve mena­
bi-i istihsaliyeyi cemaate mal, emvali heyet-i içtimaiyeye ia­
de, mesai-i müştereke ve mevad-ı istihlakiyeyi herkese tak­
sim ederek, sanayii de demokratik bir kontrol altına alarak
cemiyet-i beşeriyeyi bambaşka bir şekle sokmak isteyenle­
rin mesleği. Kari Marks asr-ı sosyalizmenin müessislerin­
den biridir. " Aynı sözlükte yer alan "sosyalist" maddesinin
karşılığında ise "sosyalizme mesleğine tarafdar olan: sosya­
list bir mebus. " Komünizmin karşılığı olarak da şöyle bir ta­
nımla karşılaşıyoruz bu sözlükte: "Beni beşerin saadetini te­
min için hayreyleşerek müsavaten taksimini düşünenler,
emval ve emlakın müşterek olmasını kabul edenlerin siste­
mi." Komünist ise "komünizmeye tarafdar olan ve ona men­
sub bulunan. "36
Görüldüğü üzere sosyalizm ve komünizm kelimeleri bu­
rada örnek olarak seçtiğimiz sözlüklerde yer almaya erken
tarihlerden itibaren başlıyor, Osmanlı basınında gerçekleşen
tartışmalarda yer alıp yaygınlaşıyordu. Hatta Kari Marx'ın

35 Bahaeddin, Türkçe Lügat, İstanbul: ikbal Kütüphanesi, 1 330. 1 330'un Hicri


tarih olduğunu Ali Birinci'den öğreniyoruz: Ali Birinci, "Mehmed Bahaeddin
Toven", Tarihin Gôlgesindt Meşahir-i Meçhuleden Birkaç Zat, İstanbul: Dergah
Yayınlan, 2001 , s. 314.
36 M. Bahaeddin, Yeni Türkçe Lügat, İstanbul: Evkaf-ı Islamiye Matbaası, t.y.
[ 1924) , s. 398. Künyesinde baskı tarihi yazmamasına rağmen M. Bahaeddin
"mukaddime"de ikinci baskının ilkinden 12 sene sonra gerçekleştiğini söyleme­
si dolayısıyla 1924 olduğunu anlıyoruz. Bahaeddin mukaddimede bu süreç için­
de Türkçede kullanıma giren kelime sayısının iki üç bin olduğunu yazmıştır.

33
adı sosyalizm maddesinin açıklanmasında 1924 yılında bir
sözlüğe dahi giriyordu. Elbette 1 9 1 7 Bolşevik Devrimi'nden
sonra bu çok daha anlaşılır bir durumdu. Ancak okuduğu­
nuz makale Marx'ın düşüncesi ve kavramlarının daha ay­
rıntılı ve bir savunu çerçevesinde il. Meşrutiyet ve Mütare­
ke döneminde ortaya çıktığını gösterecektir. Bunun için de
Marx'ın düşüncesini sistematik olarak yayımlayan bir çevre­
nin süreli yayınları üzerinde duracaktır.

Sosyalizm nedir?
Hemen yukarıda değindiğimiz liberalizm bahsine dair bir
iki kelam edip devam edelim. Zira düşünce tarihimiz üzeri­
ne yayımlanmış son büyük katkılardan birisinde Taml Bora
., ,ı,.._ı. .:- ; da Hüseyin Hilmi'nin ye­
,,... ,
.?f. ,.: rini tadil etmeye çalışsa
. · ,

.;,;;; ,ı. .r.-"'!'


.,,.-1 J1I •;ji .jlJI ; J. 'F_fa f. . r,
_

,ı.
da son kertede onun libe-
-,.>�J. • ..;
: �.,ıs:;, }'l,!J' ..:.-�':-.; ...,t....-.U� \.,� ralizmin bir türünü tem­
r
- .;s,t"J,_,f �· J"' ..,ı;ı "fl,ı.ı.ı::: ��4- :.JJLiA
J • �

JliJ.. •AJ:I ..;�t J .s _;;w l �!�i-_l �;J


.,ı,t sil ettiğini tekrarlamış­
..:.; , ,.':' J \ )�,, �h :J,r :J.r.: :;y,ı ..;ı;. ı ._r...ı,ı c
.,,J,ı\ jı,ı,S: .j;, .ı:ı::;...;ı ,ı....� \ J •
tır. Hilmi ve çevresi "genç
.;...Ş .. .sl�I � .r. ,ı;ı. ._r. .,;.: , Marx'la irtibatlandırılabi­
\ ..;ı,ı� .5! >'ş! •y\ ..s:
.
l,...l l } • •> • .il� • ı J!JI • .s;.:ı,,:!-! •

lecek biçimde, sosyalizmi
,, • ;_ı

·�\ J J ) ....�
. · ... .:.1. ı .;,,.ı.­ l.İ"'!
,, l.it.
(
liberalizmin bir üst aşa­
. .>
o.!ılt :s,ı...s .:ı,,f' .iY,J ....<;: .Y.
.. �\
{ . ması gibi görme eğilimin­
;1 ..
-:ır,ı,. ..
I} J,y , ;}JI Jt.:a. .;.J• J !])�lr. ,.;.,·,,,. .

. .J'.,.; ..: � ·J ; ı:-··-=-1 .!.l.i,I .ı.;.__ , . "


.f dedir," diye yazar.37 Oy­
e='l.)ıi ; }.> .,lf,f .ı;,,... f.
. ,>:.. ;il.;,.ı} ;,,.i sa hem bu çevrenin mü­
• •

.&, .

..,..s ..r. .:.-ı.r \J ..,.. ... ı , ) .. s: .\ .;_f.C .ı.1 .,.­ •

J .� ,;; ; ,,,,.ı, .;ı�ı .,ı,ı �·ı.İi!' ,; ..ıl.)li.l


,
cadelesine hem de yayım­ 1 '

� - � · 4:' •.r• {_. .:.;... � ... � cı ...... ladıkları neşriyata şöyle


• dil. ·.,, ,,� . \ 4o • ,;f,: , r;."1-- .:.,ı

..... 41 • � ;\.
..,:; ·' , 4:1 • • ,.
göz atacak bir kişi göre­
,

cektir ki çevrenin libera­


/ştirak'te "Sosyalizmin Tarihi" adlı makale. lizm ile uzaktan yakından

37 Tanı! Bora, Cereyanlar: Türhiye'de Siyasi ldeolojiler, lstanbul: iletişim Yayınla­


n, 2017, s. 628.

34
ilgisi yoktur. Zira her şeyden önce şunu yine hatırlatmak iyi
olabilir: liberalizmin de bir tarihi var. iştirak ne kendi döne­
mindeki liberal siyasal programlarla ne de günümüz libera­
lizmi ile uyumlu bulunamayacak özelliklere sahiptir. Örne­
ğin günümüzde Türkiye solunun bir kısmı olan sol-liberal
kişi ve gruplar rahatlıkla liberalizm şemsiyesi altında görü­
lebilecekken lştirak'in liberal görülebilmesi imkan dahilin­
de değildir.
Siyasal hak ve özgürlüklere ilişkin istemlerin yanı sıra,
müterakki vergilendirmenin kabulü, bankalar, madenler, si­
gorta şirketleri ve demiryollarının millileştirilmesi, ordunun
milis gücü haline getirilmesi, yayılmacı saldırı savaşlarının
reddi, işçilerin haklarına aykırı olan grev ve sendika yasala­
rının iptali, eğitimin parasız olması, işçilerin haftada bir gün
istirahat edebilmesi, işgününün sekiz saate indirilmesi, ço­
cukların çalıştırılmaması gibi talepleri içeren bir programa
sahip olan partinin, toplumsal devrim ve şiddet kullanılma­
sına cevaz veren yazıların bulunduğu bir derginin "liberal"
olarak değerlendirilmesi esasında hayli ilginçtir. Bu kitapta
yer alan Stefo Benlisoy'un makalesinde de başka bir çevrenin
hemen hemen aynı taleplerini aynı yıllarda öne çıkardıkları­
nı görmek okuyucu için bu dönemi anlamak açısından çok
faydalı olacaktır.
Aslında Osmanlı'da 1908 Devrimi sonrasında kendisini
hem sosyalist hem liberal olarak tanımlayan bir yayın mev­
cuttu. Devrim ertesi dönemin en önemli toplumsal hareket­
lerinden biri olan boykotun resmi gazetesi Gave kendisini
bu şekilde tanımlamıştı. 38 Ancak literatürdeki genel kanının
aksine iştirak dergisinde liberalizmin siyasi bir muarız ide­
oloji olarak açıkça telaffuz edilmiş olması ve mahkum edil-

38 Y. Doğan Çetinkaya, "Liberal, Sosyalist, ittihatçı Boykot Gazetesi: Gave", Mü­


teferrika, Sonbahar 2001-2002, no. 20, s. 261-274; Y. Doğan Çetinkaya, 1 908
Osmanlı Boykotu: Bir Toplumsal Hareketin Analizi.

35
mesi ilk hatırlatılması gereken husustur. Zira tam da bu bağ­
lamda Kari Marx'ın adı anılır dergide. Bu çevreyi liberal ola­
rak görenler ve daha sonra bu iddiayı tekrar edenler bu çev­
renin yayınlarını bütünüyle incelememiş de olsalar en azın­
dan ilk sayısının sayfalarını karıştırmaları gerekirdi. Zira bu
sayıda yer alan "Sosyalizm Nedir" başlıklı yazıda liberaliz­
min ne olduğu kendilerince bir güzel tarif ediliyor ve sosya­
lizmin farklı yorumlarının liberalizmden ne şekilde ayrıldı­
ğı da açıklanıyordu. Dergi, imzasız bu yazıda "Liberaller der
ki. .. " diye başlayıp muarızlarının iddialarını özetleyip bunla­
rı çürütmeye çalışmıştır. Bu yazı açıkça sosyalizmin insani­
yetin ilk "dava-i hakikiyesi" olduğunun altını çiziyor ve hat­
ta muvaffakiyetinin de aşikar olduğunu müjdeliyordu.39 Li­
beralizme göre "cemiyet-i beşeriye kavanin-i tabiiye ile idare
olunur, kavanin-i tabiiye ise layetegayyerdir. " Yani liberaller
değişmez tabiat kanunlarına atıfla toplumdaki düzeni meş­
rulaştırmaya çalışırlar. Oysa dergi "tabiata galebe ancak ka­
vaninine itaatle mümkündür,"40 diyen liberalizme karşı şun­
ları söylemiştir: "Cemiyetin şekl-i hazın katiyen adalete mu­
gayirdir. Gayr-ı kabil-i ihtiraz olan fenalıklar içinde yüzüyo­
ruz. Sermayenin mahdud kimseler elinde bulunması muzır­
dır. Ne için çok bir halk birkaç kişinin keyfine hizmet etsin?
Hak-ı mülkiyet bizi berbad ediyor. Tabiatta herşey tebeddül
ve tahavvüle mecburdur. Daima bir inkılaba doğru gitmek­
teyiz ve gitmeliyiz! "41 Yani toplumun mevcut durumu ada­
lete aykırıdır ve toplum sakınılamaz fenalıklar içinde yüz­
mektedir. Mülkiyet hakkı, sermaye belli kişilerin elinde top­
landığı için diğerleri onların keyfine hizmetkar olmuştur. Bu
düzen liberallerin iddia ettiği gibi tabiatın kanunlarının bir
tezahürü değildir ve doğada her şey değişmeye mecburdur.

39 "Sosyalizm Nedir", iştirak, n o . 1 , 13 Şubat 1325, s. 9-10.


40 A.g.e., s . 9.
41 A.g.e., s. 10.
36
Değişim ve devrime doğru gidildiğinden şüphesi yoktur bu
makalenin yazarının.
Makalenin sonunda yazar liberalizm eleştirisi konusun­
da bir başka önemli noktaya da parmak basar: ilerleme ve
medeniyet. "lşte burada mütalaa edeceğimiz mesele amele­
yi bu kadar müttefik ve müstefid eden şeyin yine onların fe­
laket ve bedbahtiyesini icab etdiren aynı medeniyet olduğu
ve bunun esbab-ı mucibesidir. Yukarıdan beri tarif ve tavsif
etmekte olduğumuz teşkilat ve tertibat ile medeniyet ve te­
rakki arasında müşterek bir nokta varsa da her halde bu ga­
yet sathi ve zahiridir. Çünkü sosyalizm teşkilatıyla bu mes­
leğin tamimini müntic öyle harekat mevcuddur ki medeni­
yet nokta-i nazarından en büyük sosyalistler bile ona bir kıy­
met bahş etmekden çekinirler. Esasen medeniyet nedir? İn­
sanın esaret ve tabiiyetten kurtulup bazı kuvve-i hariciye ve
tabiiye ile karşı karşıya gelebilmesi değil mi? . . . Medeniye­
te medeniyet-i hakikiyeye doğru atılacak ilk hatve amelenin
maddi bir sefaletten kurtarılmasıyla kabil olur."42 Görüldü­
ğü üzere bu yazı liberalizmin en temel iddialarından bir ta­
nesi olan sermaye düzeninde gelişmenin ve ilerlemenin ni­
metlerinin, refahının tüm topluma yayıldığı, yayılacağı tezi­
ne karşı çıkarak, medeniyeti özgürlükle ilişkilendiriyor. Me­
deniyet ile ilerleme arasındaki ilişkinin yüzeysel ve görün­
güden ibaret olduğunun altını çiziyor. Hakiki medeniyete
ise işçilerin maddi sefaletten kurtuluşu ile ulaşılacağını söy­
lüyor. Bu satırlardan liberalizm çıkarmak için gerçekten si­
yasal düşünceler tarihinden bihaber olmak gerekiyor.
Çevrenin önemli yazarlarından bir tanesi olan Betlik de
sosyalizmi, Kari Marx gibi önemli temsilcilerini tanıttığı ya­
zısına doğrudan liberalizmi zikrederek başlıyor: "Kıdem
nokta-i nazarından sosyalist mektebi liberal mektebinden
pek eskidir." Betlik yazısında açık bir şekilde sosyalistliğin
42 A.g.e., s. 1 1- 1 2.

37
liberalizmden farkını koymakla kalmıyor farklı sosyalizm
akımlarını tanıttıktan sonra ütopik sosyalistler olarak bili­
nen Saint Siman, Fourier gibilerinin de zamanının geçtiğini
ilan ediyor: "Şimdi bu mesleğe salik olanlara vehmiyun yani
havayi boş fikirler besleyen namı verirler."43 Betlik bu yazı­
sının devamı niteliğindeki bir başka yazısında da liberalizm
ile sosyalizm arasında net ayrımlar olduğunun altını çizer:
"Liberal mektebi salikleri kavanin-i tabiiyeden ebediyyet ve
adem-i tebdil ve tagyir-i kavaidi istihrac ederler ise de sosya­
listler kavanin-i tabiiyye demekle tebdil-i daimi anlarlar. "44
Yani bir ekol doğa hukukundan değişmezlik çıkarırken di­
ğeri değişimin esas olduğunu kabul eder. Bu nokta ziyade­
siyle önemlidir. Zira klasik politik iktisatçılar yani liberaliz­
min kurucu babalan doğal durum ve insan doğası ile kapi­
talizm arasında bir bağ kurarlar. Marx'ın yaptığı en önem­
li katkı ve vurgulardan bir tanesi ise kapitalizmi tarihselleş­
tirmesidir.45 Bir tesadüfün eseri olmayacak şekilde de aktar­
makta olduğumuz iştirak yazarı bu vurgusunun ardından
sözü tarihsel materyalizme getiriyor.
Betlik genel anlamda liberalizm ile sosyalizm arasında bir
farklılık ve karşıtlık koymakla yetinmeyip Marksizmi, ken­
di deyimiyle Marx Mektebi'ni, tanıtmaya ayrıntılı bir şekil­
de girişmiştir. Hatta kitabı zikretmese de Marx'ın Felsefenin
Sefaleti'nin en bilinen ifadesi olan el değirmeninin feodalite­
yi, buharlı değirmenin ise kapitalist sanayi toplumunu ver­
diğini söylediği parçayı alıntılar. Betlik daha sonra Mezheb-i
Maddiyun-ı Tarihi yani tarihsel materyalizme geçerek bu
akidenin ahval-i iktisadiyenin nasıl bir temel oluşturduğu­
nu vurgular. Son olarak da sadede gelerek sosyalistlerin li-
43 Betlik, "lştirakiyyun 'Sosyalist' Mektebi", iştirak, no. 5, 13 Mart 1326, s. 70.
44 Betlik, "2 Sosyalist Mektebi" , iştirak, no. 6, 20 Mart 1326, Cumartesi, s. 86.
-

45 Michael R. Kratke, "Capitalism", The Marx Revival: Key Concepts and New ln-
terpretations, der. Marcello Musto, Cambridge: Cambridge University Press,
2020, s. 5.

38
beralizmden en temel farkları olan değişimin nasıl bir deği­
şim olduğunu tartışır. Bu noktada sosyalistler için inkılabiy­
yun olmak yani inkılap ve ihtilalin zuhurunu elzem görmek
ayırt edici bir özelliktir. Toplumsal cinayetlerden ve gaddar­
ların zulmünden toplumu kurtarmak için her türlü fedakar­
lığı göze alan devrimciler inkılab-ı umumi için çalışacaklar­
dır. Bu devriminin kanlı mı kansız mı olacağı bahsinde ise
Betlik bunun dikkat çekici bir mesele olduğunu belirtmiş
ama soruyu da cevapsız bırakmıştır.46

"Sosyalistlik acaba sulhen mi,


yahud harben mi tesis edecek?"
lştirak'te Karl Marx'a yapı­
lan bu atıf birçokları için as­
lında şaşırtıcı değildir. Zi­
ra lştirak'in en bilinen ka­
paklarından bir tanesi Karl
Marx'ın portresini ihtiva
eden kapaktır. llk sayıların­
dan son sayılarına kadar lş­
ti rak'te Marx'ın fikriyatı ve
kavramları değişik şekiller­ �.... � � · �":-·..:;• ;'
��..J1ı.,,. Lt4:...�J.j,t._
de yer alır. Marx'ın portre­ �. lol.�\ıJ.· _.�)i.iJ .;.,..aıj

sinin kapağa basıldığı sayı­


da ayrıca "iştirak" imzasıyla r.i:�.... �,·;.j.j1'i
JL�""-� ..f.-.._.(�rr,,
yayımlanan bir yazıda Karl
Marx'ın sosyalizmi bilimsel
bir şekle soktuğu da vurgu­
lanıyordu. lleride bu vurgu­ /itirak dergisinin 29 Haziran 1912
tarihli 20-1 no.lu sayısı. uAlmanya'da
ya döneceğim.47 Aynı sayıda Sosyalizmin Mucidi Kari Marks."

46 Bedik, "2 - Sosyalist Mektebi", iştirak, no. 6, 20 Mart 1326, Cumartesi, s. 87-88.
47 iştirak, "ilk Sosyalist Kimdir?" iştirak, no. 1-20, 7 Haziran 1328, Perşembe, s. 3.

39
fotoğrafıyla ve Marx'ın damadı sıfatıyla Paul Lafargue da
tanıtılıyor ve 80 yaşına geldiği ve başkasının emeğiyle ge­
çinmemek için zevcesi ile birlikte intihar ettiği bilgisi oku­
yucularla paylaşılıyordu.48 Bu saydıklanmızın yanında Hil­
mi çevresini liberalizmden ayırt edecek bir başka husus da
yukarıda ifade ettiğimiz gibi şiddet konusundaki görüşle­
ridir. lştirak'in üçüncü sayısında açıkça sorulan bir soru­
ya hem genel hem de Osmanlı örneği üzerinden açık bir
cevap verilmiştir: "Fakat sosyalistlik acaba sulhen mi, ya­
hud harben mi tesis edecek? Tabir-i aharla sermayedaran
bugün yed-i inhisarlarında habs ettikleri vesait-i istihsali­
yeden, netice-i kanaat olarak tav'an kasredecekler? Yoksa
bu vesaiti netice-i kalır ve darb olarak mı feth etmek lazım
gelecek? "49 Toplumsal dönüşümlerin şiddet, isyanlar ve ih­
tilaller ile gerçekleşeceğinin altı özellikle çiziliyor bu konu­
daki yazılarda. Farklı örnekler ve Marx gibi politik şahsi­
yetlerin sözlerinden bu konuya dair alıntılar da yapılıyor.50
İşin ilginci yazar 23 Temmuz 1 908 Devrimi'nin, kendi de­
yişiyle Temmuz Kıyamı'nın bir toplumsal kıyam, ayaklan­
ma sonucu gerçekleşmemiş olduğunu iddia ediyor ama he­
men arkasından 1906 yılında gerçekleşen Erzurum olayla­
nna göndermede bulunmayı da ihmal etmiyor. Hatta bel­
ki de 23 Temmuz'un bu küçük kıyamların bir sonucu ol­
duğunu iddia ediyor.51 Hürriyetin sermayeden ancak harp
ve darp ile yani şiddet ile fethedileceğini vurgulayan ya­
zar ekliyor: "lşte bütün bu hakikatler ve herşey gösteriyor
ki fukaranın, köylünün, efrad-ı ahalinin eyadi mülevvese
sermayedarandan tahlis sulhen olamayacak. " Sermayeden
kurtuluşu savunan hem de bunun barışçıl olmayacağını di-
48 "Seksen Yaşmda Olduğu için... " iştirak, no. 1 -20, 7 Haziran 1328, Perşembe,
s. 8.
49 "Sosyalistliğin Atisi'', iştirak, no. 3, 27 Şubat 1325, Cumartesi, s. 36.
50 A.g.e., s. 37.
51 A.g.e., s. 38-39.

40
le getiren bir yazıyı sayfalarına taşıyan bu derginin liberal
addedilmesi olsa olsa bu neşriyata dair cehaletin bir ürünü
olabilir herhalde.
Fuad ve Ahmed Nebil de bir başka sayıda yazdıkları yazı­
larda sosyalizmin içindeki farklılıklardan bahsediyorlar, si­
yasal hat ile sendikal mücadele arasındaki farktan, Alman­
ya'dan örneklerle zenginlerin fakirlerin ekmeklerini nasıl
çaldıklarını, hakiki gösterilerin nasıl olması gerektiğini vur­
guluyorlar. 52
lştirak'in yazarlarından B. lsrael'in dergideki bir yazısı bu
noktada önemlidir. Karl Marx'ın adının da zikredildiği ve
"değer teorisi"nin çok özlü bir şekilde ifade edildiği yazı­
sında lsrael sermaye ve emek'in müşterek olarak değeri ya­
rattığını söylüyor. Devamında bu ikisinin birlikteliğinden
bahsettikten sonra son noktayı koyuyor: "Filhakika bütün
cemiyetin ihtiyacatını teskin eden mevadın istihsalinde ser­
maye ile say ü amel hidmeti müşterek ise de, hakikat aranı­
lacak olursa bu hidmette sermayenin hissesi nisbeten hiça
hiçtir."53 Sonra da uyarır yazar: "Taaccüb olunmasın" yani
şaşakalınmasın. Çünkü "Herhangi bir teşebbüsde olursa ol­
sun meydana getirilen mahsul o işde zi-medhal olan amele
ve müstahdemlerin netice-i gayretleridir. "Kar" namı altın­
da sermayedarın istihsal ettiği meblağ bir igtisabdan, meş­
ru addedilen bir sirkatten başka bir şey değildir. "54 Yani ya­
zara göre kar açıkça bir gasp ve meşru sayılan bir hırsızlık­
tan başka bir şey değildir. Zira ona göre Marx'ın da ifade
ettiği gibi "Sermaye hangi şekilde bulunursa bulunsun bir
madde-i meyyite ve gayr-i müteharrikedir. " Yani emek ol-

52 Fuad, "Almanya'da Fevkalade Nümayişler", Jştirak, no. 9, 10 Nisan 1326, Cu­


martesi, s. 132; ve Ahmed Nebil, "Şura-yı Ümmet'e Cevab", lştirak, no. 9, 10
Nisan 1326, Cumartesi, s. 134.
53 B. lsrael, "Sermaye ve Say ü Amel", lştirak, no. 13, 8 Mayıs 1326, Cumartesi,
s. 202.
54 A.g.e., s. 202.

41
maksızın sermaye ölü bir maddedir ve hareketsizdir. Onun
için değeri ve kan yaratan emektir. B. lsrael lştirah'in sıra­
dan ve tesadüfi bir yazarı değildir. Aşağıda belirttiğim gibi
yıllar sonra çok önemli bir çeviriye de imza atacaktır işti­
rak sayfalarında.

Amele ile işçi kelimeleri arasındaki fark! !!


Bir başka yazar A. Rıfat yazdığı yazıda Osmanlı'daki işçiler­
den bahsediyor. Bu noktada literatürdeki bir başka garabe­
te dikkat çekmek gerekir. Osmanlı'da "işçi" kelimesi yerine
genellikle "amele" kelimesinin kullanılması bir sınıf bilin­
ci meselesi olarak ele alınır. Dahası onun da ötesinde işçiye
"amele" denmesi onun yokluğunun bir kanıtı olarak sunu­
lur. Bir kelimenin sosyal bir olgunun varlığının ya da yoklu­
ğunun ne şekilde ispatı olduğunu anlamak çok mümkün ol­
masa da lştirah'te "işçi" kelimesinin net bir şekilde kullanıl­
dığı da görülüyor.55 Yine yukarıda değindiğim Doktor Re­
fik Nevzad'ın Sosyalizm ve Rehber-i Amele kitabına yazdı­
ğı "Mukaddime"de Osmanlı Sosyalist Fırkası Katibi lbn-üt
Tahir lsmail Faik "proleter amele" ve "erbab-ı mesai prole­
ter ahalimiz" tanımlamalarını kullanmıştır.56 A. Rıfat işçile­
rin ne şekilde sermaye tarafından sömürüldüğünü anlattığı
yazısında fakirlerin tembellik etmedikleri bilakis herkesten
daha fazla çalıştıklarını ama yine de açlığa mahkum olduk­
larını söylüyor. Yazısında ayrıca yarıcılardan, köylülerden
de bahsediyor. Dahası onları da işçi sınıfının sınıf kardeşleri
olarak kabul ediyor.57

55 Literatürdeki bu anlamsız tavn ve sınıf bilinci mevzusunu şurada tartışmıştım:


Y. Doğan Çetinkaya, "Türkiye'de lşçi Sınıfı, Tarihyazımı ve Sınıf Bilinci."
56 lbn-üt Tahir lsmail Faik, "Mukaddime", Doktor Refik Nevzad, Sosyalizm ve
Rehber-i Amele, Ankara: Ankara Vilayet Matbaası, 1327) içinde: Mete Tunçay,
Türkiye'de Sol Ahımlar-1 (1 908-1 925), Belgeler 2, s. 39.
57 A. Rıfat, "işçilerimiz'', iştirak, no 5, 13 Mart 1326, Cumartesi, s. 79-80.
.

42
Buraya kadar görüldüğü gibi Bedik, B. lsrael ve A. Rıfat ya­
ni farklı cemaatlerden Ermeni, Yahudi ve Türk farklı isimle­
rin lştirak'te nasıl bir çizgi takip ettiklerini örneklemeye ça­
lıştım. Bu çizgi ve Marx'ın yeri bu çevrenin yıllar sonra çı­
kartacağı bir gazete olan ldrak'te de devam edecekti. Ama
19 19 yılına geçmeden önce bir ara uğrakta duralım. iştirak
yayınlan sebebiyle kapatılır ve ancak 1912 yılında ikinci kez
yayımlanmaya başlar. Bu ikinci serinin dördüncü sayısı olan
ama dergi şeklinden gazete formatına geçtiği ilk sayısında da
okuyucularına Kapi tal'in çevrileceği müjdesini verir.58 Meh­
met Ö. Alkan bunun hikayesini daha yeni ayrıntısıyla anlat­
tığı için merak edenlere adres olarak onu göstereyim ve de­
vam edeyim. 59 Bu çeviriyi iştirak ile bağlantılı, onun teorik
yayını kabul edebileceğimiz Ceride-i Felsefiye dergisine ya­
pan yine yukarıda adı geçen B. lsrael idi. Alyans Mektebi
Müdürü lsrael lştirak in 15 Eylül 1910 tarihli nüshasında da
'

"en evvel" Kari Marx'ın Sermaye ismindeki eserini de bir he­


yet oluşturarak tercüme etmeyi teklif etmişti iki sene önce.60
Yani lştirak'te yazı yazanlar tesadüfen bir araya gelmiş insan­
lar olmadığı gibi sosyalizm ve Marksizmin yaygınlaştırılma­
sı konusunda da gayet ciddiydiler. Bu yayınlarda vurgulan­
ması gereken bir devamlılık vardı. Görüldüğü üzere çeşitli
vesilelerle sosyalist hareketin Batı Avrupa'daki birçok tem­
silcisinin adları ve fikirleri dergilerin sayfalarında yerlerini
buluyordu. Vahan Vasfi yine diğer isimler yanında Marx'ın
adını da andığı bir yazısında sosyalizmin bir hülya değil te­
kemmül olduğunu söylüyor ve sosyalistlerin gelecek toplu­
mun ne olduğunu ayrıntılı olarak tarif etmekten kaçındıkla-

58 " fşt i ra lı'in Mecma-i Fenniye ve lçtimaiyesi" , 1ştiralı, no. 1 , 14 Temmuz 1328,
s. 3.
59 Mehmet O. Alkan, 1 50. Yılında Das Kapital: Osmanlı'dan Günümüze Türlıi­
ye'delıi Serencamı, İstanbul: lletişim Yayınlan, 2017.
60 Alyans Mektebi Müdürü lsrael, "Nasıl Çalışmalıyız? " , iştirak, no. 20 , 2 Eylül
1 326, Perşembe, s. 286.

43
insaniyet gazetesinin 1 Aralık 1910 Sosyalist gazetesinin 24 Kasım 1910
tarihli ilk sayısı. "Almanya'da tarihli ilk sayısı. "Rusya'da Kanlı Bir
Sosyalizm Efkannın Mucidi Meşhur Pazar Günü."
Kari Marks."

nnı çünkü sosyalizmin kapitalizmden doğacak yeni bir me­


deniyet olduğunu vurguluyordu. 61

Sosyalizmin müessisi ve ceddi Kari Marx


iştirak dergisi sıklıkla yasaklanacak ve insaniyet, Sosyalist,
Medeniyet adları altında yayımlanacaktı. iştirak çevresinin
1 9 1 2 yılında çıkardığı ikinci dönem dergi ve gazetelerde
Marx vurgusu daha da artar. Zaten çokça atıf yapıldığı gibi
ikinci tertip serinin ilk sayısının kapağına Kari Marx'ın fo­
toğrafı yerleştirilmiştir. Bu sayıdaki iştirak imzalı "Ilk Sos­
yalist Kimdir?" başlıklı makalede Eflatun yani Platon'un fi­
kirleri değerlendirildikten sonra yazının sonunda şöyle bir
paragraf eklenmeden geçilmemiştir: "Bütün ulum ve fünun

61 Vahan Vasfi, "Sosyalizm Nedir?" , insaniyet, no. 3, 2 5 Teşrinisani 1326, Per­


şembe, s. 3-4.

44
Another random document with
no related content on Scribd:
*** END OF THE PROJECT GUTENBERG EBOOK DON
SEBASTIAN ***

Updated editions will replace the previous one—the old editions will
be renamed.

Creating the works from print editions not protected by U.S.


copyright law means that no one owns a United States copyright in
these works, so the Foundation (and you!) can copy and distribute it
in the United States without permission and without paying copyright
royalties. Special rules, set forth in the General Terms of Use part of
this license, apply to copying and distributing Project Gutenberg™
electronic works to protect the PROJECT GUTENBERG™ concept
and trademark. Project Gutenberg is a registered trademark, and
may not be used if you charge for an eBook, except by following the
terms of the trademark license, including paying royalties for use of
the Project Gutenberg trademark. If you do not charge anything for
copies of this eBook, complying with the trademark license is very
easy. You may use this eBook for nearly any purpose such as
creation of derivative works, reports, performances and research.
Project Gutenberg eBooks may be modified and printed and given
away—you may do practically ANYTHING in the United States with
eBooks not protected by U.S. copyright law. Redistribution is subject
to the trademark license, especially commercial redistribution.

START: FULL LICENSE


THE FULL PROJECT GUTENBERG LICENSE
PLEASE READ THIS BEFORE YOU DISTRIBUTE OR USE THIS WORK

To protect the Project Gutenberg™ mission of promoting the free


distribution of electronic works, by using or distributing this work (or
any other work associated in any way with the phrase “Project
Gutenberg”), you agree to comply with all the terms of the Full
Project Gutenberg™ License available with this file or online at
www.gutenberg.org/license.

Section 1. General Terms of Use and


Redistributing Project Gutenberg™
electronic works
1.A. By reading or using any part of this Project Gutenberg™
electronic work, you indicate that you have read, understand, agree
to and accept all the terms of this license and intellectual property
(trademark/copyright) agreement. If you do not agree to abide by all
the terms of this agreement, you must cease using and return or
destroy all copies of Project Gutenberg™ electronic works in your
possession. If you paid a fee for obtaining a copy of or access to a
Project Gutenberg™ electronic work and you do not agree to be
bound by the terms of this agreement, you may obtain a refund from
the person or entity to whom you paid the fee as set forth in
paragraph 1.E.8.

1.B. “Project Gutenberg” is a registered trademark. It may only be


used on or associated in any way with an electronic work by people
who agree to be bound by the terms of this agreement. There are a
few things that you can do with most Project Gutenberg™ electronic
works even without complying with the full terms of this agreement.
See paragraph 1.C below. There are a lot of things you can do with
Project Gutenberg™ electronic works if you follow the terms of this
agreement and help preserve free future access to Project
Gutenberg™ electronic works. See paragraph 1.E below.
1.C. The Project Gutenberg Literary Archive Foundation (“the
Foundation” or PGLAF), owns a compilation copyright in the
collection of Project Gutenberg™ electronic works. Nearly all the
individual works in the collection are in the public domain in the
United States. If an individual work is unprotected by copyright law in
the United States and you are located in the United States, we do
not claim a right to prevent you from copying, distributing,
performing, displaying or creating derivative works based on the
work as long as all references to Project Gutenberg are removed. Of
course, we hope that you will support the Project Gutenberg™
mission of promoting free access to electronic works by freely
sharing Project Gutenberg™ works in compliance with the terms of
this agreement for keeping the Project Gutenberg™ name
associated with the work. You can easily comply with the terms of
this agreement by keeping this work in the same format with its
attached full Project Gutenberg™ License when you share it without
charge with others.

1.D. The copyright laws of the place where you are located also
govern what you can do with this work. Copyright laws in most
countries are in a constant state of change. If you are outside the
United States, check the laws of your country in addition to the terms
of this agreement before downloading, copying, displaying,
performing, distributing or creating derivative works based on this
work or any other Project Gutenberg™ work. The Foundation makes
no representations concerning the copyright status of any work in
any country other than the United States.

1.E. Unless you have removed all references to Project Gutenberg:

1.E.1. The following sentence, with active links to, or other


immediate access to, the full Project Gutenberg™ License must
appear prominently whenever any copy of a Project Gutenberg™
work (any work on which the phrase “Project Gutenberg” appears, or
with which the phrase “Project Gutenberg” is associated) is
accessed, displayed, performed, viewed, copied or distributed:
This eBook is for the use of anyone anywhere in the United
States and most other parts of the world at no cost and with
almost no restrictions whatsoever. You may copy it, give it away
or re-use it under the terms of the Project Gutenberg License
included with this eBook or online at www.gutenberg.org. If you
are not located in the United States, you will have to check the
laws of the country where you are located before using this
eBook.

1.E.2. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is derived


from texts not protected by U.S. copyright law (does not contain a
notice indicating that it is posted with permission of the copyright
holder), the work can be copied and distributed to anyone in the
United States without paying any fees or charges. If you are
redistributing or providing access to a work with the phrase “Project
Gutenberg” associated with or appearing on the work, you must
comply either with the requirements of paragraphs 1.E.1 through
1.E.7 or obtain permission for the use of the work and the Project
Gutenberg™ trademark as set forth in paragraphs 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.3. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is posted


with the permission of the copyright holder, your use and distribution
must comply with both paragraphs 1.E.1 through 1.E.7 and any
additional terms imposed by the copyright holder. Additional terms
will be linked to the Project Gutenberg™ License for all works posted
with the permission of the copyright holder found at the beginning of
this work.

1.E.4. Do not unlink or detach or remove the full Project


Gutenberg™ License terms from this work, or any files containing a
part of this work or any other work associated with Project
Gutenberg™.

1.E.5. Do not copy, display, perform, distribute or redistribute this


electronic work, or any part of this electronic work, without
prominently displaying the sentence set forth in paragraph 1.E.1 with
active links or immediate access to the full terms of the Project
Gutenberg™ License.
1.E.6. You may convert to and distribute this work in any binary,
compressed, marked up, nonproprietary or proprietary form,
including any word processing or hypertext form. However, if you
provide access to or distribute copies of a Project Gutenberg™ work
in a format other than “Plain Vanilla ASCII” or other format used in
the official version posted on the official Project Gutenberg™ website
(www.gutenberg.org), you must, at no additional cost, fee or expense
to the user, provide a copy, a means of exporting a copy, or a means
of obtaining a copy upon request, of the work in its original “Plain
Vanilla ASCII” or other form. Any alternate format must include the
full Project Gutenberg™ License as specified in paragraph 1.E.1.

1.E.7. Do not charge a fee for access to, viewing, displaying,


performing, copying or distributing any Project Gutenberg™ works
unless you comply with paragraph 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.8. You may charge a reasonable fee for copies of or providing


access to or distributing Project Gutenberg™ electronic works
provided that:

• You pay a royalty fee of 20% of the gross profits you derive from
the use of Project Gutenberg™ works calculated using the
method you already use to calculate your applicable taxes. The
fee is owed to the owner of the Project Gutenberg™ trademark,
but he has agreed to donate royalties under this paragraph to
the Project Gutenberg Literary Archive Foundation. Royalty
payments must be paid within 60 days following each date on
which you prepare (or are legally required to prepare) your
periodic tax returns. Royalty payments should be clearly marked
as such and sent to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation at the address specified in Section 4, “Information
about donations to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation.”

• You provide a full refund of any money paid by a user who


notifies you in writing (or by e-mail) within 30 days of receipt that
s/he does not agree to the terms of the full Project Gutenberg™
License. You must require such a user to return or destroy all
copies of the works possessed in a physical medium and
discontinue all use of and all access to other copies of Project
Gutenberg™ works.

• You provide, in accordance with paragraph 1.F.3, a full refund of


any money paid for a work or a replacement copy, if a defect in
the electronic work is discovered and reported to you within 90
days of receipt of the work.

• You comply with all other terms of this agreement for free
distribution of Project Gutenberg™ works.

1.E.9. If you wish to charge a fee or distribute a Project Gutenberg™


electronic work or group of works on different terms than are set
forth in this agreement, you must obtain permission in writing from
the Project Gutenberg Literary Archive Foundation, the manager of
the Project Gutenberg™ trademark. Contact the Foundation as set
forth in Section 3 below.

1.F.

1.F.1. Project Gutenberg volunteers and employees expend


considerable effort to identify, do copyright research on, transcribe
and proofread works not protected by U.S. copyright law in creating
the Project Gutenberg™ collection. Despite these efforts, Project
Gutenberg™ electronic works, and the medium on which they may
be stored, may contain “Defects,” such as, but not limited to,
incomplete, inaccurate or corrupt data, transcription errors, a
copyright or other intellectual property infringement, a defective or
damaged disk or other medium, a computer virus, or computer
codes that damage or cannot be read by your equipment.

1.F.2. LIMITED WARRANTY, DISCLAIMER OF DAMAGES - Except


for the “Right of Replacement or Refund” described in paragraph
1.F.3, the Project Gutenberg Literary Archive Foundation, the owner
of the Project Gutenberg™ trademark, and any other party
distributing a Project Gutenberg™ electronic work under this
agreement, disclaim all liability to you for damages, costs and
expenses, including legal fees. YOU AGREE THAT YOU HAVE NO
REMEDIES FOR NEGLIGENCE, STRICT LIABILITY, BREACH OF
WARRANTY OR BREACH OF CONTRACT EXCEPT THOSE
PROVIDED IN PARAGRAPH 1.F.3. YOU AGREE THAT THE
FOUNDATION, THE TRADEMARK OWNER, AND ANY
DISTRIBUTOR UNDER THIS AGREEMENT WILL NOT BE LIABLE
TO YOU FOR ACTUAL, DIRECT, INDIRECT, CONSEQUENTIAL,
PUNITIVE OR INCIDENTAL DAMAGES EVEN IF YOU GIVE
NOTICE OF THE POSSIBILITY OF SUCH DAMAGE.

1.F.3. LIMITED RIGHT OF REPLACEMENT OR REFUND - If you


discover a defect in this electronic work within 90 days of receiving it,
you can receive a refund of the money (if any) you paid for it by
sending a written explanation to the person you received the work
from. If you received the work on a physical medium, you must
return the medium with your written explanation. The person or entity
that provided you with the defective work may elect to provide a
replacement copy in lieu of a refund. If you received the work
electronically, the person or entity providing it to you may choose to
give you a second opportunity to receive the work electronically in
lieu of a refund. If the second copy is also defective, you may
demand a refund in writing without further opportunities to fix the
problem.

1.F.4. Except for the limited right of replacement or refund set forth in
paragraph 1.F.3, this work is provided to you ‘AS-IS’, WITH NO
OTHER WARRANTIES OF ANY KIND, EXPRESS OR IMPLIED,
INCLUDING BUT NOT LIMITED TO WARRANTIES OF
MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR ANY PURPOSE.

1.F.5. Some states do not allow disclaimers of certain implied


warranties or the exclusion or limitation of certain types of damages.
If any disclaimer or limitation set forth in this agreement violates the
law of the state applicable to this agreement, the agreement shall be
interpreted to make the maximum disclaimer or limitation permitted
by the applicable state law. The invalidity or unenforceability of any
provision of this agreement shall not void the remaining provisions.
1.F.6. INDEMNITY - You agree to indemnify and hold the
Foundation, the trademark owner, any agent or employee of the
Foundation, anyone providing copies of Project Gutenberg™
electronic works in accordance with this agreement, and any
volunteers associated with the production, promotion and distribution
of Project Gutenberg™ electronic works, harmless from all liability,
costs and expenses, including legal fees, that arise directly or
indirectly from any of the following which you do or cause to occur:
(a) distribution of this or any Project Gutenberg™ work, (b)
alteration, modification, or additions or deletions to any Project
Gutenberg™ work, and (c) any Defect you cause.

Section 2. Information about the Mission of


Project Gutenberg™
Project Gutenberg™ is synonymous with the free distribution of
electronic works in formats readable by the widest variety of
computers including obsolete, old, middle-aged and new computers.
It exists because of the efforts of hundreds of volunteers and
donations from people in all walks of life.

Volunteers and financial support to provide volunteers with the


assistance they need are critical to reaching Project Gutenberg™’s
goals and ensuring that the Project Gutenberg™ collection will
remain freely available for generations to come. In 2001, the Project
Gutenberg Literary Archive Foundation was created to provide a
secure and permanent future for Project Gutenberg™ and future
generations. To learn more about the Project Gutenberg Literary
Archive Foundation and how your efforts and donations can help,
see Sections 3 and 4 and the Foundation information page at
www.gutenberg.org.

Section 3. Information about the Project


Gutenberg Literary Archive Foundation
The Project Gutenberg Literary Archive Foundation is a non-profit
501(c)(3) educational corporation organized under the laws of the
state of Mississippi and granted tax exempt status by the Internal
Revenue Service. The Foundation’s EIN or federal tax identification
number is 64-6221541. Contributions to the Project Gutenberg
Literary Archive Foundation are tax deductible to the full extent
permitted by U.S. federal laws and your state’s laws.

The Foundation’s business office is located at 809 North 1500 West,


Salt Lake City, UT 84116, (801) 596-1887. Email contact links and up
to date contact information can be found at the Foundation’s website
and official page at www.gutenberg.org/contact

Section 4. Information about Donations to


the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation
Project Gutenberg™ depends upon and cannot survive without
widespread public support and donations to carry out its mission of
increasing the number of public domain and licensed works that can
be freely distributed in machine-readable form accessible by the
widest array of equipment including outdated equipment. Many small
donations ($1 to $5,000) are particularly important to maintaining tax
exempt status with the IRS.

The Foundation is committed to complying with the laws regulating


charities and charitable donations in all 50 states of the United
States. Compliance requirements are not uniform and it takes a
considerable effort, much paperwork and many fees to meet and
keep up with these requirements. We do not solicit donations in
locations where we have not received written confirmation of
compliance. To SEND DONATIONS or determine the status of
compliance for any particular state visit www.gutenberg.org/donate.

While we cannot and do not solicit contributions from states where


we have not met the solicitation requirements, we know of no
prohibition against accepting unsolicited donations from donors in
such states who approach us with offers to donate.

International donations are gratefully accepted, but we cannot make


any statements concerning tax treatment of donations received from
outside the United States. U.S. laws alone swamp our small staff.

Please check the Project Gutenberg web pages for current donation
methods and addresses. Donations are accepted in a number of
other ways including checks, online payments and credit card
donations. To donate, please visit: www.gutenberg.org/donate.

Section 5. General Information About Project


Gutenberg™ electronic works
Professor Michael S. Hart was the originator of the Project
Gutenberg™ concept of a library of electronic works that could be
freely shared with anyone. For forty years, he produced and
distributed Project Gutenberg™ eBooks with only a loose network of
volunteer support.

Project Gutenberg™ eBooks are often created from several printed


editions, all of which are confirmed as not protected by copyright in
the U.S. unless a copyright notice is included. Thus, we do not
necessarily keep eBooks in compliance with any particular paper
edition.

Most people start at our website which has the main PG search
facility: www.gutenberg.org.

This website includes information about Project Gutenberg™,


including how to make donations to the Project Gutenberg Literary
Archive Foundation, how to help produce our new eBooks, and how
to subscribe to our email newsletter to hear about new eBooks.
back

You might also like