Msü - Tyt Full Tekrar - Öğrenci̇ PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 84

MSÜ

TYT

TAM
TEKRAR
SİMYA SİMYADAN KİMYAYA GEÇİŞTE ÖNEM
ARZ EDEN OLAYLAR:
• Deneylerin sistematik bir şekilde
yapılması,
• Terazinin yaygın olarak kullanılması,
• Deneyde kullanılan maddeler arasında
SİMYA NEDEN BİLİM DEĞİL? nicel ilişkilerin kurulması,
• Teorilerin doğrudan deney sonuçları ile
ilişkilendirilerek test edilmesi

KİMYA BİLİMİNE KATKI


SAĞLAYANLAR 2010
SİMYACILARIN TEMEL AMAÇLARI:

Empedokles
• Nesneleri ateş, su, hava, toprak olarak
sınıflandırmıştır.
• Nesnelerin sevgi ve nefret gibi kavram-
NOT: larla birbirini ittiğini ve çektiğini iddia
etmiştir.
- Bu uğraşlara simya (alşimi), bu • Deneyler yapmış, su saati ile havanın
işle uğraşanlara simyacı (alşimist) denir. maddi varlığının oluduğunu gözlem-
lemiş, ışık ve görme olayını açıklamaya
- Simya; astronomi, astroloji, mitoloji,
çalışmıştır.
felsefe, tıp, din vb. birçok alandan pratik
laboratuvar uygulamalarına kadar olan
geniş bir aralığı kapsamaktadır. Democritus
• Atom kelimesini ilk kez kullanmıştır.

SİMYACILARN GÜNÜMÜZDE DE KULLANI- • Her şeyin atomlardan ve boşluktan oluş-


LAN BAZI BULUŞLARI: tuğunu iddia etmiştir.
• Maddelerin farklı olmasının sebebinin
• İmbik (Damıtma düzeneği) atomların şekillerinin farklı olması veya
• Fırın, su banyosu aynı şekildeki atomların farklı düzenlen-
• Kroze mesi olduğunu öne sürmüştür.
• El kantarı
• Su terazisi Aristo
• Damıtma, süzme, kristallendirme, maya-
lanma, özütleme, çözme. • Ateş, su, hava, toprak sınıflandırmasına,
• Mürekkep sıcak, soğuk, ıslak ve kuru olarak madde-
• Cam lerin niteliğini eklemiştir.
• Barut
• Seramik
• Alaşım
• Esans
• Altın, gümüş, civa
• Nitrik asit ( kezzap)
• Sülfürik asit (Zaç yağı)

2
Cabir bin Hayyan KİMYA
• Atomun parçalanabileceğini iddia etmiş- Maddelerin yapısını, özelliklerini, bir- 2022
tir. biri ile etkileşimini ve bu etkileşimler
• Sitrik asit, asetik asit, tartarik asit, arseniği sonucunda uğradığı değişiklikleri inceleyen
keşfetmiştir. bilim dalıdır.

• Hidrojen klorür, sülfürik asit, kral suyunu


ANALİTİK KİMYA
elde etmiştir.
Bir örneğin içeriğini nitelik ve nice-
• İmbiği (damıtma düzeneği) geliştirmiştir lik olarak belirleyen kimya disiplini-
• Baz kavramını bulmuştur. dir.

Ebubekir er-Razi
BİYOKİMYA
• Kroze, fırın gibi laboratuvar gereçlerini Canlı bünyesinde meydana gelen
keşfetmiştir. olayları kimyasal açıdan inceleyen
• Kostik soda, gliserini, formik asidi keşfet- DİSİPLİNLERİ kimya disiplinidir.
miştir.
• Alkolü anitseptik olarak kullanmıştır.
• Maddeleri sınıflandırmıştır. FİZİKOKİMYA
Atom, basınç, derişim, nükleer
• Katı, sıvı ve gaz arasındaki farkın atom- enerji, elektrik üretimi, ısı sıcaklık
lar arasında yer alan boşluklar olduğunu gibi fizik ile kimyanın ortak alanları-
idda etmiştir. nı inceleyen kimya disiplinidir.

POLİMER KİMYASI
Robert Boyle
PVC, PET, Teflon gibi polimerik
• Kuşkucu kimyager adlı kitabın yazarıdır. maddeleri inceleyen kimya disipli-
• PV ilişkisini keşfetmiştir (Boyle yasası) nidir.
KİMYA

• Elementi kendinden basit maddelere


ayrışamayan saf madde olarak tanımla-
mıştır. ANORGANİK KİMYA
• ilk kez bileşikler ile karışımlar arasında Organik olmayan bileşikleri incele-
ayrım yapmış, bileşik oluşurken kimyasal yen kimya disiplini.
özelliklerin tamamen değiştiğini, karışım-
da böyle bir şey olmadığını öne sürmüş-
tür.
ORGANİK KİMYA
Karbon temelli bileşikleri inceleyn
Antoine Lavoisier
kimya disiplini.
• Modern kimyanın öncüsüdür.
• Kültenin korunumunu bulmuştur.
• Deneylerinde terazi kullanmıştır. (ilk kul-
lanan lavoisier değil, van Helmont) ENDÜSTRİYEL KİMYA
• Oksijenin yanmaya sebep olduğunu bul- Endüstriyel hammadde imalatı ile
muştur. ilgilenen kimya disiplinidir.

3
Başlıca Kimya Endüstrileri KİMYANIN SEMBOLİK DİLİ
• İlaç (Farmokimya)
• Petrokimya ELEMENT

• Gübre endüstrisi • Tek cins atom içerir 2017


• Saf maddedir. 2019
• Boya endüstrisi
• Arıtım • Hal değişimi dışında homojendir.

• Tekstil • Şartlar (sıcaklık ve basınç) değişmedikçe


ayırt edici özellikleri (erime noktası, kay-
nama noktası, yoğunluk gibi) değişmez.
KİMYAGER • Kimyasal ve fiziksel yöntemlerle ayrıştırı-
İleri düzey kimya eğitimi alan lamaz.
kimya bilim adamı. • Sembollerle gösterilir
• 92’si doğal 26’sı yapay olmak üzere 118
element vardır.
• Doğadaki elementlerden tepkime isteği
düşük olan He, Ar, Au gibi çok azı atomik
KİMYA ALANI İLE İLGİLİ BAŞLICA MESLEKLER

KİMYA ÖĞRETMENİ yapıdadır.


Kimya ili ilgili bilgi, beceri, tutum
• Atomik yapılı olanlar dışındaki element-
ve davranışları öğrencilere ka-
lerden ametallerin bir kısmı moleküler
zandıran kişi
halde (N2,O2, Cl2 gibi) bulunurken metal-
ler ve ametallerin büyük bir kısmı bile-
şikleri halinde (NaCl, CaCO3, NO2 bulu-
nur.
ECZACI • Birçok element, doğadaki bu bileşikle-
İlaç üretimi, geliştirilmesi, dağıtı- rinin kimyasal yöntemlerle ayrıştırılması
mı ve insan vücudundaki etkile- sonucunda elde edilir.
şimlerini inceleyen kişi.

KİMYA MÜHENDİSİ
Teknoloji ve çevre problemlerinin
çözümüne yönelik çalışmalar
yapan mühendislik alanı.

METALURJİ MÜHENDİSLİĞİ
Bileşiminde metal bulunan ma-
den filizlerinden metal ve ala-
şımların eldesi.

4
BİLEŞİK LABORATUVAR GÜVENLİK KURALLARI
• Farklı cins elementlerin birbirine kimya- • Önlük, kapalı ayakkabı, gerekli ise göz-
sal bağlarla bağlanması sonucu oluşur. lük.
• Bileşenleri arasında sabit bir oran vardır. • Saçlar toplu, tırnaklar kesili.
• Oluşması ve ayrışması kimyasaldır. • Vücutta açık yara olmamalı.
• Saf maddedir. • Lens olmamalı
• Hal değişimi dışında homojendir. • Takı olmamalı
• Şartlar (sıcaklık ve basınç) değişmedikçe • Yiyecek içeçecek olmamalı
ayırt edici özellikleri (erime noktası, kay- • Oyun, şaka yapılmamalı.
nama noktası, yoğunluk gibi) değişmez.
• Kırık, çatlak, kirli cam kullanılmamalı.
• Fiziksel yöntemlerle daha basit bileşenle-
rine ayrıştırılamaz. • Çıplak elle kimyasal maddeye dokunul-
mamalı.
• Formüllerle gösterilir.
• Kimyasallar koklanmamalı, tadına bakıl-
• Bileşikler kendisini oluşturan bileşenlerin mamalı.
özelliklerini göstermez.
• Kimyasal madde alınan şişe hemen ka-
patılmalı.
• Aynı spatül veya pipet ile başka kimya-
sal alınmamalı.
• Sıvılar alınırken mutlaka puar kullanıl-
malı.
• Derişik asidin üzerine su eklenmemeli.
• Uçucu maddeler açık alevden uzak tu-
tulmalı.
• Cep telefonu kullanılmamalı.
• Deney sırasında deneyi yapan kişi uzak-
laşmamalı.
• Sıvı aktarılırken etiket olan taraftan ak-
tarılmamalı.
• Atıklar lavaboya dökülmemeli, çöpe
atılmamalı.
• Kullanılmış malzemeler kirli bırakılma-
malı.
• Laboratuvardan çıkınca hemen eller
yıkanmalı.
• Sağlık problemi olan öğrenci öğretme-
ne bildirilmeli.
• Öğretmenin onayı olmayan deney yapıl-
mamalı.

5
KİMYASAL MADDE KIMYASAL MADDELERIN ETKILERI
PİKTOGRAMLARI 2017
1. Yararlı Kimyasallar
2020

PİKTOGRAM AÇIKLAMASI Na
• Sıvı dengemizin sağlanmasında görev-
YANICI lidir.
Ateş, kıvılcım ve ısıdan • Serum % 0,9 luk NaCl çözeltisidir.
uzak tutulmalıdır. • Sinir iletiminde de potasyum ile beraber
YAKICI görev alır.
Oksijen, klor, nitrik asit, K
hidrojen peroksit. • Kalp ritmi, beyne giden oksijen miktarı,
AŞINDIRICI (KOROZİF) sinirsel iletimde direkt görev alır.
Sodyum hidroksit, sülfürik • Sodyum ile beraber vücuttaki sıvı den-
asit, HF, fenol. gesini sağlar
• Kasların sağlıklı çalışmasında da etkili-
TAHRİŞ EDİCİ dir.
Sodyum hipoklorit, etil al-
kol Fe
• Kaslardan beyin fonksiyonuna, hemog-
PATLAYICI lobin oluşumundan, oksijenin taşın-
nitrogliserin, dinamit. masına kadar vücut için çok önemli bir
mineraldir.
• Yeşil bitkilerde klorofilin yapısında bulu-
ZEHİRLİ (TOKSİK)
nur.
Hidrojen sülfür, etilen
amin Ca
• Kemik ve dişleri oluşturan temel ele-
RADYOAKTİF menttir.
Röntgen cihazları • Kanın pıhtılaşması, kalp ritmi, kasların
kasılması için de gerekli elementtir.
ÇEVREYE ZARARLI • Bitkilerde hücre bölünmesinde ve to-
Çoğu kimyasal maddede hum çimlenme oranının artmasında
yer alan bir işarettir. önemli rol oynar.
Mg
• Kasların ve sinirlerin düzgün çalışması
için gereklidir.
• Kan basıncını düzenler, vücuttaki kalsi-
yum oranını dengeler.
• Klorofilin yapısında bulunan temel
maddelerden biridir, eksikliği duru-
munda bitki gelişmez, yapraklar rengini
kaybeder.
H2O
• Su tüm yaşam için temel maddedir.
• Vücuda alınan mineraller için çözücü
ortamı sağlar.
• Vücudumuzun büyük kısmı sudur, in-
san dışındaki nerdeyse tüm canlılar su
olmadan yaşayamaz.

6
2. Zararlı Kimyasallar KİMYA LABORATUVARINDA KULLANILAN
TEMEL MALZEMELER
Hg
• Sinir sistemi üzerinde ciddi olumsuz
etkileri vardır.
• Beyin fonksiyonlarına zarar verir, hafıza
kaybı yapar, üreme fonksiyonlarına zarar
verir.
• Ağır metal olduğu için vücuttan atıla-
mayıp uzun yıllar birikerek de zehirleye-
bilir.

Pb
• Kurşun ağır metallerden biridir.
• Sinir sistemi, kalp ritmi, beyin fonski-
yonları üzerinde ciddi zararlar meydana
getirir.
• Vücuttan atılamaz ve az miktar aldığınız
kurşun bile uzun sürede zehirleme mey-
dana getirebilir.

CO2
• Zehirli bir gaz olmasının yanı sıra küresel
ısınmanın ve küresel iklim değişikliğinin
de temel sebebidir.

NO2
• Zehirlidir, ciddi akciğer bozukluklarına
sebep olur.
• Havadaki derişiminin artması durumun-
da asit yağmurlarına sebep olur.

SO3
• Metaller ve dokular için yakıcıdır.
• Solunması veya yutulması hâlinde iç
organlarda ciddi tahribata yol açar.
• Asit yağmurlarına sebep olarak çevreye
ciddi zararlar verir.

CO
• Zehirlidir, uyuşukluk verdiği için zehir-
lenmesi genelde fark edilmez ve zehirle-
mesi genelde ölümle sonuçlanır.

Cl2
• Son derece zehirli bir gazdır.
• 1. Dünya Savaşı’nda kimyasal silah olarak
kullanılmıştır.
• Litre başına 2,5 mg gibi az miktarı bile
insanı zehirlemek için yeterlidir.

7
8
ATOM MODELLERİ Thomson Atom Modelinin Eksikleri
• Atomdaki pozitif (+) ve negatif (-) yükler
DALTON ATOM MODELİ
atomda homojen olarak dağılmaz.
• Maddeler atom deni-
• Atomda bulunan pozitif tanecikler atom
len küçük tanecikler-
kütlesinin yaklaşık yarısını oluşturur.
den oluşmuştur.
• Atomlar kimyasal tep-
kimelerde parçala- RUTHERFORD ATOM MODELİ
namaz, bölünemez,
yoktan var edilemez,
varken yok edilemez ve başka bir atoma
dönüşemez.
• Kimyasal tepkimelerde atom türü ve sa-
yısı korunur
• Atomlar çok içi dolu küre şeklindedir.
• Bir elementin bütün atomları özdeştir.
• Farklı element atomları birbirinden fark-
lıdır.
• Farklı element atomlarının belirli oranda
birleşmesinden bileşikler oluşur.
• Bir atomda pozitif
Dalton Atom Modelinin Eksiklikleri yükün tümü çok kü-
• Atom altı parçacıkları bulamamıştır. çük bir bölgede top-
lanmıştır.
• Atomlar nükleer olaylarda parçalanabilir.
• Bu bölge atomun
• Atomun büyük kısmı boşluktur.
çekirdeğidir.
• Bir elementin bütün atomları özdeş de-
• Çekirdek çapı yak-
ğildir, aynı elementin farklı kütleli olan
laşık 10-12 - 10-13cm dir.
atomları vardır (izotop atomlar).
• Atomun büyük bir kısmı boşluktur.
• Elektronlar bu boşlukta bulunur ve çe-
THOMSON ATOM MODELİ kirdek etrafında döner.
• Atom çapı yaklaşık 10-8 • Çekirdekteki (+) yük miktarı bir elemen-
cm olan küre şeklinde- tin tüm atomlarında aynıdır, farklı ele-
dir. mentin atomlarında farklıdır.
• Elektronlar, pozitif yüklü • Atomdaki elektron sayısı
atomun içinde homojen çekirdekteki + yük sayısı-
olarak dağılmıştır. na eşittir.
• Atomdaki negatif (-) yük sayısı, pozitif (+) • Pozitif yüklerin toplam
yük sayısına eşit olup atom nötrdür. kütlesi, atomun kütlesinin
yaklaşık yarısı kadardır. O
• Elektronların kütlesi ihmal edilebilecek
hâlde çekirdekte kütlesi + yük kütlesine
kadar küçük olduğu için atomun kütlesi-
eşit yüksüz tanecikler bulunur.
ni pozitif yükler oluşturur.

9
Rutherford Atom Modelinin Eksikleri BOHR ATOM MODELİ
• Elektronların davranışını açıklama ko-
nusunda yetersiz kalmıştır, elektronla- • Elektronlar çekirdek-
rın neden çekirdek üzerine düşmediğini ten belirli uzaklık-
açıklayamamıştır. ta ve belirli enerjiye
sahip yörüngelerde
bulunur.

• Bu yörüngelere;
Dikkat enerji düzeyi (seviyesi),katman veya ka-
buk denir.
• Rutherford çekirdekte yüksüz
tanecik olması gerektiğinden bah- • Her enerji düzeyi n = 1, 2, 3, 4... gibi tam-
setse de nötrondan bahsetmez. sayılar ile veya K, L, M, N... gibi harflerle
• Nötronun varlığı daha sonraları Ja- ifade edilir.
mes Chadwick tarafından kanıtlan-
mıştır. • Çekirdeğe en yakın kabuk minimum, en
uzaktaki kabuk maksimum enerjiye sa-
hiptir.
• Elektronun çekirdeğe en yakın en düşük
enerjili hâline atomun temel hâli denir
• Temel hâlde atom kararlıdır ve ışın yay-
maz.
• Elektronun dışarıdan enerji alarak daha
yüksek enerji düzeyine geçmesine uya-
rılma denir.
• Uyarılmış atom kararsızdır, elektron te-
mel hâle geçerken yörüngeler arası ener-
ji farkına denk enerjiye sahip bir ışıma ya-
par.

Bohr Atom Modelinin Eksikleri.


• Bohr sadece tek elektronlu (1H, 2He+,
3
Li2+...) atom ve iyonların spektrumlarını
açıklayabilmiştir.
• Dönmekte olan elektronun neden çekir-
değe düşmediğini açıklayamamıştır.
• Atom spekturumlarda kimi spektrum-
ların parlak kiminin soluk olma sebebini
açıklayamamıştır.
• Bohr’un iddia ettiği dairesel yörünge fikri
yanlıştır, elektronlar bir nevi elektron bu-
lutunun içinde yani üç boyutlu yerlerde
bulunurlar.

10
MODERN ATOM MODELİ
• Bir elementin tüm ATOMU OLUŞTURAN
TEMEL TANECİKLER 2010 2012 2017
özelliklerini taşıyan 2011 2014 2018
en küçük taneciğine
atom denir.
Kütle Numarası İyon yükü
• Atomun yapısında (Nükleon Sayısı) (elektriksel yük)
atomu oluşturan daha Proton + nötron Proton - elektron

küçük tanecikler bu-


lunur. Bunlara atom 23 +
altı tanecikler denir. Atom altı tanecikler
proton, nötron, elektron, gluon, graviton,
Nötron
Sayısı Na
12

11 10
lepton, foton, kuark... gibi birçok parça-
cıktan oluşur.
Atom Numarası
• Atomu oluşturan temel tanecikler pro- (Çekirdek Yükü) Elektron Sayısı

ton, nötron ve elektronlardır. Proton Sayısı

• Atom çekirdeğini pozitif yüklü protonlar


ve yüksüz nötronlar oluşturur.
• Nükleon sayısı: çekirdekteki tanecik sayı-
• Çekirdekte bulunan taneciklere (proton
sı demektir.
ve nötronlara) nükleon denir.
• Proton, atom çekirdeğinde bulunan po- • Atomdaki temel tanecikler: p+, no ve e-
zitif yüklü taneciktir. Kütlesi 1,673x10-24 dir.
gramdır. • Çekirdekte yüklü tanecik olarak sadece
• Nötron, atom çekirdeğinde bulunan küt- proton bulunduğu için çekirdek yükü
lesi 1,675x10-24 gram olan yüksüz tanecik- proton sayısıdır.
tir. • Bir elementin cinsini proton sayısı belir-
• Elektron, çekirdeğin etrafında bulunan ler.
kütlesi 9,109x10-28 gram olan negatif yük-
• Aynı atom derken protonu aynı, farklı
lü taneciktir.
atom derken proton sayısı farklı atomu
• Proton ve nötronun kütleleri hemen kastederiz.
hemen aynı, elektronun kütlesi ise pro-
ton ya da nötronun kütlesinin yaklaşık • Kimyasal özellik proton ve elektrona
1836’da biri kadardır. bağlıdır, herhangi biri değişirse kimyasal
özellik değişir.
• Atomun hemen hemen tüm kütlesi çe-
kirdeğinde toplanmıştır. • Fiziksel özellik her şeye bağlıdır. Atomda
• Elektronların kütlesi çok küçük olduğun- gerçekleşen en ufak değişiklikte atomun
dan atomun toplam kütlesi yanında ih- fiziksel özelliği değişir.
mal edilebilir.
• Atomun kütlesini çekirdek oluşturma-
sına rağmen çekirdeğin hacmi atomun
Topla

Na
hacminin yanında çok küçüktür.
23 +1
=

12
+ +
11 = 10 Topla

11
İYON KAVRAMI DİKKAT
• Yüklü taneciğe iyon denir. Aynı elektrona sahip taneciklerin
çapları da
• Kimyasal olaylarda proton alınıp verilmez
bu nedenle atomun yüklenmesi ancak
elektron alışverişi ile olur.
8
O2- > 9F1- > 10Ne >11Na1+ > 12Mg2+
• Elektron alan tanecikte (elektronun yükü
- olduğu için) elektriksel yük azalır.
• (+) yüklü iyona KATYON, (-) yüklü iyona şeklinde sıralanır
ANYON denir.

ALIŞTIRMA

DİKKAT

Tanecik Kütle No Nötron Elektron


• Bir tanecik elektron verdiği zaman: X 19 10 10
▶ Elektron sayısı azalır ancak proton
değişmez. Y 39 20 18
▶ Aynı sayıda proton daha az elektro-
Z 31 16 18
nu çekeceği için protonun elektron
başına uyguladığı çekim kuvveti
artar.
▶ Çekirdeğin her bir elektrona uygu-
ladığı çekim arttığı için çap küçü-
lür.
ATOM TÜRLERİ
• Bir tanecik elektron aldığı zaman 2019
ise:
▶ Elektron sayısı artar ancak proton • Bir taneciğin kimyasal özelliği proton ve
değişmez. elektron sayısına bağlıdır.
▶ Aynı sayıda proton daha çok elekt- • Proton veya elektrondan herhangi biri
ronu çekeceği için protonun elekt- değişirse tanecğin kimyasal özelliği de-
ron başına uyguladığı çekim kuv- ğişir.
veti azalır.
▶ Çekirdeğin her bir elektrona uygu- • Fiziksel özellik ise her şeye bağlıdır, pro-
ladığı çekim azaldığı için çap bü- ton, nötron, elektron, elektron dizilimi,
yür. bağ yapısı gibi her şey fiziksel özelliği
etkiler.
Yani bir atoma ait taneciklerin
çapları

... X2- > X1- > X > X1+ > X2+ ....

şeklinde sıralanır.

12
İZOTOP ATOMLAR İZOTON ATOMLAR

• Proton sayısı aynı nötron sayısı farklı olan • Nötron sayısı aynı proton sayısı farklı olan
taneciklere izotop denir. taneciklere izoton denir.
1
1
H 2
1
D 3
1
T 23
Na
11
24
Mg
12

• Herhangi bir taneciğin kimyasal özelliği • Protonları farklı olduğu için tamamen
proton ve elektron sayısına bağlı olduğu farklı elementlere aittir ve hem kimyasal
için elektron sayıları da aynı ise izotop hem de fiziksel özellikleri farklıdır.
taneciklerin kimyasal özellikleri aynıdır.

İZOBAR ATOMLAR
35
17
Cl 37
17
Cl
35
17
Cl 37
17
Cl-1 • Kütle numarası aynı atom numarası ( ve
dolayısıyla hem proton hem nötron sayı-
• Taneciklerin fiziksel özellikleri ise her sı )farklı olan taneciklere izobar denir.
zaman farklıdır. 40
18
Ar 40
19
K
• İzotop tanecikler aynı elementle aynı • Protonları farklı olduğu için tamamen
tepkimeye girip aynı ürünü oluşturur- farklı elementlere aittir ve hem kimyasal
lar. Ancak oluşan ürünlerin de kimyasal hem de fiziksel özellikleri farklıdır.
özellikleri aynı fiziksel özellikleri farklıdır.

İZOELEKTRONİK TANECİKLER
H2 + O2 → H2O (Su)
D2 + O2 → D2O (Ağır Su) • Elektron sayısı (ve AYT için dizilimi) aynı
proton sayısı farklı olan taneciklere izoe-
lektronik denir.
Ortalama Atom Kütlesi
23
Na1+
11
20
10
Mg F1-
19
9

• Protonları farklı olduğu için tamamen


farklı elementlere aittir ve hem kimyasal
hem de fiziksel özellikleri farklıdır.
• Aynı elektron sayısına sahip oldukları için
bu taneciklere kimyasal özellikleri ben-
zer tanecikler de diyebiliriz.

13
KATMAN ELEKTRON
DİZİLİMİ 2011 2013 2016
2022
2012 2014 2017

14
MENDELEYEV’İN PERİYODİK TABLOSU MODERN PERİYODİK TABLO

• Bilinen 63 elementi atom kütlelerine


göre sıralamıştır.
• Bu sıralamada elementlerin fiziksel ve
kimyasal özelliklerinin de düzenli (peri-
yodik) olarak tekrarladığını görmüştür.
• O güne kadar keşfedilmemiş galyum,
germanyum ve skandiyum gibi ele-
mentlerin varlığını, atom kütlelerini ve
fiziksel-kimyasal özelliklerini tahmin
ederek yaptığı tabloda bu elementlerin
Elementlerin artan atom numarasına göre
yerlerini boş bırakmıştır.
sıralandığı tablo.
• Varlığını tahmin ettiği elementler daha
Not: Yabancı kaynaklı sitelerde ve IUPAC’ın
sonraki yıllarda bulunmuştur.
periyodik sisteminde atom numarası kolay
• Mendeleyev yeni elementlerin bulunabi- fark edilebilmesi için üst tarafa kütle nu-
leceğini öngören bir sistem hazırlamıştır. marası alt tarafa yazılabilir. internetten bilgi
araştırırken buna dikkat etmeyi unutmayı-
nız.
PERİYOT
1. Periyot 1 2
2. Periyot 10
3. Periyot 18
4. Periyot 36
54
5. Periyot
86
6. Periyot
118
7. periyot

6. Periyot
7. periyot

MOSELEY VE MODERN PERİYODİK SİSTEM • 7 tane periyot vardır.


• Bir elementin yörünge sayısı aynı za-
manda onun periyot numarasıdır.
• Henry Moseley X-ışınları ile çeşitli ele-
mentlerin atom numaralarını bulmuştur. • Bu nedenle aynı periyottaki elementle-
rin yörünge sayıları aynıdır.
• Elementlerin fiziksel ve kimyasal özellik-
lerinin atom kütlesine değil, atom numa- • Periyodik tablonun altında bulunan iki
rasına (proton sayısına) bağlı olduğunu sıradan üstteki (lantanitler) 6. Periyot,
kanıtlamıştır. alttaki (Aktinitler) ise 7. Periyot elemen-
tidir.
• Moseley periyodik sistemde elementle-
rin atom kütlesi yerine atom numarasına • En kısa periyot 1. Periyottur ve 2 element
göre gösterilmesini önermiştir. vardır (Hidrojen ve Helyum)

• Günümüzdeki periyodik sistem Mose- • 2. Ve 3. Periyotta 8 element, 4. Ve 5. Pe-


ley’in düzenlediği şekilde yani artan atom riyotta 18 element, 6. Ve 7. Periyotta 32
numarasına göre düzenlenmiştir. element vardır.
• İlk 3 periyotta B grubu yoktur.

15
GRUP PERİYODİK SİSTEMDE
2021 YER BULMA 2016
2022
2017
IUPAC 1 18 • Bir elementin periyodik sistemdeki yerini
KLASİK 1A 2 13 14 15 16 17 8A
2A 3A 4A 5A 6A 7A bulmak için elementin yüksüz ve uyarıl-
3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 mamış elektron dizilimi yapılır.
3B 4B 5B 6B 7B 8B 8B 8B 1B 2B
• Bu dizilimdeki yörünge sayısı elementin
periyot numarasını verir.
• Bu dizilimde en dış katmandaki elektron
LANTANİTLER
AKTİNİTLER 3B sayısına değerlik elektron sayısı denir.
• Değerlik elektron sayısı elementin grup
numarasını verir.
• IUPAC gruplandırma sistemine göre peri- • İlk 20 elementten sonrası TYT kapsamın-
yodik tabloda 18 tane grup vardır. da değildir.
• Klasik gruplandırma sistemine göre bu 18 • He soygaz olduğu için değerlik elektron
2
grup 8’i A grubu (Baş grup) 10’u B grubu sayısı 2 olmasına rağmen 2A grubunda
(Yan grup) olarak 2’ye ayrılır. değil, 8A grubundadır.
• İlk periyotta sadece 1A ve 8A grubu vardır.
(1. Ve 18. Gruplar)
• İlk 3 periyotta B grubu yoktur. (3. İle 12.
Gruplar arası yoktur)
• B grupları 4. Periyottan itibaren başlar.
• 3 tane 8 B grubu vardır. (8. Grup, 9. Grup
ve 10. Grup)
• B grupları 4. Periyotta 2A’dan(2. Gruptan)
sonra 3B ile başlar, 2B(12. Grup) ile sonla-
nır.
• Aynı gruptaki elementlerin değerlik elekt-
ron sayısı aynıdır. (8A – Helyum hariç)
• Aynı gruptaki elementlerin kimyasal özel-
likleri benzerdir. (Genel olarak)
• 1,2,3A grupları ve B grupları metaldir.
• 4,5,6,7A grupları Ametaldir
• 8A grubu Soygazdır.

16
ELEMENTLERİN SINIFLANDIRILMASI AMETALLER

2010 2014 2016


2020
2013 2015 2017

METALLER

• Periyodik tablonun sağ tarafında 4,5,6,7A


gruplarında bulunurlar
• Toplam 11 tanedir; Hidrojen (H), Oksijen
(O), Fosfor (P), Karbon (C), Azot (N), Kü-
kürt (S), Selenyum (Se), Flor (F), Klor (Cl),
• Periyodik tabloda 1,2,3A grubu (1A’da Brom (Br), İyot (I)
Hidrojen, 3A’da Bor hariç), B grupları • Karbonun doğal allotropu olan grafit ve
(geçiş elementleri) ve iç geçiş element- karbonun yapay alloptropları hariç elekt-
leri metaldir. riği iletmezler.
• Katı ve sıvı halde elektrik akımını iletir- • Oda koşullarında katı, sıvı ve gaz halde
ler. bulunan ametaller vardır.
• Civa (Hg) dışında oda koşullarında katı • Erime – kaynama noktaları iyonik bileşik-
haldedirler. lere ve metallere göre düşüktür.
• Erime noktaları yüksektir. • Yüzeyleri mat veya saydamdır.
• Yeni kesilmiş yüzeyleri parlaktır. • Kırılgandırlar, işlenemezler.
• İşlenebilir, tel ve levha haline getirilebi- • Elektron alma istekleri yüksektir ancak
lirler. bileşiklerinde (flor hariç) elektron verebi-
• Doğada bileşikleri halinde bulunurlar. lirler de.
• Daima elektron verirler. • Birbirleri ile kovalent bağlı bileşik oluştu-
rurlar.
• Birbirleri ile bileşik oluşturmaz alaşım
denilen homojen karışımları oluşturur- • Metallerle iyonik yapılı bileşikler oluştu-
lar. rurlar.
• Ametallerle iyonik yapılı bileşikler oluş- • Moleküllü yapıya sahiplerdir. (O2, S4, P8
tururlar. gibi)
• Atomik yapılıdırlar; kendi kendileriyle • Oksijenli bileşikleri genellikle asidiktir.
molekül oluşturamazlar.
• Oksijenli bileşikleri genellikle bazik
özelliktedir.

17
YARI METALLER SOYGAZLAR

• Periyodik cetvelde metallerle ametaller


• Periyodik tablonun en sağında bulunan
arasındaki sınırda bulunan elementler-
6 tane elementtir; Helyum (He), Neon
dir.
(Ne), Argon (Ar), Kripton (Kr), Ksenon
• Oda koşullarında katı haldelerdir. (Xe), Radon (Rn)
• Toplam 8 tane elementten oluşur; Bor • Oda koşullarında gaz haldelerdir.
(B), Silisyum (Si) Germanyum (Ge) Arse-
• Elektron alma veya verme yatkınlıkları
nik (As) Antimon (Sb) Tellür (Te) Polon-
yoktur.
yum (Po) ve Astatin (At)
• Kimyasal açıdan pasiflerdir.
• Fiziksel açıdan metallere kimyasal açı-
dan ametallere benzerler. • Yanmazlar.
• Hem + hem - değerlik alabilirler. • Bileşik oluşturma istekleri yoktur. (Kr
ve Xe elementlerinin özel şartlarda bazı
• Katı haldedir, işlenebilirler.
bileşikleri elde edilebilir)
• Yarı iletken özellik gösterirler.
• Oda koşullarında atomik yapılılardır.
• Parlak veya mat olabilirler.

18
PERİYODİK ÖZELLİKLERİN DEĞİŞİMİ İYONLAŞMA ENERJİSİ

2013 2018 • Gaz haldeki bir elementin son yörünge-


2013 2019 sindeki 1 elektronu koparabilmek için,
elemente verilmesi gereken enerjiye
ATOM YARIÇAPI iyonlaşma enerjisi denir.
• Bir elementin yörünge
sayısı onun periyot nu-
marasını verir. Bu neden- X(g) + İE1 → X+(g) + 1e-
le periyodu büyük olanın
yörünge sayısı dolayısıyla • Bir elementten 1 elektron kopardıktan
atomun çapı da büyüktür. sonra ikinci elektronu (iki elektronu de-
• Aynı periyottaki element- ğil) koparmak için verilmesi gereken
lerden proton sayısı faz- enerji 2. İyonlaşma enerjisidir;
la olan (yani sağda olan)
elektronlara daha fazla
çekim uygulayacağı için X+(g) + İE2 → X2+(g) + 1e-
proton sayısı fazla olan
elementin çapı küçüktür.
• Aynı mantıkla 6. İyonlaşma enerjisi 5
• Farklı periyottaki elementlerde sol veya elektron kopardıktan sonra altıncı elekt-
sağda olmasına bakılmaz periyodu bü- ronu koparmak için verilmesi gereken
yük olan elementin çapı da büyük olur. enerjidir.

X5+(g) + İE6 → X6+(g) + 1e-

• Bir element elektron verdikçe geri kalan


elektronlarına uyguladığı elektron başı-
na çekim arttığı için geri kalan elektron-
ları koparmak güçleşir.
• Yani ardışık gelen iyonlaşma enerjileri
daima artar;

İE1 < İE2 < İE3 < İE4 < İE5 < İE6 <….

• Bir elementten 2 elektron koparmak isti-


yorsak birinci iyonlaşma enerjisi ve ikin-
ci iyonlaşma enerjisinin toplamı kadar
enerji vermemiz gerekir. Aynı şekilde 6
elektron koparmak istiyosak ilk 6 iyon-
laşma enerjisinin toplamı kadar enerji
vermemiz gerekir.

X(g) + Q → X2+(g) + 2e- Q = İE1 +İE2

19
• Bir elemente enerji vererek tüm elekt- • İyonlaşma enerjisinin pe-
ronlarını koparabiliriz bu nedenle bir ele- riyodik tablodaki değişi-
mentin nötr haldeki elektron sayısı yani mine baktığımızda ise çe-
atom numarası kadar iyonlaşma enerjisi kirdek kendine yakın olan
vardır elektronu daha fazla çeke-
ceği için atomun çapı bü-
Element İE1 İE2 İE3 yüdükçe elektron koparmak kolaylaşır.
• Bu nedenle periyodik tabloda iyonlaşma
1
H 1312 - - enerjisi çap ile ters orantılıdır.
He
2
2372 5250 - • Soldan sağa artış sırasında 2A ve 5A (küre-
sel simetriden dolayı) elektronlarını bek-
lenenden daha çok çekerler, bu grupla-
• Element son yörüngesindeki elektron-
rın iyonlaşma enerjileri kendilerinden bir
ları verince soygaza benzeyeceği için
sonra gelen 3A ve 6A’dan daha yüksektir;
elektron vermesi güçleşir. Bu nedenle
element soygaza benzediği anda iyon- • 1A<3A<2A<4A<6A<5A<7A<8A
laşma enerjisinde aşırı artış gözlenir;

• Tablodaki elementler incelendiğinde


sodyumun 1. İle 2. İyonlaşma enerjileri
arasında yaklaşık 9-10 kat artış vardır. Bu
sodyumun 1A grubunda olması nede-
ELEKTRON İLGİSİ
niyledir. İlk elektronunu verince soygaza
benzeyen soydum 2. Elektronu soygaz • Gaz halindeki nötr bir ato-
mun bir elektron alma-
düzenine ulaştığı için çok zor vermiştir.
sı sırasında gerçekleşen
• Aynı şekilde alüminyumun 3. İyonlaş- enerji değişimine elekt-
ma enerjisi ile 4 iyonlaşma enerjisi ara- ron ilgisi denir.
sında aşırı bir artış vardır. Bunun sebebi • Elektron ilgisi genellikle
alüminyumun 3A grubunda olmasıdır. 3 ekzotermiktir
elektron verince soygaza benzediği için X(g) + e- → X-(g) + Eİ
4. İyonlaşma enerjisi 3. den çok büyük-
• Bir element elektronu ne kadar çok çe-
tür.
kiyorsa o kadar çok almak isteyeceği için
• Kükürtün iyonlaşma enerjileri incelen- elektron ilgisi çap ile ters orantılı olarak
diğinde ise aşırı artış yoktur. Bunun se- artar.
bebi kükürtün 6A grubunda olmasıdır, • Soygazların elektron ilgisi yoktur.
kükürtteki aşırı artış 6 ile 7. İyonlaşma
• İstisna olarak klorun elektron ilgisi flor-
enerjileri arasında olacaktır. dan fazladır.
• Böyle bir tablo verildiğinde artışların en
büyüğünü değil 3,5 - 4 kattan daha fazla
artmış olması şartını arıyoruz.

20
ELEKTRONEGATİFLİK
• Bir atomun bağ elektron-
larını kendine çekme ye-
teneğinin ölçüsüdür
• Elektronegatifliği en yük-
sek olan element flordur.
• Elektronegatifliği en düşük element 1A ATOM ÇAPI BÜYÜR ATOM ÇAPI KÜÇÜLÜR
grubundaki fransiyumdur. ELEKTRON VERMEK ELEKTRON ALMAK
KOLAYLAŞIR. KOLAYLAŞIR.
• Soy gazların elektronegatifliği yoktur.
• Çapı küçük olan atom elektronlara daha • Metalik Aktiflik • Ametalik Aktiflik
fazla sahip çıkacağı için çap ile ters oran- • Metal Oksitlerin • Elektron ilgisi
tılıdır. Bazlığı (Cl>F)
• Yükseltgenme • Elektronegatiflik
isteği • Ametal oksitlerin
asitliği
METALİK ÖZELLİK • İndirgenme İsteği
• Metaller elektron verme
eğilimi yüksek olan ele-
mentlerdir.
DİKKAT !
• Bir elementin kolay elekt-
ron verebilmesi için çapı-
nın büyük olması gerekli- • Erime - Kaynama Noktası metallerde
dir. metalik özellikle ametallerde ametalik
özellikle ters olarak değişir.
[ 1A’da aşağı doğru azalır ]
[ 7A’da aşağı doğru artar ]
• 7A grubunda HX tipi asitlerde (HF, HCl,
AMETALİK ÖZELLİK HBr, HI asitlik aşağı doğru artar)
• Ametaller elektron alma [ HF<HCl<HBr<HI ]
eğilimi yüksek olan ele-
mentlerdir.
• Bir elementin kolay elekt-
ron alabilmesi için çapının
küçük olması gereklidir.

21
KİMYASAL TÜR KİMYASAL TÜRLER ARASI
2013 ETKİLEŞİMLER
Atom
• Atom, molekül veya iyonların farklı yüklü
• Bir elementin özelliklerini taşıyan en kü-
tanecikleri birbirini çekerken aynı yüklü
çük yapıtaşıdır.
tanecikleri birbirini iter.
• Ne, H, O, Na… • Çekme kuvveti, itme kuvvetinden fazla
olduğu anda tanecikler birbirine bağla-
nır.
Molekül
• Bu bağın oluşumu sırasında çekme ile
• Birden fazla atomun kovalent bağ oluş- itme kuvvetleri arasındaki fark çok bü-
turarak birbirine bağlanması sonucu olu- yükse oluşan etkileşim kuvvetli etkile-
şan, nötr atom gruplarına molekül denir. şimdir.
• H2O, S4, C6H12O6… • Kuvvetli etkileşimler genellikle kimyasal
• Bir araya gelen atomlar aynı elemente bağlardır ve maddenin kimyasal özellik-
aitse bu moleküle element molekülü lerini etkilerler.
denir. • Kuvvetli etkileşimler atomlar veya iyonlar
arasında oluşur.
• Yani H2, S4, O2 gibi moleküller element
molekülüdür, elementlerin özelliklerini
taşırlar, bu moleküller tek tur atom ve a b
tek tür molekül içerirler.
+
• Bir araya gelen atomlar farklı elemente
NaCl H2O
aitse bu molekül bileşik molekülü olur.
• Yani H2O, H2SO4, C6H12O6 gibi moleküller • Bu bağın oluşumu sırasında çekme ile
bileşik molekülüdür. Bu moleküller farklı itme kuvvetleri arasındaki fark az ise olu-
türde atom ancak tek tür molekül içerir. şan etkileşim zayıf etkileşimdir.
Bu moleküller için tek tür tanecik içerir • Zayıf etkileşimler fiziksel bağdır, madde-
diyebiliriz. nin fiziksel özelliklerini belirler.
• Zayıf etkileşimler genellikle moleküller
arasında oluşur.
İyon
• Yüklü taneciklere iyon denir
• Na+ , NH4+ , Cl- ... c

• Pozitif yüklü iyonlara katyon, negatif yük-


lü iyonlara anyon denir.
d
• İyonlar tek tür atomdan oluşabileceği
gibi farklı türde atomlar da içerebilir.
• Farklı türde atomların birleşimesi sonu- e
cu oluşan iyonlara kök adı verilir;
• OH-, SO42-, PO43-, H3O+ iyonları birer kök-
tür. • Bir bağı koparabilmek için verilmesi ge-
reken minimum enerjiye bağ enerjisi de-
nir. Bağ enerjisi 40kj/mol’den büyük olan
etkileşimler kuvvetli, küçük olanlar ise
zayıf etkileşimdir.

22
İYONİK BAĞ

2011 2013 2014 2015 2015 2016


2020
2012 2014 2014 2015 2016 2016

• Metal ile ametal atomları arasında elekt-


ron alışverişi ile oluşan bağa iyonik bağ
denir.
LEWİS YAPISI • İyonik bağ metalin elektron verip ameta-
lin elektron alması sonucu oluşur
• Lewis yapısı, bir elementin sembolünün
üzerine son katman (değerlik) elektron-
larını gösteren noktalardan oluşur. OLUŞUMU VE LEWİS YAPISI
• Lewis yapısı yazılırken element sembo-
lününün çevresine değerlik elektronları
yazılır, bu yazımda her elektron bir nokta
ile gösterilir.
• Bu noktalar sembolün dört tarafına önce
teker teker, dörtten fazla elektronu varsa
sekize (oktete) ulaşıncaya kadar noktalar
ikişerli olacak şekilde eşleştirilir.
• Bir element Lewis nokta yapısında tek
kalan elektronlar ile bağ yapabilirken çift
noktalar bağ oluşumunda kullanılamaz.

23
• İyonik bileşiklerde en küçük birim mole- İYONİK BİLEŞİKLERİN ADLANDIRILMASI
kül değil, birim hücredir.
• İyonik bileşikler düzenli bir kristal örgü
yapı oluşturur.
• Kristal örgü yapısında her iyon, belirli sa-
yıda zıt yüklü iyon tarafından çekilmek-
tedir

• Sodyum klorürde her Na+ iyonu 6 Cl- iyo-


nu tarafından ve her Cl- iyonu da 6 Na+
iyonu tarafından çekilerek iyonik kristal
yapısını oluşturur.
• İyonik kristalde tekrarlayan birimlere bi- İYONİK BİLEŞİKLERİN ADLANDIRILMASI
rim hücre adı verilir. SABİT DEĞERLİKLİ METALLER

• İyonik bileşikler örgü yapısı sa-


yesinde:
* Oda koşullarında katı hâlde bulunur-
lar.
* Erime ve kaynama noktaları yüksek-
tir.
* Katı hâlde elektriği iletmezler fakat DEĞİŞKEN DEĞERLİKLİ METALLER
sulu çözeltilerinde ve erimişbhâlde
Cu, Hg, Fe, Sn, Pb, Cr,Mn
iyonlarına ayrıştıklarından elektrik
akımını iletirler.
* Sert ve kırılgandırlar, herhangi bir zor-
lamada kırılırlar.
* İyonik bağlar güçlü etkileşimler oldu-
ğundan ancak kimyasal yöntemlerle
(elektroliz) ayrıştırılabilirler.
özelliklerine sahiptirler.

24
KOVALENT BAĞ
H O
2011 2013 2014 2015
2012 2014 2015 2015
H C C O H
2015
2016
2016
2017
2017
2018 2019 H
• İki ametalin elektronlarını ortak kullanma-
• Polar kovalent bağlarda elementler ara-
ları sonucu oluşan bağ kovalent bağdır.
sında elektronegatiflik farkı arttıkça aynı
• Kovalent bağ elektron ortaklaşması olsa da zamanda bağın iyonik karakteri de artar.
bağ elektronları iki atom tarafından tama-
men ortaklaşa kullanılıyor olması bu iki ele- ELEKTRONEGATİFLİK FARKINDAKİ ARTIŞ

mentin elektronegatifliğine bağIıdır.


• Elektronegatiflik bağ elektronlarına sahip İYONİK KARAKTER
çıkma isteği idi bu nedenle elektronegatifli-
ği farklı atomların yaptığı bağda elektronlar
tamamen ortaklaşa kullanılamaz, bir atom KOVALENT KARAKTER
elektronları daha çok kullanır, bu tür bağa
polar kovalent bağ denir. BAĞ POLARLIĞINDAKİ ARTIŞ

• Yani farklı iki ametal arasında oluşan bağ


polar kovalent bağdır.

H2O, CH4, CO2, C2H5OH...

• İki element arasındaki elektronegativite


farkı ne kadar büyükse bağın polarlığı da o
ölçüde büyük olur.

HF > HCl > HBr > HI

• Bağ yapan ametaller arasında elektronega-


tiflik farkı yoksa yani aynı ametaller birbirle-
ri ile bağ yapıyorsa bu bağa aplar kovalent
bağ denir.

H2, O2, S4, P8

• Bir bileşikte tüm bağlar polar veya apolar ol-


mak zorunda değildir, bir bileşik aynı anda
hem polar hem de apolar bağ taşıyabilir.

25
MOLEKÜLLERİN LEWİS YAPISI MOLEKÜLLERİN POLARLIĞI
• Kovalent bağlı moleküllerin lewis yapısı • Kovalent bağlı moleküllerde bağlar apo-
yazılırken bağı yapan elementlerin lewis lar ise molekülün yapısı da apolardır.
yapısı yazılır, daha sonra her element-
te hiç tek nokta kalmayacak şekilde tek
elektronlar ortaklaşa kullanılır. H2, O2, N2...
• Lewis yapısında ortaklaşa kullanılan
elektronlara bağlayıcı elelktron, atomun • Ancak bağların polar olması molekülün
üzerinde kalan, bağ oluşumuna katılma- polar olmasını sağlamayabilir.
yan elektronlara ise ortaklaşmamış elekt-
• Bazı moleküllerde elementlerin elektron
ron denir.
dağılımı dengeli olduğu için tüm bağla-
rın polarlığı birbirini dengeler ve molekül
apolar hale gelir.

Bir molekülün polar mı, apolar mı olduğu-


nu anlamak için aşağıdaki basamaklar takip
edilebilir:

1. Molekülde polar kovalent bağ yoksa mo-


lekül apolardır. (H2,O2 gibi element molekül-
leri)
2. Molekülde polar kovalent bağ varsa:
a) Molekül iki atomlu (X1Y 1) ise molekül polar-
dır. (HCl, CO, NO...)
b) Molekül tür olarak ikiden fazla atom içe-
riyorsa (XaYbZc gibi) genel olarak polardır.
(C2H5OH, C6H12O6...)
c) Molekül iki tür atom içeriyorsa (XaYb gibi)
Lewis nokta yapısı çizilir, Lewis nokta yapı-
sında merkez atomun (bileşiğin merkezinde
bulunan,sayısı az olan) üzerinde ortaklan-
mamış elektron çifti varsa bileşik polardır,
yoksa apolardır.

26
MOLEKÜLÜN POLARLIĞI ŞEMASI
-BİLİMSEL DEĞİL MÜFREDAT İÇİ-

POLARLIK
MOLEKÜL

SEBEBİ
YAPISI
LEWİS
Molekül Xn şeklinde mi?

H2

EVET HAYIR
CO2

APOLAR
HCl
O2, H2, Cl2 ...

Molekül ikiden daha CHCl3


EVET fazla türde atom
içeriyor mu?

POLAR NH3
C2H5OH,
HAYIR
CH2Cl2...

CCl4
Molekül X1Y 1
EVET
şeklinde mi?

POLAR HAYIR N2
HCl, CO, HF...

Lewis nokta
yapısında, H2S
EVET
merkez atomda
ortaklanmamış
elektron çifti var mı?
POLAR NF3
NH3, H2S,
PCl3... HAYIR

APOLAR CH3OH
CH4, BH3 ...

27
KOVALENT BİLEŞİKLERİN METALİK BAĞ
SİSTEMATİK ADLANDIRMASI 2016
2021

• Metallerin değerlik elektronları kendi boş


orbitalleri ve komşu atomların boş orbi-
tallerinde serbestçe dolaşarak bir elekt-
ron denizi yaratır.
• Bu dolaşım sonucu oluşan çekim kuvve-
tine metalik bağ denir.
• Metallerin iletkenlik, parlaklık, dövülebil-
me, işlenebilme gibi özelliklerinin tama-
mını sağlayan metalik bağdır.
• Metalik Bağ kuvveti;
Metalin çapıyla ters orantılıdır: Çap
arttıkça elektron hızı azalır.
Değerlik elektron sayısıyla doğru oran-
tılıdır: Değerlik elektron sayısı artıkça elekt-
ron denizine giren elektron sayısı artar.
B grubu metallerinde A grubu metal-
lerine göre daha sağlamdır; B grubu metal-
leri A grubu metallerine göre daha fazla de-
ğerlik elektronu içerirler.

+ + +

• Elmas, Kömür, Grafit, SiC ve


+ + +
SiO2 maddelerinde erime kayna-
ma noktasını belirleyen kuvvet
ağ örgüsü (veya kovalent bağ örügü-
sü) dür. Bu maddelerin erime kayna-
ma noktaları çok yüksektir.
• Yukarıda bahsettiğimiz dışındaki ko-
valent moleküllerde erime kaynama
noktasını zayıf etkileşimler belirler.

28
HİDROJEN BAĞI 2014
2015 2015

• F-H, O-H veya N-H bağı taşıyan bir bile-


şikteki H elementi ile FON üzerindeki
ortaklaşmamış elektron arasında oluşan
çekim kuvvetidir.
• Daha açık bir ifade ile bir ortamda hid-
rojen bağı oluşabilmesi için iki temel şart
lazımdır:

ZAYIF ETKİLEŞİMLER 1) Flor, Oksijen veya Azota bağlı bir hid-


rojen
• Zayıf etkileşimler moleküller arası veya
molekül - iyon arasında yer alan etkile- 2) Bu hidrojenin yer aldığı molekülden
şimlerdir, molekül içinde veya iyon-iyon bağımsız bir molekülde yer alan FON
arasında zayıf etkileşimler yer almaz. elementi.

• Zayıf etkileşimler maddenin katı ve sıvı ..


N O
fazlarında yani yoğun fazında etkilidir, O
H H H H H
gaz halde moleküller arasında zayıf etki- H H
leşim bulunmaz. .. ..
O N N
• Zayıf etkileşimlerin oluşması ve ayrışması H H H H H H H H
maddenin fiziksel özelliklerini değiştirir.
• Zayıf etkileşimler maddelerin erime -
kaynama noktalarını ve birbiri içerisinde .. ..
H F.. H F..
..
..

çözünmelerini etkiler.

O O
H H CH3 CH3

O O
NOT: CH3 CH3 CH3 CH3

• Hidrojen bağı zayıf etkileşimlerin en kuv-


• Soygazların katı ve sıvı fazında atomlar vetlisidir.
arasında van der waals etkileşimleri yer • Hidrojen bağı taşıyan bileşiklerin tamamı
alır. polardır.
• Soygazların katı ve sıvı halinde bulunan • Hidrojen bağı olması için en az iki mole-
bu bağ atomlar arasında yer aldığı hal- kül olması gereklidir ancak soru cümle-
de zayıf olan tek etkileşimdir. lerinde bunu belirtmesine gerek yoktur,
• Bu bağ dışında atomlar arasında yer yani; “H2O molekülleri arasında hidrojen
alan tüm etkileşimler kuvvetlidir. Zayıf bağı vardır” ifadesi doğrudur.
etkileşimler ise yine bu bağ dışında asla • Bunun yanında soru “1 tane H2O molekü-
atomlar arasında yer almaz. lü” gibi bir ifade kullanırsa 1 tane molekül-
de veya molekülün içinde hidrojen bağı-
nın olmadığı unutulmamalıdır.

29
Van Der Waals Etkileşimleri • Hidrojen bağı taşıyan moleküllerin de
2016 polar olduğunu söylemiştik, bu nedenle
hidrojen bağı taşıyan moleküller aynı za-
• Van der waals etkileşimleri üç tür mole- manda dipol - dipol etkileşimi de taşırlar
külün kendi aralarında ve birbileri ile yap- ancak hidrojen bağı daha güçlü bir etki-
tıkları etkileşimleri kapsayan zayıf etkile- leşim olduğu için bu moleküllerde dipol
şimlerin genel adıdır. dipol etkili değildir.
• Bu üç tür molekül; Yani:
İyon; Yani iyonik bağlı bileşik “H2O molekülleri arasında dipol dipol et-
Dipol; (veya kalıcı dipol) Yani polar bi- kileşimi vardır” ifadesi doğru iken
leşik “H2O molekülleri arasında dipol dipol et-
İndüklenmiş dipol; (veya geçici dipol) kileşimi etkindir” ifadesi yanlış olur.
Yani apolar bileşik.

İndüklenmiş Dipol - İndüklenmiş Dipol


Dipol - Dipol Etkileşimi Etkileşimi
• Daha önce bahsettiğimiz üzere polar
(London Kuvvetleri)
moleküller (bağı değil molekülü polar
olandan bahsediyoruz) yüklerini dengeli • Apolar moleküller (bağı değil molekülü
dağıtamamış moleküllerdir. apolar olandan bahsediyoruz) yüklerini
• H2O, HCl, CO, CH3-O-CH3 ... dengeli dağıtamış moleküllerdir.
• Bu dengesizlik nedeni ile molekülde kıs- • H2, Cl2, CH4, CO2, BH3 ...
mi + ve kısmi - yük merkezleri bileşiğin
farklı yerlerindedir yani molekül kutuplu • Bu denge nedeni ile molekülde kısmi +
= polar olur. ve kısmi - yük merkezleri üst üste çakışır
başka bir deyişle bileşikte bir kutuplan-
ma (dipol) oluşmaz.

• Bu tip moleküller molekülün kendi yapısı Apolar Molekül: Elektron yoğunluğu dengeli, bileşikte + veya –
kutup yok veya bu kutuplar aynı merkezde olduğu için
nedeni ile polardır bu nedenle buradaki molekülün yapısı apolar.
polariteye kalıcı polarlık, kalıcı dipollük Polar Molekül: Elektron yoğunluğu dengesiz, bileşikte + ve –
denir. yük merkezleri farklı yerlerde, bileşikte kutuplanma meydana
gelmiş.
• Kalıcı dipole sahip iki molekülden biri-
nin + kutbu ile diğerinin - kutbu arasında
oluşan çekim kuvvetine dipol-dipol etki-
leşimi denir.

30
• Bu tip moleküller molekülün kendi yapı- • London kuvvetleri zayıf etkileşimlerin en
sı apolar olduğu için bu moleküller kalıcı kuvvetsizidir.
dipol oluşturmaz. • London kuvvetleri tüm kovalent mole-
• Apolar bir molekülün yük dengesini baş- küllerde vardır ancak polar moleküllerde
ka bir apolar molekül veya bir polar mo- daha güçlü olan dipol dipol veya hidrojen
lekül bozabilir. bağı olduğu için etkili değildir.
Yani:
• Bu durumda molekül anlık olarak polar
hale gelir, bu durumdaki moleküle geçici “H2O molekülleri arasında London kuv-
polarlık taşıyan molekül yani anlık dipol vetleri vardır” ifadesi doğru iken
taşıyan molekül denir. “H2O molekülleri arasında London kuvvet-
leri etkindir” ifadesi yanlış olur.
• Bu molekülde anlık dipol başka bir mo-
lekülün etkisi ile (indüklemesi ile) ger- • London kuvvetleri tüm moleküllerde var
çekleştiği için indüklenmiş dipol taşıyan olduğu için bir molekülün kaynama nok-
molekül denir. tası kendi etkin bağı ile kıyaslanamıyorsa
taşıdığı London kuvvetinin gücüne bakı-
lır:

CH3OH < C2H5OH

• London kuvvetleri anlık elektron yığıl-


NOT:
ması nedeni ile gerçekleştiği için kuvve-
ti moleküldeki toplam elektron sayısı ile
doğru orantılıdır:
• Zayıf etkileşimlerin en güçlüsü Hidrojen
bağı en zayıfı ise London kuvvetleridir,
F2 < Cl2 < Br2 < I2 diğer bağların birbiri ile kıyaslanması
hakkında basit kural yoktur.
• Bu nedenle iki tane dipol dipol taşıyan
• London kuvvetleri sadece apolar mole- molekülün kaynama noktası soruldu-
küllerde değil soygazların da katı ve sıvı ğunda taşıdıkları london kuvvetine ba-
halinde etkilidir, soygazlar herhangi bir kılır.
etkileşim taşımadıkları için yoğun fazda
anlık elektron yığılmaları ile London etki- • Organik moleküllerde London dallan-
leşimi oluştururlar. ma ile ters orantılıdır.

He < Ne < Ar < Kr < Xe

31
KİMYASAL VE FİZİKSEL DEĞİŞİMLER Kimyasal Değişim

• Maddenin kimlik özelliğinin değişerek,


farklımaddelere ayrışması veya farklı
Fiziksel Değişim 2010 maddelerle etkileşerek yeni maddeleri
2017
2016 oluşturmasıdır.

• Kimyasal değişim maddenin iç yapısının


• Maddenin kimlik özelliği değişmeden
yani elektron düzeninin ve bağ yapısının
boyutu, şekli, fiziksel hâli (katı, sıvı, gaz)
değişmesidir.
ve fiziksel özelliklerinin değişmesidir.
• Bu olaylar sırasında hem kimyasal hem
• Fiziksel değişimde maddenin kimyasal
de fiziksel özellikler değişir.
yapısı değişmediği için formülü de de-
ğişmez. • Maddenin kimyasal formülü değişir.
• Fiziksel değişimler gerçekleşirken zayıf • Kimyasal değişimler gerçekleşirken güç-
etkileşimler kopar veya oluşur. lü ve zayıf etkileşimler kopar veya oluşur
• Fiziksel değişimlerin gerçekleşmesi için • Kimyasal değişiklikler sırasında çok ener-
daha az enerji gerekir (genellikle 40 kj/ ji alışverişi gerçekleşir. (Genellikle 40 kj/
mol’den küçük) mol’den fazla)
• Parçalanma, kırılma, yırtılma gibi mad- • Oksijenle tepkime verme yani hızlı veya
denin boyutlarının değişmesi ile ger- yavaş yanma olayları. (paslanma, metal-
çekleşen olaylar (buğdayın öğütülmesi, lerin kararması, meyvenin kararması,so-
camın kırılması, kağıdın yırtılması....) lunum)
• Maddelerin hâl değişim olayları (erime, • Metallerin asitte çözünmesi.
donma, buharlaşma, yoğuşma, süblim-
leşme, kırağılaşma). • İyon hareketi ile elektrik iletkenliği. (çö-
zeltilerin elektriği iletmesi)
• Tuz, şeker gibi maddelerin suda çözün-
mesi, (çözünme sonucu tuzun, şekerin • Mayalanma ile gerçekleşen olaylar. (süt-
tadı değişmiyor, özellikler korunuyor) ten yoğurt eldesi, üzümden sirke veya
şarap eldesi)
• Elektron hareketiyle elektrik iletkenliği
(bakır tel gibi metallerin elektriği iletme- • Elektroliz (elektrik enerjisi kullanılarak
si) bileşiklerin kendisini oluşturan bileşenle-
re ayrılması)
• Sütten tereyağı, yoğurttan ayran elde
edilmesi. • Asit-baz tepkimeleri.

• Tohumlardan yağ elde edilmesi (zeytin- • Küflenme, çürüme, besinlerin ekşimesi.


den zeytinyağı, mısır özü yağı, ayçiçeği
yağı gibi...) • Besinlerin pişirilmesi.

• Şeker pancarından şeker elde edilmesi. • Fotosentez, sindirim.

• Betonun donması. (sertleşmesi)

• Yağlı boyanın kuruması.

• Hızlı yapıştırıcının kuruması.

32
YOĞUNLUK (kg/m3)
ERİME
KATI DONMA
SIVI

İYONİZASYON
GAZ PLAZMA
DEİYONİZASYON

SICAKLIK (0C)
KATI SIVI GAZ PLAZMA
Tanecikler arası Tanecikler arası Tanecikler arası
boşluk en az boşluk en fazla boşluk katı ve • Bu durum nedeniyle su yüzeyden donar,
sıvıdan fazla
yüzeydeki buz ısı yalıtımı sağlar, su canlıları-
Yoğunluk en Yoğunluk katı Yoğunluk katı
fazla ( su biz- ve sıvıdan ve sıvıdan nın sert kış koşullarında canlı kalmasının se-
mut vs hariç) düşük düşük
bebi bu ısı yalıtımı şartlarıdır.
En düzenli En düzensiz
ÖZELLİKLER

Titreşim Titreşim Titreşim + ve - tanecik-


Öteleme Öteleme ler serbestçe
Dönme dolaşır.
Şekli ve hacmi Hacmi belirli Belirli hacmi ve Belirli hacmi ve
belirli şekli yok şekli YOK şekli YOK
Enerjisi en Enerjisi En fazla
düşük
Sıkıştırılamaz Sıkıştırılamaz Sıkıştırılabilir

Akışkan Akışkan Akışkan

Madde ısı alır, enerjisi artar

SU BUGÜN BEN -30 0C


- 20 0C DAHA SOĞUK
SUDA YÜZDÜM SUDA YÜZDÜM
• Su donarken moleküller arası boşluk artar.

BUZ SU BUHAR
H
H
H

• Yeryüzündeki suyun buharlaşıp daha sonra


H

yağış olarak yağmasına su döngüsü denir.


• Su döngüsü yaşamın devamını ve suyun
• Bu nedenle buzun yoğunluğu sudan kü-
temizlenmesini sağlar.
çüktür.
• Atmosferdeki su buharına nem denir.
• Nem hem yağışları oluşturur hem de rahat
nefes almamız için gereklidir.

33
HAL DEĞİŞİMİNİN ENDÜSTRİYEL ÖNEMİ SIVILAR
• LPG (propan - C3H8 ve bütan - C4H10 karışı-
mı) ve LNG (%90 metan - CH4) hal değişimi
Viskozite
sayesindedepolanır, taşınır ve kullanılır. 2020
2022
• Buzdolabı, klima gibi soğutucu cihazlar so-
ğutucu akışkanlar sayesinde çalışır. • Sıvının akmaya gösterdiği dirence viskozite
denir.
• Havadan sıvı azot ve sıvı oksijen eldesi hal
değişimi sayesinde gerçekleşir. • Her akışkanın bir viskozitesi vardır, viskozi-
tesi en düşük yani en akıcı maddeler gazlar-
• İlaçlama sistemleri, oto boyama makineleri,
dır.
bazı kamyon ve otomobillerin fren sistemle-
ri, oksijen tüpleri, sıcak hava balonlarında hal • Sıvının moleküller arası çekimini arttıran
değişiminden faydalanılır. her türlü etki viskozitesini de arttırır.
• Sıcaklık arttıkça moleküller arası çekim
düştüğü için viskozite azalır.

KATILAR

AMORF KRİSTAL
• Molekülleri belirli bir dizilime • Moleküllerinin sabit bir dizilim
sahip değildir, rastgele şekli vardır.
istiflenmiştir. • Sabit bir erime noktası vardır
• Sabit bir erime noktaları yoktur, ve eriyinceye dek
yumuşama sıcaklıkları vardır. yumuşamazlar
• Bu sıcaklığa camsı geçiş
sıcaklığı denir.
• Cam, tereyağı, polimerler,
çikolata bunlara örnektir.
İyonik Moleküler Kovalent Metalik

34
Buharlaşma, Kaynama, Buhar Basıncı Kaynama, Kaynama Sıcaklığı
• Sıvı buhar basıncı dış basınca eşit olduğu
anda, sıvının her yerinde gerçekleşen bu-
2012
2021 harlaşma olayına kaynama denir.
2018
• Kaynama dış basınç değişmedikçe saf
Buharlaşma bir sıvı için sabit bir sıcaklıkta gerçeleşir.
• Sıvı yüzeyindeki yüksek enerjili molekül- • Kaynama sırasında sıvı her yerinden bu-
lerin yeterli enerji seviyesine ulaştığında harlaşır.
gaz hale geçmesi olayına buharlaşma
• Kaynama çok enerji isteyen bir olaydır.
denir.
• Kaynama noktasına etki eden faktörler:
• Sıvılar her sıcaklıkta buharlaşır ancak sa-
dece yüzeyden buharlaşır. • Dış Basınç
• Birim zamanda buharlaşan tanecik sayı- • Sıvının Cinsi
sına buharlaşma hızı adı verilir. • Madde Çözme
• Buharlaşma hızına etki eden faktörler:
• Sıcaklık
• Dış basınç
• Sıvı Cinsi
• Madde Çözme
• Sıvı yüzeyi
• Nem
• Rüzgar

Buhar Basıncı

• Kapalı bir kapta buharlaşma - yoğunlaş-


ma dengesi kurulmuş bir sıvı-buhar sis-
teminde, buhar moleküllerinin kaba yap-
tığı basınca buhar basıncı denir.
• Buhar basıncına etki eden faktörler:
• Sıcaklık
• Madde Çözme
• Cins
• Dış basınç, kabın hacmi, nem, rüzgar,
madde miktarı, yüzey alanı buhar basın-
cına etki etmez.
KAYNAYAN BİR SIVIDA BUHAR BA-
SINCI DIŞ BASINCA EŞİT OLMAK
ZORUNDADIR!

35
A: İstanbul’da 25oC saf su Atmosferde Su buharı
B: Ankara’da 25oC saf su 2017

• Havada su buharı ile azot, oksijen, karbon


Kaynama Noktası : dioksit, argon gibi gazlar bulunmaktadır.
Buhar Basıncı :
• Su buharının havadaki miktarı sıcaklık ile
değişir.

• Havada bulunan su buharı miktarına nem


denir.

• Havanın taşıyabileceği su buharı miktarı


o sıcaklıktaki suyun buhar basıncı kadardır.
Bu değere coğrafyada maksimum nem de-
nir.

• Hava taşıyabileceği kadar nem taşıyorsa


doygunluk noktasındadır.
A: İstanbul’da 25oC saf su
• Doygunluk noktasındaki hava daha fazla
B: Ankara’da 25oC saf alkol
nem alamaz ve sıcaklık düştüğü zaman ya-
ğış başlar.
Kaynama Noktası :
• Havada anlık olarak bulunan su buharının
Buhar Basıncı : yaptığı buhar basıncının, suyun o sıcaklık-
taki buhar basıncına oranına ise bağıl nem
A: İstanbul’da kaynayan saf su denir.
B: Ankara’da kaynayan saf alkol • Bağıl nem havanın taşıyabileceği maksi-
mum nem miktarının % kaçını taşıdığıdır.
Buhar Basıncı : • Doygunluk noktasında bağıl nem %100’dür.

• Bağıl nem arttıkça hava neme doyduğu


A: İstanbul’da kaynayan saf su
için buharlaşma azalır.
B: İstanbul’da kaynayan saf alkol
• Buharlaşma azaldığı için çamaşırlar kuru-
C: İstanbul’da kaynayan sıvı demir
maz.

• Bağıl nem arttıkça hissedilen sıcaklık de-


Kaynama Noktası :
ğeri artar.
Buhar Basıncı :
• Gerçek sıcaklık termometre ile ölçtüğü-
müz sıcaklıktır hissedilen sıcaklık ise rüzgar
hızı, nem ve Güneş’ten yararlanılarak hesap-
lanan değerlerdir.

36
GAZLAR PLAZMA
• Düşük sıcaklık ve yüksek basınçta sıvılaşa- • Gazlar gibi plazmaların da belirli şekil ve
bilir. hacimleri yoktur.
• Sıcaklık etkisiyle genleşebilir. • Yoğunlukları katı ve sıvılardan daha azdır.
• Gazların yoğunluğu katı ve sıvılara göre • Gaz hâlinde nötr moleküller ve atomlar ol-
daha düşüktür. duğu hâlde plazma hâli nötr atom, molekül,
pozitif ve negatif yüklerin serbestçe dolaştı-
• Gaz hâli, maddenin en düzensiz hâlidir.
ğı taneciklerden oluşur.
• Molekülleri öteleme, dönme ve titreşim ha-
• Maddenin gaz hâlinde nötr moleküller ve
reketlerini yapabilir.
atomlar olduğu hâlde, plazma hâlinde po-
• Bulundukları kap içinde hem birbirleriyle zitif ve negatif yüklü iyonların oluşturduğu
hem de kabın çeperleriyle çarpışarak basınç elektrostatik etkileşim ile atom ve molekül-
uygularlar. ler bir arada bulunur.
• Basınçları kabın her noktasında aynıdır. • Gazlar birbirlerine çarparak birbirlerine
• Bulundukları ortamda kolaylıkla yayılır. enerji aktarırlar ancak plazmalar birbirine
çarpacak kadar yoğun değildir.
• Gaz tanecikleri arasında çekim kuvvetleri
katı ve sıvılarınkine oranla çok azdır • Plazmalar manyetik alanlarla yerlerinde tu-
tulabilir.
• Gazlar birbirinden uzaktır ve bağımsız ha-
reket eder. • Floresan ampul, neon tabelalar, plazma
TV’ler, plazma küreleri, plazma ark kaynakla-
• Gazların belirli şekilleri ve hacimleri yoktur. rı, ısıya dayanıklı tıbbi donanım ve sterilizas-
• Bulundukları kapları tamamen kapladıkla- yon, bakteri öldürücü olarak gıdaların am-
rı için gazların hacimleri bulundukları kabın balajlanmasında, dokunum çıkarılmasında,
hacmine eşittir. kanamayı durdurma plazmanın kullanım
• Gazlar birbirleriyle her oranda karışarak ho- alanları arasındadır.
mojen karışımlar oluşturabilir.

Basınç
• Bir gazın birim zamanda birim yüzeye uy-
guladığı dik kuvvete verilen isimdir.
• P ile gösterilir, birimi atmosfer veya
mmHg’dir (1atm = 760 mmHg)
Hacim
• Maddenin boşlukta kapladığı alandır.
• V ile gösterilir birimi Litredir.
Sıcaklık
• Ortalama kinetik enerjidir.
• T ile gösterilir birimi Kelvindir. (K = oC +273)
Miktar
• Maddenin tanecik sayısının bir ölçüsüdür.
• n ile gösterilir birimi moldür.

37
SAF MADDELERİN HÂL DEĞİŞİM GRAFİĞİ

2010 2011 2012 2014


2011 2012 2013 2016

38
SU VE HAYAT • Suyun sertliğinin fazla olması sağlık açısın-
• Yeni doğan bebeklerin vücudunda %75- dan önemli değildir. Fakat suyun lezzetini ve
80 oranında yetişkin bir insanda ise %55- temizleme kapasitesini etkiler.
75 oranında su bulunur. • İçinde çözünmüş iyon miktarı düşük olan
• Vücuttaki su oranı yaş ilerledikçe azalır. ve lezzetli olan sulara yumuşak su denir.

• Günlük su ihtiyacının %60’ı içme suyu ile • Sert sularda sabun kolaylıkla köpürmez. Bu
%40’ı yiyecek ve içecekler ile karşılanma- nedenle sabun sarfiyatını arttırır. İçimi lez-
lıdır. zetli değildir.

• Vücut ağırlığı ve günlük harcanan enerji • Buharlaştığında çok miktarda çökelti (ki-
miktarı arttıkça su ihtiyacı da artar. reçlenme) bırakırlar. Şehir şebeke hatların-
da, sıcak su borularında ve kazanlarda tortu
bırakır.

ÇEVRE KİMYASI
2014
Hava Kirleticiler 2017
• WHO - 2017 Şubat raporuna göre
Avrupa’daki en kirli havaya sahip 10 şeh-
rin 8’i Türkiye’de bulunuyor.
• Hava kirliliği sağlık üzerindeki etkileri dı-
şında küresel ısınma ve ozon tabakasının
delinmesi gibi sonuçları da doğurur.
Su tasarrufu için:
Azot Oksitler
• Su israfından kaçınmak,
• NOX genel formülü ile gösterilir
• Bozuk muslukları tamir ettirmek,
• NO2 en çok bilinenidir, su ile tepkimeye
• Tatlı su kaynaklarının kimyasal veya zararlı girerek HNO3 yani kezzap oluşturur.
atıklarla kirlenmesini önlemek, • Bu şu anlama gelir havadaki fazla NO2
• Çamaşır ve bulaşık makinelerini maksi- yağmurda çözünerek kezzap olarak yer-
mum tam doldurulmadan çalıştırmamak. yüzüne yağar.
• Saniyede 1 damla su tasarrufu ile yılda 1 • Bu nedenle NOX’ler asit yağmuruna se-
ton tasarruf sağlanabilir. bep olurlar.
• Dolaylı sera gazıdır.
• İnsan sağlığı için tehlikelidir.
SUYUN SERTLİĞİ • Fabrikalardan atılan zehirli gazlar arasın-
• Suların kullanılmadan önce renk, koku, tat, dadır.
bulanıklık, mikroorganizmalar gibi istenme- • Enerji santrallerinde ve araç motorlarında
yen özelliklerinin iyileştirilmesine su arıtımı oluşan yüksek sıcaklık nedeni ile havada-
denir ki azotun yanması sonucu da oluşur.
• Çözünen kalsiyum ve magnezyum iyonları-
nın fazla olduğu sulara sert su denir.
• Su içerisinde çözünmüş kalsiyum, magnez-
yum ve değerliği +1’den yüksek olan katyon-
ların miktarı arttıkça suyun sertliği artar.

39
Karbon dioksit Ozon Tabakasının İncelmesi
• Atmosferde doğal olarak bulunur, %0,05’in
altındaki derişimi tehlikesizdir. • Atmosferin üst
• %5-10 arası CO2 derişimine sahip hava katmanlarında
ölümcüldür. bulunan ozon
• CO2 en önemli sera gazıdır. gazının (O3)
• CO2 derişimini arttıran temel etken fosil oluşturduğu ta-
yakıtlardır. baka (ozonosfer)
dünyayı, morö-
Kükürt Oksitler tesi (ultraviyole) gibi Güneş’in zararlı ışın-
larından koruyan bir kalkan görevi görür.
• SOX genel formülü ile gösterilir.
• Kloroflorokarbonlar (CFC’ler) klor ve flor
• En çok bilinenleri SO2 ve SO3’tür.
içeren kimyasallar, aeresollerde (deoto-
• Suda çözününce H2SO4’ü yani zaç yağını rant, böcek ilacı vb) bulunan itici gazlar,
oluşturur. bazı yangın söndürücüler, tarımda böcek
• Asit yağmuru oluşturur. ilacı olarak kullanılan metil bromid ozon
• Ana kaynağı volkanik patlamalardır. tabakasını inceltir.
• Atmosferdeki miktarı çok artarsa güneş
ışıklarını tutar küresel soğumaya sebep Su ve Toprak Kirleticiler
olur. Plastikler
• Kullandığımız plastik malzemelerin pek
Sera Etkisi
çoğu 1000 yıl boyunca dünyada kalmak-
• Dünya atmosferindeki tadır.
sera gazları gün boyun- • Okyanuslarımızda bir kıta büyüklüğün-
ca Güneş’ten aldığı ısının de plastik atık keşfedilmiştir.
bir kısmını tutar. Tutulan
• Dünyanın en derin noktası olan Mariana
enerji atmosferi ve Dünya
Çukuru’nda dahil plastik atık keşfedil-
yüzeyini ısıtır.
miştir.
• Böylece Dünya’nın sıcaklığı yaklaşık 14 • Plastik ürün kullanımı azaltıp, kullanmak
°C’ta korunur. zorunda olduğumuz plastik ürünleri de
• İnsan faaliyetleri nedeniyle atmosferde- geri dönüşümlü olanlarından seçerek
ki sera gazı miktarının artması dünyanın bu sorunu giderebiliriz.
ısınma miktarını arttırarak küresel iklim
Deterjanlar
değişikliğine sebep olur.
• Sera gazlarının en önemlisi CO2’dir ve • Deterjanlar hem toksik hem de yapısın-
karbon kaynaklı yakıtların yani fosil yakıt- da bulunan fosfatlar nedeni ile sudaki
ların yakılması sonucu açığa çıkan temel hayatı olumsuz etkileyen maddelerdir.
gazdır. • Deterjan yerine sabun veya sabun bazlı
• CO2 yi yaktığımız doğal gaz, benzin, mo- temizleyiciler kullanmamız bu sorunu
torin gibi yakıtlarla doğrudan biz açığa giderir.
çıkarabildiğimiz gibi dolaylı yolla da açı- Organik Sıvılar
ğa çıkmasına sebep olabiliriz. Örneğin
ambalajlı bir ürün aldığımızda, endüst- • Petrol, aseton, CCl4, benzen, etil alkol,
riyel fabrikalarda işlenmiş et aldığımızda asetik asit, ilaç, plastik, boya, petrokimya
yani üretimi sırasında endüstriyel enerji ve tekstil atıkları bu sınıfa giren zararlı
harcanan herhangi bir ürün aldığımızda atıklardır.
o ürünün üretimi sırasında açığa çıkan • Bu atıklar doğaya bırakılmamalı kimya-
karbondioksitten biz sorumlu oluruz. sal geri dönüşüme maruz bırakılmalıdır.
40
Ağır Metaller ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN AZLATILMASI
• Kurşun, kadmiyum, krom, demir, kobalt,
nikel, bakır, civa ve çinko gibi yoğunluk-
• Teknoloji çevreye zarar vermeyen mater-
ları 5 g/cm3 den fazla olan metallere ağır
yaller üretimi için kullanılmalıdır.
metal denir.
• Çevreye zararlı maddeler kullanıldıktan
• Madencilik, endüstriyel üretim, bu ürün-
sonra gerekli imha yöntemi ile imha edil-
leri içeren atıklar toprak ve suyun kirlen-
meli, doğrudan doğaya bırakılmamalıdır.
mesine sebep olur.
• Kurum ve kuruluşların çevre ile ilgili yasa-
Piller
lara uyması sağlanmalıdır.
• Piller yapılarında bulunan kimyasallar
• Çöpteki organik kısımların gübreleşme-
nedeni ile yüksek miktarda toprağı ve
si, kötü kokuların yok olması gibi pek çok
suyu kirletmektedir.
alanda etkin mikroorganizmalar (EM)
• Bir kalem pil 4 metrekare toprağı kirlet- kullanılmalıdır.
mektedir.
• EM; doğal, genetik müdahale görmemiş
• Atık piller için www.tap.org.tr adresin- yararlı mikroorganizmalara verilen genel
den pil toplama kutusu istenebilir. addır.
• EM’lerin üretimi ve yaygınlaştırılması
sağlanmalıdır.

Endüstriyel Atıklar

• Endüstri ve üretim tesislerinde bir işlem


öncesinde veya sonrasında açığa çıkan
atıklara endüstriyel atıklar denir.
• Her türlü fabrika atığı bu kapsama girer.

41
KÜTLENİN KORUNUMU KANUNU
(Antoine Lavoisier) 2012

• Herhangi bir fiziksel veya kimyasal olay-


da tepkimede harcanan maddelerin
kütleleri toplamı ürünlerin kütleleri top-
lamına eşittir.
• Fiziksel ve kimyasal olaylarda kütle de-
ğişmediği için kütle değişimi önemsiz-
dir.

Not: Fizikte dersinde yer alan nükleer olay-


larda toplam kütle azalır, bu nedenle atom
bombası, hidrojen bombası, nükleer sant-
raller, güneşteki patlamalar gibi olaylarda
toplam kütle korunmaz. Bu tip olaylarda
kütle değişimi çok önemlidir.

Ağzı açık bir kapta bir miktar kireç


SABİT ORANLAR KANUNU
taşının:
(Josaph Proust) 2015
CaCO3(k) g CaO(k) + CO2(g)

tepkimesine göre tamamen ayrışması sağ- • Bir bileşik oluşurken, o bileşiği oluşturan
lanıyor. elementlerin kütleleri oranı sabittir.
• Sorularda sabit oran olarak bize verilen
Buna göre tepkime hakkında verilen değer bileşiğin nasıl oluştuğunun tarifi-
dir.
I. Kaptaki toplam kütle azalmıştır.
• Yani X2Y için sabit oranın 3/5 olması; bu bi-
II. Tepkimede kütle korunmamıştır.
leşiği oluştururken 3 gram X ile 5 gram Y
III. Tepkimede katı kütlesi azalmıştır.
nin artansız birleşmesi demektir.
ifadelerinden hangileri doğrudur? • Eğer bize X’in atom kütlesinin Y’nin atom
kütlesine oranı gerekiyorsa o zaman 2X/Y
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III = 3/5’ten atom kütleleri oranını 3/10 olarak
D) II ve III E)I, II ve III buluruz.

42
X2Y3 bileşiğinde sabit oran mx/my = 9/8
ALIŞTIRMALAR dir. Bileşikteki X’in atom kütlesi 27 g/
mol olduğuna göre Y’ nin atom kütle-
sini hesaplayınız.
XY2 bileşiğinde sabit oran mx/my = 7/16
olduğuna göre X ve Y elementlerinin
atom kütleleri oranı kaçtır?

CO2 bileşiğinin kütlece birleşme oranı-


nı (mC/mO) hesaplayınız.
X3Y bileşiğinde elementlerlin atom
(C= 12 g/mol, O = 16 g/mol) kütleleri oranı X/Y = 1/2’ dir. Buna göre
bileşiğin sabit oranını (mx/my) hesapla-
yınız.

XY4 bileşiğinin kütlece 75’i X olduğuna


göre bileşiğin sabit oranını (mx/my) ve
bileşikteki elementlerin atom kütleleri
oranını (X/Y) hesaplayınız.

43
ALIŞTIRMALAR ALIŞTIRMALAR

X2Y3 bileşiğinde sabit oran mx/my = 3/8


Aşağıdaki tabloda yer alan boşlukları doldu-
dir.
runuz?
Buna göre 6 gram X ve 24 gram Y ile
Sabit
en fazla kaç gram X2Y3 elde edilebilir?
Formül Oran mX mY mBileşik
(mX/mY)
21 ? ?

XY2 7/16

? 10 ?

X2Y 3/5

X3Y bileşiğinde sabit oran mx/my = 2/7


? ? 2,1 dir.

X3Y2 2/5 Buna göre 6 gram X ve 14 gram Y ile en


fazla kaç gram X3Y elde edilebilir?

2,1 gram azot gazı kullanılarak en fazla


kaç gram N2O5 elde dilebilir?
(N = 14 g/mol , O = 16 g/mol)

ALIŞTIRMALAR

Aşağıdaki tabloda yer alan boşlukları doldu-


runuz?
X3Y bileşiğinin kütlece %40’ı Y elemen- Sabit
tidir. Formül Oran mX mY mBileşik
(mX/mY)
Buna göre 12 gram X3Y elde etmek için
kaç gram X ve kaç gram Y kullanılmalıdır? 21 32 ?

XY2 7/16

6 15 ?

X2Y 3/5

44
KATLI ORANLAR KANUNU
ALIŞTIRMALAR (John Dalton) 2010
2022
2012
X3Y bileşiğinde sabit oran mx/my = 7/4
tür. • İki element arasında birden fazla, farklı
basit formüle sahip bileşik oluşuyorsa;
Eşit kütlede X ve Y kullanılarak 22 gram
bu bileşiklerde elementlerden birinin sa-
X3Y oluşturulan bir tepkimede hangi
bit miktarına karşılık diğerinin miktarları
elementten kaç gram artmıştır?
oranı sabittir.
• Sabit olan bu orana katlı oran denir.

XY2 bileşiğinde sabit oran mx/my = 3/5


tir.
Eşit kütlede X ve Y kullanılarak XY2 elde DİKKAT
edilen bir tepkimede 0,4 gram madde art-
mıştır.
Buna göre başlangıçta her elementten kaç • Üç elementli bileşikler katlı oranlar ya-
gram alınmıştır ve kaç gram XY2 elde edil- sasına
miştir? uymazlar:

HClO3 ve HClO2 arasında bir katlı oran yok-


tur.

• Farklı elementlerden oluşmuş bileşikler


katlı oranlar yasasına uymazlar:

FeCl2 ile AlCl3 arasında bir katlı


oran yoktur.
X2Y5 bileşiğinde sabit oran mx/my = 7/20
dir. • Basit formülü aynı olan bileşikler katlı
oranlar
Buna göre m’şer gram X ve Y kullanı-
yasasına uymazlar.
larak en fazla kaç gram X2Y5 elde edilebilir?

45
ALIŞTIRMALAR

X2Y bileşiğinde sabit oran mx/my = 7/4


tür.
Buna göre XY2 bileşiğinde aynı oran
kaçtır?

X3Y2 bileşiğinde sabit oran mx/my = 6/5


tir.
Buna göre 3 g Y ile en fazla kaç gram
XY3 elde edilir?

XY2 bileşiğinde sabit oran mx/my = 3/5


tir.
Buna göre 8 g X ve 15 g Y ile en fazla
kaç gram X2Y3 elde edilir?

46
XY4 bileşiğinin kütlece %25’i Y elemen-
tidir.
Buna göre kütlece %90’ı X olan bileşi-
ğin formülünü nedir?

mY XY2

6,4

4,8

mX
Yukarıdaki grafikte yer alan bilgileri kullana-
rak 2. bileşiğin formülünü bulunuz.

ALIŞTIRMALAR

XY2 bileşiğinde sabit oran mx/my = 7/16


tür.
Buna göre birleşme oranı mx/my = 7/20
olan bileşiğin formülü nedir?

47
MOL KAVRAMI
2011 2012 2016
2011 2013 2023
• Herhangi bir şeyin 6,02.1023 tanesine 1 1 Mol Fe :
mol denir. • Demir atomik yapılı bir madde olduğu
• Atom, molekül gibi çok küçük tanecik- için 1 mol demir:
ler dışındaki şeylerden bu kadar çok bul- 6,02 . 1023 tane atom içerir.
mak mümkün değildir bu nedenle mol 1 Mol O2 :
kavramını sadece kimyada kullansak da
kavram olarak deste veya düzineden far- • Oksijen moleküler yapılır bir gaz olduğu
kı yoktur: nasıl ki 1 deste 10 tane, 1 düzine için 1 mol oksijen gazı :
12 tane 1 mol de 6,02.1023 tanedir. 6,02 . 1023 tane O2 molekülü,
• 6,02.1023 e Avogadro sayısı denir ve NA ile 12,04 . 1023 tane O atomu içerir.
gösterilir.
Yani 1 mol O2 gazı 2 mol atom içerir.

MOL KAVRAMININ TARİHÇESİ


1 Mol H2O :
• Avogadro aynı şartlarda (aynı basınç ve
aynı sıcaklıkta) eşit hacimdeki gazların • Su birden fazla atomun birleşmesi ile
eşit sayıda tanecik içerdiğini belirlemiştir. oluşan bir bileşik olduğu için 1 mol su:
• Avogadrodan sonra bilim adamları yap- 6,02 . 1023 tane H2O molekülü,
tığı çalışmalarla belirli bir hacimdeki ta- 12,04 . 1023 tane H atomu,
necik sayısını ölçerek 6,02214199.1023 tane
olarak hesaplamışlardır. 6,02 . 1023 tane O atomu,

• Bu sayıyı günümüzde yuvarlayarak toplam 18,06.1023 tane atom içerir.


6,02.1023 olarak kullanmaktayız. Yani 1 mol su = 3 mol atom içerir.
• Bu sayıya bu konuda çok fazla çalışma
yaptığı için Amadeo Avogadro’nun anı-
sında Avogadro sayısı adı verilmiştir. n mol atomik yapılı X maddesi:
• Uluslararası birim sistemine (SI) göre 12 g n. NA tane atom içerir.
karbon atomunun içerdiği atom sayısına
1 mol denir.

MOL - TANE - ATOM İLİŞKİSİ


n mol XaYb bileşiği:
• 1 Mol madde 6,02.1023 tane yapıtaşı içerir.
• Atomik maddelerin 1 molü NA tane atom
içerirken, moleküler yapılı maddelerin 1 n. a MOL X atomu
molü NA tane molekül içerir. n.a.NA TANE X atomu
• Dikkat edilmesi gereken nokta bileşikler
n. b MOL Y atomu
veya moleküler yapılı elementler birden
n.b.NA TANE Y atomu
fazla atomun birleşmesi ile oluştuğu için
bu maddelerin 1 molünde 1 molden daha
n. (a +b) MOL atom
fazla sayıda atom bulunur.
n.(a+b).NA TANE atom içerir

48
0,2 mol
ALIŞTIRMA
C3H8O2

C4H10 bileşiği hakkında verilen aşağıdaki tab-


C H O lodaki boş alanları doldurunuz.
0,2.3 = 0,6 0,2.8 = 1,6 0,2.2 = 0,4 MOL SAYISI TANE SAYISI
0,6 mol 1,6 mol 0,4 mol
C H C H
Bileşik Bileşik
veya veya veya atomu atomu atomu atomu
0,6.NA tane 1,6.NA tane 0,4.NA tane 0,4
C atomu H atomu O atomu
içerir. içerir. içerir.

0,8

3,0

1,505.1023

12,04.1023

6,02.1023

49
I. 2 mol atom içeren SO3 • Bağıl atom kütlesi gibi moleküller için
II. 2 mol O içeren SO3 bağıl molekül kütlesi, iyonik bileşikler için
bağıl formül kütlesi ifadesi kullanılabilir.
III. 2 mol SO3
• Bağıl atom kütleleri standart değerlerdir
Yukarıda verilen maddelerin molekül sayı-
ve eğer bize lazım ise sorularda verilir.
ları arasındaki ilişki hangi seçenekte doğru
olarak verilmiştir? (Na = 23 g/mol, O =16 g/mol)
A) I>II>III
• Bağıl molekül veya bağıl formül kütleleri-
B) II>III>I ni, bileşikteki atomların bağıl atom kütle-
C) I=II=III leri yardımı ile biz hesaplarız.

D) II>I>III ( H = 1 g/mol, O = 16 g/mol )


E) III>II>I
H2O 2 mol H = 2 g

Bağıl Atom Kütlesi 1 mol O = 16 g


} H2O = 18 g / mol

• 1 mol maddenin gram cinsinden kütlesi-


1,2 mol atom içeren NH3 gazı ile bir
ne mol kütlesi veya mol ağırlığı denir.
miktar N2O5 gazı karışımında toplam 7
gram azot atomu vardır.
1 mol C = Buna göre karışımda kaç mol N2O5 vardır?
NA tane C atomu = 12g C atomu (O = 16 g/mol, N = 14 g/mol, H = 1 g/mol)

1 mol Fe =
NA tane Fe atomu = 56g Fe atomu
1 mol O2 =
NA tane O2 molekülü = 32g O2 molekülü

• Atomun kütlesini oluşturan tanecikler


proton ve nötron olmasına rağmen çe-
kirdekteki proton ve nötronların kütleleri
toplamı atomun kütlesinden fazladır.
• Bunun sebebi çekirdeğin oluşumu sıra-
sında bir miktar kütlenin enerjiye dönüş-
mesidir.
• Atom kütleleri 12C izotopunun kütlesine
kıyaslanarak bulunur. Bu nedenle he-
saplanan bu kütleye bağıl atom kütlesi
denir.
• Bağıl atom kütleleri genllikle tam sayı
olarak çıkmaz (28Si = 27,98 veya 107Ag =
106,90509 gibi. ) ancak biz yaklaşık de-
ğerlerini kullanırız.

50
Atomik Kütle Birimi ( akb ) 1 tane H2O molekülü kaç gramdır?
(H = 1 g/mol, O = 16 g/mol)
• Bir tane karbon atomunun kütlesinin
12’de birine 1 atomik kütle birimi (akb) de-
nir.
Ortalama Atom Kütlesi
• 1 akb aynı zamanda yaklaşık olarak 1 tane
proton veya 1 nötronun kütlesidir.
• 1 kg nasıl ki 1000 gram ediyorsa 1 gram da
6,02 . 1023 akb eder. (1. izotopun
Ortalama Yüzdesi
1. izotopun
X Kütle No ) +(
1. izotopun 1. izotopun
Yüzdesi
X Kütle No )
Atom =
Kütlesi 100

0,2 mol Ca atomu kaç akb’dir?


(Ca = 40 g/mol)

3 tane Mg3N2 bileşiği kaç akb’dir?


(Mg = 24 g/mol, N = 14 g/mol)

Gerçek Atom - Molekül Kütlesi


NOT:
• Bir tane atomun gram cinsinden kütle-
sine gerçek atom kütlesi bir tane mole-
külün kütlesine gerçek molekül kütlesi Elementlerin atom kütlelerinin tam sayı
denir. olma ihtimali çok düşüktür, bunun sebebi:
• Çekirdek oluşurken bir miktar kütlenin
• Gerçek atom ve molekül kütleleri 1 molün enerjiye dönüşmesi
kütlesinin ( MA ) avogadro sayısına bölün- • Atom kütlesi olarak ortalama atom küt-
mesi ile bulunur. lesini kullanıyor olmamız.

Bu nedenle sorularda bize verilen değerler


Mol Kütlesi
Gerçek Kütle = periyodik sistemde yer alan atom kütleleri
6,02 . 1023 değilde onların yuvarlanmış halleridir.

51
NOT NOT

Mol yerine atom-gram, molekül-gram, • Kütle ile mol sayısı ve mol kütlesi arasın-
formül-gram, iyon-gram gibi ifadeler kulla- daki ilişki doğru orantı ile bulunabilece-
nılabilir. ği gibi aşağıdaki formül ile de hesapla-
nabilir.
• 1 atom-gram demek 1 mol atom de-
mektir.
• 1 molekül-gram demek 1 mol molekül
demektir.
• 1 formül-gram demek 1 mol bileşik de-
mektir (genellikle iyonik bağlı bileşikler-

SU SIVIDIR
de kullanılır)
• 1 iyon-gram demek 1 mol iyon demektir.

1 atom - gram N2O3 gazı kaç gramdır?


0,4 mol atom içeren CO gazı OK kaç L
( N = 14 g/mol O = 16 g/mol)
hacim kaplar?

Avogadro Yasası

• Avogadro’nun gazlar hakkında ortaya


attığı yasaya göre aynı sıcaklık ve basınç-
ta eşit hacim kaplayan gazlar eşit sayıda
tanecik taşırlar.
• Bu yasanın mol açısında önemli iki sonu-
cu vardır:

1 mol gaz:

- Normal Koşullar altında (Normal koşullar


veya normal şartlar NKA veya NŞA ile göste-
rilir ve sıcaklığın 0oC dış basıncın 1atm oldu-
ğu anlamına gelir) 22,4 L hacmi kaplar.

- Oda Koşulları altında (veya Standart koşul-


larda OK ile gösterilir ve sıcaklığın 25oC dış
basıncın 1 atm olduğu anlamına gelir) 24,5 L
hacim kaplar

52
KİMYASAL TEPKİMELER
DENKLEŞTİRME 2010
2017
• Tabiatta veya laboratuvar şartlarında ger- 2010
çekleşen kimyasal bir olayın denklem • Denkleştirme bir tepkimenin giren ve
şeklinde gösterilmesine kimyasal tepki- ürünlerindeki atom sayılarını (12. Sınıf re-
me denir. doks konusu için alınan verilen elektron
• Kimyasal tepkimelerde →un solun- sayılarını ve varsa toplam yükleri de) eşit-
daki maddelere harcanan mad- leme işlemidir.
de (tepkimeye giren, reaktif) • Bir kimyasal tepkimeyi denkleştirmenin
→un sağındaki maddeler ise tepkime kesin bir kuralı yoktur ancak yapılacak
sonucu oluşan (ürün) maddedir. bazı şeyler denkleştirmeyi kolaylaştırır:
• Denkleştirme sırasında en karmaşık
aX+bY → cZ+dT bileşiğin başına 1 verilerek başlanır.
• Elementel haldeki maddeler sona bı-
• Yukarıdaki tepkimede X ve Y harcanarak rakılır.
Z ve T oluşur. • H2 ve O2 sona bırakılır.
• Tepkimedeki a,b,c ve d harcanan madde
ve ürünlerin mol sayısı oranını verir.
• Katsayılar tepkime denkleştirilerek bulu- H2SO4 + Al(OH)3 → Al2(SO4)3 + H2O
nur.
• Bir kimyasal tepkime süresince değişme-
yen özelliklere KORUNAN özellikler denir.
• Bir kimyasal tepkimede:
▶ Atom sayısı ve türü
▶ Toplam kütle C2H5OH + O2 → CO2 + H2O
▶ Her bir atomun proton sayısı ve top-
lam proton sayısı
▶ Her bir atomun nötron sayısı ve top-
lam nötron sayısı
▶ Toplam elektron sayısı
▶ Çekirdek yapısı ve çekirdek yükü
▶ Toplam elektriksel yük
▶ Toplam enerji KİMYASAL TEPKİME TÜRLERİ 2014
2015
KORUNUR
• Bir kimyasal tepkimede: 1. Yanma Tepkimeleri
▶ Mol sayısı, molekül sayısı 2. Sentez Tepkimeleri
▶ Madde sayısı ve türü 3. Analiz Tepkimeleri
▶ Her bir atomun elektron sayısı 4. Asit - Baz Tepkimeleri
▶ Hacim, basınç, fiziksel hal, renk, koku,
5. Çözünme - Çökelme Tepkimeleri
tat, iletkenlik gibi fiziksel özellikler

KORUNMAYABİLİR

53
1. YANMA TEPKİMELERİ • XnOm tipi bileşiklerde X alabileceği en bü-
yük değerliği almışsa bileşik yanmaz.

• Reaktiflerinde O2 olan tüm tepkimeler


yanma tepkimeleridir. 7
N : 2,5
• Elementlerin yanması sonucu yanan ele-
+1 +2 +3 +4 +5
mentin oksijen ile oluşturduğu bileşiği
yani oksidi oluşur. N2O NO N2O3 NO2 N2O5
X
C + O2 CO2
H2 + O2 H2O

16
S : 2,8,6
• Bileşik yanarsa bileşikteki her elementin
ayrı ayrı oksit bileşiği oluşur. +2 +4 +6
SO SO2 SO3

CH4 + O2 CO2 + H2O X

• Hidrokarbonların (sadece C ve H den olu-


şan bileşiklerin) yanması sonucu CO2 ve 6
C : 2,4
H2O oluşur. Bu tepkimeler denkleştirilir-
ken önce C sonra H ve en son O denkleş- +2 +4
tirilir. CO CO2

X
C3H8 + O2 CO2 + H2O

• Yanma olayının gerçekleşmesi için gerek- • C içeren yanıcıların yanması sırasında or-
li şartlar; tamda yeterince oksijen yoksa tam yan-
maz, bu tür yanmalarda CO ve C oluşur.
CO tatsız, renksiz ve kokusuz zehirli bir
▶ Yanıcı Madde gazdır.
▶ Yakıcı Madde (Hava veya O2)
• Bir maddenin yangın söndürücü olarak
▶ Tutuşma sıcaklığı
kullanılabilmesi için
▶ Yanmaması (veya yangının türüne
bağlı olarak tutuşma sıcaklığının yük-
sek olması)
▶ Havadan ağır olması
▶ Zehirsiz olması
gereklidir

• Yanma tepkimeleri ısı vererek (ekzoter-


mik) gerçekleşirken azot gazının (N2)
yanması endotermiktir.

54
2. SENTEZ TEPKİMELERİ 4. ASİT - BAZ TEPKİMELERİ

• İki veya daha fazla kimyasal türün birle- • Yapısında hidrojen bulunduran ve suda
şip yeni bir kimyasal maddeye dönüştü- çözündüğü zaman iyonlaşarak bu hidro-
ğü tepkimelere sentez (oluşum) tepki- jeni H+ iyonu halinde suya veren madde-
mesi denir. lere asit denir.
• Sentez tepkimelerinde giren maddeler • Asitler ekşi tada sahiptir, meyvelerin
element veya bileşik olabilir ancak olu- yapısındaki ekşi tadın kaynağı taşıdıkları
şan madde bileşiktir. meyve asitleridir.
• Sentez tepkimeleri genellikle ekzoter-
miktir. HCl: Hidroklorik asit
(HCl + H2O → H+(suda) + Cl-(suda))
N2 + 3H2 2NH3
CaO + CO2 CaCO3 HNO3: Nitrik asit
KCl + 3/2 O2 KClO3 (HNO3+ H2O → H+(suda) + NO3-(suda))

H2SO4: Sülfürik asit


(H2SO4+ H2O → 2H+(suda) + SO4 2-(suda))

CH3COOH: Asetik asit


(CH3COOH + H2O → CH3COO- (suda) + H+(suda) )

Hl: Hidroiyodik asit


(HI + H2O → H+(suda) + I-(suda))

3. ANALİZ TEPKİMELERİ NOT


• Asitler suya H3O+ veren maddeler olarak
• Bir bileşiğin birden fazla kimyasal türe da tanımlanabilir. Bunun sebebi suya
ayrışmasına analiz denir. verilen H+ su ile birleşerek H3O+ ya dönüş-
mesidir.
• Analiz tepkimelerinde oluşan maddeler
element veya bileşik olabilir.
• Analiz tepkimeleri genellikle endoter- HCl: Hidroklorik asit
miktir. (HCl + H2O → H3O+(suda) + Cl-(suda))

HNO3: Nitrik asit


2NH3 N2 + 3H2
(HNO3+ H2O → H3O+(suda) + NO3-(suda))
CaCO3 CaO + CO2
KClO3 KCl + 3/2 O2 CH3COOH: Asetik asit
(CH3COOH + H2O → CH3COO- (suda) + H3O+(suda) )

55
• Yapısında hidroksit bulunduran ve suda H2SO4 + KOH K2SO4 + H2O
çözündüğü zaman iyonlaşarak bu hid-
roksiti OH- iyonu halinde suya veren
maddelere baz denir.
• Bazlar acı tada sahiptir ayrıca ele kay-
ganlık hissi verirler. H3PO4 + Mg(OH)2
• Sabunlar baz özelliğinden dolayı kay-
ganlık hissi verir.

LiOH: Lityum hidroksit


H2CO3 + Ba(OH)2
(LiOH + H2O Li+(suda) + OH-(suda))

NaOH: Sodyum hidroksit


(NaOH + H2O Na+(suda) + OH-(suda))
• Nötrleşme tepkimeleri ekzotermiktir.
KOH: Potasyum hidroksit
• NH3 bazı OH içermediği için asitlerle tep-
(KOH + H2O K+(suda) + OH-(suda)) kimesinden su açığa çıkmaz.

Ba(OH)2: Baryum hidroksit


NH3 + HCl → NH4Cl
(Ba(OH)2 + H2O Ba2+(suda) + 2OH-(suda))

Al(OH)3: Alüminyum hidroksit • Nötrleşme tepkimelerinde asit yerine


asidik oksit, baz yerine bazik oksit kulla-
(Al(OH)3 + H2O Al3+(suda) + 3OH-(suda))
nılırsa su açığa çıkmaz.

NH3 : Amonyak
(NH3 + H2O NH4+(suda) + OH-(suda)) CO2 + Na2O → Na2CO3

• Asit baz tepkimelerinde asitliğe neden • H+ iyonu ile OH- iyonunun birleşerek
olan H+ iyonu ile bazlığa neden olan OH- yüklerini nötrleştirip suya dönüşmesine
iyonu birleşerek suya dönüşür: nötralleşme adını veririz.
• Bu nedenle su açığa çıkmayan asit - baz
H+ (suda) + OH- (suda) H2O(s) tepkimeleri ( eğer susuz ortamda yapılı-
yorsa) nötralleşme olarak adlandırılmaz.
• Bu tepkime asit baz tepkimesinin net
iyon denklemidir.
X NH3(g) + HF(g) → NH4F (k)
• Asit ve bazdan geri kalan iyonlar ise bir-
leşerek tuzu oluşturur.
• Asit ve bazın tepkimeye girerek tuz ve PNH (suda) + HF(suda) → NH F (suda)
3 4

su oluşturmasına nötralleşme tepkimesi


denir.

HCl + NaOH NaCl + H2O

56
• Çözünme - çökelme tepkimesi madde-
lerin fiziksel halinden anlaşılır, bir çözün-
me çökelme tepkimesinde maddelerin
fiziksel halleri;
(suda) + (suda) (k) + (suda)
şeklindedir.

NaCl(suda)+AgNO3(suda) NaNO3(suda) + AgCl(k)

KBr(suda) + HgNO3(suda) HgBr(k) + KNO3(suda)

Etil alkol ( C2H5OH ) suda:


• Çözünme - çökelme tepkimelerinde
C2H5OH(s) + H2O(s) → C2H5OH(suda) çöken maddenin nasıl çöktüğünü göste-
ren tepkimeye net iyon denklemi, çök-
denklemine göre moleküler olarak çözünen meyen iyonlara ise seyirci veya gözlemci
bir maddedir. iyon denir.

Etil alkol çözeltisi HCl çözeltisi ile etkileşiri- Net İyon Denklemi:
lince:
Ag+(suda) + Cl-(suda) AgCl(k)
C2H5OH(suda) + HCl(suda) → C2H5Cl(suda) + H2O(s)

tepkimesine göre etil klorür (C2H5Cl) ve su Seyirci iyonlar : Na+ ve NO3-


oluşur. • Çözünme çökelme tepkimelerinde 1A
Buna göre yukarıdaki sistem ile ilgili olarak metallerinin tuzları ve NO3- iyonunun
verilen: tuzları genellikle seyirci iyondur.

I. Etil alkol bir bazdır.


II. HCl bir asittir.
III. C2H5Cl bir tuzdur.
ifadelerinden hangileri doğrudur? NOT:
• Tepkime denkleminin girenlerinde O2
varsa: YANMA.
• Basit kimyasal türler daha büyük bileşik-
leri oluşturuyrosa: SENTEZ
5.ÇÖZÜNME - ÇÖKELME TEPKİMELERİ • Büyük bileşikler küçük kimyasal türlere
ayrışıyorsa: ANALİZ.
• İki sulu çözeltinin karışarak yeni ve suda • Maddelerin sulu çözeltileri birbiri ile tep-
çözünmeyen bir tuz oluşturması ile ger- kime verip çökelek (katı) oluşturuyorsa:
çekleşen tepkimelere çözünme- çökel- ÇÖZÜNME ÇÖKELME.
me tepkimesi denir. • Asit ve baz tepkimeye girip tuz ve su olu-
şuyorsa: NÖTRALLEŞME.

57
KİMYASAL HESAPLAMALAR
ALIŞTIRMA

2010 2014 2017


2021
2011 2015 2018
4Si2H3 + 11O2 g 8SiO2 + 6H2O
• Denkleşmiş bir kimyasal tepkimede
maddelerin katsayıları arasındaki oran Aşağıdaki üç soruyu yukarıdaki tepkimeyi
aynı zamanda mol sayıları arasındaki kullanarak cevaplayınız.
orandır.

2 mol Si2H3 ün tamamen harcandığı


1C3H8 + 5O2 3CO2+ 4H2O tepkimede kaç mol O2 harcanır ve ka-
1 mol + 5 mol = 3 mol + 4 mol çar mol SiO2, H2O oluşur?

• Kimyasal tepkimelerde mol sayısı ko-


runmak zorudan değildir, bu açıdan he-
saplama yaparken toplama işlemi yapa-
mayız ancak her maddenin molünü bir
diğeri ile oranlayabiliriz.
• Yani kimyasal tepkimede verilen ile iste-
nen arasındaki ilişkiyi kurmanın en gü-
venli yolu mol sayısıdır. 21,6 gram su oluşturmak için kaç mol
Si2H3 harcanmalıdır?
( H = 1 g/mol, O = 16 g/mol)
VERİLEN Mol
BİLGİ Sayısını
kütle, hacim, tanecik, Bul
atom sayısı, mol sayısı

VERİLEN MADDENİN
MOL SAYISI
17,4 gram Mg(OH)2 yi tamamen nötr-
leştirebilmek için gereken H3PO4 kaç
KATSAYI moldür?
KULLAN
(Mg = 24 g/mol, O = 16 g/mol, H = 1 g/mol )

İSTENİLEN MADDENİN
MOL SAYISI

İSTENİLEN
BİLGİ
kütle, hacim,
tanecik, atom
sayısı, mol sayısı

58
Demir (III) oksit’in karbon ile tepkimesi CaCO3 ün yeterince HCl ile etkileşmesi
sonucu karbonmonoksit ve elementel sonucu CaCl2, CO2 ve H2O oluşmakta-
halde demir oluşmaktadır. dır.
Buna göre tepkimeden NKA 3,36 L CO Buna göre 40 gram CaCO3 ve 40 gram
gazı elde edebilmek için kaç gram de- HCl’nin tepkimesi sonucu NKA en fazla kaç
mir (III) oksit harcanmalıdır? L CO2 elde edilebilir?
( Fe = 56 g/mol O = 16 g/mol ) ( Ca=40 g/mol, C=12 g/mol, O=16 g/mol,
H=1 g/mol, Cl=35,5 g/mol )

DİKKAT
EŞİT MOL - EŞİT HACİM PROBLEMLERİ
DENKLEŞMEMİŞ BİR KİMYASAL
TEPKİME İLE HİÇBİR KİMYASAL
4NH3 + 6NO g 5N2 + 6H2O
HESAPLAMA YAPILAMAZ
2,4’er mol NH3 ve NO ile başlatılan tep-
SINIRLAYAN VE ARTAN MADDE kimede hangi maddeden kaç mol ar-
tar ve en fazla kaç mol N2 oluşur?
2Al + 3FeO g Al2O3 + 3Fe
4 mol Al ve 9 mol FeO tepkimesinde
oluşan ve artan tüm maddelerin mol
sayısını hesaplayınız.

4NH3 + 6NO g 5N2 + 6H2O

Eşit molde NH3 ve NO ile başlatılan tep-


kimede 1,6 mol reaktif arttığına göre
tepkime sonucunda kaç mol H2O oluş-
muştur?

2Al + 3FeO g Al2O3 + 3Fe


5,4 g Al ve bir miktar FeO tepkimesi so-
nucu 0,1 mol Al2O3 oluşmuş ve reaktif-
lerin birinden 0,2 mol artmıştır.
Buna göre başlangıçta Al ve FeO dan kaçar
mol alındığını hesaplayınız.
( Al = 27 g/mol )
n mol N2 ve n mol O2 kullanılarak tam
verimle N2O3 elde edilen bir tepkimede
hangi maddeden kaç mol artar?

59
KARIŞIM PROBLEMLERİ MOL KÜTLESİNİN HESAPLANDIĞI SORULAR
NKA CH4 ile C3H8 gazlarından oluşan 2X + Y g Z + 3T
11,2 L karışımın yakılması sonucu 1,8
mol su oluşmaktadır. tepkimesine göre 0,4 mol X ile 16 gram
Y artansız olarak tepkime vermektedir.
Buna göre karışımda kaç mol CH4 gazı var-
dır? Buna göre Y’nin mol kütlesini hesaplayınız.

H2, C2H6 ve He gazlarından oluşan 2 FORMÜL BULMA PROBLEMLERİ


mollük karışımın tam verimle yakıl- CnH2n+2 genel formülüne uyan bir mad-
ması sonucu NKA 22,4L CO2 gazı ve 36 denin 0,4 molünü tam verimle yaka-
gram su oluşuyor. bilmek için en az 2 mol O2 gazı gerek-
Buna göre başlangıç karışımında molce mektedir.
%kaç oranında He gazı vardır? Maddenin formülünü hesaplayınız.

C2H6 ile C4H10 gazları karışımının n mo- NKA 44,8L hacim kaplayan X madde-
lünün tam verimle yakılması sonucu x sinin tam olarak yakabilmek için 80
mol CO2 gazı oluşmuştur. gram oksijen gazı kullanılıyor. Tepkime
Buna göre X’in alabileceği değerler kümesi- sonucunda 60 gram NO gazı ile bera-
ni bulunuz? ber 3 mol su oluştuğuna göre X’in formülü
nedir?

60
VERİM VE SAFLIK PROBLEMLERİ
9,2 gram C2H5OH ile OK 24,5 L hacim
kaplayan O2 gazının tepkimesi sonucu
NKA 6,72 L CO2 gazı oluşmaktadır.
Buna göre tepkimenin teorik verimi, gerçek
verimi ve % verimini hesaplayınız.
(O = 16 g/mol, C = 12 g/mol, H = 1 g/mol )

40 gram CaCO3 örneği yeterince HCl KATI KÜTLESİNİN DEĞİŞTİĞİ TEPKİMELER


çözeltisine atılınca tam verimle ger-
Cu(k) + O2(g)g Cu2O(k)
çekleşen tepkimede CaCl2 tuzu, su ve
NKA 2,24 L CO2 gazı açığa çıkıyor. 10 gram Cu katısı denkleşmemiş olan
yukarıdaki tepkimeye göre paslanıyor.
Buna göre örneğin saflık %’sini hesaplayınız.
Katı kütlesi 10,8 gram olduğu anda Cu’nun
(Ca = 40 g/mol, O = 16 g/mol, C = 12 g/mol )
kütlece %kaçı paslanmıştır?
( Cu = 64 g/mol, O = 16 g/mol )

BİRBİRİNİ İZLEYEN TEPKİMELER


1. A + 2B g 3C
2. C + D g E
3. 2E g 4F + G
Yukarıdaki tepkime zincirine göre 4 mol A ve
2 mol B ile en fazla kaç mol F elde edilebilir?

61
KARIŞIMLAR GÖRÜNÜMÜNE GÖRE KARIŞIMLAR
MADDE
1. HOMOJEN KARIŞIMLAR

SAF MADDE KARIŞIM • Bileşenleri birbiriyle tamamen karışan,


tek faz gibi görünen karışımdır.
• Her yerinde aynı özelliği gösterir.
Element Bileşik • Homojen karışımı oluşturan bileşenler
karışımda eşit dağıldığı için karışım tek
KARIŞIMLARIN ÖZELLİKLERİ faza sahiptir. Tek madde gibi görünür.
• Homojen karışımların bileşenleri çıplak
• Saf değildir. gözle görülemez.
• Bekletildiğinde çökelti oluşmaz.
• Belirli formülleri yoktur.
• Gaz ve sulu çözeltileri süzgeç kâğıdından
• Farklı kimyasal türler (atom, molekül, geçer. (süzme ile ayırlmaz)
iyon) içerir.
• Gaz ve sulu çözeltileri genellikle saydam-
• Karışımı oluşturan maddeler kendi kim- dır.
yasal özelliklerini kaybetmez. • Katı, sıvı ve gaz hâlde olabilir.
• Karışımı oluşturan maddelerin miktarları • Homojen karışımlar çözelti olarak adlan-
arasında belirli bir oran yoktur. Her oran- dırılır.
da karışabilir. • Tuzlu su, süzülmüş çay, şerbet, kolonya,
• Karışımlar fiziksel yollarla oluşur ve bile- hava, bronz (tunç) ...
şenlerine fiziksel yollarla ayrılır.
• Karışımın fiziksel özellikleri karışanların
oranına bağlı olarak değişir (erime nok- 2. HETEROJEN KARIŞIMLAR
tası, kaynama noktası, öz kütle...).
• Karışımların kütleleri bileşenlerin kütlele- • Bileşenleri birbiriyle tamamen karışma-
ri toplamına eşittir fakat karışımın hacmi yan, birden fazla faz içeren karışımdır.
bileşenlerin hacimleri toplamına eşit ol-
• Her yerinde aynı özelliği göstermez.
mayabilir.
• Heterojen karışımı oluşturan bileşenler
karışımda eşit dağılmadığı için karışım
KARIŞIMLARIN SINIFLANDIRILMASI
birden fazla faza sahiptir. Genellikle bir-
den fazla madde olduğu görülür ve ko-
GÖRÜNÜMÜNE TANECİK BOYUTUNA layca ayırt edilebilir.
GÖRE GÖRE • Bileşenler gözle veya çeşitli görüntüle-
me yöntemleriyle ayırt edilebilir.
Homojen Heterojen Çözelti Kolloid • Bekletildiğinde çökelti oluşturabilir.
Karışım Karışım • Süzgeç kâğıdından geçemeyebilir.
Süspansiyon • Genellikle bulanık görüntüye sahiptir.
Adi Karışım • Katı, sıvı ve gaz hâlde olabilir.
Emülsiyon • Kumlu su, duman, sis, yağlı su, çorba,
Süspansiyon salata ve toprak, süzülmemiş bitki çayı,
Aerosol benzin-su, ayran, Türk kahvesi, meyve
salatası...

62
HETEROJEN KARIŞIMLARIN TANECİK BOYUTUNA GÖRE KARIŞIMLAR
SINIFLANDIRILMASI
ÇÖZELTİ
• Dağılan parçacık boyutu 1nm’den
küçüktür.
1. ADİ KARIŞIM • Homojendir.
• Parçacıklar çıplak gözle görülmez.
• Genellikle katıların oluşturduğu hetero- • Bekletilince çökmez.
jen karışımlara adi karışımlar denir. • Süzme ile ayrışmaz.
• Işığı saçmaz.
• Tuz-şeker, salata, toprak adi karışımdır.
• Şeffaf veya renki olabilir.
• Adi karışımlar çözünürlük farkı, yüzdür- • Şekerli su, tuzlu su, gazoz vs...
me, eleme veya ayıklama ile karışanları-
na ayrılır. KOLLOİD
• Dağılan parçacık boyutu 1nm ile
1000 nm arasındadır.
2. EMÜLSİYON • Heterojendir.
• Çıplak gözle homojen olarak gö-
• Sıvı - sıvı heterojen karışımına verilen rünür ancak mikroskop gibi gö-
isimdir. rüntüleme aletleri ile parçacıklar
• Oluşan karışımlar bulanıktır, bekletildik- görülebilir.
lerinde yoğunluklarına göre ayrışırlar. • Bekletilince çökmez.
• Parçacıklar süzme ile ayrışmaz.
• Karışanlarının yoğunluğu farklı ise ayır- • Işığı saçar.
ma hunisi ile karışanlarına ayrışır. • Kan serumu, renkli cam, süt, ma-
• Su-zeytinyağı, mazot-su, benzin-su, ben- yonez vs...
zen-su, cıva-su, eter-su, süt, CCl4-su, ma-
yonez, yağ-sirke...

3. SÜSPANSİYON

• Katı - sıvı heterojen karışımına verilen


isimdir. SÜSPANSİYON
• Dağılan parçacık boyutu 1000
• Oluşan karışımlar saydam değildir, bek-
nm’den büyüktür.
letildiğinde katı ve sıvı kısımlara ayrılır.
• Heterojendir.
• Süzme ile karışanlarına ayrışır. • Parçacıklar çıplak gözle görülebilir.
• Türk kahvesi, naftalin-su, nişasta-su, ay- • Bekletilince çöker.
ran, çorba, kan, çamurlu su... • Süzme ile ayrışır.
• Işığı saçar ve absorbe eder.
• Çamurlu su, türk kahvesi vs...
4. AEROSOL

• Katı- gaz veya sıvı-gaz heterojen karışı-


mına verilen isimdir.
• Spreyler (deodorant, böcek ilacı...) sis, du-
man, tozlu hava, köpük, bulut....

63
ÇÖZÜNME TÜRLERİ
ÇÖZÜNME SÜRECİ
2018
• İyonik katıların çözünmesi sürecinde
• Çözünenin kendi tanecikleri arasındaki iyonlar birbirinden uzaklaşarak çözücü
etkileşimler zayıflar. olan H2O molekülleri tarafından çevrele-
• Çözücü tanecikleri çözünen taneciklere nir.
yer açmak için birbirinden ayrılır. • İyonik bileşiklerin çözelti içinde iyonla-
• Bu iki olay da enerji gerektirir. Gereken rına ayrışması bu çözeltilerin elektriği
enerji çözünen ve çözücü taneciklerinin iletmesini sağlar. Bu nedenle iyonik bile-
kendi arasındaki etkileşimlerini yenmek şiklerin çözeltileri elektrolittir
için kullanılır. • Birçok iyonik bileşik tamamen iyonlarına
• Kimyasal türler arasındaki etkileşimlerin ayrışır.
gücüne bağlı olarak çözünen ve çözücü
tanecikleri arasında yeni etkileşimler olu-
şur.
NaCl (k) + H2O Na+(suda) + Cl-(suda)
• Yeni etkileşimler oluşurken genellikle
enerji açığa çıkar KNO3(k) + H2O K+(suda) + NO3-(suda)
• Yapı olarak birbirine benzeyen maddeler
genellikle birbiri içinde çözünür.
• Yani genellikle polar maddeler polar çö- • Zayıf asitler ve zayıf bazlar gibi bazı bi-
zücülerde, apolar maddeler apolar çözü- leşikler ise suda çözünür ancak kısmen
cülerde çözünür. iyonlarına ayrışır.
• Kısaca benzer, benzeri daha iyi çözer ku- • Bileşik kısmen iyonlarına ayrıştığı için
ralı çözünürlüğün temel kurallarından çözelti elektriği zayıf iletir.
biridir.
HF + H2O H+(suda) + F-(suda)
Çözünen Çözücü Oluşan Etkileşim

İyonik Polar • Asit, baz veya tuz özelliği olmayan mad-


deler moleküler hâlde çözünürler.
Polar Polar
• Bu bileşiklerin çözeltilerinde, çözünen
madde tanecikleri bağımsız moleküller-
Apolar Polar
dir.
İyonik Apolar • Moleküller iyonlarına ayrışmadığı için bu
çözeltiler elektrolit değildir
Apolar Apolar • Alkol, şeker moleküler çözünen maddele-
re örnektir.

NOT
C2H5OH + H2O C2H5OH (suda)

Çözünen taneciklerinin su molekülle-


ri tarafından sarılmasına hidratasyon,
çözünen taneciklerinin su dışında baş-
ka bir çözücü molekülleri tarafından
sarılmasına solvatasyon denir.

64
ÇÖZÜNMÜŞ MADDE 2. HACİMCE % DERİŞİM
ORANLARINI BELİRTEN
2013 2018
İFADELER 2022 VÇÖZÜNEN
2017 2019 . 100
HACİMCE % =
VTOPLAM
1. KÜTLECE % DERİŞİM

mÇÖZÜNEN
KÜTLECE % = . 100
mTOPLAM

%1 . m1 + %2 . m2 + ...... = %s . mT

ÇÖZELTİ HAZIRLAMA

65
3. ppm ÇÖZELTİLERİN KOLİGATİF
ÖZELLİKLERİ
2020
mÇÖZÜNEN 2021
ppm = . 106
mTOPLAM 1. KAYNAMA VE DONMA NOKTALARI

66
2. BUHAR BASINCI Aşağıda verilen karışımlardan hangi-
si mıknatıs kullanılarak karışanlarına
ayrıştırılabilir?
A) Fe - Cu alaşımı.
B) Fe - Co tozu karışımı.
C) Fe2O3 bileşiği
D) Fe - Ni tozu karışımı
E) Fe parçacıkları ile Zn parçacıkları.
(Benzer sorunun çıktığı yıllar :2010)

3. ELEKTRİK İLETKENLİĞİ
2. TANECİK BOYUTU FARKINDAN
YARARLANARAK AYIRMA
a. Eleme

4. OSMOZ - DİFÜZYON b. Süzme

c. Diyaliz
KARIŞIM AYIRMA TEKNİKLERİ
2010 2016
2012 2017

1. MIKNATIS İLE AYIRMA

67
3. YOĞUNLUK FARKINDAN 5. KAYNAMA NOKTASI FARKINDAN
YARARLANARAK AYIRMA YARARLANARAK AYIRMA
a. Ayırma Hunisi a. Basit Damıtma

b. Yüzdürme

4. ERİME NOKTASI FARKINDAN


YARARLANARAK AYIRMA

b. Ayrımsal Damıtma

68
6. ÇÖZÜNÜRLÜK FARKINDAN
YARARLANARAK AYIRMA

a. Özütleme

b. Kristallendirme

c. Ayrımsal Kristallendirme

69
ASİT ASİTLERİN ÖZELLİKLERİ
• Suda çözündüğünde sudaki H+ iyon deri- 2013
2023
şimini arttıran maddelere asit denir. • Asitlerin tadı ekşidir. 2022
• Asitler genel olarak yapılarında hidrojen • Genellikle suda iyonlarına ayrışarak çö-
taşıyan ve bu hidrojeni suda çözündüğü zündükleri için sulu çözeltileri elektrik
zaman suya verebilen maddelerdir. akımını iletir.
• 3 tip hidrojenli bileşik asittir: • Mavi turnusol kâğıdının rengini kırmızıya
• H + Kök bileşikleri: çevirir.
HNO3, H2SO4 .... • Asitler bazlarla tepkimeye girerek tuz
• H + 7A bileşikleri: oluşturur.

HF, HCl, HBr, HI • Asitler aşındırıcı özelliğe sahiptir.

• -COOH taşıyan organik bileşikler: • Ciltle temas ettiklerinde yakıcı etki göste-
rir.
HCOOH, CH3COOH ...
• Asitler karbonatlı bileşiklere etki ederek
• CnHm tarzı bileşikler (eğer COOH taşımı- CO2 gazı açığa çıkarır.
yorlarsa) asit olma özelliği taşımazlar:
CH4, C2H5OH....
CaCO3(k)+2HCl(suda)→CaCl2(suda)+CO2(g)+H2O(s)
BAZ
• Suda çözündüğünde sudaki OH- iyon de-
• Asitler aktif metallerle (Cu,Hg,Ag,Au,Pt
rişimini arttıran maddelere baz denir.
hariç) tepkimeye girerek hidrojen gazı
• Bazlar genel olarak yapılarında OH- taşı- açığa çıkarır.
yan ve bu OH- iyonunu suda çözündüğü
zaman suya verebilen maddelerdir.
2HCl(suda) + Zn(k) → ZnCl2(suda) + H2(g)
• 2 tip bileşik bazdır:
• OH + metal bileşikleri:
• Asitler bu nedenle aşındırıcı özelliğe sa-
NaOH, Mg(OH)2 ....
hiptir.
• NH, NH2 veya NH3 taşıyan bileşikler:
NH3, C6H5NH2...
BAZLARIN ÖZELLİKLERİ
• CnHm tarzı bileşikler (eğer NH veya NH2 ta-
şımıyorlarsa) baz olma özelliği taşımazlar:
• Tatları acıdır.
CH4, C2H5OH....
• Ciltte kayganlık hissi oluşturur.
• Genellikle suda iyonlarına ayrışarak çö-
zündükleri için sulu çözeltileri elektrik
NOT:
akımını iletir.
• Kırmızı turnusol kâğıdının rengini maviye
Metallerin (Al, Cr, Zn, Sn, Pb, Be hariç) çevirir.
oksitleri bazik, ametallerin oksijence
• Bazlar asitler ile nötralleşme tepkimesi
zengin oksitleri ise asidik özellikli mad-
verir.
delerdir. Bunların sulu çözeltileri de
asit - baz özelliği gösterir. • Bazlar amfoter metallerle (Al,Cr,Zn,Sn,P-
b,Be) reaksiyona girerek hidrojen gazı
açığa çıkarır.

70
ASİT VE BAZLARIN İNDİKATÖRLERE ETKİSİ

• Bir maddenin asit veya baz oluşuna bağlı


olarak renk değiştiren maddelere indika-
tör (belirteç) denir
• Turnusol bir indikatördür (asitte kırmızı,
bazda mavi)
• Kırmızı lahana asidik ortamda kırmızı,
bazik ortamda yeşil olur.
• Çay asidik ortamda daha açık renkte ba-
zik ortamda daha koyu renkte olur.
• Bunlar dışında üzüm suyu, alizarin sarısı,
fenol kırmızısı, metil turuncusu, fenolfta-
lein sık kullanılan indikatörlerdendir.

Ortanca çiçeği asidik ortamlarda mavi, ba-


zik ortamlarda pembe renkte açar.

pH KAVRAMI

71
OKSİTLER
(XnOm )

AMETAL OKSİT METAL OKSİT


(H O P C N S F Cl Br I)

Yapısında 1 Yapısında İçindeki metal Amfoter


tane oksijen 1den fazla amfoter metalse dışındaki tüm
varsa oksijen varsa (Al, Cr, Zn, Sn, Pb, Be) metal oksitler

NÖTR ASİDİK AMFOTER BAZİK


OKSİT OKSİT OKSİT OKSİT

Ametallerin Ametallerin Amfoter metallerin tüm Amfoter me-


1 tane oksijen 1den çok oksijen oksitleri (oksijen sayısı taller dışındaki
içeren içeren ne olursa olsun) Amfoter tüm metal ok-
CO, N2O, NO CO2, N2O5, SO2, oksittir. sitler baziktir.
gibi oksitleri SO3 gibi oksitleri Al2O3, ZnO ... Fe2O3, CaO
nötr oksittir. asidik oksittir.

- -  
ASİT

-   -
BAZ

- 
-  Asidik oksitlerin su Bazik oksitlerin su
SU

ile tepkimesi sonucu ile tepkimesi sonucu


asitler oluşur. bazlar oluşur.
CO2 +H2O g H2CO3 CaO + H2O g Ca(OH)2

72
ASİT BAZ TEPKİMELERİ
ÖRNEKLER
2010
2020
CO2 2017
Asit + Baz g Tuz + Su
PbO2
• Baz olarak NH3 kullanılıyorsa su açığa çık-
maz.
NO
• Su açığa çıkmayan veya sulu ortamda ol-
mayan asit baz tepkimelerine nötrleşme
FeO adı verilmez.
NH3(g) + HCl(g) g NH4Cl(k)
CaO
NH3(suda) + HCl(suda) g NH4Cl(suda)
SO2 • Nötrleşme:
H+ + OH- g H2O
N2O olayına verdiğimiz isimdir. Bu tepkime
aynı zamanda asit baz tepkimelerinin
K2O net iyon denklemidir.
• Asitten geriye kalan anyon ile bazdan ge-
Al2O3 riye kalan katyon birleşerek tuzu oluştu-
rur.
CO

H3PO4 + Ca(OH)2 g
SO3

MgO
Al(OH)3 + H2SO4 g

• Asit baz tepkimelerinde tepkime sonrası


pH elimizdeki H+ ve OH- iyonları mol sayı-
sına bağlıdır:
nH+ = nOH- ise ortam nötr.
nH+ > nOH- ise ortam asidik.
nH+ < nOH- ise ortam baziktir.

0,2 mol HCl + 0,1 mol Ca(OH)2

0,3 mol H2SO4 + 0,5 mol NaOH

73
METALLER
2010 2020
2019 2021
AKTİF SOY
METALLER METALLER
Cu, Hg, Ag Cu, Hg, Ag
Au, Pt Au, Pt
hariç tüm
metaller

DİĞER AMFOTER YARI SOY TAM SOY


AKTİF METALLER METALLER METALLER
METALLER Cu, Hg, Ag Au, Pt
Al, Cr, Zn
Al, Cr, Zn, Sn, Pb, Be
Sn, Pb, Be
hariç
tüm aktif
metaller

Der. H2SO4 + SO2 -


Sey. H2SO4 - -
Der. HNO3 TÜM ASİTLERLE + NO2 -
TEPKİME VERİR
Sey. HNO3
DAİMA H2 ÇIKARIR + NO -
Kral Suyu
+ NO2 + NO2

Normal Asit

- +
HNO3 ve H2SO4 DIŞINDA
Kuv. Baz H2
HİÇBİR ASİT İLE TEPKİME VERMEZ
ASLA H2ÇIKARMAZ!

Zay. Baz - -

DİKKAT!!!

H2 açığa çıkan tüm tepkimelerde diğer rekatiften yeterince varsa 1 mol


metale karşılık metalin değerliğinin yarısı mol sayıda H2 gazı açığa çıkar

74
GÜNLÜK HAYATTA ASİT-BAZ TEPKİMELERİ ASİTLERLE ÇALIŞIRKEN DİKKAT EDİLMESİ
GEREKENLER

• Asitli topraklarda bazı bitkiler iyi gelişe-


mediği için toprağa bazik olan kireç taşı • Asitler tepkimelerinde ısı açığa çıkarma
(CaCO3), sönmemiş kireç (CaO), odun külü özellikleri nedeniyle tepkimeler sırasında
eklenerek toprağın pH değeri değiştirilir. bulundukları kabın cinsine göre kap eri-
• Zeytinyağı üretiminde asitlik oranının yebilir veya parçalanabilir.
0,8-2 arasında olması tercih edilir. Asitliği • Derişik asit üzerine su eklenmez. Derişik
düzenlemek için zeytinyağı ile sud kostik asit üzerine az miktarda su eklendiğinde
(NaOH) basınçlı ortamda tepkimeye so- tepkime sonucu açığa çıkan ısı az miktar-
kularak ortamın asitliği düzenlenir. daki suyu buharlaştırırken asidin etrafa
• Ağızda oluşan asidik ortam diş çürümele- sıçramasına da neden olur.
rine neden olur. Diş çürümesini önlemek • Asidin üzerine su eklenmeye devam edi-
için alkali yapıdaki diş macunu ile ağız or- lirse açığa çıkan yüksek ısı cam kabın çat-
tamı nötralize edilir. lamasına ve kırılmasına neden olabilir. Bu
• Midede aşırı hidroklorik asit salgılanması nedenle asit çözeltileri hazırlanırken asit
sonucunda oluşan mide rahatsızlıklarını üzerine su değil, su üzerine asit ilave edil-
gidermek için bazik alüminyum hidrok- melidir.
sit (Al(OH)3)veya magnezyum hidroksit • Asitler aşındırıcı özelliğe sahip olduğu
(Mg(OH)2) içeren ilaçlar kullanılarak mide için çalışılırken koruyucu giysi ve gözlük
pH’ı düzenlenir. kullanılmalıdır.
• Kek yapımında kullanılan asidik madde • Nitrik asit (HNO3) metallerin çoğunu çö-
(limon suyu, elma, süt, yoğurt gibi) ile zen kuvvetli bir asittir. Nitrik asitle hidrok-
bazik yapıdaki kabartma tozu (sodyum lorik asit (HCl)karışımı olan kral suyu soy
bikarbonat [NaHCO3]) tepkimeye girerek metalleri (Au, Pt) çözebilir. Bu nedenle
karbon dioksit (CO2) oluşturur. Oluşan nitrik asit metal kaplarda saklanamaz.
karbon dioksit, keki kabartır. Genellikle cam veya plastik kaplarda sak-
• Saçların yıkanması sırasında kullanılan lanır.
bazik yapıdaki şampuan saçların taran- • Hidroflorik asit (HF) zayıf bir asit olmasına
masını zorlaştırır. Sorunu çözmek için rağmen camı aşındırır. Bu nedenle cam
kullanılan saç kremleri hafif asidik yapıda kaplarda saklanamaz. Aynı zamanda killi
olduğundan saçların kolay taranmasını topraktan yapılan porselenin dış kısmın-
sağlar. daki sır (sırça) da bir tür cam olduğu için
HF’ten zarar görür. Bu nedenle laboratu-
vardaki porselen malzeme HF ile temas
Not: Saç kreminin aşırı kullanımı insan sağlı- ettirilmemelidir.
ğı açısından zararlıdır.
• Asitler nem çekme özelliğine de sahip-
tir. Ciltle temas ettiklerinde ciltteki suyu
çeker ve asit yanığındaki doku hasarı ve
doku kaybının artmasına neden olur.

75
ASİT YAĞMURLARININ OLUŞUMU TUZLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
• Saf suyun pH değeri 7, yağmur suyunun • İyonik yapılı bileşiklerdir ve en küçük yapı-
pH değeri yaklaşık 5,6’dır. ları birim hücrelerdir.
• Yağmur suyunun az da olsa asidiktir • Oda koşullarında genellikle katı hâlde bu-
ancak bu asitlik doğa tarafından tolere lunur.
edilebilir. • Katı hâlde, tuz iyonları belli yerleşim dü-
• pH’si 4,6’dan daha küçük değere sahip zeni içinde bir araya gelerek kristal yapıyı
olan yağmurlara asit yağmurları denir. oluşturur ve farklırenklerde olabilir
• Yağmur suyunun pH’ının düşmesinin • Saf maddelerdir.
nedeni endüstrinin gelişmesi, enerji tü- • Erime ve kaynama noktaları yüksektir.
ketiminin artmasıdır.
• Tuzların sulu çözeltileri nötr, asidik veya
• Yağmur suyunun asitliğine neden olan bazik özellik gösterebilir. Bu nedenle tur-
faktörler karbon dioksit, azot oksitler ve nusol kâğıdına etkileri farklıdır.
kükürt dioksitlerdir
• Katı hâlde elektrik akımını iletmezler. Sulu
• Havadaki karbon dioksit yağmur su- çözeltileri ya da sıvı hâlleri elektrik akımını
yunda çözünerek karbonik asit (H2CO3) iletir.
oluşturur.
• Suda az ya da çok çözünerek iyonlarına
CO2 + H2O → H2CO3 ayrılır.

• Yağmur suyunun asidik olmasının bir


diğer nedeni NO, NO2 gibi azot oksitler- SOFRA TUZU (NaCl)
dir (NOX). • Doğada katı veya çözünmüş hâlde bulu-
nabilir.
• Havada bulunan atmosferik bir gaz olan
azot ve oksijenin bir kısmı yüksek sıcak- • Kaya tuzunda katı hâlde, denizlerde, göl-
lıklarda, güneş ışığı, yıldırım veya şimşek lerde, tuzlu su kaynaklarında çözünmüş
etkisiyle tepkimeye girerek NO2, NO gibi hâldedir.
azot oksitleri oluşturur. • Kokusuzdur, kendine has tadı vardır.
• NO su ile tepkimeye girmez fakat oksi- • Sodyum klorürde her Na+ iyonu 6 adet Cl-
jenle tepkimesinden oluşan NO2 su ile iyonu tarafından, her Cl- iyonu da 6 adet
tepkimeye girerek asit oluşturur. Na+ iyonu tarafından çekilir. Böylece birim
hücreler oluşur.
NO2+H2O → HNO3 • Sinir ve kas hücrelerinin işlevlerini yerine
getirmede ve vücudun su dengesinin sür-
• Fosil yakıtların yakılması sonucu açığa dürülebilmesinde önemli görevleri vardır.
çıkan kükürt havadaki oksijenle tepki-
meye girerek SO2 ve SO3 oluşturur. • İnsanlarda sindirim sıvısının önemli par-
çası olan hidroklorik asit için klor sağlaya-
S+O2 → SO2 rak sindirime yardımcı olur.
• Vücut için önemli bir elektrolit kaynağıdır.
2SO2+O2 → 2SO3 • Gıdaları tatlandırmada, etlerin ve gıdala-
• SO3 suyla tepkimeye girdiğinde ise rın korunmasında, cam, seramik, kağıt,
H2SO4 oluşur. tekstil boyaları ve sabun yapımında kulla-
nılır.
SO3 +H2O → H2SO4 • Kışın yollarda oluşan buzları eritmede,
kimya endüstrisinde, bazı kimyasal mad-
delerin üretiminde ham madde olarak,
tıp ve eczacılıkta kullanılır.
76
SODYUM KARBONAT (Na2CO3) KALSİYUM KARBONAT (CaCO3)
• Soda külü veya çamaşır sodası olarak bi-
linir.
• Kireç taşı olarak bilinir.
• Suda iyi çözünür. Beyaz, kokusuz bir toz-
dur. • Kayaçlarda ve deniz kabuklularının kabu-
• Bazik özellik gösterir. ğunda bulunur.
• Nem çekici özelliğe sahiptir. Endüstride • Kireç taşı, mermer ve tebeşir olmak üzere
kullanılan önemli kimyasallardandır. üç formu vardır.
• Doğal temizlik malzemesidir. Sodyum • Suda çözünürlüğü oldukça azdır.
karbonatın su ile seyreltilmesi ile çama-
şır sodası olarak bilinen sodyum karbonat • Kalsiyum karbonat biyolojik olarak olduk-
dekahidrat (Na2CO3.10H2O) bileşiği elde ça zararlı bir bileşiktir. Ağız yolu ile kesin-
edilir. likle alınmamalı, deri ve göze temas etti-
• Sudaki sertlik yapan iyonları karbonat hâ- rilmemelidir.
linde çöktürür ve ortamdan uzaklaşması- • Boya, yapıştırıcı, dolgu macunu ve yüzey
nı sağlayarak suyu yumuşatır. kaplama yapımında, inşaat endüstrisin-
• Kireç önleyici deterjanlarda katkı madde- de; çimento, beton, kireç, sıva, asfalt ya-
si olarak kullanılır. pımında, çevreye salınan zararlı kükürt
• Cam üretiminde, kimya endüstrisinde çe- gazlarının tutulmasında, tebeşir yapımın-
şitli kimyasalların üretiminde, kâğıt yapı- da, cam ve seramik yapımında,plastik ve
mında, sabun ve deterjan yapımında, fo- kompozit üretiminde, tarımda aşırı asitli
toğrafçılıkta, tıpta bazı ilaçların yapısında toprakların pH’ının düzenlenmesinde,
kullanılır. gıda sektöründe, ilaç endüstrisinde kul-
SODYUM BİKARBONAT (NaHCO3) lanılır.
• Yemek sodası olarak bilinir.
• Kalker taşları hâlinde veya deniz tuzları AMONYUM KLORÜR (NH4CI)
içinde bulunur.
• Sodyum bileşikleri arasında en düşük
bazlık değerine sahip olan maddelerden • Nişadır olarak bilinir.
biridir.
• Volkanik bölgelerde oluşan kayaçların ya-
• Antiasit özelliği gösterir, mide yanmasını pısında bulunur.
gidermede kullanılır.
• Sodyum bikarbonat çözeltileri, pH deği- • Suda iyi çözünen, inorganik, sulu çözeltisi
şimlerini hafifletme etkisine sahiptir. asidik, beyaz ve kokusuz bir tuzdur.
• Sodyum bikarbonat çoğunlukla sodyum • Bakır yüzeylerin kalay kaplama aşama-
karbonattan elde edilir. sında, galvaniz ve lehimlenecek metalle-
• Sodyum bikarbonat ısıtıldığında karbon rin yüzeylerini temizlemede, gıda endüst-
dioksit açığa çıkardığı için kabartma tozu risinde, gübre yapımında, şampuan, duş
olarak kullanılır. jeli, saç kremi, bulaşık deterjanı, banyo
• İçeceklerde asitlik düzenleyici olarak, te- yağları ve tuzlarında, balgam söktürücü
mizlik malzemelerinde ve koku giderici özelliğinden dolayı soğuk algınlığı ilaçla-
olarak, kimya endüstrisinde, kâğıt üreti- rında, veterinerlikte, kuru hücrelerde (pil)
minde, yangın söndürücülerde kullanılır. elektrolit olarak kullanılır.
• Su ve atık su arıtımında suyun yumuşa-
tılması amacıyla suya sertlik veren Ca2+ ve
Mg2+ iyonlarını çöktürmede kullanılır.
• Böcek sokmalarında kaşıntı ve kabarmayı
azaltmak için kullanılır.

77
YAYGIN GÜNLÜK HAYAT KİMYASALLARI b. Deterjan

1. TEMİZLİK MADDELERİ 2012


2017
2013
a. Sabun

• Yağların bazik ortamda (NaOH veya KOH) • Petrol ve türevlerinden üretilir.


hidrolizi sonucu oluşur. • Toz sıvı veya krem halinde bulunabilir.
• Sabunlar aslında yağ asitlerinin NaOH • Yapı olarak sabunun benzeridir, kuyruk
veya KOH bazları ile nötrleştirilmesi sonu- kısmı ve baş kısmı vardır, kuyruk kısmı
cu oluşan tuzlardır. kire, baş kısmı ise suya tutunur.
• Sabun üretimi sırasında NaOH kullanılır- • Temizleme mantığı sabun ile aynıdır.
sa katı sabun KOH kullanılırsa sıvı sabun
• Modern kimya döneminde keşfedilmiş-
(arap sabunu) elde edilir.
tir.
• Sabunun kuyruk kısmı hidrofobiktir, suyu
• Doğada parçalanmaları zordur, su kirlili-
sevmez, bu kısım kire tutunur, baş kısmı
ğine ve ötrofikasyone sebep olurlar.
ise iyon içerdiği için hidrofiliktir, suda çö-
zünür. • Yüzey aktif maddedir.
• Simya döneminde keşfedilmiştir. • Sert sularda temizleme kapasitesini yi-
tirmez.
• Bitkisel yağlardan yapılan sabunlar hay-
vansal yağlardan yapılanlara göre daha
kalitelidir. Sabun ve Deterjanın Temizleme Özelliği
• Sert sularda temizleme özellikleri azalır.
• Soğuk sularda temizleme özellikleri aza-
lır.
• Çevreyi kirletmezler.
• Yüzey aktif maddelerdir.
• Yumuşak sabunun temizleme özelliği
sert sabuna göre daha fazladır.
• Kıyafetlerin renklerini zamanla soldurur.
• Katı sabunun nemli kalan yüzeyinde bak-
teri kalıp yayılabilir.
• Cildin kurumasına ve tahrişine sebep ola-
bilirler.
• Yeterince durulanmazsa elde kalan sa-
bun kalıntısı yemeklere geçebilir.

78
HİJYEN AMAÇLI
SABUN VE DETERJANIN FARKLARI TEMİZLİK MADDELERİ 2016

SABUN DETERJAN a. Çamaşır Suyu


Doğal yağlardan Petrolden elde edilir.
elde edilir • Sodyum hipoklorit (NaClO) bileşiğinin
Doğaya zarar ver- Doğada kolay parça- sulu çözeltisidir
mez lanmaz • Yükseltgen özelliğe sahip olduğundan
Sert sularda çökerek Sert sularda temizle- mikrop öldürme ve ağartma işlemleri
temizleme özelliğini me özelliği azalmaz. için kullanılır.
azaltır • Etki ettiği maddenin rengini açar ve
maddeyi ağartır.
Yapısında COO-Na+ Yapısında SO3- bulu-
veya COO-K+ bulu- nur. • Tekstil endüstrisinde boyama işleminin
nur ilk basamağında kullanılır.
• Mikrop öldürücü özelliğe sahip olduğu
için ev, iş yeri, hastane, okul gibi yerlerde
c. Şampuanlar
hijyen amaçlı olarak da kullanılır.
• Kir, toz, yağ ve ölü deriyi saçlardan arın-
• Hücre zarlarına ve proteinlere etki ettiği
dırır.
için ciltle temas ettirilmemelidir.
• Kullanılan katkı maddelerine göre saçı
onarma, hızlı uzatma ve saçın dökülme-
sine engel olma gibi özelliklere sahip ola- • Oluşum denklemi:
bilir. 2NaOH + Cl2 g NaCl + NaClO + H2O
• Gözlerin şampuanla temasına izin veril- şeklindedir
memeli, şampuan köpüğü yutulmamalı,
paraben içeren şampuanlar kullanılma-
malıdır. • Oluşumu sırasında ortamda ağır metal
bulunması halinde çamaşır suyunun ya-
pısı bozulur ve içindeki aktif klorun azal-
d. Diş macunları masına sebep olur.
• Yiyecek parçalarının asidik özelliğini nöt- • Saklama kabının türü, ısı, ışık koşullarına
ralize ettiği için diş çürümelerini engeller. bağlı olarak çamaşır suyunun yapısı bo-
• Aşırı miktarda kullanılması diş minesinin zulabilir.
aşınmasına neden olur. • Çamaşır suyunun kullanım sırasındaki
• Az miktarda florür diş çürüklerini engel- etkinliği de yukama suyunun sıcaklığına,
lemesine rağmen florürlü diş macunları- sudaki ağır metal miktarına ve pH değe-
nın uzun süre kullanılması kalıcı diş ren- rine bağlı olarak değişir.
gi bozukluğu, mide rahatsızlıkları ve deri • Yıkama sırasında uygun şartlar yoksa ça-
döküntüleri yapabilir. maşırın üzerinde kalan klor çamaşırın
• Su kirliliğine neden olabilir renginin solmasına sebep olur.

79
b. Kireç Kaymağı

• Kimyasal formülü kalsiyum hipoklorittir.


Ca(OCl)2’dir. (Hipoklorit kökü ClO- veya
OCl- olarak gösterilebilir)
• Sönmüş kireç süspansiyonundan klor
gazı geçirilerek elde edilir.
• Granül veya tablet şeklinde olan beyaz
bir katıdır.
• Mikroorganizmaları parçalayarak yok et-
tiği için temizlik amacıyla kullanılır.
• Gıda endüstrisinde sebze ve meyveleri
mikroorganizmalardan temizlemek için
az miktarda kullanılır.
• Havuz suyuna karıştırıldığında suyu de-
zenfekte eder havuzda yosun oluşmasını
önler.
• Reçel yapımında yumuşak meyvelerin
dağılmaması için de kullanılır. POLİMERLERİN OLUMLU VE OLUMSUZ
ÖZELLİKLERİ
2. YAYGIN POLİMERLER
2019
• Küçük moleküllerin birleşerek oluştur-
duğu devasa moleküllere polimer adı
verilir.
• Polimer kelimesinde geçen “poli-’’ çok,
‘’mer-’’ birim (parça) anlamına gelir.
• Polimerin yapıtaşı olan kimyasala mono-
mer denir. İki monomerin bir araya gel-
mesiyle dimer, üç monomerin bir araya
gelmesiyle trimer (üç birim), çok sayıda
molekülün bir araya gelmesi ile polimer-
ler oluşur.
• Polimerin içinde tekrarlanan her bir biri-
me ise mer denir.

• Polimerler doğal süreçlerle (kauçuk) olu-


şabileceği gibi laboratuvarda sentetik
(PVC, teflon vb.) olarak da üretilebilirler.
• Doğal polimerler (ipek, pamuk vs...) çok
eski çağlardan beri vardır.

80
2. Ağır metal
• Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerine bo-
yar maddelerden ağır metaller geçebilir.
• Kozmetik ürünlerinde tespit edilen en
yaygın ağır metaller kurşun (Pb), kadmi-
yum (Cd), civa (Hg), krom (Cr), nikel (Ni) ve
bakırdır (Cu).
• Ürünlerin kalıcılığını ve parlaklığını artır-
mak için de bakır, kadmiyum, arsenik ,
kurşun, antimon gibi ağır metaller kulla-
nılır.

3 Koku Maddeleri
• Kozmetiklerde kullanılan koku vericiler
alerjik reaksiyonların %30-45’ini oluşturur.
• Alerjik reaksiyonlar cilt hassasiyeti, astım
atakları ve migren gibi yan etkilere neden
olabilir.

4. Ftalatlar
GERİ DÖNÜŞÜMÜN ÜLKE EKONOMİSİNE
• Deodorant, tırnak cilası, kokulu dudak
KATKISI
parlatıcısı gibi kozmetik ürünlerinde
renkleri ve kokuları daha iyi tutabilmek
• Kullanılmış malzemeleri yeni malzeme- için ftalatlar kullanılır.
lere veya ürünlere dönüştürme işlemine • Ftalatlar hormon üretiminden sorumlu
geri dönüşüm denir. olan endokrin sisteme zararlı olabilecek
• Kullandığımız maddelerden Polimer, kâ- kimyasallardır.
ğıt, cam ve metallerin geri dönüşümü • Ayrıca gelişim bozukluklarına, üreme sis-
mümkündür. teminde ve nöronlarda hasarlara neden
olabilir.

KOZMETİK MALZEMELERİN İÇERDİĞİ


ZARARLI KİMYASALLAR
1. Koruyucular
• Kozmetiklere katılan kimyasalların birço-
ğu ürünün raf ömrünü uzatmak ve mik-
roorganizmaların çoğalmasını önlemek
için kullanılan kimyasallardır.
• Bu amaçla en çok paraben ve formaldehit
kullanılmaktadır.
• Paraben toksik etkiye sahiptir. Formalde-
hit kanserojen ve tahriş edici özellikte bir
maddedir.

81
İLAÇ FORMLARI 2. Renklendiriciler (Gıda Boyaları)
• İlaçların farklı şekillerine farmasötik şekil • Hazır gıdayı çekici hâle getirmek için kul-
denir. lanılan doğal ve sentetik kimyasallardır
• Doğru dozda alınmasını sağlamak, • Astım, deri döküntüleri, migren, erken
• Etken maddesini dış etkilerden korumak, doğum, kanser, tiroid tümörü, kromozom
zedelenmesi, çocuklarda hiperaktivite,
• Etken maddeleri mide suyu gibi asidik davranış bozukluğu gibi hastalıklara ve
vücut sıvılarından korumak, aşırı duyarlılığa neden olabilir.
• Etken maddelerin tat ve kokularını mas-
kelemek (baskılama),
3. Emülgatörler (Emülsiyonlaştırıcılar)
• Vücut dokuları içinde istenen bölgeye
yerleştirmek, • Hazır gıdalara homojen görüntü kazan-
dırmak için gıda emülgatörleri katılır.
• İdeal ilaç etkisini sağlamak,
• Emülgatörler; gıda-su, yağ-su-gıda gibi
• Vücutta dağılım ve emilimini kontrol et- hetereojen bileşenlerin birbirine karışma-
mek, sını sağlar.
• İstenilen şekilde çözünmesini sağlamak-
tır. 4. Tatlandırıcılar
• İlaçlar hap, şurup, iğne, merhem formun- • Hazır gıdanın lezzetini ve aromasını daha
da olabilir. çekici hâle getirmek ve gıdanın tatlı ol-
• İğne formu diğer ilaç formlarına göre masını sağlamak amacıyla kullanılı
daha hızlı etki gösterir. • Tatlandırıcılar alerjiye, kalp ve sindirim
sistemi hastalıklarına,tümör oluşumuna
HAZIR GIDALAR ve kanserlere neden olabilirler
• Üretiminde hiçbir kimyasal gübre ve kat-
kı maddesi kullanılmayan, kaynağından
PASTORİZASYON VE UHT
elde edildiği gibi kullanılan herhangi bir
işlemden geçmemiş gıda maddelerine • Pastörizasyon, besinlerdeki mikrobik bü-
doğal gıda denir. yümeyi yavaşlatır fakat patojen mikroor-
ganizmaları tamamen yok etmez.
• Doğal gıdalar oksitlenme, mikroorganiz-
malar vb. nedenlerle uzun süre saklana- • Pastörizasyonun amacı kullanma tarihi-
maz. ne kadar, pastörize ürünün içinde yaşa-
yan patojen sayısını, hastalığa neden ol-
• Tüketilmesi kolay, raf ömrü uzun, koru-
mayacak şekilde azaltmaktır.
yucu, renklendirici gibi çeşitli kimyasallar
içeren besin maddelerine hazır gıda de- • UHT işleminde ise sütün yapısındaki bü-
nir. tün mikroorganizmalar öldürülür.
HAZIR GIDALARDA KULLANILAN KATKILAR • Ürünün raf ömrü artarken besin değeri
kaybolur.
1. Koruyucular (Antimikrobiyal Maddeler)
• Hazır gıdalarda oluşabilecek bakteri, küf
ve maya bozulmasına karşı gıdayı koru-
mak, raf ömrünü uzatmak, doğal renk ve
aromayı korumak, pH değerini ayarlamak
amacıyla kullanılır.
• Bu kimyasallar kanserojen etkiye sahiptir-
ler.

82
YENİLEBİLİR YAĞ TÜRLERİ b. Ayçiçeği Yağı
YAĞLARIN SINIFLANDIRILMASI
1. Katı Yağlar • Ayçiçeği bitkisinin tohumlarının presle-
a. Tereyağı me, ekstraksiyon vb. işlemlerinden sonra
rafine edilmesiyle elde edilir.
• Doymuş yağ sınıfında olan, taze veya fer-
mente kremadan veya sütten ayrılmış • Ayçiçeği yağı yüksek kalorili olmasına
süt ürünüdür. rağmen vitamin ve minerallerden yok-
sundur. E vitamini ve K vitamini içermesi-
• Tereyağı yapısında protein ve az miktar- ne rağmen içinde çinko, kalsiyum, mag-
da şeker içerir; bu nedenle yüksek ısıda nezyum, manganez, bakır veya selenyum
yanma eğilimi gösterir. bulunmaz.
• Kızartmalarda kullanımı uygun değildir.

c. Mısır Özü Yağı


b. Margarin
• İnsan tüketimine uygun çeşitli yağlar- • Mısır bitkisi tanelerinden elde edilen yağ-
dan elde edilen, temel olarak yağ içinde dır.
su emülsiyonu tipinde şekillendirilebilir
yağlara margarin denir • Mısır özü yağı yüksek ısıya dayandığı için
kızartmalarda kullanılır.
• Margarin, sıvı yağların hidrojenle doyu-
rulmasından elde edilir.
d. Fındık Yağı

2. Sıvı Yağlar • Fındıktan elde edilen maliyeti yüksek bir


yağdır.
a. Zeytinyağı • Doymamış yağlar açısından zengindir.
• Zeytinlerin ezilerek macun hâline getiril- • Yüksek sıcaklıkta toksik kimyasallara dö-
mesi ve ardından karışımdaki fazla suyun nüşür.
uzaklaştırılması ile elde edilir.
• Saf zeytinyağı en yoğun yağdır ve güçlü
aromaya sahiptir.
• Zeytinyağında doymamış yağ oranı yük-
sektir. Bu nedenle zeytinyağı kalp rahat-
sızlığı, diyabet ve bazı kanserlerin gelişme
riskini azaltabilir.
• Yüksek E vitamini içeriğinden dolayı güç-
lü bir antioksidandır.

83
YAĞ ENDÜSTRİSİNDE YENİLEBİLİR YAĞLARIN YANLIŞ KULLANIMI
KULLANILAN KAVRAMLAR VE SAĞLIĞA ETKİLERİ

1. Sızma Yağ
1. Yağların gerekenden fazla kullanılması

• Yağın yapısını değiştirmeden saflığını ve


tadını koruyarak mekanik yöntemler ve • Gereksiz enerji artışına,
ısı uygulaması ile elde edilen yağdır. • Şişmanlığa,
• Kalp hastalığına,
2. Rafine Yağ • Tip 2 diyabete,
• Karaciğer yağlanmasına,
• Yağın yapısı değiştirilmeden ağartma, • Kanda kolesterol yükselmesine,
koku, asitlik ve reçine giderme gibi iş-
lemlere tabi tutulmasıyla elde edilen • Damar tıkanıklığına neden olabilir.
yağdır.
• Yağa yabancı madde eklenmez. 2. Yağların yüksek sıcaklıklarda kullanılması

3. Riviera Yağ • Kimyasal yapısının değişmesine,


• Yağın yanarak zehirli hâle gelmesine,
• Rafine yağa belirli oranlarda (%15-40) • Zararlı maddelerin oluşmasına,
sızma yağ karıştırılması ile elde edilen
• Kanserojen etki oluşturmasına neden
yağdır.
olabilir.
• Sızma yağa göre tadı ve kokusu daha
hafiftir.
3. Yağların defalarca kullanılması
4. Vinterize Yağ
• Kanserojen madde oluşmasına,
• Yağlarda bulunan yağ asitlerinin aşa- • Oksijen ile reaksiyona girerek zararlı yan
malı olarak soğutularak dondurulması ürünlerin oluşmasına,
sağlanır.
• Bağışıklık sisteminin zarar görmesine ne-
• Donmuş yağ asitlerinin süzülerek yağ- den olur.
dan uzaklaştırılması sonucunda elde
edilen yağa vinterize yağ denir.
4. Yağların yanlış koşullarda saklanması
• İşlem sonucunda yağın bulanıklığı gide-
rilir.
• Yağların bozulmasını hızlandırır.
• Yağlar serin, kuru, karanlık yerlerde sak-
lanmalıdır.

84

You might also like