Professional Documents
Culture Documents
MM 491 Yakma Si̇stemleri̇ - 2023
MM 491 Yakma Si̇stemleri̇ - 2023
3.YAKMA SİSTEMLERİ
Enerji üretiminde kullanılması istenen yakıtların fiziksel, kimyasal ve ısıl özelliklerine göre ve
ısıl kapasiteye bağlı olarak çeşitli yakma sistemleri kullanılmaktadır. Bunlar kısaca, içten
yanmalı motorlarda sıvı ve gaz yakıtlar, evsel ısıtmada sobalar, kat kaloriferleri, kazanlar, güç
üretiminde çeşitli tiplerde kazanlar sınıflandırılabilir. Genel olarak bu bölümde katı, sıvı ve gaz
yakıtların yakıldığı sistemler incelenecektir. Yanmanın gaz fazında oluştuğu dikkate alınacak
olursa özellikle faz dönüşümü problemleri nedeni ile katı yakıtların yakılması enbüyük
zorluklara sahip olan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kömür yakma sistemleri, kömür tane büyüklüğüne ve yanma sırasında yakıt davranışına (yakıt
tanecik dinamiği) bağlı olarak yüzeyde (ızgarada) yakma, akışkanlaştırılmış ortamda (akışkan
yatakta) yakma ve hacimde yakma olmak üzere üç gruba ayrılabilir. Yakma sistemleri ve
bunların başlıca özellikleri Tablo 3.1’de özet olarak verilmiştir.
Izgara üzerinde yakma yapısal olarak; sabit karbon oranı yüksek, yanıcı uçucu madde oranları
düşük yakıtlar (kok, taş kömürü) için uygundur. Bu tür yakma sistemlerinde verimli ve temiz bir
yanmanın sağlanabilmesi için, uygun biçim ve tane büyüklükte, taşınabilir, depolanabilir uygun
ısıl değer ve içeriğe (V, W, A, S) sahip, standart özellikte yakıtlara (taşkömürü, kok, briket, vb.)
gereksinim vardır. Bu tür yakıtlar yerine, yanıcı uçucu, nem, kül ve kükürt oranı yüksek, ucuz
yakıtların (linyit) kullanılması, yakıt-yakma sistemi arasında uyumsuzluğa, yanma veriminin
düşmesine, hava kirletici emisyonların aşırı biçimde artmasına neden olur. Bunun başlıca nedeni,
sabit karbon ve yanıcı uçucuların tamamen farklı yanma özelliklerine sahip olmasıdır. Sabit
karbonun ızgara üzerinde yanmasına karşın, piroliz sonucu kömür yatağından açığa çıkan gaz ve
buhar biçimindeki yanıcı uçucular kor tabakası üzerinde hacimde yanar. Bu hacimde, gerekli
yanma koşulları genelde oluşturulamadığı için, yanıcı uçucular yanmadan bacadan çevreye atılır.
Bu nedenle yanıcı uçucu oranı, ızgara üzerinde kömürü tutuşturabilecek ve kor tabakasında
yanmasını tamamlayabilecek boyutta olmalıdır. Linyitlerin ızgara üzerinde yakılmasının
istenmesi durumunda, yakma sistemine yapısının uygun olmadığı bir yanıcı uçucu madde yakma
boyutu getirilir. Izgaralı yakma sistemlerinin, standart dışı kömürlerin yakılmasında yetersiz
kalması, yeni yakma teknolojilerinin (toz kömür, akışkan yatak, vb.) geliştirilmesini zorunlu
kılmıştır. Izgaralı yakma sistemlerinin sınıflandırılması Şekil 3.1 de gösterilmiştir.
Büyük parça kömürün yakıldığı ızgaralı yakma sistemlerinde yakıt hava karışımı (O2 difüzyon)
için brülör kaynaklı kesme ve merkezkaç kuvvetleri uygulanamaz. Bu amaçla uygulanabilecek
en pratik çözüm, kömür parçası ve yakma havası arasındaki O2 gradyeninı artırılarak, kömüre
doğru doğal O2 difüzyonunun desteklenmesidir. Bu ise ızgaralı yakma sistemlerinin, kömür tane
büyüklüğüne bağlı olaral, çok daha fazla bir hava ile çalıştırılması zorunluluğunu doğurur. Fazla
hava kazan baca gazı duyulur ısı kaybını artırır. Bu nedenle, ızgaralı kazanların ısıl verimi,
akışkan yataklı ve kömür brülörlü kazanlara kıyasla daha düşüktür.
Yakma sistemlerinin yakıt türüne göre hava fazlalık katsayıları, gerekli minimum alt ısıl
değerleri, tolere edilebilen en yüksek kömür kül oranları, ızgara yüzeysel özgül ısı yükleri ile
yanma odası hacimsel özgül ısı yükleri Tablo 3.2’de verilmiştir.
Tablo 3.2 Yakma Sistemleri ile İlgili Bazı Uygun Yakıt Özellikleri, İşletme ve Tasarım
Verileri.
Yakıt ve İşletme Minimum Alt En Yüksek Hava Özgül Isıl Yük
Özellikleri Isıl Değer Kül Oranı Fazlalık Izgara Yüzeyi Yanma Odası
Yakıt Humin Amax Sayısı qI qV
(106 kcal/m3h) (106 kcal/m3h)
Yakma Sistemi(Y.S.) (kcal/kg) (%) n
Sabit Düz Izgara Taşkömürü, 4500 20 1,4 - 2,5 0,6 - 0,85 0,25 - 0,3
Briket, Odun
Mekanik Şişl. Taşkömür, 2500 40 1,4 - 1,8 1,1 - 1,5 0,2 - 0,3
DüzIzgara Kok
Taşkömür, 4500 20 1,4 - 1,8 1,35 - 1,5
Sonsuz Zincirli Briket, 1,2 - 1,4 0,2 - 0,45
Bölgesel Hava Kok, 0,9 - 1,0
Beslemeli Izgara Kok Atığı 1,0 - 1,1
Sabit Merdiven Izgara Linyit 1700 20 1,4 - 1,8 0,5 - 0,7 0,2 - 0,3
Hareketli (Mekanik) Linyit, 1500 20 1,3 - 1,6 0,9 - 15 0,2 - 0,3
Eğik Izgar Taşkömür
Toz Kömür Brülörlü Taşkömürü, 4000 30 1,2 - 1,3 2,0 - 3,0 0,12 - 0,2
Kuru Curuflu Y.S. Linyit 1500 20 2,1 - 3,5 0,11 - 0,18
Toz Kömür Brülörlü Taşkömürü 3500 40 1,15 - 0,18 - 0,3
Ergimiş Curuflu Y.S. 1,25
Sıvı Yakıt Y.S. Fuel-Oil, 9000 1,15 - 2,5 - 3,0 0,3 - 0,5
Katran 1,3
Gaz Yakıt Y.S. Gaz Yakıt 700 1,15 - 2,5 - 3,0 0,3 - 0,5
1,3
Izgaralı yakma sistemlerinin yakıt, ısıl yük ve işletme koşullarına bağlı başlıca teknik sorunları:
Uygun kömür besleme,
Uygun yakıt/hava oranı ayarı,
Uygun şişleme (kül ayrıştırma),
Uygun bakım/onarım’dır.
Elle beslemeli sabit ızgaralı yakma sistemlerinde, kömür ve yük özelliklerine bağlı, ısıl verim ve
emisyonlar yönünden uygun, kömür besleme biçimi (periyod, kömür miktarı, yastıklama biçimi
vb.), yakıt/hava oranı, şişleme periyodu deneylerle saptanmalı ve sürekli biçimde
uygulanmalıdır.
Sabit ızgarada yakma biçimleri ve yatak sıcaklık değişimi (TY) Şekil 3.2’de gösterilmiştir.
TY
ALTTAN YAKMA
TKE T (OC)
Sabit ızgarada yakıt, hareketsiz biçimde ızgara üzerinde durur. Alttan yakma durumunda, yanma
ızgara üzerinde başlar, oluşan ısı, iletim ile yanma odasına taşınır. Yatak sıcaklık değişimi
(dağılımı) en başta yatak kalınlığına (ısıl direnç) bağlıdır. Belli yatak kalınlığı üzerinde, ızgara
üst yüzey sıcaklığı, kül ergime sıcakliğı (TKE) üzerine çıkarak külun ergimesine, birincil havanın
azalmasına ve yanmanın bozulmasına neden olur. Uygun ızgara tasarımı, ızgara
boyutlandırılması (ızgara soğutması ile yakma havası ön ısıtma) ve uygun yatak kalınlığı (kömür
besleme) ile kül ergimesi önlenebilir. Kül ayrıştırma (yıkama) yatak şişleme işlemi ile sağlanır.
Kül ergime oluşumunun önlenebilmesi için yakma havası ön ısıtma sıcaklığı 100 - 120 oC
dolayında tutulur.
Üstten yakma durumunda, ızgaradan başlıyarak, yakıt kurur (W), yanıcı uçucular gazlaşır (V),
oluşan yanıcı gazlar, yatak üzerinde uygun ikincil hava verilmesi ile oluşturulan bir O2 ve alev
perdesinden geçirilerek tam yanma sağlanmaya çalışılır. Uçucuların ayrışması sonucunda oluşan
kok, ızgara üzerinde, alttan yakma mekanizması ile yanmasına devam eder.
Uçucu madde yönünden fakir kömürlerin (taşkömürü, kok) yakılması için uygun olan sonsuz
zincirli döner ızgaralı bir yakma sistemi, basitleştirilmiş olarak Şekil 3.3 de gösterilmiştir.
2H VH
2H
DT
W V
CO VHopt
I II III
I II III
W V CO L
1H A
Izgara AltýBölgesel 1H Daðýlýmý
Şekil 3.3 Sonsuz zincirli döner ızgaralı kömür yakma sistemi ve ızgara altı optimum birincil
hava dağılımı (VHopt)
Burada yakıt ızgara üzerinde bir karışıma uğramadığından, etken bir kül ayrışımı sağlanamaz.
Kurutma bölgesinde kömür nemi (W), uçucu gazlaştırma bölgesinde yanıcı uçucular (V) ayrışır,
kor tabakası ve alev ışıma etkisi ile kok yakma bölgesinde ise kok (CO) biçiminde gazlaşır ve
yanar. Bu bölgeler için, klape kontrollu hava bölmeleri üzerinden, yanma verimi ve emisyonlar
yönünden uygun birincil yakma havası dağılım profili (VH) oluşturulur (optimizasyon). Yanıcı
uçucular (V), döş tuğlalarından ve kor yatağından ışıma yoluyla sağlanan ısı ile yanma odasında
tutuşturulmaya ve yanma odası ağzı bir gaz alevi ile doldurulmaya çalışılır. Tam yanmanın
oluşumu için gerekli oksijen ise ikincil hava (2H) ile sağlanır. Toz kömür ve kekleşen kömür,
ızgara üzerinde yakma için uygun değildir. Başlangıç bölgesinde kömür yatak kalınlığı, ince
kömürlerde daha ince olmak üzere 40 - 250 mm dolayında tutulur. Taşkömürü yakan döner
ızgaralı bir buhar kazanında 120 t/h’e kadar buhar üretilebilmektedir. Sonsuz zincirli döner
ızgaralı yakma sistemine, geri fırlatmalı kömür besleme uygulaması ile, kömür taneleri
boyutlarına göre farklı yörüngeler çizerek daha uzun süre yanma odasında kalabilmekte, bu ise
nem ve yanıcı uçucu oranı daha yüksek kömürlerin daha uygun biçimde yakılmasına olanak
sağlamaktadır.
Bu sistemlerde ızgara eğik biçimde konumlandırılır, ızgara dilimlerinin bazılarına ileri itme
hareketi (ileri itmeli ızgara) veya geri itme hareketi (geri itmeli ızgara) verilerek yatak gevşetilir,
oluşturulan yatak şişleme etkisi ile kül ayrıştırılarak O2 difüzyonu kolaylaştırılır. İleri-geri
hareketli ızgaralarda yatak gevşetme işlemi ile yakıt nemi (W), yanıcı uçucu (V) ve kül (A)
ayrışımları etkinleştirilir, kurutma, yanıcı uçucu gazlaştırması, tutuşturma kok yakma bölümleri
kısmen de olsa birbirinden işlevsel olarak ayrılır. Alttan kor geri besleme, üstten ışıma ile yanma
iç tüketim ısısının (QİT) daha kolay aktarıldığı, linyit yakmaya daha uygun bir itmeli eğik ızgaralı
yakma sistemi Şekil 3.4’de gösterilmiştir.
2H
W
V
2H
CO
KOK
A
1H A
Izgaralı yakma sistemlerinde teknik ve ekonomik yönden uygun emisyon kontrolu ancak
standart kömür uygulaması ile sağlanabilir.
Toz kömür yakma sistemlerinde öğütülmüş kömür (taşkömürü veya linyit), gaz ve sıvı yakıtlarda
olduğu gibi, uygun brülörler yardımı ile yanma odasına püskürtülerek yakılır. Kömür taneciği
yanma odasında yakma havası içinde askıda, oluşturulan türbülans etkisi ile, hızlı biçimde kurur,
gazlaşır (yanıcı uçucu ve kok gazlaşması), tutuşur ve yanmasını tamamlar (Ledinegg, 1966).
Kömür taneciğinin dış reaksiyon alanının hacmine oranının büyük olması yanma süresini kısaltır,
sıvı ve gaz yakıt yakma sistemlerinin yanma süresine yaklaştırır. Bu nedenle toz kömür yakma
sistemleri ile çok büyük yanma ısıl kapasitelerine ulaşılabilir.
Oluşturulan uygun brülör düzeni ve işletme koşulları ile, alevin yanma odası duvarlarını
yalamadan, olabildiğince türbülnaslı biçimde yanma odasını doldurması sağlanır ve kararlı
yanma koşullarının oluşturulmasına çalışılır.
Toz kömür yakma sistemleri, kömür külünün (curuf) yanma odasından çıkış özelliğine göre iki
gruba ayrılır. Ergimiş küllü ve kuru küllü yakma sistemleri.
Ergimiş küllü yakma sistemlerinde, genelde soğutmasız yanma odalarında alev sıcaklıkları kül
ergime sıcaklıkları üzerinde tutularak (>1800 oC), kül ergimiş biçimde kazan altından alınır, su
banyosunda soğutulup granül hale getirilir. Kül tutma oranları genelde % 40 - 80 arasındadır ve
bazı durumlarda ise % 90’nın üzerine çıkabilir. Bu sistemlerde antrasit vb. zor tutuşan kömürler
de kolayca yakılabilir. Bu yakma sistemlerinde köşe düzenli enjeksiyon brülörleri, karışım
brülörleri ve siklon brülörleri çeşitli konum ve biçimlerde uygulanabilir. Elektro filtrelerin
geliştirilerek verimlerinin %99’un üzerine çıkartılması ve alışılmış uygulama biçimini alması,
ergimiş curuflu yakma sistemlerini toz emisyon kontrolu yönünden gereksiz hale getirmiştir.
Yüksek yanma odası sıcaklıkları nedeni ile aşırı ısıl NOx emisyonlarına neden olmaları bu tür
yakma sistemlerinin uygulamadan kaldırılması sonucunu doğurmuştur.
Günümüz toz kömür yakma sistemleri genelde kuru küllü sistemlerdir. Oluşan külün yaklaşık %
20’si kazan altından, % 80’i ise bacadan dışarı verilir. Isıtma yüzeyleri ile kaplı yanma odasında,
alev sıcaklığı kül ergime sıcaklığının altında tutulur. Alev boyu, biçimi, ışıma özelliği, yanma ve
emisyon davranışı vb. özellikler, kullanılan brülör tipi ve brülör düzeni tarafından belirlenir.
Yakma sistemleri, uygulanan brülör türüne göre, enjeksiyon (jet) brülörlü ve karışım (turbo)
brülörlü sistemler olarak ta sınıflandırılır. Bu brülörlerin özellikleri aşağıda özetlenmiştir.
Enjeksiyon (Jet) Toz Kömür Brülörleri : Bu brülörlerde yakma havası birincil (tutuşma) ve
ikincil (yanma tamamlama) hava olarak ikiye ayrılır ve ayrı jetler biçiminde yanma odasına
enjekte edilir. Hava - kömür karışımı yanma odasında, birincil ve ikincil hava arasındaki hız
farkının yarattığı kesme kuvveti etkisi altında oluşur. Birincil hava ayrıca toz kömürü taşıma
işlevini görür, bu nedenle birincil karışım veya taşıyıcı karışım olarakta isimlendirilir. Birincil
karışım 150 oC’e ikincil hava ise 400 oC’e kadar ön ısıtılabilir. Kömür özelliklerine göre birincil
havanın toplam yakma havası içindeki payı Şekil 3.5’de gösterilmiştir. Enjeksiyon brülörlerde
birincil karışım yakıt zengin olarak verildiğinden, alev is oranı daha yüksektir. Kömürün
gazlaşması ve tutuşması için gerekli ısı, brülör enjeksiyon etkisi ile oluşturulan yoğun geri
döngüler ile alevden sağlanır. Bu geri döngüler, oksijen fakir birincil karışımı, oksijen içerikli üç
atomlu indirgeme etkili yanma ürünleri (CO2, H2O) ile besler ve kokun gazlaşmasını ve
yanmasını sağlar.
Birincil karışıma gazlaşması için yeterli zaman tanınması, ikincil havanın alev derinliklerine
kadar girerek alev içi ve dışı gerekli döngü ve turbulansları oluşturulabilmesi için, her iki akımın
uygun hızlarda yanma odasına verilmesi gerekir. Köşesel brülör düzenli yakma sistemlerinde
birincil hava hızı 20 - 30 m/s, ikincil hava hızı ise 40 - 50 m/s dolayında tutulur (Dolezal, 1967).
Enjeksiyon brülör alevinin boyu daha uzun, ışıma şiddeti daha yüksektir. Enjeksiyon brülörleri
100 MWt birim ısıl kapasitelere kadar uygulanmaktadır.
Karışım (Türbo) Toz Kömür Brülörleri : Bu brülörlerde öğütülmüş kömür, tüm yakma havası
ile beraber yanma odasına verilir. Birincil hava (birincil karışım) ve ikincil havanın karışımı,
brülörde başlar ve yanma odasına kömür fakir bir karışım girer. Bu nedenle hava zengin olan bu
karışımın gazlaştırılması ve tutuşturulması için, enjeksiyon brülörlere kıyasla çok daha büyük bir
tutuşma ısısına gereksinim duyulur. İkincil havaya türbülatör (T) üzerinden çeviri verilerek,
gerekli tutuşma ısısının sağlanmasına ve uygun alev koşullarının oluşturulmasına çalışılır (Şekil
3.5).
Alev
2H
QAl
O2
QAl
2H
1H+Y Alev
2H
O2 QAl
QAl
2H
Alev
Şekil 3.5 Karışım (turbo) toz kömür brülöründe yakıt-hava karışımı ve alev davranışı (Günter,
1974)
Toz kömürün birincil havadan ayrışımının ve brülörde aşınmanın önlenebilmesi için birincil
havaya genelde çeviri uygulanmaz. Türbülatör üzerinden yakma havasına çeviri verilmesi nedeni
ile, bu tür brülörler türbo brülörler veya türbülatörlü brülörler olarak da isimlendirilir. Şekil
3.5’de görüldüğü gibi, merkezkaç kuvveti etkisi ile yanma odası girişinde çevirili bir ikincil hava
hunisi oluşur. Bu huni birincil karışımı kavrıyarak döndürür, huni üzerine yaslanmasını ve
merkezkaç kuvveti etkisi ile de kömür taneciklerinin ikincil hava içine girmesini sağlar.
Gazlaşma ve tutuşma için gerekli ısı, alev geri döngüleri ile, huninin iç ve dış yüzeylerinden
aktarılır. Merkezkaç kuvveti ve alev döngü etkileri ile oluşan yoğun türbülans altında, kısa
sürede makro ve mikro yakıt-hava karışımı ve kömür gazlaşma süreci tamamlanarak yanıcı gaz
karışımı meydana gelir. Böylelikle yanma daha kısa bir sürede tamamlanmış olur.
Karışım brülörü alevi daha kısa, ışıma şiddeti daha düşük ve alev sıcaklığı daha yüksektir. Gaz
yakıt alevi, düşük yüklerde bile stabil kalabilmesine karşın, toz kömür alevi büyük iç tüketim ısı
gereksinimi (QİT) nedeni ile düşük yüklerde stabil yanma koşullarını koruyamaz. Toz kömür
yakma sistemlerinde bu nedenle devreye alma ve düşük yük çalışma koşullarında alevin
desteklenmesi gerekir. Bunun için toz kömür yakma sistemlerinde ek sıvı ve gaz yakıtlı destek
brülörlere ihtiyaç vardır.
Linyitlerin verimli ve kararlı bir biçimde yakılabilmesi için, değirmen çıkışındaki kömür tozunda
kalan bünyesel nemin ~ % 12-18 dolayında tutulması gerekir. Fazla nem bacadan dışarı atılır.
Yanıcı uçuculardan kaynaklanan gaz patlamalarını önlenebilmesi, şok biçimindeki kömür ısıl
parçalama yoluyla öğütme enerjisinin ve değirmen aşınmalarının azaltılabilmesi için linyitler,
yanma odası çıkışından alınan 1000 oC dolayındaki yanma gazları ile kurutulur ve öğütülür.
Köşesel brülör düzeni uygulaması ile yanma odasında türbülans artırılır.
Düşük kaliteli linyitlerde uygulanan bir toz kömür yakma sistemi Şekil 3.6’da basitleştirilmiş
olarak gösterilmiştir.
2H
1000 C
O2
TK, W K
1H
Şekil 3.6 Öğütülmüş linyit yakma sistemi. (TK ~200 oC, O2 < 4 %, WK ~12-18 %)
Linyitlerin aksine, taşkömürle çalışan kazanlarda kömür, kazan çıkışında düşük sıcaklıklardaki
yanma gazları (atık ısı) ile ön ısıtılan yakma havası yardımı ile kurutulup öğütülür. Değirmen
çıkışında öğütülmüş kömürün sıcaklığı TK=100-130 oC dolayında, kömürün içerdiği bünyesel
nem WK=1-2 % dolayında tutulur (Dolezal, 1967).
Öğütülmüş taşkömürün yakılması ile ilgili bir yakma sistemi basitleştirilmiş olarak Şekil 3.7’de
verilmiştir.
2H
O2
TK,W K
Qw 1H
Şekil 3.7 Öğütülmüş taşkömürü yakma sistemi (TK ~100-130 oC, WK ~1-2 %)
Toz kömür yakma sistemleri en yüksek yanma verimli ve en büyük yanma ısıl kapasiteli kömür
yakma sistemleridir.
Günümüzde 3000 t/h kapasiteli öğütülmüş linyitle çalışan buhar kazanları üretilebilmektedir.
Böyle bir kazanın elektrik üretimi kapasitesi 1000 MWe dolayındadır.
Toz kömürlü brülörlerde, kademeli yakma uygulaması ile belli ölçülerde NOx emisyon kontrolu
Bu sistemlerde yanma akışkanlaştırılmış yatakta olur. Akışkan yatağın büyük bölümü (~99 %)
yanmaya katılmayan (kül, küm, kireçtaşı, vb.) maddelerden oluşur ve kömür gazlaşma ve
tutuşma ısısının (iç tüketim ısısı QİT) sağlanmasında büyük bir ısı deposu işlevi görür (yanmanın
T2 koşulu). Dağıtıcı elekten verilen yakma havası yastığı üzerinde ve yastık kaldırma kuvveti
etkisi ile yatak taneciklerinin ağırlıkları dengelenir, yerçekimi etkisi ortadan kaldırılır ve
tanecikler kararsız ve türbülanslı bir davranışa zorlanır (yanmanın T1 koşulu). Kömür oranının
%1-5, davranış biçiminin kararsız ve yoğun türbülanslı olması, yapısal olarak akışkan yatağa;
kömür taneciğini yatakta tutma, çıkmasını geciktirme ve zorlaştırma (filtre) özelliğini kazandırır
(yanmanın T3 koşulu). Bu nedenle akışkan yatak, yanmanın 3T koşuluna yapısal olarak uyum
sağlayan uygun bir yanma ortamıdır. Akışkan yatak sıcaklığı; kok yanması, toprak alkali
absorbentlerle (kireç, kireçtaşı, dolamit, vb.) en verimli SO2 tutma, NOx oluşumlarının
bastırılması ile ilgili üçlü yanma işlevinin (emisyon filtreleme koşulu) gerçekleştirilmesi için
uygun olan 850-950 oC bölgesinde tutulur. Bu nedenlerle akışkan yatak, düşük kaliteli yakıtlar
için bile verimli ve temiz yakma koşullarını (yanmanın temel 3T koşulu ve emsiyon filtreleme
koşulu) sağlıyabilmektedir. Akışkan yataklı kazanlar, yapısal emisyon filtreleme özellikleri
nedeni ile, ek SO2 ve NOx arıtma tesislerine ihtiyaç göstermeksizin yönetmeliklerde öngötülen
emisyon sınır değerlerinin (Çevre Bakanlığı, 1986) altındaki emisyonlarla işletilebilir.
Dolaşımlı akışkan yataklı kazanlarda yanmanın 3T temel koşullarının (daha yüksek türbülans ve
depolanmış ısı, daha uzun yatak filtreleme ve yatakta kalma süreleri) ve buna bağlı olarak
emisyon filtreleme koşullarının daha da etkinleştirilmesi sonucu, kabarcıklı yataklı kazanlara
kıyasla, daha büyük ısıl kapasitelere, daha az absorbent kullanılarak daha yüksek SO2 tutma
verimlerine ulaşmak mümkün olmaktadır. Akışkan yataklı kazanların en güncel teknolojik
sorunlarından birisi, küle hakim olma (kül kontrolu ve ekonomisi) sorunudur. Akışkan yatak
yakma sistemleri kaynak (Basu, 1995) de incelenmiştir.
Akışkanlaşma olayı, içi ince katı partiküllerle dolu, tabanında geçirgen bir plaka bulunan,
silindirik veya dikdörtgen kesitli sabit bir kolon altından bir akışkan (sıvı veya gaz)
basılmasıyla içerdeki partiküllerin sıvıya benzer bir davranış göstermesi olarak basitçe
tanımlanabilir. Akışkanın düşük hızlarında katı partiküllerde herhangi bir hareketlenme
olmaz, fakat Şekil 3.1’den görüldüğü gibi 0-a bölgesinde yatak basınç düşüşü lineer bir artış
gösterir. Hız arttıkça yataktaki boşluk oranı artar yani yatak yükselmeye başlar. Bu durumda
yatağa genleşmiş yatak adı verilir. Daha sonra gaz hızı artışıyla sırasıyla minimum
Büyük bölümü yanmaya katılmayan (kül, kum, absorbent) sadece bir ısı deposu işlevi gören
maddelerden oluşan akışkan yatak, dağıtıcı plaka üzerinde, plaka altından verilen yakma
havası kaldırma kuvveti ile yatak tanecikleri üzerindeki yerçekimi etkisi dengelenerek,
kararsız bir dinamik davranışa zorlanır. Oluşan türbülanslı ortamda yatak taneciklerinin
sürekli yer değiştirmesi nedeni ile yatak sıvı akışkana benzer bir davranışa kavuşur.
Akışkanlaşma prensibi ve akışkan yatak yakma sisteminin yeri Şekil 3.8’de verilmiştir.
Aerodinamik kuvvetlerin yatak tanecik ağırlığını aştığı andan itibaren (Taşınım noktası, Şekil
3.8,b) tanecikler akışkan yataktan sürüklenirler (pnömatik taşınım). Pnömatik taşınım
noktasından itibaren (Şekil 3.8, b) toz kömür bulutu özelliğini gösteren toz kömür yakma
(Şekil 3.8, III, kömür brülörü) bölgesi başlar. Akışkan yataklı yakma yöntemi, ızgaralı yakma
sistemindeki (türbülanssız, sınırlı ısı depolu) ile toz kömür yakma sistemindeki (sınırlı
türbülanslı) yakıt dinamik davranış bölgeleri arasındaki (yoğun türbülanslı, ısı depolu,
emisyon tutma özellikli) bir yakma uygulamasıdır. Burada kömür besleme ve kül alma
pnömatik olarak gerçekleştirilir. Toz kömür yakma sisteminin aksine, akışkan yatakta
kömürün yanma odasında kalma süresi, yanma gazlarının kalma süresine kıyasla çok daha
uzundur. Yatak yanma ve emisyon davranışı en başta yatak partikül dağılımı ve dinamiğine
bağlıdır. Akışkan yatağın diğer bir özelliği çok yüksek ısıtma yüzeyi ısı geçiş katsayılarına
sahip olmasıdır (Şekil 3.8 ). Bu yüzeylerde küçük sıcaklık farklarına karşın, ancak toz taş
kömürle çalışan buhar kazanlarının yanma odalarında ulaşılabilen ısıtma yüzeyi yüklerine
erişilebilmektedir (qW>300 kWt/m2). Toz kömür yakma sisteminin aksine, buradaki yanma
süreci kinetik yanma ile difüzyon yanması arasındaki bir konumda olmakta, 650 oC dolayında
bile yoğun ve kararlı bir yanma sağlanabilmektedir.
Yaklaşık % 99’u külden, ancak % 1’i kömürden oluşması nedeni ile akışkan yatak; yakıt iç
tüketim ısısının karşılanabilmesi için büyük bir ısı deposu, yoğun türbülans etkisi (kömür
taneciğine çok hızlı ısı aktarımı) ile de tutuşma stabilizörü, kömür taneciklerini bir birinden
ayırarak ergime önleyici, kömür taneciklerinin kalma süresini artırarak kok filtresi vb.
işlevleri görür. Bu ise her türlü düşük kaliteli yakıtların verimli yanmasını sağlar.
Kül ve kömürün yoğunlukları arasındaki büyük fark (a/k=2-3) ve külün daha yavaş
tozlaşması nedeni ile kül daha uzun süre yatak içinde kalır. Düşük yatak sıcaklığı
uygulamaları nedeni ile kül ergimesi önlenebilmekte, kül ergimesinin ısıtma yüzeylerinde ısı
aktarımını engelleme etkisi de ortadan kalkmaktadır. Düşük yanma sıcaklığı sonucu Azotoksit
emisyonlarının oluşumu ilgili yönetmeliklerde öngörülen sınır değerlerin altında
tutulabilmektedir. Akışkan yataklı yakma sistemlerinin, boş kolon gaz hızı ve yatak basınç
düşüşüne bağımlı olarak farklı çalışma rejimleri Şekil 3.9’da verilmiştir. Yüksek kül, nem,
yanıcı uçucu ve kükürt vb. içerikleri ile tanımlanan düşük kaliteli yakıtların verimli ve temiz
yakılması yönünden yapısal olarak uygun olan akışkan yataklı yakma sistemi bir uçtan
ızgaralı yakma sistemi, diğer uçtan toz kömür bürülörlü yakma sistemi tarafından
sınırlanmaktadır (Şekil 3.8, 3.9).
Burada Uo boş kolon gaz hızı, Umf minimum akışkanlaşma hızı ve Ut taşınım hızıdır.
P
Hızlı Pnömatik
akışkanl. taşınım
Pmax Kabarcıklı, Oluklu, Slug, Piston akış vb. rejimi
Umf Ut Uo (m/s)
Şekil 3.9 Boş kolon gaz hızına karşı yatak basınç düşüşü eğrisi üzerinde akışkanlaşma rejim
bölgelerinin şematik gösterimi.
Akışkan yataklı yakma teknolojisi genelde, kabarcıklı (sabit) ve dolaşımlı olmak üzere iki ana
gruba ayrılır. Kabarcıklı akışkan yataklı (KAY) yakıcılar akışkan yatakta yakma
teknolojisinin gelişiminde ilk ortaya çıkan ve yaygın olarak kullanılan tiptir. Ancak yakma
teknolojisinde, birim kazan alanı başına ısı üretiminin düşük kalması nedeniyle kabarcıklı
akışkan yatakların yerini hızlı, dolaşımlı akışkan yataklar (DAY) almaktadır. DAY yakma
sisteminde yanma hızı ve ısı aktarım katsayılarının oldukça yüksek olması nedeni ile büyük
kapasiteli yakma sistemlerinde tercih sebebidir. Aşağıda her iki sistem temel özellikleri ile
verilmektedir.
Akışkan yataklı buhar kazanları hidrodinamik özellikleri bakımından pek çok sınıfa
ayrılabilir. Bunların en belirgin olanları kabarcıklı ve dolaşımlı akışkan yataklardır. Geçiş
rejimleri ve taşınım rejimi de ayrıca farklı akışkan yataklı çalışma şartlarıdır.
Kabarcıklı akışkan yataklı yakıcılar akışkan yatak teknolojisinin gelişiminde ilk ortaya çıkan
ve yaygın olarak kullanılan tiptir. Minimum akışkanlaşma koşullarını sağlayan gaz debisinin
artmasıyla yatak içerisinde kabarcıklar ortaya çıkmaya başlar. Kabarcıklar taneciklerin yatak
içerisinde dolaşımını sağlar, böylece katı taneciklerin yakıcı içerisinde mükemmel bir şekilde
karışması mümkün olur. Kabarcıklı akışkan yataklı yakıcılarda işletme gaz hızı (boş kolon
gaz hızı) minimum akışkanlaşma rejimindeki gaz hızının 3 - 6 katıdır. Bu yakma sistemi Şekil
3.10’da şematik olarak gösterildiği gibi yatak malzemesi ve kömür karışımını taşıyan ve
yanma için verilen akışkanlaştırıcı havanın uygun şekilde dağılmasını sağlayan bir dağıtıcı
elek, kömür besleme ve kül boşaltma sistemleri, yatak ön ısıtma sistemi, ısı transfer boruları,
bir hava üfleyicisi ve baca gazı aspiratörü ile sistemden kaçan tozları tutacak siklon, siklonlar
veya filtrelerden oluşmaktadır. Akışkan yataklarda ısı çekme işlemi, genel olarak hem aktif
yataktan (iç ve dış ısı değiştirgeçleri ile) hem de serbest bölgeden yapılmaktadır. Yatağın ısıl
kapasitesinin, serbest bölgenin ısıl kapasitesinin yaklaşık 1000 katı olması nedeniyle yatak
içerisinden, serbest bölgeye oranla 6-7 kat daha fazla ısı çekilebilir. Ancak, aktif yatak ve
serbest bölgeden ısı çekme oranları yatak tasarımına ve kullanılan kömür cinsine bağlı olarak
değişebilir. Yüksek uçucu madde içeren kömürlerde aktif yatak bir gazlaştırıcı olarak görev
yapmakta ve açığa çıkan gazların yanması, daha fazla yatağın üst kısmı ve serbest bölgede
olmaktadır.
Atmosferik kabarcıklı akışkan yataklı sistemler kazan endüstrisinde kullanılan diğer klasik
sistemlere göre iyi bir gaz-katı temasına izin verdiklerinden, daha yüksek bir kömür yakma ve
kazan verimliliğine sahiptirler. Akışkan yatakların diğer bir üstünlüğü ise yanmanın üç T
(Time, Turbulance, Temperature) kuralını kolayca sağlayabilmeleri nedeniyle yapısal olarak
yüksek emisyon kontrol özelliğine sahip olmalarıdır. Bu nedenlerle atmosferik akışkan
yatakların günümüzde ülkemizde de ticari boyutta kullanımları hızla artmaktadır.
Siklon
Serbest
Kömür bölge
besleme
İç ısı
Dış ısı
değiştirgec
değiştirge
i Rüzgar ci Fan
odası
Kül
alm
a
Düşük hız rejiminde çalışan akışkan yataklara alternatif olarak hızlı ve dolaşımlı akışkan
yataklar geliştirilmiştir. Bu tip yataklarda akışkanlaşma hızı ortalama olarak atmosferik
kabarcıklı yataklarda uygulanan 3-4 m/s’lik hızlardan daha yüksek olup yaklaşık 7-10 m/s
kadardır.
Dolaşımlı akışkan yatak ilk defa Reh tarafından 1971 yılında F.C.C. (Fluid Catalytic
Cracking) işleminde kullanılmıştır. Yüksek akışkanlaşma hızları nedeniyle aktif yataktan
taşınan yanmamış katılar, siklon veya siklonlar vasıtasıyla yatağa geri beslenir. Yüksek
akışkanlaşma hızının neden olduğu erozyon dolayısıyla aktif yatak içine ısı değiştirici borular
konulmaz; serbest bölge daha yüksek yapılarak yanmanın tamamlanması sağlanmaya çalışılır.
Genelde DAY’larda ısı aktarımı su borulu duvarlarda yapılır. Dolaşımlı akışkan yataklarda
kömür ve absorbent besleme sistemi kabarcıklı yataklara göre daha basittir ve kükürt tutma
veriminin % 90 ve üzerinde sağlanabilmesi için kullanılması gereken kireçtaşı miktarı da daha
az olup Ca/S mol oranı 1,5’den küçüktür. Tipik bir DAY yakma sistemi Şekil 3.11.’de
verimiştir. Aynı kükürt tutma oranları için kabarcıklı sistemlerde Ca/S mol oranının ise 3-5
arasında olması gerekmektedir.
Filtre
Akışkan yataklı
ısı değiştirgeci
Dolaşımlı akışkan yatak uygulamalarında, siklon hattı (düşme borusu) ve yanma odası
(reaktör, yükselme borusu) arasında akışkanlaştırılmış ortamda yoğunluk farkı oluşturularak
yatak dolaşıma zorlanır. Bu ise yanma odası koşullarının tasarım yönünden, toz kömür yakma
koşullarına benzer bir biçime dönüştürülmesi, reaksiyon (yanma, SO2 tutma vb.) sürelerinin
uzatılarak yanma verimi, kapasite ve SO2 absorpsiyon etkinliğinin arttırılması, erezyonun
azaltılması, mevcut kazanların akışkan yatağa dönüştürülmesi vb. birçok üstünlüğü
beraberinde getirmektedir. Burada temel sorun, reaktör dışında her noktada (düşme borusu,
geri dönüş borusu vb. elemanlar) tüm işletme süresince akışkanlaşma koşullarının
oluşumunun güvence altına alınmasıdır.
Yatak içerisinde ısı aktarım katsayıları çok yüksektir. Böylece, ısı aktarım boru yüzey
alanları ve dolayısıyla kazan, diğer sistemlere nazaran daha küçüktür. İlk yatırım maliyeti
düşüktür.
DAY yakma sistemleri yapıları gereği yakıt olarak geniş bir yakıt bandında
çalışılabilmesini sağlamaktadır. Mükemmel bir gaz-katı ve katı-katı karışımı sağlaması
nedeniyle kömür çok çabuk yanmaya başlar ve kömür beslemesinde yatak sıcaklığında
bir düşüş görülmez. Pek çok ticari uygulamada % 40-60 kül içeren kömür
kullanılmaktadır.
DAYYS’nde yanma verimi KAYYS’nden daha yüksektir. Genel olarak yanma verimi %
97,5-99,5 arasındadır. Özellikle yanmamış karbon kaybı oldukça düşüktür.
Akışkan yataklı yakma sistemlerinde SO2 emisyonu yanma odasında, yanma sırasında
kontrol edilebilmektedir. Dolaşımlı tip yataklarda SO2 tutma verimi kabarcıklı tip
yataklara göre daha yüksektir. DAYYS’nde % 90 verimle SO2 tutmak için 1,5-2,5
cıvarında Ca/S oranı yeterken, kabarcıklı yataklarda 2,5-3,0 civarında beslenmesi
gerekmektedir.