Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 61

Fransa da S■n■f Mücadeleleri 1848

1850 1st Edition Karl Marx


Visit to download the full and correct content document:
https://ebookstep.com/product/fransa-da-sinif-mucadeleleri-1848-1850-1st-edition-kar
l-marx/
More products digital (pdf, epub, mobi) instant
download maybe you interests ...

Fransa da ■ç Sava■ 1st Edition Karl Marx

https://ebookstep.com/product/fransa-da-ic-savas-1st-edition-
karl-marx/

Werke Artikel Entwürfe Oktober 1848 bis Februar 1849


1st Edition Karl Marx Friedrich Engels

https://ebookstep.com/product/werke-artikel-entwurfe-
oktober-1848-bis-februar-1849-1st-edition-karl-marx-friedrich-
engels/

Il Capitale Karl Marx

https://ebookstep.com/product/il-capitale-karl-marx/

Grundrisse manuscritos econômicos de 1857 1858 esboços


da crítica da economia política Portuguese Edition
Karl Marx

https://ebookstep.com/product/grundrisse-manuscritos-economicos-
de-1857-1858-esbocos-da-critica-da-economia-politica-portuguese-
edition-karl-marx/
Hece Karl Marx 2 Cilt 1st Edition Kolektif

https://ebookstep.com/product/hece-karl-marx-2-cilt-1st-edition-
kolektif/

Hece Karl Marx 1 Cilt 1st Edition Kolektif

https://ebookstep.com/product/hece-karl-marx-1-cilt-1st-edition-
kolektif/

■■■ 3rd Edition Karl Marx

https://ebookstep.com/download/ebook-54694396/

Lapsus Say■ 4 Yeniden Karl Marx 1st Edition Kolektif

https://ebookstep.com/product/lapsus-sayi-4-yeniden-karl-
marx-1st-edition-kolektif/

Bruno Bauer ve Karl Marx 1st Edition Zvi Rosen

https://ebookstep.com/product/bruno-bauer-ve-karl-marx-1st-
edition-zvi-rosen/
Yordam Kitap'ta
Marx-Engels Yapıtları

*
Karl Marx
Kapital I, II, III
A l mancadan Çevirenler:
Mehmet Selik, Nail Satlıgan, Erkin Özalp

Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850


Almancadan Çeviren: Erkin Özalp

Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i


Almancadan Çeviren: Erkin Özalp

Fransa'da İç Savaş
Almancadan Çeviren: Erkin Özalp

Fransız Üçlemesi
Almancadan Çeviren: Erkin Özalp

*
Karl Marx-Friedrich Engels
Komünist Manifesto
Almancadan Çeviren: Nail Satlıgan

Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılanlar


Çeviri: Nail Satlıgan, Şükrü Alpagut

Felsefe İncelemeleri
Fransızcadan Çeviren: Cem Eroğul
Karl Marx

FRANSA'DA
SINIF MüCADELELERİ
ı848-ı8so

Almancadan Çeviren

Erkin Özalp

Yordam Kitap
Yordam Kitap: 281 • Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850 • Karl Marx
ISBN 978-605-172-169-9 • Çeviri: Erkin Özalp

Kapak ve Iç Tasarım: Savaş Çekiç • Uygulama: Gönül Göner

Birinci Basım: Ekim 2016


@Erkin Özalp, 2016 © Yordam Kitap, 2016

Yordam Kitap Basın ve Yayın Tic. Ltd. Şti. (Sertifıka No: 10829)
Çatalçeşme Sokağı Gendaş Han No: 19 Kat: J Cağaloğlu 3411O Istanbul
T: 0212 528 19 10. F: 0212 528 19 09. W: www. yordamkitap. com
E: info@yordamkitap.com

www.facebook.com/YordamKitap • www. twitter.com/YordamKitap

Baskı: Yazın Basın Yayın Matbaacılık Turizm Tic. Ltd. Şti. (S ertifika No: 1 2028)

İ .O.S.B. Çevre Sanayi Silesi 8. Blok No: 38-40-42-44


Başakşehir - İstanbul

Tel: 0212 565 Ol 22


*

FRANSA'DA
SINIF MüCADELELERİ
ı848-ı8so

*
ÇEViRMENİN NOTU

Kitaptaki tüm çengelli parantez ( { }) işaretleri çevirmene aittir.


Köşeli parantez ([ ) ) işaretleri (parantez içindeki parantez işaretlerini
ayırt etmek için kullanılanlar hariç) Almanca baskı editörlerine (bun­
dan sonra Almanca ed.) aittir. Açılı parantez (< >) işaretleri, Engels'in,
Alman sosyal demokrat partisinin yöneticilerinin talepleri doğrultu­
sunda 1895 tarihli Giriş yazısından istemeden çıkardığı bölümleri gös­
termek için kullanılmıştır.
Karl Marx, Fransızca sözcüklerin harfleri üzerindeki ayıncı i�a­
retleri (e, e, ô gibi sesli harflerin üzerindeki işaretleri) sık geçen bazı
isimlerde (Napoleon, Orleans gibi) çoğu zaman kullanmıyor. Metinde
ve dipnotlarda Marx'ın tercihleri dikkate alındı. "Dizin ve Sözlükçe"
bölümünde ise tüm Fransızca isimlerde ayıncı işaretler bulunuyor.
Eserde ele alınan konuların tarihsel arka planı hakkında kısaca da
olsa bilgi edinmek isteyen okurlar kitabın sonundaki ilgili yazıya baş­
vurabilir.
Elinizdeki kitapta Fransa'da Sınıf Mücadeleleri çevirisinin gözden
geçirilmiş 3. baskısı bulunmaktadır. Önceki baskılar: Yazılama Yayı­
nevi, İstanbul, Ocak 2009 ve Temmuz 2012.
Düzelti aşamasında, Marx ile Engels çevirilerinin yanı sıra Fran­
sız Üçlemesi nin
' ilk iki kitabıyla ilgili ayrıntılı bir değerlendirmesi
bulunan (bkz. "Karl Marx 1 Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i", Mark­
sist Klasikleri Okuma Kılavuzu, Yordam Kitap, İstanbul, 2013) Cem
Eroğul'un katkılarından da yararlanılmıştır.
Çeviri için temel alınan ve karşılaştırma için başvurulan metinle­
rin listesi aşağıdadır
(MEW: Marx Engels Werke, Dietz Verlag, Berlin;
MEGA: Karl Marx!Friedrich Engels Gesamtausgabe; MECW: Marx &
Engels Collected Works, Lawrence & W ishart):
> MEW, Band 7, ı960, s. 9-107

> MEW, Band 22, 1977, s. 509-527 (Engels'in Giriş yazısı)


> MEGA, Abt. ı, Band 10, Akademie-Verlag, 1977

> "Die Klassenkampfe in Frankreich 1848 bis 1850", Karl Marx­


Friedrich Engels, Vorwiirts, Berlin, 1895
> Marx-Engels, Selected Works, Volume 1, Progress Publishers, Mos­
cow 1969 (https://www.marxists.org/archive/marx/works/ 1850/
class-struggles-france/)

> MECW, Volume 27, Progress Publishers, Moscow, (Engels'in


Giriş yazısı) (http://marxists.catbull.com/archive/marx/
works/ ı 895/03/06.htm)

> Karl Marx, Les luttes de dasses en France (https://www.marxists.


org/francais/marx/works/ 1850/03/km 1850030 !.htm)

> "Introduction par Friedrich Engels" (https://www.marxists.org/


francais/engels/works/ 1895/03/fe ı 8950306.htm)

> Karl Marx, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850, çev: Tektaş


Ağaoğlu, May Yayınları, İstanbul, Ocak ı976

> Karl Marx, Fransa'da SınıfSavaşım/arı 1848-1850, çev: Sevim Belli,


Sol Yayınları, Ankara, Ekim 2006, 5. Baskı
İÇİNDEKİLER

GiRiŞ (1895) Friedrich Engels . ll

FRANSA'DA SINIF MüCADELELERİ 1848-1850 43

I. Haziran 1 848 Yenilgisi. 47

II. 13 Haziran 1 849. 81

III. 13 Haziran 1 849'un Sonuçları 125

IV. 1850'de Genel Oy Hakkının Kaldırılması 171

TARİHSEL ARKA PLAN Erkin Özalp.. 191

DiziN VE SözLÜKÇE. 197


Fransa'daki 1848 Şubat Devrimi sonrasında yaşanan gelişmelerin çö­
zümlendiği Fransa'da SınıfMücadeleleri 1848-1850, Karl Marx'ın 1850
yılında Neue Rheinische Zeitung. Politisch-ökonomische Revue için yaz­
dığı üç makaleden, Marx ile Friedrich Engels'in yine bu dergi için bir­
likte yazdıkları bir makalenin ilgili bölümlerinden ve Engels'in 1895
yılında kitabın Almanca baskısı için kaleme aldığı Giriş yazısından
oluşuyor.

Neue Rheinische Zeitung (Yeni Ren Gazetesi), Karl Marx'ın 1848-


1849'da, Friedrich Engels'in de önemli katkılarıyla çıkardığı, merkezi
Prusya'nın (Almanya) Köln kentinde bulunan günlük gazeteydi. Marx
hakkında ülke dışına sürülme kararının çıkması üzerine gazetenin ya­
yını 19 Mayıs 1849'da çıkan 311. sayıyla son buldu. Önce Paris'e giden,
Fransa'dan da sürülünce Londra'ya geçen Marx, burada Neue Rheinisc­
he Zeitung. Politisch-ökonomische Revue (Siyasi-İktisadi Dergi) adlı,
Prusya'nın Hamburg kentinde basılan dergiyi çıkardı. Fransa'da Sınıf
Mücadeleleri'nde yer alan dört makale, sırasıyla, bu derginin Ocak
ayında çıkan birinci, Şubat ayında çıkan ikinci, Mart ayında çıkan
üçüncü ve Kasım ayının sonlarında bir çift sayı olarak (Mayıs-Ekim,
beşinci ve altıncı sayılar) çıkan son sayısında yayımlandı.Fransa'da
SınıfMücadeleleri'nin özgün planına göre, Marx, dört makale yazmayı
öngörmüştü. Ancak dönemin gelişmeleri, dördüncü makaleyi yaza­
masına olanak tanımadı. Engels, 1895 baskısına, derginin son sayı­
sında çıkan ortak makalelerinin Fransa ile ilgili kısımlarını dördüncü
bölüm olarak eklemiştir. (Engels'in Giriş yazısında ve bu yazının ilk
dipnotundaki açıklamada daha ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz .)

Fransa'da Sınıf Mücadeleleri'nde yer alan makalelerin birinci başlıkları


Marx'a, ikinci başlıkları Engels'e ait.

Elinizdeki çeviri için temel alınan metinler, Engels'in I 895 yılında ya­
yına hazırladığı baskıya dayanıyor.
[Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850'nin
1895 tarihli Almanca baskısına]

GiRif

Friedrich Engels

Elinizde yeni baskısı bulunan bu çalışma, Marx'ın, gün­


cel tarihin bir kesitini, kendi materyalist anlayışıyla, verili
iktisadi durumdan hareketle açıklamaya yönelik ilk girişi­
miydi. Komünist Manifesto'da tüm yakın tarihe geniş hat-

Fransa'da Sınıf Mücadeleleri J848-1850'nin ı 895 yılında Berlin'de yayımlanan


ayrı basımının Giriş'i ı4 Şubat-6 Mart ı895'te Engels tarafından kaleme alındı.
Richard Fischer'in Engels'e yazdığı 6 Mart ı 89 5 tarihli bir mektubun açıkça
ortaya koyduğu üzere, Almanya Sosyal Demokrat Partisi Yönetim Kurulu,
Engels'ten, giriş yazısının (yönetim kuruluna göre) aşırı devrimci olan üslu­
bunu yumuşatmasını ve daha dikkatli ifadeler kullanmasını ısrarcı bir şekilde
istedi. Bu yapılırken, Almanya'da sosyalistlere karşı yeni bir yasanın çıkarılması
tehlikesine işaret edildi (hükümet Aralık ı 894'te bu doğrultudaki bir tasarıyı
meclise sunmuştu; ı 89 5 yılının Ocak ile Nisan ayları arasında görüşülen tasarı
Mayıs ı 895'te reddedilmişti).
Engels, Fischer'e yazdığı ve bugüne kadar bulunamam ış olan bir mektubunda,
Fischer'in Engels'e yazdığı ı4 Mart 1 895 tarihli mektuptan anlaşıldığına göre,
parti yönetiminin kararsız tutumunu ve tümüyle yasal sınırlar içinde kalma
çabalarını eleştirmişti. Ne var ki yönetim kurulunun görüşünü hesaba katmak
zorunda kaldı ve bazı ifadeleri değiştirmenin yanı sıra, siyasal açıdan en fazla
keskinlik taşıyan ve izleyen dönemde proletaryanın burjuvaziye karşı yürüte­
ceği silahlı mücadeleden söz edilen bazı yerlerin üzerini çizdi. Engels'e göre bu
değişiklikler özgün metne epeyce zarar vermişti.
Aynı dönemde Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin bazı yöneticileri, bu giriş
yazısına dayanarak, Engels'i, iktidarın işçi sınıfına geçişinin ne pahasına olursa
olsun barışçıl yollarla gerçekleşmesini savunan biri olarak gösterme girişimin­
de bulundu. 30 Mart ı895'te, partinin merkezi yayın organı olan Vorwiirts'te
"Wie man heute Revolutionen macht" ("Günümüzde Devrim Yapmak") başlık­
lı bir başyazı yayımlandı. Bu yazıda, Engels'in bilgisi dışında giriş yazısından
12 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

larıyla uygulanan teori, Marx'ın ve benim Neue Rheinische


Zei tung'daki makalelerimizde, o dönemdeki siyasal olayları
yorumlamak için hep kullanılmıştı. Buna karşılık, burada­
ki çalışmanın amacı, yıllar süren ve tüm Avrupa için hem
kritik önem taşıyan hem de tipik olan bir gelişmenin akışı
içinde, bu gelişmenin nedensel iç bağlantılarını göstermek,
yani, yazara göre, siyasal olayları, son çözümlemede iktisa­
di olan nedenlerin sonuçları olarak açıklamaktı.
Güncel tarihe ait olayları ve olay dizilerini değerlendi­
rirken en son iktisadi nedenlere kadar geri gitmek hiçbir
zaman mümkün olmayacaktır. İlgili uzmanlık alanı yayın­
larının fazlasıyla zengin malzemeler sunduğu bugün bile,
İngiltere'de dahi, sanayinin hareketini ve dünya pazarındaki
ticaretin gelişimini ve üretim yöntemlerinde yaşanan deği­
şimleri, bu (fazlasıyla birbirlerine dolanmış olan ve sürekli
değişen, üstüne üstlük, en önemlileri, kendilerini birdenbi­
re şiddetli bir şekilde su yüzüne çıkarana kadar genellikle
uzun süreler boyunca gizli olarak iş gören) etkenlerden her

keyfi olarak seçilen çok sayıda pasajla, Engels'in ı Nisan ı 895'te Kautsky'ye
yazdığı bir mektuba göre, onun "yasallığın gerçek bir uysal tapınıcısı" olduğu
izlenimini yaratma çabası gösterildi. Engels, Kautsky'ye yazdığı ı Nisan ı 895
tarihli mektupta, giriş yazısının hazır metninin, "bu utanç verici izlenirnin si­
linmesi için" Die Neue Zeit ta yayımianmasının zorunlu olduğunu belirtti.
'

Marx'ın eserinin ayrı basımının yapılmasından kısa bir süre önce, Engels'in
giriş yazısı, onun ısrarlı talepleri üzerine Die Neue Zeit ta yayımiandı (XIII.
'

)ahrg. 2. Band, Nr. 27-28, ı 894- ı 895); ama yine, Engels'in parti yönetiminin
tutumu nedeniyle yapmak zorunda kaldığı eksiltmelerle ve diğer değişiklikler·
le. Almanya'da sosyalistlere karşı yeni bir yasanın çıkarılması tehlikesi ortadan
kalktıktan sonra da Giriş'in eksiksiz bir basımı yapılmadı.
Gi riş in eksiksiz metni ilk olarak ı 930 yılında Sovyetler Birliği'nde yayımlandı.
'

Bu baskı, ı 895 baskısının, elyazmasıyla karşılaştırılan basım öncesi tasiaklarına


dayanıyor. Basım öncesi taslaklarda üzeri çizilen yerler açılı parantez işaretleri
içinde gösteriliyor. Bu taslaklarda yapılan ve içeriği etkileyen değişiklikler, "2.
versiyon" açıklamasıyla (yani ı 895'teki ayrı basımda ve Die Neue Zeit'ta yer
verilen son versiyon) dipnotlarda gösteriliyor. -Almanca ed.
Giriş 1 13

istendiği anda genel sonucu çıkarabilecek duruma gelecek


şekilde günü gününe izlemek hiçbir zaman mümkün olma­
yacak. Belirli bir dönemin iktisadi tarihinin net bir genel
görüntüsü, aynı dönemde değil, ancak sonradan, malze­
menin toplanmasının ve gözden geçirilmesinin ardından
elde edilebilir. Burada vazgeçilmez bir yardımcı araç olan
istatistik, her zaman geriden gelir. Dolayısıyla, güncel tarih
söz konusu olduğunda, çoğu zaman, bu en belirleyici et­
keni sabit kabul etmek ve ilgili dönemin başındaki iktisadi
durumu, dönemin tümü için verili ve değişmez saymak, ya
da, bu durumdaki değişimler arasında, yalnızca, açıkça gö­
rülen olaylardan kaynaklandıkları için kendileri de açıkça
görülen değişimleri dikkate almak zorunludur. Bu nedenle,
materyalist yöntem burada çoğu zaman, siyasal çatışmaları,
iktisadi gelişmenin ürünü olan mevcut toplumsal sınıflar ve
sınıf kesimleri arasındaki çıkar mücadelelerine bağlamakla
ve tek tek siyasi partilerin, aynı sınıfların ve sınıf kesimle­
rinin şu ya da bu ölçüde uygun siyasal ifadeleri olduklarını
göstermekle yetinmek zorunda kalacaktır.
Kuşkusuz, incelenen tüm süreçlerin gerçek temelini
oluşturan iktisadi durumdaki eş zamanlı değişimierin ka­
çınılmaz olarak ihmal edilmesi, bir yanılgı kaynağı olmak
zorunda. Ama güncel tarihin kapsamlı bir sunumunun tüm
koşulları, kaçınılmaz olarak yanılgı kaynakları içerir; bu da
kimseyi güncel tarih yazımından alıkoymaz.
Marx bu çalışmayı önüne koyduğunda, sözü edilen ya­
nılgı kaynağından kaçınmak çok daha olanaksızdı. 1 848-49
devrim dönemi boyunca, o sırada gerçekleşen iktisadi dönü­
şümlere hakim olmak bir yana, bunları izlemek bile tümüyle
olanaksızdı. Londra'daki ilk sürgün aylarında, 1 849-50 son-
14 1 Fransa'da Srilif /ltı ı ı ,,,J..Jı'/,·ı ı

.�2�!����-- - :ı-:: .....


.,ı..ı-...ı.- .., __
,.�,�··· .. , ..... .. ......
------�ftfı.-.t...._.,,...., .......
.. ,....., ..._ ........llıtlı"'" ........ ...
U. -- wtt ..... ,. .......� lıtı.ll ıtınr11 ,. _.,.,.._ ... ta
... ..... ,. l.ıofoı !'�··rı Nn:ıı ıMt•ı tııı�' ••11)1•
1ııını •....,
....... . . .... ....l.. t ··�ı.tıt.ıı '" f'•l�
..,...._ ....... 1ıt .,.r '"'·r� .a·..k'tt h'• ltNhu tk ı4ı
.....,. .... Illit lıınt ...., ıatord!l ! ,..,, ,\.ııuıı'" ..,. ••h
U••"�--llltak. \lll 1ıt •ı'1't ıc�rı ·,, ""·1•t�t .,.........
� ... ... .,.�(.ır.···ı-..M.r..ı•.�·...,�·,..._.

. . ,· .

•u .._...,_� ,..,"Cın�... ,�.·n ·"""' �· ..._.....,. "'· ı

.,.H �._, ... �..ınkfl IN.•'••• .. ,.,tıt..•M�

, :;e-
,;,
"•• IWft ....... .......,, Utlf' ht•. B••.ın..rt ... .....,..
................ r. . .... ... .. ....
u.ı-.c· .... ..... ..... . . .. ... ,.,._\6_, . ,, - . ı .. ......,
,_. $ a fd.. tn :ı.l Po U•uu Uıl

.... .. .... ...., ..,..,Hl'"'':� ....... ..,• .., ......


,..._..,._ - - ---.- ...... .zt,... '"....._ ......
....., �.., • _.......,...,...,c ..--.. .. .,..�
-
� ...-u. ... ..... ı-�,.. .. ........ .. ..
rJ. .._,.. ,.,.;,_:;.-��........ �-;-:. ���r '.::.,�
1r "' ..,.,,..._.. ._..._ •:-t•..ıw.•Nı., ..-" ua� .__....
lnnt tau ..�ıwN•n Jlet"'i"A< :•ı·.tıı '" ., ..-o.:n, tn........,
tt�rc.ı�t\ol� "'�� tınT ... t'lt"ı·�.ırrt.lı :O.• �-· ......
MNıo ı:ı:ı.cıı �ıı. .-ıawtt a fıkıt �\C: �ı .uı• ""• MıtW...,. ......
..., fi� llc'l' l'tll:..ı: •ıd:ıı .. frrı•
ır Cn.ı•c�t.:111,. lf'dC'11 Lı4nt. .....,...,
lıJCb Mttıoml:hfr !ıı•t� ... kr ttırno�iıwall,. lıh•ı..,, ......
aıı� t.to•..•huı,ı.ır,ı-e ' """' ı.J,lo.ıa� .. ., •• ,.,. ..., . ... ıg.- ...'-
'lftnaıl' �n. !'ıı: :-ı.ıt ltuı "':'ioll.ııoıt.tn. ...,, ... ,refi:._ fına�
.-ı.:roı,� <:ıı ;�t-or�n•�t. r.ıJf',ı· r.;oııfW""'*. _..., ...
LM�r• ı.tt:- .eı-ı:wıııl•: .ı .•• ··��('"' :�.a.ıı....._ ,.. •••••r• ,., •
• lftff.ı,;• • llô, �,,.. t"'f:H��oıf Cl ,r.,,. On ;; ...... �•
...,..... kr ,h"'•• m1ı k·tıı t· .•ı � "" ,.. ıw ... """"
::.te f•.:ı HI �<'lir.ı. :>rr •.,... l,.._.

[Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850'nin 1895 tarihli Almanca


baskısına] Giriş yazısının basını öncesi taslağından,
Engels'in düzeltmelerini de içeren bir sayfa
Giriş 1 ıs

bahar ve kışında da aynısı geçerliydi.2 Ama Marx, çalışma­


sına tam da o zaman başlamıştı. Ve koşulların bu elveriş­
sizliğine karşın, Fransa'nın hem Şubat Devriminden önceki
iktisadi durumu hem de bu devrimden sonraki siyasal tarihi
hakkındaki derin bilgisi sayesinde, olayların iç bağlantılarını
bugüne kadar da ulaşılamamış bir yetkinlikle açığa çıkaran
ve sonrasında bizzat Marx tarafından yapılan iki sınavda da
parlak başarı gösteren bir sunum yapabildL
İlk sınav, Marx'ın 1 8 50 ilkbaharından itibaren iktisat ça­
lışmalarına yeniden zaman ayırabilmesinin ve öncelikle son
on yılın iktisat tarihini ele almasının ürünü oldu. Bu sayede,
o zamana kadar boşluklu malzemeden yarı önsel biçimde çı­
kardığı sonuçlar, onun için olgulara dayalı tam bir açıklık
kazandı: 1 847 dünya ticaret bunalımı, Şubat ve Mart dev­
rimlerinin gerçek anasıydı ve 1 848'in ortalarından itibaren
yavaş yavaş geri dönen, 1 849 ve 1 850'de tam olarak olgun­
laşan sınai gönenç, yeniden güçlenen Avrupa gericiliğini
canlandıran kuvvetti. Bu, belirleyici önem taşıyordu. İlk üç
makalede (N[eue] Rh[einische] Z[eitung]. Politisch-ökono­
mische Revue, Ocak, Şubat ve Mart sayıları, Hamburg, 1 850)3
devrimci enerjinin yakın gelecekte yeni bir yükseliş sergite­
yeceği beklentisi henüz korunurken, en son çıkan ve 1 850
sonbaharında yayımlanan çift sayı için (Mayıs-Ekim) Marx
ile birlikte kaleme aldığımız tarihsel özet,4 bu yanılsamalar-

2 ı848 Devrimleri döneminde Almanya'daki Mart Devriminin ardından


Almanya'ya dönerek Engels ile birlikte buradaki siyasal mücadelelere katılan
ve ı Haziran ı 848 ile ı9 Mayıs ı849 tarihleri arasında başyazarlığını yaptı­
ğı Neue Rheinische Zeitung'u çıkaran Marx, karşı-devrimin zaferinden sonra
Almanya'd an sürgün edildi ( 1 6 Mayıs 1 849). Önce Paris'e gitti ama 1 3 Haziran
ı 849 gösterisinin ardından oradan da sürgün edildi ve Londra'ya yerleşti. -çev.
3 Elinizdeki kitabın ilk üç bölümü. -çev.
4 Elinizdeki kitabın dördüncü bölümü. -çev.
16 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

la bağları kesin olarak koparıyor: "Yeni bir devrim, ancak


yeni bir bunalımın sonucu olarak gerçekleşebilir. Ama aynı
zamanda, ikincisi kadar kaçınılmazdır:'s Ancak bu, aynı za­
manda, yapılması gereken tek önemli değişiklikti. Öykünün
aynı özette sunulan ve 1 0 Mart ile 1 850 sonbalıarı arasında­
ki dönemi kapsayan devamının kanıdadığı üzere, olayların
önceki bölümlerde sunulan yorumunda ve kurulan nedensel
bağlantılarda değiştirilmesi gereken tek bir nokta bile yoktu.
Bu nedenle söz konusu devam yazısını kitabın bu yeni baskı­
sına dördüncü makale olarak ekledim.
İkinci sınav daha zorluydu. Marx, Louis Bonaparte'ın 2
Aralık 1 851 tarihli darbesinin hemen ardından, Fransa'nın
Şubat 1 848'de başlayıp devrim dönemini geçici olarak kapa­
lan bu olayla sona eren tarih kesiti üzerinde yeniden çalıştı
(/)cr 1 R. Brumaire des Louis Bonaparte {Louis Bonaparte'ın
18 Hrımıaire'i}, üçüncü baskı, Hamburg, MeiBner 1 885). Ki­

ıabıınızda anlatılan dönem, bu broşürde, daha kısa bir şe­


kilde olsa da yeniden ele alınıyor. Bir yıl sonra yaşanan be­
lirleyici olay ışığında yazılan bu ikinci sunum bizimkisiyle
karşılaştırılırsa, yazarın değiştirme gereğini duyduğu çok az
şeyin bulunduğu görülecektir.
Çalışmamıza çok özel bir anlam kazandıran bir başka
nokta da, dünyanın tüm ülkelerinin işçi partilerinin üzerin­
de ortaklaştıkları iktisadi dönüşüm talebini özetleyen for­
mülü ilk kez dile getirmiş olmasıdır: Üretim araçlarına top­
lum tarafından el koyulması. İkinci bölümde, "proletarya­
nın devrimci taleplerini özetleyen ilk acemice formül" diye
anılan "çalışma hakkı" ile ilgili olarak şu söyleniyor: "... ama
çalışma hakkının arkasında, sermaye üzerindeki iktidar, ser-

S Bkz. elinizdeki kitap, s. I 75. -çev.


Giriş jı7

maye üzerindeki iktidarın arkasında da üretim araçlarına el


koyu/ması, bu araçların birleşmiş olan işçi sınıfının denetimi
altına sokulması, yani ücretli emeğin, sermayenin ve bunlar
arasındaki karşılıklı ilişkilerin ortadan kaldırılması vardır."6
Yani, çağdaş işçi sosyalizmini hem her renkten feodal, burju­
va, küçük burjuva vb. sosyalizmlerinden hem de ütopyacı ve
kendiliğinden işçi komünizmlerinin ne olduğu belirsiz mal
ortaklığından keskin şekilde ayıran önerme (ilk kez) burada
formüle edilmiştir. Dolayısıyla, Marx daha sonra bu formü­
lü değişim araçlarına el koyulmasını da kapsayacak şekilde
genişlettiğinde, Komünist Manifesto'dan da rahatlıkla çıkarı­
labilecek olan bu ek, temel önermenin doğal bir sonucundan
başka bir şey değildi. İngiltere'deki bazı bilge kişiler, yakın
geçmişte, "bölüşüm araçlarının" da topluma devredilmesi
gerektiğini ekledi. Bu beyler, üretim ve değişim araçlarından
farklı iktisadi bölüşüm araçlarının hangileri olduğunu söyle­
mekte zorlanacaktır; tabii eğer vergilerin, yoksullara yardı­
mın yanı sıra Saksonya Ormanı bağışını7 ve diğer bağışları
da içeren siyasal bölüşüm araçları kastedilmiyorsa. Ama bi­
rincisi, bunlar zaten şimdiden herkesin, yani devletin ya da
yerel yönetimlerin mülkiyetindedir; ve ikincisi, biz de tam
bunları ortadan kaldırmak istiyoruz.

Şubat Devrimi patlak verdiğinde, hepimiz, devrimci ha­


reketlerin koşulları ve izledikleri yolla ilgili düşüncelerimiz
söz konusu olduğunda, önceki tarihsel deneyimin, yani
Fransa'nın deneyiminin büyüsü altındaydık. Genel köklü

6 Bkz. elinizdeki kitap, s. 9 1 -92. -çev.


7 Prusya Kralı I. Wilhelm tarafından 1 87 !'de Başhakan O ıto von Bismarck'a ar­
mağan edilmişti. -çev.
18 j Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

dönüşüm işareti de, bir kez daha, ı 789'dan bu yana tüm Av­
rupa tarihine hükmeden bu ülkeden çıkmıştı. Dolayısıyla,
Şubat ı 848'de Paris'te ilan edilen "toplumsal" devrimin, yani
proletarya devriminin doğası ve gidişi hakkındaki düşün­
celerimizde ı 789 ve 1 830 örneklerinin anılarının ciddi bir
etkisinin bulunması doğal ve kaçınılmazdı. Üstüne üstlük,
Paris ayaklanması, zafer kazanan Viyana, Milano ve Berlin
ayaklanmalarıyla yankılandığında, Rusya sınırına kadar tüm
Avrupa hareketin içine sürüklendiğinde; ardından Haziran'da
Paris'te proletarya ile burjuvazi arasındaki ilk büyük iktidar
muharebesi yapıldığında; bu muharebede kendi sınıfının
kazandığı zafer bile, her bir ülkenin burjuvazisini, daha yeni
devriimiş olan kralcı- feodal gericiliğin koliarına kaçacak ka­
dar sarslığında; o günkü koşullar altında, büyük nihai sava­
şın başladığından, bu savaşın tek bir uzun ve dalgalı devrim

dönem i boyunca yürütülmek zorunda olduğundan, ama yal­


nızca proletaryanın nihai zaferiyle son bulabileceğinden kuş­
kulanmamız mümkün değildi.
1 849 yenilgilerinden sonra inançsıziarın ülkelerindeki
{ in partibus [infidelium]}B geleceğin geçici hükümetlerinin
çevresinde toplanan bayağı demokrasinin yanılsamalarını
hiçbir şekilde paylaşmıyorduk. Bayağı demokrasi, "halkın",
"zorlayıcılara" karşı çok kısa bir süre içinde kesin bir zafer
kazanmasını bekliyordu; bizse, "zorlayıcıların" ortadan kal­
dırılmasının ardından, tam da bu "halkın" içinde saklı olan
karşıt unsurlar arasında uzun süreli bir mücadelenin yaşa-

8 in partibus infidelium (inançsızlar ülkesinde): Hıristiyan olmayan ülkelerdeki


sadece kağıt üzerinde kalan piskoposluk makamiarına atanan Katolik pisko­
posların unvaniarının sonuna getirilen ek. Marx'ın ve Engels'in yazılarında,
mültecilerin yurt dışında (ve kendi ülkelerindeki gerçek durumu dikkate alma­
dan) kurmuş oldukları çeşitli hükümetlerden söz edilirken bu deyime sıklıkla
başvuruluyor. -Almanca ed.
Giriş 1 19

nacağını öngörüyorduk. Bayağı demokrasi, bugünden yarı­


na yeni bir kopuş bekliyordu; bizse, daha 1 850 yılının son­
baharında, devrimci dönemin en azından birinci kesitinin
sona ermiş olduğunu ve dünya ölçeğinde yeni bir iktisadi
bunalım patlak vermeden hiçbir şey beklememek gerektiği­
ni açıklamıştık Daha sonra neredeyse istisnasız olarak tümü
(Bismarck tenezzül ettiyse) Bismarck'la barış yapan aynı ki­
şilerin bizi devrimin hainleri olarak aforoz etmesinin nedeni
de buydu.
Ama tarih bizi de haksız çıkardı ve o zamanki görüşümü­
zün bir yanılsama olduğunu açığa vurdu. Hatta daha fazlası ­
n ı yaptı: O dönemdeki yanılgımızı yerle bir etmekle kalma­
yıp, proletaryanın mücadele koşullarını da baştan aşağı dö­
nüştürdü. 1 848'in mücadele tarzı bugün her açıdan esk i m iş
durumda ve bu, bu vesileyle daha yakından incelenmeyi hak
eden bir nokta.
Bugüne kadarki tüm devrimler, belirli bir sınıf egemen­
liğinin yerini bir başkasının almasıyla sonuçlandı; ancak,
bugüne kadarki tüm egemen sınıflar, hükmedilen halk yığı­
nı karşısında yalnızca küçük birer azınlıktı. Hükmeden bir
egemen azınlık bu şekilde devriliyor, bir başka azınlık onun
yerine devlet iktidarını ele geçiriyar ve devlet kurumlarını
kendi çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlendiriyordu.
Bu sonuncu azınlık, her seferinde, iktisadi gelişme düzeyi­
nin iktidara gelme yeteneğini kazandırdığı ve iktidara çağır­
dığı azınlık grubu oluyordu; tam da bu nedenle ve yalnızca
bu nedenle, hükmedilen çoğunluk ya bu kesimin çıkarları
doğrultusunda dönüşüme katılıyor ya da dönüşümü sessizce
kabulleniyordu. Ama tek tek devrimierin somut içeriklerini
bir yana bırakırsak, tüm bu devrimierin ortak özelliği azınlık
devrimleri olmalarıydı. Çoğunluk, devrime katıldığında bile,
20 1 Fransa'da Sınıf Mücadl'lcleri

bunu (bilerek ya da bilmeden) bir azınlığın çıkarlarına hiz­


met edecek şekilde yapıyordu; ama azınlık da, ya bu sayede ya
da sadece çoğunluğun pasif kalıp direnç gösterınemesi saye­
sinde, tüm halkın temsilcisi olma görüntüsünü kazanıyordu.
Zafer kazanan azınlık, genellikle, ilk büyük başarının ar­
dından bölünüyordu; azınlığın bir yarısı elde edilenleri yeter­
li bulurken, diğer yarısı daha da ileri gitmek istiyor, en azın­
dan kısmen büyük halk yığınının gerçek ya da görünürdeki
çıkarlarını da yansıtan yeni talepler ileri sürüyordu. Hatta,
bazı örneklerde, bu daha radikal talepler hayata geçiriliyor­
du (ama çoğu zaman, sadece çok kısa bir süreliğine); daha
ılımlı partinin üstünlüğü yeniden elde etmesiyle, en son ka­
zanılanlar tümüyle ya da kısmen yitiriliyordu; bu sonuncusu
gerçekleştiğinde, yenilenler, ya ihanete uğradıkları hakkında
bağırıp çağırıyor ya da yenilgiyi tesadüfiere bağlıyordu. Ama
gerçekte yaşananlar, çoğu kez şöyle oluyordu: Birinci zaferin
kazanımları, ancak daha radikal partinin ikinci zaferiyle gü­
vence altına alınıyordu; bu zaferle birlikte o an gerekli olan
sonuca ulaşıldığında, radikaller ve onların başarıları bir kez
daha sahneden kayboluyordu.
On yedinci yüzyıldaki Büyük İngiliz Devriminden itiba­
ren modern dönemin tüm devrimleri, her devrimci müca­
delenin ayrılmaz unsurları gibi görünen bu özellikleri taşıdı.
Bunlar, proletaryanın kendi kurtuluşu için yürüttüğü müca­
delelerde de kullanılabilir görünüyordu; özellikle de, söz ko­
nusu kurtuluşun hangi yönde aranması gerektiğini bir dere­
ceye kadar da olsa anlayan insanların sayılı olduğu 1 848'de.
Paris'te ve zafer sonrasında bile, proleter yığınların kendileri,
izlenecek yol konusunda her tür netlikten yoksundu. Ama
yine de ortada içgüdüsel, kendiliğinden, hastınlamaz bir ha­
reket vardı. Gerçi bir azınlık tarafından yönetilen, ama bu
Giriş j 21

kez azınlığın çıkarı yerine çoğunluğun en gerçek çıkarını


gözeten bir devrimin başanya ulaşmasını gerektiren duru­
mun ta kendisi değil miydi bu? Büyük halk yığınları, görece
uzun süren tüm devrimci dönemlerde, ileriye doğru zorla­
yan azınlıklar tarafından, yalnızca inandırıcı kandırmacalar
yardımıyla o denli kolayca kazanılmışken; aynı halk yığınla­
rının iktisadi durumlarının en öz yansıması olan, kendileri
tarafından henüz anlaşılmamış olan ve sadece belli belirsiz
hissettikleri gereksinimierin açık ve akla uygun ifadelerin­
den başka bir şey olmayan düşüncelerin onları etkilernesi
neden daha zor olsundu? Gerçi, yığınların bu devrimci ruh
hali, neredeyse her seferinde ve genellikle çok kısa bir süre
içinde, yanılsamalar buharlaşıp hayal kırıklığı yaşanır yaşan­
maz, yerini ya bıkkınlığa ya da tam tersi bir ruh haline bı­
rakmıştı. Ama bu kez, kandırmacalar yerine, büyük çoğun­
luk açısından henüz hiçbir şekilde net olmasalar bile, prati­
ğe döküldükçe gözle görülür hale gelmelerinin sağlayacağı
inandırıcılık aracılığıyla kısa sürede yeterli netliği kazanmak
zorunda olan çıkarların, yani büyük çoğunluğun kendi en
gerçek çıkarlarının hayata geçirilmesi söz konusuydu. Ve
üstelik, Marx'ın üçüncü makalede göstermiş olduğu üzere,
1 848'in "toplumsal" devriminin ürünü olan burjuva cum­
huriyetinin gelişimi, 1 850 ilkbaharında, gerçek iktidarı (tam
da monarşi isteyen) büyük burjuvazinin elinde toplamışken;
buna karşılık, tüm diğer toplumsal sınıflar, yani hem köylü­
ler hem de küçük burjuvalar, ortak zafer sırasında ve sonra­
sında kendilerinin değil deneyimlerin olgunlaştırdığı prole­
taryanın belirleyici etmen olmasını zorunlu kılacak şekilde
proletaryanın çevresinde toplanmışken, azınlık devriminin
çoğunluk devrimine dönüşmesini beklemek için gerekli olan
her şey mevcut değil miydi?
22 1 Fransa'da Sınıf Mü wdelclcri

Tarih, bizi ve benzer düşünen herkesi haksız çıkardı.


Kıta Avrupası'ndaki iktisadi gelişmişlik durumunun, kapita­
list üretimin ortadan kaldırılması için gereken olgunluğun
henüz çok uzağında olduğuna açıklık kazandırdı; bunu da,
1 848'd en beri tüm Kıta Avrupası'nı etkisi altına alan ve Fran­
sa, Avusturya, Macaristan, Polanya ve son dönemde Rusya'da
büyük sanayiye ilk kez yerleşiklik kazandıran, Almanya'yı ise
tam anlamıyla birinci sınıf bir sanayi ülkesi yapan iktisadi
devrimle kanıtladı; tüm bunlar, kapitalist temel üzerinde,
yani, 1 848 yılında henüz büyük bir genişleme potansiyeli bu­
lunan temel üzerinde gerçekleşti. Ne var ki, tam da bu sanayi
devrimi, sınıf ilişkilerine ilk kez her yerde açıklık kazandırdı,
manifaktür döneminden ve hatta Doğu Avrupa'da lancala­
ra dayalı zanaatçılıktan kalan bir yığın ara biçimi ortadan
kaldırdı ve gerçek bir burjuvazi ile gerçek bir büyük sanayi
proletaryası yaratarak bunları toplumsal gelişimin ön planı­
na itti. Ama bu sayede, bu iki büyük sınıfın, 1 848'de İngiltere
dışında yalnızca Paris'te ve en fazla birkaç büyük sanayi mer­
kezinde kendini gösteren mücadelesi tüm Avrupa'ya yayıldı
ve 1 848'de henüz düşünülmesi bile mümkün olmayan bir
yoğunluk kazandı. O zamanlar, her derde deva ilaçları bu­
lunan tarikatların çok sayıda bulanık müjdesi vardı, bugün­
se, Marx'ın genel kabul görmüş, apaçık, mücadelenin nihai
amaçlarını keskin bir şekilde formüle eden tek teorisi var;
o zamanlar, yerelliklerine ve milliyetlerine göre ayrılan ve
farklılaşan, birbirlerine yalnızca aynı acıları yaşama duygusu
sayesinde bağlanan, gelişmemiş, coşku ile umutsuzluk ara­
sında çaresizce savrulan yığınlar vardı, bugünse, ilerlemesini
kimsenin durduramayacağı, niceliği, örgütlenmesi, disiplini,
kavrayışı ve zafer inancı her geçen gün güçlenen bir büyük
uluslararası sosyalistler ordusu var. Proletaryanın bu çok
Giriş j 23

güçlü ordusunun bile hedefe hala ulaşamamış olması, zaferi


tek bir büyük darbeyle kazanmanın çok uzağında bulunması,
bir konumdan diğerine zorlu ve sert mücadeleler yürüterek,
yavaş yavaş ilerlemek zorunda olması, ı 848'de toplumsal de­
ğişimi basit bir baskınla sağlamanın ne kadar imkansız oldu­
ğunu kesin bir şekilde kanıtlıyor.
Kendi hanedanları için monarşi isteyen iki ayrı kesime
bölünmüş, ama her şeyden önce parasal işleri için huzur
ve güvenlik isteyen bir burjuvazi ve onun karşısında, ger­
çi yenilgiye uğratılmış olan, ama hala bir tehdit oluşturan
ve küçük burjuvalada köylülerin giderek daha büyük bir
bölümünün çevresinde toplandığı proletarya; yani, hiçbir
nihai çözüm umudu sunmayan bir şiddetli patlama teh ­
didinin sürekliliği... Üçüncünün, yani taht iddiacısı sahte
demokrat Louis Bonaparte'ın hükümet darbesi için özel
olarak yaratılmış gibi görünen durum buydu. Bonaparte, 2
Aralık ı 85l'de ordu aracılığıyla gergin duruma son verdi ve
karşılığında onu yeni bir savaşlar çağıyla mutlu etmek üze­
re Avrupa'nın iç huzurunu güvence altına aldı. Aşağıdan
devrimler dönemi bir süreliğine kapanmıştı; bu dönemi bir
yukarıdan devrimler dönemi izledi.
ı 85 ı 'de imparatorluğa geri dönülmesi, dönemin proleter
özlemlerinin olgunlaşmamışlığının yeni bir kanıtını sundu.
Ama bu dönüşün kendisi, söz konusu özlemierin olgunlaş­
masını zorunlu kılacak koşulları yaratacaktı. İç huzur, yeni
sınai yükselişin hiçbir engelle karşılaşmamasını sağladı; or­
duyu meşgul etme ve devrimci akımların ilgisini dışarıya yö­
neltme zorunluluğu, Bonaparte'ın, "ulusallık ilkesi"ni geçerli
kılma bahanesiyle açtığı ve Fransa'ya toprak kazandırmak
için kullanmaya çalıştığı savaşlara yol açtı. Taklitçisi Bis­
marck da aynı politikayı Prusya'ya uyarladı; Alman Konfe-
24 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

derasyonu9 ile Avusturya'ya karşı, ve en az onlar kadar Prus­


ya Konjliktskammer'ine10 karşı, kendi hükümet darbesini,
kendi 1 866 yukarıdan devrimini yaptı. Ne var ki Avrupa iki
Bonaparte için fazla küçüktü ve tarihin ironisi, Bismarck'ın
Bonaparte'ı devirmesini ve Prusya Kralı Wilhelm'in yalnız­
ca küçük Alman İmparatorluğu'nu değil ama aynı zamanda
Fransız Cumhuriyeti'ni kurmasını istedi. ı ı Ama genel sonuç,
Avrupa'da, Polonyalılar dışındaki büyük ulusların bağımsız­
lıklarını ve iç birliklerini fiilen kazanmalarıydı. Kuşkusuz,
bu dönüşüm, görece dar sınırlar içinde kalmıştı; ama yine
de, ulusal karmaşıklıkları işçi sınıfının gelişme sürecinin
önündeki ciddi bir engel olmaktan çıkarmaya yetecek ka­
dar kapsamlıydı. 1 848 Devriminin mezar kazıcıları, onun
vasiyetini yerine getiren kişilere dönüşmüştü. Ve yanı başla­
rında, 1 848'in mirasçısı olan proletarya, Enternasyonal'de, ı ı
tehditkar bir şekilde ayağa kalkıyordu.
1 870- 7 1 savaşından sonra Bonaparte sahneden kaybolur
ve görevini tamamlayan Bismarck, yeniden sıradan bir ]un­
ker {feodal toprak sahibi} düzeyine düşebilecek duruma ge­
lir. Ama bu dönemi kapatan, Paris Komünü'ydü. ıJ Thiers'in
Paris Ulusal Muhafızının ağır silahlarını çalmaya yönelik
sinsice bir girişimi, zafer kazanan bir ayaklanmaya yol açtı.

9 Deutscher Bund: 1 8 1 5 yılında 39 Alman devletinin katılımıyla kurulan gevşek


konfederasyon. -çev.
1 O ''Anlaşmazlık Meclisi": 1 860'ların başında Prusya hükümeti ile Prusya Meclisi
(Landtag) arasında ordunun yeniden yapılandırılması konusunda çıkan ve "ana­
yasal anlaşmazlık" diye anılan kavga nedeniyle bu meclise takılan isim. -çev.
ll Louis Bonaparte'ın Temmuz 1 870'te başlattığı Fransa-Prusya Savaşı Fransa'nın
yenilgisiyle sonuçlandı, Louis Bonaparte esir düşerek tahtını kaybetti ve
Fransa'da Üçüncü Cumhuriyet dönemine girildi. -çev.
12 1 864 yılında kurulan Uluslararası İşçi Birliği (Birinci Enternasyonal). -çev.
13 1 8 Mart ile 28 Mayıs 1 87 1 arasında Paris'in yönetimini elinde tutan tarihin
ilk işçi sınıfı iktidarı. -çev.
Giriş j 25

Paris'te artık bir proletarya devriminden başka hiçbir dev­


rimin yapılamayacağı yeniden görüldü. Zaferin ardından,
iktidar, tümüyle kendiliğinden ve hiç tartışmasız bir şekil­
de işçi sınıfının kucağına düştü. Ve işçi sınıfının bu iktida­
rının, bizim çalışmamızda tarif edilen dönemden yirmi yıl
sonra bile ne kadar olanaksız olduğu bir kez daha görüldü.
Bir yandan Fransa, Paris'i yüzüstü bırakır, Mac-Mahon'un
kurşunlarıyla kan kaybından ölmesine seyirci kalırken; di­
ğer yandan, Komün, onu bölen ve her ikisi de ne yapılması
gerektiğini bilmeyen partiler, yani Blankistler (çoğunluk) ile
Proudhon'cular (azınlık) arasındaki kısır çekişmelerle kendi­
sini tüketiyordu. Armağan edilmiş 1 87 1 zaferi, 1 848 baskını
kadar kısır kaldı.
Paris Komünü'yle birlikte militan proletaryanın sonunda
toprağa gömüldüğü düşünülmüştü. Ama tam tersine, onun
en güçlü yükselişi, Komün'le ve Fransa-Prusya Savaşı'yla
başlar. Hem eli silah tutabilir tüm nüfusun artık milyonlarla
sayılan orduların saflarına dahil edilmesi hem de bugüne ka­
dar duyulmamış etki güçlerine sahip ateşli silahlar, top mer­
rnileri ve patlayıcı maddeler nedeniyle savaş yöntemlerinin
baştan aşağı köklü bir dönüşüme uğraması, bir taraftan, ben­
zeri görülmemiş derecede dehşetli ve sonu kesinlikle hesap
edilemeyecek bir dünya savaşı dışındaki her tür savaşı ola­
naksız kılarak, Banapartİst savaş dönemini birdenbire sona
erdirdi ve sanayinin barış içinde gelişmesini sağladı. Diğer
taraftan, geometrik hızla artan askeri harcamalar nedeniyle
vergileri aşırı ölçülerde yükselterek, yoksul halk sınıflarını
sosyalizmin koliarına itti. Çılgınca silahianma yarışının bir
sonraki nedeni olan Alsace-Lorraine ilhakı, Fransız ve Al­
man burjuvazilerinin birbirlerine yönelik şoven duygularını
kabartmış olabilir; aynı ilhak, iki ülkenin işçileri için yeni bir
26 1 Fransa'd a Sınıf Müurıll'il'icri

birleştirici bağ oldu. Ve Paris Komünü'nün yıldönümü, tüm


proletaryanın ilk evrensel bayram günü oldu.
ı 870- 7 ı Savaşı ve Komün'ün yenilgisi, Marx'ın öngörmüş
olduğu üzere, Avrupa işçi hareketinin ağırlık merkezini bir
süreliğine Fransa'dan Almanya'ya taşımıştı. Fransa'da, Mayıs
ı 8 7 l 'de dökülen kanın ardından yeniden toparlanmanın yıl­
lar süreceği açıktı. Buna karşılık, gökten yağan Fransız mil­
yarlarının 14 yarattığı sera etkisinden de yararlanan sanayinin
giderek daha hızlı geliştiği Almanya'da, sosyal demokrasi
çok daha hızlı ve kalıcı şekilde büyüyordu. Alman işçilerinin
ı 866 yılında yürürlüğe giren genel oy hakkını akıllıca kul­
lanması sayesinde, partinin şaşırtıcı büyümesi, tartışmasız
sayılada tüm dünyanın gözü önünde duruyor. ı 87l'de ı o2
000, ı 874'te 352 000, ı 877'de 493 000 sosyal demokrat oy.
Ardından, yüksek makamlar, Sosyalistler Yasası15 aracılığıyla
bu ilerlemeleri tanıdı; parti geçici olarak dağıldı, oy sayısı
ı 88l'de 3 ı 2 OOO'e düştü. Ama bu durum hızla aşıldı ve ar­
dından, olağanüstü yasanın baskısı altında, basın organları­
nın, dış örgütlenmenin, dernek kurma ve toplanma hakları­
nın yokluğunda, asıl hızlı gelişme dönemi başladı: ı 884'de
550 000, ı 887'de 763 000, ı 890'da ı 427 000 oy. Bu noktada
devletin eli zayıf düştü. Sosyalistler Yasası ortadan kaybol­
du, sosyalist oyların sayısı ı 787 OOO'e , yani kullanılan tüm
oyların dörtte birinin üzerine çıktı. Hükümet ve egemen sı­
nıflar, ellerindeki tüm araçları yararsız, anlamsız ve başarısız
bir şekilde tüketmişti. Güçsüzlüklerinin, gece bekçisinden

14 Fransa-Prusya Savaşı'nın sonunda, 10 Mayıs 1 8 7 1 öe imzalanan Frankfurt Ant­


Iaşması uyarınca Fransa 5 milyar franklık bir savaş lazminatı ödedi. -çev.
1 5 Sozialistengesetz: 2 1 Ekim 1 878 tarihli, resmi adı "Gesetz gegen die
gemeingefiihrlichen Bestrebungen der Sozialdemokrutie" (Sosyal Demokrasinin
Kamu Güvenliğini Tehdit Eden Çabalarına Karşı Yasa) olan ve 1 890 yılında ge­
çerlilik süresi uzatılmayarak yürürlükten kaldırılan yasa. -çev.
Giriş 1 27

imparatorluğun başbakanına kadar tüm devlet yetkililerinin


kabullenmek zorunda kaldığı elle tutulur (ve hor görülen iş­
çiler tarafından sunulan! ) kanıtlarının sayısı milyonlar düze­
yine yükselmişti. Devlet dağarcığındakileri tüketmiş, işçiler­
se dağarcıklarını doldurmaya daha yeni başlamıştı.
Ama Alman işçileri, davalarına, en güçlü, en disiplin­
li ve en hızlı büyüyen sosyalist parti olarak yalnızca kendi
varlıklarıyla sundukları hizmetin yanı sıra, ikinci bir büyük
hizmette daha bulunmuştu. Genel oy hakkının nasıl kullanı­
lacağını göstererek, bütün ülkelerdeki yoldaşlarına yeni bir
silahı, en keskin silahlardan birini sağlamışlardı.
Genel oy hakkı Fransa'da uzun süredir vardı, ama Bona­
partist iktidarın onu istismar etmiş olması nedeniyle kötü
bir ün kazanmıştı. Komün'd en sonra, bunu kullanacak bir
işçi partisi bulunmuyordu. İspanya'da da cumhu riye t ten
beri genel oy hakkı vardı ama İspanya'da seçimleri boykot
etmek tüm ciddi muhalefet partilerinin uzun zamandır
bağlı kaldığı bir kuraldı. İsviçre'nin genel oy hakkına iliş­
kin deneyimleri de bir işçi partisine cesaret vermenin çok
uzağındaydı. Latin ülkelerinin 16 devrimci işçileri, genel oy
hakkını bir tuzak, hükümetlerin bir hile aracı olarak gör­
meye alışmıştı. Almanya'da durum farklıydı. Komünist Ma­
nifesto bile genel oy hakkının, demokrasinin mücadeleyle
kazanılmasını militan proletaryanın ilk ve en önemli gö­
revlerinden biri ilan etmişti ve Lassalle bu noktayı yeniden
öne çıkarmıştı. Sonunda, Bismarck, seçme ve seçilme hak­
kını, halk yığınlarının onun planlarıyla ilgilenmesini sağ­
layabilecek tek araç olarak yürürlüğe sokmak zorunda kal­
dığında, işçilerimiz bunu hemen ciddiye almış ve August

1 6 Dilleri Latinceden türemiş olan ülkeler, yani İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz
vb. -çev.
28 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

B ebel'i ilk Kurucu imparatorluk Meclisine göndermişti. Ve


o günden itibaren, seçme ve seçilme hakkını kullanma tarz­
ları, Alman işçilerine bin kat yarar sağladı ve tüm ülkelerin
işçilerine örnek oluşturdu. Seçme ve seçilme hakkı, Fransız
Marksist programının sözleriyle, transforme, de moyen de
duperie qu'il a ete jusqu 'ici, en instrument demancipation -

bugüne kadar bir aldatma aracıydı ama şimdi kurtuluşun


bir aracına dönüşüyor. 17 Ve genel oy hakkının, kendimizi
üç yılda bir saymamızı mümkün kılmaktan; oy sayısının
düzenli olarak saptanan beklenmedik hızdaki yükselişiyle
orantılı olarak işçilerin zafere olan inancını ve düşmanın
korkusunu artırmaktan ve böylece en iyi propaganda ara­
cımız olmaktan; hem kendi gücümüz hem de tüm düşman
partilerin güçleri hakkında bizi eksiksiz şekilde bilgilen­
di rerek ve böylece eylemlerimiz için benzersiz bir ölçüt
su narak bizi zamansız çılgınlıklar kadar zamansız çekin­
genliklerden de korumaktan başka hiçbir yararı olmasay­
dı, oy hakkının bize yararı bundan ibaret kalsaydı bile, bu
hak yeterli olmanın fazlasıyla ötesine geçmiş olurdu. Ama
çok daha fazlasını yaptı. Seçim propagandası yaparken, he­
nüz uzağımızda duran halk yığınlarıyla temas kurmamız
ve tüm partileri saldırılarımız karşısında kendi görüşlerini
ve eylemlerini tüm halkın önünde savunmaya zorlamamız
için benzersiz bir araç sundu; ayrıca, imparatorluk mecli­
sindeki temsilcilerimize, hem parlamentodaki düşmania­
rına hem de dışarıdaki yığınlara, basında ve toplantılarda
sahip olabileceklerinden çok farklı bir otorite ve özgürlükle
seslenebilecekleri bir kürsü sağladı. Seçim propagandaları
ve sosyalistlerin imparatorluk meclisindeki konuşmaları bu

17 Fransız İşçi Partisi'nin 1 880 Havre Kongresi'nde benimsenen programının


Marx tarafından yazılmış olan giriş bölümünden yapılan bir alıntı. -çev.
Giriş 1 29

yasayı sürekli olarak delerken, Sosyalistler Yasası hüküme­


tin ve burjuvazinin ne işine yarıyordu?
Ancak, genel oy hakkının bu başarılı kullanımıyla bir­
likte, proletaryanın yepyeni bir mücadele tarzı yürürlüğe
sokuldu ve bu tarz hızla daha da gelişti. Burjuva egemenli­
ğinin örgütlenmesini sağlayan devlet kurumlarının, işçi sı­
nıfının aynı devlet kurumlarına karşı mücadele etmek için
kullanabileceği araçları da sunduğu anlaşıldı. Eyalet mec­
lisleri, belediye meclisleri, iş mahkemeleri için düzenlenen
seçimlere katılım sağlandı, kimin oturacağı konusunda pro­
letaryanın yeterli bir bölümünün söz sahibi olduğu bütün
koltuklar için burjuvaziyle çekişme içine girildi. Öyle ki,
burjuvazi ve hükümet, işçi sınıfı partisinin yasa dışı eylem­
leriyle karşılaştırıldığında yasal eylemlerinden, ayaklanma
sonuçlarıyla karşılaştırıldığında seçim sonuçlarından çok
daha fazla korkma noktasına geldi.
Çünkü, burada da, mücadelenin koşulları köklü bir şekil­
de değişmişti. 1 848'e kadar her yerde sonucu belirleyen eski
tarz ayaklanma, yani barikadarla yürütülen sokak savaşı,
ciddi ölçüde eskimişti.
Şu konuda hayale kapılmayalım: Ayaklanmanın, sokak
savaşıyla, askerlere karşı, bir ordunun diğerine karşı kazan­
dığı türden gerçek bir zafer kazanması, en istisnai durum­
lardan biridir. Ama zaten, isyancılar da bu tür bir bekle n­
tiye nadiren sahip olmuştur. Onların tek amacı, savaşan iki
ülkenin orduları arasında ya hiç gündeme gelmeyen ya da
çok daha sınırlı ölçüde gündeme gelen manevi etkiler ara­
cılığıyla askerlerin direncini kırmaktı. Başarılı olunursa, as­
kerler savaşmayı reddeder ya da komutanlar paniğe kapılır
ve ayaklanma zafere ulaşır. Başarılı olunamazsa, askerlerin
sayıca az olması durumunda bile, daha iyi silahların ve eği-
30 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

timin, tek merkezden yönetimin, savaş kuvvetlerinin planlı


kullanımının ve disiplinin sağladığı üstünlük kendisini gös­
terir. Ayaklanmanın gerçek taktik eylemle ulaşahiteceği en
ileri nokta, tek bir barikatın ustaca kurularak savunulma­
sıdır. Karşılıklı destek, yedek güçlerin oluşturulması ya da
kullanılması, kısacası, büyük bir kentin bütünü bir yana, bir
semtin savunulması için bile zorunlu olduğu üzere, tek tek
birimlerin işbirliği yaparak birlikte mücadele etmeleri, ya
çok sınırlı ölçüde sağlanır ya da çoğu zaman hiç sağlanamaz;
bu koşullar altında, savaş kuvvetlerinin belirleyici bir nokta­
ya yoğunlaştırılması, doğal olarak, olanaksızdır. Bu nedenle,
temel mücadele biçimi pasif savunmadır; saldırı, bazı yerler­
de ama istisnai olarak ara sıra taarruzlar ve kanat saldırıları
düzeyine yükselecek; ancak bunlar da genellikle geri çekilen
askerlerin terk ettiği mevziterin ele geçirilmesiyle sınırlı ka­
lacaktır. Ayrıca, askerlerin tarafında, ağır silahlar ve eksiksiz
olarak donatılmış ve eğitilmiş istihkam birlikleri, yani isyan­
cıların neredeyse her zaman tümüyle yoksun oldukları sa­
vaş araçları bulunur. Dolayısıyla, en büyük kahramanlıklada
yürütülen barikat savaşlarının bile (Haziran 1 848'de Paris'te,
Ekim 1 848'de Viyana'da, Mayıs 1 849'da Dresden'd e), karşı ta­
rafın liderleri siyasal kaygıların engellemesi olmadan sade­
ce askeri ölçütlerle hareket etmeye başladığında ve askerleri
onlara bağlı kaldığında, ayaklanmanın yenilgisiyle sonuç­
lanmış olması şaşırtıcı değildir.
isyancıların 1 848'e kadar elde ettiği çok sayıdaki başa­
rının sayısız nedeni var. Haziran 1 830'da ve Şubat 1 848'de
Paris'te, İspanyol sokak savaşlarının çoğunda olduğu gibi, is­
yancılar ile askerler arasında, ya doğrudan doğruya ayaklan­
manın yanında yer alan ya da gevşek ve kararsız tutumuyla
askerlerin de hocalamasına yol açan ve üstüne üstlük ayak-
Giriş 1 31

lanmaya silah sağlayan bir milis gücü bulunuyordu. Haziran


1 848'de Paris'te olduğu gibi, milis gücünün başından itiba­
ren ayaklanmanın karşısına çıktığı durumlarda, ayaklanma
da yenilgiye uğratılıyordu. 1 848'de Berlin'de, halk, kısmen 1 9
[Mart'ın] gece ve sabahında yeni savaş kuvvetlerinde ciddi
bir artışın gerçekleşmesi sayesinde, kısmen askerlerin bitkin
düşmesi ve yeterince kumanya sağlanmaması nedeniyle ve
son olarak kısmen de komuta zayıflığı sonucu zafer kazandı.
Ama tüm örneklerde, zafer, askerlerin savaşmayı reddetme­
si, komutanların karar alma yeteneklerini yitirmesi ya da el­
lerinin kollarının bağlanması nedeniyle kazanılmıştı.
Dolayısıyla, sokak savaşlarının klasik döneminde bile ba­
rikatın etkisi maddi olmaktan çok maneviydi. Barikat, asker­
lerin direncini sarsınanın bir aracıydı. Bu başarılana kadar
ayakta kaldığında, zafere ulaşılıyordu; kalamadığında, sonuç
yenilgi oluyordu. <Geleceğin olası sokak savaşlarının başarı
şansları değerlendirilirken de, göz önünde tutulması gereken
temel nokta budur.>ıs
Bu başarı şanslarıı9 1 849'da bile hayli düşüktü. Burjuvazi
her yerde hükümetlerin yanına geçmişti; "kültür ve mülki­
yet", ayaklanmaların üzerine yürüyen askerleri selamlıyor ve
onlara ziyafet veriyordu. Barikat, büyüsünü yitirmişti; asker,
onun arkasında artık "halk"ı değil, isyancıları, kışkırtıcıları,
yağmacıları, paylaşımcıları { Teiler} , toplumun döküntülerini
görüyordu; subay, zaman içinde, sokak savaşının taktik bi­
çimleri konusunda deneyim kazanmıştı; artık derme çatma
göğüs sİperlerinin üzerine dosdoğru ve savunmasız şekilde

ıs Engels'in, Almanya Sosyal Demokrat Partisi yöneticilerinin talepleri doğrul­


tusunda istemeden çıkarmak zorunda kaldığı ifadeler burada açılı parantez
işaretleri arasında gösteriliyor. Bkz. 1. dipnottaki açıklamalar. -çev.
1 9 (2. versiyon:) "Ayrıca, başarı şansı". -Almanca ed.
32 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

yürümüyor, bahçelerden, avlulardan ve evierden geçerek


bunların çevresinden dolanıyordu. Ve bu taktik, biraz hü­
nerle, on örneğin dokuzunda başarılı oluyordu.
Ancak, o dönemden bugüne çok daha fazla değişim ya­
şandı ve bunların tümü askerlere yaradı. Büyük kentler ciddi
ölçüde büyüdüyse, ordular daha da fazla büyüdü. 1 848'den
bu yana Paris ile Berlin'in büyüklükleri üçer kat artmadı,
ama kışialarının büyüklükleri üçer kattan fazla arttı. Bu kış­
lalar demiryolları aracılığıyla 24 saat içinde ikişer katlarının
üzerine çıkabiliyor, 48 saat içinde devasa ordulara dönüşebi­
liyor. Sayıları muazzam derecede artırılan bu askerlerin elle­
rindeki silahlar, geçmiştekilerle karşılaştırılamayacak kadar
etkili. 1 848 'de yivsiz, ağızdan dolma çakmaklı tüfek vardı,
bugünse bundan dört kat uzun menzilli, on kat daha isabetli
ve on kat daha hızlı ateş etmeyi sağlayan küçük kalibreli ar­
kadan dalına fişek yataklı tüfek var. O zamanlar topçuların
elinde görece zayıf etkili gülleler ve misketler vardı, bugünse
bir tanesi en iyi barikatı paramparça etmeye yeten top mer­
rnileri var. O zamanlar ateşli silahiara dayanıklı duvarları
yıkmak için istihkamcıların sivri uçlu kazması vardı, bugün­
se dinarnit lokumu var.
Buna karşılık, isyancıların tarafında tüm koşullar kötü­
leşti. Tüm halk katmanlarının sıcak bakacağı bir ayaklan­
manın bir kez daha yaşanınası kolay değil; muhtemelen, sı­
nıf mücadelelerinde, tüm orta katmanların sadece proletar­
yanın çevresinde toplanması yoluyla burjuvazinin yanında
duran gerici partilerin tümüyle önemsizleşmesi durumuyla
bir daha hiçbir zaman karşılaşılmayacak. Dolayısıyla "halk"
her zaman bölünmüş görünecek ve bu nedenle 1 848'd e
çok etkili olmuş olan son derece güçlü bir kaldıraçtan ar-
Giriş 1 33

tık yoksunuz. Ayaklanmacıların tarafına askerlik yapmış


daha fazla kişi gelirse,20 bunların silahiandıniması da bir
o kadar zorlaşacaktır. Silah dükkaniarındaki av tüfekleri
ile lüks tüfekler (öncesinde polisin müdahalesiyle ateşle­
me mekanizmalarının birer parçası sökülerek kullanılmaz
hale getirilmiş olmasalar bile), etkililik açısından, yakın
çarpışmalarda dahi askerlerin şarjörlü tüfeklerinin yanına
yaklaşamaz. 1 848'e kadar herkes gerekli cephaneyi barut
ve kurşunla kendi başına yapabiliyordu; bugün, her bir tü­
feğin fişekieri farklı ve bunların tek ortak noktası, büyük
sanayinin özel birer ürünü olmaları; dolayısıyla, ex temporc
{anında} hazırlanamıyorlar ve onlara uyan özel cepha neye
sahip olunmadığında silahların çoğu işe yaramıyor. Ve son
olarak, büyük kentlerin 1 848'd en bu yana yeni inşa edilen
semtleri, sanki yeni topların ve tüfeklerin etkili olması için
yapılmış gibi, uzun, düz ve geniş caddelerin arasında yer
alıyor. Bir barikat savaşı için Berlin'in kuzeyindeki ve do­
ğusundaki yeni işçi mahallelerini kendisi seçen bir devrim­
ci, ancak bir deli olabilirdi.
<Bu söylenenler, sokak savaşının gelecekte herhangi bir
rol oynamayacağı anlamına mı geliyor? Kesinlikle hayır. Sa­
dece, 1 848'den bu yana, koşulların sivil savaşçılar için çok
daha elverişsiz, askerler için çok daha elverişli hale geldiği
anlamına geliyor. Dolayısıyla, gelecekteki bir sokak savaşı,
ancak, durumun bu elverişsizliğinin başka unsurlar tara­
fından dengelenmesi halinde zafere ulaşabilir. Bu nedenle,
büyük bir devrimin başlangıcında, bu devrimin ileri aşama­
larıyla karşılaştırıldığında daha az görülecek ve daha büyük
güçlerle yürütülmesi gerekecek. Ama bu güçler, büyük ola-

20 (2. versiyon:) "gelse bile". -Almanca ed.


34 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

sılıkla, tüm Büyük Fransız Devrimi boyunca ve 4 Eylül ile


3 1 Ekim'de Paris'te olduğu gibi,21 açık saldırıyı pasif barikat
taktiğine tercih edecek.>
Okur, egemen güçlerin22 bizi neden ille de tüfeğin ateşlen­
diği ve kılıcın kestiği yere götürmek istediğini artık anlıyor
mu? Böyle yapmamız durumunda yenileceğimizi önceden
bilirken, hemen sokağa dökülmediğimiz için bugün neden
korkaklılda suçlandığımızı? Bir kere de topların önüne atıla­
rak harcanan asker rolünü oynamamız için neden durmadan
yalvarıp yakardıklarını?
Beylerin meydan okumaları gibi yalvarmaları da bo­
şuna. O kadar aptal değiliz. Madem öyle, bir sonraki sa­
vaşta, düşmanlarından, Yaşlı Fritz'in { Prusya Kralı Il.
Friedrich'in} sıra düzenini almasını ya da tümenlerini birer
bütün olarak a la Wagram ve Waterloo {Wagram ve Water­
loo tarzı} kol düzenine sakmasını ve bu arada askerlerinin
ellerine çakmaklı tüfekler vermesini istesinler. Ülkeler ara­
sındaki savaşların koşulları değiştiyse, sınıf mücadelesinin
koşulları daha az değişmedi. Baskınların, bilinçsiz yığınla­
rın başındaki bilinçli azınlıkların gerçekleştirdiği devrim­
lerin dönemi kapandı. Toplumsal örgütlenmenin eksiksiz
bir dönüşümü söz konusu olduğunda, yığınların da buna
doğrudan doğruya katılması; neyin hedeflendiğini, neyi
canla başla savunacaklarını23 öncesinde kavramış olmaları
zorunludur. Bunu bize son elli yılın tarihi öğretti. Ama yı­
ğınların yapılması gerekeni anlaması için uzun, ısrarlı bir

2ı Louis Bonaparte'ın imparatorluk dönemi 4 Eylül ! 870'teki ayaklanmayla sona


ermiş ve cumhuriyet ilan edilmişti. Blankistlerin 3 ı Ekim 1870'te hükümeti
devirmek için düzenlediği ayaklanma ise başarısız olmuştu. -çev.
22 (2. versiyon:) "sınıfların". -Almanca ed.
23 (2. versiyon:) "neyi savunmaları gerektiğini". -Almanca ed.
Giriş 1 35

çalışma gerekir ve şu anda, düşmanı umutsuzluğa sürükle­


yen bir başarıyla, tam da bu çalışmayı yürütüyoruz.
Eski taktiğin gözden geçirilmek zorunda olduğu, Latin
{Avrupa} ülkelerinde de giderek daha fazla anlaşılıyor. Seç­
me ve seçilme hakkının kullanılması ve bize açık olan tüm
pozisyonların ele geçirilmesi konusundaki Alman deneyimi
her yerde örnek alındı < , hazırlıksız saldırı her yerde arka
plana itildi>. Yüz yılı aşkın süredir zeminin art arda gelen
devrimlerle altüst olduğu; komplolarda, ayaklanmalarda ve
her türden diğer devrimci eylemde kendi payiarına düşe­
ni yapmamış tek bir partinin bile bulunmadığı; bu neden­
le hükümetin orduya hiçbir şekilde güvenemediği ve genel
olarak koşulların ayaklanmayla gerçekleştirilecek bir baskın
için Almanya'dakinden çok daha elverişli olduğu Fransa'da
bile, sosyalistler, öncesinde halkın büyük kitlesini, yani bu
örnekte köylüleri kazanmadan, kalıcı bir zafer kazanmala­
rının mümkün olmayacağını giderek daha iyi anlıyor. Yavaş
ilerleyen propaganda çalışması ve parlamenter etkinlikler
burada da partinin önündeki ilk görev olarak kabul görüyor.
Başarılar gecikmedi. Bir dizi belediye meclisini ele geçir­
mekle kalınmadı; meclislerde SO sosyalist var ve bunlar daha
şimdiden üç bakanı ve bir cumhurbaşkanını devirmiş du­
rumda. Geçen yıl Belçika'da işçiler oy hakkını zorla kabul et­
tirdi ve seçim bölgelerinin dörtte birinde kazandı. Sosyalist­
ler İsviçre'de, İtalya'da, Danimarka'da ve hatta Bulgaristan'da
ve Romanya'da meclislerde temsil ediliyor. Avusturya'da, tüm
partiler, imparatorluk meclisine girişimizin daha fazla engel­
lenemeyeceği konusunda hemfikir. Meclise gireceğimiz ke­
sin; artık yalnızca şu konuda tartışılıyor: hangi kapıdan? Ve
Rusya'da bile, genç Nikolay'ın { Rus Çarı Il. Nikolay} boş yere
büyük bir direnç gösterdiği ulusal meclis, yani ünlü Zems-
36 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

ki Sobor toplandığında/� orada da temsil edileceğimizden


emin olabiliriz.
Kuşkusuz, yabancı ülkelerdeki yoldaşlarımiz devrim yap­
ma haklarından vazgeçmiyor. Zaten, devrim yapma hak­
kı, tek gerçek "tarihsel hak"tır; ( 1 755 yılında, geçerliliğini
bugün bile sürdüren görkemli feodal senetle, yani "miras
anlaşması"yla soylular devriminin sona erdirildiği Mecklen­
burg dahil olmak üzere) istisnasız tüm modern devletlerin
dayandığı tek hak, devrim yapma hakkıdır. Devrim yapma
hakkı evrensel bilinçte o denli tartışmasız bir yer edinmiş­
tir ki, General von Boguslawski bile, imparatoru için savun­
duğu hükümet darbesi yapma hakkını, tek başına halkın bu
hakkından türetiyor.
Ama başka ülkelerde olup bitenler bir yana, Alman sos­
yal demokrasisinin özel bir konumu ve bu nedenle de en
azından yakın gelecek için özel bir görevi var. Seçim sandık­
larına gönderdiği iki milyon seçmen ile onların arkasında
duran seçme hakkından yoksun genç erkekler ve kadınlar,
uluslararası proletarya ordusunun en kalabalık, en sıkı kit­
lesini, belirleyici "kuvvet yığınını"25 oluşturuyor. Bu kitle,
daha şimdiden, kullanılan ayların dörtte birinden fazlasını
sağlıyor; ve imparatorluk meclisi seçimlerinin, eyalet mec­
lisi seçimlerinin, belediye meclisi ve iş mahkemesi seçimle­
rinin kanıdadığı üzere, hiç durmadan büyüyor. Bu büyüme,
tıpkı bir doğal süreç gibi kendiliğinden, istikrarlı, durduru­
lamaz ve aynı zamanda sakin bir şekilde gerçekleşiyor. Buna

24 Zemski Sobor, 1 6. ve 17. yüzyıllarda toplanan, Rusya'nın ilk merkezi feodal


meclisiydi. izleyen yüzyıllarda bu meclisin yeniden oluşturulması tartışmaları
zaman zaman yeniden gündeme gelmişti. -çev.
25 Gewalthaufen: Ateşli silahların etkinliğinin artması öncesinde kullanılan ve pi­
yadelerle kalabalık yığınların oluşturulmasına dayanan Orta Çağ savaş düzeni.
-çev.
Giriş 1 37

karşı hükümetin yaptığı tüm müdahalelerin etkisiz kaldığı


görüldü. Seçmen sayımız şimdiden 2 milyon 250 bine ulaş­
mış olmalı. Bu şekilde devam etmesi durumunda, yüzyılın
sonuna kadar toplumun orta katmanlarının çoğunluğunu,
küçük köylüler gibi küçük burjuvaları kazanırız ve ülkedeki
belirleyici güce, tüm diğer güçlerin isteseler de istemeseler
de karşısında eğilrnek zorunda kalacakları güce dönüşü­
rüz. Bu büyümenin, bugünkü26 yönetim sisteminin kendi­
liğinden aşılmasına kadar kesintisiz bir şekilde sürmesini
sağlamak, <günden güne güçlenen kuvvet yığınını, öncü
savaşlarıyla yıpratmak yerine, karar gününe kadar zarar
görmeyeceği şekilde korumak>; işte temel görevimiz budur.
Ve Almanya'daki sosyalist savaş kuvvetlerinin geçici olarak
durdurulmasını ve hatta belirli bir süreliğine geriletilmesi­
ni sağlayabilecek olan tek bir yol var: askerlerle büyük öl­
çekli bir çarpışma, 1 87 1 yılında Paris'te yaşanana benzer
bir kan kaybı. Uzun vadede bunun da üstesinden gelinirdi.
Avrupa'nın ve Amerika'nın tüm şarjörlü tüfekleri bir ara­
ya gelse, milyonlarla sayılan bir partiyi ortadan kaldıramaz.
Ama normal gelişim sekteye uğrar, <kuvvet yığını belki
kritik anda kullanılamaz,> nihai savaş27 gecikir, daha fazla
zaman alır ve daha büyük özverileri beraberinde getirirdi.
Dünya tarihinin ironisi her şeyi baş aşağı ediyor. Biz
"devrimciler", biz "yıkıcılar", yasal yolları kullanarak, yasa
dışı yollarla ve yıkıcılıkla gelişebileceğimizden çok daha
hızlı gelişiyoruz. Kendilerine verdikleri adla düzen parti­
leri, kendi yarattıkları yasal koşulların altında eziliyor. On­
lar Odilon Barrot ile birlikte umutsuzluk içinde, la legalite

26 (2. versiyon:) "egemen". -Almanca ed.


27 (2. versiyon:) "sonuç". -Almanca ed.
38 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

nous tue, yasallık bizim ölümümüz, diye haykırırken, bu


yasallık sayesinde bizim kaslarımız güçleniyor, yanakla­
rımız pembeleşiyor ve ölümden sonraki ebedi yaşam gibi
görünüyoruz. Ve eğer biz, onları hoşnut etmek için sokak
savaşına sürüklenmeyi kabullenecek kadar çılgınca dav­
ranmazsak, sonunda, onlar için bu denli öldürücü olan ya­
sallığı kendi elleriyle ortadan kaldırmaktan başka çareleri
kalmayacaktır.
Bu arada, yıkıcılık karşıtı yeni yasalar hazırlıyorlar. Yine
her şey baş aşağı ediliyor. Bugünün bu yıkıcılık karşıtlığı fa­
natikleri, tam da dünün yıkıcıları değil mi? Yoksa 1 866 iç
savaşını biz mi çıkardık? Hannaver kralını, Hessen Seçmen
Prensi'ni,28 Nassau Dükü'nü atalarından kalan, meşru miras­
ları olan topraklardan sürüp bu toprakları ilhak eden29 biz
miydik? Alman Konfederasyonu'nu ve Tanrı'nın lütfu olan
üç tacı devirenler, yıkıcılıktan şikayetçi, öyle mi? Quis tuZerit
Gracchos de seditione querentes? {Gracchus'ların bir ayaklan­
madan şikayet etmesine kim izin verir? (Juvenal, Hicivler, II,
24.)p0 Bismarck'a tapanların yıkıcılığa küfretmelerine kim
izin verebilirdi?
Varsınlar, yine de yıkıcılık karşıtı yasa tasarılarını kabul
etsinler, bunları daha da ağırlaştırsınlar, tüm ceza yasasını
lastiğe çevirsinler; güçsüzlüklerinin yeni bir kanıtından baş­
ka hiçbir şey elde edemezler. Sosyal demokrasiyi gerçekten

28 Kurfürst: Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'nda imparator seçimini yapan


prensler kurulunun üyesi. -çev.
29 Prusya 1 866 yılında Avusturya ile girdiği savaşı kazanarak Hannover, Hessen
ve Nassau'yu kendi topraklarına dahil etmişti. -çev.
30 Juvenal olarak da bilinen Decimus Junius }uvcnalis, MS 1 - 2. yüzyıllarda ya­
şamış, Hicivler'in yazarı Romalı bir şair. Gracchus kardeşler, MÖ 2. yüzyılda
Roma'd a toprakların yoksullara dağıtılınasını sav u ndukları için soylular tara­
fından öldürülen iki kardeş. -çev.
Giriş j 39

sıkıştırabilmek için çok daha farklı önlemlere başvurmak


zorunda kalacaklar. Şu anda yasalara bağlı kalması sayesin­
de yaşayan31 sosyal demokrat yıkıcılıkla baş etmek için tek
yapabilecekleri, düzen partilerinin yasaları çiğnemeden ya­
şayamayacak olan yıkıcılığına başvurmak. Prusyalı bürokrat
Bay Rössler ve Prusyalı general Bay von Boguslawski, onla­
ra, sokak savaşı tuzağına düşmeyen işçilerle baş edilmesini
belki hala sağlayabilecek olan tek yolu gösterdi: Anayasanın
çiğnenmesi, diktatörlük, mutlakçılığa dönüş, regis voluntas
suprema lex! {kralın iradesi en yüce yasadır!} Dolayısıyla
beyler, cesur olun; burada yarım yamalak önlemler işe yara­
maz, sonuna kadar gitmek gerekir!
Ama Alman İmparatorluğu'nun, tüm küçük devletler ve
genel olarak tüm çağdaş devletler gibi, bir sözleşme ürünü
olduğunu unutmayın; bu imparatorluk, birincisi prensierin
kendi aralarında, ikincisi prensler ile halk arasında yapılmış
olan sözleşmenin ürünüdür. Taraflardan biri sözleşmeyi bo­
zarsa, sözleşme bir bütün olarak geçersizleşir ve diğer taraf
da sözleşmeye bağlı olmaktan çıkar. <Bismarck'ın 1 866'da
bize çok güzel bir şekilde göstermiş olduğu gibi. Dolayısıyla,
imparatorluk anayasasını ihlal etmeniz durumunda, sosyal
demokrasi, size karşı her istediğini yapma özgürlüğüne sa­
hip olacaktır. Neler yapacağını size bugünden söylemesini
ise boşuna beklemeyin.>
Bundan neredeyse 1 600 yıl önce, Roma
İmparatorluğu'nda da tehlikeli bir yıkıcı parti faaliyet gös­
teriyordu. Dinin ve devletin tüm temellerinin altını oyu­
yordu; imparatorun iradesinin en yüce yasa olduğunu açık­
ça reddediyordu, vatansızdı, enternasyonaldi, Galya'd an

3ı (2. versiyon:) yasalara bağlı kalması sayesinde durumu çok iyi olan. -Almanca ed.
40 1 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri

Asya'ya kadar imparatorluğun tüm topraklarına ve impara­


torluk sınırlarının ötesine yayılıyordu. Yıkıcı faaliyetlerini
uzun bir süre boyunca yeraltında, gizlilik içinde yürütmüş­
tü; ama epey bir zamandır, açığa çıkacak kadar güçlü his­
sediyordu kendisini. Hıristiyanlar adıyla bilinen bu yıkıcı
parti, orduda da güçlü bir şekilde temsil ediliyordu; tümüy­
le Hıristiyanlardan oluşan lejyonlar vardı. Resmi pagan
tapınağındaki kurban törenlerine katılıp gelenleri karşıla­
maları emredildiğinde, yıkıcı askerler, protesto amacıyla
miğferlerine özel işaretler (haçlar) takacak kadar küstahça
davranıyordu. Yüksek rütbelilerin alışılmış kışla eziyetleri
bile bir işe yaramıyordu. İmparator Diocletianus, ordusun­
daki düzenin, itaatin ve disiplinin altının oyulmasına daha
fazla seyirci kalamadı. Henüz zaman da varken, kararlı bir
şekilde işe koyuldu. Sosyalistlere karşı, Hıristiyanlara karşı
demek istemiştim, bir yasa çıkardı. Yıkıcıların toplantıla­
rı yasaklandı, toplantı mekanları kapatıldı ve hatta yıkıl­
dı, Hıristiyanlara özgü işaretler, haçlar vb., Saksonya'daki
kırmızı mendiller gibi yasaklandı. Hıristiyanların devlet
görevi yapamayacakları ilan edildi; onbaşı olmalarına bile
izin verilmeyecekti. O zamanlar "kişiye göre" davranma
konusunda yeterli eğitimi almış yargıçlara henüz sahip
olunmadığından (Bay von Köller'in yıkıcılık karşıtı yasa
tasarısında32 bugün sahip olunduğu varsayılıyor), kestir­
meden gidilerek, Hıristiyanların haklarını almak için mah­
kemelere başvurması yasaklandı. Bu olağanüstü yasa da bir
işe yaramadı. Hıristiyanlar onu hiçe sayarak duvarlardan
söküp attı; hatta, imparatorun Nikomedya'daki { İzmit} sa-

32 ı 894 yılında Prusya'nın içişleri bakanı olan ve sosyalisl iere karşı ikinci bir yasa
tasarısı hazırlayan Ernst Matthias von Küller'in söz konusu tasarı kabul edil­
memişti. -çev.
Giriş 1 41

rayını o içindeyken yaktıkları söyleniyor. İmparator, öcü­


nü, MS 303 yılındaki Hıristiyanlara yönelik büyük zulümle
aldı. Bu, türünün son örneğiydi. Ve öylesine etkiliydi ki, on
yedi yıl sonra ordunun çoğunluğu Hıristiyanlardan oluşu­
yordu ve tüm Roma İmparatorluğu'nun bir sonraki mutlak
hükümdarı, din adamlarının "Büyük" dediği Konstantin,
Hıristiyanlığı devlet dini ilan etti.

Londra, 6 Mart 1 89 5
F. Engels
tebigirt \lOJ.J

1 8 5 o.

f, a m lı u t n u n .b ilt e nı ı m o r f.

Jıtl i'Abıılıcıt� 8t t111.

Neue Rheinische Zeitung. Politisch -ökonomisclıc Ucvuc dergisinin kapağı


*

FRANSA ' DA
S I N I F MÜ C A D E L E L E R İ
ı 848- ı 8 s o

*
1 848- 1 849 döneminin devrim yıllıklarının tüm önem­
li kısımları, yalnızca birkaç bölüm dışında, şu başlığı taşır:
Devrimin yenilgisi!
Ama bu yenilgilerde yenik düşen, devrim değildi. Yenik
düşenler, devrim öncesi döneme ait geleneksel eklentiler,
toplumsal ilişkilerin henüz keskin sınıf karşıtlıkları düzeyi­
ne yükselmemiş olan sonuçları, yani, devrimci partinin Şu­
bat Devrimi öncesinde henüz kurtulmamış olduğu ve Şubat
zaferiyle değil, ancak bir dizi yenilgiyle kurtulabildiği kişiler,
yanılsamalar, hayaller ve projelerdi.
Kısacası: Devrimci ilerleme, kendi yolunu, dolaysız traji­
komik başarılarıyla değil, tam tersine birleşik, güçlü bir kar­
şı-devrim yaratarak, bir düşman yaratarak açtı; yıkıcı parti,
ancak bu düşmanla mücadele içinde olgunlaşarak gerçek bir
devrimci partiye dönüşebildL
izleyen sayfaların görevi, bunu kanıtlamak.
Another random document with
no related content on Scribd:
*** END OF THE PROJECT GUTENBERG EBOOK ESSAYS IN
AMERICAN HISTORY ***

Updated editions will replace the previous one—the old editions


will be renamed.

Creating the works from print editions not protected by U.S.


copyright law means that no one owns a United States copyright
in these works, so the Foundation (and you!) can copy and
distribute it in the United States without permission and without
paying copyright royalties. Special rules, set forth in the General
Terms of Use part of this license, apply to copying and
distributing Project Gutenberg™ electronic works to protect the
PROJECT GUTENBERG™ concept and trademark. Project
Gutenberg is a registered trademark, and may not be used if
you charge for an eBook, except by following the terms of the
trademark license, including paying royalties for use of the
Project Gutenberg trademark. If you do not charge anything for
copies of this eBook, complying with the trademark license is
very easy. You may use this eBook for nearly any purpose such
as creation of derivative works, reports, performances and
research. Project Gutenberg eBooks may be modified and
printed and given away—you may do practically ANYTHING in
the United States with eBooks not protected by U.S. copyright
law. Redistribution is subject to the trademark license, especially
commercial redistribution.

START: FULL LICENSE


THE FULL PROJECT GUTENBERG LICENSE
PLEASE READ THIS BEFORE YOU DISTRIBUTE OR USE THIS WORK

To protect the Project Gutenberg™ mission of promoting the


free distribution of electronic works, by using or distributing this
work (or any other work associated in any way with the phrase
“Project Gutenberg”), you agree to comply with all the terms of
the Full Project Gutenberg™ License available with this file or
online at www.gutenberg.org/license.

Section 1. General Terms of Use and


Redistributing Project Gutenberg™
electronic works
1.A. By reading or using any part of this Project Gutenberg™
electronic work, you indicate that you have read, understand,
agree to and accept all the terms of this license and intellectual
property (trademark/copyright) agreement. If you do not agree to
abide by all the terms of this agreement, you must cease using
and return or destroy all copies of Project Gutenberg™
electronic works in your possession. If you paid a fee for
obtaining a copy of or access to a Project Gutenberg™
electronic work and you do not agree to be bound by the terms
of this agreement, you may obtain a refund from the person or
entity to whom you paid the fee as set forth in paragraph 1.E.8.

1.B. “Project Gutenberg” is a registered trademark. It may only


be used on or associated in any way with an electronic work by
people who agree to be bound by the terms of this agreement.
There are a few things that you can do with most Project
Gutenberg™ electronic works even without complying with the
full terms of this agreement. See paragraph 1.C below. There
are a lot of things you can do with Project Gutenberg™
electronic works if you follow the terms of this agreement and
help preserve free future access to Project Gutenberg™
electronic works. See paragraph 1.E below.
1.C. The Project Gutenberg Literary Archive Foundation (“the
Foundation” or PGLAF), owns a compilation copyright in the
collection of Project Gutenberg™ electronic works. Nearly all the
individual works in the collection are in the public domain in the
United States. If an individual work is unprotected by copyright
law in the United States and you are located in the United
States, we do not claim a right to prevent you from copying,
distributing, performing, displaying or creating derivative works
based on the work as long as all references to Project
Gutenberg are removed. Of course, we hope that you will
support the Project Gutenberg™ mission of promoting free
access to electronic works by freely sharing Project
Gutenberg™ works in compliance with the terms of this
agreement for keeping the Project Gutenberg™ name
associated with the work. You can easily comply with the terms
of this agreement by keeping this work in the same format with
its attached full Project Gutenberg™ License when you share it
without charge with others.

1.D. The copyright laws of the place where you are located also
govern what you can do with this work. Copyright laws in most
countries are in a constant state of change. If you are outside
the United States, check the laws of your country in addition to
the terms of this agreement before downloading, copying,
displaying, performing, distributing or creating derivative works
based on this work or any other Project Gutenberg™ work. The
Foundation makes no representations concerning the copyright
status of any work in any country other than the United States.

1.E. Unless you have removed all references to Project


Gutenberg:

1.E.1. The following sentence, with active links to, or other


immediate access to, the full Project Gutenberg™ License must
appear prominently whenever any copy of a Project
Gutenberg™ work (any work on which the phrase “Project
Gutenberg” appears, or with which the phrase “Project
Gutenberg” is associated) is accessed, displayed, performed,
viewed, copied or distributed:

This eBook is for the use of anyone anywhere in the United


States and most other parts of the world at no cost and with
almost no restrictions whatsoever. You may copy it, give it
away or re-use it under the terms of the Project Gutenberg
License included with this eBook or online at
www.gutenberg.org. If you are not located in the United
States, you will have to check the laws of the country where
you are located before using this eBook.

1.E.2. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is


derived from texts not protected by U.S. copyright law (does not
contain a notice indicating that it is posted with permission of the
copyright holder), the work can be copied and distributed to
anyone in the United States without paying any fees or charges.
If you are redistributing or providing access to a work with the
phrase “Project Gutenberg” associated with or appearing on the
work, you must comply either with the requirements of
paragraphs 1.E.1 through 1.E.7 or obtain permission for the use
of the work and the Project Gutenberg™ trademark as set forth
in paragraphs 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.3. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is


posted with the permission of the copyright holder, your use and
distribution must comply with both paragraphs 1.E.1 through
1.E.7 and any additional terms imposed by the copyright holder.
Additional terms will be linked to the Project Gutenberg™
License for all works posted with the permission of the copyright
holder found at the beginning of this work.

1.E.4. Do not unlink or detach or remove the full Project


Gutenberg™ License terms from this work, or any files
containing a part of this work or any other work associated with
Project Gutenberg™.
1.E.5. Do not copy, display, perform, distribute or redistribute
this electronic work, or any part of this electronic work, without
prominently displaying the sentence set forth in paragraph 1.E.1
with active links or immediate access to the full terms of the
Project Gutenberg™ License.

1.E.6. You may convert to and distribute this work in any binary,
compressed, marked up, nonproprietary or proprietary form,
including any word processing or hypertext form. However, if
you provide access to or distribute copies of a Project
Gutenberg™ work in a format other than “Plain Vanilla ASCII” or
other format used in the official version posted on the official
Project Gutenberg™ website (www.gutenberg.org), you must, at
no additional cost, fee or expense to the user, provide a copy, a
means of exporting a copy, or a means of obtaining a copy upon
request, of the work in its original “Plain Vanilla ASCII” or other
form. Any alternate format must include the full Project
Gutenberg™ License as specified in paragraph 1.E.1.

1.E.7. Do not charge a fee for access to, viewing, displaying,


performing, copying or distributing any Project Gutenberg™
works unless you comply with paragraph 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.8. You may charge a reasonable fee for copies of or


providing access to or distributing Project Gutenberg™
electronic works provided that:

• You pay a royalty fee of 20% of the gross profits you derive from
the use of Project Gutenberg™ works calculated using the
method you already use to calculate your applicable taxes. The
fee is owed to the owner of the Project Gutenberg™ trademark,
but he has agreed to donate royalties under this paragraph to
the Project Gutenberg Literary Archive Foundation. Royalty
payments must be paid within 60 days following each date on
which you prepare (or are legally required to prepare) your
periodic tax returns. Royalty payments should be clearly marked
as such and sent to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation at the address specified in Section 4, “Information
about donations to the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation.”

• You provide a full refund of any money paid by a user who


notifies you in writing (or by e-mail) within 30 days of receipt that
s/he does not agree to the terms of the full Project Gutenberg™
License. You must require such a user to return or destroy all
copies of the works possessed in a physical medium and
discontinue all use of and all access to other copies of Project
Gutenberg™ works.

• You provide, in accordance with paragraph 1.F.3, a full refund of


any money paid for a work or a replacement copy, if a defect in
the electronic work is discovered and reported to you within 90
days of receipt of the work.

• You comply with all other terms of this agreement for free
distribution of Project Gutenberg™ works.

1.E.9. If you wish to charge a fee or distribute a Project


Gutenberg™ electronic work or group of works on different
terms than are set forth in this agreement, you must obtain
permission in writing from the Project Gutenberg Literary
Archive Foundation, the manager of the Project Gutenberg™
trademark. Contact the Foundation as set forth in Section 3
below.

1.F.

1.F.1. Project Gutenberg volunteers and employees expend


considerable effort to identify, do copyright research on,
transcribe and proofread works not protected by U.S. copyright
law in creating the Project Gutenberg™ collection. Despite
these efforts, Project Gutenberg™ electronic works, and the
medium on which they may be stored, may contain “Defects,”
such as, but not limited to, incomplete, inaccurate or corrupt
data, transcription errors, a copyright or other intellectual
property infringement, a defective or damaged disk or other
medium, a computer virus, or computer codes that damage or
cannot be read by your equipment.

1.F.2. LIMITED WARRANTY, DISCLAIMER OF DAMAGES -


Except for the “Right of Replacement or Refund” described in
paragraph 1.F.3, the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation, the owner of the Project Gutenberg™ trademark,
and any other party distributing a Project Gutenberg™ electronic
work under this agreement, disclaim all liability to you for
damages, costs and expenses, including legal fees. YOU
AGREE THAT YOU HAVE NO REMEDIES FOR NEGLIGENCE,
STRICT LIABILITY, BREACH OF WARRANTY OR BREACH
OF CONTRACT EXCEPT THOSE PROVIDED IN PARAGRAPH
1.F.3. YOU AGREE THAT THE FOUNDATION, THE
TRADEMARK OWNER, AND ANY DISTRIBUTOR UNDER
THIS AGREEMENT WILL NOT BE LIABLE TO YOU FOR
ACTUAL, DIRECT, INDIRECT, CONSEQUENTIAL, PUNITIVE
OR INCIDENTAL DAMAGES EVEN IF YOU GIVE NOTICE OF
THE POSSIBILITY OF SUCH DAMAGE.

1.F.3. LIMITED RIGHT OF REPLACEMENT OR REFUND - If


you discover a defect in this electronic work within 90 days of
receiving it, you can receive a refund of the money (if any) you
paid for it by sending a written explanation to the person you
received the work from. If you received the work on a physical
medium, you must return the medium with your written
explanation. The person or entity that provided you with the
defective work may elect to provide a replacement copy in lieu
of a refund. If you received the work electronically, the person or
entity providing it to you may choose to give you a second
opportunity to receive the work electronically in lieu of a refund.
If the second copy is also defective, you may demand a refund
in writing without further opportunities to fix the problem.

1.F.4. Except for the limited right of replacement or refund set


forth in paragraph 1.F.3, this work is provided to you ‘AS-IS’,
WITH NO OTHER WARRANTIES OF ANY KIND, EXPRESS
OR IMPLIED, INCLUDING BUT NOT LIMITED TO
WARRANTIES OF MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR
ANY PURPOSE.

1.F.5. Some states do not allow disclaimers of certain implied


warranties or the exclusion or limitation of certain types of
damages. If any disclaimer or limitation set forth in this
agreement violates the law of the state applicable to this
agreement, the agreement shall be interpreted to make the
maximum disclaimer or limitation permitted by the applicable
state law. The invalidity or unenforceability of any provision of
this agreement shall not void the remaining provisions.

1.F.6. INDEMNITY - You agree to indemnify and hold the


Foundation, the trademark owner, any agent or employee of the
Foundation, anyone providing copies of Project Gutenberg™
electronic works in accordance with this agreement, and any
volunteers associated with the production, promotion and
distribution of Project Gutenberg™ electronic works, harmless
from all liability, costs and expenses, including legal fees, that
arise directly or indirectly from any of the following which you do
or cause to occur: (a) distribution of this or any Project
Gutenberg™ work, (b) alteration, modification, or additions or
deletions to any Project Gutenberg™ work, and (c) any Defect
you cause.

Section 2. Information about the Mission of


Project Gutenberg™
Project Gutenberg™ is synonymous with the free distribution of
electronic works in formats readable by the widest variety of
computers including obsolete, old, middle-aged and new
computers. It exists because of the efforts of hundreds of
volunteers and donations from people in all walks of life.

Volunteers and financial support to provide volunteers with the


assistance they need are critical to reaching Project
Gutenberg™’s goals and ensuring that the Project Gutenberg™
collection will remain freely available for generations to come. In
2001, the Project Gutenberg Literary Archive Foundation was
created to provide a secure and permanent future for Project
Gutenberg™ and future generations. To learn more about the
Project Gutenberg Literary Archive Foundation and how your
efforts and donations can help, see Sections 3 and 4 and the
Foundation information page at www.gutenberg.org.

Section 3. Information about the Project


Gutenberg Literary Archive Foundation
The Project Gutenberg Literary Archive Foundation is a non-
profit 501(c)(3) educational corporation organized under the
laws of the state of Mississippi and granted tax exempt status by
the Internal Revenue Service. The Foundation’s EIN or federal
tax identification number is 64-6221541. Contributions to the
Project Gutenberg Literary Archive Foundation are tax
deductible to the full extent permitted by U.S. federal laws and
your state’s laws.

The Foundation’s business office is located at 809 North 1500


West, Salt Lake City, UT 84116, (801) 596-1887. Email contact
links and up to date contact information can be found at the
Foundation’s website and official page at
www.gutenberg.org/contact

Section 4. Information about Donations to


the Project Gutenberg Literary Archive
Foundation
Project Gutenberg™ depends upon and cannot survive without
widespread public support and donations to carry out its mission
of increasing the number of public domain and licensed works
that can be freely distributed in machine-readable form
accessible by the widest array of equipment including outdated
equipment. Many small donations ($1 to $5,000) are particularly
important to maintaining tax exempt status with the IRS.

The Foundation is committed to complying with the laws


regulating charities and charitable donations in all 50 states of
the United States. Compliance requirements are not uniform
and it takes a considerable effort, much paperwork and many
fees to meet and keep up with these requirements. We do not
solicit donations in locations where we have not received written
confirmation of compliance. To SEND DONATIONS or
determine the status of compliance for any particular state visit
www.gutenberg.org/donate.

While we cannot and do not solicit contributions from states


where we have not met the solicitation requirements, we know
of no prohibition against accepting unsolicited donations from
donors in such states who approach us with offers to donate.

International donations are gratefully accepted, but we cannot


make any statements concerning tax treatment of donations
received from outside the United States. U.S. laws alone swamp
our small staff.

Please check the Project Gutenberg web pages for current


donation methods and addresses. Donations are accepted in a
number of other ways including checks, online payments and
credit card donations. To donate, please visit:
www.gutenberg.org/donate.

Section 5. General Information About Project


Gutenberg™ electronic works
Professor Michael S. Hart was the originator of the Project
Gutenberg™ concept of a library of electronic works that could
be freely shared with anyone. For forty years, he produced and
distributed Project Gutenberg™ eBooks with only a loose
network of volunteer support.

Project Gutenberg™ eBooks are often created from several


printed editions, all of which are confirmed as not protected by
copyright in the U.S. unless a copyright notice is included. Thus,
we do not necessarily keep eBooks in compliance with any
particular paper edition.

Most people start at our website which has the main PG search
facility: www.gutenberg.org.

This website includes information about Project Gutenberg™,


including how to make donations to the Project Gutenberg
Literary Archive Foundation, how to help produce our new
eBooks, and how to subscribe to our email newsletter to hear
about new eBooks.

You might also like