Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 2

SOSYAL MEDYA : ELEŞTİREL BİR GİRİŞ/ CHRISTIAN FUCHS

Sosyal Medya: Christian Fuchs'un eleştirel bir girişi, muhtemelen bugüne kadar sosyal
medya üzerine yazılmış en kapsamlı kibaplardan biri olma özelliğini taşıyor. Kitap, sosyal
medya kavramına ve ayrıca eleştirel teoriye ayrıntılı bir giriş sunuyor. Fuch, sosyal
medyadaki olumlu ve olumsuz söylemleri derinlemesine araştırıyor ve Google, Facebook,
Twitter, Wikileaks ve Wikipedia'da vaka çalışmaları sunuyor. Fuch'un sözleriyle “Dünya
çapında eşitsizlik, küresel ekolojik kriz, savaş ve terör, yüksek işsizlik, güvencesiz yaşam ve
çalışma koşulları, artan yoksulluk seviyeleri vb.'nin şekillendirdiği çalkantılı zamanlarda
yaşıyoruz. Bu durumda herkes sosyal medyadan yararlanabilir mi? Yoksa sadece bazılarının
diğerlerinin pahasına fayda sağlaması muhtemel mi?”

Kitap kökleri Marksist ekonomi politiğe dayanan belirli sosyal medya platformlarının
titiz bir eleştirisiyle şekillenmektedir. "Sosyal medya" terimi başlıkta baskın bir yer kaplasa
da, daha çok eleştirel teorinin daha incelikli ve tarihsel köklü endişeleri konusunda bir
dayanak sağlamak için sosyal medyayı kullanıyor. Fuchs eleştirel teoriyi neyin oluşturduğu
etrafında bir iddia öne sürerek başlar ve onu daha genelleştirilmiş, eleştirel düşünmeye doğru
genişletir. İlk bölüm, diyalektik muhakeme ve ideolojik eleştiri gibi daha metodolojik
kaygıların yanı sıra, Marx'ın, eleştirel politik ekonominin ve Frankfurt Okulu'nun özlü ama
kapsamlı bir kavramsal açıklamasını ortaya koyuyor. Eleştirel bir projenin terimlerine ilişkin
bu kapsamlı ve kesin genel bakış, yalnızca sonraki bölümlerde uygulanan yaklaşımları
bağlamsallaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kitabın en güçlü özelliğini oluşturmaktadır.

Fuchs'a göre sosyal medya eleştirisi, bireylerin bu platformlarda metalaştırılmasıyla


başlayıp bitmiyor. Bu sömürüye yataklık eden ideolojik rejimleri derinlemesine inceliyor ve
uzun süredir sermayenin genişlemesiyle ilişkilendirilen tarihsel olarak köklü kavram ve
uygulamaların belirli platformların işleyişinde nasıl tezahür ettiğine bakıyor. Fuchs'un
yorumunu doğrulamak için kullandığı düşünürlerin ve metinlerin titiz bir şekilde alıntılanması
ve bağlamsallaştırılmasının yanı sıra, eleştirel teorinin ilkelerine sürekli atıfta bulunması,
medyayı bir kavram olarak ele almakla kalmaz, aynı zamanda çağdaş sosyal medya
uygulamalarının diğerleri arasında Dallas Smythe ve Herbert Marcuse tarafından tanımlanan
ilişkileri nasıl somutlaştırdığını da açıklar. Teorik bağlama yönelik bu dikkat, sosyal medyayı
bireyci liberalizm ile demokratik kolektivizm arasında süregelen çatışmanın bir ifadesi olarak
resmediyor.

Kitabın 4. bölümü "Sosyal Medya ve İletişim Gücü" ; Fuchs bu bölümü de güç


kavramına odaklanarak ve Manuel Castells’in görüşlerine eleştirel bir bakış açısı sunarak
kurguluyor ve 8. bölümü "Twitter ve Demokrasi: Yeni Bir Kamusal Alan" özellikle sosyal
medyaya ve uluslararası kalkınmaya ışık tutmaktadır. Arap Baharı döneminde popüler olan
“devrim televizyonlarda yer alınmayacak tweetlenecek” söyleminin ardından Twitter yeni bir
kamusal alan olarak çerçeveleniyor. Her ne kadar Habermas’ ın kamusal alan kavramıyla
Twitterı aynı potaya oturtmaya çalışsa da bu iki öğenin birbiriyle uyumsuz olduğunu ve
twitterı kapitalist niteliklerinden dolayı farklı bir konumda yer aldığını ifade ediyor. Daha çok
seçkinlerin tweetlerinin ön plana çıktığı ve görünürlüğün asimetrik olduğu bir mecrada her
mesajın her kitleye ulaşmadığını vurguluyor. Bunun yanı sıra Fuchs anonimliğin arkasına
sığındığı için Twitterın nefret söylemi üretmenin de bir taşıyıcısı olarak görüyor.

You might also like