Professional Documents
Culture Documents
Psikoloji Prof. Dr. Ali ERYILMAZ
Psikoloji Prof. Dr. Ali ERYILMAZ
• Bozuklukların Tanımlanması
İÇİNDEKİLER
sınıflayabilecek,
• Davranışsal bozuklukların
nedenlerini anlayabilecek,
• Önemli davranışsal
bozukluklarının belirtilerini
açıklayabilecek,
• Davranışsal bozukluklara ilişkin
kuramları değerlendirebilecek,
• Davranışsal bozukluklara karşı
klinisyenlerin tedavi
yaklaşımlarını
tanımlayabileceksiniz.
ÜNİTE
14
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Anormal Psikoloji
Psiko-dinamik Yaklaşım
Medikal Yaklaşım
KURAMSAL BAKIŞ
Bilişsel-Davranışçı Yaklaşım
AÇILARI
İnsancıl Yaklaşım
Eklektik Yaklaşım
Görüşme
TANILAMADA Gözlem
KULLANILAN
YÖNTEMLER Nörolojik Teknikler
Psikolojik Testler
Fobik Bozukluk
ANKSİYETE
Panik Bozukluk
BOZUKLUKLARI
OKB
TSSB
Manik Bozukluk
DUYGULANIM
BOZUKLUKLARI
Depresyon
Somatizasyon
SOMATFORM
BOZUKLUKLARRM
Konversiyon
KİŞİLİK
BOZUKLUKLARI
PSİKOTİK
BOZUKLUKLAR
GİRİŞ
Etrafımıza baktığımızda, bazı insanların normal insanlardan farklı tepkiler
verdikleri görülür. Örneğin bazı bireyler; kendilerini çökmüş hissederler,
mutsuzdurlar, geleceğe ilişkin umutsuzluk duygularına sahiptirler. Ayrıca bu kişiler,
Anormal psikoloji,
ruhsal bozukluklar ya da ya çok yemek yerler ya da çok uyurlar. İnsan ilişkilerinde ise, çok az yer alırlar. Bazı
davranış bozuklukları bireyler ise, sürekli ya kapıyı kilitleyip kilitlemediklerini ya ocağı kapatıp
olarak da ifade kapatmadıklarını kontrol etmeye çalışırlar. Öte yandan bu bireyler, sürekli ellerini
edilmektedir. yıkamaktan kendilerini alı koyamazlar. Günde beş altı kez evi temizlemek isterler.
Bazı bireyler, dürtüsel davranma eğilimindedirler. Kendi bedenlerini, jiletle
çizebilirler. Çok kolay bir şekilde yalan söyleyip hırsızlık yapabilirler. Öfkelerine
yenik düşüp saldırganca tepkilerde bulunabilirler ve hatta suça yönelebilirler. Bazı
bireyler ise, herhangi fiziksel bir bulgu olmamasına rağmen sürekli midelerinin ya
da başlarının ağrıdığını belirtip hastaneden çıkmayabilirler. Bazı bireylerin ise
gerçeklikle bağlarının koptuğu görülür. Bu bireyler, kendi kendilerine sürekli
konuşurlar. Konuşma içerikleri incelendiğinde bir bütünlüğün olmadığı görülür.
Ayrıca, halüsinasyon ve sanrı görebilirler. İşte bu tür insanların ortalama
insanlardan farklılaştıkları görülür ki çoğu zaman bu bireylere “anormal” denilir.
Psikolojide, bu şekilde farklı tepkiler veren bireyleri inceleyen alana anormal
psikoloji denilmektedir.
Anormal psikoloji, ruhsal bozukluklar ya da davranış bozuklukları olarak da
ifade edilmektedir. Davranış bozuklukları/ruhsal bozukluklar, psikolojide önemli bir
yer tutar. Davranış bozuklukları; normal insanların davranışlarından farklı olan ve
görece süreklilik gösteren davranışlar olarak değerlendirilmektedir. Davranış
bozuklukları konusuyla anormal psikoloji ilgilenir. Anormal psikoloji:
BOZUKLUKLARIN TANIMLANMASI
Ruhsal bozukluklar, anormal psikoloji içerisinde değerlendirilir. Eğer insanlar;
duygularında, düşüncelerinde ve davranışlarında normalden sapan örüntüler
sergiliyorlarsa bu durumda ruhsal bozukluk belirtisi sergiledikleri sonucuna
Medikal Yaklaşım
Psikolojik sorunların nedenlerini açıklayan bir diğer yaklaşım medikal
yaklaşımdır. Bu yaklaşım bozuklukları hücre ya da organ düzeyinde meydana gelen
işlev bozukluklarına dayalı olarak inceler. Medikal yaklaşım, psikolojik
bozukluklarda durumsal faktörlerin etkisini incelemez. Bireyler nasıl fiziksel
hastalıklara yakalanıyorlarsa benzer şekilde psikolojik hastalıklara da
yakalanmaktadırlar. Tıpkı fiziksel hastalıklarda olduğu gibi psikolojik hastalıklarda
da organ ve hücre düzeyinde incelemeler yapılmalıdır.
Bilişsel-Davranışçı Yaklaşım
Ruhsal bozuklukların nedenlerini ve tedavi sürecini açıklayan iki önemli
yaklaşım bulunmaktadır. Bu yaklaşımlardan ilki, davranışçı yaklaşımdır. Davranışsal
yaklaşım pek çok insanın normal davranışları nasıl öğrendiler ise benzer şekilde
ruhsal bozuklukları da pekiştirme ya da cezalandırma aracılığı ile öğrenmiş
olduklarını savunur. Bir diğer yaklaşım bilişsel yaklaşımdır. Bilişsel yaklaşım,
davranış bozukluklarında ya da ruhsal bozukluklarda bireylerin sahip oldukları
işlevsel olmayan düşüncelerinin etkili olduğunu savunur. İnsanların sahip oldukları
birtakım düşünceleri, onların yaşama uyum sağlamalarına yardımcı olurken;
bazıları da uyum sağlamlarına engel olmaktadır. Sağlıklı bir yapıya ulaşmak için
gerek işlevsel olmayan davranışların gerekse düşüncelerin işlevsel olanlarla
değiştirilmesi gerekmektedir.
Görüşme Yöntemleri
Görüşme, pek çok alanda kullanılmaktadır. Ruhsal bozuklukların tanısı ve
tedavisi de bu alanlardan biridir. Görüşme, iki ya da daha fazla insanın bir araya
gelerek karşılıklı etkileşimlerde bulundukları bir yöntemdir. Bu yöntem
yapılandırılmış ve yapılandırılmamış olmak üzere iki önemli bağlamda
değerlendirilir. Yapılandırılmamış görüşmelerde; bireylerle yapılan etkileşimlerde
bireylerin sorunları belli bir yapı etrafında değil de oldukça genel olarak ve çok
boyutlu bir şekilde incelenir. Yapılandırılmamış görüşmelerde; görüşme yapan
insanların geçmişteki deneyimleri, kişi hakkında sahip olduğu görüşleri ve bireyin
yaşadığı ruhsal sorunun niteliği gibi özellikler görüşme yapan kişiye önemli kaynak
aracı olmaktadır. Öte yandan yapılandırılmış görüşmelerde ise, belli bir
sistematiklik etrafında bireylere sorular sorulmaktadır. Böylece bireylerin ifadeleri
kodlanarak bu kodlara uygun gelecek bir şekilde tanılama yapılmaktadır.
Gözlem
Gözlem de bir diğer yöntemdir. Gözlem yapan kişiye gözlemci; davranışları
takip edilen kişiye ise gözlenen denir. Gözlem sürecinde bireylerin ruhsal bozukluk
belirtilerini ne düzeyde sergiledikleri gözlenmektedir. Örneğin intihar düşünceleri
olan bireylerde çaresizlik duygularının ve düşüncelerinin olup olmadığını takip
etmek gözlem yapmaktır.
Psikolojik Testler
Psikolojik testler, standart uyarıcılar takımından oluşmaktadır. Örneğin
depresyon belirtileri sergileyip sergilemediğiniz “Beck Depresyon Envanteri” ile
ölçülmektedir. Bireylerin, pek çok envanter ya da psikolojik test aracılığı ile ruhsal
Ruhsal bozuklukların bozukluk durumları incelenir.
tanılamasında, gözlem
ve görüşme gibi
BOZUKLUKLARIN SINIFLANDIRILMASI VE TEDAVİSİ
yöntemlerden Bir davranışın ruhsal bozukluk belirtisi olup olmadığını belirlemek önemlidir.
yararlanılır.
Örneğin caddede bağırarak koşan ve insanlara dokunup sataşan bir bireyi görünce
çeşitli açılardan tahminlerde bulunuruz. Bu tahminlerden biri, bu adamın çok
sevinçli bir haber almış olmasıdır. Bir diğeri ise, ruhsal bütünlüğünü yitirmiş
olmasıdır. Her iki koşuldan birine karar vermek için bireyin davranışı incelenmelidir.
Öncelikle bireyin davranışı içinde yaşadığı kültürden ve kültürel normlardan sapma
olarak değerlendirilebilir. İkinci olarak ise, bireyin göstermiş olduğu davranışın
uyum sağlayıcı bir yönü ya vardır ya da yoktur. Üçüncüsü ise, bireyin gerçekleştirmiş
olduğu davranışı, onda baskı oluşturarak bireyi strese sokabilir ya da sokmayabilir.
Özetle stres yaşama, uyumsuzluk ve normlardan sapma davranışların ruhsal
bozukluk olup olmadıklarını belirlemede önemli ölçütlerdendir [3].
Ruhsal bozuklukların, tedavi edilmesinden önce onların tanılarının konması
gerekir. Gerek tanı koymak gerekse tedavi etmek için ise sınıflamaya ihtiyaç vardır.
Bilim tarihinde ruhsal hastalıkların sınıflandırmasını ilk defa, Emil Kraepelin
gerçekleştirmiştir.
Tarihsel süreçte önemli sınıflamalardan birini de Amerikan Psikiyatri
Derneği gerçekleştirmiştir. Amerikan Psikiyatri Derneği “Ruhsal Bozukluklarının
Tanı ve İstatistiki Sınıflandırması” “DSM” şeklinde kitaplar yayınlamaktadır. İkinci
olarak ise, Dünya Sağlık Örgütü’nün “Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırmasını”
görmek mümkündür. Ruhsal Bozukluklarının Tanı ve İstatistiki Sınıflandırmasına
göre ruhsal bozukluklar, eksen başlığı altında beş boyutta incelenmektedir.
Aşağıda yer alan Tablo 14.1’de eksenler ve içerikleri yer almaktadır [3, 4].
Panik Bozukluk
Tanımı: Bazı insanların panik bozukluk sergiledikleri görülmektedir. Bu
insanların en önemli özelliği, korkmaktan da korkmalarıdır. Özellikle panik bozukluk
durumunda bireyler, organizmik bütünlüklerinin bozulacağından endişe duyarlar.
Fiziksel belirtileri, aşırı bir şekilde abartma durumudur. Bu bireyler, adeta dehşet ve
Kaygılı bireyler, korku durumuyla karşı karşıyalarmış gibi düşünerek kaygılarını artırırlar ve kaygı
kaygılarıyla ilişkili duygusuna panik eşlik eder.
uyaranlara karşı aşırı Belirtileri: Panik atağın pek çok belirtisi vardır. Bu belirtileri şu şekilde
duyarlıdırlar. sıralamak mümkündür: Bireyin başının dönmesi, aşırı bir şekilde terlemesi ve
titremesi, ekstirimitelerde (eller ve ayaklar) uyuşma yaşaması ve öleceğini
düşünmesi gibi. Panik atağın süreğen olması, bireylerin yaşamlarını
sonlandırmalarına da neden olmaktadır. Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde
panik atak yaşamak, yetişkinlikte de hem kaygı hem de diğer bozuklukları yaşama
olasılığını artırmaktadır.
Nedenleri: Panik bozukluğunun, pek çok nedeni bulunmaktadır. Bu
nedenlerin başında biyolojik faktörler gelmektedirler. Genetik açıdan ailesinde
panik bozukluk olan bireylerin, bu bozukluğa yakalanma oranları 1/3’tür. Panik
atağın bir diğer nedeni, bireylerin bedenlerinde meydana gelen durumları bir
felaket olarak yorumlamalarıdır. Her panik atakta, bu felaketleştirme durumunda
da bir artış görülmektedir. Bireyler, kendi bedenlerini aşırı bir şekilde kontrol
etmeye çalıştıkları için de panikleri artmaktadır. Ayrıca bireyler, panik durumunda
Fobik Bozukluk
Tanımı ve Belirtileri: Bazı insanlar, belli bir obje ya da durum karşısında korku
duygusu sergilerler. Bu durumda bu bireylerin korkularının sabit bir nedeni ya da
kaynağı bulunmaktadır. İşte bu bireylerin yaşadıkları bozukluklara fobi
denilmektedir. Fobilerde, gerçekte karşılaşılan uyaranın bireyin yaşamını tehdit
etme düzeyinin çok düşük olmasına rağmen bireylerin aşırı korkma tepkileri
verdikleri görülür. Bir başka deyişle fobide, bireyler gerçek tehlikenin üzerinde
tepkiler ortaya koyarlar.
Tedavisi: Fobik bozuklukta, farmakolojik tedavi ile psikoterapi gibi tedavi
seçenekleri bulunmaktadır. Farmakolojik tedavide, bireylere kaygı giderici ilaçlar
verilmektedir. Psikoterapilerde ise, bireylerin korkmalarına neden olan işlevsel
olmayan duyguları, düşünceleri ve davranışları işlevsel olanlarla değiştirilmektedir.
Özellikle nefes alıp vermenin düzenlenmesi, gevşemenin öğretilmesi, sistematik
duyarsızlaştırma yönteminin kullanılması ve modelin taklit edilmesi fobik
bozukluğun tedavisinde önemlidir.
Somatizasyon Bozukluğu
Tanımı: Somatizasyon bozukluğu, cinsiyet açısından bakıldığında daha çok
kadınlarda görülen bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlıkta biyolojik temelli olmayan
yakınmalar söz konusudur. Bu bozukluk belirtilerinin uzun yıllar sürdüğü
belirtilmektedir.
Belirtileri: Somatizasyon bozukluğunun pek çok alanda belirtisi vardır. Bu
belirtilerin görüldüğü alanları; cinsel, sindirim sistemi, nörolojik, dolaşım sistemi
şeklinde sıralamak mümkündür. Hipokondriyasiz yani hastalık hastalığı da
somatoform bozukluklardandır.
Nedenleri: Somatizasyon bozukluğunun nedenleri arasında eğitim önemlidir.
Düşük düzeyde bir eğitim geçmişine sahip bireylerde bu bozukluğun görülme
ihtimali daha yüksektir. Ayrıca biyolojik yatkınlık da önemlidir. Özetle,
somatizasyon bozukluğunda gerek çevresel gerekse genetik faktörler etkili
olmaktadır.
Tedavisi: Somatizasyon bozukluğunda farmakolojik tedavi ile psikoterapi gibi
tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Psikoterapilerde ise, bireylerin somatizasyon
belirtiler sergilemelerine neden olan işlevsel olmayan duyguları, düşünceleri ve
davranışları işlevsel olanlarla değiştirilmektedir.
Konversiyon Bozukluğu
Tanımı ve Belirtileri: Konversiyon bozukluğu da bireylerde gerçekte organ
düzeyinde rahatsızlığın olmamasına rağmen bireylerin bayılma, kas ağrısı ve göz
kapaklarında his kaybı gibi şikâyetlerde bulunmalarıyla karakterize edilen bir
bozukluktur. Bu rahatsızlıkta, fiziksel muayenede hiçbir fiziksel bulguya
rastlanmamaktadır. Örneğin bireyler, körlük, felç, sağırlık ve his kaybı gibi
şikâyetlerde bulunabilirler ancak fiziksel hiçbir bulguya ulaşılmaz. DSM IV’e göre bu
bozukluğun tanılanması için [4]:
• Konversiyon belirtileri, bireyde çatışma oluşturan çevresel
uyaranların varlığında ortaya çıkar.
• Birey bu belirtileri; hoşa gitmeyen bir faaliyeti yapmak zorunda
kaldığında ya istediği sosyal desteği alamadığında ya da çevredeki
bireylerin sempatisini kazanmak istediğinde gösterir.
Nedenleri: Psikoanalitik kuram, çözüme ulaşılmamış çatışmaların
konversiyona neden olduğunu savunur. Davranışçı kuram ise, öğrenme sürecine
dikkat çeker. Diğer bozukluklar gibi konversiyon bozukluğu da öğrenilmiştir.
Tedavisi: Konversiyon bozukluğunda, hastaların örseleyici yaşantıları
incelenir. Bireylere sağlıklı başa çıkma yöntemleri öğretilir. Sönme tekniği kullanılır.
Farmakolojik tedavi ile psikoterapi gibi tedavi seçenekleri bulunmaktadır.
Psikoterapilerde ise, bireylerin konversiyon belirtiler sergilemelerine neden olan
Disosiyatif Bozukluklar
Kişilik, önemli bir Tanımı ve Belirtileri: Normal insanları, anormal insanlardan ayırt eden en
kavramdır. Çünkü onu önemli özellik normal bireylerin psikolojik bütünlüklerini korumalarıdır. İşte
her yere taşırız. bireylerin görece psikolojik bütünlüklerini kaybettikleri bozukluğa disosiyatif
bozukluk denir. Bu bozuklukta bireyler, kimlik kaybı ya da kargaşası yaşarlar. Bir
başka deyişle kim olduklarına dair şüpheleri vardır. Bireyin geçmişimi unutup;
gelecekte yeni ben oluşturmasına psikojenik amnezi denir. Disosiyatif bozuklukların
bir diğer şekli bireyin bir ya da birden fazla kimliğe büründüğü disosiyatif kimlik
bozukluğudur. Kişi, farklı kimliklerin etkisinde farklı zamanlarda kalabilir [4].
Nedenleri: Psikoanalitik kuram, disosiyatif bozuklukları güçlü cinsel arzularla
ele alır. Bireyin güçlü cinsel arzularını bilinçli bir şekilde kontrol altında tutmakta
zorlanması durumunda disosiyatif bozukluk gerçekleşmektedir. Bireyler,
bedenlerinin bir bölümünde dağılma yaşayarak bilinç dışı bir rahatlama yolunu
oluştururlar. Bireyler böylece, bedenlerinin bir bölümünde dağılma yaşamaktadır.
Yoğun suçluluk durumlarında da bireyler bu duyguların etkisinden kurtulmak için
disosiyatif belirtiler sergilemektedirler [1].
Tedavisi: Disosiyatif bozuklukta, hastaların örseleyici yaşantıları incelenir.
Çünkü bu bozuklukta geçmişteki travmalar ve acılar kabul edilmemektedir.
Farmakolojik tedavi ile psikoterapi gibi tedavi seçenekleri bulunmaktadır.
Psikoterapilerde ise, bireylerin disosiyatif belirtiler sergilemelerine neden olan
işlevsel olmayan duyguları, düşünceleri ve davranışları işlevsel olanlarla
değiştirilmektedir [2].
Kişilik Bozuklukları
Kişilik, bireyleri başka bireylerden ayırt eden özellikler bütünü olarak
tanımlanmaktadır. Bireylerin sürekli sergiledikleri bu yapıları da bozukluğa
uğrayabilmektedir. Bir başka deyişle bireyler; toplumsal, mesleki açıdan birtakım
engelleyici tepkiler verirler ki bu tepkilerin nedeni onların kişiliklerinde meydana
gelen bozulmalardan kaynaklanır. Pek çok kişilik bozukluğu vardır [4, 10].
Kişilik bozuklukları; paranoid, narsist depresif, şizoid, şizotipal, historionik,
sınır kişilik gibi çeşitli başlıklar altında incelenmektedir. Bu kitapta bu bozuklukların
hepsini detaylı bir şekilde incelemek mümkün değildir. Bu nedenle bu bölümde
önemli kişilik bozukluklarının isimlerine ve belirgin özelliklerine değinilmiştir.
Tedavisi: Tedavi edilmesi uzun süre almasına karşın, tedavi seçeneklerinin
olduğu bozukluklardır. Farmakolojik tedavi ile psikoterapi gibi tedavi seçenekleri
bulunmaktadır. Psikoterapilerde ise, bireylerin kişilik bozukluğu sergilemelerine
neden olan işlevsel olmayan duyguları, düşünceleri ve davranışları işlevsel olanlarla
değiştirilmektedir.
Şizofreni Bozuklukları
Tanımı: Şizofreni, psikotik bozukluklardandır. Bu bozuklukta bireylerin
duygularında, düşüncelerinde ve davranışlarında işlev kaybı çok yoğundur. Birey
gerçeklik algısını yitirmektedir. Bu bozukluğun beş alt tipi vardır. Bunlar tablo
14.3’de gösterilmiştir.
Duygulanım Bozuklukları
Tanımı: Duygulanım bozuklukları; bireylerin duygu durumlarının daha çok
olumsuz bir boyutta olması ile karakterize edilen bozukluktur. Bu bozukluğun
kapsamına depresyon, bipolar ve manik bozukluk girmektedir.
Belirtileri: Depresif bozuklukta birey umutsuz, çaresiz ve mutsuzdur. Bireyin
yaşam enerjisi düşüktür. Birey, aşırı bir şekilde hüzünlüdür ve acı çeker görünür.
Depresyon yoğun olduğunda bireyde intihar eğilimleri ve düşünceleri görülür.
Manik bozuklukta ise birey, aşırı enerjiktir, kendine olduğundan fazla güvenir,
konudan konuya atlar ve büyüklenme sanrıları gösterir.
Nedenleri: Duygulanım bozukluğunun pek çok nedeni vardır. Bu bireylerin en
önemli özelliği düşük öz saygıya sahip olmalarıdır. Geçmişte yaşanan travmatik
deneyimler ve bunların çözülmemesi de önemli bir etkendir. Ayrıca, ruhsal açıdan
bozukluğa sahip bir ebeveynin olması ve sosyal destek azlığı da bu sorunların
Depresif bozuklukta ortaya çıkma nedenlerindendir. Bireyler, sorunların çözülemez olduklarını ve acının
birey umutsuz, çaresiz kaçınılmaz olduklarını düşündüklerinde olumsuz duygulanımları artmaktadır.
ve mutsuzdur.
Tedavisi: Farmakolojik tedavi (depresyonda antidepresan ilaçlar ile bipolar
bozuklukta ve basit mani bozukluğunda ise, lityum karbonat kullanılmaktadır) ile
psikoterapi gibi tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Psikoterapilerde ise, bireylerin
duygulanım bozukluğu sergilemelerine neden olan işlevsel olmayan duyguları,
düşünceleri ve davranışları işlevsel olanlarla değiştirilmektedir [1, 2, 3, 4].
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Ruhsal bozuklukların öğrenildiğini savunan kuramsal yaklaşım aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Psikodinamik yaklaşım
b) Bilişsel-davranışçı yaklaşım
c) Medikal yaklaşım
d) Hümanistik yaklaşım
e) Tıbbi yaklaşım
10. Kişi için rahatsızlık oluşturan herhangi bir durum veya tehlike algısına karşı
kişinin çeşitli tepkiler ortaya koyması ve harekete geçememesi durumuna ne
ad verilir?
a) Öfke
b) Utangaçlık
c) Çekingenlik
d) Mutsuzluk
e) Kaygı
Cevap Anahtarı
1.b, 2.b, 3.c, 4.e, 5.b 6.c, 7.a, 8.b, 9.a, 10.e
KAYNAKLAR
[1] Özturk, O. (1994). Ruh sağlığı ve bozuklukları. Ankara: HYB.
[2] Alper, Y., Bayraktar, E., & Karaçam, Ö. (1997). Herkes için psikiyatri.
İstanbul: Era Yayıncılık
[3] Davison, G. C., Neale, J. M., & Dağ, İ. (2004). Anormal
psikolojisi:(Abnormal psychology). Türk Psikologlar Derneği yayınları.
[4] American Psychiatric Assoc. (1994). Diagnostic and Statistical
Manual of Mental Disorders. Washington DC: American Psychiatry
Association
[5] Borkovec, T. D. (19.94). Thenature, functions, andorigins of worry.(In G.
C. L. Davey & F. Tallis (Eds.). Worry: Perspectives on theory, assessment,
and treatment. Sussex, England: Wiley.
[6] Clark, D.M. (1986). A cognitive approach to panic. Behavior Research
and Therapy, 24, 461-470.
[7] Hollander, E. (1997) Obsessive-compulsivedisorder: the hidden
epidemic. Journal of Clinical Psychiatry, 58(12),3-6.
[8] Horowitz, M. J. (1986). Stress response syndromes (2nd ed.).
Northvale, NJ: JasonAronson
[9] Fontana, A.,& Rosenheck, R. (2005). The role of loss of
meaning in thepursuit of Treatment for post traumatic stress disorder.
Journal of Traumatic Stress, 18,
[10] Bliss, E. L. (1986). Multiple personality, allied disorders,
and hypnosis. New York: Oxford.