Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 353

İMMUNOLOJİ

BAĞIŞIKLIK BİLİMİ

Prof. Dr. Ömer Memduh ESENDAL


Yakın Doğu Üniversitesi
Veteriner Fakültesi
Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
MİKROORGANİZMA

DOĞAL DİRENÇ
Tür direnci
DOĞAL SAVUNMA ENGELLERİ
Mide asidi, Normal flora
NON-SPESİFİK (DOĞAL) BAĞIŞIKLIK
Fagositoz, Komplement
SPESİFİK (KAZANILMIŞ) BAĞIŞIKLIK
Antikorlar, Hücresel bağışıklık
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
➢İmmunite (bağışıklık) çok genel kapsamda
hastalıktan, özellikle de infeksiyöz hastalıklardan
korunma

➢Vücudun yabancı etkenlere karşı gösterdiği


tepkilerin tümüne immun yanıt (bağışıklık yanıtı)
denir

➢Bağışıklığın iki temel unsuru;


➢Doğal bağışıklık (Nonspesifik)
➢Kazanılmış (edinsel-Spesifik) bağışıklık
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
➢Vücudun bazı normal yapısal elemanları ve fizyolojik
olayları, daha başlangıçta mikroorganizmaların
mukozal yüzeylerde yerleşmesine, vücuda girmesine
veya vücutta yayılmasına engel olabilir

➢İmmun sisteme dahil olmayan fakat doğal bir engel


fonksiyonu gören bu faktörlere doğal savunma
faktörleri veya doğal savunma mekanizmaları denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
➢Doğal engelleri aşan mikroorganizmalar, vücutta
hazır olarak bulunan, mikroorganizmalar arasında
ayırım yapmadan çalışan ve immun sistemin bir
parçası olan hücreler ve moleküllerle karşılaşırlar

➢Bu mekanizmalarla sağlanan korunmaya doğal


bağışıklık denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
➢Doğal bağışıklık vücuda giren yabancı etkenin tipine
spesifik olmadığı için buna non-spesifik bağışıklık da
denir

➢Tüm bu olaylarda görev alan faktörlere non-spesifik


bağışıklık elemanları veya doğal bağışıklık elemanları
denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
➢Vücudun diğer savunma sistemi, yabancı etken
vücuda girdikten sonra uyarılır, bu etkenlerin
moleküllerini özel olarak tanır ve bu etkenlerle her
karşılaşmasında güçlenir

➢Buna da kazanılmış bağışıklık (edinsel bağışıklık)


veya spesifik bağışıklık denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
➢Spesifik bağışıklığı uyaran yabancı moleküllere
antijen adı verilir

➢İmmunolojinin esas uğraş alanı bu spesifik


bağışıklıktır

➢İmmun yanıtta görev alan hücresel ve moleküler


vücut elemanlarının oluşturduğu kompleks sisteme de
immun sistem denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Doğal direnç
➢Genetik faktörler
➢Bazı hayvan türlerinde bazı infeksiyöz hastalıklar hiç
görülmez
➢Bazı türlerin hatta cinslerin belirli infeksiyöz
hastalıklara yakalanmamasına doğal direnç denir
➢Doğal direncin bağışıklık ile bir ilişkisi yoktur, yani
sonradan kazanılan bir direnç değildir
➢Doğal direnç kesindir
➢Doğal dirence absolut direnç (kesin direnç) de denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Doğal direnç
➢Cins düzeyinde tek tırnaklılar, tür düzeyinde atlar
sığır vebası hastalığına hiç yakalanmazlar
➢Sığır vebası (rinderpest, malkıran ya da çor) virusu
Paramyxoviridae familyasına ait Morbillivirus tek
tırnaklı hayvanların hücrelerine tutunamaz ve
dolayısıyla hücrelere giremez
➢Tavuklar doğal koşullarda Anthrax (Şarbon)
hastalığına yakalanmazlar
➢Bacillus anthracis’in optimal üreme ısısı 37 °C’dir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Doğal direnç
➢Bir tür içindeki ırklar ve hatta bireyler arasında da
hastalıklara duyarlılık veya direnç bakımından farklar
bulunmaktadır
➢Irk veya birey direnci kesin değil, görecelidir
➢Bu duruma relatif direnç denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Doğal savunma engelleri
➢Vücudun bazı normal yapısal veya fizyolojik
faktörleri daha başlangıçta mikroorganizmaların
mukozal yüzeylerde yerleşmesine, vücuda girmesine
veya vücutta yayılmasına engel olabilir
➢Bunlar normal normal fonksiyonlarını yürütürken
dolaylı olarak vücudun savunmasına da katkıda
bulunurlar
➢Bu doğal savunma engellerinin çoğu deri ve mukoz
membranlarda bulunur
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Doğal savunma engelleri
➢Deri
➢Mide asidi, safra tuzları, bağırsak enzimleri
➢Bağırsağın peristaltik hareketi
➢Üst solunum yollarının anatomik yapısı
➢Mukoz membranlarda hücre yenilenmesi
➢İdrar boşaltma
➢Yüksek ateş
➢Mukoz membranlardaki mikrobiyal flora
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Non-spesifik bağışıklık elemanları immun sistemin
birer parçasıdır
➢Ancak, antijene özel bir yanıt oluşturmazlar
➢Vücuda giren mikroorganizmaların antijenlerini ayırt
etmeden tümüne karşı aynı etkiyi gösterirler
➢Mikroorganizmalar daha vücuda girmeden önce
hazır olarak bulunurlar ve mikroorganizmalarla
karşılaşmaları özelliklerinde bir değişikliğe neden
olmaz
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Vücut savunmasında rol oynayan en önemli doğal
bağışıklık olaylarından birisi fagositoz’dur
➢Fagositoz olayı;
➢Nötrofil ve eozinofil gibi granülositler,
➢Monosit ve makrofaj gibi mononükleer fagositik hücreler
tarafından gerçekleştirilir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Nötrofil ve eozinofil gibi granülositler
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Monosit ve makrofaj gibi mononükleer fagositik
hücreler
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Bazı hücreler ise salgıladıkları maddeler ile
mikroorganizmalar üzerinde veya mikroorganizmalar
ile infekte hücreler üzerinde non-spesifik olarak
sitotoksik etki gösterirler
➢Bu hücrelerin başında NK (Natural Killer) hücreleri
(Doğal Öldürücü Hücreler) gelir
➢Bazı durumlarda eozinofiller ve makrofajlar da
sitotoksik etki gösterebilirler
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Vücut sıvılarında bulunan bazı moleküller de non-
spesifik antimikrobiyal savunmada önemli rol oynarlar
➢Bunların en önemlisi komplement sistemidir
➢Çok sayıda serum proteininden oluşan komplement
sistemi vücuda giren yabancı hücreler veya
mikroorganizmalar tarafından aktive edildiğinde
bunların üzerinde birikir ve bir seri zincirleme
reaksiyon gerçekleştirir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Bunun sonucunda hedef hücreler parçalanır ve/veya
fagositoza daha duyarlı hale gelirler
➢Komplement dışında vücut sıvılarında bulunan
lizozim gibi bazı enzimler de direkt olarak
antimikrobiyal etki gösterirler
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Non-spesifik bağışıklık elemanları içinde bir diğer
molekül grubu da sitokinlerdir
➢Sitokinler başta immun sistem hücreleri olmak üzere
birçok hücre tipi tarafından üretilebilir
➢Bunların mikroorganizmalar üzerinde direkt bir etkisi
yoktur
➢Ancak, gerek doğal bağışıklık gerekse spesifik bağışıklık
olaylarının düzenlenmesinde çok önemli rolleri vardır
➢İmmun sistem hücrelerinin bütün fonksiyonları
sitokinlerin etkisi (uyaran veya baskılayan) ile gerçekleşir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Non-spesifik bağışıklık
➢Non-spesifik bağışıklık elemanlarının (fagositoz,
sitotoksik etki, komplement sistemi, sitokinler) rolü
sadece yabancı mikroorganizmalara karşı savunma ile
sınırlı değildir
➢Uygun şekilde aktive edildiklerinde tümör
hücrelerine, yabancı doku hücrelerine ve vücudun
diğer anormal hücrelerine karşı da aynı etkiyi
gösterirler
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Kazanılmış bağışıklık (Spesifik bağışıklık)
➢Kazanılmış bağışıklık vücutta hazır olarak
bulunmayan, ancak belirli reaksiyonlardan sonra
ortaya çıkan bir durumdur
➢Spesifik bağışıklığın en önemli unsuru lenfositlerdir
ve lenfositleri özel olarak uyaran maddelere antijen
denir
➢Spesifik immun yanıt belli bir antijeni özel olarak
tanıyan spesifik lenfositlerin uyarılması ve aktive
olması ile ortaya çıkar
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Kazanılmış bağışıklık (Spesifik bağışıklık)
➢Kazanılmış bağışıklık fonksiyon gören immun sistem
elemanlarına ve sonuçlarına göre iki yolla elde edilir;
➢Humoral immun yanıt
➢Hücresel immun yanıt
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Kazanılmış bağışıklık (Spesifik bağışıklık)
Humoral immun yanıt
➢B lenfositlerinin uyarılması ile başlayan ve antikor
üretimi ile sonuçlanan immun yanıt şeklidir
➢Antikorlar vasıtasıyla kazanılan bağışıklığa da
humoral bağışıklık denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Kazanılmış bağışıklık (Spesifik bağışıklık)
Hücresel immun yanıt
➢Bazı T lenfositlerinin uyarılması ile gelişen ve başta
sitotoksik T lenfositleri olmak üzere çeşitli efektör
hücrelerin aktivasyonu ile sonuçlanan immun yanıt
şeklidir
➢Bu efektör hücreler vasıtasıyla kazanılan bağışıklığa
da hücresel bağışıklık denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Kazanılmış bağışıklık (Spesifik bağışıklık)
➢Spesifik bağışıklık sadece yabancı
mikroorganizmalara karşı savunma ile sınırlı kalmaz
➢İmmun sistem uygun şekilde uyarıldığında tümör
hücrelerine, yabancı doku hücrelerine, gıda maddeleri
ve toksinler gibi yabancı proteinlere karşı da immun
yanıt oluşturabilir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Kazanılmış Bağışıklığın Temel Özellikleri:
a)Spesifite: Etkeni tanıyıp ona özel yanıt oluşturma
b)Bellek:Konakçıya bir kez giren bir yabancı molekülün
lenfositler tarafından tanınması ve daha sonraki tekrar
girişinde onu tanıyıp daha hızlı yanıt vermesi (Bellek T ve
B lenfositleri)
c)Self Tolerans: ‘kendinden olanla kendinden olmayanı
ayırt etme’
✓ Çeşitlilik; konakçıda çok sayıda ve farklı yapıda yabancı
moleküle yanıt verebilme özelliği
✓ Otokontrol; konakçıya yabancı molekül tehtidi sona
erdiğinde immun yanıtın da bitmesi
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
➢Spesifik immun yanıt yabancı antijenlerin spesifik
lenfositler tarafından tanınması ile başlar
➢Bu tanıma olayı aynı zamanda lenfositleri aktive
eden uyarımı da verir
➢Aktive olan lenfositler çeşitli efektör mekanizmalar
kullanarak antijeni ortadan kaldırır veya etkisiz hale
getirir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
➢Böylece spesifik immun yanıt üç döneme ayrılabilir

1) Tanıma aşaması

2) Aktivasyon aşaması

3) Efektör aşama (Savaşma ve Anımsama)


İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Tanıma aşaması
➢Olgun lenfosit üzerinde önceden var olan spesifik
antijen reseptörlerine antijenin bağlanması ile oluşur

➢Humoral immun yanıttan sorumlu olan B lenfositleri


yüzeylerinde taşıdıkları immunglobulin yapısındaki antijen
reseptörleri ile yabancı proteinleri, polisakkaridleri veya
lipidleri tanıyarak bunlara bağlanabilir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Tanıma aşaması
➢Hücresel immun yanıttan sorumlu olan T lenfositleri ise
üzerlerindeki antijen reseptörleri ile protein yapısındaki
antijenlerin kısa peptid parçalarını tanırlar

➢Ancak, T lenfositlerinin antijenleri tanıyabilmesi ve yanıt


verebilmesi için peptid parçalarının diğer hücreler
üzerindeki özel moleküller (MHC molekülleri) tarafından
sunulması gerekir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Tanıma aşaması
➢Tanıma aşamasında yabancı proteinleri işleyerek bunları
immun sistem hücrelerine sunan hücreler de görev alır

➢Böyle hücrelere antijen sunan hücreler (antigen


presenting cells – APC) denir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Aktivasyon aşaması
➢Lenfositlerin antijene bağlanmasını takiben başlar
➢Lenfositler antijene yanıt olarak iki önemli değişiklik
gösterirler

➢Proliferasyon (çoğalma)
➢ Diferensiyasyon (farklılaşma)
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Aktivasyon aşaması
➢Antijene bağlanan bir B hücresi antikor üreten
plazma hücresine dönüşür ve salgılanan antikorlar
antijene bağlanarak antijenin etkisiz hale getirilmesine
yönelik olayları başlatır
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Aktivasyon aşaması
➢Aktivasyon aşamasında geçirdikleri değişime göre
bazı T hücreleri makrofajları aktive eden hücre
formuna geçerken, diğerleri hedef hücreleri direkt
olarak öldüren hücre tipine (sitotoksik T lenfositi)
dönüşür
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Efektör aşama
➢Antijenler tarafından spesifik olarak aktive edilen lenfositlerin veya
antikorların antijenleri etkisiz hale getirmek üzere fonksiyon
gördükleri dönemdir

➢Efektör fonksiyonların çoğunun etkili şekilde yürütülebilmesi için


lenfositler dışındaki non-spesifik immun sistem hücrelerinin ve
moleküllerinin de katılımı gerekir

➢Bu nedenle aktive olarak antijeni elimine etme gücü kazanmış tüm
immun sistem hücreleri efektör hücre olarak nitelenir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Efektör aşama
➢Antikorlar antijene bağlanarak fagosite edilmelerini
kolaylaştırır
➢Mikroorganizmaları veya yabancı hücreleri parçalayan
komplementi aktive eder
➢Mast hücrelerini ve bazofilleri uyararak yangı olayını
başlatan maddelerin salınımını sağlar
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Spesifik İmmun Yanıt Aşamaları
Efektör aşama
➢Efektör fonksiyon kazanan sitotoksik T hücreleri virus
veya bakteri ile infekte hücreleri direkt olarak öldürürler
➢Aktive olan T hücreleri ayrıca salgıladıkları çeşitli
sitokinler ile spesifik ve non-spesifik immun sistem
hücrelerinin efektör fonksiyonlarını arttırırlar
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Bağışıklık kazanma yolları
➢Bağışıklık gerek doğal koşullarda geçirilen
infeksiyonlar ile gerekse yapay olarak uygulanan aşılar
ile kazanılabilir
➢Ayrıca, bağışıklık immun sistemin aktif olarak
çalışması ile kazanılabildiği gibi, önceden hazırlanmış
bağışıklık elemanlarını vermek suretiyle de
sağlanabilir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
• Doğal bağışıklık: insan eliyle herhangi bir
müdahalenin olmadığı, tamamen doğal yollardan
kazanılan
• Yapay bağışıklık: dışarıdan insan eliyle
müdahalenin olduğu
• Aktif bağışıklık: konakçının immun sisteminin
bizzat aktif olarak çalışması sonucu kazanılan
• Pasif bağışıklık: konakçının immun sistemi aktif
değil, bağışıklık hücreleri yada molekülleri
konakçıya dışarıdan hazır olarak verilir
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Bağışıklık kazanma yolları
➢Bağışıklık 4 şekilde kazanılabilir

1) Doğal aktif yolla


2) Yapay aktif yolla
3) Doğal pasif yolla
4) Yapay pasif yolla
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Bağışıklık kazanma yolları
➢Doğal aktif bağışıklık

✓İnfeksiyon
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Bağışıklık kazanma yolları
➢Yapay aktif bağışıklık

✓Aşılama (immunizasyon)
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Bağışıklık kazanma yolları
➢Doğal pasif bağışıklık

✓Maternal antikorlar
✓Kolostrum (ağız sütü)
✓Yumurta sarısı, embriyonal vaskülarizasyon
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Bağışıklık kazanma yolları
➢Yapay pasif bağışıklık

✓İmmun veya hiperimmun serum


İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Aktif Bağışıklık
1) Patojen veya antijeni ile doğrudan temas gereklidir
2) Bağışıklık gelişimi için bir süre gereklidir
3) Antikorlar, patojen veya antijene yanıt olarak vücutta üretilir
4) Uzun bir süre sürer
5) İmmünolojik hafıza ömür boyu bağışıklık ile sonuçlanabilir
6) Çok fazla yan etkisi yok
İMMUNOLOJİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Pasif Bağışıklık
1) Antijenle doğrudan temas gerekmez
2) Antikorlar doğrudan dışarıdan enjekte edilir
3) Bağışıklık hemen gelişir
4) Vücuda enjekte edilen antikorlar dışarıdan elde edilir
5) Birkaç gün sürer
6) Sadece birkaç günlüğüne
7) Bazen vücut tanıtılan antiserumlara tepki verir
8) Duruma “Serum Hastalığı” denir
ANTİJEN
➢Antikor üretimine neden olan ve bu antikorlarla spesifik
reaksiyon veren maddelere antijen denir

➢İmmun yanıtı (humoral + hücresel) uyaran maddelere


immunojen denir

➢Antijen veya immunojen “spesifik bir yanıt oluşturmak


üzere lenfositleri uyaran maddeler” olarak da tanımlanır
ANTİJEN
➢Bir maddenin immun yanıt oluşturabilme
yeteneğine antijenite veya immunojenite adı verilir

➢Bu yeteneğe sahip maddelere de antijenik veya


immunojenik denir
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
➢Yabancılık

➢Moleküler yapı
✓Molekül ağırlığı
✓Moleküler kompleksite
✓Çözünebilirlik/Dayanıklılık
✓Diğer faktörler
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Yabancılık
➢Antijenitenin en önemli koşulu “vücuda yabancılık”tır

➢Normal koşullarda immun sistem kendi vücuduna ait


olan (self) ile kendinden olmayanı (non-self) ayırt edebilir
ve kendi hücre veya moleküllerine karşı bir immun yanıt
oluşturmaz (self tolerans)
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Yabancılık
➢Bir maddenin antijenik olabilmesi, dolayısıyla immun
yanıt oluşturabilmesi için o hayvanın yapısında
bulunmaması ve o hayvanın immun sistemi tarafından
yabancı olarak algılanması gerekir
➢Bir hayvanın hücreleri ve bunlara ait moleküller diğer
bir hayvan için antijenik olabilir
➢İnfeksiyöz hastalık etkenleri
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Moleküler yapı
➢Bir maddenin vücuda yabancı olması, onun antijen
olarak tanınması için yeterli değildir (örn. kömür tozları)
➢Bir maddenin antijenik olabilmesi için belirli fiziko-
kimyasal özellikleri de taşıması gerekir

✓Molekül ağırlığı
✓Moleküler kompleksite
✓Çözünebilirlik/Dayanıklılık
✓Diğer faktörler
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Moleküler yapı / Molekül ağırlığı
➢Bir molekülün antijenik olabilmesi için 10.000
Daltondan (10 kDa) büyük olması gerekir

➢Proteinler için antijenite sınırı 1.000-10.000 Dalton

➢Molekül ağırlığı arttıkça antijenik güç de artar


ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Moleküler yapı / Moleküler kompleksite
➢Bir maddenin iyi bir antijen olabilmesi için gerek
kimyasal kompozisyonunun (primer yapı) çeşitlilik
göstermesi, gerekse fiziksel konformasyonunun
(sekonder ve tersiyer yapı) uygun olması gerekir

➢Proteinler (kompleks yapı)


➢Polisakkaridler
➢Lipidler
➢Nükleik asitler (DNA, RNA)
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Moleküler yapı / Çözünebilirlik-Dayanıklılık
➢Vücuda giren bir maddenin immun sistem ile ilişki
kurabilmesi için belirli bir düzeye indirgenmesi gerekir
➢Maddenin aynı zamanda immun sistemle ilişki
kurabileceği düzeyin altına da indirgenmemesi gerekir
➢Çözünebilirlik ve dayanıklılık dengede olmalıdır
ANTİJEN
Antijenin Koşulları
Moleküler yapı / Diğer faktörler
➢Antijene bağlı faktörler: vücuda giriş yolu ve dozu
➢Konakçıya bağlı faktörler: karaciğerdeki hidrolitik
aktivite
ANTİJEN
Antijenik Determinant (Epitop)

➢Vücuda giren mikroorganizmalar veya çekirdekli


hücreler

✓Protein Glikoprotein Lipoprotein


✓Polisakkarid Lipid Lipopolisakkarid
✓Nükleik asit Nükleoprotein

moleküllerinden oluşmuş kompleks yapılardır


ANTİJEN
Antijenik Determinant (Epitop)
➢Böyle yabancı bir partiküle karşı oluşacak immun
yanıtta partikül içindeki antijenlerden her birine karşı
ayrı ayrı immun yanıt oluşması söz konusudur
➢Bir antijenik molekülün belirli kısımları immun
sistem tarafından tanınır ve immun yanıt bunlara karşı
oluşur
ANTİJEN
Antijenik Determinant (Epitop)
➢Antijenik bir molekülde immun sistem tarafından
tanınıp spesifik immun yanıt oluşturulan özel
bölgelere antijenik determinant veya epitop adı
verilir
➢Kompleks bir protein molekülünde birbirinden farklı
birçok epitop bulunabilir
ANTİJEN
Antijenik Determinant (Epitop)
➢İmmun sistem bu epitopların herbirini ayrı ayrı
algılar, ancak bunların tümü eşit düzeyde antijenik
olmayabilir
➢Diğerlerinden daha antijenik olan ve immun yanıtın
üzerinde yoğunlaştığı epitop “immunodominant”
olarak tanımlanır
ANTİJEN
Hapten
➢Bazı moleküller çok küçük olmaları nedeniyle
immun sistem tarafından algılanamazlar, yani
immunojenik değildirler
➢Ancak, bunlar büyük bir antijenik protein
molekülüne kimyasal olarak bağlanırsa, büyük
molekülün üstünde yeni epitoplar oluştururlar
ANTİJEN
Hapten
➢Bu kompleks moleküle karşı oluşan immun yanıt
hem büyük molekülün kendi epitoplarına hem da
küçük molekül tarafından oluşturulan yeni epitoplara
yönelik şekillenir
➢Böylece küçük molekül immunojenite kazanmış olur
ANTİJEN
Hapten
➢Tek başlarına immunojenik olmayan, ancak büyük
moleküllere bağlandıklarında epitop gibi davranarak
immunojenik özellik kazanan küçük moleküllere veya
kimyasal gruplara hapten denir
➢Haptenin bağlandığı büyük molekül taşıyıcı protein,
hapten ile taşıyıcının oluşturduğu molekül hapten-
taşıyıcı kompleksi olarak adlandırılır
ANTİJEN
Hapten
➢Molekül ağırlığı 1.000-4.000 Da arasında olan
moleküller hapten olarak tanımlanır
➢İlaçlar, hormonlar ve çeşitli kimyasal gruplar
haptene örnektir
ANTİJEN
Hapten
➢Penisilin vücutta parçalandığında çok aktif bir
penisilloil grubu açığa çıkar
➢Bu grup albumin gibi serum proteinlerine bağlanma
özelliğindedir
➢İmmun sistem albumin molekülü üzerindeki
penisilloil grubunu yeni bir epitop olarak algılar ve
buna karşı immun yanıt oluşturur
➢Penisilin hapten, albumin taşıyıcı protein, albumin-
penisilloil molekülü hapten-taşıyıcı kompleksidir
ANTİJEN
Antijenik çapraz reaksiyon
➢Birbiriyle ilgisi olmayan farklı antijenik moleküllerde
aynı veya benzer epitoplar bulunabilir
➢Bu durumda,bir antijene karşı oluşan antikor, diğer
antijene de bağlanabilir
➢Bu olaya antijenik çapraz reaksiyon (kros reaksiyon)
denir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
➢Vücut savunmasında görev alan hücreler farklı
gelişim aşamaları içerebilir, farklı organlarda
bulunabilir veya farklı fonksiyonları yürütebilir

➢Özelliği ne olursa olsun vücut savunması ile direkt


veya dolayla ilişkili hücrelerin tümü immunolojik
açıdan immun sistem hücreleri olarak nitelenir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
➢Tüm immun sistem hücreleri pluripotent köken
(stem) hücrelerinden gelişir

➢Bu hücreler iki farklı yol izleyerek değişime uğrar ve


mevcut tüm immun sistem hücrelerini oluşturur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
➢Lenfoid seriden gelişen hücreler lenfositleri, myeloid
seriden gelişen hücreler fagositik hücreleri ve diğer
hücre tiplerini oluşturur

➢Lenfoid seride yer alan lenfositler farklı görevleri


yürüten T ve B lenfositlerine ayrılır

➢Lenfoid seriye ait diğer hücre tipi doğal öldürücü


(natural killer-NK) hücreleridir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
➢Myeloid seriden gelişen iki temel hücre grubu

✓Monosit/makrofaj (mononükleer altseri), ve

✓Granülositlerdir (polimorfnükleer altseri)


İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
➢Polimorfnükleer granülositler içinde nötrofiller,
eozinofiller ve bazofiller yer alır
➢Bu iki seriye ek olarak “mast hücreleri” gibi kökeni
tam belli olmayan hücreler de vardır
➢Kanın tüm şekilli hücreleri lökosit, veya akyuvar ya
da beyaz kan hücreleri olarak adlandırılır
➢Bu yüzden immun sistem hücreleri kanda
bulunduklarında lökosit veya akyuvar olarak da
nitelenebilirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
➢Myeloid seri içinde, immun sistemin lenfositler
dışındaki tüm hücreleri yer alır
➢Bunlar pluripotent stem hücrelerinin bir kolu olan
myeloid stem hücrelerinden köken alırlar
➢Myeloid köken hücreleri farklı dallara ayrılarak
polimorfnükleer hücre grubunu, mononükleer
fagositik hücre grubunu, kan pulcuklarını ve
eritrositleri oluşturur
➢Sitokinler aracılık eder
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri
➢Polimorfnükleer granülosit hücre grubunda
nötrofiller, eozinofiller ve bazofiller yer alır
➢Ortak özellikleri segmentli ve düzensiz bir çekirdeğe
sahip olmalarıdır
➢Diğer bir ortak özellikleri sitoplazmalarında granül
taşımalarıdır (adını buradan alır)
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri
➢Sitoplazmalarında bulunan granüller farklı boyalarla
boyanırlar ve hücreler buna göre adlandırılır

➢Granülleri asidik boyaları alan hücrelere eozinofil,


bazik boyaları alanlara bazofil, asidik veya bazik
boyaları almayanlara da nötrofil adı verilir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Polimorfnükleer nötrofil granülositler, veya kısaca
nötrofiller, myeloid serinin en yoğun hücre tipidir
➢Nötrofiller kanda 10-12µm çapında küresel hücreler
şeklinde görülür
➢Doku aralarında ve özellikle damardan dışarı
çıkarken amipsi bir şekil alabilirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Genelde 3 lobtan oluşmuş, segmentli bir çekirdeğe
sahiptirler
➢Çekirdeğin bu yapısı hücrenin bölünemediğini
gösterir
➢Olgun nötrofillerin küçük bir Golgi aygıtı ve
mitokondrileri vardır, ancak ribozomları veya düzensiz
endoplazmik retikulumları çok azdır
➢Bu da protein sentezinin minimal olduğunu gösterir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Sitoplazmaları asidik veya bazik boyalarla
boyanmayan ince granüllerle doludur

➢Enzimler yönünden zengin olan bu granüller primer


ve sekonder granüller olmak üzere iki tiptir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Primer granüllerde;
➢Myeloperoksidaz ve lizozim gibi bakterisidal enzimler

➢Elastaz gibi proteolitik enzimler

➢Katepsin gibi hidrolitik enzimler bulunur


İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Sekonder granüllerde ise;
➢Lizozim ve kollegenaz gibi enzimler, ve

➢Laktoferrin gibi demir bağlayan proteinler bulunur


İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Nötrofillerin yüzeyinde çeşitli moleküller ve diğer
hücrelerle ilişki kurulmasını sağlayan, CD (cluster of
difference) olarak da bilinen moleküller yer alır
✓İmmunglobulin reseptörü (FcR)
✓Komplement reseptörü
✓Adhezyon molekülleri (integrinler)
✓MHC molekülleri
✓Sitokin reseptörleri
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Nötrofiller kemik iliğinde oluşturulduktan sonra
kana geçerler ve kanda 12 saat kaldıktan sonra
dokulara göç ederler
➢Toplam yaşam süresi birkaç gündür
➢Myeloid serinin en kalabalık hücre tipidir
➢Karnivorlarda kan lökositlerinin %60-75’i, atlarda
%50’si, ruminant ve kemirgenlerde %20-30’u
nötrofildir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Nötrofiller
➢Nötrofillerin en önemli görevi fagositoz olayıdır
➢Mikroorganizmalara ilk ve en çabuk müdahale eden
hücrelerdir
➢Ancak, sürekli fagositoz yapamazlar, bir veya birkaç
fagositozdan sonra ölürler
➢Bu yüzden vücudun ilk savunma hattı olarak kabul
edilirler
➢Yangı olayının gelişmesinde de rol oynarlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Eozinofiller
➢Polimorfnükleer granülositlerin diğer bir hücre tipi
eozinofillerdir
➢Sitoplazmik granülleri asidik bir boya olan eosin ile
boyandığından bu ismi almışlardır
➢Nötrofillerden biraz daha büyük, 12-14µm çaplı
hücrelerdir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Eozinofiller
➢Hücre zarında yüksek oranda lizofosfolipaz
bulundurur
➢İki loblu bir çekirdeğe, bir Golgi aygıtına ve
mitokondrilere sahiptir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Eozinofiller
➢Eozinofillerde primer granül ve kristaloid granül
olmak üzere iki tip granül bulunur
➢Primer granüller küçük yapılıdır ve;
✓Arilsülfataz
✓Eozinofil peroksidaz ve
✓Asit fosfataz gibi enzimler içerir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Eozinofiller
➢Kristaloid granüllerde 4 önemli protein bulunur
✓Majör temel protein granülün ortasında;
✓Eozinofil katyonik protein
✓Eozinofil peroksidaz ve
✓Eozinofil neurotoksin granülün çevresinde yer alır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Eozinofiller
➢Eozinofiller kemik iliğinde oluşturulduktan sonra,
tam olgunlaşmadan direkt olarak dalağa taşınır ve
burada olgunlaşır

➢Dalaktan ayrıldıktan sonra kanda çok kısa bir süre


kalır ve özellikle deri ve mukozal bölgelere yerleşir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Eozinofiller
➢Kandaki yarı ömürleri 30 dakika, dokulardaki yarı
ömürleri 12 gündür
➢Bu nedenle kandaki herbir eozinofile karşı dokularda
500 eozinofil bulunur
➢Sağlıklı köpeklerin kan lökositleri içindeki oranı
%2’dir
➢Bu oran sığırlarda %10’a kadar çıkabilir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Bazofiller
➢Polimorfnükleer granülositler içinde en az bulunan
hücre tipi bazofillerdir
➢Kan lökositleri içindeki oranı yaklaşın %0,5’dir
➢Sitoplazmik granülleri hematoksilen denen bazik bir
boya ile boyandığından bu adı almışlardır
➢10-14µm çapındadır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Bazofiller
➢Polimorfnükleer granülositler içinde en az bulunan
hücre tipi bazofillerdir
➢Kan lökositleri içindeki oranı %0,5’tir
➢Sitoplazmik granülleri hematoksilen adlı bazik bir
boya ile boyandığından bu adı almıştır
➢10-14µm çapındadırlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Polimorfnükleer seri hücreleri - Bazofiller
➢Normalde damar dışında bulunmazlar
➢Ancak, lenfositlerin etkisiyle damarlardan dokulara
sızabilirler ve granüllerinde bulunan histamin gibi
vazoaktif enzimler vasıtasıyla yangı olayına
katılabilirler
➢Bazofillerin fagositik yetenekleri yoktur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Mononükleer fagositik sistem, ortak olarak
“makrofaj” adı verilen hücreleri kapsar
➢Bu hücreler mononükleer fagosit olarak da
adlandırılır
➢Makrofajlar benzer hücre organellerine, ortak
fonksiyonlara ve tek bir kökene sahip olmalarına
karşın vücutta değişik dokulara dağılmış halde
bulunurlar ve bulundukları dokuya göre farklı isimler
alırlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Mononükleer fagositik sistemin tüm hücreleri,
monoblast denen kemik iliği hücrelerinden köken alır
➢Koloni uyarıcı faktör (CSF) adlı sitokinin etkisiyle
monoblastlar promonositlere, promonositler de
monositlere dönüşür
➢Bu olay kemik iliğinde gerçekleşir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Kemik iliğinden ayrılan monositler kana geçer ve
dolaşımda yaklaşık 3 gün kalırlar (periferal kandaki
lökositlerin %5’i monosittir)
➢Süre sonunda monositler kandan ayrılarak çeşitli
dokulara yerleşirler ve olgun makrofaj halini alırlar
➢Yerleştikleri dokularda bölünerek çoğalabilirler
➢Farklı doku ve organlarda yer alan makrofajlar çeşitli
isimler alırlar ve bulundukları ortama veya
fonksiyonlarına göre sınıflandırılırlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
Doku yerleşik makrofajlar
➢Bağ dokuda histiyositler
➢Beyinde mikroglia hücreleri
➢Böbreklerde de mezangial hücreler adını alırlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
Sinus yerleşik makrofajlar
➢Dalak, lenf nodülü, kemik iliği ve karaciğer gibi
sinuzoidal organların sinusları boyunca yerleşirler
➢Dalak ve lenf nodülü sinus makrofajları özel bir isim
almazlar
➢Karaciğerde bulunanlara Kupffer hücreleri
➢Kemik iliğinde bulunanlara da osteoklast adı verilir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
Serbest makrofajlar
➢Herhangi bir doku içine yerleşmemiş, vücut
boşluklarında veya serozal yüzeylerde bağımsız olarak
bulunan hücreler
➢Akciğer alveolleri= alveolar makrofaj
➢Periton boşluğu= peritoneal makrofaj
➢Serozal boşluklar= serozal makrofajlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
Antijen sunan hücreler (APC)
➢Makrofajların tümü antijen sunma işini yapabilse
de, bazıları bu işi diğerlerinden çok daha etkili bir
şekilde yaptıklarından APC grubuna girerler
➢Antijen sunma işi için özelleşmiş mononükleer seri
hücrelerine dendritik hücreler denir
➢Deri= Langerhans hücreleri
➢Lenfoid dokular= foliküler ve interdigital dendritik
hücreler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
Epiteloid hücreler
➢Dokularda bulunan makrofajlar yanyana dizilerek
epitel hücresine benzer bir şekil alabilirler
➢Yabancı bir partikülün dokuda uzun süre
bulunmasına bağlı olarak şekillenen bu yeni makrofaj
formuna epiteloid hücre denir
➢Eğer partikül büyükse, epiteloid hücreler arasında
membranlar birleşerek çok çekirdekli dev hücreleri
oluşur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Makrofajlar bulundukları dokuya veya ortama göre
farklı şekiller alabilirler
➢Sıvı içindeki makrofajlar 15µm çapında küre şeklinde
görülürler
➢Fasülye şeklinde tek parçalı bir çekirdeğe sahiptirler
➢Sitoplazmalarında mitokondriler, lizozomlar, serbest
ribozom, düzensiz endoplazmik retikulum ve Golgi
aygıtı bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Bu organeller hücrenin aktif bir metabolizmaya
sahip olduğunu ve protein sentezleyebildiğini gösterir
➢Sitoplazma sürekli hareket halindedir ve dalgalanan
bir tabaka oluşturur
➢Bazı makrofajlar bu temel yapıdan farklı özellikler
gösterirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Monositler yuvarlak, mikroglia hücreleri çomakçık
şeklinde çekirdeğe sahiptirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Alveolar makrofajlarda nadiren endoplazmik
retikulum bulunur, buna karşın sitoplazmaları
granüllerle doludur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Dendritik hücrelerin çevresi sitoplazmik uzantılarla
kaplıdır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Mikroglia hücreleri sinir hücrelerine benzer
uzantılara sahiptir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Makrofajların yüzeyinde CD molekülleri,
immunglobulin reseptörleri (FcR), komplement
reseptörleri, adhezyon molekülleri (integrinler),
sitokin reseptörleri, transport reseptörleri ve MHC
molekülleri bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Makrofajlar nispeten uzun ömürlü (ort. 100 gün)
hücrelerdir
➢Normal koşullarda bir günde vücuttaki makrofajların
% 1’i yenilenir
➢Bir yangı veya doku tahribi durumunda ömürleri
fagosite ettikleri materyale göre değişir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Makrofajlar fagositik hücrelerdir
✓Vücuda giren mikroorganizmaları
✓Her türlü yabancı partikülü
✓Vücudun ölü ve hasta hücreleri ile hücresel
artıklarını yutarak vücuttan uzaklaştırır
✓Nötrofillerden daha geç fagositoza başlamalarına
karşın ömürleri boyunca sürekli fagositoz yaparlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Makrofajlar
➢Vücuda ilk kez giren yabancı maddeleri hücre içinde
işleyerek (antijen işleme) immun sisteme sunarlar
(antijen sunma)
➢İmmun yanıtın çeşitli aşamalarında görev alan
100’den fazla proteinin sentezlenmesi
➢Yara iyileşmesi
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Mast
Hücreleri
➢Mast hücreleri ile bazofiller arasında birçok
benzerlik bulunmasına karşın bunların kökeni tam
olarak açıklanamamıştır
➢Bağ doku mast hücreleri ve mukozal mast hücreleri
olmak üzere iki formu vardır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Mast
Hücreleri
➢Bağ doku mast hücreleri tüm vucutta bağ doku içine
dağılmış olarak bulunan 20µm çaplı küresel
hücrelerdir
➢Fasülye şeklinde bir çekirdeğe ve diğer organellere
sahiptir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Mast
Hücreleri
➢En tipik özellikleri sitoplazmalarının toluidin mavisi
ile boyanan büyük metakromatik granüller ile dolu
olmasıdır
➢Bu granüller çekirdeği maskeleyerek görünmesine
engel olabilir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Mast
Hücreleri
➢Granüller histamin ve heparin gibi yangıda rol
oynayan onlarca vazoaktif maddeler içerir
➢Bağ doku mast hücrelerinin sayıları fazla değişmez
ve yaşam süreleri 6 aydan fazladır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Mast
Hücreleri
➢Mukozal mast hücreleri 10µm çapındadır ve yaşam
süreleri 40 günden azdır
➢Sitoplazmalarında histamin içeren az sayıda granül
bulunur
➢Ayrıca kondrotin sülfat, trombosit aktive edici faktör,
çeşitli prostaglandinler ve leukotrienler bulunur
➢Sitokin uyarımı mast hücre sayısını arttırır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Myeloid Seri Hücreleri
Mononükleer Fagositik Sistem Hücreleri-Mast
Hücreleri
➢Bağ doku mast hücreleri allerjik ve yangısal
reaksiyonlarda görev alır

➢Mukozal mast hücreleri ise bunlara ek olarak


helmint antijenlerine karşı yanıtta da rol oynar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri
➢Kemik iliğindeki hematopoetik stem hücrelerinin bir
dalı myeloid stem hücrelerine ayrılırken, diğer dal
lenfoid stem hücrelerine ayrılır

➢Lenfoid stem hücreleri çeşitli aşamalardan geçerek


lenfoid seriye ait lenfositleri ve doğal öldürücü (NK)
hücreleri oluşturur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri
➢Lenfositler immun sistemin gerçek hücreleridir

➢İmmunitenin 3 temel özelliği (spesifite, bellek ve


tolerans) lenfositler tarafından sağlanır

➢Lenfositler olmazsa bağışıklık da olmaz


İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
➢Lenfositler yabancı antijenleri tanıyan ve immun
yanıtı oluşturan hücrelerdir
➢Değişik özelliklere ve fonksiyonlara sahip çeşitli
lenfosit tipleri ve alt tipleri vardır
➢Lenfositler başta lenfoid organlar olmak üzere
vücudun çeşitli organlarında yerleşmişlerdir
➢Lenf nodülleri % 40, dalak % 13, kemik iliği % 10,
bağırsak % 10, kan % 2, diğer dokular % 25
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
➢İki temel lenfosit tipi B- ve T-hücreleridir
➢Lenfosit tiplerini morfolojik özelliklerine göre
ayırmak olanaksızdır
➢Tüm lenfositler 7-15µm çapında küresel hücrelerdir
➢Her türlü boya ile boyanabilen, yuvarlak şekilli ve
hücrenin çoğunu kaplayan bir çekirdeğe sahiptir
➢Geriye kalan sınırlı miktardaki sitoplazmada
mitokondriler, serbest ribozomlar ve küçük bir Golgi
aygıtı bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢Morfolojik olarak ayırt edilemeyen lenfosit tipleri
yüzey moleküllerine göre ayırt edilebilir
➢Bunların bazıları tüm lenfositlerde ortak iken,
bazıları sadece belirli lenfosit popülasyonlarında
bulunur
➢Herbir yüzey molekülünün bir ismi ve bir CD kodu
vardır (CD1, CD4, CD130)
➢Çoğu reseptör fonksiyonu, bir kısmı ise adhezyon
molekülü fonksiyonu yürütür
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢1- Antijen reseptörleri: En önemli yüzey
molekülüdür
➢T lenfositlerinde TCR, B lenfositlerinde de BCR
olarak tanımlanır
➢Bunlar bazı CD molekülleri (CD3, CD4, CD8) ile
antijen-reseptör kompleksi oluşturarak antijenin hücre
tarafından algılanmasını sağlarlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢2- Sitokin reseptörleri: Lenfositin antijene karşı etkili
bir yanıt oluşturabilmesi için sitokinlere gereksinim
vardır
➢Lenfositlerin sitokinlere bağlanması sitokin
reseptörleri ile gerçekleştirilir (örn. interferonun
reseptörü CD118 yüzey molekülüdür)
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢3- İmmunglobulin reseptörleri: Serbest haldeki
antikorlar Fc kısımları ile lenfositlere bağlanabilirler
➢Bunlara Fc reseptörleri de denir
➢Fc reseptörleri farklı Ig sınıflarına spesifiktir
➢Örn. Fc-gama reseptörü (CD64) IgG’ye spesifiktir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢4- Komplement reseptörleri: Komplementin C3b
parçası, CR1 (CD35) reseptörüne bağlanır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢5- Adhezyon molekülleri: Lenfositlerin diğer
hücrelere ve damar endoteline bağlanmasını sağlar,
dolayısıyla hücrelerarası ilişkilerde ve lenfosit
trafiğinde rol oynarlar (integrinler, selektinler)
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Yüzey Molekülleri
➢6- MHC molekülleri: Antijen sunma ve algılama
olaylarında rol oynayan MHC sınıf I ve MHC sınıf II
molekülleri standart olarak tüm aktif lenfositlerde
bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B Lenfositleri
➢B lenfositleri humoral immun yanıttan, yani antikor
oluşumundan sorumlu hücrelerdir
➢Kemik iliği stem hücrelerinden köken alır ve daha
sonra sırasıyla lenfoid stem hücreleri ve öncü B
hücrelerine dönüşür
➢Öncü B hücreleri kanatlılarda bursa Fabricius,
ruminantlarda iliosekal Peyer plakları ve diğer
memelilerde kemik iliğinde olgun B lenfositlerine
dönüşür
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B Lenfositleri
➢B lenfositlerinin büyük çoğunluğu lenf nodüllerinin
korteksinde, Peyer plaklarındaki folliküllerde, kemik
iliğinde, dalağın folliküllerinde ve beyaz pulpanın
marginal zonunda bulunur
➢Periferal kandaki lenfositlerin az bir kısmı B
hücreleridir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B Lenfositleri
➢B hücrelerinin yüzeyinde Ag reseptörleri, Ig
reseptörleri, sitokin reseptörleri, komplement
reseptörleri, adhezyon molekülleri ve MHC
molekülleri bulunur
➢Bu moleküllerin bazıları diğer immun sistem
hücreleri ile ortak iken, bazıları sadece B lenfositlerine
spesifiktir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B Lenfositleri
➢Herbir B hücresi sadece tek bir antijene spesifik
antikor oluşturur
➢Dolayısıyla bir B hücresinin yüzeyindeki antijen
reseptörlerinin tümü tamamen aynı yapıdadır
➢Bir B hücresinin üzerinde 200.000-500.000 antijen
reseptörü bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B Lenfositleri
➢B lenfositlerinin en önemli görevi antijenik
uyarımlara karşı antikor üretmektir
➢Antijenik bir uyarım sonucunda aktive olan B
lenfositlerinde bazı değişiklikler meydana gelir
➢Uyarılmış B lenfositlerinin bir kısmı plazma
hücresine dönüşürken, bir kısmı da bellek B hücresi
halini alır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Plazma hücreleri
➢Plazma hücreleri uyarılmış B lenfositlerinden köken
alırlar
➢Bu iki form arasındaki dönemde hücrelere
plazmablast adı verilir
➢Plazma hücreleri tam olgunlaştıktan sonra tüm
vücuda dağılırlar, büyük çoğunluğu lenf nodüllerinin
medullasında, dalakta ve kemik iliğinde bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Plazma hücreleri
➢Plazma hücreleri 8-9µm çapında ovoid hücrelerdir
➢Bir kutbunda yerleşmiş yuvarlak bir çekirdeği vardır
➢Çok yoğun olan sitoplazmaları içinde çok sayıda
düzensiz endoplazmik retikulum, büyük bir Golgi
aygıtı, serbest ribozomlar, mitokondriler, sentrioller ve
sekresyon granülleri bulunur
➢Organellerin bu durumu hücrenin bir protein
fabrikası gibi çalıştığını gösterir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Plazma hücreleri
➢Bir plazma hücresi 1 saat içinde milyona varan
sayıda Ig molekülü üretebilir
➢Plazma hücreleri 3 gün ile 4 hafta kadar antikor
üretebilir fakat bölünemezler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Bellek B hücreleri
➢Antijenik uyarımdan sonra bazı B lenfositleri plazma
hücresine dönüşmez, fakat uzun süre yaşama yeteneği
kazanırlar
➢Bunlara bellek B hücreleri denir
➢Bellek B hücrelerinin bu özelliği bcl-2 geninin
kontrolü altındadır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Bellek B hücreleri
➢Bu genin bazı B lenfositlerinde aktive olması, hem
hücrenin plazma hücresi haline geçmesini hem de
apoptozis ile hücre ölümünü engeller
➢İki tip bellek B hücresi vardır
➢Birinci tipte uzun ömürlü, bölünmeyen ve
üzerlerinde IgG sınıfı antikor taşıyan küçük hücreler
bulunur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Bellek B hücreleri
➢İkinci tip bellek hücreleri, nispeten daha kısa
ömürlüdür, bölünürler, IgM sınıfı antikor taşırlar ve
büyük yapılıdırlar
➢Her iki bellek hücre tipi morfolojik olarak diğer
lenfositlerden farksızdır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B1 hücreleri
➢B1 olarak adlandırılan bir B lenfosit popülasyonu,
diğer B hücrelerinden farklı özelliklere sahiptir
➢Yüzeylerinde CD5 molekülü taşırlar, periton ve
pleura boşluklarında bulunurlar ve kendilerini
yenileme yeteneğine sahiptirler
➢Kemik iliğinden değil, fötal karaciğer veya
omentumdan köken aldıkları düşünülmektedir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-B1 hücreleri
➢Doğal IgM (bazen IgG ve IgA) oluşturur
➢T bağımsız antijenlere cevap verir
➢T hücresine antijen sunar
➢Primer immun yanıtta rol oynar, hücre
komponentlerini temizler, düzenleyici rol üstlenir
➢Toleransda rol oynar
➢Otoantijenlere karşı reaksiyon verir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-T Lenfositleri
➢T lenfositleri hücresel immun yanıttan sorumlu olan,
bazı tipleri antikor yanıtına da yardımcı olan
hücrelerdir
➢Kemik iliği stem hücrelerinden köken alır ve daha
sonra sırasıyla lenfoid stem hücreleri ve öncü T
hücrelerine dönüşürler
➢Öncü T hücreleri tüm memelilerde ve kanatlılarda
timusta olgun T lenfositlerine dönüşürler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-T Lenfositleri
➢Timusu terk eden T lenfositlerinin büyük çoğunluğu
lenf nodüllerinin parakorteksinde, Peyer plaklarındaki
foliküller arasında ve dalağın periarteriyal lenfoid
kılıflarında bulunurlar
➢Periferal kandaki lenfositlerin çoğu (% 80) T
hücresidir
➢T hücreleri tüm yaşamları boyunca lenfoid organlar
arasında dolaşırlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-T Lenfositleri
➢T hücrelerinin yüzeyinde antijen reseptörleri (TCR),
Ig reseptörleri, sitokin reseptörleri, komplement
reseptörleri, MHC molekülleri ve adhezyon
molekülleri bulunur
➢Bu moleküllerin bazıları diğer immun sistem
hücreleri ile ortak iken, bazıları sadece T lenfositlerine
özeldir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-T Lenfositleri
➢Herbir T hücresi sadece tek bir antijene spesifik
olarak bağlanabilir
➢Dolayısıyla bir T hücresinin üzerindeki antijen
reseptörlerinin tümü tamamen aynı yapıdadır
➢T hücre antijen reseptörlerinin iki tipi vardır
✓alfa/beta tipi (TCR-2)
✓gama/delta (TCR-1)
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-T Lenfositleri
➢T lenfositleri çok çeşitli fonksiyonlara sahiptirler
➢Bu farklı görevleri farklı T lenfosit türleri yürütür
➢B lenfositlerinin aksine, T lenfositleri antijenik
uyarım olmaksızın timustaki normal gelişimleri
sırasında farklı T hücre tiplerine dönüşür
➢Çeşitli T lenfosit tiplerinin farklı fonksiyonlar
yürütebilmesini timustaki gelişimleri sırasında
kazandıkları farklı yüzey molekülleri sağlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-T Lenfositleri
➢T lenfositleri;
✓Antijen reseptörlerine göre alfa/beta ve gama/delta
tiplerine,
✓Aksesör moleküllerine göre CD4+ ve CD8+ tiplerine,
✓Fonksiyonlarına göre de yardımcı T hücreleri,
sitotoksik/baskılayıcı T hücreleri ve bellek T
hücrelerine ayrılırlar
✓Bu temel T lenfosit tipleri dışında yine yüzey CD
molekülleri tarafından belirlenen alt tipler de
mevcuttur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢Yardımcı T lenfositleri immun sistemin en önemli
hücreleridir
➢Yabancı (ekzojen) bir antijene karşı immun yanıtı
başlatan ilk hücreler bunlardır
➢B lenfositleri ve diğer T lenfositleri, yardımcı T
lenfositleri tarafından uyarılmadıkça protein
antijenlere karşı etkili bir yanıt veremezler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢Çünkü, APC’ler tarafından iletilen tüm antijenik
bilgiler Th tarafından alınıp diğer efektör hücrelere
aktarılırlar

➢Th hücreleri CD4 yüzey molekülü taşırken CD8


bulundurmazlar, bu yüzden CD4+CD8- şeklinde
kodlanırlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢Yardımcı T lenfositlerinin antijen reseptörleri alfa-
beta (TCR-2) tipindedir

➢Ayrıca, spesifik olarak MHC sınıf II molekülleri ile


ilişki kurarlar
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢Yardımcı T lenfositleri salgıladıkları sitokinlere göre
üç alt tipe ayrılırlar
✓1- Th1 hücreler
✓2- Th2 hücreler
✓3-Th0 hücreler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢1- Th1 hücreler: Bu hücreler antijen tarafından
uyarıldıktan sonra IL-2, interferon gama ve lenfotoksin
(TNF-beta) adlı sitokinleri sentezlerler
➢Th1 hücreler öncelikle T hücre sitotoksisitesi ve
makrofaj aktivasyonu gibi hücresel bağışıklık
olaylarının başlatıcısıdır
➢Dolaylı olarak Th2 hücrelerinin uyarımında ve B
hücre çoğalmasında rol oynarlar, fakat spesifik antikor
oluşumuna etkileri yoktur
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢1- Th2 hücreler: Bu hücreler antijen tarafından
uyarıldıktan sonra Th1 hücrelerinden farklı olarak IL-4,
IL-5, IL-10 ve IL-13 adlı sitokinleri sentezlerler
➢Bu sitokinler B hücre çoğalmasını ve antikor
üretimini arttırır, dolayısıyla humoral bağışıklık olayları
ile ilgilidir
➢Th2 vasıtasıyla oluşturulan immun yanıtta hücresel
bağışıklık olayları etkilenmez veya olumsuz yönde
etkilenir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Yardımcı T Lenfositleri (Th)
➢1- Th0 hücreler: Th1 ve Th2 hücrelerinin
salgıladıkları sitokinleri ortak olarak üreten hücrelere
Th0 hücre denir
➢Bunlar Th1 ve Th2 hücrelerinin öncüsü veya Th1-Th2
hücreleri arasındaki geçiş hücreleri olarak kabul
edilirler
➢Belirli sitokinlerin etkisi altında Th0 hücreleri, Th1
veya Th2 hücrelerine dönüşebilirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Sitotoksik T Lenfositleri (Tc)
➢Bütün viruslar ve bazı bakteriler hücre içinde
yaşarlar ve bu nedenle endojen antijenler olarak
nitelenirler
➢Hücre içinde olmaları nedeniyle antikorlar bu
patojenlere ulaşamaz
➢Bu tip infekte hücreler sitotoksik T lenfositleri
tarafından etkisiz hale getirilirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Sitotoksik T Lenfositleri (Tc)
➢Sitotoksik T lenfositleri yabancı organ
transplantlarına ve kanser hücrelerine karşı da aynı
etkiyi gösterirler
➢Sitotoksik T lenfositleri CD8 yüzey molekülü taşırken
CD4 bulundurmazlar, bu yüzden CD4-CD8+ şeklinde
kodlanırlar
➢Sitotoksik T lenfositlerinin antijen reseptörü alfa-
beta (TCR-2) tipindedir
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Sitotoksik T Lenfositleri (Tc)
➢Ayrıca, bu hücrelerde bulunan TCR’ler spesifik
olarak MHC sınıf I molekülleri ile birlikte çalışırlar
➢Sitotoksik T lenfositleri sitoplazmalarında iki tip
granül taşırlar
➢Tip I granüller elektron yoğun, tip II granüller
veziküler yapıdadır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Sitotoksik T Lenfositleri (Tc)
➢Tip I granüllerde perforinler ve granzimler olmak
üzere iki grup molekül bulunur
➢Sitotoksik T lenfositleri hedef hücreleri bu
moleküller vasıtasıyla yani perforin yolu denen
mekanizmayla öldürür
➢Bu hücreler ayrıca otoreaktif timositleri CD95 yolu
denen mekanizma ile apoptozise uğratır
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Bellek T Lenfositleri
➢Antijen tarafından uyarılan T lenfositlerinin bir kısmı
bellek fonksiyonu kazanırlar
➢İmmun yanıt bittikten uzun süre sonra bile bellek
hücreleri kalır
➢Bu hücrelerde CD11a/CD18 ve CD2 gibi yüzey
molekülleri diğer T hücrelerinden daha fazla bulunur
➢Bellek T hücrelerini diğer hücrelerden ayıran en
önemli özellik CD45o yüzey molekülüdür
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Lenfositler
Lenfosit Popülasyonları-Bellek T Lenfositleri
➢Bellek T hücrelerinin yaşam süreleri ile ilgili iki görüş
vardır
➢Bir görüşe göre bu hücreler uzun ömürlüdür ve
bölünmezler (erişkinlik öncesi geçirilen viral
infeksiyonlara ömür boyu bağışıklık)
➢Diğer görüşe göre bellek T hücreleri kısa ömürlüdür
fakat bölünerek hafızayı aktarabilirler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Doğal Öldürücü (NK) Hücreler
➢B ve T hücreleri dışında lenfoid seriden gelen
üçüncü hücre tipi sitotoksik özellikteki doğal öldürücü
(NK) hücrelerdir
➢Kanda bulunan lenfoid seri hücrelerinin % 5’ini
kapsar
➢NK hücreleri T lenfositleri ile aynı stem
hücrelerinden köken almalarına karşın timusa
uğramazlar ve burada değişim geçirmezler
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Doğal Öldürücü (NK) Hücreler
➢NK hücreleri antijen reseptörü taşımazlar, dolayısıyla
antijene spesifiklik, bellek ve tolerans gibi temel
lenfosit özellikleri taşımazlar
➢NK hücreleri büyük ve granüllü hücrelerdir
➢Hücre organellerinin tümünü içerirler
➢NK hücreleri üzerinde CD3, CD4 molekülleri ve en
önemlisi antijen reseptörleri bulunmaz
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Doğal Öldürücü (NK) Hücreler
➢Tüm NK hücrelerinde tipik olarak CD56 ve çoğunda
da Ig reseptörleri (CD16) bulunur
➢NK hücreleri sitotoksik özelliktedir
➢Başta tümör hücreleri olmak üzere, virusla infekte
hücreleri ve yabancı doku hücrelerini öldürür ve bazı
bakteri ve mantarları lize eder
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Doğal Öldürücü (NK) Hücreler
➢NK hücreleri hedef hücreler ile iki yolla temas kurar
➢Hedef hücrenin üzerinde MHC sınıf I antijeni
bulunmaması NK hücreleri direkt olarak aktive eder
➢NK hücreleri antikorla birleşmiş hedefine Ig
reseptörleri vasıtasıyla bağlanabilir (bu yola ADCC –
antikora bağlı hücresel sitotoksisite denir)
➢NK hücreleri hedef hücreyle temas kurduktan sonra
salgıladığı perforinler ve granzimler ile hedef hücreyi
öldürür
İMMUN SİSTEM HÜCRELERİ
Lenfoid Seri Hücreleri-Doğal Öldürücü (NK) Hücreler
➢Salgıladıkları sitokinler sayesinde diğer hücre
tiplerini, özellikle de B hücrelerinin aktivasyonunu
sağlarlar
➢NK hücreleri IL-2 gibi sitokinlerle uyarıldıklarında
daha çok sitotoksisite kazanırlar
➢Bunlara “lenfokinle aktive öldürücü hücreler” (LAK
hücreler) adı verilir
➢Tüm evcil hayvanlarda kan ve sekonder lenfoid
organlarda bulunurlar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
➢İmmun sistem faaliyetlerinin büyük çoğunluğu
vücudun belirli organlarında gerçekleşir
➢Bu organların bazıları sadece immun sistem
fonksiyonlarını yürütmelerine karşın, bazılarında
normal fizyolojik olaylar yanında immun yanıt ile ilgili
fonksiyonlar da yürütülür
➢Primer görevi ne olursa olsun bağışıklık ile ilgili
olayların yoğunlaştığı organların tümü immun sistem
organları veya lenfoid organlar olarak nitelenir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
➢Lenfositlerin oluşturulmasından, gelişiminden,
değişiminden ve immunite ile ilgili temel özelliklerin
yüklenmesinden sorumlu olanlara primer lenfoid
organlar veya merkezi lenfoid organlar denir

➢Antijene karşı immun yanıtın geliştirilmesinden


sorumlu olan ve immun yanıt reaksiyonları için uygun
ortam sağlayan organlara ise sekonder lenfoid
organlar veya periferal lenfoid organlar denir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
➢Primer lenfoid organlar silah fabrikaları, sekonder
lenfoid organlar savaş alanı

Primer Lenfoid Organlar Sekonder Lenfoid Organlar


Kemik iliği Lenf yumruları
Timus Dalak
Bursa Fabricius Mukozal lenfoid dokular
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
➢Kemik iliği ve bursa Fabricius sekonder lenfoid organ
fonksiyonları da yürütebilirken, bazı türlerde mukozal
lenfoid dokular primer lenfoid organ olarak çalışır

➢Bunların dışında fötal dönemde karaciğer, yumurta


sarısı ve omentum gibi organlar da primer lenfoid
organ görevi yaparlar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar
➢Primer lenfoid organların ortak temel özellikleri;
✓Yenidoğanlarda en büyük relatif hacime sahiptirler,
puberteden sonra hızla küçülürler
✓Vücuda antijenik uyarım olmasa dahi normal
gelişimlerini ve doku organizasyonlarını tamamlarlar
✓Neonatal dönemde vücuttan çıkartılmaları halinde
yürüttükleri fonksiyonlarda önemli kayıplar oluşur
✓En önemli görevleri lenfositlerin değişimini ve
olgunlaşmasını sağlamaktır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Kemik İliği
➢Kemik iliği bütün memelilerde tüm kan hücrelerinin
yapıldığı hematopoetik bir organdır
➢Diğer bir deyişle, multipotent (pluripotent) stem
hücrelerinin ve lenfoid stem hücrelerinin kaynağıdır
➢Geç fötal dönemde ve erişkinlerde kemik iliği
lenfositlerin en önemli kaynağı iken, erken fötal
dönemde lenfoid stem hücreleri karaciğerde,
omentumda veya yumurta sarısında üretilir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Kemik İliği
➢Kemik iliği ruminantlar ve domuzlar hariç çoğu
memelilerde primer lenfoid organ olarak çalışır
➢Organa bu özelliğini kazandıran unsur B
lenfositlerinin değişimini sağlamasıdır
➢Ruminantlarda ve domuzlarda organın böyle bir
fonksiyonu yoktur
➢Öncü B hücreleri organın dış tarafında gelişmeye
başlar ve merkeze doğru ilerledikçe değişimini
tamamlayarak olgun B lenfositi halini alır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Kemik İliği
➢Diğer bir deyişle, antijen spesifitesini ve bazı yüzey
moleküllerini kazanır
➢Kemik iliği bu özelliklerinin yanısıra aynı zamanda
sekonder bir lenfoid organ olarak da fonksiyon görür
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Tüm memelilerde ve kanatlılarda T lenfositlerinin
gelişimini ve değişimini sağlayan organdır
➢Lober yapıya sahip bu organ anteriör mediastinal
boşlukta yerleşmiştir
➢At, sığır, koyun ve tavuklarda tiroide kadar uzanır
➢Timusun büyüklüğü hayvanın yaşına göre önemli
değişiklikler gösterir
➢Timusun relatif hacmi yeni doğanlarda en yüksek
düzeydedir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Puberte döneminde en büyük absolut hacime ulaşır
➢Puberteden sonra organ küçülmeye başlar
➢Timusun anatomik, histolojik ve fonksiyonel gelişimi
antijenik uyarıma bağlı değildir
➢Germ-free hayvanlarda bile normal gelişimine ve T
lenfositi üretimine devam eder
➢En önemli görevi organa niteliksiz olarak giren öncü
T lenfositlerine olgun T lenfositi kimliğini kazandırmak
ve otoreaktif T hücrelerini ortadan kaldırmaktır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Yenidoğan farelere neonatal timektomi
uygulandığında infeksiyöz hastalıklara karşı direnç
azalır
➢Böyle hayvanların dolaşımlarındaki T lenfosit sayıları
çok azalır ve hücresel immun yanıt yetenekleri önemli
ölçüde kaybolur
➢Neonatal timektominin humoral bağışıklık
üzerindeki etkisi antijen tipine göre değişir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Protein yapıdaki antijenlere karşı antikor yanıtı
önemli düzeyde düşerken, polisakkarid yapıdaki
antijenlere karşı antikor yanıtı etkilenmez
➢Neonatal timektominin evcil hayvanlardaki etkileri
daha az belirgindir
➢Bunun nedeni evcil hayvanlarda gebelik süresinin
uzun olması, timusun daha erken gelişmesi ve
doğuma kadar önemli fonksiyonlarının çoğunun
tamamlanmasıdır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Erişkin hayvanlarda yapılan timektominin etkileri
kısa dönemde görülmez
➢Birkaç ay sonra dolaşımdaki T lenfosit sayısı ve
hücresel immun yanıt yetenekleri azalır
➢Bu da, timusun erişkin hayvanlarda halen
fonksiyonel olduğunu ve vücutta uzun ömürlü ve
timus kökenli lenfositler bulunduğunu göstermektedir
➢Erişkin timektominin etkileri bu depo T lenfositler
azaldıktan sonra ortaya çıkar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Timektomi deneylerinin ortaya çıkardığı en önemli
sonuç; neonatal timusun dolaşımdaki lenfositlerin en
önemli kaynağı olduğu ve bu lenfositlerin de hücresel
bağışıklıktan sorumlu olan T lenfositleri (timus kökenli
lenfositler) olduğudur
➢Kemik iliğinden çıkan öncü T hücreleri kısa sürede
timusa girer (timosit adını alır) ve burada çeşitli
değişim aşamalarını tamamlayarak olgun T lenfositi
haline dönüşür
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢T lenfositlerinin timusta geçirdiği en önemli değişim
yabancı antijenleri ayırt edebilme yeteneğini
kazanmalarıdır
➢Timus yabancı antijenlere karşı yanıt verebilecek
lenfositlerin çoğalmasını desteklerken (pozitif
seleksiyon) vücudun kendi antijenlerine karşı
reaksiyon verebilecek lenfositleri ortadan kaldırır
(negatif seleksiyon)
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Bu olaylarda dendritik hücrelerin ve apoptozisin
önemli rolü vardır
➢Timusta değişim gösteren hücrelerin çoğunluğu
(rodentlerde % 95, buzağılarda % 75) burada tahrib
edilir, diğerleri organı terk ederek sekonder lenfoid
organlara yerleşirler
➢T lenfositleri ayrıca timustaki gelişimleri sırasında alt
tiplerini yani fonksiyonlarını belirleyen yüzey
moleküllerini de kazanırlar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Timus
➢Timus fonksiyonlarının yürütülmesinde epitel
hücreleri tarafından sentezlenen küçük polipeptid
hormonların önemli rolü vardır
➢Timozin, timopoetin, timik humoral faktör,
timostimulin ve timulin
➢Çinko, timusun ve T lenfositlerinin gelişimi için
gerekli bir mineraldir
➢Çinko eksikliği bulunan hayvanlarda hücresel immun
yanıt yetmezliği görülür
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Bursa Fabricius sadece kanatlı hayvanlarda bulunan
ve B lenfositlerinin gelişiminden sorumlu olan
organdır
➢Tütün kesesi şeklindeki organ kloakanın dorsalinde
yerleşmiştir ve bir kanalla kloakaya açılır
➢Yumurtadan çıkan civcivlerde organ en büyük relatif
hacime sahiptir
➢Bir-iki haftalık civcivlerde en yüksek absolut hacime
ulaşır ve bundan sonra hızla küçülür
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Erişkin kanatlıların çoğunda organ gözle görülemez
➢Organın anatomik, histolojik ve fonksiyonel gelişimi
antijenik uyarıma bağlı değildir
➢Germ-free hayvanlarda bile normal gelişimine ve B
lenfositi üretimine devam eder
➢Organın fonksiyonları neonatal bursektomili, IBDV
ile tahrib edilen veya testosteron hormonu ile
küçültülen bursa Fabricius’lu civcivlerdeki deneylerle
anlaşılır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Böyle hayvanların hücresel bağışıklık olaylarında
önemli bir değişiklik olmazken, antikor üretimi çok
azalır ve antikor sentezleyen plazma hücreleri
kaybolur
➢Salmonella infeksiyonlarına karşı direnç azalırken,
tüberküloza karşı bağışıklıkta önemli bir değişiklik
görülmez
➢Bu sonuçlar bursa Fabricius’un kanatlılarda B
lenfositlerinin (bursa kökenli lenfositler) gelişimi ve
değişiminden sorumlu organ olduğunu gösterir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Bursa Fabricius’daki hücrelerin % 90’dan fazlası B
lenfositidir
➢Kemik iliğinden köken alan öncü B hücreleri bursa
Fabricius’da çoğalır, değişime uğrar ve olgun B
lenfositleri haline geçer
➢Pozitif ve negatif seleksiyon bu organda da
gerçekleşir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Yabancı antijenlere karşı yanıt verebilecek B
lenfositlerinin çoğalması desteklenirken (pozitif
seleksiyon), vücudun kendi antijenlerine karşı yanıt
oluşturabilecek B lenfositleri apoptozis ile öldürülür
(negatif seleksiyon)
➢Bursa Fabricius’da olgunlaşan B lenfositlerinin ancak
% 5’i organ dışına çıkar ve sekonder lenfoid organlara
yerleşir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Bursa Fabricius’un epitel hücrelerinden çeşitli
hormonlar salgılanır
➢Bunların en önemlisi bursin’dir
➢Bursin B lenfositlerinin olgunlaşmasında rol
oynarken, T lenfositlerine etkisi olmaz
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Bursa Fabricius
➢Bursa Fabricius timusun aksine sadece primer
lenfoid organ değildir
➢Küçülme devresine kadar antijenleri yakalayabilir ve
bünyesinde antikor sentezi gerçekleştirebilir
➢Ancak, kısa sürede atrofiye olması ve düşük düzeyde
antikor üretmesi nedeniyle sekonder lenfoid organ
olarak önemi fazla değildir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Peyer Plakları
➢Ruminantlarda bağırsak Peyer plaklarının bir kısmı
primer lenfoid organ olarak çalışır
➢Koyunlarda iki tip Peyer plağı bulunur: jejunal Peyer
plakları ve ilio-sekal Peyer plakları
➢Jejunal Peyer plakları tüm yaşam boyunca
bağırsakta bulunur, % 30’a varan oranda T lenfositleri
içerir ve antijenik uyarım sonucunda doku
organizasyonu şekillenir
➢Jejunal Peyer plakları sekonder bir lenfoid dokudur
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Peyer Plakları
➢Primer lenfoid doku olarak kabul edilen ilio-sekal
Peyer plakları ise maksimum boyutlarına ve
olgunluklarına fötal dönemde ulaşırlar, doğumdan
sonra küçülerek 15. ayda involüsyona uğrar
➢Antijenik uyarım olmaksızın da normal gelişimini ve
olgunlaşmasını tamamlar
➢İlio-sekal Peyer plakları sadece B lenfositleri içeren
yoğun lenfoid foliküllerden ibarettir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Peyer Plakları
➢Altı haftalık bir kuzuda ilio-sekal Peyer plakları
vücuttaki en büyük lenfoid dokudur
➢Tümünün ağırlığı, vücut ağırlığının % 1’ine eşittir
(timus ile aynı büyüklükte)
➢Neonatal kuzularda ilio-sekal Peyer plaklarının
cerrahi yolla çıkarılması dolaşımdaki B lenfositlerinin
kaybolmasına ve antikor üretiminin çok azalmasına
neden olur
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Peyer Plakları
➢Ruminantların kemik iliğinde diğer hayvanlara
kıyasla çok az lenfosit bulunur
➢İlio-sekal Peyer plakları ruminantlarda primer
lenfoid dokudur ve B lenfositleri burada olgunlaşırlar
➢Kemik iliğinden köken alan öncü B hücrelerinin ilio-
sekal Peyer plaklarındaki olgunlaşma aşamaları, T
lenfositlerinin timusta ve kanatlı B lenfositlerinin
bursa Fabricius’da geçirdikleri aşamalara benzer
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Primer Lenfoid Organlar-Peyer Plakları
➢İlio-sekal Peyer plaklarında da pozitif ve negatif
seleksiyon vardır ve buralarda olgunlaşan hücrelerin
çok azı sekonder lenfoid organlara göç ederler
➢Domuzlarda da tek parça halindeki ileal Peyer plağı
primer lenfoid organ olarak görev yapar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar
➢Sekonder lenfoid organların en önemli ortak
özellikleri;
✓Organların gelişimi normal vücut gelişimi ile paralel
yürür, en büyük hacimlerine erişkin dönemde ulaşırlar
✓Vücuda antijenik uyarım olmadığında normal
gelişimlerini ve doku organizasyonlarını
tamamlayamazlar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar
✓Neonatal dönemde vücuttan çıkarılmaları halinde
yürütülen fonksiyonlarda önemli kayıplar oluşmaz
✓En önemli görevleri immun yanıt oluşumu için
ortam hazırlamak, vücuda giren antijenleri yakalamak
ve bunlara karşı immun yanıt oluşturmaktır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Lenf Nodülleri
➢Lenf nodülleri yuvarlak veya fasülye şeklinde
yapılardır
➢Lenf kanallarının lenf ile taşınan antijenleri
yakalayacak stratejik noktalarına yerleşmişlerdir
(bağırsak çevresinde mezenteriyal lenf yumruları,
trakhea çevresinde mediastinal lenf düğümleri)
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Lenf Nodülleri
➢En önemli görevleri lenf dolaşımı ile taşınan
antijenlere karşı ve vücudun diğer yerlerinde antijenle
karşılaşmış immun sistem hücrelerinin getirdiği
antijenik bilgilere göre immun yanıt oluşturmaktır
➢Lenf nodülünün dışı bağ dokudan bir kapsül ile
çevrilidir
➢Dıştan içe doğru korteks, parakortikal alan ve
medulla bulunur ve bu bölgeler B ve T lenfositleri,
makrofajlar ve dendritik hücreler içerir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Lenf Nodülleri
➢Kortekste yoğun olarak B lenfositleri bulunur
➢Antijenik uyarımda B lenfositlerinin antijene
bağlanma yeteneği artar ve vücudun diğer bölgelerine
ve sekonder lenfoid organlara göç ederler
➢Antijene karşı yanıt verme yeteneği zayıf kalan
hücreler ölür ve makrofajlar tarafından uzaklaştırılır
➢Ig sınıflarının farklılaşması ve bellek B hücrelerinin
oluşumu gerçekleşir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Lenf Nodülleri
➢Parakortikal bölgede yoğun olarak T lenfositleri
bulunur
➢Neonatal timektomize hayvanlarda parakortikal
bölgedeki hücreler kaybolduğu için bu bölge “timusa
bağımlı bölge” olarak adlandırılır
➢Medullada B lenfositleri, makrofajlar, retiküler
hücreler ve plazma hücreleri bulunur
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Lenf Nodülleri
➢Vücudun çeşitli dokularında giren yabancı antijenler
doku sıvılarının akışı ile lenf nodüllerine taşınırlar
➢Lenf nodülleri iki farklı antijen yakalama sistemine
sahiptirler ve antijenin hangi yolla yakalanacağı
antijenin vücuda daha önce girip girmediğine bağlıdır
➢Spesifik antikorların yokluğunda yani vücuda ilk kez
giren antijenler medulladaki makrofajlar tarafından
yakalanır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Lenf Nodülleri
➢Eğer antijen immun sistem tarafından tanınıyorsa,
yani daha önce bu antijene karşı immun yanıt
oluşmuşsa, bunları kortekste bulunan dendritik
hücreler spesifik antikorlar vasıtasıyla yakalarlar
➢Makrofajlar veya dendritik hücreler tarafından
yakalanıp işlenen antijenler T ve B lenfositlerine
sunulur
➢Uyarılan B hücreleri medullaya geçer ve antikor
üretmeye başlar
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Dalak
➢Dalak çok fonksiyonlu bir organdır
➢Lenf nodülleri dokulardaki ve lenf dolaşımındaki
antijenleri süzerken, dalak kandaki antijenleri süzer
➢Bu süzme işlemi antijenleri ve yaşlı kan hücrelerini
kandan uzaklaştırır
➢Bunun yanında dalak, kan hücrelerinin depolanması,
immun yanıt oluşumu ve fötal dönemde eritrosit
üretiminden sorumludur
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Kemik İliği
➢Primer lenfoid organ olmasının yanısıra kemik iliği
vücutta en büyük hacime sahip sekonder lenfoid
organdır
➢Damar içine giren antijenlerin önemli bir kısmı
karaciğer ve dalaktan başka kemik iliğinde yakalanır
➢Kemik iliğinde immun yanıt oluşturacak her türlü
immun sistem hücresi bulunur
➢Primer immun yanıtta antikorlar dalak ve lenf
nodüllerinde; sekonder immun yanıtta ise kemik
iliğinde üretilir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Hemolenf Nodülleri
➢Hemolenf nodülleri ruminantların ve diğer
memelilerin kan damarları ile ilişkili ve lenf
nodüllerine benzer yapılarıdır
➢Hemolenf nodüllerindeki lenfosit dağılımı lenf
nodüllerindekine çok benzerlik gösterir
➢Gerçek görevleri tam olarak saptanamamış olmasına
rağmen sekonder lenfoid doku olarak görev yaptığı
düşünülmektedir
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Mukozal Lenfoid Dokular
➢Mukozal lenfoid dokular sindirim, solunum ve
ürogenital kanalların mukoz membranları boyunca
yerleşmiş yapılardır
➢Sindirim kanalındaki sekonder lenfoid yapılar
tonsilleri, ince bağırsak Peyer plaklarını, lenfoid
folikülleri ve bazı türlerde apendiks foliküllerini kapsar
➢Bazı türlerin kalın bağırsak mukozasında da folikül
şeklinde organize olmuş lenfoid dokulara rastlanır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Mukozal Lenfoid Dokular
➢Mukozal epitelin altında ve foliküller arasında B ve T
lenfositleri, makrofajlar ve dendritik hücreler bulunur
➢Ayrıca bağırsak epitel hücreleri arasında
“intraepitelyal lenfosit” (IEL) denen T lenfositleri
bulunur
➢Peyer plaklarından başka bağırsakta ve diğer mukoz
membranlarda bulunan lenfoid dokular dağınık
durumdaki foliküler yapılardır
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Mukozal Lenfoid Dokular
➢Bunların tümüne ortak olarak mukoza-ilişkili lenfoid
doku (MALT) adı verilir
➢Tavuklarda lenfatik dolaşım ile bağlantılı lenfoid
nodüller bulunur
➢Bunlar;
✓Baş lenfoid dokusu (HALT)
✓Bronş-ilişkili lenfoid doku (BALT)
✓Bağırsak-ilişkili lenfoid doku (GALT)
İMMUN SİSTEM ORGANLARI
Sekonder Lenfoid Organlar-Mukozal Lenfoid Dokular
➢HALT kapsamında konjunktival lenfoid doku (CALT),
göz çukurundaki Harderian bezleri (paraoküler lenfoid
bezler), paranazal bezler, lakrimal ve lateral nazal
kanallar bulunur
➢GALT’ın bir kısmı sekal tonsillerde ve Peyer
plaklarında organize olmuştur
➢Tavuklarda ayrıca lenf damarları boyunca yayılmış
mural nodüller bulunur
ANTİKOR
➢Kazanılmış bağışıklığın temeli, bazı hücrelerin
antijenleri tanıması ve bunlara karşı spesifik yanıt
vermesidir
➢Vücutta bağışıklık olayları, hücresel (selüler) ve
sıvısal (humoral) olmak üzere iki temel yoldan gelişir
➢Humoral bağışıklığın temel unsurları B lenfositleri ve
bunlar tarafından üretilen antikorlardır
➢Antikor yapısındaki moleküller, B lenfositleri
üzerinde “B hücre antijen reseptörü” (BCR) olarak,
kanda ve diğer vücut sıvılarında “serbest antikorlar”
olarak bulunurlar
ANTİKOR
➢Bu iki immungobulin formu da sadece belli bir
antijen ile spesifik olarak reaksiyona girme
özelliğindedir
➢B hücre antijen reseptörleri antijenin B hücreleri
tarafından tanınmasını ve hücrelerin aktive olmasını
sağlarken, aktive olan hücrelerden salınan antikorlar
antijenleri bağlar ve diğer efektör mekanizmalarla
bunların tahrib olmalarını sağlar
➢B hücresinin antijene yanıtı sonucu oluşan ve bu
antijen ile spesifik olarak birleşebilen bağışıklık
elemanlarına antikor denir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülleri
➢Serum yüzlerce değişik protein molekülü içerir
➢Bu proteinlerin herbirinin net elektrik yükü sahip
oldukları farklı amino asit yan zincirleri nedeniyle
farklıdır
➢Elektrikli bir alanda uygulanan elektroforez tekniği
ile serum proteinleri elektrik yüklerine göre
fraksiyonlara ayrılırlar
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülleri
➢Pozitif yüklü moleküller katoda, negatif yüklüler
anoda doğru elektrik yükleri oranında kademeli olarak
göç ederler
➢Elektroforez uygulandığında serum proteinleri
albumin, alfaglobulin, betaglobulin ve gamaglobulin
olmak üzere dört temel fraksiyona ayrılırlar
➢Bir hayvanın yabancı bir protein antijeni verilmeden
önceki ve verildikten 1-2 hafta sonraki serumu
elektroforeze tabi tutulduğunda, gamaglobulin
fraksiyonunun miktarında artış olduğu görülür
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülleri
➢Vücuda antijen verilerek elde edilen ve antijen
spesifik antikorları içeren seruma antiserum veya
immun serum denir

➢Antiserum spesifik antijeni ile karşılaştırıldıktan


sonra elektroforeze tabi tutulursa gamaglobulin
fraksiyonunun normal düzeyine düştüğü görülür
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülleri
➢Serumdaki antikorların büyük çoğunluğu işte bu
gamaglobulin fraksiyonunda, az bir kısmı da
betaglobulin fraksiyonunda bulunur
➢Gamaglobulin fraksiyonundaki moleküller immünite
ile ilişkili olduklarından, bunlara immunglobulinler
denir
➢Yani, antikorların moleküler yapısı immunglobulin
olarak ifade edilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincirleri
➢Ig molekülünün monomerik yapıdaki temel birimi
polipeptid zincirlerinden oluşmuştur
➢Bu temel monomerik birim içinde aynı yapıya sahip
simetrik iki ağır zincir ve aynı yapıya sahip simetrik iki
hafif zincir bulunur
➢Ağır zincir “H” harfi, hafif zincir “L” harfi ile gösterilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincirleri
➢Ağır zincirlerden herbiri yaklaşık 450-500 amino
asitten oluşmuştur ve 50-60 kDa ağırlığındadır
➢Hafif zincirlerin herbiri 220 amino asitten
oluşmuştur ve 25 kDa ağırlığındadır
➢Bu zincirler disülfid bağları ile biririne bağlanarak
moleküle “Y” harfi şeklinde bir görünüm kazandırır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincirleri
➢Disülfid bağlarının sayısı ve pozisyonları Ig sınıflarına
ve alt sınıflarına göre farklılık gösterir
➢Tüm protein moleküllerinde olduğu gibi herbir
zincirin bir ucu karbon ile sonlanırken (C-ucu), diğer
ucu amino grubu ile sonlanır (N-ucu)
➢Herbir Ig zinciri ilmekler şeklinde organize olmuştur
ve ayrıca sabit ve değişken bölgeler içerir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İlmek Bölgeleri
➢Herbir zincirin belli bölgelerinde yaklaşık 110 amino
asitlik bölüm bir yumak şeklinde dizilmiştir
➢Bu bölgelerdeki amino asit zinciri 3-4 kez ileri geri
katlanarak ve disülfid bağları ile sabitlenerek moleküle
tersiyer yapı kazandırır
➢Ig molekülünde bunlara ilmek bölgeleri adı verilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İlmek Bölgeleri
➢İlmek bölgeleri hem ağır hem de hafif zincirlerde
bulunur ve konumlarına göre adlandırılırlar

➢Hafif zincirdeki ilmek bölgeleri iki tanedir: N-uçtaki


değişken hafif bölge (VL bölgesi) ve C-uçtaki sabit hafif
bölge (CL bölgesi)
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İlmek Bölgeleri
➢Ağır zincirde ise, N-uçtan başlayan bir değişken ağır
bölge (VH bölgesi) ve bunu C-uca doğru izleyen sabit
ağır bölge ilmekleri (CH1, CH2, CH3) bulunur

➢Bazı Ig sınıflarında ağır zincirde dördüncü sabit ağır


bölge ilmeği (CH4) bulunur
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Katlanma Bölgesi
➢Ağır zincirde CH1 ve CH2 ilmekleri arasında bulunan
bölüme katlanma bölgesi denir

➢Bu bölge sistein ve prolin yönünden zengin 12-15


amino asitten oluşmuştur ve ağır zincirler arası
disülfid bağlarının kurulduğu kısma denk gelir (Y
harfinin kollarının ayrıldığı bölge
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Katlanma Bölgesi
➢Bu bölgedeki prolinlerin varlığı katlanma bölgesine
elastiki bir özellik kazandırır (90ᵒ’lik açı oluşturma)
➢Katlanma bölgesi bazı Ig sınıflarında vardır ve buna
sahip olan Ig’lerin kolları kanat gibi hareketli olur
➢Katlanma bölgesi hidrofilik özellikte olduğundan
hidrolitik enzimlerin etkisine duyarlıdır
➢Ig molekülü böyle enzimlerle muamele edildiğinde
katlanma bölgesinden parçalanırlar
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Fc ve Fab Kısımları
➢Ig molekülleri papain veya pepsin enzimleri ile
muamele edildiklerinde fragmanlara ayrılır
➢Papain enzimi Ig molekülünü üç parçaya ayırır: iki
Fab kısmı (antijen bağlayan kısım) (Y harfinin birer
kolu) ve bir Fc kısmı (kristalize olan fragman) (Y
harfinin sapı)
➢Pepsin enzimi ise molekülü bir Fab2 kısmına (Y
harfinin ikikolu) ve parçalanmış birkaç Fc kısmına ayırır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Fc ve Fab Kısımları
➢Bu fragmanlar Ig molekülünün fonksiyonları ile
yakından ilişkilidir
➢Fab kısmı antijenle bağlanmayı sağlayan bölgeleri
içerir, yani molekülün immunolojik fonksiyonu ile
ilişkilidir
➢Fc kısmı ise Ig molekülünün hücrelere veya Fc
reseptörlerine bağlanmasını sağlar, yani molekülün
biyolojik fonksiyonu ile ilgilidir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Sabit Bölge
➢Ig molekülündeki hafif zincirin C-ucundaki ilmek
bölgesinin (CL) ve bir bütün olarak ağır zincirin C-
ucundan başlayan CH3, CH2 ve CH1 ilmek bölgelerinin
yapısı herbir Ig sınıfı veya zincir tipi için sabittir
➢Bu nedenle bunlara hafif zincir sabit bölgesi (CL) ve
ağır zincir sabit bölgesi (CH) denir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Sabit Bölge
➢Molekülün bu bölümü herbir zincir tipi için sabittir
veya çok az değişiklik gösterir
➢Örn., serumdaki tüm IgE moleküllerinin ağır zincir
sabit bölgeleri tamamen aynıdır
➢Ağır zincir sabit bölgesinin amino asit yapısı o Ig
molekülünün hangi sınıfa ait olduğunu gösterir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Sabit Bölge
➢Bu bölge aynı zamanda Fc kısmını da içine alır ve
molekülün hücre veya reseptörlere bağlanmasını
sağlar

➢Bazı Ig sınıflarında sabit bölgedeki CH2 veya CH3


ilmeği üzerinde komplement proteininin bağlanması
için özel bir bölge de vardır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Değişken Bölge
➢Ig molekülündeki tüm zincirlerin N-ucundaki ilmek
bölgelerine değişken bölge (VL, VH) adı verilir
➢Bu ilmeklere değişken bölge denmesinin nedeni,
buradaki amino asit dizilişlerinin ve tersiyer yapının
farklı antijenlere spesifik antikorlarda çok değişiklik
göstermesidir
➢Çünkü değişken bölgeler Ig molekülünün antijenle
temas kurduğu kısımlardır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Değişken Bölge
➢Bu yüzden herbir farklı antijene karşı farklı bir
değişken bölge ve dolayısıyla farklı bir antikor olacaktır
➢Bu bölgenin değişken yapısı sabit bölgenin sabit
yapısını etkilemez
➢Farklı tipteki sabit bölgeleri içeren Ig’lerde tek bir
antijene karşı oluşmuş aynı yapıdaki değişken bölgeler
bulunabilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Değişken Bölge
➢Yani tek bir antijene spesifik değişken bölge farklı Ig
sınıflarında ortak olarak bulunabilir

➢Örn., belli bir bakteri antijenine karşı oluşan IgG,


IgM, IgA ve IgE sınıfı antikorların tümünde değişken
bölge aynı yapıdadır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Çok Değişken Bölge
➢Bir Ig molekülünde değişken bölgenin tümü antijene
bağlanmaz
➢Değişken bölgenin belirli kısımlarında antijen
bağlanma bölgesinin şeklini veren ve antijenle asıl
teması kuran çok değişken bölgeler vardır
➢Değişken bölge antijene bir bütün olarak değil,
sadece bu çok değişken bölgeden bağlanır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Çok Değişken Bölge
➢Değişken bölge içindeki bu çok değişken bölgelere
paratop adı verilir (antijenin epitopuna karşılık olarak)
➢Bu çok değişken kısımlar antijene bağlanacak
bölgenin şeklini, dolayısıyla bir Ig molekülünün hangi
epitopa bağlanacağını belirler
➢Bu yüzden çok değişken bölgelere CDR (karşıtlığı
belirleyen bölgeler) (complementarity-determining
region) adı da verilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Çok Değişken Bölge
➢CDR’ler 6-10 amino asitlik kısa bölümlerdir ve bir
değişken bölgenin belli amino asit sıralarında bulunur
➢Herbir ağır ve hafif zincir değişken bölgesinde 3’er
tane bulunurlar ve N-ucundan başlamak üzere CDR1,
CDR2 ve CDR3 adını alırlar
➢Ağır ve hafif zincirler üzerindeki CDR’ler birbirinden
farklıdır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Çok Değişken Bölge
➢Dolayısıyla bir Ig molekülü antijene tek bir zincirdeki
3 CDR ile değil, ağır ve hafif zincirin her ikisindeki
toplam 6 CDR ile bağlanır
➢Antijene bağlanma söz konusu olduğunda ağır ve
hafif zincirler 6 CDR’lik bir bütün yapı olarak
düşünülmelidir
➢Aynı 6 CDR’lık antijen bağlanma birimi Ig
molekülünün diğer kolu üzerinde de vardır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Çok Değişken Bölge
➢Bir antijende de molekülün tamamı değil, epitop
denen birkaç amino asitlik kısım asıl antijeniteyi
belirler
➢Değişken bölgelerdeki CDR’ler bu epitoplara karşıt
gelen bölgelerdir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
Çok Değişken Bölge
➢Bir anahtar-kilit ilişkisi gibi bir antijen molekülündeki
epitopların oluşturduğu girintili-çıkıntılı eşsiz bir
yapıya karşı, değişken bölgede de CDR’lerin
oluşturduğu girintili-çıkıntılı spesifik bir kalıp olacaktır
➢Bu yüzden de ne kadar çok anijen varsa o kadar çok
değişken bölge var demektir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincir Tipleri-Hafif Zincir Tipleri
➢Ig moleküllerinde iki farklı tipte hafif zincir bulunur:
kappa zinciri ve lambda zinciri
➢Bir Ig molekülünde bu zincir tiplerinden sadece birisi
bulunur
➢Kappa ve lambda zincir tipleri arasındaki farklılık
sadece hafif zincir sabit bölgesindeki (CL bölgesi)
amino asit dizilişlerinin değişik olmasından
kaynaklanır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincir Tipleri-Hafif Zincir Tipleri
➢Bir hafif zincirin kappa veya lambda tipinde olması,
Ig molekülünün fonksiyonunu değiştirmez, veya
molekülün hangi Ig sınıfında olduğunu göstermez

➢Çeşitli hayvan türlerinin Ig molekülündeki hafif zincir


tiplerinin dağılımı farklılıklar gösterir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincir Tipleri-Hafif Zincir Tipleri
➢Sığır Ig hafif zincirinin % 95’i, kedi ve köpeklerin %
90’ı lambda tipindedir
➢Kappa hafif zincir oranı insanda % 70, fare ve
ratlarda % 95’tir
➢Maymunlarda her iki zincir tipi eşit oranda bulunur
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincir Tipleri-Ağır Zincir Tipleri
➢Beş temel tipte ağır zincir vardır: gama, mü, alfa,
delta ve epsilon
➢Ağır zincir tipleri arasındaki farklılık, ağır zincir sabit
bölgesindeki (CH bölgesi) amino asit dizilişlerinin
değişik olmasından kaynaklanır
➢Ağır zincir tipi veya ağır zincirin antijenik yapısı, o
zincir tipine sahip Ig sınıfını belirler
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Zincir Tipleri-Ağır Zincir Tipleri
➢Gama zinciri IgG
➢Mü zinciri IgM
➢Alfa zinciri IgA
➢Delta zinciri IgD
➢Epsilon zinciri IgE sınıfını belirler
➢Beş temel ağır zincir tipinden başka, ağır zincir
tiplerinin alt tipleri de vardır (IgG1, IgG2)
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢IgG kanda en yüksek konsantrasyonda (% 70-80)
bulunan Ig sınıfıdır
➢Tipik monomer yapısındadır (2 ağır ve 2 hafif zincir)
➢Ağır zincir gama tipinde, hafif zincir kappa ve
lambda tipindedir
➢Molekül ağırlığı 160-180 kDa, çökme katsayısı 7S’tir
(S=Svedberg ünitesi)
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢3 CH ilmeğine ve katlanma bölgesine sahiptir
➢CH2 ilmeğinde bir komplement bağlanma bölgesi ve
bir karbonhidrat rezidüsü bulunur
➢IgG’nin alt sınıfları vardır ve kandaki IgG
konsantrasyonu bu alt sınıfların toplamından oluşur
➢Sığırlarda IgG1, IgG2 ve IgG3; köpekte IgG1, IgG2,
IgG3 ve IgG4 alt sınıfları bulunur
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢IgG dalak, lenf nodülleri ve kemik iliğindeki plazma
hücreleri tarafından üretilir ve salgılanır
➢En küçük Ig sınıfı olduğu için damarlardan diğer Ig
sınıflarına göre çok daha kolay geçer
➢Bu nedenle doku sıvılarındaki ve bazı mukozal
yüzeylerdeki bağışıklık olaylarına da katılır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢IgG’nin en önemli fonksiyonları mikroorganizmaları
etkisiz hale getirmek ve toksinleri nötralize etmektir

➢IgG spesifik antijenine iki Fab ucu ile (bivalant)


kolayca bağlanır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢Mikrobiyal yüzeylere bağlandığında
mikroorganizmaların kümelenip hareketsizleşmesine
(aglutinasyon), opsonizasyonuna (fagositozu
kolaylaştırır), sitotoksik hücreler tarafından
parçalanmasına (ADCC mekanizması) ve komplement
vasıtasıyla lizisine (komplement aktivasyonu) neden
olabilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢Mikrobiyal toksinlere ve diğer eriyebilir antijenlere
bağlanarak bunları nötralize eder ve vücuttan
uzaklaştırır

➢IgG bu fonksiyonlarını başta kan olmak üzere diğer


doku sıvılarında ve bazı mukozal yüzeylerde
(ruminantlarda) gerçekleştirir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin G (IgG)
➢Ayrıca allerjik ve otoimmun reaksiyonlarda, tümör
hücrelerine ve yabancı hücrelere karşı oluşan immun
yanıtta da görev alırlar

➢IgG en yoğun olarak sekonder immun yanıt


sırasında üretilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢IgM kanda ikinci yüksek konsantrasyonda (% 5-15)
bulunan Ig sınıfıdır
➢2 ağır ve 2 hafif zincirden oluşmuş monomer
yapıdaki IgM sadece B hücrelerinin üzerinde B hücre
antijen reseptörü (BCR) olarak bulunur ve ortama
salınmaz
➢Ağır zinciri mü tipinde, hafif zinciri kappa veya
lambda tipindedir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢Bu monomerik formun molekül ağırlığı 180 kDa’dur

➢4 CH ilmeğine sahiptir ancak katlanma bölgesi


yoktur

➢CH3 ilmeğinde de komplement bağlanma bölgesi


bulunur
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢IgM kanda 5 IgM monomerinin birleşmesinden
oluşan pentamer şeklinde bulunur (nadiren 6’lı
şekilde bulunabilir)
➢Pentamer formu hücreler üzerinde değil sadece
kanda serbest olarak bulunur, kandaki IgM’lerin tümü
pentameriktir)
➢Pentamerik IgM’nin molekül ağırlığı 900-950 kDa,
çökme katsayısı 19S’dir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢Pentamer şekli 5 IgM monomerinin disülfid bağları
ile dairesel tarzda bağlanması ile oluşur
➢Halkayı tamamlamak üzere iki monomerin C-
uçlarına bir J zinciri bağlanır (J zinciri 15 kDa
ağırlığında sistein yönünden zengin bir polipeptiddir)
➢IgM’nin sadece insanlarda iki alt sınıfı (IgM1, IgM2)
vardır, hayvanların hiçbirisinde alt sınıflara ayrılmaz
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢Pentamerik IgM dalak, lenf nodülleri ve kemik
iliğindeki plazma hücreleri tarafından üretilir ve
salgılanır
➢En büyük Ig sınıfı olduğu için damarlardan kolay
geçemez
➢Bu nedenle doku sıvılarındaki ve mukozal
yüzeylerdeki bağışıklık olaylarına çok az katılır, başlıca
faaliyet alanı kandır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢IgM’nin fonksiyonları IgG’ye banzer
➢IgM nispeten az miktarda üretilmesine rağmen,
aglutinasyon, opsonizasyon, komplement aktivasyonu
ve nötralizasyon işlevlerini IgG’ye göre çok daha etkili
bir şekilde gerçekleştirir
➢Çünkü serbest IgM 5 antijen bağlama ucuna sahiptir
(teorik olarak 10 antijen bağlama ucu olmasına
rağmen bunların sadece 5’i antijene bağlanabilir)
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin M (IgM)
➢IgM primer immun yanıt sırasında oluşturulan Ig
sınıfıdır
➢Aynı zamanda en yüksek konsantrasyonuna primer
immun yanıt sırasında ulaşır
➢Sekonder immun yanıtta IgM’nin yerini IgG alır
➢Ancak, proteinler dışındaki bazı antijenlere (T
bağımsız antijen) sadece IgM sınıfı antikorlar üretilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢IgA kanda düşük konsantrasyonda (% 5-15) bulunan
fakat çoğunluğu mukozal yüzeylere salınan Ig sınıfıdır
➢2 ağır ve 2 hafif zincirden oluşmuş monomer yapısı
sadece kanda, 2 IgA monomerinden oluşan dimerik
formu çoğunlukla mukozal yüzeylerde bulunur
➢Ağır zinciri alfa tipinde, hafif zinciri kappa veya
lambda tipindedir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢3 CH ilmeğine ve katlanma bölgesine sahiptir
➢Monomerik IgA’nın molekül ağırlığı 160 kDa,
dimerik IgA’nın ise 400 kDa’dur
➢Dimerik şekli 2 IgA monomerinin disülfid bağları ve J
zinciri ile bağlanmasıyla oluşur
➢Bazı türlerde IgA’nın iki alt sınıfı (IgA1, IgA2)
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢IgA mukozal yüzeylerdeki, bölgesel lenfoid
dokulardaki ve derideki plazma hücreleri tarafından
üretilir
➢Molekül dimer şeklini bu hücrelerde alır
➢Oluşan IgA’ların az bir kısmı kana, özellikle dimerik
olanlar mukozalardaki epitel hücrelerine geçer
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢Dimerik IgA’lar, salgısal parçadan ibaret reseptörler
ile epitel hücrelerinin içine alınır, burada moleküllere
kovalent olarak salgısal parça bağlanır ve mukozal
boşluklara bırakılırlar
➢Salgısal parça içeren ve mukozal yüzeylerde bulunan
bu forma salgısal IgA (sIgA) adı verilir
➢Salgısal parça molekülün mukozalardaki enzimler
tarafından parçalanmasını önler
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢Mukozal yüzeylerde nadiren tetramerik (4
monomerden oluşan) sIgA’lar da bulunabilir
➢Kandaki monomerik IgA’nın bir fonksiyonu yoktur
çünkü komplementi aktive edemez ve opsonizasyon
yapamaz
➢Ancak, sIgA mukozal yüzeylerde çok önemli görevler
üstlenir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢Mukozal yüzeylerdeki mikroorganizmalarla bağlanır
ve toksinleri nötralize eder
➢sIgA, mikroorganizmaların diğer efektör
mekanizmalar ile tahribini gerçekleştirmese de,
bunları aglutine eder ve mukozal yüzeylere
tutunmalarını engeller
➢Böylece birçok patojen mikroorganizma mukozal
membranlardan vücuda giremez
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin A (IgA)
➢sIgA sindirim kanalı, solunum yolları, genital kanal,
meme ve göz mukozalarının tümünde fonksiyon görür

➢Bu nedenle sIgA’nın mukozal yüzeylerin


savunmasında ve dolayısıyla tüm vücudun
korunmasında çok önemli fonksiyonları olduğu
söylenebilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin E (IgE)
➢IgE kanda en düşük konsantrasyonda (% 0,005-2)
bulunan Ig sınıfıdır (bazı hastalıklarda konsantrasyonu
artabilir)
➢2 ağır ve 2 hafif zincirden oluşmuş tipik monomer
yapısındadır
➢Ağır zincir epsilon tipinde, hafif zincir kappa veya
lambda tipindedir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin E (IgE)
➢Molekül ağırlığı 190 kDa, çökme katsayısı 8S’tir
➢4 CH ilmeğine sahiptir fakat katlanma bölgesi yoktur
➢IgE’ye has özellikler: molekülün % 15 oranında
karbonhidrat içermesi, ısıya ve enzimlere çok duyarlı
olması ve yarı ömrünün çok kısa (2-3 gün) olmasıdır
➢Sadece köpek IgE’sinin2 alt sınıfı vardır (IgE1, IgE2)
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin E (IgE)
➢IgE vücut yüzeylerinde bulunan lenfoid dokudaki
plazma hücreleri tarafından üretilir ve salınır
➢Çok düşük konsantrasyonlarda bulunduğu için diğer
Ig sınıflarının yürüttüğü antimikrobiyal görevleri etkili
bir şekilde yerine getiremez, komplementi aktive
edemez ve opsonizasyon yapamaz
➢Ancak, IgE parazitlere karşı oluşan reaksiyonlarda ve
allerjik reaksiyonlarda görev alan en önemli Ig sınıfıdır
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin E (IgE)
➢Paraziter veya allerjik hastalıklarda konsantrasyonu
belirgin şekilde artar
➢Bu açıdan, IgE’nin en önemli özelliği, özel
reseptörler bulunduran mast hücrelerine ve
bazofillere bağlanabilmesidir
➢Bu nedenle IgE’ye sitofilik, sitotropik veya reaginik
antikor de denilir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin D (IgD)
➢IgD, B lenfositleri üzerinde antijen reseptörü (BCR)
olarak yerleşen ve serumda spontan olarak bulunan
bir Ig sınıfıdır
➢2 ağır ve 2 hafif zincirden oluşmuş monomer
yapısındadır
➢Ağır zincir delta, hafif zincir kappa veya lambda
tipindedir
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin D (IgD)
➢Molekül ağırlığı 170 kDa, çökme katsayısı 7S’tir
➢Sadece 2 CH ilmeğine sahiptir, CH3ilmeği yoktur ve
fakat bunun yerine uzun bir katlanma bölgesi vardır
➢Bu nedenle enzimlere çok duyarlıdır ve parçalandığı
için serumda saptanamaz
➢IgD’nin alt sınıfları yoktur
➢IgD insan, maymun, rat, fare ve evcil hayvanlardan
sadece köpeklerde bulunur
ANTİKOR
İmmunglobulin Molekülünün Yapısı
İmmunglobulin Sınıfları-İmmunglobulin Y (IgY)
➢ Bilinen beş immunglobulin dışında bir de IgY
bulunur
➢ Sadece kanatlılarda bulunur ve yapısı IgG’ye
benzer
➢ Ağır zincirin yapısı upsilon (Yu) formundadır
➢ Ağır zincirin sabit bölgesinde dört ilmek bulunur
ve katlanma bölgesi yoktur
➢ Presipitasyon ve aglutinasyon reaksiyonlarına
katılır

You might also like