İÇİNDEKİLER

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 31

MODÜL 3 MODÜL 3

TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

= 1 u 10 μf 1 Pf = 1 u 10 nf
6 3
Farad (f) 1F

= 1 u 10 nf 1 Pf = 1 u 10 pf
Dikkat edilirse gerilim U= I . R’ den güç formülünde yerine konulursa 9 6
Mikrofarad (μf ) 1F

2 Nanofarad ( nf ) 1F = 1 u 10
12
pf 1 nf = 1 u 10 pf
3
P = U . I = (I . R) . I = I . R Watt bulunur.
Pikofarad (pf )
Eğer gerilim belli ise I=U/R formülünden güç formülünde yerine konulursa; P = U . (U

2 İki iletken levha arasına bir yalıtkan madde konarak elde edilen, elektrik enerjisini depo etmeye
/ R) = U /R Watt olarak ta bir direnç üzerinde harcanan gücü bulabiliriz. Buradaki
yarayan elektronik devre elemanlarına ”kondansatör” adı verilir.Kondansatörü oluşturan iletkenlere
ise “kondansatörün levhaları” denir.Yukarıda belirttiğimiz gibi kondansatör kapasite birimi farad olup
formülde;
“C” harfiyle gösteririz.Şekil 3.9.1’de kondansatörün basit yapısı, yukarıdaki tabloda da çeşitli sembolleri
görülmektedir.
P = cihazın gücü veya alınan güç (Watt) U =
uygulanan gerilim ( Volt)
I = çekilen akım veya elemanın üzerinden geçen akım ( Amper )

MKS birim sistemine göre (J/s) dir. Buna kısaca “Watt” denir W ile gösterilir. Bu birim as ve üst Yalıtkan İletken
katları mevcuttur. Bunlar kendi aralarında biner biner büyür biner biner küçülür. (Dielektrik) Levhalar

1W = 1000 mW
1000 W = 1 kW
6
10 W = 1 kW dır.

Kutupsuz Kutuplu

3.9 KAPASİTÖR KAPASİTANS


Şekil 3.9.2 Çeşitli Kondansatör
KONDANSATÖRLER Şekil 3.9.1 Kondansatörün Yapısı Sembolleri

Bir Kondansatörün Çalışması ve Fonksiyonları İletkenler arasına yerleştirilen yalıtkan maddeye “dielektrik” denir. Kullanılan di elektrik maddenin
cinsine göre (hava, kâğıt, mika, seramik, polyester, yağ, elektrolitik, tantal vb.) kondansatörler değişik
Bir iletkenin elektrik yükünün, potansiyeline oranı daima sabittir. Bu sabit sayı “C” ile gösterilerek; isimler alırlar.

Bir kondansatörü üreteç uçlarına


C =Q/U
bağladığımızda üretecin (+) kutbuna bağlı
olan levha pozitif elektrik yükleriyle (+Q),
üretecin (-) kutbuna bağlı olan levha negatif
bağıntısı yazılır. Burada C’ye “iletkenin kapasitesi” denir.
elektrik yükleriyle (-Q) yüklenir (Şekil.3.9.3).
Burada kondansatörün yükü, levhalardan
Yukarıdaki formülde MKS birim sistemi kullanıldığında Q elektrik yükünün kulon, (C) ve U
potansiyelinin volt ( V ) olduğunu biliyoruz. Bu durumda C kapasitesinin birimi Kulon/Volt veya kısaca birinin mutlak değeri ile belirtilir. Yani
farad olmaktadır. kondansatör üzerindeki yük sadece (Q)’dur.
Ne (-Q) ne de (+Q)’dur
Yine yukarıdaki formülden faradın tanımını şöyle çıkartabiliriz. Potansiyeli 1 volt olan iletkenin yükü
1 kulon ise bu iletkenin kapasitesi bir farad ‘dır. Şekil 3.9.3 Kondansatör Levhalarının
Yüklenmesi
1 farad =1 kulon / 1 volt

Farad çok büyük bir kapasite birimi olduğundan, uygulamada alt birimleri
kullanılır.Bunlar;mikrofarad ( μf), nanofarad (nf) ve pikofarad (pf)’dır.
SAYFA 59 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 60 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
levhaların yükünü sıfırlar. Bu durumda kondansatör “delinmiş” veya “bozulmuş” diye tanımlanır.
Her kondansatörün belli bir yük depolama sınırı ve depolayabileceği maksimum enerji vardır.
Bir kondansatörde, Q = C u U bağıntısı
Bir kondansatörün kapasitesi;
Q (Yük) geçerli olduğundan, başlangıçta yüksüz bir
kondansatörün U potansiyel farkı altında Q
Q
k .S
C 8,85 u 10 12
kadar yüklenmesini Şekil.3.9.4 ’teki grafik ile
gösterebiliriz. Güç ile zamanın çarpımı,
d
enerjiyi vereceğinden kondansatörde elektrik
enerjisinin depolandığı anlaşılmaktadır. formülüyle hesaplanır.
Yüksek potansiyelli, yüklü bir kondansatöre Bu formülde;
dokunduğumuzda, iletken olan
8,85 u1012 : Farad/metre olarak boşluğun veya havanın di elektrik katsayısıdır, sabittir.
U vücudumuzdan bir anlık geçen akım bizi
U k: Yalıtkan maddeye göre değişen, yalıtkanın di elektrik katsayısıdır(Tablo1.2).
(Gerilim) çarpması bunun için güzel bir örnektir. 2
S : ( m ) olarak levhaların alanıdır.
Grafikteki doğrunun eğimi C kapasitesini
d: Metre olarak levhalar arasındaki uzaklıktır.
Şekil 3.9.4 Yük –Gerilim Eğrisi verir. Eğimin altında kalan alan ise
C: Farad cinsinden kondansatörün kapasitesidir.
kondansatörde depolanan enerjiyi verir.
Buna göre kondansatörde depolanan enerji
aşağıdaki formülle hesaplanır.
Madde Di elektrik Madde Di elektrik
katsayısı katsayısı

Hava 1 Cam 8
1
W= .Q.U Parafin 2–2,5 Seramik 80–1200
2
Teflon 2,1 Mika 3–8

Bu formülde Kağıt 2–6 Plastik film 2–6


Q: Yük (Coulomb) Lastik 6,7 Tantalyum 25
U: Gerilim (Volt) Naylon 3,5 Germanyum 16
W: Enerji (Joule) ‘dur. Silikon 12 Su 80
1
Q = C.U veya U= Q/C çeşitlikleri W = .Q.U formülünde yerine yazılırsa Tablo3.9.1 Dielektrik Katsayıları
2
Boşluk veya havanın di elektrik katsayısı,

1 2 H0 8,85 u 10 12 F/m’dir. Bağıl di elektrik katsayısı k, ortamın di elektrik katsayısı H olmak üzere
W= .C.U
2
H
k dan hesap edilerek Tablo1.2’deki değerler bulunmuştur.
ve H0

1 Kapasiteyi Etkileyen Faktörler


2
W= .Q /C
2 Yukarıdaki formülden, bir kondansatörün kapasitesinin; levhaların alanı ile doğru levhalar
formülleri elde edilir. arasındaki mesafe ile ters orantılı ve levhalar arasındaki dielektrik madde ile doğrudan ilgili olduğu
sonucu çıkartılabilir.

Kondansatörlerin yük depolayabilmelerinin bir sınırı vardır. Bir balonu çok fazla şişirdiğimizde, Plakaların Yüzeyi
balonun belli bir basınçtan fazlasına dayanamayıp patlayacağı gibi kondansatörler de belli bir Bir kondansatörün kapasitesi, karşılıklı plakaların alanlarının büyüklüğüyle doğru orantılıdır.
potansiyel farkından fazlasına dayanamaz ve levhaların birinden diğerine yük sıçraması olur. Bu da Karşılıklı duran iletken plakaların alanları büyükse kondansatörün kapasitesi de büyüktür, karşılıklı
plakaların alanları küçükse kondansatörün kapasitesi de küçüktür.
SAYFA 61 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 62 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Kondansatörün plakalarının S alanı ne denli büyük olursa o kadar fazla yük alır. Örneğin plaka Kondansatörün Şarjı, De Şarjı ve Zaman Sabiti
yüzeyini S’ten 2S’e çıkardığımızda depoladığımız yükte Q’dan 2Q’ya çıkar. Buradan, kapasitenin plaka
yüzeyi ile doğru orantılı olduğunu çıkarabiliriz.

Plakalar Arası Uzaklık


Kondansatörün plakaları arasındaki mesafeyle kapasiteleri ters orantılıdır. Plakalar arasındaki
mesafe küçükse (plakalar bir birine yakınsa) kapasite büyük, plakalar arasındaki mesafe büyükse
(plakalar bir birinden uzaksa) kapasite küçük olur.

Plakaların Sayısı
Kondansatör kapasitesi plaka yüzeyleri ile doğru orantılı idi.Yani plaka yüzeyi büyüdükçe kapasite
değeri artmaktaydı.Buradan kondansatörü oluşturan plaka sayısının artması, levha yüzeylerinin
artması anlamını çıkarırız.Sonuçta kondansatörün kapasite değerinin plaka sayısı ile doğru orantılı
olduğunu söyleyebiliriz.Plaka sayısının çok olduğu kondansatörler değerleri değişebilen
kondansatörlerdir.Bunların çalışması, plaka yüzey alanlarını değiştirmek suretiyle kapasitenin
değişmesi prensibine dayanır.

Dielektrik ve Dielektrik Katsayısı Şekil 3.9.5 Kondansatörün Şekil 3.9.6 Şarjsızı ve Şarjlı Kondansatör
Şarjı Levhaları
Bütün yalıtkan maddelerin bir dielektrik kat sayısı vardır. Dielektrik katsayısı ne kadar büyük ise o
madde o kadar iyi yalıtkan demektir. Kondansatörlerde kullanılan dielektrik maddenin dielektrik kat
sayısı ne kadar büyük ise kapasite o kadar yüksek olur. Şarj, kondansatör plakalarının yük bakımından farklı duruma gelerek yüklenmesi ya da levhalar
arasında potansiyel farkının oluşmasıdır.
Tablo.1.2’de kondansatörlerde kullanılan bazı yalıtkanların dielektrik katsayıları görülmektedir.Hava
referans olarak alınmıştır ve dielektrik katsayısı 1’dir.Bu tabloda bazı maddeler için tek rakam, Boş bir kondansatörde iki levha eşit elektrona sahiptir. Kondansatör uçlarına Şekil 3.9.5.’de
bazılarına ise bir aralık verilmiştir.Bu şöyle açıklanabilir: Madde elde edilirken kullanılan karışım görüldüğü gibi bir pil bağlanırsa, pilin pozitif (+) ucunun bağlandığı levhadaki elektronlar pilin (+) ucuna
oranları, fırınlama tekniği vb. faktörlere bağlı olarak dielektrik katsayısı belirtilen sınırlar arasında doğru gitmeye başlar.(+) yük ile (-) bir birini çeker. Elektronlarını kaybeden levha pozitif yüklü duruma
değişebilir. geçer. Bir levhanın pozitif yüklenmesi, pilin negatif ucunun bağlı olduğu levhaya gelen elektronların
sayısını artırır.

İletken plakaların arasındaki dielektrik maddenin kalite durumuna göre, kondansatör herhangi bir Sonuç olarak pilin artı (+) ucuna bağlanan levha pozitif yüklenirken, eksi (-) ucuna bağlanan levha
devreye ya da alıcıya bağlı olamasa dahi zamanla boşalır. negatif olarak yüklenir. İki levha arasındaki dielektrik malzeme yalıtkan olduğundan devreden sürekli
olarak akım dolaşmaz. Kondansatörde biriken yüklerin gerilimi pil gerilimine eşit olduğunda geçen
akım sıfıra iner. Pil ile kondansatör birbirinden ayrıldıktan sonra kondansatörde depolanan enerji belirli
Çalışma Voltajı ve Voltaj Sınıflandırılması bir süre için levhalarda kalır. Kondansatörün, üzerindeki yükü tutma süresi levhaların ve dielektrik
maddenin kalitesine göre değişir. Dielektrik madde üzerinden geçen sızıntı akımlarının hiç olmadığı
Kondansatörlerin kapasitesinin yanında çalışma voltajı da çok önemlidir. Uygulamada kullanılan varsayılırsa kondansatör üzerindeki yük sonsuza kadar aynı değerde kalır. Ancak en iyi yalıtkan
kondansatörler, standart voltaja sahiptirler. Kondansatörlerin standart voltaj değerleri şöyledir:3–6–10– maddede bile bir miktar akım taşıyıcı elektron ve oyuk çiftleri olduğundan hiçbir kondansatör
16–25–35–50–63–100–160–250–350–400–450–630-1000V… üzerindeki yükü sonsuza kadar aynı değerde tutamaz.

12V’ta çalışan bir elektronik devrede 6V’luk bir kondansatör kullanmak doğru değildir. Özellikle Kondansatörler DC enerji kaynağına bağlandığında ilk anda şarj olur. DC akım kesildikten sonra ise
elektrolitik kondansatörler aşırı gerilime maruz kaldıklarında, ısınarak patlar. belli bir süre bu durumda kalır.

AC çalışma gerilimi belli olan bir devreye bağlanacak kondansatörün çalışma voltajı: AC enerji kaynağına bağlandığında ise alternans değiştikçe kondansatör sürekli olarak dolup
boşalır. Pozitif alternans yükselirken kondansatör şarj olmaya başlar. Akım maksimum değerden sıfıra
U C = U efektif u 1,41 doğru inerken kondansatör boşalır. Alternans negatif yönde yükselirken kondansatör bu kez ters yönlü
olarak dolmaya başlar. Akım negatif maksimum değerden sıfıra doğru inerken kondansatör yine
denklemiyle bulunur. boşalır.

Bazı kondansatörlerin çalışma voltajı DC cinsinden, bazılarınınki ise AC cinsinden belirtilir.250V Kondansatör alternatif akım ile beslendiğinde devreye seri bağlı bir ampermetreyle gözlem
DC, 400V AC gibi. Buradan, 250V DC yazan bir kondansatörü 220V AC devrede kullanamayız. Çünkü yapılacak olursa bu elemandan bir akım geçişi olduğu görülür.
220V’luk AC gerilim maksimum değeri
Kondansatörün her iki levhasında eşit derecede elektron bulunduğu zaman eleman boş olarak
U max . =U efektif u 1,41 = 220 u 1,41 = 310,2V’tur. nitelenir. Kondansatörün dolması demek, iki levhadan birinin artı (+), diğerinin eksi (-) yük ile
yüklenmesidir.
Bu nedenle AC 220V’ta çalışacak kondansatör en az 350V’luk olmalıdır. Bazı kondansatörlerin
üzerinde voltaj değerinin yanında ‘~‘ işaretini alabilir (250 V~ gibi).Bu işaret kondansatörün 220V AC Kondansatör bir R direnci üzerinden şarj olurken, uçlarındaki gerilimin, U besleme geriliminin%
gerilime dayanabileceğini belirtir. 63,2'sine çıkması için geçen zamana ‘bir zaman sabitesi’ denir.Başka bir ifade ile de dolu bir
kondansatörün uçları arasındaki gerilimin, boşalma anında ilk gerilim değerinin % 36,8'ine düşmesi için
SAYFA 63 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 64 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
geçen zamana bir zaman sabitesi adı verilir.
Örneğin, Log10 = 1, Log100 = 2, Log1000 = 3'tür.Tabanı 2,718 olan neper logaritması ise Ln ile
Kondansatörler bir DC kaynağına bağlandığında ampermetrenin ibresi önce yüksek bir değer gösterilir. Bir sayının neper logaritma değeri bulunurken 2,718'in kaç katı olduğu belirlenir.
gösterir. Sonra 0 (sıfır) amper değerine doğru iner.
Örneğin: Ln3 = 1,09. Ln5 = 1,60. Ln10 = 2,3. Ln100 = 4,605'tir.
Şekil 3.9.7’ de verilen devrede anahtar 2 konumuna alınırsa deşarj işlemi başlayacağından Başka bir ifadeyle: 3 = e
1, 09 1, 6
, 5 = e , 10 = e , 100 = e 'tir.
2,3 4 , 605
ampermetre ters yönde yüksek bir akım değeri gösterir daha sonra ibre sıfır değerine doğru düşer. Logaritma hesapları için ya hazır logaritma cetvelleri ya da hesap makinesi kullanılır.
Yapılan bu deneylerin elektriksel grafikleri çizilecek olursa Şekil 3.9.8’ deki logaritmik özellikli eğriler
bulunur. Eğrilerden çıkarılan denklemlere göre kondansatörler 5τ (tau)’luk zaman aralığında dolar ya Kondansatörün plâkalarında biriken enerjinin gerilim ve akım değerinin herhangi bir andaki
da boşalırlar. seviyesini bulmada kullanılan denklemler ise
Omik direnci hiç olmayan bir kondansatör, ideal kondansatör olarak adlandırılır. Ancak gerçekte
ideal kondansatör yoktur, ideale yakın kondansatör vardır. Çünkü şarj olurken akıma karşı hiç direnç
göstermeyen kondansatör yapılamamıştır. Kondansatörün bağlantı ayaklarının ve plâkaların yapıldığı t

R.C
metalin belli bir omik direnci söz konusudur. Herhangi bir kondansatör tek başına üretece bağlandığı u c = U.(1-e ) [V]
anda hemen dolmaz.Dolma işlemi belli bir süre alır. Bu süre çok kısa olduğu için ihmal edilebilir.

t

R.C
i c = U/R.( e ) [A]

dir.

Örnek: Değeri 2 M : olan bir direnç ile kapasite değeri 2μf olan bir kondansatör seri bağlanmış ve
devreye 200 V uygulanmıştır. Buna göre anahtar kapandıktan 2 saniye sonra kondansatör uçlarındaki
gerilim kaç volt olur?Bulunuz.
t 2 1
  
Şekil 3.9.7 Şarj ve Deşarj Devresi Şekil 3.9.8 Gerilim-Zaman Eğrisi Çözüm: u c =U.(1-e R.C
) =200.(1-e 2 .2
)=200.(1-e 2
)
1
Kondansatör Şekil. 3.9.7’de görüldüğü gibi bir direnç üzerinden devreye bağlandığında zaman 2
=200.[1-(1/e ]=200.[1-(1/ 2,718 )
sabitesi denklemi: τ = R.C (s) şeklinde yazılabilir. Kondansatör şarj olurken geriliminin belirli bir sürede
yükseldiğini, deşarj olurken yine belirli bir sürede yüksüz hâle döndüğünü belirtmiştik. Bu yaklaşım = 78,6 V
ışığında yapılan deneylerde bulunan doluluk oranları şu şekilde olmaktadır:
Deşarj anında akımın ve gerilimin anî değerlerini bulmada kullanılan denklemler:
Zaman sabitesi I (şarj akımı) U (şarj gerilimi)
1τ sonra % 36,8 % 63,2
t
2 τ sonra %13,5 % 86,5 
R.C
u c = U.(e ) [V]
3 τ sonra %4,98 % 95,02
4 τ sonra % 1,83 % 98,17
5 τ sonra % 0,67 % 99,33

t
Örnek: Şekil. 3.9.7’de verilen devrede 1000 μf' lık kondansatör, 10 K : ' luk direnç üzerinden şarj 
R.C
i c = -U/R.(e ) [A]
olmaktadır.
a. Kondansatörün zaman sabitesini,
b. Kondansatörün tam olarak dolması için geçen zamanı bulunuz.

Çözüm:
a. τ = R.C = 10000.0,001 = 10 s Örnek: Kapasite değeri 1μf olan bir kondansatöre 250 V uygulanarak şarj işlemi yapılmıştır. Daha
b. Kondansatörün dolma zamanı = 5.τ = 50 s sonra üreteç sistemin dışına çıkarılarak kondansatör uçlarına 1 M : 'luk direnç paralel olarak
bağlanmıştır.Buna göre deşarj işlemi başladıktan 2 saniye sonra kondansatör uçlarındaki gerilim kaç
Ek Bilgi : Logaritma volta iner? Bulunuz.
t 1
 
R.C 1 .1 1
Bir sayının logaritmasını bulmak, o sayının ait olduğu sayı sisteminde tabanın kaçıncı kuvveti Çözüm: u c = V.(e ) = 250.(e ) = 250.e = 250.(1/2,718) = 92 V
olduğunu belirlemektir. Desimal (on tabanlı) sayı sisteminde kullanılan logaritmaya adî logaritma
denir.
Kondansatör Çeşitleri, Yapıları ve Fonksiyonları
SAYFA 65 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 66 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Elektrolitik Kondansatörler
Kuru tip elektrolitik kondansatörlerde elektrolitik sıvı yerine boraks eriyiği emdirilmiş kâğıt ya da bez
Dielektrik (yalıtkan) olarak asit borik eriyiği gibi borakslı elektrolitler, iletken olarak alüminyum ya da kullanılır. Elektrolitik kondansatörlerin kapasite değerleri: 1, 2,2, 3,3, 4,7, 10,22, 33, 47, 100, 220,330,
tantalyum plâkalar kullanılarak yapılmış kondansatör tipidir. Elektrolitik kondansatörler kutupsuz 470, 1000, 2200, 4700, 10.000, 22.000, 38.000 μf ...vb.gibi olabilir.
(polaritesiz) ya da kutuplu olarak üretilirler. Bazı elektrolitik kondansatörlerde plaka yüzeyini büyütmek
amacıyla anod özel olarak oluklu halde yapılmıştır. Kutuplu tiplerin DC ile çalışan devrelerdeki Elektrolitik kondansatörlerin çalışma gerilimleri: 3, 6, 10, 12, 16, 25, 35, 40, 50, 63, 100,250, 350,
bağlantısı özen göstererek yapılmalıdır. Artı (+) ve eksi (-) uç belirlenmeden rastgele yapılan bağlantı, 450 V (Bu voltaj değerlerinin dışındaki gerilimlere sahip kondansatörler de üretilmektedir.)
anotta bulunan oksit tabakasının metal yüzeyi kısa devre edip yüksek ısı oluşturmasına ve elemanın
patlamasına neden olmaktadır. Elektrolitik yapılı kondansatörlerde sıcaklık önemlidir.Bu tip kondansatörlerin içindeki elektrolitik
sıvısı aşırı sıcaktan ötürü zamanla kurumaya başladığından elemanının kapasite değeri düşer. Bu da
Kutuplu elektrolitik kondansatörlere, ters DC ve alternatif gerilim uygulanmaz. Uzun süre hassas devrelerin çalışma sisteminde arızalara yol açar. Özellikle TV’lerde küçük kapasiteli (2,2-3,3-
kullanılmayan elektrolitik kondansatörlerin kapasitesi kendi kendine azalır. Bu tür kondansatörler 4,7-10-47-100μf) kondansatörlerin elektrolitinin kuruması nedeniyle bir çok arıza (ekranın üzerinde
kullanılmadan önce formasyon işlemine tutulur.Formasyon işleminde kondansatör önce alçak gerilim çizgi oluşumu, görüntü daralması ve benzeri) ortaya çıkmaktadır.
altında uzun süre tutulmakta ve sonra yavaş yavaş gerilim arttırılarak anma gerilimine ulaşılmaktadır.
Böylece kapasitenin azalmasına neden olan oksit tabakası bozuklukları onarılmaktadır. Elektrolitik Televizyonlarda taş dirençler, besleme trafosu, güç transistorleri ve yüksek gerilim trafosu ısı
kondansatörler gerilime doğru bağlandıkları sürece oluşabilecek kısa devreleri kendi kendilerine derhal yaydığından bunların yakınında bulunan elektrolitik kondansatörler çabuk bozulur. İşte bu nedenle
onarabilirler. yüksek sıcaklığın söz konusu olduğu yerlerde 85 °C'lık ya da 105 °C'lık iyi kalite elektrolitik
kondansatörler kullanılmalıdır.
Kutuplu elektrolitik kondansatörlerin dışında alternatif gerilimde çalıştırabilecek kutupsuz elektrolitik
kondansatörler vardır. Bunlar, aynı kutupları birbirine seri bağlanmış iki adet kutuplu elektrolitik Kâğıtlı Kondansatörler
kondansatör gibidir.Örneğin anodları bir araya bağlamak ve diğer uçları açıkta kalmak koşuluyla iki
adet kutuplu kondansatörden bir adet kutupsuz kondansatör oluşturulabilir. Ancak bu kez kapasite Bu kondansatörler iki adet metal tabakandan oluşmuş iletken yüzeylerden meydana gelmiştir. Metal
değeri yarıya iner. tabakalar arasında dielektrik olarak emprenye edilmiş (öz suyu çekilmiş) izole kâğıt kullanılmaktadır.

Yerden kazanç sağlamak amacı ile metal tabakalar rulo şeklinde üst üste sarılmıştır. Sarma anında
tabakalar arası kısa devreyi engellemek amacıyla, ikinci bir kat izole kâğıt kullanılır. Sarılmış halde
kondansatör bir borucuk ya da alüminyum bir kap içerisine sokulur ve zift dökülerek ağız kısımları
Oksit Kaplı negatif elektrot kapatılır. Aynı kap içine bu değin sarılmış birkaç kondansatör konulabilmektedir. Rutubetli ortamlarda
Alüminyum kullanılacak kâğıtlı kondansatörler üzerine ikinci bir izole kılıf geçirilir.
Yapraklar
Kağıt
oksit tabakası
Alüminyum Alüminyum Metal Yapraklar
Yapraklara Kağıt
Yalıtkan
Bağlı
Ayaklar pozitif elektrot (alüminyum)

Şekil 3.9.9 Elektrolitik Kondansatörün Kesiti ve Yapısı

Şekil 3.9.11 Kâğıt Kondansatörün Şekil 3.9.12 Metal-Kâğıt Kondansatörün


Özellikle doğrultucu filtre devrelerinde, gerilim çoklayıcılarda, ses frekans yükselteçlerinde, kuplaj
ve dekuplaj devrelerinde, zamanlama devrelerinde bu kondansatörler kullanılmaktadır. Elektrolitik Yapısı Yapısı
kondansatörler kullanılan malzemeye göre iki tipte yapılır. Kullanılan elektrolit sıvı, nemli ya da kuru (
örneğin nişasta gibi dolgu maddeleriyle kıvamlandırılmıştır) olabilir.
Sıvılı Tip Elektrolitik Kondansatörler Bugünkü standartlara göre kondansatörler üzerinde şu veriler yazılı olmalıdır.
Şekil.3.9.10'da yapısı görülen sıvılı tip elektrolitik kondansatörler yalnızca DC akımlı devrelerde x Anma Kapasitesi (Örneğin 10μf)
kullanılırlar. Bu tip kondansatörlerde pozitif levha olarak alüminyum kullanılmıştır. Kondansatöre DC
uygulandığında pozitif levha üzerinde yalıtkan bir oksit tabakası oluşur. Bu tabaka dielektrik maddesi x Tolerans (Örneğin (+) veya (-) %10; (bir tolerans değeri yazılı değilse (+) veya (-) %20
gibi davranır. Oluşan oksit tabakası çok ince olduğundan kondansatörün kapasitesi de büyük olur. anlaşılmalıdır )
x Anma Gerilimi (Örneğin 500V) ; Bir kondansatörün anma gerilimi, o kondansatöre 40qC lik
bir çevre ısısında uygulanacak gerilim değerdir; alternatif gerilim yazılı ise bundan etkin gerilim
anlaşılmalıdır.

x Yapı Şekli (Örneğin: Kondansatör uçları ile tabakalar arasındaki bağlantı şekli) Bu amaç için
çeşitli simgeler kullanılır. Örneğin: Alman standartlarına göre hazırlanan anlamları şöyledir:

Şekil 3.9.10 Çeşitli Elektrolitik Kondansatörler

SAYFA 67 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 68 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Plâstik Kondansatörler
Plâstik kondansatörlerde dielektrik olarak sentetik maddeden bir tabaka kullanılmıştır. Bu tabaka
üzerine ya alüminyum bir tabaka geçirilmiş ya da metalize (metal buharına tutulmuş) edilmiştir.
Kapasite değerleri çok kararlıdır. İzolasyon (yalıtkanlık) dirençleri de yüksektir. Metalize sentetik
tabakalı kondansatörler ek olarak M simgesini alır ve bunlar MP kondansatörler gibi kendi kendilerini
onarabilir. Dielektrik olarak, kullanmaya göre aşağıdaki sentetik maddelerden yararlanılmaktadır.

Polikarbonat (Simgesi = C)

KC kondansatörleri 220pf – 1μf kapasite değerlerinde 50 V... 630 V luk gerilimler için yapılır.
Şekil 3.9.13 Çeşitli Kağıt Kondansatörler
Politereftalat (Simgesi = T)
‘k’ : Kaynak lehim ya da metal püskürtme yöntemleri ile oluşturulmuş yapı KT kondansatörleri 1000pf ..... 0,33μf kapasite değerlerinde 100V .... 400V’luk gerilimler için
işareti şekli yapılırlar. MKT kondansatörlerde üzeri metalize edilmiş bir politereftalasit esteri tabakası dielektrik
olarak kullanılır.Bu tür kondansatörler 0,01μf .... 10μf kapasite değerlerinde 100V .... 630 V’ luk
‘d’ : Sarsıntıya dayanıklı çok bağlantılı yapı şekli gerilimler için yapılırlar.
işareti
Polistrol ( Styroflex) (Simgesi = S)
İşarets : Pres bağlantı yapı şekli
iz Özellikle kayıpsız ve kapasite kararlı olan KS
kondansatörleri 1pF .... 0,5μf kapasite değerlerinde
Metal-Kâğıtlı Kondansatörler (MP-Kondansatör) 30 V.... 500V luk gerilimler için yapılırlar.

çinko köprüler

metal
plastik
metal
plastik

Şekil 3.9.16 Plastik Kondansatörün Yapısı Şekil 3.9.17 Çeşitli Plastik


metal kağıt
tabaka dielektrik Kondansatörler

Şekil 3.9.14 Metal-Kâğıt


Şekil 3.9.15 Metal-Kâğıt Kondansatör Tantal Kondansatörler
Kondansatörün Yapısı
Bu kondansatörler elektrolitik kondansatörlerin geliştirilmiş şeklidir. Tantal kondansatörler de
Kâğıttan şeritler, vakumda çinko buharına tutularak üzerleri ince bir metal tabaka ile kaplanır. Bu kutuplu kondansatörlerdir. Bunların kapasitesi sıcaklık ve gerilim değişmelerine karşı oldukça
türde iki şerit üst üste sarılmak suretiyle MP kondansatörü elde edilir (şekil 3.9.14). Çok katlı yapı duyarsızdır. Anod olarak tabaka, tel ya da sinterli levha şeklinde tantal metali kullanılmıştır. Katotda
şekillerinde metal tabakalı şeritler arasına izole tabakalar konulmuştur. Bu şekilde oluşturulan metal sülfirik asit ya da manganoksitten bir elektrolit bulunur. Kullanılan dielektrik tantal oksittir. Tantal
tabakalı şeritler, karşı karşıya gelecek şekilde yerleştirilir ve sargıların alın kısımlarına metal kondansatörler modern elektronik teknolojisinin duyarlı aygıtlarında sık sık kullanılmaktadır.
püskürtülür. Püskürtülen metal tabakası metal kaplama ile uçlar arasında bağlantıyı sağlar. Her iki
kaplamanın sargıları direkt uçlara bağlandığından MP kondansatörlerinde hemen hemen endüksiyon
etkisi görülmez.

MP kondansatörlerin özellikleri, kendi kendilerini onarma nitelikleri büyük bir yarar sağlar. Bilinen
alüminyum tabakalı kâğıt kondansatörlere oranla MP kondansatörlerdeki metal kaplama oldukça
incedir. (0,01mm kadar) Herhangi bir şekilde bir kısa devre oluştuğunda bu kısa devrenin ortaya çıktığı
yerdeki metal kaplama elektrik arkı nedeni ile buharlaşır. Böylece kısa devrenin oluştuğu yerin
çevresindeki iletken metal uzaklaşarak devamlı bir bağlantı hali önlenmiş olur. MP kondansatörler,
işletme güvenliğinin büyük ölçüde istendiği yerlerde, özellikle kullanılmaktadır.

SAYFA 69 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 70 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
lehim

gümüş kaplama
grafit Metal Levha
MnO 2 Mika
Ta2 O5 Metal Levha
Mika
Ta
Metal Levha
Mika
Metal Levha

Şekil 3.9.24Çeşitli Mikalı


Şekil 3.9.18 Tantal Kondansatörün Şekil 3.9.23 Mika Kondansatörün yapısı
Şekil 3.9.19 Çeşitli Tantal Kondansatörler Kondansatörler
Yapısı
İki tür mikalı kondansatör vardır. Gümüş kaplanmış mikalı kondansatör. Alüminyum folyolu
kaplanmış mikalı kondansatör.

Gümüş Kaplanmış Mikalı Kondansatör


Bu tür kondansatörlerde mikanın iki yüzüne gümüş püskürtülmektedir. Oluşturulan kondansatöre
dış bağlantı elektrotları lehimlenerek mum veya reçine gövde içerisine yerleştirilir. Resim 3.9.25 'de
değişik boydaki mikalı kondansatörler gösterilmektedir.
Şekil 3.9.20 Çeşitli Tantal Kondansatörler
Alüminyum Folyo Kaplanmış Mikalı Kondansatör
Seramik Kondansatörler
Gümüş kaplama çok ince olduğundan, bu şekilde üretilen kondansatör büyük akımlara
dayanamamaktadır. Büyük akımlı devreler için, mika üzerine alüminyum folyo kaplanan kondansatörler
Şekil 3.9.21 'de görüldüğü gibi dielektrik maddesi olarak seramik
Kılıf üretilmektedir. Mikalı kondansatör ayarlı (trimer) olarak ta üretilmektedir.
İletken
kullanılmıştır. İki iletken levha arasına baryum titanat ya da titanyum
dioksit gibi seramik maddeler konulur. Disk şeklinde olan seramik
Seramik kondansatörler uygulamada mercimek kondansatör olarak da
adlandırılmaktadır.
Seramik kondansatörlerin
kapasitesi, sıcaklık, frekans ve gerilim
ile %20 'ye kadar değiştiğinden, sabit
kapasite gerektiren çalışmalarda
kullanılamaz. Fakat, frekans
hassasiyetinin önemli olmadığı kuplaj,
dekuplaj, (by-pass) kondansatörü
Şekil 3.9.21 Seramik Şekil 3.9.22 Çeşitli
olarak ve sıcak ortamlarda kullanılmaya Şekil 3.9.25 Folyo Kaplanmış
Kondansatörün Yapısı uygundur. Seramik Kondansatörler Kondansatörler

SMD (Surface Mounted Device) Kondansatörler


Küçük boyutlu elektronik devrelerde plâket üzerine monte edilmeye uygun bir kondansatör çeşitidir.
Gövde boyutları çok küçük olduğundan lehimlenmesi biraz zordur. Daha çok TV, video, kamera, cep
Mika (Mikalı) Kondansatörler telefonu, bilgisayar ve benzeri gibi cihazlarda karşımıza çıkar. Şekil 3.9.26 'da SMD kondansatörler
gösterilmiştir.
Mika, "εr" yalıtkanlık sabiti çok yüksek olan ve çok az kayıplı bir elemandır. Bu özelliklerinden
dolayı da yüksek frekans devrelerinde kullanılmaya uygundur.
Mika tabiatta 0,025 mm 'ye kadar ince tabakalar halinde bulunur. Kondansatör üretiminde de
bunlardan yararlanılır.

İnce metal folyolar arasına mika konularak yapılan bu elemanların kapasiteleri 1 pf ile 0,1μf,
gerilimleri 100 V ile 2500 V, toleransları ise ±% 2 ile ±% 20 arasında değişir.

Mikalı kondansatörler özellikle yüksek frekans ve ölçme tekniği için yalıtkandır.

SAYFA 71 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 72 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 3.9.28 Varyabl Kondansatör


Şekil 3.9.29 Tek Ve Çift Ganklı Varyabl
Sembolü

Şekil 3.9.26 SMD Kondansatörler

Polyester Kondansatörler
İki iletken levha arasına konulmuş polyesterden oluşmuştur. Kapasite değerleri 220 pf ile 0,33μf
arasında değişir. Resim 3.9.27 'de polyester kondansatör örneği verilmiştir.

Şekil 3.9.30 Çeşitli Varyabl Kondansatörler

Kapasite Değeri Tornavida ile Değiştirilebilen Kondansatörler


Şekil 3.9.27 Polyester Kondansatörler
Bu kondansatörlerde biri hareketli, diğeri sabit olmak üzere iki seramik disk bulunur. Diskler metal
buharında yarım daire şeklinde, örneğin gümüş kaplanmıştır. Hareketli disk çevrilmek suretiyle bu
Kondansatörleri, kapasite açısından, sabit kapasiteli kondansatörler ve değişken kapasiteli (ayarlı) yarım daireler az ya da çok üstüste getirilerek kapasite ayarlanır. Bu elemanların boyutları ve kapasite
kondansatörler diye sınıflandırabiliriz. Kapasite değeri değiştirilemeyen kondansatörler sabit değerleri çok küçüktür. İnce ayarlar için kullanılan trimer kondansatörlerin kapasiteleri 5pf .... 75pf
kondansatör olarak tanımlıyoruz. Yukarıda anlattığımız kondansatörler bunlara örnektir. arasındadır.

Değişken (ayarlı) kondansatörlerin, biri sabit, diğeri hareket edebilen iki plâkaları vardır. Dielektrik, Osilatör ve dalga bobinlerinde yoğun ölçüde sabit ayarlar (kalibrasyon) için kullanılan trimer
hava ya da plâstik türü bir maddeden yapılır. Uygulamada bir, iki ya da üç ganklı (bölmeli) ayarlı kondansatörler disk , şapkalı ve tüp şekillerinde boy boy imal edilmektedir.
kondansatörler kullanılmaktadır. İki ganklı kondansatör iki ayrı kondansatörün bir gövde içinde
birleştirilmesiyle elde edilmektedir. Trimer kondansatörler FM verici, telsiz ve benzeri gibi devrelerde kullanılır. Uygulamada yaygın
olarak kullanılan trimer kondansatörlerin kapasite değerleri: 1,2-6 pf,1,4-10 pf, 1,6-15 pf, 2-30 pf, 2,5-
Değişken Kapasiteli Kondansatör Çeşitleri 25 pf, 4,5-70 pf şeklindedir.

Kapasite Değeri Elle Değiştirilebilen (Varyabl) Kondansatörler


Bu kondansatörler genel olarak birbirlerinden yalıtılmış plaka bloklarından oluşmuştur. Bloklardan
biri sabit olup kondansatör gövdesine izolatörlerle oturtulmuştur. Hareketli blok bir mil üzerinden
döndürülebilir olup gövdeye elektriksel bağlantılıdır. Milin döndürülmesiyle hareketli blok plakalar, sabit
plakalar arasına girip çıkarak kapasite değeri ayarlanabilir.

Aynı mil üzerine birkaç hareketli blok plaka ve bunların karşılarına sabit plakalar yerleştirilmek
suretiyle tek gövde üzerinde birkaç varyabl kondansatör elde edilebilir. Bu tür imal edilmiş varyabl Şekil 3.9.31 Trimer Kondansatör
kondansatörler ganglı varyabl kondansatör olarak tanınır. Genellikle varyabl kondansatörlerde Şekil 3.9.32 Trimer Kondansatörler
dielektrik olarak hava ve ender olarak mika ya da fiber kullanılmaktadır. Sembolü

Bugün radyoların ve telsizlerin frekans ayarında büyük ölçüde kullanılan varyabl kondansatörlerin
havalı tipleri gang başına azami 600pf’lık bir kapasite gösterirler.
SAYFA 73 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 74 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

KONDANSATÖR RENK VE RAKAM KODLARI


Tanım
Şekil 3.9.33 Seramik Kondansatör
Kondansatörlerin kapasite değeri ve çalışma gerilimi arttıkça gövde boyutları büyür. Büyük gövdeli
kondansatörlerin üzerinde kapasite değeri ve çalışma voltajı rakamsal olarak belirtilmiştir. Seramik kondansatörlerin renk kodları aşağıdaki şekildeki gibidir.Renk kodlamasında bulunan
değer pf cinsindendir. Renklerin rakamsal karşılığı bulunurken, gövdede bulunan renkler üstten
Kondansatör değeri, üretici firma tarafından, ya elektrolitik kondansatörlerde olduğu gibi üzerine aşağıya ya da soldan sağa doğru okunarak kapasite değeri bulunur.
açık bir şekilde yazılır. Ya da kondansatörün üzerine işaretlenen renk ve rakam kodları ile belirtilir.
Üç Renk Bandıyla Yapılan Kodlama
STANDART RENK TABLOSU
1. bant (A): Sayı,
De Tolerans( 2. bant (B): Sayı,
Renk Çarpanı Gerilim(volt)
ğer %) 3. bant (C): Çarpandır.
0
Siyah 0 10 20
Dört Renk Bandıyla Yapılan Kodlama
Kahve 1 10 1 100
2
Kırmızı 2 10 2 200 1. bant (A): Sayı,
2. bant (B): Sayı,
Turuncu 3 10 3 3 300
3. bant (C): Çarpan,
Sarı 4
4 10 4 400 4. bant (D): Toleranstır.
Yeşil 5 5 5 500
10
Örnek: Gövdesi üzerindeki renk bantları mavi (A), gri (B),sarı (C), kahverengi (D) olan
Mavi 6 10 6 6 600
kondansatörün kapasitesini bulunuz.
Mor 7 10 7 7 700 Çözüm: Mavi: 6, gri: 8, sarı: 0000, kahverengi: ±% 1 680.000 pf ± % 1 (Bu değer 680 nf ya da
0,68μf olarak da yazılabilir.)
Gri 8 10 8 8 800
Beyaz 9 10 9 9 900 Örnek: Gövdesi üzerindeki renk bantları sarı (A), mor(B), turuncu (C), kırmızı (D) olan
Altın 0,1 5 1000 kondansatörün kapasitesi kaç piko faraddır?
Çözüm: 47.000 pf ±% 2 = 47 nf ±% 2
Gümüş 0,01 10 2000
Renksiz 20 500 Beş Renk Bandıyla Yapılan Kodlama
Tablo 3.9.1 Standart Renk Tablosu
1.bant (A): Sayı,
2. bant (B): Sayı,
SERAMİK KONDANSATÖR RENK TABLOSU 3. bant (C): Çarpan,
Sıcaklık 4. bant (D): Tolerans,
Tolerans Tolerans
Çarp 5. bant (E): Çalışma gerilimidir.
Renk (10 pf (10 pf katsayısı
an
altında) üstünde) ppm/C Örnek: Gövdesi üzerindeki renk bantları Kahve (A), siyah (B), sarı (C), siyah (D), kırmızı (E) olan
Siyah 1 % 20 ± 2 pf 0 kondansatörün kapasitesini bulunuz.
Kahve 10 %1 -30 Çözüm: 100 000 pf= 100 nF = 0,1 μf ± % 20/200 V

Kırmızı 100 %2 -80 Örnek: Gövdesi üzerindeki renk bantları turuncu (A), beyaz (B), kahve (C), altın (D), kahve (E) olan
kondansatörün kapasitesini bulunuz.
Turuncu 1000 -150
Çözüm: 390 pf ± % 5/100 V
Sarı -220
Örnek: Gövdesi üzerindeki renk bantları sarı (A), mor (B), turuncu (C), kırmızı (D), kahve (E) olan
Yeşil %5 ± 0.5 pf -330
kondansatörün kapasitesini bulunuz.
Mavi -470 Çözüm:47 000 pf ± % 2 / 100 V
Mor -750
Altı Renk Bandıyla Yapılan Kodlama
Gri 0.01 ± 0.25 pf 30
1. bant (A): Sayı,
Beyaz 0.1 %10 ±1.0 pf 500 2. bant (B): Sayı,
Tablo 3.9.2 Seramik Kondansatör Renk Tablosu 3. bant (C): Çarpan,
-6
4. bant (D): Tolerans,
*1ppm=10 kapasite birimidir. 5. bant (E): Çalışma gerilimi,
-6
Örneğin:300ppm/°C 'nin anlamı; her sıcaklık derecesi altında, kapasite 300*10 F 6. bant (F): Sıcaklık katsayısıdır.
artmaktadır.
"+"ppm = Sıcaklık arttıkça kapasite de artıyor anlamındadır.++ Örnek: Üzerinde, turuncu, siyah, turuncu, kahverengi, kırmızı, mor renkleri bulunan kondansatörün
"-"ppm = Sıcaklık arttıkça kapasite de küçülüyor anlamındadır. kapasitesini bulunuz.
SAYFA 75 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 76 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Çözüm:Turuncu: 3, Siyah: 0, Turuncu: 3, Kahverengi: ±% 1, Kırmızı: 200 volt, Mor:-750.10-6/°C 104M=10 0000pf (100nf) %20 tolerans 8n2=8,2nf
Kondansatör: 30.000 pf ± % 1 / 200 V = 30 nf ± % 1 / 200 V
Elemanın sıcaklığa göre kapasite değiştirme katsayısı: -750.10
6
/°C 103K =10 000pf (10nf) %10 tolerans 7p2=7,2pf

Tantal Kondansatörlerde Renk Kodları 222K =22 00pf (2,2nf) %10 tolerans 22F=22pf %1 tolerans

Tantal kondansatörler iki şekilde kodlandırılır. Birinci tip tantal kondansatörlerde, birinci ve ikinci 223 =22 000pf (22nf) 47H=47pf % 2,5 tolerans
renk standart renk tablosundan okunur. Ortadaki çarpan yuvarlağıdır. Yani bununla çarpılır. Son renk
voltaj renkleridir. Değerleri ise Sarı 6.3V, yeşil 16V, mavi 20V, gri 25V, beyaz 3V, siyah 10V, pembe
35V’tur.
HARF KOD TABLOSU
SARI 6,3V
YEŞİL 16V M K J H G F B C D
MAVİ 20V 47 pf 2,
20 V TOLERANS(%) 20 10 5
5
2 1 - - -
GRİ 25V Tantal ±0
BEYAZ 3V 10 pf’dın
±0 ±0 ,25 ±0
SİYAH 10V altında - - - - -
,5 pf ,1 pf ,5 pf
tolerans
PEMB pf
35V
E

Şekil 3.9.34 Tantal Kondansatör ve Voltaj Tablosu

İkinci tip tantal kondansatörlerde, işaretli çizgili taraf pozitif bacağı gösterir. Üst rakam mikro farad
olarak kapasiteyi, alt rakam ise voltajı belirler.

22
22 μf
16 V
16 Tantal
Tablo 3.9.3 Harf Kod Tablosu

Üzerinde 4R7D bir kondansatörde 4 ve 7 ilk iki rakamı, R ise noktayı gösterir ve bu kondansatör
Şekil 3.9.32 Polyester Kondansatörlerde Renk Kodları
4.7 pf ve ±0.5 pf hassasiyettedir.

Yuvarlak mercimek tip kondansatörlerin bazılarında tepe renk şeridi bulunur, bu sıcaklık katsayısı
Polyester kondansatörlerde ise durum şöyledir:Beş adet şeritten ilk ikisi standart renk kodundan
(temperature coefficient) renk kodudur.
okunur ve pf değerindedir.Üçüncü şerit çarpandır, 4. şerit tolerans, 5. şerit voltajdır. Tolerans; siyah %
20, beyaz %10, yeşil % 5’dir.Voltaj ise kahve 100 kırmızı 200 sarı 400 volt anlamındadır.

Mercimek tabir ettiğimiz yuvarlak kondansatörlerin pek çok çeşidi vardır. Üzerinde yalnız rakam 103 M 2n2K 56 p
yazanlarda p veya n harfi başta veya ortada ise nokta anlamına gelir. pikofarad, n ise nanofarad
anlamındadır. p82 = 0.82 pikofarad 5p6 = 5.6 piko farad n22 = 0.22 nanofarad =220 pf demektir. Yine
bu tip yuvarlak kondansatörlerde 104M, 103K, 222K, 472M, 4R7D gibi yazılar görürüz. Burada okunan
değerler, aksi belirtilmedikçe pikofarad’dır. Üç rakamlı bir kondansatörde ilk iki rakam sayı olarak alınır,
üçüncü rakam kadarda yanına sıfır ilave edilir. Son harf tolerans değeridir.
Yukarıdaki kondansatörler; 10.000pf % 20 tolerans, 2,2nf %10 tolerans ve 56pf tır.

SERİ, PARALEL VE SERİ-PARALEL BAĞLANARAK YAPILAN


HESAPLAMALAR

Seri Bağlama
Kondansatörlerin birinin negatif ucu diğerinin pozitif ucuna gelecek şekilde art arda bağlanmasına
kondansatörlerin seri bağlanması denir. Seri bağlantıda toplam kapasite azalır, çalışma gerilimi
yükselir.

SAYFA 77 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 78 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Q1 Q2 Qeş

C1 C2 Ceş Örnek: 10 μf / 25V’luk iki kondansatör seri bağlanmıştır.Devrenin eşdeğer kapasitesini ve


maksimum çalışma gerilimini hesaplayınız.

U U Çözüm: 1/C eş = 1/C 1 + 1/C 2 = 1/10 + 1/10= 2/10= 5μf


U Toplam = U 1 + U 2 = 25+25= 50V

Aşağıdaki formül ile ikiden fazla kondansatörlerin seri bağlanması sonucu oluşan eş değer

kapasiteni buluruz
Paralel Bağlama

İki veya daha fazla kondansatörün negatif işaretli uçlarının bir noktaya , pozitif işaretli uçlarının

diğer bir noktaya bağlanmasına kondansatörlerin paralel bağlanması denir.


1 1 1 1 1
= + + +…+
C eş C1 C 2 C 3 Cn

Qeş
Yalnızca iki kondansatör seri bağlıysa bu durumda toplam (eş değer) kapasite,

U Ceş
C1 u C 2
C eş =
C1  C 2
Eğer sistemde ikiden fazla kondansatör paralel bağlanırsa eş değer kapasite:

denklemiyle hesaplanır.

CToplam= C1 + C 2 + C 3 +…+ C n
Seri bağlı kondansatörlerin uçları arasındaki potansiyel farkların toplamı, sistemin potansiyeline
eşittir.Birden çok kondansatör seri bağlandığında devreye uygulanabilecek maksimum gerilim seri
bağlı kondansatörlerin çalışma gerilimlerinin toplamıyla bulunur.

denklemiyle hesaplanır.
U Toplam = U 1 + U 2 + U 3 +…+ U n Sistemin eş değer yükü her bir kondansatörün, ayrı ayrı sahip olduğu yüklerin toplamına eşittir.

QToplam = Q1 + Q2 + Q3 +…+ Qn

Seri bağlı kondansatörlerin yükleri birbirine eşittir. Bu da sistemin eş değer yüküdür.

Kondansatörlerin uçları arasındaki potansiyel farkları aynı olup sistemin potansiyeline eşittir.

QToplam = Q1 = Q2 = Q3 =…= Qn U Kaynak = U 1 = U 2 = U 3 =…= U n

SAYFA 79 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 80 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Birden fazla kondansatör paralel bağlandığında devreye uygulanabilecek maksimum gerilim, KONDANSATÖRLERİN TESTLERİ VE ÖLÇÜLMESİ
paralel bağlı kondansatörlerin çalışma gerilimi en düşük olanının gerilim değerini aşmamalıdır.
Örneğin, paralel bağlı olan iki kondansatörden birinin çalışma gerilimi 10 V, diğerinin çalışma gerilimi Kondansatörler kolay bozulmayan ve devrede sağlıklı çalışabilen elemanlardır. Uygun çalışma
ise 35 V olsun. Bu devreye uygulanacak maksimum gerilim 10 V olabilir. gerilimi ve sıcaklıkta ömürleri oldukça uzundur. Buna rağmen kondansatörlerde bazen arıza meydana
gelebilir. Bu arızalar üç grupta incelenebilir.

Örnek: 1μf’lık ve 2 μf’lık iki kondansatör paralel bağlanıp uçlarına 12V DC gerilim uygulanmıştır. Kısa Devre
Buna göre:
Yüksek sıcaklıklarda çalışan kondansatörlerin uzun süreli şarj ve deşarj olması sebebiyle dielektrik
a)Eşdeğer kapasiteyi maddenin özelliğini kaybetmesi sonucu kısa devre meydana gelebilir. Kağıt ve elektrolitik
b)Devrenin toplam yükünü kondansatörlerde bu durumla daha sık karşılaşılır. Kondansatörün kontrolü sırasında ibre sıfır ohm
c)Her bir kondansatörün gerilimini değerine doğru saparak orada kalır. Ancak büyük kapasiteli kondansatörlerin ohmmetre bataryası ile
d)Her bir kondansatörün yükünü bulunuz. şarjı uzun süreceğinden dikkatli ölçme yapılmalıdır.

Çözüm: Sızıntı
a) C eş = C1 + C 2 =1+2 =3μf
Kondansatör dielektriğinin özelliğini kaybetmesi sonucu yalıtım direncinin azalarak sızıntı şeklinde
b) Q Toplam = C eş u U Kaynak = 3 u 12 =36μC devamlı akım geçirmesi durumudur. Bu tip arızalı kondansatörlerin dirençleri, olması gerekenden
oldukça küçüktür.
c) U= U 1 = U 2 =12V
Açık Devre
d) Q1 = C1 u U 1 = 1 u 12 = 12μC Daha çok elektrolitik kondansatörlerde meydana gelen arızalardır. Elektrolitin zamanla sıcaklık
sebebiyle kuruması veya elektrolit temas direncinin artması sonucu açık devre meydana gelebilir.
Q2 = C 2 u U 2 =2 u 12 = 24μC Böyle bir kondansatör ölçülürken şarj olayı meydana gelmez ve ibre devamlı olarak sonsuz direnç
değeri gösterir. Ancak küçük kapasiteli kondansatörlerin (100pf veya daha küçük) şarj akımı oldukça
küçük ve kısa süreli olduğundan test edilmeleri sırasında ohmmetrenin kontrol momenti dolayısıyla
QToplam = Q1 + Q2 =12+24=36μC ibre sapmayabilir. Bu yüzden küçük kapasiteli kondansatörlerin testinde dikkatli davranılmalı ve hemen
arızalı olduğu düşünülmelidir.
Seri-Paralel (Karışık) Bağlama
Küçük kapasiteli kondansatörlerin (1pf-1μf) ölçümü yapılırken; AVOmetre, ohm kademesinde,
Hem seri hem de paralel bağlanmış kondansatörleri içeren bu tür devrelerde çözüm yapılırken, ilk komütatörde X1K, X10K ya da X100K konumunda olmalıdır. Kondansatör boşaltıldıktan sonra yapılan
önce kendi aralarında seri veya paralel bağlanmış kondansatörlerden başlanır. Daha sonra diğer ölçümde ohmmetre ibresi çok az kıpırdarsa ya da hiç oynamazsa ölçülen kondansatör sağlamdır.
kondansatörler ile bağlama şekillerine göre yeniden değerlendirilerek ve sondan başa doğru adım
adım hesap yapılır.

Örnek: Aşağıdaki karışık bağlı kondansatörlerin kapasiteleri C 1 =100μF, C 2 =470μF ve C 3 =220

μF‘dir. Eşdeğer kapasiteyi hesaplayınız.

C1 C2
C3

CT
Çözüm:
Şekil 3.9.33 Anolog Ölçü Aleti İle Kondansatör Sağlamlık Testi
C1 u C 2 100 ˜ 470
C T1 = = =82,46μF
C1  C 2 100 470
CT = C T 1 + C 3 = 82,46+220 =302,46 μF olur.
SAYFA 81 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 82 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
3.10 MANYETİZMA
MANYETİZMA TEORİSİ VE ENDÜKSİYON

Bir Mıknatısın Özellikleri


Demir, nikel, kobalt ve bunların alaşımlarını kendisine çekme özelliği gösteren cisimlere mıknatıs
denir. Kendileri mıknatıs olmadığı halde mıknatıs alanı içinde kaldığı zaman çekme özelliği gösteren
cisimlere manyetik cisimler, manyetik alan içerisinde kaldığı halde çekme özelliği göstermeyen
cisimlere ise manyetik olmayan cisimler denir.

Şekil 3.9.34 Dijital Ölçü Aleti İle Kondansatör Kapasite Değeri Ölçümü

Büyük kapasiteli kondansatörlerin (1-38000μf) sağlamlık testi yapılırken ise komütatörü X10Ω,
X100Ω kademesine alınır. Ohmmetre ibresi önce küçük bir direnç değeri gösterir sonra yavaş yavaş
büyük değere doğru yükselirse kondansatör sağlamdır.

Büyük kapasiteli kondansatörleri pratik olarak şu şekilde de test edebiliriz: Kondansatör önce DC ya
da AC ile şarj edilir. Sonra uçları birbirine değdirilir. Kıvılcım (ark) görülüyorsa kondansatör sağlamdır.
Fakat bu yöntem kondansatör açısından sakıncalıdır. Çünkü,kondansatörün hızlıca doldurulması ve
Şekil 3.10.1 Demir atomu ve yörüngeleri
boşaltılması plâkaların tahrip olmasına yol açabilir.
Şekil 1.1’de demir atomu ve bu atomun çekirdeği ile çekirdek etrafındaki yörüngelerde hareket
Kapasite değeri ölçülmek istenen veya arıza sebebiyle gerçek kapasite değerinde olup olmadığı
eden elektronlar görülmektedir. Burada bilinmelidir ki atomun her bir yörüngesindeki elektronlar hem
bilenmeyen kondansatör kapasiteleri, LCR metreler (endüktans, kapasitans, direnç ölçer) ile tam
çekirdek etrafında hem de kendi ekseni etrafında dönerler.
olarak tespit edilebilir.
Yörüngelerdeki elektronların kendi etrafındaki bu dönme hareketlerine elektron sipini denir.
Elektron sipinleri saat ibresi yönünde ya da zıt yöndedir. Yani elektronların bazıları kendi etrafında bir
yönde dönerlerken, diğerleri de zıt yönde dönerler. İşte elektronların bu dönüş hareketinden dolayı
atomda bir elektrik akımı ve bu akımda bir manyetik alan oluşur. Şekil 1.1’de görüldüğü gibi demir
atomunda içten dışarıya doğru K, L, M, N harfleriyle gösterilen yörüngeler vardır. Bu yörüngelerden L
yörüngesi iki ve M yörüngesi üç alt yörüngeden oluşmuştur. Şekle dikkat edilecek olursa atomun K, L,
M yörüngeleri ile M iç alt yörüngelerindeki elektronların pozitif ve negatif sipinleri birbirlerine eşittir.

Elektron sayısı bakımından K yörüngesinde iki, L yörüngesinin iç alt yörüngesinde iki ve dış alt
yörüngesinde de üç elektron vardır. Böylece her iki yörüngede elektron sipinlerinden dolayı meydana
gelen manyetik alanlar birbirini yok ettiğinden toplam manyetik alan sıfır olur. M yörüngesinde ise
pozitif sipinli 1, 3, 5 elektron ve negatif sipinli 1, 3, 1 elektron vardır. Dolayısıyla bu pozitif ve negatif
sipin farkından dolayı bir manyetik alan oluşur. Böylece elektronların sipinleri arasındaki bu fark
demirin mıknatıslık özelliğine sebep olur.

SoNuç olarak bir atomun manyetik özellik gösterebilmesi için herhangi bir yörüngesindeki elektron
sipin sayılarının birbirinden farklı olması gerekir.

Mıknatıs Çesitleri
¾ Tabii Mıknatıslar

Eski insanlar bugünkü Manisa şehrinde bulunan bazı taşların küçük demir parçalarını çektiğini fark
etmişlerdir. Bu sihirli taşlara magnet adını vermişlerdir. Fakat bu taşların serbest asıldıkları zaman
kuzey ve güney doğrultusuNu gösterme özellikleri 10. ve 12. yüzyıla kadar anlaşılamamıştır. Tabii
mıknatısın kimyasal bileşeni Fe3O4 olan demir oksittir.

¾ Yapay Mıknatıslar
SAYFA 83 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 84 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Gerçekte mıknatıs olmadığı halde sonradan mıknatıslık özelliği kazanan cisimlere yapay mıknatıs
denir.

Mıknatıs Kutupları
Bir mıknatısın iki tane kutbu vardır. Bunlardan bir tanesi N, diğeri S kutbudur.
Demir tozları mıknatıs kutupları tarafından çekilir.

Şekil 3.10.6 Pusula Şekil 3.10.7 Pusula

Pusula yerin manyetizmasının mıknatıslara olan etkisinden faydalanarak yapılan yön bulmaya
yarayan bir alettir. İki tane ibresi vardır. Kuzeyi gösteren ibre renklidir(fosforludur). Pusulayı serbest bir
ortamda tutacak olursak dünyanın manyetik alanının etkisinden dolayı mıknatıs kutupların S kutbu
dünyanın güney kutbuNu, N kutbu ise dünyanın kuzey kutbuNu gösterir.
Şekil 3.10.2 Mıknatıs kutuplarının demir tozlarını çekmesi

Şekil 3.10.8 Pusulaya etki eden mıknatıs çubuk

Şekil 3.10.3 Mıknatısın en küçük parçasıda yine mıknatıstır

Şekil 3.10.3 görüldüğü gibi çubuk şeklindeki bir mıknatıs ortasından ikiye bölünerek küçük
parçalara ayrılsa bile her bir parçanın yeni bir mıknatıs olduğu ve demir tozlarını çektiği görülür.

Yeryüzünün Manyetik Alanında Asılı Bir Mıknatısın Hareketi


Ağırlık merkezinden asılan bir mıknatısın kutuplarından bir tanesi daima yerin kuzeyine doğru
döndüğü görülür. Bu olay her mıknatısın dünya üzerinde nerede bulunursa bulunsun bir kuvvetin
etkisinde kaldığını gösterir. O halde dünya üzerinde bir manyetik alan mevcuttur.

Şekil 3.10.9 Kutupların itme ve çekmesi

Şekil 3.10.4 Pusula iğnesi Şekil 3.10.5 Mıknatıs kuvvet çizgileri


Şekil 3.10.9 Pusula kutupları

SAYFA 85 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 86 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Mıknatıslanma ve Mıknatıslık Özelliğinin Kaybolması

Şekil 3.10.13 Sürtünme ile mıknatıslanma

Şekil 3.10.10 Elektrik akımı ile mıknatıslanma Mıknatıs, özelliğini üç sebepten dolayı kaybeder:

Demir veya çelik dokunma, etki ve sürtünme ile mıknatıslanabilir. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi x Mıknatısa sert bir darbe ile vurulması
bir mıknatıs çubuğu yumuşak demirden yapılmış bir çiviye dokundurularak çivinin de aynen bir x Mıknatısın oksitlenmesi(paslanması)
mıknatıs gibi demir tozları çektiği görülür. Buna dokunma ile mıknatıslanma denir. x Mıknatısın yüksek ısıya maruz kalması

Manyetik Yalıtma
LPG’li arabalarda arabanın gaz seviyesini göstermek için depoNun üzerinde bir ölçü aleti vardır.
Depoya yakın yere montajı yapılan ses sistemine ait hoparlörün üzerindeki mıknatısın etkisinde kalan
ölçü aleti depoNun her zaman dolu olduğuNu gösterir. Oysa biz depo ile hoparlör arasına manyetik
olmayan (bakır, aluminyum vb.) bir cisim yerleştirirsek ölçü aletinin ibresinin mıknatıs alanından
etkilenmediği ve depodaki gazın seviyesine göre bir değer gösterdiği görülür. Kısaca manyetik
olmayan cisimler manyetik yalıtım gereci olarak kullanılabilir.

Manyetik Malzemelerin Çeşitleri


Şekil 3.10.11 Dokunma ile mıknatıslanma
Cisimler manyetik ve manyetik olmayan cisimler olarak ikiye ayrılır. Manyetik cisimlere
Mıknatıslığı olmayan bir çiviye bu kez mıknatısın herhangi bir kutbuNu yaklaştıralım fakat ferromanyetik cisimler de denir.
dokundurmayalım. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi çivi demir tozlarını yine çeker. Yani mıknatıslanır.
Çivinin mıknatısa yakın ucu ayrı kutup, uzak ucu ise mıknatısla aynı kutup ismini alır. Buna etki ile Manyetik olmayan cisimlere ise paramanyetik ve diyamanyetik cisimler denir.
mıknatıslanma adı verilir.
¾ Ferromanyetik Cisimler: Demir, çelik, nikel, kobalt ve alaşımları manyetik alan
içerisinde kaldıklarında iyi bir mıknatıstırlar. Ferromanyetik cisimlerin bağıl geçirgenlikleri
çok büyüktür. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi ferromanyetik bir cisim manyetik alan
içerisine koNursa, manyetik kuvvet çizgilerinin bu cisimden geçtikleri görülür.

Şekil 3.10.14 Ferromanyetik cisim

¾ Paramanyetik Cisimler: Alüminyum, manganez, krom, hava, silisyum gibi


cisimler aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi manyetik alan içersine koNursa manyetik kuvvet
Şekil 3.10.12 Etki ile mıknatıslanma çizgileri bu cisimden geçerler. Fakat kuvvet çizgileri demirdeki gibi sık değildir.
Paramanyetik cisimlerin bağıl geçirgenlikleri birden büyüktür.
Mıknatıslanmamış bir demir çubuk aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi mıknatıs çubuğa aynı yönde
sürtülürse çelik çubuk yine mıknatıslanır. Buna sürtme ile mıknatıslanma denir.

SAYFA 87 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 88 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 3.10.15 Paramanyetik cisim

¾ Diyamanyetik Cisimler: Gümüş, bakır gibi cisimler aşağıdaki şekilde görüldüğü


gibi bir manyetik alan içerisine koNursa bu cisimlerin manyetik kuvvet çizgilerini ittikleri
görülür. Yani bu cisimlerden geçen manyetik kuvvet çizgileri boşluğa göre biraz seyrektir.
Bu cisimlerde bağıl geçirgenlikler birden biraz küçüktür.

Şekil 3.10.16 Diyamanyetik cisim


Şekil 3.10.17 Elektrik zili
Elektromıknatısların Yapısı ve Çalışma Prensipleri
Demir, nikel, kobalt gibi maddelerden yapılan ve kısa sürede manyetik hale gelebilen mıknatıslayıcı
kuvvetin etkisi kalkınca da hemen hemen bütün mıknatıslık etkisini kaybeden maddelere
elektromıknatıs denir. Elektromıknatıslara geçici mıknatıs da denir. Geçici mıknatıs olarak saf
demirin yavaş yavaş soğutulmasıyla elde edilen yumuşak demir kullanılır. Yumuşak metaller çok kolay
atom kaybettiklerinden mıknatıslanmaları da kolay olur. En çok kullanılan alaşım silisli yumuşak
demirdir.

Elektromıknatıs, bobin içine yumuşak demirin koNulmasıyla yapılır. Elektrik akımının manyetik
etkisiyle bobinden akım geçtiği sürece mıknatıslık özelliği devam eder. Akım kesilince mıknatıslık
ortadan kalkar. Elektromıknatıslardan elde edilen manyetik alan, daima mıknatıslardan elde edilen
manyetik alandan oldukça büyük olur.
Elektromıknatıslar elektrik motorları ile jeneratör ve alternatörlerde kullanılır. Elektrik zili ve hoparlör
yapımında da elektromıknatıstan faydalanılır.

Şekil 3.10.18 Hoparlör

El Kurallarıyla Akım Taşıyan İletkenin Çevresinde Oluşan Manyetik Alanı


Belirlemek
Bir iletken içinden geçen akıma göre iletken etrafında meydana gelen alanın yönü çeşitli
yöntemlerle bulunur. Bunlardan başlıcaları, sağ el kuralı, Maxwell’in burgu yöntemi ve Ampere’in
gözcü yöntemidir.

¾ Sağ el kuralı: Sağ elin başparmağı iletkenden geçen akımın yönünde tutulur.
İletkeni kavramak için diğer dört parmağın dönüş yönü meydana gelen manyetik alanın
yönünü gösterir.

SAYFA 89 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 90 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Şekil 3.10.19 Bir sargıya sağ el kuralının uygulanması
Manyetemotor Kuvvet
Çubuk şeklindeki bir mıknatısın manyetik kuvvet çizgileri N kutbundan çıkar ve havadan geçerek S
kutbuna döner. Böylece manyetik kuvvet çizgileri havadan ve mıknatıs çubuğundan geçerek kapalı bir
devre oluşturur. Bu olay şekil 1.24a’da görülmektedir.

Şekil 3.10.20 Bir iletkene sağ el kuralının uygulanması Şekil 3.10.23 a b

Şekil 1.24b’de ise yumuşak demirden yapılmış bir halkanın üzerine bir bobin sarılmıştır. Eğer
bobinden bir akım geçirilirse manyetik kuvvet çizgileri meydana gelir ve demir halka üzerinden
devresini tamamlayarak yine kapalı bir devre oluşturur.

Böylece manyetik akının devresini tamamlamak için geçtiği yola manyetik devre denir. Manyetik
bir devrede manyetik akıyı meydana getiren kuvvete manyetemotor kuvveti (MMK) adı verilir.
Manyetemotor kuvveti F harfi ile gösterilir. Manyetik bir devrenin manyetemotor kuvveti F, manyetik
devrenin bobin sarım sayısı N ve bobinden geçen akımın şiddeti I ile doğru orantılıdır. MKS birim
sisteminde N sarımlı bir bobinden geçen I akımının meydana getirdiği manyetemotor kuvvet,

F=N.I

Bu formülde,
F = Manyetemotor kuvvet (MMK). (Amper-Sarım) (AT)
N = Bobin sarım sayısı
I = Bobinden geçen akım şiddeti (Amper)

ÖRNEK:
İçerisinden 4 Amper akım geçen 220 sarımlı bir bobinin meydana getirdiği MMK’i bulunuz?

F=N.I
F=220.4
F=880 AT’dir.
Şekil 3.10.21 Sağ el kuralı
Alan Direnci
¾ Maxwell’in burgu yöntemi: BurguNun delici ucu iletkenden geçen akımın
yönünde tutulur. BurguNun delmesi için dönüş yönü iletken etrafındaki alanın yönünü
gösterir.
Elektrik devrelerinde, elektrik akımının geçişine karşı koyan zorluğa direnç denir. Manyetik bir
devrede manyetik akının geçişine karşı koyan zorluğa da (alan direnci), (manyetik direnç) veya
(relüktans) denir. Relüktans Rm ile gösterilir. Birimi 1/Henry ‘dir. Manyetik bir devrenin uzunluğu l,
kesiti S ve geçirgenliği de μ olduğuna göre devrenin alan direnci,

l
Rm
P.S
Bu formüldeki değerler MKS birim sistemi cinsinden,

Rm = Relüktans (1/Henry)
Şekil 3.10.22 Maxwell’in burgu yöntemi L = Manyetik devrenin uzunluğu ( metre)
μ = Manyetik devrenin geçirgenliği (H/m)
2
¾ Ampere’in Gözcü Yöntemi: Bir kimse akım ayaklarından girecek ve S = Manyetik devrenin kesiti (m )
başından çıkacak şekilde durursa, baktığı Nuktadaki alan şiddetinin yönü sağından soluna
doğrudur.

SAYFA 91 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 92 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
ÖRNEK:
2
Bir demir halkanın ortalama yarıçapı 30 cm, dik kesit alanı 20 cm ve geçirgenliği 300 olduğuna
göre alan direncini (relüktansını) buluNuz?

l 2.S .r 2.3,14.0,3
Rm Rm 3,14 1
P.S P.S 300.0,002 H

Manyetik Akı Yoğunluğu

Birim yüzeyden dik olarak geçen manyetik kuvvet çizgisi sayısına manyetik akı yoğunluğu denir.
Şekil 1.25’te birim yüzey ve bu yüzeyden geçen kuvvet çizgileri görülmektedir.

Şekil 3.10.25 Dökme çeliğin geçirgenlik eğrisi

Histerezis Eğrisi
Başlangıçta mıknatıslanmamış olan bir ferromağnetik cisim sıfırdan başlayarak artan H alan eğrisi
ile mıknatıslanacak olursa aşağıdaki (Şekil 1.27)’de OA eğrisi elde edilir. Bu eğriye ilk mıknatıslanma
Şekil 3.10.24 Manyetik akı yoğunluğu eğrisi denir. Kısaca alan şiddetinin pozitif ve negatif değerler alarak artması ve azalmasına bağlı olarak
manyetik akı yoğunluğuNun değişmesini gösteren kapalı eğriye histerezis eğrisi denir. Histerezis
Manyetik akı yoğunluğu B harfi ile gösterilir. Herhangi bir S yüzeyinden geçen manyetik akı Ф ise, eğrisi, kullanılan manyetik maddelerin özelliğine göre değişir.
akı yoğunluğu;

I
B
S
2
MKS birim sisteminde manyetik akı yoğunluğuNun birimi (weber/metre ) veya Tesla(T)’dir.

Manyetik alan şiddeti H ile manyetik akı yoğunluğu B ile gösterildiğinde geçirgenliği μ olan ortam
için;

B P.H

Geçirgenlik
Şekil 3.10.26 Histeresiz eğrisi
Bir bobin içerisine aynı ölçüye sahip değişik malzemelerden yapılmış çekirdekler ayrı ayrı
koNulursa, bu çekirdeklerden geçen manyetik kuvvet çizgilerinin sayısı değişir. Yani çekirdekten geçen
Artık(Kalıcı) Mıknatısiyet
manyetik kuvvet çizgilerinin azlığı veya çokluğu çekirdeğin yapıldığı malzemenin cinsine bağlıdır.
Böylece geçirgenlik, herhangi bir malzemeden geçen manyetik kuvvet çizgilerinin ne ölçüde kolaylıkla
geçtiğini gösterir. Geçirgenliğin doyma Nuktalarına kadar hemen hemen sabit olduğu kabul edilebilir.
Fakat doyma Nuktalarından sonra, geçirgenlik oldukça küçülür. Şekil 1.26’daki eğride dökme çeliğin Mıknatıslama eğrilerinde doyma Nuktasından sonra mıknatıslayıcı alan azaltılırsa manyetik akı
geçirgenliğinin B’ye göre değişimi görülmektedir. Eğride görüldüğü gibi dökme çeliğin geçirgenliği P yoğunluğu da aynı doğrultuda azalmaz. Mıknatıslayıcı alan sıfır olduğunda manyetik akı değeri belli bir
Nuktasında en büyük değerdedir. değerde kalır. Bu değere artık mıknatıslama veya artık mıknatısiyet denir. Bu durumdaki mıknatıs tabii
mıknatıstır.

SAYFA 93 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 94 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 3.10.29 Blok demir nüvedeki eddy akımları

Mıknatısların Doldurulması ve Korunması İçin Alınacak Önlemler


Bir bobinin içine çelik bir çubuk koyduktan sonra, bobinden kuvvetli bir doğru akım bir müddet
geçirilirse, çelik çubuk kuvvetli bir şekilde mıknatıslanır. Buradan da anlaşıldığı gibi bobinden geçen
doğru akım değeri ve bobinden geçen akımın süresi mıknatıslanmanın kuvvetliliği ile orantılıdır.
Şekil 3.10.27 Kalıcı mıknatısiyet
Mıknatıslar aşırı sıcaklardan(demir için 750°C) sonra bozulurlar. Daha büyük bir manyetik alanın
tesiri altında uzun süre kaldıklarında bozulurlar. Mıknatısları serin bir ortamda korumak gerekir.
Doyma Nuktası
Şekil 3.10.28 eğri incelenecek olursa eğrinin başlangıç kısımlarından küçük H değerleri için eğri Faraday Kanunu
doğrusal olarak yükselmektedir. M Nuktasından itibaren eğri yatıklaşmaktadır. Bu yatıklaşma gittikçe
artarak N Nuktasından sonra hemen hemen yatay olmaktadır. Artık N Nuktasından sonra alan şiddeti Manyetik alan içerisinde hareket eden bir iletken, manyetik kuvvet çizgilerini keser. BuNun sonucu
çok fazla artırıldığı halde manyetik akı yoğunluNun çok az arttığı görülür. H alan şiddetinin olarak iletkende bir endüksiyon EMK meydana gelir ve iletkenden bir akım geçer. İletkende meydana
değişmesine rağmen eğrinin değişmemeye başladığı N Nuktasına ferromanyetik cisimlerin doyma gelen bu EMK’nın değeri Faraday KaNuNu ile ifade edilir. Faraday KaNuNu’na göre, eğer manyetik akı
Nuktası denir. Bundan dolayı bu eğrilere doyma eğrisi adı verilir. bir sargının bir sarımını keser ise bu sarım üzerinde bir gerilim indüklenir. İndüklenen gerilim manyetik
alanın(Φ) zamanla değişim oranıyla(Δt) doğru orantılıdır.

Manyetik Alan İçersinde Hareket Eden Bir İletkende Oluşan Gerilim


Sabit bir manyetik alan içerisinde bir iletkenin hareket etmesiyle, iletkende bir EMK indüklenir.
İletkenin hareketinden doğan bu EMK’ya hareket endüksiyon EMK’sı denir.
¾ İndüklenen EMK’nın büyüklüğü: e= B . l .V

Bu formülde,
x e= İletkende indüklenen endüksiyon EMK (Volt)
x B= Manyetik akı yoğunluğu (Tesla)
x l= İletkenin manyetik alan içersindeki uzunluğu (Metre)
x V= İletkenin hızı (Metre/saniye)
Şekil 3.10.28 Demirin mıknatıslanma eğrisi ÖRNEK:

Eddy Akımları Manyetik akı yoğunluğu 1,2T olan bir alan içine 0,4m uzunluğunda bir iletken 5m/saniye’lik bir hızla
hareket ettirilirse meydana gelen EMK ne olur?
Nüve içerisinde kayıpların diğer bir kaynağı da nüve içerisinde manyetik alanlar tarafından üretilir
ve Eddy akımları kayıpları olarak adlandırılır. Faraday kanununa göre zamanla değişen akı nüve ÇÖZÜM:
etrafına sarılı sargılarda bir gerilim indüklediği gibi manyetik bir nüve içerisinde de bir gerilim indükler.
Bu gerilimler şekil 3.10.29 da görüldüğü gibi nüve içerisinde akımın bir halka şeklinde dolaşmasına e= B . l .V
neden olur. Bu olay su akıntısındaki girdaplara da benzetilir ve ismini de oradan almıştır. e= 1,2.0,4.5
e= 2,4Volt

Endüksiyon Prensipleri
Bir iletken grubu manyetik alan içinde hareket ettirilirse, bu iletken grubunda bir elektrik akımı
meydana gelir. Bobin şeklinde sarılmış bir iletken grubuNun uçlarına şekil 1.31’deki gibi bir
galvanumetre bağlayalım. Çubuk şeklinde bir mıknatıs bu iletken grubunun içine daldırılırsa
galvanumetrenin bir yönde saptığı görülür. Çubuk mıknatıs bobin içerisinden süratle geri çıkarılırsa,
galvanumetre yine sapar fakat bu sapma yönü birinci sapma yönüne göre ters yöndedir. Eğer çubuk
SAYFA 95 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 96 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
mıknatıs sabit tutulup, bobin çubuk mıknatıs yönünde hareket ettirilirse, hareket yönüne bağlı olarak 1 1 1
galvanumetre iki yönlü bir sapma gösterir. Çubuk mıknatısın veya bobinin hareketi durursa 
galvanumetre de herhangi bir sapma olmaz. Rm Rm1 Rm 2

Manyetik Akının Değişimi


Manyetik alandaki toplam kuvvet çizgisi sayısına manyetik akı denir. Φ ile gösterilir.
Manyetik akı manyetik akı yoğunluğu ve kuvvet çizgilerinin geçeceği toplam yüzeyle doğru
orantılıdır.
Φ= B.S
¾ MKS birim sisteminde:
2
x S= Birim alan(m )
x Φ= Manyetik akı(Weber)
x B= Akı yoğunluğu(Tesla)
Şekil 3.10.30 Bir iletkende EMKnın endüklenmesi
Bobinin Sarım Sayısının Gerilime Etkileri
Endüksiyon Gerilimine Etki Eden Faktörler Manyetik alan içinde hareket eden bir iletken, manyetik kuvvet çizgilerini keser. BuNun sonucu
'I olarak iletkende bir endüksiyon EMK meydana gelir ve iletkenden bir akım geçer. İletkende indüklenen
¾ Endüksiyon geriliminin değeri; e N. gerilimin değeri;
't
¾ Bu formülde,
e B.l.V
x e= Bobinde indüklenen endüksiyon EMK (Volt)
Bu formülde görüldüğü gibi bobinin sarım sayısının gerilim ile doğru orantılı olduğu belirtilmiştir.
x N= Bobinin sarım sayısı
x ΔΦ= Manyetik alandaki değişim(Weber)
Karşılıklı Endüksiyon
x Δt= Zaman aralığı(saniye)

Manyetik Alan Direnci


Manyetik devrelerde manyetik akının geçişine karşı koyan zorluğa manyetik alan direnci denir.
Birimi 1/Henry’dir. Manyetik alan direncine Relüktans da denir. Kısaca Rm ile gösterilir.
¾ Relüktansların Seri Bağlanması

Şekil 3.10.33 İki bobin arasındaki karşılıklı endüksiyon

Şekil 3.10.31 Seri manyetik devre A ve B bobinlerinin şekil 1.34’te görüldüğü gibi yan yana getirildiğini düşünelim. A bobininin sarım
sayısı N1 ve içinden geçen akımı I1, B bobininin sarım sayısı N2 ve içinden geçen akım I2 olsun. A
Yukarıdaki seri bağlı manyetik devrede eşdeğer relüktans, Rm= Rm 1+Rm2+Rm3 bobini devresindeki S anahtarı kapatılınca bobin devresinden 0’dan I 1 kadar değişen bir akım geçer.
Bu akım A bobini etrafında bir manyetik alan meydana getirir. Meydana gelen bu alan 0 ile I1
¾ Relüktansların Paralel Bağlanması arasındaki süre boyunca değişken olduğundan B bobinini keserek onda da bir endüksiyon EMK
meydana getirir.

B bobininin uçları bir galvaNumetreye bağlı olduğundan kapalı bir devredir. Dolayısıyla N 2 B
bobininden I2 akımı geçer. I2 akımının geçmesiyle B bobini etrafında bir manyetik alan meydana gelir.
Böylece A bobininin alanı B bobinini ve B bobininin alanı da A bobinini karşılıklı olarak keser. Ancak B
bobininde meydana gelen manyetik alan A bobininden geçen akımın değişmesine bağlıdır.

Sonuç olarak A bobini devresinden geçen akımın değişmesi, B devresinden ve B devresinden


geçen akımın değişmesi de A devresinde bir EMK indükler. Böylece her iki devrede karşılıklı olarak
birbirlerine etki suretiyle EMKlar meydana getirmektedir. Bu olaya karşılıklı endüksiyon olayı denir.
Şekil 3.10.32 Paralel manyetik devre

Yukarıdaki paralel bağlı manyetik devrede eşdeğer relüktans,

SAYFA 97 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 98 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Lenz Kanunları Polariteyi Belirleme Kuralları geçirdiğimiz halde alan artışının olmadığı görülür. Bobinden akım geçtiği halde alan artışının olmadığı
bu Nuktaya doyma Nuktası denir.
Manyetik alan içerisinde hareket eden bir iletkende endüksiyon elektromotor kuvveti meydana gelir.
Eğer hareket eden bu iletkenin uçları birleştirilirse bir kapalı devre meydana gelir ve bu elektromotor Bobinleri Kullanma Prensipleri
kuvvetin etkisiyle iletkenden bir akım geçer. İletkenden geçen bu akımın yönü lenz kanunu ile bulunur.
Bobin: İletkenlerin bir makara üzerinde düzgün sarılmış topluluğudur. Bobinler, üzerine bir gerilim
¾ Lenz Kanunu: Endüksiyon elektromotor kuvvetinin meydana getirdiği akım, uygulandığında manyetik alan oluşturması amacıyla, filtre(süzgeç) devrelerinde, elektromıknatıs olarak
kendisini meydana getiren akım değişmesine veya harekete karşı koyar. ve bir çok sahada kullanılır.

RLC Metre ile Bobin Ölçümleri

Şekil 3.10.34 Endüksiyon EMKnın yönü

Şekil 1.35’te görüldüğü gibi bir iletkenin manyetik alan içine doğru hareket ettirildiğini düşünelim.
İletkenin manyetik kuvvet çizgilerini kesmesi sonucu iletkende bir endüksiyon EMK meydana gelir. Bu
Şekil 3.10.36 Çeşitli sarılmış bobinler Şekil 3.10.37 RLC metre
EMK iletkenden bir akım geçirir. İletkenden geçen akıma göre iletken etrafındaki manyetik alanın yönü
iletkenin sağ tarafında esas alanla aynı yöndedir. Böylece iletkenin sağ tarafındaki manyetik alan
şiddeti artarken, sol tarafındaki alan şiddeti azalır. Bu yüzden, iletkeni sola doğru hareket ettirmeye
çalışan bir kuvvet meydana gelir. Bu kuvvet ise kendini meydana getiren kuvvete karşıdır.

Öz Endüksiyon Zıt EMK Doyma Nuktası

Şekil 3.10.38 RLC metreyle bobinin indüktansının ölçülmesi

3.11 İNDÜKSİYON

Faraday Kanunu
Manyetik alan içerisinde hareket eden bir iletken, manyetik kuvvet çizgilerini keser. BuNun sonucu
olarak iletkende bir endüksiyon EMK meydana gelir ve iletkenden bir akım geçer. İletkende meydana
gelen bu EMK’nın değeri Faraday KaNuNu ile ifade edilir. Faraday KaNuNu’na göre, eğer manyetik akı
bir sargının bir sarımını keser ise bu sarım üzerinde bir gerilim indüklenir. İndüklenen gerilim manyetik
Şekil 3.10.35 Özendüksiyon olayı
alanın(Φ) zamanla değişim oranıyla(Δt) doğru orantılıdır.
Şekil 1.36’daki şalterin açılıp kapanması anlarında birinci bobinden geçen akımın meydana getirdiği
manyetik akının değişmesi ikinci bobinde bir EMK indükler. Birinci bobinin meydana getirdiği değişen Manyetik Alan İçersinde Hareket Eden Bir İletkende Oluşan Gerilim
akı aynı zamanda kendi sargılarını da çevrelediği için birinci bobinde de bir EMKindüklenir. Bu EMKya
özendüksiyon EMK’sı denir. Sabit bir manyetik alan içerisinde bir iletkenin hareket etmesiyle, iletkende bir EMK indüklenir.
İletkenin hareketinden doğan bu EMK’ya hareket endüksiyon EMK’sı denir.
Bir bobine uygulanan gerilime karşı bobin üzerinde ona ters yönde ve ona yakın büyüklükte elde ¾ İndüklenen EMK’nın büyüklüğü: e= B . l .V
edilen gerilime zıt EMK denir. Bu olay DC motorlarında ve transformatörlerde meydana gelir.
Bu formülde,
Bir bobinden akım geçirildiği zaman bobin etrafında bir manyetik alan meydana gelir. Manyetik alan x e= İletkende indüklenen endüksiyon EMK (Volt)
artışı bobinden geçen akımla doğru orantılıdır. Belirli bir süre sonunda o bobinden daha fazla akım x B= Manyetik akı yoğunluğu (Tesla)
x l= İletkenin manyetik alan içersindeki uzunluğu (Metre)

SAYFA 99 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 100 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
x V= İletkenin hızı (Metre/saniye)
ÖRNEK:

Manyetik akı yoğunluğu 1,2T olan bir alan içine 0,4m uzunluğunda bir iletken 5m/saniye’lik bir hızla
hareket ettirilirse meydana gelen EMK ne olur?

ÇÖZÜM:

e= B . l .V Şekil 1.32: Seri manyetik devre


e= 1,2.0,4.5
e= 2,4Volt Yukarıdaki seri bağlı manyetik devrede eşdeğer relüktans, Rm= Rm 1+Rm2+Rm3

¾ Relüktansların Paralel Bağlanması


Endüksiyon Prensipleri
¾
Bir iletken grubu manyetik alan içinde hareket ettirilirse, bu iletken grubunda bir elektrik akımı
meydana gelir. Bobin şeklinde sarılmış bir iletken grubuNun uçlarına şekil 1.31’deki gibi bir
galvanumetre bağlayalım. Çubuk şeklinde bir mıknatıs bu iletken grubunun içine daldırılırsa
galvanumetrenin bir yönde saptığı görülür. Çubuk mıknatıs bobin içerisinden süratle geri çıkarılırsa,
galvanumetre yine sapar fakat bu sapma yönü birinci sapma yönüne göre ters yöndedir. Eğer çubuk
mıknatıs sabit tutulup, bobin çubuk mıknatıs yönünde hareket ettirilirse, hareket yönüne bağlı olarak
galvanumetre iki yönlü bir sapma gösterir. Çubuk mıknatısın veya bobinin hareketi durursa
galvanumetre de herhangi bir sapma olmaz.
Şekil 1.33: Paralel manyetik devre

Yukarıdaki paralel bağlı manyetik devrede eşdeğer relüktans,

1 1 1

Rm Rm1 Rm 2
Manyetik Akının Değişimi
Manyetik alandaki toplam kuvvet çizgisi sayısına manyetik akı denir. Φ ile gösterilir.
Manyetik akı manyetik akı yoğunluğu ve kuvvet çizgilerinin geçeceği toplam yüzeyle doğru
orantılıdır.
Şekil 1.31: Bir iletkende EMKnın endüklenmesi Φ= B.S
¾ MKS birim sisteminde:
2
1.20. Endüksiyon Gerilimine Etki Eden Faktörler x S= Birim alan(m )
'I x Φ= Manyetik akı(Weber)
¾ Endüksiyon geriliminin değeri; e N. x B= Akı yoğunluğu(Tesla)
't
¾ Bu formülde,
Bobinin Sarım Sayısının Gerilime Etkileri
x e= Bobinde indüklenen endüksiyon EMK (Volt)
x N= Bobinin sarım sayısı Manyetik alan içinde hareket eden bir iletken, manyetik kuvvet çizgilerini keser. BuNun sonucu
x ΔΦ= Manyetik alandaki değişim(Weber) olarak iletkende bir endüksiyon EMK meydana gelir ve iletkenden bir akım geçer. İletkende indüklenen
x Δt= Zaman aralığı(saniye) gerilimin değeri;
e B.l.V
Bu formülde görüldüğü gibi bobinin sarım sayısının gerilim ile doğru orantılı olduğu belirtilmiştir.
Manyetik Alan Direnci
Karşılıklı Endüksiyon
Manyetik devrelerde manyetik akının geçişine karşı koyan zorluğa manyetik alan direnci denir.
Birimi 1/Henry’dir. Manyetik alan direncine Relüktans da denir. Kısaca Rm ile gösterilir.
¾ Relüktansların Seri Bağlanması

SAYFA 101 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 102 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Doyma Nuktası
Şekil 1.29’daki eğri incelenecek olursa eğrinin başlangıç kısımlarından küçük H değerleri için eğri
doğrusal olarak yükselmektedir. M Nuktasından itibaren eğri yatıklaşmaktadır. Bu yatıklaşma gittikçe
artarak N Nuktasından sonra hemen hemen yatay olmaktadır. Artık N Nuktasından sonra alan şiddeti
çok fazla artırıldığı halde manyetik akı yoğunluNun çok az arttığı görülür. H alan şiddetinin
değişmesine rağmen eğrinin değişmemeye başladığı N Nuktasına ferromanyetik cisimlerin doyma
Nuktası denir. Bundan dolayı bu eğrilere doyma eğrisi adı verilir.

Şekil 1.34: İki bobin arasındaki karşılıklı endüksiyon

A ve B bobinlerinin şekil 1.34’te görüldüğü gibi yan yana getirildiğini düşünelim. A bobininin sarım
sayısı N1 ve içinden geçen akımı I1, B bobininin sarım sayısı N2 ve içinden geçen akım I2 olsun. A
bobini devresindeki S anahtarı kapatılınca bobin devresinden 0’dan I 1 kadar değişen bir akım geçer.
Bu akım A bobini etrafında bir manyetik alan meydana getirir. Meydana gelen bu alan 0 ile I 1
arasındaki süre boyunca değişken olduğundan B bobinini keserek onda da bir endüksiyon
EMKmeydana getirir.

B bobininin uçları bir galvaNumetreye bağlı olduğundan kapalı bir devredir. Dolayısıyla N 2 B
bobininden I2 akımı geçer. I2 akımının geçmesiyle B bobini etrafında bir manyetik alan meydana gelir. Şekil 1.29: Demirin mıknatıslanma eğrisi
Böylece A bobininin alanı B bobinini ve B bobininin alanı da A bobinini karşılıklı olarak keser. Ancak B
bobininde meydana gelen manyetik alan A bobininden geçen akımın değişmesine bağlıdır. Öz Endüksiyon Zıt EMK Doyma Nuktası
SoNuç olarak A bobini devresinden geçen akımın değişmesi, B devresinden ve B devresinden
geçen akımın değişmesi de A devresinde bir EMK indükler. Böylece her iki devrede karşılıklı olarak
birbirlerine etki suretiyle EMKlar meydana getirmektedir. Bu olaya karşılıklı endüksiyon olayı denir.

Lenz Kanunları Polariteyi Belirleme Kuralları


Manyetik alan içerisinde hareket eden bir iletkende endüksiyon elektromotor kuvveti meydana gelir.
Eğer hareket eden bu iletkenin uçları birleştirilirse bir kapalı devre meydana gelir ve bu elektromotor
kuvvetin etkisiyle iletkenden bir akım geçer. İletkenden geçen bu akımın yönü lenz kanunu ile bulunur.

¾ Lenz Kanunu: Endüksiyon elektromotor kuvvetinin meydana getirdiği akım,


kendisini meydana getiren akım değişmesine veya harekete karşı koyar.

Şekil 1.36: Özendüksiyon olayı

Şekil 1.36’daki şalterin açılıp kapanması anlarında birinci bobinden geçen akımın meydana getirdiği
manyetik akının değişmesi ikinci bobinde bir EMK indükler. Birinci bobinin meydana getirdiği değişen
akı aynı zamanda kendi sargılarını da çevrelediği için birinci bobinde de bir EMKindüklenir. Bu EMKya
özendüksiyon EMK’sı denir.

Bir bobine uygulanan gerilime karşı bobin üzerinde ona ters yönde ve ona yakın büyüklükte elde
Şekil 1.35: Endüksiyon EMKnın yönü edilen gerilime zıt EMK denir. Bu olay DC motorlarında ve transformatörlerde meydana gelir.

Bir bobinden akım geçirildiği zaman bobin etrafında bir manyetik alan meydana gelir. Manyetik alan
Şekil 1.35’te görüldüğü gibi bir iletkenin manyetik alan içine doğru hareket ettirildiğini düşünelim. artışı bobinden geçen akımla doğru orantılıdır. Belirli bir süre sonunda o bobinden daha fazla akım
İletkenin manyetik kuvvet çizgilerini kesmesi sonucu iletkende bir endüksiyon EMK meydana gelir. Bu geçirdiğimiz halde alan artışının olmadığı görülür. Bobinden akım geçtiği halde alan artışının olmadığı
EMK iletkenden bir akım geçirir. İletkenden geçen akıma göre iletken etrafındaki manyetik alanın yönü bu Nuktaya doyma Nuktası denir.
iletkenin sağ tarafında esas alanla aynı yöndedir. Böylece iletkenin sağ tarafındaki manyetik alan
şiddeti artarken, sol tarafındaki alan şiddeti azalır. Bu yüzden, iletkeni sola doğru hareket ettirmeye Bobinleri Kullanma Prensipleri
çalışan bir kuvvet meydana gelir. Bu kuvvet ise kendini meydana getiren kuvvete karşıdır.

SAYFA 103 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 104 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Bobin: İletkenlerin bir makara üzerinde düzgün sarılmış topluluğudur. Bobinler, üzerine bir gerilim
uygulandığında manyetik alan oluşturması amacıyla, filtre(süzgeç) devrelerinde, elektromıknatıs olarak
ve bir çok sahada kullanılır.

3.12. DC MOTOR JENERATÖR TEORİLERİ


DC Jeneratörlerde Bileşenlerin Amacı ve Yapısı(DC Jeneratör Parçalarının
Yapısı ve Görevleri)

Şekil 2.3: Endüvi

Şekil 2.1: DC jeneratörü

Şekil 2.4: Endüvinin kesit şekli

İndüktör
Duran kısımdır. Gerekli manyetik alanın temin edildiği yerdir. Makinenın büyüklüğün, çapına ve
devir sayısına göre 2, 4, 6, 8 ve daha fazla kutuplu olur. Çok küçük güçlü DC jeneratörlerde kutuplar
sabit mıknatıslıdır. Makinenin gücü büyüdükçe elektromıknatıs kutuplar kullanılır. BuNun için 0,60-1,40
mm kalınlığında çelik saclardan kesilerek presle istenilen şekil verilir cıvata veya perçinle gövdeye
tutturulur.
Şekil 2.2: 4 kutuplu bir DC jeneratörün kesiti

DC jeneratörlerinin parçaları:
¾ Endüvi
¾ İndüktör
¾ Gövde
¾ Kollektör ve fırçalar
¾ Yatak ve kapaklar
¾ Pervane(vantilatör)

Endüvi
Şekil 2.5: İndüktör sargısı
Dönen kısımdır. Üzerinde gerilimin indüklendiği yerdir. 0,30-0,70 mm arasında değişen sacların yan
yana dizilmesinden preslenerek meydana gelen sac pakettir. Sacların birer yüzeyleri yalıtılır. Endüvi Gövde
üzerinde muhtelif sayıda oyuk (ankuş) bulunur. Bunların içerisine bobinler yerleştirilir.
Bütün parçaları üzerinde toplayan ana kısımdır. Oksitlenmeye karşı renkli boya ile kaplanır.
Makinenin yere tespiti için tespit delikleri vardır.

SAYFA 105 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 106 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Sağ El Kuralı
Sağ el, kuvvet çizgileri avuç içinden girip sırtından çıkacak şekilde kutuplar arasına sokulur. Açık ve
gergin duran başparmak hareket yönünü gösterirse, bitişik dört parmak iletkende indüklenen EMK’nın
veya akımın yönünü gösterir.

Şekil 2.6: 2 kutuplu DC jeneratörünün kısımları

Kolektör ve Fırçalar
Şekil 2.8: Sağ el kuralı
Kolektör endüvide indüklenen EMK’yı doğrultmaya yarar. Endüvi ile aynı mile sıkıca geçirilmiş bakır
dilimlerden meydana gelir. Kolektör dilimleri birbirleri ile yalıtılmıştır. Doğru akım jeneratörlerinde DC Jeneratörlerinde Elektrik Enerjisini Etkileyen Faktörler
endüvide indüklenen akımı dış devreye alabilmek için fırçalar kullanılır. Fırçalar fırça yuvasına takılır.
Fırça yuvaları da fırça taşıyıcısına bağlıdır. Jeneratörlerde iyi özellikli fırça kullanılmalıdır. Fırçalar ¾ Endüvi reaksiyonu
2
kolektöre 150-250 gr/cm dolayında bir basınçla basarlar. ¾ Endüvi komitasyonu’dur.

Yatak ve Kapaklar Endüvi Reaksiyonuna Karşı Alınacak Önlemler


Doğru akım jeneratörlerinde, kendi kendine yağlanan bilezikli tip yataklar veya bilyalı yataklar ¾ Kutup ayaklarını tarak şeklinde yapmak
kullanılır. Amacı makinenin sürtünmesiz çalışmasını sağlamaktır. Kapaklar ise gövdeye her iki taraftan
tutturulan gövde ile aynı metalden yapılmış endüvinin dengeli şekilde dönmesini sağlayan parçadır.

Şekil 2.7: Bir DC jeneratörünün parçaları:


a) Gövde, b) Endüvi, c-f) Kapaklar, d) Kolektör, e) Fırça, g) Fırça yıldızı
Şekil 2.9.a: Kutup ayaklarının tarak şeklinde yapılması
Vantilatör(Pervane)
DC jeneratörleri çalışırken ısınır. BuNun için jeneratörün soğutulmaya ihtiyacı vardır. Mil üzerine
plastik kanatçıklı pervane kama ile sıkıştırılarak sabitlenir. Dışarıdan aldığı havayı jeneratörün içine
doğru üfleyerek soğutmayı gerçekleştirir.

DC Jeneratörlerinde Akım Akışının Yönü ve Elektrik Enerjisini Etkileyen


Faktörler ve Çalıştırılması
DC jeneratörlerinde akım akışının yönü sağ el kuralına göre bulunur.

SAYFA 107 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 108 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
¾ Kompanzasyon sargı kullanmak
¾ Kutup ayaklarına oyuklar açmak

Şekil 2.9. b: Kutup ayaklarına oyuklar açılması

¾ Yardımcı kutup kullanmak Şekil 2.11: Kompanzasyon sargı sarmak

Endüvi Komitasyonunu Kolaylaştırıcı Önlemler


¾ Fıçaları kaydırmak

Şekil 2.12: Fırçaların kaydırılması

¾ Yardımcı kutup kullanmak

Şekil 2.10: Yardımcı kutupların durumu

Şekil 2.13: Yardımcı kutup kullanmak

SAYFA 109 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 110 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
DC Jeneratörler Uyartım Şekline Göre Kısımlandırılması
¾ Yabancı uyartımlı jeneratörler
¾ Kendinden uyartımlı jeneratörler
x Şönt jeneratörler
x Seri jeneratörler
x Kompunt jeneratörler

Şönt jeneratörler: Endüvi sargısı indüktör sargısına paralel bağlı olan jeneratörlerdir. Boşta ve
yükte çalıştırılırlar.

Seri Jeneratörler: Endüvi sargısı indüktör sargısına seri bağlı olan jeneratörlerdir. Yalnızca yüklü
çalıştırılırlar.

Kompunt Jeneratörler: İndüktöründe iki tane sargı vardır. Bu sargılardan şönt sargı endüviye
paralel, seri sargı ise endüviye seri bağlanır. Boşta ve yükte çalıştırılırlar. Boş çalışma deneyi aynen
şönt jeneratöründeki gibidir.

DC MOTOR ÇEŞITLERI VE BAĞLANTILARI

DC Motorda Çıkış Gücünü Etkileyen Faktörler


Şekil 3.1: Şönt motorun devir yönünün değiştirilmesi
Doğru akım motorlarında endüviye uygulanan gerilim U, endüviden geçen akım I a, zıt EMK Eb,
devir sayısı n, endüvi gücü(çıkış gücü) Pe ve moment(tork) Me olduğuna göre, endüvi gücü U.I a dır. Seri Motor
Endüvi çevresinde meydna gelen kuvvetlerin toplamına F , endüvi çapına da D dersek endüvide
meydana gelen moment (tork);
Endüvi sargıları, indüktör sargılarına seri olarak bağlanan motorlardır. Seri motorun yüklü çalışma
D deneyi ve karakteristik eğrisi:
Me .F (kg.m)
2 ¾ Seri motorun özellikleri ve kullanıldıkları yerler
x Seri motorların yol alma anında momentleri çok yüksektir. Bu nedenle yol
I.2 p.Z .10 8.I a .0,975 alma anında yüksek moment istenen yerlerde kullanılır.
Me kg.m ifadesi geniş olarak yazılabilir.
2a.60 x Devir sayıları yükle çok değişir.
x Boşta(yüksüz iken) hiçbir zaman çalıştırılmazlar. Aksi halde devir sayıları
tehlikeli değerlere doğru gider.
Pe .9,75
Birçok sabitleri K ifadesiyle kısaltırsak, Me elde edilir. x Seri motorların kalkınma momentleri çok yüksek olduğundan özellikle elektrikli
n tren, troleybüs, tramvay, vinçlerde çok kullanılır.

¾ Doğru akım motorlarının devir sayısı : Şönt Motor


U  I a .Ra Endüvi sargıları, indüktör sargılarına paralel olarak bağlanan motorlardır.
n dir.
K .I ¾ Şönt motorun özellikleri ve kullanıldıkları yerler
x Yol alma anındaki momentleri yüksek değildir.Bu bakımdan aşırı yüklerde
Doğru akım motorlarının dönüş yönünün değiştirilmesi için ya endüviden geçen akımın yönünü ya kolay yol alamazlar.
da indüktörden geçen akımın yönünü değiştirmek gerekir.

SAYFA 111 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 112 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
x Devir sayıları yük ile çok az değişme gösterir. Bu nedenle devir sayıları hemen
hemen sabit kabul edilebilir.
x Boşta çalışmalarında hiçbir mahsur yoktur.
x Şönt motorlar; vantilatör, aspiratör, kağıt fabrikalarında, dokuma
tezgâhlarında, matbaa makinelerinde ve elevatörlerde çok kullanılır.

Kompunt Motor
Bu motorların indüktörlerinde iki sargı grubu bulunmaktadır. Bu sargılardan biri endüviye seri, diğeri
de paralel bağlanmıştır.

Kompunt motorun yüklü çalışma deneyi ve karakteristik eğrisi: Şekil 1.7: Bir fazlı alternatör ve üretilen gerilimin sinüsoidal eğrisinin görünüşü

¾ Kompunt motorun özellikleri ve kullanıldığı yerler Bu alternatif gerilim ve akımlar, şekil:1.8 de görüldüğü gibi sinüsoidal dalga görünümündedirler.
x Eklemeli kompunt motorların devir sayıları seri ve şönt motor arası bir değişim
gösterir. Yani sabit değildir. Ters kompuntta ise yükselen veya hiç değişmeyen devir Dalga formlarının şekil 1-8 b-c-d-e görüldüğü gibi başka çeşitleri de vardır. Bunlar görünüşlerine
sayısı elde edilebilir. uygun olarak; kare dalga, üçgen dalga, testere dişi dalga veya trapez dalga olarak isimlendirilirler.
x Her iki kompunt motor da boşta çalıştığında devir sayıları, seri motorda olduğu
gibi tehlikeli değerler almaz.
x Eklemeli kompunt motorların yol alma momentleri oldukça yüksektir. Ters
kompunt motorların yol alma momentleri zayıftır.
x Eklemeli kompunt motorlar hemen hemen seri motor özelliği gösterirler. Bu
nedenle seri motorların kullanıldıkları yerlerde çalıştırılırlar.
x Ters kompunt motorlar ise, fazla yol alma momentleri istenmeyen fakat yükle
devir sayısı hiç değişmemesi gereken yerlerde kullanılır. Şönt motor özelliği taşıdığı
için şönt motorun kullanıldığı yerlerde çalıştırılırlar.
Şekil 1. 8: Çeşitli dalga şekillerinin osilaskopta görünüşü
Starter Jeneratörün Yapısı
Bu dalgalar, sinyal jeneratörü ve osilatör devreleri yardımıyla, düşük gerilimli sinyaller şeklinde
Starter jeneratör; starter ve jeneratörün ikisinin de görevini yerine getiren, hareket noktası ile üretilirler. Bu sinyaller birçok elektronik cihazların çalıştırılmasında, haberleşme, alanında, endüstriyel
makine arasında bulunan bir sistemdir. Bu sistem 12 volt DC gerilimle çalışır. Bu sistem yüksek elektronik’te vb. sistemlerin kontrolü ve çalıştırılmasında kullanılırlar.
sıcaklıkta ve ilk hareketin daha istendik olduğu durumlarda kullanılır. Bu sistemde güç katının
kontrolünde DSP(Sayısal İşaret İşleme) yapılmaktadır.
Aşağıda bir starter jeneratörün etiket bilgileri verilmektedir: Faz, Periyot, Frekans,Saykıl
Starter Generator Model: 150SG Series
Çıkış Gücü: 4,5 kW Faz ve Faz Farkı
Yük Akımı: 150 A
Devir Sayısı: 8100-12500 d/d Faz; sinüsoidal eğrinin veya herhangi bir dalganın başlangıç (0°) noktasına göre durumudur. Şekil
1000d/d ve 20 volt giriş geriliminde tipik starter 1- 9 da görüldüğü gibi; eğrinin başlangıç noktası 0° ise sıfır faz adını alır. İleriden başlıyorsa ileri faz,
Çıkışı:3,8 HP geriden başlıyorsa geri faz olarak değerlendirilir. Örneğin 60° ileriden başlayan eğriye 60° ileri faz
eğrisi, 60° geriden başlıyorsa 60° geri faz eğrisi denir.
3.13 AC (Alternatif Akım) Teorisi
Sinüsoidal Dalga

Zamana göre yönü ve şiddeti (değeri) değişen gerilime alternatif gerilim (AC) denir. Aynı şekilde
akıma da alternatif akım (AA) denir. Bu gerilim; şekil:1.7 de görüldüğü gibi, elektrik santrallerindeki üç
fazlı alternatörlerde (AC Jeneratörlerinde) üretilir, oradan da alıcılara kadar gönderilirler. Ev ve
işyerlerinde kullanılan elektrik enerjisi alternatif gerilimlidir. Bu gerilimin voltajını voltmetre ile akım
şiddetini de ampermetre ile ölçebiliriz. Evlerde kullandığımız AC gerilimin voltmetre ile ölçtüğümüz faz- Şekil 1.9: Çeşitli faz şekillerinin osilaskopta görünüşleri
nötr arasındaki faz gerilim değeri UF = 220 volttur. Sanayide kullanılan üç fazlı gerilimin; R-S-T fazları
arasında ölçülen gerilim değeri ise, Uh= 380 volttur. Buna fazlar arası gerilim veya hat gerilimi de
denir.

Şekil 1.10: 60° Faz farklı eğrilerin görünüşleri


SAYFA 113 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 114 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
İki eğri aynı anda da değerlendirilebilir. Eğrilerin sıfır veya maksimum noktalarından bakılarak, e = Emax . sinα =Volt. Ve i = Imax . sinα = amper.
aralarındaki açı ölçülerek bulunur. Bu açıya faz farkı denir. Bu açıya göre değerlendirilirler. Örneğin; α Açısının değeri; gerilim veya akım eğrisinin, başlangıç noktasına göre aldığı açı değeridir.
60° faz farklı eğriler diye söylenir. Şekil :1.10 da 60° faz farklı gerilimlerin eğrileri görülmektedir.
• Örnek problem
Saykıl Frekansı 50 Hz olan bir şebekenin maximum gerilim değeri 200 v ise, α=30° iken
gerilimin ani değerini hesaplayınız. sin30° = 0,5
Sinüzoidal bir eğrinin sıfırdan başlayıp pozitif alternans ve negatif alternansı yaptıktan sonra tekrar
başlangıç noktasına gelinceye kadar almış olduğu yola denir. • Çözüm
e = Emax . sinα = 200 . sin30° = 200 . 0,5 = 100 volt bulunur.
Periyot

Bir sinüsoidal dalganın oluşması için geçen süre olup, birimi saniyedir. ‘T’ harfiyle gösterilir. Bir Ortalama Değer
sinüsoidal dalganın, 360° lik bir açıyı tamamlaması için geçen süreye 1 periyot denir. Bakınız,
şekil:1.11 Bir alternansta 0° den 180°ye kadar geçen süre içerisinde çok sayıda ani değerler alınır. Bu
değerlerin toplamının aritmetik ortalaması, ortalama değeri verir. Birimi; volt ve amper’dir. Şu
formüllerle bulunur:

E or = Emax . 0, 636 ve I or = Imax . 0, 636

Etkin Değer

Ani değerlerin karelerinin, aritmetik ortalamasının kareköküne eşittir. Bu değerlere, efektif veya
efikans değerler de denir. Etkin değer; Uet , Eet , Iet harfleriyle veya kısaca; U, E , I harfleriyle
Şekil 1.11: Bir periyodun osilaskopta görünüşü
gösterilir. Aşağıdaki formüllerle bulunur.

( E ) Eet = Emax .0,707 volt ( I ) Iet = Imax . 0,707 amper


Frekans
• Örnek problem
Dalganın bir saniyedeki periyot sayısıdır. Birimi Hertz olup kısaca Hz harfleriyle gösterilir. Frekansın
Maximum değeri 100 volt olan alternatif gerilimin ortalama ve etkin değerlerini bulunuz .
katları; Kilo hertz (KHz) , Mega hertz ( MHz) ve Giga hertz (GHz) dir. Şebeke geriliminin frekansı;
Eor = Emax . 0,636 = 100 . 0,636 = 63,6 V Eet = Emax . 0,707 = 100 . 0,707 = 70,7 V
Türkiye ve Avrupa’da 50 Hz, ABD’de 60 Hz‘dir.
• Örnek problem
Frekans ve periyot biri birinin tersidir. Yani F =1/T Hz. veya T =1/F sn dir.
Etkin değeri 21 A olan A.A.nın ortalama ve maximum değerlerini bulunuz.
Dalga boyu

Bir (1) dalganın, metre cinsinden kapladığı mesafeye dalga boyu denir. λ (lamda) harfiyle gösterilir.
Birimi metre’dir. Elektrik akımı saniyede 300.000.000 metre yol almaktadır. Bir saniyede ise F kadar
dalga meydana gelir. Buna göre bir dalganın boyu :
Gerilim ve akımın etkin değerleri; analog veya dijital voltmetre ve ampermetre ile ölçülür. Ayrıca
λ = 300000000/F veya ֜3.108 / F = …mt formülüyle bulunur.
gerilim ve akımın; etkin, ani, tepe ve tepeden tepeye değerlerini osilaskopla da ölçmek mümkündür.
Bunun için; şekil:1.6 daki bağlantı yapılır. Osilaskobun ekranındaki; periyodun, dikeyde kapladığı kare
Alternatif Akım Büyüklükleri sayıları ölçülüp, formülde yerlerine konularak gerekli hesaplamalar yapılır. Bunlarla ilgili örnek
problemler aşağıdadır.
Tepe değeri-Maximum değer
• Örnek problem
Alternatif gerilim veya alternatif akımın dalga formunun sıfırdan başlayıp, maximum değerini aldığı V/div komütatörü 10 volt kademesindeyken, X10 probuyla yapılan ölçümde, osilaskop ekranında,
noktadır. ET-Emax ve IT – Imax harfleriyle gösterilir. Birimi; gerilim için volt, akım için amper’dir. bir alternansın yüksekliği 3,1 kare olduğu ölçülmüştür. Buna göre ölçülen gerilimin; Emax , Eor , Eet
değerlerini bulunuz.

Tepeden tepeye değer • Çözüm


Emax = Kare sayısı x prop çarpanı x V/div kademesi
Dalga formunun, pozitif tepe değeri ile negatif tepe değeri arasındaki uzaklık değeri, tepeden Emax = 3,1 . 10 . 10 = 310 volt
tepeye değerdir. ETT - ITT harfleriyle gösterilir. Birim ; gerilim için volt , akım için amper’dir. Bakınız Eor = Emax . 0,636 = 310 .0,636 = 197,2 volt olur.
şekil: 1.11. ( E ) Eet = Emax. 0,707 = 310 . 0,707 = 220 volt olarak bulunur.

Ani değer
Alternatif Akım Devrelerinde Güç
Gerilimin veya akımın herhangi bir andaki değeridir. E-i harfleriyle ile gösterilir. Gerilim veya akımda
sonsuz sayıda ani değerler bulunur. Birimi volt ve amperdir.Ani gerilim ve ani akım değerleri aşağıdaki
A.C. elektrik devrelerinde üç çeşit güç vardır. Bunlar; zahiri, aktif ve reaktif güçlerdir. Bir alıcının
formüllerle hesaplanır.
SAYFA 115 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 116 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
gücü; watmetre ile direkt ölçülebildiği gibi, ampermetre-voltmetre-cosfimetre ile de endirekt olarak da Hesaplanması
ölçülebilir. Endirekt ölçümde; ölçü aletlerinin gösterdikleri gerilim ve akımın etkin değerleri ve
cosfimetrenin değerleri, ilgili formüllerde yerlerine konularak güç hesaplamaları yapılır. Tüm elektrik Bunun için; şekil:2.1 deki bağlantı yapılır. Sinyal jeneratörü kare dalga moduna getirilerek, üretilen
devrelerinin güç ölçümlerinde benzer formüller 12 kullanılır. İleride incelenecek olan; seri, paralel ve sinyaller osilaskoba uygulanır. Ekranda ölçülen değerler, ilgili formüllerde yerlerine konularak, istenen
karışık devre konularında güç hesaplamaları yapılmak istenirse, yine aynı formüller kullanılır. değerler hesaplanır. Bununla ilgili bir örnek yapalım.

Zahiri güç(görünen güç) • Örnek


Osilaskopta, şekil 2.2 deki gibi görülen kare dalga sinyallerinin ortalama ve etkin gerilim değerlerini
Devre gerilimiyle, devre akımının çarpımına eşittir. Birimi volt-amper olup, kısaca VA ile gösterilir. bulunuz.
Şu formülle bulunur. S = U . I = VA

Aktif güç: Devre gerilimi ve akımı ile bunlar arasındaki açının kosinüsünün (güç katsayısı)
çarpımlarına eşittir. Birimi watt olup, kısaca W harfiyle gösterilir. Aktif güç şu formülle bulunur. P = U . I
. Cosϕ = W

Reaktif güç (kör güç) Devre gerilimi ve akımının etkin değerleri ile, bunlar arasındaki açının
sinüsünün çarpımlarına eşittir. Birimi volt-amper-reaktif olup kısaca VAR ile gösterilir. Reaktif güç şu
formülle bulunur Q = U . I . Sin ϕ = VAR

• Örnek problem Şekil 2. 2: Problem kare dalganın osilaskoptaki şekli


Etkin değeri 100 volt olan bir AC elektrik şebekesinde çalışan alıcı, devreden 10 A. akım
çekmektedir. Güç katsayısı 0,8 olan bu alıcının zahiri, aktif ve reaktif güçlerini bulunuz.

• Çözüm Ortalama değer =Peryot / Alan ֜Eor = Peryot / Alan Eor = 10.0,2 / 0,3 = 6,66 volt
U = 100V , I = 10A , Cos ϕ = 0,8 --- Sinϕ = 0,6 Pz = ? - PA = ? - PR = ?
S = U.I = 100.10 = 1000 VA.
Etkin değer =
P = U.I. Cosϕ = 100.10.0,8 = 800 W
Q = U.I .Sinϕ = 100.10.0,6 = 600 VAR

• Örnek problem
220 volt 50 Hz’lik elektrik şebekesinde çalışan bir elektrikli ısıtıcı, şebekeden 5 amper
akım çekmektedir. Bu ısıtıcının güçlerini bulunuz.

• Çözüm Osilaskopla, Üçgen Dalga Şekillerinin Ortalama ve Etkin Değerlerinin Hesabı


Elektrikli ısıtıcılar omik alıcılar olduğu için; akımla gerilimin arasındaki açı 0° dir.
Cos 0° = 1 ve sin 0° = 0 olduğundan, hesaplamalar şu şekilde yapılır.
S= U.I = 220 . 5 = 1100 VA P = U.I. Cosϕ = 220 .5 .1 = 1100 W
Q= U.I .Sinϕ = 220 .5 . 0 = 0 VAR .
Not: Omik alıcılarda reaktif güç bulunmaz.

Üçgen ve Kare Dalga Sinyalleri


Günlük hayatta kullanılan elektronik ürünlerinden birçoğunun, örneğin; bilgisayarlar, hesap
makineleri, dijital ölçü aletleri, sayıcılar, zamanlayıcılar, osilaskoplar, televizyonlar, telsizler, radarlar,
motor sürücü devreleri vb. çalışması için değişik formdaki sinyallere ihtiyaç vardır. Bu sinyaller
çoğunlukla üçgen ve kare dalga şeklindedirler ve elektronik devrelerin çalışmasını sağlarlar. Sinyallerin Şekil 2.3: Üçgen ve testere dişi dalga şekilleri
elde edildiği elektronik düzeneklere osilatör veya sinyal jeneratörü denilir. Bu sinyallerin frekanslarını;
frekansmetreler veya osilaskopla ölçebiliriz . Üçgen ve testere dişi dalga şekillerinin ortalama değerlerinin bulunmasında şu
formülden faydalanılır.
Ortalama değer: Eor = 0, 5 . Emax = volt
• Örnek Problem
Emax değeri 100 milivolt olan testere dişi sinyalin ortalama değerini bulunuz?
Çözüm
Eor = 0,5 . Emax = 0,5 . 100 = 50 milivolt ( mv ) bulunur.

Tek Faz ve Üç Faz Prensipleri


Tek fazlı devrelerde yalnızca faz ve nötr uçları vardır. Üç fazlı devrelerde ise R-S-T fazları bulunur
o
Şekil 2.1: Osilatörde üretilen sinyallerin osilaskopla ölçülmesi ve fazlar arasında 120 açı farkı vardır. Şekil 2.1’de üç fazlı sinüsoidal akım görülmektedir. Öğrenme
Faaliyeti-1’de döner alan içerisinde kalan bir bobinde oluşan bir fazlı alternatif gerilimin bir saykıllık
Osilaskopla, Kare Dalga Şekillerinin Ortalama ve Etkin Değerlerinin
SAYFA 117 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 118 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
sürede oluşturduğu sinüs dalgasını incelemiştik. Üç fazlı alternatif gerilim de aynı prensipte
o
oluşmaktadır. Tek farkı fazları oluşturan bobinlerin 120 ‘lik açı farkları ile yerleştirilmesidir.

Resim 2.1: Bir fazlı jeneratör etiketi


Şekil 2.1: Üç Fazlı sinüsoidal gerilim
Bir fazlı jeneratörlerin endüvi sarımlarında endüvi oluklarının 1/3’ü boş bırakılarak 2/3’üne sargılar
Döner bir manyetik alan içerisinde kalan bir bobinde e=Emax.sin9 formülüne göre gerilim yerleştirilir. Bir fazlı sargıda bütün bobinler seri bağlıdır.
oluşuyordu. Bu formülle hesapladığımız gerilim değeri ani değerdir. Günlük hayatımızda gerek bir fazlı
gerekse üç fazlı devrelerde kullandığımız gerilim değeri ise etkin değerdir. Etkin değer E=Emax.0,707 -8
Jeneratörlerde üretilen alternatif gerilimin etkin değeri E= 4.44..f.N.Ka.Kd.10 formülüyle bulunur.
formülüyle hesaplanır. Ülkemizde abonelere ulaşan üç azlı gerilim 380 volttur. Yani R-S-T fazları arası Jeneratörlerde üretilen gerilimin tam bir sinüs eğrisi olması istenir. Jeneratörlerde Şekil 2.3’te
gerilim 380 volttur. Faz nötr arası gerilim ise 220 volttur. görüldüğü gibi bir sinüsoidal gerilimin üretilebilmesi için bazı önlemler alınır. Bunlar:
2.2. Bir Fazlı Jeneratörler ¾ Endüvi sargıları kısa adımlı olarak sarmak
Gerek bir fazlı, gerek iki fazlı gerekse üç fazlı alternatörlerin çalışma prensipleri aynıdır. Tek farkı ¾ Jeneratör çıkış bağlantısını yıldız yapmak
sarım şekilleridir.
¾ Rotor yüzeyinin 2/3 ünü kullanmak

¾ Hava aralığındaki manyetik akıyı sinüsoidal yapmak

¾ Yuvarlak rotorlu jeneratörlerde rotor sargılarını kademeli sarmak

¾ Endüvi sargılarını oluklara dağıtmak

Şekil 2.2: Bir Fazlı Jeneratör

Şekil 2.2’de sabit mıknatıslı bir fazlı jeneratörün şekli görülmektedir. Endüviden alınan gerilim
sinüsoidal alternatif gerilimdir. Bir fazlı jeneratörler daha çok düşük frekanslı şebekelerde kullanılır.
Örneğin demir yolu tren şebekelerinde rastlanmaktadır. Resim 2.1’de bir fazlı bir jeneratörün etiket
değerleri verilmiştir. Jeneratör etiketlerinde jeneratörün gücü, devir sayısı, kaç faz olduğu gibi değerler
yazılıdır.

Şekil 2.3: Bir Fazlı sinüsoidal gerilim

SAYFA 119 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 120 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
İki Fazlı Jeneratörler Devre bağlantısı şekil 2.5’te görülmektedir. Resim 2.2’de ise birbirine akuple olarak bağlı jeneratör
ve motor görülmektedir. Motor çalıştırıldıktan sonra ilk başta uyartım akımı sıfıra yakın olmasına
İki fazlı jeneratörler pratikte pek fazla kullanılmaz. Fakat özel amaçlı olarak imal edilebilir. Çalışma rağmen jeneratör çıkışlarında az bir gerilim görülebilir. Bu gerilim artık mıknatısıyetten kaynaklanan
prensibi olarak aynen üç fazlı jeneratörler gibidir. Tek farkı endüvisinde iki faz sargısının bulunmasıdır. remenans gerilimidir. Uyartım akımı reosta üzerinden yavaş yavaş artırılır. Jeneratör çıkışlarındaki
o
Sargılar 90 açıyla yerleştirilir. Şekil 2.4’te görüldüğü gibi endüvide üretilen iki fazlı gerilimin fazları gerilim istediğimiz değere çıktığı zaman ise lambalarımızı devreye alabiliriz.
o
arasında 90 derece vardır.

Resim 2.2: Birbirine akuple bağlı jeneratör ve motor

Uyartım akımı artırıldıkça jeneratör çıkış gerilimi yükselir. Jeneratör çıkışına bağlanan yük arttıkça
Şekil 2.4: İki fazlı jeneratör da çıkış gerilimi azalır. Çıkış gerilimini sabit tutmak için uyartım akımı jeneratöre bağlı yük miktarı
arttıkça ayarlanmalıdır. Bu işlemi otomatik olarak yapan regüle sistemleri vardır. Uyartım akımı bir
noktaya kadar çıkış gerilimini yükseltebilir. O noktadan sonra artık jeneratör doyuma ulaşır. Doyum
Üç Fazlı Jeneratörler noktasından sonra uyartım akımını artırsak bile çıkış geriliminde yükselme olmaz.

Üç fazlı jeneratörlerin klemens uçlarına endüvi sargılarından altı adet uç çıkartılır. Bu uçlar U-V-W, Resim 2.3’te bir arabanın alternatörü görülmektedir. Jeneratör mekanik enerjiyi arabanın
Z-X-Y dir. Bu uçlar yıldız bağlantı olarak adlandırdığımız şekilde yani Z-X-Y uçları köprülenerek motorundan alır. Motor kasnağıyla jenerartör birbirine kayışla bağlıdır.
birbirine bağlanır. Uyartım uçları ise bir doğru akım kaynağına q-s-t reostası üzerinden bağlanır.
Reostanın direnç değerinin maksimum seviyede olmasına dikkat edilir.

Jeneratörümüze mekanik enerjiyi üç fazlı asenkron motordan verebiliriz. Bu durumda asenkron


motorun devir sayısının jeneratörün devir sayısından yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.

Resim 2.3: Otomobillerde kullanılan jeneratör

Otomobillerde akünün şarj edilmesinde kullanılan jeneratörlerde regüle işlemini yapan konjektrörler
bulunur. Konjektörler devir sayısı arttıkça jeneratör çıkış gerilimini ayarlar. Bu sayede hem akü hem de
arabanın ihtiyacı olan gerilim sabit tutulmuş olur. Resim 2.4’te çeşitli tiplerde üretilmiş konjektörler
görülmektedir. Bu konjektörler, jeneratör hangi hızla dönerse dönsün uyartım akımını ayarlayarak çıkış
gerilimini 12V da sabitlerler.

Şekil 2.5: Üç Fazlı jeneratörün bağlantısı

SAYFA 121 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 122 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Resim 2.4: Çeşitli tipte konjektörler

3.14 REZİSTİF (R), KAPASİTİF (C) VE İNDÜKTİF (L) DEVRELER

SERİ R-L-C DEVRELERİ

Alternatif akım devreleri; alternatif gerilim kaynaklarıyla beslenen devrelerdir. Bu devreler, temel
devre elemanları olan; direnç, bobin ve kondansatörden oluşurlar. Bakınız şek: 3.1, şek:3.2 ve şek:3.3.
Bu devre elemanları; seri, paralel veya karışık olmak üzere üç değişik şekilde bağlanabilirler. Her
bağlantı şeklinin özellikleri farklı olup, alternatif akıma karşı farklı tepkiler verirler.
Farklı cinsteki bu R, L, C devre elemanlarının; seri, paralel veya karışık şekilde bağlanmasıyla
oluşturulan devrede farklı bir eşdeğer direnç oluşur. Farklı elemanların toplam dirençlerinin yerine
geçebilecek, bu eşdeğer dirence ‘empedans’ denilir. Empedans Z harfiyle gösterilir ve birimi ohm ( Ω
) dur. Bu yeni duruma göre A.A devrelerinde Resim 3.2: Omik özellikli alıcılar (rezistörler ), sembolü ve vektörlerle gösterilmesi

Ohm kanunu : Z=U/I olur.

Resim 3.3: Kapasitif özellikli alıcılar (kondansatör), sembolü ve vektörlerle gösterilmesi

Alternatif Akım Seri Devreleri

A.A. kaynağı ile direnç, bobin ve kondansatör temel devre elemanlarından, farklı ikisinin veya
Resim: 3.1: İndüktif özellikli alıcılar ( bobin ) , sembolü ve vektörlerle gösterilmesi üçünün seri bağlı olduğu devrelere, seri devreler denir.
Seri bağlı devrelerde; bütün elemanlardan aynı I akımı geçer. Elemanlar üzerinde düşen gerilimlerin
vektörsel toplamı, devreye uygulanan U gerilimine eşittir.

Saf Bobin Devresi

Sadece indüktif direnci olan, omik direnci sıfır kabul edilen bobine, saf bobin veya ideal bobin
devresi denilir. Bakınız şekil:3.4. Saf bobin devresi hesaplamalarında, bobinin sadece indüktif direnci
kullanılır.
İndüktif direnç; bobinlerin alternatif akıma karşı gösterdikleri direnç olup, XL harfi ile gösterilir , birimi
ohm ‘ dur. Şu formülle bulunur. XL = 2πFL = Ω
F : Gerilimin frekansı (Hz) ve L = Bobinin İndüktansı ( henri )

SAYFA 123 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 124 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Şekil: 3. 4: İdeal- saf bobin devresi

Gerçek Bobin Devresi

İletkenlerin-tellerin bir iç dirençleri olduğu gibi, bobinin de bir direnci vardır. Buna omik direnç denir
ve R harfiyle gösterilir. Bu direnç sıfır kabul edilmez ve hesaplamalarda mutlaka değerlendirmeye
alınması gerekir. Ayrıca, bobinin XL indüktif direnci zaten vardır. İşte; indüktif direncinin yanında, omik
direnci de var kabul edilen böyle bir bobine, gerçek bobin devresi adı verilir. Bobinin; omik ve indüktif
dirençlerinin ( indüktif reaktanslarının ) birbirine seri bağlı olduğu kabul edilir. Bakınız şekil :3.5.
Hesaplamalar buna göre yapılır. Şekil 3. 8: R-L seri devresi (direnç - bobin bağlantısı)

Çözüm

Devre empedansı; Z = = = 5 Ω . Devre akımı; I = U / Z = 50 / 5 = 10 A

Direnç ve bobin üzerinde düşen gerilimler ; UR =I.R =10.3 =30 V UL = I.XL =10 .4 = 40V

Faz açısı; Cosϕ = = = 0,6 ϕ =53,1° bulunur.

Şekil 3. 5: Gerçek bobin devresi Şekil 3. 6: Gerçek bobin devresinin vektör diyagramı
Bobin ve Direncin Seri Bağlanması (Seri RL-R Devresi)
Alternatif akım devrelerinde de kolay hesaplamalar yapabilmek için devrenin vektör diyagramını
çizmek gerekir. Şekil 3.9 da görüldüğü gibi R1 , XL1 gerçek bobinin dirençleri olup, ayrıca R2 direnci bu bobine seri
Devredeki R direncinden geçen I akımıyla, bu direnç üzerinde düşen UR gerilimi aynı fazlıdır. bağlanmıştır.
Devredeki XL bobini üzerinde düşen UL gerilimi, içinden geçen I akımından 90° ileridedir.

Her iki elemandan geçen akım aynı olduğu için, I akım vektörü referans alınıp yatay eksende çizilir.
Gerilimler de akıma göre çizilerek, seri bobin-direnç devresinin vektör diyagramı oluşturulur. Bakınız
Şekil 3.6. Vektör diyagramına göre; yatayda UR gerilimi ile dikeydeki UL geriliminin bileşkesi U devre
gerilimini verir. U Devre gerilimi ile I devre akımı arasında, ϕ kadar bir açı vardır. Bu açının cosinüsüne;
devrenin güç katsayısı veya güç faktörü denir. Şekil 3.6 daki vektör diyagramından faydalanılarak şu
formüller yazılabilir.

Direnç üzerinde düşen gerilim; UR = I.R . volt.


Bobin üzerinde düşen gerilim; UL = I .XL volt. Şekil 3. 9: Geçek bobin ve direncin seri bağlantısı (Seri RL – R )
Devre gerilimi; U² = UR²+ UL² ֜ U = ve U = I. Z
Devrenin vektör diyagramı şekil 3.10 deki gibi çizilir. Yine, U devre gerilimi ile I devre akımı arasındaki
ϕ açısının kosinüsü, devrenin güç katsayısıdır.
Devre empedansı ; Z= Cos ϕ =

Şekil3.7.deki vektör diyagramına empedans üçgeni adı verilir. Bu üçgende; yatayda direnç, dikeyde
ise bobinin indüktif direnci bulunur. Bu iki vektörün bileşkesi devre empedansını oluşturur. Görüldüğü
gibi empedans üçgeninde de ϕ açısı değişmemektedir. Φ açısının değeri, şu formülle bulunur. Cos ϕ

=
Şekil 3.10: Seri R-L-R devresinin vektör diyagramı

Şekil :3.9 ve şekil:3.10 ‘a göre şu formüller yazılabilir:


Devrenin toplam direnci: R=R1+R2 Devrenin toplam indüktif direnci: XL=XL1
Devrenin toplam indüktansı L=L1 Devrenin empedansı: Z =
Devrenin gerilimi: UR=UR1+ UR2 UL=UL1 U =
Devrenin akımı: I = U / Z = …A Güç katsayısı: Cosϕ = UR / U

Şekil 3. 7: Empedans üçgeni Direnç ve Kondansatörün Seri Bağlanması (R-C )

Örnek problem Direnç ile kondansatörün birbirleriyle seri bağlı olduğu devredir. Bakınız Şekil:3.11. Kondansatör;
doğru akıma karşı sonsuz direnç gösterirken, kapasitesinin değerine ve alternatif gerilimin frekansına
Şekil 3.8 deki gibi bağlanmış olan seri devrede istenenleri bulunuz. Z, I, UR, UL, Cosϕ, ϕ= ? bağlı olarak belli bir direnç gösterir. Bu dirence, kapasitif direnç denir, Xc harfleriyle gösterilir ve birimi

SAYFA 125 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 126 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
ohm’ dur. Şu formülle bulunur.
Devre gerilimi: U = Devre empedansı: Z =

XC = = Ω. F= frekans (Hz) C=Kondansatörün kapasitesi ( Farad ) XC > XL için vektörlerin çizimi

Xc , XL den daha büyük olduğu için, uçlarında düşen Uc gerilimi de UL geriliminden daha büyük
olacaktır. Bu durumda vektör şekil 3.15 deki gibi çizilir. Formüller de aşağıdaki gibi olur.

Şekil 3.11: Seri R-C devresi Şekil 3.12: Seri R-C devresinin vektör diyagramı

Devrenin vektör diyagramı çizilirken; devre akımı referans alınır. Kondansatör üzerinde düşen
Uc gerilimi, devre akımından 90° geride olarak çizilir. Bakınız: Şekil 3.12. Şekil 3.15: Seri R-L-C devresinin vektör diyagramı XC !XL durumu

Bu vektörden şu formüller yazılabilir.

Devre gerilimi U = Z= Cosϕ = UR / U veya


Devre gerilimi: U = Devre empedansı: Z =
Cosϕ = R / Z I = U / Z = amper
• Örnek problem
Şekil 3.16 daki gibi bağlanmış olan devrede bilinmeyenleri bulunuz.?

Direnç, Bobin ve Kondansatörün Seri Bağlanması (R-L-C)

Bu bağlantıda; omik-indüktif-kapasitif olmak üzere, üç ayrı eleman birbiriyle seri olarak


bağlanmıştır. Böyle devrelerde XL > XC veya XL < XC durumuna göre farklı hesaplamalar yapılır.
Bakınız şekil 3.13.

Şekil 3.16: Seri R-L-C devresi

• Çözüm

Devre empedansı: Z = Z= = 5Ω Devre


Şekil 3.13: Seri R-L-C devresi
akımı; I = U / Z = 40 / 5 = 8 A
Şekil 3.13. deki gibi bağlanmış R-L-C seri devresinde her üç elemandan da aynı I akımı geçer.
Vektör diyagramı çizilirken; UL bobin gerilimi 90° ileri fazda, UC kondansatör gerilimi 90° geri fazda, Devre gerilimleri:UR = I.R = 8.3 = 24V UL = I . XL = 8.10 = 80 V UC =I . XC = 8.6 = 48 V
UR direnç gerilimi ise I akımıyla aynı fazda çizilir. Bu durumda UL ile UC arasında 180° faz farkı vardır.
Böyle devrelerde XL ile XC kıyaslanır, hangisinin değeri büyükse vektör ona göre çizilir.
XL > XC için vektörlerin çizimi XL, Xc den daha büyük olduğu için, uçlarında düşen UL gerilimi, U= = ֜ U = 40 V
Uc geriliminden daha büyük olacaktır. Bu durumda vektör şekil 3.14 deki gibi çizilir. Formüller
aşağıdaki gibi olur. Cos ϕ = UR / U = 24 / 40 = 0,6 ϕ = 53,1°

Seri Devrede Rezonans

Seri A.A. devresinde XL ile XC nin eşit olduğu duruma seri rezonans veya gerilimler rezonansı
denir. XL ile XC yi etkileyen devre unsuru ise frekanstır. Frekans arttıkça XL artar, XC azalır. Frekans
azaldıkça XL azalır, XC artar. İşte öyle bir frekans vardır ki XL ile XC birbirine eşit olsun. Bu frekansa
rezonans frekansı adı verilir. Fo harfiyle gösterilir, birimi Hz ‘dir.

Şekil 3.14: Seri R-L-C devresinin vektör diyagramı XL !XC Rezonans frekansı: Fo = = Hz formülüyle bulunur

SAYFA 127 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 128 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Formülde: L = indüktans (henry) C=kapasite (Farat) cinsinden yerlerine konacaktır.

• Örnek problem

0,2 milihenry olan bobin ile buna seri bağlı 100 mikrofaratlık kondansatörü rezonansa getirecek olan
rezonans frekansını bulunuz.
-6
L = 0,2 mH ֜ L = 0,0002 Henry C = 100 μf ֜ C = 100.10 farat

͌ Çözüm

Şekil 4. 3: Paralel R-L devresi


Fo = = = Fo= 1126 Hz olur.
• Çözüm
Empedans: Z = = =8Ω
PARALEL R-L-C DEVRELERİ

Direnç - Bobin Paralel devresi (R-L) I = U / Z = 220 / 8 = 27,5 A IR = U / R = 220 / 40 = 5,5 A IL = U / XL = 220 / 8.17 = 27 A

Cos ϕ = Z / R = 8 / 40 = 0,2 ϕ = 78,46°



Direnç - Kondansatör Paralel Devresi (R-C)


Şekil 4. 1: Paralel R-L devresi Şekil 4.2: Paralel R-L devresi vektör diyagramı

Omik bir dirençle, saf bir bobinin paralel bağlandığı devreye R-L devresi denir.
Bakınız Şekil:4.1. Saf bobin yerine, gerçek bobin bağlandığı varsayılırsa, bu durumda; bobinin iç
direncini de bobine seri bağlıymış gibi düşünmemiz gerekirdi. O zaman devre; seri-paralel (karışık 
devre) adını alırdı. Bu konu ileride ayrıca anlatılacaktır.
Bu devrede; iki elemanın da uçlarındaki gerilim devre gerilimine eşittir. Devre akımı ise, direnç ve
bobinden geçen akımların vektörsel toplamına eşittir. Vektörlerin çizimine; ortak değer olan gerilim Şekil 4. 4: Paralel R-C devresi Şekil 4. 5: Paralel R-C devresinin vektör diyagramı
vektörü referans alınarak başlanır. Dirençten geçen IR akımı, devreye uygulanan U gerilimiyle aynı
fazdadır. Bobinden geçen IL akımı, U geriliminden 90° geri fazdadır. I akımı ile U gerilimi arasında ϕ Şekil: 4.4 de; bir direnç ile bir kondansatörün paralel bağlanarak, oluşturduğu A.A. akım devresi
açısı kadar faz farkı vardır. Şekil 4.2. de görüldüğü gibi; akım, gerilimden ϕ açısı kadar geridedir. Şekil görülmektedir. Bu devrede U gerilimi, bütün paralel devrelerde olduğu gibi; hem direnç, hem de
4.2 deki vektör diyagramından, pisagor teoremine göre şu formüller çıkartılabilir; kondansatör uçlarına aynen uygulanır. Yani bobin ve kondansatör uçlarındaki gerilim devre gerilimine
eşittir. I Akımı ise; direnç ve kondansatörden geçen
Devre akımı: : I = veya I = U / Z Dirençten geçen akım: IR = U / R akımların vektörsel toplamına eşittir. Vektör çizimine; ortak büyüklük olan gerilim referans alınarak
başlanır .
Bobinden geçen akım: IL = U / XL Devre gerilimi U ‘ya göre; IR aynı fazda, IC ise 90° ileri fazdadır. IR ile IC ‘ nin vektörsel toplamı devre
akımını (I) verir. I ile U arasında ϕ kadar faz farkı vardır. I, U dan ϕ açısı kadar ileridedir.Bakınız şekil
:4.5.
Devre empedansı: = Z= =Ω
Devre akımı: I = U / Z veya I =

Veya Z = U / I = Ω Cos ϕ = Z / R veya Cos ϕ = IR / I Devre empedansı: Z = U / I veya Z = = ... Ȑ

• Örnek problem Dirençten geçen akım: IR = U / R Bobinden geçen akım: IC = U / Xc

40 Ω ’luk omik direnç ile indüktif direnci 8,17 Ω olan bobin birbiriyle paralel bağlanıp, uçlarına 220 V, 50 Devrenin faz açısı: Cos ϕ= Z / R Sin ϕ= Z / Xc
Hz’lik bir gerilim uygulanmıştır. Buna göre; istenenleri bulunuz. Z , I , IL , IR , Cos ϕ = ?

• Örnek problem

80 Ω’ luk omik dirençle, 100 Ω’ luk kapasitif direnci olan kondansatör paralel bağlanıp, uçlarına 220 V.
50 Hz’lik bir gerilim uygulanmıştır. Buna göre :
SAYFA 129 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 130 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
IR- IC- I -Z -Cos ϕ = ? bulunuz. Vektörlerde de görüldüğü gibi; devre akımı, devre geriliminden geridedir ve devre indüktif özellik
göstermektedir. Formüller şöyle yazılabilir.
͌ Çözüm

IR = U / R = 220 / 80 2,75 A Ic = U / Xc = 220 / 100 = 2,2 A

I= = = 3,52 A Z = U / I = 220 / 3,52 = 62,5 Ω

Cos ϕ = Z / R = 62,5 / 80 = 0,78

Direnç-Bobin-Kondansatör Paralel Devresi (R-L-C)


Şekil 4. 8 : Paralel R-L-C devresi vektör diyagramı. XL XC.

Bu durumda devre akımı: I = U / Z I =

Devre empedansı: = Ω veya Z = U / I = Ω

Devrenin faz açısı: Cosϕ = IR / I veya Cosϕ = Z / R formülleriyle bulunur.

Şekil 4. 6: Paralel R-L-C devresi XL = XC durumu İndüktif reaktans ile kapasitif reaktansın birbirine eşit olduğu özel
bir durumdur. Seri rezonans olayında olduğu gibi bu durumda da IL = IC olduğundan, bu
Şekil 4.6 da direnç, bobin ve kondansatörün paralel bağlanmasıyla oluşan devre görülmektedir. Bu devrelere tank devresi de denilir. IL ile IC’ nin vektörsel toplamı sıfır olur. Devre akımı I=IR
devreye U gerilimi uygulandığında; gerilimle IR aynı fazda, IL = 90° geri fazda, IC =90° ileri fazdadır. olur. Devrenin faz açısı Cosϕ = 0 dır. Burada da XL yi Xc ye eşit duruma getiren unsur yine
Bu üç akımın vektörsel toplamı devre akımı I’ yı verir. Bu devrelerde üç değişik durumla karşılaşılır. frekanstır. Bu frekansa rezonans frekansı denir. Seri devrelerde olduğu gibi, rezonans
Bunlar; XL > XC , XL < XC ve XL = XC
frekansı şu formülle bulunur; Fo = =… Hz.
durumlarıdır. Bunları ayrı ayrı inceleyelim. XL > XC durumu Bu durumda XL , XC den büyüktür. Bu
nedenle kondansatörden geçen Ic akımı, bobinden geçen IL akımından daha büyük olacaktır. Bu
durumu vektör diyagramıyla Şekil 4.7 ‘deki gibi gösterebiliriz. Vektörlerde de görüldüğü gibi, devre Seri veya paralel devrelerde rezonans olayının olabilmesi için, devrede mutlaka bobin
akımı devre geriliminden ileride olduğu için, devre kapasitif özellik göstermektedir. Formüller şöyle ve kondansatörün ikisinin bir arada bulunması gerekir.
yazılabilir
Paralel R-L-C devreleri için örnek problem çözümü
• Örnek problem
10 Ω’ luk omik direnç, 8 Ω’luk indüktif reaktans ve 15 Ω’ luk kapasitif reaktans, şekil 4.9
daki gibi paralel bağlanıp, uçlarına 120 V, 50 Hz’ lik gerilim uygulanmıştır. Buna göre
devrede istenenleri bulunuz. IR, IL, IC , I , Cos ϕ , Z =? bulunuz.

Şekil 4. 7: Paralel R-L-C devresi vektör diyagramı XL!XC

Devre akımı: I =

Devre empedansı: Z = veya Z = = Ω


Şekil 4. 9: Paralel R-L-C devresi

͌ Çözüm
Devrenin faz açısı: Cos ϕ = IR / I = Z / R formülleriyle bulunur.
IR = U / R = 120 / 10 = 12 A ,
XL<XC durumu Bu durumda XL, XC den küçüktür. Bu nedenle bobinden geçen akım kondansatörden
geçen akımdan daha büyüktür. Bu durumu, vektör diyagramıyla Şekil 4. 8 deki gibi gösterebiliriz . IL = U / XL = 120 / 8 = 15 A

SAYFA 131 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 132 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
IC = U / XC = 120 / 15 = 8 A
IC = = = 8,8A

I= = = = 13,9 A

Z = U / I = 120 / 13,9 = 8,63 Ω Cosϕ = Z / R = 8,63 / 10 = 0,863

SERİ–PARALEL (KARIŞIK) DEVRELER

Birbirleriyle hem seri, hem de paralel olarak (karışık) bağlanmış olan R-L-C devre elemanlarından
oluşan devrelere, seri-paralel (karışık) devreler denir. Bir fazlı kondansatörlü motorlar, birçok elektronik
devreler ve cihazlar, karışık devrelere örnek olarak verilebilir. Bu devrelerin çözümünde, her bağımsız Şekil 5.4: Problemin vektör diyagramı
seri veya paralel devrenin çözümü yapılarak; akımı, gerilimi, faz açısı bulunur. Bulunan değerler, bir
vektör diyagramında vektörsel olarak toplanarak, devrenin; akımı, gerilimi, güç katsayıları,
empedansları ve güçleri hesaplanır. Ayrıca, devrede elemanların uçlarına, voltmetre, ampermetre ve B) Endüktif kolun faz açısı: Tan ϕ L = XL / R1 = 12 / 8 = 1,5 > ϕ L = 56,3° (endüktif)
osilaskop bağlayarak, devrenin çeşitli değerleri ölçülebilir. Cos ϕ = 0,55 Sinϕ = 0,83

Kapasitif kolun faz açısı: Tan ϕ c = XC / R2 = 20 / 15 = 1,33 > ϕ c = 53,13°(kapasitif)

Cos ϕ = 0,6 Sinϕ = 0,8

C) Devre akımlarını bulmak için kol akımlarının yatay ve dikey bileşenleri bulunur.

ILX = IL .CosϕL = 15,25.Cos 56,3 = 15,25 . 0,55 = 8,38 A


IlY = IL .SinϕL = 15,25 . Sin 56,3 = 15,25 . 0,83 = 12,65 A
ICX = IC .Cosϕ = 8,8 . Cos 53,13 = 8,8 . 0,6 = 5,28 A
Şekil 5.1: Seri-paralel devreler Şekil 5.2: Seri-paralel devrenin vektör diyagramı ICY = IC .Sinϕ = 8,8 . Sin 53,13 = 8,8 . 0,8 = 7,04 A bulunur.
Bulunan bu kol akımının bileşenlerinden, devre akımının yatay bileşeni (x) ve dikey
bileşeni (y) bulunur.

IX = ILX + ICX = 8,38 + 5,28 = 13,66 A IY = ILY - ICY = 12,65 - 7,04 = 5,61 A
• Örnek problem
Buradan da devre akımı:
Şekil 5.3 deki gibi bağlanmış karışık devrede istenenleri bulunuz.
A) Kol akımlarını B) Kol akımları ile devre gerilimi arasındaki faz açılarını I= = = 14,76 A
C) Devre akımını D) Devrenin faz açısını 
D) Devrenin faz açısı:

Tanϕ = IY / IX 5,61 / 14,76 = 0,38 den ϕ = 20,8° bulunur.

Cos 20,8°> Cosϕ = 0,93 Sin20,8°> Sinϕ = 0,35

Not: Karışık R-L-C devrelerinde; hesaplamalar karmaşık ve zor olduğundan,


Uygulama faaliyeti -5 ‘deki bağlantı kurularak, istenen değerler ölçü aletlerinden
okunarak daha kolay bulunabilir.


Şekil 5. 3: Karışık R-L-C devresi 3.15 TRANSFORMATÖRLER


• Çözüm Alternatif (dalgalı) akımı, alçaltmaya ya da yükseltmeye yarayan aygıtlara trafo denir. Bu elemanlar
gerilim dönüştürme işlemini yaparken frekansı değiştirmez. Yani girişe uygulanan gerilimin frekansı 50
Hz ise, çıkıştan alınan gerilimin frekansı da 50 Hz olur. Gerilimi düşürücü trafolarda 220 voltun
a) IL = = = 15,25 A uygulandığı kısım (primer), ince kesitli telden çok sarımlı, düşük gerilimin alındığı kısım (sekonder) ise
kalın kesitli telden az sipirli olarak sarılır.

SAYFA 133 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 134 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
bir trafo seçmek gerekir. Üzerinde 12 V/30 W yazan bir trafonun verebileceği maksimum akım ise, P =
V.I olduğuna göre, I = P/V = 30/12 = 2.5 A'dir.

Transformatörün Sağlamlık Testi


Trafo gerilimi düşürücü olarak çalışıyor ise ohmmetre X1ohm , X10 ohm, X100 ohm ya da X1k
kademesine alınarak yapılan ölçümde primer direnci sekonder direncinden yüksek olmalıdır. Şekil 1.1
Resim 1.1:Transformatör genel görünümü de görüldüğü gibi Analog ölçü aletinin X1 konumında Primer uçları ve sekonder uçları kendi aralarında
ölçüldüğünde ölçü aleti ibresi sapar yani küçük direnç gösterir. Ölçü aletinin bir ucu primerde diğer ucu
sekonderde olacak şekilde ölçüldüğünde ise ibre sapmaz.

Transformatörlerin Yapısı ve Çalışma Pensipleri


Transformatörler karşılıklı indüksiyon olayının genel bir uygulamasıdır. Primerde oluşan değişken
manyetik alanı sekonder sargısına ulaştıran nüveler, Resim 1.3’te görüldüğü gibi bir yüzü yalıtılmış, %
3-4 oranında silisyum katkısı yapılmış ince (0,35-0,5 mm) çelik saclardan üretilir. Yüksek frekanslı
devrelerde kullanılan trafoların nüvesi ise ferrit maddesindendir.

Şekil 1.1: Trafoların avometre ile sağlamlık kontrolü

Transformatörde Dönüştürme Oranı


Resim 1.2: Transformatörün sembolü ve yapısı
Aşağıda verilen bağıntıların herhangi birisinden yararlanarak trafoların bazı değerleri
hesaplanabilir.
(ü = K = a = n: Dönüştürme oranını göstermek için kullanılan sembollerdir)
Ep:Primere uygulanan gerilim (Volt)
Es:Sekonderde uygulanan gerilim (Volt)
N1:Primer sarımı (Spir)
N2:Sekonder sarımı (Spir)

Resim 1.3: Trafonun primer ve sekonder sarımlarının sarıldığı ince çelik saclardan yapılmış
nüvenin yapısı

Transformatörde primer ve sekonder sargıları arasında hiçbir elektriksel bağlantı yoktur. Sekonder Örnek: Ep=220 V N1=1000 sipir Es=11V N2=?
devresinin çektiği güç, manyetik alan yardımıyla primer devreden çekilir. Resim 1.2'de görüldüğü gibi
primer (N1) sarımına AC gerilim uygulandığında, bu sargıların
Bu alan ince çelik saclardan yapılmış olan nüve üzerinden geçerek N2 sargılarını keser (iletken
içindeki elektronları hareket ettirir) ve V2 gerilimini oluşturur. Transformatörün primerlerine uygulanan
gerilimle, sekonderden alınan gerilim arasında 180 derece faz farkı vardır.
Transformatörlerin sekonder tarafında birden fazla sargi varsa, her sargıdan değisik gerilim almak N2=50 sipir
mümkün olur. Örneğin sekonderdeki sargiların birisinden 30 volt, diğerinden ise 6 volt elde edebiliriz. Not: Trafoların gövdesinde giriş ve çıkış uçları işaretlenmiştir. 220 V yanlışlıkla çıkışa
Sekonder sargısının tam ortasından bir ara uç alarak, birbirine eşit iki AC gerilim de alabiliriz. uygulanırsa trafo çok yüksek gerilim üretmeye başlar ve tehlike arz eder. O nedenle
Tranformatörlerin primerine DC gerilim uygulandığında ki elektronik devrelerde (TV, Bilgisayar güç bağlantılar titizlikle yapılmalıdır.
kaynakları gibi) uygulanır, sekonderinden herhangi bir gerilim değeri alınmaz. Ancak DC gerilim Transformatörün yüksek gerilim ve alçak gerilim sargıları bu yöntemlerle
tetiklenerek uygulanırsa bu durumda primerde bir AC gerilim elde edilir. Çünkü uygulanan gerilimin belirlenebilir.
tetikleme yoluyla değeri sürekli değişir. AC gerilime benzer. I. Sargıların direnci ölçüldüğünde büyük dirençli taraf yüksek gerilim, düşük dirençli
taraf düşük gerilim sargısını gösterir.
Transformatör Seçimi II. Gözle bakıldığında alt kısımda bulunan ince kesitli sargılar yüksek gerilim, üst
kısımda bulunan kalın kesitli sargılar ise düşük gerilim uçlarını belirtir.
Uygulamada çeşitli gerilim, akım ve güç değerlerinde trafolar kullanılır. Kimi trafoların çıkış gerilimi
tek kademeli olurken bazıları ise çok çeşitli değerlerde gerilim verebilecek şekilde üretilmektedir. Eğer,
Transformatörün Hesaplanması
12 V/1A çıkış verebilecek bir DC güç kaynağı 5 yapılmak isteniyorsa, bu iş için 10-15 W'lık güce sahip

SAYFA 135 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 136 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Transformatörde Kayıplar ve Bunları Önleme Metotları

Bir Transformatöre alternatif bir gerilim uygulandığında geçen akımın oluşturduğu manyetik alanın
tamamı ikinci devre iletkenlerini kesmez. Trafonun nüvesi yetersiz, saclar küflü, bir yüzeyleri
yalıtkansız,sarım işçiliği kötü ise primerde oluşan manyetik alanların bir bölümü devresini hava
üzerinden tamamlar. Bu manyetik alanlara kaçak akılar veya manyetik kaçak denir. Bunun sonucunda
sekonderde indüklenen gerilimde azalmalar olur. Bu kaçak akı geçen akının en fazla %5’ i kadar
olmalıdır. Kaçak akıyı azaltmak için aşağıdaki işlemler yapılmalıdır:

Şekil: 1.2: Transformatör Hesabı ¾ Primer ve sekonde sargılarının uygun şekilde sarılmış olmaları
¾ Nüve için kullanılan sacların manyetik geçirgenliğinin havaya göre çok yüksek
Sekil.1.2’ deki gibi bir nüveye sahip transformatörün hesabını yapalım. Burada olması
B= 10.000 gaus nüvenin geçirgenlik katsayısıdır. Nüveyi olusturan silisli sacların kalitesini ¾ Tranformatörün primer sekonder sargılarının üst üste ve aynı ayağa sarılması
belirtir. gerekir.

Sekonder Gücü
İyi kalite trafolarda manyetik kaçak oranı çok az olup, verim yüksektir. Manyetik kaçağın çok olması
Ps=Es.Is =9.0,75=6,75 W trafonun yüksüz halde (boşta) çalışırken aşırı akım çekmesinden, fazla ısınmasından anlaşılabilir.
Yüksek kaliteli devrelerin beslenmesinde manyetik kaçağı çok olan trafolar tercih edilmez. Bu tip işler
Primer Gücü için, tanınmış ve TSE belgeli markalar kullanılmalıdır. Şekil 1.4'te trafoların primer sarımlarında ortaya
çıkan manyetik kaçak gösterilmiştir.
Randımanı %95 alalım

n =Pp / Ps Primer %100 sekonder %95 olsun

n=%100. Ps / %95 = %100.6,75 / %95 = 7.1W

Göbek nüve kesiti

A = 1.2 Pp A = 1.2 7.1 A=1,2 . 2,664=3,2CM2

Volt başına düşen spir (sarım ) sayısı Şekil 1.3: Trafolarda manyetikalan kaçaklarının gösterilişi
8 8 3 3
N = 10 / 4,44. A B f = 10 / 4,44. .10000.50 = 10 / 4,44.5.A = 10 / 22.2.A = 45 / A
= 45 / 3,2 = 14 spir / Volt Transformatör çektiği enerjinin bir kısmını kendisi harcar. Harcanan enerjiye kayıp denir. Kaliteli bir
transformatörde kayıp azdır. Kayıpları dört bölümde inceleyebiliriz:
Primer Toplam Spir (Sarım) Sayısı
Bakır Kayıpları
Np=Ep.Spir/Volt=220.14=3080 spir
Transformatörün sargılarında kullanılan iletkenlerin omik direncinden dolayı ortaya çıkar. Bu
Sekonder toplam sarım sayısı kayıplar, Piletken = Pcu = I2.R [W] denklemiyle bulunur. Bakır kayıpları ısı şeklinde ortaya çıkar.
Dolayısıyla gücün ısı şeklinde kaybolmasına neden olur. Sargıları meydana getiren bakır iletkenlerin
çapını büyük seçerek omik direnci dolayısıyla güç kaybını azaltmak mümkündür. Ancak iletken çapının
Kayıpları önlemek için sekonder sargılarına %10 ilave edilmesi gerekir.
büyütülmesi hem maliyeti arttıracak hemde trafonun boyutlarının büyümesine neden olacaktır. Bunlar
Ns=[(Es.Spir/Volt) + (Es.Spir/Volt.%10 )] = [(9.14)+(9,14.%10 )] =126+12,6=138,6
dikkate alınarak iletken çapı seçilmelidir. İletken sagıların hesabı yapılırken geçen akımlar dikkate
Yaklaşık Ns=139 spir
alınarak yapılmalıdır.
139 sipir sayıldıktan sonra tel koparılmadan orta uç çıkartılarak sarıma devam edelim
ikinci 139 tamamlanır.

Primer Tel Çapı Histerisiz Kayıpları

Dp = 0,8 Ip Ip = Ep / Ip = 7,1 / 220 = 0,032 A AC'nin her alternansının yön değiştirmesi anında nüve üzerinde çok az bir mıknatıslık kalır. Bu artık
mıknatıs ters yönden gelen akımın oluşturduğu manyetik alana karşı koyarak güç kaybına neden olur.
Dp = 0,8 0,032 =0,8.0,178 = 0,143 = 0,15mm Bu duruma histerisiz kaybı denir.

Sekonder tel çapı Eddy (Fuko) Kayıpları

Ds = 0,8 Is = 0,8. 0,75 = 0,8.0,86 = 0,688mm = 0,70mm Demir nüveyi kesen manyetik akılar nüve üzerinde akım dolaşmasına neden olur. Dolaşan iç
akımlar ana manyetik alanın dolaşımını olumsuz etkiler. Fuko kayıplarını en aza indirmek için,
SAYFA 137 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 138 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
kullanılan nüveler ince (0,35-0,5 mm) ve birbirinden yalıtılmış çelik saclardan yapılır. Nüvenin
elektriksel direnci arttırılır. Bunun için nüve tek parça değil ince levhaların üst üste konmasıyla yapılır.

Manyetik Kaçak Kayıpları


Kuplaj katsayısının 1'den küçük olması yani primerde oluşan manyetik alanın bir kısmının
sekonderi kesememesi nedeniyle ortaya çıkan kayıplardır. Geçirgenliği yüksek olan silisyum katkılı Şekil 1.5: Transformatorüin boş çalışması
saclar kullanılarak manyetik kaçaklar zaltılabilmektedir.

Transformatörlerin Yüklü Yüksüz Durumdaki Davranışları


Transformatörün Yüklü Çalışması Boş Çalışma Akımı

Sekonderi yüksüz olan bir transformatörün primerine Ul gerilimi uygulandığında, primerden çok az
bir akım geçer. Bu akıma boş çalışma akımı denir. Boş çalışma akım Ib, uygulanan gerilimden 90°
geridedir.

Ib nin iki bileşeni vardır;


Im => Mıknatıslanma bileşeni (manyetik akıyı oluşturur)
Ie => Enerji bileşeni (Demir kayıplarını karşılar.)

Boş çalışma akımı her ne kadar küçük bir akım olarak görülüyorsa da transformatör uzun bir süre
bos çalıştırılmamalıdır.Çünkü Transformatörde gereksiz yere güc kaybı olusturur. Transformatörün
primer devresine Ampermetre, Voltmetre ve Watmetre bağladığımız zaman boş çalışma deneyi
yaplabilir. (Şekil 1.6 da Transformatorün boş çalışma deneyi görülmektedir.)
Şekil 1.4: Transformatörün yüklü çalışma bağlantı şeması
Boşta çalışan bir transformatorün çektiği güç Watmetre ile olçülürse Demir Kayıpları çok az hata ile
bulunabilir.
Pfe = Po = U1 . Ib . CosФ (Watt)
Primer ve sekonder devrelerinden gecen akımlar, trafo çıkışına bağlanan yüke göre değişir. Ie = Ib . Cos Ф (Amper)
Trafonun sekonderine yük bağlandığı zaman primer akımı boş çalışma değerinde kalmaz. Sekonder Im = Ib . Sin Ф (Amper)
akımı arttıkca primer akımıda artar. Bu durum kayıplar dikkate alınmadığı zaman 1. ve 2. devre Formullerde;
güçlerinin birbirine eşit olması gerekir. Pfe : Po : Demir kayıplarını (W)
U1 :Primer gerilimi (V)
U1 . I1. CosФ = U2 . I2. CosФ veya U1. I1 = U2. I2 Ib : Bos çalışma akımı (A)
Cos :Transformatorün güç katsayısı
Sonuç olarak; Ie : Boş çalışma akımının enerji bileşeni (A)
Bu eşitliklerde gerilimler sabit oldugundan; I2 nin degişmesi ile I1'in değişeceği anlaşılır. Im : Bos çalışma akımının mıknatıslanma bileşenini (A) ifade eder.
Sonuç olarak ;
Örnek: U1= 220 V, U2= 55V olan bir transformatörün yükteki calışmasında sekonder akımı I2 = 4 Transformatorün boş çalışma deneyinde demir kayıplar bulunur.
Amper olarak ölçülmüştür. Daha sonra sekondere bağlanan yük değiştirildiğinde sekonder akım I2 =2
Amper olarak ölçülmüştür. Örnek: 30 kVA 230/115 voltluk bir transformatörün boş çalışma deneyinde demir kayıpları 260
Watt ölçülüyor. Boş çalışma deneyi primerde yapılmış olup 10 amper ölçülüyor. Boş çalışma akımının
Buna gore; enerji ve mıknatıslanma bileşenlerini bulunuz.
a) Sekonder akımı I2=4A iken I1=?
b) Sekonder akımı I2=2 A iken I1=? Pfe = Po = U1 . Ib . CosФ CosФ= Po / (U1 . Ib)
CosФ=260/ (230.10)=0,1130 ======= Ф=83,5 derece
Çözüm: Ie = Ib . Cos Ф = 10. 0,1130 = 1,130 Amper Cos Ф=0,1130
a) U1. I1 = U2. I2 I1=(U2.I2)/U1 =(55 . 4 )/220=220/220= 1 A Im = Ib . Sin Ф = 10. 0,9935= 9,935 Amper Sin Ф=0,9935
b) I1=(U2.I2)/U1 I1= (55 . 2)/220 =0.5 A
sonuç olarak sekonder akımı değişince primer akımı da değişir.
Transformatörün Kısa Devre Çalışması
Transformatörün Yüksüz Çalışması

Transformatorün boş çalışması, primer devresine gerilim uygulandığında sekondere herhangi bir
yük bağlanmamasıdır.

SAYFA 139 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 140 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Sekil 1.6: Transformatorün kısa devre bağlantı şeması

Transformatorün kısa devre olması istenmeyen bir durum olup sadece deney amaçlı bağlantı
yapılmıştır.
Bu deney transformatorün primer sargısında yapılacağı gibi sekonder sargısında yapılabilir.
Sekonderine Ampermetre bağlanarak kısa devre yapılır. Primere uygulanan gerilim sıfırdan
başlanarak, sekonderden normal çalışma akımı geçene kadar arttırılır.

Transformatorün sekonderinden normal çalışma akımı geçtiğinde primere uygulanan gerilime veya
ölçülen güce ısa devre gerilimi (Uk) denir ve kayıplar ihmal edilir. Tablo 1.1 :TS-267 ye göre bir fazlı transformatörlerin uçlarının harfleri

Sonuç olarak Transformatörün primer yada sekonderinin kısa devre olması durumu istenmeyen bir
durum olup, trafonun sargılarının (Bobin tellerinin) yanmasına , sigortaların atmasına sebep olur. Polaritelerine Göre Bir Fazlı Transformatör

Transformatörlerde sarım yönü sekillerine göre uç işaretleri iki türlü olmaktadır. Buna göre bir fazlı
Güç Transferi, Etkinlik ve Polarite İşaretleri transformatörler kiye ayrılır. Bunlar:

Transformatörlerin primer ve sekonder sargılarının her iki uçları, alternatif gerilimin frekansına bağlı Çıkarmalı veya eksi polariteli transformatörler,
olarak zaman zaman işaret değiştiriler. Bunun için transformatörün hangi ucunun hangi işareti Toplamalı veya artı polariteli transformatörler,
taşıdığının yani polaritesinin bilinmesi çok önemlidir. Polarite, transformatör sargılarında endüklenen Eksi ve artı polariteli transformatörlerin uclarının harflendirilmesi aşağıdaki Şekil:1.7’de
gerilimlerin ani yönlerini veya sargı uçlarının işaretlerini belirtir. Sargı polaritelerinin bilinmesi, gösterilmiştir.
transformatörlerin birbirleri ile paralel bağlanmalarında veya çeşitli sargıların kendi aralarında
bağlanmalarında büyük kolaylıklar sağlar. Bir fazlı transförmatörlerin paralel bağlanmalarında veya bir
fazlı transformatorlerle çok fazlı sistemlerin oluşturulmasında primer ve sekonder uçlarının belli bir
andaki işaretlerinin bilinmesi zorunludur. Transformatör uçlarının işaretlerini dikkate alınmadan
yapılacak bağlantılar çok tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Transformatör sargı uçlarının işaretlenmesi
yeni yapılan transformatörlerde uygulandığı gibi, polaritesi bilinmeyen transformatörlerde de uygulanır.
Transformatör ister 13 tek fazlı olsun, ister çok fazlı olsun, polarite deneyleri yapılarak sargı uçlarının
mutlaka işaretlenmesi gerekmektedir.

Bir fazlı Transformatör Sargı Uçlarının Harflendirilmesi

Transformatörlerin sargı uçları, sargıların gerilimine göre farkı harflerle işaretlenir. Genellikle yüksek
gerilimli sargılar dik şekilde çizilmiş büyük harflerle belirtilir. Harflerin birbirini izleme sirasi, her iki
sargının fazlarının birbirini izleme sırasının aynısı olmalıdır. TS-267 ye göre orta noktasi dışarı
çıkarılmış veya çıkarılmamış bir fazli ransformatörlerin uçları aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi
gösterilir.

a) Eksi Polariteli b) Artı polariteli


Şekil 1.7: Bir fazlı transformatör uçlarının işaretleri

Bir Sargılı Transformatörlerin Polaritelerinin Bulunması

Bir sargılı transformatörlerin sargılarının polaritelerinin bulunması için aşağıdaki bağlantı devresi
yapılır.

SAYFA 141 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 142 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 1.8: Bir sargıl transformatorün polaritesinin bulunması

Devreye enerji uygulandığında Voltmetreden (U1-U2) değerinde bir gerilimi okunursa , bu


transformatör eksi (çıkarmalı) polaritelidir. Böyle bir transformatörün harflendirilmesi Şekil:1.7a’deki gibi
yapılır. Voltmetreden okunan değer (U1+U2) kadar gerilim okunursa, bu durumda transformatörün
harflendirilmesi Şekil:1.7b’deki gibi yapılır.Böyle bir transformatöre artı (toplamalı) polariteli
transformatör adı verilir.

İki sargılı Transformatörlerde Polaritenin Bulunması

Bazı transformatörlerde hem primer, hem de sekonder çift sargılı olabilir. Örneğin 220/110 voltluk
bir transformatörün Primeri iki adet 110 voltluk, sekonderi ise iki adet 55’er voltluk sargılardan
oluşabilir. Bu sargıların polaritelerinin saptanması da tek sargılı trafoların ki gibi yapılır. Ancak
harflendirmede ikinci sargıya S1 , S2 harfleri egil P3, P4 harfleri verilir.

Şekil 1.10: Transformatörleri paralel bağlama devresi

Paralel bağlanacak transformatörler boşta çalıştırılarak primer ve sekonder gerilimleri ölçülerek


eşitlik kontrol edilir. Kısa devre gerilimlerinin esit olması, paralel çalışan transformatörler arasında,
yükün transformatörlerin güçleri oranında dağılmasını sağlar. Paralel çalışan transformatörlerin
üzerlerine aldıkları yük kısa devre gerilimleri ile ters orantılıdır. Buna göre kısa devre gerilimi küçük
olan transformatör daha fazla yüklenir.

Ana Ve Yardımcı Akımlar, Gerilimler, Sarım Oranları Güç,Etkinlik

Şekil 1.9: İki Sargılı transformatörlerde polaritenin buulunması bağlantı şeması Transformatörlerin güç değerinin volt-amper (VA) cinsinden verilmesinin nedeni: Elektrik enerjisini
tüketen alıcılar üç ayrı özelliktedir: Bunlar, omik, indüktif ve kapasitif. Omik alıcılar (akkor flâmanlı
lâmba, ütü, fırın) şebekeden çektikleri akımın tamamını harcar. Omik alıcıların harcadığı güce aktif güç
Transformatörlerin Paralel Bağlanması Ve Güç Paylaşımı denir. İndüktif alıcılar (balast, bobin, röle, motor) şebekeden çektikleri akımın bir kısmını manyetik
alana dönüştürürler. Manyetik alan kuvvet çizgileri ise indüktif alıcının sargılarını keserek (etkileyerek)
Önemi : Elektrik enerjisinin beslenmesinde sürekliliği sağlamak bakım ve arıza durumlarında şebeke gerilimine zıt yönde bir gerilim oluştururlar. Zıt EMK adı verilen bu gerilim ise alıcıdan
yedekte bulunan ransformatörleri devreye alabilmek için transformatörler kendi aralarında paralel şebekeye doğru ikinci bir akım akışına neden olur.
bağlanır.Transformatorlerin esledikleri yüklerde artma olursa ikinci/veya daha çok sayıda
transformatör birinciye paralel bağlanır.
Not: Aynı yerde bulunan transformatörler ortak bir bara sistemi. uzak mesafede bulunan Üreteç ve indüktif alıcı arasında gidip gelen akımdan dolayı harcanan güce reaktif güç (Q) denir.
transformatörler ise nterkonnekte sistemi ile paralel bağlanır. Kapasitif alıcılar (kondansatör) şebekeden çektikleri akımla şarj olur. Daha sonra çektikleri akımı
Paralel bağlama şartları: Transformatörlerin primer ve sekonder gerilimleri ve dönüştürme oranları şebekeye geri verir. Bu bilgilerden sonra şu örneği verelim: Üzerinde 100 VA yazan bir trafo eğer omik
birbirine eşit olmalıdır. Transformatörlerin normal yükündeki kısa devre gerilimleri (Uk) birbirine eşit özellikli bir alıcıyı besleyecekse yük, trafodan 100 W güç alabilir. Eğer adı geçen trafoyla indüktif
veya yakın (Bu fark % 10'u geçmemeli) olmalıdır. Transformatörlerin gücleri birbirine eşit veya yakın özellikli bir alıcı beslenecekse, alıcıya reaktif güç de gerekeceğinden 100 VA'lik gücün bir kısmı
(1/3) olmalıdır. Transformatörlerin sekonder sargılarının aynı adlı veya aynı polaritedeki uçlar birbirine manyetik alan oluşturmada harcanır. Sonuçta 100 VA gücündeki trafodan 100 W'tan daha az bir aktif
bağlanmalıdır. güç alınır.

Örnek: Etiketinde Cos Φ = 0,6 yazan bir motorun aktif gücü 1000 W'tır. Bu motorun
beslenmesinde kullanılacak trafonun görünür gücü kaç VA olmalıdır?

SAYFA 143 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 144 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Çözüm: Cos Φ = P/S S = P/Cosj = 1000/0,6 = 1666,66 VA

Sonuç olarak, alıcıların enerjiyi harcama biçimleri farklı olduğundan trafoların bazılarında güç
değeri aktif güç cinsinden değil, görünür güç cinsinden verilir. Uygulamada çeşitli gerilim ,akım ve güç
değerlerinde trafolar kullanılır. Kimi trafoların çıkış gerilimi tek kademeli olurken bazıları ise çok çeşitli
değerlerde gerilim verebilecek şekilde üretilmektedir. Eğer, 12 V/1 A çıkış verebilecek bir DC güç
kaynağı yapılmak isteniyorsa, bu iş için 10-15 W'lık güce sahip bir trafo seçmek gerekir. Üzerinde 12
V/30 W yazan bir trafonun verebileceği maksimum akım ise, P = V.I olduğuna göre, I = P/V = 30/12 =
2.5 A'dir.

Oto Transformatörler

Primer sargının bir kısmı veya tamamının sekonder sargı olarak ta kullanıldığı ve manyetik alanın
etkisinde kalan transformatörlere oto transformatör denir.

Resim 2.1: Oto trafoların görünüşü

Oto transformatörlerinin avantajları:

Oto transformatörleri nin gücü azaldıkça, manyetik nüve kesiti küçülür. Bunun sonucu nüve için
kullanılan demir miktarı azalır. Daha az demir kullanılması ile manyetik nüvede oluşan demir kayıpları
da azalır.
Oto transformatörlerinin regülasyonu, iki sargılı transformatörlere göre daha iyidir.
Oto transformatörünün sekonder sargısının olmaması ve bölümlerinden değişik akımlar geçmesi
nedeni ile iletken kesitleri değişik değerdedir. Bu durum daha az bakır kullanılmasını ve bakır
kayıplarının da azalmasını sağlar.
Demir ve bakırın az kullanılması transformatörün hafifliğini ve ucuzluğunu, kayıplarının az olması
da verimin yüksekliğini gerçekleştirir. (Oto transformatörlerinde dönüştürme oranı U1/U2 > 2 olursa
ortak sargılardaki akım artar. Bu durumda sargı kesiti kalın olacağından daha fazla bakır kullanılır.
Buna bağlı olarak sargılarda oluşan bakır kaybıda artar.)

Sakıncaları:

Kullanılan gereçler bakımından çok ekonomik olan oto transformatörlerini, aşağıda belirtilen
sakıncaları nedeni ile, normal iki sargılı transformatörler kadar kullanma alanı bulamamıştır. Bu
sakıncalar :
1 - Primer ve sekonder için aynı sargı kullanıldığından, yüksek ve alçak gerilim uçlarından biri
ortaktır. Bu da toprakla temas durumunda tehlike oluşturabilir.
2- Oto trafolarının kısa devre gerilimleri çok küçük olduğumdan (Uk < % 1) kısa devre akımları
büyük olur.
3- Kısa devre gerilimleri çok zor ayarlandığından paralel bağlanmaları da çok zor olur.

3.16 FİLTRELER
a) İki sargılı transformatör b) Oto transformatörü
Şekil 2.1: İki sargılı transformatörmatörden oto transformatörüne geçiş Filtrelerin Çalışma Uygulama ve Kullanımları

Normal transformatörterde primer ve sekonder sargı olmak üzere iki sargı bulunur. Oto Filtre devrelerini besleme devreleri ve ses sistemlerindeki filtreleme haricinde en çok radyo frekans
transformatörlerinde ise bir tek sargı vardır. Bu sargı hem primer hem de sekonder sargı görevini alanında alçak geçiren, yüksek geçiren , bant durduran ve bant geçiren filtre devreleri olmak üzere 4
yapar. Gerilim dönüşümü bu sargı uzerinden yapılabildiğinden ikinci sargıya gerek kalmaz. Oto farklı özellikte kullanılmaktadır. Bu filtre devreleri özellikle elektronik alanında radyo frekans
transformatörlerdinden çok sayıda uçlar çıkartılarak değişik değerde gerilimler elde edilir. Bu bakımdan sinyallerinin kullanıldığı cihaz ve sistemlerde çok sıklıkla kullanılmaktadır. Basit örneklerle bu kullanımı
oto transformatörleri bir potansiyometre gibi kullanılabilir. Oto transformatörleri, gerilim azaltarak açıklayalım. Bir televizyon cihazını düşünelim . Havadan anten vasıtasıyla değişik TV sinyalleri
asenkron motorlara yol vermede, gerilim yükseltmede, enerji iletim ve dağıtım şebekeleri ile bunlara ait televizyona giriş yapmaktadır. Ama ekrana bizim istediğimiz kanalı getirtip o kanalı izliyoruz. İşte
hatlardaki gerilim düşümlerini karşılamakta ve çeşitli gerilimlerin elde edilmesinde kullanılır. Bazı üç burada diğer kanallara ait sinyalleri durduran sadece bizim istediğimiz kanala ait sinyallerin geçişine
fazlı yüksek gerilim sistemlerin birbirine bağlanmasında oto transformatörleri kullanlmaktadır. Örneğin, izin veren radyo frekans filtre devrelerinden bant geçiren filtre devreleri kullanılmaktadır. Bu örnekleri
380 kV luk Keban Enerji iletim hatları , 154 kV, lık sisteme oto transformatörleri üzerinden çoğaltmak mümkün yine radyo devrelerinde de aynı sistem söz konusu, telsiz sistemlerinde farklı
bağlanmıştır. kanallardan konuşma yapılmaktadır. Konuşma kanalı seçiminde yine filtre devreleri kullanılmaktadır.
RC, RL, LC ve RLC devrelerinin temel kullanım alanlarından bir tanesi de süzgeç (filtre) devreleridir.
Oto transformatörlerinin primer ve sekonder devreleri ayni sargıda olduğundan aynı manyetik devre Süzgeç devreleri bir veya bir grup frekansı diğer frekanslardan ayırmakta kullanılır.
üzerinde bulunur. Bunun sonucu manyetik kaçaklar oldukça azalmıştır.
Dört tip süzgeç devresi vardır. Bunlar (1) Alçak geçiren süzgeç, (2) Yüksek geçiren süzgeç, (3)
SAYFA 145 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 146 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Band geçiren süzgeç ve (4) Band durduran süzgeç devreleridir.

Alçak Geçiren, Yüksek Geçiren, Band Geçiren, Band Durduran Filtreler


Alçak geçiren filtre: alçak frekanslı sinyallere çok düşük zorluk gösteren bir devredir. Alçak
geçiren süzgeç devresinin girişine gelen alçak frekanslı sinyaller hemen hemen hiçbir kayba
uğramaksızın çıkışa aktarılır. Girişe gelen yüksek frekanslı sinyaller ise büyük bir zorlukla karşılaşır.
Böylece, alçak geçiren süzgeç girişine gelen alçak rekanslar çıkışa aktarılırken yüksek frekanslı Şekil 3.3: Alçak geçiren filtre devresi spektrum eğrileri
sinyaller bloke edilir (durdurulurlar). Alçak geçiren süzgeçler RC ve RL devresi olarak dizayn
edilebilirler. RC devresi daha yaygın olarak kullanılır. Şekil 3.1'de, RC elemanlarıyla yapılmış
(tasarlanmış) alçak geçiren filtre devresi görülüyor Şekil 3.3'de soldaki şekil alçak geçiren süzgeç devresinin giriş frekans spektrumunu, sağdaki şekil
ise çıkış frekans spektrumunu gösteriyor. Alçak frekanslar çıkışa aktarılmış, yüksek frekanslar ise
bastırılmıştır.

Yüksek geçiren süzgeç; Şekil 3.4'de RC elemanlarıyla tasarlanmış yüksek geçiren süzgeç
devresi, giriş ve çıkış
frekans spektrumlanyla birlikte görülüyor.

ŞEKİL 3.1: RC filtre devresi

Girişe gelen düşük frekanslı sinyallerde, kondansatörün kapasitif reaktansi (Xc), R2 direncine göre
çok yüksektir. Bu nedenle kondansatörü açık devre gibi düşünebiliriz. Bu durumda girişe uygulanan
alçak frekanslı sinyaller R1 ve R2 dirençlerinde gerilim düşümlerine neden olur. R1 direnci 1K, R2 Şekil 3.4: Yüksek frekanslı (RC) süzgeç devresi ve spektrum eğrileri
direnci 5K olduğundan gerilimin büyük çoğunluğu R2 direncinde düşer. Dikkat edilirse çıkış sinyali R2
direncinin uçlarından alınmaktadır. Böylece girişe gelen alçak frekanslı sinyallerin çok büyük bir
bölümü çıkışa aktarılmış olur. Şekil 3.1'deki alçak geçiren süzgeç devresinin girişine yüksek frekanslı Yüksek frekanslı süzgeç devresi, girişine gelen yüksek frekanslı sinyalleri çıkışa iletmekte, alçak
sinyaller geldiğinde ise kondansatörün kapasitif reaktansı çok düşer. Kondansatör kısa devre gibi frekanslı sinyalleri İse bloke etmektedir.
düşünülebilir. Böylece kondansatör R2 direncini de kısa devre etmiş olur. Giriş geriliminin tümü seri
bağlı durumdaki R1 direnci uçlarında düşer. R2 direncinde ise (kondansatör tarafından kısa devre Şekil 3.4'teki devrede C1 kondansatörü alçak frekanslarda çok büyük kapasitif reaktans (Xc)
edildiği için) gerilim düşmez. Böylece girişe gelen yüksek frekanslı sinyaller çıkışa ulaşamaz. Yüksek gösterir, Böylece alçak frekanslarda, girişteki sinyalin çok büyük bir bölümü kondansatör uçlarında, çok
frekanslı sinyaller RC alçak geçiren süzgeç devresi tarafından durdurulur. küçük bir kısmı ise R1 uçlarında düşer. Çıkış, R1 uçlarından alındığından, alçak frekanslarda çıkışta
çok az sinyal elde edilir. Girişe gelen alçak rekanslı sinyaller, süzgeç devresi tarafından
Şekil 3.2'de ise RL elemanları kullanılarak tasarlanmış alçak geçiren filtre devresi görülüyor. durdurulmuştur. Aynı devrenin girişine yüksek frekanslı sinyaller geldiğinde ise C1 kondansatörü çok
düşük kapasitif reaktans gösterir. Bu durumda C1 kondansatörü kısa devre gibi düşünülebilir. Böylece
girişteki yüksek frekanslı sinyalin hemen hemen tümü R1 uçlarında (yani çıkışta) görülür. Devre,
girişindeki yüksek frekanslı sinyalleri hemen hemen aynen çıkışına aktarır.

Şekil 3.5'de RL elemanlarıyla kurulmuş yüksek geçiren süzgeç görülüyor.

Şekil 3.2: RL filtre devresi

Girişe alçak frekanslı sinyaller geldiğinde bobinin endüktif reaktansı (XL) çok düşük olur. Böylece
girişteki gerilimin çok büyük bir bölümü Rı direncinde düşer. Bu direnç uçları da doğrudan doğruya
çıkış uçlarıdır. Böylece girişe gelen alçak frekanslı sinyallerin çok büyük bir bölümü çıkışa aktarılmış
olur. Devre girişine yüksek frekanslı sinyaller geldiğinde, devredeki bobinin endüktif reaktansı (XL) çok
yükselir. Bobinin endüktif reaktansı (XL), R1 direncine göre çok yüksek değer gösterdiğinde, girişe Şekil 3.5: (RL) süzgeç devresi ve spektrum eğrileri
gelen gerilimin çok büyük bir kısmı bobin uçlarında düşer. R1 uçlarında ise çok küçük gerilim düşer.
Çıkış, R1 uçlarından alındığından, girişe gelen yüksek frekanslı sinyallerin çok çok küçük bir kısmı
çıkışa ulaşmış olur. Böylece RL elemanlarıyla kurulan alçak geçiren filtre, girişine gelen yüksek Girişe uygulanan alçak frekanslarda, L1 bobini çok düşük endüktif reaktans gösterir. Bu nedenle
frekanslı sinyalleri bloke etmiş (durdurmuş) olur. giriş geriliminin büyük çoğunluğu R1 direncinde düşer, bobinin endüktif reaktansı çok düşük
olduğundan bobin uçlarında giriş geriliminin çok küçük bir kısmı düşer. Böylece alçak frekanslar
Şekil 3.3'de, alçak geçiren süzgeç devrelerinin giriş ve çıkış frekans spektrumları görülüyor. durdurulmuş olur. Girişe uygulanan yüksek frekanslarda ise L1 bobininin endüktif reaktansı (XL) çok
yüksektir. XL değeri R1 değerine göre çok çok yüksek olunca, girişteki gerilimin çok büyük bir bölümü
L1 bobini uçlarında düşer. Bu uçlar aynı zamanda süzgeç devresinin çıkış uçlarıdır. Devre, girişine
gelen yüksek frekanslı sinyallerin hemen hemen tümünü çıkışa aktarmıştır.
SAYFA 147 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 148 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
rezonans devresi yapısında olabilir. Şekil 3.9'da paralel rezonans katı kullanılarak yapılan "band
durduran süzgeç" devresi görülmektedir.
Band geçiren süzgeç: Girişine gelen frekanslardan sadece bir tanesini çıkışa aktaran, diğerlerini
bastıran (geçirmeyen) devrelere "band geçiren süzgeç" denir. Band geçiren süzgeç devreleri, paralel
rezonans devresi veya serî rezonans devresi yapısında olabilir. Şekil 3-6'da paralel rezonans katı
kullanılarak yapılan band geçiren süzgeç devresi görülüyor.

Şekil 3.9: Paralel rezonans katı kullanılarak yapılan "band durduran süzgeç" devresi

Şekil 3.9'daki devre, paralel rezonans devresinin rezonans frekansına eşit olan giriş sinyalini
Şekil 3.6: Paralel rezonans devresi
durdurur. Girişe gelen, rezonans frekansının altındaki veya üstündeki sinyaller çıkışa iletilir. Şekil
3.10'da ise seri rezonans katı kullanılarak yapılmış "band durduran süzgeç" devresi" görülüyor.
Şekil 3-6'daki devrede, paralel rezonans devresi rezonans frekansında maksimum empedans
gösterir. Böylece girişteki çeşitli frekanslar içinde sadece rezonans frekansı çıkışa ulaşır.Girişe gelen
sinyal, rezonans frekansının altındaysa, rezonans devresindeki bobinin endüktif reaktansı düşer.
Böylece rezonans frekansının altındaki sinyaller bobin tarafından iletildiklerinden çıkışa ulaşamazlar.
Girişe gelen sinyal rezonans frekansının üzerindeyse, rezonans devresindeki kondansatörün kapasitif
reaktansı düşer. Böylece rezonans frekansının üstündeki frekanslar kondansatör tarafından
iletildiklerinden çıkışa ulaşamazlar. Sadece rezonans frekansmdaki sinyaller paralel rezonans
devresinin uçlarında kalır. Çünkü paralel rezonans devresi, rezonans frekansında maksimum
empedans gösterir. Şekil 3.10: Seri rezonans katı kullanılarak yapılmış "band durduran süzgeç" devresi
Şekil 3.7'de seri rezonans katı kullanılarak yapılan band geçiren süzgeç devresi görülüyor.
Bilindiği gibi seri rezonans devresi, rezonans frekansına minimum direnç gösterir. Şekil 3.10'daki
devrede, girişe gelen sinyallerden, frekans devrenin rezonans frekansına eşit olanı şaselenir.
Rezonans eğrisinin altındaki ve üstündeki frekanslara rezonans devresi yüksek empedans
göstereceğinden bunlar doğrudan çıkışa ulaşırlar.

Şekil 3.11'de band durduran süzgeç devrelerinin giriş ve çıkış frekans spektrumları görülüyor.

Şekil 3.7: Seri rezonans devresi

Şekil 3.7'deki band geçiren süzgeçte, seri rezonans devresi kullanılmıştır. Rezonans frekansında
seri rezonans devresinin empedansı minimumdur. Böylece girişteki sinyallerden sadece rezonans
frekansına eşit olanı çıkışa iletilir, diğerleri devre tarafından durdurulur. Çünkü rezonans frekansının
altındaki ve üstündeki frekanslara serî rezonans devresi yüksek empedans (zorluk) gösterecektir.Şekil
3.8'de ise band geçiren süzgeçlerin giriş ve çıkış frekans spektrumları görülüyor. Şekil 3.11: Band durduran süzgeç devrelerinin giriş ve çıkış frekans spektrumları

Şekil 3.11'de soldaki eğri band durduran süzgeç devresinin giriş frekans spektrumunu, sağdaki eğri
de çıkış frekans spektrumunu gösteriye Çıkış spektrumundaki çukur, rezonans frekansını gösteriyor.
Rezonans frekarısının bastırılmış olduğuna, daha alçak ve daha yüksek frekansların ise çıkışa iletilmiş
olduğuna dikkat ediniz.

Şekil3.8: Band geçiren süzgeçlerin giriş ve çıkış frekans spektrum eğrileri


3.17 AC JENERATÖRLER
Şekil 3-8'de soldaki eğri band geçiren süzgeç devresinin giriş spektru-mu, sağdaki eğri ise çıkış Döner Bir Manyetik Alan İçerisindeki Bobinden Gerilimin Üretilişi
spektrumudur. Çıkış spektrumundaki tepe rezonans frekansını gösteriyor. Rezonans frekansından
daha alçak veya daha yüksek frekansların bastırılmış olduğuna dikkat ediniz. N-S kutupları arasında dairesel olarak hareket ettirilen bir bobinde alternatif gerilim indüklenir.
İndüklenen bu gerilim bilezikler ve fırçalar yardımıyla dış devreye alınır.
Band durduran süzgeç: Girişindeki frekanslardan sadece bir tanesini durduran, diğerlerini çıkışa
aktaran
devrelere "band durduran süzgeç" denir. Band durduran süzgeç devreleri, paralel veya seri
SAYFA 149 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 150 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Beşinci konumda ise bobin kenarları kuvvet çizgilerine paralel konuma geleceği için kesişme
olmayacaktır. Dolayısıyla üretilen gerilim yine sıfır volt olacaktır. Bobinin dairesel olarak yapmış olduğu
o
açı 360 dir. e=Emax.Sin360 olduğuna göre ve Sin360=0 olduğu için e=Emax.0=0 volt olacaktır.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere manyetik kuvvet çizgileri arasında dairesel olarak
hareket eden bir bobinde gerilim değişken değerlerde indüklenmektedir. Sıfırdan başlayarak artı
maksimum değere, artı maksimum değerden yine sıfıra, sıfırdan eksi maksimum değere, eksi
maksimum değerden de yine sıfır volta değişen bir seyir göstermektedir. Biz burada bobinin sadece 0-
o
90-180-270-360 derecedeki konumlarını göz önüne aldık. 0’dan 360 kadar geçen süreye bir saykıl
Resim 1.1:Basit bir generatör (peryot) denilir. Bir peryotluk zaman içerisinde bobinimiz sonsuz konum almaktadır. Her konumda
üzerinde indüklenen gerilim değerine gerilimin ani değeri diyoruz. Biz de yukarıda 0’dan 360 dereceye
Resim 1.1’de görüldüğü gibi birkaç sipirden oluşan bir bobin saat yönünde hareket ettirilerek N-S kadar beş farklı konumdaki beş farklı ani değeri inceledik.
kutupları arasındaki kuvvet çizgilerini kesmektedir. Bobinin saat yönündeki dairesel hareketi sürdüğü
müddetçe üzerinde gerilim indüklenecektir. İndüklenen gerilim alternatif gerilimdir. Bilezikler ve fırçalar Jeneratörlerde üretilen gerilimin ani değerleri değil etkin (efektif) değerleri göz önüne alınır.
yardımıyla dış devreye alınan gerilim bir lambaya bağlandığı zaman lamba üzerinden akım geçirerek
lambanın ışık vermesini sağlayacaktır. Bu sayede mekanik enerji elektriğe, elektrik de ışığa çevrilmiş Manyetik alan içerisinde dairesel olarak hareket eden bir bobinde indüklenen gerilimin etkin değeri,
-8
olacaktır. E=4,44 .Ф.f..N.10 (Volt) formülü ile bulunur.

Şimdi Resim 1.1’deki bobinde üretilen alternatif gerilimi kademe kademe inceleyelim. Şekil 1.1’de Eğer manyetik alan içerisindeki bir bobini hareket ettirmeden sabit tutup manyetik kuvvet çizgilerini
bobinin dairesel hareketi sırasında almış olduğu beş konum görülmektedir. hareket ettirirsek sabit bobin üzerinde yine gerilim indüklenecektir. İndüklenen gerilimin etkin değerinde
hiçbir değişiklik olmayacaktır. İlerleyen konularda daha ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz gibi birçok
jeneratörler sabit bobin döner manyetik alan prensibine göre çalışır.

Döner Rotor AC Tip Jeneratörün Yapısı Çalışması


Elektrik enerjisi genellikle alternatif gerilim olarak üretilmektedir. Doğru akım gereken yerlerde
alternatif akım doğrultularak kullanılabilmektedir. Alternatif akım üreten elektrik makinelerine senkron
generatörler denilmektedir. Bazen A.C. jeneratör ve alternatör olarak da adlandırılmaktadır.

A.C jeneratörler bobin guruplarından oluşan temel iki ana parçadan oluşurlar.

¾ Stator (Endüvi)
¾ Rotor (Endüktör veya Kutuplar)

Stator ( Endüvi )
Üzerinde elektrik enerjisinin indüklendiği sargının bulunduğu bölüme stator denilir. Endüvi büyük
güçlü jeneratörlerde duran kısımdır. Çünkü büyük güçlü jeneratörlerde fazla akım çekilir. Endüvi duran
kısım olduğu zaman bilezik ve fırçaya gerek kalmaksızın akım dış devreye alınıp kullanılabilir.

Bilezik ve fırçaların oluşturacağı olumsuzluklar duran kısımda söz konusu olmaz. Endüvi duran
Şekil 1.1: Bobin hareketine göre sinüsoidal A.C gerilimin oluşumu
kısımda olduğu zaman fırça ve bilezikler kutuplarda (rotorlarda) kullanılır. Resim 1.2’de kutupları
rotorda olan bir jeneratör görülmektedir.
Birinci konumda bobin, kuvvet çizgilerine paralel olduğu için kuvvet çizgilerini kesemeyecek
dolayısıyla üzerinde bir gerilim indüklenemeyecektir. Başka bir deyişle birinci durumda kuvvet çizgileri
ile bobin kenarları arasındaki açı sıfır derecedir. Bobinde üretilen gerilim e=Emax.Sin9 formülüne göre
Sin 0=0 olduğundan dolayı indüklenen gerilim de sıfır volt olacaktır.

İkinci konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerine diktir. e=Emax.Sin9 formülüne göre Sin90=1
olduğu için bobinde indüklenen gerilim e=Emax değerinde olacaktır. Yani üretilecek maksimum pozitif
gerilim bu konumda oluşacaktır.

Üçüncü konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerine paralel duruma geldiği için üretilen gerilim sıfır
volt olacaktır. Çünkü paralel konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerini kesemeyecektir. Diğer bir
o
deyişle 9 açısı 180 olduğundan ve Sin180=0 olduğundan üretilen gerilim e=Emax.Sin180=0 volt Resim 1.2: Sabit bir endüvi
olacaktır.
Endüvi sargıları duran kısımda olduğu takdirde sargıların sarılması ve işlenmesi daha kolay
o
Dördüncü konumda yani bobinimiz 270 döndüğünde bobin kenarları kuvvet çizgilerine yine dik yapılabilir. Büyük güçlü jeneratörlerde endüvi sargıları kalın lamalardan yapılır. Sargıların statorda
konuma gelecektir. Üretilen gerilim maksimum değerde olacaktır. Çünkü Sin270= -1’dir. olması soğutulmasını kolaylaştırır. Sargıların merkezkaç kuvvetinden etkilenerek yerlerinden fırlaması
e=Emax.Sin270 eşitliğine göre e= -Emax’dur. Yani 270 derecedeki bobin üzerinde üretilen gerilim da endüvinin statorda yapılmasıyla engellenmiş olur. Şekil 1.2’de sabit endüvi ve döner kutuplar
maksimum değerdedir. Fakat negatif yönde maksimum değerdedir. görülmektedir.

SAYFA 151 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 152 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Devir sayıları 1800’den aşağı olan düşük devirli jeneratörlerin rotorları (kutupları) çıkıntılı kutuplu
olarak yapılır. Kutuplarda meydana gelebilecek fuko kayıplarını önlemek için birer yüzleri yalıtılmış özel
saç paketler kullanılır. Sargı çıkışları rotor üzerinde bulunan iki adet bileziğe bağlanır. Rotor sargısı
bilezik ve fırçaların yardımıyla doğru akımla beslenir. Çok kutuplu olarak imal edilen bu tip
jeneratörlerin rotor çapları büyük, rotor uzunlukları ise küçüktür. Gerilimde meydana gelebilecek
salınımları önlemek amacı ile kutupların üst kısmına kısa devre çubukları konulur. Çıkıntılı kutuplu
alternatörler düşey milli olarak çalıştırılır. Kutupların çıkıntılı olması nedeniyle rüzgâr kayıpları
yüksektir. Bu nedenle yüksek devirlerde çalıştırılmazlar. Resim 1.3’te çıkıntılı kutuplu jeneratör
görülmektedir.

Şekil 1.2. Sabit endüvili jeneratör

Küçük güçlü jeneratörlerde kutup sargıları statora yerleştirilebilir. Dönen kısma yani rotora ise
gerilimin üretildiği sargılar yerleştirilir. Rotorda üretilen alternatif gerilim dış devreye bilezik ve fırçalar
yardımıyla alınabilmektedir. Kutup sargıları ise D.C. kaynaktan beslenmektedir.

Bu tip jeneratörler küçük güçlü imal edildikleri için dış devreye bilezikler ve fırçalar yardımıyla alınan
alternatif gerilimin meydana getirdiği olumsuzluklar ihmal edilebilmektedir. Fırçalar ile bilezikler
arasında oluşan temas direncinin meydana getirdiği ısı kaybı ve gerilim düşümü çekilen akımın az
olmasından dolayı çok fazla olmamaktadır.

Rotor aksamında gerilimin üretildiği küçük güçlü jeneratörler dinamolara benzer. Tek farkları
kolektör yerine bileziklerin kullanılmasıdır. Dinamoların endüvilerinde üretilen gerilim de aslında
alternatif gerilimdir. Fakat kolektörler ve fırçalar vasıtasıyla dış devreye doğru gerilim olarak alınırlar.
Şekil 1.3’te endüvisi rotorda olan bir jeneratör görülmektedir.

Şekil 1.3: Döner endüvili jeneratör

Rotor ( Endüktör veya Kutuplar )


Uyartım sargılarını yani N-S kutuplarını meydana getiren sargıların bulunduğu bölümdür. Bir önceki
konu başlığımız altında da bahsettiğimiz gibi büyük güçlü jeneratörlerde endüktör döner kısımda
yapıldığı için bu kısma rotor da denmektedir. İki farklı şekilde imal edilen endüktörler vardır. Bunlar:

¾ Çıkıntılı kutuplu endüktörler


¾ Silindirik ( düz ) kutuplu endüktörler

Çıkıntılı Kutuplu Endüktörler

SAYFA 153 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 154 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 1.4: Üç fazlı bir jeneratörün endüvi ve endüktör bağlantıları

Faz Sayısına Göre Jeneratör Tipleri


Resim 1.3: Çıkıntılı kutuplu jeneratör Tek Faz ve Üç Faz Prensipleri
Tek fazlı devrelerde yalnızca faz ve nötr uçları vardır. Üç fazlı devrelerde ise R-S-T fazları bulunur
o
Silindirik (Düz) Kutuplu Jeneratör ve fazlar arasında 120 açı farkı vardır. Şekil 2.1’de üç fazlı sinüsoidal akım görülmektedir. Öğrenme
Faaliyeti-1’de döner alan içerisinde kalan bir bobinde oluşan bir fazlı alternatif gerilimin bir saykıllık
Silindirik kutuplu jeneratörlerde sargılar rotor üzerinde bulunan oyuklara yerleştirilmiştir. Sargı uçları sürede oluşturduğu sinüs dalgasını incelemiştik. Üç fazlı alternatif gerilim de aynı prensipte
o
rotor uçlarında bulunan bileziklere bağlanır. Sargılar bakır lamalardan yapılır ve yüksek devirlerde oluşmaktadır. Tek farkı fazları oluşturan bobinlerin 120 ‘lik açı farkları ile yerleştirilmesidir.
kullanılabilir. Silindirik kutuplu jeneratörler yatay milli olarak çalıştırılır.

Şekil 2.1: Üç Fazlı sinüsoidal gerilim


Resim1.4: Silindirik kutuplu jeneratör
Döner bir manyetik alan içerisinde kalan bir bobinde e=Emax.sin9 formülüne göre gerilim
Buraya kadar anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere jeneratörlerde iki ana bölüm vardır. Bunlar oluşuyordu. Bu formülle hesapladığımız gerilim değeri ani değerdir. Günlük hayatımızda gerek bir fazlı
endüvi ve endüktördür. Üç fazlı bir alternatörde U-V-W ve Z-X-Y uçları endüvi uçlarıdır. Bu uçlar Şekil gerekse üç fazlı devrelerde kullandığımız gerilim değeri ise etkin değerdir. Etkin değer E=Emax.0,707
1.4’te görüldüğü gibi yıldız olarak bağlanabilir. Endüktör uçları ise I-K veya +,- olarak gösterilir. formülüyle hesaplanır. Ülkemizde abonelere ulaşan üç azlı gerilim 380 volttur. Yani R-S-T fazları arası
Endüktör uçları q-s-t reostası üzerinden doğru akım kaynağına bağlanır. Jenaratör döndürülmeye gerilim 380 volttur. Faz nötr arası gerilim ise 220 volttur.
başlandığı zaman U-V-W uçlarından alternatif gerilim alınır.
Bir Fazlı Jeneratörler
Gerek bir fazlı, gerek iki fazlı gerekse üç fazlı alternatörlerin çalışma prensipleri aynıdır. Tek farkı
sarım şekilleridir.

SAYFA 155 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 156 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 2.2: Bir Fazlı Jeneratör

Şekil 2.2’de sabit mıknatıslı bir fazlı jeneratörün şekli görülmektedir. Endüviden alınan gerilim Şekil 2.3: Bir Fazlı sinüsoidal gerilim
sinüsoidal alternatif gerilimdir. Bir fazlı jeneratörler daha çok düşük frekanslı şebekelerde kullanılır.
Örneğin demir yolu tren şebekelerinde rastlanmaktadır. Resim 2.1’de bir fazlı bir jeneratörün etiket İki Fazlı Jeneratörler
değerleri verilmiştir. Jeneratör etiketlerinde jeneratörün gücü, devir sayısı, kaç faz olduğu gibi değerler
yazılıdır. İki fazlı jeneratörler pratikte pek fazla kullanılmaz. Fakat özel amaçlı olarak imal edilebilir. Çalışma
prensibi olarak aynen üç fazlı jeneratörler gibidir. Tek farkı endüvisinde iki faz sargısının bulunmasıdır.
o
Sargılar 90 açıyla yerleştirilir. Şekil 2.4’te görüldüğü gibi endüvide üretilen iki fazlı gerilimin fazları
o
arasında 90 derece vardır.

Resim 2.1: Bir fazlı jeneratör etiketi

Bir fazlı jeneratörlerin endüvi sarımlarında endüvi oluklarının 1/3’ü boş bırakılarak 2/3’üne sargılar
yerleştirilir. Bir fazlı sargıda bütün bobinler seri bağlıdır.
-8
Jeneratörlerde üretilen alternatif gerilimin etkin değeri E= 4.44..f.N.Ka.Kd.10 formülüyle bulunur.
Jeneratörlerde üretilen gerilimin tam bir sinüs eğrisi olması istenir. Jeneratörlerde Şekil 2.3’te
görüldüğü gibi bir sinüsoidal gerilimin üretilebilmesi için bazı önlemler alınır. Bunlar:
Şekil 2.4: İki fazlı jeneratör
¾ Endüvi sargıları kısa adımlı olarak sarmak
Üç Fazlı Jeneratörler
¾ Jeneratör çıkış bağlantısını yıldız yapmak
Üç fazlı jeneratörlerin klemens uçlarına endüvi sargılarından altı adet uç çıkartılır. Bu uçlar U-V-W,
¾ Rotor yüzeyinin 2/3 ünü kullanmak Z-X-Y dir. Bu uçlar yıldız bağlantı olarak adlandırdığımız şekilde yani Z-X-Y uçları köprülenerek
birbirine bağlanır. Uyartım uçları ise bir doğru akım kaynağına q-s-t reostası üzerinden bağlanır.
¾ Hava aralığındaki manyetik akıyı sinüsoidal yapmak Reostanın direnç değerinin maksimum seviyede olmasına dikkat edilir.

¾ Yuvarlak rotorlu jeneratörlerde rotor sargılarını kademeli sarmak Jeneratörümüze mekanik enerjiyi üç fazlı asenkron motordan verebiliriz. Bu durumda asenkron
motorun devir sayısının jeneratörün devir sayısından yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.
¾ Endüvi sargılarını oluklara dağıtmak

SAYFA 157 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 158 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Resim 2.3: Otomobillerde kullanılan jeneratör

Otomobillerde akünün şarj edilmesinde kullanılan jeneratörlerde regüle işlemini yapan konjektrörler
bulunur. Konjektörler devir sayısı arttıkça jeneratör çıkış gerilimini ayarlar. Bu sayede hem akü hem de
arabanın ihtiyacı olan gerilim sabit tutulmuş olur. Resim 2.4’te çeşitli tiplerde üretilmiş konjektörler
Şekil 2.5: Üç Fazlı jeneratörün bağlantısı görülmektedir. Bu konjektörler, jeneratör hangi hızla dönerse dönsün uyartım akımını ayarlayarak çıkış
gerilimini 12V da sabitlerler.
Devre bağlantısı şekil 2.5’te görülmektedir. Resim 2.2’de ise birbirine akuple olarak bağlı jeneratör
ve motor görülmektedir. Motor çalıştırıldıktan sonra ilk başta uyartım akımı sıfıra yakın olmasına
rağmen jeneratör çıkışlarında az bir gerilim görülebilir. Bu gerilim artık mıknatısıyetten kaynaklanan
remenans gerilimidir. Uyartım akımı reosta üzerinden yavaş yavaş artırılır. Jeneratör çıkışlarındaki
gerilim istediğimiz değere çıktığı zaman ise lambalarımızı devreye alabiliriz.

Resim 2.4: Çeşitli tipte konjektörler

Yıldız Ve Üçgen Bağlantıların Avantajları Ve Kullanımı


Elektrik enerjisi generatörlerde genellikle üç fazlı olarak üretilir. Üç fazlı alternatif gerilimin
üretilmesin ve iletilmesin avantajları diğer sistemlerden daha çoktur. Üç fazlı sistemlerde gerek
enerjinin üretilmesi ve tüketilmesinde gerekse enerjinin transformatörler yardımıyla iletilmesinde
kullanılan bağlantı gurupları vardır. Yıldız bağlantı ve üçgen bağlantı bunlar arasında en çok
kullanılanlarıdır.

Generatörlerde genellikle yıldız veya üçgen bağlantı kullanılır. Yıldız bağlantının üçgen bağlantıya
göre bazı üstünlükleri vardır. Bunları maddeler halinde sıralayacak olursak.

¾ Aynı uç gerilimi elde etmek için yıldız bağlantıda daha az sarım yeterli
Resim 2.2: Birbirine akuple bağlı jeneratör ve motor
olmaktadır. Örneğin, 1000V. Gerilim elde etmek için üçgen bağlantıda 100 sarım
gerekiyorsa, yıldız bağlantıda 58 sarım yeterli olmaktadır. Bu oran 1/1,73 kadardır.
Uyartım akımı artırıldıkça jeneratör çıkış gerilimi yükselir. Jeneratör çıkışına bağlanan yük arttıkça
da çıkış gerilimi azalır. Çıkış gerilimini sabit tutmak için uyartım akımı jeneratöre bağlı yük miktarı
¾ Yıldız bağlantıda nötr noktasından bir uç alınarak iki farklı gerilim elde
edilebilmektedir.
arttıkça ayarlanmalıdır. Bu işlemi otomatik olarak yapan regüle sistemleri vardır. Uyartım akımı bir
noktaya kadar çıkış gerilimini yükseltebilir. O noktadan sonra artık jeneratör doyuma ulaşır. Doyum ¾ Yıldız bağlantıda çıkış gerilimi sinüsoidal eğriye daha yakındır.
noktasından sonra uyartım akımını artırsak bile çıkış geriliminde yükselme olmaz. ¾ Yıldız bağlantıda topraklama işlemi daha kolay yapılabilmektedir.

Resim 2.3’te bir arabanın alternatörü görülmektedir. Jeneratör mekanik enerjiyi arabanın Yıdız Bağlantı
motorundan alır. Motor kasnağıyla jenerartör birbirine kayışla bağlıdır.
Üç fazlı sistemlerde üç adet sargı gurubu bulunmaktadır. Bu sargılardan birinci faza ait sargının
giriş ucu U, çıkış ucu X’dir. İkinci faza ait sargının giriş ucu V, çıkış ucu Y’dir. Üçüncü faza ait sargının
giriş ucu W, çıkış ucu Z’dir.
Yıldız bağlantı yapılacağı zaman çıkış uçları X-Y-Z birbirine bağlanır. Şekil 3.1’de yıldız bağlantı
görülmektedir. Yıldız bağlantıda X-Y-Z uçlarının birleştiği nokta sıfır noktasıdır.

SAYFA 159 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 160 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Hat Akımı Hat Gerilimi Faz Akımı Faz Gerilimi Değerlerinin Hesaplanması
Üç fazlı sistemlerde gerek yıldız gerekse üçgen bağlantılarda olsun hat akım ve gerilimi ile faz
akımı ve geriliminden bahsedilir. Üç fazlı sistemlerde fazlar arası akım ve gerilime hat akımı ve hat
gerilimi denilir. Faz nötr arası gerilime ve akıma da faz gerilimi ve faz akımı denilir.

Yıldız Bağlantıda Akım Ve Gerilimin Faz ve Hat Değerleri

Yıldız bağlantıda faz akımı ile hat akımı aynıdır. Şekil 4.1’de görüldüğü gibi Ihat= Ifaz’dır. Faz
gerilimi ile hat gerilimi arasında ise Uhat= 3 .Ufaz bağıntısı vardır.
Örnek 1: Üç fazlı yıldız bağlı şebekenin hat gerilimi 380V ise faz gerilimi kaç volttur?
Uhat 380
Uhat = 3 .Ufaz ise Ufaz = = = 220 V.
3 3
Örnek 2 : Üç fazlı yıldız bağlı bir sistemin faz gerilimi 100V ise hat gerilimi kaç volttur?

Uhat = 3 .Ufaz ise Uhat = 1,73 . 100 = 173V


Şekil 3.1: Yıldız bağlantı
Örnek 3: Üç fazlı yıldız bağlı bir devrede hat akımı 15A ise faz akımı kaç amperdir?
Yıldız ve üçgen bağlantılarda kılemens bağlantılarının kolay yapılabilmesi için sargı uçları Ihat = Ifaz olduğuna göre Ihat= 15A’dir.
klemenslere U-V-W, Z-X-Y sıralamasıyla bağlanır.

Üçgen Bağlantı
Üçgen bağlantı şekil 3.2’de görüldüğü gibi faz uçlar U-V-W ye bağlanır. U-Z, V-X, W-Y bağlantıları
kılemens üzerinde yapılır. Bu bağlantının kolay olması için X-Y-Z uçları klemenslere Z-X-Y sıralaması
ile çıkartılır. Üçgen bağlantıda sıfır noktası elde edilemez.

Şekil 4.1: Yıldız bağlantıda akım ve gerilimler

Üçgen Bağlantıda Akım ve Gerilimin Faz ve Hat Değerleri


Üçgen bağlantıda şekil 4.2’de görüldüğü gibi faz gerilimi ile hat gerilimi birbirine eşittir. Yani Ufaz =
Uhat. Faz akımı ile hat akımı arasında ise Ihat = 3 . Ifaz bağıntısı vardır.

Örnek 1: Üç fazlı üçgen bağlı bir sistemde faz akımı 10A ise hat akımı kaç amperdir?

Şekil 3.2: Üçgen bağlantı


Ihat = 3 . Ifaz ise Ihat = 3 . 10 = 1,73 . 10 = 17,3 A’dir.

Örnek 2: Üç fazlı üçgen bağlı bir sistemde hat akımı 20A ise faz akımı kaç amperdir?
Ihat 20
Ihat = 3 . Ifaz ise Ifaz = = = 11,56 A’dir.
3 1,73

SAYFA 161 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 162 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Eğer üç fazlı yük dengesiz ise her bir yükün harcadığı güç bulunmalıdır. Toplam harcanan güç ise
bu üç gücün toplamına eşit olacaktır. Şekil 5.1’de dengesiz üçgen bağlı dirençlerin harcadığı gücü
bulalım.

Şekil 4.2: Üçgen bağlantıda akım ve gerilimler

Üç Fazlı Sistemlerde Güç Hesaplamaları


Şekil 5.1
Daha önceki öğrenme faaliyetlerinden de öğrendiğiniz gibi üç fazlı sistemlerde yıldız ve üçgen
bağlantı ile oluşturulan devreler vardı. Üç fazlı devre dengeli ise her üç fazdan da geçen akım aynı Devrede harcanan toplam gücü bulabilmemiz için Z1, Z2, Z3 yüklerinde harcanan güçleri ayrı ayrı
değerdedir. Eğer üç fazlı devre dengeli ise devrede harcanan aktif güç ; bulmamız gerekecektir.

Devrede her bir yük üzerinden geçen akımlar hesaplandığı zaman


P= 3 . U . I . Cosφ formülüyle hesaplanır. Bu formüle; IRS = 18A ,
IST= 17,4A ve
P : Devrede harcana güç (W) ITR = 22A olarak bulunur.
U : Fazlar arası gerilim (V) Buradan;
I : Hat akımı (A) 2
P1= 18 .10 W
CosO : Devrenin güç katsayısıdır. 2
P2= 17,4 .12 W
2
P3= 12 .8 W bulunur.
Örnek 1: Üç fazlı 380V faz gerilimi olan bir jeneratör dengeli yıldız bağlı yüke bağlandığı zaman PT=P1+P2+P3 olduğu için
20A akım çekiyor. Devrenin güç katsayısı 0,8 ise çekilen güç kaç wattır? PT=10745W eder.

P= 3 . U . I . Cosφ ise Üç fazlı dengeli veya dengesiz yüklerde wattmetre kullanılarak harcanan aktif gücü bulabiliriz.
Bunun için yapılan çeşitli wattmetre bağlantıları vardır. Şekil 5.2’deki bağlantıyı devremizin dengeli
P= 3 . 380 . 20 . 0,8 =10518,4 W’dır. veya dengesiz, yıldız veya üçgen olması fark etmeksizin bağlayabiliriz. Devredeki üç wattmetreden
okuduğumuz değerlerin toplamı devrenin toplam gücünü verecektir.
Örnek 2: Dengeli üç fazlı devrede fazlar arası gerilim 220V, bir faz akımı 50 A, ve devrenin güç
katsayısı 0,7 ise devrede harcanan güç kaç wattır.

P= 3 . U . I . Cosφ ise
P= 3 . 220 . 50 . 0,7 = 13321 W dır.

Örnek 3: Üç fazlı bir jeneratör dengeli üçgen bağlı yüke bağlandığı zaman 30A akım çekiyor.
Jeneratörün fazlar arası çıkış gerilimi 380 V’dur. Devrenin güç katsayısı 0,6 ise harcanan güç kaç
wattır?

P = 3 . U . I . Cosφ ise P = 3 . 380 . 30 . 0,6 = 11833,2 Wattır.


Üç fazlı dengeli sistemlerde devrenin görünür ve reaktif güçleri,
S= 3 Uhat.Ihat
Q= 3 Uhat.Ihat.Sinφ
Formülleriyle hesaplanır.

SAYFA 163 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 164 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Sabit mıknatıslı alternatörlerde uyartım sargısının bulunmayışı çıkış gerilimlerinin regüle işlemini
zorlaştırmaktadır. Bunun için sabit mıknatıslı alternatörlerin beslediği yüklerin de sabit yükler olması
tercih edilir. Aksi durumda çıkış geriliminin regüle edilmesi gerekmektedir.
Resim 6.2’de sabit mıknatıslı basit bir alternatör görülmektedir. Hareket ettirilen kol sabit mıknatısı
döndürerek döner manyetik alan üretmektedir. Döner manyetik alan statordaki sargılar üzerinde
alternatif gerilim indükleyerek lambaların yanmasını sağlamaktadır. Mıknatısın manyetik alan şiddeti
sabit olduğu için üretilen gerilimin değeri alternatörün dönüş hızına bağlıdır.

Şekil 5.2: Üç fazlı sistemde wattmetre bağlantısı

Daimi Mıknatıslı Alternatörler


Daimi mıknatıslı alternatörler daha çok özel amaçlı ve küçük güçlü olarak imal edilir. Bu tip
jeneratörlerde uyartım sargısı yerine daimi mıknatıs kullanılır. Daimi mıknatıslı jeneratörlerin endüvileri
döner kısımda yapılırsa, endüklenen gerilimin dış devreye alınması için fırça ve bileziklere ihtiyaç
duyulmaktadır. Şekil 6.1’de daimi mıknatıslı bir fazlı jeneratör ve jeneratörü oluşturan parçalar
görülmektedir.
Resim 6.2: Daimi mıknatıslı rotoru olan alternatör

Resim 6.2’de görülen deneysel amaçlı yapılmış olan alternatörde fırça ve bileziklere gerek
duyulmamıştır. Çünkü endüvi sargıları sabittir. Hareketli olan ise mıknatıstır. Mıknatısın üzerinde
herhangi bir sargı bulunmamaktadır.

Daimi mıknatıslı alternatörler senkron motor olarak kullanılabilir. Yani endüvi sargısına alternatif
gerilim uyguladığımız zaman daimi mıknatıs dönmeye başlar. Bu konu senkron motorların anlatıldığı
kitaplarda daha ayrıntılı olarak incelenmektedir.

3.18 A.C MOTORLAR


Senkron Motor
Stator sargılarında ( duran kısım ) A.C akım, rotor sargılarında ( dönen kısım ) D.C akım bulunan
ve rotor hızı senkron devirle dönen motordur.

Yapısı
Senkron motorun başlıca parçaları şunlardır:

Stator: Kutup sargılarının bulunduğu kısımdır. Silisli saclardan yapılmıştır. Kutup bobinlerine
dışarıdan A.C verilir.
Resim 6.1: Bir fazlı daimi mıknatıslı alternatör

Şekil 6.1’de saat yönünde hareket ettirilen daimi mıknatıslı jeneratör endüvisinde sinüsoidal
alternatif gerilim indüklenmektedir. Sinüsoidal gerilimin oluşumu hakkında ayrıntılı bilgi öğrenme Rotor: Silisli sacların paketlenmesi ile yapılmış üzerinde sargılar bulunan kısımdır.
faaliyeti birde anlatıldığı için burada fazla değinilmeyecektir.
SAYFA 165 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 166 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Resim 1.2: Rotor

Bilezikler: Dış devreden D.C akımın rotora uygulanmasını sağlar.

Fırçalar: Dış devreden bileziklere dolayısıyla rotora gerilim uygulanmasını sağlar.

Yataklar ve diğer parçalar: Rotorun rahat dönmesi için mil, rulmanları, vantilatör ve klemens
kutusudur.
Şekil 1.2: Senkron motorun çalışma prensibi

Senkron Motorun Karekteristikleri


Senkron motorlar alternatör ( A.C üreten makine ) olarak kullanılmaktadır. Bu motorlar güç kat
sayısı düzeltilmesinde kullanılabilir. Devir sayısının değişmesinin istenmediği hava ve gaz
kompresörlerinde D.C genaratörlerinin döndürülmesinde kullanılmaktadır.

Küçük güçlü histeresiz senkron motorlar, zaman rolelerinde saatlerde tıbbi cihazlarda
kullanılmaktadır.

Tek Fazlı İndüksiyon Motorları Çeşitleri

Yardımcı sargılı kondansatörlü motorlar


Ek kutuplu motorlar
Relüktans tipi motorlar
Şekil 1.1: Rotor ve stator
1.1.2. A.C Senkron Motorların Çalışması Tek Fazlı Yardımcı Sargılı İndüksiyon Motorlar
Rotora uygulanan D.C akım yön değiştirmeyen bir akım olduğundan, kutuplar N – S şeklinde Bu motorlar indüksiyon motorlarının en çok kullanılan tipidir.
özelliklerini aynen korurlar.
Yapısı
Statora uygulanan üç fazlı A.C akım bu sargılarda bir döner alan oluşturur. Fakat Statorun döner
alan kutupları ile kilitlenmez ve rotor dönmez.
Tek fazlı indüksiyon motorların parçaları şunlardır:
Senkron motoru çalıştırmak, kutupların kilitlenmesini sağlamak için rotor devir sayısını senkron
Stator: Duran kısımdır. Silisli saclardan presle yapılmış, üzerinde oyuklar bulunmaktadır. Oyuklara
devire yükseltmek gerekir. Bu nedenle senkron motorlara yol verilerek rotor devri senkron devire 0
90 faz farklı ana ve yardımcı sargılar yerleştirilmiştir. Ana sargı kalın tel fazla sarımlı, yardımcı sargı
çıkarılır. Bu devirle, dönen rotor sabit kutupları, döner alan kutupları ile kolayca kilitlenerek, döner alan
ince tel az sarımlıdır.
hızı ile döner.
Rotor: Dönen kısımdır. Sincap kafesi biçiminde kısa devre çubukları bulunan, silisli sacların
Senkron motorların boşta ve yükte devir sayısı sabittir.
preslenmesinden yapılmıştır.

Gövde ve kapaklar: Gövde düz veya çıkıntılı düzeyli yapılır. Rulmanları ve klemensleri taşır.
Resim2’de görülmekterdir.

SAYFA 167 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 168 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Tek Fazlı Yardımcı Sargılı Motorların Karakteristikleri
Bu motorlar düşük kalkınma momentli, kısa zamanda yol alabilen yüklerde, buzdolabı küçük
çamaşır makinesi gibi ev cihazlarında kullanılır.

Güçleri 1,5 – 2 Hp gücündedir. Büyük güçlerde kalkınma momentleri uygun değildir.

Yardımcı sargının devreden çıkarılması merkez kaç anahtar, elektronik role, mağnetik role gibi
elemanlarla yapılmaktadır.

Tek Fazlı Ek Kutuplu ( Gölge Kutuplu ) Motorlar

Yapısı
Rotoru kısa devre çubukludur. Stator silisli saclardan yapılmış ve birer kenarlarına oyuklar
açılmıştır. Oyuklara bakır halkalar yerleştirilmiştir. Kutuplarda bobinler mevcuttur.

Resim 1.3: Tek fazlı motorun parçaları Çalışması


Tek Fazlı Yardımcı Sargılı İndüksiyon Motorların Çalışması Kutuplara tek fazlı A.C uygulandığında, kutuplardan pozitif alternanstaki akımda N kutbu, negatif
alternanstaki akımda S kutbu meydana gelir. İki kutbun arasındaki rotor çubuklarında değişen bu
Stator oluklarına 90◦ faz farklı olarak yerleştirilen ana ve yardımcı sargılar, iki fazlı alternatif akımlar, manyetik akı emk indükler. Rotordan geçen indükleme akımı, rotorda manyetik alan oluşutur.
düzgün bir döner alan meydana getirir.
Kutup yüzeyinde manyetik akım kayması rotorun bir tarafındaki kutup da bir yönde, rotorun diğer
Statorun ortasındaki sincap kafesli ( kısa devreli ) rotor döner alanın etkisi ile dönmeye başlar. tarafındaki kutupda ise ters yönde oluşmuştur. Böylece kutup sanki dönüyormuş gibi rotora etki
Döner alan rotor, çubuklarında bir emk indükler. Kısa devre çubuklarından indükleme akımı geçer ve yaparak, rotoru manyetik alanın kayma yönünde döndürecektir.
rotarda manyetik alan meydana gelir. Rotor kutupları, dönre alanın kutupları tarafından çekilir ve rotor
döner alan yönünde döner.

Yardımcı sargı ince kesitli sargıdan yapıldığından ve rotor sargısı üzerinde ters etki yaptığından,
motor devrinin % 75’inde devreden çıkarılır.

Kalkınma anındaki momentin yükseltilmesi ve şebekeden daha az akım çekilmesi için yardımcı
sargıya seri bağlı kondansatörler kullanılır.

Şekil 1.4: Gölge kutuplu motorların yapısı

Şekil 1.3: Bir fazlı motorun çalışması

SAYFA 169 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 170 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Tek Fazlı Ek Kutuplu Motorların Karekteristikleri Üç Fazlı A.C Motorlar
Yapıları basit ve ucuzdur. Çeşitleri
Sessiz çalışmaları tercih sebebidir.
Kalkınma momentleri küçüktür. Üç fazlı asenkron motorlar rotor yapılarına göre ikiye ayrılır:
Verimleri %5 - %35 kadardır.
Güçleri çok küçüktür. 1. Sincap kafesli ( kısa devre rotorlu ) A.C motorlar
Aspiratör, vantilatör, pikap ve teyplerde kullanılır. 2. Bilezikli ( sargılı rotorlu ) A.C motorlar

Tek Fazlı Relüktans Tip Motorlar


Yapısı
Yapısı Üç farklı A.C motorun parçaları aşağıda açıklanmıştır.

Gölge kutuplu motorlara benzer. Bakır halka yerine kutup ayaklarındaki bir kısıma hava boşluğu
açılmıştır. Stator

Böylece hava aralığının fazla olduğu bir kısımda, manyetik alanın gecişine büyük direnç, hava Üç farklı manyetik alanın meydana geldiği kısımdır. A.C motorun duran kısmıdır. Silisyumlu
aralığının az olduğu kısımda, manyetik akımın geçişine küçük direnç oluşturulmuştur. saclardan paketlenerek yapılmış ve oluklar açılmıştır. Bu oluklara stator sargıları yerleştirilir.

Rotor
Çalışması
Üç fazlı motorun dönen kısmıdır. Kısa devreli rotor ve sargılı rotor olarak yapılır:
Stator sargılarına tek fazlı A.C gerilim uygulandığında bobinden bir değişen akım geçer ve değişen
bir manyetik akım meydana gelir. N kutbundan S kutbuna giden kuvvet çizgileri büyük hava Kısa devreli rotorda, silisyumlu saclardan yapılmıştır. Üzerinde kısa devre çubukları vardır. Rotoru
aralığından geçerken büyük bir manyetik dirençle (relüktüns), küçük hava aralığından geçerken de sargılı rotorda, rotora oyuklar açılmıştır. Bu oyuklara üç fazlı sarımlar sarılarak mildeki bileziklere
küçük manyetik dirençle karşılalışır. bağlanmıştır.

Bu durumda kutupların manyetik akımları kutup yüzeylerinde daha küçük direnç gösteren kısma Gövde, Yataklar, Kapaklar
doğru kayar. Her yarım periyot da kutupların manyetik akıları da yön değiştirecektir.
Üç fazlı rotorun rotor ve statorunu koruyan, rulmanlar pervane ve klemenslerin bulunduğu
Kutupların meydana getirdiği manyetik akının bu kayması, kısa devre çubuklu rotoru hareket kısımlarıdır.
ettirerek döndürecektir.

Şekil 1.5: Relüktans motorun çalışma prensibi Resim 1.4 Asenkron motorun parçaları

Tek Fazlı Relüktans Tip Motorun Karakteristikleri Üç Fazlı A.C Motorların Çalışması

Devir sayısı uygulanan gerilime göre değiştirilebilir. Üç fazlı indüksiyon motorun, stator sargılarına üç fazlı A. C uygulandığında, sargılar arasında 120
Devir yönü sabittir. Ancak rotor statora ters takılarak devir yönü değiştirilebilir. lik elektriksel açı bulunduğundan, bu sargılarda döner bir manyetik alan oluşur. Döner manyetik alan
Kullanma alanları çok azdır. Çünkü kullanma momentleri çok küçüktür. içinde bulunan rotor kısa devre çubukları veya sargıları üzerinde bir gelirim meydana getirir.

Rotor çubukları kısa devre edilmiş olduğundan rotordan bir akım geçer ve rotor üzerinde N ve S
kutupları oluşur.

SAYFA 171 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 172 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Dönen stator kutuplar rotor kutuplarını etkileyerek aynı adlı kutupların birbirini itmesi, zıt kutupların Üçgen Bağlantı
birbirini çekmesi ile rotoru bir yönde döndürecektir.
Üç fazlı A.C motorun X ucu ile V ucu, Yucu ile W ucu, U ucu ile Z ucu birleştirilir. U, V, W
uçlarından üç fazlı şebeke gerilimi uygulanır. Böylece her bir sargıya şebeke gerilimi, sargının normal
gerilimi olan 380 V uygulanmış olur. Buna göre yıldız çalıştırıldığında, üçgen akımına göre 1/3 az akım
çekilerek kalkış akımı azaltılır. Etiketinde 380 üçgen yazılı motorlar yıldız üçgen çalıştırır.

Şekil 1.6: Döner alan içerisinde rotorun dönüşü

Karekteristikleri
İmalatları ekonomiktir.
Bakım istemez.
35000 kw kadar yapılır. Şekil 1.8: Üçgen bağlantı ve özellikleri
Kalkış momentleri yüksektir.
Frekans değiştirilerek devir ayarı yapılır.
Redüktör ( devir ayarlayıcı ) kullanılarak geniş sınırlar içinde mekanik devir ayarı
A.C Senkron Motorlarda Yön Ve Devir Değiştirme
yapılır.
Yıldız, üçgen bağlanarak kalkınma akımları düşürülür. Yön Değiştirme

Üç Fazlı A.C Motorların Bağlantı Şekilleri Küçük senkron motorlarda devir yönü değiştirilmesi zordur. Fakat üç fazlı senkron motorlarda, üç
fazın bir sabit diğer ikisi yer değiştirilerek yapılabilir. Her an devir yönü değiştirmek mümkün değildir.
Yıldız Bağlantı
Devir Ayarı
Üç fazlı A.C motorun çıkış uçları olan U2-V2-W2 uçları birleştirilir. U1-V1-W1 giriş uçlarına şebeke
A.C Senkron motorlarda devir ayarı sabittir. Değiştirilmesi mümkün değildir. Stator ve rotor dönen
gerilimi uygulanır. Bu durumda bir sargıya uygulanan gerilim 380/1,73 = 220 volt olur. Bu duruma göre
alan kutuplarının kilitlenmesi açıldığında motor duracaktır.
ylıdız bağlı her sargıya % 58 oranında düşük gerilim verilerek motorun az akım çekmesi sağlanır.
Etiketinde 380 yıldız yazan motorlar sadece yıldız çalıştırır.
Tek Fazlı Yardımcı Sargılı ve Kondansatörlü Motorlarda Yön ve Devir Sayısı
Değiştirme

Yön Değiştirme

Tek fazlı yardımcı sargılı A.C motorlarda devir yönü değiştirmek için ana veya yarıdımcı sargıdan
geçen akım yönü değiştirilir. Bu değiştirme genellikle yardımcı sargıda uygulanır. Ana sargı U.X
yardımcı sargı W.Z uçları ise U ucu W ile X ucu Z ile bağlanırsa bir yönde döner. Eğer U ucu ile Z, X
ucu ise W ucu ile bağlanırsa ters yönde dönecektir.

Şekil 1.7 Yıldız bağlantısı ve özellikleri

Şekil 2.1: Tek fazlı yardımcı sargılı motorun devir yönünün değiştirilmesi

Devir Sayısı Değiştirme

Kutup Sayısını Değiştirerek

İki devirli yardımcı sargılı motor elde etmek için, iki ayrı ana ve iki ayrı yardımcı sargıya ihtiyaç
vardır. Böylece iki değişik devir elde edilir.
SAYFA 173 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 174 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
değiştirilir. RST sırası ile U.V.W uçlarına bağlanan fazları, RTS, SRT veya TSR sırasıyla
Frekans Değiştirerek uyguladığımızda motorun manyetik döner alan yönü değişeceğinden, motorun devir yönüde
değişecektir.
Bir fazlı motoru 0 – 650 Hz arasında frekans ayarlayıcıları ile devir ayarı yapılabilir. Ancak
ekonomik olmadığından kullanışlı değildir.

Daimi Kondansatörlü Yardımcı Sargılı Motorlarda Devir Ayarı


Ana sargıya uygulanan gerilim oto trafosu ile değiştirilerek devir ayarı yapılabilir. Yardımcı sargı
gerilimi sabit tutularak, ana sargı gerilimi değiştirime sistemi çok kullanılmaktadır.

Şekil 2.3 Üç fazlı motorun devir yönünün değiştirilmesi

Devir Sayısını Değiştirme


Endüstride, motorların, devir sayısını geniş sınırlar içinde ayarlanması istenir. Tekstil tezgâhlarında,
gremi pervanesinin döndürülmesinde, kâğıt makinelarinde ve asansörlerde devir ayarı çok önemlidir.

Kutup Sayısını Değiştirerek Devir Ayarı


Üç fazlı A.C motorlarda çift kutup sayısı ( p ) değiştirilerek kademeli olarak devir yarı yapılabilir.

Üç fazlı A.C motorlarda, Çift kutup sayısı ile rotor devir sayısı ( n r) ters orantılıdır.
n r = 60. f / p formulünden anlaşılacağı gibi, rotor devri çift kutup sayısının değiştirilmesi ile devir
Şekil 2.2: Tek fazlı yardımcı sargılı motorun devir ayarı ayarı yapılacaktır.

Tek Fazlı Ek Kutuplu Motorlarda Yön ve Devir Sayısını Değiştirme Küçük güçlü üç fazlı A.C motorların, stator sargılarında, değişik çift kutup sayısında birkaç sargı
kullanılarak birkaç devir elde edilebilir. Bu sargılara dahlander sargılar denilir.
Yön Değiştirme
Frekans Değiştirilerek Devir Ayarı
Ek kutuplu tek fazlı motorlarda rotor aynı yönde döner. Devir yönünü değiştirmek için, rotor stator
içerisinde ters çevirilir. Üç fazlı A.C motorlarda hız, stator sargılarında uygulanan gerelimen frekansı ( f ) motorun çift
kutup sayısı ( P ) olmak üzere nr = 60.f / P formülünden anlaşılacağı gibi, statora uygulanan gerilimin
Devir Sayısını Değiştirme frekansı ile devir sayısı doğru orantılıdır.

Bu durumda frekans artırıldıkça rotor devri artmakta, frekans azaldıkça devir sayısı azalmaktadır.
Ek kutuplu tek fazlı motorlarda devir ayarı, motor uygulanan gerilim bazı yöntemlerle değiştirillerek
yapılmaktadır.
Frekans değiştirme işlemleri, ara devreli frekans değiştiricilere, ( PC ) ile veya ( PLC) ile kumanda
edilerek geniş sınırlar içinde A.C motorun devir sayısı ayarlanmaktadır.
Relüktans Tek Fazlı Motorlarda Yön ve Devir Yönü Değiştirme

Yön Değiştirme
Reklüktans tek fazlı motorlarda devir yönü sabittir. Ancak devir yönünü degiştirmek için, rotor
statora ters takılır.

Devir Sayısını Değiştirme


Relüktans tek fazlı motorlarda devir ayarı, motora uygulanan gerilim değiştirilerek yapılır.

Üç Fazlı A.C Motorlarda Yön Ve Devir Sayısı Değiştirme

Yön Değiştirme

Üç fazlı A.C motorların devir yönünü değiştirmek için, döner manyetik alanın yönünü değiştirmek
gerekir. Bu durumda, motor klemensine bağlanan şebeke uçlarının üç tanesinden her hangi ikisi yer
SAYFA 175 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 176 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK
Endüktif Durumda Döner Alan Oluşturulması
Resim 2.1: Ara frekans değiştiriciler
A.C motorlarda yalnız bir sargı ile döner alanın elde edilemeyeceğini incelemiştik. A.C motorlarda
Döner Alan Oluşturulması döner alanın meydana gelmesi için, ana sargıya paralel ve 90° açı farklı ikinci bir sargı ( yardımcı sargı
) bağlanır.
Omik Durumda Döner Alan Oluşturulması
Ana ve yardımcı sargılar arasında suni bir faz farkı yaratılır. Böylece iki fazlı bir sistem oluşturularak
İndüksiyon motorlarda, kısa devreli rotorların dönebilmesi için, stator sargılarından geçen akımların döner alan oluşur. Ana sargının sarım sayısı fazla, tel çapı kalın, yardımcı sargı tel çapı ince, az
düzgün bir döner alan oluşturması gerekir. sarımlı olarak sarılır.

Bir ana sargıdan oluşan bir motora bir fazlı EMK uygulandığında ana sargıdan geçen akım düzgün Ana sargının etkin direnci küçük, reaktif direnci büyük olacağından, ana sargıdan geçen, akım
0
bir döner alan meydana getirmez. gerilimden 90° ye yakın yeri kalır. ( örneğin 80 )

Manyetik alan değişimi bir hat üzerinde olur. Pozitif yarım periyotta N ve S kutupları oluşur. Bu Yardımcı sargının etkin direnci büyük, reaktif direnci küçük olacağından, geçen akım gerilimden (
kutuplarında şiddeti artarak maksimum ve sonra sıfır olur. 30°) geri kalır.

Burada manyetik alan bir hat ( doğru ) üzerinde çoğalır, azalır ve yön değiştiren kutuplar, kısa devre Ana ve yardımcı sargıdan geçen faz farklı akımların getireceği döner alan rotorun dönmesini
çubuklu rotor üzerinde bir döner alan meydana getirmeyecek ve rotorun dönmesini sağlamayacaktır. sağlar.Ana ve yardımcı sargılardan geçen akımların, arasındaki açı 90° ye ne kadar fazla
yaklaştırılırsa döner alan çok daha düzgün olacaktır. Rotorun sürekli ve düzgün dönmesini
sağlayacaktır.

Kapasitif Durumda Döner Alan Oluşturulması

Tek fazlı A.C motorlarda olduğu gibi, yardımcı sargıya bir kondansatör seri olarak bağlanırsa,
kondansatörün etkisi ile yardımcı sargıdan geçen akım, gerilimden ileride olur. Şekil 14 deki vektör
diyagramında görüldüğü gibi, ana sargı ile yardımcı sargı arasında 90° lik faz farkı oluşur. Bu
sargılardan geçen 90° faz farkı akımlarda düzgün bir döner alan oluşturur. Rotorda döner alan etkisi ile
dönecektir.

Şekil 3.1Omik durumda döner alan

Şekil 3.2: Kapasitif durumda döner alanın incelenmesi

İki Fazlı Döner Alan Prensibi


Tek fazlı bir A.C motorda stator oluklarına 90° faz farklı iki bobin yerleştirildiğinde, iki kutuplu iki fazlı
sargı elde edilir.Stator sargılarına, bir A.C gerilim uygulandığında, A fazının akımına göre B fazının
akımı 90° geride olacaktır.

Şekilde görüldüğü gibi, bir periyotluk değişimde A ve B faz bobinlerinden geçen akımların,
meydana getirdiği manyetik alan yönleri, statorda döner kutuplar oluşturur. Rotor üzerinde bir EMK ve
manyetik alan meydana gelir. Rotor kutupları, döner alan kutupları tarafından çekilir. Rotor döner alan
yönünde dönmeye başlar.

SAYFA 177 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 178 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:
MODÜL 3 MODÜL 3
TEMEL ELEKTRİK TEMEL ELEKTRİK

Şekil 3.4 Üç fazlı döner alanın oluşması


Şekil3.3: İki fazlı döner alanın oluşması

Üç Fazlı Döner Alan Prensibi


A.C motorlarda stator sargılarına uygulanan üç fazlı akımın meydana getirdiği alana döner alan
denir.

Döner bir manyetik alan içinde bulunan iletkenlerden akım geçiririlirse iletkenler manyetik alan
tarafından itilir. Şekil 3.4’de görüldüğü gibi statorun altı oyuğuna aralarında 120 derece faz farklı üç
sargı yerleştirilmiştir.

a durumu : 1. faz ( + ) 2. ve 3. fazlar ( - ) değerdedir. Akım giriş çıkışlarına göre N ve S kutbu


oluşmuştur.
b durumu : 1. ve 2. fazlar ( + ) değerde 3. faz ( - ) değerdedir. Akım girişleri ( a ) durumuna göre
sağa kaydığından , manyetik alan biraz yukarıya sağa dönmüştür. ( 60°)

c durumu : ( 90°) 1.faz sıfır, 2. faz ( + ) 3. faz ( - ) değerdedir. Manyetik alan yönü ( a ) ya göre
90° dönmüştür.

d durumu : ( 180°) 2 ve 3. fazlar ( + ) 1.faz ( - ) değerdedir. Alan yönü ( a ) Durumuna göre aksi
0
yöndedir( 180 ) dönmüştür.

e durumu : ( 270°) 1.faz sıfır. 2. faz ( - ) 3. faz ( + ) değerdedir. ( a ) durumuna göre alan ( 270°)
dönmüştür.

Sonuç olarak üç fazlı A.C akımın değişmesine bağlı olarak döner manyetik alan oluşur. Kalkınma
momenti yüksektir, simetriktir. Motor iki faza kalırsa döner alan bozulur.

SAYFA 179 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:………… SAYFA 180 FOR TRAINING PURPOSE ONLY Y/T:…………
REV: REV:

You might also like