Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 69

U■runa Ölünen Bayrak Ulusal

Sembollerin Gücü ve Politik Anlam■


Tim Marshall
Visit to download the full and correct content document:
https://ebookstep.com/product/ugruna-olunen-bayrak-ulusal-sembollerin-gucu-ve-polit
ik-anlami-tim-marshall/
More products digital (pdf, epub, mobi) instant
download maybe you interests ...

■■■■ ■ ■■■ G ■■■ Andrew G Marshall

https://ebookstep.com/download/ebook-52787832/

Peran Elit Politik dan Partai Politik dalam Mencegah


Konflik di Pilkada Tim Penyusun

https://ebookstep.com/product/peran-elit-politik-dan-partai-
politik-dalam-mencegah-konflik-di-pilkada-tim-penyusun/

Thukydides ten Özür Dileyerek Tarihi Kültür ve Kültürü


Tarih Olarak Anlamak Marshall Sahlins

https://ebookstep.com/product/thukydides-ten-ozur-dileyerek-
tarihi-kultur-ve-kulturu-tarih-olarak-anlamak-marshall-sahlins/

Tarih ve Toplum Say■ 20 Tanzimat ■ Yeniden Du s u nmek


Kolektif

https://ebookstep.com/product/tarih-ve-toplum-sayi-20-tanzimat-i-
yeniden-du-s-u-nmek-kolektif/
Körler Ülkesi ve Di■er Karanl■k Öyküler 1st Edition H G
Wells

https://ebookstep.com/product/korler-ulkesi-ve-diger-karanlik-
oykuler-1st-edition-h-g-wells/

Prisonniers de la géographie Quand la géographie est


plus forte que l histoire Essais et documents French
Edition Marshall Tim

https://ebookstep.com/product/prisonniers-de-la-geographie-quand-
la-geographie-est-plus-forte-que-l-histoire-essais-et-documents-
french-edition-marshall-tim/

Bat■ da Siyasal Du s u nceler Tarihi Eski ve Orta C ag


lar 6th Edition Mete Tunçay

https://ebookstep.com/product/bati-da-siyasal-du-s-u-nceler-
tarihi-eski-ve-orta-c-ag-lar-6th-edition-mete-tuncay/

Dog u Bat■ Say■ 99 Geleceg i Du s u nmek Kolektif

https://ebookstep.com/product/dog-u-bati-sayi-99-geleceg-i-du-s-
u-nmek-kolektif/

De Jane s 1st Edition Heather Marshall

https://ebookstep.com/product/de-jane-s-1st-edition-heather-
marshall/
Ugruna 1
Olunen Bayrak ,

·----�······ . Tim Marshall, yirmi be� y1ldan fazla raporlama deneyimi­


ne sahip ve d1� ili�kiler alanmda onde gelen bir otoritedir.
Sky News' te diplomatik edit6rdi.i. Oncesinde de BBC ve
LBC/IRN radyosu i<;:in <;:ah�1yordu. K1rk i.ilkeden rapor ver­
di ve H1rvatistan, Bosna, Makedonya, Kosova, Afganistan,
Irak, Li.ibnan, Suriye ve israil'deki <;:atI�malan ele ald1. Blogu
Foreign Matters, 2010 Orwell Odi.ili.i i<;:in finale kalanlar lis­
tesinde yer ald1.

Cografya Mahkumlan: Dunyanm Kaderini Degi�tiren On


Harita adh eseri Sunday Times'm <;:ok satanlar listesinde yer
alm1�t1r.
Ugruna Oliinen Bayrak:
Ulusal Sembollerin Giicii ve PolitikAnlam1
Tim Marshall
Orijinal Adi: Worth Dying For: 7he Power and Politics ofNational Symbols
<;eviri: Maide idil ispir

Genel Yaym Yi:inetmeni: Ash Turn;:


Editor: Selnur Giine§
Diizelti: Bii§ra Uyar
Kapak Uygulama: ilknur Mu§tu
Sayfa Uygulama: Ali Uzeyir Tiz

1. Baski: Kas1m 2023


ISBN: 978-625-414-490-5

©Tim Marshall, 2016


ilk baski: Elliott and Thompson Ltd, 27 John Street, London WClN 2BX
www.eandtbooks.com
Bu eser, yaymcmm yaz1h izni olmadan s:ogaltilamaz.
© Tiirks:e yay1m haklan AnatoliaLit Ajans1 arac1hg1yla ahnmI§tlr.
Epsilon Yaymevi Ticaret ve Sanayi A.$.

Bash ve Cilt:
My Matbaac1hk San. ve Tic. Ltd. $ti.
Maltepe Mah. Y1lanh Ayazma Sk. No: 8/F
Zeytinburnu I istanbul
Tel: 0212 674 85 28
mymatbaa34@gmail.com
Sertifika No: 47939

Yayunlayan:
Epsilon Yaymevi Ticaret ve Sanayi A.$.
Osmanh Sok., No: 18/4-5 Taksimlistanbul
Tel: (212) 252 38 21 Faks: (212) 252 63 98
internet Adresi: www. epsilonyayinevi.com
E-posta: epsilon@epsilonyayinevi.com
Sertifika No: 49067
Tl M MARSHALL

UGRUNA
OLUNEN
•• ••

BAYRAK
Ulusal Sembollerin Gucu
ve Politik Anlam1

Ceviri
Maide idil ispir
i<;iNDEKiLER

GiRi$ 7
YILDIZLAR VE $ERiTLER 17
BiRLiK VE JACK 47
HA<; VE HA<;LI SEFERLERi 73
ARABiSTAN'IN RENKLERi 115
KORKU BAYRAKLARI 143
CENNET BAH<;ESi'NiN DOGUSU 165
OZGURLUK BAYRAKLARI 197
DEVRiM BAYRAKLARI 221
iYi, KOTU VE <;iRKiN 249
REFERANSLAR 281
TE$EKKUR 284
• •

GIRI�

"Ben sizin olduguma inandzginzz 1eyden fazlasz degilim ve


olabilecegime inandzgimz her feyim. "

ABD i9i�leri B akam Franklin K. Lane ile Amerikan bayrag1


iizerine "gorii�meler" (Bayrak Giinii, 1 914)

9/11 giiniinde, alevler sondiikten ve toz 9ogunlukla yerle�­


tikten sonra, ii9 FDNY itfaiyecisi New York'taki Diinya
Ticaret Merkezi'nin hala dumam tiiten enkazma tirmand1 ve
ABD bayragm1 gondere 9ekti.
Etkinlik planlanmam1�t1, resmi fotograf9ilar yoktu; U9 adam
boyle bir oliim ve y1kimm ortasmda "iyi bir �ey" yapmalan ge­
rektigini hissettiler. Tom Franklin admda yerel bir gazete fotog­
raf91s1 am yakaladi. Daha sonra resminin "Amerikan halkinm
giicii hakkinda bir �eyler soyledigini" soyledi. Renkli bir bez
pan;as1 nas1l olur da fotografm sadece ABD'de degil, diinya­
nm dort bir yanmdaki gazetelerde de 9ogalt1lmasma neden ola­
cak kadar derin bir �ey ifade edebilir? Bayragm anlam1, ilham
verdigi duygudan gelir. Amerikahlann deyimiyle "Old Glory",
Amerikal1 olmayanlann hissedemeyecegi �ekillerde hitap eder
onlara. Yine de bunu anlayabiliriz 9iinkii 9ogumuz kendi ulus
ve aidiyet sembollerimiz hakkinda benzer duygulara sahibizdir.
Bayragm1zm temsil ettigini dii�iindiiguniiz �eylerle ilgili a91k9a
olumlu veya aslmda olumsuz gorii�leriniz olabilir, ancak ger9ek
�u ki: Bu basit kuma� par9as1 ulusun somutla�m1� halidir. Bir
iilkenin tarihi, cografyas1, insanlan ve degerleri; hepsi kuma�ta,
8 I U G R U N A O LON E N B AYRA K

�eklinde ve bas1ld1g1 renklerde sembolize edilir. Bu anlamhdir,


her ne kadar farkl1 insanlar i<;in anlamlan olsa da.
Bu sembollerin her zaman oneme sahip oldugu, hatta baz1
zamanlarda daha fazla onemli oldugu ortada. Milliyet<;iligin ve
bununla birlikte ulusal sembollerin yeniden canland1gm1 gorii­
yoruz. Yirmi birinci yiizy1lm ba�lannda baz1 entelektiiel s:evre­
lerde, ulus devletin kiireselle�me s:agmda soniip gidecegini iddia
etmek moda olmu�tu. Bu gorii� her ulusta hala mevcut olan
kimligin giiciinii tamamen goz ard1 ediyordu.
Diinya bayraklanmn her biri aym anda emsalsiz ve tektir.
Her birinin soyledigi bir �eyler var, bazen belki de s:ok fazla �ey. . .
Ekim 2014'te Sirbistan mill! futbol takimmm Arnavutluk'u
Belgrad'daki Partizan Stadyumu'nda ag1rlad1g1 ma<;ta da durum
buydu. Bu, Arnavutluk'un 1 967'den beri Sirbistan'm ba�kenti­
ne yapt1g1 ilk ziyaretti. 0 y1llarda Kosova'da etnik Arnavutlarla
ya�anan <;atl�malar da dahil olmak iizere Yugoslavya is: Sava�1
ya�anm1�ti. Bu, 1 999 y1lmda, NATO'nun Sirp gii<;lerini, kasa­
balanm ve �ehirlerini ii<; ay boyunca bombalamasmm ardmdan
Sirbistan'm fiilen boliinmesiyle sona erdi. Ardmdan, 2008 y1lm­
da Kosova tek tarafl.1 olarak kendisini bag1ms1z bir devlet ilan
etti. Hareket, Arnavutluk tarafmdan desteklendi ve bir<;ok iilke
tarafmdan tanmd1 ancak ispanya, dikkat <;ekici bir �ekilde des­
tekleyen tarafta olmadi. Bag1ms1z bir Kosova'nm ba�kentinin
iizerinde dalgalanan Kosova bayragmm goriintiisiiniin Kata­
lonya bag1ms1zhk hareketini canland1rabilecegini anladi.
Alt1 y1l ileri sanld1gmda Sirbistan ile Kosova ve dolay1s1yla
Arnavutluk arasmdaki gerilimler ha.la yiiksekti. Saldmya ugra­
yacaklan kesin bilgisiyle, deplasman taraftarlannm katilmasma
izin verilmemi�ti.
Olduk<;a gergin bir atmosfere sahip olmasma ragmen, tri­
biinlerden yiikselen ''Arnavutlan oldiiriin'' tezahiiratlanyla nok­
talanan yava� tempolu bir oyundu. Devre arasmdan kisa bir sure
Gi Ri � I 9

once taraftarlar ve ardmdan baz1 oyuncular, uzaktan kumanda­


h bir dronun gokyiiziinden sahadaki yan <;izgiye dogru yava�s:a
yakla�t1gm1 fark etmeye ba�ladi. Daha sonra, yakmlardaki Kutsal
Ba�melek Cebrail Kilisesi'nin bir kulesinde saklanan ismail Mo­
rinaj adh otuz ii<; ya�mdaki bir Arnavut milliyet<;isi tarafmdan
yonlendirildigi ke�fedildi.
Dron als:ald1k<;a stadyumun etrafina afallam1� bir sessizlik
s:okmeye ba�ladi. Orta sahaya yakla�t1gmda ani bir tepki patla­
mas1 ya�andi. Dron, bir Arnavut bayrag1 ta�1yordu.
Bu sadece iilkenin bayragi degildi, ki bu bile tek ba�ma so­
runlara neden olabilirdi. Bu bayrakta <;ift ba�h Arnavut kara kar­
tah, yirminci yiizyilin ba�lanndan itibaren iki Arnavut bag1ms1z­
hk kahramanmm yiizleri ve Sirbistan, Makedonya, Yunanistan
ve Karadag'm baz1 bOlgelerini i<;eren bir "Biiyiik Arnavutluk'' ha­
ritas1 vardi. "Yerel" halka kasteden "otokton'' kelimesiyle siislen­
mi�ti. Mesaj, kendilerini MO dordiincii yiizytldan itibaren eski
ilirya kokenli olarak goren Arnavutlann bolgenin gers:ek halkt oldu­
guydu; bu bolge yalmzca altmc1 yiizytlda gelen Slavlara ait degildi.
Sirp defans oyuncusu Stefan Mitrovi<; uzamp bayrag1 kapti.
Daha sonra, oyunun devam edebilmesi i<;in "dordiincii hakeme
vermek iizere olabildigince sakin kalmaya s:a11�arak'' katlamaya
ba�lad1gm1 soyledi. iki Arnavut oyuncu onu elinden ald1 ve olanlar
oldu. Birkas: oyuncu birbirleriyle kavga etmeye ba�lad1, ardmdan
bir Sirp taraftar tribiinlerden s:1kt1 ve Arnavut kaptanm kafasma
plastik sandalyeyle vurdu. Daha fazla S1rp sahaya dokiiliirken Sirp
taktm1 toparland1 ve tiinele ko�an Arnavut oyunculan korumaya
s:ah�t1, mas: yanda kesildi. <;evik kuvvet polisi tribiinlerdeki taraf­
tarlarla s:at1�irken iizerlerine mermiler yagdi.
Siyasi yans1malan s:arp1c1ydi. Sirp polisi Arnavut taktmmm
soyunma odasmda arama yapti. Sonra da Arnavutluk ba�baka­
nmm kaymbiraderini tribiinlerden insans1z hava aracm1 kullan­
makla sus:ladi. Her iki iilkede de medya milliyet<;i soylemlerde
a�mya ka<;t1; Sirbistan D1�i�leri Bakam ivica DaCic, iilkesinin
10 I U G R U N A O L O N E N B AY R A K

"ki.§lmt1ld1gm1" ve "Sirbistan'dan biri Tiran veya Pri§tine'de


Biiyii k Sirbistan bayrag1 as:sayd1, bunun zaten BM Giivenlik
Konseyi'nin giin deminde olacagm1" soyledi. Birka<; gii n sonra
Arnavutluk ba§bakanmm S1rbistan'a yapmay1 planlad1g1, nere­
deyse yetmi§ ytld1r ilk kez gers:ekle§tirecegi ziyaret iptal edildi.
George Orwell'in futbolun "silah seslerinin olmad1g1 sava§"
§eklindeki aforizmasmm hakl1 oldugu kamtland1 ve Balkan­
lar'daki dalgalanmalar goz oniine almd1gmda futbol, siyaset ve
bayrak kan§1m1 gers:ek bir <;at1§maya bile yol as:abilirdi.
ABD bayragmm ikiz Kuleler'in bulundugu yere dikilme­
si sava§ i§aretiydi. Tom Franklin fotografim <;ekerken, bunun
ABD Deniz Piyadeleri'nin Iwo Jima'nm iizerine Amerikan
bayrag1 diktigi ikinci Diinya Sava§i'yla arasmdaki benzerlikle­
rin farkinda oldugunu soyledi.
Bir<;ok Amerikal1 benzerligi hemen tamIDl§ ve her iki anm
da yogun duygularm heyecan verici bir kan§1m1m yakalad1g1-
m takdir etmi§ olacakt1r: iiziintii, cesaret, kahramanhk, meydan
okuma, kolektif azim ve s:aba.
Her iki goriintii de ama belki de daha s:ok 9/1 1 fotografi,
Amerikan milli mar§l "The Star-Spangled Banner"m as:ih§ di­
zesini, ozellikle de son sat1rlanm s:agn§tmyor:

Soyle, o yzldizlarla dolu bayrak yine de dalgalamyor mu?


Ozgiirlerin iilkesi, yigitlerin evinde?

Amerikan halki i<;in biiyii k bir §Ok yaratan bir anda bayraklannm
dalgaland1gm1 gormek s:ogu ki§i i<;in giiven vericiydi. Elli eyale­
tin y1ld1zlarmm iiniformah adamlar tarafmdan havada tutulmas1,
Amerikan kiiltiirii ne damgas1rn vuran militarizm <;izgisine hitap
etmi� olabilir, ancak Ground Zero' nun' korkuns: gri y1kimmm or-

* 11 Eyliil saldmlanndan sonra Diinya Ticaret Merkezi'nin oldugu s:evredeki


belirli bir alan bu isimle amlmi§tlf. Ba§lang1s: noktas1 anlam1 ta§1maktad1r.
(ed.n.)
G i R i � I 11

tasmda lmmlZl, beyaz ve maviyi gormek, bin;ok s1radan vatanda­


§ln o sonbahar giinii New York'ta ortaya <;1kan diger a9m rahats1z
edici goriintiil erle ba�a <;1kmasma da yard1mc1 olacakti.
* * *

Boylesine bagh oldugumuz bu ulusal semboller nereden ge­


liyordu? Bayraklar, insanhk tarihinde gorece yeni bir olgudur.
Kuma9 iizerine boyanm19 sancaklar ve semboller bayraklardan
onceye dayamyordu. Eski Misirhlar, Asurlular ve Romahlar ta­
rafindan kullamhyordu. Ancak bugiin bildigimiz bayraklann
geli9mesine ve yay1lmasmm yolu \:inlilerin ipegi icat etmesiy­
le oldu. Bilinen kuma9lar, hele de boyahysa havada tutunmak,
as:1lmak ve riizgarda dalgalanmak i<;in <;ok agirdi. Oysa ipek
<;ok daha hafifti ve bu aym zamanda sancaklann ordulara sava9
alanlarmda e9lik edebilecegi anlamma geliyordu.
Yeni kuma9 gelenegi ipek Yolu boyunca yayildi. Bunu ilk
benimseyen oldu Araplar oldu. Ha<;h Seferleri s1rasmda onlarla
temasa ge<;en Avrupahlar da aym yolu izlediler. Bu askeri sefer­
ler ve bu seferlere kat1lan biiyii k Bat1 ordulan, taraflan tammla­
maya yard1mc1 olmas1 adma hanedanhk sembollerinin ve armah
ni9anlann kullamld1gm1 dogrulamaktadir. Bu hanedan ni9anla­
n, ozellikle kraliyet hanedanlan i<;in riitbe ve soy ile baglant1h

hale gelmi9tir. Avrupa bayraklannm sava9 alam bayraklan ve


denizcilik i9aretleriyle ili9kilendirilmekten <;1kip ulus devletin
sembolleri haline gelmesinin nedenlerinden biri de budur.
Art1k her ulus, imparatorluklan geni9ledik<;e ve fikirleri diin­
yaya yay1ld1k<;a Avrupa'nm modern diinya iizerindeki etkisinin
kamtl olan bir bayrakla temsil edilmektedir. Johann Wolfgang
von Goethe'nin Veneziiella bayragmm tasanmc1s1 Francisco de
Miranda'ya soyledigi gibi:
"Bir iilke bir isim ve bir bayrakla ba9lar ve sonra tipki bir
insanm kaderini ger<;ekle9tirmesi gibi o iilke olur."
12 I U G R U N A O L U N E N B AY R A K

Bir ulusu bir bayrakta ku�atmaya c;ah�mak ne anlama ge­


lir? Bu, bir niifusu homojen idealler, hedefler, tarih ve inanc;lar
kiimesinde birle�tirmeye c;ah�mak anlamma gelir; neredeyse
imkans1z bir gorev. Fakat tutkular harekete gec;irilirse, bir dii�­
manm bayrag1 yii kseklerde dalgaland1gmda, insanlar kendi
sembollerine akm ederler. Bayraklar geleneksel kabile egilim­
lerimiz ve kimlik kavramlanm1zla -onlara kaq1 biz dii§iince­
siyle- dogrudan ili�kilidir. Bayrak tasanmmdaki sembollerin
c;ogu, ornegin halkm kamm temsil eden kirm1z1 ortak temasm­
da goriildiigii gibi, sava§ ve direni� kavramma dayanmaktadir.
Ancak c;at1�may1 azaltmay1 ve daha biiyiik bir birlik, ban§ ve
e§itlik duygusunu a�tlamaya c;a11�an, niifus hareketlerinin "biz ve
onlar" arasmdaki bu c;izgileri bulamkla�tird1g1 modern diinyada
bayraklar �imdi nas1l bir rol oynuyor?
Bu sembollerin haJ.a biiyii k bir gii<; olarak kullanabilecegi,
fikirleri hizh bir �ekilde yayabilecegi ve duygulara giic;lii bir �e­
kilde i§lenecegi a�ikardir. �u an hie; olmad1g1 kadar fazla ulus
devlet var, ancak devlet di§l aktorler de bayraklan ucuz ticari
mallarm siradanhgmdan dini ve irksal §iddetin ahlaks1zhgma
kadar <;e§itli kavramlan iletmek ic;in bir tiir gorsel duyuru olarak
kullamyor. Hitler ve Nazi gamah hac;mdan -bugiin bile biiyiik
tepki uyand1ran bir imge- islam Devleti'nin (I�iD) ortaya c;1-
ki�ma ve dikkat c;ekip bazen de destek toplayabilecek dini sem­
bolleri ya da peygamber simgelerini vurgulamasma kadar yakin
tarihte siirekli tamk oldugumuz bir §ey bu.
Tarihleri eski c;aglara kadar uzamyor ve modas1 gec;ecek gibi
de goriinmiiyor. En giincel tiiketici teknolojisi olan akilh tele­
fonlar art1k size sec;tiginiz ulusal bayrak emojisini sunabiliyor ve
ulusal bir felaket oldugunda diinyanm dort bir yanmdan insan­
lar dayam�ma gostergesi olarak ulusun emoji bayragm1 ic;eren
ic;erikler yaymhyor.
Gi R i � I 13

Bu kitap, burada goreceklerinizden s:ok daha fazla hikaye


anlatabilirdi; ornegin 193 ulus devletin her birinin hikayesini.
Arna bu kitab1, bir kaynak kitaba ve s:ok, s:ok hacimli bir esere
donii§tiiriirdii. Burada anlat1lan hikayeler belli ba§h ulusal bay­
raklardan baztlarmm, daha az bilinenlerden bazilannm ve tarihi
en ilgins: olanlarm hikayeleridir. <;ogu zaman desenlerin, renkle­
rin ve sembollerin ozgii n anlamlan onemlidir ancak bazen baz1
insanlar is:in bu anlamlar ba§ka bir §eye donii§mii§tiir ve bayrak
art1k bunu temsil etmektedir. Anlam1, bakanm gozii kazandmr.
Bayrag1, belki de diinyanm en tamnan bayrag1 olan iilkey­
le ba§hyoruz: Amerikan riiyasm1 yans1tan simgelerle. Niifusun
biiyiik s:ogunlugu tarafindan derin sayg1 duyulan bu sembol, bir
semboliin bir iilkeyi nas1l tammlay1p birle§tirebileceginin en
gii s:lii ornegidir. Diinyanm mevcut imparatorlugundan ges:mi§­
teki bir imparatorluga ges:iyoruz: Union Jack'in etkisi diinyanm
en uzak noktalanna kadar uzamyordu, bayrak geni§ bir impara­
torlugun birle§mi§ cephesini temsil etmekle birlikte, goriinenin
otesinde Britanya Adalan'nda gii <;:lii ulusal kimlikler varhgm1
siirdiiriiyordu ve hem 2016 Brexit oylamasmda AB'den aynlma
hem de iskos:ya'nm bag1ms1zhg1 is:in devam eden s:agnlarda go­
riildiigu iizere bu kimlikler ortadan kalkmadl.
Avrupa Birligi bayrag1 da birle§tiricilik miicadelesi veri­
yor; Koklii kimliklere sahip bir kitada, birs:ok Avrupal1, ulusal
bayraklarma her zamankinden daha fazla bagh. Bu bayrakla­
rm bazilan Hiristiyan imgelerine dayansa da y1llar ges:tiks:e
dini s:agn§imlar biiyiik oranda s:ogunlukla zay1fiad1. Giineydeki
Arap iilkelerinde durum boyle degil: Bayraklannda genellikle
gii s:lii islami semboller ve halka hitap eden fikirler yer a11yor.
Semboller gii s:lii ama ulus devletler giderek zay1fi1yor. Gelecek­
te bu uluslann ve bayraklannm bis:imlerinde daha farkl1 degi­
§imler ya§anabilir. Bunun olas1 bir tetikleyicisi bolgede faaliyet
14 I U G RU N A O L O N E N BAYRAK

gosteren s:e9itli teror orgiitleridir; ekranlanm1zdan hi<; eksik


olmayan bu orgiitlerin eylemlerini ve etkilerini anlamak onem
ta91maktadir. I$iD gibi olu9umlar da dini sembolizmi biiyiik bir
etkiyle kullanarak korku a91lamakta ve kiiresel bir tanmm19hk
yaratmaktadir.
Asya' nm dogusuna dogru ilerledigimizde, yirminci yiizy1lda
ve c;ok daha oncesinde fikirlerin, halklann ve dinlerin kapsamh
hareketlerini yans1tan bir dizi bayrakla kar91la9mz. Bu modern
ulus devletlerin bir<;ogu, bayraklan i<;in eski uygarhklannm
koklerine uzanm19, genellikle tarihlerindeki bir doniim noktas1-
na tepki olarak, eski ve yeniyi bir araya getirmi9lerdir. Buna kar-
9m Afrika'da, somiirgeciligin prangalanndan kurtulmu9 ve yir­
mi birinci yiizy1la artan bir ozfarkmda11kla bakan c;ok modern
bir kita anlay19mm renklerini goriiyoruz. Latin Amerika'mn
devrimcileri, diinyamlZl §ekillendiren somiirgecilerle daha ya­
kin kiiltiirel baglar kurdular ve kitanm bayraklannm c;ogu on
dokuzuncu yiizy1l ulus in9ac1lannm ideallerini yans1t1yor.
Bayraklar gii<;lii sembollerdir ve onlan c;ok etkili bir §ekilde
kullanan pek c;ok ba9ka olu9um vardir. Ornegin korku, ban9 ya
da dayam9ma mesajlanm somutla9t1rabilir, kimlik ve anlamm
degi9ken ortamlannda uluslararas1 diizeyde kabul edilebilir hale
gelebilirler.
Bayraklan sall1yoruz, yakiyoruz. Parlamentolarm ve saray­
larm, evlerin ve magazalann di9mda dalgalamyorlar. iktidar
politikalanm ve <;etelerin giiciinii temsil ederler. Bir<;ogunun
bugiinii aydmlatan sak11 gec;mi9leri vardir.
Yerel, bolgesel, ulusal, etnik ve dini diizeylerde kimlik poli­
tikalanmn yeniden canland1g1 zamanlardan ge<;iyoruz. Gii<; el
degi9tiriyor, eski kesinlikler ortadan kalkiyor ve boyle zaman­
larda insanlar c;alkant1h, degi9en bir diinyada ideolojik daya­
nak olarak tamd1k sembollere sanhyor. Bir ulusun gerc;ekligi,
bayragmda somutla9an ideallere uymak zorunda degildir; yine
Gi R i � I 15

de bayrak, i9i�leri Bakam Franklin K. Lane'in Y1ld1zlar ve �e­


ritler'den "almtilad1g1" gibi, "olabilecegime inand1gm1z her �ey"
olabilir.
Bayrak, duygu yiiklii bir amblemdir. Oylesine gii 9lii duygu­
lar uyandirma ve somutla�tirma giiciine sahiptir ki, bazen in­
sanlar renkli kuma�lannm pe�inden silahh <;at1�maya girer ve
sembolize ettigi �ey ugruna oliirler.
1. BOLOM

YILDIZLAR
VE �ERiTLER

'1rinde tek bir satir bile yok ama kendini begenmi;ligi,


zayifligi ve argozliiJugu kzmyor. "

Pablo Neruda, Nobel odullu $ilili ;air


Fotograflara dair: YasaklananJamaat-ud-Dawa orgiitiiniin des­
teks:ileri, May1s 2016'da Pakistan topraklanna yonelik bir ABD
insans1z hava arac1 saldmsm1 protesto etmek i<;:in Pakistan'm
Qyetta kentinde ABD bayragm1 yaktl.
orebiliyor musun, �afagm erken saatlerinde? ABD'd e
G cevap vurgulu bir evettir. �afaktan alacakaranltga kadar
Arnerika k.trm1z1, beyaz ve maviden olu�an bir isyandir. Bay­
rak, hiikiimet binalanndan siipermarketlerin ve araba galerileri­
nin tepesine, en gorkemli malikanenin <yat1smdan en miitevaz1
beyaz s:itlerle s:evrili <yiftlik evine, alelade bir kuliibeden Beyaz
Saray'a kadar her yerde dalgalamr. Sabahlan bir milyon y1ld1z
ve s:izgi goklere yiikseltilir. <;unkii "Tann' nm Kendi Ulkesi" her
giin yeryiiziinde �imdiye kadar goriilen en ba�anlt ulusu yeni­
den yaratmaya ba�lar.
Amerika Birle�ik Devletleri bayrag1dir bu. Diinyanm en ta­
nmm1�, sevilen, nefret edilen, sayg1 duyulan, korkulan ve hay­
ranhk duyulan bayrag1dir.
Bayrak, diinya s:apmda altm1�tan fazla iilkede 700'den fazla
askeri iissiin iizerinde dalgalamyor ve s:eyrek milyondan fazla
ABD personeli deniza�m iilkelerde hizmet veriyor. Bu iilkeler­
deki baz1 insanlar i<yin ABD bayragmm askeri baglamda goriil­
mesi, giivenliklerinin k.tsmen super giice baglt oldugunu hatir­
lat1yor. Bununla birlikte, Amerika'mn aleyhtarlan i<yin bu, a�m
gii<; ve kibrin de semboliidiir. ikinci Diinya Sava�1 sonras1 art1k
modas1 ge<ymi� diizeni, hatta emperyalizmin bayragim temsil
ediyor. Polonya'daki bir iissiin di�mdan bak.tld1gmda, muhteme­
len bayragm Irak'ta yaratt1g1 histen fark11 bir duygu hissettirir.
Tayvan adas1 as:1klanndaki bir Japon bahks:1 filosu, ABD bayra­
gmm dalgaland1g1 bir us:ak gemisinin denizde yol alma hakkm1
bir <;in filosunun ges:me hakk.tm sorgulad1g1 gibi sorgulamaya­
caktir. Oyle bir duygu e�itsizligi var ki baz1 Amerikan kar�1tlan,
ozellikle de a�m solcu Avrupahlar, Amerika'y1 yild1zlar yerine
gama11 has:larla tasvir ederek kendi tarihsel bilgi eksikliklerini
ortaya koyuyor. Ancak bu, diinyamn dort bir yanmda ABD'ye
22 I U G RUNA O LUNEN B AY R A K

hayranhk duyan ve ihtiyas: duyduklannda Sam Amca'ya' ba�vu­


ran say1s1z insana olduks;a aykmdir.
Bayraklanmn yurtd1�mda goriilmesi Amerikahlara, diin­
yaya ne kadar bagh olduklanm, s:e�itli sava�lardaki tarihlerini
hat1rlatiyor; bayragmm ele�tirilmesi ABD'de izolasyonizm ve
angajman hakkmdaki bitmek bilmez tart1�malan besliyor. Ba�­
kan Bush ABD silahh kuvvetlerini yurtd1�mda yeni sava�lara
soktu, Ba9kan Obama onlan s;1karmaya s;al1�t1; d19 politikanm
karma91k.11gm1 ogrendi ve selefinden daha fazla iilkede askeri
harekata giri9ti. Ba9kan Trump'm §imdi fark ettigi iizere, iyisiy­
le kotii siiyle Amerika'nm gii cii, uluslararas1 sahnedeki varhgm1
vazges;ilmez ktlmaktadir. Bir ba9kanm harekete gec;:meme ka­
ran, miidahale etme karan kadar biiyiik yankilara yol as;abilir.
Amerikal1lann bayraklanna duydugu sayg1y1 diger halklann
pek azmda gorebilirsiniz. Ana renkleri, ulusal kimligin birincil
semboliidiir ve zaman zaman Yild1zlar ve �eritler bir sanat for­
mu olarak kabul edilir. Sanatc;:i]asper Johns kariyerinin biiyiik
bir boliimiinii bayrag1 tuval iizerine, kur9un kalemle, bronzla
resmetmeye ve diger pek c;:ok fark.11 yiizey iizerine resmetmeye
adam19tir. Ona gore bu, yiiceltilmesi ya da agg1lanmas1 gereken
bir simge degildir, sadece yans1tt1g1 kat1ks1z giic;: ve uyandird1g1
duygular onu bir sanatc;:1 olarak biiyiiliiyordur. Andy Warhol da
bayrag1 al1p ileriye ta91m19, Amerika ve Americana iizerine yap­
t1g1 go rs el yorumlarda ona gonderme yapm19tlr. Ornegin, Neil
Armstrong'un Buzz Aldrin'i Ay'daki bayragm yanmda gosteren
fotografm1 alm19, c;:1gir ac;:an yolculuktaki diger fotograflarla bir­
le9tirmi9 ve bayrak da dahil her §eyi pembe ve maviye boyam19tir.

* Efsaneye gore 1812 S ava91 'mn oldugu donemde ortaya s:1kan Samuel Wilson'1
temsil etmektedir. Orduya gonderdigi et varillerinin iistiinde devlet mah ol­
dugunu belirten U. S. (United States) damgas1 bulununca askerler bu kisalt­
may1 Uncle Sam (Sam Amca) olarak isimlendirmi9tir. Gel zaman git zaman
Amerika'nm resmi figiirii haline gelmi9tir.
Y I LDI Z L A R VE � E RiTL E R I 23

Warhol sanatmda alenen politik degildi ancak sadece tarihteki


�a�irt1c1 bir am degil, aym zamanda bunun gen;ekle�tigi zamam
da fark etti. Serigrafi resimlerin saykodelik dogas1, 1960'1arm
sonundaki olaym teknolojik parlakhgm1 tamamhyordu. Bayrak
aym zamanda Bruce Springsteen'in en ba�anh albiimii Born
in the USA' de de yer ald1; album kapagmm ardmdaki kas1t ve
hangi siyasi mesaj1 ta�1d1g1 konusunda s:e�itli teoriler ortaya
attld1. Springsteen'in bir Rolling Stone roportajmda soyledigi
gibi: "Bayrak giis:lii bir imgedir ve bu �eyi serbest birakt1g1mzda
onunla ne yap1lacagm1 bilemezsiniz."
Siyasi arenada ise bayrak, Ronald Reagan'm 1984'teki s:1gir
as:an TV reklam1 kampanyas1 "Morning in America''da muaz­
zam bir etki yaratacak �ekilde kullamld1. Elli dokuz saniyelik
reklam filminin sonuna dogru, di� ses Oldiiriicii ciimlesini soyler:
''Amerika'da yeniden sabah oldu!" Ardmdan Sam Amca'nm ge­
lecegi, kiis:iik s:ocuklar, Ytld1zlar ve �eritler yeni bir giine, umut
dolu bir giine dogarken hayranhkla bakar. Giin dogumu, bayrak
ve ayd1nhk bir gelecek beklentisinin kullamm1, Vietnam Sava­
�1' mn yaralanm sarmaya s:al1�an ve Tahran Biiyiikels:iligi rehine
krizi masmda iran'm ABD'yi kiis:iik dii�iirdiigu 1 977-81 y1llan
arasmdaki Carter ba�kanhgmm ardmdan kendinden emin ol­
mayan bir ulusun kolektif bilincine hitap ediyordu.
<;ocuklar on bahs:elerinden bayraga bakarak okula gider ve
�oyle derlerdi: ''Amerika Birle�ik Devletleri bayragma ve onun
temsil ettigi Cumhuriyet'e, Tann'nm altmda tek bir ulusa, bo­
liinmez, herkes is:in ozgiirliik ve adalete sahip bir ulusa baghhk
sozii veriyorum." ilk olarak 1 892'de yay1mlanan Baghhk Yemi­
ni, iilke s:apmda yava9 yava9 yay1ldi. is: Sava9 sonrasmda ve yiik­
sek gos: doneminde ulusal bir kimlik olu9turmada faydal1 oldu.
Bayrak, boliinmii9 ve s:e�itlilik arz eden bir iilkede baghhg1 ve
biitiinliigu peki�tirmek is:in kullamld1; o zamandan bu yana ne­
siller boyu Amerikal1lar her sabah ulusun bu semboliinii kabul
24 I U G RU N A O LU N E N B AYRAK

etmek i<;in ellerini kalplerinin iizerine koyarak haz1rolda durdu­


lar. Yemin, 1923 y1lmda Ulusal Bayrak Konferans1'nda Ulusal
Bayrak Kanunu'nun kabul edilmesiyle resmiyet kazanm1�, bu
tarihe kadar yirmi sekiz eyalet tarafindan okul torenlerine dahil
edilmi� ve 1 942 y1lmda Kongre tarafmdan kanunla�tmlm1�tir.
1 943 y1lmda Andm okunmasm1 zorunlu kilmak anayasaya ay­
kin hale gelmi� olsa da bu ha.la yaygm bir uygulamadir ve diger
modern demokrasilerde neredeyse bilinmeyen bir uygulamadir.
Biitiin giin bu boyal1 kuma�lar, her magazada, okulda, i� ye­
rinde ve yonetimde goriilebilen temsilleriyle, denizden kiy1ya
esen riizgarda dalgalamr. Sonra geceleri, genellikle biiyii k bir
torenle ve kesin kurallara dikkat edilerek, eger bayrak indiri­
lecekse yava�<;a indirilir ve a�ag1da her zaman, hic;bir pari;as1-
nm yere degmemesi i<;in onu "bekleyen eller ve kollar" vardir.
Bayrak Kurallan bize �unu soyler: "Bayragm sadece giin dogu­
mundan giin bat1mma kadar binalarda ve ai;1k alandaki sabit
bayrak direklerinde sergilenmesi evrensel bir gelenektir. Ancak,
vatansever bir etki yaratilmak istendiginde, karanhk saatlerde
uygun �ekilde aydml _'.1-t1ld1g1 takdirde bayrak giiniin yirmi dort
saati sergilenebilir. Bayragm ozel yasal yetki altmda gece ve
giindiiz dalgalandmld1g1 sekiz <;e�it alan bulunmaktadir. Bunlar
arasmda Fort McHenry Ulusal Amt1, Baltimore, ABD Deniz
Piyadeleri Iwo Jima Amt1, Arlington, Beyaz Saray ve ABD
Giimriik giri� kap1lan da yer almaktadir."
Bir<;ok Amerikah i<;in bayraklan neredeyse kutsal bir sem­
bole benzer. Bu, kendilerinin "Tann'nm altmda Tek Ulus" ola­
rak tammlad1klan �eyin temsilidir ve Amerikah politikac1lar,
Amerika'nm "bir tepenin iizerinde parlayan bir �ehir" oldugu
fikrini daha da ileri ta�1y1p, isa'nm bir soziinii s1k s1k yorumla­
m1�lardir. Dogru olsun ya da olmasm, bayrag1 �arkilann, �iirle­
rin, kitaplann ve sanat eserlerinin konusudur. Halkinm <;ocuk­
lugunu, hayallerini, zorbal1ga kar�1 ozgiin isyanlanm ve �imdi
YI L D I Z L A R VE $ERiTLER I 25

de ozgiirliiklerini temsil ediyor. Onun hikayesi Amerika'nm


kendisidir ve Amerikaltlann ona kar�1 hissettigi duygular bir
ulusun hikayesini temsil eder. Ba�ka hi<;bir ulusal bayrak, ABD
bayragmm tammma veya uyandird1g1 olumsuz ve olumlu duy­
gulann ols:egine e�it degildir.
Bu durum 1 1 Eyliil saldmlanndan sonra bir<;ok Amerikah
politikacmm ve baz1 TV haber muhabir ve sunuculannm yaka­
lanna bayrak rozeti takmaya ba�lamas1yla daha da belirginle�ti.
Bu, 2001'in yiiksek gerilimli atmosferinde ya onemsendigini
gosteren bir onur rozeti ya da takilmad1gmda vatanseverlikten
yoksun olunduguna <lair bir �iiphe sebebi haline geldi. Bu el­
bette yanh� bir ikilemdi, ancak yirmi dort saatlik ate�li haber
dongii sii s:agmda birs:ok insan once giivenligi tercih etti. George
W. Bush yonetimindeki personelin neredeyse tamam1 bunlan
takm1�ti. 0 zamanki Senator Obama 1 1 Eyliil'den sonra kisa
bir siire bayrak rozeti takt1, sonra takmad1, sonra 2008 ba�kanhk
kampanyas1 s1rasmda bunun nedeni soruldugunda tekrar takt1
ve bir daha neredeyse hi<; <;1karmadi.
Bu kii<;iik metal duygu sembollerinin <;ogunun Dogu As­
ya'nm s:ok uzaklardaki fabrikalanndan gelmesi ironiktir. 2010
y1lmda Di�i�leri Bakanhg1, hediyelik ewa diikkanmm "Made In
China" yaz1h plastik torbalarda ABD bayrag1 pimleri satt1gm1
ke�fedince utandi.
Bayragm bugiin bildigimiz gibi goriinmesi 1 83 ytl ald1 ve
birka<; versiyon tekrar elden ge<;ti. Birligin elli devletini temsil
eden elli be� ko�eli ytld1zlanyla mevcut versiyon son olmayabilir.
Bayragm prototipleri, ulus dogmadan once 1 760'lann ortalarm­
da ortaya s:1kt1 ve �imdi bile modern muhafazakar \::ay Parti­
si'nde o giinlerin yankism1 duyuyoruz; iiyeleri adlanm, 1 773'te
haks1z vergilendirmeyi protesto etmek i<;in Boston Limam'n­
da denize 342 ingiliz <;ay sand1g1 atan orijinal "Ozgiirliigun
Ogullan"ndan al1yor. Boston \:: ay Partisi olarak bilinen bu olay,
26 I U G RU N A O L U N E N BAYRAK

Massachusetts'in giderek yabanc1 bir ingiltere olarak goriilen


9eye kar91 "Vatanseverlerin" evi olarak tammlanmasm1 peki9tir­
di. Ozgiirlugun Ogullan'mn dokuz beyaz ve kirmlZl yatay s:iz­
gili bir bayrag1 vard1 ve Ytld1zlann ve $eritlerin temel tasanm1-
nm bundan almd1g1 du9iinulse de bu kamtlanamadi.
Amerikan Bag1ms1zhk Sava91'nda ingilizler ve somurge mi­
lisleri arasmdaki ilk <;at19malar sirasmda, isyanc1 askerler Kita
veya bazen Biiyiik Birlik olarak bilinen bir bayrak altmda sa­
va9t1lar. On us: isyanc1 kolonisini sembolize etmek is:in on iis:
alternatif kirmlZl ve beyaz s:izgi kullamldi. 4 Temmuz 1 776'da
Kongre, Biiyiik Britanya'dan bag1ms1zhgm1 ilan etti ve bir ytl
sonra us: buyiik Bayrak Yasas1'ndan ilkini kabul etti. ikinci Kita
Kongresi'nin Denizcilik Komitesi, "Birle9ik Devletler bayrag1-
nm kirm1z1 ve beyaz olmak iizere on iis: 9eritli olmasma; birligin
yeni bir takimyildlZl temsil eden mavi bir alanda beyaz on iis:
yild1z olmasma" karar verdi. Her iki on us: y1ld1z da art1k ba­
g1ms1z olan ve yepyeni (ama o zamanlar pek de parlak olmayan)
Amerika Birle9ik Devletleri'ni olu9turan on us: koloniyi temsil
ediyordu.
Bununla birlikte yasa, hangi y1ld1z deseninin kullamlmas1
gerektigini veya s:izgilerin dikey mi yoksa yatay m1 olacagm1
belirlememi9ti. Bugii ne kadar bayrak kimi zaman dikey olarak
as1hr s:unku bu yanh9 kabul edilmemektedir. Neden y1ld1zlar?
Bu o zamanlar as:1klanmad1 ancak Temsilciler Meclisi tarafm­
dan 1 977'de yaymlanan bir metinde, "Y1ld1z, goklerin ve insanm
s:ok eski zamanlardan beri arzulad1g1 ilahi hedefin bir sembolii­
diir," as:1klamas1 yap1lm19tir.
Bayragm renklerinin neyi temsil ettigi de as:1klanmad1.
Bununla birlikte tasanm, Kongre'nin 1 776'da gorevlendirdigi
Amerika Birle9ik Devletleri'nin Buyiik Miihru'yle e9le9iyor.
Bunu yapmakla gorevli komiteye, Kurucu Babalann deger­
lerini yans1tan bir 9ey bulmas1 soylenmi9ti. KirmlZl, beyaz ve
YI LDI Z L A R VE � E RiTL E R I 2 7

maviyi se<;:tiler ve Biiyii k Miihiir 1782'de kabul edildi. Miihrii


Kita Kongresi'ne sunduktan sonra sekreter Charles Thomson,
renklerin "Amerika Birle§ik Devletleri bayragmda kullamlan­
lar" oldugunu soyledi. Beyaz safhk ve masumiyet anlamma gelir;
kirm1z1, sertlik ve cesaret. Mavi ise . . . uyamkl1k, azim ve adalet
demektir." Biiyiik Miihiir ha.la baz1 Federal belgeleri dogrula­
mak i<;:in kullamhr ve Amerikan pasaportlannda goriiliir.
Bunun boyle olacagm1 dii§iiniirsiiniiz ancak bayrak her
Amerikalmm bayrag1 oldugu i<;:in her Amerikal1 renkleri istedi­
gi gibi yorumlamakta ozgiirdiir. Baz1lan kirm1zmm Bag1ms1zhk
Sava§i'nda olen vatanseverlerin kamm, baz1lan ise iilke i<;:in sa­
va§irken olen herkesi temsil ettigini soyliiyor. K.irmlZl, beyaz ve
mavi 1776'da ingiliz bayragmm renkleri olduklan i<;:in bunun
akla gelmesi elbette miimkiindiir ancak bu yo.rum §imdi ozgiir
olan topraklarda pek ho§ kar§ilanmayabilir.
Orijinal bayragm tasanmc1smm kimligi belirsizdir. Efsaneye
gore ilk versiyonu Pennsylvania donanmas1 i<;:in bayrak yapan
Betsy Ross adh bir terzinin elinden <;:1km1§t1; en azmdan to­
rununun 1 870'te Philadelphia'daki bir Tarih Dernegi toplant1-
smda soyledigi §ey buydu. Bununla birlikte, bayrag1 tasarlamas1
kar§ihgmda Kongre'nin kendisine "iki fi<;:1 bira'' bor<;:lu oldugu­
nu iddia eden Francis Hopkinson tarafmdan Kongre'ye sunulan
bir fatura da mevcuttur. Tasanmcmm kim oldugu mevzuu boy­
lece muallakta kalmi§tlr.
Birka<;: yil sonra bir sorun ortaya <;:1kti. 1791'de Vermont Bir­
lige kat1ld1 ve ertesi y1l Kentucky de katild1. Bu, kat1lan her yeni
devlet i<;:in bayraga ba§ka bir y1ld1z ve §erit eklenmesini ongoren
1794 Bayrak Yasas1'na yol a<;:ti. Amerika'nm ulusal mar§l haline
gelen §iir nedeniyle nihayetinde "Yild1z Serpi§tirilmi§ Bayrak"
olarak bilinen bu bayraktir; daha sonra daha fazlas1 da olacaktir.
1 8 1 8'e gelindiginde, bayrak bir zebradan daha <;:izgili hale ge­
liyordu, on sekiz eyalet ve Maine ve Missouri, Birligin goziinde
28 I UGRU N A 6 LO N E N BAY R A K

zaten bir panltiydi. Boylece lJs:iincii Bayrak Yasas1 kabul edildi,


her yeni devlet ic;in fazladan bir y1ld1z fikrini korudu ancak ori­
jinal on iic; devletin orijinal on iic; c;izgisine geri dondii. Bununla
birlikte, Kongre ha.la ytld1zlann hangi deseni olu9turmas1 gerek­
tigini belirlememi9ti, bu yiizden bayragm iilke c;apmdaki miize­
lerde ha.la bulunabilecek c;ok sayida on dokuzuncu yiizytl versiyo­
nu var. 1912'de Ba9kan Taft, (o zamana kadar) kirk sekiz ytld1zh
bayragm tam olarak nas1l goriinmesi gerektigini ve iki yildizm
daha eklenmesinin yam s1ra, bugiin gordiigumiiz bayragm tam
olarak nastl goriinmesi gerektigini belirleyen bir Yasa c;1kardi.
Bir ya da kirk y1ld1z olmasa da 1792 bayrag1, Amerikal1
avukat ve §air Francis Scott Key'in 1814'te ilham verici §iirini
yazd1g1 ve 1931'e kadar ulusal mar9 hiline gelen bayraktir. �iir,
bayragm halkin hayal giiciinii nas1l ve neden ele gec;irdigini an­
lamanm anahtandir; devrimin mayasmda yaratilan basit -hatta
keyfi- bir tasanmm zamanla nasil diinyanm en giic;lii ulusunun
en yiiksek degerlerini temsil eder hale geldigini gosterir.
Mar§, ingilizlerin ba9latmad1g1 bir c;at19madan kaynaklam­
yor. Napolyon Sava9lan'nda Frans1zlarla sava91yorlard1 ve c;a­
t19ma Yeni Diinya'ya s1c;rad1, c;iinkii zaman zaman Amerikan
gemilerini yagmalad1lar. Ba9kan Madison 1 8 12'de ingiltere'ye
sava9 ilan etme firsatm1 yakaladi. Madison ic;in ne yaz1ktir ki,
N apolyon bu sava9 ilamm korkunc; bir §ekilde yanh9 anlad1,
Avrupa'nm c;oguyla yapt1g1 sava91 kaybetti ve 1814'te siirgiine
gonderildi. boylece diinyamn o zamanki siiper giiciinii, sonunda
yerini alacak olan iilkeyle soz sahibi olmak ic;in serbest birakti.
1 8 14'e gelindiginde Britanya birlikleri Beyaz Saray'i yerle
bir etmi9ti ve donanmas1 Baltimore ac;1klarmda §ehri savunan
hayati yap1 Fort McHenry'yi bombalamaya haz1rlamyordu.
Bombalad1 da. Hem de fena. Saldm tam ba9lamak iizereyken
Francis Scott Key ortaya c;1kt1, ingiliz donanmasmm giiciiniin
yanmda bir teknede sallanarak dola9t1 ve baz1 mahkumlarm
YI LDI Z L A R VE � E Ri T L E R I 2 9

serbest birakilmasm1 istedi. Sonunda ba�anh oldu ancak ingi­


lizlerin saldm hazirbklanm garmii� olabilecegi i<;in, ingilizler
kaleyi y1karken onu birka<; giin gemide tutmanm akilhca olaca­
g1m dii�iindiiler.
13 Eyliil 1 8 14'te saat 06.30'dan itibaren, sava� gemilerin­
den birinin giivertesinde Key ile yap1ya 1 .500 bomba ve 800
roketten ilkini firlatt1lar. Takip eden yirmi be� saatin biiyiik bir
kismmda kalenin iistiinde dalgalanan devasa Amerikan bayra­
gmm hala dalgalamp dalgalanmad1gm1 veya bombard1manm
bekleyen ingiliz kara birliklerinin i<;eri girip kendi ba�lanna
yiikselmelerine izin verip vermedigini garmek i<;in dumanm ve
patlamalann yayd1g1 1�1gm i<;inden bakti.
Saldm tam bir ba�ans1zhkt1: Kale ayakta kald1 ve Ameri­
kal1lar sadece dart kay1p verdi. Key, sabah riizgannda hala dal­
galanan Y1ld1zlar ve �eritler'e bakarken mar�1 orada, bir ingiliz
sava� gemisinin giivertesinde yazd1: "Ve roketlerin kiz1l panltlSl,
havada patlayan bombalar I gece boyunca bayrag1m1zm hala
orada oldugunu kamtladi." ABD'nin galip gelip gelmeyece­
ginden hala emin olmad1g1 i<;in ilk dize bir soruyla bitiyordu:
"O y1ld1zlarla siislii sancak hala dalgalamyor mu I Ozgiirlerin
iilkesinde ve cesurlann evinde?" Sonraki birkas: hafta i<;inde bu
dizeler basild1 ve Baltimore'dan Amerika Birle�ik Devletleri'nin
dart bir yanma yay1ldi. Y1llar ge<;tik<;e soru i�areti, giderek ken­
dine daha fazla giivenen bir Amerikan yiizy1lmda gereksiz hale
gelmi� gibi gariiniiyor.
Fort McHenry'nin bombard1manmdan kurtulan orijinal
bayrak, 1907'den beri Smithsonian Enstitii sii'niin Ulusal Ame­
rikan Tarihi Miizesi'nde bulunuyor. Art1k korunmasma yar­
d1mc1 olmak i<;in dii�iik oksijenli, dii�iik 1�1kl1, s:evre kontrollii
bir odada as1h duruyor.
Bu, Amerikablann, Deniz Piyadeleri'nin Sava� ilahisi'n­
de oldugu gibi, "Montezuma salonlanndan Trablus kiy1lanna"
30 I U G RU N A O LU N E N B AYRAK

altmda sava�t1g1 bayragm tasanm1dir. Saldird1klan bayrak bu,


ingilizler kaleyi y1karken onu birkas: giinliigune gemide tut­
manm akillica oldugunu dii�iindiiler. 13 Eyliil 1 8 14'te saat
06.30'dan itibaren, sava� gemilerinden birinin giivertesinde
Key ile, yap1ya 1 . 500 bomba ve 800 roketten ilkini firlatt1lar.
Takip eden yirmi be� saatin biiyiik bir kismmda, kalenin iize­
rinde dalgalanan devasa Amerikan bayragmm ha.la dalgalamp
dalgalanmad1gm1 veya bombard1manm bekleyen ingiliz kara
birliklerinin ii;:eri girip kendi ba�lanna yiikselmelerine izin verip
vermedigini gormek ii;:in dumanm ve patlamalann att1g1 1�1gm
ii;:inden bakti. Saldm tam bir ba�ans1zhkt1: Kale durdu ve Ame­
rikan tarafinda sadece dort kay1p vardi. Key bakarken, Y1ld1zlar
ve $eritler ha.la sabah riizgannda dalgalamyordu. Maq1 orada ve
sonra bir ingiliz sava� gemisinin giivertesinde yazd1: "Ve roket­
lerin kirmlZl panlt1s1, havada patlayan bombalar, gece boyunca
bayrag1m1zm ha.la orada oldugunu kamtladi. " ilk ayet, ABD'nin
galip gelip gelmeyeceginden ha.la emin olmad1g1 ii;:in bir soruyla
sona erdi: "Ey o y1ld1zlarla dolu bayrak hala dalgalamyor mu, ey
ozgiirlerin iilkesi ve cesurlann evi?" Sonraki birkas: hafta ii;:in­
de ayetler bas1ld1 ve Baltimore'dan Amerika Birle�ik Devletle­
ri'ne yay1ldi. Y11lar gei;:tiki;:e soru i�areti giderek daha giivenli bir
Amerikan yiizy1h ii;:inde gereksiz hale gelmi� gibi goriiniiyor.
Bu, Amerikan imparatorlugu'nu yaratirken dalgalandird1klan
bayraktir, kita boyunca Appalachians'tan, ovalardan Rockies'e
ve Pasifik'e kadar batiya dogru ilerlerler.
Yol boyunca degi�ti. Birlige yeni devletler katild1ki;:a ekstra
yild1zlar eklendi. Topi;:u birlikleri orduda temel tasanm1 (al­
ternatiflerle) 1 830'larda bir sava� bayrag1 olarak kullanan ilk
ki�iydi, daha sonra 1 842'de piyade ve son olarak 1861'de siivari­
ler kullandi. Siivarilerin, sag tarafm ortasmdan bir iii;:gen kesip
iki nokta olu�turan ve y1ld1zlann tepede kiimelenmi� bir daire
ii;:inde yer ald1g1 bir bayrak olan Y1ld1zlar ve $eritler sancag1
Y I LDI Z L A R VE � E Ri T L E R I 3 1

vard1. 1 876'da Montana'daki Little Big Horn Sava§i'nda Gene­


ral Custer'm Yedinci Siivarisi tarafindan ta§man tasanmlardan
biriydi.
Custer'm adamlan bir ba§ka iinlii bayrak olan Gadsden bayra­
gma a§inayd1, ancak o zamana kadar bile bu bayrak somiirge sava­
§mm bir emaneti olarak gorilliiyordu. Gadsden bayragi Amerikan
Devrimi s1rasmda Tuggeneral Christopher Gadsden (1724-1 805)
tarafindan tasarlanm1§ ve Kita Deniz Piyadeleri tarafindan sava§
bayrag1 olarak kullamlmi§tlr. Bayragm sari arka planmda sarmal
bir <;mgirakh ytlan, altmda ise "Don't Tread On Me" (iizerime
basma) yaz1s1 yer ahyordu. Bu bir rica degil, uyanydi.
0 zamanlar mesaj a<;1kt1; <;mg1rakh y1lan on ii<; koloninin
baz1lannda bulunmaktayd1 ve Devrim s1rasmda zaten onlarla
ili§kilendirilmi§ti. "Don't Tread On Me" sloganmm ingilizlere
bir uyan oldugu ve imparatorluklannm bir par<;as1 olmaya kar§l
kamuoyunu uyandlfmaya katki saglad1g1 ortadaydi.
Daha sonra, i<; Sava§ s1rasmda giineyde ge<;ici bir artl§ ol­
masma ragmen kullamm1 azaldi. Ancak 1970'lerde Ozgiirliik<;ii
<;evrelerdeki aktivistler tarafmdan bireyciligin ve biiyiik devlete
giivensizligin bir sembolii olarak tekrar kullamlmaya ba§land1.
1 1 Eyliil'den sonra popiilaritesi artti. Slogan, anavatanm­
da saldmya ugrad1g1 i<;in sersemlemi§ olan halkta biiyiik yanki
uyandlfdi. Bayrak ve ilgili gere<;lerin satl§l bu yiizy1lm ba§larm­
da istikrarh bir §ekilde artm19 ve bayrak plakalarda ve beyzbol
§apkalannda yer almaya ba§lami§tl.
Daha sonra, 2010 y1h civannda, <;ay Partisi destek<;ileri ve
bireysel silahlanma hakki savunuculan bayrag1 bir miting <;agn­
s1 olarak benimsedi, ancak bayrak ba§ka <;agn§imlar da uyandlf­
maya ba§lami§tl. ilk siyah ba9kana kar§l <;ikan radikaller bayrag1
benimsedi ve Gadsden'in bir kole sahibi olmasmm da etkisiyle
bayrak yava§ yava9 baz1 kesimlerin zihninde lfk<;1hkla ili§kilen­
dirilmeye ba§landi.
32 I U G R U N A O LU N E N BAY R A K

2014 y1lmda E9it istihdam Firsat1 Komisyonu'ndan bir Pos­


ta Hizmetleri s:ah9amnm, bir i9 arkada91mn i9e gelirken s1k s1k
Gadsden bayrakh §apka takma ah9kanhgmm irks:1 tacize yol
as:tig1 iddias1yla as:t1g1 davaya bakmas1 istenmi9tir. Komisyon
olgulann soru9turma is:in yeterli oldugunu kabul etti ancak bir
yonergeyle bayragm irks:1 bir sembol olduguna ve takilmasmm
aynmc1hk te9kil ettigine karar vermekten kas:mdi.
B ayragm §iddetle yanmda ya da kar91smda olanlara gore, bu
konudaki belirsizlik kendi diinya g6rii9lerinin bir pars:as1 de­
gildir. Tart19manm bir tarafmdaysamz, Komisyon'un yonerge­
sinin "Gadsden B ayrag1'nm Devrim Sava91'nda irks:1 olmayan
bir baglamda ortaya s:1kt1g1 as:1ktir," diyen kismma bakarsm1z.
Diger tarafta ise bayragm "baz1 baglamlarda irks:1 mesajlar is:e­
recek §ekilde yorumland1g1" paragrafi dikkatinizi s:eker.
Geri kalanlar is:in buradaki anahtar kelimeler "baz1 baglam­
lar"dadir. Kitabm ilerleyen boliimlerinde gorecegimiz iizere,
Britanyalilar, 6zellikle de ingilizler, benzer tart19malardan ges:­
mi9lerdir. Ges:en yiizy1lm sonlannda ingiliz bayragm1 dalgalan­
dirmanm baz1 baglamlarda potansiyel irks:1hk olarak yorumlan­
d1g1 donemler olmu9tur.
Bayraklann "birden fazla anlam1" olabilir. Bir bayrag1 dal­
galand1rarak bir §eyi kastediyor olabilirsiniz, ancak bir ba9kas1
tamamen farkl1 bir §ey demek istediginizi dii9iinebilir. Sembol
as:1k olmad1g1 siirece niyeti kamtlamak zordur. Bu da bizi ikinci
en iinlii Amerikan bayragma getiriyor.
Amerikan is: Sava91 (1861-5) sirasmda Kuzey, iizerinde Y1l­
d1zlar ve �eritler bulunan bayraklar altmda sava9tl ve "Old Glory"
adm1 da bunlardan birinden ald1k. Kuzey'den emekli bir deniz
kaptam olan William Driver, gemisinde dalgalandird1g1 Yild1zlar
ve �eritler'e uzun sure bu ismi verdi. Sava9 s1rasmda kendisini
Nashville, Tennessee'de bulmu9 ve burada silahh yerel Konfede­
rasyon askerleri bayrag1 teslim etmesini istemi9, ancak "Bayra-
Y I LDI Z L A R VE � E Ri T L E R [ 3 3

gim1 istiyorsamz, cesedimi <;ignemeniz gerekecek," cevabm1 al­


ffil§tl. Bayrak daha sonra 6. Ohio Alaymm Birlik Giic;:leri §ehri
ele ge<;irene ve Bay Driver tarafindan kendisine takdim edilene
kadar saklandi. 6. Ohio daha sonra "Old Glory" sloganm1 benim­
sedi ve hikaye iilke <;apmda yayildi. Yiizba§l Driver N ashville'de
gomiilii olup, mezan Arnerikan bayragmm resmi olarak giinde
yirmi dort saat dalgalandmlabildigi birka<; yerden biridir.
Kuzey'in kendi bayrag1 vard1, Giiney eyaletlerinin ordulan­
nm da kendi bayraklan vardi. Aslmda birka<; versiyonu vard1 ve
Giiney'in tanmabilir sembolii ha.line gelen bayrak, Konfederas­
yon'un resmi bayragi olmaktan ziyade sava§ bayrag1 olarak kul­
lamlmaya ba§lanmi§tl. Konfederasyon bayrag1 (ve aynca Dixie
bayrag1 veya Giiney Ha<;1 olarak da bilinir) ve iizerinde beyaz
ytld1zlarla mavi <;apraz bir ha<; bulunan kirmlZl bir alana sahipti.
Sava§l Kuzey eyaletleri kazand1 ve sonrasmda bir<;ok Giineyli, i<;
Sava§ toplant1lannda, torenlerde ve cenazelerde Konfederasyon
bayrag1m dalgalandirmaya devam etti. Bu bayrak sava§ta olenleri
amyor, Giiney'e ozgii bir kiiltiirii yiiceltiyordu. Bununla birlik­
te, Giiney'de koleligi savunmak i<;in sava§an ve sonrasmda siyah
niifusun kolelikten kurtulamamas1m saglamak i<;in tasarlanml§
<;ok say1da irkc;:1 eyleme maruz kalmasm1 saglayanlarla da ili§ki­
lendirildi. Bunlar arasmda pek <;ok siyahm oy kullanmasm1 fiilen
engelleyen me§hur "Jim Crow" yasalan da vardi. Bununla birlik­
te, bunun en belirgin sembolii olan Dixie bayrag1 ancak 1 940'la­
rm sonlannda oncelikle ulusal, ardmdan da uluslararas1 diizeyde
tanmmaya ba§landi. D. W. Griffith'in 1915 yap1m1 gi§e rekorlan
kiran sessiz filmi The Birth of a Nation'1 (Bir Ulusun Dogu§u)
izlerseniz, siyah Amerikal1lann siirekli olarak irksal stereotiple§­
tirilmelerinin yam sira, i<; Sava§ sonrasmda kurulan Klu Klux
Klan'm kitlesel saflanm gosteren <;ok say1da sahne goreceksiniz.
Ancak bunlann hi<;birinde Konfederasyon bayrag1 goriilmedigi
gibi, daha onceki i<; Sava§ sahnelerinde de yer almamaktadir.
34 I U G RUNA O L U N E N B AY R A K

Birinci Diinya Sava�1'ndan sonra, ozellikle Giiney'de beyaz­


larm iistiinliigunii savunan gruplarda hizh bir art1� oldu ve Klan
yava� yava� amblemi benimsedi. 1 948'de Konfederasyon bayra­
g1, yeni dogan sivil haklar hareketine kaq1 aynmc1hg1 destek­
lemeye c;ah�t1g1 ic;in ABD Haklan Demokrat Partisi'nin sem­
bolii haline geldi. "Dixiecrats" olarak adlandmlan anayasanm 4.
maddesi �oyle diyordu: "lrklann ayn�tmlmasmdan yanay1z."
Bu olumsuz c;agn�1ma ragmen, 1 950'lerde bayrak giderek
daha fazla kiiltiirel bir simge olarak goriilmeye ba9landi. Baz1la­
n ic;in bu, miras1 ve yerel gururu tammlamamn ve ic; Sava9 ger­
c;egini temsil etme yollanndan biriydi. Reklamc1hkta ve popiiler
kiiltiirde yaygm olarak kullamlmaya ba9landi. Ornegin, uzun
soluklu bir TV dizisi olan Dukes of Hazzard'da iki kuzen, iinlii
ic; Sava� kahramanma ithafen "General Lee" lakab1 takilan,
giic;lendirilmi9 bir Dodge Charger ile Georgia'da dola�ir. Tava­
nmda Konfederasyon bayrag1 as1hdir. Bu, Diiklerin aynmc1hg1
destekledikleri anlamma gelmemekle birlikte, sadece Giineyli
"iyi c;ocuklar" olduklan anlamm1 ta91yordu.
Bununla birlikte, siyasi imalan ve Klan ile olan ili�kileri goz
oniine almd1gmda, bayrak baz1 durumlarda kamuya ac;1k yerler­
de dalgalanmaya uygun goriilmemeye ba9landi. Giiney Caroli­
na'da 2015 y1lmda Dylann Roof adh beyaz bir adamm kiliseye
giden dokuz siyah1 oldiirmesinin ardmdan bayrak torenle indi­
rilmi9 ve ba9kent binasmm arazisinden kaldmlm1�tir. Roof'un
internetteki goriintiilerinde Y1ld1z ve $eritler'e tiikiirdiigii ve
Konfederasyon bayragm1 sallad1g1 goriiliiyordu. Torenin ardm­
dan Ba9kan Obama bir tweet att1: "Giiney Carolina'mn Konfe­
derasyon bayragm1 indirmesi iyi niyetin ve iyile9menin bir i9a -
reti ve daha iyi bir gelecege dogru atilm19 anlamh bir ad1mdir."
1865'ten yakla91k 1950'lere kadar Konfederasyon bayrag1
popiilerlik ac;1smdan hic;bir zaman Y1ld1zlar ve $eritler'e ciddi
bir 9ekilde meydan okumam19t1 ancak yirminci yiizy1hn ikin -
YI LDI Z L A R VE \) E R i T L E R I 35

ci yansmda is: Sava�'m tiim sorunlannm ges:mi�te kalmad1gm1


hat1rlatan bir unsur ha.line geldi. Ancak o zamana kadar renk­
leri Amerika'nm bilincinde Y1ld1zlar ve $eritler �eklinde saglam
bir �ekilde yer etmi�ti.
Bu bayrak Amerikahlann iki diinya sava�ma, Kore, Vietnam,
lrak, Afganistan sava�lanna ve 1 1 Eyliil'e tamk11k etmi�tir. Ay­
nca Biiyiik Buhran'm yaratt1g1 erozyonda ve sivil haklar hare­
keti masmda da dalgala,ndi. Ulkenin devam eden gens:ligini ve
dins:ligini kutlad1g1 yiizlerce Olimpiyat altm madalya torenin­
de, Everest Dag1'nm zirvesinde, hatta Ay'da dalgalandi. Tiim bu
miicadeleler ve zaferler sayesinde bayrak, ba�ta ozgiirliik ve ba­
�an olmak iizere Amerika'nm deger verdigi pek s:ok �eyi temsil
eder hale gelmi�tir. <;ogu Amerikalmm bayraga boylesine say­
g1h davranmas1, hatta baz1 yabanc1lann bunu yadirgamas1 garip
degildir.
Amerikan bayragma nas1l yakla�1lmas1 gerektigine dair ka -
nunlar ve davram� kurallan karma�1kl1klan, simgeledikleri �ey­
ler ve sayilan bakimmdan �a�irt1c1dir. Bu yasalarda, zaman za­
man neredeyse bu nesneye duyulan hissiyatm derinligini bir an
is:in gorebiliyor ve "baghhk'', "onur", "sayg1" gibi birs:ok Ameri­
kalmm hassas noktalanm vurgulayan anahtar kelimeleri tekrar
tekrar duyabiliyoruz. Bayrakla ilgili kurallar anlatmakla bitmez,
ancak Bayrak Kanunu kapsammda federal yasa olan a�ag1daki
birkas: ornek bize vatansever Amerikalilann bayraklanm gor­
diiklerinde, dokunduklannda ve dii9iindiiklerinde neler hisset­
tiklerini gosteriyor.
Ulusal mar9 s:almd1gmda ve bayrak gosterildiginde, iinifor­
mah olmayan Amerikahlann sag ellerini kalplerinin iizerine
koyarak bayraga bakacak �ekilde esas duru�a ges:meleri gerekir.
Uniformah olanlar ise mar�m ilk notas1yla birlikte bayrag1 se­
lamlamaya ba�lamah ve son notaya kadar bu selam1 siirdiirme­
lidir. Bu �arkinm Tokyo'da sarho� bir karaoke gecesine ya da
36 I UGRUN A O L U N E N B AY R A K

belki de �i�man bir kadmm veremden oldiigu bir Verdi operas1-


nm finaline daha uygun bir melodiyle soylenmesi onemli degil­
dir. Mar�lanmn bir bw;uk oktavhk bir ses arahgma sahip olmas1
Amerikan halkmm SU\'.U degildir. Mar� beyzbol, basketbol ve
futbol ma\'.lannda, bir onceki yil KiiS'.iikler Ligi miisabakas1m
kazanan ve sesini \'.Ok yii ksek ya da \'.Ok al\'.ak \'.lkararak mar�1
mahveden biri tarafindan diizenli olarak par\'.alanmaktad1r. Oy­
lesine karma�1k akor degi�iklikleri iS'.erir ki, yanh� ba�larsamz
yanh� bitirirsiniz.
Ancak iilkenin semboliine yonelik muameleye ili�kin yasa­
lara geri donelim. i�ler ciddile�meye ba�hyor: "Amerika Birle�ik
Devletleri bayragma sayg1s1zhk yap1lmamal1; bayrak herhan­
gi bir ki�iye ya da §eye indirgenmemelidir." "Bayrak bir cadde
iizerinde sergilenmek iizere a\'.1ld1gmda, yild1zlar kuzeye ya da
doguya gelecek �ekilde dik olarak as1lmahd1r. Bayrak binalara,
yere, aga\'.lara ya da S'.ahlara degmemelidir,'' ve benzeri ifadeler
birka\'. sayfa boyunca devam etmektedir: "Bayrak bir tabutu ort­
mek iS'.in kullamld1gmda, birlik ba§ tarafta ve sol omuz iizerinde
olacak §ekilde yerle�tirilmelidir." "Bayrak mezara indirilmemeli
ya da yere degmesine izin verilmemelidir." "Bayrak hiS'.bir za­
man reklam amac1yla kullamlmamal1dir." "Bayrak ya�ayan bir
iilkeyi temsil eder ve kendisi de canh bir varhk olarak kabul edi­
lir. Bu nedenle, bir replika olan bayrak rozeti sol yakada kalbe
yakm bir yere takilmahdir."
Her ne kadar tiim bu kurallara, ozellikle de reklamc1hkla
ilgili kurallara uyulmamasma ragmen, bayragm sayg1 duyulan
bir sembol oldugu ger\'.egi devam etmektedir. Bu sayg1 onu
katlamaya kadar uzamr. Bunun Amerikan askerlerinin cena­
zelerinde birka\'. kez yap1ld1gm1 gordiim. Kag1t iizerinde ba­
kild1gmda tuhaf goriiniiyor; eger bayrak sadece bir S'.ekmeceye
kaldmhyor olsayd1 bu ritiiel biraz fazla goriinebilirdi ancak bir
cenaze toreni sirasmda bayragm yava§ ve dikkatli bir §ekilde
Y I L D I Z L A R VE � E Ri T L E R I 3 7

toplamp katlanmas1 ve bunun sessizce yapilmas1 olduk<;a do­


kunakh olabiliyor. Ulkesine hizmet etme inanc1 Amerika Bir­
le§ik Devletleri'nde diger pek <;ok yere kiyasla tartl§mas1z daha
geli§mi§tir ve bir ama<; ugruna kendini feda etme fikri Ameri­
kan ordusunun, ozellikle de deniz piyadelerinin kolektif ruhu
iizerinde etkili olmaya devam etmektedir. Sava§ta oldiiriilen bir
Amerikan deniz piyadesinin cenazesine ya da anma torenine
kat1ld1gm1zda bunun bir aile meselesi oldugunu hissedersiniz.
Bu nedenle, bayrak katlama detaylan teoride abart1h olsa da
pratikte uygun goriinebilir: "Bayrag1 tam uzunluguna kavu§ana
kadar diizeltin ve bir kez uzunlamasma katlaym. A<;1k kenarla
birle§tirmek i<;in ikinci kez uzunlamasma katlaym, mavi alan­
daki y1ld1zlarm birliginin tam goriiniimde d1�a dogru kald1gm­
dan emin olun. Daha sonra katlanm1§ kenarm <;izgili ko�esi a<;1k
kenara denk getirerek ii<;gen bir katlama yapm. " Ve bu i§lem
sadece mavi goriinene ve bayragm §ekli art1k Amerikan Dev­
rimi s1rasmda vatanseverler tarafmdan giyilen ii<; boynuzlu at1
simgeleyen egik bir §apkaya donii�ene kadar devam eder.
Her ak�am ya da cenazelerde bayrak indirme ve katlama
toreni diizenleyen ABD Silahh Kuvvetleri i<;in her katm bir
anlam1 vardir. ilki ya�am1, ikincisi sonsuz ya�am inancm1,
ii<;iinciisii bedenin yeniden dirili�ine olan inanc1 sembolize
eder ve boylece deniz subay1 Stephen Decatur'un "iilkemiz",
"dogru ya da yanh( hakkindaki iinlii sozlerine atifta bulunan
be�inciden "gun l§lgm1 gorebilmemiz i<;in oliimiin golgesi
vadisine girene bir ovgii" olan sekizinciye kadar devam eder.
Son sekansta kirm1z1 ve beyaz §eritler nihayet maviye sanhr
ve orduya gore "giiniin 1�1g1 gecenin karanhgmda kaybolur".
H1ristiyanhkla ilgili imalan goz oniine almd1gmda bunlann
bir kism1 sorunlu olarak degerlendirilebilir ancak Anayasa'da
ABD'nin hangi Tann'ya tapt1g1 belirtilmedigi gibi, ABD or­
dusu da aynntiya girmez.
38 I U G RUNA 6 L U N E N B AY RA K

B ayrak Yasas1 aynca Amerikahlara gerektiginde bayragm


nasil temizlenecegi ve onanlacag1 konusunda da rehberlik
eder ancak "Bir bayrak art1k iilkemizin sembolii olarak hizmet
edemeyecek kadar y1prand1gmda, onurlu bir §ekilde yakilarak
imha edilmelidir". Ve i§te burada bir hikaye yatar. Hayir, bir ce­
naze toreni. ABD Bayrak Kanunu'nun bayrak yakma torenine
ili§kin yonergelerinde a§ag1daki tavsiyeler yer almaktadir:

MuNFERiT VATANDA§ LAR, kiis:iik gruplar ya da kurulu§lar


i<;:in bu i§lem, y1kim eyleminin bir protesto ya da sayg1s1z­
hk olarak algtlanmamas1 i<;:in ihtiyath bir §ekilde yap1lma­
hdir. . . Vefat etmi§ ya da katilamayacak kadar has ta olan
Eski Zafer sevdalilan i<;:in bo§ bir sandalye "Onur Yeri"
olarak eklenebilir.
Torene ba§laym. Geleneklerinize gore bir din gorevlisi ya
da dua ekleyin.
Toren lideri: "Burada art1k kullamlamaz hale gelen bu
bayraklan yok etmek i<;:in topland1k. .. Bu bayraklar oz­
giirliigiin tadma varmak isteyenlere ilham vermi§, zuliim
ve teror altmda ezilenlere umudu gostermi§tir. Bilin ki
bu bayraklar iyi ve onurlu bir §ekilde hizmet etmi§lerdir.
Y1ld1zlan ve �eritleri ozgiirliik riizgarlanna b1rakild1 ve
ozgiirliigun l§lgmda giine§lendi.

Bu, herkesin "':'ann Amerika'y1 Korusun'" §arkism1 soylemesiyle


son bulana kadar eder.
Daha resmi torenler de vardir. Bu torenlerde bayrak yakil­
madan once, "Emekli Ekibi" ad1 verilen en az alt1 goniillii, bay­
rag1 birkas: pars:aya bolmek is:in geride kalir. Dordii hirer ko§eyi
tutar, biri bayrag1 keser ve biri de kesilen pars:alan ahr. Yine son
derece karma§ik bir toren yap1hr:

* (ing.) Tann Amerika'y1 korusun. (ed.n.)


YI LDI Z L A R VE � E Ri T L E R I 3 9

Bayrak daha sonra kiz1laga<; i<;eren bir ate9te yakihr, bize


bu bayrak altmda ulusumuzu in9a etmek i<;in sava9an ve
olen kirmlZl kanh Amerikahlan hat1rlatir. Me9e, bayra­
g1 bu ulusun dort bir yanma ta91yan ve bugiin y1ld1zla­
ra uzanan saglam giicii temsil eder. Sedir bizi hastahk
ve yozla9madan korusun ve Amerikan ya9am tarz1m1-
z1 muhafaza etsin diyedir ve ceviz bize zengin toprag1,
giizel kirlan ve atalanm1zm kurdugu verimli karde9ligi
hat1rlatsm diyedir.

Baz1 vatansever Amerikahlar gers:ekten de bu kadar ileri gide­


biliyor. Bu, Ortodoks Yahudilerin "Tann'mn sozlerine" mutlak
sayg1 gostermek amac1yla zarar gormii9 bir Tevrat tomanm me­
zarhga gomme gelenegine benzer ve bayragm Amerikahlar i<;in
ne kadar sembolik oldugunu hat1rlatir.
Amerikahlarm <;ogu muhtemelen bayraklannm "emekli­
ye aynlmas1" torenine kat1lmam19tir ve baz1lan bunu s:ok uzak
bir ritiiel olarak gorecektir. Yine de bu, bayraklarmm ofkeyle
yakild1gm1 ya da ba9ka bir 9ekilde sayg1s1zhga ugrad1gm1 gor­
diiklerinde rahatlayacaklan anlamma gelmez. Amerikan bay­
ragmm yakilmas1, ba9ta Ortadogu olmak iizere diinyanm baz1
bolgelerinde s1ks:a goriilen bir olay olsa da ABD'd e de meydana
gelmektedir. Her nerede olursa olsun, failler ne yapt1klannm ve
uyand1racaklan duygulann s:ok iyi farkindad1rlar. Eylemlerinin
anlamm1 ifade edemeseler bile, i<;giidiisel olarak biiyiik bir ha -
karette bulunduklanm bilirler ve tam da bu yiizden bunu ya­
parlar. Pakistan, Irak, Misir, Gazze, iran ve Suriye'de bayrak
yakild1gm1 gordiim. Hepsinde de bayragm yakilmasma e9lik
eden anla91lmaz ofkede s:ocuksu bir 9eyler vardi. Yakma eylemi­
ni gers:ekle9tirenler as:1k<;a ABD'ye yonelik <;ogu zaman canice
duygulanm ifade ediyorlard1, ancak bu eylemde bile bilin<;d19m­
da nefret ettikleri sistemin bu kadar ba9anh olmas1 kar91smda
bir 9ey yapma konusundaki s:aresizliklerinden duyduklan hayal
40 I U G RU N A O L U N E N B AY R A K

kmkhgm1 gosterdiklerini de hissediyordum. Kat1hmc1lar aym


zamanda onuru neredeyse feti§ ha.line getiren kiiltiirlerden ge­
liyorlard1 ve bir "dii§manm" onurunu bu §ek:ilde kirmak biiyiik
bir zevk veriyordu.
Ulkenizin bayragmm yurtd1§mdaki insanlar tarafmdan ya­
kild1gm1 gormek, kendi iilkenizde hem§erileriniz tarafmdan
yakild1gma tamk olmaktan farkl1 bir duygu uyand1rabilir: Baz1
yonlerden bunun neden oldugu ofke daha da biiyiiktiir. Olii­
miinden birka� y1l once Amerikah §arkic1 Johnny Cash, "Ra­
gged Old Flag'" adh Yild1zlar ve �eritler hakkindaki §arkis1m
tamt1yordu. Dolu bir oditoryuma §oyle dedi: "Bu iilkede sahip
oldugumuz tiim ozgiirliikler i�in Tann'ya §iik:rediyorum. Onlan
el iistii nde tutuyorum. Bayrag1 yakma haklan bile, biliyorsunuz,
bu haklarla bile gurur duyuyorum." Bu, Ulke ve Bat1'y1 seven
izleyicileri §a§irtt1, hatta baz1lan Cash sessizlik istemeden once
yuhalamaya ba§ladi. Cash ekledi, "Ve ne diyecegim, biliyor mu­
sunuz? Silah ta§1ma hakkim1z da var ve bayrag1m1 yakarsamz
.
s1z1 vururum. "
.

Birinci Degi§iklik'in hiyerar§isine dair ilgin� bir yakla§1md1


bu. Kongre, "dinin kurulu§una sayg1 gosteren ya da bunun ser­
best�e uygulanmasml yasak:layan, k:onU§ffia veya basm ozgiirlii­
giinii; halkin ban§�ll bir §ek:ilde toplanma ve 9ik:ayetlerin gide­
rilmesi i�in hiikiimete dilek�e verme hakkim kis1tlayan hi�bir
yasa" yapmayacakti. Ve ikincisi: "iyi diizenlenmi9 bir milis, oz­
giir bir devletin giivenligi i�in gerekli oldugundan, halkin silah
bulundurma ve ta§ima hakki ihlal edilmeyecekti."
1989'da Yiiksek Mahkeme, zaman zaman oldugu gibi, Ameri­
ka Birle9ik Devletleri'nde ulusal bayrag1 yakmamn neden yasad191
olmad1gm1 yorumlamak i�in Birinci Degi9iklik'i kullandi. ikinci
Degi9iklik'i, Cash'in tehdit ettigi yamta izin vermek olarak yo­
rumlamas1 pek olas1 goriinmiiyor. Bu karar, Yiiksek Mahkeme'de
• (ing.) Yirt1k Pirt1k Bayrak. (ed.n.)
Y I L D I Z L A R VE � E Ri T L E R I 41

goriilen Texas v.Johnson davasmm sonunda verilmi§ ve daha son­


ra onaylanmi§tir (US v. Eichman, 1 990). Karar bin;ok diizeyde
ilgirn;:tir <;:iinkii mahkeme bayragm "sembolik konu§ma" oldugu
g6rii§iinii benimsemi§tir. Onu yakmak bir gorii§ belirtmektedir
ve bu nedenle Birinci Degi§iklik tarafi.ndan korunmaktadir.
Bu, ozellikle Vietnam Sava§1 sirasmda y11larca siiren bayrak
yakma olaylanm takip etti. 1968'de Kongre, Federal Bayraga
Sayg1s1zhk Yasas1'm onaylad1 ve "Amerika Birle§ik Devletle­
ri'nin herhangi bir bayragm1 alenen orseleyerek, karalayarak,
kirleterek, yakarak veya <;:igneyerek" bilerek kirletmeyi yasad1§1
hale getirdi. Daha sonra, 1984'te, B a§kan Reagan' m poli tika­
lanna kar§l Gregory Lee Johnson adh bir protestocu, Dallas,
Teksas'ta halka apk bir alanda bayrak yakti. Eyalet, Teksas eya­
let yasasm1 ihlal ettigi i<;:in onu tutuklad1 ve adam bir y1l hapis
cezasma <;:arptmldi.
Birinci Degi§iklik'e at1fta bulunarak temyiz ba§vurusun­
da bulundu ve Yiiksek Mahkeme sonunda lehine be� ila dort
y1l arasmda karar verdi. Yarg1<;:lardan biri olan Yarg1<;: Anthony
Kennedy §6yle gerek<;:elendirdi: "Semboller <;:ogu zaman bizim
onlardan ne anlad1g1m1za bagh olsa da bayrak Amerikahlann
payla§t1g1 inan<;:lan, hukuka, ban§a ve insan ruhunu besleyen
ozgiirliige olan inans:lan ifade etmekte degi§mezdir. Bugiin
burada goriilen dava, bu inan<;:lann bize yiikledigi bedellerin ka­
bul edilmesini zorunlu kilmaktadir. Bayragm, onu hor gorenleri
korudugu aci ama esash bir ger<;:ektir."
Bu, hem Amerika Birle§ik Devletleri'nde hem de diinyadaki
diger iilkelerde ha.la devam eden bir sava§tlr. Kongre'deki kitap­
larda ha.la "2012 Bayrak Koruma Yasas1" ad1 verilen ve gelecekte
yasala§irsa sadece ABD'de degil, yurtdi§mda da kovu§turmalara
yol as:abilecek bir yasa tasans1 var. Tasan, Amerikan bayrag1-
m tahrip eden veya zarar veren herkesin "100.000 dolar para

cezasma, 1 y1la kadar hapis cezasma veya her ikisine" birden


42 I U G RU N A O L O N E N B AY R A K

maruz kalabilecegini belirtiyor. Amerika Birle�ik Devletleri'ne


ait bir ABD bayragm1 c;:alan ve daha sonra tahrip eden herkes
"250.000 dolara kadar para cezas1, 2 y1la kadar hapis cezas1 veya
her ikisine" birden maruz kalabilir. Bu paragraf aynca, bu ya­
sanm ''Amerika Birle�ik Devletleri'nin kullamm1 ic;:in aynlm1�
herhangi bir i.ilkede veya Amerika Birle�ik Devletleri'nin mi.in­
hasir veya e�zamanh yarg1 yetkisi altmda" uygulanacagm1 be­
lirtmektedir. Muhtemelen yasa son on yilda yi.iri.irli.ikte olsayd1,
ABD i�galini protesto etmek ic;:in Bagdat'ta Amerikan bayrag1
yakan bir Irakh yarg1lanabilir ve hapse gonderilebilirdi.
Ba�kan Trump, ba�kan sec;:ildiginde gori.i�i.ini.i dile getirdi ve
"Hie;: kimsenin Amerikan bayragm1 yakmasma izin verilmeme­
li. Eger yaparlarsa, sonuc;:lan olmal1. Belki de vatanda�hk kayb1
veya hapiste bir yil!" Yi.iksek Mahkeme'nin one si.irdi.igu ge­
rekc;:eler goz oni.ine almd1gmda bu tweet, 2013 y1lmda George
Washington'dan almt1 yaparken att1g1 bir ba�ka tweet ile c;:eli�­
mi� gibi gori.ini.iyordu: "ifade ozgi.irli.igu elinden ahmrsa aptal
ve sessiz kalabiliriz, koyun gibi katledilmeye yonlendirilebiliriz."
Bayraga sayg1s1zhkla ilgili yasalar di.inyamn farkl1 i.ilkelerin­
de farkl1hk gosterir ve yasad1�1 oldugu yerlerin listesi baskic1
devletlerle smirh olmaktan uzaktir. Bunun ic;:in bir model ya da
grupla�ma yok gibi gori.inse de modern demokrasilerde kitap­
larda kalan yasalar nadiren diktatorli.iklerde oldugu kadar ciddi­
ye almmaktadir. Ornegin ingiltere, Avustralya, Belc;:ika, Kanada
ve J aponya'da bunu yasaklayan yasalar yokken, Almanya, italya,
Avusturya, Hirvatistan, Fransa, Meksika ve Yeni Zelanda bunu
yap1yor. Almanya'da yasa, \:in'de oldugu gibi lie;: y1la kadar hapis
cezasma izin veriyor. Fransa'da maksimum ceza ise alt1 ay.
ABD'ye dondi.igi.imi.izde, "KirmlZl, beyaz ve mavi nedir ve
bayrak neden \:in'de i.iretilmi�tir?" sorusunu sormay1 seven
avukatlar ic;:in daha fazla i� var. Cevap Amerikan bayrag1ysa,
avukatlar i�e koyulabilir. Birkac;: eyalet, sat1lan ti.im Amerikan
YI LD I Z LA R VE $ E Ri T L E R I 43

bayraklannm Amerika'da iiretilmesini gerektiren yasalan ge­


i;irdi veya yiiriirliige koyuyor. Minnesota onciiliik etti ve �imdi
bir Minnesota magazas1 yurtd1�mda yap1lan bir ABD bayrag1
satarsa, bu yeni kabahatin faili 1.000 dolar para cezasma i;arp­
tmlabilir ve hatta doksan giin hapse atilabilir. ilgini; bir <lava.
Eyalet yasas1, federal diizeyde imzalanan uluslararas1 ticaret an­
la�malanyla i;eli�ebilir.
Bayraklar Amerika'da biiyii k bir i�tir ve her y1l 50 milyon
sat1lmaktadir. Sadece yabanc1 bayraklann sat1�1 2006 yilmda 5 .3
milyon dolar degerindeydi; i;ogu <;in'de yap1ld1 ve avukatlann
i;abalanna ragmen bu degi�medi. <;inliler ve digerleri, 2001'deki
1 1 Eyliil saldmlannm ardmdan pazardaki bo�lugu fark ettiler.
Associated Press tarafmdan aktanlan ABD Niifus Say1m1 Bii­
rosu'na gore, 12 Eyliil 2000'de Walmart zinciri 6.400 Yild1z ve
$erit satti. Bir y1l sonra, ikiz Kuleler saldmlarmdan bir giin son­
ra, 88.000 sattilar. ilerleyen aylarda iilkeyi kas1p kavuran vatan­
severlik dalgasmda bayrak sati�lan kiy1dan kiy1ya yiikseldi. Ya­
banc1 tedariki;iler bu zorlugun iistesinden gelmekten mutluluk
duydular. 2000 yilmda yabanc1 yap1m1 Amerikan bayraklannm
sat1�lan yakla�1k 750.000 dolar degerindeydi; 2001 yilmda bu
rakam 51 milyon dolara yiikseldi. Dogal olarak talep yava�la­
d1, ancak hal.a 1 1 Eyliil oncesi seviyelerin i;ok iistii nde ve �imdi
yabanc1 bayraklar yilda yakla�1k 5 milyon dolar tutuyor, bu da
eyalet valilerinin ve Amerikan yerli bayrak iireticilerinin azalt­
mak istedigi bir rakam.
Baz1 iilkelerde, ornegin isvei;'te, co�kulu bayrak sallama ge­
reksiz, neredeyse gorgiisiizce kabul edilir. ingiltere gibi baz1 iil­
kelerde ise s1radan insanlann a�m sagc1 samlma ihtimaline kaq1
bayrak dalgalandirmaktan i;ekindikleri donemler olmu�tur. An­
cak Amerika Birle�ik Devletleri'nde, Amerikal1lann i;ogunlugu
ii;in bayrakla gurur duymak kadar, bayragm kamuya ai;1k bir �e­
kilde sergilenmesi de Amerikanvari bir tavirdir.
44 I U G R U N A O LU N E N BAY R A K

Bunu, Amerikan riiyasm projelerinin, hapishane sisteminin,


ukphgm kabusuyla bulu9tugu Amerika gen;:egiyle nas1l bag­
da9tuabiliriz? Bayrak ha.la bazen devlette c;iiriimii9 bir §eyin
yam sua biiyiik bir §ey oldugu inancm1 ifade etmek ic_;:in kulla­
mhr. Ornegin, May1s 2016'da Donald Trump kar91t1 aktivistler,
New Mexico, Albuquerque'deki bir Trump mitinginin d19mda
Yild1zlar ve �eritler'i yakt1 ve birc;ogu "Black Lives Matter'"
mitinglerinde birc;ok bayraga sayglSlzhk etti. Ancak bu farkh
yonleri uzla�tumak o kadar da zor degil: Amerikan ya9am tar­
zmm birc;ok olumlu yam var. Bayragm e�siz sembolizmi, her
yerde oldugu gibi Amerika'da da insanlarla konu�ur: Ulkenin,
diinyamn miikemmel olmamas1, hayal kuramayacagm1z anla­
mma gelmez.
Tabii ki herkes ic_;:in i�e yaram1yor. Bir zamanlar Amerika'da,
evlerini ta91d1klan takdirde arac;lanm birkac; bin kilometre go­
tiirmem ic_;:in bir §irkete para odeyecek kadar zengin insanlara
araba teslim ederdim. Bir keresinde Philadelphia'dan Teksas'a,
sadece 1 .500 mil ilerleyebildim. Motel iicretlerini kar9ilayama­
d1m ve bu yiiz den Georgia'da bir yerlerde bir saat uyumak ic_;:in
bir servis istasyonuna c;ektim arac1 ve giineye gitmek ic_;:in otos­
top c;eken bir Creole" adam1 fark ettim. Vah�i goriiniimlii bir
adamd1, otuzlu ya�larm ba9mda, y1kanmam19, klZll sac;lan vard1;
yut1k pirt1k pantolonlu ve ayakkablSlzdi.
Uyudum, bir kahve ald1m ve otoyola c;1kt1m. Birkac; saat
sonra Louisiana'ya yakla9uken bir kahve daha ic;mek ic_;:in tek­
rar durdum. Yola c;1karken aym adam1 fark ettim. Ba9 parmag1
havada, giineye dogru gidecek birini anyordu. H1zh bir hesap
yapt1m: Son mola yerinde yakalanmas1, §OfOriinii oldiirmesi, ce­
setten kurtulmas1, arabayi terk etmesi ve �imdi bir sonraki kur­
banm1 aramas1 ihtimali bir hayli zay1fti.
* Siyahlarm ya§am ve i:izgiirliik haklan iizerine diizenlenen eylemler. (ed.n.)
** Hem Avrupah hem siyahi ki:ikenli ki§iler. (ed.n.)
Y I L D I Z L A R VE � E Ri T L E R I 45

Bilindik bir §ekilde anla§ttk. Louisiana'ya girdigimizde New


Orleans' a dogru sapma plamm1 bozmu§tum, bunun yerine saga
donup Teksas'a ve davet edildigim Galveston'daki evine dogru
yola s:1kt1m. Meksika Korfezi'ni, onumuzde yan§an ve sudan at­
layan yunuslarla dolu bir feribotla ges:tik. Guzel bir giinde giizel
bir and1 ve sonra Amerikan kabusuna girdik.
Galveston irksal olarak bolunmu§ bir petrol §ehridir. Yeni ar­
kada§lffi §ehrin kotii tarafinda ya§iyordu. Birinci Dunya'da buna
benzer bir yoksulluk ya§amam1§t1m ve daha sonra da ya§ama­
d1m. Kiz karde§iyle payla§t1g1 tek yatak odal1, y1kik dokuk bir
dairede avizesiz ampuller, smirh say1da mobilya ve o kadar s:ok
hamambocegi vard1 ki duvarlar hareket ediyor gibiydi. Birkas:
gun kald1m. 4 Temmuz'da da oradayd1m. Yuzlerce siyah Ame­
rikal1 arasmda tek beyaz olarak yiizme havuzuna gittik. <;ok az
giysi giymek ten rengi farkm1 daha da belirginle§tiriyordu.
Arkada§1m, diger baz1 ya§h erkeklerle birlikte, birkas: gens:
asabi adam1 havuzlannda ne i§im oldugunu tekrar tekrar sor­
mamalan is:in ikna ettikten sonra, korumalanmdan birine Ba­
g1ms1zhk Gunu'nu kutlamak is:in 4 Temmuz partisine gidip
gitmeyecegini sordum. Bana bakt1 ve sonra yava§s:a, "Bu lanet
olas1 iilkenin nesini kutlayacag1m ki?" dedi.
Birkas: ay sonra Philadelphia'ya, iiniversiteye geri dondiim
ve baz1 yeni arkada§larla, egitimlerinin son y1lmda ABD De­
niz Piyadeleri'ne kat1lmay1 planlayan iki siyah Amerikah ile
konu§uyordum. "Neden?" diye sordum. "<;iinkii," diye yamtlad1
biri, "bana pek s:ok firsat veren bu buyiik iilkeye bir §eyleri geri
vermek istiyorum." 1980'lerin ba§mda beyaz bir ingiliz genci
olarak gens: bir siyah ingilizden daha once his: duymad1g1m bir
dii§unceydi bu.
Teksas ve Philadelphia'dan gelen her iki duygu da gers:ek­
ti, ancak daha yaygm goriilen duygu ikincisiydi. Tum hatalan -
na ragmen Amerika niifusunda bir aidiyet, ozgiirliik ve umut
Another random document with
no related content on Scribd:
hänet.
Rossin täytyi elää ilman häntä.

Kun hän sitten vihdoinkin oli ymmärtänyt, kuinka asian laita oli,
käsitti hän, että se oli parasta. Toisin ei tämä voinut päättyä. Se oli
ainoa tie. Kaikkitietävä Jumala, joka oli määrännyt, että hänen piti
erota omasta kansastaan, koska hän Mooseksen lailla oli rikkonut,
tahtoi lieventää tuon eron katkeruutta katkaisemalla vahvimman
siteen.

Kun kansa puuhasi äänestyksissään, vietti Rossi päivänsä


Angelon linnassa. Kansa tunsi jo Roman ja Rossin tarinan, ja se oli
sytyttänyt rakkauden liekin Italian lapsissa. He odottivat pienissä
ryhmissä ulkopuolella linnan porttia nähdäkseen Rossin tulevan ja
menevän. Joskus he puhuttelivat häntä ilmoittaen hänelle viimeiset
uutiset vaaleista, missä hänen oma nimensä aina oli ensimmäisenä.
Mutta murtuneen miehen heikko hymy ei kehoittanut heitä
jatkamaan, ja vihdoin he antoivat hänen kulkea ohi ääneti.

Roma oli koko ajan hilpeä, joskus iloinenkin. Mutta tuo ilo oli
sydäntä murtava. Tulinen päänkivistys vaivasi häntä alituiseen,
mutta ainoastaan kosteista, punoittavista silmistä saattoi sen
aavistaa. Kun ihmiset kysyivät, kuinka hän jaksoi, sanoi hän heille
sitä mitä hän aavisti heidän tahtovan kuulla. Heidän kasvoilleen
ilmestyi silloin helpotuksen ilme, ja se teki Roman onnelliseksi. Hän
oli niin iloinen, hellä ja sääliäherättävä kuin ainoastaan nainen voi
olla.

Rossille hän koetti noiden kymmenen päivän aikana uskotella


olevansa paranemaan päin. Se oli lieventävä iskun katkeruutta. Ja
Rossi puolestaan oli uskovinaan häntä lieventääkseen Romaa
kohtaavan iskun katkeruutta. He pyysivät Elenaa auttamaan heitä
tuossa pikku petoksessa ja ilmaisivat sen tohtoreillekin.

»Ja kuinka rakkaani jaksaa tänään?»

»Mainiosti! Minua ei todellakaan vaivaa mikään. Olen kyllä


kärsinyt, ja siitä syystä olen niin kalpea. Mutta nyt voin paremmin.
Elena kertokoon sinulle, kuinka nukuin viime yönä. Enkö nukkunut
hyvin, Elena? Elena… Elena raukka on käynyt vähän kuuroksi eikä
vastaa aina, kun hänelle puhutaan. Mutta minä voin vallan hyvin,
Davido. Kohta en tunne mitään tuskaa, ja silloin on kaikki hyvin.»

»Niin, rakas, kohta et tunne tuskaa, ja sitten on kaikki hyvin.»

Se oli hyvin säälittävää. Kaikilla heidän sanoillaan näytti olevan


kaksi merkitystä. He eivät enää osanneet puhua toisin.

Mutta aika tuli, jolloin Roma päätti puhua suoraan. Rossi oli
nostanut hänet loggiaan. Hän teki sen joka päivä ja kantoi häntä, ei
käsivarrellaan niinkuin äiti kantaa lastaan, vaan rintaansa vasten
niinkuin mies kantaa vaimoaan, jota hän rakastaa. Roma kiersi aina
kätensä Rossin kaulaan vakuutellen, että se oli välttämätöntä ja että
hänen olemassaolonsa riippui siitä, ja kun Rossi asetti hänet hellästi
lepotuoliin, veti hän alas Rossin pään ja suuteli häntä. Nuo kaksi
pientä retkeä olivat Roman jokapäiväisenä ilona. Rossin tuska vain
kasvoi niistä.

Oli suloisen roomalaisen kevään suloisin päivä. Roma oli


pukeutunut vaaleaan aamupukuun ja hänen päänsä ympäri oli
kiedottu valkoinen silkkihuntu, samanlainen kuin nähdään Beatrice
Cencin kuvissa. Ruusuinen iho oli kalvennut, poskessa oli kova
juova, leuan alla syvä varjo, ja suupielet olivat vetäytyneet alas.
Mutta suuret silmät, vaikka ne olivat raskaat tuskasta, loistivat
samalla iloa. Ne eivät itkeneet enää, kyyneleet olivat kuivuneet, ja
toisen maailman valo heijasti niiden syvyydestä.

Rossi istui hänen vieressään ja Roma piteli hänen kättään


molempien käsiensä välissä. Joskus hän katsoi Rossiin ja hymyili.
Roma oli kadottanut hänet äskettäin, mutta oli taas saanut hänet
takaisin oikeaan aikaan. Sitten oli taas tuleva ero ja sen jälkeen
yhtyminen — siellä. Ah, hän oli hyvin onnellinen.

Rossi nojasi otsaansa vapaaseen käteensä ja koetti katsoa


muuanne.
Huolimatta ponnistuksistaan hän ei voinut kukistaa sydämensä
kapinaa.
»Oi Jumala, onko tämä oikeutta? Onko tämä oikeutta?»

He olivat kahden kesken loggiassa. Taivas oli sininen ja alhaalla


päilyi hiljainen kaupunki.

»Davido», alkoi Roma heikosti.

»Mitä, armas?»

»Olen ollut niin onnellinen, kun sinä olet ollut luonani, että olen
unohtanut kertoa sinulle jotakin.»

»Mitä se on, armas?»

»Lupaa, ettet säikähdä.»

»Sano, armas», sanoi Rossi, vaikka hän tiesi mitä se oli.


»Se ei ole mitään… Niin, pidä lujasti kiinni kädestäni. Noin… Ei se
ole mitään. Ja kumminkin siinä on kaikki. Se on… se on kuolema.»

»Roma!» Roman silmäluomet värähtelivät, mutta hän koetti


hymyillä.

»Niin, rakas. Se on totta. Ei nyt heti. Ei, ei heti. Mutta se on varma,


eikä se astu syrjään antaakseen meidän olla onnellisia.»

Hän naurahti melkein iloisesti. Mutta samalla hän katsoi Rossia


tarkkaan, ja nyt, kun tuo sana oli sanottu, huomasi hän
sydämessään salaisen toivon, josta hän ei ennen ollut tiennyt. Hän
toivoi, että Rossi sanoisi jotakin häntä vastaan, vakuuttaisi hänen
olevan väärässä ja koettaisi todistaa, että niin oli laita.

»Minä raukka, eikö niin? Olisi ollut suloista olla yhdessä hiukan
kauemmin — varsinkin nyt. Kun on täytynyt sulkea kaikki
sydämeensä niin kauan…»

Hänen surullinen iloisuutensa katosi nopeasti. »Mutta näin on


parempi, eikö niin?»

Rossi ei vastannut.

»On varmaan parempi.»

»Se on hirveätä!» sanoi Rossi.

»Älä sano niin. Semmoista tapahtuu joka päivä täällä ja kaikkialla.


Jumala ei sallisi sen tapahtua, jos se olisi hirveätä.»

»Se on katkeraa kaikesta huolimatta.»


»Ei niin katkeraa kuin elämä. Ei läheskään. Esimerkiksi —
maailma tarvitsee sinua, mutta ei minua enää. Sinun pitäisi työntää
minut syrjään, ja se olisi katkerampaa kestää kuin kuolema — paljon
katkerampaa.»

»Rakkaani! Mitä puhutkaan?»

»Se on totta, kulta. Sinä tiedät, että se on totta. Jumala voi antaa
anteeksi naiselle, vaikka hän on syntiäkin tehnyt, mutta maailma ei
voi, vaikka tuo nainen olisi ainoastaan synnin viaton uhri. Julmaa se
on, mutta se ei parane valittamalla.» —

»Roma», sanoi Rossi, »Jumala olkoon todistajani, että vaikkapa


mitä olisi välillämme, ei mikään eikä kukaan voisi erottaa meitä
toisistamme. Ne, jotka minua tarvitsevat, saavat ottaa myöskin sinut.
Minä ilmoitan maailmalle, että sinussa on kaikki hyveet ja uljuus ja
että minä en ilman sinua voi tehdä mitään.»

Roman silmät säteilivät ilosta.

»Sinä asetat minut liian korkealle vieläkin, armas. Ja kumminkin


tiedät, että olin liian pieni ja heikko sinun suureen työhösi. Siksi
murruin lopussa. Ei ollut oma syyni, että petin sinut. En voinut sille
mitään…»

»Älä puhu petoksesta. Kiitän Jumalaa siitä ja ymmärrän nyt, että


se oli parasta, mitä saattoi tapahtua.»

Roma sulki silmänsä. »Se on sinun oma äänesi taas, armas,


niinkö? Onko se sinun? Luulisin melkein, että se on sama ääni,
jonka kuulen unelmissani. Mutta jos se nainen, jota sinä rakastit, olisi
ollut suuri sankaritar…»
»En tahdo mitään suurta sankaritarta. Tahdon vain naisen,
suloisen, todellisen naisen, ja jos hänen rakkautensa minuun saa
hänet tekemään jotakin muuta kuin…»

»Älä puhu, armas, jotten heräisi unelmistani.»

Pieni hehku Rossin sydämessä leimahti tuleen huolimatta järjen


varoituksista, eikä hän voinut hallita itseään.

»Armas, sinun täytyy parantua minun tähteni. Et saa ajatella


muuta kuin että paranet. Sitten menemme jonnekin — Sveitsiin,
kuten sanoit kirjeessäsi. Tai ehkä Englantiin, jossa olet syntynyt ja
jossa isäsi eli maanpaossa. Rakas, vanha Englanti! Vapauden
kotimaa! Minä näytän sinulle kaikki tutut paikat.»

Romaa pyörrytti tuo suloinen unelma.

»Oi, jos aina voisi jatkua näin! Mutta minä en saa kuunnella sinua,
armas. Se on turhaa, eikö niin?»

Rossin innostus kuoli, ja hänen sydämensä oli raskas taas.

»Eikö ole?» kysyi Roma uudestaan.

Rossi ei vastannut, ja Roma huokasi. Voi, tämä oli julmaa. Joka


sana oli miekka, joka iski satoja haavoja.

Samassa uutisten ilmoittaja alhaalla huusi: »Kansan äänestyksen


tulos — tasavallan presidentti valittu», ja vähää myöhemmin
soittokunta astui alas katua. Roma, joka rakasti soittoa, pyysi Rossia
nostamaan hänet ulos katsomaan. Pienoinen rummunlyöjä kulki
edellä reippaasti tärisyttäen rumpuaan.
»Hän muistuttaa pientä Giuseppea», sanoi Roma ja nauroi
sydämellisesti.
»Omituinen elämän salaisuus, joka hävittää kuolonkin kauhun!»

Rossi kiersi kätensä Roman ympäri tukeakseen häntä, kun he


seisoivat loggian aitauksen edessä, ja se ajoi uuden hellyyden virran
heidän sydämeensä ja sai heidät vavahtamaan hiukan entiseen
tapaan sekä johti mieleen monta suloista muistoa. Roma katsoi
Rossin silmiin ja sitten he molemmat loivat katseensa Trinità dei
Montiin päin ja heidän silmänsä sanoivat selvään: »Muistatko —
tuolla?»

Ah, rakkaus on sielullinen ilmiö, mutta kuka sanoo, että ruumiilla ei


ole osaa siinä? Nuoruus ja kauneus ovat lemmen siltana, ja sielu on
itse virta, joka suutelee rantoja.

Rossi vei Roman takaisin lepotuoliin, ja kun puhe kävi


mahdottomaksi, alkoi Rossi lukea. Joka päivä hän oli lukenut jotakin.
Roma oli valinnut luettavat paikat. Ne koskivat aina suuria rakastajia
— Francescaa ja Paoloa, Dantea ja Beatricea, vieläpä Alfred de
Musset'tä ja John Keats raukkaakin, jonka tulinen lempi kulutti.
Tänään he lukivat Roman lempirunoa:

»Opeta mua, lempi, miten elänen! Opeta mua, lempi, sua


tottelen…»

Rossi piti oikeassa kädessään kirjaa. Vasen käsi oli Roman käsien
välissä, jotka valkoisina värisivät hänen sylissään. Roma katsoi alas
aurinkoista kaupunkia kohti aivan kuin sanoakseen hyvästi. Rossi
vaikeni ja silitti hänen kiiltävää, mustaa tukkaansa, ja Roma
kohottautui suutelemaan häntä. Sitten hän sulki silmänsä
kuunnellakseen. Rossin ääni värisi lemmen voimasta, ja hän tuntui
tahtovan vuodattaa elämänsä Roman hentoon ruumiiseen.

Roman kalpeat huulet liikkuivat. Hän hengitti syvään ja huudahti


hiljaa. Rossi nousi hiljaa ja kumartui vavisten Roman yli. Roman
hengitys tuntui lakanneen. Oliko hän nukkunut? Vai oliko tuo heikko
tuli sammunut?

»Roma!»

Roma avasi silmänsä ja hymyili.

»Ei vielä, rakas — kohta», sanoi hän.


EPILOGI.
TULEVAISUUDESSA.

Ihana Rooman kevät kukkineen on tullut taas, ja maa on yhtä


nuori kuin viisikymmentä vuotta takaperin, vaikka kaksi väsynyttä ja
kulunutta ihmispolvea sen ajan kuluessa on laskeutunut lepoon sen
sydämeen.

Yli kahdeksankymmenen vuoden vanha herrasmies on Campo


Santossa. Hän on pitkä ja solakka, parta ajettu pois kasvoista, jotka
ovat täynnä hellyyttä, ja pää ylevämuotoinen kuin Jupiterin.

Hän nojautuu keppiinsä seisoessaan pylvästössä, jonne on


haudattu Rooman jalosukuisia kansalaisia, ja katselee
marmorihautaa, johon on piirretty yksi ainoa sana — Volonna.
Hetken perästä hän kääntyy pois, seisahtuu ja katsoo taakseen,
astuu pari askelta, katsoo vielä taakseen, aivan kuin hänen olisi
vaikea irtautua tuosta paikasta.

Juhlia rakastava Rooma viettää juhlaa taas tänään. Lippuja liehuu


kaduilla, soittokunnat soittavat piazzoilla, ja kansa on
sunnuntaipuvussa. Ei näy niin monta suuren rikkauden merkkiä kuin
ennen, ei niin monta orjuuden eikä myöskään köyhyyden merkkiä.
Muuten on kaupunki sama kuin ennen, sillä ikuinen ei muutu.
Kaduilla vilisee liike, ja ihmisvirrat tulvivat monen kanavan läpi kaikki
samaan suuntaan — Piazza Colonnalle päin. Uusi suihkulähde on
paljastettava erään suuren tapahtuman muistoksi. Rooma viettää
vuosijuhlaa sen päivän muistoksi, jolloin siitä tuli maailman
pääkaupunki.

Trattoriassa Piazza Navonan varrella on joukko nuoria ylioppilaita


syömässä päivällistään ja he laskevat leikkiä ja nauravat onnellista
naurua. Kunnianarvoisa vanha mies astuu sisään. Se on sama
vanha herra, joka oli äsken Campo Santolla. Hän seisahtuu keskelle
lattiaa katsellen ympärilleen kuin hämmästyksissään. Ylioppilaat
vaikenevat ja katsovat toisiinsa nuorison tavallisin hilpein, myöntyvin
katsein. Tarjoilija johtaa vanhan miehen sivupöydän luo. Hetken
perästä hän siellä syö makaronia, ja nuoriso laskee leikkiä ja nauraa
kuten ennenkin.

»Täältähän se löydettiin, Luigi, eikö niin — se suihkukaivo?»

»Se löydettiin kellarista juuri sen paikan alta missä nyt istutte.»

Vanha mies kohottaa päätään aivan kuin kuunnellakseen, mutta


soittokunta piazzalla marssii juuri ohi ja musiikki estää puhetta
kuulumasta. Kun kaikki taas on hiljaista, liittyy keski-ikäinen,
pappispukuinen mies ylioppilaiden keskusteluun.

»Juuri niin, ja teidän nuorten tulevaisuuden ihmisten tulee muistaa


meitä vanhoja, jotka olemme taistelleet taistelun ennen teitä. Teitä
odottavat suuret tapahtumat, se on totta, mutta takananne on
myöskin suuria tapahtumia.»
»Se tapahtui kaikki hyvin nopeasti, vai mitä, monsignor?»

»Siltä näytti, mutta niin ei ollut laita. Luonnon laki oli tehnyt työtään
vuosisatoja yhteysaatteen hyväksi, ennenkuin ihminen aloitti työnsä.
Vuoret, meret, kielet — kaikki esteet murrettiin. St. Gotthardin
tunneli, Englannin kanavan tunneli, Suezin kanava. Tonavan ja
Reinin yhdistäminen, sähkölennätin, rautatiet, kauppa,
kansainväliset näyttelyt — mitä ne ovat muuta kuin luonnon lain
tottelemista, joka vaatii kansojen veljeyttä?»

»Mutta kirkko, monsignor — eikö muutos tapahtunut hyvin


nopeasti siinä?»

»Ei ollenkaan. Suuri paavi, joka luopui maallisen vallan pyynnistä,


oli vain sen paavin jälkeläinen, jonka ei onnistunut perustaa pyhää
Rooman keisarikuntaa, ja sen, joka keksi erehtymättömyysopin
antaen siten kuoliniskun absolutismille. Mutta ’minun valtakuntani ei
ole tästä maailmasta', on vanhempi totuus kuin kaikki paavit, eikä
kirkko ole koskaan ennen nauttinut viittäkymmentä niin rauhallista ja
onnellista vuotta kuin nyt palattuaan takaisin evankeliumiin, joka
kieltää uskontoa muodollisesti sekaantumasta maallisiin asioihin.»

»Mutta, monsignor, myönnätte kai, että monarkia hävisi nopeasti.»

»Lopulta kaikki kävi nopeasti, mutta valtioepäjumalan teoria oli


kuollut jo silloin, kun ihmiskunta hävitti julkean vallanväärinkäytön.
Jälellä oli vain monarkian varjo, ja se oli helppo kukistaa.»

»Mutta sota ja rikkaus ja maanomistus — ne kai hävisivät


jokseenkin nopeasti?»
»Ei, sillä ne hävisivät vähitellen vuosisatojen kuluessa. Niillä oli
häviön siemen jo sisässään, ja jokainen näennäinen kehitys niissä
oli askel katoamiseen päin. Nyt ymmärrämme, ettei oikeuden ollut
pakko käyttää valtaa pysyäkseen oikeana ja että tuossa kauniissa
lauseessa: 'Mutta minä sanon teille, älkäät vastustako pahaa', on
yhtä paljon käytännöllistä viisautta kuin jaloa uskontoa.»

»Ah, niin, kaikki luulivat, että tuo uusi järjestelmä oli unelma vain,
eikö niin?»

»Kaikki yhteiskuntaa parantavat järjestelmät ovat ensin unelmia.


Mutta kansainvälinen liitto on perustettu. Englantikin on viimeisenä
suurista kansakunnista siihen liittynyt, ja tuo suuri kahdentuhannen
vuoden vanha kristitty unelma on alkanut toteutua. Ei tuhatvuotinen
valtakunta! Ei taivaan valtakunta maan päällä — vaikka on jo
sellaisiakin joukossamme, jotka eivät enää pidä sitäkään pelkkänä
unelmana.»

Vanha herrasmies sivupöydän ääressä nojaa päätään käteensä ja


kuuntelee tarkkaan.

»Mutta aina suuret lipunkantajat ovat olleet marttyyrejä — sitä


todistaa myöskin juhla tänään Colonnalla.»

»Ensimmäiset lipunkantajat ovat aina marttyyrejä — heidän täytyy


aina olla. Mutta älköön kukaan siitä syystä pysykö poissa rintamasta,
että hän tuntee käskyn rinnassaan. Eläkäämme ihanteitten hyväksi!
Ne ovat ainoat, joiden vuoksi ansaitsee elää, ja vaikka meidän
täytyisi kuollakin niiden takia, kuolkaamme kuin miehet ja
uskokaamme siihen, että meille on valmistettu kansalaisoikeus
toisessa ja suuremmassa Ikuisessa Kaupungissa. Kutka ne ovat,
jotka ovat siellä jo meidän edellämme? Ovatko ne tämän maailman
herroja? Vai ovatko ne niitä, joita pidettiin vankiloissa ja kahleissa,
joita poltettiin ja ristiinnaulittiin?»

»Hän on ainakin siellä — se on varma», sanoo yksi ylioppilaista ja


varjo leviää heidän nuorekkaille kasvoilleen.

»Näittekö hänet koskaan, monsignor?»

»En. Hän oli poissa jo minun aikanani. He valitsivat hänet


tasavallan ensimmäiseksi presidentiksi ja aikoivat toimittaa hänelle
loistavan vastaanoton, mutta hän oli kadonnut. Hän arveli tehneensä
syntiä kuin Mooses, eikä siitä syystä uskaltanut astua luvattuun
maahan.»

»Mihinkä hän mahtoi joutua?»

»Kuka tietää? On jokseenkin varma, että Euroopan


kymmenvuotisen sodan aikana, joka teki lopun kaikesta
sodankäynnistä, hän vietti aikansa tappotantereella sairaiden
hoitajana ja lääkärinä. Sen jälkeen — ken tietää? Semmoiset miehet
eivät koskaan tee sellaisia tekoja, joita historia mainitsee, mutta he
ovat siitä huolimatta maailman suolana. Hän haki tuntemattomuutta
ja löysi sen vihdoin. Hän oli koditon kulkija, ja ehkä hän on aikoja
sitten kuollut vieraassa maassa eikä kukaan tiedä hänen hautaansa,
kuten Mooseksenkaan hautaa ei tiedetä. Mutta varmaan oli suuri
riemu taivaassa, poikani, kun hänen sielunsa saapui sinne.»

Taas syntyy äänettömyys, ja vakavat nuoret kasvot katsovat alas.

»Entä hän… tuo vaimo…»

»Hän oli myöskin marttyyri — ehkä suurempi marttyyri kuin mies.


Sanotaan, että Pyhän Neitsyen palveleminen on vaikuttanut
enemmän naisen arvon kohottamiseksi kuin mikään muu seikka
ritariajoilta asti. Tekisi mieleni uskoa tuota. Mutta katsokaa Italiaa,
jossa sisarraukkamme ennen saivat raataa kedoilla, kunnes heidän
kasvonsa olivat kadottaneet kaiken inhimillisyyden leiman. Ja
katsokaa Ranskaa, jossa lähellä Notre Damea, missä pyhä savu
tuoksui, kynttilät hehkuivat, urut soivat verta vuotavalle Kristukselle
ja itkevälle Neitsyelle, myöskin oli La Morgue, missä nuoren tytön
kaunis ruumis lepäsi paareilla. Eräs tekijä kohottaa naisen asemaa
enemmän kuin mikään muu, ja se on — jos vanha, kauhtanaan
puettu mies saa sen sanoa — rakkaus. Rakkaus teki hänestäkin
marttyyrin.»

»Ja se teki hänestä myöskin neron, monsignor, jos tuo Kristuksen


pää suihkulähteessä oli jäljennös hänen päästään.»

»Niinpä kyllä — he olivat viimeiset suuret rakastajat.»

Nuo sanat herättävät taas ylioppilaiden vilkkauden, ja nauru ja


leikinlasku alkaa uudestaan. Vanha mies sivupöydän ääressä
liikuttaa levottomasti jalkojaan. Tarjoilija lähestyy häntä kysyen,
aikooko hän mennä katsomaan kuvapatsaan paljastamista.

»Kenen kuvapatsaan?» kysyy vanha mies ilmeisesti raskain


ponnistuksin.

»Ah, ettekö tiedä, herra? Davido Rossin. Hän asui tässä samassa
talossa, ja kuvapatsas löydettiin kellarista.»

Vanha herrasmies nousee ja poistuu ääneti. Ei kukaan huomaa


hänen lähtöään. Nuorten ylioppilaiden iloinen nauru seuraa häntä
kadulle, jossa hänet melkein kannetaan eteenpäin suuressa
ihmisvirrassa, joka vyöryy Piazza Golonnalle.
Loppu.
*** END OF THE PROJECT GUTENBERG EBOOK IKUINEN
KAUPUNKI ***

Updated editions will replace the previous one—the old editions will
be renamed.

Creating the works from print editions not protected by U.S.


copyright law means that no one owns a United States copyright in
these works, so the Foundation (and you!) can copy and distribute it
in the United States without permission and without paying copyright
royalties. Special rules, set forth in the General Terms of Use part of
this license, apply to copying and distributing Project Gutenberg™
electronic works to protect the PROJECT GUTENBERG™ concept
and trademark. Project Gutenberg is a registered trademark, and
may not be used if you charge for an eBook, except by following the
terms of the trademark license, including paying royalties for use of
the Project Gutenberg trademark. If you do not charge anything for
copies of this eBook, complying with the trademark license is very
easy. You may use this eBook for nearly any purpose such as
creation of derivative works, reports, performances and research.
Project Gutenberg eBooks may be modified and printed and given
away—you may do practically ANYTHING in the United States with
eBooks not protected by U.S. copyright law. Redistribution is subject
to the trademark license, especially commercial redistribution.

START: FULL LICENSE


THE FULL PROJECT GUTENBERG LICENSE
PLEASE READ THIS BEFORE YOU DISTRIBUTE OR USE THIS WORK

To protect the Project Gutenberg™ mission of promoting the free


distribution of electronic works, by using or distributing this work (or
any other work associated in any way with the phrase “Project
Gutenberg”), you agree to comply with all the terms of the Full
Project Gutenberg™ License available with this file or online at
www.gutenberg.org/license.

Section 1. General Terms of Use and


Redistributing Project Gutenberg™
electronic works
1.A. By reading or using any part of this Project Gutenberg™
electronic work, you indicate that you have read, understand, agree
to and accept all the terms of this license and intellectual property
(trademark/copyright) agreement. If you do not agree to abide by all
the terms of this agreement, you must cease using and return or
destroy all copies of Project Gutenberg™ electronic works in your
possession. If you paid a fee for obtaining a copy of or access to a
Project Gutenberg™ electronic work and you do not agree to be
bound by the terms of this agreement, you may obtain a refund from
the person or entity to whom you paid the fee as set forth in
paragraph 1.E.8.

1.B. “Project Gutenberg” is a registered trademark. It may only be


used on or associated in any way with an electronic work by people
who agree to be bound by the terms of this agreement. There are a
few things that you can do with most Project Gutenberg™ electronic
works even without complying with the full terms of this agreement.
See paragraph 1.C below. There are a lot of things you can do with
Project Gutenberg™ electronic works if you follow the terms of this
agreement and help preserve free future access to Project
Gutenberg™ electronic works. See paragraph 1.E below.
1.C. The Project Gutenberg Literary Archive Foundation (“the
Foundation” or PGLAF), owns a compilation copyright in the
collection of Project Gutenberg™ electronic works. Nearly all the
individual works in the collection are in the public domain in the
United States. If an individual work is unprotected by copyright law in
the United States and you are located in the United States, we do
not claim a right to prevent you from copying, distributing,
performing, displaying or creating derivative works based on the
work as long as all references to Project Gutenberg are removed. Of
course, we hope that you will support the Project Gutenberg™
mission of promoting free access to electronic works by freely
sharing Project Gutenberg™ works in compliance with the terms of
this agreement for keeping the Project Gutenberg™ name
associated with the work. You can easily comply with the terms of
this agreement by keeping this work in the same format with its
attached full Project Gutenberg™ License when you share it without
charge with others.

1.D. The copyright laws of the place where you are located also
govern what you can do with this work. Copyright laws in most
countries are in a constant state of change. If you are outside the
United States, check the laws of your country in addition to the terms
of this agreement before downloading, copying, displaying,
performing, distributing or creating derivative works based on this
work or any other Project Gutenberg™ work. The Foundation makes
no representations concerning the copyright status of any work in
any country other than the United States.

1.E. Unless you have removed all references to Project Gutenberg:

1.E.1. The following sentence, with active links to, or other


immediate access to, the full Project Gutenberg™ License must
appear prominently whenever any copy of a Project Gutenberg™
work (any work on which the phrase “Project Gutenberg” appears, or
with which the phrase “Project Gutenberg” is associated) is
accessed, displayed, performed, viewed, copied or distributed:
This eBook is for the use of anyone anywhere in the United
States and most other parts of the world at no cost and with
almost no restrictions whatsoever. You may copy it, give it away
or re-use it under the terms of the Project Gutenberg License
included with this eBook or online at www.gutenberg.org. If you
are not located in the United States, you will have to check the
laws of the country where you are located before using this
eBook.

1.E.2. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is derived


from texts not protected by U.S. copyright law (does not contain a
notice indicating that it is posted with permission of the copyright
holder), the work can be copied and distributed to anyone in the
United States without paying any fees or charges. If you are
redistributing or providing access to a work with the phrase “Project
Gutenberg” associated with or appearing on the work, you must
comply either with the requirements of paragraphs 1.E.1 through
1.E.7 or obtain permission for the use of the work and the Project
Gutenberg™ trademark as set forth in paragraphs 1.E.8 or 1.E.9.

1.E.3. If an individual Project Gutenberg™ electronic work is posted


with the permission of the copyright holder, your use and distribution
must comply with both paragraphs 1.E.1 through 1.E.7 and any
additional terms imposed by the copyright holder. Additional terms
will be linked to the Project Gutenberg™ License for all works posted
with the permission of the copyright holder found at the beginning of
this work.

1.E.4. Do not unlink or detach or remove the full Project


Gutenberg™ License terms from this work, or any files containing a
part of this work or any other work associated with Project
Gutenberg™.

1.E.5. Do not copy, display, perform, distribute or redistribute this


electronic work, or any part of this electronic work, without
prominently displaying the sentence set forth in paragraph 1.E.1 with
active links or immediate access to the full terms of the Project
Gutenberg™ License.

You might also like