Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 22

İDARE HUKUKU PRATİK ÇALIŞMA 02. 01.

2023

OLAY 1

Türkiye Karayolları Genel Müdürlüğüne bağlı İzmir Bölge Müdürlüğünde personel genel müdürü
olarak görev yapan (S), üstlerinden herhangi izin vs. almadan kafa tatili vermiş, işe gitmeme kararı
alarak şehir dışına 1 aylık tatile çıkmıştır. İzmir Karayolları Bölge Müdürü (C), (S)’nin 20 gündür
göreve gelmediğini 16.02.2022 tarihinde öğrenmiştir. Bunun üzerine (S) hakkında 17.09.2022
tarihinde disiplin soruşturması başlatılmıştır. Soruşturma sonunda (S) hakkında 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu Madde 125/E-d bendi uyarınca 20 gün göreve gelmemek fiili dolayısıyla yüksek
disiplin kurulunun kararı ile memuriyetten çıkarılma cezası düzenlenmiş ve bu ceza 18.11.2022
tarihinde kendisine tebliğ edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
Madde 125/E- “Devlet memurluğundan çıkarma: Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere
memurluktan çıkarmaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
d) Özürsüz olarak (...)(2) bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek”
Madde 126 –“Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun
bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir”.
Madde 127 – “Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve
hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde
disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.”

SORULAR ve CEVAPLAR

1) Olayda geçen Karayolları Genel Müdürlüğünün Türk İdari Teşkilatı içindeki yerini
belirleyiniz.

ÖFE Yorumu

Türk idari teşkilatları hakkında sorular diğer olaylarda da karşımıza çıkacak. Burada kendi
hazırladığım Türk idari teşkilatı şemasını sizlerle paylaşıyorum.
Türk idari teşkilatı sorularını bu şemadan takip ederek cevaplayacağız.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 1


Cevap: Türk İdari Teşkilatı ikiye ayrılır;
1- Merkezden Yönetim Teşkilatı
2- Yerinden Yönetim Teşkilatı
Yerinden yönetim birimleri de ikiye ayrılır;
1- Yer Bakımından Yerinden Yönetimler
2- Hizmet Bakımından Yerinden Yönetimler

Hizmet bakımından yerinden yönetimler, özel teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren alanlarda, kamu
tüzel kişiliğine haiz kurumların yürüttüğü hizmetler bu kapsamdadır. Diğer adı kamu kurumlarıdır.
İdari, sosyal, bilimsel teknik ve kültürel, iktisadi kamu kurumları olarak sınıflandırılırlar.

İdari kamu kurumları, devlet tarafından yürütülen klasik bazı kumu hizmetlerinin merkezi idare
teşkilatı dışında yer alan kamu tüzel kişilerine verilmesi ile ortaya çıkan kamu kurumlardır.
İdari kamu kurumlarının özellikleri;

- Ayrı kamu tüzel kişilikleri vardır.


- Kendilerine ait bütçeleri vardır.

Somut olayımızdaki Karayolları Genel Müdürlüğü; yerinden yönetim teşkilatı içinde, hizmet
bakımından yerinden yönetimler sınıfında, tüzel kişiliğe haiz, özel bütçeli bir idari kamu kurumudur.
Karayolları Genel Müdürlüğü kendi kanununda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığıyla ilişkili bir kurum
olarak düzenlenmiştir. Aralarında idari vesayet ilişkisi vardır.
ÖMER FARUK EMİROĞLU 2
2) (S), 13.09.2022 tarihinde hakkında başlatılan disiplin soruşturması üzerine düzenlenen
soruşturma raporunda belirtilen fiilleri işlemediği, raporun hukuka aykırı düzenlendiği
gerekçesiyle rapora karşı dava açmıştır. Davaya bakan hakim olsaydınız ne yönde karar
verirdiniz? Açıklayınız.

Cevap: Sorumuzda idari işlemin icrailiği üzerine inceleme yapılması gerekmektedir.

İcrailik; idarenin iradesinin açıklanmak suretiyle mevcut hukuk düzeninde etkiler yaratması, hukuki
sonuçlar ortaya çıkarmasıdır. Diğer bir değişle, bir idari işlemin hukuk aleminde hüküm ve sonuç
doğurmasına icrailik denir.
İcrailik, bir işlemin iptal davası olup/olmamasıyla yakından bağlantılıdır. Bu sebeple işleme karşı
dava açılıp/açılamayacağı değerlendirmesini yaparken icrailik değerlendirmesi yapılmalıdır.

Zira idarenin icrai olmayan işlemleri de vardır. Bunlar;

- hazırlık işlemleri,
- görüş belirten işlemler,
- bildirici işlemler,
- iç düzen işlemleri,
- uygulamaya ilişkin işlemlerdir.

Hazırlık işlemleri, bir idari işlemin yapılmasından önce tesis edilen ve asıl işlemin hazırlayıcısı olan
işlemlerdir. Yani bir hazırlık işlemi asıl işlem değil, kendisinden sonraki bir asıl işlemin ortaya
çıkması için yapılan işlemdir.

Hazırlık işlemleri tek başlarına iptal davasına konu olmazlar. Zira icari değillerdir, tek başlarına
hukuki sonuç doğurmazlar.
Danışma İşlemleri, Mükellefiyet Tesis Eden İşlemler, Raporlar, Tutanaklar, Teklifler; hazırlık
işlemleridir.

Somut olayda disiplin soruşturma raporuna dava açılmıştır. Soruşturma raporu kişinin disiplin cezası
alması işlemine hazırlık işlemidir. Tek başına hüküm ve sonuç doğurmaz. İcrai değildir. Bu sebeple
icari olmayan bu rapora karşı dava açılamaz.
Sonuç olarak Hakimin idari yargılamaya sebep bir işlem olmadığı gerekçesiyle ilk incelemede
reddetmesi gerekmektedir.

NOT: Hazırlık işlemleri, asıl işleme karşı açılacak davalarda, asıl işlemle beraber dava konusu
edilebilir.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 3


3) (S) hakkında verilen meslekten çıkarma disiplin cezasını idari işlemin çeşitleri
doğrultusunda nitelendiriniz.

ÖFE Yorumu

İdari işlemin çeşitleri soruları diğer olaylarda da karşımıza çıkacak. Burada yine kendi hazırladığım
idari işlemleri çeşitleri şemasını sizlerle paylaşıyorum.
İdari işlemin çeşitleri sorularını bu şemadan takip ederek cevaplayacağız.

Cevap: Somut olayımızdaki meslekten çıkarma disiplin cezası bir idari işlemdir.

İşlem Maddi açıdan incelendiğinde;

Birel işlem, bünyesinde idarenin kamu gücünü kullanarak, tek yönlü irade açıklaması ile yaptığı özel,
somut, bir kere uygulanmakla tükenen, kişisel bir düzenleme taşıyan idari işlemlerdir.

İlgili idari işlem özel, somut ve bir kere uygulanmakla tükenen, ilgilisi (S)’ye uygulandıktan sonra
tükenecek kişisel bir düzenlemedir.
Sonuç olarak ilgili idari işlem, birel idari bir işlemdir.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 4


İradenin açıklanması açısından incelediğimiz zaman;

İradenin dış dünyaya yansıması ve sayısı bakımından iki başlıkta inceleyeceğiz.

a. İradenin dış dünyaya yansıması bakımından incelendiğinde;

İşlemi yapan makamın iradesinin açık şekilde görülmesi hali açık işlemdir.
Somut olayımızda, disiplin kurulu doğrudan meslekten çıkarma disiplin cezası vermiş ve ilgiliye
tebliğ etmiştir. Burada ilgili işlem bir açık işlemdir.

b. İradenin sayısı bakımından incelediğimiz zaman;

Eğer tek bir irade açıklamasıyla işlem yapılıyorsa bu işlem basit işlemdir. Birden fazla irade
açıklaması ile işlem gerçekleşiyorsa bileşik (çoğul) işlemdir.

Bileşik işlemler de ikiye ayrılır;

- Birden fazla makamın katılımı ile meydana gelen, birden çok idari makamca, aynı konuda,
belli bir sıra takip edilerek irade açıklamaları yapılmasına birleşme işlem adı verilir.
- Yapılan müzakere sonucunda birden fazla yetkili iradenin aynı yönde ve aynı anda
açıklanması ile oluşan idari işlemlere kolektif işlem adı verilir.

Somut olayımızda meslekten çıkarma disiplin cezasını yüksek disiplin kurulu vermektedir. Burada
birden fazla iradenin aynı hukuki sonuca yönelmesiyle oluşan bir kolektif işlem söz konusudur.

Hukuki etkisi bakımından incelediğimiz zaman;

Var olan bir hakka müdahale edilmek ya da kullanılmasını engellemek suretiyle bireylerin hukuki
durumlarını sınırlayan onlara yapmak, katlanmak veya kaçınmak gibi yükümlülük yükleyen
işlemlere, yüklendirici işlem denir.
Somut olayımızda ilgili kişinin hukuki durumuna müdahale eden yükümlendirici idari işlem vardır.

Eğer idari işlemin hukuki sonucu bir defaya mahsus olmayıp, güncelliğini devam ettiriyorsa bu tür
idari işlemlere, etkisi devam eden idari işlem adı verilir.
Somut olayımızda ilgili kişiye verilen meslekten çıkarma cezası şeklinde etkisini devam eden idari
işlem vardır. İptal edilmediği sürece etkisi devam edecektir.

NOT: Eğer burada kişiye süreli bir uzaklaştırma cezası verilseydi, bu geçici bir idari işlem olurdu.

Yapıcı idari işlemler bir hak ya da hukuki ilişkiyi tesis eder, ortadan kaldırır ya da değiştirir.
Somut olayımızda kişinin memurluk hukuki statüsünü ortadan kaldıran yapıcı idari işlem vardır.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 5


4) (S), hakkında tesis edilen meslekten çıkarma disiplin cezası işlemi hukuka uygun
mudur? İdari işlemin unsurlarını dikkate alarak açıklayınız.

NOT: Olayda tarih verildiği durumlarda bu tarihleri göz önüne alarak cevaplandırmaya dikkat
edilmelidir!

Cevap: Yetki; idari makamların kamu gücü kullanarak tek taraflı irade ile idari işlem tesis edebilme
iktidarını ifade eder. Yetkinin yer, zaman, kişi ve konu bakımından görünümleri vardır.
Zaman bakımından yetki, mevzuat ile verilen yetkilerin kullanılabileceği zamanı ifade eder. Kamu
görevlileri, idari işlemi tesis ettikleri anda/zamanda yetkili olmalıdır.
Somut olayımızda DMK m. 127 zaman bakımından sınırlama getirmiştir.
“Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin
işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin
kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.”
demektedir.
Burada hak düşürücü süre belirlenmiştir. Bu süre geçtikten sonra ilgili makam bu konuda işlem tesis
edemeyecek, bu işlemi tesise yetkili olmayacaktır.
İzmir Karayolları Bölge Müdürü (C), (S)’nin 20 gün işe gelmediğini 16.02.2022 tarihinde öğrenmiştir.
(S) hakkında disiplin soruşturması ise 17.09.2022 tarihinde başlatılmıştır.
Olay öğrenildikten 6 ay geçtikten sonra soruşturma açıldığından işlem zaman bakımından yetkisizlik
sebebiyle sakattır.

ÖFE Yorumu

Pratiğin orijinal halinde (S), “20 gün işe gelmeme” fiili yerine “Siyasi partiye üye olma”
fiilini işliyordu ve bir siyasi partinin gençlik kolları başkanlığı görevini üstleniyordu.

Siyasi parti üyeliği tek sefer işlenen ve biten bir fiil olmadığı, süreklilik arz eden bir
fiil olduğu için burada öğrenildikten sonra 6 ay geçmesi halini uygulayamıyorduk.
Zira o durumda 6 ay geçmiş olması sebebiyle disiplin soruşturması açamayacağımız ve
bunun yanında siyasi partide görev almaya devam eden bir memur oluyordu.

Miray Hoca da soruyu hazırlarken bu hususa dikkat etmediğini dile getirdi.


Konunun daha iyi anlaşılması ve pratiğin doğru çözülmesi için; ben sorudaki fiili, tek
sefer yapılmakla biten ve cezası meslekten çıkarma olan DMK m. 125/E d bendi ile
değiştirdim.

Orijinal hali zaten sizlere ulaştırıldığından buraya eklemiyorum.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 6


OLAY 2
Rekabet Kurumunun 24.01.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ilanı ile Rekabet Kurumu
Meslek Personeli Yönetmeliği Hükümleri çerçevesinde Rekabet Kurumu Teşkilatında çalıştırılmak
üzere Uzman Yardımcılığına Giriş Sınavı ile uzman yardımcısı alınacağı duyurulmuştur. Bunun
üzerine Hukuk Fakültesi öğrencisi (C), ilgili ilandan yararlanarak Rekabet Kurumunda çalışabilmek
için sahte diploma hazırlayıp gerekli evraklar arasına koymuş ve Rekabet Kurumuna teslim ederek
Uzman Yardımcılığına Giriş Sınavına başvurmuştur. Sınava katılarak başarılı olan (C), 25.02.2022
tarihinde Rekabet Kurumu Başkanınca uzman yardımcısı olarak atanmıştır. Kurum daha sonra yaptığı
bir incelemede (C) ‘nin dosyasındaki belgede bir sorun olduğunu tespit etmiş, bunun üzerine
15.12.2022 tarihli işlemi ile atama işlemini geri almış ve bu durumu (C) ‘ye bildirmiştir.
Rekabet Kurumu teşkilatı bünyesinde yer alan Rekabet Kurulu, perakende gıda ve temizlik
ürünleri ticareti ile iştigal eden zincir marketler ile bunların tedarikçileri konumunda olan üretici ve
toptancı seviyesindeki teşebbüslerin fiyatlama davranışlarının incelenmesine yönelik olarak
05.05.2022 tarihinde soruşturma başlatmıştır. Soruşturmanın tamamlanması üzerine aralarında
fiyat uygulamaları ile ilgili dikey anlaşma olduğu tespit edilen X ve Y marketler zincirine 13.06.2022
tarihli bir yazı ile 30 gün içinde aralarındaki dikey anlaşmayı sonlandırmaları gerektiği, aksi takdirde
haklarında 4054 sayılı Kanun çerçevesinde idari para cezası uygulanacağı belirtilmiştir. 08.10.2022
tarihinde X ve Y market zincirlerine 951 bin Türk lirası para cezası vermiştir.

SORULAR ve CEVAPLAR
1) Olayda yer alan Rekabet Kurumunun Türk İdari Teşkilatı içindeki yerini
değerlendiriniz.

Cevap: Düzenleyici ve denetleyici kurumlar ilgili bulundukları sektörde düzenleme denetleme görevi
üstlenen, toplumsal ve ekonomik yaşamın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki
kamusal ve özel kesim etkinliklerini birtakım kurallar koyarak düzenleyen ve konulan kurallara
uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemekle görevli kurumlardır.
Bu kurumların merkezden bağımsız kamu tüzel kişilikleri ve özel bütçeleri vardır.
Soruda sorulan Rekabet Kurumu da bir düzenleyici ve denetleyici kurumdur.

2) Rekabet Kurumunun 24.01.2022 tarihli resmî gazetede yayımlanan ilan ile uzman yardımcısı
sınavı açması işlemini maddi açıdan nitelendiriniz.

Cevap: Maddi açıdan idari işlemler üçe ayrılır;


1 - Genel Düzenleyici İşlemler
2 - Birel İşlemler
3 - Genel Karar
Somut olayımızda uzman yardımcısı sınavı açılması işlemi, bir genel karardır.
Genel karar kişilik dışı, genel, bir olaya özgü, belirli ve belirlenebilir kişilere yönelen ve süreli
işlemlerdir.
ÖMER FARUK EMİROĞLU 7
Diğer bir değişle; düzenleme yapıldığı anda sayıları belli veya belirlenebilir birden çok kişi veya
nesneye yönelik olan, sadece onların hukuki durumlarını etkileyen idare tarafından genellik
unsurları çerçevesinde hazırlanan idari işlemlerdir.
Bu özellik genel kararı, hazırlandığı anda sayıları belli olmayan birden çok kişiye yönelen ve bir kere
uygulanmakla tükenmeyen yönetmelik gibi genel düzenleyici işlemlerden, ayırmaktadır.

Buradaki sınav işlemi belli ve belirlenebilir kişilere yönelmektedir, genel düzenleyici işlemler gibi
süresiz değildir. Sınav bittikten sonra işlem ortadan kalkacaktır. Bu sebeple doktrin sınav açma
işlemlerini genel karar olarak kabul etmiştir.

İdarenin İstisna Perisi

Doktrin her ne kadar bu görüşte olsa da; Danıştay’ın, sınav açma işlemlerini genel
düzenleyici işlem olarak kabul ettiği kararları da vardır.

3) Rekabet Kurumu başkanının 20.01.2022 tarihli bir yazı ile atama işlemlerine ilişkin imza
yetkisini kurumun başkan yardımcısına devrettiği varsayımında, Rekabet Kurumu
Başkanının (C)’yi açılan kadroya uzman yardımcısı olarak ataması mümkün müdür?
Açıklayınız.

Cevap: Burada önemli olan, devreden kişi, irade gösterme fikrini devretmemektedir. Sadece,
iradenin göründüğü belgelendirme hususunu devretmektedir. Yani bir belgenin ortaya çıkmasında
yine kendi iradesi vardır, sadece bunun imzalamak kısmını astına bırakmıştır.
İmza devrinde karar alma yetkisi devredilmediği için devreden, bu yetkisini dilediği zaman
kullanabilir.
Somut olayımızda da başkan atama yetkisine dair imza yetkisini devretmiştir. Atama hakkında irade
gösterme yetkisini devretmemiştir. Bu sebeple başkan atama yetkisini her zaman kullanabilir.

ÖFE Yorumu

Yetki devri durumunda, yetkiyi devreden, devir sonlandırılmadıkça bu yetkisini kullanmaz.


Somut olayda eğer başkan bir yetkisini yardımcıya devretseydi kendisi kullanamazdı. Sorumuz
buna ilişkindi. İmza devrinde ise böyle bir sınırlama yoktur.

Fakat aşağıdaki sorularda da bahsedeceğiz. Atama yetkisi kişiye özgü bir yetki olduğu için, bu
yetki, yetki devrine konu olamaz.
Somut olayda, Başkan atama yetkisini, yardımcısına devredemezdi

ÖMER FARUK EMİROĞLU 8


İdarenin İstisna Perisi

-
1 Sayılı CBK'nın 1/3. maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanı, yetkilerinden bir kısmını
gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak belirterek astlarını devredebilir, ancak devrettiği yetkiyi
gerek gördüğünde kendisi de doğrudan kullanabilir.”

4) Hukuk Fakültesi öğrencisi (C)’nin uzman yardımcısı olarak atanmasının Rekabet Kurumunca
15.12.2022 tarihli işlemle geri alınması mümkün müdür? Açıklayınız.

Cevap: Bir işlemin geri alınabilmesi için 2 şart gereklidir;


1- İdari işlemin hukuka aykırı olması
2- İdari işlem için öngörülen dava açma süresinin geçmemiş olması

Kişiler için lehe hukuki durum yaratan işlemlerin geri alınması dava açma süresi ile sınırlıdır. (60 gün)

ÖNEMLİ İSTİSNA: İdarenin yokluk, açık hata, gerçek dışı beyan veya hile hallerinde süre
aranmaksızın her zaman idari işlem geri alınabilir.

Somut olayımızda sahte diploma ile atanan ilgilinin gerçek dışı beyanı söz konusudur. Bu sebeple,
bahsekonu hukuka aykırı işlem her zaman geri alınabilir.

5) Rekabet Kurulunun; X ve Y market zincirlerine 13.06.2022 tarihli yazı ile rekabetin ihlaline
30 gün içinde son vermezlerse haklarında idari para cezası uygulanacağını bildirmesi işlemine
karşı idari yargıda dava açılabilir mi? Açıklayınız.

Cevap: Hazırlık işlemlerine karşı tek başlarına iptal davasına konu olamazlar. Uyarı işlemleri de asıl
işlemden önce, asıl işlemin gerçekleşmesini sağlamak adına yapılan hazırlık işlemleridir.
Danıştay yaptırım tehdidi taşıyan uyarıların iptal davasına konu olabileceğine dair kararlar vermiştir.
Somut olayımızdaki uyarı işlemi, bir yaptırım tehdidi içermektedir. Bu sebeple bu işlemin dava
konusu yapılabileceğini söyleriz.

ÖFE Yorumu: Bu konuyu ders notunda detaylı şekilde inceleyip, örneklendirmiştik. Bu konudan soru
gelmesini bekliyorum.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 9


OLAY 3
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açılan teknisyen kadrosuna
11.09.2022 tarihinde gerekli bütün şartları taşıyan (B) atanmıştır. Atama doğrultusunda göreve
başlayan teknisyen (B) hakkında görevi sırasında alkollü olduğu gerekçesiyle disiplin soruşturması
başlatılmış ve soruşturma sonunda (B)’ye 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu madde 125/D-a gereği
kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiştir.
Bu sırada Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü olarak görev yapan
(A), 31248 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2020/424 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile görevden
alınmıştır. (A) bu işleme karşı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da iptal davası açmıştır. İptal
davasında davalı idare cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemine geçilmesiyle, yönetim sisteminde köklü
değişiklikler yapıldığı, Anayasa’nın 104. maddesi ile üst kademe yöneticileri atama yetkisinin
münhasıran Cumhurbaşkanına verildiği, bu anayasal yetkiyle Cumhurbaşkanına üst düzey kamu
görevlilerinin atanması ve görevden alınması bakımından tam bir takdir yetkisi tanındığı bu nedenle
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını iddia etmiştir. Danıştay kararında ise (A)’nın görevinden
alınmasını gerektirecek şekilde hizmeti aksattığı veya başarısız olduğu ya da görevde kalmasında
hizmetin yürütülmesi açısından sakınca olduğu yönünde hukuken geçerli somut bilgi ve belgeye
dayanılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık olmadığına hükmetmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
125/D - Kademe ilerlemesinin durdurulması : Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu
kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulmasıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını
gerektiren fiil ve haller şunlardır: a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek..
Anayasa
Madde 104/9 ”Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına
ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler.”

3 sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
Madde 2/2 bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve
görevlere Cumhurbaşkanı kararıyla atama yapılır.”
”Görev süresi” başlıklı 4. maddesinde; ”Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde
yer alanların görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini
geçemez. Cumhurbaşkanının görevi sona erdiğinde, bunların görevi de sona erer. Ancak bunlar,
yerlerine atama yapılıncaya kadar görevlerine devam eder. Görev süreleri sona erenler, yeniden
atanabilir. Bunlar, görev süreleri sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir.”

ÖMER FARUK EMİROĞLU 10


SORULAR ve CEVAPLAR
1) Hukuka uygun şekilde atanan memur (B)’nin atama işleminin Bakanlıkca kaldırılması
mümkün müdür? Açıklayınız.
Cevap: Hukuka uygun birel idari işlemler kural olarak kaldırılamaz. İstisnası karşı işlemdir.
Karşı işlem: Yürürlükten kaldırmanın hukuki sonuçlarını doğuran, fakat farklı bir işlem tesis
edilmesidir.
Atama işleminin karşı işlemi meslekten çıkarma işlemidir. Meslekten çıkarma, geleceğe yönelik
sonuçlarını doğurur. Ancak bu bir yürürlükten kaldırma değildir.

2) a) (B)’nin esasında göreve alkollü gelmediğinin tespit edildiği varsayımında idari işlem
hangi unsur/unsurlar bakımından hukuka aykırı hale gelirdi? Açıklayınız.
Cevap: İdare durup dururken işlem yapmaz belirli bir saikle işlem yapar. Aksi takdirde idari işlem iptal
edilir. Bu saik bir mevzuatta açık şekilde belirtilmiş olabilir, belirsiz kavramlarla belirtilmiş olabilir
(kamu yararı, hizmet gerekleri) veya hiç gösterilmemiş olabilir.
İdari işlemin hukuki sonucu o işlemin konu unsurunu oluşturur. İdarenin işlemin konusunu seçmek
bakımından bir serbestliği söz konusu değildir.
Eğer mevzuatta açıkça bir sebep gösterilmişse idare bu sebep gerçekleşmedikçe işlem tesis edemez.
Somut olayda B eğer işe alkollü gelmemişse ilgili cezai işlem, sebep unsuru bakımından hukuka
aykırı hale gelir.

b) (B)’nin göreve alkollü geldiğinin tespit edildiği ancak bu fiili sebebiyle hakkında kınama
cezası tesis edilmiş olduğu varsayımında cevabınız değişir miydi? Açıklayınız.
Cevap: Bu durumda sebep unsuru gerçekleşmiş fakat mevzuatta öngörülen hukuki sonuç dışında bir
işlem tesis edilmiştir.
İdari işlemin hukuki sonucu konu unsuruna ilişkindir. Mevzuat bir fiile hangi sonucu bağlamışsa onu
gerçekleşmesi gerekir.
Somut olayda mevzuat alkollü işe gelmenin cezasını “kadem durdurulması” olarak belirlemiştir. İlgili
makam ise kınama cezası tesis etmiştir.
Bu durumda verilen kınama cezası, konu unsuru bakımından hukuka aykırıdır.

3) Danıştay (A)’nın görevden alınması yönündeki cumhurbaşkanı kararını işlemin hangi


unsurundaki hukuka aykırılığa dayanarak iptal etmiş olabilir? Açıklayınız.
Cevap: Sebep unsuru mevzuatta hiç gösterilmemiş olabilir demiştik. Hiç gösterilmediği durumlar
idarenin takdir yetkisinin bulunduğu durumlardır. Fakat idarenin takdir yetkisi mutlak ve sınırsız
değildir. Kamu yararı ve kamu hizmetlerinin gerekleri ile sınırlıdır.
Somut olayımızda CB tam bir takdir yetkisinin olduğunu ileri sürmüş fakat Danıştay her ne kadar
takdir yetkisi olsa dahi işlemin kamu hizmetlerinin gereklerine uygun olması gerekçesiyle sebep
unsuru yönünden işlemin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 11


Danıştay 10. Daire, E.2019/8926, K.2020/5906, K.T. 8.12.2020
“….davacının … tarih ve … sayılı oto lastik ve jant satışına ait işyeri açma ve çalışma ruhsatına
istinaden faaliyet yürüttüğü işyerinin yakınında kurulan İstanbul Esenyurt Üniversitesinin mütevelli
heyeti başkanlığınca, söz konusu işyerinin öğrencilerin can güvenliğini bakımından sakıncalı
olduğunun ve kaldırılması gerektiğinin idareden talep edilmesi üzerine, davacıya ait işyeri açma ve
çalışma ruhsatının Esenyurt Belediye Encümeni kararıyla iptali üzerine bakılan davanın açıldığı
anlaşılmaktadır. İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları Yönetmeliğinin Birinci Kısmının Ortak Hükümler
alt başlıklı İkinci Bölümünde yer alan İşyerlerinin açılması başlıklı 6. maddesinin 2. fıkrasında;
"İşyeri ruhsatları yetkili idarelerin en üst amiri veya görevlendireceği yetkili tarafından bu
Yönetmelikte öngörülen sürede imzalanır; ruhsat için ayrıca, meclis veya encümen tarafından
bir karar alınmaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, belediye başkanı veya görevlendirdiği
kişi tarafından imzalanarak verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatının kaldırılması amacıyla belediye
encümenince ruhsatın iptali yönünde tesis edilen işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uygunluk
bulunmamakta olup, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında
sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.”
X)-KARŞI OY:
“5393 sayılı Belediye Kanununun 33 üncü maddesinde "belediye encümeni" belediye başkanının
başkanlığında; il belediyelerinde ve nüfusu 100.000'in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin
kendi üyeleri arasından seçeceği üç üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim
amirleri arasından seçeceği iki üye olmak üzere yedi kişiden, diğer belediyelerde, belediye meclisinin
kendi üyeleri arasından seçeceği iki üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim
amirleri arasından seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşacağı öngörülmüş olup, belediye
başkanının katılamadığı toplantılarda, belediye başkanının görevlendireceği başkan yardımcısı veya
encümen üyesinin belediye encümenine başkanlık edeceği hükme bağlanmıştır. İşyeri Açma ve
Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde düzenlenmiş olan "işyeri
ruhsatlarının yetkili idarelerin en üst amiri veya görevlendireceği yetkili tarafından
imzalanacağı, ruhsat için ayrıca, meclis veya encümen tarafından bir karar alınmayacağı"
hususundaki düzenleme, işyeri açma ruhsatlarının kısa bir süre içinde alınabilmesi için işlemlerin
hızlandırılmasına matuf bir düzenleme olup, anılan Yönetmelikte ruhsatın iptalini gerektiren hallerin
varlığı halinde ruhsatı iptale yetkili makam konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu durumda, işyeri açma ruhsatını vermeye yetkili merci olan belediye başkanının veya
görevlendireceği başkan yardımcısı ya da encümen üyesinin başkanlık ettiği belediye
encümenin aldığı karar ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesinde yetki yönünden
hukuka aykırılık bulunmamaktadır.”
İlgili daire kararını, karşı oyu da dikkate alarak; idari işlemin yetki unsurunun özellikleri
bakımından değerlendiriniz.
Değerlendirme: Burada Danıştay kararı açık olduğundan bunun üzerine bir değerlendirme
yapmıyoruz.
Yukarıda verilen karşı oy belediye başkanına verilen bir yetkinin, başkanının, belediye başkanı olması
sebebiyle, belediye encümeni tarafından da kullanılabileceğini savunmaktadır.
Fakat idare hukukunda yetki istisnaidir, dar yorumlanır. Karşı oyda dile getirilen “belediye
encümeninin içinde belediye başkanı da vardır, bu sebeple belediye encümeni belediye başkanının
yetkisini kullanabilir.” şeklindeki yorum, genişletici bir durumdur. Bu yorum yetkinin istisnai olması
ilkesi ile uyuşmamaktadır. Danıştay’ın vermiş olduğu karar hukuka uygundur.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 12


OLAY 1
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) Genel Müdürlüğü Haber ve Spor Yayınları Dairesi
Başkanlığı’nda memur olarak görev yapan (A), TRT’nin çekmeyi düşündüğü bir belgesel projesi
kapsamında, TRT Genel Müdürü tarafından TRT Erzurum Bölge Müdürlüğüne ihtiyaç nedeniyle
naklen atanmış ve kendisine yapılan tebligatta, atanma işlemine gerekçe olarak "gereken
durumlarda TRT personelinin görev yerlerinin değiştirilmesi TRT Genel Müdürü’nün kararı ile olur"
hükmünü taşıyan TRT Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yönetmeliğin ilgili maddesi
gösterilmiştir.
Bu durum üzerine TRT Genel Müdürü’nün kendisini atama yetkisine sahip olmadığını,
kanuna göre bu yetkinin Yönetim Kurulu’na ait olduğunu dolayısıyla yönetmelikle getirilen
düzenlemenin kanuna aykırı olduğunu düşünen memur (A), naklen atanmasına dair işlemin, “2954
sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’nun 15’inci maddesinde personeli atama yetkisinin TRT
Yönetim Kurulu’na verildiğini ve Kanunda bu yetkinin Genel Müdür’e devredilebileceğine dair
herhangi bir hükmün yer almadığını ve ayrıca davalı idare tarafından gerekçe gösterilen TRT
Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yönetmeliğin ilgili maddesinin Resmi Gazetede yayımlanan
Yönetmeliğin ilk halinden farklı olduğunu, daha sonraları TRT Yönetim Kurulu’nun aldığı bir kararla
bu değişikliğin yapıldığını ve fakat bu değişikliğin Resmi Gazetede yayımlanmadığını ve dolayısıyla
söz konusu idari işlemin hukuka aykırı olduğu” sebebiyle iptalini talep etmektedir.
İdare ise “Her ne kadar 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’nun 15’inci
maddesinde personeli atama yetkisi Yönetim Kurulu’na verilmiş ve bu yetkinin Genel Müdür’e
devredilebileceğine dair herhangi bir hüküm yer almamış ise de; personeli atama yetkisini Yönetim
Kurulundan alarak Genel Müdür’e veren ilgili yönetmelik değişikliğinin ihtiyaca binaen tesis
edildiğini, bu hususta idarenin takdir yetkisinin bulunduğunu ve ayrıca mezkur değişiklik Resmi
Gazetede yayımlanmamış olsa bile Yönetmeliğin bizzat kendisinin, yürürlüğe gireceği ilk zaman
Resmi Gazetede yayımlandığını, dolayısıyla yönetmelikte yapılan her değişikliğin mutlaka Resmi
Gazetede yayımlanmasının zorunlu olmadığını, hem zaten yapılan bu değişikliğin uygun vasıtalarla
personele ilan edildiğini, bu nedenle ilgili idari işlemin hukuka uygun olduğunu” belirtmiştir.
(İlgili Mevzuat: 3011 sayılı Kanun md 1: Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin
a)İşbirliğine, yetki ve göre alanlarına ait hükümleri düzenleyen, b)Kamu personeline ait genel
hükümleri kapsayan, c)Kamuyu ilgilendiren yönetmelikler Resmi Gazete’de yayımlanır.
SORULAR ve CEVAPLAR
S1) TRT’nin kuruluşunu düzenleyen Kanuna göre TRT kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurumdur.
Buna göre Türk İdare Teşkilatını açıklayınız ve TRT’nin Türk İdare Teşkilatı içerisindeki yerini
tespit ediniz?
Cevap: Hizmet bakımından yerinden yönetimler; özel teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren alanlarda,
kamu tüzel kişiliğine haiz kurumların yürüttüğü hizmetler bu kapsamdadır. Diğer adı kamu
kurumlarıdır.

İdari, sosyal, bilimsel teknik ve kültürel, iktisadi kamu kurumları olarak sınıflandırılırlar.
Bilimsel Teknik ve Kültürel kamu kurumları, bilim, teknik, kültür ve eğitim alanında faaliyet göster
kamu kurumlarıdır.

Somut olayımızdaki TRT; yerinden yönetim teşkilatı içinde, hizmet bakımından yerinden yönetimler
sınıfında, tüzel kişiliğe haiz, özel bütçeli bir bilimsel teknik ve kültürel kamu kurumudur.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 13


S2) Memur (A)’ya uygulanan naklen atanma işlemini, idari işlemin çeşitlerini dikkate alarak
sınıflandırınız?

Cevap: Somut olayımızdaki naklen atama bir idari işlemdir.

İşlem Maddi açıdan incelendiğinde;

Birel işlem, bünyesinde idarenin kamu gücünü kullanarak, tek yönlü irade açıklaması ile yaptığı özel,
somut, bir kere uygulanmakla tükenen, kişisel bir düzenleme taşıyan idari işlemlerdir.

İlgili idari işlem özel, somut ve bir kere uygulanmakla tükenen, ilgilisi (A)’ya uygulandıktan sonra
tükenecek kişisel/özel bir düzenlemedir.
Sonuç olarak ilgili idari işlem, birel idari bir işlemdir.

İradenin açıklanması açısından incelediğimiz zaman;

İradenin dış dünyaya yansıması ve sayısı bakımından iki başlıkta inceleyeceğiz.

a. İradenin dış dünyaya yansıması bakımından incelendiğinde;

İşlemi yapan makamın iradesinin açık şekilde görülmesi hali açık işlemdir.

Somut olayımızda, idare açıkça atama işlemini gerçekleştirdiği için ilgili işlem bir açık işlemdir.

b. İradenin sayısı bakımından incelediğimiz zaman;

Eğer tek bir irade açıklamasıyla işlem yapılıyorsa bu işlem basit işlemdir.

Somut olayımızda naklen atama Genel Müdürün kararıyla, yani tek bir makamın iradesiyle,
gerçekleştiği için burada bir basit işlem söz konusudur.

ÖFE Yorumu

Hukuki etkisine göre idari işlem incelemesi derste atlandı çözülmedi. Soruyu tam
cevaplamak adına ben burada kendi fikrimce cevaplandıracağım.

Hukuki etkisi bakımından incelediğimiz zaman;

Yapıcı idari işlemler ise bir hak ya da hukuki ilişkiyi tesis eder, ortadan kaldırır ya da değiştirir. Yeni
bir hukuki ilişki ortaya koyarlar veya kaldırırlar.
Kanaatimce somut olayımızda kişinin hukuki durumunu değiştiren bir işlem vardır. Bu sebeple yapıcı
idari işlem vardır.

Var olan bir hakka müdahale edilmek ya da kullanılmasını engellemek suretiyle bireylerin hukuki
durumlarını sınırlayan onlara yapmak, katlanmak veya kaçınmak gibi yükümlülük yükleyen
işlemlere, yüklendirici işlem denir.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 14


Somut olayımızda ilgili kişinin naklen atanmasıyla yeni görev yerine katlanması beklenmektedir bu
sebeple kanaatimce hukuki durumuna müdahale eden yükümlendirici idari işlem vardır.

Eğer idari işlemin hukuki sonucu bir defaya mahsus olmayıp, güncelliğini devam ettiriyorsa bu tür
idari işlemlere, etkisi devam eden idari işlem adı verilir.
Somut olayımızda ilgili kişinin atanması geçici süreli değil, süreklilik arz etmektedir. Bu sebeple
kanaatimce etkisi devam eden idari işlem vardır.

S3) Somut olayda (A)’nın ve idarenin iddialarını değerlendirerek işlemin hukuka uygunluğunu
tartışınız.

Cevap: Somut olayda kanun bahsekonu yetkiyi genel kurula veriyor. Genel kurum ise bir yönetmelik
çıkararak bu yetkiyi genel müdüre vermektedir.
Yetki ancak Anayasa, Kanun veya CBK’dan doğabilir. Yetki yönetmelikle verilemez veya
devredilemez.
Bu sebeplerle, kanunla genel kurula verilen bir yetkiyi genel müdürün yönetmeliğe dayanarak
kullanması yetki unsuru bakımından hukuka aykırıdır.
İşlem ayrıca şekil unsuru bakımından incelendiğinde;
Somut olayda bir personelin naklen atanmasına ilişkin yönetmelikle bir düzenleme getirilmiştir.
Olayın ardından verilen “3011 sayılı Kanun md 1” b bendi “Kamu personeline ait genel hükümleri
kapsayan” yönetmeliklerin Resmi Gazete’de yayınlaması zorunluluğu getirilmiştir.
Somut olayımızdaki naklen atamaya ilişkin hükümler; “Kamu personeline ait genel hükümleri
kapsayan” tanımına dahildir. Bu sebeple bu hükümlerin Resmi Gazete’de yayınlanması gerekirdi.
Bu sebepler ışığında ilgili işlem şekil unsuru bakımından da hukuka aykırıdır.

Somut olayımızda ilgili yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayınlandığı, fakat yetki devrine ilişkin
hükümlerin daha sonra yapılan bir değişiklikle eklendiği, fakat bu değişikliğin Resmi Gazete’de
yayınlamadığı görünmektedir.
Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayınlanması gereken hallerde, yapılan değişiklikler de Resmi
Gazete’de yayınlanmak zorundadır.
Somut olayımızda Resmi Gazete’de yayınlanması gereken değişiklik Resmi Gazete’de yayınlanmadığı
için şekil unsuru bakımından hukuka aykırıdır.

ÖFE Yorumu

Eğer Resmi Gazete’de yayınlansaydı ve şekil şartlarını sağlasaydı dahi yetki unsuru
bakımında sakat diyecektik.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 15


S4) TRT Kanunu’nun 15’inci maddesi ile Yönetim Kuruluna verilen atama yetkisinin, TRT Genel
Müdürü’ne devredilebileceğine dair yine aynı kanunda bir hüküm yer alsaydı bu durumda
işlem hukuka uygun kabul edilebilir mi? Somut olaydaki şartları dikkate alarak açıklayınız?

Cevap: Yetki devrinin yapılabilmesi için kanununun buna izin vermesi gerekir. Soruda verildiği gibi
eğer kanun, atama yetkisinin Genel Müdüre devredilebileceğine dair bir hükme yer verseydi; atama
yetkisi devredilebilirdi.
Fakat burada asıl dikkat edilmesi gereken husus; bu ihtimal halinde, yukarda sayılan şekil şartlarının
devam etmesi halidir.
Kanun yetki devrine cevaz vermiş ve genel kurul bu yetkiyi devretmişse; bu düzenleme Resmi
Gazete’de yayınlanmalıdır. Somut olayımızda eğer yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlanmadıysa
şekil unsuru bakımından hukuka aykırı olur.

S5) TRT Yönetim Kurulu’na ait olan atama yetkisinin TRT Genel Müdürü tarafından kullanılması
idari işlemin yetki unsuru açısından hangi tür yetki sakatlığına girer açıklayınız?

Cevap: İdarenin görev alanı içine giren bir konuda, idare adına irade açıklamaya yetkili olan bir
kişinin, o konuda işlem tahsis etme yetkisinin bulunmaması veya bir başka idari makamın görev
alanına giren bir konuda işlem tesis etmesine yetki tecavüzü adı verilir.

Somut olayımızda Genel Müdür normal şartlarda TRT adına irade açıklamaya yetkilidir. Ancak, genel
Müdür atama işlemi yapmaya yetkili değildir.
Bu sebeple burada yetki tecavüzü hali vardır. Yetki tecavüzü konu bakımından yetki sakatlığı halidir.
Yetki tecavüzünün müeyyidesi iptaldir.

OLAY 2
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görevlendirilmek üzere, Çukurova Üniversitesi Öğretim
Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri doğrultusunda doktor öğretim üyesi kadrosu ilan
edilmiştir. Anılan kadroya başvuru yapan (B), doktor öğretim üyesi olarak atanmıştır. Aynı kadroya
başvuran başka bir aday, idareye başvuru yaparak atanma işleminin iptalini talep etmiştir. Bunun
üzerine idare, adayların dosyalarını yeniden incelemiş ve (B)’nin Çukurova Üniversitesi Öğretim
Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri uyarınca “Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil (YÖKDİL)
Sınavı veya Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS)’ndan ya da eşdeğerliği kabul edilen
sınavların birinden en az 70 puan almış olma” koşulunu sağlamadığını, (B)’nin sınav notunun 50
olduğunu fark etmiş ve atama işlemini iptal etmiştir.
Bunun üzerine (B), 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu uyarınca eğitim-öğretim faaliyetleri
hakkında düzenleme yapma görevinin Senatoya ait iken söz konusu ölçütlerin Yönetim Kurulu kararı
ile belirlendiği ve söz konusu ölçütlerin Resmi Gazete’de ilan edilmediği gerekçesiyle, atama
işleminin iptali işlemi ve bu işlemin dayanağı olan Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyeliğine
Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri hakkında iptal davası açmıştır.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 16


S1) (B)’nin atanması işlemi hangi unsur bakımından hukuka aykırıdır? Açıklayınız.
Cevap: İşlem sebep unsuru bakımından hukuka aykırıdır.

Somut olayımızda atama işleminin sebebi sayılan şartları taşıyan kişinin ilgili kadroya atanmasıdır.
Fakat burada ilgili kişi istenen şartları taşımadan kadroya atanmıştır. Burada sebep unsur yönünden
sakatlık vardır. Sebep unsuru yönünden hukuka aykırılık vardır.
Sebep sakatlıkları içinde dayanılan sebebin hukuka aykırı olması başlığı altında değerlendiririz. Zira
hukuk kuralı 70 puan üzeri olmasını öngörmüştür. Açık hükme aykırılık söz konusudur.

S2) (B)’nin atanması işlemi kazanılmış hak doğurur mu? Şartları göz önünde bulundurarak
değerlendiriniz.

Cevap: Hukuka aykırı işlemler kazanılmış hak doğurmaz. Kazanılmış hakkın doğması için ilgili işlem
yapıldığı sırada hukuka uygun olmalıdır.
Somut olayımızda atama işleminin hukuka aykırılığını yukarda tespit etmiştik. Bu sebeple kazanılmış
hak doğurmaz.

S3) Atama işleminin iptalini idari işlem teorisi bakımından değerlendiriniz.


Cevap: İdari işlemler şu şekillerde sona erebilir;

- Kendiliğinden sona erebilir.


- Mahkeme kararıyla iptal edilebilir.
- İdare tarafından kaldırılabilir.
- İdare tarafından geri alınabilir.
Bir işlemin geri alınabilmesi için 2 şart gereklidir;
1- İdari işlemin hukuka aykırı olması
2- İdari işlem için öngörülen dava açma süresinin geçmemiş olması
Somut olayımızda geri alınan işlem hukuka aykırıdır. Bu şart sağlanmıştır.
Somut olayımızda bir tarih verilmemiştir. Bu sebeple bu şartın da sağlandığını kabul ediyoruz. İdare
atama işlemini geri almıştır ve hukuka uygundur.

ÖFE Yorumu

Eğer burada tarihlere yer verilmiş olsaydı, atama işlemi 60 günlük süre geçtikten sonra
geri alınabilir miydi?

Somut olayımızda ilgili için hukuka aykırı bir birel işlem ile bazı haklar doğmuş olabilir.
(Kazanılmış Hak değil!)
Eğer hak doğmuş ve dava süresi geçmemişse işlem geri alınabilir.

Eğer hak doğmuş ve dava süresi geçmişse, işlem kural olarak geri alınamaz. Fakat bunun
bir istisnası vardır.
Yokluk, açık hata, gerçek dışı beyan veya hile hallerinde işlem her zaman geri alınabilir.
Somut olay varsayımımızda, işlem yokluk hükümlerine tabidir. Bu sebeple her zaman
iptal edilebilir.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 17


S4) (B)’nin iptal davasına konu iddialarının doğru olduğu varsayıldığında, atamanın iptali işlem
hangi unsurlar yönünden hukuka aykırı hale gelmiştir? Açıklayınız.

Cevap: Somut olayımızda (B) Yükseköğretim Kanunu uyarınca eğitim-öğretim faaliyetleri hakkında
düzenleme yapma görevinin Senatoya ait iken söz konusu ölçütlerin Yönetim Kurulu kararı ile
belirlendiği ve söz konusu ölçütlerin Resmi Gazete’de ilan edilmediği gerekçesiyle, atama işleminin
iptali işlemi ve bu işlemin dayanağı olan Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve
Atanma Ölçütleri hakkında iptal davası açmıştır.

Her iki idari birimin de normal şartlarda idare adına irade açıklama yetkileri vardır.
Fakat Senatonun görev alanına giren bir konuda yönetim kurulu işlem yapmıştır. Burada konu
bakımından yetkisizlik vardır. Yetki tecavüzü söz konusudur.

Söz konusu ölçütlerin Resmi Gazete’de yayınlanmaması hususu incelediğimizde;


Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri adsız düzenleyici bir
işlemdir.
Adsız düzenleyici işlemlerin Resmi Gazete’de yayınlaması gibi bir zorunluluk yoktur. Yayınlanması
gerekenler kanunda özellikle sayılmıştır.
Somut olayımızdaki “Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri” nin
Resmi Gazete’de yayınlaması zorunluluğu yoktur.

NOT: CBK veya yönetmelik ile yapılmayan düzenleyici işlemler, adsız düzenleyici işlem sınıfına girer.

NOT: Burada işlemin genel karar sınıfına girip/girmediği kafa karıştırabilir. Buradaki ölçütler,
gelecekteki bütün kadro alımlarını etkileyen, her alımda bakılacak düzenleyici kuralları
düzenlemektedir. Bu sebeple düzenleyici işlemdir.
Eğer burada bir kadro ilanı olsa ve ilanda belirlenen sürede alınacak kişilerle ile ilgili bir ölçüt
getirilseydi. Sürenin bitimiyle bu ölçütler sonlanacağı için işlem genel karar sınıfına girerdi.

S5) Senatonun dava açıldıktan sonra söz konusu ölçütleri bir kararla onaylaması durumunda
mahkeme ne yönde karar vermelidir? Açıklayınız.

Cevap: Yetki unsuru kamu düzenine ilişkindir. Yetkisiz şekilde gerçekleştirilen işlemler sonradan
yetkili makam tarafından onaylansa, icazet verilse dahi hukuka uygun hale gelmez.
İşlemin mutlaka iptal edilmesi veya geri alınması, ardından yetkili makam tarafından yeni bir işlem
tesis edilmesi gerekir.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 18


OLAY 3
Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü 26.12.2022 tarihli işlemi ile (K)’yı Antalya
Atatürk Devlet Hastanesine hastane müdürü olarak vekaleten atamıştır. (M), Antalya İlçe Devlet
Hastanesinde hastane müdürü olarak görev yapmakta iken, hizmet puanı doğrultusunda Antalya
Atatürk Devlet Hastanesine atanma istemi ile idareye başvurmuştur. Bununla birlikte (K)’nın, İçişleri
Bakanlığı Burdur İl Savunma Müdürlüğünde sivil savunma müdürü olarak görev yaptığı ve Akdeniz
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Resim ve Konstrüksiyon bölümünden mezun olduğu
bilinmektedir.
(İlgili Mevzuat: Sağlık Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin
7/c Maddesi : “Hastane müdürü kadrolarına atanabilmek için;
Sağlık idaresi yüksekokulu, sağlık kurumları yöneticiliği, sağlık kurumları işletmeciliği mezunu veya
temel eğitimi idare ve işletmecilik olan yüksekokul veya fakültelerden mezun olup hastane
işletmeciliği konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış olanlar tercih edilmek kaydıyla dört yıllık
yüksekokul veya fakülte mezunu olmak… gerekir.”)

SORULAR ve CEVAPLAR

S1) Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 26.12.2022 tarihli işlemi hukuka
uygun mudur? Açıklayınız.
Cevap: İlgi yönetmelik hastane müdürü kadrolarına atanabilmek için hastane işletmeciliğinden
mezun olma şartını getirmiştir.
Bir kadroya vekaleten atanacak kişide asılda aranan şartların varlığı aranır.
Somut olayda (K) Mühendislik Fakültesi Makina Resim ve Konstrüksiyon bölümünden mezun
olmuştur. (K) ilgili makama asıl olarak atanma şartlarını sağlamamaktadır, bu sebeple vekaleten
görevlendirilmesi de mümkün değildir.
K’nın hastane müdür olarak bu kadroya atanması hukuka aykırı bir işlemdir.
S2) (K)’nın hastane müdürü olarak görev yapabilmesi hangi durumda mümkün olabilir? Şartlarını
açıklayınız.
Cevap: Tedviren görevlendirme, ilgili makama asılda aranan özellikleri taşıyan kimsenin
bulunamadığı durumlarda, geçici olarak yapılabilir.
Eğer bir vekaleten atama işleminde atanan gerekli şartları sağlamıyorsa bu işlemin tedviren
görevlendirme olduğunu söyleriz.
Somut olayda K gerekli şartları sağlamamasına rağmen vekaleten atanmıştır. Yukarıda tedviren
görevlendirmenin şartı olarak “asılda aranan özellikleri taşıyan kimsenin bulunamadığı durumlarda”
yapılabileceğini söylemiştir.
Somut olayımızda (M) ilgili kadroya aslen atanma için gerekli şartları taşımaktadır. Burada “asılda
aranan özellikleri taşıyan bir kimsenin” (M) bulunması sebebiyle (K)’nın tedviren görevlendirilmesi
mümkün değildir. Bu duruma rağmen (K)’nın görevlendirilmesi hukuka aykırıdır.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 19


S3) (K)’nın atama işleminin iptal edildiği ve Antalya Atatürk Devlet Hastanesine hastane müdürü
olarak (M)’nin sürekli olarak vekaleten atandığı varsayıldığında;

a) (M)’nin vekaleten atanması işleminin hangi tür vekalet olduğunu ve hangi durumlarda
bu yola başvurulabileceğini açıklayınız.

Cevap: Vekalet ikiye ayrılır: 1) Dolu kadroya vekalet 2) Boş kadroya vekalet
Somut olayımızda M’nin atanması boş kadroya vekalettir.

b) (M)’nin vekaleten atama işlemini idari işlemin hangi yönden hukuka aykırıdır?
Açıklayınız.

Cevap: Vekalet geçici bir kurumdur. İlgili makama asıl olarak atanacak kamu görevlisi atanana ve
göreve başlayana kadar oradaki kamu hizmetlerinin yürütülmesi için vekaleten atama
gerçekleştirilir.
Herhangi bir kişinin bir kadroya sürekli veya makul süreyi aşacak şekilde vekaleten atanması işlemi
hukuka aykırı hale getirir.
Somut olayda M’nin sürekli olarak vekaleten atanması hukuka aykırıdır.

c) (M)’ye vekaleten görevi yürüttüğü süre boyunca herhangi bir ücret ödenebilir mi?
Açıklayınız.

Cevap: Vekaleten atamada, ücretsiz vekalet asıldır.

DMK M. 86/2

Bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekalet asıldır.

Yukarda da yer verdiğimiz gibi mevzuatta aylıksız vekalet esastır, fakat Danıştay vekalet edene
hiçbir ödeme yapılmamasını angarya yasağının ihlali olarak görmektedir.
Bu nedenle vekalet edene vekalet görevinden ötürü, vekalet aylığına eş değer bir meblağın
ödenmesi gerekmektedir.
Somut olayımızda da Danıştay’ın kararı doğrultusunda M’ye ödeme yapılması gerektiğin isöyleriz.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 20


ÖFE Yorumu

Somut olayımızda (M) halihazırda ilçe hastane müdürü olarak görev yapmaktadır.
Elif Hoca, M vekaleten atandığında, kurum dışı bir atama gerçekleştiği için ilçe
hastanesindeki görevinin sona ereceğini dile getirdi. Bu sebeple M yeni görevinde
vekalet aylığı alacaktır.

Eğer bu görevi sonra ermeseydi, kurum içi bir atama söz konusu olsaydı;
Bu durumda zaten halihazırda bir memur olduğu ve maaş aldığı için ek bir vekalet ücreti
almayacağını söylerdik.
Kurum içi vekaleten görevlendirmelerde vekalet ücreti ödenmez.

Kanaatimce buna benzer bir soru gelmesi halinde memurun eski görevinin sonlanıp
sonlanmadığına dair bir değerlendirme yaparak cevaplandırmanız doğru cevabı bulmak
açısından önemli olacaktır.

OLAY 4

Ateşliı̇ Sı̇ilahlar ve Bıçaklar ile Dı̇i iğer Aletler Hakkında Kanun’un 7/5 maddesi uyarınca
“Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirlenecek esaslara göre valiler tarafından verilecek
izin vesikasını alanların ateşli silah bulundurabileceği” düzenlenmektedir. Bu doğrultuda Ateşli
Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik'in 7. maddesinin
(a) bendinde; İl valilerinin, yaptıkları iş, sosyal, ekonomik, kültürel ve mesleki faaliyetleri ya da
bulundukları yer ve zaman itibarıyla can güvenliklerinin ciddi ve harici tehdit ve tehlikelere maruz
kalacağı kuvvetle muhtemel olduğu anlaşılan Türk vatandaşlarına talepleri halinde silah taşıma
ruhsatı verebileceği düzenlenmiştir.

Türk vatandaşı (A), İzmir valiliğine silah taşıma ruhsatı için başvuruda bulunmuştur. (A)’nın
başvurusu vali adına il vali yardımcısı tarafından yapılan işlemle reddedilmiştir.
(İlgili Mevzuat: Yönetmelik Ek Madde 2 – “Valiler, 7 nci ve Ek-1 inci maddelerde belirtilenler hariç
olmak üzere, bu Yönetmelik hükümlerine göre haiz oldukları yetkilerini, gerekli gördükleri takdirde,
kısmen veya tamamen vali yardımcılarına ya da kaymakamlara yazılı olarak devredebilirler.”)

ÖMER FARUK EMİROĞLU 21


S1) Valinin silah taşıma ruhsatı verme yetkisi yetki devrine konu olabilir mi? Yetki devrinin
özellikleri doğrultusunda cevaplayınız.

Cevap: Kanunda silah taşıma ruhsatı verilme yetkisi valiye verilmiştir. Ek olarak yönetmelikle silah
taşıma ruhsatı verilme yetkisinin devredilemeyeceği düzenlenmiştir.
Ancak eğer bu düzenleme olmasaydı dahi, eğer bir yetki bizzat, özellikle bir kişiye özgü verilmişse,
bu yetkiler devredilemez yetkilerdir.
Somut olayımızdaki silah taşıma ruhsatı verme yetkisi bizzat valiye verilmiş bir yetkidir. Bu sebeple
eğer kanunu düzenleme olmasaydı dahi bu yetki, yetki devrine konu olamaz.

S2) Valinin silah taşıma ruhsatı verme yetkisi imza devrine konu olabilir mi? Açıklayınız.

Cevap: İmza devrinde bir kanuna dayanma şartı yoktur. Kanuni düzenlemeye ihtiyaç duymaksızın üst
astlarına imza devrini gerçekleştirebilir. İmza devri yazılı olmalı, ilgililere duyurulmalıdır.
Somut olayımızda Vali, Silah ruhsatı verilmesine ilişkin imza yetkisini, vali yardımcısına devredebilir.

S3) (A)’nın başvurusunun reddine ilişkin idari işlem hukuka uygun mudur? Açıklayınız.

Cevap: Bahsekonu yetki, yetki devrine konu olamaz ancak imza devrine konu olabilir.

Burada somut olayda kesin bir bilgi verilmediğinden ikili bir cevap verebiliriz;

- Eğer somut olayda Vali, ilgili yetkisini vali yardımcına devretmiş ve bu yetki devrine
dayanarak vali yardımcı tarafından ret işlemi gerçekleştirilmişse bu işlem hukuka aykırıdır.

- Eğer somut olayda karar Vali tarafından verilmiş, yalnız imza yetkisi vali yardımcına
devredildiği için vali yardımcı tarafından reddedilmişse bu işlem hukuka uygundur.

ÖMER FARUK EMİROĞLU 22

You might also like