Professional Documents
Culture Documents
M. A. Köymen - Büyük Selçuklular İmparatorluğunda Oğuz İsyanı (1153)
M. A. Köymen - Büyük Selçuklular İmparatorluğunda Oğuz İsyanı (1153)
daki irtibatı temin etmek, otlak ve sulama yerlerini tayin etmek, (tabii
yerleşik unsurlara karşı) uygunsuz hareketlerde bulunmalarını önlemek
ve nihayet devlete olan vergi borçlarını zamanında tahsil etmekten
ibarettir.
2— Bizce asıl mühim olan cihet, göçebelerin iktisadî bakımdan
şehir iktisadiyatının bir tamamlayıcısı olarak görülmesidir. Bunların
hayvan ve eşyalarının meskûn insanların refahını arttırmak bakımından
faydalı olduğu açıkça ifade edilmiştir13. Bunda şüphesiz hakikatin his
sesi vardır. Ancak bu sözlerin arkasında göçebeleri yerleşik halka kar
şı müdafaa maksadının saklı bulunduğunu da sezmemek mümkün değil
dir 14 . Bu izahatın, F u a d K ö p r ü lü'nün, Oğuz kabilelerinin kendilerini
doğrudan hükümdarların şahsına bağlı telâkki ettikleri hakkındaki fik
rini esas itibarile teyit ettiğinde şüphe yoktur 15 . Devletin görüş ve te
lâkkisinden maksadın, daha ziyade hükümdarın şahsi görüşü olduğunu
kaydetmek gerekir 16 . Yoksa sivil teşkilât mensuplarının göçebe Türkmen
ler (Oğuzlar) için de hiç olmazsa ayni derecede menfi görüş sahibi ol
duklarını söyliyebiliriz. Nitekim ekserisi İranlı olan ve yerleşik halkın
fikirlerini aksekttirdiklerinde şüphe bulunmayan Selçuklu devri kronikçi-
lerinin umumiyetle Türkler hakkındaki kanaatleri müspet değildir. Ayni
kanaati göçebelere karşı olduğu kadar ve ondan da fazla devletin as
kerî teşkilatındaki kumandan ve askerlere karşı beslediklerini unut
mamak lâzım. Bu husus, ekserisi yerli İranlı unsurdan teşekkül eden
sivil teşkilât mensuplariyle, çoğunu Türklerin teşkil ettiği askerî teşkilât
mensupları arasındaki rekabeti ilgilendiren bir meseledir ki konumuzla
doğrudan ilgili olmadığından, burada buna temas etmiyeceğiz. Selçuklu
ordusunun Türkmenler'e karşı durumunu da biraz ilerde ele alacağız.
İmparatorluğun Oğuz göçebeleri, göçebelerin de imparatorluk hak
kındaki karşılıklı görüş ve telâkkilerini belirttikten sonra, bu isyanın
baş göstermesi arifesinde Selçuklu imparatorluğunun içinde bulunduğu
şartları ve onun kuvvetli ve zayıf taraflarını açıklamak meseleyi başka
bir bakımdan aydınlatmak için faydalı olur.
Sultan S a n c a r 'in başında bulunduğu Büyük Selçuklu imparatorlu
ğunun tarihinde Katvan savaşı (9 Eylül 1141) nın bir dönüm noktası
13
Maverâünnehr'de ve Hârezm'de muayyen zamanlarda toplanarak yerleşik
halkla ticaret yaptıkları merkezler hakkında bk. Y a k u t , Mu ccem-ül-büldân, Avrupa
tabı III 366 ve IV 714.
14
Yerleşik İran unsuru ile göçebe Türk unsuru arasındaki menfaatların uzlaştı-
rılamazlığı meselesi ve devletin aldığı durum hakkında bk. B a r t h o 1 d, Turkestan
down to the Mongol İnvasion 309-310. F u a d Köprülü, Bizans müesseselerinin
Osmanlı müesseselerine tesiri hakkında bazı mülâhazalar, Türk Hukuk ve İktisat
Tarihi Mecmuası I, 1931, 227-27.
15
Bk. Osmanlı İmparatorluğunun Etnik Menşei Mes'eleleri, Belleten XXVIII,
273-4; ayrıca bk. Belleten XXVII 481.
16
Bk. aynı yer. Büyük âlim, kendisine mahsus görüşüyle, Selçuklu idaresi-
Oguz kabileleri münasebetlerini keskin hatlarla çizmiştir.
BÜYÜK S E L Ç U K L U L A R İ M P A R A T O R L U Ğ U N D A O Ğ U Z İSYANI 163
17
S a n c a r 'in imparatorluğun doğu taraflarına, hele Mâverâünnehr'le H â r e z m ' d e
hâkimiyetinin devamına ne k a d a r ehemmiyet verdiğini anlamak için « Sultan Sancar
ve z a m a n ı " adlı eserimize bakınız.
18
Bk. Divan-ı Hakânî, nşr. Ali Abdürresûlî, T a h r a n 1316, endeks-
19
K a r a h ı t a y l a r ' d a n çekindiği için H â r e z m ş a h l a r ' a karşı savaş açamadığını i b n -
ü 1 - E s î r de açık olarak ifade e t m e k t e d i r (Tornberg nşr. X 59 ) . Bu savaşın S a n -
c a r ' ı n prestiji üzerine yaptığı tesir hakkında bk. B a r t h o l d , 12 Vorlesungen ûber
die Geschichte der Türken Mittelasiens, Berlin 1935, 123.
20
Onun Selçuklu i m p a r a t o r l u ğ u n a karşı durumu ve türlü isyanları hakkında şimdi
lik bk. B a r t h o l d , Turkestan 323-331. A t s ı z'ın Katvan bozgunundan önce yaptığı
isyanı (1138) bastırdığı zaman, aldığı cezrî tedbirle ( yakaladığı oğlunu hemen öldürt
müş, H â r e z m ' e yiğeni Süleyman'ı vali olarak tayin etmişti), bu bozgundan sonraki teca
vüz ve isyanlarını (1143-4 ve 1147-8) önlediği zaman aldığı «idarei maslahat» tedbirleri
a r a s ı n d a k i farkları - S a n c a r 'ın başarılı devlet idaresi, ince siyaseti gözönünde t u t u
l u r s a - s a d e c e tesadüf eseri saymağa imkân yoktur. H e l e üçüncü tenkil savaşında
(1147/8) bir Zâhid'in aracılığı ile imzalaşmaya razı olduktan sonra, itaatini g ö s t e r m e ğ e
gelen A t s ı z a t ı n d a n inerek, S a n c a r'ın önünde yer öpmesi gerekirken, at üstünde
başını eğerek selâmlamış ve hiç birşey söylemeden b ı r a k ı p gitmiştir. Yüksek hâkimi
yetine gösterilen en ufak dikkatsizliğe karşı, hükümdarlık telâkkisi icabı, çok hassas
olduğunu bildiğimiz S a n c a r'ın kendisini tatmin edilmiş saymasına imkân yoktur
(bk. C ü v e y n î II, 1 0 ; Barthold, aynı eser 3 2 8 ) .
A t s ı z'ın Hârezm ötesi göçebelerine karşı kazandığı zaferleri biliyoruz. Bu
«idare-i maslahat» siyasetinde, şeklen de olsa hâkimiyetini t a n ı y a n Hârezınşahlar'ı
yıkınca, Mâverâünnehr tarafında olduğu gibi, daha çetin, harpçi unsurlarla sınırdaş
olmaktan çekindiğinin de âmil olduğunu u n u t m a m a k lâzımdır,
21
S a n c a r'ın b u siyaset tarzı, aşağıda O ğ u z l a r ' a karşı niçin ancak kumandan
larının daimî israriyle sefer açmağa razı olduğunu izah etmek hususunda işimize
yarayacaktır.
164 M. ALTAY KÖYMEN