9.sınıf Edebiyat 2.dönem 2.yazılı

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 15

ROMAN

Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayların, insanlar arasındaki ilişkilerin, insan


psikolojisinin uzun bir şekilde yer ve zaman bağlamında anlatıldığı edebi türe roman
denir.

Roman, Avrupa’da sözlü edebiyattaki destanın geçirdiği değişimin bir ürünü olarak

ortaya çıkmıştır. İnsanı en iyi anlatan, tanıtan ve onun psikolojisini en net şekilde

yansıtabilen tür romandır. Romanda gerçek hayatta yaşanabilecek olaylar yazar

tarafından kurgulanır.

Romanın Yapı Unsurları


1)Olay
2)Kişi
3)Mekan
4)Zaman

Roman Türleri
1)Macera Romanı: Heyecanlı ve merak uyandırıcı olayları anlatır.
2)Tarihi Romanlar: Tarihi olayları ve kişileri anlatır.
3)Psikolojik Roman: İnsanın iç dünyasını, bilinçaltını anlatır.
4)Sosyal Roman: Toplumsal sorunları, töreleri anlatır.
5)Bilim Kurgu Romanı:
6)Fantastik Roman: Gerçeküstü olay ve kişileri anlatır.
7)Polisiye Roman: Polisiye olaylar (aksiyon-gizem) işlenir.
8)Tezli Roman: Toplumsal ya da siyasal bir konuyu tez içerek anlatır.
9)Egzotik Roman: Uzak ve yabancı ülkelerin doğa-insanlarını anlatır.

Miguel de Cervantes’in 17. yüzyılda yazdığı Don Kişot, bu türde yazılan ilk eser olarak kabul görür.

18. yüzyılda İngiltere'de Daniel Defoe’nun (Danyel Döfo) “Robenson Cruze (Robinson
Kruzo)”, Jonathan Swift’in (Canıtın Svift) “Guliver’in Gezileri” adlı eserleri bu türdeki ilk
örneklerdendir.

Romanlar 19.yüzyılda romantizm ve realizm akımlarının katkısıyla kendine has özellikler

kazanmıştır. 19.yüzyılda Dostoyevski, Stendhal, Balzac, Tolstoy, Zola gibi romancılar sayesinde

bu tür klasik hale gelmiştir. Batı edebiyatlarında ön plana çıkan roman türünün edebiyatımıza

gelmesi Tanzimat Dönemine rastlar. İlk etapta çeviri eserler ile bu türler tanışırız.

Türk edebiyatında ilk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa’nın Telemak adlı eseridir.

Türk edebiyatında ilk yerli roman ise Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir.
TİYATRO

Tiyatro sahnede, bir seyirci topluluğu önünde oyuncular tarafından canlandırılmak üzere
yazılan edebî türdür.

Oyun metnine, sahnedeki oyuna ve binaya da tiyatro denir.

Tiyatro iletisini insana, insanla anlatan bir türdür.

Sahne sanatı olarak da adlandırılan tiyatro, sadece okunmak için değil oynanmak için de
yazılmaktadır.

Tiyatronun kökeni Eski Yunan’da bağ bozumu tanrısı Dionysos (Dionysos) adına yapılan dinî
törenlere dayanmaktadır. (theatron)

Tiyatro hem göze hemde kulağa hitap ettiğinden etkileyicilik gücü yüksektir.

Modern tiyatro konusuna göre trajedi, dram ve komedi olarak üçe ayrılır.

Anadolu’da modern tiyatrodan önce Geleneksel Türk Tiyatrosu olarak bilinen Karagöz,
Orta Oyunu, Meddah, Köy Seyirlik Oyunları hakimdi.

Türk edebiyatı modern tiyatro ile Tanzimat Döneminde tanışmıştır.

Şinasi, ilk Türk tiyatrosu olan Şair Evlenmesi oyununu bu dönemde


yazmıştır. Ahmet Vefik Paşa, Moliere’den çeviriler yapmış ve

sahneletmiştir.

Sahnelenen ilk Türk tiyatrosu ise Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre adlı

oyunudur.

Dramatik Örgü: Tiyatro oyunundaki olaylar dramatik örgüdür.

Yer: Olayların geçtiği çevre mekandır ve bu mekan çeşitli aksesuarlarla dekor olarak

bizlere sunulur. Zaman: Olayların başlama ve bitişi arasındaki süre zamandır.

Çatışma: Karşıt duygu, düşünce ve isteklerin; kişilik özelliklerinin bir arada


sergilenmesi ile ortaya çıkan anlaşmazlıklar çatışmadır.

Kişi: Aralarında çatışma yaşayan ve bunu sahnede sergileyen kahramanlardır.


TİYATRO TERİMLERİ
•aksesuar: Dekor gereği kullandığı çeşitli eşya.
•aktör: Erkek oyuncu.
•aktris: Kadın oyuncu.
•dekor: Olayının geçtiği yerin ve çağın özelliklerini belirleyen perde, aksesuar vb. ögelerin
bütünü. •doğaçlama: Yazılı metin olmadan oyuncuların anlık olarak oyuna göre davrandığı ve
konuştuğu oyun. •dramatize etmek: Bir edebî eseri radyo, televizyon veya sahne oyunu
biçimine getirmek. •jest: Genellikle el, kol ve baş ile yapılan içgüdüsel veya iradeli hareket.
•kostüm: Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı.
•kulis: Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm.
•pandomim: Sözsüz oyun.
•perde: Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri.
•piyes: Oyun.
•prömiyer: İlk gösteri.
•reji: Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunu yönetme.
•rejisör: Yönetmen.
•replik: Sahne oyunlarında konuşanların birbirlerine söyledikleri sözler.
•rol: Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel
adı. •sahne: İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde
yüksek yapılan, gösteri yapmaya uygun yer.
•skeç: Güldürü niteliğinde kısa oyun.
•suflör: Oyunculara, rollerinde unuttukları sözleri izleyicilere duyurmadan söyleyip
hatırlatan erkek. •temsil: Oyun.
•tirat: 1. Sahnede kişilerin birbirlerine söyledikleri uzun sözler. 2. Bir tiyatro oyununda,
oyuncunun uzun ve kesintisiz konuşması

Modern tiyatro "Trajedi, komedi ve dram" olmak üzere üç başlıkta incelenir.

Trajedi (Tragedya):
Konusunu tarihten ve efsanelerden alan, ağırlıklı olarak acıklı olayları konu edinen
tiyatrolara "Tragedya" denilmektedir.

Konularını tarihten ve mitolojiden alır.

Kahramanlar sıradan insanlar değil kral, kraliçe, prensler ve tanrılardır.

Trajedide kaba ve çirkin sözlere yer verilmez.

Öldürme, yaralama gibi olaylar sahnede canlandırılmak.

Şiir biçiminde yazılır.

Sahnede üç birlik kuralına her zaman uyar


Komedi (Komedya):

Kişilerin ve toplumun aksayan yönlerini güldürücü öğeler iç içe yansıtan tiyatro türüdür.

Komedide korkaklık, cimrilik, dalkavukluk gibi huy ve davranışlar abartılarak seyirciyi


güldürürken düşündürmek amaçlanır.

Konular günlük yaşamdan alınır. Kahramanlar, halk kesiminden kimselerdir.

Üç birlik kuralına uyulur ve manzumdur.

Kaba şakalar, söz oyunları, öldürme ve yaralama sahneleri vardır.

Komedi; karakter komedisi, töre komedisi, entrika komedisi gibi türlere ayrılır.
Dram:
Hayatı hem acıklı hem gülünç yönleriyle bir bütün olarak yansıtmayı amaçlayan
tiyatro türüdür. Hem acıklı hemde güldürücü olaylar, bir arada bulunabilir.

XVIII. yüzyılda klasisizme tepki olarak doğan romantizm akımıyla ortaya çıkmıştır.

Konularını millî tarihten, günlük yaşamdan almıştır. Kahramanlar toplumun her kesiminden

seçilebilir. Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur.

Dram nazım ve nesir şeklinde yazılabilir.

BİYOGRAFİ

Sanat, edebiyat, bilim, siyaset, sinema vb. alanlarda ün yapmış, okuyucuların ilgisini
çekecek kişilerin hayatlarının tarafsız bir şekilde belli bir sıraya göre anlatıldığı edebi
türe biyografi denir.

Aynı zamanda bir “Yaşam öyküsü” olarak da adlandırılan biyografinin asıl amacı
tecrübelerin okuyucuyla paylaşılmasıdır.

Biyografiler sanat, siyaset, bilim ve çeşitli alanlarda bir belge niteliği taşır, birçok alanın
tarihine de ışık tutar.

Biyografide kişi tüm yönleriyle tarafsız olarak anlatılır, eserde kişisel düşüncelere ve
yorumlara yer verilmez
Biyografi eseri, bir plan çerçevesinde kişinin doğum, çocukluk, gençlik, yaşlılık, öğrenim,
meslek gibi hayat serüvenini anlatır.

Biyografi yazarı, eserinden önce kişi hakkında ayrıntılı bir araştırma yapmalı, belge
toplamalı ve elde ettiği bilgileri olduğu gibi yansıtmalıdır.

Açık ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.

Sıradan insanlar için değil okuyucu tarafından okunabilecek, ilgi çekebilecek

OTOBİYOGRAFİ

Öz yaşam öyküsü olarak da bilinen otobiyografi belli bir alanda üne kavuşmuş bireyin kendi
yaşamından önemli kesitleri ve ilginç yönlerini ayrıntılı bir şekilde anlattığı bir türdür.

Edebiyat, sanat, siyaset, spor gibi değişik alanlarda ünlü bir kişi; diğer insanlarca
bilinmeyen yönlerini, başarısını nelere borçlu olduğunu ve nasıl kazandığını anlatmak
amacıyla oto biyografisini yazar.
Biyografiler nesnel bir tür olarak değerlendirirken kişinin kendisini anlatırken tarafsız
kalması zor olacağından otobiyografiler öznel olarak değerlendirilir.

Bazen yazar yaşamındaki olaylardan yola çıkarak bir roman yazabilir.

Peyami Safa’nın “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, Orhan Kemal’in “Baba Evi” ve “Avare Yıllar”
adlı eserleri otobiyografik romana örnek olarak gösterilebilir.

Türk edebiyatında Abidin Dino Nun Kısa Hayat Öyküm, Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu
Arayan Adam adlı eserleri otobiyografi türünde yazılmıştır.

Aynı zamanda monografi, özgeçmiş, CV, hal tercümesi ve portre gibi türlerde biyografi ve
otobiyografi türüne benzerlik gösterir.

Özgeçmiş (CV): Kişinin hayatındaki okul, çalışma, kurs gibi belli başlı evreleri ve
tecrübelerini anlattığı yazılara özgeçmiş (CV) denir.

CV, yaşam özeti anlamına gelen “Curriculum Vitae” sözcüklerinin kısaltmasıdır.

Monografi: Ünlü birine ait bir konuyu, eseri ya da herhangi bir durumu derinlemesine ele
alıp inceleyen eserlere monografi denir.

Portre: Bir kişiyi farklı yönleriyle tanıtmayı amaçlayan yazılardır. Kişinin fiziksel
görüntüsünü yansıtan fiziksel portre, kişinin iç dünyasını ve düşüncelerini yansıtan
portreye ise ruhsal portre denir.

Hâl tercümesi: Osmanlı Dönemi'nde yazılan, daha çok öz geçmiş özelliği gösteren eserler

MEKTUP

Mektuplar, insanların duygu ve düşüncelerini, çevrelerinde olup bitenleri, uzaklardaki


yakınlarına samimi bir üslupla kâğıda dökerek anlattıkları yazılardır. Mektupta kullanılacak

anlatım, mektubu okuyacak kişinin kültür düzeyine göre olmalıdır. Arkadaşa yazılacak bir

mektupta kullanılacak dil ile resmi yazışmalardaki dil birbirinden farklıdır. Mektupların

üslubu son derece doğal ve samimidir.

Dönemin özelliklerini en iyi yansıtan türlerden olması nedeniyle birer belge

niteliği taşır. Konu sınırlaması yoktur, hemen her konuda yazılabilir.

Mısır firavunlarının ve Hititlerin mektupları ilk mektup örnekleri olarak kabul

edilmektedir. Batı edebiyatında mektup türünün ilk örnekleri Eski Yunan’da

görülür.

Türk edebiyatında mektup türü Tanzimat’ta gelişmeye başlar.

Mektupları kitap haline getirilenler:


Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Ziya’ya Mektuplar”, Mehmet Kaplan’ın “Ali’ye Mektuplar”, Yaşar
Nabi’ye yazılan “Dost Mektupları”
Mısır firavunlarının ve Hititlerin mektupları ilk mektup örnekleri olarak kabul

edilmektedir. Batı edebiyatında mektup türünün ilk örnekleri Eski Yunan’da

görülür.

Türk edebiyatında mektup türü Tanzimat’ta gelişmeye başlar.

Mektupları kitap haline getirilenler:


Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Ziya’ya Mektuplar”, Mehmet Kaplan’ın “Ali’ye Mektuplar”, Yaşar
Nabi’ye yazılan “Dost Mektupları”

Mektuplar yazılış amaçlarına göre dört başlıkta incelenir.


1)Özel Mektuplar
2)Edebi Mektuplar
3)Resmi Mektuplar
4)İş Mektuplar

Özel Mektup
Daha önceden birbirlerini tanıyan kişilerin duygularını, hislerini, durumlarını birbirlerine
anlatmak için yazdıkları mektup çeşididir.

Bu tür mektuplarda doğallık ve samimiyet yüksektir.

İş Mektubu
Ticari işletmelerin, şirketlerin birbirleriyle ya da kişilerle yaptıkları yazışmalara iş

mektubu denir. Bu mektupların konusu herhangi bir iş durumudur.

Edebi Mektup

Sanatçıların ve düşünürlerin birbirlerine yazdıkları, sanat ve düşünce derinliği taşıyan

mektuplardır. Edebi mektuplar bir şahsa değil, topluma da hitap edebilir.

Bu mektuplarla dönemin edebiyat ve yaşamı hakkında bilgi sahibi olduğumuz gibi


sanatçıları da yakından tanıma olanağına ulaşırız.

Edebi mektuplarda daha ciddi bir dille sanat ve düşünce konularının paylaşılması amaçlanır.

Cahit Sıtkı Tarancı -> Ziya’ya Mektuplar


Nazım Hikmet -> Kemal Tahir’e Hapishaneden Mektupları
Resmi Mektup
Devlet kurumlarının birbirleri arasında yaptıkları yazışmalar resmi mektup olarak

adlandırılır. Resmi mektuplar makamdan makama yazılabileceği gibi kişiden bir makama da

yazılabilir.

Mektup alt makama yazıldığında sonu “rica ederim”, üst makama yazıldığında ise “arz
ederim” kalıplarıyla tamamlanır.

Şikayetname

Edebiyat tarihimizde en meşhur mektup 1534 yılında Fuzuli’nin Kanuni Sultan Süleyman’a
yazdığı Şikayetname Dir.

Fuzuli’nin şikayetlerini dile getirdiği mektupta “Selâm verdim rüşvet değildir deyü
almadılar.” sözü çok meşhurdur.

Arapça, Farsça ögelerle yüklü̈ bir dille yazılan mektupta şiirsel bir üslup ve anlatma tekniği
kullanılmıştır.

Dilekçe

Dilekçe, bir isteğin belirtilmesinde ya da herhangi bir şikayetin resmi makamlara veya özel
kuruluşlara aktarılmasında kullanılan yazılardır.

Dilekçelerde söz uzatılmadan söz konusu olan istek ya da şikayet neyse kısa ama öz bir
şekilde yazılmalıdır.

Gereksiz ifadelerden ve konulardan kaçınmak son derece önemlidir.

Dil sade ve anlaşılır olmalıdır.


FİİLLER
Varlıkların bir zaman ve mekan kapsamı dahilinde bulundukları her türlü hareket, durum,
oluş ve kılışları bildiren sözcüklere fiil denir.
Örneğin “başla-, otur-, tut-, bak-, fırlat-” gibi sözcükler bir eylem yani bir hareket ifade
ederler.
Bir kelimenin fiil olup olmadığı nasıl anlaşılır?
⇒ Bir sözcüğün fiil olabilmesi için mutlaka “-mek, -mak” mastar ekini alabilmeleri
gerekmektedir. ⇒ Fiiller, olumsuzluk eki olan “-me, -ma”yı alabilirler.
Anlamlarına Göre Fiiller
İş Kılış
Durum
Oluş
Yapılarına Göre Fiiller
Basit
Türemiş
Birleşik
Çekimli Fiiller (Fiil Kipleri)
Haber Kipleri
Dilek Kipleri
Fiillerde Kişi Ekleri
Ek Fiil

Anlamlarına Göre Fiiller


Anlamlarına göre fiiller oluş, kılış ve durum olmak üzere üç başlıkta
inceleyebiliriz. İş Kılış Fiilleri
Durum Fiilleri
Oluş Fiiller

1) İş (Kılış) Fiilleri:

Bir hareketi anlatan fiillerdir. Bu hareketi (işi) yapan bir özne ve bu işten etkilenen nesne
vardır

“Neyi, kimi” sorularına cevap verirler.


Fiilin önüne “Onu” sözcüğünü getirdiğimizde anlamlı olur.

Şampiyonluk maçını tekrar seyretti.

-Beslemek
2) Durum Fiilleri:
Fiilde belirtilen hareketin bir özne tarafından herhangi bir nesneyi etkilemeden
yapılmasına “Durum fiili” denir.

Nesne alamadıklarından geçişsizdir.


“Neyi, kimi” sorularına cevap vermez.
Fiilin önüne “Onu” sözcüğü gelmez.

Onu görünce hiç durmadan ağladı.


Okula kadar yürüdü.
-Gül(mek)

3) Oluş Fiilleri:
Zaman içinde bir varlıkta kendiliğinden gerçekleşen değişikliği ifade eden fiillerdir.
Nesne alamadıklarından geçişsizdir.
“Neyi, kimi” sorularına cevap vermez.
Fiilin önüne “Onu” sözcüğü gelmez.

Masada unuttuğumuz ekmekler bayatladı.

-Paslan(mak)
Yapılarına Göre Fiiller

1)Basit Fiiller
2)Türemiş Fiiller
3)Birleşik Fiiller
a) Yardımcı Fiillerle Yapılanlar
b) Kurallı Birleşik Fiiller
c) Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller

1) Basit Fiiller

Yalın halde bulunan yani herhangi bir yapım eki almamış eylemlere “Basit fiil” denir.
Yapım eklerini almadıkları için bu fiiller kök halindedir diyebiliriz.

Örnek:
Geçen yıl yurt dışına gitmişlerdi.
Severek izlediğim dizi final yaptı.
2) Türemiş Fiiller
En az bir yapım eki almış fiillere türemiş fiil denir. Türemiş fiiller iki farklı şekilde olur:

1) İsimden Türemiş Fiiller:


İsim ya da isim soylu sözcüklere getirilen eklerle fiil türetilebilir.
Yabancı + laş + mak
Göz + le + mek

2) Fiilden Türemiş Fiiller:


Fiil kök ve gövdelerine getirilen yapım ekleriyle yeni fiiller türetilebilir.
Gör + ün + mek
Boğ + uş + mak

3) Birleşik Fiiller
Birleşik fiiller oluşturulma şekline göre üç farklı başlıkta incelenir.

A.Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller: Bir isim ya da isim soylu sözcüğün bir fiil ile
kalıplaşmasıyla ortaya çıkan fiillerdir.
Göz koy(mak)
Başvur(mak)
Gözden düş(mek)
Kanat ger(mek)

B.Yardımcı Fiillerle Yapılan Birleşik Fiiller: Bir isime getirilen başta “et-, ol-” olmak
üzere “bul-, buyur-, eyle-, kıl-, yap-, ver-” gibi yardımcı fiillerle yapılan birleşik
fiillerdir. Yardım et(mek)

Pişman ol(mak)
Namaz kıl(mak)

C.Kurallı Birleşik Fiiller: Bu tipteki birleşik fiiller iki eylemin birleşmesinden ve


kalıplaşmasından ortaya çıkan “yeterlik, tezlik, yaklaşma, sürerlik” anlamı katan
fiillerdir.

Yeterlilik Fiiller: Fiil + bilmek şeklinde kalıplaşır.


Geçebilmek
Açabilmek

Tezlik Fiilleri: Fiil + evermek şeklinde kalıplaşır.


Bırakırver+mek
Kımıldayıver+mek
Süreklilik Fiilleri: Fiil + edurmak, -ekalmak, -egelmek şeklinde kalıplaşır.
Başlayadur+mak
Bakakal+mak

Yaklaşma Fiilleri: Fiil + -eyaz şeklinde kalıplaşır.


Düşeyaz+mak
Bayılayaz+mak

Çekimli Fiiller

Bir eylemin kimin tarafından ve ne zaman gerçekleştirildiğinin belli olmasına “Çekimli


Fiil” denir. Okumak / Okuyorum

A. Fiillerde Kip

Kip eklerini “Bildirme kipleri” ve “Dilek kipleri” olarak iki genel başlıkta inceleyebiliriz.

1) Haber Kipleri
Fiillere bir zaman anlamı katan kiplerdir. Haber kipleri, fiillere beş farklı zaman anlamı
katmaktadır:

a) Duyulan Geçmiş Zaman: “-mış, -miş, -muş, müş”


Gelmiş
Gülmüş

b) Görülen Geçmiş Zaman: “-dı, -di, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü”
Geldi
Güldü

c) Şimdiki Zaman: “-yor”


Geliyor
Gülüyor
d) Gelecek Zaman: “-ecek, -acak”
Gelecek
Gülecek

e) Geniş Zaman: (ı,i,u,ü)r, -ar, -er


Gelir
Güler

2) Dilek Kipleri
Geldikleri fiillere istek, şart, emir ve gereklilik anlamları katan fiillerdir.

a) İstek Kipi: “-a, -e”


Geleyim
Güleyim

b) Dilek-Şart Kipi: “-se, -sa”


Gelsem
Gülsem

c) Gereklilik Kipi: “-meli, -malı”


Gelmeli
Gülmeli

d) Emir Kipi: Eylemlere yapılacak hareketin emredici bir şekilde kesin olarak yapılmasını
ifade eden eklere “Emir kipi” denir.

Gel / Gelsin / Gelin / Gelsinler

B. Fiillerde Kişi
Fiillerde bildirilen hareketin kim tarafından yapıldığını gösteren kişi
eklerdir. Kişi ekleri, cümlede işi yapanı yani özneyi bildirir ve her zaman
kipten sonra gelir. OkuduM → Kim Okudu? → Ben

1. tekil kişi (ben) İzle-di-m


2. tekil kişi (sen) İzle-di-n
3. tekil kişi (o) İzle-di
1. çoğul kişi (biz) İzle-di-k
2. çoğul kişi (siz) İzle-di-niz
3. çoğul kişi (onlar) İzle-di-ler
Ek Fiil (Ek Eylem)
İsim ve isim soylu kelimelerin yüklem görevinde kullanılmasını sağlayan, ayrıca
eklendiği çekimli fiilleri, birleşik zamanlı fiil yapan ek biçimindeki yardımcı eyleme ek
fiil (ek eylem) denir.

Ek fiil, mastar olarak anlamı olmayan “-i(mek)” fiilidir ancak günümüzde “i-di, i-miş, i-
se” şeklinde kullanılır.

Ek fiillerin iki farklı görevi vardır: 1) İsim ve İsim Soylu Sözcükleri Yüklem Yapmak:
Normal şartlarda yüklem olamayacak isim soylu sözcüklere gelerek yargı bildirip yüklem
olmasını sağlarlar.

Bugün hava oldukça iyiydi. Buranın en güzel köy-ümüş.

2) Basit Zamanlı Fiilleri Birleşik Zamanlı Yapmak: Sadece tek bir kip alan fiiller basit
zamanlı olarak ifade edilir. İki farklı kip almış eylemler ise birleşik zamanlı fiiller olarak
adlandırılır. Ancak tek bir kip alabilen fiiller ikinci kiplerini ek fiil yardımıyla alır.

Seviyor-i-MUŞ

Birleşik zamanlı fiillere gelen ek fiiller şu şekildedir:


1. Ek Fiilin Hikaye Hikaye Birleşik Zamanı (idi) → Geliyordu
2. Ek Fiilin Rivayet Birleşik Zamanı (imiş) → Geliyormuş
3. Ek Fiilin Şart Birleşik Zamanı (ise) → Geliyorsa

You might also like