Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 22

1 AYŞEGUL ve 4 MEVSİM

ıruıııı Gilbert DELAHAYE

ReelmleJS : Marul MARLIER

ı ~--=
t
GENEL
YAYIN No: ıo

SÜMER YAYINE V!

Ziya MIK - ilhamı ALPAGtrr

Td : tJ'Jl .

«Copyright by Ed.itions Castennan, Paris • Tournaı •


Bu kitabın tellf balda ya)'llle\'im1ze alt olup her bakla mahfuzdur .
1965 - lstaııblll
Ayşegül'e çok güzel bir yılbaşı armağanı geldi. Bu,
büyiµc babasının gönderdiği, renkli resimlerle dolu
bir takvimdi. Can, sevinçle ellerini çırparak:
- Ne güzel bir takvim! diye bağırdı. Bunu hemen
odamızın duvarına asalım!
Ayşegül'ün takviminde kaç ay bulunduğunu bili-
yor musunuz?
3

)

I
I

Ayşegül' ün takviminde on ild ay vardır. Birincinin


adı OCAK'tır. Yeni yıl bu ayla başlar.
O gece, yılbaşı için annelerinin itina ile hazırladığı
çeşitli yemek ve meyvalarla donatılmış masanın etra-
~da bütün aile yerlerini almışlardı. Ayşegül, annesiy-
le babasının elini öptükten sonra:
- İnşall&h yeni yılımız çok iyi geçer! dedi.
Daha sonra herkes birbirinin yeni yılını kutladı.
Armağanlar dağıtıldı. Babası, Ayşegül'e ~zel bir koi
saati, Can'a tekerlekli paten verdi. Bu arad~ Fındığı
da unutmadığını gösterdi: Cici bir sepet almıştı.
4
·ı

,
I

ŞUBAT ayında yirmi sekiz gün vardır. Bu ay, kışın


hemen gitmesini ister gibidir. Fakat kış, böyle düşün­
mez. Gitmeğe istekli görünmez. Kar yağmağa devarrı
eder. Damlardan buzlar sarkar. Aç kalan serçeler, ne
yapacaklarını bi!emed~n, şaşkın şaşkın uçarlar. Ayşe­
gül bahçeye tahta bir yuva yaptı. Artık kuşlar üşüme­
yecekler.

5

Şubattan sonra MART gelir. Bu, ilkbaharın ilk ayı­


dır. Ardıç kuşu ne kadar ısrarla öterse ötsün, ilkbahar
daima geçikir.
Bununla beraber bahçe işlerinde geçikmemek la-
zımdır. 1şte Ayşegül sebze ekiyor. Can da ona yardım
ediyor.
Bahçede çalışmak o kadar zevklidir ki!. ..
Fakat, orada ne oluyor? .. Fındık ne yapıyor? Çu-
kurlar kazarak, ekilen yerleri bozuyor ... Bundan vaz-
geçmiyecek olursa, Ayşegül onu kulübesine bağlaya­
cak ...
6

İşte NİSAN da g! di. Telin üzerine konan kırlan-


gıç:

- Artık ilkbaharın geldiğine inandım, dedi.


Baba baykuş, bilgiç bir tavırla:
- Sen git de ilkbaharı ş u ormanda gör! diye ce-
vap verdi.
Cah, çeşitli renklere boyadığı yumurtaları Ayşe­
güle gösteriyor. Elindeki çukulatadan yapılmış oyun-
cak yumurtanın içinde de şekerlemeler var.
7

Ayşegüllerin bahçesi çiçe.rle dolu . Le?lak: _,,,..,


- Benim gibı güzel kokan çiçek yoktur! diyor.
Zambak da sapı üzerinde doğrularak, gururla:
- Bak! ben de ne kadar büyüdüm! diyor.
Gelincik_, nazlı nazlı sallanarak:
- Güneşi ben çok severim! diye söze karışıyor.
Elma ağacın ın· çiçekleri, rüzgarın etkisiyle dökü-
lüyorlar. Civcivler, kelebekleri kovalıyorlar. Ayşegül­
le Can çiçek topluyorlar.

8

MAYIS, en güzel aylardan biridir.


Mayıs ayında çiçekler, dereler, kuşlar, kısacası
bütün tabiat canlanır.
O gün, anneletinin yaş günüydü. Ayşegülle Can,
bahçeden topladıkları çiçeklerle güzel bir buket yaptı­
lar. Annelerine verdiler. Ayşegül:
- Canım anneciğim! dedi. Her gün uslu duraca-
gız ı. . . . s enı. h'ıç uzmeyece
u .. ğ'ız ....
ı

\
9
(

{
'

HAZİRAN, Yaşasın tatil. Günler artık uzadı. Gü-


neş her tarafı yakıp , kavuruyor. Karıncalar, yolun toz-
lan arasında koşuşuyorlar. Çiftçi, kuru otları biçiyor.
Ayşegülle Ca11:ın babası, tavanarasından hasır kol-
tuklarla büyük şemsiyeyi bahçeye çıkardı. Ayşegül nay-
lon entarisini ve hasır şapkasını giydi. Bu sıcakta çiçek-
ler de susamışlardır. Onları sulamak lazım ...
10
I

l
/
~
.
• T ı. •,..•·

' '' ',,vııı· ' '

Vişneler dallarında olgunlaştılar. Ayşegülle Can,


vişne ağacına tırmandılar. Kiraz yerine kulaklarına
şimdi vişneleri küpe gibi takıyorlar. Güneş, kımılda·
yan yaprakların arasında çeşitli ışık pyunl arı yapıyor.
- Sepeti vişneyle dolduralım ... diyor, Can.
Ayşegül:
- Zaten annemle· kış için yarın reçel kaynataca-
ğız ... diye cevap veriyor.
11
TEMMUZ. Ayşegülün babası üstü açık, spor bir
otomobil almıştı. Bütün aile, kamp kurmak için yakın­
daki dağa gitti. Yol, orma~dan geçiyordu. Bazan ağaç­
ların arasından kasabalar görünüyordu.
Dağın tepes~ne çıktıkları zaman küçük bir çoban -
la karşılaştılar. Köpüre köpüre akan ince bir derenin
kıyısında keçilerle koyunlar yavrulariyle birlikte otlu-
yorlardı. Şipşirin bir oğlak, kayaların üstünden atlaya-
rak yanlanna geldi.
12
I


/ .~ ıJ~~
ACUSTOS ayında, ekinler sararır. Çiftçi, buğday­
ları biçer. Buğday tanecikleriyle dolu iri başaklı de-
metleri vadi boyunca sıralar. Bunlar, sazdan yapılmış,
sivri çatılı kulübelere benzerler.
Can, dağın eteğine sıralanan demetleri görünce:
- Haydi, bunların arasında saklambaç oynaya-
lım! dedi.
, Ayşegülle Can, bu kadar çok eğlendiklerini hatır-
r, lamıyorlardı. Tatilin en güzel günlerinden biri böylece
\ neşeyle geçti.
13
r

İşte kırlangıçlar elektrik tellerine sıralandılar.


- Kış yaklaştı. Artık gitme zamanı geldi, diyor-
lar.
Saka kuşu:
- Ben, burada kalacağım! dedi.
Bağcı , olgunlaşan üzümleri topluyor. Vıııızzzz ...
Vııııızzzzz ... Bal ansı meyva ağaçları arasında dolaşı­
yor. Sincap, yakındaki ormandan kış için fındık birik-
tiriyor.
14
~
r

1 1

EYLÜL ayındayız ve sonbahar geldi.


Güneş, yaz aylarında çok yorulmuştu. Ağaçların
tomurcuklanmasına, çiçeklerin açmasına, ekinlerin ol-
gunlaşmasına hep o yardım etmişti. Eğer güneş olma-
saydı , nıeyva bahçelerinde elma, kestane ağacında kes-
t~ne olmazdı. Artık güneş dinlenmek istiyordu.
Fakat, çocuklar için tatil günleri sona ermişti. Ay,
şegülle Can okula döneceklerdi.
16
lşte EKİM de geldi. Ayşegülle Can okuldayken.
Fındık çiftliğ~ koştu. Ağaçlann altı kestanelerle doluy-
du. Çiftçi tarlasını sürüyordu. Otlar da ıslaktı.
Tarlanın ortasına konan kargalar :
- İşte buaradayız! diye bağırdılar.
Fındık, onları kovalarken :
- Gidin buradan! Çiftçiye engel oluyorsunuz!
dedi.
Oradan kaçıp, başka bir yere konan kargalar:
- Ne yapalım, karnımız çok aç! diye cevap ver-
diler.
KASIM ayı gelince, rüzgar öfkeyle esmeğe başlar.
Ağaçlar kırılacak gibi sallanırlar. Sararmış olgun yap- .
raklar dallarından koparak sağa sola savrulurlar.
Bahçeyi temizlemek isteyen Ayşegül, Can'a:
- Gidip, garajdan tırmığı alacağım, dedi.
- Ben de arabayı getireceğim .. .
Fındık ise, kuru yaprakların arasında bir oraya
bir buraya koşarak, bilmeden Ayşegülle Can'ın işini
zorlaştırıyordu.

ARALIK. Ekinler toplandı. Ambarlar doldu. Gö-


çebe kuşlar çoktan gittiler. Kış tekrar geldi.
Yılbaşı yaklaşıyor. Büyük oyuncak mağazası ge-
ne vitrinini süsledi. Ayşegülle Can, uzun süredir bu
oyuncakları seyrediyorlardı . Can:
- Şu lokomotife, helikoptere bak! dedi. Elektrik-
le iş liyorlar ...
Ayşegül de heyecanla:
- Ne güzel bebek! diye fısıldadı. Acaba benirrı
de bir gün böyle kocaman bir bebeğim olacak mı?
18

Kar ... kar ... kar ... Damlarda, ağaçlarda, bahçe-
lerde, sok'aklarda hep kar ... Rüzgar, dalların arasında
ıslık çalarak dolaşıyor. Ayşegülle Can, kocaman bir
kardan adam yaptılar .
Takvimin s9n günleri· geldi. Bütün çocuklar sevi-
niyorlar. Birkaç gün sonra yeni yıla girecekler. Çok
geçmeden de ilkbahar tekrar gelecek.

l 19
vv

AYŞECOL SE!tlSI
Çtb.nlllr : Çıkacaklar :
1 AY$ €C0L OKULDA VI I A'ı'SECIJL DENiZDE
il AYŞEGÜL $1:.VAI-IATTE
vııı AYSECOL LLUOACOA
111 AYŞE.GOL \"C BEKLENMEYEN
CiVCiV ' IX 'ı'AR.AMAZ KOÇUK KEDJ
iV AY$F.C01. HAYVANAT BAHÇESiNDE X AYŞEGUL KAMPTA
V AYŞEGÜL SIRJ< CANBAZI XI EV KEDiSi iLE SOKAK .KEOISJ
VI AYŞEGOL ,·c
.f MEVSiM XII A\'SEGOL .EVDE

SUMER YAYJN&Vl
e.bıAl:t. Cıttı'ıaltılıdir
SOJt. 21 • 23 Tti ! ıı 71 ti
ı,......,

F i atı ,; :J:50 kuruş NUR OFSET Tel : 22.1121

You might also like