Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

Mikropları ultraviyole ışınla

nasıl yok ederiz?


Ümit Demirbaş 14 Nisan 2020

UVD Robots firması tarafından üretilen robot ultraviyole (UV) ışınları kullanarak hastane
odalarını dezenfekte ediyor [2].
Yazı 25 Mayıs 2020’de gözden geçirilip,
güncellenmiştir.

Bu yazıda ultraviyole (UV) ışınlarına dayalı dezenfeksiyon


yöntemini basitçe tanıtacağız. Yazıda ultraviyole
dezenfeksiyon işleminin ne olduğunu, çalışma
mekanizmasını ve UV dezenfeksiyon için uygun ışık
kaynaklarının özelliklerini tanıtacak, sonrasında da güneş
ışığının bu amaçla kullanılabilirliğini sorgulayacağız. Yazının
son bölümündeyse yeni ortaya çıkan COVID-19’a yol açan
SARS-CoV-2 virüsünün değişik UV kaynaklar ve güneş
ışığıyla ne ölçüde yok edilebileceğini de birlikte tahmin
etmeye çalışacağız.

2019’un son aylarında Wuhan’da ortaya çıkan COVID-19


virüsü sadece 3-4 ay içinde dünya geneline yayılarak
pandemi halini aldı ve hepimizin günlük hayatını hiç
beklemediğimiz şekilde etkilemeye başladı. Bu süreçte
virüsün yayılımını yavaşlatmak için uygulanan fiziksel (veya
sosyal) izolasyon dışında temizlik ve hijyenin de
virüslerden korunmadaki önemi tekrar hatırlandı.

Dış kabuğu ikili bir yağ katmanından oluşan COVID-19


virüsünün savunmasını kırabilecek en kolay yollardan biri
yağ parçalama özelliği olan sabunla temizleme işlemi.
Bunun yanında çoğu alkol bazlı olan kimyasal
dezenfektanlar da benzer şekilde virüsleri etkisizleştirmek
için yaygın biçimde kullanılıyor. Bu nedenle uzmanlar
elimizi sıklıkla sabunla yıkamayı, bunun mümkün olmadığı
durumlarda da uygun dezenfektanlarla ellerimizi
temizlemeyi tavsiye ediyorlar.

Peki yolcu otobüsleri, ambulanslar ya da hastane odaları


gibi büyük alanlardaki mikroplardan nasıl kurtulabiliriz?
Tabii yine kimyasal dezenfektanlar bu amaçla kullanılabilir,
ancak dezenfeksiyon uygulayan çalışanlara hastalığın
bulaşması, gözden kaçan noktalar dolasıyla tam bir
temizliğin sağlanamaması gibi riskler söz konusu. Ayrıca
içme suları, meyve ve sebzeler gibi tüketim
malzemelerinin, ya da kapalı alanlarda dolaşan havanın
dezenfeksiyonunu nasıl sağlayabiliriz? Kimyasal temizleme
yöntemlerinin yukarıda bahsedilen kısıtlarından dolayı,
aslında 1877’den beri bilinen ve 1906’dan beri uygulanan
UV ışıkla dezenfeksiyon/sterilizasyon yöntemi bu günlerde
tekrardan toplumuzun dikkatini çekmeye başladı [1].

Konuya geçmeden önce dezenfeksiyonun ortamda


bulunan mikro-organizmaların sayısını hastalık
oluşturmayacak düzeye kadar azaltmak, sterilizasyonun
ise ortamdaki tüm mikro-organizmaları yok etmek
anlamına geldiğini belirtelim.

Ultraviyole ışınlar mikropları nasıl öldürür?

Bu soruyu cevaplayabilmek için morötesi veya ultraviyole


ışınların ne olduğuna kısaca bakalım. UV ışınlar
elektromanyetik spektrumda dalgaboyu 10-400 nm
aralığında olan ışınlar (1 nm – nanometre = 10-9 m yani
metrenin milyarda biri). İnsan gözü kabaca 400-800 nm
dalgaboyu aralığını görebildiği için, 400 nm sınırının
altındaki bölgede kalan UV ışınları insan gözü tarafından
algılanamazlar. UV ışınları dalgaboyuna göre UVA (315-
400 nm), UVB (280-315 nm), UVC (100-280 nm), MUV
(200-300 nm) ve VUV (10-200 nm) olarak çeşitli alt
bölgelere ayrılırlar. UV bölgenin biraz daha altında
dalgaboyu 0,1-10 nm aralığını kapsayan X-ışınlarıysa
Röntgen ışınları olarak da bilinir ve bu bölgedeki fotonlar
(fotonlar ışınımın enerji paketleridir) tıbbi görüntüleme
alanında sıklıkla kullanılır.

Görünür bölgedeki ışınlara kıyasla dalgaboyu daha kısa


olan UV ışınlarının frekansları ve foton enerjileri görünür
bölgeye göre daha yüksektir. Bu nedenle UV ışınları
(özellikle enerjisi 10 eV üzerinde olan dalgaboyu 125 nm
altındaki UV ışınları) hidrojen ve oksijen atomlarını iyonize
edebilecek enerjiye sahiptirler ve insan sağlığına zarar
verebilirler. Maruz kalınan doza göre insan vücudunda
güneş yanığı ve deri kanseri gibi rahatsızlıklara yol
açabilirler. Diğer taraftan düşük dozda UVB ışın alımı
insanların ihtiyacı olan D vitamini üretilmesi için gereklidir.
Dış yüzeyi kabaca 5800 K sıcaklığında olan güneşin de
kara cisim ışınımı yoluyla yaydığı ışınımın yaklaşık %10
kadarı UV bölgededir. Neyse ki atmosferimizin stratosfer
tabakasında bulunan ozon (O3) katmanı UVC bölgedeki
ışınların tamamını, UVB bölgesindeki ışınların da çoğunu
soğurarak bu zararlı ışınların büyük bir kısmının dünya
yüzeyine ulaşmasını önler. Farklı bir açıdan yaklaşırsak, bu
ışınlar atmosfer tarafından soğurulduğu için, evrimsel
süreçte canlıların bu ışınlardan yararlanacak ya da olası
zararlarından korunacak şekilde evrilmediği sonucuna
varabiliriz [3]. Meteorolojik verilerle birlikte yayınlanan UV-
indeksi, bir bölgeye ulaşan güneş ışınlarının içereceği UV
ışın miktarını belirtir. Güneş ışığına uzun süre maruz
kalacak kişiler bu nedenle güneş kremi gibi koruyucularla
kendilerini bu olumsuz etkiden korumaya çalışırlar.

Peki UV ışınlarını, hastalık yapabilecek mikropları (virüsleri,


bakterileri, mantarları, planktonları, vb.) elimine etmede
nasıl kullanabiliriz?

Şekil 1: Mikropların UV bölgededeki foto deaktivasyon (mikropları etkisiz hale getirme)


verimi spektrumu [4]. Foto deaktivasyon için kullanılabilecek LED (light emitting diode),
ve civa-buharlı lambaların iki farklı civa gaz basıncında spektrumu (LP: düşük basınç,
MP: orta basınç) da gösterilmiştir.

Tam bir hücre yapısına sahip olmayan virüsler, sabun ve


alkol ile parçalanabilen yağlar dışında, protein tabaka ve
viral genetik materyali taşıyan RNA (ribonükleik asit) veya
DNA (deoksiribo nükleik asit) bileşenlerinden oluşur.
SARS-CoV-2 dahil bilinen çoğu virüste viral genomunu
RNA taşırken, bazı türlerde bu işi DNA yapar. Yine
bakterilerin nükleoitleri de RNA ve DNA genetik
malzemelerini içerirler.

Yapıları birbirine çok benzeyen RNA ve DNA nükleik


asitlerinin ikisinin de UV bölgede 265 nm civarında geniş
ve güçlü soğurma bantları vardır (Şekil 1). Bu bölge
etrafındaki UV ışınla uyarıldıklarında, RNA/DNA
moleküllerinin kimyasında oluşan değişikliklerle virüsün
kendini çoğaltma özelliği bloke olur ve virüsün bulaşma
özelliği yok edilebilir [5-7]. En yüksek etki veya verim 265
nm civarında alınmaktadır, ancak mikropları etkisiz hale
getirebilen dalgaboyu çeşitliliği oldukça geniş olduğundan
(yarı yükseklikteki tam genişlik: ~50 nm), bu bölgede ışıma
spektrumuna sahip farklı ışık kaynakları UV dezenfeksiyon
işleminde kullanılabilir [5].

100-240 nm aralığındaki ışık kaynakları atmosferdeki


oksijen moleküllerini zehirli bir gaz olan ozon moleküllerine
çevirebildiği için, ışık kaynağının 240 nm üzerinde
seçilmesi önemlidir.

Bu durum dikkate alındığında düşük basınçta


(~10-5 bar) çalıştırılan civa buharlı lambaların
253,7 nm’deki ışınımlarının foto dezenfeksiyon
uygulamalarında kullanımı ön plana çıkmıştır
(Şekil 1, Hg (LP)).
Daha geniş bir spektrumda fotonlar üreten orta
(~1-5 bar) ve yüksek başınçlı civa lambaları da
sıklıkla UV dezenfeksiyon uygulamalarında
kullanılıyor (Şekil 1, Hg (MP)).
Orta/yüksek başınçlı civa lambaları, birim
uzunluk başına çok daha fazla UV ışınım
üretebilir. Daha kısa ömür, çalışırken daha yüksek
yüzey sıcaklığı ve 240 nm altında da spektruma
sahip olduklarından daha fazla zehirli ozon gazı
üretimine yol açmaları dezavantajları olarak
sıralanabilir.
Civa bazlı lambalara indiyum eklenerek
(amalgam lamba) ışıma verimlerinin artırılması
standart olarak uygulanan bir yöntemdir.
Alternatif olarak, 222 nm’de ışıyan KrCl ve 282
nm’de ısıyan XeBr excimer kaynakları
kullanılabilecek diğer UV lambaları arasında yer
alıyor. Yalnız bu lambaların yüksek maliyetleri ve
düşük UV oluşturma verimleri yaygın
kullanımlarını sınırlıyor.
Son zamanlarda, UV LED’ler, kompakt olmaları,
zehirli civa gazı içermemeleri, ve dalgaboylarının
deaktivasyon (mikropların etkisiz hale
getirilmesi) verimini optimize etmek için
ayarlanabilmesi gibi avantajlar sebebiyle çok
daha az güç verseler de ön plana çıkmaya
başladı. Tek bir LED’den az bir güç (~10-20 mW)
elde edilse de, LED dizinleri kullanılarak yüksek
güçlere ulaşma potansiyeli de var.

Genelde hangi ışık kaynağının kullanılacağı, uygulamanın


istediklerine göre optimize edilmesi gereken bir tasarım
parametresi olarak karşımıza çıkıyor.

Foto deaktivasyon (mikropların ışık ile etkisiz hale


getirilmesi) süreci için hangi optik güce sahip UV
kaynağının seçileceği, UV ışık kaynağının ya da
kaynaklarının ne kadar mesafeden ve ne kadar süre
boyunca uygulanması gerektiği UV dezenfeksiyon verimini
belirliyor. Dezenfeksiyon süreci boyunca yüzeydeki/
örnekteki mikrop sayısı zamanla üssel olarak (katlanarak)
azalıyor. Dezenfeksiyon başarısını ölçmede genel olarak
işlemden sonra, başlangıçtaki mikropların ne kadarının
elimine edildiği incelenir. Bunun için genelde sonuçlar
logaritmik olarak karşılaştırılır. Örneğin log-1 indirgeme,
işlem sonucu örnekteki mikropların %90’nın elimine
edildiğini, sadece %10’nun canlı kaldığını belirtir. Benzer
şekilde log-2, log-3, ve log-4 indigeme de sırasıyla %99;
%99,9; ve %99,99 oranında dezenfeksiyon oranlarını
gösterir. (10 kat azalıyorsa 10=101’in logaritması 1, 100 kat
azalıyorsa 102’nin logaritması 2, 1000 kat azalıyorsa 103’ün
logaritması 3.)

Işık kaynağının gücü ve örneğe uzaklığı yardımıyla örnek


üzerindeki UV ışık akısı hesaplanır (~örneğe ulaşan toplam
UV optik güç/yüzey alanı) ve genelde W/m2 birimi ile ifade
edilir. Işık akısını uygulama süresiyle çarparak, örneğin
aldığı toplam UV dozunu (birim alan başına uygulanan UV
enerji miktarını) J/m2 biriminde hesaplayabiliriz. Bakteri
veya virüs kaplı bir yüzeyde belirli bir log indirme faktörünü
elde etmek için gerekli UV doz miktarını belirlenmesi
önemli bir araştırma konusudur.

SARS-CoV-2’yi etkisiz hale getirmek

Güncel öneminden dolayı burada örnek olarak COVID-19’e


neden olan SARS-CoV-2 virüsünün UV deaktivasyonu
konusundan bahsetmek istiyoruz. Bildiğimiz kadarıyla
henüz SARS-CoV-2 hakkında ölçülmüş bir log indirgeme
faktörü literatürde yayınlanmadı [8]. Bunun yanında, farklı
korona virüs türleri için daha önce yapılmış ölçümlerde
log-1 indirgeme doz miktarının 7 J/m2 ile 240 J/m2
arasında değiştiği ve ortalama olarak 67 J/m2 doz
değerinde log-1 indirgeme elde edildiği gösterilmiştir [8].

SARS-CoV-2 virüsü için bu ortalama değerin doğru


olduğunu kabul edilirse, örneğin 0,1 W/m2 lik bir ışık akışı
sağlayan 260 nm dalgaboyundaki bir UV LED dizini
kullanarak, 670 saniye (~11 dakika) içinde 67 J/m2 doza
ulaşılarak log-1 indirgenme değeri elde edilebilecektir.
Daha güçlü civa bazlı lambalar kullanılması durumunda 10
W/m2’lik bir ışık akısıyla bu süre 10 saniyenin altına
düşürülebilir. Burada kullanılacak UV sistem yapısı,
uygulama alanının gereksinimlerine göre (dezenfeksiyon
alanı, yapının büyüklüğü, vb.) optimize edilmelidir.
Şekil 2: Güneş ışınlarının UV bölgede kalan optik spektrumu: Atmosfer öncesi ve deniz
seviyesindeki spektrum gösterilmiştir. Kabaca 290-320 nm aralığındaki spektral bölge
az da olsa mikrop foto deaktivasyonu için etkilidir (etkileşim bölgesi) [9, 10].

Güneşin etkisi

Daha önce de belirttiğimiz gibi atmosfer, güneşten


dünyaya ulaşan UVC ışınlarının tamamını, UVB ışınlarının
da büyük bir kısmını soğuruyor (Şekil 2). Yine de güneş
ışınlarının yeryüzüne ulaşabilen 290-320 nm aralığında
kalan sınırlı bölümü mikrop deaktivasyonu için kullanışlı
durumda [10].

Bu bölgedeki güneş ışını miktarı mevsime (güneş


ışınlarının düşüş açısına), bölgenin yüksekliğine, günün
saatine ve hatta ozon katmanındaki anlık değişime göre
farklılık gösterir. Güneş ışınlarının yaklaşık %5’ini UV
bölgede olduğu ve UV ışınların kabaca %5’inin de UVC
bölgede olduğu varsayılarak kaba bir hesap yapacak
olursak, dünya yüzeyine düşen güneş akısının %0,25’lik
kısmının foto deaktivasyon için az da olsa etkin olan
spektral bölgede olduğunu tahmin edebiliriz. Bu da 1
kW/m2’lik standart güneş akısının yaklaşık 2,5 W/m2‘lık
kısmının bu kullanışlı spektral bölgede kaldığını gösterir.

Diğer bir kısıtımız Şekil 2’den görebileceğimiz gibi, 290-


320 nm aralığında foto deaktivasyon verimi oldukça düşük
olması durumu. Buradaki deaktivasyon verimi 265 nm’ye
göre oldukça kısıtlı ve bu da doğal olarak log-1
indirgenme için gereken efektif doz miktarını yükseltiyor.

Foto deaktivasyon verimini ve güneş akısının dalgaboyuyla


değişimini birlikte dikkate aldığımızda güneş ışınları için
efektif dezenfeksiyon spektrumunu hesaplayabiliriz [10].
Her iki etkinin ortak sonucu olarak, güneş spektrumunda
foto deaktivasyonun en etkili olduğu dalgaboyu 300 nm
civarındadır (Şekil 2’te gösterilen etkileşim bölgesi). Elde
edilen efektif spektral indirgeme verisini kullanarak
güneş ışınları ile SARS-CoV-2 virüsünü log-1 oranında
indirgemenin yaklaşık 1 saat kadar zaman alacağını
hesaplayabiliriz.

Yukarıda hesapladığımız değer tüm yıl için ortalama bir


tahmin ve mevsimsel etkilerden dolayı, yaz aylarında artan
ortalama güneş akısı, sıcaklık ve nemin virüsün değisik
yüzeylerdeki ömrünü çok daha kısaltması ve bulaş
özelliğini azaltması beklenir. Daha önce de belirttiğimiz
gibi, bildiğimiz kadarıyla SARS-CoV-2 virüsü hakkında
henüz kesin biçimde ölçülmüş bir UV indirgenme faktörü
belirlenmemiş [8, 11] ve önümüzdeki dönemde yapılacak
çalışmalar bu konuda bize daha detaylı bilgiler verecek.

Son olarak, kullanılan çoğu pencere camının UVB


bölgedeki ışınları kestiğini ve burada tahmin edilen
güneşin foto deaktivasyon etkisinin direkt güneş ışığı alan
dış alanlar için geçerli olduğunu belirtmek gerekiyor.

Ümit Demirbaş
Antalya Bilim Üniversitesi, Lazer Teknoloji Laboratuvarı
Center for Free-Electron Laser Science, Hamburg,
Almanya

Notlar/Kaynaklar:

[1] A. Downes, and T. P. Blunt, “The influence of light upon


the development of bacteria,” Nature 20, 218 (1877).
[2] E. Ackerman, “Autonomous Robots Are Helping Kill
Coronavirus in Hospitals,” IEEE Spectrum (2020).
[3] N. G. Jablonski, and G. Chaplin, “Human skin
pigmentation as an adaptation to UV radiation,”
Proceedings of the National Academy of Sciences of the
United States of America 107, 8962-8968 (2010).
[4] Ultraviolet germicidal irradiation,
https://en.wikipedia.org/wiki/Ultraviolet_germicidal_irradia
tion
[5] T. Oppenländer, Photochemical Purification of Water
and Air: Advanced Oxidation Processes (John Wiley &
Sons, 2003).
[6] P. Schubert, L. Johnson, D. C. Marks, and D. V. Devine,
“Ultraviolet-Based Pathogen inactivation Systems:
Untangling the Molecular Targets Activated in Platelets,”
Frontiers in Medicine 5 (2018).
[7] W. Kowalski, Ultraviolet Germicidal Irradiation
Handbook (Springer-Verlag 2009).
[8] W. J. Kowalski, T. J. Walsh, and V. Petraitis, “2020
COVID-19 Coronavirus Ultraviolet Susceptibility,”
10.13140/RG.2.2.22803.22566. (2020).
[9] Solar Irradiance
https://en.wikipedia.org/wiki/Solar_irradiance
[10] C. D. Lytle, and J. L. Sagripanti, “Predicted
inactivation of viruses of relevance to biodefense by solar
radiation,” Journal of Virology 79, 14244-14252 (2005).
[11] International Ultraviolet Association
http://www.iuva.org/COVID-19

You might also like