Professional Documents
Culture Documents
Konjeni̇tal Kalp Defektleri̇
Konjeni̇tal Kalp Defektleri̇
Konjeni̇tal Kalp Defektleri̇
DEFEKTLERİ
DR.ÖĞR.ÜYESİ PINAR GÖV
FETAL VE NEONATAL DOLAŞIM
•Daralma defektleri
VSD
Doğumda çok belirgin olmayabilir. Küçük bir açıklıkta,
pulmoner arterdeki direnç nedeniyle az miktarda kan
diğer tarafa geçer. %15’inde büyüklük fazla olup bulgu
verir.
Bunlar; takipne, dispne, büyümede yavaşlık, sıvı almada
azalma, akciğer enfeksiyonu geçirme sıklığının artması
ve pulmoner hipertansiyondur.
4-8. haftada sesli sistolik üfürüm belirginleşir. Üfürüm sol
sternal hizada 3. ve 4. interkostal aralıkta belli olur.
Enfeksiyöz endokardit ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• Göğüs grafisinde büyük defektlerde kalpte büyüme
ve vasküler yatakta değişiklik, EKG’de sağ ve sol
ventriküler hipertrofi görülebilir.
• Ekokardiografi, doppler ya da MRI ile birlikte tanı
konur.
• Ameliyat öncesi kalp kateterizasyonu istenir.
• Sağ ventrikül ile pulmoner arterde oksijen
satürasyonu ve sistolik basınç değerlendirilir.
Tanısal İşlemler
• Küçük ventriküler septal defektlerin yaklaşık
%60’ı 6 ay içinde kendiliğinden kapanır.
Tedavi
• Patofizyolojisi: foramen ovalenin
kapanmamasıdır.
• Sol atriyumdan sağ atriyuma kan geçişi olur.
• Sağ ventrikülün iş yükünü artar ve
• Sonuç olarak sağ ventrikül hipertrofisi, sağ
konjestif kalp yetmezliği, pulmoner
hipertansiyon gelişir.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• Dopplerli ekokardiyografi ile tanı
konulur.
Tanısal İşlemler
• Bazı tiplerinde yaşamın ilk 4 yılında
kendiliğinden düzelme olabilir.
• 8 mm’den büyük açıklıklar nadir olarak
kendiliğinden kapanırlar.
• Fiziksel aktivite kısıtlaması gerekli değildir.
• Eğer 4 yaşına kadar spontan kapanma olmazsa ya
da pulmoner kan akımının artmasına bağlı
konjestif kalp yetmezliği gelişirse ameliyatla
ASD kapatılır.
Tedavi
3) PATENT DUKTUS ARTERİOZUS
Pulmoner arterle aorta arasında
fetal dönemde aktif olan açıklığın,
doğumdan sonra kapanmamasıdır.
Kan basıncının yüksek olduğu
aortadaki kan, pulmoner artere
geçer.
Kan akımının fazla olması sağ
ventrikül hipertrofisine ve
pulmoner dolaşımda basıncın
artmasına neden olur.
• Konjenital kalp defektlerinin %9-12’sini
oluşturur.
• Normalde bebeğin ilk soluk almasıyla
açıklığın kapanması beklenir.
• Tam olarak kapanma 3. aya kadar meydana
gelmeyebilir.
3) PATENT DUKTUS
ARTERİOZUS
Dispne, takipne, taşikardi ve kardiak output azaldığında
hipotansiyon görülür.
Sistolik ile diastolik kan basıncı arasında fark vardır.
Diastolik kan basıncı azdır.
Üfürüm, hem sistolde hem de diastolde, sol klavikulanın
altında duyulur.
Bebekler, sık solunum yolu enfeksiyonları, pnömoni ve
enfeksiyöz endokardit yönünden risk altındadır.
Büyük PDA’larda konjestif kalp yetmezliği, interkostal
retraksiyonlar, hepatomegali ve büyüme geriliği görülür.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• EKG genellikle normaldir. Ancak şant
büyükse ventrikül büyümesini gösterebilir.
• Ekokardiografi ile tanı konur.
• Genellikle başka defektlerin olup
olmadığını araştırmak amacıyla kalp
kateterizasyonu yapılır.
Tanısal İşlemler
Fetal yaşamda PDA’nın açık kalmasındaki etkenler,
prostaglandinler ve düşük oksijen düzeyidir.
Doğumdan sonra oksijen düzeyinin yükselmesi ve
prostaglandin miktarının azalması ile PDA’nın kapanması
uyarılır.
Tıbbi tedavide çocuğa oral ya da IV olarak prostaglandin
inhibitörü verilir.
Bunun yanı sıra, açıklığın kapanmasını uyarmak için IV
ibuprofen verilebilmektedir. Yan etkileri; glomerüler
filtrasyonun, gastrointestinal ve serabral kan akımının
azalmasıdır.
Açıklık tıbbi tedavi ile kapatılamazsa, cerrahi olarak kapatılır.
Bunun için VAT (Visual assisted thoracoscopy) yöntemi
kullanılabilmektedir.
Tedavi
3) Atrioventriküler
Septal Defekt (AVSD)
• Atriumların ve ventriküllerin
birleşme yerlerindeki defektir.
• Konjenital kalp defektlerinin %4-5 ini
oluşturur.
• Genellikle kan akımı soldan sağa olsa da
bazen dört odacıkta da akım olabilir.
• Down sendromlu çocukların (trisomi 21)
1/9’unda bu tip konjenital defekt görülür.
• Belirtiler arasında; takipne, taşikardi,
büyümede gerilik, sık solunum yolu
enfeksiyonları geçirme, sağ ventrikül
hipertrofisi, pulmoner kan akımının artması
vardır.
• İleriki dönemde mitral ve triküspit kapağı
yetersizliği de tabloya eklenebilir.
• Enfeksiyöz endokardit ve kalp yetmezliği
gelişebilir.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• Göğüs grafisinde pulmoner vasküler değişiklik
ve kardiyomagali görülür.
Tanısal İşlemler
• Cerrahi tedavi, pulmoner damar hastalıklarını
önlemek amacıyla bebeklik döneminde yapılır.
Tedavi
• Damarların ya da kapakçıkların daralması sonucu
olur.
B. Daralma Defektleri
• Pulmoner arterdeki pulmoner kapakçığın ya da
kapakçığın altındaki veya üstündeki pulmoner
arter girişinin daralmasıdır.
1) Pulmoner Stenoz
• Çocuk asemptomatik ya da orta düzeyde kalp
yetmezliği belirtileri görülebilir.
• Üst sol sternal hizada sistolde belirgin üüfürüm
vardır.
• Pulmoner kapakçığın geç kapanmasından dolayı
2. bir kalp sesi duyulabilir.
• Orta düzeyde stenozlarda dispne ve yorgunluk
görülebilir.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• İlk tanı genellikle doğumdan sonra murmurun
duyulması ile konulur.
• EKG ve ekokardiografi ile sağ ventrikül
hipertrofisi belirlenir.
• Darlığın derecesini belirlemek amacıyla kardiak
kateterizasyon gerekli olabilir.
• Burada sağ ventrikül basıncında artma ve
pulmoner arter basıncında hafif azalma veya
normal basınç belirlenir.
Tanısal İşlemler
• Çocuğun yaşına ve darlığın derecesine göre tedavi değişir.
Tedavi
• Aort stenozu, konjenital kalp hastalıklarının %5 ini
oluşturur.
2) Aort Stenozu
• Aort stenozunda çocuk asemptomatik olabilir.
Tanısal İşlemler
• Yaşamı tehdit edici aort stenozu olan bebeklerde aort
kapağı dilate edilene kadar devamlı IV prostoglandin
verilerek PDA’nın kapanması engellenebilir.
Tedavi
• Sistemik kan akımının
sağlandığı inen aorta
lümenindeki darlıktır.
• Konjenital defektlerin
%5-8’ini oluşturur.
3) Aort Koarktasyonu
• Patofizyolojisi: duktus arteriozusun aortaya giriş
yerinde darlık bulunmasıdır.
• Bu durum ventrikül ve subclavian arterlerdeki
basıncı artırmaktadır.
• Darlığın distalinde ise kan basıncı düşmekte,
doku perfüzyonu azalmaktadır.
• Sonuçta üst ekstremitelerde kan basıncı artarken,
alt ekstremitelerde düşmektedir.
AORT KOARKTASYONU
Femoral nabzın olmayışı ya da az olması tek bulgu
olabilir. Bu nedenle yenidoğanlarda mutlaka femoral
nabız kontrolü yapılmalıdır.
Büyük çocuklar, alt ekstremitelere yeterince kan
gidememesine bağlı olarak bacaklarında ağrı
hissedebilirler.
Kanın aorta içinde dar olan lümenden geçmesinin zor
olması nedeniyle, basınç darlığın olduğu bölgenin
öncesinde fazla, sonrasında azdır.
Subklavian arterdeki basıncın fazla olması nedeniyle
vücudun üst bölgelerindeki kan basıncı artar.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• Koldaki kan basıncı bacaktakinden en az 20 mmHg
daha fazladır.
• Yüksek kan basıncı baş ağrısı ve baş dönmesine
neden olur.
• Epistaksis görülebilir.
• Bebeklerin %20-30’unda ilk üç ayda konjestif kalp
yetmezliği gelişir.
• Sistemik dolaşımdaki azalma fazla ise böbrek
yetmezliği ve nekrotizan enterokolit gelişebilir.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• EKG, ekokardiografi ve radyografi ile sol
ventrikül hipertrofisi belirlenebilir.
• Tanısal İşlemler
Tedavi balon anjiografi ya da cerrahi düzeltmeyi içerir.
Darlığın olduğu bölge çıkartılarak aortanın sonundan
greft yapılır.
Düzeltme çocuk için uygun bir yaşta yapılmalıdır.
Genellikle 2 yaşında planlanır.
Kızlarda doğumdan önce düzeltilmelidir çünkü ekstra kan
volümü kalp yetmezliğine neden olabilir.
Eğer ameliyat komplikasyonsuz geçerse çocuklar normal
bir yaşam sürerler. Ameliyattan sonra abdominal damarlar
önceye oranla daha fazla kan ile dolacağından, çocukta
abdominal ağrı ya da rahatsızlık görülebilir ancak kısa
sürelidir.
Tedavi
• Karışık konjenital kalp defektleri çeşitli derecelerde
siyanoza ve konjestif kalp yetmezliğine neden olur.
C. Karışık Defektler
• Bu defektte, aorta sağ ventrikülden, pulmoner
arter sol ventrikülden çıkar.
• Konjenital defektlerin %5’ini oluşturur.
• Vena kava ile sağ atriuma gelen kirli kan, sağ
ventrikülden aortaya geçerek sisteme oksijensiz
olarak dağılır. Pulmoner venle sol atriuma
gelen temiz kan, sol ventrikülden geçerek
pulmoner arter ile tekrar akciğerlere gider.
Vücuda oksijen sağlamadan tekrar pulmoner
dolaşıma döner.
• Genellikle VSD, PDA ve ASD ile birlikte
görülür. Böylece kirli ve temiz kan karışmış
olur. TGA’lı bir bebeğin ilk doğduğunda
kurtulma şansı ASD, PDA gibi açıklıkların
olmasına bağlıdır.
1) Büyük Arterlerin
Transpozisyonu
• Sağ ve sol ventrikülden çıkan
tek bir büyük damar pulmoner,
sistemik ve koroner dolaşımı
sağlar.
2) Trunkus Arteriozus
• Bu defektte, sol atriuma
açılması gereken pulmoner
venler sağ ventriküle gelir.
Tanısal İşlemler
• Hipoksik spell olursa çocuğa diz-göğüs pozisyonu verilir,
çocuk sakinleştirilir, oksijen uygulanır ve IV olarak morfin ya
da propranolol verilir.
• Metobolik asidoz ve uzun süre bilinç kaybı gibi bulguların
izlenmesi son derece önemlidir.
• Total düzeltme genellikle 6 aydan önce yapılır.
• Şant ameliyatları ise 6 aydan sonra semptomatik olarak
yapılabilir.
• Çocukların hepsi cerrahi tedavi ile düzeltilemez ancak yaşam
kaliteleri ve yaşam süreleri artırılır.
• Aritmi ve sağ ventrikül disfonksiyonu ameliyat sonrasında
gelişen komplikasyonlardır.
• Endokardite yönelik yaşam boyu profilaktik tedavi uygulanır.
Tedavi
• Oldukça ciddi bir bozukluktur,
pulmoner arter tamamen
kapalıdır ve sağ ventrikülden
pulmoner artere kan akımı
mümkün değildir.
2) Pulmoner Atrezi
• Atrezi pulmoner kapak hizasında ya da pulmoner arterde
olabilir.
• Sağ ventrikül kanı triküspite doğru iter ve sağ tarafta
basıncın artması nedeniyle, kan foramen ovaleden,
sağdan sola, şant yapar.
• PDA pulmoner kan akımını sağlayabilecek tek açıklıktır.
• Fetal açıklık olduğu sürece oksijenlenme
sağlanabilmektedir.
• Genellikle VSD ve TGA’da görülür.
2) Pulmoner Atrezi
• Siyanoz doğumda vardır.
• Takipne, dispne, taşikardi, konjestif kalp
yetmezliği, hepatomegali, asidoz, hipoksik
spell, çomak parmak ve büyüme
bozukluğu görülür.
• PDA’ya bağlı üfürüm vardır.
Klinik Belirtiler ve
Bulgular
• EKG’de Sağ atrial hipertrofi görülebilir.
Tanısal İşlemler
• Cerrahi tedavi yapılana kadar patent duktus
arteriozusun açıklığını sağlamak için IV
infüzyonla prostaglandin verilir.
Tedavi
• Kardiak
• Konjestif kalp yetmezliği: Digoksin ve
diüretikler
• Kardiak outputta azalma: İntravenöz inotroplar
• Aritmiler: İlaç tedavisi, pace-maker,
kardioversiyon
• Tamponat (Perikardial alanda sıvı ya da kan
birikmesi): Sıvının boşaltılması için
perikardiosentez
Kalp Ameliyatından Sonra
Gelişebilecek Bazı Komplikasyonlar ve
Tedavileri
• Respiratuar
• Enfeksiyöz Hastalıklar
• Enfeksiyonlar (Özellikle yara yeri, pnömoni, otitis
media, sepsis): Antibiyotikler
• Hematolojik
Hemşirelik Girişimleri
• Kardiyak Outputta Azalma (Kardiyak anomaliye bağlı)
• Sıvı-volüm Dengesizliği Riski (Kalp yetmezliğine bağlı)
• Deri Bütünlüğünde Bozulma Riski (Sıvı dengesindeki bozulmaya
bağlı)
• Beslenmede Dengesizlik: Gereksinimden Az Beslenme (Beslenirken
çabuk yorulmaya ve metabolik gereksinimin artmasına bağlı)
• Büyüme ve Gelişmede Gecikme (Vücut için yeterli oksijenlenmenin
sağlanamamasına bağlı)
• Aktivite İntoleransı (Kardiak outputun azalmasına bağlı)
• Enfeksiyon Riski (Pulmoner vasküler konjesyona ve kronik hastalığa
bağlı)
• Aile İçi Süreçlerin Devamlılığında Bozulma (Çocuğun ciddi
hastalığına bağlı)
Fiziksel Değerlendirme
• 3 yaş üstünde kan basıncı düzenli ölçülmelidir.
Fiziksel Değerlendirme
• Kalp fonksiyonlarını düzenleyebilmek için genellikle
diüretikler ve digoksin uygulanır.
• Digoksin ve digitoksin digital grubu ilaçlardır. Ancak
aynı ilaç değildir.
• Pediatride digoksin kullanılır. Digitoksin digoksine göre
10 kat daha kuvvetlidir. Bu nedenle çocuğa ilaç
verilmeden önce ilaçların barkodları iki kere kontrol
edilmelidir.
• Eğer digoksin çocuğa düzenli aralıklarla uygulanacaksa
ilacı vermeden önce çocuğun 1 dakika süre ile nabzı
apeksten sayılmalı ve kaydedilmelidir.
Kardiyovasküler
Fonksiyonun Sürdürülmesi
• Çocukta bradikardi varsa digoksin verilmemeli ve
doktor bilgilendirilmelidir.
• Genellikle yenidoğanlarda nabız 110 atım/dakika,
küçük çocuklarda 90 atım/dakika ve büyük
çocuklarda 70 atım/dakikanın altında ise ilaç
verilmez.
• Ancak çocuğun yaş dönemine göre nabızlar
değişebileceği için yaş grubuna göre nabız aralığı
kontrol edilmelidir.
Kardiyovasküler
Fonksiyonun Sürdürülmesi
• Çocuk, ilaç verildikten sonra kusarsa ilaç tekrar
verilmemeli ve doktoru bilgilendirilmelidir.
• Tek dozun verilmesi atlandıysa bir sonraki dozda iki doz
bir arada kesinlikle verilmemelidir.
• Eğer diüretikler de veriliyorsa serum potasyum düzeyi
yakından takip edilmelidir, çünkü hipokalemi digoksin
toksisitesini artırabilir.
• Çocukta digoksin toksisite belirtileri incelenir.
Kardiyovasküler
Fonksiyonun Sürdürülmesi
• Digoksin toksisitesinin erken belirtileri; küçük
çocuklarda taşikardi ya da büyük çocuklarda
bradikardi, bulantı, kusma, anoreksiya, başdönmesi,
başağrısı, halsizlik ve aritmidir.
• Genellikle verilen dozdan 6-8 saat sonra serum
digoksin düzeyine bakılır.
• Terapötik serum düzeyi 1.1-1.7 ng/ml’dir.
Digoksin toksisitesi
• Digoksin yemeklerle beraber ya da yemek
aralarında alınabilir.
Digoksin
• Çocuğun düzenli aralıklarla aktivite düzeyini
azaltarak dinlenmesi sağlanır.
• Çocuğa yatarken semi-fowler pozisyonu
verilmesi maksimum oksijenlenmeyi sağlayabilir.
• Gerekli durumlarda oksijen verilebilir.
• Oksijen verirken oksijen akım hızı doğru olmalı
ve oksijen nemlendirilerek verilmelidir.
• Yaşam bulguları ve oksijen satürasyonu düzenli
izlenir.
• Atrial oksijen satürasyonunu belirlemek için
pulse oksimetre kullanılır.
Beslenmenin Sürdürülmesi
• Aspirasyonu önlemek ve beslenme için harcanan çabayı
azaltmak için:
• Bebek beslenirken başının 45 derece yükseltilmesi (Bu
pozisyon kalbe venöz dönüşü azaltıp, metabolik
gereksinimi azaltmaya yardım eder)
• Beslenmenin 20-30 dakikadan uzun süre devam etmemesi
(Aşırı yorulmayı önler)
• Sık sık ve az az beslenmesi sağlanır.
Beslenmenin Sürdürülmesi
• Verilen besin miktarı düzenli kaydedilmelidir.
• Çocuğun günlük kilo takibi yapılır.
• Yeterli beslenme bebeğin büyümesini destekler.
• Bu bebeklerde günlük kalori gereksinimi 150 kcal/kg ve
üstü olabilir.
• Bazı bebeklerde yüksek kalorili mamalar kullanılabilir.
• Eğer bebekte fazla miktarda takipne ve dispne varsa, oral
alımı durdurulur.
• Bu durumda enteral ya da paranteral beslenmeye
geçilebilir.
Beslenmenin Sürdürülmesi
• Bu çocuklarda değişen sıvı volumüne bağlı deri
bütünlüğünün bozulması riski vardır.
• Ödemli bölgelere sık bakım verilmeli, kuru ve
temiz tutulmalı, ödemli bölge elevasyona
alınmalıdır.
• Çocuğun pozisyonunu sık aralıklarla değiştirilir.
• Basınç noktalarındaki cilt kontrol edilir.
Deri ve Doku
Bütünlüğünün Korunması
• Özellikle ameliyat sonrası dönemde çocuklarda ağrı ve ısı
kontrolünü sürdürmede dengesizlik görülür.
• Postoperatif dönemde, çocuk oral almaya başlayana kadar ağrı
IV, opioidlerle kontrol altına alınmalıdır.
• Oral analjezikler düzenli aralıklarla verilerek ağrı yönetimi
yapılmalıdır.
• Çocuğa pozisyon verilirken ya da postüral drenaj uygulanırken
drenlerinin ve ameliyat yerinin desteklenmesi ağrıyı
azaltacaktır.
• Büyük çocuklara, solunum ve öksürük egzersizleri sırasında,
insizyon yerlerini desteklemelerinin önemi vurgulanmalıdır.
Ağrı Kontrolünün
Sağlanması
• Ameliyat sonrası erken dönemde hipotermi
gelişebilir.
• Bu nedenle çocuğun yaşam bulguları sık
değerlendirilmeli ve ısı kayıp yollarına yönelik
önlemler alınmalıdır.
• Vücut sıcaklığı, doku travmasına tepki olarak
ameliyattan sonraki 24-48 saatte 37.7°C ya da hafif
üstü olacak şekilde yükselebilir.
• Bu süreden sonra vücut sıcaklığının artması
enfeksiyonu düşündürür.
Enfeksiyonların Önlenmesi