Download as odt, pdf, or txt
Download as odt, pdf, or txt
You are on page 1of 25

Mut ve Hey, Atık Pillere Karşı !

Rüzgar,uğultu sesleri, karanlık,gizemli bir geceden gündüze dönecektir vakit. 3


değişi k maskeli oyuncu müzikle içeri girer… Mut Hey ve xxx

Mut : Mutluluk derler bana (Kıyafetleri ışıltılıdır)


Bende bolca neşe kahkaha
Sevinir eğlenirsin
Enerji veririm sana

Çeşitli kahakalar duyarız


Hahhahaaaaa Hiiihihiihhihi Huhuhuhuuu akakakekekehhkhiiiiiiiiiiiiii …….

Hey: Heyecandır göbek adım


Uçar kaçarım, kurrrnazım!
Engel tanımam, hiç korkmam,
Heyecan benim soyadım !ha?!

Hheeeeeeee! Hooooooooooooo! Uuvvvvvvvvv! (Heyecan belirten nidalar)

Müzik düşer. . Korku havası eser. . Diğer ikisi üşümeye başlar, xxx şarkısını
sonlandırırken, öne gelecekler ve üşümeleri bitecektir.

Kork: Korkmazsan benden


Ürkmezsen sesimden
Nasıl anlarsın sevinci
Mutluluğu sevgiyi

Ağlatırım,üşütürüm,
Korkutur,düşürürüm
Gecedir zamanım
Karanlıktır karargahım

Bataklıkta yaşarım
Çalılara saklanırım
Korkuturum çamur atarım
Karanlıktır karargahım

Ben olmasam nasıl anlarsın


Düşün mutluluğu sevinci
Ama onlar yetişmeden
Ele geçiririm ben seni!

(Sesler, Yıldırımlar şimşekler… )

Mut ve Hey kahkaha atıp heyecan nidaları yapar ve Kork giderek küçülecek,yok
olacaktır…

Hey: Demek yine sen!Hem de bizim sınırımıza geçtin hıı?

Hadi bakalım, burada işin yok artık, çabuk geldiğin yere, bataklığa ve

çalılığa geri dön!

Kork: Dur yapma!

Mut : Ne o korktun mu yoksa ? (kahkaha atar) Heyecanlanma


heyecanlanma, nefesin hıkkk! diye duracak…

Kork: (Küçülmüş zavallılaşmıştır,kaçarak uzaklaşır) Yine geleceğim

göreceksin. Bu defa sen kaçacaksın, sen

Mut: (Güler) Nasıl da kaçtı değil mi? Korku, ben güçlüyken, hele bir de

gülerken, asla bana yanaşamaz… Şöyle bir kere (kocaman sırıtır) güldüm

mü, bakın bakın işte böyle ııııı, korku benden böyle kaçar…

(Gülmeye devam ederler…)

(İçeri uzaktan kumandalı bir araba girer)

Hey: Biri geliyor saklanmamız lazım…


(Ellerini şıklatıp puff! Yapar ve görünmez olur)

Deniz: İşte arabamın, senin bebeğini geçeceğini söylemiştim.

Şebnem: Hayır ama hile yaptın ve daha önce başlattın …

(Şebnemin bebeği de çocuk boyutundadır, İnci Bebek bir oyuncu tarafından


oynanır. Araba ve bebek gelir iki tur atar,araba oyunu kazanır. )

Deniz: Ben kazandım ben kazandım .

Şebnem: Hayır bunu saymıyorum, hem hile yapıyor hem de sinirlerimi

bozuyorsun.

Deniz: Sen de mızıkçılık yapıyorsun Şebnem.

Şebnem : Hayır asıl sen

Deniz: Sen. .

(Kavga ederlerken, Mut ve Hey onları dondurur. Aynı zamanda her yok olma
esprisinde Flaşör patlar ya da ses kullanımı )

Mut: Kavga edeceklerdi ama yetiştim…

Hey: Çocuklar eğer kavga edecekse, aslında bize ihtiyaçları var demektir. Artık

kavga etmeyecekler, neden mi?

Mut: Çünkü minik dokunuşum işe yarayacak. . .

(Ufak çantasından,bir avuç pul çıkarır ve serper)

Mut ve Hey: “Unutun şimdi kavgayı ve gülümseyin alabildiğineee…”

(el şaklatıp puff yapar ve yok olurlar,birbirlerine sarılıp çıkarlar,*** birazdan ses
duyup geri dönecekler.
(Kahakalara boğulur ikisi de. )

Deniz: Ay hiç bu kadar gülmemiştim…(Şebnem’in omzuna vurur, Şebnem düşer,

gülmeye devam eder)

Şebnem: Ben de ben de. . . (Seyirciye) Bir dakika! Biz tartışışıyor muyduk
yoksa?

(Gülmeye devam) Ben ne için tartıştığımızı bile unuttum. (Deniz’in

bacağına yapıştırır,o da yere düşer birbirlerine bakarak gülerler. )

Deniz: Ben biraz hatırlar gibiyim,ama ne var canım bunu tartışacak, ben kibar

biriyim, bu yarışı sana armağan ediyorum. . . Kabul eder misiniz lütfen…

Şebnem: Çok teşekkür ederim. Ayrıca ben de kibar bir hanımefendiyim.

Bunu kabul edersem sana ve kendime haksızlık etmiş olurum . İyi bir

fikrim var,istersen tekrar yarışalım, olmaz mı .

Deniz: Tabii,olur. Haydi öyleyse. Bak buradan,şuraya kadar tamam mı iki tur

atacağız. İkinci turu kimin oyuncağı önce tamamlarsa,o kazanacak. Ve

oyuncağını verecek.

Şebnem: Yani eğer ben kaybedersem,bebeğimi sana mı vereceğim?

Deniz: Elbette!

Şebnem : (Düşünür,seyirciye. ) Ne yapsam bilemiyorum. Kaybedersem ona

bebeğimi vermek zorundayım, ama yarıştan da geri dönemem. Ben


ne

yapacağım şimdi?Oyuna devam edeyim mi ?(Oyna seslerini çoğunluk


kabul ederek) Peki, tamam,yarışa varım, (seyirciye döner) ama siz de

yarış boyu beni alkışlayacaksınız tamam mı ? Duyamadım tamam


mı? Evet Haydi başlayalım …

(İkinci tur tamamlanırken, Arabanın pili biter. )

Deniz : (alkışları desteği durdurmak ister) Durun…Durun bir dakika görmüyor


musunuz?

Şebnem: Ne oluyor Deniz? Gördüğün gibi ben kazandım .

Deniz: Ama arabam durdu, pili bitti .

Şebnem: Ne yapalım, benim bebeğimin pili bitmedi ve yarışmayı ben kazandım

araba artık benim sanırım .

Deniz: Nasıl senin. Nerden senin oluyor?

Şebnem: Öyle anlaşmamış mıydık? Hatta sen kim kazanırsa, kaybeden

oyuncağını verecek demiştin .

Deniz: Ama benim arabam yarışı kaybetmiş sayılmaz ki. Sadece pilleri bitti o

kadar.

Şebnem: Hayır, Deniz hayır. Hem yarışı kaybediyor hem de sızlanıyorsun. Hem

neden sana inanayım yarışı kaybettin diye belli ki bana yalan

söylüyorsun.
Deniz: Bana güvenmiyor musun. Aşk olsun sana Şebnem! (arabanın pillerini

çıkarmaya çalışır. ) İnanılmaz bu da ne !


Şebnem: Ne, ne oldu, sen ne yapıyorsun orada?

Deniz: Piller! Piller erimiş, yapış yapış olmuş. (ellerini üstüne sürer siyah

olmuştur elleri) Şuraya bak,bu araba bir cm bile gitmezmiş bu halde.

(alır ve elleriyle siler üstünü, koklar, tadına bakar, üstüne siler).

Şebnem: Dur ne yapıyorsun? O pillerin içinde zararlı kimyasallar var,bitmiş hali

çok zararlı.

Deniz: Zararlı mı? Saçmalama neden zararlı olsun ki?

Şebnem: Bildiğim bir şey var ki söylüyorum, piller bittiklerinde zararlıdır, üstelik

onları çöplerimizi attığımız çöp kutularına bile atmamalıyız,ayrı bir

yere mesela kutuya koymalı ve kırmızı çöp kutularına atmak üzere

saklamalıyız. Bu hafta okulda, derste bile işledik, tabi sen derslerde

(taklit eder) uyukladığın için öğretmeni dinlemeye vaktin olmuyor.

Deniz: Canım uzatma da neymiş zararı hala anlatmadın, onu söyle sen.

Şebnem: Bir kere Pillerin içinde Kurşun, civa ve kadmiyum gibi zehirli

kimyasallar varmış, bunlar açığa çıktığında kötü hastalıklara sebep

olurmuş.

Deniz: Hadi canım, inanmam, olur mu öyle şey…

Şebnem: Evet oluyor. . . Sonra civa böbreklerimiz ve ciğerlerimiz için zararlıdır,

kaslarımızın zayıflamasına, gücümüzün azalmasına neden olur…

Deniz: Yaa öyle mi? Hemen kurtulalım öyleyse. (Arkadaki çalılara fırlatır 6-7
tane pili)

Şebnem: Dur!!! Ne yaptın sen?(elini yüzüne kapatır)

Deniz: Ne, ne oldu (elini Şebnemin omzuna koyacakken)

Şebnem: Dur dur ! elini sürme Deniz. Her yere bulaştıracaksın pillerin akıttığı

zararlı sıvıyı. Ahh Deniz seninle ne yapacağım ben?

Deniz: Şurada akan bir dere var, orada yıkarım.

Şebnem : Nereye gidiyorsun. Olmaz. Pillerin akıttığı o sıvı suya toprağa

karışıp,çözülünce zehir ortaya çıkıyor, hatırladığım kadarıyla bu

suda yaşayan canlılar için, balıklar için de zararlı,sonra o suyun

beslediği topraklarda yetişen yiyecekler bile kirlenebilir ve biz onları

yiyip zarar görürüz. (cebinden kolonyalı mendilini çıkarır,silmeye

çalışırlar)Yinede ellerini hiçbir yere sürme tamam mı ?

Deniz : Peki tamam. (Ağlamaklı) Ama ormana doğru fırlattığım piller ne

olacak. Toprağı ve topraktan beslenen her şeyi kirletmiş, zehirlemiş mi

oldum şimdi. Dünyayı tehlikeye attım sanırım?

Şebnem: Sanırım. Evet.

Deniz: Öyleyse, onları bulalım, dünyamızı kurtaralım olmaz mı ?

Şebnem : Olur! Bununla bile dalga geçiyorsun değil mi, “dünyayı

kurtaralımmış”

Deniz: Yoo gerçekten bak, doğru söylüyorum. Bu benim için önemli!


Şebnem: Hımmm. Bir yandan da bunu önemsemene sevindim, aferin.

Fakat hava kararmak üzere, ailelerimiz bizi merak ederse…

Deniz: Bir şey olmaz, haydi bulmaya çalışalım şu pilleri .

Şebnem: Öyleyse, bizimkilere bir mesaj göndereyim Bebeğimle. (sırt

çantasından kağıt çıkarır ve yazar. )Orman yolunun girişinde Deniz ile

birlikteyiz,Dünyayı kurtarıp döneceğiz. Bizi merak etmeyin…Evet İnci

Bebek, bunu evimize götür. Keşke eldiven ve poşet

getirebilsen, ama, neyse… Haydi bakalım… (sırtını çevirir, adresi

işaretler)

Deniz: Ne yapıyorsun?

Şebnem: Adresi işaretliyorum.

Deniz: Ne yani bu bebek evin yolunu bulabilecek mi sahiden.

İnci Bebek: Elbette. Hemen gidiyorum Şebnem. (Robot gibi konuşur ve


hareket eder. )

Deniz: Konuştu. Konuştu!!! İnanamıyorum konuşuyor da.

Şebnem: Tabii ki, o özel bir bebek. Haydi İnci Bebek. Doğru eve, otu annemin

görebileceği bir yere bırak tamam mı? (bebek sahne dışına çıkar)

İnci bebek: Tamam Şebnem. Görüşmek üzere.

Deniz: Ya pilleri benim arabamın ki gibi biterse?

Şebnem: Bitmez, onun için kullandığım pil özel ve uzun ömürlü. *** Haydi işe

koyulalım…
(Çizilmiş sınırı görmezler, göremezler ve sesleri duyunca dururlar. )

(Rüzgar uğultusu ve Kork yaklaşır… Sahne biraz kararmıştır. )


Müzik: Komik bir müzik, uğultu sesleri

Şebnem: Ne oluyor böyle?

Deniz: Bu da ne ?

Şebnem : Korkmaya başlıyorum.

Deniz: Anneciğim, bunlar piller yüzünden mi başımıza geliyor…

Şebnem: Hııı Doğa bizi cezalandırıyor! Saçmalama Deniz…

Kork: Benim bölgemde dolaşan birileri var demek …

Şebnem : Yo yoo biz sadece oyun oynuyorduk.

Kork: Ama sınırı geçtiniz!

Deniz: İnanın görmedik, yoksa geçer miyiz hiç?

Kork : Burada ne işiniz var söyleyin. Aksi takdirde sizi karanlığıma çekip yok

edeceğim.

Şebnem : Durun lütfen. Biz hiçbir şey yapmadık. Sadece arkadaşımın attığı

bitik pilleri bulup gideceğiz.

Kork: Piller mi? Altı üstü bir pil! Hımm, Piller öyle mi, bunu mu arıyorsunuz

yani? Bir pil… (güler)

Deniz : Öyle demeyin ama,bir pilin suya, toprağa, doğaya ne kadar zararlı
olduğunu biliyor musunuz? İnsan vücuduna da sayısız zararı var …Öyle değil
mi ?(Şebnem’e)
Şebnem: Sussana canım, evet tabii bir sürü zararı var tabii . .

Kork: ( Seyirciye ) Demek doğaya, toprağa ve suya zararlı haa ?

Şebnem : Bunda bir iş var ama anlamadım .

Kork: (Efekt) Eğer bu pil denen şeylerden bulup, doğaya bırakırsam, Mut ve

Hey’i güçsüz ve savunmasız bırakabilirim. O zaman da tüm dünyanın

sahibi ben olurum… Ne dersiniz?

Şebnem: Efendim?

Deniz : Ne dediniz?

Kork: Bu piller neredeler?

(O sıra da Şebnem Deniz’in nereyi gösterdiğini görmez. )

Deniz : Şuraya doğru fırlattım. .

Şebnem: (sözünü keser) Deniz yapma…

Kork: Demek öyle, öyleyse vakit kaybetmeden, pilleri bulmalı ve sulandırıp zehri

daha çabuk yaymalıyım. Siz! Buradan ayrılmayın, size pilleri

getireceğim, döndüğümde burada olun .

(Işık söner, çocuklar bağırır, yandığında Kork gitmiştir. Deniz’in arabasını da alır

yanında, götürür. )

Deniz: Ne oldu böyle?

Şebnem: Gök gürledi, şimşek çaktı ve şu çirkin şey kayboldu ne olacak.

Eğer bu pil denen şeylerden bulup, doğaya bırakırsam, Mut ve Hey’i


güçsüz ve savunmasız bırakabilirim dedi. Ne demek istedi acaba? Sen

de kalkıp O’na pillerin yerini söyledin.

Deniz: Neden kızıyorsun, hem ne var bunda, bize yardım eder fena mı?

Şebnem: Her şeyi mahvetmekte üstüne yok.

Deniz: Ne yani şimdi yine ben mi hatalıyım ?

Şebnem: Evet sen

Deniz : Hayır! Ben. .

(Kavga ederler gürültü olur ve Mut orda bitiverir. Mut gelince kavga sessiz

devam eder. Mut zaman sahneye girdiğinde etraf aydınlanır, ışıltıları vardır. )

Mut: kavga mı ediyor onlar? Şunlara biraz oyun yapıp eğlenelim bakalım…

(Deniz’in arkasından omzuna minikçe dokunur. )

Deniz: Ha! Ne? Kim var orda? Biri, evet biri bana dokundu. Sen sen miydin?

Şebnem : Saçmalama,neden böyle bir şey yapayım?

Deniz: İyi bakalım, yaptıklarından usandım, yalnız kal da aklın başına gelsin.

Şebnem: Evet iyi olur!

(İkisi de birbirine arkasını döner ters yöne gider. )

(Ortalarına gelir Mut ve Hey ikisinin de sırtından çekip, sahnenin gerisine


çekilirler)

Deniz: Ne var ?

Şebnem : Yapmasana!
Deniz : Hayır sen yapma!

Şebnem: Şuna bak hem suçlu hem güçlü. (gitmek üzere döner, Deniz de döner)

(Bu defa ayaklarından çeker, geriye doğru çıkarlar, çocuklar düşer büyük bir
nidayla)

Şebnem : Yeter artık!!!

Deniz: Yeter artık!!!

(Birbirlerine doğru, kızgın yaklaşırlar tam yaklaşınca,Mut ve Hey alınlarına avuç


içleriyle dokunurlar, çocuklar tekrar düşer. Mut ve Hey bu duruma kıkır kıkır
gülerken, çocuklar bu defa şaşkındır ve Mut ile Hey’i görmezler. )

Şebnem : (şaşkın) Ne oluyor böyle Deniz?

Deniz: Bilemiyorum, bizimle oyun oynuyor birileri…

Deniz-Şebnem: (ellerini uzatırlar birbirine) Yardım et de kalkayım.

(Mut ile Hey onları kaldırır. )

Deniz-Şebnem: Teşekkürler. Haa! Nee! Kim var orda. Kim kimsin sen

(Mut Hey el şaklatıp puf der ve görünürler, Deniz ve Şebnem birbirine sarılır)

Mut: (gülüyordur) Çocuklar gerçekten uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştik.

Hey: Siz sabahtan beri neden sürekli kavga ediyorsunuz bakalım ve bu vakit

oldu neden hala bu ıssız yerdesiniz?

Mut: Üstelik Kork!un sınırına girdiniz ve bu biraz tehlikeli olabilir.

Şebnem: Kork şu çirkin yaratık mı ?

Deniz: Ve çok kötü koktuğunu da eklemelisin.


Mut : Siz O’nu nereden tanıyorsunuz?

Deniz: Bizim bitmiş pillerimiz vardı onları şuraya fırlattım ben …

Şebnem: (uyarır gibi )Deniz!

Mut: Merak etmeyin,ben sizin dostunuzum... Geldiğnizde kavga ediyordunuz ya

hani, küçük bir hareketimle sizi güldüren bendim.

(Mut kafasını sallar. )

Şebnem: Teşekkürler. Nedense size inanıyorum.

Hey: Söyler misin siz Kork’u gördünüz ve size hiçbir şey yapmadı mı ?

Şebnem: Yo hayır. O pilleri bulmak için bize yardımcı bile olacak sanırım.

Mut: Kork ve yardım ha? Bu işte bir iş var. Bu pillerde ne var böyle?

Hey: Kork peşine düştüğüne göre bir bildiği vardır.

Şebnem: Şey piller kullanılmış oldukları için artık zararlılar, içlerinde kurşun,civa
ve kadmiyum var.

Mut ve Hey: Yani?

Şebnem ve Deniz: Yani ZEHİR!

Mut: Ne? İnanamıyorum. Şimdi anlaşıldı.

Hey: Kullanılmış pil artık çöp değildir, çöplerimizle karıştırmamalıyız ve asla


doğaya bırakmamalıyız. Değil mi!

Mut: Kork’tan önce o pilleri biz bulmazsak yok olacağız.

Deniz: Neden?
Mut: Çünkü bizim besin kaynağımız toprak, hava ve su.

Hey: Bu pilleri bizden önce O bulur ve suya karıştırırsa, doğadaki bütün ailemiz

önce güçsüzleşecek sonra ise yok olacak.

Mut: Sonra da siz, insanoğlu, çeşitli hastalıklara yakalanacaksınız ve sizler de

yok olacaksınız.

Hey: Bir pilde ne kadar zehir var biliyor musunuz? (Hayır anlamında kafa

sallarlar.) Sadece 1 pilde bulunan 1 gr. Civa 20 ton yiyeceği zehirler…

Mut: Ve 10 milyon litre suyla, 2 ton balığı zehirler… Ve tabii ki kilometrelerce


toprağı zehirler…

Deniz: Her şey benim yüzümden oldu!

Şebnem: Durun bakalım her şey bitmiş değil henüz. Biz 3 kişiyiz o ise 1 kişi,

Sizin aydınlığınızdan faydalanıp pilleri arayalım . Birlikte olursak

başarırız,birbirimizin pilleri yani güçleri olalım, Tamam mı ?

Mut: Birlikten kuvvet doğar, birlikte her şey olur. Tamam

Deniz: Tamam

Şebnem: Tamam öyleyse.

( Dans etmeye başlarlar ve şarkı girer. )

1-2-3-4
Biraz ışık ver ışık, birkaç adım git ve dur

Girelim kol kola, birlikte her şey olur.

(Soldan sağa)
5-6-7-8

Güçlü ol, güçlü ol, güçlü ol,

Korkma haydi biraz cesaret

Birlikte her şey güzel olur.

9-10-11-12

Biraz ışık ver ışık, birkaç adım git ve dur

Girelim kol kola (ya da – sarılalım sımsıkı, birlikte her şey olur.

Güçlü ol, güçlü ol, güçlü ol, güçlü ol ( Cesareli, özgüvenli, güçlü ol)

Seyirciye …

4’ü birden: Güçlü olll!

-1. Perde-

2. Perde

Perde açıldığında tam ormana gireceklerken, Mut onları durdurur.

Mut: Bekleyin, bekleyin…

Şebnem : Ne oldu Mut?


Mut: Biz şimdi böyle ormana giriyoruz ama, pilleri nasıl tutacağız?

Hey: Mut doğru söylüyor, üstelik bulduğumuz pillerin etrafındaki toprak

kirlenmiş olabilir…Onu da alıp bir şeye koymalıyız…

Deniz: Bir poşet olabilir bu değil mi ?

Şebnem : Evet olabilir. Ama burada nasıl bulacağız ?

Deniz: Etrafta dolaşıp poşet bulabilecek miyiz bakalım. Eğer o da

olmazsa,yapraklarla toplarız, ne dersiniz?

Mut: Evet,haklısınız. Dağılıp arayalım.

(Dağıldıkları esnada Hey durdurur…Diğerleri her yere bakıp aramaya devam


eder)

Hey : Arkadaşlar…Ben, şey,ben…

Şebnem: Ne oldu Hey? Hey?

(Hey yere düşecektir Şebneme tutunarak)

Hey: Midem midem bulanmaya başladı.

(Hepsi başına toplanır .)

Mut: Hey neyin var ne oldu ?

Deniz: Sanırım havaya karışan civayı fazlasıyla soludu.

Şebnem : Öyle mi dersin ?

Hey : Evet,doğru söylüyor, Kork buralarda yokken, bataklığa gelip onun evini

bulmaya çalışıyordum .

Mut: Hey…Bunu nasıl yaparsın bunun tehlikeli olduğunu biliyorsun .


Deniz: Peki siz sihir yapsanız, pilleri toplayamaz mıyız?

Şebnem: Deniz! Bunu nasıl istersin…

Mut: Yoo aslında haklı, yapabilirdim ama, artık güzüm azalıyor ve Kork buraya
gelip hepimizi karanlığına çekmeden gitmeliyiz, onun sınırındayız şuan.

(uzaktan ses gelir)

İnci bebek: Şebnem… Şebnem…

Mut: Bu da kim?

Şebnem: Hah bu İnci bebek. Geri geldi demek. Buradayız İnci, buradayız.

(İnci içeri girer)

Şebnem: Onlar da ne?

İnci bebek : İstediğin iki çift eldiven ve poşet.

Deniz: Sadece iki çift ama.

Şebnem: Evet .İki çift Dört tane eder.Dört kişi olduğumuza göre,hepimize
yetecektir.

Şebnem: (Sahne kenarında karton bir poşet görür. ) Onlar da ne şuraya bakın.
İnci Bebek getirip bizim için bırakmış olmalı. Evet. iki çift eldiven ve poşet. İki
çift Dört tane eder. Dört kişi olduğumuza göre, hepimize yetecektir.

Mut: Kendini şimdi iyi hissediyor musun Hey?

Hey: Evet iyiyim…

Deniz: Haydi o zaman aramaya devam edelim Kork gelmeden.

Şebnem: Peki ya ormanda karşılaşırsak?

Mut: Neden karşılaşalım? Pillerin nerde olduğunu biliyor mu yani?


Şebnem: Maalesef biliyor.Deniz O’na yerini gösterdi.

(Hepsi Deniz’e bakar. Bu arada sağ ellerine eldivenleri giyerler,)

Deniz: Merak etmeyin. O’n a şurayı gösterdim. Oysa orman bu tarafta, haydi

ne duruyoruz bitirelim bu işi .

Hepsi aramaya başlar ve şarkı girer.

Deniz: Bitirelim bu işi, bulalım atık pilleri


Temizlensin toprak,
Hava su kalsın berrak

Şebnem: Buldum bir tane!

Mut: Zararlı değildir piller, işimize yararlar


Ama bittiğinde atmazsak, saymakla bitmez zararlar

Deniz Buldum bir tane!

Hey: Benim pilim dostlarım


Gücümü onlardan alırım
Temizlenince orman
Kendimi hemen onarırım.

Mut: Buldum bir tane!

Şebnem: Sağlık, değerlidir.


Bilgi, değerlidir.
Doğa, değerlidir.
İnsan çok değerli.

Mut : Sağlık değerlidir.


Hey : Bilgi değerlidir.

Deniz: Doğa değerlidir.

Şebnem: İnsan çok değerli.

Mut: Buldum.

Deniz: Ben de buldum.

Hey: Bir pil de ben buldum.

Şebnem: Son pil de buradaymış.Buldum.

(Hepsi güler,sevinç çığlıkları atar. Müzik biter.)

Şebnem :Evet hepsi bitti artık. Bu poşete atın pilleri. Elinizdeki eldivenleri de
atın, bu pilleri kırmızı çöp kutularına atmalıyız, atmayanları da uyarmalıyız.

Mut: Evlerinde saklamaları yanlış değil mi? Yalnız kendilerine değil, evde
yaşayanlara da zararlı.

Şebnem: Evet öyle. Pillerimiz bitince, naylon bir poşete, kavanoza ya da kutuya
koyarak saklayabiliriz. Sonrasında mutlaka okulda, sokak başlarında ya da
kültür merkezlerinde bulunan kırmızı çöp kutularına atmalıyız.

Hey: Atık pilin açığa çıktığı yerdeki havayı soluyunca da akciğerlere zararlıdır
değil mi ?

Şebnem-Mut: Evet

Mut: Bahsettiği kırmızı çöp kutuları, atık pillere karşı özel korumalı yapılmış.

Deniz: Bunları kesinlikle unutmuyacağım. Şeyyy... Hava birden soğudu sanki..

(Rüzgar-uğultu ve şimşek sesleri Kork gelmek üzeredir.)

Mut: Belli ki Kork buraya geliyor. Deniz sen saklanmalısın, oyalamak için yalan
söylediğini fark etti sanırım.

Şebnem: Bize zarar vermez değil mi ?

Hey: Elinizdeki pilleri iyi muhafa edin, poşetin ağzını sıkıca bağla Şebnem.

Deniz: Çantaya koyup, İnci bebeğe verelim . İnci bebeğin alması için buraya
bırakalım.

İnci Bebek: Evet bana verin çantayı, ben hemen eve götürürüm. (ya da İnci
bebek buradan alır)

Mut: Evet İnci Bebek sizden hızlı gidecektir.

Hey : Biz de Kork’u oyalarız .Sizi takip etmez.

Şebnem: (çantasını verir ve adres için tekrar düğmelerine basar bebeğin-bu


sırada Kork seyircilerin arkasından sessizce gelmektedir.)Haydi İnci Bebek O’nu
yanıltalım.

İnci bebek: Tamam Şebnem.

Deniz: Aklıma bişey geldi, Ya inci bebeğin pilleri biterse?

Şebnem: Bitmez onun pilleri çok güçlü dedim ya ve ben hep zamanında
değiştiririm. Güle güle İnci, evde görüşürüz. Artık o beni evde bekler.

İnci: Hoşçakalıın.

Hepsi: Güle güle.

Şebnem: Artık gitme vakti.

Deniz: Ama benim arabam, o nerde?

Mut: Arabamı ne arabası?

Şebnem: Deniz, şimdi sırası değil.


Deniz: Arabamı almadan gitmem, gidemem Şebnem.

Hey: Kork geldi gelecek, haydi, gerçi piller bizden uzaklaştıkça gücümüz yerine
geliyor.

Mut: Artık gidin buradan.

Deniz: Hayır ben arabamı istiyorum

(Mut, Hey, Şebnem, Deniz’i ikna etmeye çalışırken Kork gelmiştir. Işık söner ve
yanar. Kork kendi sınırındadır)

Kork: İşte buradasınız demek ve kendi sınırınızda. (Seyirciye) Onları sinirlendirip

kendi sınırıma çekeceğim, böylelikle hepsini sonsuz karanlığa

gönderebileceğim.

Mut: Kork Deniz’in arabasını ver, senin aldığını biliyorum!

Kork: Bunu da nerden çıkardın. Haydi uzatmayında verin şu pilleri.

Hey: Hadi Kork, bir çocuğun arabasıyla ne yapcaksın oyun mu oynayacaksın

hadi sen ver arabayı.

Deniz: Sen gittiğinden beri arabamı görmedim,sen kötü olduğun kadar

yalancısın da ve de hırsız!

(Şimşek çakar,sinirlenir Kork.Deniz bu lafları ederken onun sınırına girmiştir)

Kork: Gel buraya, o pilleri vereceksiniz!

Mut : Hayır vermiyeceğiz. Bırak onu ne yapıyorsun? Buraya gel!

(tam o sırada, Mut onu çekmek için kolundan tutar ve çeker.)

Deniz: Kolum, durun.


Kork: (O da kolundan tutar ve çeker) Artık yakaladım seni!Pilleri vereceksiniz!

Deniz: Yapmayın!

(çekişme bir sağa bir sola ilerler.Ve tam Kork çekecekken,Şebnem ile Heyin
asılmasıyla, Kork Girmemesi gereken sınıra girer ve Mut onu alteder.)

Şebnem – Hey: Tamam geldik.

(Ve hepsi birden Mut’ların olduğu sınırı aşarak yere düşerler.)

Hey: Haydi Mut çabuk kolyesini çıkar!

Mut : Tamam yakaladım .İşte kolyen ben de, bakalım artık ne yapabileceksin.

Kork: Yapmayın, lütfen… Tamam, kolyemi verin bir daha sizinle

uğraşmayacağım.

Mut : Yıllardır bu an’ı bekledim seni bırakır mıyım hiç, ayrıca ımmh kötü

kokuyorsun ve çok yalancısın bundan sonra sana inanmam!

Şebnem: Gördün mü bak bir kere yalan söyledin mi bir daha kimse sana

güvenmez ve inanmaz.

Hey: Söyle bakalım Deniz’in kırmızı arabası sende mi?

Kork: Tamam söyleyeceğim. Bende evet.

Mut : Getir hemen buraya.

Kork: Tamam.(arkasını döner ve tam arkasındaki bir dekorun arkasından


arabayı alır) İşte alın.

Deniz: Arabam. Teşekkürler Mut, Hey çok teşekkür ederim. Şebnem sen
olmasaydın, bir çok şeyi yapmaya cesaret edemeyebilirdim, senden çok şey
öğrendim ve arabama kavuştum çok teşekkür ederim.
Şebnem: Önemli değil. Haydi artık eve dönmeliyiz. Sizinle tanıştığım için çok

memnunum.

Mut: Biz de öyle .

Hey: Biz de çok memnunuz emin ol.

Şebnem: Haydi Deniz, gidelim .

Mut – Hey: Güle güle…

Şebnem-Deniz: Hoşçakalın…Yine geleceğiz…

(çıkarlar)(Mut ve Hey ‘ de çıkmaya hazırlanır)

Kork: E ne yani beni burada mı bırakacaksınız?

(Duymazdan gelirler.)

Kork: Beni burada bırakamazsınız. Korkarım burada yalnız başıma. Duymuyor

musunuz?

Mut: Biri bir şey mi dedi ?

Hey: Yo ben duymadım.

Mut: Demek bana öyle geldi. (çıkar gibi yapar kenardan izlerler)

Kork : (Ağlamaya başlar) Beni bırakmayın beni burada bırakmayın ne olur


(Kork olduğu yerde tepinir sızlanır hali komiktir.)

Kork : A kolyem ! Burada! (güler)Ha haa bırakmışlar, kolyemi bırakmışlar!


(Oynar, şarkı söyler.)Kool yemi bırakmışlar,kool yee mi bırakmışlar...

(Mut ve Hey çıkar ve ona gülerler.)


Kork: Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim. Artık sizinle dost olacağım,

elimden geldiğince de herkese iyi davranacağım.

Mut: Söz mü?

Kork: Söz! Söz veriyorum.

Mut: (seyirciye) siz ne dersiniz, onu affedelim mi ? peki peki tamam.

Hey: Öyleyse neden bize katılmıyorsun?

Mutlu : Haydi o zaman. Barıştığımıza göre, dostluğumuzu kutlayalım.

Mut: Dostluğumuza

Hey : Sağlığımıza

Kork:Çevre temizliği ve Doğa Sevgimize!

(Çirkince söyler, cebinden çıkardığı çöpü atacakken)

Mut-Hey: KOOOORK?

Kork: E pillerden dolayı yani…tamam tamam..Yani Dünya barışına demek


istemiştim…

Gülüşürler Şarkı girer.

Mut : Mutluluk derler bana (Kıyafetleri ışıltılıdır)


Bende bolca neşe kahkaha
Sevinir eğlenirsin
Enerji veririm sana

Çeşitli kahakalar duyarız


Hahhahaaaaa Hiiihihiihhihi Huhuhuhuuu akakakekekehhkhiiiiiiiiiiiiii …….

Hey: Heyecandır benim adım


Uçar kaçarım,kurrrnazım!
Engel tanımam, hiç korkmam,
Heyecan benim soyadım !ha?!

Hheeeeeeee! Hooooooooooooo! Uuvvvvvvvvv! (Heyecan belirten nidalar)

Müzik düşer..Korku havası eser.. Diğer ikisi üşümeye başlar, xxx şarkısını
sonlandırırken, öne gelecekler ve üşümeleri bitecektir.

Kork: Korkmazsan benden


Ürkmezsen sesimden
Nasıl anlarsın sevinci
Mutluluğu sevgiyi

Üçü birden : Artık dostuz hepimiz


Çok mutlu sevinçliyiz
Yanlış yok, Yalanımız yok
Mutluyuz çok sevinçliyiz.

VE SON ….

Eda Özdemir

9.Şubat.2010

You might also like