Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 71

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI

PSİKOTERAPİ EĞİTİMİ
2.MODÜL
Uzman Psikoterapist / Psikolog
Bünyamin Mert Bürtek
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ BDT’yi özel kılan en değerli farklılıklarından biri; şeffaflıktır. Sıklıkla
belirsizliğin insanı huzursuzluğa sürüklediğini duyarız. BDT, terapi
sürecini açıklıkla ve sadelikle danışana sunar. Yaptığımız ilk
değerlendirme dahil olmak üzere danışanın sorunlarıyla ilgili
oluşturacağımız bilişsel davranıcı formülasyona danışanı da ortak ederiz
ve paylaşırız. Danışanı kavramsallaştırmak, terapist için de danışan için
de daha net bir kadraj demektir.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Değerlendirmelerimiz, danışanın şikayetlerinden yola çıkarak yaptığımız
analizlerimizdir. Değerlendirme yapmamızın amacı; klinik tabloda bir problem
olarak görülebilecek olan duygu ve davranışları, bu problem davranışları veya
duyguları tetikleyen faktörleri ve süregelmesine neden olan durumları
belirlemektir.

■ Değerlendirme yapmak bizlere terapi hedeflerini ortaya koymak, değiştirilmesi


gereken davranışları belirlemek adına çok önemlidir. Değerlendirme yaparken
geçmiş zamanda yaşanmış problemleri dikkate alsak da Bilişsel Davranışçı
Terapinin ilkelerinde de belirttiğimiz gibi "burada ve şimdi" odaklı oluruz.
Danışanının yaşadığı sorunun bugününe odaklanırız ve onu ne kadar rahatsız
ettiği ile ilgili bilgi sahibi oluruz.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
Değerlendirmenin amaçları nelerdir?

■ Danışanın problemini netleştirmek ve problemini çözebilecek hedeflenen


davranışları belirlemek
■ Problemi ortaya çıkaran faktörleri ve problemi sürdüren nedenleri belirleme
■ Danışanın problemlerinin işlevsizlik yaratıp yaratmadığını anlamak (işlev kaybı
sosyal hayatta, ailede, eğitimde veya iş hayatında olabilir)
■ Psikoterapi sürecinin hedeflerini belirlemek
■ Danışanın problemine uygun bir formülasyon yani kavramsallaştırma yapmak
ve formülasyon ile terapide kullanacağımız tekniklere karar vermek
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
Değerlendirme yapılması gereken durumlar
■ Danışanı terapiye getiren problem ve şikâyet nedir? Tanı aldı mı? Problemin
davranışsal özellikleri nedir? (Davranış, duygu düşünce ve fiziksel belirtiler)
■ Davranışın bağlamı nedir? Problemi tetikleyen durumlar neler, problemin
devamını sağlayan durumlar neler?
■ İşlevsellikte bozulma var mı? Danışanın güncel hayatı ne düzeyde verimli
geçiyor?
■ Sağlık problemleri var mı? Yaşadığı psikolojik problemlere eşlik eden tıbbi
problemler neler?
■ İntihar riski veya intihar geçmişi var mı?
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Değerlendirme sürecinin temel çıkış noktası danışanın şikâyet ettiği
sorunlardır, biz şikayetleri sıralamasını isterken, problemi ana hatlarıyla
şekillendirmeye başlarız ve danışanımızın sorunlarına dair hipotezler
oluştururuz. Elimizdeki hipotezler değerlendirme sürecinin nasıl devam
edeceğine dair yol haritamızı meydana getirir. Değerlendirme süreci her
ne kadar sürecin başında gözükse de süreç boyu ihtiyacımız olacak
bir çalışmadır.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Danışanımızın problemini daha net anlamak için iki türde değerlendirme
yaparız. Bunlardan birincisi Tanısal Değerlendirmedir, tanısal değerlendirme
yaparken kaynağımız; Amerikan Psikiyatri Derneğine ait olan DSM-5 tanı
ölçütleri kitabıdır. Doğru bir tanı, terapiste tedavi yöntemleri ve tedavi
yolculuğu hakkında faydalı bilgiler sağlar. Tanılama sistemi birey odaklı
değil kategorik ve sistematiktir dolayısıyla tanı değerlendirmesi, tedaviyi
planlamak için yeterli olamaz.
■ Örneğin; evden ya da bağlandığı kişilerden ayrılacak gibi olduğunda aşırı
tasalanma bir ayrılma kaygısı bozukluğu tanı ölçütüdür. Biz bu tanı ölçütünü
gözlemleriz ve bu durumun sıklığını, şiddetini ve ne zamandır sürdüğünü
sorgularız. Tetikleyicilerinin ve sürdüren etkenlerin ne olduğunun analizini
yaparız. Bireysel farklılıklara ne denli dikkat edersek, terapide o kadar
başarılı bir terapist oluruz çünkü bazı problemler tanı ölçütlerinde
görünmez.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Problem olarak görülen davranışları iki genel kategoriye böldüğümüzde onları
analiz etme sürecimiz kolaylaşır. Artış gösteren davranışlar ilk genel
kategorimizdir, artış gösteren davranışlar dememizin sebebi; sıklığı, şiddeti ve
süresi açısından aşırı olmasıdır, bu tür davranışlara örnek verecek olursak;
• İntihar düşünceleri
• Öfke
• Saldırganlık
• Travmaya dair zorlayıcı düşünceler
• Obsesyonlar ve kompulsiyonlar
• Çarpıntı, terleme, düğümlenme, boğumla gibi artan kaygı belirtileri
• Rastgele cinsel ilişkide bulunma
• Aşırı yemek yeme diyebiliriz.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Davranış analizi yaparken ikinci kategorimiz azalma gösteren davranışlardır.
Azalma gösteren dememizin sebebi; farklı durumlarda beklenen davranışları
gösterememe ve değişen şartlarda uyum sağlayamamaktır, bu tür davranışlara
örnek verecek olursak;

• Öz bakım eksikliği
• Hareketsizlik
• Sosyal girişkenlik
• Sorumlukları erteleme veya kabul etmeme
• Bıkmışlık hissi diyebiliriz.
Sorun Davranış Analizi Örneği
TÜR TANIM ÖRNEK
SIKLIK SORUN DAVRANIŞIN TEKRAR 1. Öfke krizi yaşama sıklığı
EDEN MİKTARI 2. Duşa girme sıklığı
3. Oyun oynama sıklığı
SÜRE DAVRANIŞ SÜRESİ 1. Öfke krizinin süresi
2. Duşta geçen süre
3. Oyun oynama süresi
SÜRE DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞ 1. Öfkeden kaynaklanan davranışlar
ARASINDA GEÇEN SÜRE başlayana kadar geçen zaman
2. Kirlendiğini düşündükten sonra
duşa girme süresi
3. Tetikleyici durum sonrasında
oyuna başlayana kadar geçen süre
SÜRE İKİ SORUN DAVRANIŞ 1. İki öfke krizi arasında geçen
ARASINDA GEÇEN SÜRE süre
2. İki zorlayıcı yıkanma
davranışı arasında geçen süre
3. İki oyun bağımlılığı davranışı
arasındaki süre
ŞİDDET SORUN DAVRANIŞIN 1. Öfke krizinde öfkenin dozu
ŞİDDETİ 2. Duşa girememenin verdiği
rahatsızlık
3. Oyun oynama yoğunluğu
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Yukarıdaki değerlendirme kategorileriyle beraber sorun davranışı
tetikleyen durumları da hesaba katarak analizinizi yapmanız gerekir,
böylece davranış değişikliği sağlamanız daha kolay hale gelecektir. Sorun
davranışlara dair bilgileri edindikten sonra davranışa dair varsayımlar
oluşturup bunların doğruluğunu danışanınızla sorgulamalısınız. Danışanın
sorunlarını meydana getiren, tetikleyici olan ve süregelmesine neden olan
faktörlere yönelik kapsamlı hipoteze formülasyon deriz. Formülasyon,
sorunu belirlemeye, terapideki hedefleri ortaya koymaya ve terapi için
plan program yapmaya fayda sağlar.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Davranışın tetikleyicilerini değerlendirmek için örnek sorular
nelerdir?
• Sizi rahatsız eden davranışınız ne zaman ya da hangi durumlarda ortaya çıkıyor?
• Sizi rahatsız eden davranış ortaya çıkmadan önce hissettiğiniz duygular nelerdir?
• Sizi rahatsız eden problemin ortaya çıktığı son durum neydi, detaylıca anlatır
mısınız?
• Sizi rahatsız eden davranışınız ortaya çıkmadan önce neler olur? Nasıl başlar?
• Sizi rahatsız eden davranışınız sosyal bir ortamda mı ortaya çıkar yoksa
yalnızken mi?
• Sizi rahatsız eden davranış meydana gelmeden önce zihninizde yer alan
düşünceler neler?
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Sonuçları değerlendirmek için kullanabileceğimiz örnek sorular

• Davranışınız gerçekleştikten sonra neler hissediyorsunuz?


• Davranışınızı önlemek için neler yapıyorsunuz veya yapıyor musunuz?
• Davranışınızı gerçekleştirince elde ettiğiniz bir şey var mı?
• Davranışınız gerçekleştiğinde rahatsız edici duygular ortadan kalkıyor
mu?
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
■ Davranışın meydana getirdiği işlevselliği değerlendirmek için örnek
sorular

• Davranışınız size ne gibi problemler yaratıyor?


• Davranışınızla başa çıkabildiğinizi düşünüyor musunuz?
• Aile ve sosyal ilişkilerinizde olumsuz bir değişiklik meydana geldi mi?
• Davranışınız iş hayatınızda nelere sebebiyet verdi?
• Davranışınız sizi hukuki olarak bir riske attı mı?
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
Güncel Durum Değerlendirmesi
■ Danışanınızın sosyo-ekonomik koşullarını, günlük ve haftalık rutinlerini, sağlık
koşullarını ve diğer insanlara süregelen sorumluklarını vs. bilmeniz size artı
değer sağlayacaktır.
• Kiminle yaşıyorsunuz?
• Geçiminizi nasıl ve hangi şartlarda sağlıyorsunuz?
• Sağlık durumunuz nedir?
• Kullandığınız sürekli bir ilaç var mı?
• Bir günlük rutininiz nedir?
• Tatil ve boş zaman aktiviteleriniz nelerdir?
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
İntihar riski var mı?
■ İntihar riskini analiz etmeniz değerlendirmeniz için esaslardan biridir.
İntihar riski gözlemlemeniz halinde her konudan önce eğilmek gereken
bu risktir. İntihara dair düşünceler aşağıdaki sorularla analiz edilebilir.
• Ölmek sizce sorunlardan kurtulmak için bir yol mu?
• Kendinize zarar verme düşünceniz veya davranışınız var mı?
• Geçmişte varsa ne zaman, nasıl ve kaç kere?
• Sizi hayata bağlayan şeyler nedir?
• İlerleyen zamanlara dair planlarınız neler?
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
Terapi Hedefleri

■ Terapist danışanıyla birlikte problemleri üzerine konuşurken, danışanın


hayatı için benimsediği değerler ve ilkeleri de dahil ederek terapi
hedefleri belirler. Hedefler, danışanın işlevini en fazla düşüren davranışlar
arasından seçilebilir. Bu hedefler terapi sürecinde yapılandırmada büyük
önem arz eder. Terapi hedefleri; kişiye özel, net ve gözlemlenebilir
olmalıdır. Terapi hedeflerini belirlerken seçimler danışana aittir, terapist
seçim yapmamalı yolları sunmalıdır. Terapist hedeflerin gerçekçi ve
danışan için olumsuz sonuçlar doğurmayan nitelikte olmasına dikkat
etmelidir.
Klinik Değerlendirme ve Formülasyon
Terapi hedefleri belirlemek için örnek sorular

• Eğer yaşadığınız rahatsız edici durum olmasaydı hayatınız nasıl olurdu?


• Eğer böyle bir problem olmasaydı bugün nerede olurdunuz?
• Bu problem hayatınızdan neleri götürdü?
• Terapiden beklentileriniz nelerdir?
• Terapinin başarılı olduğunu düşünürseniz sizin için neler değişmiş
olacak?
Terapi Süreci
Görüşme ortamının fiziki şartları nedir?
• Danışanın ve terapistin rahatsız edilmeyeceği özel bir alan
• Eşit şartlarda bir oturma pozisyonu (koltuk veya sandalyenin aynı oranda
olması)
• Danışanın kendisini rahatsız hissetmeyeceği bir hizada oturma (örneğin, tam
karşısında)
• Odada ideolojik bir sembol veya terapistin kişisel hayatıyla ilgili özel bir detayın
bulunmaması
• Aydınlatmanın göz iletişimi kurmayı engellemeyecek biçimde olması
• Oda mutlaka su ve peçete bulundurmak gerekir
• Dikkati dağıtacak renkler ve objeler seçmekten kaçınmak gerekir
Terapi Süreci
Görüşmede Empati

• Danışanla iletişiminizde göz temasına yer verin


• Ses tonunuzu etkili ve anlaşılır bir biçimde kullanın
• Danışanınızı dinlerken dinlediğinizi gösterebilen bir beden dili kullanın (kafa sallamak, ‘hı hı’
gibi onaylayan ikilemeler kullanmak, gözlerinizle onaylamak gibi)
• Beden dilinizin ona tam açıyla dönük olmasına ve hafif ona doğru eğilmeye dikkat edin, bu
sayede teşvik edici olacaksınız
• Danışanınızın belirgin bir şekilde dile getirdiklerini, anladığınızı ifade ederek tekrar
edebilirsiniz
• Anlamaya çalıştığınızı göstermek amacıyla, danışanın anlattıklarını farklı kelimelerle yeniden
ifade ederek onay isteyebilirsiniz
• Uzunca anlatılan konuları özetlemeye çalışarak değer verdiğinizin altını çizebilirsiniz
Terapi Süreci
İlk Görüşme ve Yapısı

GİRİŞ GELİŞME SONUÇ


Tanışma ve terapi Tanısal Özetleme ve
süreci hakkında değerlendirme, bilgileri kategorize
bilgilendirme davranışların analiz etme,
Danışan edilmesi (sorunlar, değerlendirmeyle
tarafından tetikleyiciler, ilgili danışana şeffaf
problem ayrıntılar), terapi ve incitmeyen
cümlelerin ifade hedefleri belirleme paylaşımda
edilmesi bulunmak, tedavi
içeriğine ve sürece
dair bilgi vermek
Terapi Sürecinde Giriş Bölümü
1. İçten bir gülümsemeyle içeri davet edin, izlenimlerini ve durumunu sorun
(Örneğin; buraya kolay ulaşabildiniz mi, nasılsınız gibi)

2. Kendinizi alçak gönüllü bir biçimde tanıtarak, güvende hissetmesini ve


ona yardımcı olabileceğinizi anlamasını sağlayın
3. İlk görüşmenin maksadından ve işleyişinden söz edin, soracağınız
soruların nedenleri hakkında bilgi verin (Örneğin; ilk görüşmemizin amacı
sizi buraya getiren nedenleri değerlendirmek, sorunları sizden dinlemek
istiyorum sonrasında detaylı olarak üzerine düşeceğim)
Terapi Sürecinde Giriş Bölümü
4. Başlamadan önce merak ettiklerini sorarak varsa cevaplandırmaya özen
gösterin ve görüşmenin her anında soru sorabileceğini söyleyerek
rahatlamasını sağlayın (Başlamadan önce merak ettikleriniz var mı?)
5. Gizlilik ilkesi hakkında bilgiler vererek güvenli ortamı pekiştirin, not
almanın gerekliliklerden söz edin (Örneğin; söylediklerinizi terapi
sonrasında sizi değerlendirirken yardımcı olması için not almam gerekiyor
böylece sizinle olan süreci daha başarılı yönetebilirim)
6. Danışanın temel bilgilerini 'sizi tanımak için temel soruları sorabilir
miyim?' diyerek sormaya başlayabilirsiniz (Doğum tarihi, medeni durumu,
eğitimi, aile hayatı, iş hayatı, sosyal hayatı vs.)
Terapi Sürecinde Giriş Bölümü
7. Danışanın problemini açık uçlu ve normalleştirerek sormaya özen gösterin
(Örneğin; sizi buraya getiren nedir? Burada neleri ifade etmek istiyorsunuz?
Size nasıl yardım edebilirim? gibi)
8. Danışana sorunu sorduktan sonra müdahale etmeden o bitirene kadar
dinlemeye özen gösterin, onu yönlendirmekten ve bölmekten sakının
böylece farkında olmadan detayları daha rahat bir biçimde ifade edecektir.
Böylece siz de onu dinlerken daha etkili hipotezler kurabilirsiniz.
9. Danışan duraksadığında veya bitirdiğinde eksik kaldığını düşündüğünüz
noktaları tecrübenizle sorabilirsiniz; ilk görüşmede tanımaya çalıştığınız için
açık uçlu sorular sormanız daha doğru olacaktır.
Terapi Sürecinde Giriş Bölümü
10. Karşınızda sosyal fobisi olan, sosyal becerileri eksik, çekingen, güvensiz
veya iletişim problemleri olan bir danışan varsa ona karşı daha özenli ve
teşvik edici olmaya özen gösterin. Böyle durumlarda beden diliniz
dinlemeye daha açık ve alıcı bir tutum sergilemelidir.
11. İlk görüşmede danışan bazı sorunlar üzerine konuşmak istemeyebilir, ilk
görüşmeler terapide güveni inşa eden en önemli görüşmelerdir. Danışanın
sakıncalı bulduğu alanlarda ısrarcı olmaktan kaçının.
12. Terapide gerçekleştirecek olduğunuz temel aktivitelerden açıkça söz edin
(Örneğin; bilişsel davranışçı bir terapistin terapide haftalık olarak davranışçı
ödevlerden yararlanması gerekir)
Terapi Süreci Gelişme Bölümü
Terapinin Gelişme Bölümü nasıl olmalıdır?

1. Danışanın kendi bakış açısı ile genel hatlarla ifade ettiği sorunları bu
bölümde özetlemeniz gerekir. Sonrasında problemi netleştirmek için
sorular sormaya başlamanız gerekiyor. Danışanın sorunu muhtemelen bir
tane ile sınırlı olmayacağı için sorunları en çok rahatsız edenden en az
rahatsız edene sıralamanız gerekiyor (Örneğin; bana bahsettiğiniz sorunlar
arasından sizin için en fazla problem yaratan ve hayatınızı etkileyen
hangisidir? İlk olarak hangisini ele almalıyız?)
Terapi Sürecinde Gelişme Bölümü
2. Soruna mahsus özel davranışları, düşünceleri, duyguları ve bedensel
belirtileri anlamak adına sorularınızı genişletin. Soruları daha verimli
kullanmak adına açık uçlu sormanız daha iyi olacaktır ancak kapalı uçlu
sorular da terapiste yardımcı olabilir. Örnek bir açık uçlu soru; rahatsızlık
yaratan durumda ne hissediyorsunuz? iken kapalı uçlu soru; rahatsızlık
yaratan durumda kaygı hissediyor musunuz? şeklinde olacaktır.
3. Danışanınızın problemine dair geçmiş bilgileri temin edin. Örneğin;
problem ne zaman başladı, problem ne zaman daha azdı, problem ne zaman
daha fazlaydı, problem ilk olarak ne zaman fark edildi, her zaman aynı
şiddette mi devam etti? Probleme dair geçmiş bilgileri anlamanıza yardımcı
olur.
Terapi Sürecinde Gelişme Bölümü
4. Sorun davranış analizi tablosunda örneklediğimiz gibi; problemin
sıklığına, şiddetine, arasındaki zamana, tetikleyicilerine dair bilgiler
almayı ihmal etmeyin.
5. Danışanı rahatsız eden durumların öncesinde neler olduğunu sorun
(Örneğin; kaygılı bir bireyin kaygısını yükselten ve işlevselliğini
düşüren durumu anlamak ve buradaki çarpık bilişleri değiştirmek
gerekir)
6. Problemin ortaya çıkmadığı durumları da öğrenin (Örneğin; panik
bir vakanın güvende hissettiği durumlar nelerdir, bir bağımlı hangi
şartlarda yoksunluk göstermez?)
Terapi Sürecinde Gelişme Bölümü
7. Davranışın sonuçlarını değerlendirin (yaşanan problemin ardından neler
oluyor, danışanın hayatında ne gibi değişikler meydana geliyor?) Danışana
yaşadığı problemin nedenlerine dair varsayımlarını sorun (Örneğin; sence
neden kapalı alanda kaygıların artıyor olabilir?) Bu soruyu sorduktan sonra
çoğu zaman problemlerin ardında olumsuz deneyimlerin yattığına şahit
olacaksınız.
8. Daha önce destek alıp almadığını sorun (Örneğin; daha önce bu
problemlerden bir uzmana bahsettiniz mi? Daha önce destek almadıysanız şu
an neden gerekli gördünüz?) Bu sorular terapideki iş birliğinizi arttıracaktır.
Terapi Sürecinde
Gelişme Bölümü
9. Psikiyatrik ilaç geçmişine dair
bilgileri edinin, danışanınız hali hazırda
bir ilaç kullanıyorsa, terapiyi psikiyatrist
ile paralel yürütmeniz gerekebilir.
10. Danışanın şikâyet ettiği sorunlar
nedeniyle hangi alanlarda işlev kaybı
yaşadığını ve mutsuz olduğunu sorun,
bu onu anlamanıza ve onun da size olan
güveninin artmasına neden olacaktır.
Terapi Sürecinde Gelişme Bölümü
11. Terapi hedeflerini birlikte belirlemeye çalışın; terapinin danışana neler
katacağı, beklentilerinin neler olduğu ve kendini terapi sonrasında nerede
gördüğünü sorarsanız bu daha profesyonel bir yaklaşım olacak belirsizliği
ortadan kaldıracaktır.
12. Danışanınızın baş etme becerilerine dair soruları sormayı ihmal etmeyin;
danışanınıza bugüne kadar sorunlarla nasıl baş ettiğini, sorunlarla baş etme
stratejilerini hangi düşüncelerle oluşturduğunu sorun. Olumlu yanlarını
öğrenmeniz sonrasında onu desteklemek için gerekli olacaktır.
Terapi Sürecinde Sonuç Bölümü
■ Terapinin Sonuç Bölümü nasıl olmalıdır?
1. Seansın son 10-15 dakikasına girdiğimizde danışanımıza seansta ele
aldığımız konulara dair özet yapmamız gerekir. Bu özeti yaparken;
danışanın sorununu açık ve anlaşılır bir biçimde kavram kullanmadan
ifade etmeye çalışmak, elimizde bilgi varsa tetikleyici-problem-sonuç
ilişkisi üzerinde durmak, sıralamayı peş peşe yapmak yerine bütünlük
içinde yapmak, özetin doğruluğunu danışan ile teyit etmek gerekir. Teyit
ederken örneğin; sizi doğru anlamış mıyım? Şeklinde soru sorabilirsiniz
2. Danışana eklemek istediği, eksik kalan bir nokta olup olmadığını sormak
gerekir. Örneğin bu soruyu; ele almadığımız ama sürece dahil etmemizde
fayda gördüğünüz başka bir konu var mı? şeklinde sorabilirsiniz
Terapi Sürecinde
Sonuç Bölümü
3. Değerlendirmenize dair çıkarımlarınızı
danışanınızla incitici olmadan paylamanız
gerekir. Danışanınızın bir tanısı varsa
değerlendirme aktarımına özellikle dikkat etmek
gerekir. Ağır depresyonda olan bir danışana bunu
söylemek yerine içe kapandığı bir dönemde
olduğunu, bunu herkesin yaşayabileceğini
söylemek kesin olarak daha doğrudur
4. Terapi süreci ve işleyişi hakkında, ileride bizin
neler beklediğine dair öngörülerinizi
danışanınızla paylaşmaktan çekinmeyin.
Terapi Sürecinde Sonuç Bölümü
5. Sonraki görüşmede neler yapacağınızı neleri konuşmanız gerektiğini
öncesinde açıklayın ve mümkünse bu konuya hazırlanarak gelmesi için
motive edin
6. Danışanınıza o günkü seansınıza dair sormak istediği bir şey olup
olmadığını tekrar etmelisiniz, böylece onu anlamak istediğinize dair
düşünceleri pekişecektir
7. O günkü görüşmenize dair geri bildirim almaya gayret edin ve bunu ben
merkezci bir tutum sergilemeden yapmaya özen gösterin. Geri bildirim
almaya çalışırken danışanınızın sizi onaylaması gerekiyor gibi bir duruma
yol açmak yerine eleştirilmeye açık olmalısınız
Vaka Formülasyonu
■ Danışanın problemlerini meydana getiren, tetikleyen ve süregelmesine
sebep olan nedenlere yönelik yaptığımız kapsamlı hipoteze vaka
formülasyonu deriz. Vaka formülasyonu, Bilişsel Davranışçı Terapinin
temelidir de diyebiliriz. Sorunu tanılamaya, terapideki hedeflerimizi
belirlemeye ve tedavi üzerine plan yapmaya yön verir. Danışanı daha iyi
anlamamızı sağlar ve empati kurma imkanımızı arttırır.
■ Vaka formülasyonu aynı zamanda terapideki güvene zarar verecek
durumları yönetmemizi sağlar. İlk değerlendirme seansları sonrasında bir
formülasyon hazırlarız ancak formülasyonun tamamlanması çok ileriki
seanslarda da tamamlanmayabilir. Kısacası formülasyon sabit
kalmayacak ve sabit kalmaması gereken dinamik bir yapıdır.
Vaka Formülasyonu
■ İyi bir formülasyon; danışanın tüm belirtilerini ve sorunlarını davranışsal
olarak betimler, sorunları meydana getiren ve sürdüren durumları tanımlar.
Sorunların nasıl ve ne zaman başladığına dair yorumlamada bulunur.
Formülasyon özetle şunları içermelidir:
1. Sorun listesi: Danışanın psikolojik belirtileri, sosyal ilişkileri, iş hayatı, sağlık durumu,
ekonomik sorunları, hukuki durumu ve boş zamanlarını değerlendirmesi ile ilgili problemler
listeye yazılır. Liste danışanla iş birliği içerisinde hazırlanır ve içerik danışana onaylatılır.
Sorun listesi 5 ile 8 madde arasında oluşur ve en fazla 10 madde içerir. Her sorun yalın bir
biçimde birkaç kelimeyle tanımlanır. Örneğin; olumsuz duygu durum, öfke patlamaları, iş
problemleri, iştah kaybı, eğitim motivasyonu eksikliği gibi.
Vaka Formülasyonu
1. Sorun listesi: Bu kısa tanımlamalara problemin bilişsel, duygusal ve
davranışsal özellikleri de eklenmelidir. Örnek verecek olursak, olumsuz duygu
durum problemine not olarak şu eklenebilir; kendisini çaresiz ve eksik
hissediyor, sıklıkla problemlerini erteliyor ve başarısız biri olduğunu
düşünüyor. Sorunları bu şekilde listeleyerek terapinin ilerleyen aşamalarında
takibi kolaylaştırmış oluruz. Sorun listesini bitirdikten sonra terapist olarak biz
sorunların ortak noktasını belirlemeye çalışırız. Birbirinden bağımsız gözüken
problemlerin aslında tek bir soruna işaret ediyor olması klinik tecrübenizde
sıklıkla yer edecek bir durumdur.
Örneğin; aşırı yeme, rastgele cinsel ilişki kurma ve kendine zarar verme
davranışları olan bir danışan doyum sağlayamama problemi çatısı altında bunları
yapıyordur. Böylece danışanımızın geride kalan hayatında yaşadığı duygusal
yoksunluklara odaklanabiliriz.
Vaka Formülasyonu
2. Tetikleyiciler İçin Kapsamlı Analiz:
Davranışı meydana getiren öncü
tetikleyicileri ve sonrasında davranışın
ardından meydana gelen sonuçları tespit
ederek sorun davranışın birey adına
anlamını anlarız. Bir eleştiri sonrası yalan
söyleyen ve sonrasında yalan söylediği için
stres yaşayan bir danışanın durumunda;
tetikleyici eleştiri, sonuç strestir.
Vaka Formülasyonu
3. Mekanizmalara Yönelik Hipotez: Formülasyonun en önemli noktası,
problemi sürdüren mekanizmaya yönelik hipotezlerimizdir. Mekanizma,
danışanın bütün problemlerini bütüncül ve uyumlu bir açıklamayla formüle
etmeye çalışır. Mekanizma hipotezi geliştirmek için terapist ilk olarak tüm
insanlarda geçerli olan teorileri gözden geçirir ardından herkes için geçerli
olan teorileri bireye uyarlayarak bireye özgü bir kavramsallaştırma sunar.
Diğer insanların onayını alma isteği, problemi sürdüren bir durumdur. Genel
olarak ebeveynleri tarafından takdir edilmemiş çocukların buna
meylettiklerini düşünürüz, bu düşünceden yola çıkarak danışanımızın
ebeveyn ilişkilerine dair danışanımıza özel hipotezler üretiriz.
Vaka Formülasyonu
4. Uzun Süredeki Olumsuz Sonuçlara Dair
Hipotez:
Problemle birlikte danışanımızın hayatında
nelerin olumsuz gittiğini formülasyonumuza
ekleriz. Bireysel problemleri neler? Aile,
sosyal ve iş hayatında ne gibi aksaklıklar var?
Fiziksel ve sağlık sorunları var mı? Bu
probleme eşlik eden ikincil bir psikolojik
sorun var mı? Tüm bu başlıklara dair
hipotezlerimizi formülasyona sorgulamak
üzere ekleriz.
Vaka Formülasyonu
5. Sorunun Başlangıç Noktasına Dair Hipotez: Birincil probleme dair
biyolojik bir etken veya genetik yatkınlık var mı? Mizaç etkisi var mı?
Öğrenme geçmişinde problemi oluşturabilecek neler var? Travma geçmişi
veya olumsuz bir örnek alma söz konusu mu? Problem davranışın
gerçekleşmesini pekiştiren bir durum var mı? Sorularının cevabını sorunun
başlangıç noktasına hipotezlerimize ekleriz.
Vaka Örneği 1: Emre
■ Emre, 23 yaşında, market deposunda
çalışıyor, nişanlı. Babası ve annesi Emre
henüz 1 yaşındayken ayrılıyor ve babasını
hayatında hiç görmemiş. 3 yaşındayken
annesi evleniyor ve bir erkek kardeşi var.
■ 4 yıldır gittikçe artan ve onun hayatını
olumsuz etkileyen bir toplu taşıma
problemi var. İşe gidebilmek için toplu
taşıma kullanmak zorunda ve bu problem
yüzünden iş hayatı kötüye gidiyor.
Vaka Örneği 1: Emre
■ Emre’nin toplu taşıma korkusu 4 yıl önce tramvayda hasta olduğu bir
gün yanlışlıkla gaz çıkarmasıyla başlamış. Tramvaya bindiğinde
tuvaletini kaçırmaktan korkuyor. Üvey babası tarafından ufak bir durumu
problem ettiği için eleştirilmiş, annesi ekonomik kaygılarla bunun işe
gitmemek için bir bahane olduğunu öne sürmüş.
■ Emre toplu taşıma kullandığında terlediğini, nefes alıp vermede zorluk
yaşadığını, başının döndüğünü, kalp atışlarının hızlandığını dile getiriyor.
Emre bu süreçte sadece nişanlısından destek görüyor ve nişanlısıyla
toplu taşıma kullanırken bir zorluk yaşamadığını söylüyor. Evde ve iş
yerinde stres faktörlerinin arttığı dönemde Emre’nin toplu taşıma
korkusunun arttığını belirtmemizde fayda var.
Vaka Örneği 1: Emre
Öncüller ve Sonuçlar:
Emre toplu taşıma alanlarına yaklaştığında ve içeri girdiğinde yoğun bir korku yaşadığı için
bu alanlardan uzaklaştığını, uzaklaşınca korkusunda azalma olduğunu söyledi. Genelde bu
tür yerlerden uzak durduğunu belirtti. Sabahları nişanlısını arayarak toplu taşıma
kullandığını, bunun biraz daha iyi geldiğini söyledi. İşlevsellik kaybı sorulduğunda;
nişanlısıyla ilişkisinin kötüye gittiğini ve iş hayatının oldukça olumsuz etkilendiğini anlattı.
Nişanlısını ve işini kaybetmekten korkuyordu.
Sorun Listesi:
1. Toplu taşıma korkusu: toplulukların kullandığı ulaşım araçlarında korku ve panik benzeri
fiziksel belirtiler
2. Nişanlısını ve işini kaybetmeye dair korku
3. Evde eleştirilmesi ve anlaşılmaması nedeniyle ailevi problemler
Vaka Örneği 1: Emre
Öncül ve Sorun Analizi:

■ Sorun 1: kapalı ve kalabalık yerlerde tetiklenen; aşırı davranışlar ve olumsuz


duygu, düşünce ve fiziksel belirtiler sonucunda kaçma ve kaçınma davranışları.
Kaçınma davranışları korkunun şiddetini git gide arttırıyor.
■ Sorun 2: nişanlısı ile olan duygusal yoğunluk azaldığında ve iş yerinde geç
kaldığı için eleştirildiğinde tetiklenen bir kaybetme korkusu. Kaybetme korkusu
kendisine dönük öfke krizlerini ve ağlama davranışlarını arttırıyor.
■ Sorun 3: evde eleştirilmekle tetiklenen değersizlik ve beceriksizlik düşüncesi,
özsaygısını azaltıyor bu durum depresif eğilimlerinin artmasına neden oluyor.
■ Özet: toplu taşıma korkusu, panik benzeri fiziksel belirtiler, kaybetme korkusu,
kaçınma davranışları, öfke ve ağlama krizleri, özsaygıda azalma, depresyon
belirtileri
Vaka Formülasyonu
■ Formülasyonu Danışanla Paylaşma
Formülasyon terapide izlenecek yol için bir harita rolü üstleneceği için
terapistin danışana formülasyon içeriğini açıklaması, onun da fikrine
başvurması ve değişim adına fırsat tanıması değerlidir. Terapist danışana
formülasyonu açıklarken nelere dikkat etmelidir?
1. Formülasyon şeffaf ve iş birliği halinde sunulmalıdır. Tamamı sunulsa da
ana odak sorunu sürdüren aktif nedenler olmalıdır. Teknik dilden uzak
kalarak, danışanın anlayacağı bir dil kullanılmalıdır.
2. Problemi danışandan ayrıştırmak gerekir. Problemin anlaşılır bir şekilde
sunulduğunda terapist-danışan iş birliği ile çözüleceği mesajı verilmelidir.
Seans Yapılandırması
• Bir önceki seansı değerlendirme
• Bugünün gündemini belirleme
• Bir önceki hafta neler yaptığına dair bilgi alma
Giriş • Verilmiş bir ödev varsa bilgi alma

• Ödevde bir aksaklık varsa sorunları belirleme


• Problemleri kavramsallaştırma (formüle etme)
• Problemi ortadan kaldırmak için yöntem seçme ve uygulama
Gelişme • Gelecek hafta için yeni egzersiz belirleme

• Terapiyi özetleme
• Bir sonraki seans hakkında planma
Sonuç • Danışandan olumlu/olumsuz eleştiri talep etme
Seans Yapılandırması
Bilgilendirilmiş Onam:

■ Danışana uygulayacağımız tedaviye dair ayrıntılı bilgi vermeden ve


onların onayını almadan tedaviye geçmek mesleki olarak etik değildir.
Danışana formülasyon ışığında hangi yöntemleri neden seçtiğimizi ve
bunların bilimsel artılarını anlatmak gerekir. Terapinin artıları ve riskleri
üzerine bilgi verilmelidir. Terapinin ortalama ne kadar süreceği,
seansların ne sıklıkta yapılacağı, seans süresinin ne olduğu ve ödemeye
dair bilgiler şeffaf olarak sunulmalıdır.
Seans
Yapılandırması
Terapötik İlişki:

■ Terapötik ilişki, danışan ve terapist


arasındaki güven ilişkisidir. Terapi
sürecinin olumlu ilerlemesi adına ve
davranış değişikliklerini sağlamak adına
Terapötik ilişkinin güçlü olması
gerekmektedir. Güvenilen bir terapistin,
değişimi sağlaması da aynı ölçüde kolay
olacaktır. Terapötik ilişki iyileştirmek için
gereklidir ancak yeterli değildir.
Seans Yapılandırması
Terapide İlişkiyi Nasıl Güçlendirebiliriz?
• Danışanın sorunlarını analiz ettikten sonra şeffaf ve kısa bir şekilde açıklamak
• Danışanın zorluklarını ve problemlerini yargılamamak
• Danışanın davranış değişimlerini onu şişirmeden övmek
• Terapiye engel olan davranışlarını yargılayıcı olmadan eleştirmek
• Gülümsemek ve yeri geldiğinde mizah kullanabilmek
• Danışanı önemsediğimizi gösteren ifadeler kullanmak, örnek verecek olursak eski notlardaki detaylardan
bahsetmek diyebiliriz
• Kazandırmak istediğimiz becerileri ve davranış değişiklerini danışana model olarak açıklamak
• Gerektiğinde çok özele girmeden kendimizi açmak ve deneyimlerimizi paylaşmak
• Terapi süreciyle ilgili iyimser olmak ve ümit vermek
Seans Yapılandırması
Terapide İlişkiyi Güçlendirme Teknikleri
■ Danışanla aktif bir iş birliğinde bulunarak onu sürece dahil ettiğinizde
terapötik ilişkiyi kuvvetlendirebilirsiniz. Örnek verecek olursak; sizce bu
işe yarar mı? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Danışana bunları
sorarken, kendi yetkinliğinizden taviz vermemeye dikkat etmeniz
gerekiyor. Kontrolün sizde olduğunu unutturmamalısınız.
■ ‘Biz’ dili kullanma, terapistin ve danışanın bir ekip olduğunu, bu süreçte
başarının ekip çalışması olduğunun altını sürekli çizmek ilişkiyi
güçlendirir. Danışanın seanslar için sunduğu gündemleri ciddiye almak
gerekir. Danışanın yaşamına, değerlerine ve hedeflerine bağlı hareket
etmeniz onu ciddiye aldığınızı gösterir ve sürece artı değer katar.
Seans Yapılandırması
Terapide İlişkiyi Güçlendirme Teknikleri

■ Danışana karşı buyurgan, hükmedici ve baskıcı olmamak gerekir.


Danışanınız adına bir tercihin çok verimli olduğunu düşünseniz bile bu
kararı vermek ona aittir. Siz terapist olarak ona yollar sunarsınız ancak
yolu her zaman danışan seçmelidir. Toplumda bilinenin aksine terapist
danışana ne yapacağını söyleyen değil ne yapması gerektiği konusunda
yardımcı olandır.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Maruz Bırakma: İnsanın kaygı yaratan bir uyarıcıyla karşı karşıya
getirilmesine maruz bırakma denir. Bireye bu müdahale gerçek hayatta
yapılıyorsa gerçek maruz bırakma, sembolik yapılıyorsa yapay maruz bırakma
diyoruz. Maruz bırakma terapileri özellikle fobik vakalarda ve obsesif kompulsif
bozuklukta sıkça kullandığımız terapilerdir. Maruz bırakma terapisi kaygı ve
korku ortadan kalkıncaya dek devam eder.

■ Aşamalı Maruz Bırakma: Korku ya da kaygı yaratan durumlara karşı kademeli


bir maruz bırakma terapisidir. Birey ilk olarak az problem yaratan uyarıcıyla
yüzleşir sonrasında bu kademeli olarak zorlaşır, amacımız onu kaçındığı
uyarıcılara alıştırmaktır Maruz bırakma gibi aşamalı maruz bırakma da fobik
vakalarda ve obsesif kompulsif bozuklukta sıkça kullandığımız bir tekniktir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Sistematik Duyarsızlaştırma: Bireyde korku ve kaygı meydana getiren
uyarıcıların şiddetine göre düzenlenen, gevşeme egzersizinin eşlik ettiği,
sembolik bir tekniktir. Üç ana işlem içerir; danışana aşamalı gevşeme egzersizi
öğretilir ve kaslar kontrol altına alınır, ardından danışan ve terapist ortak bir
çalışmayla korku ve kaygı yaratan durumları güçleri ile sıralarlar, son olarak
hasta az korku yaratan durumdan çok korku uyandıran duruma sırayla
yüzleşmeye ve bunları yaparken gevşeme egzersizlerini kullanmaya çalışır.
Sistematik duyarsızlaştırmayı diğerlerinden ayıran, korku yaratan durumlarla
yüzleşmeyi gevşemeyle eşleştirerek kolaylaştırmasıdır.

■ Alışma ve Sönme: Alışma, korku ya da kaygı yarayan uyarana maruz kalmaya


devam ettikçe verilen tepkimizde azalma olmasıdır. Sönme ise korku ya da kaygı
yaratan durumlarda öğrenilmiş olumsuz tepkinin ortadan kalkmış olmasıdır.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ İçsel Patlama: Kaygı yaratan hayali uyaranlar arasında en ağır olana maruz
bırakmaya İçsel Patlama denir. Birey terapistin desteği ile korktukları arasında en
kötü olanı düşünerek yüzleşmeye çalışır ve sık kullandığımız bir teknik değildir.
İçsel patlama tekniği, travmatik geçmişten kaynaklı olan huzursuzluğu en aza
indirgemek adına TSSB’de kullanılır.

■ Taşırma: Kaygı uyandıran gerçek uyaranlar listesinde en ağır olana maruz


bırakmaktır. İçsel Patlama tekniğinden farkı, rahatsızlık veren uyarıcının gerçek
olmasıdır. Köpek korkusu olanın köpekle, fare korkusu olanın fareyle veya
yükseklik korkusu olanın yükseklikle reel bir şekilde yüzleştirilmesidir. Taşırma
iki yönlü olarak çok etkili bir yöntemdir; çok kısa sürede kesin bir sonuç da
verebilir, büyük travmalara da yol açabilir. Uygulanmadan önce risk faktörlerinin
analiz edilmesi gerekir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Sosyal Öğrenme: Gözlem yapabildiğimiz durumlar ile öğrenmeye verdiğimiz
isimdir. Diğer insanlardan görerek ve deneyimleyerek sosyal öğrenmeyi
gerçekleştiririz. Sosyal öğrenme içselleştirilebilir ve kalıcı olabilir veya
tutumlarda bir değişikliğe yol açmayabilir. Örneğin; sınıfta problem davranış
sergileyen bir arkadaşının ceza aldığını gören çocuk, aynı problem davranışı
yapmamak üzere güdülenebilir veya bir arkadaşının öğretmeni tarafından nasıl
takdir edildiğini gören bir çocuk takdir almak için aynı davranışa meyil edebilir
buna sosyal öğrenme deriz.
■ Başkasından Öğrenme: Başkasından öğrenme, sosyal öğrenmeye dayanır.
Model alma olarak da ifade edebiliriz, diğer bireylerin davranışlarının sonuçlarını
gözlemleyerek davranışlarımızda değişikler meydana getirdiğimiz öğrenme
modelidir. Örneğin; patronumuzun iş hayatında nasıl bir iletişim dili kurarak
başarılı olduğunu öğrendikten sonra başarılı olmak için onu model almak bir
başkasından öğrenmedir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Uyaran Kontrolü: Davranışlarımız üzerinde etkisi olan her şey birer uyarandır.
Sorun davranışlar üzerinde etki kurmak uyaranları kontrol etmeye dayanır.
Koşullanmış otomatik tepkilerimizi, çevresel faktörler ile değiştirmeye
çalıştığımız düzenlemelere uyaran kontrolü deriz. Sigarayı bırakmak isteyen bir
insanın, sigara içilen ortamlardan kaçınması bir uyaran kontrolüdür.

■ Öz etkinlik: Öz etkinliğimiz, kendi davranışlarımızı organize etme ve bunu


eyleme dökebilme kapasitemize dair yargımızdır. Yani kendimizi ne kadar
tanıdığımız ve neler yapabileceğimizi bilmemiz, öz etkinliğimiz demektir. Öz
etkinliğimiz tecrübelerimize dayanır. Bir yakınımızı kaybettiğimizde nasıl
tepkiler verebileceğimizi bilmek bir öz etkinliktir ve genelde daha önceki
kayıplarımıza dayanır.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Biçimlendirme: Problemli davranışı ortadan kaldırmak için aşamalara bölerek öğretmeye
verdiğimiz isimdir. Bizi istenen davranışa götürecek aşamaları belirledikten sonra her aşama
için ayrıca biçimlendirme yaparız. Örneğin; ders çalışmayan bir çocuğun bu davranışını
iyileştirmek istiyoruz. Hedef davranışının tüm gereklilikleri; kalemleri ve kitapları masaya
koyma, masaya oturma ve kitapları açarak okumasıdır. Böyle bir durumda her gün tek bir
aşamayı ödev veririz ve çocuk o aşamayı gerçekleştirirse ödül veririz. Ödül verilen aşama
yerleştikten sonra bir sonraki adıma geçerek kolaydan zora doğru bir yol çizilerek
biçimlendirme tekniğine devam ederiz.

■ Klinik tabloda karşımızda kedi fobisi olan biri varsa; hedefimiz kediyle temas etmesidir. İlk
olarak kediye dokunması yolundaki davranışların neler olduğunu belirleriz ardından bu
davranışları kolaydan zora doğru ortaya koyması için danışanımızı motive ederiz. Kedi
resimleri ve videoları ile başlayıp, petshopta kapalı olan kedileri seyrederek devam ederiz,
sonrasında açık alanda uzak mesafeden kediyi izlemesini sağlarız ve git gide yakınlaşarak
nihayetinde kedi ile teması sağlarız. Her bir aşama gerçekleştiğinde danışana pekiştireçler
sunarız ancak bu pekiştireçler öznel olduğu için her bir danışan için ayrı bir pekiştireç seçilir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Sosyal Beceri Eğitimi: Danışanın daha girişimci olabilmesi, daha kolay
diyalog kurabilmesi, karşısındakini anlamaya çalışması, sosyal ilişkilerdeki
problemlerle baş edebilmesi, karşısındakini dinleyebilmesi, kendini daha
iyi açıklayabilmesi, sınırlarını belirtebilmesi, olay ve olguları mantık
çerçevesinde algılayabilmesi için terapide verdiğimiz eğitime sosyal beceri
eğitimi deriz. Bu becerileri rol play çalışmaları ile daha gerçekçi bir
biçimde kazandırabiliriz. Danışanımız kendisinde girişimci olamama
problemini gözlemliyorsa ilk olarak bunu hangi anılara ve durumlara
dayandırdığını sorarız. İletişimindeki eksikleri didaktik bir biçimde dile
getirdikten sonra yeni girişimcilik denemesini seansta birlikte prova ederiz.
Bilişsel Davranışçı Terapinin
Temel Teknikleri
■ Bilişsel Yeniden Yapılandırma:
Bireyin zihnindeki varsayımlarındaki yanlış
görüş ve değerlendirmelerin daha gerçekçi ve
gerçek hayata uygun olanlarla yer
değiştirmesi tekniğine bilişsel yeniden
yapılandırma diyoruz. Bilişsel yeniden
yapılandırma tekniğinin amacı; işlevsiz olan
bilişsel çarpıklıkları ortadan kaldırarak
danışanın konuya daha objektif bir biçimde
bakabilmesini sağmaktır.
Bilişsel Davranışçı Terapinin
Temel Teknikleri

■ Bilişsel Yeniden Yapılandırma:


Birey mutsuz veya endişeli hissettiği anlarda
olayları değerlendirme ve algılama biçimi de
değişebilmektedir. Bu nedenle değerlendirme
sürecinin doğruluğunu yitirmemesi bizim için
esas noktalardan biridir öyle ki danışan olumsuz
durumlarda muhakeme becerisini yitirirse
duygu, davranış ve fiziksel belirtileri de
rahatsızlık verici olacaktır. Bu nedenle
psikoterapide hedeflenen duruma verilen
tepkilerden daha çok yorumların ve algıların
daha işlevsel ve objektif olmasına değer veririz.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
■ Bilişsel Yeniden Yapılandırma: Bilişsel çarpıklıkları değiştirebilmek
için öncelikli amacımız, işlevsiz inançların belirlenmesidir. İşlevsiz
inançlar oldukça katı ve kök salmış olabilirler, bu nedenle kök salmış bu
inançlar bilinçsizce ortaya çıkan ve rahatsızlık veren otomatik düşüncelere
neden olurlar. Temel inançları belirlemeyi başardıktan sonra bu inançların
altında yatan nedenler terapideki sorgulamalarla ortaya çıkacaktır.

■ Bu aşamadan sonra terapist, danışanın işlevsiz inançlarına ters düşen


gerçek hayata dair delilleri danışanın fark etmesini sağlar. Danışanın
kendisi ve çevresi hakkındaki yanılgılar bu deliller ile değiştirilmeye
çalışılır. Yeniden yapılandırma tekniğinin özeti budur diyebiliriz.
Bilişsel Yeniden Yapılandırma

■ Panik ataklardan şikayetçi olan bir danışanın


bilişlerini yeniden yapılandırırken; temel
inancının hasta olduğu yönünde olmasına
dikkat etmelisiniz. Kalp krizi geçireceğim
otomatik düşüncesini ve dolayısıyla duyduğu
rahatsızlığı ortadan kaldırmak istiyorsanız ona
hasta olmadığına dair delilleri yetkinlikle
sunmanız gerekiyor.
■ Danışana bu delilleri sunmadan önce problem
öyküsünün tamamına hâkim olmalısınız aksi
takdirde değişimi sağlarken zorluk
yaşayabilirsiniz
Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel Teknikleri
Bilişsel Yeniden Yapılandırma
■ 1988’de yapılan çalışmaya göre yeniden yapılandırma tekniği dört
aşamadan oluşmaktadır:
1. Danışana düşüncelerin duyguları ve davranışları ortaya çıkardığını
karmaşık kavramlar kullanmadan öğretmek yani psiko-eğitim vermek
2. Danışanının olaylara bakış açısını daha objektif bir hale getirmek
3. Danışanın gerçeklik değeri taşımayan inançlarını belirlemek ve
farkındalık sağlamak
4. Danışana gerçeklikten uzak inançlarını yeniden değerlendirmesi için
yardımcı olmak
Bilişsel Davranışçı Terapinin
Temel Teknikleri
Sokratik Sorgulama
■ Ara ve temel inançların değişime uğrayabilmesi
için pek çok teknik vardır. Bazı inançlar
kolaylıkla değişebilecekken bazı inançlar üzerine
uzun süreli çalışma gerektirir.
■ Genel olarak inancı sıfırlamak mümkün değilse
inancı azaltmaya odaklanırız. İnançları
belirlemek için kullandığımız tekniklerden birisi,
Sokratik Sorgulama tekniğidir.
Sokratik Sorgulama
Soktarik Sorgulama; işlevsizlik meydana getiren düşünceyi belirledikten sonra
durumun ardı ardına sıralanmış birçok soruyla değerlendirilmesidir. Bir dizi soru ile
danışanın bildiği ancak farkındalık sağlamadığı bilgilerin farkına varması
amaçlanır. Sorular, danışana yol gösterir ve farkındalığını kazanmasıyla birlikte
değişim yakalaması amaçlanır. Sorulara örnek verecek olursak;
• Bu düşünce sence gerçekçi mi?
• Bu düşünceleri delillere mi yoksa hislerine mi dayandırıyorsun?
• Düşüncenin gerçekliğini ispatlayan şeyler var mı?
• Delilleri yanlış değerlendiriyor olabilir misin?
• Düşüncen siyah/beyaz yani ya iyiyi ya kötüyü içeriyor olabilir mi?
• Düşüncenle ilgili en kötü senaryon nedir?
• Ne olursa bu düşünce ortadan kaybolur?
Sokratik Sorgulama
■ Sokratik sorgulama esnasında danışanın söylediklerini ve söylemesi olası olup
söylemediklerini dikkatle takip etmek ve empati kurarak yaklaşmak gerekir.
Böylece danışanın probleme dair ne düzeyde farkında olduğunu kavramış
oluruz. Sokratik sorgulama sırasında detaylı notlar alarak tıpkı formülasyonda
olduğu gibi bir özetleme çalışması yapar ve bunu yine danışana onaylatarak
terapi öykümüzde veri olarak kullanırız.

Sorunu tanımlamaya dönük sorular soracağınızda sorabileceğiniz örnek sorular;

• Yaşadığınız problemin bir örneğinden bahseder misiniz?


• Son olarak ne zaman bu problem yaşandı?
• Kiminle ve nerede yaşadığınızdan bahsedebilir misiniz?
• Problem yaratan durumdan kurtulmak için ne yaptınız?
Sokratik Sorgulama
■ Olayın anlamını sorgulayacağınızda sorabileceğiniz örnek sorular;

• Bu durumdan çıkacak sonuç nedir?


• Sizin için ne anlama geliyor?
• Yaşadığınız bu duruma bir arkadaşınız ne derdi?
• Bu durumdan sonra neleri değiştirmek istiyorsunuz?

■ Olaylar arası ilişkileri anlamak için sorabileceğiniz örnek sorular;

• İşte hissettiğin duygular evde de sürüyor mu?


• Rahatsızlık veren duyguların ne zaman fazlalaşıyor?
• Arkadaşınla yaşadığın sorunları ailene yansıtıyor musun?
• Geçmişte yaşadığınız hangi sorun bugününüzü etkiliyor?
Sokratik Sorgulama
■ Geçmişteki olaylarla bağlantı kurabilmek için sorabileceğiniz örnek sorular;
• Daha önce böyle bir durum yaşandı mı?
• Sizce aynı durumda diğer insanlar ne yapar?
• Geçmişte bu durumda ne yaptınız?
• Size neler yardımcı oldu?

■ Analizinizi detaylandırabilmek için sorabileceğiniz örnek sorular;


• Düşüncelerinizi destekleyen veriler nedir?
• Açıklayamadığınız bir duygunuz var mı? Varsa neden? Açıkladığınız birisi oldu mu?
• Sizce yaşadığınız sorunun nedenleri neler?
• Problemin azaldığı durumlar mı?
• Dışarıdan biri olarak probleminizi nasıl gözlemlerdiniz?
Sokratik Sorgulama

■ Sokratik sorgulama yöntemi, yapılandırılmış


birçok yönteme göre daha zordur, terapistin
klinik tecrübesiyle doğaçlama yapabilmesini
gerektirir ancak düşünceleri yeniden
yapılandırmak için kullanılan en etkili
yöntemlerden biridir.
■ Sokratik yöntem, danışanın var olan çarpık
düşüncelerini sorgulamasıyla beraber
bunların farkına varmasıyla seanslarda daha
etkin olmasını sağlar.

You might also like