Professional Documents
Culture Documents
İbn-I Arabi - Dürrü Meknun - 240526 - 090122
İbn-I Arabi - Dürrü Meknun - 240526 - 090122
İbn-I Arabi - Dürrü Meknun - 240526 - 090122
48 - . ; = ■ İNCİ DİZİLERİ
i » / O J
<Ü)lj <U1İ O b b Ot
■■^ • ‘ ' ✓ + ■■■*■■
■> ' '
✓ O A ’lB v
CEHENNEMİN TABAKALARI
Cehennemin yedi tabakası vardır:
BİRİNCİ TABAKA: Birinci tabakasının adı
Cehennem'dir. En yükarı tabakadır. Muhammed
66 İNCİ DİZİLERİ
4 *
Lfb LjjJI
. jj
* ■
|
• V \.....
•V .
"Allah'dan başka İlâh yoktur. Bir, O vardır.
68 - ■ , - - - - ■ • İNCİDİZİLERt
"* • +
A A Aj » , > A Om
cem etseler, bir halka bile olmaz. Eğer bir halkayı kö
künden bıraksalar yerleri cem'an aşağı geçirir. Ce
hennemi bu suretle çeke çeke Arâsat yerine getirir
ler. Cehennem bunların elinden çekinir. İki parça
olur, yine bütün olur. Yalınları direk, direk havaya
gider. Kıvılcımları hisâr gibidir.
Nitekim Kur’an-ı Kerîm'de:
JLrH
KÂF DAĞI:
Bu Kâf dağı ki vardır. Firdevs-i a'lâ derelerin
den bir gök taşıdır. Bu hava ve gökyüzünün lâciverd
renginde görünmesine sebeb; o taşın Kâf dağına ak
seden ışığıdır ki, aksî havaya vurur, ondan dolayı gök
görünür. Bundan dolayı havadan suya dokunduğum
dan gök görünür. Yoksa su ne renktir kimse bilmez.
Hangi kaba koysan, p kabın rengini gösterir. Ama as
lı ve zâtı aktır. Delil odur ki, kâr beyazdır. Eriyince
su olur. Su buz olsa gök görünür, Dehriz eylesek ak
görünür. \
Şimdi bu Kâf dağını görmüş kimse yoktur. An
cak dört kişi gördü. Onlardan rivâyet olunur ki, şarp
ve sessizdir. Bir tarafı deryây-ı ummâiı ve bir tarafı
ulu dağlarla çevrilidir. Harâretten dolayı kimse yânı
na varamadı.
A llah Teâİâ H azretlerinin em ri ile görenle?
rin birincisi Âdem Peygam ber'dir. Ne zaman cen
netten çıktı, Cebrâil (A.S.) onu götürdü, gelirken gös
terdi.
tmı yel götürdü. Bir günde bir aylık yol giderdi. Hâk
Teâlâ'nın emriyle ona gösterildi. O kuvvetle vardı
derler. Kuvvet ve kudret Hakk’ınÖır.
Üçüncüsü de, Süleyman Peygam berden üç-
yüz yıl sonra dünyaya gelen İskender-i Ziirkar-
neyn'dir. Hak Teâlâ Hazretleri ona inâyet etmişti»
Rivâyet ederler ki, onun tahtını bulut götürdü derler.:
73 : ■' ■— ~— ■ İN Ct DİZİLERİ
ŞEYH'İL-EKBER MUHYİDDİN-İARABÎ — JQ
0 * * i t ' 0 .* • i O S s s O / ota
4 -u h *Jl L Lii
CJİ r*1
' ' * t • ' ' ' ' s "
{ j* U 3 / r ı J U I « Â a l i j a j V j U jüLİ | j£ . .
, v " **
"Hak Teâlâ
9* £ $
o j J I İ ûjİİ Is"
* $ * * * o * 0*0 * o * * * . £ : >
+ S S ' S ^ M'
* * v + .0 + +0 +
/ / ıj j ^ y y X / / O j ' Si ^ £
aİ \ j (^ jJ I s** * U jjl
/ y / ' ^ ✓ >
/ y O y 9 / /
ûs***s-l
✓ / y
^ ✓
KİTABI
M AN EVİ İBADETLER
olur. Her buçuk dört arpa olursa her, ayak elli arpa
olur. Mil ki, dört bin adımdır. En çoğu sekiz bin par
mak, üç bin defa bin dahi iki yüz kırk bin arpa olur. .
On iki burç, üç yüz altmış derecedir. Yeryüzün
de yüz altmış mil olur. Bu cümle miller yeryüzünde
dokuz defa yüz bin dahi yirmi bin adım olur. Bu cüm
le adımlar üç bin defa bin kere bin dahi seksen bin
ayak olur.
Bu bölgelerin her biri bir yıldıza mensuptur.
Çin, Horasan ve Semerkand Müşteri yıldızına,
Hindistan Rahle yıldızına.,
Kudüs ve Herâkin Merih yıldızına,
Türkistan, Kıbçân, Tataristan ve Musul Gü
neş'e,
Arabistan ve Rumeli Zühre yıldızına,
Anadolu, Rusya,İngiltere, Utarit yıldızına,
Fransa Magribe kadar Ay’a mensubtur.
Her bölgenin günün ve saatinin birbirinden ay
rıldığının hüdütlarını, dağlannı ve yollarını bildire
lim. .i
BİRİNCİ BÖLGE: Bu bölgenin başlangıç günü
on iki saat ve üç çeyrektir. Genişliği on iki derecedir.
. Batıdan doğuya kadar üç bin iki yüz elli fersahdır.
Bu cümle dokuzbin yediyüz mil olur.
104 J ' — . ' ' ' İNCİ DİZİLERİ
0 ^ .. ** J S '- - O J x Ö' sO O. s
' x O Jt
x .* X >• ’ X •. XX ■. X ■ l
x J C' . tf : fi X y x df fi
M {J * 9 "yg-ft.i l t ijnJLa»^h.)|
x x O x O x x O X X 9/x
aJİ ^ j , 4 - j U c-
'•••'Sİ/
ALTINCI BÖLÜM
A fi •••«». y
4 l VI <11 v
sesleri gelir. v.
Öyle ada vardır ki, yemişi insan gibi biter.
Kemâle gelince düşer. O yerin canavarlan onu yerler.
Ondan gün boyunca sesler gelir. Ona çöl vâkvak der
ler. ■
Öyle ada vardır ki, yemişleri tûtıler gibi ayağı,
burnu vardır.
Öyle ada var ki, onda heybetli canavarlar var
dır, kullanmağa yaramaz. Önünden bakılsa arkası
görünmez.
Sind adasında dört bin âdet şehir vardır. Halkı
nın dillerini kimse bilmez. O adaların kiminde züber-
ced, kiminde zümrüd, kiminde altun, kiminde gü
müş, kiminde mıknatıs, kiminde kıymetli mavi taşlar
vardır. O yerlerin canavarları fil ile gergedandır. Bu
gergedan büyük bir canavardır. İnsanoğlu onu kulla
namaz.
Yine Öyle ada vardır ki, onda köpek başlılar var
dır. Yani köpek başlıların bir yüzü insan, bir yüzü kö
pektir. Gündüz olunca, yüzü kapalı kişiler olur. Gece
olunca köpek yüzünü açar. Sabaha kadar Havlarlar.
Kimi bulur yakalarsa, parçalar ve yerleri
Öyle ada vardır ki, onda kuşlar vardır. Onların
kulakları sarkmıştır.. Yatınca bir kulağı ile örtünür
ve bir kulağı ile düşünür.
Öyle ada vardır ki, önda develer vardır. Kayış
ayaklıdır. İnsanı teper, ölünceye kadar vurur. Kur
tulmağa imkân yoktur.
Öyle ada var ki, insanın boyu bir karıştır.
Öyle ada vardır ki, halk birbirini yerler.
Öyle ada vardır ki, halkı yılandan başka bir şey
yemez. Yılan, onlan sokmaz. Soksa da tesir etmez.
Öyle yer vardır ki, halkı değirmidir. Kırk ayağı
yirmi başı vardır. Onlara kırk ayak derler. Araba te
kerleği gibi döner, döne döne yürür. y
öyl e yer vardır ki, buğday nedir bilmezler.
Öyle yer yardır ki, o bin erkek içinde bir kadın
124 \ ’ : ...... İNCİ DİZİLERİ
YEDİNCİ BÖLÜM
S> ' » .° - . tf .
% ^ jV Ü l
iblis.*
"N abt'tadır." dedi. Onun gariblikleri çoktur.
Onun bir pâdişâhı vardır, adına Muhârip derlerdi ve
"senin n asib in H in distan 'da d erler." Bu yerin
ucudur. Orada büyük şehirler vardır.
SERENDİP: Serendip büyük şehirdir. Onun
denizinde canavarlar vardır. Oraya bir kimse gelse,
bir millet gelir dilini çıkarır. Hemen deniz kükrer,
ateş gibi kaynar. Gemi gark olur. Oradan Halbuya
varınca korku yoktur. Serendip halkının zahiri görü
nüşü cehennem ehline benzer. Ama bâtını içyüzleri
cennet ehli gibidir. -
Onun dağlarında fil, gergedan çoktur. Zürafa gi
bi türlü türlü acâyib canavarlar, bu yerlerde yoktur.
Burada işitmek ve Hastalık nedir bilmezler. Ekinler
uzakta olur; Onun bir padişahı vardır. Çenetten çı
kan buğdaydan üç dâne buğday hâzinesinde saklı
imiş, sonra gelen pâdişâh onu ektirdi, Bü kadar za
man durmuşken buğday bitti. Her dâriesi yedi yüz
baş verdi. Her baş yedi yüz dâne idi. Ecelden başka
her çâreye derman oldu.
HERMAN ve HİREMAN: Herman ve Hiremân
ki^ bunlar iki kaledir. Her kale altı yüz arşın, onu
taşla mâcun karıştırarak yapmışlardır. Yekpâre bir
taş olmuştur. Eni ve boyu yoktur. Hiç bir şey ile ka
zılmaz. Yel ve şu ona tesir etmez. Hatta Halife
Me'mûn yetmiş bin altun hârceyledi, yine bir delik
delemedi derler. Duvarında acâyib suretler kalmıştır.
İskender içinde ne var görmek için ona girmek istedi.
ŞEYH'İL-EKBER MUHYİDDİN-İ ARABÎ ==_ =_ — J4J
/ / / i £ * t O+ » / 2* ■'* j '
ıL-y»- *l> -j d T s J Jl 4İ ü
J aj U1
- Aİ)t Vl 4-JI V
s ■} : ^ ' ✓ + •
S\ ^ / oJ û^ v: 'v İ' . * o j > <0 £ +
4&t ûUaJL*» J
> ^ / y
fi . * e . > o' ı ı
yazılmıştır. * f
146 İNCİ DİZİLERİ
O S fi O. ş o f S
IjjJl
' Ol 1 01 O |y |y o y jj ^ A 0 ^ ^ J
<} < 0 - j Vi dJUu ç . ^ j s *
t . J* s u X >
%
'i 14&I i l j L i
✓ *
; ) '. • ■ ; - • '
yazılmıştı. Ve bir tarafında da:
"M ukaddir olanların en güzeli olan Allah-ü
Teâlâ, pek mübarektir.'IM ü'ıhinuh suresi; ayet:
14] yazılmıştı.
Ne. zaüiân mühür Süleyman'a verildi, uçtu arşın
bir köşesin^ kondu. Hak Teâlâ: "Ey m ühür, izzet ne
için böyle yaptın.” buyurdu. ;
Mühür: "Beni o, senin ahdihi unutan ada
m ın nesline verdin " dedi.-
Hak Teâlâ: "Ey m ühür, izzet eğ er ahdim i
Âdem saydı ise, bn kürsîyi b ir kişiye verdim ki,
I o benim ahdimi unutmaz." buyurdu.
Hak Teâlâ Süleyman'ı dâvetle vazifelendirdi.
Cebrâil Âleyhisselâm Aşûra Günü mühürü Süley
man'a getirdi. Ve:
262 ■ İN C İ DİZİLERİ
"Bismillâhırrahmânirrahim: dedirtti.
İnsanlar, cinler, kuşlar, cümle eşya Süleyman’ın
emime mahkûm oldu. Kıssa büyüktür. İşler ve hik
metler, acâyib şeyler işledi. Nice serkeşleri zebûn ey
leyerek itaat ettirdi. Câllût'la cenk etti. Kardaşı
Edbetâmî’yi kahretti. Cümlesini zikir etsek kitaba
sığmaz. Tahtım havâ, yel götürdü.
Bir gün Süleyman (A.S.) Mekke’ye geldi. Mekke
içinde evler gördü. "Bu âhir zaman Peygamberinin
(S.A.V.) hicret edeceği yerdir." dedi. Durdu, içine gir
medi. Geçti gitti. Mekke onu gördü, ağladı.
Hak Teâlâ: 'Y â Kâbe! N için ağlarsın?" buyur
du. ■
Kâbe: 'Y â R abbi" N için ağlam ayayım , senin
peygam berin benim üzerim den geçti, gitti. Ge
lip beni ziyaret ederek nam az kılmadı." dedi.
Hak Teâlâ Hazretleri: 'Y â Kâbe! Ağlam a ki,
âh ir zamanda n ice yü zler sana yüz sürecek. Ha-
hibim M uham med'i sende vücûde getireceğim .
Seni, sana ziyâret etm eği ümmetime farz ed ece
ğim . Seni putlardan ârm dıracağım , onda Süley
m an tam am en p a d işah lığı kem âline erd ird i.
Cümle eşya ontın em rine mutiVve munkâd oldu.
N ice âsi d evleri tutarak, itâat altına koydu,
âmâna sarıldı. Beyt-î M ukaddes'! -M escid-i Aksa
yaptı." buyururdu. Nicelerini yukarıda zikrettik.
Âcâyiblerinden biri de O'ntm tahtı idi. Süley
man bir gün altundan ve gümüşten bir döşek dokuya-
ŞEYH'İL-EKBER MUHYİDDİN-İ ARABİ = = = = = = = = 163
ONUNCU BÖLÜM
dedi.
ŞEYH'ÎL-EKBER MUHYİDDİN-İARABÎ = = = = = = = J73
1 4J < U U İj h>rj J i L l j a} 0 ^ *
j A
■ ■. ' {JltSjiZ+MJ
İNCİ DİZİLERİ
182
ij " Y â R a b b i î Bu m a h l û k y a r a t ı l a c a k m ı ? " d e r .
* n * Ct ° * ° *' " İ
X (*■*_) Lfli- Vl İ S j a ^ '^ i ]i
* - ■ **■ / ' 'i 1
* tfl
»İJ&I 4 )101
Yine bir ağaç vardır ki, gün olur, o ilin halkı onu
eğirirler, dokurlar, dikerler.
Yine bir ağaç vardır. O ilin halkı ona taparlar,
gökten indi derler. Budağını kesseler kan akar yapra
ğı1çıra gibi yanar.
Aferin o, sanatları meydana getiren sanatkârın
sanatına ki, bunlan halk eylemiştir.
Şimdi bizim murâdımızı Hak Teâlânm sanatım
ve acâyiblerini beyân etmektir. Fakat şimdi bir kaç
meşhur ciddî ilaçlardan bahsedelim. Daha ziyâdesini
isteyen hekimlerin kitablarmdan okıısum ;
"ZENCEFİL"; Yemeği hazım ettirir, mideyi kız
dırır, cimâ’a, rutubete faydalıdır. Mide kraplarına iyi
gelir,
'TARÇIN!; Mideye, öksürüğe, nezleye, cimâ’a
ve kusmalara, kalbe ve ciğere faydalıdır.
"DÂR-IFÜLFÜL"; Karabiberin uzunca bir çeşi
didir. Vücûdu kızdırır, hazma, cimâ’a, soğuktan olan
ağrılara faydalıdır.
"KÜLFEL"; Fülfül gibidir. Belki o da lâtiftir.
"CEVZ-Î BEVVÂ"; Hindistan cevizi gibi bir
nebâttır. Soğuktan meydana gelen hastalıklara gâyet
iyidir. Kusmalara, mide ekşimelerine faydalıdır,
"ÇEYIZ-İ HİNDÎ"; Hindistan cevizinin bir çeşi
didir, Sidik tıkanıklığına, baş ağrılarına, sırt ağrıları
na faydalıdır. Meniyi ziyadeleştirir.
200 ' ' ' ' İNCİ DİZİLERİ
.o s o ** ' i S
Xpj \$ ıj-J u Js'
^ • X ?
* o J . o, J o J o İ* A* o ji A s ' q s £ A
■ " * * ~ * $ *
‘-’j j -ü cs-^y v j
■ • . t
/
ŞEYH'İLrEKJBER MUHYÎDDİN-İ ARABİ - - 221
222 = = =
İNCİ DİZİLERİ
:iâ "sjoı^ •
â|.âHt!: ^ÎMids&s M û. afesttei: dam&od.i«ı© m m rl-zM n
'.^ Y w i'-m - $&*&>&$■
sm h m oa m i o fifaihürâjüS eV -; I nv mUî bdh /Vıd>
-yoittS raeîeaaid^alA. .Uâı-dtaO abaa Q \ısUmms-nîhmb
Rivâyet edildiğine g ö ^ i f ö ı ^ t o M ş f a Halîfe
....
............... .......,........... M L ,, n
b I ı S"- İ0M$î
® İ Ş â W f l p r M ^ İ ^ ^ / V . v '.h ,;r A - ^
^ifıMştaa ^ /ifo ıd Jijp's ^U ı\>:^ T' £ a - -v*r ,
-S(Mİ ®
9» ııifelldasod -hırı
, i. +I1jjr ^,'İf Ü'?, J j İ.eî;îj3
Kız: "Şu aşağıda yatan gövde n a s ılo f d r^ ğ o*
t a ^ y t ik a ı® ^ ^ .
Zümrüd de takdiri kendi eliyle j ^ a n ^çî&nî)
***
M ş t e w m s
B ü £ a t j c t ı M l # ^ € ö i 4 ^ ö k t t f W :
O'ndan başka ilah yoktıir. Bak
4 ® # ^ fa ü te İ^ â ^ 0 S g ^ ^ u ^ t e d i f Bu^ü®epü((laü|-
mak üzere erkeği ile ittifak ettiler. "Bu âlemden
ŞEYH'İL-EKBER MUHYÎDDİN4 ARABÎ 237
■f.
!Ç/'“ .. «lf >■;171: İ-#
'-)■*">««*»•
S
Â.İ&"
ONALTINCI BÖLÜM
I . öl a. ., I a Ji a . j> JO•.>
4-. o ^ j# 1$ ' * o* £J
I Aİ İİJI a
✓ a* £
% Î T O r /İ P # w îîâ j ve •
tâmm^tM ktifrâ '^Oİir o la câ . r ^ a t esah^ivli bu-
dur ki, Hak Teâlâ onu kimseye bildirmedi ki, ne va
kit olacağı ancak ehl-i nücûm kâidesince böyle yüz
gösterir. Sıhhatini Allah bilir. ,
-s.isH b I M T iw û&an&dd&to io eta iM
%i#ifebSyââİriaİBâlsffi0-^^^.SJ>
:' :^iMiitriirfp.d [BB ;İE'iHtijs siea&dj vv iI* m m £
Ka'bü’î Ehbâr'ın rivâyetine göre;, Muallim
■StHtînW f ftasafcSe- (RSE^ıı#fi!^İSıdır^.,.
1 ’ s , * îS ' * * .o o :
.. O jİ ' I 0 J *0 * * * s 0 } * *0 * * Jf * * 0 s *
^ k 1^**ft^*
0 J / / O > J * * 0*0 o * O i j 5> o * * *
254 İtfÇtMİZjtLERİ
^ 90 , % ö ^ ,
lul ^ 0 "
BECCÂU-ÎIAİOT^
Ondan sonra Deccâİ-ı Laîn zuhur edecek. Bazı
kimseler; .Decçâl'm Mehdi zamanında çıkacağını
rivâyet ederler. Şöyle ki; "Deccâl", Peygam ber
(S.A.V.) Hazretleri zam am nda doğmuştur. Bir
'gün Rasûlüllâh (S.A .V .)' H azretleri Em îri'I
Mü’mimn Ömer (R j L) ik isi beraber giderlerken
■'bir köye uğradılar. Peygamber Hazretleri:. ;
"Y a Öm er! Bu k ö y d e b ir . er v a r d ır ,
260 ' " ' - - - - ' : ' / ; İNCİ DİZİLERİ
$ £ *o A A $
Ö JÛ Jİ V b-LjU iy \ f a * Ul Û İ -+ J İ
<&\ îİ J Sfı
TEVBE KAPISI
Sonra tevbe kapısı kapanacak, kimsenin tevbesi
kabul olmayacak, meğer ki imân üzerine doğa.
Rasûlüllâh (S.A.V.) bujHırdu:
'T evbe yap ısı m agrib tarafm dadır. B ir ka
n adın dan b ir k a n a d ın a k ırk y ıllık y o ld u r.
Dünyâ yaratılalıdan b eri o kapı açıktır. O vakit
kapanacak, ondan im ân eh li dövünm eye başlı-
yacaklar."
Rivayet edildiğine göre; gün magribteü doğduk
tan sonra, kıyâmete ne kadar zaman olacak? Elli yıl
olacak demişlerdir. Başka bir kavilde iki kavgalı bir
birine: "Sen ne vakit doğmuşsun?*' diyecek, öteki
"B en güneş m agribten doğdu ğu vakit d oğm u
şum!" diyecek. O zaman da âdem kavgalı olur. Bazı
ları sözlere uyar. Sonra Dâbbetüi arz ikinci kere
zuhur edecek. Evvel dediğim gibi olacak.
DUHÂN’İN ZUHÛRU
HARÂB-I BİLÂB
Ol
' ; ✓ •+ __ ' y / _
■v . Û y Q -j, o >0 S o *y O y,
fj i Lfü * 4 ^ J Olj ;
^ ■ , \ ✓ ’ y •
ÂpLJlj c.Jbu Ul
$" 0 ■*» \ » j ei e ^
jQ i]| J b - I J D f jJ I İ İ U I j J
/ 9*' 1> / » ^ v y e ^ / j
l . ■• . *. * \
û jJ *h ^ < ls>
*»y. 'r *
s * a $ .»
cJLJİ j -O.LJI cJbJİj
* 1/ Oj Oy / / / J O jj / y/ ı« '
■ t* İı-Lft
* * # .^ * * »J Ov
Iy ^ J
M
ONSEKİZİNCİ BÖLÜM
i* fi s , j A fi ' -
*
■ * * t / / / 9 /O ' ® ^ * * * J /O
MEV’IZE
/■ ' *
'j '* ** * *0 S
* o s o i o £ ' * 9 ■'°£ ^
JUJL LJuJl jp
«' * * •s s- * S s
e •
frUöİÎIj *!>Ûl Ç y * * ’ u
+ f.
9 *9 $ A$ ğ * * * ■* ]jj^ , ^ a ji
V ,ı (İ it ' . *
•' •»' ■ ■'«■
* .
* ■ a " j\ jj,#
i
i
>■ . +
- ^ " " * + 9 . 4 . * ' \ f 9+ D' Jf
Lp 4İ1İ j
*' 4 * 44, Os * S
4JİJ X*»%A
, S * * S * * -
Şevket Gürel
H. Mustafa Varlı
/
KERAMETLERİ
***
MUHYİDDÎN-İ ARABİ'NİN
FAHREDDİN-İ RÂZİ’YE MEKTUBU
Kardeşim!
Şu yakînin olsun ki, eshâba tevessül suretiyle
var olan her şey sonradan olduğu gibi o sebebler dahi
muhdestir.
Var olan her şey için iki vechi taallûk vardır ki,
biri âdiyen sebebin vücûdün, öteki dc asâîeten mucîdi t
olan Allah’a nâzırdır. Halkın hepsi hatta hükemâ ve I
felsefeciler dahi eshâba bakarlar. Yalnız muhakkık-
lar eshâbı bilmekle ancak mucîde o eshâbın sahibine |
nazar ederler. Bununla beraber muhakkıklarm •
kemâl mertebeleri bir değildir. Meselâ: "Kalbim ba- fj
na R abbim den h aber verd i.” der. Arada vâsıta J
isbât arm. Kimi şoh mtbeye çıkar da aradan eşyayı j
kaldırır. ’R abbim bana haber verdi." buyurudur. I
ŞEYH'ÎL-EKBER MUIIYİDDÎN-İ ARABÎ
Fahreddin!..
H er hangi b ir şey ki, onun varlığı gayriden
istifâd elen iyor. Şübhesiz o şey, bizim nazarı
m ızdan h içb ir şey hükm ündedir. B öyle olunca
Hakka â r if olanların, A llah'tan gayri dayana
cakları olam az.
FahreddinL
İnsan kendisinden ileleb ed ayrılm ayacak
ilm e çok himmet etm elidir. Senin b ir çok eseri
ni okudum . M eselâ; tıbba taallûk eden bir kita
bım m ütalaa ettim . G üzel yazm ışsın, olm asın
dem em , o da büyük b ir h izm ettir. H astalık
âleminde işe yarar. Fakat yarın başka bir âleme
göç edeceksin; hastası, hastanesi yok, kim i te
davi edeceksin? İlm i hey'ete âid b ir eserini oku
dum. Güzel, yarın gideceğin âlem in semâsı baş
ka. Neden bahsedeceksin?
Hülâsa her bildiğin ilm i âlem lerinde terk
edeceksin. H er şeyi yerin de bırakıp da eli boş
ebediyete dönm üş olm ıyasm . Onun için akıllı
olan âlim , her âlem in lâzım olan ilm ine sâhih
olan kim sedir.
Cenâb ı Peygam ber Efendim iz: "Müslüman-
lar yaşadığı halde, o günkü m üslüm anlardaıi
daha yüksek ilim adamları, fen adam ları yetişe
cek olursa, o m üslüm anlarla benim aram açık
tır.” buyurm uşlardır.
ŞEYHİ EKBER
MUHYİDDİN-İ ARABİ'NİN MÜNÂCAATI
■ ♦ * *
■ * * * ■ ■ ■ '
İNCİ DİZİLERİ
296 ----------------— — ' ■ ■■■
# * *
* * *
***
###
ŞEYH’ÎLrEKBERMUHYİDDİN-t ARABÎ ========== ,2 ^ 7 i'
■f * * * 1 ■
**.*■■.■
* * #
298 • - 1 ' ' • İNCİ DİZİLERİ
***
***
* * *
Şeyitjl -e k b e r m u h y îd d İn I a r a b Î = = = = = 299
..... . ♦ * *
* * *