Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 15

İngilizce hukuki terimler

aw court: mahkeme

judge: hakim

law: hukuk, yasa

judgement: yargılama

justice: adalet

criminal: cezaarticle :madde

provision :hüküm

to abolish :yürürlükten kaldırmak

to amend : tadil etmek

official journal :resmi gazete

to conclude : bir sözleşmenin imzalanması

public corporate body : kamu tüzel kişisi

unification of judgement : içtihadı birleştirme

guardianship : vesayet

testament /will :vasiyet

discretion :temyiz kudreti

reserved portion : saklı pay

ex-officio : re'sen

tort :haksız fiil

aggravating ground ( ceza huk.) : ağırlaştırıcı sebep

majority :rüst
major :reşit

surety:kefil

suretyship:kefalet

domicile :ikametgah

ratify:icazet

principle of equity :hakkaniyet ilkesi

act of prohibition : saldırının önlenmesi davası

unjust enrichment : sebepsiz zenginleşme

bodily integrity :vücut bütünlüğüattorney: vekil

brief: dava özeti, evrak, belge

case: olay, dava, delil

evidence: (n) tanık, kanıt, belirti (v) ispatlamak, belirtmek, açıklamak

guilty: suçlu, kabahatli

lawsuit: dava

plead: savunmak, müdafaa etmek, savunma yapmak, dava açmak, avukatlığını


yapmak

plead guilty: suçunu kabullenmek, suçunu itiraf etmek

plead not guilty: suçu reddetmek

sentence: (n) mahkeme kararı, hüküm/yargı, (v) hüküm vermek, ceza vermek,
mahkum etmek

solicitor: Hukuk görevlisi, avukat, savcı..

solicitor general: başsavcı yardımcısı, danıştay başkanı

sue: dava açmak, mahkemeye vermek, talep etmek

divorce: boşanmak
sue for: talepte bulunmak, rica etmek

sue for a divorce: boşanma davası açmak

sue out: mahkeme kararı çıkartmak

sue smb. for damages: zarar ve ziyan davası açmak

damage: (n) zarar, ziyan (v) zarar vermek, hasara uğratmak

sum up: araştırmak, bilgi toplamak, özetlemek, kavramak, özet çıkarmak,


toparlamak

submit: ibraz etmek, sunmak

trial: duruşma

without prejudice: etki altında kalmadan, önyargısız

without prejudice to: hakları saklı olarak, haklarına dokunmaksızın, zarar


vermeden

Babalık Davası: Paternity Suit

Mezkür: Aforementioned

Miras: Inheritance

Saikte Hata: Mistake as to motive

Süreksiz İşçi: Casual Employee

Takas Odası: Clearing House

Tahliye Davası: Action in Ejectmen

Vaad: Promiseİmpunity: Cezasızlık,cezasız kalma

Review : Yüksek mahkemce kararın yeniden incelenmesi,temyiz,teftiş etmek

Appeal : Temyize gitmek

Apprehension: Tutuklama
Annul :Bozmak,feshetmek,yürürlükten kaldırmak

Custody :Gözetim,gözaltı,nezaret

Compensation: Tazminat,tazmin

Proceeding:Yargılama usulleri,dava,tutanak

Allege :İddia etmek,kanıt olarak göstermek

Accusation :Suçlama,itham

Breach :Bozma,ihlal,uymama(anlaşmaya)

Breach of faith: Güveni kötüye kullanma

Arrest :Tutuklamak

Public Prosecutor : Cumhuriyet savcısı

Sentence : Hüküm,ilam,mahkum etmek

Jurisdiction : Yargılama yetkisi

FOR CONTRACTS

Integration: butunlesme, birlesme

Clause : madde, hukum, fikra

Duty: gorev ,vazife

Disclose: aciga vurmak, ifsa etmek

Integration: butunlesme, birlesme

Buyer: alici, musteri

Property: mal mulk

Duress: zorlama, baski


Existence: varlik, varolus, yasam

Assumption: varsayim ,farazi

Confidence: guven, itimat

Threat : tehdit, gozdagi

Prove: ispatlamak, kanitlamak

Victim: kurban

Reasonable: makul, makul olculerde, orta derecede

Wrongful: haksiz, kanuna aykiri

Purpose: niyet, amac, maksat

Remove: cikarmak. kaldirmak

Item: madde, fikra

Reasonable: makul olculerde olan

Inspect: teftis etmek, denetlemek , control etmek

Inspection: teftis, denetleme

Unfit : uygun olmayan

Conspicuous: goze carpan, dikkat ceken

Custom: bir musterinin yaptigi alisveris, gelenek aliskanlik

Set?????

Swap: degis tokus takas, trampa

Trick: hile aldatmak,

Goz onunde bulundurmak, tutmak : to keep in mind, bear in mind, consider

Bear????????
Suppose: zannetmek , sanmak

Supply?????

Merchant: tuccar, ticari

Merchantability????

Commercial law: ticaret hukuku

Constitutional law: anayasal hukuku

Constitution: anayasa

Disclaimer: yalanlama, teksip

Disclaim: yalanlamak , Kabul etmemek

Minuscule: kucuk harf, ufacik , onemsiz

Petition: dilekce

Outline: taslak

Appeal: temyiz mahkemesine basvurmak , goturmek

Judgment: karar hukum, yargi

Amend: duzeltmek

Circuit: daire

Dismiss: davayi reddetme

Complaint: sikayet, yakinma

Relief: ic rahatlamasi, kurtarma, yardim

Granted: cevaben evet

Jurisdiction: yargilama , yargi hakki, yargi

Involve: gerektirmek icermek


Dispute: tartisma

Defendant: davali

Plaintiff: davaci

Respective: kendi ( respective home)

Interest: hisse, pay, cikar kar

Accumulation: birikim birikinti

Accumulate: toplama biriktirme

Impression: izlenim ( first impression)

Fact: gercek

Execute: uygulamak, yerine getirmek, bir yargiyi infaz etmek, idam etmek

Involve: gerektirmek istemek

Sue: dava acmak

Inheritance: miras

Succession: veraset intikal tereke

Consideration: bedel karsilik ivaz hukuki sebep akidi mukavele yapmaya


sevkeden menfaat veya sebep

Offer: teklif icap

Offer and acceptance: icap Kabul

Issue: ihtilaflinokta sorun dava olan nokta

Undertaking: taahhut taahhutname

Client; muvekkil

Represent anlatmak ifade etmek aciklamak

undertaking to represent a client

Appear isbat-i vucut mahkeme huzuruna cimak


Appearance: mahkeme huzuruna cikma gorunme

Obviously: acikca

Prospective: mustakbel

You get information if you get much information

Consent: riza, muvafakat

Engagement: sozlesme

Suppose: farzetmek, dogru oldugunu Kabul etmek , tahmin etmek

suppose the Yasemin

Refuse: reddetmek , kabuletmeyis, alinmayis

Prospective: beklenen

Prospective students

Development: gelisim gelisme kalkinma

Developments seminars

Commercial Law : ticaret hukuku

Commercial contract: ticari akit

Mercantile law : ticaret hukuku ( ticari teamul ve uygulamalarda bunlardan


dogan hukuki anlasmazliklarin cozumu ile ilgili hukuki dali

Consideration: ………..

Comment: aciklama , yorumlama, tefsir

Offer: teklif , sunma , takdim

Pregnant mind; fikirlerle dolu zihin

Over: uzerinde ustunde

Common law: medeni hukuk, orf ve adet hukuku

Common lawyer; hukuk davasina bakan avukat


Agreement; anlasma akit mukavele

Treat: tedavi etmek

To be treated: tedavi olmak tedavi gormek

Privilege; imtiyaz ayricalik musaade ruhsat

Quality; nitelik kalite vasif ozellik

Measurement; olcme , olcum

Structure; yapi

Process; islem surec yontem usul yol

Process; dava acmak

Certain; kesin kati mutlak muhakkak

Certainly; kesinlikle

Illness; hastalik rahatsizlik

Illness costs; hastalik masraflari

Field; alan

Indefensible; sovunulmaz savunmasiz

Liability; sorumluluk yukumluluk pasif

Profit; kar kazanc

Suggest : one surmek ileri surmek

Suggestion; fakir verme uyari oneri teklif

Stimulate; tesvik etmek uyarmak

Concur; ilk izlenim uyusmak

avukat yasemin güllüoğlu

1. responsibilities

-sorumluluklar
isim

2. social responsibilities

-toplumsal sorumluluklar

isim

3. community responsibilities

-beledi sorumluluklar

isim

4. functional responsibilities

-fonksiyonel sorumluluklar (belirli görev ve etkinliklerle ilgili olan sorumluluklar

isim

5. rights and responsibilities

-haklar ve sorumluluklar

isim

6. governmental responsibilities

-devlet sorumlulukları

isim

7. functional responsibilities

-fonksiyonel sorumluluklar

isim

8. to confer the responsibilities

-sorumluluk vermek

fiil

9. distribution of responsibilities

-sorumlulukların dağıtılması
10. awaken sb to his responsibilities

-birine sorumluluklarını hatırlatmak

fiil

11. to fill well one's responsibilities

-sorumluluklarını müdrik olmak

fiil

12. shuffle off responsibilities upon others

-sorumlulukları başkalarının üzerine atmak

fiil

13. to be promoted to heavier responsibilities

-daha ağır sorumluluklar yüklenmek

fiil

14. discharge the directors from responsibilities

-müdürleri sorumluluklardan kurtarmak

15. supervisory

-denetçiye özgü

16. supervisory

-denetleyici

17. supervisory

-teftiş edici
18. supervisory body

-teftiş organı

19. supervisory body

-kontrol organı

20. supervisory duty

-nezaretçilik

21. supervisory post

-nezaretçi mevkii

22. supervisory board

-denetim kurulu

23. supervisory board

-teftiş dairesi

24. supervisory costs

-denetleme giderleri

isim

25. supervisory costs

-nezaretçilik giderleri
isim

26. supervisory organ

-denetim organı

27. supervisory power

-denetleme yetkisi

28. supervisory staff

-denetçi personel

29. supervisory agency

· denetleyici

30. supervisory service

-kontrol hizmeti

31. supervisory service

-denetim hizmeti

32. supervisory position

-nezaretçi görevi

33. supervisory authority

-denetleme makamı
34. supervisory committee

-denetleyici komite

35. supervisory personnel

-denetçi personel

36. supervisory employee

-nezaretçi memur

37. supervisory committee

-gözetim kurulu

38. in supervisory capacity

-gözetimci sıfatıyla

39. in an supervisory capacity

-müfettiş sıfatıyla

40. supervisory employee employe

-nezaretçi memur

41. bank supervisory commission

-banka teftiş kurulu


42. to exercise supervisory control

-denetim altında tutmak

fiil

43. chairman of the supervisory board

-yönetim kurulu başkanı

44. chairmanship of the supervisory committee

-denetim kurulu başkanlığı

You might also like