Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

KONU

9 Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda
1 Sultan II. Abdülhamit.

mutlakiyet ve modernleflme Frans›z Le Petit Journal gazetesinin


21 fiubat 1897 tarihli
nüshas›n›n kapa¤›.

(1876-1908)
II. Abdülhamit dönemi Tanzimat’›n olgunluk evresidir. Reformlar›n ivme kazand›¤›,
imparatorluk bünyesindeki cemaatler aras›nda milliyetçi hareketlerin gittikçe güçlendi¤i ve
emperyalizm k›skac›n›n gün geçtikçe darald›¤› bu dönemde toplumsal yaflam alan›nda önemli
de¤iflimler yaflanm›fl, Cumhuriyet’i kuracak kuflak yetiflmifltir.

n II. Abdülhamit rejiminin çeliflkili yönleri nelerdir?


n II. Abdülhamit döneminin Osmanl›-Türk modernleflmesindeki yeri nedir? 2 Kanun-› Esasi’nin ilan›,
23 Aral›k 1876.
The Illustrated London News,
KONUNUN PLANI 6 Ocak 1877.

I. Büyük kriz (1875-1878)


II. Siyaset ve ulusçuluk
III. Mutlakiyet rejimi
IV Modernleflmede süreklilik
V. Jön Türkler
• Konunun özeti / Yöntem
• Dosya : Sansür uygulamas›

Haziran 1908
1894 -1896
‹ngiliz kral› ve
1882 Ermeni olaylar› /
Rus çar› aras›nda
Nisan 1877 M›s›r’›n 1888 Ahmet R›za’n›n
Reval Görüflmesi
23 Aral›k 1876 Mart 1878 ‹ngiltere Ziraat Meflveret dergisini 1900
Kanun-› Esasi’nin Osmanl›-Rus taraf›ndan Bankas›’n›n yay›mlamaya Hicaz Demiryolu’nun
ilan› Savafl› iflgali kuruluflu bafllamas› inflas›na bafllanmas›

Mart 1878 1902


1889 1897
Ayastefanos Antlaflmas› 1. Jön Türk Kongresi
‹ttihad-› Osmani Osmanl›-Yunan
Temmuz 1878 Cemiyeti’nin kuruluflu savafl› 1903
Berlin Antlaflmas› Makedonya sorununun bafllamas›

1870 1880 1890 1900 1910

19 Mart 1877 1881 1885 1891 1899 1905 3 Temmuz 1908


14 fiubat 1878 Tunus’un Do¤u Hamidiye Ba¤dat Abdülhamit’e Resne’de
Meclis-i Umumi Fransa Rumeli’nin Alaylar›’n›n Demiryolu suikast ayaklanman›n
taraf›ndan iflgali, Bulgaristan’la kuruluflu projesinin giriflimi bafllamas›
Düyûn-› Umûmiye’nin birleflmesi Almanlara 23 Temmuz 1908
kurulmas› verilmesi Meflrutiyet’in
yeniden ilan›

166 167
V. Murat’›n tahttan indirilmesine yol açan
I. Büyük kriz (1875-1878) 3
ruhsal dengesizli¤i.
[T]ahttan indirme ve tahta geçirme gibi epeyce bir zamandan beri
benzeri görülmemifl, ola¤anüstü bir olay›n maddî ve manevî etki-
S Ö Z L Ü K A. Malî iflas ve Balkan Krizi Belge 2 ve 4 siyle zay›fl›¤› artm›fl olan Sultan Murat Han’a, rahmetli Abdülaziz
Han’›n can›na k›yd›¤› haberi, yemek sofras›nda bulundu¤u s›rada
n 5 Ekim 1875 tarihinde Osmanl› Devleti, befl y›l süreyle d›fl borçlar›n›n faizlerinin an-
verilmiflti [...] kendisine bafl dönmesi ve bayg›nl›k gibi bir fley gele-
* Panslavizm cak yar›s›n› ödeyebilece¤ini aç›klad›. Bu ödeme k›s›nt›s› karar› Avrupa kamuoyunda
rek hemen sofradan kalk›p kusmufltu. Bu hâl, amcas›n›n u¤rad›¤›
büyük bir flaflk›nl›k ve öfke yaratt›. Osmanl› Devleti’ne verilen borç için ç›kar›lan tahvil-
kötü sondan ne kadar etkilenmifl oldu¤unu göstermekteydi.
leri ellerinde tutan gruplar özellikle Birleflik Krall›k’ta hükümet üzerinde ciddi bir bas-
k› oluflturdular (bkz. s. 28). Bu bask›, Balkan Krizi’nde Osmanl› Devleti’nin diplomatik Bu hâle bir de Midhat Pafla kona¤›ndaki feci olay eklenmiflti. Çer-
yaln›zl›¤›n›n en önemli sebeplerinden biri olacakt›. kes Hasan taraf›ndan Hüseyin Avni Pafla ve Raflit Pafla ve baflka

n 1875 yaz›nda Bosna ve Hersek’te artan vergiler ve bir önceki hasat mevsiminin kötü kiflilerin flehit edilip yaralanma gecesi bu suikast›n niteli¤i anlafl›l-
geçmifl olmas› nedeniyle bir köylü ayaklanmas› bafllam›flt›. 1876 flubat›nda Osmanl› or- mad›¤›ndan –Allah korusun- Y›ld›z Saray›’nda bulunan padiflaha
dusunun sert bir flekilde müdahalesi sonras›nda binlerce H›ristiyan›n S›rbistan, Kara- da bir kötülük dokunur diye koruma alt›na almak için baz› aske-
da¤ ve Avusturya-Macaristan topraklar›na kaçmas›yla bölgedeki gerginlik t›rmand›. rî tedbirler al›nm›flt›. Gece vakti telaflla her taraf›n sar›l›p kuflat›l-
4 Tersane Konferans›’na kat›lan yabanc› delegeler.
Haziran 1876’da S›rbistan ve Karada¤, Osmanl› Devleti’ne savafl ilan ettiler. Balkanlar- d›¤›n› gören padiflaha, bunun ard›ndan suikast olay› da anlat›l›n-
da panslavizm* rüzgar› esiyor, S›rp ordular›na Rus generali Çernayef komuta ediyordu. ca, olay›n ani ve büyük etkilerine dayanamay›p [...] fenalaflt›kça Sa¤dan sola oturanlar: Kont Zichy (Avusturya-Macaristan Büyükelçisi), Baron
Savafl›n beklenenin aksine Osmanl› ordular›n›n ezici bir üstünlü¤üne sahne olmas› üze- Werther (Almanya Büyükelçisi), General ‹gnatiyef (Rusya Büyükelçisi), Sir
fenalaflm›flt›.
rine ‹stanbul’daki Rus büyükelçisi ‹gnatyef, Osmanl› Devleti’nin 48 saat içinde ateflkes Henry Elliott (Büyük Britanya Büyükelçisi), Kont Bourgoing (Fransa Büyükel-
U¤rad›¤› hastal›¤›n ilerlemifl olmas› yüzünden Sultan Murat Han’› çisi), Kont Corti (‹talya’n›n ola¤anüstü elçisi); ayaktakiler: Kont Chaudordy
ilan etmemesi halinde Rusya’n›n da savafla kat›laca¤›n› bildirdi. Osmanl› Devleti’nin
Cuma selaml›klar›na ancak bir iki defa ç›karabildiler [...] Daha (Fransa’n›n ola¤anüstü elçisi), Marki Salisbury (Büyük Britanya’n›n Hindistan
ateflkes ilan etmesinden sonra ‹stanbul’da, Rusya, Birleflik Krall›k, Fransa, Avusturya-
sonra hastal›¤› daha da art›nca bu da mümkün olamad› ve padi- ‹flleri Bakan› ve ola¤anüstü elçisi), Kont Calice (Avusturya-Macaristan’›n ola-
Macaristan, Almanya, ‹talya ve Osmanl› temsilcilerinin kat›laca¤› uluslararas› bir kon-
flah›n s›rt›nda büyük bir ç›ban ç›kt›¤› ve elbise giymesini engelle- ¤anüstü elçisi); ad› bilinmeyen, ayakta, en soldaki kifli delege de¤ildir.
ferans toplanmas› için haz›rl›klara baflland›.
1 di¤i fleklinde sahte bir söylenti ç›kar›ld›.
Sultan V. Murat. n 23 Aral›k 1876’da Tersane Konferans›’n›n aç›l›fl› s›ras›nda duyulan top sesleri Ka-
Le Monde illustré, 1 Haziran 1876. Ahmet Midhat, Üss-i ‹nk›lâp, cilt I
nun-› Esasi’nin ilan›n›n müjdecisiydi. Osmanl› temsilcisi, padiflah›n anayasay› yürür-
(‹stanbul, 2004 [ilk bask› 1877]).
lü¤e koydu¤unu belirterek art›k toplant›ya gerek olmad›¤›n› söyledi. Balkanlar’daki
gerginli¤i gidermek ve sorunlar› çözmek için yürürlü¤e giren anayasan›n güvencesi ye-
2 Avrupa kamuoyunda tepki. terliydi. Ancak yabanc› delegeler ayn› fikirde de¤ildi. Çetin tart›flmalar sonras›nda Os-
manl› Devleti’ne bir ›slahat tasla¤› sunulmas›yla konferans sona erdi. 15 Ocak 1877’de
Bu karar Fransa ve ‹ngiltere ahâlisine Osmanl› Devleti bu istekleri kabul etmedi¤ini bildirdi. Rusya’yla savafl kap›dayd›. B ‹ Y O G R A F ‹
pek fazla a¤›r geldi¤inden, senet sa-
5 II. Abdülhamit (1842-1918)
hipleri sefîrlerimizi tahkîre bafllad›klar›
gibi, gazeteler de fliddetli meâlde f›k- B. II. Abdülhamit’in tahta ç›k›fl› Belge 1, 3 ve 5
34. Osmanl› padiflah›. 1876-1909 aras›nda 33 y›l süren saltanat›yla en uzun süre tahtta kalan Osmanl›
ralar yay›nlayarak, "Türkler bizi dolan- n Balkanlar’daki krizle eflzamanl› olarak ‹stanbul’da da siyasal bir kriz yaflanm›flt›. padiflahlar›ndan biri olmufltur. 11 yafl›nda annesini kaybeden, sarayda ketum ve tutumlu kiflili¤iyle
d›r›p alt›nlar›m›z› sefâhat u¤runda yok Hüseyin Avni Pafla, Midhat Pafla ve Süleyman Pafla’n›n düzenledikleri bir saray darbe- bilinen Abdülhamit’in kaderi 1876 ortas›nda de¤iflir. Sultan Abdülaziz’i tahttan indirip yerine Veliaht
ettiler, bunlar›n bekas› Avrupa’ya za- siyle 30 May›s 1876’da Sultan Abdülaziz tahttan indirilip yerine Yeni Osmanl›lar ha- Murat’› geçiren Midhat Pafla ve arkadafllar› yeni sultan›n ruhsal dengesizli¤inin gittikçe artmas›yla
rarl›d›r" nidâlar›yla dünyan›n kulaklar›- reketine yak›nl›¤›yla tan›nan V. Murat padiflah ilan edilmiflti. Ancak, birkaç gün sonra zor durumda kal›nca o güne kadar hep arka planda kalm›fl olan fiehzade Abdülhamit’i padiflah yap-
n› doldurdular. ‹ngiltere parlamento- Abdülaziz’in Feriye Saray›’nda ölü bulunmas›, haziran ortas›nda da birkaç kabine üye- may› düflünürler. Anayasa ilan etmeyi taahhüt eden Abdülhamit, 31 A¤ustos 1876’da II. Abdülhamit olarak tahta ç›kar.
sunda Gladstone gibi muhâliflerin en sinin Midhat Pafla’n›n kona¤›nda toplant› halindeyken suikaste kurban gitmeleri gibi
Saltanat›n›n ilk y›llar› 1875’te bafllayan Balkan krizi ve 1877-1878 Osmanl›-Rus savafl›yla son derece buhranl› bir ortamda geçer. 1878’e ge-
fliddetlisi uzun uzun nutuklar atarak, olaylar›n etkisiyle yeni sultan›n ruh sa¤l›¤› ciddi bir flekilde bozuldu. Tahta ç›kan her
lindi¤inde anayasa ask›ya al›nm›fl, meclis kapat›lm›fl, baflta Midhat Pafla olmak üzere kendisini tahta ç›karan grubun üyeleri mahkemeler
umûmî efkâr› Osmanl› taraftarl›¤›ndan sultan gibi Eyüp’te Osman Gazi’nin k›l›c›n› kuflanma merasimine kat›lacak, kalabal›k
ve sürgünlerle baflkentten uzaklaflt›r›lm›fl, sarayda sultana sad›k bir devlet adamlar› toplulu¤unun ilk nüveleri oluflmaya bafllam›flt›r. II.
ç›kard›lar […] Fâiz indirimi kararnâme- önüne ç›kacak durumda de¤ildi. Ramazan yaklaflmaktayd›. Yeni sultan›n Ramazan’da
Abdülhamit mutlakiyetçi yönetiminin temellerini yavafl yavafl atmaktad›r: Çeflitli yollarla nüfuzlu kiflilerin sultana sadakati sa¤lan›r; Bâb-
si ‹ngiltere ve Fransa gibi Osmanl›lar›n da halk›n önüne ç›kamamas› söylentileri artt›racak, siyasal iktidar›n simgesel aç›dan üs-
› Âlî’nin bertaraf edilmesiyle saray yönetimin merkezi haline gelir; hafiye teflkilat›, jurnalcilik ve sansür uygulamas› ile zaman›n teknik ko-
dostu olan iki büyük millet ferdlerinin tesinden gelemeyece¤i bir krize yol açacakt›. Saray darbesinin arkas›ndaki en önemli
amaç olan anayasa ilan›n› gerçeklefltirmek için yeni bir yol bulundu. Aklî dengesinin flullar› düflünüldü¤ünde etkileyici bir bask› rejimi yarat›l›r. Bu bask› rejiminin ortaya ç›kmas›nda sultan›n kuruntulu kiflili¤inin de hayli pa-
en mühim ve en nâzik bir vakitte Os-
yerinde olmad›¤›na dair fleyhülislamdan al›nan fetva sonras›nda V. Murat tahttan indi- y› oldu¤u unutulmamal›d›r. Özellikle, halefi V. Murat’›n hayatta oluflu, sultan›n üzerinde büyük bir bask› olmufltur.
manl› Devleti’nden so¤umalar›na se-
bep olmufl ve bu durum da Ruslar›n rildi ve anayasa ilan etmeyi kabul eden Veliaht Abdülhamit, 31 A¤ustos 1876’da Sultan II. Abdülhamit’in, uluslararas› konjonktür aç›s›ndan da pek flansl› oldu¤u söylenemez: Saltanat› emperyalizmin doruk noktas›na ulaflt›¤›
arad›klar› neticelerin ç›kmas›na yar- II. Abdülhamit olarak tahta ç›kt›. y›llara denk düfltü¤ünden d›fl politika alan›nda hayli zor günler yaflam›fl, Osmanl› Devleti’nin her geçen gün daralan hareket kabiliyetini
d›mc› olmufltur. dengeli bir diplomasi izlemeye çal›flarak artt›rmaya çal›flm›flt›r. Yine saltanat› s›ras›nda öne ç›kan Ermeni sorunu kanayan bir toplumsal ya-
n Kas›m 1876 bafl›nda, aralar›nda Yeni Osmanl›lar›n önemli isimlerinden Nam›k Ke-
mal ve Ziya Pafla’n›n yan›s›ra Cevdet Pafla gibi muhafazakar kiflilerin de bulundu¤u 28 ra olarak Jön Türk dönemine miras kalm›fl, II. Abdülhamit de 1890’l› y›llarda yaflanan kanl› olaylar nedeniyle Avrupa kamuoyunda K›z›l
Mahmut Celalettin Pafla,
Mir‘at-› Hakîkat, cilt I üyeden oluflan komisyon, bir anayasa tasla¤› haz›rlamak için çal›flmaya bafllad›. Haz›r- Sultan damgas›n› yemifltir.
(‹stanbul, 1979 [‹lk bask› 1908-1909]). lanan iki tasla¤›, yetkilerinin daha genifl tutulmas›nda ›srar eden Sultan reddetti. Ana- Saltanat› boyunca Tanzimat’la bafllayan reform hareketini özellikle e¤itim alan›nda devam ettirmifltir. Abdülhamit rejimini y›kacak olan
yasay› Tersane Konferans›’n›n aç›l›fl›na yetifltirme telafl›nda olan Midhat Pafla, yak›n kuflaklar da onun kurdu¤u ya da gelifltirdi¤i modern devlet okullar›nda yetiflmifltir. 1908 Devrimi’nin ard›ndan 31 Mart Vakas›’na kadar
Faiz indirimi karar›n›n ne tür çevresinin karfl› ç›kmas›na ra¤men, 113. maddesi padiflaha istedi¤i kiflileri sürgüne gön- tahtta kalm›fl, ayaklanman›n bast›r›lmas›n›n ard›ndan 27 Nisan 1909’da tahttan indirilip Selanik’e sürgüne yollanm›flt›r. Balkan Savafllar›

olumsuz sonuçlar› olmufltur?


derme yetkisi veren üçüncü bir anayasa tasla¤›n› Sultana sundu. Bu son metin, baz› kü- s›ras›nda Selanik’in düflmesiyle geri geldi¤i ‹stanbul’da 10 fiubat 1918’de ölmüfltür.
çük de¤iflikliklerle, 23 Aral›k’ta Kanun-› Esasi olarak ilan edildi.

168 169
3 Osmanl› ordusunun eksikleri.
S Ö Z L Ü K C. "93 Harbi": Büyük bozgun Belge 1, 2, 3, 4 ve 5

n Rusya’n›n tehditkâr tavr›, 23 Nisan 1877’de savafl ilan›yla sonuçland›. Osmanl› ordu- [C]ivar köyler ve bütün Kars kazalar›, bir kere düflman istilas›na u¤ra-
* 93 Harbi sunun seferber etti¤i asker say›s› 280.000’in biraz üstünde, Rus ordusununki ise 450.000 m›fl bulunduklar›ndan mahsullerinden hay›r kalmam›flt›. Kalanlar› ise,
* Âyân kadard›. Osmanl› ordusu silah ve cephaneden yana iyi donan›ml›, ancak subay kadro- yar›n›n ne olaca¤›n› bilmeyen ahali ihtiyat olarak saklam›flt›. Bu ifli
* Mebusan su ve lojistik destek aç›lar›ndan hayli zay›ft›. Kamuoyu ise savafl yanl›s›yd›. Rusya’n›n güçlefltiriyordu. Fakat onlar da tamamen haks›z de¤ildi. Bu civar aha-
tehditleri heyecan yaratm›flt›. Bas›n da Osmanl› ordusunun gücünü hayalî rakamlarla lisi vaktiyle ordu nam›na ne vermifllerse, bedelini alamam›fllard› […]
abart›yordu. Osmanl›lar›n bafllang›çtaki baz› baflar›lar›n›n ard›ndan Ruslar üstünlü¤ü Hatta halk›n elinde tâ geçen harpten, yani K›r›m harbinden kalma
ele geçirip Osmanl› topraklar›nda h›zla ilerlemeye bafllad›lar. Temmuzda Rus ordular› birtak›m alacak senetleri beklemekte idi… Köylülere müracaat edilin-
durduruldu. Ahmet Muhtar Pafla’n›n Kars, Osman Pafla’n›n da Plevne’deki baflar›l› sa- ce "Yoktur!" cevab› al›n›yordu […] Kars’ta depolanm›fl olan zahire-
vunmalar›n›n yan›s›ra Süleyman Pafla da etkileyici bir harekâtla Rus ordular›n›n Bal- ye de el konulam›yordu. Çünkü yar›n bir muharebe olup da ordunun
kanlar’daki ilerleyiflini durdurmay› baflarm›flt›. Ancak, sonuç de¤iflmedi. Bafllad›ktan geri çekilmesi icap ederek Kars yine kuflatma alt›na düflerse orada
dokuz ay sonra Osmanl› ordular›n›n kesin yenilgisiyle biten 93 Harbi*, Balkanlar ve haz›r anbara konmufl olan zahire halka laz›m olacakt›. Aksi halde pek
Kafkasya’dan yüzbinlerce Müslüman›n Osmanl› topraklar›na göç etmesiyle sonuçla- kötü akibete düflülürdü.
nan bir felaket olmufl, haf›zalarda "büyük bozgun" olarak yer etmifltir.
Mehmet Arif, Bafl›m›za Gelenler,
cilt II (‹stanbul, t.y. [‹lk bask› 1897]).
n Osmanl›lar, 1877 aral›¤›nda Plevne’nin düflmesinden sonra bar›fl yapmak için diplo- 4 93 Harbi’nden sonra Balkan muhacirleri.
matik giriflimlere bafllam›fllard›. Kesin bir yenilgiye u¤rayan ve arad›¤› diplomatik des-
te¤i bulamayan Osmanl› Devleti, 3 Mart 1878’de çok a¤›r flartlar içeren ve panslavizmin
zafer belgesi olarak nitelenebilecek Ayastefanos Antlaflmas›’n› imzalad›. Do¤u Soru- 7 Meclis’te hükümete yöneltilen
nu’nu tamamen Rusya’n›n istekleri do¤rultusunda çözen bu antlaflma, Avusturya-Ma- elefltiriler
caristan ve Birleflik Krall›k’›n ç›karlar›na ters düfltü¤ü için ölü do¤mufltu. Yeni bir bar›fl Hükümetin yenilgilerden sorumlu tutul-
antlaflmas› haz›rlamak için haziran ay›nda Berlin’de Almanya, Avusturya-Macaristan, mas›n› isteyen çok net ifadeler kullan›yor-
Rusya, Birleflik Krall›k, ‹talya, Fransa ve Osmanl› temsilcilerinin kat›ld›¤› bir kongre 4 lard›. Örne¤in Yanya Mebusu Mustafa
2 5 7
3 6
topland›. Kongre öncesinde yap›lan görüflmeler sonucunda, diplomatik destek aray›- 8
9 Bey Plevne’de, Kars’ta, Ardahan’da gerek-
fl›ndaki Osmanl› Devleti K›br›s’› "geçici olarak" Birleflik Krall›k, Bosna-Hersek’i de li önlemlerin al›nmad›¤›n› aç›kça ifade
1 ederken ‹brahim Bey (Bosna-Hersek) Nik-
Avusturya-Macaristan yönetimine verdi. Kongre bitiminde ortaya ç›kan Berlin Antlafl-
mas›, Osmanl› Devleti aç›s›ndan Ayastefanos Antlaflmas›’ndan daha hafif flartlar içerse flin’te gerekli cephane ve yiyecek oldu¤u
halde Karada¤l›lar›n herhangi bir diren-
de büyük bir y›k›m›n belgesiydi: Osmanl›lar, Balkanlar ve Kafkasya’daki büyük toprak
meyle karfl›laflmadan buray› iflgal etmeleri-
kay›plar›n›n yan›s›ra nüfusun da beflte ikisini kaybettiler.
nin nedenlerinin araflt›r›lmas›n›, askerlerin
kaçmalar›nda suçlu olanlar›n saptanmas›n›
istiyordu. Hükümet yanl›s› Nafi Efendi ise,
D. Kanun-› Esasi ve meclis Belge 6 ve 7
5 Meclis’in önce bir konuyu incelemesini
Berlin Kongresi (1878). A. von Werner’in ya¤l›boya tablosu,
n Kanun-› Esasi, biçimsel ve hukukî aç›dan, padiflah›n tek yanl› iradesiyle do¤mufl Berlin, Ulusal Galeri. ondan sonra flikâyet etmesinin uygun ola-
bir ferman anayasa örne¤idir. Halk›n temsilcileri taraf›ndan haz›rlanmayan ve halko- ca¤›n› […] tüm hükümet üyeleri yerine so-
1) Rus D›fliflleri Bakan› Gorçakov, 2) Birleflik Krall›k Baflbakan› Disraeli, rumlu olanlar›n içtüzük hükümlerine göre
yuna sunulmadan yürürlü¤e giren bu tür anayasalar›n 19. yüzy›l Avrupas›’nda pek çok 3) Avusturya Macaristan D›fliflleri Bakan› Andrassy, 4) Almanya fiansölyesi Bismarck,
1 Gazi Osman Pafla (1832-1900). örne¤i vard›r. Kanun-› Esasi, Tanzimat ve Islahat Fermanlar›’yla bafllam›fl olan hukukî meclise ça¤›r›p sorgulanmas›n›n uygun ol-
5) Rusya’n›n Londra Büyükelçisi ve Çar’›n gizli diplomasi bürosu baflkan› fiuvalov, du¤unu belirtmifltir.
de¤iflimin yeni bir aflamas›d›r. Bu Anayasa’n›n siyasal ideolojisi Osmanl›l›k, yani 6) Osmanl› Devleti’nin Berlin Büyükelçisi Sadullah Bey,
[…] Hükümet ordunun ihtiyaçlar›n› karfl›-
mezhep fark› olmadan tüm Osmanl› uyruklar›n›n kanun önünde eflitli¤i ilkesidir. Si- 7) Birleflik Krall›k D›fliflleri Bakan› Salisbury, 8) Karatodori Pafla, 9) Mehmet Ali Pafla.
lamak için Meclis’ten bir istekte bulun-
yasal iktidar›n dünyevîleflmesi, özellikle malî konularda halk›n temsilcilerinden oluflan
mufltur (3 Ocak 1878). Bunun üzerine Ye-
meclisin de söz sahibi olmas›, yarg› ba¤›ms›zl›¤›nda sa¤lanan geliflmeler ve kiflisel hak niflehirlizâde Ahmet Efendi geçen y›l iste-
ve özgürlüklerin korunmas› aç›s›ndan Kanun-› Esasi, Osmanl› anayasal gelifliminde 6 Osmanl› Mebusan Meclisi.
nen 15 milyon liran›n 600.000 asker için
önemli bir ilerlemedir. Buna karfl›l›k, Anayasa’da sultan›n hak ve yetkilerinin pek s›n›r- istendi¤ini oysa silah alt›nda 300.000 as-
land›r›lmad›¤› ve meclisin yasama faaliyetindeki rolünün son derece k›s›tl› oldu¤u söy- ker oldu¤unu belirterek, toplanan parala-
lenebilir. r›n nerelere harcand›¤›n›n hükümetçe
aç›klanmas›n› istemifltir. Maliye Naz›r› Yu-
n Biri Âyân*, di¤eri Mebusan* olmak üzere iki meclisten oluflan Meclis-i Umumi 19 Mart suf Pafla, seraskerlikte harcamalar›n tümü-
1877’de aç›ld›. 40 kifliden oluflmas› öngörülen Âyân Meclisi’nin üyeleri padiflah taraf›n- nü gösterir defterlerin oldu¤unu söylemifl
dan atanm›fl, 130 sandalyelik Mebusan Meclisi üyeleriyse vilayet meclisleri üyeleri ara- ise de, mebuslar› pek ikna edememifltir.
s›ndan seçilmifllerdi. Romanya, S›rbistan, Karada¤, M›s›r, Tunus, Lübnan ve Girit gibi Yeniflehirlizâde Ahmet Efendi, "Hesaplar›
özel statüye sahip bölgelerin temsilci göndermemesi nedeniyle 71 Müslüman, 44 H›ris- görmeliyiz. Çünkü bizi buraya nasbedip
tiyan ve 4 Yahudi olmak üzere 119 üyeden oluflan Mebusan Meclisi’nin ilk devresinde gönderen adamlar› da temin etmeliyiz"
(20 Mart-28 Haziran 1877) malî durum, idarenin yeniden yap›land›r›lmas›, gayrimüs- diyerek, eski dönemin sona erdi¤ini, mefl-
limlerin askere al›nmas› gibi konular görüflülmüfl, bütçe, vilayet, bas›n, seçim ve s›k›yö- rutî sistemde her fleyin halka aç›klanmas›-
n›n zorunlu oldu¤u mesaj›n› vermifltir.
netim gibi konularda yasama faaliyetinde bulunulmufl, Karada¤ sorunu ve Osmanl›-
Rus savafl› gibi güncel sorunlarda hükümetin izledi¤i siyaset tart›fl›lm›flt›r. 13 Aral›k ‹hsan Günefl, Türk Parlamento Tarihi.
2 Meflrutiyete Geçifl Süreci:
Gazi Ahmet Muhtar Pafla 1877’de ikinci devre çal›flmalar›na bafllayan Meclis, Sultan taraf›ndan kapat›lana kadar I. ve II. Meflrutiyet, cilt I (Ankara, 1995).
(1839-1919). daha çok göçmenler meselesiyle ilgilenmifltir.

170 171
2 Meclisin kapat›lmas›.

II. Siyaset ve ulusçuluk Serbest bir seçimle meclise gelmemifl olsalar bile halk› temsil ettiklerine "Siz bizim fikrimizi pek geç soruyorsunuz. Felaketin önünü almak müm-
inanan mebuslar, ülkenin gündemindeki ve tüm ülke halk›n› ilgilendiren kün oldu¤u zaman bize suret-i ciddiyede [ciddi flekilde] müracaat etme-
Osmanl›-Rus savafl›n› yak›ndan izlemifller, zaman zaman meclis günde- liydiniz. Meclis-i Mebusan kendi malumat› haricinde olarak husulüne se-
A. Meflrutî rejimin sonu Belge 1 ve 2 mine getirmekten çekinmemifllerdir. Osmanl› ordusunun sürekli y›pran- bebiyet verilen bir halden [bilgisi d›fl›nda ortaya ç›kan bir durumdan] do-
mas›ndan, Ruslar›n ‹stanbul’a do¤ru ilerlemesinden endifle duymufllar, lay› mesuliyeti asla kabul etmez […]" diyerek padiflah› do¤rudan eleflti-
n 23 Aral›k 1876’da Anayasa’n›n ilan›yla bafllay›p 14 fiubat 1878’de Meclis’in kapat›l-
yönetimin buna bir çare bulmas›n› istemifllerdir. ren bir konuflma yapm›flt›r […] Bunun üzerine padiflah Said Pafla’ya, "fiu
mas›yla sona eren meflrutî rejimin kurulmas›nda bafl rolü Midhat Pafla oynam›flt›. Ab-
Padiflah ise çözümü Meclis-i Mebusan’›n d›fl›nda aramay› tercih etmifltir. herife bir cevap ver; heyet iflitsin" […] demifl ve daha sonra da "Ceddim
dülaziz ve V. Murat’› tahttan indiren grubun önderi olan Midhat Pafla, II. Abdülha-
Y›ld›z Saray›’nda eski, yeni hükümet üyelerinden, Âyân ve Mebusan Sultan Mahmut’un yolunu takip edece¤im" diyerek meclisi terketmifltir.
B ‹ Y O G R A F ‹ mit’in tahta ç›kmas›nda da büyük pay sahibiydi. Sultan, gittikçe artan popülaritesi ne-
deniyle paflay› kendi iktidar›na en büyük tehlike olarak görüyordu. Anayasa’n›n ilan›n- Meclisi baflkanlar›ndan, bu meclislerden seçilen ikifler üyeden, ulema ve 14 fiubat 1878’de hükümet […] Kanun-› Esasi’nin, Meclis-i Umumi’nin
1 dan k›sa bir süre sonra, 5 fiubat 1877’de Midhat Pafla Avrupa’ya sürgüne gönderildi. komutanlardan 43 kiflinin topland›¤› özel bir meclis oluflturulmufltur. Bu zaman›ndan önce aç›l›p kapat›lmas›, çal›flma süresinin uzat›lmas› konu-
Midhat Pafla (1822-1884). Paflaya yak›nl›klar› bilinen Yeni Osmanl›lar grubundan Nam›k Kemal ve Ziya Pafla da s›rada bir ‹ngiliz filosu da ‹stanbul’a gelmifltir. sunda padiflaha yetki verdi¤ini belirterek, Meclis-i Umumi’nin geçici ola-
çeflitli memurluklara tayin edilerek baflkentten uzaklaflt›r›ld›lar. Ancak, Avrupa’da kal- ‹flte bu kar›fl›k ortamda toplanan mecliste sadrazam, Osmanl› ‹mparator- rak kapat›lmas›n› padiflaha önermifltir.
mas› tehlikeli görülen Midhat Pafla bir süre sonra Sultan taraf›ndan affedildi. Yurda lu¤u’nun örs ile çekiç, yani ‹ngilizlerle Ruslar aras›nda kalm›fl oldu¤unu Bu öneriye uygun olarak padiflah bir irade-i seniyye imzalayarak Meclis-i
döndü¤ünde önce Suriye ard›ndan da Ayd›n valiliklerine atand›. Ne var ki, II. Abdül- belirterek, "al›nm›fl kararlar›" kabul edip etmediklerini sormufltur. Mec- Mebusan’a göndermifltir.
hamit, Midhat Pafla’dan temelli kurtulmak niyetindeydi. Y›ld›z Saray›’nda yap›lan düz- lise kat›lanlar›n ço¤u sadrazam› onaylarken, Meclis-i Mebusan temsilci- ‹hsan Günefl, Türk Parlamento Tarihi. Meflrutiyete Geçifl Süreci:
mece bir mahkeme sonucunda pafla önce idama mahkum edildi ve Sultan taraf›ndan si olarak bu toplant›ya kat›lan Ahmet Efendi aya¤a kalkarak: I. ve II. Meflrutiyet, cilt I (Ankara, 1995).
müebbet sürgüne çevrilen cezas›n› çekmek üzere gönderildi¤i Taif’te 1884’te bo¤ularak
öldürüldü. Mutlakiyet rejiminin önündeki en önemli engellerden biri kalkm›flt›. 1. II. Abdülhamit "Sultan Mahmut’un yolunu takip edece¤im" derken ne kastediyor?
2. Meclisin kapat›lmas› sürecinde hükümetin tavr› nas›l de¤erlendirilebilir?
n Mutlakiyet rejiminin önündeki as›l engel ise Mebusan Meclisi’ydi. Savafltaki baflar›-
s›zl›¤›n hesab›n›n hükümet ve komutanlardan sorulmas› gerekti¤i yönünde Meclis’te
geçen tart›flmalar hükümet kadar Sultan› da rahats›z etmiflti. fiubat 1878 bafl›nda, Rus
3 II. Abdülhamit ve M›s›r meselesi.
ordular›n›n Trakya’da ilerledi¤i ve ‹ngiliz donanmas›n›n Marmara’ya girdi¤i günlerde,
Y›ld›z’da toplanan ola¤anüstü bir meclise ça¤r›lan befl mebustan biri do¤rudan do¤ru- RUSYA
Abdülhamit’in Tunus meselesinde fazla ›srarc› olmamas›n›n nedenlerin-
ya Sultan› elefltirerek savafl s›ras›nda Meclis’in devre d›fl› b›rak›ld›¤›n›, bu yüzden yenil- AVUSTURYA-MACAR‹STAN
den biri her aç›dan daha önemli bir sorun olan M›s›r meselesiyle u¤rafl-
ginin sorumlulu¤unun savafl› saraydan yönetenlere ait oldu¤unu dile getirdi. Bu olay›
Osmanl› devlet adam› ve reform- mak zorunda kalmas›d›r […] M›s›r, her fleyden önce, imparatorlu¤un
izleyen günlerde Meclis’te ateflli tart›flmalar yafland›. Meclis’le Saray aras›ndaki gergin-
cusu. 1835’ten itibaren çeflitli me- merkezine Tunus beyli¤ine göre çok daha yak›nd›r. M›s›r ve Bâb-› Âlî ara-
muriyetlerde bulundu, Arapça, lik artt›. Sonunda Meclis 14 fiubat 1878’de kapat›ld› ve baflkentte s›k›yönetim ilan edil-
s›nda da daha s›k› bir iliflki vard›r. Ayn› Tunus beyli¤i gibi özel statülü bir ROMANYA
Farsça ve Frans›zca ö¤rendi. 1861’ di. Elefltirileriyle dikkat çekmifl olan baz› mebuslar sürgüne gönderilmifl, Osmanl› Dev- Bosna
vilayet olan M›s›r, her y›l Osmanl› hazinesine hiç de yabana at›lmayacak Hersek SIRB‹STAN
de yeni kurulan Nifl valili¤inde leti’nin bir y›ldan biraz fazla süren ilk meflrutî rejim deneyimi sona ermiflti.
gösterdi¤i ola¤anüstü baflar›lar bir katk› sa¤lamaktad›r. Kuflkusuz, hidiv ailesi de önemli ölçüde özerklik
BULGAR‹STAN
parlak bir idareci kariyerinin bafl- kazanm›flt›r, ancak, hidiv Bâb-› Âlî’yle iliflkilerinde her zaman sayg›l› dav- K a r a de ni z
lang›c› oldu. 1864’te Nifl, Silistre ve B. Daralan s›n›rlar Belge 3 ve 4 ranmakta, ‹smail Pafla yaz aylar›n› düzenli olarak Bo¤az’da geçirmektedir
KARADA⁄
Do¤u Rumeli

Vidin vilayetlerinin birlefltirilme- […] Üstelik, M›s›r, Arap dünyas›nda merkezî bir konuma sahiptir; Süveyfl
n II. Abdülhamit’in saltanat›n›n özellikle ilk y›llar›nda imparatorluk topraklar› çe- OSMA
siyle oluflturulan Tuna vilayetinin NLI
flitli nedenlerle küçülmeye devam etti. Berlin Kongresi’nden önce yap›lan anlaflmalar- Kanal›’n›n aç›lmas› bu durumu daha da belirginlefltirmifltir. Kahire, Sina ‹M
valili¤ine getirildi; 1868’de yeni PA
kurulan fiura-y› Devlet’in bafl›na la K›br›s Birleflik Krall›k, Bosna ve Hersek vilayetleri de Avusturya-Macaristan yöneti- yar›madas›n› aflm›flt›r; orda yaflanan her fley etkilerini tüm Arap dünya- RA
TO
mine verilmiflti. Berlin Antlaflmas›’yla da S›rbistan ve Karada¤’›n ba¤›ms›zl›klar› tan›n- s›nda göstermektedir. Tesalya RL
geçti; 1869’da Ba¤dat valisi ve U

1872’de ilk kez sadrazam oldu; d› ve baz› bölgeler bu ülkelere terkedildi. Kars, Ardahan ve Batum Rusya’ya b›rak›l›r- […] ‹ngilizler’i M›s›r’dan ç›kartmak, saltanat›n›n sonuna kadar sultan›n ka- U
sonras›nda Adliye naz›rl›¤› ve Se- ken Osmanl› Devleti’ne vergi verecek özerk bir Bulgaristan Prensli¤i kuruldu. Ayaste- fas›ndaki en önemli meselelerden biri olmufltur […] ‹ngilizler’in M›s›r’a ha-
lanik valili¤i yapt›. Tüm bu görev- fanos Antlaflmas›’nda "Büyük Bulgaristan" s›n›rlar› içinde kalmas› öngörülen, Berlin kim olmalar› Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun jeopolitik konumu aç›s›ndan da YUNAN‹STAN
leri s›ras›nda pek çok modern ku-
Antlaflmas›’nda ise özerk olmakla birlikte askerî aç›dan Osmanl› egemenli¤inde bulun- bir dönüm noktas›d›r. K›br›s’› ve Süveyfl Kanal›’n› elinde tutan ‹ngiltere Hin-
rumun temelini att›. 1876’da Ab- A k d e n i z
dülaziz’in tahttan indirilmesi, veli- mas› kabul edilen Do¤u Rumeli de, birtak›m geliflmelerden sonra 1885’te Bulgaristan distan yolunu kontrol etti¤inden bo¤azlar›n ak›betiyle eskisi kadar ilgilen-
aht Murat’›n tahta ç›kar›lmas› ve Prensli¤i’ne kat›ld›. meyecektir. 250 km
bir süre sonra indirilip yerine Ab-
n Osmanl› Devleti’nin Kuzey Afrika’daki topraklar›n›n büyük bir bölümü de yine François Georgeon, Abdulhamid II, le sultan calife (Paris, 2003).
dülhamit’in padiflah yap›lmas›,
Kanun-› Esasi’nin haz›rlanmas› ve bu dönemde imparatorluktan ayr›ld›. ‹mparatorlu¤a 16. yüzy›lda kat›lan bu bölgeler 1878’de Özerk Karada¤ Prensli¤i/
Avusturya- Ba¤›ms›z Karada¤ Prensli¤i (1878)
ilan›nda bafl rolü oynad›. Parlak merkezden uzak olmalar› nedeniyle zamanla özerk bir nitelik kazanm›fllard›. 1830’da Sultan›n M›s›r meselesindeki ›srar›n›n Macaristan
Cezayir’in Fransa taraf›ndan iflgali ve 1830’larda Kavalal› Mehmet Ali Pafla’n›n valili- yönetimine
devlet adaml›¤› kariyeri ve tüm bu en önemli nedeni sizce nedir?
olaylarda oynad›¤› etkin rolden çe- 1881’de Özerk S›rbistan Prensli¤i/
¤indeki M›s›r’›n imparatorluktan fiilî olarak ba¤›ms›z hale geldi¤i sürecin diplomatik Yunanistan’a Ba¤›ms›z S›rbistan Prensli¤i (1878)
kinen II. Abdülhamit’le girdi¤i yoldan çözülmesinden sonra, Osmanl› Devleti Tunus, Trablusgarp ve M›s›r vilayetleri-
mücadeleyi kazanamad›: 1877 fiu-
ni merkeze daha s›k› bir biçimde ba¤lama yolunda giriflimlerde bulunmufltu. Ancak 1878’de özerk Özerk Romanya Prensli¤i/
bat›’nda sürgüne gönderilmesiyle Bulgaristan Ba¤›ms›z Romanya Prensli¤i (1878)
bafllayan süreç 1884’te Taif’te bir
1880’lere gelindi¤inde uluslararas› konjonktür de¤iflmifl, sömürgeci güçlerin mücadele- Prensli¤i

zindanda bo¤durulmas›yla son si Osmanl› topraklar›na da s›çram›flt›. 1881’de Fransa Tunus’u, 1882’de de Birleflik Kral- Osmanl› Devleti’nin 4 Özerk Do¤u
buldu. l›k M›s›r’› iflgal etti. Osmanl› Devleti bu iki iflgali resmen tan›mad› ama, fiilî olarak Ku- 93 Harbi’nden sonra Rumeli Vilayeti
(1885’te Bulgaristan’a)
zey Afrika’da Osmanl› egemenli¤i alt›nda sadece Trablusgarp kalm›flt›. kaybetti¤i topraklar.

172 173
1 Sultan›n merkeziyetçili¤ine dair. 2 Jurnal örnekleri.

III. Mutlakiyet rejimi Sultan Hamid tahta ç›k›fl›ndan bafllayarak devletin bütün ifl- a. ‹çki içen mektupçu için yaz›lanlar.
lerini Saray’a toplamak siyasetini takip etmifltir. Bunun için-
“9 Ekim 1893
dir ki, idarî, iktisadî, mülkî, askerî, malî, ilmî ve dinî bütün
Büyükada’da oturan “Mabeyn-i Hümayun-› Cenab-› Mülûkâne” çevirmen-
S Ö Z L Ü K A. Merkeziyetçi sultan Belge 1 ve 4 meseleler ile temas etmek imkân›n› bulmufl ve bu sayede
lerinden Maarif Nezaret-i Celilesi Mektupçusu S›rr› Beyefendi, geçen Cumartesi
n Tanzimat döneminin devlet mekanizmas›na yans›malar›ndan biri, bürokrasi ve Bâb-› tecrübesini pek çok geniflletme¤e muvaffak olmufltur. Sul-
* Bâb-› Âlî günü familyasiyle beraber Burgaz adas›na gitmifltir. Oradaki gazinoda kar›s›yla
Âli’nin yönetimdeki a¤›rl›¤›n›n artmas›yd›. II. Abdülhamit döneminin ay›rdedici özel- tan Hamid her meseleyi ö¤renmek ister, her fleyi sorar, her- beraber kahve içmifllerdir. Oradan kalk›p Hristos manast›r›na gitmifller ve famil-
* Mabeyn liklerinden biri ise, saray›n devlet mekanizmas›nda yeniden merkezî bir konuma gel- kesin durumunu soruflturur, tayinleri sultan›n emrine ba¤l› yasiyle alenen iflret etmifllerdir [e¤lenmifllerdir]. Akflamüzeri sarhofl olduklar› ve
* Mülkiye mesidir. Kararlar art›k Bâb-› Âlî*’de de¤il, sarayda al›nmaktayd›. Saray›n ifllevinin de- olan her memurun özgeçmifl dosyas›n› okutturur ve bazan ‹slam dinine yak›flmayacak halde H›ristiyan ahali aras›nda “kemal-i rezaletle
* Hazine-i Hassa ¤iflmesi, mekansal de¤iflime de yol açm›flt›r. Yüzy›l sonunda Y›ld›z Saray›, say›lar› on bunlardan birinin içeri¤i dikkati çekecek olursa o memurun avdet” etmifllerdir. Bu, halk›n hayret ve istihzas›n› mucip olmufltur. Ayr›nt›lar›na
befl bini bulan muhaf›zlar›n d›fl›nda on binin üstünde sivilin yaflad›¤› dev bir komplek- tayini emrini vermezdi. dair Adalar zab›tas›ndan al›nan jurnal ile iliflikleri arz ve takdim k›l›nm›fl ve bu
* Sansür
se dönüflmüfltü. Bu kompleksin kalbi Mabeyn*’di. Saray›n yönetim merkezi haline gel- Mülkî ve askerî büyük memurlar›n seçim ve tayinlerini ya- hal birinci defa olmay›p pek çok kez tekrar etmifl olmakla...
* Jurnal mesiyle Mabeyn’de çal›flanlar›n say›s›nda da art›fl olmufl, 1878-1896 y›llar›nda Mabeyn k›ndan ve alâka ile takip ederdi. Hünkâr bu tayinlerin baz›- Zaptiye Naz›r› Naz›m”
* Otosansür katiplerinin say›s› 10’dan 28’e ç›km›flt›r. Burada çal›flanlar› Sultan, Mülkiye* mezunlar› lar›n› sözlü olarak red, baz› mühim memuriyetlere de mü-
aras›ndan özenle seçerdi. Elçilikler ve vilayetlerden flifreli telgraflar Bâb-› Âlî yerine Ma- b. Sadrazam hakk›nda jurnal
nasip gördüklerini kimseye dan›flmadan tayin ederdi. Her-
beyn’e yollan›r, toplanan bilgiler Sultan ve dan›flmanlar›n›n yan›s›ra bazen belli konu- “29 Mart 1902
halde sefir, vali, kumandanlar›n ve hatta baz› mühim muta-
larda görüfl bildirmek üzere kurulmufl olan komisyonlar taraf›ndan da de¤erlendirilir- Sadrazam Sait Pafla hazretleri bugün saat dört buçukta kona¤›ndan ç›k›p
sarr›flar›n tayinleri arzolunmadan evvel fikir sorulurdu. Bâb-›
di. Tüm bu sistem, yönetimde Bâb-› Âlî’nin devre d›fl› b›rak›lmas› anlam›na gelir. Ihlamur yoluyla Mabeyn’e gelerek gece saat birde Maçka yoluyla kona¤›na
Âlî’nin iflleri ve yetkilerine müdahale demek olan bu siyaset
n II. Abdülhamit yönetiminin bir özelli¤i de, Sultan›n sistemi kiflisel iliflkilere dayan- Y›ld›z merkeziyet siyaseti icâbât›ndand› […] Sultan Ha- avdet etmifl, ad›geçenin kona¤›na muhtelif saatlerde ‹zmir Valisi
d›rma gayretidir. Bu ba¤lamda, özellikle fleyhler, din adamlar›, paflalar ve afliret reisle- mid’in müdahale etmedi¤i bir memur s›n›f› vard› ki o da hâ- Kamilpaflazade fievket, Abdullah Beyler ve Napoli eski konsolosu Panayotis
ri gibi nüfuzlu kiflilere hediyeler gönderilir, niflanlar, rütbeler verilirdi. Merkezden kimler idi. Bu tayinleri arzolunduklar› biçimde aynen ve te- Efendi gelip gitmifl olduklar› Maçka Karakolu miralayl›¤›ndan al›nan jurnal üzer-
uzakta olmalar›nda tehlike görülen nüfuzlu kifliler saraya davet edilirdi. Bunun anlam›, reddütsüz onaylard›. ine maruzdur...
merkezî iktidara karfl› bir güç ya da direnme oda¤› oluflturabilece¤i san›lan insanlar›n ‹kinci F›rka Kumandan› Müflir fievket”
"daimî misafir" olarak göz alt›nda tutulmas›d›r. Hediye, niflan ve rütbe da¤›tma uygu- Sultan Abdülhamid. Tahsin Pafla’n›n Y›ld›z Hat›ralar›
(‹stanbul, 1999 [‹lk bask› 1931]). Faiz Demiro¤lu, Abdülhamid’e Verilen Jurnaller (‹stanbul, 1955).
lamas› sadece nüfuzlu kiflilerle de s›n›rl› kalmam›flt›r. Tüm bunlar için gereken maddi
kaynak Hazine-i Hassa*’dan sa¤lan›yordu.
n II. Abdülhamit’in her fleyi Y›ld›z’dan yönetme tutkusu, bürokrasinin rasyonelleflme- Kendileri hakk›nda
3
si süreci aç›s›ndan sorun yaratmas›n›n yan›s›ra, sistemdeki tüm aksakl›klar›n Sultana
jurnal verenler.
atfedilmesine yol açm›flt›r. Devleti tek elden yönetmek isteyen Sultan, böylece elefltirile-
rin de tek oda¤› olmufltur. Yüksek makamlarda bulunan kiflilerin her
çeflit hareketlerine dair do¤ru veya yanl›fl,
B. Bask› rejimi Belge 2 ve 3
hatta yalan ve iftira olmak üzere Allah›n gü-
nü, Padiflaha birçok haber gelir, aras›ra da o
n Bu merkeziyetçi yap›, sansür*, jurnal*cilik ve sürgün olgular›yla somutlaflan bir bas- gibi kifliler birbirinin aleyhine Hünkâr’a alela-
k› rejimiyle birlikte düflünülmelidir. 1880’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren etkin bir fle-
caib fleyler yazarlard›.
kilde uygulanan sansür, bas›nda hiçbir siyasî tart›flmaya izin vermemifl, kullan›lmas› sa-
k›ncal› görülen sözcüklerin, kapat›lan dergi ve gazetelerin, toplat›lan, bas›lmas› ya da Tophane Müfliri Zeki Pafla, bu vaziyete karfl›,
ülkeye sokulmas› yasaklanan eserlerin listesi gün geçtikçe fliflkinleflmifltir. Gazetelerin kendisini mütemadiyen jurnal etmek suretiy-
adeta birer resmî bültene dönüfltü¤ü bu ortamda sansür zamanla ayd›nlar aras›nda oto- le iflin içinden ç›kmak yolunu bulmufltu; ne-
sansür*e yol açm›fl, bu da kültürel alandaki geliflmeye kal›c› bir hasar vermifltir. Sözko- reye gitti¤ini, kimlerle konufltu¤unu, kimler-
nusu bas›n rejiminin bir olumsuz sonucu da, ‹stanbul’un bas›n ve düflünce alan›nda le konuflaca¤›n›, s›rf kendi selahiyeti daire-
‹slam dünyas›nda 1860-1878 y›llar›ndaki merkezî konumunu yitirmesidir. sinde olmak üzere, yapaca¤› ifllerden baflla-
n Bask› rejiminin ikinci aya¤›n› oluflturan jurnalcilik, dönemin ahlakî çöküflünün en yarak bir jurnal konusu teflkil edebilecek her
aç›k simgesidir. Sultan›n kurdu¤u hafiyeler ve muhbirler a¤› her geçen gün büyürken, hususu, evvelinden bir pusula ile Padiflah’a
jurnalcilik toplumsal bir hastal›k olarak herkesin herkesten kuflkuland›¤› bir ortam ya- bildirir, "filân yere gideyim mi, gitmiyeyim
ratm›fl, bu da bask› rejimini sa¤lamlaflt›ran bir etmen olmufltur. Tümüyle yalan oldu¤u mi?" diye izin ka¤›tlar› da yazard›. Birçok ke-
ilk bak›flta anlafl›lan jurnallerin bile ödüllendirildi¤i bu sistemde gün gelmifl padiflaha reler bunlar› bizim daireye gelip haz›rlamak-
jurnal vermemek de suç say›lm›fl, haklar›nda verilen jurnaller sonucunda pek çok kifli ta ve yazd›klar›ndan cevaba muhtaç olanlar›-
iflinden olmufl, hapse at›lm›fl ya da sürgüne gönderilmifltir. n›n karfl›l›¤›n› oturup beklemekte idi. Bunlar›
n Bask› rejiminin çeliflkili yönleri de vard›. Sansür uygulamas›n› etkin bir biçimde ger- kaleme almak için, bizden büyük nezâketle,
çeklefltirmek için gereken yetiflmifl personel azl›¤› ve kapitülasyonlardan faydalanan ya- hokka ve kalem istedi¤ini de hat›rl›yorum.
banc› postahanelerin yurda soktu¤u yasak yay›nlar, sansürün etkisini görece hafiflet-
F. Rezan Hürmen (yay.),
mifltir. Jurnalcili¤in bu derece özendirilmesi sonucunda Y›ld›z’a akan devasa bilgi y›- Mehmet Tevfik [Biren] Bey’in II. Abdülhamid,
¤›n›n› ak›lc› bir flekilde de¤erlendirmek imkans›zlaflm›flt›r. ‹mparatorlu¤un merkez- Meflrutiyet ve Mütareke Devri Hat›ralar›
den uzak bölgelerine sürgüne gönderilenler, baflkentte dile getirilmesi istenmeyen mu- (‹stanbul, 1993).
halif fikirlerin tüm imparatorlu¤a yay›lmas›na yol açm›fllard›r. 4 Y›ld›z Saray›.

176 177
2 Hicaz Demiryolu üzerine.
S Ö Z L Ü K E. Hilafet siyaseti Belge 1, 2, 3 ve 4

n II. Abdülhamit dönemini tan›mlamak için s›kça kullan›lan kavramlardan biri olan pa- XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren oluflmaya
* Panislamc›l›k
nislamc›l›k* asl›nda Sultan›n halifelik ünvan›na yapt›¤› vurgunun Avrupal›larca yanl›fl bafllayan Hicaz Demiryolu infla fikri, bu demir-
* ‹slamc›l›k
bir biçimde adland›r›lmas›d›r. Dolay›s›yla, bu dönemden söz ederken, imparatorluk s›- yolunun Arabistan’›n siyasî gelece¤i aç›s›ndan
* Muhacir
n›rlar› d›fl›nda sald›rgan bir ‹slamc›l›k* siyasetini ça¤r›flt›ran panislamc›l›k yerine, bir d›fl önemini savunan baz› Osmanl› devlet adamlar›
* Gâvur siyaset kozu ve içeride iktidar›n meflruiyetini artt›r›c› bir etmen olarak düflünülen hi- ve bürokratlar›n›n da etkisiyle, II. Abdülhamid
lafet siyasetinden söz etmek daha do¤ru olur. taraf›ndan benimsenerek 1900 y›l›nda kesinlik
n Müslümanlar›n yaflad›¤› ülkeleri ardarda iflgal eden emperyalizm olgusu nedeniyle kazand›. ‹lk aflamada fiam’dan Mekke’ye kadar
dünya Müslümanlar›n›n gözü tek ba¤›ms›z Müslüman devlet konumundaki Osmanl› uzat›lmas› planlanan Hicaz Demiryolu’nun, yan
‹mparatorlu¤u’na ve hükümdar›na çevrilmifl durumdayd›. 93 Harbi s›ras›nda özellikle hatlarla Akabe Körfezi ve Cidde’ye ba¤lanma-
Hindistan’da yap›lan mitingler ve Osmanl› Devleti yarar›na düzenlenen yard›m kam- s›, ileride Yemen, daha uzun vadede ise Medi-
panyalar› Osmanl› devlet adamlar›n›n kafas›nda sultan›n halifelik ünvan›na yap›lacak ne üzerinden Orta Arabistan ve Ba¤dat’a uza-
vurgunun d›fl siyasette bir koz olarak kullan›labilece¤i fikrini do¤urmufltu. Balkanlar ve t›lmas› düflünülmekteydi. Hicaz Demiryolu pro-
Kafkaslar’da kaybedilen topraklar ve 93 Harbi s›ras›nda ve sonras›nda yaflanan kitlesel jesi, öncelikle askerî, siyasî ve dinî olmak üzere
göçlerle beraber imparatorlu¤un demografik yap›s› de¤iflmifl, Müslümanlar›n toplam esasta üç temel amac› gerçeklefltirmek üzere
nüfus içindeki oran› hayli artm›fl, halifeli¤e yap›lacak vurguyla farkl› etnik kökenlere uygulamaya konmufltu. Her fleyden önce Hicaz
mensup muhacirleri yeni devletlerine ve yeni hükümdarlar›na ba¤laman›n kolaylaflaca- hatt›, bölgeye asker ve silah sevkini h›zland›ra-
¤› düflünülmüfltü. Ayr›ca, M›s›r’› iflgal eden Birleflik Krall›k’›n 1880’lerin bafl›nda bafllat- ca¤›ndan muhtemel iç ayaklanmalar ve d›flar›-
t›¤› Arap hilafeti kampanyas›, Osmanl› sultan›n›n Müslüman uyruklar›n›n gözündeki dan gelebilecek sald›r›lara karfl› savunma rolü
meflruiyetine ciddi bir tehdit olarak alg›lanm›flt›. II. Abdülhamit’in hilafet siyasetinin te- üstlenecekti. fiüphesiz Osmanl› Devleti’nin as-
melinde bu nedenler yatar. Bat› kamuoyunda en çok ilgi gösterilen konu olan cihad teh-
kerî etkinli¤inin artmas› beraberinde siyasî oto-
didiyse, II. Abdülhamit için bir d›fl siyaset kozu, bir blöf unsuru olmaktan baflka bir an-
ritenin Güney Suriye ve Hicaz’da güçlenmesine
lam tafl›mam›flt›r.
yard›mc› olacakt›. Yaln›z savafl ve iç isyan du-
n II. Abdülhamit, tutumlu, çal›flkan, ölçülü ve inançl› bir sultan imgesi yaratmaya rumlar›nda de¤il, normal zamanlarda da Hicaz
özen göstermifl, öncüllerine vurulan "gâvur sultan" damgas›n› yememeye dikkat ede- ve Yemen’e asker ve mühimmat sevkiyat› de-
rek Müslüman orta s›n›f uyruklar›n›n gözünde olumlu bir izlenim b›rakm›flt›r. Halife miryoluyla yap›lacak, böylelikle Süveyfl Kana-
ünvan›na vurgu yaparak fleyhler ve tarikatlarla yak›n iliflkiler kurmufl, geleneksel yap›- l›’na duyulan ihtiyaç ortadan kalkacakt›. Hicaz 3 Hicaz Demiryolu. Yarmuk (Filistin) Vadisi’nde demir köprü (1903).
lar› denetimi alt›na almaya çabalam›flt›r. Saltanat› boyunca yo¤un bir yay›n ve propa- Demiryolu, ayn› zamanda, büyük zahmet ve
ganda faaliyeti gerçeklefltirilmifl, Osmanl› sultan›n›n halifeli¤ine vurgu yapan gazete- tehlikelere katlan›larak yap›lan hac yolculu¤u-
ler, kitaplar bas›l›p, Müslümanlar›n yaflad›¤› ülkelere elçiler gönderilmifltir. Osmanl› 4 II. Abdülhamit ve Hilafet siyaseti.
nu kolaylaflt›rarak önemli bir dinî hizmeti yeri-
konsoloslar›n›n özellikle Do¤u Hint adalar›nda bu çerçevedeki etkinlikleri diplomatik
ne getirecekti. Demiryolu, Suriye’den Medi-
bir krize de neden olmufltur. Okul müfredat›nda dinî içerikli derslerin a¤›rl›¤› artt›r›l›r- ‹mparatorlu¤umuz din, iman ülkesidir ve öyle kalacakt›r. E¤er din anlay›fl› y›k›l›rsa, impara-
ne’ye 40, Mekke’ye ise 50 gün süren uzun ve
ken, Hicaz’a ayr› bir özen gösterilmifl, Sünnîlerin kutsal topraklar› Mekke ve Medine’de torlu¤umuzun sonu gelmifl demektir. Dindafllar›m›z›n yaflad›klar› memleketlerin büyük dev-
bedevilerin sald›r› tehlikesine marûz hac seya-
gerçeklefltirilen bay›nd›rl›k çal›flmalar›n›n yan›s›ra fiiîlerin kutsal yerleri olan Necef ve letlerin elinde olmas› pek ac›d›r. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na yirmi milyon Müslüman kalm›fl-
hatini 4-5 güne indirecekti. Üstelik demiryolu,
Kerbela’da da dinî mekânlar bak›ma al›n›p yenilenmifltir. t›r. Buna karfl›n bütün Müslümanlar›n gözü ‹stanbul’dad›r. Düflmanlar›m›z maddî kudretimi-
hac›lar›n gidifl-gelifl masraflar›n› öncesiyle mu- zi y›kmay› baflarsalar da manevî kudretimiz sürecektir.
n Askerî, siyasî ve iktisadî nedenlerin yan›s›ra hac yolculu¤unu da kolaylaflt›rmak üze- kayese edilemeyecek derecede azaltacak, em-
re düflünülmüfl büyük bir proje olan Hicaz Demiryolu, II. Abdülhamit’in hilafet siya- Müslümanlar›n bulundu¤u yerlerle iliflkilerimiz daha s›klaflmal›, birbirimize daha fazla yak-
niyetli, rahat ve ucuz hac yolculu¤u yak›n gele-
setinin en somut sonucudur. Yap›m›na 1900’de bafllanan ve Yemen’e kadar gitmesi ön- laflmal›y›z. Gelecek için yaln›z bu birlikte ümit vard›r. ‹slâmiyet’in birli¤i devam etti¤i sürece
cekte hac›lar›n say›s›n› da yükseltecekti. Hicaz
görülen demiryolu 1908’de Medine’ye ulafl›p iflletmeye aç›lm›flt›r. Tüm dünya Müslü- ‹ngiltere, Fransa, Rusya, Hollanda elimde say›l›rlar. Çünkü tabiyetlerinde bulunan Müslü-
Demiryolu projesi, II. Abdülhamid ve dolay›s›y- man memleketlerinde halifenin bir sözü cihat meydana getirmeye yeterlidir ve bu H›ristiyan-
manlar›n›n ba¤›fllar›yla yap›lan Hicaz Demiryolu, Müslüman kamuoyunda II. Abdül-
la Osmanl› Devleti’nin ‹slâm âlemindeki prestij lar için felâket demektir.
hamit’e büyük prestij kazand›rm›flt›r.
ve nüfûzunu kuvvetlendirmesi, ortak bir eser
Henüz zaman› gelmifl de¤il ama, bir gün bütün iman edenler birden kalk›nacaklar ve tek bir
n II. Abdülhamit’in hilafet siyasetinin ‹slamc›l›k olarak nitelenmesi yanl›fl olur. II. ve amaç etraf›nda Müslüman dayan›flmas›n›
insan gibi hareket ederek gâvurun boyunduru¤unu k›racaklard›r.
Abdülhamit, medreseleri yenilefltirmek için hiçbir çaba göstermemifl, tersine yeni hu- sa¤lamas› aç›s›ndan da önemliydi. Hicaz De-
kuk mektepleri açarak medrese mezunlar›n›n esas ifl alanlar›n› da ellerinden alacak bir ‹ngiliz yönetiminde 85 milyon, Hollanda sömürgesinde 30 milyon, Rusya’da 10 milyon vs.
miryolu, iflletmeye aç›ld›ktan sonra devlet büt-
süreç bafllatm›flt›r. Sultan, ‹slam modernizminin karfl›s›ndayd›; amac› ‹slam’› yenilemek toplam 250 milyon Müslüman kurtulufl için Allah’a yalvarmaktad›rlar ve Hz. Muhammed’in
çesi için önemli oranda tasarruf imkân› sa¤la-
de¤il, onu siyasî iktidar›n meflruiyetini sa¤lamlaflt›rmak için kullanmakt›. Üstelik, hali- vekili olan halifeye ümitlerini ba¤lam›fllard›r. Büyük devletlerin yan›nda sesi zay›f ç›kan bir
mas›n›n yan›s›ra, bölgenin ekonomik, ticarî ve
felik unvan›n›n kullan›m›nda çeliflkili bir yan da vard›r. Halife sadece Sünnîlerin di- varl›k oldu¤umuzu kabul edebilir miyiz?
sosyal geliflimi noktas›ndan da yararl› olacakt›.
nî önderidir; halbuki sultan›n Müslüman uyruklar› aras›nda Sünnî olmad›klar› gibi ‹slâmiyet, ba¤lar›n› kuvvetlendirmeye çal›flmal›d›r. Çin’deki, Hindistan’daki, Afrika’n›n orta-
Sünnîler taraf›ndan Müslüman da kabul edilmeyen, "bat›l mezheplere mensup" olduk- Ufuk Gülsoy, s›ndaki, yani bütün dünyadaki Müslümanlar› birbirlerine yaklaflt›rmakta fayda vard›r. Bu ko-
Hicaz Demiryolu (‹stanbul, 1994).
lar› ileri sürülen Nusayrîler, Alevîler, fiiîler ve Zeydîler gibi dinî cemaatler de bulunu- nuda ‹ran’la hiçbir anlaflma olmamas› esef vericidir. Halbuki Rusya’n›n ve ‹ngiltere’nin oyun-
1 Hicaz Demiryolu.
yordu. Sultan›n tüm Müslümanlar›n halifeli¤i iddias›nda bulunmas› Sünnî olmayan ce- ca¤› olmamak için bize yaklaflmalar›nda fayda vard›r.
Kaynak: ‹brahim Usul (Yay.), Hicaz Demiryolu projesi hangi kesimle-
Hicaz Demiryolu Foto¤raf Albümü maatlerin tepkisini çekmifl, uygulanan Sünnîlefltirme siyaseti pek çok ayaklanmaya ne- Sultan Abdülhamit II, Siyasî Hat›rat›m (‹stanbul, 1974).
rin ç›karlar›n› tehlikeye sokuyordu?
(‹stanbul, 1999). den olmufltur.

180 181
2 E¤itimde modernleflmenin bilançosu.

IV. Modernleflmede süreklilik 1876-1909 y›llar› aras›, ilk ve orta ö¤retim ala-
n›nda, Tanzimat devrinde yap›lan kanunlar›n
uygulanmas› ve eksikliklerin giderilmesi devridir.
S Ö Z L Ü K A. E¤itimde at›l›m Belge 1, 2, 3 ve 5 Yani 1876’dan önceki fikirlerin meyvas› II. Ab-
dülhamid zaman›nda al›nm›flt›r. Böyle olmas› da
n II. Abdülhamit döneminin en dikkat çekici yönlerinden biri de e¤itim alan›nda
* Rüfltiye tabiî bir durumdur. Çünkü, Osmanl› Devleti’ni
gözlenen büyük at›l›md›r. Bu dönemde, Tanzimat reformlar›n› uygulayacak yetiflmifl
* ‹dadî toptan Bat›l›laflt›rma maksad›yla, 1839’da bafl-
memur ihtiyac›n› karfl›lamak üzere önceden aç›lan yüksek okullara yenileri eklenmifl,
lat›lan iddial› ve büyük reform hareketlerinden,
* ‹ptidâi okul özellikle ilk ve orta ö¤retim alan›nda nicel ve nitel ilerleme sa¤lanm›flt›r. E¤itim hamle-
sinin baflkentle s›n›rl› kalmay›p taflraya da ulaflmas›na özen gösterilmifl ve tüm e¤itim k›sa zamanda sonuç al›namayaca¤› aflikârd›r.
* S›byan mektebi
ve ö¤retim kurumlar›n› devlet denetimindeki bir e¤itim sistemi çerçevesinde örgütleme Nitekim al›namam›fl ve 1856’da Islâhat ferman›-
* Maarif hisse-i iânesi n›n ilân›na ihtiyaç duyulmufltur. 1856-1876 ara-
yönünde önemli geliflmeler kaydedilmifltir. E¤itim alan›ndaki bu hamlenin gerisinde,
* Moratoryum memur ve subay ihtiyac›, misyoner okullar› ve cemaat okullar›yla rekabet etme iste¤i, s›ndaki 20 y›l ise, reformlar için bir bafllang›ç ve
* Düyûn-› Umûmiye Yönetimi devlete ve hükümdar›na ba¤l› uyruk yaratma arzusu ve e¤itim seviyesinin yükselmesi- intikâl devresi olmufltur. Bu bak›mdan II. Abdül-
(bkz. s. 28 ve s. 34-35) nin iktisadî ve ticarî geliflmenin önkoflulu oldu¤u yönündeki inanç gibi pek çok etmen hamid zaman›, iyi veya kötü sonuçlar›yla birlik-
yatar. te uygulama devri olarak kabul edilebilir.
[…] II. Abdülhamid devri maârifinin en çok ten-
n Bu ba¤lamda, 1876-1909 aras›nda rüfldiye*lerin say›s› 250’den 600’e, idadî*lerinki 5’ten
kit edilen taraf› flüphesiz nitelik yönüdür. Ancak
104’e, ö¤retmen okullar›n›nki 4’ten 32’ye, 200 olan iptidâî*lerin say›s› 4.000-5.000’e ç›ka-
bu tenkitler genellikle yüksek ö¤retimdeki uy- 3
r›lm›fl, 10.000 kadar s›byan mektebi*nin e¤itim yöntemi de yenilefltirilmifltir. Bunlar›n ya- Emirgan K›z Ortaokulu ö¤rencilerinin grup resmi (1893 dolaylar›).
gulamalara yöneltilmifltir. ‹lk ve orta ö¤retim
n›s›ra, ders müfredatlar›nda ciddi de¤ifliklikler yap›lm›fl, okullar›n maddî olanaklar› iyi-
bunun biraz daha d›fl›nda kalm›flt›r. Bunda ilk ve
lefltirilmifl, modern e¤itim araç ve gereçleri sat›n al›nm›flt›r. K›z okullar›n›n say›s› h›zla
orta okullardan beklenen görevin de rolü ol- 4 II. Abdülhamit dönemi maliyesi üzerine.
artarken, 1889’da dilsiz ve sa¤›rlar, 1891’de de körler için okul aç›lm›flt›r. Tüm bunlar
için gereken malî kayna¤› sa¤lamak amac›yla 1884’te Maarif hisse-i iânesi* ad›yla yeni bir mufltur. Çünkü bu okullar›n görevi, talebelere
okuma yazma ve hesap ö¤retmek, daha sonra II. Abdülhamit döneminde malî denge bozuklu¤u sonuna dek sürüp gitti. Memurlara y›lda
vergi konmufltur. Dönemin ilginç bir geliflmesi de, imparatorlu¤un Müslüman uyrukla-
genel olarak fen, sosyal ve kültür bilgilerini ver- alt› ayl›k, o da binbir zorlukla, maafllar› verilebilir, ilerleme ve uygarlaflmaya yard›m› doku-
r›na yönelik olarak aç›lan özel okullard›r.
mekten ibaretti. Bu bilgiler az çok verilmekle nabilecek bay›nd›rl›k iflleri yüzüstü b›rak›l›rd›. Hatta bütçeler ilan edilmez, eski kafal› birta-
n E¤itim alan›nda kaydedilen ilerleme büyük olmakla beraber, yeterli de¤ildi. Okul- beraber, ilk ve orta ö¤retim, hiçbir zaman Avru- k›m devlet adamlar› maliye hesaplar› devlet s›rr›d›r diye onu gazetelerde yay›mlay›p bakka-
laflma oran› tüm ilerlemeye ra¤men çok düflük kalm›fl, gayrimüslim uyruklar›n devlet pa’daki emsalleri seviyesine ç›kamam›flt›r. la çakkala bildirmenin do¤ru olmayaca¤› inanc›nda bulunurlard›. Ama do¤rusunu da söy-
okullar›na çekilmesi konusunda misyoner ve cemaat okullar›yla rekabette istenen so- lemeli, eski dönemlerdeki gibi d›fl borçlanmalara e¤ilim gösterilmiyor, zar zor da olsa ken-
Bayram Kodaman,
nuç elde edilememifltir. Yine de yap›lan hamleyle, II. Meflrutiyet ve Cumhuriyet döne- di ya¤›m›zla kavruluyorduk.
Abdülhamid Devri E¤itim Sistemi
mindeki geliflmelerin temeli at›lm›flt›r. (Ankara, 1991). Abdurrahman fieref, Tarih musahabeleri (‹stanbul, 1924).

B. Malî reform çabalar› Belge 4

n II. Abdülhamit tahta ç›kt›¤›nda hazine bofltu. 1875’te ilan edilen moratoryumdan
sonra devletin malî durumu daha da kötüleflmifltir. Savafl masraflar›, yaklafl›k iki y›ll›k
devlet bütçesine denk savafl tazminat›, ç›kar›lan ka¤›t paran›n (kaime) h›zla de¤er kay-
betmesi ve Tuna Vilayeti gibi hazineye katk› sa¤layan zengin vilayetlerden baz›lar›n›n
kaybedilmesi malî alanda büyük s›k›nt› yaratm›flt›r. Devletin korkunç boyutlara ulaflm›fl
d›fl borcunu ödeyemez duruma gelmesinin yaratt›¤› krizi aflmak için yap›lan görüflme- Sivil T›p Okulu
ler sonucunda 1881’de Düyûn-› Umûmiye (bkz. s. 28 ve s. 34-35) Yönetimi* kurulacakt›r. 5
ö¤rencileri,
n Vergi toplamada iltizam sistemine son vermek, malî alanda yap›lmas› düflünülen ö¤retmenleri ile birlikte
ama gerçeklefltirilemeyen bir reform olarak kalm›flt›r. Devletin gelirlerini artt›rmak için (1893 dolaylar›).
gümrük vergisini % 8’den % 11’e yükseltmek, kapitülasyonlar›n sa¤lad›¤› ayr›cal›klar›-
n› kaybetmek istemeyen Büyük Devletlerin karfl› ç›kmas› nedeniyle mümkün olmam›fl-
t›r. Bu durumda Sultan, özellikle tar›m sektörünü gelifltirmeye yönelik giriflimlerde bu-
lunmufltur. Bursa, ‹stanbul ve Selanik’te ziraat mektepleri aç›lm›fl, çiftçilere kredi
sa¤lamak üzere 1888’de Ziraat Bankas› kurulmufltur. Ticaret alan›nda önemli bir gelifl-
me de, Sultan›n da deste¤iyle 1882’de ‹stanbul Ticaret Odas›’n›n kurulmas›d›r.
n Bu dönemdeki malî reform çabalar›n›n baflar›ya ulaflt›¤› söylenemez. Baflar›s›zl›¤›n
nedenleri aras›nda Osmanl› maliyesinin içinde bulundu¤u kötü durum, ülkede iktisadî
geliflmeye temel olabilecek altyap›n›n ve insan kaynaklar›n›n yetersizli¤i ile kapitü-
lasyonlar›n olumsuz etkilerini azaltmaya imkan vermeyen uluslararas› konjonktür say›-
labilir. Devletin d›fl borcu bu dönemde de artm›fl, bununla birlikte al›nan borçlar bütçe
1 Körler Okulu ö¤rencileri a盤›n›n kapat›lmas›na, askerî ihtiyaçlara ve demiryolu inflaat›na harcanarak öncekilere
(1893 dolaylar›). göre daha verimli bir flekilde kullan›lm›flt›r.

182 183
2 Orduda modernleflmenin Telefon nedir,
S Ö Z L Ü K C. Orduda modernleflme Belge 2, 4 ve 5 3
s›n›rlar›. nas›l kullan›l›r?
n 93 Harbi’ndeki a¤›r yenilginin ard›ndan askerî modernleflmeye h›z verilmesi kaç›n›l- Nevsâl-i Marifet
* Mektepli Beflinci ordudan tertip edilen kuvvet, Ada-
maz olmufltur. ‹lk olarak askere alma sistemini yenilefltirebilmek, ordunun savafl halin- (‹stanbul, 1890).
* Hamidiye Alaylar› na’dan Halilürrahman’a kadar muhtelif yer
de seferber edebilece¤i asker say›s›n› daha do¤ru bir biçimde belirleyebilmek amac›yla
* Çekirdek aile ve dairelere ait olduklar›ndan, bunlar Mer-
1882 y›l›nda bir nüfus say›m› bafllat›lm›flt›r. ‹mparatorlu¤un Müslüman uyruklar›n›n
sin’den Yafa’ya kadar iskele ve limanlardan
yan›s›ra gayrimüslim uyruklar›n›n da askere al›nmas› konusunda çal›flmalar yap›lm›fl-
kolayl›kla vapurlara bindirilip sevki pek tabiî
sa da çeflitli nedenlerden bu proje uygulanamam›flt›r. II. Abdülhamit’in saltanat› boyun-
iken tamam› [...] Hicaz flimendüferi ile Ma-
ca devlet bütçesinin yaklafl›k yar›s› askerî harcamalara ayr›lm›flsa da, bu, ordunun ta-
an’a, oradan a¤›rl›klar için binbir zorlukla
mam›n›n modernlefltirilmesine yetmemifltir. Bu yüzden belirlenen yeni savunma strate- 4 Hassa Ordusu’nun
develer bulunarak befl günlük kara yürüyü-
jisi uyar›nca donanma kendi haline b›rak›larak a¤›rl›k kara ordusuna verilmifltir. Bu I. Alay I. Taburu
flüyle Akabe’ye ve oradan vapurla Hudey-
stratejik seçimde, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun co¤rafî yap›s› kadar orduyu modernlefl- (1893 dolaylar›).
de’ye sevki kararlaflt›r›l›r. Fakat bu yolculu-
tirmek için getirilen Alman uzmanlar›n görüflleri de rol oynam›flt›r.
¤un uygulanmas› ve yerine getirilmesinde o
n Orduya nitelikli subay yetifltirmek için pek çok okul aç›lm›fl, okullar›n müfredat› kadar ileriye var›l›r ki [...] bir dakikan›n bile
yenilefltirilmifltir. Mekteb-i Harbiye’ye hoca olarak Alman subaylar getirtilmifl, hesab›na ihtiyaç olan bir zamanda en az bir
1895’ten sonra Almanya’ya ö¤renci gönderilmifl ve tüm askerî okullar bir çat› alt›nda ay kay›b edildi¤i gibi, so¤uk ve yorgunluk
düzenlenmifltir. Ço¤u bu dönemde aç›lm›fl olan askerî rüfldiyelerden mezun olan ö¤ren- yüzünden bir hayli can kayb› da verilir, bir-
ciler ‹stanbul, Edirne, Manast›r, Erzurum, Bursa, fiam ve Ba¤dat’ta bulunan yedi askerî çok masraf fazladan edilir. Fakat daha bit-
idadîden birine gider, bundan sonra da baflar›l› olanlar Mekteb-i Harbiye ve son olarak medi. Beflinci Ordu askeri Henri Martin,
Erkân-› Harbiye Mektebi’ne giderlerdi. Askerî okul say›s›ndaki art›fl ordunun yönetim Üçüncü Ordu da küçük çapl› Mauser ile si-
kademesine do¤rudan yans›m›flt›r: 1884’te görevde olan 10.000 subay›n ancak % 10’u lâhl› iken her ikisinin de silâhlar› al›narak
mektepli* iken, 1899’da ordudaki 18.000 subay›n % 25’i, yani 4.500’ü mektepliydi. bunlar›n hiçbirisine benzemeyen büyük
Mauser ile silâhland›r›lmalar›, fakat tüfekle-
n Ordudaki yenileflme çabas›n›n baflar›s›z oldu¤u alanlar da vard›r. Asker kaçaklar› rin askerlerin eline Hudeyde’de verilmesi
önlenememifl, gayrimüslimlerin askere al›nmas› konusunda çok az yol al›nabilmifltir. ‹s- emredilir. Ondan sonra sür’atla San’a’y›
tanbul ve civar›n›, Hicaz, Yemen, Trablusgarp, Arnavutluk’ta baz› bölgeler ahalisiyle kurtarmak lâz›m gelmekle asker mecburiyet
Kürt ve Arap afliretlerini askerlik hizmetinden muaf tutma uygulamas› da devam et- alt›nda kullanmas›n› bilmedi¤i silâhla harbe
mifltir. K›s›labilecek tek harcama kalemi olarak görülen maafllardaki kesintiler ve öde- sokulur.
melerdeki aksakl›klar subaylar aras›nda rejime karfl› tepki do¤urmufltur. Do¤u Anado-
Ahmet ‹zzet Pafla, Feryad›m,
lu’da asayiflin sa¤lanmas›nda faydal› olaca¤› düflünülerek kurulan ancak büyük sorun- cilt I (‹stanbul, 1992).
lar yaratan Hamidiye Alaylar›* ise askerî modernleflmeye ters düflen bir oluflumdur.

D. Toplumsal yaflam ve kültür Belge 1 ve 3

n Toplumsal yaflam alan›nda göze çarpan ilk de¤iflim giyim kuflam ve yaflam tarz›n-
dad›r. Pazarlama tekniklerinin geliflmesi, haz›r giyim sektörünün ortaya ç›kmas›, tafl›-
mac›l›k ve ulafl›m alan›ndaki ilerlemeler sayesinde ülkeler aras›ndaki iletiflim ve ticaret
artm›fl, özellikle üst kesimden Osmanl›lar›n giyim kuflam ve al›flkanl›klar aç›s›ndan
bat›l›laflma süreci h›zlanm›flt›r. Büyük flehirlerde lokanta, plaj, kafe, sinema, tiyatro gi-
bi Osmanl› toplumu için yeni kamusal mekanlar ortaya ç›kmaya bafllam›flt›r. Sözkonu-
su kamusal mekanlar, kad›nlar›n toplumsal konumuna iliflkin bir tart›flma bafllatm›fl,
Osmanl› feminizmi de 1890’l› y›llarda bu tarihsel çerçevede do¤mufltur. Yaflanan ik-
tisadî ve toplumsal de¤iflim sonucunda ‹stanbul’da ilk apartmanlar ortaya ç›karken, çe-
kirdek aile* olgusu görülmeye bafllanm›flt›r.
n Kültür ve sanat alan›nda yaflanan de¤iflim özellikle edebiyatta çarp›c›d›r. Osmanl›
edebiyat›na 1870’li y›llar›n bafl›nda giren roman türünün ilk olgun örnekleri yüzy›l›n
sonlar›nda yaz›lm›flt›r. Samipaflazade Sezai’nin Sergüzeflt (1889), Recaizade Ekrem’in
Araba Sevdas› (1896), Hüseyin Rahmi’nin Mürebbiye (1899), Halit Ziya’n›n Aflk-› Memnu
(1900) ve Mehmet Rauf’un Eylül (1901) adl› romanlar› toplumsal yaflam alan›nda görü-
len de¤iflimin edebiyat alan›ndaki yans›mas›d›r. Sansürün etkisiyle siyasal alanda yap›-
lamayan tart›flmalar yaz› dili üzerine yo¤unlaflm›flt›r. ‹lk Osmanl› ressamlar›n›n da or-
taya ç›kt›¤› bu dönemde, 1881’de Eski Eserler Müzesi (Âsâr-› Âtika Müzesi) ve 1883’te
1 Sultan han›mlar›n Güzel Sanatlar Akademisi (Sanayi-i Nefîse Mektebi) gibi önemli kültür kurumlar› aç›lm›fl-
terzilerinden istekleri. t›r. Osman Hamdi Bey’in önderli¤inde Osmanl› arkeolojisi do¤mufl, bu alanda da
Topkap› Saray› Müzesi Arflivi, 1884’te ç›kar›lan Eski Eserler Yönetmeli¤i (Âsâr-› Âtika Nizâmnâmesi) ile kurumsallaflma
no. 10739/7, 10739/6 ve 10739/3. süreci bafllam›flt›r. Yine bu y›llarda matbaac›l›k alan›nda büyük bir at›l›m yaflanm›flt›r. 5 “Ertu¤rul Süvari Alay›” Galata Köprüsü’nde. Fausto Zonaro (1901), TBMM Milli Saraylar Koleksiyonu.

184 185
V. Jön Türkler 2 Muhaliflerin toplumsal kökenleri.

Memuriyete geçtikten sonra etraf›mdaki hürriyetçiler


3 1902 Jön Türk kongresi ve hareketin ikiye ayr›lmas›.

Kongrede Osmanl› unsurlar›n› teflkil eden bütün milletler hemen hemen temsil edil-
ile iliflki kurmaya teflebbüs eyledim. Çok geçmeden Se- miflti. 60-70 kifliye varan kongreciler «Jön Türk» âleminin ve Sultan Abdülhamid
lanik’te mevcut cemiyet taraftarlar›n›n tamam›yla sa- muhaliflerinin en tan›nm›fl simalar› aras›ndan seçilmiflti.
S Ö Z L Ü K A. Genç muhalifler Belge 2 mimi, belli iliflkiler kurdum ve hemen hürriyetçi düflün- […] Kongre, Prens Sabahaddin Bey’in güzel bir konferans›yla aç›lm›flt›r. Müzakere
cenin yay›lmas› ve geliflmesini sa¤layacak vas›talar›n esnas›nda flu iki nokta üzerinde durulmufltur:
n "Jön* Türk", 1890’larda II. Abdülhamit rejimine karfl› ortaya ç›kan muhaliflere verilen
* Jön (bkz. s. 190) oluflmas›na teflebbüs eyledik. Süreyya Bey, o zaman Er- a) Yaln›z propaganda ve neflriyât ile ink›lâp yap›lamaz. Buna dayanan askerî kuv-
genel isimdir. Bu muhalifler, düflünsel anlamda öncülleri say›labilecek olan Yeni (ya da
* Carbonari kek Ö¤retmen Okulu müdürlü¤ünde bulunmakla be- vetlerin de ihtilâl harekât›na kat›lmalar›n› temine çal›flmal›.
Genç) Osmanl›lar’la kar›flt›r›lmamal›d›r. Yeni Osmanl›lardan baz› kifliler daha sonra Jön
raber Mekteb-i Sanayi talebesine de ders veren ve flim-
Türk hareketine kat›lm›fllarsa da, birbirinden yaln›zca tarihdizimsel olarak de¤il, muha- b) Ecnebi hükûmetlerin müdahalesini davet suretile memlekette ›slahat icras›na
di Kastamonu mebusu bulunan ‹smail Mahir Efendi,
lefetlerinin nitelikleriyle de ayr›lan iki ayr› kuflak sözkonusudur. giriflmeli.
rüfltiye mektebi müdürü merhum Hac› fiükrü Efendi,
n Jön Türkler bu anlamda "jön" olmalar›n›n yan›nda yaflça da gençtirler. 1870’lerin so- […] Prens Sabahattin Bey, […] ecnebi müdahalesine de ihtiyaç bulundu¤unu ve bu-
Osmaniye yazarlar›ndan Binbafl› merhum Ahmet Nuri
nunda, ço¤unlukla da 1880’lerin bafl›nda do¤mufllard›r. Hemen hepsi alt-orta s›n›fa nu memleketimiz ç›kar›na çevirmek lâz›m geldi¤ini anlatm›fl ve düflüncesini flu su-
Bey, istihkam mülaz›m› Hüseyin Efendi, alay müftüsü
mensup ailelerden geliyorlard›. Ço¤unlukla küçük memur çocuklar›d›r; bununla bir- retle özetlemifltir:
Süleyman Efendi, Selanik mebusu eflraftan Rahmi Bey,
likte aralar›nda az da olsa toprak sahibi, yüksek dereceli memur, serbest meslek sahibi, «Biz memleketimizde bir ihtilâl yapmak maksadile toplanm›fl bulunuyoruz. Lâkin
sürgün arkadafl›m Osman Bey, Selanik tüccar›ndan Ra-
esnaf ve köylü çocuklar› da vard›. Toplumsal kökenleri, II. Abdülhamit döneminde e¤i- k›m Efendi ve daha burada isimlerini saymakta lüzum
dahilde ihtilâl ç›karma¤a muvaffak oldu¤umuz takdirde bu hareketin iyi bir biçim-
timin toplumsal taban›n›n genifllemesi olgusunun bir yans›mas›d›r. Jön Türklerin ezici de neticelenece¤i muhakkak de¤ildir. Kargaflal›k esnas›nda her hangi ecnebi bir hü-
görmedi¤im birçok kifliyle el ele vererek zalim idareyi
ço¤unlu¤u yeni okullarda okumufllard›r. Okul, modern bilgiler ve yeni bir dünya gö- kûmetin kendi menfaati nam›na, ifllerimize müdahale etmesi muhtemeldir. ‹flte biz
kald›rmak sebeblerini gece gündüz oluflturmaya tüm
rüflünün yan›s›ra farkl› bir toplumsallaflma biçimi anlam›na da gelmekteydi. Dolay›s›y- bu müdahaleyi önlemek için menfaati menfaatimize uygun bir hükûmetle daha ev-
gücümüzle gayret sarf edip duruyorduk.
la, bu kufla¤› s›n›f ve devre arkadafll›¤› gibi yeni iliflki biçimleriyle birlikte ele almadan velden anlaflm›fl olmal›y›z. Yani dahilde bir hareket vücuda getirdi¤imiz vakit bun-
B‹YOGRAF‹ anlamak zordur. Etnik köken aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, Jön Türklerin ço¤unlu¤u Türk ol- Leskovikli Mehmet Rauf,
dan istifade etmek emeline düflecek hükûmetlerin müdahalesini bertaraf eyliyecek
‹ttihat ve Terakki Ne ‹di (‹stanbul, 1991 [ilk bas›m 1911]).
makla birlikte aralar›nda çok say›da Arnavut, biraz Arap ve az say›da Yahudi de gö- hür ve demokrat hükûmetlerle flimdiden uyuflmal›y›z ve bundan sonra ihtilâl hare-
1 Ahmet R›za Bey
rülür. Hareketin ilk aflamalar›nda aralar›nda az say›da Rum ve Ermeni kökenli Osman- kât›na geçmeliyiz.»
(1858-1930). Bu al›nt›dan muhaliflerin sosyal kökeni
l›lar da vard›.
Müzakere salonu bir müddet bu münakaflalarla çalkaland›ktan sonra flu yolda iki
Jön Türk hareketi hakk›nda nas›l bir sonuç ç›kar›labilir?
n Neredeyse bütün bir kufla¤›n mevcut rejime karfl› elefltirel bir tav›r almas›n›n temel görüfl belirmiflti: «Müdahaleci» ve o zaman›n diliyle «adem-i müdahaleci» [müda-
önderlerinden, si-
nedeni, okulda edindikleri yeni dünya görüflüyle içinde yaflad›klar› kültürel ve özellik- hale karfl›t›]. Prens Sabahattin Beyin izah etti¤i flekilde müdahaleye taraftar olanlar
yaset adam›. Mek-
teb-i Sultani’den
le de siyasal ortam aras›ndaki çeliflkidir. Osmanl› Devleti’nin içinde bulundu¤u kötü ekseriyeti teflkil ediyordu. Bu hizbi ‹smail Kemal Bey temsil ediyordu. Adem-i müda-
sonra Fransa’ya durumu rejimin bask›c›l›¤› ve ahlakî kokuflmufllu¤una ba¤layan bu gençler meflrutiye- haleci az›nl›k hizbine de Ahmet R›za Bey bafl olmufltu. Bu suretle kongre iki k›sma
gidip ziraat e¤itimi ald›, yurda dö- tin yeniden ilan›n›n yaflanan pek çok sorunu çözece¤ini düflünmüfllerdir. ayr›lm›flt›r.
nüp Ziraat Nezareti’nde çal›flmaya
Ahmet Bedevî Kuran, ‹nk›lâp Tarihimiz ve «Jön Türkler» (‹stanbul, 1946).
bafllad›. Burada yaflad›¤› baz› hayal B. Örgütlenme aflamalar› Belge 1, 3, 4 ve 5
k›r›kl›klar›ndan sonra 1889’da
n Jön Türk hareketinin son derece karmafl›k örgütlenme tarihinde iki cemiyetin ad› öne Kongredeki gruplar aras›ndaki temel görüfl ayr›l›¤› neden ç›km›flt›r?
Fransa’ya dönerek pozitivist hare-
kete kat›ld›. Pozitivistlerin resmî ç›kar: ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti ve Teflebbüs-i fiahsî ve Adem-i Merkeziyet (Kiflisel
yay›n organ›nda yaz›lar kaleme al- Giriflim ve Yerinden Yönetim) Cemiyeti.
d›; düflüncelerini belirtti¤i raporlar› 5 Gizli derne¤e üye kabulü.
n 1889’da Askerî T›bbiye’de ‹ttihad-› Osmanî (Osmanl› Birli¤i) ad›nda gizli bir örgüt
II. Abdülhamit’e yollad›. 1895’te ‹t-
kuruldu. ‹talyan devrimci örgütü Carbonari*’yi örnek al›p hücreler halinde örgütlenen Talat Bey, cebinden ç›kard›¤› siyah bir gözlü¤ü gözlerime yerlefltirdi. Alt›nda siyah
tihat ve Terakki Cemiyeti’nin yay›n
organ› Meflveret’i Frans›zca ve
cemiyete giren bir üye, böylece çok s›n›rl› say›da üye tan›yabiliyordu. Bu gizlilik saye-
bir bez olmakla beraber, etraf az›c›k seçiliyordu. Gene de, Selânik’in yabanc›s› ol-
Türkçe olarak yay›mlamaya baflla- sinde Sultan›n bask›c› rejimine karfl›n ‹stanbul’daki okullarda h›zla yay›lan cemiyetin
mak dolay›s›yla buralar› bilmiyordum. Bir bahçeden içeri girdik. Bahçe kap›s›nda:
yarak Avrupa’daki Jön Türk hare- ilk y›llardaki faaliyeti, örgütlenme çabas›yla ve Yeni Osmanl›lar›n eserlerinin okunma-
s›yla s›n›rl› kalm›flt›. 1895’ten sonra yurtd›fl›nda bas›lan çeflitli rejim karfl›t› yay›nlar Kimdir o? Dendi. "Hilal" parolas› verildi. O bekleyen beni ald›. Talat Bey d›flar›da
ketinin önderi haline geldi. Sert mi-
okullarda da¤›t›lmaya bafllad›. Paris’te Ahmet R›za’n›n ç›karmaya bafllad›¤› Me veret kald›. Bir tafl merdivenden ç›kt›k. Sa¤da bir odaya girdim. Orada yaln›z kald›m. Ha-
zac›, kat› laik ve pozitivist tavr› ne-
deniyle bu konumunu çabucak dergisi, 1895’te Osmanl› ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti ismini alan örgütün resmî yay›n or- fif bir lâmba ›fl›¤› oday› ayd›nlat›yordu. Perdeler kapal›yd›. Biraz sonra k›sa boylu, si-
kaybettiyse de 1908’de meflrutiye- gan› oldu. 1896’da örgütün, Paris flubesi merkez olmak üzere, imparatorluk içinde ve yah peçeli biri içeri girdi. Bana, derne¤e girmekte kesin kararl› olup olmad›¤›m› tek-
tin yeniden ilan›n›n ard›ndan ‹tti- d›fl›nda onlarca flubesi vard›. Cemiyetin büyümesiyle birlikte görüfl ayr›l›klar› bafllam›fl, rar sordu. Evet, dedim. Gözlerimi tekrar siyah bir bezle s›k›ca ba¤lad›. Etraf› hiç gö-
hat ve Terakki aday› olarak meclise bölünmeler yaflanm›fl ve yay›n organlar› ço¤alm›flt›r. remiyordum. Geldi¤imiz kap›dan ç›kt›k. Karfl›da bir odaya girdik. Birkaç ad›m sonra
girdi ve oybirli¤iyle meclis baflkan› ayakta durduruldum. Birisi, karfl›dan do¤ru, bir nutuk okudu. Bunda vatan›n halin-
n Muhalifleri tekrar birlefltirmek için 1902’de düzenlenen kongre sonucunda birbiri- 4 “Prens” Sabahattin Bey (1877-1948).
seçildi. Ancak bu görev sadece sim-
ne karfl›t iki grup ortaya ç›kt›. Bunlar, rejimi de¤ifltirmek için yabanc› müdahalesine den, buna sebep olan zalim yönetimin kötülüklerinden söz ediliyordu. Sonucunda
gesel bir anlam tafl›maktayd›: Yafll› 1899’da Paris’e kaçan Damat Mahmut Pafla’n›n o¤lu-
bir Jön Türk olarak geri planda kal- baflvurulmas›na kesin bir flekilde karfl› ç›k›p merkeziyetçi bir devlet yap›s›n› savunan ve bu kötülüklerden kurtulmak için oluflturulmufl Osmanl› Hürriyet Cemiyeti’ne beni
dur. Babas›n›n ölümünden sonra, Jön Türkler aras›nda
d›; ‹ttihat ve Terakki’nin merkez Ahmet R›za önderli¤inde daha sonra ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti’ne dönüflecek olan kabul ettikleri de vard›.
bir grubun önderi olmufl ve Teflebbüs-ü fiahsî ve Adem-i
komitesiyle aras› her geçen gün grup ve bu iki konuda karfl›t görüflleri savunan Prens Sabahattin önderli¤inde Tefleb- Merkeziyet Cemiyeti’ni kurmufltur. 1908 eylülünde ‹s- Nihayet s›ra yemine geldi. Sa¤ elim Kur’ân-› Azîmü’fl-flân, sol elim de bir kama ve
aç›ld›. 1912’de Âyân Meclisi’ne üye büs-i fiahsî ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti’ne dönüflecek olan gruptu. 1906’da birinci tanbul’a dönmüfl, ‹ttihat ve Terakkî’den milletvekili ol- b›çak üzerinde oldu¤u halde, 1876 Anayasas›’n›n geri getirilmesine ve bu u¤urda
olarak atanan Ahmet R›za, Mütare- grubun görüflleri temelinde örgütlenen Osmanl› Terakki ve ‹ttihat Cemiyeti kuruldu. mak istemifltir. Önerisi reddedilince, önce Ahrar Parti-
Selanik’te kurulmufl olan Osmanl› Hürriyet Cemiyeti de 1907’de bu cemiyete kat›ld›. hiçbir fley esirgemeyece¤ime ve ihanet etmeyece¤ime yemin ettim. Sonra gözüm
ke döneminde Paris’e giderek Ana- si’nin, sonra da Hürriyet ve ‹tilâf Partisi’nin fikir babal›-
dolu hareketi lehine propaganda 1908 Devrimi’nde en etkin rolü bu son cemiyet oynam›flt›r. 1907 sonunda muhalifleri aç›ld›. Karfl›mda siyah peçeli, k›rm›z› örtülü üç flah›s bulunuyordu.
¤›n› yapm›fl, ama hiçbir zaman do¤rudan do¤ruya siya-
çal›flmalar› yapt›. birlefltirmek üzere yap›lan ikinci kongrede tüm muhalif gruplar›n eylem birli¤i yap- sete girmemifltir. 1913’te tekrar yurt d›fl›na gitmek zo- Halil Erdo¤an Cengiz (yay.), Enver Pafla’n›n An›lar› (‹stanbul, 1991)
mas› karar› al›nd›. runda kalm›fl ve ‹sviçre’de ölmüfltür.

186 187
3 Niyazi Bey’in isyan›.
S Ö Z L Ü K C. Muhalefetin yayg›nlaflmas› ve radikalleflmesi Belge 2 ve 5

n Yirminci yüzy›l›n bafl›nda yaflanan baz› iç ve d›fl geliflmeler Jön Türkleri mutlakiyet
* Serasker Y›ld›z Saray› Baflkâtipli¤ine,
rejimine karfl› muhalefetlerini sertlefltirip eyleme geçmeye itmifltir. 27-29 Aral›k 1907’de
Rumeli Umumî Müfettiflli¤ine,
toplanan "Muhalifîn F›rkalar› Kongresi"nin sonuç bildirgesi hareketin radikalleflme sü-
Manast›r Valili¤ine,
recine girdi¤ini gösterir. Ancak, hareket 1907’den sonra co¤rafî olarak yayg›nlaflmaya
3 Temmuz 1908, Cuma
h›z verince üye al›mlar›nda eski titizlik ihmal edilmeye baflland›.
Bütün milletin arzusu Kanun-› Esasi’nin yürür-
n 1907 k›fl›n›n çok sert geçmifl olmas› nedeniyle tar›m sektörü 1908 y›l›na büyük bir s›-
lü¤e konmas›d›r. Erzurum’da yap›lan zulüm,
k›nt›yla girmifl, hayat pahal›l›¤› olumsuz etkisini orta s›n›flar üzerinde de göstermeye
milleti korkutmam›flt›r. Aksine daha da bu isti-
bafllam›flt›. 1906 ve 1907 y›llar›nda Kastamonu, Erzurum, Sivas, Trabzon, Sinop, An-
kamette mukavemet etmeye amil olmufltur.
kara, Bitlis, Diyarbak›r, Van ve Kayseri’de ç›kan vergi isyanlar›, 1908 temmuzunda
Padiflah›na karfl› millet, flimdiye kadar yap›lan-
Makedonya’da ortaya ç›kan ayaklanman›n toplumsal taban›n›n geniflli¤inin göster-
lardan herhangi bir hesap sormamaktad›r. Ga-
gesidir. Sözkonusu vergi isyanlar›nda yakalanan elebafllar›n›n baz›lar›, meflrutiyetin ye-
yemiz bundan sonra medenî milletlere benze-
niden ilan›ndan sonra mebus olarak mecliste görev alm›fllard›r. Orduda da yayg›n bir
yecek bir idarenin kurulmas›d›r. Kan›m›z baha-
hoflnutsuzluk vard›. Maafllar›n› alamayan subaylar›n ç›kard›klar› küçük çapl› isyanlar›n
s›na müdafaa etti¤imiz vatan› otuz seneden
say›s› 1908’e yaklaflt›kça katlanarak artt›.
beri maruz kald›¤› bölünmelerden kurtarmak
n 1905’teki Rus-Japon savafl›nda Japonya’n›n Rusya’y› ezici bir flekilde yenmesi Müs- için vatan sath›na yay›lm›fl olan dünün nifakla-
lüman ülkelerde Asyal› bir meflrutî monarflinin Avrupal› bir mutlak monarfliyi yen- r›n› kald›rmak ve bugün karanl›k olan gelece¤i-
mesi olarak alg›lanm›fl ve büyük bir hayranl›kla karfl›lanm›flt›. Bu savafltan sonra Rus- mizi ayd›nl›¤a kavuflturmak ve sa¤lam bir te- 4 Manast›r’da “Hürriyet’in ‹lan›” gösterileri, 23 Temmuz 1908.
ya’da parlamento toplanm›flt›. Osmanl› seçkinlerini sarsan baflka bir geliflme de, 1906 mele oturtmak karar›nday›z. Bu u¤urda hesap-
‹ran Devrimi ve sonras›nda aç›lan parlamentodur. Kendi ülkelerinden daha az gelifl- l› ve düflünceli çal›fl›ld›¤› bir s›rada Selanik’e bir
mifl olarak alg›lad›klar› komflu ve Müslüman bir ülkede meflrutî rejime geçilmifl olmas› sürü hafiyeler dolarak istikrar› bozucu tefleb- 5 1907 sonunda toplanan II. Jön Türk kongresinin
Osmanl› seçkinlerinin gururuna dokunmufltu. 1907’de gerçekleflen Rus-‹ngiliz ittifak› büslere bafllam›fllard›r. Bu mel‘un insanlar›n sonuç bildirgesi.
da Jön Türklerin ruh halini derinden etkiledi. Osmanl› toprak bütünlü¤ünün 19. yüzy›l hareketlerine göz yummak, dahilî ve haricî 1) Hükûmetin efal ve harekât›na karfl› silâh ile karfl› koyma,
1 Kola¤as› (Resneli) Niyazi Bey. boyunca koruyucusu olan Birleflik Krall›k’›n Osmanl› Devleti’nin son iki yüzy›lda 11 düflmanlara karfl› vaziyetin daha kötüye gitme- 2) Siyasî ve iktisadî grev ile silâhs›z mukavemet (polis ve hükûmet memurlar›n›n tatili mefl-
kez savaflt›¤› en büyük düflman› Rusya’yla yak›nlaflmas› imparatorlu¤un sonunu geti- si demek oldu¤undan milletçe lüzûmlu tefleb- guliyeti,)
recek bir geliflme olarak alg›land›. Nitekim, 1908 haziran› sonunda Reval’de ‹ngiliz kra- büslere geçilmifltir. ‹lk hareket olarak silahlar›y- 3) ‹fl bafl›ndaki hükûmete vergi vermemek,
2 1906 ve 1907’deki vergi l›yla Rus çar›n›n yapt›klar› görüflmenin Jön Türkler taraf›ndan yanl›fl bir biçimde Os- la iki yüz vatan çocu¤u, bugün Resne’de vazi- 4) Ordular dahilinde propaganda: Asker, ne vatan evlâd›na, ne de ayaklananlara karfl› yü-
ayaklanmalar›. manl› topraklar›n›n bölüflüldü¤ü fleklinde yorumlanmas›, 23 Temmuz’da anayasan›n feye bafllam›flt›r. fiimdilik üç subay kumanda- rümeme¤e dâvet olunacak,
Erzurum’daki vergi ayaklanmas› bafl›n- ilan›yla sonuçlanacak ayaklanma sürecini bafllatt›. s›nda Rumeli’deki halklardan müteflekkil müf- 5) Genel ayaklanma,
dan beri di¤er flehirlerdeki ayaklanma- rezeler harekete geçmifltir. Gayemiz ordu ve 6) Hâdisat›n gösterdi¤i lüzuma göre sair vesaiti icraat [olaylar›n ak›fl›na göre baflka ted-
lara göre hem daha iyi örgütlenmifl, münevver vatan çocuklar›n› lekelemeye çal›flan
D. Meflrutiyetin yeniden ilan› Belge 1, 3 ve 4
bu hafiyelerin cezas›n› vermektir. Selanik’e ge-
birler]
hem de daha genifl bir kitleye yay›l-
n 1908 mart›nda Birleflik Krall›k’›n Makedonya vilayetlerine iliflkin bir reform plan› Mazlûmlar›n hepsi bizim gibi azmederse o hükûmet yak›nda ortadan kalkar. O hükûmet ki
m›flt›. Halk, Vali’nin görevden al›nma- len dört befl jurnalc› paflayla, hususî defterle te-
sunmas› bölgedeki Jön Türkleri bir an önce harekete geçmeye itti. Paris’teki cemiyet y›k›lma¤a yüz tutmufl bir duvar halindedir. Onu y›kma¤a ve onun y›k›lmasile selâmete eren
s›n› istemekteydi. Esnaf, halka destek min edilen adamlar›, üç güne kadar Selanik’ten
merkezi ve Selanik flubesi aras›nda gerçekleflen yaz›flmalardan sonra 28 May›s 1908’de vatan dahilinde hürriyet ve adalet ateflinin dalgalanmas›na bir omuz darbesi kifayet eder!
olmak için dükkan kapatma eylemi trenle ç›k›p gitmezlerse m›nt›kadaki bütün mü-
bafllatt›. fiehir halk› Saray ile do¤rudan Manast›r’daki konsoloslara "Terakki ve ‹ttihat Cemiyeti" imzal› bir bildiri verildi. Sela- nevverler bize iltihak edeceklerdir. Biz Kanun-› Yaflas›n flimdiye kadar da¤›n›k bir halde bulunan milletlerin birli¤i! Yaflas›n devrimci güçle-
iletiflim kurabilmek için 13 Mart’ta nik’teki Merkez Komutan› Yarbay Naz›m Bey’in haziran bafl›nda cemiyet taraf›ndan Esasi’nin hemen bugün yürürlü¤e konulmas›n›
rin toplanmas›!
Telgrafhane’yi iflgal etti. Vali, Erzurum vurulmas›n›n ard›ndan 3 Temmuz 1908’de Kola¤as› Niyazi Bey’in, yan›nda belediye Osmanl› Terakki ve ‹ttihad Cemiyeti. Vas›ta-i neflriyat›: fiura-y› Ümmet ve Meflveret
istiyoruz. E¤er hükûmet bunu sa¤lamazsa mil-
Müftüsü’nden halk› yat›flt›rmas›n› iste- reisi, maliye müfettifli, polis müdürü olmak üzere birkaç yüz asker ve siville birlikte Ermeni ‹htilâl Heyet-i Müttefikas› [Birleflik Ermeni Devrimci Komiteleri] (Taflnaksütyon).
let zorla alacakt›r. Teflkilât›m›z bu millî arzuyu
diyse de, Müftü buna yanaflmayarak, Resne’de da¤a ç›kmas›yla ‹stanbul’daki rejime karfl› geri dönüflü olmayan bir mücade- Vas›ta-i neflriyat›: Duruflak
tahakkuk ettirmek, hürriyetimizi ele geçirmek
vergilerin zaten ‹slam’a da ayk›r› oldu-
le süreci bafllat›ld›.
kuvvetini temin etmek gayesindedir. Bunu en M›s›r Cemiyet-i ‹srailiyesi [Yahudi Cemiyeti]. Vas›tai neflriyat›: Lavara
¤unu ve ayaklanman›n meflru oldu¤u- n Ayaklanmay› bast›rmak için 7 Temmuz’da Manast›r’a gelen fiemsi Pafla, burada ce- k›sa zamanda yapaca¤›z. Bugün için vatan› kö- Hilafet heyet-i tahririyesi [yaz› kurulu]. Türkçe ve Arapça vas›ta-i neflriyat (Londra)
nu belirterek, siyasal otoriteyi çi¤nedi miyet üyelerinden biri taraf›ndan vuruldu. Padiflaha sad›k kiflilere suikastler düzenlen- tü bir vaziyete düflürecek hareketlerde bulun- Armenya gazetesi heyet-i idaresi [idare kurulu]. Vas›ta-i neflriyat (Marsilya)
ve halka kat›ld›. Olaylar süresince, Er- meye bafllad›. Temmuz ortas›nda ‹zmir’den ayaklanmay› bast›rmak üzere Selanik’e mak, millet ve memleket menfaatine de¤ilse Razmik heyet-i idaresi. ‹htilâl nafliri [devrimci yay›n] (Balkan memleketleri)
zurum’daki askerî birlikler, üstlerinin gönderilen iki tümen asker de isyanc›lar›n saf›na geçti. Kosova’da bulunan Firzovik’te de yukar›da anlatt›¤›m›z insanlar›n uzaklaflt›r›l- Hayrenik heyet-i idaresi. ‹htilâl nafliri (Amerika)
ve Vali’nin emirlerine uymad›lar ve do- Avusturya karfl›t› olan bir hareketlenme cemiyetin adamlar›nca meflrutiyet taraftar› mas› padiflah ve saray›n flerefinin muhafazas› Ahd-i Osmani cemiyeti (M›s›r)
lay›s›yla, isyan› bast›rmak için hiçbir gi- bir protestoya dönüfltürüldü. Saray›n y›lg›nl›¤› Kosova’dan ya¤an telgraflarla daha da
için elzemdir. Vatan çap›nda kuvvetli bir teflki- Teflebbüs-ü fiahsî ve Adem-i Merkeziyet. Meflrutiyet cemiyeti. Naflir-i efkâr› [yay›n orga-
riflimde bulunmad›lar. 18 Mart dolay- artt›. Son bir çare olarak yüzlerce subay terfi ettirildi. Ayr›ca isyanc›lar için genel af ilan
lat olan ‹ttihat ve Terakki, Millet Meclisi’nin he- n›]: Terakki
lar›nda yine protesto gösterileri yap›ld› edildi, tutuklular sal›verildi, son olarak da sadrazam ve serasker* de¤ifltirildi. Ama ok
men toplanmas›n› arzu eder. Bu yap›lmad›¤›
ve vergilerin kald›r›lmas› için Saray’a yaydan ç›km›flt›. ‹syanc›lar, 23 Temmuz 1908’de Manast›r’da meflrutiyeti yeniden ilan Ahmet Bedevî Kuran, ‹nk›lâp Tarihimiz ve «Jön Türkler» (‹stanbul, 1946).
takdirde mesuliyet hükûmetin olacakt›r.
çok say›da telgraf çekildi. ettiler. Makedonya’n›n pek çok flehir ve kasabas›ndan saraya çekilen telgraflar Sulta-
na Kanun-› Esasi uyar›nca Meclis-i Mebusan’› toplant›ya ça¤›rmas›n›, yoksa tahttan Resneli Niyazi, Hât›rât-› Niyazi, Kongrede al›nan kararlar›n Jön Türk hareketi aç›s›ndan
Aykut Kansu, 1908 Devrimi
(‹stanbul, 1995).
indirilece¤ini bildirdi. Baz› naz›rlar›n direnme tavsiyelerini kabul etmeyen II. Abdül- 3. bask› (‹stanbul, 2004). bir dönüm noktas› oldu¤u söylenebilir mi?
hamit, 24 Temmuz’da meflrutiyeti ilan etti¤ini aç›klayan ferman›n› yay›mlad›.

188 189

You might also like