Professional Documents
Culture Documents
Kuscu Ayse Dudu Eyyubiler de para Politi
Kuscu Ayse Dudu Eyyubiler de para Politi
AYŞE D. KUŞÇU *
Bunun yanı sıra, uygulamış olduğu aşırı şii politikalarla İslam dünyasında yıllarca
ayrımcılık, fitne ve nifak merkezi olan Fatımi Devleti’nin yıkılmasından hemen sonra
kurulan bu devlet, kısa süre içerisinde Mısır’da Fatımiler’in olumsuz izlerini silmeyi
başarabilmiştir.
Bu dönemde oldukça yaygın bir şekilde uygulanan Memluk sistemi, bir süre
sonra askeri bir aristokrasi sınıfının oluşmasına zemin hazırlamış ve 1250’li yıllara
gelindiğinde bu askeri aristokrasi bütünüyle yönetimi ele geçirip kendi devletini
1
Hassanein Rabie, The Financial System of Egypt, London 1972, s. 164;Paul Balog, “History of
the dirhem in Egypt from the Fâtımid conquest until the collapse of the Mamluk empire”, Revue Nu-
mismatiqeu, 6 serie III, (1961), s.111.
2
el- Makrizî, Takıyü’d-Din Ahmed bin Ali, Şuzuru’l-Ukud fi Zikri’n-Nukud, (Tahkik: Muhammed
es-Seyid Ali Bahru’l-Ulum), Necef 1967, s.74.
EYYUBÎLER’DE PARA POLİTİKASI VE SERBEST DARP ÜZERİNE BİR ANALİZ 29
Tolunoğulları döneminden sonra başlayan Ihşidiler dönemi, Mısır için yeni bir
ekonomik canlanma ve gelişme başlattı. Muhammed bin Togac Mısır’da hakimiyeti
ele geçirince meydana gelen iç barış ve güven ortamı ekonomik faaliyetlerede yansıdı.
Muhammed bin Togac, tıpkı Tolunoğlu Ahmed gibi ayar bakımından oldukça
yüksek standartta dinarlar bastırdı. Ancak ondan sonra işbaşına geçen Ihşid hakimleri
onun sahip olduğu siyasi otoriteden yoksun oldukları için ekonomik gelişmeyi devam
ettiremediler. Üstelik Fatımiler’in Mısır’a yapmış olduğu akınlar, ülkenin her açıdan
zaafa düşmesine sebep oldu.3 Nitekim 6 Şubat 969 yılında Fatımî halifesi el-Muizz
(953-975) adına Mısır’ı ele geçirmek üzere harekete geçen Fatımî ordusu kumandanı
Cevher, kendisinden emân dilemek üzere gelen Mısır heyetine; “buraya geliş amacının
Müslümanları Karmatî ve Bizans tehlikesine karşı korumak, bazı vergileri iptal etmek
ve paranın ayarını düzeltip Fatımî standardına yükseltmek olduğunu söylemişti.4
Fatımiler, Mısır’ı ele geçirdikten sonra sözlerinde durdular. Daha önce tedavülde olan
Ihşidi paralarının yerine Fatımi halifesi el- Muizz’e nispetle “Muizzi Dinarı” olarak
anılan paraları Mısır’da tedavüle koydular. el-Makrizi’nin vermiş olduğu bilgilere
göre; Muizzi dinarı, üzerinde Şii mezhebinin alâmetlerini taşıyordu ve 15,5 dirheme
eşdeğerdi.5
Muizzi yani Fatımi dinarları Mısır’da hızla yaygınlaştı. 34 yıl süren Ihşidi dinarı
döneminin izleri kısa sürede silindi. Nitekim, Ekim 973 yılında harac vergisi Muizzi
dinarı cinsinden toplanmıştı.6 Bu hızlı gelişme, başta Abbasi halifesi er-Razi adına
basılan er-Razi dinarı olmak üzere diğer dinarların değerini düşürdü. Ayrıca yaşanan
göç sebebiyle Mısır nüfusu önemli ölçüde azaldı.
3
Fatımiler, Mısır’ın halife el-Muizz döneminde ele geçirilmesinden önce iki kez Ubeydullah el-
Mehdî (909-934) ve bir kez de el-Kaim Biemrillah (934-946) zamanında olmak üzere Mısır’ı üç defa ele
geçirme teşebbüsünde bulunmuşlardı.
4
İbn Aybek ed-Devâdârî, Kenzü’d-Dürer ve Câmiü’l-Gurer (ed-Dürretü’l-Maziyye fî Ahbârî’d-
Devleti’l-Fatımiyye), (Tahkik:Selâhaddin el-Müneccid), Kahire 1961, c.VI, s.120-123; Hasan İbrahim
Hasan,Fatımiler, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, c.V, s.158; Hassanein Rabie, The Financial
System, s.163.
5
el- Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.79.
6
Hassanein Rabie, The Financial System, s.163.
30 AYŞE D. KUŞÇU
1160 yılına gelindiğinde hilafet makamına geçen son Fatımî halifesi el-
Azıdüddinillah bin Yusuf oldukça halim selim biri idi. Buna karşılık ülkeyi içine
düştüğü durumdan kurtarabilecek kudrette olmadığı gibi, vezirlerin entrikalarından
veya etrafında olup bitenlerden haberdar olabilecek basirette de değildi. Ülke
vezirlerin eline düşmüştü. Bunlar birbirleri ile sonsuz bir rekabete giriştiler. Bu durum
ülkeyi çöküşe götüren sonun başlangıcı oldu.
7
el-Makrizî, Kitabu’s-Sülûk li-Ma’rifet-i Düveli’l-Mülûk , (Nşr., Muhammed Mustafa Ziyâde ),
Kahire 1956, c.I, s.46.
EYYUBÎLER’DE PARA POLİTİKASI VE SERBEST DARP ÜZERİNE BİR ANALİZ 31
yanında karısından bahsedermiş gibi olurdu veya bir kişi onu ele geçirirse cennetle
müjdelenmiş gibi sevinirdi” der.8 Dönemin kaynaklarına yansıyan bu para sıkıntısının
birkaç sebebi vardı.
Altın ve gümüş arzının azalmasının ikinci en büyük sebebi ise, mevcut altın
madenlerinin bakımsızlık, ihmal ve korunmasızlık sebebiyle eski verimliliğini
yitirmiş olması idi. Özellikle askeri ayaklanmalar, ülkedeki altın madeni yataklarının
himayeden yoksun hale getirmişti.9 Oysa Fatımîler 10.Yüzyılda devletlerini kurdukları
zaman Büyük Sahra’nın üç farklı güzergâhında bulunan altın madenlerine hakim
olmuşlardı. Bunlar: Sicilmasa, Tahert ve Sudan idi. Sudan güzergâhı Quargla’dan
Nijer kıvrımı boyunca; Djerada, Libya; Ghadames, Sudan sahasına kadar ulaşıyordu.
Bu durum Fatımileri önemli ölçüde değerli madenlere sahip kılmıştı.10 Bunun yanı
sıra Fatımiler, Mısır’ın güneyinde Nube’nin daha aşağı kısımlarına düşen bir vadi
olan el-Allaki mevkiinde yeni altın madenleri keşfetmişlerdi.11Ayrıca Tolunoğulları
zamanından bu yana12 Mısır’da pek çok Firavun mezarı açılmış ve “el-matalib” adı
verilen bu mezarlardan önemli miktarda altın temin edilmişti.
Bütün bunlara karşılık son dönemde Fatımi Devleti’nin içinde bulunduğu siyasi
istikrarsızlık, iç ve dış tehditler ekonominin gittikçe kötüye gitmesine sebep olmuştu.
Amcası Esedüddin Şirkuh’un ölümü üzerine 26 Mart 1169 yılında Fatımi vezaretine
getirilen Selâhaddin, bu kötü duruma bizzat şahit olmuş ve hattâ, 1174 yılında
bağımsız bir devlet kuruncaya kadar, katkıda da bulunmuştu. Çünkü her ne kadar
1171 yılında son Fâtımi halifesi el-‘Azıd öldü ise de 1174 yılına kadar Selâhaddin
Mısır’da Nureddin Mahmud’un naibi olarak bulunuyordu ve ona tâbi idi. Nureddin
bunu her fırsatta vurguluyor ve yazışmalarında Selâhaddin’den sürekli “sipehsalârım”
8
el-Makrizî, Kitabu’s-Sülûk c.I, s.46; el- Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.59-60.
9
Hasaneyn Muhammed Rebia, en-Nüzumü’l-Maliyye fi Mısr Zamani’l-Eyyubiyyin, Kahire 1964, s.95.
10
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 164.
11
Hassanein Rabie, The Financial System, s.169; Yakut el-Hamavî, Şehabüddin Ebi Abdullah,
Mu’cemü’l-Büldan, Beyrut 1995, c.IV, s.145.
12
Bu konuda kaynaklar bizzat Tolunoğlu Ahmed zamanında vukuubulan ilginç bir olayı nak-
lederler. İbn Zülâk, el-Makrizi ve İbn Tagrıberdi’de geçen rivayete göre; Tolunoğlu Ahmed, bir gün
gezinti maksadıyla el-Ahram’a yani piramitlerin olduğu bölgeye gider, burada atının ayağı ansızın yere
saplanır. Bunun üzerine o, toprağın kazılmasını emreder, istediği yer kazılınca burada bol miktarda
altın olduğu ortaya çıkar. (Nadir Özkuyumcu, İlk Müslüman Türk Devletleri Tolunoğulları ve Ihşidîler,
İzmir 1996, s.32.
32 AYŞE D. KUŞÇU
Fatımi ekonomisinde para darlığının bir diğer sebebi yine yaşanan güvensiz
ortam ile bağlantılıdır. Mısır’ın öteden beri temel ihraç malları arasında yer alan ve
oldukça önemli bir gelir kaynağı durumunda olan dokuma, şap ve natrun (soda) gibi
maddeler sözü edilen güvensiz ortamda artık ihraç edilemez olmuştur.
13
el-Makrizî, İtti’azü’l-Hunefâ bi Ahbâri’l-Eimmeti’l-Fatımiyyin el-Hulefâ, (Tahkik: Muhammed
Abdulkadir Ahmed ‘Ata), Beyrut 2001, c.I, s.328.
14
Ramazan Şeşen, Selâhaddîn Eyyûbi ve Devlet, İstanbul 1987, s. 301.
15
İbn Vâsıl, Cemalüddin Muhammed bin Sâlim, Müferricü’l-Kurb fî Ahbâri beni Eyyub, (Tahkik:
Cemalüdddin eş-Şeyyal), Kahire 1953-1960, c.I, s.224.
16
Ebû Şâme, Şehabüddin Abdurrahman, Kitabü’r-Ravzateyn fî Ahbari’d-Devleteyn en-Nuriyye
ve’s-Salâhiyye, Beyrut 2002, c.1-2, s.155; el-Makrizî, Kitabu’s-Sülûk c.I, s.54.
17
Ebû Şâme, Kitabü’r-Ravzateyn, c.1-2, s.156; Hasaneyn Muhammed Rebia, en-Nüzum, s.96;
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 171.
18
el-Makrizî, Kitabu’s-Sülûk c.I, s.54-55.
19
Hasaneyn Muhammed Rebia, en-Nüzum, s.96.
EYYUBÎLER’DE PARA POLİTİKASI VE SERBEST DARP ÜZERİNE BİR ANALİZ 33
20
Bu konuda geniş bilgi için bkz. M.Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı, İstanbul
1976;Salim Koca, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın Suriye, Filistin, Mısır Politikası ve
Türkmen Beyi Atsız, Selçuk Üni., Türkiyat Araştırmaları Der., S.22(Güz 2007); Seyfullah
Korkmaz, Arslanü’l- Besasirî, Kayseri 1997,(Basılmamış Doktora Tezi).
21
Paul Balog, “History of the dirhem in Egypt from the Fâtımid conquest until the collapse of
the Mamluk empire”, Revue Numismatiqeu, 6 serie (1961), s.117-122; Hassanein Rabie, The Financial
System, s.168.
22
P. Balog, “History of the dirhem, s.122-123, P. Balog, The Coinageof the Mamluk Sultans of
Egypt and Syria, New York 1964, s.40.
23
İslâm tarihinde vezirlik görev ve yetki bakımından iki kısma ayrılmıştı. Bunlardan biri “Vezâret-i
Tenfiz”, diğeri ise, “Vezâret-i Tefviz” idi. Vezâret-i Tenfiz sisteminde vezirin yetki ve sorumlulukları kı-
sıtlı olup icrâ yetkisi hükümdara ait idi. Vezâret-i Tefviz sisteminde ise, kılıç erbabından seçilen vezir,
halife veya sultan adına bizzat devlet işlerini yürütür, orduya kumanda eder, kısacası devleti fiilen idare
ederdi. Ayrıntılı bilgi için bakınız el-Maverdi, Ebu’l Hasan Habib, el-Ahkâmu’s-Sultaniyye, (Ter.: Ali
Şafak, İslâm’da Devlet ve Hilâfet Hukuku), İstanbul 1994.
34 AYŞE D. KUŞÇU
Ancak onun siyasi miyadını doldurmuş bir devleti yeniden ihyâ etmek, ekonomisini
güçlendirmek gibi bir niyeti yoktu. Bu sebeple ekonomi adına sahip olduğu bütün
deneyim ve öngörülerini, 1174 yılında kendi bağımsız devletini kurduktan sonra
uygulamaya koydu.
Fâtımi veziri iken her türlü ekonomik muamelede sadece dirhemin geçerli
olacağını öngören bir kanun çıkartan Selâhaddin, halife el-Azıd’ın ölümünden kısa
bir süre sonra 1171 yılında bir yüzünde Abbasi halifesi el-Müstezi bi Emrillah’ın diğer
yüzünde ise metbuu Nureddin’in isimlerinin zikredildiği kalp olmayan Şer’i dinara
müsavi gümüş paralar bastırmıştır. 24Altın ve gümüş darlığı çekilen bu dönemde
bu paraların kaynağının ne olduğu sorusu akla gelebilir. Bu konuda el-Makrizi’nin
verdiği bilgiler durumu aydınlatmaktadır. el-Makrizî, Selâhaddin’in Kahire’deki
Fatımi camilerinin mihraplarını söktürerek para bastırma yoluna gittiğini bu bu
camiler arasında Mısır’ın en eski camilerinden olan Amr İbn el-As camisin de yer
aldığını ve hattâ el-Ezher camisinin mihrabından elde edilen gümüş miktarının 5 bin
nökre dirhem25 olduğunu belirtir.26
Selâhaddin’in Mısır’da ikinci defa para bastırma girişimi yine yaşanan siyasi
değişiklikle alakalıdır. 1174 yılında metbuu Nureddin’in ölümü üzerine Mısır’da
müstakil bir devlet kuran Selâhaddin, bu durumun tabii bir gereği olarak bu defa
kendi müstakil parasını bastırmıştır. Onun bu defa bastırdığı paraların bir yüzünde
Abbasi halifesinin ismi zikredilirken diğer yüzünde kendi ismi zikredilmiştir.
24
el-Makrizî, Kitabu’s-Sülûk c.I, s.45
25
Nökre:Üçte iki gümüş ve üçte bir nispetinde bakır karışık bir alaşımdır. Zaman zaman bu ala-
şımdan kesilen paralara “ed-Derâhim en-Nökre” de denilmiştir.
26
el-Makrizî, Kitabu’s-Sülûk c.I, s.45. el-Makrizî, Kitabu el-Mevâîz ve’l-İtibâr, c.II, s. 251, 275.
27
Bunların başında British Museum, Paris, Kahire ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri gelir ki, bu
konuda İstanbul Arkeoloji Müzeleri son derece önemlidir. Ayrıca Amerikan Nümizmatik Derneği ve
Chicago Üniversitesi Şarkiyat Enstitüsü’nde de Eyyubiler dönemine ait paralar bulunmaktadır. Bunun
yanısıra Paul Balog (The Coinage of the Ayyubids) ve Lane Poole (Cataloque of the Collection of Arabic
Coins) kataloglarından da bahsetmek gerekir.
28
Hicretin 76/ 77. Yılından itibaren dinarın şer’i ağırlığı 4,25 gram olarak kabul edilmiştir. (el-
Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.53 ve 60).
29
Hasaneyn Muhammed Rebia, en-Nüzum, s.97.
EYYUBÎLER’DE PARA POLİTİKASI VE SERBEST DARP ÜZERİNE BİR ANALİZ 35
dönemine ait Hicrî 573/ Miladî 1177 yılına ait 3.75 gr. ağırlığında, Kahire’de darp
edilen bir dinar yer alır.30
Selâhaddin döneminde yaşanan altın krizlerinden ilki 1172, ikincisi ise, 1191
yıllarında yaşanmıştır. Bu iki dönem arasında Selâhaddin’in bastırmış olduğu
dinarların tedavülde oluşu, ayrıca kaynakların vermiş olduğu bilgiler ışığında bu
paraların ayar bakımından Fatımi dinarlarına eşit kabul edildiği Ehrenkreutz’un bu
yargısının acele verilmiş bir karar olduğunu gösterir. 1183 yılında deniz yolu ile Hacca
gitmek üzere yola çıkan ve yolculuk macerasını kaleme alan Endülüslü İbn Cübeyr’in
vermiş olduğu bilgiler bu bakımdan oldukça değerlidir. 1183 yılı Mart ayında
İskenderiyye limanına gelen İbn Cübeyr, burada dikkatini çeken olaylardan ve farklı
uygulamalardan bahsederken ülkenin refahından ve halkının müreffeh oluşundan söz
eder. Bu arada bu durumu sağlayan sultan Selâhaddin’in adaletinden ve İslâm dinine
ve bu dinin temsilcileri durumunda olan din adamlarına verdiği önemden bahisle, her
bir imamın sultan tarafından atanan maaşlı imamlar olduğunu, bazı imamların ayda
5 Mısır dinarı kadar maaş aldıklarını, bu meblağın da kendi paralarıyla 10 Müminî
dinarına eşit olduğunu belirtmiştir.34 Bu durum Selâhaddin dinarlarının bugünkü
30
İbrahim Artuk-Cevriye Artuk, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Teşhirdeki İslâmî Sikkeler Kataloğu,
İstanbul 1971,C.II, s.224.
31
Ehrenkreutz, Contributions to the knowledge of the fiscal administration of Egypt in the middle
Ages, BSOAS, XVI, (1954),s. 502-503.
32
Ehrenkreutz’un bu yargısı, Selâhaddin döneminde bastırılan 44 dinar üzerinde yapılan ölçümlere
dayanır. Bu dinarlardan 13 adedi saflık bakımından % 90 saflık oranının altındadır. Bu oran böyle bir yargı-
ya varmak bakımından oldukça düşüktür. Ancak yine de dikkate değer. Söz konusu bu paraların günümüz
teknolojisi ile yapılacak metrolojik ölçümleri önemlidir. Bir diğer konu bu 44 dinarın hangi tarihlerde ba-
sıldığıdır. Zira 1184 yılında İskenderiyye’de basılan bir Eyyûbi dinarı 4.40 gram ağırlığındadır. (İ. Artuk-C.
Artuk, Teşhirdeki İslâmî Sikkeler Kataloğu, s.223).
33
Hasaneyn Muhammed Rebia, en-Nüzum, s.97.
34
İbn Cübeyr, Endülüsten Kutsal Topraklara, (Çev. İsmail Güler), İstanbul 2008, II. Baskı, s.22.
36 AYŞE D. KUŞÇU
Eyyûbîler döneminde Mısır dinarı, Surî (suverî) dinarı ve Mü’mini dinarı olmak
üzere üç önemli dinar işlemde olmuştur. Eyyubiler’in resmi parası olan Mısır dinarı
en yüksek değere sahip olan dinardır. Bunu Avrupalılar’ın kullandığı ve üzerinde
suret (resim) olmasından dolayı “ed-Dinar es-Sûrî” denilen dinar takip etmiştir.
Muvahhidîler Devleti’nin resmi parası olan Mü’minî dinarı ise bu ikisinden sonra
gelmiştir.39
Bir şeyi zıddı ile açıklamanın bazen en güzel metod olarak karşımıza çıktığı
gerçeğinden hareketle, Eyyûbî sultanlarından el-Kâmil döneminde 7 gramın üzerinde
çiftli dinarlar basıldığını dile getirmek istiyorum.42Yine el-Makrizi’de geçen bir kayıtta
İslâm devletleri hâkimlerinin zaman zaman hatıra paralar bastırdığını ve bu paraların
da yine standart paralardan farklı olduğunu belirtmekte yarar görüyorum.43
Oldukça basiretli bir idareci olan Selâhaddin, kısa bir süre sonra bu problemin
de üstesinden gelmeyi başarmıştır. Daha önce belirttiğimiz gibi 1171 yılında meydana
gelen gümüş darlığı ve buna bağlı olarak yaşanan dirhem sıkıntısını, üzerinde Fatımî
halifelerinin unvan ve lakaplarının yazılı olduğu Kahire camilerinin mihraplarını söküp
eritmek suretiyle ortadan kaldıran Selâhaddin, mevcut ekonomik krizi çözmek için de
41
Ayşe Dudu Kuşçu, “Şikago Üniversitesi Şarkiyat (Doğubilimleri) Enstitüsü’nde Muhafaza Edilen Eyyûbi ve
Memluk Sikkeleri”, Journal of Near Eastern Studies, Chicago,2001, (Yazan:Warren C. Schultz),Gazi Akademik
Bakış Dergisi, Ankara 2009, c.II, S.4, s.175-181.
42
R. Şeşen, Salâhaddin Eyyûbî ve Devlet, s. 301.
43
el- Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.78.
44
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 173.
45
R.Şeşen, Salâhaddin Eyyûbî ve Devlet, s. 301.
46
İbnü’l-Esir, el-Kâmil Fi’t-Tarih (İslâm Tarihi, Trc. Heyeti: A.Ağırakça, B.Eryarsoy,
Z. Tüccar…), İstanbul 2008, Hikmet Nşr,c.IX.s. 514-515.
47
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 173.
38 AYŞE D. KUŞÇU
tedavülde olan yüksek ayarlı dinarlar yerine Mısır altınından dinarlar bastırmıştır.
Bunun yanısıra dirhemde de yeni bir düzenlemeye gitmiş ve kendi unvanına nispetle
“ed-Dinar en-Nasırî” veya alaşımından dolayı siyaha yakın bir renkte olması nedeniyle
“ed- Dirhem el-Esved” ( siyah dirhem) adlarıyla anılan dirhemler bastırmıştır. Nasırî
dirhemleri %50 gümüş ve % 50 bakır alaşımından elde edilmiştir.48Prof. Balog’un,
Selâhaddin’in siyah dirhemleri benzeri bir uygulamanın, Fatımiler’in son döneminde
yaşanan ekonomik kriz nedeniyle o dönemde de var olduğu, aradaki tek farkın Fatımi
siyah dirhemleri üzerindeki yazılar ve delikli oluşu iddiası, ihtiyatla karşılanmalıdır.
Çünkü Balog’un 7 adedi Selâhaddin, 4’er adedi el-Aziz Osman ve el-Kamil, 1’er
adedi de el-Adil ve el-Mansur Muhammed dönemine ait toplam 17 adet siyah dirhem
üzerinde yaptığı araştırma kaynakların verdiği bilgiler ile çelişmektedir.49 Balog
bu dirhemlerin saflık oranlarının % 28 halis gümüş oranında olduğunu bunun da
Fatımî halifesi el-Azıd döneminde bastırılan siyah dirhemler ile aynı oran olduğunu
belirtir.50Ancak Balog’un gözden kaçırdığı nokta; Selâhaddin’in hiçbir uygulamada
Fatımi Devleti geleneğine yer vermediğidir. Üstelik dirhemler üzerinde daha detaylı
bir çalışma yapan Ehrenkreutz, Nasırî dirhemlerinin % 50 gümüş içerdiğini ve dinar
karşısındaki değerinin ise, 26. 2/3 olduğunu belirtmesi51 Balog’un Nasırî dirhemleri
hakkındaki görüşünün çok sağlam temellere dayanmadığını gösterir. Eyyubi ve
Memluk paralarını konu edinen iki müsteşrikten hangisinin iddiası tercih edilirse
edilsin şu bir gerçektir ki, Nasıri dirhemleri, Eyyubi Devleti’nin 76 yıllık ömrü süresince
periyodik olarak basılmaya devam etmiştir. Bunun en önemli delili günümüze kadar
ulaşan 7 adet Nasırî dirhemidir. Bunların hepsi Kahire’de basılmıştır. Bunlardan
birinin basım tarihi 1190 yani Selâhaddin dönemi, diğeri 1203-1204 el-Adil dönemi,
geriye kalan 5 adedi ise, 1247-1249 dolaylarıdır ki, bu da es-Salih Necmeddin Eyyub
dönemine tekabül eder. Hattâ Nasırî dirhemleri, Bahri Memluklerin ilk dönemlerine
1264’lü yıllara kadar tedavülde kalmıştır.52
48
el- Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.29; Hassanein Rabie, The Financial System, s. 173-174. el-
Makrizî’nin ifadesinden öyle anlaşılıyor ki, bu siyah dirhemler Nuredddin Mahmud döneminde de te-
davülde idi ve bunlara “ed-Dirhem el-Varak” da deniliyordu. Ancak Selâhaddin, Mısır’da kontrolü ele
geçirince Nureddin ‘in bu politikasını bir kenara bırakıp standart bakımından oldukça yüksek dinar ve
dirhemler bastırmıştır. (el- Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.29)
49
Paul Balog, History of The Dirhem, pp.109-146
50
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 175.
51
Ehrenkreutz, Contributions to the knowledge of the fiscal administration,pp.504.
52
Paul Balog, History of The Dirhem, pp.129-130.
53
R.Şeşen, Salâhaddin Eyyûbî ve Devlet, s. 301. Bu darphanelerin yanısıra Musul Mardin, Cizre,
Diyarbakır, Sincar ve Erbil hakimleri de tâbilik alameti olarak Selâhaddin adına para bastırmışlardır.
EYYUBÎLER’DE PARA POLİTİKASI VE SERBEST DARP ÜZERİNE BİR ANALİZ 39
Darphane sayısının fazlalığı, devlet için yalnızca bir kolaylık değil, aynı zamanda
önemli bir gelir kaynağı anlamına geliyordu. Bu darphanelerde devletin yanı sıra
halkın da serbestçe para bastırması devlete ciddi ölçüde gelir sağlıyordu.54 Halk elinde
bulunan altın, gümüş ve bakır külçeleri buralarda belli bir ücret karşılığında rahatlıkla
paraya çevirtebiliyordu. Ekonomik literatürde “serbest darp”adı verilen bu uygulama
ile devlet öncelikle belli bir oranda vergi alıyordu bunun yanısıra yapılan hizmetin
karşılığı olarak bir de darphane ücreti alınıyordu. O döneme kadar İslâm devletlerinde
pek rastlanmayan bu uygulama, Batı Feodal Devletlerinde uygulanıyor55 ve bu işlem
sonucu alınan vergiye “senyoraj hakkı” deniliyordu.56
1190 yılına kadar darphanelerde basılan her 1000 dinardan % 3.4 oranına vergi
alınıyordu. Bu tarihte bu oran % 3’e indirildi. Kahire’de basılan her bir dirhemden
% 1.5 oranında vergi alınıyordu. Prof.Şeşen’in Mahzumî’den naklettiği bilgiye göre;
dirhemden %1 oranında vergi alınırdı. İskenderiyye darphanesinde basılan her
1000 dinardan 33. 1/3 dinar, her 1000 dirhemden ½ vergi alınıyordu.57Senyoraj
veya darphane vergisi mutlaka basılmış para üzerinden alınıyordu. Bunun yanısıra
darphane işçileri için bir bakıma el emeği karşılığı olarak her 100 miskal dinar ve
dirhemden 5 miskal alınırdı.
Serbest darbın devlet yararına bir diğer önemi, zekat toplama sırasında devletin
kişilerin mal varlığı hakkında aşağı yukarı bir fikir sahibi olabilmesi imkanını vermesi
idi. Zekatın bir vergi kalemi gibi mütalaa edildiği bu dönemde bu “emvâli batına
(gizli mallar)”nın ortaya çıkması demekti. Devlete yarar sağlayan bu uygulama halk
için çifte vergilendirme anlamına geliyordu. Nitekim el-Melik es-Salih döneminde
Mısır’daki darphanelerden 1239, 1242 yıllarında 80 bin dinar gelir elde edilmişti.58
anlaşıldığı kadarıyla Selâhaddin döneminin para politikası aşağı yukarı aynı şekilde
devam ettirilmişti. Rebia, bu döneme ait 9 dinardan altısının ayar bakımından %100
saf altın olduğunu nakleder.59
Son olarak burada vurgulamak istediğimiz nokta şudur; 76 yıl gibi kısa bir ömür
süren Eyyubiler, Mısır ve Münbit Hilâl gibi bir coğrafyaya sahip olmanın getirdiği
ekonomik avantajı iyi değerlendirmişler ve ona uygun ekonomik faaliyetlerde bulunup
para politikalarını da o ölçüde düzenlemişlerdir. Eyyubi ülkesi her şeyden önce bir
ziraat ülkesidir. Bunun yanı sıra ticarete de son derece elverişlidir. İpek ve baharat
yollarını Akdeniz’e bağlayan yollar ve limanlar bu devletin kontrolünde olmuştur.62
İbn Cübeyr eserinde Mısır’ın zenginliklerinden uzun uzadıya bahseder.63Onun bu
kayıtları bir yabancı gözlemi olduğu için son derece önemlidir.
59
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 176.
60
Hassanein Rabie, The Financial System, s. 177.
61
el- Makrizî, Şuzuru’l-Ukud, s.29; R.Şeşen, Eyyûbîler, DGBİT, c.6, s.403.
62
Hint okyanusunun Umman açıklarından itibaren İskenderiyye ve Dimyat limanlarına kadar baharat
yolunun en önemli kısmı Eyyubilerin kontrolünde idi. Bu yolda kısa bir mesafe hariç mallar gemilerle
taşındığı için maliyetler oldukça düşüktü. Ticaret malları gemilerle Hindistan, Çin ve Doğu Afrika’dan
Aden’e oradan da Cidde karşısındaki Ayzak Limanına getiriliyordu. Ayzaktan kervanlar vasıtasıyla yukarı
Mısır’ın Kus limanına, buradan da gemilerle Nil Nehri yoluyla Mısır’ın Akdeniz limanlarına taşınıyordu.
(R.Şeşen, Eyyûbîler, DGBİT, c.6, s.403).
63
Bkz.İbn Cübeyr, Endülüsten Kutsal Topraklara
EYYUBÎLER’DE PARA POLİTİKASI VE SERBEST DARP ÜZERİNE BİR ANALİZ 41
KAYNAKÇA
Balog, Paul, History of The Dirhem in Egypt from the Fatımid conquest until
the collaps of the Maluk Empire, Revue Numismatique, 6 e serié, III,(1961).
-------, The Coinage of the Mamluk Sultans of Egypt and Syria, New York 1964.
Hasan İbrahim Hasan, Fatımiler, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, c.V.
İbn Cübeyr, Endülüsten Kutsal Topraklara, (Çev. İsmail Güler), İstanbul 2008,
II. Baskı.
Koca, Salim, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın Suriye, Filistin, Mısır Politikası
ve Türkmen Beyi Atsız, Selçuk Üni., Türkiyat Araştırmaları Der., S.22(Güz 2007)
42 AYŞE D. KUŞÇU