Ismet Galip Yolcuoğlu

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 12

Yolcuoğlu

Derleme güven zayıflığı, kendi ana-babasıyla gü-


vensiz bağlanma, aile içi anlaşmazlıklar ve
sosyal destek zayıflığı öne çıkmaktadır. Bu
açıdan çalışmada, sosyal hizmet müdahale-
si açısından çocuğun karşı karşıya kaldığı
risk faktörlerinin azaltılması ve koruyucu
ÇOCUKLARIN mekanizmaların kurulabilmesi için farklı
düzeylerdeki sistemlerle çalışmanın önemine
İHMAL-İSTİSMARA vurgu yapılmaktadır.
UĞRAMASINDA AİLE Anahtar Sözcükler: Risk faktörleri, Çocuk
VE ÇOCUKLARA ihmali ve istismarı, Çocuğun iyilik hali, sos-
yal hizmet müdahalesi
YÖNELİK RİSK
FAKTÖRLERİ VE ABSTRACT
SOSYAL HİZMET Child neglect and child abuse are the fact that
MÜDAHALESİ threat child well-being. The aim of this study
based on review is to evaluate the effect of
risk factors on the child neglect and abuse
and the factors associated with threat their
well-being. The most significant variables
The Risk Factors for associated with child neglect and abuse are
defined as parental personality factors, de-
Child Neglect and Child pression/anxiety, low tolerance for frustra-
Abuse and Social Work tion, lack of trust, insecure attachment with
own parents, high parental conflict and lack
Intervention of support. From the perspective, the study
emphasizes the importance of dealing with
multi-level systems of the child, which affects
İsmet Galip YOLCUOĞLU* childs well-being along with the protective
factors associated with the social work inter-
vention process.
*Dr., SHÇEK İstanbul Atatürk Kız Yetiştirme
Yurdu Müdürü Key Words: Risk factors, Child neglect and
abuse, Child well-being, social work inter-
vention.
ÖZET
Çocuk ihmali ve çocuk istismarı, tüm çocuk-
ların iyilik halini tehdit eden önemli bir ol-
gudur. Derleme niteliğindeki bu çalışmada, GİRİŞ
çocuğun iyilik halini tehdit eden ve ihmal-
istismara uğramasına neden olan risk fak- Küreselleşmenin etkisiyle tüm dünyada
törleri incelenmektedir. Çocukların ihmal sosyal refah açısından büyük bir zen-
ve istismara uğramasına etki eden faktörler ginlik dönemi yaşanırken, eş zamanlı
arasında ebeveynlerin, bireysel özellikleri, olarak yoksulluk açısından da benzer
depresyon-anksiyete, düşük tolerans, kendine bir görüntü sergilenmektedir (Şenses,

73
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 21, Sayı 1, Nisan 2010

2001: 13). Bu hızlı değişim sürecinde, yönelik bir süreç içerisinde yol almak-
ülkelerin birbirine olan karşılıklı ba- tadır. Bu hızlı değişimlerin de risk altın-
ğımlılıkları giderek artmakta, ancak daki bireyler üzerinde çeşitli olumsuz-
bu süreçten bütün ülkeler aynı oranda luklar yaratması bazı sosyal sorunlara
kazançlı çıkamamaktadırlar. Dünya- neden olması, kaçınılmaz bir toplumsal
daki zenginliğin %85’i, dünya nüfusu- gerçeklik olarak mevcut sosyal sorun-
nun %20’si tarafından kullanılırken, en ların temelini oluşturmaktadır.
yoksul %20’lik kesim ise % .5’lik payla
Zeytinoğlu (1991)’na göre, ebeveynin
yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır
çocuklarına yönelik hangi eylemleri-
(Şenkal, 2005: 85). Bu eşitsiz gelir da-
ğılımı, yoksul ve azgelişmiş ülkelerde nin çocuk ihmali ve istismarı olduğu; o
varolan sosyal sorunların daha da art- toplumda çocuğa verilen değere, toplu-
masına neden olabilmektedir. mun değerleri ve inançlarına, ceza ve
disiplin yöntemlerine, çocuğa yönelik
Dünya ölçeğinde, özellikle yoksul ül- kabul edilebilir ve kabul edilemez dav-
kelerde var olan sosyoekonomik so- ranışların neler olduğuna bağlı olarak
runlardan en çok çocukların olumsuz şekillenmektedir.
etkilendiği düşünülmekte, bazı aileler-
de çocukların temel gereksinimleri kar- Korbin (1991), “sosyokültürel hareket-
şılanamamakta ve çocukların korunma liliğe sahip ülkelerde çocuk istismar ve
ihtiyacı söz konusu olabilmektedir. Ko- ihmal prevalansının artışının dikkat çe-
runması gereken çocuklar olgusu, her kici olduğunu” vurgulamıştır. Türkiye’nin
toplumun içinde bulunduğu kendine sosyoekonomik hareketlilik içinde genç
özgü sosyoekonomik koşulların ve özel- nüfusa sahip bir ülke olduğu bilinmek-
likle ekonomi politikalarının bir ürünü, tedir. Doğan (2001)’ın, kültürel değerler
en önemli sosyal sorunlardan biri olarak bağlamında çocuk olgusu ve çocuk hak-
kendini göstermektedir. Bu sorundan et- larını değerlendirdiği araştırmasında,
kilenen çocukların profili, sayı ve nitelik toplumumuzda çocuğa verilen değerin
bakımından zaman içerisinde değişim- yüksek olduğu bulunmakla beraber, fi-
lere uğramakta, sorunu ortaya çıkaran ziksel ceza uygulanmasının yaygınlığına
etkiler bağlamında anlamı ve yoğunluğu dikkat çekilmiştir. Türk ailesinin çocuk
zaman içerisinde ve ülkedeki konjonktü- yetiştirme biçimi genellikle ataerkil otori-
re göre farklılaşabilmektedir. teye dayanan, kısıtlayıcı ve aşırı koruyu-
cu ana-baba tutumları içermekte ve ço-
Ülkemizde yaşanan hızlı toplumsal cuktan beklenti olarak da saygılı olma,
değişmeler, küreselleşen dünyada tek- boyuneğicilik, uysallık ve kurallara uygun
nolojik, bilimsel gelişmelerden etkile- hareket etme davranışları talep edilmek-
nerek toplumumuzdaki üretim-tüketim
tedir (Fişek, 1982; Erkman, 1991).
ve mülkiyet ilişkilerinin anlamını, eko-
nomik yapıyı, sosyokültürel yapıyı, top- Atamer (2005)’e göre, Türkiye’de çocuk
lumsal değerleri, kuralları ve insanlar istismarı ve ihmaline ilişkin çalışmalar,
arasındaki ilişkileri, bir başka ifadeyle prevalans saptama, betimleme ve pato-
toplumun yapısını tamamen değiştir- lojik özelliklerle ilişkilendirme yönünde-
mektedir. Toplumsal yapıda meydana dir. Erkman (1991), duygusal istismarın
gelen bu değişmeler karşısında toplum Türk aile ve eğitim pratikleri ile ilişki-
yeni bir denge durumunu bulabilmeye sini yorumladığı çalışmasında, ailenin

74
Yolcuoğlu

çocuğa ve ergene yönelttiği duygusal (1997), yaptığı çalışmada; Türkiye’de


şiddetin yanında, okul/eğitim sistemi- çocukların %65.72’sinin anne ya da ba-
nin de çocuğa yönelttiği şiddet üzerin- bası tarafından fiziksel istismara uğra-
de durulması gerektiği vurgulanmıştır. dıklarını saptanmıştır.
Türkiye’deki çocukların ihmal istismara
uğramasına çocuk hakları perspektifin-
RİSK ALTINDA
den yaklaşan Doğan (2001), “güç ko-
YAŞAYAN ÇOCUKLAR
şullar altındaki çocuklar” başlığı altın-
da; çalışan çocuklar, sokak çocukları, ‘Çocuk refahı alanı’, korunması gereken
göç ve doğal afet mağduru çocuklar ve çocuklar sorununa çözüm bulabilmek
yerel koşullardan dolayı mağdur olan amacıyla, hızlı gelişmelerin etkisiyle
çocuklara dikkat çekmektedir. tarihsel süreçte güçlenmiş olan sosyal
Sağlık ve sosyal hizmetler, hukuk ve eği- hizmet disiplininin en temel alanlarından
tim alanlarında çalışan profesyonellerin, biridir. Çocuk refahı hizmetleri; kamu-
Türkiye’de çocuk istismarı ve ihmaline sal çocuk koruma kurumlarınca ihmal,
ilişkin görüşlerinin incelendiği bir araş- istismar ve kötü muameleye uğradığı
tırmada (Zeytinoğlu, 1991), çocuk istis- rapor edilen çocukların, sorunlarına
marı ve ihmalinin tanımı; “18 yaş altında çözüm bulmayı hedefleyen hizmetleri
bulunan çocuklara karşı, aktif olarak içermektedir. Sosyal hizmet disiplininin
girişilen ve onların fiziksel, duygusal, zi- bu alanı, çocuk koruma sistemi (ÇKS)
hinsel ve toplumsal gelişimlerini zedele- aracılığıyla çocukların gereksinimlerinin
yen her türde eylemler, ‘çocuk istismarı’ aile ve diğer sosyal kurumlar tarafından
olarak; onların beslenme, bakım, göze- karşılanması, sağlıklı yetişmeleri önün-
tim, eğitim gibi ihtiyaçlarının karşılanma- deki engellerin kaldırılması konularında
ması durumları da ‘çocuk ihmali’ olarak mesleki müdahaleleri içermektedir.
ele alınmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü
(WHO)’nün tanımına göre, “çocuk ihma- Türkiye’deki toplumsal yapı açısından
li, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin bakıldığında, binlerce yıllık tarıma dayalı
çocuğun gelişimi için gerekli her türlü ge- ekonomik üretim tarzından, endüstriyel
reksinimini karşılamaması veya dikkate toplum olabilme hedefine doğru hızlı bir
almamasıdır”. Bu gereksinimler, sağlık, değişim süreç yaşanmaya başlanmış-
eğitim, duygusal gelişim, beslenme, ba- tır. 1970’li yıllarda başlayan sanayi yo-
rınma ve güvenli yaşam koşulları alan- lunda ilerleme ve sanayi toplumu haline
larında ortaya çıkabilir. Gereksinimlerin gelme hedefiyle, 1980 sonrası uygula-
karşılanması, ebeveynin sahip olduğu maya konulan liberal politikalar, aslında
kaynaklarla orantılı olarak değerlendi- yapısal değişim açısından piyasa eko-
rilmesi gerekmektedir (Atamer, 2005). nomisine geçiş dönemi olarak kendini
Çocuk istismarı ise (WHO); çocuğun göstermektedir. Gelişmekte olan ülke
sağlığını, fiziksel gelişimini, psikososyal statüsündeki Türkiye’de, yetersiz sos-
gelişimini olumsuz etkileyen bir yetişkin, yal politikalar var olan olumsuzlukların
toplumu veya ülkesi tarafından bilerek ve yoksulluğu daha da derinleştirdiği,
veya bilmeyerek yapılan davranışlar”dır.
gelir dağılımının da bozuk olması yok-
Çocuk ihmali-istismarının sıklığı sulluğun yaygınlaşması sorununu da
Dünya’da %1-10, ülkemizde %10-53 ola- beraberinde getirdiğini söylemek yanlış
rak belirlenmiş olduğunu ifade eden Aral olmayacaktır.

75
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 21, Sayı 1, Nisan 2010

Bu olumsuz durumun bir sonucu olarak leri içeren ‘makrosistem’ içerisinde ço-
1994 ve arkasından 1999, 2001 yılla- cukların gelişimi olumlu ya da olumsuz
rında yaşanan ekonomik krizler sosyal yönde değişebilmektedir. Merkezde yer
sorunların artmasına, daha fazla olum- alan çocuk açısından, ekosistemin bu
suzlukların ortaya çıkmasına neden farklı yüzleriyle, aile-akrabalarıyla birlik-
olmuştur. Küresel krizlerin ekonomiye te uyum içerisinde çalıştığında sistemin
yansımasının bir sonucu olarak işsizlik dengede olduğu, çocuğun normal geli-
oranı, %10’lara ve hatta İstanbul’da % şimini sürdürdüğü söylenebilir. Çocukla
14’lere kadar yükselmiş, sosyal güven- ekosistem arasında uyumun olmaması
lik ve sosyal yardım sistemi, yoksul ke- halinde ise çocuğun gelişimsel dönem-
simleri korumakta yetersiz kalmaktadır leri ve sağlıklı gelişimi açısından çeşitli
(DPT, 2001). riskler söz konusu olabilmektedir.

EKOLOJİK SİSTEM YAKLAŞIMI VE Ekolojik sistem kuramının sunduğu yak-


laşım açısından, ‘korunması gereken
ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI
çocuklar’ sorununu açıklayabilecek bir
Ekolojik sistem yaklaşımı, insan dav- çerçeve şu şekilde oluşturulabilir; ül-
ranışına etki eden iç ve dış kuvvetlerin kemizde var olan korunması gereken
karşılıklı etkileşimleri üzerinde durarak, çocuklar sorunu, toplumsal değişme,
bireylerin farklı durumlara uyumlarını sosyoekonomik değişmeler, göç, kent-
sağlayan geçerli davranış kalıplarını leşme, işsizlik ve yoksulluk gibi toplum-
tanımlayarak, çevre içerisinde bulunan sal değişmeye yol açan yapısal etmen-
insan ve diğer sistemlerin birbirleri üze- lerle ailelerin durumu ve özelliklerinin
rinde meydana getirdikleri etkileri açıkla- (aile yapısı ve işlevleri vb.) etkileşiminin
maktadır (O’Melia, Miley ve Dubois 1998: bir ürünüdür. Toplumsal değişme, göç,
31-32). Eklektik bir yaklaşım olan ekolojik kentleşme, işsizlik, ve yoksulluk gibi fak-
sistem yaklaşımı, çeşitli insan davranışı törler hem aileleri etkilemekte hem de
teorilerinin güçlü yanlarını özellikle de onlardan etkilenmektedir. Ailelerin özel-
ekolojik teori ve genel sistem teorisine liklerinden bir bölümü göç etme, işsiz ya
temel oluşturan kavramları bütünleştire- da yoksul olma, bir bölümü de ailenin
rek (Grief 1986: 225, akt. O’Melia, Miley işlevselliğini kaybetmesi, geniş aile des-
ve Dubois, 1998: 31), bireyin iç dinamik- teği ve sosyal destekten yoksul kalması
leri kadar onun yaşamını etkileyecek gibi değişkenlerdir (Yolcuoğlu, 2009).
dış dinamikler üzerinde de durmaktadır
(Ashman ve Zastrow, 1990: 10). ÇOCUKLARIN İHMAL-İSTİSMARA
UĞRAMASINDA AİLELER VE
İnsan gelişimi ekolojisinde, gelişen in-
ÇOCUKLARA YÖNELİK
san organizmasıyla, yaşayıp büyüdüğü
RİSK FAKTÖRLERİ
çevre arasındaki etkileşim, aile, okul,
akranlar, akrabaları içeren ‘mikrosistem’; Sosyal hizmet disiplininin temel fonksi-
çocuğun aktif rol oynamadığı ancak yonu olan “önleyici” mesleki uygulama
onun yaşantısını ve gelişimini etkileyen çalışmaları, son yıllarda “risk temelli”
kitle iletişim araçları, komşular, sosyal stratejiler kullanılması yoluyla çocukların
hizmet kurumları ve bütün bu sistemle- problemlerini önlemede ön plana alın-
rin kendi içindeki bağlantılarını sağlayan maya başlamıştır (Fraser, 2006). Risk,
‘mezosistem’; inanç, değer ve ideoloji- koruma ve direnç kavramları çocukların

76
Yolcuoğlu

sorunları için politikalar geliştirmede • Aile yapısı (zayıf destekli tek ebe-
anahtar kavramlardır. Türkiye’de, ço- veyn, evde çocuk sayısının fazlalığı),
cuklar ve ailelerinin neden psikososyal • Sosyal destek zayıflığı ve sosyal
ve ruhsal açılardan problemler yaşadı- izolasyon,
ğı, düşük gelirli ailelerin dezavantajlı ya-
şamlarının, özellikle çocukların sağlıklı • Ebeveynlerde psikopatoloji,
gelişimlerine nasıl olumsuz etkiler yap- • Madde bağımlılığı,
tığı yanıtlanması gereken sorular olarak
• İhtilaflı boşanma,
toplum gündeminde yerini almaktadır.
Ülkemizde, düşük gelir grubu, alt sosyo- • Ailede genel stres düzeyinin yüksek
ekonomik düzeye mensup ailelerin de- olması,
zavantajlı yaşamlarının, özellikle çocuk- • Ebeveyn-çocuk etkileşiminin yeter-
ların yaşamlarına nasıl olumsuz etkiler sizliği (ebeveynlerin, çocukların dav-
yaptığı, çocuklar ve ailelerinin psikosos- ranışları hakkında negatif tutum),
yal, ruhsal açılardan ne tür problemler
• Çocuk gelişimiyle ilgili yanlış bek-
yaşadığı ana hatlarıyla bilinmektedir.
lentiler,
Aşağıda, ekolojik sistem yaklaşımı açı-
• Ruh sağlığı problemleri (annelik
sından, çocuğun ihmal ve istismara depresyonu vb.),
uğraması açısından ailelere ilişkin “risk
faktörleri”ne ilişkin bir sınıflandırmaya • Kültürel açıdan uyumsuzluk,
yer verilmiştir (Coll ve Magnuson 2000; • Düşük sosyoekonomik statü ve ye-
Garbarino ve Ganzel 2000; Osofsky ve tersiz komşuluk ilişkileri,
Thompson 2000; akt. Fraser ve Jen-
• Stres yaratıcı yaşam olayları,
son, 2006: 31-32):
• Sağlık, bakım ve sosyal hizmet ola-
• Ebeveynlerin dışsal denetim odağı-
naklarına yeterince ulaşamama,
na sahip olması (kendini yönetebil-
me becerisi zayıflığı), • Ebeveynlerin işsizliği, evsizliği,

• Ebeveynlerde dürtü kontrolü zayıflı- • Ayrımcılık.


ğı, Ekolojik sistem yaklaşımı açısından ço-
• Depresyon/kaygı, cukların ihmal ve istismara uğraması-
na neden olan, “çocuklara yönelik risk
• Engellenmeye karşı düşük tolerans, faktörleri”ne ilişkin bir sınıflandırmaya
• Mekânsal olarak kendini güvensiz yer verilmiştir (Coll ve Magnuson 2000;
hissetme, Garbarino ve Ganzel 2000; Osofsky ve
Thompson 2000; akt. Fraser ve Jen-
• Kendine güvende zayıflık, son, 2006: 31-32):
• Kendi ebeveynlerine güvensiz bağ- • Erken doğum, doğumsal anomali-
lanma, ler, düşük kilolu doğum,
• Çocuklukta istismar geçmişi, • Mizaç açısından olumsuzluklar,
• Aile içi şiddeti de içeren ebeveynler • Fiziksel/ bilişsel/duygusal açıdan
arasında yüksek seviyede ihtilaf, engelli olma,

77
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 21, Sayı 1, Nisan 2010

• Kronik hastalık ve ciddi hastalıklar, %91.3’ünün, karşılaştırma grubundan


ise %17.5’inin iş bulmada sıkıntılar ya-
• Çocukluk travmaları,
şadığı görülmüştür. Hiçbir “sosyal gü-
• Antisosyal arkadaş grubu, venlik kuruluşuna” kayıtlı bulunmayan
karşılaştırma grubu aile oranı sadece
• Çocukluk öfke nöbetleri, agresyon
%6.3 iken, çocuğu kurum bakımında
vb. davranış bozuklukları.
olan ailelerin %53.8’inin hiçbir sosyal
Yolcuoğlu (2009)’nun “Çocuk Koruma güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadığı
Sisteminde Aileyle Çalışmanın Esasları: bulunmuştur. “Aylık gelir” bakımından,
İstanbul Örneğinde Çocuklar ve Ailele- çocuğu kurum bakımına alınmış aile-
rinin Gereksinimler, Güçlülük ve Risk lerin gelir ortalamasının 654 TL, kar-
Faktörleri Açısından Değerlendirilmesi” şılaştırma grubunun ortalamasının ise
konulu 2006-2007 yılları arasında yaptı- 1.103 TL olduğu belirlenmiştir. Ailenin
ğı karşılaştırmalı araştırmasında; çalış- “beslenme” gereksinimlerini karşılaya-
ma grubunu, İstanbul İl Sosyal Hizmet- bildiğini söyleyenlerin oranı, çocuğu
ler Müdürlüğü’ne bağlı yuva ve yurtlarda kurum bakımına alınmış olan ailelerde
çocukları, korunma altına alınmış aileler %3.8’de kalırken, karşılaştırma grubu
ve karşılaştırma grubunu ise çocukları ailelerden %45’i beslenme gereksinim-
sisteme giren ailelerle aynı sosyal çevre- lerini karşılayabildiklerini ifade etmişler-
de ikamet etmekte olan, sosyokültürel ve dir. “Barınma” gereksinimlerini karşıla-
ekonomik özellikleri birinci gruba paralel yabildiğini söyleyen çalışma grubu aile
olduğu düşünülen ve çocuğu bulunan oranı %13.8’de kalırken, karşılaştırma
ailelerin tümü oluşturmuştur. Karşılaştır- grubu ailelerden %53.8’i barınma ge-
ma grubu aileler, çalışma grubu ailelerin reksinimlerini karşılayabildiklerini ifade
adreslerine yapılan ev ziyaretleri sıra- etmişlerdir. “Sağlık” gereksinimlerini ta-
sında, çocukları sisteme girmiş olana mamen karşılayabildiğini söyleyen ça-
ailelerin komşularından gelişigüzel seçi- lışma grubu aile oranı sadece %10’da
lerek, bunlardan görüşmeyi kabul eden kalırken, karşılaştırma grubu ailelerden
anneler üzerinden, veriler toplanmıştır. %57.5’i sağlık gereksinimlerini karşıla-
Çalışma grubu ve karşılaştırma grubun- yabildiklerini ifade etmişlerdir.
dan 80’er olmak üzere toplam 160 an-
Yani karşılaştırma grubundaki annele-
neye “Yapılandırılmış Görüşme Formu”
rin sağladığı “sosyal destek”, çalışma
uygulanmış ve “risk faktörlerine” ilişkin
grubundaki annelere göre daha yüksek
aşağıdaki veriler elde edilmiştir:
olup, aralarında anlamlı bir fark oldu-
“Korunması gereken çocukların anne- ğu bulunmuştur (t(158)= 15.65, p < .05).
lerinden “eğitim düzeyi” bakımından, Çalışma grubu ailelerin %40’ı bir sorun
okur yazar olmayanların oranı”, %33.8 yaşadığında “yardım alabileceği tanıdık
iken karşılaştırma grubunda bu oran ve akrabaları” olduğunu ifade ederken;
%12.5 ve ortaokul mezunu olanların bu oran karşılaştırma grubu ailelerde
oranı çocuğu kurum bakımına alınmış %82.5’e yükselmektedir. Benzer şe-
annelerde sadece %5 iken, karşılaştır- kilde çalışma grubu ailelerin %10’u bir
ma grubunda bu oran %28.8’e yüksel- sorun yaşadığında yardım alabilece-
mektedir. “İşsizlik” bakımından, çocuğu ği komşuları olduğunu ifade ederken,
kurum bakımına alınmış babalardan bu oran karşılaştırma grubu ailelerde

78
Yolcuoğlu

%71.3’e yükselmektedir. Çocuğu kurum olduklarını ifade ederken; çalışma gru-


bakımına alınmış çalışma grubu anne- bu annelerden sadece %52’ si isteye-
lerden sadece %10’u bir sorun yaşadı- rek çocuk doğurduğunu ifade etmiştir.
ğında eşinin ailesinin destek olduğunu
Çalışma grubu ailelerin %58.8’inde aile-
ifade ederken, bu oran karşılaştırma
de bir engeli /kronik hastalığı olan birey
grubu ailelerde %52.5’e yükselmekte-
var iken; karşılaştırma grubu ailelerde bu
dir. Araştırmaya katılan karşılaştırma
oran %10’a düşmektedir. Çalışma grubu
grubu annelerden sadece %6.3’ü bir annelerin %42.5’i eşinden her zaman
sorun yaşadığında kendisine hiç kim- ve %27.5’i genellikle şiddet gördüğünü
senin yardım ve destek sağlamadığını ifade ederken, karşılaştırma grubu ai-
ifade ederken, bu oran çalışma grubu lelerden sadece %1.3’ünde genellikle
ailelerde %40’a yükselmektedir. eşinden şiddet gördüğü belirtilmiştir. Ça-
Çalışma grubu annelerin “evlendiği lışma grubu annelerin %28.8’i eşinden
yaş” ortalaması 18.07 yıl, karşılaştırma çocuklara karşı her zaman ve %42.5’i
grubu annelerin ise 20.46 yıl olarak ara- genellikle şiddet uygulandığını ifade
larında fark bulunmuştur (t(158)= 3.54, p ederken; karşılaştırma grubu ailelerde
< .001). Çalışma grubu annelerin ilk ço- anne-babadan çocuklara karşı her za-
cuğunu doğurma yaş ortalaması 20.10 man ya da genellikle kategorisinde şid-
yıl; karşılaştırma grubun annelerin ilk det yaşanmadığı görülmüştür. Çalışma
çocuğunu doğurma yaş ortalaması grubu annelerin %85’i ailede psikolojik
ise 22.03 yıldır. Çalışma grubu anne- sorun yaşayan biri olduğunu ifade eder-
lerin %31.3’ünün, karşılaştırma grubu ken, karşılaştırma grubu ailelerde bu
annelerin %5’inin yakın akrabalarıyla oranın %7.5’e düştüğü görülmektedir.
evlilik yaptığı bulunmuştur. Çalışma Çalışma grubu 16 ailede (%20) madde
grubu annelerin %12.5’i eşiyle arka- bağımlılığı olan biri var iken, karşılaştır-
daşlık ederek evlenmiş olup bu oran ma grubu ailelerden hiçbirinde madde
karşılaştırma grubu annelerde %30 ’a bağımlılığı olan biri bulunmadığı gö-
yükselmektedir. Çalışma grubu annele- rülmektedir. Çalışma grubu 46 ailede
rin %72.5’i, karşılaştırma grubu annele- (%57.5), aile bireylerinden birinde alkol
rin %57.5’i görücü usulüyle evlenmiştir. bağımlılığı olan biri var iken; karşılaştır-
İlk çocukları doğduğunda çalışma gru- ma grubu ailelerden sadece 2 (%2.5)’
bu annelerin sadece %28.8’inin resmi sinde alkol-kumar bağımlılığı olan biri
nikâhı var iken, bu oranın karşılaştır- bulunduğu görülmektedir. Çalışma gru-
ma grubu annelerde %93.8’e yüksel- bu 47 ailede (%58.8), karşılaştırma gru-
diği bulunmuştur. Çalışma grubundan bu ailelerden 2 ailede (%2) aile bireyle-
eşiyle ilişkisinin çok iyi olduğunu ifade rinden birinin cezaevine girmiş olduğu
eden anne bulunmaz iken karşılaştır- görülmüştür. Çalışma grubu ailelerin 39’
ma grubunda eşiyle ilişkilerinin çok iyi unda (%48.8), okul çağında olmasına
olduğunu söyleyenlerin oranı %58.8’e rağmen okula gitmeyen çocuk bulunmuş;
yükselmektedir. Çalışma grubu annele- karşılaştırma grubu ailelerin hiçbirinde
rin sahip olduğu çocuk sayısı ortalama- okul çağına gelmesine rağmen okula
sı 3.58; karşılaştırma grubu annelerin gitmeyen çocuk olmadığı görülmüştür.
ise 2.38’dir. Karşılaştırma grubu anne- Çalışma grubu ailelerin %23.8’inde ça-
lerden %100’ ü isteyerek çocuk sahibi lışan çocuk var iken karşılaştırma grubu

79
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 21, Sayı 1, Nisan 2010

ailelerde bu oran %6.3’tür. Çalışma gru- yer alan (Coll ve Magnuson 2000;
bu ailelerin %5’i çocuklarına zaman ayı- Garbarino ve Ganzel 2000; Osofsky
rıp her zaman ilgilendiğini ifade ederken ve Thompson 2000; akt. Fraser ve
bu oran karşılaştırma grubu ailelerde Jenson, 2006: 31-32), erken doğum,
%88.8’e yükselmektedir. Çalışma grubu doğumsal anomaliler, düşük kilolu do-
annelerden sadece % 8.8’i, karşılaştır- ğum, mizaç açısından olumsuzluklar,
ma grubundan ise %83.8’i çocuklarının fiziksel/ bilişsel/duygusal açıdan engelli
gereksinimlerini tamamen karşılayabil- olma, kronik hastalık ve ciddi hastalık-
diklerini belirtmişlerdir. Çalışma grubu lar, çocukluk travmaları, antisosyal ar-
annelerin %47.5’i evliliği boyunca çocuk- kadaş grubu, çocukluk öfke nöbetleri,
larını yanına almadan evi terk ettiğini ifa- agresyon vb. davranış bozuklukları gibi
de ederken, karşılaştırma grubu aileler- risk faktörlerinden birçoğu Yolcuoğlu
de bu oran %2.5’e düşmektedir.” (2009)’nun yaptığı araştırmada da be-
lirlenmiş olup yukarıda belirtilen alan
Daha önce belirtildiği gibi çocuğun ih-
yazınla paralel yönde bulgular elde
mal ve istismara uğraması açısından
edildiği görülmektedir.
ailelere ilişkin “risk faktörleri”ne ilişkin
bir sınıflandırmada yer alan (Coll ve
Magnuson 2000; Garbarino ve Ganzel
ÇOCUĞUN İYİLİK HALİNİ TEHDİT
2000; Osofsky ve Thompson 2000; akt.
EDEN RİSK FAKTÖRLERİNE KARŞI
Fraser ve Jenson, 2006: 31-32): ebe-
SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİ
veynlerde dürtü kontrolü zayıflığı, dep-
resyon/kaygı, mekânsal olarak kendini Türkiye’de son yıllarda kamu sağlığı,
güvensiz hissetme, aile içi şiddeti de sosyal hizmet, eğitim alanında bir takım
içeren ebeveynler arasında yüksek se- olumlu gelişmeler yaşanmasına karşın;
viyede ihtilaf, aile yapısı (zayıf destekli ülkemizin sosyal göstergeleri, çocukla-
tek ebeveyn, evde çocuk sayısının faz- rın yaşam kalitesi bakımından ne yazık
lalığı), sosyal destek zayıflığı ve sosyal ki halen olumsuz bir seyir izlemektedir.
izolasyon, ebeveynlerde psikopatoloji, Çocuk yoksulluğu ve kentsel yoksulluk
madde bağımlılığı, ihtilaflı boşanma, önemli bir sorun olarak varlığını sürdür-
ebeveyn-çocuk etkileşiminin yetersizliği mekte, milyonlarca çocuk nüfusunun,
(ebeveynlerin, çocukların davranışla- aileleriyle birlikte yoksulluk yükü altın-
rı hakkında negatif tutum), ruh sağlığı da ezildiği gözlenmektedir.
problemleri (annelik depresyonu vb.),
Genelci sosyal hizmet yaklaşımı, soru-
kültürel açıdan uyumsuzluk, düşük sos-
nu bütüncül bir bakış açısı içinde ele al-
yoekonomik statü ve yetersiz komşuluk
maktadır. Bunun anlamı, sadece o sorun
ilişkileri, stres yaratıcı yaşam olayları,
üzerinde odaklanmak değil, sorunun et-
sağlık, bakım ve sosyal hizmet olanakla-
kileşim içinde olduğu tüm sistemleri ele
rına yeterince ulaşamama, ebeveynlerin
almak, bu sistemler arasındaki ilişkileri
işsizliği, evsizliği gibi birçok risk faktö-
anlamak demektir. Bu nedenle, sadece
rüyle karşı karşıya geldikleri görülmekte
bir olgunun kendisine bakmak yeterli de-
olup, bu açıdan alanyazınla paralel yön-
ğildir. Örneğin, mikro düzeyde korunma-
de bulgular elde edilmiştir.
sı gereken çocuklar sorunu, sadece aile
Yine aynı şekilde, “çocuklara yönelik bireylerinin işsiz ve yoksul olmalarıyla
risk faktörleri”ne ilişkin sınıflandırmada açıklanamaz. Bu önemli sorun, makro

80
Yolcuoğlu

düzeyde aileleri yoksullaştıran politi- desteklenemeyen, iş vb. olanaklarla


kaları, yerel ve küresel bakış açılarını, kendine çıkış noktası bulamayan ve
toplum yapısını, toplumsal değişmeyi ve sosyal destek sağlayamayan ailelerin,
bütün bunlar arasındaki etkileşimleri ve işlevselliklerinde bozulmalar meydana
sosyal çevrenin özelliklerini bilmeyi ve gelebilmektedir. Bunun sonucunda ar-
anlamayı da gerektirir. tan riskler karşısında devletin aile ve
çocuk politikaları ve sosyal hizmet uy-
Genelci sosyal hizmet, bireylerin ve do-
gulamaları yetersiz kaldığında, korun-
layısıyla ailelerin sosyal işlevselliği üze-
ması gereken çocuklar sorunu, diğer
rine odaklanarak, birey-çevre açısından
birçok sosyal sorunla bağlantılı olarak
daha etkili bir iletişimin gerçekleşmesi,
gündeme gelmektedir.
karşılıklı etkileşiminin daha işlevsel bir
noktaya getirilebilmesine yardımcı ol- Genelci sosyal hizmet uygulamasının te-
mayı hedeflemektedir. Çevresi içinde mel ilkesi, aile-merkezli ve çocuk odaklı
birey bakış açısına sahip olan genelci bir yönelime sahip olup çocuklar ve aile-
sosyal hizmet uygulamalarının odak lerinin iyilik halini sürdürmelerini destek-
noktalarından biri de bireyin yakın çev- lemektir. Çocukların en üst düzeyde ge-
resini oluşturan aile kurumudur. Bu lişimleri için gereksinimlerini belirlemek;
açıdan sosyal hizmet mesleğinin ama- ailenin gereksinimlerini karşılayabilmesi
cı, yaşamları boyunca ciddi sorunlarla ve fonksiyonlarını başarılı bir şekilde
karşılaşan bireylere ve ailelere sorun- yerine getirebilmesi için gereksinim duy-
larının üstesinden gelebilmeleri için duğu kaynakları saptamak ve bu yönde
profesyonel anlamda bakım, koruma politika eksikliklerinin tamamlanmasına
ve danışmanlık hizmetleri vermek ve yönelik çalışmalar yapmak, uygulamada
onlara ‘sosyal işlevsellik’ kazandırmak- bunların yerine getirilmesine uğraşmak
tır (Pierson ve Thomas, 1999: 357). sosyal hizmet uzmanlarının öncelikli gö-
Sosyal hizmet uygulamalarında, aile- revleri arasındadır.
lerin gereksinimlerinin karşılanması ve
güçlendirilmesi, aile ve çocukların aile SONUÇ VE TARTIŞMA
bütünlüğünü sürdürebilmeleri ve özel-
likle çocuğun iyilik halinin desteklenme- Çocukların ihmal ve istismardan ko-
si, en üst seviyede gelişim olanaklarının runması kapsamında öncelikle, tüm
sağlanması çok önemlidir. Bu uygula- çocuklara yönelik erken müdahale ilke-
malarda kullanılan ekolojik sistem yak- sini temel alan koruma programlarının
laşımına göre, göçle kırsal kesimden geliştirilmesi hedeflenmelidir. Bu prog-
İstanbul’a gelen ailelerin, yeni geldikleri ramlar, tüm çocukların ve ailelerinin
kentsel ortama uyum sağlayabilmele- içinde bulundukları koşulları iyileştirme,
ri ve yeni dengeye ulaşabilmeleri için yaşam niteliğini artırma, çocuklarda
temel gereksinimlerinin karşılanması gelişimsel başarısızlığın önlenebilme-
gerekir. Gereksinimler karşılanmadı- si, çocuk ihmal, ve istismarına neden
ğında, birey ve çevrenin karşılıklı et- olabilecek risklerin oluşmasını önleme
kileşiminde önemli sorunlar çıkmakta amacını taşımalıdır. Bu amaca ulaşmak
ve aileler risk altında yaşamaya adeta için gelişmiş ülkelerde uygulanmakta
mahkum edilmektedirler. Toplumsal olan çocuk koruma politikalarının oluş-
sistem tarafından yeterli derecede turulması, çocuk koruma sisteminin

81
Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 21, Sayı 1, Nisan 2010

güçlendirilmesi, eğitim düzeyinin yük- yaşayan tüm çocukların korunması açı-


seltilmesi, üreme sağlığı çalışmaları- sından gelişmiş ülkelerde var olan top-
nın niteliğinin ve niceliğinin arttırılması, lum temelli, risk temelli, koruma temelli
kamu sağlığı programlarının geliştiril- stratejilerin geliştirilmesi olanaklı hale
mesi, işsizlik oranının düşürülmesi ve gelebilecektir. Bu stratejiler, çocukların
ulusal gelirin artırılması gereklidir. ihmal ve istismara uğramasına zemin
Önceki yıllarda sosyal koruma har- hazırlayan risk faktörlerinin belirlenmesi
camalarının GSMH içindeki payı %17 ve bu yolla toplumsal işbirliğine daya-
seviyesinde olan Yunanistan’da bu lı bir müdahaleyle çocukların iyi olma
oran 1998 yılında %24’e yükselmiştir halinin desteklenmesi ve sürdürülmesi
(Buğra ve Keyder, 2006). Diğer taraf- anlamı taşımaktadır. Bu strateji, etkili bir
tan, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, şekilde aile sisteminin çocuklar yararına
sosyal yardım, konut alanındaki sos- desteklenmesi, çocukların öz ailesinden
yal harcamaların GSMH içindeki payı kopartılmadan, optimal düzeyde destek-
Türkiye’de %19 iken; Yunanistan’da bu lenmesi ve kurum bakımındaki çocuk-
oran %35, İsveç’te %53.2 ve A.B.D’de ların toplumsal koruma çerçevesinde
ise %53.8’dir (Dünya Bankası, 2000). koruyucu aileler yanına yerleştirilmesini
Bu oranlar, sosyal alanda incinebilir içermektedir. Bir ülkedeki çocuk koruma
nüfus gruplarının ne kadar önemli ge- sistemi, örgütlenme ve hizmet verme
reksinimlerinin karşılanamadığını ve anlayışı ile uygulamalarında ÇHS teme-
ne derece büyük risklerin oluştuğunu linde, toplumdaki değişmelerin, göçün,
gözler önüne sermektedir. Sosyal hiz- işsizliğin ve yoksulluğun etkilerinin, bun-
met açısından, Türkiye’de de gelişmiş ların sonucunda ailelerde ortaya çıkan
ülkelerde örnekleri olan, çocukların ai- gereksinimlerin ve risk faktörlerinin far-
lelerinde büyüyebilmelerine, aile birliği- kında olabilmelidir.
ni sürdürebilmelerine olanak sağlayan
ve tüm çocukların iyilik halinin destek- İşte bu çalışmada, ekosistem yaklaşımı-
lenmesi için gereksinim duydukları kay- nın birer kavramı olan ailelerin gereksin-
naklar konusunda, toplumsal bir anla- meleri, güçlü yönleri ve aileye ilişkin risk
yış ve politika çerçevesi geliştirilmesi faktörleri, Türkiye’de toplumsal değişme-
gerektiği düşünülmektedir. ye neden olan yapısal etmenler ve mak-
ro değişkenler olan göç, işsizlik ve yok-
Sosyal hizmet uygulamalarında etkin bir sulluk bağlamında ele alınmıştır. Yapısal
biçimde kullanılan ekolojik sistem yak- etmenlerin olumsuz etkileriyle bazı aile-
laşımına göre ve erken müdahale ilkesi ler, çocuklarının gelişimsel dönemlerine
temelinde, koruyucu mekanizmaların ait gereksinimlerini karşılayamamakta
desteklenerek ailelerin güçlendirilmesi ve bu durum da çocuğun sağlıklı geli-
gerekmektedir. Risk yaratan etmenleri şiminin önünde bir risk oluşturmaktadır.
ortadan kaldırarak, ailedeki direnci ve Çünkü çocuk gelişiminde, her dönemin
güçlü yönleri teşvik etmek bu soruna bir kendine özgü gereksinimleri vardır. Ço-
çözüm getirebilecektir. Böylesi bir çocuk cuğun normal kişilik gelişiminin sağla-
politikası uygulamaya girdiğinde, artık nabilmesi için, bulunduğu gelişim döne-
çocukların yararına bir uygulama olma- mine özgü gereksinimlerinin ortalama
dığı anlaşılan kurum bakımı hizmetleri seviyede dahi olsa karşılanması büyük
yerine, ülkemizde de risk altında önem taşımaktadır.

82
Yolcuoğlu

KAYNAKÇA and Community in Turkey (s. 295-321). Indi-


Acar, B. Yüksel ve Acar H. (2002). “Sistem ana University, Turkish Studies, 3.
Kuramı- Ekolojik Sistem Kuramı ve Sosyal
Hizmet: Temel Kavramlar ve Farklılıklar”. Fraser ve Jenson, (2006). Social Policy for
Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, H.Ü. Children ve Families: A Risk And Resilience
SHYO Yayını, Cilt:13, Sayı 1, 29-35. Perspective, Sage Publications, California.

Aral, Neriman (1997). Fiziksel İstismar ve Garbarino ve Ganzel (2000). The Human
Çocuk, Ankara, Tekışık Veb Ofset Tesisleri. Ecology of Early Risk. In J. P. Shonkoff ve S.
J. Meisels (Eds.), Handbook of Early Chidho-
Ashman, Kirst K. ve Hull, G. H (1999). Un- od Intervention (2nd ed., ss. 76-93), Camb-
derstanding Generalist Practice. Chicago: ridge, UK: Cambridge University Press.
Nelson Hall Publisher.
Korbin, J.E.(1991). Cross-cultural perspec-
Ashman ve Zastrow, (1990). Understanding tives and research directions fort he 21 st
Human Behavoir and the Social Environ-
Century. Child Abuse and Neglect. 15 (1),
ment. Chicago: Nelson Hall Publisher.
67-77.
Bertalanffy, V. L. Ecologica Systems App-
O’Melia, Miley ve Dubois (1998). Generalist
roach. (Internet Adresi; www.Users.Global-
Social Work Practice- An Empowering App-
net.Co.Uk/-Ebstudy/Strategy/Ecosys.Htm).
roach. UK, Allyn and Bacon.
Buğra, A., Keyder, Ç. (Derleyenler). (2006).
Osofsky ve Thompson (2000). Adaptive and
Sosyal Poitika Yazıları. İletişim Yayınları,
Maladaptive Parenting: Perspectives on Risk
Yayın No: 9.
and Protective Factors. In J. P. Shonkoff ve
Coll, C.G., ve Magnuson, K. (2000). Cultu- S. J. Meisels (Eds.), Handbook of Early Child-
ral Differences as Sources of Developmen- hood Intervention (2nd ed.,ss 54-75). Camb-
tal Vulnerabilities and Resources. in J. P. ridge, UK: Cambridge University Press.
Shonkoff ve S. J. Meisels (Eds.), Handbook
of Early Childhood Intervention (2nd ed.,ss Pierson ve Thomas, (1999). Dictionary of
94-114). Cambridge, UK: Cambridge Uni- Social Work. London: Collins Education.
versity Press.
Polat, O. (2000). Çocuk İstismarı, İstanbul,
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS). Adli Tıp Dergisi Yayınevi. Yayın No: 290,.
(1997). T.C. Başbakanlık Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu Yayını, Ankara. Şenkal, A. (2005). Küreselleşme Sürecinde
Sosyal Politika. İstanbul, Alfa Yayınları No:
DPT (2001). Aile ve Çocuk Özel ihtisas Ko- 1628, 1. Basım.
misyonu Raporu, Ankara.
Şenses, F. (2001). Küreselleşmenin Öteki
Doğan, İ. (2001). “Çocuk Hakları Açısından
Yüzü: Yoksulluk. İstanbul, İletişim Yayınları.
Türkiye’de Çocuk Olgusu”. Milli Eğitim Der-
gisi, 151 Yolcuoğlu (2009). “Çocuk Koruma Sis-
teminde Aileyle Çalışmanın Esasları: İs-
Duyan, V. (2003). “Aileye Yönelik Planlı
tanbul Örneğinde Çocuklar ve Ailelerinin
Müdahale Sürecinin Aşamaları”. Toplum ve
Gereksinimler, Güçlülük ve Risk Faktörleri
Sosyal Hizmet, H.Ü. SHYO Yayını Cilt 14.
Açısından Değerlendirilmesi”. Hacettepe
Erkman, F. (1991). “Çocukların Duygusal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ya-
Ezimi. Çocuk İstismarı ve İhmali”, Çocukların yımlanmamış Doktora Tezi.
Kötü Muameleden Korunması I. Ulusal Kong-
Zeytinoğlu, S. (1991). Sağlık, sosyal hizmet
resi. Gözde Repro Ofset: Ankara, 163-170.
ve hukuk alanlarında çalışanların Türkiye’de
Fişek, G. (1982). Psychopathology and the çocuk istismarı ve ihmali sorunu ile ilgili gö-
Turkish family: A Family systems teory analy- rüşleri. Çocuk İstismarı ve İhmali. Gözde
sis, Kağıtçıbaşı, Ç. (Ed.). Sex Roles, Family Repro Ofset: Ankara, 147-161.

83

You might also like