Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 4

ÞUMNU

Bir ara zekât âmili sýfatýyla görev ya- þehri Simeonis diye adlandýrmýþtýr. XII. nýn tamamen yok edilip garnizonun ate-
pan Þukrân’ýn vefat tarihi üzerinde ihtilâf yüzyýlýn ortalarýnda Þerîf el-Ýdrîsî burayý þe verildiði bildirilir. 1444 saldýrýsý boyun-
edilmiþse de onun Hz. Ömer’in hilâfetinin “Misionis”in bozulmuþ biçimi olarak anar, ca Haçlýlar þehrin kuzeyindeki açýk kýrsal
sonlarýnda veya Hz. Osman’ýn hilâfetinin eski ve meþhur bir þehir olduðunu söyler. kesimi de tahrip ettiler. Yýkýlan ve boþaltý-
ilk yýllarýnda vefat etmiþ olmasý kuvvetle II. Bulgar Ýmparatorluðu’nun (1186-1393) lan açýk düzlükler daha sonra 884 (1479),
muhtemeldir. Zâhidâne bir hayat süren sýkýntýlý yýllarýnda Þumnu küçüklüðüne rað- 890 (1485), 922 (1516), 1525, 1555 ve 988
Þukrân’ý Hz. Ömer sâlih bir kiþi diye nite- men ekonomik ve askerî merkez halinde (1580) tarihli Niðbolu sancaðý tahrir ka-
lemiþ, Þukrân’ýn oðlu Abdurrahman’ý Ebû öncelikli bir öneme sahiptir. Ortaçað’daki yýtlarýndan anlaþýldýðýna göre Anadolu’dan
Mûsâ el-Eþ‘arî’nin yanýna Irak’a gönderir- surlarla çevrili Þumnu sadece 200 × 115 getirtilen Türkmen gruplarýnca iskân edil-
ken kendisine sâlih bir kiþinin oðlunu yol- metrelik bir alaný iþgal ediyordu. Bu alan di. Ýki yüzyýl boyunca Þumnu kazasýnýn gü-
ladýðýný bildirmiþ ve babasýnýn hatýrýna ona çok dar yollar boyunca küçük taþlarla örül- ney yarýsýndaki eski Bulgar hýristiyan köy-
iyi davranmasýný istemiþtir (Belâzürî, I, 479). müþ evler ve kiliselerle çevrilmiþti, muh- lülerinin bir bölümü müslüman oldu ve za-
Ahmed b. Hanbel’in kendisinden bir riva- temelen nüfusu da 450-550 civarýndaydý. manla Türkçe’yi benimsedi (Gradište, Iva-
yet naklettiði (Müsned, III, 495) Þukrân’- 1960’lý ve 70’li yýllarda yapýlan kazýlar so- novo / Huyvan, Manoilic, Smolovce, Troit-
dan Yahyâ b. Umâre el-Müzenî, Ebû Ca‘fer nucu, Osmanlý dönemi öncesindeki þeh- sa, Tusevica ve Yankovo). Bu durum Þum-
Muhammed b. Ali ve Ubeydullah b. Ebû rin, mahalleleriyle birlikte Ortaçað’daki sý- nu’daki müslüman-Türk unsurunu güç-
Râfi‘ rivayette bulunmuþtur. radan bir Bulgar þehri olarak 800-1200 lendirmiþtir.
BÝBLÝYOGRAFYA : nüfusa sahip bulunduðu tahmin edilebi- Tamamen tahrip edilen þehir bir daha
Müsned, III, 495; Ýbn Sa‘d, e¹-ªabašåt, II, 64, lir. Šumen adý da yapýlan kazýlar sýrasýnda inþa edilmedi. 1444 yýlýndan sonra daha
263, 279, 291, 299, 301; III, 49-50; Buhârî, et- elde edilen ve 1270’li yýllarda Tatar iþgali mütevazi bir yerleþim eski sitenin aþaðý-
TârîÅu’l-kebîr, IV, 268; Belâzürî, Ensâb, I, 294, devrine rastlayan dua metnini içeren bir
478-479, 569, 570, 576, 577; Ebû Nuaym, ¥ilye, sýnda Bokluca çayýnýn dar vadilerinde ya-
I, 372; Ýbn Abdülber, el-Ýstî£âb (Bicâvî), II, 709-
Bulgarca yazýtta geçer. Šumen’in bölgeyi yýlmaya baþladý. 884 (1479) tarihli tahrir
710, 735; Ýbnü’l-Esîr, Üsdü’l-³åbe (Bennâ), II, tanýmlayan ve “yaprak, yeþillik, ormanlýk” icmal kayýtlarý (Sofya Millî Ktp., O. A. K.,
527; III, 5-6; Nevevî, Teh×îb, I, 247; Ýbn Hacer el- anlamýna gelen Bulgarca “šuma”dan tü- nr. 45/29) þehrin nüfusu hakkýnda bilgi ve-
Askalânî, el-ݽâbe (nþr. Âdil Ahmed Abdülmev- rediði düþünülür, ayrýca eski adý olan Si-
cûd v.dðr.), Beyrut 1415/1995, III, 284-285, 324;
ren ilk kaynaktýr. Buna göre þehirde yet-
meonis’ten geldiði de belirtilir. miþ dört hýristiyan, on bir müslüman hâ-
a.mlf., Teh×îbü’t-Teh×îb, Beyrut 1404/1984, IV,
316; Þemseddin es-Sehâvî, el-FaÅrü’l-mütevâlî fî Þehir Osmanlý idaresine 790-791’deki nesi (% 18) mevcuttu. Toplam nüfus 400-
meni’ntesebe li’n-nebî mine’l-Åademi ve’l-me- (1388-1389) kýþ seferi sýrasýnda geçti. Ve- 450 civarýna ulaþýyordu. 922 (1516) ve 931
vâlî (nþr. Meþhûr Hasan Mahmûd Selmân), Zer-
zîriâzam Çandarlý Ali Paþa çatýþma olma- (1525) tarihli mufassal tahrir defterleri
kå / Ürdün 1407/1987, s. 49.
dan müstahkem þehri ele geçirdi. Osman- Kuzey Bulgaristan’daki Türk yerleþiminin
ÿAbdülkadir Þenel lý tarihçisi Neþrî’nin anlattýklarýyla örtüþen hangi boyutlarda olduðunu açýkça göster-
o döneme ait bir rivayete göre ovada ka- mektedir. 1516’da Þumnu’da hýristiyanla-
– — rargâh kuran Osmanlýlar’a þehrin kalesi- rýn 107 hâneye ulaþtýðý bir dönemde müs-
ÞU‘LE nin anahtarlarý ahali tarafýndan teslim edil- lümanlarýn hâne sayýsý doksan dörttü. Ar-
(bk. MUHAMMED ÞU‘LE). miþtir. Osmanlý yönetiminin ilk yýllarý hak- týk kendini toparlayan þehrin müslüman
˜ ™ kýnda surlarý tamir edilen kalenin içerisine nüfus oraný % 47’ye varmýþtý. 1525’te den-
bir muhafýz birliði yerleþtirilmesi dýþýnda ge müslümanlar lehine % 53 olarak de-
– —
ÞUMNU bilgi yoktur. 1444 yýlýnýn Eylül ve Ekim ay- ðiþti. 962 (1555) yýlýna kadar aradan ge-
larýnda Macar Kralý Vladislav ve Janos Hun- çen otuz yýllýk süre zarfýnda Þumnu tam
Kuzey Bulgaristan’da yadi kumandasýndaki Haçlý ordusu Þum- anlamýyla büyüdü ve þehir özelliði kazan-
tarihî bir þehir. nu’yu ele geçirerek tamamen imha et- dý. 252 müslüman ve 152 hýristiyan hâne-
˜ ™
ti. Bu hadiseye tanýk olan Alman Hans siyle birlikte % 62’si müslüman yaklaþýk
Þumnu platosundan dik yamaçlarla ini- Mehrgast tarafýndan ve yazarý meçhul 2000 kiþilik bir nüfusa sahip oldu. Müslü-
len ve bu platodan 200 m. daha aþaðýda Gazavât-ý Sultan Murad Han adlý kro- man nüfusun çok az bir bölümü Hýristi-
bulunan Bokluca (Projna) çayýnýn iki yaka- nikte þehir içindeki Osmanlý muhafýzlarý- yanlýk’tan dönme idi. Nitekim mühtediler
sýnda deniz seviyesinden 230 m. yüksek-
likte kurulmuþ, kuzey tarafýndan, bu yön-
den gelecek olanlarýn göremeyeceði biçim-
de alçak tepelerle korunmuþtur. Coðrafî
konumu þehrin olduðu yeri kolay savunu-
labilir bir duruma getirmiþtir. Þumnu (Šu-
men) Bulgaristan’ýn en eski þehirlerinden
biridir. Düzlüðün kenarýnda günümüzde
þehre yukarýdan bakan bir yerde Romalý-
lar’ýn Trakyalý yerleþimcilerin iþgal ettiði XX. yüzyýlýn
baþlarýnda
bir kale yaptýklarý bilinmektedir. VI. yüz-
Þumnu’yu
yýlda Doðu Roma Ýmparatoru Iustinianos gösteren
tarafýndan yenilenen kale I. Bulgar Ýmpa- bir fotoðraf
(Machiel Kiel
ratorluðu zamanýnda (681-970) geniþletil-
fotoðraf
miþtir. XI ve XII. yüzyýl Bizans otoriteleri arþivi)

227
ÞUMNU

bütün müslümanlarýn sayýsýnýn % 11’ini rýz Defteri, 714 müslüman ve 172 gayri Mustafa Ýzzet’in babasý olan Yesârî Meh-
oluþturan yirmi dokuz hâne kadardý. Aðýr müslim hânesinin varlýðýndan söz eder. med Esad’dýr. Ayrýca Reis Paþa Camii’nin
ilerleyen Ýslâmlaþma süreci, nüfusun di- Þehir böylece nüfusunun % 81’i müslü- kitâbesini de o yazmýþtýr.
nî kompozisyonunda ileriki dönemlerde man olan 4000-4500 kiþilik bir sayýya ulaþ- 1768’den itibaren baþlayan ve XIX. yüz-
önemli deðiþimlerle kendini gösterecek- mýþtýr. Bulgar hâne reislerinin yarýsý avâ- yýlýn son çeyreðine kadar aralýklarla de-
tir. Yeni Þumnu þehrinin en eski bölümü rýz ödemeyen gruba (askerî) dahildi. Yeni vam eden Rus-Türk savaþlarý süresince
batý ucunda Eskipazar mahallesi adýyla or- olarak Kilise, Kosta ve Stanco mahalleleri Þumnu, Osmanlý ordularýnýn temel askerî
taya çýktý. Hemen doðusundaki yer ise da- ortaya çýkmýþtý. 1751 kaydý ayrýca dinî ce- üssü haline geldi. 1771’de ve ardýndan ge-
ha sonra Eskicami mahallesi diye bilinen maatler arasýndaki ayrýþmanýn ortadan
len yýllarda Vezîriâzam Muhsin Mehmed
Mahalle-i Câmi-i Þerîf adýný taþýyordu. Eski- kalktýðýna iþaret etmektedir. Meselâ Kili-
Paþa þehrin kuzeyine doðru olan alçak ký-
cami kesme taþlardan özenle yaptýrýlmýþ se ve Kosta mahallelerinde müslümanlar
olup ahþap bir çatý ile kaplanmýþtý. 905 sýmda 6 km²’lik bir alaný çerçeveleyen top-
da yaþamakta, yine tamamýyla müslüman
(1500) yýlýndan biraz önce Rumeli Beyler- rak tabya yaptýrýp þehri güçlendirdi. 1243
mahalleleri olan Kadý Mescidi ve Hacý Pîrî’-
beyi Yahyâ Paþa tarafýndan inþa edilen ca- (1827-28) savaþýndan sonra taþtan yapýl-
de hýristiyanlar oturmaktadýr. XVIII. yüz-
mi 1992 yýlýna kadar varlýðýný sürdürdü. mýþ kýþlalar, askerî teçhizatla yiyecekler için
yýlla birlikte Þumnu büyük bir müslüman
Hemen yanýnda ise Yahyâ Paþa’nýn Kadý depolar ve askerî hastahaneler inþa edil-
merkezi haline geldi. 1142’de (1729-30) Ha-
Sinan Çelebi’den aldýðý ve 1960’lý yýllarda di. Bu 50.000 askeri alabilecek ordu karar-
cý Ahmed el-Acem ayný adla kurulan ma-
yýkýlan Eski Hamam bulunmaktaydý. 1555 gâhý, civardaki yollarý ve tepeleri kontrol
hallenin çekirdeðini oluþturan Kilek Camii’-
tarihli tahrir kaydýnda Söðüt Pýnar, Velî altýna alan müstakil tabyalar yapýlarak da-
ni yaptýrdý; bunun yanýnda 1164’te (1751)
Kadý ve Yolcu isimli üç yeni mahalle görül- ha da güçlendirildi. Öncelikle 1810 yýlýnda
büyük bir çifte hamam inþa edildi (bu ha-
mektedir. 987-988’de (1579-1580) Solak Stranca (Yýldýz) ve Ýbrâhim Nazir tabyala-
mam 1895 yýlýna kadar çalýþmýþ, 1927’de
Sinan mahallesi ortaya çýktý. yýkýlmýþtýr; kitâbesi Þumen Arkeoloji Mü- rý inþa edildi; bunlarý 1827-1828’de Çayýr,
XVII. yüzyýlda Rumeli’deki pek çok þe- zesi’ndedir). 1153’te (1740) bir saat kule- Moskov, Çengel tabyalarý ve diðerleri izle-
hir azalan veya duraksayan nüfus oraný- si yapýldý. 1157’de (1744) bir Þumnulu olan di. Kýrým savaþýnýn ardýndan topçuluðun
na sahipken Þumnu büyümesini sürdür- vezîriâzam kethüdâsý Þerif Halil Paþa ba- oldukça ilerlediði bir zamanda muhkem
dü. 1052 (1642) tarihli Mufassal Avârýz rok tarzýnda ve Lâle Devri geleneðinde bü- karargâh yine takviye edildi. Kasaplý, Zey-
Defteri müslümanlarýn oranýnýn iki mis- yük kubbeli bir cami, bir medrese, bir bek ve Beþtepe tabyalarý ile aralarýnda kü-
linden fazla olduðunu ve eski mahallele- mektep ve zengin bir kütüphane yaptýr- çük tabyalar yapýldý. Beþtepe tabyasýnýn
rin yanýnda Kara Efendi, Süleyman Efen- dý (bk. ÞERÝF HALÝL PAÞA KÜLLÝYESÝ). Bu- çok büyük olduðu, diðerlerine kýyasla da-
di, Þâban Bey ve Dündarzâde mahallele- rada bir hat mektebi de oluþtu. Bunun ha iyi muhafaza edildiði ve Bulgar ordu-
rinin kurulduðunu gösterir. Eskileriyle bir- ürünleri Kuzey Bulgaristan’da pek çok ya- su tarafýndan da kullanýldýðý bilinmektedir.
likte bütün mahallelerde 413 müslüman pýnýn kitâbesinde kendini gösterdi. Cami- XVII. yüzyýldan itibaren ve özellikle XVIII-
hânesi vardý. Þumnu varoþu 107 hâneye nin oldukça uzun olan inþa kitâbesi Rume- XIX. yüzyýllarda Þumnu sûfî Ýslâm’ýn ha-
sahipti; bunun yanýnda Safevî Ýraný’ndan li Kazaskeri Elhac Ni‘metullah’ýn çalýþma- reketli bir merkeziydi. Celvetiyye tarikatý
kaçan Ermeni ilticacýlarýn kurduðu, yir- sýdýr. XVIII. yüzyýlýn ikinci yarýsýna ait bina- XVII. yüzyýlýn ortalarýnda, Cerrâhiyye ise
mi beþ hânesi olan bir Ermeni mahalle- lar Reis Paþa Camii (1773-1774), Kurþun- 1771-1772 yýllarýnda Muhsinzâde Mehmed
si ortaya çýkmýþtý. 1642’de Þumnu’nun % lu Çeþme (1774-1775) ve 1221 (1806-1807) Paþa tarafýndan yayýldý. Bektaþîler ise 1790’-
76’sý müslüman olan 2500-2700 kadar tarihli tamir kitâbesi günümüze ulaþan be- da Cezayirli Gazi Hasan Paþa ile birlikte bu-
bir nüfusu mevcuttu. 1061’de (1651) Þum- destendir. Kurþunlu Cami geniþ yeniçeri rada ortaya çýktý. 1820’li yýllarda Rifâiyye
nu’ya gelen Evliya Çelebi burada on cami, kýþlasýnýn karþýsýnda yer alýyordu ve Silistre tarikatýnýn kontrolü altýna býrakýlan bu tek-
birçok mescid, yedi mektep, bir han, bir Valisi Yeðen Mehmed Paþa tarafýndan in- kede 1790’da Þumnu’da ölen Cezayirli Ga-
hamam, 300 dükkân ve on mahallenin bu- þa ettirilmiþti. Uzun kitâbesi Kânî’nin ilk zi Hasan Paþa’nýn türbesi bulunmaktay-
lunduðunu yazar, 700 evden söz eder. Ev- dönem çalýþmasýdýr. Hattatý ise Yesârîzâde dý. 1838’de Mirza Mehmed Said Paþa, es-
liya Çelebi ayrýca ahalinin ticaretle uðraþ-
týðýný bildirir. Ondan sekiz yýl sonra Bulgar
Katolik Episkopos Philipp Stanislavov, Þum-
nu’da iki kiliseye sahip 1200 Ortodoks hý-
ristiyan Bulgar’ýn mevcudiyetini haber ve-
rir. Türkler’in sayýsý 4500 olarak hesapla-
nýr, bunlarýn yedi camisi vardýr. Romen Ka-
tolik cemaati 120 kiþidir. 1052 (1642) ta-
rihli Avârýz Defteri’nde Romen Katolik
gruplarý Ragusa (Dubrovnik) tüccar cum-
Þumnu Saat
huriyetinin vatandaþlarý diye zikredilmiþ- Kulesi ile
tir. Tatar Camii
(Rifat Paþa
XVIII. yüzyýlda Kuzey Bulgaristan’daki Camii) –
pek çok þehrin nüfusunda duraðanlýk ve Bulgaristan
(Stephan Lewis
düþüþ olurken Þumnu yine büyümeyi sür-
fotoðraf
dürdü. 1164 (1751) tarihli Mufassal Avâ- arþivi)

228
ÞUMNU

ki Karabaþ-Çukur Tekkesi’ni restore ede- garca, kýrk sekizi Türkçe adlara sahipti. okulun öðrencileri, yazdýklarý Türkçe þiir
rek burayý Nakþibendiyye tarikatý için bir Türk köyleri oldukça küçük olup ortalama ve romanlarý Türkçe bastýklarý dergi ve ga-
merkez haline dönüþtürdü. dokuz hâneydi. Bulgarca ad taþýyan hýris- zetelerde yayýmlayarak Türk kültürünü
1845’te Þumnu þehri hakkýndaki bilgi- tiyan köylerinde ise ortalama otuz bir hâ- canlý tuttular (Medresetü’n-nüvvâb bir ba-
ler temettuât defterlerinden takip edile- ne vardý, bunlar Osmanlý öncesinden ka- kýma Þumnu’nun simgesi olmuþtur).
bilir. Buna göre Þumnu’da camiler etrafýn- lýp varlýðýný sürdüren eski yerleþim birim- II. Dünya Savaþý’ndan ve yeni rejimin
da kümelenmiþ, toplam 1542 hâneli yir- leriydi. Kýrk sekiz Türk köyü veya mezra- kurulmasýndan sonraki yýllarda Þumnu bir
mi altý Türk mahallesi bulunmaktadýr. 956 asýnýn toplam 491 hânesi mevcuttu, he-
sanayi merkezi olarak çok hýzlý deðiþiklik-
hâneli iki Bulgar hýristiyan mahallesi, 118 men hemen hepsinin isimlerinin arkasýn-
ler gösterdi. XX. yüzyýlýn ortalarýnda kýsa
hânelik bir Ermeni mahallesi ve otuz hâ- da “yörük” kelimesi bulunuyordu. Bu köy-
bir süre için Kolarovgrad adý da verildi.
nelik bir yahudi cemaati vardýr. Bu rakam- lerden yirmisi yörük göçebe nüfusu ve yer-
1970’te nüfusu 75.700 iken içinde müs-
lar 13-14.000 kiþilik bir nüfusu göster- leþimlerinden dolayý “karye” deðil mezraa
lüman cemaatin bulunduðu bu sayý 2001’-
mektedir. Batýlý seyyahlar ya da Bulgar ya- diye adlandýrýlmýþtý. Müslüman yerleþim
de 89.054, 2009 yýlý baþlarýna ait tahmin-
zarlarý (Boscowich, Sestini, Aubaret, Baker, An- birimlerinden yedisi Bulgarca isimler ta-
lere göre 86.000 oldu. 1934’ten 2001 yýlý-
gelova) þehrin kendilerinde uyandýrdýðý öne- þýmaktaydý ve terkedilmiþ Ortaçað Bulgar
na kadar Türk nüfusunda gerileme mey-
mi ifade etmek için genelde 30.000 veya köylerinin yeni yerleþimlerine iþaret et-
dana geldi. 2001’de sayýlarý 12.414 olarak
40.000 gibi abartýlý rakamlar verirler. 1751’- mekteydi. 1479’da yetmiþ sekiz köyün he-
den sonra Þumnu üç misli daha büyüme- tesbit edildi. Ayrýca 6000 dolayýnda yahu-
men hepsi Dað nahiyesinin yüksek yayla-
sine raðmen müslümanlarýn oraný % 81’- larýnda uzanmaktaydý. Bu bölgenin güne- di, Ermeni, Katolik ve Protestan mezhe-
den % 58’e geriledi. Bu da yiyecek ve gi- yinde Trakya’ya geçen önemli dað yolunu bi mensuplarý mevcuttu. Þehir günümüz-
yecek ihtiyacý bulunan büyük bir ordu için korumakla görevli, nüfusunun hepsi hýris- de, Karadeniz kýyýlarýný baþþehire baðla-
askerî bir üs halinde olmasýndan kaynakla- tiyan derbentçiler olan yeni ve büyük Ça- yan önemli Varna-Sofya demiryolu üzerin-
nýr. Nitekim ordu için çalýþmak üzere pek lýkkavak köyü kurulmuþtur. 1516’da Þum- de kara ve demiryolu kavþaðý durumunda-
çok Bulgar esnafý, dokumacý, sicim / ip ya- nu yöresinde otuz sekizi Bulgarca isim ta- dýr. Tütün iþleme, konserve, bira, mobil-
pýmcýlarý, terziler ve marangozlar burada þýyan 176 köy bulunmaktaydý. Türk nüfus- ya sanayii geliþmiþtir. 1984-1985 yýllarýn-
toplandý. Osmanlý döneminin en son yýlla- la birlikte müslüman köylerin sayýsý yerleþ- da komünist rejimin Türk ve Ýslâm karþý-
rýna ait salnâme Þumnu þehrini % 53’ü me hareketinin açýk bir göstergesi olarak tý siyaseti XVI ve XVIII. yüzyýllardan kalma
müslüman olan, 20.100 civarýnda bir nü- kýrk sekizden 141’e yükseldi. 1479 ve 1485 Eskicami, Çarþý Camii, Saat Camii ve di-
fusa sahip bir þehir olarak tasvir eder. Þe- yýllarýnda bunlarýn hemen hiçbiri mevcut ðerleri gibi bir dizi tarihî önemi ve sanat
hirde kýrkýn üzerinde cami, iki Bulgar ki- deðildi. 987’de (1579) Þumnu kazasýnýn deðeri olan caminin yýkýmýný beraberinde
lisesi, bir Ermeni ve Metodist kilisesi, bir müslüman Türk nüfusu þehir hariç 168’i getirdi. 1989’dan sonra durum biraz da-
sinagog, 1548 dükkân, 253 maðaza, yir- Türkçe isim taþýyan 198 köyde 4319 müs- ha düzeldi. 2004’te Tombul Cami resto-
mi sekiz han ve beþ hamam bulunmak- lüman hâneye yükseldi. Ayný yýl Bulgar
tadýr. Diðer kaynaklar ise sekiz medrese hýristiyanlar da 2823 hâneye ulaþtý. Kaza-
ile Bektaþiyye, Celvetiyye, Cerrâhiyye, Ka- nýn kýrsal nüfusunun % 60’ý müslümandý.
diriyye, Nakþibendiyye ve Rifâiyye tarikat- 1530-1535 yýllarýnda “yeni kent” anlamýn-
larýna mensup on bir tekkenin varlýðýndan da Hezargrad / Razgrad þehri kurulunca Þumnu’da Þerif Halil Paþa Camii hariminden bir detay (Step-
söz eder. Þumnu köylerinin bir kýsmý Hezargrad han Lewis fotoðraf arþivi)
Þumnu 1878’de Osmanlý ordularý tara- kazasýna ilhak edildi. Ardýndan Eskicuma
fýndan boþaltýldý; fakat yine de önemli sa- (þimdi Týrgovishte / Targovište) kazasý or-
yýda Türk nüfusu kaldý. Bu yýllarda Þum- taya çýktý. Tanzimat reformlarý süresince
nu’da 8520 Türk nüfus bulunuyordu. Bu Þumnu’nun eski nahiyeleri Gerlovo ve Ala-
rakam tedrîcî þekilde 1934’te 6500’e ka- kilise yeni kaza olan Osmanpazarý’na (þim-
dar indi. Yahudi cemaati de ayný yýllar içe- di Omurtag) katýldý. Büyük Þumnu kaza-
risinde ikiye bölündü. 1970 yýllarýnda þe- sýndan geriye kalan yerler ise nahiyelere
hirde yaþayan Türk aile sayýsý 700 (yakla- bölündü (güneyde Dað, ortada Alçak ve
þýk olarak 3000-3500 kiþi) olarak verilir. Þum- kuzeyde Deliorman). Alçak ve Deliorman
nu’daki cami sayýsý ayný zamanda bu þe- bütünüyle Sünnî ve Alevîler’den oluþan
hirdeki Ýslâm dininin kaderini göstermek- müslüman Türk nüfusa sahipti. 1751 ta-
tedir. 1889’da kullanýlmakta olan veya boþ rihli Mufassal Avârýz Defteri aþaðý top-
býrakýlan kýrk yedi cami vardý. 1920’de yir- raklarda yaþayan hemen hiçbir hýristiyan-
mi beþ, 1959’da on beþ, 1972’de dokuz, dan söz etmez. Sadece XIX. yüzyýlýn baþ-
bugün ise halk arasýnda Tombul Cami adýy- larýnda hýristiyan Bulgarlar bu bölgeye yer-
la da bilinen Þerif Halil Paþa Camii ile Ki- leþmeye baþlar. Þumnu, Bulgaristan Dev-
lek ve Tatar camileri kalmýþtýr. leti’nin idaresi altýna girdikten sonra Türk
Osmanlý döneminden itibaren Þumnu, nüfus varlýðýnýn bir kýsmýný koruduðu gibi
Niðbolu sancaðýnýn kadýlýk merkezi oldu. 1934’te buradaki Ýslâm dinî eðitimi açýsýn-
1479-1485’te bu kaza yetmiþ sekiz yerle- dan çok önemil olan Medresetü’n-nüvvâb
þim birimine sahipti. Bunlardan otuzu Bul- faaliyetini devam ettirdi (1922-1946). Bu

229
ÞUMNU

rasyona tâbi tutuldu, özellikle medrese par les russes en 1774 et 1810 et pendant la olmuþtur. Zira bunlarýn en önemlileri olan
itina ile onarýldý. Kilek Camii ise kullanýl- campagne actuelle”, Journal des voyages ou Isparta ve Atina’da siyasî iktidar çeþitli
archives geôgraphique du XIX siècle, Paris
makla birlikte yeniden tamir edildi ve te- seviyelerde meclisler yoluyla ve paylaþý-
1828; H. Duda, “Balkantürkische Studien”, Sit-
mizlendi. 1286 (1869) tarihli Tatar Camii zungsberichte Österreichische Akademie der larak kullanýlmaktaydý. Roma devlet dü-
açýk olup iyi muhafaza edilmiþtir. Ayrýca Wissenschaft, Philosophisch-Historische Klas- zeni içinde baþta senato olmak üzere her
1849’da Habsburglar’a baþ kaldýran ve se, sy. 226, Wien 1949, s. 63-89; V. Ivanov, “Ba- dönemde yasama, yürütme ve yargýlama
buraya sürgün edilen Macar ihtilâlinin li- ni v starija Šumen”, Izvestija Narodenija Muzej- alanlarýnda ya da bazý yöneticilerin seçi-
Kolarovgrad, I (1960), s. 59-74; Osman Keskioð- minde istiþarî veya baðlayýcý yetkileri olan
derlerinden Layoþ Koþut’un kaldýðý eski lu, “Bulgaristandaki Bazý Türk Vakýflarý ve Âbi-
Osmanlý evi müze haline getirildi. Þehir çeþitli meclislere yer verilmiþtir. Ýslâm ön-
deleri”, VD, sy. 7 (1968), s. 129-137; Vera Anto-
günümüzde de bir kilisesi ve cemaat evi nova, “Grad Šumen do XV vek v.s.”, Vekove, sy. cesi dönemde bilhassa Katolik hýristiyan-
bulunan Bulgaristan’ýn en eski Metodist 6, Sofia 1975, s. 22-30; Svetlana Ivanova, “Sum- larda bir kýsým dinî meselelerin tartýþýlýp
nu”, EI 2 (Ýng.), IX, 502-504. çözüme baðlanmasý için yüksek düzeyde
cemaatine ev sahipliði yapmaktadýr. Er- ÿMachýel kýel
meni cemaati 1834 yýlýnda tekrar inþa edi- din adamlarýnýn “konsil” adý verilen toplan-
len kendi kiliselerine ve bir okula sahiptir. týlarý da bir tür þûra kabul edilebilir. Ahd-i
– — Cedîd’in çeþitli yerlerinde geçen konsil (co-
Ortodoks Bulgarlar’ýn iki büyük kilisesi var- ÞÛRA
uncil) “millet meclisi” olarak tercüme edil-
dýr (Sv. Vaznesenie ve Tri Svetiteli). Dört ( ‫)א‬
miþtir. Yine Ahd-i Cedîd’de sözü edilen Are-
kilise de Osmanlý zamanýndan kalmadýr.
Danýþma opagos eski Yunan’da mahkeme ve þûra
Þumnu’daki tarihî iþlemeli Osmanlý evleri, ve danýþma kurulu anlamýnda benzeri bir danýþma meclisini ifade et-
XIX. yüzyýl istihkâmlarý, kýþlalarý ve am- fýkýh terimi.
barlarýyla camileri þehrin uzun Osmanlý ˜ ™ mekteydi. Eski Türk devletlerinde hüküm-
darlarýn çok sayýda danýþman bulundur-
geçmiþiyle olan güçlü baðlarýný ortaya koy- Sözlükte “danýþma, görüþ alýþveriþinde duðu ve birer danýþma kurumu olarak ku-
maktadýr. bulunma, danýþan kimseye fikrini söyle- rultaylarýn düzenlendiði bilinmektedir. Ýs-
BÝBLÝYOGRAFYA : yip onu yönlendirme” anlamýndaki þûrâ lâm öncesi dönemde Araplar da gerek
Tahrir Defteri, Sofya Millî Ktp., nr. O.A.K. 45/ (Tâcü’l-£arûs, “þvr” md.), fýkýh doktrinin- kurduklarý krallýklarýn gerekse þehir dev-
29; BA, TD, nr. 382, 775; BA, KK, nr. 2913; Hel-
de terim tanýmý yapýlmamýþ olmakla bir- letlerinin ve aþiretlerin yönetiminde þûra
muth von Moltke, Der russisch-türkische Feldzug
in der Europäischen türkei 1828-1829, Berlin
likte Ýslâmî literatürde yöneticilerin ve özel- yöntemine baþvurmuþtur. Kur’an, Sebe
1835, s. 119-124: G. S. Dÿumaliev, Istorija na }u- likle devlet baþkanýnýn görev alanlarýna gi- Kraliçesi Belkýs’ýn devlet yönetimine iliþ-
menskata krepost, Prinos kam istorijata na grad ren iþler hakkýnda ilgililere danýþýp onla- kin iþlerde kavminin önde gelenleriyle isti-
}umen, Sofia 1927; a.mlf., “Ikonomiceskoto raz- rýn eðilimlerini göz önünde bulundurma- þare ettiðine tanýklýk etmektedir (en-Neml
vitie ne grad Šumen prez epohata na Turskoto sýný ifade eder. Þûra ile ayný kökten (þevr) 27/29-35). Araplar’da kabile reisi, kabileyi
vladicestvo”, Izvestija Narodenija Muzej-Kola-
rovgrad, I, Šumen 1960, s. 83-99; ^. Cankov,
türeyen birçok kelimenin “bir þeyi bulundu- ilgilendiren meselelerde aþiret þeyhleriy-
“Naselenieto na grad Šumen”, Sbornik v ®est ðu yerden alma ve açýða çýkarýp görünür le kabile meclisine danýþýp karar vermek-
na A. I{irkov, Sofia 1933, s. 365-374; a.mlf., hale getirme” mânasýnda birleþtiði, özel- le yükümlüydü. Eski Arap þehir devletleri,
Geografski Re®nik na Balgarija, Sofia 1939, s. likle balýn kovandan çýkarýlmasý iþini anlat- yönetimin temsilcilerden oluþan þûra yo-
519-522; R. Angelova, }umenski Vazro´denski mak için bu kökten gelen kelimelerin kul- luyla gerçekleþtirilmesi bakýmýndan eski
Ka{ti, Sofia 1965; G. Tošev, }umen, Sofia 1971;
lanýldýðý ve danýþma iþinin de bir meselede Yunan þehir devletlerine benzemektedir.
V. Antonova, }umenska Krepost, Sofia 1975;
Hakký Abdullah Meçik, Þumnu: Bulgaristan isabetli karara varabilmek amacýyla kiþile- Ancak aþiret yapýsýna baðlý eski Arap top-
Türklerinin Kültür Hayatý, Ýzmir 1977; B. Hara- rin fikirlerinin açýða çýkmasýný saðlamak- lumunda þûra üyeleri önde gelen ailelerin
nova v.dðr., Ljulka na Drevna Kultura, Muzei i tan ibaret olduðu dikkate alýndýðýnda (Râ- temsilcileri konumundaydý. Bunlarýn en
Pamentitsi na Kultura v }umen i }umensko, gýb el-Ýsfahânî, el-Müfredât, “þvr” md.) þû- tipik örneði Mekke þehir devletidir. Mek-
Sofia 1987; M. Harbova, Gradoustroistvo i arhi- ke’nin siyasî ve idarî iþleri Kusay b. Kilâb
ranýn terim anlamýyla kök anlamý arasýnda
tektura po Balgarskite zemi prez XV-XVII vek,
semantik iliþkinin bulunduðu söylenebilir. tarafýndan inþa edilen Dârünnedve’den
Sofia1991, s. 75-77, 177-179; T. Stanley, “Šu-
men kato tsentar na izrabotka na Korani prez Meþveret, meþûre, müþâvere, istiþâre ve yürütülüyordu. Bir nevi asiller meclisi olan
XIX vek”, Istorija na Mjusjulmanskata Kultura teþâvür de þûra ile ayný anlamdadýr. Þûra bu kurula Kusayoðullarý’ndan baþka ge-
po Balgarskite zemi (ed. R. Gradeva), Sofia 2001, kelimesi ayrýca “üzerinde ortaklaþa görüþ nellikle Kureyþ boylarýnýn kýrk yaþýný aþ-
s. 100-135; G. Georgieva – O. Sabev, “Mjusjul- beyan edilen iþ” mânasýna geldiði gibi gö- mýþ baþkanlarý katýlýrdý (DÝA, VIII, 556).
manskite Misticni Bratstva v Šumen XVII-XIX
rüþ bildiren kimseler topluluðunu (ehlü’þ- Mekke’de olduðu gibi Palmira’da da (Ted-
vek”, a.e., s. 300-321; Machiel Kiel, “The Heart
of Bulgaria, Population and Settlement History þûrâ) belirtmek için de kullanýlmaktadýr mür) benzer bir meclis vardý.
of the Districts of Provadia, Novi Pazar and Sho- (Fahreddin er-Râzî, IX, 54). Kur’ân-ý Kerîm’in kýrk ikinci sûresi Þûrâ
umen from he Late-Middle Ages till the end of adýný taþýdýðý gibi bu sûrenin 38. âyetinde
Uygulanma biçimi ve ölçüsü deðiþmek-
the Ottoman Period”, Uluslararasý Osmanlý ve
le birlikte yöneten-yönetilen ayrýþmasýnýn þûra kelimesi geçmekte, ayrýca iki âyette
Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar Ýliþkileri Sem-
pozyumu, Bildiriler Kitabý, Eskiþehir 2005, s. ortaya çýktýðý ilk dönemlerden itibaren he- ayný kökten türeyen “teþâvür” (el-Bakara 2/
15-38; Vedat S. Ahmed, “Bulgaristan ile Türkiye men bütün toplumlarca bilinen þûra yön- 233) ve “þâvir” (Âl-i Ýmrân 3/159) kelime-
Arasýndaki Bilimsel ve Kültürel Ýliþkilerde Med- teminin (Mezopotamya’da milâttan önce leri yer almaktadýr. Bunlardan “karþýlýklý
resetü’n-Nüvvâb’ýn Yeri”, a.e., s. 283-290; Os- üç binyýlýna kadar uzanan siyasî meclis danýþma” anlamýndaki teþâvür, çocuðun
man Köksal, XIX. Yüzyýlda Bir Osmanlý Ordugah
geleneði hakkýnda bk. DÝA, XXVIII, 241- iki yýl dolmadan sütten kesilmesine eþle-
Kasabasý: Þumnu, Ankara 2006; M. J. G. Barbie
du Bocage, “Description de la ville de Chumla et 242) en eski örnekleri arasýnda yer alan rin karþýlýklý istiþare ile karar verebilecek-
de ses environs avec un plan pour servire à l’in- eski Yunan þehir devletlerindeki uygula- lerini belirtmektedir. Ailevî bir meselede
telligence de la rélation des sièges de cette ville malar siyaset biliminde özel ilgiye konu bile istiþarenin emredilip eþlerin karara

230

You might also like