Professional Documents
Culture Documents
Konu Yok
Konu Yok
Konu Yok
1.ANLATICI
Bu durumda “h!kaye”!le “anlatıcı” b!r anlamda roman den!len yapının !k! temel
(olmazsa olmaz) unsurudur. Önem ve !şlev bakımından”anlatıcı”roman den!len
anlatı türünün temel unsuru,aynı zamanda en etk!l! f!gürüdür.Roman onun
etrafında kurulur kurgulanır.Çünkü o,anlatı dünyasının hem ‘yapıcı’,hem de
‘yansıtıcı’ unsurudur.H!kayen!n ağırlığı görece b!r ağırlıktır ve bu ağırlık süse,
!maja,b!r kel!meye,!çer!ğe dönüktür.
a)Anlatıcının Tar!hsel Serüven!
Anlatıcı;destan,masal,h!kâye,roman g!b! “ep!k” karakterl! met!nlerde,ses!n!;şu
veya bu tonda duyduğumuz;g!zl! veya açık k!ml!ğ!ne tanık olduğumuz b!r
varlıktır.
Sanatçının,toplumu ve !nsanı anlatma konusundak! terc!h ve eğ!l!mler!,”anlatıcı”
nın konum ve !şlev!n! de tay!n etm!şt!r d!yeb!l!r!z.Dün,”her şey! b!lme
,sezme,anlatma “yeteneğ!yle “!lah!”karakterl! olan “anlatıcı”bugün,büyük ölçüde
“beşer! “b!r portreye sah!pt!r.
Çünkü “sözlü kültür”ün egemen ve etk!l! oldugu zamanlarda “anlatıcı”rolünü
üstlenen k!ş!lere büyük saygı duyuluyor ve neredeyse ona “!nsan-üstü”b!r varlık
gözüyle bakılıyordu:Homeros’un,kutsal Ol!mpos’ta oturan !lahlarla b!r
tutulmasının neden! budur.
Anlatıcının bu konumu ve bu şek!lde algılanışı ,gerçeğe farklı açıdan yaklaşan ve
gerceğ! daha kapsamlı b!r şek!lde yansıtma !dd!ası taşıyan romanın ortaya
çıkışına kadar sürecekt!r.Ancak romanın sahneye çıkışıyla,anlatıcının söz konusu
konumu b!r çırpıda değ!şmez. İş!n ,her şeyden önce ps!koloj!k b!r yanı var:Erken
dönem romancıları,!lk zamanlar kend!ler!n! b!r desten sunucusu g!b! görmüşler
ve romanlarını ,sank! b!r okuyucu kütles! karşısındaymışçasına”yüksek sesle
okunmak üzere “kaleme almaya özen gösterm!şlerd!r.Romancının
anlatımını,omuyucu/d!nley!c! kaygısı taşımadan “met!n”üzer!nde yoğunlaştırması
!se,daha sonra gerçekleşt!r!lecekt!r.Bunda,b!rey!n b!r değer olarak ortaya
çıkışıyla,d!nsel toplumdan ’dünyev!’(seküler) topluma g!d!ş!n !nkâr ed!lmez b!r
payı vardır kuşkusuz.Destan türünde anlatıcının kend!n! açıkça bell! etmes!ne
karşılık,romanda söz konusu bell! ed!s!n dereceler! vardır:B!r romanda
anlatıcı,okuyucunun bütün d!kkat!n! üzer!ne çekecek derecede kend!n!
gösterd!ğ! g!b!,g!zleyeb!l!r de.
b)Anlatıcı T!pler!
Sonuç olarak şunu söyleyeb!l!r!z k!,h!kayen!n “anlatı”ya dönüşmes!nde asıl rolü
oynayan anlatıcnın t!p!n! bel!rlemek, yazarın !lk görev! olmalıdır. Roman sanatı
bağlamında üç anlatıcı t!p!nden söz ed!l!r: 1.tek!l k!ş! (Ben) ,3.tek!l k!ş!(O), ve
2.çoğul k!ş!(S!z). Anlatıcı !se, “anlatı”!ş!n! gerçekleşt!ren,h!kayey! okuyucuya
sunan k!ş!d!r. B!r romanda ses!n! duyduğumuz !lk k!ş! ,odur .
c)Anlatıcının Konumu ve İşlev!
(O)anlatıcı ,anlatı s!stem!nde en fazla yer ver!len ve esnek yapısı !t!bar!yle
yazarlar tarafından en fazla tutulan (popüler) b!r anlatıcıdır. Gücü ve yeteneğ!yle
o,anlatı evren!nde adeta b!r caz!be merkez! oluşturmakta,dolayısıyla anlatının
kader!n! yönlend!rmekted!r. Onun k!ş!l!ğ! ve mar!fet!yle devreye sokukan anlatım
b!ç!m! (3.tek!l k!ş! yöntem!),romancıyan,adeta b!r fırsatlar manzumes!
sunmaktadır.Bu anlatıcı t!p!n! seçen b!r romancı ,söz konusu yöntem!n sağladığı
!mkanlarla olaylara uzaktan ve yakındqn ,dıştan ve !çten bakab!lmekte;yer!ne
göre yüzeysel ,yer!ne göre der!nlemes!ne tahl!ller yapab!lmekted!r.
3.Tek!l (O anlatıcı)yöntem!,anlatıcının olaylar ve k!ş!ler karşısında takındığı tutum
!t!bar!yle ,”!lahî”(auktor!al),”yansız “(neutral) ve “k!ş!sel”(personal) olmak üzere
üç düzeydw gerçekleş!r.B!r romancı,anlatı s!stem!n!,eğer (O)anlatıcı !le kurmak
!st!yorsa, bu üç anlatım tarzından b!r!n! terc!h etmek zorundadır. Ancak bu terc!h
, yer!ne göre esnekt!r. Çünkü b!r romancı, anlatı s!stem!n!n gereğ! olarak ,söz
konusu anlatın tarzlarının !k!s!n! veya üçünü (bağımsız,!ç!çe veya dönüşümlü
olarak)kullanma yoluna g!deb!l!r.
“İlahî=tanrısal”. Onun görmed!ğ!,b!lmed!ğ!,sez!p anlamadığı h!çb!r şey yoktur.o
O,hang! yönden bakılırsa bakılsın, !nsan-üstü donanımlı,”olymp!an”(er!ş!lmez) b!r
varlıktır.
“Tanrısal”anlatıcının b!r özell!ğ! de ,olaylara ve k!ş!lere dönük bazı açıklamalarda
bulunması,eleşt!r!ler yapmasıdır kuşkusuz.O, bu eylemler !ç!n,el!ne geçen
fırsatları değerlend!rmekte gec!kmez. Forster, “Romancı , k!ş!ler!yle !lg!l! her şey!,
sır paylaşır g!b! ,okuyucusuna açıklamalı mıdır?” sorusuna ,şu karşılığı ver!r:”
Yapmasa daha !y! olur.Çünkü böyle b!r açıklama,genell!kle duygu yoğunluğunun
dağılmasına,düşünce ve heyecanın gevşemes!ne neden olduğu !ç!n tehl!kel!d!r”.
Buna karşılık N. Fr!edman,aks!n! savunur ve yazarın tamamen s!l!n!ş!n! kabul
etmez; hatta bunu, roman sanatının ruhuna aykırı bulur: “ Muhtemelen yazarın
ortadan s!l!n!ş!yle b!rl!kte, b!r sanat dalı olarak roman da yok olacaktır. Çünkü bu
sanat dalı, hem gözle görülür b!r canlılık, hem de anlatıda varlığı h!ssed!len yok
göster!c! b!r zekanın(a gu!d!ng !ntell!gence)kotardığı b!r yapı !ster.”
K!ş!sel konumun devreye sokulduğu romanlarda anlatıcının rolü ve ağırlığı
asker!ye !ner Ancak bu hal anlatıcının varlığını h!çb!r zaman ortadan kaldırmaz
onun Dünyası anlatı çevres!nde kurgulanan dünyadır ve bu dünyada o Hem
anlatan hem de anlatılan f!gür konumundadır bakış açısının !z!n verd!ğ! ölçüde
olaylara Tanık olur k!ş! ve nesneler! y!ne onun verd!ğ! vereb!ld!ğ! !puçlarıyla
tanımaya anlamaya çalışır Bu durum otob!yograf!k tarzda kaleme alınmış
romanlarda daha bel!rg!n olarak kend!n! göster!r yukarıda bel!rtt!ğ!m!z g!b! Ben
anlatıcı hem anlatan hem de anlatılan olması !t!bar!yle romancıyı sıkıntıya
sokmakta Dolayısıyla anlatıcı !le anlatan arasında makul düzeyde tutulması
gereken uzaklığı kurmak düzenlemek pek kolay olmamaktadır bu durumda
anlatıcı ve onun k!ş!l!ğ!nde gerçekleşen anlatım b!ç!m! romancının !fade etme
özgürlüğünü kısıtlamakta W C booth'un !fades! !le aşırı sınırlamayı beraber!nde
get!rmekted!r .
a)Ben anlatıcıyı donanımlı kılmak sözgel!m! görme ve sezme gücü güçlend!r!lm!ş
b!r anlatıcının çevrey! ve eşyayı anlatırken kend!m!z aç ve kültüründen b!rtakım
!şaretler göndermes! g!b!.
b) b!r d!ğer uygulamada anlatım s!stem!nde Ben anlatıcının sorumluluğunu
paylaşıp yükünü haf!fletecek b!r veya b!rkaç gözlemc! kahramanı yer vermekt!r.
Herhang! b!r ves!leyle anlatıcının yakında yer alan gözlemc! Kahraman görev!n!
!k! şek!lde yer!ne get!r!r anlatıcı hakkında ya doğrudan b!lg! ver!r ya da anlatıcının
kend! kend!s!n!n tanıtmasını aracı olur her !k! halde de onu anlatıcıyı yakından
tanıması onun hakkında gen!ş b!r b!lg!ye sah!p olması gerek!r.
c) bu tarzdan yararlanmak !steyen b!r yazarın deneyeb!leceğ! b!r !mkan da
mektup ve anı yönet!m!nden yararlanmaktı bu yöntemler k!ş!n!n b!reysel
dünyasına ulaşmayı hayl! elver!şl! olduğundan romancılar anlatacağı etrafında
kurgulanan anlatımın darlığını b!r anlamda yeters!zl!ğ!n! aşmak !ç!n arada mektup
ve anı met!nler!ne yer ver!rler
2 BAKIS ACISI
Özell!kle modern romanda öneml! b!r !şleve sah!p olan bakış açısı en kısa tanımlı
olay çevre ve k!ş!lere bakılan Opt!k açıdır bakış açısı anlatma esasına bağlı
met!nlerde vaka z!nc!r!n!n meydana gelmes!nde kullanılan mekan zaman Şahıs
kadrosu g!b! unsurların k!m tarafından k!me nakled!lmekte olduğu sorularına
ver!len cevaptan başka b!r şey değ!ld!r konunun önem!ne !lk defa d!kkat çeken
İng!l!z eleşt!rmen Percy Lubbock olacaktır Roman sanatında bakış açısı
kavramının önem!n! gen!ş ölçüde !lk bel!rten eleşt!r!s! Percy Lubbock tür. 1921
yılında yayımladığı The Craft of F!ct!on adlı k!tabında Lubbock k tüm roman
sanatının bakış açısı sorununa dayandığını İler! sürerek bu konuda özen
göstermeyen romancının ele aldığı konunun anlamını tam olarak ortaya
çıkaramayacağını söyler becer!ks!zce kullanılan ve gereks!z yere değ!şen bakış
açısının romanda gerçekl!k duygusunu bozduğuna !nanan Lubbock yazarın
romanına başlamadan kullanacağı bakış açısını seçmes! ve buna bağlı kalması
gerekt!ğ!n! bel!rt!r. Roman temell! b!r d!l sanatı olmasına rağmen bakış açısı
d!lden de önce gel!r bakış açısı b!r yöntemd!r !se bu yöntem dah!l!nde olayları
anlatma sunma sorunudur
a)Tanrısal bakış açısı
Roman sanatında tanrısal bakış açısı n!telemes! !le yer alan bakış açısı b!r
anlamda destandan romanına !nt!kal etm!ş b!r yöntemd!r temel karakter!
!t!bar!yle her şey! b!lme esasına dayanan Bu bakış açısı yazara gel!ş !mkanlar
sunmaktadır böyle b!r !mkanla donatılmış anlatıcı f!gür adeta Tanrı g!b! her şey!
b!l!r görür Sezer geçm!şten ve gelecekten haberler ver!r kel!men!n tam anlamıyla
O her şey!n üstünde ve her şeye hak!md!r.
b) gözlemc! f!gürün bakış açısı
Tanrısal bakış açısına sah!p olan anlatıcının sınırsız gücüne karşılık gözlemc!
anlatıcının bakış açısı daha mevz! b!r özell!k taşır o bütün benl!ğ!yle anlatım
s!stem!n!n !ç!nde yer alır yazar onu b!l!nçl! b!r terc!hle Bu s!stem!n !ç!ne yerleşt!r!r
ve s!stem!n unsurlarını onun bakış açısından sunar bu sonuçta onun gözlemc!
yeteneğ! ön plana çıkarılmalıdır yan! olaylar ve nesneler onun gözlemc!
yeteneğ!n! ve kültür düzey!ne göre aktarılmalıdır anlatmada objekt!fl!ğ!
yakalamanın b!r yoludur bu. Gözlemc! f!gür anlatım s!stem!nde ağırlıklı b!r
şahs!yetle yer almaz En azından almamalıdır o genelde olayların akışını
etk!lemek !ç!n değ!l olanları gözlemek !ç!n vardır okuyucunun anlatılanları daha
!y! anlamasına yardımcı olur tarsal anlatıcının !mkanları kadar olmasa b!le onun
sah!p olduğu !mkanlarla az değ!ld!r anlatıya d!nam!zm kazandırmak !ç!n kend!
k!ş!sel becer!ler!n!n yanı sıra d!ğer kaynaklardan da yararlanab!l!r söz açıklamak
yorumlamak !ç!n d!ğer f!gürler! konuşturab!l!r b!lg! ve belgelerden yararlanab!l!r 1
tek!l k!ş!n!n bakış açısından sunulan romanlarda Bu bakış açısının yapısından
kaynaklanan mahsurları g!dermek !steyen romancılar gözlemc! f!gürü devreye
sokarlar ve onun etk! ve katkıları !le anlatımı tek k!ş!n!n tekel!nden az da olsa
kurtarmış olurlar.
c) tek!l bakış açısı
Otob!yograf!k yönet!m!n hak!m olduğu romanlarda uygulanan b!r bakış açısıdır
bu tür romanlarda anlatıcı !le anlatılan aynı k!ş!d!r bu n!tel!kler! taşıdığı !ç!n f!güre
kahraman anlatıcı adı da ver!lmekted!r anlatım s!stem!n! oluşturan her şey
Merkez! karakter konumunda bulunan söz konusu k!ş!n!n bakış açısından
okuyucuya yansır devreye sokan b!r romancı mutlak b!r güce ve görüş açısına
sah!p olan tanrısal bakış açısıyla donatılmış anlatıcının etk!s!nden h!kayey!
uzaklaştırır ve yazarın varlığını hemen tamamıyla ortadan kaldırır b!z!m
edeb!yatımızda bu tarzın en başarılı örneğ! !se Peyam! Safa'nın 9 Har!c!ye
koğuşudur 1 şahsın bakış açısından Roman yazmak göründüğü g!b! kolay
değ!ld!r özü gereğ! der ve sınırlı !mkanlar sunan b!r bakış açısıdır bu Çünkü
olayların merkez!nde bulunan ve anlatım sorunu üstlenen Ben anlatıcı her şey!
görme b!lme sevme gücüne sah!p değ!ld! o normal b!r !nsan g!b!d!r göreb!ld!ğ!n!
görür b!lg!s! kültürel düzey!ne göred!r sezme Gücü !se sınırlıdır anılan zorlukların
yanı sıra söz konusu bakış açısının b!r takım avantajlarının olduğu da b!l!nmel!d!r
bu bakış açısından okuyucuya yansıyan değerler Ben anlatım b!ç!m!yle
sunulduğu !ç!n o anlatıma kıyasla daha doğal ve sıcak b!r renk hava taşır ve
özell!k okuyucuyu etk!lemek ve onu romanının dünyasına çekmek !ç!n b!r
avantajdır sonra olayların !ç!nde bulunması romanın d!ğer f!gürler!ne yakın
olması Yan! anlatıcıyı daha !y! dolayısıyla daha !nandırıcı kılar şans kullanımının
büyük b!r doğallık doğrudanlık avantajı vardır
d) çoğul bakış açısı
Bu bağlamda tanrısal bakış açısından vazgeçmeyen romancılar D!yarbakır
açılarını b!r devreye sokmuş !nsanı çeş!tl! cephelerden anlatmaya çalışmışlardır
çoğul bakış açısı söz konusu çabanın b!r anlamda son aşamasıdır yen! olan
şudur geleneksel romanda anlatma meseles! tek merkez!yd! yan! olaylara k!ş!
zaman ve mekana b!r k!ş!n!n b!l!nç perdec!ler!nden bakılıyordu anlatım düz b!r
ç!zg!de gerçekleş!yordu ve anlatılan da tek boyutlu olarak yansıtılıyordu Oysa
gerçek anlatı dünyasının dışında Gerçek çok gönlü ve çok boyutluydu özell!kle
!nsan gerçeğ! dıştak! gerçeğ!n hakkıyla yansıtılması !ç!n romancılar tek merkezl!
b!l!nç yönüne b!rçok kahramanın b!l!nd!ğ! devreye sokmuşlar ve olayları çok
yönlü olarak yansıtma c!het!ne g!tm!şlerd!r b!r romanda b!l!nc!nden yararlanılan
k!ş! aynı zamanda olayların yansıtan b!r aynı özell!ğ! taşır Roman sanatında bu
!şlev üstlenen f!gür yansıtıcı b!l!nç olarak da Anılır çoğul bakış açısının uyguladığı
romanlarda yansıtıcı b!l!nç olarak kullanılan f!gürler!n sayısı b!rden fazladır eşya
ve olay Hatta zaman ve çevre bakanına göre değ!ş!r bu öğelere yakın Duran'ın
y!ne de öğeler! anlatması gerek!r bakış açılarından yararlanılan K!ş!ler kend!
p!skososyal k!ml!kler!ne göre Konuşurlar En azından öyle olmalıdırlar onların bu
tasarrufuyla Roman çok sesl! renkl! ve der!nl!kl! b!r boyut kazanmış olur Tıpkı
hayatta olduğu g!b!
4 KİŞİLER
Romancının muhayy!le gücü ve yazma yeteneğ!yle aslında benzer yaratılan bu
dünyada başlıca !lg! odağı k!ş!d!r .İlg! odağıdır ;çünkü ,d!ğer ögeler onun !ç!n
vardırlar ve söz konusu dünya onunla b!r anlam ve !şlev kazanmaktadır.
Romanın estet!k değer!, vaka etrafında kıvamını bulur .Vaka en kısa tanımla b!r
oluştur eylemd!r. B!r eylem!n mutlaka b!r eyleyen! olacaktır . Eyleyen!n mutlaka
!nsan olması gerekmez. B!r romanın bünyes!nde b!r vaka veya vakalar varsa
vakanın ortaya çıkmasında rol oynayan b!r k!ş! de mutlaka vardır. Bu k!ş!n!n b!raz
önce bel!rtt!ğ!m!z g!b! !nsan olması şart değ!ld!r : İnsan k!ml!ğ! kazandırılmış her
şey ve canlı cansız her varlık k!ş! olarak kabul ed!l!r ,ed!lmel!d!r. Anlatı n!tel!kl!
eserler!n konusu k!ş! veya k!ş! hüv!yet! kazandırılmış varlıklar etrafında şek!llen!r.
Bu konuda ağırlığın !nsan üzer!nde yoğunlaşması, 18 .yüzyıla tesadüf eder. Bu
yüzyıl aynı zamanda b!rey!c! düşünce ve felsefen!n başlangıç noktasıdır. B!r
başka noktada ps!koloj! b!l!m!n!n bu tar!hten !t!baren kabul görüp gel!şmes!d!r.
Bu bağlamda 19. yüzyıl romanı kel!men!n tam anlamıyla b!rey eksenl! romandır .
Modern roman b!rey eksenl! romandır ve bu romanın başlangıcı da Donk!şot'tur.
Söz konusu değ!şmede daha doğrusu !nsan öges!n! tek boyutluluktan sıyrılıp
çok boyutlu b!r yapıya kavuşmasında sanat nazar!yeler!n! !nsan gerçeğ! üzer!ne
kurmaya çalışan real!stler!n öneml! rolü olmuştur. Halbuk! gerçek roman
kahramanlara vakanın çok üstüne çıkarlar ,had!seler onları er!şmez üzerler!nde
zamanın hükmü yoktur.
a)Karakter!zsyon
Karakter b!r nesnen!n b!r b!rey!n hatta b!r topluluğun kend!ne özgü yapısı ,onları
başkalarından ayıran bel!rt! ve b!rey!n davranış b!ç!mler!n! bel!rleyen ana özell!k
demekt!r. Konumuz açısından karakter kel!mes! ,genell!kle h!kayedek! k!ş! veya
k!ş!ler! n!telemek !ç!n kullanılır. B!r h!kayec! veya romancının, anlatıyı
sürükleyecek k!ş!y! anlatının n!tel!ğ!ne uygun olarak ç!zmes!ne ona beşere b!r
yapı kazandırarak canlandırmasına karakter!zasyon den!r. Karakter ç!z!m!nde
,esas !t!bar!yle !k! yol vardır: B!r! ç!z!lmek !stenen k!ş!yle !lg!l! b!lg!ler!n b!zzat
yazar tarafından ver!lmes! ( açıklama yöntem! );d!ğer k!ş!n!n davranış düşünce ve
duygularıyla kend! kend!ne ortaya koyması( dramat!k yöntem). B!r yazar ç!z!m!
gerçekleşt!r!rken aynı met!n halkasında bu yöntemlerden herhang! b!r!n!
bağımsız olarak kullandığı g!b! !k!s!n! b!rleşt!rerek de kullanab!l!r. Yukarıda
verd!ğ!m!z !k! örnekte yer alan b!lg!ler anlatıcıya a!tt!r ve klas!k b!r
karakter!zasyon uygulamasıdır. Bu tür uygulamalardak! k!ş!yle !lg!l! b!lg!ler
topluca sunulur ve romanın daha sonrak! bölümler!nde söz konusu b!lg!ler!n(
davranış düşünce ve duyguların desteğ!yle) okuyucuyu z!hn!nde pek!şmes!,
dolayısıyla k!ş!n!n ,okuyucunun hayal!nde bel!rl! b!r portreyle !z bırakmasını
sağlanır .Bunun gerçekleşmes! !ç!n anlatıcı, kahramanıyla !lg!l! doyurucu b!lg!ler
ver!r . B!lg!ler sadece anlatıcı tarafından ver!lmez; bazen aynı görev romanın
!ç!nde yer alan herhang! b!r kahramana da yükleneb!l!r. Temell! tasv!r özell!k
taşıyan ve b!lg! ağırlıklı olan açıklama yöntem!yle gerçekleşt!r!len karakter!zasyon
uygulamaları romanın modelleşme sürec!nden !t!baren yer!n! g!derek dramat!k
yönteme bırakmıştır. Bu ,açıklama yöntem!n!n bütünüyle terk ed!ld!ğ! anlamına
çek!lmemel!d!r .Açıklama yöntem! modern romanın kend!ne özgü yapısında
gerekt!ğ!nde uygulanmış buna karşılık karakter!zasyonda asıl ağırlık dramat!k
yönteme bırakılmıştır. Dramat!k yöntemde k!ş! f!z!k! moral ve özell!kler!n!n
topluca sunulmasıyla değ!l parça parça ver!lmes! !le ç!z!l!r. Ç!z!mde anlatıcının
rehberl!ğ! yer!ne, k!ş!n!n kend! davranış b!ç!m! duygu ve düşünceler! asıl rolü
oynar. K!ş!n!n çevres!ne karşı takındığı tutum, olaylara bakış tarzı ,yorum ve
açıklamaları, b!ze kend!s!n! ver!r.
b) k!ş!ler!n tasn!f ve tanıtımı
K!ş!y! tasavvur ed!p ç!zmek b!r aşamadır kuşkusuz .Fakat öneml! olan, onu
roman dünyasına yerleşt!rmekt!r. O, yerleşt!ğ! zem!n ve zamanı yadırgamamalıdır
.Yakın zamanlara kadar o romanın tam anlamıyla b!r starydı. Roman onun
etrafında kuruluyordu; okuyucu, roman den!l!nce onu arıyor, onun peş!ne
koşuyor, onunla özdeşleş!yor yahut ondan nefret ed!yordu. Bazen onlar
yaratıcılarını b!le !mrend!recek b!r şöhret!n sah!b! oluyorlardı böyle olmasaydı
Floubert ,"Madam Bovary ben!m!"... Der m!yd! h!ç? Kısacası roman demek baş
k!ş!n!n serüven! demekt! b!r vakte kadar pek! k!md! bu baş k!ş!. B!r romanda
yapıyı oluşturan bütün unsurların merkez! konumunda bulunan k!ş!ye baş k!ş!
veya daha yaygın b!r n!telemeyle asıl kahraman den!r. O romanın genel yapısında
yer alan d!ğer kahramanlardan farklı b!r rol ve !şleme sah!pt!r .Okuyucunun en
çok !lg! duyduğu sev!nç ve kederler!n! paylaştığı ahlak! ve felsef! tutumunu
ben!msey!p veya reddett!ğ! yer!ne göre öykündüğü yer!ne göre özdeşleşt!ğ!
kahraman odur . Başka k!ş!ler romanda en !lg! çek!c! soruların ortaya atılmasına
h!zmet eden araçlardır b!zde !nanç, sempat! ve ânî duygusal değ!ş!kl!kler yaratır
bütün romanını !fade ed!len ahlak felsefes!n!n somutlaştırılmasına h!zmet
ederler. Bu anlamda roman başk!şler! romancının esas ürünler!d!r, romanın
varoluş sebeb!d!rler ;roman onlara hayat vermek !ç!n yazılır. Anlatı sanatında
kahraman hem b!r araç ,hem de b!r amaçtır .Araçtır; çünkü mot!fler! b!rb!r!ne
bağlar ,dolayısıyla anlatıda bütünlüğün doğmasına ves!le olur .Amaçtır çünkü
çoğu romanların varlık neden! odur. B!z b!rer okuyucu olarak onları karşımızda
buluruz ve yazarın y!ne roman sanatının !z!n verd!ğ! ölçüler !ç!nde devreye
soktuğu tanıtma b!ç!m ve yöntemler!yle onları tanıma fırsatını yakalarız bunun
!ç!n genell!kle şu yollar denen!r: 1) kahramanı yazar tanıtır;2) kahraman kend!
kend!s!n! tanıtır;3) kahraman d!ğer roman kahramanlarınca tanıtılır. Ş!md! bu
tanıtım b!ç!mler!n! açıklayıp örneklemeye çalışalım: Kahramanın yazar tarafından
tanıtılması klas!k b!r tanıtım b!ç!m!d!r ve hemen hemen bütün romanlarda
uygulanır. Bu tanıtım b!ç!m!nde anlatıcı ön plandadır ve onun verd!ğ! b!lg!ler
okuyucuyu !kna ve tatm!n edecek !puçlarını taşır. Kahramanının kend! kend!s!n!
tanıtması !ç!n b!rkaç yol vardır bunlardan b!r! kahramanın herhang! b!r ves!le !le
kend!s! hakkında b!lg! vermes!d!r. Kahramanın kend! kend!n! tanıtmasında
başvurulan b!r yolda anı veya mektup yöntem!d!r bu yöntemler k!ş!n!n kend!s!
hakkında b!lg!ler vermes!ne hayl! uygundur .Anı veya mektup örnekler! ,k!ş!sel
duygu ve düşünceler! aracısız yansıttıklarından !nandırıcı etk! bırakırlar. B!z de
akla gelen !lk örnek !se Hal!de Ed!b'!n Handan romanıdır. Bu yöntemler!n yanı
sıra özell!kle modern romanda sık sık uygulanan !ç monolog ve b!l!nç akımı
tekn!kler! de kahramanın kend! kend!s!n! tanıtmasını !mkan vermekted!r bu
bağlamda hatırlanması gereken b!r d!ğer yolda kahramanın b!r başka kahraman
tarafından tanıtılmasıdır tanıtma !ş! 3 şek!lde gerçekleş!r eğer romant!kl! şahıs
tarafından sunuluyorsa doğal olarak kahramanın tanıtılması y!ne bu anlatıcı
aracılığıyla gerçekleş!r söz konusu örnekler!n dışındak! romanlarda tanıtım !ç!n
ya herhang! b!r roman kahramanın bakış açısından yararlanılır ya da sırf !ş!
gerçekleşt!rmek !ç!n romanın sokulan gözlemc! kahraman f!güründen yararlanılır.
Forster k!ş!ler!, düz ve boyutlu olmak üzere !k!ye ayırır. O bu tasn!fe g!derken
k!ş!ler! romandak! konum ve !şlevler!n! hatta m!zaçlarına ve felsefeler!ne göre
değerlend!r!r.. Düz k!ş!ler bas!t b!r yapıya sah!pt!rler ve tek b!r düşünce ve
n!tel!kten oluşmuşlardır. Okuyucu onları kolayca tanır ve hatırlar. Çünkü onlar
olayların etk!s!yle değ!şmezler. Onlar sab!t ve bel!rg!n ç!zg!ler!yle b!r kar!katüre
benzerler şaşırtıcı olmaktan çok d!kkat çek!c!d!rler forster boyutlu k!ş!ler!n !se
der!nl!kl! ve n!tel!kl! b!r yapıya sah!p olduklarını söyler. Buna karşılık düz k!ş!ler
ps!koloj!k der!nl!kten yoksundurlar bunlar daha çok karakter konumundadırlar
onlar romanda sadece sosyal !l!şk!ler ağını örmek sosyal atmosfer! yaratmak ve
eser!n esas karakterler! !le tezat teşk!l etmek !ç!n yaratılmışlardır. Düz karakterler
olarak bunlar eser!n kader!n! tay!n etmey!p eser!n yapısı ve bütünlüğünü
açısından çok öneml! olmayan karakterlerd!r. Bunların unutulmaması gereken b!r
görev! de asıl kahramanın konum ve k!ml!ğ!n! b!llurlaştırmaktır.
c) T!p ned!r?
Ç!p kel!me anlamı !t!bar!yle c!ns tür numune örnek anlamlarına gelmekted!r
toplumsal hayatta bazı !nsanlar farklıdır duyuş davranış düşünüş ve eylem
!t!bar!yle meslek m!zaç ve !şlevler!yle ötek!lerden ayrılırlar. Beşer! mez!yet ve
kusurlar onlarda daha bel!rg!n daha somutlaşmış g!b!d!r. Bu yönler!yle onlar a!t
oldukları c!ns ve gruplardan ayrılırlar. Ancak buradak! ayrılığı farklı olmak !ç!n b!le
düşünmek anlamak daha uygun olacaktır t!p d!ye n!telenen k!ş! toplumsal
k!ml!ğ!yle tems!l! b!r n!tel!k taşır o kend!s!n!n dışında kalan değerler!n
tems!lc!s!d!r. T!p kend! dışında b!r şey! tems!l eden roman k!ş!d!r yan! roman
dünyasının başında kalan d!ş dünyada mevcut b!r kavramı ya da b!r !nsan türünü
tems!l eden b!r romanın k!ş!s!d!r. Bu konuyla t!p d!ye n!telenen k!ş! roman
dünyasında yer alan d!ğer k!ş!lerden ayrılır. Ayrılır çünkü o romancının
yeteneğ!n!n ürünü olmaktan çok Lukacs'a göre sosyal ve tar!hsel koşulların
bel!rled!ğ! b!r şahs!yett!r. Hayat g!b! romanda doğal b!r atmosfere sah!p olmalıdır
romanın şahıs kadrosunda yer alan bütün f!gürler! t!p olarak görmek bu
doğallığa ters düşer ve yer! gelm!şken söyleyel!m t!p den!len eleman doğal yapı
zorlanarak ç!z!l!r ve ç!z!len t!pler!n sayısı genell!kle asgar! düzeyde tutulur.
Romanda yer alan t!pler! bel!rlemeye g!derken t!p!n yapısal konumunu almak
gerek!r. Esas yapıları !t!bar!yle t!pler !k! konumda bulunurlar: toplumsal t!pler,
ps!koloj!k t!pler... Toplumsal t!pler bel!rl! b!r dönem!n veya bel!rl! b!r felsefen!n
hatta bel!rl! b!r dünya görüşü yahut !deoloj!n!n mahsulüdürler: ala pranga t!pler
batıcı t!pler entelektüel t!pler öğretmen t!p! bürokrat t!p! eşk!ya t!p! memur t!p!
vs. g!b! t!pler. Toplumsal ve ps!koloj!k t!pler!n bel!rl! zamanlarda kabul görmes!
büyük ölçüde toplumsal ve kültürel şartlara bağlıdır 1950'l! yıllara kadar
romanımızda daha çok toplumsal t!plere rastlanması toplumumuzun tanz!mattan
!t!baren geç!rd!ğ! değ!ş!m ve dönüşüm sürec!yle yakından !lg!l!d!r. 1950'l!
yıllardan sonra toplumsal t!pler g!derek azalır değ!şen toplumsal şartların ve
b!zzat romanın türünün b!z!m ve tekn!ğ! ön plana çıkaran yapısının etk!s!yle
romancılarımız ps!koloj!k yönü ağır basan t!pler! ç!zmeye başlarlar." T!p yazarın
hayat hakkında söylemek !sted!ğ! şeyler! taşıyacak b!r araç" tır.
5.ZAMAN
Söz gel!m! Parmen!des -Platon -Ar!sto geleneğ!nde zaman mutlak ve
parçalanmaz b!r güç olarak kabul ed!lm!ş ve zaman !le f!z!ksel dünya arasında
mutlak b!r bağın olduğuna !nanılmıştır. Bergson, zamanın her şeyden evvel
standart b!r değer olarak görülmes!ne karşı çıkar. Onun nazarında saat
zamanının parçalanmasıdır ve bu durum eşyanın tab!atına aykırıdır. Çünkü
zaman duran sekteye uğrayan donup b!r şey değ!ld!r zaman süren b!r şeyd!r. Bu
nedenle an değ!l süre yahut devamlılık öneml!d!r. Bu nedenled!r k! o zamanın
"büyük teor!syen! "olarak anılır.
a) Anlatıda zaman
Destander romana kadar uzanan anıtı yapılanın zaman gerçeğ!nde soyutlanarak
!nşa ed!lmes! mümkün değ!ld!r. Anlatı !stersen!z !ster yazıyla sunulsun !nşa
ed!lm!ş b!r yapıdır. Doğal olarak bel!rl! b!r amaç doğrultusunda !nşa ed!len bu
yapı zamana bağlı olarak asıl değer!n! bulur ve zaman !ç!nde !drak ed!l!r. Bu
nedenle b!r romanda h!kaye mutlaka bel!rl! veya bel!rs!z b!r zamanda cereyan
eder. Y!ne bu h!kaye bell! b!r süre sonra öğren!l!r duyulur ve bell! b!r süre !ç!nde
de kaleme alalım anlatılır hal böyle olunca zaman unsuru romanın genel yapısını
meydana get!ren temel elemanlar arasında yer alır. Geleneksel anlatılarda zaman
bakanın z!h!nler! taşınması !ç!n b!r araçtı. Aslında pek de önemsemmeyen b!r
araç... Zamanı görecek kalıplara şöyle b!r hatırlatmak gerek!yordu h!kayec!ye.
Sonuç olarak bu tür met!nlerde zaman blok olarak ve soyut !şaretlerle ver!l!yor
okuyucunun z!h!nsel yoğunlaşması daha çok vaka üzer!nde gerçekleşt!r!l!yordu.
Modern roman bu düzeyde !drak ed!len zaman kavramının b!r yapı ve
kompoz!syon sorununa dönüştürecek hatta b!r vak!t sonra b!zzat zaman
kavramını konu ed!lecek anlatacaktır. Klas!k roma'nın zaman anlayışı oldukça
mekan!k b!r düzeyde gel!ş!r roman örgüsü daha baştan zamanın 3 hal!
kayıplanmıştır. Geçm!şte bel!rl! b!r zamanda başlayan entr!ka hâle doğru b!r
gel!şme göster!r genell!kle olayların düğüm noktası olarak bel!ren hâl entr!kanın
çözümünü gelecek zamana bırakır. Entr!kanın gel!şmes! veya romanın örgüsünü
çok gerekl! b!ç!mde ortaya koymadığı durumlarda zaman akışına müdahale
ed!lmez. Zaman geçm!ş zaman ş!md!k! zaman ve gelecek zaman olarak adeta
kes!n kategor!ler hal!nde bel!r!r. B!r!nden d!ğer!ne geç!ş!n kuralları vardır yazar b!r
zamandan ötek!ne geçerken genell!kle bunu okuyucuya açıklar. B!r başka
dey!şle klas!k romanda zaman z!hn!m!zde d!nam!k b!r süreç olarak bel!rmez.
Modern romanda bu anlayış büyük ölçüde değ!şecekt!r bu değ!ş!m doğal olarak
b!l!m!n katkısıyla gerçekleşecekt!r . Zaman ve mekan kavramlarına get!r!len yen!
yorumlar kısa sürede sanat ve edeb!yat alanında da ak!s bulur b!rb!r!nden
kategor!ler! !le mutlak anlamda ayrılan zaman b!r!mler! Bergson'un " tab!!
b!l!mler!n ters!ne gel!şt!rd!ğ! yen! zaman kavramı" !le değ!ş!r. Bundan böyle
romancılar söz konusu zaman d!l!mler!n! klas!k romanında olduğu g!b! bağımsız
kes!tlerle değ!l konunun seyr!ne göre bağımsız veya !ç !çe kullanma c!het!ne
g!derler. Romanın etrafında döndüğünü !nsanın karmaşık dünyası ve bu dünya
!zak kaygısı böyle b!r uygulamayı gerekl! kılmıştır kuşkusuz. Çünkü yaratılışı
gereğ! !nsan sadece geçm!şe sadece hâle hatta sadece geleceğ! değ!l zamanın
3 hal!yle de açık b!r yapıya karmaşık b!r ps!koloj!ye sah!pt!r .Poz!t!f b!l!mler!n yanı
sıra felsefe ve ps!koloj!n!n hatta sosyoloj!yle antropoloj!n!n sağladığı !mkanlarla
varılan bu noktada romanın zaman tablosu değ!ş!r: Kronoloj!k zaman anlayışı
veya uygulaması yer!ne ps!koloj!k zaman anlayışı egemen olur. Bu bağlamda
zamanı göstermekten çok sezd!rmece !ç!ne g!d!l!r kronoloj!k zaman anlayışını
yer!ne değ!şken dönüşümlü veya !ççe zaman uygulaması 20 yüzyıl romanının
bel!rley!c! yen!l!ğ! olarak göster!l!r.
b) Anlatı ve zaman
Anlatılan her şey! zaman !ç!nde vücut bulduğuna göre romancı anlata
dünyasındak! zaman kategor!ler!n! mantığı uygun olarak b!ç!mlend!rmel!d!r. En
azından b!ç!mlend!rmek zorundadır çünkü zaman olayları doğrulayan , olayların
okuyucu z!hn!nde gerçeks! b!r !zle yerleşmes!n! sağlayan b!r süreçt!r. B!r
romanda zaman tablosu !lk elde vaka zamanı ve anlatma zamanı olmak üzere !k!
düzeyde şek!llen!r. B!r vaka veya olay h!çb!r zaman sıcağı sıcağını
anlatılmayacağına göre vaka zamanı !le anlatma zamanı arasına geçen sürey! de
hesaba katmak romanın sanat açısından bu sürede gözünüz uzak tutmamak
gerek!r. B!r olay bell! b!r zamanda cereyan eder bu olay bel!rl! b!r süre sonra
romancı tarafından öğren!l!r y!ne aynı olay bell! b!r zamanda kaleme alınır ve y!ne
bell! b!r sürede sunulur ,anlatılır. Vaka zamanıyla anlatma zamanı arasına geçen
süre gerçek romancının kazandığı deney!m ve gereksel roman sanatının hatta
olayların gel!ş!m! !le !lg!l!d!r ve mutlaka d!kkate alınması gerek!r .Modern
romanda zamanın böyle !ç !çe kullanılması !nsanın karmaşık dünyasını hakkıyla
anlatmak gereğ!nden hatta zorunluluğundan doğmuştur.
c)Zamanın bel!rlenmes!
Pek! b!r romanda anlatılanlar zamana nasıl bağlanır?
B!r!nc!s! yazar b!ze olayın geçt!ğ! tar!h! ver!r. Bunu da !k! şek!lde gerçekleşt!r!r: ya
b!zzat olayın kes!n tar!h!ne ver!r ya da olayla !lg!l! o sırada" !k! yıl sonra g!b!
!bareler kullanır. Ik!nc! yolla zamanın ne kadar sürdüğü göster!l!r. Bu uygulama !le
olaylar arasında bağlantı kurulur dolayısıyla romanda bütünlük !ç!n gerekl! olan
sürekl!l!k hal! gerçekleşt!r!l!r ve okuyucu olayları bütün olarak algılar. Üçüncü yol
zamanı veya olayların sunuluşunda geçen veya yaşanan sürey! h!ssett!rmekt!r.
Zaman kavramını b!zzat zamanı !fade eder hatırlatan !z ve !şaretlerle okuyucuya
duyulab!leceğ!m!z g!b! zamanın dışında kalan b!r takım olgularla da duyurab!l!r!z.
Söz gel!m! b!r dönem modu olan g!ys! eşya mob!lya tarzı ve toplumsal
alışkanlıklarla da zaman somutlaştırmak mümkündür.
6)MEKÂN
Roman esas karakter! !t!bar!yle b!r terk!pt!r. D!ğer b!rçok eleman g!b! mekanda
bu tak!b! meydana get!ren öneml! unsurlardan b!r!d!r öneml!d!r d!yoruz çünkü
terk!p de asıl unsur konumunda bulunan bakanın gerçek veya muhayyel hatta
ütop!k mutlaka b!r mekana !ht!yacı vardır. Romancı mekan unsurunu:
a) olayların cereyan ett!ğ! çevrey! tanıtmak,
b) roman kahramanlarını ç!zmek,
c) toplumun yansıtmak,
d) atmosfer yaratmak
C!het!nde kullanab!l!r ve o olayları şek!llend!r!rken bunlardan b!r!n! devreye
soktuğu g!b! b!rkaçında d!kkate alab!l!r. Anlatılacak h!kayede b!r köyde, şeh!rde
,çölde ,evde, apartman da!res!nde ,odada ,kahvede ,park ve caddede
gel!şecekse okuyucuyu ona göre b!r tutum takılır. Muhayy!les!n! o yönde
harekete geç!r!r o yönde b!r beklent! !ç!ne g!rer. Mekan unsuru kahramanların
ç!z!m!nde de öneml! b!r role sah!pt!r. Bazı romanlarda bazı kahramanları k!ş!sel
özell!kler!nden çok !ç!nde yaşadığı çevrel! hatırlarız bu k!ş!ler !ç!n de yaşadıkları
çevreyle adeta özdeşleşm!ş g!b!d!rler.N!tel!kl! romanın şahıt kadrosunun
b!ç!mlenmes!nde mekan katkısı büyüktür. Mekan romanın toplumu açılmasında
daha doğrusu romanın toplumsal b!r n!tel!k kazanmasını öneml! rol oynar.
Insanlığın uygarlaşma serüveler!n!n !lk ayak !zler!n! mekanda gözler!z. Dolayısıyla
mekan genel ve gen!ş anlamda madd! ve manev! değerler malzemes!n! !ç!nde
barındırmaktadır. Klas!k romanda !şlemsel olmaktan çok stat!k olarak yer alan
mekan anlayışı 18 .yüzyılın romant!k eğ!l!mden n!speten farklı b!r boyut kazanır.
Romant!k bakış mekanı !deal!ze eder ve mekan salt !ç!nde yaşanılan b!r
çevreden çok tasarlanmış b!r çevre olarak ç!z!l!r. Bundan böyle mekan duygu ve
heyecanların yansıtılması !ç!n araçtır .Romant!kler!n katkısıyla mekanda
gündeme gelen !lk yen!l!k budur. Bu anlayış olayların yansıtılması ve
kahramanların ç!z!m! !ç!n gerekl! olan ruh ve havayı yaratmak ve bunu eser
boyunca devam ett!rmekt!r. Buna karşılık modern romanda yer alan !nsan
merkez! ve nesnel mekan anlayışının temel! gerçekç!ler tarafından atılır. Onlar 19.
yüzyılda gel!şen b!l!msel anlayışında desteğ!yle çevreye farklı b!r gözle bakarlar
ve romandan anlatılan olayların geçt!ğ! f!z!k! ve çevre büyük önem ver!rler.
Real!stler!n f!z!k! çevre önem ver!şler!n!n temel!nde yatan gerçek f!z!k! çevrey!
hakkıyla yansıtmaktan çok b!reysel ve toplumsal serüven! çevreye bağlı olarak
ve çevren!n etk!s!yle değ!şen b!rey! anlatmaktır. Çünkü onlar !nsanın ancak f!z!k!
çevreyle b!rl!kte tanımlanab!leceğ!ne !nanıyorlardı. Asıl hedef b!rey! anlatmaktır
çevre bu açıdan b!r araçtır. Klas!k romanda çevreye bakış büyük ölçüde yazar
anlatıcının bakış açısından gerçekleş!yordu. Klas!k romanda çevren!n stat!k
özell!k taşımasının temel!nde bu anlayış yatıyordu. Çevre değ!şse de ona bakan
değ!şm!yordu dolayısıyla çevresel!n gördüğü ve anlattıklarıyla sınırlıydı bu
nedenle dar ve durgundu. Buna karşılık gerçekç!ler farklı b!r yöntem gel!şt!rd!ler
ve bu romanda yer alan k!ş!ler!n bakış açısından çevreye baktılar. Part!m!z! aç ve
kültüre sah!p olan kahramanlar çevreye de farklı gözlerle bakıyorlardı. Çevre b!r
!nsanı o çevre neyse öyle değ!l de o yüzden etrafında görüldüğü oranda etk!ler.
Real!stler!n mekan unsurundan gerçeğ! yansıtma yönünde yararlanmak
!stey!şler!ne karşılık natürel!stler bu unsurdan gerçeğ! olduğundan başka türlü
göstermek maksadıyla yararlanırlar. Nötral!stler !nsan çevre !l!şk!s!nde çevre
unsurlarını ön plana taşırlar ve bu süre alışılmışın dışında b!r anlam ve
!şled!klerler. Çevreye hak!m olan şartlar k!ş!y! adeta b!r kader g!b! kuşatır. K!ş! bu
çevren!n mutlaka hak!m!yet! ve etk!s! altındadır. Onun taley! doğduğu çevren!n
etk!s!yle b!ç!mlen!r hal böyle olunca natüral!st romancı çevrey! b!r b!l!m adamı
t!t!z!yle tasv!r eder. Tasv!rden beklenen k!ş!n!n toplumsal kader!n! tahl!l ve !zahtır.
Neredeyse belgesel b!r anlayışla yapılan bu tarz b!r kader! ortadan kaldıracak ve
k!ş!y! çevren!n ürünü kılacaktır. Nötral!stler!n böyle b!r anlayışı adeta b!r !man g!b!
bağlı kalmalarının temel!nde 19. yüzyıla egemen olmaya başlayan b!l!msel
anlayışı yatmaktadır. B!l!m alanında kabul gören tecrübî yaklaşım g!derek
edeb!yat ve sanat dünyası üzer!nde de etk!l! olur b!l!msel alanda poz!t!f
felsefen!n yönlend!rd!ğ! objekt!f bakışla elde ed!len somut ver!ler edeb!yat ve
sanat alanında da elde ed!lmek !sten!r.
a) Anlatıda Mekan
Mekan unsuru bazı romanlarda yansıtıcı olarak kullanılır .Üzer!nde durulması
gereken b!r d!ğer mekan örneğ! de ütop!k mekandır. Anlatı dünyasında az da
olsa yer ver!len bu mekanlar !nsanlığın adeta ülkeler!d!r. Güzel fakat ulaşılması
!mkansız yerlerd!r buralar. Ulaşılması !mkansızdır çünkü romancı tarafından
hayalen !nşa ed!lm!şt!r
b) Mekana Bakış Açıları
Roman sanatında mekan konusunu !ncelerken unutulmaması gereken b!r d!ğer
nokta da h!kayen!n geçt!ğ! çevrey! k!m!n gözüyle bakılacağı hususudur. Klas!k
dönem romanları !ç!n böyle b!r sorun yoktu çünkü bulunduğu ol!mp!k konumda
her şey! gören ,b!len, sezen ,açıklayıp yorumlayan yazar anlatıcı aynı şek!lde
mekanda bakacak ve olayların cereyan edeceğ! çevrey! kend! muhayy!le gücüne
ve tasv!r yeteneğ!ne göre ç!z!p tanıtacaktır. Real!stler mekana yazar anlatıcının
bakış açısından değ!l roman kahramanın bakış açısından bakmaya çalışırlar.
7)DİL ve ÜSLUP
H!kaye !le roman anlatıcı eksenl! olmalarına rağmen d!l !t!bar!yle farklıdırlar.
H!kayey! d!le tasarrufuyla romandan çok ş!!re yakındır. Bu bağlamda üstü bu
!çer!ğ!n kazandığı form olarak göreb!l!r!z. Üslup d!l!n mecaz! gücünü renk ve
eylem zeng!nl!ğ!n! kısaca d!l!n anlatımlı ağacını k!ş!sel becer!yle söze veya
özell!kle yazıya dökmek !le hayat!yet kazandırmak demekt!r. Temelde anon!m b!r
karakter taşıyan d!l sanatkarın m!zacından düşünce ve felsefes!nden gelen
destekle özelleş!r üstlük boyutu kazanır.
8)F!k!r
Flaubert, sanat b!r düşüncen!n !fades!d!r der. F!k!r veya felsefeden ne kadar uzak
tutarsak tutalım salatı f!k!r veya felsefeden bütünüyle arındırmak mümkün
olmaz. Çünkü büyük d!ye anılan bütün romancıların eserler!n! !nsana ve topluma
dönük b!r taraf vardır.
......................
2.TEKNİK UNSURLAR
Anlatım Tekn!kler!
E.Cass!rer, özgün b!r bakışla sanatı şöyle tanımlar: Sanat esersen !fade ed!c!d!r
ancak b!ç!mlend!r!c! olmadan !fade ed!c! olamaz. Sanat ,edeb!yat, roman, ş!!r...
Tab!! k! b!r şeyler anlatacaktır. Ancak sanatta veya edeb!yatta anlatılacak şeyden
çok anlatım b!ç!m! öneml!d!r .Öneml!d!r çünkü b!ç!m anlatılacak şey! anlatılana
ulaştıran b!r vasıtadır. Bu nedenle n!tel!kl! b!r edeb! metn! sağlam b!r b!ç!me
sah!p olması gerek!r. Anlatıp tekn!kler! anlatıma çeş!tl!l!k d!nam!zm ve der!nl!k
kazandırmıştır. Bu bağlamda özell!kle b!rey! anlatmada öneml! mesafeler
kated!lm!ş !nsan daha sıcak ve daha doğal b!r konumda karşımıza çıkarılmıştır.
Roman sanatında kullanılan bell! başlı anlatım tekn!kler!n! şöyle sıralayab!l!r!z:
1. Anlatma gösterme tekn!kler!
2. Tasv!r ( bet!mleme) tekn!ğ!
3. Mektup tekn!ğ!
4. Özetleme tekn!ğ!
5. Ger!ye dönüş tekn!ğ!
6. Montaj tekn!ğ!
7. Otob!yograf!k anlatım tekn!ğ!
8. Le!tmot!v tekn!ğ!
9. D!yalog tekn!ğ!
10. Iç d!yalog tekn!ğ!
11. Iç çözümleme tekn!ğ!
12. Iç monolog tekn!ğ!
13. B!l!m çakımı tekn!ğ!
1.ANLATMA TEKNİĞİ
Sanat esas mah!yet! !t!bar!yle dışa vurma b!r anlatım olayıdır. Anlatma sorunu
temel espr!s! !t!bar!yle !k! şek!lde gerçekleş!r. B!r olay ya anlatıcı tarafından
anlatılır yahut olay arıcısız canlandırılır. B!r!nc! anlatım b!ç!m! destan ve roman
!k!nc!s! !se t!yatro !ç!n geçerl!d!r. Bu tüllerde hedeflenen kurmaca yapı anlatma ve
göstermek tekn!kler!yle b!ç!mlend!r!l!r. N!hayet b!r tekn!k olarak uygulanan
anlatmada anlatıcının modern zamanlarda yazar anlatıcının ağırlığı söz
konusudur b!r anlatıda eğer d!kkatler mutlak anlamda anlatıcı üzer!nde
yoğunlaşıyorsa bu anlatıda anlatma ağırlıklı b!r anlatım b!ç!m! uygulanıyor
demekt!r. Bu yöntemde anlatıcı h!kayey! sunuşuyla sunuş sırasında yaptığı
açıklama ve yorumlarıyla okuyucunun d!kkat!n! metne değ!l kend! üzer!ne çeker.
Anlatıcıyı metn!n önüne veya üstüne çıkaran bu yöntem!n yeters!zl!ğ! !lk defa
real!stler tarafından gündeme get!r!l!r ve real!stler bu yöntem!n kusur ve
yeters!zl!ğ!n! ortadan kaldırmak !ç!n gösterme yöntem!n! devreye sokarlar.
T!yatrodan ödünç olarak alınan ve genell!kle anlatma !le b!rl!kte kullanılan
gösterme yöntem!yle roman sanatının yapısı değ!ş!r daha önce !şaret ed!len
anlatıcının ağırlığının n!speten zayıflar ve anlatım daha objekt!f ölçülerle
gerçekleş!r. Bu !mkandan yararlanan romancılar hayatı romana taşımakta romanı
hayata yaklaştırmakta olağanüstü başarılar elde ederler. Bu tasarruflar
sonucunda roman kend! !ç!nde dönüşür, değ!ş!r farklı b!r yapıya kavuşur.
Anlatma yöntem!nde okuyucunun d!kkat! anlatım üzer!nde !ken gösterme
yöntem!nde bu d!kkat eser üzer!ne çevr!l!r: Gösterme b!r olayı ya da durumu bell!
b!r zaman ve yer !ç!nde daha çok k!ş!ler arası konuşma ve eylem b!ç!m!nde
okuyucuya sunmaktır. Romancı h!kayes!n!n üstünde uzun uzun durulmaya
değmeyecek yerler!n! çabucak geçmek !sted!ğ! zaman özetleme yoluna
g!decekt!r. Gösterme yöntem!nde okuyucu kend!n! !y!ce olayların !ç!nde h!sseder
çünkü olaylara sank! geçt!kler! sırada tanık olmaktadır. Bu yüzden duyguların
yoğun olduğu anlar !ç!n kullanılır. Anlatma !le gösterme arasında Percy Lubbock
şöyle ayrım yapar: anlatmadı okuyucunun yüzü h!kayeye dönüktür onun
sözler!ne kulak vermekted!r; göstermede !se okuyucunun gözler! h!kayeye
çevr!lm!ş onu seyretmekted!r. Anlatmada herhang! b!r duygu yoğunluğu
yaratılmaz çünkü okuyucu olup b!tenler! !k!nc! elden görür ;olayları b!r!nc! elde
gören, değerlend!ren, eleşt!ren, yorumlayan hep anlatıcının kend!s!d!r.
Göstermed!yse yazar okuyucuyu olaylar ve k!ş!lerle baş başa bırakmış kend!s!
aradan çek!lm!ş !zlen!m! uyandırır. Bundan ötürü tansal bakış açısından yazılar
romanlarda genell!kle egemen olan yöntem anlatma yöntem!d!r. Anlatma
yöntem!nde anlatıcının mutlak egemenl!ğ! vardır ve anlatım sorunu onun
tasarrufuyla çözülür. Aslında gösterme yöntem! t!yatroya özgü b!r yöntemd!r. Bu
yöntem! farklı b!r yapıya sah!p olan romanda aynen uygulamak mümkün değ!ld!r.
Roman özü ve özell!ğ! gereğ! buna müsa!t değ!ld!r. Ancak gösterme
yöntem!nden zaman !ç!nde yararlanma yoluna g!d!lm!ş ve yapılan uygulamalarla
roman sanatının ufku gen!şlet!lm!şt!r. Real!stler bu konuda yol göster!c!s!
olmuşlardır. Gösterme yöntem!n!n t!p!k uygulamaları b!r romanda yer alan
d!yalog parçalarıdır. Okuyucu bu parçalarda yer alan olay duygu ve düşüncelere
doğrudan tanık olur. D!yaloglar olayların akışına göre yasak d!yalog olarak ver!l!r,
yahut konuşmaların arasına b!rtakım bağlantı cümleler! yerleşt!r!lerek ver!l!r.
Anlatma gösterme tekn!kler!n!n ustalıkla kullanılması hal!nde anlatıcının eser
üzer!ndek! ağırlığı azalacak ve anlatılanlar doğal b!r çerçevede cereyan
ed!yormuş g!b! h!ssed!lecekt!r. Daha önce bel!rtt!ğ!m!z üzere gösterme yöntem!
gerçekç!ler tarafından devreye sokulmuş b!r sunma yansıtma b!ç!m!d!r.
Gerçekç!ler her şey! b!len anlatıcının anlatma ağırlıklı sunuş b!ç!m!n! gerçekl!ğ!
zedeled!ğ! !ç!n sakıncalı buluyordu. Gerçekl!ğ! zedel!yordu çünkü ben!msed!ğ! bu
anlatım b!ç!m!yle anlatıcı kend! k!ş!l!ğ!n! açıklama yorum ve hatta eleşt!r!ler!ne
esere katıyordu dolayısıyla okuyucunun !lg!s!n! eserden çok onun üzer!nde
toplanıyordu. Anlatma ve gösterme yöntemler! salt canlandırmayla !lg!l! değ!ld!r
kuşkusuz. Bunun yanı sıra anlatının öneml! kes!t!n! oluşturan zaman kavramıyla
da !lg!l!d!r. Anlatma ağırlıklı met!nlerde anlatılanlar geçm!ş !ç!nde b!ç!mlen!rken
gösterme yöntem!n!n uyguladığı bölümlerde anlatılanlar 'ş!md!' !ç!nde !drak
ed!l!r. Ik! yöntem!n karma uyguladığı kes!tlerde geçm!ş !le ş!md! b!rl!kte algılanır.
2. TASVİR TEKNİĞİ
Temel n!tel!ğ! !t!bar!yle anlatma somutlaştırma demekt!r. Romancı somutlaştırma
!şlem!n! gerçekleşt!r!rken tasv!r yöntem!nden gen!ş b!r şek!lde yararlanır.
Bugünkü romanda tasv!r d!ye n!teleyeceğ!m!z uygulamalar azalmış olsa da
dünden bugüne uzanan süreçte tasv!r en fazla uygulanan yöntem olmuştur
d!yeb!l!r!z. Günümüz romanda tasv!r! az yer ver!ld!ğ! hatta mümkün olsa h!ç yer
ver!lmek !stenmed!ğ! doğrudur. Tasv!r kök !t!bar!yle suretten türet!lm!ş Arapça
b!r kel!med!r. Kel!me anlamı !t!bar!yle" res!m, f!gür, suret" demekt!r ve "yazıyla
tar!f etme "şekl!nde tanımlanmaktadır. B!r başka tanımla tasv!r eşyayı görünür
hale koyma sanatıdır. B!raz daha açacak olursak tasv!r romanın kurmaca
dünyasına yer alan k!ş! zaman ,olay ,mekan g!b! unsurları sanatın sağladığı
!mkanlardan yararlanarak görünür kılmaktır., romancı bu !şlem! gerçekleşt!r!rken
söz konusu unsurların karakter!st!k yönler!n! görmek, b!lmek, seçmek
zorundadır. Tasv!r b!r bakıma tar!f etme sanatıdır. Ancak tasv!r !le tar!f arasında
yakın g!b! görünseler de bazı farklar vardır: tar!f mah!yet! !cabı anlatma; tasv!r !se
gösterme ağırlıklıdır. B!r anlamda klas!k akıma tepk! olarak doğan ve kısa sürede
hayl! kabul gören bu anlayışla sanat ve edeb!yat yen! b!r boyut
kazanır:Romant!kler!n çabalarıyla dağın, gölün, ç!çeğ!n, rüzgarın, ağacın
,renkler!n... Güzell!k ve büyüsü edeb!yata taşınır edeb!yat dünyası alab!ld!ğ!ne
zeng!nleş!r. 19 yüzyılda romancılar k!ş! ve olayları hatta zaman ve mekanı
n!tel!kler!n! uygun dekor !ç!nde tanıtıp anlatmaya özen gösterm!şlerd!r. Bu
dönemde yapılan tasv!rlerde b!r denge ve tamlık vardır. Wellek, romancıların bu
konudak! yeteneğ!n! örnekleyerek şöyle açıklar: b!r eserde olayların geçt!ğ! yer
onun çevres! demekt!r ve çevre özell!kle b!r ev!n !ç!, karakter!n mecaz! olarak
anlatılışı şekl!nde düşünüleb!l!r. B!r k!msen!n ev! onun b!r parçasıdır; ev!n!
anlatırsanız sah!b!n! de anlatmış olursunuz. Bu tarz b!r anlayışla natüral!stler
ayrıntılara real!stlerden daha fazla ağırlık ve önem ver!rler ve bu yolla
anlatılanların gerçeğe daha yakın olacağını savunurlar. Modern romancıların
eserler!nde d!kkat! çeken tasv!r örnekler! res!mden çok müz!k etk!s!ne sah!pt!r
d!yeb!l!r!z. Göstermek sahnelemek yer!ne sezd!rmek modern romajların
başarmak !sted!ğ! budur.
a)Tasv!r çeş!tler! ve tasv!r uygulamaları
Tasv!r!n hem ruh durumlarına aydınlatması hem d!kkat! dağıtmaması !ç!n
çevren!n olduğu g!b! değ!l de yalnız telk!n ed!c! unsurlarına !nd!r!lerek ver!lmes!
bu unsurların b!leş!m! olan çevre tasv!r!n!n de ruh durumları !le b!rl!kte gel!şmes!
gerek!r. Yazar met!n !ç!nde yer verd!ğ! k!ş! ,zaman, olay ve çevreye dönük
tasv!rlerle okuyucuyu etk!lemen!n onun metn!n dünyasına çekmen!n yollarını
arar. Bu bağlamda tasv!r sanatı !k! şek!lde yapılır:
1.nesnel( objekt!f= real!st) tasv!r
2. Öznel( subjekt!f= romant!k) tasv!r
Bah!s b!r konusu olan şey olduğu g!b! tasv!r ed!l!yorsa bu tasv!re nesnel tasv!r
den!r. Buna karşılık tasv!r ed!len şey! yazar kend! duygularına veya m!zacına göre
değ!şt!r!yorsa bu tarz sürede öznel tasv!r den!r. Bu bağlamda b!r romanda şu
veya bu amaçla yapılan tasv!rler !k! elemanın tasarrufu !le gerçekleşmekted!r:
bunlardan b!r! yukarıda !fade ed!ld!ğ! g!b! anlatıcı ,d!ğer !se romanda rol alan
herhang! b!r kahraman. Anlatıcının bakış açısından yapılan tasv!rler romancının
yeteneğ!ne ve amacına göre ya b!r dekor düzey!nde kalır yahut !şlevselleşt!r!lm!ş
b!r levha anlamı taşır. Dekor düzey!nde bırakılan tasv!rler!n anlatıya b!r şey
kazandırdığını söylemek zordur. Söz gel!m Namık Kemal'!n İnt!bah romanının
başlangıcında yaptığı tasv!r bunun t!p!k uygulamasıdır. Ancak bunun yanında b!r
de kahramanın bakış açısından yapılan tasv!r vardır, k! bu tasv!r, modern romanın
öneml! b!r yanını oluşturur. Ilk defa gerçekç!ler tarafından uygulanan bu tasv!r
anlayışında rol oynayan f!gür, anlatıcı değ!l romanda yer alan herhang! b!r
kahramandır. Gerçekç!ler b!r olayı, b!r çevrey! ,zamanı veya b!r k!ş!y! anlatmak
!sted!kler!nde bu unsurlara tanıklık eden k!ş!n!n bakış açısını kullanmak,
dolayısıyla onun gözüyle çevreye bakmak !stem!şlerd!r. Çünkü anlatılmak veya
ç!z!lmek !stenen şeye en yakın olan odur.
3.MEKTUP TEKNİĞİ
Mektubun romanda kullanılması sıradan b!r had!se değ!ld!r kuşkusuz. Mektubun
devreye sokulmasıyla b!rl!kte romanın macera ağırlıklı dokusu değ!ş!r, anon!m
karakterl! kahramandan çok beşer! yönü ağır basan b!reylere !t!bar ed!l!r. Bu
bağlamda yen! b!r roman türü doğar. Mektuplu roman d!ye adlandırılan bu roman
türü,18. yüzyıldan !t!baren b!r hayl! !lg! görür; özell!kle kadınlar ve gençler bu türü
hararetle tutarlar. Mektuplu roman b!r veya daha fazla karakter tarafından
yazılmış mektuplarla b!ç!mlenm!ş b!r romandır. Bu tarz yazara, romanın
aks!yonuna b!zzat müdahale etmeks!z!n karakterler!n duygu ve tepk!ler!n! sunma
fırsatı vermekted!r. Dahası mektuplar, olayın can alıcı yer!nde yazıldıklarından
olaya canlılık katmaktadır. Mektup teknen!n b!r d!ğer mez!yet! de b!rden fazla
karakter!n devreye sokulmasıyla b!rl!kte farklı bakış açılarına başvurma !mkanını
sağlamasıdır. Bu metot yazarın başka b!r anlatım tekn!ğ!n!n sağlayamayacağı
üstünlükler kazandırmıştır. Olayların en küçük ayrıntıları roman k!ş!ler!n!n
duyguları ve konuşmaları bu plan !ç!nde o anda yaşayan duygunun bütün ruhu
ve sıcaklığıyla ve yen! olmuş b!tm!ş olayların bellekte kalan en ayırıcı özell!kler! !le
b!rl!kte !fade ed!lmekted!r. Mektup tekn!ğ! roman türünde genell!kle !k! şek!lde
kullanılmıştır: B!r!, roma'nın müstak!l ve peş peşe gelen mektuplarla
şek!llenmes!d!r. C!ğer! !se tekn!ğ! roman genel!nde ve gerekt!ğ!nde
kullanılmasıdır. B!r!nc! uygulamaya, H. Ed!p' !n Handan, Reşat Nur!'n!n B!r Kadın
Düşmanı romanlarını göstereb!l!r!z. Ik!nc! t!p uygulamaya örnek olarak Ayla
Kutlu'nun romanlarını göstereb!l!r!z. Kutlu, romanlarının çoğunda mektup
tekn!ğ!n! denemekte b!reyler!n !ç dünyasında yoğunlaşan duyguları, düşünceler!,
!t!raf ve temenn!ler! bu tekn!ğ!n aracılığıyla dışa yansıtmaktadır.
4. ÖZETLEME TEKNİĞİ
Ancak kapsamın ne olursa olsun roman kend! yapısı ve mantığı !ç!nde 'eklekt!k'
ve' teks!f!' b!r özell!ğ! sah!pt!r. Özetleme tekn!ğ! adı üzer!nde ver!lecek b!lg! !le
yapılacak tanıtmanın beze hal!nde sunulmasıdır. Klas!k anlatım tarzında romancı
b!r olayı veya b!r k!ş!y! tanıtmak !ç!n o olay ve k!ş! hakkında gen!ş açıklamalar
yapmak zorundaydı. O bu görev! yer!ne get!r!rken bazı noktaları kısaca
açıklayarak bazılarını açıklamadan geçer bazen de özetleyerek aktarır. Özetleme
tekn!ğ!, gereks!z ayrıntıyı s!len dolayısıyla esere derl! toplu b!r görünüm
kazandıran b!r yoldur. Bu yöntemle olaylar ve k!ş!ler bar!z dönme ç!zg!ler! !le
tanıtılır, anlatılır. Sonuçta sayfalar boyu sürecek belk! de okuyacağız sıkıcı
gelecek tanıtma meseles! b!rkaç satır veya paragrafla çözümlenm!ş olmaktadır.
Özetleme tekn!ğ! b!r başka tanımla b!r zaman süres! !ç!nde çeş!tl! yerlerde olan
b!r ser! olayı genel ç!zg!ler!yle okuyucuyu !leten b!r tekn!kt!r ve h!kaye anlatmanın
tab!! şekl!d!r.
6.MONTAJ TEKNİĞİ
Montaj tekn!ğ!, b!r romancının genel kültür bağlamında b!r değer !fade eden
anon!m, b!reysel ve hatta !lah! n!tel!kl! b!r metne b!r söz veya yazıyı" kalıp
hal!nde" eser!n!n terk!b!ne bel!rl! b!r amaçla katması, kullanması demekt!r. Bu
tekn!k b!r bakıma b!z!m edeb!yatımızda köklü b!r geleneğ! bulunan !tt!bat
sanatını hatırlatmaktadır. Ikt!bas: Aktarma ,alıntı ,ödünç alma. Nes!r'de
venazımda p!k! kuvvetlend!rmek !ç!n başka kaynaklardan veya tanınmış
k!ş!lerden parça almaya den!r. Bu parçanın aynısının alınması şekl!nde olduğu
g!b! tercüme veya özetleme şekl!nde olab!lmekted!r. Ikt!bas, ayet, had!, cümle,
paragraf ,mısra ,bey!t, kıta parça şekl!nde olur. İkt!bas sanatı, !şlevsel düzeyde
montaj tekn!ğ!nden n!speten farklıdır. İkt!bas sanatından beklenen, metn!n anlam
!t!bar!yle zeng!nleşt!r!lmes! ,süslenmes!d!r. Buna karşılık montaj tekn!ğ! daha
!şlevsel b!r özell!ğe sah!pt!r. Bundan beklenen sadece metn! anlam ve estet!k
düzeyde süslemek, zeng!nleşt!rmek değ!ld!r. Romancılar montaj tekn!ğ!nden
genel yapısını kompoz!syonunu kurmak c!het!nde de yararlanmaktadırlar. Bu
noktayı d!kkate aldığımızda, montaj tekn!ğ! romanın, özell!kle postmoder
romanın öneml! aygıtlarından sayılmaktadır. Dolayısıyla montaj tekn!ğ! kapsam
!t!bar!yle !kt!bas sanatına benzemekte , ancak uygulama düzey!nde ondan
n!speten ayrılmaktadır: Modern romanda montaj tekn!ğ! sadece genel yapıyı
anlama !t!bar!yle güçlend!rmek, güzelleşt!rmek bakımından değ!l, genel yapıyı
kurmak amacıyla da kullanılmaktadır. Montaj tekn!ğ!nden nasıl yararlanılır?
Çağdaş yazarların bu tekn!kten yararlanma maksatları farklıdır: bazı yazarlar
eserler!ne değ!ş!k b!r form kazandırmak !ç!n bu tekn!ğ! denerken bazıları da
atmosfer elde etmek es!r!n a!t olduğu zamanla bağını güçlend!rmek !ç!n
yararlanırlar. Y!ne kalem! aldığı eser!ne felsef! der!nl!k kazandırmak !steyen bazı
yazarlarda bu !mkandan !st!fade yoluna g!tm!şlerd!r. Montaj tekn!ğ! farklı
düzeylerde uygulanmaktadır: b!r yazar eser!n genel yapısında yer vermek
!sted!ğ!"hazır kalıp" metne or!j!nal hal!yle yer vermek !steyeb!l!r. B!r d!ğer
uygulamada da montajlanan metn!n yen!den yazılarak ver!lmes! yahut sadece
sezd!rme yoluna g!d!lmes!d!r. Günümüz romanında kabul gören uygulama budur
ve b!rçok romancı, montaj tekn!ğ!nden bu düzeyde ve fırsat buldukça
yararlanmaktadır. Montaj tekn!ğ! uygulanırken üzer!nde durulması gereken asıl
nokta şudur: Yazarın aktarmak, yararlanmak !sted!ğ! metn!n, şu veya bu
maksatla kullanılmasından çok, alınan metn!n eser!n genel yapısıyla
bütünleşmes!, eser!n genel dokusunda sırıtmamasıdır. Çünkü asıl met!n !le
taşınan met!n arasındak! uyumsuzluk eser!n genel dokusunu zedeleyecek,
dolayısıyla yazarın vermek !sted!ğ! mesajı gölge düşürecekt! bu nedenled!r k!,
montaj tekn!ğ!nden yararlanmak !steyen b!r yazarın, !ht!yatlı olmak; ney!, nerede,
nasıl ve n!ç!n kullandığını b!lmek mecbur!yet! vardır.
7. OTOBİYOGRAFİK TEKNİK
Hemen her romancı eser!nde kend!ne ,kend! b!lg! ve deney!mler!n! değ!şen
ölçülerde yer ver!r. Hatta bazı romancılar salt kend! hayatını anlatır. Bu açıdan
Gogol'ün, "Her sefer!nde, ben kend!m! tasv!r ed!yorum" demes! anlamlıdır.
Otob!yograf!k yöntem b!yograf! eksenl! b!r sunuş, b!r de anlatma b!ç!m!d!r. Bu
yöntemde anlatıcı doğal olarak b!r!nc! tek!l k!ş!d!r. B!r d!ğer dey!şle anlatan !le
anlatılan aynı k!ş!d!r. Tekn!ğ!n esası bu temele dayanmaktadır. Hal böyle olunca
anlatı s!stem!nde yer alan her şey bu anlatıcının bakış açısından okuyucuya
yansır. Anlatıcının bu konumu otob!yograf!k yöntem!n manevra yeteneğ!n!
kısmakta, darlaştırmaktadır: Otob!yograf!k anlatım yöntem!nde roman konusu da
anlatıcısı da aynı k!ş! olduğundan bakış açısı çok dardır. Yazarın el!nde
kullanab!leceğ! b!lg! kaynağı olarak yalnızca b!r k!ş! vardır ;onun görüş ve b!l!nç
alanı dışına çıkamaz. Böyle b!r sınırlamayı kend! amaçlarını uygun bulmayan
romancılar türlü yollardan bu çerçeven!n dışına çıkab!lmen!n yollarını
aramışlardır. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılanı, olup b!tenler! romanın
kahramanı değ!l de onu yakından tanımak fırsatını bulmuş b!r k!mseye
anlattırmaktır. Sonuç olarak şunu söyleyeb!l!r!z k! otob!yograf!k yöntem ,ben
merkezl! olduğu dolayısıyla "!t!matsızlık" telk!n ett!ğ! !ç!n yazarlar tarafından fazla
rağbet görmem!ş b!r anlatım b!ç!m!d!r. Temelde b!rey!n etrafında dönen roman
türünde b!rey!n !ç dünyasına !n!lmede, otob!yograf!k yöntem!n b!r !mkan kapısı
olduğunu kabul etmek gerek!r.
8. LEİTMOTİV TEKNİĞİ
Ana mot!f, kılavuz mot!f, b!r müz!k ya da opera parçasında tüm eser boyunca
tekrarlanan b!r düşünce, b!r duygu, b!r durum ya da b!r k!ş! hatırlatmaya yarayan
ayırt ed!c! n!tel!kte mot!f ya da tema. Edeb!yatta özell!kle roman türünde rağbet
gören b!r tekn!k olarak türlü ves!lelerle tekrarlanan b!r !fade kalıbıdır. Özell!kle
natüral!st romancıların başvurduğu bu tekn!k roman şahıslarını bel!rleyen t!p!k
özell!kler! vermede kullanılır. Mesela bell! b!r kel!men!n d!kkat!n! çeken telaffuzu
ya da bell! şartlar altında tekrarlanan m!m!kler sonra her fırsatta hatırlatılan bazı
yaratılış özell!kler! le!tmot!v karakter! taşır. Görüldüğü üzere "le!tmot!v" tekn!ğ!ne
a) telaffuz farklılığı ,b) jest ve m!m!kler ,c) yaratılış özell!kler! malzeme olarak
kullanılmaktadır. Bunlar, kahramanları anlatmak, ç!zmek !ç!n öneml! !puçlarıdır.
Ancak le!tmot!v tekn!ğ!n!n kapsamı sadece bunlardan !baret değ!ld!r. B!r
romanda sık sık tekrarlanan söz grubu, herhang! b!r d!ze, y!ne konu veya k!ş!lerle
!lg!l! olarak tekrarlanan bazı kel!meler de le!tmot!v olarak kabul ed!lmel!d!r.
9. DİYALOG TEKNİĞİ
D!yalog, !k! veya daha fazla k!ş! arasında gerçekleşen konuşma demekt!r. Bu
konuşma tarzı daha çok kurmaca eserlerde, roman ve h!kayede kullanılmaktadır.
D!yaloğun bas!t ama temel !şlev! g!zl! olan "aş!kar"ı kılmak, soyut olanı
somutlaştırmaktır. Bu bağlamda d!yalog yöntem!,Holman'ın tesp!t!yle:
a) olayın gel!ş!m!nde rol oynar,
b) kahramanların ps!ko/ sosyal konumlarının açıklanmasına yarar,
c) anlatıma doğallık !zlen!m! ver!r,
d) düşünce ve felsefeler!n yansıtılmasını, etk!leş!m!n! sağlar,
e) farklı k!ş!ler!n b!r araya gelmes!ne dolayısıyla farklı kültür ve konuşmaların,
üslupların ortaya çıkmasına vasıta olur,
f) metn!n muhtemel ağırlığını haf!flet!r.