HZ.
MUHAMMED VE AİLE HAYATI
HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V.) EVLİLİĞİ VE
ÇOCUKLARI
• Hz. Muhammed (s.a.v.) dünyaya gelmeden önce baba-
sını kaybetmiş, bundan dolayı yetim olarak büyümüştür.
Doğduktan hemen sonra da sütannesi Halime’ye verilmiş
bu nedenle annesinden de uzak kalmıştır.
• Dört yıl sütannesinde kaldıktan sonra annesi Amine’nin
yanına gelen Hz. Muhammed (s.a.v.) annesinin yanında
sadece iki yıl kalabilmiştir. Çünkü altı yaşına bastığında
annesi vefat etmiştir.
• Annesinin vefatı üzerine dedesi Abdülmuttalib onu hima-
yesi altına almış bakımı ile ilgilenmiştir. Fakat sekiz yaşına
geldiğinde dedesi de vefat etmiştir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) yaşadığı bu kayıplardan sonra
Amcası Ebu Talib onu himayesi altın almış, onu kendi ço-
cuklarından ayrı tutmadan sevgi merhametle büyütmüştür.
• Ebu Talib’in eşi Fatıma da ona büyük sevgi, göstermiş,
öz çocuğu gibi ihtiyaçlarını karşılamış ve ona iyi davran-
mıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.) onun bu sevgisinden dolayı
onu “…Annemden sonraki annem…” diye anmıştır.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) amcasının ticaretle
uğraşmasından dolayı kendisi de ticaret ile uğ-
raşmış, kendisini ticarette geliştirmiş ve tec-
rübe sahibi olmuştur.
• Her işini doğru ve düzgün yapması, dürüst ve güvenilir
olması onun “el-Emîn” lakabıyla tanınmasını sağlamıştır.
Bu nedenle Mekke halkı ona “Muhammedü'l-emîn” (Güve-
nilir Muhammed) diye seslenmiştir.
• O dönemde Hz. Hatice (r.a.) de ticaret ile uğraşıyor,
Mekke halkı tarafından ağırbaşlı, temiz ve güzel ahlaklı bir
kimse olarak tanınıyordu. Bu nedenle ona da temiz, nezih
ve saf anlamlarına gelen “Tâhire” lakabı verilmiştir.
• Dul ve çocukları olan Hz. Hatice (r.a.) maddi anlamda da
güçlü bir kimseydi. Ticaret kervanını dürüst ve güvenilir ki-
şilere emanet eder onlarla ticari ortaklık yapardı.
• Hz. Hatice (r.a.) Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güvenilir, dü-
rüst, güzel ahlaklı ve erdemli bir kişiliğe sahip olduğunu
işitmiş ve ona ticari ortaklık teklif etmiştir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) bu teklifi kabul etmiş,
kervanı alarak Suriye tarafına doğru götürmüş,
malları satmış ve istenilen malları da satın ala-
rak büyük bir kârla Mekke’ye geri dönmüştür.
• Hz. Muhammed’e (s.a.v.) yardımcı olması için Hz. Hatice
tarafından görevlendirilen Meysere onu yakından tanıma
fırsatı bulmuş, onun ticaretteki tecrübesini ve ahlaki kişili-
ğini Hz. Hatice’ye (r.a.) anlatmıştır.
• Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ahlakından etkilenen Hz. Ha-
tice (r.a.), Hz. Muhammed’ e (s.a.v.) evlilik teklifinde bu-
lunmuş, Hz. Muhammed (s.a.v.) de onun bu teklifini kabul
etmiştir.
• Bu evlilikten Kasım ve Abdullah adında iki erkek çocuk-
ları; Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma adında
dört kız çocukları dünyaya gelmiştir.
Not: Mekke’de evli bir erkek, dünyaya ilk gelen erkek ço-
cuğunun adıyla çağrılırdı. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ilk er-
kek çocuğu Kasım olduğu için ona “Ebu’l-Kasım” (Ka-
sım’ın babası) diye hitap etmişlerdir..
• Kasım ve Abdullah bebek yaşta vefat etmiş,
Hz. Fatıma (r.a.) dışındaki kızları da Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) henüz hayattayken vefat etmiş-
lerdir.
Not: Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mâriye isimli eşinden de
İbrahim adında bir çocuğu olmuş, o da küçük yaşta vefat
etmiştir.
• Hz. Hatice (r.a.) hayatı boyunca Hz. Muhammed’in
(s.a.v.) yanında olmuş, İslam’ı ilk o kabul etmiş, bütün mal
varlığını İslam dini için harcamıştır. Hz. Muhammed
(s.a.v.) de onu her zaman hayırla anmıştır.
“Kendi döneminin en hayırlı kadını Meryem’dir. Hatice de
kendi döneminin en hayırlı kadınıdır.”
(Hadis)
BİR EŞ OLARAK HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
• Hz. Muhammed (s.a.v.) eşine karşı dama sevgi ve saygı
göstermiş, herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğini
de bildirmiştir.
“Müminlerin iman bakımından en olgun olanları, ahlakı en
iyi olanlarıdır. Sizin en hayırlılarınız da hanımlarına karşı
en iyi davrananınızdır.”
(Hadis)
• O, kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılamış, eşine
emirler vererek onu zora sokmaktan uzak dur-
muştur. Ağır işleri her zaman kendisi üstlenmiş,
eşine yardım etmekten asla kaçınmamıştır.
• Hz. Hatice (r.a.) de ona karşı sevgi ve saygı göstermiş,
ilk vahiy geldiğinde Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ilk inanan
kimse olmuş ve hayatı boyunca ona destek vermiştir
“Yüce Allah bana Hatice’den daha hayırlı bir eş vermemiş-
tir. Bütün insanlar bana inanmazken o bana inandı. Herkes
beni yalanlarken o beni doğruladı. İnsanlar yardımlarını
benden esirgediklerinde o bana malıyla destek oldu.”
(Hadis)
BİR BABA OLARAK HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
• Hz. Muhammed (s.a.v.) çocukları ile her za-
man yakından ilgilenmiş, onlara her zaman
merhamet ve şefkatle yaklaşmıştır.
• Kız çocuklarına değer verilmeyen Cahiliye toplumunda
kız çocuklarını omzuna alarak Mekke sokaklarında gezdir-
miş, tüm insanlara bu konuda örnek olmuştur.
• Her zaman çocuklarının fikirlerini önemsemiş, kızı Hz.
Fatıma’yı (r.a.) evlendirmeden önce onayını almıştır.
• Bütün çocuklarına ayrım yapmaksızın sevgi göstermiş,
“…Allah’tan korkun, çocuklarınız hususunda adaletli olun!”
buyurarak bu konuda bizlere de tavsiyede bulunmuştur.
BİR DEDE OLARAK HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
• Hz. Muhammed (s.a.v.) torunlarına da çocuklarına gös-
terdiği gibi sevgi göstermiş, onların terbiyesi için büyük
çaba harcamıştır.
• Kızı Zeynep’ten dünyaya gelen torunu Ümame kuca-
ğında olduğu hâlde namaz kılmış, ayağa kalktığı zaman
onu kucağına almış, secdeye giderken de düşmesin diye
nazikçe yere bırakmıştır.
• Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) de o namaz kılar-
ken gelip onun sırtına binmişler, onlara da aynı şekilde na-
mazı bitene kadar müsaade etmiştir.
• O sadece kendi torunlarına karşı değil diğer çocuklara
karşı da şefkatle yaklaşmış, Ebu Umeyr’in serçesi öldü-
ğünde Umeyr’i ziyaret etmiş ve şakalaşarak onu teselli et-
miştir.
HZ. MUHAMMED (S.A.V.) VE AİLESİNİN
ÖRNEK DAVRANIŞLARI
• Onun ailesinde mutluluklar ve üzüntüler pay-
laşılmış, düğün ve bayramlar sevinçle karşılan-
mış, üzüntülü durumlarda ise tüm aile bireyleri
birbirlerine destek olmuştur.
• Onun ailesinde akrabalık ve komşuluk ilişkilerine çok
önem verilmiş, akrabaların yakından ilgilenilmiş ve onların
sorunlarına çözüm bulmaya çalışılmıştır.
• Onun ailesinde yetimler ve yoksullar gözetilmiş, maddi ve
manevi sıkıntı yaşayan insanların ihtiyaçları titizlikle karşı-
lanmaya çalışılmıştır.
• Eve gelen misafirler en iyi şekilde ağırlanmış, misafirlerin
rahat edebilmeleri için gereken tüm imkânlar sağlanmaya
çalışılmıştır.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ailesi Allah’ın (c.c.) verdiği ni-
metleri kendilerine yetecek kadar kullanmış ve eğer fazla-
lık varsa bu nimetleri yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine da-
ğıtmıştır.
HZ. HASAN (R.A.) VE HZ. HÜSEYİN (R.A.)
• Hz. Muhammed’in (s.a.v.) en küçük kızı olan Hz. Fatıma
(r.a.), Hz. Ali (r.a.) ile evlenmiş bu evliliklerinden önce Hz.
Hasan (r.a.) daha sonra Hz. Hüseyin (r.a.) dünyaya gel-
miştir.
• Torunlarının isimlerini bizzat Hz. Muhammed (s.a.v.) ver-
miştir. Bu isimler sözlükte iyilik ve güzellik anlamlarına gel-
mektedir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) onlar doğduğunda kulaklarına
ezan okumuş, onlar için Allah’a (c.c.) şükretmek amacıyla
kurban (Akika kurbanı) kesmiştir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) torunları ile yakından ilgilenmiş,
onların ahlaki ve dini eğitiminde büyük rol oynamıştır. On-
lar da Hz. Muhammed’in (s.a.v.) öğütlerini, davranışlarını
kendilerine örnek almışlar ve toplumda erdemli bireyler ha-
line gelmişlerdir
• Fiziki özellikleri bakımından dedelerine benzeyen Hz.
Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.), dedelerinin terbiyesinde
büyüdükleri için ahlaki açıdan da büyük benzerlik göster-
mişlerdir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) onları aile fertlerinden kabul et-
miş, onlar için “Allah’ım, işte bunlar benim ehl-i beytimdir.
Onların kirini gider ve onları tertemiz yap!” diyerek onlar
için dua etmiştir.
BİR SURE TANIYORUM: KEVSER SURESİ
VE ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm.
“Şüphesiz biz sana Kevser’i verdik. O hâlde, Rabbin için
namaz kıl, kurban kes. Doğrusu sana buğzeden, soyu ke-
sik olanın ta kendisidir.”
• Kevser, bolluk ve bereket gibi anlamlara gelmektedir.
Aynı zamanda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cennette mümin-
lerle başında buluşacağı havuza da kevser denilmektedir.
• Mekkeli müşrikler Hz. Muhammed’in (s.a.v.) erkek çocuk-
ları erken yaşta vefat ettiği için ona “ebter” (soyu kesik) di-
yerek Hz. Muhammed’e (s.a.v.) hakaret etmeye çalışmış-
lar. Yüce Allah da müşriklerin bu sözüne karşılık onu Kev-
ser ile müjdelemiş, soyunun devam etmesini sağlayan Hz.
Fatıma’yı (r.a.) dünyaya getirmeyi de ona nasip etmiştir.