Doğum Haritası

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 13

ASTROLOJİ - Tarih, Tekerrür ve Astroloji

Astroloji kelimesi Yunanca yıldız anlamına gelen 'astro' ve bilgi anlamına gelen 'logos'
kelimelerinden türemiştir.

Astrolojinin kökeni, MÖ 4000 yıla kadar uzanmaktadır. Ilk olarak Mezopotamya da ortaya çıkmış
olup Mısır, Babil, Hindistan ve Çin gibi uygarlıklarda da yayılmıştır.

Binlerce yıllık bir geçmişi olan astroloji, tarihin bir parçası olarak insanların kendini ve evreni
anlaması için bir araç hâline gelmiştir. Sanatta, edebiyatta, mimaride işlenmiş, dini motiflere
konu olmuştur.

Zodyak Burçları Yeni Babil döneminde bulunmuş, doğum astrolojisi ortaya çıkmıştır.

Antik Çağ filozofları doğayı izlemiş ve doğadan birçok çıkarım elde etmiştir. Bu sayede astroloji
Romada da yayılmıştır.

Mitoloji astrolojiye dahil olup, gezegenlere atfedilen özelliklerde Yunan Tanrılarından


esinlenilmiştir.

Astroloji tarihi hakkında yazanlar, 19. yüzyılı diriliş, 20. yüzyılı canlanma dönemi olarak
nitelendirirler. Astroloji, bu dönemde modern zamanlara adapte olmaya başlamıştır.

Dane Rudhyar ve Marc Edmund, astrolojiyi insan potansiyellerini


geliştirmek için bir araç olarak vurgulayan “hümanist astrolojinin” temellerini atmıştır. Bu
çabalar, bugün Modern Astroloji olarak nitelendirdiğimiz tarzın temelini oluşturmuştur.

Karma Astroloji geçmiş yaşam, bu yaşam karmalarını öğrenmemiz, hayat amacımızı engellediği
olguların tespit edilmesine rehberlik eder. insan doğasına, psikolojisine ve ruhuna önem veren
derin ve spiritüel bir alandır. Dünyadaki en ileri astroloji tekniğidir. Jungiyen Astroloji olarak da
tanınır. Bu şekilde anılmasının sebebi ise Carl Gustav Jung’dur.

DOĞUM HARİTASI - Yıldız Pusulası

Astrolojide, kişinin doğduğu zaman ile hesaplanan, sembollerden oluşan dairesel grafiğe doğum
haritası, natal harita veya diğer bir adıyla yıldız haritası denir. Doğduğumuz anda gökyüzünde
güneşin, ayın ve yıldızların, bunlara bağlı olarak gezegenlerin konumları, açıları bizim doğum
haritamızı oluşturur.

Kısacası doğum haritası kişinin dünyaya geldiği andaki gökyüzünün fotografıdır. Sadece bize ait
bilgilerden oluşan bu göksel anın fotoğrafı, parmak izimiz gibidir. Bize ait tüm potansiyeller bu
haritada gizlidir. Hayatımız boyunca sabit kalır.

Bir doğum haritasındaki gezegenler zihnimizdeki fonksiyonları (düşünme, ilişki kurma, hareket
etme, sevme, v.b.), burçlar içlerinde bulunan gezegenleri etkileyen, kendi özellikleriyle
renklendiren süreçleri, evler gezegen-burç kombinasyonlarının yaşamımızda ortaya çıktıkları
uygulama alanlarını gösterirler.

Her insanın doğum haritası kendine özgü ve eşsiz özelliklere sahiptir. Karakteri, eğilimleri,
davranışları, duygusal tepkileri, ilgi alanları, sevdiği ve sevmediği durumlar, başarılı olabileceği
alanlar, mücadele vermesi gereken konular, şanslı olduğu zamanlar gibi bilgiler verir. Doğum
haritası analizi sayesinde kendimizi ve çevremizdekileri daha iyi tanıyabiliriz.

Doğum haritası; sadece insanlar için değil, doğum tarihine sahip her şey için çıkarılabilir.
Devletler için resmi olarak ülke kabul edildiği gün, kurumlar için ise kuruldukları tarih baz alınır.
Bu sayede ülkeleri ya da kurumları bekleyen durumlar, fırsatlar veya engeller öngörülebilir.

Doğum haritası için doğduğumuz yıl, ay, gün, saat ve doğum yeri (şehir) en önemli detaylardır.
(Saat bilinmiyorsa Rektifikasyon yapılmalıdır.)

ZODYAK - İçindeki Evreni Kesfet

Astroloji otuz dört kelimelik sembolik bir dildir. Bu dil 12 burç, 10 gezegen ve 12 evden oluşur.

Astrolojik sembolizmin köklerinde her ikisi de dairesel olan Dünya'nın iki fiziksel hareketi
yatmaktadır. Birincisi Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesi, ikincisi de Dünya'nın Güneş
etrafında dönmesidir. Birinci hareket astrolojik evleri oluştururken, ikinci hareket ise burçların
sembolizmini oluşturur.

Yeryüzünden gökyüzüne bakıldığında Güneş gökyüzünde bir yıl boyunca belirli bir yol takip
ederek ilerler. Güneş'in izlediği bu yola Ekliptik denir. Gezegenler Güneş'in etrafında döndükleri
için, onlar da ekliptiğin içerisinde hareket halinde görünürler. Bu sistemin yer aldığı Güneş'in,
Ay'ın ve gezegenlerin yörüngelerini kapsayan kuşağa Zodyak Kuşağı denir.

"Zodyak" sözcüğü "yaşam çemberi" veya "canlı varlıkların çemberi" anlamına gelen Yunanca bir
sözcükten gelmektedir. Zodyak "burçlar kuşağı"dır ve 12 burçtan oluşmaktadır.

Günümüzde iki farklı zodyak kullanılmaktadır. Sidereal (yıldızsal) Zodyak Doğu astrolojisinde,
Tropikal ( mevsimsel) Zodyak da Batı astrolojisinde rağbet görmektedir.

BURÇLAR - Kendini bilmek, ruhunu bilmektir. Platon

Astrolojinin kalbinde mevsimler yatar. 12 burçtan oluşan Zodyak, yani Tropikal Burçlar
Kuşağı, mevsimlere göre bölünür. İlkbahar Ekinoksu Koç burcu ile başlar. Koç baharın
başlangıcını, Yengeç yazın başlangıcını, Terazi sonbaharın başlangıcını, Oğlak kışın
başlangıcını gösterir.
Burçlar hareketin doğasını belirlemede yardımcı olurlar.

Koç Burcu - 21 Mart- 19 Nisan

Zodyak'ın 1. Burcu. Güneş ışıklarının dik gelmeye başladığı an Koç burcu olarak kabul edilir. Artık
bahar başlamıştır. Uzun ve soğuk kışın ardından gelen baharla doğanın canlanması, coşkusu
hissedilir. Koç Burcu dönemi adeta yeni bir hayatın başladığının müjdecisidir.

Boğa Burcu - 20 Nisan - 20 Mayıs


Zodyak'ın 2. Burcu. Boğa zamanının başlamasıyla baharın ortasında sessizlik hakimdir. Yapraklar
iyice yeşermiş, çiçekler açmış, hayvanlar doğada karnını doyurmuştur. Doğa sakince baharın
tadını çıkarır gibidir. Boğa burcu içindeki zamandan bağımsızmış yaşanılan rahatlığı temsil eder.

Ikızler Burcu - 21 Mayıs- 20 Haziran

Zodyak'ın 3. Burcu. Mevsim değişmek üzeredir, doğanın bahardan yaza geçmek için hazırlanması
süreci yaşanmaktadır. Yeni doğan hayvanlar etrafı keşfe çıkmaya, bir şeyler öğrenmeye
başlarlar. Boğa’nın keyfi, yerini İkizler’in huzursuzluğuna ve merakına bırakır.

Yengeç Burcu - 22 Haziran ve 22 Temmuz

Zodyak'ın 4. Burcu. Güneş ışınların Yengeç Dönencesi’ne dik geldiği an Kuzey Yarıkürede yazın
başlangıç noktasıdır. Artık günler kısalır, geceler uzar. Bitkiler belli bir olgunluğa erişmiş, kök
salmıştır, artık genişleme başlar. Yazın başlamasıyla beraber rehavet çökmeye başlar.

Aslan Burcu - 23 Temmuz ve 22 Ağustos

Zodyak'ın 5. Burcu. Güneş’i tam olarak hissedebildiğimiz zamanıdır. Bitki örtüsü, meyveler
Güneş’in etkisiyle tam olarak olgunlaşır, hayvanlar baharın enerjisinden uzakta sıcağın
durağanlığını ve keyfini hissederler. Yazın tadını çıkartmak, yaşadığını hissetmek ve güneşin
verdiği enerjiyi sürekli yaşamak istemek Aslan Burcu’nun özünde bulunur.

Başak Burcu - 23 Ağustos ve 22 Eylül

Zodyak'ın 6. Burcu. Hasat zamanıdır, olgunlaşan ürünleri toplamak gerekmektedir. İnsanlar


yazın, güneşin keyfini Aslan zamanında çıkardığından, artık işlerin başına dönme, tarlalarda
çalışma, emek verme, ekmeğini kazanma zamanıdır. İşte Başak Burcu böyle bir dönemde
doğmanın ruh haline sahiptir.

Terazi Burcu - 21 Mayıs ve 21 Haziran

Zodyak'ın 7. Burcu. Günlerle gecelerin eşitlenmesi, dengelenmesi ile Terazi zamanı başlar. Her
yer romantik bir tabloya benzer, sararmış, kızarmış sonbahar yapraklarıyla kaplanır. Hayvanlar
gelişimini tamamlayıp, göç etmeye hazır hale gelir, bu sosyalleşme teması da Terazi’nin en önemli
özelliğidir.

Akrep Burcu - 24 Ekim ve 21 Kasım

Zodyak'ın 8. Burcu. Artık gecenin ve soğuğun hâkimiyeti hissedilir. Yapraklar rengini kaybeder,
doğa solmaya, adeta ölmeye başlar. Karamsarlık kendini göstermeye başlar. Yapraklar ağacı
beslemek, korumak ve ilkbaharda daha güçlü bir şekilde tekrar yapraklanmasını sağlamak için
ölür, böylece ölüm ve yeniden doğuş teması doğanın ruhuna işler.

Yay Burcu - 22 Kasım ve 21 Aralık

Zodyak'ın 9. Burcu. Hava oldukça karışık, kimi zaman rüzgarlı, kimi zaman karlı veya
yağmurludur. Hıristiyanların Şükran Günü kutlamalarının rastlaması tesadüf değildir. Bu dönemde
insanlar sosyalleşir, kutlamalar yapar, şükreder, iyimserleşir, inanç ve din teması ön plana geçer.
Yay Burcu kış gelmek üzereyken bile umut, inanç ve iyimserlik dolu olmayı temsil eder.
Oğlak Burcu - 22 Aralık – 20 Ocak

Zodyak'ın 10. Burcu. En uzun gecenin bu dönemde yaşanmasıyla beraber, tüm soğukluğu ile kış
gelir. Oğlak Kış mevsimini başlatacak kadar önemli bir liderdir. Kar tüm karmaşayı, çirkinlikleri
örterek durgunluk ve huzur getirir. Tıpkı Oğlak Burcu insanının hatalarını belli etmekten
hoşlanmaması, genellikle soğuk ve mesafeli durması gibi.

Kova Burcu - 21 Ocak-18 Şubat

Zodyak'ın 11. Burcu. Bu dönemde kar ve yağmur en yoğun noktasına ulaşır. Güneşin en zayıf
olduğu noktada artık hayatta Aslan gibi keyif çatmak ve tatil yapmak ön planda olamaz. Öte
yandan Güneş’in sembolize ettiği otorite figürleri de Kova’nın gözünde önemini kaybedecektir.

Balık Burcu - 19 Şubat- 20 Mart

Zodyak'ın 12. Burcu. Bu dönemde kıştan kalan kar ve buzlar erimeye başlar, toprak suyu emerek
ve nemlenerek verimli hale gelir. Doğa, baharda yeniden canlanabilmek için tüm suyu, tohumları
iyice içine çekmeye çalışır. Bazen kış, bazen de bahar özellikleri sürekli yer değiştirir, tıpkı Balık
Burcu insanının ruh hali ve hayat akışı gibi.

BURÇLARIN SINIFLANDIRILMASI

Bütün mümkünlerin kıyısındayım. Sabahattin Ali

ELEMENTLER
Doğada bulunan ve doğayı şekillendiren temel 4 element olduğu gibi, astrolojide de burçlar 4
element grubuna ayrılırlar. Bunlar Ateş, Toprak, Hava ve Su’dur. Burçların karakteristik yapıları
bu dört elemente göre şekillenir.

ATEŞ BURÇLARI - Koç, Aslan, Yay


Ateş, sıcak ve enerjiktir. Dokununca yakıcıdır, ama yaklaştıkça ısıtır. Deli doludur, yanmaya
başladığında olanca özgürlüğü ile her yana savrulur. Çok kısa zamanda etrafa yayılır ve
etrafına hakim olur. İşte ateş burçlarının genel özellikleri ismini aldığı ateş elementi gibi
canlı ve güçlü olmasıdır.

TOPRAK BURÇLARI - Boğa, Başak, Oğlak


Topraksız bir yaşam düşünülemez. Toprak doğurgandır, bereketi ve büyümeyi temsil eder.
Ana enerji kaynağımızdır besinleri büyütür, çeşitli vitaminler ve minerallerle zenginleştirir.
Toprak burçlarının genel özellikleri ismini aldığı toprak elementi gibi sabırlı, üretken ve
gerçekçi olmasıdır.

HAVA BURÇLARI - İkizler, Terazi, Kova


Deli esen rüzgar dağıtır, savurur, sonunda durularak, tatlı bir ılıklıkla ruhunuzu okşayabilir.
Rüzgarın değişkenliğini taşıyan hava burçluların tavırları da aynen böyledir. Genel özellikleri
ismini aldığı hava elementi gibi özgür ve meraklı olmasıdır.

SU BURÇLARI - Yengeç, Akrep, Balık


Su, bir çağlayana eşlik ediyorsa enerjisi çok yüksektir. Bir göle dönüştüğünde duruluğu ve
sakinliği ile dinlendirebilir. Yağmurla koşuşturuyorsa Güneşle anlaşarak, inanılmaz bir
gökkuşağına dönüşebilir. İşte su burçlarının da genel özelliği ismini aldığı su elementi gibi uyumlu
ve duyarlı olmasıdır.

NİTELİKLER
Zodyak'ta 12 burç, 3 temel niteliğe göre sınıflandırılır. Bu nitelikler ÖNCÜ, SABİT,
DEĞİŞKEN'dir. Burçlar gruplandıkları bu 3 temel niteliğe göre benzer karakteristik özellikler
gösterir.

ÖNCÜ BURÇLAR - Koç, Yengeç, Terazi, Oğlak


Öncü burçların görevi mevsimleri başlatmaktır. Koç Burcu ilkbahar, Yengeç burcu yaz, Terazi
burcu sonbahar, Oğlak burcu kış mevsimini başlatır. Güçlü kararlar alabilen, yeniliklere ve
değişimlere açık, bir yenilik veya değişimi başlatabilen, yaratıcı, girişimci, bağımsız, hırslı,
kararlı, hareketli ve enerjik burçlardır.

SABİT BURÇLAR - Boğa, Aslan, Akrep, Kova


Sabit burçlar mevsimlerin getirmiş olduğu en yoğun zamanı sergiler. Boğa burcunda ilkbaharın,
Aslan burcunda yazın, Akrep burcunda sonbaharın, Kova burcunda kışın en yüksek etkileri
hissedilir. Rutinleri seven, güvenilir, sadık, sabırlı ve zorluklara karşı dayanıklı olan sabit burçlar
yaptıkları işlerde yavaş olsalarda o işi asla yarım bırakmazlar.

DEĞİŞKEN BURÇLAR - İkizler, Başak, Yay, Balık


Değisken burçlar mevsim geçişlerini temsil eder. İkizler burcu ilkbahardan yaza, Başak Burcu
yazdan sonbahara, Yay burcu sonbahardan kışa, Balık burcu kıştan ilkbahara geçiştir. Bilgiyi
seven, hızlı öğrenen, esnek, uyumlu, neşeli ve sosyal bireyler olarak bilinen değişken burçlar
rutini sevmeyen, cabuk sıkılan, kararsız, ruh hali cabuk değişen burçlardır.

GEZEGENLER - Elinde çekiç olan her şeyi çivi olarak görür.

İÇSEL (KİŞİSEL) GEZEGENLER


Gezegenler, dışsal olayları ve olayların oluşuna sebep olan içsel değişimleri ifade eder.
Güneş sisteminde gezegenler Günes'e mesafesine göre iki gruba ayrılırlar.

İçsel gezegenler (kişisel gezegenler de diyebiliriz) temel kişisel faktörlerden oluşur. Güneş,
Ay, Merkür, Venüs, Mars. Bu gezegenler en bariz kişilik özelliklerini, kişideki en güçlü ve
hayati dürtüleri tanımlarlar. Çünkü bu gezegenler hızlı hareket eder ve konumları
sayesinde aynı tarihte doğmuş iki kişinin doğum haritası birbirinden ayrılabilir.

GÜNEŞ
Mitolojideki APOLLO'dur. Kişiliğin özü, yaşam enerjisidir. Ego, bilinç, amaç, ulaşılmak istenen
hedeftir. Hayatta gidilen yönü anlatır. Canlılığımızın sebebi, “olmak” için benimsediğimiz güç ve
tamamlanma duygusu veren kaynağı gösterir. Ayrıca baba başta olmak üzere hayatımızdaki
otorite figürleridir. Kadın haritasında eşle ilgili bilgiler verir.

Güneş’in bulunduğu burç, ev ve aldığı açılar kişinin öz güveni, kendine duyduğu saygıyla ilgili
önemli bilgiler verir.
AY
Mitolojideki ARTEMİS’tir. Kişinin ihtiyaçları, alışkanlıklarıdır. Korunma ve güven duygusunun
kaynağı, güdüsel davranışları ve tepki gösterme tarzını anlatır. Beslenme alışkanlıkları, yuva, ev,
yerleşimle ilgili konular, bilinçaltı, anılar, aile kökleriyle ilgili bilgileri gösterir. Ayrıca kişinin
yaşamındaki anne figürüdür. Anneyle ilişkiler, bir kadının anneliğidir. Erkek haritasında eşle ilgili
bilgiler verir.

Ay’ın bulunduğu burç, ev ve açılar ruh hali, duygu dünyasıyla ilgili bilgiler verir.

MERKÜR
Mitolojideki HERMES'tir. Kişinin düşünce ve iletişim kurma şeklidir. Dili kullanma ve dil öğrenme
becerisini anlatır. Zihninin nasıl çalıştığını, bilgiyi alma, aldığı bilgiyi işleme şekli ve bunu
başkalarına nasıl aktardığını gösterir. Ayrıca kişinin kardeşleridir. Eğitim hayatı, kısa yolculukları
ve ticari faliyetleriyle de ilgilidir.

Merkür’ün bulunduğu burç, ev ve açıları kişinin pratik olup olmadığı hakkında bilgiler verir.

VENÜS
Mitolojideki AFRODİT'tir. Kişinin zevkleri, estetik duygusudur. İlişkilerini, sevgiyi alma - verme
şeklini, hayatta nelerden mutlu olduğunu, aşka ve evliliğe yaklaşımını anlatır. Değerlerini ve değer
yargılarını gösterir. Ayrıca kişinin kendi kendine biçtiği değer, maddi kaynakları, parayla
ilişkisidir. Kadın haritasında dişiliği nasıl yaşadığını, erkek haritasında ise ne tip kadın figürlere
çekildiğini gösterir.

Venüs’ün bulunduğu burç, ev ve açıları kişinin kendisiyle, etrafındakilerle barış içinde olup
olmadığına dair önemli bilgiler verir.

MARS
Mitolojideki ARES'tir. Kişinin enerjisini nereden aldığını, kendini ortaya koyuş tarzını ve hayatta
kalma becerisini anlatır. Mücadele ve savaşma gücüdür. Kızgınlıklarını, hırs, öfke, şiddet ve suça
eğilimini gösterir. Ayrıca eril enerjiyi ve cinselliğe yaklaşımı anlatır. Erkek haritasında bu
enerjiyi nasıl kullandığını, kadın haritasındaysa ne tip erkek figürlere çekildiğini, eşini gösterir.

Mars’ın bulunduğu burç, ev ve açıları kişinin hayatla nasıl bir mücadele içinde olduğuna dair
önemli bilgiler verir.

DIŞSAL (SOSYAL VEYA KOLLEKTİF) GEZEGENLER


Dışsal gezegenler (sosyal veya kolektif gezegenler ele diyebiliriz); Jüpiter, Satürn, Uranüs,
Neptün, Pluto'dur. Kişisel gezegenlerin aksine dış gezegenler sosyal çevre ve ötesi ile
ilgilidir.

JÜPİTER
Mitolojideki Göklerin Tanrısı ZEUS'tur. Büyük iyiliktir. Kişinin yaşamın içinde hangi alanda nasıl
bir gelişme, ilerleme ve büyüme kaydedeceğini anlatır. Hayatta şans faktörünün nerede
bulunduğunu, hayat görüşünü, inanç sistemini gösterir. Cömertlik, zenginlik ve abartıya kaçmak
da Jüpiter’le ilgilidir. Ayrıca yurtdışı konularını, uzun keşif yolculuklarını ve yükseköğrenimi
gösterir.

Jüpiter’in bulunduğu burç, ev ve açıları kişinin gelişme potansiyeliyle ilgili önemli bilgiler verir.

SATÜRN
Mitolojideki zaman tanrısı KRONOS'tur. Düzen, kontrol ve otoritedir. Satürn belki her şeyden
önce 'korku'yu temsil eder. Kişinin yaşamında hangi konularda ciddi emek sarf ettiğini anlatır.
Gecikmeler, hayal kırıklıklarıdır. Disiplinli olma gereği bulunan, güvensizlik duyduğumuz, konuları
gösterir. Aynı zamanda bireyin savunma geliştirdiği konulardır. Ayrıca kişinin yaşamındaki
otoritelerle, devletle ve baba figürüyle ilişkisini gösterir.

Karmanın gezegenidir, zaman içerisinde kazanılan olgunluk, tecrübe ve bilgelik Satürn ile
gerçekleşir. Mantığı kullanmakla alakalıdır.

Satürn’ün bulunduğu burç, ev ve açıları kişinin kendi öz disiplini ve öz saygısıyla ilgili önemli
bilgiler verir.

Korku, kontrol (denetim) ve inkar. Otorite. Disiplin. Zaman. Bir şeyleri zor yollardan öğrenme.
Sorumluluklar. Görevler.

URANÜS
Mitolojideki Tanrılar'ın atası URONOS'tur. Uyandıran bir enerjidir. Sınırları aşmakla ilgilidir.
Kişinin yaşamında hızlı, beklenmedik, ani ve sürpriz niteliğindeki gelişmeleri anlatır. Bireyin
haritasında yerleşimi özgürlük ve aydınlanma yaşadığı konuları gösterir. Uranüs’le ilgili
tanımlayıcı ifadeler sıra dışı, bağımsız, meydan okuyan, orijinal, yaratıcı, tuhaf, alışılmamış
denebilir.

Uranüs’ün bulunduğu burç, ev ve açıları kişinin yaşamında hangi alanlarında farklılaşma ihtiyacı
gösterderdiğiyle ilgili önemli bilgiler verir.

NEPTÜN
Mitolojideki denizlerin Tanrısı POSEIDON’dur. Hayaller, rüyalardır. Kişinin yaşamında nerelerde
ilham, içgüdü, duyarlılık ve hassasiyet kullandığını anlatır. Merhamet, fedakârlık bazen kendini
adama, egodan arınmadır. Bulunduğu yaşam alanında yanılabilir ya da başkalarını da yanıltabiliriz.
Ayrıca kayıplar, bağımlılıklar, aldanmalar, kaçışlar ve kararsızlıklarla da ilgilidir.

Neptün’ün bulunduğu burç, ev ve açıları özlemini çektiğimiz ya da kafamızın karıştığı alanları


gösterir.

PLÜTON
Mitolojideki Yeraltı Tanrısı HADES'tir. Ölüm ve doğum temalarıdır. Bu fiziksel ölüm de olabilir,
bir duygunun ölmesi, bir devrin kapanması gibi bir ölüm de olabilir. Kişinin yaşamında nerede
büyük güç elde etmeye çalıştığını, hırsını, büyük mücadelelerle büyük dönüşümler
gerçekleştirdiğini anlatır. Ayrıca yasak ve tabulara işaret eder. İflaslar, yıkımlar, kötü
muameleye maruz kalınan ve utandıran durumlarla da ilgilidir.
Plüton’un bulunduğu burç, ev ve açıları yıkıcı gücün nerelerde ve ne şekilde karşımıza çıkacağını
gösterir.
EVLER ” Bizi neyin destekliyor olduğunu, bizi desteklediğini düşündüğümüz

diğer her şey artık desteklemediğinde keşfederiz.”

C.Gustav Jung

Doğum haritası evlerle anlam kazanır.Doğu ufkundan başlanarak saat yönünün tersine doğru
sıralanmaktadır. 12 farklı ev, yaşam konularının tamamını anlatır. Birbirinin ardı sıra gelen evler,
anlamlı bir bütünün parçalarını oluşturur.

• 1. Ev çizgisi, yükselen çizgisiyle başlar, buraya ASC

• 4. Ev çizgisi IC'dir, ayak ucu.

• 7. Ev çizgisi DSC'dir, alçalan burç.

• 10. Ev çizgisi, tam tepe noktasıdır buraya MC

denir.

1.Ev

Hayata başlangıç noktası, dünyaya gelirken nasıl bir atmosfer içinde olduğumuz, çevresel şartlar,
dışarıya verdiğimiz imaj, takındığımız maske, fiziksel görünüş yükselen burç ile anlatılır.

Kişinin hayata nasıl bir pencereden baktığı, kafasının içindekiler, hayatta odaklandığı konular
buradadır.

Yükselen burcun yöneticisinin bulunduğu ev, kişinin hayatındaki motivasyon kaynağını


anlatmaktadır.

2. EV

Birinci ev hayata başlangıç noktasıyken, ikinci ev maddi dünyada nasıl bir konfor elde etmeye
çalıştığımızı gösterir. Sahibi olduğumuz somut maddi varlıklar bu evle anlatılır.

Neye bağlanarak bu dünyada kök saldığımızı burada görürüz. Bedenimiz bu evin konusudur.
Doğuştan gelen yetenekler, kişinin değer duygusunu veren şeyleri gösterir.

Finansal kaynaklar, yatırımlar, kişinin maddi dünyayla ve parayla olan ilişkisi bu evin konusudur.

3. EV

Zihnin nasıl çalıştığı, düşünce tarzı, sol beyin faaliyetleri, konuşma-yazma, kişinin bilgiyi
paylaşma tarzı bu evin konusudur.

Nasıl iletişim kurduğumuzun yanı sıra ilköğretim hayatı buradadır. İlk sosyal çevre olarak
kardeşlerle nasıl bağ kurduğumuzun yanı sıra yakın çevre, arkadaşlar, komşular, yakın akrabalar
bu evin konularıdır.

Ayrıca kısa yolculuklar burada anlatılmaktadır.

4. EV

Evimizdeki psikolojik atmosferi gösterir. Gizli mabedimiz, dışa kapalı alan, en derindeki duygular
buradadır. Aile ve köklerinden gelen bilinçaltındaki kodlanma ile kişinin bunlardan nasıl
etkilendiğini gösterir.

Ebeveynler, özellikle kişinin yaşamında temeli oluşturan ebeveyni, genellikle baba figürü bu evle
anlatılır.

Erken çocukluk dönemine ait koşullar ile hayatın son yıllarının ne şartlar altında geçeceği bu evin
konusudur.

5. EV

Yaratıcılık, çocuklarla ilgili konular buradadır. Ayrıca içimizdeki çocuk, kişinin mutlu olduğu ve
kendinde gurur duyduğu, ona canlı olduğunu hissettiren konular vardır.

Işıldama, dikkat çekme isteği buradan anlaşılır. Hayatta mutluluk veren, keyif alınan konular,
hobiler, romantizm ve aşk hayatı bu evle anlatılır.

6. EV

Gündelik yaşam konuları, her gün tekrar edilen rutinler buradadır. İşyerindeki şartlar, birlikte
çalışılan kişiler bu evin konusudur. Özellikle astlarla ve hizmet aldığımız kişilerle ilişkileri
gösterir.

Kişinin eğitimle kazanmış olduğu yeteneklerini, becerilerini, ustalaştığı konuları gösterir.

Sağlık konuları, özellikle psikolojik kökenli rahatsızlıklar da buradadır.

7. EV

Hayatta eşitlik, denge ve ahenk üzerine kurulu ilişkiler, evlilik ve ortaklıkları anlatır. Bireye
tamamlanma duygusu veren “karşı taraf” ve kişinin ilişkiden beklentisidir.

“Ben-Sen” dengesini kurarken yükselen burcu nasıl tamamlanmaya çalışıtığını gösterir.

Kişinin kendinde eksik gördüğü partneri vasıtasıyla tamamlamaya çalıştığı yanları buradadır.
Kendinde hoşnut olmadığı yanları ile açık düşmanlıklar bu evle anlatılmaktadır.

8. EV

Başkalarının kaynakları, eşin / ortağın maddi kaynakları bu evin konusudur. Ortaklaşa yatırımlar,
miras, vergi ve krediler buradadır. Genetik mirasımız sekizince ev ile anlatılır.

Kişinin bilinçaltında biriken fakat görmezden geldiği negatif duygular buradan okunur. Cinsellikle
beraber gelen yeniden doğuş, arınma, dönüşüm potansiyelini anlatır.
9. EV

Hayatta anlam arayışı, ufkunu genişlettiği alan, hayat görüşü, yaşam felsefesi, inancı ve yaratıcı
güce yüklediği anlam bu evin konusudur.

Sağ beyin faaliyetlerini anlatır. Seyahatler, uzun yolculuklar, kişinin gelişim alanı, yükseköğrenim
konusu ve aslında kişinin hayattaki yolculuğu gösterir.

Medya, yayıncılık ve hukukla ilgili konular 9.ev konularıdır.

10. EV

Kişinin toplum içinde nasıl tanındığı, şöhreti, toplumsal imajı, mesleği, kariyeri bu evin konusudur.
Hırsları, başarma güdüsü, hayatta ne yöne gitmeye çalıştığı, hangi yönüyle toplumda iz bırakmak
istediği buradan anlaşılır.

Kişinin otoritelerle ilişkilerini ve gideceği yönünü gösterir. Hayatta yön tayininde ve seçtiği
meslek konusunda etkili olan ebeveyn, genellikle anne figürü 10.ev ile anlatılmaktadır.

11. EV

Hayat gayesi, umutlar ve dilekler buradadır. Kişinin sosyal çevresi, ortak hedeflere sahip olduğu
arkadaşlıkları, gruplar, organizasyonlar, kulüpler, dernekler 11.ev konusudur.

Kişinin sosyal organizasyonlara katkısı ve topluma yönelik konularda kendini ifade edişiyle
gruplar içindeki rolünü gçsterir.

12. EV

Bilinçaltı, hayaller ve rüyalar burada gizlidir. Sınırların kalktığı yerdir. Egonun çözüldüğü ve
bireyselliğin yok olduğu alandır. Kişinin yaşamında kontrol etmekte zorlandığı şartlar buradan
okunur.

Hastaneler, hapishaneler, müzeler, kütüphaneler diğer deyişle kapalı alanlarda kişinin durumu,
nelerle karşılaşabileceği bu evin konusudur.

Ayrıca gizli düşmanlıkların evidir.

AÇILAR

Açı kelimesi “birine veya bir şeye bakmak, ” anlamına gelen Latince “aspectus”
kelimesinden gelmektedir.
Astrolojide iki farklı gezegenin veya uzayda iki farklı referans noktasının birbirine olan
uzaklığı açılarla ifade edilir. Açı tanımlarını kullanarak aralarındaki ilişkiyi tarif ederiz.

Bir haritanın 360°’lik açıya sahip olduğu ve 12 eşit parçaya bölündüğü kabul edilir. Her
parça (ev) 30’ar derecelik açıya sahiptir. Bir açının etki alanına "orb" adı verilir. Açıların
belirlenmesi için doğum haritasındaki iki gezegenin birbirine olan uzaklığı arasındaki
dereceler sayılır, açı aralığı orb ile belirlenir. Bir açının orbu ne kadar darsa etkisinin o
kadar kuvvetli olduğu düşünülür.
Doğum haritasındaki bütün gezegenlerin birbirine açı yaptıkları söylenebilir. Açılar
bize olayların nereden, nasıl ve ne şekilde karşımıza çıkacağını anlatır. Temel açılar
(majör açılar) 0° Kavuşum , 180° karşıt, 120° üçgen, 90° kare, 60° Altmışlık açı olarak
kabul edilir. Ancak günümüzde yarım kare (45°), 135 (Ses quiquadrate) ve 150
(Quincunx) derecelik açıların da eşit derecede önemli olduğu konuşulmaktadır.

KAVUŞUM (0°) AÇILARI


Dairenin bire bölünmesidir. İki gezegenin kavuşum yapması, yan yana olmaları
anlamına gelir. Aslında aralarında bir açı oluşmaz. Bu birleşim gezegenlerin
enerjilerinin birbirine karışmasına ve ortak bir enerji açığa çıkmasına neden olur.
Gezegen doğalarının birbirine benzerliği veya aykırılığı açının gücünü değiştirir. Hem
iyicil hem de kötücül sonuçlar doğurabilir. Etkisi en güçlü olan açı olarak bilinir.

KARŞIT (180°) AÇILAR


Dairenin ikiye bölünmesi ile oluşur. Kutuplaşma, ayrışma, çatışma ve uzaklığı simgeler.
Diğer yandan iki gezegen birbirini apaçık gördüğünden farkındalık sağlanırsa eğer iki
zıt fonksiyonu birleştirme şansı söz konusudur. Karşıt açılı burçlar birbiri ile uyumlu
elementlere sahiptir. Her olayın iki yönünü de düşünmeyi, hesaba katmayı bize
öğretmeye çalışır.

ÜÇGEN (120°) AÇILAR


Dairenin üçe bölünmesi ile oluşur. İki gezegenin birbirini desteklemesi, olumlu bir
yardımlaşma halini simgeler. Hayattaki kolay ve zahmetsiz gelen şansları, fırsatları,
rahatlığı, doğuştan gelen yetenekleri gösterir. Baskı ve gerilimden uzak olduğu için kolay
akan enerjilerdir. Olumlu bir açıdır. Bir üçgen açının vaat ettiği fonksiyonu aynı halde
bırakmaz ve geliştirirsek çok hızlı yol alabiliriz.
KARE (90°) AÇILAR
Dairenin dörde bölünmesi ile oluşur. Birbiri ile uyumsuz elementler arasında meydana
gelir. Hayattaki engellerin, zorlukların ortaya çıkmasıyla ilgilidir. Haritada kare açı
olduğunda kişinin hayatında mücadele, gerilim, güçlükler söz konusudur. Üzerinde büyük
bir baskı hissetmesine neden olur. Bu açı olumsuz gibi görünse bile kişinin güçlenmesi
yönünde etkin rol oynar. Doğrudan değişim ile alakalıdır. En sert açı olduğunu
söyleyebiliriz.
ALTMIŞLIK (60°) AÇILAR
Dairenin altıya bölünmesi ile oluşur. Fırsat oluşturan, çaba ile fayda getiren bir açı
kalıbıdır. Üçgen açıya oldukça benzemektedir. Üçgen açı doğal kendinden akışkan bir
uyum halidir, altmışlık ise çaba ile gelen bir verimlilik halidir. Bu açı önümüze fırsatlar
çıkarır ve bunları yakalamamız için bizi destekler. Ancak bu imkanların değerlendirilmesi
kişinin çabasına bağlıdır. Farkındalık yaratan, olumlu bir enerjiye sahiptir.
YARIM KARE (45°) ve 135°' LİK AÇILAR
Dairenin sekize bölünmesi ile oluşur. Birbirine çok benzeyen açılardır. Ancak 135’lik
açının 45’liğe göre bir tık daha zorlayıcı olduğu kabul edilir. Etki olarak zayıf bir kare açı
(90°) gibi düşünülebilir. Bu sebeple doğası olumsuza çalar. Eyleme geçiren bilinçli isteği
temsil eder. Yarattığı direnç kare açıdan bir kademe daha düşüktür.
150'LİK (150°) AÇILAR
Görmeyen açı diye adlandırılır, iki fonksiyonun birbirini fark etmemesi anlamına gelir. İki
gezegen de aynı element ve nitelikte değildir. Bu yüzden birbirlerini anlayamazlar ve
tamamlayamazlar. Farkındalığımızın olmadığı konuları anlatan açılardır.
AY DÜĞÜMLERİ
Ay Düğümleri fiziksel nesneler değil, matematiksel olarak hesaplanan noktalardır.
Ay'ın Dünya etrafındaki yörüngesi ile Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinin
kesiştiği iki noktaya Ay düğümleri denir. Bu noktalardan birisi Kuzey kutbuna
yakındır ve adı Kuzey Ay Düğümü, diğeri ise Güney kutbuna yakındır ve adı Güney
Ay Düğümü'dür.Kuzey Ay Düğümü KAD, Güney Ay Düğümü GAD olarak
kısaltılmaktadır.

Bir doğum haritasında kişinin ruhsal yapısını anlamak ve insanın kendisini tamamlama
yolculuğunda neler yapması gerektiğini saptamak adına Ay Düğümleri müthiş bir
rehberdir. KAD ve GAD daima birbirlerine karşıt konumdadır.
Kişinin gelişim adına ilerlemesi gereken nokta Kuzey Ay Düğümüdür. Bu düğümün
bulunduğu burç ve evin teması kişinin alışkanlıkları, travmaları ve üşengeçliğini kırıp
çabayla yönelmesi, kendisini geliştirmesi gereken konuları gösterir. Kişi KAD’a doğru
ilerledikçe hayatında olumlu değişimler görebilir, kendi yaşam planına daha uygun bir
hayat kurabilir.
Güney Ay Düğümü ise kişinin alıştığı, hatta bağımlı olduğu, kırmakta zorlandığı davranış
kalıplarını gösterir. Duygusal olarak geçmişe doğru gitme eğilimimizdir. Kendimizi
duygusal anlamda güvende hissetmek için takıntılı, saplantılı bir şekilde içinde kalmaya
çalıştığımız yerdir. GAD’ı iyi anlamak hayatta korku ve zaaflarımızı yenmemizi de sağlar.
Eğer reenkarnasyona (yeniden doğuşa) inanıyorsak Güney Ay düğümü bir önceki
yaşamımızdan getirdiğimiz karmayı gösterirken, Kuzey Ay Düğümü bu yaşam planında
geliştirmemiz gereken özellikleri verir
KAD ve GAD birbirine zıt olmakla birlikte GAD bir öcü değildir. Birinden kaçıp diğerine
yönelmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Çünkü karşıt açının bir yönünü benimseyip
öbür yanını bıraktığımız zaman, içimizde bir tarafı doyurmamış, öbürünü ise abartmış
oluruz. Bu iki zıtlığı dengeli kullanmayı öğrenmek ve Kuzey Ay Düğümüne doğru ilerlemek
gerekir.
Ay Düğümleri 19 yıllık bir döngü içerisinde aynı burç ve dereceye dönerler, yani illa ki
haritanızda bu hizalanma durumu yaşanacaktır. Ay düğümleri hizalanmaları ilgili dönemde
haritanız güçlü gezegen tesirleri altındaysa çok önemli ve kadersel olayları gündeme
getirebilirler.

You might also like