Professional Documents
Culture Documents
Baskent Hattusanin Sifaci Kadinlari Buyu
Baskent Hattusanin Sifaci Kadinlari Buyu
Baskent Hattusanin Sifaci Kadinlari Buyu
Özet
Büyü, insanların doğaüstü, mistik yöntemlerle doğal dünyayı etkileyebildiklerini öne
sürdükleri uygulamalar ve bunların çevresinde oluşturulan kültürel bir sistemdir. Bu sistemin,
din ile birlikte ilkçağ toplumları üzerine ciddi etkileri olmuştur. Öyleki bu dönemde büyü ile
din arasındaki sınırları çizmek kolay değildir. Din mensup olanlar açısından “maharet”
gerektirmeyen bir bireysel ruhani süreç ve inanç meselesi iken büyü, büyücülük ehli olmayı
gerektiren, bilimin insan yaşantısına henüz nüfuz ettiği dönemlerde, önemli bir boşluğu
dolduran teknik bir organizasyondur. Günümüzdeki modern tıp, psikoloji, sosyoloji gibi
bilimlerin ilgi alanına giren hemen hemen bütün konular İlkçağ dünyasında, büyü sisteminin
kapsamındadır.
Hititler, “baş ağrısından öksürük, ses kısıklığı, göz hastalıkları, yaralanma, sarılık, ağız
hastalıklarına; kalp krizinden depresyon, kısırlık, kâbus görme, doğum-hamilelik sorunlarına;
salgın hastalıklardan cinayet, şiddet, dedikodu, kral ve kraliçeyi arındırmaya; arkadaşlar
arasındaki kavga, ağız yıkama, üzüm bağlarının verimsizliğinden orduda salgına bireysel,
ruhsal, toplumsal ve tıbbi konuda büyünün gücünden en fazla yararlanan uygarlıklardan
biridir. Hitit Devlet Arşivi’nde bulunan “Kizzuvatna Kökenli Ritüel Metinler” büyünün
toplumda ne kadar kabul gördüğünü gösteren çarpıcı örneklerle doludur. Büyünün bu kadar
önemli ve işlevsel olduğu Hitit toplumunda büyücülük özellikle başkent Hattuşa’da adeta
kamusal işlevi olan bir meslek konumundadır ve büyü faaliyetlerinde özellikle, olağanüstü
yetkilere sahip olduğuna inanılan kadınlar etkindir. Bu “kadınlar” güç ve şifa veren ritüellerin
yaratıcısı ve uygulayıcısıdırlar. Bu bildiride, Hititler’de insana ve doğaya ilişkin olayları
gözlemleyerek, günlük hayatın problemlerine pratik çözümler üreten bilge
kadınların/büyücülerin bir kente, modern bilimlere ve uygarlığa katkıları ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler
Hitit, Hattuşa, Büyü, Büyücüler, Kadın, Şifacı Kadınlar
Abstract
Magic is a cultural system centred round the practices whereby men suggest they can
affect the natural world by using the supernatural and mystic methods. This system has had
profound effects on the ancient societies together with the religion. So much so that it is not
easy to draw the boundaries between the magic and religion in this age. While religion is an
Esma REYHAN, Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü; Tülin B. CENGİZ, Öğr. Gör.
1
Hittites’ society is one of the civilizations that made the utmost use of magic in a wide
range of subjects including headache, cough, hoarseness, eye diseases, injuries, jaundice,
mouth diseases, heart diseases, depression, infertility, nightmare, birth-pregnancy problems,
epidemics, murders, violence, gossip, purification of the king and queen, quarrels and fights
between friends, unproductiveness of vineyards, individual, psychological, social and medical
problems. In the Archives of the Hittites, “Kizzuvatna-Origin Ritual Texts” are full of striking
examples that show how well the magic was approved and accepted in that society. In the
Hittites society, where magic was so important and functional, magic is almost a public
profession in Hattusa in particular, and especially women were effective in magical activities
as they were believed to have supernatural powers. These women were the creators and
practitioners of the rituals providing strength, power and health.
KeyWords
Hittite, Hattusa, Magic, magicians, Women, HealingWomen
Kavramsal ve İşlevsel Olarak Büyü Olgusu
Büyü, “belli sonuçları elde etmek amacıyla doğaüstü sayılan güçlerin yardımına
başvurmak veya doğada bulunan gizli güçleri ya da varlıkları etkilemek suretiyle yapılan ve
belli usulleri olan bir dizi törensel uygulamaları ifade eden kavramdır.5Temelinde yatan
anlayış işlemlerin yapı, amaç ve uygulama biçimine göre sempatik büyü (taklit ve temas) ve ak
büyü-kara büyü ile aktif büyü-pasif büyü olarak kollara ayrılır. Aktif büyü, doğa olaylarını
etkileyerek iradesi altına almaya çalışan bir büyü metodu iken pasif büyü zararlı etkilerden
uzaklaştırmaya ve bunlardan kaçınmaya dayalı bir büyüdür.6
Antropologlar arasında büyü konusuna iki temel yaklaşım dikkat çeker. Bunlardan ilki
büyü uygulamalarının yanlış bir dünya algısına dayandığı yönündedir. Diğeri ise büyünün
fiziksel değil psikolojik hedeflere yöneldiğini savunur. Birinci yaklaşımın klasik
savunucularından Tylor’a göre büyü, ilkel insanların çeşitli doğa olayların nedenlerini
açıklamak için kullandığı bir çeşit ilkel bilimdir.7Tylor, “ İlkel” insanı akılcı ve bilimsel bulur.
Onların dinleri de mantıksal bir temel üzerine oturur, rasyoneldir ve gözleme dayanır. Tylor,
çoğu çağdaşı gibi dinsel, büyüsel ve bilimsel olmak üzere üç bakış açısı olduğunu kabul
etmiştir. Bunların arasında büyü ve bilim özünde birbirine benzer. Büyücüler, maddi
nesnelerden, ilişkilere, olaylardan sayılara var olan her şeyi anoloji (benzerlik) ya da yakınlık
(temas) yoluyla sınıflandırır fakat tam da bu noktada büyücü, bilim adamlarının yapmadığı bir
hataya düşer. Benzerlik ve yakınlık temelinde sınıflandırılan şeyler arasında nedensel bir
bağlantı olduğu ön kabulüyle hareket eder. Konuya Tylor tarafından verilen en iyi örnek altın
yüzüğün sarılığı tedavi edeceği şeklindeki Yunan inanışıdır. O halde Tylor için büyü, bilime
benzer bir etkinliktir, esaslı gözleme dayanır, sınıflayıcıdır ve dinden farklı olarak kişisel
Ankara, 2003,s.168.
MebrureTosun-Kadriye Yalvaç, Sümer, Babil, Assur Kanunları ve Ammi-Şaduqua Fermanı, Ankara,
3
1981, s.153.
Emiroğlu, age., s.168.
4
“Trobriand Adaları’nda büyücülük, sayıları pek fazla olmayan uzmanlar tarafından yapılmakta.
Bunlar genellikle üstün zekâ ve seçkin kişiliğe sahip olan ve bu sanatı edinmek için bazı tılsımlı
sözler ya da formüller öğrenmek, bazı koşullara boyun eğmek durumunda bulunan kişilerdi.
Brian Morris, Din Üzerine Antropolojik İncelemeler, (Çev. T. Atay), İmge Yayınevi, Ankara, 2004,
8
s.166,167.
Paul Bohannan, SocialAnthropology, New York, 1969, s.314.
9
Theodor H.Garster, The New Golden Bough, A New Abridgment of the Classic WorkbySir James
10
“Büyücünün konumu ilk bakışta, kötüye kullanmaya ve şantaja elverişli bir konum gibi
görünmektedir… Büyücülük görevi kişiye yetki ve servet kazandırmakta, onu etkili, söz sahibi
konuma getirmektedir. Büyücü de bu ayrıcalığı kendi amaçlarının gerçekleşmesinde araç olarak
kullanmaktadır. Ne var ki çirkin suçlamalar, onur kırıcı savlar, ona yarardan çok zarar
getirmekte ve büyücünün kural olarak çok ılımlı bir kişilik kazanmasına neden olmaktadır.
(…)Melanezya’da ve başka yerlerde büyücülüğün suçun baslıcakaynağınıoluşturduğu öne
sürülmüştür. Benim kişisel olarak tanıdığımMelanezya’nın kuzey doğusuna gelince, bu
görüsün, durumun yalnızca bir yönünü dile getirdiğini söyleyebilirim. Büyücü güçlü, varlıklı
olduğundan genelde ılımlı bir yolu tutuyor… (büyücülük) nasıl islerse islesin, ilkel toplum için
büyük bir değere sahip iyilikçi bir etken sayılabilir. 15”
Büyünün kökeni, evrimsel şemadaki yeri ya da yapısal öğeleri ile ilgili antropologların
tartışmaları bir kenara hepsinin üzerinde anlaştıkları konu, sadece mistik ve doğaüstü yanıyla
değil şifa ve halk hekimliğini de içine alan uygulamalarıyla büyü ve büyücü, Eskiçağ boyunca
birçok toplumda insanların hizmetinde olmuş, doğa güçlerini etkileyebilme gücü ve yeteneği
ile ait olduğu topluluğun inancını temsil etmiştir. Zaman içinde deneme yanılma yöntemiyle
BronisławKasperMalinowski, Yabanıl Toplumda Suç ve Gelenek, (Çev. Şemsa Yeğin), İthaki Yayınları,
14
2016, s.97-98.
Malinowski, age, 62,68, 98,99.
15
Emiroğluage, s.179.
17
MarcelMausse, Sosyoloji ve Antropoloji, (Çev. Ö. Doğan), Doğu-Batı Yay., Ankara, 2005, s. 142,143.
18
öğrenilen bilgiler, yapılan ilaçlar ve uygulamalar büyücü tarafından bir takım ritüeller içinde
toplumun yararına sunulmuştur. Çağlar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılan bu etkinliğin
yürütülmesinde kadınların öne çıktığı söylenebilir.
Şifa, hastalığın bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulması yani “iyileştirme”
anlamına gelir19ve tarihi neredeyse insanlığın tarihi kadar eskidir. Tıbbın evriminde temel
eksenleriylebüyüsel tıp, akılcı tıp ve çağdaş bilimsel - deneysel tıp olarak sıralanabilecek
dönemlere her aşamada eşlikeden bu uygulamalar, insanlığın başlangıcından günümüze
kadarvarlığını koruyabilmiştir.20
Düşünsel ve ruhsal temellere dayanan bu nedenle “bedeni, aklı ve ruhu” ayrılmaz bir
bütün olan olarak gören ve uygulamalarını bu çerçevede gerçekleştiren şifacılıkta tarih
boyunca kadınların etkin rol oynadıkları görülmektedir. Ön Asya uygarlıklarındabüyücülerden
kraliçelere, tanrıçalara sağlık ve hayata dair tüm öğeler kadınlara/dişiliğe atfedilmiş olması bu
durumun en iyi göstergelerinden biridir: Sevgi-şifa ve doğum tanrıçasıSumer Kraliçesi İnanna,
Mısır Kraliçesi Polydamna, Kraliçe Hatşepsut ve Kleopatra, bitkilerden ilaç yapabilmesiyle
ünlüTroyalı Helen; doğumla ilişkili tanrıçalar Afrodit, Artemis; çocuk hastalıkları ile
ilişkilendirilen Hekatekörlüğün tanrıçası Athena, diş ve göz hastalıklarının tanrıçası
Persephoneve ebeliğin tanrıçası Eileithyia ilk akla gelenlerdir.21
JeanneAchterberg,Kadın Şifacılar,, (Çev. Bilgi Altınok), Everest Yayınları, İstanbul, 2009, s. xviii.
19
Hafize, Ö. Türkmen, “Tarihsel Olarak Kadın Şifacılık Ve Tıbbın Değerler”, Lokman Hekim Journal,C.1,
20
GaryBeckman ,Hittite Birth Rituals (StBoT 29), Wiesbaden, 1983, s. 229; Volkert,Haas, Geschichte der
22
“Telipinu buraya öfke saçarak geldi; o yıldırım çakarak gürledi. Kamrušepa onu gördü ve o bir
kartalın kanatlarını alıp getirdi. Ve hiddet onu dold[urdu] (yükseltti); ve öfk[e] onu doldurdu ve
onu uğursuzluk doldurdu. Kamrušepa tanrıyla konuşur: ‘Onun tanrısı g[el], bak Hapantaliya
Güneş tanrıçasına koyun s[unuyor(?)]! Şimdi on iki koç seçilsin. Ben Telipinu için seçilen koçu
ritüelde kullanmak istiyorum. Ben ‘bin göz’lü bir tarak/bir tüy aldım ve seçilen koçu ben
Kamrušepa’ya fırlattım. Ben burada Telipinu’nun (öfke, hiddet ve kinini) yakıp kül ettim ve
orada yakıp kül ettim ve böylelikle Telipinu’nun (yaptığı) kötülüğü onun bedeninden aldım;
onun kötü varlığınıben aldım; onun öfkesini ben aldım; onun hiddetini ben aldım; onun
kızgınlığını ben aldım; onun kinini ben aldım” (KUB XVII 10 III 3-7). 25
Hannahanna bir aile ve doğum tanrıçasıdır. Doğum esnasında kadınlara refakat ettiğine
inanıldığından “Kadınların Tanrıçası” olarak da kabul edilmektedir. Tanrıça’nın özel statüsü
bir doğum ritüelinde şu şekilde dile getirilmiştir:
“ [Tanr]ılara toprakları verilir; Güneş Tanrıçası Arinna’da oturur; Halmašuit Harpia’da oturur;
Hatepi<nu>Maliluha’da oturur; Koruyucu tanrıça Karahna’da oturur;
Beckman, age, s. 229; Frank Starke, Diekeilschrift-luwischenTexte in Umschrift (StBoT 30), Wiesbaden,
24
1985, s. 226-228.
25Volker tHaas- Gernot Wilhelm,“Hurritische und luwische Ritenaus Kizzuwatna”, AOAT, C. 3, 1974,
s.23,24.
Ali Dinçol, Anadolu Uygarlıkları-Görsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi, C.1, Görsel Yayınlar, İstanbul,
26
1982, s.77.
27Hans G. Güterbock,”Hittite Mythology”, Mythologies of Ancient World,(Ed. S. N. Kramer ), Chicago,
1961, s.149.
Beckman,age, s.22-31; Haas, age.s. 434.
28
[kork]unçTelipinuTawiniya’da oturur ve HuzziyaHakmiša’da oturur. Fakat Hannahanna için
geriye hiçbir yer kalmaz; onun yeri insanoğlunun yanıdır(KUB XXX 29 III 9-15) 29
AlbrechtGoetze, “HittiteRitual of Tunnawi”, AOS 14, Yale University Press, New Heaven,1938, s.129;
29
Haas, age,s.1994:399; Leyla Murat, “Tanrıça İšhara”, VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi
34
“Bir kadın doğum yapacağı zaman, ebe şunları hazırlar: iki sandalye ve üç yastık öyle
bir hazırlanır ki her tabureye bir yastık yerleştirilir. Ve bir yastık taburelerin arasına,
yere koyulur. Çocuk düşmeye (yani doğmaya) başladığı zaman, kadın sandalyenin
üstüne oturur. 36
“…Kardeşim Muvattalli’ni nyanına bir büyücü ve bir hekim kabul edildiğinde, onlar
[ama ] alıkoyduklarında (daha o zaman) ben ona şöyle dedim: Onları neden
alıkoyuyorsun [onları ]alıkoymak haksızlık (uygun değil). Şimdi ben de mi hekimi
alıkoymalıyım? [ ] Büyücü öldü. [ Ama hekim ] iyi ve onun aldığı kadın
benim yakınlarımdan” (KUB/KBo ???)
1- Hastalık kötülük ve felaketleri insan, keçi, koyun, fare, boğa, eşek ve oklara
aktarmak ve bunları düşman ülkelere göndermek (Günah Keçisi Ritüeli)
2- Hasta olan uzuvları bir köpeğe yalatmak
3- Rahibin hastanın haberi olmadan tuttuğu partuni-kuşlarını aniden ağaca
salıvermesi suretiyle psikolojik etki yaratmak
Beckman, age,s. 8.
36
Reyhan, age,s.115
37
Gaye Şahin Erginöz, Hititlerde Anatomi ve Tıp, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları,
38
Hitit toplumunda büyü, tüm eskiçağ uygarlıklarında olduğu gibi ak (tedavi edici-
olumlu) ve karabüyü (kötüleştirici-olumsuz) olmak üzere iki çeşittir. Ak büyü baş ağrısından
öksürüğe; ses kısıklığı, göz hastalıkları, yaralanma, sarılık, ağız hastalıklarından kalp krizine;
depresyon, kısırlık, kâbus görme, doğum-hamilelik sorunlarından, salgın hastalıklara; cinayet,
şiddet, dedikodu, kral ve kraliçeyi arındırmadan; arkadaşlar arasındaki kavganın çözümüne;
üzüm bağlarının verimsizliğinden ordudaki salgına kadar her alanda uygulanırken kara büyü
her zaman ve yerde mücadele edilmesi gereken bir pratik olarak karşımıza çıkmakta hatta
yasaklanmaktadır. 40
Leyla Murat-Fehmi Katırcıoğlu, “Hititlerde Tıp”, Bilim ve Ütopya, S.170, İstanbul, 2008, s.56,57.
39
Esma Reyhan, Eski Anadolu’da Büyü, Akademik Bakış, C.2, S.3, Ankara, Kış 2008, s.227-230.
40
43GabriellaFrantzSzabó, “EinhethitischesEntsuhnungsritualfurdasKonigspaarTuthaliiaundNikalmat”i,
THeth1,Heidelberg, 1971, s.7.
Muhibbe Darga, Anadolu’da Kadın, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2013, s.130.
44
Massimo Forlanini, “Hattušili II: Geschöpf der Forcherodervergessener König?”, AoF 32, 2005,s. 230 -
45
245.
tutmuştur.46Metinlerde Manna-DUGUD adındaki birinin vekil bebekleri kullanarak Šarri-
Kušuh isimli hanedan üyesini büyülendiği anlatılmaktadır. Bu örnekler, Hitit hanedan
üyelerinin, güçlü kralların ve kraliçelerin kara büyüden ne kadar korktuklarını
göstermektedir.47
Hitit toplumunda hanedanlığın büyük kral ve kraliçelerini, kara büyü ile korku içinde
bırakan büyücüler olduğu gibi kralı ve ailesini; ülkenin bağ ve bahçelerini, komutanları,
korumak için büyüler yapan büyücüler de bulunmaktadır. Bunlardan biri Allaiturah(h)idir. Bu
şahsın Amq-ovasında bulunan Mukiš ülkesi, başkent Alalah’tan gelmiş bir kimse olduğuna
dair bazı verilere rastlanmaktadır. Söz konusu sözcük ilk olarak MÖ 18. yy.da Mari’de gün
ışığına çıkarılan bir şahıs listesinde telaffuz edilmiştir. Ayrıca aynı ismin MÖ 14. yy.ın
ortalarında Nuzi metinlerinde de pek çok defa zikredildiği anlaşılmaktadır. II.
Šuppiluliumadönemine tarihlenen Allaiturah(h)i’ nin yaptığı anlaşılan ritüelde bahçe, tarla ve
harman yerlerinin de aralarında bulunduğu alanlar ile kralın şahsı dışında bütün hanesinin
büyüden arındırılarak ve kötülükten uzak tutulmasını amaçlayan biz dizi ritüeluygulaması
dikkati çekmektedir.48 Ordu ile ilgili bir büyü ritüelinde adı geçen büyücü kadınlardan biri de
Ummaya’dır. Ummaya, Boğazköy’de henüz rastlanmayan Hurri kökenli bir kadın ismi olup,
söz konusu ismin yalnızca Nuzi metinlerinde telaffuz edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Söz
konusu kadının büyü ritüeli Hitit ordusu zor duruma düştüğünde ve düşman başarılı olduğunda
gerçekleştirilmektedir.49Metinlerde adı geçen bir diğer büyücü de Azzari’dir. Azzari
tarafından düzenlenen büyü ritüeli, orduya liderlik eden komutanın kendisini, atını, tüm
teçhizatı ve savaş arabasını korumaya yöneliktir. Azzari’nin adına rastlanılan başka bir
metinde ise, büyücü kadının herhangi bir ordu komutanı düşman tarafından tehdit edildiğinde
çeşitli uygulamalar yaptığı bilgisine ulaşılmaktadır.50
Büyücüler, sadece hanedan üyeleri ve güçlü komutanlara değil sade Hitit insanına da
hizmet vermektedir. Örneğin yazılı belgelerde adı geçen büyücü kadınlardan biri olan Aštu
büyülenmiş bir insanın yine büyü yoluyla arındırılması maksadıyla ritüelini
gerçekleştirmektedir:
“[Aš]tu’[nun sözleri]: ‘Ben büyülenmiş bir insanı arındırdığım zaman’, sona erdi”. (KUB XXX
65 III 5,6)51.
Günümüzde modern tıbbın sahasına giren her konu Hitit çağında büyü sisteminin
kapsamındadır. Örneğin metinlerden bir erkeğin iktidarsızlık sorununun Arzawalı Piskuvattis
adındaki kadın büyücünün işlemiyle çözülmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır:
Spracdenkmaler, I Abteilung Die Texteaus Boğazköy, C.5, S.I: Roma, 1988, s.4-13.
Haas -Wegner, age, s.4-13
48
“Ey tanrım, eğer bende hastalık arıyorsan …. Bu kadın benim yerimi alacaktır. Onu sana güzel
bir kıyafetle sunuyorum. Benden daha zekidir, saftır, parlaktır, beyazdır, her bakımdan güzel
görünür.” (KBo 4.6, Vs (?) 10-14)
“Kizzuwatna’lı kadın Maštigga şöyle (der): Eğer baba oğlu ile, koca karısı ile ya da erkek
kardeş kız kardeş ile kavga ederlerse onları birlikte iken barıştıracağım ve onlara şöyle
yapacağım”. (KUB/KBo???)
52
H. A. Hoffner, Paskuwatti’s Ritualagainst SexualImpotence (CTH 406), Aula Orientalis 5, 1987,s. 271-
287.
53
Esma Reyhan, “Kizzuvatna’lı Kadın Maštigga’ya Ait Ritüel Metinler”, (Yayımlanmamış Doktora Tezi),
Ankara, 2002, s.148-188.
Maštigga’ya ait ritüel metinler, büyünün Hitit sosyal yaşantısında da önemli olduğunu
göstermektedir. Bu ritüellerin, ritüeli yaptıran kişileri (EN SISKUR ‘kurban sahibi’) içinde
bulundukları olumsuz durumdan kurtarmak için yapılan bir çeşit psikolojik tedavi şeklidir.
Kadınların büyü faaliyetlerindeki önemi yanında, bu kadınlardan, birçok konuda büyü ile
arınma ritüeli yapması sebebi ile Kizzuwatna’lı Maštigga’nın özel bir önemi olması
gerekmektedir.
Sonuç olarak geleneksel tıp anlamı ve mantığı olmayan inançların gelişi güzel bir
sıralaması değil, gözleme, deneme ve yanılma yöntemine dayalı organize olmuş bir sistemdir.
Bu sistemin parçalarından biri olan büyü, eskiçağ dünyasında modern tıp, psikoloji, sosyoloji
gibi bilimlerin ilgi alanına giren hemen hemen bütün konuları içeriyor görünmektedir.
Hititlerin karşılaştıkları ya da başlarına gelen olayların nedenini doğaüstü bir alana referans
ederek anlamlandırmaya çalıştıkları hesaba katıldığında doğaüstü alanı yönlendirebilme gücü
ve becerisine sahip büyücü kadınların böylesi bir dünya tasarımının önemli öğelerinden biri
olması kaçınılmazdır. Hitit toplumunda hastalıkların büyü ve tıp ile iyileştirilmeye çalışılması
hekimler kadar büyü konusunda uzman kişileri de önemli kılmaktadır. Hitit toplumundaki
şifacı kadınların bu konudaki oranları da bir hayli yüksek olmalıdır.
KAYNAKÇA
ACHTERBERG, Jeanne, Kadın Şifacılar, (Çev. Bilgi Altınok), Everest Yayınları, İstanbul,
2009.
ERGİNÖZ, Gaye Şahin, Hititlerde Anatomi ve Tıp, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Yayınları, İstanbul, 1999.
ERGİNÖZ, Gaye Şahin, “Hititler Devrinde Anadolu’da Tıbbı Faaliyetler”, IV.Türk Tıp Tarihi
Kongresi 18-20 Eylül 1996, T.T.K Yayınları , Ankara, 2003.
FORLANINI, Massimo, “Hattušili II: Geschöpf der ForcherodervergessenerKönig?”,
AoF32, Berlin, 2005.
GARSTER, Theodor, The New Golden Bough, A New Abridgment of the Classic WorkbySir
James Frazer, MentorBooks, Chicago, 1964.
KİRMAN, Mehmet Ali, Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü, Rağbet Yayınları, İstanbul,2011.
MAUSSE, Marcel, Sosyoloji ve Antropoloji, (Çev. Ö. Doğan), Doğu-Batı Yay., Ankara, 2005.
MORRIS, Brian, Din Üzerine Antropolojik İncelemeler, (Çev. T. Atay), İmge Yayınevi,
Ankara, 2004.
REYHAN, Esma, “Hitit Büyü Ritüellerinin Uygulama Şekilleri Üzerine Bir İnceleme”,
Archivum Anatolicum,C.6, S.2, Ankara, 2003.
REYHAN, Esma, “Kizzuvatna’lı Kadın Maštigga’ya Ait Ritüel Metinler”, (Yayımlanmamış
Doktora Tezi), Ankara, 2002.
REYHAN, Esma, Eski Anadolu’da Büyü, Akademik Bakış, C.2, S.3, Ankara, Kış 2008,
s.227-242.
SZABÓ,GabriellaFrantz,
“EinhethitischesEntsuhnungsritualfurdasKonigspaarTuthaliiaundNikalmati”, THeth
1,Heidelberg, 1971.
TÜRKMEN, Hafize, “Tarihsel Olarak Kadın Şifacılık Ve Tıbbın Değerler”, Lokman Hekim
Journal,C.1, S.2, Mersin, 2011, s. 21-27.