Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 6

ÖĞRENME KURAMI

• Öğrenmeyi bilimsel bulgular ve bu bulgulara dayalı mantıksal çıkarımlara dayalı


olarak, nesnel bir biçimde ve nedensellik içerisinde ortaya koyan, bilimsel yöntemle uyumlu,
çağdaş bilimin ölçütlerini karşılayan bilimsel açıklama.
• Birden çok öğrenme kuramı vardır:
– Davranışçı öğrenme kuramı
– Bilişsel öğrenme kuramı
– Sosyal bilişsel öğrenme kuramı
• Adında «kuram» sözünün bulunması kuram olduğunu göstermez:
– Çoklu zeka kuramı [yanlışlanmıştır, geçersizdir]
• Davranışçılık
GİRİŞ
• Yararcı (pragmatist) felsefe paradigmasına dayanır. İndirgeyicidir.
• İnsanın boş bir levha (tabula rasa) olarak doğduğu inancına dayanır
• Öğrenmenin yalnızca çevrenin etkisi ile gerçekleştiği inancına dayanır
• Uyaran - Tepki (U-T) psikolojisi da denir.
• Davranışçılık, davranışı, ya bir uyarana karşı gösterilmiş refleks ya da ceza ve
pekiştirmeden oluşan bir geçmişin sonucu olarak açıklar.
• İnsan ve Hayvan davranışının benzer olduğu varsayılır
• Hayvan gözlemlerinden insana gidilir
FELSEFE PARADİGMASI

Davranışçılık

Felsefe Paradigması Yararcılık (Pragmatism)

Ontoloji Çoğulculuk (Pluralism)

Epistemoloji Ussalcılık (Rationalism)

Amaç Kullanışlılık
Azaltıcı Hakikat Kuramı (Deflationary Theory of Truth) Yararcı
Hakikat Kuramı (Pragmatist Theories of Truth)
Hakikat Kuramı

ÖNEMLİ ARAŞTIRMACILAR
• Sigmund Freud, Carl Gustav Jung ve Alfred Adler’in bilinçaltını inceleyen derinlik
psikolojisi ekolüne tepki olarak doğmuştur.
• Önemli araştırmacılar:
– 1897 : I. Pavlov
– 1905 : E. Thorndike
– 1924 : J. B. Watson
– 1930 : B. F. Skinner
DAVRANIŞ
• Davranışçılar psikolojinin pozitif bir bilim olarak gelişmesi için gözlenebilir, ölçülebilir
ve bilimsel yöntemlerle incelenebilir davranışlara odaklanılması gerektiğini öne sürmüşlerdir.
• Davranış herhangi bir organizmanın belli bir durumda ortaya çıkardığı tepki ya da
devinime verilen addır.
• Davranış sözü, daha çok gözlenebilen devinimlerdir.
• Davranışçılığın birincil amacı organizmanın davranışlarının ne olacağını önceden
belirleyerek onları denetim altına alabilmektir.
DAVRANIŞIN ÖZELLİKLERİ
• Organizmanın gerçekleştirdiği basit, gözlemlenebilir ve ölçülebilir bir olaydır.
• Öğrenilir.
• Öğrenilir ancak devinime dönüştürülemeyebilir.
• Gelecekte nasıl olacağı öngörülebilir.
• Onu başlatan uyarıcıların ya da sonuçlarının kontrolü altında ortaya çıkar.
• Açık ya da gizli olabilir.
• Sıklığı azaltılabilir ya da büsbütün ortadan kaldırılabilir.
DAVRANIŞÇILIK
• Temel ilkeleri John B. Watson (1878-1958) tarafından oluşturulmuştur.
• Watson’a göre tüm davranışlar duyumsal devinimsel bir tablo içinde incelenebilir.
• Davranışı açıklayan uyarıcı-tepki birlikleri vardır.
• Uyarıcı-tepki birlikleri, duyu organlarına uygulanan bir uyaranla başlar, kas ya da
duyumsal bir tepki ile son bulur.
• Watson’a göre çoğu korku davranışı koşullanma ile kazanılmıştır.
• Watson’a göre insanlar arasındaki ayrılıklar kalıtımın değil çevrenin
ürünüdür.
KOŞULLANMA
• İki temel koşullanma:
– Klasik Koşullanma (Pavlov)
– Edimsel Koşullanma (Skinner)
• Klasik koşullanma
– Koşullanma, uyarıcılar arasında oluşur
• Birey edilgen
• Önce uyarıcı sunulur
• Reflekse yönelik
• Edimsel koşullanma
– Koşullanma, edim ile elde edilen sonuç arasında oluşur
• Birey etkin
• Önce tepki
• Bilinçli davranışa yönelik
KLASİK KOŞULLANMA
• Koşulsuz uyarıcı
– Et
• Koşulsuz tepki
– Salya
• Nötr uyarıcı
– Etle ilişkili olmayan Zil sesi
• Koşullu tepki
– Et + Zil sonrası yalnızca Zil çalınca salgılanan Salya
• Koşullu uyarıcı
– Zil
Klasik Koşullanma
• Bitişiklik (Uyarıcıların yakınlığı)
• Bilgilendiricilik (Önce koşullu uyarıcı)
• Pekiştirme (Koşulsuz uyarıcının oluşturduğu etki)
• Sönme (Uzun süre koşulsuz uyarıcı olmaması)
• Genelleme (Benzer uyarıcılara aynı tepki)
• Ayırt etme (Benzer uyaranlardan birisini seçme)
• Kendiliğinden Geri Gelme
EDİMSEL KOŞULLANMA
• Tepkisel davranış (Koşullu tepki, Salya),
– Uyarıcı tarafından oluşturulur (Zil)
– Refleksiftir
• Edimsel Davranış:
– Uyarıcı tarafından oluşturulmaz
– Bireyin bir ürettiği davranıştır
– Kendiliğinden ortaya çıkar
– Sonuçlarından etkilenir
• Davranışın ardından uyarıcı verilerek yapılan koşullanmadır.
• Davranıştan sonra gelip organizma üzerinde hoşa gidici etki yaratarak o davranışın
yinelenme olasılığını artıran uyarıcıya pekiştireç denir.
• Davranıştan sonra gelip organizma için hoşa gitmeyen bir durum yaratan uyarıcılara
da ceza denir.
• Pekiştirme, tepkiye bağlı olarak gerçekleşir
• Tepki istendik olduğunda pekiştirici uyarıcı verilir
• Tepkiler, pekiştirici uyarıcı aldığında, yinelenme eğilimindedir
• PEKİŞTİREÇLER
– Olumlu Pekiştireç (Eklenmesi tepkiyi artırır)
– Olumsuz Pekiştireç (Çıkarılması tepkiyi artırır)
• CEZALAR
– 1. Tip Ceza (Olumsuz Pekiştireç)
– 2. Tip Ceza (Olumlu pekiştirecin kaldırılması
OLUMLU PEKİŞTİREÇ
• Tepki sıklığını artırmayı amaçlar
• Yineleme & ısrar gerektirir
• İstenilenin yapılmasının ödüllendirilmesidir
– Parmak kaldıran öğrenciye söz vermek
– Ödevini yapan öğrenciye yıldız / kurdele vermek
• İlkokulda çok kullanılır
• İçsel güdülenimi desteklemez
OLUMSUZ PEKİŞTİREÇ (CEZA)
• Öfke, utanç, intikam gibi olumsuz duygular genellenebilir
• Hayvanı ve bireyi saldırganlaştırır
• Örnek:
– AVM’de kendisini yere atıp bağırıp çırpınan çocuk
• Ceza yerine:
i. Görmezden gelme
ii. Bağlam, ortam değiştirme (Çocuğu başka bir sınıfa almak)
iii. Time out (Çocuğu başka bir odaya alıp başka bir işle uğraşmasını istemek)
DAVRANIŞÇILIĞIN EĞİTİMDE KULLANIMI
• Dil eğitiminde yararsızdır
• Karmaşık kavramların öğrenilmesinde yararsızdır
• İçsel güdülenimi geliştirmez
• Tutumların geliştirilmesinde yararlanılabilir
• Tepkiler yaratılabilir ancak pekiştirilmediğinde unutulabilir
• Öğrencinin doğal olarak yapması gereken davranışlar (kitap okumak, ödev yapmak,
temizlik yapmak) ceza aracı olarak kullanılmamalıdır

You might also like