Küresel Güney

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

11.01.2024 12:32 "Küresel Güney" adını, gücünü ve bağımsızlığını nasıl kazandı?

| Independent Türkçe

"Küresel Güney" adını, gücünü ve bağımsızlığını


nasıl kazandı?
Washington’ın politikasının değişmesi, karar sahiplerinin Güney ülkelerinin
bakış açılarına maruz kalmasını gerektiriyor
Tarık eş-Şami Gazeteci, yazar @tarek21shamy |

Cumartesi 8 Temmuz 2023 15:21

"Küresel Güney" terimi, tümü Güney Yarım Küre'de yer almayıp Afrika, Asya ve Latin Amerika'ya yayılmış farklı
ülkeleri ifade ediyor / Fotoğraf: AFP

ABD'nin "Küresel Güney"deki ortaklarına, büyük güçlerin politikalarındaki piyonlar muamelesi


yapma eğiliminde olduğu ve Amerika'nın dünya liderliğine boyun eğmeleri için baskı yaptığı bir
zamanda Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki öncü birçok ülkenin Ukrayna'daki savaşta NATO'yu
destekleme konusundaki isteksizliği, Küresel Güney teriminin bir kez daha, ama yeni özellikler
barındıran farklı şekillerde ortaya çıkmasına yol açtı.

about:blank 1/5
11.01.2024 12:32 "Küresel Güney" adını, gücünü ve bağımsızlığını nasıl kazandı? | Independent Türkçe

Güney ülkeleri, dünya sahnesinde varlığını pekiştiriyor ve herhangi bir büyük gücün tarafını
tutmamayı tercih ediyor.

"Küresel Güney" ile kastedilen ne ve bu ad nereden geliyor?

"Üçüncü Dünya" ve "gelişmekte olan ülkeler" terimleri neden ortadan kayboldu?

"Küresel Güney", günümüz dünyasında kendisinden söz ettiren ve etkili bir güç kaynağı haline
nasıl geldi ve ABD'yi ona karşı yaklaşım biçimini gözden geçirmeye sevk eden ne oldu?

Dönüşüm alametleri

ABD, onlarca yıldır kendi dünya liderliğine boyun eğmeleri için Küresel Güney ülkelerine baskı
uyguladı.

Bunu çoğu Güney Yarım Küre'de yer alan bu ülkeler için uygun tek ortağın kendisi olduğu gibi
eski varsayımlara dayanarak ve bağımlılık teorisyenlerinin tanımladığı şekliyle küresel siyasi
ekonomide merkez-çevre ilişkisine odaklanan bakış açısına bağlı kalarak yaptı.

Bununla birlikte Ukrayna'da patlak veren savaş ve krize yönelik farklı tepkiler, Küresel Güney
ülkelerinin uluslararası karar alım sürecinde temsil edilmemesi nedeniyle dünyadaki mevcut
durumun had safhasına ulaştığını gösterdi.

Bu gelişmenin ışığında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden Uluslararası Para Fonu'na


kadar küresel yönetimin odak noktasını oluşturan uluslararası kurumların eksikliklerini telafi
etmek için sesler yükselmeye başladı.

Nitekim güçlü ülkelerden oluşan bir azınlığın küresel sistem içindeki egemenliğini kendi
çıkarlarını pekiştirmek ve büyük ölçüde Güney Yarım Küre ülkelerine yansıyan olumsuz
sonuçlara sahip güvenlik çözümleri veya ekonomik kurallar için gündem oluşturmak üzere
kullanmaları artık ne mümkün ne de kabul edilebilir.

Bundan hareketle zorluğu olsa da ortak gündem belirlemek için reform çağrıları yükseldi.
Yetmedi, böyle bir reforma bağlı kalacağını göstermesi ve bu gündemi ilerletmek için önceden
verdiği sözlerin arkasında durarak adım atması için Biden yönetimine yönelik baskılar arttı.

Peki, bu "Küresel Güney" terimi ile ne kastediliyor?

Küresel Güney nedir?

Boston Üniversitesi'ndeki The Frederick Pardee Gelecek Araştırma Merkezi Müdürü Georgie
Hein'e göre "Küresel Güney" terimi, tümü Güney Yarım Küre'de yer almayıp Afrika, Asya ve
Latin Amerika'ya yayılmış farklı ülkelere işaret ediyor.

Bununla birlikte bu ülkeler, genel olarak daha fakir oldukları için gelişmekte olan, az gelişmiş ya
da geri kalmış ülkeler olarak tanımlanır.

Bu ülkelerde gelir eşitsizliği seviyeleri daha yüksektir ve "Küresel Güney" ülkelerine, yani
Okyanusya ve Avustralya ile Yeni Zelanda gibi başka yerlerle birlikte ağırlıklı olarak Kuzey
Amerika ve Avrupa'da yer alan daha zengin ülkelere göre ortalama yaşam süresi daha düşük ve

about:blank 2/5
11.01.2024 12:32 "Küresel Güney" adını, gücünü ve bağımsızlığını nasıl kazandı? | Independent Türkçe

yaşam koşulları daha zorlu.

Siyasi aktivist Carl Oglesby, "Küresel Güney" terimini ilk kez 1969 yılında kullandı. Oglesby,
liberal Katolik dergisi Commonweal'de Vietnam'daki savaşın, kuzey ülkelerinin Küresel Güney
üzerindeki egemenlik tarihinin doruk noktası olduğunu yazmıştı.

Bununla birlikte bu terim, ancak 1991 yılında İkinci Dünya'nın sonuna dair bir işaret taşıyan
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra hız kazandı.

O zamana kadar gelişmekte olan ülkeler, yani henüz tam olarak sanayileşmemiş ülkeler için en
yaygın terim "Üçüncü Dünya" idi.

"Üçüncü Dünya"nın ortadan kayboluşu

"Üçüncü Dünya" terimini 1952 yılında Fransız demograf Alfred Sauvy, Observateur gazetesinde
"Üç Dünya, Tek Gezegen" başlığıyla yayınlanan bir makalesinde ortaya attı.

Sauvy, "Birinci Dünya" terimini gelişmiş kapitalist ülkelere, "İkinci Dünya" terimini Sovyetler
Birliği liderliğindeki sosyalist ülkelere ve "Üçüncü Dünya" terimini de gelişmekte olan ülkelere
işaret etmek için kullanmıştı.

O dönemde bunlardan birçoğu hâlâ sömürgeciliğin boyunduruğu altındaydı. Terimi daha da


popüler hale getiren şey ise, sosyolog Peter Worsley'nin 1964 tarihinde yayımladığı "Üçüncü
Dünya: Uluslararası İlişkilerde Yeni Bir Hayati Güç" adlı kitabı oldu.

Kitapta "Üçüncü Dünya"nın, Soğuk Savaş dönemindeki iki kutup taraftarlığına bir tepki olarak
sadece üç yıl önce kurulmuş olan Bağlantısızlar Hareketi'nin belkemiğini oluşturduğu
vurgulanıyordu.

Worsley'nin bu Üçüncü Dünya'ya bakışı olumlu olsa da terim daha sonra yoksulluk ve
istikrarsızlıkla boğuşan ülkelerle ilişkilendirilmeye başladı ve böylece "Üçüncü Dünya" terimi,
demokratik olmayan rejimler tarafından yönetilen "Muz Cumhuriyetleri" ile eşanlamlı hale geldi.

Bununla birlikte 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağılması ve beraberinde İkinci Dünya'nın
da sona ermesiyle "Üçüncü Dünya" terimi ortadan kalktı.

Ancak aynı zamanda dünyanın gelişmiş, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler gibi
adlandırmalara bölünmesi yaygın eleştirilere maruz kaldı.

Zira bu taksim, Batı ülkelerini ideal, bu kulübün dışındakileri ise geri kalmış olarak tasvir
ediyordu. Bunun için kullanılan alternatif ve tarafsız terim "Küresel Güney" oldu.

Coğrafi değil, jeopolitik

"Küresel Güney" terimi, coğrafi bir taksime işaret etmez. Nitekim Küresel Güney'in en büyük iki
ülkesi olan Çin ve Hindistan, tamamen Kuzey Yarım Küre'de yer alıyor.

about:blank 3/5
11.01.2024 12:32 "Küresel Güney" adını, gücünü ve bağımsızlığını nasıl kazandı? | Independent Türkçe

Bu terim, devletler arasındaki siyasi, jeopolitik ve ekonomik ortak paydaların bir karışımını ifade
eder. Küresel Güney ülkeleri, genellikle emperyalizmin ve sömürgeci yönetimin hedefi oldu;
bunun belki de en bariz örneği Afrika ülkeleri.

Bununla beraber bu terim şu an, bağımlılık teorisyenlerinin küresel siyasi ekonomide merkez ile
çevre arasındaki ya da "Batı ve diğerleri" arasındaki ilişki olarak tanımladığı şeyden tamamen
farklı bir bakış açısı sunuyor.

Gerek imparatorluklar çağında gerekse Soğuk Savaş döneminde Küresel Güney ile Küresel
Kuzey ülkelerinin birçoğu arasındaki eski dengesiz ilişkiye bakıldığında Küresel Güney'deki pek
çok ülkenin, "Üçüncü Dünya" ya da "Küresel Güney" için geçerli olmayan 'geri kalmış dünya' adı
altında peşini bırakmayan ekonomik zayıflık imajından kurtulduktan sonra şimdi herhangi bir
süper gücün tarafında olmamayı tercih etmesi şaşırtıcı değil.

Dünya servetlerinin mekânı

21'inci yüzyılın başından beri dünyadaki servet merkezlerinin Atlantik Okyanusu'nun iki kuzey
kıyısından Asya'ya ve Pasifik Okyanusu'na kayması, dünyadaki zenginliğin üretildiği mekâna
dair geleneksel görüşü büyük oranda alt üst etti.

Dünya Bankası'na göre 2030 yılına kadar dünyanın en büyük dört ekonomisinden üçünün
Küresel Güney'den olması bekleniyor ki bu dört ülke sırasıyla Çin, Hindistan, ABD ve
Endonezya'dır.

Ayrıca Güney'in egemen olduğu ve Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın içinde
bulunduğu BRICS ülkelerinin alım gücü bakımından GSYİH, Kuzey Yarım Küre'deki benzeri
G7'yi geride bırakıyor.

BRICS ülkelerinin genişleyerek farkı Güney ülkeleri lehine artıracak şekilde başka ülkeleri
içermesi de cabası.

Küresel servet üretimin mekânlarının değiştiğine dair bir başka gösterge de Çin'in Pekin
kentindeki milyarder sayısının ABD'nin New York kentindeki milyarder sayısını geçmesidir.

Güneyin siyasi vizyonunun güçlenmesi

Üstelik bu ekonomik dönüşüm, gerek Çin'in Suudi Arabistan ile İran arasındaki arabuluculuğu
gerekse Brezilya'nın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için bir barış planını harekete geçirme
girişimi üzerinden dünya sahnesinde giderek daha fazla boy gösteren Küresel Güney ülkelerinin
siyasi vizyonunun gelişmesiyle omuz omuza gidiyor.

Bu ekonomik ve siyasi güç dönüşümü, Parag Khanna ve Kishore Mahbubani gibi jeopolitik
uzmanlarını "Asya Yüzyılı" olarak tarif ettikleri şeyin gelişine dair yazılar yazmaya yönlendirdi.

Bu esnada siyaset bilimci Oliver Stuenkel gibi başka isimler de Güney Yarım Küre'deki ülkelerin,
'gelişmekte olan ülkelerin' ya da 'Üçüncü Dünya'nın sahip olmadığı siyasi ve ekonomik kaslarını
gösterdiği bir zamanda "Batı sonrası bir dünya" hakkında öngörülerde bulunuyor.

about:blank 4/5
11.01.2024 12:32 "Küresel Güney" adını, gücünü ve bağımsızlığını nasıl kazandı? | Independent Türkçe

Washington'daki siyaset yapıcılar

Küresel Güney ülkelerinin uzun bir süredir güçlerini küresel sahnede uygulamaya çalıştığı bir
ortamda Washington'daki siyaset yapıcıların da yeni bir çerçeveye ihtiyacı var.

Nitekim Ukrayna savaşı, gıda krizi, Batılı güçlerle yaşanan gerilimler ve Küresel Güney'deki
birçok ismin eşitsizliği kınayarak uluslararası kurumlarda iyileştirme talep etmesi ile birlikte
ABD'nin Afrika ülkelerine kur yaptığı ve Küresel Güney ülkelerinin bakış açılarını daha iyi bir
şekilde kendisine aktaran daha fazla çalışma ve araştırma merkezi açmaya ilgi duymaya başladığı
ortaya çıktı.

Stimson Odd Darnell (?) Center'daki bir araştırmacıya göre bu, Güney ülkelerinin önemli
ortaklar olduğunun kabul edildiği ve ABD'nin bu ülkelere baskı uygulamaktan veya siyasi
bağımsızlık isteklerini görmezden gelmekten kaçınması gerektiği anlamına geliyor.

ABD dış politikasının yön değiştirmesi için Kongre'deki yasa yapıcıların, ilk adım olarak Küresel
Güney'in küresel sistemdeki rolüne ayrılmış yeni siyaset alanlarını güçlendirmek adına, yanlış
anlayışlara dayalı politikalar geliştirmek yerine Küresel Güney'den daha fazla bakış açısına
maruz kalması lazım.

Ancak bu sürecin gerektirdiği reform, yeni uluslararası kurumların inşa edilmesini gerektiriyor.

Bu da ilkeler, temsil ve çalışma yöntemleri üzerinde bir fikir birliğine varma ihtiyacına bakılacak
olursa karmaşık bir zorluğu temsil ediyor.

Nitekim henüz çözülmemiş BM Güvenlik Konseyi reformu meselesi, böyle bir sürecin en az beş
reform önerisiyle karmaşık hale gelebileceğini gösteriyor.

Merkezi Çin'de olan Asya Altyapı Yatırım Bankası ve BRICS ülkelerinin kurduğu Yeni Kalkınma
Bankası gibi Batılı olmayan çok taraflı kurumlar gelişmekle birlikte bunların yaygınlığı,
geleneksel uluslararası kuruluşlarla karşılaştırıldığında hâlâ sınırlı.

Bunun için belki de reformun ilk adımı, Küresel Güney'in bakış açılarını uluslararası siyasete
daha iyi bir şekilde entegre ediyor.

Böylece bu ülkelerin kalkınma, yönetim, güvenlik, ticaret ve iklim değişikliği gibi konulardaki
seslerini yükseltecek alanlar oluşturulabilir.

Bu, ABD içinde ve dışındaki siyaset yapıcılar arasında Küresel Güney'i oluşturan ülkelerin
değerlerine dair farkındalığın artmasına vesile olur.

Bu yolla ABD için barış, güvenlik ve insani ilerleme konusunda karşılıklı menfaat sağlamaya
dönük bir dış politika şekillendirilir.

Independent Arabia

about:blank 5/5

You might also like