Professional Documents
Culture Documents
Risale-I Nur'dan Dualar
Risale-I Nur'dan Dualar
Âmin.
Âmin.
Âmin!
َّم َّم
ل َّو َا َو َلْيَك َق ْف ْا َن َاْغ ّلُه
ا آ ل َّو َا ْلُقْر َو َم ْا
و ا و َّرُن َبَن ُقُل ْر َن َا ّلُه
ا
ْلَتَجْئَن ِر َلِا َحْو َك َو ُق َك ل ا ا ي ل ل
ى ا ْاَنا ِنَلْيَك ْن َحْوِن َنا َو ُق َنِنا َو ِبا ِا ِت َعْنَك ِرَتَب ِا
َتْفُقْرَنا ْاِّول ْس ْغَنا ِب
ْلُمَتَو يَن َعَلْيَك َو ِالَاَت ْلَنِما َلىِل َاْنُف َّمَنا ِتَواْحَفْظَنا ْف َك ِاَواْرَحْمَنِلا َو اْرَحِت َفاْجَعْلَناِب َنِا ِتا ِء
ْلُمْؤ َن ِمَو ْلُمْؤ َنِّكِل َو َص َو َس ْم ِكَعَل َسِا َن ُمَحِس َعْب َك َو َن ِبِحَكَّجِظ َو َص َك َو َخ َك ِمَو
َرْحَميِلَك َو ا ى ا
َجَما ِمِنُمْل َك َو َم يِم ِتُصْن َك َوِّل َعْي ِّل َناَي َك َوِّيِدَشْم َداٍدَي َك ِدَو َسا ِبِّيُح َك َوِفِّي َثا ِل
ا ي ا
َكْثَر ِتَمْخُل َق ِل َك ِنَو َك ِت ْلِم ِلَك َن ِت َك َو َوْحَد َك ى ِس ِه ُنو َّاِل َخْل َكِك َو َشَر ِل ِكَّيَمْوُجوَدِعا َك َو ِنَراِعَّي ِت
َاْسَم ا َك َو ُمَعا َب َك َوا ا
َتْرُجَم و ُكُن ُمَع
ا ِشِف ِط اِسِمَّل ِئ ِت ا ِت وِة َدلِر ِقَسْلَطَن ُرُبِفو َك َو ِتَّيُمَب ِسَمْر ِج ا َك ِت ِف
َو
َاْرَسْلَتُه
ِن َرُسوِعَك ِد
َمَدا ِت ُشُهو َك َوِّرِف ْشَهاِزَك َو َحِئ ي َك َّنَو ِّلِم آَياِلَك َو ْرِةآ َجَمِبا ِت ُرُبو َكِّلِغَو ِض
ْلُمْرَس َن َو َعَلى ا َن َو َن َو َصْح َاْجَم َن َو َعَل ْخَو َرْحَمًة ِت ْلَع ِمَل ِتَن َو َعَل
ى ِل ا ِذ ي ِل ىَم آ َكِب َكِت ْلُمَقَّر ِرَن َوي ِدَعَل َبِاى َك ِد اَّص ِب َنِبال ا ي
ِل ِبِّي
ى ا ال ا ي آ ين ِم ِنِه ِا ِع ي ِبِه ا ِلِه ل ِل ِم
ِم ِلِح ِع ِد ِب ِئ ِت
Allah'ım, kalplerimizi imân ve Kur'ân nuruyla nurlandır.
Allah'ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine
düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana
tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle. Bize ve
erkek, kadın bütün müminlere merhamet et. Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği,
masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin
timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat
tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin
tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının
medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed'e, onun bütün
âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına
salât ve selâm eyle.
Âmin.
" Ey bu yerlerin hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehalet ediyorum ve Sana
hizmetkârım ve Senin rızanı istiyorum ve Seni arıyorum."
َّس َّس َّم
ْن َاَم َو ْلُقْر َو ْا َم َع َد َو َا ّلُه ْجَعْلَن ْن َاْه
ليا آي ا آ ال ل ال ا ا ا ل
ِا ِن ِم ِن ِة ِة ِل ِم
َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َع َلى َسِّيِد َنا ُم َح َّم ٍد َو َع َلى آِلِه َو َصْح ِبِه ِبَعَد ِد َج ِم يِع اْلُح ُر وَفاِت اْلُم َتَش ِّك َلِة
ِفى َج ِم يِع اْلَك ِلَم اِت اْلُم َتَم ِّثَلِة ِبِاْذ ِن الَّرْح مِن ِفى َم َر اَيا َتَم ُّو َج اِت اْلَهَو اِء ِع ْنَد ِقَر اَئِة ُك ِّل َك ِلَم ٍة ِم َن
اْلُقْر آِن ِم ْن ُك ِّل َقاِر ٍء ِم ْن َاَّوِل الُّنُز وِل ِاَلى آِخ ِر الَّز َم اِن َو اْر َح ْم َنا َو َو اِلَدْيَنا َو اْر َح ِم اْلُم ْؤ ِمِنيَن
َو اْلُم ْؤ ِم َناِت ِبَعَد ِد َها ِبَرْح َم ِتَك َيا َاْر َح َم الَّر اِحِم يَن آِم يَن َو اْلَح ْم ُد ِهّلِل َرِّب اْلَعاَلِم يَن
Allahım, bizi saadet, selâmet, Kur'ân ve imân ehlinden eyle.
Âmin.
Allahım, Efendimiz Muhammed'e, onun âl ve ashâbına, indiği günden itibâren tâ kıyâmete kadar, onu
okuyan her okuyucunun her kelimesini okuması esnâsında Allah'ın izniyle hava dalgalarının aynasına
yansıyan bütün Kur'ân kelimelerinin bütün harfleri adedince salât ve selâm eyle. Bize, anne ve babamıza,
erkek ve kadın bütün müminlere bu salavâtlar adedince merhamet et. Bunu rahmetinle yap, ey
merhametlilerin en merhametlisi! Duâmızı kabul buyur. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun.
Âmin.
َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َع َلى َم ْن َاْر َس ْلَتُه ُم َعِّلًم ا ِلِع َباِد َك ِلُيَعِّلَم ُهْم َك ْيِفَّيَة َم ْع ِرَفِتَك َو اْلُعُبوِدَّيَة َلَك َو
ُم َعِّر ًفا ِلُكُنوِز َاْس َم اِئَك َو َتْر ُج َم اًناِ آلَياِت ِكَتاِب َك اِئَناِتَك َو ِمْر آًتا ِبُعُبوِدَّيِتِه ِلَج َم اِل ُرُبوِبَّيِتَك َو َع َلى
آِلِه َو َصْح ِبِه َاْج َم ِع يَن َو اْر َح ْم َنا َو اْر َح ِم اْلُم ْؤ ِمِنيَن َو اْلُم ْؤ ِم َناِت آِم يَن ِبَرْح َم ِتَك َيا َاْر َح َم الَّر اِح ِم يَن
Allahım,
Seni nasıl tanımaları, Sana nasıl kullukta bulunmaları gerektiğini öğretmek için kullarına
muallim, isimlerinin hazînelerini tanıtıcı, kâinat kitâbının âyetlerinin tercümânı, kulluğuyla
rubûbiyet güzelliğinin aynası olarak gönderdiğin zâta, onun bütün âl ve ashâbına salât ve
selâm eyle. Bize ve erkek, kadın bütün mü'minlere merhamet eyle. Amin. Bunu rahmetinle yap
ey, merhamet edenlerin en merhametlisi!
َعَلْي ِه َص َلَو اُت الَّر مْح ِن ِم ْل َء اُّدل ْنَيا َو َد اِر اْلِج َناِن ❊ َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ْمِّل َعىَل َع ْب ِد َك َو َر ُس وَكِل ذَكِل اْلَح ِبيُب اِذَّل ى ُه َو َس ِّيُد
اْلَكْو َنِنْي َو َفْخ ُر اْلَع اَلَم ِنْي َو َح َياُت اَّدل اَر ْيِن َو َو ِس يُةَل الَّس َع اَد َتِنْي َو ُذ و اْلَجَناَح ِنْي َو َر ُس وُل الَّثَقَلِنْي َو َعىَل آِهِل َو ْحَص ِب ِه َاَمْج ِع َني َو
َعىَل ِاْخ َو اِنِه ِم َن الَّنِب ِّي َني َو اْلُمْر َس ِلَني آِم َني
Rahmân'ın dünya ve Cennetler dolusu salât ve selâmı onun üzerine olsun. Allahım! Kulun
ve resûlün olan, iki cihanın efendisi, iki âlemin medâr-ı iftiharı, iki dünyanın hayat vesîlesi,
dünya ve âhiret saadetinin sebebi, peygamberlik ve kulluk olmak üzere iki mânevî kanadın
sahibi, ins ve cinnin peygamberi olan Habîbine, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan
diğer peygamber ve resûllere salât ve selâm eyle.
Âmin.
Sözler | Onuncu Söz | 96
Yâ Rab!
Bunların ders ve tâlimlerinin hakkı ve hürmeti için, bize ve Risâle-i Nur talebelerine imân-ı
ekmel ve hüsn-ü hâtime ver. Ve bizleri onların şefaatlerine mazhar eyle. Âmin.
ebedî ve sermedî olan bir cemâlin seyirci müştâkı ve âyinedar âşıkı, elbette bâkî kalıp,
ebede gidecektir. İşte Kur'ân şâkirdlerinin âkıbetleri böyledir. Cenâb-ı Hak, bizleri onlardan
eylesin, Âmin.
Risâlet semâsının güneşi, nübüvvet burcunun ayı olan yüce Peygambere (a.s.m.), onun
hidâyet yıldızları olan Al ve Ashâbına salât ve selâm eyle. Bize, erkek ve kadın mü'minlere
merhamet et.
Senin rahmetine ve onun (a.s.m.) şânına yakışır şekilde, ona ve âline salât ve selâm eyle.
Amin.
Âmin.
Hayy ve Kayyûm isimlerin hürmetine, bu perişan kalbe bir hayat ver, bu müşevveş akla
doğru yolu göster.
Âmin.
َع َلى َم ْن ُاْنِزَل َع َلْيِه اْلُفْر َقاُن اْلَح ِك يُم ِم َن الَّرْح مِن الَّرِح يِم ِم َن اْلَعْر ِش اْلَعِظ يِم َسِّيِد َنا ُم َح َّم ٍد َاْلُف َاْلِف َص َالٍة َو َاْلُف
َاْلِف َس َالٍم ِبَعَد ِد َح َس َناِت ُاَّم ِتِه ❊ َع َلى َم ْن َبَّش َر ِبِر َس اَلِتِه الَّتْو َر يُة َو ْاِال ْنِج يُل َو الَّز ُبوُر ❊ َو َبَّش َر ِبُنُبَّوِتِه
ْاِال ْر َهاَص اُت َو َهَو اِتُف اْلِج ِّن َو َاْو ِلَياُء ْاِال ْنِس َو َك َو اِهُن اْلَبَش ِر ❊ َو اْنَشَّق ِبِاَشاَرِتِه اْلَقَم ُر ❊ َسِّيِد َنا ُم َح َّم ٍد ُف
ْلَا
َاْلِف َص َالٍة َو َس َالٍم ِبَعَد ِد َاْنَفاِس ُاَّم ِتِه ❊ َع َلى َم ْن َج اَئْت ِلَدْع َو ِتِه الَّش َج ُر َو َنَز َل ُسْر َع ًة ِبُدَعاِئِه اْلَم َطُر َو َاَظَّلْتُه
اْلَغَم اَم ُة ِم َن اْلَح ِّر َو َش َبَع ِم ْن َص اٍع ِم ْن َطَعاِمِه ِم أٌت ِم َن اْلَبَش ِر َو َنَبَع اْلَم اُء ِم ْن َبْيِن َاَص اِبِع ِه َثَالَث َم َّر اٍت َك اْلَك ْو ِر
َث
َو َاْنَطَق ُهّللا َلُه الَّضَّب َو الَّظْبَى َو اْلِج ْذ َع َو الِّذ َر اَع َو اْلَج َمَل َو اْلَج َبَل َو اْلَح َج َر َو اْلَم َد َر َص اِحِب اْلِمْعَر اِج َو َم اَز اَغ
اْلَبَصُر ❊ َسِّيِد َنا َو َش ِفيِع َنا ُم َح َّم ٍد َاْلُف َاْلِف َص َالٍة َو َس َالٍم ِبَعَد ِد ُك ِّل اْلُح ُر وِف اْلُم َتَش ِّكَلِة ِفى اْلَك ِلَم اِت اْلُم َتَم ِّثَلِة
ِبِاْذ ِن الَّرْح مِن ِفى َم َر اَيا َتَم ُّو َج اِت اْلَهَو اِء ِع ْنَد ِقَر اَئِة ُك ِّل َك ِلَم ٍة ِم َن اْلُقْر آِن ِم ْن ُك ِّل َقاِر ٍء ِم ْن َاَّوِل الُّنُزوِل ِاَلى آِخ ِر
الَّز َم اِن َو اْغ ِفْر َلَنا َو اْر َح ْم َنا َيا ِالَهَنا ِبُك ِّل َص َالٍة ِم ْنَها آِم يَن
Rahmân-ı Rahîm olan Allah'ın, Furkan-ı Hakîmi Arş-ı Azîmden üzerine indirdiği zât olan
Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) ümmetinin iyilikleri adedince milyon salât ve milyon selâm
olsun.
Âmin.
َالّلُهَّم اْج َعِل اْلُقْر آَن ِش َفاًء َلَنا َو ِلَك اِتِبِه َو َاْم َثاِلِه ِم ْن ُك ِّل َداٍء َو ُم وِنًس ا َلَنا َو َلُهْم ِفى َح َياِتَنا َو َبْعَد َم ْو ِتَنا َو ِفى الُّد ْنَيا
َقِر يًنا َو ِفى اْلَقْبِر ُم وِنًس ا َو ِفى اْلِقَياَم ِة َش ِفيًعا َو َع َلى الِّصَر اِط ُنوًر ا َو ِم َن الَّناِر ِس ْتًر ا َو ِح َج اًبا َو ِفى اْلَج َّنِة َر ِفيًقا َو ِاَلى
اْلَخ ْيَر اِت ُك ِّلَها َد ِليًال َو ِاَم اًم ا ِبَفْض ِلَك َو ُج وِد َك َو َك َر ِم َك َو َر ْح َم ِتَك َيا َاْك َر َم ْاَالْك َر ِم يَن َو َيا َاْر َح َم الَّر اِح ِم يَن آِم يَن
َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َع َلى َم ْن ُاْنِزَل َع َلْيِه اْلُفْر َقاُن اْلَح ِكيُم َو َع َلى آِلِه َو َصْح ِبِه َاْج َم ِع يَن آِم يَن آِم يَن
Allahım!
Kur'ân'ı, bizim için, onu yazan ve benzerleri için, her türlü hastalıktan şifâ, bize ve onlara
hem dünyada, hem de âhirette dost, dünyada yoldaş, kabirde arkadaş, Kıyâmette şefaatçi,
Sırat üzerinde nur, Cehenneme karşı perde ve örtü, Cennette arkadaş ve bütün hayırlara bizi
sevk eden rehber ve önder kıl. Bunu fazlın, cömertliğin, keremin ve rahmetinle yap ey
merhametlilerin en merhametlisi ve ey bütün cömertlerden daha cömert olan!
Allahım!
Kendisine hakla bâtılı ayırt eden Kur'ân-ı Hakîmin indiği zâta, onun bütün âl ve Ashâbına
salât ve selâm eyle.
Âmin, âmin.
Sevdiğin ve râzı olduğun şekilde Kur'ân'ın sırlarını anlamayı nasip eyle. Ona hizmet etmeye
!bizi muvaffak kıl. Âmin. Bunu rahmetinle yap ey merhamet edenlerin en merhametlisi
!Allahım
Kur'ân-ı Hakîmin indiği zâtın kendisine, bütün âl ve Ashâbına salât ve selâm eyle.
Âmin.
bize Kur'ân'ın sırlarını anlamayı nasip et ve her an ve zamanda ona hizmet etmeye bizi
muvaffak kıl.
Ey Rabbimiz, unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi bununla hesâba çekme.
)(Bakara Sûresi: 286.
Allahım,
Âmin.
َالّلُهَّم َص ِّل َع َلى َم ْن َد َّل َع َلى ُو جُوِب ُوُج وِد َك َو َو ْح َداِنَّيِتَك َو َش ِهَد َع َلى َج َالِلَك َو َج َم اِلَك َو َك َم اِلَك الَّشاِهُد الَّصاِد ُق اْلُم َصَّدُق َو اْلُبْر َهاُن الَّناِط ُق اْلُم َح َّقُق َسِّيُد ْاَالْنِبَياِء
َو اْلُم ْر َسِليَن اْلَح اِم ُل ِسَّر ِاْج َم اِع ِهْم َو َتْص ِد يِقِهْم َو ُم ْع ِج َزاِتِهْم َو ِاَم اُم ْاَالْو ِلَياِء َو الِّصِّديِقيَن اْلَح اِو ى ِسَّر ِاِّتَفاِقِهْم َو َتْح ِقيِقِهْم َو َك َر اَم اِتِهْم ُذ و اْلُم ْع ِج َزاِت اْلَباِهَرِة َو اْلَخ َو اِرِق
الَّظاِهَرِة َو الَّد َالِئِل اْلَقاِط َعِة اْلُم َح َّقَقِة اْلُم َصَّد َقِة َلُه ُذ و اْلِخ َص اِل اْلَغاِلَيِة ِفى َذ اِتِه َو ْاَالْخ َالِق اْلَعاِلَيِة ِفى َو ِظ يَفِتِه َو الَّسَج اَيا الَّساِمَيِة ِفى َش ِريَعِتِه اْلُم َك َّم َلِة اْلُم َنَّز َهِة َلُه َع ِن
اْلِخ َالِف َم ْه ِبُط اْلَو ْح ِى الَّرَّباِنِّى ِبِاْج َم اِع اْلُم ْنِزِل َو اْلُم ْنَز ِل َو اْلُم ْنَز ِل َع َلْيِه َس َّياُر َعاَلِم اْلَغْيِب َو اْلَم َلُكوِت ُم َشاِهُد ْاَالْر َو اِح َو ُم َص اِح ُب اْلَم لِئَك ِة َاْنُم وَذ ُج َك َم اِل اْلَكاِئَناِت َش ْخ ًص ا َو
َنْو ًعا َو ِج ْنًس ا (َاْنَو ُر َثَم َر اِت َشَج َرِة اْلِخ ْلَقِة) ِس َر اُج اْلَح ِّق ُبْر َهاُن اْلَح ِقيَقِة ِتْم َثاُل الَّرْح َم ِة ِم َثاُل اْلَم َح َّبِة َك َّشاُف ِط ْلِسِم اْلَكاِئَناِت َد َّالُل َس ْلَطَنِة الُّر ُبوِبَّيِة اْلُم ْر ِم ُز ِبُعْلِوَّيِة
َش ْخ ِص َّيِتِه اْلَم ْع َنِوَّيِة ِاَلى َاَّنُه ُنْص ُب َعْيِن َفاِط ِر اْلَعاَلِم ِفى َخ ْلِق اْلَكاِئَناِت ُذ و الَّش ِريَعِة اَّلِتى ِهَى ِبُوْسَعِة َدَس اِتيِرَها َو ُقَّوِتَها ُتِش يُر ِاَلى َاَّنَها ِنَظاُم َناِظِم اْلَك ْو ِن َو َو ْض ُع َخ اِلِق
اْلَكاِئَناِت َنَعْم ِاَّن َناِظ َم اْلَكاِئَناِت ِبهَذ ا الِّنَظاِم ْاَالَتِّم ْاَالْك َمِل ُهَو َناِظ ُم هَذ ا الِّديِن ِبهَذ ا الِّنَظاِم ْاَالْح َس ِن ْاَالْج َمِل َسِّيُد َنا َنْح ُن َم َعاِشَر َبِنى آَد َم َو ُم ْهِد يَنا ِاَلى ْاِال يَم اِن َنْح ُن َم َعاِشَر
اْلُم ْؤ ِمِنيَن ُم َح َّم ٍد ْبِن َعْبِد ِهّللا ْبِن َعْبِد اْلُم َّطِلِب َع َلْيِه َاْفَض ُل الَّص َلَو اِت َو َاَتُّم الَّتْسِليَم اِت َم ا َداَم ِت ْاَالْر ُض َو الَّسمَو اُت َفِاَّن ذِلَك الَّشاِهَد الَّصاِدَق اْلُم َصَّدَق َيْشَهُد َع َلى ُر ُؤ ِس
ْاَالْش َهاِد ُم َناِدًيا َو ُم َعِّلًم اِ َالْج َياِل اْلَبَش ِر َخ ْلَف ْاَالْع َص اِر َو ْاَالْقَطاِر ِنَداًء ُع ْلِوًّيا ِبَج ِم يِع ُقَّوِتِه َو ِبَغاَيِة ِج ِّد َّيِتِه َو ِبِنَهاَيِة ُو ُثوِقِه َو ِبُقَّوِة ِاْطِم ْئَناِنِه َو ِبَك َم اِل ِايَم اِنِه ِبَاْشَهُد َاْن َال ِالَه
ِاَّال ُهّللا َو ْح َدُه َال َش ِريَك َلُه
َر َّبَنا َال ُتَؤ اِخ ْذ َنا ِاْن َنِس يَنا َاْو َاْخ َطْاَنا َر َّبَنا َو َال َتْح ِم ْل َع َلْيَنا
ِاْص ًرا َك َم ا َح َم ْلَتُه َع َلى اَّلِذ يَن ِم ْن َقْبِلَنا َر َّبَنا َو َال ُتَح ِّم ْلَنا َم ا َال
َطاَقَة َلَنا ِبِه َو اْعُف َع َّنا َو اْغ ِفْر َلَنا َو اْر َحْم َنا َاْنَت َم ْو َليَنا
َفاْنُصْر َنا َع َلى اْلَقْو ِم اْلَك اِفِريَن ❊َر َّبَنا َال ُتِزْغ ُقُلوَبَنا َبْع َد ِاْذ
َهَد ْيَتَنا َو َهْب َلَنا ِم ْن َلُد ْنَك َر ْح َم ًة ِاَّنَك َاْنَت اْلَو َّهاُب ❊ َر َّبَنا
ِاَّنَك َج اِم ُع الَّناِس ِلَيْو ٍم َال َر ْيَب ِفيِه ِاَّن َهّللا َال ُيْخ ِلُف
اْلِم يَع اد❊َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َع َلى َم ْن َاْر َس ْلَتُه َر ْح َم ًة ِلْلَع اَلِم يَن
َو َع َلى آِلِه َو َص ْح ِبِه َاْج َم ِع يَن َو اْر َحْم َنا َو اْر َحْم ُاَّم َتُه
❊ِبَر ْح َم ِتَك َيا َاْر َح َم الَّراِح ِم يَن آِم ين
❊َو آِخ ُر َد ْع َو يُهْم َاِن اْلَحْم ُد ِهّلِل َر ِّب اْلَع اَلِم ين
Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek, bizi onunla
hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bizden evvelkilere yüklediğin gibi bize de
ağır vazifeler ve musibetler verme. Ey Rabbimiz! Bize güç
yetiremeyeceğimiz şeyi de yükleme. Günahlarımızı affet. Bizi bağışla. Bize
merhamet et. Bizim dostumuz ve yardımcımız Sensin. Kâfirler güruhuna
karşı Sen bize yardım et. (Bakara Sûresi, 2:286.)
Allah'ım!
Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin zâta, onun bütün âl ve Ashâbına salât ve selâm eyle.
Ey merhamet edenlerin en merhametlisi, rahmetin hürmetine bize ve onun ümmetine
merhamet eyle.
Âmin
.
❊َر ِّب اْش َر ْح ِلى َص ْد ِر ى َو َيِّسْر ِلى َاْم ِر ى َو اْح ُلْل ُع ْقَد ًة ِم ْن ِلَس اِنى َيْفَقُهوا َقْو ِلى
"Ey Rabbim, gönlüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz-
tâ ki sözümü iyice anlasınlar." (Tâhâ Sûresi, 20:25-28.)
23.Söz
َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َع َلى الَّذ اِت اْلُمَحَّمِد َّيِة الَّلِط يَفِة ْاَالَحِد َّيِة َش ْم ِس َس َم اِء ْاَالْس َر اِر َو َم ْظ َهِر ْاَالْنَو اِر َو
َم ْر َك ِز َم َداِر اْلَج َالِل َو ُقْط ِب َفَلِك اْلَج َم اِل َالّلُهَّم ِبِس ِّر ِه َلَد ْيَك َو ِبَس ْيِر ِه ِاَلْيَك آِم ْن َخ ْو ِفى َو َاِقْل ُع ْثَر ِتى
َو َاْذ ِهْب ُح ْز ِنى َو ِح ْر ِص ى َو ُك ْن ِلى َو ُخ ْذ ِنى ِاَلْيَك ِم ِّنى َو اْر ُز ْقِنى اْلَفَناَء َع ِّنى َو َال َتْج َع ْلِنى َم ْفُتوًنا
ِبَنْفِس ى َم ْح ُجوًبا ِبِح ِّسى َو اْك ِش ْف ِلى َع ْن ُك ِّل ِس ٍّر َم ْك ُتوٍم َيا َحُّى َيا َقُّيوُم َيا َح ُّى َيا َقُّيوُم َيا َح ُّى َيا َقُّيوُم
َو اْر َحْمِنى َو اْر َح ْم ُر َفَقاِئى َو اْر َحْم َاْهِل ْاِال يَم اِن َو اْلُقْر آِن آِم يَن َيا َاْر َح َم الَّراِحِم يَن َو َيا َاْك َر َم
❊ْاَالْك َر ِم ين
َو آِخ ُر َد ْع َو يُهْم َاِن اْلَح ْم ُد ِهّلِل َر ِّب اْلَع اَلِم ي
Allah’ım! Onun, Senin katındaki sırrı ve Sana olan seyri hürmetine, beni
korkularımdan emin kıl, hatalarımı gider, hüznümü ve hırsımı benden gider.
Varlığın ve huzurunla beni müşerref kıl. Beni benden kurtarıp kendine al. Kendi
varlığımı Sana feda etmekle beni rızıklandır. Beni nefsime meftun ve hissimle
kör eyleme. Herbir gizli sırrı bana aç. Yâ Hayyu yâ Kayyûm, yâ Hayyu yâ
Kayyûm, yâ Hayyu yâ Kayyûm! Bana, arkadaşlarıma ve ehl-i iman ve Kur’ân’a
merhamet et. Âmin, ey merhametlilerin en merhametlisi ve kerem sahiplerinin en
kerîmi olan Allah’ım!
ُسْبَح اَنَك َو ِبَحْمِد َك َعَدَد َخ ْلِقَك َو ِرَض اَء َنْفِس َك َو ِزَنِة َع ْر ِش َك َو ِم َداِد َك ِلَم اِتَك َو ُنَس ِّبُحَك ِبَجِم يِع
َتْس ِبيَح اِت َاْنِبَياِئَك َو َاْو ِلَياِئَك َو َم لِئَك ِتَك
"Mahlûkatının sayısınca, Zâtına lâyık şekilde, Arşının ağırlığınca ve
kelimelerinin mürekkebi miktarınca hamdinle Seni her türlü noksandan
tenzih ederiz Bütün peygamberlerinin, evliyalarının ve meleklerinin
tesbihatlarıyla Seni kusurdan tenzih ederiz. .."
(Müslim, Zikir: 79; Ebû Dâvud, Vitir: 24; Tirmizi, Daavât: 103; Nesâî, Sehv:
94; Müsned, 1:258, 353, 6:325, 430.)
24.Söz
Duâları ise, şu sözlerle sona erer: "Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve
minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur." (Yûnus Sûresi: 10.)
َر َّبَنا َال ُتَؤ اِخ ْذ َنا ِاْن َنِس يَنا َاْو َاْخ َطْاَنا ❊ َر ِّب اْش َر ْح ِلى َص ْد ِر ى َو َيِّسْر ِلى َاْم ِر ى َو اْح ُلْل ُع ْقَد ًة ِم ْن ِلَس اِنى َيْفَقُهوا َقْو ِلى
َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َاْفَض َل َو َاْج َم َل َو َاْنَبَل َو َاْظ َهَر َو َاْط َهَر َو َاْح َس َن َو َاَبَّر َو َاْك َر َم َو َاَع َّز َو َاْع َظَم َو
َاْش َر َف َو َاْع َلى َو َاْز َك ى َو َاْبَر َك َو َاْلَطَف َص َلَو اِتَك َو َاْو َفى َو َاْكَثَر َو َاْز َيَد َو َاْر َقى َو َاْر َفَع َو َاْد َو َم
َس َالِم َك َص َالًة َو َس َالًم ا َو َر ْح َم ًة َو ِر ْض َو اًنا َو َع ْفًو ا َو ُغ ْفَر اًنا َتْم َتُّد َو َتِز يُد ِبَو اِبِل َسَح اِئِب َم َو اِهِب
ُجوِد َك َو َك َرِم َك َو َتْنُم وا َو َتْز ُك وا ِبَنَفاِئِس َش َر اِئِف َلَطاِئِف ُجوِد َك َو ِم َنِنَك َاَز ِلَّيًة ِبَاَز ِلَّيِتَك َال َتُز وُل َاَبِد َّيًة
ِبَاَبِد َّيِتَك َال َتُحوُل َع َلى َع ْبِد َك َو َح ِبيِبَك َو َر ُسوِلَك ُمَح َّمٍد َخ ْيِر َخ ْلِقَك الُّنوِر اْلَباِهِر الَّالِم ِع َو اْلُبْر َهاِن
الَّظاِهِر اْلَقاِط ِع َو اْلَبْح ِر الَّذ اِخ ِر َو الُّنوِر اْلَغاِم ِر َو اْلَج َم اِل الَّز اِهِر َو اْلَج َالِل اْلَقاِهِر َو اْلَك َم اِل اْلَفاِخ ِر
َص َالَتَك اَّلِتى َص َّلْيَت ِبَع َظَم ِة َذ اِتَك َع َلْيِه َو َع َلى آِلِه َو َص ْح ِبِه َك ذِلَك َص َالًة َتْغ ِفُر ِبَها ُذ ُنوَبَنا َو َتْش َر ُح ِبَها
ُصُدوَر َنا َو ُتَطِّهُر ِبَها ُقُلوَبَنا َو ُتَر ِّو ُح ِبَها َاْر َو اَح َنا َو ُتَقِّدُس ِبَها َاْس َر اَر َنا َو ُتَنِّز ُه ِبَها َخ َو اِطَر َنا َو َاْفَك اَر َنا
َو ُتَص ِّفى ِبَها ُك ُدوَر اِت َم ا ِفى َاْس َر اِر َنا َو َتْش ِفى ِبَها َاْمَر اَض َنا َو َتْفَتُح ِبَها َاْقَفاَل ُقُلوِبَنا
َر َّبَنا َال ُتِزْغ ُقُلوَبَنا َبْع َد ِاْذ َهَدْيَتَنا َو َهْب َلَنا ِم ْن َلُد ْنَك َر ْح َم ًة ِاَّنَك َاْنَت اْلَو َّهاُب
َو آِخ ُر َد ْع َو يُهْم َاِن اْلَح ْم ُد ِهّلِل َر ِّب اْلَع اَلِم يَن ❊ آِم يَن آِم يَن آِم يَن
Allah’ım! Mahlûkatının en hayırlısı, parlayan nur-u bâhir, kat’î burhan-ı
zâhir, bahr-i zâhır, nur-u gàmir, cemâl-i zâhir, celâl-i kàhir, kemâl-i fâhir olan,
kulun ve habibin ve resulün Muhammed’e, zeval bulmayan ezeliyetine lâyık bir
ezeliyetle, tahavvül etmekten münezzeh ebediyetine lâyık bir ebediyetle, Senin cûd
ve kereminin mevhibelerinin bulutlarının yağmurlarınca bol ve geniş şekilde, Senin
cûd ve ihsânâtının lâtifelerinin şerifelerinin mergubiyetince bol ve bereketli şekilde,
salâvâtının en efdali ve en ecmeli ve en şereflisiyle, en zâhiri ve en tâhiriyle, en
ahseni ve en faziletlisiyle, en ekremi ve en aziziyle, en âzamı ve en eşrefiyle, en yüce
ve en pâkiyle, en mübârek ve en lâtifiyle selâmının en etemm ve en ekser ve en
ziyadesiyle, en yüksek ve en yüce ve en daimîsiyle salât ve selâm et, rahmetine ve
rızâna ve af ve gufrânına mazhar kıl. Ona ve aynen onun âline ve ashâbına da,
azamet-i Zâtına yaraşır şekilde rahmet ettiğin gibi bir rahmetle, öyle bir salât et ki,
o salât hürmetine günahlarımızı bağışla, gönlümüzü ferahlandır, kalblerimizi tathir
ve ruhlarımızı tervih ve sırrımızı takdis et, hâtırat ve efkârımızı tenzih et,
içimizdeki kederleri gider, hastalıklarımıza şifâ ver, kalblerimizin kilitlerini aç.
Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa
meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki Vehhâb olan,
istediklerimizi bize veren ancak Sensin." Âl-i İmrân Sûresi, 3:8.
"Onların duaları, 'Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun' sözleriyle sona
erer." Yûnus Sûresi, 10:10.
Güzel isimlerinin* (Esmâ-i Hüsnânın) tecelliyâtı için câmi' bir ayna olmasıyla sıfat ve
isimlerinin güzelliklerine olan muhabbetinin nurları kendisinde temessül eden; masnuâtının en
mükemmel ve en bedîi olması, kemalât-ı sanatının enmûzeci ve mehâsin-i nukuşunun fihristesi
bulunmasıyla sanatına olan muhabbetinin şuâları kendisinde temerküz eden; mehâsin-i
sanatının en yüksek dellâlı, hüsn-ü nukuşunun ilânı konusunda istihsan edicilerin en yücesi,
sanatının kemâlâtını tavsifte en hârika zât olmasıyla kendisinde, sanatının istihsan edilmesine
olan rağbet ve muhabbetinin letâifi tezâhür eden; Senin ihsanınla bütün mehâsin-i ahlâkı ve
Senin lûtfunla bilcümle latîf vasıfları câmi' olmasıyla kendisinde mahlûkatının mehâsin-i
ahlâkına ve masnuâtının latîf evsâfına olan muhabbet ve istihsanının aksâmı toplanmış
bulunan; Kur'ân'ında zikrettiğin ve sevdiğin bütün ihsan sahibi, sabırlı, mü'min, müttakî,
tevbekâr ve Sana yönelmiş kimselere; Kur'ân'ında sevdiğin ve Seni sevmekle şereflendirdiğin
bütün nev'lere üstün bir misdak ve mikyas olan, öyle ki, Seni sevenlerin imamı, Sence mahbub
olanların efendisi ve dostlarının reisi olan zâta ve onun bütün âl ve Ashâb ve ihvânına salât ve
selâm eyle. Âmin. Bunu rahmetinle yap, ey merhamet edenlerin en merhametlisi!
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
َالّلُهَّم َص ِّل َع َلى َح ِبيِبَك اَّلِذ ى َفَتَح َاْبَو اَب اْلَج َّنِة ِبَح ِبيِبَّيِتِه َو ِبَص َالِتِه َو َاَّيَد ْتُه ُاَّم ُتُه َع َلى َفْتِحَها ِبَص َلَو اِتِهْم
َع َلْيِه َع َلْيِه الَّص َالُة َو الَّس َالُم َالّلُهَّم َاْد ِخ ْلَنا اْلَج َّنَة َم َع ْاَالْبَر اِر ِبَش َفاَع ِة َح ِبيِبَك اْلُم ْخ َتاِر آِم يَن
Allah'ım! Habîb oluşu ve duâsıyla Cennetin kapılarını açan ve o kapıları ona olan
salâvâtlarıyla açmaları için ümmetini desteklediğin Habîbine rahmet eyle. Ona salât ve selâm
olsun.
Allah'ım! O seçkin Habîbinin şefaatiyle bizleri iyilerle birlikte Cennete girdir. Âmin.
َالّلُهَّم َص ِّل َع َلى َمِن اْنَشَّق ِبِاَشاَرِتِه اْلَقَم ُر َو َنَبَع ِم ْن َاَص اِبِع ِه اْلَم اُء َك اْلَك ْو َثِر َص اِح ُب اْلِمْعَر اِج
َو َم ا َزاَغ اْلَبَص ُر َسِّيِد َنا ُم َح َّم ٍد َو َع َلى آِلِه َو َاْص َح اِبِه َاْج َِمِع يَن ِم ْن َاَّوِل الُّد ْنَيا ِاَلى آِخ ِر اْلَم ْح َش ِر
Allah'ım, işaretiyle ayın ikiye bölündüğü, parmaklarından suyun Kevser gibi aktığı, Mi'racın
ve "Gözü şaşmadı" (Necm Sûresi: 17) âyetinin sahibi Efendimiz Muhammed'e, Onun bütün âl
ve Ashâbına dünyanın evvelinden mahşerin sonuna kadar rahmet eyle.
❊ َر َّبَنا َتَقَّبْل ِم َّنا ِاَّنَك َاْنَت الَّس ِم يُع اْلَعِليُم ❊ َر َّبَنا َال ُتَؤ اِخ ْذ َنا ِاْن َنِس يَنا َاْو َاْخ َطْاَنا ❊ َر َّبَنا َال ُتِزْغ ُقُلوَبَنا َبْع َد ِاْذ َهَدْيَتَنا
َر َّبَنا َاْتِمْم َلَنا ُنوَر َنا َو اْغ ِفْر َلَنا ِاَّنَك َع َلى ُك ِّل َش ْي ٍء َقِد يٌر
َو آِخ ُر َد ْع َو يُهْم َاِن اْلَحْم ُد ِهّلِل َر ِّب اْلَع اَلِم يَن
Ey Rabbimiz! Bu hizmetimizi kabul buyur. Herşeyi hakkıyla işiten de, herşeyi hakkıyla bilen
de ancak Sensin (Bakara Sûresi: 127.)
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. (Âl-i
İmrân Sûresi: 8.)
Ey Rabbimiz! nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Muhakkak ki Senin her şeye gücün yeter.
(Tahrîm Sûresi: 8.)
ِالِه ى َاْن َت َر ِّب ى َو َاَن ا اْلَعْب ُد ❊ َو َاْن َت اْلَخ اِلُق َو َاَن ا اْلَم ْخ ُلوُق
َو َاْن َت الَّر َّز اُق َو َاَن ا اْلَمْر ُز وُق ❊ َو َاْن َت اْلَم اِلُك َو َاَن ا اْلَمْم ُلوُك
َو َاْن َت اْلَع ِز يُز َو َاَن ا الَّذ ِليُل ❊ َو َاْن َت اْلَغ ِنُّى َو َاَن ا اْلَفِقيُر
َو َاْن َت اْلَح ُّى َو َاَن ا اْلَمِّي ُت ❊ َو َاْن َت اْلَب اِقى َو َاَن ا اْلَفاِنى
َو َاْن َت اْلَك ِر يُم َو َاَن ا الَّلِئيُم ❊ َو َاْن َت اْلُمْح ِس ُن َو َاَن ا اْلُم ِس ىُء
َو َاْن َت اْلَغ ُفوُر َو َاَن ا اْلُم ْذ ِنُب ❊ َو َاْن َت اْلَع ِظ يُم َو َاَن ا اْلَح ِقيُر
َو َاْن َت اْلَقِو ُّى َو َاَن ا الَّض ِعيُف ❊ َو َاْن َت اْلُمْع ِط ى َو َاَن ا الَّس اِئُل
َو َاْن َت ْاَالِميُن َو َاَن ا اْلَخ اِئُف ❊ َو َاْن َت اْلَج َّو اُد َو َاَن ا اْلِم ْس ِكيُن
َو َاْن َت اْلُم ِجيُب َو َاَن ا الَّداِعى ❊ َو َاْن َت الَّش اِفى َو َاَن ا اْلَم ِر يُض
َفاْغ ِفْر ِلى ُذ ُنوِبى َو َت َج اَو ْز َع ِّن ى َو اْش ِف َاْم َر اِض ى َي ا ُهّللَا َي ا َك اِفى
َي ا َر ُّب َي ا َو اِفى ❊ َي ا َر ِحيُم َي ا َش اِفى ❊ َي ا َك ِر يُم َي ا ُمَع اِفى
َفاْع ُف َع ِّن ى ِمْن ُك ِّل َذ ْن ٍب َو َع اِفِنى ِمْن ُك ِّل َد اٍء َو اْر َض َع ِّن ى َاَب ًدا ِبَر ْح َم ِتَك َي ا
َاْر َح َم الَّر اِحِميَّن
İlâhî! Sen benim Rabbimsin, ben Senin kulunum. Sen Hâlıksın, ben
mahlûkum. Sen Rezzaksın, ben merzûkum. Sen Mâliksin, ben memlûküm. Sen
Azizsin, ben zelîlim. Sen Ganîsin, ben fakirim. Sen Hayysın, ben meyyitim. Sen
Bâkîsin, ben fâniyim. Sen Kerîmsin, ben leîmim. Sen Muhsinsin, ben âsiyim. Sen
Gafûrsun, ben günahkârım. Sen Azîmsin, ben hakîrim. Sen Kavîsin, ben zayıfım.
Sen Mu’tîsin, ben dilenciyim. Sen Emînsin, ben korkudayım. Sen Cevâdsın, ben
muhtacım. Sen Mücîbsin, ben duacıyım. Sen Şâfîsin, ben hastayım. Sen benim
günahlarımı mağfiret et. Beni cezalandırma. Hastalıklarıma şifa ver, yâ Allah, yâ
Kâfi, yâ Rabbi, yâ Vâfî, yâ Rahîm, yâ Şâfî, yâ Kerîm, ya Muâfî. Benim bütün
günahlarımı bağışla. Benim bütün dertlerime âfiyet ver. Beni ebediyen rızâna
mazhar et. Rahmetinle, ey Erhamürrâhimîn.
َالّلُهَّم َص ِّل َو َس ِّلْم َع َلى َم ْن َاْر َس ْلَتُه َرْح َم ًة ِلْلَعاَلِم يَن َو َع َلى آِلِه َو َصْح ِبِه َو َس ِّلْم آِم يَن
Allah'ım, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin zâta, onun âl ve Sahabelerine salât ve selâm
eyle. Âmin.
َالّلُهَّم ِاْهِد َنا الِّص َر اَط اْلُم ْسَتِقيَم ِص َر اَط اَّلِذ يَن َاْنَعْم َت َع َلْيِهْم َغْيِر اْلَم ْغ ُضوِب َع َلْيِهْم َو َالالَّض اِّليَن
آِم يَن
Allah'ım, 'Bizi doğru yola ilet. (Fatiha Suresi .6.) *Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun
peygamberlerin ve onlara tabi onlara tâbi olan salih kullarının yoluna ilet, azabına uğrayanların
ve sapıtmış olanların yoluna değil. (Fatiha Suresi :7.)
Âmin.
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi: 2:32.
"Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce
katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin." Âl-i İmrân Sûresi: 3:8.
Amin!
Allahım! Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Efendimize ve bütün âl ve ashabına salât et.
Amin!
"Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce
katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin." Âl-i İmrân Sûresi: 3:8.
Amin!
Allahım! Kâinatın tılsımını bizlere açan Efendimize ve âl ve ashabına, yer ve gökler devam
ettikçe, mevcudatın adedince salât ve selâm et.
Amin!
Mektubat | On Dokuzuncu Mektup | 123
"Yâ Rabbi! Bu benim amcamdır ve babam hükmündedir. Bunlar da onun çocuklarıdır. Ben
abâmla onların üzerlerini örttüğüm gibi, sen de onları örterek ateşten koru."
Amin!
Şimdi git, abdest al. Sonra iki rekât namaz kıl ve de ki:
"Allah'ım! Hâcetimi sana arz ediyor ve nebiyy-i rahmet olan Peygamberin Muhammed ile Sana
teveccüh ediyorum. Yâ Muhammed! Gözümden perdeyi kaldırması için senin Rabbine seninle
teveccüh ediyorum. Allahım, onu bana şefaatçi kıl." (Sahîhü'l-Câmiü's-Sagîr, hadîs no : 1290)
Amin!
"Yâ Rab, bu Senin habibinin amcasıdır. Onun yüzü hürmetine yağmur ver."
"Allahım, İslâmiyeti Ömer ibni'l-Hattâb veya Amr ibni'l-Hişâm (Ebû Cehil) ile aziz eyle."
"Allahım! Onu dinde fakîh kıl ve ona tefsir ilmini öğret."
"Allahım! Onun malını ve evlâdını çoğalt. Ve ona ihsan ettiğin nimetlere bereket ver."
Amin!
"Yâ Rab! Nasıl mektubumu paraladı; Sen de onu ve onun mülkünü parça parça et."
"Yâ Rab! Ona bir itini musallat et."
Amin!
Allahım! Kur'ân'ı bize dünyada bir dost, kabirde ünsiyetli bir yoldaş, kıyamette bir şefaatçi,
sırat üzerinde bir nur, Cehennem ateşine karşı bir siper ve örtü, Cennette bir refik, bütün
hayırlara bir delil ve imam kıl.
Allahım! Kalblerimizi ve kabirlerimizi iman ve Kur'ân nuruyla nurlandır. Üzerine Kur'ân
indirilen zâtın-Rahmân-ı Hannân'ın salât ve selâmı onun ve âlinin üzerine olsun-hakkı ve
hürmeti için, bize Kur'ân'ın burhanlarını aydınlat. Âmin.
Allahım! Ona ve âline, ümmetinin hasenâtı adedin-ce salât ve selâm et. Amin!
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi: 2:32.
Rahmân-ı Rahîm olan Allah'ın, Furkan-ı Hakîmi Arş-ı Azîmden üzerine indirdiği zât olan
Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) ümmetinin iyilikleri adedince milyon salât ve milyon selâm
olsun.
Risâletini İncil, Tevrat ve Zebûr'un müjdelediği; nübüvvetini doğduğundan hemen önce ve
doğumu ânında meydana gelen hârikulâde hallerin, cinnî hâtiflerin, insanlardan evliyâ ve
kâhinlerin haber verdiği; işaretiyle ayın ikiye bölündüğü Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.)
ümmetinin alıp verdiği nefesler sayısınca milyon salât ve milyon selâm olsun.
Çağırmasıyla, ağaçların, yanına geldiği, duâsıyla yağmurun süratle yağdığı, bulutun sıcaktan
korumak için başında gölge yaptığı, bir kilelik yiyeceğinden yüzlerce insanın doyduğu,
parmakları arasından suyun üç defa Kevser gibi aktığı; Allah'ın kertenkeleyi, ceylanı, kuru
hurma direğini, koyun paçasını, deveyi, dağı, taşı ve çakıl taşlarını onun için konuşturduğu;
Mi'racın ve, "Göz ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı" (Necm Sûresi: 17.) âyetinin sahibi
Efendimiz ve şefaatçimiz Muhammed'e, (a.s.m.) ilk indiği andan itibâren Kıyâmete kadar
Kur'ân'ın, her okuyanın okuduğunda hava dalgalarının aynalarında Allah'ın izni ile temessül
eden her kelimesindeki her harfi sayısınca salât ve selâm olsun. Bu salâvâtların herbirisi
hürmetine bizi bağışla, bize merhamet et, ey İlâhımız! âmin.
Allahım! Kur'ân'ı, bizim için, onu yazan ve benzerleri için, her türlü hastalıktan şifâ, bize ve
onlara hem dünyada, hem de âhirette dost, dünyada yoldaş, kabirde arkadaş, Kıyâmette
şefaatçi, Sırat üzerinde nur, Cehenneme karşı perde ve örtü, Cennette arkadaş ve bütün
hayırlara bizi sevk eden rehber ve önder kıl. Bunu fazlın, cömertliğin, keremin ve rahmetinle
yap ey merhametlilerin en merhametlisi ve ey bütün cömertlerden daha cömert olan! Duâmızı
kabul buyur.
Allahım! Kendisine hakla bâtılı ayırt eden Kur'ân-ı Hakîmin indiği zâta, onun bütün âl ve
Ashâbına salât ve selâm eyle. âmin, âmin.
Onun adıyla. O her kusurdan münezzehtir. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih
etmesin.
"Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona
ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de Odur, ölümü veren de Odur. O, kendisine asla ölüm
ârız olmayan Hayy-ı Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O herşeye hakkıyla kadirdir. Herşeyin
ve herkesin dönüşü de Onadır."
Buharî, Ezân: 155; Teheccüd: 21; Umre: 12; Cihad: 133; Bed'ü'l-Halk: 11; Mağâzî: 29; Daavât:
18, 52; Rikâk: 11; I'tisâm: 3; Müslim, Zikir: 28, 30, 74, 75, 76; Vitir: 24; Cihad: 158; Edeb: 101;
Tirmizî, Mevâkıt: 108; Hac: 104; Daavât: 35, 36; Nesâî, Sehiv: 83-86; Menâsik: 163, 170; Îmân:
12; İbni Mâce, Ticârât: 40; Menâsik: 84; Edeb: 58; Dua: 10, 14, 16; Ebû Dâvud, Menâsik: 56;
Dârîmî, Salât: 88, 90; Menâsik: 34; İsti'zân: 53, 57; Muvatta', Hac: 127, 243; Kur'an: 20, 22;
Müsned, 1:47; 2:5; 3:320; 4:4; 5:191; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1:538.
Mektubat | Yirminci Mektub | 244
Allahım! Ona, âline ve ashabına, Cennetteki ehl-i Cennetin nefesleri sayısınca salât ve
selâm et ve bereket ihsan et. Bizi, bu kitabın naşirini, arkadaşlarını, sahibi olan Said'i, anne ve
babalarımızı, erkek ve kız kardeşlerimizi, onun sancağı altında saidler olarak haşret; bizi onun
şefaatiyle rızıklandır; bizi, onun âl ve ashabıyla beraber, rahmetinle Cennete koy, ey
Erhamürrâhimîn. Âmin, âmin.
"Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
"Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce
katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin." Âl-i İmrân Sû-resi, 3:8.
"Ey Rabbim, gönlüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz-tâ ki sözümü iyice
anlasınlar." (Tâhâ Sûresi: 20:25-28.)
"Dualarımızı kabul et, ey Rabbimiz. Herşeyi hakkıyla işiten de, herşeyi hakkıyla bilen de ancak
Sensin." Bakara Sûresi: 2:127. "Tevbemizi kabul et. Muhakkak ki tevbeleri çok ka-bul eden ve
rahmeti herşeyi kuşatan ancak Sensin." Ba-kara Sûresi: 2:128.
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi: 2:32.
Amin!
"Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın
'Öf' bile deme, onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını
ger ve de ki: 'Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece
merhamet buyur.' Sizin içinizde olanı Rabbiniz hakkıyla bilir. Eğer siz salih kimseler olursanız,
muhakkak ki O, kendisine yönelenler için çok bağışlayıcıdır." İsrâ Sûresi: 17:23-25.
Allahım! "Mü'minler sağlam bir binanın taşları gibidir; birbirlerine kuvvet verirler." Ve
"Kanaat tükenmez bir hazinedir" (Süyûti, el-Fethü'l-Kebîr, 2:309) buyuran Efendimiz
Muhammed'e ve bütün âl ve ashabına salât ve selâm et. Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd
olsun.
Âmin!
Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum. en-
Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1:517.
"Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi Cehennem ateşinin
azâbından koru." Bakara Sûresi: 2:201.
Âmin!
"Müslüman olarak canımı al ve beni salih kullarına kat." Yusuf Sûresi: 12:101.
"Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Cenâb-ı Hak bu âdeti ebede kadar devam ettirsin. Ve Süleyman Efendi gibi Mevlid
yazanlara Cenâb-ı Hak rahmet etsin, yerlerini Cennetü'l-Firdevs yapsın. Âmin.
Allahım! "Mü'minin mü'mine bağlılığı, parçaları birbirini tutan binâ gibidir." (Buharî, Salât:
88; Edeb: 36; Mezâlim: 5; Müslim, Birr: 65; Tirmizî, Birr: 18; Nesâî, Zekât: 67; Müsned, 4:405,
409.) buyuran zâta ve âl ve ashabına salât ve selâm et. Amin!
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi: 2:32.
Ey kavmi içinde Nuh'un duasına icabet eden, ey düşmanlarına karşı İbrahim'e yardım eden, ey
Yusuf'u tekrar Yakub'a kavuşturan, ey Eyyüb'den zararı kaldıran, ey Zekeriya'nın duasına
cevap veren, ey Yunus ibni Mettâ'nın tevbesini kabul eden Allahım! Bu müstecap duaların
sahiplerinin hürmetine, beni, bu risalenin naşirini ve arkadaşlarını ins ve cin şeytanlarının
şerlerinden muhafaza etmeni, düşmanlarımıza karşı bize nusret vermeni, bizi nefislerimize
terk etmemeni, sıkıntılarımızı kaldırmanı ve kalblerimizin ve onların kalblerinin hastalıklarına
şifa vermeni Senden istiyoruz. Âmin, âmin, âmin.
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." Bakara Sûresi: 2:32.
Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e ve onun Âl ve Ashabına Senin rızana ve onun hakkının
ödenmesine vesile olacak bir salât ve selâm eyle.
Amin!
"Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Amin!
"Bizi doğru yola ilet-kendilerine nimet ve ihsanda bulunduklarının yoluna ilet." Fâtiha
Sûresi: 1:6-7.
Allahım! Tıpkı Âlemlerde İbrahim'e ve İbrahim'in Âline salât ettiğin gibi, Efendimiz
Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in Âline de salât et. Muhakkak ki Sen her türlü hamd ve
övgüye nihayetsiz derecede lâyıksın ve şan ve şerefin her şeyden nihayetsiz derecede
yüksektir.
Amin!
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herzeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." (Bakara Sûresi: 2:32.)
Allahım! Tıpkı Âlemlerde İbrahim'e ve İbrahim'in Âline salât ettiğin gibi, Efendimiz
Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in Âline de salât et. Muhakkak ki Sen her türlü hamd ve
övgüye nihayetsiz derecede lâyıksın ve şan ve şerefin her şeyden nihayetsiz derecede
yüksektir.
Amin!
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herzeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." Bakara Sûresi: 2:32.
Allahım! Bütün asırların gavs-ı ekberi ve bütün çağların kutb-u âzamı olan Efendimiz
Muhammed'e ve bütün Âl ve ashabına salât ve selâm et-o efendimiz ki, Miracında haşmet-i
velâyeti ve makam-ı mahbubiyeti tezahür etmiştir ve bütün velâyetler onun Miracının
gölgesinde münderiç bulunmaktadır. Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Amin!
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onundan dolayı hesâba
çekme. (Bakara Sûresi: 286.)
Amin!
Her türlü hamd ve övgü, medih ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salât
ve selâm ise, Efendimiz Muhammed'in ve bütün Âl ve ashabının üzerine olsun.
Amin!
Anne ve babadan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara
sakın"Öf' bile deme, onları azarlama, onlara güzel söz söyle. · Onlara merhamet ve tevâzu
kanadını ger ve de ki: "Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de
onlara öylece merhamet buyur." (İsrâ Sûresi: 23-24.)
Benim canımı Müslüman olarak al ve beni sâlihlere kat. (Yusuf Sûresi: 101.)
Amin!
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. · Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve
minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. · O Rahmân'dır; rahmeti bütün varlıkları
kuşatır ve bütün yaratıklarının her türlü rızkını merhametle yetiştirir. O Rahim'dir yaratıklarına
karşı pek şefkatli ve merhametlidir · O hesap gününün sahibidir. · Ancak Sana kulluk eder,
ancak Senden yardım isteriz. · Bizi doğru yola ilet. · Kendilerine nîmet ve ihsanda bulunduğun
peygamberlerinin ve onlara tâbî olan sâlih kullarının yoluna ilet azâbına uğrayanların ve
sapıtmış olanların yoluna değil.
Sen her türlü noksan sıfatlardan münezzehsin; Seni gereği gibi tanıyamadık. (Duâ)
Ey Kur'ân'ı indiren Allahım! Kur'ân ve Kur'ân'ı indirdiğin zâtın hakkı için kalblerimizi ve
kabirlerimizi İmân ve Kur'ân nuruyla nurlandır. Duâmızı kabul buyur ey kendisinden yardım
istenen Müsteân!
Âmin!
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce
katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, duâ edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin. (Al-i İmrân Sûresi: 8.)
İsm-i Azamının mazharı olan Resûl-i Ekremine, onun âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer
peygamberlere ve kendisine tâbî olanlara salât ve selâm eyle. Duâmızı kabul buyur ey
merhametlilerin en merhametlisi.
Amin!
Allah'ım! "Namaz dinin direğidir" (Tirmizî, İmân: 8; İbn-i Mâce, Fiten: 12; Müsned, 5:231,
237) buyuran Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ve onun bütün âl ve ashâbına salât ü
selâm eyle.
Allah İmân edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları inkâr karanlıklarından kurtarıp hidâyet
nuruna kavuşturur. (Bakara Sûresi: 257.)
"Yâ Rabbenâ! Bize kuvvet ver ki, yeryüzünün herbir tarafında tâifemizin bayrağını
dikmekle, saltanat-ı Rubûbiyetini lisânımızla ilân edelim; ve rûy-i arz mescidinin herbir
köşesinde Sana ibâdet etmek için bize tevfîk ver ve meşhergâh-ı arzın her bir tarafında Senin
Esmâ-i Hüsnânın nakışlarını, Senin bedî ve antika sanatlarını kendi lisânımızla teşhir etmek
için bize bir revac ve seyahate iktidar ver"
Amin!
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.) • Rabbim, gönlüme genişlik ver; • işimi kolaylaştır, • dilimdeki tutukluğu
çöz, • tâ ki sözümü iyice anlasınlar. (Tâhâ Sûresi: 25-28.)
Allah'ım en efdal, en güzel, en büyük, en zâhir, en tâhir, en hoş, en iyi, en değerli, en azîz, en
azîm, en şerefli, en yüksek, en pâk, en mübârek, en latîf salâvâtlarınla; en tam, en çok, en
ziyâde, en yüksek, en yüce, en devamlı selâmını bir rahmet, bir rızâ, bir af, bir mağfiret olarak
ihsan eyle. Bunlar, cömertlik ve kereminin bağış bulutlardan sağanak halinde artarak devam
etsin, iyilik cömertliğinin nefis ve şerefli lütûflarıyla artarak büyüsün, ezeliyetinle mütenâsib
olarak, hiç kesilmeden devam etsin, ebediyetine uygun olarak ardı arkası kesilmesin. Bütün
bunlar, kulun, habîbin, resûlün, yaratıklarının en hayırlısı, açık ve parıldayan nur, zâhir ve
kesin bürhan, uçsuz bucaksız deryâ, her tarafı kaplayan ışık, parlak güzellik, üstün şeref, şanlı
kemâl olan Efendimiz Muhammed'e olsun. Bu, Senin zâtının azametiyle ona getirdiğin salâvât
şeklinde olsun. Aynı şekilde onun âl ve Ashâbına da rahmet et. Bu salâvât hürmetine
günahlarımızı bağışla, gönlümüze ferahlık ver, kalplerimizi temizle, ruhlarımıza rahatlık ver,
sırlarımızı temizle, fikir ve düşüncelerimizi arındır, sırlarımızdaki bulanıklığı sâfîleştir,
hastalıklarımıza şifâ ver, kalplerimize vurulmuş kilitleri apaçık fethinin nuruyla aç.
Amin!
Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce
katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, duâ edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin. âl-i İmrân Sûresi: 8.) • Duâları ise, şu sözlerle sona erer: "Ezelden ebede
her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur." (Yûnus
Sûresi: 10.) âmin, âmin, âmin.
Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdat
etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et, kurtar ve bize necat
ver .
Âmin!
Allah'ım, "Sahabîlerime dil uzatmayınız. Biriniz Uhud Dağı kadar altını Allah yolunda
harcasa, Sahabîlerimden birinin verdiği bir avuç kadar olmaz" (Allah'ın Resûlü doğru söyledi)
[Müslim, Fedâil: 221; Tirmizî, Menâkıb: 58; İbn-i Mâce, Mukaddime: 11; Müsned, 3:11; Buhârî,
Fedâilü Ashâbü'n-Nebî: 5.] buyuran Resûlün Muhammed'e salât ve selâm eyle.
Âmin!
Bunları boş yere yaratmadın, ey Rabbimiz! Seni bütün noksanlardan tenzih ederiz. Sen de
bizi Cehennem ateşinin azabından koru. (Âl-i İmrân Sûresi: 191.)
Âmin!
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
Allah'ım, Efendimiz İbrâhim'e rahmet ettiğin gibi, Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz
Muhammed'in âline rahmet eyle. Şüphesiz Sen her türlü hamd ve övgüye lâyık Hamîd ve
sonsuz büyüklük sahibi Mecîdsin. (Duâ)
Âmin!
Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce
katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, duâ edip istediklerimizi bize
bağışlayan Sensin. (Al-i İmrân Sûresi: 8.)
Allahım, Efendimiz Muhammed'e, onun âl ve Ashâb ve kardeşlerine Senin için hoşnutluk ve
onun için de hakkı edâ olacak bir rahmet ve selâm eyle. Bizi ve dinimizi selâmette kıl. Duâmızı
kabul et ey âlemlerin Rabbi!
Âmin!
Allah'ım, bize sevgini ve bizi Sana yaklaştıracak şeylerin sevgisini nasip eyle.
Âmin!
Yâ Rab! Nasıl büyük bir sarayın kapısını çalan bir adam, açılmadığı vakit, o sarayın
kapısını, diğer makbul bir zâtın sarayca me'nûs sadâsıyla çalar- tâ ona açılsın; öyle de, bîçare
ben dahi Senin dergâh-ı rahmetini, mahbub abdin olan Üveysü'l-Karânî'nin nidâsıyla ve
münâcâtıyla şöyle çalıyorum. O dergâhını ona açtığın gibi, rahmetinle bana da aç.
Âmin!
Allah'ım! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum. • Sen herşeyi yaratan Hâlık'sın,
ben ise Senin bir mahlûkunum.
Sen rızık veren Rezzâk'sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzûkunum. • Sen mülk sahibi
Mâlik'sin, ben ise Senin kölen olan memlüküm.
Sen gerçek izzet sahibi olan Azîz'sin, ben ise âciz ve zelilim. • Sen hazîneleri bitmeyen
zenginlik sahibi Ganî'sin, ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim.
Sen gerçek hayat sahibi Hayy'sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm. • Sen varlığı
ebedî olan Bâkî'sin, ben ise gelip geçici bir fânîyim.
Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerîm'sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir
leîmim. • Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin'sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir âsiyim.
Sen günahları bol bol bağışlayan Gafûr'sun, ben ise bir günahkârım. • Sen sonsuz azamet ve
büyüklük sahibi Azîm'sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakîrim.
Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavî'sin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim. • Sen bağış
ve ihsanı veren Mu'tîsin, ben ise lûtuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim.
Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emîn'sin, ben ise maddî ve mânevî korkular içinde
biriyim. • Sen cömertlik sahibi Cevâd'sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim.
Sen kullarının duâlarına cevap veren Mucîb'sin, ben ise ise Sana yalvaran duâcıyım. • Sen şifâ
veren Şâfî'sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtelâ bir hastayım.
Öyleyse ise Sen benim günahlarımı affet, hatâlarımı bağışla, hastalıklarıma şifâ ver, ey bütün
kemâl sıfatlarla muttasıf olan Allah, ey her şeye bedel, her şeye yeten Kâfi, ey mahlûkatını
besleyip büyüten ve mânilerini def' eden Rab, ey va'dini mutlaka yerine getiren Vâfi, ey
kullarına pek şefkatli olan Rahîm, ey maddî ve mânevî hastalıklara şifa veren Şâfî, ey ikram ve
ihsânı bol olan Kerîm, ey belâ ve musîbetleri def' edip âfiyet veren Muâfi! Benim bütün
günahlarımı bağışla, her türlü hastalığa karşı bana âfiyet ver, beni ebediyen rızâna mazhar
eyle. Bunu rahmetinle ihsân eyle ey Erhame'r-Râhimîn.
Onların duâları, "âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun" sözleriyle sona erer. (Yûnus Sûresi:
10.)
Âmin!
Sözler | Otuz Üçüncü Söz | 630
-Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
-Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. (Âl-i
İmrân Sûresi: 8.)
-Ey Rabbimiz! Bu hizmetimizi kabul buyur. Herşeyi hakkıyla işiten de, herşeyi hakkıyla bilen de
ancak Sensin. (Bakara Sûresi: 127.)
-Muhakkak ki tevbeleri çok kabul eden ve çok merhamet eden ancak Sensin. (Bakara Sûresi:
128.)
Âmin!
Ey Rabbimiz! unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme.
(Bakara suresi 286)
Amin!
Allahım! Tıpkı İbrahim'e ve İbrahim'in âline salât ettiğin gibi, Efendimiz Muhammed'e ve
Efendimiz Muhammed'in âline de salât et. Muhakkak ki Sen her türlü hamd ve övgüye
nihayetsiz derecede lâyıksın ve şan ve şerefin herşeyden nihayetsiz derecede yüksektir.
Amin!
"Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Amin!
"Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Amin!
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme.
Bakara Sûresi: 2:286.
Âmin!
Allah'ım! Bize hakkı hak olarak göster ve ona ittiba etmekle bizi rızıklandır.
Âmin!
Lemalar | On Birinci Lem´a | 61
Allahım! "Şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzeresin" sırrına mazhar olarak en üstün
meziyetleri kendisinde toplayan ve "Ümmetimin fesadı zamanında benim sünnetime yapışana
yüz şehid ecri vardır" buyuran zâta salât et.
Âmin!
Allahım! Risalet semâsının güneşi ve nübüvvet feleğinin ayı olan zât ile, doğru yola
erişenlerin hidayet yıldızları olan âl ve ashabına salât et.
Ey göklerin ve yerin Rabbi olan Allahım! Bu risalenin kâtibi ile arkadaşlarının kalblerini Kur'ân
hakikatlerinin yıldızlarıyla süslendir. Âmin.
"Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Âmin!
Allahım! Efendimiz Muhammed'e, onun tayyib ve tahir ve ebrar olan âline ve mücahid ve
ikrama mazhar ve ahyar olan ashabına salât et. Âmin.
Lemalar | On Dördüncü Lem´a | 104
Allahım! İhlâs Sûresinin hakkı için, bizi ihlâs sahibi olan ve ihlâsa eriştirilen kullarından
eyle. Âmin, âmin.
Cenâb-ı Hak sizlere şifa versin, hastalıklarınızı keffâretü'z-zünub yapsın. Âmin, âmin, âmin.
Allahım! Kalblerin derman ve devâsı, bedenlerin âfiyet ve şifası, gözlerin nur ve ziyası olan
Efendimiz Muhammed'e ve âl ve ashabına salât ve selâm et.
Âmin!
"Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın
'Öf' bile deme, onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını
ger ve de ki: 'Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece
merhamet buyur.'" İsrâ Sûresi: 17:23-24.
Âmin!
Ey bütün dirilerden önce var olan gerçek hayat sahibi, · Ey bütün dirilerden sonra baki
kalacak gerçek hayat sahibi,
Ey hiçbir şeyin Kendisine benzemediği gerçek hayat sahibi, · Ey hiçbir dirinin misli gibi
olmadığı gerçek hayat sahibi,
Ey hiçbir diriye muhtaç olmayan gerçek hayat sahibi, · Ey hiçbir dirinin Kendisine ortak
olmadığı gerçek hayat sahibi,
Ey bütün dirileri ölüme mazhar eden gerçek hayat sahibi, · Ey bütün dirileri rızıklandıran
gerçek hayat sahibi,
Ey ölüleri dirilten gerçek hayat sahibi, · Ey hiç ölmeyecek olan gerçek hayat sahibi, Sen bütün
kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok ki bize imdat etsin. Emân ver
bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. Amin. (Cevşen'ül-Kebîr, 69. bend.)
Lemalar | Otuzuncu Lem´a | 348
Ona, Onun Al ve Ashabına ümmetinin iyilikleri sayısınca salât ve selâm olsun! Yâ Allah, yâ
Rahman, yâ Rahim! Sen Ferd'sin, Hayy'sın, Kayyûm'sun, Hakem'sin, Adl'sin, Kuddüs'sün;
Furkan-ı Hakîmin ve Habîb-i Ekremin hürmetine ve İsm-i Âzamın hakkı için Senden niyaz
ediyoruz ki, bizi nefis ve şeytanın şerrinden, cin ve insanların şerrinden muhâfaza eyle!
Âmin!
Allahım, Göklerde dönen hiçbir yıldız ve hareket eden hiçbir seyyare, cevv-i semâda hiçbir
tesbih edici bulut ve şimşek ve gök gürültüsü, yeryüzünü dolduran hayvanattan ve acaib-i
masnuattan hiçbir fert, denizlerde hiçbir katre, balıklarından ve garaib-i mahlûkatından
hiçbirisi, dağlarda hiçbir taş, hiçbir nebat ve iddihar edilmiş madeniyattan hiçbirisi, ağaçlarda
hiçbir yaprak ve hiçbir müzeyyen çiçek ve meyve, hayvanatın cisimlerinde âlât ve muntazam
cihazattan hiçbirisi, kalblerde hiçbir hatarat ve ilhamat ve münevver itikadat yoktur ki, külliyen
Senin vücub-u vücuduna ve vahdâniyetine şahitler olmasın.
Yerleri ve gökleri teshir eden kudretinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle ve matlubumu
bana musahhar kıl. Kur'ân'a ve imana ve Risale-i Nur'a hizmet için, kullarının kalblerini ve ulvî
ve süflî bütün ruhlu mahlûkatının kalplerini bana musahhar et, yâ Semî', yâ Karîb, yâ Mücîbe'd-
Daavât!
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Amin!
Ey su ile her şeyi canlandıran Zât-ı Akdes, Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederim.
Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
Amin!
Allah'ım, İbrahim'e (a.s.) ve İbrahim'in (a.s.) nesline rahmet ettiğin gibi, Muhammed'e
(a.s.m.) ve Muhammed'in (a.s.m.) nesline de rahmet et." Buhari, Enbiyâ: 10.
Amin!
Şualar | Yedinci Şuâ | 97
Yâ Rab!
Bunların ders ve talimlerinin hakkı ve hürmeti için bize ve Risale-i Nur talebelerine iman-ı
ekmel ve hüsn-ü hâtime ver. Ve bizleri onların şefaatlerine mazhar eyle.
âmin.
Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. 'Bunları boş yere yaratmadın, ey Rabbimiz,'
derler. 'Seni bütün noksanlardan tenzih ederiz. Sen de bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.
(âl-i İmran Sûresi: 3:191.)
Cehennem azâbını bizden uzaklaştır. Onun azâbı dâimî bir helâktır. Gerçekten de orası ne kötü
bir durak, ne kötü bir konaktır! (Furkan Sûresi: 25:64-65.)
Bizi cehennemden kurtar, * Bizi cehennemden koru, * Bizi cehennemden muhafaza eyle
(cevşenü'l-kebir)
Amin!
"Yâ Rabbi! Cebrail, Mikâil, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin
şerlerinden muhafaza eyle!"
Amin!
Cenâb-ı Hak bize ve Risale-i Nur'a taarruz edenlerin kalblerine iman, başlarına hakikati
görecek akıl ihsan etsin. Bizi bu zindanlardan, onları da felâketlerden kurtarsın.
Amin.
Bizi bağışla.
Muvaffak et.
Amin!
Cenâb-ı Erhamürrâhimîn, Risale-i Nur'un bütün yazılan ve okunan harfleri adedince defter-
i a'mâline hasenat yazdırsın. âmin. Ve onların sayısınca onun ruhuna rahmetler yağdırsın.
âmin. Ve kabrindeKur'ân'ı, Risale-i Nur'u ona şirin ve enis arkadaş eylesin. âmin. Ve Nur
fabrikasına onun yerine on kahramanı ihsan edip çalıştırsın. âmin, âmin, âmin.
"Yâ Rabbî! Bunları kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar-ı
Kur'âniye ile kemâl-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. âmin. İnşaallah."
Cenab-ı Hak, bize ve Risale-i Nur'a taarruz edenlerin kalblerine İmân ve başlarına hakikati
görecek akıl ve göz ihsan etsin; bizi bu zindanlardan, onları da bu felâketlerden kurtarsın.
Amin.
"Eyvah, eyvah! El'aman, el'aman! Yâ Erhamerrâhimîn, medet! Bizi muhafaza eyle. Bizi cin
ve insî şeytanların şerrinden kurtar. Kardeşlerimin kalblerini birbirine tam sadakat ve
muhabbet ve uhuvvet ve şefkatle doldur"
Amin!
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi daima sonsuza kadar üzerinize olsun. Allah her iki
dünyada da selâmet ihsan etsin.
Amin!
Cenâb-ı Hak bu Ramazan-ı Şerifin Leyle-i Kadrini umumunuza bin aydan hayırlı eylesin,
âmin. Ve seksen sene bir ömr-ü makbul hükmünde hakkınızda kabul eylesin, âmin.
Allah'ım, alemlere rahmet olarak gönderdiği zata salat ve selam eyle. Hamd Alemlerin
Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Amin!
"Yâ Rabbenâ! onun duasını kabul eyle. Biz de o duayı ediyoruz. Biz de onun talep ettiğini
talep ediyoruz."
Salat ve selam bu zat-ı nuraniye olsun ki, o zat, Rahnanü'r-Rahimden, Arş-ı Azamdan gelen
Furkan-ı Hakimin kendisine indiği Efendimiz Muhammed'dir. İmmetinin hasenatı adedince
milyonlar salat ve milyonlar selam üzerine olsun.
Risaleti Tevrat, İncil ve Zebur'da müjdelenen; nübüvveti irhasatla, cinlerin hatifleriyle, insanlık
aleminin evliyalarıyla, beşer kahinleriyle müjdelenen; bir işaretiyle ay parçalanan Efendimiz
Muhammed'e, ümmetinin nefesleri adedince milyonlar salat ve selam olsun.
Davetine ağaçların koşup geldiği, duasıyla yağmurun hemen iniverdiği, sıcaktan korumak için
bulutların ona gölge yaptığı, bir ölçek taamıyla yüzlerce insanın doyduğu, parmaklarının
arasından üç defa kevser gibi suların çağladığı, onun hürmetine Allah'ın, kertenkeleyi, ceylanı,
ağaç kütüğünü, zehirli keçinin kolunu, deveyi, dağı, taşı ve toprağı konuşturduğu, Miracın
sahibi ve gözünün asla şaşmadığı o mucize-i kübrada rüyetullaha mazhar olan Efendimiz ve
Şefiimiz Muhammed'e, Kur'an'ın bidayet-i nüzulünden zamanın nihayetine kadar onu okuyan
herbir okuyucunun okuduğu herbir kelimenin temevvücat-ı havaiye aynalarında Rahman'ın
izniyle temessül eden bütün kelimelerinin bütün harfleri adedince, milyonlar salat ve selam
olsun.
Bütün bu salavatlardan herbiri hürmetine bizi mağfiret et, ey İlahımız, bize merhamet et.
Amin.
Salat ve selam bu zat-ı nuraniye olsun ki, o zat, Rahnanü'r-Rahimden, Arş-ı Azamdan gelen
Furkan-ı Hakimin kendisine indiği Efendimiz Muhammed'dir. İmmetinin hasenatı adedince
milyonlar salat ve milyonlar selam üzerine olsun.
Risaleti Tevrat, İncil ve Zebur'da müjdelenen; nübüvveti irhasatla, cinlerin hatifleriyle, insanlık
aleminin evliyalarıyla, beşer kahinleriyle müjdelenen; bir işaretiyle ay parçalanan Efendimiz
Muhammed'e, ümmetinin nefesleri adedince milyonlar salat ve selam olsun.
Davetine ağaçların koşup geldiği, duasıyla yağmurun hemen iniverdiği, sıcaktan korumak için
bulutların ona gölge yaptığı, bir ölçek taamıyla yüzlerce insanın doyduğu, parmaklarının
arasından üç defa kevser gibi suların çağladığı, onun hürmetine Allah'ın, kertenkeleyi, ceylanı,
ağaç kütüğünü, zehirli keçinin kolunu, deveyi, dağı, taşı ve toprağı konuşturduğu, Miracın
sahibi ve gözünün asla şaşmadığı o mucize-i kübrada rüyetullaha mazhar olan Efendimiz ve
Şefiimiz Muhammed'e, Kur'an'ın bidayet-i nüzulünden zamanın nihayetine kadar onu okuyan
herbir okuyucunun okuduğu herbir kelimenin temevvücat-ı havaiye aynalarında Rahman'ın
izniyle temessül eden bütün kelimelerinin bütün harfleri adedince, milyonlar salat ve selam
olsun.
Bütün bu salavatlardan herbiri hürmetine bizi mağfiret et, ey İlahımız, bize merhamet et.
Amin.
Allah'ım, bizi saadet ehlinden kıl, Said'ler zümresinde haşret ve Said'lerle beraber, Nebiyy-
i Muhtarının şefaatiyle Cennete ithal et. Ona ve Âline de, Senin rahmetine ve onun hürmetine
layık şekilde salat ve selam et.
Âmin, amin, amin.
Feyâ Rabbî, yâ Hâlıkî, yâ Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetim, hâcetimdir. Sana yaptığım
dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem, fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Hazinem aczimdir.
Re'sülmâlim, emellerimdir. Şefîim, Habîbin (aleyhissalâtü vesselâm) ve rahmetindir. Af eyle,
mağfiret eyle ve merhamet eyle, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm!
Âmin.
Ey arz ve semanın kayyumu olan Allah'ım! Seni ve Senin bütün masnuatını ve mahlukatını
şahit tutarak ilan ederiz ki, Sen, kendisinden başka hiçbir hak mabud bulunmayan Allah'sın.
Sen birsin, şerikin yoktur. Günahlarımızın affı için Sana dönüyor ve istiğfar ediyoruz. Âlemlere
rahmet olarak gönderdiğin Muhammed'in, Senin kulun ve resulün olduğuna da şehadet
ediyoruz. Allah'ım, onun hürmetine nasıl münasip ve Senin rahmetine nasıl layıksa, ona ve
bütün al ve ashabına öylece salat ve selam et.
İlahi,
İki dünyanın hayatı elimden kaçsa ve bütün kainat düşman kesilip beni terk etse, benim yine
gam çekmemem gerekir; çünkü Sen benim Rabbim ve Halıkım ve İlahımsın. Ve benim,
nihayetsiz isyanımla ve sair şeref vesilelerine gayet derecede uzaklığımla beraber, Senin
mahlukun ve masnuun olmam sebebiyle, bir taalluk ve intisap cihetim var. İşte, ben de, Senin
mahlukunun lisanıyla Sana tazarru ve niyazda bulunuyorum, ey Halıkım, ey Rabbim, ey
Razıkım ve ey Musavvirim!
Ey İlahım,
Esma-i Hüsnan hürmetine,
İsm-i Âzamın hürmetine,
Senden başka ilâh yoktur. Sen birsin. Senin hiçbir şerikin yoktur. Dünyada son, âhirette ve
kabirde ilk söz: Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur; yine şehadet ederim ki
Muhammed (s.a.v.) Allah'ın Resulüdür.
İlahi! Günahlar beni lal etti. İsyanımın çokluğu yüzünden mahcubum. Gafletin şiddeti ise
sesimi kıstı. İşte, ben de, seyyidim ve senedim şeyh Abdülkadir Geylani'nin sesiyle Senin
dergah-ı rahmetinin kapısını çalıyor ve onun, kapıcıya aşina nidasıyla Senin mağfiret kapında
nida ediyorum:
• Ey rahmeti herşeyi kuşatan ve ey herşeyin melekütu elinde bulunan Zat,
• Ey hiçbir şey kendisine zarar veya fayda veremeyen Zat,
• Ey hiçbir şey Ona galebe edemeyen ve hiçbir şey Ondan kaçıp gizlenemeyen,
• hiçbir şey Ona ağır gelmeyen ve hiçbir şeyin yardımına muhtaç olmayan,
• hiçbir şey Onu bir başka işten alıkoyamayan,
• hiçbir şey Ona benzemeyen,
• ve hiçbir şey Onu hiçbir şeyden aciz bırakamayan Zat, Beni hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek
şekilde herşeyimi bağışla.
• Ey herşeyi alnından tutup kudretine boyun eğdiren ve herşeyin anahtarları elinde bulunan
Zat,
• Ey herşeyden önce var olan Evvel,
• herşeyden sonra baki kalan Âhir,
• herşeyin fevkinde olan Zahir,
• herşeyin dünuna nüfuz eden Batın,
• kudret ve galebesi herşeyin fevkinde bulunan Kahir, Benim herşeyimi bağışla. şüphesiz Senin
herşeye kudretin yeter.
• Ey herşeyi her haliyle bilen Alim ve herşeyi kuşatan Muhit ve herşeyi hakkıyla gören Basir,
• Ey herşey her an Onun nazar-ı şuhudunda olan şehid ve herşeyi görüp gözeten Rakib ve ilmi
herşeyin bütün inceliklerine nüfuz eden Latif ve herşeyden hakkıyla haberdar olan Habir, Beni
hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek şekilde, günah ve hata olarak her neyim varsa hepsini
bağışla. Hiç şüphesiz, Senin herşeye kudretin yeter.
Allahım, Gafletten ve kötü arzularımdan Senin izzet-i celaline ve celal-i izzetine, Senin kudret-i
saltanatına ve saltanat-ı kudretine sığınırım.
Allah'ım! Bize hayatımızı saadetle ve şehadetle ve iyilikle ve müjde ile sona erdirmek nasip
eyle.
Amin, âmin, amin.
Senden yardım dileriz. Allahım! Bize hakkı hak olarak göster ve ona uymayı nasip et; batılı
da, batıl olarak göster ve ondan da sakınmayı nasip et.
Amin.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur.
Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi: 32.)
Duaları şu sözlerle :"Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Alemlerin Rabbi
olan Allaha Mahsustur. (Yunus Sûresi: 10.)
İşaratül-İcaz | Dua | 277
İsm-i Azamın hakkında, Kuranı Mucizül Beyanın hürmetine ve Resuli Ekrem Aleyhissalatü
Vesselamın şerefine, bu İşaratül İcazı bastıranları ve mübarek yardımcılarını ve Risalei Nur
Talebelerini Cennetül Firdevste saadeti ebediyeye mazhar eyle. Amin. Ve hizmeti imaniye ve
Kuraniyede daima muvaffak eyle. Aimin. Ve defteri hasenatlarına bu İşaratül İcazın icazın her
bir harfine mukabil bin hasene yazdır. Amin. Ve Nurların neşrinde sebat ve devam ve ihlas
ihsan eyle. Amin. Amin. Amin.
Ya Erhamerrahimin. Umum Risalei Nur Şakirtlerini iki cihanda mesud eyle, Aimin. İnsi ve cinni
şeytanların şerlerinden muhafaza eyle. Aimin. Ve bu aciz ve biçare Said'in kusuratını affeyle.
Amin. Amin. Amin.
Cehennem azâbını bizden uzaklaştır. Onun azâbı dâimî bir helâktır. Gerçekten de orası ne
kötü bir durak, ne kötü bir konaktır! Furkan Sûresi: 25:64-65.
Âmin!
Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. 'Bunları boş yere yaratmadın, ey Rabbimiz,'
derler. 'Seni bütün noksanlardan tenzih ederiz. Sen de bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.
âl-i İmran Sûresi: 3:191.
Cehennem azâbını bizden uzaklaştır. Onun azâbı dâimî bir helâktır. Gerçekten de orası ne kötü
bir durak, ne kötü bir konaktır! Furkan Sûresi: 25:64-65.
Âmin!
Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdat
etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et, kurtar ve bize necat
ver
Âmin!
"Yâ Rabbi! Cebrail, Mikâil, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin
şerlerinden muhafaza eyle!"
Âmin!
Kur'ân'a ve imana hizmet için, insanların kalblerini Risale-i Nur'a musahhar yap. Ve bana
ve ihvanıma iman-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver. Hazret-i Mûsa Aleyhisselâma denizi ve Hazret-i
İbrahimAleyhisselâma ateşi ve Hazret-i Dâvud Aleyhisselâma dağı, demiri ve Hazret-i
Süleyman Aleyhisselâma cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma şems ve
kameri teshir ettiğin gibi, Risale-i Nur'a kalbleri ve akılları musahhar kıl. Ve beni ve Risale-i
Nur Talebelerini nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve cehennem ateşinden
muhafaza eyle ve Cennetü'l-Firdevste mes'ut kıl.
âmin, âmin, âmin.
Yâ Rab! Bunların ders ve talimlerinin hakkı ve hürmeti için bize ve Risale-i Nur talebelerine
iman-ı ekmel ve hüsn-ü hâtime ver. Ve bizleri onların şefaatlerine mazhar eyle.
âmin.
"Yâ Rab! Bizi ebedî haps-i münferidden kurtarıp, bâkî ve sermedî bir âlemin saadetine nâil
edecek bir hakaık hazînesinin anahtarını Risâle-i Nur gibi nazîrsiz bir eseriyle bahşeden sevgili
ve müşfik Üstâdımızı zâlimlerin ve düşmanların sû-i kasıtlarından muhafaza eyle; Kur'ân ve
îman hizmetinde dâimâ muvaffak eyle. Ona sıhhat ve âfiyetler, uzun ömürler ihsan eyle"
Âmin!
Emirdağ Lâhikası | 30
Ya Rabbi, onların imanını Risale-i Nur la kurtar! İdam-ı ebediden, sırr-ı Kur'ân la terhis
tezkeresine çevir!
Âmin!
Ya Rab! Ayatül-Kübra hürmetine beni musibetten kurtar, eman ve emniyet ver. Âmin!
Emirdağ Lâhikası | Denizli Tüccarı Aslı Burdur´lu Hafız Mustafa´ya Hitaptır | 47
Cenab-ı Hak, onların ve bizlerin hakkımızda bu Ramazan'daki Leyle-i Kadrimizi bin aydan
hayırlı ve bin ay kadar medar-ı sevap eylesin, Ümmet-i Muhammediyeye saadet ve selamet
versin. Amin.
Ya Rab! Ayetül-Kübra hürmetine beni musibetten kurtar, eman ve emniyet ver.
Âmin!
Amin.
Bizi ve anne babalarımızı, Risale-i Nur talebelerini ve onların anne babalarını cehennem
ateşinden kurtar.
Âmin!
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır | 129
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır | 130
Cenab-ı Erhamürrahimin, sizlere, yazanlara ve yardım edenlere herbir harfine mukabil bin
rahmet eylesin ve binler meyve-i Cennet ihsan etsin ve yüzer hasenat defter-i amalinizde
yazdırsın. Amin. Amin. Amin.
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır | 132
Emirdağ Lâhikası | Bu Fıkra Bir Derece Mahremdir (Yalnız Haslara Mahsustur ) | 147
size yazdığım daha size yetişmeden, onun mektubunu, hem Şamlı Hafız ikinci sayfasında
yazdığı vefat haberini aldığım merhum Muhacir Hafız Ahmed in (r.h.) dünyadan göçmesi,
aynen Abdurrahman gibi beni çok sarstı, ağlattırdı, Biz Allah'ın kullarıyız ve yine Ona
döneceğiz. (Bakara Sûresi: 156.) dedirtti. Binler rahmet onun ruhuna insin. Amin. Kabri de
hanesi gibi Kur'ân ve Nur'un bir menzili olsun. Amin.
Cenab-ı Hak, Hicret in peder ve validesine ve akrabasına sabr-ı cemil ihsan edip, Hicret i
onlara şefaatçi eylesin ve o merhumeyi de merhume hemşirem Hanım la Cennette mesrur
eylesin. Amin.
Cenab-ı Hak, onun defter-i a maline Sava medrese-i Nuriyede okunan ve yazılan risalelerin
harfleri adedince ruhuna rahmetler ve kabrine nurlar ihsan eylesin. Amin. Ve aynı sistemde
tam hayrülhalef mahdumu Hafız Mehmed ve hafidi Ahmed Zeki yi onun vazifesinin idamesine
muvaffak eylesin. Amin. Ve onların umumuna sabr-ı cemil ihsan eylesin. Amin.
"Ya Rab! Erzurum dan imdadıma yetişen bu iki zatın münakaşasını musalahaya tebdil et"
Âmin!
Nur santralı kardeşimiz Hoca Sabri nin, eskiden beri onun gibi Nurcu refikasının ve
mübarek mahdumu Nureddin in (Yaşar) küçük bir mektuplarını aldım. Cenab-ı Hak onlara
sıhhat ve afiyet ve saadet ihsan eylesin. Amin.
"Ben onlara beddua değil, bilakis dua ediyorum ki: Ya Rabbi! Onlara iman-ı kamil ve hüsn-
ü hatime ver ve Nurlardan müstefid yap."
Amin!
Nurun ehemmiyetli bir kumandanı ve naşiri Refet Beyin Nur hizmeti için İstanbul a gitmesi
çok iyi, çok güzeldir. Zaten oraya onun gibi bir Nurcu lazımdır. Cenab-ı Hak muvaffak eylesin.
Amin.
Kastamonu nun Hüsrev i Mehmed Feyzi nin hiç sarsılmadan kemal-i iştiyakla Nurlara
çalışması ve çalıştırılması ve okutmasını gösteren Nihad ın ve Abdurrahman İhsan ın
mektupları gösterdiği gibi, oradan gelenler de aynı haberi veriyorlar. Tam şakirtliğini yapıyor,
Allah muvaffak eylesin. Amin.
Nur kahramanlarından Refet kardeşimiz, kendi sisteminde gayet ehemmiyetli Abdül- ehad
namında bir büyük hocayı, Risale-i Nur a tam bağlı bir kardeşi İstanbul da bulmuş. Cenab-ı Hak
ikisini de daima muvaffak eylesin. Amin.
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi | 225
Isparta dan hacca giden ve benim bedelime dahi manen hac etmeyi vaad eden o mübarek
kardeşlerimizi has şakirtler dairesinde bütün manevi kazançlarımıza hissedar etmeye karar
verdik. Cenab-ı Hak, onları iki cihanda mes ut eylesin. Amin.
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi | 226
Alamescid imamı faal kardeşimiz İbrahim Edhem in kendi sisteminde tam Nurcu olarak
bulduğu vaiz Ali Şentürk ün ve vaiz Osman Nuri nin samimi ve fedakarane ve Nur hizmetinde
azimkarane mektuplarında arzu ettikleri tarzda has şakirtler dairesinde kabul olmuşlar. Cenab-
ı Hak onları muvaffak eylesin. Amin.
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi | 235
Üç mühim Nur merkezinde üç berber tam birbirine benzer bir tarzda Nura büyük
hizmetleri, hem herbirisi çocuklarıyla Nura çalışmaları, beni mesrur eyledi. Berber Burhan,
berber Hıfzı, berber Ali Osman, Nurun birer kıymetli kahramanlarıdır. Allah onları çoluk ve
çocuklarıyla dünyada ve ahirette mes ut etsin. Amin.
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi | 236
Ve onları öyle sevk eden zatlara da Allah razı olsun ve kalblerindeki muradları ne ise
Cenab-ı Hak onları muvaffak eylesin deriz.
Âmin
Emirdağ Lâhikası | Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi | 237
Hüsrev in kalemi Dördüncü Söze başlamasına bin barekallah deriz. Allah muvaffak eylesin,
amin.
Elimizde hak var. Hakkımızı kuvvetle ve başka suretle aramaya Cenab-ı Hak mecbur
etmesin. Amin.
REİSİCUMHUR,
Zatınızı tebrik ederiz. Cenab-ı Hak sizi İslâmiyet ve vatan ve millet hizmetinde muvaffak
eylesin.
Âmin!
Cenab-ı Hakka hadsiz şükrolsun, mahkemede üç sene hapsedilen Asâ-yı Mûsâ risalesinden
ve Sikke-i Gaybiye risalesinden beş nüshayı kemâl-i sürur ile aldık. Cenab-ı Hak sizlerden
ebediyen razı olsun. Âmin.
Mübarekler köyünden Ali ile Hacı Süleyman ve Dinar tarafından Abdurrahman ve Himmet
ve daha evvel gelen ehemmiyetli bir Nurcu hemşehrisi yanıma geldiler. Cenab-ı Hakka çok
şükürler ediyorum ki, Mübarekler köyünde (Kuleönü) eskisi gibi Nurlara şiddetli alâkalarını
muhafaza ediyorlar. Ve onların sadakat ve ihlâslarının bir kerametidir ki, kendime mahsus on
mecmua kitaplarımı lüzumuna binaen Ankara'ya gönderdiğim ve çok ehemmiyetli ve uzak
yerlerden benden kitapları istedikleri aynı zamanda Kuleönü mübarekleri kendilerine mahsus
Nur mecmualarını gönderdiğim miktarın aynı olarak Medresetü'z-Zehranın bir hediyesi olarak
bana getirdiler. Hususan birinci Abdurrahman olan Büyük Mustafa'nın kendi el yazısı olan
bütün Mektubat ve Lâhikayı içinde buldum. Cenab-ı Hak o kitapların harfleri adedince her
birisine mukabil bin rahmet ihsan etsin. Âmin.
Cenab-ı Hak bunların emsâlini ziyade etsin ve onları da muvaffak etsin ve tarik-i haktan
ayırmasın. Âmîn.
Allahım, bizi ve bu ikisini ve kardeşlerimizden onların emsallerini, Kur'ân ve İmân hizmetinde,
Senin muhabbet ve rızanı celb edecek şekilde muvaffak et-kendisine Kur'ân'ı indirdiğin o zat
hürmetine ki, gece gündüz değiştikçe ve güneş ve ay döndükçe salât ve selâmın en üstünü
onun üzerine olsun.
Âmin!
Altın yaldızla yazılması lâzımgelen eser-i âlînizde, Resul-i Müctebâ Aleyhi Ekmelü't-Tehâyâ
Efendimiz Hazretlerine dil uzatan hâin-i bîdin olan mülhid hâinlerin kuruyası dillerini, inâyet-i
İlâhî ve ruhaniyet-i Peygamberî ve şeriat kılıcıyla kesmeye muvaffak olduğunuz şu eser-i
bergüzîdenizi Cenab-ı Hak ind-i İlâhîsinde ve nezd-i Peygamberîde kabul eylesin. Şefâat-i
Nebeviyeye efendimi ve fakiri de nâil eyleyip, sancak-ı Muhammedî (a.s.m.) tahtında
cümlemizi ihvanlarımızla beraber haşreylesin. Âmin.
Hal-i âlem müsait olsa da, hazine-i hassa-i Kur'ân'dan çıkararak tâbir-i âlinizce dellâllığını
yaptığınız elmasları çok gözler görse! Görse de, sarhoşlar ayılsa, mütehayyirler kurtulsa,
mü'minler sevinse, mülhidler, kâfirler, müşrikler imana, insafa, daire-i akla gelseler! Ve bu
mes'ut ve ulvî neticeyi bizlere idrak ettirmesini eltaf-ı İlâhiyeden tazarru ve niyaz ediyorum.
Âmin.
Allah sizden ebeden razı olsun. Âmin!
Allah'ım, Risale-i Nurla şereflenen bu dürr-ü yektâ müellifi muhafaza eyle. Onun ve kalbi
hakikatlarla dolu olan Sabri'nin kalbine neşe ve sürur ver.
Âmin!
Bu eserler başlı başına, ayrı ayrı birer fâtihtir. İnşaallah, her cihetle feth ederek fâtih
olacaktır. Cenab-ı Mevlâ âhirette cümlemizi sevabına nâil eyleyip şefaatine mazhar buyursun.
Âmin.
Hemen Cenab-ı Allah'tan dilerim, beni ve bütün kardeşlerimizi nefis ve cin ve ins ve
şeytanların mekirlerinden muhafaza eylesin ve dalâlete sapanlardan eylemesin. Âmîn.
Barla Lâhikasý | İkinci Zeyl | 51
"Ya Rab! Bihakkı ismike'l azim ve bihakkı Kur'ani'l-Hakim ve bihakkı Habibike'l Ekrem,
deryâ-yı nurun başkumandanı olan Üstadımı razı olduğun amel üzerine sâbit ve razı olacağı
amelini teshil ve müyesser kıl. Âmin, bi hürmeti seyyidi'l-mürselîn."
...bu azîm, kudsî hizmetinizin mükâfatını Cenab-ı Hak size pek lâyık bir tarzda ihsan etsin.
Dünya ve âhirette sizden ve bizim gibi âciz ve kusurlu hizmetçilerinden razı olsun. Âmin.
Cenab-ı Hakkın bize inkişaf-ı kalbî ihsan buyurması hususundaki dua-yı hayriyelerini
istirham eylerim, sevgili Üstadım Efendim.
Âmin!
Barla Lâhikası | 69
Rabbim yorgunluğunuza bedel bin ehl-i gazâ sevabı ihsan buyursun. Âmin.
Barla Lâhikası | 72
Sevgili Üstadım, "Cenab-ı Hak bu kıymetli eserleri kıyamete kadar mü'min kullarına
yetiştirsin" duasıyla hatm-i kelâm eylerim, efendim.
Âmin!
Barla Lâhikası | 75
Cenab-ı Hak gözlerimizin perdelerini kaldırsın, hakaiki hakkıyla bize göstersin. Âmin.
Barla Lâhikası | 76
Cenab-ı Hâlık-ı Lemyezel Hazretleri bu gibilere de tarik-i Hakkı nasîbedâr eylesin. Âmin,
bihürmet-i seyyidi'l-mürselîn.
Barla Lâhikası | 77
Barla Lâhikası | 78
Cenab-ı Hak, sizlere lâyık bir tarzda hayr-ı kesir ihsan eylesin. Âmin.
Barla Lâhikası | 83
Allahü Zülcelâl Hazretleri sizden ebeden razı olsun ve ümmet-i merhume-i Muhammediyeyi
(a.s.m.) dalâletten kurtarmak ve şahrâh-ı Kur'ân'a delâlet eylemek hususundaki ihlâslı
mücahede ve hizmetinizde dâim ve muvaffak buyursun. Âmin.
Barla Lâhikası | 84
Allah'ım, Mekkî, Medenî, Hâşimî ve Kureyşî olan Habîbinin hürmetine bizim arzumuzu ve
Üstadımız Said Nursî'nin maksûdunu tahakkuk ettir.
Âmin!
Barla Lâhikası | 87
Cenab-ı Hak sizi muvaffak etsin, fütur vermesin, şevkinizi artırsın. Âmin!
Barla Lâhikası | 89
Barla Lâhikası | 91
Cenab-ı Lemyezel Hazretleri siz Üstadımı, bu ve bunun emsâli âsâr-ı bergüzîde telifinde,
envâr ve hakikatler neşir ve dellâllığında çok zamanlar daim ve kaim buyursun. Ve siz
Üstadımı, sizi sevenlerin ve dellâllığında bulunduğunuz nidalarınızı işitmek ve dinlemek,
okuyup yazmak, mucibince hareket ve amel etmek heves ve iştiyakında bulunan kardeşlerimin
başından eksik buyurmasın. Âmin, bihürmeti seyyidi'l-Murselîn.
Barla Lâhikası | 92
Barla Lâhikası | 94
Allahü Zülcelâl Hazretleri dünyevî ve uhrevî bütün matlup ve maksudunuzu ihsan, bilhassa
ümmet-i merhume-i Muhammediye (a.s.m.) hakkındaki dualarınızı dergâh-ı ulûhiyetinde kabul
buyursun. Hakikaten Kur'ân'a, imana hizmetten başka birşey düşünmeyen aziz ve muhterem
Üstadımızı bu ümmete bağışlasın ve rıza-i İlâhîsine nâil buyursun. Âmin, bihurmeti'l-Kur'âni'l-
Mübîn ve bihurmeti İmami'l-Mübîn.
Barla Lâhikası | 96
"Heman Rabbim, hakikî verese-i Enbiyayı teksir, dünyevî ve uhrevî âmâl ve makasıdına
muvaffak buyursun"
Amin!
Cenab-ı Hak, Feyyâz-ı Mutlak ve Hallâk-ı Azîm mevcudat ve câmidat ve zerreler adedince
sizden razı olsun. Âmin.
Yarın mahşerde, herkesten evvel Resul-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem Efendimiz Hazretlerinin
şefaatine mazhar ol, inşaallah. Âmin.
On Dördüncü Lem'anın Birinci Makamını teşkil eden iki mesele bence çok mühimdir. Bu
dersin takrir ve tahririne vesile olan Refet Bey kardeşimizden Allah razı olsun.
Amin!
Âsâr-ı nurun bir zübdesi, hazâin-i nurun elmas anahtarı, resâil ve Mektubat'ın nurlu kapısı
olan bu hayırlı telife sebep olanları da, müellifini de, Allahü Zülcelâl ve'l-Kemal Hazretleri
saâdet-i dâreyne mazhar buyursun. Âmin.
Cenab-ı Hak, sevgili Üstadımızı âfiyette dâim, ömürlerine bereket ve herbir umûrunda
muvaffakiyet ihsan buyursun da, pek çok zamanlar başımızda tâc-ı zafer olarak taşıyalım ve
hizmet-i Kur'ân'da çalışalım, yorulalım, yol alalım. Ve cümle mü'minîn de istifade etsin ve ehl-i
bid'a ve mülhidlerin de başları yere gelsin.
"O gençler mağaraya sığındıklarında, 'Ey Rabbimiz,' demişlerdi. 'Bize yüce katından bir rahmet
ver ve işimizde, Senin rızana erişmek için muvaffakiyet nasip et." Kehf Sûresi: 18:10.
Amin!
Ey sevgili Üstadım, her hususta size yapılacak dua için kelimat bulamıyorum. Zât-ı
Zülcemal, bu kadar güzelliklere, hazine-i rahmetinden binler güzellikleri size ihsan etmekle
mukabele buyursun. Âmin.
Cenab-ı Hak, hazine-i bînihayesinden emsâl-i sairesini ihsan buyursun. Âmin, bihurmeti
Seyyidi'l-Murselîn.
"Ya Rab! Sen Üstadımızdan hoşnud olacağı tarzda razı ol!" Amin!
Hemen Cenab-ı Kibriya, şu enhâr-ı kevseri hayat-ı bâkiye harmanı olan mahşere kadar
akıtsın... Âmin.
Barla Lâhikası | 132
Ya Rab! Yanımızda elçiniz ve dergâhınızda elçimiz olan reisimize merhamet et ki, bize
sirayet etsin.
Allah'ım, Senin kulun ve resulün olan efendimiz Muhammed'e ve onun bütün âl ve ashabına
salât eyle.
Amin!
"Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek, bizi onunla hesaba çekme."
Bakara Sûresi: 2:286.
Amin!
Cenab-ı Hak ona, o bana yazdığı Pencere Risalesinin hurufu adedince ruhuna rahmet,
kalbine nur, aklına hakikat, malına bereket ihsan eylesin. Âmin, âmin, âmin.
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 164
Biraderzadem Halil Nâci'nin dünyevî musibeti, beni de cidden mahzun eyledi. Cenab-ı Hak
onu da kurtarsın, size de sabır ve tahammül ihsân eylesin. Âmin.
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 165
Cenab-ı Hakkın rahmetine sığınmalıyız ki, nîrân-ı muhrika yapmasın, envâr-ı müşrikaya
çevirsin. Amin!
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 167
Cenab-ı Hak yeni hayatınızı mübarek eylesin ve refika-i hayatınızı hayat-ı ebediyenizde,
Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfının âhirlerindeki Üçüncü İşarette, refika-i hayata dair vaade
ve sıfata mazhar eylesin, âmin.
Kardeşim, sen, Hüsrev, Âsım, nazarımda çok kıymettarsınız. Cenab-ı Hak sizleri ve sizin gibileri
Kur'ân hizmetinde sâbit-kadem ve fedakâr ve kemal-i sadakatte dâim ve muvaffak eylesin.
Âmin.
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 174
Cenab-ı Hak bize ve size tarik-i Hakta hizmet-i Kur'âniyede sebat ve metânet versin. Âmin.
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 175
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 176
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 180
Tenekeci Mehmed Efendinin hıfz-ı Kur'ân'a çalışmak niyeti çok mübarektir. Cenab-ı Hak
onu muvaffak etsin.
Amin!
Barla Lâhikası | Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi | 187
Cenab-ı Hak onu sizlere medar-ı tesellî ve ünsiyet ve evinize küçük bir melâike hükmüne
getirsin.
Amin!
Cenâb-ı Haktan niyaz ediyorum ki, bundan sonra Cenâb-ı Hak bana o hizmete lâyık ihlâs
ihsan etsin, ehl-i dünyaya tasannu ve riyâdan kurtarsın.
Amin!
Hüsrev'in çok şirin ve fevkalade yazdığı Hastalar Lem'ası ile Esmâ-i Sitte Lem'ası, benim
nazarımda elmasla yaldızlı yazılan ve onlar kadar uzun iki mektub-u sadâkat-medâr hükmünde
bana göründü, Risale-i Nur'a çok ehemmiyetli hizmetlerini gözyaşıyla hatırlattı. Ve Firdevsî
hediyenizdeki risalelerin harfleri adedince, Cenab-ı Erhamürâhimîn sizlere rahmet, bereket,
saadet ihsan eylesin. Amin.
Allah'ım, İmân ve Kur'an hizmetinde onu muvaffak eyle. Amin!
Kastamonu Lâhikası | 37
Allah sizlerden ebedî razı olsun. Amin. Ve sizi, hizmet-i imaniye ve Kur'aniyede muvaffak
eylesin, âmin.
Sizin bu defa nurlu hediyelerinizin her harfine mukabil Cenab-ı Erhamürrahimin defter-i
âmâlinize bin hasene yazsın ve Âsım'ın ruhuna bin rahmet versin. Amin.
Kur'an-ı Mucizü'l-Beyânın ve Risale-i Nur'un hazinelerinin kerametli ve yaldızlı bir anahtarı
olan kalem-i Hüsrevî, elhak, Mucizat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) gizli güzelliğini her göze gayet
parlak ve güzel gösteriyor. Cenab-ı Hak bu kalemi, bu hizmette muvaffak ve dâim eylesin.
Amin.
Mübarek heyetinin büyük bir kahramanı Büyük Ali'nin sisteminde Küçük Ali'nin Mucizat-ı
Kur'aniyesi, Mucizat-ı Ahmediyenin tam mutabık bir bâki pırlanta tarzında mevki aldı.
Erhamürrâhimîn, her harfine mukabil, yazana on sevap ihsan eylesin. Amin.
Mehmed Tahirî! Küçük Lûtfî'nin hayrü'l-halefi ve Atabey'in kahramanı, bu havaliye nurlu ve
güzel hediyeleri çok kıymettardır. Rahmanür-Rahim, hazine-i rahmetinden ona ve pederine her
hurufuna ve her kelimeye mukabil rahmet etsin. Amin.
Aydınlı Hasan Ulvi'nin kuvvetli kalemi inşaallah merhum Âsım'ın noksan bıraktığı vazife-i
Nuriyeyi tekmil edecek ve o güzel kalemle Âsım'ın ve Lütfî'nin ruhlarını şâd edecek. Onun
küçük hediyesi, ilerideki kıymettar hizmetlerini ihsas ederek büyük bir mevki aldı. Allah ondan
razı olsun. Amin.
Kastamonu Lâhikası | Birden İhtar Edilen Bir Mesele | 58
Cenab-ı Hak herbir gecesini sizin hakkınızda leyle-i Mirac ve leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir
kadar kıymettar eylesin, âmin.
İnşaallah o Gül fabrikasının kalemi, buraları da bir gülistana çevirecek. Cenab-ı Hak, o
kalem sahibine, yazdığı her harf-i Kur'an'a mukabil, leyle-i Kadir'deki gibi otuz bin sevap ve
rahmet ve hasene versin. Amin, âmin, âmin.
Allah'ım! Bu Ramazan'da Leyle-i Kadrimizi bize ve sadık Risale-i Nur talebelerine bin aydan
daha hayırlı kıl. Amin!
Sizin bayramınızı, leyle-i Kadrinizi, Ramazan-ı Şerifte makbul dualarınızı bütün ruh u
canımla tebrik ve tes'id ediyorum. Cenab-ı Hak, bu bayramın sürurunu, hakikî ve geniş ve
umumî sürura mukaddeme ve vesile eylesin. Amin.
"Yâ Rab, madem Isparta, Risale-i Nur'un bir Medresetü'z-Zehrâsıdır, sen oradaki fena
memurları dahi ıslah eyle ve hüsn-ü âkıbet ver" Amin!
Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirtlerini böylelerin şerrinden muhafaza eylesin.
Amin.
Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin,
amin.
Cenab-ı Hak, fazl ve keremiyle, bu hizmette halisane, muhlisâne bizi ve umum Risale-i Nur
şakirtlerini daim muvaffak eylesin. Amin.
Allahım, "Bizi doğru yola ilet (Fatiha Sûresi: 6) · Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun
peygamberlerinin ve onlara tabi olan salih kullarının yoluna ilet, gazabına uğrayanların ve
sapıtmış olanların yoluna değil. Amin (Fatiha Sûresi: 7)"
Kastamonu Lâhikası | Hakiki Bütün Elem Dalâlette Bütün Lezzet İmandadır | 129
Bizi mükâfâtlandır, bize merhamet et, bizi bağışla, bize muvaffakiyet ihsan et ve bizi doğru
yoldan ayırma. Bu leyle-i Kadri, hakkımızda bin aydan hayırlı kıl. Amin!
Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirtlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza
eylesin. Amin.
Kastamonu Lâhikası | Risale-i Nur Şakirtleri Tarafından Sorulan Suale Cevaptır | 162
Kardeşimiz Kâtip Osman'ın mektubu, ayrı ayrı çok meraklarıma bir merhem oldu. Cenab-ı
Hak, onun gibi Risale-i Nur'a binler şakirtleri o medrese-i nuranîde yetiştirsin. Amin.
On üç sene evvel Barla'da, beş misli bereketle keramet derecesine çıkan tatlı lokmaları ve o
lokmaları hediye eden, çok mübarek Hacı Hafız'ı sürurla hatırımıza getiren bu yeni gelen tatlı
lokmaları, beş çeşit tatlı geldi. Herbir tanesine sizlere Cenab-ı Hak Cennette binler Cennet
tatlıları versin, âmin.
•••
Cenab-ı Hak, merhumeyi mağfiret eylesin. Ve sana ve onun evlâtlarına sabr-ı cemil ihsan
eylesin.
Cenab-ı Hak, onlara, yazdıkları herbir harfe mukabil bin hasene versin. Amin.
Cenab-ı Hak sizi bu hizmet-i Nuriyede daima muvaffak eylesin, âmin. Ve sizden ebeden
râzı olsun, âmin.
Cenab-ı Hak, o kalemlerin siyah nur olan mürekkeplerini, hadis-i sahihin nassıyla, herbir
dirhemini, yüz dirhem şehid kanı kıymetinde yevm-i haşir ve mizanda defter-i hasenatlarına
ilâve eylesin. Amin.
•••
Cenab-ı Hak, onun akaribine sabr-ı cemil ve ona mağfiret-i kâmile ihsan eylesin. Amin.
Cenab-ı Hak, onları yazan o kalem sahiplerine, herbir harfine mukabil on rahmet eylesin,
âmin.
Cenab-ı Hak, onlardan ve sizlerden ebeden razı olsun. Amin.
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i imaniyede kuvvetli, metin, ciddi, sarsılmaz, fedakar
arkadaşlarım ve seyahat-i berzahiye ve uhreviyede nuranî yoldaşlarım, Sizin, herbir dirhemi
yüz dirhem şüheda kanı kadar kıymettar siyah nuru akıtan mübarek kalemlerinizin bu defaki
kudsi hediyelerin herbir harfine mukabil, Cenab-ı Erhamürrâhimîn sizlere bin rahmet eylesin.
Amin.
Cenab-ı Hak sizlerden ebeden râzı olsun. Amin.
Sikke-i Tasdik-i Gaybi | Yirmi Yedinci Mektubun Lahikasından Alınmış Mühim Parçalar | 38
Allahım, İsm-i Azamın ve Resul-i Ekremin (a.s.m.) hürmetine, alem-i İslamdaki insanlar
arasında Risale-i Nur'un devamlı neşriyle bizim için Kur'an hizmetini kolaylaştır. Amin, amin,
amin.
Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düºer de bir kusur iºlersek bizi onunla hesaba çekme.
Bakara Sûresi: 2:286.
Sikke-i Tasdik-i Gaybi | Sekizinci ªuâ | 120
Ey Halim olan Allah'ım! Senin yardımınla açıklığa kavuºan bir ilmin sırlarıyla bana bir
kerem lutfet ey Celâl sahibi!
Gaybı Allah'tan baºka kimse bilmez. Doğrusunu Allah bilir. Hata ve günahlarımdan, yanılgı
ve yanlıºlıklarımdan dolayı Allah'tan mağfiret diliyorum. Risale-i Nur'un okunan, yazılan ve
havada temessül eden harflerinin dünyada, berzahta ve ahiretteki dakikalarının aºireleriyle
çarpımından çıkan netice kadar, İmân ve Kur'an nimetinden dolayı Allah'a hamd olsun.
Allah'ım, Hz. Muhammed'e, onun Âl ve Ashabına da o kadar salât ve selâm eyle. Bize ve Nur
Talebelerine de o kadar rahmet eyle. Âmin. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Allahım! Nurunla bizi dosdoğru yola hidayet eyle ve yüce huzurunda hep
sadâkatle kullukta bulunma payesini bize de lutfet!; lutfet ki Allahım, dillerimiz sürekli
Sen’in zikrinle meşgul, bedenimiz bütün uzuvlarıyla Sen’in emrine mutî’, kalblerimiz de
yalnız Sen’in marifetinle dolu olsun. Ruhlarımızı müşâhedenle kanatlandır; kalb, sır gibi
latîfelerimizi de yakınlığınla taçlandır. Sen her şeye kâdirsin. Sen’den dünya hayatında
zühdümüzü ve nezdindeki derecelerimizi artırmanı diliyoruz.
Ey kalblerin ancak yakınlığıyla sükûna erdiği.. hayatın sadece lütf u ihsanıyla
başladığı ve devam ettiği.. ünsüyle ve dergahının kapısını hep açık tutmakla, salih ve
mukarreb kimselerin gönüllerine ferahlık salan.. ölümü ve hayatı yaratan.. uzaklaştıran
ve yakınlaştıran.. saîd ve şakî kılan.. kalbî istidadını kaybetmişleri dalâlet çukurlarına
atan ve temiz gönülleri sırat-ı müstakîme ulaştıran.. fakirliğe maruz bırakan ve
zenginlikle serfiraz kılan.. kullarını imtihan eden.. dilerse affeden.. her şeyi takdir
buyuran ve irade ettiklerini kazasıyla varlık sahasına çıkaran Yüceler Yücesi Allahımız!
Biz katiyen inanıyoruz ki, olup biten her şey Sen’in ezelde takdir buyurduğun büyük
planın birer parçası olarak meydana gelmektedir.
Rabbim! Sen’in kapından başka hangi kapıya yönelebilir, Sen’den başka kime
teveccüh edebilirim!? Ululuk ve azamet tahtının yegane sultanı Sen’sin; güç ve kuvvet
de yalnız Sana aittir. Yüce Rabbim! Sen Maksûd-u Hakikî iken, ben başka kimi maksat
ittihaz edebilirim!? Sen yegane ma’bûd iken, ben başka kime ubûdiyette bulunabilirim!?
Bütün hazineler Sen’in tasarrufun altındayken benim ihtiyaçlarımı başka kim
karşılayabilir!?
Ey kullarının Kendisine tevekkül ettiği.. korkanların dergahına sığındığı.. darda
kalmışların ümitlerini ihsanlarına bağladığı.. ızdırar içerisinde kıvranan bîçarelerin güç
ve kuvvetine, rahmetinin enginliğine sığındığı.. fazl u keremine ellerin açıldığı ve
dileyenlerin kapısına yöneldiği Ulu Mevlâm! Hiçbir surette ve hiçbir sebeple Sana karşı
şekvada bulunma hakkım yoktur; ben de salih kulların gibi rahmetini ümid ediyor ve
inayetini diliyorum; beni tevekkül gibi yüce bir hasletin özüne varmış bahtiyarlardan eyle!
Ey kullarına en yakın olan, onları işiten ve isteklerine icabet eden Rab! Bu nâçar
kulunun dileklerine de cevap ver; onun endişe ve korkularını da gider ve umduklarında
haybet ve hüsrana uğratma!..
Yüce Allah’ım! Bizler yürüyeceğimiz yolu tam olarak bulamamış bir kısım
şaşkınlarız; yolların en müstakîmine Sen bizi hidayet et! Fakirliğimize, zayıflığımıza ve
aczimize derman ol; günahlarımızı yarlığa, ey Nur, ey Hâdî, ey Ganiyy, ey Kaviyy, ey
Gafûr u Rahîm! Allahım, nezdinden göndereceğin bir ruhla bizi te’yîd ve takviye ve ilm-i
ledünden bize de ta’lim buyur.. razı ve hoşnut olduğun yüce dinimiz üzerine ayaklarımızı
sabitle ve bizi, haklarında ebedî saadet takdir buyurduğun, hoşnutluğunla
sevindireceğin, cemâlinle gözlerini aydınlığa kavuşturacağın bahtiyar kullarından eyle!
Allahım! Şu muvakkat dünya hayatında sadece Sana kullukta bulunmak ve
masiyetlerden kaçmak istiyorum. Bu dileklerimi gerçekleştirmeyi benim için kolay kıl;
neticede de beni Cennetine al, cemâlini müşahede ile mesrûr et ve ikaba uğramaktan
sıyanet buyur! Allahım! Ömrümüzü hep tâat eksenli sürdürme, ölmeden evvel de tevbe
kurnalarında küçük-büyük bütün günahlarımızdan arınıp öylece huzuruna gelme
hususunda bizden yardımını esirgeme! Sorgu esnasında yalpalamaktan ve
kaybetmekten koru ve bizi kitabını sağından alanlardan eyle.. mahşer gününün korku ve
endişelerinden emin kıl.. sırat-ı müstakîminden ayırma.. rahmetinle, kereminle bizi naîm
cennetlerine al.. affınla, hilminle muamelede bulun; bulun ki dokunamasın bize o azab-ı
elîm, ey Berr u Rahîm ve ey Halîm ü Kerîm!
Ya Ekreme’l-ekremîn! Bizim bir faydayı celbedecek ya da bir zararı def’edecek
güç ve kuvvetimiz yoktur. Hiçbir şeye sahip olmayan bir kısım fakirler, hiçbir şeye güç
yetiremeyen bir kısım zayıflarız. Hayır bütünüyle Sen’in elindedir ve her iş encamı
itibarıyla Sana rücû edecektir. Allahım! Bizi emir buyurduğun hususları gerçekleştirmeye
muvaffak kıl.. mükellef tuttuğun vazifelerimizi yerine getirebilmemiz için yardımcı ol.. fazl
u rahmetinle bizi başka her şeyden müstağnî tut.. inâyât ü kereminle kırık döküklerimizi
onar ve mâ fâtımızı (fevtettiğimiz şeyleri) telâfi imkanları sun!
Allahım, merhameti sonsuz Allahım! Bizim idrak ufkumuzun kuşatamadığı ya
da istemeyi bile bilemediğimiz, hayır olarak kullarından herhangi birisine vaad ya da
ihsan ettiğin ne kadar güzellik varsa onların hepsini rahmetinden biz de diliyoruz.
Allahım! Zayıflığımı, çaresizliğimi, insanlar arasındaki önemsizliğimi, değersizliğimi Sana
şikayet ediyorum. Sen Erhamürrâhimînsin; bütün çaresizlerin Rabbi de, bu çaresiz
kulunun Rabbi de Sen’sin; beni, kötülük yapacak, düşmanlıkta bulunacak kimselerin
insafsızlığına terketmezsin. Ah, keşke bu mücrim kuluna karşı gazabın olmadığını bir
bilebilseydim; o zaman başka hiçbir şeyi önemsemezdim. Affına layık değilim ama onu
da dört gözle beklerim. Gazabının gelip beni bulmasından, hiddetine maruz kalmaktan,
bütün karanlıkları ışığa kavuşturan ve dünya ve ahiret umûrunun salâhına vesile olan
nuruna sığınıyorum. Benim halimi ıslah edecek güç ve kuvvet de yalnız Sen’dedir; Sana
sonsuz hamdediyor ve hoşnutluğunu diliyorum.
Ey emellerimi lütf u keremine ve ihsanlarının güzelliğine bağladığım.. gizli-açık
her hâlimi gören ve âkıbetimin nasıl olacağını bilen Yüce Rabbim! İnişli-çıkışlı hallerimi
ve dilimin hâcâtıma tercüman olamayışını da yine Sana şikayet ediyorum. Yegane
mâlikim Sen, yaptığım her işi neticeye erdirecek olan Rabbim de Sen’sin. Hiçbir halim
Sana gizli kalmaz. Gamlarımı, kederlerimi görür, işitir ve bilirsin.
Rabbim! Dûçar kaldığım musibetler büyüdü de büyüdü.. tasalarımın hadd ü
hesabı yok.. gençliğim çoktan elden gitti.. duygu ve düşüncelerim duruluğunu kaybetti..
topyekün kederler üzerime çullandı. Bir mükafaata mı mazhar olacağım yoksa bir
mücazaata mı maruz kalacağım, onu da kestiremiyorum, ey dönüşümün Kendisine
olacağı, içimden geçenleri de, dışıma aksedenleri de, arzularımı da, sonumun nasıl
olacağını da bilen Rabbim!
Allahım! Aciz ve zayıf düştüm.. çaresiz kaldım.. fikrim herc ü merce uğradı..
durumum iyice zora girdi.. halim kötüleştikçe kötüleşti.. hayallerimin gerçekleşme
ihtimali iyice düştü.. hasretim büyüdükçe büyüdü.. âh u enînlerim semalara ulaştı..
sırlarım âşikâr oldu.. gözyaşlarım sel olup aktı…
Allah’ım, Sen benim yegane melceimsin. Huzuruna gelebilmek için en büyük
vesilem de yine Sen’sin, Sen’in rahmetindir; açığımı ve gizlimi bilen sadece Sen
olduğun için acılarımı, ızdıraplarımı Sana arzediyor, başımda dönüp duran felaketleri
def’etmeni diliyorum. Ulu Allahım, Sen’in kapın talebi olanlara her zaman açıktır ve
Sen’in fazlın muhtaç olanlara mutlaka ulaşır. Arz-ı hal edilebilecek ve bir talepte
bulunulabilecek en son merci yalnız Sen’sin. Ey duyan, gören, olup biten her şeyi
manzar-ı âlâdan temâşâ eden; arzın ve semanın, esmâ-i hüsnanın sahibi; isimleri
kainatın devam ve bekasının vesilesi Yüce Rabbim! Sen’den, akan gözyaşıma, bitkin ve
bîtap düşen bedenime, dermansız halime, sönüp gitmeye yüz tutmuş gençliğime
merhamet etmeni diliyorum.
Ya Rab! Bu nâçar kulunun önündeki yollar daraldıkça daraldı.. bütün kapılar
yüzüne kapandı.. neticeye götüren yola girmesi de iyice zorlaştı.. üzüntüsü, tasası
arttıkça arttı.. ömrü tükenmeye yüz tuttu da, hâlâ huzura, rahata ve gönül duruluğuna
giden kapılardan hiçbiri açılmadı.. günler geldi geçti de nefis gafletten ve aşağılık
işlerden bir türlü elini eteğini çekmedi. Ey Kendisine el açıldığında cevap veren, dilediği
hususu süratle gerçekleştirmeye muktedir olan, azametli, kerîm ve lütufkâr Rabbim!
Benim içine düştüğüm musîbetleri de ancak Sen berteraf edebilirsin. Recâ hislerimi
tamamıyla Sen’in inayetine, rahmetine, şefkatine bağladım; ne olur, bu bendeni haybet
ve inkisara uğratma!
Ey benim Yüce Rabbim! Dualarıma perde koyma, dileklerimi geri çevirme ve
beni hicranımla, bir hiç hükmünde olan havl ve kuvvetimle başbaşa bırakma!
Acziyetime, ihtiyacıma merhamet et! Sadrım daraldı, fikrim teşvişe uğradı; ne
yapacağımı, nasıl davranacağımı şaşırmış bir halim var. Gizlimi de açığımı da bilen
Sen, fayda temin edecek, zararı def’edecek Sen, yüce nezdinden sürpriz bir fereç ve
mahreç gönderecek Sen, bütün zorlukları kolay hale getirecek de yine Sen’sin! Rabbim!
Rahatsızlığı arttıkça artan, şifa bulması zorlaştıkça zorlaşan, dertleri çoğaldıkça
çoğalan, devaları iyice azalan, başındaki musibetler bütün bütün kabaran, onlardan
kurtuluş çareleri hiç denilecek kadar zayıflayan bu bîçareye merhamet et, inayet elini
uzat! Ey teveccühleriyle mahzun kullarının kalblerini imar buyuran, cömertliği ve
nimetleriyle bütün mevcûdatı kuşatan Merhametliler Merhametlisi! Çaresiz kalanların
melcei, ümidi, yardım edeni ve şifa vereni yalnız Sen’sin. Ben de Sen’in kulunum.. ben
de Sen’in nezdindekilere muhtacım. Fakirim; sehavetinden fışkıran lütuflarını
gözlüyorum. Günahkârım; günahlarımı silip süpürdüğün, beni de affınla sarıp
sarmaladığın müjdesini bekliyorum. Çok korkuyorum; müsamaha ve emn ü eman
diliyorum. İsyankârım; ettiğim tevbelerin, kötülük ve isyan kokan hatalarımı toz-duman
edeceği ümidini taşıyorum. Kapında fakir ve aciz bir dilenciyim; ihsanlarının gelip beni
de sürûra garkedeceği recasıyla yaşıyorum. Sayısız kayıtların mahpusu oldum;
kulluğuma mani olan o bağların süratle çözüleceği ve müşahede ufkuyla
sevindirileceğim ümidini besliyorum. Aç ve üryan bir vaziyette, dergahının önünde, kurb
kevserlerine kanacağım, iman libasıyla donatılacağım intizarı içindeyim. Susuzluktan
dilim damağım kurudu, ciğerlerim kavruldu; elemli ateşlerimin ferahlatan bir serinliğe
inkılâb edeceği, muhabbet oluklarından kana kana içeceğim, kurb kâselerinden
yudumlar alacağım, sıkıntılarımın, elemlerimin, rahatsızlıklarımın ve hüzünlerimin bir bir
dağılıp gideceği ve sürpriz sevinçlere dönüşeceği, bütün hastalıklarımdan şifa
bulacağım anları gözlüyorum. İniltiler içinde huzuruna gelmiş garip bir yolcuyum.
Vatanından, tanıdıklarından cüdâ düşmüş bir zavallıyım; dilerim ki bu gurbet, bu şekâvet
ve bu talî’sizlik daha fazla sürüp gitmesin, gitmesin de bir an evvel gurbetim sıla olsun..
ruhum ve bedenim, ağaçların altında ılgıt ılgıt esen meltem rüzgarlarının serinliğiyle
huzura doysun.. gönlüm lütf u ihsanla dolsun.. kalbim rahmet ve rıdvan esintileriyle
ferahlık bulsun, ya Azîm ü ya Mennân, ya Kerîm ü ya Rahman, ya Sâhibe’l-cûdi ve’l-
ihsan ve’rrahmeti ve’l-gufran, ya Allah, ya Rab, ya Allah, ya Rab, ya Allah, ya Rab! Kevn
ü mekanın artık dar geldiği, varlığın bütünüyle kendisinden uzak durduğu, ünsiyete
yanaşmadığı, gece-gündüz şaşkın şaşkın, hafakanlar içinde dolaşan, sılada bile gurbet
yaşayan, hiçbir yere sığmayan, zaman geçse de dertleri, tasaları azalmayan, vahşîler
gibi mahlukatla bir türlü ünsiyet edemeyen bu kuluna merhamet et!
Rabbim, Yüce Rabbim! Sen’den başka bir rab var mı ki, ona yalvarayım..
başka bir ilah mı var ki, ümitlerimi onun vereceklerine bağlayayım.. Sen’den gayrı bir
kerem sahibi mi var ki, ondan atâ ve ihsan talebinde bulunayım.. cömertliğiyle maruf
başka birisi mi var ki, onun fazlına bel bağlayayım.. Sen’den gayrı bir hâkim-i mutlak, el
açılan, ihtiyaç arzedilen bir başkası mı var ki, şikayetlerimi ona ileteyim ya da işlerimi
ona havale edeyim!? Hayır ya Rabbi, hayır, Sen’den öte kerem ve cömertlik sahibi
yoktur. Ey gazabından rahmetine sığındığımız, kullarını koruyup kollayan fakat Kendisi
asla bir himayeye ihtiyaç duymayan Rabbim! Sen’den başka keremi ve ihsanı bol kerîm
bir rab var mı ki, gidip ona el açayım!? Allahım! Dost bildiklerim bana hep cefa ettiler..
tabîp zannettiklerim canımdan usandırdılar.. yakın-uzak herkes hep şamataya aldılar;
dertlerim de büyüdükçe büyüdü. Vedûd ü Karîb, Raûf u Mücîb bir tek Sen’sin; ne olur,
merhametini esirgeme ve gidecek başka kapısı olmayan bu kulunun yalvarışlarına da
icabet buyur!
Rahmeti, şefkati, re’feti ve merhameti, zayıfların ve güçsüzlerin sığınağı olan
Yüceler Yücesi Rab! Her şeyi bilen ve dilediği her şeyi gerçekleştirmeye muktedir olan
yalnız Sen iken, kime gidip halimi arz edebilirim ben!? Her halimi görüp bilen, dost ve
yardımcı Sen olduğun halde, başka kimden yardım dilenebilirim!? Kerem Sen’in şanın
iken başka hangi kapıya iltica edebilirim!? Hem, Sen’den başka benim yaralarımı kim
tedavi edebilir, kırıklarımı kim sarabilir; dağlar cesametindeki günahlarımı kim
affedebilir!?
Ey bütün sırlara nigehbân, sadırlarda saklanan her şeye muttali olan.. gücü,
kuvveti elinde bulunduran ve varlığa hükmeden.. her şeyin evveli ve her şeyin âhiri olan
Rabbim! Sen’den, beni sorgusuz, sualsiz, meccanen affetmeni diliyorum.
Ey herşeyin dizginlerini elinde tutan.. hiçbir şeyin Kendisine zarar ve fayda
veremediği, galebe edemediği.. hiçbir şeyin ilminden ve nazarından kaçamadığı,
Kendisine ağır gelmediği.. hiçbir yardıma ihtiyacı olmayan.. hiçbir şeyin meşgul
edemediği.. aciz bırakamadığı.. Kendisine benzemediği.. her şeyin yegane mâliki olan
ve anahtarlarını elinde bulunduran Yüce Rabbim! Üzerimde dönüp dolaşan bütün
zararları uzaklaştır.. işlerimi kolaylaştır ve bereketlendir.. beni altından kalkamayacağım
şekilde muhasebe ve muahazeye tâbî tutma.. mevhibelerini sağanak sağanak
başımdan aşağıya yağdır.. her şeyin hayırlısını nasip et ve bütün muzır ve şerîr
şeylerden sıyanet buyur!
Ey her şeyin evveli, âhiri, zâhiri, bâtını olan.. her şeye hükmeden.. her şeyi
sayıp ortaya döken.. başta yaratan, ölümden sonra tekrar hayat veren.. bilen.. kuşatan..
gören.. müşahede eden.. kim ne işlerse hepsini kaydeden.. küçük-büyük yapılan her
şeyi gören, haberdar olan.. Kayyûm ismiyle varlığı ayakta tutan.. görünür âlemin
verasında, verâların da verasında tasarruf sahibi bir zat olan Yüce Rabbim! Sen her
şeye kâdirsin, ne olur, benden bilerek ya da bilmeyerek sâdır olmuş ne kadar hata,
günah ve isyan varsa onları da mağfiret buyur!.
Allahım, Ulu Allahım! Zerrelerden seyyarelere kadar bütün varlık, Sen’in
mehâbet ve mehâfetin karşısında hep iki büklümdür. Sen ise bütün korkulardan
münezzeh ve müberrâsın. Sen’den bir daha sorgu-suale maruz kalmayacağım şekilde
beni affetmeni istirham ediyorum, ey kat kat perdeler ötesinden, verâların verâsından
bütün varlığı evirip çeviren Allah’ım! Ey inanan kulların reca kaynağı, ümit ettiğim
hususlarda beni hayal kırıklığına uğratma!
Ey rahmet dileyenlere merhamet tecellîlerinde bulunan, bana da rahmetinle
muamele eyle! Ey inanmış gönülleri inayetiyle koruyup kollayan, yardımınla beni de
te’yîd buyur! Ey tevbe edip yeni bir teveccühle dergahına dönenleri muhabbet
tecellileriyle karşılayan Rab, Kainatın Medar-ı İftiharı, Sen’in habîbin Muhammedü’l-
Emîn hürmetine, benim ve topyekün müslümanların tevbelerimizi kabul et! Amin, Amin
ya Rabbe’l-âlemîn!
Sen’in Kitab-ı Mübîn’indeki, “Ey müminler! Nebîler Serveri Hazreti Ahmed ü
Mahmûd u Muhammed Mustafa’ya çok salât ve selam edin!” emrine ittibâen, o
İnsanlığın Efendisi’ni, âlini ve bütün ashabını salât ü selamlarla anıyor, el açışlarımızın,
yakarışlarımızın en güzel ve en hayırlı şekilde cevaplanacağını ümit ediyoruz! Bir kısım
densizlerin yakıştırmalarından doğu ve batı arasındaki mesafeden kat kat daha uzak,
insanlığı aydınlatmak için her zaman değişik elçiler gönderen, âlemlerin Rabbi
Allahımız! Beklediğimiz hususlarda bizi inkisara uğratma, ne olur!
(Yâ Allah! Sen benim Rabbimsin Senden başka ilâh yoktur Beni sen yarattın ve ben
senin kulunum Ve ben îman ve ubûdiyyetimde gücüm yettiği kadar senin ahd ü misâkın
üzereyim Yâ Rabbi! Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım: Ve senin bana ihsan etdiğin
nimetleri ikrar ve i'tirâf ederim Kendi kusur ve günâhlarımı da ikrar ve i'tirâf ederim Yâ
Rabb! Sen beni afv ü mağfiret eyle Zîra senden başkası günâhları afv ü mağfiret
edemez)
(DALÂİ'D-DEYNİ VE ĞALABETİ'R-RİCALİ)AMİN
Allah'ım! Üzüntü ve kederden sana
sığınırım. Acziyetden ve tenbellikten sana
sığınırım.
DUALAR BÖLÜMÜ
Bu bölümdeki 4 ayet ve 29 hadis-i şeriften; dua edersek Rabbimizin kabul edeceğini aşırı
gitmeksizin yalvarıp yakarıp dua etmemiz gerektiğini, Allah'ın bize çok yakın olup
dualarımızı kabul edeceğini, darda kalanlara yardım edenin Allah olduğunu, duanın bir
ibadet olduğunu, Rasulullah'ın özlü dua yaptığını ve dünya ahiret iyiliğini istediğini, ayrıca
Allah'tan hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istediğini, ilk müslüman olana namazdan
sonra Rasulullah'ın öğrettiği duayı ve Rasulullah'ın hayatı boyunca kendi yaptığı ve
ümmetine öğrettiği sakınma, korunma ve isteme modelli dualardan pek çoğunu
öğreneceğiz. [1]
"Ama Rabbiniz buyuruyor ki, "Bana dua edin, duanızı kabul edeyim..." (Mü'min: 40/60)
"Rabbinize alçak gönüllü olarak ve yüreğinizin ta derinliklerinden için için yalvarıp gizlice
sessizce dua edin, doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez." (A'raf: 7/55)
"Eğer kullarım sana beni sorarlarsa, şüphesiz ki ben onlara çok yakınım. Dua edenin
duasına her zaman karşılık veririm. Öyleyse kullarım da benim davetime uysunlar ve
bana inansınlar ki, doğru yolu bulabilsinler!" (Bakara: 2/186)
"Peki kimdir, darda kalıp dua ettiğinde dua edenin duasına olumlu cevap veren, üzüntü
ve sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünde, öncekilerin yerine geçirip söz sahibi kılan? Allah'la
beraber başka ilah öyle mi? Ne kıt düşünü-yorsunuz?" (Neml: 27/62)
1468. Nu’mân İbni Beşîr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dua ibadettir.”[2]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem özlü duaları sever, özlü olmayan duayı yapmazdı.
[3]
Enes sadece bir dua okuyacağı zaman bunu okurdu. Birkaç dua okuyacağı zaman onlar
arasında bunu da okurdu.[5]
1471. İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
Bir kimse müslüman olduğu zaman Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona namaz
kılmayı öğretir, sonra da şöyle dua etmesini tavsiye ederdi:
Yine Müslim’in Târık İbni Eşyem radıyallahu anh’den rivayet ettiğine göre, Târık
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i dinlerken bir adam gelerek:
– Yâ Resûlallah! Rabbimden bir şey isteyeceğim zaman nasıl dua edeyim? diye sordu.
Resûl–i Ekrem de şöyle buyurdu:
– “Allâhümmağfir lî verhamnî ve âfinî verzuknî: Allahım, beni bağışla, bana merhamet et,
rızânı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver, de. Bu sözler senin hem dünya
hem de âhiret için istemen gereken şeyleri ihtiva eder.”[8]
1473. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua etti:
1474. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dayanılamayacak dertten, insanı helâke götürecek tâlihsizlikten, başa gelecek fenalıktan
ve düşmanı sevindirecek felâketten Allah’a sığınınız.”[10]
1475. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
“Allâhümme aslih lî dînillezî hüve ısmetü emrî, ve aslih lî dünyâyelletî fîhâ meâşî, ve aslih
lî âhiretilletî fîhâ meâdî, vec‘ali’l–hayâte ziyâdeten lî fî külli hayr, vec‘ali’l–mevte râhaten lî
min külli şer: Allahım! Bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni
koru! Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla! Dönüp varacağım
âhiretimi kazanmama yardım et! Hayatım boyunca daha çok hayır yapmama imkân ver!
Her türlü kötülükten kurtulmamı sağlayacak bir ölüm nasip et!”[11]
“Allâhümmehdinî ve seddidnî: Allahım! Beni doğru yola ilet ve o yolda başarılı kıl! de”
buyurdu.[12]
Başka bir rivayete göre de şöyle buyurdu: “Allâhümme innî es’elüke’l–hüdâ ve’s–sedâd:
Allahım! Senden beni doğru yola iletmeni ve o yolda başarılı kılmanı niyâz ederim.”[13]
1477. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle dua ederdi:
Diğer bir rivayete göre, “…ve dalai’d–deyni ve galebeti’r–ricâl: Borç altında ezilmekten ve
zâlimlerin başa geçmesinden” buyurdu.[15]
1478. Ebû Bekir es–Sıddîk radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– “Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfirü’z–zünûbe illâ ente, fağfir–lî
mağfireten min indik, ve’rhamnî inneke ente’l–gafûru’r–rahîm: Allahım! Ben kendime çok
zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lutfunla beni
bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin,
de.”[16]
1479. Ebû Mûsâ el–Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
1480. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle dua ederdi:
“Allâhümme innî eûzü bike min şerri mâ amiltü ve min şerri mâ lem a‘mel: Allahım!
Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.”[18]
“Allâhümme innî eûzü bike min zevâli ni‘metike ve tehavvüli ‘âfiyetike ve fücâeti
nıkmetike ve cemîi sahatik: Allahım! Verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lutfettiğin
âfiyetin bozulmasından, ansızın vereceğin cezâdan ve senin gazabını üzerime çekecek her
şeyden sana sığınırım.”[19]
1482. Zeyd İbni Erkam’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle dua ederdi:
1483. İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem hep şöyle dua ederdi:
“Allâhümme leke eslemtü ve bike âmentü ve ‘aleyke tevekkeltü ve ileyke enebtü ve bike
hâsamtü ve ileyke hâkemtü, fağfir–lî mâ kaddemtü vemâ ahhartü vemâ esrartü vemâ
a‘lentü, ente’l–mukaddimü ve ente’l–muahhir, lâ ilâhe illâ ente: Allahım! Sana teslim
oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla
düşmanlara karşı mücâdele ettim. Kitabın ile hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım,
bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve senin benden daha iyi bildiğin
günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh
yoktur.”[21]
Bazı râviler, “lâ havle velâ kuvvete illâ billâh: Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek
kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir” cümlesini ilâve etmişlerdir.[22]
1484. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem şu sözlerle dua ederdi:
“Allâhümme innî eûzü bike min fitneti’n–nâri ve azâbi’n–nâr ve min şerri’l–gınâ ve’l–fakr:
Allahım! Cehennem fitnesinden, cehennem azâbından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden
sana sığınırım.”[23]
1485. Ziyâd İbni İlâka’nın rivayetine göre amcası Kutbe İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle
dedi:
“Allâhümme innî eûzü bike min münkerâti’l–ahlâki ve’l–a‘mâli ve’l–ehvâ: Allahım! Kötü
ahlâklı olmaktan, fena işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana
sığınırım.”[24]
– “Allâhümme innî eûzü bike min şerri sem‘î ve min şerri basarî ve min şerri lisânî ve min
şerri kalbî ve min şerri meniyyî: Allahım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden,
dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel organımın şerrinden sana sığınırım, de”
buyurdu.[25]
1487. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle dua ederdi:
“Allâhümme innî eûzü bike mine’l–cûi feinnehû bi’se’d–dacî‘, ve eûzü bike mine’l–hiyâneti
feinnehâ bi’seti’l–bitâne:
Allahım! Açlıktan sana sığınırım; o insanı avucunun içine alan ne fena bir haldir. Emanete
ihânetten de sana sığınırım; o ne kötü bir huy ve tabiattır.”[27]
1489. Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre anlaşmalı bir köle ona gelerek:
– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi?
Bunu okumaya devam ettiğin takdirde üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah Teâlâ onu
ödemene yardım eder. Şöyle dua et dedi:
1490. İmrân İbni Husayn radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem onun babası Husayn’a dua etmesi için şu iki cümleyi öğretti:
“Allâhümme elhimnî rüşdî ve eiznî min şerri nefsî: Allahım! Beni senin doğru yoluna ilet!
Nefsimin şerrinden beni koru!”[29]
– Çoğu zaman “Yâ mukallibe’l–kulûb! Sebbit kalbî alâ dînik: Ey kalpleri halden hale
çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!” diye dua ederdi.[31]
1493. Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Dâvûd aleyhisselâm şöyle dua ederdi: Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men
yuhibbüke, ve’l–amele’llezî yübelligunî hubbeke. Allâhümmec‘al hubbeke ehabbe ileyye
min nefsî ve ehlî ve mine’l–mâi’l–bârid: Allahım! Senden seni sevmeyi, seni sevenleri
sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allahım! Senin sevgini
bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha ileri kıl!”[32]
1494. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Yâ ze’l–celâli ve’l–ikrâm: Ey azamet ve kerem sahibi Allahım! duasını ihmâl etmeyip sık
sık söyleyiniz.”[33]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birçok dua okudu, fakat biz ondan hiçbir şey
ezberleyemedik. Bunun üzerine:
– Yâ Resûlallah! Pek çok dua okudun, biz onları ezberleyemedik, dedik. O zaman Resûl–i
Ekrem şöyle buyurdu:
– “O duaların hepsini içine alan bir duayı size öğreteyim mi? Şöyle deyiniz:
Allâhümme innî es’elüke min hayri mâ seeleke minhü nebiyyüke Muhammedün
sallallahu aleyhi ve sellem. Ve neûzü bike min şerri mesteâzeke minhü nebiyyüke
Muhammedün sallallahu aleyhi ve sellem. Ve ente’l–müsteân, ve aleyke’l–belâğ,
ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh:
– Allahım! Peygamber’in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in senden dilediği
hayırları ben de dilerim. Peygamber’in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in
sana sığındığı şerlerden biz de sana sığınırız. Yardım ancak senden beklenir. İnsanı
dünya ve âhirette muradına ulaştıracak sensin. Günahtan kaçacak güç, ibadet
edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.”[34]
Allahım! Senin rahmetini kazandıracak, bağışlamanı sağlayacak işler yapmayı, her türlü
günahtan uzak durmayı, bütün iyilikleri işlemeyi, cennete kavuşup cehennemden
kurtulmayı nasip etmeni niyâz ediyorum.”[35]
ALLAHÜMME İNNİ EUZÜBİKE MİNE'L-HEMMİ VE'L- HAZENİ VE EÜZÜBİKE MİNE'L-ACZİ VE
KESELİ VE EÜZÜ BİKE MİNE'L-CUPNİ VE'L-BUHL VE EÜZÜ BİKE MİN GALEBETİD DEYNİ
VE KAHRİR RİCALİ (DALÂİ'D-DEYNİ VE ĞALABETİ'R-RİCALİ)AMİN